Upload
others
View
19
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
99
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
TMMOB Makina Mühendisleri OdasıVI. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı
06-07 Mayıs 2011 / ESKİŞEHİR
TAŞINABİLİR ELEKTRONİK CİHAZLAR, ELEKTROMANYETİK GİRİŞİM VE UÇUŞ EMNİYETİ
1 2Nevzat TARIM ,Fatih ÜSTÜNER
11'inci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı
Eskişehir e-posta: [email protected]ÜBİTAK BİLGEM UEKAE
Gebze/Kocaelie-posta: [email protected]
Özet- Elektromanyetik girişim (Electro-Magnetic
Interference, EMI), günümüzde uçaklarda yolculuk
ederken uçuş ekibinin, kişisel elektronik cihazların
kapatılmasını istemesi ile popüler hale gelen konudur.
Elektrik enerjisi kullanan tüm cihaz ve sistemler, içinde
bulundukları ortama elektromanyetik enerji vererek
elektrik enerjisi kullanan diğer cihaz ve sistemleri
etkileyebilirler. Benzer şekilde, ortamda mevcut olan
elektromanyetik enerjiden de etkilenebilirler. Bu etkile-
şim elektromanyetik girişim (EMI) olarak bilinmektedir.
Elektromanyetik uyumluluk (EMC), fizik prensiplerinin,
karmaşık elektrik ve elektronik sistemlerinin birlikte ve
uyum içerisinde çalışmalarını sağlamak amacıyla
uygulandığı çalışma alanı olup elektromanyetik girişimi
ortadan kaldırmaya veya sınırlamaya yönelik çabaların
tümüne denmektedir. Uçak sistemleri haricinde günü-
müzde yolcuların beraberinde getirdikleri, sayısında ve
çeşitliliğinde patlama yaşanan cep telefonu, mp4 oyna-
tıcı, tablet bilgisayarlar gibi taşınabilir elektronik cihazlar
da uçağın elektromanyetik ortamına katkıda bulunmakta-
dırlar. Bu cihazlar istemli veya istemsiz ortama yayın
yaparak elektromanyetik girişim tehdidini gündeme
getirmektedirler. Bu tehdidin boyutları kontrol edilebilir
nitelikte olmadığından uçuş emniyetini tehlikeye soka-
bilirler. Bu bildiride uçaklara yönelik olası taşınabilir
elektronik cihaz tehditleri konusunda bilgi verilecek ve bu
tehditlerin oluşturduğu risk değerlendirilecektir.
1. GİRİŞ
Elektrik enerjisi kullanan tüm cihaz ve sistemler, içinde bulundukları ortama elektromanyetik enerji vererek elektrik enerjisi kullanan diğer cihaz ve sistemleri etkileyebilirler. Benzer şekilde, ortamda mevcut olan elektromanyetik enerjiden de etkilenebilirler. Bu etkileşim elektromanyetik girişim (EMI) olarak adlandırılmaktadır. Elektromanyetik uyumluluk (EMC), fizik prensiplerinin, karmaşık elektrik ve elektronik sistemlerinin birlikte ve uyum içerisinde çalışmalarını sağlamak amacıyla uygulandığı faaliyet alanı olup elektromanyetik girişimi ortadan kaldırmaya veya sınırlamaya yönelik çabaların tümünü kapsamaktadır. Uçak, bir sistem olarak düşünüldüğünde sistemi oluşturan tüm ünitelerin birbirleri ile elektromanyetik uyumlu olması uçuş emniyeti için oldukça önemlidir.
Uçak üzerindeki üniteleri elektromanyetik girişim ve uyumluluk açısından suçlu sistemler, kurban sistemler ve hem suçlu hem de kurban sistemler olarak üçe ayırabiliriz. Bir diğer bakış açısıyla istemli olarak ortama elektroman-yetik yayın yapanlar (telsiz, radar gibi) ve istemsiz olarak yayın yapanlar (güç üniteleri, aydınlatma ve ısıtma üniteleri gibi) olarak da ikiye ayırabiliriz.
Uçaklarda uçuş esnasında karşılaşılan herhangi bir teknik aksaklık can, uçak kaybı veya görevi yerine getirememe gibi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden uçak ve ünite tasarımında, elektromanyetik uyumluluk en önemli girdidir. Bu hususlara ilave olarak, taşınabilir elektronik cihazların yaydığı emisyon seviyesi de önemli hale gelmektedir.
2. ELEKTROMANYETİK UYUMLULUK KAV-
RAMLARI
Elektromanyetik uyumluluk konusunda en temel iki
kavram elektromanyetik ortam ve elektromanyetik giri-
şimdir. Aşağıdaki bölümde bu kavramlar açıklanmıştır.
2.1 Elektromanyetik Ortam ve Elektromanyetik
Girişim (EMI)
İşlevlerini yerine getirmek için elektromanyetik enerjiden
yararlanan tüm cihazlar bu enerjinin bir bölümünü
elektromanyetik spektrumun herhangi bir kısmında
bulundukları ortama yayarlar. Yıldırım gibi doğal kaynak-
ların da geniş bir frekans spektrumunda elektromanyetik
enerjiyle beslediği bu ortama elektromanyetik ortam veya
elektromanyetik çevre denir. Her ne kadar elektroman-
yetik spektrum sonsuza giden bir niteliğe sahipse de,
girişimin kaynağı olan frekans spektrumu elektrik
elektronik cihazların üst kullanım sınırı olarak kabul
edilen 300 GHz frekansıyla sınırlıdır. Spektrumun DC –
300 GHz aralığında kalan bu kesimi Radyo Frekans
Spektrumu olarak adlandırılır. Elektromanyetik ortam
tıpkı doğal çevre gibi sınırlı kaynaklara sahiptir ve
kirlenmeye açıktır. İki ortam veya çevre arasındaki fark
ise doğal çevreyi duyularımızla fark ederken elektroman-
yetik ortamı ancak yol açtığı sorunlar vasıtasıyla fark
edebilmemizdir[1].
Elektromanyetik çevreyi karakterize eden iki unsur
sözkonusudur: Frekans ve genlik. Genlik, elektroman-
yetik enerjinin elektrik alan şiddeti, manyetik alan şiddeti,
gerilim, akım veya güç gibi herhangi bir formunu ifade
edebilir. Ortamdaki elektromanyetik enerji uygun kuplaj
yolları bularak, işlevlerini yerine getirirken elektroman-
yetik enerji kullanan cihazlara ulaşabilir. Ulaşan enerjinin
genliğine ve frekansına bağlı olarak bir cihazı etkilemesi
sözkonusudur. Ortaya çıkan bu etkileşim elektromanyetik
girişim (EMI) olarak bilinir, cihazların ve sistemlerin
performansında bozulmalara sebep olur.
Elektromanyetik girişim kurban cihazın devrelerinde
istenmeyen gerilimler ve akımlar endükler. Bu husus,
odanın ışığını açarken açma-kapama anahtarında oluşan
ani geçişlerin radyo alıcılarında gürültüye yol açması gibi
pratik hayatta karşılaşabileceğimiz olaylara yol açar.
Girişim kurban sisteme iki temel yoldan erişir: kablo
iletkenleri yoluyla ve elektromanyetik ışıma yoluyla.
Değişen elektrik enerjisi kullanan her cihaz bir EMI
kaynağı olabilir. Genelde kaynak konumundaki cihazda
gerilim ve akım değişimi ne kadar hızlıysa, sonuçta ortaya
100
çıkacak elektromanyetik girişimde o kadar yaygın bir
spektrumda kendini gösterecektir. Bir EMI problemi
ancak kaynak cihazın elektromanyetik enerjiyi transfer
edebileceği bir başka alıcı konumunda teçhizat mevcutsa
meydana gelir.
EMI'yi oluşturan üç temel eleman vardır: elektromanyetik
enerjiyi yayan kaynak, kuplaj ortamı ve alıcı cihaz.
Enerjiyi yayan kaynaklar doğal olabileceği gibi insan
yapısıda olabilir. Bu kaynaklara örnek olarak:• Vericiler (insan yapısı)• Elektrik motorları (insan yapısı)• Röle gibi devre anahtarlama elemanları (insan
yapısı)• Endüstriyel RF kaynakları (insan yapısı)• Buji ateşlemeli motorlar (insan yapısı)• Nükleer Elektromanyetik Darbe - EMP (insan
yapısı)• Yıldırım (doğal)• Elektrostatik deşarj (doğal)
verebiliriz. Kuplaj ortamları ise iki ana yoldan oluşur:
Işıma yoluyla ve elektriksel iletkenlik yoluyla. Işıma
yoluyla elektromanyetik enerji dalga-alan formunda bir
noktadan diğer noktaya yayılır. İletkenlik yoluyla yayılma
bir iletken tel vasıtasıyla akım-gerilim formunda
gerçekleşir. İletken ortam bir cihazın enerji besleme
kablosu olabileceği gibi dış dünyayla bağlantısını
sağlayan kontrol ve işaret giriş çıkış hatları da olabilir.
Kuplaj yollarını cihaz seviyesinde ayrıntılandırırsak
aşağıda belirtilen yollar ortaya çıkar:• Işıma
• Antenden antene• Cihaz Kasası ışıması• Cihaz Kasasına sızma• Ortamdaki alandan kabloya• Kablodan ortamdaki alana• Kablodan kabloya
• İletkenlik• Ortak toprak empedansı• Güç Hattı• İşaret hatları
Alıcı olarak verebileceğimiz örnekler ise genelde zayıf
akım ve gerilimle çalışan elemanlardır. Bunlar:• RF Alıcılar• Analog Sensörler ve yükselticiler• Endüstriyel kontrol sistemleri• Sayısal sistemler• Cephane ve Mühimmat (Elektrik tetiklemeli)
olabilir. Burada kaynak ve alıcı olarak isimlendirdiğimiz
yapıların bazıları ortam koşullarına göre rol değiştirebilir
ve kaynak konumundan alıcı konumuna geçebilir.
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
2.2 Elektromanyetik Uyumluluk (EMC)
Elektromanyetik uyumluluk (EMC), elektromanyetik
girişimin önlenmesi için yapılan çalışmaların tümü olarak
bilinir. EMI kontrolü için, cihaz veya sistem bulunduğu
ortamdaki belirli bir seviyedeki elektromanyetik
enerjiden etkilenmemeli ve içinde bulunduğu ortama
belirli bir seviyenin üstünde elektromanyetik enerji
yaymamalıdır. Önceki paragrafta bahsedildiği gibi,
elektromanyetik enerjinin ortama yayılması iki yoldan
olur: iletkenlik yoluyla ve ışıma yoluyla. Işıma yoluyla
yayılan enerji kendisini elektrik ve manyetik alanlar
olarak hissettirirken iletkenlik yoluyla emisyonda cihazın
dış çevreye bağlantısını sağlayan iletkenler üzerinden
akım ve gerilim iletimidir. Emisyonlar istemli veya
istemdışı olarak da sınıflandırılabilir. İstemli emisyona
örnek bir telsiz vericisinin kendisine tahsis edilen
kanaldan ortama elektromanyetik enerji yaymasıdır.
İstemdışı emisyona ise (genel olarak gürültü kavramı
altında değerlendirebiliriz) yine aynı telsiz vericisinden
yayılan harmonikler örnek gösterilebilir. Cihazın dış
ortamdan etkilenmesi alınganlık, dış ortama enerji
yayması ise emisyon olarak adlandırılır. Elektromanyetik
uyumluluk için tasarım ve iyileştirmelerde yapılması
gereken; elektromanyetik enerjinin uygun şekilde
yönlendirilmesi veya ısı enerjisine çevrilmesidir. Genelde
elektromanyetik uyumluluk için gösterilen çabalar beş
ana grupta toplanabilir: • Topraklama (Grounding) • Ekranlama (Shielding)• Bağlama (Bonding)• Filtreleme (Filtering)• Kablolama (Wiring)
Örneğin ekranlama tekniğini uygulayarak cihazdan
kaynaklanan alan formundaki elektromanyetik enerji
belli bir yere hapsedilebilir veya istenilen yere girişi
yasaklanır. Filtreleme tekniği kullanılarak cihaza
iletkenlik yoluyla sızma eğilimi gösteren elektromanyetik
enerji kaynağına döndürülür. Uygun topraklama
teknikleri kullanılarak enerjinin ortak empedans yolları
kullanması önlenir. Tüm bu tekniklerin işe yarayıp
yaramadığı standartlarda tanımlanmış testlerle belirlenir.
Elektromanyetik uyumluluk değişik seviyelerde
uygulanabilir. En geniş anlamda bir sistemin başka
sistemlerle ve içinde bulunduğu elektromanyetik ortamla
uyumunu ele alan sistem seviyesindeki uyumluluktur.
Sistem seviyesinde uyumluluk, sistemin elektromanyetik
uyumluluğuna yönelik tüm çabaları içeren bir anlama
sahiptir. Alt-sistem ve cihaz seviyesinde uyumluluk bu
çabalara dahildir.
3. BİR SİSTEM OLARAK HAVA ARACI
Uçak veya benzeri bir hava aracı, içinde alt-sistemler ve
cihazlar bulunduran bir sistem veya platform olarak
görülebilir. Sistem seviyesinde elektromanyetik
uyumluluk, s is temin hem içinde bulunduğu
elektromanyetik çevreyle uyumlu olması hem de kendi alt
sistemleri arasında bir uyumluluğun olması demektir. Bu
uyumluluk sistemin tüm hayat evresi süresince geçerli
olmalıdır. Hayat evresi; sistemin tasarımı, geliştirilmesi,
normal işletimi, bakımı, modernizasyonu, servisten
alınışı gibi tüm aşamalarını içeren bir deyimdir. Hava
aracında elektromanyetik girişim sistemin tümüne
yönelik bir tehdit olarak ortaya çıkabildiği gibi sistemde
yer alan cihazlara bireysel bir tehdit olarak da ortaya
çıkabilir. Örneğin yıldırım sistemin tümüne yönelik bir
tehdittir. Telsiz vericisinin herhangi bir alıcı cihaza yaptığı
girişim ise bireysel bir tehdit olarak görülebilir. Bununla
beraber sonuç her iki durumda da aynıdır; bir veya daha
çok elektrik-elektronik teçhizat girişimden etkilenir. Sivil
hava araçlarını tehdit eden elektromanyetik girişim
kaynaklarını listelediğimizde sistem seviyesinde alınması
gereken tedbirlerde ortaya çıkar. Bu tehditler sırasıyla:• Vericiler (telsiz, radar)• Yıldırım• Presipitasyon statik• Elektrostatik deşarj• Enerji beslemesinde değişim ve ansal darbeler
Yukarıda anılan tehditler sistemdeki cihazlara karşı bir
tehdit oluştururken bu tehditlerden yayılan RF enerjisinin
yoğunluğu insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.
Aynı şekilde ortamda mevcut olabilecek uçak yakıtı
buharını ateşleyebilecek ölçüde ark oluşmasına sebebiyet
verebilir.
Tüm bu hususlar belirli bir plan dahilinde değerlendi-
rilerek sistemin elektromanyetik uyumluluğu araştırılır.
Bu plana sistemin elektomanyetik uyumluluk kontrol
planı adı verilir. Sistem seviyesinde uyumluluk kontrolü
ile ilgili kapsamlı uygulama dokümanı MIL-STD-464
standardıdır [2]. Doküman sistem seviyesinde elektro-
manyetik uyumluluk şartlarını belirlemiş ve uyumluluğa
ulaşmak için bir elektromanyetik uyumluluk kontrol
planının hazırlanmasını şart koşmuştur. Doküman ayrıca
kontrol planının içeriğinin neleri kapsaması gerektiğini
belirtmiştir. Sistem seviyesinde elektromanyetik uyum-
luluk konuları bu dokümanın içeriğine uygun olarak
aşağıda belirtilen maddeler halinde verilecektir.
101
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
102
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
3.1 Sistem İçi EMC
Sistem içi elektromanyetik uyumluluk, sistemi oluşturan
cihazlardan bir veya birkaçının sistemdeki diğer alt sistem
ve teçhizatı etkilememesidir. Bu uyumluluğun testinde
her cihaz veya alt-sistem tek başına çalıştırılır ve diğer alt
sistemlerde herhangi bir girişim oluşturup oluşturmadığı
gözlenir. Eğer bir girişim gözlenirse, bu girişimin
seviyesi, kaynaklandığı nokta ve sistemin genel
performansına etkisi araştırılır. Bir sistem içindeki alt-
sistem ve cihazlar, diğer alt-sistem ve cihazlar ile bir arada
karşılıklı uyum içinde çalışabilmesi için beklenilen tüm
fonksiyonlarını yerine getirmesi gereklidir. Bir alt-sistem
veya diğer bir alt-sistem ve cihaz tarafından üretilen
elektromanyetik girişim EMI, tüm sistemin etkinliğini
kötüleştirmemelidir.
Sistem içi uyumlulukta problem kaynağını oluşturan
cihazlar genelde istemli RF enerjisi yayan antenli verici
teçhizattır. Telsiz, IFF, radar vericileri tipik örnekleri
oluşturur. Bu cihazlara ait antenlerin uçak üzerinde
yerleşimleri diğer elektronik teçhizat üzerinde girişim
oluşturmayacak şekilde olmalıdır. Bir diğer sistem içi
EMI kaynağı ise sistemde bulunan güç kaynakları ve
onlara bağlı güç düzeltme birimleridir. Bu problem güç
kaynaklarının belirli standartlara uygun olması ile
çözümlenir. Askeri alanda uygulanan standart MIL-STD-
704 standardıdır [3]. Sistem içi uyumlulukta önemli
kurallardan biri de alt-sistem/cihaz seviyesinde elektro-
manyetik uyumluluğu kanıtlanmış teçhizatın uçak içine
uygun tesisatının gerçekleştirilmesidir. Uygun tesisat,
topraklama, bağlama gibi temel EMI önleme tedbirlerinin
özenle uygulanmasıdır. Sistem içi uyumluluk testlerinde
sistemde bulunan EMI kaynak ve kurban cihazlar bir
etkileşim matrisinde listelenir. Elde edilen tablo
çerçevesinde ilgili cihazlar çeşitli modlarda ve
fonksiyonlarda çalıştırılarak girişimin varlığı tespit edilir.
Testler genellikle yansımasız oda adı verilen dış ortamdan
elektromanyetik izolasyonu sağlanmış içinde elektro-
manyetik anlamda yapay uzay koşulları elde edilmiş
ortamlarda gerçekleştirilir.
3.2 Sistemler Arası EMC
Yakın mesafede mevcut olabilecek istemli RF kaynakları
hava araçlarının bulunduğu ortamda yüksek seviyede
elektromanyetik alanların oluşmasına neden olurlar.
Sistem bir bütün olarak tüm alt sistemleri (vericiler,
sensörler ve diğerleri) fonksiyonel durumda iken,
bulunabileceği bu türden yüksek enerjiye haiz elektro-
manyetik ortam ile uyum içinde olmalıdır. Uyumluluğun
belirlenmesi için yapılacak testde, sistemin buluna-
bileceği ortamda olabilecek elektromanyetik enerji sis-
teme uygulanır. Sistemdeki alt-sistem ve cihazlarda bir
bozulmanın olup olmadığı kontrol edilir. Sivil havacılıkta
yüksek seviyeli RF alanları HIRF (High Intensity
Radiation Field) terimiyle tanımlanır.
3.3 Taşınabilir Elektronik Cihazlar ve EMC
Taşınabilir Elektronik Cihazlar'ın potansiyel EMI kay-
nağı olarak çalışmalara girmesi yeni değildir. RTCA
(Radio Technical Comission Aeronautics)' in 1988'de
yayınlanan (RTCA DO- 199 [4]) ve 1996'da yayınlanan
(RTCA DO-233 [5]) raporlarında taşınabilir elektronik
cihazlardan kaynaklanan elektomanyetik girişimin
gerçek olduğu fakat sık olmadığı belirtilmiştir. Her iki
rapor da Taşınabilir Elektronik Cihazlar'ın uçak haberleş-
me ve seyrüsefer ekipmanlarına elektromanyetik girişim-
de bulunabileceğini belirtir. Yine her iki rapor da istemsiz
ışıma yapan cihazlara odaklanır ve istemli yayın yapan
cihazların uçuş esnasında kapatılması gerektiğini belirtir.
Taşınabilir Elektronik Cihazlar'ın kullanımı özelikle
kablosuz ses ve data transfer cihazlarında bir patlama
yaşanması ciddi uçuş emniyet sorunu ortaya çıkar-
maktadır. Kablosuz iletişim araçlarının gömülü ve çok
fonksiyonlu olarak üretilmesi kabin personelinin onları
tanımalarını zorlaştırmaktadır. Bu teçhizatın yayınladığı
emisyon radyo frekans bandında uçak seyrüsefer ve
haberleşme cihazlarına tehdit oluşturmaktadır.
Bugün Taşınabilir Elektronik Cihazlar'ın kullanıcıları
herhangi bir kısıt olmadan cihazlarını her yerde
kullanmayı beklemekteler. Bu konuda NASA(National
Aeronautics and Space Administration), FAA(Federal
Aviation Administration), Havayolları ve Üniversiteler
ortak çalışmalar yürütürek çözüm yöntemleri sunmaya
çaba göstermektedirler. Şekil 1' de taşınabilir elektronik
cihazların oluşturduğu EMI gösterilmektedir[6]. Daha
öncede belirtildiği üzere EMI durumu oluşabilmesi için
kaynak, bulaşma yolu ve kurban gereklidir. Uçakta
yolcuların kullandığı Taşınabilir Elektronik Cihazları
geniş bir bandda elektromanyetik emisyonda bulun-
dukları için büyük bir EMI tehditi oluştururlar.
Ticari ürünlerde istemli ve istemsiz olarak ışıma yoluyla
emisyon değerleri FCC (Federal Communications
Commission) ve IEC CISPR 22 (International
Electrotechnical Comission, Comité International Special
des Perturbation Radioélectrique)[7] için Tablo 1'de
verilmiştir.
103
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
Şekil 1. Taşınabilir Elektronik Cihazların oluşturduğu EMI
Tablo 1. Ticari ürünlerin sertifikasyonu için Işıma yoluylaemisyon standartları
Sivil Uçak ekipmanlarının ışıma yoluyla emisyon sı-
nırları FAA tarafından belirlenmiştir. Taşınabilir Elek-
tronik Cihazlar için ise RTCA/DO-160[8] belirlemiştir.
Bu standarda göre Taşınabilir Elektronik Cihazların
uçaktaki yer durumu iki kategoriye ayrılır.
Kategori M: Yolcu kabinindeki ve kokpitteki Ekipman ve
kablo donanımı uçak radyo alıcıları antenlerinin doğrudan
görüş hattında olmadığı durum
Kategori H: Ekipman ve kablo donanımı doğrudan anten
görüş hattında olduğu durum.
Şekil 2'de Band Dışı Işıma yoluyla emisyon limitleri 1m
uzaklıkta (DO-160 Bölüm 21[8]) verilmektedir.
Sonuç olarak ticari ürünlerle uçak üzeri ekipmanların
standardları birbirinden tamamen farklıdır. Ticari ürünler
beraber çalışabilirlikle gözönüne almasına karşın uçak
üzeri ekipmanların standartları uçuş emniyeti ile ilgilenir.
Limitlerinin birimleri de (V/m, dBV/m, dBm gibi) birbi-
rinden farklıdır.
Bu yüzden birimlerini birbirine dönüştürmeliyiz. FCC ve
IEC CISPR 22[7] standartları elektrik alanı baz alarak
V/m, dBV/m birimlerini kullanır.
FAA ise güç'ü baz alır bu yüzden birimi dBm dir.
Eğer sınır koşulları belli ise elektrik alanını güç'e
dönüştürmek mümkündür. Burada serbest uzayı
kullanırsak Şekil 3'de görülen (4) denkliğine ulaşılır[6].
Şekil 2. Işıma Yoluyla Emisyon limitleri
(1)
(2)
(3)
104
Burada P: Anten konnektörüne uygulana güçE: Antenden R kadar uzaklıktaki bir yüzeydeki elektrik
alan şiddeti (Volt/metre)R: Anten ile elektrik alan şiddeti arası mesafe
G: Bir izotropik antenin kazancı Şekil 3, (4) denkliğini izah etmektedir.
Bu denklemde açık olmayan nokta anten kazancıdır.
Işıma yoluyla emisyon için antenin kazancını belirlemek
zordur. Bunun için taşınabilir elektronik cihazın anten
kazancı için kabullenme yapmalıyız.
G = e • D (5)
e : VerimlilikD: Yönlenme
Yönlenme verilen bir yöne göre antenin diğer tüm
yönlerdeki ortalama ışıma şiddetinin oranıdır. Verimlilik
ise 0 ila 1 arasında değişen ve uyumsuzluk ve kayıp olarak
değerlendirilen bir sayıdır. Burada en kötü durum
senaryosuna göre verimliliği %100 yani 1 alalım. Yine
buna uygun olarak maksimum ölçüleri 15 cm olan bir
cihaz için istatiksel tahminlerle hesaplarsak 4 ila 5 dBi
arası seçilebilir. Buna uygun olarak uçak ekipmanları ile
ticari ürünlerin standartları birbirleri ile karşılaştırılması
sonucu aşağıdaki Şekil 4 elde edilir[6].
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
[ ][ ]GREP .120/.4. 22 pp= (4)
Şekil 3. Bir Antenden R Uzaklıktaki Elektrik Alan
Şekil 4. Ticari ürünlerin band dışı ışıma yoluyla emisyon sınırlarının RTCA/DO160[8] yeterlik sınırları ile karşılaştırılması.
Havacılık RF bandları alttaki frekans ekseninde koyulaştırılarak gösterilmiştir.
105
Şekil 4'te tüm limitler ışıma gücüne göre normalize
edilmiştir. Bu, uçak yol kaybının ve uçak radyo alıcı
girişim seviyesi bilgisinin doğrudan uygulanabilmesini
sağlar. Grafikte ışıma emisyon seviyelerinin ticari
ürünlerle, uçak üzeri ürünler arasında büyük bir fark
olduğu açıkça görünür. Bu fark, cep telefonları gibi
istemli vericiler göz önüne alındığında tehlike çanlarını
çaldıracak seviyededir. Bununla beraber bir çok vericinin
antenleri yayınlanacak frekans bandı dışındaki sinyalleri
reddettiğinden bu hususun içerdiği tehlike bir miktar
azalmaktadır. NASA Langley Araştırma merkezindeki
cihaz ölçümleri tipik kablosuz ses ve data iletişim
ürünlerinin uçak radyo bandındaki band dışı ışımaları
ticari standardların aşağısında olduğunu göstermektedir.
Taşınabilir elektronik cihaz kullanımındaki en iyi
yaklaşım, tipik emisyon seviyeleri yerine izin verilebilir
emisyon seviyelerine bel bağlanmasıdır.
4. SONUÇ
Önceki bölümde anlatılan analizde belirtildiği gibi,
taşınabilir elektronik cihazların uçuş esnasında uçak
içerisinde kullanımının uçuş emniyetini tehdit ettiği
açıkça görülmektedir. Ticari cihazların üretim yönetme-
liklerinin düzenlenmesi ve buna göre cihazlar geliş-
tirilerek ışıma emisyon seviyeleri düşürülerek bu tehdit
azalabilir. Her ne kadar tehdit azalsa da uçuşun kritik
safhalarında bu tip cihazların kullanımına izin veril-
memesi gerekmektedir. Yolcuların elektronik cihazların
kısıtsız kullanması hala tam olarak mümkün görülme-
mektedir. Çünkü ABD'de yapılan ölçümlerde yolcuların
yapılan uyarılara rağmen kaçak olarak elektronik cihazlar
kullandıkları tespit edilmiştir. İstemsiz yayın yapan
cihazların kullanımına izin verildiğini düşünüldüğünde
bu sinyallerin yaratacağı alan kümülatif olarak artacaktır.
Bu da yeniden uçuş emniyetine bir tehdit olarak
yansıyacaktır.
5. REFERANSLAR
[1] Hava Platformlarında Elektromanyetik Uyumluluk
Üstüner F., Araz İ. TÜBİTAK – UEKAE, Gebze, 41470,
Kocaeli[2] MIL-STD-464A “Electromagnetic Environmental
Effects, Requirements for Systems”, A.B.D. Savunma
Bakanlığı, 2002[3] MIL-STD-704F “Aircraft Electric Power
Characteristics”, A.B.D. Savunma Bakanlığı, 2004
[4] RTCA/DO-199, “Potential Interference to Aircraft
Electronic Equipment from Devices Carried Aboard”
RTCA Inc., 1988 [5] RTCA/DO-233, “Portable Electronic Devices Carried
on Board Aircraft”, RTCA Inc., 1996[6] EMI Standards For Wireless Voice And Data On Board
Aircraft, Jay J. Ely and Truong X. Nguyen, NASA,
Langley Research Center, 2003[7] CISPR 22 “Information Technology Equipment-
Radio Disturbances Characteristics- Limits and Methods
of Measurements”, IEC, 2003[8] RTCA DO-160E “Environmental Conditions and Test
Procedures for Airborne Equipment”, RTCA Inc., 2004
6. ÖZGEÇMİŞLER
Nevzat TARIM
1967 yılında Eskişehir'de doğdu. 1991 yılı Anadolu Üniv. Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1992 yılında ENAC ( Ecole Nationale Aviation Civile)'da Radar ve Seyrüsefer yardımcıları uzmanlığını bitirdi. 1992-1997 yılları arasında Anadolu Üniv. Sivil Havacılık Yüksek Okulu'nda çalıştı. Yüksek lisans öğrenimini 2004 yılında Osmangazi Üniv. Fen Bilimleri Enstitüsünde tamamladı. Elektromanyetik girişim ve uyumluluk konularıyla ilgilenmektedir. Şu anda doktora eğitimine Anadolu Üniversitesinde devam etmekte ve 1'inci HİBM.K.lığında çalışmaya devam etmektedir.
Fatih ÜSTÜNER
1967 yılında İstanbul'da doğdu. 1991 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans çalışmasını 1994 yılında tamamlamıştır. 1991-1995 yılları arasında ASELSAN A.Ş.'de çalışmış, 1996'dan bu yana ise TÜBİTAK UEKAE'de çalışmaktadır. 2002 yılında Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nden doktora derecesini almıştır. Ana çalışma konusu elektromanyetik ortam etkileridir.
VI. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI