Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Tahran, 20 Nisan 2019
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
1
I. ÜLKE KİMLİĞİ, EKONOMİK GÖSTERGELER, GENEL BİLGİLER
Resmi adı : İran İslam Cumhuriyeti
Başkenti : Tahran
Yönetim şekli : İslam Cumhuriyeti
Yüzölçümü : 1.648.195 km²
Resmi dil : Farsça
Para birimi : Riyal (Halk arasında Tümen ifadesi kullanılmaktadır).
1 Tümen = 10 Riyal
Nüfusu : 82,01 milyon (2018)
GSYİH : 452,3 milyar $ (2018)
Kişi Başına GSYİH : 5.555 $ (2018)
Büyüme oranı : %1,8 (Haziran 2018)
İşsizlik oranı : %11,7 (Aralık 2018)
Genç işsizliği : %28,3 (Haziran 2018)
Enflasyon oranı : %39,9 (Kasım 2018)
İhracat : 53,7 milyar $ (2017)
İhracat (ham petrol) : 38,5 milyar $ (2017), 1.755.600 varil/gün (2018)
İhracat ülke (ilk 5) : ÇHC (%31), Hindistan (%19), G.Kore (%13), Japonya (%6), Türkiye (%2,6)
İhracat madde (ilk 5) : Ham pet. (%72), Et. poli. (%5,1), Asiklik alkol (%2,5), Fıstık (%1,2), Gübre (%1,1)
İthalat : 49,9 milyar $ (2017)
İthalat ülke (ilk 5) : ÇHC (%37), G.Kore (%8,1), Almanya (%6,5), Türkiye (%6,3), Hindistan (%5,2)
İthalat madde (ilk 5) : Otomobil (%5,4), Oto parça (%3,4), Mısır (%2,2), Pirinç (%1,8), Soya fas. (%1,5)
Doğrudan yabancı yatırım : 2,35 milyar $ (2017)
İş yapma kolaylığı indeksi : 128. (190 ülke içinde) (2019)
Rekabet indeksi : 89. (140 ülke içinde) (2018)
Yolsuzluk indeksi : 138. (180 ülke içinde) (2018)
Eyaletler : Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil, Gilan, Zencan, Kürdistan, Kazvin,
Hamedan, Kirmanşah, İlam, Loristan, Merkez, Qom, Tahran, Alborz, Mazenderan,
Semnan, Gülistan, Kuzey Horasan, Güney Horasan, Razavi Horasan, Kirman, Sistan
ve Belucistan, Yazd, Hormozgan, Fars, İsfahan, Buşehr, Huzistan, Çaharmahal ve
Bahtiyari, Kohkiluye ve Buyer Ahmed.
Büyük Kentler : Tahran (Tehran) (Tahran Eyaleti’nin Başkenti, İran Başkenti), Meşhed (Mashhad)
(Horasan Razavi Eyaleti’nin Başkenti), İsfahan (Isfahan) (İsfahan Eyaleti’nin
Başkenti), Tebriz (Tabriz) (Doğu Azerbaycan Eyaleti’nin Başkenti), Şiraz (Shiraz)
(Fars Eyaleti’nin Başkenti).
Limanlar : Şehit Recai Limanı (Bender Abbas-Hormozgan Eyaleti’nin Başkenti - Körfez
kıyısındaki en büyük liman.), Chabahar Limanı (Çabahar) (Umman Denizi kıyısında),
Bender Anzali Limanı (Hazar Denizi kıyısında), İmam Humeyni Limanı (Körfez’de),
Şehit Bahonar Limanı (Körfez’de).
Saat Farkı : Türkiye + 1,5 saat
Voltaj : İran’da şehir cereyanı 220 volttur.
Kaynak: Trading Economics, The Observatory of Economic Complexity
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
2
II. ÜLKENİN KISA TARİHÇESİ
İran, binlerce yıllık köklü devlet geleneğine ve zengin bir kültür dokusuna sahip
önemli bir bölge ülkesidir. Bugünkü İran topraklarına kurulmuş ilk büyük uygarlık Perslere
aittir. Perslerin M.Ö. 2800 yıllarında İran'a yerleştikleri tahmin edilmektedir. Fars veya diğer
bir deyişle Perslerin ataları İndo-Aryan ırkından gelmektedir.
Yazılı tarihi M.Ö. 559 yılında kurulan Ahameniş İmparatorluğu ile başlayan İran,
M.Ö. 559-330 yılları arasında büyük bir uygarlığa ulaşmıştır. Mısır ve eski Yunan devletine
kadar uzanan sınırlarıyla Ahameniş İmparatorluğu bugünkü federal sistemin ilk
örneklerindendir. Ahameniş İmparatorluğu’nun başkenti olan Persepolis M.Ö. 330 yılında
Büyük İskender'in III. Darius'u mağlup etmesinden sonra yakılmıştır. Persepolis kentinin
Şiraz şehri yakınlarında bulunan kalıntıları Ahameniş İmparatorluğu’nun ulaşmış olduğu
medeniyet düzeyini gözler önüne sermektedir. Persepolis aynı zamanda dönemin kültürel
başkenti olma özelliği gösterip, burada askeri yapıya rastlamak mümkün değildir. Büyük
İskender'in İran'ı fethinin ardından ülke büyük oranda tahrip edilmiştir.
M.Ö. 176 yılından itibaren bugünkü İran toprakları ile Mezopotamya'yı kapsayan ve
bu topraklarda 300 yıl hüküm süren Part İmparatorluğu kurulmuştur.
M.S. 220 yılında tarih sahnesine çıkan Sasaniler, Part İmparatorluğu hakimiyetine son
vererek kendi devletlerini kurmuşlardır. M.S. 637 yılına kadar süren hükümdarlıkları boyunca
batı sınır komşuları olan Roma İmparatorluğu ile büyük bir rekabet ve çekişme içinde
olmuşlardır. Sasani hükümdarları resmi din olarak Zerdüştlüğü benimsediklerinden,
Mitraizm'den kalma birçok eseri yok etmişlerdir.
M.S. 637 yılında bugünkü Irak topraklarında yer alan ''Kadisiye'' mevkiinde Arap
orduları tarafından ağır bir yenilgiye uğrayan Sasani ordusu ilerleyen 4 yıl içinde tamamen
dağılmış ve Sasani devleti ortadan kalkmıştır. Arap istilâsının ardından hâkim din olan
Zerdüştlük yerini İslam dinine bırakmıştır.
Arap istilâsının ardından İran, önce Emeviler (637–750) daha sonra Abbasiler (750–
950) tarafından yönetilmiştir. Özellikle Abbasiler döneminde İran'ın çeşitli yerlerinde isyanlar
çıkmış, bu isyanların sonucunda mahalli devletler kurulmuştur. Arap istilasından sonra ortaya
çıkan en ciddi isyan kadın ve erkek arasında eşitliği öngören ve özel mülkiyeti tanımayan,
Mazdek dini mensubu Babek ve onun Türk kumandanı Tarkan tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu isyan, Abbasiler adına çarpışan paralı bir İranlı kumandan olan Afşin'in önce Tarkan'ı
daha sonra Babek'i öldürmesiyle son bulmuştur.
İran 11. yüzyıla kadar geçen sürede İslamlaşmış, Fars dili ve edebiyatı gerileyerek
yerini Arap dili ve kültürüne bırakmıştır. Bu gerileme 11. yüzyılda Ferdovsi'nin yazdığı
''Şahname'' adlı eserle son bulmuştur. Aynı dönemde Farslar arasında önemli şair ve âlimler
yetişmiştir. Bunlar arasında Hafız, Sadi, Ömer Hayyam, Nizam-ül Mülk, Abol Reyhanol
Biruni, Razi, Bu-Ali Sina sayılabilir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
4
9. yüzyıldan itibaren İran'da Orta Asya'dan göç eden Türklerin varlığı göze
çarpmaktadır. Bu süreç Orta Asya'dan gelen Türklerin askeri yeteneklerinden ötürü İran'da
kurulan küçüklü büyüklü devletlerde etkin rol almaları ve kademeli olarak yönetici konuma
gelmeleri şeklinde gelişmiştir. Bu çerçevede 1501 yılında İran'ın birliği Safavi Hanedanı
tarafından sağlanıncaya kadar geçen dönemde Gazneliler (999–1040), Selçuklular (1040–
1157), Moğollar (1219–1258), İlhanlılar (1258–1336), Timur Hanedanı (1393–1410),
Karakoyunlular (1450 dolayları) İran'ın muhtelif bölgelerini yönetmiştir. Bu dönemde
özellikle Moğol istilalarına maruz kalan İran, Cengiz Han ve Timurlenk zamanında etkisi
yüzyıllar süren bir tahribata uğramıştır.
1501'de annesi Akkoyunlu Uzun Hasan'ın kız kardeşi olan Şah İsmail tarafından
kurulan Safavi Hanedanı döneminde İran'ın birliği sağlanmış, İran uygarlığı kültür ve sanatta
yükselişe geçmiştir. İlk yıllarda Güney İran, Lübnan, Yemen gibi ülkelerde yayılmaya
başlayan Şiilik mezhebi Şah İsmail döneminde kasıtlı politikalar sonucu İran'da hakim
ideoloji haline getirilmiştir.
1722–1725 yıllarında Mir Mahmut yönetimindeki Afgan ordusu İran'a saldırarak
başkent İsfahan'ı ele geçirmiştir. İran'ın parçalanmaya geçtiği bu dönemde Türk asıllı Nadir
Şah, Afganları yenerek Afşar Hanedanını kurmuştur.
Nadir Şah'ın 1747 yılında öldürülmesinden sonra başlayan taht kargaşası Kürt asıllı
Kerim Han'ın 1749 yılında Zend Hanedanı’nı kurmasıyla sona ermiştir. 1794 yılında ise Aga
Muhammed Han 1925 yılına dek hüküm süren Kacar Hanedanını kurmuştur. Rusya ve
Afganistan lehine büyük toprak kayıplarına uğramaya başlayan İran, 1901 yılında petrol
bulunmasıyla birlikte Rus-İngiliz çekişmesine sahne olmuştur. 1907 yılında İran, İngiltere ve
Rusya arasında iki nüfuz bölgesine ayrılmıştır. Bu arada, yönetime karşı halk hareketi
yoğunlaşmış, bunun sonucunda 1906 yılında İran'da meşrutiyet ilan edilmiş, ilk Meclis
toplanmış ve ilk Anayasa kabul edilmiştir.
Birinci Dünya Savaşını izleyen istikrarsız dönemde General Rıza Han tarafından
gerçekleştirilen bir darbe ile Pehlevi Hanedanı kurulmuş, İran'da Atatürk'ün gerçekleştirdiği
inkılaplara paralel yenilikler yapılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve Rus kuvvetleri Alman tehdidine karşı koymak
gerekçesi ile 1941 yılında İran'ı işgal etmiş, aynı yıl Şah Rıza Pehlevi sürgüne gönderilmiştir.
1945'te İran'ın Azerbaycan ve Kürdistan eyaletlerinde Sovyet yanlısı rejimler kurulmuştur. Bu
durum 1946 yılında Sovyetlerin çekilmesiyle son bulmuştur.
1951–1953 yılları arasında Başbakan Dr. Musaddık, Dışişleri Bakanı Dr. Fatemi'nin
önerisi ile petrol endüstrisini millileştirmiş ve İngiliz Hükümeti ile büyük bir kriz yaşamış,
uluslararası alanda Anglo-Iranian petrol şirketi davası olarak adlandırılan hukuksal süreç
başlamıştır. İran'dan ayrılmış bulunan Şah Rıza Pehlevi’nin oğlu Muhammed Rıza Şah,
Musaddık'ın 1953 yılında devrilmesi üzerine ülkeye geri dönmüştür. 1953 yılından sonra
kurduğu SAVAK adlı örgütle kontrolü hızla eline geçiren Şah, 1960'lı yılların başlarından
itibaren Beyaz Devrimi başlatarak başta toprak reformu olmak üzere birçok çalışma
başlatmıştır. Şahın diktatör ve baskıcı yönetimine karşı halkta huzursuzluk başlamış, rejim
aleyhine direniş ve gösteriler baş göstermiştir. 1970'li yılların başında ekonomik göstergeler
olumlu seyretmiş ancak, baskıcı yönetim karşısında halktaki huzursuzluk artış göstermiştir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
5
Muhalefet, sürgündeki Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin liderliğinde ayaklanma
başlatmış ve 1979 yılında Şah’ın ülkeyi terk etmesiyle Pehlevi Hanedanı sona ererek yerine
İran İslâm Cumhuriyeti kurulmuştur. 1980 yılında Şattul-Arap su yolu üzerindeki egemenlik
haklarına ilişkin olarak, Irak'ın İran'a saldırması üzerine 8 yıl süren İran-Irak savaşı başlamış,
İran'ın 18 Temmuz 1988 tarihinde 598 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı’nı
kabul etmesiyle savaş sona ermiştir. 4 Temmuz 1989 yılında dini lider Humeyni'nin vefat
etmesi üzerine yerine Ayetullah Ali Hamaney ömür boyu görev süresi ile seçilmiştir. Bu
süreçte Meclis Başkanı olan Haşimi Rafsancani, Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiştir.
Rafsancani'nin 1993–1997 yılları arasındaki 2. dönem görev süresinin dolmasından sonra
Kültür eski Bakanı Hocatülislam Seyyed Muhammed Hatemi %70 oy oranı ile
Cumhurbaşkanı seçilmiş, 2001 yılında yapılan seçimlerde ise %78’le oy oranıyla ikinci kez
aynı görevi üstlenmiştir. 2005 yılında gerçekleştirilen genel seçimlerde eski Tahran Belediye
Başkanı olan muhafazakar eğilimli Mahmud Ahmedinejad, Cumhurbaşkanlığı görevine
seçilmiştir. Ahmedinejad, 2009 yılında aynı göreve tekrar seçilmiştir. İran’da, 11. dönem
Cumhurbaşkanlığı seçimi, 14 Haziran 2013 tarihinde yapılmıştır. Söz konusu seçimde
kullanılan oyların %50,71’ini alan Hasan Ruhani, İran Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiş, 19
Mayıs 2017 yılında yapılan 12. dönem seçimlerinde ise bu defa oyların %58’ini alarak ikinci
dört yıllık dönemine başlamıştır.
III. SİYASİ VE İDARİ DURUM
1. Genel
İran İslam Cumhuriyeti’nin idare şekli, iktidarın ulema ile halk tarafından seçilen
temsilciler arasında hiyerarşik olarak paylaşıldığı dini teokrasi ile Başkanlık sistemi karışımı
kendine özgü bir yönetim biçimidir. İran'da kuvvetler ayrılığı prensibi geçerli olmakla beraber
erkler Dini Lider’in denetimine tabidir. Şah yönetimi, 11 Şubat 1979 tarihinde devrilmiş ve
ülkede aşamalar halinde dini esasa dayalı bir devlet düzeni kurulmuştur.
Devrimden bu yana aradan geçen 40 yıl zarfında kurumsallaşan sistem içinde ulema
ağırlığını korumaktadır. Ülkedeki en güçlü otorite olan ''Dini Lider''in seçimi, Cumhurbaşkanı
ve milletvekilleri seçimlerine katılacak adayların ön denetimi ile yasaların onaylanması
yetkisi, çoğunluğu veya tamamı ulema tarafından oluşturulan Uzmanlar Meclisi, Anayasayı
Koruyucular Konseyi ve Devlet Uzlaştırma Konseyi gibi kurumlara aittir. Yargı Erki de
tamamen ulemanın denetimi altındadır.
- Dini Liderlik Makamı
Ülkede, her konuda nihai söze sahip olan en üst makam Dini Lider’dir. Dini Lider
yaşam boyu seçilmektedir. Mevcut Dini Lider, İslâm Cumhuriyeti'nin kurucusu Humeyni'den
sonra seçilmiş olan Ali Hamaney'dir. Nizami Ordu, Devrim Muhafızları, İçişleri Bakanlığı ve
istihbarat kuruluşları doğrudan Dini Lider’e bağlı olup, yasama, yürütme ve yargı erklerinin
işleyişini denetler. Dini Lider, İçişleri Bakanlığı üzerindeki yetkilerini Cumhurbaşkanı’na
devredebilir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
6
- Devlet Uzlaştırma Konseyi
Humeyni tarafından din adamı ağırlıklı Anayasayı Koruyucular Konseyi ile İslami
Danışma Meclisi arasında yasama sürecine ilişkin ortaya çıkabilecek uzlaşmazlıkların
giderilmesi amacı ile kurulmuştur. Anayasa değişiklikleri konusunda Dini Lider’e görüş
bildirir. Ayrıca, Meclis ve Anayasayı Koruyucular Konseyi arasında ortaya çıkan görüş
ayrılıklarını inceleyerek alınacak nihai tutum konusunda Dini Lider’e öneride bulunur.
2. Yasama
İran Anayasası’nın 66-112. maddeleri arasında düzenlenen yasama bölümüne göre
İran İslâm Cumhuriyeti Devleti’nin yasama organı ''Şoraye Meclese Eslami'' olarak
adlandırılan İslâmi Danışma Meclisidir. Danışma Meclisi’nin görevleri arasında kanun
tasarılarını görüşüp karara bağlamak, milletlerarası anlaşmaları uygun bulmak, İslâmi
Danışma Meclisi’ne ve Yargı Erkine karşı yapılan yazılı şikayetleri incelemek,
Cumhurbaşkanı tarafından sunulan kabineye onay vermek sayılabilir.
İslâmi Danışma Meclisi kararlarının Anayasa ve İslami usullere uygunluğunu
denetlemek amacı ile kurulan Anayasayı Koruyucular Konseyi (Şoraye Negehban), İslâmi
Danışma Meclisi kararlarını (birkaç istisna dışında) denetlemek ve onaylamakla sorumlu
olduğundan fonksiyonel olarak yasama erkinin çift başlılığından söz edilebilir. Anayasayı
Koruyucular Konseyi’nin onayına sahip olmayan Danışma Meclisi kararları kanunlaşamaz.
- İslâmi Danışma Meclisi
İslami Danışma Meclisi 4 yıllık dönemler için halkın doğrudan ve gizli oy ile seçtiği
290 milletvekilinden oluşur. İran Anayasası’nın 62. maddesine göre seçmen ve adaylarda
aranacak kıstasların yasada düzenleneceği öngörülmüştür. Yürürlükteki kanunlar uyarınca
seçmen yaşı 16 ve üstü olarak belirlenmiştir. 68. maddede ise seçimlerin bölgesel ve ülke
genelinde ertelenmesi savaş ve işgal halleri ile sınırlandırılmıştır. Bu durum
Cumhurbaşkanı’nın talebi, milletvekili sayısının 3/4'ü ve Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin
onayı ile mümkün kılınmıştır. Meclis, Anayasa’da belirtilen istisnalar saklı kalmak üzere üye
tam sayısının 2/3'ü ile toplanıp katılan üyelerin 2/3'ü ile karar alır. Meclisin iç işleyişi ile ilgili
esas ve usuller ile Meclis Başkanı ve vekillerinin seçim yöntemi Meclis İç Tüzüğünce
belirlenir. Meclis toplantıları Anayasanın 69. maddesi uyarınca milli güvenlik ve zorunlu
haller gerektirmedikçe aleni yapılarak toplantı tutanakları medya yolu ile yayımlanır. Gizli
oturumların tutanakları ise, milli güvenlik gerekliliklerinin ve zorunlu hallerin ortadan
kalkmasından sonra kamuoyuna duyurulur.
İslâmi Danışma Meclisi, idarenin tüm eylem ve işlemlerinde inceleme ve araştırma
yapma yetkisine sahiptir. Milletvekilleri görevleri ile ilgili olarak açıkladıkları görüşlerinden
ve vermiş oldukları oylardan sorumlu değildirler. Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı
ve yasama bağışıklığı bulunmaktadır. Meclis, Anayasaya ve ülkenin resmi mezhebine
aykırılık teşkil edecek kanun yapamaz. İran Anayasası’nın 72. maddesine göre bu durumun
tespiti Anayasal bir kurum olan Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin sorumluluğuna tabidir.
Kanun tasarısı Bakanlar Kurulu üyelerinin ortak kararı, kanun teklifleri ise en az 15
milletvekilinin talebi ile meclise sunulur (Anayasa madde 74). Yasama devredilmezliği ilkesi
geçerli olan İran'da bu kuralın tek istisnası zorunluluk halinde belirli kanunlarla sınırlı olmak
üzere iç komisyonlara Kanun hazırlama yetkisi verilebilmesidir (Anayasa madde 86).
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
7
- Anayasayı Koruyucular Konseyi
Dini Liderlik Makamınca seçilen güncel bilgilere sahip 6 kişilik dini ulema ve Yargı
Erki Başkanı’nın önerdiği İslâmi Danışma Meclisi tarafından seçilen 6 kişilik hukukçu
heyetinden oluşan Anayasal bir kurumdur. 6 yıllık dönemler itibariyle görev yapan bu
kurumun başlıca görevi İslâmi Danışma Meclisi kararlarının Anayasa ve devletin resmi
mezhebine uygunluğunu denetlemektir. Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayına sahip
olmayan Danışma Meclisi kararları kanunlaşamadığından yasama erkinin çift başlılığından
söz edilebilir.
Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayına sunulan kanun teklif ve tasarıları 10 gün
içinde karara bağlanmadığı takdirde onaylanmış sayılarak yürürlüğe girer. Gerekli görülen
hallerde Danışma Meclisi’nden gerekçeli olarak 10 günlük ek süre talebinde bulunulabilir.
Danışma Meclisi kararlarının Anayasaya uygunluğu Konsey üyelerinin oy çokluğu ile
İslâmi esaslara uygunluğu ise Konsey üyesi 6 dini ulemanın oy çokluğu ile tespit edilir.
Bunlara ilaveten Anayasanın tefsiri bu Konseyin üye sayısının 3/4'ünün onayı ile
gerçekleştirilir.
3. Yürütme
İran'da Başbakanlık Kurumu mevcut bulunmamaktadır. Yürütme erki 4 yıllık
dönemler için, halkın gizli oyu ile yapılan genel seçimlerce belirlenen Cumhurbaşkanı'nın
sorumluluğundadır. Aynı şahıs tarafından ardı ardına iki dönemden fazla Cumhurbaşkanlığı
görevi yürütülemeyeceği İran Anayasası’nda belirtilmiştir. İran Cumhurbaşkanlığı görevini
2013 yılının Ağustos ayından bu yana Hasan Ruhani yürütmektedir.
4. Yargı
İran'da yargı erki, yasama ve yürütmeden tam bağımsız olarak iş görmektedir. Başlıca
yürütme organları arasında yer alan Adalet Bakanlığı, yargı ve yürütme arasındaki
koordinasyonu sağlamakla yükümlüdür. Adalet Bakanı, Yargı Erki Başkanı’nın sunduğu
isimler arasından seçilir. Yargı erkinin işleyişinden ise Dini Lider tarafından içtihat verme
yetkisini haiz ulema arasından 5 yıllık süre için atanan Yargı Erki Başkanı sorumludur. Yargı
Erki Başkanı hukuki konular dışında kalan idari, mali ve personel istihdamına ilişkin
yetkilerini Adalet Bakanı’na devredebilir.
İran Devrimi öncesi mevcut olan hukuk sistemi Kara Avrupa'sı Hukuk Sistemi olup,
birçok kanun Fransa'dan iktibas edilmiştir. Devrimin ardından mevcut hukuk sistemi İslam
hukukuyla birleştirilerek kendine özgü bir tür kazanmıştır. Bu durum mevzuatın dağınıklığına
ve uygulamada ortaya çıkan bazı güçlüklere yol açmıştır. İran hukuk sisteminde, İslâm
hukuku daha çok aile hukuku ve ceza hukuku alanlarında kendini göstermektedir. Avukatlık
mesleğine kabul olunacak kişiler baro tarafından yapılan sınavla, hukuk fakülteleri mezunları
arasından seçilir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
8
IV. İKLİM VE COĞRAFYA
1.648.195 km²'lik yüzölçümü ile Dünyanın en büyük 17. ülkesi olan İran, 8.731 km'lik
ülke sınırına sahiptir. Bu sınırların 767 km'sini Azerbaycan, 40 km'sini Ermenistan, 1.206
km'sini Türkmenistan, 945 km'sini Afganistan, 978 km'sini Pakistan, 486 km'sini Türkiye,
1.609 km'sini Irak, 657 km'sini Hazar Denizi, 784 km'sini Umman Denizi, 1.259 km'sini
Basra Körfezi teşkil etmektedir. Yüz ölçümünün yarısını dağlar, %25'ini göller, %25'inden
daha azını ise ekilebilir alanlar oluşturmaktadır. Ülkenin en yüksek noktası olan Demavend
Dağı ise 5.671 metre yüksekliğe sahiptir.
İran'ın iklim yapısı bölgelere göre farklılık göstermektedir. Kuzeybatı ve güneyde yer
alan dağların yüksek oluşu denizden gelen nemli havanın ülke merkezine doğru geçiş
yapmasına izin vermemektedir. Bu sebeple bu dağların dış etekleri nemli ve ormanlık iç
etekleri ise kuru bir havaya sahiptir. Batı bölgelerinde kara iklimi hâkim olup, yazlar sıcak ve
kurak, kışlar ise soğuk geçmektedir.
Yaklaşık 180.200 km² ormanlık alanın %55,5'i ülkenin batısında, %19'u ülkenin
kuzeyinde, %13,3'ü ülkenin doğu ve güneyinde, %6,6'sı dağlık bölgelerde ve %5,6'sı ise
ülkenin diğer yerlerinde yer almaktadır.
İran'da bulunan göllerin çoğu tuzludur. İran’ın 424.000 km²'lik alanla Dünyanın en
büyük gölü olan Hazar Denizi’ne kıyısı bulunmaktadır.
Nehirleri gür olmayıp gemiciliğe elverişli tek nehri Karun Nehri’dir.
Başlıca gölleri, 4.868 km² ile Urumiye, 1.806 km² ile Namak, 1.097 km² ile
Mahuncazmuryan, 750 km² ile Bakhtegan, 442 km² ile Tashk, 208 km² ile Mahurlu, 106,5
km² ile Hozestan, 43 km² ile Famur (Perişan) ve 8,5 km² ile Zarivar Gölleri’dir.
Başlıca adaları, 1.491 km² ile Qashm, 89.7 km² ile Kish, 76 km² ile Lavan, 48.7 km²
ile Lark, 41.9 km² ile Hürmüz, 33.6 km² ile Hengam, 26.3 km² ile Ashk, 26.2 km² ile Büyük
Farur, 21.1 km² ile Hendurabi, 20.5 km² ile Kharak, 17.8 km² ile Minu,ve 17.3 km² ile Seyri
adalarıdır.
Ülkenin dağları 4 gruba ayrılmaktadır. Bu dağlar kuzey sıradağları, batı sıradağları,
güney sıradağları ve doğu-merkezi sıradağlarıdır.
Kuzey sıradağları Türkiye'nin Ağrı Dağı’ndan başlayıp sırasıyla Alemdar, Sahand,
Sablan, Talesh Dağları, Ghaflankoh Dağlarını takip ederek Afganistan'ın Hindukesh dağlarına
kadar uzanmaktadır. Zagros sıradağları olarak da isimlendirilen Batı sıradağları ise, Ağrı
Dağı’ndan başlayıp kuzey batıdan sırasıyla Saridash, Chehelcheshme, Pancheyeali, Alvand,
Bakhtiyari, Pishkooh, Poshtkooh, Zardkooh dağlarını takip ederek güney doğuya
uzanmaktadır. Batı sıradağlarının en yüksek noktasını ise 4.409 metre yükseklik ile Dena
(Dinar) zirvesi teşkil etmektedir. Güney sıradağları güney batıdan başlayıp Pakistan'ın
Süleyman dağları ile birleşmektedir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
9
İran’ın Başlıca nehirleri Basra Körfezi ve Umman Denizi’ne dökülen Neyband, Shur,
Arvand, Kol, Mehran, Alvandrood, Minab, Sarbaz, Bahuklat, Karun, Cerahi, Kerkhe, Daz,
Zohreh, Mand, Hendican, Dalki, Simreh, Tayab, Urumiye Gölü’ne dökülen Siminerood,
Zarinerood, Acıçay, Nazlıçay, Hazar Denizi’ne dökülen Sefidrood, Shur, Zanjançay,
Shahrood, Chalus, Haraz, Gorgan ve Ars nehirleridir.
V. İRAN EKONOMİSİNİN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ
1. Genel Ekonomik Yapı
İran 1979 yılında rejim değişikliğine uğradığında, güçlü bir petrol endüstrisi ve çoğu
tarım sektöründe faaliyet gösteren orta boy işletmelerden oluşan özel sektöre sahip iken, Irak
ile 8 yıl süren savaş ve devrimin etkileri ile bu tablodan uzaklaşmıştır. Devrimi izleyen
yıllarda çiftlikler, şirketler ve bankalar devletleştirilmiş ve dünyadaki eğilimin aksine yabancı
sermaye yasaklanmış, İran ekonomisi tek bir kalemin ihracatına bağımlı hale gelmiştir. Halen
dış ticaret fazlası olan İran'da 12.11.1985 tarihinde yayınlanan tek maddelik bir yasa ile
karşılıklılık şartına bağlı olarak yabancı şirketlerin pazarlama ve satış ofisi açmaları
hakkındaki yasak kaldırılmıştır. 1993 yılında Serbest Bölgeler Kanunu, 2002 yılında ise yeni
Yabancı Yatırımı Teşvik Kanunu yürürlüğe sokularak yabancı sermaye ülkeye çekilmeye ve
özel sektöre dinamizm kazandırılmaya çalışılmıştır.
Döviz girdilerinin %80 civarındaki bölümünü petrol gelirlerinden elde eden İran’ın
genel olarak ekonomiyi devletin, %40’ını doğrudan, %45’ini ise “Bonyad” olarak adlandırılan
Dini Liderlik Makamı’na karşı sorumlu İslami esaslı vakıflar aracılığı ile dolaylı olarak elinde
tuttuğu söylenebilir. Kalan %15’lik kesim ise, siyasal yelpazede muhafazakâr olarak
tanımlanabilecek bir noktada duran İran özel sektörünün (bazaar) elindedir. Petrol ve petrol
ürünleri gelirlerinin yüksekliğine rağmen hızla büyüyen nüfus baskısı, enflasyon ve işsizliğin
artması, yaygın yoksulluk, temel ihtiyaç malzemelerine uygulanan sübvansiyonların bütçe
üzerinde giderek artan yükü, verimsiz, büyük ve hantal kamu sektörü, devlet monopollerinin
(bonyad) denetimindeki belirsizlikler, Birleşmiş Milletler, ABD ve AB yaptırımları İran
ekonomisinin karşılaştığı en büyük sorunlar olmaya devam etmektedir.
Irak ile yapılan savaşın ekonomik yapıda meydana getirdiği tahribat ve uzun yıllardır
uygulanmaya çalışılan ve Türkiye ile ticareti de olumsuz yönde etkileyen aşırı merkezi
planlamacı-ithal ikameci modelde ısrar edilmesi ülke ekonomisini olumsuz yönde
etkilemiştir. Buna karşılık İran, ekonomik ve sosyal sorunların çözümü yönünde özelleştirme
plânları yapmakta, büyük oranda ithal ikamesine dayanan ekonomiyi verimli bir şekilde
yapılandırmak, petrol gelirlerine bağımlılıktan kurtararak, petrol dışı malların ihracatını
artırmak ve çeşitlendirmek istemektedir. Bununla birlikte, özelleştirme çalışmalarının da
istenen hızda ve etkide olmadığı görülmektedir.
İran’da, 2011 yılının Kasım ayından itibaren yaşanan hızlı devalüasyon süreci İran
Riyali’nin değerini ve İran halkının alım gücünü önemli ölçüde azaltmıştır. 2010 yılının
Haziran ayından itibaren uygulamaya konulan Birleşmiş Milletler yaptırımları ve yine 2010
yılından itibaren kapsamı ve etkisi çok genişleyen ABD ve AB yaptırımlarının sonucunda
İran ekonomisi önemli zorluklarla karşılaşmıştır. 2011 yılının Aralık ayında karara bağlanan
ve 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren tam anlamıyla yürürlüğe giren AB Yaptırımları
çerçevesinde AB ülkeleri İran’a petrol ambargosu uygulamaya başlamışlardır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
10
Belirtilen uygulamanın ve ABD, AB kaynaklı ilave yaptırımların İran Merkez Bankası
üzerindeki etkileri İran’ın bütçe gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan petrol ürünleri
ihracatını çok büyük oranda etkilemiş ve potansiyel müşteri kaybına ve petrol gelirlerinin
azalmasına yol açmıştır.
2. İran’a Uygulanan Yaptırımlar (1979-2013)
1979 yılındaki devrimin ardından ABD İran’a ekonomik yaptırımlar uygulamaya
başlamış ve 1995’te söz konusu yaptırımları İran ile iş yapan firmaları da kapsayacak şekilde
genişletmiştir. 2006 yılında, bu defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), İran’ın
uranyum zenginleştirme programını durdurmayı reddetmesi üzerine 1696 sayılı kararı almış
ve İran’a yaptırım uygulamaya başlamıştır.
İran’a ABD tarafından uygulanan yaptırımlar başlangıçta petrol, gaz ve petrokimya
sektörlerindeki yatırımları, işlenmiş petrol ürünlerinin ihracatını ve İran Devrim
Muhafızları’na ait şirketlerle olan iş ilişkilerini hedeflemekte idi. Daha sonra bu yaptırımlar,
İran Merkez Bankası’nın da dahil olmak üzere bankacılık ve sigortacılık işlemlerini,
gemicilik, ticari amaçlı internet sunum hizmeti ve alan adı kayıt hizmetlerini de kapsamıştır.
Söz konusu yaptırımların yıllar boyunca İran ekonomisi üzerinde çok olumsuz etkileri
olmuştur. Batının, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri ile ortaya çıkan nükleer silah
üretme kapasitesini geliştirme endişesinden kaynaklanan yaptırımlar, 1979 yılından bu yana
ABD’nin İran politikasının en önemli aracı haline gelmiştir. İran ise anılan programın elektrik
üretimi ve tıbbi hedefler gibi insani amaçlara yönelik olduğunu savunmuştur. İran ile Batı
arasındaki nükleer görüşmelerin durması bir başarısızlık olarak görülmüş ve yaptırımların
daha da ağırlaştırılması için temel teşkil etmiştir.
İran yaptırımları, bugüne kadar uluslararası toplumun bir ülke üzerindeki en ağır
yaptırımları olarak değerlendirilmektedir.
- BM Yaptırımları
BM, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA), İran’ın korunma anlaşmasına
uymaması ve nükleer faaliyetlerinin BMGK nezdinde kaygıları artırdığına dair bulgular
nedeniyle bir dizi yaptırım kararı almıştır. Yaptırımlar ilk olarak, İran’ın BM’nin
zenginleştirme ve yeniden üretme ile ilgili tüm faaliyetleri durdurma talebini reddetmesi
üzerine yürürlüğe girmiştir. Buna göre yaptırımlar, İran’ın bu talebi ve IAEA’nın koşullarını
yerine getirmesi ile kaldırılacaktır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
11
Tablo: İran’a Yönelik BMGK Kararları Karar No Tarih Konu
1696 31.07.2006 İran’dan nükleer faaliyetlerini durdurmasını isteyen ve yaptırım tehdidinde
bulunulan karar.
1737 23.12.2006
İran’ın nükleer faaliyetlerine devam etmesi, IAEA’nın koşullarını yerine
getirmemesi ve 1696 sayılı karara uymaması üzerine İran’a IAEA ile işbirliği
çağrısı yapan ve nükleer enerji ile ilgili maddelerin tedariğini yasaklayan,
programla ilgili önemli kişi ve kuruluşların varlıklarını donduran karar.
1747 24.03.2007 Silah ambargosu koyan ve İran varlıklarının dondurulması uygulamasını
genişleten karar.
1803 03.03.2008
Varlıkların dondurulmasını uzatan ve devletleri İran bankalarının faaliyetlerini
izlemeye, İran gemilerini ve uçaklarını denetlemeye, programla ilgili kişilerin
kendi topraklarındaki hareketlerini kontrol etmeye davet eden karar.
1835 27.09.2008 IAEA raporuna göre İran’ın uranyum zenginleştirme programının
durdurulmaması üzerine önceki dört kararı teyit eden karar.
1929 09.06.2010
Özellikle bankaları ve finans kuruluşlarını İran ile ilgili operasyonlarında
kısıtlayan kararların dikkat çektiği ve ambargonun daha da ağırlaştırıldığı
karar.
1984 09.06.2011 İran Yaptırımlar Komitesi’ni destekleyen uzmanlar grubunun yetkisini bir yıl
daha uzatan karar.
2049 07.06.2012 İran Yaptırımlar Komitesi’ni destekleyen uzmanlar grubunun yetkisini 13 ay
daha uzatan karar.
2231 20.07.2015
Yaptırımların askıya alınması ve kaldırılmasına yönelik takvimi belirleyen ve
İran’ın Ortak Kapsamlı Aksiyon Planı’na (JCPOA) uymaması halinde
yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesi hükümlerini içeren karar.
- Diğer Ülkelerin Uyguladığı Yaptırımlar
AB 2007 yılında, dış ticaret, mali hizmetler, enerji ve teknoloji alanlarında İran ile
işbirliğini kısıtlamış, üye ülkelerdeki sigorta kuruluşlarının İran’a ve İranlılar tarafından sahip
olunan şirketlere sigorta ve reasürans hizmeti vermesini yasaklamıştır. 23 Ocak 2012’de AB,
Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girmek üzere İran’a petrol ambargosu uygulama ve İran
Merkez Bankası’nın varlıklarını dondurma kararı almıştır.
17 Mart 2012’de, AB yaptırımlarını ihlal eden kuruluşlar olarak tanımlanan tüm İran
bankaları elektronik finansal işlemlerde dünyanın merkezi konumunda bulunan Belçika
merkezli SWIFT (The Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) adlı
kuruluşun hizmetinin dışında bırakılmıştır.
Bunun dışında, Çin Halk Cumhuriyeti, Avustralya, Kanada, Hindistan, İsrail, Japonya,
Güney Kore, İsviçre de İran’a yönelik bazı yaptırım kararları almıştır.
ABD ise İran’a silah ambargosunun yanısıra neredeyse tam bir ekonomik ambargo
uygulama yoluna gitmiştir. Bunun içinde, İran ile iş yapan firmalara yönelik yaptırımlar, tüm
İran menşeli ürünlere ithalat yasağı, İran’ın finansal kurumlarına yönelik yaptırımlar, İranlı
havacılık kuruluşlarına uçak ve yedek parçaların satışına yönelik neredeyse tam bir yasaklama
uygulamaları mevcuttur. Ayrıca, İran ile iş yapmak için ABD Hazine Bakanlığı’ndan izin
alınması şartı getirilmiştir. 2011 yılı Haziran ayında ABD, bu defa İran Devrim Muhafızları
Şirketi’ne (IRGC) malzeme temin ettiğini belirterek İran Havayolları’na ve IRGC’ye ait olan
ve İran’da yedi havaalanı işleten Tidewater Middle East Co. firmasına karşı yaptırımları kabul
etmiştir. ABD’nin bazı eski İranlı görevlileri yaptırımlar listesine dahil etmesi, Şubat 2012’de
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
12
İran Merkez Bankası’nın, diğer İran finansal kuruluşlarının ve İran Hükümeti’nin ABD’deki
tüm varlıklarını dondurması da yaptırımlar arasındadır.
ABD’nin İran ambargosundaki temel görüş, hükümetin gelirlerinin %80’ini oluşturan
enerji sektörünün hedef alınması ve ülkenin dünya finansal sisteminden dışlanması
şeklindedir. 6 Şubat 2013’te ABD Hükümeti, bilgiye ulaşım imkanlarının sınırlandırılmasını
teminen önemli İran elektronik üreticilerini, internet servislerini, devlet yayın kuruluşunu kara
listeye almıştır. Bugün itibarı ile ABD vatandaşlarının kara listede bulunan İranlı kişi ya da
kuruluşlarla herhangi bir işlem yapması yasaktır.
- Yaptırımların Etkileri
Yaptırımların İran ekonomisi üzerindeki etkileri ağır olmuştur. Ülke ihracatında
%80’lere varan düşüşler gözlenmiş, ayrıca, ülkedeki nükleer programın ihtiyaç duyduğu
malzemenin tedarikinde de esaslı zorluklar ortaya çıkmıştır. Yaptırımların sosyo-ekonomik
sonuçları da şiddetli olmuştur.
Petrol ve enerji sektöründe ihtiyaç duyulan malzeme ve teçhizatın elde edilememesi
bu alanda faaliyet gösteren firmaların İran’dan çekilmesine yol açmış, ülkenin yıllık yatırım
kaybı 60 milyar $ seviyesine çıkmıştır. Birçok büyük firma, batıdaki pazarlarını kaybetme
endişesi ile İran’da iş yapmaya gönülsüz yaklaşmış, para transferinin karmaşıklaşması
nedeniyle petrol ticaretinde yaşanan gelir azalması da eklenince ekonomik sıkıntı büyümüştür.
Bütçe açığı artmış, uçak filosu eskimiş, halkın ihtiyaç duyduğu temel maddelerin temini
güçleşmiştir. Ayrıca, büyük ölçüde Rusya ve Çin’e bağlı olan silah kapasitesi de önemli
oranda düşmüştür. Bu durum, İran piyasasının devlet kurumları ya da devlet kurumlarına
yakın kurumlar tarafından domine edilmesine yol açmış, ambargo nedeniyle artan kaçakçılık
da eklenince özel sektör zayıflamış, devlet kurumları güçlenmiştir.
İran Riyali’nin 2011 sonlarından itibaren devalue olması İran’da paniğe yol açmıştır.
Hükümet 2012 Ocak ayında Riyal’deki aşınmayı engellemek amacıyla banka faiz oranlarını
%6’ya kadar yükseltmiştir. Bu yükseliş, halka enflasyonun altında faiz ile kaynak tedarik
eden Ahmadinejad için bir yenilgi anlamına gelmiştir. Bununla birlikte, 2012 yılı boyunca
Merkez Bankası piyasaya devamlı petro-dolar enjekte ederek Riyal’deki dalgalanmayı
engellemeye çalışmış, bir taraftan da kara borsa ile mücadele edilmiştir. Enflasyonun
yükselmesini engellemek için çoklu bir kur sistemi benimsenmiş, bu önlem temel
maddelerdeki fiyat artışını engelleyememiş, üstelik kara borsaya yönelim artmıştır.
Petrol taşımacılığı yapan büyük firmaların ambargo dahilinde İran yükü
taşımayacağını açıklaması ile ambargo daha da derinleşmiştir. Zira, bu firmaların birçoğu
ABD ya da AB dışında oldukları için taşımacılık yapmamaları konusundaki girişimler
başarısız olmuş, daha sonra AB tarafından yasaklamanın gemi taşımacılığına yönelik sigorta
işlemlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin ardından filolarının %95’i AB tarafından
yürütülen kurallara göre sigortalı bulunan firmaları ambargo kapsamında harekete zorlamıştır.
İran, tüm bu gelişmeler sonrasında ithal mallarının yerine yerli malı kullanımına dayalı
“direnç ekonomisi” denen bir strateji geliştirmiş, bilgisayar, cep telefonu gibi ürünleri içeren
lüks maddelerin ithalatını yasaklama yoluna gitmiştir. Bu yasak ise piyasanın ihtiyaç duyduğu
birçok ürünün kaçakçılık yoluyla ülkeye gelmesi gibi bir sonuca yol açmıştır. Bir taraftan da,
İran petrolü taşıyan tankerlere yönelik yerli sigorta uygulaması başlatılmıştır. Bu uygulamanın
özellikle Çin ve Hindistan rafinerileri için işe yarayacağı düşüncesi ise başarısız olmuştur.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
13
Zira, İran petrolünün en büyük alıcısı konumundaki Çin, İran’dan aldığı petrolü neredeyse
yarıya düşürmüştür.
Bu arada, yaptırımlara cevaben İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapama kararı da Irak’ın
Suriye üzerinden ihracat yolu açılması planlarının önünü açmıştır. İran zaman zaman özellikle
komşu ülkelerle takas ticareti yoluyla ambargoyu etkisizleştirme girişimlerinde bulunmuştur.
İran, petrol üretiminin durmaması için Körfez’de büyük depolar inşa etmesine rağmen
2012 yılının ortalarından itibaren bazı kuyularının üretimi durdurmasını engelleyememiştir.
Petrol ihracatının aldığı ambargo darbesi ile yıllık 50 milyar $ civarında gelir kaybına
uğradığı tahmin edilen ülkede, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri bir sene içinde 106
milyar $’dan 80 milyar $’a gerilemiştir. İran, dünya ile ticaretini altın ile sürdürme gayretine
girdiyse de altının nakit kadar kolay bir araç olmaması nedeniyle bu girişimleri beklenen
etkiyi yaratmamıştır.
2012 yılı Ekim ayında Hükümet ithalatı on kategoriye ayırmış ve lüks malların
ithalatını engelleme yönünde önlemler almıştır. O dönemde Merkez Bankası ürün gruplarına
göre döviz tahsisatı yapmaya başlamıştır.
Bu arada, yurt dışında bulunan İran gemilerinin bir çoğu bulundukları ülkelerde
borçlara karşılık alıkonmuştur. İran Hükümeti çalışanlarının maaşlarını ödeme güçlüğü
yaşamaya başlamış, 2010 yılından beri verilen aile yardımlarında kesintiye gidilmiştir.
Ülkenin en önemli üretim kalmlerinden olan otomotivde de üretim düşüşü %40’lara varmıştır.
Ambargo sonrasında 2012 yılında İran’ın GSYİH’de daralma %3 oranında olmuştur.
2. KOEP ve Yeniden Yaptırım Dönemi
- Nükleer Anlaşma (KOEP)
İran’ın nükleer programına ilişkin olarak İran ile P5+1 ülkeleri (ABD, Rusya, Çin,
İngiltere, Fransa, Almanya) arasında 24 Kasım 2013 tarihinde imzalanan Anlaşma 20 Ocak
2014 Pazartesi günü yürürlüğe girmiştir.
Bu çerçevede, İran’ın nükleer programı kapsamında, 20 Ocak 2014 tarihinden itibaren
altı aylık süre boyunca uymayı taahhüt ettiği koşullar şunlar olmuştur:
a) %5’in üzerinde uranyum zenginleştirmesi yapmama,
b) %20’ye kadar gerçekleştirmiş olduğu uranyum zenginleştirmesini etkisiz kılma (söz
konusu madde aşamalı olarak uygulanmış ve İran’ın %20’ye kadar olan uranyum
zenginleştirmesini etkisiz kılmaya yönelik olarak gerçekleştirdiği her bir aşama karşılığında
İran’ın petrol ihracatından kaynaklanan 4,2 milyar $ tutarındaki gelirinin taksitler halinde
İran’a transferine izin verilmiştir),
c) Yeni santrifüjleri devreye sokmama,
ç) Natanz ve Fordo tesislerinde yeni uranyum zenginleştirmesi yapmama,
d) Arak tesislerindeki nükleer faaliyetleri durdurma,
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
14
e) Uluslararası Atom Enerjisi’nin (IAEA) yoğun denetimini kabul etme.
Bu kapsamda, P5+1 ülkeleri tarafından, 20 Ocak 2014 tarihinden itibaren İran’a altı
aylık süreyle sağlanacağı taahhüt edilen kolaylıklar ise şunlar olmuştur:
a) Anlaşma tarihinden itibaren altı ay boyunca İran aleyhine yeni bir yaptırım kararı
alınmaması,
b) İran’a yönelik olarak uygulanmakta olan altın, değerli madenler, otomotiv sektörü,
petrokimya yaptırımlarının ve söz konusu sektörlerdeki ticari işlemlere ilişkin sigortacılık,
taşımacılık ve mali hizmetler yaptırımlarının uygulanmasının altı ay süreyle dondurulması,
c) Belirli İran havayolu şirketleri için uçuş güvenliği kaynaklı tamir, denetim
işlemlerine ve uçak yedek parça ürünleri satışına, montajına altı ay süreyle izin verilmesi ve
söz konusu sektördeki ticari işlemlere ilişkin sigortacılık, taşımacılık ve mali hizmetler
yaptırımlarının uygulanmasının altı ay süreyle dondurulması,
ç) İran’ın, AB ülkeleri ve ABD haricindeki ülkelere petrol satışına, mevcut azaltılmış
haliyle izin verilmesi ve söz konusu satış işlemleri konusunda sigortacılık ve taşımacılık
yaptırımlarının uygulanmasının altı ay süreyle dondurulması (İran’ın petrol ihracatına yönelik
yaptırımların uygulanmasına devam edilmekte olup, söz konusu kolaylık, İran’ın 2013 yılı
verilerine göre zaten önemli ölçüde azaltılmış olan petrol ihracatının daha da azaltılmasına
yönelik yeni bir yaptırım uygulanmaması anlamına gelmektedir) ve İran’ın anlaşmanın
yürürlüğe giriş tarihinden itibaren altı aylık süre boyunca anlaşma konusu yükümlülüklerine
uyması durumunda petrol ihracatından kaynaklanan 4,2 milyar $ tutarındaki gelirinin taksitler
halinde İran’a transferine izin verilmesi (söz konusu madde aşamalı olarak uygulanmış ve
İran’ın %20’ye kadar gerçekleştirmiş olduğu uranyum zenginleştirmesini etkisiz kılmaya
yönelik olarak gerçekleştireceği her bir aşama karşılığında İran’ın petrol ihracatından
kaynaklanan 4,2 milyar $ tutarındaki gelirinin taksitler halinde İran’a transferine izin
verilmiştir),
d) İran’ın gıda, tarımsal ürünler, ilaç ve tıbbi cihaz ithalatının kolaylaştırılmasına
yönelik tedbirlerin alınması.
İran’ın Nükleer Programı’na İlişkin Anlaşma 20 Ocak 2014 tarihinden itibaren altı ay
süreyle yürürlükte kalmış olup, söz konusu süre boyunca programa ilişkin daha detaylı bir
anlaşmanın hazırlıkları yürütülmüştür. Altı aylık süre boyunca, İran’a, yukarıda belirtilen
hususlarda kolaylıklar sağlanmış olup, belirtilen süre boyunca İran’ın petrol ihracatına ve
bankacılık sistemine yönelik yaptırımların uygulanmasına devam edilmiştir.
2 Nisan 2015’te İsviçre’nin Lozan kentinde BMGK’nin beş daimi üyesine (ABD,
ÇHC, RF, Fransa, İngiltere) ilaveten Almanya ile İran arasındaki görüşmelerde geçici bir
mutabakat sağlanmış, buna göre İran’ın en az on yıllığına uzatılan nükleer programının
sınırlandırılması karşılığında yaptırımların büyük bölümünün kaldırılması üzerinde prensip
olarak anlaşmaya varılmıştır.
Bu çerçevede, 14 Temmuz 2015 tarihinde taraflar arasında Kapsamlı Ortak Eylem
Planı (KOEP) imzalanmıştır. Söz konusu plan çerçevesinde öngörülen takvim şu şekildedir:
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
15
Kanunlaştırma Günü (Adoption Day): KOEP’in yürürlüğe girdiği 18 Ekim 2015.
Uygulama Günü (Implementation Day): IAEA’nın raporu üzerine nükleer programla
ilgili yaptırımların kaldırılmasının duyurulduğu 16 Ocak 2016.
Geçiş Günü (Transition Day): Kanunlaştırma Günü’nden 8 yıl sonrasında, IAEA ve
BM raporuna bağlı olarak AB’nin silah ve füze teknolojisi ile ilgili yaptırımlarının
kalkacağı tarih olan 18 Ekim 2023.
Sonlandırma Günü (Termination Day): Kanunlaştırma Günü’nden 10 sene sonrasında,
BMGK’nin İran nükleer konusunu tamamen kapatacağı 18 Ekim 2025.
Yaptırımlara ilişkin bu gelişmelerden sonra yaşanan dönemde şu hususlar dikkat
çekicidir:
a. Çeşitli yaptırımlar kaldırılmış olsa da terörizm, insan hakları ihlalleri ve füze ile
ilgili yaptırımlar halen yürürlükte olup, ABD ve AB yaptırımları, İran Devrim Muhafızları
(IRGC) ve ilişkili kuruluşlarla iş yapılmasını engellemektedir. İran’da şirketlerin ortaklık
yapısı ile ilgili bilgilere ulaşım mümkün olmadığından bu konuda önceden araştırma yapmak
çok kolay olmamaktadır.
b. KOEP’teki eski duruma geri dönme (snap-back) riski, İran’ın taahhütlerini yerine
getirmemesi halinde AB ve ABD’nin yaptırımları yeniden yürürlüğe koyma haklarını
kullanabilmesi anlamına geldiğinden, İran’da yatırım düşünenlerin bu konuyu dikkate
almaları önem arz etmektedir.
c. Diğer taraftan, ABD’li kişilerin İran ile iş yapmalarına dair genel yasak ile birlikte
İran’daki bazı birey ve kuruluşların hem ABD hem AB yaptırımları altında belirli kısıtlamalar
ve varlık dondurmalarına tabi olmaları devam etmektedir.
KOEP sonrasında İran üzerindeki ABD ve AB yaptırımlarında meydana gelen
değişikilikler şu şekildedir:
- ABD Yaptırımları
ABD’li olmayan kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kaldırılan sınır ötesi yaptırımlar,
finansal işlemler, bankacılık, sigortacılık, enerji ve petrokimya, nakliyat, gemi inşası,
limanlar, altın ve değerli madenler, yazılım ve metaller, otomotiv alanlarındadır. Ayrıca,
KOEP’te listelenen kişi ve kuruluşlar ile yapılan işlemlerdeki yaptırımlar kaldırılacak, ancak,
bu kişi ya da kuruluşların insan hakları ihlali sebebiyle ABD yaptırımlarına tabi olması
durumunda varlıkları yaptırım altında kalmaya devam edecek ve ABD’li kişiler bunlarla iş
yapamayacaklardır.
Yürürlükteki diğer yaptırımlar, İran Hükümeti ve bu Hükümetin sahip olduğu ve
kontrol ettiği işletmeler ile İran finansal sektörünün tamamında geçerli olmaya devam
etmektedir. Ayrıca, yaptırımlar ABD’li kişilerin faaliyetleri söz konusu olduğunda yürürlükte
kalmaktadır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
16
- AB Yaptırımları
Para transferi, bankacılık, sigorta ve reasürans, İran ile dış ticarete finansal destek, İran
petrolü ve doğalgazı ile petrokimyasallarının ithalatı ve taşınması, enerji sektörü için gerekli
ekipman ve teknoloji, enerji sektöründe yatırım, kritik gemi ekipmanı ve teknoloji, kargo
gemileri ve yağ tankerlerinin tasarımı ve inşası, altın, değerli metal, elmas, İran
banknotlarının ve madeni paralarının tedariki alanlarında AB yaptırımları kaldırılmıştır.
Buna karşılık, belirli kişi ve kuruluşların AB yaptırım listesinde bulunması, SWIFT de
dahil özel finans hizmetlerinin belirli kişi ve kuruluşlara sağlanması, taşıma sektörüne ilişkin
bazı yaptırımlar, balistik füze sınırlamaları ile ilgili olarak nükleer yayılmanın önlenmesi ile
ilgili önlemler ve nükleer ve askeri endüstriler ile silahlarda kullanım için metaller ve
yazılımlara yönelik yaptırımlara devam edilmiştir.
- ABD Yaptırımlarının Yeniden Yürürlüğe Girmesi
KOEP, 2016 ve 2017 yılları boyunca diğer ülkelerin İran ekonomisine duyduğu ilgiyi
artırmış, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden birçok firma İran’a adeta
akın etmiş ve ticaret/yatırım konularında girişimlerde bulunmaya başlamıştır. Bu sırada
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Hükümeti ikinci dört yıllık dönemine başlamıştır.
Ancak bu olumlu hava, 2018 yılı başlarında ABD Başkanı Donald Trump’ın KOEP
konusundaki olumsuz girişimleri ile değişmeye başlamış, İran Riyali yavaş yavaş değer
kaybetmeye başlamıştır. Diğer taraftan, Hükümet’in döviz bürolarına (sarraf) yönelik mevzuat
çalışması başlatması nedeniyle para transferinde önemli rol oynayan sarrafların kapanması
başta dış ticaret olmak üzere ekonomik hayatın tüm yönlerini tıkanma noktasına getirmiştir.
Söz konusu olumsuz gelişmeler, 8 Mayıs 2018’de ABD’nin KOEP’ten çekildiğini ve
İran’a yönelik ekonomik ambargoyu tek taraflı olarak yeniden yürürlüğe sokacağını
açıklaması ile zirve noktasına ulaşmıştır. Bunun üzerine zaten aşınma sürecine girmiş olan
Riyal’in Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybı hızlanarak devam etmiştir.
KOEP kapsamında kaldırılan veya istisna tanınan, aralarında 2012 Mali Yılı Ulusal
Savunma Yasası, 1996 Yılı İran Yaptırımlar Yasası, 2012 Yılı İran Tehdit Azaltımı ve Suriye
İnsan Hakları Yasası, 2012 Yılı İran Özgürlük ve Kitle İmha Silahlarının
Yaygınlaştırılmasıyla Mücadele Yasası, 2010 Yılı İran Yaptırımlar, Hesapverebilirlik ve
Yatırımların Önlenmesi Yasası da dahil olmak üzere tüm yaptırımlar ABD’nin KOEP’ten
çekilmesiyle yeniden yürürlüğe konmuştur.
Yeniden uygulamaya geçirilen yaptırımlar, üçüncü ülke gerçek ve tüzel kişilerini de
kapsamakta olup, bu kişilerin İran ile olan finans, enerji, petrol, sigorta ve otomotiv sektörü
başta olmak üzere ticari ilişkilerinin azaltılmasını hedeflemektedir.
Özellikle İran’ın finansal sektörüne yönelik yaptırımların etkisi, İranlı finansal
kuruluşların ABD Hazine Bakanlığı tarafından yayınlanan SDN Listesine yeniden eklenmesi
nedeniyle, İran ile ticarete finansal kuruluşların isteksiz yanaşmasını beraberinde getirmiş ve
ticaretin sürmesini oldukça zorlaştırıcı bir hale büründürmüştür.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
17
Yaptırımlar iki aşamada yürürlüğe girmiştir:
- 6 Ağustos 2018’de Devreye Yeniden Giren Yaptırımlar (1. Faz)
ABD banknotlarının İran Hükümeti tarafından alınıp satılması,
İran’ın altın ve diğer değerli metallerle ticaret yapması,
Finansal ve ticari işlemlerde İran Riyali’nin kullanılması, İran toprakları dışında
İran Riyalinin fon ve hesaplarda tutulması,
İran devletinin dışarıdan borçlanması veya borçlanmasının kolaylaştırılmasına
aracılık edilmesi,
Doğrudan veya dolaylı olarak, İran grafiti, hammadde veya yarı mamul şeklinde
alüminyum, çelik, kömür ile entegre sanayi çözümüne yönelik yazılımların arzı ve
transferi,
İran lüks mallarının ABD’ye ithalatı,
İran’a yolcu uçağı satışları,
İran otomotiv sektörüne yönelik yaptırımlar.
ABD’li veya üçüncü ülke gerçek ve tüzel kişileri tarafından İran’a mal ve hizmet
sağlanarak yukarıdaki yaptırımların ihlali durumunda ABD Hükümeti’ne herhangi bir gerçek
veya tüzel kişiyi SDN Listesine alma yetkisi tanınmıştır. SDN Listesine alınma, ilgili kişi
veya kurumun ABD’deki varlık ve hesaplarının bloke edilmesini beraberinde getirmektedir.
- ABD tarafından 5 Kasım 2018’de Devreye Alınan Yaptırımlar (2. Faz)
ABD tarafından İran’dan çekilecek firmalara tanınan 180 günlük geri çekilme süresi 5
Kasım 2018’de dolmuştur. Bu tarih sonrasında özetle KOEP sonrasında istisna tanınan tüm
ikincil yaptırımlar yeniden uygulamaya geçirilmiş ve yaklaşık 700 kişi banka ve kurumun
SDN listesine alınmıştır. 5 Kasım 2018 sonrasında;
National Iranian Oil Company (NIOC), Naftiran Intertrade Company (NICO) ve
National Iranian Tanker Company (NITC) başta olmak üzere, petrol, petrol ürünleri ve
petrokimya ürünleri satın alınması,
Liman işleticileri, enerji, gemi taşımacılığı ve gemi inşa sektörleri (ISIRL, South
Shipping Line Iran ve iştirakleri dahil),
Üçüncü ülke bankalarının İran Merkez Bankası ile etkileşime girmesi (İran Merkez
Bankası’nın yurtdışında tuttuğu rezervlere erişimi dahil),
İran Merkez Bankası ve diğer İranlı finansal kuruluşlara finansal mesajlaşma hizmeti
sağlanması,
Sigortalama hizmetleri, sigorta veya reasürans temin edilmesi (durum tespiti istisnası
dahil),
İran'ın enerji sektörüyle etkileşim.
ABD tarafından İran’a yönelik yaptırımların ihlali kapsamında değerlendirilerek
birincil ve ikincil yaptırımlar sözkonusu gerçek ve tüzel kişilere uygulanmaktadır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
18
- İran Tarafından Yapılan Düzenlemeler ve Diğer Ülkelerin Tutumu
ABD tarafından ekonomik ambargonun yeniden yürürlüğe konmasına karşılık İran,
döviz kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak üzere zaten aşırı korumacı yaklaşımın hakim
olduğu dış ticaretini daha da sıkılaştırmıştır. Genel prensip, ülkede üretimi yapılabilen,
nispeten daha az gerekli görülen ya da lüks sayılan kalemlerin ithalatının yasaklanması, acil
ihtiyaç duyulan ya da sanayiye yarı mamul, hammadde olan kalemlerin ithalatının ise daha
kolay ve avantajlı olarak gerçekleştirilmesi olarak özetlenebilir. Bu kapsamda ithalat dört
kategoride yapılmaktadır. Konuya ilişkin açıklama “Dış Ticaret” başlıklı bölümde yer
almaktadır.
ABD’nin KOEP’ten çekilme bildiriminin ardından başlayan yeni ambargo döneminde
birçok ülkenin siyasi düzeyde İran’ı desteklediği gözlenmekle birlikte, pratikte firmaların bir
süre beklediği ve İran piyasasından çekilmeye başladığı görülmüştür.
AB, Rusya ve Çin KOEP’in kendileri için devam ettiğini ve İran yükümlülüklerine
uyduğu müddetçe Anlaşma’ya sadık kalacaklarını açıklamıştır. Buna karşılık İran, özellikle
AB’den ticaretin sürdürülebilmesine yönelik özel bir mekanizma oluşturulması yönünde
beklentiye girmiş, bu süreçte zaman zaman çıkarları zedelendiği takdirde KOEP’ten çekilme
alternatifinin mevcut olduğu mesajını vermiştir.
AB ise uzun süre İran ile ticaret yapılabilecek özel amaçlı bir aracın (SPV-Special
Purpose Vehicle) oluşturulacağını belirtse de bu konuda somut bir adım atamamıştır. Nihayet,
2019 yılının Ocak ayında Almanya, İngiltere, Fransa tarafından hazırlanan söz konusu
mekanizma (INSTEX-Instrument in Support of Trade Exchanges) açıklanmıştır. INSTEX’e
yönelik İran’daki ilk tepki, beklentilerin karşılanmamış olması yönünde olmuştur. Halihazırda
birçok ülkeden firmalar, önemli markalar ya İran piyasasındaki işlerini askıya almış ya da
piyasadan çekilmiş durumdadırlar. AB’den küçük ve orta ölçekli Alman firmalarının yerlerini
korumaya gayret ettikleri, Uzakdoğu’dan G.Kore ve Japon firmalarının önemli oranda
piyasadan çekildiği, Çin’in de ekonomik ilişkilerde geri adım attığı görülmüştür.
3. Kalkınma Planları
Cumhurbaşkanı Hatemi döneminde uygulanan 3. Beş Yıllık Kalkınma Planı Meclis
içerisindeki reformcu-muhafazakar çekişmesi sebebi ile başarılı olamamıştır. Muhafazakâr
kanatta sayılan Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından, Hatemi Hükümetine ait birçok
kanun veto edilerek 3. Kalkınma Planı’nda kararlaştırılan hedeflere ulaşılması hususunda
ciddi sıkıntılar yaratılmıştır. 2005 yılının Mart ayında 4. Beş Yıllık Kalkınma Planı
uygulamaya konulmuştur. Gerçekleştirilen son seçimlerde görev başına gelen ve muhafazakâr
olarak değerlendirilen yeni Cumhurbaşkanı Ahmedinejad Hükümeti ile başlayan 4. Kalkınma
Planı Dönemi’nin politik çekişmelerin azalması nedeniyle bir önceki Hükümet dönemine göre
daha başarılı bir dönem olacağı değerlendirilmekte iken yüksek petrol gelirlerinden elde
edilen kaynaklar doğru değerlendirilememiştir. 4. Kalkınma Planı’nda öncelikli hedefler
olarak Dünya Ticaret Örgütü’ne üyelik, petrol endüstrisi dışında özelleştirme çalışmalarına
başlamak, yabancı sermaye yatırımları sağlamak ve ekonominin nisbi de olsa
liberalleştirilmesi sayılabilir. İran’da 2010 yılında uygulamaya konulan 5. Kalkınma Planı,
2010-2015 yılları arasındaki dönemi kapsamış ve söz konusu hedefler yönünden 4. Kalkınma
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
19
Planı ile benzerlikler göstermiştir. Halihazırda Cumhurbaşkanı Hasan Rouhani’nin ikinci
dönemine tekabül eden 6. Kalkınma Planı (2015-2020) yürürlüktedir.
4. Sanayi
İran, Kalkınma Programları çerçevesinde ekonomisini petrole bağımlılıktan
kurtarmayı ve ihracatını geliştirmeyi öncelikli hedefi saymıştır. Şah Rıza Pehlevi döneminden
beri devam eden ithal ikameci politikalar çerçevesinde ülkenin çeşitli yerlerinde üretim
tesisleri açılmaktadır. Ancak, üretim teknolojilerinin, makine ve ekipmanların eski oluşu,
firmalarda doğrudan veya dolaylı olarak devlet mülkiyeti bulunması ve iç rekabetin düşük
olması üretim kalitesini düşürmektedir.
İran'da devlet yatırımlarının büyük bir bölümü petrol sektörüne kanalize edilmektedir.
İran petrolden elde edilen gelirlerin bir kısmını petrokimya sanayi gibi diğer birtakım alanlara
aktararak petrol sektörüne olan bağımlılığı azaltmaya çalışmaktadır. Başarısız özelleştirme
uygulamaları ve 1990'ların ortalarındaki yüksek dış borç ödemeleri sonucu petrol dışındaki
sanayi sektörlerine yeterli düzeyde döviz rezervleri aktarılamamış ve bunun sonucunda söz
konusu sektörler gelişmemiştir. İran’ın uluslararası alanda yaşadığı sıkıntılar ve uygulanan
ambargolar sebebi ile daha çok dışa bağlı sanayi makineleri sektörü zorluklar ile
karşılaşmıştır. İran sanayisinin lokomotif sektörü ise ortalama yıllık 1,5 milyon adetlik üretim
ile otomotiv sektörüdür. İran otomotiv sektörü üretim hacmi bakımından dünyada 17. sırada
(2018) yer almaktadır. Bununla birlikte, içinde bulunulan ambargo döneminde otomotiv de
dahil olmak üzere pek çok sanayide hammadde ve yarımamul tedariği sorunları nedeniyle
üretimde önemli düşüşler yaşanmaktadır.
5. Tarım
İran 23,6 milyon hektarı bulan ekilebilir alanları ile dünyada tarım üretimi çeşitliliği
(çiftlik ve bahçe üretimi dahil) açısından dördüncü sırada yer almaktadır. İran'daki tarım
alanlarının önemli kısmı düzenli olarak sulanamamaktadır.
Ülkede tarımsal üretimi etkileyen farklı iklim özellikleri görülmekte ve bu durum çok
çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesini mümkün kılmakla beraber yine de İran, tarımsal üretimde
kendine yeterliliğe ulaşamamıştır. Bu yüzden tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde halen net
ithalatçı ülke konumundadır. İran tarım ve gıda sanayi ürünlerinde kendine yeterliliğin
sağlanmasına büyük önem vermekte ve bu durum kalkınma plânlarında ana hedefler arasında
gösterilmekle beraber, kısa vadede kendine yeterliliğe ulaşması mümkün görülmemektedir.
İran'da tarım tekniklerini modernize etmek amacıyla teşvikler verilmekte, birçok baraj
inşa edilmektedir. Nispeten dışarıya kapalı bir ülke olması nedeniyle özellikle dünyadaki
modern teknolojinin tarıma nasıl yansıtılabileceği konusu, üzerinde en çok tartışılan
hususlardan biri olmaktadır.
Tarım sektöründeki yatırımlarda bir artış söz konusudur. Tarımsal üretimdeki
liberalleşme, paketleme ve pazarlama alanındaki gelişmeler yeni ihraç pazarlarının
yaratılmasına olanak tanımaktadır. Geniş ölçekli sulama programlarıyla birlikte çiçek ve fıstık
gibi ihracata yönelik tarımsal mal gruplarında artan üretim bu alanda İran'da hiçbir sektörde
olmadığı kadar sağlıklı bir ekonomik yapı ortaya çıkarmıştır. İran’ın ithalatında buğday, arpa,
mısır, şeker, pirinç, çay, et ve tarım makineleri önemli yer tutan kalemler arasında yer
almaktadır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
20
Halihazırda tarım sektörünün yapısal sorunlarının yanısıra en büyük iki sorunun hatalı
su yönetimi ve ambargodan dolayı ihtiyaç duyulan yabancı yatırımın yapılamaması olduğu
görülmektedir.
6. Enerji
İran ekonomisi son 40 yıllık dönem boyunca daima ham petrol fiyatlarına bağlı bir
gelişim sergilemiştir. 2000'li yılların başında 99,5 milyar varil petrol rezervi ile dünya
sıralamasında dördüncü sırada iken son yıllarda bulunan yeni rezervlerle 137,5 milyar varil ile
dünya petrol rezervleri açısından ikinci sıraya yükselmiştir. Dünyanın kanıtlanmış ham petrol
rezervlerinin %11,5’i İran’da bulunmaktadır. Ayrıca, 26,69 trilyon m³’lük doğalgaz
rezervleriyle Rusya’dan sonra doğalgaz açısından da ikinci büyük rezervleri elinde
bulundurmaktadır. Döviz girdilerinin %80 civarını petrol ihracatından elde eden İran, bu
haliyle petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı aşırı duyarlı halde bulunduğu için son
yıllarda petrol dışı endüstrileri geliştirme programlarını yürürlüğe koymuş ama henüz başarılı
olamamıştır. Petrol fiyatlarının düşüşü, ülke gelirlerinde milyarlarca dolarlık kayba yol
açmaktadır.
Son yıllarda petrole bakış açısı değişen İran, petrolü bir sermaye malı olarak görmeye
başlamış, bu ürünün satımından elde edilen gelirlerin başka yatırımlara dönüştürülmesi
üzerine çalışmalarda bulunmaya başlamış ve özel bir fon kurmuştur. İran makamlarınca da
kabul edildiği üzere bu fondan kuruluş amacına uygun yararlanılamamıştır.
İran, KOEP sonrası günlük ham petrol üretimini %20 oranında artırarak 3,9 milyon
varil/gün seviyesine çıkartmıştır (2016). Hazar Denizi’nde yeni petrol kuyuları açma
çalışmalarına da başlanmıştır. Ancak bu rakam ambargo döneminde yeniden düşmüş ve
2018’de 1,8 milyon varil/gün seviyesine kadar gerilemiştir.
Doğalgazın petrol gelirlerindeki oynamaları dengeleyebilecek bir sektör olarak
görülmeye başlanmasından sonra doğalgaz yataklarının işletmeye açılması fikri ağırlık
kazanmıştır.
Ülkenin güneyinde bulunan ve 8–13 trilyon m³ doğalgaz rezervi olduğu tahmin edilen
Güney Pars Sahası'nın geliştirilmesine yönelik projenin bazı aşamaları, ihraç edilmek üzere
sıvılaştırılmış doğalgaz üretimine ayrılmıştır. Bu saha yabancı sermayeye açılmış ve aşamalar
halinde çeşitli uluslararası konsorsiyumlar ile doğalgaz kaynak araştırılması ve geliştirilmesi
çalışmaları hızlandırılmıştır. Güney Pars Doğalgaz Sahası Basra Körfezinde İran ile Katar
arasında paylaşılan ''offshore'' bir alandır. İran, kendi payı üzerinde 28 safhada geliştirme
projeleri yürütmekte ve bu amaçla yabancı sermayeyi çekmeye gayret etmektedir. Ancak, bu
sahada Fransızlar ile başlatılan çalışmalar, ambargo nedeniyle Fransızların çekilmesi sonrası
akamete uğramıştır.
Elektrik üretiminde kendine yeterliliğe sahip bulunan İran iç şebekelerinde %80
kapasite ile üretimde bulunmaktadır. Mevcut elektrik santrallerini artırma çabasında olan
İran'ın elektrik üretim teçhizatı eski olup, bu cihazların revizyonu için yeterli teknolojiye
sahip değildir. İran, Anayasası’nın 44. maddesi ve bu maddenin uygulama kanunu ile hız
kazanan özelleştirme hareketi kapsamında elektrik üretiminin büyük bir bölümünü özel
sektöre devretmek ve elektrik santrali inşası ile üretim faaliyetlerine yakın bir tarihte son
vermek istemektedir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
21
İran’ın son yıllarda yenilenebilir enerji konusunda da bazı gayretleri olduğu
gözlenmektedir. Bunların en önemlisi ise, güneş enerjisinden yararlanma konusundadır.
Güneş panelleri ile enerji üretimi konusunda ülkemizden de olmak üzere yabancı firmaların
İran ile görüşmeler yapmaktadır. İran üretilecek enerjiden alım garantisi vermektedir.
7. Doğal Kaynaklar ve Madencilik
Ekonomisi içerisinde ciddi bir yer tutmamasına rağmen İran sadece petrol ve doğalgaz
rezervleri bakımından değil aynı zamanda birçok maden cevheri bakımından da zengin bir
ülkedir. İran dünyanın en büyük çinko rezervlerine sahiptir. Ayrıca dünyanın ikinci en büyük
bakır rezervleri ve dokuzuncu büyük demir rezervleri İran'da bulunmaktadır. Kromit,
uranyum, kurşun, manganez, kömür ve altın ülkenin mevcut diğer maden cevherleridir.
Bununla birlikte, İran'da madencilik sektörünün yeterince geliştiği söylenemez. Maden
yataklarının geliştirilmesi Hükümetin öncelikleri arasında yer almakta ve bu nedenle sektörde
yatırımlar teşvik edilmektedir. Ekipman, "know-how" ve yatırım imkânı sağlayan yabancı
firmalar için önemli imkanların mevcudiyetinden söz edilebilir. Bu sektörden Ticaret, Sanayi
ve Madenler Bakanlığı sorumludur ve alt kuruluşlara sahip olan holding yapısındaki IMIDRO
başta olmak üzere birçok devlet şirketi aracılığıyla faaliyet göstermektedir.
Önemli rezervlerin varlığına karşılık İran'ın dünya maden üretimindeki yeri %1,5'in de
altındadır ve bu nedenle madeni varlıkların İran ekonomisine kazandırılabilmesi için yabancı
teknoloji ve sermayeye gereksinim duyulmaktadır. Ancak bu konudaki en önemli engel, bu
sektörü de içeren ambargonun yarattığı koşullardır.
8. Bankacılık
Yabancı bankaların İran’da tesisi veya şube açmalarına olanak veren yasa 2009 yılının
başlarında yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte halihazırdaki süreçte yabancı bankalar İran’da
temsilcilik düzeyinde faaliyet göstermektedirler.
Özel banka kuruluşuna izin veren yasa 2002 yılında yürürlüğe girmiştir. Özel
bankalara kuruluş izni verilmesi İran Merkez Bankası’nın yetkisinde olup, denetimleri de
Merkez Bankası’nın sorumluluğundadır.
İran’da lisanslı faaliyet gösteren yabancı bankalar olmamakla beraber 36 adet “Banka
ve Kredi Kuruluşu” faaliyet göstermektedir. 9 Temmuz 1972'de yayımlanan İran'ın Para ve
Bankacılık Kanunu, para ve kredi politikalarının belirlenmesi ve uygulanması hususlarında
İran Merkez Bankası’nı yetkili kılmaktadır. Aynı zamanda Merkez Bankası, Para ve
Bankacılık Kanunu uyarınca bankaların ve kredi kuruluşlarının denetiminden sorumludur.
Dünyadaki bankacılık sisteminden tek farkının uluslararası ödeme sistemlerine tam entegre
olmamak olduğu İran bankacılık sistemi, tabi olduğu kanun, regülasyon ve denetim
mekanizmaları ile oldukça köklü ve sağlam bir yapıya sahiptir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
22
Ticaretin temel unsurlarından biri olan para transferi yönünden bakıldığında, İran
bankalarına uygulanan uluslararası yaptırımlar, ABD ve AB tarafından uygulanan
yaptırımların uluslararası bankacılık sistemi üzerindeki caydırıcı etkisi neticesinde, İran’a
ihracatımızdan elde edilebilecek potansiyel gelirlerin ülkemize transferine yönelik kanallar
çok azalmış bulunmaktadır.
Visa, MasterCard gibi uluslararası ödeme sistemleri İran’da ambargo nedeniyle
kullanılamamaktadır. Merkez Bankası’nın yayımladığı bazı veriler incelendiğinde, İran’da
yapılan kartlı (Visa, MasterCard değil) işlem adedi ve kartlı ödemelerin hacminin
Türkiye’dekinin üzerinde olduğu görülmektedir. Ayrıca, kayıt dışı ekonomiyi azaltmak ve
elektronik ödeme kültürünü yaymak için İran’da pos cihazı sahibi üye işyerleri herhangi bir
komisyon ödememektedir. Tüm bunların sağladığı etki ve online ödeme sisteminin yaygın
olmasından dolayı İran’da Ticaret Bakanlığı’ndan sertifika almış binlerce e-ticaret sitesi
faaliyet göstermektedir. Ek olarak, Türkiye’de ticarette ileri vadeli ödeme aracı olarak
kullanılan “çek” İran’da da etkin bir şekilde kullanılmakta ve tabi olduğu kanun, hükümler ve
cezai yaptırımları nedeniyle itibar görmektedir.
İran’da bankacılık sektörünün en önemli sorunu dışa kapalı yapısıdır. Bu konuda
uluslararası standartların belirlendiği FATF (Financial Action Task Force) ile İran arasında
yapılan görüşmeler İran’ın mevzuatını tam olarak uyumlaştırmaya yanaşmaması nedeniyle
henüz sonuç vermemiştir.
9. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları
İslâm devrimi sonrasını izleyen 20 yıl boyunca hemen hemen hiç yabancı sermaye
alamayan İran, 2000 yılı Mart ayında yürürlüğe konulan Üçüncü ve Dördüncü Beş Yıllık
Kalkınma Plânı ile birlikte bu durumu nispeten değiştirmiş ve yabancı yatırımlar için ülkede
elverişli bir yatırım iklimi yaratmak suretiyle belirlenen hedeflerin altında da olsa yabancı
yatırımı ülkeye çekmeyi başarmıştır. Bu çerçevede, yabancı yatırımlar için sınırlamalar ve
ithalat vergileri azaltılmakta, serbest ticaret bölgeleri yaratılmaktadır. Ülkede yabancı
yatırımlar petrol, doğalgaz ve madencilik sektöründe yoğunlaşmış bulunmakla birlikte çeşitli
sanayi dallarında da yatırımlar teşvik edilmektedir.
Yabancı sermaye yatırımlarının çekilmesi konusunda Haziran 2002 tarihinde
yayımlanan Yabancı Yatırımı Teşvik ve Destekleme Kanunu (FIPPA) çerçevesinde, devletin
kararları doğrultusunda ortaya çıkabilecek şirket zararları ile ana sermaye ve kârların yurt
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
23
dışına transfer edilmesi devlet garantisi altına alınmış, yabancı sermayenin bir İran şirketi ile
ortaklığı belli bir yüzde ile sınırlandırılmamış, yabancı sermayenin ülkeye giriş ve çıkışında
serbest piyasa kurunun geçerli olması garanti altına alınmış, yabancı şirketler için vergiler
%60’lardan %20’lere indirilmiş, ayrıca yatırım yapılan bölgelere göre 5 ila 10 yıllık vergi
muafiyeti dönemleri öngörülmüş, makine ve teçhizat gibi yatırım mallarının ülkeye girişi
gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. Diğer taraftan, yatırımın İranlı bir ortakla
gerçekleştirilmesi halinde ülkenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak İran bankalarından
yatırımın %80’ine varacak oranlarda düşük faizli uzun vadeli kredi temin etme imkânı da
mümkün kılınmıştır.
Katı bürokratik kurallar, ticaretin yarıdan fazlasının doğrudan devletin veya devlete
yarı bağlı sayılacak vakıfların elinde bulunması, bankacılık alanında karşılaşılan vadeli
akreditif açılması ve teminat mektuplarının kabul edilmesinde karşılaşılan sorunlar, ithal ham
madde ve ara mamul temininde karşılaşılan güçlükler, yabancı eleman çalıştırılması
konusunda gerek vergi gerek izin alınması açısından yaşanan sıkıntılar, bilgiye ulaşım
güçlükleri ile veri kaynaklarının yetersizliği, kayıt dışı ithalat ile fikri mülkiyet haklarına dair
mevzuatın yetersizliği ile takibi konusunda yaşanan sıkıntılar ülkeye yabancı sermaye
çekilmesinin önündeki en önemli sorunlar olarak görülmektedir.
İran’da yabancı şirketlerin temsilcilik açabilme imkânı siyasi rejim değişikliği
sonrasında hemen hemen imkânsız hale getirilmiştir. Ancak, 12.11.1997 tarihinde İran
Meclisi’nden geçirilen tek bir maddelik yasa çerçevesinde karşılıklılık kuralına uyulması
şartıyla yabancı şirketlerin temsilcilik açabilmeleri kolaylaştırılmıştır. Bu konuya ilişkin diğer
mevzuat 3.5.1999 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile şekillendirilmiştir. Anılan mevzuat
çerçevesinde temsilcilik ve tescil işlemleri için başvuruların Ekonomi Bakanlığı’na bağlı
Şirket Tescil Dairesine yapılması gerekmektedir.
Yabancı sermaye yatırım izni almadan tesis edilen ticari birimler, uygulamada kredi
almak, devlet teşviklerinden faydalanılması, vergi ve gümrük muafiyetlerinden yararlanılması
gibi İranlı şirketlerin sahip olduğu haklardan sınırlı şekilde faydalanabilmektedir.
Yatırımların ülkeye çekilmesi konusunda yapılan tüm girişim ve çalışmalara rağmen
ülkenin iç siyasi koşullarının ve uluslararası sistemden uzak, içe kapalı yapısının önemli
sorunlar olduğu söylenebilir. Buna ek olarak, yeniden başlayan ABD ambargosu da bu
konuda varolan sorunların daha da ağırlaşmasına neden olmuştur.
VI. DIŞ TİCARET
1. Genel Durum
Uzun süre ithal ikamesine dayanan bir sanayileşme politikası izleyen ve tüm ithalatın
devletin kontrolü altında gerçekleştiği İran’da son yıllarda uygulamaya konan dışa açılma
politikaları ve DTÖ’ye üye olma hedefi doğrultusunda, ithalattaki tarife dışı engeller kısmen
kaldırılmış, ithalatı yasak çok sayıda maddenin ithalatı mümkün hale gelmiştir. Ancak, yerli
sanayinin ve üretimin korunması amacıyla ithalatta alınan vergi oranları yüksek tutularak
ithalatın cazip hale gelmesine olanak tanınmamıştır.
Buna ilave olarak, 2018 yılında yeniden gündeme gelen ambargonun ortaya çıkardığı
koşullar Hükümet’i dış ticarette daha da kontrolcü bir çizgiye yönelmeye zorlamıştır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
24
2. Serbest Bölgeler
Serbest ticaret bölgeleri ekonomideki yabancı sermayenin teşvik edilmesi ve
artırılması amacı ile yabancı sermaye ve ticari düzenlemeler üzerindeki kısıtlamaların
kaldırılması için tasarlanmıştır. 1993 yılında liberal bir yatırım kanunu kabul edilmiştir. Bu
yasa, serbest bölgelerin idaresini %100 sermaye mülkiyet hakkını (arazi mülkiyeti hariç),
kârın serbestçe transfer edilebilmesini, 15 yıllık vergi tescili ve vize kolaylıkları gibi konuları
düzenlemektedir. Ancak, İran serbest bölgeleri, devletin İran'ın petrol dışı ürünler ihracatını
geliştirme düşüncesini gerçekleştirmekten öte, Dubai'den ithalatın gerçekleştirildiği bölgeler
haline gelmiştir.
Serbest bölgelerden beklenen verimlilik elde edilmediği için yeniden yapılandırma
yönünde önemli adımlar atılmış, bu bölgeler özel mevzuatlarla yeniden düzenlenmiştir.
Serbest bölgeler mevzuatı genel mevzuattan büyük farklılıklarla ayrılmaktadır. Serbest ticaret
bölgeleri ve özel ekonomik bölgeler doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Yüksek Konsey
(High Council of Special Economic and Free Trade Zone) Genel Sekreterliğince
yönetilmektedir.
Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında 14 Bakandan ve üst düzey resmi yetkililerden
oluşan söz konusu Konsey tarafından idare edilen 7 adet Serbest Ticaret-Sanayi Bölgesi
bulunmaktadır (Kish, Qeshm, Chabbar, Arvand, Aras, Anzali, Maku). Her bölgenin kendi
idaresi ve bağımsız hukuki varlığı mevcuttur. İdareler ve bağlı şirketleri devletin sahip olduğu
firmalara uygulanan kanun ve yönetmeliklerden muaftır. Tüm devlet kurumları ve yerel
idareleri bölgedeki faaliyetlerini bölgelerin idarelerinin denetiminde koordine etmektedir.
Bölgeler, Serbest Bölgeler İdaresi Hakkında Kanun ve Yönetmeliklere tabidirler. Bölgelerde
iş, ticaret, imalat ve hizmet faaliyetleri için yatırım yapan kişi ve şirketlere sağlanan bazı
teşvik ve avantajlar şöyledir:
Yabancı kişilere bağımsız olarak ya da İranlı kişi ya da şirket ortaklarla yatırım yapma.
Yabancı ortaklık bakımından sınır bulunmaması (%100’e kadar yabancı hisse).
Yabancı yatırımcılar arazi kiralayabilmesi ve arazi üzerinde inşa edilmiş olan bina ve
diğer müştemilatı edinebilmesi.
Net kâr ve sermayenin yurtdışına serbestçe çıkarılabilmesi.
Yabancı yatırımcıların yasal hakları teminat altında bulunması (Millileştirme halinde
her bir bölgenin idaresi bunu telafi edecektir.)
İlk 15 yıl için gelir vergisi ve varlık vergisinden muafiyeti bulunması. (2009 yılında bu
sürenin 20 yıla çıkartılması (Kanun’un 13. maddesinin düzeltilmesi ile) Parlamento
tarafından onaylanmış, bu karar takiben Muhafızlar Konseyi tarafından onaylanmış ve
Devlet Başkanı’nca verilen uygulama talimatı ile yürürlüğe girmiştir.)
Yerel ve yabancı çalışanların ücret/maaşları ve diğer yan ödemeleri gelir vergisinden
muaf olması.
Bölgeye ithal edilen tüm malların ülkede uygulanan gümrük vergisi ve ticari fayda
vergisinden muaf tutulması.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
25
Bölgelerin ithalatta, ülkede uygulanandan oldukça düşük bir ücret alması. (Bu ücretler
bölgenin kalkınması için kullanılan geliri oluşturmakta olup, belirtilen ücretler ithal
edilen ürüne ve bölgelere göre değişmektedir.)
Bölgelerde gerçekleştirilecek üretimde kullanılan makine/teçhizat, hammadde ve
yedek parçaların ithalat vergilerinden muaf tutulması.
Bölge idaresinin takdir yetkisinde olmak üzere inşaat malzemelerinin ithalat
vergisinden muaf tutulması. (Diğer tüm mallar ithalat vergisine tabidir.)
Otomobil ve yatlar hariç olmak üzere makine, hammadde, teçhizat, araç ve sınai
parçalar deniz ve hava limanlarında alınan vergilerden muaf tutulması.
Bölgelerden İran’a ihraç edilen malların, katma değer ve kullanılan malzeme
ölçüsünde gümrük vergisi ve ticari fayda vergisinden muaf tutulması.
İran’dan bölgelere sevk edilen tüm malların yerli sayılması.
Malların vekalete dayalı olarak ithalatına ve doğrudan bölgelerde depolanmasına izin
verilmesi.
Bölgelere doğrudan girmek isteyen yabancıların önceden vize başvurusu yapmasına
gerek bulunmaması ve giriş esnasında vize verilebilmesi.
Bölgelerdeki bankacılık uygulamalarının, on-shore ve off-shore bankacılık
hizmetlerine de imkân verecek şekilde esnek olması.
İstihdam ile ilgili tüm konular taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre ele alınması.
Bölgelerde uygulanan İş Kanunu ve düzenlemeleri tek olması ve Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) tavsiyelerine göre formüle edilmesi.
İran’da serbest bölge uygulamasının, Türkiye ve dünyadaki örneklerinden daha farklı
olduğu gözlenmektedir. Serbest bölgelerin ülkedeki kayıt dışılığın önemli bir kaynağı
olduğuna dair haberler sık sık çıkmaktadır. Diğer taraftan, bölgelerde yapılan uygulamalarda
yeknesaklık olmaması, verilen bazı teşviklerin herhangi bir hukuki zeminden yoksun olacak
şekilde geri alınması, kuralların değiştirilmesi gibi bazı olumsuz tecrübeler serbest bölgelerin
uzun vadeli yatırım yerleri olarak cazibesini azaltmaktadır.
3. Özel Ekonomik Bölgeler
İran’da 17 adet Özel Ekonomik Bölge (ÖEB) bulunmaktadır. Her bölgenin kendi
idaresi ve bağımsız hukuki varlığı mevcuttur. Bu idareler ve bağlı şirketleri devletin sahip
olduğu firmalara uygulanan kanun ve düzenlemelerden muaftır.
İran İslam Cumhuriyeti Özel Ekonomik Bölgelerin Kurulması ve İdaresi Kanunu (SEZ
Kanunu) Parlamento tarafından 1 Mayıs 2005 tarihinde karara bağlanmış ve sonrasında 26
Kasım 2005’te Uygunluk Konseyi’nin bazı düzeltme ve eklemeleri ile onaylanmıştır.
Söz konusu Kanun, İran’da ÖEB’in kurulması ve idare edilmesine ve gerçek ve tüzel
kişilerin bu bölgelerde faaliyet yürütmesine yönelik detaylı hükümler içeren ilk kanundur.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
26
4. Dış Ticaret Mevzuatı
1932 tarihli Dış Ticaret Tekeli Kanunu’nun (FTMA) düzeltildiği şekliyle 1. maddesine
göre İran’da dış ticaret devlet tekelindedir. Üçüncü maddeye göre ise devlet ithalat ve ihracat
sürecine doğrudan girmez ve bu nedenle belli koşullar altında bu hakkını kişi ya da firmalara
kullandırabilir.
Böyle bir tekel doğrultusunda, 1993 tarihli İhracat İthalat Yönetmeliği ürünleri şu üç
başlıkta sınıflamıştır:
i) İhracatı veya ithalatı ruhsat gerektirmeyen, izin verilebilir ürünler.
ii) İhracatı veya ithalatı ruhsat gerektiren, koşula bağlı ürünler.
iii) İhracatı veya ithalatı yasak ürünler.
Örneğin, gıda, içecek, kozmetik ve sağlık ürünlerinin ithalatı Sağlık Bakanlığı’nın
ruhsatını gerektirmektedir. Bazı ürünler için Tüketicinin Korunması Kurumu’nun ithalat
ruhsatını edinmek gerekirken, belli bazıları ise zorunlu fiyat sabitlemesine tabidir. İthalatı
yasak ürünler ise bazı lüks kalemler, alkol, uyuşturucu, domuz, silah ve mühimmat, kumar
aletleri, hava kameraları, radyo vericileri ve ahlaka aykırı eşya ve malzemeler vb.’dir.
FTMA’ya göre Hükümet zaman zaman belli ürünlerin ihracatını veya ithalatını yasaklayabilir.
Buna ilave olarak, ticari amaçlarla ihracat ve ithalat faaliyetleri ile meşgul olabilmek için İran
Ticaret, Sanayi ve Madenler Odası’nca çıkartılan ve Ticaret Bakanlığı’nca onaylanan bir ticari
kart gerekmektedir. Dahası, ithalatçıların siparişlerini Ticaret Bakanlığı’na tescil ettirmeleri
gerekmektedir.
10.12.2002 tarihli Vergilerin Konsolidasyonu Kanunu’nun yürürlüğe girmesini takiben
21.03.2003’ten bu yana ithal ürünlere uygulanan farklı vergi ve harçlar iki kategoride
birleştirilmiştir. Bunlar, sadece Parlamento tarafından değiştirilebilen, malın değeri üzerinden
%4 ile sabitlenmiş bulunan Gümrük Vergisi (GV) ve yerel sanayi dalları ile tüketicilerin hak
ve ihtiyaçlarının da gözetilmesi suretiyle Hükümet tarafından zaman içerisinde belirlenen
Ticari Fayda Vergisi’dir (CBT). Daha düşük oranlarda CBT ve tercihli gümrük vergileri bazı
limanlarda ve yoksulluğu azaltmak ve ekonomik kalkınmak amacıyla ortak sınır pazarlarında
uygulanmaktadır. GV ve CBT birlikte Kanun’un 2. maddesinde geçen İthalat Vergilerini (İV)
oluşturur. CBT’nin ödenmesi Hükümet tarafından, Hükümet yerine belli malların ithalatını
yapması için bir özel sektör ithalatçısına öncelik vermek amacıyla talep edilir. Hükümet
kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiliklere yönelik olarak ithalattaki tüm istisnalar ve tercihli
gümrük tarifeleri kaldırılmıştır. Böylece, ithalat sadece milli tarife sistemi çerçevesinde
yapılabilmektedir. GV ve CBT ad valorem olarak belirlenmekte olup, malın CIF bedeli
üzerine uygulanmaktadır. İran, malların sınıflandırılmasında HS kod sistemini (Harmonized
Commodity Description and Coding System) takip etmektedir.
İthalat için gerekli belgeler şunlardır:
Proforma fatura
Ticari fatura
Paketleme listesi
Yükleme belgesi
Sigorta poliçesi
Menşe belgesi
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
27
Duruma göre başka belgeler de (denetim belgesi, navlun faturası, ilgili kamu
kuruluşundan alınması gereken izin belgesi, yerel ticaret odasından alınan adil fiyat belgesi)
gerekebilmektedir. Ticaret Bakanlığı’na sipariş kaydı yaptırıldığı sırada, kabul edilebilir
malların ilgili standardı veya teknik özelliklerine ait tanıtma numarası başvuru formunda
belirtilir. Bu ürünlerin standartlara veya teknik özelliklere uyumu ise onaylanmış bir kurum
tarafından belgelendirilecektir.
Standartlar Kurumu, Ticaret, Sanayi ve Madenler Bakanlığı’ndan ayrılarak bağımsız
bir kuruluş haline gelmiş ve doğrudan Cumhurbaşkanı’na hesap veren bir yardımcı kuruluş
olarak çalışmaya başlamıştır. Bu bağımsızlık, ithalat da dahil olmak üzere standartların daha
yeknesak uygulanması sonucu için düşünülmüştür.
İran’da yabancı ürünler tedarik eden tüm kişi ve firmalar Kanun tarafından şu
gereklilikleri yerine getirmekle yükümlü tutulmuştur:
- Ürünlerinin tedariki için Ticaret Bakanlığı nezdinde bir şube veya ajans tescili
yaptırmak.
- Satış sonrası hizmeti vermek.
- Müşteriye, ürünle birlikte Farsça kullanma kılavuzu, garanti belgesi, uzun ömürlü
ürünler için satış sonrası hizmet belgesi vermek.
- Ürünlerini, özellikle firmanın kayıt numarası, ürünün özellikleri, seri numarası ve
hologramı olacak şekilde paketleyerek satmak.
İran’da üretilen birçok ürünün ihracatında izne gerek bulunmamaktadır. Bununla
birlikte, bazı ürünler için ihracatçının, ilgili makamlardan ihracat bazında izin alması
gerekmektedir. Mal ihracatında aslında herhangi bir gümrük vergisi bulunmamakta ve CBT
de alınmamaktadır. Ancak, belli bazı ürünlerin ihracatında, ihracatçının kazancını İran Merkez
Bankası’na konvertibl para birimi olarak getirme taahhüdünde bulunması gerekmektedir.
İhracatı geliştirmek amacıyla belli teşvikler (vergi muafiyeti, ihracat sübvansiyonu ve ödülleri
gibi) sağlanmaktadır.
İran, 2012 yılı Ekim ayından itibaren ürünleri 10 öncelik grubunda sınıfladığı bir
ithalat gereklilikleri öncelik sistemi uygulamış, ancak 2018 yılında yürürlüğe giren ABD
ambargosu ile bu sistemi terk ederek 4 kategorili yeni bir sisteme geçmiştir. Buna göre:
Birinci kategori (gıda, ilaç, tıbbi malzeme vb) hayati önemi haiz kalemleri içermekte
ve hükümet ithalatçıya avantajlı bir kurdan (resmi kur) döviz tahsis etmektedir.
İkinci kategoride ithalatçının ihracatçı ile müzakeresi sonucunda oluşan bir fiyatla
döviz alabildiği (NİMA sistemi) ürünler yer almaktadır. Özellikle petrokimya,
doğalgaz, çelik ürünleri ve renkli metaller ve hizmet ihracatından elde edilen dövizin
kullanılması için oluşturulan NİMA sisteminde işlem, ithalatçı ve ihracatçılar arasında
belirlenen kur üzerinden bankalar ve gerekli izni bulunan döviz büroları tarafından
gerçekleştirilmektedir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
28
Üçüncü kategoride, NİMA sistemine tabi olmayan ürünler yer almakta ve tamamen
serbest piyasada sarraflar üzerinden yapılan işlem ile (SANA sistemi) oluşan kuru
kullanabilmektedir. İki ve üçüncü kategoride yer alan ürünler sık sık geçişgenlik
göstermektedir.
Dördüncü kategori ise ülkeye ithalatı yasaklanmış kalemlerden (halihazırda 8’li GTİP
bazında 1.507 adet ürün grubu) oluşmaktadır.
İthalat için sipariş tescilinin Ticaret, Sanayi ve Madenler Bakanlığı’nda yapılması
gerekmektedir. Bu işlemin ardından döviz koşulunu yerine getirmek için bankacılık sistemine
tanıtılan onaylanmış başvuru sahipleri ile birlikte resmi işlem kurundan döviz tahsisi için
yapılan başvuru izlemektedir.
Yabancı firmaların İran’da resmi temsilci atamalarının bir gereklilik olduğunu
unutmamak gerekir. (“Ülkeye yabancı mal ve hizmet sağlayan tüm gerçek ve tüzel kişiler bu
ürün ve hizmetleri Ticaret, Sanayi ve Madenler Bakanlığı tarafından ilan edilen düzenlemeler
çerçevesinde ve resmi bir temsilci edinerek, satış sonrası hizmet sağlayarak tedarik ederler.”)
Hükümet, oldukça büyük boyutlarda olan ve yüklü vergi gelir kaybına yol açan
yasadışı ithalat ve karaborsa ile yoğun şekilde mücadele etmektedir. Bu nedenle, Hükümet
yukarıdaki maddeyi bu gibi işlemleri yapanları daha kolay takip edebilmek ve İran’a yasal
olarak ithal edilen ürünleri kaçak gelenlerden ayırt edebilmek için yıllık bütçe düzenlemeleri
çerçevesinde onaylamıştır.
Ticarette Uygulanan Standartlar
İran Endüstriyel Araştırma ve Standartlar Enstitüsü (ISIRI), Bakanlar Kurulu Kararı
ile ithal ve ihraç edilen malların kalitesini kontrol etmek üzere yetkilendirilmiştir. ISIRI
Zorunlu Standartlar Programı, sağlık, güvenlik ve çevre yönetmelikleri açısından tüketici
haklarını, aynı zamanda yerel imalatçıların düşük nitelik ithal mallara karşı haklarını
korumayı amaçlamaktadır. Zorunlu standartlar programına tabi malların gümrükten geçişi ve
İran Piyasasına erişiminin gerçekleşmesi için, ISIRI tarafından düzenlenmiş Uygunluk
Sertifikasına (CoC) ihtiyaçları vardır.
İran Endüstriyel Araştırma ve Standartlar Enstitüsünün (ISIRI) açıklamasına göre İran
Dünya standartlarına sahip olma açısından 28. sırada yer almaktadır. 8.548 standardın geçerli
olduğu İran'da, 485 ürün zorunlu standart uygulamasına tabidir.
ISIRI'nin hali hazırda 320 laboratuvarı bulunup, özel sektöre bağlı 320 laboratuvarla iş
birliği yapmaktadır. Anılan kurum hakkında daha fazla bilgiye www.isiri.com ve
www.isiri.org adreslerinden ulaşılabilir.
İthalatta Alınan Son Kararlar
İran’ın ithalatının ve döviz kaynaklarının kontrolü amacıyla son dönemde bazı önemli
kararlar alınmıştır. Bunlar özetle aşağıdaki gibidir:
1. 30 Ocak 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Tebliği’ne göre, Tebliğ tarihinden itibaren
Çin, Hindistan, G.Kore ve Türkiye’den yapılacak ithalata yönelik para transferinin sadece
banka sistemi üzerinden yapılabilmesi ve sipariş kayıtlarının “döviz intikali olmaksızın”
yapılamaması söz konusudur.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
29
2. ABD’nin İran üzerinde sürdürdüğü $ ile ticaret yapma yasağı nedeniyle İran
bankalarının $ ile işlem yapamamasından ve bu nedenle sipariş kayıtlarında $ seçeneği
işaretlendiğinde ödemelerin döviz büroları ile yapılması gerektiğinden, 28.02.2018 tarihi
itibarı ile sipariş kaydı yapılması sürecinde $ ile ödeme yapma seçeneği iptal edilmiştir.
3. Son haftalarda yaşanan dalgalanma üzerine döviz kurlarının kontrol altına alınması
için 10 Nisan 2018’den itibaren $’ın ayrım gözetmeksizin herkese 42.000 IRR’den satılması,
sözkonusu kur dışında bir fiyattan satış yapanlara “uyuşturucu kaçakçısı” ve karaborsacı
muamelesi yapılarak sert yaptırımlar uygulanması kararlaştırılmıştır.
Yapılan son düzenlemeler ile gelinen noktada özetle:
İran’da bir firma ihracat ve ithalat yapmak istiyorsa mutlaka üyesi olduğu Ticaret
Odası aracılığı ile firması adına bir ‘Kart-ı Bazargani’ belgesine (İthalat-İhracat
Yetki Belgesi) sahip olmalıdır. Önceden, bu belgeye sahip olmayan İranlı firmalar bu
belgeye sahip firmalar üzerinden dış ticaret işlemini gerçekleştirebilmekte idi. Ayrıca,
söz konusu belgeye sahip olmak, tüm kategorilerde yer alan ürünlerin ithalatını
yapabilmek için yeterli idi. Ancak, söz konusu düzenleme sonrasında artık ithalatçı
firmanın, elindeki belge aracılığı ile kuruluş sözleşmesinde yazan faaliyetlerle sınırlı
olarak ithalat yapması uygulamasına geçilmiştir.
Yetki belgesi ile birlikte yanına yapacağı ithalat işlemi ile alakalı proforma faturayı (ya
da sözleşme ve benzeri destekleyici bazı evraklar da olur) alan firma İran Sanayi,
Maden ve Ticaret Bakanlığı’nın (Ministry of Industry, Mine and Trade) online
sistemi üzerinden sipariş kaydını açtırır. Sipariş kaydı açma işlemine “sab-te-sefareş”
(kayıt) denir. İranlı ithalatçı sab-te-sefareş işlemi için proforma ya da satış sözleşmesi
üzerinde yazan ithalat tutarı üzerinden belli bir oranda işlem komisyonu öder. İthalat
işleminde ithalata konu ürüne, ürünün teslim şekli ve taşıma türüne göre değişecek
şekilde zorunlu sigortaları yaptırır.
31.01.2018 tarihli tebliğ ile İranlı ithalatçı firmaların G.Kore, Çin, Hindistan ve
Türkiye’den yapacakları ithalat işlemlerinde bankacılık sistemi dışında ödeme
yapamaması bağlamında, İranlı ithalatçı firma para transferini yapacağı bankasını
sistem üzerinden seçmek zorundadır. Daha önce bu aşamada İranlı ithalatçı firmanın
önünde banka dışı ödeme seçeneği de mevcuttu. Ancak, kayıt dışılığı ve kontrolsüz
döviz giriş ve çıkışlarını önlemeye yönelik son düzenleme sonrasında sadece banka
sistemi içinde ödeme söz konusu olabilmektedir. Bununla birlikte, “döviz büroları
(sarraflar)” ile ödeme seçeneği, yalnızca sarrafın söz konusu işlemi İran Merkez
Bankası’nın belirlediği İranlı bankalar üzerinden gerçekleştirmesi halinde mümkün
olabilmektedir. Ayrıca, ithalatçının ödemeyi, İran dışındaki bir bankadan yapmak
istemesi halinde ise online sistem üzerinde bu ödemeyi gösterebilmesi gerekmektedir.
Kayıt işlemi ve aracı banka tespiti süreci tamamlandıktan sonra mal/hizmet ithalata
hazır duruma gelir. Sab-te-sefareş işlemi tamamlanan ve ödemesi İranlı bankalar
üzerinden yapılacak olan ithalatın bedeli, seçilen banka tarafından geçerli kurlar
üzerinden döviz tahsisi yapılması için Merkez Bankası sistemine girilir. Bankalar bu
talebi 28.02.2018 tarihi itibarı ile $ üzerinden yapamamaktadır ve İran Merkez
Bankası Sistemi’nden $ seçeneği kaldırılmıştır. Proforma fatura üzerinden $ dışında
bir döviz türünden hesap edilen tutar aracı banka kanalıyla ödenir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
30
Banka, ithalat işlemi ile ilgili gerekli tüm izin ve prosedürlere yönelik belgelerin de
tamamlanmış olması halinde malın bedelini transfer eder. İthalatçı firma, gümrük
beyannamesi ve aracı banka onayını gümrük işlemlerinin tamamlanmasını teminen
gümrük sürecini takip edecek yetkililere (gümrük muamelecisi) teslim eder.
Ürünün içeriği ve nakliye türüne göre çeşitli gümrük harç ve vergiler ile birlikte diğer
bazı ücret ve harçlar ortaya çıkabilmektedir. Gümrük muamelecisi vergi, harç ve
ücretlerin ödemelerini dikkatli şekilde takip etmelidir. Tüm vergi ve ücretleri ödenen
mallar gümrük sahasında ithalatçı tarafından çekilir. Gelen ürün ile evraklar arasında
tutarsızlıkların tespit edildiği hallerde inceleme süreci başlatıldığı için ürünler gümrük
sahasında uzun süre tutulabilmektedir. Gümrükten çekilen mallar ithalatçı tarafından
beyan edilen yere götürülmelidir. İthalatçının, gümrük evrakının bir nüshası olan ve
“Yeşil Belge” olarak adlandırılan belgeyi mutlaka edinmesi ve bir nüshasını, işlemin
sistemdeki kapamasının yapılabilmesini teminen üç ay içinde aracı bankaya vermesi
gerekmektedir.
İhracatçılarımız Açısından Dikkat Edilmesinde Yarar Görülen Bazı Hususlar
İhracat ve ithalat işleminin ‘Kart-ı Bazargani’ belgesi sahibi firma tarafından
yapılması gerektiğinden, faturaların, gümrük belgelerinin ve sözleşmelerin
düzenlenmesinde bu durumun dikkate alınması.
İşlemin, sadece proforma fatura değil ithalatçı ile yapılacak ve tüm koşulları net olarak
ortaya konacak bir sözleşme çerçevesinde gerçekleştirilmesi.
İran’da dış ticaretin kural ve kanunları sıkça değiştiğinden ve uygulama sırasında
gerek şeffaflık gerek önceden hazırlık yapma gibi hususlarda eksiklikler
bulunmasından dolayı, sözleşmelerde, gümrük vergilerinin, ithalat prosedürlerinin,
ithalata konu ürün ve/veya miktarların değişmesi gibi hallerde ortaya çıkacak
sorunların ithalatçı tarafından çözülmesine yönelik hükümler bulundurulması.
Ödemelerin sarraflar üzerinden yapılabilmesinin ancak İran’daki bankacılık sistemi
üzerinden mümkün olabileceğinin hatırda tutulması.
Sözleşmelerin, proforma ve asıl faturaların ve ödemelerin $ dışında bir para birimi ile
yapılması.
Ödemenin yapılması ile teslim şekli arasındaki ilişkiye dikkat edilmesi. (Türkiye’den
İran’a yapılan ihracatta teslim şeklinin genellikle fabrika kapısı olduğu, bu nedenle,
nakliye ve gümrükleme işlemlerinin İranlı ithalatçılar tarafından üstlenildiği
gözlenmektedir).
Ambargo koşullarının, ticarete konu ürün, İran’daki ithalatçı, ABD ile ilişkiler
bakımından dikkate alınması.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
31
VII. TÜRKİYE-İRAN EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLERİ
1. Genel
Taşıdığı büyük işbirliği potansiyeline rağmen İran ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz
son yıllara kadar, İran'daki kapalı rejimden kaynaklanan sorunlar, yaşanan siyasi krizler,
korumacı ekonomi siyaseti ve buna bağlı ithalat-ihracat kontrolü, yüksek tarifeler, tarife dışı
engeller, ulaşım ve sınır kapılarındaki yetersizlikler, bankacılık sistemindeki sorunlar, İran'a
komşu illerimizin sınai ve ticari altyapısının yeterince gelişmemiş olması, kara yolu ve demir
yolları ağlarının yetersizliği, uçak seferlerinin sayısının düşük düzeyde kalması ve sınır
kapılarında karşılaşılan sorunlar nedeni ile sınırlı kalmıştır. 2003 yılından itibaren İran ile
ticari ilişkilerimiz ve karşılıklı yatırım faaliyetlerinde bir canlanma görülmektedir. Son
yıllarda küçük ve orta ölçekli işletmelerin, İran'da yatırım yapmak amacı ile düzenledikleri iş
gezilerinin yoğunlaştığı görülmektedir. Türk sanayicileri ve iş adamları bakımından İran
pazarı cazibesini muhafaza etmektedir. Bunda Türk firmaları ile rekabet edecek Avrupa
firmalarının İran'da yeterince mevcut bulunmaması da rol oynamaktadır.
İran, ülkemiz iş adamları için bir komşu ülke olması, coğrafi yakınlığı, kültürel
benzerlikler, halkın önemli bölümünün Türkçe konuşması, Türkiye’ye büyük bir sempatiyle
bakılması ile rekabetin çok geniş olmadığı, 81 milyonluk nüfusa sahip önemli bir pazardır.
2018 yılında İran'a ihracatımız 2 milyar 394 milyon $ İran’dan ithalatımız ise 6 milyar
931 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.
Ülkemiz başlıca tütün, hijyenik bezler, çinko, iplik, kağıt karton-ambalaj, otomotiv
yedek parçaları ihraç ederken, ithalatımızın çok büyük bir bölümünü ham petrol ve doğal gaz
oluşturmaktadır. Türk ürünleri İran pazarında rağbet görmekte olup, İran piyasasındaki Türk
malı imajı olumludur.
2. Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaşması
Türkiye ile İran arasında 10 yıldır müzakereleri süren Tercihli Ticaret Anlaşması
(TTA), 29 Ocak 2014 tarihinde Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci ile İran Ticaret,
Sanayi ve Madenler Bakanı Sayın Muhammed Rıza Nematzade tarafından Tahran’da
imzalanmıştır.
Türkiye-İran TTA ile, Türkiye’nin bazı tarım ürünlerinde İran’a tarife indirimi vermesi
ve buna karşılık İran’ın ise, bazı sanayi ürünlerinde Türkiye’ye tarife indirimi sağlaması
kararlaştırılmıştır. İran’ın, TTA ile Türkiye’ye tarife indirimi sağlayacağı ürünler arasında;
temizlik ürünleri, ilaç, kozmetik, plastik malzemeler, orman ürünleri, tekstil, hazır giyim, ev
tekstili, mobilya, çelik ürünleri, demir ve demirdışı metaller, buzdolabı, bulaşık makinaları
gibi beyaz eşya ürünleri, klimalar ve elektrik-elektronik ürünleri gibi birçok ürün yer
almaktadır.
TTA’nın Onaylanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı ve söz konusu Anlaşma metni
4 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış, Anlaşma 1 Ocak 2015 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Anlaşma’nın genişletilmesine dair müzakereler devam etmektedir.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
32
3. Tahran Türk Ticaret Merkezi
Türk ihraç ürünlerinin tanıtımına destek olmak üzere Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) aracılığı ile birçok ülkede açılması planlanan Türk Ticaret Merkezlerinin (TTM) ilki 9
Temmuz 2017 tarihinde Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’nin iştirakleri ile Tahran’da
açılmıştır.
4. İran’da İş Yapma
Acente Atanması
İran’da üç tip ticari temsilcilik bulundurulabilmektedir.
- Bir işlemin tarafları arasında aracılık yapan “broker”lar.
- Kendi isimleri üzerine ama temsil ettikleri namına iş yapan komisyoncular.
- Ticari acenteler.
Ticaret mevzuatına göre, ticari acente, temsil ettiği firma adına müzakere yapan ve
işlem sonuçlandıran kişi ya da şirkettir. Acente, firma tarafından verilen talimatlar
çerçevesinde bu tür işlemleri müzakere etmek için faaliyet gösterir ve aracılık hizmetini, firma
ve ülkedeki müşteriler arasındaki işlemlerin sonuçlandırılmasını kolaylaştırmak üzere sağlar.
Alternatif olarak acente, firma tarafından verilecek talimatlar uyarınca bu gibi işlemleri firma
adına müzakere edip sonuçlandırmaya da yetkilendirilebilir. Böyle bir durumda acentenin
imzası firmayı da bağlar ve firma acentenin firma tarafından kendisine izin verilen yetki alanı
çerçevesindeki tüm hareketlerinin sorumluluğunu alır.
İran mevzuatı çerçevesinde, acentelerin İran vatandaşı olması zorunluluğu yoktur.
Ancak uygulamada sadece İran vatandaşları ihracat ve ithalat için gerekli ticaret ruhsatını
(ticaret kartı) alabildikleri için ticari acentelerin İranlı gerçek ya da tüzel kişiler vasıtası ile
kurulması gerekmektedir.
Yabancı bir firma yabancı bir firmayı temsilcisi olarak atar ve o da İran’da bir acente
atarsa devlet kuruluşları ve büyük özel sektör şirketleri bu çok temsilcili durumun yaratacağı
yüksek maliyetlerden çekindikleri için temsil edilen firmanın kendi ülkesinde İran ile iş
yapma konusunda bir yaptırıma tabi olması gibi makul nedenler olmadıkça böyle bir
düzenleme içine girmeyebilirler. Ayrıca, acente gerçek kişi olduğunda birçok büyük kamu ve
özel sektör kuruluşu bu kişilerle iş yapmaya yanaşmayabilir. Mevzuat, gerçek ve tüzel
kişilerin acente olarak faaliyet göstermelerine izin veriyor olmasına rağmen acentenin İran’da
kurulu bir şirket olması uygulamada daha faydalıdır. 1992’de yapılan bir düzenleme ile devlet
kuruluşlarının İran’da resmi olarak kayıtlı bulunan bir acentesi ya da temsilcisi bulunmayan
yabancı tedarikçilerden mal, ekipman ve hizmet alması yasaklanmıştır.
Bir firma, İran’da bir acenteyi tayin ettikten sonra her iki tarafın sorumlulukları genel
hatları itibarı ile acente anlaşmasında belirlenir. Bu sorumluluklar geniş bir alanda değişebilir
ve yürürlükteki İran mevzuatı çerçevesinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin detaylı bir
şekilde belirlenmesinde ise hukuki danışmanlık gerekmektedir. Genel olarak, İran’daki
kanunların konularının birbiri ile ters düşmesi halinde bir sözleşmenin amir hükmü, taraflar
yabancı milliyette olmadığı ve açık ya da zımni şekilde sözleşmeyi bir başka mevzuata tabi
tutmadığı müddetçe o sözleşmenin yapıldığı yerde yetkili olan mevzuattır. Ancak, sözleşmede
anlaşmazlıkların halline yönelik hakemlik müessesesi belirlenmiş ise taraflarca amir hükmün
seçimi sözleşmenin yapıldığı yerden ve tarafların milliyetinden bağımsız olarak yapılır.
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
33
Şube Kurulması
Yabancı firmaların şube kurmalarına yönelik kanun ve yönetmelikler uyarınca şube,
temsil edilen firmanın tam ticari adı altında çalışır. Yabancı olan bu firma, şubenin tüm
faaliyetlerinden tam sorumludur. Kanun şubeye, pazar bilgisi toplama, mal ve hizmetlerle
ilgili satış sonrası hizmet ve garanti verme ve İranlı taraflarla firma arasında yapılan
sözleşmelerin icra edilmesi iznini vermektedir. Yabancı firmaların şube kurmalarına izin
verilen başka iş faaliyetleri de bulunmaktadır (örneğin, İran’daki bir yabancı şirketin yatırım
değerlemesi, İran’ın petrol dışı ürünlerinin ihracatının artırılması, mühendislik ve teknik
hizmetler verilmesi, know-how ve teknoloji transferi, ulaştırma, sigortacılık ve mal denetimi,
bankacılık ve pazarlama gibi alanlarda hizmet verilmesi gibi faaliyetlere yönelik ruhsat
çıkarmaya yetkili devlet kurumlarınca çıkartılan izinlere dair faaliyetlerin icra edilmesi).
Dolaysız Vergi Kanunu’na göre şubenin vergi muafiyetinden yararlanabilmesi için proforma
fatura hazırlama, sipariş alma ve karşılama, mal ve hizmetlerin doğrudan satışı, merkezi adına
İran’da sözleşme hazırlama gibi satış ve ticari faaliyetlerin doğrudan içinde olmamaları
gerekir. Ancak, temsil edilen firma ile müşteriler arasındaki anlaşma/işlemleri
kolaylaştırmaya yönelik olarak faaliyet gösterebilirler.
Devlet ayrıca, İran’da satılan mallara yönelik satış sonrası desteğin sağlanması için
teknik hizmet birimleri kurulmasını teşvik etmektedir.
İran’da faaliyet gösteren yabancı bir şubenin İranlı bir acentesi olması zorunluluğu
bulunmamaktadır.
Şube kurulması yabancılar için kanunen yasak olmamakla birlikte, şube statüsündeki
birimlerin bazı vergilerden muaf olması nedeniyle son dönemde yabancı firmaların şube
kurmalarına izin verilmediği, mevcut şubelerin de şirkete dönüşmeye ya da distribütöre
devredilmeye zorlandıkları duyumları alınmaktadır.
İş Ortaklıkları Kurulması
Yabancı müteahhitler ve üreticiler, Yerel İçerik Kanunu’nun gerekliliklerini yerine
getirebilmek ve projelerin uygulanması ve malzeme-teçhizat tedariki için açılan kamu
ihalelerine rekabetçi teklif verebilmek amacıyla giderek artan bir şekilde yerel firmalar ile iş
ortaklıkları oluşturmaktadırlar.
Bir İran Firması Kurulması
Yabancı şirketlerce (özel bir Anonim veya Limited Şirketi) bir İran firması kurulması,
İran’daki yabancı yatırımcı ve tacirler için uzun vadedeki en uygun yoldur. Yabancı bir
yatırımcı İran’da iki şekilde firma kurabilir ve kaydettirebilir. Bunlardan daha çok tercih
edileni Yabancı Yatırımın Artırılması ve Korunması Kanunu (FIPPA) çerçevesindeki koruma
ve kolaylıklardan yararlanmak amacıyla yabancı yatırım izni için başvuru yapmaktır. Sanayi,
madencilik, tarım ve hizmetler sektörlerindeki faaliyetleri geliştirmek ve daha verimli kılmak
amacıyla hazırlanan bu Kanun’a göre yabancı yatırımcı %100 kendi sermayesi ile İranlı bir
ortağı olmaksızın firma tescil ettirebilir. İkinci yol ise ticaret, hizmetler ve diğer faaliyetlerin
icrası için yabancı yatırım izni almaksızın bir şirket kurmak olup, 21 Aralık 2008’den itibaren
geçerli olan son değişikliklere göre bir İran firmasının içinde %100’e kadar hisse bulunması
artık mümkündür. Mevzuatta özel “A.Ş.” ve “Sınırlı Sorumlu Şirket” olarak iki şirket tipi
düzenlenmiştir. Her birinin kendine göre avantaj, dezavantajları ve esneklikleri vardır. Bu
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
34
ikisi arasında yapılacak seçim büyük ölçüde yabancı hisse miktarına, ihtiyaç duyulan
korunmaya ve kuruluş amacına (konusuna) bağlıdır.
Yabancı yatırım izinleri sadece ticari faaliyetler için düzenlenmekte olup, bu
faaliyetler için ikinci yolla firma kurulması gerekmektedir.
5. İran’ın ÇVÖ Anlaşmaları
İran’ın birçok ülke ile bazıları henüz yürürlükte olmayan Çifte Vergilendirmeyi
Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA) vardır. Yürürlükte olanlar arasında en iyi stopaj ve vergi
oranları Avusturya, Hırvatistan, Lübnan, Venezuela, İspanya, Bulgaristan, Rusya
Federasyonu ve İsviçre ile olanlarda yer almaktadır. En yüksek oranlar ise Suriye, Almanya,
Fransa, Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti ile olan anlaşmalarda mevcuttur. Yabancı hisseli
İran firmaları diğer İranlı firmalarda olduğu gibi vergiye konu gelirlerinin %25’i oranında
kurumlar vergisine tabidirler.
Ülke Yürürlük Tarihi
Stopaj Oranları (%)
Teknik
Yardım Temettü
Hissedar Vergisi Mali
Ödemeler % Pay Vergi Oranı
Almanya 1968 10 10 =>25; <25 15; 20 15
Fransa 1973 10 10 =>25; <25 15; 20 15
Ermenistan 1997 5 5 =>25; <25 10; 15 10
Güney Af.C. 1998 10 10 5
Kazakistan 1999 10 10 =>20; <20 5; 15 10
Türkmenistan 1999 5 5 10
Lübnan 2001 5 5 5
Gürcistan 2001 5 5 =>25; <25 5; 10 10
Ukrayna 2001 10 10 10
Belarus 2001 5 5 =>25; <25 10; 15 5
Suriye 2001 17 17 10
Sri Lanka 2001 8 8 10
Rusya F. 2002 5 5 =>25; <25 5; 10 7,5
Çin HC 2003 10 10 10
İsviçre 2003 5 5 =>15; <15 5; 15 10
Pakistan 2003 10 10 10
Avusturya 2004 5 5 =>25; <25 5; 10 5
Özbekistan 2005 5 5 10
Türkiye 2005 10 10 =>25; <25 15; 20 10
Tunus 2005 8 8 10
Kırgızistan 2005 10 10 =>25; <25 5; 10 10
İspanya 2006 5 5 =>20; <20 5; 10 7,5
Polonya 2006 10 10 10
Bulgaristn 2006 5 5 5
Venezuela 2007 5 5 =>15; <15 5; 10 5
Romanya 2008 10 10 8
Bahreyn 2008 5 5 5 5
Hırvatistan 2008 5 5 5 5
Ürdün 2008 10 10 =>25; <25 5; 7,5 5
Azerbaycan 2010
Yemen 2010
Slovenya 2012
Senegal 2012
İtalya İtalyan Parlamentosu’nda onay beklemektedir.
Malezya Yürürlükte değil. 10 10 25 15
Bosna Her. Yürürlükte değil. 15 15 10 10
Katar Yürürlükte değil. 5 5 =>20; <20 5; 7,5 10
Endonezya Yürürlükte değil. 12 12 7 10
Tacikistan Yürürlükte değil. 8 8 10 10
Sudan Yürürlükte değil. 5 5 =>20; <20 5; 10 7
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
35
Kuveyt Yürürlükte değil. 5 5 5 5
Zimbabwe Yürürlükte değil. 5 5 5 5
Oman Yürürlükte değil. 5 5 5 5
Cezayir Yürürlükte değil. 5 5 5 5
Sırbistan Yürürlükte değil.
Karadağ Yürürlükte değil.
6. İran’ın YKTK Anlaşmaları
İran, aşağıda listesi yer alan birçok ülke ile Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunması (YKTK) Anlaşması imzalamıştır.
Ülke İmza Tarihi Yürürlüğe Giriş Tarihi
Cezayir 19 Ekim 2003 Ermenistan 6 Mayıs 1995 26 Şubat 1997
Avusturya 15 Şubat 2001 11 Temmuz 2004
Azerbaycan 28 Ekim 1996 20 Haziran 2002
Bahreyn 19 Ekim 2002
Bangladeş 29 Nisan 2001 5 Aralık 2002
Belarus 14 Temmuz 1995 23 Haziran 2000
Bosna Hersek 27 Temmuz 1996 25 Ağustos 2002
Bulgaristan 13 Kasım 1998 24 Ağustos 2003
ÇHC 22 Temmuz 2000
Hırvatistan 17 Mayıs 2000 20 Temmuz 2005
Finlandiya 4 Kasım 2002
Fransa 12 Mayıs 2003
Gürcistan 26 Eylül 1995
Almanya 11 Kasım 1965 6 Nisan 1968
Almanya 17 Ağustos 2002 23 Haziran 2005
Yunanistan 13 Mart 2002
İtalya 10 Mart 1999 8 Ağustos 2003
Kazakistan 16 Haziran 1996 3 Nisan 1999
Kuzey Kore 30 Eylül 2002
Güney Kore 31 Ekim 1998
Kırgızistan 31 Temmuz 1996 31 Temmuz 1996
Lübnan 28 Ekim 1997 14 Mayıs 2000
Makedonya 12 Temmuz 2000
Malezya 22 Temmuz 2000
Moldova 30 Mayıs 1995
Fas 21 Ocak 2001 31 Mart 2003
Oman 2 Aralık 2001 8 Nisan 2003
Pakistan 8 Kasım 1995 27 Haziran 1998
Filipinler 8 Ekim 1995
Polonya 2 Ekim 1998 26 Ekim 2001
Katar 20 Mayıs 1999 5 Kasım 2001
Romanya 26 Ocak 2002
GAC 3 Kasım 1997 5 Mart 2002
İspanya 29 Ekim 2002 13 Temmuz 2004
Sri Lanka 25 Temmuz 2000
Sudan 7 Eylül 1999 19 Ekim 2001
İsviçre 8 Mart 1998 1 Kasım 2001
Suriye 5 Şubat 1998
Tacikistan 18 Temmuz 1995
Türkiye 21 Aralık 1996 13 Nisan 2005
Türkmenistan 23 Ocak 1996
Ukrayna 21 Mayıs 1996
Özbekistan 11 Haziran 2000
Yemen 29 Şubat 1996 16 Ekim 2000
Zimbabwe 9 Mayıs 1999
Gana Mayıs 2012
ECO Teşkilatı 2010
Tahran Ticaret Müşavirliği
İran İslam Cumhuriyeti Ülke Profili
36
7. Giriş Vizeleri ve Çalışma İzinleri
İşverenler yabancı çalışanları için çalışma izni almakla sorumludur. Çalışan, çalışma
iznini İran’a giriş yapmadan önce almalıdır. Bir çalışanın, çalışma izni işlemde iken
başlangıçta iş vizesi ile İran’a yolculuk etmesi halinde bu kişinin bir çalışma iznini iade
etmeden önce İran’ı terk etmesi gerekir. Elinde oturma izni olan bir yabancının, İran’ı terk
edebilmek için vergi borcunun bulunmadığına dair belgeyi göstermesi üzerine verilen bir çıkış
iznine sahip olması gerekir.
Yabancı personelin maaşı ve yan ödemeleri üzerinde %30 oranında bir çalışma
vergisine ilave olarak İranlı çalışanlar için konmuş olan işsizlik sigorta primi 21 Mart
2006’dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden getirilmiştir. Söz konusu yükümlülüklerin
ödenmesi yabancı çalışanlara çalışma izni alınması için gerekmektedir. Ancak, İran’da faliyet
gösteren Büyükelçiliklerden ve yabancı firmalardan İran makamlarına gelen her türlü
şikayetten dolayı bu verginin uygulaması daha sonra durdurulmuştur.