Upload
others
View
21
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TEMEL ORTA ÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ (TEOGS)
2013/KASIM DÖNEMİ
1.FASİKÜL
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ
KAZANIMLARA UYGUN DERS NOTLARI
TEMEL ORTAÖĞRETĠME GEÇĠġ SĠSTEMĠ
“T.C. ĠNKILÂP TARĠHĠ DERSĠ KASIM 2013 MERKEZĠ SĠSTEM SINAVI” SORUMLU
OLUNAN KONULAR VE KAZANIMLAR
1.ÜNĠTE: BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR
KONULAR KAZANIMLAR
Batıya Erken Açılan Kent:
Selanik 1. Atatürk’ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu
toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder.
Mustafa Kemal Okulda 2. Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar.
Cepheden Cepheye Mustafa
kemal
3. Atatürk’ün askerlik hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar.
4. Örnek olaylardan yola çıkarak Atatürk’ün çeĢitli cephelerdeki
baĢarılarıyla askerî yeteneklerini iliĢkilendirir.
Dört ġehir ve Mustafa Kemal 5. Atatürk’ün fikir hayatının oluĢumuna ve geliĢimine etki eden Selanik,
Manastır, Sofya ve Ġstanbul Ģehirlerindeki ortamın rolünü fark eder.
Mustafa Kemal Liderlik
Yolunda
6. Atatürk’ün 1919’a kadar bulunduğu görevler ve yaptığı hizmetleri,
üstlendiği Millî Mücadele liderliği açısından yorumlar.
2.ÜNĠTE: MĠLLÎ UYANIġ: YURDUMUZUN ĠġGALĠNE TEPKĠLER
Osmanlı Devleti Hangi
Cephede? 1. I. Dünya SavaĢı’nda Osmanlı Devleti’nin durumunu, topraklarının
paylaĢılması ve iĢgali açısından değerlendirir.
Geldikleri Gibi Giderler
2. Mondros AteĢkes AnlaĢması’nın imzalanması ve uygulanması
karĢısında Osmanlı yönetiminin, Mustafa Kemal’in ve halkın tutumunu
değerlendirir.
3. Kuvâ-yı Millîye ruhunun oluĢumunu, millî cemiyetleri ve millî varlığa
düĢman cemiyetlerin faaliyetlerini analiz eder.
Ve Millî Mücadele baĢlıyor 4. Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı
çalıĢmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin
sağlanması açısından değerlendirir.
Egemenlik Milletindir
5. Misak-ı Milli’nin kabulünü ve Büyük Millet Meclisi’nin açılıĢını
“ulusal egemenlik”, “tam bağımsızlık” ilkeleri ve vatanın bütünlüğü
esası ile iliĢkilendirir.
8. Mustafa Kemal’in Millî Mücadeleyi örgütlerken karĢılaĢtığı sorunlara
bulduğu çözüm yollarını, onun liderlik yeteneği ile iliĢkilendirir.
Büyük Millet Meclisi Ġsyanlara
KarĢı 6. Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çıkarılma gerekçelerini ve uygulama
sürecini değerlendirir.
BarıĢ AntlaĢması mı, Ölüm
Fermanı mı?
7. Ġstanbul yönetimince imzalanan Sevr AntlaĢması’na karĢı Mustafa
Kemal’in ve Türk milletinin tutumunu değerlendirir.
BĠRĠNCĠ DÖNEM MERKEZÎ SĠSTEM ORTAK SINAV (25-29 KASIM HAFTASI)
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ
ĠNKILÂP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK
DERSĠNE NASIL ÇALIġALIM?
Değerli Öğrencilerim,
Bu yıl Temel Öğretime GeçiĢ Sistemi (TEOGS) ilk kez uygulanacak. T.C. Ġnkılâp ve
Atatürkçülük dersinin 1. Merkezi Sistem Sınavı Kasım ayının son haftasında, 2. Merkezi
Sistem Sınavı ise Nisan ayını son haftasında olacak. Birinci sınavda 14, ikinci 47 olmak
üzere toplam 61 kazanımdan sorumlu olacaksınız. EndiĢelenecek hiçbir durum yok. Biz
öğretmeleriniz size en iyi Ģekilde sınava hazırlamak için hazırız. AĢağıda T.C. Ġnkılâp Tarihi
ve Atatürkçülük dersine çalıĢırken kullanabileceğiniz ipuçlarını sunuyorum;
*Günlük en az 20 dakika mutlaka tekrar saatiniz olsun.
*ÇalıĢma stiliniz belirleyin. Kimi öğrenciler not alarak, kimileri okuyarak, kimileri tekrar
ederek çalıĢırlar… Tarih konularında ideal olan kısa notlar alarak çalıĢmaktır.
*Merkezi sistem sınavlarındaki T.C. Ġnkılap Tarihi ve Atatürkçülük sorularının SBS tarzında
kazanımları içeren paragraf soruları Ģeklinde olacağını tahmin ediyoruz. Yorum gücüne
dayanan bu sorularda ön temel bilgileri alıp, yorum yapmak yeteneği büyük önem kazanıyor.
*ġifremiz; kazanımlar… Bir önceki sayfada yer alan kazanımlar soru komisyonu
tarafından soru formatına dönüĢtürülüyor ve soruluyor. Bu yüzden fasikülünüzdeki konuları
tekrar ederken kazanımlara göz atmayı unutmayın. Ayrıca fasikülde her ünitenin sonunda
çıkmıĢ SBS soruları ve kazanım eĢleĢtirmesi de sunulmuĢtur.
*Takıldığınız soruları mutlaka teneffüslerde getirin. Biz bir çay az içelim, siz bir soru
fazla çözün, sorun değil.
Hepinize güveniyorum. Sizi iyi okullarda görmek bizim için en büyük ödül olacaktır. Ġyi
çalıĢmalar dileklerimle,
Ferhat KÖYSÜREN
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Fasikülde kazanımları içeren ders notu bölümleri;
KAN
iĢareti ile gösterilmiĢtir.
1.ÜNĠTE
1.ÜNĠTE
BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR
BATIYA ERKEN AÇILAN KENT:
SELANĠK
KAZANIM: Atatürk’ün çocukluk
dönemini ve bu dönemde içinde
bulunduğu toplumun sosyal ve
kültürel yapısını analiz eder.
Osmanlı Devleti‟nin Rumeli‟deki önemli
Ģehirlerinden olan ve batıya açılan kapısı
olan Selanik;
*GeliĢmiĢ bir limana sahipti. [Ekonomik
olarak geliĢmiĢ bir Ģehirdi. ġehirde
geliĢmiĢ bir ticaret hayatı vardı.]
*Avrupa‟nın önemli Ģehirleri ve Ġstanbul‟la
demiryolu bağlantısı vardı. [Avrupa’daki
geliĢmeler bu sayede kısa sürede Ģehre
geliyordu.]
*ġehirde çoğunluğu Türkler olmak üzere
Rum, Sırp, Bulgar, Ermeni vb. uluslar
yaĢıyordu. [ Bu çok uluslu yapı Ģehrin
zengin bir kültürel yapıya sahip
olmasını sağlamıĢtır.]
Osmanlı Devleti‟nin baĢarıyla uygulandığı
hoĢgörü politikası sayesinde uyum
içerisinde yaĢayan bu devletler, Avrupalı
devletlerin de kıĢkırtmasıyla, Fransız
Ġhtilalı’nın getirdiği MĠLLĠYETÇĠLĠK
akımının etkisiyle kendi bağımsız
devletlerini kurmak için isyan etmiĢlerdi.
Osmanlı aydınları bu isyanları önlemek,
Osmanlının parçalanmasını önlemek
için değiĢik fikir akımları ortaya attılar.
Bunlar;
Osmanlıcılık: Ülkede yaĢayan herkesin
din farkı gözetilmeden eĢit tutulması
halinde devletin dağılmaktan kurtulacağını
savunuyorlardı. Bu yüzden MeĢrutiyetin
ilan ettirilmesi için mücadele ettiler. Selanik‟te örgütlendiler. DüĢüncelerini
yaymak için gazete ve dergi çıkardılar.
Sonuçta 1908‟de II. Abdülhamit‟e
MeĢrutiyet‟i ilan ettirdiler.
Ġslamcılık: Bütün Müslümanların,
Halifenin egemenliği altında toplanmasını
amaçlayan bir düĢüncedir.
Batıcılık: Osmanlının kurtuluĢunun tek
yolunun batıya ayak uydurmak olduğunu
belirten bir görüĢtür.
Türkçülük: Bütün Türkleri tek bir devlet
ve bayrak altında toplamak isteyen
düĢünce akımıdır
*20. Yüzyıl baĢlarında Osmanlı
aydınlarının birçoğu devletin kurtuluĢunu
meĢrutiyet yönetimine geçmekte
buluyorlardı. Osmanlıcılık fikrini savunan
bu aydınlar daha çok Selanik‟te
örgütlenmiĢler, gazeteler ve dergiler
çıkararak düĢüncelerini yaymaya
çalıĢmıĢlardır. Sonunda II. Abdülhamit‟e
MeĢrutiyeti1 ilan ettirmeyi baĢarmıĢlardır.
1 Meşrutiyet: Padişahın yanında bir de meclisin yer aldığı
yönetim biçimi.
KAN
KAN
KAN
MUSTAFA’DA ÇOCUKTU
Mustafa Kemal, 1881‟de Selanik‟te
doğmuĢtur. Mustafa Kemal‟in ailesi
Rumeli‟nin fethi sonrasında Selanik‟e
yerleĢen Türk boylarına mensuptur.
Babası Ali Rıza Efendi‟nin ailesi Söke
(Aydın) annesi Zübeyde hanım‟ın ailesi
de Konya‟dan Rumeli‟ye göç eden bir
aileye mensuptur. Zübeyde Hanım ile
Ali Rıza Bey‟in 6 çocuğu vardır.
Bunlardan Mustafa ve Makbule dıĢında
Fatma, Ahmet, Ömer, Naciye küçük
yaĢlarda vefat etmiĢlerdir. Aile
hayatına büyük önem veren Atatürk,
medeniyetin, ilerlemenin merkezinde
aile olduğuna inanıyordu. Latife hanım
ile de evlenirken zamanın alışılagelmiş
geleneklerinin aksine nikâh törenine
eşiyle beraber katılmıştır. Yurt
gezilerine de birlikte çıkmışlardır.
MUSTAFA KEMAL OKULDA
KAZANIM: Atatürk’ün öğrenim hayatı
ile ilgili olay ve olguları kavrar.
Mustafa‟nın okul çağı gelince annesi ile
babası arasında anlaĢmazlık yaĢandı. Ali
Rıza Efendi Mustafa‟nın yeni yöntemlerle
eğitim almasını istiyordu. Zübeyde Hanım
ise Mustafa‟nın Mahalle Mektebine
gitmesini ve din adamı olmasını istiyordu.
Bu anlaĢmazlığı Ali Rıza Efendi ustaca
halletti. Önce annesinin istediği gibi
Mahalle Mektebine baĢlayan Mustafa iki
gün sonra buradan alınarak ġemsi Efendi
Ġlkokuluna baĢladı.
Mustafa Kemal’in okuduğu okullar
Ģöyledir:
1-Mahalle Mektebi
Küçük Mustafa Mahalle mektebine
baĢladığında 5 yaĢındaydı. Yıl 1886‟ydı.
Mustafa‟nın Mahalle Mektebindeki eğitimi
sadece iki gün sürdü. Ardından babası
tarafından alınarak ġemsi Efendi
Ġlkokuluna kaydedildi.
2- ġemsi Efendi Ġlkokulu
Bu okul 1873 yılında açılmıĢ Selanik’in
ilk özel Müslüman Türk okuluydu.
Okulun kurucusu ġemsi Efendi dönemin
aydın, tanınmıĢ, kültürlü insanlarından
biriydi. Aynı okulda Cudi Efendi, Emin
Efendi gibi dönemin tanınmıĢ hocaları ders
veriyordu. Mahalle mekteplerinde yerde
oturan öğrencilere rahlede, din eğitimi
verilirken ġemsi Efendi okulundan sırada
oturan öğrencilere, kara tahtada, tebeĢir
kullanılarak modern ve laik bir eğitim
veriliyordu. Mustafa bu okulda 1891 yılına
kadar eğitim gördü. 1893 yılında Ali Rıza
Efendinin ölmesi üzerine Mustafa
Ortaokula baĢlayamadı, eğitimine bir süre
ara vermek zorunda kaldı.
3-Selanik Mülkiye RüĢtiyesi2
Mustafa babasının ölümü üzerine eğitimine
ara vermiĢ ve annesi ile birlikte dayısı
Hüseyin Ağa‟nın çiftliğine gitmiĢlerdi.
Burada Mustafa yeniden okula dönmek
için büyük bir istek duyuyordu ve çaba
gösteriyordu. Bunun sonucunda eğitimine
devam edebilmesi için 1894 yılında
Selanik‟te bulunan teyzesinin yanına
gönderildi. Aynı yıl Selanik Mülkiye 2 Rüştiye: Ortaokul
RüĢtiyesine baĢladı. Eğitim süresi 3 yıldı.
Mustafa bu okula baĢladıktan sonra iki
hocası ise anlaĢmazlık yaĢadı ve okulu
bırakmaya karar verdi. Bu sivil okulu
bırakması Mustafa‟ya askerliğe giden yolu
açmıĢ oldu.
4-Selanik Askeri RüĢtiyesi
Annesinde habersiz askeri okul sınavlarına
giren Mustafa, Selanik Askeri RüĢtiyesini
kazandı. Annesini bu durumu kabul etti,
oğlunun bu okula baĢlamasına izin verdi.
Askeri rüĢtiyede askerlik üzerine eğitim
veriliyordu. Disiplin üst seviyedeydi.
Mustafa bu okuluna alıĢtı. Kısa sürede
derslerindeki baĢarısı ve davranıĢları ile
kendisini öğretmenlerine sevdirdi.
Özellikle matematik öğretmeni YüzbaĢı
Mustafa, Fransızca Öğretmeni YüzbaĢı
Naki ve Jimnastik Öğretmeni Teğmen
Hasip Bey Mustafa‟yı çok seviyorlardı.
Bunun bir sonucu olarak sınıf çavuĢluğuna
kadar yükseldi. (Sınıf baĢkanlığı)
RüĢtiye‟de en sevdiği ders Matematik‟ti.
Bu sevgisi sayesinde Mustafa’ya bu
okulda Matematik öğretmeni tarafından
kendisine “Kemal” ismi verildi.
5-Manastır Askeri Ġdadisi3:
Mustafa Kemal ilk defa Selanik‟ten
ayrılarak Manastır‟a geldi ve 1896 yılında
yatılı olarak Manastır Askeri Ġdadisinde
eğitime baĢladı. Aynı Ģekilde Mustafa
Kemal‟in tarih dersine olan ilgili bu lisede
baĢlamıĢ ve hayatı boyunca sürmüĢtür.
Askeri Ġdadinin ders programı oldukça
yoğun ve zordu. Bu okulun amacı Harp
okullarına öğrenci hazırlamaktı. Manastır
bir Batı Makedonya‟da bir eyalet ve ordu
3 İdadi: Lise
merkeziydi. Balkanlarda bu sırada
baĢlayan bağımsızlık hareketleri nedeniyle
son derece hassas bir bölgeydi. Nitekim
1897‟de Türk-Yunan savaĢı patlak verdi.
Mustafa Kemal ve arkadaĢları kendilerin
çok yakın bir yerde gerçekleĢen savaĢ
hakkında arkadaĢları ile konuĢuyor,
fikirlerini söylüyordu. Bunun sonucunda
orduya katılmak için bir arkadaĢı ile
birlikte bir gece okuldan kaçtılar. Ama
yaĢları küçük olduğu için geri
gönderildiler. Manastır Askeri
Ġdadisindeki yıllarında tarihe ve
edebiyata büyük ilgi duymuĢtu. Bunda
sınıf arkadaĢı Ömer Naci‟nin etkisi vardı.
Onun bu ilgisini gören edebiyat öğretmeni
Mehmet Asım Bey ona askerlik derslerine
daha çok önem vermesini öğütlemiĢtir.
6-Harp Okulu
Manastır Askeri Ġdadisinden baĢarı ile
mezun olan Mustafa Kemal 1899 yılında
Ġstanbul Harp Okuluna girdi. 1902 yılında
“Teğmen” rütbesi ile mezun oldu.
KAN
7- Harp Akademisi
Mustafa Kemal 1902 yılında Harp
Akademisine baĢladı. Harp akademisinde
zekâsı, yetenekleri, üstün kiĢiliği, hem
öğretmenleri hem de arkadaĢları tarafından
takdir gördü. Ülke sorunlarıyla ilgilendi,
düĢüncelerini yaymak için arkadaĢlarıyla
konuĢmalara yaptı, düĢüncelerini cesurca
söyledi böylece aydın bir subay olarak
adından söz ettirdi. Hatta harap
akademisinde arkadaĢlarıyla bu okulda bir
gazete bile çıkarmıĢlardı. 1905 yılında
“Kurmay YüzbaĢı” olarak mezun oldu ve
orduya katıldı.
ÇOK ÖNEMLĠ!!!
Atatürk’ün yetiĢtiği dönemde bir tarafta
geleneksel öğretime devam eden dini
derslerin ağırlıkta olduğu medreseler,
diğer tarafta batı örneklerine göre
kurulmuĢ mektepler, askeri okullar ve
çeĢitli meslek okulları vardı. Bunlar
dıĢında ülkede yaĢayan azınlıkların
okulları ve yabancı devletler tarafından
ve son dönemde gittikçe sayıları artan
yabancı okullar da faaliyetteydi. Bu
okulların bağlı olduğu merkez farklı
olduğu gibi uyguladıkları müfredatta
değiĢiyordu. Bu durum; “OSMANLI’DA
EĞĠTĠM ÖĞRETĠMDE BĠRLĠK
OLMADIĞINI GÖSTERĠR.” Doğal
olarak farklı okullardan mezun olan
kiĢiler arasında kültür çatıĢması
oluyordu.
CEPHEDEN CEPHEYE MUSTAFA
KEMAL
KAZANIMLAR:
1-Atatürk’ün askerlik hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar.
2-Örnek olaylardan yola çıkarak
Atatürk’ün çeşitli cephelerdeki
başarılarıyla askerî yeteneklerini
ilişkilendirir.
ASKERĠ DEHA MUSTAFA KEMAL:
A) ĠLK GÖREV YERĠ: 1905'te kurmay
yüzbaĢı rütbesiyle Harp Akademi„sinden
mezun oldu ve ilk görev yeri olan
ġam'daki 5. Ordu‟ya atandı. Burada iki yıl
görev yaptı.
B) 31 MART OLAYI: II. MeĢrutiyet‟in
ilanın edildikten sonra buna karĢı olanlar
13 Nisan 1909‟da Ġstanbul„da gerici bir
isyan çıkardı. Ġsyan, Hicri takvime göre 31
Mart 1325 tarihine denk geldiği için bu
olaya “31 Mart Olayı” dendi. Ġsyanı
bastırmak Selanik‟ten gelen bir ordu
gönderildi. Hareket Ordusu adı verilen bu
ordunun “Kurmay BaĢkanı” Mustafa
Kemal‟di. Hatta bu orduya “Hareket
Ordusu” ismini bizzat Mustafa Kemal
verdi. Bu ordu isyanı bitirip düzeni sağladı.
31 Mart Olayı Mustafa Kemal’in tarih
sahnesinde göründüğü ilk yerdir.
C) TRABLUSGARP SAVAġI: 1911
yılında Ġtalyanlar Trablusgarp'a hücum etti.
Osmanlıyı burada doğrudan asker
gönderemedi. Donanma zor durumdaydı.
Mısır‟da Ġngiliz iĢgali altındaydı. Osmanlı
Genelkurmayından izin alan bir grup
gönüllü subay kılık değiĢtirerek gizlice
Trablusgarp‟a gitti. Bunlardan biri de
Mustafa Kemal‟di. Kendisi bölgedeki yerel
KAN
halkı örgütledi. Ve baĢarı ile mücadele etti.
Mustafa Kemal‟in Yerel halkı
örgütlemesi TEġKĠLATÇILIK
özelliğinin ne kadar iyi olduğunu
gösterir. Ġtalyanlar 12. adayı iĢgal edince,
Osmanlı‟yı barıĢıza zorlamak için
Çanakkale boğazının giriĢiri kapatınca ve
Balkan savaĢları baĢlayınca Osmanlı barıĢ
istemek zorunda kaldı. Trablusgarp, UĢi
AntlaĢmasıyla (1912) Ġtalyanlara bırakıldı.
12 adanın yönetimi de geçici olarak
Ġtalya‟ya bırakıldı. Mustafa Kemal ilk
askeri baĢarısını Trablusgarp’ta
kazanmıĢtır.
D) BALKAN SAVAġLARI: 1. Balkan
SavaĢında Mustafa Kemal Çanakkale
Boğazının korunması için kurulan orduya
atandı. Bu görevi sırasında bölgeyi çok
iyi öğrenci. Ġleri de Çanakkale
SavaĢındaki baĢarılarında bölgeyi
tanımasının büyük etkisi olacaktı. Ġkinci
Balkan SavaĢında Edirne‟yi geri alan
orduda yer aldı. 1914‟te Askeri AteĢe
olarak Sofya‟ya atandı.
E) ÇANAKKALE SAVAġI: 1914 yılında
baĢlayan I. Dünya SavaĢı'nda, Mustafa
Kemal Çanakkale Cephesi„nde Arıburnu,
Conk Bayırı ve Anafartalar’da büyük
baĢarılar elde etti. Mustafa Kemal’in bu
cephedeki düĢmanın saldıracağı yeri
önceden bilmesi ĠLERĠ
GÖRÜġLÜLÜĞÜNÜ, az bir kuvvetle
düĢmanı püskürtmesi ve cephane
sıkıntısında sadece süngü ile hücum
yaptırması ve askerlerini “Ben size
taarruzu emretmiyorum, ölmeyi
emrediyorum” emri vererek
cesaretlendirmesi O’nun ASKERĠ
DEHA’ya sahip olduğunu gösterir.
(ÇOK ÖNEMLĠ!!!) Çanakkale
cephesindeki askeri baĢarıları Mustafa
Kemal’in tanınmasını, ön plana çıkmasını
sağlamıĢtır... Not: Balkan SavaĢları
sırasında, 1912‟de Mustafa Kemal
Gelibolu‟da görevliydi. Dolayısıyla
bölgeyi yakından tanıyordu. Bu durum
Çanakkale SavaĢında baĢarısında etkili
oldu.
Disiplin, Çaba ve Zafer:
F) KASKASYA CEPHESĠ: Ruslar, 1.
Dünya SavaĢı‟nın baĢlaması ile SarıkamıĢ
harekatının ağır kayıpla sonuçlanması
üzerine ilerleyip Erzurum, MuĢ, Bitlis,
Erzincan ve Van‟ı ele geçirmiĢlerdi.
Mustafa Kemal 16. Kolordu komutanı
olarak buraya atandı. Asker sayısını artırdı,
yiyecek stok eksiğini giderdi, haberleĢme
problemini çözdü. MuĢ ve Bitlis‟i alarak
Rusların ilerlemesini durdurdu. Böylece
Rusların güneye inmesi engellenmiĢ oldu.
Milli Sınırlar Önünde:
G) SURĠYE CEPHESĠ: Mustafa Kemal,
1917‟de Suriye‟de 7 Ordu Komutanlığına
atandı. Buradaki Alman komutanın yanlıĢ
uygulamalarına dayanamayarak istifa etti
ve Ġstanbul‟a döndü. 26 Ağustos 1918‟de
7. Ordu Komutanı olarak bölgeye döndü ve
Ġngilizler ve Arap çeteleriyle mücadele etti.
Halep‟in kuzeyinde bir savunma hattı
oluĢturdu. Ġngilizlerin ilerleyiĢi durdurdu
ve Anadolu‟ya girmelerine engel oldu.
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından
bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım
Orduları Grubu Komutanlığına getirildi.
Yani Mondros AntlaĢması
imzalandığında Mustafa Kemal
Suriye’deydi.
H) KURTULUġ SAVAġI: 1.Dünya
SavaĢı kaybedildi ve ülkemiz iĢgal edildi.
Mustafa Kemal 9. Ordu MüfettiĢi olarak 19
Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. KurtuluĢ
SavaĢını baĢlattı. Halkı düĢmana karĢı
birleĢtirdi. Ordunun baĢına geçip yurdu
düĢmandan temizledi ve ülkemizi kurdu.
MÜKEMMEL BĠR KOMUTAN: Mustafa
Kemal’in görev aldığı tüm cephelerde
baĢarılı olması ne kadar MÜKEMMEL
BĠR KOMUTAN olduğunu, ASKERLĠK
TEKNĠĞĠNĠ iyi bildiğini, DĠSĠPLĠN VE
ÇABA sahibi olduğunu gösterir.
Cepheden cepheye koĢması VATAN ve
MĠLLET SEVGĠSĠ’nin en güzel
örneğidir. Bu özellikleriyle, Milli
Mücadele’nin lideri olarak herkes
tarafından kolayca benimsenmiĢtir.
Çok önemli not: Mustafa Kemal Birinci
Dünya SavaĢında üç cephede savaĢmıĢtır.
Bunlar; Çanakkale, Kafkas ve Suriye
cepheleridir.
DÖRT ġEHĠR VE MUSTAFA
KEMAL
KAZANIM: Atatürk’ün fikir hayatının oluşumuna ve gelişimine etki eden Selanik, Manastır, Sofya ve İstanbul şehirlerindeki ortamın rolünü fark eder.
A) SELANĠK:
Mustafa Kemal‟in doğduğu ve
çocukluğunu geçtiği coğrafi konum olarak
liman kentiydi ve tren yoluyla önemli
Avrupa ġehirlerine bağlıydı. Farklı
dillerde y ayın yapan gazeteler, basılan
kitaplar sayesinde zengin bir kültürel
hayat vardı. Bu sayede Avrupa’dan
gelen fikir akımları en çok burada
yayılıyordu. 1907‟den itibaren asker
olarak Mustafa Kemal burada görev yaptı.
Burada MeĢrutiyeti ilan ettirmek için
kurulan gizli faaliyet gösteren Ġttihat ve
Terakki Cemiyetine katıldı. Siyasi
geliĢmeleri yakından takip etti. Fakat bir
süre askerlik mesleği ile siyasetin
birbirine karıĢtırılmaması gerektiğine
inandığı için bu cemiyetten ayrılmıĢ ve
kendini tamamen askerlik mesleğine
vermiĢtir. Selanik, Mustafa Kemal’in
yenilikçi olması, farklı yaĢam tarzlarını
öğrenmesi, kendini geliĢtirmesi, değiĢik
kültürleri tanıması konusunda etkili
olmuĢtur.
Not: Mustafa Kemal‟in doğduğu Selanik
kenti günümüzde Yunanistan‟dadır.
B) MANASTIR
Mustafa Kemal‟in askeri idadi (lise)
okuduğu Ģehir olan Manastır günümüzde
Makedonya‟dadır. Mustafa Kemal bu Ģehre
önce eğitim amaçlı gelmiĢti. Manastır o
dönemde askeri okul bulunan bir ordu
merkeziydi. ġehirde pek çok ülkenin
konsolosluğu olması bu Ģehri Batı’ya
açan önemli bir etkendi. Askeri
lisedeyken Mustafa Kemal, Türk tarihi
ve kültürü ile ilgili çokça kitap okudu ve
tarihi bilinci geliĢti. Bu dönemde
özellikle Namık Kemal ve Mehmet Emin
Yurdakul gibi vatansever ve özgürlükçü
Ģairlerden etkilendi. Balkanlar azınlık
hareketleri yüzünden karıĢık
durumdaydı.1897‟de baĢlayan Türk-Yunan
savaĢı Mustafa Kemal‟i çok etkiledi.
Orduya katılmak için okuldan kaçtı ama
yaĢı küçük olduğu için kabul edilmedi.
KAN
SavaĢı Türkler kazanmasına rağmen
anlaĢma masasında zarara uğraması olması
O’nu çok üzdü. Manastır’da
vatanseverlik duyguları pekiĢti, fikri
altyapısı oluĢtu, ilk kez ülke sorunlarına
ilgi duydu.
C) ĠSTANBUL
Ġstanbul, o dönemde Osmanlının
baĢkentiydi ve sosyal, siyasi ve
ekonomik açıdan önemli bir yapıya
sahipti. Mustafa Kemal ilk olarak Harp
okulunda eğitim için 1899‟da Ġstanbul‟a
geldi ve sonrada görevleri sırasında
Ġstanbul‟da bulundu. Özellikle, Harp
Okulu ve Akademisi’nde arkadaĢları
ile dergi ve gazete çıkarması,
arkadaĢlarına konferans niteliğinde
konuĢmalar yapması liderlik
özelliklerinin ortaya çıkmasını
sağladı. Yine bu dönemde dünyadan
haberdar olmak ve Fransızcasını
geliĢtirmek için Fransızca gazeteler
aldı ve Fransız yazarları takip etti.
Okuduğu eserler sayesinde akıl ve
bilimi temel alan gerçekçi bir fikir
yapısı oluĢtu.( Ġnkılâplarının ve
ilkelerinin temelini oluĢturan altyapı)
Ġstanbul’un baĢkent olması nedeniyle
pek çok ülkenin elçiliği ile
Osmanlı’nın batıya açılan yüzüydü.
Ġstanbul’da Mustafa Kemal’in kiĢilik
ve fikir yapısı iyice ĢekillenmiĢtir.
D) SOFYA
Günümüzde Bulgaristan‟ın baĢkenti
olan Sofya‟ya, Mustafa Kemal, diğer
Ģehirlerden farklı olarak eğitim amaçlı
değil askeri görevi gereği gitmiĢtir.
Sofya Askeri ataĢesi olarak 1914‟te
görevlendiren Mustafa Kemal bu
Ģehirde ilk kez bir Avrupa Ģehrindeki
toplum hayatının inceliklerini inceleme
fırsatı buldu. Burada düzenlenen
balolara, yemeklere katıldı,
diplomatlarla bol bol sohbet etti ve
fikir sahibi oldu. Ġleride bunları nasıl
kullanabileceği konusunda
düĢenceler edindi. Özellikle
Bulgaristan’da yaĢayan Türklerin
yaĢadıkları yerleri ziyaret etti,
parlamentoya katılıp görüĢmeleri
izledi. Bunların hepsi fikri
öngörüsünü arttırdı. Gelecekte
yapacakları için deneyim
kazanmasını sağladı. Burada
düzenlenen bir baloya da Yeniçeri
kıyafeti ile katıldı.
MUSTAFA KEMAL LĠDERLĠK
YOLUNDA
KAZANIM: Atatürk’ün 1919’a kadar
bulunduğu görevler ve yaptığı
hizmetleri, üstlendiği Millî
Mücadele liderliği açısından
yorumlar.
Çocukluğundan beri askerlik mesleğine
özel ilgi duyan Mustafa Kemal kiĢiliğine
uygun bir meslek olan askerliği
seçmiĢtir.
Mustafa Kemal, ilk görev yeri olan ġam‟da
arkadaĢları ile gizlice Vatan ve Hürriyet
Cemiyetini kurmuĢtu. Daha sonra bu
cemiyetin bir Ģubesini de Selanik‟te
açmıĢtı. Bu açılıĢta Ģöyle bir konuĢma
yapmıĢtı;
Mustafa Kemal‟in 1919‟a kadar üstlendiği
bazı görevler Ģöyledir;
Mustafa Kemal’in üstlendiği bu görevler
kendisine deneyim kazandırmıĢ ve
liderlik yeteneğinin ön plana çıkmasını
sağlamıĢtır.
Mondros AteĢkes AntlaĢmasının
imzalandıktan sonra Ġstanbul‟a çağrılmıĢ
ve Harbiye Nazırlığı emrine çalıĢırken
iĢgale uğrayan vatanın durumunu anlatmak
için, vatanın kurtuluĢuna çareler bulmak
için padiĢah ve sadrazamla birçok görüĢme
yaptı. Bir yandan da ġiĢli‟deki evinde
yakın arkadaĢları ile buluĢup kurtuluĢa
çareler aramaya baĢladı. Sonuçta Türk
vatanının kurtuluĢunu sağlamak ve Türk
milletini örgütlemek amacıyla Anadolu‟ya
geçmeye karar verdi.
KAN
KAN
ÖĞRENCĠ NOTLARI:
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
…………………………………………….
1. ÜNĠTE: BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR ÜNĠTESĠ
SBS’DE ÇIKMIġ SORULAR VE KAZANIM EġLEġTĠRMESĠ
SBS Sorusu Denk Geldiği Kazanım
Çanakkale Savaşı'nda denizlerde başarılı olamayan düşman kuvvetleri, amaçlarına karadan
ulaşmak istiyordu. Mustafa Kemal, düşmanın Conkbayırı hattını aşarak ilerleyeceğini tahmin
ediyordu. Bu sebeple bu hattın güçlendirilmesine çalıştı. Düşman güçleri 25 Nisan 1915
sabahı Mustafa Kemal'in öngördüğü noktadan, Arıburnu bölgesinden saldırdı. Mustafa
Kemal; Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar'da düşman güçlerine karşı büyük başarılar elde
etti.
Mustafa Kemal'in bu başarısında etkili olan kişilik özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
(2009 SBS)
A) Birleştirme ve bütünleştirme gücü
B) İleri görüşlülüğü ve askerî yeteneği
C) Vatan ve millet sevgisi
D) Mantıklı ve gerçekçi oluşu
3. Kazanım: Atatürk’ün askerlik
hayatıyla ilgili olay ve olguları
kavrar.
4. Kazanım: Örnek olaylardan yola
çıkarak Atatürk’ün çeşitli
cephelerdeki başarılarıyla askeri
yeteneklerini ilişkilendirir.
Osmanlı Devleti'nin sınırları içinde Türklerle beraber çok farklı milletler bulunuyordu.
Atatürk'ün çocukluk dönemini geçirdiği Selanik şehrinde de Türklerle birlikte Rum, Bulgar,
Sırp, Yahudi ve Ermeniler yaşamaktaydı. Bu nedenle dil, inançlar, gelenek ve görenekler de
farklılık gösteriyordu. Yüzyıllarca uyum içinde yaşayan bu farklı kültürler, Fransız İhtilali'nin
etkisiyle çatışma ortamı içine sürüklenmişlerdir.
Bu bilgilere göre, Atatürk'ün çocukluğunun geçtiği dönemde Selanik şehrinin sosyal
ve kültürel yapısına ilişkin olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2010 SBS)
A) Çok uluslu bir yapıya sahiptir.
B) Zengin bir kültürel yapı vardır.
C) Milliyetçilik düşüncesi etkili olmuştur.
D) Ticari hayata gayrimüslimler hâkimdir.
1. Kazanım: Atatürk’ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder.
Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşlarındaki başarılan dönemin gazetelerinde yer almıştır.
Bu durumun, aşağıdakilerden hangisi üzerinde etkili olduğu söylenebilir? (2011 SBS)
A) Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşının önderi olarak kabul görmesinde
B) İtilaf Devletlerinin Anadolu'yu işgalden vazgeçmesinde
C) Mustafa Kemal'in çok yönlü bir lider olmasında
D) Padişahın Millî Mücadeleyi desteklemesinde
6. Kazanım: Atatürk’ün 1919’a kadar bulunduğu görevler ve yaptığı hizmetleri, üstlendiği Millî Mücadele liderliği açısından yorumlar.
Mustafa Kemal’in Anafartalar Savaşı’nda;
3. Kazanım: Atatürk’ün askerlik
hayatıyla ilgili olay ve olguları
Size ben taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek
zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir.
emrini vermesi onun;
I- Cesaret
II- Akılcılık
III- Yenilikçilik
IV- Vatanseverlik
gibi kişisel özelliklerinden hangileri ile ilgili olabilir? (2012 SBS)
A) I ve II
C) III ve IV
B) II ve III
D) I ve IV
kavrar.
4. Kazanım: Örnek olaylardan yola
çıkarak Atatürk’ün çeşitli
cephelerdeki başarılarıyla askeri
yeteneklerini ilişkilendirir.
Parçaya göre, Mustafa Kemal’in çocukluğunu Selanik’te geçirmesinin ona, hangi açıdan
katkı sağladığı savunulamaz? (2013 SBS)
A) Fikir yapısının oluşması B) İdari tecrübeler kazanması C) Farklı yaşam tarzlarına bakışı D) Avrupa’daki gelişmeleri öğrenmesi
1. Kazanım: Atatürk’ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder.
Doğduğum ve öğrenim hayatıma başladığım Selanik,
Osmanlı Devleti’nin Rumeli'deki en gelişmiş şehriydi.
İşlek bir limanı ve Avrupa ile demiryolu bağlantısı olan
şehir, canlı bir ticaret ve sanayi kentiydi. Çeşitli din ve
milliyetten oluşan nüfusuyla da renkli bir yapıya
sahipti. Burada, Avrupa'da çeşitli dillerde basılan
gazete ve kitapları anında okuma imkânı vardı.
2.ÜNĠTE
MĠLLĠ UYANIġ: YURDUMUZUN
ĠġGALĠNE TEPKĠLER
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI VE
OSMANLI DEVLETĠ
KAZANIM: I. Dünya Savaşı’nda
Osmanlı Devleti’nin durumunu,
topraklarının paylaşılması ve işgali
açısından değerlendirir.
OSMANLI DEVLETĠ HANGĠ
CEPHEDE?
I. Dünya SavaĢının Nedenleri:
Birinci Dünya SavaĢı 28 Haziran 1914‟te
bir Sırp Milliyetçinin Saraybosna‟da
Avusturya-Macaristan Veliahtı ile eĢini
öldürmesi iĢe baĢlamıĢtır. Bu suikastin bir
dünya savaĢına yol açmasının iki temel
nedeni vardır;
a)SÖMÜRGECĠLĠK YARIġI: Sanayi
Ġnkılabı sonrası sanayileĢen Avrupa
devletleri ürettikleri fazla ürünler için
pazar, sanayileri için de hammadde
arayıĢına girdiler. Bu durum Avrupa
devletleri arasında sömürge rekabetini
hızlandırmıĢ çıkar çatıĢmalarına neden
olmuĢtur.
b)MĠLLĠYETÇĠLĠK AKIMI: Fransız
Ġhtilalı‟nın yaydığı Milliyetçilik akımı
Avrupa‟da siyasi ve sosyal hayatta büyük
değiĢikliklere yol açtı. Her milletin kendi
geleceğine kendisinin karar vermesi
anlamına gelene Milliyetçilik akımı
Osmanlı ve Avusturya Macaristan gibi çok
uluslu devletlerin yıkımına neden oldu.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġININ
BAġLAMASI:
Avrupa devletleri arasındaki siyasi ve
ekonomik rekabet gruplaĢmalara neden
oldu. ĠTTĠFAK DEVLETLERĠ VE
ĠTĠLAF DEVLETLERĠ adı verilen bu
gruplara zamanla değiĢik ülkeler katıldı.
Avusturya Macaristan Ġmparatorluğu,
Ferdinand‟ın öldürülmesi üzerine
Sırbistan‟a savaĢ açtı. Rusya Sırbistan‟ın
yanında yer aldı… Fransa ve Ġngiltere‟de
Rusya‟yı destekledi. Almanya ise
Avusturya-Macaristan Ġmparatorluğunun
yanında yer aldı. SavaĢın baĢlarında
tarafsızlığını ilan eden Ġtalya bir süre
Almanya‟nın yanında ayrılarak Ġtilaf
devletlerinin yanında savaĢa girdi.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġINDA
TARAFLAR
ĠTTĠFAK
DEVLETLERĠ
ĠTĠLAF
DEVLETLERĠ
Almanya Ġngiltere
Avusturya-
Macaristan
Fransa
Ġtalya
SavaĢa sonradan katılanlar
Osmanlı Devleti Ġtalya
Bulgaristan ABD
Yunanistan
Romanya
ĠTĠLAF VE ĠTTĠFAK DEVLETLERĠNĠN OSMANLI ÜZERĠNDEKĠ PLANLARI
ÜLKE Osmanlı Üzerindeki Planı ÜLKE Osmanlı Üzerindeki Planı
AB
D
Bağımsızlığını yeni kazanmıĢ olmasına rağmen, hızla geliĢmiĢtir. Osmanlı ülkesinde hastane, okul, matbaa kurarak siyasi ve ekonomik hâkimiyetini arttırmıĢtır.
ĠNG
ĠLT
ER
E
Sömürgelerine giden yol Osmanlı üzerinden geçtiği için 19. yüzyıla kadar Osmanlının toprak bütünlüğü korudu. Ama daha sonra Osmanlı, Almanya‟ya yaklaĢınca, Ortadoğu petrollerini ele geçirmek için Arapları Osmanlıya karĢı kıĢkırtmıĢtır.
AV
US
TU
RY
A-
MA
CA
RĠS
TA
N
ĠMP
AR
AT
OR
LU
ĞU
Osmanlı Devleti‟nin Avrupa‟daki
topraklarını alarak Ege Denizine
ulaĢmayı planlıyordu. Osmanlı gibi
çok uluslu bir imparatorluktu. Bu
durum varlığını tehdit ediyordu.
Ayrıca Rusya‟nın Panslavizm
politikası toprak bütünlüğünü
etkileyince Osmanlı ile aynı tarafta
1. Dünya SavaĢına girdi.
ĠTA
LY
A
Yeni geliĢmekte olan bir devlet olarak Osmanlı‟dan toprak koparabilmek için büyük devletlerin desteğine ihtiyaç duymuĢ ve onlarla hareket etmiĢtir.
RU
SY
A
Ġstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ele geçirerek Sıcak denizlere inmeyi ve baĢkenti Ġstanbul olan bir Slav imparatorluğu kurmayı planlıyordu. Bunun içinde Osmanlı içersindeki Ortodoksları isyana teĢvik etti.
AL
MA
NY
A
Ortadoğu‟da etkin olabilmek için ekonomik yatırımlar ve askeri uzmanlar göndererek hem ekonomik hem de askeri yönden etkinliği arttırmaya çalıĢmıĢtır. Birliğini geç tamamladığı için biran önce Ġngiltere gibi sömürgelerini arttırmak istiyordu.
FR
AN
SA
Osmanlı içersindeki azınlıkları kıĢkırtarak toprak koparmayı planlıyordu.
OSMANLI DEVLETĠNĠN BĠRĠNCĠ
DÜNYA SAVAġINA GĠRMESĠ;
Osmanlı Devleti‟nin topraklarının geniĢ
olması, coğrafi konumunun uygun
olması nedeniyle her iki taraf içinde
önem kazanıyordu. Almanya
yanında savaĢa girerse savaĢtaki
yükünün azalacağını, padiĢahın
halife sıfatı sayesinde tüm
Müslümanları savaĢa katmayı
düĢünüyordu. Ġtilaflar ise savaĢı
geniĢ bir alana yayılmaması için
Osmanlının savaĢa girmesini
istemiyorlardı.
Sonuçta Osmanlı yöneticileri savaĢ
Almanya yanında girme kararı
aldılar. Ġngilizlerden kaçan iki
Alman gemisi (GOEBEN VE
BRESLAU) Osmanlıya sığınınca
Osmanlı bu gemileri satın aldığını
duyurdu. Gemilerin isimleri
YAVUZ ve MĠDĠLLĠ yapıldı. Bu
gemiler aynı gece Karadeniz‟e
açılarak Rus limanlarını
bombalayınca Osmanlı savaĢa
girmiĢ oldu.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġINDA OSMANLININ SAVAġTIĞI CEPHELER
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġININ SONA
ERMESĠ
Osmanlı Devleti Birinci Dünya SavaĢı
uzayınca asker ve malzeme yetersizliği
yüzünden zor durumda kaldı.
Bulgaristan‟ın savaĢtan çekilmesiyle
Osmanlı‟nın Avusturya ce Almanya ile
bağlantısı kesildi. Bu yüzden ateĢkes
istemek zorunda kaldı.
GELDĠKLERĠ GĠBĠ GĠDERLER:
KAZANIM: 1.Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanması ve uygulanması karşısında Osmanlı yönetiminin, Mustafa Kemal’in ve halkın tutumunu değerlendirir.
2.Kuvâ-yı Millîye ruhunun
oluşumunu, millî cemiyetleri ve millî
varlığa düşman cemiyetlerin
faaliyetlerini analiz eder.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġININ SONA
ERMESĠ: Osmanlı Devleti Birinci Dünya
SavaĢı uzayınca asker ve malzeme
yetersizliği yüzünden zor durumda kaldı.
Bulgaristan‟ın savaĢtan çekilmesiyle
Osmanlı‟nın Avusturya ve Almanya ile
bağlantısı kesildi. Böyle bir ortamda ülkeyi
savaĢa sokan Ġttihat ve Terakki Partisi
hükümetten çekildi. Yeni kurulan hükümet
ateĢkes istemek zorunda kaldı.
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI
VE MADDE YORUMLARI:
Mondros AteĢkes AntlaĢması itilaf
devletlerinin kendi aralarında daha
önceden yaptıkları gizli antlaĢmalara
dayanıyordu. Toplam 25 maddeden oluĢan
antlaĢmanın önemli maddeleri Ģunlardır:
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI
(30 EKĠM 1918)
MADDE YORUM
Çanakkale ve Ġstanbul boğazları
açılacak ve bu yerdeki istihkâmlar4,
Ġtilaf Devletleri tarafından iĢgal
edilecektir. (1. Madde)
*Ġstanbul ve Anadolu arasındaki bağlantı
kesilmiĢtir.
*Ġstanbul’un güvenliği tehlikeye girmiĢtir.
Sınırların korunması ve iç güvenliğin
sağlanması için bırakılacak bir miktar
kuvvet dıĢında Osmanlı ordusu derhal
terhis5 edilecektir. (5. Madde)
*Osmanlının savunma gücü ortadan
kaldırılmıĢtır.
*Ġtilaf Devletleri, Anadolu’yu iĢgal etmelerini
engelleyecek güçleri ortadan kaldırmayı
amaçlamıĢlardır.
4.Ġtilaf devletleri,güvenliklerini tehdit
edecek bir durumda,istedikleri herhangi
bir stratejik noktayı iĢgal edebilecekler.
(7. madde)
*AntlaĢmanın en ağır maddesidir. Ġtilaf Devletleri
Anadolu’da istedikleri yerleri iĢgal edebilmek için
hukuki bir dayanak elde etmiĢlerdir.
*Anadolu’nun tamamı iĢgal tehdidi altını
girmiĢlerdir.
Ġtilaf devletleri, Osmanlı
demiryollarından istifade edecek ve
Osmanlı ticaret gemileri Ġtilaf
Devletlerinin hizmetinde
bulundurulacaktır. (8. Madde)
*Ġtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin ulaĢım ve
ekonomik imkânlarını kendi çıkarları
doğrultusunda kullanmak istemiĢlerdir.
Toros tünelleri Ġtilaf devletleri
tarafından iĢgal edilecektir. (10.
Madde)
*Ġtilaf devletleri önemli geçit yerlerini kontrol
ederek Osmanlı ülkesindeki ulaĢımı denetim
altına almak istemiĢlerdir.
Hükümet haberleĢmesi dıĢında telsiz,
telgraf ve kabloların denetimi Ġtilaf
Devletlerinin denetimine geçecektir.
(12. Madde)
*Ġtilaf devletleri ulaĢım ve haberleĢme hatlarını
kontrol ederek iĢgallerin diğer bölgelerde
duyulmasını ve Türk halkının organize olarak
iĢgaller karĢı koymasını engellemek istemiĢlerdir.
Doğudaki Altı vilayette (Erzurum, Van,
Diyarbakır, Elazığ, Sivas, Bitlis) bir
karıĢıklık çıkması halinde, Ġtilaf
devletleri,bu vilayetlerden herhangi bir
kısmını iĢgal edebilecekler. (24.
madde)
*Bu madde ile Doğu Anadolu’da bir Ermeni
Devleti kurulması amaçlanmıĢtır.
4 Düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yerler.
5 Askerleri ordudan bırakma.
UNUTMAYIN!!!
Ġtilaf Devletleri ateĢkes hükümlerini her türlü yoruma açık Ģekilde hazırlamıĢlardı.
Böylece istedikleri gibi uygulayacaklardı.
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI HAKKINDA TUTUMLARI NE OLDU?
*Ġstanbul Hükümeti: ĠĢgalleri kolaylaĢtırmak için elinden geleni yaptı. Hatta
Anadolu‟ya nasihat heyetleri göndererek iĢgallerinin geçici olduğunu ve karĢı
konulmaması gerektiği konusunda halkı ikna etmeye çalıĢtı.
*Mustafa Kemal: Mondros AteĢkes antlaĢmasının maddelerinin açık olmadığını ve her
türlü yoruma açık hazırlandığına inanıyordu. Mustafa Kemal 5 Kasım 1918‟de
Sadrazam Ġzzet PaĢa‟ya çektiği telgrafta antlaĢma Ģartlarının yanlıĢ uygulanabileceğine
bu yüzden ordunun terhis edilmemesi gerektiğini söyledi. Ardından emrindeki 7. orduyu
dağıttı ve Genelkurmay‟ın emrine girdi. Bu telgrafta Modros AteĢkes AntlaĢması ile
ilgili görüĢlerini Ģöyle belirtmiĢti;
Ayrıca Mustafa Kemal AteĢkes antlaĢması hakkında Ģöyle düĢünüyordu;
MONDROS’UN ÖNEMĠ:
Osmanlı Devletinin baĢkenti Ġstanbul, 13
Kasım 1918‟de Ġtilaf Devletleri savaĢ
gemilerinden oluĢan bir filo ile fiilen iĢgal
edildi.
Türk tarihinde imzalanmıĢ en ağır Ģartlara
sahip antlaĢma Mondros‟tur.
Bu antlaĢma ile Osmanlı devleti fiilen
tarihe karıĢmıĢtır.
En ağır maddeleri Ģunlardı:
7. MADDE: Ġtilaf devletleri,
güvenliklerini tehdit edecek bir
durumda,istedikleri herhangi bir stratejik
noktayı iĢgal edebilecekler. (7. madde)
GĠZLĠ AMAÇ: Anadolu‟nun diğer
yerlerini de iĢgal edebilmek için uygun
koĢulları oluĢturmak ve dayanak sağlamak.
24. MADDE: Altı vilayette (Erzurum,
Van, Diyarbakır, Elazığ, Sivas, Bitlis) bir
karıĢıklık çıkması halinde,itilaf
devletleri,bu vilayetlerden herhangi bir
kısmını iĢgal edebilecekler. (24. madde)
KAN
GĠZLĠ AMAÇ: Doğu Anadolu‟da bir
Ermeni Devleti kurmak.
ĠġGALLER: AteĢkes AntlaĢması savaĢı
bitiren geçici bir antlaĢmadır. Asıl
durum barıĢ antlaĢması imzalandıktan
sonra ve hükümetler tarafından
onaylanmasına rağmen itilaf devletleri
barıĢ antlaĢmasını beklemeden Osmanlı
topraklarını iĢgal etmeye baĢladılar.
Mondros‟tan sona iĢgal edilen yerler
Ģöyledir:
ĠNGĠLĠZLER Musul, Antep, Urfa,
MaraĢ (Dana sonra bu üç
Ģehri yaptıkları bir
antlaĢma ile Fransızlara
bıraktılar) Ayrıca Afyon,
EskiĢehir, Ġzmit, Samsun,
Merzifon ve Batum‟a
asker çıkardılar.
MONDROSTAN SONRA
ĠLK ĠġGAL EDĠLEN
YER: MUSUL/ 3 KASIM
1918
FRANSIZLAR Adana ve çevresini
ĠTALYANLAR Antalya ve Konya
YUNANLILAR Ġzmir ve çevresini
ERMENĠLER Kars ve SarıkamıĢ
çevresini
GÜRCÜLER Batum ve çevresini
Wilson Prensipleri (Ġlkeleri)
ABD BaĢkanı Wilson Birinci Dünya
SavaĢından sonra 8 Ocak 1918‟de bazı
ilkeler yayımladı. 14 maddeden oluĢan bu
ilkelerde; gizli antlaĢmalar
yapılmamasını, antlaĢmaların açık ve
Ģeffaf olmasını, yenen devletlerin yenilen
devletlerden toprak almamasını,
milletlerin çoğunluk olduğu yerlerde
kendilerine bağımsızlık tanınmasını,
Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerden
hâkimiyetin onlara ait olmasını ve
Boğazların tüm milletlere açık olmasını
istedi. Wilson Ġlkelerinde yer alan
“Yenen devletler yenilen devletlerden
toprak almayacaktır” maddesi savaĢın
bitiĢini hızlandırmıĢtır.
PARĠS BARIġ KONFERANSI
(18 OCAK 1919)
Toplanma Amacı: Birinci Dünya SavaĢı
sonunda yenen devletlerle yenilen devletler
arasında yapılacak barıĢ antlaĢmalarının
Ģartlarını belirlemek.
Konferansın Ġki Önemli Gündem
Maddesi:
1- SavaĢ sonrası Avrupa haritasını
yeniden çizmek.
2- Osmanlı topraklarının paylaĢım
planını yeniden yapmak. [Ġtilaf
Devletleri Birinci Dünya SavaĢı
öncesinde zaten Osmanlıyı gizli
anlaĢmalarla paylaĢmıĢlardı. Ama
kendisine Boğazlar ve Ġstanbul
verilen Rusya‟nın 1917‟de BolĢevik
ihtilali sonrasında savaĢtan
çekilmesi Ġtilaf Devletlerinin yeni
bir paylaĢım planı yapmasını
gerektirdi.]
Katılan Ülkesi sayısı: 32
BaĢkanlık Eden Ülkeler: ABD, Fransa ve
Ġngiltere
Ġtilaf devletleri, Paris BarıĢ Konferansında,
ABD BaĢkanı Wilson tarafından belirlenen
ilkelere ters düĢmemek ve sömürge
düzenini devam ettirmek üzere MANDA
VE HĠMAYECĠLĠK adı verilen yeni bir
sistem ortaya koydular.
MANDA VE HĠMAYECĠLĠK:
Kendisini idare edemeyecek kadar zayıf
ve güçsüz ülkelerin güçlü devletler
tarafından yönetilmesi sistemi.
ĠZMĠR’ĠN ĠġGALĠ (15 Mayıs 1919)
Birinci Dünya SavaĢından önce Batı
Anadolu bölgesi Ġtalya‟ya vaat edilmiĢti.
Ama Ġngiltere burada güçlü Ġtalya yerine
kolaylıkla yönlendirebileceği bir
Yunanistan‟ın olmasını çıkarlarına uygun
buldu. Paris BarıĢ Konferansında bu
yüzden Ġzmir‟i Yunanlıların iĢgal
edilmesine karar verildi. Bu durum Ġtilaf
devletleri arasında görüĢ ayrılığı
bulunduğunu göstermektedir.
Yunanlılar Ġtilaf Devletlerinin
donanmasının da desteği ile 15 Mayıs
1919‟da Ġzmir‟i iĢgal ettiler. ĠĢgal ettikleri
yerlerde katliama giriĢtiler. Ġzmir‟in iĢgali
Anadolu‟da geniĢ yankı buldu.
CEMĠYETLER6
Osmanlı devletinin Mondros‟tan sona
baĢlayan iĢgallere sessiz kalması üzerine
Türk halkı iĢgallere karĢı sessiz
kalmayacağını gösterdi. Bu amaçla
Anadolu’nun pek çok yerinde cemiyetler
kuruldu. Bu cemiyetler, halkın direniĢe
karĢı önce protesto mitingleri düzenlediler,
protesto telgrafları çektiler. Silahlı direniĢ
için hazırlık yaptılar. Basın yoluyla
iĢgallerin haksızlığını dünyaya duyurmayı
amaçladılar.
Bununla birlikte azınlıklar ve bazı Osmanlı
vatandaĢları da iĢgallerin kolaylaĢtırmasını
sağlamak, devlet kurmak, değiĢik çıkarler
elde etmek için cemiyetlerde kurdular.
BU YÜZDEN CEMĠYETLERĠ
KENDĠ ARASINDA MĠLLĠ
VARLIĞA YARARLI
CEMĠYETLER VE MĠLLĠ
VARLIĞA ZARARLI
CEMĠYETLER olarak ikiye
ayırıyoruz.
MĠLLĠ VARLIĞA YARARLI
CEMĠYETLER:
A) Anadolu Kadınları Müdafaa-i
Vatan Cemiyeti: 1919‟da Sivas‟ta
kuruldu. Ülkenin birliği ve bağımsızlığı
için Ġtilaf devletlerine karĢı protesto
mitingleri düzenledi, telgrafları çekti.
B) Trakya PaĢaeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti: 1918‟de Edirne‟de kuruldu.
Bölgedeki Yunan iĢgaline direnmek ve
iddialarına cevap vermek amacındaydı.
C) Ġzmir Müdafaa-i Hukuk-i
Osmaniye Cemiyeti: Ġzmir‟de
çoğunluğun Türklere ait olduğunu tüm
6 Cemiyet: Herhangi bir konuda faaliyet göstermek için bir
araya gelmiş topluluk.
dünyaya duyurmak ve ispat etmek
amacıyla kuruldu. DireniĢ hareketlerine
silah ce cephane sağladı.
D) Vilayat-i ġarkiye Müdafaa-i
Hukuk-ı Milliye Cemiyeti: Doğu
illerimizde kurulacak Ermeni devletine
karĢı kuruldu. Gazete çıkararak
(Vatan/Fransızca; Hadisat/ Türkçe)
propaganda yaptı.
E) Trabzon Muhafazai- Hukuk-ı
Milliye Cemiyeti: Doğu Karadeniz‟de
hak iddia eden Rum ve Ermenilerle
mücadele etmek için 1918‟de kuruldu.
F) Kilikyalılar Cemiyeti: Adanalılar,
Tarsuslular, MaraĢlılar ve Antepliler
tarafından 1918‟de kuruldu. Bölgedeki
iĢgallere karĢı direniĢi örgütlemek
amacındaydı.
G) Milli Kongre Cemiyeti: 70 kadar
cemiyetin ikiĢer temsilcisinin katılımı
ile 1918‟de Ġstanbul‟da kuruldu. Amacı
dünyada Türkler aleyhinde yapılan
olumsuz propagandalara yayın yoluyla
cevap vermekti. Diğer cemiyetlerin
aksine amacı bölgesel değil ulusal olan
bir cemiyettir.
Yararlı Cemiyetlerin adlarında neden hep
“Müdafaa-i Hukuk”, “Muhafaza-i
Hukuk” kelimeleri geçiyor?
Cevap: Türk halkının iĢgaller karĢısında
yaptığı meĢru müdafaa hakkını koruma,
iĢgallere karĢı çıkmaydı ve bu yasal
hakkıydı.
YARARLI CEMĠYETLERĠN
ORTAK ÖZELLĠKLERĠ:
1. Mondros AteĢkes AntlaĢmasından
sonra ( Ġzmir‟in iĢgal edilmesiyle)
kuruldular.
2. DüĢman iĢgalini önlemek ve Türk
milletinin bağımsız yaĢamasını
sağlamayı amaç edinmiĢlerdir.
3. Önceleri yayın yoluyla mücadeleyi,
sonraları silahlı mücadeleyi
benimsemiĢlerdir.
4. Türk halkını teĢkilatlandırmak için
bölgelerinde kongreler
toplamıĢlardır.
5. Ortaya çıkmalarında Türk
milliyetçiliği vardır; milli
mücadelenin temelini atmıĢlardır.
MĠLLĠ VARLIĞA ZARARLI
CEMĠYETLER:
1-AZINLIKLAR TARAFINDAN
KURULANLAR:
A) Mavri Mira Cemiyeti: Amacı
Bizans devletini yeniden
diriltmek,Ege Bölgesinde çeteler
kurarak Yunan iĢgalini
kolaylaĢtırmaktı.
B) Pontus Rum Cemiyeti: Amacı
Samsun merkez olmak üzere Doğu
Karadeniz‟de bir Rum devleti
kurmaktı.
AZINLIKLAR TARAFINDAN
KURULAN ZARARLI
CEMĠYETLERĠN ORTAK
ÖZELLĠKLERĠ:
1. Ġtilaf devletlerini destekleyerek
iĢgallerin geniĢlemesine neden
olmuĢlardır.
2. Milli Mücadele sırasında Türk
halkının iĢgallere karĢı
örgütlenmesine engellemeye
çalıĢmıĢlardır. (Örneğin
Trabzon’daki bir Rum matbaası,
Trabzonlu Rumlara karşı haklı
uyanık olmaya çağıran Ġstiklal
Gazetesini basmamıştır.)
3. Milli Mücadele döneminde
ayaklanmalar çıkararak iĢgallere
karĢı etkili bir silahlı mücadele
yapılmasını engellemiĢlerdir.
2-TÜRKLER TARAFINDAN
KURULANLAR:
A) Kürt Teali Cemiyeti: Amacı Doğu
illerimizi kapsayacak ayrı bir devlet
kurmaktı.
B) Hürriyet ve Ġtilaf Fırkası: 1911‟de
Ġttihat ve Terakki Cemiyetine karĢı
kuruldu. Mondros‟tan sonra Milli
Mücadeye muhalefet etti.
C) Ġngiliz Muhipleri Cemiyeti: Amacı
Ġngiliz mandasını sağlamaktı.
D) Ġslam Teali Cemiyeti: Amacı
Ġngilizlerin desteğini sağlayarak
saltanat ve hilafetin devamını
sağlamaktı.
TÜRKLER TARAFINDAN
KURULAN ZARARLI
CEMĠYETLERĠN ORTAK
ÖZELLĠKLERĠ:
1. Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf
Devletleri tarafından
desteklenmiĢlerdir.
2. Manda ve Himaye fikrini
savunarak iĢgallere karĢı milli
birlik ve beraberliğin
sağlanmasını engellemiĢlerdir.
3. Anadolu‟da TBMM‟ye karĢı
çıkan ayaklanmaları
desteklemiĢlerdir.
Hemen hemen her zararlı cemiyetin
faaliyetlerine karĢı o bölgede yararlı
cemiyetler kurulmuĢtur. Örneğin,
Mavri Mira Cemiyeti Ġzmir
Müdaafa-i Hukuk Cemiyeti
Pontum Rum Cemiyeti Trabzon
Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti
Hınçak ve TaĢnak Cemiyetleri
Vilayet-i ġarkiye Müdafa-i Hukuk
Cemiyeti
ÇOK ÖNEMLĠ: Milli Varlığa
yararlı cemiyetler bölgesel olarak
kurulmuĢtu. Yani her cemiyet kendi
bölgesinin iĢgalden kurtarılmasına
önem veriyordu. Yurdun tamamını
kurtarmak amacını güden cemiyet
yoktu. Bunun farkında olan Mustafa
kemal, birleĢtirici ve bütünleĢtirici
gücünü kullanarak tüm yararlı
cemiyetleri Sivas Kongresinde
ANADOLU VE RUMELĠ
MÜDAFAA-Ġ HUKUK
CEMĠYETĠ adı altında
birleĢtirmiĢtir.
KUVAY-I MĠLLĠYE: ĠĢgallerin ardından
iĢgale uğrayan bölgelerde halk tarafından
oluĢturulan silahlı birliklere Kuvay-ı
Milliye (Milli Kuvvetler) adı verilir.
Düzensiz, disiplinsiz, ihtiyaçlarını halktan
karĢılayan ve kendi bölgesini kurtarmayı
düĢünen gruplardır. Kuvay-ı Milliyenin en
önemli yararı iĢgalleri ve düĢmanın
ilerleyiĢini yavaĢlatmalarıdır. Kuvay-ı
Milliye aynı zamanda milleti kurtuluĢa
götüren ruhu temsil eder. Mustafa Kema,
Kuvay-ı Milliyeyi Ģöyle tanımlamıĢtır:
“Kuvayımilliye, milletin ruhundan ve
sonsuza kadar yaĢama eve bağımsızlık
istediğinde doğmuĢ bir birliktir ki, o
hiçbirĢey yok edemeyecektir.”
*Yararlı Cemiyetlerin öncülüğünde
çekilen protesto telgrafları ve yurdun
her tarafında yapılan mitingler iĢgallere
karĢı ilk tepkilerdi. Özellikle Ġstanbul’da
Ġzmir’in ĠĢgalini protesto etmek için
Halide Edip Adıvar’ın da konuĢma
yaptığı büyük mitingler düzenlendi.
VE MĠLLĠ MÜCADELE BAġLIYOR…
KAZANIM: Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.
Mondros‟tan sona askeri görevi sona
eren Mustafa Kemal 13 Kasım
1918‟de Ġstanbul‟a geldi. Ġtilaf
devletlerinin donanmasını görünce
yaverine dönerek “Geldikleri Gibi
Giderler” dedi. [Bu cümle
Mustafa Kemal’in kiĢilk
özelliklerinden ile görüĢlülüğünü
göstermektedir.]
Samsun‟a çıkana kadar 6 ay kaldığı
Ġstanbul‟da padiĢahla ve devlet
adamları ile görüĢtü ama bir sonuç
alamadı. Böylece kurtuluĢu
Ġstanbul‟dan olamayacağına karar
verdi. Çünkü Ġstanbul iĢgal
altındaydı.
Her zaman planlı ve programlı
hareket eden Mustafa Kemal
Ġstanbul‟da da bunu yapmıĢ ve
KurtuluĢ çarelerini aramıĢtır.
ġiĢli‟de bir ev tutan Mustafa Kemal,
arkadaĢları ile sabahlara kadar süren
tartıĢmalara yaparak ülkenin
durumuna çare aramaya baĢladılar.
Mustafa Kemal, Ġstanbul‟un iĢgal
altında olduğu için KurtuluĢ‟un
ancak Anadolu‟dan olabileceğini
düĢünüyordu. Bu yüzden
Anadolu‟ya geçmek ve Milli
Mücadeleyi baĢlatmak için fırsat
aramaya baĢladı.
9. ORDU MÜFETTĠġĠ:
Mustafa Kemal‟in beklediği fırsat çok
geçmeden ortaya çıktı. Doğu
Karadeniz‟deki Rum çetelerine karĢı
Türklerin harekete geçmesi Ġtilaf
Devletlerini rahatsız etti. Eğer bölgede
olaylara engellenmezse Mondros‟un 7.
maddesine dayanarak burayı iĢgal
edeceklerini bildirdiler. Ġstanbul hükümeti
9. ordu müfettiĢi olarak Mustafa Kemal‟i
olağanüstü yetkilerle bölgeye gönderdi.
Mustafa Kemal‟den beklenen bölgedeki
durumu incelemesi ve gerekli tedbirleri
almasıydı. Mustafa Kemal’in amacı ise
Anadolu’ya geçerek Milli Mücadeleyi
baĢlatmaktı.
19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, 9. ordu müfettiĢi olarak 16
Mayıs 1919‟da Ġstanbul‟dan Bandırma
Vapuru ile ayrıldı. Bandırma Vapurunda
Mustafa Kemal PaĢa‟dan baĢka 22 kurmay,
25 er ve erbaĢ, 8 katip ve müĢavir, 21 gemi
personeli olmak üzere toplam 76 kiĢi
bulunuyordu. 19 Mayıs 1919‟sa Samsun‟a
ayak bastılar. Samsun‟da güvenliği
sağlayan, hazırladığı bir raporu Ġstanbul‟a
gönderen Mustafa Kemal hemen
arkasından ordu ile temas kurdu. Özellikle
askerlerini dağıtmayan iki komutan olan
Erzurum‟daki Kazım Karabekir ve
Ankara‟daki Ali Fuat PaĢa‟ya telgraf
çekerek kendisi ile iletiĢime geçmelerini
istedi. Böylece düzenli askeri birlikleri
mücadele için kullanmak için ön hazırlık
yapıyordu. Samsun, Ġngiliz iĢgali altında
olduğu için burada milli mücadele için
rahat çalıĢmayacağını düĢünen Mustafa
Kemal, Samsun‟un ilçesi HAVZA‟ya
geçti.
HAVZA GENELGESĠ (28 Mayıs 1919)
Mustafa Kemal Havza‟da hazırladığı bir
genelgeyi valiliklere, komutanlara ve
Anadolu‟daki milli kuruluĢlara gönderdi.
HAVZA GENELGESĠ ĠLE MUSTAFA
KEMAL MĠLLĠ BĠLĠNCĠ
UYANDIRMAK VE HALKI
HAREKETE GEÇĠRMEK ĠÇĠN ;
1-Yurdun her tarafından protesto
mitingleri düzenlenmesini istemiştir.(Bu
amaçla ilk miting Havza’da yapılmıştır)
2-Ġtilaf devletlerine protesto telgrafları
çekilmesini istemiştir.
3-Gerekirse silahlı mücadele için
çetelerden yararlanılmasını istemiştir.
4-Düzenli ordunun dağıtılmaması
gerektiğini ifade etmiştir.(KAZIM
KARABEKĠR’E ÇEKTĠĞĠ TELGRAFTAN
MUSTAFA KEMAL’ĠN SĠLAHLI
MÜCADELE ĠÇĠN PLANLAMA
YAPTIĞINI RAHATLIKLA
ANLAYABĠLĠRĠZ.)
ÖNEMĠ VE SONUÇLARI: Havza
Genelgesinin arkasından Mustafa Kemal 8
Haziran 1919’da Ġstanbul’a çağrıldı. Bu
çağrıya net cevap vermedi. Ama zamanının
azaldığını anladı. Havza’da da güvende
olmadığını hissedince Amasya’ya geçmeye
karar verdi.
KAN
AMASYA GENELGESĠ
12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelen
Mustafa Kemal burada halk tarafından
büyük coşkuyla karşılandı. Buraya
arkadaşları Rauf Bey, Refet Bey, Ali
Fuat Paşa’yı da davet eden Mustafa
Kemal onlarla Milli Mücadele’nin
planlamasını yaptı. Mustafa Kemal’in
hazırladığı metin Rauf Bey, Refet Bey,
Ali Fuat Paşa ve Kazım Karabekir’in
de telgrafla onayı alındıktan sonra
genelge olarak telgraf yoluyla tüm
yurda duyuruldu. Genelgenin
maddeleri Ģöyleydi:
Vatanın bütünlüğü milletin
bağımsızlığı tehlikededir. (KurtuluĢ
SavaĢının Gerekçesi)
Ġstanbul hükümeti aldığı
sorumluluğun gereğini yerine
getirememektedir. Bu durum
milletimizi yok olmuş gösteriyor.
(KurtuluĢ SavaĢının
gerekçelerinden birinin de Ġstanbul
Hükümetinin millete karĢı görevini
yerine getirememesi)
Milletin bağımsızlığını, yine milletin
azim ve kararı kurtaracaktır.
(KurtuluĢ SavaĢının Yöntemi ve
amacı)
Milletin içinde bulunduğu durum ve
şartların gereğini yerine getirmek ve
haklarını gür sesle cihana duyurmak
için, her türlü baskı ve kontrolden
uzak milli bir heyetin varlığı
zaruridir. (KurtuluĢ SavaĢı
kiĢisellikten çıkartılarak
kurumsallaĢtırılmıĢtır. Ġlk defa milli
bir kurulun varlığından
bahsedilmiĢtir.)
Anadolu’nun her bakımdan en
güvenilir yeri olan Sivas’ta hemen
milli bir kongre toplanması
kararlaştırılmıştır.
Bunun için bütün illerin her
sancağından milletin güvenini
kazanmış üç temsilcinin mümkün
olan en kısa zamanda yetişmek üzere
yola çıkılması gerekmektedir.
(Milletin güvenini kazanmıĢ, Milli
Mücadele taraftarı kiĢilerin
seçilmesine çalıĢılmıĢtır)
Her ihtimale karşı bu mesele milli
bir sır olarak tutulmalı ve temsilciler
gereğinde yolculuklarını kendilerini
tanıtmadan yapmalıdırlar. (Ġstanbul
hükümetinin ve Ġtilaf devletlerinin
Sivas Kongresini engellemeye
yönelik faaliyetlerine karĢı önlem
alınmıĢtır)
GENELGENĠN ÖNEMĠ:
KurtuluĢu SavaĢının AMACI,
GEREKÇESĠ ve YÖNTEMĠ
Amasya Genelgesinde belirtilmiĢtir.
Bu genelge KurtuluĢ SavaĢı için
atılmıĢ ilk önemli adımdır.
Milli Mücadelenin topyekun bir
mücadele olduğu konusuna vurgu
yapılmıĢtır.Türk milletinin milli
egemenliği ancak kendi gücü ve
çabasıyla kazanabileceğine dair bir
çağrı niteliğindedir.
UNUTMAYIN!!!
Amasya Genelgesi Milli Mücadele
düĢüncesinin eyleme geçiĢidir.
ASKERLĠKTEN ĠSTĠFA:
Amasya Genelgesi‟nin yayınlanması
üzerine Ġtilaf Devletlerinin tepkileri iyice
arttı. Mustafa Kemal‟in derhal çağrılması
için Ġstanbul Hükümetine baskı yaptılar. 7-
8 Temmuz 1919 gecesi saray tarafından
kendisine bir telgraf çekilen Mustafa
Kemal‟den Ġstanbul‟a dönmesi istendi.
Mustafa Kemal reddetti. Bunun üzerine “O
halde resmi göreviniz sona ermiĢtir.”
denildi. Mustafa Kemal‟de 8 Temmuz
1919 gecesi askeri ve resmi görevinden
istifa ettiğini bildirdi. Artık sivil biriydi.
Gücünü milletten alacaktı. Ġstifa ederek
milletinin menfaatini herĢeyin üstünde
tuttuğunu göstermiĢ oldu.
ERZURUM KONGRESĠ (23 Temmuz-7
Ağustos 1919)
Mustafa Kemal, Amasya Genelgesinin
arkasından Kazım Karabekir ile buluĢmak
üzere Erzurum‟a geldi. Askerlikten istifası
da bu Ģehirdeyken oldu. Sivil olmasına ve
hiçbir yetkisi olmamasına rağmen Kazım
Karabekir‟im “Emrinizdeyim
Komutanım!” sözü Milli Mücadelenin
tartıĢılmaz lideri olduğunu gösterdi. Bu söz
Milli Mücadelenin kaderini etkiledi.
Mondros‟un 24. maddesi gereğince Doğu
Anadolu‟da kurulması düĢünülen bir
Ermeni Devletine karĢı alınacak önlemleri
tartıĢmak üzere Doğu Anadolu Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti tarafından Erzurum‟da
bir kongre düzenlendi. Bu kongreye
Mustafa Kemal de davet edildi. Kongreye
daha çok doğu illerinden (Erzurum,
Trabzon, Sivas, Van ve Bitlis) gelen 57
delege katıldı. Mustafa Kemal de Erzurum
Delegesi ile katıldı ve kongrenin açıldığı
gün Mustafa Kemal oyçokluğu ile kongre
baĢkanlığına seçildi.
ERZURUM KONGRESĠNDE ġU
KARARLAR ALINDI…
1-Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür,
parçalanamaz. (Milli sınırlar kavramıyla
Türklerin çoğunlukta olduğu yerler ifade
edilerek Türk vatanının bölünmez bir
bütün olduğu vurgulanmıĢtır.)
2- Her türlü yabancı iĢgal ve müdahalesine
karĢı ve Ġstanbul Hükümeti'nin dağılması
hâlinde, millet topyekün kendisini
savunacak ve direnecektir. (ĠĢgallere karĢı
direniĢ hareketlerinin birleĢtirilmesi
amaçlanmıĢtır.)
3- Vatanı korumaya ve istiklâli elde
etmeye Ġstanbul Hükümeti muktedir
olamadığı takdirde bu amaca ulaĢmak için
geçici bir Hükümet kurulacaktır. Bu
hükümet üyeleri millî kongrece
seçilecektir. Kongre toplanamazsa, bu
seçimi Heyet-i Temsiliye (Temsilciler
Kurulu) yapacaktır. (Ġstanbul
Hükümetinin teslimiyetçi politikası
nedeniyle böyle bir karar alınmıĢtır.)
4- Kuvâ-yı Milliye'yi tek kuvvet tanımak
ve millî Ġradeyi hâkim kılmak temel
ilkedir. (Milli bağımsızlık ve millet
egemenliği temel amaç olarak
belirlenmiĢtir.)
5- Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet
ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar
verilemez. (Azınlıkların bağımsız devlet
kurmak istemelerine karĢı çıkılmıĢtır.)
6- Manda ve himaye kabul olunamaz. (Tek
koĢul tam bağımsızlıktır.)
7- Millî Meclisin derhal toplanmasını ve
hükümet iĢlerinin Meclis denetiminde
yürütülmesini sağlamak için çalıĢılacaktır.
(Halkın yönetim üzerindeki etkinliğinin
artırılması amaçlanmıĢtır.)
ÖNEMĠ:
1-ToplanıĢ açısından bölgesel aldığı
kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
2-Kongrede alınan kararları uygulamak
amacıyla 9 kiĢiden oluĢan Temsil Heyeti
burada oluĢturuldu ve baĢkanlığına
Mustafa Kemal seçildi. Bu heyet milleti
temsil edecek ve hükümet gibi çalıĢacaktı.
3-Manda ve himaye ilk kez Erzurum
Kongresinde reddedildi.
4-Ġlk kez milli sınırlardan bahsedilmiştir.
5-Azınlıklara yeni haklar verilemeyeceği
belirtildi.
SĠVAS KONGRESĠ (4-11 EYLÜL 1919)
Erzurum‟da çalıĢmalarını
tamamlayan Mustafa Kemal ve
arkadaĢları Sivas‟a doğru yola çıktı.
Sivas‟ta bir kongre toplanacağı
kararı daha önce Amasya
Genelgesinde alınmıĢtı. Çünkü
güvenli bir yerdeydi, iĢgal altında
değildi.
Ġtilaf Devletleri ve Ġstanbul
hükümeti kongrenin toplanması için
çeĢitli giriĢimlerde bulundular.
Mustafa Kemal‟in “Ġttihatçı” olduğu
yalanını uydurdular. Elazığ Valisi
Ali Galip‟e Mustafa Kemal‟i
tutuklaması için emir verdiler. Ġtilaf
devletleri Sivas‟ı iĢgal edeceklerini
söylediler.Tüm bu önlemelere
rağmen kongre 4 Eylül‟de Sivas‟ta
toplandı. Kongre baĢkanlığına
Mustafa Kemal seçildi.
KARARLARI:
Sivas Kongresinin iki temel
gündemi vardı. Birincisi Erzurum
Kongresi kararlarını yeni Ģartlara
uyarlayarak aynen kabul etmek.
Ġkincisi 25 delegenin imzalayarak
sundukları manda ve himayenin
kabul edilmesi durumunu
görüĢmekti. Yapılan uzun
tartıĢmalardan sonra manda ve
himaye kesin olarak reddedildi.
Milli cemiyetlerin “Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti” adı altında birleĢtirildi.
Erzurum Kongresi kararları küçük
değiĢikliklerle aynen kabul edildi.
Temsil Heyeti üyesi sayısı 9‟dan
15‟e çıkarıldı.
ÖNEMĠ:
ToplanıĢ ve aldığı kararla
bakımından ULUSAL bir kongredir.
Manda ve himaye kesin olarak
reddedilmiĢtir. Tek koĢul TAM
BAĞIMSIZLIK‟ TIR.
Milli cemiyetler “Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti” adı altında birleĢtirildi. Böylece Milli Mücadelenin tek
merkezden yönetilmesi ve ülke
bütünlüğünü koruma çabaları
Mustafa Kemal’in iyi bir yönetici
ve devlet adamı olduğunu gösterir.
Ġrade-i Milliye adı altında bir
gazete çıkarılmasına karar verildi. Bu gazete, Sivas Kongresi
kararlarını duyurmak amacıyla, bu
kongre sırasında, 14 Eylül 1919‟da
Sivas‟ta çıkmaya baĢlamıĢtır. Ġki
hafta bir yayınlanıyordu. Atatürk‟ün
de baĢyazılarının yer aldığı gazete
254 sayı yayınlanmıĢtır. Amacı milli
mücadelenin halka ve tüm dünyaya
duyurulması sağlamaktı.1922 yılı
Mart ayında kapanmıĢtır.
Ali Fuat PaĢa Batı Cephesi
komutanlığına atandı. Bu da Temsil
Heyetinin hükümet gibi hareket
ettiğini yürütme yetkisini
kullandığını gösterir.
AMASYA GÖRÜġMELERĠ
(20-22 EKĠM 1919)
Damat Ferit PaĢa’nın istifası
Sadrazam Damat Ferit PaĢa, Milli Mücadeleyi engellemek için elinden geleni yapıyordu. DüĢman iĢgalini kayıtsız Ģartsız kabul etmiĢti. Bırakın karĢı koymayı iĢgale karĢı koyulmaması için önlem almıĢtı. Ġstanbul‟daki vatansever komutanların, yazarların, Ģairlerin tutuklanmasını sağlamıĢtı. Ġngilizlerin sözünden çıkmıyordu. Mustafa Kemal‟in tutuklanması için çaba gösteriyordu.
Mustafa Kemal, Damat Ferit
PaĢa‟nın tutumunu ve yapmak istediklerini bir telgrafla padiĢaha bildirmek istedi. Bu giriĢim Damat Ferit PaĢa tarafından engellendi. PadiĢaha iletmek istediği telgrafın engellenmesi üzerine Mustafa Kemal, Ġstanbul Hükümeti ile tüm iletiĢimin kesilmesini istedi. Böylece, bundan sonraki tüm resmi belgelerin Sivas‟taki Temsil Heyetine gönderilmesini istedi. YazıĢmalar da aynı heyet ile yapılacaktı.
Ankara-Ġstanbul arasındaki iletiĢim kesilmiĢti. Bu durumdan etkilen Damat Ferit PaĢa, Sadrazamlık görevinden istifa etmek zorunda kaldı. (30 Eylül 1919) Damat Ferit PaĢa istifa edince yerine Ali Rıza PaĢa sadrazam oldu. Kendisi Milli Mücadeleye daha ılımlı bakan biriydi. Ali Rıza PaĢa yeni hükümeti kurmuĢtu. Yeni hükümetteki çoğu üye aslında Milli Mücadele‟yi destekliyordu. Mustafa Kemal yeni hükümeti kuran Ali Rıza PaĢa‟ya bir telgraf çekerek Erzurum ve Sivas Kongresinde alınan kararlara uyarsa Kuvay-ı Milliye‟den yardım göreceğini bildirdi. Temsil Heyeti ile Ali Rıza PaĢa arasında görüĢmeler baĢlamıĢtı. Her iki taraf telgrafla isteklerini birbirine bildiriyordu. Bu uzun telgraflaĢmaların sonucu her iki taraf arasında görüĢme yapılmasına karar verildi.
Ali Rıza PaĢa‟nın amacı Mustafa Kemal ile uzlaĢmaktı. Mustafa Kemal‟in amacı ise Milli Mücadele‟yi, vatanın içinde
bulunduğu durumun ciddiyeti Ġstanbul Hükümetine anlatmaktı. GörüĢme için Amasya seçildi. Ali Rıza PaĢa, Anadolu‟ya Bahriye Nazırı görüĢme için (Deniz Bakanı) Salih PaĢa‟yı gönderdi. Temsil heyetini ise Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Bekir Sami Bey temsil edecekti.
ÖĞRENCĠ NOTLARI:
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
…………………………………………….
TEMSĠL HEYETĠ ANKARA’DA…
(27 ARALIK 1919)
Mustafa Kemal, kısa sürede ulusal bilincin oluĢmasını sağlamıĢtı. Milli birlik ve bütünlüğün önemli olduğunu yaptığı çalıĢmalarla göstermiĢti. Temsil Heyeti üyeleri Sivas‟ta bir süre kaldıktan sonra Ankara‟ya gitmeye karar verdiler. 27 Aralık 1919‟da Temsil Heyeti üyeleri Ankara‟ya geldi. Halk onları coĢkuyla karĢıladı. Temsil Heyeti bundan sonraki çalıĢmalarını Ankara‟dan yürütecekti.
Temsil Heyeti Neden Ankara’yı seçti? Temsil Heyeti‟nin Ankara‟yı seçmesinin
nedenleri Ģunlardı.
*Batı Cephesine yakın olduğu için
geliĢmeleri yakından izlemek.
*Ġstanbul’a yakın olduğunu için buradaki
geliĢmelerden haberdar olmak.
*Mondros AteĢkes AntlaĢmasından sonra
Ģehrin iĢgal edilmemiĢ olması.
*ġehrin demiryolu ve karayolunun
kesiĢme noktasında olması.
*ġehrin güvenli bir konumda bulunması.
*Ankaralıların Milli Mücadeleye büyük
destek vermesi.
SON OSMANLI MEBUSAN
MECLĠSĠNĠN AÇILMASI VE MĠSAK-
I MĠLLĠ
Ġstanbul hükümeti Amasya GörüĢmelerinde alınan kararlardan sadece bir tanesini kabul etti. Mebusan Meclisinin açılması için yurt genelinde seçimler yapıldı. Seçimi çoğunlukla Müdafaai- Hukuk Cemiyetinin üyeleri kazandı. Mustafa Kemal de Erzurum‟dan milletvekili seçildi. Fakat Mustafa Kemal meclisin Ġstanbul‟da açılmasına karĢı çıkıyordu. Çünkü Ġstanbul iĢgal altınaydı. Burada açılacak mecliste milletvekillerinin bağımsız karar almaları zordu. PadiĢah ise meclis üzerinde otoritesinin kaybolacağını düĢünerek meclisin Ġstanbul dıĢında
açılmasına izin vermedi.Meclisin açılmasının temel nedeni Ġtilaf devletlerinin Osmanlı ile yapacağı antlaĢmanın Ģartlarını belirmekti.
MĠSAK-I MĠLLĠ KARARLARI:
(28 Ocak 1920)
1. Mondros AteĢkes AntlaĢması imzalandığında iĢgal altında olmayan Türk vatanının tümü ayrılmaz bir bütündür. [Yorum: Milli sınırlar çizilerek ülke bütünlüğü vurgulanmıĢtır. ] 2. Osmanlı Devletinin yalnızca Arap çoğunluğu bulunan ve Mondros AteĢkes AntlaĢması imzalanması sırasında Ġtilaf Devletleri ordularının iĢgalinde olan Arap memleketlerinin durumu, halkın serbestçe verecekleri oya göre tespit edilmesi gereklidir. 3. Batı Trakya'nın durumunun tespitinde halkoyuna baĢvurulmalıdır. [Yorum: Çoğunluğu Türk olmasına güvenilmiĢtir.]
4. Kendi istekleriyle ana vatana katılmıĢ olan Kars, Ardahan ve Batum için gerekirse halkın oyuna baĢvurulmalıdır. [Yorum: Çoğunluğu Türk olmasına güvenilmiĢtir.] 5. Ġstanbul ve Marmara denizinin güvenliği sağlandıktan sonra Boğazların dünya ticaretine ve ulaĢımına açılması sağlanacaktır. 6. Müslüman olmayan azınlıkların hakları komĢu ülkelerdeki Müslüman halkı da aynı haktan yararlanmaları koĢuluyla kabul edilecektir. 7. Milli ve ekonomik geliĢmemizi mümkün kılmak amacıyla siyasi, adli, mali geliĢmemize engel olan kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.
MĠSAK-I MĠLLĠ’NĠN ÖNEMĠ:
Misak-ı Milli, Mustafa Kemal'in fikirlerinin ve Sivas Kongresi kararlarının, Osmanlı parlamentosunca kabul edilmesidir.
Ġtilaf Devletleri ile yapılacak barıĢın esasları dünyaya duyurulmuĢtur.
Misak-ı Milli Türk vatanının sınırlarını belirliyordu.
Vurgulanan VATANIN PARÇALANMAYACAĞIDIR.
Ulusal egemenlik ve bağımsızlığın önemli olduğu açıkça ifade ediliyordu. Bu kararlar ile yurdumuzun iĢgaline açıkça karĢı çıkılıyordu.
Bağımsızlık için her Ģeyin yapılacağı açıkça belirtiliyordu.
Sivas Kongresinden sonra ilk siyasal zaferdir.
UNUTMAYIN!
Son Osmanlı Mebusan Meclisinda
kabul edilen MĠSAK-I MĠLLĠ;
*Osmanlı devletinin yapacağı barıĢ
antlaĢmasının Ģartlarını belirlemiĢtir.
*Türk devletinin sınırlarını çizmiĢtir.
MĠSAK-I MĠLLĠ SINIRLARIMIZ VE GÜNÜMÜZDEKĠ SINIRLARIMIZ
MĠSAK-I MĠLLĠ’NĠN SONUÇLARI:
Son Osmanlı Mebusan Meclisi‟nin Misak-ı Milliyi kabul etmesini Ġtilaf devletlerini rahatsız etti. 13 Kasım 1918‟de fiilen iĢgal ettikleri Ġstanbul‟u bu sefer 16 Mart 1920‟de resmen iĢgal ettiler. Milletvekillerinin çoğunu tutukladılar bir kısmını da Malta‟ya sürdüler.Karakolları basarak askerlerimizi Ģehit ettiler. Mustafa Kemal‟in Ġstanbul‟un iĢgal haberini Manastırlı Hamdi tarafından kendisine çekilen telgrafla aldı. (Mustafa Kemal‟in Mebusan Meclisi‟nin Ġstanbul‟da toplanmaması uyarısında ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Bu onun ĠLERĠ GÖRÜġLÜLÜĞÜ‟nü gösterir.
EGEMENLĠK MĠLLETĠNDĠR
KAZANIMLAR:
1. Misak-ı Milli’nin kabulünü ve Büyük
Millet Meclisi’nin açılıĢını “ulusal
egemenlik”, “tam bağımsızlık” ilkeleri
ve vatanın bütünlüğü esası ile
iliĢkilendirir.
2. Mustafa Kemal’in Millî Mücadeleyi
örgütlerken karĢılaĢtığı sorunlara
bulduğu çözüm yollarını, onun liderlik
yeteneği ile iliĢkilendirir.
Kavram Tablosu
Ulusal Egemenlik: Devletin gücü
olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa
ait olmasıdır. (TBMM‟nin açılması Ulusal
Egemenlik ile ilgilidir.)
Tam Bağımsızlık: Siyasi,
ekonomik, hukuksal, kültürel ve tüm
alanlarda özgürlük ve egemenliktir.
(Misak-ı Milli‟nin ilan edilmesi tam
bağımsızlıkla ilgilidir.)
ĠLK TBMM’NĠN AÇILMASI: (23
NĠSAN 1920)
Ġstanbul resmen iĢgal edildikten sonra Son
Osmanlı Mebusan Meclisi kapatılmıĢtı.
GeliĢmeler üzerine Mustafa Kemal,
valilere ve komutanlara bir genelge
gönderdi. Bu genelgede hemen seçimlerin
yapılmasını istedi. “Ankara’da olağanüstü
yetkiler sahip” bir meclisin açılacağını
bildirdi. Seçimler yapıldı. Kendisi de
Ankara Milletvekili seçildi. Meclis 23
Nisan 1920‟de törenle açıldı. Mebusan
Meclisinin kapatılmasının arkasından
Ankara‟ya gelenler milletvekilleri de
milletvekili kabul edildi. Meclisin açıldığı
ilk gün yaĢlı sıfatıyla baĢkanlığı ve ilk
konuĢmayı Sinop Milletvekili ġerif Bey
yaptı.
24 Nisan 1920‟de Mustafa Kemal Meclis
BaĢkanlığına seçildi. Aynı gün mecliste Ģu
kararlar alındı.
1-TBMM yasama ve yürütme yetkisine
sahiptir. (YORUM: yasama, yürütme,
yargı yetkisinin tek bir kurumda
toplanması GÜÇLER BĠRLĠĞĠ
ĠLKESĠ’dir. Bu ilkenin
benimsenmesinin en önemli nedeni
olağanüstü koĢullarında hızla karar
almak ve uygulamaktı.)
2- Meclisten seçilecek bir heyet meclise
vekil olarak hükümet iĢlerini yürütür.
Meclisin baĢkanı hükümetin de
baĢkanıdır. 2 Mayıs 1920’de ise 11
bakandan oluĢan ilk hükümet
oluĢturulmuĢtur. Meclis hükümeti
sistemi ile çalıĢıldığı için bu hükümete
TBMM HÜKÜMETĠ adı verilir.
Ġlk TBMM’de 11 kiĢiden oluĢan
Bakanlar kurulu, ilk hükümet Ģöyleydi;
UNUTMAYIN!!!
TBMM’nin açılmasıyla Temsil
Heyeti’nin görevi sona ermiĢtir.
UNUTMAYIN!!!
TBMM’nin açılmasının temelinde
(ULUSAL) MĠLLĠ EGEMENLĠK
vardır.
ĠLK TBMM’NĠN ÖZELLĠKLERĠ:
1- 23 Nisan 1920’de TBMM’nin
açılmasıyla milli egemenliğe dayalı yeni
TÜRK DEVLETĠ kurulmuĢtur.
(Türkiye Devletinin kuruluĢ tarihi 23
Nisan 1920’dir.)
2-Birinci TBMM’nin görevi bağımsızlığı
sağlamak ve devletin otoritesini
güçlendirmekti. Bu yüzden öncelik
kurtuluĢa verilmiĢtir.
3-Ġlk TBMM‟de milletvekili sayısı 390
kiĢiydi. Ama meclis 155 milletvekili ile
açıldı. Bunun nedeni bazı milletvekillerinin
subay, komutan,vali, müdür, müsteĢar
olmaları ve devlet iĢlerini yürütmek için
görevlerinin baĢında olmalarıydı. Ġlk
TBMM‟de yaĢları, eğitim düzeyleri,
meslekleri, geldikleri yerler birbirinden
farklıydı. Bu bakımdan tam bir MĠLLĠ
MECLĠS kimliğindeydi. Meclisin temeli
MĠLLĠ EGEMENLĠK ve TAM
BAĞIMSIZLIK ilkelerine dayanıyordu.
(Yukarıdaki tablodan da anlaĢılacağı
üzere ilk TBMM halkın her kesiminde
insanların yer aldığı tam bir MĠLLĠ
MECLĠS yapısındaydı.)
Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920’de
TBMM BaĢkanı seçilmiĢ ve bu görevini
CumhurbaĢkanı seçildiği 29 Ekim
1923’e kadar sürdürmüĢtür.
BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠ
ĠSYANLARA KARġI
KAZANIM: Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çıkarılma gerekçelerini ve uygulama sürecini değerlendirir.
*TBMM‟nin açılıĢ hazırlıklarının yapıldığı
dönemde Damat Ferit PaĢa Ġtilaf Devletleri
tarafından tekrar sadrazamlığa getirildi.
Damat Ferit PaĢa, Anadolu’daki Milli
Mücadele’yi durdurmak için Ġngilizlerin
de desteğini alarak harekete geçti.
ġeyhülislam‟dan Mustafa Kemal‟i ve Milli
Mücadele‟ye katılanları padiĢaha karĢı
gösteren bir fetva aldı. Bu fetva
Anadolu‟nun her yerine dağıtıldı. Ayrıca
yerel ayaklanmalar el altından desteklendi.
Onlarından sonuç getirmeyeceği
anlaĢılınca Kuvay-ı Ġnzibatiye adı verilen
bir ordu kurdu. Bu ordu Kuvay-ı Milli‟ye
engellemek, Kuvay-ı Milliye‟ye karĢı
ayaklananları desteklemek için
kurulmuĢtu. BaĢlayan isyanlar TBMM‟yi
uzun süre uğraĢtırdı. DüĢmanla mücadele
edileceği yerde kardeĢ kanı dökülmesine
ve KurtuluĢ SavaĢının kazanılmasının
gecikmesine neden oldu.
AYAKLANMALAR
Ayaklanmaları kimin çıkardığına göre Ģu bölümlere ayırabiliriz:
1-Ġstanbul Hükümetinin çıkarttığı
ayaklanmalar (Kuvay-ı Ġnzibatiye ve Anzavur Ayaklanmaları)
2-Ġstanbul Hükümeti ile Ġtilaf Devletlerince ortaklaşa çıkartılan ayaklanmalar (Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı, Yozgat, Afyon, Konya ve Milli Aşiret Ayaklanmaları)
3-Azınlıkların çıkardığı ayaklanmalar (Rum ve Ermeni ayaklanmaları)
4-Milli Kuvvetler komutanlarının
çıkardığı ayaklanmalar (Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem ayaklanmaları)
ÖĞRENCĠ NOTLARI:
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………
Ayaklanmaların çıktığı yerler
TBMM’NĠN ĠSYANLARA KARġI
ALDIĞI ÖNLEMLER:
A-Hıyanet-i Vataniye (Vatana Ġhanet) Kanununun çıkarılması
Ġsyanların önlenmesi için TBMM‟de 29 Nisan 1920‟de Hıyanet-i Vataniye (Vatana Ġhanet) Kanunu çıkarıldı. Bu kanunun çıkarılmasının nedeni iĢgal güçlerine karĢı tek bir vücut olarak mücadele etmek içindi. Bu kanunun ilk maddesi Ģöyleydi: “TBMM’nin yasallığına karşı ayaklanmaya yönelik sözle, yazıyla ya da doğrudan doğruya bilerek karşı çıkan, yayında bulunan kişiler vatan hanini sayılacaklardır.” Kanunda hangi suçları iĢleyenlerin vatan haini olacağı ve bunlara ne kadar ceza verileceğini içeren maddeler vardı.
B-Ġstiklal Mahkemeleri
Hıyanet-i Vataniye Kanununa uymayanların cezalandırılmasını Ġstiklal Mahkemeleri yapacaktı. Bu mahkemeler 11 Eylül 1920‟de kuruldu ve 3 üyeden oluĢuyordu. Bu üyeler TBMM‟deki Milletvekilleri arasından seçiliyordu. (Bu durum TBMM’nin Yargı yetkisini kullandığını gösterir.) Üyelerden biri baĢkan seçiliyordu. Ġstiklal Mahkemeleri isyan bölgelerine giderek hızla görev yaptı. Ġsyan edenleri cezalandırdı. Ġsyanların bastırılması ile TBMM’nin otoritesi güçlenmiştir.
C-Halkı bilgilendirme
Ġtilaf Devletlerinin ve Ġstanbul Hükümetinin halkı yanlıĢ yönlendirmemesi için 6 Nisan 1920‟de Atatürk tarafından Anadolu Ajansı tarafından kuruldu. Böylece halk doğru bilgilendirilmeye baĢlandı.
D-Fetvalar alınması
Damat Ferit PaĢa‟nın ġeyhülislamdan
aldığı fetvaya karĢı Ankara Müftüsü Rıfat
Börekçi‟nin baĢkanlığında 153 müftünün
imzalandığı bir fetva alındı. Bu fetva 5
Mayıs 1920‟de tüm camilerde okunup
halka duyuruldu. Ayrıca Hakimiyet-i
Milliye Gazetesinin 22 Nisan 1920 tarihli
sayısında yayınlandı. Fetvada Milli Milli
Mücadelenin haklı olduğu, herkesin
katılması gerektiği açıklanıyordu.
BARIġ ANTLAġMASI MI ÖLÜM
FERMANI MI?
KAZANIM: İstanbul yönetimince imzalanan Sevr Antlaşması’na karşı Mustafa Kemal’in ve Türk milletinin tutumunu değerlendirir.
*Ġtilaf Devletleri I. Dünya SavaĢından
sonra Osmanlı ile ateĢkes antlaĢması
yapmalarına rağmen barıĢ antlaĢması
yapmak için geciktiler. Peki acaba bBarıĢ
AntlaĢması neden gecikti?
KAN
Mondros AteĢkes AntlaĢması: 30 Ekim
1918 / Sevr BarıĢ AntlaĢması: 10 Ağustos
1920
SAN REMO KONFERANSI (19-26 Nisan 1920):
Ġtilaf Devletleri, Osmanlı ile yapacakları
barıĢ antlaĢmasının Ģartlarını belirlemek
istedi. Bu nedenle 19-26 Nisan 1920
tarihleri arasında Ġtalya‟nın San Remo
Konferansını topladılar. Bu konferansa
Osmanlı‟yı da davet ettiler. Konferansa
Ġtalya, Fransa ve Ġngiltere baĢbakanları ile
Belçika, Yunanistan, Japonya temsilcileri
katıldı. Osmanlı adına ise konferansa
Tevfik PaĢa katıldı. Ġtilaf Devletleri
hazırladıkları barıĢ taslağını Tevfik
PaĢa‟ya sunuldular. Tevfik PaĢa barıĢ
Ģartlarını Sadrazam Damat Ferit PaĢa‟ya
bir mektupla bildirdi. Eğer barıĢ Ģartları
kabul edilirse Osmanlı devletinin yok
olacağını belirtti. BarıĢ Ģartları Osmanlı
Bakanlar Kurulu tarafından incelendi.
PadiĢahın onayı ile yeni bir taslak
hazırlandı ve konferansa yollandı. Ġtilaf
devletleri bu taslağı kabul etmedi.
Sundukları barıĢ Ģartları Osmanlı
tarafından kabul edilmemesi üzerine
kabulünü için Yunanlılara ilerleme emri
verdiler. Yunanlılar, Balıkesir ve Bursa‟yı
iĢgal etti. Trakya‟yı da ele geçirdi.
Yunanlıların daha da ilerlemesinden
çekinen PadiĢah Vahdettin ve Sadrazam
Damat Ferit PaĢa, antlaĢmasının kabul
edilmesini kararlaĢtırdı. Ġstanbul‟da
toplanan Saltanat ġurasında bir kiĢi
dıĢında (Topçu Korgeneral Rıza PaĢa)
herkes antlaĢmayı onayladı. Osmanlılar
“Tamamen yok olmaktansa Ġstanbul ve
Anadolu’da küçük Bir devlet olarak
kalmak iyidir” düĢüncesindelerdi. Tevfik
PaĢa baĢkanlığında bir heyet antlaĢmayı
imzalamak üzerine gönderildi. Sevr BarıĢ
AntlaĢması 10 Ağustos 1920’de Paris
yakınlarındaki Sevr kasabasında
imzalandı.
SEVR BARIġ ANTLAġMASI (10 AĞUSTOS
1920) Toplam 433 maddeden oluĢan antlaĢmanın
bazı önemli maddeleri Ģunlardır; *Ġstanbul, Osmanlı Devleti‟nin baĢkenti olarak
kalacak fakat Osmanlı Devleti azınlıkların
haklarını gözetmezse elinden alınacak,
*Mondros AteĢkes AntlaĢmasının gerekli
durumlarda stratejik yerlerin iĢgalini ömgören 7.;
karıĢıklık halinde altı doğu ilinin iĢgalini kabul
eden 24., Toros tünellerinin iĢgaline dair 10. ,
haberleĢmenin denetimine dair 12., ve askeri
malzeme tahribine air 13. Maddeleri yürürlükte
kalacaktır.
YORUM: Ġtilaf devletleri Osmanlı Devleti’ni
teslim alan ve savunmasız bırakan bu hükümleri
yürürlükte kalması iĢe Sevr AntlaĢmasının
uygulanmasını sağlayacak bir ortam hazırlamak
istemiĢlerdir.
*Boğazlar, her zaman bütün devletlerin
gemilerine açık bulundurulacak ve ayrı bayrağı ve
bütçesi olan Boğazlar Komisyonunun idaresinde
bulunacak,
YORUM: Osmanlı Devleti’nin boğazlar
üzerindeki egemenlik hakkı sona ermiĢtir.
*Zorunlu askerlik kaldırılacak. Osmanlı ordusu
15.000‟i jandarma olmak üzere en fazla 50.000
kiĢi olacak. Bu ordunun tank, ağır makineli tüfek,
top ve uçağı olamayacak.
YORUM: Osmanlı savunmasız duruma
getirilmiĢtir.
*Azınlıklara geniĢ haklar verilecek, hükümet bu
konuda sürekli denetlenecek.
YORUM: Ġtilaf devletleri Osmanlı Devletinin
içiĢlerine karıĢma hakkı elde etmiĢlerdir.
*Kapitülasyonlardan tüm devletler yararlanacak.
Osmanlı Devleti savata yenilen devletlere savaĢ
tazminatı ödeyecekti.
YORUM: Osmanlı devleti ekonomik
bağımsızlığını kaybetmiĢtir.
Sevr AntlaĢmasına KarĢı Mustafa Kemal’in ve Türk Milletinin tutumu:
Osmanlı Anayasasına göre uluslar arası antlaĢmaların Mebusan Meclisi tarafından
onaylanması gerekiyordu. Son Osmanlı Mebusan Meclisi Misak- Milli‟nin kabul
edilmesinin ardından dağıtılmıĢtı. Dolayısıyla Sevr AntlaĢması Mebusan Meclisi
tarafından onaylanmadığı için hukuken geçersiz bir antlaĢmadır.
Sevr AntlaĢması, Türk Milletine yaĢama hakkı tanımıyordu. Ölüm fermanı
gibiydi. TBMM, Türk Milleri adına barıĢ antlaĢa yapma yetkisinin onun gerçek
temsilcisi olan TBMM’de olduğunu vurgulamıĢ, antlaĢmayı kesinlikle kabul
etmemiĢ imzalayanları vatan haini ilan etmiĢtir. Sevr AntlaĢması Türk Milleti
üzerinde olumsuz bir etki yaratmadı. Aksini vatan iĢgalden kurtarma azmini
kamçıladı.
Türk tarihindeki imzalanan ve uygulanmayan iki antlaĢmadan biridir. (Diğeri
Ayastefanos)
Mustafa Kemal‟in Sevr AntlaĢmasına karĢı tutumu Ģöyleydi;
KAN
2.ÜNĠTE: MĠLLÎ UYANIġ YURDUMUZUN ĠġGALĠNE TEPKĠLER
SBS’DE ÇIKMIġ SORULAR VE KAZANIM EġLEġTĠRMESĠ
SBS Sorusu Denk Geldiği Kazanım
K L M N
A) 3 1 4 2 B) 2 3 1 4 C) 1 3 4 2 D) 1 4 3 2
Yukarıdaki oklarla aşağıdaki hedefleri vurmak
isteyen okçu çocuğun, aşağıdakilerin hangi-
siyle isabetli atış yaptığı söylenebilir? (2009
SBS)
3. Kazanım: Kuvayi Milliye ruhunun
oluşumunu, milli cemiyetleri ve milli
varlığa düşman cemiyetlerin faaliyetlerini
analiz eder.
Sivas Kongresi, yurdun her yerinden gelen temsilcilerin katılımı ile gerçekleşti.
Kongre'ye katılan temsilciler yaptıkları konuşmalarda mücadelenin millet adına ya-
pıldığını, amaçlarının vatanın kurtuluşu ve milletin bağımsızlığı olduğunu
açıkladılar. Kongre'de, Anadolu ve Rumeli'de faaliyet gösteren bütün millî
cemiyetlerin "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında
birleştirilerek vatanın kurtuluşu için birlikte hareket etmeleri de sağlandı.
Buna göre, Sivas Kongresi'nin Kurtuluş Savaşı için aşağıdakilerden
hangisini sağladığı söylenemez? (2009 SBS)
A) Amaç birliğini B) Kültür birliğini
C) Millî birliği D) Güç birliğini
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Milli
Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı
çalışmaları milli bilincin uyandırılması,
milli birlik ve beraberliğin sağlanması
açısından değerlendirir.
"Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun Büyük Millet Meclisinde görüşüldüğü günlerde idi.
İstanbul Hükümetinin tayin ettiği Erzurum valisi, Erzurum'a doğru yola çıkmıştı. Bu
haberi alan bazı vekiller mecliste, Reşit Paşa adındaki valinin yolda öldürülmesini
önerdiler. Bu kanunsuz teklife Mustafa Kemal Paşa şöyle yanıt verdi: 'Ne
diyorsunuz? Eşkiya gibi dağda, komiteci gibi sokakta adam mı vuracağız? Bizim
devlet anlayışımızda bu yoktur. Bundan sonra bu memlekette vatandaş ancak
mahkeme kararıyla cezalandırılır.'"
Mustafa Kemal Paşa, bu cevabıyla aşağıdaki devlet anlayışlarından hangisini
vurgulamıştır? (2009 SBS)
A) Hukuk Devleti B) Sosyal Devlet
C) Demokratik Devlet D) Laik Devlet
6. Kazanım: Hıyaneti Vataniye Kanununun
çıkarılma gerekçeleri ve uygulama
sürecini değerlendirir
İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Anlaşması'ndan sonra Anadolu topraklarını yer
yer işgal etmeye başlamışlardır. İşgaller karşısında İstanbul Hükümetinin sessiz
kalması üzerine Anadolu halkı vatanı koruma ve bağımsız yaşama arzusu ile,
Kuvayımilliye adlı direniş örgütlerini kurarak kendi bölgelerini korumaya
çalışmışlardır.Verilen bilgide Kuvayı Milliye'nin oluşmasında aşağıdakilerden
hangisinin etkisinden söz edilmemiştir? (2010 SBS)
A) Milliyetçilik duygusu
B) Anadolu'nun işgale uğraması
C) İstanbul Hükümetinin izlediği politika
D) Topyekün ulusal mücadeleyi başlatma
3. Kazanım: Kuvayi Milliye ruhunun
oluşumunu, milli cemiyetleri ve milli
varlığa düşman cemiyetlerin faaliyetlerini
analiz eder.
Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İtilaf Devletleri yurdumuzu işgal etmeye
başladılar. İşgaller karşısında hiçbir harekette bulunmayan İstanbul Hükümeti,
ülkeyi içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmaya yönelik çalışmalarda da bulun-
muyordu. İstanbul Hükümeti, Anadolu'ya sadece nasihat heyetleri göndererek
halkı, işgaller karşısında sükunete davet ediyor, İtilaf Devletleri'ne silahla karşı
konulmamasını istiyordu.
Buna göre, İstanbul Hükümetinin işgaller karşısında izlediği politika;
I- mücadelecidir.
II- duyarsızdır.
III- çekingendir.
IV- teslimiyetçidir.
V- milliyetçidir.
yargılarından hangileriyle açıklanabilir? (2009 SBS)
A) I - II - III B) II - III - IV
C) I - III – V D) I - II - IV - V
2. Kazanım: Mondros Ateşkes
Antlaşmasının imzalanması ve
uygulanması karşısında Osmanlı
yönetiminin, Mustafa Kemal’in ve halkın
tutumunu değerlendirir.
I- Büyük Millet Meclisinde vatanın değişik bölgelerinden seçimle gelen milletvekil-
leri bulunuyordu. II- Millî ve ekonomik gelişmemizi mümkün kılmak amacıyla siyasi, adli, mali gelişmemize engel olan kapitülasyonlar kaldırılmalıdır. III- Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Millî Mücadele yıllarıyla ilgili yukarıda verilen bu bilgilerin, Atatürk ilkelerinin
dayandığı temel esaslardan "tam bağımsızlık", "ülke bütünlüğü" ve "ulusal
egemenlik" ile olan ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak
verilmiştir? (2010 SBS)
I II III
A) Tam bağımsızlık Ulusal egemenlik Ülke bütünlüğü
B) Ulusal egemenlik Tam bağımsızlık Ülke bütünlüğü
C) Ülke bütünlüğü Tam bağımsızlık Ulusal egemenlik
D) Ulusal egemenlik Ülke bütünlüğü Tam bağımsızlık
5. Kazanım: Misak-ı Millî’nin kabulünü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını “ulusal egemenlik”, “tam bağımsızlık” ilkeleri ve vatanın bütünlüğü esası ile ilişkilendirir.
I- Samsun'a çıktıktan sonra vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını sağ-
lamak için Türk milletini ortak amaçlar etrafında toplaması II- Kurtuluş Savaşı'nı belli bir programa dayalı olarak yürütmesi
III- Erzurum Kongresi'nde Temsil Heyeti başkanlığına seçilmesi
IV- Kılık - kıyafet devrimini gerçekleştirmesi
Atatürk'ün yaşamında görülen yukarıdaki olgular, aşağıdaki tabloda onun kişilik
özellikleriyle eşleştirilmiştir.
Bu eşleştirmelerden hangisi doğrudur? (2010 SBS)
I II III IV
A) Birleştiriciliği Planlılığı Liderliği Yenilikçiliği
B) Planlılığı Yenilikçiliği Birleştiriciliği Kararlılığı
C) Birleştiriciliği Planlılığı Yenilikçiliği Liderliği
D) İleri Görüşlülüğü Sabırlılığı Yaratıcılığı Milliyetçiliği
8. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî
Mücadeleyi örgütlerken karşılaştığı
sorunlara bulduğu çözüm yollarını, onun
liderlik yeteneği ile ilişkilendirir.
Bu konuşmaya göre Mustafa Kemal'in
amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
(2011 SBS)
A) Saltanatı kaldırmak
B) Kalıcı barış sağlamak
C) Cumhuriyeti ilan etmek
D) Millî bilinci uyandırmak
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.
“Amasya Genelgesinin "Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır.” maddesi ile Kurtuluş Savaşı'nın…………………………..
belirlenmiştir.
Verilen cümledeki boş yere aşağıdakilerden hangisi yazılmalıdır? (2011 SBS)
A) sonucu B) gerekçesi
C) yöntemi D) aşamaları
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.
Sivas Kongresinin;
I- Bütün millî cemiyetlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
adı altında birleştirilmesi
II- Temsil Heyetinin yurdun bütününü temsil etmesi
III- Manda ve himayenin reddedilmesi
kararlarından hangisi veya hangileri ile Mili Mücadelenin tek merkezden
yönetilmesi amaçlanmıştır? (2011 SBS)
A) Yalnız II B) I – II C) Yalnız III D) I - III
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.
Erzurum Kongresi'nde alınan "Manda ve himaye kabul edilemez." kararı ile
aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır? (2011 SBS)
A) Millî egemenlik B) Tam bağımsızlık
C) İnsan haklan D) Ekonomik kalkınma
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî
Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı
çalışmaları millî bilincin uyandırılması,
millî birlik ve beraberliğin sağlanması
açısından değerlendirir.
5. Kazanım: Misak-ı Millî’nin kabulünü ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını
“ulusal egemenlik”, “tam bağımsızlık”
ilkeleri ve vatanın bütünlüğü esası ile
ilişkilendirir.
Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra yurdumuzun işgal edilmesi karşısında
İstanbul Hükümeti sessiz ve kayıtsız kaldı. Yüzyıllarca Türklerle beraber huzurlu ve
güvenli bir yaşam sürdüren bazı Rum ve Ermeniler de işgalcilerle iş birliği yaptılar.
Bu durum karşısında Türk milleti nasıl bir tepki göstermiştir? (2012 SBS)
A) Amerikan mandasını istemiştir.
B) Halifenin etrafında toplanmıştır.
C) Millî direniş cemiyetleri kurmuştur.
D) İşgallerin geçici olduğuna inanarak tepki göstermemiştir.
2. Kazanım: Mondros Ateşkes
Antlaşmasının imzalanması ve
uygulanması karşısında Osmanlı
yönetiminin, Mustafa Kemal’in ve halkın
tutumunu değerlendirir.
Misakı milî’nin önemi düşünüldüğünde şemada “?” ile gösterilen yere
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2012 SBS)
A) Türk vatanının sınırları çizilmiştir.
B) Güçler birliği esası benimsenmiştir.
C) Millî ekonominin ilkeleri saptanmıştır.
D) İlk kez millî egemenlikten söz edilmiştir.
5. Kazanım: Misak-ı Millî’nin kabulünü ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını
“ulusal egemenlik”, “tam bağımsızlık”
ilkeleri ve vatanın bütünlüğü esası ile
ilişkilendirir.
Millî Mücadele sürecinde alınan yukarıdaki kararlar aşağıdaki ilkelerden
hangisinin benimsendiğini kanıtlar? (2012 SBS)
A) Millî egemenlik
C) Millî ekonomi
B) Vatanın bütünlüğü
D) Tam bağımsızlık
4. Kazanım: Mustafa Kemal’in Millî
Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı
çalışmaları millî bilincin uyandırılması,
millî birlik ve beraberliğin sağlanması
açısından değerlendirir.
5. Kazanım: Misak-ı Millî’nin kabulünü ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını
“ulusal egemenlik”, “tam bağımsızlık”
ilkeleri ve vatanın bütünlüğü esası ile
ilişkilendirir.
Kurtuluş Savaşı sırasında, Büyük Millet Meclisine karşı çıkan isyanları bastırmak
için Mecliste “Hıyanet-i Vataniye Kanunu” kabul edildi. Bu Kanun’un uygulanması
için kurulan İstiklal Mahkemelerinin üyeleri, milletvekillerinden oluşmaktaydı.
Parçaya göre, İstiklal Mahkemelerinde milletvekillerinin görev alması, ilk
TBMM’nin;
I- Yargı
II- Yasama III- Yürütme
güçlerinden hangilerini kullandığını gösterir? (2013 SBS)
A) Yalnız I B) Yalnız III
C) II ve III D) I, II ve III
6. Kazanım: Hıyanet-i Vataniye
Kanunu’nun çıkarılma gerekçelerini ve
uygulama sürecini değerlendirir.
I- Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesi II- Anadolu’nun işgale uğraması III- Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanması IV- İstanbul Hükümetinin işgallere karşı tepkisiz kalması V- Bölgesel direniş cemiyetlerinin kurulması
Yukarıdaki olayların, sırasıyla meydana gelişini gösteren sebep-sonuç
zinciri aşağıdakilerden hangisidir? (2013 SBS)
Kronolojik sıralama ve zamanı algılama
becerisi
ÖĞRENCĠ NOTLARI:
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………….
-
Hiçbir Ģeye ihtiyacımız yok tek bir Ģey ihtiyacımız var;
çalıĢkan olmak…
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK