3
rük, Terekeme. gibi inanç grup- ve topluluklara; Karadenizli. Kay- serili, Kon Çe gibi yörelere; yahudi ve Rum gibi Anadolu na; Beh!QI-i Dana ve gibi islam kültürü içinde yer alan kimselere olan da (bk. Halk m izah içeren bir tür Dinleyenlerin dikkatini çek- mek "Ewel zaman içinde. kalbur saman içinde. develer tel- la! iken. pireler berber iken. ben sallar iken" gibi ba- "Az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik; ay bir güz gittik; bir de ki bir arpa boyu yol gibi ve, "Gökten üç elma tü; biri anlatana, biri dinleyene, biri de yüzüne kara sürmeyenin ba- gibi sonunda söylenen tekerlerne- lerde mizah ön Tekerlerneler mizah Türk bu konuda en dik- kate Bunlarda, özellikle Türk gülme ve güldürme birçok yönüyle bulunmakta- Saz yer al- halk ürünleridir. malarda rakibinin gücünü ölçen zaman zaman onun yönlerini mizahi bir dile getirir. Kaygusuz Abdal. Kazak Abdal, Dertli, lik ve günümüzden Reyhanl ile Murat ve saz olmamakla birlikte hece vezniyle yazan Abdülvahap Kocaman ile Abdürrahim Ka- rakoç mizah ustaca kullanan isim- lerdir. Karagöz ve orta oyunu olmak üzere seyirlik halk da mizah temel biridir. Bu oyunlarda verilen ve en önemli yönü Temeli eden taklit ve tenkitte kafiyeli söy- jest ve m imikler. giyim ve anlamalar, man- ve gerçek durumlar birbiri ca tekrarlanarak m izah yarar- böylece oyunlar daha ilgi çekici hale Türk halk da zengin ve köklü bir olan bil- meeelerin de ve söy- mizah görülür. Anonim halk ürünle- rinden deyim ve atasözlerinde tenkit ya- ince bir mizaha da yer "Tut kelin perçeminden"; "El elin türkü arar"; "Aç ile arada dilenci "Körle yatan kalkar" gibi. Tekerlerneler de mizahi !erin anonim halk ürünleridir. Daha çok olan. ses güçlükler bulunan ve zaman söy- leyeni gülünç duruma ibareler . mizahi tekerleme- lerdir. Bunlardan oyun tekerlemelerde de . mizahi dini- tasawufi edebiyat ürünlerinde, bilhassa Alevi ve yergiler- de de mizaha yer : M. Sunuilah Türk Hiciv ve Mizah An- tolojisi, 967; Orhan Gökyay, De- dem Korkudun 973, s. 3, 75- 82; Aziz Nesin. Cumhuriyet Döneminde Türk 1973; Mehmet Özbek. Falklor ve Türkülerimiz, s. 333-345; Dur- sun Türk Tipine Ankara 1976 , tür.yer.; Ferit Ön- gören, Cumhuriyet Dönemi Türk ve Hic- vi, Ankara 983; Elçi n, Türkiye Türkçe- sinde Man i/er, Ankara 990, s. 97; Feyzi H ve Günümüz Halk Ankara 992 , s. 582-583; Müjgan Üçer. Atalar Karagöz' ün 161. i lk $! ..;.- 4-.r.l -.:-r. .. J ,.;. j }'( •• , • ..c.,.,. SJ·- . ,...:.J""'l "' ' M iZAH Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, 998, tür. yer.; Pertev Naili Boratav. Tekerleme, istanbul 2000, tür.yer.; a.mlf .. "Halk Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara 943, s. 28-3 Nurettin Albayrak. An- siklopedik Halk Terimleri 2004, s. 39 -394; a.mlf .. "Hiciv", XVII, 452; Murat Uraz, "Halk Mi- zah ", TFA , 1/12 1 950). s. a.mlf .. "Halk Hiciv ve Mizah", a. e. , XV/ 298 1 1974). s. 6965-6966 ; Ali Önder. "Erzin- canda Mizah" , a.e., Vl/125 1 s. 248; VI/ 1 s. M. Akif Sözleri" , HK, sy. 1 s. 49-57; Fikret Türk- men. ve Mizah Anla- TKA,XXXIV/1-2 1 1998) , s. .. Döneminde Türk Türk Dün- Dergisi, sy. 4, 2000, s. 10; Kenan Akyüz. "Mizah" , TA, XXIV, 263; Mustafa Kutlu, "Mizah", TDEA, VI, 383-388; rahim Altunel. "Latife" , a.e., XXVII, 09- 1 O. Iii NURETTiN ALBAYRAK Y en i Tü rk Tasvir-i Efkôr'da istanbul köpeklerin kaleme Edhem Pertev Pa- r .r •: .,r-l:. ,r., • .i.rl <.:.:.-.f. . JLil JI J,r.l J. .P:.. J- J IJJI ti """ J 1.,...,: To\ 38 .. -::":·:f .. _,_, ... .. ) ...... , __ ... ,.:. •• .. :...p -- .. ,f .,.;- f .; .. - .. .. . .. J' ;.-J' _ 209

Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, İstanbul ı Tekerleme, … · 2020. 9. 1. · Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara ı 943, s. 28-3 ı; Nurettin

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, İstanbul ı Tekerleme, … · 2020. 9. 1. · Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara ı 943, s. 28-3 ı; Nurettin

rük, Terekeme. Tahtacı gibi inanç grup­larına ve topluluklara; Karadenizli. Kay­serili, Kon yalı. Çe mişkezekli gibi yörelere; yahudi ve Rum gibi Anadolu azınlıkları­na; Beh!QI-i Dana ve Karakuş! Kadısı gibi islam kültürü içinde yer alan kimselere bağlı olan fıkralar da vardır (bk. IATİFE). Halk edebiyatında m izah içeren diğer bir tür masaldır. Dinleyenlerin dikkatini çek­mek amacıyla masalların. "Ewel zaman içinde. kalbur saman içinde. develer tel­la! iken. pireler berber iken. ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken" gibi ba­şında; "Az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik; altı ay bir güz gittik; bir de ardı­mıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz" gibi ortasında ve, "Gökten üç elma düş­tü; biri anlatana, biri dinleyene, biri de başkasının yüzüne kara sürmeyenin ba­şına" gibi sonunda söylenen tekerlerne­lerde mizah ön plandadır. Tekerlerneler dışında çeşitli mizah öğelerinin kullanıl­dığı Türk masallarının bu konuda en dik­kate değer olanları Keloğlan masallarıdır. Bunlarda, özellikle Keloğlan ' ın şahsında

Türk halkının gülme ve güldürme anlayışı birçok yönüyle yansıtılmış bulunmakta­dır. Saz şairlerinin şiirleri mizahın yer al­dığı diğer halk edebiyatı ürünleridir. Atış­malarda rakibinin şairlik gücünü ölçen aşık zaman zaman onun çeşitli yönlerini mizahi bir anlayışla dile getirir. Kaygusuz Abdal. Kazak Abdal, Aşık Dertli, Aşık Şen­lik ve günümüzden Aşık Reyhanl ile Aşık Murat Çobanoğlu ve saz şairi olmamakla birlikte hece vezniyle başarılı şiirler yazan Abdülvahap Kocaman ile Abdürrahim Ka­rakoç mizah öğesini ustaca kullanan isim­lerdir. Karagöz ve orta oyunu başta olmak üzere seyirlik halk oyunlarında da mizah temel öğelerden biridir. Bu oyunlarda ağırlık verilen eleştiri ve taşlamaların en önemli yönü gülünçleştirmedir. Temeli teşkil eden taklit ve tenkitte kafiyeli söy­leşile r, jest ve m imikler. giyim kuşam ,

tavı r ve davranış, yanlış anlamalar, man­tık ve gerçek dışı durumlar birbiri ardın­ca tekrarlanarak m izah öğesinden yarar­lanılmış. böylece oyunlar daha ilgi çekici hale getirilmiştir. Türk halk edebiyatın­da zengin ve köklü bir geleneği olan bil­meeelerin de çoğunun anlamında ve söy­lenişinde mizah öğesinden yararlanıldığı görülür. Anonim halk edebiyatı ürünle­rinden deyim ve atasözlerinde tenkit ya­nında ince bir mizaha da yer verilmiştir :

"Tut kelin perçeminden"; "El elin eşeğini türkü çağırarak arar"; "Aç aç ile yatınca arada dilenci doğar"; "Körle yatan şaşı kalkar" gibi. Tekerlerneler de mizahi öğe-

!erin bulunduğu anonim halk edebiyatı ürünleridir. Daha çok sınama niteliğinde olan. ses yapısı bakımından söylenişinde güçlükler bulunan ve yanıldığı zaman söy­leyeni gülünç duruma düşüren ibareler . mizahi unsurların ağır bastığı tekerleme­lerdir. Bunlardan başka çocukların oyun esnasında söylediği tekerlemelerde de

. mizahi öğeler vardır. Bazı dini- tasawufi edebiyat ürünlerinde, bilhassa Bektaşi­Alevi şairlerin şathiyelerinde ve yergiler­de de mizaha yer verilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

M. Sunuilah Arısoy. Türk Hiciv ve Mizah An­tolojisi, İstanbul ı 967; Orhan Şaik Gökyay, De­dem Korkudun Kitabı, İstanbul ı 973 , s . 3, 75-82; Aziz Nesin. Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı, İstanbul 1973; Mehmet Özbek. Falklor ve Türkülerimiz, İstanbul ı975, s. 333-345; Dur­sun Yıldırım. Türk Edebiyatında Bektaşi Tipine Bağlı Fıkralar, Ankara 1976, tür.yer.; Ferit Ön­gören, Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı ve Hic­vi, Ankara ı 983; Şükrü Elçi n, Türkiye Türkçe­sinde Man i/er, Ankara ı 990, s. 97; Feyzi H alıcı. Aşıklık Geleneği ve Günümüz Halk Şairleri, Ankara ı 992 , s. 582-583; Müjgan Üçer. Atalar

Karagöz'ün 161. savıs ın ı n

ilk sayfas ı

• ..:~1--.)~ • $!..;.-

4-.r.l -.:-r. .. ~'I :J J ,.;.j }'( ••• , • ..c.,.,. --~

SJ·- 4.~' ~~

. ,...:.J""'l " ' '

M iZAH

Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, İstanbul ı 998, tür. yer.; Pertev Naili Boratav. Tekerleme, istanbul 2000, tür.yer.; a.mlf .. "Halk Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara ı 943, s. 28-3 ı; Nurettin Albayrak. An­siklopedik Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, İstanbul 2004, s. 39 ı -394; a.mlf .. "Hiciv", DİA, XVII, 452; Murat Uraz, "Halk Edebiyatında Mi­zah", TFA , 1/12 ı 1950). s. ı 78-ı79; a.mlf .. "Halk Edebiyatında Hiciv ve Mizah", a.e. , XV/ 298 1 1974). s. 6965-6966 ; Ali Rıza Önder. "Erzin­canda Mizah" , a.e., Vl/125 1 ı959). s . 248; VI/ ı29 1 ı960), s. 2130-2ı31; M. Akif Işık. "Taşıt Sözleri" , HK, sy. ı 1 ı985). s. 49-57; Fikret Türk­men. "Doğu v e Batı Dünyasında Mizah Anla­yışı" , TKA,XXXIV/1-2 11998) , s. ı73-185;a.mlf .. "Osmanlı Döneminde Türk Mizahı", Türk Dün­yası İncelemeleri Dergisi, sy. 4, İzmir 2000, s . ı- 10; Kenan Akyüz. "Mizah" , TA, XXIV, 263; Mustafa Kutlu , "Mizah", TDEA, VI, 383-388; İb­rahim Altunel. "Latife" , a.e., XXVII, ı 09- ı 1 O.

Iii NURETTiN ALBAYRAK

Yeni Türk Edebiyatı. Şinasi'nin Tasvir-i Efkôr'da istanbul sokaklarında çoğalan köpeklerin toplatılması hakkında kaleme aldığı yazısına karşı Edhem Pertev Pa-

r.r •:

.,r-l:.,r., • .i.rl <.:.:.-.f.

. JLilJI J,r.l J. .P:..

)#~ J- J IJJ I ti """ .~.~ ~.Ç-1..:..1;

.,_~-.,_. • J\ ~1 J1.,...,: To\

-J~J.ı;f

Adınlııi !l ro1lotı •

RucıEıı lı._i -l.;ıpı\6 , 38

.. -::":·:f .. _,_, ... ,-.sı .. ) ...... , __ .iJp~- ı,.~ ... ,.:. •• ~~,.. .. :...p --.. ,f .,.;- f .; .. - .. ;:w~ ı:"..,.:. .. . .. J' • • ~J ;.-J' _

209

Page 2: Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, İstanbul ı Tekerleme, … · 2020. 9. 1. · Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara ı 943, s. 28-3 ı; Nurettin

M iZAH

şa'nın Mecmı1a-i Fünı1n'da yayımladığı,

köpeklerin savunması niteliğini taşıyan ve bir filozofla bir sokak köpeğinin esprili di­yalog undan meydana gelen "Av'ave"si, Batılılaşma döneminde Türk mizahının geleneksel çizgiden ayrılan ilk örneği ola­rak kabul edilir. Ziya Paşa'nın Zafername Şerhive Namık Kemal'in "Hirrename" adlı manzumesi de bu devrin satir deni­len mizah yoluyla hiciv türündeki ilk ör­nekleridir. İlk mizahi süreli yayın Terak­ki gazetesinin 1869'da vermeye başla­dığı ek ve ilk mizah gazetesi de ertesi yıl Teodor Kasab'ın çıkardığı, yazıları­nın çoğunu Namık Kemal, Ebüzziya Tev­fik ve Ali Bey'in yazdığı Diyojen'dir. Ali Bey, Lehcetü'l-hakayık adlı mizahi söz­lükle bir çeşit insanlık eleştirisi sayı­labilecek Seyyareler adlı fantastik ma­salı yayımlamıştır. Bu tarihten itiba­ren sayıları artan mizah yayınlarında­ki (Çapanoğlu, s. 7-26) eleştirici tutum iktidarın tepkisine yol açmış ve bazı der­giler kapatılırken siyasal olaylara ve so­runlara yönelik mizaha önce kısmi san­sür. ardından neşir yasağı getirilmiştir ( 1876-1908). Yanlış Batılılaşma'nın eleşti­

risi, Ahmed Midhat, Hüseyin Rahmi, Re­caizade Mahmud Ekrem'in romanların­daki Felatun Bey, Şöhret Bey ve Bihruz Bey tipleri yer yer karikatürize edilerek mizah duygusu uyandıracak şekilde ve­rilmiştir. Müftüoğlu Ahmed Hikmet'in "Yeğenim" adlı hikayesinde bu tip aynı özelliklerle bir kere daha ortaya çıkmış­tır. Yasaklı yıllarda siyaset dışı kalarak mizahı Hüseyin Rahmi (Gürpınar) . roman ve hikayelerinde Ahmed Rasim "Şehir Mektupları" başlıklı yazılarında sürdür­müş, Şair Eşref ise şiirlerinde hicvin ya­nında bu türden de yararlanmıştır. Yasağı sona erdiren ll. Meşrutiyet'in ilanı üzeri­ne mizah yayıncılığında patlama meyda­na gelmiş ve daha çok siyasi karakterli seviyesiz bir mizah anlayışıyla çoğu kısa ömürlü çeşitli dergiler yayımlanmıştır (a.g.e., s. 27-138) . Ancak bunların içinde Kalem ve Cem gibi Batı ayarında olan­larla uzun süre yaşayan Karagöz de bu­lunmaktadır.

ll. Meşrutiyet'ten sonra Cenab Şaha­beddin "Dahhak-i Mazlum". Hüseyin Su­at "Gave-i Zalim", Refik Halit (Karay) "Kir­pi" ve Ömer Seyfeddin "Şit" imzalarıyla mizahi manzume, yazı ve hikayeler orta­ya koymuşlardır. Ömer Seyfeddin özellikle Efruz Bey tiplemesiyle devrinin bazı ay­dınlarını mizah yoluyla hicvetmiştir. Fazı! Ahmet (Aykaç) ve Halil Nihat (Boztepe). di­van şiiri formlarını kullanarak tanınmış

210

yazar ve şairlerin üsiOplarını ve meşhur eserlerini taklitle mizahi manzumeler. Hakkı Naşir ismiyle Celal Sahir (Erozan), Hüseyin Rifat (lş ı l) ve Abdülbaki Fevzi (Ulu boy) divan tarzı söyleyişle günün olay­larını karikatürize eden manzumeler ya­yımlamışlardır. Roman ve hikayelerinin en duygulu yerlerinde dahi zarif ve ince mizah öğeleriyle okuyucusunu gülümset­meyi başaran Reşat Nuri (Güntekin), miza­hi magazin dergilerinde Hayreddin Rüş­dü. Cemil Nimet, Yıldız Böceği, Ateş Bö­ceği gibi takma isimlerle yazılar yazmış ve Kelebek adlı mizah gazetesini çıkar­mıştır (1923). Ercümend Ekrem (Talu) . karşılıklı konuşmalara dayalı hikaye tar­zındaki mizahi çalışmaları yanında Evliya Çelebi'den esinlenerek "Evliya-i Cedld" ti­pini ortaya koymuş. ayrıca "Meşhedl Ca­fer" ve "Torik Necmi" tiplerinin macerala­rından oluşan mizahi halk romanları ka­leme almıştır. Orhan Seyfi Orhon "Fiske" ve Yusuf Ziya Ortaç "Çimdik" takma ad-

ları ve kendi isimleriyle çeşitli eserler yaz­mış ve Akbaba, Papağan gibi dergileri yayımlamışlardır. İbrahim Alaeddin (Göv­sa) "Kıvılcım", Faruk Nafiz Çamlıbel "Çam­deviren" ve "Deli Ozan" imzalarıyla bazı mizahi eserler telif etmişlerdir. Fahri Ce­laleddin (Göktulga) ve Memduh Şevket Esendal ile onu yakından izleyen Muhtar Körükçü de yazıları m izah çeşnisi taşıyan müelliflerdir. Ahmet Harndi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı roma­nına ve Haldun Taner'in eserlerine ince bir ironi hakimdir. Burhan Felek de mizahi hikaye ve fıkralarıyla dikkat çeker. Nam­dar Rahmi Karatay, temeline atasözü ve tekerlerneleri koyduğu mizahi şiirleriyle tanınmış ve bunların çoğu darbımesel gibi dillerde dolaşmıştır.

1945'ten sonra, çalışmalarında miza­ha da yer ayıran veya eserlerinde mizahi bir dil kullanan edip ve şairlerden farklı olarak kendini yalnız eleştirici mizaha adayan ve roman, hikaye, sahne oyunu.

... :..ı ...... ~ .._<' .;<_!.ı .. '· , .. ,ı,ı JJ, ı ./u ~.-'" _. ,..,,jô ._.:.-·~~

.:J.l..._..:;:.• ·...t.,:-JI}:..i>!:<"T.,_;. J..:,ı..;ı-'Sl • .,hJ .; . /ılj.J.I _ • .,.,.

:;;-}J"'''J . .:: .• flli' • • i.ıı(' •. ,.:..;_ td-Jo.-.;.ı,t"ıi -

.. t ~~ti•i• .. ı .J.,f"•.,,....:;• ·~'·r.r-:--1- ...... ~· >J•:•' ~·,..'ıl '-h'ılcl"ı•' •• ,:,,_,,ı

' .-~ ·1 r.._ .. J,'-'.Ji \'• ..ı~• . --:.J• C"~.- J'.;i - ~ ,f t•;ı r .i-!':.~·...ı..,ıs.ı:.J:u!.!l-ı':.­: d..IL • • ır.·>:..- •• ~ }"ı ._~, J1ı

.-:--:'. ..... , --, ~~~ •J • .;.; • .:.-:\:

.... . ,..jJ/.:ır--- ·-,."'~ .. .... ~ ı•J: <1:--' •r- ·'- J :-·ıı J.l11.,:.L :-.'":. d.'•- ( .).c.ı : 3,

!.d-.ı­.J......,.r:- .!•J•I$, ~•\~J\• <Jj-•t:;....t~lt5_<.J.')~ .,~:.u .•. _, ~: ... ıoJı:~,..

ı<:.t.,-... .;f .;..- __ , __ . ,,·, ı_,o..:..-

' .:ı..; ... ,/· ~ı C~" .. J/' _,., .. ı tct., ... ,r,.._ı,~ı,,r; .f.ı_,, ı.:ı,.:.ı. •• 1r"'-..r-f 1 ·-ı 1 h

~:~\ ·:~:~·~':~:~~~ ~~~.::::1, .:.:<•t:.--':;.;>,:. •• _...ıJ,ı , jı,..,..~iı' .. t/1 ol~·ı_.J(ı_'·,....;~~.!.~" . .S;u'ı' i'J

..;)J.-i • .JJ.t .. .<';.......: d.{~th.l' ,ı.ı. • .;...:.,. ':" .•• : ·ı~ ..... ,.!.~~ ·-•\ ).::..,; •• , .. . oti.-ı...,J ıiJ .... ~p_ı

Jı. .... !_.-,,,._..:;.Ç <J • .S.ı,: :., .. _;;;\ ..:f",ı,.-.ı_.. ... -:o.:ı,...,_,,. J·'- ..... ,ı

~ ) "'='\.. .)IJt )11.1 .:!"':1 ,,,

...;..ı ,ı -~~.. ..ı..l :.1;. :~_:.. .ı~

..... ,~ • ...!.C J:· .::.;,!' . .ı.:.ı.. ~ .... ,..i.J 11JWI.S'":-:iJ1 jl,_..,,&;--

.....-t .ı ..,.~ ,rCı...:.. ~'<./' '1.Uı1 j.J,I..)\..• .:-ıl J,(;.<' _j;.,. •:l:

.;._,ı. J:'• ,.......:.ı,ı; .. ı;.;_ı .... , ,..i.J 1 ı,:,ı....ı.r 1 :,.ı, ~ın•':'J"':I;I

! J,..•,ı ~·. ;t-O:

:_F.ı,....'";J.!I>J&l·;..

.. t ~r~ .. ·~- .;.J\:-

, , ..S::.-._1 ~)\.)'ô ..:.- IJJ•>ı--'1'

•·4ıljl,;~.ı;._JL>, •• <-t".;!; ı ...G~·! J'41 "'".( d...ı~ 1 ":-.; ı ~L;ı .• • ..ı,:~ "r .r ı'-! ' ,ı,

, ,._,_ı ._.:.-1,;7 ,_;_.~, .),,ıı,ı 1-ı-( J~'- ~~~~ ·•-~· .... ı~"' _._ J.t ,ı

. ..r?! ı:.ı! ..)ııı... 4;1 - ·

-~ 1t,,..,..ı,.. ı'r$_ .y:,~UJ

,S::ı..J.J,J,P,joi.:~·~·..Y-/ J;~ı).Ü\.j~., ı ml1 -r .. ı,4ıı. Jl,~ ...... r.ııt,r- ,ı,•:ir.~ '_,;:_.;. ~ı..':: J:,lo • .ı~.;i ~~ .!1._, s~~ .,,;..i,;-,__ •.. .;.ı ... ı

Akbaba dergisinin ilk sayının

birinci sayfası

":':'H'-· •• .. l'"ı J~· ~ J..· ....., • ..,, ..;.1,1 ;ı<-: .~-ı, .u:ıı,_.ı...;~ <:.r .ı.W JA .,.:....:..," . ,::f· •· ~~-.., • .ı;i'ı_. J{ ıl.ill ~~ ............... ....ı....A...ı.. .... 4•+······~~

--":'-';ıS).;- · &)[_.i~\.) s:- ı Jı:, ~J.~~:;J~~ ~;\-, .JI:t. JU.. ...r;!.. < ~~ J. .. ~ıf'Y~

~~~J:~J~;r ~~{~J~. 1\J\: :J,,ı .~.Kt .. ~ . ,~ı.~. J$·--~ ~,·.~ '::.:~ JJ;t r .1-'

! ,..J?'i,.Jı, • • ,ıl..:..l_, .. :..•- 5.ır. ~1 • 1\ .;1

:.,r.:. (~J·";\ t.;ı!.J. •• .r

:,;l.joJ...l;·,• t ~'}oJ ·­

ıı.;r .• ._,ı -: ~\..j.f.J.·.•

: • .t:. •~ı r.[ .;,.: •J• .. :,._ , .j_ı.r ,~ ••. ı,..:._;~ .'"' ·"'· Jl:• "·-

.. ı,;.- ,., 1

· ........ .:ı .... , . ·:.J• -·:: , /ı;i J ;y.ı ._.: '.;.l!'i,. ,,_,<_(',_ .. _, ı'(." .;1' ...

J·~ J. ~!. :~:~~~t~~ .. ~-~:ı .::.)..._~ , \. )_,_,1\ .., i .. !'•ı•.~~ ... ,.\i . ,. .ııt:..ı, ı>Ll ,. •. T •'.J\L:\ .,_, .. : J.t'tl .r:l ... ..ııııl ,:il.!!)<';;- ••• ~1.1

1:!~ Jf

Page 3: Sözü Yerde Kalmaz: Sivas'ta Sözlü Gelenek, İstanbul ı Tekerleme, … · 2020. 9. 1. · Dilinde Hiciv ve Mizah", Yurt ve Dünya, IV /25, Ankara ı 943, s. 28-3 ı; Nurettin

şiir dallarında ürün veren Aziz Nesin'in ortaya çıkmasıyla Türk mizahı dünya ge­nelinde tanınmış ve hemen bütün kitap­ları çeşitli dillere çevrilmiştir. Adnan Veli. H. Hüseyin Korkmazgil. Muzaffer izgü, Suavi Sualp. Vedat Saygel, Sulhi Dölek de mizahi roman ve hikayeleriyle tanınmış diğer isimlerdir. Asıl çalışmaları dışında Dilaver Cebeci "Seyyah-ı Fakir", N abi Avcı "Molla Kasım", HakanAlbayrak "Werner Hugo". Hilmi Yavuz "i rf an Külyutmaz" ve Ahmet Turan Alkan "Recai Güllaptan" im­zasıyla gazete ve dergilerdeki mizahi ya­zılarıyla dikkat çekmiş yazarlardır.

BİBLİYOGRAFYA :

Münir Süleyman Çapanoğlu, Basın Tarihimiz­de Mizah Dergi/eri, istanbul 1970; Aziz Nesin. Cumhuriyet Döneminde Türk M izahı , istanbul 1973; Kenan Akyüz. Modern Türk Edebiyatı­nın Ana Çizgileri 1860-1923, Ankara 1979, s. 63-66, 113-114, 153, 188-189; a.mlf .. "Türk­ler", iA, Xll/2, s. 575, 593-594, 624-626; Ferit Öngören. Cumhuriyet Dönemi Türk Mizah ve Hicvi, Ankara 1983; "Mizah " , TDEA , VI, 385-388; Orhan Okay, "Hiciv", DİA, XVII, 447, 452-454.

r

L

r

L

~ ALiM KAHRAMAN

MİZALLE

(bk. ÇETR).

MİZAN (.,) f_Y.:AI' )

Mükelleflerin iman ve arnellerinin kıyamet gününde değerlendirilmesini sağlayan şey anlamında Kur'an terimi.

_j

ı

_j

Sözlükte "bir şeyin ağırlığını tahmin et­mek, ölçüye vurmak. tartmak" anlamın­daki vezn (zine) kökünden türemiş bir isim olan mizan "tartı aleti. tartmada kullanılan ağırlık: adalet" manalarma ge­lir (Ragıb el-isfahanl. el-f\1üfredat, "vzn" md.; Lisanü 'I-'Arab, "vzn" md.). Mizanın ayet ve hadislerde kullanılışı çerçevesin­de terimleşen muhtevası ise ahiret hal­lerinin belli bir merhalesinde mükellefle­rin, sorguya çekilmelerinin tamamlayıcı bir işlemi olarak ceza veya mükafatı ge­rektiren arnellerinin kemiyet açısından değerlendirilmesi şeklinde belirginleş­

miştir.

Vezn (vezin) kavramı Kur'an-ı Kerim'de yirmi dört yerde geçmektedir. Bunların bir kısmında Allah'ın kainatı yaratıp yö­netmesindeki ölçü ve ahenge temas edil­mekte, on kadar ayette insanların ölçü ve tartılarda, ayrıca hak ve hukukla ilgili dav-

ranışiarında dürüst ve adil davranmala­rına vurgu yapılmaktadır. Bir ayette ahi­rette veznin m utlaka gerçekleşeceği (e 1-A'raf 7/8). diğer bir ayette de kıyamet gü­nünde adil terazilerin kurulacağı ve kim­seye haksızlıkyapılmayacağı (el-Enbiya 21/4 7) bildirilmektedir. Kur'an'ın üç süre­sinde peş peşe yer alan ikişer ayetin her birinde mizanın çoğul u olan mevazin geç­mekte. bunların ilkinde mizanları ağır ge­lenlerin kurtuluşa ereceği. ikincisinde mi­zanları hafif gelenlerin hüsrana uğrayıp cehenneme gideceği ifade edilmektedir (M. F. Abdülbaki, el-f\1u'cem, "vzn" md.). Mizanın mevcudiyeti çeşitli hadis riva­yetleriyle de desteklenmiştir. Onun şek­line dair nitelemeler Buharive Müslim'in eserlerinde yer almamaktaysa da daha çok Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde, ayrıca ibn Mace, Ebu DavQd ve Tirmizi'­de görülmektedir (Wensinck, el-f\1u'cem,

"vzn" md.).

Kur'an ve Sünnet'in açık beyanları. ve­zin ve mizanın ahiret hallerinden veya orada gerçekleştirilecek işlemlerden biri olduğunu göstermektedir. Esasen mü­kelleflerin ceza veya mükafat gerektiren hareketlerinin kayıt altına alındığı ve ahi­rette bunun muhasebesinin yapılacağı sabit olunca (b k. AMEL DEFTERi; HESAP)

sözü edilen davranışların değerlendirilme­si anlamına gelen mizanın hakikati de or­taya çıkar. Sem'iyyat bahisleri içinde yer alan mizanın nasıl gerçekleşeceği husu­sunda nasların zahiri manalarıyla yetin­meyi esas alan Selef alimlerinin yanı sıra konuya dünyadaki tecrübelerin ışığı altın­da yaklaşmak isteyen. ayrıca bu mesele­deki hükmü Allah'a havale eden alimler de mevcuttur. N asiarda terazi (mlzan, me­vazln) kelimesinin yer alması ve hadis riva­yetlerinde "terazinin gözleri, çevrilen say­falar" gibi ifadelerin geçmesinden hare­ket eden bazı alimler, mizanın dünya ha­yatında kullanılanlarda görüldüğü gibi iki gözü ve ortada dili bulunan bir alet oldu­ğunu kabul etmişlerdir (f\1üsned, ll, 221-

222; VI. 110; Muvaffakuddin ibn Kudame, s. 35-36; ibn Keslr, ll , 90-108). Din termi­nolojisinde "amel" diye isimlendirilen iyi veya kötü davranışlar maddi değil manevi varlıklar grubuna girdiğinden (a'raz) mad­di anlamdaki ölçü ve tartının sınırları dı­şında kalır. Bu sebeple arnelierin değil on­ların yazılı bulunduğu sayfaların (amel

1 defteri) veya bu davranışları ortaya ko­yan kişinin kendisinin tartılabileceği dü­şünülmüştür (Ebü'I-MuTn en-Nesefl, s. 42-

43; Teftazanl. Şerf:ıu '1-ma/:caşıd, ll, 164; Sü­yütl. S. 320)

MIZAN

Mu'tezile ekolüne mensup bazı alimler bir taraftan arnelierin vezne müsait ol­mayan arazlar konumunda olduğunu, di­ğer taraftan mizan kelimesinin "adalet" manasında da kullanıldığını göz önüne alarak kıyamet günündeki mizanın "ada­let ve hakkaniyet" anlamına geldiğini söylemişlerdir (Muhamm ed b. Ahmed el-Kurtubi, et-Te;;;kire, ll , 16; Teftazani, Şerf:ıu'l-mal:caşıd, ll, 164; Seffarini, ll, 187) . Kadi Abdülcebbar, bazı alimierin Kur'an'daki bir kısım kullanılışiarını dik­kate alıp mizanı "adi" manasma yorumla­dıklarını belirttikten sonra zaruret olma­dıkça bu tür mecazi yorumlara başvur­manın doğru olmayacağını kaydetmekle beraber araziardan ibaret bulunan amel­Ierin tartılma şekline açıklık getirirken ta­atin nur, masiyetin zulmet özelliğine bü­ründürülerek terazinin gözlerine konula­bileceğini söylemek suretiyle kendisi de mecaz yöntemine başvurmuştur ( Şerf:ıu '1-Uşuli'l-l).amse, s. 735-736) . Mizan "tartı­lan şey" (mevzQn) manasma da geldiğin­den arnelierin nur veya zulmet özelliğine bürünüp değerlendirilebileceği de düşü­nülmüştür (Seffarlnl, ll, 187) . Mizan ko­nusunda benimsenen bir görüş de onun arnelierin miktarını tesbite yarayan bir şeyden ibaret olup niteliğinin bilinemeye­ceği ve dünya terazileriyle mukayese edi­lerneyeceği şeklindedir. Bu hususu irde­lemeyip mahiyetini Allah'a havaleetmek en isabetli yöntemdir (NQreddin es-Sa­bun!, vr. 92'-b; Teftazanl, Şerf:ıu '1-'AI:ca'id,

s. 137; krş. Matürldl, vr. 242b-243').

Kur'an-ı Kerim'de ahiret hayatının dün­yadakinden farklı arz ve semalardan olu­şan bir alemde kurulacağı ifade edilmek­tedir (ibrahlm 14/48 ; et-Tekvlr 81/1-14 ).

Buna bağlı olarak kıyametle ilgili nesne, olay ve işlemleri dünyadaki kavramlarla aynı saymak isabetli bir yöntem değildir.

Ancak ilahi beyanları benimsernek için on­ların içeriğine dünya tecrübeleri ve man­tığı ile bir yer bulma zarureti de mevcut­tur. Bu açıdan bakıldığında mecazı öne alan ikinci anlayışı veya -dünyadaki nesne ve olaylarla özdeşleştirmemek şartıyla­teslimiyet yöntemini tercihe şayan gör­mek mümkündür.

Kıyameti tasvir eden ayetler de herke­sin hesaba çekileceğini bildiren ifadeler içerir. Bunun yanında Buhar! ve Müslim başta olmak üzere Kütüb-i Sitte'nin çoğu ile Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'inde vb. eserlerde yetmiş binli ifadeler kulla­nılarak hesaba ve dolayısıyla mizana tabi tutulmadan cennete gireceklerden söz

211