23
TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT EDITÖRLER HASAN KESKIN – ÖZKAN ÖZTÜRK HALIL IBRAHIM DELEN – ALI SEVER Istanbul, 2019

TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYATisamveri.org/pdfdrg/G00672/2019/2019_IMAMOGLUAT.pdfrak atandığı görev yeridir. 1879 yılının Aralık ayından 20 Aralık 1894 tarihine

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT

    E D I T Ö R L E RHASAN KESKIN – ÖZKAN ÖZTÜRK

    HALIL IBRAHIM DELEN – ALI SEVER

    Istanbul, 2019

  • ENSAR NEŞRİYAT TİC. A.Ş.

    © Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat’a aittir.

    ISBN: 978-605-7619-73-0Sertifika No: 17576

    Kitabın AdıTekirdağ’da Dinî ve Kültürel Hayat

    Yayın YönetmeniHüseyin KADERAdem SAYDAN

    EditörlerHasan KESKİN

    Özkan ÖZTÜRKHalil İbrahim DELEN

    Ali SEVER

    KapakHalil YILMAZ

    Baskı-CiltÇINAR MAT. ve YAY. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

    100. Yıl Mahallesi Matbaacılar CaddesiAta Han No:34 / 5 Bağcılar - İSTANBUL

    Tel: 0212 628 96 00 - Faks: 0212 430 83 35Sertifika No: 45103

    1. BasımAralık 2019/ 2.000 adet basılmıştır.

    İletişimEnsar Neşriyat Tic. A.Ş.

    Düğmeciler Mah. Karasüleyman Tekke Sokak No: 7 Eyüp Sultan / İstanbul Tel: (0212) 491 19 03 - 04 Faks: (0212) 438 42 04

    www.ensarnesriyat.com.tr [email protected]

  • Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin Hadis Eserlerinde Siyasete Zımnî Atıflar

    Abdullah Taha IMAMOĞLU*

    GirişAvar Türklerinin Lezgi aşiretinden olan Ömer Ziyâeddin Dağıstânî, Çerkay

    kasabasına bağlı Miatlı köyünde 1266/1849 yılında doğmuştur.1 Kökleri ulema ailesine dayanan Dağıstânî’nin ve doğduğu köyün sakinlerinin Nakşî-Hâlidî ta-rikatıyla irtibatlı olduğu ifade edilmiştir. Bu irtibatın gereği olarak ilim tahsili için Istanbul’a geldiği zaman döneminin en meşhur Nakşî-Hâlidî şeyhlerinden birisi olan Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî’ye (ö.1311/1893) intisap etmiş-tir.2 Dağıstânî, memleketinde başladığı tahsiline Istanbul’daki Gümüşhanevî Tekkesi’nde devam etmiş, hadis, tefsir ve kıraat, fıkıh ve tasavvuf gibi Islâmî ilimlerin birçok alanında eğitim almıştır. Bu tahsilini hocası Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî’den icazet alarak da taçlandırmıştır. 3

    Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin yaşadığı dönem Osmanlı Devleti’nin gerek siyasî gerekse sosyal olarak birçok dönüşüme uğradığı bir zaman dilimine tesa-düf etmektedir. Bir âlim sorumluluğuyla hareket eden Dağıstânî, bu siyasî dönü-şümün bir öznesi olmayı tercih etmiş ve yazdığı eserlerde Osmanlı Devleti’ne ve hilâfet müessesine olan bağlılığını ızhar etmiştir. Sultan II. Abdülhamid le-hinde verdiği fetva ile de bu desteğini açıkça ortaya koymuştur. Ömer Ziyâeddin Efendi’nin gösterdiği tavırlar onun hem ilmî şahsiyeti bakımından hem de siyasî kişiliği açısından dikkat çekmesine sebep olmuştur.

    * Doç. Dr., Trakya Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi1 Ömer Ziyâeddin Dağıstânî hakkında yapılan en güncel çalışma Zeynep Erçetin Dağınık tarafından ha-

    zırlanmıştır. Çalışmada diğer literatürdeki tarihi tespitlerin hatalı olduğu birincil kaynaklar kullanılarak ortaya konulmuştur. Bu noktada Meşîhat Arşivi’nde yer alan Sicill-i Ahvâl Defteri’ndeki personel kaydı esas alınmış ve Dağıstânî’nin kendi notları dikkate alınmıştır. Zeynep (Erçetin) Dağınık, “Osmanlı Son Dönem Âlimlerinden Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, Turkish Studies, 12/35 (2017): 133-146. Irfan Gündüz, Gümüşhânevî Ahmed Ziyâüddin: Hayatı, Eserleri, Tarikat Anlayışı ve Hâlidiyye Tarikatı, 2. Baskı, (Istanbul: Seçil Ofset, 2013), 148. Dağıstânî’nin hayatı ve eserleri için de ayrıca bkz. Atatürk Kitaplığı, Bel. Mtf. 053818, 1 vr.; Atatürk, Bel. Mtf. 053819, 1 vr., [t.y.].

    2 Gündüz, Gümüşhânevî, 148; Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 137.3 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 138.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT282

    1909 yılında sadrazam Mahmud Şevket Paşa’nın emriyle Medine’ye sür-gün edilen Ömer Ziyâeddin Efendi, Istanbul’a 1916 yılında geri dönebilmiştir. Dağıstânî’nin sürgüne gönderilmesinde Sultan II. Abdulhamid’i, Osmanlı sultan-larını ve hilafeti müdafaa ettiği Hadîs-i Erbaîn fî hukûki’s-selâtîn isimli eserin büyük etkisi olduğu düşünülmektedir.4 Mezkûr eser edebi kırk hadis yazım ge-leneğine tabi kalınarak yazılmış ve bu eser yüzünden devrin şeyhülislamı onun vazife talebini dahi geri çevirmiştir.5

    Dağıstânî’nin yaşadığı dönemde Ittihat ve Terakki Cemiyeti mensupları, 1908 yılından 1918’e kadar Osmanlı Devleti’ni yönetmiş ve sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nın 11 Haziran 1913’te öldürülmesinden sonra iktidar Enver, Talat ve Cemal Paşalar tarafından ele alınmıştır. Bu dönemde II. Abdülhamid’i istibdat ile itham eden cemiyet mensupları kendi muhaliflerine karşı daha da sertleşmiş, muhalefet partileri kapatılarak liderleri sürülmüş ya da etkisizleştirilmişlerdir.6 Bu dönem birçok aydın tarafından eskisinden daha kötü bir siyasi atmosfer ola-rak nitelendirilmiştir. Dağıstânî, Ittihat ve Terakkî Cemiyeti’yle yollarını ayıran Ittihad-ı Muhammedî Cemiyeti’ne üye olmuş ve Derviş Vahdeti ile ilişki kurduğu iddia edilerek önce müebbet olarak kalebentlik cezasına çarptırılmış ardından ce-zası sürgüne çevrilmiş ve Medine’ye sürülmüştür.7

    Dağıstânî, sürgündeyken de siyasî olaylara müdahil olmayı tercih et-miş ve Medine’de yaklaşık beş buçuk ay kaldıktan sonra Mısır’a firar etmiştir. Ingilizlerin Mısır halkından paralı asker toplamaya çalıştığını öğrenince bu ha-diseye mâni olmak ve halkı bilinçlendirmek maksadıyla bildiriler yayımlayarak broşürler dağıtmış ve “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Müslüman kardeşine kurşun atmaz, halifeye karşı gelmeyiniz.” diyerek Ingiltere’nin planına mâni ol-maya çalışmıştır. Bunun üzerine Ingiltere tarafından Kahire yakınlarındaki Gize şehrinde hapse atılmış ve hakkında idam kararı verilmiştir. Dağıstânî’yi Mısır’a davet eden Abbas Hilmi Paşa Ingiltere’nin infaz kararını öğrenince onun hapisten çıkarılmasına delalet etmiştir.8

    Dağıstânî, Istanbul’a döndüğü vakit Sultan Vahdeddin bizzat gelip kendi-sine şeyhülislâmlık teklif etmiş o da “işgal altında bulunan bir memlekette fetvâ

    4 Harun Reşit Demirel, “Dağıstanî ve ‘Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn’ Isimli Risâlesi”, Dinî Araştırmalar, 7/21 (2005): 269.

    5 Gündüz, Gümüşhânevî, 150.6 Demirel, “Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn”, 267.7 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 140.8 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 140.

  • 283ALİMLER, ESERLER

    makâmı işgal edilemez” diyerek bu teklifi geri çevirmiş ve ulemanın siyasî dira-yetini de bu tavrıyla ortaya koymuştur.9

    1. Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin Rumeli Bölgesindeki GörevleriOsmanlı Devleti’nin Rumeli toprakları olarak addedilen ve tarihi süreç içe-

    risinde yaklaşık bir asır başkent olarak kalan Edirne şehri, Dağıstânî’nin ilk ola-rak atandığı görev yeridir. 1879 yılının Aralık ayından 20 Aralık 1894 tarihine ka-dar Edirne 9. Alay Müftüsü olarak görev yapan Dağıstânî bu şehirde on beş (15) yıl ikamet etmiştir.10 Dağıstânî’nin Edirne 9. Alay Müftülüğü yaptığı tarihler aynı zamanda onun ilmî çalışmalarının birçoğunu da ortaya koyduğu bir dönemdir.11 Edirne’deki vazifesi esnasında kaleme aldığı hadis eserlerinin ilki hadis usulü-ne dair yazılan ve soru cevap yönteminin benimsendiği 17 Rabiu’l-âhir 1307/11 Aralık 1889 tarihli Es’ile ve ecvibe fî ilmi usûli’l-hadîs mürettebe başlıklı küçük bir risaledir. Ikinci eseri ise 1308/1890 tarihli Kitâbu süneni’l-akvâli’n-nebeviyye mine’l-ehâdisî’l-Buhâriyye isimli Buhârî’deki hadislerin isnadının hazfedildiği ve sahabe râvîlerinin nakledildiği 4541 hadisin kayıtlı olduğu eseridir.

    Dağıstânî’nin Edirne’de görev yaptığı esnada birçok talebesi ve cemaati oluşmuş ve bu durum II. Abdülhamid dönemi jurnallerine dahi intikal etmiştir.

    Jurnalin sonucunda yapılan tahkikat sultanın kendisini tehlikeli görmediği şek-linde yorumlanmıştır.12 Ancak görev yerinde yapılan değişiklik jurnalin amacına ulaşması şeklinde de düşünülebilir.

    Dağıstânî, Edirne vilayetinin bir kasabası olan Malkara’ya kadı nâibi olarak atanmış 15 Muharrem 1313/8 Haziran 1895 ilâ 15 Muharrem 1324/11 Mart 1906 yılları arasında on bir (11) yıl süreyle Malkara kadı naipliği yapmıştır. Dönemin Malkara’sında yedi câmi, birer mescid ve medrese, ikişer tane de Kâdirî tekkesi ve hamam bulunmaktaydı. Bu câmîlerden biri Sultân I. Murâd’ın kardeşi Gâzî Süleymân Paşa için ahşap olarak inşa edilen Eski Câmii’dir. Bu camii 1306/1888 târihinde pâdişâh tarafından yenilenerek ihyâ edilmiştir. Ikinci önemli camii de Gâzî Ömer Bey Câmii olarak bilinen kubbeli ve bir minâreli yapıdır. Üçüncüsü ise Medrese Câmii’dir. Bitişiğinde bulunan Gazi Turhan Bey’in harâb olan med-resesi kaymakam ve nâib-i kazâ himmetleriyle ve Turhan Bey’in torunlarından Hüsâmeddin Bey’in yardımlarıyla yenilenmiş ve inşa edilmiştir. Mezkûr camii 16

    9 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 141.10 Gündüz, Gümüşhânevî, 149. Alay müftüsünün vazifesi orduda askerlerin dinî vecibelerini öğretmekti.

    Rütbe olarak da binbaşıdan bir önceki makama sahip olan kişidir. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, (Istanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1993), 1:46.

    11 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 138-139. 12 Zeynep Erçetin, Ulema and Politics: The Life and Political Works of Ömer Ziyâeddin Dağıstânî (1849-

    1921), (Yüksek Lisans Tezi, Istanbul Şehir Üniversitesi, 2014), 26.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT284

    Şaban 1318/9 Aralık 1900 tarihinde açılmıştır. Dördüncü camii ise Debbâğhâne yakınlarındaki Gâzî Kasap Mahmûd Bey Câmii’dir. Beşincisi ise hükümet karşı-sındaki Temeşvar fâtihi Hacerzâde Ibrâhim Bey tarafından binâ olunan câmîdir.13 Altıncısı Peksimetoğlu Câmii yedincisi de Rumzâde Câmii’dir. Dağıstânî kadı nâibi olarak görev yaptığı Malkara’da 15 Muharrem 1313/8 Temmuz 1895 tari-hinden 15 Muharrem 1324/11 Mart 1906 tarihine kadar yukarıda zikredilen ca-miilerden birisinde hatimle teravih kıldırmıştır.14 Hafızlığı çok kuvvetli olduğu için her teravih namazında bir hatim indirdiği ve bundan dolayı eve ancak sahur vakti gelebildiği zikredilmiştir.15 Dönemin Ramazan ayları kış vaktine tesadüf ettiğinden dolayı bu naklin izahı aklen de mümkün görünmektedir.

    Dağıstânî’nin Malkara’daki görev süresine tekabül eden zaman dilimin-de Medrese Câmii’nin bitişiğinde bulunan harap vaziyetteki Gazi Turhan Bey Medresesi 16 Şaban 1318/9 Aralık 1900 tarihinden itibaren yeniden hizmete açıl-mıştır. Bu durum Dağıstânî’nin Malkara’daki dinî hayatı teravih namazlarını ha-tim ile kıldırmak suretiyle manen canlandırdığı ayrıca tarihi eserlerin ihyası için kasabaya mimari olarak da katkıda bulunduğunu göstermektedir. Bütün bunlara ilaveten hayatının en önemli kararı olan izdivacını da Malkara’daki görevi esna-sında Nazife Hanım ile evlenmek suretiyle gerçekleştirmiştir.

    Dağıstânî, 1906’da Malkara’daki kadı naibliği görevinden terfi ettiği için ayrılmış ardından yine Edirne vilayetinin farklı bir bölgesi olan Tekfurdağı’na yani bugünkü ismiyle Tekirdağ kadı nâibliğine atanmıştır. Bu görevinde ise 16 Muharrem 1324/12 Mart 1906 ila 16 Receb 1326/14 Ağustos 1908 arasında yak-laşık iki buçuk sene hizmet etmiştir. Tekirdağ kadı naipliği yaparken aynı zaman-da hukuk ve ceza mahkemesi riyasetinde de bulunmuştur.16 Tekirdağ’daki bu görevinden 16 Recep 1326/14 Ağustos 1908 tarihinde de ayrılmış ve Istanbul’a yerleşmiştir. 17 Netice itibariyle Ömer Ziyâeddîn Efendi, Edirne, Malkara ve Tekirdağ dahil olmak üzere Rumeli coğrafyasında yaklaşık otuz yıl hizmet etmiş ve bu bölgedeki dini hayatın ihyası için gayret göstermiştir.

    13 Ahmet Badi Efendi, Riyaz-ı Belde-i Edirne: 20. yüzyıla kadar Osmanlı Edirne’si, haz. Niyazi Adıgüzel-Raşit Gündoğdu, (Edirne: Trakya Üniversitesi, 2014), III: 2097.

    14 Yusuf Ziya Binatlı, “Dağıstânî, Ömer Ziyâeddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 1993), 8: 406.

    15 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 139.16 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 139.17 Erçetin, Ulema and Politics, 27.

  • 285ALİMLER, ESERLER

    2. Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin Hadis İlmine Dair Eserlerinde Siyasete Zımnî Atıflar1335/1916’da Süleymâniye Medresesi’nde hilafiyat dersleri okutmaya

    başlayan Ömer Ziyâeddin Efendi, 1336/1917 yılında da aynı medreseye hadis müderrisi olarak tayin edilmiştir.18 Dağıstânî’nin telif ettiği eserleri tespit eden oğlu Yusuf Ziya Binatlı, Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi’ne yazdığı il-gili maddede toplam on dört eser kaydetmiştir. Bu eserlerin çoğunluğunun toplam sekiz eserle hadis ilimlerinin oluşturduğu görülmektedir. Bunda Dağıstânî’nin hem Kur’an hem de hadis hâfızı olması ve iki yüz bin hadisi isnadıyla birlikte ezbere bilmesinin rolü büyüktür. Dağıstânî, hıfzının isbatı için kendisini hâfızlar cemiyetine mümeyyiz seçtirmiş19 ve yazdığı mektupların bazılarının sonundaki imzasında hâfızu’l-Buhârî ifadesini dercetmiştir. Ayrıca kendisinden Islâmî ilim-leri tahsil ettiği Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî’nin telif ettiği Râmûzü’l-ehâdîs isimli hadis kitabının da icazetini almıştır.20

    Dağıstânî’nin hadis ilmine dair yazdığı eserler bu çalışmayla kronolojik olarak tespit edilip sıralanmış ve eserlerindeki takdim, takriz ve ferağ kayıtların-dan siyasetin zımni izleri tespit edilmeye çalışılmıştır.

    1. Es’ile ve ecvibe fî ilmi usûli’l-hadîs mürettebe. Dağıstânî hadis ilmine dair ilk eserini Edirne’de iken telif etmiştir. Risalenin kapağında 17 Rabiulahir 1307/11 Aralık 1889 tarihi mevcuttur. Fakat eser Edirne’de değil Bursa Hüdâvendigâr Vilâyet Matbaası’nda neşredilmiştir. Eserin muhtevasına bakıl-dığında hadis usûlüne dair ıstılahların soru cevap yöntemine göre Arapça ola-rak kaydedildiği ve okuyanların anlayabileceği sadelik ve basit bir üslup dikkati çekmektedir. Kutlay’ın tespitine göre Dağıstânî’nin bu risalesi Imam Birgivî’nin Hadis Usûlü Risalesi’nin 104 soru ve cevapla ihtisar edildiği ve eserin sonundaki iki sayfalık “hulasa” kısmında da yine soru-cevap üslubunun takip edildiği, 37 hadis çeşidi hakkında 12 soru ve cevabın bulunduğu bir eserdir.21 Eserin hac-mi on altı (16) sayfadan oluşmakta ve risaleye Bursa müftüsü Ibrahim el-Uş-şakî b. Hac Ömer’in takriz yazdığı görülmektedir. Ibrahim Efendi bu takrizinde Dağıstânî’yi şu cümlelerle tavsif etmektedir. “Edîb, hâfız, fâzıl, 9. Alay müftüsü olarak meşhur Hacı Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin (Allah onu muvaffak kılsın, ömrünü uzun etsin, onu lütfunün nuru ile göğsünü ferahlatsın) usûl-i hadisteki tarifâtın ve halefin usûl-i hadis kitaplarında varid olan hadislerin kısımlarının be-18 Demirel, “Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn”, 267; Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 141.19 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 138. 20 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 138.21 Halil Ibrahim Kutlay, “Hadis Usûlünde Muhtasar Risaleler ve Imam Birgivî’nin Hadis Usûlü Risalesi”.

    Balıkesirli Bir İslâm Âlimi: İmam Birgivî, ed. Mehmet Bayyiğit vd., (Balıkesir: Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2019), 2: 524.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT286

    yanına dair olan bu faydalı mükemmel muhtasar eser, bana arz olunduğunda onu çok ilginç bir telif olarak gördüm. Halef ve selefin usûl-i hadis metoduna uygun ilim erbabının âdeti olduğu üzere, eserin soru cevap şeklinde tertip edilmiş, üs-lup ve muhteva bakımından yerinde olduğunu gördüm. Ve eseri beğenerek öğ-renciler arasında ilgi görmesi için onayladım. Ben Bursa müftüsü hakîr ve fakîr Ibrahim el-Uşşakî b. Hac Ömer. Kuvvet ve kudret sahibi Allah onu bağışlasın.”22 Dağıstânî’nin Edirne’de alay müftülüğü görevini ifa ettiği dikkate alındığında bu risalesini askerin ve ilim talebelerinin dini bilgisini özellikle hadis alanında zenginleştirmeye yönelik bu küçük risaleyi kaleme aldığı düşünülebilir. Eserin hadis usulü açısından değerlendirmesine dair Harun Reşit Demirel bir makale kaleme almıştır.23

    2. Kitâbu süneni’l-akvâli’n-nebeviyye mine’l-ehâdisî’l-Buhâriyye. Dağıs-tânî, hadis ilmine dair ikinci eserini de Edirne’de yazmıştır. Eserin kapağındaki ismi 9. Alay Müftüsü Hafız Ömer Ziyâeddîn b. el-Hac Abdullah olarak kayıtlıdır. Müellifin isminin altında eserin Bâb-ı fetvâ-yı penâhîce kabul ve tasdik edildi-ği ifade edilmiştir. Eser, Maarif nezâret-i celîlesinin 63 numaralı ruhsatname-siyle Istanbul’daki Mahmûd Bey Matbaası’nda 1308/1890 yılında basılmıştır. Dağıstânî, eserine en faziletli kitabın Allah’ın kitabı, en güzel hidayet yolunun da Hz. Muhammed’in yolu olduğu ve sonradan din adına ortaya çıkan her tür-lü bidatin dalalet ve cehenneme götürücü olduğunu zikrettiği hadisle başlangıç yapmaktadır.24 Eserin ferağ kaydında Buhârî’deki hadislerin kolayca ezberlene-bilmesi için isnadının hazfedildiği ve sahabe râvîlerinin zikredildiği kavlî ha-dislerin sayıca 4541’e ulaştığı ifade edilmektedir. Eserinin sonunda Sultan II. Abdülhamid’in asrın zıllullâhı ve Rasulullâh’ın halifesi olduğu ve basımının da onun Şeyhülislamı olan Ömer Lütfi Efendi (ö. 1897) döneminde Receb ayının 19’unda başlayarak basım işleminin Şaban ayının sonunda 1308/1890 yılında hi-tama erdiğini ifade etmektedir. Dağıstânî, Buhârî metninin sayfa kenarlarına hâ-şiyeler yazmıştır. Bu hâşiye ve tashihleri Kastallânî’nin (ö. 923/1517) Buhârî şer-hi İrşâdu’s-sârî ve Mısır’daki Buhârî baskısıdan istifade ederek hazırladığını be-lirtmiştir. 509 sayfadan oluşan eserin sonuna Buhârî’yi, Sultan II. Abdülhamid’i

    22 Ömer Ziyâeddin Dağıstânî, Es’ile ve Evcibe Fî İlmi Usuli’l-Hadisi’l-Mürettebe, (Bursa: Hüdâvendigâr Vilâyet Matbaası, 1307), 12.

    23 Harun Reşit Demirel, “Dağıstanî’nin Usûl-i Hadise Dair Es’ile ve Ecvibe fî Ilmi Usûli’l-Hadis Mürettebeten Isimli Eserinin Tercüme ve Değerlendirmesi”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1/5 (2003): 184-200.

    24 Ömer Ziyâeddin Dağıstânî, Kitâbu sünenu akvali’n-nebeviyye mine’l-ehâdîsi’l-Buhariyye, (Istanbul: Mahmûd Bey Matbaası), 1890), 2; Müslim, Cuma, 13.

  • 287ALİMLER, ESERLER

    ve devrin şeyhülislamı Ömer Lütfi Efendi’yi metheden şiirini bi-hatmi tab’iahâ matbû’i hamd dizesiyle de 1308 yılına tarih düşürerek telifini sonlandırmıştır. 25

    3. Fihristü muhtasari’l-Buhârî alâ hurûfi’l-mu‘cem. Bu eser Atatürk Kitaplığı’nda 1841 numaralı demirbaşla kayıtlıdır. Dağıstânî’nin Kitâbu Süneni’l-Akvâli’n-Nebeviyye mine’l-ehâdisî’l-Buhâriyye isimli Sahîh-i Buhârî’den derle-diği kavlî hadislerin fihristidir.26 Mezkûr eser hadis edebiyatında hadislerin kolay bir şekilde bulunmasını amaçlayan etrâf türünün bir örneğidir.27 Zira bu fihristte Kitâbu süneni’l-akvâli’n-Nebeviyye’deki 4541 hadisin tamamının baş tarafları alfabetik olarak sıralanmış ve hadisin, eserin hangi sayfasında geçtiği gösteril-miştir. Eserin sonunda Osmanlı’daki mütedavil Buhârî yazma ve basma eser-ler üzerinden Buhari’deki bölüm başlıklarını tayin eden bir listeyi de eklemiştir. Dağıstânî aşağıda tablo olarak zikredeceğimiz Buhârî için bir fihrist hazırlamış ve bu fihriste şu başlığı koymuştur. “Gerek yazma gerek basma olsun Asl-ı Buhârî-yi Şerif’te kangı bâbda olduğunu mübeyyen fihristtir.”28 Eserde hadisler 1’den 4541’e kadar numaralandırılmıştır. Ancak Fihristü Muhtasari’l-Buhârî alâ hurû-fi’l-Mu‘cem’deki hadis numaraları ile Kitâbu süneni’l-akvâli’n-Nebeviyye’deki numaralar birebir örtüşmemektedir. Bu ilmî gayret Osmanlı’da matbaa ile geli-şen yeni dönemde hadislerin numaralandırılarak hadis kitaplarında bir standart oluşturma faaliyeti olarak da okunabilir. Eserde basım yılına ve müellife dair bir bilgi yer almamakla beraber ancak eserin Dağıstânî’ye ait olduğu sonundaki mühürden anlaşılmaktadır.29

    Buhârî’nin Bölüm BaşlıklarıDağıstânî’nin Fihristine Göre Concordance’a Göre

    1 Bed’u’l-vahy 1 Bed’u’l-vahy2 Imân 2 Imân3 Ilim 3 Ilim4 Vudû 4 Vudû5 Gusül 5 Gusül6 Hayz 6 Hayz7 Teyemmüm 7 Teyemmüm8 Salât 8 Salât

    25 Dağıstânî, Kitâbu süneni’l-akvâl, 258. 26 Dağıstânî, Kitâbu Süneni’l-Akvâl. Ayrıca eserin başındaki bu fihrist Atatürk Kitaplığı’nda müstakil bir eser

    olarak kaydedilmiştir. bk. Fihristü Muhtasari’l-Buhârî alâ hurûfi’l-Mu‘cem, Atatürk Kitaplığı, 1841.27 Etraf hakkında detaylı bilgi için bkz. M. Yaşar Kandemir, “Etraf”, Türkiye Diyanet Vakfı Islâm

    Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 1993), 11: 498-499. 28 Dağıstânî, Fihristü Muhtasari’l-Buhârî, 29.29 Mustafa Celil Altuntaş, Osmanlı Döneminde Hadis İlmi, (Doktora Tezi, Istanbul Üniversitesi, 2018), 131.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT288

    9 Mevâkît 9 Mevâkîtu’s-salât10 Ezân ve Imâmet 10 Ezan11 Cuma 11 Cuma12 Salâtu’l-havf 12 Salâtu’l-havf13 Iydeyn 13 Iydeyn14 Vitr 14 Vitr15 Istiskâ 15 Istiskâ16 Küsûf 16 Küsûf17 Kasru’s-salât 17 Sücûdu’l-Kur’ân18 Teheccüd 18 Taksîru’s-salât19 Tatavvu 19 Teheccüd20 Amel fi’s-salât 20 es-Salât fî Mescid Mekke ve’l-Medine21 Sehv 21 Amel fi’s-salât22 Cenâiz 22 Sehv23 Zekât 23 Cenâiz24 Hacc 24 Zekât25 Fazlu Mekke 25 Hacc26 Umre 26 Umre27 Saydu’l-harâm 27 Muhsar28 Harâmu’l-Medine 28 Cezâu’s-sayd29 Savm 29 Fezailu Medine30 Terâvih 30 Savm31 Buyû 31 Terâvih 32 Selem 32 Fazlu leyleti’l-kadr33 Şuf’a 33 Itikâf34 Icâre 34 Buyû35 Havâle 35 Selem36 Kefâle 36 Şuf’a37 Hars 37 Icâre38 Müsâkât 38 Havâle39 Istikrâz 39 Kefâle40 Husûmât 40 Vekâle41 Lukata 41 el-Hars ve’l-muzâraa42 Mezâlim 42 Şurb (Müsâkât)43 Şirketü’t-ta’am 43 Istikrâz ve edâu’d-duyûn44 Rehn 44 Husûmât

  • 289ALİMLER, ESERLER

    45 Itk ve fazluhu 45 Lukata46 Mükâteb 46 el-Mezâlim ve’l-gazab47 Hibe 47 Şirket48 Umra ve’r-rukba 48 Rehn49 Şehâdât 49 Mükâteb50 Sulh 50 Hibe51 Şurût 51 Şehâdât52 Vesâya 52 Sulh53 Cihâd ve siyer 53 Şurût54 Duâu’n-nebî 54 Vesâya55 Cizye 55 Cihâd56 Bed’u’l-halk 56 Farzu’l-humus57 Halku Âdem ve’l-enbiyâ 57 Cizye58 Ma zükire an Beni Isrâil 58 Bed’u’l-halk59 Menâkıb 59 Enbiyâ60 Alamâtu’n-nübüvve 60 Menâkıb61 Fazlu Ashâbi’n-nebî 61 Fezâilu Ashâbi’n-nebî62 Menâkıbu’l-hulefâ 62 Menâkıbu’l-ensâr63 Menâkıbu’l-ensâr 63 Megazî64 el-Isrâ ve’l-mirâc 64 Tefsîru’l-Kur’ân65 el-Hicre ve’l-muhâcirîn 65 Fezâilu’l-Kur’ân66 Megâzî 66 Nikâh67 Gazvetü Bedir 67 Talak68 Gazvetu Uhûd 68 Nafakât69 Gazvetu Hendek 69 Etime70 Gazvetu Beni Kurayza 70 Akikâ71 Gazvetu Zâturrika 71 Zebâih72 Vaka-i Hudeybiye 72 Edâhi73 Gazvetu Hayber 73 Eşribe74 Gazvetu Mûte 74 el-Merdâ ve’t-tıb75 Gazvetu’l-Feth 75 Tıb76 Gazvetu Huneyn 76 Libâs

    77 Ba’su Muaz ve Ebu Mûsâ ile’l-Yemen 77 Adâb

    78 Gazvetu Zülhuleyfe 78 Isti’zân79 Gazvetu Zâtusselâsil 79 Deavât80 Vefdu Beni Temim 80 Rikâk

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT290

    81 Hadîsu Yemâme 81 Kader82 Kudumü’l-Eşâriyyîn 82 el-Eymân ve’n-nüzûr83 Haccetü’l-vedâ 83 Kefâret84 Gazvetu Tebuk 84 Ferâiz85 Nüzûlü’n-nebiyyi’l-hacer 85 Hudûd86 Kitâbu’n-nebî ila Kisrâ 86 Hudûd87 Marazu’n-nebî ve vefâtihi 87 Diyât88 Tefsîru’l-Kur’ân 88 Istitâbetü’l-mürteddîn89 Sûretü’n-nur 89 Ikrah90 Fezâilu’l-Kur’an 90 Hiyel91 Nikâh 91 Tabîru’r-rüya92 Talak 92 Fiten93 Liân 93 Ahkâm94 Nafakât 94 Temennî95 Etime 95 Ahbâru’l-ahad96 Akikâ 96 Itisâm bi’l-kitâb ve’s-sünne97 Zebâyih ve’s-sayd 97 Tevhîd98 Edâhi99 Eşribe100 Merdâ101 Tıb102 Libâs103 Fi kitâbi’l-edeb104 Isti’zân105 Deavât106 Rikâk107 Kader108 Keferatü’l-eymân109 Ferâiz110 Hudûd111 Muharibîn112 Diyât113 Istitabetü’l-mürteddîn114 Ikrah115 Hiyel116 Tabîr

  • 291ALİMLER, ESERLER

    117 Fiten118 Ahkâm119 Temennî120 Haberu’l-vâhid121 Itisâm

    122 Fi kavlihi la tesubbu an eh-li’l-kitâb123 Tevhîd

    4. Hadîs-i erbain fî hukûki’s-selâtîn. Dağıstânî’nin hadis ilminde siyasetle ilgili bahislerin ele alındığı ve imâre literatürü olarak da adlandırılan bu türde yaz-dığı mezkur risale kırk hadisin derlendiği ve mevcut siyasî koşullar altında halife ve padişah II. Abdülhamid’in rivayetlerle desteklendiği bir eserdir.30 Bu eserde, hilâfet ve Osmanlı saltanatı övülmüş, sultanın hak ve adâleti savunulmuştur. Eser bittikten sonra Sultan II. Abdülhamid’e sunulmuş ve sultan tarafından müellife 60 altın hediye edilmiştir.31 Eser, Dağıstânî’nin Istanbul’a döndüğü yıl olan Zilkade 1326/Aralık 1908 tarihinde telif edilmiştir. Risale ilmî ve siyasi açıdan birçok değerlendirmeye konu olmuştur. Hilafet Risaleleri’nin üçüncü cildinde Dücane Cündioğlu tarafından 2003 yılında neşredilen risale Ismail Kara tarafından değer-lendirilmeye tabi tutulmuş,32 hadis ilmi bakımından Harun Reşit Demirel 2005 yılında bir değerlendirme yazmış, Kadir Gürler hem Mir’ât-ı kânûn-i esâsî hem de Hadîs-i erbaîn fî hukûki’s-selâtîn adlı eserlerini Osmanlı-Türk modernleşmesi sürecine katkıda bulunması açısından 2014 tarihinde yayımladığı bir tebliğ met-niyle ortaya koymuş, aynı tarihte Zeynep Erçetin de mezkur iki eser bağlamında Dağıstânî’nin hayatını ve siyasi görüşlerini ele alan Ingilizce yüksek lisans tezini savunmuştur. 33

    Demirel’in risaledeki hadisçiliğe dair tespitleri ile Gürler’in tespitleri ben-zerlik arzetmektedir. Demirel, Dağıstânî’nin kendisine göre daha önemli gördüğü hadislere dair daha çok yoruma yer vermesini, sultanların hukuku ile doğrudan ilişkisi olmayan Istanbul’un fethedileceğini müjdeleyen hadisi iki sayfa izah et-mesini, sultanlar açısından çok daha önemli olan istişare ile ilgili haberlere dair birkaç satır izah yapmasını, hadislerin seçiminde daha sahih kaynaklar yerine

    30 Hadis edebiyatında imâre literatürünün örnekleri için bkz. Abdullah Taha Imamoğlu, Hadis ve Siyaset: Müslim’in İmare Bölümünde Siyaset Düşüncesi, (Istanbul: Beka Yayıncılık, 2015), 68-71.

    31 Dağınık, “Ömer Ziyâeddin Dağıstânî”, 139.32 Dücane Cündioğlu, Osmanlı Türkçesi ile yazılan bu eseri transkripsiyon yapmış lakin hadislerin tahrici-

    ni yapmayı ihmal etmiştir. Dücane Cündioğlu, “Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn” Hilafet Risaleleri: II. Meşrutiyet Devri, haz. Ismail Kara, (Istanbul: Klasik Yayınları, 2003) 3: 45-66.

    33 Bu çalışmaların künyeleri yazının sonundaki kaynakçada zikredilecektir.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT292

    tâli eserlerden faydalanmasını eseri zayıflatan unsurlar olarak yorumlamakta-dır. Ayrıca hadislerin sıhhat derecelerine dikkat edilmediği, rumuzla dahi olsa hadislerin sıhhatine dair işarette bulunulmaması, rivayetlerin kritik edilmemesi, Kütüb-i Sitte’den rivayette bulunduğu hadislerin geneli hakkında müsbet kanaat sahibi olması, naklettiği hadisleri olduğu gibi kabul edip şerh etme yoluna gitme-si gibi hususlar eseri daha da zayıflatmaktadır.34

    Gürler ise Dağıstânî’nin nasları yeni yorumlara tâbi tutarak güncelleştirdi-ğini, siyasal iktidarın gücünü devam ettirmeyi hedeflediğini, iktidarın eleştirilip sorgulanamayacağını ve hadislerin sabır ve teselli kaynağı olarak yorumladığı-nı iddia etmektedir. Bu tavrın mevcudu meşrûlaştırma hevesinin sınır tanımaz aceleciliğini sergilediğini, hadislerin sahih olup olmadığına dikkat edilmediğini belirtmiştir.35

    Demirel ve Gürler’in ortak tespitleri ise risalenin yazılma gerekçesinin ha-lifeye mutlak manada itaati destekleyen hadislerin bir araya getirilerek yeni bir toplumsal düzen inşasında rivayetlerin meşrûlaştırma aracına dönüştürülmesidir.

    Ismail Kara’nın değerlendirmesinde ise Hadîs-i erbaîn’in II. Abdülhamid devrinde yazılıp II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yeniden gözden geçirildiği, muhtıra ve lâhika kısımlarının ise sonradan eklendiği kanaati hâsıl olmuştur. Çoğu zayıf olan hadislere müracaat ettiği, hadislerin sıhhati noktasında titizlik göstermediği lakin bu tavrın Islâm tarihinde ve son dönemde örnekleri bolca gö-rülebilecek bir durum olduğu ifade edilmektedir.36

    Gürler’in tespitine göre Ömer Ziyâeddin Efendi’nin Hadîs-i erbaîn fî hukûki’s-selâtîn isimli bu risâlesindeki ellibeş (55) hadisden sadece on dokuzu Kütüb-i tis’a hadisidir. Diğer hadislerin ise ya geç dönem hadis kitaplarında ya da hadis dışındaki eserlerde yer aldığı görülmektedir. Bu rivayetlerden yirmi (20) kadarı zayıf ya da uydurma olarak nitelendirilmiştir.37 Halbuki zayıf hadis ile uydurma hadisi bir arada ele almak hadis ilmi açısından gayrı kâbildir. Zira zayıf hadis az da olsa Hz. Peygamber’e aidiyeti mümkün olan hadisi nitelerken, mevzu hadis ise bu aidiyetin mümkün olmadığını ızhar etmektedir.

    Hadîs-i erbaîn fî hukûki’s-selâtîn’inde zikredilen hadislerin kaynakları Demirel tarafından ortaya konulmuştur. Demirel’i dikkate alarak bizim yaptı-ğımız sayım çalışmasına göre risalede Kütüb-i tis’a kaynakları olan Buhârî’nin 34 Demirel, “Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn”, 272-274. 35 Kadir Gürler, “Gümüşhanevî Dergâhından Osmanlı-Türk Modernleşmesine Bir Destek: Ömer Ziyaüddin

    Dağıstânî”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Ed. Ihsan Günaydın vd. (Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi, 2014), 794.

    36 Kara, Hilafet Risaleleri, 3: 9-11. 37 Gürler, “Ömer Ziyaüddin Dağıstânî”, 794.

  • 293ALİMLER, ESERLER

    el-Câmiu’-sahîh’inde (8) sekiz hadis, Müslim’in el-Câmiu’-sahîh’inde (3) üç ha-dis, Nesâî’nin es-Sünen’inde (2) iki hadis, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde (2) iki hadis, Ebu Dâvûd’un es-Sünen’inde bir hadis, Ibn Mâce’nin es-Sünen’inde bir hadis olmak üzere toplam (17) on yedi hadis mevcuttur.

    Rivayet döneminin geç dönem hadis kaynakları olan Taberânî’nin el-Mu’cem’lerinde (2) iki hadis, Beyhâkî’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sında (2) iki ha-dis, Hâkim’in el-Müstedrek’inde (3) üç hadis olmak üzere toplam (7) yedi hadis kaydedilmiştir.

    Nakil döneminin derleme eserleri olan Deylemî’nin el-Müsnedü’l-Fir-devs’inde (7) yedi hadis, Süyûtî’nin Cemü’l-cevami’inde (2) iki hadis, Ebu Musa’da bir hadis, Ebu’ş-Şeyh el-Isbehanî el-Hayyânî’nin Sevabu’l-a’mal’inde (4) dört hadis, Ibn Ebî Dünyâ’nın Zemmü’l-gadab’ında (2) iki hadis, Ibn Asâkir’in Zeylu Tarihi Bağdad’ında bir hadis, Ibn Neccâr’da bir hadis, Ali el-Muttakî’nin Kenzü’l-ummâl’inde bir hadis, Tebrizî’nin Mişkat’ında bir hadis, Ziyâ el-Mak-disî’de bir hadis, Buhari’nin Târihu’l-kebîr’inde de bir hadis olmak üzere top-lam 22 hadis kaydedilmiştir. Eserin lahika kısmında ise daha ziyade istişare il-gili hadisler kaydedilmiş ve bu hadislerin kaynağının da Hatib’de bir hadis ve Taberânî’nin el-Mu’cem’lerinde (2) iki hadis olarak kaydedildiği görülmüştür.

    Halbuki siyasete müteallik hadislerin sıhhati meselesi modern dönemde tartışılan bir mevzu olmakla beraber imâre türünde yer verilen zayıf hadislerin muhaddislerce kullanımı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Dağıstânî’nin Buhârî hafızı olduğu ve iki yüz bin hadisi isnadlarıyla bilen bir muhaddis olduğu düşü-nüldüğüne zayıf hadis nakletme tavrının Islâm siyaset literatürünün hadis değer-lendirme ölçütleriyle farklılık arz etmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Zira bu tür hadisler ne itikadi konuları ne de helal ve haram hükümlerini içermekte lakin fezâil, tergib ve terhib gibi insanları ve hususiyle yöneticileri salih amellere ve güzel ahlak sahibi olmaya teşvik etmektedir. Bu gibi maslahatlara binaen yu-karıda zikredilen edebi türlerde telif edilen hadis kitaplarında zayıf hadis nakli cumhur muhaddisîne göre câizdir.38

    5. Mevhibe-i Bârî terceme-i Buhârî. Matbaa-i Osmaniye’de 1327/1909 yı-lında neşredilen bu risale iki formadan ve 16 sayfadan müteşekkildir. Dağıstânî, bu eserini Istanbul’da iken yazmıştır. Eserin kapağındaki Bâbu vâlâ-yı fetvâ-yı penâhîde müteşekkil tetkik-i müellefat meclis-i âlisinde takdir gördüğü ve heyetin 38 Ayrıntılı bilgi için bkz. Abdullah Taha Imamoğlu, “Islâm Siyaset Literatüründe Kullanılan Hadislerin

    Kaynağı ve Sıhhati Meselesi”, İslâm Siyaset Düşüncesi Adil Devlet, Erdemli Şehir, Mükellef İnsan, ed. Lütfi Sunar, Özgür Kavak, (Ankara: Ilem Kitaplığı, 2018), 239-249. Bu makalenin sonunda Dağıstânî’nin telif ettiği Zübdetü’l-Buhâri Tercümesi’nde yer alan “Kitabu’l-fiten ve itaatu’s-sultân” kısmındaki 19 hadisin çeviriyazısı ek olarak verilmiştir. Imamoğlu, “Islâm Siyaset Literatüründe Kullanılan Hadisler”, 249-261.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT294

    eseri tetkik ve tasdik ettiği ifade edilmiştir. Ismini “mevâlîden Ömer Ziyâeddîn” olarak kaydeden Dağıstânî kendisini eserin mütercimi olarak tanımlamıştır. Sultan II. Abdülhamid’e olan bağlılığını eserin başında zikrettiği şu ifadelerde görmek mümkündür. Işbu Mevhibe-i Bârî terceme-i Buhârî emîrü’l-mü’minîn hâmiü’ş-şerîati ve’d-dîn es-Sultân b. es-Sultân es-Sultân el-Gâzî Abdülhamid Han-ı Sânî edâmellahu devletehû ma dâme’s-sebu’l-mesânî Efendimiz hazret-lerinin zaman-ı saltanat-ı seniyyelerinde neşrine ibtidâr edilmiştir.39 Dağıstânî eserini kaleme alırken Buhârî-yi şerîf’i okuma adabına işaret etmekte ve bu ese-ri kâmilen, harfiyyen veya meâlen tercüme ettiğini belirtmiştir. Her bir hadis-i şerîf mezâhib-i erbaaya tevfikan mehmâ emken şerh ve izah edilmiştir diyerek tercümenin telifinde başlıca gerekli görülen şerhleri Kastallânî’nin (ö.923/1517) İrşâdu’s-sârî’si, Aynî’nin (ö. 855/1451) Umdetü’l-kârî’si ve Birmâvî’nin (ö.831/1428) el-Lâmiʿu’s-sabîh ʿ ale’l-Câmiʿi’s-sahîh şerhleri olup sâir şerhlerden de faydalandığını ifade etmiştir.40

    6. Zübdetü’l-Buhârî. Dağıstânî, Mısır’da sürgünde iken de ilmî faaliyetle-rini devam ettirmiş ve birçok eser kaleme almıştır. Buhârî’nin el-Câmiu’s-sahîh’i-ni Zübdetü’l-Buhâri ismiyle 1330/1911 tarihinde ihtisar eden müellifin bu ese-ri Mısır’da Ezher şeyhinin tetkik ve takrizi ile Matbaa-i Kübrâ’da basılmıştır.41 Dönemin Ezher Camii şeyhi ve Malikî fakihi olan Selim el-Bişrî takrizinde şu ifadelere yer vermiştir.42 “Bu kıymetli kitabı mütalaa ettim. Zübdetü Sahîhi’l-Buhâriyyi’l-Cemîl isimli bu kitap en güzel bulduklarımdandır. Bu konuda yazılan en kıymetli kitaplardandır. Bu şekilde cemeden müellifi Allah en güzel suret-te ecirlendirsin.”43 Mezkûr eseri 1283/1866 ila 1289/1872 tarihlerinde Ezher’de eğitim gören Yusuf en-Nebhanî el-Beyrûtî de (ö. 1932) şu ifadelerle methetmiş-tir.44 “Buhârî’nin muhtasarı olan bu kıymetli kitabı mütalaa ettim. Faziletli mu-haddis Ömer Ziyâeddin’in bu kitabını en güzel muhtasarlar arasında buldum. Ezberlemeye en kolay olanlardan olduğu için Zübdetü’l-Buhârî diye isimlendir-dim.”45 Eser, Buhârî’deki hadislerin senedlerinin hazfedilmesi ve mükerrer riva-yetlerin çıkarılması suretiyle 1524 hadis ihtiva etmektedir. 39 Ömer Ziyaeddin Dağıstânî, Mevhibe-i Bârî tercüme-i Buharî, (Istanbul: Matbaa-i Osmaniye, 1327), 2.40 Dağıstânî, Mevhibe-i Bârî, 341 Gündüz, Gümüşhânevî, 151-152.42 Selim el-Bişrî, ilk dönem vazifesini 1900 ilâ 1904 tarihleri arasında, ikincisini de 1909 ila 1916 yılları

    arasında olmak üzere iki kez ve toplam on bir yıl Camiu’l-Ezher şeyhliği yapmıştır. https://ar.wikipedia.org, 1 Haziran 2019, https://ar.wikipedia.org/wiki/.

    43 Ömer Ziyaeddin Dağıstânî, Kitabu Zübdeti’l-Buhârî, (Beyrût: Darû’l-garbi’l-Islâmî, 1986), 313.44 Yusuf en-Nebhanî, Kudüs, Lazkiye ve Beyrut’ta ceza mahkemesi reisliği yaptı. Buhari ve Müslim’den tergib

    ve terhib hadislerini şeçerek bir eser kaleme almıştır. Hadis ilimlerine dair birçok eseri vardır. https://ar.wiki-pedia.org, 1 Haziran 2019, https://ar.wikipedia.org/wiki/. Ehâdisu’l-erbâin fi vücûbi taati emiri’l-mü’minîn isimli bu eseri Hilafet Risaleleri birinci cildin içinde neşredilmiştir. Kara, Hilafet Risaleleri, 1: 323-342.

    45 Dağıstânî, Zübdetü’l-Buhârî, 313.

  • 295ALİMLER, ESERLER

    7. Zevâidü’z-Zebîdî. Dağıstânî, bu eserini de 16 Ramazan 1336/25 Haziran 1918 tarihinde Mısır’da yayımlanmıştır.46 Eser, Iskenderiye’deki Fransa Caddesi’nde bulunan Selâm Matbaa’sında basılmıştır. Eserin kapağında kendisini Ömer Ziyâeddin Dağıstânî olarak tanımlayan yazar, “mübarek hadis hizmetkârı” ünvanını kullanmıştır. Iskenderiye alimlerinin şeyhi olarak zikredilen muhaddis Abdulganî Mahmûd’un takrizinde Buhârî’nin en güzel muhtasarlarından birisi olan et-Tecridü’s-sarîh’e yapılan bu zevaid çalışmasının tüm ilim talebelerine fayda sağlaması temenni edilmektedir.47

    8. Zübdetü’l-Buhârî Tercümesi. Dağıstânî, Zübdetü’l-Buhâri isimli ese-rini muhtelif Buhârî şerhlerinden istifade etmek suretiyle üç cilt olarak ter-cüme etmiştir. Bu eser müellifin el yazısı ile yazılmış olup vefatından sonra Trabzon’da Polathaneli (Akçaabat) Ömer Lütfi Efendi tarafından neşredilmiş-tir. Üç ciltlik tercüme 1341/1922 ilâ 1345/1927 tarihleri arasında Trabzon’daki Istikbal Matbaası’nda basılmıştır. Eserin kapağında Dağıstânî’nin künyesi mülga Dâru’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi ilm-i hadis-i şerîf müderrisi Ömer Ziyâeddîn Dağıstânî olarak kaydedilmiştir.

    Ömer Lütfi Efendi, kitabın neşrine dair yazdığı takdim yazısında “Dağıstânî, Buhârî’nin hacmi zabt ve hıfzı gayrı mümkün kılacak derecede bü-yük olduğundan tullâb ve kâriîn-i kirâma teshilât olmak üzere Buhârî-yi şerîf’in senedât ve mükerrerâtını tayyetmek ve yalnız ehâdîs-i kavliyye-i nebeviyyeye hasretmek suretiyle ihtisar etmiş ve bu kitabı herkesin kolayca okuyup ezberle-yebilmesini temin için ehâdîs-i kavliyye-yi nebeviyyeden mânâ cihetinden müt-tehid ve yalnız râvînin teaddüdü dolayısıyla elfâzda kısmen muhtelif olan hadis-i şerifleri birleştirmek ve mükerrerâtı tamamen, akvâl-ı ruvâtı kısmen ibkâ etmek suretiyle de tekrar ihtisar edip 1524 hadis-i şerifi hâvî Zübdetü’l-Buhârî namıyla 1330/1911 tarihinde Mısır’da bir kitap vücuda getirerek tab’ u neşretmiş idiyse de bu kitabın her ikisi de lisan-ı Arab üzere tertip edilmiş olduğundan Arapça’ya vukufu tam olmayan Türk kardeşlerinin temin-i istifadelerini de nazardan dûr tutmayan müşarun ileyh Ömer Ziyâeddîn hazretleri tarih-i mezkûrda hemen ken-di dest-i hattıyla bu Zübdetü’l-Buhârî kitabını Türkçe’ye tercüme buyurmuştur.

    Ömer Lütfi Efendi, takdim yazısından sonra Imâm Buhârî’nin terceme-i hâlini bir sayfada özetlemiş ve sonuna “işte size emsâli nâ-mesbûk bir Türk âlimi” şeklinde bir cümleyle bu kısmı sonlandırmıştır.48 Ardından Zübdetü’l-

    46 Gündüz, Gümüşhânevî, 151-152; Ömer Ziyaeddin Dağistani, Zevâidü’z-Zebidi, (Iskenderiye: Matbaatü’s-selam, 1336), 16. s.

    47 Dağıstânî, Zevâidü’z-Zebîdî, 2. 48 Ömer Ziyaeddin Dağıstânî, Zübdetü’l-Buhârî Tercümesi, (Trabzon: Istikbal Matbaası, 1341), 1: 3.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT296

    Buhârî tercümesinin tertip ve neşri hakkında küçük bir mütalaa başlığıyla “bi iznillâhi Teâlâ sâye-i hükümet-i Cumhuriyye’de tab u neşrine muvaffak oldu-ğumuz Zübdetü’l-Buhârî tercümesi üç cilt üzerine tertip edilmiş olup birinci cilt Kitâbu’l-buyû’a kadar, ikinci cilt ise Kitâbu’l-meğâzî’ye kadar olan mebahisi câ-midir. Üçüncü cilt ise Buhârî-yi şerifin nihayetine kadar olan mesâili câmi olup bu üç cilt biriktirilince bin ile bin iki yüz arasında sahifeden ibaret bütün mesâil-i diniyyeyi hâvî mükemmel bir eser vücuda gelecektir.” şeklinde eseri vasfetmek-tedir. Daha sonra Dağıstânî’nin eserleri ve hayatı hakkında bilgi verilmiş ve esere başlangıç yapılmıştır.49 Eserin sonundaki kayıtta 15 Rebiulevvel 1337/19 Aralık 1918 tarihinde Pazartesi günü tamamlandığı ifade edilmektedir.50

    Dağıstânî’nin 25 ilâ 35 yaşındaki dönemleri Osmanlı Devleti’nin ittihad-ı Islâm fikrini en güçlü bir şekilde hissettiği zaman dilimine tesadüf etmektedir. Zira 1873 ila 1883 yılları arasındaki on yıl gerek Osmanlı kamuoyunda gerek-se diğer Müslüman toplumlarda, beynelminel Miislüman kimliğinin, ittihad-ı Islâm fikrinin ve hilafet düşüncesinin büyük bir hızla yaygınlaştığı bir dönemdir.51 Dağıstânî’nin gençlik dönemi Sultan II. Abdülhamid’in ittihad-ı Islâm birliği si-yasetini gerçekleştirmek ve hilafetin Islâm dünyası üzerindeki etkisini arttırmak için hac ibadetinin daha da siyasallaştığı bir zaman dilimidir. Batı sömürgeciliği-ne karşı Müslümanların birbirinden haberdar olmak için geliştirdikleri irtibatlar Müslümanların birliğini tesis etmek ve Hicaz’dan Afrika’ya hatta Uzakdoğu’ya tarikat şeyhlerinin gönderildiği bir devirdir. II. Abdülhamid sonrası dönemde de Ömer Ziyâeddîn Efendi, Ingiltere’nin gerek Mısır’daki gerek Hicaz toprakların-daki gizli emellerini bozmaya yönelik fahrî olarak bu görevi üstlenmiştir. 52

    Dağıstânî’nin 1308/1890 tarihinde yazdığı Kitabu süneni’l-akvâli’n-Nebe-viyye mine’l-ehâdisî’l-Buhâriyye eserinde yöneticilere itaatle ilgili hadisleri içe-ren bölüm başlığı “Kitabu’l-ahkam ve itaatu’l-imam” şeklinde oluşturulmuştur.53 Kitabın ilgili sayfasına bakıldığında ise Buhârî’nin asıl nüshalarında yer alan Kitabu’l-ahkam şeklindeki başlık dikkat çekmektedir.54 Kitabu süneni’l-akvâl için hazırlanan fihristte de yine Ahkâm şeklindeki başlıklandırma görülmektedir.55 Bu başlıklandırma ile Dağıstânî’nin devletin padişahı olan II. Abdülhamid’i imam 49 Dağıstânî, Zübdetü’l-Buhâri Tercümesi, 1: 6-8. 50 Dağıstânî, Zübdetü’l-Buhâri Tercümesi, 3: 1196.51 Cemil Aydın, “Imparatorluk ve Hilafet Vizyonlar Arasında Osmanlı’nın Panislamist Imajı 1839-1924”,

    Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi ve Hareketi Sempozyum Tebliğleri, ed. Ismail Kara, Adım Öz, (Istanbul: Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 2013), 59.

    52 Arif Hakan Demirel, Ömer Ziyâuddin Dağıstânî’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı, (Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, 2006, 10.

    53 Dağıstânî, Kitâbu Süneni’l-Akvâl, 512.54 Dağıstânî, Kitâbu Süneni’l-Akvâl, 471.55 Dağıstânî, Fihristü Muhtasari’l-Buhârî, 29.

  • 297ALİMLER, ESERLER

    yani halife olarak gördüğünü ve kendisine itaatin gerekli olduğunu vurgulamaya çalıştığı düşünülebilir. Bu bölümdeki rivayetler 4225. hadisten başlayarak 4284. hadise kadar devam etmekte ve mezkur bölümde 59 hadise yer verilmektedir.

    Buhârî’nin el-Camiu’s-sahîh’indeki bölüm tertibine bakıldığında ise önce fiten ardından ahkam bölümünün geldiği görülmektedir. Dağıstânî’nin 1330/1911 tarihinde Mısır’da iken kaleme aldığı Zübdetü’l-Buhârî’de ise bölüm başlığının “Kitâbu’l-fiten ve itaatu’s-sultân” şeklinde değiştirildiği görülmektedir. Dağıstânî bu bölümde fitnelere işaret eden ve sultana itaati öne çıkaran yirmi hadise (20) yer vermektedir. Bölüm başlığına fitnenin koyulduğu tarih ise II. Abdülhamid’in tahtı bıraktığı ve Ittihat ve Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı Devleti’ni yönetimi altında bulundurduğu zaman dilimine tesadüf etmektedir.

    Dağıstânî’nin Istanbul’a döndüğü 1326/1908 tarihi ise Hadîs-i erbain fî hukûki’s-selâtîn adlı eserini yazdığı tarihtir. Bu tarihte aslında Ittihat ve Terakki Cemiyeti’nin yönetimi devraldığı zamana rastlamaktadır. Dağıstânî, her ne kadar bu eserini sultana itaati öne çıkaran hadislerden teşkil ettirse de eserin sonuna eklediği lahika kısmında istişareyle ilgili hadislere yer vermek suretiyle hem sul-tanın hem de Ittihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarının arasında denge kurmaya çalışmaktadır.

    3. 1301/1883-84 tarihli Fetevâ-yı Ömeriyye bi-Tarîkat’il-Aliyye’den Siyasî Bir Fetvânın Neşri 1301/1883-84 tarihli bu fetvada Osmanoğullarına dua etmenin meşru olup

    olmadığı Ömer Ziyâddin Efendi’ye sorulmuş o da aşağıdaki şekilde cevap ver-miştir. Dağıstânî’nin fetva için başvurduğu kaynaklar incelendiğinde Şâfiî fık-hının önemli fetva kitaplarından birisi olan Muhammed el-Halîlî’nin Fetevâ-yı Halîliye’sine müracaat ettiğini görmekteyiz. Dağıstânî’nin görüşünü desteklediği diğer fıkıh kaynağı ise Muhammed b. Kasim b. Yakub’un Ravdu’l-ahyâr’ıdır.

    Fetevâ-yı Ömeriyye bi-Tarîkat’il-Aliyye’den Siyasî Bir FetvâHurşîd-i âsumân saltanat-ı uzmâ ve bedr-i dırahşân hilâfet-i kübrâ padi-

    şah-ı hayırhâh-ı cihân şevketlü kudretlü mehâbetlü es-Sultân el-Gâzî Abdulhamid Han b. es-Sultan el-Gazi Abdülmecid Han allaka Allahu seyfehû el-mansûr fi arşi’r-Rahmân ve edâmehû salimen ani’l-ekdâr ve’l-ahzân Efendimiz hazretleri-ne vesâir selâtîn-i Âl-i Osman edâme Allahu devletehum ilâ yevmi’l-haşri ve’l-mîzân hazerâtına dua etmek meşru mudur?

    el-Cevab: Meşrû ve gayet müstahsen ve elzemdir. Hatta Fudayl b. Iyâz hazretleri “Eğer dünyada ancak bir defa olarak müstecâb duaya nâil olsam, ol

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT298

    duayı ancak sultanu’l-müslimîn içün hasr eder idim. Zira bir padişahın salâh ve muvaffakiyeti cümle âlemin sebeb-i salâhıdır” deyu buyurmuşlardır.

    أما الدعاء فمحبوب لعامة المسلمين فضال للسلطان أيده الرحمن لو قلنا أن الدعاء له واجب علي كافة المسلمين لما يكون ذلك خطأ النه أمير المؤمنين و عماد المسلمين فانه يقاوم سبعة ملوك مثله فيالقوة من النصارى فكيف لنا الطاقة بهم و بمقاومتهم اال ببركة الدين و دعاء المؤمنين (فتاوى خليلى)

    Müslümanların tamamı için ve ilaveten sultana dua etmek mahbûbdur. Allah onu teyid etsin. Hatta Müslümanların kâffesi için sultana dua etmek va-cibdir desek bunda hata olmaz. Çünkü o müminlerin emiridir. Müslümanların direğidir. Sultan duayla kuvvet bakımından Hristiyan hükümdarlarına nisbetle yedi hükümdar gücüne erişir. Aksi takdirde onlara karşı nasıl güç yetirebilir ve mukavemet gösterebiliriz. Zira onlar gücü dinin bereketinden ve müminlerin du-asından alırlar.56

    وقال سهل بن عبد اهلل من أنكر إمامة السلطان فهو زنديق، ومن دعاه السلطان فلم يجب فهو مبتدع، ومن أتاه من غير دعوة فهو جاهل وعنه هذه األّمة ثالث وسبعون فرقة اثنتان وسبعون هالكة

    يبغضون السلطان، والناجية هذه الواحدة التي مع السلطان. وسئل: أّي الناس خير؟ فقال: السلطان. فقيل نراه شّر الناس. فقال إذا كان الخليفة غير صالح فهو من األبدال وإذا كان صالحا فهو القطب الذي تدور

    عليه الدنيا (روض االخيار)Sehl b. Abdullah dedi ki: Sultanın imametini inkâr eden kimse zındıktır.

    Her kim sultanın davetine icabet etmezse bidatçi, her kim de sultanın yanına davetsiz giderse cahildir. Hz. Peygamber’den nakledilen bu ümmet yetmiş üç fırkadır. Yetmiş ikisi helak olmuştur ki onlar sultana buğzedenlerdir. Kurtulan ise bir tanesidir ki o da sultanla beraberdir. Insanların en hayırlısının hangisi olduğu soruldu. Dedi ki: Sultandır. Denildi ki onu insanların şerlisi olarak görüyoruz. Dedi ki: Halife salih olmasa da o abdaldandır. Salih olursa da kutupdandır ki dünya onunla ayakta durur.57

    56 Muhammed b. Muhammed b. Şerefüddîn el-Halîlî eş-Şafiî, Fetevâ el-Halîlî ale’l-mezhebi’ş-Şâfîi, (Mısır: [t.y.]), 2: 246. Dağıstânî, Fetevâyı Halîlî’den iktibas ettiği metni fetvasında ihtisar etmiştir. Fetevâyı Halîlî’deki asıl ibare aşağıdaki gibidir.

    وال يخفى أن الدعاء عندنا أهل السنة والجماعة مطلوب محبوب للعامة، فكيف ال يدعى للسلطان وهو أمير المؤمنين أعز اهلل شأنه ورفع سلطانه وأعز أعوانه إلى يوم الدين، وأظن أن هذا الرجل أعجمي حسود لموالنا السلطان، فإنه منصور مؤيد على جميع ملوك األرض فقالت العجم:

    ما نظن أن هذا األمر حاصل له إال بالدعاء وخدمة األنبياء الكرام فأرسلوا هذا المخزول حتى تقع الناس في األنبياء، وال يدعو للسلطان نصره العزيز الرحمن فيكون ذلك تأييدا لهم، ونعوذ باهلل من الضالل.وقد وقعت أنه لما جاءت االنكشارية للقدس الشريف كان معهم رجل منور قال لي: يا شيخ لي نحو خمسة عشر سنة عندي إشكال وهو أننا نتوجه للسفر ونحن قليلون، ويقاومنا سبعة ملوك من النصارى فكيف يكون لنا طاقة بهم،

    فلما جئنا بالدكم ورأيناكم تدعون للسلطان بهذه األدعية قلنا بأن هذه األدعية ننصر، فالدعاء للسلطان إنما كان واجبا وكل من أتباع هذا الضال فهو مثله ليس هو من أهل السنة والجماعة، وإنما هو من أهل البدعة وعلى والة األمور أيد اهلل بهم الدين الذي هو أحد الكليات الخمس التي أجمع

    على حفظها كل ملة وهي الدين والنفس والمال والعرض والعقل، ولهذا شرع لهذه حدود وزواجر وجوابر.57 Muhammed b. Kasım b. Yakub el-Amasî el-Hanefî, Ravzu’l-ahyâri’l-müntehab min Rebi’i’l-ebrâr fî il-

    mi’l-muhadarat, (Halep: Daru’l-kalem el-Arabî, 1423), 66-67. Dağıstânî’nin Ravzu’l-ahyâr’dan naklettiği ibare muhtasardır. Ravzu’l-ahyâr’da zikredilen ibarenin aslı aşağıdaki gibidir.

    وقال سهل بن عبد اهلل من أنكر إمامة السلطان فهو زنديق، ومن دعاه السلطان فلم يجب فهو مبتدع، ومن أتاه من غير دعوة فهو جاهل وعنه: هذه األّمة ثالث وسبعون فرقة اثنتان وسبعون هالكة، كلهم يبغضون السلطان، والناجية هذه الواحدة التي مع السلطان. وسئل: أّي الناس خير؟ فقال: السلطان. فقالوا: نراه شّر الناس. فقال: إّن هلل تعالى في كّل يوم نظرتين: نظرة إلى سالمة أموال المسلمين، ونظرة إلى سالمة أبكارهم،فيّطلع في صحيفته فيغفر له جميع ذنوبه. وقال: الخليفة إذا كان غير صالح فهو من األبدال وإذا كان صالحا فهو القطب الذي تدور عليه الدنيا

  • 299ALİMLER, ESERLER

    اللهم اجعل اخر كالمنا اهلل ال اله اال اهلل و اجعل اخر دعوانا ان الحمد هلل رب العالمينEy Allahım! Son sözümüzü Allah, Lâ ilâhe illallah, son duamızı da

    eni’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemîn eyle. Âmin.58

    SonuçDağıstânî’nin kaleme aldığı hadis eserlerinden Kitâbu süneni’l-akvâli’n-Ne-

    beviyye mine’l-ehâdisî’l-Buhâriyye’nin sonunda Sultan II. Abdülhamid’in asrın zıl-lullâhı ve Rasulullâh’ın halifesi olduğu ifade edilmektedir. Buna ilaveten Sultan II. Abdülhamid’i methettiği şiire de yine aynı eserin sonunda yer vermektedir. Hadîs-i erbain fî hukûki’s-selâtîn isimli risalesinde ise Sultan II. Abdülhamid’e verdiği des-tek daha da aşikârdır. Bu tavır aslında Osmanlı ulemasının dinin bekası ile devle-tin bekasını birlikte düşünmesinden ileri gelmektedir. Zira mezkur eserde mute-ber hadis kitaplarından kırk hadis derlenmiş, halife ve padişah olarak tanımlanan II. Abdülhamid’e itaat rivayetlerle ortaya konulmuştur. Mevhibe-i Bârî terceme-i Buhârî adlı eserinin başında ise Sultan II. Abdülhamid’e olan bağlılığını şu ifa-delerle dile getirmiştir. Işbu Mevhibe-i Bârî terceme-i Buhârî müminlerin emiri, şeriatın ve dinin koruyucusu es-sultan el-gâzî Abdülhamid Han-ı sânî ki Allah onun devletini daim kılsın. Dağıstânî’nin bu ifadelerinden anlaşılan husus onun sultana ve özellikle de II. Abdülhamid’e olan bağlılığını yazdığı eserlerin ya başında ya da sonunda sultanı överek ortaya koymasıdır.

    Dağıstânî’nin vefatından sonra müsvedde halindeki Zübdetü’l-Buhârî tercümesini neşreden Ömer Lütfi Efendi, kitabın tertip ve neşrine dair verdiği malumatta “bi iznillâhi Teâlâ sâye-i hükümet-i Cumhuriyye’de tab u neşrine mu-vaffak olduğumuz Zübdetü’l-Buhârî tercümesi” ifadelerini kullanmış ve eserin takdim yazısından sonra Imâm Buhârî’nin terceme-i hâlini vererek “işte size em-sâli nâ-mesbûk bir Türk âlimi” şeklindeki cümlesiyle Cumhuriyet hükümetini ve Türk milletini öven bir yaklaşım sergilemiştir. Bu ifadeler artık dönemin siyasi paradigmasının değişmekle birlikte hâkim idareye bağlılığı teyid etme geleneği-nin değişmediğini göstermesi bakımından da dikkate şayandır.

    KaynakçaAhmet Badi Efendi. Riyâz-ı Belde-i Edirne: 20. yüzyıla kadar Osmanlı Edirne’si.

    haz. Niyazi Adıgüzel-Raşit Gündoğdu. Edirne: Trakya Üniversitesi, 2014.el-Amasî el-Hanefî, Muhammed b. Kasım b. Yakub. Ravzu’l-ahyâri’l-müntehab

    min Rebi’i’l-ebrâr fî ilmi’l-muhadarat. Halep: Daru’l-kalem el-Arabî, 1423.

    58 Fetvanın sadeleştirilmiş metni için bk. Ömer Ziyaeddin Dağıstani, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar, trc. Irfan Gündüz, Yakup Çiçek, (Bursa: Sır Yayınları, 2008), 96.

  • TEKIRDAĞ’DA DINÎ VE KÜLTÜREL HAYAT300

    Altuntaş, Mustafa Celil. Osmanlı Döneminde Hadis İlmi. Doktora Tezi, Istanbul Üniversitesi, 2018.

    Aydın, Cemil. “Imparatorluk ve Hilafet Vizyonlar Arasında Osmanlı’nın Panislamist Imajı 1839-1924”. Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi ve Hareketi Sempozyum Tebliğleri. ed. Ismail Kara, Adım Öz. Istanbul: Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 2013.

    Binatlı, Yusuf Ziya. “Dağıstani, Ömer Ziyaeddin”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV Yayınları, 1993. 8: 406-407.

    el-Bişrî, Selim. https://ar.wikipedia.org/wiki/. Erişim tarihi. 1 Haziran 2019.Dağınık, Zeynep (Erçetin). “Osmanlı Son Dönem Âlimlerinden Ömer Ziyâeddin

    Dağıstânî”. Turkish Studies: Türkoloji Araştırmaları: International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. 12/35 (2017): 133-146.

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddîn. Beyânât-ı Fetâvâ-yı Ömeriyye fi’t-tarâiki’l-aliyye. Edirne: Vilayet Matbaası, [t.y.].

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Es’ile ve Evcibe Fî İlmi Usuli’l-Hadisi’l-Mürettebe. Bursa: Hüdâvendigâr Vilâyet Matbaası, 1307.

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Fihristü Muhtasari’l-Buhârî alâ hurûfi’l-Mu‘cem. ([t.y.]: [y.y]).

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Kitâbu Sünenu akvali’n-nebeviyye mine’l-ehâdîsi’l-Bu-hariyye. Istanbul: Mahmûd Bey Matbaası, 1890.

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Kitabu Zübdeti’l-Buhâri. Beyrut: Daru’l-garbi’l-Islâmi, 1986.

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Mevhibe-i Bari tercüme-i Buharî. Istanbul: Matbaa-i Osmaniye, 1327.

    Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Mir’at-ı Kanun-ı Esasi. Istanbul: Saika Matbaası, 1324.Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar. trc. Irfan

    Gündüz, Yakup Çiçek. Bursa: Sır Yayınları, 2008.Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Zevaidü’z-Zebidi. Iskenderiye: Matbaatü’s-selam,

    1336.Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Zübdetü’l-Buhâri Tercümesi. Trabzon: Istikbal

    Matbaası, 1341, 1926-1927.Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Hayatına dair vesika, Atatürk Kitaplığı, Bel. Mtf.

    053818, 1 vr., [t.y.].Dağıstani, Ömer Ziyâeddin. Eserlerine dair vesika, Atatürk Kitaplığı, Bel. Mtf.

    053819, 1 vr., [t.y.].Demirel, Harun Reşit. “Osmanlı Muhaddislerinden Ömer Ziyauddin Dağıstani’nin

    Hadis Anlayışına Mir’at-ı Kanuni Esasi ve Hadis-i Erbain fi Hukuku Selatin Bağlamında Eleştirel Bir Yaklaşım”. Yeni Türkiye, 6/33 (2000): 551-560.

  • 301ALİMLER, ESERLER

    Demirel, Harun Reşit. “Dağıstanî’nin Usûl-i Hadise Dair Es’ile ve Ecvibe fî Ilmi Usûli’l-Hadis Mürettebeten Isimli Eserinin Tercüme ve Değerlendirmesi”. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1/5 (2003): 184-200.

    Demirel, Harun Reşit. “Dağıstanî ve ‘Hadis-i Erbaîn fî Hukûkî Selâtîn’ Isimli Risâlesi”. Dinî Araştırmalar, 7/21 (2005): 265-276.

    Demirel, Arif Hakan. Ömer Ziyâuddin Dağıstânî’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, 2006.

    Erçetin, Zeynep. Ulema and Politics: The Life and Political Works of Ömer Ziyâeddin Dağıstânî (1849-1921). Yüksek Lisans Tezi, Istanbul Şehir Üniversitesi, 2014.

    Gündüz, Irfan. Gümüşhânevî Ahmed Ziyâüddin: Hayatı, Eserleri, Tarikat Anlayışı ve Halidiyye Tarikatı. 2. Baskı. Istanbul: Seçil Ofset, 2013.

    Gürler, Kadir. “Gümüşhanevî Dergâhından Osmanlı-Türk Modernleşmesine Bir Destek: Ömer Ziyaüddin Dağıstânî”. I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu Bildiriler Kitabı (03-05 Ekim 2013). Ed. Ihsan Günaydın vd. Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi, 2014.

    el-Halîlî eş-Şafiî, Muhammed b. Muhammed b. Şerefüddîn. Fetevâ el-Halîlî ale’l-mezhebi’ş-Şâfîi. Mısır: [t.y.]

    Imamoğlu, Abdullah Taha. Hadis ve Siyaset: Müslim’in İmare Bölümünde Siyaset Düşüncesi. Istanbul: Beka Yayıncılık, 2015.

    Imamoğlu, Abdullah Taha. “Islâm Siyaset Literatüründe Kullanılan Hadislerin Kaynağı ve Sıhhati Meselesi”. İslâm Siyaset Düşüncesi, ed. Lütfi Sunar, Özgür Kavak. Ankara: Ilem Kitaplığı, 2018.

    Kandemir, M. Yaşar. “Etraf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV Yayınları, 1993. 11: 498-499.

    Kara, Ismail. haz., Hilafet Risaleleri 3: II. Meşrutiyet Devri. Istanbul: Klasik Yayınları, 2003.

    Kutlay, Halil Ibrahim, “Hadis Usûlünde Muhtasar Risaleler ve Imam Birgivî’nin Hadis Usûlü Risalesi”. Balıkesirli Bir İslâm Âlimi: İmam Birgivî, ed. Mehmet Bayyiğit vd. Balıkesir: Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2019. 2: 514-539.

    Müslim b. el-Haccac. el-Camiu’s-sahih. Riyad: Daru Taybe, 2006.en-Nebhanî, Yusuf. https://ar.wikipedia.org/wiki/. erişim tarihi. 1 Haziran 2019.Pakalın, Mehmet Zeki. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü. Istanbul:

    Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1993.