Upload
others
View
16
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Siyasal Sistemler, Hükümet
Sistemleri-1
Geçen Haftanın Özeti Plüralist Devlet?
Kapitalist devlet?
Leviathan Devlet?
Patriarkal Devlet?
Rol ayrımına göre
Minimal Devlet
Kalkınmacı Devlet
Sosyal Demokrat Devlet
Kamusallaştırılmış Devlet
Totaliter Devlet
Hükümetle aynı şey mi?
Anayasal hükümet?
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemleri
Devlet soyut bir kurumdur. Devletler egemenlik haklarını
içlerinde barındırdıkları kurum ve kişiler aracılığıyla kullanırlar
Yasa yapmak, yasaları uygulamak, toplumun refahını sağlamak, iç
dış güvenliği sağlamak vb. görevleri bulunur.
Devletlerdeki siyasal sistemler:
Yönetenlerin yönetim yetkisini kimden ve nasıl alacakları?
Bu tür görevlerin kimler tarafından yapılacağı?
Bu kurumlar arasındaki ilişkilerin nasıl olacağı?
Nasıl denetlenecekleri?
Vatandaşların bu kurum ve kişiler üzerindeki hak ve yetkileri?
Gibi soruların cevaplarını siyasi sistemlerin yapıları belirlemektedir.
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemleri Bu kurumların başında hemen her ülkede yer alan yasama ve
yürütme organları bulunmaktadır.
Parlamento hem yasa yapacak hem de devlet başkanı ve bakanlar kurulundan oluşan icra gücünü denetleyecektir
İcra gücü de yasalardan aldığı yetkiye dayanarak yönetme işini yürütecektir
Bunların yanında mutlaka bir de yargı olacaktır
Dolayısıyla temel olarak tüm siyasal sistemlerde var olan üç önemli yönetim organı:
Yasama-Yasaları yapan
Yürütme-Yasaların uygulanmasını sağlayan
Yargı- Uymayanları yargılayan
Siyasal Sistem – Siyasi Kurumlar
Devletin siyasi kurumları: parlamento, devlet başkanı,,
bakanlar kurulu gibi organlardan oluşur.
Hükümet Ģekli veya hükümet sistemi: Bu siyasi
organlar arasındaki ilişki ve işbölümünün yapısının nasıl
olduğu
Başkanlık sistemi, parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi,
hükümet sistemini gösteren kavramlardır.
Bu sistemlerin her birinde egemenliğin hangi organlar
tarafından nasıl kullanılacağının ve her bir organa düşen
rolün genel çerçevesi belirlenir
Siyasal Sistem
Siyasi sistem hükümet sistemi ve hükümet şeklinden daha
fazlasını kapsamaktadır
Siyasal sistem: Bir ülkede yöneten ve yönetilenler
arasındaki ilişkilerin türü, niteliği, kaynağı ve dayanağı
anlatılmaktadır.
Hükümet sisteminde, egemenliği kullanan organlar ve
aralarındaki ilişki söz konusu iken; siyasal sistem bir bütün
olarak bu organlar ile halk arasındaki ilişkiyi düzenler
Siyasal Sistem Siyasi rejimler halkın itaati için meşruiyet ararlar. Bunun için
meşruiyetlerine bir dayanak bulmaya çalışırlar.
Kurulacak ilişkinin türü ve niteliği siyasi kurumlar ve rejimin
özelliklerini de belirleyecektir
Dolayısıyla siyasal sistem, siyasi yapının bütününü
kapsamaktadır. Bu alanın nasıl oluştuğu ve işlediğini anlatır
SİYASAL SİSTEMDESTEK
TALEPLER
YASALAR
KARARLAR
ÇEVRE (DİĞER TOPLUMSAL, EKONOMİK
SİSTEMLER VE ULUSLAR ARASI SİSTEM
Siyasal Sistem
Siyasi iktidarı kim kullanacak
İktidar hakkını nerden alacak
Bu iktidarı kullananlarla yönetilenlerin ilişkisi nasıl olacak
Karşılıklı hakları ve yetkileri ne olacak
Her siyasal sistem yukarıdaki sorulara verdiği cevaplara göre
şekillenir
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Siyasal sistem
Özetle „kim yönetiyor‟ sorusuna indirgenebilir
İktidar tek elde ve yönetilenlerin müdahale imkanı yoksa
“monokratik” bir iktidar yapısı. Monarşi veya diktatörlük olarak
karşımıza çıkar
İktidar toplumun geniş katmanları arasında dağılmışsa
“demokratik” iktidar yapısı
Güç tek elde Güç en fazla dağıtılmış
Siyasi rejimler (Geniş bir yelpaze)
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Tarih boyunca insanlık farklı siyasal sistemlerle karşılaşmış
Monokratik ve demokratik iktidar örgütlenmeleri de farklı
şekillerde olmuş
Siyasal sistem
Bir ülkenin sosyo-ekonomik yapısı
Bir ülkenin tarihi
Bir ülkenin gelenekleri
Kültürü
Gelişmişlik düzeyi vb.
faktörlerden etkilenir.
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Örnek: Osmanlı da monarşi İngiltere de
Ya padişah, ya kral kendi ülkesinin kaderini belirleyen olmuş
Bu duruma „mutlak monarşi‟ denir
Ancak İngiltere 17. yy. sonra parlamentonun kurumsal
kimlik kazanmasıyla „meşruti monarşi‟ ye dönmüştür
Yani monarkın gücü şarta bağlanmış. Gücünü parlamento ile
paylaşmak durumunda kalmış
Osmanlı da bu durumun yolu 19. yy doğru açılmış (Senedi
İttifak, Tanzimat ve Islahat Fermanları, I. Ve II. Meşrutiyetler)
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Diktatörlük veya tiranlık: iktidarın tek elde toplanmasının diğer örneği
Farklı siyasi rejimler içinden çıkabilir, kendini cumhuriyet olarak niteleyen
rejimler diktatörün yönetiminde olabilir
Monarşiden farkı: iktidarın ele geçirilişi ve meşruiyet kaynağı
Monarşi‟de veraset ile bu yetkiyi devralır, gelenek, hak etme, hatta onun mülkü,
meşruiyetin kaynağı
Diktatör, iktidarı zor kullanarak, entrika ile hatta demokratik seçimle (Hitler)
alabilir
Meşruiyet kaynağını farklı unsurlara dayandırabilir (ideoloji, din , karizma vb.)
Günümüzde bazı diktatörlerin yerini oğullarının alması. Sözde seçimle işbaşına
geliyorlar
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Yönetim fiilen bir azınlığın elinde de olabilir.
İktidarı elinde tutan grubun onu ele geçirme şekli ve
meşruiyet kaynağına göre farklı isim alır
Aristokrasi: İktidarda olan grup toplum içinde ayrıcalıklı
bir grubun üyesi iseler. En iyilerin yönetimi demek. Soylular
tarafından yürütülen rejim. Günümüzde örneği yok. Fransız
devrimcileri yıktıkları rejimi bu isimle adlandırmış
OligarĢi: Bir grubun güce dayalı yönetimi. Aristokratlar
içinden sıyrılan bir grup olabilir veya siyasi bir grubun
iktidarı sonra ele geçirmesiyle ortaya çıkabilir
Siyasal Sistem – Hükümet Sistemi (Şekli)
Özetle „kim yönetiyor‟ sorusunun cevabını sayılarla
veriyoruz.
İktidar kimin elinde olabilir: Tek, az, çok
Bu sayılara göre siyasi sistemler üç grupta toplanabilir
TEKĠN
YÖNETĠMĠ
AZINLIĞIN
YÖNETĠMĠ
ÇOĞUNLUĞU
N YÖNETĠMĠ
TİRANLIK OLİGARŞİ DEMOKRASİ
DESPOTLUK ARİSTOKRASİ
MONARŞİ TİMOKRASİ
DİKTATÖRLÜK
Siyasal Sistem
PLATON’A GÖRE
Yönetim biçimleri konusunda 2500 yıldır önemli bir
değişiklik yok
Dolayısıyla Antik Yunan‟da yapılan tasnifler hala büyük ölçüde
geçerli
İsim babaları Yunanlı filozoflar
Bu filozoflardan ilki Platon/Eflatun
PLATON’A GÖRE Kurulu tüm devletler (yönetim sistemleri) bozuktur kötüdür.
Adaleti içeren gerçek devlet ideal bilgisine (episteme) sahipolanların (filozofların) yönettiği devlettir- Böyle bir devletkurulmamıştır.
Diğer tüm modeller bunu taklit etmeye çalışır
Kendi ideal modeline en yaklaşık olandan başlar:
Partiarşi
Monarşi
Timokrasi
Oligarşi
Demokrasi
Tiranlık
PLATON- DEVLET MODELLERİ
PatriarĢi: İdeal devlete en yakın devlet tarzıdır. Özel mülkiyet
ve zenginliğin baş göstermediği, herkesin “civcivler gibi” en
yaşlı etrafında toplandığı gelenek ve ataların sözleri dışında
yazılı yasalara ihtiyaç duyulmayan yalın bir devlet
tarzıdır. Nüfus artışı ve toplum yapısının giderek
karmaşıklaşması nedeniyle bu tür bir yönetim tarzı kaybolmuş
ve tekrar dönülemez hale gelmiştir. Aynı zamanda erkek
egemen yönetim sistemi anlamına da gelmektedir.
PLATON- DEVLET MODELLERİ
MonarĢi veya Aristokrasi: Patriarşi tarzı yönetimin ortadan
kalkmasıyla kurulmuş yönetim tarzıdır. Nüfusun
kalabalıklaşmasıyla geleneklerin ihtiyaçları karşılamaması
nedeniyle yazılı yasalar yürürlüğe konulmuştur. Bu tür
yönetimde eğer yönetim tek bir aile Ģefindeyse MonarĢi,
bir grup aile Ģeflerinin yönetimiyse Aristokrasi ortaya
çıkacaktır.
Platon bu yönetim tarzına sıcak bakar çünkü ideal devlet
modelinde de şeklen bu yönetim tarzına benzerlik vardır. Ancak
Platon daha çok yönetimin tekliğinden yani Monarşiden
yanadır.
PLATON- DEVLET MODELLERİ
Timokrasi: Monarşi veya Aristokrasi tarzı yönetimin
bozulmasıyla ortaya çıkan bir yönetim tarzıdır. Monark veya
aristokratların bilgelik ve doğruluktan daha ziyade şan ve
şöhrete önem vermesi, şan ve ün peşinde koşan askerlerin
yönetimi ele geçirmesiyle kurulmuş olan yönetimdir.
Bu tür yöneticiler sadece kendi menfaatlerini önemser ve
yönetilenler üzerinde şiddet yoluyla kendi zenginliklerini
artırmayı amaçlarlar.
Platona göre bu durum çoğunlukla monarşik yöneticiler
öldükten sonra yerine geçen oğulları eliyle kurulur.
PLATON- DEVLET MODELLERİ
OligarĢi: Zenginliğin tek geçerli değer olduğu timokrasilerde
zaman içerisinde yönetim sadece belirli bir zenginlik düzeyine
sahip olanlar arasında yapılacak bir faaliyet haline gelir ve
toplumdaki diğer kesimler (ör. yoksullar ve diğer halk)
yönetimden dışlanır.
Platon‟a göre oligarşi en kötü yönetim tarzıdır. Demokrasiden
nefret etmesine karşın oligarşiye göre daha tercih edilir bir
yönetim tarzı olduğunu ileri sürer.
Zenginleşme hırsıyla her alana el atan oligarklar zaman
içerisinde toplumdaki zengin yoksul uçurumunu daha
derinleştirir ve artan sınıf mücadelesi sonucunda yoksullar
oligarşiyi devirerek demokrasiyi kurarlar.
PLATON- DEVLET MODELLERİ
Demokrasi: Platon, kitlelerin tiranlığı olarak adlandırdığıdemokrasiden nefret eder.
Farklı insanların yönetimi dışarıdan tatlı görünebilir ama başkabaşka menfaatlerin çatışması birliği bozar kaosa yol açar.
Eşitlik esasına dayandığı için adil değildir, çünkü siyaset bilipbilmediğine ve yeteneklerine bakılmaksızın herkes her işe talipolur ve kurayla iş başına gelir. Gerçek eşitlik demokrasininöngördüğü gibi sayısal eşitlik değil kişilere erdemlerine veyeteneklerine göre yapılacak bir paylaşımdır. Demokraside bilgelikönemsenmez. Hiyerarşi yıkılır toplumsal işbölümü zarar Görür. İççatışmalar çıkar.
Gemicilikten anlamayan birisine gemi emanet edilemeyeceği vehekimlikten anlamayan birisine hasta emanet edilemeyeceği gibi işbilmeyen yöneticide devleti tehlikeye atar.
PLATON- DEVLET MODELLERİ
Tiranlık: Demokrasinin yarattığı aşırılık ve kaos ortamındamenfaatlerini korumaya çalışan zenginler yeniden oligarşiyi kurmayaçalışacak, buna karşılık halk onlara karşı mücadele versin diyeiçlerinden birisine olağanüstü yetkiler vererek tiranlık sistemininortaya çıkmasına yol açacaklardır. Tiran oluşturacağı orduyla devletisavaşa sürükleyerek yıpratacak ve halkı ağır vergiler vb. yöntemlerleezecektir.
Tiranlıktan sonra muhtemelen yeniden yönetime el koyan bir azınlık(monark ya da aristokrat) yönetimlerin dolaşımını yenidenbaşlatacaktır.
Platon, tiranlıktan sonra bir yönetim tarzı belirtmemekle berabereğer tiranlar ıslah edilebilirse ideal devlete geçişin çok hızlıolabileceğini savunmuştur. Bu kapsamda Sicilya adasında hükümsüren tiran I. Ve II. Dionysios‟a felsefe öğretip onları filozof kraladönüştürmeyi denemiştir.
ARİSTO’YA GÖRE
Plato‟yu tekrarlamakla beraber iki ilkeyi göz önünde tutarak
sınıflandırma yapar
İlki adalettir. Yönetim hukuk kurallarına uyuyor mu?
İkincisi: İlke olarak yönetim ortak iyiliği amaçlamalıdır. Yani
amaç ilkesi
ARİSTO’YA GÖRE
KĠM YÖNETĠR
TEK KĠġĠ AZINLIK ÇOĞUNLUK
KĠMLER
ĠSTĠFADE
EDER
BELĠRLĠ BĠR
GRUP
TİRANLIK OLİGARŞİ DEMOKRASİ
HERKES MONARŞİ ARİSTOKRASİ POLİTEİA
• Monarşi: Ortak iyiliği isteyen tekin yönetimi
• Aristokrasi: Ortak iyiliği amaçlayan azınlığın yönetimi
• Politeia: Ortak iyiliği amaçlayan çoğunluğun yönetimi
• Tiranlık: Tekin çıkarını amaçlayan tekin yönetimi
• Oligarşi: Zenginlerin çıkarını amaçlayan tekin yönetimi
• Demokrasi: Yoksulların çıkarını amaçlayan çoğunluğun yönetimi
ARİSTO’YA GÖRE
Aristo‟nun getirdiği orijinal yönetim biçimi politeia‟dır.
Demokrasi ile oligarşinin bir karışımıdır. Bu yönetim
yurttaşların, bütün toplumun iyiliğini amaçlayan ve yasalara
uygun yönetimidir.
Cumhuriyet ve Demokrasi
Farklıdır
Bir yönetim cumhuriyet olduğunu söyleyip, egemenliği
halktan aldığını savunsa bile demokrasi olmayabilir. Çin,
Suriye, İran
Demokratik yönetimin cumhuriyet olması da şart değildir.
İngiltere, Hollanda, İsveç gibi birçok ülkede meşruti
monarşi vardır
Demokrasi ve cumhuriyet birbirinin gerekli şartları değildir
Cumhuriyet ve Demokrasi Demokrasi özgürlükçü bir tutumu temsil etmektedir
Cumhuriyetçiler ise sınırsız özgürlüklerin devletin dayandığı esaslara,dolayısıyla cumhuriyete zarar verebileceğini söyler
Nitekim ülkemiz ve Fransa gibi cumhuriyetçi geleneğin güçlü olduğuülkelerde demokrasinin cumhuriyete zara verdiği yönünde görüşlererastlanmaktadır.
Cumhuriyeti temel alanlar, demokrasinin kendisini yıkmak isteyen farklıgörüş ve ideolojilere müsamaha göstermesi durumunda cumhuriyetinortadan kaybolması riski nedeniyle cumhuriyetçi idealler uğrunademokrasiden vazgeçilebileceği
Demokrasiyi savunanlar ise her görüşün siyasi platformdaseslendirilmesinden yana ve açık toplumu savunuyor.
Hiçbir fikre önyargılı yaklaşmamalı tüm fikirlerin kamusal alanda siyasalmücadeleye katılmasına izin verilmelidir.
Cumhuriyet ve Demokrasi
Temel fark geldikleri gelenek.
Demokrasi Antik Yunan‟ın yarattığı ve insanlığa armağan
ettiği, halkın yönetici güç olması anlayışı
Cumhuriyet ise Roma İmparatorluğunun ürettiği farklı
yönetim anlayışı
Res publica, halka dair işler
Temel farklılık
Cumhuriyet, medeni erdemin önemini vurgulamakla
beraber, halktan kaynaklanan olumsuzlukların cumhuriyeti
yoldan çıkartabileceğini söyler.
Halk yoldan çıkabilir ve güvenilmezdir
Cumhuriyet ve Demokrasi
Halka düşen yönetmek değil bu işi yapabilecek önderleri
seçmektir
Cumhuriyetin kabul edemeyeceği şey , özel grup çıkarlarının
kamunun genel çıkarlarının yanında meşru çıkar olarak onay
görmesidir.
Cumhuriyet, kamunun genel çıkarları adına demokrasinin
vücut bulduğu özel çıkarların rekabetini ve özgüce kendini
ifade etmesini ret eder.
Cumhuriyet ve Demokrasi Regis Debray (68 kuşağı):
Cumhuriyet total bir anlayıştır
Özgürlükleri frenler
Toplum içinde ortak değerlere uygun davranmayı, farklılıkların önüne çıkarır
Cumhuriyet ile demokrasi uyuşmaz
Örnek (s. 134)
Türkiye‟de cumhuriyete bağlılık yaygın olarak kurucu ilkelere (laiklik,
eşitlik, çağdaşlık vs.) ve toplumun bu standartlara uygun davranması
olarak kabul edilmekte, demokrasi ise bireysel özgürlüğe inanmak ve
özgürlüklerin sınır tanımadan kendisini ifade etmesi olarak
algılanmaktadır.
Birincisi toplumu ön plana çıkarıp erdemli ve aktif bir vatandaşlığa
vurgu yaparken, diğeri bireysel çıkarlar, özgürlükler ve tercihlere vurgu
yapmaktadır.
DEMOKRATİK SİSTEMLER Demokrasi ve demokratik sistemler için farklılar söz konusudur
Anlamları dünya görüşüne, inançlara, tecrübelere ve kullanıldıkları
döneme göre değişebilir
Soğuk savaş döneminde SSCB ve sosyalist ülkeler batılı
demokrasileri „burjuva demokrasisi‟ olarak adlandırmış. Gerçek
demokrasinin sosyalist rejimlerde „halk demokrasisi‟ olduğunu iddia
etmişlerdir.
Batılı ülkeler ise demokrasinin ancak liberal ilkeler içinde var
olabileceğini söylemiştir
Soğuk savaş sonrası bunlar anlamını yitirmiş ve evrensel bir
demokrasi anlayışına ulaşılmıştır. Siyasal sistemler buna göre
sınıflandırılmıştır
DEMOKRATİK SİSTEMLER
Demokrasi bir temsil kurumunun varlığını zorunlu
kılmaktadır.
Demokratik sistemlerde birbirinden farklı hükümet
şekillerinin altında temsil kurumu rol oynamaktadır.
Halk bazı insanları seçerek onlara kendilerini temsil yetkisi
vermektedir
Temsilciler halk adına karar almakta ve uygulamaktadır
Dolayısıyla demokrasi hemen her yerde karşımıza temsili
demokrasi olarak çıkar
DEMOKRATİK SİSTEMLER
Temsili demokrasi varlığını yönetilenler ile yönetenler
arasındaki ilişki ve uzlaşmaya borçludur.
Yönetilenler siyasi otoritenin koyduğu yasalara uymak
zorundadır.
Konulan kurallara uyulması yönetenin meşruiyetinin zımnen
onaylanması anlamına gelmektedir.
İhlaller kamu düzenini bozacağından yöneten kurallara
uymayanlara karşı yaptırım uygulama yetkisine sahiptir
Ancak yöneticiler de anayasa ile sınırlıdır. Her istediğini
yapamaz
Anayasa toplum ile yöneticiler arasında zımni mutabakattır
ANAYASA
Bir devletin anayasası siyasi iktidarın görev ve yetkilerinin
sınırlarını çizer.
Devlet örgütlenmesinin dayandığı temel ilkeleri ve yetkilerin
nasıl kullanılacağını belirler.
Liberal demokratik sistemlerde anayasaların taşıdığı önem
onların Anayasal Demokrasi olarak isimlendirilmelerini
sağlamıştır
Devlet karşısında bireyin hakkını koruyacak en önemli belgedir
Siyaset kurumunun uymak zorunda olduğu kurallar bütünüdür
Bu nedenle anayasaların değiştirilmesi diğer kanunlara göre
zordur
ANAYASA TÜRLERİ1. Yazılı Anayasa
2. Yazılı olmayan geleneksel anayasa
3. Yumuşak anayasa: değiştirilesi kolay
4. Katı sert anayasa: değiştirilmesi için belirli özel şartlar vardır
(çoğunluk aranması vb.), halkoylaması vb. şartlar
aranırideğiştirilemeyen maddeler içerir.
5. Çerçeve anayasa: temel hükümleri barındıran kısa ve öz bir
anayasa türüdür. (Ör: ABD anayasası: insanlar eşit
yaratılmışlardır, yaşama hakları vardır, özgürlük hakları vardır,
mutluluğu arama ve erişme hakkı vardır)
6. Kazuistik anayasa: Oldukça ayrıntılı hüküm ve düzenlemelerin
yer aldığı anayasalardır(1982 Anayasası)
LİBERAL DEMOKRASİ
Liberal demokrasilerde devletin rolü son derece sınırlıdır
Toplumsal ve ekonomik alana müdahale etmez veya son derece
sınırlı kalır
Kendiliğinden düzen fikri esas alınır
Liberaller toplumun ve piyasanın kendi iç dinamikleri
doğrultusunda hareket etmesinin insan özgürlüğü için zorunlu
olduğunu savunur ve yapılan her müdahaleyi özgürlüğe yapılan
bir müdahale olarak değerlendirir.
Liberal demokrasiler kapitalist bir ekonomiye sahiptir
LİBERAL DEMOKRASİ
Liberal demokrasilerde özel mülkiyet esastır.
Özel mülkiyetin sınırlandırılmasının tek şartı tekel ve tröst
oluşturmaktır
Liberal demokrasilerde temsilin önemi
Temsilcilerin belirlenmesi için özgür seçim
Seçilenlere kendileri adına yasa koyma ve kendilerini yönetme
yetkisi verirler
Herkese eşit oy hakkı (genel oy ilkesi)
LİBERAL DEMOKRASİ
Seçimlerin kararlaştırılan belirli dönemlerle yinelenmesi
Seçimle gelen yönetici seçimle işbaşından uzaklaştırılır. Siyaset
dışı aktörlerin müdahalesiyle değil
Gizli oy açık sayım
Referandum (genelde anayasa değişikliği için). Anayasa
konusunda özellikle toplumun tamamı tarafından bir onay ve rıza
aranır
İdealde toplumun tamamını etkileyecek birtakım kanunlarda da
referandum olması faydalıdır. Ancak ancak uygulanması çok zor
İsviçre kantonları buna örnek (doğrudan demokrasiye en yakın
örnek)
LİBERAL DEMOKRASİ
Demokrasilerde siyasi mücadele siyasi partilerle yapılır
Liberal demokrasilerde siyasi partilere çok önem verilir
Örgütlenme özgürlüğünün bir yansımasıdır. Tekil bireyler yerine örgütlü
oluşumların kamuoyuna etkisini sağlamak için örgütlenme özgürlüğünün önündeki
engeller kaldırılmıştır.
Aynı zamanda seçmen görüşlerini alarak ona göre parti politikalarına yön verilir
Siyasi partilerde de çoğulculuk
Parti faaliyetleri başkasının özgürlüğüne müdahale etmediği sürece engellenmez
Gerçek liberal demokrasilerde parti kapatma olmaz. Kapatma mercii seçim
sandıklarıdır
NoT: En liberal demokrat ülkelerde bile antidemokratik uygulamalar ve
insan hakkı ihlalleri yaĢanır. Özgürlük, demokrasi ve insan hakkı gibi
değerler ucu açık çizgi gibidir (AĠHM Ģikayetleri, kötü emsal olmama).
LİBERAL DEMOKRASİ
Liberal demokrasilerin bir diğer önemli unsuru kamuoyunun
sesinin kesilmemesidir.
Haberleşme, düşünce, fikir ve basın özgürlüğü liberal
demokrasilerin havası ve suyudur.
Kamuoyunun özgür şekilde yaratılması için bu özgürlükler
garanti altına alınmalıdır
Siyasiler kamuoyunu yönlendirmek veya maniple etmek
isteyebilirler ancak buna karşın kamuoyunun da fikirlerini dile
getirilmesine fırsat tanınmalıdır.
LİBERAL DEMOKRASİ
Liberal demokrasilerde kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır
Devletin üç temel işlevi olan yasama yürütme ve yargının farklı organlar eliyle
yürütülmesidir.
Her organ diğerinden bağımsızdır ve kendi işlevini yerine getirir
Böylelikle toplumsal otoritenin farklı bileşenleri arasında güç dengesi sağlanmış olur
Locke ve Montesquieu‟nun fikirlerine dayanır
Her ikisi de bu üç gücün aynı elde toplanmasının iktidara sınırsız bir güç vereceğini
savunur
Özünde iktidar sahiplerinin hukuksuz uygulamalarını engellemek ve bir başka güçle
sınırlandırmak vardır
Demokratik anlayış zaten gücün tek bir elde toplanmasından ziyade parçalanmasını
gerektirir
DEMOKRATİK HÜKÜMET SİSTEMLERİ
DE
MO
KR
ATİK
HÜ
KÜ
ME
T
SİST
EM
LE
Rİ
Parlamenter Sistem
Başkanlık Sitemi
Yarı Başkanlık Sistemi
DEMOKRATİK HÜKÜMET SİSTEMLERİ
Liberal demokratik olarak temayüz eden sitemlerin farklı
görüntüleri vardır
ABD, başkanlık; İngiltere parlamenter sistem; Fransa, yarı
başkanlık sistemi
Siyasal sitem ve hükümet sistemi ayrımı tekrar düşünelim
Farklı sistemler için temel kriter: Yasama ve
yürütme organı arasındaki iliĢkidir. Yargı her
durumda bağımsızdır
1.Parlamenter Sistem
SEÇMENLER
PARLAMENTOBAŞBAKAN
BAKANLAR
1.Parlamenter Sistem Yürütme yetkisi devlet başkanı ve bakanlar kurulu arasında bölünmüştür
Devletin ve hükümetin başı farklıdır
Cumhuriyetlerde ve monarşilerde de görülür. Bu anlamda farklı isimler alır.
Genellikle devlet başkanının rolü semboliktir
Devlet başkanı ülkesine göre ya meclis tarafından ya da halk tarafından seçilir
Yürütme işlevi temel olarak başbakan ve bakanlar kurulu aracılığıyla yerine getirilir
Başbakan meclis içinden çıkmalıdır. Parlamentonun ülke yönetimindeki ağırlığı bu şekilde gerçekleştirilir.
Yürütmenin fiili başı parlamentonun fiili desteği ve güvenine muhtaçtır
Bakanlar kurulu çoğunluğu meclis üyelerinden oluşur
1. Parlamenter Sistem
Başkanlık sistemine göre daha yumuşak bir kuvvetler ayrılığı
Yasam yürütme arasında işbirliği mekanizmaları
bulunmaktadır.
Yürütme organı görevine başlamak için yasama organından
güvenoyu almak zorunda.
Her an güvensizlik oyu yoluyla düşebilir
Devlet başkanı da belli durumlarda fesh edebilir
Devlet Başkanı siyasi olarak sorumsuz
Ne meclis ne de başka organca görevden alınamaz
1. Parlamenter Sistem
Devlet başkanlığı makamının yetkileri çoğunlukla sembolik
yetkilerdir
Asıl siyasi sorumluluk hükümetin başı olan başbakandadır.
Bakanlar kurulu da parlamentoya karşı sorumludur
Yürütme yasama ayrı gibi görünse de uygulamada yakın
işbirliği vardır
Dolayısıyla seçimden zaferle çıkan partinin hem yasama hem
de yürütmeyi elinde bulundurma imkanı vardır
BAŞKANLIK SİSTEMİ
SEÇMENLER
YASAMA ORGANIBAŞKAN
HÜKÜMET
2.Başkanlık Sitemi Yürütmenin başı başkan
Doğrudan halk tarafından seçilir
Bu sistemde meclisinde halk tarafından seçildiği unutulmamalı
Parlamentonun güven oyuna ihtiyaç yok
Yürütme ve yasama arasında kesin ayrılık
Devlet-hükümet başı ayrımı yok
Parlamentonun güvensizlik oyu yok
Başkan çok istisnai durumlar dışında (vatana ihanet, zimmet, vs.)
yürütmenin başında
Başkan yasama organını feshedemez, süresini kısaltamaz
2.Başkanlık Sitemi
Kuvvetler ayrılığı çok katı biçimde uygulanır
Yasama yürütme arasındaki farklılık sadece işlevsel değildir
Organik açıdan da ayrılmıştır
Kabine meclis dışından oluşturulur
Hükümet üyeleri başkana doğrudan bağlı adeta profesyonel
yöneticidir
Kabine üyeleri ve üst düzey bürokratları başkan kendisi atar
veya görevden alır
2.Başkanlık Sitemi
Bu sistemin günümüzde en yetkin örneği ABD
Sisteme yönelik çözümlemeler genelde ABD örneği
üzerinden yapılır
Yürütme yetkisi ABD başkanına, yasama yetkisi Senato ve
Temsilciler meclisinden oluşan Kongre‟ye ait. Yargı yetkisi
yüksek mahkeme ve alt mahkemeler
Başkan 4 yıl için seçilir. En fazla 2 defa seçilebilir
Seçimlerin 4 yılda bir yapılması zorunludur
2.Başkanlık Sitemi
Yürütmeyi bütünüyle başkan temsil eder
Başkanın Kongre karşısında tek üstünlüğü gönderilen yasaları
veto etme hakkı olmasıdır
Başkanın veto ettiği bir yasayı Kongre ancak 3/2 çoğunlukla
çıkarabilir
Bazı Latin Amerika ülkelerinde de başkanlık sitemi vardır
ancak başkanın yetkilerini çok genişlettikleri için sistemin
temel özelliklerini yozlaştırmaktadır
2.Başkanlık Sitemi Parlamenter sisteme karşı avantajları
Siyasi istikrar sağlaması. Bu istikrar başkanın ve hükümetin görev süresine ilişkindir, rejimin istikrarı değil.
Güvensizlik oyu ile düşürülme tehlikesi yok. (Bu durumun liberal demokrasilerde bir emniyet supabı rolü gördüğü unutulmamalı)
Görevde olduğu sürece parlamento içi dengeleri gözetme endişesi yok.
Parlamento üyelerinin de başkanı düşürmek gibi bir çabası görülmez
Dolayısıyla genellikle hükümet krizleri yaşanmaz
Başkan meclise karşı sorumlu olmadığı için inisiyatif kullanarak daha etkin kararlar alabilir
Demokratik ilkelere daha uygun olduğu iddia edilir. Yürütme ve yasama arasındaki net ayrımdan dolayı
2.Başkanlık Sitemi Parlamenter sisteme karĢı dezavantajları Başkanın elindeki yetkileri toplum çıkarlarına ve özgürlüklere aykırı
kullanma ihtimali
Sistemin esnekliğini yitirmesi Ancak özellikle liberal demokratik ülkelerde siyasi otoritenin
faaliyetlerinin sürekli olarak sivil toplum tarafından denetlendiği unutulmamalıdır.
Başkan siyasi kararlarında seçmene karşı sorumlu. Hukuka aykırı eylemlerinde ise zaten yargıya hesap vermek
durumundadır
Hem yürütme hem de yasamanın halk tarafından seçilmiş olması ayrı ayrı meşruiyet iddiasında bulunma imkanı verdiğinden uyuşmazlık halinde sistemin kilitlenmesine yol açabilir.
Demokrasisi gelişmiş ülkelerde genellikle sıkıntı görülmez ama kırılgan demokrasilerde rejim değişikliğine kadar gidebilir.
YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ
SEÇMENLER
YASAMA ORGANIBAŞKAN
BAŞBAKAN
HÜKÜMET
3. Yarı Başkanlık Sitemi
Parlamenter ve başkanlık sisteminin her ikisinden
özellikler almıştır
Günümüzdeki en iyi örneği Fransa
Zaten sistemi siyaset kurumuna armağan eden 5.
Cumhuriyet Anayasası ile Fransa olmuştur
Yürütme 2 başlıdır
Ancak Devlet Başkanı sembolik olmaktan daha ötedir
Devlet Başkanı ve Hükümet yürütme yetkisini ortaklaşa
kullanır
3. Yarı Başkanlık Sitemi Yürütmeye ait bir yetkinin kullanımı her iki tarafın
anlaşmasına bağlıdır
Devlet başkanının sembolikten daha fazla yetkiye sahip olması doğrudan halk tarafından seçilmesidir
Cumhurbaşkanının yetkileri çok geniş
Başbakanı atama konusunda da geniş yetki alanı
Başbakanı atadıktan sonra onun önerisi ile bakanları atar
Üst düzey yöneticilerin çoğu cumhurbaşkanı tarafından atanır
Meclisi dağıtma yetkisine sahiptir
3. Yarı Başkanlık Sitemi
Tek başına bazı kararlar alabilir, bazen de karşı imzaya gerek vardır. Bazı kararların konuyla ilgili bakan tarafından imzalanması gerekir (siyasi sorumsuzluktan dolayı)
Bu durumda sorumluluk cumhurbaşkanı ile ilgili bakana geçer
Bakanlar kurulunun gerçek başı cumhurbaşkanı
Yazılı vekalet vermedikçe başbakan başkanlık yapamaz
CB katılmadığı toplantılar anayasal geçerliliğe sahip değildir
3. Yarı Başkanlık Sitemi
YBS diğer iki sistem göre daha sorunludur
Siyasi sorumlu olan başbakan ve bakanlar CB‟na tabi olan bir görüntü çizer
İki taraf arasında yetki sorunu nedeniyle sistemin kilitlenme ihtimali fazladır
Ayrıca parlamentodan çıkacak hükümet ile CB‟nin siyasi görüşlerinin farklı olması durumunda gerginlik çıkacaktır
Avantajı: devlet başkanın otoriter eğilimlere girmesinin önünün alınması
NOT: Hükümet sistemleri sorunları çözecek „her derde deva‟ formüller sunmaz. Önemli olan siyasi otoritenin eylemlerinde hukuk kuralları içinde kalması ve gücünü vatandaşların haklarını ihlal için kullanmaması