25
Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM Dr. Osman Orkan Özer

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

  • Upload
    others

  • View
    22

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi

8.HaftaATATÜRK VE TARIM

Dr. Osman Orkan Özer

Page 2: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

ATATÜRK VE TARIM

Cumhuriyet Hükümeti, ülkede çok ağır ve elverişsiz koşullar içinde bocalayan, güçsüz bir çiftçilik bulmuştu. Halkın % 90’ı köylü ve çiftçiydi. Cumhuriyetin esas amacı: Büyük ve ileri millet olarak var olmak ve var kalmaktı. Bunu gerçekleştirebilmek için Türkiye’nin ekonomik olarak kurulması, donatılması, korunması ve tüm halkın refaha kavuşturulması lazımdı. Bunların yapılabilmesi için köy ve tarım hayatında esaslı ve canlı bir kalkınma kaçınılmazdı.

Page 3: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

1920’ler Türkiye’sinde, ekonominin dayandığı tarım, son derece geri idi. İlkel bir düzeydeydi. Köylerde elektrik, akarsu ve kanalizasyon yoktu. Tarım sabanla yapılıyor, suni gübre kullanılmıyordu. Köylerin çoğuna yol yoktu ve izlerden gidilip, geliniyordu. Küçük çiftçi ürününü pazarlayamıyor ve aracıların sömürüsüne uğruyordu. Tefecilerin eline düşen köylüler, varlıklarını zor kurtarabiliyorlardı. Köylü kendi çevresine kapanmıştı ve iktisadi güvenliğini ağa himayesinde arıyordu. Hayat tarzı zati ekonomiydi ve köylü ürettiğinin büyük bir kısmını kendi tüketiyordu. Toprakla geçinenlerin çoğu ilaç ve giysi alabilecek ekonomik güce sahip değillerdi.

Page 4: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Tarım kesiminin vergi yükü de ağırdı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk bütçelerinde, sağlanan gelirin % 20’sinden fazlası Aşar Vergisi’nden geliyordu. Cumhuriyetin ikinci yılında (Şubat 1925) Aşar kaldırılırken, yine tarım kesimi için ağır bir yük oluşturan yol ve hayvan vergisinin varlığını 1950’lere kadar koruduğunu görürüz.

Page 5: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Uygulanacak olan tarım politikasında yer alabilecek bazı önlemler şunlardır:

a)Bütün çiftçilerin kullandıkları iş araçlarını artırmak. b)Ülkeyi iklim, su ve toprak verimi bakımından bölgelere ayırmak.c)Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri

çalışmalar için örnek tutacakları verimli, modern, pratik tarım merkezleri kurmak.

d)Devletin yönettiği çiftliklerin ve bunların içinde yer alan türlü tarım-endüstri kurumlarıyla, yeni kurulacak tarım merkezlerini geniş işletme kurumu biçiminde birleştirmek.

e)Ülkede topraksız çiftçi bırakmamak.f)Bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir neden ve suretle

bölünemez bir nitelik taşıması.g)Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri toprak genişliğini,

arazinin bulunduğu bölgenin nüfus yoğunluğu ve toprağın verim derecesine göre sınırlamak.

Page 6: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Tam anlamıyla tarımsal nitelikli az gelişmiş bir ülke olan Türkiye, ulusal gelirin 3/4'üne yakın kısmını tarım kesiminden sağlıyordu. Zaman içinde tarım kesiminin payı %50’nin altına düşmüş, böylece tarım ulusal gelirin kaynaklandığı tek sektör olmaktan çıkmıştı.

1938 yılında ekilebilir arazinin %14’ü çiftçilerin ancak 1/4’ünün elinde bulunuyordu. 1945’de çiftçilerin %7’sinin toprağı yeterli miktardaydı. Türkiye Cumhuriyeti eski Osmanlı borçlarını ödemeyi üstlenmişti. Tüm Osmanlı borçlarının %67’sini üzerine almış, toplam 86 milyon altın lira borç ödemiştir. Bu borçların ilk taksitleri 1929 yılı ihracat gelirinin %10’unu, devlet bütçesinin ise %8’ini tutmaktaydı. Borçlar ancak 1954 yılında bitirilebilmiştir.

Page 7: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

AOÇ1925 yılının ilkbahar’ında Atatürk, ülkenin tanınmış tarımcılarından bir

grubu çağırtarak, onlara, ağaçsız ve çorak Ankara’nın yakınındabüyük bir çiftlik kurmak istediğini ve böyle bir çiftlik için yeraramalarını emretti. Çiftlik yeri aranırken üzerinde en az durulan yerbugünkü Atatürk Orman Çiftliğinin bulunduğu bölgeydi. Burasıbataklık, çorak, fakir bir yer olup çiftlik kurmak için gerekliözelliklerden hemen hemen hiçbirini taşımıyordu. Heyetincelemelerini tamamlayıp, sonuçları Atatürk’e sunduğunda, Atatürkbugünkü AOÇ’nin bulunduğu yeri işaret ederek: Burayı gezdiniz mi?diye sormuştur. Burasının uygun olmadığı söylendiğinde Atatürk şucevabı vermiştir: “İşte istediğiniz yer böyle olmalıdır. Ankara’nınkenarında hem batak, hem çorak, hem de fena yer. Bunu biz ıslahetmezsek kim gelip ıslah edecektir?”.

Page 8: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Atatürk Orman Çiftliği arazisinde tarım olanakları hakkında, Ziraat Vekaleti uzmanlarından Schmid: “Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz toprak ve iklim şartları altında burada ya sabır tükenir yahut para!” demişti. Atatürk, AOÇ’nde ilmin o güne kadar ulaştığı gelişmeler ve insan iradesinin etkisiyle yeni bir aşama ilave etmek istiyordu. AOÇ sadece üretimle kalmamış, ürettiği maddeleri piyasaya sürmüştür. 1929 Dünya Ekonomik krizinden sonra bu da yeterli görülmemiş, açılan satış mağazaları, işlettiği bahçe ve gazinolarla ürettiklerini, değerlendirme konusunda çok mesafe almıştır. AOÇ, tarımın en çetin şartlar altında bile nasıl yapılabileceğini gösteren bir eser olmaktan başka, Atatürk’ün önem verdiği bir konudur. Atatürk’ün, traktör sürdüğü gösteren fotoğraf, AOÇ’de çekilmiştir.

Page 9: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

1930’lu yılların başında, sanayileşme vemakinalaşma hareketi uygulamayakonulmuştur. Tarım ürünlerinikıymetlendirmek ve sanayileşmiş ülkelerin fiatoyuncağı olmaktan, yarı sömürü durumundankurtulmak için ülkede hammaddesi mevcutsanayi ön plana alınmış, bu şekilde tarımınhimayesi düşünülmüştür.

Page 10: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğu dikkate alınarak bu sahadaki uzman sayısını arttırmak amacıyla, Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi kapatılmış ve öğretmenlerin büyük kısmı görgü ve bilgilerini artırmaları için yurt dışına tahsile gönderilmiştir.

Ankara’da, “Yüksek Ziraat Enstitüleri” ünvanı altında; ziraat, orman, veteriner, ziraat sanatları, tabii bilimler adlı beş fakülteden oluşan zirai üniversite kurulmuştur. Ankara, Kastamonu, Sivas, İzmir, Balıkesir, Bursa, Erzincan, Adana, Erzurum, Çorum’da pratik (uygulamalı) ziraat mektepleri ile Ankara ve Adana’da ziraat manikinist okulları kurulmuştur.

Page 11: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Ziraat vekaletinin kendi çerçevesi içinde yaptığı işlerin en önemlilerinden biri de eğitim, genel ziraat, tohum ıslah istasyonları, meyvacılık ve bağcılık, hayvancılık, zirai mücadele ve ormancılık konusunda çıkarılmış bulunan kanun ve kararnameler teşkil eder. Bu konular çerçevesinde tohum ıslah istasyonları, fidanlıklar meyvacılık istasyonları kurulmuştur. Bu dönemde zeytin ve çay konularında da çalışmalar olmuş; yabani zeytin ağaçlarının aşılanması ve verimli bir hale getirilmesi amacıyla İzmir, Balıkesir, Çanakkale illerinde birer seyyar zeytin bakım teşkilatı kurulmuştur. Çay fidanı yetiştirmek üzere de Rize’de bir çay fidanlığı tesis edilmiştir.

• Hayvancılık alanında ise yapılan başlıca işler şunlardır: Hayvan yetiştiriciliği, hayvan ekonomisi, hayvan hastalıkları konularında çalışılmıştır. Etlikte bir baktariyoloji enstitüsü, ihraç limanlarında karantina yeri ve laboratuvarlar, hayvan ıslahı için Karacabey, Konya, Sultansuyu, Çukurova haraları ile Sivas, İnanlı, Erzurum, Diyarbakır, Adana, Mahmudiye aygır depoları, Kars, İnanlı inekhaneleri ve özel idarelere bağlı hemen her vilayet merkezinde aygır depoları kurulmuştur. Haraların teşkilat ve tesisleri tamamlanmış, kültür ırkı hayvanlar getirilmiş, çeşitli hayvan hastalıklarına karşı aşı ve serumlar keşfedilmiş ve hazırlanmıştır. Türk çiftçisinin büyük zarara uğramasına yol açan sığır vebasının tamamen ortadan kaldırılması da, bu dönemde gerçekleştirilmiştir.

Page 12: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

Atatürk 1920 yılından ölümüne kadar sürekli olarak Türk Kooperatifçilik hareketinin de içinde olmuştur. Değişik yer ve zamanlarda kooperatifçilik konusundaki görüşlerini açıklamış, kooperatifçiliğin gelişmesi için gerekli yasal düzenlemelere öncülük etmiş, halkına örnek olsun diye şahsen iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur. 1920 yılında TBMM’ne sunulan Kooperatif Şirketler Kanunu Tasarısında, Meclis Başkanı olarak Atatürk’ün imzası vardır.

1935 yılında Atatürk’ün direktifleriyle 2834 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu ile 2836 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkartılmıştır.

Atatürk 30 Haziran 1936’da Mersin’in Tekir Köyü’nde sahibi bulunduğu Tekir Çiftliği civarındaki üreticilerle birlikte bir Tarım Kredi Kooperatifi kurmak üzere Ziraat Bankası’na bir dilekçe vermiştir. Dilekçedeki kooperatif kurucusu 36 üretici imzasından, birincisi Atatürk’e aittir.

Page 13: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

TÜRKİYE'DE CUMHURİYET DÖNEMİNDE TARIM SEKTÖRÜ

• Türkiye Cumhuriyeti'nin devir aldığı yapıda, ekonomik tarıma dayalı ürün pazarı gelişmemiş, üretim deseni hububat ağırlıklı, tarım ürünü talebi üretimi yönlendirecek nitelikte değil, tarıma dayalı sanayi cılız, pazarlama alt yapısı yok, teknoloji ilkel, teknoloji ürünü girdi kullanımı yok seviyededir.

• Öncelikle, Osmanlı'dan devralınan kurumlar tasfiye edilmiş, sonra tarım kesiminde geniş bir kurumsallaşma hareketi ve eğitim çalışmaları başlatılmıştır.

• 1923 yılında çıkartılan bir yasayla canlı hayvanlar üzerinden alınan dış alım vergisi kaldırılmış, tarım makinaları dışalımına sübvansiyon uygulaması başlatılmıştır.

• 1924 yılında Ziraat Vekaleti (Tarım Bakanlığı) kurularak tarım ilk defa bağımsız bir bakanlık olarak örgütlenmiştir.

Page 14: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

1926 yılında Hayvan Islahı Kanunu, 1928 senesinde HayvanSağlık Zabıtası Kanunu, Buğday Kanunu, Zirai MücadeleKanunu gibi yasal düzenlemeler yapılmıştır. Aynı yıl,tarımdaki işgücü noksanlığının giderilmesi için bir diziönlemin alınmasını öngören yasa kabul edilmiştir. Herköylüye, savaş nedeniyle dul ve yetim kalanlarınarazilerinde haftada bir gün çalışma zorunluluğugetirilmiştir.

Çiftçinin yaşam standardını yükseltmek amacıyla, muhtaç çiftçilere öküz, saban, tohum almaları için 100 milyon lira olan bütçeye 4 milyon lira ödenek konularak, çiftçilere uzun vadeli ve faizsiz kredi verilmiştir.

Tarımsal mücadele için gerekli kamu kurumları oluşturulmuş ve zararlılarla mücadeleye başlanmıştır.

Page 15: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

İthal edilen ve ülkede üretilen aşı ve serumlarla, özellikle savaşyıllarında yaygınlaşmış olan bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadelebaşlatılarak sığır vebası bulunan köy sayısı 1922 yılında 1947 iken1923 senesinde 989'a, 1924 yılında ise 40l'e inmiştir.

1924 yılında çıkartılan bir yasa ile Doğu Karadeniz Bölgesi'nde fındık,portakal, limon, mandalina ve çay üretimi özendirilmiştir.

O dönemde devlet bütçesinin % 40'ını oluşturan Tarımsal Vergilerin enönemlisi olan Aşar Vergisi 17 Şubat 1925 tarihinde çıkartılan bir yasaile kaldırılarak, köylü üzerindeki yük hafifletilmiştir.

Türkiye'de su işleri teşkilatı 1924 yılında kurulmuştur. Aynı yıl Ankara'daZirai Mücadele Şubesi Müdürlüğü'de kurulmuştur.

4 Mart 1925 tarihinde Tekel İdaresi'nin kurulması, tarım açısındandiğer önemli bir adım olmuştur.

Page 16: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile tapu siciline kayıtlı, tescil isteminde bulunan kişi tarafından 20 yılda malik olarak kullanılan hazineye ait toprakların, özel mülkiyete geçirilmesine olanak tanınmasıyla, yerel siyasal güç sahiplerinin kamu topraklarını mülkiyetlerine geçirmeleri, 1950 yılı sonrası makinalaşmaylabirlikte çayır ve mer'aların özel mülkiyete geçirilmeleri, mer'aların, tarla alanı olarak açılması, erozyonun hızlanması gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Page 17: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

1927 yılında buğday verimi 64 kg/da gibi son derecedüşüktü. 280 bin hektar olan sanayi bitkileri ekimalanının % 35'inde pamuk, % 25'inde tütün, % 16'sındasusam yetiştiriliyordu. 1920'lerde ayçiçeği ekimiTürkiye'de henüz bulunmazken, şeker pancarı 1920'liyılların ortalarından itibaren tarımına başlanan birbitkidir.

Un, unlu mamuller, pirinç, içki, süt, konserve, deri, derieşyalar, kemik ve kıldan yapılan eşyalardan oluşantarıma dayalı sanayi, 1927 yılında, Türkiye'nin toplamsanayi üretimi içinde % 65 pay almaktaydı.

Page 18: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• 1928 yılında tüm tarım okulları geçici olarak kapatılmıştır. Bunların yerine 1930 senesinde İstanbul, Bursa, İzmir ve Adana'da birer Orta Ziraat Okulu ile Ankara'da bir Yüksek Ziraat Okulu açılmıştır. Ankara'da kurulan Yüksek Ziraat Okulu 16 Haziran 1933'de Yüksek Ziraat Enstitüsüne dönüştürülmüştür. Bu Enstitü kuruluşu ve faaliyetleri itibariyle bir Tarım Üniversitesidir. Enstitü, Ziraat, Orman, Veteriner, Ziraat Sanatları, Tabii Bilimler isimli beş fakülteden oluşmaktaydı.

Page 19: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Yüksek Ziraat Enstitüsü 30 Ekim 1933 günü büyük bir törenle açılmıştır. Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün rektörü Profesör FriedrichFalke’dir.

• YZE ’nünü Muhlis Kütüphanesi dönemin Türkiye’sinin en düzenli ve zengin kütüphanesi olup 50.000 cilt kitap yer almıştır.

• Enstitüde, kız-erkek tüm öğrencilerin günleri ders, uygulama,mütalaa ve sporla geçmiştir. YZE’ ne girmek isteyen öğrenciler bir yılsüre ile Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu tarafından işletilen OrmanÇiftliği’nde tecrübe devresine tabi tutulmaktadır. Önce stajyerlerbeşer talebeden oluşan küçük gruplar halinde küçük çiftliklereverilmekte ve çiftliğin her türlü faaliyetinden sorumlututulmaktadırlar. Bunlar sürüp, ekip, biçip, ürünü ambara teslimetmektedir

• Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün kuruluşunda 20 kadar Alman profesörgörev almıştır.ler.

Page 20: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında 170 milyon lira olan dış ticaret hacminde ithalatın payı %70, ihracatın ise %30'dur. 1926 yılında ihracatın, ithalatı karşılama oranı %80 iken, dünya ekonomik buhranından dolayı 1929 senesinde % 60'a gerilemişti.

• 1927 yılında Türkiye'de fazla nüfusun % 81,6'sı tarımla uğraşmaktaydı. Bu yıllarda mevcut arazinin işlenmesine yeterli olmayan nüfus 1935-1945 yılları arası dışında sürekli artış göstermiştir.

• 1930 yılında, Yurt Dışından Getirilecek Tohumlardan Gümrük Resmi Alınmasına Dair Kanun, 1934'da Buğday Koruma Karşılığı Kanunu, 1938 yılında da Tütün Kanunu çıkarılmıştır.

Page 21: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• 1937 yılında Ziraat Bankası'nın olanakları artırılıp, iktisadi devlet teşekkülü durumuna getirilmiştir. 1935 yılında Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım Satış Kooperatifleri, 1938 senesinde Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuştur.

• Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün (eski adıyla Devlet Üretme Çiftlikleri) çekirdeğini oluşturan Zirai Kombinalar Teşkilatı 1937 yılında, Devlet Ziraat İşletmesi Kurumu 1938 yılında kurulmuştur. Bu teşkilatların 1939'da başlayan II. Dünya Savaşı yıllarında, halkın beslenmesine önemli katkıları olmuştur.

• 1944 senesinde ise tarım alet ve makinaları, kimyasal gübre ve tarımsal mücadele ilaçlarını temin edip, çiftçiye ulaştırması amacıyla Zirai Donatım Kurumu kuruldu.

Page 22: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Verimliliği önemli ölçüde etkileyen tohumluk kullanımında 1960 yılına kadar daha çok yerli populasyonlardan saflaştırılmış olarak yetiştirilen çeşitlerden yararlanılmıştır. 1960 senesinden sonra yurt dışından verimli çeşitler ithal edilmiştir. İthalatın yanısıra ülkemizde de ıslah çalışmalarına hız verilmiştir.

• 1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi % 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları sayısı % 164 artmıştır.

• İlk karma yem fabrikası, Yem Sanayi A.Ş.'nin kurulduğu 1956 yılında üretime başlamıştır.

Page 23: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında 170 milyon lira olan dış ticaret hacminde ithalatın payı %70, ihracatın ise %30'dur. 1926 yılında ihracatın, ithalatı karşılama oranı %80 iken, dünya ekonomik buhranından dolayı 1929 senesinde % 60'a gerilemişti.

• 1927 yılında Türkiye'de fazla nüfusun % 81,6'sı tarımla uğraşmaktaydı. Bu yıllarda mevcut arazinin işlenmesine yeterli olmayan nüfus 1935-1945 yılları arası dışında sürekli artış göstermiştir.

• 1930 yılında, Yurt Dışından Getirilecek Tohumlardan Gümrük Resmi Alınmasına Dair Kanun, 1934'da Buğday Koruma Karşılığı Kanunu, 1938 yılında da Tütün Kanunu çıkarılmıştır.

Page 24: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• 1937 yılında Ziraat Bankası'nın olanakları artırılıp, iktisadi devlet teşekkülü durumuna getirilmiştir. 1935 yılında Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım Satış Kooperatifleri, 1938 senesinde Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuştur.

• Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün (eski adıyla Devlet Üretme Çiftlikleri) çekirdeğini oluşturan Zirai Kombinalar Teşkilatı 1937 yılında, Devlet Ziraat İşletmesi Kurumu 1938 yılında kurulmuştur. Bu teşkilatların 1939'da başlayan II. Dünya Savaşı yıllarında, halkın beslenmesine önemli katkıları olmuştur.

• 1944 senesinde ise tarım alet ve makinaları, kimyasal gübre ve tarımsal mücadele ilaçlarını temin edip, çiftçiye ulaştırması amacıyla Zirai Donatım Kurumu kuruldu.

Page 25: Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 8.Hafta ATATÜRK VE TARIM•1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi% 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları

• Verimliliği önemli ölçüde etkileyen tohumluk kullanımında 1960 yılına kadar daha çok yerli populasyonlardan saflaştırılmış olarak yetiştirilen çeşitlerden yararlanılmıştır. 1960 senesinden sonra yurt dışından verimli çeşitler ithal edilmiştir. İthalatın yanısıra ülkemizde de ıslah çalışmalarına hız verilmiştir.

• 1927-1950 yılları arasında koyun sayısı % 127, kılkeçi % 112, tiftik keçi % 154, sığır % 46, kümes hayvanları sayısı % 164 artmıştır.

• İlk karma yem fabrikası, Yem Sanayi A.Ş.'nin kurulduğu 1956 yılında üretime başlamıştır.