SSK Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Atabek:

"MERNİS ile sonuca ulaşmak mümkün değil"

• Merkezi Bilgi Bankas ı

oluşturulması konusunda çalışma

yaparak bir proje hazırlayan SSK

Bilgi İş lem Daire Başkanı Fatih

Atabek, MERNlS projesiyle doğru

bir s o n u c a ulaşmanın m ü m k ü n

olmayacağını ve yapılan yatırımların

b o ş a gittiğini söylüyor. Atabek,

"Birçok kurum ve kuruluşun aynı

vatandaşa yönel ik kimlik kartı ve

tek numara verme uygulaması

yanlış. Merkezi Bilgi Bankas ı

çalışmalarına vakit k a y b e t m e d e n

başlanılmalı ve b ö y l e c e diğer

kurumların aynı konudaki tüm

yatırımları da durdurulmalı" diyor.

• MERNlS Projesi dışında

Gelirler G e n e l Müdürlüğü, Emniyet

Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı, Emekli

Sandığı, Bağ-Kur, SSK gibi

kuruluşların aynı işlemleri yapmaya

çalıştığını belirten Atabek, "Bu

listeyi daha da uzatmak mümkün.

Ancak devlet, her kurum ve

kuruluşun aynı vatandaşlara yönel ik

kimlik kartı ve tek numara

düzenleme çalışmaları için ayrı ayrı

yapacakları yatırımları göğüs leyecek

durumda olmamalı . En büyük

devlet tasarrufu, tek bir m e r k e z d e n

iyi bir organizasyonla yapı lacak

olan Merkezi Bilgi Bankas ı

çalışmalarına vakit k a y b e t m e d e n

başlamakla olabilecektir" diyor.

• Gelişmiş ülkelerde Merkezi

Bilgi Bankas ı 'n ın Sosyal Güvenl ik

Kuruluşu çatısı altında

oluşturulduğunu söyleyen Atabek,

Merkezi Bilgi Bankası 'nı oluşturmak

için gerekli zamanın ise 1 yıl

olduğunu belirtiyor. Atabek, bu

proje için gerekli finansın ülkede

yaşayan tüm vatandaşların katkısı

ve büyük şirketlerden bilgisayarlı

kart üzerine al ınacak olan

reklamlarla karşı lanabileceğini

savunuyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Bu sayıda...

• Mustafa Akgül:

Internet fil midir?

(Sayfa 4)

Index, Olivetti

yazıcılarını dağıtıyor

(Sayfa 4)

• Logo'da

uzmanlaşmanın bir

adımı daha... Yetkili

Eğitim Merkezleri

(Sayfa 6)

• Siemens Nixdorf,

PC hareketini

hızlandırdı

(Sayfa 8)

• Intertech ile

Türkiye'de sanal

bankacılığa ilk adım...

(Sayfa 9)

• Mevzuat Bilgi

Sistemi'nin 5 abonesi

oldu

(Sayfa 9)

MCompaq, dizüstü ve

ev bilgisayarlarında

zorlanıyor

(Sayfa 11)

• IAS, M R P çözümleri

geliştiriyor

(Sayfa 24)

Sky, çokluortamda

özel çözümler sunuyor

(Sayfa 24)

3. Boyut çokluortam

ürünlerini

zenginleştiriyor

(Sayfa 24)

İlk üç ayda 126 milyon dolarlık

bilgisayar ithal edildi

1995 yılının ilk üç ayın­

da toplam yaklaşık 126

milyon dolarlık bilgisayar

ithalatı yapıldı. Bu rakam

geçen yılın aynı dönemine

göre yüzde 6.2'lik bir artış

ifade ediyor.

1995'in ilk iki ayında bir

önceki yılın aynı dönemi­

ne göre yüzde 209'luk bir

artış gösteren yazılım itha­

latı, Mart ayında durakladı.

Mart ayında yaklaşık 1.3

milyon dolarlık yazılım it­

halatı yapıldı.

Gerek ilk üç aylık ithalat

verileri, gerekse pazar gös­

tergeleri 1995 yılının 1994'-

den daha iyi bir yıl olacağı

izlenimini veriyor.

(Ayrıntılı haber

sayfa 3 'de)

Yazılımcıların

haklarının

korunması

için "YES"

T B M M ' d e kabul

edilip Resmi G a z e -

te 'de y a y ı m l a n a n

yazılımda telif hak­

larının korunmasıyla ilgili yasa gereği, yazılım

eserleri sahiplerinin bir birlik oluşturması gere­

kiyor. K o n u hakkında görüştüğümüz Yazıl ım

Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Nejat

Sağtekin, birliğin oluşturulmasıyla ilgili olarak

bir ön toplantının yapıldığını ve Yazıl ım Eserle­

ri Sahipleri ( Y E S ) adıyla da birlik kurulması ça­

lışmalarının g ü n d e m e geldiğini söyledi.

(Ayrıntılı haber sayfa 5'de)

İTÜ ETA Vakfı, yüksek

teknoloji ürünleri geliştiriyor

İTÜ bünyesinde ve Netaş, B e k o , Siroko, Tele-

taş, Vestel, Inter Mühendislik'in ortaklıklanyla

kurulan İTÜ İleri Elektronik Teknoloji leri Araştır­

ma Geliştirme Vakfı, ülkemizde endüstri kuru­

luşları için mikroişlemci tasarımı geliştiriyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)

Gözde Dedeoğlu:

Evrensel iyiye ve

doğruya koşmak (Ayrıntılı yazı sayfa 18-19'da)

Maliye Bakanlığı'nın ihalesini

Siemens Nixdorf kazandı Maliye Bakanlığı Gelirler

G e n e l Müdürlüğü, g e n e l

olarak T e k Vergi Numarası

projesine altyapı oluştura­

cak ve toplam bedel i 224

milyar 990 milyon lira değe­

rinde bi lgisayar d o n a n ı m ı

satın aldı.

(Ayrıntılı haber

sayfa 4'de)

2 h a b e r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

SSK Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Atabek:

"MERNlS ile sonuca ulaşmak mümkün değil" GÜNEŞ KAZDAGLI

Kamu kuruluşları ara­

sında bir bütünlüğün

sağlanması ve vatan­

daşlık bilgilerinden s e ç m e n

kütük bilgilerine kadar her

türlü bilginin tutulduğu mer­

kezi bir bilgi sistemi projesi­

nin gerekliliği, artık tartışıl­

mayan konulardan biri. An­

cak bu yapının nasıl oluştu­

rulacağı, maliyetinin ne ola­

cağı ve çeşitli kurumlarda ay­

rı ayrı tutulan bilgilerin nasıl

bir leşt ir i leceği soruları ise

henüz yanıtsız.

SSK G e n e l Müdürlüğü Bil­

gi İşlem Daire Başkanı Fatih

Atabek'in bu konuda bir ça­

lışması var. Atabek, 1 yıl gibi

kısa bir sürede üstelik devle­

te sıfır maliyetle bu işi çöze­

ceğini söylüyor. İşte Ata­

b e k l e k o n u hakkında yaptı­

ğımız söyleşi:

BT/haber: Neden bir Mer­

kezi Bilgi Sistemi'ne ihtiyaç

var?

F. Atabek: Bir ülkenin sağ­

lıklı yönetilebilmesi, doğru

planlama yapılabilmesi, eko­

nomik, sosyal ve siyasi ka­

rarların yerinde ve zamanın­

da alınabilmesi, elbette ülke­

de yaşayan insanların sosyal

ve e k o n o m i k hareketlerinin

iz lenebi lmes iy le m ü m k ü n

olacaktır. Teknolojiyi yakala­

maya çalıştığımız şu günler­

de tüm kamu kurum ve ku­

ruluşları, her biri ayrı ayrı ol­

mak üzere bilgisayar yatırımı

yapmalarına karşın, h e n ü z

hiç biri istenilen anlamda

otomasyona geçemedi . D o ­

layısıyla hâlâ bilgiler tam ve

sağlıklı olmaktan uzak.

T ü m gelişmiş ülkelerde ol­

duğu gibi, devletin birimleri

arasındaki bütünleşmenin de

bir an ö n c e sağlanması ve lü­

zumsuz yatırımlardan kaçını­

larak, Avrupa Topluluğu'na

girmeye hazırlandığımız şu

günlerde tam ve doğru bilgi­

ye anında erişilmesi, hiç va­

kit kaybetmeden yapılması

gereken en önemli ihtiyaç

olarak ortaya çıkıyor.

BT/haber: Merkezi Bilgi Sis­

temi ile neler yapılacak, amacı

ne olacak?

F.Atabek: Merkez i Bilgi

Sistemi'nin amaçlarını şöyle

sıralayabiliriz:

• Öncel ik le devletin ana­

yasal yapısı içerisinde tüm

vatandaşları ile ilgili tüm bi­

rimlerin rahatlıkla ulaşıp kul­

lanabileceği, kalkınma plan­

larının buna göre yapılabile­

ceği bir bilgi bankası kur­

mak.

• Vergi, sağlık, sosyal gü­

venlik, eğitim, emniyet, tapu

kadastro, şehircilik ve seç­

m e n bilgileri ile ilgili b i rçok

sorunun yanıtının bulunaca­

ğı bu sistemi vatandaşlık nu­

marası ile hayata geçirmek.

• Bir yıldan az bir sürede

her vatandaşa bilgisayarlı bir

kimlik kartı vermek.

• T ü m gelişmiş ülkelerin

sorduğu soruları kolaylıkla

yanıtlamak.

• Avrupa T o p l u l u ğ u ' n a

girmeye hazırlandığımız şu

günlerde, ülke planlamasın­

da esas olacak her türlü bil­

giye, güncel olarak anında

ulaşabilmek.

• Devlet kaynaklarını da­

ha verimli kullanmak. (Özel­

likle otomasyon konusunda

her genel müdürlük ayrı ayrı

yatırım yapıyor. B u n a rağ­

m e n sağlıklı bilgi deposu he­

nüz hiç bir kuruluşta tam

olarak oluşturulmuş değil.)

Böyle l ik le tasarruf gerekl i

yerlerde sağlanmış olacak.

• Doğru zamanda, doğru

kararlar alabilmek ve strate­

jik planlamalarla refah düze­

yini yükseltici tedbirler al­

mak.

BT/haber: Nüfus ve Vatan­

daşlık Genel Müdürlüğü tara-

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü Bilgi işlem Daire Başkanı Fatih Atabek.

fından yürütülen bir MERNİS

projesi var. Son günlerde Dün­

ya Bankasının kredisiyle de

destekleniyor. Sizin oluşturmak

istediğiniz Merkezi Bilgi Ban­

kası ile bunun alanları da birbi­

rine giriyor. MERNİS hakkın­

daki görüşleriniz neler, MER-

NİS'le bu sorun çözülmez mi?

F. Atabek MERNİS projesi­

nin uygulanan y ö n t e m l e

doğru bir sonuca ulaşması

mümkün değil. Yapılan yatı­

rım da boşa gidiyor. Projeyle

doğru bir sonuca ulaşılama­

yacağının nedenleri ise; baş­

ta bilgiler, nüfus kayıtların­

dan insan faktörü kullanıla­

rak giri lmekte. Dolayısıyla

hata oranı o ldukça yüksek.

Nüfus İdaresi kayıtlarından

insan faktörü ile girilen bilgi­

lerde doğruluk oranı yüzde

50 'n in altındadır. Halbuki

teknoloji o kadar gelişti ki,

artık bilgi girişleri insan fak­

törü olmadan da yapılabil­

m e k t e ve hata oranı yüzde

sıfıra yakın bir duruma getiri­

lebilmektedir. Yani bilgi giriş

teknolojilerini kullanmak en

doğru yöntem olacaktır. Bu­

nun yanı sıra sadece nüfus

bilgileri girilmekte. Halbuki

mevcut nüfus cüzdanlarında

bunlar zaten var. Hangi

amaçla vatandaşlık numarası

veri lecek ve diğer kamu ku­

rum ve kuruluşlarıyla nasıl

b ü t ü n l e ş m e sağlanacak?

Planlama yapılmamış. Giri­

len bilgiler-daha ö n c e de be­

lirttiğim gibi- sadece nüfus

bilgilerini içeriyor. Vergi,

Sosyal Güvenl ik , Sağlık,

Yüksek Seçim Kurulu vb. gi­

bi kuruluşlara yönelik hiç bir

bilgi bulunmamakta, bu ne­

denle diğer kamu kuruluşla­

rıyla bütünleşmesi yıllar ala­

caktır. Son olarak bilgilerin

girişi bittikten sonraki kart

dağıtım aşaması, ç o k uzun

bir süre alacaktır. Çünkü nü­

fus kayıtlarında vatandaşların

ikametgah adresi yok.

Bu durumda, yapı­

lacak en iyi or-

g a n i z a s -

yon bi

le iş­

l e ­

mek-

te ç o k

z o r l a n a c a k ­

tır. Bütün bunla

nn yanı sıra gelişmiş ül­

kelere bakıldığında, tüm va­

tandaşları güncel hareketleri

ile birlikte kapsayan tek ku­

ruluşun Sosyal Güvenlik Ku­

ruluşlarının bünyesi altında

olduğu görülür. MERNÎS

projesinin başarısızlığının bir

başka nedeni de budur.

BT/haber: MERNÎS projesi­

nin yanı sıra bir de Maliye Ba­

kanlığı Gelirler Genel Müdür­

lüğü tarafından yürütülen Tek

Vergi Numarası projesi var. Bu­

nu nasıl değerlendiriyorsunuz?

F. Atabek Evet, Gelirler

G e n e l Müdürlüğü bünyesin­

de, tüm mükelleflere bir sicil

numarası veri lmeye çalışıl­

makta ve kısa sürede işlem

tamamlanacak. Ancak mü­

kerrer yapılan bu yatırımda

da doğruluk ve gereklilik il­

kes i a ranmamış . Emniyet

Teşkilatı da buna benzer bir

yatırım yapma çalışması içe­

risinde.

Ayrıca Sağl ık Bakanl ığ ı

sağlık kapsamındaki nüfus

için aynı y ö n d e yeni bir yatı­

rım planlamasına girdi.

Emekli Sandığı, Bağ-Kur,

SSK da kapsamlarındaki aktif

sigortalı ve bağımlılılan ile

emekli ler ine tek numara ile

k i m l i k

kartı verme aşamalarını hız­

landırdılar. Bu listeyi daha da

uza tmak m ü m k ü n . A n c a k

devlet her kurum ve kurulu­

şun aynı vatandaşlara yöne­

lik kimlik kartı ve tek numa­

ra düzenleme çalışmaları için

ayrı ayrı yapacakları yatırım­

ları göğüs leyecek durumda

olmamalı.

En büyük devlet tasarrufu,

tek bir merkezden iyi bir or­

ganizasyonla yapılacak olan

Merkezi Bilgi Bankas ı çalış­

malarına vakit kaybetmeden

b a ş l a m a k l a o labi lecekt i r .

B ö y l e c e diğer kurum ve ku­

ruluşların aynı konudaki tüm

yatırımlarının durdurulması

gerekmektedir.

BT/haber: Merkezi Bilgi

Bankasının yapısı nasıl olmalı?

F. Atabek: Gelişmiş ülkele­

ri incelediğimizde, -ABD, Al­

manya, Fransa gibi- Merkezi

Bilgi Bankası 'nın Sosyal Gü­

venlik Kuruluşu çatısı altında

oluşturulduğunu görüyoruz.

Ancak, bilindiği gibi ülke­

mizde özel b a n k a sandıkları

dışında, Emekli Sandığı, Bağ-

Kur ve Sosyal Sigortalar Ku­

rumu o lmak üzere 3 farklı

sosyal güvenlik kuruluşu var.

Öncel ik le, halen tasarı olarak

bek leyen sosyal güvenlik ku-

ruluşlarının bir çatı altında

toplanmasının ivedilikle sağ­

lanması gerekiyor.

Bu tasarı gerçekleştiğinde

ülkede yaşayan tüm insanla­

rı kapsayan bir çatı kurulmuş

olacaktır. S o n u ç olarak bu

çatı altında kurulacak olan

özel statülü bir yapıya ve ça­

lışanlara sahip bir G e n e l Mü­

dürlük oluşturulması ve bu

G e n e l Müdürlüğe Merkezi

Bilgi Bankas ı görevinin veril­

m e s i gerekmekted i r . Y a n i

yapı itibariyle özel statülü ve

sosyal güvenlik kuruluşları

çatısı altında olması,

işin işleyişi açı-

s ı n d a n

şarttır.

B T / h a b e r :

Böyle bir Merkezi Bilgi

Bankası sizce kaç yılda kurulur

ve maliyeti ne olur?

F. Atabek: Merkezi Bilgi

Bankas ı oluşturmak için ge­

rekli zaman bir yıldır. Bu sü­

re özel statü ile kurulacak

olan Bilgi İşlem G e n e l Mü­

dürlüğü'nün faaliyete g e ç ­

mesi ile başlayacaktır.

Bu bilgi bankasının kurul­

ması için gerekli finans, ül­

k e d e yaşayan tüm vatandaş­

ların katkısı ile büyük şirket­

lerden bilgisayarlı kart üzeri­

ne alınacak olan reklamlarla

karşılanacaktır. B ö y l e c e dev­

lete yükü sıfır olacaktır.

Ancak kurulacak Bilgi İş­

lem Merkezi G e n e l Müdürlü-

ğü'nün özel statülü personel

giderleri ile donanım devam­

lılığı sağlayacak olan bakım

ücreti devlet tarafından karşı­

lanacaktır.

İlk yatırım maliyeti ise 3

ay içerisinde geri dönmesi

planlanan form maliyeti olup

yaklaşık 12 milyon dolar ci­

varında tutmaktadır. Vatan­

daş ve şirket katkıları bilgisa­

yarlı kimlik kartı başına 12.5

dolardır.

Merkezi Bilgi Bankas ı or­

ganizasyonu için gerekli bi­

nalar ve donanım için ayrıca

bir bütçe ayrılmayacak ve

gerekli bütçe kart satışı ile

birlikte gerçekleştirilecektir.

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 h a b e r 3

İlk üç ayda 126 milyon dolarlık

bilgisayar ithal edildi

1 994' in ilk üç aylık itha­

lat rakamları açıklandı.

DİE verilerine göre, bu

yılın ilk üç aylık d ö n e m i n d e

toplam 125 milyon 9 4 8 bin

390 dolarlık bilgisayar ithala­

tı yapıldı (Tablo 1). Bu rakam

bir ö n c e k i yılın aynı dönemi­

ne göre yüzde 6.2'lik artış

ifade ediyor. 1995' in O c a k -

Mart dönemindeki bilgisayar

ithalatı, 1993'ün aynı döne­

mine göre ise yüzde 10 artış

gösterdi.

ilk üç aylık bilgisayar itha­

latına kalemler bazında bak­

tığımızda, bilgisayar ve çevre

birimleri donanımı ithalatın-

d a l 9 9 4 ' ü n ilk üç ayına göre

yüzde 4.5 azalma olduğu gö­

rülüyor. Y ine bir ö n c e k i yıla

göre azalma gösteren diğer

bir ka lem ise m o d e m . An­

cak, m o d e m ithalatında de­

ğer bazında yaşanan azalma,

adet baz ında görülmüyor.

1995' in ilk üç ayındaki mo­

d e m ithalatı (4 ,717 adet), bir

ö n c e k i yılın aynı d ö n e m i n e

göre yüzde 70'l ik artış göste­

riyor.

Yazılım ithalatı durakladı

1995' in ilk iki aylık bilgisa­

yar ithalatı rakamlan açıklan­

dığında ( B k z . B T / h a b e r 17.

sayı) yazılım ithalatında bir

ö n c e k i yılın aynı d ö n e m i n e

g ö r e o l d u k ç a y ü k s e k ( %

2 0 9 . 3 ) artış olduğu dikkati

çekmişti. 1995' in Mart ayında

ise yazılım ithalatında durak­

lama olduğu görülüyor. Her

ne kadar ilk üç aylık yazılım

ithalatı bir ö n c e k i yıla göre

yüzde 108.5'lik artış gösterse

de, ilk iki aydaki artışın yüz­

de 209-3 oranında olduğu

düşünüldüğünde Mart ayın­

da yazılım ithalatında durak­

lama olduğu sonucu ortaya

çıkıyor.

Yazıcı ithalatı da geriledi

Ocak-Mart '95 döneminde

yapılan yazıcı ithalatında gö­

ze çarpan en önemli geliş­

me, lazer yazıcı ithalatındaki

artış (Tablo 2 ) . Ancak, gaze­

temizin 17. sayısında (22-28

Mayıs 1 9 9 5 ) iki aylık ithalat

verilerine ilişkin haberimizde

de belirttiğimiz gibi, lazer ya­

zıcı ithalatındaki bu artış ya­

nıltıcı. Bu artış büyük bir ola­

sılıkla lazer yazıcı kalemin­

d e n farklı ürünlerin ithal

edi lmesinden kaynaklanıyor.

Lazer yazıcılardaki artışı

dikkate al ınmadığında, bu

yılın ilk üç ayındaki yazıcı it­

halatının bir ö n c e k i yılın ay­

nı d ö n e m i n e göre azaldığı

ortaya çıkıyor. Vuruşlu (mat­

ris) yazıcılarda yüzde 20.6,

satır yazıcılarda yüzde 17, di­

ğer yazıcı larda ise yüzde

38.8'lik azalma görülüyor.

İlk üç aylık ithalat verileri

1995' in g e ç e n yıla göre daha

iyi bir yıl olacağını gösteri­

yor. Özell ikle 1994' in ilk üç

aylık ithalat verilerinin 1994'-

ün genel durumunu yansıt­

madığı, 1994'ün ilk üç ayının

bilgi teknoloj i ler i sektörü

açıs ından daha iyi geçtiği

dikkate alındığında 1 9 9 5 ' e

ilişkin göstergeler daha da

iyi yorumlanabilir. İthalat ve­

rilerinin yanı sıra Interpro

Pazar Araştırma Merkezi 'nin

1995' in İlk Üç Aylık Sektör

Raporu'nun sonuçları da 1995 '

in bir ö n c e k i yıldan daha iyi

olacağı doğrultusunda. Interp­

ro Pazar Araştırma Merkezi 'nin

tahminlerine göre, 1995 'de bil­

gisayar pazarında bir ö n c e k i

yıla göre dolar bazında yüzde

53.3' lük bir b ü y ü m e yaşana­

cak.

Türkiye Bilişim Vakfı için bir proje önerisi: Bilgi Toplumu için çalışma dokümanı!

TINAZ TİTİZ

Yeni kurulmuş bulunan Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), bilgi top­lumu haline gelebilmemiz yolunda projeler üretip, kaynakla­

rını -ve harekete geçirebileceği diğer kaynaklan- bu projelerin gerçekleştirilmesi yolunda kullanmayı planlıyor.

Kurumların, henüz kuruldukları dönemlerde yaptıkları temel tercihlerin onları bütünüyle doğru ya da bütünüyle yanlış yollara sokabilmesi, altın kural denilebilecek kadar belirleyicidir.

Bu yüzden, bu sütunlarda yoğunlukla bunun üzerinde duru­yor, kolaylıkla sapılabilecek ve TBV'nın çok kısa sürede işlevsiz hale gelmesine yol açabilecek tercihlerin değil, onun önünü açıp özlediğimiz bilgi toplumu'na götürebilecek kapıları -görebildiğim kadarıyla- işaret etmeye çalışıyorum.

Bu bağlamda, bilgi toplumu hedefine erişmeyi sağlayabilecek bir politikanın oluşturulması, TBV'nın amaçlarına hizmet edebi­lecek ve de bir başka kuruluş tarafından yapılmadığı için de hak­sız rekabete neden olmayacak bir proje olarak görünmektedir.

B i r meslek kuruluşunun, kendi konusundaki politikanın oluş­

turulmasına katkısı, Çalışma Dokümanı denilebilecek bir belge­

nin hazırlanmasıyla başlayacaktır.

M e s l e k kuruluşu, ilgi alanındaki sorunları sınıflandırır, her so­run sınıfının alt-sorunlarını saptar, mümkünse bunları da ayrıntı-landırır. Amaç, sorunları mümkün olduğunca küçük parçalara ayırmaktır.

Bu şekilde elemanter soranlara ayrılan ana sorun -ki burada, "toplumumuzun bir bilgi toplumu olmayışı"dır- basılarak bir Ça­lışma Dokümanı haline getirilir ve başta siyasi partiler olmak üze­re o sorun alanı ile ilgilendiğini iddia eden tüm kuruluşlara dağı­tılır. Herkesin, çalışma dokümanında sıralanan elemanter sorun­lar hakkında kendi çözümlerini vermesi istenir.

Sorunlar hakkındaki görüşlerini yuvarlak sözlerle geçiştirmeye alışmış kuruluşlar -varsa-, bu tür bir yaklaşım karşısında ya hiç bir şey söylemeyip "bizim bu konuda bir fikrimiz yok" mesajını ve­rirler, ya da her elemanter sorun karşısındaki çözümlerini ortaya koyarlar ki her ikisi de son derece yararlıdır.

İşte böyle bir süreç yoluyla oluşan çözümler, o alandaki Poli­tika Dokümanını meydana getirir. Tartışmalar, sorunun bütünü üzerinde değil elemanter sorunlar için önerilen çözümler üzerin­de yapılmaya başlanır. Daha da güzeli, siyasi partiler ister muha­lefet ister iktidar olsun, Politika Dokümanlarında taahhüt etmiş oldukları çözümleri savunmak ya da uygulamak zorunda kalırlar. Bunu yapmadıkları zaman ç o k somut biçimde hesap sormak mümkün olur. Hiç bir kuruluş yuvarlak sözlerle durumu geçişti­remez.

M ü m k ü n olan her fırsatta her şeyden şikayet eden kuruluşlar,

bu yolla siyasi partiler üzerinde müthiş bir yaptırım gücüne sahip

olabilirler.

Bilgi Toplumu konusundaki Politika'nın da böyle oluşması için TBV'nin bir çalışma grubu kurarak, anılan çalışma Doküma-nı'nı oluşturması, bilgi toplumu özlemi içinde bulunan bizlere en yakışan tavır olacaktır.

4 h a b e r 19-25 Haziran 1 9 9 5 - Sayı: 21

Internet fil midir? MUSTAFA A K G Ü L

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi

I nternet, İP (Internet Protokolü) temelli

protokol aileleriyle konuşan bilgisayar

ağlarının topluluğudur. Şu anda 80 kadar

ülkeye yayılan 5 milyon civarında bilgisa­

yarı içeren Internet, bu bilgisayarlar ara­

sında etkileşimli elektronik nesne değişi­

mine o lanak sağlamaktadır. 80 kadar ek

ülke ile elektronik mektup değiş imine ola­

nak sağlamaktadır.

Internet'te temel işleyiş ve nesne deği­

şim mekanizmalar ı , dağıtık hesaplama ve

istemci/sunucu model ine göre çal ışmakta­

dır. Yaygın modelde istemci belirli bir pro­

tokole göre sunucu makineye arzu edilen

elektronik nesneyele ilgili isteğini iletmek­

te, sunucu makine de yapılan isteği iş leme

koyup, sonucu istemci makineye gönder­

mektedir.

Internet 'ağların ağı ' olması nedeniyle,

dünya üzerindeki hemen tüm ağlara bir

türlü erişim sağlamaktadır. Kullanılan pro­

tokoller sürekli geliştirilmekte ve geçi t (ga­

teway) mekanizmalar ı , pek ç o k sunucu ya

da istemci makine üzerinde çal ışan prog­

ramlar Internet nesne değişim kapsamına

girmektedir. Bunlara örnek olarak UNIX

shellscriptleri, SQL uygulamaları sayılabi­

lir.

Bu protokollere göre çal ışan istemci ve

sunucu yazılımları ve bunların h e m e n tü­

münü grafik ve basit ekran temell i arayüz-

le bilgisayar uzmanı o lmayan, temel bilgi­

sayar kültürü olan dünya vatandaşlarına

sunan web, gopher, hyper-g gibi 'browser '

adı verilen uygulamalar, Internet'in hızlı

yayılması ve gel i şmesine olanak sağla­

maktadır.

Bu protokoller Mev lana ilkesine uyarak

her işletim sistemi ve her boy bilgisayarda

çal ışmakta ve kullanıcılara kendi doğal

bilgisayar ortamında, yeni bir işletim siste­

mi öğrenmeden, tüm Internet servislerini

sunmaktadır. Internet üzerindeki her maki­

ne, işletim sisteminden bağımsız olarak bir

sunucu makine o l m a şansına sahiptir, işle­

tim sistemi ve sunulan servisin yüküne

bağlı olarak, bazı ortamlar diğerlerine gö­

re tercih edilir.

Internet, kullanıcılarına ve topluma şu

olanakları sunar:

• Uzaktan çal ı şma, uzaktan teşhis, tele-

konferans ve benzerleri .

0 Dünyanın 1 6 0 ülkesiyle elektronik

mektup, dolayısıyla elektronik nesne deği­

şimi. Elektronik mektup yoluyla, düz me­

tin dışında nesnelerin değişimi mümkün­

dür. Bu, ilgili uygulama programı ve işle­

tim sistemine bağlı olarak kolaylık açısın­

dan farklılıklar göstermektedir.

• Elektronik arşiv, veritabanı ve kütüp­

hanelere erişim. Burada veritabanı ve kü­

tüphane, örgütlenmiş ve muhtemelen özel

arayüzü olan elektronik nesne topluluğu

olarak düşünülmelidir.

• Tüm Internet, tek bir kütüphane, sa­

nal kütüphane olarak sunmaya yönelik

'Sub jec t Trees ' , 'Virtual Libraries', 'Resour­

c e s Guides ' , ' F A Q s ' gibi bilgi örgütlenme­

leri.

• İstenilen elektronik nesneyi bulmaya

yönelik tarama mekanizmalar ı (archie, ve­

ronica, jughead, wais, Isite, Lycos, w e b c -

rabler, p h o n e b o o k , whois, ...)

• Tüm Internet'i kullanıcıya tek bir par­

ça olarak sunan web, hyper-g, gopher gibi

araçlar. Bu araçlar hem ses, resim, v ideo

gösterebi lmekte, hem de bunları yaparken

kullanıcıyla etkileşim içine girebilmekte­

dir. Bu araçlar 'sanal gerçeklik ' gibi kav­

ramları da içermeyi hedeflemektedir.

• Internet, konulara göre hiyerarşik bir

yapısı olan yönetimi o ldukça demokrat ik

olan 8 0 0 0 civarında haber (news) grubun­

da insanların haber leşme, yardımlaşma,

farklı görüş ö n e sürme ve tartışma olanağı

sunmaktadır.

• 20 bin civarında liste, elektronik kon­

ferans, z i n e adlarıyla bir konu etrafında

uzmanlaşmış insanların esas olarak kendi

istekleriyle katıldıkları ve ayrıldıkları ha­

ber leşme, tartışma, yardımlaşma grupları

oluşturmuşlardır.

• Internet, üzerindeki her makineye

elektronik yayın yapma olanağı sunmak­

tadır. Her makinede sorumlu kişiye kendi

canının istediğini Internet topluluğuna a ç ­

ma hakkı vermektedir . VVeb sunucusu

olan ç o k kullanıcılı makinelerde her kul­

lanıcıya kendi w e b sayfasını a ç m a ve

yayın yapma hakkı tanımaktadir.

• Internet, küçük-büyük kurumlara In­

ternet uzayı ya da Siber Uzay 'da (Sybers-

pace) bir tabela a sma ve söylemek istedik­

lerini, z a m a n ve sayfa limiti o l m a d a n

değişik formatlarda istediği gibi s ö y l e m e

olanağı sunmaktadır.

Kısaca Internet, sürekli gelişen, henüz

e m e k l e m e aşamasında olan, o labi ldiğ ince

dinamik, canl ı , demokratik, tüm dünyaya

geniş o lanaklar sunan bir mekanizmalar

topluluğu ve bir ça l ı şma, yayın, iletişim,

paylaşım ortamıdır.

İletişim Adresi: akgul@bilkent.edu.tr

Index, Olivetti

yazıcılarını dağıtacak Index, dağıtımını yaptığı pek çok bilgisayar

ürününe Olivetti yazıcılannı da ekledi. Şirket,

lazer yazıcı dışında Olivetti'nin mürekkep

püskürtmeli ve nokta vuruşlu modellerini satış

noktalanyla Türkiye geneline ulaştıracak.

NURAY ÖZKAN

I ndex, dağıtımını yaptığı

yazıcı markalarına Oli-

vetti'yi de kattı. Olivet­

ti'nin 1 9 9 5 yılı başından beri

tamamlamaya çalıştığı dağı­

tım kanalları operasyonun­

da, Olivetti yazıcılarında In­

d e x dışında bir isim daha b e ­

lirlendi; Ankara'daki Ep Data

da Olivetti yazıcılarının dağı­

tımını yapacak.

Olivetti 'nin lazer yazıcı dı­

ş ındaki yazıcı m o d e l l e r i n i

kendi dağıtım kanalıyla Tür­

kiye'nin her yerine ulaştıra­

cak olan Index, söz konusu

ürünlerle ev ve ofis pazarını

hedefliyor.

Şu anda pazarda mürek­

k e p püskürtmeli yazıcı tek­

nolojisinde HP ve Canon 'un

ö n d e gittiğini belirten yetkili­

ler, Olivetti 'nin de bu tekno­

lojide söz sahibi bir marka

olduğunu görerek bu nokta­

da bir s e ç e n e k yaratmak is­

tediklerini ifade ediyorlar.

I n d e x ş irket inin D o n a n ı m

Ürünleri Satış Müdürü Yalç ın

Kıroğlu, Olivetti 'nin mürek­

k e p püskürtmeli teknoloji­

siyle bu pazara yeni bir so­

luk getirmeyi amaçladıklarını

söyledi.

Lazer yazıcılarını tercih et­

m e m e l e r i n e n e d e n o larak

da, Olivetti 'nin bu noktada

bir teknolojisinin olmamasını

gösterdi. Index, dağıtımını

yapacağı Olivetti yazıcıları­

nın her türlü yan donanımla­

rını ve desteğini de bayileri­

ne verecek. Şirket, 1 9 9 5 yılı­

nın Mayıs ayında dağıtımını

yapmaya başladığı Olivetti

yazıcılarında 1996 yılının so­

nuna kadar m ü r e k k e p püs­

kürtmeli ve nokta vuruşlular-

da yüzde 20 pazar payı e lde

etmeyi amaçlıyor. Yalç ın Kı­

roğlu, Olivetti 'nin 150 dolar­

lık yeni nokta vuruşlu ürü­

nünün evlere kadar girebile­

ceğini ve büyük satış rakam­

larına ulaşacağını tahmin et­

tiklerini söylüyor. Index, ev

pazarının dışında Olivetti ya-

zıcılarıyla profesyonel pazar­

da da söz sahib i o lmayı

planlıyor.

Kıroğlu, kendi ler ine 3 mil­

yonluk bir nüfusu olan ve

1994 yılında 15 bin yazıcı sa­

tılan İsrail'i ö r n e k aldıklarını

belirterek, Türkiye 'de aynı

rakamlara ulaşmak istedikle­

rini açıklıyor.

Tüketim malzemelerinde

yenilikler

Index, dağıtımını yaptığı

tüketim malzemeler i ürünle­

rinde bazı yenilikler yapa­

cak, listeye yeni adlar ekle­

yecek. Şirket böylel ikle tüke­

tim malzemeler i pazarındaki

yüzde 5'lik pazar payını da

büyütmeyi hedefliyor. Şirke­

tin Tüket im Ürünleri Satış

Müdürü T u n ç G ö k ç e , önü­

müzdeki d ö n e m d e özell ikle

yazıcı şeritlerini çeşitlendir­

meyi ve birtakım ürün sıkın­

tılarını gidermeyi amaçladık­

larını söyledi.

Maliye Bakanlığı'nın ihalesini

Siemens Nixdorf kazandı

Maliye Bakanl ığı Gelirler

G e n e l Müdürlüğü, ge­

nel anlamda T e k Vergi Nu­

maras ı p ro je s ine altyapı

oluşturacak ve toplam bede­

li 2 2 4 milyar 9 9 0 milyon lira

değer inde bilgisayar donanı­

mı satın aldı.

Gelirler G e n e l Müdürlü-

ğü'nün Devlet Malzeme Ofi­

si kanalıyla açtığı ihaleyi Si­

e m e n s Nixdorf A.Ş. kazandı.

Söz konusu proje Vergi Da­

ireleri ve Gelirler Müdürlük­

lerimde, bakanl ıkça uygun

görülen; sicil, tahakkuk, tah­

silat, mükel le f takip, bilgi

düzeltme, muhasebe, arşiv-

leme işlemlerinin otomasyo­

nunu kapsıyor. Proje istem-

Gelirler Genel

Müdürlüğü'nün sistem

ihalesinin toplam bedeli

225 milyar dolar.

ci/sunucu mimarisinde ger­

çekleştiri lecek, ihalede do­

nanım olarak 30 adet orta-

b o y sistem, 7 3 1 adet kişisel

bilgisayar, 520 adet nokta

vuruşlu yazıcı ve 240 adet la­

zer yazıcı satın alındı.

Satın alınan bu donanımla

önümüzdeki günlerde en az

30 vergi dairesinin daha oto­

m a s y o n u gerçekleşt i r i lmiş

olacak. Sistemde kullanıla­

cak olan uygulamalar konu­

sunda ise, S iemens Nixdorf

A.Ş. yetkililerinin verdiği bil­

gi şöyle:

"Sistemde kullanılacak uy­

gulamalar, i s temci/sunucu

ortamında 3SADM-RAD m e ­

todoloj i ler ini d e s t e k l e y e n

LBMS System Engineer CASE

toolset kontrolünde Sybase

SQL Server ilişkisel veritaba­

nı geliştirme ortamı kullanı­

larak geliştiri lecek. İşletim

sistemi olarak sunucularda

Windows NT Server, istemci­

lerde ise Windows çal ışacak

olan projede ayrıca tek tek

h e r i s temciye y ü k l e n e c e k

olan toplam 2 4 0 adet MS Of­

fice seti kullanılacak."

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 h a b e r 5

Yazılımcıların haklarının

korunması için "YES" GÜNEŞ KAZDAĞLI

5846 sayılı Fikir ve Sanat

Eserleri Yasası 'nın bazı

maddelerinin değiştiril­

mes ine ilişkin yasa Türkiye

Büyük Millet Meclis i 'nde ka­

bul edildi ve geçtiğimiz gün­

lerde Resmi Gazete 'de ya­

yımlandı.

Söz konusu yasanın l6'n-

cı maddes inde "Eser sahiple­

ri ile k o m ş u hak sahipleri,

üyelerinin ortak çıkarlarını

korumak ve mevzuatın ön­

gördüğü esas ve usuller için­

de bu kanun ile tanınmış

haklarının takibini, al ınacak

ücretlerin tahsilini ve hak sa­

hiplerine dağıtımını sağla­

mak üzere Kültür Bakanlı­

ğ ı n c a hazırlanan Bakanlar

Kurulu'nca onaylanan tüzük

ve tip statülerine uygun ola­

rak, mes lek birlikleri kuru­

labilirler" deniyor.

Bu m a d d e gereği yazılım

eserleri sahiplerinin de önü­

müzdeki günlerde haklarını

koruyacak ve bu hakların

korunmasının takibini yapa­

cak bir birlik kurmaları gere­

kiyor.

Konu hakkında görüştü­

ğümüz Yazıl ım Sanayicileri

Derneği (YASAD) Başkanı

Nejat Sağtekin, telif yasası­

nın yeni çıktığını, son deği­

şiklikleri de içeren metin

üzerinde h e n ü z çalışma ola­

nağı bulamadıklarını söyle­

di. Ancak yasa gereği bazı

çalışmalara da önümüzdeki

g ü n l e r d e baş layacaklar ın ı

bel i r ten S a ğ t e k i n şunları

söyledi:

"Öncel ik le yasanın uygu­

lanabilmesi için bir yönet­

melik hazırlanması gereki­

yor. YASAD olarak ülkemiz­

de temsi lci l ikler i b u l u n a n

yazılım kuruluşları ve doğru­

dan kendisi Türkiye 'de olan

şirketlerle birlikte bu çalış­

mayı yürüteceğiz. Bununla

ilgili olarak Kültür Bakanlığı

ile görüşmeler imiz d e v a m

ediyor. Yönetmel iğ in hazır­

lanmasının yanı sıra yine ya­

sa gereği bir birliğin kurul­

ması söz konusu. Bu birlik

tel i f hak lar ından d o ğ a c a k

sorunların ç ö z ü m ü n d e v e

hakların takib inde ö n e m l i

bir rol oynayacak. Bizim ilgi­

li arkadaşlarla yaptığımız bir

ön toplantıda Yazıl ım Eser­

leri Sahipleri ( Y E S ) adıyla

birlik oluşturulması konusu

g ü n d e m e geldi. Bu konuda­

ki çalışmalar da devam edi­

yor."

Yasa gereği, her türlü b o ş

v i d e o kaseti , ses kaset i ,

kompakt disk, bilgisayar dis­

keti imal ya da ticari amaçla

ithal e d e n gerçek ve tüzel

kişiler, imalat ya da ithalat

bedeli üzerinden yüzde 5'i

g e ç m e m e k üzere Bakanlar

Kurulu kararıyla belir lene­

c e k orandaki miktan kese­

rek, bir ay içinde topladıkla­

rı meblağı, sonraki ayın en

g e ç yarısına kadar Kültür

Bakanlığı adına bir ulusal

bankada açı lacak özel hesa­

ba yatırmakla yükümlüler.

Bakanl ık bu hesapta top­

lanan miktarın 3/4'ünü,

m e s l e k birliklerinin temsil

ettikleri hak sahiplerine da­

ğıtılmak üzere mes lek birlik­

leri arasında paylaştıracak.

Meslek birlikleri bu parayı,

bakanlığın onaylayacağı da­

ğıtım planlarına göre hak sa­

hiplerine dağıtacak. B a k a n ­

lık bu planları onaylarken,

mes lek birliklerince temsil

edilen eserlerin özel kopya­

lama miktarını g ö z ö n ü n e

alacak ve bu miktarın geri

kalan 1/4'ünü, kültürel ve

sosyal amaçlarla fikri hakla­

ra tecavüzün önlenmes i için

kullanacak.

YASAD'da yeni dönem

Nejat Sağtekin'le Telif Yasası'nın yanı sıra geçtiğimiz gün­

lerde Başkanlık görevini üsdendiği YASAD'ın önümüzdeki

dönemde neler yapacağı konusunda da görüştük. Likom

A.Ş.'nin Genel Müdürü olan Sağtekin, YASAD Başkanlığının

1 yıl süreceğini belirterek 1 9 9 6 ydında bu bayrağı bir başka ar­

kadaşına devredeceğini söyledi. Bu süre içerisinde YASAD'ın

kamuoyunda daha iyi tanıtılması yönündeki çalışmalara ağır­

lık verilecek. Ayrıca YASAD üyesi kuruluşlar artık dış tanıtım

için kullanacakları çeşidi malzemelerde YASAD üyesi oldukla­

rını belirtecekler.

Nejat Sağtekin, YASAD olarak neler yapacakları konusunda

şu bilgileri verdi: "YASAD üyesi kuruluşların altına imza ata­

cağı bir ortak lisans anlaşma metni oluşturulsun diye düşünü­

yoruz. Bu lisans anlaşması hem şirketi, hem tüketici haklarını

koruyacak, hem de uluslararası bir takım kurallar içerecek.

Mutlaka her şirket bu ortak lisans anlaşmasının dışında müş­

terisine ekstradan bir şeyler verecektir. Ama bu ürünün bir

kullanım hakkı olduğunu, ürünün güncelleştirilmesiyle ilgili

garanti koşullarının ve diğer ayrıntılarının nasıl olacağını en

azından tek bir metinle, tek düzende verilsin istiyoruz."

Ayrıca geçtiğimiz yıl ilki Bilişim'94 etkinlikleri çerçevesinde

yapılan I. Yazılım Sanayicileri Toplantısı'nın bu yıl ikincisinin

yapılması konusundaki çalışmaların da devam ettiği öğrenildi.

Geçmişe doğru

SİNAN OYMACI Trio Çözümevi Yönetici Ortağı

Okumaya başladığınız bu paragrafı

hazırladıktan sonra düşündüm ki;

yazıyı s o n u n a kadar o k u m a z s a n ı z bu

cümleler i kaçıracaksınız. O n u n için yazı­

nın baş langıcına taşıdım. Yeni teknoloji ile

yazı yazmanın keyfi de burada değil mi?

Daktilo kullanıyor olsaydım, çıkart kağıdı

en baştan her şeyi yaz. Halbuki şimdi işler

ne kadar kolay. Filmlerde görüyorsunuz;

yazar bir şeyler yazmaya başlıyor ve be­

ğenmediği anda daktilodan kağıdı yırtar-

cas ına çıkartıp, buruşturuyor.

Y a z ı y a baş lamadan ö n c e , geçtiğimiz

hafta ç o k az aktivite olduğunu ve yazıyı

bitirmenin zor olacağını düşünmüştüm.

Farkında o lmadan bana ayrılan yeri dol­

duracak kadar yazı yazmışım.

Bu hafta, g e ç m i ş yıllarda nelerden ko­

nuşuyorduk, şimdi nelerden konuşuyoruz

konusuna değ inmek istiyorum. Ancak, he­

men s a d e c e eski lerden konuşacağımı

zannedip, yazıyı at lamayın. İlerleyen satır­

larda bugünlerde olup bitenlere de deği­

n e c e ğ i m .

Ç o k uzağa gitmeye gerek yok, 1 9 9 1 ' d e

kişisel bilgisayarlarda sahip olunan sabit

disk kapasiteleri 40 MB civarında idi. D o -

layısı ile herhangi bir bilginin kaybında,

s a d e c e 4 0 M B bilgi kaybediyordunuz.

Eğer C D ' n i z yok ise, yirmibeş otuz disket­

le gelen ve yüklenmek için saat lerce ba­

şında oturmanızı gerektiren yazıl ımlarınız

da yoktu.

Ş i m d i hayat, hem daha kolay, hem de

daha zor. Performans istiyorsanız, zaman­

dan tasarruf e tmek istiyorsanız, bütçenizi

gözden geçireceks iniz . D a h a kolay ve hız­

lı kullanım, daha iyi sistemler a lmanızı ,

teknolojiyi d a h a yakından takip etmenizi

gerektiriyor.

D a h a g e ç e n gün bir firmada kullanılan

ana bilgisayarın toplam sabit disk sürücü­

sünün 4 0 0 MB olduğunu söylediler. Siste­

min mal iyet i , alındığı s e n e itibarı ile

2 5 , 0 0 0 . - Amerikan Doları civarında. Eğer

kişisel bilgisayarlara ikiyüz, üçyüz dolara

ek leyebi leceğ iniz bir sabit diski bu sisteme

e k l e m e k isterseniz, b inlerce doları göz­

den çıkaracaksınız . Şirket yönetici lerinin

söylediği ç o k enteresan. Tüm işletmenin

bu kadar uzun sene ihtiyacını karşılamış

ve hâlâ da karşılamaya devam eden bu

sistemden daha büyük kapasiteye sahip

bilgisayarlar, şimdi kendi masalarının üze­

rinde duruyor. Yine de bazı uygulama ya­

zılımları için sistemi büyütmek gerekiyor.

B u r a d a hemen araya girelim ve bir ha­

tırlatma yapal ım. Bu sistemler, uzun yıllar

pek ç o k firmanın bilgi işlem ihtiyacını kar­

şılamış, hâlâ da karşı lamaya d e v a m et­

mekte. Aslını ararsanız, kullandığınız sis­

tem ihtiyacınızı karşılıyorsa, s a d e c e moda­

ya uymak uğruna sistemi değişt irmenize

de gerek yok. İhtiyaca yetmeyen kısımlar

için, eğer ekip çal ışması yapı lmayacaksa

kişisel bilgisayarlar veya yerel küçük ağlar

ile farklı sistemler oluşturabilirsiniz.

G ü n c e l konularımıza gelirsek, Bilişim

Kurultayı için kaydınızı yaptırdınız mı? Bu

yıl, her zaman görmeye alışık olduğumuz­

dan daha ç o k kişiyi kurultayda görmek is­

tiyoruz.

Y a z ı m ı z ı yine güzel bir sözle kapata­

lım. "En iyiyi bulmak için uğraşırken, iyi­

yi kaybediyorsunuz" Kral Lear - Shakespe-

ar. Bu söze dikkat edin ve içinde gizlenen

derin anlamı bulmak için biraz zaman har­

cayın.

İletişim Adresi: E-mail: 70058@anadolu.net

6 h a b e r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Toplumsal gelişmenin kaldıracı

NEZİH KULEYİN Semor A . Ş . Yönetim Kurulu Başkanı

H epimiz, parçası olduğumuz toplum

adı verilen ilişkiler bütünü içerisinde

yaşamaktayız. İçinde yaşadığımız bu bü­

tün, genel bir işlevsel ayrıma tutulursa gö­

rülmektedir ki; toplum denilen olgu, üstya­

pı kurumlan olarak adlandırılan dil, hukuk,

eğitim, aile, bilim ve gelenekler, işlevsel

kurumlarla birlikte altyapı kurumları adı

verilen üretim işlevinden oluşmaktadır.

Tüm bu kurumlar bugün her zamankinden

daha fazla bilgi ve iletişimin doğru ve sağ­

lıklı birlikteliğine gereksinim duymaktadır.

Toplumsal gelişmenin baş döndürücü bir

hıza eriştiği günümüzde bu gelişmenin

motor güçlerinden bir tanesi ö n e çıkmıştır.

Ö n e çıkan bu işlev, bilgi ve iletişim tekno­

lojisidir.

A c a b a bilişim teknolojisini ülkemizin

gel işmesinde bir kaldıraç gibi kullanabilir

miyiz? Bu teknoloji ler insan iradesine bağ­

lı olarak yönlendirilebilir mi? Bilişim tekno­

lojisi ile bu şans yakalanmış gibi gözük­

mektedir. Hiçbir toplumsal işlevin rolünü

diğer işlevlerin ardına koymak olanaklı de­

ğilse de, bilgi ve iletişim teknolojisi, onun

etkilediği kesimlerin ağırlığı günümüzde

bu toplumsal işlevin önemini artırmıştır.

Bilginin işlenmesi ve hızla üretim süre­

c inde tek başına bilgi üretiminde kullanıl­

ması ile başlayan süreç, konunun ö n e m i n e

uygun davranıldığında azgelişmişlik süre­

cini kırma savaşımızda, ç o k önemli bir iş­

levin sahibi olabilir. Ülkemizin genel bir

kesiti alındığında oldukça g e n ç bir ülke ol­

duğu bilinmektedir. Bilişim teknolojisi ise,

yalın olarak sadece bir bilgi ve iletişim tek­

nolojisi değil, sistem kuramından tutun da

yöneylem araştırmasına tüm temel kuram­

ların etkinliği ve gelişmesinin temel inde

olan bir kuramdır. Bu gerçeklik bizi bilişim

teknolojisini kalkınmanın kaldıracı olarak

kul lanabileceğimiz kanısına vardırmakta­

dır.

Bu gerçeklikten kalkarak, çok genç olan

ülkemiz insan hamurunu, eğitim anlayışı­

mızı biraz daha farklı kılarak yönlendirme­

miz gerekmektedir. İyi bir inşaat mühendi­

si yetiştirirken kesinlikle bu mühendisin in­

şaat teknolo j i s inde bilişim teknoloj is ini

kullanmayı öğrenmesi ya da proje planla­

ma ve denetim tekniklerini kullanmayı bil­

mesi gerekliliğinden bahsetmiyoruz. Her

bilim dalında o dalla ilgili bilişim teknolo­

jisi kullanımı öğretilmektedir ve bundan

sonra da öğretilecektir. Eksik kalan ve bel­

ki de ç o k fazla gereksinimimiz olan, sistem

bilimciler, yönetim bilimciler, bilgi tekno­

lojisi üreticileri vb gibi bilimi ve teknoloji­

yi toplumsal hedeflere yönlendirebi lecek

nitelikte insanlar yetiştirmektir.

Yetiştirilmesi gerektiğine inandığımız bu

insanların iş tanımları arasında neler var­

dır? Yaşamın her alanında özell ikle de ka­

mu kesiminde verimliliğin artırılması bu

nitelikte kadroların yapması gereken bir ça­

lışma olarak ö n ü m ü z d e durmaktadır. Top­

lumsal kalkınmanın en önemli belirteçle­

rinden biri şüphesiz verimliliktir. Bilişim

teknolojisi tek başına verimliliği artırma iş­

levini yerine getiriyorsa da bunun sistema­

tik ve belirli hedefler gözet i lmeden yapıl­

ması istenilen sonucu almamızı olanaksız-

laştırır.

Bilişim teknolojisi kullanılarak haritalar-

daki bilgileri bilgisayar ortamına aktarmak

bu bilgileri kullanarak arazi kullanım plan­

ları e lde e tmek olanaklıdır. Eğer bilişim tek­

nolojisini toplumsal kalkınmada bir araç

olarak kullanmak istiyorsak o zaman yapıl­

ması gereken bu bilgileri kullanarak ileriye

yönelik kestirimler yapabilmektir. Bu kesti-

rimler her türlü uzun zamanlı planın bili­

şim teknolojisi kullanılarak yapılmasından

geçmektedir. Yeni kadroların görevi bu

planları gerek çalıştıkları kamu kuruluşları

için, gerekse çalıştıkları şirketler için hazır­

lamaktır.

Ü l k e n i n nüfusunun genç olması bir de­

zavantaj olmaktan çıkartılmalıdır. G e n ç l i ­

ğin enerjisi, üretken projelere kaydırılmalı­

dır. Bu zannedildiği kadar zor ve uzun va­

deli bir iş değildir. Doğru konulmuş ve geri

dönüşü olan hedeflerin gerçekleşmemesi

diye birşey sözkonusu ed i lemez.

Logo'da uzmanlaşmanın bir adımı daha...

Logo Yetkili Eğitim Merkezleri

Lo g o Yazıl ım yakın za­

mana kadar satış son­

rasında eğit imden tek­

nik desteğe kadar tüm hiz­

metleri kendisi veren bir şir­

ket konumundaydı . 1995 yı­

lının başlarında Logo yeni

bir yapılanmaya giderek, sa­

tış sonrası hizmetleri Logo

dışına taşımaya, iş ortakları­

na aktarmaya başladı. Şirket

bu kapsamda paket eğitim

hizmetlerini de eğitim mer­

kezler ine taşıyor. İki yıldan

beri eğitimsiz olarak pazara

sunmaya başladığı paketle­

rin eğitimleri bundan böyle

Logo'nun belirlediği Yetkili

Eğitim Merkezleri tarafından

veri lecek.

Logo 'nun hedefi, p a k e t

ürünlerinin Türkiye'nin her

noktasında satılmasını sağla­

mak. O yüzden şirket Alınte-

ri, Dr. E k o n o m i gibi paketle­

rinin mağaza ve marketlerde

satışına başladı. Paketi satın

alan kullanıcı b u n u n eğitimi­

ni Logo ya da yetkili satıcı­

dan değil, Logo 'nun belirle­

diği Yetkili Eğitim Merkezle­

rinden alabi lecek. Bu mer­

k e z l e r L o g o ' n u n bütün

ürünlerinin kullanım eğitim­

lerini toplu bir şeki lde vere­

cek. Hangi ürünün eğitimi­

nin ne şekilde, hangi sırayla,

ne kadar sürede verileceği­

nin ve verilen eğitimlerde

hangi noktalara dikkat edile­

ceğinin planı Logo tarafın­

dan yapılıyor. Logo böyle­

likle kul lanıc ının, Türki­

ye 'nin her yerinden standart

eğitim alabilmesini sağlamış

oluyor.

Logo Yetkili Eğitim Mer­

kezleri 1 T e m m u z 1995 tari­

hinde kullanıcı eğitimlerine

başlayacak. Logo şu anda

toplam 17 adet Yetkili Eği­

tim Merkezi belirlemiş du­

rumda. Bunlar İstanbul, An­

kara, izmir, Gaziantep, Eski­

şehir, Konya, Kayseri, Ada­

na, Bursa illerinde bulunu­

yor. Şirket yaz d ö n e m i n d e

Karadeniz ve Akdeniz böl­

ges inde de Yetkil i Eğitim

Merkezi atamayı planlıyor.

1995 yılı sonuna kadar he­

deflenen Yetkili Eğitim Mer­

kezi sayısı ise 2 5 . Şirket

özell ikle Karadeniz ve Akde­

niz yöresinde Yetkili Eğitim

Merkezi o l m a k isteyen kuru­

luşların da başvurularını

bekliyor.

Logo Yazıl ım Operasyon­

lardan Sorumlu G e n e l Mü­

dür Yardımcısı Müge Peri,

Yetkili Eğitim Merkezlerini

des tek leyecek ler in i belirte­

rek, bu uygulamaları şöyle

sıralıyor.

"Yetkili Eğitim Merkezle­

rine tüm ürünlerle ilgili bir

eği t im dosyas ı veriyoruz.

Eğitim verecekler için hangi

noktalara dikkat ed i leceğ i

konusunda üniversite bün­

yes inde kitaplar hazırlattık.

Yetkili Eğitim Merkezinin iki

e lemanını ücretsiz eğitiyoruz

ve sertifika veriyoruz. B u ­

nun yanı sıra sattığımız her

paketin içinden o ürünün

eğitimini alabilecekleri Yet­

kili Eğitim Merkezlerinin lis­

tesini veriyoruz. Böyle l ik le

kullanıcıların bizim merkez­

lerimizi tercih e tmeler in i

sağlıyoruz."

Logo Eğitim Şefi Tülay

Ö z k ö k ise, bu uygulamanın

amacını şöyle özetledi. "Yet­

kili Eğitim Merkezleri ile biz

eğit imde kalite ve belli bir

standart oluşturmayı hedefli­

yoruz. B u n u toplam kalite­

nin bir parçası olarak düşü­

nüyoruz."

Verilen eğitimler

Logo Yetkili Eğitim Mer­

kezleri birkaç tür eğitim ve­

recek. Bunlar; operatör eği­

timleri, Logo'yu bir mes lek

olarak görenlere verilen Lo­

go Sistem Uzmanı eğitimleri,

özel ç ö z ü m paketleri eğitim­

lerini içeriyor.

Eğitim ver i lecek paketler

ise şunlar: Logo G o l d ve

P O S ile Logo'nun raftan satı­

lan tüm peketleri.

L o g o Yazılım, Yetkil i Eği­

tim Merkezi o l a c a k kuruluş­

lardan belirli bir ücret alıyor.

Kuruluşların Yetkil i Eğitim

Merkezi o l m a k için ödeye­

ceği ücret 1,000 dolar. An­

c a k şirket, bu yılın sonuna

kadar söz konusu ücreti 5 0 0

dolar olarak belirlemiş.

Ayrıca Yetkili Eğitim Mer­

kezlerinin bir yıl sonra Lo-

go'ya -eğer faaliyetleri de­

vam ediyorsa- belli bir yeni­

l e m e ücreti de ödemeler i ge­

rekiyor.

Digital, ağ ve yedekleme ürünlerini tanıttı Digital Türkiye, dünyada ağ ürünleri konusundaki

yüzde 8'lik pazar payını Türkiye'de de yakalamayı amaçlıyor.

Digital Türkiye, 8 Haziran

1 9 9 5 tarihinde İstan­

bul'da 'Network Academy'

ve 'S torageWorks R o a d

Show'u gerçekleştirdi. Digi­

tal toptancıları, ç ö z ü m ortak­

ları ve ç o k sayıda kullanıcı

grubunun izlediği toplantıda

Digital Türkiye'nin ağ ve ye­

d e k l e m e ürünleri ve pazarla­

ma stratejilerine değinildi. Şu

anda DigitaPın dünya ağ pa­

zarındaki payı yüzde 8 dola­

yında.

Digital Türkiye de ağ pa­

zarında ciddi söz sahibi ol­

mayı hedefliyor. Digital, ağ

ürünleri konusunda Türki­

ye 'deki atağını 1995 yılının

ilk aylarında başlattı. Ağ ç ö ­

zümlerini birbiri ardına pa­

zara sunan şirket, bunun ya­

nı sıra bu alandaki iş ortakla­

rını da belirledi. Digital'ın

Türkiye'deki ağ ürünlerinin

toptancılığını Bimel ve Kom-

data yürütüyor. Digital'ın ağ

ortamında, masaüstü çalışma

olanağı sunan Multia ürünle­

rinin dağıtıcılığını ise Y a m a n

yapıyor.

Digital Türkiye, toptancı

kanalının dışında ağ ürünle­

rinde ç ö z ü m ortaklığı yapı­

lanmasına da gidiyor. Şirket

pazarda bu konuda uzman­

laşmış belli başlı şirketlerle

Digital Ağ Ç ö z ü m Ortağı

şeklinde çalışacak. Digital'ın

ağ teknoloj is inde özel l ikle

üzerinde durduğu konular,

ATM (Asynchronous Trans­

fer M o d e ) ve yüksek perfor­

mans ürünleri. Ağ teknoloji­

sinde router (yönlendirici),

hub ( m e r k e z istasyon) gibi

ürünlerin artık birleştiğini sa­

vunan Digital Türkiye yetki­

lileri, bundan böyle özellikle

'switching networking' kav­

ramının gündemde olacağını

dile getiriyor. Digital da ağ

alanındaki yatırımını bu tek­

nolojiye yapacak. B u n u n ya­

nı sıra Digital, AnyLAN ve

Fast Ethernet teknoloj i ler i

konusunda pazarda bir belir­

sizliğin olduğunu, bu tekno­

lojiler için biraz b e k l e m e k

gerektiğini dile getiriyor. Di­

gital Türkiye, önümüzdeki

günlerde ağ ürünlerinde et­

kin bir kampanyaya başlıyor.

Kampanya, Ethernet kartları,

DECrouter ve NetRider ürün­

lerini kapsıyor.

8 h a b e r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Siemens Nixdorf, PC hareketini hızlandırdı

Dünyada yeni bir yapı lanma

içine giren S iemens Nix­

dorf, özell ikle 1994 yılının

son aylarında BT sektöründe ağır­

lık vereceği noktalardan birinin de

PC pazarı olacağını açıklamıştı. Si­

e m e n s Nixdor f un PC pazarındaki

atağı Türkiye 'ye de yansıdı. Şirket,

PC'de Türkiye 'ye özgü özel fiyat

politikaları uygulamaya başladı. Si­

e m e n s Nixdorf Türkiye, b u n u n ya­

nı sıra bayi kanalıyla PC satışına

ağırlık vererek, bir dağıtım kanalı

oluşturmaya başladı.

S iemens Nixdorf Türkiye, bir sü­

re ö n c e başlattığı PC kamyanyasın-

da satışlarını hayli yükseltmiş du­

rumda. 1995 yılının ilk dört ayında

1,300 do lay ında PC sattıklarını

açıklayan S iemens Nixdorf Pazarla­

ma Müdürü Nezih Süzen, bir aydır

uyguladıkları kampanyada ise yak­

laşık bin adet PC satışı yaptıklarını

söyledi. Şirket böylel ikle, ilk 4 ay­

daki satış rakamlarını, düzenledik­

leri kampanyayla 1 ayda elde etmiş

oldu. Şirket yetkilileri, söz konusu

k a m p a n y a ile pazarda S i e m e n s

Nixdorf PC'lerinin fiyatının yüksek

olduğu imajını sildiklerini dile geti­

riyor. PC kamyanyasından büyük

müşterilerinin de yararlandıklarını

belirten yetkililer, b u n u n yanı sıra

ev pazarını da hedeflediklerini bil­

diriyorlar. S iemens Nixdorf, yaz

d ö n e m i n d e evlere yönel ik bir PC

kampanyası daha yapmayı planlı­

yor. Şirketin Ekim 1995' te başlayıp

Ey lü l l996 'da bi ten mali yıldaki PC

satış hedefi ise, 5 bin adet.

S i e m e n s Nixdorf Türkiye, 1995 '-

in başında PC konusunda bir bayi

kanalı oluşturulmasına hız verdi.

D a h a ö n c e bir dağıtıcı ve yetkili sa­

tıcılarla PC satışını yürüten şirket,

bu yıl bayi ağını daha da güçlendi­

riyor. S i e m e n s Nixdorf Indirekt Sa­

tış Kanalı ( P C ) Müdürü Atakan Ok-

tar, şu anda S iemens Nixdorfun

Türkiye genel inde PC dağıtıcılığını

Index ' in yürüttüğünü söylerken,

dağıtıcı sayısını artırmayacaklarını

açıklıyor. B u n a karışılık yetkili satı­

cı ağının genişleti lmesi hedefleni­

yor. S i e m e n s Nixdorf Türkiye, Pa-

k o m ve Datateks ' in dışında geçtiği­

miz haftalarda Test Teknolo j i ile de

yetkili satıcılık anlaşması imzaladı.

Şirketin hedefi, bu d ö n e m d e Tes t

Teknolo j i gibi çalışan 3-4 tane da­

ha yetikil satıcı atamak. Şu anda

bilgisayar satışlarının yaklaşık yüz­

de 30 'unu bayi kanalı ile gerçek­

leştiren şirketin amacı, ilk aşamada

bu oranı yüzde 50 'ye çıkarmak.

Şişecamda

yapısal değişim

Türkiye Ş i şecam Şirketler Gru­

bu, bilgi işlem b ö l ü m ü n d e ye­

ni bir yapı lanmaya gidiyor. Bugü­

ne kadar Şişecam'ın tüm şirketleri­

nin tek m e r k e z d e n hizmet aldığı

bilgi iş lem müdürlüğü, dağıtık bir

yapıya bürünüyor. Bu yapılanma­

nın paralel inde de yıllardır Şişe­

cam' ın Sistem O t o m a s y o n Müdür­

lüğündeki iki üst düzey yönetici

emekl i oluyor. Şişecam'ın Sistem

O t o m a s y o n Müdürü Koray O b e n

ve Sistem O t o m a s y o n Müdür Yar­

dımcısı Cevdet Erdi'nin bu görevle­

rinden ayrılmaları ile Şişecam'daki

mevcut bilgi işlem kadrosu dağılı­

yor. Sistem O t o m a s y o n Müdür Yar­

dımcısı Cevdet Erdi, konuyla ilgili

olarak şu açıklamayı yaptı.:

"Biz im emekli l iğimizle birlikte

Şişecam'ın Sistem O t o m a s y o n Mü­

dürlüğü ortadan kalkacak. B u n d a n

böy le Şişecam'a bağlı tüm şirketler,

bağımsız olarak kendi bilgi iş lem

çalışmalarını yürütecek. D a h a ö n c e

Ş i şecam Şirketler Grubu 'na bağlı

30 şirketin yazılım ve d o n a n ı m ko­

nusunda tüm bilgi iş lem gereksi­

nimleri bu m e r k e z d e n yapılıyordu.

Şimdi ise bilgi işlem merkezindeki

e lemanlar söz konusu 30 şirkete

eşit olarak dağıtılacak ve şirketlerin

bilgi iş lem faaliyeleri kendi bünye­

lerinde yapılacak."

Datasel, Aksaya

çözüm sunuyor J e n e r a t ö r s e k t ö r ü n d e faaliyet

gösteren Aksa Jeneratör , satış ve

destek hizmetlerini bilgisayarlı oto­

masyona geçiriyor. Aksa'nın tüm

o t o m a s y o n çalışmaları Datasel ta­

rafından yürütülüyor.

Aksa'nın satış ve destek birimle­

rinin o t o m a s y o n projesi şu başlık­

lardan oluşuyor: Tekl i f hazırlama,

sipariş ve satışların takibi, müşteri

kayıtlarının ayrıntılı tutulması ve

sorgulanması, ürün tanım ve kata­

log bilgilerine hızlı ve kolay erişim,

sevkiyatların takibi ve planlanması,

müşteri lerden ge len çağrıların de­

ğerlendirilmesi, planlanması ve iz­

lenmesi, müşterilere verilen hiz­

metler in planlanması, iz lenmesi,

müşteri lerde mevcut m a k i n e park­

larının izlenmesi, satış ve destek

hizmetlerinin bütünleşik olarak de­

ğerlendirilmesi.

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 h a b e r 9

İTÜ ETA Vakfi, yüksek teknoloji ürünleri geliştiriyor İTÜ bünyesinde ve Netaş, Beko, Simko, Teletaş, Vestel, Inter Mühendislik'in ortaklıklanyla

kurulan İTÜ İleri Elektronik Teknolojileri Araştırma Geliştirme Vakfı, ülkemizde endüstri

kuruluşlan için mikroişlemci tasarımı geliştiriyor.

İTÜ ve Türkiye'nin endüstri ala­

nındaki 5 büyük kuruluşu Ne­

taş, Teletaş, B e k o , S imko ve

Vestel, 1987 yılında elektronik mü­

hendisliği alanında işbirliği yap­

mak üzere biraraya geldi, işbirli­

ğindeki amaç, yüksek teknoloji

üreticisi e lektronik şirketlerinin kü­

resel pazarlara açılmasını sağlaya­

cak yeni teknolojileri tasarlamaları

için destek olmaktı. Endüstri ürün­

lerinin en önemli öğes i sayılan

mikroiş lemci tasarımı yapmak üze­

re 1991 yılında İTÜ'nün öncülü­

ğünde kurulan İTÜ ETA Vakfı, bu

konudaki bilgi birikimini ve uz­

manlığını ortaya koyarak birçok

mikroiş lemci tasarımına imza attı.

O tarihlerde Türkiye'deki endüstri

kuruluşlarında bu türden bir uz­

manlık ve mikroişlemci tasarımı

için gerekli altyapı da mevcut de­

ğildi. Üstelik tasarım için gerekli

altyapıyı kurmak oldukça maliyet­

liydi. İTÜ ETA Vakfı, bu şirketlere

tasarım uzmanlığı sağladı. Daha

sonra söz konusu 5 üyeye Inter

Mühendisl ik de katıldı. B ö y l e c e

Vakfa üye olan şirketlerin sayısı al­

tıya yükseldi.

ETA Vakfı, b u g ü n e kadar Vakıf

üyesi şirketlerden Netaş, S i m k o ve

B e k o ' y a mikroiş lemci tasarımı hiz­

meti verdi. Ayrıca üye o lmayan şir­

ket lerden Arçelik ve Türkiye Tek­

noloji Geliştirme Vakfı için de mik­

roiş lemci tasarımı geliştirildi. Şu

anda Vakıf, Netaş için bir başka

mikroiş lemci tasarımı çalışmalarını

yürütüyor. Vakıf, yaptığı bu çalış­

malarla kısa sürede kendi kendine

yeterli hale g e l m e y e başladı. Tasa­

rımı yapılan ürünlerin, yurtdışında

prototipleri çıkarılarak test amacıy­

la tekrar Vak ı fa geliyor. Üretim

için onaylandığında da tasarım bil­

gileri tekrar yurtdışına gönderi le­

rek üretime başlanıyor. Vakıf, tasa­

rımını yaptığı mikroiş lemcinin nite­

liğine göre yurtdışındaki üretici şir­

keti kendisi seçiyor. Bu noktada

Vakıf, yurtdışındaki mikroiş lemci

üreticilerinden yaklaşık 8 şirketle

doğrudan bağlantı halinde.

Tasarımı kimler yapıyor?

İTÜ ETA Vakfı Koordinatörlüğü­

nü üst lenen Prof. Dr. Uğur Çilingi-

roğlu, tasarım projelerinin tama­

mıyla k o n u n u n uzmanı kişiler tara­

fından yapıldığını söyleyerek, Vak­

fın işleyişini şöyle özetliyor. "Bura­

da bir proje yönetici havuzumuz

var. Bu havuzda iTÜ'nin Elektro­

nik ve Mikroelektronik b ö l ü m ü n d e

doktora ve yardımcı d o ç e n t düze­

yindeki öğretim görevlileri, araştır­

ma görevlileri ve öğrenci ler yer alı­

yor. Bir tasarım projesi geldiği za­

m a n o projenin uzmanı belirleni­

yor ve ardından o n a yardımcı ola­

cak ekip kuruluyor. Bu e k i b e za­

m a n zaman öğrencileri de dahil

ediyoruz. Proje bit iminde söz ko­

nusu ekip de dağılıyor."

Uğur Çilingiroğlu, Vakfa ge len

her projenin kesinlikle büyük bir

gizlilik içinde yürütüldüğünü, hatta

bu konuda şirketlerle bir gizlilik

anlaşması da imzaladıklarını belir­

tiyor. Vakıf bugünlerde ilk yurtdışı

siparişini a lmanın arifesinde. Proje

gerçekleştiği takdirde ETA Vakfı ilk

defa yurtdışına mikroiş lemci tasarı­

mı hizmeti vermiş o lacak.

Vakıf, mikroiş lemci tasarımının

yanında başka projelere de imza

atıyor. Ayrıca bir d ö n e m Türki­

ye 'de ulusal bir bilgisayar ağı oluş­

turulması projesini aktif olarak yü­

rüttü, TÜBİTAK' ın desteklediği bu

projeye evsahipliği yaptı.

Uğur Çilingiroğlu, ge lecektek i

amaçlarını şöyle belirtiyor. "ETA

Vakfı'nı Türkiye 'deki tüm endüstri­

ye hizmet v e r e c e k bir yapıya getir­

meyi düşünüyoruz. Çünkü ülke­

mizde henüz mikroiş lemcinin ö n e ­

mi anlaşılamadı. Bu anlamda en­

düstriyi bi l inçlendirme görevimizi

yerine getireceğiz. Hedefimiz, Tür­

kiye 'deki orta ve küçük ölçekl i sa­

nayi kuruluşlarına mikroiş lemcinin

ö n e m i n i anlatıp onları bu tek­

noloj iye ç e k m e k . "

İTÜ ETA Vakfının

Sistem Altyapısı

* 1 adet IBM RICS/6000

model 520

* 1 adet Sun I P X işistasyonu

* 1 adet Sun SparcStation

* 1 adet Sun Classic

* HP Apollo işistasyonu

* UNIX işletim sistemi (NFS ve

NIS gibi her türlü ağ yönet im

sistemi m e v c u t )

* CADENCE (Elektronik

tasarım o t o m a s y o n paket i )

Intertech ile Türkiye'de

sanal bankacılığa ilk adım... Inteıteclı'in 14 Haziran 1995

günü düzenlediği bankacılık

sektörüne yönelik Finans'95

Sernineri'nde izleyiciler,

Türkiye'de sanal gerçeklik

uygulamalarının banka

ortamında gerçekleştirilmesine

ilk kez tanık oldu.

Sektörde son zamanlarda ban­

kacılık sektörüne yönel ik ç e ­

şitli şirketler tarafından semi­

nerler düzenleniyor. Bankalar, bu­

gün Türkiye 'de de bilgi teknolojisi

ürünlerini en yoğun olarak kulla­

nan alanlardan biri. Geçt iğ imz haf­

ta Koç-Unisys ' in ' 2 0 0 0 ' e Doğru

Bankacı l ık ' etkinliğinden sonra bu

hafta da Intertech, bu alana yöne­

lik ç ö z ü m üreten yazılım ve dona­

nım şirketleriyle birlikte Finans'95' i

düzenledi. Finans '95 'e katılan şir­

ketler ve e le aldıkları konu başlık-

lan şunlardı:

- Software AG; "Risk Yönet imi

ve Kârlılık: Finans sektöründe data

warehouse ve uzman sistemler",

- AT&T; "Bireysel Bankacı l ıkta

Müşteri ilişkisi Yönet imi",

- I B M ; " B a n k a Müşter i ler ine

Odaklanma",

- Microsoft Türkiye; "Dünyada

Yeni Teknolo j i Eğilimleri",

- Digital Türkiye; "Finans Sektö­

ründe Teknoloj ik Avantaj Nasıl El­

de Edilir?",

- Ender Ö n ö z ; "Finans Sektörün­

de Yazıl ım Gelişt irme ve Kalite Y ö ­

netimi".

Seminer in açılış konuşmasını ya­

pan Interbank Y ö n e t i m Kurulu

Başkanı Yıldırım Aktürk, Türki­

ye 'de kamu sektörünün son d e r e c e

verimsiz olduğunu savunarak, özel

sektördeki uygulamaların, geliştir­

dikleri ve ihtal ettikleri yeni tekno­

lojilerin kamu için de bir itici güç

olmasını dilediğini söyledi.

B u g ü n özell ikle bankacı l ık sek­

törünün, yeni teknoloji lerin Türki­

ye 'ye tanıtılması ve kullanılmasın­

da lokomot i f olduğunu dile getiren

Aktürk, Elektronik F o n Transferi,

Otomatik Para Ç e k m e Makineleri

gibi bankacı l ık işlemlerinin bugün

sıradan işlemler halini aldığını, ya­

rın ise insanların bankaya gitme­

den, evlerinden tüm bankacı l ık iş­

lemlerini yürüteceklerini belirtti.

Intertech Finans '95 ' te teknoloji­

nin e n yeni boyutunu g ö r m e k

m ü m k ü n d ü . S e m i n e r d e , Türki­

ye 'de ilk k e z bankacı l ıkta sanal

gerçekl ik uygulaması gösterildi. In­

tertech, bilgi teknolojisini bankacı­

lığın her alanına yayma ve tekno­

lojiyi yakından takip e t m e düşün­

ces inden hareketle ülkemizde sa­

nal bankacı l ık konusundaki ilk uy­

gulamayı gerçekleştirdi. Sanal bir

b a n k a ortamı yaratılarak müşteri­

nin evinden ya da işyerinden ban­

kanın içine girerek para transferi,

hesap açtırma gibi tüm bankacı l ık

işlemlerini yapması sağlandı. Söz

konusu uygulama, Intertech ve In-

formatik'in işbirliğiyle gerçekleşti­

rildi.

Intertech, sanal bankacı l ık ko­

n u s u n d a u y g u l a m a gir iş imlerini

başlatmış durumda. Yetkililer, sa­

nal bankacı l ık projesinin uzun va­

deli bir girişim planı olduğunu, ilk

aşamada parça parça modülleri

devreye sokacaklarını ve daha son­

ra belli başlı müşterilere söz konu­

su hizmetin veri lebileceğini belirtti­

ler.

Sanal g e r ç e k l i k d o n a n ı m l a r ı n

maliyeüerinin, belli bir fiyat düze­

yine inmesiyle a n c a k etkin bir kul­

lanım alanı b u l a b i l e c e ğ i n i di le

getirdiler.

Mevzuat Bilgi

Sistemi'nin

5 abonesi oldu

Başbakanlık Mevzuat Bilgi

Sistemi'nin (MBS), 1 Hazi­

ran 1995 tarihinden itibaren

kullanıma açıldığını duyur­

muştuk. Bugüne kadar 5 özel

kuruluşun Mevzuat Bilgi Sis­

teminden yararlanmak iste­

yerek abone olduğu öğrenil­

di. Aboneler arasında henüz

kamu kuruluşları bulunmu­

yor. Başbakanlık Bilgi işlem

Daire Başkanı Numan Çotuk,

Mevzuat Bilgi Sistemi'nin bü­

yük ilgi gördüğünü ve sistem

kullanıma açıldıktan sonra

günde ortalama 100'e yakın

telefon aldıklarını söyledi.

Çotuk, abone sayısında Hazi­

ran ayı sonuna kadar hedef­

lerinin 20-25 abone olduğunu

ve yaz sonuna kadar bu sayı­

nın 100'e yaklaşabileceğini

belirtti.

Mevzuat Bilgi Sistemi'nde;

kanunlar, kanun hükmünde

kararnameler, tüzükler,

Bakanlar Kurulu Kararı gibi

tüm mevzuat bilgileri en son

düzenlemeleriyle yer alıyor.

Herkese açık olan sistemin 1

yıllık abone ücreti ise 10 mil­

yon lira.

10 d ü n y a d a n 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Digital, enVISN mimarisi tanıtıyor Endüstri Çapında Sanal Zeka Aktarımlı Ağları tanıtan

Digital, aynı zamanda çocuklara yönelik bir yardım

kampanyası da başlattı.

Digital, Endüstri Çapında Sanal

Zeka Aktarımlı Ağları enVISN

(Enterpr i se Virtual Intel l igent

Switched Networks) ' i tanıttı. en­

VISN mimarisi, uygulamalara ve

işin gereklerine göre uygulanabi­

len esnek sanal ağlar yaratabilmek

için, sanal yerel ağ (LAN) teknolo­

jisini, dağıtılmış yönlendirme, yük­

sek hızlı aktarma ve merkezileşti-

rilmiş yönetimi birleştiriyor. Digital

aynı zamanda yüksek performans­

lı sanal ağ yaratma ortamlarını

1996 sonuna kadar des tek lemek

için ağ oluşturma teknolojisinin

ürün planlarını da açıkladı. Digital

yetkililerinin kuruluşların ağ yapı­

larının fiziksel altyapısından ba­

ğımsız olarak gereksinimleri olan

her zaman ve her yerde esnek, öl-

çeklendirilebilir, mantıksal iş grup­

larını dinamik olarak konfigüre

edebilmelerini sağladığını savun­

dukları enVISN mimarisinin, kuru­

luşlar büyüyüp yaygınlaştığında ve

taşınabilir kullanıcılar artığında da

yeni yapılara uyum sağlayabildiği

vurgulanıyor. Ö t e yandan Digital,

çocuklara yardım programı kapsa­

mında ve her biri 500 ile 5 bin do­

lar arasında bağışlardan oluşan

toplam 170 bin dolarlık bir yardım

kampanyası başlattığını açıkladı.

Bu kampanya ile yardım kaynakla­

rını, ç o c u k ve gençler için özel eği­

tim, sağlık ve insani hizmetler ala­

nında çeşidi programlar yürüten

yerel organizasyonlara aktarıyor.

KISA KISA Windows 95 için

büyük rakip Candara'ın kurucusu ve Novell şir­

ketinin eski yöneticisi Ray Noorda,

Finlandiya'da masa üstü bilgisayarla­

rın işletim sistemi olarak Linux'u ge­

liştirme çalışmalarına devam ediyor.

Yakın bir zamanda Windows uygula­

malarında da çal ışacak olan Linux,

halen ücretsiz olarak Internet üzerin­

den sağlanabiliyor. Çalışmalar sonuç­

landığında ortaya ç ıkacak işletim sis­

teminin Windows '95 satışları üzerin­

de etkili olacağı belirtiliyor.

Powersoft'un

kullanıcı konferansı

yapılıyor Powersof t 'un dünya ç a p ı n d a k i

Kullanıcı Konferansı, "Powersoft In­

ternational User Meeting and Tra­

ining Conference", içinde bulunduğu­

muz hafta (18-22 Haziran) Berl in 'de

gerçekleştiriliyor. Powersoft 'un ileriye

dönük istemci/sunucu uygulamaları,

PowerBui lder ve W a t c o m 4.0 tanıtım­

ları, geliştiriciler ve kullanıcılar tara­

fından yapılan konuşmalar konferan­

sın bazı başlıklarını oluşturuyor.

Kore, Japon

yönetim modelini

bırakıyor Koreliler, Japonya 'da uzun yıllar

başarı ile uygulanan bir işyerinde ha­

yat boyu çalışma model inden reka­

bet nedeniyle vazgeçme noktasına

gelmiş bulunuyor. Koreli yöneticile­

rin ç o k büyük bir bö lümü J a p o n yö­

netim model ine uyum sağlamış du­

rumda. Bu model J a p o n şirketleri için

ç o k uzun yıllar kullanılan ve özellikle

J a p o n aile yapısına uygunluğu nede­

niyle başarılı olan bir model . Ancak

g e n ç Koreli yöneticiler, başarılı şirket

için daha fazla gelir e lde edi lmesine

ve bunun için de rekabete açık, daha

iyi pozisyonlar yaratılması gerektiğine

inanmış bulunuyorlar. Ancak bu mo­

delin terk edilmesi, özellikle sendika­

lar, hükümet ve bazı işçilerin karşı

çıkmaları nedeniyle ç o k yavaş olarak

gelişiyor.

NEC ve Motorola,

Bull içindeki

hisselerini artırıyor NEC ve Motorola, Fransa'daki Gro­

up Bull 'daki ortak hisselerini yüzde

17'ye yükselttiklerini duyurdular. Ay­

rıca Motorola, kendisine ait Bull his­

sesini de artıracağı konusunda gü­

v e n c e verdi. Bu iki kuruluş Avrupa

pazarı için Bull ' la beraber yeni bilgi

teknolojileri ürünleri geliştirmek için

çalışmalar yapıyor. Bull, g e l e c e k ku­

şak iş istasyonları için işlemci olarak

Motorola 'nın PowerPC işlemcilerini

satmaya başlamış durumda.

19-25 Haziran 1 9 9 5 - Sayı: 21

Compaq, dizüstü ve

ev bilgisayarlarında

zorlanıyor PC pazarında yaptığı atılımla

liderliğe yükselen Compaq,

taşınabilir ve ev bilgisayarları

pazannda ise ciddi

rakiplerle mücadele etmek

durumunda.

Derleyen: AMİL KUNT

Yaklaşık 3-5 yıl ö n c e Com-

paq' in başına g e ç e n Eck-

hard Pfeiffer'in, o zaman

güç durumda olan bu şirket için ta­

sarladığı plan ç o k cesur ve o dere­

ce de basitti. Compaq ' i tekrar başa

çıkarmak için fiyatları indirecek,

dağıtım ağını geniş le tecek ve pazar

payını yükseltecekti . G e r ç e k t e n de

işler tahminlerin ç o k daha ötes inde

iyi gitti. Rakiplerini geride bırakan

C o m p a q 10.9 milyar dolarlık satış

gelirleriyle şimdi kişisel bilgisayar

sektörünün lideri.

Şirket her ne kadar başl ıca işi

olan masaüstü kişisel bilgisayar ve

bilgisayar ağları sunucuları (server)

satışlarında en güçlü dönemindey-

se de dizüstü ve ev bilgisayarları

gibi iki kritik pazarda b e k l e n e n

performansı gösteremiyor. Com­

paq g e ç e n yıl dizüstü bilgisayarlar­

daki liderliğini Toshiba 'ya kaptırdı.

Y ine g e ç e n yılın son üç ayında da

Packard Bel l Electronics 787 bin ev

bilgisayarı satarak, aynı d ö n e m d e

549 bin satan Compaq ' in bir hayli

ö n ü n e geçti. Eğer C o m p a q bu ç o k

hızlı gel i şen alanlardaki perfor­

mansını iyileştiremezse Pfeiffer'in

2 0 0 0 yılında 30 milyar dolarlık satış

hedefine ulaşması ve en yakın ra­

kibinin pazar payını kapması son

d e r e c e zor o lacak.

Henüz ortada paniğe n e d e n ola­

cak bir durum yok. Compaq ' in bu

yılın ilk üç ayındaki satışları yüzde

30 artarak 2.96 milyar dolara ulaştı;

oysa bilgisayar endüstrisindeki sa­

tışların artış oranı aynı d ö n e m için­

de yüzde 20 oldu. B u n a karşın bu

üç ay içinde şirketin kârında bir ar­

tış olmadığı gibi, hisse senetlerinin

değeri son bir yıl içindeki en yük­

sek değer inden yüzde 13 daha dü­

şük bir düzeyde kaldı.

Ucuz teknolojili Compaq'lar

geliyor

Şimdi Compaq ' in ürün hatların­

da yeni model lere geniş kapsam­

daki geçiş sürecinin şirketin kârla­

rına ne denli etkin olacağı ve ayrı­

ca şirketin ev ve dizüstü bilgisayar

işini ne kadar kısa bir zamanda le­

hine çevireceği merakla bekleni­

yor. Pfeiffer ise, Compaq ' in tüm

gücünü kul lanmak üzere harekete

geçmiş bulunuyor.

Masaüstü bilgisayarlar her za­

manki gibi ileri de teknoloj inin

özellikleriyle donanırken, dizüstü

ürünlerde yeni bir yol iz lenmeye

baş landı . B u n d a n b ö y l e pahal ı

yüksek teknoloj i ve bulunması zor

parçalar yerine, daha uygun fiyatla

tüm model ler in her zaman ve her

yerde satışa hazır o lacak şeki lde

üretiminin ve dağıtımının yapılma­

sına ö z e n gösteri lecek.

Y e n i strateji C o m p a q için büyük

bir değişiklik anlamına geliyor. Son

on yıldan beri müşterilerine kendi­

ne özgü mühendis l ik ve üretimin,

taklitlerinden ç o k daha üstün oldu­

ğunu vurgulayan Compaq, dizüstü

ve ev bilgisayarlarını Tayvan'daki

üreticilerden sağlayacağmı açıkla­

dı. Şubat ve Nisan aylarında açıkla­

n a n anlaşmalara g ö r e I n v e n t e c

G r o u p ve Mitac International şir­

ketleri bundan böyle C o m p a q için

sırasıyla çokluortam (mult imedia),

dizüstü ve ev bilgisayarları ürete­

c e k . B ö y l e c e kişisel bilgisayar m o ­

dellerindeki üretim açığmı kapata­

cak olan Compaq, 1994 yılında

kronikleşen bu soruna da bir ç ö ­

züm getirmiş olacak.

Bu yeni uygulama da beraberin­

de bazı riskleri de getiriyor. Tüke­

ticiler, üzerinde C o m p a q markası

bulunsa bile Mitac bilgisayarı satın

almayabilirler ve sırf C o m p a q mar­

kası a lmak için en son yenilikleri

içeren diğer ürünlerden vazgeçme­

yebilirler. B u n u n en somut örneği

g e ç e n yılın N o e l z a m a n ı n d a

A B D ' d e Packard Bell ' in Pentium'lu

modellerini Compaq ' in 4 8 6 işlem­

cili model ler inden ç o k daha fazla

satarak tüm envanterini boşaltma­

sında görüldü.

Şimdi bile Compaq ' in bir adım

geride kaldığı görülüyor. Her ne

kadar şirket T e m m u z ayından iti­

baren satılacak model ler in yarısı­

nın Pentium'lu olacağını açıkladıy-

sa da rakipleri daha hızlı işlemcili

modellerin satışında Compaq ' tan

ç o k daha ileri gitmiş o lacak. Dizüs­

tü bilgisayarlarda ise, C o m p a q üst

düzey yöneticileri, bu pazarda li­

derliği k a z a n d ı r a c a k m o d e l l e r i n

1996'dan ö n c e çıkamayacağını ka­

bul ediyorlar.

B a ş k a n Pfeiffer ise, Compaq ' in

yakın ge lecekte dizüstü ve ev bilgi­

sayarlarında ç o k büyük atılımlar

y a p a c a ğ ı n d a n e m i n , distribütör­

lerinden s a d e c e sabretmelerini ve

C o m p a q ' a o lan güvenlerini sürdür­

melerini istiyor.

12 s e k t ö r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

VİS, yeni dönem hedeflerini belirledi VÎS Teamwork '95 toplantısında, şirketin önümüzdeki

dönemde durulacağı belirtildi.

VtS Veri İletişim Sistemleri A.Ş.,

1995 yılının ilk altı aylık döne­

mini değerlendirmek ve son altı ay­

lık döneminin planlamasını yap­

mak amacıyla, tüm şirket çalışanla­

rının katıldığı, VÎS T e a m w o r k ' 9 5

adı altında bir dizi toplantı düzen­

ledi. Toplantıda yılın ikinci yarısın­

daki hedefler ve çalışmalar belir­

lendi. VtS, bu yılın başında kurdu­

ğu pazarlama iletişimi bölümünü

geliştirerek ürün yöneticiliği, proje

yönetimi ve ayrıca insan kaynakla­

rı birimlerini de oluşturdu.

Şirket bu yıl yerel alan ağları

(LAN) pazarında ATM (Asynchro­

nous Transfer Mode-Zaman Uyum­

suz Aktarım Tipi) teknolojisi üze­

rinde duracak. Bu nedenle de ATM

konusunda, Fore Systems Cablet­

ron ve B a y Network ile yoğun bir

iletişim halinde.

VtS G e n e l Müdürü Alî Yurtsever,

1994 yılı Kasım ayından bu yana

kalite yönetimi ve toplam kalite ko­

nusunda şirket bünyesinde atılan

adımları satış b ö l ü m ü n e açıklarken,

bu konuda yapılan çalışmaları da

çalışanların görüş ve öneri lerine

sundu. B u n u n yanında sektörü­

müzde henüz ISO 9 0 0 0 kalitesi ko­

nusunda somut bir eğilim ya da bir

çal ışma olmadığını söyleyen Alî

Yurtsever, bütün dünyanın kaliteye

gittiği bir d ö n e m d e , amaçlarının

ISO 9 0 0 0 belgesi a lmak değil, şir­

ketin her biriminde kalite odaklı bir

şirket oluşturulması olduğunu be­

lirtti. Ürünlerinden sunduğu ç ö ­

zümlere, şirket içi yapılanmaya ka­

dar her noktada ISO 9 0 0 0 kalitesini

yakalamayı hedef leyen VİS, bu

projesini 1995 yılının sonunda ta­

mamlamayı planlıyor.

Ultima, anahtar

teslimi çözümler

sunacak Bilgi teknolojileri konusunda fa­

aliyet gös termek üzere sektöre ye­

ni bir şirket katıldı. Bankacı l ık sek­

töründe 15 yıllık köklü bir deneyi­

me sahip o lan Bi lpa 'nın bir grup

çalışanının kurduğu Ultima Bilgisa­

yar ve iletişim Teknoloj is i Ltd., bil­

gi teknoloji leri sektöründe sürekli

ya da proje bazında danışmanlık ve

anahtar teslimi çözümler sunarak

kuruluşların bilgi teknoloj is inden

en iyi d ü z e y d e yayar lanmas ın ı

amaçlıyor. Şirketin yöneticileri Ke­

rim Kahyagil ve Abdullah Beysel ,

uygulama geliştirme, sistem yazı­

lım, araştırma, yerel ve geniş alan

ağları, te lekomünikasyon, üretim,

kalite kontrol ve altyapı sistemleri­

nin tasarım, kuruluş ve işletmesin­

de aldıkları etkin rolleri ve kazan­

dıkları deneyimleri yeni kullanıcıla­

ra aktaracaklarını söylüyorlar.

Şirketin adres ve telefonu söyle:

Cevdet Pasa Caddesi No: 308 K:l

Bebek/İSTANBUL

Tel 0212-257 37 03

Sesam Yazdım,

People HR

paketini tanıtıyor PeopleSoft 'un Türkiye temsilcisi

olan S e s a m Yazılım, insan Kaynak­

lan Y ö n e t i m Paketi 'ni büyük kulla­

nıcı gruplarına tanıtıyor. Geçtiğimiz

günlerde K o ç Holding insan Kay­

nakları Proje Grubu 'na tanıtılan ya­

zılım, daha ö n c e de izmir 'de Yaşar

Holding Y ö n e t i m Grubu'na tanıtıl­

mıştı. Açık sistem mimarisine uy­

gun olan PeopleSoft HR paketi "su­

nucu" (server) tarafında b i rçok işle­

tim sistemi ve ilişkisel veritabanı ile

çalışabiliyor, i s temci (cl ient) tara­

fında ise, Windows 'u arabirim ola­

rak kullanabiliyor.

Armada Ankara

bürosunu açtı Armada Ankara bürosu geçtiği­

miz günlerde d ü z e n l e n e n Cisco-

Novell temsilcilerinin de konuşma­

cı olarak katıldığı bir seminer ve

kokteyl ile açıldı. Ankara B ö l g e

Müdürü Z e y n e p Karadağ'la Arma­

da/Ankara olarak neler yapacakla­

rı konusunda görüştük.

Karadağ, Ankara'da bayi kana­

lıyla satışlarının devam edeceğini

belirterek "Biz Ankara Armada ola­

rak daha ç o k Armada ile muhatap

o l m k a isteyen müşterilerin ihalele­

rine gireceğiz satış yapacağız" de­

di. Z e y n e p Karadağ, bayilere özel­

likle satış ve teknik eğitim konu­

sunda destek veri leceğini ve bayi­

lerin ürünlerdeki son gel işmelerle

ilgili olarak sürekli bilgilendirilece­

ğini de söyledi.

Armada/Ankara'nın hedefi ise,

bayi satışlarıyla ayda 50-60 bin do­

lar o lan ciroyu ikiye katlamak. Ar­

mada/Ankara'da 2'si mühendis ol­

m a k üzere 8 kişi çalışıyor.

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 s e k t ö r 13

Profilo Telra,

EDS/

Unigraphics

kullanıcısı Boğaziç i Yazıl ım A.Ş.'nin

Türkiye temsilciliğini yaptığı

E D S / U n i g r a p h i c s ç ö z ü m ü ­

nü, Profilo Telra da kullan­

maya başladı. EDS/Unigrap­

hics, k o m p l e bir bilgisayar

destekli tasarım, üretim, mü­

hendislik paketi. Paket; m o -

del leme, kalıp tasarımı, tek­

nik resim, fotoğraf kalitesin­

de görüntüleme, kalıp için­

deki plastik analizini incele­

m e k amacıyla kullanılıyor.

1995' in Mart ayında başla­

yan proje çerçeves inde m o -

d e l l e m e eği t imler ini a lan

Profilo/Telra'da tasarım ve

fotoğraf kalitesinde görüntü­

l e m e çalışmalarına başlandı

ve ilk ürünler e lde edildi.

Projenin sonraki aşamasında

bilgisayar destekli m ü h e n ­

dislik eğitimleri yer alıyor.

Uytes, SPSS for Windows semineri yaptı Uytes'in Türkiye temsilciliğini yaptığı SPSS for W i n d o w s paketinin se­

mineri Boğaziç i Üniversitesi Mezunlar Derneği 'nde yapıldı. Seminerde şu

başlıklara değinildi: SPSS I n c . ve SPSS for Windows ürün ailesinin tanıtı­

mı, SPSS for Windows B a s e System ile dosya ve veri yönetimi, SPSS for

Windows B a s e System ile temel istatistikler, raporlar ve grafik üretimi,

SPSS for Windows Tab les ile karmaşık tabloların düzenlenmesi , pazar

araştırmalarında kullanılan analizler ve SPSS'in yeri, SPSS for Windows

Professional Statistics ile faktör ve k ü m e l e m e , SPSS for Windows CHAID

ile Ki-Kare çözümlemeler i ve AID, SPSS for Windows Trends ile zaman

serileri ve ö n g ö r m e , SPSS for W i n d o w s Categories ile C o r r e s p o n d e n c e

analiz ve algısal haritalama.

Netaş, Avrupa Kalite Ödülü nde finalist Netaş, E F Q M (European Founda­

tion for Quality M a n a g e m e n t ) tara­

fından her yıl düzenlenen Avrupa

Kalite Ödülü 'ne aday şirketler ara­

sında yapılan ön değer lendirme so­

nucunda, Avrupa'nın en iyi 6 şirketi

arasında yer aldı.

Netaş G e n e l Müdürü Tanju Ar­

gun, ilk kez bir Türk şirketinin, Av­

rupa şirketleri ile T o p l a m Kalite Y ö -

netimi 'nde yarışabileceğini gösterdi­

ğini ve tüm adaylar arasında finalist-

liğe yükselerek bunu ispatladıklarını

belirtti. Netaş G e n e l Müdürü Tanju

Argun, bu aşamada alınan sonuçtan

tüm Netaş çalışanlarının öncel ik le

Türkiye için gurur duyduklarını söy­

ledi.

Avrupa Kalite Ödülü 'nün amacı,

toplam kalite yönetimini tüm süreç­

lerinde uygulayarak tüm faaliyetle­

rinde başarı sağlamış kuruluşu belir­

l e m e k ve bu anlayışın Avrupa ça­

pında yaygınlaşmasını des teklemek.

Datasel'den

Aksa'ya çözüm J e n e r a t ö r sektöründe fa­

aliyet gösteren Aksa J e n e r a ­

tör, satış ve destek hizmetle­

rini bilgisayarlı o tomasyona

geçiriyor. Aksa'nın tüm oto­

masyon çalışmaları Datasel

tarafından yürütülüyor. Ak­

sa'nın satış ve destek birim­

lerinin o t o m a s y o n projesi şu

başlıklardan oluşuyor: Tekl i f

hazırlama, sipariş ve satışla­

rın takibi, müşteri kayıtlan-

nın ayrıntılı tutulması ve sor­

gulanması, ürün tanım ve

katalog bilgilerine hızlı ve

kolay erişim, sevkiyaüarın

takibi ve planlanması, müş­

teri lerden g e l e n çağrıların

değer lendir i lmesi , planlan­

ması ve izlenmesi, müşterile­

re verilen hizmetlerin plan­

lanması, izlenmesi, müşteri­

lerde mevcut m a k i n e parkla­

rının izlenmesi, satış ve des­

tek hizmetlerinin bütünleşik

olarak değerlendiri lmesi.

Mega Yazılım'ın

yeni işbirlikleri Mega Yazılım, geçtiğimiz

yıllarda başladığı çözümevi

uygulamas ın ı geniş let iyor .

G e ç t i ğ i m i z g ü n l e r d e M e -

ga'nın çözümevi listesine bir

yeni şirket daha eklendi, iz­

mir 'de bulunan Set D o n a ­

nım, Mega Yazıl ım ürünleri­

nin satışını yaparak, eğitim

ve desteğini v e r e c e k . Set

D o n a n ı m ile birl ikte M e -

ga'nın çözümevi sayısı b e ş e

ulaştı. Bu arada LBM kursu

da Mega Yetkili Eğitim Mer­

kezi oldu. LBM aynca Mega

yazılımları satışı da yapacak.

14 s e k t ö r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Minerva, finans ve dağıtım paketi Plantum'u tanıttı

M inerva uzun yıllardır

geliştirdiği ve d a h a

ç o k büyük ve orta ölçekl i

kuruluşlara hitap e d e n fi­

nansman ve dağıtm paketi

Plantum'u 14 Haziran 1995

tarihinde İstanbul 'da tanıttı.

Tanıt ım toplantısı daha ç o k

Plantum kullanıcılarına yö­

nelikti. Minerva bu anlamda

sektörde ilk tanatım toplan­

tısını düzenledi. Şirket bu yı­

lın sonuna kadar kullanıcıla­

ra yönel ik iki tanıtım toplan­

tısı daha yapmayı hedefli­

yor.

Minerva, 1992 yıında baş­

ladığı Plantum PC ve Plan­

tum UNIX paketlerinin ge­

liştirme çalışmalarına başla­

dı ve 1994 yılında da Plan-

tUm PC ticari paketini paza­

ra sundu.

P l a n t u m ü n tasar ımında

Andersen Consulting şirketi­

nin uluslararası deneyimin­

den yararlanıldı ve fonksi­

y o n e l analiz çalışmaları bu

kurum tarafından yapıldı.

Plantum şu anda Türkiye 'de

yaklaşık 7 0 ' e yakın kurum

ve kuruluş tarafından kulla­

nıyor. P l a n t u m ü n belli başlı

fonksiyonları şunlar: G e n e l

m u h a s e b e sistemi, g e n e l

m u h a s e b e mali tabloları ,

kâr-zarar merkezler i sistemi,

proje m u h a s e b e s i sistemi,

bütçe sistemi, muhasebe leş-

tirme, f inansman sistemi, sa­

tış sistemi, satmalma sistemi,

stok sistemi, planlama ve

analiz, envanter maliyetle-

me, toplama-dağıtım, ulusla­

rarası nakliye sistemi, perso-

nel-bordro sistemi, demir­

baş, kullanıcı tanımlı rapor­

lama, sistem yönetimi.

Minerva 'nın g e l e c e k t e k i

hedefi, Plantum'u daha yeni

bir teknoloj iye taşımak. Bu

amaçla şirket, istemci/sunu­

cu mimarisinde hazırladığı

O m e g a 5 adını verdiği pake­

tini Windows ve Orac le ve-

ritabamnda, tamamıyla gra­

fik ortamda hazırlıyor.

Minerva, yazıl ım sektö­

ründe 1987 yılından beri fa­

aliyet gösteriyor.

Internet'in yeni

temsilciliği

Veri iletişimi alanında faali­

yet gösteren Internet, bünye­

sine yeni bir temsilcilik daha

kattı. Ses ve veri entegrasyo­

nu konusunda temel çözüm­

ler sunan PCSI (Pacific Com­

municat ion S c i e n c e s ) şirketi

ile temsilcilik anlaşması imza­

layan şirket, PCSI çözümleri­

nin ilk satış larına baş ladı .

PCSI, 'nın çözümleri telsiz bil­

gi işlem, kişisel iletişim ve ge­

niş a lan ağlarını içeriyor.

PCSI, yarı i letken ve masaüs­

tü yazılım üreticisi Cirrus Lo­

gic grubunun bir üyesi. Şirke­

tin Clarity Series ürünleri sı­

kıştırma teknikleri kullanarak

ses, faks, veri ağlarında en­

tegrasyon sağlıyor. Clarity se­

risi internetworking uygula­

malar ında kul lanı lan çeşitli

kapasite ve yetenekteki ürün­

lerden oluşuyor.

Söz konusu ürünler b i rçok

analog ve sayısal veri kanalı­

nı ucuz sayısal telefon hatları

üzerinde birleştirip kullanıcı­

sına öneml i iletişim gideri ta­

sarrufu sağlayacak şekilde ta­

sarlanmış. PCSI teknolojisi,

öneml i bazı k a m u ve özel ile­

tişim ağları kurucuları tarafın­

dan temel yapı taşı olarak

kullanılmakta.

Sun

Mikrosistemler,

'MicroServe' oldu Sun Microsoystems' ın Tür­

kiye distribütörlerinden olan

Sun Mikrosistemler ve T e k n o ­

loji Ltd., geçtiğimiz günlerde

ismini değiştirdi. Şirketin yeni

adı MicroServe Mikrosistem­

ler ve Teknolo j i Ltd. oldu.

MicroServe 1990 yılından bu­

g ü n e kadar pazarda Sun Mik­

ros i s temler adıyla faaliyet

gösteriyordu.

Ö t e yandan Gate bilgisa­

yardan adı da Data Gate Bil­

gisayar Malzemeleri Ltd. ola­

rak değişti.

19-25 Haziran 1 9 9 5 - Sayı: 21 s e k t ö r 15

İdea eğitimlerinde

kampanya

Microsoft 'un Yetkili Eğitim Mer­

kezi olan Idea Eğitim ve Danış­

manlık, Excel , Windows, Word ve

diğer b irçok ürünün eğitimini veri­

yor. Şirket Haziran ayında okulla­

rın da kapanmasını göz ö n ü n e ala­

rak eğitimlerini hızlandırdı. Eğitim­

ler özel ve grup eğitimleri olarak

iki ayrı kategoride yapılıyor. D a h a

ö n c e toplu katılımlarda saati 5 0 0

bin TL'den başlayan eğitimler, yaz

b o y u n c a aynı fiyattan Idea Eğitim

tarafından veri lmeye devam edi­

yor. Şirket söz konusu kampanyayı

Eylül ayına kadar sürdürecek. Sim­

ko, Altınyıldız, Mc Donalds gibi şir­

ketlere grup eğitimleri veren Idea,

b u n u n yanı sıra özel eğitimlere de

hız verecek.

(İdeal 0212-281 20 81)

Anti Virüs Toolkit

7.0 kampanyası

S&S International Türkiye Distri­

bütörü Logosoft, Anti-Virüs Toolki t

7.0'ı piyasaya sürmesinin ardından

bir kampanyaya başladı. Haziran

ve T e m m u z aylarında devam ede­

c e k kampanyada ürünün 3 2 9 dolar

o lan liste fiyatı 279 dolardan satılı­

yor. Bu arada g ü n c e l l e m e hizmet­

lerine a b o n e olan kullanıcılar ürü­

nün 7.0 uyarlamasını ücretsiz alabi­

lecekler. D O S , Windows kullanıcı

arabirimleri Dr. S o l o m o n Anti-Virüs

Toolki t 7.0'ın kullanımını daha da

kolaylaştırmak için yeniden tasar­

lanmış; fakat y ine de bütün yazı­

lımlar şirket ortamında k o m u t satı­

rından çalıştırılabiliyor.

(Logosoft/ 0216- 348 13 99)

Program

Hastanesi'nden

bilgisayarlı

muhasebe kursları

Link, Logo, Eta, Microsoft ve

Bor land yazılımlarının eğitim mer­

kezi olan Program Hastanesi, T e m ­

muz ve Ağustos aylarında 1,500 ki­

şiye ücretsiz bilgisayarlı m u h a s e b e

kursları düzenliyor. D ü z e n l e n e c e k

kursa en az lise mezunu olan dile­

yen herkes katı labilecek. Kursu ba­

şarı ile tamamlayanlara Program

Hastanesi başarı sertifikası verile­

c e k ve iş o lanağı sağlanacak. Kurs­

lar toplam 2 ay sürecek.

(Program Hastanesi!

0212- 275 6543)

Escort'tan çevre

bilincine katkı

Escort Computer, doğal bitki ör­

tüsü sürekli olarak yok olan ülke­

mizin ağaçlandır ı lmasını destek­

lemek amacıyla, bilgisayar alan her

kişi için, Doğal Hayatı Koruma

D e m e ğ i ' n e bağış yapıyor.

Sorbil Bilgisayar, IBM alıp

HP veriyor HP, Microsoft ve No­

vell yetkili satıcısı olan

Sorbil Bilgisayar, bilgisa­

yar parkı IBM ve uyumlu

bi lgisayarlardan o l u ş a n

kuruluşlara yönel ik bir

kampanya başlattı. Kam­

panya çerçeves inde, kul­

lanı lmakta o lan, fakat

kullanım kapasitesi geli­

şen, yeni yazılımları des­

teklemeyen, be l lek yeter­

sizliği, disk yetersizliği ve

hız sorunları olan eski

bilgisayarları, ekran, sis­

tem, m o u s e seti ile birlik­

te bugünkü gerçek değe­

rinden geri alıyor. Yer ine

liste fiyatından yüzde 20

indirimli olarak yeni bir

HP bi lg isayar veriyor.

Söz konusu k a m p a n y a

süresiz yapılıyor.

(Sorbill 0212-274 24 94)

Mibro'dan bahar

kampanyası Mibro Bilgisayar 4 8 6 D X 2 - 8 0

kampanyası başlattı. 80 MHz, 128

KB bellek, 4 M B , 72 pin RAM, 4 2 0

MB sabit disk, 512 KB SVGA ekran

kartı, 1.44 MB 3-5" Disket sürücü, Q

Türkçe Mitsumi Klavye, 0.39 DPI,

14" süper VGA renkli ekran özellik­

lerinde ürünlerin kampanya f iyatı

42,900,000 TL. PC'lerin 1 yıllık ga­

rantisi ve teknik servisi Mibro Bilgi­

sayar tarafından veriliyor.

(Mibro Bilgisayar! 0212- 221 6682)

Bilişim'95'e tam katılım

yapana iki ek kart olanağı Bu yıl 27 Eylül -1 Ekim

tarihleri arasında istan­

bul 'da dört ayrı merkezde

yapı lacak olan Bil iş im'95

etkinliklerine katılım için

Haziran ayında bir kam­

panya yapılıyor.

K a m p a n y a kapsamın­

da 30 Haziran 1995 tarihi­

ne kadar Bi l i ş im'95 'e tam

katı l ım kaydı yaptıran

herkese 2 milyon 100 bin

TL değerinde iki ek kart

veriliyor. Söz konusu ek

kartlarla, kayıt yaptıran

kişi dışında iki kişiye da­

ha Bil iş im'95 etkinlikleri­

ni sınırsız takip e t m e ola­

nağı sağlanıyor.

Bil iş im'95'e 30 Haziran

1995 tarihine kadar tam

katılım bedel i 5 milyon

8 0 0 bin TL.

(tnterpro/0212- 21231 22)

16 s e k t ö r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Acer, Altındağ bayilerini ödüllendirdi

Beş yıldır Acer markasını satan

bayilere Acer ve Altındağ tara­

fından geçtiğimiz günlerde bir Acer

onur plaketi verildi. 7 Haziran 1995

tarihinde İstanbul Sürmeli Otel 'de

yapılan toplantının açılış konuşma­

sını Altındağ Yönet im Kurulu Baş­

kanı Rodi Goldenberg yaptı. Gol-

denberg konuşmasında "Bu toplan­

tı bayiler toplantısı değil, uzun yıl­

lar Acer markasma gönül vermiş,

Acer formasını giyenlerin toplantı­

sıdır" dedi. Toplantının bir diğer

amacı da, Acer Türkiye ofisindeki

yöneticilerin bayilere tanıtılmasıydı.

Acer Türkiye Pazarlama ve Satış

Müdürü Faik Burhanoğlu 'nun Acer

Visions 2000' in tanıtımını yaptığı

k o n u ş m a s ı n ı n ardından bayi lere

plaketleri verildi.

Plaket alan bayiler şunlar: Aba­

küs, Asbim, Bilge Bilgisayar, Büro-

link, G e n m a k , Plekom, Şahlan B o ­

yar, T e m p o Bilgisayar.

Armadanın

Cisco semineri

Çırağan Otel'de Cisco 'nun Türkiye 'deki temsilci­

lerinden olan Armada, Cisco ile

birlikte 20 Haziran 1995 tarihinde,

İstanbul Çırağan Otel 'de bir semi­

ner düzenliyor. Armada ve Cisco

yetkililerinin sunumlarıyla gerçek­

leştirilecek olan seminerde, Arma-

da-Cisco ilişkisi, Cisco ve Cisco

Teknoloji leri, Cisco ürün yelpazesi

e le al ınacak.

Bilgi ve kayıt için

0212- 230 89 80 numaralı

telefonu arayabilirsiniz.

SAP, workshop

düzenliyor SAP, 30 Mayıs 1995 tarihinde dü­

zenlediği 2. Kullanıcı Grubu top­

lantısının ardından 22 Haziran 1 9 9 5

tarihinde bir w o r k s h o p düzenleme

kararı aldı. W o r k s h o p , SAP'nin

İstanbul 'daki ofis inde yapı lacak.

Etkinliğe katılan SAP kullanıcıları

arasında Marsa, Lever, Unilever,

Metro, S i e m e n s ve Price Waterho-

use bulunuyor. Workshop' ta e le

a l ınacak k o n u ise SAP'nin R/3 pa­

ketinin birden fazla para birimiyle

kullanılmasının ilkeleri olacak. Bir­

den fazla para birimini kullanan

çokuluslu şirketlerin Türk kanunla­

rına göre öncel ik le hangi h e s a p

planı üzerinde çalışmaları gerektiği

üzerinde durulacak. Ayrıca 17-18

T e m m u z 1 9 9 5 tarihlerinde Alman­

ya, Yunanistan ve İsrail 'den gelen

yönetici lerin de katılımıyla SAP'nin

ofisinde bir Ortadoğu Yönetici leri

Toplantıs ı yapılacak.

Bilgisayarlı

muhasebe

seminerinde

haftasonu kursları Mikro Yazılımevi, Mikro yazılım­

ları üzerinde tek düzen m u h a s e b e

sistemi uygulamaları semineri veri­

yor. Şirketin h e r salı saat 16.00 'da

başlayan T e k D ü z e n M u h a s e b e Sis­

temi ve Ek Mali Tablolar konulu

semineri devam ediyor. Mikro'nun

düzenlediği seminerlerin haftasonu

grubu 26 Haziran 1995 tarihinde

eğitimlere başlıyor. Eğitimler 9.30-

17.30 saatleri arasında veriliyor.

Ele alınan konular şunlar: Muhase­

be sistemi uygulama genel tebliği,

tek düzen h e s a p planı ve açıklama­

ları ve temel mali tabloların hazır­

lanması, m u h a s e b e n i n amacı ve

kapsamı, temel kavramları ve ilke­

leri, m u h a s e b e d e kayıt ortamları,

b i lanço ve gelir tablosu, tek düzen

hesap çerçevesi , hesap grupları ve

h e s a p planı, Mikro m u h a s e b e ve

mali tablolar bilgisayar programla­

rı.

Bilgi ve katılım için

0212- 282 57 00 numaralı

telefonu arayabilirsiniz.

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 s e k t ö r 17

Yeni Genius ürünleri G e n i u s ü n Türkiye dağıtıcısı Boğa­

ziçi Bilgisayar, D O S ve Windows or­

tamında bilgisayar ekranında CD'den

Karaoke CD-I ve MPEG dosyalarını

kolaylıkla çalıştırabilen Genius Mo­

vie W o n d e r d e c o d e r kartını duyurdu.

Genius Movie W o n d e r 24 bit,

1 0 2 4 x 7 6 8 ' d e 256 renk özellikleriyle

ekranda stereo sesiyle birlikte film iz­

lemeye olanak tanıyor. Doğal olarak

filmin hızlı-yavaş oynatılmasını ve

ileri-geri sarılmasını da destekliyor.

Genius Movie Wonder, harici kablo

kullandığı için VGA kartı feature çıkı­

şına gerek duymuyor.

B u n u n dışında oyun ve sunularda

kullanılabilecek ses kartları, aynı an­

da 4 ayn görüntüyü ekrana veren gö­

rüntü kartları, dışandan bilgisayara

ulaşımı sağlayan Wonderl ink Remote

Control de diğer yeni ürünler. Eko­

n o m i k bir ç ö z ü m olan Genius Multi­

media P a c k ise CD-ROM sürücü, 16

bit ses kartı, s tereo hoparlör seti,

mikrofon, iki adet CD ve üç adet ya­

zılım ile sunuluyor.

Genius Ürünleri

Bilgi için: Boğaziçi Bilgisayar,

0212-288 92 92

IBM'den yeni S/390

ve RAMAC 2 ailesi I B M Türk, geçtiğimiz günlerde

yaptığı bir tanıtım toplantısıyla, S/390

Paralel Enterprise Server ailesinin ye­

ni modellerini ve RAMAC 2 depola­

ma ürünlerini tanıttı. Orta ve büyük

b o y müşterilere ses lenen CMOS ta­

banlı yeni S/390 Enterprise Server ai­

lesi altı değişik modelden oluşuyor.

Ailenin tek işlemcili model i 9672-R11

15 MIPS, 6 işlemcüi 9672-RÖ1 65

MIPS gücünde. S/390 hizmet birimle­

ri en az 1 2 8 MB bel lekle sunuluyor.

Sistemlerin bel lek kapesitesi en fazla

2 G B ' a kadar yükseltilebiliyor. Ayrıca

sistemler O S A ile TokenRing, Ether­

net ve F D D I gibi yerel ağlara doğru­

dan bağlanabiliyor. RAMAC 2 ailesi

ise RAID Level 5 standardı ile üretil­

miş, yüksek kapasiteli depolama bi­

rimleri. RAMAC 2, yapısında yer alan

seviyeli bel lek algoritması, bel lekte

kayıt düzeyinde tutulma, geliştirilmiş

dinamik bel lek yöneticisi, 4 adet

transfer yolu, CMOS işlemciler, kanal

hızı ve mimarisi gibi özellikleriyle

daha yüksek performas sağlıyor.

S/390 ve RAMAC 2 Ailesi

Bilgi için: IBM-Türk, m

0212- 280 09 00

Siemens Nixdorf 'un

Scenic ailesine yeni üyeler PC pazarında atılım yapan Siemens Nixdorf, ürün ailesini de

sürekli yeniliyor. Özellikle Türkiye pazarında Scenic PC ailesine

büyük önem veren Siemens Nixdorf Türkiye, Scenic PC ailesinin yeni

modellerini geçtiğimiz günlerde tanıttı. Scenic ailesine katılan iki ye­

ni üye, Scenic 4N(C) ve Scenic 5HPCI.

Scenic 4N(C)

S c e n i c ailesinin yeni taşınabilir

sistemi olan Scenic 4N (4NC renk­

li ekranlı), 50 MHz saat hızında

çalışan 4 8 6 D X 2 işlemcisiyle des­

teklenmiş.

4 MB bel lekle gelen sistemin

bel lek miktarı, 20 M B ' a kadar

yükseltilebiliyor. VESA Local B u s

grafik sistemine sahip olan 4N

6 4 0 x 4 8 0 noktalık çözünürlükte 64

gri ton gösterirken, renkli model

4NC aynı çözünürlükte 2 5 6 renk

gösteriyor.

2 4 0 ya da 340 MB kapasiteli

Fast lDE sabit disk sürücü s e ç e n e ­

ği sunan sistemlerde PCMCIA ge­

nişletme yuvası (1 adet PCMCIA

T y p e III ya da 2 adet PCMCIA

T y p e II takılabiliyor) da standart

özellikler arasında yer alıyor.

Scenic 5H PCI

Siemens Nixdorf un yeni paza­

ra sunduğu S c e n i c Ailesininin

ikinci üyesi Scenic 5H PCI, S c e n i c

ailesinin en güçlü masaüstü siste­

mi. 60, 75 , 9 0 ya da 100 MHz sa­

at hızında çalışan Pentium işlem­

cisiyle sunulan Scenic 5H PCI, 2

ISA, 1 ISA/PCI genişletme yuvası­

na sahip. 8 MB bel lekle sunulan

sistemin maks imum bellek mikta­

rı ise 128 M B .

1 2 8 0 x 1 0 2 4 noktalık çözünürlü­

ğü destekleyen, 1 MB bellekli VE­

SA uyumlu T S E N G grafik kartı ile

»sunulan sistemin görüntü belleği

2 M B ' a kadar vükseltilebilivor. 75,

90 ve 100 MHz Pentium işlemci­

siyle ge len sistemlerde CD-ROM

sürücü ve ses kartı da bulunuyor.

Scenic 5H PCI aüesi 270 M B , 4 2 0

M B , 5 4 0 M B , 7 5 0 MB ve 1 GB' l ık

sabit disk seçeneği sunuyor.

1 0 2 4 x 7 6 8 ' e kadar titreşimsiz,

14 inç, 0 .28 düşük radyasyonlu

ekranla gelen Scenic 5H PCI seri­

sinde tüm diğer Scenic ' lerde ol­

duğu gibi MS-DOS 6.2 ve Win­

dows for Workgroups 3-11 işletim

sistemleri yüklü olarak geliyor.

Scenic PC ailesi

Bilgi için: Siemens Nixdorf,

0212-2852646

Vitel, Microcom Deskporte

Fast+28.8 modemi pazara sundu Vitel geçtiğimiz günlerde Mic­

r o c o m tarafından geliştirilen yeni

hızlı m o d e m i Türkiye pazarına

sundu. Alışılageldik seri çıkıştan

m o d e m iletişiminin yerine, aynı

anda 8 bit transfer yapabi len pa­

ralel çıkıştan haber leşen Desk­

porte Fast+ 28 .8 m o d e m i n 3 0 0

bin bps veri iletişim hızına çıka­

bildiği bildiriliyor.

D e s k p o r t e Fast+ 28 .8 , Win­

dows altında çalışan bir iletişim

yazılımıyla gelirken, 2-4 tel kira­

lık veri hatlarında ve telefon ile

dial-up olarak çalışabiliyor.

Deskporte Fast+ 28.8 Modem

Bilgi için: Vitel,

0212-275 8932

18 i n s a n l a r 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

Gözde Dedeoğlu:

Evrensel iyiye ve doğruya koşmak

Belki onu çoğunuz yazılanyla, yazılarında savunduğu fikirleriyle tanıyorsunuz. Kendine ve

dünyaya karşı ilgili, duyarlı, haksızlıklar karşısında sesini çıkarabilen, sessizliğe tepki

gösteren, sorumlu vatandaş kimliğini yaşamının her noktasında sonuna kadar savunan biri.

Ne kadar çok insanla buluşabilirse kendini o kadar mutlu sayıyor. Birçok kitle örgütünde

etkin olarak faaliyet gösteriyor; ama bunu etiket için yapmıyor. Çünkü daha çok insanın iyi

ve güzeli yakalamasını, bunlan savunmasını ve başkalanyla paylaşmasını istiyor. Tepkisiz

bir toplum olmamıza tepki gösteriyor.

NURAY ÖZKAN

G özde Dedeoğ lu ismiyle ilk

k e z Bilişim dergisinin say­

falarında tanıştım. Öylesi­

ne okumaya başladığım yazısı beni

çekt i . Kullanıcı gözüy le bi l iş im

dünyas ının b e t i m l e m e s i n i b ö y l e

somut dile getiren, analitik bir üs­

lupla e le alınmış bir yazı daha oku­

madığımı düşündüm. Sonra ilgiyle

takip e tmeye başladım köşesini.

D a h a sonra BT/haber ' in k ö ş e ya­

zarlarından biri olunca, o n u n fikir­

leriyle göz iletişimimi daha yoğun

devam ett ireceğim için sevindim.

Zaman zaman onunla birlikte gül­

düm, kızdım, üzüldüm. Tıpkı pla­

tonik aşıklar gibi, karşılık bulama­

dığım duygularım nihayet dinginli­

ğe erişti; onunla bu sayfalar için

karşı karşıya geldim.

İnsanın O'nu tanımaktan, ko­

nuşmaktan, dost luk k u r m a k t a n

mutlu olacağı biri G ö z d e Dedeoğ­

lu. K o n u ş m a m ı z süres ince tıpkı

düşündüğüm gibi, değerleri olan,

insanları seven, insanlığı savunan

ve onlar ın gaflet u y k u s u n d a n

uyanmaları için el inden geleni ya­

pan, kendine ve dünyaya karşı so­

rumluluğu olan çizgisinden asla

ödün vermedi.

Y a z m a k o n u n için giderek aza­

lan zevklerinin içinde hiç tüken­

m e y e n bir tutku. "İnsanlarla ileti­

şim kurmanın, paylaşmanın en gü­

zel yolu. Karşınızdakinin kim oldu­

ğunu b i lmeden o n a içinizi dök­

mek, mesajlarınızı iletmek... Mesle­

ki olarak düşündüklerimi paylaşır­

k e n bir taraftan da günlük olaylar­

la, yaşadıklarımızla, ü lkemize ait

sorunlarla ilgili düşündüklerimi de

yazdığım ve bunları paylaşmayı

ç o k istediğim için b a n a g ö r e

öneml i bir araç" diye tanımlıyor

yazmayı.

Bir hayal kırıklığı O'nu ciddi

olarak yazmaya itiyor. Üniversite­

den mezun olduktan sonra girdiği

iş ortamı O'na beklediğini vermi­

yor. O da dönüyor memleket ine,

İzmir'e; 1 yıl b o y u n c a -taa ki istedi­

ği işi buluncaya kadar- kendini

yazmaya veriyor. Bir süre d e n e m e ­

ler, felsefi türde yazılar yazıyor.

Üretmek için herşey elverişli. Evin

b a h ç e s i n d e denize karşı oturuyor.

Çiçekleri, böcekler i , denizi yazıyor.

O günlerde k a l e m e aldıklarını hâlâ

saklıyor. O zamanlar 'zihninde biri­

k e n düşünceler in ç ıkmak istemesi '

olarak tanımladığı yazılarını şimdi

bir temele oturtmuş durumda. Ne

için, kimin için yazdığını sorgulu­

yor, sorunların ç ö z ü m ü n e yazıla­

rıyla katkıda bulunuyor, fikirleri

örgütlüyor. O'na göre toplumu­

muzda örgüt lenme bilinci gün geç­

tikçe azalıyor. Birlikte hareket et­

me olgusunu, yazdığı yazılarla in­

sanlara i letmek istiyor.

Herşey tartışılmalı, her doğru

kurcalanmalı

Kendini bilimsel düşünen biri

olarak tanımlıyor. Her şeyin tartışıl­

ması, her doğrunun kurcalanması

gerekt iğ ini savunuyor . B u n l a r a

inanmasına karşın, ö te tarafta şid­

detle savunduğu evrensel iyi ve

doğruları da var. Her insanın yaşa­

dığı dünyayı bir adım ileriye götür­

mesi için daha ç o k katılımcı olma­

sını arzuluyor. "Söylediklerimin da­

ha güzel olmasını istiyorum. D a h a

ç o k insanın güzeli istemesini isti­

yorum. D a h a ç o k insanın katılımcı

olmasını, daha duyarlı, daha tepki­

sel olmasını, iyiyi ve doğruyu sa­

vunmasını istiyorum." Ancak bu

n o k t a d a insanlardan o l d u k ç a

umutsuz, hatta şikayetçi. "Hep bu­

seyi zorlamanız gerekiyor. Örneğin

bir seminer düzenliyorsunuz, katı­

lım için davetiye gönderiyorsunuz.

Gel ip gelmeyeceğiniz i bildirin di­

yorsunuz; ama ne yazık ki h iç c e ­

vap gelmiyor. Oysa herkes sorum­

lu olduğu davranışı yerine getirse,

ge leceğ i ya da g e l e m e y e c e ğ i za­

m a n bildirse p e k ç o k şeyin kolay­

laşmasını sağlayacaklar." İnsanlar­

daki bu boşvermişlik, aldırmazlık

ve özensizlik günlük yaşamda bu

türden ayrıntılarda kendini göster­

diği gibi toplumsal yaşamdaki b o ­

yutu daha onarı lmaz yaralar açıl­

masına n e d e n oluyor. G ö z d e D e ­

deoğlu, sürekli bir şeyleri zorlayan

yapısından dolayı zaman zaman

yorulduğunu hissediyor. Ancak o

noktaya ge ldiğ inde de parolas ı

' vazgeçmek yok ' oluyor. Çabası

h e p daha duyarlı, daha sorumlu,

daha doğrulara yakın insan sayısını

artırmak için.

Sevgiyle birlikte büyümek

B u g ü n 35 yaşın olgunluğunu ta­

şıyan G ö z d e Dedeoğlu, a c a b a ç o ­

cukluğunda da böyles ine duyarlı

mıydı? Herşeyden ö n c e sevgiyle

büyümüş; sevgiyle büyüdüğü için

de insan ilişkilerinde bugüne kadar

h e p rahat ve içten olmuş. O'na öğ­

retilen sevgiyi O da başkalarına

vermeye çalışmış hep. Her ç o c u ­

ğun sevgiyle büyümeyi hakettiğini

düşünüyor. Sevgi o lunca güven de

doğal olarak beraber inde geliyor.

Sorumluluk duygusu gelişiyor ve

bütün bunlar O 'nun daha sonraki

yaşamında iyi şeyler yapmasına

n e d e n oluyor. Ama bu güzellikleri

ç o k az insanın yakaladığını düşü­

nüyor. " Ü l k e m i z d e k e n d i n d e n ,

kendi hayatından ve çevresinden

sorumlu, kişilik sahibi insanlar ye-

tiştiremiyoruz. İnsanlar ö n c e kendi­

sine, sonra ailesine, çevresine, ül­

kes ine karşı sorumlu; kendine ina­

nan ve güvenen bir insan olarak

yetişemiyor. B e n c e bu olumsuzlu­

ğun nedeni ailelerin çocuklarına

veremediği sevgi ve güvende yatı­

yor. B e n bugün kendi hayatımdan

sonuna kadar sorumluyum. Yanlış

birşey yapsam bile ' B e n seçt im

böyle oldu' diyebiliyorum. B e n i m

böyles ine kişilik sahibi yet i şmemde

a n n e m e ç o k şey borçluyum."

G ö z d e Dedeoğlu, eğitim kuru­

munun ailede başladığına inanıyor.

İnsanın tüm kişiliğini, değerlerini

aile ortamında kazandığını savuna­

rak, insanlık dışı tüm davranışların

evlerden uzaklaşmasını istiyor. "Te­

rörün ö n c e evlerde bitirilmesi ge­

rektiğini düşünüyorum. Çünkü bi­

zim evlerimizde çocuklar, kadınlar

dövülüyor. O çocuklar nasıl huzur­

lu bir insan olarak, yararlı bir birey

olabilirler? Anneler çocuklarını 'ba­

bana söylerim' diye tehdit ediyor.

Annelerimiz hiç mi çocuğu üzerin­

de etki sahibi olamıyor? Niçin ba­

basıyla ç o c u ğ u tehdit ediyor?"

Bu yüzdendir ki insanlarımızın

ruh sağlıklarında ciddi bozukluklar

olduğunu düşünüyor. O'na göre

herkes insancıl o lan herşeyi yaşa­

malı. O yüzden "Her insanın şıma-

rabileceği bir insan olmalı" sözünü

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 i n s a n l a r 19

Politikaya da sıcak bakan Dedeoğlu'nun gönlünde ise Milli Eğitim Bakanlığı yatıyor.

Türkiye'nin en büyük sorununun eğitim olduğunu söyleyen Dedeoğlu, "Eğitim

sorunumuz çözümlendiği zaman, birçok sorunumuz çözülebilir. Eğitilerek daha olumlu

düşünebilir, daha yapıcı olabiliriz" diyor.

ç o k seviyor.

G ö z d e D e d e o ğ l u İzmir l i . Lise

d ö n e m i n d e AFS bursuyla -öğrenci

değişim programı- A B D ' y e gidiyor

o k u m a k için. Üniversitede iki ter­

cih hakkı kullanıyor; Boğaziç i ve

O D T Ü . Sonuçta Boğaziç i Üniversi­

tesi İdari Bilimler Fakültesi İş letme

B ö l ü m ü ' n d e n mezun oluyor. D a h a

sonra iş hayatı ve hayal kırıklığı. İş

hayatında aradığını bulamıyor, bir

süre İzmir'e gidip geliyor. Sonunda

bir o t o m a s y o n projesinin içinde

buluyor kendini ve o günden son­

ra h e p İstanbul'da kalıyor. Otomas­

yon projesinde sistem geliştirme

bölümü tam O'na göre. iş letmecilik

formasyonunu bilgi işlem teknolo­

jiyle birleştirmek için bir dizi özel

dersler alıyor.

Bugün G ö z d e Dedeoğ lu 'nun iş

yaşamı kadar sosyal yaşamı da ol­

dukça etkin. Birçok kitle örgütün­

de etkin olarak görev alıyor. Çıkış

noktası ise, yararlı bir insan olmak.

O'na göre değerli insan, yararlı

o lan insan. "Kendim, ailem, ü lkem

için ne yapabilirim diye düşündü­

ğümde, yararlı olduğumu düşün­

düğüm bir takım sosyal kuruluşla­

rın içinde buldum kendimi" diyor.

Sosyal gruplar oluşturma ve örgüt­

lemedeki başarısı derneklerde ken­

dini gösteriyor. Ö n c e Boğaziç i Üni-

versitesi'nin Mezunlar D e m e ğ i , ar­

dından Promotheus, Doğal Hayatı

Koruma D e m e ğ i , B e y a z Nokta ve

Türkiye Bilişim Derneği . H e m e n

heps inde o n u ç e k e n , somut olarak

üreteceği bir takım çözümler ol­

muş. Herkesin mezun olduğu oku­

la katkısı bulunması gerektiğini dü­

şündüğü için katıldığı Boğaziçil i ler

Derneğ i 'nde okulunun ülke ya da

uluslararası düzeyde ç o k iyi bir

üniversite olması için faaliyet gös­

teriyor.

Promotheus ise, merkezi Paris'te

bulunan bir kuruluş. Ö n c e Avrupa

Birliği üyesi ülkelerde kurulmuş bu

dernek; kurulduğu her ülkede Av­

rupa Birliği kültürü ve felsefesi

hakkında o ülke halkını bil inçlen­

d i r m e k a m a c ı n ı taşıyor. Türki­

ye 'nin G ü m r ü k Birliği ve Avrupalı­

laşma süreci sırasında bu d e m e k

etkin çalışmalarda bulunuyor.

B u n u n yanında G ö z d e D e d e o ğ ­

lu, Türkiye Bilişim D e r n e ğ i ' n d e

geçtiğimiz yıl bir bilişim platformu

oluş turma ça l ı şmalar ına katkıda

bulunmuş. Bu a m a ç doğrultusunda

bir grup oluşturarak ilk olarak ey­

leme geçip, kendi evinde bir dizi

bilgi lendirme toplantıları yapmış.

Türkiye'nin en büyük

sorunu eğitim

Sosyal y ö n ü böyles ine kuvvetli

bir kişiliğin politikaya s ıcak bakıp

bakmadığı geliyor aklıma. T a h m i n

ettiğim gibi düşünceleri politika­

dan hiç de uzak değil. Yararlı bir

kişi olabilmesi için ç o k daha farklı

yerlerde olması gerektiği görüşün­

de. En ç o k da eğitim politikamızın

çarpıklığından yakınıyor. "Türki­

ye 'nin en büyük sorununun eğitim

o l d u ğ u n u düşünüyorum. Eğitim

sorunumuz çözümlendiği zaman,

b i rçok sorunumuz çözülebilir. Şi­

kayet e d e c e k ç o k daha az şeyimiz

olur. Eğitilerek daha olumlu düşü­

nebilir, daha yapıcı olabiliriz. K ö y

Enstitülerinin ç o k yararlı bir olu­

şum olduğunu düşünüyorum. K ö y

Enstitüleri kapatılmasaydı, şu anda

eğitim sorunumuz bu boyutta ol­

mayabilirdi. T e m e l eğitimin aci len

8 yıl olması gerektiği görüşünde­

yim, i m a m Hatip okullarının kont­

rolsüz b iç imde çoğaldığını düşü­

nüyorum."

Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi

olmasını isterken, bu süreçte ken­

dimizden de ödün v e r m e m e m i z

gerektiğini savunuyor. " B e n c e Kıb­

rıs konusu Türkiye için hiç bir şe­

kilde ödün veri lmemesi g e r e k e n

bir konu. Yani Kıbrıs'ı feda edip

Gümrük Birliği 'ne imza atmayalım.

Ama diğer taraftan d ü ş ü n e c e k

olursak, Türkiye'nin başka kanat­

larda değil, Avrupa'da yerini alma­

sını isterim. Gümrük Birliği 'ne üye

olmak Avrupalı o lmak değil bana

göre. Gümrük Birliği s a d e c e e k o ­

nomik bir olgu, a m a Avrupa Birli­

ği 'ne üye olmak, sosyal, kültürel

bir olay. Promotheus raporlarında

g ö r d ü ğ ü m kadarıyla Avrupa'da,

Türkiye'nin Avrupa Birliği 'ne üye

olması hiç düşünülmüyor. Eğer

Avrupalı o l a c a k s a k ö n c e alt­

yapımız ı hazır lamalıyız; eği t im

sorunumuzu halletmeliyiz."

G ö z d e D e d e o ğ l u hepimizi 'tep­

kisizliğe tepki 'ye çağırıyor; insan­

ların birbirine saygı duymasını is­

tiyor. Yaşamı güzelleştiren ayrın­

tıları atlamayın!

20 egitim 19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21

19-25 Haziran 1 9 9 5 . Sayı: 21 i n s a n k a y n a k l a r ı 21

22 m e s a i s o n r a s ı 19-25 Haziran 1995.Sayı : 21

FORMAT ALTUG OZGENLIK

Yeni bir hafta ve yeni bir Format'tan

merhaba. Son zamanlarda gazetelere ve

TV'ye göz attığımda, keyfim kaçıyor. Her

yerde kan ve şiddet var. (Yanlış anlamayın;

filmlerden değil, haberlerden söz

ediyorum.) İnsanların çoğu nefret dolu ve

her an birbirlerine zarar vermeye hazır

durumda. Böyle giderse Hollywood

yapımcıları savaş ve şiddet filmleri çekmek

için çok uygun bir mekana kavuşmuş

olacak. Düşünsenize bir; şiddet bu hızla

artarsa kamerayı çalıştırıp sokakta gezmek,

böyle yapımlar için yeterli olacak, özel

efekt ve figüranlara da gerek kalmayacak.

(Çünkü herşey doğal olacak.) Bir de bunun

ülkemize kazandıracağı dövizi düşünün.

Galiba vurup, kıranların bir bildiği var.

Şaka bir yana, artık bu saçma sapan

olaylardan bıktım. Lütfen kan, kan

bankasında, şiddet de TV ekranlarında

kalsın.

Sanırım bu hafta biraz ateşli bir giriş

yaptım. Daha önceleri de söylediğim gibi,

ara sıra kızıyorum ve agresifleşiyorum.

Tabii bu kızgın ve agresif halimin faturasını

yine Format ödüyor. İsterseniz yine normal

halimize dönelim.

Evet sonunda telif hakları yasası da çıktı.

Ama ben asıl bundan sonrasını merak

ediyorum. Yani yazılım sektöründeki

kopyacılık duracak mı? Kullanıcılar kopya

yazılım kullanmanın oluşmasında büyük

katkısı olan çarpık bilgisayar kültüründen

kurtulabilecekler mi? Bilgisayarın araç,

yazılım kullanmanın amaç olduğunu

benimseyebilecekler mi vs. vs.? Kafamın içi

bunun gibi birçok soruyla dolu. Açıkçası şu

anki anlayış devam ederse kafamdaki

soruların cevapları: Hayır, çok zor, asla.

Bundan sonrasını merakla izliyorum.

Bakalım ne olacak?

Geçen gün yine şu benim herşeyi

yüzüne gözüne bulaştıran lise arkadaşım

aradı (Doğrusunu söylemek gerekirse bu

ara telefon konuşmalarımdan bir hayli

malzeme çıkıyor). Daha önce ondan size

birkaç Format'ta söz etmiştim. Kendisi

şimdi bir Novell Netware ağının başına

geçmiş ve oldukça mutluymuş. Bu arada

bizim Bay X, kendisini 'system

administrator' sanmaya başlamış. Neyse,

ben ona telefon konuşmamızda, Netware

gibi bir işletim sisteminin onun bildiği DOS

ya da Windows'a benzemediğini ve fazla

kurcalamamasını önerdim. Sanırım her

zamanki gibi beni dinlemeyip başına iş

açacak. Zaten Bay X deneme-yanılma

yoluyla öğrenmeyi her zaman diğer

metodlara tercih etmiştir. Bu arkadaşım

hep benden danışmanlık alır, ama

söylediklerimin tam tersini yapar. Sonra da

"Gel Altuğ beni kurtar." Umarım sistemi

çökertmez. Bana kalsa ona Game Boy'dan

başka birşey vermem ama....

Bay X bu yazıyı okuyorsa sanırım X'in

yerine kendi adını koymakta fazla

zorlanmamıştır. Tabii bunlar işin abartılmış

yanları. Esasında benim oldukça sevdiğim

bir arkadaşımdır ve bu küçük takılmaları

kaldıracak kadar olgundur. Kaldı ki, bunu

olgunlukla karşılamayıp da ne yapabilir?

Sanırım çok kötü ve acımasızım.

Bugünlerde tatile çıkmak gibi garip bir

hayalim var. Ancak kalbim bunu yapmamı

söylerken, mantığım bana engel oluyor.

Esasında çok uzun zamandır tatil

yapmadım. Herhalde bir dünya turu benim

tatil açlığımı ancak giderir diye

düşünüyorum.

Ama ben tatile çıkarsam sizi kim

Format'layacak? Sakın şimdi bana

notebook, PCMCIA modem ve cep

telefonuyla dünya turuna çıkmamı

söylemeyin. Çünkü bu hayalimi

gerçekleştirebilirsem, yanımda kol saati bile

taşımayacağım. (Zaten kol saati takma

alışkanlığım yoktur.)

Haftaya kadar hoşçakalın ve kendinize

iyi davranın. (Bu arada havalar ısındığı için

terli terli soğuk su içmeyin.)

IAS, MRP çözümleri geliştiriyor

Başlangıçta Almanya'da büyük endüstri kuruluşlanna sadece danışmanlık

vermek amacıyla kurulan IAS, daha sonra edindiği deneyimle kendi

MRP peketini geliştiriyor ve 1994 yılının ortalannda da Türkiye'de bir

ofis açıyor. IAS, bugünlerde Türkiye'deki faaliyetlerini geniş kitlelere

duyurmak amacında.

NURAY ÖZKAN

19 8 7 yılında Almanya'da

bir Türk girişimci tara­

fından kurulan IAS (In­

dustrial Application Softwa­

re), ö n c e büyük çaplı en­

düstri kuruluşlar ına MRP

(Üretim Kaynakları Planla­

ması) danışmanlığı veriyor.

Kuruluşundan iki yıl sonra

edindiği birikim ve dene­

yimle kendi MRP paketini

ge l i ş t i rerek pazar lama ve

desteğini vermeye başlıyor.

IAS, Almanya 'da özel l ik le

S A P ' n i n büyük müşterilerine

danışmanlık ve teknik des­

tek vermesiyle ünlü. IAS'in

yurtdışında destek verdiği

SAP kullanıcılarından bazıla­

rı, Atlas-Copco, 3M Deutsch-

land, Shindler AG, Bocsh-Si-

e m e n s - H a u s g r e a t e . IAS'in

MRP çözümlerini kullanan

kuruluş lardan bazıları da

şöyle: H ö c k h , Friatec, Si­

e m e n s AG, Vulkan.

IAS'in kurucusu H a k a n

Karabiber, 1994 yılının Mart

ayında Türkiye 'de de bir ofis

açtı. Ancak şimdiye kadar

Türkiye ofisinde yürütülen

çalışmalar yazılım geliştirme

ağırlıklı oldu. Türkiye 'deki

ofis sürekli olarak, Alman­

ya'ya yazılım geliştirme des­

teği sağlıyor. IAS Türkiye,

bu yılın başından itibaren

Türkiye pazarına MRP çözü­

m ü n ü ve sunduğu hizmetle­

ri tanıtma faaliyetine girişti.

Şirket, bu anlamda Türki­

ye'deki bazı endüstri kuru­

luşları ve akademik çevreler­

le bağlantı içine girerek ürü­

nün tanıtımını yapıyor.

IAS Türkiye, yazılım geliş­

tirmenin dışında paketleri­

nin Türkçe 'ye çeviri lmesi iş­

lemlerini de tamamladı. B u ­

nun yanı sıra ge lecekte pa­

ket in m u h a s e b e l e ş t i r i l m e s i

işlemlerini de sektöre tanıt­

mayı planlıyor. Bu arada

Türk m u h a s e b e s i s temini

paketlerine adapte e tmeye

çalışıyor. Bu yılın Ekim ayın­

da da mevzuata uygun mu­

h a s e b e sistemiyle bütünleşik

çalışan MRP ç ö z ü m ü n ü pa­

zara sunmayı amaçlıyor.

Şirket, MRP ç ö z ü m ü n ü

daha geniş kitlelere tanıtmak

amacıyla 28 Haziran 1995 ta­

r ihinde i s tanbul Çırağan

Otel i 'nde bir tanıtım toplan­

tısı düzenliyor.

IAS'in çözümleri şu anda

Türkiye 'de Protopak Amba­

laj Sanayi tarafından test edi­

liyor. Paket test aşamasını

geçtiği zaman IAS ç ö z ü m

paket inin Türkiye 'deki ilk

kullanıcısı Protopak olacak.

IAS Türkiye yönetici ler i

Deniz Demirel ve Alper Har-

put, hedeflerinin Türkiye 'de­

ki büyük ve orta ölçekl i tüm

endüstri kuruluşlanna ulaş­

mak olduğunu belirtiyor.

* İstemci/sunucu mimarisi

* Oracle, Gupta, Sybase, SQL base, O D B C gibi ilişkisel

tüm veri tabanları üzerinde çalışabilme

* Novell Netware, MS LAN Manager, Banyan Vines gibi

markalarla çalışabilirlik, esnek ağ yapısı

* MS Windows, OSF-Motif, PM, Windows NT gibi

grafik ortamlarda çalışabilme

* DOS, UNLX, OS/2, Windows NT, VMS gibi çeşidi iş­

letim sistemlerine uyumlu

* C++, O O C L , OLE, O D B C , ODBA, API gibi modern

yazılım teknolojilerine sahip olması.

Temel özellikler

*Çok çeşidi uygulama alanları (Pazarlama, üretim, hizmet

sektörü gibi)

*Bütünleşik modüler yapı

*ISO-9000 standartlarına uygun belge takibi

*MS Office ürünlerine veri aktarımı

*Arayüzler yardımıyla diğer sistemlerle entegrasyon

"CAD/CAM ve Barkod sistemlerine açık yapı

*Çevrimiçi veri kaydı ve kontrolü

*Kullanıcdara farklı yetki alanları tanıyabilme

*Değişik yerlerdeki pazarlama ve ürün noktalarının tek bir

merkezden yönetilebilmesi

Sky, çokluortamda özel çözümler sunuyor Sky, her sektör ve iş kolunda gereksinime göre ses ve görüntü işleme ve

iletişim, video konferans sistemleri, video-grafik tasanm çalışmaları,

kaydedilebilir CD oluşturulması ve basımı gibi özel çözümler üretiyor.

B ünyesinde Sky Bilgi­

sayar ve Sky-Media

adlı iki şirketi barın­

dıran Sky, b e ş yıldır bilgisa­

yar sektörüne hizmet veren

bir şirket. Başlangıçta Sky

Bilgisayar olarak PC ve yazı­

lım satışı yapan şirket, daha

sonra çokluortam çözümleri­

ne de yöneldi.

Sky-Media şirketi, Sony,

Philips, HSC Software, Ya­

maha, Videolabs, Midisoft,

Fjord gibi şirketlerin ürünle­

rinin ihtalatını yaparak bun­

ları ç ö z ü m l e r i n d e kullanı­

yor.

B u n u n yanı sıra Sky'ın ya­

zılım konusunda ç ö z ü m or­

tağı Point Bi lg isayar ise,

UNIX tabanlı sektörel ç ö ­

zümler geliştiren bir yazılı-

mevi. Point, otel ve turistik

tesisler için geliştirdiği Soli-

tarie Hote l M a n a g e m e n t

System yazılımını, ETA ticari

yazılımlarıyla bütünleşik ça­

lışması için bugünlerde bü­

tünleştirme çalışmalarını ta­

mamlamış durumda.

Sky-Media, sektör bağım­

sız ç o k l u o r t a m ç ö z ü m l e r i

üretiyor. Bunlar arasında ses

ve görüntü iş leme, video-

grafik tasarım, profesyonel

ses ve müzik editörlüğü, vi­

d e o konferans sistemleri, ses

ve görüntülü iletişim ve veri

iletişimi, optik karakter ta­

nımlama, kaydedilebilir CD

oluşturulması ve basımı, ye­

niden yazılabilir magneto-

optik depolama sistemleri,

bilgisayar destekli video-ani-

masyon geliyor. Şirket söz

k o n u s u alanlardaki ö z e l

ürünleri Türk iye pazar ına

sunmasının dışında, danış­

manlık ve eğitim hizmeti de

veriyor.

Sky'ın bu anlamda geliş­

tirdiği proje lerden bazıları

şunlar: Şişecam'ın 22 bin ç e ­

şit ürününün CD ortamında

bilgilerinin ve fotoğraflarının

saklanması projesi. CD kata­

loglarında saklanan ürünle­

rin Şişecam'ın bütün mağa­

zalarında d o k u n m a t i k ek­

ranlar yardımıyla sergilen­

mesi düşünülüyor.

Sky'ın geliştirdiği bir baş­

ka ç ö z ü m de görsel verita­

b a n ı üzer inde K o ç b a n k ' ı n

bütün müşterilerinin imza,

kaşe, logo, antet tarzı tüm

bilgilerinin saklanması. Söz

konusu bilgilerin taranması

ve CD'lerde arşivlenmesi iş­

lemleri şu anda sunuyor. Ay­

rıca, bir inşaat şirketinin tüm

çizili projelerinin arşivlen­

mesi de şirketin bir başka

çalışması.

Sky ayrıca Aselsen'a bir

ağ ve çokluortam altyapısı

da kurdu.

Sky' ın y ö n e t i c i l e r i n d e n

Mansur Karakoç, Türkiye 'de

ilk defa kapalı alanda v ideo

konferans uygulaması ger­

çekleşt irdiklerini belirtiyor.

Hazine ve Dış Ticaret Müste­

şarlığı, Kamu Ortaklığı ida­

resi ve Merkez Bankas ı ara­

sında video konferans uygu­

lamasını içeren söz konusu

proje, 1 9 9 5 yı l ının O c a k

ayında tamamlanmış.

Turizm için bir

çokluortam uygulaması

Sky -Media, bugünlerde

turizm alanına yönel ik bir

CD yayına hazırlanıyor. Ta­

sarımı 1 yıldan fazla bir za­

m a n alan proje, Türk turizmi

ile ilgili p e k ç o k bilgiyi içe­

ren bir çokluortam ürünü

olarak planlanmış. Ürün, ül­

kemizdeki tüm konak lama

ve e ğ l e n c e yerleri, servis iş­

letmeleri, bankalar, müzeler,

hastaneler ve elçilikler hak­

kında ayrıntılı bilgi ve fotoğ­

rafları içeriyor. Şirket söz ko­

nusu paketi bu yılın sonları­

na doğru pazara sunmaya

hazırlanıyor. Ürünün turizm

p r o f e s y o n e l l e r i n e y ö n e l i k

o lması dolayısıyla, s a d e c e

ç o k özel alanlara dağıtılması

öngörülüyor.

3. Boyut çokluortam

ürünlerini zenginleştiriyor

3 Boyut, çokluortam teknolojisiyle hazırladığı son

ürünü Eski Çağlar CD'sini geçtiğimiz günlerde

• pazara sundu. Eski Çağlar, 3- B o y u t u n hazırladı­

ğı Eğitim Dizisi 'nin ikinci yayını oluyor. Ürün, dinazorlar

d ö n e m i n d e n Osmanlı Devleti 'nin kuruluşuna kadar olan

binlerce yıllık bir d ö n e m i gözler ö n ü n e seriyor. Şirketin

çokluortam ürünlerinin sayısı bu yılın sonuna kadar altı­

ya ulaşacak. Bu d ö n e m d e pazara sunulması b e k l e n e n

ürünler şunlar: Osmanlı Devleti, Kurtuluş Savaşı ve Cum-

huriyet'in Kuruluşu, Atatürk ve Devrimler ile kültür dizi­

sinin ilk ürünü olan 100 Türk Filmi. 100 Türk Filmi'nin

Haziran ayı sonunda pazara çıkması bekleniyor. 3- B o ­

y u t u n Anadolu Liseleri Sınavı'na hazırlanan öğrenci ler

için geliştirdiği disketle dağıtılan, 5. sınıf öğrencileri için

Pusula 600, 4. sınıf öğrencileri için Pusula 4 0 0 dizisi de

sürekli geliştiriliyor. Şirket, 1996 yılının ikinci yarısından

itibaren CD-ROM ürünlerinin yanı sıra sanal gerçekl ik ça­

lışmalarının da ilk örneklerini kullanıma sunmayı hedef­

liyor.

3. B o y u t bunun dışında Internet üzerinde özelikle eği­

tim konusunda kullanıcılara servis sağlamak için proje

geliştiriyor.

3. Boyut, Eski Çağlar ile birlikte diğer tüm ürünlerini

Türkiye genel ine 3A Bilgisayar, Y a m a n Elektronik ve

Krom Bilgisayar aracılığıyla ulaştırılıyor. 3- Boyut ürün­

lerinin, bilgisayar şirketlerinin dışında kitapçılarda da sa­

tılması öngörülüyor. Nitekim şirket bu k o n u d a Sistem Ya­

yıncılık ile de bir dağıtıcılık anlaşması imzaladı. Yetkili ler

özell ikle 3-4 yıl sonra CD-ROM ürünlerinin kitapçılarda

satışının ç o k yaygınlaşacağını belirtiyor.