Upload
others
View
16
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DİKDÖRTGEN KESİTLİ KOMPOZİT MALZEMELER İÇİN EĞİLME YORULMASI TEST CİHAZININ TASARIMI VE ÖRNEK UYGULAMA
Hüseyin ÖZKAVAK
Danışman Doç. Dr. Ümran ESENDEMİR
YÜKSEK LİSANS TEZİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ISPARTA - 2014
© 2014 [Hüseyin ÖZKAVAK]
TAAHHÜTNAME
Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.
Hüseyin ÖZKAVAK
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa İÇİNDEKİLER ......................................................................................................................... i ÖZET ......................................................................................................................................... ii ABSTRACT .............................................................................................................................. iii TEŞEKKÜR .............................................................................................................................. iv ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................................. v ÇİZELGELER DİZİNİ ............................................................................................................ vii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .......................................................................... viii 1. GİRİŞ..................................................................................................................................... 1
1.1. Kompozit Malzemeler .......................................................................................... 2 1.2. Kompozit Malzemelerin Sınıflandırılması .................................................. 6
1.2.1. Fiber takviyeli kompozitler ...................................................................... 7 1.2.2. Parçacık takviyeli kompozitler ................................................................ 9 1.2.3. Tabakalı kompozitler .................................................................................. 10 1.2.4. Karma kompozitler ...................................................................................... 10
1.3. Kompozit Malzemelerin Kullanım Alanları ................................................ 11 1.4. Yorulma ..................................................................................................................... 11
1.4.1. Yorulma zorlaması ve yorulma zorlamasının nedenleri ............... 13 1.4.2. Yorulma hasarında meydana gelen kırılma yüzeyinin görünümü. ...................................................................................................... 14 1.4.3. Yorulma deneyleri ........................................................................................ 15 1.4.4. Yorulma deney cihazları ............................................................................ 20
1.5. Kompozit Malzemelerde Yorulma................................................................... 22 2. KAYNAK ÖZETLERİ ........................................................................................................ 25 3. MATERYAL VE YÖNTEM .............................................................................................. 35
3.1. Yorulma Test Cihazı Tasarımı ........................................................................... 35 3.2. Yorulma Test Cihazının İmalatı ........................................................................ 39 3.3. Cam-Elyaf Kompozit Malzemenin Yorulma Dayanımının Belirlenmesi ............................................................................................................ 45
3.3.1. Teorik hesaplamalar ................................................................................... 45 3.3.2. Numune hazırlığı ve deneyin yapılması. ............................................. 48 3.3.3. Yorulma deneyinin analiz edilmesi ....................................................... 51 3.3.4. Straingage ile gerilmenin belirlenmesi ................................................ 52
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ............................................................... 57 5. SONUÇ VE ÖNERİLER (TARTIŞMA VE SONUÇLAR) .......................................... 62 KAYNAKLAR .......................................................................................................................... 63 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................................... 68
ii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
DİKDÖRTGEN KESİTLİ KOMPOZİT MALZEMELER İÇİN EĞİLME YORULMASI TEST CİHAZININ TASARIMI VE ÖRNEK UYGULAMA
Hüseyin ÖZKAVAK
Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Ümran ESENDEMİR
Endüstriyel uygulamalarda çoğu malzemeler, yapılar ve makine elemanları değişken gerilmeler altında çalışır veya yüklenirler. Bu gerilmeler çekme, eğme, burulma ve değişik gerilmelerin birleşimi şeklinde olabilir. Eğer bir makine parçası, yapı veya malzeme zamanla değişen gerilme altında bir süre çalıştıktan sonra hasara uğruyor ise bu tür hasara “yorulma hasarı” denir. Bu çalışmada dikdörtgen kesitli cam elyaf takviyeli kompozit malzemeden üretilmiş numunelerin eğme yorulma özellikleri incelenmiştir.
Bu tez çalışmasının ana konusu eğilme yorulması deney cihazının tasarımı ve imalatının yapılması ve daha sonra bu cihazı kullanarak örnek bir deney yapılmasıdır. Her şeyden önce, dikdörtgen kesitli numuneler için eğilme yorulması deney cihazı tasarımı yapılmıştır. Bu amaçla güç elde etmek için AC elektrik motoru kullanılmıştır. Bu motordan elde edilen devir, devir düşürücü kullanılarak azaltılmıştır. Değişik sürelerde devrin ölçülebilmesi için devir ölçer kullanılmıştır. Eğilme yorulması cihazının her parçası için uygun malzeme seçilmiştir. Daha sonra her bir parçanın dizayn hesapları yapılarak, her parçanın boyutu belirlenmiştir. Bütün parçalara ait resimler Solidworks programı kullanılarak çizilmiş ve imal edilmiştir. Eğilme yorulması cihazına ait parçaların montajı yapılmış ve eğilme yorulması deney cihazı test edilmiştir. Daha sonra dikdörtgen kesitli levha şekilli cam elyaf takviyeli kompozit malzemeden 11 adet numune hazırlanmıştır. Hazırlanan bu numunelere değişik gerilmeler uygulanmıştır. Bu deneylerde R=-1 ve 2,5 Hz frekans seçilmiştir. Deney sonuçları kullanılarak örnek S-N eğrisi çizilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kompozit malzeme, eğilme yorulması, test cihazı tasarımı 2014, 68 sayfa
iii
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
MANIFACTURING AND APPLICATION OF BENDING FATIGUE TEST
MACHINE FOR FLAT SHAPED COMPOSITE MATERIALS
Hüseyin ÖZKAVAK
Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Mechanical Engineering
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Ümran ESENDEMİR
In industrial applications, many materials, structures and machine parts are loaded or worked under the cyclic stresses. This stresses may be tensile, bending, torsional and combined of different type of stresses on the parts. If any machine part, structures or materials which are under stresses that vary time have been fractured after working for a while, this kind of failure called “fatigue failure”. In this particular case, the bending fatigue properties of rectangular cross section area glass-fibre reinforced plastic composite (GFRC) specimens were investigated. The main subject of this thesis is to design and manufacture of a bending fatigue machine and then by using this machine several example experiments were achieved. First of all, the bending fatigue machine was just designed for plate-like rectangular cross section area specimens.For this aim, the AC electrical motors was chosen for power. Every part of the bending fatigue machine materials were chosen. And then design calculations were performed and the sizes of the parts were determined. After that pictures of all the parts were drawn by Solidworks and manufactured. Assemblage of all parts has been done and bending fatigue test machine was tested. Then 11 specimens of plate-like rectangular cross section area glass-fibre reinforced plastic composite (GFRC) were prepared. And this specimens were tested with different stresses. For this experiments R=-1 and 2,5 Hz of frequency of loading was have been chosen. By using results of experiments one sample S-N curve was plotted. Keywords: Composite, bending fatigue, design of test machine 2014, 68 pages
iv
TEŞEKKÜR
Tez çalışmam sırasında ilgi ve desteğini yakından hissettiğim, bilgi ve tecrübelerini benden esirgemeyen çok değerli danışman hocam Doç. Dr. Ümran ESENDEMİR’e teşekkürlerimi sunarım. Tez çalışmamın temelini oluşturan deney cihazının montajının yapılmasında ve eksikliklerinin giderilmesinde yardımlarını esirgemeyen Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü teknikeri Sayın Kudret BENEK’e ve Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi teknikeri Sayın Ali İhsan AYAN’a teşekkür ederim. Yorulma test cihazının imalat aşamasında bana destek olan Yaldırgan Kalıp ve Makine şirketine teşekkür ederim. Tez çalışmam sırasında karşılaştığım her sorunda bana ışık olan, değerli bilgilerini benden esirgemeyen hocam Prof. Dr. Remzi VAROL’a teşekkür ederim. 3379-YL1-12 No`lu Proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı’na teşekkür ederim. Son olarak hayatımın her aşamasında beni yalnız bırakmayan aileme sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.
Hüseyin ÖZKAVAK
ISPARTA, 2014
v
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa Şekil 1.1. Mühendislik malzemeleri ile kompozit malzemeler arasındaki ilişki ........................................................................................................................ 2 Şekil 1.2. Farklı gruptaki malzemelerin dayanımları ve karşılaştırılması ..... 5 Şekil 1.3. Kompozitlerin sınıflandırılması .................................................................. 6 Şekil 1.4. Fiber takviyeli kompozitler için temel yapı blokları ........................... 8 Şekil 1.5. Yorulmada kullanılan değişkenler ............................................................. 12 Şekil 1.6. Yorulma hasarının safhaları ......................................................................... 13 Şekil 1.7. Yorulma yüzeyindeki bölgeler..................................................................... 15 Şekil 1.8. Yorulma deneyi için tipik gerilme- zaman eğrileri .............................. 17 Şekil 1.9. Demir ve demir dışı malzemelere ait tipik S-N eğrileri ..................... 20 Şekil 1.10. Eksenel çekme ve basma gerilmeleri uygulayan sabit gerilmeli
yorulma cihazı ................................................................................................... 21 Şekil 1.11. Düzlemsel eğme gerilmesi uygulayan “Sontag” modeli yorulma
cihazı ..................................................................................................................... 21 Şekil 1.12. Numunenin dört noktasına kuvvet gelen ve dönen eğme
gerilmeleri uygulayan yorulma cihazı (Schenk modeli yorulma cihazı) ................................................................................................................... 22
Şekil 1.13. Metal ve kompozit malzemeler için yorulma ömrü boyunca oluşan hasar miktarı/boyutu ve kompozit malzemelerde yorulma ömrü boyunca oluşan hasar tipleri ......................................... 23
Şekil 1.14. Kompozit yorulması boyunca çatlak yayılması .................................. 24 Şekil 3.1. Tez çalışmasının aşamaları ........................................................................... 35 Şekil 3.2. Düz örgülü cam/epoksi kompozit malzemelerin eğme yorulmasında kullanılan yorulma cihazı ................................................. 36 Şekil 3.3. Alt tabla, parça taşıyıcı milleri sabitleme milleri ve hareket iletim
elemanı tasarımları .......................................................................................... 37 Şekil 3.4. Genlik ayar volanı tasarımı ........................................................................... 38 Şekil 3.5. Dairesel hareketi doğrusal harekete çeviren eleman, kasnak ve ön alt tutucu tasarımları ................................................................................ 38 Şekil 3.6. Taşıyıcı miller bağlantı aparatı ile numune sabitleyicisine ait
tasarımlar ............................................................................................................ 39 Şekil 3.7. Yorulma test cihazının şematik şekli ........................................................ 39 Şekil 3.8. Yorulma test cihazında kullanılan numune tutturma sistemi ........ 40 Şekil 3.9. Yorulma test cihazında kullanılan yatak ve diğer parçaların sehpaya tutturulması ...................................................................................... 41 Şekil 3.10. Yorulma test cihazında kullanılan elektrik motoru .......................... 41 Şekil 3.11. Yorulma test cihazında kullanılan V- kayış ve motor-mil bağlantısı ........................................................................................................... 42 Şekil 3.12. Motor hız kontrol cihazı .............................................................................. 42 Şekil 3.13. Biyel kolu ayar mekanizması..................................................................... 43 Şekil 3.14. Cihaz sehpasının rijitliğinin kauçuk takozlar ile sağlanması ........ 44 Şekil 3.15. Çevrim sayısını belirleme ........................................................................... 44 Şekil 3.16. Yorulma test cihazının genel görünüşü ................................................. 45 Şekil 3.17. Serbest ucundan P tekil yüküne maruz kalmış ankastre kiriş ..... 46
vi
Şekil 3.18. Deneylerde kullanılan kompozit malzemenin üretim iş akış şeması ................................................................................................................ 49 Şekil 3.19. Dikdörtgen kesitli numune şekli ve boyutları .................................... 50 Şekil 3.20. Deney numunesinin cihaza bağlanması ................................................ 50 Şekil 3.21. Cam-elyaf malzeme için gerilme-genlik değişimi .............................. 51 Şekil 3.22. Wheatstone köprüsü .................................................................................... 52 Şekil 3.23. P3 İndikatör kullanılarak Wheatstone çeyrek köprü kurulması . 53 Şekil 3.24. Strain Gagelerin numuneye bağlanması ............................................... 54 Şekil 3.25. Strain Gage ile yorulma test cihazı bağlantısının yapılması .......... 55 Şekil 4.1. Cam elyaf kompozit malzemeye ait S-N eğrisi ...................................... 58 Şekil 4.2. Deneylerde kullanılan numunelerin yorulma deneyi öncesi ışık
mikroskobu görüntüleri ................................................................................ 59 Şekil 4.3. Yorulma hasarına uğramış kompozit malzemeye ait ışık mikroskobu görüntüleri ................................................................................ 61
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa Çizelge 1.1. Matris malzemeler ....................................................................................... 9 Çizelge 3.1. Çalışmada kullanılan kompozit malzemenin mekanik
özellikleri ......................................................................................................... 49 Çizelge 4.1. Yorulma deneyinde uygulanan gerilme değerleri ve buna
karşılık belirlenen çevrim sayısı değerleri ......................................... 57
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ b Numune genişliği E Elastisite modülü h Numune kalınlığı I Atalet momenti R Gerilme oranı Smax Maksimum gerilme Smin Minimum gerilme Sm Ortalama gerilme Sr Gerilme aralığı Sa Gerilme genliği σeğ Eğilme gerilmesi δmax Maksimum sehim miktarı
1
1. GİRİŞ
Teknolojideki gelişmelerin hızlanmasıyla birlikte üretimin temel taşını
oluşturan malzeme ve malzeme bilimindeki gelişmeler oldukça ivme
kazanmıştır. Ancak doğada bulunan malzemelerin sınırlı olmasından dolayı
malzemeler ve bu malzemelere ait özellikler teknolojideki gelişmelere ayak
uyduramamıştır. Bu nedenle teknolojideki gelişmelere cevap verebilecek gerek
teknik gerekse ekonomik açıdan uygun malzeme imalatı malzeme bilimcilerin
çalışma konusunu oluşturmuştur.
Teknolojinin gelişmesiyle ihtiyaç duyulan ekonomik, yüksek mukavemetli ve
çok hafif malzeme ihtiyacının karşılanabilmesi için yapılan çalışmalar sonucu
kompozit malzemeler ön plana çıkmıştır. Kompozit malzemeler klasik
malzemelerin makro düzeyde birleştirilmesiyle her iki malzemenin en iyi
özelliklerini tek bir malzemede toplanması şeklinde elde edilirler.
Endüstride birçok malzeme çekme mukavemetinin çok altında tekrarlı gerilme
veya şekil değişimlerine maruz kalmaktadır. Tekrar eden veya çevrimli yüklere
maruz kalan parçalar tek bir statik gerilme uygulanması halinde
dayanabilecekleri gerilmenin çok altındaki bir gerilmede koparlar. Bu
kopmalara yorulma kopması adı verilir. Malzemenin kullanılabilirliğine yorulma
özellikleri incelenerek daha iyi karar verilebilir. Malzemenin yorulma
özelliklerini hesaplamak için genelde S-N (Wöhler) eğrileri kullanılır (Er, 2006).
Bir malzemenin yorulma ömrü belirlenirken çok sayıda numunenin test
edilmesi gerekir. Bu nedenle yorulma deney zamanları oldukça uzun olmaktadır
(Er, 2006). Bunun yanında malzemelerin yorulma özellikleri malzemeye özgü
özelliklerinin yanı sıra numune özelliklerinden de etkilenmektedir. Numune
üretimi sırasında meydana gelen mikro boşluk ve yüzey kusurları numunenin
yorulma özelliklerini etkiler (Sakin, 2004).
2
Bu çalışmada, dikdörtgen kesitli kompozit malzemelerin yorulma davranışlarını
belirlemek amacıyla eğilme yorulma test cihazı tasarımının ve imalatının
yapılması amaçlanmıştır. Ayrıca imalatı yapılan cihaz kullanılarak cam-elyaf
kompozit malzemeden hazırlanmış dikdörtgen kesitli numunelerin yorulma
ömrü incelenerek S-N eğrilerinin çıkarılması hedeflenmiştir.
1.1. Kompozit Malzemeler
Kompozit malzemeler bir insan icadı olmayıp doğada birçok doğal kompozit
bulunmaktadır. Örneğin odun polimer-selüloz fiberlerden meydana gelen
dayanımı ve tokluğu yüksek olan doğal bir kompozittir (Harris, 1999).
Kompozit malzemeler var olan malzemelerin kombinasyonları şeklinde ortaya
çıkmıştır. Şekil 1.1’de kompozitlerin gelişimi ve malzeme çeşitleri arasındaki
ilişki gösterilmektedir (Harris, 1999).
Şekil 1.1. Mühendislik malzemeleri ile kompozit malzemeler arasındaki ilişki
3
Şekilde 1.12de verilen her bir malzeme grubu (metalik, seramik ve polimer)
kompozit olarak tanımlanabilen bilindik mühendislik malzemeleridir.
Mühendislik malzemelerinden en yaygın bilineni çelik malzemeler olup
yumuşak metalik matris içinde sert seramik bileşenlerinden oluşan
parçacıkların birleşmesinden meydana gelir. Bu parçacıklar bazen iğne şekilli,
bazen yassı, bazen küresel veya çok köşeli şekildedir. Benzer şekilde polimer
malzemeler matris malzeme ve bu malzeme içine dağılmış sert ve yumuşak
parçacıklardan meydana gelmiş iki fazdan oluşur (Harris, 1999).
Kompozit malzeme; iki ya da daha fazla sayıdaki, aynı veya farklı gruptaki
malzemelerin en iyi özelliklerini, yeni ve tek bir malzemede toplamak amacıyla,
makro düzeyde birleştirilmesiyle oluşturulan malzemeler olarak adlandırılırlar.
(Şahin, 2006)
Kompozit malzemeler çekirdek olarak bir fiber malzeme ve bu malzemenin
çevresinde hacimsel olarak çoğunluğu oluşturan bir matris malzemeden oluşur.
Burada fiber malzeme, kompozit malzemenin mukavemet ve yük taşıma
özelliğini sağlamaktadır. Matris malzeme ise, plastik deformasyona geçişte
oluşabilecek çatlak ilerlemelerini önler ve kompozit malzemenin kopmasını
geciktirir. Matris olarak kullanılan malzemenin bir diğer amacı da fiber
malzemeleri yük altında bir arada tutabilmek ve yükü lifler arasında homojen
olarak dağıtmaktır. Böylelikle fiber malzemelerde plastik deformasyon
gerçekleştiğinde ortaya çıkacak çatlak ilerlemesi olayının önüne geçilmiş olunur
(Vatangül, 2008).
Kompozitler, teknolojinin gelişmesiyle ihtiyaç duyulan hafif, yüksek dayanım ve
ekonomik malzeme ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla geliştirilmiş
malzemelerdir. Malzemeden beklenen bu özellikler bileşenlerinin en iyi
özelliklerinin birleştirilmesiyle elde edilmiştir. Bundan dolayı kompozit
malzemeler birçok avantaja sahiptir. Bu avantajlar; yüksek mukavemet, yüksek
yorulma dayanımı, yüksek rijitlik, kolay şekillendirme, yüksek aşınma direnci,
yüksek elektriksel özellik, yüksek sıcaklık kapasitesi, titreşim sönümleme,
4
korozyon ve kimyasal etkilere karşı dayanım, düşük ağırlık ve estetik görünüm
şeklinde sıralanabilir.
Kompozit malzemelerin yukarıda sayılan birçok avantajının yanında üretiminde
yaşanan zorluk, pahalılık, işleme kabiliyetinin kötü ve işleme maliyetinin yüksek
olması, diğer malzemelerde olduğu gibi geri dönüşümünün yapılamaması,
kırılma uzamasının düşük olması ve malzeme kalitesinin üretim yönetimine
bağlı olması gibi dezavantajları da mevcuttur.
Uygulamada yaygın olarak kullanılan mühendislik malzemeleri metaller,
seramikler ve plastiklerdir. Bu malzemelerden beklenen ortak özellikler akma
dayanımı, rijitlik, kırılma tokluğu ve yüksek sıcaklığa dayanımdır. Mühendislik
malzemelerinden en fazla kullanılan metallerin tokluk ve dayanımı yüksek,
kolay şekillendirilebilme ve saf haldeki sertlikleri düşüktür. Karmaşık parça
üretiminde yaygın olarak plastik malzemelerin mekanik özellikleri çok
düşüktür. Diğer bir mühendislik malzemesi olan seramikler ise çok gevrek ve
maliyeti yüksektir. Bu üç mühendislik malzemesinin yetersiz kaldığı
durumlarda kullanılması amacıyla kompozit malzemeler üretilmiştir. Şekil
1.2’de farklı gruptaki malzemelere ait akma dayanımları verilmektedir.
5
Şekil 1.2. Farklı gruptaki malzemelerin dayanımları ve karşılaştırılması (Şahin,
2006)
Bir cismin dışarıdan uygulanan kuvvetlere karşı gösterdiği dirence mekanik
davranış denir. Bu davranışın biçimi de mekanik özellikleri belirler. Kompozit
malzemelerin mekanik özellikleri diğer malzemelerden üstün olmakla beraber
şu faktörlere bağlıdır;
Takviye elemanının türü ve özelliği,
Takviye elemanının hacim oranı,
Elyaf geometrisi,
Elyaf doğrultusu,
Matris türü,
Üretim yöntemi.
6
1.2. Kompozit Malzemelerin Sınıflandırılması
Kompozit malzemelerin sınıflandırılması Şekil 1.3’de verilmektedir.
Şekil 1.3. Kompozitlerin sınıflandırılması (Karcı, 2009)
Elyaflı kompozitler boyu kesit çapına göre önemli derecede uzun ince elyafların
bir matris yapı içerisine yerleştirilmesi ile oluşurlar. Sürekli, süreksiz olmak
üzere sınıflandırılırlar. Sürekli elyafların birbirine paralel olarak yerleştirilmesi
ile elyaflar doğrultusunda yüksek mekanik özellikler sağlanırken elyafa dik
doğrultuda düşük mekanik özellik elde edilir (Karcı, 2009).
7
Parçacıklı kompozitler takviye bileşeni bir matris malzeme içinde parçacık
halinde bulunan kompozitlerdir. Parçacık şekilleri küresel, kübik veya değişik
geometrilerde olabilir. Bu kompozitlerde yük takviye ve matris tarafından
beraber taşınır (Karcı, 2009).
Tabakalı kompozitler farklı özelliklere sahip tabakaların belirli bir sırada üst
üste koyularak birleştirilmesiyle oluşur. Tabakaların oluşturulması matris içine
rastgele elyaflar, tek yönlü elyaflar veya cam karbon gibi farklı elyaflar
yerleştirilmesi şeklindedir (Karcı, 2009).
Yukarıdaki sınıflandırmanın yanı sıra matris malzemenin türüne göre metalik
kompozitler, seramik kompozitler ve plastik kompozitler olmak üzere 3 gruba
ayrılabilir.
1.2.1. Fiber Takviyeli Kompozitler
Fiber takviyeli kompozit malzemeler yüksek gerilme ve modüle sahip
fiberlerden meydana gelir. Bu formda fiber ve matrisler kendi fiziksel ve
kimyasal özelliklerini korurlar. Ayrıca bu özelliklerin kombinasyonu meydana
gelir. Genel olarak fiberler yük taşırlar, matris malzeme ise istenen yönlenme ve
yerleşmeyi ve bunları bir arada tutmayı sağlar. Ayrıca matris nem, sıcaklık gibi
çevresel faktörlerden matrisi ve fiberi korur. Fiber takviyeli kompozit
malzemelerin Kevlar 49 olarak bilinen cam ve karbon fiber çeşitleri mevcuttur.
Bunun dışında sınırlı sayılarda kullanılan borani silikon karbit ve alüminyum
oksit fiberlerde mevcuttur. Matris malzeme olarak metal, seramik veya polimer
malzemeler kullanılır.
Birçok fiber takviyeli kompozit malzemeler bilinen metalik malzemelerin
gerilme ve modüllerinden daha iyi özellik gösterirler. Bu durum fiber takviyeli
kompozit malzemelerin düşük özgül ağırlık, gerilme-ağırlık oranı ve parça-
ağırlık oranı gibi üstün özelliklere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Fiber
8
takviyeli kompozit malzemelerin düşük ağırlıkta olması uzay, otomotiv gibi
endüstrilerde yaygın kullanım alanı bulmasına yol açmıştır.
Fiber takviyeli kompozit malzeme için temel yapı blokları Şekil 1.4’te verilmiştir
(Mallick, 1993).
Şekil 1.4. Fiber takviyeli kompozitler için temel yapı blokları (Mallick, 1993)
Fiberler, fiber takviyeli kompozit malzemeler için temel bileşenlerdendir. Fiber
malzemeler kompozit yapısına gelen yükü taşırlar. Uygun fiber seçimi, fiber
oranı ve fiberlerin yönlenmesi kompozit malzemenin özgül ağırlığı, çekme
dayanımı ve yorulma hasar mekanizması, elektrik ve termal iletkenliği ile
9
fiyatını etkilediği için önemlidir. Fiber çeşitleri cam fiber, karbon fiber, kevlar 49
fiber, seramik fiber ve boron fiberler olmak üzere sınıflandırılabilir. Fiber
çeşitleri içinde en yaygın olarak kullanılan cam fiberlerdir. Cam fiberlerin düşük
maliyet, yüksek çekme dayanımı, yüksek kimyasal direnç gibi bilinen avantajları
mevcuttur.
Matris malzemenin kompozit üretimindeki rolü: Fiberler arasında gerilmeyi
iletmek, fiber yüzeyini mekanik abrozyona karşı korumak ve zıt çevreye karşı
bariyer görevi görmek olarak sayılabilir. Çizelge 1.1’de matris malzemeler
verilmektedir.
Çizelge 1.1. Matris malzemeler (Mallick, 1993)
Polimer
Termoset polimerler (Epoksi, polysetervinyester, polimide)
Termoplastik polimerler (Naylon, termoplastik, polyester, polikarbonat)
Metalik (Alüminyum ve alaşımları, titanyum alaşımları, magnezyum alaşımları, bakır alaşımları, nikel alaşımları, paslanmaz çelik)
Seramik (Alüminyum oksit, karbon, silikon karbit, silikon nitrit)
1.2.2. Parçacık Takviyeli Kompozitler
Parçacık takviyeli kompozitler tek veya iki boyutlu makroskobik partiküllerin
veya sıfır boyutlu olarak kabul edilen mikroskobik partiküllerin matris ile
oluşturdukları malzemelerdir. Parçacık takviyeli kompozitler için ortalama
gömülen parçacık boyutu 1µm’den büyük olup; parçacık olarak Al2O3 ve SiC’dan
oluşan seramikler kullanılmaktadır. Parçacık takviyeli kompozitlerin elyaf oranı
%25’den fazladır. Parçacık malzemeli kompozitlerde yük, matris ve elyaf ile
birlikte taşınır.
10
Döküm yoluyla üretilen bu tür kompozitlerde pratikte karşılaşılan bir problem
parçacık ilave edildiğinde tozların karıştırılma zorluğu ve eriyik viskozitenin
düşmesi veya sıvı metalin seramik parçacıkları ıslatamamasıdır. Islanabilirliğin
iyileştirilmesi için; katı yüzey enerjisinin artırılması, sıvı metal yüzey geriliminin
ve katı-sıvı ara yüzey enerjisinin azaltılması gibi faktörlerin göz önünde
bulundurulması gerekir (Cabıoğlu, 2012).
1.2.3. Tabakalı Kompozitler
Tabakalı kompozitler farklı özelliklere sahip en az iki tabakanın birleşiminden
meydana gelir. Metaller üzerine uygulanan metalik, organik veya seramik
kaplamalar, cam-plastik-cam tabakalardan oluşan kompozitler, kağıt üzerine
kaplanmış plastik kompozitler, farklı elyaf yönlenmesine sahip tek tabakaların
birleştirilmesiyle elde edilen yapılar bu kompozitlere örnek olarak gösterilebilir
(Cabıoğlu, 2012).
Korozyon direnci zayıf metaller üzerine daha yüksek dirençli metallerin veya
plastiklerin kaplanmasıyla korozyon direncinin, yumuşak metallerin sert
malzemelerle birleştirilmesiyle sertlik ve aşınma direncinin, farklı elyaf
yönlenmesine sahip ek tabakaların birleştirilmesiyle de çok yönlü yük taşıma
özelliğinin geliştirilmesi mümkündür (Cabıoğlu, 2012).
1.2.4. Karma Kompozitler
Aynı kompozit yapıda iki ya da daha fazla elyaf çeşidinin bulunması mümkün
olan kompozitlere karma kompozitler denir. Örneğin ucuz ve tok bir elyaf olan
Kevların basma mukavemeti düşüktür. Grafit ise Kevların tam tersi pahalı,
yüksek basma mukavemetine sahip bir elyaftır. Bu iki kompozitin
birleştirilmesiyle elde edilen karma kompozit düşük maliyetli ve Kevlar
kompozite göre yüksek basma mukavemetli olarak elde edilmiştir (Cabıoğlu,
2012).
11
1.3. Kompozit Malzemelerin Kullanım Alanları
Mühendislikte yaygın olarak kullanılan malzemelerin yetersiz olduğu
durumlarda kullanılan kompozit malzemelerin kullanım alanları oldukça
yaygındır. Hemen hemen her endüstri dalında kompozit malzeme kullanımına
rastlamak mümkündür. Bunun nedeni yüksek mukavemet özellikleri ve
hafifliktir. Ulaşım endüstrisinde kompozit malzemeler en fazla kullanım alanı
bulmuşlardır.
Kompozitlerin kullanım alanlarının ilki havacılık endüstrisidir. Uçak yapımında
kullanılan malzemelerden beklenen en önemli özellik özgül mekanik değeri
(mekanik özellik/yoğunluk) bor/epoksi ve karbon/epoksi kompozitlerde
yüksek elde edilebilmektedir.
Otomotiv endüstrisinde kompozit malzemelerin yaygın olarak kullanım nedeni
hafif ve yüksek mukavemettir. Otomotiv sanayinde hafif malzeme kullanımı
yakıttan tasarrufu sağlar. Otomotiv sektöründe olduğu gibi eğlence ve spor
endüstrisinde hafif ve yüksek mukavemet özellilerine sahip olmalarından dolayı
kompozit malzeme kullanımı yaygındır.
Kompozit malzemelerin kullanım alanları her geçen gün artmaktadır. Çünkü
kullanım sırasında gerekli olan özelliklere uygun kompozit malzeme
geliştirilmesi mümkündür. Bundan dolayı köprü yapımı, rüzgâr türbini, basınçlı
kaplar, biyomekanik uygulamalar, batarya ızgarası ve dişli çark üretimi gibi
birçok sektörde yaygın kullanım alanı bulmuştur.
1.4. Yorulma
Makine elemanı üzerine statik yükleme yapılması durumu nadir karşılaşılan bir
durum olup genelde makine elemanlarına büyüklüğü ve yönü düzenli veya
12
düzensiz olarak sürekli değişen kuvvetler ile eğme ve burma momentleri etki
eder. Malzemenin bu tekrarlı gerilmeler veya birim şekil değiştirmeler sonucu
kırılmasına ‘yorulma’ denir. Yorulma ömrü ise kırılmaya kadar uygulanan tekrar
sayısı ile verilir (Şekil 1.5). Şekil 1.5’te verilen σo: Ortalama gerilmeyi (MPa), σa:
Genlik gerilmesini (MPa) ve R=σmin/σmax olup gerilme oranını ifade etmektedir.
Şekil 1.5. Yorulmada kullanılan değişkenler (Eryürek, 1993)
Yorulma hasarının aşamaları Şekil 1.6’da verilmektedir. Yorulma hasarı genel
olarak dört aşamada meydana gelir. Bu aşamalardan ilki yorulma çatlağının
çekirdeklenmesidir. Bu aşamada yerel ve tersinir olmayan plastik şekil
değiştirmeler sonucu yüzeyde intrüzyonlar (yüzey girintileri) meydana gelir.
Çekirdeklenen çatlak oluştuktan sonra çatlağın yüksek kayma gerilmelerinin
mevcut olduğu ve çekme doğrultusuyla 45° açı yapan kayma bandı içinde
ilerlemesi meydana gelir. Bu aşamaya ‘Safha I’ de denir. Safha I’i Safha II olarak
adlandırılan çatlağın maksimum çekme gerilmesinin etki ettiği düzlemde
ilerlemesi olayı takip eder. Çatlak uzunluğunun kritik bir değere ulaşması
sonucu kalan kesitin kırılması aşaması son aşamadır. Kırılma olayı gevrek veya
sünek şekilde olabilir (Eryürek, 1993).
13
Şekil 1.6 Yorulma hasarının safhaları
1.4.1. Yorulma Zorlaması ve Yorulma Zorlamasının Nedenleri
Büyüklüğü ve yönü düzenli ya da düzensiz bir şekilde sürekli değişen kuvvet
veya momentlerin (eğme, burma) etkimesi ‘yorulma zorlaması’ olarak
adlandırılır. Yorulma zorlamasında yükün zamana bağlı olarak nasıl
değiştiğinden daha çok en alt ve en üst sınır değerlerinin büyüklüğü önemlidir.
Bu nedenle yük değişimi genelde sinüzoidal olarak kabul edilir (Aran, 1983).
Yorulma zorlaması sırasında tekrarlanan kalıcı şekil değiştirmelerin yeteri
kadar birikimi sonucu malzemenin ayrılma dayanımının aşıldığı noktalarda
14
mikroskobik boyuttan daha küçük çatlak oluşur. Zorlama sırasında dışarıdan
verilen enerjinin büyüklüğüne bağlı olarak bunlar mikro ve makro çatlaklar
olarak birleşir ve bu çatlaklar herhangi bir yorulma kırılmasına neden olur.
Yorulma kırılmasını kolaylaştıran etkenler iç ve dış etkenler olmak üzere iki
grupta incelenebilir. Genelde bir yorulma hasarının oluşması için birden fazla
etkenin aynı anda malzemeye etki etmesi gerekir. Ancak bazı durumlarda tek
bir etkende yorulma hasarına neden olabilir. Yorulma hasarlarının birçoğu
%85-90 oranında malzeme hatalarından dolayı değil aşırı yükleme, montaj
hatası, yetersiz bakım gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Yorulma
kırılmasına neden olan dış etkenler konstrüksiyonla ilgili çentikler, kuvvetlerin
doğrultu değiştirdiği yerler, talaşlı işlem etkisi, korozyon gibi yüzey hasarları
olarak sayılabilir. Segresyon, mikro boşluk, yüzey kabarcıkları, cüruflar, iç
çatlakları, aşırı ısıtılmış yapı, bölgesel yüzey sertleştirmeleri, sertleştirme işlemi
sonucu sertleşmeyen bölgelerin varlığı, yük taşıyan bölgelerdeki kaynağın
varlığı, ısıl işlemin neden olduğu iç gerilmeler gibi faktörler ise iç faktörler
olarak sayılabilir.
1.4.2. Yorulma Hasarında Meydana Gelen Kırılma Yüzeyinin Görünümü
Yorulma zorlanması sonucu hasara uğramış elemanların kırılma yüzeyleri üç
ayrı bölgeye sahiptir (Şekil 1.7). Yorulma hasarı sonucu oluşan bu bölgelerin her
biri elemandaki yorulma hasarı ile ilgili bilgi verir. Yorulma çatlağının ilerlemesi
sonucu oluşan bölgelerde parçanın yükleme geçmişindeki değişmelerden dolayı
oluşan yorulma çizgileri mevcuttur (Eryürek, 1993).
15
Şekil 1.7. Yorulma yüzeyindeki bölgeler (Eryürek, 1993)
1.4.3. Yorulma Deneyleri
Yorulma olayı ilk kez 1850–1860 yılları arasında Wöhler tarafından
incelenmiştir. Yorulma olayına parçaya sadece dışarıdan uygulanan mekanik
kuvvetler değil ısıl genleşme veya büzülmelerden dolayı ısısal gerilmeler de
neden olur. Yorulma olayında çatlak oluşumu için yeteri derecede yüksek bir
maksimum çekme gerilmesi, uygulanan gerilmenin oldukça geniş değişimi ve
dalgalanması ile uygulanan gerilmenin yeteri kadar büyük tekrarlanma
sayısının olması gerekir. Ayrıca bu faktörlerin yanında sıcaklık, aşırı yükleme,
bileşik gerilme, yüzey kalitesi ve korozyon gibi birçok faktör çatlak oluşumuna
etki eder. Yorulma üzerine etki eden faktörlerin çok sayıda ve karmaşık olması
yorulma deneyleri için standart oluşturmayı zorlaştırmıştır. Anlamlı bir
yorulma deneyi için şu bilgilere ihtiyaç duyulur (Kayalı vd., 1983);
a) Malzeme özellikleri (malzeme cinsi, malzemenin piyasaya sunulması
durumu, ergitme veya döküm koşulları, son mekanik ve ısıl işlemler,
kimyasal bileşim, yüzey durumu ve kalitesi)
b) Deney numune şekli ve boyutları
16
c) Deney cihaz tipi, çalışma prensibi, deney yaparken uygulanan gerilme ile
frekans
d) Deney ortam şartları ve sıcaklığı
e) Bazı durumlarda diğer mekanik özellikleri ile metalografik yapısı.
Yorulma deneylerinde deneyde kullanılan gerilme türü yorulma deneyine de
adını verir. Buna göre başlıca yorulma deneyleri şunlardır;
1) Eksenel gerilmeli yorulma deneyi
2) Eğme gerilmeli yorulma deneyi (düzlemsel eğme gerilmeli ve dönen
eğme gerilmeli)
3) Burma gerilmeli yorulma deneyi
4) Bileşik gerilmeli yorulma deneyi
Yorulma deneyi ile ilgili kullanılan terimlerin tipik gerilme - zaman eğrileri
üzerindeki gösterimi Şekil 1.8’de verilmektedir.
17
Şekil 1.8. Yorulma deneyi için tipik gerilme- zaman eğrileri
18
Şekilde gösterilen terimler şu şekilde açıklanabilir;
Çevrim: Birçok deney cihazında zamanla sinüzoidal bir değişme gösteren
gerilme uygulanır. Gerilme zaman eğrisinin periyodik olarak tekrarlanan en
küçük parçasına denir.
Maksimum gerilme (Smax): Uygulanan gerilmeler arasında en büyük cebirsel
değeri olan gerilmeye denir. Çekme gerilmeleri pozitif (+), basma gerilmeleri
negatif (-) işaret ile gösterilir.
Minimum gerilme (Smin): Uygulanan gerilmeler arasında en küçük cebirsel değeri
olan gerilmeye denir.
Ortalama gerilme (Sm): Maksimum ve minimum gerilmelerin cebirsel
ortalamasıdır.
Sm = (Smax+Smin)/2 (1.1)
Gerilme aralığı (Sr): Maksimum gerilme ile minimum gerilme arasındaki cebirsel
farktır.
Sr = Smax - Smin (1.2)
Gerilme genliği (Sa): Maksimum veya minimum gerilme ile ortalama gerilme
arasındaki farktır. Başka bir deyişle gerilme aralığının yarısına eşittir.
Sa = Sr/2 = (Smax - Smin)/2 (1.3)
19
Gerilme oranı (R): Genellikle iki türlü gerilme oranı tanımlanır.
R = (Smin/Smax) ; A = (Sa/Sm) (1.4)
S-N Diyagramı (Wöhler Diyagramı): Bu farklı sabit gerilmeler altında kaç çevrim
sonunda çatlayacağını veya kırılacağını gösteren bağıntıyı veren diyagrama
denir. S-N eğrisinin çizilebilmesi için en az 8-12 adet benzer numune kullanılır.
Yorulma dayanımı (N çevrim için): Malzemenin tam N çevrim sonunda çatlama
(veya kopma) gösterdiği gerilme olarak tanımlanır.
Yorulma sınırı: S-N diyagramında eğrinin asimptotik durum aldığı gerilmeye
denir.
Yorulma ömrü: Benzer numunelerin sabit koşullarda belirli bir gerilme altında
çatlama (veya kopma) gösterdikleri (N) çevrim sayılarının medyan
ortalamasıdır.
Sabit yorulma ömrü diyagramı (Smith diyagramı): Bu diyagramlarda belirli bir
yorulma N ömrü için maksimum gerilme (Smax), minimum gerilme (Smin) veya
gerilme genliğinin (Sa), ortalama gerilmeye (Sm) göre değişimi verilir.
Ayrıca Şekil 1.9’da demir ve demir dışı malzemelere ait tipik S-N eğrileri
verilmektedir.
20
Şekil 1.9. Demir ve demir dışı malzemelere ait tipik S-N eğrileri
1.4.4. Yorulma Deney Cihazları
Yorulma deneyleri için kullanılan çeşitli deney cihazları Şekil 1.10-1.12’de
verilmektedir. Yorulma deney cihazı seçilirken parçanın çalışma sırasında ne tür
gerilmeye uğradığı bilinmesi ve o gerilmenin uygulandığı cihazın kullanılması
gerekir. Ayrıca yorulma deney cihazlarında çevrim sayısını kaydeden sayacın
bulunması gerekir. Sayaç numune kırıldığı anda otomatik durmalıdır.
21
Şekil 1.10. Eksenel çekme ve basma gerilmeleri uygulayan sabit gerilmeli
yorulma cihazı (Kayalı vd., 1983)
Şekil 1.11. Düzlemsel eğme gerilmesi uygulayan “Sontag” modeli yorulma cihazı
(Kayalı vd.,1983)
22
Şekil 1.12. Numunenin dört noktasına kuvvet gelen ve dönen eğme gerilmeleri
uygulayan (Schenk modeli) yorulma cihazı (Sakin, 2004)
1.5. Kompozit Malzemelerde Yorulma
Pratikteki birçok uygulamada olduğu gibi bir malzemeye ait yorulma özelliği
tekrarlı yüklemeye verdiği tepkidir. Tekrarlı yük altında malzemenin
mukavemetinin önemli ölçüde düştüğü açıkça bilinmektedir. Doğada normal
işlem şartlarında sünek halde bulunan metalik malzemeler tekrarlanan gerilme
altında çalıştıklarında gevrek davranış göstererek kırılırlar. Yorulma olayı
gerilme seviyesi, gerilme durumu, işlem geçmişi, malzeme kompozisyonu ve
çevresel etkiler gibi birçok etkiye bağlıdır.
Malzemelerin yorulma davranışı S-N diyagramında gösterilir. S-N diyagramı
değişik gerilme seviyelerinde sinüzoidal yükleme şartları altında birçok
numunenin test edilmesiyle elde edilir. Birçok malzemede gerilme seviyesi
azaltıldığında yorulma sınırı sürekli olarak artar. Örneğin düşük karbon çelikleri
için yorulma sınırı yaklaşık olarak çekme gerilmesinin % 50’sine eşittir.
23
Yorulma sınırının altında yorulma hasarı meydana gelmediği için malzemenin
sınırsız ömrü olur. Birçok fiber takviyeli kompozitler için yorulma limiti
belirlenememiştir, ancak S-N eğrisinin eğimi düşük gerilme seviyelerinde
işaretlenmiştir (Karcı, 2009).
Kompozitler, metallerin tersine izotropik ve homojen değillerdir. Bu nedenle
kompozit malzemelerde hasar her zaman makro çatlağın ilerlemesi sonucu
meydana gelmez. Metal ve kompozit malzemeler için yorulma ömrü boyunca
oluşan hasar miktarı/boyutu ve kompozit malzemelerde yorulma ömrü
boyunca oluşan hasar tipleri Şekil 1.13’te verilmektedir.
Şekil 1.13. Metal ve kompozit malzemeler için yorulma ömrü boyunca oluşan
hasar miktarı/boyutu ve kompozit malzemelerde yorulma ömrü
boyunca oluşan hasar tipleri (Karcı, 2009)
24
Kompozit malzemelerde meydana gelen elyaf kırılması, matris çatlaması, tabaka
ayrılması, elyaf-matris ara yüzey ayrılması gibi hasar tipi başlangıçta hızlı bir
şekilde meydana gelir ve bu hasarlar parçanın tamamında görülebilir. Kompozit
malzemelerde yorulma hasarları üç aşamada meydana gelir. İlk aşamada genel
olarak matris çatlaklarından dolayı oluşan hasarlar mevcut olup mukavemetteki
azalma oldukça düşüktür. İkinci aşamada birçok hasar tipi görülmektedir (elyaf-
matris ara yüzey ayrılması, tabakalar arası ayrılma başlangıcı vb.). Hasarın
ilerlemesi ilk aşamaya göre oldukça yavaştır. Son aşamada ise hasar hızlı bir
şekilde ilerler ve parça kırılır.
Kompozit malzemelerin yorulmasında olması muhtemel birçok olay çatlak
ilerlemesi süresince meydana gelir. Matris ve fiber çatlağının meydana geldiği
bir kompozitteki yorulma çatlağı ilerlemesine çekme gerilmesiyle oluşan kesme
çatlaklıkları yardımcı olur. Bu durumun şematik hali Şekil 1.14’te verilmektedir.
Şekil 1.14. Kompozit yorulması boyunca çatlak yayılması (Sakin, 2004)
Kompozit malzemelerde yorulmaya etki eden faktörler; ara katman ve tabaka
özellikleri, fiber özelliği, matris özelliği ve fiber yönü olarak sayılabilir.
25
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Uzun fiberlerden üretilmiş yüksek performanslı polimer kompozit malzemeler
çok iyi yorulma davranışı gösterirler. Bu durum polimer kompozit malzemelerin
metallere göre havacılık endüstrisinde daha yaygın kullanılmasının nedeni
olarak açıklanabilir. Ancak kompozit malzemelerin yorulma davranışı
metallerden farklı olduğu için halen mühendislik açısından sorun teşkil
etmektedir. Bathias (2006) yaptığı çalışmada metal ile kompozit malzemelerin
yorulma davranışlarını incelemiştir.
Colombo ve Vergani (2011) yaptıkları çalışmada otobüslerde bulunan köşe
kirişlerin üretiminde kullanılan kompozit malzemenin (cam-fiber takviyeli ve
vinil-ester matrisli) çok eksenli gerilme koşullarının belirlenmesini ve mekanik
özelliklerini incelemesini ele almışlardır. Numuneler bu kirişten alınmıştır.
Çalışmada yük uygulama yönüne göre boylamsal (0°), normal (90°), eğimli
(30°–45°) olmak üzere değişik çok yön kullanılmış olup böylelikle fiber
yönlenmesi belirlenmiştir. σ–N eğrilerine göre mekanik davranışlar belirlenerek
statik ve yorulma karakteristiği belirlenmiştir. Yorulma verileri elde edildikten
sonra yorulma ömrünü tahmini çok eksenli model için parametrelerin
enterpolosyonu yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar literatürle karşılaştırılmıştır.
Fern ve arkadaşları (2012) çalışmalarında poroziteli kompozit kâğıt
kaplamaların yorulma ömürlerinin belirlenmesini ele almışlardır. Düşük çevrim
gerinim kontrollü yorulma deneyleri, kalsiyum karbonat temelli kompozitlerde
kullanılan bağlayıcı hacmi, bağlayıcı tipi ve porozitenin etkisini belirlemede
kullanılır. Yorulma ömrü, plastik şekil değiştirme oranı, maksimum tekrarlı
gerilmeler incelenmiştir. Bağlayıcı hacminden etkilenen porozite yorulma
ömründeki değişim üzerinde etkili olan ana faktördür. Polimer içeriğinin 10 kat
artırılmasıyla ömür 30 kat artmıştır.
26
Bernasconi ve arkadaşları (2013) çalışmalarında yapıştırma şeklinde bağlanmış
ince kompozit bağlantılarında oluşan yorulma çatlaklarını incelemişlerdir.
Çalışmada çift konsol kiriş ve tek kat bağlantı numuneleri kullanılmıştır. Çatlak
büyümesi sonlu elemanlar modelinde bulunan kırılma mekaniği modeli ile
modellenmiştir. Her iki bağlantının yorulma deneylerinde karmaşık çatlak
yolları gözlemlenmiştir. Bu karmaşıklığa rağmen tek kat bağlantı yapılan
numunelerin yorulma deneyleri sırasında gösterdiği davranışın modellenmesi
daha rahat elde edilmiştir.
Chiau ve Bradley çalışmalarında (1995) [45/0/-45/90]s malzemenin yorulma
ve kenar kırılma davranışını incelemişlerdir. Çalışmada hem kuru hem de deniz
suyuyla ıslatılmış numuneler kullanılmıştır ve numunelerin nemi absorbe
etmesinin yorulma çatlağı üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Yorulma çatlağı optik
mikroskop, SEM ve ultrasonik C-scan yöntemiyle incelenmiştir. Deniz suyu
emdirilmesi yaşlandırılmamış numunelerde kenar kırılma şeklini 45/90
interlaminar haline getirirken yaşlandırılmış numunelerde ise intralaminar
çatlak şeklinde elde edilmiştir. Kenar kırılma büyümesi yaşlandırılmış ve
yaşlandırılmamış numunelerde benzer elde edilmiştir.
Deniz ve arkadaşları (2013) çalışmalarında döngüsel iç basınç altındaki cam-
epoksi kompozit çubuğun yorulma ömrü üzerinde deniz suyu ve darbe
yüklerinin etkisini belirlemeye çalışmışlardır. Çalışmada kullanılan borular
filament sarma tekniği kullanılarak üretilmiştir. Numuneler 3, 6 ve 9 dönemlik
periyotlarda deniz suyunda bekletilmiştir. Daha sonra darbe deneyleri 5; 7,5 ve
10 joule enerji seviyelerinde ve yorulma deneyleri numune üzerinde
yapılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde yorulma ömrü deniz suyunda bekleme
süresi ve darbe enerjisine bağlı olarak değiştiği belirlenmiştir. Darbeye
uğratılmış numunelerin yorulma ömürleri darbe alanlara göre daha yüksektir.
Deniz suyunda kalma süresi arttırıldığında yorulma ömrü azalmaktadır.
Yorulma deneylerinde kaçak patlama gibi hasar türlerine rastlanmıştır.
27
Ghielmetti ve arkadaşları (2011) yüksek frekans uygulamaları için yorulma
deney cihazı geliştirmeye çalışmışlardır. Bu çalışmada ev yapımı
elektromekanik yorulma deney makinesinin üretimi ele alınmıştır. Tüm sistem
elektro-mekanik karıştırıcı, bir hücre, bir denetleyici, özel yazılım ve numuneyi
sınırlayıcı dış metal yapıdan oluşmaktadır. Düz numuneye uygulanan eğilme
yorulması deneyi sabit bir frekansta uygulanan tekrarlı kuvvet uygulanmasıyla
sağlanır. Bu cihazın yapılmasının en önemli amacı ucuz ve yapımın kolay
olmasıdır. Çalışmada dizayn edilen cihaz ASTM standartları kullanılarak
uygulanan eğilme yorulması deneyi numunelerine göre imal edilmiştir. Bu
cihazın kontrolü için bronz ile kaplanmış alüminyum numunelerin eğilme
yorulma kontrolü yapılmıştır ve cihazın ASTM standartlarına uygun olduğu
belirlenmiştir.
Lai ve arkadaşları (2011) yaptıkları çalışmada kompozit küçük rüzgâr türbini
kanatları için IEC kriterlerine uygun yorulma deney düzeneği tasarlamışlardır.
Yorulma deney cihazı servo motor, lineer kılavuzu, şanzıman, kontrol sistemi ve
bağlama elemanlarından oluşmaktadır. Bu parçalar kanat üzerine yüklenmiş
ağırlıkları dengelemede kullanılmaktadır. Ağırlıklar yükleme deneyi için her bir
yüklemede değişik yük elde etmede kullanılır. Volan üzerinde bulunan eksantrik
deliklerin döndürülmesiyle yorulmanın genliği ayarlanır. Kanatların kritik gücü
dairesel hareketten lineer harekete dönüştürülmektedir. Çalışmada tasarlanan
sistemde 1m-3m boyutlarında tekli veya çoklu numune test edilebilmektedir.
Deneyler sonucu Lai ve arkadaşları Goodman diyagramını çizmişlerdir. R=-1
için S-N eğrisi ile kanatların sabit ömür eğrisinin dikey ekseni kesişmektedir.
Trotignon çalışmasında (1995) tekrarlanan yükler altında çalışan numunelerin
yorulmasını incelemek amacıyla yorulma deney cihazı tasarımı yapmıştır. Hasar
çatlak başlaması ve çatlak ilerlemesi olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Bu
çalışmada ele alınan cihaz bu iki aşamayı da içerecek şekilde tasarlanmıştır.
Cihazda sıcaklık, çevre, frekans, gerilme veya gerinme kontrolü gibi
parametrelerde değişiklik yapılabilmektedir.
28
Bathias (2006) yaptığı çalışmada daha önce tasarlamış oldukları ultrasonik
yorulma test sisteminde yaptıkları tasarım değişimlerini ve bu değişimler
sonucunda elde ettikleri sonuçları ele almışlardır. Bu çalışma ile piezo elektrik
yapılar kullanılmış olup böylelikle giga olarak devir elde edilmiştir. Ayrıca bu
yöntemde deney süresi 400 kat düşürülerek maliyet düşürülmüş ve sistem
yüksek sıcaklık, yüksek gaz basıncı, sürtünme-korozyon gibi ortamlara uyum
sağlayabilmektedir.
Yuanjian ve Isaac (2008) çalışmalarında cam elyaf takviyeli polyester reçine
kompozitlerin düşük hız darbe ve gerilme-gerinme yorulma davranışlarını
incelemişlerdir. Çalışmada [±45]4 ve [0/90]2s olmak üzere iki tip fiber yapıda
kompozit kullanılmıştır. [0/90]2s fiber kompozitlerde kritik darbe enerjisi elde
edilmiştir. Bu enerjinin altındaki seviyelerde çekme özellikleri darbeden önemli
ölçüde etkilenirken bu enerjinin üstündeki seviyelerde çekme özellikleri
enerjinin artmasıyla azalmaktadır. Düşük hızlı darbelerde kompozitlerin
yorulma ömürleri de azalmaktadır. Bu durum çekme mukavemetindeki düşüş
ile açıklanabilir. Çalışmada darbe uygulanmış kompozitlerin yorulma
ömründeki değişim işlem uygulanmamış haldeki numunelerin S-N eğrileri ile
darbeye maruz kalmış numunelerin artık gerilme mukavemetleri incelenerek
tahmin edilebileceği sonucuna varılmıştır.
Mehrman ve arkadaşları (2007) çalışmalarında 1200 °C’deki laboratuar havası
ve buhar şartlarında tutulma süresinin oksit-oksit seramik kompozitlerin
yorulma davranışına etkisini incelemişlerdir. Kompozit malzeme gözenekli
alümina matristen (Nextel TM720 mullit/alümina lifler ile güçlendirilmiş
matris) meydana gelmiştir. Deneyler laboratuar havasında 125-154 MPa
yorulma gerilmesinde, buhar ortamında ise 100-125 MPa yorulma gerilmesinde
yapılmıştır. Kompozitlerin mikro yapısı, hasar mekanizmaları incelenmiştir.
Ferreira ve arkadaşları (2005) epoksi ve polyester matrisli alüminize cam elyaf
kompozitlerin yorulma davranışlarını ve bu kompozitlerin bilinen cam elyaf
kompozitlerle kıyaslanmasını incelemişlerdir. Günümüze kadar alüminize cam
29
elyaf kompozitler sadece askeri uygulamalarda kullanılmaktaydı. Bu
kompozitlere kazandırılan en yeni avantaj iyileştirilmiş termal ve elektrik
iletkenlikleridir. Bu çalışmanın temel amacı sertlik kaybı kullanılarak kaplanmış
fiber malzemelerin yorulma hasarını incelemektir. Hasar mekanizmaları
mikroskop kullanılarak analiz edilmiştir. Ayrıca çalışmada fiber içeriği ve
reçinenin yorulma davranışına etkisi de incelenmiştir.
Burhan ve Çavdar (2010) çalışmalarında eksantrik yay yorulma test cihazının
tasarım ve imalatını ele almışlardır. Yaylarda görülen en önemli hasar yorulma
hasarıdır. Bu nedenle yayların yorulma davranışını belirlemek önemlidir.
Çalışmada öncelikle eksantrik yay yorulma test cihazı tasarım ve imalatı
yapılmış, daha sonra ise bu cihazda deney yapılmıştır.
Doğanay ve Ulçay (2007) çalışmalarında farklı oranlarda takviye edilmiş cam
lifli polyester kompozitlerin deniz suyu etkisi altındaki yorulma davranışlarını
incelemişlerdir. Çalışmada takviyesiz, %1, %3 ve %6 olmak üzere dört farklı
oranda takviye edilmiş numuneler hazırlanmış ve deniz suyunda bekletildikten
sonra 30 dakika boyunca yorulma testine tabi tutulmuştur. Çalışmadan elde
edilen sonuçlar incelendiğinde takviye oranının yorulmaya önemli etkisi
olmazken deniz suyunda bekleme süresi arttığında yorulma dayanımında düşüş
meydana geldiği gözlemlenmiştir.
Kumru ve Ay (2010) çalışmalarında soğuk hava depolarında kullanılan
alüminyum malzemeden üretilmiş fanların eğilmeli çeki-bası gerilmesine maruz
kalması durumunda yorulma davranışını incelemek amacıyla çok numuneli R<
0, R=0 ve R>0 gerilme oranlarında çalışabilen bir test makinesi tasarımı
yapmışlardır. Ayrıca alüminyumdan hazırlanan numuneleri hadde yönü ve ona
dik yönde yeni yorulma testine tabi tutmuşlardır. Yapılan deneyler sonucunda
yorulma dayanımı üzerinde anizotropinin etkili olmadığı sonucuna
varmışlardır.
30
Gönen ve arkadaşları (2008) çalışmalarında metalik yayların ömürlerini
belirlemek üzere yorulma analizi yapmak amacıyla mekanik yay yorulma test
cihazı tasarımı ve imalatını ele almışlardır. Ayrıca tasarlanan cihazın yorulma
deneyleri süresince güvenilir bir şekilde çalışıp çalışmayacağını belirlemek
amacıyla ANSYS Workbench programı ile analizler yapılmıştır. Tasarlanan cihaz
aynı anda iki farklı sıkıştırma oranında yorulma analizi yapmasına imkân
vermektedir.
Tomita ve arkadaşları (2001) çalışmalarında ortalama 3,5; 4,5; 5,0 ve 5,5 GPa
çekme gerilmesine sahip uzun karbon fiberlerden oluşan plastik kompozitlerin
eğilme yorulma davranışı ve kırılma mekanizmasını incelemişlerdir. Eğilme
yorulması deneyleri için oda sıcaklığında Schenk-tip eğilme yorulma cihazını
kullanmışlardır. Kompozitlerin yorulma sınırı sadece çapraz desteklenmiş (0°-
90°) tabakanın basma gerilmesine bağlı olmayıp aynı zamanda deney sırasında
oluşan ısıya da bağlıdır. Tabakalar arası kırılmaya veya yüksek termal
iletkenliğe sahip tabakalar için yorulma sınırı 0° tabakaların basma gerilmesine
bağlıdır. Çalışmada tabakalar arası kırılma direnci düşük tabakalar için yorulma
sınırının önemli derecede düştüğünü, yorulma deneyi sırasında tabakanın
bitişik sıraları arasında bozulmalar meydana geldiğini belirlemişlerdir.
İzotropik benzeri (0°-±45°-90°) tabakalardan oluşmuş kompozitlerin yorulma
sınırı 0° tabakanın basma gerilmesinin bağlı olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
Fiber destekli kompozit malzemelerin yorulması karmaşık bir konu olup birçok
çalışmaya konu olmuştur. Bu çalışmalarda bu malzemelerin ömrünü ve
güvenliği artırmak amaçlanmıştır. Paepegem ve Degrieck (2001) çalışmalarında
düz örgülü cam epoksi kompozit malzemelerin yorulma davranışını belirlemek
ve bu kompozitlerin yorulma altındaki davranışının nümerik modellemesini ele
almışlardır. Çalışmada öncelikle eğilme yorulması deneyleri için deney düzeneği
hazırlanmıştır. Numune malzemesi olarak [0°] ve [45°] olmak üzere iki farklı
yapıda düz örgülü cam epoksi kompozit malzeme kullanılmıştır. Deneyler
sonunda bu iki numune tipi aynı malzemeden imal edilmesine rağmen oldukça
farklı hasar davranışı ve bu değişik yol izleyen rijitlik bozulması belirlenmiştir.
31
Daha sonra yorulma ömrü sırasında kompozit numunenin bozulma davranışını
tanımlayan nümerik model belirlenmiştir. Bu model matematiksel yazılıma
sahip olan Mathcad’da oluşturulmuştur. Ayrıca kompozit malzemelerin yorulma
bozulması davranışını belirleyebilecek kullanışlı bir takım elde edilmiştir.
Liao ve arkadaşları (1999) çalışmalarında pultrüzyon ile üretilmiş cam-fiber
takviyeli vinil ester kompozit parçalara dört nokta eğme yorulması deneyini
farklı çevrelerde uygulamışlar ve bunların altyapı uygulamalarındaki
dayanıklıklarını belirlemeye çalışmışlardır. Numuneler gruplara ayrılarak suda
veya % 5 NaCl ve % 10 NaCl oranları eklenmiş tuz solüsyonlarında 6570 saat
bekletilerek yaşlandırılmıştır. Yaşlandırılmış numuneler suya veya tuz
solüsyonuna daldırılmış şekilde veya havada tutularak döngüsel test edilmiştir.
Numuneler döngüsel yüklemede veya kuru numunelerin burulma gerilmesinin
% 45’inin üzerinde yüklenmiştir. Değişik gruptaki numunelerin yorulma
ömürlerinde önemli bir değişiklik gözlemlenmemiştir. Numuneler kuru
burulma gerilmesinin % 30 şeklinde döngüsel yüklendiğinde tüm numuneler
hava ortamında 107 devirde test edilmiştir. Uzun süren çevresel yorulma
davranışı absorbe ettiği su miktarın bağlı olmayıp daha çok yükleme ve sıvı
çevrenin kombinasyonuna bağlıdır. Farklı sıvı çevreler içinde yaşlandırılmış oda
sıcaklığındaki numunelere yapılan yorulma deneylerinden elde edilen sonuçlara
göre yorulma ömürleri değişmemiştir.
Philippidis ve Vassilopoulos (1999) çalışmalarında, tabaka, cam/polyester
(GRP) çok yönlü (MD) gibi değişik yönlerde hazırlanmış yassı parçaların
yorulma ve statik deneylerini içeren deneysel programdan elde edilen sonuçları
ele almışlardır. Oda sıcaklığında muhafaza edilmiş GRP türbin çark kanat
üreticilerinin kullandığı malzeme ile aynı malzeme seçilmiştir. Çok yönlü (MD)
tabakanın sıralanışı [0/[±45]/0]T şeklindedir. Çalışmada numuneler beş değişik
tabaka ekseni dışındaki yönde kesilmiş, statik ve dairesel yüklemeler altında
140 deney yapılmıştır. Böylelikle eksen dışı yüklemenin etkisi ve MD tabakanın
yorulma davranışı belirlenebilecektir. Basit bir ampirik model kullanılarak
sınırlanmış sayıdaki test verileri ile çizilmiş S-N eğrilerine bağlı olarak tokluğu
32
belirlemede ve tokluktaki değişimin tahmin edilmesi sağlanmıştır. Çalışmada
kullanılan programda malzemeler incelendiğinde dairesel gerilme
seviyelerindeki eksen dışı yüklemeye bağlı olarak E modülünün değiştiği
belirlenmiştir.
Caprino ve Giorleno (1999) çalışmalarında iki farklı gerilme oranlarında
cam/epoksi kompozitlere dört nokta eğme yöntemi kullanılarak monotonik ve
yorulma deneylerini uygulamışlardır. Deneylerde kabul edilmiş yorulma modeli
uygulanmıştır. Yorulma modeli klasik S-N eğrisinden tam olarak tahmin edilen
yorulma ömrü üzerine gerilme oranının etkisini belirlemek için tasarlanmıştır.
Degallaix ve arkadaşları (2002) yaptıkları çalışmada çok yönlü cam epoksi
kompozitlerin monotonik ve yorulma kayma gerilmelerini içeren deneysel
programı ele almışlardır. Çentiksiz ve sekmeli numunelerin tabakalar arası ve
tabakalar içi kayma modunu belirlemek amacıyla ‘Cube Test’ cihazı
kullanılmıştır. Böyle kayma mekanik karakteristikleri ve dairesel (döngüsel)
direnci belirlenmiştir. Yorulma sonuçları incelendiğinde aynı malzemeyle 3
nokta eğme deneyi sonuçları ile benzer sonuçlar elde edildiği gözlemlenmiştir.
Çalışmada kırık yüzeyleri SEM’de incelenmiştir.
Abd Allah ve arkadaşları (1994) çalışmalarında uzay ve uçak araçları gibi
ağırlığın önemli olduğu uygulamalarda yüksek performanslı kompozitleri (FRP)
ele almışlardır. GFRP kompozitlerin S-N diyagramları üzerindeki ortalama
gerilmeyi belirlemek amacıyla burulma yorulma deneyini ele almışlardır.
Çalışmada kullanılan makinenin frekansı 25 Hz’dir. Yazarlar hasar kriteri olarak
numunede meydana gelen artık gerilmenin test başında numunenin dayanacağı
gerilmenin % 70’i olarak belirlemişlerdir. Sonuçlar incelendiğinde ortalama
gerilmenin malzeme sabiti üzerine etkisi düşük olduğu belirlenmiştir.
Abo-Elkhier ve arkadaşları (2012) yaptıkları çalışmada desteklenmiş sınır
şartlarında ve değişik yönlenme koşullarında hazırlanmış tabaka kompozitlerin
33
yorulma davranışını belirlemek ve karakterize etmek amacıyla deneysel model
analizinin etkisini incelemişlerdir. Çalışmada deneysel model analizinde şekil
parametrelerini (doğal frekans, nem oranı ve model şekli) belirlemek için
numunelere yorulma yüklemesi uygulanmıştır. Bu durum yorulma ömrünü
etkilerken ana faktörleri belirlemeyi sağlar. Çalışmada cam fiber takviyeli
polyester tabaka (GFRP) kullanılmıştır. Standart test numunelerine düzlem
eğme yorulma deneyi yapılmıştır. Yazarlar deneyler sonunda kompozitin
yorulma davranışını tahmin ederken model (şekil) parametreleri
kullanmışlardır. Çalışmada sonuçlar için üssel ve iki bilinmeyenli denklemler
elde edilmiştir. Bu denklemler incelendiğinde yorulma ömrü oranı ile sırayla
sönüm oranı ve rezonans frekansının ilişkili olduğu belirlenmiştir.
Shah ve arkadaşları (2013) yaptıkları çalışmada polimer matris kompozitin
yorulma davranışını incelemişlerdir. Yazarlar S-N ömür diyagramlarını şu
amaçları araştırmak için kullanmışlardır;
a) Fiber tipi/kalitesi
b) Fiber içeriği
c) Örgü yapısı
d) Gerilme oranı
Bu aşamaların her biri için polimer matris kompozit ile cam/polyester
kompozitler karıştırılmıştır. Polimer matris kompozitlerin ömür tahminlerini
belirlemek için kapsamlı ömür diyagramı çizilmiştir. Fiber tipi, örgü yapısı ve
kompozit fiber içeriği statik özellikler üzerinde önemli etkiye sahiptir. Ayrıca bu
özellikler yorulma gerilmesi katsayısı üzerine çok az etki etmişlerdir. Yüksek
statik özellikler yorulma yükleme kapasitelerinin belirtisidir. Gerilme oranları
arttırıldığında polimer kompozitlerin yorulma performansı artmaktadır. Kırılma
mekanizması ve tipi 3 farklı fiberli kompozitler için aynıdır fakat bu durum fiber
tipi, örgü yapısı ve gerilme oranlarına bağlıdır. Çalışmadan cam/polyester
34
kompozitlerin yorulma davranışının polimer kompozitlere göre iyi olduğu
sonucu elde edilmiştir.
Rozumek ve Marciniak (2012) yaptıkları çalışmada 10 HNAP çelik malzemeden
yapılmış dikdörtgen kesitli numunenin yorulma dayanımını incelemişlerdir.
Numune yükseklik/genişlik oranı 1,5’dur. Çalışmada yükleme frekansı 26,5
Hz’dir. Ayrıca çalışma eğilme momenti/burulma momenti oranları MaB/MaT =
0,47; 0,94; 1,87 şeklinde belirlenmiştir. Nominal gerilmeler Huber-Misses
hipotezinden seçilmiş olup 360 MPa’dır. Yazarlar gerilme oranı R = 1 için
yüksek devir yorulma rejiminde deney yapmışlardır. Eğilme ve burulma
yükleme arasındaki faz değişimi θ = 0° ve θ = 90° şeklinde seçilmiştir. Numune
yüzeylerindeki çatlak oluşumu ve ilerlemesi 20x büyütmeli optik mikroskopta
incelenmiştir. Çalışmadan yazarlar şu sonuçları elde etmişlerdir; yorulma
çatlağı ilerlemesi Paris eşitliğinde belirlenen mod I ve mod II için gerilme şiddet
faktörüne bağlıdır.
35
3. MATERYAL ve YÖNTEM
Bu çalışmada dikdörtgen kesitli kompozit malzemeler için eğilme yorulması test
cihazının tasarımı ve imalatı yapılmıştır. Ayrıca bu tez çalışmasında imal edilen
bu cihazda daha önce özel bir firmaya üretimi yaptırılan ve mekanik özellikleri
belirlenen cam-elyaf kompozit malzemenin yorulma davranışı incelenmiştir.
Çalışmanın aşamaları Şekil 3.1’de verilmektedir.
Şekil 3.1. Tez çalışmasının aşamaları
3.1. Yorulma Test Cihazı Tasarımı
Bu tez çalışmasında; yorulma deney cihazının dikdörtgen kesitli kompozit
malzemelerin eğilme yorulması davranışını belirlemek amacıyla tasarlanmıştır.
Böylelikle birçok sistemde kullanılan dikdörtgen kesitli kompozit malzemelerin
eğilme yorulması davranışı belirlenebilecektir. Tasarım yapılırken daha önceki
çalışmalarda düz örgülü cam/epoksi kompozit malzemelerin eğme
yorulmasında kullanılan düzlemsel eğme gerilmesi yorulma cihazı baz
alınmıştır (Paepegem, 2001).
36
Şekil 3.2. Düz örgülü cam/epoksi kompozit malzemelerin eğme yorulmasında
kullanılan yorulma cihazı (Paepegem, 2001)
Çalışmada tasarımı yapılan cihaz parçaları şunlardır:
Dairesel hareketi doğrusal harekete çeviren eleman
Genlik ayar volanı
Hareket iletim elemanı
Parça taşıyıcı mil
Parça taşıyıcı milleri sabitleme milleri
Numune sabitleyicisi
Taşıyıcı miller bağlantı aparatı
Cihaz sehpası
Çalışmada parça tasarımları Solidworks 2012 programı kullanılarak yapılmıştır.
Cihazda kullanılan alt tabla, parça taşıyıcı milleri, sabitleme milleri ve hareket
iletim elemanının Solidworks programında yapılan tasarımları Şekil 3.3’te;
37
genlik ayar volanı tasarımı Şekil 3.4’te; dairesel hareketi doğrusal harekete
çeviren eleman, kasnak ve ön alt tutucu tasarımları Şekil 3.5’te ve taşıyıcı miller
bağlantı aparatı ile numune sabitleyicisine ait tasarımlar Şekil 3.6’da
verilmektedir.
Şekil 3.3. Alt tabla, parça taşıyıcı milleri sabitleme milleri ve hareket iletim
elemanı tasarımları
38
Şekil 3.4. Genlik ayar volanı tasarımı
Şekil 3.5. Dairesel hareketi doğrusal harekete çeviren eleman, kasnak ve ön alt
tutucu tasarımları
39
Şekil 3.6. Taşıyıcı miller bağlantı aparatı ile numune sabitleyicisine ait
tasarımlar
3.2. Yorulma Test Cihazının İmalatı
Çalışmada tasarımın yanında aynı zamanda cihazın imalatı yapılmıştır. İmalatı
yapılan cihazın şematik şekli Şekil 3.7’de verilmektedir.
Şekil 3.7. Yorulma test cihazının şematik şekli
40
Yorulma cihazında numune bağlama aparatı tırtıklı olarak yapılmıştır. Bunun
nedeni sürtünme kuvvetini artırarak numuneyi daha küçük cıvata kuvveti ile
sabitlemek ve numunenin kaymasını önlemektir. Numune tutturma sisteminde
değişik kalınlıklarda numuneleri tutturabilmek amacıyla bağlantı cıvataları
uzun seçilmiştir. Tutturma sisteminde kullanılan tutucu direkler cıvata
bağlanarak millerde meydana gelecek herhangi bir deformasyonda tezgâhın
tamamının yerine parça tutucu direkleri değiştirmek yeterli olacaktır. Bunun
yanında istenilen uzunlukta parçaların tezgaha kolay bağlanabilmesi için parça
tutucuları yukarı aşağı hareket edebilecek şekilde imal edilmiştir (Şekil 3.8).
Şekil 3.8. Yorulma test cihazında kullanılan numune tutturma sistemi
Yorulma cihazında hazır yatak kullanılmıştır. Hazır yatak, yatak tablasına monte
edilmiştir. Cihazı oluşturan parçalar cihaz sehpasına kaynakla sabitlenmiştir.
Böylelikle sistemin rijitliği ve mukavemeti artırılmıştır (Şekil 3.9).
41
Şekil 3.9. Yorulma test cihazında kullanılan yatak ve diğer parçaların sehpaya
tutturulması
Cihazda, 380 V veya 220 V’luk çift akımlı elektrik motoru kullanılmıştır.
Kullanılan motor 0,37 kW gücünde olup 1390 d/d devir ve 50 Hz frekansa
sahiptir (Şekil 3.10).
Şekil 3.10. Yorulma test cihazında kullanılan elektrik motoru
42
Motorla mil arasındaki iletim için V-kayış kullanılmıştır (Şekil 3.11). Kompozit
malzemelerde yüksek sıcaklık kompozit yapısını etkilediği için istenmeyen bir
durumdur. Yüksek devir sayısı sıcaklığı artırır. Bu nedenle kompozit
malzemelerde devir sayısı yüksek seçilemez. Bu amaçla motor 1390 d/d’da
dönerken mil devri Delta marka motor hız kontrol cihazı kullanılarak ~150 d/d’
ya düşürülmüştür (Şekil 3.12).
Şekil 3.11. Yorulma test cihazında kullanılan V- kayış ve motor-mil bağlantısı
Şekil 3.12. Motor hız kontrol cihazı
43
Yorulma cihazı yüksek frekanslı ve genlik ayarlı olup malzemeyi çift yönde eğme
yapmak suretiyle maksimum yormaktadır. Şekil değiştirme oranı (R), çift yönde
yükleme yapıldığı için R = ( Umin/Umax ) = -1 olarak belirlenmiştir. Volana bağlı
biyel kolu ayar mekanizması ile sıfır noktasından itibaren ileri veya geri hareket
ettirilerek numuneye 0-45 mm arasında sehim verilebilmektedir (Şekil 3.13).
Şekil 3.13. Biyel kolu ayar mekanizması
Yorulma deneyi sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi
de sistemde herhangi bir titreşimin olmamasıdır. Bu çalışmada sistemin
titreşimsiz rijit bir şekilde çalışabilmesi için cihaz sehpasının ayaklarına kauçuk
takoz konulmuştur (Şekil 3.14).
44
Şekil 3.14. Cihaz sehpasının rijitliğinin kauçuk takozlar ile sağlanması
Yorulma deneylerinde önemli parametrelerden birisi de çevrim sayısıdır.
Numunenin kaç tekrar sayısında (N) koptuğunu belirlemek amacıyla 11 haneli
(1011 tekrar sayma kapasiteli) hesap makinesi cihaza monte edilmiştir. Ayrıca
kırılan numuneyi algılayıp motoru durdurmak amacıyla stop sistemi
tasarlanmıştır (Şekil 3.15).
Şekil 3.15. Çevrim sayısını belirleme
45
Tez çalışmasında imalatı yapılan cihazın montajının tamamlanmış hali Şekil
3.16’da verilmektedir.
Şekil 3.16. Yorulma test cihazının genel görünüşü
3.3. Cam-Elyaf Kompozit Malzemenin Yorulma Dayanımının Belirlenmesi
3.3.1. Teorik Hesaplamalar
Serbest ucundan tekil kuvvete maruz kalmış ortotropik ankastre kiriş Şekil
3.17’de verilmektedir.
46
Şekil 3.17. Serbest ucundan P tekil yüküne maruz kalmış ankastre kiriş
Kompozitin fiberleri ile x-ekseni arasındaki açı ’dır. Ortotropik ankastre kirişe
ait düzlem-gerilme durumu için geliştirilen diferansiyel eşitliği Denklem 3.1’de
verilmektedir (Lekhnitskii, 1968).
02224
4
113
4
1622
4
66123
4
264
4
22
y
Fa
yx
Fa
yx
Faa
yx
Fa
x
Fa
(3.1)
Burada F gerilme fonksiyonudur.
Bir kompozit malzemede; elyaflar tek yönlü sürekli veya iki yönlü takviyeli
olarak düzenlenirse elyaf doğrultusunda yüksek dayanım ve rijitlik elde
edilebilir. Bu mekanik özellikler gayet tabidir ki kullanılan elyaf içeriği ile
değişecektir. Bunun sonucunda tek yönlü doğrultuda yapılan elyaf
düzenlenmesinde yüksek dayanım ve elastik modülü değeri elyafa dik
doğrultudaki düzenleme ile karşılaştırıldığında elyaf eksenine paralel
doğrultuda elde edilecektir. İki yönlü doğrultuda ise, yani elyaflar hem eksene
paralel hem de dik yönde takviye edilen kompozitte ise iki ortogonal yönde
dayanım ve elastik modülü eşit olur. Böyle kompozitler, birbirlerine dik
doğrultuda iki eksende simetrik malzeme özelliği gösterir ve ‘ortotropik’ olarak
adlandırılır. Bunların özellikleri diğer izotropik malzemelerden daha fazla
karmaşıktır.
47
Düzlem gerilme durumunda ortotropik malzemeler için gerilme - şekil
değiştirme bağıntısı Denklem 3.2’de verilmiştir (Jones, 1975).
xy
y
x
662616
262212
161211
z
y
x
aaa
aaa
aaa
(3.2)
Burada ija uygunluk matrisinin bileşenleridir. Bu matrisin elemanları aşağıda
verilmiştir:
4466226612221166
3661222
366121126
3661222
366121116
422
226612
41122
22662211
441212
422
226612
41111
mnSmnSS4S2S22a
nmSS2S2mnSS2S2a
mnSS2S2nmSS2S2a
mSmnSS2nSa
mnSSSmnSa
nSnmSS2mSa
(3.3)
1266
222
1
1212
111
G
1S,
E
1S,
ES,
E
1S
(3.4)
Burada m= cos θ ; n= sin θ’ya eşittir.
Eğilme kuvvetinin hesaplanabilmesi için dikdörtgen kesitli numunenin atalet
momentinin bulunması gerekmektedir. Dikdörtgen kesitli numunenin atalet
momenti (3.5) eşitliği kullanılarak elde edilmiştir.
(3.5)
Burada I: atalet momenti (mm4), b: numune genişliği (mm), h: numune
kalınlığını (mm) temsil etmektedir.
48
Serbest ucundan P tekil yükü uygulanmış kompozit konsol kirişin gerilme
bileşenleri aşağıdaki gibidir (Kılıç vd, 2001):
2
2
11
16
12y
b
a
a
I
Pxy
I
Peğx (3.6)
0y (3.7)
2
2
42y
b
I
Pxy (3.8)
Bu kiriş için y eksenine göre sehim denklemi şu şekildedir (Kılıç vd, 2001):
)23(66
2
224
32 323113
11
26111612212
11
26116612 lxlxa
ya
aaaaxy
ay
a
aaaa
I
Pvsehim (3.9)
Serbest uçtaki simetrik eksendeki sapmayı belirlemek için (3.9) numaralı
eşitlikte x=0 ve y=0 değerleri yerine konulur ve;
I
lPavsehim
3
3
11 (3.10)
eşitliği elde edilir.
3.3.2. Numune hazırlığı ve deneyin yapılması
Çalışmada deney için cam elyaf takviyeli epoksi kompozit malzeme kullanılmış
olup; kompozit malzeme özel bir firmada imal ettirilmiştir. Kompozit malzeme
hacimce %60 fiber yüzdesine sahiptir. Firmada imal edilen malzemenin iş akış
49
şeması Şekil 3.18’de verilmektedir. Üretilen kompozitin kalınlığı 1,5 mm olarak
ölçülmüştür.
Şekil 3.18. Deneylerde kullanılan kompozit malzemenin üretim iş akış şeması
ASTM standartlarına uygun olarak hazırlanan kompozit numuneler üzerinde
yapılan deneylerle malzemenin mekanik özellikleri tespit edilmiştir. Kompozit
malzemeye ait mekanik özellikler Çizelge 3.1’de verilmektedir.
Çizelge 3.1. Çalışmada kullanılan kompozit malzemenin mekanik özellikleri
E1 (MPa) E2 (MPa) G (MPa) υ12
28450 28450 2470 0,25
Bu tez çalışmasında dikdörtgen kesitli kompozit malzemelerin yorulma
dayanımını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçla yorulma deneyi için
hazırlanan dikdörtgen kesitli numune şekli ve boyutları Şekil 3.19’da
verilmektedir.
50
Şekil 3.19. Dikdörtgen kesitli numune şekli ve boyutları
Çalışmada deneyler oda sıcaklığında yapılmıştır. Deneyin yapılması aşamaları
şu şekildedir; öncelikle deney numunesi cihaza bağlanır (Şekil 3.20). Motor ve
hız düşürücü çalıştırılarak cihaz devri hazırlanır ve ilk hareket verilir. Bu sırada
çevrim sayacı da aktif hale getirilir. Numunede yorulma izleri oluşup
oluşmadığı belirlenir.
Şekil 3.20. Deney numunesinin cihaza bağlanması
51
3.3.3. Yorulma deneyinin analiz edilmesi
Tez çalışmasında örnek uygulama olarak yapılan eğilme yorulması deneyinde
dikdörtgen kesitli numunenin genlik hesabı yapılmıştır.
Cam-elyaf kompozit malzemeye ait maksimum eğme gerilmesi değeri 162
MPa’dır. Bu nedenle deneysel çalışmada daha önceki çalışmalar da dikkate
alınarak gerilme aralığı 130 MPa ile 40 MPa olarak belirlenmiştir. Ayrıca cam-
elyaf kompozit malzemeye ait elastisite modülü değeri yapılan mekanik
deneyler sonucunda 28450 MPa olarak hesaplanmış olup; hesaplarda bu değer
esas alınmıştır. Atalet momenti ile eğilme kuvveti hesapları için (3.5) ve (3.6)
eşitlikleri kullanılmıştır. Genlik hesabı ise (3.10) eşitliği kullanılarak yapılmıştır.
Çalışmada kullanılan cam-elyaf kompozit malzemeye ait Gerilme-Genlik değişim
grafiği Şekil 3.21’de verilmektedir. Bu grafik ilerleyen çalışmalarda cam-elyaf
malzeme için yol gösterici olacaktır.
Şekil 3.21. Cam-elyaf malzeme için gerilme-genlik değişimi
0
20
40
60
80
100
120
140
0 10 20 30 40 50
Ge
rilm
e (
MP
a)
Genlik (mm)
52
3.3.4. Straingage ile gerilmenin belirlenmesi
Bir makine elemanında meydana gelen şekil değiştirme ve gerilmelerin
belirlenmesinde hesap veya deney yöntemi kullanılmaktadır. Hesapların
yapılamadığı veya çok zaman alacağı durumlarda deney yöntemi kullanılır.
Bunun yanında yapılan hesabın kontrolü için de deney yönteminden
yararlanılır. Bu amaçla kullanılan deney yöntemleri strain gage tekniği ile
gerilme optik tekniğidir. Bu yöntemlerden en fazla tercih edilen ise strain gage
yöntemidir.
Küçük direnç ölçümleri için genelde Wheatstone köprüsü kullanılır (Şekil 3.22).
Wheatstone köprü devresi galvanometre, güç kaynağı ve R1, R2, R3 ve R4 olmak
üzere dört adet dirençten oluşur. Devre alternatif veya doğru akımla beslenir.
Köprü devresinin kollarında bulunan dirençler, aynı zamanda strain gage’leri
temsil ederler. Köprü devresindeki komşu dirençler (R1, R2), (R2, R3), (R3, R4) ve
(R1, R4); zıt dirençler ise (R1, R3) ve (R2, R4)’tür.
Şekil 3.22. Wheatstone köprüsü
53
Köprü devresindeki strain gage’lerden yapı elemanının deformasyonuna
katılanlarına “Aktif Strain Gage”, katılmayanlara ise “Pasif (Dummy) Strain
Gage” denir. Bütün strain gage’ler deformasyona uğruyorsa “Tam Köprü”,
sadece iki strain gage deformasyona uğruyorsa “Yarım Köprü” ve tek strain
gage deformasyona uğruyorsa “Çeyrek Köprü” denir.
Tez çalışmasında ayrıca imalatı yapılan yorulma cihazından elde edilen uzama
miktarının doğruluğu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla cihazın biyel kolu
mekanizmasından ölçülen maksimum ve minimum uzama değerleri ile Strain
Gage kullanılarak ölçülen değerler karşılaştırılmıştır. Bu amaçla P3 indikator
kullanılarak Wheatstone çeyrek köprüsü kurulmuştur (Şekil 3.23).
Şekil 3.23. P3 İndikatör kullanılarak Wheatstone çeyrek köprü kurulması
Wheatstone köprüsü kurulmasında ve doğru değerler alınmasında numune
hazırlığı önemli bir aşamadır. Bu nedenle öncelikle numune yüzeyi
temizlenmiştir. Daha sonra numune ortasından (40 mm) ve numune üst başının
6 mm altından Strain Gage bağlantıları yapılmıştır (Şekil 3.24).
54
Şekil 3.24. Strain Gagelerin numuneye bağlanması
Numune hazırlandıktan sonra numune cihaza bağlanmıştır ve P3 indikatör ile
numune bağlantısı yapılmıştır (Şekil 3.25).
55
Şekil 3.25. Strain Gage ile yorulma test cihazı bağlantısının yapılması
Wheatstone köprüsünde uzama değerleri (3.23) eşitliğinden elde edilir.
(Kayacan, 2012).
(
) (
) (3.23)
Burada S gerinim ölçer faktörü olup değeri 2 olarak alınmaktadır. V0 çıkış voltajı
Vs ise giriş voltajıdır.
56
Buradan elde edilen değer ile cihazdan okunan değerler dar tolerans içinde
kalacak tarzda elde edilmiştir. Böylelikle cihazda okunan uzama değerlerinin
doğruluğu kalibrasyonla belirlenmiştir.
57
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
Bu çalışmada dikdörtgen kesitli cam elyaf takviyeli epoksi kompozit
malzemelerin eğme yorulması deneylerini yapabilecek yorulma cihazı tasarım
ve imalatı yapılmıştır. Tasarımı ve imalatı gerçekleştirilen bu yorulma cihazı
levha şekilli metalik malzemeler gibi tüm mühendislik malzemelerinin eğme
yorulma deneyler