80
1 TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: 14.06.2005, yayımlandığı Resmi Gazete: 21.06.2005/25852) BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1. Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesidir. Kapsam MADDE 2. Bu Kanun; Havuzun kuruluşu, Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler, Havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası desteği, sigorta sözleşmeleri, reasürans sağlanması ve sigorta şirketlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile katkı ve katılımlarının esas ve usûllerini kapsar. Tanımlar MADDE 3. Bu Kanunda geçen; a) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, b) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını, c) Sigorta şirketleri: 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde kurulmuş olan ve tarım sigortaları alanında ruhsatı bulunan sigorta şirketlerini, d) Üretici: Bitkisel ve hayvansal üretim ile uğraşan gerçek ve tüzel kişileri, e) Tarım sigortaları: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1316 ilâ 1319 uncu maddelerinde belirtilen sigortalar ile bu Kanun kapsamına alınan sigortaları, f) Havuz: Tarım Sigortaları Havuzunu, g) Şirket: Havuzun işletilmesini üstlenen şirketi, h) Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, ı) Çiftlik hayvanları: Büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar, kümes hayvanları ve kültür balıkçılığı ürünlerini, İfade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM KuruluĢ, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Havuz MADDE 4. Bu Kanun kapsamındaki risklerin teminat altına alınması, standart sigorta poliçelerinin belirlenmesi, hasar organizasyonları, aktüerya çalışmaları, tazminat ödemelerinin yapılması, reasürans teminatının sağlanması, tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve izlenmesi ile diğer teknik hizmetlerin yürütülmesi amacıyla tüzel kiĢiliği haiz (29/6/2012-28338 sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 34) Havuz kurulmuştur. Havuz; kapsama alınan riskler için sigorta, reasürans ve retrosesyon yapmaya yetkilidir. Sigorta şirketleri, bu Kanun kapsamında tarım sigortaları alanında elde ettikleri primin tamamını Havuza devretmekle yükümlüdür. Sigorta şirketlerine Havuza devrettikleri primler için Havuz tarafından tahsil edilen kısmı üzerinden komisyon ödenir. Sigorta şirketleri tarafından Havuza zamanında devredilmeyen primler 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Havuz, Bakanlık ve Müsteşarlıkça müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek esaslar çerçevesinde 9 uncu maddede belirtilen Şirket tarafından yönetilir. Havuzun merkezi İstanbul'dur. Havuz, bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri bakımından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tâbi değildir.

TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

1

TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363)

(Kabul Tarihi: 14.06.2005, yayımlandığı Resmi Gazete: 21.06.2005/25852)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1. — Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına ilişkin usûl

ve esasların belirlenmesidir.

Kapsam

MADDE 2. — Bu Kanun; Havuzun kuruluşu, Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler,

Havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası desteği, sigorta sözleşmeleri, reasürans sağlanması ve

sigorta şirketlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile katkı ve katılımlarının esas ve usûllerini kapsar.

Tanımlar

MADDE 3. — Bu Kanunda geçen; a) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,

b) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını,

c) Sigorta şirketleri: 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde kurulmuş olan ve tarım sigortaları alanında ruhsatı bulunan sigorta şirketlerini,

d) Üretici: Bitkisel ve hayvansal üretim ile uğraşan gerçek ve tüzel kişileri,

e) Tarım sigortaları: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1316 ilâ 1319 uncu maddelerinde

belirtilen sigortalar ile bu Kanun kapsamına alınan sigortaları, f) Havuz: Tarım Sigortaları Havuzunu,

g) Şirket: Havuzun işletilmesini üstlenen şirketi,

h) Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, ı) Çiftlik hayvanları: Büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar, kümes hayvanları ve kültür

balıkçılığı ürünlerini,

İfade eder.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

KuruluĢ, Görev, Yetki ve Sorumluluklar

Havuz

MADDE 4. — Bu Kanun kapsamındaki risklerin teminat altına alınması, standart sigorta poliçelerinin belirlenmesi, hasar organizasyonları, aktüerya çalışmaları, tazminat ödemelerinin

yapılması, reasürans teminatının sağlanması, tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve

izlenmesi ile diğer teknik hizmetlerin yürütülmesi amacıyla tüzel kiĢiliği haiz (29/6/2012-28338 sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve

Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 34) Havuz

kurulmuştur.

Havuz; kapsama alınan riskler için sigorta, reasürans ve retrosesyon yapmaya yetkilidir. Sigorta şirketleri, bu Kanun kapsamında tarım sigortaları alanında elde ettikleri primin tamamını Havuza

devretmekle yükümlüdür. Sigorta şirketlerine Havuza devrettikleri primler için Havuz tarafından tahsil

edilen kısmı üzerinden komisyon ödenir. Sigorta şirketleri tarafından Havuza zamanında devredilmeyen primler 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine

göre tahsil edilir.

Havuz, Bakanlık ve Müsteşarlıkça müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek esaslar çerçevesinde 9 uncu maddede belirtilen Şirket tarafından yönetilir.

Havuzun merkezi İstanbul'dur. Havuz, bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri bakımından 5018

sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tâbi değildir.

Page 2: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

2

Kurul

MADDE 5. — Kurul; Bakanlık ve Müsteşarlıktan ikişer, Türkiye Sigorta ve Reasürans

Şirketleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Şirketten birer üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur.

Kurul üyeliğine Bakanlık ve Müsteşarlıkça kamu görevlileri arasından seçilecek kişilerin en az

on yıl kamu hizmetinde bulunmuş olmaları, Bakanlık temsilcisinin tarım alanında, Müsteşarlık temsilcisinin sigortacılık alanında bilgi ve deneyime sahip olması gerekir. Diğer üyelerin ise ilgili

bulundukları alanda en az on yıllık mesleki deneyime sahip olmaları ve 657 sayılı Devlet Memurları

Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen

şartları taşımaları zorunludur. Bakanlık temsilcilerinden biri Kurulun tabii başkanıdır. Kurul en az beş üyenin katılımı ile toplanır, kararlarını çoğunlukla alır. Oylamalarda eşitlik

halinde, Başkanın oyu iki oy sayılır.

Kurul üyeleri, üç yıl süre ile görev yapar. Görev süresi sona erenler yeniden göreve atanabilir. Kurula atanan üyeler temsil ettikleri kurumlardan ayrıldıkları veya kurumlarınca geri çekildikleri

takdirde üyelikleri sona erer. Bu üyelerin yerine seçilen yeni üyeler kalan süreyi tamamlar.

Kurul üyelerinden, uhdesinde kamu görevi bulunanlara bir ay içerisinde dörtten fazla olmamak

üzere her toplantı günü için (2000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlar için ise (3000) gösterge rakamının Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda

toplantı ücreti ödenir.

Kurulca alınan kararların uygulaması ve Kurula ilişkin sekretarya hizmetleri, Şirket tarafından yürütülür.

Kurulun görev ve sorumlulukları

MADDE 6. — Kurulun görevleri şunlardır: a) Havuzun işleyişine ilişkin uygulama esaslarını belirlemek.

b) Bu Kanun kapsamında tarım sigortaları için verilecek, Devlet prim desteği toplam tutarını

aşmamak kaydıyla ürün, risk ve bölge bazında prim desteği oranını belirlemek üzere çalışmalar

yapmak ve Bakanlığa sunmak. c) Uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek, bunların çözümüne yönelik çalışmalar

yapmak, yaptırmak.

d) Hizmet alınmasına karar vermek. e) Hasar tespit işlemlerine ilişkin esas ve usûlleri belirlemek.

f) Bu Kanun kapsamında tarım sigortaları alanında faaliyet göstermek isteyen sigorta şirketleri

ile sözleşme yapmak. g) Havuz işleticisi şirketle çalışma usûl ve esaslarını belirleyen sözleşme yapmak.

Havuzun kaynakları

MADDE 7. — Havuzun gelirleri şunlardır:

a) Sigorta şirketlerinin devrettiği primler. b) Devlet tarafından sağlanan prim desteği.

c) Toplanan kaynakların yatırım gelirleri.

d) Alınan krediler. e) Genel bütçeden alınacak katkılar.

f) Diğer gelirler.

Havuzun gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

Havuzun kaynaklarının kullanım yerleri MADDE 8. — Havuzun giderleri şunlardır:

a) Tarım sigortalarına ilişkin tazminat ödemeleri.

b) Havuzun yönetimi ve işleyişi için gerekli olan masraflar. c) Reasürans, sermaye ve benzeri piyasalardan sağlanacak korumaya ilişkin ödemeler.

d) Sigorta şirketlerine ödenecek komisyonlar.

e) Bilgilendirme ve tanıtım kampanyalarına ilişkin ödemeler. f) Hasar tespit işlemlerine ilişkin ödemeler.

g) Alınan kredilerin anapara ve faiz geri ödemeleri.

h) Bu Kanunun amacı doğrultusunda yapılacak diğer ödemeler.

ı) Havuz işleticisi şirkete ödenecek işletme bedeli.

ġirket

MADDE 9. — Havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemler, Havuza katılan sigorta şirketlerinin

eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak Şirket tarafından yürütülür.

Page 3: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

3

Şirketin, Kurulun belirleyeceği usûl ve esaslar çerçevesinde görevleri şunlardır:

a) Tazminat ödemelerine esas teşkil edecek hasar tespit işlemlerine ilişkin her türlü çalışma ve

organizasyonları yapmak suretiyle, tazminat ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını sağlamak. Bitkisel ürün sigortalarının hasar tespitleri ziraat mühendisi, ziraat teknikeri ve ziraat

teknisyenleri; çiftlik hayvanları sigortalarının risk inceleme işlemleri veteriner hekimler ve zooteknist

ziraat mühendisleri, hasar tespitleri ise veteriner hekimler tarafından yapılır. Su ürünleri sigortalarının risk incelemeleri, su ürünleri mühendisi, su ürünleri bölümü mezunu

ziraat mühendisleri, balıkçılık teknoloji mühendisi ve veteriner hekimler; hasar tespitleri ise veteriner

hekimle birlikte su ürünleri mühendisi, su ürünleri bölümü mezunu ziraat mühendisleri, balıkçılık

teknoloji mühendislerinden birisi tarafından yapılır. (29/6/2012-28338 sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde

Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 35)

Hasar tespit işlemlerinde öncelikle ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlerden yararlanılır. b) Risk paylaşımı ve transferi ile reasürans plânının uygulanmasına ilişkin işleri yürütmek, risk

paylaşımı ve reasürans programını Kurulun onayına sunmak.

c) Kurulca alınan kararların uygulanması ve Kurulun görevlerine ilişkin sekretarya hizmetlerini

yürütmek. d) Primlerin tahsili, tazminat ödemelerinin yapılması ve benzeri işleri yürütmek.

e) Üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını

yürütmek. f) Genel hükümler çerçevesinde tarım sigortalarına ilişkin istatistik üretmek, bu konuda Kurula

rapor hazırlamak.

g) Havuz kaynaklarını, belirlenen ilke ve kurallar çerçevesinde yatırıma yönlendirmek. h) Havuz işlerinin sağlıklı yürütülmesi bakımından, gerekli gördüğü hususlarda Havuz

Yönetim Kuruluna öneride bulunmak.

ı) Havuzun işletilmesiyle ilgili diğer her türlü iş ve işlemleri yapmak.

Şirket, Havuz işlerinin Havuz yararına ve en iyi şekilde yürütülmesinden Bakanlık, Müsteşarlık ve Kurula karşı sorumludur. Şirket, Havuza ait gelir ve giderler ile tüm hesap ve işlemleri özel ve ayrı

kayıtlarda takip eder.

Şirket, bu Kanun kapsamındaki görevleri gereği edindiği bilgileri herhangi bir gerekçeyle üçüncü şahıslara açıklayamaz. Havuza ait yazışma ve belgelerin uygun bir şekilde muhafaza edilmesi

zorunludur. Şirket; faaliyetine son verilmesi, tasfiye edilmesi veya iflas etmesi gibi hallerde, Kurul

tarafından yeni bir şirketle sözleşme yapılıncaya kadar görevlerini yerine getirmeye devam eder. Bu durumda bu Kanun kapsamındaki bütün bilgi ve belgelerin Kurula iade edilmesi zorunludur.

Şirket, bu Kanunda belirtilen görevler dışında başka bir işle uğraşamaz.

Bakanlığın görev ve yetkileri MADDE 10. — Bakanlığın bu Kanun kapsamında görev ve yetkileri şunlardır:

a) Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli tedbirleri almak.

b) Ürünler, riskler ve bölgeler itibariyle sağlanacak prim desteğine ilişkin teklifleri Bakanlar Kurulunun onayına sunmak.

c) Tazminat ödemelerinin doğru ve düzenli bir şekilde yapılmasını izlemek.

d) Bu Kanunla verilen diğer görevleri yürütmek.

Denetim

MADDE 11. — Havuzun ve Şirketin sigortacılık uygulamaları yönüyle denetimi Müsteşarlık,

diğer tüm işlemlerinin denetimi Bakanlık tarafından yapılır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Riskler, Sigorta SözleĢmeleri, Havuza Katılım, Reasürans, Yardım ve Destekler

Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler

MADDE 12. — Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım

alet ve makineleri ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu baskını, fırtına, hortum,

deprem, heyelan, yangın, kaza ve zararlılar ile hayvan hastalıklarının neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer risklere ilişkin teminatlar Kurulun teklifi üzerine

Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Page 4: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

4

Prim desteği

MADDE 13. — Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından

sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.

Prim desteğine ilişkin ödenek, her yıl bütçe kanunu ile Bakanlık bütçesinde yer alır. Bakanlık,

sigorta şirketleri tarafından Havuza aktarılacak prim miktarlarını çiftçi kayıtları ile karşılaştırarak prim desteğini hesaplar ve gecikmeksizin Havuza aktarır.

Sigorta sözleĢmeleri ve Havuza katılım

MADDE 14. — Bu Kanun kapsamındaki tarım sigortası teminatları münhasıran Havuz

tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından şartların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun görülmesi halinde sigorta şirketleri ile müştereken de verilebilir.

Sigorta sözleşmeleri, Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapılır.

Havuz tarafından hesaplanacak tahmini hasar durumuna göre uygun şartlarda yeterli koruma sağlanamadığı takdirde, kalan kısma Devlet tarafından iştirak edilir. (29/6/2012-28338 sayılı Resmi

Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun

Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 36)

Reasürans MADDE 15. — Havuz, üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası sigortacılık

piyasası, sermaye piyasası ve benzeri piyasalardan koruma temin edebilir. (29/6/2012-28338 sayılı

Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 37)

Hasar fazlası desteği

MADDE 16. — Havuz tarafından üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısım

Devlet tarafından taahhüt edilir.

Yardım ve borç ertelemesi

MADDE 17. — Bu Kanun kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler, 20.6.1977 tarihli ve 2090 sayılı Kanundan yararlanamaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Yönetmelik MADDE 18. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde; Havuzun çalışma

usûl ve esasları Müsteşarlığın görüşü alınarak Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle, sigorta

sözleşmelerinin tabi olacağı esaslar ise Müsteşarlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

GEÇĠCĠ MADDE 1. — Kurulda görev alacak üyeler, ilgili kurumlar tarafından Bakanlığa bildirilir ve Bakanlıkça Kurul üyelerinin görevlendirilmesi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten

itibaren en geç üç ay içinde yapılır.

Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Şirket kurulur.

Yürürlük

MADDE 19. — Bu Kanunun 4 üncü maddesi yayımı tarihinden üç ay sonra, diğer maddeleri

yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme MADDE 20. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Page 5: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

5

2015 YILI BAKANLAR KURULU KARARI

(31 Aralık 2014 tarih ve 29222 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete)

Karar Sayısı : 2014/7093 Ekli ―Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile

Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar‖ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 4/12/2014 tarihli ve 15274 sayılı yazısı üzerine, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun

12 nci ve 13 üncü maddeleri ile 5488 sayılı Tarım Kanununun 19 uncu maddesine göre, Bakanlar

Kurulu‘nca 15/12/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.

TARIM SĠGORTALARI HAVUZU TARAFINDAN KAPSAMA ALINACAK

RĠSKLER, ÜRÜNLER VE BÖLGELER ĠLE PRĠM DESTEĞĠ

ORANLARINA ĠLĠġKĠN KARAR

Teminat altına alınacak ürünler ve riskler

MADDE 1- (1) Bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan,

deprem, sel ve su baskını ek riskleri dolu paketi halinde verilir. Bu sayılan risklere ilave olarak, isteğe

bağlı olmak üzere; açık alanda yetiştirilen meyveler için don riski, ayrıca meyve bahçeleri ile bağlarda dolu ağı ve örtü sistemleri için dolu paketindeki riskler ve dolu ağırlığı riski, ilgili genel şartlar ile

tarife ve talimatlar kapsamında; Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin, mevcut arazi ve ürün bilgileri

dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır.

(2) Seralar için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ile taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ek riskleri paket halinde; ilgili genel şartlar ile tarife ve

talimatlar kapsamında; Örtü Altı Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin, mevcut arazi, sera ve ürün bilgileri

dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (3) Veteriner Bilgi Sistemine (TÜRKVET) kayıtlı olan süt ve erkek besi sığırları ile erkek ve

dişi mandalar için ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis,

işletme, yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır.

(4) Veteriner Bilgi Sistemine (TÜRKVET) kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekeler için

ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme, yetiştiricilik

bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (5) Kapalı sistemde üretim yapılan, bio güvenlik ve hijyen tedbirleri alınmış tesislerde

yetiştirilen kümes hayvanları için ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında;

mevcut tesis, işletme ve kümes hayvanlarına ait yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır.

(6) Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünleri için ölüm riski ile kafes ve ağlar için

kazalar, predatör saldırısı, fırtına, hortum, deprem riskleri; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar

kapsamında; Su Ürünleri Kayıt Sistemine kayıtlı olan işletmelerin; mevcut tesis, işletme ve su ürünleri yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır.

(7) Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı olan aktif (arılı) ve plakalı kovanlar için; fırtına, hortum,

yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını, taşıt çarpması, nakliye ile vahşi hayvan saldırısı riskleri; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme ve yetiştiricilik bilgileri

dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır.

(8) Risk incelemesi sonucunda, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından sigortalanması uygun görülmeyen ürün, işletme ve riskler sigorta edilmez.

(9) Tarım Sigortaları Havuzu tarafından sigorta edilmeyen tesisler, işletmeler, ürünler ve

riskler ile ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlarla kapsam dışı bırakılmış haller ve kayıplar, 5363

sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 17‘nci maddesindeki uygulama yılında yer alan riskler arasında sayılmaz.

Page 6: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

6

Prim Desteği

MADDE 2- (1) Bu karar kapsamında belirlenen riskler için 2015 yılında, sigorta priminin

%50‘si oranında prim desteği Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin ilgili tertibinden aktarılarak karşılanır.

(2) Açık alanda yetiştirilen meyvelerde çiçeklenme evresinin don riski kapsamına alınması,

risk maliyetindeki artışlar ve çiftçinin ödeyeceği prim de dikkate alınarak, verilen prim desteğine ilave olarak, sadece don riski primine 1/3 oranında ek prim desteği Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin

ilgili tertibinden aktarılarak karşılanır.

Meteorolojik veri paylaĢımı MADDE 3- (1) 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu‘nun 4 üncü maddesi çerçevesinde, Tarım

Sigortalarında teminatların geliştirilmesi, risklerin değerlendirilmesi, aktüerya ve hasar tespit

çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi için Meteoroloji Genel Müdürlüğü günlük ve/veya aylık meteorolojik verileri, Tarım Sigortaları Havuzu ile bilgisayar ortamında ücretsiz olarak paylaşır.

Cezai hükümler

MADDE 4- (1) Haksız yere yapılan destekleme ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme

zammı oranları dikkate alınarak, hesaplanan kanuni faizi ile birlikte geri alınır. Haksız ödemenin

yapılmasında, ödemeyi sağlayan belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulurlar.

(2) 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile belirlenen sigorta primi destekleme

ödemelerinden, idari hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, haksız yere yararlandığı tespit edilen üreticiler, beş yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmazlar.

Yürürlük

MADDE 5- (1) Bu Karar 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6- (1) Bu Karar hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

Page 7: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

7

SĠGORTACILIĞA GĠRĠġ

Bilal TÜRKMEN

Hazine MüsteĢarlığı - Hayat DıĢı Sigortalar - II Dairesi

1. RĠSK YÖNETĠMĠ

1.1. Risk

Risk yönetimi ve sigorta kavramlarını inceleyebilmek için öncelikle riskin ne olduğunun

anlaşılması gerekir. Risk hayatın her kademesinde görülebilir olmakla birlikte, tanımlanması zor bir

kavramdır. Bu zorluğun temel nedeni, risk olgusunun farklı sektörler ve bakış açıları ile değişik anlamlar kazanabilmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, finansal açıdan risk ―Bir yatırımdan elde

edilecek getirinin beklenenden farklı olmasıdır.‖ Diğer yandan, sağlık açısından ise risk ―Bir hastalığa

ya da kazaya maruz kalmayı artıran her türlü fiziksel, davranışsal, psikolojik, akli, gelişimsel ya da çevresel faktör.‖ olarak tanımlanabilir.

Eğer genel bir tanımlama yapılacak olursa; risk, gerçekleşebilecek ancak gerçekleşmesi ya da

ne zaman gerçekleşeceği kesin olmayan zarar verici olaylar olarak ifade edilebilir.1

Risk kavramı pek çok alt tür altında incelenebilir. Sigortacılık açısından bakılacak olursa, en temel ayrım saf ve spekülatif risk ayrımıdır.

Spekülatif riskte bir kayıp olasılığı olduğu kadar, bir kazanç elde etme olasılığı da vardır.

Saf riskte ise bir kaybın olduğu ya da olmadığı; bir diğer deyişle, kazancın söz konusu olmadığı durumlardır. Sigortalanabilir riskler, saf risk kategorisinde yer alan risklerdir.

Saf riskler kendi arasında üç alt grupta incelenebilir:

a. KiĢiye Yönelik Riskler:

Bu tür saf riskler, gelir kazanma özelliğinin kaybedilmesine bağlı olarak gelirin ya da mal

varlığının azalması olasılığı ile ilgilidir. Erken ya da zamansız ölüm, emeklilikte yeterli gelire sahip

olamama, hastalanma veya malül kalma ile işsiz kalma riskleri ve kişiye yönelik benzeri riskler bu kapsamda değerlendirilmektedir.

b. Mala Yönelik Riskler:

Bir malın ekonomik değerinin azalması ya da çalınması, yanması gibi olaylar neticesinde

tamamen ortadan kalkması gibi risklerdir.

c. Sorumluluğa Yönelik Riskler

Kişinin kendi davranışları ya da kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçları

neticesinde ortaya çıkan risk durumlarıdır.

1.2. Risk Yönetimi

Riskin farklı bakış açıları itibarıyla pek çok değişik şekilde yorumlanabilmesi mümkün olduğu gibi, riskin yönetilmesi aşamasında da değişik yorum ve bakış açıları bulunmaktadır. Çünkü, riskin

nasıl tanımlandığına ve algılandığına göre yönetim yöntemleri de farklı olabilmektedir. Ancak, genel

bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde; risk yönetimi, riskin tanımlanmasına, analizine,

değerlendirilmesine, mücadele edilmesine ve izlenmesine ilişkin yönetim politikalarının, prosedürlerinin ve uygulamalarının sistematik bütünü olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle; risk

yönetimi, karşılaşılan risklerin tespit edilmesi, bunların olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi,

bu çerçevede risklerle nasıl baş edileceğinin tespit edilmesi, belirlenen bu yöntemlerin uygulanması ve son olarak da elde edilen sonuçların incelenmesi sürecidir.

2

Risk yönetimi ile riskli bir durumun yaratacağı olumsuz etkilerin en aza indirilmesi ya da eğer

varsa pozitif sonuçların mümkün olabildiğince artırılması sağlanmaya çalışılır. Risk yönetimini belirleyen en önemli faktörlerden bir tanesi, içinde bulunulan risk ortamıdır.

Karşı karşıya kalınan risk, içsel ya da dışsal bir takım etkenlere dayanıyor olabilir. Kimi riskler ise hem

1 Mahir Çipil, ―Risk Yönetimi ve Sigorta‖ (2008., sayfa: 4)

2 Mahir Çipil, ―Risk Yönetimi ve Sigorta‖ (2008., sayfa: 11)

Page 8: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

8

iç hem de dış etkenlerden kaynaklanabilir. Organizasyonun türüne, yönetim şekline, faaliyet gösterdiği

iş koluna, bulunduğu coğrafi bölgeye ve diğer çeşitli faktörlere göre maruz kalınabilecek iç ve dış

etkenler farklılık gösterebilir. Risk yönetim sürecinin genel olarak dört temel adımdan oluştuğu söylenebilir:

3

1. Adım

Risk yönetiminin ilk adımı olarak, organizasyonun stratejik hedefleri belirlenmelidir. Sonrasında, risk yönetiminin ne şekilde yürütüleceğine ilişkin politikalar tespit edilerek; bu politikalar

ile stratejik hedefler ilişkilendirilmelidir.

2. Adım

İkinci adımda, risk analizi ve ardından risk değerlemesi yapılır. Risk analizi, risk unsurlarının tanımlanması ve bu kapsamda elde edilen bilgilerin sistematik olarak kullanılmasıdır. Risk

değerlemesinde ise, risk analizinde belirlenen riskler organizasyon tarafından belirlenen risk kriterleri

ile kıyaslanır. Böylelikle, riskler tespit edilmiş ve organizasyonun stratejisi çerçevesinde olası etkileri araştırılmış olur.

3. Adım

1. ve 2. adımlar sonunda ulaşılan tüm veriler ve bilgiler ışığında, en uygun olduğu düşünülen

risk yönetim tekniği seçilir ve uygulamaya konulur. Uygulanabilecek pek çok değişik risk yönetim tekniği bulunmaktadır. Fakat, temel olarak

değerlendirilecek olursa, tüm bu yöntemler dört ana kategori altına toplanabilir:

i. Riskten Kaçınmak

Riskin yaratabileceği olumsuzluklar ile uğraşılmak istenmemesi, riski yönetecek uygun fiyatlı

bir tekniğin bulunamaması gibi durumlar söz konusu olduğunda, riski meydana getiren olaydan kaçınarak riskin tamamen ortadan kaldırılması tercih edilebilir. Bir diğer deyişle, riskten kaçınmak,

riskli bir durumda bulunmama kararı ya da riskli bir durumdan çekilmek olarak da tanımlanabilir.

Örneğin, uçak düşmesi sonucu ölüm ya da yaralanma riskinden kaçınmak için uçağa binmemek riskten kaçınmaktır.

ii. Riski Üzerinde Tutmak

Riski kendi üzerinde tutma tekniği riski kabullenmek olarak da adlandırılabilir. Nitekim, risk

tutmak, belirli bir risk sonucunda meydana gelmesi olası negatif ya da pozitif sonuçların baştan

kabullenilmesidir.

Bir diğer deyişle, riski yönetmek adına hiç bir teknik uygulanmaz ise risk, risk sahibinin riski üzerinde tutması ile yönetilmiş olur. Bu nedenle, belki de en yaygın kullanılan risk yönetim

tekniklerinden bir tanesidir. Kişileri ve kurumları çevreleyen sınırsız sayıdaki riskin varlığı

düşünüldüğünde, pek çok durumda risklerin risk tutmak yöntemi ile yönetildiği görülecektir. Örneğin, kişinin otomobili ile bir kaza yapması durumunda karşılaşabileceği zararları bilmesine karşın sigorta

yaptırmaması riski tutma yöntemidir.

Risk tutma yöntemi, genellikle, riski diğer yöntemler kullanarak yönetmenin yüksek maliyetler

gerektirmesi, negatif sonuçların meydana getireceği zararın göreceli olarak büyük boyutlarda olmayacağının tahmin edilmesi, risk yönetim süreçlerinin iyi işlememesi gibi durumlarda kullanılabilir.

Risk alma kapasitesinin yüksekliği ile doğrudan ilişkili bir yöntemdir.

iii. Riski Azaltmak

Riske bağlı sonuçların gerçekleşme olasılığının azaltılmasına yönelik eylemler, riski azaltmak

olarak adlandırılabilir. Negatif sonucu olabilecek bir olayın meydana gelmemesini ya da meydana gelse dahi

etkilerinin azaltılmasını içeren önlemler risk azaltma yöntemleridir. Olayın meydana gelmemesi için

olanlar kaybın önlenmesi, etkisini azaltmaya yönelik olanlar ise kaybın kontrol edilmesi olarak adlandırılmaktadır. Mesela, bir rafineride yangın çıkma ihtimalinin önlenmesi amacıyla güvenlik

mekanizmalarının kullanılması kaybın önlenmesi iken, yangın çıkması halinde yangına hızla müdahale

edilerek yangının fazla hasar vermeden söndürülebilmesi amacıyla rafineri içerisinde bir itfaiye birimi

oluşturulması ise kaybın kontrolüdür.

3 Mahir Çipil, ―Risk Yönetimi ve Sigorta‖ (2008., sayfa: 17-20)

Page 9: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

9

iv. Riski Transfer Etmek

Risk transferi, bir risk sonucu meydana gelebilecek kaybın maliyetinin ya da elde edilebilecek kazancın faydasının bir başka kişi ya da kurumla paylaşılmasıdır.

Bu yöntemde; risk bu konuda uzmanlaşmış bir başka organizasyona bir sözleşme aracılığı ile

devredilir. Örneğin, sigorta sözleşmelerinde risk, belirli bir miktar para karşılığında (prim) bir tarafça (sigortalı) bir başka tarafa (sigorta şirketi) belirli koşullar dahilinde transfer edilir. Nitekim, sigorta

uygulamasına konu olabilecek uygun risk yönetim tekniği riski transfer etmektir.

Risk transferi, var olan riskin gerçekleşmesi ile meydana gelecek mali sonuçları bir başkasına yönlendirdiği için risk yönetimi açısından en uygun çözüm gibi görünebilir. Gerçekten de, oldukça

etkili ve güvenli bir risk yönetimi aracı olarak sıklıkla kullanılır. Bununla birlikte, risk transferinin de

çeşitli olumsuz yanları bulunmaktadır. Öncelikle, risk transferinin belirli bir maliyeti vardır ve kimi

durumlarda bu maliyet son derece yüksek olabilir. Bu tekniği kullanmanın diğer önemli olumsuzlukları, risk transferi ile yeni risklerin ortaya çıkabilmesi (örneğin, riskin transfer edildiği

tarafın mali güçlük yaşama riski) ya da var olan bir takım risklerin farklılaşmasına rağmen varlığını

devam ettirebilmesi gibi. Yukarıda bahsi geçen risk yönetim tekniklerinden bir tanesi diğerlerine göre çok üstündür

demek mümkün değildir. Riske, organizasyona ve diğer pek çok unsura göre bu dört temel risk

yönetim tekniğinin uygunluğu değişebilmektedir. Aşağıda yer alan tablo, kaybın sıklığı ve büyüklüğü

değişkenleri çerçevesinde risk yönetim tekniklerinden hangisinin daha uygun bir seçim olabileceğini göstermektedir.

Kaybın Sıklığı Kaybın Büyüklüğü Uygun Risk Yönetim Tekniği

Düşük Düşük Riski Tutmak

Yüksek Düşük Riski Azaltmak/ Riski Tutmak

Düşük Yüksek Riski Transfer Etmek

Yüksek Yüksek Riskten Kaçınmak

4. Adım

Risk yönetim sürecinin, uygun tekniğin seçilip uygulanmasıyla birlikte sona ermemektedir.

Zira, seçilen tekniğin uygulama sonuçlarının ne olduğu da öğrenilmeli ve bu çerçevede risk yönetiminden istenilen sonuçlara erişilip erişilmediği tespit edilmelidir. Ulaşılan sonuçlar risk yönetimi

konusunda herhangi bir zafiyet ya da geliştirilebilecek bir nokta işaret ediyorsa, risk yönetim

politikalarında gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

1.3. Sigorta Risk kavramında olduğu gibi sigorta da farklı şekillerde tanımlanabilir. Bununla birlikte, risk

kavramından farklı olarak sigorta için genel bir tanım yapmak daha mümkündür.

En temel tanımlamayla sigorta, belirli bir ücretin (prim) ödenmesi (sigortalı tarafından) karşılığında, öngörülmüş bir riskin gerçekleşmesine bağlı kaybın parasal olarak karşılanmasını

(sigortacı tarafından) taahhüt eden sözleşmedir.4

Mark Dorfman ―Introduction to Risk Management and Insurance‖ isimli kitabında sigortayı ―Bir tarafın diğer tarafa prim ödediği ve diğer tarafın da bu ödeme karşılığında teminat altına alınmış

bir kaybın meydana gelmesi durumundaki zararı ödemeyi taahhüt ettiği iki taraflı bir sözleşme ilişkisi‖

olarak tanımlamıştır.5

Emmett ve Therese Vaughan ―Fundamentals of Risk and Insurance‖ isimli çalışmalarında sigorta kavramı için ―Yeteri kadar çok sayıda homojen olayın bir grup olarak bir araya getirilerek

kayıpların grup için bütün olarak tahmin edilebilir hale getirilmesi süreci ile riskin azaltılması ve

ortadan kaldırılmasına yönelik ekonomik bir araç‖ tanımını kullanmıştır.6

―Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü―nde ise sigorta ―aynı türden tehlikeyle

karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin

4 Mahir Çipil, ―Risk Yönetimi ve Sigorta‖ (2008., sayfa: 22) 5 Mark S. Dorfman ―Introduction to Risk Management and Insurance‖ (2004., s. 563)

6 Emmett J. Vaughan, Therese Vaughan ―Fundamentals of Risk and Insurance‖ (1999., s. 679)

Page 10: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

10

gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullandığı, bir risk transfer

sistemi‖ olarak tanımlanmıştır.7

―Aktüeryal Matematik‖ isimli çalışmada ise sigortanın tanımı ―Makul beklentilerin gerçekleşmesine engel olan rastlantısal olaylar üzerindeki olumsuz finansal etkinin azaltılması yönünde

bir mekanizma‖ şeklinde yapılmıştır.8

Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu‘na göre; sigorta, sigortacının bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin meydana gelmesi halinde

tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında

meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya sair edalarda bulunmayı

üzerine aldığı bir sözleşme olarak tanımlanmıştır.

Sigortayla ilgili olarak yukarıda verilen tanımlar daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirilecek

olursa; sigorta, benzer risklerin bir araya getirilip paylaşılması sayesinde risklerin azaltılması ve

ortadan kaldırılması ile normalde karşılanamayacak parasal kayıpların tazmin edilmesine yönelik bir ekonomik araç olarak da tanımlanabilir. Bir diğer deyişle, sigorta, benzer risklerin ortak bir havuzda

toplanıp idare edilmesidir. Toplanan bu risklerden bir kısmının gerçekleşmesi durumunda ise kayıplar

toplanan primler aracılığıyla havuzdan ödenir.

2. SĠGORTANIN ĠġLEVLERĠ

Çok önemli bir risk transfer aracı olan sigorta, bireysel, kurumsal ve de toplumsal açıdan çeşitli

işlevlere sahiptir. Nitekim, sigorta gibi bir enstrüman olmasa, gerek gerçek gerekse de tüzel kişilerin

karşı karşıya olduğu risklerin transfer edilmesinde ciddi sorunlar yaşanabilir.

Sigortanın temel işlevlerinin ekonomik ve sosyal işlevler olmak üzere 2 başlık altında

değerlendirilmesi mümkündür:

2.1. Sigortanın Sosyal ĠĢlevleri

Sigortacılığın sunduğu hizmetler sayesinde insanoğlunun yaşamında giderek artan sayıda yer

almakta olan riskler transfer edilebilmektedir. Böylece, sosyal dengeler açısından çok önemli bir takım

işlevler yerine getirilebilmektedir:

i. Güven

Risklerin transfer edilmesini sağlayan bir enstrüman olması nedeniyle, sigortanın güven yaratan bir etkisi bulunmaktadır. Riskini sigortacıya devretmiş olan sigortalı, normalde üzerinde

taşımak zorunda kalacağı risklerin yaratacağı endişeden kurtulmuş olduğu için sigorta sözleşmesinde

yer alan risklere karşı güven içinde olacaktır.

ii. Emniyet

Sigorta, insanlara ve kurumlara maddi kayıplarını telafi etme fırsatı sunduğu kadar, kayıpların ortaya çıkmasından kaçınmalarında da, yani riskin azaltılmasında da yardımcı olur. Sigortacılık sektörü

bu fonksiyonunu, güvenlik standartlarının ve önlemlerinin artırılmasını destekleyerek sağlar. Örneğin,

İngiltere‘de sigorta şirketleri müfettişleri 1868 yılından bu yana binalar için yangın standartları

belirlemektedir. Yine İngiltere‘de, ulusal yangın güvenlik organizasyonu olarak 1946 yılında kurulan ―Fire Protection Association‖, sigorta şirketleri tarafından çok güçlü bir şekilde desteklenmektedir.

Sigorta sektörünün bu ve benzeri destekleri sayesinde pek çok riskin azaltılması sağlanarak güvenlik

artırılmaktadır.

iii. Sosyal Sorumluluk

Sigortanın bir diğer sosyal işlevi ise, sigortacılık sektöründe yer alan şirketlerin sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket ederek sponsorluk, bağış ve eğitim desteği gibi faaliyetler ile içinde

bulundukları toplumların sosyal hayatını geliştirmeleridir.

7 Milli Reasürans ―Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü‖ (2005., s. 148) 8 Newton L. Bowers, Hans U. Gerber, James C. Hickman, Donald A. Jones, Cecil J. Nesbitt ―Actuarial

Mathematics‖ (1989., s. 1)

Page 11: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

11

2.2. Sigortanın Ekonomik ĠĢlevleri

Sigorta mekanizması pek çok ekonomik işlev de sunmaktadır. Bu ekonomik işlevlerin çeşitli vasıtalarla sağladıkları katkılarla sigorta endüstrisi ekonomik büyüme için itici güçlerden biri

olmaktadır.

i. Kayıpların Telafisi

Sigorta, risklerin yaratacağı ekonomik kayıpların telafisinde devreye girerek bu kayıpların

ekonomi üzerinde yaratacağı yükü ortadan kaldırmaktadır. Örneğin, bir fabrikanın çıkan bir yangın

neticesinde uğrayacağı zarar, yangın sigortası kapsamında karşılandığında fabrika sahibinin uğradığı kayıplar telafi edilmiş olacaktır.

ii. Fon Yaratma Kapasitesi

Sigorta ürünleri vasıtasıyla toplanan fonlar, ekonominin ihtiyaç duyduğu yatırım kaynaklarını

sağlayarak diğer sektörlerdeki gelişmeleri desteklemektedir. Özellikle uzun vadeli sigortacılık ürünleri

fon yaratma kapasiteleri ile ciddi kaynak imkanları sunabilmektedir. Örneğin, hayat sigortası primlerinin yatırıma yönlendirilen kısımlarının gerek para gerekse de sermaye piyasasındaki fonlar

vasıtasıyla değerlendirilmesi neticesinde ülkenin fon yaratma kapasitesi sigortacılıkla artırılmış

olmaktadır.

iii. GiriĢimciliği Desteklemesi

Sigortanın sağladığı güvence ve sigorta fonlarının yarattığı kaynak, girişimler için çok önemli

iki itici güç sağlamaktadır. Birincisi, sigortanın güvence işlevi ile girişimciler yeni işler kurmak ve var

olan işleri geliştirmek için daha çok risk alabilmekte, mevcut kaynaklarını daha etkin biçimde kullanabilmektedir. İkincisi ise, sigortanın fon yaratma işlevi girişimcilere yeni projeler geliştirmek ya

da mevcut işleri devam ettirmek/geliştirmek için finansman bulma konusunda destek sağlar.

iv. Kamu Üzerindeki Mali Yükün Azaltılması

Sigortanın bir diğer işlevi kamu üzerindeki mali yükü azaltıcı özelliklere sahip olmasıdır.

Örneğin, hayat sigortaları ve özel emeklilik sistemleri ürünleri ile sosyal güvenlik sisteminin sunduğu imkânların tamamlanması, sosyal güvenlik mekanizmasının devletin üzerinde yarattığı ekonomik yükü

hafifletmektedir. Bu konuda bir diğer örnek olarak ise afet sigortaları verilebilir. Afet sigortaları

tarafından karşılanan zararlar ile özellikle büyük ölçekli afetlerin kamu maliyesi üzerinde

yaratabileceği olumsuz etkiler azaltılabilmektedir.

v. Dolaylı Avantajlar

Sigortanın doğrudan sunduğu ekonomik işlevlerin yanı sıra, dolaylı işlevlerle sağladığı katkılar da bulunmaktadır. Bunların başlıcaları sigorta sözleşmelerinin vergi kaynağı olarak değerlendirilebilmesi ve sigortacılık sektöründe yer alan çok sayıda aktör (sigorta şirketleri, aracılar,

sigorta eksperleri gibi) vasıtasıyla istihdama katkıda bulunmasıdır.

3. SĠGORTA SÖZLEġMESĠ ve SĠGORTANIN TARAFLARI

3.1. Sigorta SözleĢmesi

Sigorta, ―Güncel Türkçe Sözlük‖teki anlamıyla, ―bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir

yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan

kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi‖dir. ―Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü‖nde ise sigorta, ―doğal afet, kaza, yangın, hırsızlık, ölüm, kuraklık gibi riskler yüzünden gelecekte ortaya

çıkabilecek kayıpları karşılamak amacıyla belli bir prim karşılığında satın alınan güvence‖ olarak

tanımlanmıştır. ―Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü‖nde sigorta, ―aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o

tehlikenin gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullanıldığı, bir risk

transfer sistemi‖ olarak ifadelendirilmiştir. Daha geniş bir ifadeyle sigortayı, birbirine benzeyen veya birbirinin aynı olan muhtelif

rizikolara uğrayacak olan kişilerin bu işi meslek edinen ve ticari bir faaliyet olarak üstlenen oluşum ve

organizasyonlara (sigorta şirketleri) belirli bir karşılık (prim) ödemek suretiyle taraflar arasında

Page 12: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

12

kararlaştırılan süre zarfında (vade içerisinde) teminat altına alınan risklerin (rizikonun) gerçekleşmesi

halinde ortaya çıkan zararın giderilmesi için bir talep hakkına sahip olunması şeklinde tanımlamak

mümkündür. Nitekim, Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1401 inci maddesinde sigorta sözleşmesinin tanımı

yapılmıştır. Buna göre, sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında kişinin para ile ölçülebilir

bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla

bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere, sigorta sözleşmesiyle sigortacı belli durumlarda tazminat

ödeme taahhüdüne girmektedir. Ancak, sigortacının düzenlediği sözleşme dolayısıyla sigortalısına karşı bir tazminat sorumluluğundan bahsedilebilmesi için öncelikle sözleşmede öngörülen rizikoların;

sözleşmede belirtilen süre ve coğrafi alan ve/veya yerde, sigorta genel şartlarında düzenlenen ve

sigortacının sorumluluğuna girdiği beyan ve kabul olunan hallerden birinin somut bir şekilde ortaya çıkması suretiyle ve varsa sigorta genel şartları ile özel şartlar dahilinde gerçekleşmesi şartları aranır.

Bununla birlikte, sigortadan faydalanan veya sigorta ettiren kimsenin kanunla yasak edilmiş,

ahlâka ve adaba aykırı olan fiilinden doğabilecek bir zarara karşı sigorta yapılamayacağı TTK‘da

belirtilmiştir. TTK‘da yapılan tanım çerçevesinde, sigorta sözleşmesinin unsurları aşağıdaki şekilde

sıralanabilir.

Sigortacı

Sigorta Ettiren

Sigorta Menfaati

Risk

Sigorta Bedeli

Prim (Sigorta Ücreti)

3.1.1. Sigorta SözleĢmesinin KuruluĢu

Borçlar Hukuku alanındaki diğer sözleşmelerde olduğu gibi sigorta sözleşmesi de tarafların

karşılıklı ve birbirine uygun beyanı ile kurulmaktadır. Sigortacılık uygulamasında icapta bulunan

genellikle sigorta ettirendir ve bu icap çoğunlukla sigorta şirketi tarafından sigorta ettirene verilen

teklifname formunun doldurulması ile olur. Sigorta sözleşmesinde kabul beyanın açık veya örtülü olması mümkün olmakla birlikte uygulamada sigorta şirketi kabul beyanını poliçeyi sigorta ettirene

vermekle açıklamış olur.9

Sigorta sözleşmesinin akdî herhangi bir şekle tabî olmamakla birlikte, sözleşmenin ispatı için yazılı delil aranmaktadır

10.

3.1.2. Sigorta SözleĢmesinin Sona Ermesi

Sigorta sözleşmesinin sona ermesi durumunda, sözleşme sigorta şirketi, sigorta ettiren ve

dolayısıyla ilgili üçüncü şahıslar bakımından geçerliliğini yitirmektedir. Genel olarak, bir sigorta

sözleşmesi aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde sona erer:

Sigorta sözleşmesinde yazılı olan sona erme tarihine ulaşılmasıyla, yani sigorta süresinin

bitmesiyle,

9 Metezade vd. 2011

10 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu‘nun 1424. Maddesinde poliçe verme yükümlülüğü düzenlenmiş, poliçenin

verilmediği hallerde sözleşmenin ispatının genel hükümlere tâbi olduğu belirtilmiştir.

Page 13: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

13

Taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden doğan fesih

haliyle,

Sigorta ettirenin kendi iradesiyle,

Sigorta şirketinin, sözleşmeye konu riskin ağırlaşması nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı

feshetmesiyle,

Kimi sigorta branşlarında ise, riskin gerçekleşmesiyle11

3.2. Sigortanın Tarafları

Sigorta sözleşmesinin tanımına göre, temel olarak bir tarafta sigorta teminatı vermek üzere

―sigortacı‖ yer alırken, diğer tarafta da riziko ile karşı karşıya olan ―sigortalı‖ bulunmaktadır.

Sigorta sözleşmesinin taraflarını kısaca aşağıdaki şekilde tanımlamak mümkündür:

Sigorta Ettiren

Sigortacı ile sigorta sözleşmesi akdederek sigortalının menfaatini sigortacı nezdinde prim ödemek suretiyle teminat altına alan kişidir. Bir diğer deyişle, sigorta ettiren, sigorta şirketinden sigorta

güvencesini satın alan kişi demek olup, sigorta sözleşmesinin kurucu taraflarından biridir.

Genellikle, bir sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren, sigortalı ve lehdar (sigortadan yararlanan kişi) aynı kişi olmaktadır. Bununla birlikte, bazı sigorta sözleşmelerinde sigorta şirketinin karşısında

taraf olarak farklı kişiler de bulunabilir. Yani, sigorta ettiren, sigortalı ve lehdar ayrı ayrı kişiler

olabilir. Sigorta ettiren ile sigortalının farklı kişiler olabileceğine ilişkin bir örnek şu şekilde olabilir:

Yanında çalışan bir kişi için sağlık sigortası yaptıran bir işveren bu durumda sigorta ettirendir; ancak sigortanın sunduğu güvenceden yararlanan kişi başkası, yani çalışandır.

Sigortalı Zarar sigortalarında menfaati teminat altına alınan, can sigortalarında ise üzerinde risk gerçekleşme

ihtimali olan kişidir. Yani, sigorta sözleşmesi ile kendisine teminat sunulan taraf, sigortalıdır.

Böylelikle, sigorta sözleşmesinin bir tarafı olarak, teminat kapsamındaki risklerden birinin

gerçekleşmesi neticesinde oluşan hasarın sigorta şirketinden tazmin edilmesi için talepte bulunmaya yasal olarak hakkı bulunan kişidir.

Yukarıda da değinildiği üzere, sigortalı ile sigorta ettirenin aynı kişiler olmasına gerek yoktur.

Nitekim, örnekte işveren sigorta ettirenken, çalışansa sigortalıdır. Primi ödeyen ve sigorta ürününü satın alan kişi işverenken, çalışan ise menfaat sahibi olup, sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi

durumunda tazminat talebinde bulunma hakkı olan şahıstır.

Lehdar

Can sigortalarında, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte, lehine sigorta sözleşmesi

akdedilen ve rizikonun gerçekleşmesi hâlinde kural olarak sigorta tazminatını sigortacıdan isteme

hakkına sahip olan kişidir. Örneğin, bir kişinin kendi ölüm riski çerçevesinde hayat sigortası satın aldığını düşünelim. Riskin gerçekleşmesi yani sigorta ettiren kişinin ölmesi halinde poliçede belirtilen

hakların ödeneceği kişi, sigortayı yaptıran yani ölen kişinin lehdarıdır. Lehdarın adı sigorta

sözleşmesinde sigortalı ya da sigorta ettiren olarak geçmemesine karşın, sigorta şirketinin yapacağı ödemeden faydalanacak kişidir.

Sigortacı/ Sigorta ġirketi

Belli bir prim karşılığında sigorta sözleşmesi ile risk üstlenen kişidir. Bir diğer deyişle, sigorta ettiren

tarafından ödenen belirli bir miktar prim karşılığında sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı

belirtilmiş olan kişiye sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödemeyi taahhüt

eden kişidir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca sigorta şirketleri ülkemizde anonim şirket ya da kooperatif olarak kurulabilmektedir. Söz konusu şirketler ruhsatname almak kaydıyla sigortacılık

faaliyetinde bulunabilir.

11 Hayat sigortalarında sigortalının ölmesi ya da diğer kimi sigorta branşlarda tam ziya durumu gibi.

Page 14: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

14

Ġpotekli Alacaklı

Sigortalı kıymet üzerinde yasal olarak tanınmış öncelikli bir hakka sahip olan taraf ve gerçek

hak sahibidir. Poliçede tanımlanan risk gerçekleşmeden önce tesis edilmiş olması şartıyla, sigorta

tazminatını talep hakkı bu öncelikli alacaklıya ait olur. Sigorta şirketi onay almak şartıyla sigorta tazminatını ödeyebilir.

Zarar Gören Üçüncü ġahıs

Sorumluluk sigortalarında zarar gören üçüncü şahsa yasa veya sigorta sözleşmesi ile doğrudan

sigorta şirketine başvurma hakkı tanınabilir. Bu halde zarar gören, doğrudan sigorta şirketine başvurup sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep edebilir.

4. SĠGORTALANABĠLĠRLĠK KAVRAMI

Diğer bölümlerde detaylı olarak incelendiği üzere, sigorta bir risk yönetim tekniğidir. Ancak, sigorta her risk için kullanılabilir bir risk yönetim tekniği de değildir. Sigortalanabilirlik kavramı, hangi

risklerin ticari olarak sigortalanabilir olduğunu belirleyen bir takım temel kıstasları düzenlemektedir.12

a. Homojenlik

Sigorta konusu risk, homojen şekilde gruplanabilecek bir yapıda olmalıdır. Eğer risk homojen yani benzer yapıda olmaz ise, bu risklerin bir araya getirilerek yönetilmesinin avantajı ortadan kalkmış

olur. Yani, farklı riskleri bir araya getirerek sigorta aracılığıyla bir ―risk havuzu‖ meydana getirilemez.

b. Büyük Sayılar Kanunu

Bir rastlantısal değişkenin uzun vadedeki değişmezliğini açıklayan bir olasılık kuramıdır.

Büyük Sayılar Kanununa göre, sınırlı bir beklenen değer ile bağımsız ve özdeş olarak dağıtılmış rastlantısal değişkenler söz konusu olduğunda, bu gözlemlerin ortalaması nihayetinde beklenen değere

yaklaşır. Örneğin, elinize aldığınız madeni bir parayı havaya fırlattığınızda yazı gelme olasılığı yüzde

50‘dir. Ancak, para üst üste üç kere atılmasına rağmen her seferinde yazı gelebilir. Bu durumda, yüzde

12,5 yani gerçekleşen sonuç yüzde 50‘den yani beklenen değerden çok farklıdır. Bununla birlikte, eğer para üç kez değil de çok fazla kez atılacak olursa çıkacak sonucun yüzde 50‘ye yaklaşmış olma

olasılığı çok fazladır. Mesela, parayı eğer yüz bin kez atıp sonucuna bakacak olursanız, yaklaşık yüzde

50 yazı geldiğini görebilirsiniz. Büyük Sayılar Kanunu uyarınca, sigorta şirketinin üzerinde tuttuğu risk sayısı arttıkça,

gerçekleşen sonuçların beklenen değerlere yaklaşma olasılığı da tıpkı yukarıdaki örnekte olduğu gibi

artacaktır. Bu sebeple, sigorta şirketlerinin amaçladıkları, çok sayıda ve homojen riski sigortalayarak istatistik ve olasılık hesaplarına dayandırdıkları beklenen hasar değerlerinin gerçekleşecek hasar

değerlerine yaklaşmasını, böylelikle de geleceği daha iyi tahmin ederek daha iyi fiyatlandırma

yapmaktır.

c. Ölçülebilir Risk

Sigorta sözleşmesine konu olacak risk, istatistiki olarak ölçülebilir olmalıdır. Aksi takdirde,

sigorta şirketinin bu konuda sunacağı sigorta ürününü fiyatlandırması yani geçerli bir prim belirlemesi olanaksız olacaktır.

d. Kazaen Hasar

Sigortacılıkta hasar, kaza sonucu gerçekleşmeli yani tesadüfe dayanıyor olmalı; sigortalının ya da sigorta kapsamında hak sahibi olacak kişinin kontrolü dışında gerçekleşmelidir. Sigortalının bilinçli

olarak bir hasara yol açması, sigorta şirketini dolandırarak haksız yere tazminat elde etme çabası

anlamına gelebilmektedir. Mesela, bir araç sahibinin sigortalı aracını çalınmış gibi göstererek sigorta şirketinden para almaya çalışması gibi.

12 Mahir Çipil, ―Risk Yönetimi ve Sigorta‖ (2008., sayfa: 53-55)

Page 15: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

15

e. Hesaplanabilir Hasar

Sigortacılıktaki ana mantık, sigorta sözleşmesine konu riskin meydana gelmesi sonucunda ortaya çıkan hasarın yol açtığı parayla ölçülebilir kaybın telafisidir. Bu nedenle, hasar sonucu meydana

gelen kayıp maddi olarak hesaplanabilir olmalıdır. Hasarın hesaplanabilir ve bu hesabın da parayla

ifade edilebilir olmaması durumunda sigorta şirketinin hasarı ödemesi mümkün olmayacaktır.

f. Tanımlanabilir Hasar

Hasarın hesaplanabilirliği ile ilişkilendirilebilecek bu özelliğe göre, hasarın meydana geldiği

zaman, yer ve hasara neden olan olay tanımlanabilir nitelikte olmalıdır. Mesela, bir otomobil kazasında, aracın nerede, ne zaman ve ne şekilde kaza yaptığı bilinebilirse, meydana gelen hasarın

sigorta sözleşmesi kapsamında tazminat ödemesine konu olup olamayacağı kararlaştırılabilir.

g. Yeterince Büyük Hasar

Eğer meydana gelecek hasar parasal olarak son derece küçük miktarlarda ise bu hasarla ilgili

risk sigortalanmaz. Bir diğer deyişle, sigortalı açısından olası bir hasarın değeri anlamlı olabilecek

kadar büyük olmalıdır.

h. Ödenebilir Prim

Hesaplanabilir hasar kısmında da belirtildiği üzere, bir sigorta priminin hesaplanmasında temel

ölçütler hasarın gerçekleşme olasılığı ve parasal değeridir. Eğer bu ikisinden biri ya da ikisi birden çok yüksekse, yani hasarın gerçekleşme olasılığı çok fazla ve/veya meydana gelebilecek hasarın parasal

değeri çok büyük miktarlarda ise sunulan teminata kıyasla bu riskin sigorta primi de çok yüksek bir

miktar olabilecektir. Bir sigorta şirketi bu teminatı sunsa bile, prim çok yüksek olacağı için, büyük ihtimalle, sigorta sözleşmesini satın alacak kişi bulunamayacaktır.

5. SĠGORTANIN TEMEL PRENSĠPLERĠ

Literatürde genel kabul görmüş altı tane sigorta genel prensibi bulunmaktadır:

5.1. Sigortalanabilir Menfaat

Sigorta sözleşmesinin temel dayanağı olan sigortalanabilir menfaat, sigorta ettiren ile sigorta

konusu arasındaki hukuki ve mali ilişkiden kaynaklanan sigorta ettirme hakkını ifade eder.

Sigortalanabilir menfaat, can, mal veya sorumluluk olabilir. Sigorta sözleşmesi ile sigorta sözleşmesine konu şeyin ya da sorumluluğun parayla ölçülebilir

değerindeki azalışın telafi edilmesi güvence altına alınmış olur. Örneğin, sigortalı bir evde su baskını

olursa, sigorta şirketi bu riske karşı teminat verdiği için evi baskın öncesi tıpatıp haline getirmekle sorumlu değildir. Hasar tespit süreci sonrasında belirlenen miktarı sigortalıya ödeyerek sigortalının

kaybının yani parayla ölçülebilir değerdeki azalışın karşılanmasına yardımcı olur. Başka bir örnekle,

sorumluluk sigortası satın alan bir mali müşavir, bu sigorta ile sorumluluğunu ortadan kaldırmış olmaz.

Sadece, sorumluluğu neticesinde parasal bir kayba uğrayacak olursa, sigorta sözleşmesi sayesinde bu riske karşı parasal bir güvenceye kavuşmuş olur. Diğer bir ifadeyle, satın aldığı sorumluluk sigortasıyla

sorumluluğunu kabul etmekte, ancak sorumluluğun neticesi olan zararı karşılama veya tazminat ödeme

borcundan kurtulmaktadır. Türk Ticaret Kanunu‘nda da sigortalanan mal ile sigortalı arasında parasal ve yasal bir menfaat

ilişkisi olması gerekliliği ifade edilmektedir.13

Mesela, bir şahıs evini su basması riskine karşı

sigortalayabilir. Çünkü bu riske karşı sigortalanan değer olan evin parasal bir karşılığı vardır ve

sigortalının bu değer üzerindeki menfaati yasaldır. Ancak, kişinin bir başkasına ait evi su basmasına karşı sigortalayarak riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat alması mümkün değildir. Çünkü, söz

konusu menfaat üzerinde yasal bir hakkı yoktur. Kişi bir başkasına ait menfaati sigortalamak için

sigorta ettiren sıfatı ile sigorta sözleşmesi satın alabilir; ancak lehdar olarak tazminat talep edemez. Bu çerçevede, sigortalanabilir menfaatin unsurları şu şekilde sıralanabilir:

14

13

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, madde 1453. 14 Cahit Nomer, Hüseyin Yunak ―Sigortanın Genel Prensipleri‖ (2000), s.: 64.

Page 16: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

16

Sigortalanabilir nitelikte bir mal, can ya da sorumluluk olmalı ve bunlar sigorta konusunu

teşkil etmeli,

Sigortalı ile sigorta konusu arasındaki finansal, hukuki, ahlaki ve geçerli bir ilişki bulunmalı,

Bu ilişki para ile ölçülebilir nitelikte olmalı,

Sigortalı, sigortalanan malın sahibi olmak zorunda olmayıp; sigorta konusu üzerinde

menfaatinin bulunması yeterlidir. Örneğin, emanetçi ve yediemin, intifa hakkı sahibi, ipotek ve

rehin hakkı sahibi ya da kiracılık gibi durumlarda malik olmaksızın sigortalanabilir menfaatten

söz edilebilmektedir.

5.2. Azami Ġyi Niyet

Her türlü ticari ilişkide tarafların iyi niyet ile yaklaşması beklenir. Fakat, sigorta gibi güven üzerine kurulu bir enstrümanda tarafların iyi niyetten fazlasını göstermeleri gerekmektedir. Bu sebeple,

Sigortanın Temel Prensipleri arasında ―iyi niyet‖ değil ―azami iyi niyet‖ prensibi yer almaktadır.

Nitekim, sigorta sözleşmesine konu tarafların azami yani en üst seviyede iyi niyet gösterecekleri varsayılmaktadır.

Bu çerçevede, bir sigorta sözleşmesinin tarafları olan sigorta şirketi ile sigortalı, sigorta

sözleşmesini kabul ederken diğer tarafın verdiği bilginin doğru olduğuna güvenmek durumundadır. Sigortacılık literatüründe, bir sigorta şirketinin sigorta sözleşmesini kabul edip etmemesinde ya

da öngöreceği koşul ve fiyatlarda etkili olabilecek her türlü bilgi ve maddi verilere esaslı husus15

adı

verilir. Sigorta şirketi açısından bakacak olursak, sigortalının sigorta sözleşmesi ile ilgisi olan tüm

esaslı hususları doğru ve tam bir şekilde sigorta şirketine vermesi gerekir. Böylelikle, sigorta şirketi, sigortalının sunduğu esaslı hususlara güvenerek teklif verip vermeyeceğine karar verir ve eğer sigorta

sözleşmesi teklif edecekse buna ilişkin fiyatlandırmayı yapar. Sigortalının esaslı hususları hatalı ya da

eksik verdiğinin tespit edilmesi durumunda sigorta şirketinin sözleşmeyi feshetme hakkı vardır. Diğer taraftan, sigortalı açısından da karşı tarafın azami iyi niyet ile yaklaşması beklenir. Bir

menfaatini sigorta ettirmek üzere sigorta şirketine ya da aracısına başvuran kişi, kendi ihtiyaçlarına

yönelik ürünü belirlemede sigortacının vermiş olduğu teknik bilgiye güvenmek durumundadır.

Özetle, sigorta sözleşmesinin oluşturulmasında hem sigortalı, hem de sigorta şirketi açısından geçerli olan ortak nokta, diğer tarafın vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumunda olmalarıdır.

Taraflardan birinin iyi niyetli olmaması nedeniyle diğer tarafa gerçek olmayan bilgi vermesi ya da bir

takım bilgileri gizlemesi, karşı tarafı yanıltarak istemediği bir sözleşmeye girmesini sağlayabilir. Böyle bir durum, azami iyi niyet prensibinin ihlali olup, karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını

verebilmektedir.

5.3. Tazminat

Tazminat, sigorta sözleşmesine konu bir hasar meydana gelmesi durumunda sigortalının zarar

gören menfaatinin telafisi için sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen miktardır. Tazminat, sigorta

bedelini, yani teminat kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi halinde sigortacının ödemekle yükümlü olduğu ve poliçede belirtilen tazminata esas oluşturan azami bedeli aşamaz. Bu çerçevede, tazminat

prensibinin amacı sigortalının uğramış olduğu para ile ölçülebilir kaybı gidermektir.

Bir diğer deyişle, tazminat prensibi çerçevesinde sigorta sözleşmesinin amacı zarar görenin ekonomik durumunu zarardan önceki düzeyine getirmektir. Bu çerçevede, tazminat prensibindeki

temel mantığın sigortalının sigorta şirketinden alacağı tazminat ile zenginleşmemesi düşüncesidir de

denilebilir. Böylelikle, hukukta sebepsiz zenginleşme olarak adlandırılan ve haklı bir sebep olmadığı halde başkası aleyhine zenginleşme olarak açıklanabilecek durumun gerçekleşmesi engellenmek

istenmektedir.

Örneğin, aracı için 30 bin TL sigorta bedeli ile kasko sigortası satın alan bir kişinin kaza

yaptığını ve aracının tamamen kullanılamaz hale geldiğini düşünelim. Bu durumda, sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat miktarı hiç bir şekilde 30 bin TL‘yi yani sigorta bedelini geçemeyecektir. Zira,

sigortayla sigortalının menfaatinin parasal değerini hasardan hemen önceki konumuna getirilmesi

amaçlandığından, sigortalının riskin gerçekleşmesi nedeniyle kâr elde etmesi öngörülmez. Sigorta şirketi, tazminat ödeme sorumluluğunu farklı yollarla yerine getirebilir. Nakit ödeme,

tamir ettirme, yerine koyma ya da yenileme gibi.

15 Cahit Nomer, Hüseyin Yunak ―Sigortanın Genel Prensipleri‖ (2000), s.: 67.

Page 17: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

17

Kimi durumlarda sigorta sözleşmesinde geçen sigorta bedeli (sigortacının sorumluluğu sigorta

bedeli ile sınırlıdır) ile sigorta değeri (sigorta değeri sigorta olunan menfaatin tam değeridir) olarak

ifade edilen sigorta konusu gerçek değer arasında farklılıklar olabilir. Bu durumlar tazminat sigortasına konu poliçelerde geçerli olabilir. Örneğin, aĢkın sigorta olarak adlandırılan durumda sigorta bedeli

sigorta konusu değerden fazla olur. Aşkın sigorta durumunun olması halinde, sigorta bedelinin sigorta

değerini aşan kısmı geçersiz olacaktır. Böyle bir durumda, sigorta şirketi söz konusu aşan kısma ait primi sigorta ettirene iade etmelidir.

Aşkın sigortanın tersi duruma ise eksik sigorta denmektedir. Eksik sigortada sigorta bedeli

sigorta konusu değerden az olmaktadır. Sigorta ettiren prim miktarını düşürmek amacıyla bilinçli

olarak ya da farkına varmayarak sigortaladığı malı gerçek değerinin daha altında bir değer ile sigorta ettirebilir. Eksik sigorta uygulamasında, tam hasar halinde, sigorta şirketinin ödeyeceği en fazla miktar,

poliçede beyan edilmiş sigorta bedeli kadar olacaktır. Kısmi hasarlarda ise sigorta şirketinin ödeyeceği

tazminat; gerçekleşen zarar tutarı sigorta bedelinin sigorta değerine oranı kadar indirilecektir. TTK‘nin 1462 nci maddesinde aksine sözleşme yoksa demek suretiyle aksinin kararlaştırılabileceğini

öngörmüştür.

5.4. Halefiyet

Tazminat prensibinde değinildiği üzere, sigortacılıkta temel olan nokta, sigorta sözleşmesinde

bahsi geçen riskin meydana gelmesi durumunda sigortalının parasal anlamda azalmış olan menfaatinin

telafi edilmesidir. Halefiyet prensibi, bu açıdan tazminat prensibinin bir uzantısı sayılabilir. Eğer hasar bir başka kişinin kusuru neticesinde meydana gelmiş ise sigortalı bu kişiye başvurarak zararının o

kişiyle ilgili kısmının tazmin edilmesini isteyebilir. Bu çerçevede, sigorta şirketi sigortalıya bir

tazminat ödemesi yapmış ise kusuru olan kişiye başvurma hakkı da bu ödemeyle birlikte sigorta şirketine geçmiş olur. Hukuk dilinde bu duruma rücu etmek denilmektedir. Bir diğer deyişle, rücu bir

kişinin hukuken diğer bir kişinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını sorumlu kişiler

nezdinde aramasıdır.

Sigortacı halefiyet ilkesi gereğince, ödediği tazminat kadar bir meblağ için sigortalının yerine geçer. Böylelikle sigortacı, ödediği tazminat kadar meblağı hasara sebep olanlara rücu ederek geri ister.

Mal ve sorumluluk sigortalarında, sigortalının hem sigorta şirketinden, hem de hasara sebep olan

kişilerden çifte tazminat alması da bu şekilde önlenmiş olur. Mesela, iki araçlı bir trafik kazası olduğunu varsayalım: A aracının sürücüsü, B sürücüsünün

aracına arkadan çarparak zarara yol açıyor. A aracının sürücüsü kusurlu olduğu için, normal koşullarda

B aracının sahibine bu zararı ödemelidir. Ancak, B aracının sahibi söz konusu zarar miktarını doğrudan A aracının sürücüsünden almak yerine aracı için kasko sigortası yaptırdığı sigorta şirketine gider ise,

şirket B aracındaki hasarı karşılar. Sonrasında ise B aracının sahibinin, A aracının sürücüsüne giderek

hasarını karşılamasını talep etme hakkı artık kalmaz. Bu hak, tazminat ödemesini yaptığı için sigorta

şirketine geçmiş olur. B aracını sigortalayan sigorta şirketi bu araçtaki hasarı karşılamış olduğu için bu olayda sigortalının yerine geçmiş sayılır ve A aracının sürücüsüne hasarı karşılaması için başvurma

hakkını elde etmiş olur. Sigorta şirketi, bu hakkı sigortalıyla arasında var olan sigorta sözleşmesi ile

elde etmektedir. Sonuç olarak, B aracının sahibinin aynı olay için hem sigorta şirketinden, hem de A aracının sürücüsünden para alması engellendiği için sebepsiz zenginleşme olmamış olur.

5.5. Hasara Katılım

Hasara katılım prensibi, tıpkı halefiyet prensibi gibi tazminat prensibinin bir uzantısı sayılabilir. Çünkü, hasara katılım prensibinin de temel noktası, sigortalının gerçek zararından fazlasını

sigorta aracılığıyla elde etmemesidir.

Hasara katılım prensibi, sigorta konusu aynı değerin aynı risklere karşı birden fazla sigorta şirketine sigorta ettirilmiş olduğu durumlarda; sigortalının zararı için birden çok sigorta şirketinden

aynı hasar kapsamında tazminat almasını engeller. Bir diğer deyişle, hasara katılım prensibi, poliçe

şartları uyarınca hasarı ödenmiş olan bir sigorta şirketinin aynı hasardan dolayı herhangi bir şekilde sorumlu olan diğer sigortacıları hasarı paylaşmaya davet hakkıdır.

5.6. Yakın Neden

Yakın neden, bir hasarın meydana gelmesine sebebiyet veren en etkili yani hakim nedendir. Bu prensibe göre, hasara yol açan nedenin sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınmış olması

gerekmektedir. Yani, hasar nedeni, sigorta sözleşmesinde yer alan genel ve özel şartlarda belirlenen

teminat kapsamında olmalıdır.

Page 18: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

18

Mesela bir kasko sigortasında, sel gibi bir doğal afet nedeni ile sigortalı araçta hasar meydana

geldiğini ve sigortalının sigorta şirketine hasar bildirimi yaptığını varsayalım. Bu durumda, sigorta

şirketi, sigortanın genel ve özel şartlarına bakarak sel nedeninin sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan haller arasında olup olmadığına bakarak tazminat talebini değerlendirir.

Yakın sebebi diğer sebeplerden ayıran en önemli özellik, hasarın oluşumuna etki ya da katkıda

bulunmasının ötesinde tek başına belirleyici olmasıdır. Bazı hasarların meydana gelmesine tek bir olay neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda bu tek olay hasarın yakın sebebidir. Ancak, kimi durumlarda

hasarlar, zincirleme bir takım olayların sonucunda meydana gelebildiği gibi birden fazla olayın

katkısıyla ya da etkileşimiyle de oluşabilir. Bu tarz durumlarda, hasarın yakın sebebinin tespit

edilmesinde zorluklar ya da anlaşmazlıklar yaşanabilir. Sigortacılıktaki klasik bir zincirleme olay örneği şöyledir: Bir fırtına bir binanın çatı duvarını yıkar, yıkılan duvar binanın elektrik kablolarını

koparır, bu kablolar kısa devre yapar ve oluşan kıvılcım neticesinde yangın çıkar, yangını söndürmek

için müdahale eden itfaiyenin püskürttüğü su neticesinde evi su basar ve evdeki eşyalar hasar görür. Bu olaylar zincirinde eşyalara zarar veren olay su basması gibi görünse de, zincirin tamamı incelendiğinde

meydana gelen hasarın yakın yani, bir diğer deyişle belirleyici, nedeni fırtınadır.

6. SĠGORTA TÜRLERĠ

Sigortayı farklı bakış açılarıyla çok değişik şekillerde türlere ayırmak mümkündür. Teoride ve

uygulamada karşılaşılan temel sınıflandırmalar aşağıda yer almaktadır.

6.1. Özel – Sosyal Sigorta

En temel sigorta ayırımlardan bir tanesi özel ve sosyal sigortalardır. Toplumun karşılaştığı bir takım temel risklere karşı güvence sağlanabilmesi amacıyla devlet desteği ile hayat bulan işsizlik

sigortası, genel sağlık sigortası, sosyal güvenlik sistemleri gibi sigorta uygulamaları sosyal sigorta

sınıfına girerken; özel sigorta, gerçek ya da tüzel kişilerin sahip oldukları riskleri transfer etmek için

ihtiyari ya da zorunlu olarak sigorta şirketlerinden satın aldığı sigorta ürünlerini ifade eder.

6.2. Ġhtiyari - Zorunlu Sigorta

Tıpkı sosyal ve özel sigorta gibi diğer bir temel sınıflandırma da ihtiyari ve zorunlu sigorta

ayrımıdır. Yasal düzenlemelerle yapılması zorunlu tutulan sigortalar zorunlu, bir riske maruz kalan

kişinin gönüllü katılımıyla yapılan sigortalar ihtiyari sigortalar kapsamındadır.

BRANġLAR ĠTĠBARĠYLE AYIRIM

6.3. Hayat - HayatdıĢı Sigortalar

Branşlar itibariyle en temel sınıflandırma hayat ve hayatdışı ayırımıdır. İnsan hayatının

sigortalanmasına ilişkin sigorta ürünleri hayat branşının altında verilirken; bunun dışında kalan tüm sigorta ürünleri yani mallara ve sorumluluklara ilişkin olan ürünler hayat dışı branş altında

verilmektedir.

Zarar ve meblağ sigortaları şeklindeki ayırım da bu sınıflandırmayı işaret etmektedir. Bir mal ya da sorumluluk sigortalanırken, sigortalanan menfaat objektif bir biçimde parasal olarak ifade

edildiğinden yanı zarar durumunda ödenecek miktar konusunda genel kabul görmüş hususlar

bulunduğundan bu tür sigortalar zarar sigortaları olarak adlandırılmaktadır. Yani zarar sigortaları bir başka deyişle hayatdışı branşını ifade etmektedir.

İnsan hayatının parasal değeri ise daha sübjektif bir kavramdır. Bir başka deyişle insan hayatına ilişkin riskleri sigortalarken genel kabul gören bir tazminat miktarından bahsedilemez. Çünkü

bir insanın hayatının parasal karşılığı bir evin piyasa değeri gibi piyasa değeri üzerinden tespit

edilemez. Bu durumda kişinin hayatına ilişkin menfaati belirlemek için bir meblağ belirlenir. Söz

konusu meblağ yani sigorta bedeli, sigorta ettiren ve sigorta şirketinin üzerinde anlaştığı ve makul ölçüler içerisinde bir miktar olmalıdır. İşte belirlenen bu meblağdan dolayı hayat sigortaları meblağ

sigortası olarak da adlandırılabilmektedir.

Page 19: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

19

6.4. Mevzuata Göre Sigorta BranĢları

7. SĠGORTA HUKUKU

Sigortanın açıklanan işlevleri dikkate alındığında devletin sigorta alanına müdahalesi

kaçınılmaz olmuştur. Devlet müdahalesi sigorta ilişkisinin ve bu ilişkiye taraf olanların hak ve sorumluluklarının düzenlendiği sigorta hukukunun oluşumuna neden olmuştur.

7.1. Sigorta Hukukunun Yeri ve Kaynakları

Sigorta hukuku toplum hayatı içinde büyük öneme sebebiyle devlet müdahalesinin yoğun

olduğu bir alan olmakla beraber bu hukuk dalı teminat sağladığı risk türlerine göre kamu ve özel hukuk

alanlarına dahildir.

Nitekim iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, yaşlılık, ölüm, işsizlik gibi genel bir

anlatımla kanun koyucunun hukuk politikası kapsamında sosyal risk kategorisine dahil ettiği riskler, ilgililerin hak ve yükümlülükleri kamu hukukunun bir alt dalı olan sosyal güvenlik hukuku kapsamında

teminata kavuşturulmaktadır.

Ancak bireylerin özel menfaatleriyle ilgili risklere karşı teminat verilmesi ve tarafların hak ve yükümlülükleri ise burada ana hatlarıyla açıklanacak olan özel sigorta hukukunun konusu

oluşturmaktadır. Anlaşılacağı üzere bu hukuk dalı özel hukukun bir alt dalıdır. Bu belirlemenin önemi

kendisini uygulamada ortaya çıkan sorunlara uygulanacak kural tayininde olduğu kadar tarafların kanunda düzenlenmeyen bir konuda düzenleme yapma imkânına sahip olup olmadıklarının tespiti

açısından önem taşımaktadır.

a. Kanunlar: Diğer tüm hukuk dallarında olduğu gibi sigorta hukukunun ana kaynağı bu alana ilişkin

kanunlardır.

Sigorta BranĢları

Hayat DıĢı 1. Kaza (meslek hastalıkları dahil)

2. Hastalık/ Sağlık

3. Kara araçları

4. Raylı araçlar

5. Hava araçları 6. Su araçları (deniz, göl ve nehir araçları)

7. Nakliyat (ticari mal, bagaj ve tüm diğer

mallar)

8. Yangın ve doğal afetler

9. Genel zararlar

10. Kara araçları sorumluluk

11. Hava araçları sorumluluk

12. Su araçları sorumluluk (deniz, göl ve nehir

araçları)

13. Genel sorumluluk

14. Kredi 15. Kefalet

16. Finansal Kayıplar

17. Hukuksal Koruma

18. Destek

Hayat

1. Hayat

a) Yaşama

b) Ölüm

c) Karma

ç) Geri prim iadesi,

d) İrat ödemesi,

e) Hayat sigortasına tamamlayıcı olarak akdedilen

(a,b,c,d) profesyonel çalışma yoksunluğu dahil

cismani zararlar nedeniyle yapılan ödeme.

2. Evlilik Sigortası, Doğum Sigortası

3. Yatırım Fonlu Sigortalar 4. Sermaye İtfa Sigortası

5. Kaza (meslek hastalıkları dahil)

6. Hastalık/Sağlık

Page 20: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

20

Türk Ticaret Kanunu (TTK): Bu kanunlardan ilki Türk Ticaret Kanunudur. Sigortaya ilişkin

hükümler anılan Kanunun 6 ncı kitabında 1401 ila 1520 numaralı maddelerde düzenlenmektedir.

Borçlar Kanunu: TTK‘da hüküm bulunmayan hallerde sigorta sözleşmesi hakkında Borçlar Kanunu

hükümleri uygulanacaktır.

Sigortacılık Kanunu: Sigorta ve reasürans şirketlerinin kuruluşu, yönetimi, çalışma esasları,

tasfiyeleri, denetimleri, sigortacılıkla ilgili ihtisas komite ve kuruluşlarını teşkilini, eksperlik,

aktüerlik, acentelik, brokerlik ve prodüktörlük faaliyetleri bu kanun ile düzenlenmektedir.

Sigortacılık İle İlgili Diğer Kanunlar: Gelişen ilişkilere bağlı olarak pek çok mevzuatta sigorta

yaptırma yükümlülüğü tesis edilmiş olduğundan bu kanunların net bir listesinin vermek şu an için

mümkün değildir.

b. Bakanlar Kurulu Kararları: 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 13 üncü maddesi ile Bakanlar

Kurulu‘na kamu yararı açısından gerekli görülen hallerde zorunlu sorumluluk sigortaları ihdas etme

yetkisi verilmiştir.

c. Yönetmelikler: Sigorta sektörünün düzenleme ve denetleme görevi Müsteşarlığımıza ve

Müsteşarlığımızın bağlı olduğu Devlet Bakanlığı‘na verildiğinden bu görev kapsamında çıkarılan yönetmelikler

d. Genel Şartlar: Sigorta hukukunun sözleşme esasına dayanmasına bağlı olarak diğer hukuk dallarından farklı olarak her sigorta dalı için ayrı ayrı Müsteşarlığımızı bağlı olduğu Devlet

Bakanlığı tarafından çıkarılan Genel Şartlar sigorta sözleşmelerinin ayrılmaz bir parçasıdırlar.

7.2. Sigorta SözleĢmesi

Bu bölümde sigorta sözleşmesinin TTK‘da yer alan tanımından başlayarak sigorta

sözleşmesinin unsurları, özellikleri, sözleşme tarafları hak ve sorumlulukları ile sözleşmenin aşamaları

ele alınacaktır.

Sigorta SözleĢmesinin Tanımı: TTK 1401 inci maddesine göre; sigorta sözleşmesi,

sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri

sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer

edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.

Sigorta SözleĢmesinin Özellikleri: Kanuni tanımından hareketle sigorta sözleşmesinin

özellikleri ana hatlarıyla aşağıda yer almaktadır.

1. Ġradilik: Özel Sigorta sözleşmesi tarafların irade serbestisine dayanır. Bu serbestlik kendisini iki

alanda gösterir.

a) Sözleşme yapma: Fertler kural olarak sigorta sözleşmesi yapmağa zorlanamayacağı gibi belli kişilerle anılan sözleşmeyi akdetmeğe mecbur tutulamazlar. Ancak ilerde açıklanacağı üzere bazı

durumlarda sözleşme özgürlüğüne istisnalar getirilmiştir.

b) Sözleşmenin konusunu belirleme ve düzenleme: Bir sözleşme yapmak isteyen taraflar bu

sözleşmenin konusunu ve şeklini (emredici kanun hükümlere uygun olmak şartıyla) diledikleri gibi

tayin edebilirler.

2. Tam Ġki Taraflı Akit: Sigorta sözleşmesi bir malvarlığındaki bir hakka doğrudan etkide

bulunmadığından dolayı borçlandırıcı sözleşmedir. Söz konusu sözleşme tam iki taraflı diğer bir

deyişle her iki tarafa da karşılıklı borçlar yükleyen bir akittir. Bu sözleşme ile sigortacı sigorta himayesi sağlama borcu altına girmekte sigorta ettiren ise prim ödeme borcuna taraftır. Diğer

taraftan sigortacı ve sigortalının borçları birbirlerinin karşılığını oluşturduğundan sigorta sözleşmesi

tam iki taraflı bir akittir.

Page 21: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

21

3. Sigorta sözleĢmesinin Ģekli ve poliçe: Sigorta sözleşmesi kanunda herhangi bir geçerlik şekline

tabi tutulmamıştır. Ancak uygulamada sigorta sözleşmesi geleneksel olarak poliçe adı verilen bir senede bağlanmaktadır. Poliçe, sigorta ile ilgili uyuşmazlıklarda ispat kolaylığı sağlamaktadır.

4. SözleĢmenin Konusu : Sigortanın konusu kapsama alınan risklere karşı sigortalanan nesne (hayat, mal) veya muhtemel sorumluluktur. Ancak sigorta sözleşmesinin konusu ise sigorta konularına

ilişkin olarak sigorta ettirenin para ile ölçülebilir menfaatidir. Sigorta sözleşmesinin mevzuu

menfaat olmakla bireyler sigorta konusu üzerindeki kendi menfaatlerini sigorta ettirebileceklerdir.

Aynı şekilde sözleşmenin konusu parasal menfaatler olduğundan kişiler için öznel değeri olan nesneler sigorta sözleşmesine konu edilemezler.

5. SözleĢmenin Amacı : Sigorta sözleşmesinin amacı poliçe sahibinin sigorta konuları üzerindeki parasal menfaatinin sigorta himayesi kapsamında korunması diğer bir ifadeyle sigortalanan riskin

oluşması halinde sigortacının ayni veya nakdi bir ödeme yapmasını sağlamaktadır. Ancak

sigortacının sorumluluğu sigorta sözleşmesinin karşıladığı ihtiyaca göre yani zarar sigortası veya

meblağ sigortası olmasına göre farklılık arz eder. Şöyle ki, zarar sigortasında amaç rizikonun gerçekleşmesi halinde doğan zararın tazmini olmakla sigortacının sorumluluğu zararın varlığına

bağlıdır. Meblağ sigortasında sigortacı gerçekleşen riskler sebebiyle miktarı sigorta sözleşmesi ile

belirlenen bir tutarı ödemekle yükümlü olduğundan bu sigorta da amaç belli bir ödemenin zarardan bağımsız olarak yapılmasıdır.

6. Fer’ilik : Sigorta sözleşmesinin yapılması özellikle zarar sigortalarında kişilerin sigorta olayının faillerine genel hükümler uyarınca sahip olduğu taleplerine herhangi bir etkide bulunmaz. Sigorta

sözleşmesi sigorta ilgililerine sigorta hukuku kapsamında talep ve dava edilebilecek bir imkan

tanımaktadır.

Görüldüğü üzere sigorta sözleşmesi her şeyden önce sigorta teminatı talep eden ve bu teminatı

sunmaya hazır kişilerin taraf olduğu bir irade mutabakatını gerektirir. Sigorta teminatından

bahsedebilmek için sigorta sözleşmesinin varlığı bir ön şart olduğundan özel sigorta hukuku himaye sağladığı riskler kadar bu teminatın sağlanma yönteminde de sosyal sigorta hukukundan ayrılmaktadır.

Şöyle ki sosyal sigorta hukukunda hak ve borç sahibi olma kamusal bir yükümlülük olması nedeniyle

kişilerin iradelerine bağlı değildir. Kanunda sigortalı sayılma için aranan durumun tahakkuku halinde örneğin İş Kanunu hükümlerine tabi olarak bağımlı surette çalışmak veya bağımsız olarak çalışmak ya

da bir kamu kurumunda statü hukuku kapsamında istihdam edilmek sosyal sigorta hukuku anlamında

hak ve borçlara taraf olmak bakımından kendiliğinden sonuç doğuracaktır. Oysa özel sigorta

hukukunda sigorta teminatı belirtildiği üzere sadece sigorta sözleşmesi ile sağlanır. Sigorta sözleşmesinin ilgili mevzuat ile zorunlu kılınması (Karayolları Motorlu Araçlar Sorumluluk Sigortası,

Zorunlu Deprem Sigortası v.s. gibi) halinde dahi zarar gören kişilerin anılan sigortalardan

faydalanmaları sigorta sözleşmesine taraf olmalarına bağlıdır.

Zorunlu özel sigortalar sözleşme özgürlüğüne doğrudan bir müdahale olduğundan

Anayasamızın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında kabul ettiği rejim uyarınca kanun

hükmünü gerektirmektedir.

7.3. Sigorta SözleĢmelerinin Sınıflandırılması

TTK sigorta sözleşmelerinin sınıflandırılmasında sigortaların teminat verdiği riziko türlerini esas almıştır. Nitekim TTK sigorta sözleşmelerini zarar sigortaları ve can sigortaları olmak üzere ikiye

ayırmaktadır. Zarar sigortaları başlığı altında mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları yer alırken, can

sigortaları başlığı altında hayat sigortaları, kaza sigortaları ve hastalık/sağlık sigortaları yer almaktadır. Esasen, Zarar ve meblağ sigortaları şeklindeki ayırım da bu sınıflandırmayı işaret etmektedir

Zarar Sigortası : Sigorta teminatına bağlanan rizikonun gerçekleşmesi halinde uğranılan zararın

tazminini amaçlayan sigortalardır. Bu sigortalarda oluşan zarar ödenir.

Meblağ Sigortası : Burada ise amaç oluşan zararın tazmini değil sigortacının sigorta sözleşmesinde

belirtilen şahsın hayatında meydana gelen bazı olaylara sebebiyle yine sözleşmede belirtilen kişiye

Page 22: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

22

zarardan bağımsız olarak ödeme yapması amaçlanır. Sadece hayat ve ferdi kaza sigortalarında

mümkündür.

Bu ayırım kendisini özellikle sigortacının hasar halinde tabi olacağı sigorta ödemesinin kapsamının

tayininde önem kazanacaktır. Zarar sigortasında sigortacının yapacağı ödeme zararı aşamazken,

meblağ sigortalarında hasarın neden olduğu zararın tutarı önemsizdir.

7.4. Sigorta SözleĢmesinde Taraflar ve Ġlgililer

Yukarıda da açıklandığı üzere sigorta sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir.

Borç ilişkisinin nisbîliği gereği sigorta sözleşmesi de sadece tarafları için hak ve borç kaynağı olabilir. Sözleşme tarafı olmayan 3 üncü kişiler sözleşmeye dayanarak hak ve borç sahibi olamazlar. Bu

kısımda sigorta sözleşmesinin taraflarını ve sözleşmeye doğrudan taraf olmamakla beraber sözleşme ile

ilgili kişiler ana hatlarıyla ele alınacaktır.

SözleĢme Tarafları

Sigortacı: Sigortacı belli bir prim karşılığında sigorta sözleşmesine konu olan menfaat ile ilgili meydana gelebilecek rizikoyu üstlenen kişidir. Türk Hukukunda Sigortacılık Kanunun 2 nci

maddesinde sigortacı sıfatı Türkiye‘de kurulmuş sigorta şirketi ile yurt dışında kurulmuş sigorta

şirketinin Türkiye‘deki teşkilatını ifade eder. Ayrıca, anılan Kanunun 3 üncü maddesinde sigortacı sıfatı, münhasıran sigortacılık veya reasürans işleri yapmak üzere kurulan anonim şirketler ile ortak

sayısı 200'den az olmamak üzere karşılıklı (mütüel) şirket olarak kurulan kooperatif olmaya

bağlanmıştır. Ayrıca 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu uyarınca izin

alan bireysel emeklilik şirketleri hayat ve ferdi kaza branşlarında sigortacı olabileceklerdir.

Sigorta Ettiren: Sigorta ettiren prim ödemek suretiyle rizikoyu sigortacıya aktaran ve

karşılığında sigorta sözleşmesinden doğan borç ve yükümlülükleri üstlenen gerçek ve tüzel kişidir. Sigorta sözleşmesi bakımından sözleşme ehliyeti genel hükümlere tabidir. Bu sebeple temyiz gücüne

sahip, ergin ve kısıtlanmamış diğer bir deyişle fiil ehliyetine sahip gerçek kişiler sigorta sözleşmesi

akdetmeye ehildirler.

SözleĢme Ġlgilileri

Sigortalı: Uygulamada sigortalı ile sigorta ettiren sıfatları karıştırılmaktadır. Sigortalı sıfatı meblağ ve zarar sigortaları bakımından özellik gösterir.

Şöyle ki, zarar sigortalarında menfaati sigortalanan kişi sigortalıdır. Bu kişi sigorta ettiren ise sigorta ettiren sigortalı sıfatına da sahiptir. Ancak menfaati sigortalanan kişi sigorta ettiren değil ise

yani sigorta ettiren bir başkasının menfaatini sigortalamışsa menfaati sigortalanan kişi sigortalıdır ve

sigorta sözleşmesi kapsamında haklara o taraftır. Ancak bu halde bile sözleşmeden doğan

yükümlülüklere sigorta ettiren taraf olmaya devam eder.

Meblağ sigortalarında ise sigortalı üzerinde riziko gerçekleşecek kişidir. Meblağ sigortasının en

önemli örneği olan hayat sigortasında belli bir anda hayat kalması veya ölmesi sigortacının sorumluluğunun şartı olan kişi sigortalıdır.

Lehdar: Meblağ sigortası uygulamasında söz konusudur. Meblağ sigortasının 3 üncü şahıs lehine yapılması halinde lehine sigorta yapılan kişi lehdar olarak isimlendirilir. Bu durumda da sigorta

ettiren sözleşmeye taraftır lehdar sadece sigorta sözleşmesi kapsamında doğrudan sigortacıya

yöneltebileceği bir hakka sahiptir. Lehdar sigorta sözleşmesine taraf olmadan sigorta alacağına sahip

olması bakımından zarar sigortalarındaki sigortalıya yakındır ancak ondan farklı olarak riziko, menfaatleri üzerinde gerçekleşmez.

Page 23: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

23

Sigorta SözleĢmesinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

Belirtildiği üzere sigorta sözleşmesinde tarafların üstlendikleri borçlar birbirlerinin sebebini oluşturmaktadır. Bu başlık altında sırasıyla sigorta ettirenin ve sigortacının sigorta sözleşmesi

nedeniyle üstlendikleri yükümlülükler ele alınacaktır.

Sigorta Ettirenin Yükümlükleri

Prim Ödeme Borcu: Sigorta primi sigorta teminatının karşılığıdır. Prim borcu hayat

sigortaları ve süresi bir yılı aşan sağlık sigortaları ile zorunlu sigortalar dışında kalan sigorta sözleşmelerinde taraflarca belirlenecektir.

TTK‘nın1430 uncu maddesi primin nakden ödenmesi, taksitle ödemenin kararlaştırılmadığı durumda peşin ödenmesini öngörmektedir. Prim borcu sigortacıya veya tahsile yetkili sigorta

acentelerine ödenecektir. Prim ödeme zamanı taraflarca belirlenecektir. Taraflar arasında bir anlaşma

yoksa TTK‘nın 1431 inci maddesine göre sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi

kararlaştırılmışsa ilk taksitin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Karada ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda sigorta primi, poliçe henüz

düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin yapıldığı anda ödenir.

Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile

başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla

sorumlu olur.

Sigorta Ettirenin Görevleri: Prim ödeme borcu yanında sigorta ettiren, borç niteliğinde

olmayan bu sebeple sigortacı tarafından dava edilemeyen ancak uyulmması halinde sigorta talebini

etkileyen bazı görevlere tabi kılınmıştır.

a. SözleĢmenin Yapılması Sırasında Beyan Yükümlüğü: TTK 1435 gereği Sigorta ettiren

sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar,

sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli

kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır. Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş

olduğu takdirde, sigortacı 15 gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen

prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur.

Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki

edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru

kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen

primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini

öder.

b. SözleĢme Süresinde Tehlikenin AğırlaĢtırılmaması: TTK 1444 uyarınca sigorta ettiren,

sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu

ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz. Aksi takdirde sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun

ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların

varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir veya prim farkı isteyebilir. Farkın on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme feshedilmiş sayılır.

c. Rizikonun GerçekleĢmesi Halinde Bildirim: TTK 1446 sigorta ettireni rizikonun gerçekleştiğini,

bu durumu öğrendiği tarihten itibaren gecikmeksizin sigortacıya bildirmekle yükümlü kılmıştır. Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta

veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim

yoluna gidilir.

Page 24: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

24

d. Rizikonun GerçekleĢmesi Halinde Koruma Tedbir Alma : TTK 1448 uyarınca sigorta ettiren,

rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının

korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının

bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır. Bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır.

e. Bilgi verme ve araĢtırma yapılmasına izin verme yükümlülüğü : TTK 1447 uyarınca sigorta

ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek

olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca,

sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri

almakla yükümlüdür.

7.5. Sigortacının Yükümlülükleri

Tazminat ve Giderleri Ödeme Borcu: Sigortacı, tazminatı veya sigorta bedelini, rizikonun

gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin kendisine verilmesinden sonra edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde kendisine yapılan ihbardan kırkbeş gün sonra ödemekle yükümlüdür.

Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme

gecikmiş ise süre işlemez. Diğer taraftan, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderler,

bunlar faydasız kalmış olsalar bile sigortacı tarafından karşılanmak durumundadır.

Daha önce de belirtildiği üzere sigorta, belli risklerin gerçekleşmesi halinde meydana gelecek

aleyhe durumlara karşı kişilere güvence sağlamaktadır. Sigortacının sigorta sözleşmesi kapsamında münhasır sorumluluğu sigorta teminatı sağlamaktır. Ancak bu güvencenin kapsamı sigorta bedeli,

zarar, sigorta değeri ile sınırlıdır. Bu kavramlar esasen sigortanın meşru menfaatleri güvence altına

alması ve zenginleşme aracı olmaması ilkelerinin doğal sonucudurlar. Bu hususlar sigortacının yükümlülüğünü tayinde önemli olduğundan başlıklar halinde aktarılacaktır.

a. Sigorta Bedeli: Hasar vukuunda sigortacının ödeyeceği azami miktarı gösteren tutardır. Zarar sigortalarında bu tutar sigorta edilen menfaatin değerine eşittir. Sigorta bedeli gerek zarar gerekse

meblağ sigortalarında sigortacının yükümlülüğünü tayinde dikkate alınmaktadır.

b. Zarar: Zarar sigortalarında amaç hasar nedeniyle meydana gelen zararın tazmini olduğundan sigortacının ödeyeceği bedel zarar tutarını aşamaz. Meblağ sigortalarında amaç sigorta bedelinin

ödenmesi olduğundan anılan sigorta zarar ilkesi uygulanmaz.

c. Sigorta Değeri: Sigorta edilen menfaatin değeridir. Sigorta uygulamasında menfaatin nesnel değeri

dikkate alınacaktır. Sigorta konusunun öznel kıymeti dikkate alınmayacaktır. Meblağ sigortalarında

uygulanma olanağı yoktur.

Sigorta SözleĢmesinin AĢamaları: Bu bölümde sigorta sözleşmesinin akdi, sözleşmenin

poliçeye bağlanması ve sözleşmenin sona ermesi ele alınacaktır.

Sigorta SözleĢmesinin Akdi: Sigorta sözleşmesinin akdi için TTK özel bir düzenleme

içermemektedir. Bu sebeple sigorta sözleşmesinin yapılması Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde

olacaktır. Borçlar Hukuku hükümlerine göre sigorta sözleşmesi sigorta ettiren ile sigortacının birbirlerine uygun irade beyanlarıyla tamamlanacaktır. Diğer bir deyişle icap ve kabul ile sözleşme

kurulacaktır. İcabı hangi tarafın yaptığı önemli değildir.

Bir sigorta sözleşmesinden bahsedebilmek için tarafların akdin esaslı unsurlarında uzlaşmaları

gerekli ve yeterlidir. Uygulamada kullanılan Teklif Formu/Teklifname sigorta edilen rizikonun mahiyeti de dahil olmak üzere akdin esaslı unsurlarına ilişkin sorulardan oluşan bir listedir. Teklif Formu

Sigorta sözleşmesinin yapılması için zorunlu bir şart olmamakla beraber sigorta sözleşmesi niyetini

Page 25: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

25

ortaya koyması ve yukarıda açıklanan sigorta ettirenin bildirim yükümlülüğü bakımından önem

taşımaktadır.

Teklif Formu veya ekspertiz yoluyla riziko hakkında bilgi toplanmasının ardından sigortacı durumu değerlendirir işi kabul eder veya geri çevirir. Bu karar sigortacının risk üstlenme niyetiyle

doğrudan ilgili bir durumdur.

Değerlendirme süreci sonucunda Borçlar Hukuku anlamında sigorta ettirenin icabı olan Teklif Formu‘nun sigortacı veya yetkili acentesi tarafından kabulü ile sigorta sözleşmesi kurulmuş olur.

Sigortacılık uygulamasında gereği akdin poliçe adındaki seneden bağlanması gelenek halinde

gelmiştir. Nitekim TTK‘nın 1424 üncü maddesi sigortacıyı poliçenin düzenlenerek sigorta ettirene

vermekle yükümlü tutmuştur.

Poliçenin Ġçeriği: Poliçe içeriği TTK‘nın 1425 inci maddesinde düzenlenmiştir.

Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları

içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. Poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği

teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden

değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersizdir. Kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlarda sigorta ettirenin, sigortalının veya

lehtarın lehine olan bir değişiklik hemen ve doğrudan uygulanır. Ancak, bu değişiklik ek prim

alınmasını gerektiriyorsa, sigortacı değişiklikten itibaren sekiz gün içinde prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının sekiz gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme eski genel şartlarla devam

eder

TTK 1424‘e göre sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce

imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden

doğan zarardan sorumludur

Poliçenin Hukuki Niteliği: Sigorta sözleşmesi herhangi bir geçerlik şartına bağlı

olmadığından poliçe sigorta sözleşmesinin varlığı için şart değildir. Sadece ispat aracı olup kıymetli

evrak niteliğinde değildir.

Sigorta SözleĢmesinin Sona Ermesi: Sigorta sözleşmesinin önemli sona erme sebepleri

aşağıda başlıklar halinde yer almaktadır.

a. Süre: Sözleşmede yer alan sürenin dolamasıyla sözleşme sona erer.

b. Konunun Ortadan Kalkması: Sigorta edilen menfaatin sigorta teminatı dışı bir risk sebebiyle

ortadan kalkması halinde sigorta sözleşmesi sona erecektir. c. Tam Hasar: Sigorta konusunun teminat kapsamındaki risk sonucu tamamen hasara uğraması

durumunda sözleşme sona erecek ancak sigortacının sözleşme kapsamında yükümlülüğü

doğacaktır. d. Fesih: Taraflarca kanuni veya akdi şartlar dahilinde feshedilmesi sözleşmeyi sona erdirecektir.

e. AnlaĢma: Sigorta sözleşmesinin taraf iradeleriyle kurulmasına uygun olarak yine taraf iradesiyle

her zaman değiştirilmesi veya sona erdirilmesi mümkündür.

f. Aciz Hali: TTK 1417 uyarınca sözleşme süresi içinde aciz haline düşen veya hakkında yapılan takip semeresiz kalan sigortacı veya sigorta primi henüz ödenmediği takdirde sigorta ettiren ile ilgili

olarak hakkı tehlikeye düşen taraf teminat gösterilmesini isteyebilir, bu istemden itibaren bir hafta

içinde teminat verilmemiş ise sigorta ettiren sözleşmeyi feshedebilir.

Page 26: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

26

TEMEL SĠGORTA KAVRAMLARI

Sigorta Ettiren: Prim ödemek suretiyle rizikoyu sigorta şirketine devreden ve bunun karşılığında

sözleşmeden doğan borç ve yükümlülükleri üzerine alan, yani sözleşmeyi yapan kişidir. Sigortalı: Sigorta sözleşmesi ile teminat sunulan taraftır. Teminat kapsamındaki risklerden birinin

gerçekleşmesi neticesinde oluşan hasarın sigorta şirketinden tazmin edilmesine yönelik talepte

bulunmaya yasal hakkı bulunan kişidir. Sigorta ettiren ve sigortalı genellikle aynı kişi olurken farklı kişilerde olması mümkündür. Sigorta

ettiren primi ödeyen ve sigortayı satın alan kişi, sigortalı ise menfaat sahibi konumundadır.

Lehdar: Sigortalı belirli bir rizikonun gerçekleşmesi halinde hak kazanacağı tazminatın bir başka

şahsa ödenmesi hükmünü sözleşmeye koyabilir. Lehdar, sigortalı ya da sigorta ettiren olarak geçmemesine rağmen sigorta şirketinin yapacağı ödemeden faydalanacak olan kişidir.

Sigortacı: Sigorta ettiren tarafından ödenen belirli bir prim karşılığında sigortalıya ya da tazminattan

yararlanacağı belirtilmiş olan kişiye sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödemeyi taahhüt eden tüzel kişidir.

Sigorta SözleĢmesi/Poliçesi: Sigortalı veya sigorta ettiren ile sigortacının karşılıklı yükümlülüklerini

içeren anlaşmanın yasal ve yazılı kanıtıdır. Sigorta sözleşmesinde ya da poliçesinde sigortacının,

sigorta ettirenin ve varsa sigortadan faydalanan kimsenin hak ve borçları, sigorta bedeli, sigorta primi, primin ödenme zamanı ve yeri, sigorta konusu, teminat kapsamı, tarafları tanımlayıcı bilgiler, sözleşme

süresi gibi ayrıntılar bulunmaktadır.

Sigorta Bedeli: Teminat kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi durumunda, sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu, sigorta sözleşmesinde belirtilen ve tazminata esas teşkil eden azami

bedeldir.

Sigorta Değeri: Sigorta edilen kıymetin gerçek değeridir. Sigorta bedelinin sigorta değerine eşit olması prensip olmakla birlikte uygulamada sıkça görülen, bu eşitliğin her zaman sağlanamadığıdır.

Mutabakatlı Poliçe: Tam ziya halinde sigorta şirketi tarafından ödenecek olan bedel konusunda

sözleşmenin taraflarının anlaşmış olduğu sigorta sözleşmesidir.

Sigorta Süresi: Sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu zaman dilimini ifade eder. Sigorta BaĢlangıç Tarihi: Sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihi gösterir. Genellikle sigortanın

başlayabilmesi için sigorta priminin belirli bir kısmının ödenmesi gerekir.

Sigortanın Sona Ermesi: Genel olarak, bir sigorta sözleşmesi aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde sona erer:

Sözleşmesinin sona erme tarihine ulaşmasıyla,

Taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden doğan fesih haliyle,

Sigorta ettirenin kendi iradesiyle,

Sigorta şirketinin sözleşmeye konu riskin ağırlaşması nedeni ile sözleşmeyi tek taraflı

feshetmesiyle,

Kimi sigorta branşlarında riskin gerçekleşmesiyle.

Sigorta Konusu: Sahibi olan kişi için mali kayba neden olabilecek menfaatlerdir. Taşınır ya da taşınmaz mal, yasal bir hakkın kaybedilmesine veya yasal bir sorumluluk doğmasına neden olabilecek

olay, ölüm ya da yaralanma halinde kişinin kendisi veya menfaat bağı ile bağlı olduğu kişiler için

parasal kayıplara neden olabilecek bir hayat.

Teminat: Sigorta konusu olan şeyin kısmen veya tamamen hasarlanması durumunda, hasarın, sigorta

genel prensipleri ve sigorta sözleşmesi çerçevesince tazmin edileceği konusunda, sigortacının,

sigortalıya veya sigorta ettirene vermiş olduğu garantidir. Tarife ya da ürün bazında poliçede verilmesi zorunlu olunan teminatlara ana teminat, sigorta ettirenin seçebileceklerine ise ek teminat denir.

Prim: Sigortacının verdiği teminata karşılık olarak sigorta ettiren tarafından ödenen parasal değerdir.

Genel ġart: Poliçe üzerinde açıkça ifade edilmiş, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim

ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını içeren koşullardır. Poliçe ekinde mutlaka

sigortalıya verilmektedir. Sigorta sözleşmesinin tarafları bu şartların aksine hareket edemez.

Özel ġart: Özel şartlar, sigortacı ve sigortalının üzerinde anlaştığı ve sigortalının çıkarları dikkate alınarak genel şartlara eklenen koşullardır. Özel şartların, Türk Ticaret Kanunun emredici hükümlerine

ve sigortalının aleyhine olmaması gerekmektedir. Özel şartlardaki amaç, sigortalının veya sigorta

edilen menfaatin durumuna ve risklere göre ihtiyaçlara cevap verebilmektir. Genel şartlarda daraltma

Page 27: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

27

veya genişletme yapılacak olunduğunda, yine genel mevzuata aykırı olmayacak Özel Şartlar (Klozlar)

oluşturulmakta ve bunlar da sigortalıya poliçe ekinde verilmektedir.

Kloz: Sigorta sözleşmesine ekli olan özel şart olup, sözleşme sınırlarını düzenler. Paket Poliçe: Birden çok teminatı bir arada sunan sigorta sözleşmesidir.

Zeyilname: Bir sigorta sözleşmesi yapılıp, poliçe düzenlendikten sonra sigorta poliçesinde gösterilen

şartlarda değişiklikler yapılmak istenildiğinde yeni bir sigorta poliçesinin düzenlenmesi yerine, asıl sigorta poliçesine ek olarak bu değişiklikleri göstermek üzere düzenlenen belgeye denir. Zeyilname asıl

poliçenin ayrılmaz bir parçasıdır.

Hasar: Ekonomik kayıp meydana getiren ve bir sigorta teminatı kapsamında, sigortalıya tazminat

talebinde bulunma hakkını veren olay, sigorta konusu olan şeyin kaybolması. AĢkın Sigorta: Sigorta bedeli gerçek değerin üstünde ise, bu bedeli aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple,

sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir.

Aşkın sigortanın riziko gerçekleştikten sonra tespit edilmesi halinde de aynı uygulama yapılır. Aşkın sigorta durumunda kısmi hasar meydana geldiğinde sigortacı gerçek zararın tamamını karşılar. Buna

karşılık, tam hasar meydana gelmesi halinde sigortacının sorumluluğu gerçek değer ile sınırlıdır.

Eksik Sigorta: Sigorta bedeli ile sigorta değerinin aynı olması esastır. Sigorta bedeli, sigorta

değerinden (gerçek değer) az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde, aksi kararlaştırılmadıkça sigortacı, sigorta bedelinin gerçek değere olan oranına göre tazminat

öder.

Acente: Sigorta şirketi namına faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi olarak kurulan istihsal organlarıdır.

Broker: Sigortalıyı veya sigorta veya reasürans şirketini temsil ederek sigorta veya reasürans şirketinin

seçiminde tamamen tarafsız ve bağımsız davranan sigorta aracılarıdır. Sigorta Eksperi: Sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların

miktarının nedenlerini ve niteliklerini belirleyen gerçek veya tüzel kişilerdir. Sigorta eksperi etki

altında kalmayan, tarafsız, sigortacılık ve hasar konusunda yeterli teknik bilgiye sahip kişilerdir.

Aktüer: Sigortacılık tekniği ile buna ilişkin yatırım, finansman ve demografi konularında olasılık ve istatistik teorilerini uygulayarak, yasal düzenlemelere uygun prim, rezerv ve kar paylarını

hesaplayarak, tarife ve teknik esasları hazırlayan kişilere aktüer denir.

Underwriting: Bir rizikonun hangi şartlarda ve hangi fiyat üzerinden kabul edileceğinin belirlenmesi sürecine denir.

Reasürans: Sigorta edilmiş riskin belli bir kısmı veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir.

Saklama Payı: Sigorta şirketinin, sigorta etmiş olduğu riske ilişkin olarak, reasüröre devretmeyip üzerinde tutmuş olduğu kısımdır.

Retrosesyon: Reasüransa devredilen işlerin tekrar devri

Page 28: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

28

SĠGORTA EKSPERLERĠ MESLEK KURALLARI ve ETĠK

GĠRĠġ

1-Etik Kavramına Genel Bir Bakış

2-Dünyada ve Türkiye‘de Yolsuzluk algılaması 3-Neden Etik

4- Ülkemizde ve Uluslararası Kuruluşlarda Etik

4-Sigorta Eksperleri Meslek Kuralları

Etik Kavramına Genel Bir BakıĢ

Etik terimi Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir. Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin dört

ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır.

Ahlak, dini, felsefi, kültürel ve toplumsal etkileşimler sonucu, bireylerin zihinlerine yer etmiş, iyiyi,

kötüyü, doğruyu, yanlışı birbirinden ayırt etmeye yarayan değerler ve ilkelerdir. Ahlak ve etik kimi zaman eş anlamlı kullanılsa da aslında ahlak, davranışları ―doğru-yanlış‖, ―iyi-kötü‖

diye yargılarken başvurduğumuz, zihnimize kazınmış kültürel değer ve ilkelerdir. Etik ise, ilkelerin

kararlara uygulanması, davranışlara dönüştürülmesidir.

Dolayısıyla bu gün değineceğimiz ve paylaşacağımız bilgiler etik kavramının, gündelik hayatta da geçerli olan ahlak kuralları olarak da adlandırılan kısmının mesleki hayata sirayet etmesidir.

Neden Etik Gereklidir? Etik kavramına verilen önem, İnsanların ve toplulukların güven duygusuna olan ihtiyacıyla anlam

kazanmaktadır. Çağımızda iletişim araçlarının gelişmişliği, toplumsal ve kültürel davranışlar, ön

yargılar ve bir çok etkenle birlikte insanlar birlikte yaşadıkları ortamlarda gerek birbirlerine, yöneticilerine, hizmet satın aldıkları kişi ve kurumlara güvenmek istemektedirler. Aslında bu durum

ahlaki temelde doğruluk ve tarafsızlığa olan ihtiyaçla açıklanabilir.

Örnek: Köye yeni gelen bir öğretmene burada yaşayan insanlar, Devletin Memuru olarak ve okumuş

insan olarak güven duyar. Bu güven toplumsal kültürümüzün de bir gereği olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak bu güvenin devamı öğretmenin öğrencilerine yapmış olduğu davranışlara göre ya

artar ya da azalır.

Kurum ve kuruluşlar, yapacakları her türlü faaliyetlerini güven mekanizması içerisinde sağlamak zorundadırlar. Aksi halde oluşacak güvensizlik ortamı insanların hizmetlerini alamamalarına, yapılacak

işlerin yapılmamasına, işi yapanlarında huzursuz ve mutsuz olmasına sebep olabilir.

Sağlıklı bir çalıĢma ortamı için GÜVEN duygusu önemlidir.

Yolsuzluk Nedir ne Değildir? Yolsuzluk, Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve kaynakların, toplumun

zararına olarak özel çıkarlar için kullanılması şeklinde tanımlanabilmektedir. Yolsuzlukların varlığı, rekabeti engelleyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı

sermaye girişini ve vergi gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu artırmakta, kamu

kaynaklarının israf edilmesine yol açarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi zorunlu kamu yatırımlarını olumsuz etkilemekte, kamu kurumlarına, yöneticilerine ve adalet sistemine duyulan güveni

zedelemekte ve toplumda ahlaki bozulmaya yol açmaktadır.

Yolsuzluk güven iliĢkisini zedeleyen bir hastalıktır.

Yolsuzluk bilerek ve isteyerek yapılan usulsüz menfaat sağlama eylemidir. Menfaat yalnızca maddi bir karşılık olarak algılanmamalıdır.

Yapılan hizmetlerde kasta dayanmayan idari hatalar yolsuzluk kapsamında değerlendirilmemelidir ve

bu şekilde de değerlendirilmez. Bunlara doğrudan idari hata olarak bakılmalıdır. Ulusal ve uluslararası alanda birçok sivil toplum örgütü, uluslararası devletlerin üye olduğu kurum ve

kuruluşlar yolsuzluğun önlenmesinde çalışmalar yapmaktadırlar. Ülkemizin de resmi düzeyde katıldığı

bu çalışmalara örnek olarak -Birleşmiş Milletler (Yolsuzlukla Mücadele sözleşmesi UNCAC)

-OECD(Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine İlişkin Sözleşme)

-Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)

-OLAF

Page 29: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

29

-AFCOS

-Küresel Dürüstlük Örgütü

-Şeffaflık Örgütü Örnek olarak verilebilir.

Yolsuzluk Algılaması Ġndeksi Türkiye 2012 yılında 174 ülke arasında 100 üzerinden 49 puanla Çek Cumhuriyeti, Letonya ve Malezya‘yla 54. sırada yer almış olup, 2011 yılında ise 184 ülke arasında 61 nci, olmuştur.

Uluslararası şeffaflık örgütünün bu değerlendirme çalışması anketlere, Afrika Kalkınma Bankası,

Dünya Bankası ve Dünya Ekonomik Forumunun da yer aldığı 13 kaynaktan toplanan verilere dayanmaktadır.

Bu bilgiler ışığında tekrar etiğin ne işe yaradığına dönersek:

• İnsanları Sadece Ceza İle Yönetirseniz, Onlar Bir Daha Yanlış Yapmazlar; Ancak Şeref Ve Utanma Duygusuna Da Sahip Olmazlar.

• İnsanları Erdemle ve Etik Kurallar İle İdare Ederseniz, O Zaman Onlar Şeref Ve Utanma

Duygularına Sahip Olurlar, Hem De Doğruyu Ve İyiyi Yapmaya Çalışırlar (Konfüçyüs)

Yolsuzlukla mücadelede yeni formül: Y= (T+T) –HV –Ş – ETİKLİK

Y= Yolsuzluk

T= Tekel Gücü T= Takdir Gücü

HV= Hesap Verirlik

Ş= Şeffaflık

Etik Kültürün YerleĢtirilmesi

Etkin bir denetim, bütün denetim mekanizmaları yolsuzluk ortaya çıktıktan sonra onu tespit etmeye

yönelik yolsuzluğu ortaya çıkmadan önlemeye yönelik bir araç gerekli bu araç ETĠK.

AHLAK = ETĠK

Ahlak, nasıl davranılmasına ilişkin, yazılı olmayan pratik kuralları kapsarken; etik, daha somut

kavramları içerir ve bu kavramlardan neler çıkarılabileceği üzerine çalışır.

Ahlak, temel olarak insanın değer ve tutumlarını içerirken; etik, bu alanda yapılan bilimsel çalışmaları içermektedir.

Page 30: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

30

Kamu Görevinde Etik Neden Önemlidir?

Kamu görevlisi: Kamu adına, Kamu yararı için, Kamunun verdiği yetkilerle, Kamu kaynağını

kullanarak iş görür

Etik DıĢı Davranma Nedenleri

- Bilgisizlik - Yetersiz eğitim

- Dizginlenemeyen hırs

- Dikkatsizlik, disiplinsizlik

- Denetim eksikliği - İdeolojik etkiler

- Üstlerin aşırı ve oransız baskısı

- Maddi ve manevi kazanç hırsı - Psikiyatrik bozukluklar

Etik eğitimi Ģu niteliklerin kazandırılmasını amaçlar:

Yapılacak doğru şeyin farkına varmak

Doğru şeyi yapmaya söz vermek ve sözüne bağlı kalmak Doğru şeyi yapmaya yeterli hale gelmek

Etikte yasal altyapı nedir?

-Anayasa‘nın 10‘uncu, 129‘uncu ve 137‘nci maddesi -5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun

-Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

-657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu -5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu

-2531 Sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşlere Dair Kanun

-3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu

-4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununu -1156 Sayılı Kanuna Mugayir Tahakkuk ve Tediye Muamelatını İhbar Edenlere İkramiye İtasına Dair

Kanun

-Bağımsız İdari Otoritelerle İlgili Yasal Düzenlemeler -832 Sayılı Sayıştay Kanunu

-2443 Sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkında Kanun

-5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu

―Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri Ġle BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‖

etik davranıĢ ilkelerini aĢağıdaki gibi belirlemiĢtir.

1- Görevin Yerine Getirilmesinde Kamu Hizmeti Bilinci (md.5) 2- Halka Hizmet Bilinci (md.6)

Page 31: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

31

3- Hizmet Standartlarına Uyma (md.7)

4- Amaç ve Misyona Bağlılık (md. 8)

5- Dürüstlük ve Tarafsızlık (md.9) 6- Saygınlık ve Güvenlik (md.10)

7- Nezaket ve Saygı (md.11)

8- Yetkili Makamlara Bildirim (md.12) 9- Çıkar Çatışmasından Kaçınma (md.13)

10- Görev ve Yetkilerin Menfaat Sağlamak Amacıyla Kullanılmaması (md.14)

11- Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı (md.15)

12- Kamu Malları ve Kaynaklarının Kullanımı (md.16) 13- Savurganlıktan Kaçınma (md.17)

14- Bağlayıcı Açıklamalar ve Gerçek Dışı Beyan (md.18)

15- Bilgi Verme, Saydamlık ve Katılımcılık (md.19) 16- Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu (md.20)

17- Eski Kamu Görevlileriyle İlişkiler (md.21)

18- Mal Bildiriminde Bulunma (md.22)

Kamu yönetiminde etik bağlamında hediye yasağı da Yönetmelik‘in 15. maddesinde ayrıntılı olarak

açıklanmıştır. Buna göre;

Hediye Alma Yasağı Kapsamı DıĢında Olan DavranıĢlar

Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesini

etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu görevlisinin hizmetine

tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç) ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar,

Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar,

Halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler, Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde

verilen hatıra niteliğindeki hediyeler,

Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklâm ve el sanatları ürünleri, Finans kurumlarından piyasa koşullarına göre alınan krediler

Hediye Alma Yasağı Kapsamında Olan DavranıĢlar Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve

kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri,

Taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre

makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler, Hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler,

Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler

BM Yolsuzlukla Mücadele SözleĢmesinde

1) Her Taraf Devlet, yolsuzlukla mücadele amacıyla, hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak,

kamu görevlileri arasında, diğerlerinin yanı sıra dürüstlüğü, doğruluğu ve sorumluluğu geliştirecektir.

2) Her Taraf Devlet, kendi kurumsal ve hukuk sistemi çerçevesinde, kamu görevlerinin doğru, onurlu ve düzgün bir biçimde yerine getirilmesi için davranış ilke ve standartlarını uygulamaya özellikle çaba

sarf edecektir.

3) Her Taraf Devlet, bu madde hükümlerinin uygulanması amacıyla, uygun olan hallerde ve hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, 12 Aralık 1996 tarih ve 51/59 sayılı BM Genel Kurul

Kararına Ek Kamu Görevlileri Uluslararası Davranış ilkeleri gibi bölgesel, bölgelerarası ve çok taraflı

örgütlerin ilgili çalışmalarını dikkate alacaktır. 4) Her Taraf Devlet, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerinin görevlerini ifa

ederken farkına vardıkları yolsuzluk vak'alarını ilgili makamlara rapor etmelerini kolaylaştıracak

önlemleri almayı ve sistemleri kurmayı da değerlendirecektir.

5) Her Taraf Devlet, uygun olan hallerde ve iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerini, diğerlerinin yanı sıra, kamu görevlerinin ifasına ilişkin olarak bir çıkar çatışması

yaratabilecek nitelikteki meslek dışı faaliyetlerini, işlerini, yatırımlarını, mal varlıklarını ve aldıkları

Page 32: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

32

hediye veya edindikleri faydaları ilgili makamlara bildirmeye zorunlu kılacak önlemleri almaya ve

sistemleri kurmaya çaba sarf edecektir.

6) Her Taraf Devlet, bu maddeye uygun olarak tahsis edilen ilke ve standartları ihlal eden kamu görevlilerine karşı, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, disiplin önlemlerini veya diğer

önlemleri almayı değerlendirecektir.

Avrupa Birliği Aday Ülkelerde Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesine ĠliĢkin On Ġlke

1-Devlet liderleri ve karar vericilerinin yolsuzlukla mücadele hususunda güvenilirliklerinin olması ve

açık bir tutum sergilemeleri büyük önem taşımaktadır.

2-Aday ülke AB mevzuatına tam olarak uyum sağlamalıdır. 3-Yolsuzlukla mücadele yasaları önemli olmasına karşın, söz konusu yasaların uygun ve şeffaf

yolsuzlukla mücadele birimlerince uygulanması daha fazla önem taşımaktadır.

4-Kamu görevi her vatandaşa açık olmalıdır. 5-Kamu yönetiminde (yargı, emniyet, gümrük, vergi idaresi, sağlık sektörü ve kamu ihaleleri)

dürüstlük, hesap verme sorumluluğu ve şeffaflık, denetim ve izleme standartları aracılığıyla

güçlendirilmelidir.

6-Rehber ilkeler oluşturulmalı ve uygulama aşamasında gözlemlenmelidir. 7-İhbarda bulunan ve ifade verenlerin korunmasına ilişkin olarak hem kamu sektöründe ve hem de özel

sektörde açık kurallar bulunmalıdır.

8-Medya ve eğitim yolu ile toplumun yolsuzluk konusundaki bilinci artırılmalıdır. Yolsuzluğun hoşgörü ile karşılanacak bir fenomen olmadığı ve cezai bir suç olduğu mesajı vurgulanmalıdır.

9-Politikacılarla iş çevresi arasında örtülü bağlantıların kurulmasının önlenmesi amacıyla, siyasi parti

finansmanı ve siyasi partilerin dış mali kontrolüne ilişkin açık ve şeffaf kurallar getirilmelidir. Siyasi partilerin karar verme süreci üzerindeki etkileri çok güçlüdür ancak çoğunlukla rüşvete ilişkin

yaptırımlardan muaf tutulmaktadırlar.

10-Rehber ilkeler ve dürüst şirketlere ilişkin beyaz listelerin yayımlanması gibi yollarla özel sektörün

yolsuz faaliyetlerden kaçınması sağlanmalıdır. Meslek Etiği

Bir meslek grubunun;

• Mesleğe ilişkin olarak oluşturulup koruduğu,

• Meslek üyelerini belirli şekilde davranmaya zorlayan, kişisel eğilimlerini sınırlayan, • Yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan,

• Meslek içi rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkeler

bütünlüğüdür

Sigorta Eksperleri Meslek Kuralları Dayanak: 5684 sayılı Kanununun 26. maddesi ikinci fıkrası (a) bendi

Amaç: Adalet, dürüstlük, iş ahlakı, Mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma

Kapsam: Ülkemizde faaliyet gösteren tüm Sigorta Eksperlerine

Mesleğinin Temel ilkeleri: A- Tarafsızlık İlkesi,

B- Güven İlkesi,

C- Mesleki Ehliyet İlkesi, D- Sır Sır Saklama İlkesi

A- Tarafsızlık Ġlkesi: (1) Eksper, mesleğin tanımlayıcı/belirleyici özelliklerinden birisi olduğu üzere, sigortalı ile sigortacının

haklarını, tayin edenin kim olduğuna bakmaksızın korumak ve kamu yararına uygun hareket etmek

zorundadır. Bu itibarla, Eksper;

a) Mesleğinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı gereğine inanmış olarak bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Eksper hiçbir zaman taraflı ve ön yargılı şekilde davranarak işini icra

etmez.

b) Mesleki çalışmasında tarafsızlığını korur; tarafsızlığını zedeleyecek tavır, tutum ve davranış içinde olmaz.

c) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek durumlarda iş kabul etmez.

ç) Taraflar arasındaki anlaşmazlığın ve doğabilecek gerginliğin dışında kalır.

Page 33: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

33

B- Güven Ġlkesi (1) Eksper, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine

tam bir sadakatle yürütür. (2) Eksper, yapacakları bilgilendirmelerde basit ve kolay anlaşılabilir olmayı gözetir, faaliyetlerinde

şeffaflığı en üst düzeyde tutar.

(3) Eksper, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınır, özel yaşantısında da buna özen gösterir.

C- Mesleki Ehliyet Ġlkesi (1) Eksper, mesleki ehliyet ve yetkili kılındığı branş ya da branşlar dışında ekspertiz yapmaz. (2) Eksper, bilgi birikimi ve tecrübesinin yeterli olmadığını bildiği bir işi kabul etmez.

(3) Eksper, aldığı işin uygun bir biçimde yerine getirilmesini temin edecek zamanı ayırır. İhtiyaç

duyduğu takdirde ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde konusunda kendisini kanıtlamış bir uzmandan danışmanlık yardımı alır.

D- Sır Saklama Ġlkesi (1) Eksper mesleki sırların saklı tutulmasından sorumludur. Meslekten ayrılmak bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz.

(2) Eksper, yetkili kişi ve mercilere yasal olarak verilmesi gereken bilgi ve belgeler ile, mevzuat

dahilinde gerçekleştirilen bilgi paylaşımı ve tarafların (sigortalı ve sigortacı) rızasının bulunduğu durumlar dışında her türlü bilgi ve belgeyi gizli tutar, üçüncü kişilerden özenle saklar.

(3) Eksper, çalıştırdığı kimselerin ve stajyerlerinin meslek sırrına aykırı davranmalarını engelleyecek

tedbirler geliştirir ve uygular.

Sigorta Eksperliği Mesleğinin Ġcrası Sırasında Riayet Edilmesi Gereken Temel Kurallar

A- Meslektaşlar Arası İlişkiler,

B- Sigortalılar ile İlişkiler, C- Sigorta Şirketleri İle İlişkiler,

D- Büro ve Çalışma Düzeni,

E- Ekspertiz ve Raporlama, F- Duyuruların Takibi

A- MeslektaĢlar Arası ĠliĢkiler (1) Müşterek ekspertiz yapanlar başta olmak üzere, hiçbir eksper herhangi bir meslektaşı hakkında

küçük düşürücü ve onur kırıcı kişisel görüş ve düşünceler belirtemez.

(2) Ekspertiz ücretine ilişkin ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenen rehber tarifeye uyar.

B- Sigortalılar ile ĠliĢkiler (1) Eksper, sigortalılarla olan ilişkilerinde saygılı ve özenli iletişim kurar.

(2) Eksper, talep edilmesi halinde, ekspertize ilişkin bilgileri sigortalıyla paylaşır.

C- Sigorta ġirketleri ile ĠliĢkiler (1) Eksper, sigorta şirketleri ile ilişkilerinde meslek onuru ve haysiyetine uygun tutum ve davranış

sergiler. Bu ilişkilerde karşılıklı saygı esastır.

D- Büro ve ÇalıĢma Düzeni (1) Eksper, reklam niteliğinde duyuru yapamaz. (2) Eksperin başlıklı kâğıtları, kartvizitleri, büro tabelaları, reklam niteliğini taşıyabilecek nitelikte

olamaz.

(3) Eksper, mesleki teamüllere uygun olmayan şekilde kendine iş sağlama niteliğinde tutum ve davranışlarda bulunamaz.

(4) Eksper, ofisinin görevin onur ve vakarına uygun biçimde düzenlenmesine özen gösterir. Mesleki

teknolojik gelişmeleri takip eder.

(5) Uzunca bir süre bürosundan uzak kalmak zorunda bulunan eksper, ağırlıklı olarak görev aldığı tarafa veya taraflara, durumunu önceden bildirir.

(6) Eksper, haklı mazeretler dışında, verilen görevleri kabul eder.

Page 34: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

34

(7) Yanına stajyer alan eksper, stajyerin iyi yetişmesi için gerekli azami özeni dikkati gösterir ve bu

yönde olanaklar hazırlar.

E- Ekspertiz ve Raporlama (1) Eksper, yasa, yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra İcra Komitesi tarafından alınan

kararlara uymakla mükelleftir. (2) Eksper, mesleği ifa ederken poliçe genel ve özel şartlarını (kapsamı, teminat dışı haller, aksine

sözleşme yoksa teminat dışı haller vb.) rehber edinip ekspertiz raporunu bu çerçevede sonuçlandırır.

(3) Eksper, aldığı hasar dosyasını sonuna kadar takip eder ve yasal süresi dahilinde ekspertiz raporunu

tanzim ederek üzerine düşen görevi tamamlar. Ancak kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı hallerde dosyayı iade edebilir. Bu hallerde eksper durumu kendisini atayan tarafa yazılı olarak bildirir.

(4) Eksper mesleğe yakışan kılık - kıyafetle işini ifa eder.

F- Duyuruların Takibi (1) Eksperler, www.sigorta.org.tr adresli internet sitesinde ilan edilen duyuruları takip etmekle

yükümlüdür.

Sonuç

Etik: Ahlaki Bir Davranış Biçimidir, Kuralları Vardır, Toplumların Yapılan İşlemlere İnanç Düzeyini

Artırır, Güven Duygusunu Temin Edici Bir Kavramdır, Yolsuzlukla Mücadelede Etkin Bir Mücadele Yöntemidir

Empati: İnsanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak, onun duygularını ve düşüncelerini

doğru olarak anlaması ve iletmesi sürecidir. Empati kuracak kişi, kendisini karşısındaki kişinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla

bakmalıdır.

Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru

olarak anlamamız gereklidir. Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşısındaki kişiye iletilmesi

davranışıdır.

Herkesin farklı bir bakıĢı açısı vardır. Zengin ↔ Fakir

Köylü ↔ Şehirli Erkek ↔ Bayan

Amir ↔ Memur

Genç ↔ Yaşlı

...... ↔ ........ Herkesi bulunduğu konumda kabul etmek gerekir.

Page 35: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

35

TARIMDA RĠSK YÖNETĠMĠ, ARAÇLAR VE

DEVLET DESTEKLĠ TARIM SĠGORTASININ YERĠ

Bekir ENGÜRÜLÜ

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü - Daire BaĢkanı

Risk Yönetimi ve Niçin Sigorta

Ġnsan, bitki ve hayvanların kısaca canlıların yaĢamlarını etkileyen birçok risk ve belirsizlik

bulunmaktadır. Bunlar; insanların mallarını ve hayatlarını, bitki ve hayvanların da hayatlarını

önemli ölçüde etkileyerek büyük hasarlar (KATASTROFİK) meydana getirir. Tarım için çok önemli olan risklerin, diğer sektörler için aynı olumsuz etkileri göstermeleri

beklenmemelidir. Tarım harici diğer her sektörde risk yönetiminde kullanılabilecek araçların

nitelikleri farklılık gösterir.

Tarımsal ürünlerin miktarı ve özellikleri; kullanılan kaynaklar (teknoloji düzeyi), üreticinin kontrol edemediği iklim koĢulları, hastalık ve zararlıların yoğunluğuna bağlıdır.

Ġklim ve toprak koĢulları, yetiĢtirilecek ürünlerin seçimi, üretimin miktar ve kalitesi üzerinde

etkili olur. Normal koĢullarda tarımsal üretimde meydana gelebilecek kayıplar veya düĢüĢler olarak ifade

edilen riskler, üretici her yılki elde ettiği gelirinde istikrarsızlıklara sebep olmaktadır.

Dünyanın her yerinde üretici gelirinde istikrarın sağlanması, 1929 Dünya Ekonomik Krizinden

sonra temel tarım politikası amacı olmuĢtur.

Tarım Politikası Araçları ve Türkiye’deki Uygulamalar

Tarımda Destekleme Modelleri

(i) Üretime Dayalı Modeller: Bu politikalarla Üretim ve tüketimde kaynak kullanımını daha etkin hale

getirilmeye çalıĢılır. AraĢtırma-geliĢtirme, alıĢ-veriĢ maliyetini azaltma, altyapı hizmetleri, kamu malları tedariki, bilgi ve pazarlama hizmetleri, kalite kontrolü ve standardizasyon, sigorta ve yayım

gibi gibi ekonomik büyümeyi artırmak için yapılan tüm kamu harcamalarını kapsar.

Politik ve ekonomik getirileri zaman içine yayılır, ilk zamanlarda kurumsal yapının

değiĢtirilmesi ve örgütlenmede kamu kaynaklarının kullanılması gerekir. Türkiye’de 2000’li yıllara kadar tarımsal destekleme sistemi içinde fazla yer almamıĢtır.

(ii) Dağılıma dayalı politikalar: Fiyat destekleri, fark ödeme sistemleri, sınır müdahaleleri, girdi

sübvansiyonları (kredi dahil) gibi ekonominin diğer sektörlerinden tarıma varlık ve gelir transfer eden tüm politikalar bu gruba girer.

Transfer politikalarının getirileri kısa zamanda alınmakta, tercih edilen araca göre tarıma

yapılan transferlerin tüketici ve bütçeye yükü artmaktadır. Tarım politikalarında iç ve dıĢ piyasalardaki geliĢmelere paralel olarak 1999 yılından bu yana

çok önemli bir değiĢim gözlenmektedir.

2001-2005 döneminde uygulanan projelerle tarımsal destekleme araçları ve organizasyonunda

radikal değiĢiklikler gerçekleĢtirilmiĢtir. Kredi desteği, destekleme alımları ve girdi desteğinin toplam tarımsal destekleme ödemeleri içindeki payı 1995’de % 97,2 iken, bu oran 1999’da % 87,9 ve 2003

yılından itibaren % 11 ve 2004 yılında % 8 düzeyine gerilemiĢtir.

Page 36: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

36

Tarım Politikası Araçları ve Türkiye'deki Uygulamalar

Destekler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004

Fiyat Desteği 6,5 15,5 128,1 246,5 269,3 209 136 610 - -

Girdi Desteği 11,3 47,8 94,7 142,7 110,6 110 93 - 311 332

TeĢvik Primi 2,0 4,8 6,4 8,2 10,7 12 12 18 - -

Tazminatlar 3,2 6,8 13,8 11,2 16,3 29 27 40 - -

Kredi Desteği 207,1 140,9 269,4 432,5 610,4 351 336 - - 100

Fark-Telafi

Ödemesi 1,4 - 5,4 - 98,2 186 343 179 262 395

Hayvancılığı

GeliĢtirme - - - - - 12 42 69 125 200

Tarım Koop.

Projeleri - - - - - 18 33 22 20 89

DGD - - - - - - 84 1.877 2.010 2668

Diğerleri 0,1 0,1 0,2 0,3 0,5 - - - - -

Toplam

Destek 231,3 215,8 517,9 841,1 1.127,3 927 1.106 2.815 2.728 3.748

GSMH 7.854,9 14.978,1 29.393,3 53.518,3 78.283,0 125.596,1 176.484,0 275.032,4 356.680,9 428.932,3

Destek/GSMH 2,9 1,4 1,8 1,6 1,4 0,74 0,63 1,02 0,76 0,87

Türkiye'de Tarım Sektörüne Yapılan Destekler (Milyon TL)

Destek Konusu

2002

Yılı 2003 Yılı 2004 Yılı 2005 Yılı 2006 Yılı 2007 Yılı 2008 Yılı 2009 Yılı

ALAN BAZLI TARIMSAL

DESTEKLER VE DGD

(Mazot.Gübre, Enerji, Organik

ve Ġyi tarım)

1.558,00 2.253,21 2.443,60 2.352,75 2.661,32 2.461,94 1.953,13 1.078,56

FARK ÖDEMESĠ

DESTEKLERĠ

(Yağlı tohumlu bitkiler,

Zeytinyağı, Çay, Buğday)

186,15 268,30 350,09 928,51 1.290,12 1.782,20 1.646,50 2.002,14

HAYVANCILIK DESTEKLERĠ 83,20 106,09 249,76 352,22 678,98 722,68 1.330,32 895,83

TARIM REFORMU

PROJESĠNE ĠLĠġKĠN

HĠZMETLER (Çatak,

Alternatif Ürün, Köy Bazlı

Katılımcı Yatırım Programı

Desteği)

2,69 1,50 0,57 1,57 24,34 33,72 9,29

TARIMSAL SĠGORTA

HĠZMETLERĠ 1,99 31,51 55,06 59,93

TELAFĠ EDĠCĠ ÖDEMELER

KAPSAMINDAKĠ

DESTEKLER (Çay budama,

patates siğili, ġ.Pancarı)

41,51 39,20 4,44 47,41 72,91 84,59 80,49 76,75

DĠĞER TARIMSAL AMAÇLI

DESTEKLER 0,51 36,82 90,25 92,90 99,73

KIRSAL KALKINMA

AMAÇLI DESTEKLER 79,99 109,40 246,63

Hayvancılık (GAP illeri) 59,91

KURAKLIK DESTEĞĠ 264,50 548,98 2,17

TOPLAM DESTEK 1.868,86 2.669,48 3.049,38 3.681,98 4.743,71 5.541,99 5.850,51 4.530,94

GSMH 275.032 356.681 428.932 648.532 742.922 756.020 1.134.590 923.910

Destek/ GSMH (%) 0,68 0,75 0,71 0,57 0,64 0,73 0,52 0,49

Kaynak: T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Page 37: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

37

2001’den sonra fiyat, girdi ve kredi desteklerinin kaldırılmasıyla DGD ödemelerinin toplam

tarımsal destekler içindeki payı sürekli artmıĢtır. 2001’de tarıma verilen toplam destekler içinde

DGD’nin payı % 7,6, 2003’de % 74 ve 2004 yılında ise % 70 civarında olmuĢtur. Fiyat, girdi, telefi ödemeleri ve kredi desteği yerini DGD’ye bırakmıĢtır.

Destekleme harcamaları içinde en düĢük payı araĢtırma, eğitim ve yayım hizmetleri almıĢtır.

Teknoloji geliĢtirme ve yüksek verimli tohumların, damızlık materyaller, hayvan ırklarının geliĢtirilmesi ve böylece bu alanda ülke tarımının dıĢa bağımlılığının azaltılması olanakları çok sınırlı

düzeyde kalacaktır.

Türkiye’de tarıma yapılan toplam destekleme ödemelerinin GSMH içindeki payı 1995 - 1999

döneminde % 2,9’dan % 1,4’e gerilemiĢ iken, 2000-2004 döneminde % 1,0 düzeyinde olmuĢtur. 2001 yılından sonra yapılan düzenlemelerle tarımsal destekleme sistemi (araç ve organizasyon

yönünde) büyük ölçüde AB normlarına uygun hale getirilmiĢtir. Tarımsal destekleme ödemesinin

1995’de % 18,3’ü bütçeden yapılan transferlerden oluĢmakta iken, bu oran 2000’de % 47,1 ve 2001’den sonra % 70’in üzerindedir.

Tarım politikası reformu kapsamında desteklemede kullanılacak kaynakların tamamen bütçe

olanaklarından karĢılanması sağlanmıĢtır. Böylece tarım desteğinin ekonomiye getirdiği yük ve

sağladığı faydaların değerlendirilmesi daha kolay olacaktır. Diğer yandan toplam tarım desteğinin tarımsal üretim değeri içindeki payı % 10’unun altında kalmaktadır.

Türkiye’de Destekleme Politikaları ve Sigorta Endüstrisine Etkileri

Tarım politikasının hedefi, çiftçilerin geliri ve yaĢam standardının yükseltmektir, Tarımsal üretimin artırılması için modern tarım yöntemlerinin uygulanması, girdilerin temini,

gerekli yatırımların yapılması ve ürünlerin uygun koĢullarda satıĢ organizasyonlarının kurulması

gerekmektedir, Tarım, birçok ülkede aile iĢletmeciliğine dayanmakta ve sosyo-ekonomik nitelik taĢımakta,

GeliĢmekte olan ülkeler ve Türkiye’de üretimin doğal koĢullara bağlılığı,

Sermaye ve teknoloji kullanımının sınırlılığı,

Nüfusun fazlalığı ve çalıĢma koĢullarına bağlı olarak tarımda gelir ve yaĢam standardı, diğer kesimlere oranla daha düĢük.

Tarımsal Riskler ve Risk Yönetimi Araçları

Tarım çeĢitli risklere maruz kaldığında, çiftçiler masraflarını, emeğinin karĢılığını ve öz sermayesine yeterli düzeyde kar sağlayamamakta, ürünlerini ve üretim faktörlerini kısmen veya

tamamen kaybedebilmektedir.4-5 Nisan 2004 Karadeniz ve Mart 2006 Edirne’de olduğu gibi….

Zarara maruz kalan üreticiler iĢletmelerinin ekonomik yapısını uzun süre normale dönüĢtürememektedir. Bu durum bir aile, küçük bir köy, belde ve il veya ülke halkının

karĢılaĢabileceği olağan bir olaydır. Bunlar sadece tarımın geliĢmesini değil, mevcut koĢullarda bile

sürdürülebilmesine olanak vermeyebilir.

Riskler sadece tarımı değil, bütün ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Çünkü tarımsal üretim ile üretici gelirinin azalması, alım gücünün düĢmesi ile ticari iĢlemler ve makro düzeyde milli geliri de

düĢürebilecektir.

Tarımsal Yapı ve Riskler Ülkemizde jeolojik ve topoğrafik yapı ile iklim özellikleri nedeniyle büyük can ve mal

kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karĢılaĢılmaktadır.

Etkili olan doğal afetleri önem sırasına göre; depremler, heyelanlar, su baskınları, kaya

düĢmeleri, yangınlar, çığ, fırtına, dolu, don, yeraltı suyu hareketleri ve diğer doğal riskler Ģeklinde sıralamak mümkündür.

Risk, normal koĢullarda üretimde olabilecek kayıp veya zarar olup, istatistiksel yöntemlerle

tahmin edilebilmektedir. Belirsizlik ise, gelecekte olma olasılığı istatistiksel olarak tahmin edilemeyen subjektif olaylardır.

Page 38: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

38

Tarımsal Riskler KiĢisel/Ġnsan Riskleri: ölüm,sakatlık, iĢgücünü yitirme.. Sermaye Riskleri: bina ve ekipmanlar için hırsızlık, yangın,..

Üretim/Verim Riski: AĢırı/yetersiz yağıĢ, dolu, don,

Fiyat Riski: Ürün fiyat düĢmesi/girdi fiyat artıĢı..

Kurumsal Riskler: Tarım ve diğer politikalarda değiĢmeler, üretim ve/veya pazarlama kararlarına müdahaleler,

Mali Riskler: Sermaye maliyeti artıĢı, döviz kuru, yetersiz öz kaynak….

Doğal olaylar ve fiyat değiĢmeleri gibi risklerin üretime ve dolayısıyla iĢletme geliri üzerine olan etkisi, monokültür tarım yapan iĢletmelerde polikültür tarıma oranla daha fazla olmaktadır.

Risk yönetimi ve sigortacılık açısından yararlı bir sınıflandırmada riskler, tesadüfi ve ticari

olmak üzere iki gruba ayrılabilir.

Page 39: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

39

(i) Tesadüfi (Mutlak) Riskler (Pure Risk): Bu risklerde oluĢacak kayıplara karĢı herhangi bir kazanç

olasılığı bulunmamaktadır. Bunlar iĢletmenin malvarlığının azalmasına yol açarlar. Bu tür risklerin

oluĢturabileceği kayıplar iĢletme yönetimi tarafından belirli bir bedel karĢılığında baĢka bir kuruma devredilebilir. Mutlak riskler, iĢin doğal yapısına ve akıĢına bağlı olmaksızın meydana gelen ve iĢletme

tarafından meydana gelmesi engellenemeyen hasarlardır. Yangın, grev, gemi batması gibi riskler bu

gruba girer. (ii) Ticari (Spekülatif) Riskler (Speculator Risk): OluĢabilecek risklere karĢı bir kazanç olasılığı

vardır. Üreticinin aldığı kararlar sonucunda karĢılaĢtığı risklerdir. Bu risklerin oluĢması ticari zarar

oluĢturur ve bu zarar tümü ile iĢletme tarafından yüklenilir. Spekülatif riskler, bir iĢin karlı olup

olmaması, pazarlama riski denebilecek firmanın ürünlerine olan talepteki değiĢmeler, fiyat ya da maliyetlerin faaliyet sonuçları üzerindeki etkileri gibi kısmen kontrol edilebilecek veya

sınırlandırılabilecek riskleri içerir. Tarım ürün ve girdi piyasalarındaki fiyat dalgalanmaları gibi……

Ticari risklerde bir kaybın olması söz konusu iken, önemli bir kar olasılığı da vardır. Ancak tesadüfi riskte ise kesinlikle kar sağlama Ģansı olmaz.

Ticari veya spekülatif riskler denilen bu riskler, iĢletmelerin kendileri tarafından karĢılanır ve

sigorta edilemezler. ĠĢletmelerin aktifinde yer alan varlıkların değerlerinin azalmasına ya da pasifinde

yer alan kalemlerin artmasına neden olan hasar olaylarını yaratan tesadüfi riskler ise, hem sigortalanabilir hem de risk yönetiminin konusudur.

Tarımda üretim/verim riskinin sigortalanabilirliği öncelikle hasar istatistiklerinin varlığı ve

amaç için uygunluğuna bağlıdır. AĢırı/yetersiz yağıĢ, dolu, don, sel gibi riskler acaba yöre, ürün, bölge ve ülke genellinde yıllara göre ne kadar (YTL) hasara neden oldu? Ürünlere, risklere ve bölgelere risk

ve hasar haritaları mevcut mu?

Mevcut hasar istatistikleri güvenli mi? Güven derecesi ne? Devlet kontrolün de mi, özel kiĢi ve kuruluĢların malı mı? PaylaĢıma açık mı?

Deniz suyu ve hava sıcaklığının aylara göre değiĢimiyle ilgili verilerde sapma var mı?Hasar

verilerinde kurumlar arası farklılık var mı? OĢinografi Dairesi verileri ile DMĠGM verileri aynı mı?

Örnek 1: Karadeniz Bölgesi’nde Bazı Doğal Riskler

Ġller Donlu Günler Vejetasyon Periyodu Dolulu Günler

Zonguldak 12,2 Mayıs-Ekim 2

Trabzon 5,5 Nisan-kasım 0,7

Sinop 3,5 Nisan-kasım 1,3

Samsun 8,6 Mayıs-Kasım 0,7

Rize 6,6 Nisan-kasım 2,4

Ordu 6,3 Nisan-kasım 0,0

Kastamonu 103,3 Haziran-Eylül 11,8

GümüĢhane 115,0 Haziran-Eylül 1,0

Giresun 4,3 Nisan-Kasım 2,0

Düzce 43,5 Mayıs-Eylül 0,0

Bolu 86,8 Haziran-Eylül 14,2

Bayburt 145,6 Temmuz-Ağustos 10,0

Artvin 43,7 Nisan-Ekim 0,7

Sadece bu veriler kullanılarak riskin önemi ve potansiyel hasar ölçeği net olarak

bulunamaz.

Tarımsal Riskler ve Üretici DavranıĢları Risk yönetiminde üreticilerin risk davranıĢlarının analiz edilmesi gereklidir. Bireyler risk davranıĢları yönünden;

Risk sevmeyen üreticiler,

Riski tercih eden üreticiler ve Risk nötr kiĢiler olarak üç gruba ayrılmaktadırlar.

Page 40: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

40

Herhangi bir kiĢi, risk davranıĢları yönünden bu gruplardan birine girer. Türkiye’de üreticilerin

çoğunluğu hangi kategoride yer alır?

Risk sevmeyenler veya riskten kaçanlar daha tedbirli veya ihtiyatlı kiĢilerdir. Bunlar daha az riskli yatırımları veya gelir kaynaklarını tercih ederler. NĠSPETEN TUTUCU BĠREYLER/DEĞĠġĠM

OLDUKÇA YAVAġTIR.

Riski tercih eden kiĢiler, daha maceracı kiĢiler olup, daha riskli iĢleri tercih ederler. Bunlar, aynı olasılıkta düĢük gelir beklemelerine rağmen, yüksek gelir olasılıklı alternatifleri seçerler.

Risk nötr kiĢiler, risk seven ve sevmeyenler arasındaki bir grup olarak tanımlanabilir. Bu

kiĢiler, alternatif gelir oranlarının olasılıklarına bakmaksızın, beklenen en yüksek geliri veren alternatifi

seçerler.

Tarımsal Riskler ve Riskin Ölçülmesi Risk yönetiminde öncelikle riskin ölçülebilir olması gerekir. Riskin ölçümünde kullanılan yöntemler;

DeğiĢim geniĢliği, Standart sapma (σ),

Varyans ((σ)2),

Varyasyon katsayısı (σ/x.100),

Beklenen değer analizi

Varyasyon Katsayısı Türkiye Fındık Verim Değerleri için (1950-2004):;

Fındık Üretim Bölgeleri : % 28,10 1. Bölge : % 52,36

2. Bölge : % 39,07

3. Bölge : % 27,70 Üretici Fiyatları Ġçin ($/kg) : % 39,18

DüĢük varyasyon katsayısı, düĢük değiĢim demektir. Birinci bölgede verim varyasyonu, diğerlerinden

çok yüksektir. OLUġAN HASARIN BÜYÜKLÜĞÜ’de çok büyük olabilecektir.

Beklenen değer, riskli alternatiflerin kıymetini belirleme esasına dayanmaktadır. DeğiĢim geniĢliğini ve mümkün sonuçların olasılıklarını göz önünde bulundurduğu için “beklenen değerin”

hesaplanması karar almada oldukça önemlidir. Eğer her bir sonucun olasılığı biliniyorsa, beklenen

parasal değeri hesaplamak mümkündür. Beklenen değer, riskli alternatifler arasında karar vermek zorunda kalınan durumlarda

kullanılacak yardımcı bir araç niteliğini taĢımaktadır. Sınırlı miktarda olan belirli bir kaynağın

alternatif kullanım alanlarına yatırılması halinde getirebilecekleri gelirleri ve bunların olasılık düzeyleri biliniyorsa, alternatifler arasında beklenen değeri en yüksek yapanın seçilmesi yerinde olacaktır.

Alternatifler Gelir (Milyon TL) Olasılık Alternatifler Gelir (Milyon TL) Olasılık

A 10 0.5 D 0 0.4

10 0.5 20 0.6

B 0 0.5 E 0 0.6

20 0.5 20 0.4

C 5 0.5 F 1 0.5

15 0.5 21 0.5

Yatırımcı 6 alternatif arasındaki seçimini beklenen değer analizi ile yapılabilir. Alternatiflerin beklenen değerler (EV):

EVj = Σi Pi Xi

Formülde; EVj: j olayın beklenen değeri, Pi: Xi sonucunun oluĢma olasılığı ve Xi: her bir alternatifin getirebileceği gelirin veya kazancın değerini göstermektedir. B alternatifinin beklenen değeri; EV(B)=

0.5*(0) + 0.5*(20) = 10 milyon TL olacaktır. B alternatifinde 20 milyon TL kazanabilme ihtimali veya

hiçbir gelirin elde edilemediği durum da söz konusu olmaktadır. Fakat yeterince bu tür alternatifin gerçekleĢtiği durumda ortalama gelir, 10 milyon TL olacaktır.

EV(A) = EV(B) = EV(C) = 10,0 milyon TL

EV(D) = 12,0 milyon TL

EV(E) = 8,0 milyon TL

Page 41: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

41

EV(F) = 11,5 milyon TL

Yatırım alternatiflerinin beklenen değerlere göre seçim sırası ise; D>F>A veya B veya C>E olarak

gerçekleĢecektir. D alternatifinde 20 milyon TL kazanabilme ihtimali veya hiçbir gelir elde edememe ihtimali söz konusudur. Karar alıcı alternatiflerin EV hesaplayarak, kendisi için en büyük parasal

değeri veren alternatifi seçer. Her zaman parasal değeri maximize etmek rasyonel olmamaktadır.

Tarımsal Riskler ve Sigortalanabilirliği Risk yönetimi, geniĢ anlamda belirsiz olayların etkilerini minimize etmek amacıyla gerekli

faaliyet ve kaynakların planlanması, örgütlenmesi ve kontrol edilmesidir.

Risk ve belirsizlik yönetiminde kullanılabilen önlemlerin tarımsal faaliyet üzerinde farklı

etkileri olur. Bu önlemlerin hiçbiri, bütün risk ve belirsizliklere karĢı tek baĢına yeterli koruma sağlayamamaktadır. Bu nedenle üreticilerin, alternatif araçlardan belirli bir kombinasyonu kullanması

gerekmektedir.

Risk ve belirsizlik yönetiminde çeĢitli araçlardan yararlanılabilir. Bunlar; Destekleme alımları & doğrudan mali yardımlar,

Ürün çeĢitlendirmesi,

Zararı azaltıcı teknolojik geliĢmelerden (don, hastalık ve zararlılar ile kuraklığa dayanıklı yeni

çeĢitler vb.) yararlanma, Üretici tasarruflarının kullanılması,

ĠĢletme organizasyonu,

SözleĢmeli üretim, Alivre satıĢ,

Forward satıĢ,

Selem (sipariĢ) senetleri, Makbuz senetleri,

Vadeli iĢlem piyasaları ve üretim faktörlerinin kullanımında emniyet ile hareket etme gibi

araçlar kullanılabilir.

Teknik önlemlerin yeterli olmaması ve risklerin derecelerinin ölçülebilmesi durumunda, tarım ürünleri ve diğer tarımsal mallar sigorta yoluyla güvence altına alınabilmektedir.

Tepki Riskler

Üretim Fiyat

Özel Sigorta (Dolu), KarĢılıklı Yardım Fonları Vadeli ĠĢlem Piyasaları

Kamu Doğal Afet Yardımı

Bitki & Hayvan Sağlığı Önlemleri

Destekleme Politikaları

Kamu-Özel Bütün Tehlikelere KarĢı Sigorta -

Tarımda risk yönetiminde öncelikle “koruma önlemleri" değerlendirilmekte, teknik olarak

önlemlerin yeterli olmadığında “ekonomik ve mali araçların" uygulanmasına geçilmektedir. Sigorta,

tarımdaki risk ve belirsizlikler nedeni ile oluĢabilecek zararı karĢılayan bir güvence sistemidir. Öncelikle teknik yönde önlenebilir risklerin ortadan kaldırılmalı veya minimize edilmeli, sonra sigorta

seçilmelidir.

Forward SatıĢlar: Ürün daha tarlada veya bahçede iken, alıcı ve satıcının bir araya gelip, fiyatı ve belirlenen tarihte ürün teslimi üzerinden anlaĢma yapmalarına, teslime bağlı vadeli iĢlemler

(forward satıĢlar) adı verilmektedir. Forward iĢlemlerin alivre satıĢlardan farkı, anlaĢmanın bir borsaya

tescil ettirilmesidir. Ġzmir Ticaret Borsası’nda sınırlı olarak bu araç kullanılmıĢsa da, forward satıĢlar

yeterince geliĢmemiĢtir. Selem Senetleri: Faizsiz bankacılık faaliyetlerini yürüten finans kurumları tarafından kullanılan

kredi araçlarından biri olan selem (sipariĢ) senetleridir. Selem ise parayı önce verip malı geç almaktan

dolayı, malın bedelinde yapılan indirim olarak tanımlanmaktadır. Makbuz Senetleri: Çiftçilere depolama hizmeti sağlayarak, düĢen fiyatlardan korunma ve

yükselen fiyatlardan yaralanma olanağı sağlayan yeni bir uygulama da makbuz senetleridir. Ülkemizde

1993’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından baĢlatılan bu uygulamada, çiftçiler tarafından TMO Ģubelerine teslim edilen buğdayın cinsi, grubu ve sınıfı belirlendikten sonra, çiftçiye teslim

Page 42: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

42

ayrıntılarını da içeren makbuz senedi verilmektedir. Sevk edilen ürün en fazla dokuz ay veya gelecek

ürün yılına kadar depoda muhafaza edilebilmektedir.

Vadeli ĠĢlemler Piyasaları: Özellikleri standardize edilmiĢ vadeli iĢlem sözleĢmelerinin alınıp satıldığı ve fiyat riskinin transferi amacıyla oluĢturulmuĢ borsalardır. Piyasada fiziksel mallar değil,

malları temsil eden vadeli iĢlem sözleĢmeleri alınıp satılmaktadır. SözleĢmelerde söz konusu ürünün

cinsi, kalitesi, miktarı (lot), sözleĢme ünitesi, teslim Ģekli, teslim edileceği yer, teslim tarihi ve minimum fiyat değiĢikliği belirtilmiĢtir. Fiyat riskinden korunmaya olanak verir, gelecekte ürünü

piyasaya sunulacak üreticileri ve gelecekte piyasadan aynı ürünü alacak olan sanayici, aracı gibi kiĢileri

ürün fiyatındaki düĢme ve yükselme riskinden korur.

Türkiye Tarım ĠĢletmelerinde Hayvancılık Alanında Risk Yönetimi Araçlarından Yararlanma Düzeyleri

Faaliyet Dalları SözleĢme Yapan

ĠĢletmeler

Sigorta Yaptıran

ĠĢletmeler

Suni Tohumlama

Yaptıran ĠĢletmeler

Süt Sığırı YetiĢtiriciliği 14.803 15.365 464.200

Manda YetiĢtiriciliği 49 39 1.115

Koyun YetiĢtiriciliği 1.704 2.014 11.890

Keçi YetiĢtiriciliği 3.572 3.555 -

Tavukçuluk 2.756 2.586 -

Arıcılık 454 162 -

Toplam 23.338 23.721 477.205

Tarımda risk yönetimi araçlarından yararlanma düzeyleri genellikle düĢük olduğundan, afet

yönetiminde devlet desteği kaçınılmaz olmuĢtur.

Türkiye’de bitkisel üretim alanında sigortalanabilir toplam ürün bedeli 21,398,962,160 US $/yıl (DĠE, 2004) olup, bu alanda sigorta endüstrisi için henüz kullanılamayan çok önemli bir

potansiyelin olduğu görülmektedir.

Hayvansal üretim alanında sigortalanabilir toplam hayvan ve ürün bedeli 13,179,109,510 US $

olarak hesaplanmıĢtır (DĠE, 2004). Sigorta endüstrisi açısından önemli olan meraya dayalı hayvancılıktan çok, entansif süt ve besi sığırcılığı ve ticari tavukçuluk iĢletmeleri olacaktır.

Tarım, sigortacılık endüstrisi için önemli bir hedef pazar olmasına karĢın, tarım sigortalarının

toplam sigorta sektörü içindeki payı % 1’ler düzeyinde kalmıĢtır.

Tarıma Doğrudan Devlet Desteğinin Etkisi Türkiye’de tarımın doğaya bağlılığı nedeniyle üretici gelirindeki dalgalanmaları azaltıcı yeterli

önlem alınamamıĢtır. Doğal koĢulların etkileri nedeniyle ürünlerin verimlerinde meydana gelecek dalgalanmaların sonucunda, üretici çoğu kez yıllık geçimi için gerekli olan geliri elde edemediği gibi,

gelecek yıllardaki faaliyetleri için de gerekli olan yatırımlara yeterli miktarda tasarrufu da

sağlayamamaktadır. Tarımsal üretimde devamlılığı sağlamak amacıyla yasal, teknik ve ekonomik

birçok tedbir alınmaktadır.

Tarımsal Gelire Toprak ve Ġklim KoĢullarının Etkileri Bitkisel ürünlerden optimal verimin alınabilmesi, uygun iklim ve toprak koĢulları ile birlikte

bakım iĢlemlerinin en iyi Ģekilde yapılması ve girdi (teknoloji) kullanım seviyelerine bağlıdır. Toprak KoĢulları: Toprak faktörleri ise ürün veriminde yıldan yıla dalgalanmaya değil de,

verimin 'bir arazi parçasından diğerine değiĢmesine neden olmaktadır.

Ġklim KoĢulları: Dolu, don, kuraklık, sel vb. meteorolojik faktörler ürün veriminde yıldan yıla dalgalanmaya neden olmaktadır.

Bitkisel üretimin genellikle açıkta yapılması nedeniyle, meteorolojik faktörlerin üretim

miktarında neden olduğu dalgalanmanın Ģiddeti, hayvansal üretime oranla çok daha yüksektir. Besin

maddesi yetersizliği nedeniyle iklim faktörleri hayvansal üretimi olumsuz etkilese de, hayvanların hareket edebilme yetenekleri, belirli bir barınak koĢulları içinde yetiĢtirilmeleri ve bakım ve besleme

koĢullarının iyi bir Ģekilde planlanması ile bu risklerin etkileri bir ölçüde hafifletilebilir.

Hayvansal üretimde meteorolojik faktörlerden çok bulaĢıcı hayvan hastalıkları, önemli miktarda hasara neden olur.

Page 43: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

43

Bir ürünün herhangi bir yerde yetiĢtirilebilmesini sınırlayan en önemli iki faktör; sıcaklık ve

nemdir. Bunun dıĢında dolu, don, kuraklık, rüzgar, güneĢlenme süresi, yıllık ortalama yağıĢ, çiğ, kırağı,

sis vb. bir çok faktör bitkisel üretimi etkilemektedir.

Reel Tarımsal Üretim Değerindeki DeğiĢim

0,00

10.000,00

20.000,00

30.000,00

40.000,00

50.000,00

60.000,00

70.000,00

80.000,00

1963 1965 1970 1974 1975 1980 1985 1994 1995 2000

Yıllar

Mil

yo

n T

L

Reel Tarımsal Üretim Değeri

TÜD’de piyasa fiyatları ve iklim koĢullarına paralel olarak değiĢim olmaktadır.

Maliyetlerin artması/sabit kalması halinde bile ürünlerin gelirleri (üretici geliri) azalmakta, yıllara göre dalgalanmaktadır.

Tarıma Doğrudan Devlet Desteğinin Etkileri

Cumhuriyet döneminde tarımda doğal afet zararlarının azaltılması için Devlet iki temel yasa

çıkarmıĢtır: 8.7.1948 tarih ve 5254 sayılı Muhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Verilmesi Hakkında Kanun,

20.6.1977 tarih ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar

Hakkında Kanun, Bu yasalar; yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, fırtına, taĢkın, sel, don, dolu, kuraklık, haĢere

ve hastalık gibi risklere teminat verilmiĢ ve bunlardan etkilenen çiftçilere çeĢitli Ģekillerde kamu

yardımı yapılmıĢtır. TKB emrinde tesis edilen fondan bu risklerden zarar gören çiftçilere ödeme yapılmaktadır. Bu

yasalardan faydalanan üretici sayısı ve yapılan yardımlar dikkate alındığında, yapılan ödemelerin doğal

olayların etkilerini azaltmada yeterli olmadığı anlaĢılmaktadır. Aynı Ģekilde tarımsal teknolojide

meydana gelen geliĢmeler, doğal faktörlerin etkilerini azaltamamıĢtır. Devlet doğal olaylar ile hastalık ve zararlıların tarımda neden olduğu hasarların üreticiler

üzerindeki etkilerini azaltılabilmek için yasal düzenlemeler ve fonlar kurmuĢtur.

Doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin TCZB’na olan kredi borçları ertelenmektedir. 2090 sayılı Yasa’da doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin hasarlarının devletçe karĢılanacağı

belirtilmektedir. Ancak bu amaç için bir fon kurulamamıĢ olduğundan, bu Yasa da uygulanamamıĢtır.

3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yasasına göre; Sığır Brucellosisi, Sığır Tuberculosisi,

Sığır Vebası, At Vebası, Malleus, Ruam gibi hastalıklardan hayvanının öldüğünü belgelendiren çiftçilere, hayvanın pazar değerinin % 50-75’i arasında değiĢen miktarlarda tazminat ödemesi

yapılmaktadır.

Tarım Sigortaları Devletin doğal afetlerden zarar gören çiftçilere tohumluk yardımı yapması, kredi borçlarının

ertelenmesi ve diğer doğrudan mali yardımlar, üretimin sürekliliği için genellikle yeterli olmamakta ve

yardım talebi de sürekli artmaktadır. Doğal olaylar çoğu katastrofik özellik taĢıdığından, binlerce dekar araziyi ve çiftçileri zarara

uğratmaktadır. Bu koĢullarda ülkemizde ve özellikle Karadeniz Bölgesi gibi tarım dıĢı gelir kaynakları

ve çalıĢma olanaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde, tarım sigortalarının yeniden incelenmesi ve

uygulanmasının yaygınlaĢtırılmasına baĢlanması bir zorunluluk haline gelmiĢtir.

Page 44: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

44

Tarımda Risk Yönetimi Araçlarının Etkinlik Düzeyleri

Refah düzeyini korumak ve sürdürmek isteyen üreticiler; ürün çeĢitlendirme, bitkisel ve hayvansal üretime birlikte yer verme, depolama, tarım dıĢı faaliyetler yapma ve mevsimlik göçler gibi

geleneksel yöntemlerle gelir riskini azaltmaya çalıĢmaktadır.

Risk yönetimi araçlarının etkileri sınırlı ve maliyetleri de yüksektir. Depolama, hem ilave masrafı gerektirir, hem de ürün kaybına neden olur.

Bireysel üretici hem mümkün olabilen bütün teknik önlemleri almalı, hem de sigorta gibi mali

araçları kullanabilmelidir. Geleneksel araçlara ilave olarak tarımsal riskler kurumsal bir düzeyde

paylaĢılmalıdır.

TARIM SĠGORTALARINDA ALTERNATĠF MODELLER VE BAZI ÜLKELERDEN

UYGULAMALAR

Neden Sigorta ve Neden Tarım Sigortaları Dalı Ayrı Olarak Ele Alınmalı?

Sigorta, birçok kimse için olması muhtemel olan, ancak kimi ve ne zaman etkileyeceği belli

olmayan riskler için Ģahısların birbirlerine verdikleri karĢılıklı garantidir.

Sigorta teminatıyla, aynı risklerle karĢı karĢıya olan Ģahısların beklenen olayın gerçekleĢmesi durumunda zararları tazmin edilecektir.

Tarım ürünlerinin karĢı karĢıya bulunduğu riskler diğer alanlara oranla daha farklı nitelikte ve fazla

sayıdadır. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde, etkin bir risk paylaĢım mekanizması olan tarım sigortası,

diğer araçlarla birlikte kullanılmaktadır.

Tarım sigortalarının amacı, aynı risklerle karĢı karĢıya olan üreticilerin ödedikleri primlerle

oluĢturdukları fon aracılığıyla, zarara uğrayan üreticilerin zararlarını tazmin etmektir. Üretici zararlarını azaltacak ve üreticilere yardımcı olacak önemli bir organizasyon olan tarım

sigortası, uygulaması en zor olan sigorta dallarından biridir.

Tarım Sigortalarının Temel Özellikleri Kadastrofik risklerin tarım ve diğer sektörler arasında paylaĢılmasının en iyi aracıdır. (HASAR

PAYLAġIMI)

Aynı risklerle karĢı karĢıya olanlarda kendine yardım ve karĢılıklı yardımlaĢmayı geliĢtirir. Düzenli ve küçük miktarlarda tasarruf ve fon oluĢumuna katkıda bulunur.

Diğerleri…

Tarım Sigortalarının Ekonomik ve Sosyal Sonuçları Tarımda gelir istikrarı,

Sermaye oluĢumuna katkı,

Üretici ve üretimin yönlendirilmesi, Üretim maliyetinin azaltılması,

Tasarrufların artırılması,

Tüketiciler üzerindeki etkiler, Kendine yardım ve karĢılıklı yardımlaĢmanın yaygınlaĢması (bugün sana yarın bana),

Page 45: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

45

Tarım Sigortalarında Konu ve Kapsam

Dar anlamda tarım sigortalarının konusu;

1. Bitkisel ürünler

2. Çiftlik hayvanları, 3. Tarım Alet ve makinaları,

4. Tarımsal yapı (konut, depo, hayvan barınakları vb),

5. Tarım Ürünleri ve Hayvanların Nakliyesi GeniĢ anlamda tarım sigortalarının konusuna yukarıdakilere ek olarak çiftçi ve ailesi ile tarım

iĢçilerinin özel yaĢam ve sağlık risklerine teminat verilmesi de girer.

Hedef öncelikle dar anlamda tarım sigortalarını yaygınlaştırmak olmalıdır (5363 Sayılı Kanunda

Md.12 & Türk Ticaret Kanun Md. 1316-1319).

Tarım Sigortalarında Devlet Desteği

Teoride tarım sigortaları çeĢitli doğal, sosyal ve ekonomik riskleri üreticiden devlete veya diğer sigortacılara transfer etmekte etkili bir araç olarak bilinmektedir.

Sigorta “bağıĢ/yardımdan” olmaktan ziyade maliyeti olan bir araçtır. Çiftçi belirli primi ödeyerek

poliçe satın alır ve bu yolla varlıklarını garantiye alır. Devlet, sigortanın üretici ve sigorta endüstrisine maliyetini azaltmak için yardımda bulunmaktadır.

Üretici-sigortacı-devlet için sürdürülebilir sigorta modeli olmalıdır

Tarım Sigortalarının Unsurları

(i) Hasarın tesadüfi olması: Hasarın önceden görülmesi veya meydana gelme ihtimalinin kesin olarak bilinmesi durumunda sigorta yapılmaz. Tesadüften kaynaklanan hasarlar sigortaya konu olabilir.

Ayrıca bilerek oluĢturulan hasarlar da sigortanın kapsamına girmez. Sigortaya konu olan risklerin

meydana gelebilme ihtimali belirli istatistiksel yöntemler ile tahmin edilebilir. Belirli bir olayın meydana gelme Ģansının ölçüsü probabilite olarak bilinir. Yani belirli türden

olayların, belirli sayıda tecrübe ve gözlem verilerine dayanılarak oluĢma ihtimalinin tahmininde

Page 46: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

46

istatistiksel yöntemler kullanılır. Örneğin, Ankara ilinde dolu veya donlu gün sayılarının ne olacağı,

daha önceki yılların verilerinden hareketle tahmin edilebilir.

Tarım sigortalarına konu olan riskler yığın olarak hasar meydana getirirler ve hasarın oluĢ ihtimali Büyük Sayılar Yasası'na uymaktadır. Bu Kanuna göre, bir olay ile ilgili tecrübe sayısı arttırıldıkça

gerçek durum, oran olarak belirtilen probabiliteye yaklaĢır. Gözlem sayısı arttıkça olayın meydana

gelme ihtimalini gösteren tahmin değerleri gerçeğe oldukça yaklaĢır. Büyük Sayılar Kanununun sigortada iki önemli yönü:

(i) Eğer bir olayın meydana gelme ihtimali incelenmek isteniyorsa, aynı özellikteki birçok olayın

incelenmesi gerekir. Örneğin, don sigortası yapabilmek için belirli bir yörede donun oluĢturacağı hasar

oranı ve miktarlarından hareketle hesaplanacak prim oranlarına yol gösterme bakımından, aynı yörede uzun bir döneme iliĢkin verilerden ortalama donlu günler ve donun meydana gelebilme ihtimali

hesaplanırsa, üreticinin ödeyeceği primin objektif olarak belirlenmesi kolaylaĢır.

(ii) Çok sayıdaki olaylar veya çok uzun bir döneme iliĢkin veriler kullanılarak hesaplanan sağlıklı ve güvenilir tahmin değerleri, gelecek yıllar için sigorta tarife fiyatlarının hesabında kullanılabilir.

Sigortacı, tek tek bireyler ve malların uğrayacakları hasarlarla değil, bir grubun tamamını ilgilendiren

hasarlarla ilgilenmelidir.

(ii) Belirli bir riskin aynı derecede etkisi altında bulunan çok sayıda ve benzer üretim birimlerinin bir araya getirilmiĢ olması: Sigorta, aynı riskler ile karĢı karĢıya olan iĢletmelerin bir araya gelerek

oluĢturdukları organizasyonlardır. Sigortaya konu olan iĢletme, arazi ve hayvan sayısı arttıkça,

sigortalıların ödeyecekleri primin miktarı azalacaktır. Böylece hem risk ve hem de hasar en etkili bir Ģekilde paylaĢılır.

(iii) Sigortaya konu olan hasarların ölçülebilir nitelikte olması: sigorta mallarda meydana gelen

ölçülebilir miktar ve kalite kaybını tazmin eder. Ölçülemeyen hasarlar sigortanın kapsamı dıĢındadır. (iv) OluĢan hasarın parasal olarak ifade edilebilir (maddi) olması: Sigorta manevi kayıpları veya

parasal olarak ifade edilemeyen kayıpları kapsamamaktadır. ĠĢletmede meydana gelen maddi

kayıpların sigorta teminatına alınması, hasarın ödenmesinde sübjektifliği bir ölçüde azaltabilmektedir.

Tarım Sigortalarının GeliĢimi

Sigortacılıkla ilgili ilk düzenlemeler Hamurabi Kanununda ticaret kervanlarının soygunlara karĢı

korunmasına yönelik olarak yapılmıĢtır. Roma ve Yunanlılarda deniz ticaretindeki çeĢitli tehlikelere karĢı çeĢitli Ģekillerde yardımlaĢmayı

ortaya çıktığı görülmektedir.

18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa’daki ekonomik düzendeki değiĢiği ve liberalizm ağırlıklı ekonomik sistemde tarımdaki teknolojik geliĢmelerin de yetersizliği ile meydana gelen

hasarlar gerçek anlamda tarım sigortalarının geliĢtirilmesinin zorunlu olduğunu göstermiĢtir.

Tarımda geliĢmeyi desteklemek ve üretimde kendine yeterliliğe ulaĢmak için yeterli bir araç olarak

görülen sigortanın yaklaĢık 150-200 yıllık bir geçmiĢi vardır. Modern sigortacılığın Ġngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde 17. yüzyıldan itibaren baĢlamıĢ

olmasına karĢın, tarım sigortalarının ancak 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren baĢlamıĢ olmasının,

bu sektörün özelliğinden kaynaklandığı söylenebilir. Modern tarım sigortalarına 18. yüzyılın ikinci yarısında Ġrlanda'da kooperatiflerce hayvan hayat

sigortaları yapılmasıyla baĢlanılmıĢtır. Daha sonra Almanya, Fransa, Ġsviçre gibi Avrupa ülkelerinde

dolu, yangın ve hayvan hayat sigortaları uygulamasına baĢlanmıĢtır.

Japonya'da tarım sigortaları, 1939 tarihinde çıkarılan tarım sigortası yasası ve bu yasadan sonra devlet sigorta kurumunun kurulmasıyla baĢlamıĢtır. Bu kurum ürünleri; dolu, kuraklık, kasırga, su

basması, çeltik de hasara neden olan çeĢitli hastalıklar ve zararlılar, dut yaprağında hasara neden olan

don, arpa ve buğdayda zarara neden olan fazla nemin sigorta yoluyla teminat altına alınmasıdır. Sonraki yıllarda Japonya'da bütün riskler sigorta kapsamına alınmıĢtır.

ABD'de tarım sigortaları 19. yüzyılın sonlarında baĢlamıĢ, geniĢ kapsamlı tarım sigortaları 1938

yılında çıkarılan ürün sigortası yasasına dayanır. Bu yasa ile kurulan federal ürün sigorta Ģirketi bitkisel ürünleri; dolu, don, kuraklık, su baskını, fırtına, Ģiddetli rüzgar, kar, yıldırım, hastalık ve zararlıların

oluĢturduğu tehlikelere karĢı sigortalamaktadır.

Bazı Ülke Örnekleri Ürün sigortaları, ürünlerin miktar ve kalitesini olumsuz etkileyen risklerin oluĢturduğu hasarların

tazmini esasına dayanır. Bunlar kapsadığı riskler bakımından üç grupta toplanabilir.

Page 47: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

47

(i) Tek bir riske karĢı sigorta: En yaygın olan Ģekli dolu sigortasıdır. Ġsviçre, Fas, Monako, Fransa,

Daminarka, Ġsveç, Arjantin, Avustralya gibi ülkelerde ürünler yalnızca dolu ve Ġrlanda’da ise yalnızca

yangın riskine karĢı sigortalanmaktadır. (ii) Birkaç riske karĢı sigorta: Tarımı etkileyen birkaç riski kapsar. En yaygın Ģekli dolu ve yangın,

dolu ve don sigortalarıdır. Tarım sigortalarının orta düzeyde geliĢtiği Bulgaristan, Yunanistan,

Almanya, Ġngiltere, Türkiye, Cezayir gibi ülkelerde uygulanmaktadır. (iii) Bütün risklere karĢı sigorta: Ürün sigortalarının en modern ve geliĢmiĢ Ģeklidir. Bu model; ABD,

Ġsveç, Japonya, Kanada, Brezilya, Yeni Zelanda, Seylan, BangladeĢ, Çin, Küba, Kolombiya, Çek ve

Slovak Cumhuriyetleri, Hindistan, Sri Lanka, Filipinler, Güney Kore, KKTC’nde uygulanmaktadır.

Hayvan Sigortaları Sigortanın Kapsamı

YetiĢtiricilik Amaçlarına Göre

Yapılan Hayvan Sigortaları

1. ĠĢ, Gelir (Ġrat)ve Damızlık Hayvanların Sigortaları 2. Kasaplık Hayvanların Sigortaları

3. Süs ve Zevk Hayvanlarının Sigortaları

Kapsadığı Risklere Göre

Hayvan Sigortaları

1. Hayvan Hayat Sigortaları

2. Hayvan Besi Sigortaları 3. Hastalık Sigortaları

4. Kastrasyon ve Cerrahi Müdahalelere KarĢı Sigorta

5. Gebelik ve Yavrulama Sigortaları

6. Mera Sigortaları 7. Nakliye Sigortaları

8. Diğer Risklere KarĢı Sigorta

Hayvan Cinslerine Göre Yapılan

Hayvan Sigortaları

1. Süt Sığırları Sigortası

2. Besi Sığırları Sigortası

3. Koyun Keçi Sigortaları 4. Arı Kovanları Sigortaları

5. Ġpekböcekçiliği Sigortası

6. Kümes Hayvanları Sigortası

7. At ve Diğer ĠĢ Hayvanları Sigortası 8. Diğer hayvanların Sigortası

• Dünya tarımında sigorta uygulamasında; • Belirli risklerin sigortalanması (dolu, yangın gibi az sayıda risk),

• Bütün risklere karĢı sigorta (Multiple-peril crop insurance-MPCI)

• Mali yönden sürdürülebilir birkaç riske karĢı ürün sigorta modelleri bulunmakta (örneğin dolu ve yangın gibi).

• Mali yönden sürdürülebilir MPCI modeli bulunmamaktadır.

• Bütün MPCI programları ya devlet tarafından subvanse edilmekte ve/veya devlet Ģirketlerince

uygulanmaktadır, • MPCI mali performansı genellikle zayıf,

• MPCI maliyeti çok yüksek,

• Genellikle MPCI programları genellikle hükümetlerce çiftçilere sosyal bir politika olarak uygulanmakta/görülmektedir.

Uzun dönem dengesi bakımından, sigortada ortalama maliyet (tazminat + yönetim maliyeti)

prim gelirlerinden düĢük olmalıdır. “(I + A) / P < 1” Burada; I: Tazminat, A:Yönetim giderleri, P: Pirim

Ancak hiçbir MPCI modelinde bu eĢitliğe uygun bir sonuca ulaĢılamamıĢtır. AĢağıdaki ülke

örnekleri de bunu ispatlamaktadır:

Page 48: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

48

Ülke Uygulama Zamanı (I + A) / P

Brazil 1975-81 4.57

Costa Rica 1970-89 2.80

Japonya 1947-77 2.60

1985-89 4.56

Meksika 1980-89 3.65

Philipinler 1981-89 5.74

ABD 1980-89 2.42

1999 3.67

Ġspanya Tarım Sigortası Modeli ve Türkiye

Birçok uzman kiĢi ve kuruluĢ tarafından Türkiye koĢullarına en uygun modelin Ġspanya örneği

olduğu belirtilmektedir. 24-25 yıllık uygulama sonuçlarına göre AB’nde en kapsamlı ve en baĢarılı tarım sigortası sistemine sahip ülke olan Ġspanya’da, doğal riskler en yüksek derecede teminat altına

alınmaya çalıĢılmaktadır. Çiftçi örgütlerinin de tarım sigortası organizasyonunda yer aldığı Ġspanya

modelinde; Devlet, primleri sübvanse etmekte, reasüransa katılmakta ve tüm ilgili kurumların katkı ve katılımlarını koordine ederek sigorta sisteminin geliĢtirilmesini desteklemektedir.

Ġspanya’da tarım sigortası sisteminin baĢarı unsurları:

(i) Yasal Düzenleme: Gerekli yasal düzenlemelerin yapılmıĢ olması ve devletin yasaya uygun olarak sigortaya tam destek vermesi

(ii) Devlet Sübvansiyonu: Çiftçi primlerine yapılacak sübvansiyon kriterlerinin, tarımsal üretimin ve

sigorta sisteminin geliĢmesini teĢvik edecek Ģekilde belirlenmesi ve uygulanması.

BaĢlangıçta % 50’nin üzerinde olan sübvansiyon oranı bugün en fazla % 49 ile sınırlanmıĢtır. FarklılaĢtırılmıĢ olarak 2001 yılında belirlenen sübvansiyon oranları:

Temel sübvansiyon : % 5-10,

Grup poliçeleri için : % 5, Poliçe yenilemelerinde : % 5-7,

Profesyonel çiftçiler için : % 8-14.

(iii) Kamunun Finans Gücü: Sübvansiyon için sigortası ile ilgili kamu kurumunun, finans gereksinimlerini sağlayabilecek durumda olması (Devletin çiftçi primlerine yaptığı sübvansiyonun 24

yıllık ortalaması % 50’dir).

(iv) Devletin Reasüransa Katılımı: Devlet adına reasürans kurumu olarak görev yapan Konsorsiyum

aynı zamanda Havuz’a koasürör olarak katılır. Zaman içinde sigorta Ģirketlerinin sisteme daha fazla katılması ile Devletin koasürans havuzuna katılım payı baĢlangıçta %50 civarında iken, sistemin

geliĢmesi sonucu %12,5 olmuĢtur. Özel Ģirketlerin payı ise % 87,5’a ulaĢmıĢtır.

(v) Teminatın ÇeĢitlendirilmesi: Edinilen deneyimlere göre dolu ve yangın dıĢındaki diğer risklere teminat zaman içinde verilebilmiĢtir.

(vi) Çiftçi Örgütlerinin Katılımı: Sigorta ile ilgili çiftçi ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yeni sigorta

ürünlerinin tasarımı konusunda çiftçi örgütlerinin katılımının sağlanarak görüĢlerinin alınması.

(vii) Doğal Afet Yardımının Yapılmaması: Doğal afet hasarlarında, zarar görecek çiftçilere kesinlikle yardım edilmeyeceğinin çıkarılan Kanun ile taahhüt edilerek sigorta teĢvik edilmiĢ ve hasarlarda

devletten yardım beklentisi tamamen ortadan kaldırılmıĢtır.

(viii) Sektörler Arası ĠĢbirliği: Faklı sektörlerdeki çeĢitli kurum ve kuruluĢların katılımı ve katkısının sağlanması için gerekli koordinasyonun sağlanmıĢ olması.

(ix) Sigorta Prensiplerinin Uygulanması: Sigorta uygulamalarında, risklerin, ürünlerin ve coğrafi

bölgelerin özelliklerinin dikkate alınarak, kurulan Havuz tarafından alınan kararlarda sadece teknik verilerin esas alınması ve sigorta prensiplerinin tavizsiz uygulanması ve Ģirketler arasında fiyat

rekabetine izin verilmemesi.

(x) Primlerin PeĢin Toplanması.

(xi) Hasar Tespit Sisteminin Bağımsız Olarak Yürütülmesi. (xii) Özel Sigorta ġirketlerinin Etkin ÇalıĢması.

Modelin özellikle ilk yıllardaki uygulamalarında karĢılaĢılmıĢ sorunlar: Politik Baskılar: Yeterli teknik çalıĢmalar yapılmadan teminat verilmesi ve yetersiz primlerin

önemli teknik dengesizliklere neden olması, sonuçta bazı sigorta Ģirketlerinin havuzdan ayrılmasına ve

sistemde güven kaybına yol açması (TÜRKĠYE’DEKĠ DURUM).

Page 49: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

49

Belirli Risklerde YoğunlaĢma: Sigortada belirli riskler ve belirli ürünlerde (örneğin, tahıllarda

kuraklık riski) yoğunlaĢmanın tüm sistemde teknik dengesizliklere yol açması.

Hasar Tespitleri: Gerekli hasar tespit düzenlemeleri ve uzmanlaĢmanın olmayıĢının ve yetersiz altyapı nedeniyle çeĢitli ihtilafların yaĢanmasının, hasar tespitlerinde hatalara, Ģikayetlere ve güven

kaybına yol açması.

Underwriting: BaĢlangıçta primlerin peĢin alınmaması, yetersiz underwriting dönemi ve pazarlama örgütündeki bilgi eksikliğinin sahtekârlıklara ve sigorta hizmetlerinde kalitesizliğe yol açması.

Ġspanya tarım sigortası modelinin zayıf tarafları:

Önceden bilinmeyen risklere teminatın verilmesi ve ağır mali yük alınması,

Yüksek riskli ürün, tehlike ve alanların seçilmesi, Moral riskin yüksekliği,

Büyük rezervlerin gerekliliği,

Yeterli sigorta altyapısı oluĢturulmadan uygulamaya geçilmesi, Bilgi eksikliği.

Tarımda Sigorta Modelleri ve Türkiye Modeli

Tarım Sigortası Modelleri iki grupta toplanabilir:

(i) Katastrofik riskler için birçok ülke uygulamalarında baĢarısız kaldığı gözlenen geleneksel (tazminat esaslı sigorta) sigorta modeli,

(ii) Tazminat esaslı sigorta modeline alternatif yaklaĢım olarak sunulan bölge bazlı (Bölge bazlı-

endeks) sigorta modeli. Bu iki modelde sigorta programı zorunlu veya isteğe bağlı olarak iki farklı biçimde uygulanabilir.

Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları

Birden fazla riske teminat veren ürün (MPCI) ve hayvan sigortası birçok ülkede geniĢ uygulama alanı bulmuĢtur. Bu sigorta bütün doğal riskler için geçerlidir. Hasar ödemesi, sigorta kapsamındaki

üreticiye, üretim miktar ve kalite yönlerinden belirli bir düzeyin altına düĢtüğü zaman veya hayvanlar

hastalık ve kaza nedeniyle yaĢamını yitirdiği ve verimden düĢtüğü zaman yapılır.

Hasar analizinde, risklerden sonra gerçekleĢen ürün verimi ile daha önceden belirlenen ortalama verim (poliçe) arasındaki fark ile önceden belirlenen fiyatlar esas alınır. Hayvan sigortalarında ise,

poliçedeki hayvan değeri..

MPCI, 1930’lu yıllardan beri ABD, Kanada, Japonya, Güney Afrika, Avustralya, bazı Güney Amerika ülkeleri ve KKTC’nde uygulanmaktadır. Bu ülkelerde MPCI mali sonuçları genellikle

baĢarısız/menfi sonuçlanmıĢ ve devletin katkısı zorunludur.

Bunun nedeni; doğal risklerin neden olduğu insan eliyle önlenemeyen büyük yıkım ve hasarlardır. TARIM VE DOĞAL AFET HASARLARININ TEMEL ÖZELLĠĞĠ

Devlet Destekli Geleneksel Tarım Sigortaları Neden BaĢarısız

Sürekli kamu desteği olmadan MPCI verimli olarak iĢletilememektedir. BaĢarılı MPCI koĢulları:

(i) Primler için çiftçinin mali gücü yetmeli ve üretici ürünü kolaylıkla sigortalatabilmeli (ii) Sigorta tarımsal gelirdeki azalmayı telafi etmeli,

(iii) Sigorta elde mevcut verilerle pratikte kolaylıkla uygulanabilmeli,

(iv) Özel sektör, çok az veya hiç devlet desteği almadan sigortayı uygulayabilmeli, (v) Sigorta, ahlaki tehlike ve yanlıĢ seçim sorunlarından bağımsız olmalıdır.

Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları

Hiçbir ülkede Ģimdiye kadar MPCI hasar ödemeleri ve yönetim giderlerini karĢılayabilecek kadar

prim toplanamamıĢtır. Örneğin, ABD’de MPCI hasar ödemeleri, iklim koĢullarının oldukça iyi olduğu yıllarda bile prim gelirleri ile karĢılanamamıĢ.

MPCI, bütün ülkelerde bütçeden ayrılan kaynaklarla finanse edilmekte ve devletin desteği

kaçınılmaz. DeğiĢen iklim koĢulları, artan doğal afetler ve çeĢitlenen tarımsal üretimin yaygınlaĢması da bu

sonucun ortaya çıkmasında etkili olmuĢ.

Tarımsal Yapıda DeğiĢim/DönüĢüm ve Kredi-Sigorta Sisteminin Gerekliliği Ġlk dönemler: toplama ekonomisi (göçebelik)

YerleĢik düzene geçiĢ: ilkel tarım, avcılık ve balıkçılık

Geçimlik tarım

Pazara yönelik tarım Endüstriyel veya ticari tarım (1944 Sonrası)

Çevre dostu tarım (organik tarım, Ġyi Tarım Uygulamaları, doğal ürün arayıĢları, 1970 Sonrası)

Page 50: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

50

Dünyada değiĢen tüketici tercihleri, zorunlu olarak tarımsal üretimin yapısında da önemli

değiĢmelere neden olmuĢtur.

Bu değiĢim risk ve belirsizlikleri artırmakta, tarıma yatırılan sermaye ve harcanan emek arttığı için maddi kayıpların tutarı hızla yükselmektedir.

Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları

MPCI programlarındaki baĢarısızlığın iki temel nedeni bulunmaktadır:

(i) sigortacı ve sigortalı arasında eĢit ve açık olmayan çarpık bilgilenmenin varlığı (sigortalının sigortacıyı aldatarak zarara sokması (moral hazard) ve ters seçim (adverse selectin) gibi) ve

(ii) Yüksek düzeyde sistematik ve genel riskin varlığı (kadastrofik risk)

MPCI baĢarısızlığa neden olan bu iki sorun, sigorta endüstrisi ve bilim adamlarını alternatif modeller geliĢtirmeye yöneltmiĢtir.

Çarpık bilgilenme, belirli bir Ģahsın bir baĢkasına nazaran bir konu hakkında daha fazla ya da daha

iyi bir bilgiye sahip olması anlamına gelir. Bu sigortacılıkta kendisini ahlaki tehlike (moral hazard) ve

ters seçim (adverse selectin) olarak gösterir. Ahlaki tehlike, sigortayı satın alan kiĢinin davranıĢını sigortacıya karĢı değiĢtirmek suretiyle kaybın

potansiyel ölçeğini artırarak sigortacıdan kendisine haksız hasar ödemesi yaptırmasıdır. Örneğin,

hayvana kötü bakım, dolu yağıĢından sonra sulama yaparak hasarı büyütme eğilimi gibi. YanlıĢ/ters seçim, sigortalının doğal afetlerin neden olabileceği kaybın potansiyel büyüklüğünün ne

olacağı hakkında sigortacıdan daha fazla kaliteli bilgiye sahip olması durumudur.

Hayvan sigortalarında risk subjektiftir. Risk, hayvan sahibinin hayvana iyi veya kötü bakması, hayvan bakım ve beslemesi hakkında bilgi sahip olup olmamasına bağlıdır.

Sigorta Ģirketleri bu alanda faaliyetlerini devlet desteği olmadığı takdirde sınırlı tutmakta veya hiç

baĢlamamaktadır.

Hayvan sigortaları alanında son 200 yılda genellikle dar alanda faaliyet gösteren kooperatifler ve karĢılıklı yardımlaĢma birlikleri, ortakların birbirilerinin hayvanlarını ve barınaklarını kontrol etmeleri

ve böylece ahlaki tehlikenin önüne geçilmesi yoluyla oldukça yüksek derecede baĢarılı olmuĢlardır.

Hasarın bilinçli olarak yüksek gösterilmesi veya büyütülmesi ve risk tahminlerinin doğru olmaması, ürün sigortacılığını sigorta Ģirketi açısından karlı olmaktan çıkarır ve bu alana kamunun müdahalesi

kaçınılmaz olur.

Bölge bazlı sigorta modelinde, sigortalının daha riskli faaliyetlere yönelerek hasar ödemesinin ölçeğini değiĢtirmesi söz konusu olamaz. Ahlaki tehlike riski azalır.

Ürün ve risklere iliĢkin veriler daha kolay ve etkin biçimde elde edilebildiği için, yanlıĢ seçim

sorunu azaltılır.

Geleneksel Sigorta Modelinin Alternatifleri

Bölge bazlı sigorta programında ürün hasarı, bölge koĢullarına dayanılarak giderilir. Bu sigorta

sisteminde sözleĢme, yıllık ortalama yağıĢ, toprak nemi, toprak sıcaklığı ya da bu olaylardan oluĢan bir

Page 51: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

51

kombinasyon Ģeklinde ifade edilen belirli bir hasar baz alınarak yapılır. Hasar ödemeleri, bireysel

üretici ve ürün bazından ziyade, risk sebebi ve kaynağına dayalı olarak yapılır.

Çarpık bilgilenme ve yönetim masraflarını (özellikle hasar tespiti gideri) önemli ölçüde azaltır. Bu model tarım sigortalarını büyük ölçüde ziraat mühendisliği ve veteriner hekimliği gibi meslek

disiplinlerine bağımlı olmaktan çıkar.

YağıĢ ve kuraklık sigortacılığı, alana dayalı indeks sigortacılığı modellerindendir. YağıĢ sigorta sözleĢmesinde, belirli bir meteoroloji istasyonu baz alınır, sigorta yaptıran bütün üreticiler eĢit

miktarda sigorta primi öder ve aynı oranda hasar ödemsine tabi olurlar. (Farklı koruma oranları

seçilebilir)

Ülkede yerel düzeylerde uzun vadeli yağıĢ verilerinin olması, bu modelin etkinliğini artırır. Mikroklima ve ürün sayısının çeĢitliliği baĢarıyı engeller mi?

Meteoroloji istasyonun hizmet alanının geniĢliği?

Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modeli Kuraklık ve don gibi katastrofik riskler için yeni bir yaklaĢım olan endekse dayalı sigorta,

geleneksel “tazminat esaslı” sigortaya alternatif olmuĢtur.

YağıĢın miktarı ve dağılımı, ürün veriminin önemli ölçüde düĢmesine neden olabilmektedir. Uzun

yılların ortalaması alındığında, bu ürünlerde çok düĢük bir kar marjının olduğu görülmektedir. En önemli riski oluĢturan kuraklığın düĢük hasar frekansı ile geniĢ alanlarda büyük hasarlar

meydana getirme özelliği nedeniyle prim fiyatları çiftçilerin ödeme gücünü aĢacak kadar yüksektir.

Endeks sigortasının çıkıĢ noktası, esasında sigortalanabilir risk olarak değerlendirilmeyen ve çiftçilerin ödeyemeyecekleri kadar yüksek olan primin fiyatının düĢürülmesi ve olağanüstü bir kuraklık

halinde büyük zarar görecek kitlenin mağduriyetini bir ölçüde azaltmaktır. ġiddetli bir kuraklık halinde

sadece üretim yapan çiftçi değil, aynı zamanda kırsal kesimde yaĢayan veya geçimi bir Ģekilde tarım sektörüne bağlı olan herkesin zarar görecek ve dolayısıyla üretimde bulunsun bulunmasın isteyen

herkesin endeks sigorta sözleĢmesini satın alabilecektir.

Endekse dayalı sigorta ile prim fiyatın daha ucuz olması nasıl sağlanabilir? Endekse dayalı

sigortada, tazminatın sadece meteorolojik ölçümlere göre belirlenmesi nedeniyle, tarla bazında hasar tespitleri ve risk kontrollerinin yapılmasına gerek yoktur. Geleneksel sigortada böyle bir hasar halinde

aynı anda çok büyük alanda binlerce eksper gerektireceğinden, önemli hasar tespit masrafları yapılır.

Kuraklık sigortasının uygulaması ve anlaĢılması kolay olduğundan kitle iletiĢim araçları vasıtasıyla yapılacak duyurularla eğitim, tanıtım ve pazarlama masraflarından önemli ölçüde tasarruf

edilebilecektir.

Endekse dayalı sigortanın avantajları:

Moral riziko düĢük düzeydedir.

Üreticinin yüksek riskleri sigortalatma eğilimi önlenir.

Sigorta yönetim ve hasar organizasyon giderleri düĢüktür. Tazminat ödeme iĢlemleri kısa zamanda sonuçlandırılabilir.

ġeffaf ve objektif meteorolojik ölçümlerle tazminat belirlenmektedir.

Fiyatlandırma için uzun dönemli meteorolojik veriler mevcuttur. Çiftçiler ödemeye daha fazla güven duyarlar.

Özel sektörü için sigorta uygulamaları daha kolaydır.

Sistemin anlaĢılması ve uygulanması kolaydır.

Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modelinin Olumsuz Yönleri BaĢarı için sigortaya konu olan her bölgedeki iklim ve toprak özellikleri homojen olmalıdır. Ancak

bunun sağlanması çoğu zaman mümkün olamamaktadır.

Bir bölgedeki uzun yıllara ait aylık yağıĢ, sıcaklık, toprak nemi gibi faktörlerin ürünlerin verimine etkileri araĢtırılarak elde edilen sonuçlara göre tazminatın esas alınacağı eĢik değerler belirlenir.

Ürün çeĢitleri, toprak özellikleri, topografya ve uygulanan tarım yöntemlerindeki farklılıklar ve

mikroiklim özellikleri nedeniyle aynı bölge içindeki çiftçilerin tamamı aynı ölçüde zarar görmeyebilirler. Bu durumda, meteorolojik ölçümler bir hasar ödemesi gerektirmediği halde,

yukarıdaki nedenlerle verim kaybı fazla olan bazı çiftçilere hasar ödemesi yapılmayacaktır.

Endekse dayalı sigorta ile çiftçinin bireysel üretiminde meydana gelen kayıplarla ilgilenilmediği ve

bölgede (örneğin ilçe veya yöre) ölçeğinde yapılan ölçümler sonucunda önceden belirlenmiĢ olan meteorolojik eĢik değere ulaĢılması halinde, aynı bölgedeki çiftçilerin tamamına ödeme yapılacağı

açıkça vurgulanmalıdır.

Page 52: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

52

Bireysel üreticinin ortalama ürün verimi/yağıĢ miktarı, ilçe/yöre ortalamasının altında kalırsa,ne

olacaktır?

Zamanında ve doğru veri alabilecek Ģekilde risk bölgelerini temsil edebilecek kadar yeterli sayıda meteoroloji istasyonları olmalı,

Ġlçe ve yöre bazında, çeĢitli ürünlerin verimleri ile iklim elemanları arasındaki korelasyon

katsayılarının aylık bazda doğru bir Ģekilde belirlenmesi için gerekli araĢtırmaların yapılması, Her bölge için optimum sözleĢme miktarı, tazminata esas olacak eĢik değerleri, tazminat miktarları

ve ödenebilir prim miktarlarının belirlenmesi,

Risk transfer mekanizmasının netleĢtirilmesi,

Stratejik ürünler ile bunları etkileyen katastrofik risklerin bulunduğu bölgeleri temsil edebilecek yeterli sayıda uygun il ve ilçelerin belirlenerek pilot proje ile uygulamaya baĢlanılması,

Devletin, altyapı geliĢtirme, primlere katkı, reasürans sağlama ve organizasyon konularında gerekli

yasal düzenlemeleri gerçekleĢtirmesi.

Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modelinin Uygulaması

Ġsveç (1950), Kanada Quebec (1970), ABD (Grup Risk Planı) (1992), Brezilya ve Arjantin’de

uygulanmaktadır.

Üretici hedef verim, koruma oranı ve sorumlulukları konusunda seçim yapar. Üreticinin hedef verimi, kamu kuruluĢlarının ortalama verim değerleri ile kıyaslanır ve bundan

olabilecek % tenzilat ve sigorta teminatının baĢlama noktası saptanır.

Ödenen prim, üreticinin verimi ve seçtiği koruma oranına göre saptanır. Sigortanın devre girmesi, ulusal meteoroloji istasyonu ortalama örneğin yağıĢ miktarı, uzun yıllar

ortalamasının %.... Altına düĢtüğü zaman baĢlar ve tazmin sürecine geçilir.

Bir Örnek Olay: Ankara Polatlı Ġlçesinde Arpa Verimi

0.0

0.5

1.0

1.5

2.0

2.5

3.0

3.5

4.0

19821984

19861988

19901992

19941996

19982000

Grup Risk Planı:

Beklenen arpa verimi kuru koĢullarda 240 kg/da, Beklenen ürün veriminin % 90 düzeyinde korunması hedeflenmiĢ olsun ve korunması hedeflenen

ürün verimi; 240 x 0.9 = 216 kg

Örneğin ürün verimi 124 kg/da olarak gerçekleĢmiĢ ise, 216 – 124) / 216 = 42%

Kuraklık/YağıĢ Sigortası: Yıllık ortalama yağıĢ 440 mm ve sigorta poliçesi bu yağıĢ üzerinden yapılır..

Cari yılda yağıĢ miktarı 440 mm’nin belirli derecede altına düĢerse, sigorta teminatı çalıĢır

Ġsteğe Bağlı/Zorunlu Sigorta Modelleri Dünyada bazı ülkelerde zorunlu, bazıların isteğe bağlı sigorta modeli uygulanmaktadır. Acaba hangi

model en baĢarılı? Ölçütler nelerdir?

Çiftçilerin sigortaya katılımı, ülkenin koĢullarına bağlı olarak zorunlu, kısmen zorunlu veya isteğe bağlı olabilmektedir. Gelecekte olabilecek bir riskle karĢı sigorta için üretim dönemi öncesinde

çiftçilerin ödeme yapma konusundaki isteksizdirler. Ġsteğe bağlı sigortada risklerin yeterli dağılımını

sağlayacak kadar sayıda çiftçi katılımını sağlamak oldukça zordur.

Üreticilerin sadece daha yüksek riske sahip olduğunu düĢündükleri ürünlerini veya arazilerini sigorta ettirme eğilimi içinde olmaları, sigortanın geliĢimini olumsuz etkilemektedir.

Ġsteğe bağlı sigortanın yeterince yaygın olmaması, çiftçilerin ödemesi gereken primin daha yüksek

olmasına neden olur ve bir süre sonra çiftçi sigorta poliçesi satın almaktan vazgeçer. Bu nedenle önceden tahmin edilemeyen, fakat her yıl değiĢik bölgelerde sınırlı alanlarda hasarlara yol açan dolu

gibi tehlikelere karĢı isteğe bağlı sigorta programını baĢarılı biçimde uygulamak zordur.

Page 53: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

53

Programın zorunlu yapılması halinde, hasarlar çok sayıda çiftçiler arasında bölgelerin risk

dereceleri de dikkate alınarak daha dengeli paylaĢılacağı için, prim düzeyi tüm çiftçiler tarafından

ödenebilecek kadar makul düzeyde olacaktır. Kırsal kesimi ve tarım sektörünün yararına olması halinde, sigorta programının zorunlu olması

düĢünülebilir.

Tarım sigortasında zorunluluk, özellikle mali güçleri zayıf olan ve sigorta bilinci yeterli olmayan çiftçilerin psikolojik olarak direnç göstermesine neden olabilir.

Devlet, belirli kategorideki risklerin, ürünlerin ve çiftçilerin sigortasına bir Ģekilde katkıda

bulunuyorsa, bu kategori için programın zorunlu olmasını isteyebilir.

Sigorta kırsal kesim ve tarım sektörünün yararına olduğuna göre sosyal politika yönü vardır ve trafik ve deprem sigortası gibi zorunlu sigorta olmalıdır.

Ġdeal sistem tarım sigortalarının devlet destekli ve isteğe bağlı olmasıdır. Ancak zorunlu sigorta

sisteminin özellikle geliĢmekte olan ülkeler yönünden bazı avantajları vardır: Teknik ve mali açıdan zorunlu sigorta programının yürütülmesi daha kolaydır,

Yüksek riskli ürün, alan ve risklerin seçimi önlenir,

Prim fiyatları daha düĢük seviyeye iner,

Daha yüksek düzeyde çiftçi katılımı sağlanır. Zorunlu sistemin önemli güçlükleri de vardır:

Ürün sigortasında geçmiĢ yılların hasar kayıtlarına bakılarak her bölge için uygun prim fiyatları

kolayca belirlenemez. Hasarların sık olmadığı ve Ģiddetli olmadığı bölgelerdeki çiftçiler fiyatları yüksek bulacaklarından,

zorunlu sigorta sistemine katılmaktan memnun olmayacaklardır.

Sigorta döneminde çok sayıda çiftçiden yüksek primin toplanması önemli bir sorundur. Teminat baĢlamadan önce primlerin ödenmesi gerektiğinden, primlerini herhangi bir nedenle ödemeyen

çiftçiler, bir hasar halinde, tazminat hakkından mahrum kalacağı için sigorta sisteminin dıĢında kalacak

ve bunun sonucu olarak zorunlu sigorta programı çökmek zorunda kalabilecektir.

Çiftçilerin yüksek katılımı ve sistemin denetiminde sorunlar yaĢanmaktadır.

Türkiye’de Zorunlu Tarım Sigortası Olur mu?

SMK göre zorunlu sigorta için;

Yasal olarak sözleĢme yapma zorunluluğu olmalı, Sosyal amaç olmalı,

Yaptırımlar getirilmiĢ olmalıdır.

Bu alanda zorunlu sigorta uygulamasında kamu yararı var mı? SORUN BU? DEVLET DESTEĞĠ ĠLE ÜSTÜ ÖRTÜLÜ ZORUNLU TARIM SĠGORTASINA MI GEÇĠLDĠ?

Tarımda Sigorta Modelleri ve Türkiye Modeli

Farklı ülkelerde uygulanan sigorta modellerinin kapsamı, tekniği ve organizasyonunun, ülkelerin

sosyal, ekonomik ve tarımsal geliĢme düzeylerine bağlı olarak planlandığı ve yürütüldüğü dikkati çekmektedir.

Kapsama alınan risklerin sayısı ve sigorta tekniği de; yetiĢtirilen ürünlerin doğal afetlerden

etkilenme derecesi, doğal afetlerin meydana gelme sıklığı, hasarın miktarı, tarımın ekonomideki yeri ve önemi gibi faktörler göz önüne alınarak belirlenmiĢtir. Bu koĢullarda tarım sigortalarını baĢarılı olarak

uygulayan ülkelerin tarım sigortaları modelleri, Türkiye ve diğer geliĢmekte olan ülkeler için uygun bir

model olmayabilir.

GeliĢmiĢ ülkelerin deneyimlerinden faydalanılarak baĢlangıçta onların yaptığı bazı yanlıĢlıklardan korunmak mümkün olabilir. (ĠSPANYA’NIN ĠLK YILLARI GĠBĠ)

Herhangi bir ülke modelinin bir baĢka ülkede aynen kopya edilmesinin mümkün olamayacağı ve

her ülkenin kendi koĢullarına uygun bir sistem geliĢtirmesi gerektiği de aĢikardır. Türkiye’de fiilen uygulanan modelin oluĢturulmasında büyük ölçüde Ġspanya Modeli esas alınmıĢ,

bunun yanında Meksika ve Arjantin gibi ülkelerin deneyimlerinden de yararlanılmıĢtır.

Türkiye’de Tarımsal Yapı ve Sigorta Endüstrisine Etkileri Birçok ürünün satıĢı yılda bir defa yapıldığı halde, masraflar yıl boyunca yapıldığından, sermayenin

devir hızı, tasarruf düzeyi ve sermaye oluĢumu yavaĢ olmakta ve kullanılabilir sermaye miktarı

genellikle yetersiz kalmakta,

Doğal afetler ve ekonomik krizlerin olumsuz etkisi, Kırsal kesimde ikili (dualistik) yapı: topraksız ve az topraklı küçük aile iĢletmeleri ile büyük arazi

sahibi olan modern iĢletmelerin sigorta talepleri birbirinden farklı…

Sigorta-kredi-ekonomik geliĢme iliĢkileri yetersiz…

Page 54: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

54

Üreticilerin bölge ve ürün gruplarına göre sigorta duyarlılığı, ödeme istekliliği (Willingness-to-pay)

ve eğilimleri bilinmemekte…

Tarım ülke ekonomisinde yaĢamsal öneme sahip, Tarımda küçük aile iĢletmesi egemen, ortalama iĢletme geniĢliği 6 ha, arazi varlığı parçalı (ortalama

5 parça) ve dağınık,

Küçük iĢletmelerin girdi temini, üretim ve pazarlama sorunları var, Arazi dağılımı dengesiz ve ikili yapı hakim (10 ha ve daha düĢük araziye sahip olan iĢletmelerin

toplam içindeki payı % 84, 50 ha’dan fazla araziye sahip iĢletmeler toplam arazi varlığının % 12),

Tarımda nüfus baskısı ve yasal düzenlemelerin de etkisi ile iĢletme sayısı hızla artmakta ve toprak

ile insan iliĢkileri bozulmakta, ĠĢletme sayılarıyla iĢlenen arazinin dağılımı arasında önemli bir dengesizlik bulunmakta,

Eğitim düzeyi düĢük ve ortalama ilkokul düzeyinde eğitim almıĢ aile reisleri,

Ortalama hane büyüklüğü 6 kiĢi, açık ve gizli iĢsizlik hakim, Nüfusun % 35’i kırsal kesimde ve bunun % 87’sinin esas iĢi tarım.

Türkiye’de ĠĢledikleri Arazi GeniĢliklerine Göre ĠĢletmelerin Dağılımı

ĠĢletme Büyüklüğü (Da)

Sayım Yılları

1950 1980 2001

ĠĢletme

Sayısı (%)

ĠĢlenen

Alan (%)

ĠĢletme

Sayısı (%)

ĠĢlenen

Alan (%)

ĠĢletme

Sayısı (%)

ĠĢlenen

Alan (%)

1-20

21-50 51-100

101-200

201-500 501- +

30,6

31,5 21,9

10,3

4,2 1,5

4,3

14,3 20,7

19,3

16,6 24,8

30,2

31,9 20,2

11,6

5,3 0,8

4,1

15,9 21,3

23,9

22,8 12,0

33,36

31,46 18,54

10,83

5,08 0,73

5,32

16,02 20,68

23,81

22,82 11,35

Toplam Alan

(1000 Ha) - 19.452 - 22.784,0 - 18.432,9

ĠĢletme Sayısı (1000 Adet)

2.527 - 3.850,9 - 3.075,5 -

1950-2001 döneminde iĢlenen alan % 5,24’lük bir azalma ile 19,5 milyon hektardan 18,4 milyon

hektara düĢmüĢ ve ortalama iĢletme büyüklüğü aynı dönemde 7,7 ha’dan 6,1 ha’a düĢmüĢ, ĠĢletmelerin % 83,4’ünün arazi varlığı 10 ha ve daha düĢük olup, bu iĢletmelerin en önemli sorunu,

üretim faktörlerinin temini ve üretilen ürünlerin pazarlanmasında ortaya çıkmakta,

Küçük üreticilerin kredi, teknik yardım ve girdi temini konularında destek ile üretim ve pazarlama ile ilgili risk ve belirsizlikleri azaltabilen mekanizmalara ihtiyaçları bulunmakta,

Küçük iĢletmeler mevcut veya yeni üretim faaliyetleri ve pazar bilgilerine yeterince ulaĢamamakta,

elde ettikleri bilgileri tam olarak iĢletmelerinde uygulayabilecek sermaye ve olanaklara da sahip

değiller, Küçük iĢletmelerde öncelik öz tüketimin karĢılanması olduğundan, perakende pazarlardaki değiĢmeler tam olarak üretim organizasyonuna yansıtılamamakta, destekleme politikaları ve yayım

hizmetlerinden büyük üreticilere oranla düĢük düzeyde yararlanabilmekte,

Küçük iĢletmelerin büyük bir kısmı yeter tarımsal gelire sahip olamamakta ve kırsal kesimde yaĢam standardının yükseltilmesi büyük ölçüde gecikmekte,

Bir araĢtırmaya göre 2001 Tarım Sayımı Sonuçlarına göre iĢletmelerin % 94,2’sinin tasarruf

yapamadığı ortaya çıkmakta (ÖNEMLĠ),

Türkiye tarım iĢletmelerinde doğal kaynaklar ve iĢgücü varlığı yeterli düzeyde bulunmasına karĢın, sermaye varlığı yetersiz ve dağılımı da dengesiz,

Bölgeler ve iĢletme faaliyet tipine bağlı olarak tarım iĢletmelerinin aktif sermayeleri içinde arazi

(çiftlik) sermayesinin payı % 61,1 ile % 98,0 arasında değiĢmekte,

ĠĢletmelerde yeterli iĢletme sermayesinin bulunmamakta,

ĠĢletme sermayesi eksiklikleri yeterli ve uygun kredilendirme politikası ile tamamlanamamakta,

Page 55: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

55

Ülkemizde 1950’lerden beri yürütülen sosyo-ekonomik araĢtırmaların sonuçları incelendiğinde,

tarımda arazi sermayesinin verimliliğini yükseltmeye yönelik yatırımların yeterli olmadığı ve

iĢletmelerin gelir düzeyinin yükseltilmesi sınırlı ölçülerde gerçekleĢmekte,

Tarımda sigortacının sorumluluğu akdin yapılması ile baĢlar. Bunun için primin ilk taksidinin veya

tamamının ödenmesi koĢulu aranmamaktadır. Ürün sigortaları poliçeleri genellikle Ocak-Nisan

aylarında düzenlenir ve Eylül-Aralık aylarında sona erer. Çiftçiler poliçenin düzenlenmesi sırasında toprak iĢleme ve ekim iĢlemleri için önemli ölçüde

harcama yapmaktadır. Bu nedenle primi ödemek için yeterli nakit varlığı ve hatta zamanı olmayabilir.

Tarımsal Yapı ve Devlet Desteği ĠliĢkisi Tarımda uygun olmayan nakit giriĢ-çıkıĢ iĢlemleri: Nakit giriĢi yılın ancak belirli dönemlerinde,

nakit çıkıĢı ise, yıl boyunca olur.

Yığın hasarın (kadastrofik risk) yaygın olması: Devletin doğrudan mali yardımının azalması ile

yığın hasarın etkisi ancak risk yönetimi araçları ile azaltılabilir. Diğer yapısal özellikler: DüĢük gelir ve tasarruf, düĢük eğitim, dağınık, çok küçük ve parçalı

iĢletme yapısı.ve diğerleri.

Poliçe Alımı ve Devlet Desteğinin Zamanlaması Sigorta poliçe üretim döneminin baĢında alınmakta, aynı dönemde küçük üreticinin genellikle nakit

sıkıntısı vardır. Destekleme sigortalı alan/ürün/üretici sayısını artırmak için gerekli bir araç olabilir.

Ama yöntem?

Page 56: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

56

Tarımda Sigorta BaĢlangıcı ve Tarımsal Yapının Etkileri

Tarım sigortalarında prim borcu ile ilgili olarak Sigorta ve Reasürans ġirketlerinin KuruluĢ ve ÇalıĢma yönetmeliği’nde bir ayrıcalık getirilmiĢtir. Buna göre tarım sigortalarında prim borcunun

taksitlerle ödenmesinin kararlaĢtırıldığı hallerde, bakiye borç için de üreticiye sigorta süresini aĢmamak

üzere bir yıllık süre tanınmıĢtır (Md.33) Sigortacının sorumluluğu akdin yapılması ile baĢlar. TTK Md. 1295/1’e göre sigorta priminin

tamamının defaten veya taksitle ödenmesi konusunda anlaĢma varsa, prim ilk taksitinin sözleĢme

yapılır yapılmaz, poliçenin teslimi karĢılığında yapılması gerekir.

Uygulama: Hasat sonu ödeme kolaylı, kredili iĢlemlerde primin kredi maliyetine yansıtılması….

Poliçe Alımı ve Prim Tutarlarının Analizi

Prim Tutarı: (i) Beklenen hasar maliyeti (safi prim)

(ii) Prim yükleri,

(iii) Katastrofik yükler,

(iv) Ġdari (iĢlem) yükleri, (v) Öz kaynak karlılığı,

Üretici genellikle safi prim tutarının 2 kat ve daha fazlasını ödeyerek sigorta poliçesi satın alabilir. Prim tutarını azaltabilmenin yolu yükleri azaltmak..

Tarife fiyatları kimler tarafında ve nasıl oluĢturuldu?

Sigorta bedeli tekniğine uygun analiz edildi mi?

Tarımsal Yapı Sorunlarının Sigorta Sistemine Etkisi

Tarımsal yapı sigorta maliyeti ve sigorta Ģirketlerinin karlılığını doğrudan etkiler.

Sigorta primi, sigorta yükü ve safi primden oluĢur. ġirketleri iĢletme giderlerini (hasar tespit giderleri dahil) net sigorta primine eklenir. Safi prim, kapsama alınan risklerin etkilerini bertaraf

etmenin karĢılığı olup, bu tarife fiyatlarıyla poliçeye yansıtılır:

Sigorta Bedeli = Alan*Ortalama Verim*Birim Fiyat Prim = Sigorta Bedeli*Tarife Fiyatı (%)

Tarife Fiyatı = (Sigorta Tazminatı/Sigorta Bedeli)*100

Her parsel ve yapı için ayrı poliçe kesilmesi ve ayrı ayrı hasar tespiti gerekir. Bu Ģirketlerin sigorta yükünü artırır. Bu giderler Türkiye'de net prime ilave edilerek, üreticiden alınmasına rağmen, bazı

ülkelerde bu tür giderleri devlet karĢılamakta ve üretici sadece net sigorta primini ödemektedir

(ABD'de olduğu gibi).

Her parsel için hasar tespiti gerekli midir? Her parsel, ürün ve yapı kendi özgün koĢullarında değerlenmelidir.

Devlet desteği ile esasen bu yükün etkisi kısmen ve/veya tamamen ortadan kalkar.

5363 Sayılı Kanuna göre; Sera, diğer tarımsal yapı, büyük ölçekli iĢletme ve hayvan sigortalarında minimum iki defa iĢletme

ziyareti gereklidir:

(i) Poliçe kesiminden önce risk incelemesi,

(ii) Hasar olduğunda ön ekspertiz ve kesin ekspertiz.. Bunun getireceği sigorta yükü ve prim tutarına etkisi ne düzeyde olabilecektir?

Page 57: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

57

DEVLET DESTEKLĠ TARIM SĠGORTALARI SĠSTEMĠ

Bekir ENGÜRÜLÜ

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü

Daire BaĢkanı

YASAL DÜZENLEMELER

14.06.2005 / 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu.

18.05.2006 Tarım Sigortaları Havuzu ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

18.05.2006 Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği.

2014 / 7093 sayılı “Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve

Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına ĠliĢkin” Bakanlar Kurulu Kararı.

TARIM SĠGORTALARI KANUNU (5363 SAYILI KANUN )

AMAÇ 14/06/2005 tarih ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu; Üreticilerin Kanunda belirtilen riskler

nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına

iliĢkin usûl ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.

KAPSAM

Havuzun kuruluĢ ve iĢleyiĢi

Teminatlar- Prim Desteği

Sigorta Ģirketleri ve iĢletici Ģirket

Risk PaylaĢımı ve Reasürans

Denetim

YÖNETMELĠKLER 18/05/2006 tarihli resmi gazetede yayımlanan

“Tarım Sigortaları Havuzu ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”

Havuzun çalıĢma usul ve esasları

ĠĢletici Ģirket ve sigorta Ģirketleri

Devlet desteği

Denetim

“Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği” Sigorta sözleĢmelerine iliĢkin düzenlemeler

Sigortacılık faaliyetlerinin denetimi

SĠSTEMĠN TEMEL ÖZELLĠKLERĠ

Tarım Sigortaları Havuzu

Devletin Prim Desteği

Hasar fazlası desteği

Devletin Reasürans Desteği

Ġlgili Tarafların ĠĢbirliği

TARSĠM

TARSĠM: Tarım Sigortaları Havuzu,

Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu,

ĠĢletici ġirket: Tarım Sigortaları Havuzu ĠĢletmesi Anonim ġirketi

Page 58: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

58

Havuz Yönetim Kurulu Üyeleri (7)

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2)

Hazine MüsteĢarlığı (2)

Türkiye Sigorta ve Reasürans ġirketleri Birliği (1)

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (1)

ĠĢletici ġirket (1)

DEVLET DESTEĞĠ

Tarım sigortalarını geliĢtirmek amacıyla, üreticiler tarafından ödenmesi gereken sigorta priminin bir kısmı devlet tarafından karĢılanır.

Prim Desteği

Ürünler, riskler, bölgeler ve iĢletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.

Hasar Fazlası Desteği Ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca

belirlenecek kısım, Devlet tarafından taahhüt edilir.

DENETĠM

Havuzun ve ġirketin sigortacılık uygulamaları yönüyle denetimi Hazine MüsteĢarlığı, diğer tüm iĢlemlerinin denetimi T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılır.

Page 59: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

59

Page 60: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

60

Page 61: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

61

Page 62: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

62

Page 63: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

63

UYGULAMA NASIL OLACAK?

Devlet destekli tarım sigortasından faydalanmak isteyenlerin Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS)

kayıtlı olması gerekiyor.

Sigorta konusu ile ilgili olarak Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS), Veteriner Bilgi Sistemi

(TÜRKVET), Örtü Altı Kayıt Sistemi (ÖKS), Su Ürünleri Kayıt Sistemi (SKS) ve Arıcılık

Kayıt Sistemine (AKS) kayıt yaptırması ve bu kaydını, her yıl güncellemesi gerekmektedir. Bu kayıtlarını güncelleyen üreticiler, devlet destekli tarım sigortası yaptırmak için tarım

sigortaları branĢında faaliyet gösteren sigorta Ģirketlerine veya acentelerine sigorta

yaptırabileceklerdir.

Bitkisel ürünlerini, hayvanlarını, seralarını ve su ürünlerini sigortalayan çiftçilerin sigorta

prim miktarlarının yüzde 50’si devlet tarafından ödenecektir.

Açık alanda yetiĢtirilen meyvelerde çiçeklenme evresi don riski kapsamına alındığından

bu risk için (2/3) oranında devlet desteği sağlanacaktır.

Page 64: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

64

ÜRETİCİ - ÇİFTÇİ

SİGORTA ŞİRKETİ

ACENTE

Sigorta

Başvurusu

Poliçe

Düzenleme

BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTALARINDA

POLİÇE DÜZENLEME İŞ AKIŞ SÜRECİ

Poliçenin

Sisteme Kaydı

TARSİM Web Uyg.

ÇKS Bilgi

Entegrasyonu

ve

Kontrolü

SİGORTA ŞİRKETİ

ACENTE

Poliçenin

Üreticiye Teslimi

SMS Risk İnceleme

Bildirimi

Sistemden Eksper

Görevlendirme

Poliçe Üretimi

ONAY

Risk İnceleme İşlemi

Page 65: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

65

TARIM SĠGORTALARI HAVUZU EKSPER DĠSĠPLĠN YÖNERGESĠ

BÖLÜM - I

Genel Amaç ve Kapsam

MADDE 1 - (1) Bu Yönerge, Tarım Sigortaları Havuzu kapsamında yapılacak ekspertiz faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlerinin eksperlik faaliyetlerinin

gerektirdiği özen ve disiplin içinde çalışmalarını temin etmek amacıyla, iş ahlakını ve disiplin

kurallarını oluşturmak; bu kurallar çerçevesinde, gerekli disiplin incelemelerinin yapılarak durumlarının karara bağlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir.

Dayanak MADDE 2 - (1) Bu Yönerge, Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin 28 inci maddesine

dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 - (1) Bu Yönergede geçen; a) Bakanlık : Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,

b) MüsteĢarlık : Hazine Müsteşarlığını,

c) Kurul : Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, ç) Disiplin Kurulu : Havuz eksperleri hakkındaki disiplin uygulamalarını yürütmekle yetkili

kurulu,

d) Havuz : Tarım Sigortaları Havuzunu,

e) Havuz Eksperi : Müsteşarlık nezdindeki Tarım Sigortaları Havuzu Eksperleri Siciline kayıtlı olan ve tarım sigortaları konusunda risk inceleme ve hasar tespiti yapmaya yetkili kılınan

kişiyi,

f) Kontrol Ekibi : Hasar tespiti işlemleriyle sınırlı olmak üzere, Havuz faaliyetleriyle ilgili olarak gerektiğinde Havuz adına kontrol ve/veya ön inceleme yapmak amacıyla Yönetim Kurulu

kararıyla oluşturulan ekibi.‖

g) ġirket : Havuzun işletilmesini üstlenen işletici şirketi, ifade eder.

BÖLÜM - II

DĠSĠPLĠN KURULU

Disiplin Kurulunun KuruluĢu ve Görevleri

MADDE 4 - (1) Tarım Sigortaları Havuzu kapsamında yapılacak ekspertiz faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlerinin eksperlik faaliyetlerinin gerektirdiği özen ve

disiplin içinde çalışmalarını temin etmek amacıyla, iş ahlakını ve disiplin kurallarını oluşturmak; bu

kurallar çerçevesinde, gerekli disiplin incelemelerinin yapılarak durumlarının karara bağlanmasına ilişkin konularda, bu Yönerge çerçevesinde gerekli işlemlerin yürütülmesi amacıyla, Havuz bünyesinde

Disiplin Kurulu kurulmuştur.

(2) Disiplin Kurulu; Müsteşarlık, Bakanlık ve Şirketten ikişer üye olmak üzere toplam üç asil, üç

de yedek üyeden oluşur. Disiplin Kuruluna Müsteşarlık temsilcisi başkanlık eder. (3) İlgili kurumları temsilen, Disiplin Kurulunda görev alacak kişiler ve yedekleri ilgili

kurumlarca Yönetim Kuruluna yazılı olarak bildirilir. Disiplin Kurulu üyelerinin görevlendirilmesi

Yönetim Kurulu tarafından yapılır.

Disiplin Kurulunun Toplantı, ÇalıĢma Yöntemi ve Giderleri

MADDE 5 - (1) Disiplin Kurulu, üyelerin tamamının katılımı ile Disiplin Kurulu Başkanının

çağrısı üzerine toplanır. Asil üyelerden birinin veya birkaçının mazereti nedeniyle bulunmaması durumunda, yedek üyeler Disiplin Kurulu Başkanı tarafından toplantıya davet edilir.

(2) Disiplin Kurulu, kontrol ekiplerinin düzenleyeceği raporları dikkate alarak

değerlendirmelerini yapar. Toplantılarda kararlar oy çokluğu ile alınır. (3) Disiplin Kurulunun sekretarya ve arşiv işlemleri şirket tarafından yürütülür.

(4) Disiplin Kurulu üyeleri ayda azami 3 toplantı yapabilirler. Ayrıca, yapacakları toplantı başına

Bitkisel Üretim Havuz eksperlerine ödenen ekspertiz ücreti tutarında, toplantı ücreti ödenir. Toplantı

Page 66: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

66

ile ilgili diğer masraflar da Tarım Sigortaları Havuzu Seyahat ve Harcama Yönergesi doğrultusunda

Havuz tarafından karşılanır.

Kontrol Ekiplerinin OluĢturulması, Görevleri ve Giderleri

MADDE 6 -(1) Kontrol ekipleri Bakanlığın önerileri doğrultusunda, Havuz Yönetim Kurulu

tarafından oluşturulur. Kontrol ekiplerinin çalışma planları, Bakanlık tarafından belirlenir. Şirket tarafından incelenmesi gerektiği düşünülen konularla ilgili, ayrıntılı olarak Bakanlığa bilgi verilir.

Bakanlık ihtiyaç görmesi halinde kontrol ekipleri görevlendirir. Kontrol ekipleri, Bakanlık

temsilcisinin başkanlığında düzenleyecekleri tespit raporlarını, sekretarya işlemlerini yürüten İşletici

Şirket aracılığı ile Disiplin Kuruluna iletir. (2) Kontrol ekiplerinin, inceleme ile ilgili olarak yapacakları masraflar, Tarım Sigortaları

Havuzu Seyahat ve Harcama Yönergesi doğrultusunda Havuz tarafından karşılanır.

BÖLÜM - III

DĠSĠPLĠN CEZALARININ UYGULANMASI

Disiplin Cezaları MADDE 7 - (1) Disiplin Kurulunca, Havuz Eksperliğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve

hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan, yahut görevinin

gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunanlar hakkında, Havuz Eksperliği hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi maksadı ile durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıdaki disiplin cezaları

verilir:

a) Uyarma Cezası; Havuz eksperine, mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

Verilen görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde Havuzca belirlenen usul

ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması ve

kullanılmasında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak, özürsüz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini mazeretsiz ve izinsiz terk etmek, görev teklif edildiğinde, mazeretli

olarak üç defa‘dan fazla görevi kabul etmemek.

b) Kınama Cezası; Havuz eksperine, görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.

Verilen görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde Havuzca belirlenen usul

ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması ve kullanılmasında kusurlu davranmak. Mazeretsiz olarak verilen görevi kabul etmemek.

Havuz Eksperliğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin gerektirdiği

güveni sarsıcı harekette bulunan Havuz eksperleri hakkında, uyarma, tekrarında ise kınama cezası

uygulanır. c) Geçici Olarak Meslekî Faaliyetten Alıkoyma Cezası; Havuz eksperliği sıfatı saklı kalmak

üzere; altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere meslekî faaliyetten alıkoymadır.

Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan veya mesleğin genel ilkelerine aykırı harekette bulunan Havuz eksperleri için geçici olarak meslekî

faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.

Kasıtlı olarak; verilen görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde Havuzca

belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili araç ve gereçleri korumamak, hor kullanmak, göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek, açıklanması yasaklanan bilgileri

açıklamak.

ç) Meslekten Çıkarma Cezası; Havuz eksperinin meslekten çıkartılarak bir daha eksperlik mesleğini icra etmesine izin verilmemesidir.

(2) Kasten ve gerçeğe aykırı ekspertiz raporu düzenledikleri mahkeme kararı ile kesinleşen

Havuz Eksperine, meslekten çıkarma cezası verilir. (3) Hakkında meslekten çıkarma cezası gerektirebilecek mahiyetteki bir işten dolayı soruşturma

yapılmakta olan Havuz eksperi, Disiplin Kurulunun kararıyla, tedbir mahiyetinde işten el çektirilebilir.

İşten el çektirme kararı, ilgili mercilere derhal duyurulur. İşten el çektirme kararı, soruşturmanın

durdurulmuş veya Havuz eksperliğine engel olmayan bir ceza verilmiş olması halinde, kendiliğinden ortadan kalkar. İşten el çektirme kararı, bu kararın verilmesine esas olan hal ve şartların bulunmadığı

veya sonradan kalktığının sabit olması durumunda kaldırılır.

Page 67: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

67

(4) Üç yıllık bir dönem içinde, meslekten men cezasını gerektiren disiplin suçları hariç olmak

üzere, iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan Havuz eksperi hakkında, her

yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanır. (5) Geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasından sonra, beş yıllık

dönem içinde, bu cezayı gerektiren fiili yeniden işleyen Havuz eksperleri hakkında meslekten çıkarma

cezası uygulanır. (6) Aynı olaydan dolayı, eksper hakkında kovuşturma başlatılmış olması veya hüküm tesisi,

disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası uygulanmasına engel değildir.

(7) Disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin işlenmesinden itibaren, üç yıl geçmiş ise disiplin

soruşturması yapılamaz. Ancak, Disiplin Kurulunca işe el konulmuş ise, bu süre işlemez. (8) Disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin işlenmesinden itibaren, beş yıl geçmiş ise disiplin

cezası verilemez.

(9) Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ilgili kanunlarda, daha uzun bir zaman aşımı süresi tespit olunmuşsa, bu maddedeki zaman aşımı süreleri

yerine ilgili kanunlardaki zaman aşımı süresi uygulanır.

(10) Disiplin kararlarına karşı, kararın Disiplin Kurulunca tebliğinden itibaren, onbeş gün içinde

Müsteşarlığa itirazda bulunulabilir. Müsteşarlık en geç bir ay içerisinde itirazı karara bağlar. Süresi içerisinde itiraz edilmeyen kararlar ile Müsteşarlık tarafından verilen kararlar kesindir.

(11) Disiplin cezalarına ilişkin kararlar, kesinleşmedikçe uygulanamaz.

(12) Meslekten çıkarma ve geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezalarından başka bir disiplin cezası verilen Havuz eksperleri, söz konusu cezaların uygulanmasından itibaren beş yıl

geçtikten sonra, Disiplin Kurulu sekreteryasına başvurarak haklarındaki disiplin cezalarının

sicillerinden silinmesini talep edebilir. İlgilinin bu süre içinde disiplin cezası almamış olması halinde, disiplin cezasının silinmesine karar verilir.

(13) İşletici Şirket, Disiplin Kurulunun görevlerini etkin bir biçimde gerçekleştirebilmesi için

uygun mekan, yeterli sayıda personel ve gerekli teknik donanımı temin eder.

Disiplin SoruĢturması Açılması ve Yürütülmesi

MADDE 8 - (1) Disiplin Kurulu, ihbar veya şikâyet üzerine ya da re‘sen durumun

öğrenilmesinden itibaren, bir ay içinde disiplin soruşturmasının açılıp açılmaması hususunda karar vermek zorundadır.

(2) Disiplin Kurulu tarafından soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, konuyla ilgili

olarak inceleme yapılması amacıyla, kontrol ekibi görevlendirilmesini Bakanlığa bildirir. (3) Kontrol Ekibi, inceleme için gerekli olan tüm delilleri toplar. Bu çerçevede, ihbar veya

şikâyette bulunanların ve olayla ilgili kişilerin ifadesine başvurabilir, hakkında disiplin incelemesi

açılan Havuz eksperini dinleyebilir veya azami 10 gün içerisinde yazılı olarak savunma yapmasını

isteyebilir. Kontrol Ekibi, inceleme konusuyla ilgili olarak, resmi makamlardan bilgi ve belge isteyebilir, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda Disiplin Kurulu kararı ile bilirkişi

incelemesi yaptırabilir. Kontrol Ekipleri, görevlendirildiği günden itibaren, en geç bir ay içinde

incelemeyi tamamlamak zorundadır. Bu süre, haklı sebeplerin varlığı halinde Disiplin Kurulu tarafından uzatılabilir. Disiplin incelemesi, en geç bir yıl içinde sonuçlandırılır. Soruşturmanın her

safhasında gizlilik esastır.

(4) İncelemenin sonucunda, kontrol ekibi tarafından inceleme raporu düzenlenir. Bu raporda;

inceleme konuları, incelemenin safhaları, deliller ve alınan savunma özetlenir. İncelemeye konu olan her husus ayrı ayrı değerlendirilerek delillere, varsa belgelerin asıl veya suretleri bir dizi pusulasına

bağlanarak rapora eklenir.

(5) Disiplin Kurulu, yapacağı ilk toplantıda, kontrol ekibinin sunduğu raporu görüşür ve karara bağlar.

(6) Hakkında disiplin soruşturması yapılan eksper için, dosya sonuçlanana kadar görevlendirme

yapılmaz. (7) Disiplin cezasını gerektiren kusurlu eylem ve davranışı ile Havuzun ve Şirketin zararına yol

açan eksper hakkında Disiplin Kurulunca, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde gerekli yasal takibatın

yapılması amacıyla kurula bilgi verilir.

Page 68: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

68

Tebligat

MADDE 9 - (1) Bu Yönerge hükümlerine göre, ilgililere yapılması gereken her türlü tebligat,

yazılı olarak kendisine veya iadeli taahhütlü mektup, kurye, personel veya noter aracılığıyla, ilgilinin İşletici Şirkette kayıtlı en son adresine yapılır ve ilgili, bu adreste bulunmadığı takdirde 7201 sayılı

Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.

BÖLÜM – IV

ÇEġĠTLĠ HÜKÜMLER

Disiplin Cezalarının Sicile Geçmesi ve MüsteĢarlığa bildirilmesi MADDE 10 - (1) Kesinleşen disiplin cezası, eksperin siciline işlenerek Müsteşarlığa bildirilir.

BÖLÜM – V

SON HÜKÜMLER

Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat

MADDE 11 – (1) Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun 17.07.2008 tarih ve 2008/11 sayılı Kararı ile yürürlüğe konan ―Tarım Sigortaları Havuzu Eksper Disiplin Yönetmeliği‖ yürürlükten

kaldırılmıştır.

(2) Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun 16.10.2008 tarih ve 2008/14 sayılı Kararı ile yürürlüğe konan ―Tarım Sigortaları Havuzu Disiplin ve Kontrol Heyeti Çalışma Usul ve Esasları‖

yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 12 - (1) Bu yönerge, Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun 23 / 07/ 2010 tarih

ve 2010/13 sayılı kararı ile yürürlüğe girmiştir.

Yürütme

MADDE 13 - (1) Bu yönerge Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu tarafından yürütülür.

Page 69: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

69

EKSPERLĠKTE KĠġĠLER ARASI ĠLETĠġĠM VE BEDEN DĠLĠ

ĠLETĠġĠM

İletişim duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına

aktarılmasıdır. bildirişim, haberleşme(...), Bu sürecin amacı "anlaşılmaktır". Başka bir tanıma göre; Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır, Türk Dil Kurumu

sözlüğünde de iletişim; Duygu, düşünce ya da bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına

aktarılmasıdır.

İletişim sözlü ve sözsüz olabildiği gibi genellikle ikisi bir arada yapılır. Sözlü ve sözsüz iletişim bir bütündür.

ĠletiĢimin Temel Öğeleri Kaynak (Konuşmacı)

Kodlama (Kelimeler Ve Beden Dili İle Anlatım)

Mesaj

Kod Açma Alıcı (Dinleyici, Hedef)

Geri Bildirim

Mesaj: Konuşmacı ile dinleyici yani kaynak ile hedef arasındaki ilişkiyi sağlayan unsur olarak

tanımlanmaktadır. Harf, rakam, renk, ses, ses tonu, yüz ifadesi (jest ve mimikler), her türlü görsel ve

işitsel işaretler, her türlü sözlü ve yazılı ifadeler kaynağın alıcıya ulaştırmak istediği duygu, düşünce ve davranışların kodlanmış halidir.

Mesajın Özellikleri

-Anlaşılır ve açık olmalıdır. -Zamanında iletilmelidir.

-Uygun jest ve mimiklerle desteklenmelidir.

-Anlamlı olmalıdır.

Kod Açma: Herhangi bir biçimde sembol ve simgelerle formüle edilip anlamlı hale getirilen mesajın

hedef kitle tarafından çözümlenmesi sürecidir. İletişim sürecinde mesajlar ancak kod açma sonucunda anlamsız işaretler, ses ve görüntü sinyali olmaktan çıkarak anlam kazanırlar.

Hedef (Alıcı ): İletişim sürecinde mesajın ulaşması amaçlanan kişi, grup ya da kitledir. Kısaca

kaynağın kodladığı mesajı alıp kod açarak anlamlandıran ve değerlendiren kişi, grup ya da kitledir.

Geribildirim: Geri besleme ya da yansıma olarak da ifade edilebilen feed-back iletişim sürecinin son

aşamasıdır. Geri bildirim, kaynağın gönderdiği mesaja karşılık hedef kitlenin verdiği cevap ya da mesaj olarak tanımlanabilir.

Geri bildirimler birkaç şekilde olabilir.

Karşıdakine bakış şekli

Kişinin beden hareketleri

Kişinin sözlü olarak söyledikleri

Bütün bunların hepsinin beraber ortaya konması

Sessiz kalma

Söz

Söylemediğin sözün hâkimi, söylediğin sözün mahkûmusun. HZ. ALİ

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz

Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz

YUNUS EMRE Mevlana Celaleddin-i Rûmî ―Sen ne söylersen söyle, bildiğin, karşındakinin anladığı kadardır.‖ der.

Page 70: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

70

İletişim kazalarının nedeni çoğu kez söyleme tarzından kaynaklanmaktadır "Ne söylediğiniz değil, onu

nasıl söylediğiniz önemlidir―

Yüz ve bedenin hareketlerinden kişiler bir kitap gibi okunabilir.‖ Bu ve buna benzer birçok cümleyi şimdiye dek duymuş olmalıyız. Bilinen şu ki gerçekte bizler, hal ve

davranışlarımız, duygularımız, fikirlerimiz ve kişiliğimizi sözlü ya da sözsüz şekilde ortaya çıkararak

iletişim kurarız. İnsan insanı sadece ağzından çıkan sözlerle değil, beden hareketleriyle de değerlendirir

BEDEN DĠLĠ

Beden dili, verdiği mesaj açısından sözlü anlatımlarda anlatımı güçlendirici, bir destek unsur olarak da

algılanır. Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracımızdır. Duygu ve düşüncelerimizin

yansımasıdır. Düşünmek ve düşünceyi sözle ifade etmek, insanın diğer canlılardan ayırıcı özelliğini teşkil eder. Dil

hep (sözlü anlatım) ön planda gözükür. Oysa insanlar arasındaki iletişimde, beden dilinin gerisinde

kaldığı bilinmektedir.

Beden dili bir kavram olarak toplumun tüm bireylerince tanınmasa ve iletişimdeki rolünün farkında olunmasa da istisnasız herkes tarafından kullanıldığı muhakkaktır.

İletişimde sözsüz dil diye de tabir edilen bu dile hükmetmek oldukça zordur.

Beden dili, üç kategoride mütalaa edilir: 1.Sessiz olan: Sadece görsel beden dilini kapsar. Buna görsel beden dili de denir. Zira buradaki

mesajlar görülebilen beden hareketlerine yüklenmiştir. Sessiz beden dili jest ve mimiklerden teşekkül

eder. Jest; baş, el, kol, ayak, bacak ve bedenin bir bütün olarak kullanımı demektir. Yüz kaslarının anlatım

amaçlı kullanımı ise mimikleri oluşturur. Jest ve mimiklerle gönderilen mesajlar, düşünce ve

duyguların açığa çıkmasını sağlar. Duruş, oturuş, kalkış, yürüyüş gibi bedenin bir kısmına, daha çok da

bütününe ilişkin hareket tarzları yine sessiz beden diline dâhildirler. Zira bu hareketler ruh halini sergileyen görsel mesajlardır.

2. Sesli olan: Dil ile yakından ilgili olgular sesli dili oluşturur. Konuşma esnasındaki vurgular ve

konuşma araları, gülmek, iç çekmek gibi bağımsız ifadeler sesli beden dili türünün örnekleridir. 3. Nesnel olan: Kıyafet, ev, çalışma masası, mekânın tefrişi, giyim-kuşam, saç-sakal, bıyık, makyaj

gibi dış görünüşe dair kişilerin görüntülerini tamamlayan tercihler de nesnel beden dili olarak bu

kategoride yer alır. Esasen bu tür dilin de sessiz dil içinde mütalaa edilebileceği söylenmektedir.

Mesajın UlaĢması

Sözsüz mesajlar, jestler, göz ve baş hareketleri, beden duruşu, yüz ifadeleri, mesafe, temas gibi BEDEN DİLİ ÖGELERİYLE ifade edilir. Bu mesajlar, düşmanlık, sıkıntı, güven, saldırganlık,

hoşlanma vb. gerçek duygu ve tavırları yansıtmak konusunda, söylenen kelimelerden çok daha önemli

rol oynarlar.

Page 71: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

71

Beden Dili Ögeleri;

Yüz ve Beden

Bedensel Temas Mekan Kullanımı

Araçlar

Yüz ve Beden Yüzümüzdeki ifade, el ve beden hareketlerimiz, bedenimizin duruşu ve göz temasımız, sözsüz iletişimde önemli yer tutar. Yüz ve beden ifadeleri istemli ya da istemsiz yapılır. Çeşitli

kültürler arasında yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre 6 temel duygu ifadesini aktaran

yüz anlatımlarının bütün kültürlerde ortak olduğunu göstermektedir.

Mutluluk Öfke Hayret Korku Üzüntü Tiksinti

Bedensel Temas Hareketlerinden En Önemlileri

Kucaklaşma, Omuza sarılma, Omuza el koyma, Kola girmek, El ele temas, Baş ve yüz temasları

Bedensel Temas: Farklı bedensel temaslar kurarak karşımızdakine çeşitli MESAJLAR vermeye

çalışırız. Örneğin, birisinin elini öpüp başımıza koyduğumuzda onun bizden büyük, üstün olduğunu kabul ettiğimizi gösteririz. El sıkıştığımızda karşımızdakini kendimize en azından bir ölçüde eşit kabul

ettiğimizi gösteririz.

Araçlar

Rozetler ya da takılar takarak, kokular sürerek, belirli kıyafetlere bürünerek çevremize çeşitli mesajlar iletiriz. Örneğin; büründüğü siyah elbisesi ile bize matemli olduğu mesajını veren bir kişinin yanında

neşeli tavırlar sergilememeye özen gösteririz.

Mekan Kullanımı

İnsanlar kendi çevrelerinde oluşturdukları boş mekanlar yoluyla da iletişimde bulunurlar. Başka

insanlara olan uzaklığımızı ayarlayarak, onlara uzak ya da yakın durarak birtakım mesajlar iletiriz. Diğer insanlarla aramıza koyduğumuz uzaklık, onlara karşı olan duygularımızla ilgilidir. Sevdiğimiz

insanlara yakın, az sevdiklerimizle aramızda biraz daha mesafe bulunmasına dikkat eder, hiç

tanımadığımız insanlara ise daha uzak dururuz. Kişisel alanlarımıza kimleri ne kadar yaklaştıracağımız

ve bu yaklaşımdan ne kadar rahatsız olacağımız ya da olmayacağımız 4 ana alana göre belirlenir.

Mahrem Alan Etrafımızda oluşturduğumuz 45 cm'lik görünmez daire bizim mahrem alanımızı oluşturur ve bu alanı kendi malımız olarak benimseyip, kullanırız. Bu oldukça önemli bir alandır ve sadece anne, baba,

kardeş, sevgili, eş gibi duygusal olarak çok yakın bulduğumuz kişilerin bu alana girmelerine izin

veririz. Onların dışında kalan kimselerin bu alana yaklaşmaları oldukça rahatsız edici bir durumdur. Kişi

bundan çok rahatsız olur. Bu onun kendini güvende hissetme sınırlarını zorlar. Bu nedenle kalabalık bir

otobüste bize fazla yaklaşan kişilere tepki gösterir, bu yakınlıktan fazlaca huzursuzluk duyarız.

Page 72: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

72

KiĢisel Alan Bu bölge kokteyllerde, ofis partilerinde, sosyal etkinliklerde ve arkadaş toplantılarında başkalarıyla

aramıza koymuş olduğumuz mesafedir. Yaklaşık sınırları 30 - 75 cm arasıdır. Kişilerle çok samimi

olmadıkça bu alanı kullanmayız.

Sosyal Alan

Kısa süreliğine iletişimde olmak zorunda kaldığımız kişilerle aramıza koymuş olduğumuz mesafedir.

genel olarak bu kişiler bize yabancıdır. Bir sebepten dolayı onlarla birlikte olmamız gerekmiştir. Postacı, bakkal, çalıştığımız iş yerine yeni başlamış bir kişi bize ancak bu alanın müsaade ettiği 120-

210 cm‘lik mesafe kadar yaklaşabilir. Masa, sehpa vb. engellerle bu alanımızı korumaya gayret ederiz.

İş görüşmelerinde en çok kullandığımız alanımız sosyal alanımızdır.

Page 73: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

73

Genel (Ortak) Alan

Bu alan, kalabalık bir gruba hitap

ettiğimizde ya da kalabalık bir grubun içine girdiğimizde paylaştığımız mesafemizi

oluşturur. İnsanlara izin verdiğimiz yakınlık

en fazla 3 metredir. Özellikle cafe, restaurant, park vs. gibi yerlerde en çok bu

alanımızı kullanma ihtiyacı hissederiz.

İnsanlardan en uzak mesafedeki masayı

veya sandalyeyi seçme sebebimiz ise tamamen bunla ilgilidir.

Bu alanlar beden dili konusunda önemi şöyle karşımızı çıkar. Örneğin bir yabancının mahrem

bölgemize girmesi vücudumuzda fizyolojik değişikliklere neden olur. Kalp kanı daha hızlı pompalar, adrenalin salgısı yoğunlaşır ve olası bir ´kaç veya saldır ́durumuna hazırlık yapılırken beyin ve kaslara

daha fazla kan gider. Bu ise kişinin konuya, sohbete odaklanamamasına yol açar, huzursuz bir hale

bürünürüz.

El, Kol ve Avuçlar

Sana karşı tamamen Ağız Koruyucu (Yalan) Saldırgan avuç konumu

dürüst olacağım.

'Sayın hakimim, benim Başparmaklar arka Baskın kadın naçizane görüşüme göre... cepten dışarı çıkıyor

Avu

ç içi aşağı bakan açık bir el, kendisini Avuç içi yukarı bakan açık el güven ve dostluk

dış dünyaya kapatmış, güvensiz bir ifadedir. sunar.

Beden Dili

Page 74: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

74

Eli ile kazağını çekiştirerek

birazcık hava almaya çalışıyor ―

kendimi sıkıştırılmış hissediyor.

Ellerin pozisyonu kendine

güveni açıklıyor: ‖Benim için

ve sizin için neyin iyi olduğunu

biliyorum.‖

Birbirinin içine saklanmaya

alışılan eller güvensizliği ifade

ediyor: ―Daha fazlasını

bilmiyorum ve yapamam‖

El ağzı kapatıyor: ― Yanlış bir

şeyler söylemek istemiyorum‖

Açık ağız şaşkın yüz ifadesini

daha da netleştiriyor: ―Bunu hiç

hesaba katmamıştım. Şu anda

bütün korunaklarım yok oldu.‖

Geri planda tutulan eller ve

içeri çekilmiş göğüs saygılı bir

beklemeyi sembolize ediyor: ―

Bana bir sinyal verirseniz

hemen harekete geçeceğim‖

Geniş bir şekilde açılmış kollar bilinçli bir takdir edilme isteğinin

sinyalini veriyor: ― Benden daha

ne yapmamı istiyorsunuz‖

Çaprazlama kavuşturulmuş kollar: ―Kendimi rahat

hissetmiyorum ve bu durumda

kimsenin iç dünyama girmesine

izin vermiyorum.‖

Parmaklar kulak memeleri ile oynuyor ― Mevcut durumu

daha iyi görmek ve analiz

etmek istiyorum‖

E

Eller çenede: Düşünüyorum ve

fikirlerimi belirli bir düzene

sokuncaya kadar düşüncelerimi

dışarıya ifade etmeyeceğim.

Bir çaresizlik: ― Bu problemin

nasıl çözülebileceğini

gerçekten bilmiyorum‖

Hareket ve bakışlar net olarak:

― Size açık ve güzel bir teklifte

bulunuyorum.‖ Mesajını

veriyor.

Page 75: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

75

İlk bakışta dostça ve açık bir

selamlama gibi görünüyor ama

tenezzül etmeyen ve isteksizliği

ele veren bir görünüş

Dostça yüz ifadesi ve davetkar

el hareketi karşıdakine

kendisini burada bir arkadaş

olarak hissedebileceği mesajını

veriyor.

El kelimelerin söylenmesini

engelliyor ve genellikle buna

bir öksürük eşlik ediyor: ―

Düşünmek için zaman

istiyorum.‖

4Sıkılmış yumruklar iç agresifliği

ele veriyor. Ama sözcükler

kulağınıza dostça ve kolaylaştırıcı

gelebilir.

― Oklu Kirpi‖ : Parmak uçları

her iki yöne doğru savunma

hareketini ele veriyor.

―Yedek parmak‖ kafanın

arkasını kaşıyor : ―Acilen bir

karar vermeliyim‖

―Ellerimi ovuşturuyorum.

Mutluyum ve kendimi rahat hissediyorum.‖

El enseyi ovuşturuyor: Hoş

olmayan bir durumla karşı karşıyayım.

El sıkışmada genellikle kabul

edilen mesafe; birbirlerini az tanıyan kişiler arasında bu

mesafenin azalmasından

rahatsızlık hissedilir.

Page 76: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

76

Bayan kendine güvenen bir

gülümsemeyle kimin şef olduğunu gösteriyor. Erkek ise üst

vücudu geriye iterek bayanın

ortamdaki dominantlığını kabul

ediyor. Ancak bunun mecburi bir

kabul olduğunu zorlama bir

gülümsemeyle ele veriyor.

Genellikle sıkılmış yumruk

şeklinde uzatılan kol mesafesi kişiler arasındaki en uygun

mesafe olarak kabul edilir.

Daha büyük mesafe saygı,

dikkat veya korku belirtisidir.

Bu mesafenin azalması ise

güvenin veya da saldırganlığın

belirtisidir.

Çok babacan bir hareket

genellikle karşıdakini kendinden genç ve tecrübesiz

görme ifadesi. ― senden

bahsedildiğini daha önce

duydum. Seni devamlı

koruyacağım ve

gözeteceğim.‖

Çok güç bir sorunla karşı

karşıyayız: dudaklar çok sıkı bir şekilde kapatılmış durumda.

Burada herhangi bir bilgiyi

almaya karşı sert bir karşı koyuş

ve reddetme söz konusu. Bir

uzlaşma ve ödün verme söz

konusu değil.

Hafifçe arkaya atılmış baş,

kapalı bir yüz ifadesi ve düz bakışlarla birlikte kavga

isteğinin sinyallerini veriyor.

Sözde davetkar bir harekete

rağmen burada açıklık beklenemez: Kollar vücuda

çok yakın duruyor ve sadece

eller bileklerinden hareket

ettiriliyor. Bakışlar donuk

davranışı yansıtıyor.

Zorunlu bir yalancı gülümseme

kolaylıkla tanınıyor çünkü

gülümseme tek başına kalmış durumda: aşağıya doğru salınmış

hareketsiz kollar, donuk davranış

ve içeri çekilmiş göğüs, kişinin bu

pozisyonda kendini ne kadar

rahatsız hissettiğini ele veriyor.

Gergin vücut duruşu ile

bağlantılı sıkılmış yumruklar,

agresifliğin kesin işaretidir.

Yukarıya yönelmiş işaret

parmağı ; ―Beni dinle ben

bunu senden daha iyi biliyorum.‖ İfadesinin

sinyalini veriyor hafif yana

yatırılmış kafa ise cezbedici

bir sempati uyandırmaya

çalışıyor

Page 77: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

77

Uzatılmış işaret parmağı ile el

karşıdakine söylediklerini

yapmanın tek ve en iyi yol

olduğunu gösteriyor ve

dominantlık çok net görülüyor.

Açık ve özgürce oturuş

güvenin sinyalini verirken,

geniş açılmış bacaklar ise daha

büyük bir alanı kullanma

isteğini ifade ediyor.

Bilinçli bir şekilde geriye

yaslanma : ―Ben kararımı

verdim ve eğer gerekiyorsa

kararlarımı kimseye

aldırmadan savunacağım.‖

Eleştirici olmayan ilgili bir

şekilde dinlemeye yönelik kol ve bacakla

İç gerginliğin arttığı durumda

gözlenen oturma biçimi

Endişeli ve sıkıntılı oturma

biçimi

Otururken üçüncü kişiyi dışlama

durumu

Tehdit altındaki kişinin

gerilerek sınırlarını daraltması

Bir dostluk yaklaşımı olan

kolun tutuluşu

Eyleme hazır Kıyafetleri daha çekici

göstermek için kullanılan eli kalçaya koyma hareketi

Vakit kazanmaya

çalışmak

Saldırgan

Page 78: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

78

TOKALAŞMA

Adam gibi tokalaşma Kontrolü bırakma Kontrolü ele alma

Yanlış Tokalaşmalar

Senden üstünüm, sana desteğim, sana yardım

edeceğim

Ortadaki adam

Page 79: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

79

BAKIġLAR

Onaylamayan nötr ilgilenmiş

OturuĢ ve göz

Her iki el de başın arkasında Tüm cevaplar bende ́ ya da ´Bir gün belki benim kadar akıllı olursun ́veya ´Herşey kontrolüm altında ´Gözle dışarı bakma: Bu hareket

bilinçsizce yapılır ve o kişinin sizden sıkılması veya artık ilgilenmemesi ya da kendini sizden üstün görmesi nedeniyle sizi görmemeye çalışmasından oluşur

SANDALYE-PAMUK Sandalye binicilerinin çoğu konuşulanlardan sıkıldıklarında başkalarının veya grupların kontrolünü ellerine geçirmeye çalışan baskın kişiler olup sandalyenin arkalığı da grubun diğer

üyelerinden gelebilecek ´saldırılara ́ karşı iyi bir koruma olanağı sağlar. Bu kişiler genellikle sessiz tipler olup sandalyeye binme pozisyonuna fark edilmeden geçebilirler. Pamuk toplayıcı; başkalarının görüş veya davranışlarını onaylamadığı ama kendi görüşünü bildirmekten de çekindiğinde gösterir.

Göz ovuĢturma Akıllı maymun ‗Hiçbir şey görmedim‘ der ve bu hareket de beynin gördüğü bir aldatma yalan veya

şüpheli durumu dışarıda bırakmak veya yalan söylediği kişinin yüzüne bakmaktan kaçınmak hareketidir

El Sallama Dünyanın pek çok yerinde el sallama, selamlaşma ve veda anlamına gelirken Yunanistan'da 'cehennem

ol' anlamındadır. Başınızı 'Hayır 'anlamında geriye doğru kaldırmak dünyanın birçok ülkesinde ve

Batı'da hayır anlamına gelmez. 'Hayır' başı iki tarafa sağa sola sallayarak ifade edilir

ĠĢaret

Suudi Arabistan'da size ikram edilen bir içeceği

reddetmek karşınızdaki kişiye hakaret anlamındadır.

Avrupa ve Amerika'da bir şeyi göstermek için işaret

parmağı kullanılırken, bu tür hareket Endonezya'da

görgüsüzlük, Türkiye'de ise küçümseme belirtisi

olarak algılanır. Yine Endonezya'da çocukların başını okşamak pek hoş karşılanmaz. Çocuklarda

zeka geriliğine yol açacağına inanılır. Hollanda da

"akıllı" anlamına gelmekte.

Page 80: TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi ... · tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından artların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun

80

Cesur kız ve asker

Tarladaki adam TARSĠM bunun için var ANALARIMIZ, DAHA NE OLABİLİR Kİ

GÜLÜMSEMEK

• Somurtan insanların, daima, tebessüm eden insanlara nispeten, yüzlerinin daha erken ve daha fazla

kırıştığını,

• Simaların iç dünyamızın aynası olduğunu, • Gülümsemek için 14 kalori, kaşları çatmak için 72 kalori gerektiğini,

• Hareket ve yüz ifadelerimizin kullandığımız sözcüklerden 8 kat daha güçlü ve tesirli olduğu,

• İnsanın dalgın olduğu zamanlardaki yüz ifadesinin gerçek hali olduğunu,

• Sürekli gülümseyen insanların somurtanlara oranla daha çok sevildiğini, Güler yüzlü insanların daha çok akılda kalıp hatırlandığını,

• Selamlaşan iki insana Allah‘ın yetmiş lütfu olduğunu ve bu yetmiş lütuftan altmış dokuzunun güler

yüzlü olana verildiğini, • Gülümsemenin insanlara özel ve insanlara nasip olduğunu canlılar arasında sadece insanın

gülümseyebildiğini biliyor muydunuz?

Gülmenin de insan sağlığı üzerindeki sayısız faydalarına işaret eden uzmanlar, gülerek daha uzun ve mutlu bir hayat sürebilirsiniz diyor

• Güldüğümüz zaman tümör ve virüslerle savaşan hücrelerimizin sayısı da artıyor.

• Özellikle ruhsal bazı hastalıkların tedavisinde gülme terapisi kullanılıyor. Hastalar üzerinde olumlu

etkileri olduğu gözleniyor. • Çocuklar günde yaklaşık 300 kez gülüyor, yetişkinler ise günde ortalama 17 kez gülüyor.