24
2018 Dr.Güler BUĞDAYCI SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME

SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

2018

Dr.Güler BUĞDAYCI

SORULARLA MAKROBİYOTİK

BESLENME

Page 2: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

1

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

SORULARLA MAKROBİYOTİK

BESLENME

1. Ne yediğimiz neden önemlidir?

İyi yaşamın anahtarı; sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, kaliteli bir uyku ve stres

yönetiminden geçer. Aslında bu dört ana maddenin en önemli maddesi şüphesiz

sağlıklı beslenmedir. Beslenmenin öneminin en güzel cevabını bize ‘Yedikleriniz

ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun.’ diyerek Hipokrat ( MÖ 460-377) vermiştir..

Şu konunun altını çizmek isterim, şu ana kadar uzun yaşam için geçerli bilimsel

kanıtı çok olan bilgi düşük kalorili beslenmedir. Bunun haricinde önerilen tüm

diyetlerin uzun vadede uygulamasında bazı sıkıntılar olabileceği açıktır. 2016

yılından itibaren açlıkla ( fasılalı açlık haftada iki gün veya gün aşırı düşük kalorili

beslenme protokolleri, 5 gün uzun açlık sonra normale dönüş, 5 gün çok düşük

kalorili beslenme sonr anormale dönüş) ilgili çalışmalar hız kazanmıştır.

Yıllar içinde bilim insanları yapılan beslenme çalışmalarında,

yiyeceklerin iyileştirici gücünün olası etkilerini anlamaktadır. Bu kitapçığın amacı,

Akdeniz Diyeti, düşük kalorili diyet, vegan diyeti gibi yaygın olarak bilinen sağlıklı

beslenme türlerinin aksine az bilinen makrobiyotik beslenmeyi her yönüyle

inceleyerek okuyucuya bilgi vermektir.

2. Neden makrobiyotik beslenme isimlendirmede seçilmiştir?

‘Doğunun Bilgisi Batının Bilimi’ kitabının yazarı Joseph Needham ( 1900-1995 )

Makrobiyotik isminin Hipokrat’ın ünlü sözlerinden birinden geldiğini sözlemiştir.

Hipokrat (Hippokrates) tarafından söylenmiş olan “Ars longa, vita brevis, occasio

praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile.”“Sanat uzun, hayat kısa,

fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar zor ” .

Page 3: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

2

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Makrobiyotik Yunanca bir kelimedir, Hipokrat’ın hayatın kısa sanatın uzun olduğu

bir sözünden ileri gelir. Aslında makro=büyük, bios=hayat diye okunabilir. İngilizce

karşılığı ‘prolongevity=uzun ömürlülük’ kullanılabilir.

Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaşama sanatı olarak

çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik beslenmeyi

Dünya’da yaygınlaştırmaya çalışan kişi ve enstitüler aynı zamanda iç barış ve dünya

barışı gibi daha kapsayıcı konuları da bu konunun içinde değerlendirmeyi tercih

etmişlerdir.

3. Makrobiyotik diyette yiyecekler yin ve yang diye ayrılır. Yin ve yang ne demektir?

Evrendeki karşıt kutupları ve bu kutupların birbiriyle olabilecek her türlü ilişkisini

ortaya koyan ve kökleri çok eskilere dayanan felsefi bir öğretidir. Yazılı olarak ilk kez,

Yi Çing MÖ 2800 Değişimler, Dönüşümler Yazması’nda bahsedilmiştir.

Tablo 1. Yin ve Yang özellikleri

YİN YANG

Yeryüzü

Karanlık

Pasif

Soğuk

Kış

Gece

Gökyüzü

Aydınlık

Aktif

Sıcak

Yaz

Gündüz

Page 4: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

3

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Çift

Ay

Dişi

Sessiz

Yavaş

Alıcı

Hüzünlü

Yumuşak

Tek

Güneş

Eril

Gürültülü

Hızlı

Verici

Mutlu

Sert

4. Makrobiyotik diyet Geleneksel Çin Tıbbında ilk ne zaman bahsi geçmiştir?

Huang Di MÖ 300 yılında Temel Sorular Geleneksel Çin Tıbbi Kitabında yin ve

yang ilişkisini aşağıdaki maddelerle özetlemiştir;

Her şey, iki kutupludur ve birbirine karşıttır

Kutuplar, karşıtını muhakkak kendi içinde barındırır

Kutuplar karşılıklı bağlılık ilişkisi içindedirler

Kutuplar karşılıklı olarak bir diğerine dönüşebilirler

Kutuplar karşılıklı olarak üreten-tüketen veya destekleyen-kısıtlayan ilişkisindedirler

Kutuplar kendi içlerinde de sonsuz alt kutupları barındırır

Page 5: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

4

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

5. Çin Tıbbından köken alan Yin ve Yang terimleri 17.yüzyıldan itibaren hangi

Japon bilim adamlarınca makrobiyotik diyet ile gündeme gelmiştir? Japonya

dışında dünyada diğer ilgilenen kişiler kimlerdir?

Japonya’da; Shyoeki Ando, Sontoku Ninomiya, Kenzo Futaki , Ekiken Kiabara

Sagen Ishizuka (1850-1910),Yukikazu Sakurazawa (1893-1966), George

Ohsawa

Michio Kushi (1926-..)

18.yüzyılda Alman doktor Christoph Hufeland ve daha sonra İngiliz sinolojist

Joseph Needham makrobiyotik beslenmeden basheden ilk kişilerdir.

6. İshizuka, Ohsawa, Kushi soldan sağa fotoğrafları aşağıda bulunmaktadır:

Makrobiyotik diyete katkılarını kısaca anlatınız.

Şekil 1. 20. Yüzyılda makrobiyotiğe katkıda bulunmuş üç önemli isim; sağdan sola; Ishızuka,

Ohsawa ve Kushi

Sagen Ishizuka (1850-1910), Japon ordusunda sağlık personelidir. 19.yy’ ın

ikinci yarısında kadim ve klasik metinlerden derlediği Shokuyodo ( Beslenme

Yolu ) adını verdiği bir diyet geliştirdi.

Page 6: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

5

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

George Ohsawa (1393-1966) gerçek adı Yukikazu Sakurazawa, genç yaşta

yakalandığı hastalığı Shokuyodo’yu uygulamasıyla kurtulmasını ardından hem

Ishizuka hem başka kaynaklardan etkilenmiştir. Fransa ve Belçika’da

kuramlarını Üstün İlke ( Le principle unique) diye adlandırarak tanıtmaya çaba

gösterdi. Bu ve daha başka terimleri kullanan yin-yang ilkesini tıp ve

beslenmeye uygulamaya çalışan Ohsawa makrobiyotik sözcüğünü tercih etti.

1960’larda ise kuramlarını Zen Makrobiyotiği terimiyle geliştirdi. Ohsawa

disiplin olarak daha katı ve sıkı kuralları olan yorumlarda bulunmuştur.

Michio Kushi ( 1926.. ) Ohsawadan ilhan alan Kushi Üstün İlkenin adını önce Birlik

İlkesi sonra Evrensel İlke olarak değiştirdi. Zen sözcüğünü bıraktı. Makrobiyotiği

kullanmaya devam etti. 1951 yılında Japonya’dan Amerika Becket,

Massachusetts’de Kushi Enstitüsünü kurarak makrobiyotik beslenmenin bu kıta ve

dünyada tanınmasına öncülük etmiştir. Daha ayrıntılı bilgi için adresinden takip

edilebilir.

7. Kushi Enstitisünün bölgemiz içinde öne sürdüğü makrobiyotik beslenme günlük

alınması gereken yiyecek oranları ve günlük-haftalık-aylık alınması gereken

piramidi nasıldır?

Page 7: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

6

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Şekil.2. Günlük alınması gereken besinler ve oranları

(http://www.kushiinstitute.org/)

Şekil.3. Aylık, hastalık ve günlük alınması gereken besinlerle ilgili piramit

(http://www.kushiinstitute.org/)

Page 8: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

7

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Tablo 2. Makrobiyotik beslenmede dikkat edilecek temel kurallar

TAM TAHIL

ÜRÜNLERI

( % 40-60 )

Organik olarak yetiştirilen, çeşitli yollarla pişirilebilen tam tahıl

ürünleri tavsiye edilir.

Kahverengi pirinç, arpa, akdarı, yulaf, çavdar, buğday ve

karabuğday (arap darısı) bu tahıllar arasındadır. Tam tahıl ürünleri

önerilirken tahılın önerilen yüzdesinin küçük bir kısmı erişte veya

makarna, mayalanmamış tam tahıl ekmekler ve kısmen işlenmiş

diğer tam tahıllardan oluşabilir.

SEBZELER

(%20-30)

Yerel ve organik yetiştirilen sebzeler tavsiye edilir. Bu sebzelerin

çoğu çeşitli şekillerde [hafifçe buharlandırarak veya kaynatarak,

az miktarda sıvı yağla (işlem görmemiş ve soğukla preslenmiş)

soteleme gibi] pişirilebilen türlerden olmalıdır. Sebzelerin küçük

porsiyon taze salata olarak ve çok küçük hacimde turşu olarak

alınabilir.

Günlük tüketilmesi gereken sebzeler: Yeşil kabak, lahana, brokoli,

karnıbahar, lahana (göbeksiz bir tür yeşil lahana), kestane kabağı,

su teresi, Çin lahanası, Çin kabağı, karahindiba, hardal yaprağı,

japon (beyaz turp) yaprağı, taze soğan, soğan, kırmızı turp, turp,

dulavra otu, havuç, akceviz, sakız kabağı

- Haftada 2-3 defa salatalık, kereviz, marul, dereotu ve frenk soğanı

gibi otlar kullanılır. Patates, domates, patlıcan, biber, ıspanak,

pancar ve dolmalık kabağın ise kullanımı tavsiye edilmez.

TOHUMLAR VE

DENİZ SEBZELERİ

(%5-10)

Düzenli kullanım için en uygun baklalar azuki fasülyesi, nohut ve

mercimektir. Diğer baklalar ara sıra yenilebilir. UTofu, tempeh, ve

natto U gibi bakliyat ürünleri de yenilebilir. Vitamin ve mineral

kaynağı oldukları için, U Nori, wakame, kombu, hiziki, arame,

dulseU, ve agar-agar gibi deniz sebzeleri makrobiyotik diyet için

çok önemlidir.

ÇORBALAR

(%5-10)

Çorbalar sebze, deniz sebzesi, tahıl ve bakliyat ürünlerinden

yapılabilir. Baharat olarak miso, tamari ve shoyu (soya kaynağı)

ve deniz tuzu kullanılır.

İÇECEKLER

Kavrulmuş kukicha dal çayı, gövde (sap) çayı, kavrulmuş

kahverengi pirinç çayı, kavrulmuş arpa çayı, karahindiba kök çayı

ve tahıl toz kahve. Aromatik kokusu ve stimüle edici etkisi

olmayan herhangi bir geleneksel çay da kullanılabilir. Su içerken

kaynak veya altın nitelikte su tercih edilmeli ve buzsuz olmalı.

Page 9: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

8

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

ARA SIRA

ALINACAK

GIDALAR

Tavsiye edilen balıklar : pisi balığı, dil balığı, morin balığı, sazan,

halibut (kalkana benzer yassı balık) ve alabalıktır.

Meyve veya meyve tatlıları (taze veya kurumuş meyvelerden

yapılmış tatlılar) haftada 2-3 defa alınabilir. Yerel ve organik

olarak yetiştirilen meyveler tercih edilmelidir. Eğer ılıman iklimli

bir bölgede yaşıyorsanız tropik ve yarı tropik meyvelerden

kaçınmalı ve elma, armut, şeftali, kayısı, böğürtlen ve kavun gibi

ılıman iklimde yetişen meyveler yenilmelir.

Hafifçe kavrulmuş fındık, susam, kabak ve ayçiçeği tohumları gibi

tohumlar tercih eilmelidir.

Yer fıstığı, ceviz ve pecan cevizi arasıra yenilebilir.

Pirinç şurubu, arpa, buğday, amasake ve mırın tatlandırıcı olarak

alınabilir.

Ekşi (mayhoş) içecekler için kahverengi(esmer) pirinç şarabı ve

umeboshi şarabı tercih edilebilir.

TAVSİYE EDİLEN

BAHARATLAR

Gomashio, toz haline getirilmiş yosunlar (kelp esmer su yosunu,

kombu deniz yosunu, wakame, ve diğer deniz sebzelerinden elde

edilmiş), susam , umeboshi plums, tekka, turşular, deniz tuzundan

yapılmış Alman usulü lahana turşusu, miso ve tamari/shoyu (soya

kaynağı ).

EK DİYET

ÖNERİLERİ

Sebzeler sadece sıvı yağla pişirilmeli. Orta miktarlarda susam ve

mısır yağı kullanılmalıdır.

Tuz denizden ve doğal yollarla elde edilmiş olmalıdır.

Ayrıca geleneksel ve non-kimyasal soya, tamari soya sosu ve

miso baharat olarak kullanılabilir.

Page 10: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

9

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

8. Yin ve Yang Besinlerin genel özellikleri nelerdir?

Tablo 3. Yin ve yang besinlerin ortak özellikleri

• YANG BESİNLER

• YİN BESİNLER

Küçük, yoğun

Sert

Kuru

Koyu kıvamlı, ağır

Tuzlu keskin

Sıkı yapılı

Potasyum düşük

Soğuk havada yetişir

Sodyumu yüksek

Büyük, yayılmış

Yumuşak

Nemli, sulu

Hafif

Tatlı, ekşi

Uzun, gevşek yapılı

Potasyumu yüksek

Sıcak havada yetişir

Sodyumu düşük

Page 11: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

10

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

9. Makrobiyotik diyet yin ve yang dengesini esas alır. Ilımlı yin ve yang besinlerin

dengeli bir şekilde seçilmesi esas alınır. Bunlara örnek veriniz.

Tablo 4. Günlük tüketimde yer verilebilecek ılımlı besinlerin listesi

Balık ve Deniz

Ürünleri

Alabalık, dilbalığı, istiridye, karides, mezgit, sazan,

kırlangıç ve mersin balığı

Tahıl Arpa, buğday, darı, esmer pirinç, karabuğday, mısır,

çavdar, yulaf

Ekmek, erişte, kuskus, makarna, mısır unu, tatlı pirinç,

yulaf ezmesi, yarma, buğday

Tohum ve yemiş Ay çekirdeği, badem, bal kabağı çekirdeği, ceviz, fındık,

haşhaş tohumu, kabak çekirdeği, yerfıstığı

Fasulye ve sebze

proteini

Fasulye, barbunya, bezelye, nohut, soya fasulyesi, kuru

fasulye, tofu

Deniz bitkisi Yosun

Sebze KÖKLER/GÖVDELER: Balkabağı, kırmızı turp, havuç,

karnabahar, kırmızı turp, kış kabağı ( sakız kabağı,

kestane kabağı), Soğan, taze fasulye, şalgam, sarı kabağı

YEŞİL YAPRAKLI: Acımarul, bezelye, brokoli, brüksel

lahanası, frenk soğanı, pazı, karalahana, kereviz, kıvırcık

salata, lahana, maydanoz, pırasa, salatalık, yeşil soğan,

şalgam yaprağı

Meyva Ahududu, armut, çilek, elma, erik, karpuz, kayısı,

kestane, kiraz, kuru üzüm, şeftali, üzüm, kantalup

kavunu, yaban mersini

Tatlandırıcı Akçaağaç pekmez, arpa maltı, meyve suyu, pirinç

pekmezi

Page 12: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

11

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

10. Aşırı yin ve yang gıdalar nelerdir?

Tablo 5. Aşırı Yang Besinler

Yumurtalar Et Kümes

hayvanları

Balık ve Deniz

ürünleri

Havyar

Tavuk

yumurtası

Dana

Kuzu

Sığır

Tavşan

Av hayvanları

Hindi

Kaz

Ördek

Sülün

Tavuk

Lüfer

Kılıç balığı

Somon

Ton

Tablo 6. Aşırı Yin Besinler

Uyarıcılar Tatlandırıcılar Süt Ürünler Tropikal

meyve ve

yemişler

Alkol

Baharat

Bal

Çikolata

Çay şekeri

Mısır üzüm

pekmezi

Sakkarin

Süt

Yoğurt

Tereyağ

Kaymak

Dondurma

Antep fıstığı

Fındık

Hindistan cevizi

Greyfurt

İncir

Muz

Kivi

Mango

Portakal

Papaya

Page 13: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

12

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

11. Et-süt ürünleri -şeker ve tropikal meyveler makrobiyotik beslenmede kaçınılması

gereken besinlerle ilgili açıklamasını yapınız.

ET yeme alışkanlığının geniş bir açıdan bakınca kuzen yamyamlığı olarak ele

alınabilir. İnsanoğlunun daha fazla kava ve otoriteye ihtiyacı olmadığını düşünerek

aşırı yang besinler olan etten kaçınılmalıdır. Et yiyen ülkelerde kolektif düzeyde

incelenince siyasal bakımdan hükmetme, askeri bakımdan zapt etme, iktisadi

bakımdan sömürme eğiliminde olduğu gözlemlenebilir. Vahşice öldürülüp kesilen

bir hayvanı yediğinizde korku, dehşet ve buna eşlik eden hormonları yiyorsunuz

demektir.

Makrobiyotik beslenmede balıklara yer vardır. Suda yaşayan balıklar memeliler ve

kümes hayvanlarından daha az yangdır. Balıkları seçerken de ağır hareket eden ve

eti beyaz olanlar daha ılımlı iken hareketli ve eti kırmız olanlar daha yang kabul

edilir.

SÜT ÜRÜNLERİNİ tüketmek bize çok doğal gelse de aslında doğal düzene aykırı

olduğu anlaşılabilir. Çünkü hiçbir hayvan kendi yavrusuna bir başka türün sütünü

vermez. Çok süt tüketen çocukların ağır hareketleri olan, donuk yüze dikkati

çekebiliriz. Üstelik diğer tüm emeliler bebeklik çağı geçince sütü keser oysa biz

yetişkinler olarak emzirilmeye devam ediyoruz. Büyüdükçe laktozu sindirmek için

kullanılan barsak enzimi laktazın eksildiğinde bilgilerimiz arasındadır.

Süt ürünleri ciddi biçimde bağımlılık yapar, o yüzden badem sütü, tofu peyniri,

fındık kaymağı, soya sütü ile bunun yerine koyabiliriz.

ŞEKER dişleri çürütür, saçı donuklaşır, sivilceler neden olur, kemikler zayıflar.

Ambalajlı ürün ve işlenmiş ürüne sızmıştır. Artık yalnızca kurabiye, pasta içinde

değil ekmekler, çorba, sebzelerde, soslarda şeker vardır. Şeker aşırı yin olup çok

tüketimi bağımlılık yapar. Depresyon, zihin karışıklığı, karamsarlık ile akıl

Page 14: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

13

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

sağlığımızı olumsuz etkilediğini söylenebilir. Uyuşturucu ve alkol dışında alışkanlık

sonucu tüketilen hiçbir madde bir ulusun sağlığını şeker kadar bozamaz. Şekerli tat

elde etmek için saha sağlıklı tatlandırıcılar olan arpa maltı, akçaağaç pekmezi, pirinç

pekmezi, meyve suları ve meyve konsantreleri ile elde edilebilir.

TROPİKAL MEYVELER: Sulu yumuşak etli kısımları kolayca ezilip çürüyen bu

aşırı yin meyveler de kendi özelliklerini onları yiyenlere aktarırlar. Aşırı yin

beslenme bedenlerimizde zamanla aşırı yin koşullara neden olur.

12. Makrobiyotik beslenme ile hangi besinlerden kaçınılmalıdır?

Et, alkol, tatlı tüketiminden kaçınılarak sebze ve tahıl tüketimine yönelmelidir.

Besinler pişirirken aşırı çeşnilendirilmemelidir.

Tüm etler, kırmızı etli veya mavi pullu balıklar tüketilmemelidir.

Beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi rafine tahıllardan elde edilen ürünler önerilmez.

Patates, domates, patlıcan ve başka tropikal kökenli sebzeler potasyum içeriği

aşığrı yin özelliklerinden dolayı önerilmez.

Aşırı tuzlu peynirler ve eski peynirlerden kaçınılmalıdır.

Margarin tüketilmesi önerilmiyor.

Meşrubatlar, şekerlemeler, hamur tatlandırıcılar önerilmiyor.

Et, hayvan yağı, yumurta, kümes hayvanlerı, süt ürünleri (yağ, yoğurt,

dondurma, süt ve peynir), rafine şekerler, çikolata, vanilya, melaz ve bal

Tropikal ve yarı tropikal meyve ve meyve suları, soda, yapay içecekler, kahve,

renklendirilmiş çaylar ve aromatik uyarıcı çaylar (nane ve nane şekerli)

Bütün yapay olarak renklendirilmiş, korunmuş, püskürtülmüş ve kimyasal işlem

görmüş bütün gıdalar. Rafine edilmiş ve parlatılmış tahıl, un ve bunların

Page 15: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

14

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

türevleri, seri üretimle üretilmiş sanayi gıdaları (kutulanmış,

dondurulmuş,radyasyona maruz bırakılmış gıdalar)

Acı baharalar, aromatik uyarıcı gıdalar, şarap ve sert alkollü içkiler.

13. Makrobiyotik beslenmede kullanılan yiyeceklerle ilgili örnek tarifler verilebilir

mi?

Şekil 4. Sağdan sola darı pilavı, esmer pirinç pilavı ve ayvalı buğday nohut aşı

1. Darı Pilavı: Darı az zeytinyağda çevrilir, 1-2 oranda sıcak su eklenir ve ardından

kısık ateşte pişirilir.

2. Darı unundan çorba: Darı bir orta boy soğan ve zeytinyağı ile çevrilir, 3 kaşık un

hafif pembeleştikten sonra orta ısıda su eklenir. Daha sonra karşı kısık ateşte pişirilir

kaynamayı takiben beş dakika kaynatılır.

3. Karabuğday çorbası: Bir orta boy soğan, iki diş sarımsak, bir havuç rendelenir

zeytinyağında çevrilir, bir çay bardağı karabuğdaya, iki çorba kaşığı kırmızı

mercimek ve sonra sıcak su eklenir, Ürünler pişince altı kapatılır.

Page 16: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

15

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

4. Badem sütü: 1 bardak badem bir gece suda bekletilir. Sonra 4 barda su ile smothie

olarak hazırlanır. Tülbentte süzülür. Süzülen kısım 4 gün buzdolabı rafında ( 4

derece ) saklanarak süt olarak kullanılabilir. Bu süt ısıtılıp tarçın ve bal ile

sunulabilir. Tülbentin üstünde kalan kısım badem peyniri olarak az zeytinyağı

ekleyip kahvaltıda tüketilebilir.

5. Lahana Turşusu: Lahanalar ince kıyılır, 1 kg lahana için 1,5 çorba kaşığı tuzla

ovulup sulanması için iki saat beklenir. Daha sonra temiz bir cam kavanoza

sıkıştırılarak basılır. Oda sıcaklığında 10 gün içinde kullanılmadan beklenir.

Açıldıktan sonra buzdolabında saklanarak tüketilir.

6. Buğday-nohut çorbası: Bir gün suda bekletilen buğday ve nohut, ertesi gün düdüklü

tencerede kaynadıktan sonra yarım saat pişirilir. Bakliyat suda beklerken için peynir

altı suyu veya kefir konabilir. 24 saat bekletilecekse iki kere suyu değişebilir. Yaz ise

buzdolabında bu süre geçirilir.

7. Çatalaşı çorbası: Birebir oranda bulgur ve yeşil mercimek kaynatılır, kaynadıktan

sonra üzerine yağ nane eklenir.

16. Makrobiyotik yaşam tarzı önerilerine neleri ekleyebiliriz?

Yemeklere şükrederek başlanmalı, iyi postürde oturulmalı, iyice çiğnenmesi

tavsiye edilir.

Acıktıkça yenmeli ve öğün sayısı 2 maksimum 3 olabilir.

Masadan memnun şekilde ayrılmak en iyisi fakat tok bir şekilde kalkılmamalı

(masadan kalkarken tam tok kalmamak en iyisidir.

Sadece susadığında su içilmesi tavsiye edilir. ( orta miktarda)

Derin ve en dinlendirici uyku için gece yarısından önce yatılmalı ve uyumadan en

az 2-3 saat önce yemek yeme bırakılmalıdır.

Page 17: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

16

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

İhtiyaç halinde yıkan fakat uzun süreli ve sıcak suyla banyo veya duş

yapılmamalıdır. Çünkü bu şekilde yıkanmak vücut minerallerini azalttığı

düşünülür.

Doğal ve toksik olmayan kozmetikleri ve temizlik ürünlerini kullanılmalı, kimyasal

parfümlerden uzak durulmalı, dişlerini doğal diş macunlarıyla fırçalanmalıdır.

Mümkün olduğu kadar giysiler (özellikle iç çamaşırları) pamuklu olmalı, sentetik

ve yünlü giysilerin direk deriye temasından kaçınılmalı, aşırı aksesuar

takılmamalıdır.

Eğer dinçsen zamanını açık havada geçirilmesi, hergün en az 1.5 saat yeşilalanda,

plajda veya arazide yürünmesi tavsiye edilir.

Düzenli egzersiz; yürüme, yoga, dans ve dövüş sporu gibi aktiviteler yapılması

tavsiye edilir.

Evde bazı geniş yapraklı bitkiler yetiştirilmelidir. Çünkü bunlar havanın oksijen

içeriğini ve ferahlığını sağlar.

Günlük olarak (soğuk havalarda bile) pencereleri açılmalı ve havalandırma

yapılmalıdır.

Dolaşımı artırmak ve toksinleri atmak için hergün sabah veya akşam nemli bir

havluyla tüm vücut temizlenmeli, eğer bu mümkün değilse en azından eller,

parmaklar ve ayak parmakları temizlenmelidir.

Yemek pişirme sırasında elektrikli cihazları (fırın vb) ve mikrodalga fırınlarını

kullanmaktan kaçınılmalı, gaz veya odun sobaları tercih edilmelidir.

Teflon-kaplı veya alüminyum tencerelerden ziyade çömlek, dökme demir,

paslanmaz çelikten yapılmış pişirme kapları kullanılması tavsiye edilir.

Page 18: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

17

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

TV ve bilgisayar kullanımını azaltılmalıdır. Bilgisayar kullanırken ekran üzerinde

koruyucu ekran kullanarak veya diğer güvenli aygıtları kullan ve bu şekilde kendini

manyetik alandan korunması tavsiye edilir.

Mutluluk veren, huzur veren şarkılar söylemek ve dinlememesi.

17. Kanser ve diğer bazı hastalıkları makrobiyotik beslenmenin etkisi ile ilgili

bilimsel ilişki mevcut mudur?

Lawrence H. Kushi ve arkadaşlarının yaptığı bir derlemede, özellikle düşük

fitoestrojen alımı ve içerdikleri lifin fazla olması nedeniyle östrojen ilişkili

kanserler (meme, endometrium) de azalma olabileceği ile ilgili çarpıcı bulgular

paylaşılmıştır. Bunun yanı sıra kan kolesterol düzeyini azalttığı, kan basıncını

düşürmesi, antioksidanların artışı, vücut ağırlığını azalttığı yönünde onlarca yayına

atıfta bulunmuşlardır.

Goldin ve arkadaşlarının kanda östrojen hormonları hemen hemen benzer olan

omnivorlar ve makrobiyotik beslenenleri karşılaştırdıkları bir çalışmalarında

idrarda estriol atılımı ve gaitada E2,E3 atılımının istatistiksel olarak farklı çıkması

makrobiyotik beslenenlerin östrojen atılımını daha fazla olduğu gösterilmiştir. Bu

sonuç östrojene maruziyeti azaltan makrobiyotik beslenme ile östrojen bağımlı

kanserleri azaltacağı şekilde yorumlanmıştır.

Page 19: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

18

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Bununla birlikte aksi çalışmalar da mevcuttur. Örneğin Caccialanza ve

arkadaşlarının yaptıkları bir derlemede, kanser derneği ve beslenme

derneğinin ortaklaşa yayınladıkları raporda kanser hastalarında protein

kalori malnutrisyonu yaratabileceği ve beslenme eksikliklerine yol

açabileceği için hem makrobiyotik hem vegan diyet önerilmemektedir.

18. Tip 2 Diabetes mellitus(DM) ile makrobiyotik beslenme ile ilgili bilimsel

çalışmalarla açıklayınız.

Soare ve arkadaşlarının, vücut kitle indeksleri 25-47 kg/m P

2P arası olan yaşları

40-75 arası değişen 51 Tip 2 DM hastada makrobiyotik beslenme ve standart

kontrol diyeti ile karşılaştırdıklarında altı aylık takibin sonunda HbA1C’de

anlamlı farklılık elde etmişlerdir. Kan yağlarında vücut kitle indekslerinde

iki diyet arasında istatistiksel anlamlı farklılık olmamıştır. Yine aynı

araştırıcının farklı bir çalışmasında, insülin direnci ve inflamasyon

belirteçlerinin azalmasıdır. Özellikle insülin growth factor-1 (IGF-1)

Page 20: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

19

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

makrobiyotik beslenmede belirgin azalması çalışmanın öne çıkan

sonuçlarındandır.

19. Tip 2 DM’da makrobiyotik beslenme ile gut mikrobiatası değişmiş midir?

Makrobiyotik beslenme sağlık üzerinde olumlu etkilerini barsak mikrobiyotasını

değiştirerek yaptığı ile ilgili literatürde çalışmaları Fallucca ve arkadaşları

derlemiştir. İntestinal mikrobiyotada dengesizlik disbiosis diye isimlendirilir.

Disbiosisle ilgili hastalıklar aşağıda şekilde verilmiştir.

Tip 2 DM’de önerilen diyetler; Akdeniz diyeti, düşük kalorili diyet, vegan diyet ve

makrobiyotik diyettir. Bu diyet çeşitlerinin içinde en hızlı metabolik düzelme

makrobiyotik diyetle mümkün olmaktadır. Aşağıda Tip 2 DM ile 3-6 hafta sonunda

hastaların değişen verileri paylaşılmıştır. Burada bahsi geçen Ma Pi diyeti İtalyan

doktor olan Mario Pianesi olup bu diyeti Japon filozof Ohsawa’dan esinlenerek

oluşturmuştur. Günlük enerji alımı 1700-2200 kalori ile sınırlı olan bu diyette,

enerjisinin % 70 kadarı karbonhidratlardan, %12 proteinlerden, % 18’i yağlardan

Page 21: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

20

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

gelmektedir. Yağ ortalaması % 18 doymuş, % 36 poliansatüre, % 46 monoansature

yağlardan gelip, trans yağ içermemektedir. N-6:n-3 oranı 5:1 hedeflenmiştir. Bu

diyette yumurta, süt, şeker bulunmamaktadır. Geleneksel diyet 1000 kilokaloride

20 gram lif içerirken makrobiyotik diet 1000 kilokaloride 29 gram lif içerir.

Candela ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmadan 56 Tip 2 DM’u olan kilolu

hastada 21 günlük makrobiyotik beslenme sonrası Collinsella ve Streptoccoccus

gibi proinflamatuar gut ekosisteminde artış olduğu gösterilmiştir.

20. Bu beslenme ile geleneksel beslenme yönünden bileşenler ve anti

inflamatuar potansiyeli hakkında bilgi veriniz.

Page 22: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

21

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Harmon ve arkadaşlarının yaptıkları bir derlemede, Recommended Dietary

Allowances (RDA) ve National Health and Nutrition Examination Survey

(NHANES) ile makrobiyotik beslenme ile karşılaştırdıklarında;

Makrobiyotik beslenme grubunda 28 mikronutrient incelendiğinde, vitamin D,

B12, kalsiyumda RDA’nın çok altında kaldığı gösterilmiştir.

NHANES ile makrobiyotik beslenme fosfor, demir, çinko, sodyum ve potasyum

açısından yüksek olması ise dietin inflamatuar indeksi düşük bulunmuştur.

Aşağıda bu çalışmada sunulan tablolar eklenmiştir.

Page 23: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

22

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

Makrobiyotik Beslenme ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalarla ilgili;

SONUÇ(17-20 sorular): Yapılan çalışmalarda Tip 2 DM kontrolünde yaygın

bilinen Akdeniz Tipi diyet, düşük kalorili diyet ve vegan diyete göre daha iyi

ve daha hızlı metabolik kontrolü sağladığı açıktır. Kilo verme, tansiyon

kontrolü, kan yağları düşürdüğü ile ilgili çalışmalar çoğunluktadır. Tip 2

DM’da metabolik kontrolü barsak mikrobiotasında oluşan disbiosisi

düzelterek yaptığı ile ilgili çalışmalar artarak devam etmektedir. Kanserde

yapılan çeşitli çalışmalarda ise muhtemel aşırı lif içermesi nedeniyle

fitoöstrojen atılımını sağlayarak östrojen pozitif kanserleri azaltabileceğini

düşündürmüştür. UBununla birlikte serumda Vit D, Kalsiyum, Vitamin B 12

azaltması ve ağır kanser hastalarında protein kalori malnutrisyonu yapması

bu diyetin kanser önlemede rolü olsa bile ağır hastalarca uygulanması

tartışmalıdır ve önerilmemektedir. Makrobiyotik beslenme ile ilgili

pubmedde Eylül 2018’de 118 esere ulaşılmaktadır. Bu sayı bize bu alanda

daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşündürmektedir.

Page 24: SORULARLA MAKROBİYOTİK BESLENME...Makrobiyotik beslenmeyi ve felsefesini uzun ve mutlu yaúama sanatı olarak çevirmemizin en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Çünkü makrobiyotik

23

SO

RU

LA

RL

A M

AK

RO

BİY

OT

İK B

ES

LE

NM

E |

20

18

KAYNAKLAR

1- Carolyn Heindenry, Makrobiyotik beslenmeye giriş, Okyanus Yayıncılık, 2004

2- 39TUhttp://www.kushiinstitute.org/ U39T

3- Gülenay Pema, YogANA Eğitmenliği Programı Eğitmen El Kitabı 1.bölüm

4- 39Thttp://www.alkalinedietexposed.com/my-10-day-oshawa-diet-experiment/ 39T

5- 39Thttp://www.ohsawamacrobiotics.com/macrobiotics/sample-recipes

6- 39Thttp://www.avelinepeacepark.org/ 39T

7- Kushi LH ve ark. The macrobiotic diet in cancer. American Society for Nutritional

Science, 22, 3055S-3064S, 2001

8- Caccialanza R ve ark. Nutritional support in cancer patients: a position paper from the

Italian Society of Medical Oncology and the Italian Society of Artificial Nutrition and

Metabolism. Journal of Cancer, 7,131-135, 2016

9- Soare A ve ark. A 6-month follow-up study of the randomized controlled Ma-Pi

macrobiotic dieatary intervention in type 2 diabetes. Nutrition Diabetes, e222, 2016

10- Soare A ve ark. The effect of macrobiotic Ma-Pi 2 diet on systemic inflammation in

patients with type 2 diabetes: a post hoc analysis of the MADIAB trial. BMJ, e79, 2015

11- Falluca F ve ark. Gut microbiota and Ma-Pi macrobiotic diet in the treatment of type 2

diabetes. WJD, 403-413, 2015

12- Candela M ve ark. Modulation of gut microbiota dysbioses in type 2 diabetes patients

by macrobiotic Ma-Pi diet. British Journal of Nutrition, 116, 80-93, 2016.

13- Harmon BE ve ark. Nutrient composition and anti-inflammatory potential of a

prescribed macrobiotic diet. Nutr Cancer,67, 933-940, 2015