10
sosyoloji 5 10 1 Temmuz - 2017 ISSN: 2147-8902 Hakemli bir dergidir. iki kez DOSYA: TOPLUMSAL HAFIZA

sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

sosyoloji divanı Yıl: 5 Sayı: 10 1 Temmuz - Aralık 2017

ISSN: 2147-8902 Hakemli bir dergidir. Yılda iki kez yayınlanma~dır.

DOSYA: TOPLUMSAL HAFIZA

Page 2: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

Yeni Türk Şiirinde "Ezan"

• Abdullah Harmane1

Ezan bir dua çağrısıdır. Ezan bir ses bayrağıdır. Ezan İslam ümmetinin so­

yutlaştırılmış "alem"idir. Ezan, okunduğu toprakların İslam olduğunu, islam'ın

olduğunu gösteren ~ir nişanedir. Ezan, yeni doğan ruhlara dünya hayatındaki

yedinci günlerinde verilen bir nevi "can suyu"dur. Ezan, yeryüzünün gökyüzüy­

le temasa geçme teşebbüsüdür. Ezanın muhatabı yerler ve yer halkı olduğu

kadar, gökler ve gök halkıdır. İnsan yerde yaşar ama göklerle çevrilidir, _diyen

filozofu hatırlatırcasına, yerden fışkırır ama göklere dağılır. Metafizik olduğu

kadar fizik, soyut olduğu kadar somut, mana olduğu kadar madde, dünya ol­

duğu kadar ukbaqır. Dışa yönelen bir "ses" olmasıyla somut, içe dağılan bir ses

olmasıyla soyuttur. Ezan sübliminal bir mesaj içerir. 1932 - 1950 yılları arasın­

da ezanın Türkçeleştirilmesi uygulaması, tam da bu yönünü etkisiz bırakmaya

yöneliktir. Zira ezan, bütün bir atmosfere dağılarak, o bölgenin topraklarında

yaşayan insanların ruhlarına, şuuraltlarına sızar. Asıl işlevini bu devrede görür.

Yahya Kemal'in ünlü "Ezansız Semtler" yazısında (201 O: 101 -104), ezan sesini

duymadan büyüyecek olan yeni nesiller için hayıflanmasının altında da ezanın

bu yönü yatmaktadır. "Namazda gözümüz olmasa" da, ezan sesinin hakim o l­

duğu topraklarda yaşarken, ruhumuzun derinliklerine işte bu büyülü ses sızar

ve bizi değiştirir. Bizi şekillendirir. Bize istikamet kazandırır. Ezan bir tebliğ değil

bir telkindir. Bu yönüyle de bir musiki eseri olması kesinlikle manidardır ve ge­

reklidir. Zira telkin gücü en yüksek sanat, musiki sanatıdır.

Bu telkin sanatının bir başka telkin sanatı olan şiire nası l aksettiği sorusu­

nun peşine düştüğümüzde, modern edebiyatımızda çok sayıda ezan şiiri yazı l­

mış olduğunu görürüz. Kronolojik olarak bir sıralama yaparsak, Tevfik Fikret'in

"Sabah Ezanında" (2012: 221-222) şiiri mevcut ezan şiirlerinin başında yer alır.

219

Page 3: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

.... Yeni Türk Şiirinde "Ezan"

Tekbir sesi.eriyle başlayan şiir, Fikret'in 1890'ların ortalarına kadar dindar bir şair

olduğunu bilmeyenler için şaşırtıcı olabilir. Doğanın zikir içinde gösterildiği bu

şiiri, Mehmet Kaplan, "dini içten hissedilen bir vakıa gibi değil de dışarda görü­

len veya hissedilen bir tablo veya manzara gibi tasvir etme temayülü" şeklinde

yorumlar. Ezan, şairin, dış dünyasında duyularıyla idrak ettiği bir vakıa olarak

tasvir edilmiştir {Kaplan, 1993: 148, 149).

Ahmet Haşim'in de gençlik döneminde yazdığı "Allahü Ek6er!" şiiri (1994:

188) öncelikle sessiz bir gece manzarası çizer. Ezan sesi, bu sessizliği titrete­

cek ve şairin ruhunu heyecanlandıracaktır. Haşim de Fikret gibi, ezan sesinin

dış dünyaya etkisini araştırır. Ancak ondan daha ileri giderek kendi n-:1hundaki

tesirinden bahseder. Şair o kadar vecde gelir ki, sevinçle şükür secdesine kapa­

nır. Dünyayı terk eder. Şairin bu şiirde yararlandığı bu kompozisyon daha sonra

yazılacak pek çok şiirde uygulanmıştır. Şöyle ki, önce bir sessizlik ve karanlık

içinde doğa manzarası resmedilip ardından birden bire her yere ve her şeye

hakim olan bir ezan sesinden bahsedilir. Bu zıtlık, ezanın etkisini göstermek ve

şiirin etkisini artırma_~ içindir.

Ezan şiirleri arasında en çok ön plana çıkan metinlerden biri Mehmet Akif'e

aittir. Fikret'in ve Haşim'in sabah ezanlarına yönelm~sine karşılık, Akif, çeşitli

vakit ezanlarından bahsedecektir. "İki bölümden meydana gelen bu şiirin ilk

bölümünde şair ezan nağmeleriyle inleyen gökyüzü altında uyanarak güne bu

ilahi sedanın rehberliğiyle başlayan Müslümanları tasvir eder. İkinci bölümde

ezan sesini taş yüreklere bile tesir eden ney sesine, minareleri de sur-ı İsrafil'e benzetir:' {Uzun, 1995: 42) önce, gecenin sessizliği tasvir edilir. Ardından, ezan

sesi birden bire bütün alemi doldurur. "Semaya çıktı o feryad, ah-ı ümmet olup!

/Semadan indi o feryad, ruh-ı rahmet olup!" {Ersoy, 2003: 91) mısraları, Akif'in

bu şiirinde e~an gerçeğini bireysel bir ge.rçeklik olmaktan öte toplumsal bir

olgu olarak aldığını gösterir. Ezan, İslam milletinin feryadı, "ümmetin ahı11dır.

Allah'ın "gülbank"ıdır. Ayrıca şiirde, ezanın" ... geçim derdinde, çeşitli müşküller­

le boğuşan biçare insanlara bütün gün nasıl bir manevi destek olduğu" belirtilir

{Kerman, 1998: 169). Akif, o meşhur"Bülbül" şiirinde, 1921 yılında, Anadolu'n un

Yunan işgali altında kaldığı günlerde, içinde duyduğu büyük ıztırabı aktarırken,

"Ne zillettir ki, Nakus inlesin beyninde Osman'ın /Ezan sussun, fezalardan silin­

sin yadı Mevla'nın!" dizelerinde de, ezanın bu topraklarda okunuyor olmasının

Müslümanlar için ne anlam ifade ettiğini, "naküs"yani çan sesinin ise ne zillet

olduğunu, bu defa bir acı feryat halinde dile getirir.

Ziya Gökalp'ın Türkçe ezanı savunan ünlü "Vatan" şiirinden önce, "Ezan" adlı

bir şiir yazdığını ve bu şiiri "Okunurken ezan, sanır her vicdan / Cebrail'dir gel-

220 sosyoloji divanı 1 10 1 Temmuz - Aralık 201 7

Page 4: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

Abdullah Harmancı

miş, Bilal ağzından/ Bütün İslam ümmetine seslenir ... " (Gökalp, 1989: 243) mıs­

ralarıyla bitirdiğini belirtmemiz gerekir. Bu sesin "büyük asrın sesi" olduğunu,

yani "Asr-ı Saadet"in sesi olduğunu (Armağan, 201 O: 23) belirtir Gökalp. Bütün

dünyayı uyandıran bu ses, Hak yolunu bildiren bir sestir.

Yahya Kemal de üç ayrı şiirinde ezana değinir ya da doğrudan ezandan bah­

seder. Bunların en ünlüsü "Ezan-ı Muhammedi" gazelidir. Ezanın "Muhammedi

bir lisan" olduğunu söyleyen Yahya Kemal, ezan sesinin Müslüman olmayan

topraklarda okunmamasına hayıflanır. Bir başka deyişle, İslam coğrafyasının

ezan sesine dar geldiğini belirtir. Sultan Selim-i Evvel'e gönderme yaparak,

_. Sultan Selim ecele ram olmamış olsaydı, ezan sesinin çok daha geniş. eoğraf­yalara uzanmış olacağını söyler (Beyatlı, 1993: 43-44). Ayrıca şair, "Gedik Ahmet

Paşa'ya Gazel"inde, ''Ra'd-ı tekbir kopup gitmelidir bank-i ezan / Dar-ı küffar­

da meşhur kenisaya kadar" (1993: 71) beytinde; ezanın fethedilen toprakları

İslamlaştırma fonksiyonuna işaret eder ve Osmanlı için bir Kızılelma olan Saint

Pierre kilisesine kadar, ezan sesinin ulaşmasını temenni eder. "26 Ağustos 1922"

başlıklı kıtasında ise, "Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed ri'amın /Galip et çünkü

bu son ordusudur İslam'ın" (1993: 140) mısralarında, Kurtuluş Savaşı'nın mil­

letimiz için önemine işaret ederken, ezanı gene bir ses bayrağı gibi algılar ve

şiirleştirir.

Necip Fazıl'ın "Ölürken aynı ahenk, sala sesinden sızan: / Kulağıma doğ­duğum gqn okunan ezan:' (1987: 140) mısraları, çok meşhur bir İslam &detine

gönderme yapar. Müslüman çocuklarının kulağına doğdukları zaman okunan

ezan, bir anlamda aynı kişinin ölümü üzerine okunan sala ile birleşir. Ömür bel­

ki de bir ezan sesinin başlangıcı ile sonu kadar kısadır. Şairin başka bir şiirinde,

kendisini dünyadan tamamen uzaklaştırıp ezan sesine bağlı kalarak münzevi

bir hayat sürmek isteyen qir dindar kişinin sükunet hali çizilir (1987: 271 ). Bu

kişinin dış dünya ile kurduğu tek ilişki ezan sesidir. Ve ezan, onun için, hayatının

ritmi haline gelmiştir. İslam medeniyetinde "ezani saat" uygulaması olduğunu hatırlarsak ve ezanın bütün bir dünya Müslümanlarının yaşantısında bir ritm

oluşturduğunu düşünürsek, Necip Fazıl'ın bu şiiri, bireysel bağlamda da olsa

bu ritme işaret etmektedir.

Mithat Cemal Kuntay'ın "Bir Ezan Sesi" şiiri (Akdemir, 1991: 206) yatsı eza­

nından önceki sessizliğin ezan sesiyle bozuluşuna ve bu yeni sesin şairde yarat­

tığı heyecanlara odaklanıyor. Ezan sesi şaire ecdadımızı hatırlatıyor. Yavuz'un

kabrindeki mermer sarığın titremesi, ezanın şaird.e "tarihi olan"ı çağrıştırması

anlamına geliyor. Pek çok şairde olduğu gibi, Kuntay da, ezanla doğayı iç içe

sunuyor.

221

Page 5: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

.... Yeni Türk Şiirinde ~Ezan"

Halide Nusret de, ezan se~ini duymasıyla birlikte tarihi çağrışımlar alanına

yöneliyor. lstanbul'un işgal altında olduğu günlerde duyduğu ezan sesi, şairi Türk tarihinin güzel günlerine götürüyor. Fatih1, ltrı'yi hatırlıyor. içinde bulun­

duğu toplumsal ve siyasal çöküş hali, şairin geçmiş güzel zamanları hatırlama­

sına sebep oluyor (Akdemir, 1991: 318-319).

Aka Gündüz'ün Kafkas gecelerini daha çok pastoral bir vurçıuyla anlattığı

"Ezan Vakitleri" şiiri, ezanı ancak bir dekor olarak alıyor. Şiirin başlığı araştırma­

cıları yanıltmışa benziyor. Zira şiirde dini bir vurgudan ziyade Kafkasya ve doğa

vurgusu çok daha ön planda (Tansel, 1962: 117, 118).

Yusuf Ziya Ortaç'ın bir manzum hikaye şeklinde yazılmış olan "Şairin Duası"

şiiri ise, ilginç bir "hidayet hikayesi" anlatıyor. Hayatı boyunca Allah'tan gafil ya­

şamış bir şairin bir seher vaktinde duyduğu ezan sesiyle kalbinin ürperişi ve ne­

damet getirişinin anlatıldığı şiirde geçen "Bu gece, karanlığı delen minarelerin/

Bağrında dalgalanan yanık sesler de derin/ Kirpiklerim yaşardı, düştüm yeni bir

vecde/ Yıldızların altında ettim Allah'a secde!" (Tansel, 1962: 117, 118) diz.el~ri,

çokça hikayesini duyduğumuz, ezan sesiyle hidayete erme ya da en azından

gafletten uyanma hikayelerinin etkileyici bir örneğini veriyor.

Feyzi Halıcı'nın "Mübarek Ramazan" şiirinde, eza~, bu defa Ramazan ayının

geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok

şiirde olduğu gibi, doğa da şairin bu vecd haline eşlik ediyor.

Ali Ulvi Kurucu "Ayasofya" şiirinde, "Çan sesinden seni kurtarmış ezanlar

nerde?" derken, çoğu şiirde olduğu gibi, ezanla çan sesini zıt unsurlar olarak

kullanıyor. Ayasofya'nın müze yapılmasını ve artık ezan okunmamasını zül ad­

dediyor (Kurucu, 2003: 146).

Rıfkı Kaymaz'ın şu dizeleri,· şiirin plastik yapısının iptidailiğine rağmen, eza­

nın bizim gaybi olanla ilişkimizi sağlayan bir unsur olmasını vurgulaması bakı­

mından kayda değer: 0 Müezzin çıkarken fethe gökleri / Müminin elleri Hakka

açılır. / ( ... ) / Beş vakit okunan ezan sesinde / Bambaşka dünyadan bir çağrı

vardır./( ... ) /Ve günde beş vakit ezan sesiyle,/ Bizi kavuşturan sonsuz zamana."

(Nar, 2013: 6, 7)

Ezanın fethedilen topraklarda bir ses bayrağı gibi düşünülerek okunmasını

örneklemesi açısından Yavuz Bülent Bakiler'in "Yarışır gibi girdik sonra gedikler­

den içeri/ Bir Ezan okudu surlarda bir yeniçeri" (Nar: 2013: 11) mısraları önemli.

Türkçe ezan ya da ezanın Türkçeleştirilmesi meselesiyle ilgili yazılmış nadir

şiirlerden biri ismet Özel'e aittir. uEzan sesi duyulmuyor/ Haç dikilmiş min_bere / Kafir Yunan bayrak asmış/ Camilere, her yerf! /Öyle ise gel kardeşim/ Hep verelim elele /Patlatalım bomba/art/ Çanlar sussun her yerde / Çanlar sustu ve fakat /

222 sosyoloji divanı 1 10 1 Temmuz· Aralık Z017

Page 6: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

Abdullah Harmancı

binlerce yılın yabancısı bir ses/ değdi minarelere: Tanrı uludur Tanrı uludur J polistir babam J Cumhuriyetin bir kuludur" (Özel, 1997: 181) Şiirin ilginç tarafı,

vatanın kafirler tarafından işgal edilmesi sırasında ezanın susturulmuş olması

ile kafir işgalinden kurtulduktan sonra ezcının farklı bir biçimde de olsa yeni­

den susturulmuş olmasına dikkatlerimizi çekmesidir. Şiir bu iki durumu zımnen

karşılaştırır. İslam yurdunda ezan okunamamaktadır. O halde kafirler yurttan

neden kovulmuştur? İslam toprakları İslam olma özelliğini korumakta mıdır?

Çanların susmasın.a sebep olan zafer, nasıl olup da ezanı da susturmuştur?

Cahit Zarifoğlu'nun "Hama 1982" şiiri de, Müslümanların katledildiği bir şe­

hirde ezan okunmaması üzerine, bunlara şahit olan bir bireyin korkusunü ifade

eder: "O sabah ezan sesi gelmedi camimizden J Korktum bütün insanlar bütün

insanlık adına" (Zarifoğ lu, 1989: 400). Ezanın okunmamasının sebebi, halkına

zulmeden bir iktidarın kendi vatandaşlarını katletmiş olmasıd ır. Bu da ezanın

en bilinen fonksiyonuna gönderme yapar. Ezan, özgürlüğün, bağımsızlığın

sembolüdür. Okunmuyorsa, belde halkının özgürlüğüne halel gelmiştir.

Ezan; her zaman, buraya kadar andığımız gibi, olumlayıcı hatta yüceltici

bir anlatım tutumu ile ele alınmayabiliyor. Özellikle 19SO'li yıllardaki modern

kırılma, modern şiirimizin temsilcilerinin dünyadaki her şeye olduğu gibi kutsal

değerlerimize de daha mesafeli bir tutumla yaklaşmaları sonucunu doğurdu.

ilhan Berk1n İstanbul Kitab!'nda geçen, "Ve minareler uzaklaştığımızı bağırırlar

Allah'tan" (Berk, 1994: 21) dizesi, bütün kutsal değerlere karşı içinde bir uzak­

laşma hisseden, yalnız, yersiz yurtsuz, bağsız, aidiyetsiz modern bireyin bu

nihilist halini anlatan yetkin bjr örnektir. Şüphesiz ki, bir tek mısradan bütün

bunlar çıkartılamaz. Ancak İlhan Berk'in şiirlerindeki arka planı da düşünerek

bu mısram bir bunalım, bir nihilizm halini ifade ettiğini kabul etmek aşırı yorum

olmasa gerek.

Aynı şekilde Hayriye Ünal'ın şimdi okuyacağımız şiirindeki protest tavırlı

kadının iç sesi -burada kurmaca bir kadından bahsediyoruz-, ezandan ve mü­

ezzinlerden bahsederken, onlarla arasına belli bir mesafe koymuş gibidir: "işte buradayım her gün beş kez müezzinlerle / En eski adımla kulağıma üflenen­

lerle J ( ... ) /Alışkanlık işte; ezan vakitlerinde radyoyu biraz kısıyor ... " (2004: 1 O)

Son dönem şiirlerinde, burada değinmeye çalıştığımız "mesafe"nin yanı

sıra, genellikle ezana yaklaşım biçiminde ironi ön plana çıkar. ironinin ön pla­

na çıkması, elbetteki postmodern edebiyatın en belirgin özelliklerindendir ve

son dönem edebiyatımızın şeklin i şemalini belirleyen bir unsurdur. "ezan oku­

nurken teybin kapatılmasına bazen inandım" (Elektronik Kaynak 1) diyen Ah

Muhsin Ünlü ya da şiirinin başlığı "Sıradaki Ezan Sevip de Kavuşamayanlara

223

Page 7: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

.. . i·

.... Yeni Türk Şiirinde "Ezan"

Gelsin" (Elektronik Kaynak 2) olan Alper Gencer ezanı ironik bir biçimde ele

alırlar.

Murat Küçükçifçi'nin "Üsküdar'da Ezan-ı Muhammedi" şiiri ise, modern

bireyin inançla, kutsal değerlerle olan bağını bütün zorluklara rağmen koru­

maya çalışmasının örneğidir: "Sen olmasaydın biz yürümeseydik / Üsküdar'da

hakimiyet-i milliye caddesinde / Suskunluğumuza dağ gibi inr:ıeseydi Ezan-ı

Muhammedi/ Katil gibi bakardım/ Güzelim insanlarına Türkiye'nin" (2014: 18)

Aynı şekilde Ahmet Murat Özel'in "İlk Oruç" şiiri de, modern zamanların inançlı şairinin iftar ezanını edebiyatın konusu haline getirmesini örnekler. Ezanın iftar

vaktini haber veren bir işaret oluşu, müminin iftar öncesinde yaşadığı sevinç

şiire bu mısralarla dahil olur: "bir yudumda içilir akşam ezanı/ sezer yolunu bir

dua iç denizlerde: /'kabul et lütfen ilk oruçlar hatrına' /bir yudumda içilir akşam

ezanı / hilal göründü, kara göründü, kurtulduk/ ilk orucuyla süsleniyor kızım

aynada / bir ümmet anlaşıyor ışık hızıyla/ hilal göründü, kara göründü, kurtul­

duk/ ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi/ bu marşla aksın e-beş trafiği/ eve.erken

gelen babanın yuva yapar yüzüne" (Özel, 201O:46)

Sonuç

Modern edebiyatımızda ezan konusunu işleyen şiirlerin örnekleri artırıla­

bilir. Ancak önemli olan şiirlerin sayısını artırmak değil, bizlere, ezana yönelik

farklı bakış aç ı ları belirleme imkanı veren şiirlere ulaşabilmektir. Buraya kadar

sözünü ettiğimiz sınırlı sayıdaki şiir, ezanın kültürümüzdeki farklı algılanışlarına

örneklik teşkil etmektedir:

Her şeyden önce, ezan, bir toprak parçasının İslam oluşuna, lslam'ın oluşu­

na işarettir. Bir toprak parçası fethedildiğinde bir yandan İslam bayrağı surlara

çekilmeye çalışılırken, öte yandan Müslüman askerler tarafından ezan okunur.

lslam'a ait bir toprak parçasında ezan sesinin duyulmaması ise Müslümanlar

adına felaket denecek bir durumun göstergesidir.

Ezan en basit anlamıyla namaza çağrı ve namaz vaktinin girdiğine dair bir

işarettir. Ezan birden bire yeryüzüne dağılan sesiyle Müslüman şairde bir huşu,

bir sevinç, bir neşe yaratır. Bu sebeple şiirlerde genellikle sabah ezanının tasvir

edildiği görülür. Zira seher vakitleri insanın kendini yaratıcıya daha yakın his­

settiği vakitlerdir.

Ezan, girişte belirtiğimiz gibi, "namazda gözü olmayanlar" için bile, ruhu­

nun derinliklerine, bilinçaltına sessizce sızan ve il')sanın şahsiyetinin teşekkülü­

ne dolaylı olarak hizmet eden bir telkin vasıtasıdır. Ezan, doğduğumuz zaman

kulağımıza okunurken de esasında böyle bir amaca hizmet eder.

224 sosyoloji divanı 1 10 1 Temmuz - Aralık 2017

Page 8: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

Abdullah Harmancı

Ezan sesiyle biz, Asr-ı Saadet'ten bugüne uzanan bir zincirin o an için son

ucundayızdır. Ezan sesi bizi Peygamberimizin yaşadığı dönemlere bağlayan ila­

hi bir silsiledir. Bir ses zinciridir. Bir ses bayrağıdır.

Ezan sesi oruç ibadetinin başlangıcını ve bitişini göstermesi açısından da

önemlidir. İftar vakti öncesinde beklenen akşam ezanı ve Müslümanların bu

halinin başlı başına bir şiir olduğu düşünülürse, bu sahnelerin şiirlere taşınması

yüksek bir manevi atmosfer oluşturur.

Ezan sesini duyarak içinde bulunduğu gafletten kurtulan, yıllardır içinde

taşıdığı değişim arzusunu. gözyaşları içinde tecrübe eden bireylerin bidayet

hikayeleri de şiirlere taşınmıştır.

Ezan sesinin çoğu şairimize ilahi olan kadar tarihi olanı çağrıştırdığı, özel­

likle de Osmanlı padişahlarını hatırlattığı görülür .. Bir yenilmişlik duygusu için­

de hayat süren günümüz Müslüman şairinin ezan sesiyle muzaffer dönemleri­

mizi anımsaması gayet anlaşılır bir durumdur.

Ezanın Müslümanların hayatlarını bir ritme uydurduğu, kainatın ritmiyle

insanın ritmini paralelleştirdiği de unutulmamalıdır. Ezanın sesine göre hayat

süren bireyler, huzuru, huşuu, sükuneti ezan sesiyle bulmuş olurlar.

Modern şairlerimiz arasında, ezan sesini duyunca kendisi ile yaratıcısı ara­

sındaki kopukluğu, mesafeyi hissedenler de vardır ve bu, modern bireyin iç

dünyasının şiirimize yetkin bir biçir:nde yansıtıldığını gösterir. Bununla birlikte

son dönem şairlerimiz, ezan sesini duyunca saygı hareketi o larak çalan müzik

parçasının sesinin kısılması gibi Anadolu'daki yaygın uygulamaları şiirlerine

taşımışlardır. Bir gündelik hayat pratiğinin, anlamlı bir ayrıntının şiire taşınmış

olması önemlidir. En güzelini Mehmet Akif ve Yahya Kemal söylemişlerdir. Ezan,

"Allah'ın gülbankı'~ "Muhammed'in lisanı"dır.

Açıklama ve Teşekkür

Modern şiirimizde "ezan"ın izini sürmeye başlayınca karşıma ilk olarak TDV lslam Anslkfopedisi'nin 12. Cildinde yer alan uezan" maddesindeki "Edebiyat" alt başlığı çıktı. Mustafa Uzun'un kaleme aldığı bu maddeden çokça yararlandım. lsfami Ede­biyat dergisinin 2013 yılında çıkan 61. sayısında Ali Nar tarafından kaleme alınan "Edebiyatımızda Ezan• başlıklı yazı da çok sayıda şiiri örneklemesi açısından fayda­landığım bir kaynak oldu. İhsan Süreyya Sırma'nın ezan konulu kitabındaki "Ezanın Edebiyatımızdaki Yeri" bölümü Ali Nar'ı tekrarlayan ve konuya yeni bir şey eklemeyen zayıf bir çalışma olmuş. Rıza Akdemir ve Fevziye Abdullah Tansel'ln kaynakçada ge­çecek olan antolojileri de bu makalenin yazılmasında bize büyük kolaylık sağladı. Ayrıca özellikle son dönem şairlerimizin şiirlerindeki ezan değinilerine ulaşmamda bana çok yardımcı olan şair Ertuğrul Rasra hassaten teşekkürlerimi bildiriyorum.

225

Page 9: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

...

... ,,. ,,

, .. Yeni Türk Şiirinde uEzann

Kaynakça Ahmet Haşim, Bütün Şiirleri, İstanbul, 1994. Akdemir, Rıza; Dini ve Milli Şiirler Antolojisi, Ankara, 1991. Armağan, Mustafa; Tıirkçe Ezan ve Menderes, İstanbul, 201 O. Berk, ilhan; lstanbul Kitabı, lstanbul, 1994. Ersoy, Mehmet Akif; Safahat, lstanbul, 2003. Kaplan, Mehmet; TevfikFikret, lstanbul, 1993. Kerman, Zeynep; Yeni Tıirk Edebiyatı incelemeleri, Ankara, 1998. Kurucu, Ali Ulvi; Gümüş mı ve Alevler, İstanbul, 2003. Küçükçifçi, Murat; Herkes İçin Tıirk Şiiri, lstanbul, 2014. Nar, Ali; "Edebiyatımızda Ezan': /s/ami Edebiyat, S. 61, 2013, s.4-13. Necip Fazıl, Çile, İstanbul, 1987. Özel, Ahmet Murat; Bir Şair Bisikletle, İstanbul, 201 O. Özel, İsmet; Erbain, İstanbul, 1997. Tansel, Fevziye Abdullah; Servet-i Fünun ve Son Dönem Edebiyatında Dini Şiirler, Ankara,

1962. Tansel, Fevziye Abdullah; Ziya Gökalp Külliyatı -Şiirler ve Halk Masalları, Ankara, 1989. Tevfik Fikret, Rübab-ı Şikeste, İstanbul, 2012. Uzun, Mustafa; "Ezan, Edebiyat'; TDV /s/am Ans., C. 12, 1995, s. 42, 43. Ünal, Hayriye; "Evden Bozma Bir Pansiyon': Hece, S. 94, Ekim 2004, s.1 O. Yahya Kemal, Aziz İstanbul, lstanbul, 201 O. Yahya Kemal, Eski Şiirin Rüzgarıyle, İstanbul, 1993 . Zarifoğlu, Cahit; Şiirler, İstanbul, 1989.

Elektronik Kaynaklar http://www.merdivenaltiyazar.com/2014/08/bir-tatl-ba retta-a h-muhsin-u nl u.html

(25.05.2015) http://alpergencer.blogspot.eom.tr/2012/06/siradaki-ezan-sevip-de-kavusamayanlar.html

(25.05.2015)

226 sosyoloji divanı 1 10 1 Temmuz · Aralık 2017

Page 10: sosyoloji divanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03886/2017_10/2017_10_HARMANCIA.pdf · geldiğini haber vermesiyle ön plana çıkıyor (Akdemir, 1991: 318-319). Pek çok Pek

.. ,.

ı '

... Yeni Türk Şiirinde "Ezan"

Kaynakça Ahmet Haşim, Bütiin Şiirleri, lstanbul, 1994. Akdemir, Rıza; Dini ve Milli Şiirler Antolojisi, Ankara, 1991. Armağan, Mustafa; Türkçe Ezan ve Menderes, lstanbul, 201 O. Berk, ilhan; lstanbul Kitabı, lstanbul, 1994. Ersoy, Mehmet Akif; Safahat, lstanbul, 2003. Kaplan, Mehmet; Tevfik-Fikret, İstanbul, 1993. Kerman, Zeynep; Yeni Türk Edebiyatı incelemeleri, Ankara, 1998. Kurucu, Ali Ulvi; Gümüş Tül ve Alevler, lstanbul, 2003. Küçükçifçi, Murat; Herkes İçin Türk Şiiri, lstanbul, 2014. Nar, Ali; "Edebiyatımızda Ezan'; fslami Edebiyat, S. 61, 2013, s.4-13. Necip Fazıl, Çile, lstanbul, 1987. özel, Ahmet Murat; Bir Şair Bisikletle, lstanbul, 201 O. Özel, ismet; Erbain, İstanbul, 1997. Tansel, Fevziye Abdullah; Servet-i Fünun ve Son Dönem Edebiyatında Dini Şiirler, Ankara,

1962. Tansel, Fevziye Abdullah; Ziya Gökalp Külliyatı - Şiirler ve Halk Masalları, Ankara, 1989. Tevfik Fikret, Rübab-ı Şikeste, İstanbul, 2012. Uzun, Mustafa; "Ezan, Edebiyat~ TDV Is lam Ans., C. 12, 1995, s. 42, 43. Ünal, Hayriye; "Evden Bozma Bir Pansiyon': Hece, S. 94, Ekim 2004, s.1 O. Yahya Kemal, Aziz İstanbul, İstanbul, 201 O. Yahya Kemal, Eski Şiirin Rüzgarıyle, lstanbul, 1993. Zarifoğlu, Cahit; Şiirler, İstanbul, 1989.

Elektronik Kaynaklar http://www.merdivenaltiyazar.com/2014/08/bi r-tatl-baretta-ah-m u hsi n-un 1u.htm1

(25.05.2015) http://alpergencer.blogspot.eom.tr/2012/06/siradaki-ezan-sevip-de-kavusamayanlar.html

(25.05.2015)

226 sosyoloji divanı j 10 j Temmuz· Aralık 2017