210
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH (GENEL TÜRK TARİHİ) ANABİLİM DALI İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANATININ GELİŞİMİ (M.Ö. IV-M.S. X. Yüzyıllar) Yüksek Lisans Tezi Seçil Birkan Ankara- 2005

İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

  • Upload
    others

  • View
    35

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH (GENEL TÜRK TARİHİ)

ANABİLİM DALI

İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANATININ

GELİŞİMİ

(M.Ö. IV-M.S. X. Yüzyıllar)

Yüksek Lisans Tezi

Seçil Birkan

Ankara- 2005

Page 2: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH (GENEL TÜRK TARİHİ)

ANABİLİM DALI

İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANATININ

GELİŞİMİ

(M.Ö. IV-M.S. X. Yüzyıllar)

Yüksek Lisans Tezi

Seçil Birkan

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Saadettin Gömeç

Ankara-2005

Page 3: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH (GENEL TÜRK TARİHİ)

ANABİLİM DALI

İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANATININ

GELİŞİMİ

(M.Ö. IV-M.S. X. Yüzyıllar)

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ

Tez Jüri Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

................................................. ...............................

.................................................. ................................

.................................................. ................................

................................................. ...............................

.................................................. ................................

Tez Sınavı Tarihi............................

Page 4: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

I

ÖNSÖZ

İslam öncesi Türk Tarihi, bugün yaşayan Türk boylarının ortak tarihidir. Bu

devire ait Saka, Hun, Kök Türk, Uygur, Karluk ve Kıpçak gibi boyların tarihi

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan

devletlerinin ortak tarihlerinin başlangıcıdır.

Yüzyıllar boyunca birçok kültür ve uygarlığa beşik olmuş Orta Asya’da

Türkler kabileler halinde yaşadıkları devirlerde kendilerine özgü ciddi bir kültür

meydana getirdiler. Yeryüzünün ilk devletlerinden biri olan Hun Türklerini teşkil

ederek, geniş kitleleri tek bir bayrak altında toplayıp kültürel olarak inkişaf ettiler bu

kültürel olgu sürmüş daha sonra yerini Kök Türklere bırakmıştır.

Zamanla onun yerine de başka Türk boyları geçmiş, bu tarihi geçit resmi yüz

yıllar boyunca devam etmiştir. Yüz yılların geçtiği ve yaşandığı bu süre içerisinde

Türk ırkının birbiri ardından çeşitli devletler kurarak sürekliliğini ve gücünü devam

ettirmesi dünya tarihi açısından eşine az rastlanan bir durumdur.

Hunların bir devamı olan Kök Türkler, Juan-juanları yıkarak, hakimiyeti ele

aldılar. Kök Türkler, Hunlar gibi asker, teşkilatçı, dinamik ve konar göçer bir

topluluktu. Hunlardan intikal eden Türk sanatını en üst düzeye çıkardılar. Onlardan

sonra gelenlerde bu mirasa layık olmaya çalıştılar.

Son yüz yıl içinde Türk sanatının erken devirlerine ait keşifler büyük ölçüde

artmıştır. Orta Asya’nın ücra köşelerinde, ıssız bölgelerinde ve nehir kenarlarında

bulunan Türklere ait mezarlar, kurganlar, yazıtlar, anıtlar keşfedildikçe Türk

sanatlarının kaynaklarına doğru bir yönelme oldu. Türklerin Uygurlardan ve Kök

Page 5: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

II

Türklerden çok daha önceleri son derece ilgi çekici sanat eserleri meydana çıkınca,

bize yepyeni bir dünyanın hitap ettiğine şahit olduk. Yapılan bu araştırmalarla,

özellikle Moğolistan’da son yıllarda değerli hocalarımız ve bilim adamlarımız

tarafından yapılan keşiflerle yepyeni bir zemine ayak basıyoruz. Öyle bir zemin ki;

kitabelerimiz, resim, heykel ve süsleme sanatlarımızın ilk örneklerini bize ulaştırıyor.

Son zamanlara kadar yabancı sanat tarihçilerin, bir barbar sürüsü diye

adlandırıp tanıttıkları bu atlı kültür mensupları, ham demire kimsenin bilmediği

şekilde su verip onu çelikleştirmeyi başarmış, en mükemmel kılıç ve kargıları

yapmış, silahlarını ve at koşum takımlarını fevkalade bir tabiatçı anlayışla çeşitli

figürlerle süslemişlerdir.

Araştırma konusu olarak “maden sanatı”nı seçmemin başlıca nedeni, bu sanat

dalının, diğer el sanatlara göre daha az çalışılmış olmasıdır. Çalışmamız iki bölümden

meydana gelmektedir. Giriş kısmında genel çizgileri ile maden sanatının oluşmasına

imkan veren madenleri ele aldık. Madenlerin hangi tekniklerle işlendiği konusu

üzerinde durduk.

Birinci bölümde, Hun öncesi dönemde oluşan kültürler konusundan bahsettik.

Bu dönemde teşekkül eden kültürlerin meydana getirdikleri sanat ürünlerini formları,

teknikleri, süsleme konuları ve motifleri yönünden değerlendirdik. Önemli

buluntulara ev sahipliği yapan Kazakistan kültür çevresi inceledik. Maden sanatı

başta olmak üzere diğer bütün sanat dallarını etkileyen ve çoğunlukla dini inanışlara

bağlı olarak gelişimini sürdüren hayvan üslubunun bu dönem içerisindeki gelişimini

ele aldık.

Page 6: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

III

Bozkırın en büyük devletlerinden biri olan Hun dönemine ait genel

bilgilerden özetle bahsettik. Bu çağda sanatın en hızlı geliştiği bölgeleri kültür

çevrelerine ayırarak inceledik. Söz konusu kültür çevrelerini maden sanatı

buluntularına göre genel bir değerlendirmeye tabi tuttuk. Türkler için çok önemli olan

ok uçlarının gelişim sürecini değerlendirdik.

Son bölümde Kök Türk dönemi hakkında bilgi verdik. Çok büyük bir devlet

olan Hunların mirasçısı Kök Türklerin uzun olan siyasi tarihine sadece özet bilgilerle

değinebildik. Kültür çevrelerine ayırarak incelediğimiz Kök Türklerin altından,

bakırdan, tunçtan, gümüşten yapılmış takıları, kılıçları, tabak, tepsi, maşrapaları, at

gemlerini, silahları formları , teknikleri, işlevleri, süsleme konularını ve motifleri

yönlerinden ele aldık. Kemer ve heykeller üzerindeki işlemeler, av sahneleri, kadın,

kare, yıldız figürlerinin anlamları üzerinde durduk. Bu döneme ait yeryüzü ve yer altı

buluntularını aktarmaya çalıştık. Daha öncede belirttiğimiz gibi sanatı etkileyen din

kavramını Hun döneminden alarak Kök Türk çağı içerisindeki gelişimine uzandık.

Buna bağlı olarak inkişaf eden hayvan üslubunun sanata yansımalarını inceledik.

Ayrıca bu konularla ilgili daha ayrıntılı bilgiler için çalışmamızın sonunda resimler ve

haritalar konulmuştur.

Bu hususta çalışırken bir takım sıkıntılarla karşılaştık. Özellikle yurt dışında

yayınlanan eski Sovyetler Birliği dönemine ait raporlar ve kitapların çok azına

ulaşabildik. Bu durum bu konuda çalışmak isteyenler için büyük dezavantajdır. Türk

tarihini ve yine Türk sanatını çoğunlukla Çin ve Rus kaynaklarından öğrenmekteyiz.

Bu vesikalar özellikle Rusça olanlarının bir kısmının Türkçe çevirilerinden

yararlanıp, yorumlamaya çalıştık. Web ortamında maden sanatı başlığında açılan

Page 7: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

IV

sayfalar bu konu hakkında çok sınırlı bilgi vermektedirler. Maden sanatı konusu

dışına çıkılıp daha çok siyasi konuların ele alındığını gördüm. İnceleyip araştırmasını

yaptığımız bölgede saha araştırması gerçekleştiremedik. Ancak haritalar ve bu

konuda burada araştırma yapan değerli hocalarımız ile değerli bilim adamlarımızın

yayınladıkları dergiler, makaleler sayesinde ufkumuz genişlemiştir.

Orta Asya Türk Tarihi ve kültür tarihi alanında yaptığı araştırmalarla ve

yazdığı kitaplarla bu alana büyük katkıları olan, tezimin hazırlanmasında, konumun

seçilmesinde, çalışmamın her aşamasında destek ve teşviklerini benden esirgemeyen

değerli hocam sayın Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ’e teşekkür ederim.

Ayrıca yardımlarını esirgemeyen TİKA’ya, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı

çalışanlarına, Ahmet Yesevi Üniversitesi Yardım Vakfı kütüphanesine teşekkür

ederim.

SEÇİL BİRKAN

Ankara / 2005

Page 8: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

V

KISALTMALAR

A.Ü. : Ankara Üniversitesi

a.g.e : Adı Geçen Eser

a.g.m : Adı Geçen Makale

AÜ. DTCF : Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih –Coğrafya Fakültesi

Bkz. : Bakınız

C : Cilt

Çev. : Çeviri

İÜEF : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

T.T.K : Türk Tarih Kurumu

M.E.B : Milli Eğitim Bakanlığı

Mad. : Madde

S : Sayı

s. : Sayfa

Haz. : Hazırlayan

Page 9: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

VI

KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR

İslamiyet öncesi Orta Asya Türk maden sanatı ile ilgili bilimsel araştırma

yapılırken tarihi konunun ana (temel) kaynaklarına inilmesi gerekmektedir.

Sahanın genişliği ve birçok kavimlerin istilasına uğramış medeniyetlerin ve

sanatların çeşitliliği yüzünden, kaleme alınmış kitap ve makalelerde, konu genellikle

bir bütün olarak ele alınmadığı gibi, bu döneme ait gün ışığına çıkan eserler ve kazı

raporlarının da yeteri kadar incelenmediğini görmekteyiz. Ayrıca yayınlanan

İngilizce eserlerin bir çoğunda konu derinliğine inilmeyerek, yanlış bilgiler de

verilmiştir. Ülkemizde ise, son yıllarda Türk sanatının erken devirlerine ait

incelemeler artmıştır. Ücra köşelerde, ıssız bölgelerde ve nehir kenarlarında bulunan

Türklere ait madeni eşyalar, mezarlar, yazıtlar, anıtlar, resimler keşfedildikçe Türk

sanatlarının kaynaklarına bir yönelme olduğu görülür.

Çalışmamızı hazırlarken ilk elden kaynakların çevirilerine ulaştık. Ayrıca

konuya ilişkin çeşitli türlerdeki ana kaynaklar ile modern araştırmalardan da

yararlanmış bulunmaktayız.

BU KONUDA YAPILMIŞ ARAŞTIRMALARDAN BİRKAÇI

1- B. Ögel, İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, 3. baskı, Ankara 1988.

Prof. Dr. Bahaeddin Ögel tarafından 1962 yılında yazılmıştır. Biz Üçüncü

baskısından yararlandık. Türk kültür tarihini bizlere tanıtmak için yazılmış değerli bir

eserdir. Herkesin anlayabileceği bir dille kaleme alınmıştır. Kitabın konusunu Orta

Page 10: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

VII

Asya’da yapılan kazılar ve elde edilen buluntular, bölgelerin kültür ve günlük

hayatları, dini inanışları, giyinişleri oluşturmaktadır.

Değerli hocamız Çin tarihlerinin ve diğer kaynakların verdikleri bilgileri

tarafsız olarak tenkit edip Orta Asya’nın tarihini, ana hatlarını ve kavimler haritasını

vermiştir. Türk kültürünün müşterek özelliklerini anlamamıza yardımcı olması

bakımından coğrafi saha geniş tutulmuştur.

2- B. Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, 4. Baskı, Ankara 2000.

Yazarı Bahaeddin Ögel’dir. Türk Kültür Tarihine Giriş adlı kitap dokuz cilt

olarak basılmıştır. Türk kültür tarihi üzerine yazılmış en geniş kapsamlı külliyattır.

Kök Türklerden Osmanlılara kadar olan kültür tarihi ile ilgili hemen hemen her türlü

bilgiyi bize sunmaktadır. Türklerde aile, içtimai teşkilat, devlet ve ordu teşkilatı, harp

taktiği, silahlar, at, ev, hayvanlar, ceza ve infaz, maliye, vergi ve akid sistemleri,

ahlak anlayışı, din ve dini ifade, doğum ve ölüm, hastalıklar, takvim, müzik, müzik

aletleri, avcılık ve teknik maden bilgisi gibi birçok konuya ayrıntılı olarak

değinilmiştir.

3- B. Ögel, Türk Mitolojisi, C.I., Ankara 2003.

Türk mitolojisi üzerine yazılmış değerli eserlerden bir tanesidir. Türk

edebiyatının önemli eserleri olan destanlar hakkında bilgi vermiştir. Ergenekon

Destanından söz ederken Türklerin en çok kullandığı demir hakkında bilgi

verilmiştir.

Page 11: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

VIII

4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972.

Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet öncesi,

özellikle Orta Asya da kurulmuş en büyük devlet olan Hunlar hakkında bilgiler veren

ana kaynaklardan bir tanesidir. Hunların dini, sanat anlayışı, genel kültürleri

hakkında bilgiler sunulmaktadır. Türk tarihi açısından çok önemli olan mezarlarda

yapılmış olan kazı sonuçlarını derli toplu bir şekilde bize ulaştırması bakımından çok

önemlidir.

5- Ü. Erginsoy, İslam Maden Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1978.

İslam Maden Sanatının Gelişmesi adlı bu çalışma Ülker Erginsoy tarafından

kaleme alınmıştır. Eser Orta Asya ve Anadolu’da çıkan, işlenen madenler hakkında

ve bunların yapım teknikleri hakkında geniş bilgiler içermektedir. Ayrıca Orta Asya,

Sasani sanatı, Erken İslam dönemi ve daha sonra gelişen maden sanatları hakkında

müzelerden örnek eserler vererek ele almıştır. Objektif değerlendirmeler yapılmış

kıymetli bir eserdir.

6- TÜRK KÜLTÜRÜ EL KİTABI C. II, KISIM I a. İstanbul 1972.

Kitap İslamiyet’ten önceki Türk sanat tarihi araştırmalarını içermektedir. Bu

cildinde on üç makale bulunmaktadır. 1972 yılında neşredilen Türk Kültürü El Kitabı

hem yurdumuzda hem yurt dışında bulunan önemli tarih araştırmacıların katkılarıyla

yazıldı. Türk kültürü hakkında önemli bilgiler veren Zeki Velidi Togan, Emel Esin,

Page 12: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

IX

Karl Jettmar, Jane Gaston Mahler, Jean Paul Roux’un makaleleri araştırmamızın

aşamalarında bize büyük fayda sağlamıştır.

7- O. Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul 1989

Eser Oktay Aslanapa tarafından kaleme alınmıştır. Gerek Anadolu’da, gerek

Orta Asya’da yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda makaleler ve kitaplar halinde

her dilde yayınlanmış yüzlerce eserin ortaya koyduğu sonuçlar toplanarak

hazırlanmıştır. Kitap çoğunlukla mimari eserleri tanıtmaktadır.

8- İslamiyet Öncesi Türk Dünyası Kültür Atlası

Kültür Bakanlığı tarafından son dönemde yayımlanmış değerli eserlerden bir

tanesidir. İslamiyet öncesi dönem hakkında genel bilgilerin bulunduğu atlas,

haritalarla desteklenmesi bakımından önemlidir.

9- S. Gömeç,Kök Türk Tarihi, Ankara 1997.

Kök Türk Tarihi adlı eser Prof. Dr. Saadettin Gömeç tarafından kaleme

alınmıştır. Eserde Kök Türk tarihi ile ilgili hem siyasi hem kültürel bilgi verilmiştir.

Bilgiler geniş araştırmalar sonucunda hocamızın katkılarıyla ele alınıp kitap haline

getirilmiştir. Prof. Gömeç’in Orta Asya tarihi ve kültür tarihi üzerinde araştırmaları

oldukça fazladır. Araştırmamıza ışık tutan önemli eserleri ve sayısız makalesi vardır.

Özellikle “Eski Türklerin Dini”, makalesi bozkırın atlı mensuplarının dini

anlamamıza büyük ölçüde yardımcı olmuştur.

Page 13: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

X

10- RADLOFF, W, Sibirya’dan I-II, İstanbul 1956.

Almanca’dan dilimize çeviren Ahmet Temir’dir. Radloff’un yaptığı seyahat

esnasında gördüklerini anlattığı önemli bir eserdir. Seyahat raporu niteliğindedir.

Araştırmamızı yaparken eserde verilen bilgilerden bol miktarda yararlandık.

Radloff’un gezdiği yerleri gösterir harita günümüzde gösterilmeyen bir çok yeri

tespit etmemize yardımcı oldu.

11- W. Eberhard, Çin’in Şimal Komşuları, Ankara 1996.

Dilimize çeviren Nimet Uluğtuğ’dur. İslamiyet öncesi Orta Asya Türk

tarihini çoğunlukla Rusça ve Çin kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu dönemde Alman

tarihçiler tarafından Çin yıllıkları araştırılmıştır. Çinliler, eski kavimler arasında

resmi veya özel pek çok tarih kitapları bırakmışlardır. Tarih yazıcıları tarafından

tarihi, siyasi, askeri olaylar günü gününe yazılmıştır. Çin tarih yazıcıları olayları

büyük bir itina ile inceleyerek kesinliklerine kanaat getirdikten sonra

kaydetmişlerdir. Bu sebeple kısmen güvenebileceğimiz kaynaklar olmuştur. Eserde

Türk kavimleri hakkında detaylı bilgi verilmektedir.

12- Ancient Bronze Of Kazakshtan, Alma Atı 1998.

Araştırmamızda çok sık yararlandığımız kaynaklardan bir tanesi de bu İngilizce

eser olmuştur. Rusça’dan Kazakça’ya, Kazakça’dan İngilizce’ye çevrilmiş olduğu

için çevirisinde büyük sorun yaşadık. Ancak Kazakistan bölgesinde yapılan kazıları

önemli ayrıntılarıyla beraber vermesi bakımından önemli bir eserdir. Ayrıca içinde

bol miktarda renkli resim bulunmaktadır.

Page 14: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

XI

Eser, Kazakistan’ın Bronz Çağında madeni eserlerde kullanılan teknikler ve

figürler hakkında detaylı bilgi vermektedir.

13- Ancient Gold Of Kazakshtan , Alma Atı 1998.

Kazakistan bölgesinde yapılmış kazıları ve kazılardan çıkan malzemeleri anlatan

bir eserdir. Ayrıca Hun öncesi dönem, Hun ve Kök Türk çağı hakkında bilgiler

vermektedir.

Page 15: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

XII

Page 16: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ.......................................................................................................................... I

KISALTMALAR ......................................................................................................... V

KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR .................................................................... VI

GİRİŞ

İSLAMİYETTEN ÖNCE MADEN SANATINDA KULLANILAN BAŞLICA

MADENLER VE TEKNİKLER................................................................................. 1

A. MADENLER ...................................................................................................... 1

1. Bakır ............................................................................................................... 2

a. Doğal-Bakır ....................................................................................... 2

b. Cevher-Bakır ...................................................................................... 3

2. Tunç (Bakır-Kalay Alaşımı) .......................................................................... 4

3. Pirinç (Bakır-Çinko Alaşımı) .......................................................................... 5

4. Altın ................................................................................................................... 5

5. Cıva .................................................................................................................... 7

6. Gümüş ................................................................................................................ 8

a. Doğal-Gümüş ......................................................................................... 8

b. Cevher-Gümüş ....................................................................................... 8

7. Kurşun ................................................................................................................ 10

8. Bronz .................................................................................................................. 11

Page 17: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

9. Demir-Çelik........................................................................................................ 12

a. Doğal-Demir .......................................................................................... 12

b. Cevher-Demir......................................................................................... 13

B. MADEN SANATI TEKNİKLERİ ......................................................................... 15

I. MADENİ ESERLERİN YAPIM TEKNİKLERİ ............................................ 15

a. Dövme Tekniği........................................................................................ 15

1. Örsler........................................................................................... 17

2. Çekiçler ......................................................................................... 18

3. Yükseltme Tekniği ....................................................................... 19

b. Çökertme Tekniği.................................................................................... 22

c. Döküm Tekniği ....................................................................................... 23

1. İçi Dolu Döküm Tekniği ............................................................. 24

2. İçi Boş Döküm Tekniği ............................................................... 26

3. Balmumu Tekniği ....................................................................... 27

d. Tornada Çekme ....................................................................................... 28

e. Madeni Parçaları Birleştirme Teknikleri................................................. 30

1. Kaynak ........................................................................................ 30

2. Lehim .......................................................................................... 31

3. Perçin........................................................................................... 33

Page 18: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

II. MADENİ ESERLERİ SÜSLEME TEKNİKLERİ ............................................. 33

1. Çalma ve Kazıma .......................................................................................... 33

a. Çalma ..................................................................................................... 34

b. Kazıma ................................................................................................... 35

c. Kabartma (Repousse ve Diğer Yöntemler) ............................................. 36

d. Kalıpla Kabartma .................................................................................... 41

e. Delik İşi ................................................................................................... 42

f. Telkari ve Granüle .................................................................................. 43

g. Kakma (Madene başka bir maden kakma) .............................................. 44

h. Niello ....................................................................................................... 45

ı. Madeni Değerli Bir Taş, Renkli Cam ve Mine ile Süsleme..................... 46

i. Kaplama ve Yaldız .................................................................................... 46

1. Mekanik Usullerle Altın Kaplama ...................................................... 46

2. Kimyasal Yöntemlerle Altın Kaplama ................................................ 47

I. BÖLÜM

DIŞ ÜLKELERDEKİ MÜZE VE ÖZEL KOLEKSİYONLARDAN

ÖRNEKLERLE KÖK TÜRK DÖNEMİNE KADAR MADEN

SANATLARININ GELİŞMESİ ................................................................................. 48

A. HUN ÖNCESİ DÖNEME AİT GENEL BİLGİLER........................................... 49

Page 19: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

a. Anav Kültürü...................................................................................................... 50

b. Kelteminar Kültürü ............................................................................................ 50

c. Afanasyevo ve Yang-Shao Kültürü.................................................................... 51

d. Andronovo Kültürü ............................................................................................ 52

e. Karasuk, Mayemir ve Tagar Kültürü ................................................................ 53

B. HUN DÖNEMİ ÖNCESİ MADEN SANATI....................................................... 55

I. Andronovo Kültürüne Ait Altından yapılmış Takılar ......................................... 55

a. Formlar.......................................................................................................... 56

b. Teknikler ....................................................................................................... 56

c. Süsleme Konuları ve Motifleri ..................................................................... 57

II. Andronovo Kültürüne Ait Bronzdan Yapılmış Aynalar, Tabaklar,

Süsleme Eşyaları ................................................................................................. 58

a. Formlar......................................................................................................... 58

b. Teknikler ...................................................................................................... 59

c. Süsleme Konuları ve Motifleri..................................................................... 61

III. Kazakistan Kültür Çevresi Andronovo Kültürüne Ait Altından Yapılan Toka,

Plaka, Kınlar ............................................................................................................. 65

a. Formlar ....................................................................................................... 66

b. Teknikler ..................................................................................................... 66

c. Süsleme Konuları Motifleri ve Anlamları................................................. 67

Page 20: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

IV. Andronovo Kültürüne Ait Demir ve Tunç Buluntular ................................. 70

a. Kara Tav Bölgesi Kültür Buluntuları ........................................................ 70

b. Issık Köl Bölgesi Kültür Buluntuları ....................................................... 70

V. Maden Sanatının Evrelerinde Görülen Hayvan Üslubunun Gelişimi ............... 72

C. HUN DÖNEMİNE AİT GENEL BİLGİLER....................................................... 77

D. HUN DÖNEMİ MADEN SANATI ........................................................................ 82

1. Kazakistan Kültür Çevresi..................................................................................... 82

a. Altından Yapılmış Taç ve Savaş Aletleri ..................................................... 82

2. Ordos bölgesi Kültür Çevresi Sanat Eserleri ......................................................... 86

3. Altay Bölgesi Kültür Çevresi ................................................................................. 88

a. Pazırık Bölgesi Sanat Esreleri ...................................................................... 89

b. Şibe bölgesi Sanat Eserleri ........................................................................... 92

c. Katanda ve Berel Bölgesi Sanat Eserleri...................................................... 93

4. Tanrı Dağları Kültür Çevresi ................................................................................. 94

5. Fergana Kültür Çevresi ve Taşkent Kültür Çevresi ............................................... 95

6. Sır Dreya Kültür Çevresi........................................................................................ 96

E. ALTAY, TANRI DAĞLARI, KAZAKİSTAN ve ÖZBEKİSTAN

BULUNTULARINA GÖRE HUN DEVRİ ESERLERİNE BİR BAKIŞ ............... 97

1.Tunç Ok Uçları..................................................................................................... 97

2. Demir Ok uçları................................................................................................... 98

Page 21: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

3. Altından Yapılmış Balık Sırtı Tezyinatlı Altın Plakalar ..................................... 100

II. BÖLÜM

A. KÖK TÜRK DÖNEMİNE AİT GENEL BİLGİLER.......................................... 101

B. KÖK TÜRK DÖNEMİ MADEN SANATI .......................................................... 103

1. Formlar............................................................................................. 103

2. Teknikler .......................................................................................... 104

3. Tabak, Tepsi ve Tasların Fonksiyonları........................................... 106

4. Süsleme Konuları ve Motifleri......................................................... 107

a. Kök Türk Kaganları ve Ailesi ile İlgili Sahneler ........................................... 107

b. Kaganların Av Sahneleri ................................................................................ 110

c. Kadın Figürleri ............................................................................................... 113

d. Kare Figürünün Anlamı ................................................................................. 114

e. Yıldız Figürünün Anlamı ............................................................................... 115

C. Kök Türk Dönemine Ait Buluntular ............................................................. 123

a. Kazakistan Kültür Çevresi.............................................................................. 123

b. Orkun Bölgesi Kültür Çevresi........................................................................ 125

c. Baykal Bölgesi Kültür Çevresi....................................................................... 126

d. Altay Bölgesi Kültür Çevresi ......................................................................... 126

e. Çu Vadisi Bölgesi Kültür Çevresi ................................................................. 127

f. Fergana Bölgesi Kültür Çevresi...................................................................... 128

Page 22: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

g. Gayret Tepe Bölgesi Kültür Çevresi ............................................................... 129

h. Toktogul Buluntuları ...................................................................................... 129

ı. Kuzey Batı Fergana Bölgesindeki Buluntular................................................. 130

i. Issık Buluntuları .............................................................................................. 131

k. Ahsıkent Şehri ................................................................................................ 133

l.Taşkent Bölgesinin Arkeolojik Eserleri ve Açıklamaları ................................ 135

1. Kadovad Tepe ............................................................................. 135

2. Kaşka Derya Nehri Havzasındaki Asker Mezarı ....................... 137

m. Sır Derya Eski Yataklarındaki Buluntular ..................................................... 138

n. Ak-Beşim Şehrinde VI-VII yüz yıla ait Kalenin Kültür Kalıntıları................ 138

o. Otrar Töbe Şehrinden ve Otrar Vahasından Erken Orta Çağın

Madeni Paraları ............................................................................................ 139

ö. Moğolistan’da yapılan Kazılar ve Buluntuları ............................................... 142

D. Orkun, Altay, Tanrı Dağları ve Fergana Bölgesi Buluntularına Göre Kök

Türk Devri Eserlerine Genel Bir Bakış...................................................................... 145

a. Küpeler ............................................................................................................ 146

b. Ok Uçları ......................................................................................................... 146

c. Silahlar............................................................................................................. 148

d. Mızraklar ......................................................................................................... 148

e. Üzengiler ........................................................................................................ 149

Page 23: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

f. At Gemleri ...................................................................................................... 149

g. Demircilik ...................................................................................................... 149

E. Türk Sanatının Dini Bakımdan Anlamı ........................................................... 150

F. Hayvan Üslubunun Kök Türk Çağındaki Gelişimi ......................................... 157

a. Türk Sanatında Görülen At Figürlerinin Sembolizmi ................................. 158

SONUÇ ..................................................................................................................... 163

ÖZET............................................................................................................................. 169

SUMMARY .................................................................................................................. 170

BİBLOGRAFYA .......................................................................................................... 171

EKLER.......................................................................................................................... 181

I- Haritalar

Page 24: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

GİRİŞ

İSLAMİYET ÖNCESİ MADEN SANATINDA KULLANILAN BAŞLICA

MADENLER VE TEKNİKLER

A. MADENLER

Eski dönem içinde bulunan her madeni keşif, yeni bir maden sanatı

tekniğinin doğmasına yol açmıştır. Maden sanatı teknikleri bu sanatın

malzemesi olan ve madenlerin kendilerine has özelliklerinin anlaşılmasına

bağlı olarak gelişmiştir.

Maden sanatıyla ilgilenen işçi, kullanacağı malzemeyi iyi tanımak,

uygulayacağı teknikleri iyi seçmek zorundadır. Maden sanatı tekniklerini

değişik madenler üzerine büyük bir ustalıkla uygulamış olan maden

sanatçılarının madenlerle ilgili bilgileri bütün ayrıntılarıyla bildikleri ve

bunun için en uygun malzemeyi seçtikleri anlaşılmaktadır.

Maden sanatı tekniklerini inceleyebilmemiz için madenleri çok iyi

tanımamız gerekir. Malzemenin özelliklerini bilmek, tekniklerin nasıl

geliştiğini anlamamıza ve belirli tekniklerin uygulandığı eserlerin, yapıldığı

malzemeyi anlamamıza yardımcı olabilir.

İslamiyet öncesi maden sanatında kullanılan madenler; bakır, tunç

(bakır-kalay alaşımı), pirinç (bakır-çinko alaşımı), altın, cıva, gümüş,

kurşun, bronz, demir-çeliktir. Demir ve çelik daha çok silah ve alet

Page 25: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

2

yapımında, kurşun lehim alaşımlarında ve soy madenlerin (altın ve

gümüşün) saflaştırılmasında, cıva ise yaldızlamada faydalanılır. Bu

madenler İslamiyet öncesi dönemlerde Orta Asya’da biliniyor ve

işleniyordu. Madeni ısıtarak uysallaştırma, cevherinden ayırma, eritme,

saflaştırma, diğer madenlerle karıştırarak alaşımlar elde etme, çeşitli

teknikler uygulayarak eserler yapma ve süsleme yöntemleri Orta Asya da bu

madenler üzerinde denenmiş ve geliştirilmişti.

Madenler tabiatta ya doğrudan metalik halde veya cevher olarak

mevcuttur. Metalik halde bulunan madenlere “doğal madenler”; içinde

kimyasal bileşikler halinde madenlerin bulunduğu kayalara ise “cevher”

denir. Örneğin altın doğal bir madendir. Gümüş, bakır ve demir hem doğal

maden, hem de cevher olarak mevcuttur.1

Kurşun, kalay, çinko ve cıva ise, ancak cevherden tasfiye yoluyla (ısı

kullanarak) elde edilebilen madenlerdir. İlk keşfedilen madenler doğal

madenler olmuştur.2

1. BAKIR

a. Doğal-bakır

Bakır doğada hem doğal maden, hem de cevher olarak mevcuttur. Bakır ilk

bulunan ve işlenen madenlerden biridir. Doğal bakır parçalarına dere

1 J. G. Parr, Man, Metals and Modern Magic, Cleveland 1958. s. 6; R. F. Tylecote, Metallurgy in Archaeology London 1962, s.1. 2 R. J. Forbes, “Extracting, Smelting, and Alloying”, History of Technology, C. I., Oxford 1956, s. 572.

Page 26: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

3

yataklarında veya bakır cevherlerinin aşınmış üst tabakalarında

rastlanmaktadır. Son yıllarda yapılan kazı çalışmalarında bakırın ilk olarak

Anadolu’da Çayönü, Çatalhöyük ve ve Suber’de kullanıldığı ortaya çıkmıştır.

M.Ö. yedinci bine ait, doğal-bakırdan dövülerek yapılmış iğne, bız, kanca gibi

aletler ve yüzük, boncuk gibi süs eşyaları bulunmuştur3. Akeramik bir

seviyeden çıkan bu eserler, şimdilik bilinen en erken madeni eşya örnekleridir.

Bakır altından ve gümüşten daha sert bir madendir; soğuk halde dövülürse,

büsbütün sertleşir ve işlenemez hale gelir. Bakır soğukken uzun süre

çekiçlendiği takdirde, madenin üzerinde çatlaklar oluşur ve gevrekleşen bakır

dağılabilir. Dövülürken sertleşen bakır, ancak ateşte ısıtılırsa, tekrar yumuşar

ve işlenmesi mümkün olur4. Bakır çok sıcakken çekiçlenemez. Bu sebepten

yumuşamaya bırakılır. Hemen soğuk suya daldırılarak ılık hale getirilir.

Dövüldükçe sertleşen bakırı önce ısıtıp sonra suya daldırılarak ılıklaştırıp,

yumuşatmaya “tavlama” denir. Tavlama, M.S. 19. yüzyıla kadar hep odun veya

odun-kömürü ateşinde yapılmıştır. En önemli metalürjik keşif olan bakır

“dövme” tekniğinin gelişmesini de sağlamıştır.

b. Cevher-bakır

Bakır cevherleri bol ve yaygındır. Bakır cevherlerinden tasfiye yoluyla bol

miktarda metalik bakır elde edilebilir. Cevherinden ilk ayrılan maden bakır

olmuştur. Tasfiye usulü sayesinde bakır bollaştıktan sonra, eritme, döküm ve

alaşımlar yapma gibi çok önemli keşifler birbirini izledi. Bu keşiflere bağlı

3 Ü. Erginsoy, İslam Maden Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1978, s.11. 4 Forbes,“Extracting, Smelting..., s.587.

Page 27: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

4

olarak da, çeşitli maden sanatı teknikleri gelişti. Son yıllarda Anadolu’da

Neolitik döneme ait yerleşim merkezlerinde doğal bakırın yanı sıra tasfiye

edilmiş bakırın da kullanılmış olduğu görülmektedir.

Çeşitli metalürjik keşiflere ve bu keşiflere bağlı olarak da çeşitli maden

sanatı tekniklerinin gelişmesine yol açmış olan bakır madeni, bakır ve bakır

alaşımları olan tunç ve pirinç, İslamiyet öncesi dönemde Orta Asya da

kullanılmıştır.

2. TUNÇ (BAKIR-KALAY ALAŞIMI)

Tunç, içinde biraz kalay olan bir bakır alaşımıdır. Saf bakır ve gümüşten

daha sert bir maden olmakla beraber çok sağlam bir malzeme değildir. Tunç

değişik maden sanatı tekniklerinin gelişmesine de zemin hazırlamıştır.

Tunç elde etmek için bakıra karıştırılan kalay cevherine, genellikle bakır

cevherlerinin bulunduğu bölgelerde rastlanır5. Ancak kalay cevheri bakır kadar

yaygın olan bir cevher değildir.

Kalay, asırlarca tunç imalatında kullanılmıştır. Roma döneminde bakır

kapların iç kısımlarının kalayla kaplanması yöntemi bulunmuştur. Bakırdan

daha sert ve sağlam bir maden olan tunç soğuk olarak işlenemez, çekiçlenen

tuncun sık sık tavlanması gerekir6.

5 Forbes, “Extracting, Smelting..., s.589; R. J. Forbes, Studies in Ancient Technology, Leiden 1964, s.126-128 6 L. Aitchison, A History of Metals, C. I ve II, New York 1960, s.192-193.

Page 28: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

5

Tuncun diğer önemli bir özelliği de bakır gibi eridiği zaman

kabarcıklanmamasıdır. Bu sebeple döküm için tercih edilen bir maden

olmuştur. Eski çağlarda Roma’da ve Çin’de tunca, bakır deniyordu. Türkçe de

ise bu madene tunç isminin verilmesi Türklerin bu alaşımı çok önceden

bildiklerini işaret etmektedir. Bu da Orta Asya Türklerinin madencilik alanında

çok ileri bir düzeyde olduğunu göstermektedir.

3. PİRİNÇ (BAKIR-ÇİNKO ALAŞIMI)

Pirinç, içinde çinko olan bir bakır alaşımıdır. Bakır ile çinko cevheri ile

kalamin birlikte tasfiye edilerek, tunç kadar sert, sağlam, rengi altın gibi sarı ve

parlak olan pirinç madeni elde edilir.

Pirinç, M.Ö. Birinci binin ilk yarısında bulunmuştur, fakat bu keşfin tarihi

ve yeri bilinmemektedir. Pirinç alaşımı, Orta Asya’da, M.S. 16. yüzyıla kadar

metalik bakır ile çinko cevheri karıştırılarak elde edilmiştir.

Pirinç alaşımı da tunç kadar sert ve sağlam bir madendir; tavlanmadan

işlenemez. Pirinçten çok ince levhaların dövülmesi istendiğinde, alaşımın

içindeki çinko oranının azaltılması gerekmektedir7.

4. ALTIN

Tabiatta bol miktarda yer alan altın ilk bulunan ve üzerinde ilk çalışılan

materyallerdendir. M.Ö. V. binden itibaren ufak süs eşyalarının yapımında

kullanıldığı tahmin edilmektedir.

7 Parr, a.g.e., s.63.

Page 29: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

6

Altın, dağ ırmaklarının yataklarında, alüvyon birikintileri arasında, ufak

külçecikler veya kırıntılar halinde bulunur. Dövülgenliği, paslanmaya karşı

koyma özelliği ve güzel sarı rengi onu takı sanatının en önemli madeni

yapmıştır8. Altın, kuvars kayaların içinde damar halinde mevcuttur.

Kayalardaki altını elde etmek için, kaya parçaları önce çekiçle topaklar halinde

ufalanır, sonra topaklar dövülerek toz haline getirilir. Altın ve diğer maddelerin

karışımı olan bu toz, sığ tabakalarda, çok yavaş akan bir suyun altında yıkanır.

Altın ağır olduğu için dibe çöker, üste çıkan diğer maddeler ise suyla akıp

gider9.

Altın saf bir maden değildir, altının içinde daima doğal bir miktar gümüş

bakır ve demir gibi madenler de bulunur. Roma devrinden itibaren, altını diğer

madenlerden ayırmak için kurşun, tuz ve kükürt ile kupelasyon metotlarının

yanı sıra, başka bir usul daha keşfedilmiş, “altını cıva ile malgama yaparak

ayırma” usulü uygulanmıştır. Cıva-altın karışımı bir potada ısıtıldığında, cıva

buharlaşıp uçar ve böylece saf altın ayrılmış olur10.

Altın kolay işlenebilen bir madendir; soğukken de çekiçlenebilir11 Altından

dövme veya döküm teknikleri uygulanarak istenen her şekil yapılabilir. Altın

sıcak bir madendir. Rengi mat, yüzeyi gizli güneş enerjisi gibi bir etki yaratır.

İnsanlar binlerce yıl önce altını keşfetmişlerdi. Eski topluluklar ve insanlar

yeryüzünde bulundular ve ömürlerini tamamladılar, bu süreç içerisinde birçok

sanat akımı doğdu. İnsanlar altından üretilen materyallerde, daima güneş

8 Ancient Bronze of Kazakshtan Alma-Atı 1998, s. 3. 9 Forbes, “Extracting, Smelting..., s.572. 10 Erginsoy, a.g.e., s.9. 11 Tylecote, a.g.e., s.1.

Page 30: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

7

ışınlarının, güneşin doğuşunun ve batışının aksini gördüler. Altın ve altın rengi

aynı zamanda ateşle de ilişkilendirildi. Bu anlayış evrenseldir ve her yerde

bilinir. Altın eller, altın kalpli, altın gibi saf insan deyimlerinlerinde de olduğu

gibi altın hep pozitif çağrışım yapar. Bu deyimler birçok dilde

kullanılmaktadır. Bu değerli metalin bozulmazlık özelliğinden dolayı, birçok

altın sanat eseri orijinalliğini kaybetmeden günümüze kadar gelmiştir.

Altın, İslamiyet öncesi dönemde gerdanlık, küpe, bilezik, yüzük gibi

takıların hazırlanmasında kullanılmıştır. Altın takıların yanında, kırmızı renkte

yapılmış savaş kıyafetleri de bir ayrıcalığın göstergesiydi. Kazakistan

bölgesinde çıkartılan altın eserlerin bolluğu eski çağlardan beri burada altının

çıkarıldığını gösterir. Eski altın maden ocakları doğu, kuzey, Orta Kazakistan

ve Semireçi’de (Cetitam=Yedidam) bulunur. Yazık ki kaynakların bahsettiği

altın örneklerden günümüze kadar gelebilmiş olanların sayısı çok azdır. Altın

eserlerden bir kısmının yağmalarda kaybolduğu tahmin edilmektedir.

5. CIVA

Cıva, M.Ö. I. binin ilk yarısında Yunan madenciler tarafından

keşfedilmiştir; ancak cıva ile ilgili en erken kayıt, M.Ö. 370 tarihindendir.

Aristo da cıvadan “sıvı-gümüş” deyimini kullanarak bahsetmektedir.

Cıva, bir cıva-kükürt bileşiği olan sinabar (zincifre) cevherinden elde

edilmiştir.

Page 31: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

8

Bu cevher ısıtılınca, içindeki cıva buharlaşır ve sonra tekrar yoğunlaşarak, sıvı halde

potanın dibinde toplanır12. Cıvanın en önemli özelliği, altın ve gümüşle kolay uyum

sağlamasıdır. Yani bu madenler cıvanın içinde çözünerek cıva alaşımları oluştururlar.

Malgamalar, cıva oranına göre sıvı, yarı-sıvı, veya katı hallerde olabilirler. Cıva

İslamiyet öncesi dönemde Orta Asya’da altını saflaştırmada ve yaldızlamada

kullanılmıştır.

6. GÜMÜŞ

a. Doğal-gümüş

Gümüş doğada hem doğal maden, hem de cevher olarak mevcuttur. İlk

kullanılan gümüş, doğal-gümüş olmuştur. Bu maden de altın gibi dere

yataklarından toplanır veya bazı kayaların içinde damar halinde bulunur. Doğal

gümüş çok az miktarlarda mevcut olduğundan, altından daha geç bir tarihte

fark edildiği tahmin edilmektedir. Doğal-gümüşün, M.Ö. IV. binin başlarından

itibaren süs eşyalarının yapımında kullanıldığı görülmektedir13. Gümüş de altın

gibi yumuşak bir madendir; soğukken de çekiçlenebilir.

b. Cevher-gümüş

Gümüş elde edilen başlıca cevherler galen ve gümüş klorürlerdir14.

Galen cevherinin içinde hem gümüş, hem de kurşun madenleri bulunur.

12 Erginsoy, a.g.e., s16. 13 Aitchison, a.g.e., s.45 ve 179; Forbes, Studies in..., s.194; Tylecote, a.g.e. , s.1. 14 Aitchison, a.g.e., s.45.

Page 32: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

9

Galen’in tasfiyesi sonucu, gümüş-kurşun karışımı bir alaşım elde edilir.

Sonra bu alaşım uzun bir süre ısıtılarak, kurşunun oksidasyonla ayrılması ve

geride saf-gümüşün kalması sağlanır15.

Orta, batı ve Kuzey Anadolu’da bol miktarlarda galen ve gümüş-

klorürleri mevcuttur. İlk gümüş tasfiyesinin Anadolu’da yapıldığı tahmin

edilmektedir.

Maden sanatı ustaları, gümüşü istedikleri gibi saf veya gümüş

karışımları yaparak kullanmışlardır. Gümüş hem takı imalinde hem de gündelik

eşyaların yapımında bol miktarda kullanılmıştır.

Orta Asya’da, Orta Çağın tanınan ilk İlak maden ocaklarının arasında

Angren Nehrinin yukarılarında Laşkerek ve Loyak kolları civarında bulunan

maden çıkarma ve eritme ocakları özel konuma sahiptirler. Kazakistan

bölgesinde çok sayıda gümüş maden ocağı bulunmuştur. Laşkerek-Say’da

Yüksek miktarda Galenit içeren büyük cüruf parçaları bulunmuştu.16

Kanımızca gümüş eserlerin bol miktarda bulunmasının başlıca sebebi gümüş

bolluğu ile ilgilidir.

15 Aitchison, a.g.e., s.46. 16 Y. F., Buryakov, “Drevniy Serebryanıy Rudnik Laşkerek” Sovetskaya Arheologiya, No1, Moskva 1965, s.280-285.

Page 33: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

10

7. KURŞUN

Kurşun doğada saf olarak bulunan bir maden değildir. Bir kurşun

sülfürü olan galen cevherinden tasfiye yolu ile elde edilir.

Galen cevheri tasfiye edilince, gümüş-kurşun karışımı bir madde ortaya

çıkar. Sonra gümüş ve kurşun birbirinden ayrılır17. Erimiş haldeki gümüş-

kurşun karışımının üzerinden hava akımıyla geçirilerek, kurşunun okside

olması sağlanır. Gümüşten ayrılmış olan kurşun-oksidi, tekrar tasfiye edilerek

metalik kurşun elde edilir.

Son yılların arkeolojik kazı sonuçları, Anadolu’da Çatalhöyük’te, M.Ö.

VII. bine ait seviyede, tasfiye edilmiş kurşun topakları bulunduğunu

göstermektedir18. Böylece bakır gibi kurşunun da ilk olarak Neolitik Çağda ve

Anadolu’da tasfiye edildiği anlaşılmaktadır.

Erime noktası düşük olan kurşun, Orta Asya’da daha çok lehim

alaşımlarında ve kolay okside olması nedeniyle soy madenlerin saflaştırılması

işlemlerinde kullanılmıştır. Bazen de bir miktar kurşun, döküm yapılacak olan

bakır alaşımlarına, akıcılık vermesi için karıştırılmıştır.

17 Tylecote, a.g.e., s.73, 79. 18 J. Mellaart, Çatalhöyük, a Neolithic Town in Anatolia, New York 1967, s.22.

Page 34: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

11

8. BRONZ

Bronz alaşımının bulunuşu yeni bir dönemin başlangıcı değil aynı

zamanda ekonomi ve savunma alanında bir devrimdir. Dayanıklılık, düşük

erime noktası ve güzel metal rengi onu maden sanatının en iyi metali yaptı.

Bu alaşım en uygun olarak dokuza bir oranında, iki metalden

oluşmuştur. Bunlar bakır ve kalaydır. Kurşun, antimon ve arsenik diğer

özelliklerini vermek üzere eklenmiştir. Erken bronzun kimyasal ve tayf analizi

bronz metalürjisinin ilginç oluşumunu açığa çıkarmaktadır. Eski ustaların

bronzu daha dayanıklı ve güzel yapmak için değişik alaşım oranları ve katkı

maddelerini denediklerini ortaya çıkarmaktadır.19.

Kazakistan’ın zengin kurşun ve bakır rezervleri M.Ö. VII-II yüzyıllarda

bronzun burada geliştiğini göstermektedir. Bunlar Andronovo20 ve sonraki

kültürlerdir. Adronovo kültürünün erken aşamalarında bakır ve bronz ustaları

döküm, demir dövme ve kabartma üzerine çalıştılar. Mızrak başları, ok uçları,

satırlar, baltalar bronzdan yapılmıştı. Kullanım amaçlarına rağmen, bu eşyalar

stilistik biçimde imal edilmiştir. Doğu ve Batı Kazakistan’da bulunan bazı

baltalar eşkenar dörtgenler, üzengiler ve halkalar gibi geometrik şekillerle

süslenmişti.

19 Ancient Bronze..., s.4. 20 M.Ö. 1700 ile 1200 yılları arasında yine Sibirya’da başlayan yeni bir kültür, adını yukarı Yeniseyde ki Andronovo sitesinden alır.İnsanları savaşçı ve göçebedir.( Bakınız: “Hun Öncesi Dönem” İslamiyet Öncesi Dönem Türk Dünyası Kültür Atlası, s.7.)

Page 35: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

12

Maden ustalarının zengin yaratıcı düşünceleri, ayrıntılı çalışma,

minyatür büyüklükleri ve bazı öğelerin kalıplarının kullanılması yönlerinden

çok iyi çalışmalar olan mükemmel süs eşyaları ve giysiler yaratmalarına olanak

kılmıştır.

Dövülerek, törpülenerek kıvrılarak bolca süslenen geometrik rozetler

giyilebilen süslemelerin çoğunu oluşturur. Süsleme eşyası güneş-yıldız

inancının büyük etkilerini gösterir. Bu tuhaf güneş daireleri uğur olarak

giysilerin üzerlerine işlenmişti.

Maden ustaları, çeşitli tiplerde bronz döküm boncuk ve bilezikler ve

konik sarmal sonlu bilezikler üreterek büyük beceriler kazandılar. Ağır bronz

aynaların üretimi, bronz döküm sanatında önemli bir yer alır.

9. DEMİR-ÇELİK

a. Doğal- demir

Demir doğal maden, hem de cevher olarak mevcuttur. Doğal demir

içinde bol miktarda nikel bulunur. Cevherden tasfiye edilen demirde nikel

olmadığından, analiz yoluyla meteorik demir kolayca ayırt edilebilir21. İlk

kullanılan demir, meteorik demir olmuştur. Meteorik demir parçalarının üzeri,

doğal bakır gibi ince bir oksit tabakasıyla kaplıdır; bu nedenle kolay

farkedilmez. Ancak demir taştan daha ağır bir madde olduğu için Eski Çağ

insanınca farkedilmiş bakır, altın gümüş, kurşun gibi madenlerin keşfinden bir

süre sonra meteorik demir de kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca demirin

21 Erginsoy, a.g.e. s.14

Page 36: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

13

paslanmaması için bakırdan faydanılmaktaydı22. Eski çağ insanlarının

meteorik demirin gökten geldiğini sandıkları anlaşılmaktadır. Sümer dilinde ve

diğer bir çok eski dillerde bu maden için “gök madeni” veya “gökten gelen taş”

deyimleri kullanılmıştır. Gökten gelen meteorik demirin bu devrin insanları

için tılsımlı bir anlam taşıdığı tahmin edilmektedir23.

b. Cevher-demir

Demir cevherleri doğada bol miktarda bulunmaktadır. Demir

cevherlerinin parlak ve metalik görünümleri vardır. Bakır, gümüş ve kurşun

cevherlerini tasfiye etmeyi başaran Eski Çağ insanının, madeni görünümlü olan

demir cevherlerini de tasfiyesini denemiş olduğu bir gerçektir. Ancak demirin

cevherinden ayrılabilmesi için çok yüksek sıcaklık gerektiren tasfiye fırınları

gerekmektedir. Demir, bakırın tasfiye edildiği 800°C ısıda tasfiye edilecek

olursa, madene benzemeyen, yumuşak, sünger dokulu ve kolayca dağılan bir

topak elde edilir; bu topak tavlansa da işlenemez24. Bu sebeple işlenebilir

sertlikte demirin elde edilmesi mümkün olamamıştır.

Demirin kalitesi, içine karışan karbon miktarına bağlıdır. Demirin

içindeki karbon artıkça demir sertleşir ve dayanıklılığı artar. Dövme demir, ilk

olarak M.Ö. II. bin başlarında, Anadolu’da Toroslar’dan Kafkasya’ya kadar

uzanan dağlık bölgede elde edilmiş ve M.Ö. 1900-1400 tarihleri arasında

yalnızca bu bölgede kullanılmıştır. İçinde % 25 oranında karbon bulunan 22 C.K.Kabanov,“Pogrebeniye Voina V Doline R. Kaşka-Darya” Sovyetskaya Arheologiya,

No 3, Moskva 1963, s.236-240 23 Forbes, Studies in..., s.215. 24 Erginsoy, a.g.e., s.15

Page 37: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

14

dövme demir, işlenebilir bir maden olmasına rağmen, bu maden de ancak tunç

ile aynı sertliktedir. Bu nedenle alet ve silah yapımında kullanmak için tunçtan

daha üstün bir malzeme değildir.

Tunç ve dövme demirden daha sert ve sağlamlık bakımından üstün olan

maden, içinde daha çok miktarda karbon bulunan ve bir demir karbon karışımı

olan “çelik”tir. Çelik, ilk olarak M.Ö. 1400 dolaylarında ve gene Anadolu’da,

Hitit madencileri tarafından keşfedilmiştir. Çelik, dövme demirin, ikinci bir

ısısal işleme tabi tutulmasıyla elde edilir.

Anadolu insanı tarafından keşfedilen çelikleştirilmiş demir hayatı

büyük ölçüde değiştirmiştir. Kafkasya’nın en önemli ve değerli madeni

olmuştur. Hititler çeliğin yapımı ile ilgili bilgileri bir sır gibi saklamışlardır,

ancak M.Ö. 1100’den itibaren çeliğin yapımı bir sır olmaktan çıkmıştır. Bu

tarihten sonra gerçek bir “Demir Çağı” başlamış; nasıl M.Ö. III. binden den

sonra tunç alaşımı taşın yerini aldıysa, demir-çelik de, M.Ö. I. binden itibaren,

özellikle alet ve silah yapımında, tuncun yerini almıştır.

Demir cevherleri bol olduğu için, çelik aletler tunçtan daha ucuza imal

edilmiştir. Çelik aletlerin kullanılması yeni maden sanatı tekniklerinin

gelişmesine yol açmıştır. Orta Çağda çeliğin Eski Çağ usulleri ile elde

edilmesine ve yakıt olarak da hep odun kömürü kullanılmasına sürdürülmüştür.

Page 38: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

15

B. MADEN SANATI TEKNİKLERİ

I. MADENİ ESERLERİN YAPIM TEKNİKLERİ

a. Dövme Tekniği

Orta Asya eserlerinin yapımında, “dövme” ve “döküm” olmak üzere,

başlıca iki teknik kullanılmıştır. Dövme, doğal madenlerin ilk

keşfedilmesinden itibaren kullanılan en eski maden sanatı tekniğidir. Madenler

bölümünde belirtmiş olduğumuz gibi, M.Ö. VII. binde, Anadolu’da, ufak ve

yassı biçimlerdeki tabii bakır parçalarından dövme tekniği uygulanarak iğne,

bız, kanca gibi aletler ve bazı süs eşyaları yapılıyordu. Doğal bakırdan kısa bir

süre sonra keşfedilen altın, gümüş, ve elekturum gibi yumuşak madenlerin

soğuk haldeyken çekiçlenmeleri daha kolaydı. Erken devirlerde doğal

madenler, sapsız taş çekiçlerle, taş örsler üzerinde dövülerek işleniyordu.

Dövme tekniği, madeni keşiflere bağlı olarak gelişmiştir. Tavlamanın,

yani madeni ısıtarak yumuşatıp, işlenir hale getirmenin keşfedilmesinden

sonra, iri ve yumru şeklindeki bakır parçalarının da dövülerek işlenmesi

mümkün olmuştur25. Böylece daha büyük parçalardan istenen şekillerde eserler

yapılabilmiştir. Tasfiye yoluyla cevherden maden elde etmek

gerçekleştirildikten sonra, madenler bollaşmış ve çeşitlenmiş; maden sanatı

tekniklerinin gelişmesine yol açan diğer madeni hamleler birbirini izlemiştir.

Tasfiyeden kısa bir süre sonra madenlerin potada eritilmesi; bunun ardından da

erimiş madenlerin istenen biçimlerde hazırlanmış taş veya kil kalıplara

25 Aitchison, a.g.e., s.21.

Page 39: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

16

dökülerek dondurulması, yani “döküm” usulü keşfedilmiştir. Dökümün

başarılması, dövme tekniğinin gelişiminde tavlama kadar önemli rol

oynamıştır.

Artık dövülerek yapılacak olan eserin madeni, önce istenen kalınlıkta ve

büyüklükte bir tabaka halinde yuvarlak kalıplara dökülüyor, sonra tomruk

denen bu disk, ağır çekiçlerle dövülerek levha haline getiriliyordu. Çeşitli

madenlerden hazırlanan bu levhalardan dövme usulüyle istenen herhangi bir

şekil yapılabiliyordu.

Dövme tekniği, çeşitli eserlerin yapımında kullanılmış; zaman

ilerledikçe hem dövme yöntemleri hem de dövme aletleri gelişmiştir. Tunç

Çağında taş aletlerin yerini tunç aletler; Demir Çağında itibaren tunç aletlerin

yerini çelik aletler almıştır. Dövme usulüyle içi boş bir kap yapmak için, 1

veya 2 mm. kalınlığında, yuvarlak bir levhayla işe başlanıyordu26. Sanatçı,

kullanacağı levhayı ya kendi istediği madenden dökmüş ve sonra döverek ince

bir levha haline getirmiş; veya dilediği cins, boy ve kalınlıkta hazır levhalar

satın almıştır27. Dövme tekniği ile yapılacak eserler için genellikle gümüş veya

pirinç madenleri tercih edilmiştir.

Daire biçimindeki tek parça levhadan dövme tekniği ile, “çökertme”

veya “yükseltme” usulleri uygulanarak, herhangi bir şekil yapılabilir. Dövmede

“çökertme” usulü kullanılacaksa, ufak ve kalınca bir levha ile işe başlanır;

“yükseltme” usulü için ise, daha ince ve daha büyük bir levha seçilir.

26 H. Maryon, “Metalworking in the Ancient World”, American Journal of Archaeology, C. 53, New York 1949, s.94. 27 H. E. Wulff, The Traditional Crafts of Persia, Massachusets 1966, s.22.

Page 40: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

17

Dövme usulü ile çalışmak için sert ve sağlam bir kütük, bu kütüğe

saplanacak çeşitli biçim ve boylarda örsler ve madeni dövecek çeşitli boy ve

şekillerde çekiçler gereklidir.

Dövme kütüğü, kalın bir ağacın gövdesinden elde edilir. Daha çok sert

bir ağaç olan karaağaç tercih edilir. Kütüğün üzerinde, değişik boy ve

derinliklerde, dairevi çökertme çukurları, kenar kısmında da bir çökertme

oluğu bulunur28.

1. Örsler

Yapılacak işe göre, çeşitli biçimlerde çelik örsler kullanılır. En çok

kullanılan T- şekillindeki örslerdir. Eserin yapımında yükseltme usulü

uygulanacaksa, işe daima T-örs üzerinde başlanır; sonra gerekiyorsa, kap başka

tip bir örse aktarılabilir. Büyük boy T-örsün her iki kolu da 30 cm.

uzunluğundandır.

Kaide örsleri denilen örsler, dairevi planlı aşağıdan yukarıya doğru

hafifçe genişleyen, üstleri düz örslerdir. Bu örslerin sapları kare kesitli ve uzun

olur. Kaide örsleri, dibi düz olan tasların işlenmesinde kullanılır.

Maden sanatı ustasının sık sık kullandığı diğer bir örs, “at” olarak

isimlendirilen bir alettir. Bu aletin yassı kollarının uç kısmında ufak, kare

şeklinde delikler bulunur. Çeşitli biçimlerdeki ufak örslerin uzun ve kare kesitli

olan sapları, “at” ın kollarındaki deliklere sokulur. Ufak örslerin yüzleri yivli,

konveks, konik gibi değişik şekillerde olabilir; bu örslerin uzun saplı oluşları,

28 Maryon, Metalworking..., s.88.

Page 41: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

18

eserin herhangi bir kısmında kullanılabilmelerini sağlar29. Örslerin yüzeyinde

çizik, oyuk, veya herhangi bir işaret bulunmaması gerekir. Eserin kalitesi,

örsün sathına göre değişebileceğinden, örslerin üzeri pürüzsüz ve cilalı

olmalıdır.

2. Çekiçler

Yirmi kadar çekiç tipi vardır. Gerektiği yerde ve şekilde kullanılır.

Yükseltme çekiçleri, bir yüzleri düz, diğer yüzleri yuvarlak olan, iki yüzlü

çekiçlerdir. Bu çekiçlerin kenarları ve köşeleri madeni levhayı kesmemesi için

yuvarlatılmıştır. Yükseltme çekiçlerinin yüzleri en az 3.5 cm eninde, sapları da

30-40 cm uzunluğunda olur.

Yükseltme işleminde, çelik çekiçlerle beraber tokmaklar ve boğa

boynuzundan yapılmış çekiçler de kullanılmıştır. Boynuz çekiçlerin uç kısmına

kurşun doldurularak ağırlaşması sağlanır. Tahta tokmak ve boynuz çekiç, çelik

çekiçlere göre madeni daha az zedeler.

Düzeltme işleminde kullanılan çekiçlerin bir tarafında düz ve daire,

diğer tarafında düz ve kare olmak üzere, iki yüzleri vardır. Yüzleri düz olan bu

çekiçlerin büyük ustalık ve dikkatle kullanılması gerekir, aksi halde kenar ve

köşeler her darbede maden üzerinde iz bırakır. Çökertme işleminde küre yüzlü

çekiçler tercih edilir. Tepsi, tabak, tas gibi yuvarlak eserlerin orta kısımları bu

çekiçlerle çukurlaştırılır30.

29 Maryon, Metalwork and Enameling, New York 1971, s. 87-88. 30 Erginsoy, a.g.e., s.21.

Page 42: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

19

3. Yükseltme Tekniği

Yüksek ve derin kaplar, genellikle dıştan çekiçleme uygulanarak,

yükseltme usulü yapılır31. Yükseltme işine ince ve büyücek, yuvarlak bir

levhayla başlanır. Bu levha örs üzerinde, dıştan çekiçlemeyle istendiği kadar

yükseltilebilir. Yükseltmede, eserin boy ve biçimine göre, ufak veya büyük,

üstü düz örsler kullanılır. Sağlam bir kütüğe saplanmış olan yükseltme

örslerinin kenarları, madeni levhayı kesmemesi için yuvarlatılmıştır.

Yükseltme işleminde, bir yüzü düz, bir yüzü konveks fakat her iki yüzü de aynı

ende olan iki yüzlü yükseltme çekici kullanılır. Bu çekicin de kenarları ve

köşeleri levhayı kesmemesi için yuvarlatılmıştır. Yükseltme yapılırken daha

çok çekicin düz olan yüzüyle çalışılır. Ancak istenen yükseklik elde

edilememişse veya madenin daha incelmesi isteniyorsa, bu kez çekicin

konveks yüzü kullanılır. Çok ince bir levha üzerinde, yükseltme yapılıyorsa, bu

durumda da, yüzü daha dar olan bir yükseltme çekici ile çalışmak gerekir.

Yükseltme yapılırken, öncelikli olarak kabın kaidesi levhanın ortasına

pergelle işaretlenir. Kaidenin merkezi ve çevresi hafifçe çizilerek belirtildikten

sonra, usta levhayı örsün kendine doğru uzanan kolunun uç kısmına, kaidenin

çevre çizgisi örsün ucuna rasgelecek şekilde yerleştirilir. Levha sol el ile sıkıca

tutulur ve sağ eldeki çekicin düz yüzüyle kaide çizgisinin biraz dışına sertçe bir

darbe vurulur. Bu darbeyle kabın yan kenarlarını oluşturacak kısım, bir köşe

yaparak döner ve örsün sathına paralel olur. Sonra levha örs üzerinde biraz

döndürülerek aynı şekilde çekiçlemeye devam edilir. Böylece kaideyi oluşturan

dairenin kenarları çepeçevre çekiçlenir ve kabın yan duvarları ortaya çıkmaya

31 R. Sandham, R. F. Willmore, Metalwork, London 1962, s.98.

Page 43: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

20

başlar. Yan duvarların alt kısmından başlanarak ve hep levha döndürülerek,

ikinci, üçüncü, dördüncü sıralar çekiçlenir. Dövülen maden sertleştiğinden,

arada bir kap örsten alınarak tavlanır ve suya daldırılır. Sonra yine

çekiçlenmeye devam edilir. Kabın her sefer örs üzerine aynı açıda konmasına

özellikle dikkat edilir. Böylece aşağıdan yukarı doğru, daireler üzerinde

çalışılarak kabın ağzı istenen çapa yaklaşıncaya ve yan duvarlar arzu edilen

yüksekliğe ulaşıncaya kadar, çekiçlemeye sürdürülür. Ağız kenarına

yaklaşırken maddenin katlanarak bir kıvrım oluşturmamasına çok dikkat edilir.

Yükseltme yapılırken, her konsentrik sıra arasında hafif sırtlar oluşur; bu

dalgalar sonradan düzeltme çekiciyle yayılarak giderilir. Yükseltmeden sonraki

genel çekiçlemede yine aşağıdan yukarı doğru yapılır.

Yükseltme işleminde, kenarların yükselebilmesi için, darbelerin

kuvvetli olması şarttır. Levhanın fazlaca incelip delinmemesine de dikkat

edilmesi gerekmektedir. Bazan levhanın örsün ucuna rasgelen kısmı darbelerle

gereğinden fazla incelir; bu durumda daha ufak çapta yeni bir kaide çizilerek,

yani kaide küçültülerek, incelen kısmın delinmesi önlenir.

Yükseltme usulü ile bir kap yapılırken, istenen yerlerde köşeler

dönülerek kaba çeşitli profiller verilebilir. Usta kabın yukarı kısmını dilediği

kadar daraltamamışsa, bunun sebebi o kısımdaki madenin çok incelmiş

olmasıdır. Bu durumda daha dar yüzlü bir yükseltme çekici kullanılarak, levha

biraz daha inceltilip yükseltilebilir; böylece eserin ağız kısmı daha

daraltılabilir.

Page 44: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

21

Planı kare veya çokgen olan bir kabı yükseltme usulü ile yapmak çok

daha zordur. Kabın üst kısmını köşelerde daraltmak imkansızdır. Bu biçimde

olması istenen tek parça eserler başka tekniklerle, genellikle “döküm” le

yapılır.

Kaidesi daire veya oval olan yan duvarları düz bir kabı yükseltme usulü

ile ortaya çıkarmak güç bir iş değildir. Fakat eserin yan duvarlarında

diklemesine yivler olması isteniyorsa, ustanın bu iş için özel bir örs veya başka

tip aletler kullanılarak çalışması gerekir. Yivler, ya üstü yivli bir örs üzerinde

çekiçlenerek elde edilir; veya kabın yapılması bittikten sonra, içinde bitum32

doldurularak ve repouse aletleri ile dıştan çalışılarak yapılır. Ancak bu usulle

yiv yapılırken, her tavlama gerektiğinde, kabın içindeki bitumun dışarı

çıkarılması gerekir.

Yükseltme usulüyle daha köşeli, çökertme usulüyle ise daha yuvarlak

bir profil elde edilir. Hangi usulle yapılırsa yapılsın, dövülerek ortaya çıkarılan

eserler, kap son şeklini aldıktan sonra, uygun biçimlerdeki örsler üzerinde bir

genel çekiçlemeye tabi tutulur. Böylece istenmeyen köşeler ve dalgalar

düzeltilir. Sonra da kap, düz bir yüzeye baş aşağı konarak, ağız kenarı tesviye

edilir33.

Madeni eserlerin yapımı bittikten sonra, mamulün dışına bir keçe ile

haşhaş tohumu yağı ve zımpara tozu karışımı sürülerek son bir cila yapılır34.

32 Bitum: Zift, kiremit tozu, çam sakızı ve don yağı karışımı bir maddedir. 33 Erginsoy, a.g.e., s.24. 34 Wulff, a.g.e., s.27-28.

Page 45: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

22

Eserde emzik, dudak, kulp gibi kısımlar ayrıca yapılıp gövdeye sonradan

lehimle birleştirilir.

Dar ağızlı bir eserin, örneğin bir ibriğin boyun kısmına yüksek kabartma bir

bilezik yapılması isteniyorsa, bu iş için uzun kollu, özel bir alet kullanılır. Aletin

kabartmayı yapacak olan ucu, ufak bir topuz şeklindedir. Bu uç, el ile tutulan

aletlerin giremeyeceği dar yerlere sokulur ve nereye bir çıkıntı yapılması isteniyorsa

topuz o kısma yerleştirilir. Kolun diğer ucu, sağlam bir kütüğe saplanmıştır. Sonra

kolun kütüğe yakın olan yerine, demir bir çubukla hızlıca bir darbe vurulur; bu darbe

ile topuz içten esere hızla çarparak o kısımda bir çıkıntı oluşturur. İstenen

büyüklükteki bir kabartma elde edilene kadar bu işlem tekrarlanır. Sonra alet eserin

içinden çıkartılarak kap tavlanır ve kabartmanın içine bitum doldurulup, dıştan

düzeltilir35.

Geniş ağızlı kapların kenarlarının sağlam olması için bu kısım madeni

genellikle biraz kalın bırakılır, bazan da ağız kenarına çelik bir tel geçirilerek ve

levha bu telin üzerinde döndürülerek kenar sağlamlaştırılır.

b. Çökertme Tekniği

Sığ ve ağzı geniş olan tabak, sini sahan, tas gibi kaplar genellikle içten

çekiçlenerek, “çökertme” usulü ile yapılır.

İşe genellikle yapılacak kabın bitmiş kalınlığından daha kalın bir

levhayla işe başlanır, çünkü bu levha çekiçlenirken esneyecek ve daha

incelenecektir.

35 Erginsoy, a.g.e., s.25.

Page 46: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

23

Levha ne kadar uzun süre çekiçlenirse, tas o kadar derin ve ince duvarlı

olur. Çökertme işleminde levhanın çapı değişmez, yalnızca tas çukurlaştıkça

maden incelir.

Çökertmede en kolay yöntem, levhayı kütüğün üzerindeki çukurun

içine bir tokmak veya küre yüzlü çökertme çekici kullanarak çekiçlemek veya

kütüğün kenarındaki oluk üzerinde çökertme yapmaktır.

Tavlamadan sonra tekrar kabın orta kısmından başlanıp, dış kenarlara

gidilerek, çekiçlemeye devam edilir. İstenen boy ve biçimde bir tas ortaya

çıktıktan sonra, yassı ve düz yüzlü düzeltme çekici ile kabın şekline uygun

konveks bir örs üzerinde bu defada dıştan çekiçleyerek fakat darbeleri yine

ortadan dışa doğru yürüterek, “genel düzeltme” yapılır. Umumi çekiçlemede,

madenin darbelerle daha fazla esnetilmemesine ve yer yer çıkıntılar

oluşmaması için de aynı noktalara üst üste vurulmamasına dikkat edilir.

c. Döküm Tekniği

Potada eritilen madenlerin istenen biçimde hazırlanmış kalıplara

dökülerek dondurulmasına “döküm” denir. Dövme usulünde, usta her parça ile

tek tek ilgilendiğinden bu teknikle çalışmak zaman almaktadır. Döküm

usulünde ise çok sayıda eser birden dökülebilir. Kalkolitik Çağ’dan beri bilinen

ve yüzyıllar boyu çeşitli teknik gelişmeler gösteren döküm usulü Orta Asya’da

dövme tekniği ile beraber kullanılmış havan, mangal, buhurdan, ayna, şamdan

gibi eserler genellikle bu teknikle yapılmıştır.

Page 47: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

24

1. İçi Dolu Döküm

Dökümcülüğün teknik gelişmeler gösteren çeşitli aşamaları olmuştur.

Başlangıçta döküm, taş veya kilden hazırlanmış, üstü açık kalıplara yapılmıştır.

Taş kalıbın özelliği, sıcak maden döküldüğünde çatlamaması ve kil

kalıplarda olduğu gibi, her sefer yeni bir kalıp hazırlamayı gerektirmemesidir.

Fakat taştan kalıp yontmak hem zor hem de vakit alan bir iştir. Bu sebeple kil

kalıplar tercih edilmiştir. Kil ıslakken kolayca şekillendirilebilen bir

malzemedir. Yüksek ısıda fırınlanmış kilin erime noktası çok daha fazla

olduğundan, döküm kalıpları için kil çok uygun bir malzeme teşkil eder36.

Dökümün iyi sonuçlanabilmesi için madenin yavaş bir şekilde

soğuması gerekir. Maden üstü açık kalıplara dökülürse kısa sürede donar ve

döküm başarısız olur. Bunu fark eden eski çağ ustaları kalıpların üzerine yassı

bir taş parçası veya kilden yapılmış bir kapak koyarak döküm yapmayı

denemişlerdir.

Tuncun keşfinden sonra, döküm tekniğinde hızlı değişimler olmuştur.

Tunç, döküm için çok elverişli bir madendir. Erimiş tunç dökülürken bakır gibi

gazlanıp, kabarcıklanmaz.37 ve kalıbın en ufak ve derin girintilerinin içine

kadar yayılır.

36 G. Savage, Concise History of Bronzes, London 1968, s.18. 37 Aitchison, a.g.e., s.17.

Page 48: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

25

Soğurken geri çekilen tuncun, kalıptan ayrılması da daha kolay olur38.

Dökümün yapıldığı kalıp tek parçadansa, maden donduktan sonra kalıbın

kırılarak çıkarılması gerekir. Tunç çağının başlarında ( M.Ö. 3000 dolayları)

iki veya çok parçalı, kapalı, kalıplara döküm yapma usulü bulunmuş; bu

yöntem sayesinde aynı kalıpların bir çok defa kullanılması sağlanmıştır.

Çok parçalı kapalı kalıba döküm için istenen eserin kilden bir modeli

yapılır; sonra bu modelin üzerine, yine kilden bir dış kalıp hazırlanır. Dıştaki

kalıba madenin dökülebileceği ve hava kabarcıklarının çıkabileceği delikler

açılır ve kalıp iki veya dört parçaya kesilerek modelin üzerinden çıkarılır.

Kesilen kalıp parçaları belirli bir sertliğe gelinceye kadar fırında pişirilir ve

parçalar tekrar birleştirilerek dıştan bir tel ile sıkıca bağlanır. Bundan sonra

kalıbın deliklerinden içeriye erimiş maden akıtılarak döküm yapılır39. Yavaş

yavaş soğumaya bırakılan maden iyice donduktan sonra, parçalı kalıplar

çıkarılır. Bu usulle dökülen eserlerin üzerinde, kalıpların ek yerleri hafif bir

çizgi halinde belli olur.

İçi dolu (masif) eserler hem ağır, hem de çok maden harcandığı ve

masraflı olduklarından, bu teknikle büyük boy eserler yapılabildiği halde

genellikle ufak ebatta eserler ortaya konmuştur.

38 Savage, a.g.e., s.17. 39 Maryon, Metalwork..., s.203.

Page 49: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

26

2. İçi Boş Döküm Tekniği

İçi boş döküm yönteminde, kil kalıbın içine yine kilden hazırlanmış bir

çekirdek yerleştirilir ve döküm çekirdekle dış kalıbın arasına yapılır40. Dış

kalıp tek parçadansa, maden donduktan sonra kalıbın kırılarak çıkarılması

gerekir. Dış kalıp çok parçalı ise, dökümden sonra bu parçalar kırılmadan

çıkartılarak bir çok kereler daha kullanılabilir.

Çekirdeğin döküm esnasında yerinde oynamaması için çekirdek dış

kalıba madeni çivilerle tutturulur. Ancak bu çivilerin, erime noktası kabın

döküleceği alaşımın erime noktasından daha yüksek olan, saf bir madenden

olması zorunludur; aksi halde, sıcak alaşım kalıba döküldüğünde, çekirdeğin

tutturulduğu çivilerde eriyerek eserin madenine karışır41.

Dış kalıba madenin akıtılacağı delikler ve kanallar açılır; erimiş

madenin içindeki hava da bu deliklerden dışarı çıkar. Eserde hava

kabarcıklarının oluşmaması için çekirdeğe de ufak deliklerin açılması gerekir.

Çekirdeğin ve dış kalıbın yapıldığı hamura kum, kiremit kırıntısı, talaş, kemik

tozu, saman ve gübre gibi maddeler karıştırılır. Böyle bir kil sünger dokulu

olduğundan, hava kabarcıklarının çıkmasına yardımcı olur42.

40 Maryon, J. Plenderleith,”Fine Metalwork”, History of Technology, C. I, Oxford 1956, s.626. 41 Tylecote, a.g.e., s.110. 42 Maryon, Plenderleith, a.g.e., s.627.

Page 50: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

27

Kilden yapılan kalıbın ve çekirdeğin, dökümden önce tamamen

kurumuş olması şarttır; aksi halde sıcak maden döküldüğünde buharlaşma olur

ve bu nem madenin yüzeyini bozar43.

Kalıp ve çekirdek açık havada kurutulurken, kil yer yer çatlar. İri

çatlaklar derhal sıvanarak onarılır, ufak çatlaklar ise döküm sırasında havanın

çıkmasına yardımcı olduğu için bırakılır. Kurutulan kalıplar dökümden önce

yüksek ısıda, belirli bir sertliğe gelinceye kadar fırınlanır ve kalıplar daha

sıcakken içlerine maden akıtılarak döküm yapılır44.

3. Balmumu Tekniği

M.Ö. III. binin ikinci çeyreğinde, “cire perdue” denen diğer bir döküm

tekniği icat edilmiş; balmumunun kullanıldığı bu teknik ile içi boş veya içi dolu

büyük veya küçük, en karmaşık şekillerin bile dökümle yapılması mümkün

olmuştur. Cire perdue tekniği ile dökülecek eser ufak ise içi dolu döküm,

büyükse içi boş döküm yöntemi yapılır.

Klasik çağda orijinal modelin kil veya tahtadan yapıldığı böylece aynı

modelin çeşitli kereler kullanılabildiği bir cire perdue yöntemi geliştirilmiştir.

Orta çağda ise önce istenen eserin modeli kil veya tahtadan hazırlanır ve bu

modelin üzerine kilden çok parçalı kalıplar yapılır. Sonra parçalı kalıplar

açılarak içteki esas model dışarı çıkarılır ve başka bir sefer tekrar kullanılmak

üzere saklanır. Modelin şeklinin negatif olarak çıkmış olduğu parçalı kalıpların

içi, dökülmesi istenen eserin kalınlığında, balmumu tabakasıyla kaplanır ve

43 Tylecote, a.g.e., s.107. 44 Maryon, Plenderleith, a.g.e., s.630.

Page 51: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

28

orta yere tekrar kilden yapılmış bir çekirdek yerleştirilir. Parçalı kalıplar

balmumunun üzerine sıkıca bastırılarak, eserin şeklinin bu defa pozitif olarak

balmumunun üzerine bir kat ince kil, bir kat da kaba kil sıvanarak, tek parça

kapalı bir kalıp yapılır. Bu kalıba delikler ve kanallar açılarak ve kalıp baş

aşağı çevrilerek fırına konur. Isı ile eriyen balmumu dışarı aktıktan sonra, kalıp

fırından çıkarılır ve boşalan yere erimiş maden akıtılarak döküm yapılır.

Maden donunca, tek parça dış kalıp kırılarak çıkarılır ve döküm yollarına

dolmuş olan, eserin üzerindeki çıkıntılar dipten kesilerek, yerleri törpülenir. Bu

döküm usulünde dış kalıp olarak çok parçalı kalıplarda kullanılabilir; ancak

çok parçalı kalıplar eser üzerinde çizgi halinde izler bıraktığı için, çoğu zaman

kalıp izi bırakmayan tek parça bir dış kalıp tercih edilir45.

Döküm hangi teknikle yapılırsa yapılsın, çok büyük eserler genellikle

birkaç parça halinde dökülür ve sonra bu parçalar lehimle birleştirilir.

d. Tornada Çekme

Çömlekçi çarkında, ekseni etrafında dönme hareketinden

faydalanılarak, ıslak kilden eserler yapılabildiği gibi aynı prensiple çalışan

torna tezgahında da, yuvarlak madeni levhalar kullanılarak, yuvarlak gövdeli

içi boş eserler meydana getirilir46.

M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren kullanılan tornada çekme yöntemi Orta

Asya da uygulanmıştır. Madeni eserler tornada iki ayrı yöntemle

şekillendirilebilmiştir:

45 Maryon, “Fine Metal Work”, History of Technology, C. II, Oxford 1956, s. 478. 46 C. Arseven, “Le metal”, Les Arts Decoratifs Turcs, İstanbul 1950, s. 129.

Page 52: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

29

Birinci yöntemde istenen kabın şeklinde hazırlanmış tahta bir kalıp

torna tezgahına yerleştirilir ve kabın yapılacağı disk biçimindeki madeni levha

tavlanıp, bu kalıbın üzerine orta yerinden çivi ile tutturulur. Sonra torna tezgahı

çalıştırılarak bir yandan kalıbın hızla dönmesi temin edilir; diğer yandan da

uzunca ve ucu madeni zedelemeyecek şekilde yuvarlatılmış, çelik bir alet

kullanılarak, kalıba çivilenmiş olan levhaya dıştan bastırılır. Bir süre sonra

levha kalıbın üstüne dönerek, kalıbın şeklini alır. Kap tornadan alındıktan

sonra, içindeki tahta kalıp çıkarılır. Bu usulle yapılan örneklerin dış

kısımlarında daireler halinde izler kalır.

İkinci yöntemde, bir tahta bloğun içine istenen kabın şeklinde bir çukur

oyulmak suretiyle kalıp hazırlanır ve bu kalıp torna tezgahına yerleştirilir.

Madeni levha tavlandıktan sonra, bu oyuğun üzerine konup kenarlarından

çivilerle bloğa tespit edilir. Torna çalıştırılıp kalıp dönmeye başlayınca, gene

uzun kollu ve ucu yuvarlatılmış alet ile levhaya bastırılarak, levhanın oyuğun

içine girmesi ve oyuğun şeklini alması sağlanır. Bu yöntemle yapılan

örneklerin de iç kısımlarında konsentrik daireler halinde izler kalır47.

47 Tornada şekillendirme usulleri için bak: Maryon, “Metalworking in the...”, s.101-102.

Page 53: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

30

e. Madeni Parçaları Birleştirme Teknikleri (Kaynak, Lehim, Perçin)

Dövme veya döküm tekniği uygulanarak yapılan madeni eserler lehim,

perçin veya kaynak yöntemleriyle birleştirilir.

1. Kaynak

Kaynak, maden parçalarını, çok yüksek ısı veya basınç (çekiçleme)

kullanarak birleştirme yöntemidir48. Soğuk – basınç ile kaynak, sıcak – basınç

ile kaynak ve füzyon – kaynak olmak üzere, üç ayrı kaynak yöntemi vardır.

Sıcak – basınç kaynak ile kaynak, bakır, tunç ve pirinç madenlerine

uygulanamaz. Bakır ve alaşımları yüksek ısıda gevrekleştiklerinden, çok sıcak

haldeyken çekiçlenemezler. Bu sebeple bu madenlere sıcak – basınç ile kaynak

yapılamaz. Sıcak – basınç ile kaynak, yalnızca sıcak haldeyken çekiçlenebilen

demir veya çelik madenine uygulanabilir. Bu işlem yapılırken, demirin 1350°C

ısıda ve macun kıvamında olması gerekir. Demir parçalarının birleşecek olan

kenarları çekiçlenirken, demirin yüzeyindeki kristaller ayrışır ve yeni kristaller

oluşur. Bu kristaller çekiç darbelerinin basıncı ile birbirleriyle kenetlenerek

birleşmeyi sağlar49. Soğuk–basınç ile kaynak, yalnızca çok ince altın levhalara

uygulanabilir. Altın levhaların birleşecek kenarları üst üste bindirilerek,

üzerleri çekiçlenir. Ancak bu yöntem ile birleşen kenarlar zamanla veya biraz

zorlamayla tekrar ayrılabileceğinden, soğuk – basınç ile elde edilen birleşme,

gerçek bir kaynak sayılmaz. Orta Asya sanat eserlerinde çok ince altın

plakaların yapımında bu teknik kullanılmıştır.

48 Maryon, “Metalworking in the...”, s.102-103 49 Maryon–Plenderleith, a.g.e., s.653; Maryon, H. “Metalworking in... “, s.103.

Page 54: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

31

Füzyon-kaynak, Yakın Çağda icat edilmiş bir birleştirme yöntemidir.

Bu yöntemde, çok yüksek ısı veren alevi veya elektrik şulesi, birleşmesi

istenen kenarların üzerine tutularak, o kısımdaki madenin eriyip, birbirinin

içine akması ve böylece kenarlarının birleşmesi sağlanır. Füzyon-kaynak da,

sıcak-basınç ile kaynak gibi, yalnızca demir ve çelik madenine uygulanabilir50.

Anlaşıldığı üzere, Eski ve Orta Çağlara ait madeni eserlerden yalnızca

demirden olanlara sıcak-basınç ile kaynak uygulanabilmiş; diğer madenlerden

yapılan eserler perçin veya lehim kullanılarak birleştirilmiştir.

2. Lehim

Lehim, erime noktası alçak olan bir maden veya bir maden alaşımıdır.

Birleşmesi istenen parçaların kenarları yan yana getirilerek, ek yeri üzerine

erimiş lehim sürülür; sonra bu kısım ateşe tutularak, lehimin iyice sıvılaşıp ekin

içine akması ve kendini eserin madeniyle alaşımlayarak iki kenarı birleştirmesi

sağlanır.

Lehim olarak kullanılan madenin erime noktasının, eserin madeninin

erime noktasından daha alçak olması zorunludur. Aksi takdirde ek yeri ateşe

tutulduğunda, lehimle birlikte eserin madeni de eriyebilir.

Lehimler yumuşak ve katı lehimler olmak üzere iki gruba ayrılır.

Kurşun – kalay karışımı bir alaşım olan yumuşak lehimin erime noktası

düşüktür. Yumuşak lehimle birleştirilen madenler tavlanamayacaklarından, bu

50 Maryon, “Metalworking, in...”, s.104–105.

Page 55: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

32

lehim sadece kalay levhaların veya kurşun boruların birleştirilmesinde

kullanılır; maden sanatında kullanılmaz.

Altın, gümüş, bakır, tunç ve pirinç gibi madenlerin birleştirilmesinde,

katı – lehimler yani bu madenlerden hazırlanan, fakat erime noktaları eserin

madeninin erime noktasından daha düşük olan alaşımlar kullanılır.

Yumuşak lehimlerle kıyasladığımızda daha yüksek ısıda eriyen katı

lehimler çok sağlam olur; katı lehimle birleştirilmiş eserler rahatça tavlanıp

çekiçlenebilir51.

Arkeolojik kazılardan çıkan eserler, lehim tekniğinin Yakın Doğuda

M.Ö.3000’den itibaren bilindiğini ve ilk keşfedilen lehimlerin altın lehimleri

olduklarını göstermektedir52. Altın eserler için lehim olarak, altın gümüş veya

altın bakır alaşımları tercih edilir. Saf altın 1083°C’ da erir; fakat altına % 10

oranında bakır ilave edilince, bu altın alaşımının erime noktası 940° C’ a

düşer. Ancak altın lehimine karıştırılan bakır oranının % 18’i geçmemesi

gerekir; bakır oranı daha arttırılacak olursa, lehimin erime noktası tekrar

yükselmeye başlar.

Gümüş eserler için, gümüş bakır veya gümüş çinko alaşımlarından lehimler

hazırlanır. Bakır ve tunç eserlere lehim olarak, kalay oranı yüksek bir tunç

alaşımı; pirinç eserlere de çinko oranı yüksek bir pirinç alaşımı kullanılır. Bakır

lehimlerine bir miktar da kurşun ilave edilir. Demir lehimleri, demir – bakır

alaşımlarından yapılır.

51 Maryon, “Metalworking in ...”, s.107, 113 – 115. 52 Forbes, Studies in..., s.138; Maryon, “Metalworking in the...”, s.111, 114.

Page 56: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

33

Lehimin renginin eserin rengine benzemesi çok önemlidir. Lehimlerin

istenen renklerde olabilmesi için, lehim alaşımlarına daha başka madenler de

karıştırılarak kompozisyonları değiştirilebilir.

3. Perçin

Çivi ile birleştirme usulüdür. Perçin çivilerinin gireceği delikler, ucu

sivri bir aletle açılır veya bu delikler dökümle de elde edilebilir. Birleştirilecek

olan delikli kenarlar, birbirlerinin üstüne bindirilerek ve dökümle yapılmış,

istenen boy ve biçimlerdeki perçin çivileri kullanılarak, parçalar birbirlerine

tutturulur.

II. MADENİ ESERLERİ SÜSLEME TEKNİKLERİ

İslamiyet öncesi madeni eserlerine uygulanan süsleme tekniklerini,

çalma ve kazıma, kabartma, kalıpla kabartma; kakma; niello (savatlama);

kaplama ve yaldız olmak üzere sekiz gruba ayırarak inceleyebiliriz.

1. Çalma ve Kazıma

Altın, gümüş, bakır, tunç ve pirinç eserlerin üzerine, derin çizgilerle

süslemeler yapılabilir. Bu çizgiler, iki ayrı usul uygulanarak açılabilir.

Çalma denilen usulde, ucu küt çalma kalemleri ve çekiç kazıma denilen

usulde ise ucu keskin kalemler ve çekiç veya keski denilen, tahta saplı,

keskin ve sivri uçlu kazıma aleti kullanılır.

Page 57: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

34

a. Çalma

Çalma, ucu küt çelik kalemlere hafif bir çekiçle vurularak yapılır.

İşlenen maden altın veya gümüşse, tunç kalemler de kullanılabilir. 3 mm ile

12 mm arasında değişen çalma kalemlerinin uç kısımları, madeni

kesmemesi için hafifçe yuvarlatılmıştır.

Çalma kalemi sol elin baş ve ikinci ve üçüncü parmakları arasında

tutulur; dördüncü ve beşinci parmaklarla da esere dayanılır. Geriye doğru

meyilli olarak tutulan kalemin ucu, çekicin darbesiyle madenin içine girer

ve her darbede madeni yanlara doğru iterek kendine bir yol açar. Kalemin

topuğu, her çekiç darbesinde, açtığı yivin zemininde hafif bir iz bırakır.

Çalma usulü ile yivler açılırken, yivin içindeki maden yerinden kesilip

çıkarılmaz; yalnızca yivin iki tarafına itilir.

Ucu küt kalemle düz veya kavisli çizgiler elde edilebilir; kavisli çizgiler

için kalem geriye doğru daha meyilli olarak tutulur; kalemin hangi açıda

tutulacağını usta tecrübesine dayanarak tayin eder.

Çalma yöntemi ile çizgilerin yapıldığı maden tabakası ince bir

tabakaysa ve maden ustası tahta, zift veya kurşun gibi oldukça yumuşak bir

destek üzerinde çalışıyorsa; madenin üzerine açılan yivler, tabakanın

tersinden de belli olur.

Çizgilerin yapıldığı maden tabakası kalın bir tabakaysa veya usta örs

gibi sert bir destek üzerinde çalışıyorsa; açılan yivler tabakanın tersinden

Page 58: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

35

belli olmaz. Sert destek üzerinde açılan yivlerin itilen madeni, yivin yan

duvarlarına yığılır; bu birikintiler sonra törpüyle yok edilir53.

b. Kazıma

Kazıma yöntemi ile yivler açmak için 15 cm uzunluğunda, ucu keskin

çelik kalemler veya keski kullanılır. Kazıma yöntemi ile açılan yivlerin

içindeki maden, çalma yönteminde olduğu gibi yanlara itilmez; kesilerek

dışarı çıkarılır.

Kazıma işleminde kullanılan kare kesitli çelik kalemlerin, elmas gibi

traş edilmiş, baklava yüzeylerden oluşan uç kısımları, alt köşede sivri bir

çıkıntı oluşturur. Bu sivri ucun yanları hafifçe yontulmuş ve çıkıntının iki

tarafında iki ufak köşe daha meydana getirilmiştir.

Bu köşeler yiv açılırken, çekiç darbesi ile madene batan sivri ucun fazla

derine inmesini önleyerek, kalemin ileri doğru yürümesini sağlar. 7 – 8 cm

uzunluğundaki çelik kazıma aletinin de yivi açacak olan ucu aynı şekilde

sivri ve köşelidir. Bu aletin diğer ucunda avuç içine alınan, yarım küre

biçiminde, tahtadan yapılmış bir topuz bulunur. Burin sıkıca tutulup

madenin üzerine bastırıldığında, kendine saban gibi bir yol açmaya başlar ve

bu yolu açarken önündeki madeni ileri doğru sürer. Avuçla yapılan baskıya

göre, derin bir yiv veya yüzeysel bir çizgi açılabilir. Burin ileri doğru

yürüdükçe, açılan yivin içinden kesilerek çıkan maden, aletin önünde yonga

53 Çalma için bak: Maryon, Metalwork..., s.119 – 121.

Page 59: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

36

şeklinde bir lüle teşkil eder ve bu yonga arada koparak düşer. Yivin içinde

yonganın koptuğu yerlerde hafif bir iz kalır54.

Madeni eserleri derin çizgilerle süsleme, Tunç Çağının başlarından

itibaren ( MÖ dördüncü bin sonu) kullanılan bir yöntemdir.

Tunç Çağında çakmak taşından veya tunçtan yapılmış aletler

kullanıldığından, bu devirde altın ve gümüş gibi yumuşak madenlerin

üzerine açılan yivler, madenin yan duvarlarına itildiği tipte, çalma yivlerdir.

Tunç eserler üzerine, madenin kesilerek çıkartıldığı, gerçek kazıma tekniği

ile yapılan yivler, ancak MÖ birinci bin içinde, çelik aletlerin kullanılmasına

geçildikten sonra gerçekleştirilmiştir. Tunç üzerine kazıma tekniği ile yiv

açmak için, çelik yerine tuncdan yapılmış sivri ve keskin uçlu bir kalem

kullanılacak olursa, daha ilk darbede tunç kalemin ucu kırılır veya ikiye

ayrılır.

c. Kabartma (Repoussé ve Diğer Yöntemler)

Madeni eserler üzerine kabartma aletleri ve çekiç kullanılarak,

kabartma süslemelerin yapıldığı tekniğe “repoussé” (çarpma, çakma) tekniği

denir.

Kabartmalar, maden tabakasını dıştan veya içten; veya hem dıştan, hem

de içten çekiçlemek suretiyle elde edilebilir.

54 Kazıma için bakınız: Maryon, Metalwork..., s.119 – 153.

Page 60: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

37

Gerçek repoussé, kelimesi, bütün kabartma süslemeler için genel bir deyim

olarak kullanılmaktadır55.

Madeni eserlerin üzerine yapılacak kabartma desenlerin alçak kabartma

olarak işlenmesi isteniyorsa, “dıştan çekiçleme” usulü uygulanır. Daha çok

tepsi ve tabak gibi sığ eserlerin süslenmesinde kullanılan dıştan, yani eserin

yüz tarafından çekiçleme yönteminde, zemin çökertilerek desenlerin rölief

halinde kalması sağlanır. Bu yöntem uygulanırken, zemin kısmının madeni

incelenerek yarıya iner; buna karşılık zeminden itilen madende kabartmaları

meydana getirir. Çekiç darbeleri zemini kabalaştırıp, matlaştırdığından, parlak

kalan rölief desenler zeminle kontrast sağlar.

Madeni eserlerin üzerine yapılacak kabartma desenlerin yüksek kabartma

olması isteniyorsa, “içten çekiçleme” yöntemi uygulanır. İçten, yani eserin ters

tarafından çekiçleme yönteminde, zemine hiç el sürülmez; bu yöntemde

yalnızca desenler istenen yüksekliğe gelinceye kadar kabartılır. Her iki

kabartma yönteminde de esas amaç düz olmayan bir satıh elde ederek, ışık ve

gölge oyunları sağlamaktır56.

Kabartma işleminde kullanılan çekicin, şeklinden çok ağırlığı önemlidir.

İçten vurularak desenler kabartılacaksa, ağır ve yuvarlak yüzlü bir çekiç; dıştan

vurularak zemin çökertilecekse, hafif ve düz yüzlü ve daha uzun saplı bir çekiç

55 Repoussé tekniği için bak Arseven, a.g.e., s.135. 56 Bak: Maryon, “Metalworking...”, s.120-123; Maryon, Metalwork..., s.114 – 116, 125 – 126; Maryon – Plenderleith, a.g.e., s.642 – 643.

Page 61: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

38

kullanılır. Zemin çökertme işleminde hafif çekiç yerine, tahta bir tokmakla da

çalışabilir57.

Repoussé tekniği ile çalışan maden ustasının, çeşitli şekillerde yüzlerce

repoussé aleti vardır. Bu aletlerden 20 – 30 tanesi daha sık olarak kullanılır. 10

cm uzunluğundaki repoussé aletlerinin değişik kalınlıkları ve çeşitli biçimlerde

(yuvarlak, kare, beyzi, yıldız gibi şekillerde) uçları olur.

İçten (madenin tersinden) vurularak yüksek kabartma desenlerin yapıldığı

kabartma aletlerinin madeni işleyen yüzleri kavisli, dıştan (madenin yüzünden)

vurularak, zemin çökertilerek alçak rölieflerin yapıldığı kabartma aletlerinin ise

madeni işleyen yüzleri düz olur. Ayrıca yıldız, halka, sayı veya harf biçiminde

uçlarda vardır.

Bütün repoussé aletlerinin kenarları, madeni kesmemesi ve keskin köşeler

meydana getirmemesi için yuvarlatılmıştır58.

Repoussé işlemi için kurşun, tahta, kum torbası gibi çok sert olmayan bir

destek veya zift, çamsakızı, kum, kül ve yağ karışımından hazırlanmış bir yatak

kullanılır. Sıcakken sıvı halinde olan bu karışım, soğudukça donar ve sertleşir.

Röliefler en kolay zift yatak ılık haldeyken işlenebilir. Yatak ılıkken hem

destek olabilecek sertlikte, hem de rölieflerin yükselmesine engel teşkil

etmeyecek bir esnekliktedir.

57 Maryon, “Fine...”, s.469; Maryon, Metalwork..., s.118. 58 Repoussé aletleri için bak: Maryon, “Fine...”, s.469.

Page 62: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

39

Tavlanan maden tabakasının zift yatağa konacak olan yüzü önce hafifçe

yağlanır; böylece mahlutun esere yapışması önlenir ve eserin repoussé işlemi

bittikten sonra yataktan alınması kolaylaşır59. İçi boş bir kaba, dıştan (eserin

yüzünden) çekiçlemeyle kabartmalar yapılacaksa, kabın içi yağlanıp, sıcak

haldeki zift karışımı ile doldurulur ve orta yere tahta veya madeni bir çubuk

saplanır. Karışım donup katılaştıktan sonra, maden ustası bu çubuktan tutarak

ve kabı istediği açıda eğerek çalışır. Katılaşan zift, kabartmalar yapılırken

kabın şeklinin bozulmamasını sağlar. Maden ustasının işi bittikten sonra zift

karışımı ısıtılıp yumuşatılarak kabın içinden çıkarılır60.

İçi boş bir kaba içten çekiçlemeye kabartmalar yapılacaksa, bu defa eser

zift-yatak üzerine yanlamasına yatırılır ve döndürüle döndürüle işlenir. Eserin

yan yatırılarak işlendiği yatak, içine zift – karışımının doldurulduğu, yarım

küre şeklinde, çok kalın duvarlı bir demir tastır.

Bu demir tasın, kabartmalar işlenirken sağa sola oynamaması için en az 10

kg ağırlığında olması gerekir. Röliefler yapılırken, demir tasın istenen açıda

kımıldatabilmesi için de tas, deriden yapılmış bir simidin veya bir kangal ipin

ortasına oturtulur61.

Esere yüksek rölief yapılırken, yükseltilen kısmın madeni çok incelir; bu

kısımların delinmemesi için eserin sık sık zift yataktan alınarak tavlanması

gerekir62.

59 Arseven, a.g.e., s.131; Maryon, “Metalworking...”,s.122; Maryon, Metalwork..., s.114; Maryon, Plenderleith, a.g.e., s.642; Sandham, Willmore, a. g. e. , s. 102-103. 60 Maryon , Metalwork..., s125; Sandham, Willmore , a.g.e., s.103. 61 Maryon , Metawork..., s. 118, 125; Maryon , “Fine...”, s.469. 62 Maryon, “Metelworking...”s.120; Maryon, Plenderleith., a.g.e., s.644.

Page 63: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

40

İçten çekiçlemeyle kabartmaların yapılacağı eserin ağız kısmı, şayet

repoussé aletlerinin giremeyeceği kadar dar ise, bu durumda kabartmalar,

eserin içine sokulan uzun ve kıvrık kollu, ucu topuz şeklinde, özel bir demir

alet kullanılarak yapılır. Kabartma istenen yüksekliğe eriştikten sonra, kabın içi

zift karışımı ile doldurulur ve bu defa da repaussé aletleri kullanılarak

kabartmalar dıştan düzeltilir63.

Dıştan çekiçlemeyle zemin çökertilerek alçak rölieflerin elde edildiği

tabak ve tepsi gibi sığ eserler, ya doğrudan yassı bir tahta parçasının üzerine

çivilenerek veya 3-4 cm kalınlığında zift karışımı ile doldurulmuş, büyük bir

tahta tepsiye oturtularak işlenir. Maden ustası, alçak bir kütüğün üzerine

yerleştirdiği bu tahta tepsiyi, bir kayışla dizine bağlar ve kendisi de yere diz

çökerek çalışmaya koyulur. Yatağı kımıldatmak gerektikçe, usta dizini

kaldırarak kayışı gevşetir. Üzerinde çalışılan kütük yüksek olduğu takdirde,

repoussé ustası bir tokmağa oturarak çalışır64.

Kabartmaya başlamadan önce, desenin çizileceği yüzeye, çabuk

kuruyan sulandırılmış tebeşir tozu ve bitkisel zamk karışımı bir solüsyon

sürülür. İstenen desen ya doğrudan kalemle bu zeminin üzerine çizilir veya

desen bir kağıda hazırlanarak, bu kağıt tebeşirli yüzeyin üzerine yerleştirilir.

Kağıda çizilen desenin konturları bir iğne vasıtasıyla sık aralıklarla delinir.

Sonra bu deliklerin üzerine çok ince bir kömür tozu serpilir. Kağıt

kaldırıldığında, desenin ufak siyah noktalar halinde madenin yüzeyine

çıkmış olduğu görülür. Kabartma işlemine başlamadan önce, kabartılacak

63 Maryon, Metalwork..., s.122-125. 64 Wullf, a.g.e., s.35.

Page 64: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

41

desenin konturları, ucu küt çalma kalemi kullanılarak, derin olmayan yivler

halinde çizilir.

Sonra kabartılacak desene göre, kabartmaya veya zemin çökertmeye

yarayan repoussé aletleri kullanılarak. İçten veya dıştan çekiçleme ile

röliefler yapılır65.

Yakın Doğuda Eski Çağdan itibaren uygulanan repoussé tekniği altın,

gümüş, bakır, tunç ve pirinç eserlerin süslenmesinde tek başına veya diğer

süsleme teknikleriyle birlikte kullanılmıştır. Madeni eserlerin üzerine

kabartma desenler, döküm tekniği ile de yapılır.

d. Kalıpla Kabartma

Kabartma desenlerle süslenecek bir eserde, aynı desenin tekrarlanması

isteniyorsa, usta bu desenleri tek tek repoussé tekniği ile kabartmak yolunu

seçmez. Aynı sonuca daha çabuk ve kolaylıkla varacağı, kalıp ile kabartma

denilen yöntemi uygulamayı tercih eder. Bu yöntemde, kalın bir tunç çubuğun

ucuna, kabartılması istenen desenin negatifi çelik aletler kullanılarak oyulur;

veya böyle bir uç dökümle de elde edilebilir. Sonra bu uç, tavlanmış madenin

üzerine kabartmanın yapılacağı yere konarak, çubuğun arka ucuna çekiçle

kuvvetli bir darbe vurulur. Böylece, çubuğun ucundaki desenin negatifi olan

oyuk, eserin üzerine desenin pozitifi olarak ve rölief şeklinde çıkar. Tasların

ağız kenarlarını süsleyen friz halindeki kabartmalar genellikle bu yöntem ile

yapılır.

65 Maryon, Metalwork..., s.123 – 124; Wulff, a.g.e., s.36.

Page 65: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

42

Diğer bir kalıpla kabartma yönteminde, kabartma olarak yapılması istenen

desenin negatifi bu defa tunç veya kurşundan bir kalıbın üzerine oyulur veya

bu oyuk dökümle de elde edilebilir. Sonra tavlanmış haldeki madeni levha,

kalıptaki oyuğun üzerine konup, arkasından çekiçlenerek, levhanın oyuğun

içine girmesi ve oyuğun şeklini alması sağlanır. Böylece kalıba oyulan negatif

desen, madeni eserin üzerine hem pozitif, hem de rölief olarak çıkar. Bu işlem

istenen yerler üzerinde tekrarlanarak, eser rölieflerle süslenir66.

e. Delik-İşi

Madenin eserlerin üzerine kesici ve delici aletler kullanılarak, delikli

süslemelerin yapıldığı tekniğe, “delik – işi”, “kesme” veya “ajur” tekniği denir.

Delik işi tekniği ile süslemeler yapılırken, bazen de zemin kısımları

kesilerek çıkartılır. Sonra kesilen kenarlar törpülenerek pürüzleri giderilir67.

Delik işi tekniği Eski Çağlardan itibaren kullanılan bir yöntemdir. Ancak çelik

aletlerin kullanılmasına geçilmeden önceki devirlerde (Tunç Çağında) bu

teknik, yalnızca altın ve gümüş gibi yumuşak madenlerin üzerine

uygulanabilmiştir. Tunç Çağına ait tunç eserlerin üzerinde görülen delik işi

süslemelerin hepsi döküm tekniği ile elde edilmiştir. Bakır ve bakır

alaşımlarından yapılan eserleri, kesme ve delme aletleri kullanılarak delik işi

desenlerle süsleme iler ki çağlarda büyük bir gelişme göstermiştir.

66 Kalıpla kabartma usulleri için bak: Arseven, a.g.e., s.131; Maryon, “Metalworking...”, s.124; Maryon, Plenderleith, a.g.e. s.648. 67 Bak: Arseven, a.g.e., s. 129; Wulff, a.g.e., s.37.

Page 66: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

43

f. Telkari ve Granüle

Altın veya gümüş telleri eğip, bükerek desenler yapmaya ve bu tel

motifleri lehim kullanarak birbirlerine veya madeni bir zemin üzerine

tutturmaya telkari (filigre) tekniği denir68. Filigre işi için, genellikle daha kolay

eğilebilen yassı tel kullanılır; fakat yuvarlak kesitli telden veya burma tellerden

de motifler yapılıp, birbirlerine lehimlenebilir69. Telkari zor bir teknik değildir.

Ancak telkari ustasının tel motifleri birleştirirken lehimin ince tellerin üzerine

yayılmamasına dikkat etmesi gerekir70. Arkeolojik kazılardan çıkan eserler,

filigre tekniğinin, M.Ö. III binden itibaren Mezopotamya ve Mısır’da ve M.Ö.

2500’ den itibaren de Anadolu’da kullanıldığını göstermektedir.

Eski Çağda tel çeşitli yöntemlerle elde edilmekteydi. En kolay yöntem,

ince bir altın veya gümüş levhadan dar şeritler kesip, bu şeritleri çekiçle

düzelterek, bükerek, taş veya tunç bir yüzeye sürterek, yassı veya yuvarlak

teller haline getirmekti. Daha uzun teller de, dairevi bir levhadan spiral şeritler

kesilerek elde edilmekteydi71. Ayrıca, altın tellerin uçları üst üste bindirilip, ek

yerleri, çekiçlenerek de, yani “soğuk basınç ile kaynak” yapılarak da teller

birbirine eklenip, uzatılabilmekteydi72. Kapaklı döküm kalıplarının

kullanılmasına geçildikten sonra (M.Ö. 3000 dolayları), döküm yöntemiyle de

tel yapmak mümkün olmuştur.

68 Bakınız: Maryon,.”Metalworking...”, s.110; Maryon, Plenderleith, a.g.e., s.654 – 655. 69 Arseven, a.g.e., s145 – 146. 70 Maryon, a.g.e., s.58. 71 Maryon, Plenderleith, a.g.e., s.655; Tylecote, a.g.e., s.141. 72 Aitchison, a.g.e., s.213.

Page 67: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

44

Tel yapma yöntemleri Eski Çağ içinde giderek daha gelişmiş, “delikten

tel çekme” yöntemi bulunduktan sonra, çok daha düzgün, ince ve çok daha

çeşitli şekillerde teller elde etmek mümkün olmuştur.

g. Kakma (Madene Başka Cins Bir Maden Kakma)

Madeni eserlerin üzerine açılan yivlerin veya çeşitli biçimlerdeki

çukurların içine başka cins ve renkte madenler kakılarak elde edilen süslemeye

“kakma tekniği” denir73. Dolgu olarak yivlerin içine tel, çukurlara da ince

varaklardan istenen şekillerde kesilmiş parçalar kakılır. Kakma tekniğinde esas

olan, eserin madeni ile kontrast yapacak, eseri renklendirecek diğer bir

malzemenin kullanılmasıdır.

Madenin maden kakarak süsleme tekniği, yalnız Orta Asya’da, Eski

Çağda bilinmekteydi. Mezopotamya’da, Ur kral mezarlarında (2600 dolayları)

kakma tekniği ile süslenmiş mızrak uçları ve baltalar bulunmuştur74.

Anadolu’da, Alacahöyük kazılarından çıkan Hatti kültürüne ait (M.Ö. 2300 –

2100) boğa ve geyik biçimindeki tunç standartların üzerinde, gümüş veya

elektrum kakmalar görülmektedir75.

M.Ö. I. bin öncesinde, henüz çelikten yapılmış kazıma kalemleri

bulunmadığından, Tunç Çağına ait tunçtan yapılmış eserlerin üzerinde yer alan

kakmaların yerleştirildiği yuvaların hepsi dökümle elde edilmiştir. Madene

73 Maryon, Plenderleith., a.g.e., s.659. 74 Maryon,. “Metalworking...”,s.118. 75 Bakınız, E. Akurgal, “The Earliest Civilizations of Anatolia”, Treasures of Turkey, New York 1966, s.10.

Page 68: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

45

başka cins bir maden kakarak süsleme yöntemi Orta Asya’da uzun bir süre

unutulmuş, daha sonra yeniden canlanmaya başlamıştır.

Madene maden kakarak süsleme tekniğinin Orta Asya’da unutulduğu

yüzyıllarda, Uzak Doğuda Çin’de kullanıldığı izlenmektedir. M.Ö. V-IV.

yüzyıllara ait bazı tunç eserlerin üzerinde tel şeklinde altın ve gümüş kakmalar

görülmektedir. M.Ö. II. ve I. yüzyıllara tarihlenen (Batı Han Hanedanlığı) tunç

eserlerin arasında da altın ve gümüş kakmalarla süslü örnekler bulunmaktadır.

Çin’de kakma tekniğinin kullanılmasına Orta Çağda da devam edilmiştir. Sung

sülalerine ait (960 – 1276) altın ve gümüş kakmalarla bezenmiş tunç hayvan

figürleri mevcuttur76. Çin sanatında görülen, kakma tekniklerin varlığı uzun bir

süre unutulduktan sonra Orta Asya’da tekrar canlanmıştır.

h. Niello

Madeni eserlerin üzerine açılan yivlere ve yuvalara, başka cins ve

renkte madenler yerine, bir kükürt ve maden karışımı olan siyah renkteki niello

doldurularak da eser üzerinde renk kontrastı elde edilebilir. Bu teknik, özellikle

gümüş eserlerin üzerine uygulanır. Niello, belirli oranlarda kükürt ile gümüş ve

bakır, veya kükürt ile kurşun ve bakır madenleri karıştırılarak hazırlanır.

Orta Asya maden sanatında büyük ölçüde kullanılan savatlamanın, (niello)

“yalak”, “çukur” anlamındaki “savat” kelimesiyle veya “su oluğu” anlamındaki

“savak” kelimesiyle bir ilgisi olması da mümkün görülmektedir77

76 Bakınız, Kakma tekniği usulü. 77 Niello için bak: Arseven, a.g.e., s.130; Arseven, Türk Sanatı, İstanbul 1970, s.239 – 240.

Page 69: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

46

ı. Madeni Değerli Bir Taş, Renkli Cam ve Mine İle Süsleme

Madeni eserler, başka cins bir maden veya niello dolguların dışında, değerli

bir taş, renkli cam, veya mine dolgularla da süslenebilir. Bu renkli maddeler,

eser üzerine çökertilerek veya oyularak açılan yuvaların, veya eserin zeminine

lehimle tutturulan tel hücrelerin içine doldurulur. Maden üzerine tel

lehimleyerek üstü açık hücreler yapmaya “cloisonne”; madenin zeminini

çökerterek veya oyarak yuvalar hazırlamaya “champlevé” tekniği denir78.

i. Kaplama ve Yaldız

Bakır, tunç ve gümüş eserler, mekanik veya kimyasal yöntemler

uygulanarak altınla kaplanabilir. Altın kaplama, eserin bazen bütün yüzeyine,

bazen de yalnızca belirli kısımlarına uygulanır79.

1. Mekanik Usullerle Altın Kaplama

Madeni eserler, mekanik yöntemlerle, ya üzerlerine çok ince altın levhalar

çekiçlenerek veya zar gibi ince altın varaklar bir yapıştırıcı ile yapıştırılarak

kaplanabilir. Mekanik kaplama yöntemlerinin, M.Ö. 3000’den itibaren maden

sanatında kullanıldığı görülmektedir80.

Altını döverek ince varaklar haline getirmek, Eski Çağdan itibaren bilinen

bir tekniktir. M.Ö. 2500’e ait Mısır mezarlarında zar gibi ince altın varaklar

78 Maryon, Metalwork..., s.184; “Metalworking...”, s. 120; Savage, a.g.e., s.17. 79 Aitchison, a.g.e., C. I, s. 215 ve, s. 314; Tylcote, a.g.e., s.157. 80 Forbes, Studies..., C. VIII, s.140.

Page 70: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

47

bulunmuş ve aynı devrin mezar resimlerinde varakların nasıl dövüldüğü tasvir

edilmiştir.

Eski Çağ boyunca çeşitli bölgelerde, madeni eserlerin süslenmesinde

mekanik kaplama yöntemleri kullanılmıştır. Zar gibi ince altın ve gümüş

varakların, Eski Çağ yöntemleri ile elde edilmesine, Orta Asya’da devam

edilmiştir

Eski Çağdan kalma yöntemlerle hazırlanan altın ve gümüş varaklar hem

madeni eserlerin mekanik veya kimyasal yöntemlerle kaplanmasında hem de

kakma tekniği ile süslemede kullanılmıştır.

2. Kimyasal Yöntemlerle Altın Kaplama (Yaldız )

Madeni eserler kimyasal yöntemler uygulanarak da altınla kaplanabilir. Bir

cıva-altın karışımı olan malgama ve ısının kullanıldığı kaplama yöntemine

“yaldız” denir.

Cıvanın keşfinden sonra icat edilen yaldız tekniği, ilk olarak Yunan ve

Roma devri madeni eserlerinin üzerinde görülür. Roma devrinden itibaren,

bütün Orta Asya’da madeni eserlerin altınla kaplanmasında, mekanik

yöntemlerin yanı sıra, yaldız da uygulanmıştır81.

81 Aitchison, a.g.e., s.215.

Page 71: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

48

I. BÖLÜM

I. DIŞ ÜLKELERDEKİ MÜZE VE ÖZEL KOLEKSİYONLARDAN

ÖRNEKLERLE KÖK TÜRK DÖNEMİNE KADAR MADEN

SANATLARININ GELİŞMESİ

Günümüzde Balkanlardan Çin seddine kadar uzanan çok geniş bir

sahada yaşayan Türkler çağlar boyu şüphesiz bir çok bölgeyi yurtluk yapmıştır.

Bunun günümüzde saha adları olarak yayılımları şu şekildedir.

Yakutistan(Saha), Güney Sibirya–Altaylar, Moğolistan, Kansu – Ordos, Doğu

Türkistan, Batı Türkistan, Kuzey Afganistan, Horasan, Kafkaslar, ve

Azerbaycan, Musul – Kerkük, Halep civarı, Anadolu, Balkanlar, Macaristan,

Kırım, Kazan82.

Bu bölgelerde yaşayan Türklerin Hunlardan Selçuklulara gelinceye

kadar yirmiye yakın devlet kurdukları ve değişik adlar altında varlıklarını üç

bin yıla yakın korudukları bilinmektedir. 1950’li yıllarda yapılan arkeolojik

çalışmalar neticesinde Altay Dağlarının kuzeyi ile Sayan Dağlarının güney–

batısı arasındaki bölgenin en eski Türk yurdu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre

Minusinsk bölgesinde Afanasyevo kültürü (M.Ö. 2500-1700) ve onu takiben

aynı bölgede Andronovo kültürü (M.Ö. 1700-1200) Türk yurdunun eski

temsilcileridir.

O halde İslamiyet’in kabulüne kadar olan dönemi Kök Türk öncesi

dönem ve Kök Türk Dönemi olarak evrelere ayırarak inceleyebiliriz.

82 Erginsoy, a.g.e., s.35.

Page 72: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

49

A. HUN ÖNCESİ DÖNEME AİT GENEL BİLGİ

Orta Asya dediğimiz uçsuz bucaksız topraklarda, yüzyıllar içinde

birbirine zıt iki kültür ve sanatın geliştiği gözlenir. Kuzeyde her an hareket

halinde bulunan konar-göçer topluluklara rastlanmakta güneyde ise su

kenarlarında yerleşik toplulukların çok taraflı uygarlıkları inkişaf etmektedir.

Hayvancılığın büyüklü, küçüklü vadilerde gelişerek yoğunlaşması ve

nüfusun çoğalması üzerine, çobanlar bozkırlara çıkarak kendilerine otlak

arıyorlardı. M.Ö. X. yüzyıllarda bozkırdaki durum yarı göçebeleşmiş ve en çok

at beslenmeye başlanmıştı. Durmaksızın kendini gösteren ekonomik

değişmeler kültürlerini etkiliyor, sanatları da bu karışık iktisadi durumun bir

sonucu oluyordu83.

Bundan da anlaşıldığı gibi konar-göçerlik uzun süre devam eden karışık

bir iktisadi durumdan doğmuş ve gelişmişti. Sınırlı inkişaf arasında göçebelere

komşu olan yerleşik uygarlıkların etkisi de görülmekteydi. Ancak tesirler tek

yönlü olmamış, birbirleriyle sürekli bir kültür alışverişinde bulunmuşlardı.

Çin’e yapılan sayısız akınlar sonucunda atalarımız buralarda yerleşerek

geleneksel sanat davranışlarını devam ettirmişlerdir. Bununla beraber, Hun

Devlet teşkilatı içinde toplanan birçok ilkel kültürler, atlı kültürün bünyesinde

gelişerek orijinal bir Orta Asya sanatının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Daha

sonra bu ortam öyle farklı bir kültür oluşmasını sağlamıştır ki, örneğin “Kuşan

Sanatı” gibi, ifadesini “Orta Asya hayvan üslubunda” bulan, yerleşik bir

83 N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972, s.2.

Page 73: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

50

uygarlığın maden sanatına da ana malzemeyi teşkil etmiştir84. İlkel kültürlerin

bıraktıkları izler, İç Asya’da Türkler tarafından kurulacak, yeryüzünün ilk

konar-göçer devletinin teşkilatını etkilemiş ve birçok yönden sanatın çıkış

noktasını hazırlamıştı. Buna bağlı olarak Hun dönemi kültür çevrelerini

aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

a- Anav Kültürü

Batı Türkistan’da, Aşkabat yakınında bulunan Anav bölgesi İç Asya’nın en

eski kültürünü barındırmakta olup, bu kültür dört devreye ayrılmaktadır.

Birinci devre M.Ö. 4500 yıllarında başlar. En geç devreyi aksettiren IV. kat ise,

M.Ö. I. yüzyıla kadar ulaşmaktadır. R. Pumpelly’nin yaptığı kazılardan, bu

bölgenin önemli bir uygarlığa sahne olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Burada

Türkmen dokumalarında görülen nakışlarla bezenmiş keramik parçaları ile

ziynet eşyaları dikkatimizi çekmekle beraber, o zamanlarda bu bölgede

yaşamış olan toplumun ırkını belli edecek ip uçlarını bize vermemektedir.

b - Kelteminar Kültürü

Yaklaşık olarak M.Ö. 3000 yıllarında, Güneyde Amu-Derya deltasında ve

Harezm’de Tolstov’un “Kelteminar Kültürü”, diye adlandırdığı yep yeni bir

kültür ortaya çıkar. Harezm’in en erken uygarlık akımları, bu kültür ile

başlamaktadır. Aşkabad civarında, siyah ve kırmızı çömlek yapan,

84 Diyarbekirli, a.g.e., s.3.

Page 74: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

51

dokumacılıkla uğraşan Anav’lı çiftçilerin de bu topluluğa etkisi büyük

olmuştur85.

c- Afanasyevo Kültürü ve Yang-Shao Kültürü

Bundan sonraki devre “Afanasyevo Devri” diye bilinir ve M.Ö. 2500 ile

1700 seneleri arasında tarihlendirilmektedir86. Güney Sibirya’yı etkileyen bu

kültürün Altay kültüründen doğduğu düşünülmektedir. Sonraki yüzyıllarda

Altaylardaki kültürün pek çok yöne yayıldığı görülmektedir. İşte Proto-Türk

kültürünün ilk temsilcileri bunlardır. Buluntulardan anlaşıldığına göre,

kerpiçten yapılmış on-onbeş kulübelik yerleşim birimlerinde yaşanır, sürekli av

peşinde koşmak yerine yün de veren hayvanlar çit ardında beslenip üretilir ve

yemeklik de bitki yetiştirilirdi87.

Resim-1 Afanasyevo Kültürüne ait buluntular

85 Diyarbekirli, a.g.e., s.5. 86 Diyarbekirli, a.g.e., s.7. 87B. Ögel, İslamiyetten Önce Türk Kütür Tarihi, 3. baskı, Ankara 1988, s.7.

Page 75: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

52

Yine Kuzey Çin’de Sarı ırmağın üst taraflarında M.Ö. 2000’ den itibaren

“Yang – shao kültürü” adıyla anılan Hun dönemi kalıntıları ortaya çıkmaktadır.

d- Andronovo Kültürü

M.Ö. 1700 ile 1200 yılları arasında yine Sibirya’da başlayan yeni bir

kültür. Adını yukarı Yeniseyde’ki Andronovo sitesinden alır. İnsanları savaşçı

ve göçebe olan bu kültür, Batı Sibirya’da çok geniş alanlara yayılmış olup,

Doğu Rusya ile Batı Türkistan’a ve güneyde Aral çöküntüsüne kadar uzanır88.

Andronovo kalıntıları, “Bronz Devrinin” yaşandığına işaret eder. Bu

kültürün kalıntıları, ilk olarak Yenisey nehrinin baş taraflarındaki “Minusinsk”

bölgesinde bulunmuştur. Yapılan araştırmalar, “Andronovo Kültürü”nün

merkezinin Doğu Kazakistan’a kadar yayıldığını göstermektedir. Tarih öncesi

kültürlerden çok geniş bölgelere uzanan nadir bir örnek olan Andronovo

Kültürün‘ne ait buluntular, en çok Doğu Türkistan’da ele geçirilmiştir89. Taş

levhalarla kapanmış mezar grupları da bu dönemde ortaya çıkar. Andronovo

insanı, ziraat ve çobanlıkla geçiniyordu.

Taştan yapılmış kaplar, taştan tokmaklar ve bıçaklar bu kültürün ilk

dönemlerine ait buluntulardı. Andronovo kültürünün geliştiği üçüncü dönemde

bronz eşyaların kullanımı oldukça artmıştı. Atın binek hayvanı olarak

88 “Hun Öncesi”, Türk Dünyası Kültür Atlası, s.8. 89 Diyarbekirli, a.g.e., s.7.

Page 76: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

53

kullanılması, bu dönemde Andronovo kültürünün dünya medeniyetine bir

hediyesidir.

e- Karasuk Kültürü, Mayemir Kültürü, Tagar Kültürü,

Andronovo kültürü Altaylarda devam ettiği süre içerisinde Minusinsk bölgesinde

M.Ö. 1000 yıllarında “Karasuk Kültürü” adı verilen bir kültür görülmeye başladı.

M.Ö. 800’de Altaylarda ve Minusinsk bölgesine atlı göçebeler hakim olmuştur. Bu

dönemde bronzun silah yapımın da kullanıldığını görüyoruz. Bu tarihlerde Karasuk

Kültürü, yerini Altaylarda “Mayemir Kültürü” ve Minusinsk’de “Tagar Kültürü” ne

bırakmıştır. Minusinsk’de demir madenide işlenmekteydi90. Hayvan üslubunun

yaygın olarak görüldüğü Ordos bronzları da bu dönemlerde ortaya çıkmıştır91. Bu

kültürün mensupları Altay’larda ve Tanrı dağlarında Hun dönemine hatta Kök Türk

çağına kadar gelmişlerdi. Yenisey civarında, Karasuk kültürünün ortaya çıkışı ile

Andronovo devri sona erer. Altaylarda ise bu kültür bir müddet daha hükmünü

sürdürür.

90 Türk Dünyası Kültür Atlası, a.g.m., s.8. 91Abakan ve çevresinin tam ortasında yaşayan Türkler, tarihte “demirci soy olarak tanınırlar. Radloff, Altay Türkleri ile Abakan’daki Türk-Tatar’ların çok eskilerden kalma masal ve hikayelerinde sıksık “demir ve bakır dağlar” konusunun işlenildiğini belirtmektedir. Macar araştırmacısı Hàmbéry’nin “Reisen in Mittelasien (Orta Asya Gezileri) adlı yapıtında da böyle bir anlatıma rastlarız. KökTürklerin ataları da demircidirler. Bu atalar en iyi çeliği üretir, işler ve silah olarak komşularına satarlarmış. Rahmetli Hocamız Prof. Dr. B. Ögel “Türk Mitolojisi” adlı eserinde yazdıklarına göre, bu mitolojide, özetle, “...dünyanın ortasından bir demir dağ yükselir. Aynı demir dağdan çeşitli Türk kaynaklarıda söz eder. Ergenekon bu demir dağdan başka bir şey değildir. Yakut Türklerinin efsanelerinde, dünyanın ortasından kutup yıldızına kadar yükselen yer ile gök arasında gerilmiş bir demir ağaç vardır. Türk’ün çok belirgin bir özelliği olarak karşımız hep demircilik çıkmaktadır. Altaylar çevresinde yaşamış Türklerin demir madenciliği kültürüne sahip demircilik sanatına da egemen oldukları gerçeğine bütün bu söylencelerden ulaşılabilir.(E.F.Tekçe, Pazırık, Altaylardan Bir Halının Öyküsü, Ankara 1993, s.74.)

Page 77: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

54

Resim 2- Karasuk Kültürüne ait buluntular

Bölgesel özelliklerin açıklanması ile, Yakın Doğu ve Çin sınırlarındaki

sanat davranışları arasında büyük benzerlikler belirir. Karasuk’tan sonra, Tagar

kültürü, bozkırda “hayvan üslubu”nu geliştiren bir topluma sahipti. Bunlar

yakın komşuları İran ve Çin ile kültür ilişkileri kurarak ortada bir aracı rolü

oynamışlardı.

Bunun sonucunda V. yüzyıla kadar bozkır, değişik kültürleri üzerinde

taşımış ve onların gelişimini izlemiş, bu arada merkezi gelenekleri muhafaza

ettiği gibi, zengin değiş tokuşlardan da yararlanmıştır.

Resim-3 Karasuk Kültürüne ait bronz kılıç. Sap kesimi dağ keçisi

şeklinde tasarlanmış ve altın tellerle süslenmiştir.

M.Ö. VII. yüzyıldan sonra bazı önemli kişilerin mezarlarından at

cesetleri çıktı. M.Ö.VI. yüzyılda bazı bölgelerdeki beylere ait kurganlarda dört

Page 78: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

55

yüzden fazla at bulunmuştur. Bu mezarlardan çıkan bulgulardan da

anlaşıldığına göre, bozkırda kullanılan bütün eşyaların taşınabilecek boyda

olmaları, göçebe topluluklar arasında bir dayanışma birliğinin kurulmasını

sağlamıştır. Bu birlik Hun Kağanlığının ortaya çıkması ile daha da

sağlamlaşır92.

B. HUN DÖNEMİ ÖNCESİ MADEN SANATI

I. ANDRONOVO KÜLTÜRÜNE AİT ALTINDAN YAPILMIŞ

TAKILAR

Kazakistan bölgesinde çıkarılan altın eserlerin bolluğu, eski çağlardan

beri burada altının çıkarıldığını gösterir. Eski altın maden ocakları, Doğu,

Kuzey, Orta Kazakistan ve Semireçi’de bulunur. En eski sanat eserleri

Andronovo Bronz çağı takılarıdır ve bu takı sanatının M.Ö. XIV ve XVI

yüzyıllarda ortaya çıktığını göstermektedir. Bu eserler çok sayıda değildir ve

çoğunlukla zenginlerin mezarlarında bulunur. Altına sahip olma toplumda

önemli bir yere sahip olma göstergesi olduğu söylenebilir. Orta Asya’da altın

takılar bir topluluğun veya soyluluğun ifadesidir.

Altın takıların yanında kırmızı renkte yapılmış savaş kıyafetleri de bir

ayrıcalığın göstergesiydi. Bu anlayış Bronz Çağından itibaren başlamıştır.

92 Diyarbekirli, a.g.e., s.8.

Page 79: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

56

a. Formlar

Andronovo takıları arasında en sıkça karşılaşılan kapalı halka şeklindeki

küpelerdir. Bunlar bakır telden yapılmışlardır. Bakır, altınla kaplanmış ve açık sarı

renkle cilalanmıştır. Bu teknik bu sanatı daha ekonomik hale getirmiştir ve aynı

zamanda erken göçebe sanatında da kullanılmıştır. Kazakistan’daki mezarlarda bir

ucu dar diğer ucuna doğru genişleyen küpeler bulunmuştur. Bu tarz küpelere, sadece

Andronovo mezarlarında değil diğer bölgelerde de rastlanmıştır. Bunlar Orta Asya ve

Sibirya Bronz çağı arkeolojik kalıntılarındır. Küpeler yarım ve tam dönüşlü

şeritlerden oluşur. Aynı zamanda Andronovo Kültürünü temsil eder ve arkeolojik

sembolüdür. Bu dönemde saf altından yapılmış eserler nadiren görülür. Altın kaplı

bakırlar daha çoktur. Bu şekildeki küpeler basittir ve süslenmemiştir. Bazı altın

eserleri geometrik şekillerle oyulmuş kınlar toplu, iğneler ve şeritlerden

oluşmaktadır.

b. Teknikler

Orta Kazakistan Aibasdarasi Mezarlığında, Alaköl’den sadece iki parça

bilezik günümüze ulaşabilmiştir. Bunlar ince ve düzleştirilmiş altın tüplerdir.

Bunlardan biri silindirik oyuk şekildedir ve üzerinde üçgen kelepçeler vardır.

Kelepçelerin her iki tarafında aynı süslemeler mevcuttur. Diğer bilezik o kadar

büyük değildir süslemeden yoksundur. Şüphesiz ki bu bilezik ileri dönemlerde sıkça

kullanılacak burgu tekniğinin proto tipini oluşturmuştur. Issık Kurgan’ında da buna

benzer bir burgulu bilezik çıkmıştır. İki küpe, 1980’de Orta Asya menşeli Karasuk

kültürüne kadar uzanan Semireçi’de Munshunkur Mezarlığında bulunmuştur.

Bunlardan biri altınla kaplanmıştır ve Andronovo halka küpelerinden bir farkı

Page 80: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

57

yoktur. Diğeri dişi erkek mandallı özel bir formdadır. Halkanın içinde art arda duran

iki at figürü vardır. Bu şeklin özel bir tarzı vardır. Sarkık burnu ve yuvarlak gözleri

olan yelesi iki tarafa doğru ayrılan abartılmış gösterişli bir boynu vardır 93.

Resim-4 Andronovo kültürüne ait kadın takıları MÖ. VI-V yüzyıla ait

c. Süsleme Konuları ve Motifleri

Bu dizayn döküm yapılabilmesi için yumuşak bir taşa oyulmuştur.

Daha sonra da dövülmüştür. Üslup olarak bronz hançer Semen-Tubin Prikamye

Privolzhye ve Karasuk kültürlerine yakındır. Baykal ötesindeki Karasuk

kültüründe hayvan şekilli figürlere de benzer. M.Ö. III. yüzyıldan itibaren at

şekilleri bu şekilde kullanılmaktadır. Ren geyiği figürlü taşlar gibi Semireçi

küpelerinin tarihi Saka öncesi döneme kadar uzanır.

93 Ancient Gold of Kazakhstan, Alma-Atı 1998, s. 3.

Page 81: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

58

II. ANDRONOVO KÜLTÜRÜNE AİT BRONZDAN YAPILMIŞ

AYNALAR, TABAKLAR, OK UÇLARI, MIZRAK BAŞLARI, HANÇER

VE SÜSLEME EŞYALARI

Büyük çoğunluğu bronzdan, çok az bir kısmı da altından olan

Andronovo dönemi tabak, ayna, süsleme eşyaları gerek formları ve gerek

süsleme konuları ile teknikleri bakımından Hun dönemi sanat eserlerine de

benzemektedir.

Resim- 5 VI. yüzyıl burgu tekniğinin ilk proto tipi

a. Formlar

Oldukça ağır olan bronz aynaların üretimi, bronz döküm sanatında

önemli yer alır. Bu aynalar yuvarlak ve kare olmak üzere iki şekildedir.

Yapılan araştırmalar aynaların Kuzey İran ve Mezopotamya kökenli

olduklarını göstermektedir. Bununla beraber araştırma sonuçları tarihi sanat

materyallerinin bakır ve bronz sanatının geliştiği her yerde bulunabileceğini

göstermektedir.

Page 82: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

59

Resim-6 VI. yüzyıl bronz ayna örnekleri

Begazi Dandıbay kültürel periyodunda görülen dört yapraklı taç yaprağı rozeti

formundaki bronz tabaklar ve süsleme eşyaları Kıpçakların ana temel motifi

olmuştur. Daha sonra da Kazaklara miras kalmıştır.

M.Ö. VIII. yüzyıldan M.S. IV. yüzyıla kadar süren erken bozkır dönemi

iler ki dönemlerdeki bakır ve bronz döküm sanatının habercisidir. Sakalar,

Sarmatlar, Kanglılar sadece iyi savaşçı değil, aynı zamanda iyi çiftçi, sığır

bakıcısı ve maden ustasıdırlar. Altın, gümüş, bronz ve demirden yapılan bir çok

eşyayı geniş ölçüde kullanıyorlardı94.

b. Teknikler

Bronz döküm sanatı ilerleyince, ok ve mızrak başları ile kamalar iki

veya üç parçadan yapıldılar. Bu sırada maden ustaları, balmumu kalıpçılığı gibi

karmaşık metal işçiliği tekniklerini zaten iyice öğrenmişlerdi. Temel olarak

kille kaplanmış bir nesnenin balmumu modeli yapılıyordu ve şekli alması için

kurumaya bırakılıyordu. Sonra ısıtılarak balmumunun erimesi sağlanıyor ve

eriyik metal istenilen şekilde döküm oluşturması için boşluğa dökülüyordu.

94 Ancient Bronze..., s. 3.

Page 83: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

60

Ağır bakır ve bronz kazanlar, kurban masaları ve lambalar gibi çok ustalık

isteyen büyük nesneler bu teknik kullanılarak yapıldılar95.

E

Resim- 7 Kurban kazanı. Andronovo Kültürüne ait bronz

hançer

Erken Hun (Saka) döneminde taşıması zor ve karmaşık koşum

takımlarının, silahların ev eşyalarının üretimine büyük önem verildi.

Koşum takımları bronz gem ve üzengiden oluşmaktaydı. Silahların

imalatı da aynı zamanda geniş ölçüde geliştirildi. Bunlar zırhlar, küçük yay,

oklar, mızraklar ve çeşitli tipte savaş baltalarıdır. Hun savaşçılarının zırhları

bronz miğfer, küçük kalkan ve ok kılıflı savaş kuşağından oluşuyordu.

95 Ancient Bronze..., s.4.

Page 84: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

61

Bronz ok başları defne yaprağı, eşkenar dörtgen, yamuk eşkenar

dörtgen formlarında eski değişik şekillerdeydiler.

c. Süsleme Konuları ve Motifleri

M.Ö. V. yüzyıldan itibaren, Kazakistan bölgesinde üç kenarlı ok başları

yaygınlaştı. Sonraları toplu üretime uygun standart ok başları üretmeye

başladılar ve zamanla eski tipleri bıraktılar. M.Ö. VII. ve VIII. yüzyılların ok

başları ayırt edici özellikleri; değişik biçimlerin mantar formunda kabza başları

aşağı veya yukarı kesilmiş kenarı kırılmış demir parçaları şeklini aldılar.

Bunlar, betimlenmiş akbaba başına sahiptiler. Kamaların kabzaları, kelebek

kanatlarına benzerdiler. Ok kılıfları ve ok başları, genelde savaş kuşağı ile

birlikte bulunurlardı. Sakalar’ın savaş kuşakları büyük, genelde birleşik büyük

bronz boş şarjörlerdi. Bu şarjörlerin yüzeyleri zaman zaman desenlerle

süslenmişlerdir.

Resim- 8 Hun (Sakaların) Savaş Kuşakları

Page 85: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

62

Yerel ev gereçleri arasında en çok bulunan bıçaklardır. Bunların saplarında

bir delik veya halka bulunmaktaydı. Ağızları ise düz ve küçüktü. M.Ö. VII.

yüzyılda büyük dairesel diskler ile bronz aynalar ve yüksek sınırlı kenarlar

yaygındılar. Aynanın ters kenarında düğüm ile dişi kuşağa bağlıydılar. M.Ö.

VII-V yüzyıllarda gösterişsiz diskli aynalar ve kenarlarındaki basit tutamaçlar

revaçtaydı, onlar eskilerin yerini aldılar96. Semireçi modern bronzları bu tarihi

koleksiyon dışında kalır. Koleksiyon buhurdanlıktan, kazanlardan ve kurban

masalarından oluşur. M.Ö. I. yüzyılın ilk yarılarında yapıldıkları

görülmektedir. Bu döküm parçaları kar leoparları, kaplanlar, Tibet ve Hint

sığırları, develer, atlar, dağ keçileri, koçlar, kurtlar, kuşlar ve zırhlı savaşçıların

küçük heykelleriyle süslendiler. Bazen dişi figürlü tunik giysiler, mitolojik

karakter erkek heykeli gibi omuzlarda yükselen minber masasını desteklediler.

Hayvan heykelleri kurban masalarının kenarlarını ve buhurdanlıkların düz

yüzeyleriyle sınırlarını süslediler. Bazen mumluklar veya kazanların ayak ve

tutamaçları olarak hizmet ettiler.

96 Ancient Bronze..., s.5.

Page 86: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

63

Resim- 9 Alma-Ata müzesinde sergilenmiş Hun dönemine ait tütsü mangalı

Bu nesneler, insanların dış görünüşlerini, manevi kültürlerini ve ideolojilerini

direkt olarak etkilediğinden, anlamların ortaya çıkması Hunların kozmonik

konseptlerinin yeniden kurulmasına yardımcı oldu.

Bu üç nesnenin merkezi (buhurdanlıklar, kazanlar, kurban masaları)

kesinlikle buhurdanlıklardır. Bunlardan ikisi ayrıntılı olarak tanımlanabilir. İlki konik

destekle sabitleştirilen neredeyse dik sınırlar ile dört köşeli tabladır. Kanatlı

kedigiller figürleri, büyük ihtimalle kar leoparı veya kaplan tablanın dört köşesini

işgal ederler. Bu canavarların görüntüleri Avrasya kabilelerinin sanatının, kültürünün

ve folklorunun karakteristiğidir. Bunlar uğur olarak ve geniş alanları bir başka

deyişle, dünyanın dört bir yanını korumak için hizmet ettiler.

Page 87: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

64

Resim-10 Ermitage müzesinde sergilenen Hun(Saka) dönemine ait eserler.

Issık Köl’de ele geçirilmiştir. Çok çeşitli hayvan figürleri ile yapılmıştır.

İkinci buhurdanlık koniktir ve yuvarlak bir tabladan oluşur. Hint

sığırının heykelimsi şekilleri, düz tablanın kenarlarını çevreler. Yayları tutan

iki atlı adam figürü (sadece birisi muhafaza edilmiş) tablada yer almıştır. Bütün

kompozisyon anlık gergin beklentinin taşıdığı ifadedir97. Semireçi bronz

eserleri arasında önemli olaylardan birisi uç ayakları bazen yırtıcı hayvan

pençesi veya hayvan toynakları formunda kozmik dayanaklara oturtulmuş, yan

dairesel kapları olan kazanlardır. Bu kazanların küçük olanı 5-7 litre alırken,

değişik büyüklükleri yüzlerce litreyi alabilir98.

Resim- 11 Altın ve Bronz eşyalar

97 Ancient Bronze..., s.6 98 Ancient Bronze..., s.8.

Page 88: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

65

Ariant isimli bir İskit beyi insanların sayısını öğrenebilmek için

herkesin bir ok başı yapmasını emretmiş ve buna uymayanı ölümle

cezalandırmıştır. Halkı birçok ok başı getirdiği için bunlardan bir anıt

yapmıştır. Bu bakır ok başlarından oluşan bakır damarı altı parmak kalınlığında

ve altıyüz amforayı dolduracak boyuttaydı.

Bu büyük bakır damarı Ermitaj’da sergilenmektedir. Her birlikteliği

İskit beyinin gücünü belirtmektedir99. Küçük tapınak kazanları ise benzer

olarak ailelerin, urugların ve kabilelerin birlikteliklerini simgelemektedir.

III. ANDRONOVO KÜLTÜRÜNE AİT ALTINDAN YAPILAN TOKA,

PLAKA, KINLAR VE SÜSLEME İÇİN KULLANILAN FİGÜRLER

Bu dönemde yapılmış eserlerin çok az bir kısmı altından mamuldür. Çünkü

altın hem az bulunan bir madendi, hem de zor işlenebiliyordu. Bu sebeple ancak

toplumda yüksek mertebelerde yer alan önemli şahıslar tarafından kullanılmaktaydı.

Hun dönemi öncesi toka, plaka, kın ve süsleme için tercih edilen eserleri gerek

süsleme konuları ve gerekse motifleri bakımından kendisinden sonra oluşacak Hun

ve Kök Türk dönemi sanat eserlerine sağlam bir temel oluşturmuştur.

Resim-12 Toka (Tasmola Kurganı-Kazakistan M.Ö. VII-VI. yy)

99 Ancient Bronze..., s.10.

Page 89: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

66

a. Formlar

Hun öncesi devir toka, plaka, kın süsleme için kullanılan figürler ve savaş

aletleri üslup olarak Çin ve Moğolistan’dan Karadeniz kıyı şeridine kadar olan

bölgede bulunan kalıntı ve bulgulara benzerler. Bu bölgede en çok ilgi çeken sanat

eserleri Orta Kazakistan’da ele geçen iki panterli kın ya da plakalardır.

Plakalar üzerinde panterler büyük başlar, yuvarlak göz ve burunlar, pençeler

küçük yuvarlak halkalarla biten kuyruklarla birlikte top şeklinde bükülerek

oluşturulmuştur. Genel olarak ana hatları yuvarlaktır. Bu plakalar M.Ö. VI-V.

yüzyıllara kadar dayanmaktadır.

Resim- 13 Pars figürlü plaka M.Ö. V-IV yüzyıl Kazakistan

b. Teknikler

Hun dönemi öncesi devri toka, plaka, kın, savaş aletleri ve süsleme için

uygulanan yapım ve süsleme teknikleri, Hun dönemi teknikleriyle yakın benzerlikler

gösterir. Bu devrin eserleri de Hun dönemi eserleri gibi, bazen dökümle, bazen

dövme tekniğiyle yapılmıştır. Bazı zamanlarda kaplama tarzı, hayvan tarzının yerini

aldı. Hayvan tarzında renkli eklerin daha ölçülü ve hassas kullanılmaya başlanması

yaygınlaştı

Page 90: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

67

Büyük miktarlarda altın süslemeler zengin kişilerin kurganları kazılırken

bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi de Kazakistan’daki Çilikta vadisinde ele geçti.

Bu buluntu genel olarak giyim ve savaş aletlerinden oluşmaktadır. Çilikta bulguları

büyük oranda metal yaprakların ustaca kesilmesiyle oluşturulan altın aplikelerdir.

Bunlar tahta veya giysiye yapıştırılmış erkek domuz şekli ve elmas şekilli

tokalardır100.

c. Süsleme Konuları Motifleri ve Anlamları

Hun dönemi öncesi eserleri süsleyen konuların ve motiflerin bir çoğunda

büyük gelişmeler sağlanmıştır. Örneğin süslemelerde kullanılan erkek domuzlar

boyut olarak farklıdır. Fakat şekil olarak aynıdır. Ana hatları aşırı derecede güçlüdür.

Bu figürler kaya resimlerinin ve hatta Paleolitik dönem resimlerinin örneklerine

benzerler. Damla şekilli göz ve üçgen şekilli dişler yapılmıştır. Çilikta bulguları,

erken çağda çok etkileyici figürlerin ve süsleme motiflerinin varlığını kanıtlayan

önemli bir merkezdir101.

Uzanmış erkek geyik şeklindeki tokalar en dikkat çekici parçalardır. Bunlar

aynı zamanda dikilmemiş kumaş veya deriye yapıştırılmışlardır. Dikkat edilmelidir

ki, erkek geyik kulakları ayrık olarak yapılmış ve taşla doldurulmuş hamurla

kapatılmıştır. Çilikta sanat eserlerinde değişik renklerin kullanımı yaygındır.

Geyiklerin boynuzları ren geyiği boynuzunu andırır. Geyik bulguları Kazakistan,

Sibirya, Orta Asya ve Yakın Doğu kalıntılarında tespit edilebilir. Bununla beraber

100 Ancient Gold..., s.7. 101 Ancient Gold..., s.10.

Page 91: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

68

Hun sanatındaki yerel gelenekler Yakın Doğu geyik kalıntılarındaki sanat tarzıyla

birleştirilebilir.

Resim-14 Geyik figürlü plaka M.Ö. V-IV. Yüzyıl Kazakistan

Genel olarak altından yapılmış geyik, güneşin yeniden doğumu, doğadaki

ölüm çemberini, boynuzları hayat ağacını ve avlarını temsil eder.

Çilikta koleksiyonundaki kartal başlı, aslan gövdeli kanatlı, düş ürünü ejderha

ve panter şekilli çember biçiminde bükülmüş tokaların gelişmiş Kök Türk sanatında

birçok benzeri vardır. Su ve verimlilik sembolü olan damla şekilli, yüzgeçli balık

eşsizdir.

Genel olarak zoomorfik figürleri farklı mitolojilerde bilinen kuş gökyüzü,

hayvan, dünya, su ayrımına uygundur. Durumların biçimlenmesinde Hunlar bu

sembolizme değişik anlam vermiştir. Bu da gücü belirtmeye başlamıştır.

Daha önce de söylediğimiz gibi bazı dönemlerde kaplama tarzı, hayvan

tarzının yerini aldı. Hayvan tarzında; renkli eklerin daha ölçülü ve hassas

kullanılmaya başlaması yaygınlaştı. Kazakistan’da yapılan üç kazı sonucunda

dekoratif elbise tokası, Tuzdak bölgesinden iki bilezik ve Semireçi’deki Kargalı

vadisine ait bir kamın takısı bunu ispatlar niteliktedir.

Page 92: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

69

Tenlik’teki buluntuların en ilginç olanı, kıyafetler ve bir atlı resmidir. Adamın

koni şekilli bir şapkası ve pelerini vardı. Atın yelesi kesilmişti dizleri eğilmiş

durumdaydı. At arabaları görünüyordu Resmin kaynağı tam olarak belli değildir. Bu

tasarımlar M.Ö. III. yüzyıldan beri Yakın Doğuda biliniyor. Tarz olarak, Tenlik’teki

tokalar, Pazırık kurganındaki Sibirya yığınlarının resimlerini ve Greko-Bactrian

sanatını hatırlatıyor.

Genel olarak atlı figürler geç Helenizm sanatının karakteristik özelliğidir.

Kutsal kahramanın toprağı her zaman onunla birleştirilmiştir. Tenlik’teki birçok

süslemeler Berel, Şibe ve Kotanda kurganlarındakilerin benzerleridir. Son

zamanlardaki bilgilere göre, bunlar Pazırık ve Helenizm, Orta Asya sanatıyla aynı

zamana aittir. Bazı nesneler ve özellikle kırmızı ve siyah olanlar Issık’takilere çok

benziyorlar102.

Resim- 15 Andronovo Kültürüne ait

eşyalar IV.-V. yüzyıl Kazakistan

102 Ancient Gold..., s.11

Page 93: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

70

Tuzdak bileziği Tenlik’teki nesnelerle aynı döneme ait olabilir. Bunların bir

tanesi fantastik bir kurt figürü ve arkasındaki akbaba kafasıdır.

Bu bilezik, Amu-Derya ve I. Petro Sibirya toplamasındaki kalıntılarla

benzerliklere sahiptir ve M.Ö. III. yüzyıla aittir. Menteşelenmiş olan ikinci bilezikte

iki at ve vücut resimleri var ki yuvarlak ve üçgen şekilli renkli taşlarla

doldurulmuştur. Hun dönemindekilere benzer şekiller I. Petro’nun Sibirya

koleksiyonunda bulunuyor. Ayrıca bunlar Erken Kuşan dönemine ait kalıntılarda da

yer almaktadır.

IV. ANDRONOVO KÜLTÜRÜNE AİT DEMİR, TUNÇ VE ALTIN

BULUNTULAR

a. Kara Tav Bölgesi Kültür Buluntuları

Güney Kazakistan’daki Karatav dağlarının civarında bulunan

Kozmoldak kurganlarının kazılarında, diğer birkaç eşyayla birlikte madeni

eşyalara da rastlandı. Bunlar, tahta sapların oturtulması için çıkıntıları olan

demir bıçaklar, hareket eden, dili olan oval tokalar, üç kanatlı ve saplı demir ok

ucu, üzerinde motifler işlenen tunç bir tokadır. Bu eşyalar M.Ö. I. yüzyılın

sonuna aittir103.

b. Issık Bölgesi Kültür Buluntuları

Kemal Akişoğlu Almatı şehrinin yakınında Issık harabelerinde yaptığı

kazılar sırasında, yağmalanmamış, zengin bir kurgan meydana çıkarmıştır.

103 M.K. Kadırbayev, A. N. Maryaşev, “3-iy Sezon Rabot N Karatu”, Arheologiçeskiye Otkrıtiya, Moskva, 1972, s.499 - 501

Page 94: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

71

Bura da dört bine yakın altın eşya ortaya çıkarıldığı gibi, üzeri baştanbaşa altın

plakalar ve aplikasyonla kaplanmış genç bir adamın cesedi de bulunmuştur.

Kurgan M.Ö. VI-V. yüzyılda inşa edilmiştir.

Resim- 16 Issık Kurganından M.Ö. VI-V. yüzyıla Ait Altın Elbiseli Adam

Issık harabelerinde bulunan kurgandan çıkartılan bu genç cengaverin

başındaki börkün ve elbiselerinin baştanbaşa altınla donatılması ve bu altın

plakalar üzerinde pars, at, dağ koyunu, sığır, dağ keçisi figürleri işlenmiştir.

Arkeologların verdiği bilgilere göre gün ışığına kavuşturulmuş bu devreye ait

bulguların birçoğunun ince bir altın tabaka ile kaplı olduğudur. Issık

buluntularında elegeçen altın elbiseli adamın mezarı birçok hakikatlere ışık

tutmakta ve Türk mezarları hakkında tamamlayıcı bilgiyi bize sunmaktadır.

Page 95: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

72

Yine aynı mezardan çıkan dört bin altın eşyanın yanında gümüş eşyalarda

bulunmuştur104.

V. MADEN SANATININ EVRELERİNDE GÖRÜLEN HAYVAN

ÜSLUBUNUN GELİŞİMİ

Uygulamalı sanatlar Hun, (Saka, Wusun, Kanglı) kültüründe önemli bir yer

alır. Ana özelliği (M.Ö.VII-VI. yüzyıllarda Sibirya’da ve Kazakistan’da

görünen) hayvan üslubu olarak adlandırılmasıdır. Dini festivaller sırasında

pişirilen adak etleri bronz kaplar içerisine konulurdu. Orta Asya’da ve Doğu

Avrupa’nın güney bölümündeki kabilelerde yayılmıştır.

Hun ve Sibirya’daki ilk kalıntı bulunan yerlerden sonra, ilk defa Hun

hayvan üslubu olarak adlandırılmıştır105.

Resim- 17 M.Ö. VI-III yüzyıla ait dağ keçisi

şeklinde tasarlanmış bronz çadır tepeliği Minusinsk.

104 Diyarbekirli, a.g.e., s.187-189. 105 Ancient Bronze..., s.11.

Page 96: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

73

Asya ve Sibiryada bulunan hayvan motifleri umumiyetle İskit sanatı olarak

adlandırılıyorlarsa da, bu kesinlikle Türk-Hun sanatının belirtisidir ki; Prof. Gömeç

Asya’da bulunan eski kurganlara tamamen İskit kurganları denmesini doğru

bulmamakla beraber, İskit denen halkı da Türk-Hun birliğinin batıdaki uzantıları

olduğu görüşündedir106. Hayvan üslubu sanatı formda realist, karakterde süslemeli ve

yapıda mitolojiktir. Hayvan üslubu sanatının gelişimi üç safhaya bölünebilir:

a. Arkaik Safhası

b. Gelişim Safhası

c. Gerileme Safhası

Tek durağan görüntüler, çok sık rastlanan dağ keçisi, Asya koçu, erkek

domuz veya geyiğin rölyef temsilleri arkaik periyodun (M.Ö. VIII ve VI

yüzyıllar) karakteristiğidir. Bu bölünmenin en ilginç buluntusu iki teker

destekli iki keçinin bronz döküm figürüdür. Başlarının alçaltılamamasına

rağmen, büyük boynuz rölyefleri arkalarına değiyordu (Orta Kazakistan’da

Tasmola Buluntuları). Semireçi’de iki bronz heykel bulunmuştur. Bu sefer

minyatürlü, boynuzlu gerçek keçi başı simgelerdir.

106 Bakınız, S. Gömeç, ”Erken İç Asya Tarihi Üzerine Bazı Notlar”, Bilge, Sayı 33, Ankara 2002.

Page 97: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

74

Resim- 18 Altından yapılmış bir kemer süsü M.Ö. V-IV yüzyıla ait

At başları genelde dizgin plakalarına çizilirken, bronz bıçaklardaki en

popüler dekor kafa veya hayvan figürleri tipik duruş bukleli hayvandı. Bu

motifin en erken örnekleri Avrupa’nın güney kesimlerindeki bölgelerde

bulunurlar.

Resim- 19 Altından yapılmış at figürlü plaka M.Ö. V-IV yüzyıl

Hareketlilikle oluşan karmaşık düzenler, durağan tek hayvan figürleriyle

toplandığında ikinci safhayı belirtir.

Hareketli hayvan, savaşan hayvan kompozisyonları ve yırtıcı hayvanların

otçul hayvanları yakalaması gravürlerde özellikle tercih edilmiştir.

Page 98: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

75

Canavarların vücutları zıt yönlere döndüğünde hareket hızı bükülme tekniğiyle

tanışmıştır.

Bazı görüntülerin sunumları, değişik yöntemlerle başarıldı. Bunlar kıvrım

sistemi, spirale benzeyen özel, işaretlerle hayvan vücutlarının bölümlerinin

vurgulanması, bükülmeler, daireler, üçgenler ve köşeli parantezlerdir107.

M.Ö. III. ve II. yüzyıllar, hayvan üslubu ve polikrom108 üslubu adı verilen

değerli taşlarla kakma tekniği, taneleme ve diğer dekorasyon motiflerine yerini

bırakmaktadır. Bu dönemde şematik hayvan figürlerinin bol miktarda polikrom

süslemeleriyle birleştiği, bazı sanat çalışmalarında uygulandığı dönemdir.109

Resim- 20 Ajurlu Kemer Süsü, Simetrik Düzende Yerleştirilmiş İki Geyik Figürü

107 Ancient Bronze..., s.10. 108 Polikrom madene değerli taşlarla kakma tekniği 109 Ancient Bronze..., s.12.

Page 99: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

76

Üslubun listelenen bu özellikleri Hun – Sibirya sitiliyle benzerdir. Bu

tekrarı, geniş Avrasya bölgesinde ortak hayvan üslubunun kökeni kanıtlar.

Güney-doğu Avrupa’nın diğer kabileleriyle birlikte maden oymacılığı ve

kuyumculukta büyük ustalık kazandıklarında, uygulamalı sanatlarda M.S. ilk

yüzyıllarda yeni bir patlama gözlenmiştir. Süsleme sanatı için kıvrılmış

vücutlar, yırtıcı hayvan ve ejderhaya benzer yaratıklar tercih edilmiştir. Bronz

ustaları silahlar, tavalar, mutfak eşyaları ve altın mücevherler yaptılar. Türk

maden ustaları tava ve tava altlıklarında ilerleme kaydettiler. Tava setlerinin

birçok parçasını Türk maden ustaları buldular.

Tava set figürleri bu geniş bölgede hızlıca değiştiler. Orta Çağın

başlangıcında kayboluyormuş gibi görünen hayvan üslubu, yeni formlarla

yeniden canlandı.

Sasani, İran, Semerkand ve Altay’da savaşmaya veya mücadele etmeye

hazır hayvanlar olarak gösterildiler. Türkler o dönemlerde en gözde motif

olarak bitişik hayvan ve insan motiflerini beğenirlerdi. Çeşitli hayvanların

özelliklerini taşıyan ideal savaşçı tasviri Türk destan edebiyatının özelliğiydi.

Türk kaganları, büyük ve değerli komutanların bu hayvanların özelliklerine

sahip olması gerektiğine inanıyorlardı. Bunlar; bir horozun cesareti, bir

tavuğun tartışmaya hazırlığı, bir aslanın kalbi, bir vahşi erkek domuzun hızı,

bir tilkinin kurnazlığı, bir köpeğin sabrı, bir şahinin uçuşu, bir turna kuşunun

hassaslığı, bir kurdun hırsı gibi özelliklerdir.

Page 100: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

77

C. HUN DÖNEMİNE AİT GENEL BİLGİ

Orta Asya dediğimiz uçsuz bucaksız bölge, 35 ve 55 enlemler arasında

yer alan geniş bir sahadır. Hunların, bilinen ilk yurtları bugünkü Moğolistan

olup, Çin tarih kaynaklarında rastlanan adları Hiung-nu şeklindedir110. Bu

bölgede Türk kavimleri yer aldığı için Türkistan’da denir. Orta Asya

kavimlerini ilk defa bir bayrak altında toplaması bakımından kültür tarihimiz

için büyük bir önemi vardır. Dağınıklık gösteren Orta Asya kültürleri, Hun

devletinin sağladığı birlik ve temaslar sebebiyle kaynaşmaya doğru gitmişlerdi.

Zamanla Altay dağlarındaki kültürlerle, Orhun kıyılarındaki buluntular,

kendine mahsus özellikleri olan bir Orta Asya karakteri ile ortaya çıkmaya

başlamış ve aralarındaki büyük farklar kaybolmuştur. Orta Asya’da beş asır

süreyle devam eden dil ve kültür birliği gerçekleşmişti.

Hun Devleti zamanında, Yakın Şark ve Uzak Doğu kültürleri ile büyük

temaslar meydana geldi. Moğolistan’da ve Altaylardaki Hun çağı mezarlarında,

hayret edilecek derecede Çin ve İran mallarının bulunması, bu temasların bir

delilidir. İpek Yolunu elinde tutan Hun prens ve hükümdarları, Uzak Doğu ve

Batı ticaretinde bizzat rol oynadılar. Hun Devleti bir yandan Orta Asya’daki

kültür birliğini sağlarken, diğer taraftan da dış temaslar sayesinde kendi

topraklarındaki insanların günlük hayatına ve zevklerine dışarıdan yeni nüfuz

eden unsurları da katmaktaydı. Batı Türkistan’dan gelen değişik motifler ve

Çin kültür sahasına ait cennet kuşu vs. gibi manevi anlamı da olan temalar,

artık Hun prenslerine ait at koşumlarında ve keçelerde yer almaya başlamıştı.

110 L. Ràsonyi,Tarihte Türklük, Ankara 1971, s.65.

Page 101: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

78

Bunun yanında Orta Asya’nın çok eski kültürlerine ait hayvan

mücadelelerine ait sahneler, eski karakterlerini kaybetmeyerek devam

etmektedir. Bu sebeplerden dolayı Orta Asya’nın kültür sahaları yerine, Büyük

Hun Devletinin medeniyeti geçti ve Orta Asya’daki kültürler birleştirilebildi

diyoruz. Bu eserlerde daha öncede belirttiğimiz gibi Çin ve İran modasının

izlerine rastlıyoruz. Fakat esas konu ve yapılış tekniği tamamen Orta Asyalı ve

Hun idi111. Hayvan mücadelelerini temsil eden bronz eserler, bu sanatın esas

konusunu teşkil etmektedir. Bozkırda gelişen hayvan üslubunun, Çin’in

kuzeyinden Orta Avrupa’ya ve Ön Asya’ya kadar yayılmasının ve uzun süre

devam etmesinin sebeplerini Hunların tabiat üstü kuvvetlere karşı eğilimlerinde

aramak yerinde olur. Ordos bronzlarında yer alan at güreşi tasvirlerinin

açıklamasını, Çin kaynaklarında bulabiliyoruz. Kırgızlar her sene yetiştirdikleri

atları güreştirirler ve birinci gelene mükafatlar verirlerdi112.

Hunların yerleşik oldukları bölgelerde yapılan kazılar sonucunda, evcil

hayvanlar arasında atın ön planda yer aldığı artık netlik kazanmıştır. Şibe,

Katanda, Başadar, Berel, Uyuk, Pazırık ve Noin–Ula kurganlarında atların

gömüldüğü bölümlerden eyerler, koşum takımları ve eyer altı örtüleri gibi

birçok atla ilgili zengin malzeme ele geçirilmiştir.

111 Ögel, a.g.e. ,s.43. 112 F. Bodur, Türk Maden Sanatı, İstanbul 1987, s.13.

Page 102: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

79

Resim- 21 Ağaçtan yapılmış at koşumu süsleri I. Pazırık kurganı

Binicilikten başka beslemelerinin diğer bir sebebi de, etini yemeleri, sütünden

kımız yapmaları ve derisini giyimde kullanmalarıydı. At derisinden, omuza atılan

pelerin ve kayış yapıldığı gibi, hayvan koşumlarının yapımında da çok miktarda

yararlanılırdı. Önemli kişiler atlarıyla beraber defnedilirlerdi. Bunun yanında bütün

koşum takımları ve süsleri de beraber gömülürdü.

Resim- 22 Bir yuların sarkıntılı süsleri. I. Pazırık Kurganı.

Bulgular arasında, koşum takımlarını süsleyen ahşap kabartmalar, ağaçtan

oyma heykeller ve dekoratif sarkıntılar, yüzey süsleme tekniği olan eğri kesim

Page 103: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

80

usulüyle yapılmışlardı. Bu süsleme tekniği, Hunlardan bu yana İslami döneme kadar

bütün İç Asya’daki Türk urukları arasında yaygınlaşmış ve yüz yıllarca uygulanmıştı.

Resim- 23 Yular I. Pazırık Kurganı

Hun sanatının özelliklerinden biri olan iki veya daha fazla hayvanın karşılıklı

ve simetrik bir şekilde tasvir edilmesi Rusya’da ve Sibirya’da çok karşılaşılan bir

durumdu. Türk uruklarında görülen birçok komşu toplulukları etkileyen “hayvan

üslubu”, bu dönemin İç Asyalı sanatçısı için işlenecek en popüler konulardan biriydi.

At koşum takımları, eyer altı örtüleri, çadır içi eşyaları keçe ve kalın dokumalarda

hayvan mücadele sahnelerine sık sık tesadüf ediliyordu. Ayrıca süvarilerin bellerine

taktıkları dar kemerlerin üzerlerinde de bu üslupta yapılmış süs plakaları aplike

ediliyordu113.

113 Bodur, a.g.e., s.13.

Page 104: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

81

Resim- 24 Avar mezarlarından çıkan kemer tokaları , plakaları, Macaristan

Hun döneminde bazı eşyalar altınla kaplanmıştır. Bu gelenek Kök Türklerde

devam eden ve tamamıyla Türklere ait has bir süsleme tekniğidir. Altaylardan

Macaristan ovalarına kadar uzayan bir çizgi kuyumculara mal edilen ok, yay ve silah

takımlarında görülen altın kaplama tekniği, son zamanlara kadar Kazak, Kırgız ve

Türkmenlerde çeşitli madenler üzerinde süsleme maksadıyla uygulanmıştır. Aynı

zamanda Hun silah imalatçıları mükemmel ince altın plaka ile sarılı yaylar imal

ediyorlardı. Oğuzlar arasında “altın yalatma” olarak tanınan bu teknik Selçuklular

döneminden Osmanlılara kadar uzanmaktadır114. Hun dönemini bölgelere ayırarak

incelemek ilerde oluşan sanat tarihinin zeminini anlamımızı kolaylaştıracaktır.

114 Bodur, a.g.e., s.12.

Page 105: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

82

D. HUN DÖNEMİ MADEN SANATI

1. Kazakistan Kültür Çevresi

Doğu Kazakistan Bronz Çağının son zamanlarında İrtiş boyları ile

Semireçi kültürünün tesiri altına girmişti. Bu bölgenin M.Ö.V–IV. yüzyıl ile

Hun çağına ait buluntuları Altay’daki Katanda ve Pazırık buluntularına çok

yakınlık gösteriyordu. Özellikle bu döneme ait Omsk ve İrtiş havzası

buluntuları arasında kemik ok uçları ve kemikten yapılmış zırh plakaları büyük

bir yer tutmaktaydı. Türklere ait olan tek ağızlı büyük bıçaklar ve plakalar, bu

çağda artık fazla görülmeye başlamıştı. Bu plakaların kınları da eski Türk

kılıçlarının kınları ile büyük bir yakınlık göstermekteydiler115. Demir

cevherleri bakımından Orta Asya’da en zengin yer Altay bölgesidir116. Bu

nedenle Kazakistan’ın demir çağının başlamasında Altay kültürünün büyük bir

rolü olmuştur.

a. Kazakistan Kültür Çevresine Ait Altından Yapılmış Taç ve

Savaş Aletleri

Kaplama tarzındaki en dikkate değer yapı Almatı yakınlarındaki

Kargalı’da 1939’da bulunmuştur. Bilgiler hem yurt içi hem yurt dışında

defalarca gösterilmiştir. Bize göre yapının en doğru tanımı A.N. Bernştam

tarafından ortaya konmuştur. A. N. Bernştam’a göre Kargalı kompleksi bir

Wu-sun kadın kamın mezarıydı. Kargalı tacının buluntuları Turko-Mogoli

mitolojisi ve destanına göre açıklanmıştır.

115 Ögel, a.g.e., s.77. 116 Z. V. Togan, Türk Kültürü El Kitabı, C. II, Kısım Ia, İstanbul 1972, s.4.

Page 106: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

83

Bu fikre göre, tacın tasarımı yerleşik Hun ve Greco-Bactrian sanat

akımlarının karışımıdır ve Wu-sun sanatının özelliklerini göstermektedir.

Başka bir yoruma göre ise, hükümdarlık düzeni, Tao inançlarını ya da tarihi

İran efsanelerini yansıtır.

Taçta tipik Çin tarzını andıran resimler vardır (ejderha, dünya dağ, bir grup

bulut). Ayrıca Saka motiflerini anımsatan görünümler mevcuttur. Kendi

zamanlarında, M. Rostovtsev, Laufer Çin sanatı ve erken Han döneminde,

Helenlerden ve Türklerden oldukça etkilendiğini belirtmektedir117.

Son zamanlarda Kazakistan’da yapılan tarih çalışmalarında yeni bir etnik

menşe yaratmak amacıyla herşey Wu-sun lara bağlanmaktadır ki, bu yanlış bir tarih

görüşüdür. Tarihteki Wu-sunlara baktığımızda onlar Hunların batısında ve Hun

Birliğinin bir üyesi olarak karşımıza çıkmakla beraber, kültür ve kimlikse Türklere

çok yakındır. Bunun yanısıra Mo-tun zamanın da Wu-sun teşekkülü Kazakistan

topraklarına da gelmiş olabilir: ama bu demek değildir ki bölgenin Kazak

Türkleriyle, sanatı doğrudan Wu-sun menşelidir.

Bu durum, sanatlarında motif ve resim kullanmalarında etkili olmuştur. Bu

bağlamda, Kargalı tacının (sadece iki bölümü muhafaza ediliyor) yerel bir usta

tarafından Han sanatına göre yapıldığını söyleyebiliriz. Lu koleksiyonundaki Han

sanatının kalıntılarındaki benzerliklere göre, A. N. Bernştam Kargalı buluntularının

M.S. I. ve III. yüzyıllara kadar gittiğini söylemektedir. Buna rağmen tacın yapısı

M.S. I. ve III. yüzyıllardan daha geriye gidiyor gibi. Mesela, Taksil buluntuları ve I.

Petro’nun Sibirya koleksiyonun kalıntılarının tarihi M.S. II. yüzyıla kadar

117 Ancient Gold..., s.12.

Page 107: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

84

inmektedir. Sonuç olarak bir bütün olarak Kargalı buluntularının geçmişinin A. N.

Bernştam’ın belirttiğinden daha geçmişlere dayandığı söylenebilir.

Resim- 25 Hun dönemine ait altın kalkan

Bir kısmı polikrom tarzında olan altın nesnelerden oluşan bir koleksiyon 1915

yılında Mangışlak bölgesindeki Batur Gölü yakınlarında tesadüfen bulundu. Eserler

minyatür bir şişe ve bir fincandan oluşuyordu. Halka şekilli şeritler şişe gövdesine

lehimlenmiş durumdaydı. Yüzeyi yapay tanelerle süslenmişti. Fincan silindirik

şekilliydi ve yüzeyinde ince yatay çizgiler vardır.

Dış bükey tarafına zıt yönde ince iliği olan altın plakalar keten kırmızı ipekle

çevrili saç bandının dış kısmına dikilirdi. Bu bölgedeki buluntular arasında kılıç

topuzları yada hançerler, küpeler yer alır118. Bunlar her biri yay şeklindeki

elementlerle menteşelenmiş çemberler, bir kare, ekli plaka ve dört tane sarkan inci,

mercan ve altın boncuk içerir. K.M. Skalon tarafından M.S. III. yüzyıla ait olduğu

belirlenmiştir.

118 Ancient Gold..., s.12.

Page 108: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

85

Resim- 26 Altından yapılmış kılıç topuzu (Tasmola Kurganı-Kazakistan

M.Ö.VII-VI. yy)

Hun kuyumcularının, hükümdarların vazgeçilmez ziynet eşyalarından olan

taçları da büyük bir maharetle imal ettikleri anlaşılmaktadır. Bu paha biçilemez

ziynet eşyalarının asıl malzemeleri 5-8 cm genişliğinde altın teneke şeritlerden

oluşmaktaydı. Kenarlarında ise yivli altın tel çevirme bulunuyordu. Kuyumcular

taçların orta sahalarını tek başına duran ve çeşitli şekillerdeki gözlerle süslüyorlardı.

İçinde beyaz kuvars, mavi veya kırmızı granit yerleştiriyorlardı. İçinde beyaz kuvars

mavi veya kırmızı cam hamuru bulunan taçlar da imal ediliyordu. Bu dönemde

bronzdan yapılan taçlar da büyük şöhret kazanmıştır. Ermitage Müzesinde bronzdan

mamul, iskeleti altın levhalarla süslenmiş ve bu levhalar üzerine kıymetli taşlar

yerleştirilmiştir, bir taç da bulunmaktadır.

Bugüne kadar ele geçen en mükemmel Hun tacı Kerç’de bulunandır. Bunun

kenarı gerçek yivli altın telden ibarettir. Hun dönemine ait diğer bir taç ise

Macaristan’daki Csorna Premontres tarikat merkezinde korunmaktadır. Bunun her ne

Page 109: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

86

kadar dalgalı bir çizgi ile dolu kenarı kertik ise de, daha zengin bir işciliğe sahiptir.

Bu tacın süslemeleri ise daha ziyade altın kayış uçlarının süslerini andırmaktadır119.

2. Ordos Bölgesi Kültür Çevresi Sanat Eserleri

Ordos Çin’in kuzeyinde yer alan önemli bir bölgeydi. Burada yaşayan

Hunlar ve gerekse onların ataları, Çin sınırlarında önemli akınlarda

bulunmuşlardı. Dolayısıyla bu kültüre ait pazarlarda bronzdan yapılmış

binlerce esere rastlamışlardı. Ekserisi elbise süsleri veya at koşumlarına ait

parçalar olan bu bronzlar, kendilerini Çin eserlerinden bariz bir şekilde

ayırıyorlardı.

Ordos’ta bulunan bronz Hun eserleri cinslerine göre şöyle tasnif

edilmiştir: 1- Küçük bıçaklar 2- Baltalar ve kazmalar 3- Zincirler 4- Kaşıklar

ve süs eşyaları 5- Kaplar 6- Kamalar ve hançerler 7- Tokalar 8- Diskler ve

düğmeler 9- At figürleri 10- İğneler ve diğer takma süsler 11- Geyik ve deve

reimleri 12- Koyun ve keçi resimleri 13- Öküz ve öküz başı figürleri 14- Et

yiyici hayvanlar ve domuz resimleri 16- Yırtıcı kuşların başları ve kirpi

resimleri, hayvan mücadele sahneleri Pekin pazarlarında elde edilmiş olan Hun

bronz eserlerinin özünü teşkil eder120.

Luan-P’ing, kültür eserleri Jehol eyaletindedir. Bu bölgede bol miktarda

Hun bronzları ele geçirilmiştir. Mezarlar da bol miktarda elbise süsleri

bulunmaktadır. Bunlar arasında hayvan şeklinde figürlere de rastlanmaktadır.

Kuşak tokaları ve tokalara ait çerçeve ve iğneler, bronzdan düğmeler, bronz

119 G. Nemeth, Atilla ve Hunları, Çev. Şerif Baştav, Ankara 1982, s.219-220. 120 Bodur, a.g.e., s.13

Page 110: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

87

inciler, gerdanlık ve diğer asma süslere ait unsurlar ve bronz safihalar da Hun

kültürünü karakterize ederlerdi. Bu buluntular üzerinde görülen hayvan

figürleri bilhassa at, kaplan tasvirli eserlerle, Ordos buluntuları arasında

benzerlik bulunmaktadır.121

Resim- 27 Hun dönemi Ordos bölgesine ait bronz kılıç

Çin’in kuzeyinde, Sibirya’da ve Güney Rusya’da birbirine benzeyen

eserler sayılamayacak kadar çoktur. Bunun nedeni her iki bölge arasında

Hunların yer almasıdır. Orta Asya’daki Türk kavimleri ortak bir kültür ve

sanata sahiptirler. Bu nedenle merkezdeki Türk kültürü, batıda Güney Rusya

steplerine ve doğuda da Çin’in kuzeyine tesirler yapmıştır.

Hayvan mücadelelerini tasvir eden bronz eserler, bu sanatın esas

konusunu teşkil etmektedir. Bu eserlere Çin’in kuzeyinden Macar ovalarına

kadar bol bir şekilde rastlamaktayız. Deve ve kaplanların mücadelesi de

Sibirya ve Ordos bronzlarında büyük bir yer tutar. Ordos’taki Hun sanatının

özelliklerinden birisi de eserlerde iki veya daha ziyade hayvanın karşılıklı ve

simetrik bir şekilde tasvir edilmesidir. Bıçak ve kama saplarının üzerindeki

121 Bodur, a.g.e., s13

Page 111: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

88

simetrik hayvan figürleri de, Hun kültüründe bol miktarda görülmekteydi.

Hayvanlar “S” şeklinde bükülmüş ve tasvirleri de bu şekilde yapılmıştı122.

Resim- 28 Ordos’ta bulunmuş Hun dönemine ait bir at koşum süsü

3. Altay Kültür Çevresi

Altay Dağlarında ilk kazılar W. Radloff tarafından yapılmıştır. Berel ve

Katanda bölgelerinde içi donmuş kurganları keşfederek ilk arkeolojik kazılara

başlayan Radloff’tan sonra Kozloff tarafından Noin-Ula kazısı

gerçekleştirilmiştir. Griaznov ve Rudenko’nun kazılarıyla Altay Dağlarının

Pazırık bölgesindeki Hun kurganları açılarak, Hun sanat eserlerinin gün ışığına

çıkarılması sağlanmıştır.

122 Ancient Bronze..., s.15.

Page 112: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

89

Resim- 29 Altın levha M.Ö. VI-I yüzyıl Altay

Altay’da Hun Devletinin kültürünü temsil eden başlıca kurganlar Berel,

Tüekta, Noin Ula, Başadar, Katanda, Pazırık, Şibe’dir123.

a. Pazırık Bölgesi Sanat Eserleri

Pazırık bölgesinde vadilerde ve açık bozkırlarda serpili bulunan bu

kurganlar, kırka yakındır. Üzerleri taşlarla örtülü küçük tepeciklerden ibarettir.

Değerli bulgular elde ettiğimiz, kayda değer beş büyük prens mezarından

başka, Pazırık’ta daha az önemli dokuz küçük kurgan daha ortaya

çıkartılmıştır. Pazırık kurganlarının yapıları ve mezar çukurlarının tipleri aynı

biçimde inşa edildiklerini gösterir.

Beşinci Pazırık kurganının kesit ve plan şemaları diğerleri hakkında da,

bize yeterli bilgi verecektir. Genellikle kurganlar şu şekilde yapılmaktaydı.

Gün ışığına göre yapılan dikdörtgen mezar odasının etrafı karaçam kütükleri ile

123 Diyarbekirli, a.g.e., s.99.

Page 113: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

90

kaplandıktan sonra odanın döşemesi, duvarı ve tavanı keçe ve halılarla

süslenmekteydi. Cesedin başı doğuya çevrili olurdu. Atlar insan cesedinin

bulunduğu mezar odasının dışına gömülürlerdi. Mezar odasının duvarları ve

zemini kütüklerle çevrelendikten sonra tomruk tabakası üst üste yerleştirilerek

örtülürdü. Bunların üzerine toprak serilir, toprağın üzerine de taşlar yığılırdı.

Bu tip mezarlar Hun kültürünün ortak özelliğiydi. Pazırık bölgesindeki

kurganlar hırsızlar tarafından yağmalanmışlardır. Sadece atların bulunduğu

bölümlere zarar vermemişlerdir.

Değerli madenlerden yapılmış her şeyi heykelleri, kemer ve takıları

almışlardır124.

Resim- 30 Pazırık kurganına ait koşum takımı

Mezarlarda, altından ince plaka ile sarılı Hun törenlerinde kullanılan yaylar

da bulundu. Ahşap üzerine altın tabaka kaplamak Altay’daki Pazırık kültürüne

özgüydü. Pazırık, Şibe, Tüekta, Berel, Katanda ve Noin Ula kurganlarından çıkan

124 Diyarbekirli, a.g.e., s.101-102.

Page 114: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

91

bulgulardan, Hunların uygarlık seviyelerini, mücadelelerini, giyeceklerini, silahlarını,

adetlerini ve dinlerine ait kullandıkları malzemeleri, ev ve çadırda kullandıkları

eşyaları, ata ait koşum takımlarını tanımaktayız125.

Ele geçirilen eşyalar arasında eğri bir Türk kılıcı da vardır. İskeletlerle

beraber elbiselerde bulundu. Altın kakmalı düğmeleri altın süsleri bulunan bu

elbiseler kırmızı ve yeşil kumaşlardan yapılmıştı.Bozkırın göçebe sanatçısı,

sanatçı yaklaşımını, yerleşik uygarlığın sanatçısından değişik yönde

yansıtabiliyordu.

Yalnız yanında taşıyabileceği ve her gün elinin altında bulundurduğu

ve daima kullanabileceği eşyayı süsleme çabasında bulunuyordu. Dokuma,

madeni eşyalar, at ve binicisi için gerekli olan koşum takımları, silahları,

bellerine taktıkları deri kayışların madeni ve toka ve plakaları, elbise süsleri,

çadırlarının her köşesini kaplayan keçeleri, dokumalarını ve her türlü eşyalarını

dekorsuz ve süssüz tasavvur edemiyorlardı.

Resim- 31 Pazırık kurganına ait koşum takımı

125 Ögel, a.g.e., s.61.

Page 115: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

92

Hun asilleri genellikle yüksek dağlara gömülüyorlardı. Kurganların

içine dolan ve hemen donan kar sularının yüzyıllar boyunca erimeden kalması

ile halıların, keçelerin, madeni eserlerin çürümeden ve bozulmadan

muhafazalarını mümkün kılmıştır. Türk sanatı eserleri çağımıza kadar

gelebilmiş ve yapılan kazılarda elde edilmiş bu kıymetli eserler dünyanın

çeşitli yerlerindeki müzelerde sergilenmiştir.

b. Şibe Bölgesi Sanat Eserler

Arkeolog Griaznov’un Şibe bölgesinde ortaya çıkarmış olduğu mezar

kuvvetle ihtimal bir prense aitti. Bulgular arasında mumyalanmış cesetler, at

koşum takımları ve giyimde kullanılan süs eşyaları vardı. Bunlar biraz Katanda

ve Tüekta mezarlarındakileri andırmakla birlikte, sayıca o kadar çok

değildirler. Elbiselerde kullanılan süs eşyalarının hemen hepsi, tahta üzerine

ince altın kaplama ile yapılmıştır. Bu mezarın içindekilerle dış Moğolistan’da

Noin-Ula’da bulunanlar arasındaki benzerlik, Şibe mezarlarına ölülerini gömen

insanlarla, Pazırık ve Başadar kurganlarını yapanların sanatlarında ortak yönler

olduğunu gösterir. Mumyalanmış cesetler, at gemleri ve diğer koşum takımları,

ağaçlardan yapılmış oyma süsler, altınlar üzerine işlenmiş sayısız tezyinat

unsurları, kemik kazmalar bulunmuştur. Demir plakalar üzerinde, siyah boya

izlerine de rastlanmıştır. Altın kakma tekniğinin bu kurganın karakteristiği

olduğunu görmekteyiz126.

126 Diyarbekirli, a.g.e., s.96-97.

Page 116: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

93

Resim- 32 Altın plaka M.Ö. VI-I yüzyıl Altay

c. Katanda ve Berel Bölgesi Sanat Eserleri

Radloff, ilk araştırmalarında Katanda Mezarını ortaya çıkarmış daha

sonra Güney Altay’da Berel bölgesinde bir kurgan daha bulmuştur. Berel

Mezarını örten yüksek toprak yığını ve içinde bulunan on altı atın iskeleti

bunun bir kagan mezarı olduğunu göstermekteydi. Atlardan çoğu süslü

koşum takımları ile eyerlenmişti. İçi oyulmuş ağaç gövdesinden lahit

üzerinde birbirini takip eden kaplan, pars, yaban domuzu, horoz gibi

figürleri resmetmişlerdi. Katanda ve Berel mezarlarının yapılış tarihleri

Pazırık mezarlarından daha sonra olmakla beraber127, üslup benzerliği ve

sanatlarında ortak tarafların çokluğu yüzünden bunların da Türk

topluluklarının eseri olduğu anlaşılmaktadır.

127 Bodur, a.g.e., s.15.

Page 117: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

94

Resim- 33 Hun dönemine ait bronzdan yapılmış kalkan Altay

4. Tanrı Dağları Kültür Çevresi

Hun döneminde Tanrı Dağlarında tam bir kültür birliği göstermekteydi.

Bununla beraber Kızart ve Kırçin kurganlarında çok fazla madeni eşyaya

rastlanmamıştır.

Demir bıçaklar, ok uçları en karakteristik eserlerdi. Alamışık bölgesi

hem Kök Türk hem de Hun kültür tarihi bakımından çok kıymetli kurganlar

içermekteydi. Burada bol miktarda kap bulunmuştur128.

Resim- 34 Nagy Szent Mikloş’ta bulunan altın kaplar

128 Ögel, a.g.e., s.75-76.

Page 118: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

95

5. Fergana Bölgesi ve Taşkent Kültür Çevresi

Fergana, Asya ticaret yollarının içinden geçmesi sebebiyle çok önemli

bir yerdi. Bu bölgeyi elinde tutan İranlılar Orta Asya ve Çin’e giden

kervanlarını buradan yola çıkarmaktaydılar. Bu nedenle Fergana’nın Orta Asya

tarihindeki önemi, daha çok kültür ve ticaret bakımındandı. Ayrıca Orta

Asya’nın en güzel atları burada yetişiyordu.

Taşkent bölgesinin Briçmulla köyü yakınlarında tunç eşyalardan oluşan bir

hazine bulundu. Hazine bir tane mızrak ucundan, dört adet ok ucundan, iki adet

küçük plakadan oluşmaktadır. Büyük plak dışında bütün eşyalar altın renginde

olan mükemmel bir tunçtan dökülmüştü. Büyük plaka tunçtan dövme yoluyla

yapılmıştır129.

Mızrak, uzun ucu yuvarlamsı ve iki tarafı da keskindir. Bir ucundaki tapası

uzatılmış ve sapa sabitleştirilmesi için bir oyuk oluşturulmuştur. Tapanın iki ucunda

da çiviler için yuvarlak delikler vardır. Aletin uzunluğu 31 cm , genişliği de 5,7 cm’

dir. Ok uçlarının dördü de iridir ve aynı tiptedir. Aralarındaki fark uçtan kaynaklıdır.

Uçlar yaprak şeklindeydi. Çift kanatlı, kanatları geçmeyen yuvarlak tapaları vardı.

Uçların uzunluğu 3,9 - 4,5 cm’dir. Düz hafif kabarık kabzanın arka tarafında kemere

bağlanması için ince kavis mevcuttur. Üzerindeki delik dikdörtgen şeklindedir. Daha

küçük boyda olan plaka çok kabarıktır. Nerdeyse yarım top şeklindedir. Arka

tarafında kemer için iri bir kavis vardır. Üzerindeki delik yuvarlaktır.

129 A.İ.Terenojkin, “Klad Andronovskih Bronzovih Predmetov is S. Briçmulla Bliz Taşkenta”, Sovyetskya Arheologiya, No3, Moskva 1962, s.279-280

Page 119: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

96

İnce ve çok kabarık plakanın yüzeyi düzdür. Kenarları ise eğridir.

Herhangi bir takma ya da bağlama yeri yoktur. Çapı 9,4 cm’dir. Hazinenin

tarihi ve kültürel ağırlığı net olarak ok uçlarından tespit edilebilmektedir. Bu

tür iri yaprak şeklindeki ok uçları Andronovo kültüründen bilinmektedir. Bu

döneme ait bazı benzer ok uçları Fergana bölgesinde, Issık Göl civarlarında,

Kazakistan’da bulunmuştur. Bu uçlar oldukça sabit şekle sahiptirler. Bu

yüzden de onları hiçbir başka dönemle karıştırmak mümkün değildir. Bu

hazine tunç çağının sonuna M.Ö. II–I. yüzyıla aittir. Buluntular Taşkent-

Fergana bölgesinde tuncun ne kadar gelişmiş olduğunu gösterir.130.

6. Sır Derya Kültür Çevresi

Sır Derya’nın eski havzalarında bulunan Uygarak tepelerinde yapılan mezar

kazılarında, mezar tarihlerini net olarak gösteren bazı buluntulara rastlandı.

Bunlar Hunların tunç ok uçları, koşum takımlarının gemleri, plakalar, tokalar

gibi parçalar ve diğer eşyalardır. Bunlar hayvanları içeren arkaik tipteki motiflerle

süslenmişti131.

130 Terenojkin, a.g.e., s.281. 131 S.P.Tolstov, “Rezultatı İstoriko-Arheologiçeskih İssledovaniy 1961 g. na Drevnih Ruslah Sır-Daryi,” Sovyetskaya Arheologiya, No 4, Moskva 1962 s.124-148.

Page 120: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

97

E. ALTAY, TANRI DAĞLARI, KAZAKİSTAN VE ÖZBEKİSTAN

BULUNTULARINA GÖRE HUN DEVRİ ESERLERİNE GENEL BİR

BAKIŞ

1. Tunç Ok Uçları

Kazak sanat tarihçileri ve arkeologları tarafından ok uçlarının yakın

kronolojisi oluşturulmuştur. Okların evrimi tunç devrinin sonundan M.Ö. III.

yüzyıla kadar gözlemlenmektedir. Orta Asya’da durum biraz farklıdır.

Tunç çağın ok uçları iki gruba ayrılmaktadır: Saplı ve tapalı (poyralı).

Orta Asya’da saplı ok uçları tunç çağında ortaya çıkmaktadır. Hatta bu bölgede

iki tip de ok uçları aynı zamanda ve paralel olarak kullanılmaktaydı132.

Hun tipi ok uçları sadece tapalı üç kanatlı ve üç kenarlılardır. Bu tip ok

uçları ve dolayısıyla saplıların tapalı olanlarla değişmesi Orta Asya bölgesinde

M.Ö. VI yüzyılda olmuştu. Orta Asya bölgesinde M.Ö. III-II. yüzyıllarda

demirden yapılmış ok uçları yaygınlaşmaya başlamıştı. M.Ö. IV-II. yüzyılda

hem tunçdan hem demirden yapılmış ok uçları kullanılmaya devam

etmekteydi. Üç kanatlı ve üç kenarlı ok uçları yaygınlaşmaya başladı. Belirli

bir süre iki tip ok ucu da kullanılmaya devam etmişti. Daha sonra saplı

olanların kaybolduğu görülür133.

132 İ.N.Medvedskaya, “Nekotoriye Voprosi Hronologii Bronzovih Nakoneçnikov Strel Sredney Azii Kazahstana”, Sovyetskaya Arheologiya, 1972, No3, Moskva, s.76-84. 133 Medvedskaya, a.g.e., s.89.

Page 121: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

98

2. Demir Ok Uçları

Fergana yakınlarında yapılan başka kazılarda I-II yüzyıla ait çok miktarda

demir ok uçlarına rastlandı. Bu oklar üç kanatlı olma özelliğini taşımaktadır. Bir tane

de minyatür baş kısmı 1,5 cm uzunluğunda olan ok ucu bulunmuştu.

Yakın bölgedeki diğer bir kazıda ise, II.-III. yüzyıla ait ok uçlarına tesadüf

edildi. Ancak bunlar öncekilerden farklı olarak kanatları biraz daha geniş olan üçgen

şeklindeydi134. Uç kesimin uzunlukları 3-3,5 cm, sap kısmın uzunluğu ise, 2 cm

civarındaydı.

Bunların yanında değişik formlarda başları yuvarlamsı olan uçlar da bulundu.

Mezar kazılarında IV. yüzyıla ait ok uçlarına rastlandı. Bunlar biraz daha ufak

boyutlardaydı, ancak daha uzunlardı. Uzunlukları 6-6,5 cm civarındaydı. Baş

kısımları daha iri olup, sap kısımlarının öncekilerden daha uzun olması dikkat

çekmekteydi. Büyük ihtimalle Orta Asya bölgesinde o zamanlarda farklı biçimlerde

ok uçları mevcuttu.

Aslında bu bölgelerde daha erken zamanlara ait (M.Ö. VIII-IV. yüzyıl) üç

kanatlı ok uçlarına da rastlanmıştı. Önce tunçtan olan ok uçları daha sonra demirden

yapılmaya başlandı135.

Özbekistan ve Orta Asya bölgesinde yapılan çeşitli kazılarda M.Ö. II-I.

yüzyıla ait farklı boyutlarda olan demir ok uçlarına rastlandı. Bu durum bize şunu

göstermektedir. Aynı dönemlerde hem büyük, hem orta, hem de küçük boyutlarda

olan demir ok uçları kullanılmaktaydı. Yazarların çoğu büyük boylardaki uçların

134 B.A.Litvinskiy, “Sredneaziatskie Jeleznie Nakoneçniki Strel”, Sovyetskaya Arheologiya, No 2, 1965, s.75-76. 135Litvinskiy, a.g.e., s.79.

Page 122: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

99

ortaya çıkışını iki faktöre bağlamaktadır: 1) Daha gelişmiş savunma amaçlı giysilerin

çıkması 2) Daha güçlü ve yeni yayların kullanılmaya başlanmasıdır.

Resim- 35 M.Ö. V-IV. yüzyıla ait bronzdan yapılmış savaş aletleri

Bu uçlar Orta Asya topraklarında M.Ö. II-I. yüzyılda çıkmıştı. Büyük

ihtimalle yeni yayların yaygınlaşması ve daha güçlü okların geliştirilmesi için biraz

zaman geçmişti. Bu olay da yaklaşık olarak iki milat arasındaki geçiş sınırlarında

vuku bulmuştu. Ancak doğal olarak orduların ihtiyaçları ve çeşitli hayvan avları

dolayısıyla aynı zamanda farklı boylardaki ok uçlarının kullanımını

gerektirmekteydi. Bu işler sırasında aynı zamanda farklı yaylar da mevcuttu.

Birçok bölgeye nazaran Orta Asya’da büyük boy demir ok uçların kullanımı daha

erken başlamıştı136.

136 Litvinskiy, a.g.e., s.81.

Page 123: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

100

Resim- 36 Başlık süslemelerinde kullanılan, altından yapılmış ok uçları

Büyük boy ok uçları küçük boylardan daha sonra kullanıldığında ,

küçük boy uçların vazifesi de devam etti.

3. Altından Yapılmış Balık Sırtı Tezyinatlı Altın Plakalar

Aşağı Volga’da ve buna benzer kültür merkezlerinde madeni eşyaları

kaplamak için altın safihalar kullanılmıştır. Bu safihalar balık sırtı tezyinatla

veya yivlerle süslenmişti. Macaristan’da Hun çağında bu safihaların çok çeşitli

örnekleri bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi balık sırtı tezyinatlı safhalardır.

Pulları birbirlerinden noktalı hatlarla ayrılmışlardı. Balık sırtı tezyinatlı altın

safihalarla kaplanmış bir bıçak kını, Hun sanatının en karakteristik eserlerinden

birisidir.

Page 124: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

101

II. BÖLÜM

A. KÖK TÜRK DÖNEMİNE AİT GENEL BİLGİ

Kök Türkler, Asya Hunlarından gelmekteydi. Yönetici ailesi olan

Börülüler soyunun bir dişi kurttan türediği inancı yaygındı. Kurttan türeme

inanışı Asya Hunlarında da vardı. Bozkurt Destanında kurt atanın Türkleri dar

ve aşılmaz yollardan geçirerek kurtardığı anlatılır137. Bu konuda Kök Türklere

ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı aslında bütün Türklerin türeyişi ve

yayılması ile ilgili kabul edilebilir138. Çin kaynaklarında Kök Türklerin, Hun

neslinden gelmiş olduklarını görüyoruz. Türeyişleri de dahil olmak üzere bütün

adetleri Hunlarınkinin aynıdır139.

VI. yüzyıl ortalarında kurulan Kök Türk Devleti Türk kültürünün en iyi

temsilcisi olmuştur. Bu yönüyle, Asya’daki Büyük Hun Devletinden sonra

ikinci büyük Türk Devleti niteliğini taşır. Kök Türk Devleti, “Türk” sözünü ilk

defa resmi devlet adı olarak kabul etmekle bütün bir millete ad verme şerefini

kazanmıştır140. Kök Türkler tarih sahnesine Altay Dağlarının doğu eteklerinde

çıkmışlardır. Demircilikle uğraşıyorlar ve Juan-juanlara silah yapıyorlardı. İlk

defa kesin olarak VI. yüzyılda görüldüler. Juan-Juanlar yıkılır yıkılmaz, Bumın

137 G. Çandarlıoğlu, İslam Öncesi Türk Kültür Tarihi ve Kültürü, İstanbul 2003, s.41. 138 “Orta Asya’daki Türk Kağanlığı” Türkler Ansiklopedisi, C.2, Ankara 2002, s.94. 139 S. Gömeç, Kök Türk Tarihi, Ankara 1997, s.3. 140 Çandarlıoğlu, a.g.e., s.40.

Page 125: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

102

“İl-Kagan” unvanını alarak141 Hun Devletinin eski başkent bölgesi olan

Orkun’u kendisine merkez yaptı.

Önemli kültür merkezi olan Türkistan, İran dan Çin’e ve Hindistan’a giden

ticaret yollarının (İpek Yolunun) düğümlendiği ve büyük çoğunluğu

Türklerden oluşan bir bölgeydi. Bu sebeple bir yandan Kök Tengri, Budist,

Mani fikirlerinin, bir yandan mahalli kültürlerin, diğer taraftan da Part

devrinden kalma Helenistik etkilerin birbirine karıştığı bu bölgenin karmaşık

bir kültür yapısı vardır. Orta Asya sanatı Çin, Hint ve İran sanatlarıyla temasta

bulunduğu halde, Kırım’dan Altay’a kadar uzanan ve “İskit Sanatı” ismiyle

tanınan sanatla da birleşmektedir.

Bu sanatın Ermitage Müzesinde bulunan Kazak Türklerinin Er-Targın

Destanındaki motiflerinin tespit edilmesi, keza keçe ve halılardaki motiflerin

ve işleme tarzlarının bugünkü Kazaklarda da görülmesi dikkat çekici bir

durumdur142. Son yüzyıl içinde Rusya, İran ve Hindistan topraklarında, Orta

Çağın başlarına ve bazıları İran’a, bazıları da Orta Asya’nın birtakım

bölgelerine ait pek çok sayıda gümüş eser ele geçirilmiştir. Çeşitli ülkelerin

müzelerine dağılmış olan ve O.Daltan, I.Smirnov, D.Orbeli, K.Trever ve

K.Erdmann gibi sanat tarihçileri tarafından incelenmiş ve yayımlanmış olan bu

örnekler sınıflandırılmıştır. İkinci Dünya savaşından sonra Orta Asya’da

yapılan arkeolojik kazılardan altı, yedi, sekiz, dokuzuncu yüz yıllarda bu

141 “I. Göktürk Devleti,” İslamiyet Öncesi,Türk Dünyası Kültür Atlası, s. 28. 142 Togan, “Türk Sanat Tarihi Araştırmasının Temel Meseleleri”, Türk Kültürü El Kitabı, C. II, Kısım I a, 1972, s.4.

Page 126: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

103

bölgelerde hüküm süren Orta Asya boylarının kültür ve sanatları hakkında bize

ayrıntılı bilgiler veren duvar resimleri gün ışığına çıkarılmıştır.

Üslupları ve ikonografileri bakımından aynı bölgelerde bulunmuş gümüş

eserlerle yakın benzerlikler gösteren Balalık Tepe (VI-VII. yüzyıl) ve

Pencikent ( VII–VIII yüzyıl) fresklerindeki önemli ayrıntılar; İslamiyet öncesi

maden sanatının, diğer örneklerden kesin olarak ayrılmasına büyük ölçüde

yardımcı olmuştur143.

B. KÖK TÜRK DÖNEMİ MADEN SANATI

1. Formlar

Tabak ve tepsilerin hemen hepsi yuvarlaktır. Gümüş tabaklardan

bazılarının içi hafif, çukur, bazılarının düzdür. Çapları 18 cm ile 25 cm

arasında değişen gümüş tabaklardan çoğunun altında alçak ve dairevi bir kaide

vardır. Tunçtan yapılan tepsilerin ise çapları daha büyüktür (55 – 65 cm).

Önemli bir bölümü gümüşten olan Kök Türk devri taslarının bir kısmı

yarım küre biçiminde, bir kısmı da kayık gibi ince uzundur. Yüksek ayaklı ve

Pencikent (VII ve VIII. yüzyıl) duvar fresklerinde de görülmektedir.

Fresklerde gerek kültle, gerek günlük hayatla ilgili sahnelerde içki

kapları olarak kullandıkları dikkati çeken kayık biçimi ayaklı tasların,

Türkistan’a has bir kap tipi olduğu ve bu bölgede kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Dilimli taslar, VI ve VII. yüzyıla tarihlenen Balalık-Tepe duvar resimlerinde

143 R. T. Talbot, Ancient Arts of Central Asia, New York 1965, s. 114.

Page 127: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

104

rastlanmadığı halde; bu tip taslar VII ve VIII. yüzyıllara tarihlenen Pencikent

fresklerinde karşımıza çıkmaktadır144.

Resim- 37 Ermitage’da sergilenen Gümüş kayık tabak

2. Teknikler

Madeni tabak, tepsi ve taslara uygulanan yapım ve süsleme teknikleri, Hun

devri teknikleriyle yakın benzerlikler gösterir. Bu dönemin eserleri bazen

dökümle bazen dövme tekniği ile yapılmıştır. Tabak ve tepsiler ister dövme

ister döküm tekniği ile yapılmış olsun daima kalın duvarlı ağır parçalardır. Kök

Türk döneminde madeni eserlerin üzerine uygulanan repoussé, kazıma, niello

ve yaldız gibi süsleme tekniklerinin kullanılmasına devam edilmiştir145.

144 Talbot, a.g.e., s.115. 145 Talbot, a.g.e., s.117.

Page 128: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

105

Resim- 38 Kök Türk dönemi, VIII yy’la ait Altından yapılmış üzerleri

süslemeli taslar

Gümüş tabaklarda, alttan (tersten) çekiçlemeyle, yani gerçek repoussé tekniği

ile, çok yüksek adeta heykel karakterinde kabartmalar elde edilmiş; hatta bazı

eserlerde rölyefi daha da yükseltebilmek için aplike rölyef tekniği uygulanmıştır. Bu

rölyeflerin üzerine ayrıca kazıma tekniği ile ince detaylar işlenmiş ve detayların içi

niello ile doldurularak ve bazan zemin, bazan da motifler altınla yaldızlanarak renk

kontrastı sağlanmıştır. Tabağın bütününü kaplayan ve sade bir zemin üzerinde yer

alan yüksek kabartmalar, bu tabaklar büyük olmadıkları halde, anıtsal bir etki

bırakırlar. Kabartma desenlerle süslü Kök Türk, Uygur dönemi gümüş tabaklarından

bazılarının üzerinde, Orta Asya orijinli bir teknik olan, Orta Asya sanatında Hun

döneminden itibaren madeni tahta ve kemik eserlerin süslemesinde kullanılan “eğri

kesim” tekniğinin uygulanmış olduğu görülür. Eğri yüzeylerden oluşan

kabartmaların elde edildiği eğri kesim tekniği, Türklerin büyük gruplar halinde

yerleştikleri bölgelerde, alçı ve tahta malzeme üzerinde karşımıza çıkar146.

146 Ancient Gold..., s.120.

Page 129: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

106

3. Tabak, Tepsi ve Tasların Fonksiyonları

Balalık Tepe (VI.ve VII. yüzyıl) ve Pencikent (VII-VIII. yüzyıl)

fresklerinden, gerek yarım küre biçimindeki gerek kayık gibi ince uzun ve

ayaklı tasların, içki kapları olarak kullanıldıkları anlaşılmaktadır.

Resim- 39 Ermitage müzesinde sergilenen üzeri süslemeli etrafında hayvan figürleri

olan gümüş tabak

Tabak, tepsi, tas gibi ve daha bir çok madeni eserin süslenmesinde hayvan

figürlerine sık sık rastlanır. Genellikle yuvarlak madalyonlar içinde tasvir edilen bu

figürlerin arasında, çeşitli cins kuşlar, geyik veya dağ keçisi gibi yırtıcı olmayan

hayvanlar, yılan ve ayrıca efsanevi yaratıklarda bulunmaktadır.147

Tabiat içinde kendi halinde dolaşan zaman zaman koşan, bazan

zıplayan bazan da birbirleriyle mücadele halinde tasvir edilen hayvanların

147 E. Esin, “The Hunter Prince in Turkish Iconography”, Asiatische Forschungen, Band, 26, Wiesbaden, 1968, s.20.

Page 130: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

107

yüzleri adaleleri, saçları, tüyleri yeleleri şematize edilmiş148, çoğu zaman

gövdeler deforme edilerek, madalyonun dairevi şekline uydurulmuştur.

Resim- 40 Ermitage müzesinde sergilenen üzerine av sahnesi işlenmiş

gümüş tabak

4. Süsleme Konuları ve Motifleri

Süsleme konuları ve motifleri konusunu saray hayatı ile ilgili sahneler, kadın

figürleri, hayvan figürleri; çeşitli motiflerin karıştırılmasıyla elde edilen

kompozisyonlar olarak ayırarak inceleyeceğiz.149.

c. Kök Türk Kaganları ve Ailesi İle İlgili Sahneler

Kök Türk döneminde; kaganlar için yapılan madeni tabak, tepsi ve

taslarda ince zevkler, yansıtılmış150; süslemede hükümdarların hayatı ile ilgili

148 Esin, a.g.e., s.20. 149 Madeni eserleri süsleyen konular için bak: O. Grabar, “An Introduction to the Art of Sasanian Silver”, Michigan 1967, s. 40.

Page 131: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

108

sahnelere, hükümdarların av ve eğlence sahnelerine geniş ölçüde yer

verilmiştir.

Resim- 41 Kök Türk dönemine ait üzerine av sahnesi işlenmiş gümüş tabak

Gümüş tabakların ve tasların üzerinde yer alan taht sahnelerinde hükümdar

genellikle aslan, grifon veya kartal ayaklı bir taht üzerinde otururken elinde ucu yere

değen büyük bir kılıç tutarken tasvir edilmiştir151. Bu kompozisyonlarda resmi

kıyafet içinde görünen hükümdar figürünün yanında çoğu kez yüksek rütbeli ve

silahlı asker veya muhafız figürleri de yer almaktadır.

150 J. Orbeli, “Sasanian and Early Islamic Metalwork”, A Survey of Presian Art, C. II, London- New York 1967, s. 716. 151 Garbar, Sasanian..., s.45.

Page 132: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

109

Resim- 42 Ermitage müzesinde sergilenen gümüş tabak üzerine resmedilmiş

taht sahnesi

Leningrad Ermitage Müzesinde bulunan İslamiyet öncesi döneme ait bir

gümüş tabağın üzerinde, resmi taht sahnelerinden oldukça farklı bir taht

kompozisyonu yer almaktadır. Tahtın üzerindeki kişinin Orta Asya Türk usulü

bağdaş kurarak oturduğu görülmektedir. Sol elini kalçasına dayamış olan kagan, sağ

elinde bir asa tutmaktadır. Tahtın önünde iki aslan, yanlarda da birer hizmetkar

figürü yer almaktadır. Kagana doğru saygıyla eğilen hizmetkarlardan birinin elinde

iri ve uzun saplı bir çiçek diğerinin elinde bir kadeh bulunmaktadır ki Oğuz beyleri

elde kadehle gömülmekteydiler152. Kadeh, hükümdarlık şöleni ve o şölen esnasındaki

and içmek gibi iki ayrı merasim ile ilgili olabilir. Kadeh aynı zamanda hükümdarlık

sembolüdür. Bir elini kalçasına dayamış diğer elinde asa veya kadeh tutan kagan

figürleri, VII ve VIII. yüzyıla tarihlenen Pencikent duvar fresklerinde görülür153 ve

Orkun’daki Bilge Kagan heykelinin de oturur vaziyette olması ilginçtir.

152 G.A.Pugachenkova -L. I. Rempel, Istoriya Iskusstva Uzbekistana, Moscova 1965, s.63. 153 Talbot, a.g.e., s.104 ve s.108.

Page 133: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

110

Ermitage’daki gümüş tabağın üzerini süsleyen taht kompozisyonu, kuvvetli Orta

Asya etkileri taşımaktadır.

d. Kağanların Av Sahneleri

Av sahneleri çok önemlidir. Av sahneleri, özellikle aslanla mücadele

kağanın kuvvet ve kudretinin sembolü olduğu içinde kullanılmıştır154. Kök

Türk dönemi gümüş tabakları süsleyen avcı-hükümdar figürleri, süslü

kıyafetler içinde görülmekte ve bazen sakallı bazen sakalsız olarak tasvir

edilmektedir. Avcı hükümdar figürünün elinde ok, kılıç veya mızrak gibi bir

silah bulunmaktadır.

Resim- 43 Gümüş tabak üzerine resmedilmiş av sahnesi

Başlıca üç tip av sahnesine rastlıyoruz. Birinci tip av kompozisyonlarında,

hükümdar at üzerinde, bazan başı geriye doğru çevrilmiş olarak resmedilmekte ve

biri ayakta, diğeri yerde yatay durumda iki de hayvan figürü genellikle yer

almaktadır. Bu kompozisyonlar da avın genellikle aslan, ayı, domuz gibi vahşi bir

154 Esin, a.g.e., s.112.

Page 134: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

111

hayvan olmasına karşılık, hükümdar daima sakin bir yüz ifadesiyle tasvir edilir.

Böylece hükümdarın kuvvet ve kudreti vurgulanır.

Resim- 44 VII. yüz yıla ait plakalar üzerindeki av sahneleri

Belirli bir modele göre yapıldıkları anlaşılan bu grup tabaklara Leningrad

Ermitage Müzesinde rastlanmıştır. Eserlerin üzerindeki aslan figürünün şematik bir

şekilde işlenmiş yüzü ve yelesi bataklıklarda dolaşan domuzun stilize tüyleriyle,

içinde balıkların ve bir ördeğin yüzdüğü, geometrik çizgilerle belirtilmiş sembolik

göl manzarası vardır. Avcının, kısa bir tünik ile sade bir başlık giymiş olması ve

atlarda üzengilerin bulunması bunun bir Kök Türk maden ustası tarafından işlenmiş

olabileceğini düşündürmektedir.

Resim- 45 Kök Türk dönemine ait üzeri hayvan figürleriyle süslü gümüş tepsi

Page 135: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

112

Benzeri bir av sahnesiyle süslenmiş olan ve yine Ermitage Müzesinde bulunan

diğer bir gümüş tabak mevcuttur. Uzak Doğu etkili sembolik dağ manzarası,

aslanların virgülle belirtilen adaleleri ve omuz başlarında yer alan fırıldak motifleri,

kuvvetli Orta Asya etkileri taşımaktadır.

İkinci tip av kompozisyonlarında, hükümdar ile av karşı karşıya ve ayakta

görülür. Av temasıyla süslü eserlerde gümüş tabaklarda avın kültle ilgili anlamı

zamanla etkisini kaybetmiştir.

Resim- 46 Hükümdar ile avın karşı karşıya olduğu sahne

Eğlence sahneleriyle süslü bütün örneklerin alçak rölieflerle veya yalnızca kazıma

tekniği ile işlenmiş olduğu dikkati çeker. Bütün ikonografik ve sitilistik ayrıntılarda

örneğin elinde içki kadehi tutan hükümdar figürünün Pencikent fresklerindeki

asillerin tasvir edildiği pozda, tahtında bağdaş kurarak oturması gibi özellikler

kaganların eğlence konusuyla süslü eserlerin Orta Asya’da yapıldıkları görülür.

Page 136: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

113

e. Kadın Figürleri

Kök Türk dönemine ait olduğu düşünülen, üzerleri kadın figürleriyle

süslenmiş gümüş tabaklar ve taslar da mevcuttur155.

Yarım küre biçimindeki taslar, üzerlerindeki kitabelerin karakterine

dayanılarak VIII. yüzyılla tarihlendirilmektedir. Kadın figürleri, Türkistan’da

ve VII ve VIII. yüzyıllara mal edilen kayık gibi ince uzun ve iri dilimli ayaklı

tasların üzerinde de görüldüğünden Kök Türk döneminden sonraki yüzyıllara

ait olduğu tahmin edilmektedir.

Gümüş tabak ve tasların üzerinde kadın figürleri yer almaktadır. Kadın her

yerde, her zaman güzel görünmek için en iyi şekilde giyinmiş ve süslenmiştir.

Giyim şekilleri iklim şartlarının etkisi altında bulunmakla birlikte, nerede

olursa olsun, kadın önce baş güzelliğine önem vermiş, süslenmeye kafadan

başlamıştır. Bu nedenle yüz güzelliği, saç biçimleri ve başa giyilen başlıklarla

bir arada düşünülmüştür. Kadınlar figürlerde genellikle bedenlerine sıkıca

yapışan şeffaf elbiseler giymekte, kollarında ince uzun şallar taşımaktadır156.

Ayakları profilden, belden yukarıları cepheden resmedilen ve başları hafifçe

yana doğru çevrilmiş olan bu figürlerin uzun saçları örgüler halinde omuzlarına

kadar inmekte ve başlarında bazan bir taç, bazan da büyük ve süslü bir topuz

yer almaktadır. Kök Türk ve Uygur devri kadınları biraz sola meyilli bir hotoz

giymektedirler. Hotozun yan tarafından aşağıya doğru sarkan süs, hotozun

püsküllü ucudur.

155 O. Grabar, “Sasanian...”, s.60-67, Orbeli, a.g.e., s.117. 156 M.Önder, Selçuklu Devri Kadın Başlıkları, S. XIII, İstanbul 1973 s.1

Page 137: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

114

Saç önde, kakülü şakaklarda, zülüfü arkadan ince örgülü veya döküktür.

Kakül ve ince örgülü saç şekli Türk kadınlarında XIX. yüzyıla yani Avrupa

tesirine kadar değişmeyen saç tuvaleti olarak görülür. Doğu Türkistan’da

mukaddes bir nehre girmek üzere hazırlanmış bir kızın saçları tepeye doğru

toplanmış ve çiçek gibi açılmıştır.

Diğer bir tür de başlığın üstünde tepesi altın olan iğneler (çiçekten yapılmış)

taşımaktadır. Başlık Anadolu’nun zengin köylerinde görüldüğü gibi, başa

geçen kısımda ufak, orta kısımda iri dizi altınla da süslenmiştir157.

Resim- 47 Kadın giyiminde kullanılan takılar (Türkmenistan)

f. Kare Figürünün Anlamı

Heredot, İran halklarının hikayelerinde Sakaların yurdunun kareye yaklaşık

bir dörtgen biçiminde olduğunu söyler.

157 Sapmaz, a.g.m., s.27 – 28.

Page 138: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

115

Orta Asya’daki göçebe toplumların ve doğaldır ki bu arada eski Türklerin

de dünyayı dört köşe düşündüklerini, çeşitli kaynaklardan ve özellikle de Türk

destanlarıyla, Türk masallarından anlıyoruz.

Bilimciler, Türklerin yüzyıllardır Sibirya’nın ıssız tundralarında dış

etkenlerden uzak yaşadıkları için, en eski Türk inançlarını yaklaşık bin yıldan

beri koruyabilmiş olan Saha (Yakut) Türklerinin yakın zamanlara kadar “dört

köşeli bir dünya” ya inandıklarını yazarlar158.

Asya Hunlarının devlet örgütünde de devletin dört tarafı için dört önemli

memuriyeti vardır. Çok eski bir Türk düşüncesi olduğu anlaşılan bu dört köşe,

dört yan kavramı bugünkü Türkçe’mizde de “dünyanın dört bucağı” deyişiyle

hala yaşamaktadır. Dört köşe deyimi Türk halk edebiyatında da dünyayı ifade

eder.

g. Yıldız Figürünün Anlamı

Altaylarda, beşinci Pazırık kurganından ortaya çıkarılmış dünyanın en eski

dokuma halısı, Orta Asya halı sanatının üslup ve tekniğini en iyi şekilde

aksettiren çok değerli bir örnektir. Leningrad Ermitage Müzesinde sergilenen

Pazırık halısının orta alanı içerisine yapılan karelerin arasında genellikle

çapraz çizimlerden oluşan biçimler vardır. Bütün yorumlar bunun yıldız motifi

olduğunu söylüyor.

Ama, ilk uygarlıkların çıktıkları Mısır’dan, Mezopotamya ve Hind’e oradan

Çin’e kadar uzanan ülkelerin en eski sanatlarındaki benzerlerine bakıldığında,

158 E.F. Tekçe, a.g.e., s.93.

Page 139: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

116

bunlar nilüfer çiçeğinin ilkel bir çizimi ile basitçe resmedilmiş geometrik güneş

simgesinin basit bir bileşimini akla getiriyorlar.

Prof. Dr. Harmatta, aynı biçimleri Güney Rusya ovasındaki Sarmat

döneminden kalma demir aynalarda, daha eskilerinin ise geç ve erken Hun

dönemlerine ait ayna ve kılıç askılıklarında kullanılmış olduklarını yazar. Eski

Türk damgalarından çıktıkları kabul edilen bu biçimler, Harmatta’nın aktardığı

çağdaş Rus bilgini Prof. Dr. A., Zadneprosky’e göre kesinlikle simgesel evren

tanımlarıdır. Hun aynaları ile Hun kılıç askılıklarında görülen bu simgesel

betimin Orkun ve Yenisey’den başlayarak Orta Asya’nın kuzey ve güney

bölgelerinden batıya göçen Türk boylarıyla çevreye ulaştığı da kesindir. Bu

halde, “tört bulung”u yansıtan ve Pazırık halısındaki yıldız motifine grafik

açıdan aynen uyan bu simgesel tanım Hun kökenlidir. Dolayısıyla da, coğrafi

kaynağı Orta Asya’dır159.

Mısır kültürünün M.Ö. 2000 yıl önce Mezopotamya’ya girdiği

kanıtlanmıştır. Kimi tarihçi ve kazı bilimciye göre, nilüfer çiçeği de, Avrasya

ve Mezopotamya arasındaki ticaretin daha MÖ. 700 yıllarında bölgeye gelen

Hunlarla Pazırık’a ulaştığı görüşündedir. Bu fikre Asya bilimcilerde

katılırlar160.

Buradan anlaşıldığına göre bu motifi, Hunlar ticaret yaptıkları Mısır’dan

alıp halı, kilim, keçe ve madeni eserlerinde figür olarak kullanmışlardır ve yine

ticari etkileşimler sonucunda diğer ülkelerde de bu motif örnek alınmıştır.

159 Tekçe, a.g.e., s.95. 160 Tekçe, a.g.e., s.99 -100.

Page 140: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

117

Bütün bir Orta Asya ile Altay halkının ve bu arada eski Türklerin

destanlarında büyük bir öneme sahip Hun kaganlarının doğarken selamladıkları

güneşe gelince, o da önceleri çeşitli hayvanlarla simgelenmiştir.

Örneğin, yırtıcı kuşlar ve özellikle kartal161 bozkırları, hızla ve güçle

aşabildiği için at, günün ilk ışıklarını haber verdiği için horoz, ya da çevik

hareketlerle avcının önünde kaçıp kurtulabildiği için tavşan gibi. Çünkü insan

da bulunmayan çeşitli fiziksel üstünlükleri ve olağanüstü yetenekleriyle

göçebeleri büyüleyen bu hayvanlarda yine göçebeler için güneş gibi enerji

doludurlar. Yalnızca ata bindikleri zaman hız kazanıp yol alabilen göçebeler,

hayvanlardaki bu enerji ve fiziksel üstünlüklerin hep kendilerinde de olmasını

istediklerinden, ötürü de hayvanlara imrenerek bakmışlardır. Savaşta başlarına

iri boynuzlu ve kanatlı miğferler giyip sırtlarına da kanatlar takarak düşmanları

karşısında görkemli boğalar kadar kuvvetli, yırtıcı kuşlar kadar da hızlı

olduklarını düşünmeleri, hayal gücü yoluyla da bu fiziksel üstünlüklere sahip

bulunduklarına bir zamanlar inanmaları gibi.

Kök Türkler bu hayvanlı güneş simgelerini zamanla geometrik

biçimlere, giderek de, bir düşünceyi dile getiren çizimlere, “ideogram”’lara

dönüştürürler.

Fransız sanat tarihçisi Prof. Dr. Georges Charriere162 şöyle açıklıyor:

“Gözlerinizde her nesneyi bir süs olarak görebilen göçebelerin bir hayvanı

üsluba çekmek, geometrik desene çevirmek ya da bunun tersini yapmak gibi

161 Tekçe, a.g.e., s.101. 162 Georges Charriére: “L’ Art Barbare Scythe. De la Siberie ála Mer Noire, Paris 1971 s.45.

Page 141: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

118

olağanüstü, doğal bir yetenekleri vardır.” Bu yetenek zor şartlar altında

yaşayan Orta Asya kabilelerinin duru kafa ve ruh ile yalın yaşamlarındaki

arılıktan kaynaklanmaktadır163.

Yeryüzünden göğün yüceliklerine uçabildiği için kartal Orta Asya

inançlarında insanlardan Tanrı’ya haber götüren kutsal bir elçi kuştur. Göğün

en üst katında durur ve sol kanadını ayın, sağ kanadını da güneşin üzerine açar.

Bu nedenlerle güneşin simgesi olmuştur. Tanrı Dağlarında Kök Türk çağına ait

en önemli buluntular Koçkar adlı yerde ele geçti. Burada önemli kazılar

yapıldı. M.S.707-709 tarihlerine ait paralar Koçkar buluntularının

tarihlendirilmesine yardım etmiştir.

Koçkar buluntuları, Orta Asya ve hatta Avrupa’daki Türk kavimlerinin

kültür tarihi bakımından büyük bir önem taşır164. Koçkar buluntularının en

önemli eserleri yuvarlak ve dört köşe kayış süsleriydi. Bu kayış uçlarında

hakim olan ajour tekniği idi. Eserlerin içleri bir kafes gibi oyulmuştu. Daha

ziyade çiçek dallarını içeren bu oymalarda açık olarak bir derinlik

görülebiliyordu. Dallar birbiri üzerine atlamış ve bu atlayış tarzı da hayvan

başları ile süslenmişti.

Tezyinatın üst kısımlarında, adaleleri abartılı bir şekilde üsluplaştırılmış bir

kaplan görülüyordu. Süslemenin alt kısmında kurt tasvir edilmiştir. Uzun

kulaklı, uzun burunlu vücudu köpeğe benziyordu. Kurdun kuyruğu haddinden

fazla büyük ve kaba yapılmıştı. Sonuç olarak, Kök Türk çağında Tanrı dağları

163 Charriére, a.g.e., s.46 164 J. Strzygowski, Altay-İran, Ankara 1981, s.204.

Page 142: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

119

Çin’den aldığı kültür tesirlerini kendine benzetirken diğer yandan da Altay ve

Yenisey’deki Türk kültürleri ile bağlarını muhafaza ediyordu.

Geometrik güneş simgeleri, Orta Asya ve Altay göçebelerinin hayvanlar

dünyasından esinlenerek yaptıkları çeşitli süslemelerin geri planın da çok

görülür. Ustalıkla işlenmiş bu güneş simgeleri Hun ve Avar Türkleriyle (Ak

Hun) Doğu Avrupa’ya gelmiş, aynı coğrafya alanında onları izleyen Macarlar

aracılığıyla Slavlara ve Germenlere geçmiştir. Batı Türkistan’daki Teke ve

Yakut Türkmenlerinin yüz yıllar sonra yaptıkları kadın takılarında da vardır165.

Başın geriye çevrilmesi ya da hayvan sıralarının ters yönlerinde düzenlenmesi

ise Hun (Saka) kökenlidir.

İnsan ve hayvan uzuvlarının birleştirilmeleri Orta Asya göçebe sanatının bir

başka yönüdür. Bu düşüncenin geyik boynuzları taşıyan insan başı ile bir

figürde yırtıcı hayvan, öbür figürde de yırtıcı kuş gövdesinden oluşmuş bir

çeşitlemesidir166. Geyik boynuzları taşıyan insan başı ile aslan gövdesinden

figür oluşturmak Altay göçebelerine özgü bir çeşitlemedir. Orta Asya sanatının

en özgün ve en çok görülen motiflerinden biri de geyiktir.

Orta Asya halkları, bu arada da Altay’da yaşayan halk yer ve göğün simgesi

olan geyiğin ruhları öteki dünyaya taşıdığına inanmışlardır. Orta Asya’dan

Anadolu’ya kadar uzanan kapsamlı Türk kültürünün hayat ötesine ilişkin

bölümünde önemli bir “sıgun (geyik)” hikayesi vardır.

165 J. Orbeli, a.g.e., s718. 166 Tekçe, a.g.e., s.104.

Page 143: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

120

Kök Türk döneminde saptanmış olan bu destanın Hunlara dayandığı, hatta da

eskilere gittiğine kesin gözüyle bakılır. “Sıgun” ölümden sonra yeniden canlanarak

Türk atalarının ruhunu temsil eder. Tanrı’dan kut almıştır. Bu nedenlerle, Kök

Türklerin tamgalarından ve Hun sanat yapıtlarında dağ keçisi, koç ve teke boynuzu

işlenmiştir. Bir hayvanın ya da birkaç hayvanın çeşitli, uzuv ve hareketlerini ters

yönlerde aynı motifle toplamak da Altay göçebe sanatına özgü bir yöntemdir. Altay

halkı bu destan motiflerini beşinci yüzyıl dan itibaren kullanmaya başlamışlardır.

Aynı motif Avar (Ak Hun) Türklerinin ejder biçimindeki simgesi olmuştur167.

Yetenekli bir komutan gibi sürüye her an egemen olan erkek geyik, dişilerden ve

genç geyiklerden oluşan sürünün içerisinde değil, açığında ya da yanında gider.

Tehlike anında dikkati üzerine çekip, sürünür çoğu zaman kaçabilmesini sağladığı

için, halkın gözünde örnek bir yönetici ve önderdir. Simgesel dilde bir yandan bu

davranış özellikleri ve görkemli görünüşüyle kuvvetli, deneyimli ve canını

esirgemeyen bir başbuğ anlamına gelir. Öte yandan da, kırılmasına rağmen her yıl

tazelenen boynuzlarıyla da yeniden doğuşu temsil eder.

Orta Asya halklarının hikayelerinde geyik ölmez, yok olmaz; göğe gider

inancı vardır. Bu sebeple ruhları öteki dünyaya taşıdığına inanmışlardır.

167 Bakınız. “Steppen völker und Germanen – Bozkır budunları ve cermenler” adlı yapıtında çağdaş Macar bilgini Prof. Dr. Gyula László ayrıntılarıyla belirtmektedir.

Page 144: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

121

Resim- 48 V-IV. yüzyıla ait altından yapılmış figür

Ayrıca Çin, Orta Asya, İran, Doğu Avrupa’da da bazı bilim araştırmacılarına

göre Türk göçebeleri içerisinden çıkıp da yurt tutan Macarların destan, ve

masallarında geyiğe dönüşmüş kız olarak çeşitli halkların ulu-ana sıdır. Bu aileler

ana taraflarıyla geyik soyuna inerler.

Saha (Yakut) Türkleri’nin gözünde kutup yıldızı bir geyiktir. Batı Sibirya Türkleri

de Büyük Ayı burcuna geyik adını vermişlerdir. Tölös (Talas) 168 Türkleri de Terazi

burcunun üç yıldızını, kendilerini kovalayan avcıdan kurtulmak için göğe çıkan üç

geyik olarak görürler. Cengiz namede Cengiz’in atalarından olan Böri-Tekin’in,

Bataç-Han’ın ataları gökten inmiş bir erkek bozkurt anaları da dişi geyiktir.

Orta Asya destanlarından ve Dede Korkut hikayelerinden anlaşıldığına göre,

Oguzların da en değer verdiği hayvanlardan biri de geyiktir. İçlerinde Oguzları

da barındırmış Orta Asya göçebelerinin geyikle ilgili inançları Oguz terimiyle

168 Bütün Orta Asya’ya yayılmış en kalabalık Türk grubudur. Asya Hunlarından inen ve eskiden bir kısım Oğuz’u da içerisinde barındırmış olan büyük Türk Topluluğudur. (Tekçe, a.g.e., s.105).

Page 145: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

122

Anadolu’ya da gelmiştir. Boynuzları iki kürekli geyiği169 Altay Türkleri de

kullanmışlardır170.

Kök Türk sanatında sık rastlanan, her halde derinlik vermek için kol küreği

ile but hizasına işlenmiş iri nokta ya da virgüller gibi biçimler Pers sanatında

olduğu kadar onlardan daha eski Hititlerde de vardır.

Pazırık halısından başka, Pazırık’taki öteki kurganlardan çıkan ve kanatlı bir

ejderin saldırdığı geyiği betimleyen aplike bir yaygı ile yine geyik ve aslan

motiflerini içeren at kilimleri görmezden gelinemeyecek kadar açıktır.

Resim- 49 Bir parsın geyiğe saldırı sahnesi II. Pazırık kurganı

Orkun Türkçesiyle yazılmış Hutuk-Ula Yazıtında geyik resimleri

bulunmuştur. Kutluk İlteriş Kagan’ın anıt mezarında da kuş ağızlı, kuş gagalı

geyik betimleri görülür171. Tanrıya (Tengri) at, koç, geyik kurban edilirmiş.

Çünkü kurban sunmakta kendilerinin, yani insanın yerini alan bu hayvanlar

169 İri türden benekli bir geyik; maral geyiği. (bkz. W. Radloff, Sibirya’dan I, Çev.Ahmet Temir, İstanbul 1956, s.287.) 170 Radloff, a.g.e., s.287. 171 En azından Kök Türklere ve kuvvetli bir olasılıkla daha da gerilere uzanan bu betimlerin geleneği o derece de güçlü olmalı ki, bir yırtıcı kuşun kıvrık gagasına sahip geyik motifi, XV. Yüz yıla değin “Hayvanlı Anadolu Halısı “ n da da ana konu olarak yansıtılmıştır. (Tekçe, a.g.e., s.106).

Page 146: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

123

göçebenin yaşam ve geçimi hayvancılığa dayandığı için onların katında hem

kendilerine en yakın hem de kendilerince en değerli hayvanları

oluşturuyorlarmış.

C. KÖK TÜRK DÖNEMİNE AİT BULUNTULAR

a. Kazakistan Kültür Çevresi

Büyük bir çoğunluğu altından yapılmış Kargalı bölgesi kurganlarına ait

süslemeler, bilezikler ve şekilli plakalardır. Hun sanatı ile benzerdir. Özellikle, I.

Petro’nun Sibirya koleksiyonundaki düzenlemeler ve Aral Denizi bölgesinin kişisel

eşyaları benzerdir. Gelişimi bir ölçüde Hunların Orta Asya bağlantıları tarafından

canlandırılan kaplama sanatı Kazakistan’daki insanların Polikrom tarzının gelişimine

imkan vermiştir. Bu tarz burada III-V. yüzyıllarda gelişmeye başlamıştır. Polikrom

tarzının kalıntıları iki gruba ayrılır; ilk grup renkli (kırmızı-turuncu) taşlardan oluşan

ekler, tanecikli takılar vb., ikinci grup tüm yüzeyin taş parçalarla kaplanmadığı ve

yüzeyin görünmediği emaye işi süslerden oluşur.

Hun geleneklerinin baskın olduğu bu ilk grup taçlar, halkalar, küpeler, kenar

uçları, tokaları içerir. İkinci grup bilezikler, tokalar, kılıç kınları, kılıç sapı plakaları

ihtiva eder. Kazakistan bölgesinde bulunan ve polikrom tarzına ait olan eserleri

hatırlatıyor ve Karadeniz bölgesindekilere yaklaşıyor.

Page 147: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

124

Resim- 50 Büküm tekniğiyle yapılmış uçları süslemeli altın bilezik

Birçok çeşitli renkli heykel eşyaları Borovoye Gölü yakınlarındaki bir

mezarda tesadüfen bulunmuştur. A.N.Bernştam ve I.P.Zasetskaya bu raporları

raporları yayınladı. Bunlar: Tokalar, düğmeler, zengin tanecikli madalyon

plakalardır. Yarım küre şeklinde ya da düz şekilli yarı değerli taşlar (lal taşı, akik

taşı) katranla sabitleştirilmiştir. Semireçi buluntularında küpeler önemlidir. Aktaş

Kurganında “kolt”lar muhteşemdi ve üçgen, daire şekilli lal taşı mozaikleri ile

süslenmişlerdir.

Bunlar Kurayl Vadisi, Kengeşki ve Almatı bölgesinde Wu-sun dönemine ait

soylu bir kadının mezarında bulunmuşlardır ve Hun zamanına ait polikrom tarzında

yapılmış kolt ların en iyi örnekleridir (III-V. yüzyıllar) 172.

Renkli macunlu parçalarla birlikte, bu türe ait daha makul “kolt” lar Kanglı

dönemine ait Otrar vadisi (Çim – kent) bölgesindeki bir yerleşkedeki gömülerde

bulunmuştur. Ayrıca burada macun ve cam eklerle birlikte bakırdan yapılmış çok

renkli heykeller elegeçmiştir173. Bu durum gösteriyor ki bu tarz, Orta Çağların

başındaki Sır - Derya bölgesi yakınlarındaki kuyumcuların gelişiminden etkilenmişti.

172 Talbot, a.g.e., s.115. 173 Ancient Gold..., s.17.

Page 148: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

125

Kızıl-Kaynar-Tobe’de altın bir kemer ve küçük küpeler bulunmuştur. Bu

buluntular, Orta Asya’daki bazı şehirlerin çok renkli heykel mücevheratının merkezi

olduğuna inanmamızı sağlıyor174.

Resim- 51 Altından Yapılmış Kadın Takıları

Türklerin şanlı tarihleri boyunca geniş sahalara yayılan göçleri ve

fetihleri neticesinde, bu halkın beşiği olan bölgede, bugün başka diller

konuşulmaktadır ve Türkler farklı illere göç etmişlerdir. Tarihçiler ve

arkeologlar, vatanları olan bölgelerde mazimizi araştırmaktadırlar.

Kök Türk çağında birinci derecede ehemmiyetli olan eserler, toprak

üstündeki yazıtlar, heykeller ve sunaklardır. Yüzyıllarca göz önünde kalmış

olan bu eserler zamanımıza kadar gelmiş, seyyahların yazılarına ve Orkun

boylarında yaşayan nesillerin ananelerine konu olmuştur.

b. Orkun Bölgesi Kültür Çevresi

Tula Nehri bölgesi içinde yapılan kazılar: Olın–Han Durbelci, Çagan–çolu,

İhe– Aman, İhe–Alık, Nainde–sume, Hayırhan, Ulanha da, Navan–tseren, Duruhan,

174 Ancient Gold..., s.18.

Page 149: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

126

Ungetu, Çargalanta; Toreytın–Hit, Dareyhlamın, Ulan–Hucu, Sume, Sangin, Urton–

şara–Hubu, Çayan–Nor.Bu bölgelerde yapılan kazılarda, taş plakalar, çanak çömlek

parçaları. At koşumlarına ait eserler bulunmuştur175.

c. Baykal Bölgesi Kültür Çevresi

1950 senesindeki hafriyatlarda Baykal Gölünün doğusunda, Ulan-Ude şehri

yakınındaki Aşağı İvolgi’de demir döküm yerlerine rastlanmıştı. Demir eritme

ocaklarında bunların yakınında bulunmuştu.

d. Altay Bölgesi Kültür Çevresi

Kudırge kurganları Çulışman Nehri yakınlarında bulunuyordu.

Kurganların bulunduğu yerin ön kısmında münbit bir ova yayılıyor ve

Çulışman Nehri de bu ovayı çeviriyordu. Kudırge, Kök Türk çağına ait bir

kültür merkeziydi.

Bulunan eserler arasında ipekli atlaslar, küpeler, boncuklar, kabarık inci

dizileri ile süslenmiş plakalar, Çin aynası, kayış uçlarına ait süsler ve tokalar,

üç dilimli demir ok uçları, kayın ağacı kabuğundan tirkeş veya okluk, eğri ve

çok tipik bir Türk kılıcı, at koşumlarına ait madeni süsler, üzengiler ve eyerlere

ait parçalardır.

En önemli eseri eyer kaşı ile bir sahnenin resmi idi. Eğer kaşı üzerinde

kaplan, geyik ve ayı avı tasvir edilmektedir. Ele geçen heykellerde değişmeyen ortak

özellik kemer ve kemerin yanlarından sarkan süs uçlarıdır. Bir kayışa bağlı madeni

175 ”I. Göktürk Devleti,” İslamiyet Öncesi,Türk..., s.30.

Page 150: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

127

plakalardan meydana gelen kemerin değişik motifleri ihtiva eden sarkıntılı uçları

değişik boydadır. Türklerde bu rütbe anlamı taşımaktadır176.

Buna benzer bir av sahnesini içeren bir eğer kaşı da Yenisey-Kırgız kültür

çevresinde bulunmuştu. Bazı Rus arkeologlarına göre, bu av sahneleri daha ziyade

İran’daki Tak-ı Bustan kabartmalarından ilham alınarak yapılmıştı. Tak-ı

Bustan’daki av sahneleri Sasani kralı II. Hüsrev’e aittir. Bu sahnelerden biri geyik ve

diğeride domuz avını tasvir etmekteydi. Orta Asya’da, Sasanilerin kültür tesirleri

daima olagelmişti. Fakat Kudırge’deki av sahnesi, tamamen yerli zevk ve üsluba

göre çizilmişti.

Kök Türk çağında Altay’daki içtimai hayatı tasvir etmesi bakımından büyük

bir önemi vardır. Bu tasvirde ortada kürklü bir şahıs görülmekteydi. Bağdaş kurarak

oturmuş ve ellerini önüne doğru kavuşturmuştu. Kulaklarında uzun küpeler

sarkmakta ve başında da sivri üç dilimli bir külah bulunmaktadır. Üç süvari de

atlarından inmiş olarak kadının karşısında diz çökmek suretiyle saygıyla eğilmişlerdi.

Bunların arkasında da çizilmiş bıyıklı bir insan başı bulunuyordu. Bu tasvirleri tetkik

eden Rus bilginleri resmin Kök Türklerde çok yayılmış olan Umay kültü ile ilgili

olduğu sonucuna varmışlardır177.

e. Çu Vadisi Bölgesi Kültür Çevresi

Kırgızistan’ın Çu bölgesinin güney-doğu tarafında düzenli bir şekilde yatan at

kemiklerine rastlandı. Kemiklerin yanında oksitlenmiş bir demir eşya bulunuyordu.

176 Bodur, a.g.e., s.18. 177 Ögel, a.g.e., s.142.

Page 151: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

128

Atın iki yanında da birer düz tabanlı, üst kısmı ezilmiş ve üzerinde kemer için

dikdörtgen şeklinde delik olan demir üzengi bulunmaktaydı. Eyerin yanında ve atın

omurgalarında 15 adet şekilli ve farklı boylarda olan tunçtan yapılmış tokalar ele

geçmiştir. Bu tokalar dizginlere ve eyere geçirilerek süs için kullanılmaktaydı178.

Atın dişlerinde demir halkalı gem parçalarına rastlandı. Eyerin yanında çok

oksitlenmiş ve tahta sapı olan demir bir eşya vardı. Eşya üç kanatlı ok ucuna

benziyordu. Su akıntısıyla bozulmuş olan mezarın doğu tarafında büyük ihtimalle

sahibi vardı.

Bu tür mezarlar daha sık Tanrı Dağlarının ortası, Pamir ve Doğu Altay

civarında bulunur. Altay ve Yukarı, Yenisey’deki benzer kalıntılar, bu mezarın VI-

VIII yüzyıla ait olduğunu göstermektedir179.

f. Fergana Bölgesi

Fergana bölgesi Kök Türk döneminde de Orta Asya’da büyük rol

oynamıştır. Bu açıdan oldukça önemlidir. 1961 yılının baharında Fergana’nın

doğu tarafında Kara-Derya’nın sol kıyısında büyük eski mezarlara rastlandı.

Kazıda insan kemiklerinin yanında demirden yapılmış üzengi ve koşum

takımının diğer parçalarına rastlanmıştı. Aynı yılda yine iki adet demir üzengi, demir

gem parçası ve yuvarlak şekilde olan belirsiz bir demir eşya keşfedildi

En önemli eser düz ve geniş basma yeri olan, belirgin ve uzunlamasına

çıkıntısı bulunan üzengiler oldu. Üstte düğümleri kırıktı. Halkası olan bükülmüş

demir çubuk büyük bir ihtimalle demir gemin parçasıydı. Burada bulunan üzengiler

178 F. Sümer, Türkler’de Atçılık ve Binicilik, İstanbul 1983, s.51-52 179 Y.A. Şer, “Pogrebeniye S Konem V Çuyskoy Doline,” Sovetskaya Arheologiya, No1,Moskva 1961, s. 280-282.

Page 152: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

129

şekil olarak Taşkent kanalında, Semerkant civarında ve Yedisu bölgesinde rastlanan

mezarlarda çıkan üzengilere benzemekteydi. Bu tip üzengiler VI-VIII. yüzyılda

Güney Sibirya ve Moğolistan’ın geniş bölgelerinde yaygındı ve Türk döneminde atla

birlikte yapılan gömülmelerin karakteristik bir parçasıdır180.

Kök Türklere ait demir bir para (tarhun) ele geçirilmiştir. Üzerinde Kök

Türk yazıları olan tunç bir yüzük bulunmuştur. Yüzüğün üzerinde ki yazılar V.

Yüzyılın sonuna VII. Yüz yılın ilk yarısına aittir181.

g. Gayret Tepe

Günümüzdeki Özbekistan’ın Fergana bölgesinde Andican şehrin 50

kilometre kuzey-doğusunda, Gayrat-Tepe isimli yerde 1957-1961 yıllar

arasında yapılan kazılarda IV.-VI. yüzyıllara ait demirden yapılan eşyalara

rastlandı.

Bunlar, hareket edebilen dili olan oval şekildeki toka ve kolu için

vidası bulunan hilal biçimindeki bıçaktır. Ayrıca tunçtan yapılan çivi ve yüzük

parçası bulunmuştu182.

h. Toktogul Buluntuları

Ketmen-Tübe vadisinde Tunç Çağına ait Cal-Arık yerleşim yerinde

yapılan kazılarda altın kağıdından yapılmış ve oval altın levhaya asılmış zarif

bir horoz figürü keşfedilmiştir. Figür 1,7 cm uzunluğunda, 1,5cm

180Y.A.ZadNeprovskiy, “Türkskiye Pamyatniki V Fergane”, Sovetskaya Arheologiya,No.1, Moskva 1967s. 270-272. 181 Y.A. ZadNeprovskiy, a.g.m., s.273. 182 V.P.Kozenkova, “Gayrat –Tepe”, Sovyetskaya Arheologiya, No. 3, 1964 s. 218-237

Page 153: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

130

yüksekliğindeydi. Aynı yerde 4,5 cm uzunluğunda kakmalı ve taneli süslenmiş,

kafaları farklı taraflara bakan iki şahin şekli olan altın küpe bulunmuştu.

Şahinlerin kanatları firuzeyle süslenmişti. Bunlar Kırgızistan bölgesinde

bulunan ilk altın mücevheratlardı. 183.

ı. Kuzey-Batı Fergana Bölgesindeki Çalışmalar

Aşt Köyün etrafında, Karamazar dağlarının sırtlarında ve eteklerinde

250’ye yakın mezar içeren devasa bir kabristan bulundu.

1971’de Karamazar’ın güney eteklerinde yapılan kazılarda III-VI

yüzyıla ait madeni eşyalar tespit edildi. Tunçtan yapılmış küpeler, bilezikler

yüzükler, dikdörtgen deliği olan Çin madeni parası, demir bıçaklar, ok uçları,

çeşitli tokalar ve yüzükler ele geçti.

Kuzey Fergana kanalı inşaatı sırasında 243 adet sağlam ve kırık madeni

paradan oluşan bir hazine bulundu. Hangi döneme ait olduğu kesin olarak

tahmin edilememektedir. Hazinenin içinde 243 tane düşük ayarlı para vardı.

Paralar çok iyi durumda değildi. 243 adetten 141 örneği belirlenebildi. Geri

kalanların tanımlanması imkansızdı. İçerik olarak hazine çok çeşitli değildi.

Toplam miktarın % 98’sini Kasan ve Ahsikent baskısı oluşturmaktaydı184.

183 İ. Kojomberdiyev, “Raskopki Toktogul Skogo Otryada,” Arheologiçeskiye Otkrıtiya 1971 Moskva 1972, s. 546-547 184E. D. Saltovskaya, “O Rabotah V Severo-Zapadnoy Fergane,” Arheologiçeskiye Otkrıtiya 1971, Moskva, 1972, s.513-514.

Page 154: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

131

i. Issık Buluntuları

Ermitajın Orta Asya bölümünde, Orta Asya’da bulunan iki adet gümüş

çalışma aleti bulunmaktadır. Birisi çok büyük ve iyi şekilde muhafaza olmuştu,

kürek biçiminde, kenarları hemen hemen dikti. Diz dişli bıçağı 5,8 cm

derinliğine inen ve oval şeklinde olan tapası vardı. Küreğin omuzları eğik

kesilmiş ve tapadan 2 cm yukarı çıkmaktadır. Bu şekilde küreğin toplam

uzunluğu 16,8 cm olmaktadır. Alet altın sarısı tunçtan dökülmüştü. Bu kürek

Issık Gölün çevresinde bulunmuştu185.

İkinci alet, şekil olarak birincisine çok yakındır. Dış kenarları keskin,

biraz eğilmiş, 8,5 cm genişliğinde olan bıçağa doğru yavaşça daralmaktadırlar.

Yuvarlak 3,5 cm çapındaki tapa 7 cm uzunluğundadır.

Diğerinden farklı olarak bu küreğin kenarları (omuz kısımları) tapadan

aşağı doğru üçgen olarak inmektedir ve dış kenarların uzunluğu 11,5 cm’dir.

Bu kürek Sır Derya bölgesinden gelmektedir186.

Kuzey Fergana bölgesinde Tunç Çağına ait eski yerleşim yerlerinin

kazılarında maden eşyalarına rastlandı. Bunlar, tunçtan yapılmış, dört kenarlı

bız ve bakırdan yapılmış bir yüzüğün parçasıydı187.

Fergana’daki taş kurgan mezarlığında bir iskeletin sol kolunun yanında

demir bir bıçak bulunmuştu. Bıçağın tek tarafı keskindi ve sırtı hafif hilal

185 E.E. Kuzmina, “DVA Bronzovih Kelta-Lopatki İz Sobraniya Gos. Ermitaja,” Sovyetskaya Arheologiya, , No3, 1961 s.254. 186 Kuzmina, a.g.m., s.255-256. 187 Kuzmina, a.g.m., s.257.

Page 155: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

132

şeklinde eğikti. İskeletin kalça tarafında oval halka biçiminde ve hareketli dili

olan demir kemer tokası vardı. Aynı bölgedeki başka bir mezarda pasla

kaplanmış demir bir bıçak parçasına rastlandı. Fergana’nın 5 km güneyinde

AkTepe adlı mezarlığın kazılarında saplı demir bıçak parçası bulundu.

Mezarlıklarda ele geçen eşyaların az sayıda olmasının nedeni mezarlıkların

daha önce yağmalanması ve üzerinde bulundukları toprakların defalarca

sürülmüş olmasıdır188.

Bölgede yapılan diğer bir araştırmada bazı tarihi eserlerle ilgili yeni

bilgiler edinilmiştir.

Bu eserler arasında en çok mughon189 şeklinde olan mezar yapıları dikkat

çekmektedir. Bunlar yeryüzüne taştan yapılmış ve kesik piramit şeklinde olan

yapılardır. Arap Köyün yakınlarında bulunan dikdörgen şeklinde bir deliği olan bakır

bir para bulundu. Ayrıca Soğd dilinde bir yazı vardı. Arka yüzünde ise, tamga ve

yazı mevcuttu. Paraların tam metni ve kime ait olduğu bilinmemektedir.

Çadak Köyündeki saplı demir bıçaklar asılması için iki deliği olan düz tunç

aynası, 5,4 cm çapında demir yüzük, demir çivi, bakır bulunmuştur. Bu iki

mezarlıkta ele geçen tüm eşyalar Fergana vadisinde rastlanılanlarla aynıydı.

Yine Ucu sarkık demir bıçaklar, benzer düz tunç ayna, bakır paraların birçoğu

Fergana bölgesinde tespit olunmuştur190.

Fergana bölgesinde kazı yapılan yerler arasında Ak-Tam, Kungay, Sufan,

Valik, Niyaz Batır mezarlıkları, Eylatan, Şurabaşat, Sım Tepe ve Pillol Tepe şehirleri

188 V.İ. Kozenkova, “Pogrebalniye Pamyatniki Fergani Pervih Vekov Naşey eri,” Sovyetskaya Arheologiya, No1, Moskva 1966, s.211-226. 189 Mughon: Taştan inşa edilen piramit şeklinde olan yapılardır.(Bakınız: Y.G.Çulanov, Nekotoriye Noviye Pamyatniki Severnoy Ferganı, Sovyetskaya Arheologiya, No.2, Moskva 1967, s.245. 190 Çulanov, a.g.m., s.247.

Page 156: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

133

bulunmaktadır. Mezarlıkların tümü günümüzdeki Özbekistan’nın Fergana ve

Andican bölgelerinin sınırlarında yer alır191.

Mezarların içinde tunçtan ve demirden yapılmış bilezik, yüzük, toka, kolye gibi

çeşitli takılara rastlanmıştı. Bunların dışında demir bıçaklar, dikiş makinasının

parçaları vs. günlük kullanılan ev eşyaları da vardı. Silahlara çok nadir

rastlanmaktadır. İncelenen beş mezarlıktaki 195 mezarda sadece beş adet üç kanatlı

saplı ve tapalı (poyralı) tunç ok uçları bulunmuştur.

Büyük miktardaki demir takılar ve tunç ok uçlarına dayanılarak mezarlıkların tarihi

M.Ö. V-IV yüzyıl olarak gösterilmektedir192.

Fergana’ya yakın Yedi su, Issık Göl, Altay gibi bölgelerdeki mezarlıklarda da

benzer demir bıçaklar, demir ve tunç toka ve takılara rastlanmıştı. Bu bölgelerde

kültür etkileşiminin çok güçlü olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Fergana bölgesinin

ve yakın komşularının kültür benzerliğini ve yakın kültürel ilişkilerin varlığını

göstermektedir193.

k. Ahsıkent Şehri

Sır Derya’nın kuzeyinde çok eski bir şehrin kalıntıları bulunmaktır.

Fergana’nın bu büyük kenti hakkındaki yazılı belgeler ve kentin kalıntıları eskiden

beri coğrafyacıların, tarihçilerin, arkeologların ve aynı zamanda da hazine avcılarının

ilgisini çekmekteydi.

Ahsıkent te bölge sakinleri tarafından iki bilezik bulundu. Petersburg

Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalar sonucunda birçok tarihi eserle birlikte

191 N.G. Gorbuna, “K İstorii Ferganı V epohu Rannego Jeleza”, Sovyetskaya Arheologiya, No.4, Moskva 1962, s.37. 192 Gorbuna, a.g.m., s.38. 193 Gorbuna, a.g.m., s.47.

Page 157: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

134

demir bıçak ve maden paralar bulundu. 1891’de kent yıkıntılarında bulunan altın

eşyaların listesi yayımlanmıştır. Bunlar bilezikler, küpeler, ve yüzüklerdir.

1913’de yapılan kazılarda seramik eşyalarla birlikte madeni paralar çıkmıştır.

Paralardan biri bakırdır. Masson, bölgede iki bin yıl öncesine ait büyük bir şehir

olduğu sonucuna vardı. Şehrin planı detaylı tasnifi ve tarihçesi yapıldı. Masson ve

Bernştam şehrin ortaya çıkış tarihini M.Ö. I. yüzyıl olduğunu söylemektedir. Şehrin

önemli katlarını VI-VIII ve IX- XII yüzyıllara tarihlendirirler194.

Resim- 51 Bronzdan yapılmış aletler Issık Köl

Yapılan kazılarda çok fazla madeni eşyaya rastlandı. En çok ilgiyi üzerinde

kuş kadının resmi olan bakır levha çeker. Levhanın kenarlarında tekrarlanan

burmalar şeklinde motifler ortasında kadın kafası olan bir kuşun resmi vardı.

Etrafındaki bütün alan ise bitki motifleriyle süslüydü. Fantastik yaratıkların bu tür

resimleri o dönemin karakteristik özelliğidir. Diğer madeni eşyalar arasında tunçtan

yapılmış çirag ve motifler süslenmiş “S” şeklinde baskı vardı.

Masson tarafından birçok bakır para bulundu. Kırk tanesinin tamamı

VII-XII yüzyıllara aittir. XII yüzyıldan sonrasına ait hiç para bulunamadı.

194 Çulanov, “Goroditshe Ahsıket,” Sovyetskaya Arheologiya, No 3, Moskva 1963, s.197.

Page 158: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

135

Bulunan paraların en eskileri VII-VIII yüzyıl baskılarına aittir. Bunlardan biri

Türk-Sogd baskısıdır. En çok Samani ve Keraltanlı baskısı vardı195.

l. Taşkent Bölgesinin Arkeolojik Eserleri ve Açıklamaları

1. Kadovad Tepe

Afgansay Irmağın sol kıyısında bulunan bu eski yerleşim yerinde III-

VIII yıllara ait demirden yapılan eşyalar bulundu196.

Şavka Tepe adlı yerde 1963 yılında Çarvaklı arkeolojik grubu

tarafından XI. yüzyıla ait demir bir bıçağın parçası bulundu197. Kokyangak

bölgesinde bir çoban tarafından hazineye rastlandı. Hazinenin içinde uçları

yılan kafası şeklinde olan sekiz adet gümüş bilezik ve ufak zincirler vardı.

Çatkala Irmaklarının bitiştiği yerde, küçük bir tepede 1964 yılında eski

bir kervansaray kalıntılarına rastlandı. Kalıntılar arasında VI-VII. yüzyıllara ait

madeni eşyalar bulunmuştu.

Çatkala Irmağının sağ kıyısındaki kurganlarda uçları burmalı boynuz

şeklinde olan dört adet tunç bilezik ele geçmiştir. Yine aynı yerde tunçtan ve

gümüşten yapılmış giysi süslerine rastlandı. Çatkala ve Kaksu ırmaklarının

birleştiği yerde Briçmulla şehrin kalıntılarında VII-XI yüzyıla ait maden işleme

yerlerine tesadüf edildi. Curufların analizi madenlerin yüksek seviyelerde

195 Çulanov, a.g.m., s.206. 196 Y.F.Buryakov, M.R.Kasımov, O.M.Rostovtsev, “Arheologiçeskie Pamyatniki Taşentskoy Oblasti,” s.15. 197Buryakov, Kasımov, Rostovtsev, a.g.m., s.17.

Page 159: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

136

gümüş içerdiğini göstermektedir. Çatkala’nın sol kıyısında Törtkul Tepe II adlı

yerde IV-VI yüzyıllara ait madeni eşyalara ve ok uçlarına rastlandı. Burada

yerleşimin çok güçlü olduğu görülmektedir.

Kök Türklerce önemli olan ok ucu tiplerine en çok burada tesadüf

edildi. Taşkent’in kuzey-doğu kısmında Ak Tepe adlı yerde 1940’ta yapılan

kazılarda V-VII. yüzyıl ve XI-XII. yüzyıla ait madeni eşya ve paralar

bulundu198.

Taşkent’in güney kenarında Çirçik Nehrin sağ kıyısındaki, eski

Hanabad şehrinin kalıntılarında VI. yüzyıla ait madeni paralar bulundu. Buda

burada siyasi anlamda güçlü bir otoritenin olduğunu göstermektedir. Çirçik

Nehrinin sağ kıyısındaki İskikaunçi şehrinin güneyinde farklı boylarda tepeler

III-V. yüzyıllara ait altın küpeler bulundu. Çirçik Nehrinin sağ kıyısında Çinaz

şehrinde 1961 yılında, emsalsiz bir gümüş para hazinesi ele geçti. Urtasaray

Köyünün yakınlarında 1940’da, tunç hançere rastlandı. Urtaul Köyün ün

civarında Taşkent kanalı bölgesinde, demir eşyalar madeni paralar, gümüş

bilezikler ele geçti.

Angren şehrinin kuzey-doğu ucunda, Ahangararan Nehrinin sağ

kıyısındaki Namulıg şehrinin kalıntılarında maden ocakları, paralar ve takılar

bulunmuştur. Baksuk köyünde 11 cm yükseklikte dört kenarlı ve kulaklı, tapası

olan baş tarafı aşağıya doğru genişleyen tunç bir balta bulundu. Dukent

yerleşim yerinde iki adet büyük gümüş burma bilezik ele geçti. Bileziklerin

ağırlıkları 100 gr ve 70 gr’dır. Samarçuk maden ocağındaki madenlerde altın

198 Buryakov, Kasımov,Rostovtsev, a.g.m., s.42.

Page 160: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

137

bulundu. Buluntular VII-XI yüzyıllara aittir. Kızılalma maden ocağında V-XI

yüzyıllara ait altın içeren bir maden mevcuttur.

Goşsay Irmağının yukarısında bulunan eski Kokrel maden eritme

yerinde bakır ve kurşun madenlerinin eritilme kalıntılarına rastlanıldı. Eser VI-

VIII. yüzyıla aittir. Koçbulak Nehrinin yatağında aynı isimli eski maden ocağı

bulunmaktadır. 1962 ve 1966 yıllarında yapılan araştırmalarda madenin altın

içerdiği görülmüştür. Aktaş Dağında bulunan eski Aktaştan maden ocağında

1962’de yapılan araştırmalarda ocaktan bakır, demir, gümüş-kurşun

madenlerinin çıkarıldığı sonucuna varıldı199.

2. Kaşka Derya Nehri Havzasındaki Asker Mezarı

Kaşka Derya’nın orta kısmındaki vadide eski yerleşim yerlerinde

arkeolojik kazılar yapıldı. Kız Tepe adlı yerde V-VI. yüzyıllara ait iskan

mekanlarının kazılarında bir mezara rastlandı. Bu mezar ev yıkıldıktan sonra

yapılmıştı. Tepede bulunan mezarda başı kuzey batıya çevrili ve yüzü sağ

tarafına doğru dönük bir erkek iskeleti vardı. İskeletin yanında demirden

yapılmış eşyalara rastlandı. En çok dikkat çeken iskeletin sağ tarafında duran

kılıç oldu200. Bu kılıç demir şeritten yapılmıştı. Kılıcın başı pek muhafaza

olunmamıştı. Sağ kalan taraf ise 8 cm uzunluğundaydı. Kılıçla sapın bitiştiği

yerde yeşil renkte bir leke mevcuttur. Bu demirin paslanmaması için içine

bakırın karıştırılmış olduğunu gösterir.

199 Buryakov,.Kasımov, M.Rostovtsev, a.g.m., s.42. 200 C.K.Kabanov, “Pogrebenie Voina V Doline R. Kaşka-Darya,” Sovyetskaya Arheologiya, No3, Moskva 1963, s.236.

Page 161: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

138

Aynı mezarda demirden yapılmış çubuk, toka ve büyük ihtimalle sapın

parçalarını birleştirmek için kullanılan zikzak şeklinde levha vardı.

10 cm uzunluğundaki çubuğun sap tarafı neredeyse dikdörtgen şeklindeydi,

baş kısmı ise yuvarlaktı. Ortasına yakın bir yerde kare şeklinde bir delik mevcuttu.

Bu eşyanın ne amaçla kullanıldığı bilinmemektedir. Bel hizasında sağ kolun

dirseğinin yanında dizgin parçası bulundu.

İskeletin yanında küçük yüzük şeklinde demir bir halkaya rastlandı. Mezarın

yakınlarında bulunan ancak büyük ihtimalle mezara ait olan hançer ve bıçak

bulunmuştu. Hançerin iki tarafı da keskindir. Kısa ve yuvarlamsı sap kısmı vardı.

Bıçak ince ve uzundu, sırtı biraz kalındı201.

m. Sır Derya’nın Eski Yataklarındaki Buluntular

Sır Derya’nın eski havzalarında bulunan Uygarak tepelerinde yapılan

kazılarda ok uçları ve koşum takımının çeşitli parçaları, M.Ö.VIII-V yüzyıl

başlarına ait eserler bulunmuştur.

n. Ak-Beşim Şehrinde VI -VII Yüzyıla Ait Şatonun Kültür

Kalıntıları

Kuzey Kırgızistan’ın en eski ve büyük kentlerinden biri olan AkBeşim’in

1954’te yapılan incelemelerinde VI.-VII. yüzyıla ait bir surlu-kalenin kalıntılarına

rastlandı202. Kalenin kazıları sırasında dört adet demir eşyası bulundu. Bunlar, iki

tane eğilmiş levha parçası ve ne için kullanıldığı bilinmeyen iki adet dört kenarlı uç.

Bunların dışında tunçtan yapılmış çift vidalı küçük kemer ucu ve yandan sivri

201 Kabanov, a.g.m., s.239. 202 L.P.Kızlasov, “Ostatki Zamka VI-VII v.v. N Gorodithse Ak-Beşim,” Sovyetskaya Arheologiya, No.3, Moskva 1958, s.152.

Page 162: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

139

çıkıntısı olan ve askıların takılması için halkası bulunan tunç bir küpe bulunmuştu.

Son bu iki buluntu VI-VII. yüzyıl Altay Türk mezarlarının karakteristik bir

parçasıdır203.

o. Otrar-Töbe Şehrinden ve Otrar Vahasından Erken Ortaçağın Madeni

Paraları (1969-1972 yüzyıl)

Otrar vahasında yapılan kazılarda numizmatik literatüründe daha önce pek

bilinmeyen 12 adet bakır para bulundu.

Paralar anepigrafikti, yani üzerinde hükümdar ismi, basıldığı yer ve tarih

bulunmamaktaydı. Paraların tümünün arka taraflarında sağ yöne doğru yürüyen ve

kuyruğu yukarı kalkık aslan resmi vardı. Ön taraflarında ise, çeşitli tamga işaretleri

bulunmaktaydı. Madenine ve dış görünüşlerine göre bu paraları iki tipe ayırmak

mümkündür.

On örnekten oluşan I. tip paralar, zamanla hemen hemen siyah renge dönen

kırmızımsı bakırdan yapılmışlardı. Paraların iki tarafındaki da çerçeveleri çizgi

şeklindedir. İki örnekte çizgi sadece ön taraflarında arkalarındaki çerçeveler ise

noktalıdır. Ön yüzlerinde üstünde yay olan dikdörtgen şeklinde Kök Türk aile

tamgası bulunmaktadır. Üzerinde büyük kaganın ünvanı olan bu tür paralar Türklere

mahsustur204.

Ancak bu paralar Türk paralarından daha erken tarihlere aittir. Türk paraları

VIII. yüzyıl başlarına ait oldukları için, bulunan bu paraların VII. yüzyıl sonlarında

basılmış olduğunu söylemek mümkündür. Benzer tamga işaretlerini taşıyan paralar

203 Kızlasov, a.g.m., s.157 204 R.Z.Burnaşeva, “Moneti Rannego Srednevekovya s Gorogitha Otrar-Tobe İ Otrarskogo Oazisa 1969-1972 g.g.,” Drevnosti Kazahstana, Alma-Atı, 1975, s. 60-69.

Page 163: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

140

AkBeşim, Taraz bölgelerinde de bulunmuştu. Bu olay SırDerya’daki Türk boyların

Yedisu bölgesindeki Türklerle hanedanlık ilişkilerinin bulunduğunu göstermektedir.

Bu I. tip paraların arkalarında sağa yürüyen ve kalkık, sırtının üstünde eğilmiş

kuyruğu olan aslan resmi bulunmaktaydı. Aynı yırtıcı hayvan Türk Çaç (Taşkent) ve

Sırderya’dan komşu hükümdarların tunç paralarının üzerinde de boy göstermektedir.

Ancak Çaç basımlı paralar üzerindeki tamgalar farklılık göstermektedir. Bu da

Taşkent hükümdarlarının Otrar hükümdarlarıyla farklı boylara aitliğin işaretidir205.

Otrar vahasında ve Çaçbölgesindeki paralar üzerindeki aslan resimlerinin

benzerliği SırDerya’da yaşayan farklı Türk boylarının aynı hayvanı sembol

yaptıklarını göstermektedir.

Aslan figürü cesaret ve yiğitlik simgesidir. Büyük ihtimalle de, Türk

askerlerinin savaşçı cesaretini hızlı hareket kabiliyetini temsil etmekteydi.

Birçok Orta Asya hükümdarının ve Yakın Doğu devletlerinin özel ordularının

Türk askerlerinden oluştuğu bilinmektedir.

II. tip SırDerya parası iki örnekten ibarettir. Tunçtan dökülmüş ve iki

tarafında da noktalı çerçeveler bulunmaktadır. Arka taraflarında aynı yırtıcı hayvan,

arslan resmi bulunmaktadır. Ancak daha artistik tarzda ve daha iyi ustalıkla

yapılmıştı. Ön taraflarında Sogdi yazısından izler ve erken Orta Çağın Hive ve

Buhara tunç paralarında çeşitli versiyonları rastlanan tamga bulunmaktadır. Orkun

alfabesinde bu tamga işareti “v” (yumuşak) harfi temsil ediyordu206.

I. tip paralardan farklı tamga işaretlerinin olması, bu II. tip paraların Otrar

vahasının dışından başka hükümdar aileleri tarafından yada yanı darphanede daha

geç dönemlerde basıldığını göstermektedir.

205 Burnaşeva, a.g.m., s.63. 206 Burnaşeva, a.g.m., s.64

Page 164: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

141

Paralar genel olarak Otrar-Tube şehrinde ve 10 km etrafında bulunmuştu. Bu

olay, Otrar vahasındaki şehirlerde basılmış olduğu ihtimalini doğurmaktadır. Otrar’ın

Avrupa’dan Orta Asya’ya ve Çin’e giden ticari yolların kesiştiği çok elverişli coğrafi

konumu ve arkeolojik kaynaklar dikkate alındığında VI-VIII. yüzyıla’da Otrar’ın

etraftaki pazarları etkileyen büyük politik ve ekonomik merkez olduğunu ve VII.

yüzyılın sonundan VIII. yüzyıl ortalarına kadar kendi parasını bastığını görmekteyiz.

Otrar’da günlük ticaretin para birimi olarak kullanılan bakır para basılmaktaydı.

Erken ortaçağında bakır, yöresel sanatın ürünü olarak kabul görmekteydi ve kendi

yöresinin dışında satın alma gücünü kaybetmekteydi. Belki de bu sadece yerel

(kırsal) pazarlarla alakalıydı.

Otrar’ın VII-X. yüzyıla büyük politik ve ekonomik merkez olduğunu gösteren

başka erken çağ paraları da vardır. Bunlar 1) VII. yüzyıl ortalarının bilinmeyen bir

Sogd hükümdarın parası.

2) İki adet eski Türk tunç parası. Üzerinde monogramı vardır. Birisi şehir

topraklarında bulundu diğeri; Türkistan şehrinden 30 km doğusunda Çaga Köyün

mezarlığında.

Bu paraların ön taraflarında Sogd yazısıyla yazılan ve “kagan”, “tudun”

anlamına gelen yazılı bir tamga bulunmaktadır207. Etraflarındaki çerçeve çizgi

şeklinde, ortalarında dikdörtgen şeklinde küçük delikler vardır. Arka tarafları

tamamen düz..

Tudun unvanını Türk Çaç hükümdarlarının taşıdığı bilinmektedir. Bu yüzden

bu unvanla paralar Çaç baskısınındır. O.İ.Smirnova’ya göre bu paralar VII. yüzyıl

sonu VIII. yüzyıl başına aittir.

207 Burnaşeva, a.g.m., s.65.

Page 165: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

142

3) Eski Türk tunç parası. Çok kötü muhafaza olunmuştu. Arka tarafında

paranın yarısını kaplayan “S”şeklinde olan tamga ve bir yazının izleri vardır. Ön

tarafında sağ yöne doğru yürüyen eyersiz bir at resmi ve Sogdi yazısının izleri

bulunuyor.

Otrar vahasındaki aslanlı paralarla ilgili bilgiler Otrar bölgesinin kendi

paralarını bastırdığı görüşünü desteklemektedir. Erken Orta Çağda para sadece

büyük hükümdarlıklarda bastırılırdı. VI-VIII. yüzyıl.’da Otrar da Sırderya’nın böyle

bir şehriydi. Kanaatimizce, bu yıllarda Otrar, Tarban olarak adlandırılıyordu. Çünkü

“Otrar” ismi ancak IX. yüzyıl kaynaklarında geçmeye başlamıştı208.

VI ile VIII.yüzyıllar arasında Orta Asya’da dolaşımda olan para, külçe

halinde değerli madenler altın ve gümüştü209.

ö. Moğolistan’da yapılan kazılar ve Buluntuları

1889 yılında, Yadrintsev tarafından bulunduğu günden beri dünya ilim

aleminin üzerinde en çok durduğu tarihi kaynakların başında hiç şüphesiz Türklere

ait olan Orkun yazıtlarıdır. Dünyada bir eşine daha rastlanmayan bu iki belli başlı

yazıt, Bilge Kagan ile kardeşi Köl Tigin’in hatırasına dikilmiştir. Bunlardan ayrı

olarak bir de Tonyukuk yazıtları vardır210. Türk dili , tarihi ve kültürünün bugün için

bilinen en önemli kaynaklarıdır. Bu sebeple son yıllarda bölgede çok önemli

araştırmalar yapılıp Türk tarihine önemli katkılar sağlanmıştır. 2000 yılında yapılan

kazıda bir adet altın tabak ve bir adet altın kaşık ortaya çıkarılmıştır.

208 Burnaşeva, a.g.m., s.68-69. 209 S. Divitçioğlu, Kök Türkler (Kut, Küç ve Ülüg), İstanbul 1987, s.260. 210 S. Gömeç, “Bilge Kağan Hazinesi Nasıl Taşındı?”, Orkun Dergisi, sayı:45, İstanbul Kasım 2001, s.22.

Page 166: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

143

Resim- 53 2000 yılında Moğolistan’da yapılan kazıdan çıkarılan altın tabak ve

altın kaşık

2001 yılında yapılan kazıların en önemli buluntularından bir tanesi de, Bilge

Kagan’a ait olması kuvvetle muhtemel olan bir gümüş kutu içindeki eşyalardır.

Mezar yapılırken buraya geyik, tas gibi gümüş ve diğer madenlerden yapılma

parçalarda konmuştur. Bu hazine yüzlerce parçadan meydana gelmektedir. Gümüş

kutu ise sandık olarak tahmin edilmektedir. Bu sandığın üzerinde bulunan gümüş

süsler binlercedir. Altın buluntuların yanı sıra demir, bronz ve kurşun parçalar da

mevcuttur. Ağzında kıymetli bir taş taşıdığı düşünülen mitolojik bir kuş tasvirinin

bulunduğu alınlığın etrafında kazıma ve kabartma tekniği uygulanarak işlenmiş

süslemelerden oluşan, tamamı altından bir taç bulunmuştur.

Altın kemer tokaları, tamamı altın elbise kopçaları, giyim kuşama ait altın

nesneler ve altından yapılmış maşrapa, sürahi, tabak gibi kaplar da kazı da ele

geçirilen önemli eserlerdir.

Gümüş eserlerin çoğunluğunu çiçek biçimli süslemeler oluşturmaktadır.

Bulunan sandığa ait olduğu düşünülen bu parçalar yaklaşık 1850 adettir.

Page 167: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

144

Resim- 54 2001 yılında Moğolistan’da yapılan kazıdan çıkarılan

Bilge Kagan’a ait eşyalar

Bronz bir geyik heykeli bulunmuştur. Daha önce vurguladığımız üzere Orta

Asya halklarının söylencelerinde geyik ölmez yok olmaz; göğe gider inancı

vardır. Ruhları öteki dünyaya taşıdığına inanmışlardır. Bu sebeple maden

ustaları tarafından sık işlenen bir figür olmuştur.

Resim- 55 2001 yılında Moğolistan’da yapılan kazıdan çıkarılan bronz geyik

ve gümüş kaplar

Page 168: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

145

Tabak, maşrapa, kupa ve sürahi gibi çeşitli ritüel kaplar, ve bu kapların

bazılarının içinde değerli madeni nesneler yine bu kazının önemli

buluntularıdır.

Resim- 56 2001 yılında Moğolistan’da yapılan kazıdan çıkarılan gümüş kaplar

D. ORHUN, ALTAY, TANRI DAĞLARI VE FERGANA BÖLGESİ

BULUNTULARINA GÖRE KÖK TÜRK DEVRİ ESERLERİNE GENEL BİR

BAKIŞ

Türk kültür tarihi bakımından en önemli eserler, şüphesiz ki gümüşten

yapılmış, kulplu veya kulpsuz maşrapalardı. Bu maşrapalar, Katanda, Kuray,

Tuyahta kurganlarında ve Kırgız ülkesindeki Kopen’de hep birbirlerine benzer

şekillerde ele geçmişlerdi.

Page 169: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

146

Asıl ilginç olan maşrapaların altında Kök Türk yazıları ile kitabelerin mevcut

olması idi. Bu maşrapalara benzer kapları Kök Türk çağı heykellerinin ellerinde

tuttukları kadehler arasında görüyoruz211.

Orta Asya’da ele geçen heykellerin bir başka özelliği birer kemeri ve bu

kemerin yanlarından sarkan birer süs ucu bulunmasıdır. Kayışın üzeri madeni

plakalarla süslenirdi. Sarkan uçların hepsi aynı boyda olmazdı. Bu kemer şekli

Turfan’da ve Avrupa Avarlarında çok yayılmıştı. Altaylarda özellikle Tuva’da

bulunan heykellerde bu kemer uçlarına çok rastlanmıştı. Tuva heykellerinin bu

kemer uçları çok abartılı bir şekilde süslenmiştir. Kuray kurganlarında bulunan bir

kayış ucunda, Kök Türk yazısı ile bir kitabe de vardı. Kemer için “kurşak”

deniyordu212.

a. Küpeler

Küpeleri ancak iki yolla araştırılabiliyor: 1. Heykeller 2. Yer altı buluntuları.

Heykellerdeki küpeler, kulağa takılan bir halka dan ibarettir. Altay bölgesindeki

küpeler ise, daha ziyade halka şeklindeydi.

Kudırge’de bulunan bronz küpeler, Altay bölgesini temsil eden en önemli

eserlerdi. Bu buluntular heykellerdeki küpelere tam olarak benzedikleri gibi, Avar ve

Macar kültürüne ait küpelerin de prototipleri idiler213.

b. Ok Uçları

KökTürk çağına ait, Orkun ve Togle bölgesi ok uçları, ortak olarak “üç

yapraklı” hususiyet gösteriyorlardı.

211 Ögel, İslamiyetten..., s.155. 212 Ögel, İslamiyetten..., s.156. 213 Ögel, İslamiyetten..., s.158.

Page 170: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

147

Özellikle tunç ok uçları tarihlendirme için önemli bir kaynak

oluşturmaktadırlar. Bu yüzden kronoloji konularının çalışması sırasında onlara büyük

önem verilmektedir. M.K. Kadirbayev’e göre M.Ö. V. yüzyılda tapalı üç kanatlı ve

üç kenarlı ok uçları hakim olmaya başlamıştır ve bu yüzden saplı şekilli olanlar

eskimişti214. Almatı’ya yakın Besşatır mezarlığında V. yüzyıla. ait saplı ok uçları

bulundu.

Bu VIII. yüzyıl erken Hun (İskit) kültürünün oluşma dönemidir. Büyük

ihtimalle de VII.-VI. yüzyılın ok uçları VIII. yüzyılda yapılmaya başlamışlardı.

Güney Kazakistan’ın Çimkent bölgesindeki JamanTagay mezarlığında 5 saplı ve 3

tane çift kanatlı tapalı ok ucu bulunmuştu. Tahminler buluntular VII-VI. yüzyıl

sınırına aittir215.

Resim- 57 Kök Türk dönemine ait savaş aletleri ve kemer uçları

Taşkent Müzesindeki koleksiyonda bir tane Kök Türk dönemine ait çift

kanatlı ok ucu bulunmaktadır ve en geç VII yüzyıla tarihlendirilmektedir.

214 İ.N.Medvedskaya, “Nekotoriye Voprosi Hronologii Bronzovih Nakoneçnikov Strel Sredney Azii Kazahstana,” Sovyetskaya Arheologiya, No3, Moskva 1972, s.7 215 Medvedskaya, a.g.m., s.84.

Page 171: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

148

Bu tip ok uçları Fergana bölgesindeki Ak Tam Mezarlığında Kayrakkum eski

yerleşim yerinde bulunmuştur216.

Tunç Çağının sonunda, VIII. yüzyılda tunç ok uçları çift kanatlı ve tapalı

çıkık ve gizlenmiş kanatlar yaprak şeklinde ve aşağıya doğru eğikti. VII. yüzyıl

tapalı ok uçları daha ağır başlıklarıyla değişmeye başlamışlardı. Saplı ok uçların

sapları daha düz oldu. Üç kanatlı sap ok uçları ortaya çıkmaya başladı.

c. Silahlar

Altay Dağlarında bulunan en eski eğri kılıç Kudırge kurganında bulunmuştur.

Uzun ve eğri bir kılıç olan bu eserin, kabza ve korkulukları daha sonraki Türk

kılıçlarının tam bir proto tipiydi. Kılıcın kını, üç madeni gerdanlıkla tespit edilmiştir.

Orta Asya’da bulunan heykellerin birçoklarının kılıç kuşandıklarını

görüyoruz. Altay, Tuva, Moğolistan ve Issık Göl bölgesinde bulunan heykellerin

hemen birçokları eğri kılıç taşıyorlardı. Bu kılıçlar, kına bağlanmış iki kayışla bel

kemerine bağlanıyordu217.

d. Mızraklar

Kök Türk yazısı ile yazılmış yazıtlarda mızrak anlamına gelen “süngüg”

kelimesine çok rastlıyoruz. Uzun mızrak ucuna yalnızca Altaylardaki Katanda

Kurganında rastlıyoruz. Yenisey’de, Karayüs Sulek kaya resmindeki süvarinin de

uzun mızrağı vardı218.

216 Medvedskaya, a.g.m., s. 87. 217 Ögel, İslamiyetten..., s.159. 218 Medvedskaya, a.g.m., s.88.

Page 172: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

149

e. Üzengiler

Kök Türk devrine ait üzengi tipleri başlıca üç kısma ayrılıyorlardı. Bu tasnif,

daha ziyade üzengiye kayışın bağlandığı yere göre yapılmıştı. 1-Üzenginin demirin

yuvarlak bir şekilde bükülmesi ile yapılan halka delikli üzengiler. 2- Kayış

bağlanacak yerleri küçük bir tablo halinde olan üzengiler 3- Kayış bağlanacak yerleri

büyük bir tablo halinde olan üzengiler. Her üç tip üzengiler de Macaristan’daki Avar

ve Macar üzengilerine çok yakın bir şekilde benzemektedirler. Tanrı Dağları ve Çu

vadisinde rastlanmıştır219.

f. At Gemleri

Altay’da bulunan at gemlerinin hepsinin ortası mafsallıydı. Uçları ise halka

şeklinde kıvrılmıştı. Orkun boylarında da bu basit gemlere rastlıyoruz. Altaylarda,

uçlarındaki bu yekpare halkalara iki büyük halka daha asılmıştır. Bu tip gemler

Altaylar’ın kuzeyinde de çok yayılmıştı. Kök Türk çağına ait Kırgız gemlerinin

yanlarında süs çubukları vs vardı. Bu gemler Orhon ve Tula bölgeleri ile Kudırge’de

de görülmüştür220.

g. Demircilik

Demircilik Türkler için kutsal bir iş ve meşgale idi. Kök Türk Devletini kuran

Bumin ve İstemi Kağanların kendi kabilelerinin sanatları demircilikti. Bütün Orta

Asya’yı ellerinde tutan Juan Juan İmparatorluğunun silahlarını bunlar

yapıyorlardı.Demirden yapılmış zırhlar giymekteydiler221.

Demirciliğin Türk toplumunda ne kadar büyük bir önemi olduğunu bugün

bile yaşayan bazı inanışlardan anlamaktayız222.

219 Ögel, İslamiyetten..., s.162. 220 Ögel, İslamiyetten..., s. 162. 221 W. Eberhard, Çin’in Şimal Komşuları, Çev: N. Uluğtuğ, Ankara 1996, s. 37. 222 Ögel, Türk Mitolojisi, C.I Ankara 2003, s. 66.

Page 173: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

150

E. TÜRK SANATININ DİNİ BAKIMDAN ANLAMI

Her medeniyette, sanat faaliyetlerinin önemli alanlarında din ile sıkı sıkıya

ilişkiler vardır. Maden sanatının en güzel ve en kaba tasvirlerinin kaynağını,

büyü ile ilgili inanç ve ayinlerde aramak gerekir. Bu eserler yalnız garip ve

benzeri olmayan buluşlar değil, fakat derin anlamlı temsili tasvirlerdir. Taşların

ve madenlerin üzerinde olan yazıların büyük bir kısmını okunmaya başlamıştır.

Uzun senelerden beri, yapılan araştırmalardan olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Karanlıkta kalan kısımlar aydınlatılmaya çalışılıyor. Bu konuda tahminler

yapılmaktadır. Arkeolojik bulgular, dinleri tanıtmak konusunda büyük bir

yardım teşkil etmektedir223

Türk sanatını anlayabilmemiz için İslam öncesi dönemde yaşayan Türklerin

inançlarını açıklayan vesikaları temel almak ve yalnız Türk elleri tarafından

yapılan sanat eserlerini incelemek faydalı görünmektedir. Türklerin kabul ettiği

din sayısı oldukça fazladır. Bunun nedeni komşularıyla olan ilişkilerine

bağlıdır. Uzun tarihi temaslar, aynı coğrafi ufuk, yüz yıllar boyunca ve az çok

her yerde aynı tasvirleri yaratmış ve bunlardan eserler meydana gelmiştir.

Hayvan tasvirleri sanatı, bütün Orta Asya’da Çin’den Macaristan’a kadar

mevcuttur.

Hayvan tasviri sanatının yayılması ve devamı sebeplerini “estetik

vasıflarda” değil fakat herkesle olan ortak inançlarda köklerinin araştırılması

223 J. P.Roux, “Türk Göçebe Sanatının Dini Bakımdan Anlamı”, Türk Kültürü El Kitabı, C. II Kısım I a, 1972, s. 74.

Page 174: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

151

gerekir224. Kayalara, birbirini takip eden nesiller, kendi kayıtlarını ilave

etmiştir. Çünkü metinlerin dediği gibi “taş” ebedidir225. Geçmişten gelen

haberler her daim iyi karşılanır. Eserlerin Türklere ait olup olmayışı önemli

değildir; mümkün olan Türklerin buraya gelip, eserlerin yapıldığı yerde

yaşamış olmalarıdır.

Türklerin oturduğu yerler tetkik edilince, mimarilerinin dini ihtiyaçları

karşıladığı görülür226. Bu meskenler bir Kozmik mihver ocaktan yükselerek

üstündeki delikten çıkar. Mesken kapalı bir dünyadır. Himayeci bir kudret olan

eşiğe hürmet edilir ve bu sebeptendir ki, eşiğe ayak basılmazdı. Evin kapısı

dört yönden birine karşı açılır. Hayatın cevheri ile ilgili yapılar olan mezarların

tarzı doğrudan doğruya dinidir. Mezara konan kaplarda gıda maddeleri vardır.

Hayatta kullanılan kapların dinle ilgisi yokmuş gibi görünmesine rağmen,

önemleri az değildir. Zira yemek bile merasimsiz yapılamayan önemli bir iştir.

Kapların üzerinde bulunan şekiller de oldukça önemlidir. Moğol medeniyeti

döneminde, Cengiz Han, kendisine verilen zehirli bir içkiyi içmeye

hazırlanırken, kabının üzerindeki atmaca resmi, içmesine engel olarak hayatını

kurtarmıştı227.

Türklerin maden sanatında önemli bir yer aldıklarını ve yaptıkları insan

tasvirlerinin çok itibar gördüğünü, demirci olarak kazandıkları şöhret ispat

eder. Büyük şerefle ifa ettikleri bu meslek Türklerin tesiri altındaki bölgelerde,

madeni eşyanın sihirli sayıldığını doğrular. Demek ki, madeni maddelerin

224 D. Carter, “The Symbol of the beast”, The animal style of Eurasia. New York 1957, s.9. 225 H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları, İstanbul 1936, s.32. 226 Roux, a.g.m., s.75 227 Roux, a.g.m., s.76.

Page 175: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

152

hepsi; tahtadan, topraktan, yünden yapılmış eşyadan daha fazla anlam

taşıyordu.

Savaşların ve avların akıbeti silahlara tabidir. Fakat silah, ancak işlemek

kudreti veya arzusu olursa işlenir. Bu sebeple hayvan figürleri ile süslü Ordos

bıçaklarının kam ayinlerinde kullanıldığını söyleyebiliriz. Oyun ve türkü ile

yapılan dini merasimlerde, musiki aletlerin kullanıldığı bilinmektedir. Aynalar

dünyayı ters aksettirirler. Davullarla beraber, aynalar da kamların hizmetinde

bulunurlar. Maskeler şahsiyeti değiştirir ve süslemek için kullanılan diğer

alametler gibi başka bir aleme yol açar ve insan sıfatından çıkmaya imkan

verirler. Maskeler sayesinde, bir at, geyik kadar çabuk koşar veya kartal gibi

uçar. Mezarlardan çıkan maskeler ölünün seyahatini kolaylaştırmaya

yaramaktadır228 Fakat maskeler yalnız cenazeler ile ilgili değildir; bulunan

maskeler aynı zamanda kullanılmıştır. Maskelerin, bir varlığı birkaç yüz sene

sonra başka bir varlık haline sokmakla mükellef bulunduğunu, metinler bize

kesin olarak bildirmektedir.

228 Rice, Les Scythes, Paris 1958, s.162.

Page 176: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

153

Resim- 58 IV. Yüzyıl Hun dönemine ait dini amaçlarla kullanılan altından

yapılmış maske

Madeni kemerlerin de, pek iyi bilinmeyen önemli rolleri vardır. Altından,

gümüşten veya tunçtan kemerler yapılmıştır. Haç şeklinde düğmeler ve bunlara

asılan küpe tarzında taslar, muska ve tılsım vazifesi görür229 Yalnız hür kimseler

bunları takabilir. Beyler ibadet ederken kuşaklarını çözerler veya boyunlarına

bağlarlar.

Altay kavimlerinin kültüründe çok rastlanan, kozmik ve hayat ağaçları gibi bazı

dekorların anlamı belli, diğerleri ise daha karışıktır. Çin kaynaklarına inanmak

gerekirse, dolaşık dallar şeklinde süsleme, bulut figürünün zincirleme tekerrüründen

doğmuştur. Fakat Kırgızlarda, bu süsleme şekli koç boynuzlarını hatırlatır; daha

ziyade, daima yenileşen hayatı temsil eder. Mezarlardan çok sayıda çıkan eşyaların

229 Jean Paul Roux, a.g.m., s.76.

Page 177: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

154

temsil ettiği Türk inançları ve büyü adetleri, dikilen taşlarda ve büyük kayalar

üzerine çizilmiş resimlerde de görülebilir.

Türk sanatının madeni eserlerinde, bazen insan simalarının maske gibi tasvir

edildiği görülür. Kurt tasvirlerinin geyik boynuzlu olduğu gibi, birleştirildiği

dikkati çekmiştir. Böylece belki taş üzerindeki eserler ile tunçtan yapılan

eserler arasında bir ilişki kurmak mümkün olur.

Resim- 59 Geyik boynuzları olan kurt başı. Çadıra veya at başına konmak üzere

hazırlanmış töz.

Savaş tasvir eden levhalarda, birbirinden çok ayrı cinsten hayvanların bir araya

getirildiğini, hatta bazan insan ile hayvan savaşları tasvir edildiğini; fakat en fazla

yırtıcı hayvan ile kovaladığı avın bir arada bulunduğu sahnelerin tercih edildiğini

biliyoruz. Bu tarz üsluplar Türk efsanelerinin çizdiği tablolara tamamen uymaktadır.

Ara sıra av hayvanı, en önemli kısmı olan başının resmi yapılarak tasvir edilir.

Burada da karşılaştırmalardan neticeler çıkabiliyor. Bazı levhalarda, hayvanların

girift tarzda karışan uzuvlarını fark etmek mümkün değildir. Bu nedenle tam

birleşmeyi daha iyi belirtmek isteği görüldüğünü sanıyoruz. Kapalı bir daire içine

Page 178: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

155

yerleştirilmiş hayvan tasvirlerini incelerken bunun cenin hayatını tasvir ettiğini

savunanlar da olmuştur.

Orta Asya Türk mitolojisinde ve dininde ok ile yayın özel bir yeri vardır.

Oğuz Kagan Destanında bu husus açık bir şekilde gözükmektedir. Orta Asya

Türklerinin inancına göre Kutsal alemin kapısı Kutup yıldızıdır, geçit oradan

sağlanabilir. Oğuz Destanına ait bazı yazılarda Oğuz Kagan çocuklarıyla

birlikte avlanırken, çocukların bir yay ile altından yapılmış üç oku buldukları

yazılmıştır. Diğer bazı eserlerde Oğuz Kagan vezirine altın yay ve üç oku verip

bunların yarıya kadar gömülmesini emreder ve ondan sonra üç oğlunu batıya

ve diğer üç oğlunu da doğuya gönderir ve çocuklar yay ile okları bulup

toprağın içinden çıkarıp babalarına getirirler230.

Destan dikkatli okunduğunda Oğuz Kaganının iki yönü gözükmektedir.

Hem kagan olarak toplumun başındadır ve onu yönetir, hem de şamandır,

kutsal alemle ilişki kurar, kutsal alemin yardımını sağlar.

Resim- 60 Altından yapılmış kemer süsü

230 Reşat Atabek, “Eski Türklerde Tuğra, Ok, Yay Sembolü,” Mimar Sinan Üniversitesi Dergisi, S 40, İstanbul 1981, s.38.

Page 179: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

156

Orta Asya’da yay ebekuşağına benzetilmiş ve gök kubbesinin bir sembolü olarak

kabullenilmişti.

Ayrıca hakimiyet sembolü olarak da devamlı bir şekilde değerlendirilmişti.

Demir yay, güçlü kuvvetli, başı eğilmez kişiyi açıklamak için kullanılırdı231. Ayrıca

Altay Kamların fala yayla baktıkları ve yayla yağmuru yağdırdıkları anlatılmaktadır.

Yay, bilinç altında beliren dileklerimizin sert bir tarzda dışa çıkışını ve bunu

gerçekleştiren ruhsal gerginliği açıklar.

Okun ise Orta Asya’da özel bir yeri vardır. Milli silahı teşkil etmesi

nedeniyle mitolojilerde sembolik değeri dikkat çekmektedir. Türkler göğe ok

atmak suretiyle Azrail’i korkutarak, hastayı iyileştirebileceklerine inanırlar.

Başkan Kam hastanın başına çağrıldıktan sonra ok atarak hastanın atalarından

yardım isterdi232.

Savunmada, ok ve yaya önem verilmesi doğaldır. Düşmana yaklaşmadan bu

silahla kendini koruma ve muhatabını yok etme olanağını sağlayabilmektedir.

Ayrıca ok ve yayla avlanılabilmektedir. Ayrıca ok ve yayın yardımıyla kutsal

alemden haber gelmekte, kutsal aleme dilekler ulaştırılmakta ve ilişki kurma

olanağı gerçekleşebilmektedir.

Ok ve yayı kendi öz varlığının bir parçası, kendi kişiliğinin ve kudretinin

devamı olarak benimseyen beylerinde en başta ok ve yayı tuğra şeklinde

231 Ögel, Türk..., s.67. 232 O.Turan., “Türklerde Okun Hukuki Sembol Olarak Kullanılması,” Belleten C. IX, s. 303.

Page 180: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

157

çizmeye yönelmiş olması toplumun düşünce tarzlarının ve yaşam koşullarının

bir sonucu olarak kolaylıkla değerlendirilebilir233.

F. HAYVAN ÜSLUBUNUN KÖK TÜRK ÇAĞINDAKİ GELİŞİMİ

Bu çağın sanatçısı, günlük hayatta karşılaştığı olayları her gün kullandığı

eşyalara uygulayarak onları süsleme gayesi ile gerçekten değerli eserler ortaya

koymuştur. Hayatlarına bir renk verme çabası içindeydiler. İçinde yaşadıkları

çadırı, savaş ve barış yoldaşı atı ile ilgili bütün eşyalarını , süslemişlerdi.

İnsanla savaş, hayvanla savaş, bozkırın sert ve amansız mücadeleciliği, desen

temalarını mücadele esasına bağlamıştı. Hayvan üslubunun doğuşunun bir

nedenini de burada aramalıyız. Hayvan ve insan arasında adeta bir bağlantı

kurulmuştu. Figürlerin coşkun bir canlılık içinde oluşu, Kamlık uygulaması bir

düzenin etkisi ile meydana gelmiştir.

Hayvan mücadele sahnelerinde özellikle yırtıcı hayvanların çift ya da

tek tırnaklılarla saldırışları büyük canlılık ve hassasiyetle aksettirilmiştir.

Hareketsiz konularda bile olağanüstü canlılık göze çarpar. Tabiata dönük

figürlerin bazen süsleyecekleri eşyanın biçimine sığdırılma çabası içinde

deformasyona uğradıkları ve üsluplaşmanın bağladığı ortaya çıkar. Kök Türk

sanatının amacı, Orta Asya’da yetişen hayvan figürlerini en ifadeli yönden

aksettirmektir. Bir eşyayı süsleme çabası içinde, bazı figürlerin bir biçime ya

da o eşyanın sınırları içinde sığdırılma endişesi o figürün deformasyona

uğramasına sebep olur. Tabiattan alınan biçim, süsleme amacı ile uygulandığı

eşya üzerinde kırpılır, uzatılır, yassılatılır, genişletilir. Örneğin bir geyiğin, bir

233 R. Atabek, a.g.m., s.42.

Page 181: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

158

kaplanın sıçrama hareketinin at koşum takımında bulunan süs levhasının içine

sığdırılarak uzatıldığı görülmektedir.

Pars, kaplan, aslan gibi yırtıcı hayvanlar gündüzü, çift tırnaklı hayvanlar

ise (geyik, dağ keçisi, boğa gibileri) geceyi temsil eder. Yırtıcı bir hayvanın,

çift tırnaklı bir hayvana saldırışı ve pençelerini geçirişi figüratif anlamda bir

zaferi gösterir. Tarih boyunca semboller yaşar ve ölürler, burada da aynı durum

tekrarlanmıştır234. Aşağıda bozkır sanatına en çok konu olmuş, onların günlük

yaşamlarını bize aksettiren hayvanları değerlendireceğiz.

Resim- 61 Kemer süsü

1. Türk Sanatında Görülen At Figürlerinin Sembolizmi

Türkler’in at yetiştirmede ve binicilikte en önde gelen toplumlardan biri olduğu

malumdur. Büyük alim Kaşgarlı Mahmud “at Türk’ün kanadıdır” demiştir235. Bu söz,

Türkler’in bu asil hayvana ne gözle baktığını en iyi şekilde ortaya koymaktadır236.

W. Radloff, Halis binici olan Türklerin gerektiğinden çok fazla at beslemesini

234 Diyarbekirli, a.g.e., s.155 235 Sümer, a.g.e., s.1. 236 Sümer, a.g.e., s.1.

Page 182: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

159

içinden gelen bir arzu ile izah etmiştir237. Orta Asya’da yaşayan Türk devletleri ve

boyları savaş üstünlüklerini demir silahlarından başka bir de biniciliklerine

borçludur. At, o çağlardan yakın bir geçmişe kadar Türklük niteliğini belirleyen

öğelerden biri olmuştur. Milattan önceki zamanlarda Uralların güneyinde yaşamış

Batı Türklerinin yüzyıllardır insana hizmet eden atı kültür süreci içerisinde ilk

evcilleştirildikleri bugün artık kesin olarak bilinmektedir. Türk ve at bir “kült”, bir

bütündür. O kadar ki, Priscos, “durmak dinlenmek bilmeyen Hun askerlerinin

geceleyin yol alırken at üzerinde uyuduklarını fakat uykuda bile atın başına sahip

olduklarını yazar. Doğu Avrupa’ya kadar yayılmış, hatta zaman zaman ötesine de

uzanmış Türk halklarının uygarlığına tarih biliminde “bozkır kültürü” denilir.

Kısacası, Dede Korkut Oğuz Kagan, Manas ve öteki Türk destanları ile Orkun taş

yazıtlarına da girmiş at, çok kapsamlı Türk kültürünün demirbaş parçalarındandır238.

Hunların sürekli olarak da Altay halkının, sonra da Altaylar ile Sibirya da ki Türk

topluluklarının eski inançlarına göre atın gökler düzeyindeki güneş ülkesinden

geldiğine inanılmıştır. Pazırık kurganlarından çıkan boynuzlu at başlık ve

maskelerine bakılırsa, belki de kurbanlık at giderek ruhları öteki dünyaya taşıdığına

inanılan geyiğin yerini almış olabilir. Orta Asya Türk hikayelerinde küçük ayı burcu

ak ve boz atlar tarafından çekilir239.

237 Radloff, a.g.e., s.431-432. 238 Radloff, a. g. e. , s.287. 239 Radloff, a.g.e., s.289.

Page 183: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

160

Resim- 62 At başlığı

Hem bu inançlar nedeniyle hem de av, göç ve savaştaki vazgeçilemez

hizmetlerinden ötürü at, bütün Orta Asya topluluklarının nazarında ölçüsüz bir

değer taşımış, bu hizmetlerini öteki dünya da da sürdürmesi için sahibiyle

birlikte gömülmüştür. Altaylar ile Güney Rusya ovasındaki kurganlardan pek

çok at kadavrası çıktığı gibi, ölüyü atıyla gömmek geleneği de Türkler de çok

eskidir240. Ötüken’de yapılan kazılarda at betimleri çıkmıştır. Hunlar ve

özellikle Altay göçebeleri de atlarını tüm koşumlarıyla gömmüşlerdir. Bu

gelenek Asya Hunlarıda da görülür241. Kök Türkleri yakından tanıyan bir Çin

elçisi VII.yüzyılın ilk çeyreğinde “onların kaderi koyun ve atlara tabidir”

demişti.242.

240 Radloff , a.g.m., s.287-289. 241 Tekçe, a.g.e., s.122. 242 Sümer, a.g.e., .2.

Page 184: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

161

İşlenen motiflerde atların yeleleri kesilmiş, kuyrukları da yukarıdan aşağıya

doğru bağlanmış görülmektedir243.

Karadeniz Hunları kadar Orta Asya halklarının at tasvirlerinde yele kesiktir.

Çünkü, dolu dizgin koşan atın sırtından ok atarken biniciye engel olmasın diye

yeleyi kesmek Orta Asya geleneğidir. Bu gelenek uzun süre devam etmiştir.

Demek ki bu atlar binek atıdır.

Hunların yük ve araba atlarını uzun bir yeleyle resmetmeleri de bu görüşü

destekler. Asya Hunları’yla yaptıkları savaşları yansıtan Çin taş oymalarında

Hun atlarının kuyrukları bağlıdır. Bu sürekliliğin devam ettiğini, Kök

Türkler’in kaya resimlerinde görmekteyiz. Atın kuyruğunu kesmek, kimileri de

örmek ya da bağlamak bir yas işaretidir244. Hizmetlerini öteki dünyada da

sürdürmesi için atı ölüyle beraber gömmek geleneği gibi, Saha (Yakut) ve

Altay Türklerinde son zamanlara kadar yaşayan bu gelenek de Orta Asya’dan

Anadolu’ya kadar gelmiştir245. Atların bağlı kuyruklarında aşağı doğru iki ince

uzun, yukarı doğru da kıvrılmış iki kısa çıkıntı vardır. Bu çok ince bir

ayrıntıdır. Bu bilinçli çizim ve dokuma ayrıntısı, Hun topluluklarından

Hunların yurdu Batı Türkistan’da bulunmuş olup da “British Museum” da

sergilenen ve “Oxus – jaxartes (öküz inci) hazinesi” denilen koleksiyona dahil

altın ve gümüşten yapılmış, Pazırık halısıyla yaşıt disk de atların yine halıdaki

gibi topuzla bağlı kuyruklarında aynısıyla görüyoruz. Diskteki atların üzengisi

yoktur.

243 Josef Strzygowski, “Türkler ve Orta Asya Sanatı Meselesi”, Çev. A. Cemal Köprülü, Eski Türk Sanatı ve Avrupa’ya Etkisi, s. 41 244 O. Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul 1989, s. 1. 245 A. İnan, “Altay Dağlarında Bulunan Eski Türk Mezarları”, Belleten, Sayı 43, 1947.

Page 185: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

162

Örülü ya da bağlı at kuyrukları ve bu kuyruklar üzerinde bilinçli bir çizim

ayrıntısı oluşturan açık seçik çıkıntılar yalnızca Orta Asya’daki Türk soyundan

topluluklara özgü olduğu kesinleşmiştir246.

246 Tekçe, a.g.e., s.137.

Page 186: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

163

SONUÇ

Bu araştırmamızda Türk sanat tarihinin zeminini hazırlayan Hun öncesi

dönem, Hun ve Kök Türk döneminden örnekler vererek, bozkırda gelişen atlı

kültürün kaynaklarına inmeye çalıştık. Sahanın genişliği ve birçok kavimlerin

istilasına uğramış medeniyetlerin ve sanatların çeşitliliği yüzünden, kaleme alınmış

kitap ve makalelerde, konu genellikle bir bütün olarak ele alınmadığı gibi, bu

döneme ait gün ışığına çıkan eserler ve kazı raporlarının da yeteri kadar

incelenmediğini görmekteyiz. Bu incelememizde; tabiatın oldukça acımasız olduğu

Orta Asya bozkırlarında en eski Türk lehçesini konuşan toplulukların sanatları ile

ilgili son yenilikler ile bulguları kısaca belirtmek suretiyle, Orta Asya kazılarında

gün ışığına çıkan resim ve heykel sanatlarımızın ilk ürünlerini tanıtarak, atlı kültür

mensubu atalarımızın günlük hayatlarında kullandıkları eşyaları ve onları süsleme

gayretlerini değerlendirdik.

Türk kültürüne ve dünya medeniyetlerine çok büyük katkılarda bulunan Kök

Türklerin kurmuş olduğu kaganlık bilindiği üzere Hun devletinin bir devamıdır. Hun

ve Kök Türk kurganlarından çıkan sayısız eserden, tarihte ilk Türk devletini kuran

ve onun mirasçısı olan bu toplulukların, sanat ve kültür yönünden yüksek bir

seviyeye ulaştığı anlaşılmaktadır. Sanat, bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin

aynasıdır. Döneme özelliğini veren ise, daha çok maddi kuvvetler olduğunu

görmekteyiz. Bunlar kısaca, ırk, coğrafi şartlar, ekonomik durum ve topluluğun

özelliğinden meydana gelen kuvvetlerdir ki bunun en basit örneklerini, bozkırın

konar-göçer topluluklarında görmekteyiz. Bozkırda yaşadıkları sayısız tehlikelere

karşı kullandıkları savunma silahlarını hayvan figürleriyle bezemişler, barınakları

Page 187: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

164

olan çadırlarına şahane halı, kilim, keçe gibi yaygılar sermişlerdir. Elde edilen

bulguları gördükten ve inceledikten sonra, Türk topluluklarına ait el ve maden

sanatlarının fevkalade yüksek bir seviyeye ulaştığını anlamaktayız. Konar-göçer

sanatçı sadece yanında taşıyabileceği ve elinin altında bulundurduğu, daima

kullanabileceği eşyayı süsleme çabasında bulunmuştur. Dokuma, madeni eşyalar, at

ve binicisi için gerekli koşum takımları, silahları, bellerine taktıkları deri kayışların

madeni toka ve plakaları, dokuma ve her türlü eşyalarını dekorlarla süslüyorlardı.

Türk toplumlarında kullandıkları eşyaya renk, biçim ve sevimlilik verme isteği ve

çevrelerini güzelleştirme kaygısı, sanatlarına kişilik kazandırmış ve onu, Çin dahil

olmak üzere komşu ülkelerin sanatlarında büyük etki yaratacak seviyeye

ulaştırmıştır.

Uçsuz bucaksız bozkırlarda konar-göçer bir hayat sürdüren Türklerin,

şehirlere ve tapınaklara dayanan bir sanat anlayışı olamazdı. Yerleşik toplulukların

toprağa bağlılıkları ve inşa ettikleri taştan ya da ahşaptan binalarda oturmaları bu atlı

topluluk için tamamen zıt bir kavramdır. Konar-göçer olan halk her an harekete hazır

bir durumda ve kolayca yer değiştirebilecek bir tezlikte bulunmalıydı.

Bu sebeple atlı kültürde, her eşyanın küçük ve taşınabilir boyda yapıldığını

görüyoruz. Çadırlarını, diledikleri yere kurarak, onun her köşesini ayrı ayrı süsleme

zevkine ulaşmışlardı. Belirtmemiz gerekiyor ki, sanat tarihinde en eski uygarlıklara

ait eserler incelenirken, dar bir çerçeve ve çok az imkanlar içerisinde zamanımıza

kadar gelen malzemelerden yararlanılmıştır. Kurulan şehirler afetler, savaşlar, göçler

sebebiyle büyük tahribat almış ve yıkılmıştır. Dolayısıyla çok fazla incelenememiştir.

Oysa Türklerde durumun tamamıyla farklı olduğunu görüyoruz. Dini anlayışlar

nedeniyle ölülerin atlarıyla ve eşyalarıyla beraber gömülmesi kültür tarihimiz

Page 188: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

165

açısından büyük şans olmuştur. Bu sayede eserler çağımıza kadar gelebilmiştir.

Mesela Pazırık, Noin-Ula ve diğer kurganların en büyük özelliği yapımlarından sonra

içlerine kar sularının dolarak içindeki malzemenin günümüze kadar gelebilmesi

sağlanmıştır.

Kurganlardan çıkartılan bulgular üzerinde görülen anlatım zenginliği hiçbir

toplulukta görülmemiş bir çeşitliliği ve sanat anlayışını taşımaktadır.

Orta Asya dediğimiz uçsuz bucaksız topraklarda, yüzyıllar içinde birbirine zıt

iki kültür ve sanatın geliştiği gözlenir. Kuzeyde her an hareket halinde olan göçebe

topluluklara rastlanmakta, güneyde ise su kenarlarında yerleşik toplulukların çok

taraflı uygarlıkları gelişmektedir. Durmaksızın kendini gösteren bu karışık iktisadi

durumun sonucunda ortaya çıkmış ekonomik değişmeler, kültürlerini etkilediği gibi,

sanatlara da yön vermiştir. Fiziksel şartlar yeterli olduğu takdirde, bu değişikliğe

sahne olacak bir bölgeyi bir diğerine tercih etmekteydi. Anladığımıza göre, konar-

göçerlik uzun süre devam eden karışık bir iktisadi durumdan doğmuş ve gelişmiştir.

Sınırlı gelişmeler arasında göçebelere komşu olan yerleşik uygarlıkların etkisi

de görülmüştür. Ancak tesirler tek yönlü olmamış, birbirleriyle devamlı kültür

alışverişinde bulunduklarını kilim, halı, keçe ve madeni eşyaların üzerine yansıyan

figürlerden anlamaktayız. Batı ve güneydeki İran ve Hint’le ilişkiler kurulmuştur.

Karşılıklı etkileşimler iki tarafın sanatına da tesir etti. Özellikle VII ve VIII.

yüzyıllarda yapılan madeni kaplar üzerinde görülen figürlerden bu sonucu

çıkarmaktayız. Atalarımız Çin’e yaptıkları sayısız akınlar sonucunda buralarda yurt

tutmuşlar ve bu ülkede kendi geleneksel sanat davranışlarını sürdürmüşlerdir.

Page 189: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

166

Bozkırın kısır bir görünüşü vardı ve burada yaşayanlar bu kısırlıktan

kurtulabilme duygusuyla sanatlarında büyük ilerlemeler kaydettiler. Bunun içinde

her türlü eşyayı süsleme ve hayatlarına bir renk verme çabasına girişmişlerdi. İçinde

yaşadıkları çadırı, savaş ve barış zamanlarında her daim yanında olan atı ile ilgili

bütün eşyalarını, süslemişlerdi. Hayvanlarla ve insanlarla savaş, bozkırın sert iklimi

ve amansız mücadeleciliği, sanatın ana temasını mücadele temeline dayandırmıştı.

Hayvan üslubunun figürlerde çok sık karşımıza çıkmasının sebebi de budur. Bozkırın

göçebe sanatının temelini tabiat ve dinsel inançların oluşturduğunu görmekteyiz.

Eserler üzerindeki figürler hareketli ve dinamiktir. Araştırmamızda görüleceği gibi

kalıntılarıçoğu koşan ve birbirleri ile mücadele içinde bulunan hayvan figürleridir.

Bozkırlı sanatçının her çizgisi, hayat ve hareket dolu olup ritim ve hareketi destekler.

Figürlerin gerçeğe çok yakın tasvir edilmesinin bir sebebi de, eski Türk

inanışlarından kaynaklanmaktadır. Bozkır halkı hayvanlarda görülen üstün

özelliklerin kendilerini yöneten kaganlarda da olması gerektiğine inanmışlardır.

Bunu destanlardan anlamaktayız. İdeal savaşçı tasviri adeta Türk destanlarının

konusunu oluşturmuştu.

Orta Asya’da yaşayan Türk devletleri ve boylarının özellikle Kök Türklerin

demircilikte en üst düzeye ulaştığını incelediğimiz kaynaklarda görmekteyiz. Juan

Juanlara silah yapmışlardır. Savaş üstünlüklerini demir silahlardan başka bir de

biniciliklerine borçludur. Bu sebeple atlarına ait eşyalar sanata fazlasıyla konu

olmuştur. Hayvan figürleriyle süslü eserlerde özellikle yırtıcı hayvanların çift ya da

tek tırnaklılara saldırışları büyük canlılık içinde aksettirilmiştir. Süsleyecekleri

eşyanın çerçevesine sığdırılma çabası içinde figürde bir takım değişiklikler meydana

gelebilmektedir. Bu yerleştirme esnasında, eşyanın oval ya da dairevi biçimine göre,

Page 190: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

167

sınırlandırılmış bir resim düzeni ortaya çıkar. Örneğin bir geyiğin, bir kurdun

sıçrama hareketinin at koşum takımında bulunan süs levhasının içine sığdırılarak

uzatıldığı görülmektedir. Türk sanat eserleri arasında bu anlayışta yapılmış birçok

süs levhası ele geçirilmiştir. Bu anlayış öylesine yerleşmiştir ki Orta Çağın sonuna

kadar yapılan eserlerde bu örnekleri görmekteyiz.

Pars, kaplan, aslan gibi yırtıcı hayvanlar gündüzü, çift tırnaklı hayvanlar ise

(geyik, dağ keçisi, boğa vs.) geceyi temsil ederler. Yırtıcı bir hayvanın, çift tırnaklı

bir hayvana saldırışı ve pençesini geçirişi figüratif anlamda bir zaferi aksettirir.

Ayrıca bir aslanın kalbi, bir vahşi erkek domuzun hızı, bir tilkinin kurnazlığı, bir

köpeğin sabrı, bir kartalın avına saldırışı, bir kurdun hırsı bozkır sanatçısını

etkilemiştir. Eserlerine bu figürler konu olmuştur. Maden plakalar, kemerler, günlük

yaşamda kullandıkları tabak, tas, maşrapalar üzerine yapılmış bu konularla ilgili

birçok tasvir vardır. Bu eserlerin birçoğunu Ermitage Müzesi hazinesinde I.

Petro’nun koleksiyonu arasında görmekteyiz. Bu eserlerde Çin ve İran modasının

izlerine de rastlanılmaktadır. Ancak esas konu ve yapılış tekniği tamamen Orta

Asyalı ve Türk-Hun idi.

Tarih boyunca semboller yaşar ve ölürler, burada da aynı durum

tekrarlanmıştır. Bu figürlerin doğuşunu açıklarken, bunların hayati ve dünyevi

ilgilerden yani dini inançlardan doğduğunu belirtmiştik.

Bozkır sanatçısı sık sık tekrarlanan bu kalıplaşmış figürleri, birer sembol

olarak kullanmıştır. Yüzyılların akışı içinde çok uzun süren bir yaşama döneminden

sonra bunların sessizce ortadan çekildiklerine, yani öldüklerine şahit oluyoruz. Bu

sembollerin yerini farklı üsluplar almıştır. Orta Asya’da yapılan arkeolojik

kazılardan (altı, yedi, yüzyıllarda) bu bölgelerde hüküm süren Kök Türk

Page 191: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

168

Kaganlığının kültür ve sanatları hakkında bize ayrıntılı bilgiler veren kaya resimleri

gün ışığına çıkarılmıştır. Üslupları aynı bölgelerde bulunmuş gümüş eserlerle, yakın

benzerlikler gösteren Balalık-Tepe ve Pencikent fresklerindeki önemli ayrıntılar;

İslamiyet öncesi maden sanatının, diğer örneklerden kesin olarak ayrılmasına büyük

ölçüde yardımcı olmuştur. Ayrıca farklılalaşan üsluplar hakkında kesin bilgiler

vermektedir.

Sonuç olarak, araştırmamızda Hun ve Kök Türk döneminde incelediğimiz

hayvan mücadele sahnelerinin ustalığının, bu toplulukların tek tanrılı çağdaş dinlere

geçmesi ile mana ve önemini kaybettiğini görüyoruz. Yerleşik uygarlığa

geçişlerinde, mimari anıtların üzerinde farklı süsleyici unsurları kullanmaya

başlayarak sanatlarında yenilikler yapmışlardır. Ana hatlarıyla tanıtmaya çalıştığımız

Hun ve Kök Türk dönemi sanatının, Avrasya bozkırlarında gelişen ilk göçebe

sanatından örnek aldığı kesindir. Araştırmamızda Hun ve Kök Türk sanatı içinde

bahsettiğimiz figürler etkileşimler, elde ettiğimiz materyaller Türk sanatının M.Ö. I.

yüzyıl hatta daha gerilerden itibaren üst düzeye ulaştığını göstermektedir. Bu da

ancak çok büyük bir medeniyetle oluşabilecek bir durumdur. Anlaşıldığı gibi Hun ve

Kök Türk sanatından itibaren günümüze kadar izlediğimiz bu üslup tarzı, dönemler

arasında bir süreklilik arz ettiği gibi, çeşitli Türk toplulukları arasındaki kültür ve

sanat davranışlarının derin bağlılığını da açıkça yansıtmaktadır. Böylece, Hunlardan

başlayarak yüzyıllar boyu devam ede gelen Türk topluluğunun sanatını muhafaza

etmesi, geliştirmesi ve zamanımıza kadar ulaştırması, kültür ve sanat tarihi

çerçevesinde nadir görülen bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır.

Page 192: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

169

ÖZET

Yüzyıllar boyunca birçok kültür ve uygarlığın gelişmesine olanak sağlamış

Türk-Hunlar, geniş kitleleri tek bir bayrak altında toplayıp kültürel olarak inkişaf

ettiler. Bu kültürel olgu devam ederek, daha sonra yerini Kök Türklere bıraktı. Kök

Türkler Hunlar gibi asker, teşkilatçı, dinamik ve konar-göçer bir topluluktu.

Hunlardan intikal eden Türk sanatını en üst düzeye çıkardılar.

Son yüz yıl içinde Türk sanatının erken devirlerine ait keşifler büyük ölçüde

artmıştır. Orta Asya’da Türklere ait mezarlar, kurganlar, yazıtlar, anıtlar

keşfedildikçe Türk sanatlarının kaynakları hakkında daha fazla bilgi sahibi olduk.

Orta Asya bozkırlarında en eski Türk lehçesini konuşan toplulukların

sanatları ile ilgili son yenilikler ile bulguları kısaca belirtmek suretiyle, Orta Asya

kazılarında gün ışığına çıkan madenden yapılmış eşyalar ve heykel sanatlarımızın ilk

ürünlerini tanıtarak, atlı kültür mensubu atalarımızın günlük hayatlarında

kullandıkları eşyaları ve onları süsleme gayretlerini değerlendirdik. Bu dönemin

sanatçısı, yeteneklerini her gün kullandığı eşyalara uygulayarak onları süslemek

amacı ile değerli eserler vermiştir.

Hayvanlarla savaş, insanlarla savaş, bozkırın sert iklimi ve amansız kavga,

sanatın ana temasını mücadele temeline dayandırmıştı. Hayvan üslubunun figürlerde

çok sık karşımıza çıkmasının sebebi de budur. Zamanla bu sembollerin yerini farklı

üsluplar almıştır. Bu anlayış iklim ve yaşam şartlarına bağlı olarak değişerek ve

gelişerek devam etmiştir.

Page 193: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

170

SUMMARY

Hun Turks formed an union and got together all Turks who had been living

in Central Asia for centuries under an unique flag. After that, Kök Turks took over

that cultural interiance from Hun Turks. Kök Turks were as dynamic, military and

they had raised Turkish Art to highest level so far.

Discoveries of early period of the Ancient Turkish Art escalated in the last

century. We have been learning more about the roots of The Turkish Art as tombs,

monuments and historical inscriptions have been divined by researchers.

We tried to examine the objects having been used by our ancestors and the

way of decorating them through explaning latest inventions about the art of

communities speaking ancient Turkish Dialects.

Artists of that period has created a lot of precious decorative objects that

used in daily life as an example of their talent.

The main theme of Turkish Art lays on a fact with a fight with animals,

humnas and climate conditions. That fact also explains that why we meet with too

many animal figures in the artistic objects.

Briefly, different styles came out instead of ancient symbols changing and

developing according to the social life and climate conditions

Page 194: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

171

BİBLİYOGRAFYA

Aitchison, L., A History of Metals, C. I ve II, New York 1960.

Ancient Bronze of Kazakshtan, Alma-Atı 1998.

Ancient Gold of Kazakshtan, Alma-Atı 1998.

Arseven, C. E., “Le Metal”, Les Arts Décoratifs Turcs, İstanbul 1950.

Arseven, C. E., Türk Sanatı, İstanbul 1970.

Akurgal, E., “The Earliest Civilizations of Anatolia”, Treasures of Turkey, New

York 1966.

Aslanapa, O., Türk Sanatı, I. Basım, İstanbul 1972.

Aslanapa, O., Turkish Art and Architecture, London 1971.

Aslanapa, O., Türk Sanatı, İstanbul 1989

Atabek, R., “Eski Türklerde Tuğra, Ok, Yay Sembolü,” Mimar Sinan Üniversitesi

Dergisi, Sayı 40, 1981.

Page 195: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

172

Barrett, D, Islamic Metalwork in the British Museum, London 1949.

Barrett, D., “The İslamic Art of Persia”, The Legacy of Persia, Oxford 1953.

Bodur, F., Türk Maden Sanatı, İstanbul 1987.

Buryakov Y. F ., “Eski Gümüş Maden Ocağı Laşkerek” Sovyetskaya Arheologiya,,

No 1. Moskva 1965.

Burnaşeva, R.Z., “Moneti Rannego Srednevekovya s Gorogitha Otrar-Tobe i

Otrarskogo Oazisa 1969-1972 g.g.,” Drevnosti Kazahstana, Alma-Ata 1975.

Buryakov, Y.F., M.R.Kasımov, O.M.Rostovtsev, “Arheologiçeskiye Pamyatniki

Taşentskoy Oblasti”, Sovyetskaya Arheologiya, No 5, Moskva 1963.

Butak, B., Resimli Türk Paraları, İstanbul 1947.

Carter, D., “The Symbol of the Beast”, The Animal Style of Eurasia. New York

1957.

Charriére, G., “L’ Art Barbare Scythe”. De la Siberie ála Mer Noire, Paris 1971

Çandarlıoğlu, G., İslam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, İstanbul 2003.

Page 196: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

173

Çulanov, Y.G., “Noviye Pamyatniki Epohi Bronzi Ferganskoy Dolinı,” Sovyetskaya

Arheologiya, No 4, Moskva 1963.

Çulanov, Y.G., “Goroditshe Ahsıket,” Sovyetskaya Arheologiya, No 3, Moskva

1963.

Çulanov, Y.G., “Nekotoriye Noviye Pamyatniki Severnoy Ferganı, Sovyetskaya

Arheologiya, No 2, Moskva 1967.

Dalton, O, M., The Treasures of The Oxus, London 1964.

Dalton, O., Byzantine Art and Archaeology, Oxford 1972.

Diamond, M., “Recent Accessions in the Near Eastern Collections”, Bulletin of the

Metropolitan Museum of Art, Vol. XXII-3, 1927.

Diamond, M., “Near Eastern Metalwork”, Bulletin of the Metropolitan Museum of

Art, Vol. XXI-8, 1926.

Diamond, M, “A Review of Sasanian and Islamic Metalwork by J. Orbeli in A

Survey of Persian Art”, Art Islamica, vol, VIII, 1941.

Divitçioğlu, S., Kök Türkler (Kut, Küç ve Ülüg), İstanbul 1987.

Page 197: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

174

Diyarbekirli, N., “Diyarbakır Müzesindeki Tunç Sfenks”, Türk Kültürü, 7/66,

Ankara 1968.

Diyarbekirli, N., Hun Sanatı, İstanbul 1972.

Eberhard, W., Çin’in Şimal Komşuları, Çev: N. Uluğtuğ, Ankara 1996.

Erginsoy, Ü., İslam Maden Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1978.

Esin, E., “The Hunter Prince in Turkish Iconography”, Asiatische Forschungen,

Band 26, Wiesbaden 1968.

Forbes, R. J., Studies in Ancient Technology, Leiden 1964.

Forbes, R. J., “Extracting, Smelting and Alloying”, History of Technology, C.I,

Oxford 1956.

Gorbuna, N.G., “K İstorii Ferganı V epohu Rannego Jeleza”, Sovyetskaya

Arheologiya, No 4, Moskva 1962.

Gömeç, S., Kök Türk Tarihi, Ankara 1997.

Gömeç, S., ”Erken İç Asya Tarihi Üzerine Bazı Notlar”, Bilge, Sayı 33, Ankara

2002.

Page 198: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

175

Gömeç, S., “Bilge Kağan Hazinesi Nasıl Taşındı?”, Orkun Dergisi, Sayı 45,

İstanbul 2001.

Grabar, O., An Introduction to the Art of Sasanian Silver, Michigan 1967.

Griaznov, M., “Südsibirian”, München 1980.

“Hun Öncesi Dönem”, İslamiyet Öncesi Türk Dünyası Kültür Atlası

İnan, A., “Altay Dağlarında Bulunan Eski Türk Mezarları”, Belleten, Sayı 43,

(1947).

Kabanov, C.K., “Pogrebenie Voina V Doline R. Kaşka-Darya,” Sovyetskaya

Arheologiya, No 3, Moskva 1963.

Kadırbayev, M.K., A. N. Maryaşev., “3-iy Sezon Rabot N Karatu” Arheologiçeskiye

Otkrıtiya, 1971, Moskva 1972.

Kızlasov, L.P., “Ostatki Zamka VI-VII v.v. N Gorodithse Ak-Beşim,” Sovyetskaya

Arheologiya, No 3, Moskva 1958.

Kojomberdiyev, İ., “Raskopki Toktogul Skogo Otryada,” Arheologiçeskiye

Otkrıtiya 1971 Moskva 1972.

Page 199: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

176

Kozenkova, V.P., Sovyetskaya Arheologiya, No 3, Moskva 1964.

Kozenkova,V.İ., “Pogrebalniye Pamyatniki Fergani Pervih Vekov Naşey eri,”

Sovyetskaya Arheologiya, No 1, Moskva 1966.

Kozenkova, V. P., “Gayrat-Tepe”, Sovyetskaya Arheologiya, No 3, Moskva

1964.

Kuzmina, E.E., “DVA Bronzovih Kelta-Lopatki İz Sobraniya Gos. Ermitaja,”

Sovyetskaya Arheologiya, No.3, Moskva 1961.

László R.,Tarihte Türklük, Ankara 1971.

Litvinskiy, B.A., “Sredneaziatskie Jeleznie Nakoneçniki Strel”, Sovyetskaya

Arheologiya, No 2, Moskva 1965.

Maryon, H., “Metalworking in the Ancient World” American Journal of

Archaeology, C. 53, New York 1949.

Maryon, H., Metalwork and Enameling, New York 1971.

Maryon, H., Plenderleith, J., “Fine Metalwork”, History of Technology, C.I, Oxford

1956.

Page 200: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

177

Medvedskaya, İ.N., “Nekotoriye Voprosi Hronologii Bronzovih Nakoneçnikov Strel

Sredney Azii Kazahstana”, Sovyetskaya Arheologiya, No 3, Moskva 1972.

Mellaart, J., Çatalhöyük, a Neolithic Town in Anatolia, New York 1967.

Nemeth,G., Atilla ve Hunları, çev. Şerif Baştav, Ankara 1982.

Orbeli, J., “Sasanian and Early Islamic Metalwork”, A Survey of Presian Art, C. II,

London-New York 1967.

Orkun, H. N., Eski Türk Yazıtları, İstanbul 1936.

“Orta Asya’daki Türk Kağanlığı” Türkler Ansiklopedisi, C. 1, Ankara 2002.

Ögel, B., Türk Mitolojisi, C. I., Ankara 2003.

Ögel, B., İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara 1988.

Önder, M., “Selçuklu Devri Kadın Başlıkları”, Sayı XIII, İstanbul 1973.

Parr, J. G., Man, Metals and Modern Magic, Cleveland 1958.

Pugachenkova G. A. – L. I. Rempel., Istoriya Iskusstva Uzbekistana, Moscova

1965.

Page 201: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

178

Radloff, W., Sibirya’dan I, Çev: Ahmet Temir, İstanbul 1956.

Ràsonyi, L., Tarihte Türklük, Ankara 1971.

Rice, T. T., Les Scythes, Paris 1958.

Roux, J. P., “Türk Göçebe Sanatının Dini Bakımdan Anlamı”, Türk Kültürü El

Kitabı, C. II Kısım I a, 1972.

Saltovskaya, E.D., “O. Rabotah V Severo-Zapadnoy Fergane,” Arheologiçeskiye

Otkrıtiya 1971 Moskva 1972.

Sandham, R., Willmore R. F., Metalwork, London 1962.

Sapmaz, N., “İslamiyetten Evvel ve Sonra Türklerde Kadın Başlıkları”, Mesleki ve

Teknik Öğretim Dergisi, S. 80, İstanbul 1959.

Savage, G., Concise History of Bronzes, London 1968.

Sümer, F., Türkler’de Atçılık ve Binicilik, İstanbul 1983.

Strzygowski, J., “Türkler ve Orta Asya Sanatı Meselesi”, Çev. A. Cemal Köprülü,

Eski Türk Sanatı ve Avrupa’ya Etkisi.

Page 202: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

179

Strzygowski, J., Altay-İran, Ankara 1981.

Şer, Y.A., “Pogrebeniye S Konem V Çuyskoy Doline,” Sovyetskaya Arheologiya,

No 1, Moskva 1961.

Tamara, R. T., Ancient Arts of Central Asia, New York 1965.

Tekçe, E.F., Pazırık Altaylar’dan Bir Halının Öyküsü, Ankara 1993.

Terenojkin, A.İ., “Klad Andronovskih Bronzovih Predmetov Is S. Briçmulla Bliz

Taşkenta”, Sovyetskya Arheologiya, No 3, Moskva 1962.

Theobald W., “Technik des Kunsthandwerks im zehnten Jahrhundert, Berlin

1993.

Togan, Z. V., “Türk Sanat Tarihi Araştırmasının Temel Meseleleri” Türk Kültürü

El Kitabı, C. II, Kısım Ia, İstanbul 1972.

Turan., O., “Türklerde Okun Hukuki Sembol Olarak Kullanılması,” Belleten, C. IX

Tolstov, S.P., “Rezultatı İstoriko-Arheologiçeskih İssledovaniy 1961 g. na Drevnih

Ruslah Sır-Daryi,” Sovyetskaya Arheologiya, No 4, Moskva 1962.

Tylecote, R. F., Metallurgy in Archaeology, London 1962.

Page 203: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

180

Wulff, H. E., The Traditional Crafts of Persia, Massachusets 1966.

Zadneprovskiy, Y.A., “Türkskiye Pamyatniki v Fergane”, Sovyetskaya

Arheologiya, No1, Moskva 1967.

Page 204: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

181

EKLER

Page 205: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

182

Page 206: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

183

Page 207: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

EKLER

Page 208: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet

Sibirya Sahasında İlk Arkeolojik Merkezler

gy

Page 209: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet
Page 210: İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK MADEN SANAININ … · 4- N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972. Nejat Diyarbekirli tarafından kaleme alınmış bir eserdir. İslamiyet