1
GÜNDEM 16 PERŞEMBE 3 Mart 2016 Editör: Murat YALNIZ Salih Mirzabeyoğlu 18 yıl sonra beraat etti İBDA/C davasında hükümlüyken, yeniden yargı- lanma talebi kabul edilerek tahliye olan Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu), davanın başlama- sından 18 yıl sonra beraat etti. ‘Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek’ suçlamasıyla 1998 yılı sonunda tutuklanan ve ağırlaştırılmış müeb- bet hapis cezasına çarptırılan Erdiş, 16 yıl cezae- vinde kaldıktan sonra, özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından yeniden yargılanma tale- binde bulunmuş ve 2014’te tahliye edilmişti. Dün devam eden duruşmada Erdiş, ‘delil yetersizliği’n- den beraat etti. n Serdar KULAKSIZ Diyanet, bu yıl kutsal topraklara gidecek 59 bin 200 Türk hacı adayını kurayla belirledi. Suudi Arabistan’dan ek olarak 40 bin kişilik daha hacı kontenjanı istendiği, sonucun önümüzdeki günlerde belli olacağı açıklandı. Hac fiyatları, konaklama türlerine göre 3 bin 750 dolar ile 6 bin 800 dolar arasında değişiyor MILLI Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), sürücü adaylarının girdiği direksiyon sınavlarına yönelik denetimleri artırması, çarpıcı bir tablo ortaya çıkardı. MEB, her ehliyet sınav döneminde bakan- lık temsilcileri aracılığıyla sıkı dene- tim yaptı. Sıkı denetim gelince, sınavda başarı oranı da neredeyse yarı yarıya düştü. Bu durum, araç kullan- mayı tam olarak öğrenmeyen kişilerin geçmişte rahatlıkla ehliyet alıp trafiğe çıktığı ger- çeğini gözler önüne serdi. Denetimler sonucunda, 2012 yılında yüzde 95 olan direksiyon eğitim dersi sınavlarındaki başarı oranı, 2013’te yüzde 72’ye, 2014’te yüzde 68.5’e kadar geriledi. 2014 yılında direksiyon sına- vındaki başarı oranı, ‘B’ sınıfı sürücü sertifikasında yüzde 63.7 olarak gerçekleşti. 2015’te direk- siyon sınavlarındaki başarı oranı yüzde 60.4’e kadar düştü. Başarı oranı, ‘B’ sınıfı sürücü sertifikalarında yüzde 56.1’e geriledi. Bakanlığın verilerine göre, ehli- yet alan sürücü sayısı ise rekor seviye- lere ulaştı. 2015’te motorlu taşıt sürücü kurslarından toplam 1 milyon 610 bin 958 kişi sürücü sertifikası aldı. n Lütfi ERDOĞAN/ANKARA D IYANET Işleri Başkan- lığı, bu yılki hacı adayla- rını belirlemek için dün Ankara’da kura töreni düzen- ledi. Törende konuşan Diyanet Işleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, “Hac, insanı yüce gayelere hazırlayan, nefsin eği- tildiği, öfke kontrolünün öğre- tildiği, sevginin gönüle nakış nakış işlendiği bir mekteptir. Hac- cın ilk rehberleri Hazreti Adem ve Hazreti Ibra- him, ilk mual- limi de Hazreti Muhammed’dir” dedi. Kâbe’nin çevresinde yapı- lan genişletme çalış- ması nedeniyle bu yıl hacca gidecek hacı adayları için Türkiye’ye 59 bin 200 kişi- lik kontenjan ayrıldı. Geçmiş yıllarda hac kurasına katılma- sına rağmen kontenjan yeter- sizliğinden hacca gidemeyen 1 milyon 178 bin 983 kişinin yanı sıra, bu yıl başvuran 581 bin 768 kişinin de dahil olmasıyla, top- lam 1 milyon 760 bin 751 vatan- daş hac kurasına katıldı. Suudi Arabistan’dan 40 bin ek hacı kontenjanı talep ettiklerini akta- ran Yılmaz, Suudi yetkililer- den olumlu bir sonuç almayı temenni ettiklerini söyledi. Hac kuraları devam eder- ken Diyanet görevlileri ile basın mensupları arasında tar- tışma yaşandı. Gerginlik son- rası gazeteciler salonu terk etti. Kurada ismi çıkan hacı adayla- rının gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. 72 yaşındaki Osman Erdoğan, “2011’den beri bekliyo- rum. Çok özlüyorum. Gece gün- düz aklımdan çıkmıyor” dedi. Hac kurasında isminin çıktığını gören Konyalı Karakız Metin ve eşi Ismail Metin de, 8 senedir hac kurasına katıl- dıklarını söyle- yerek, “2008’de yazılmıştık. 9’uncu yılda nasip oldu” diye konuştu. Kura sonuçları ‘http://hac.diya- net.gov.tr’ adre- sinde yayınladı. ‘NOTER ONAYLI VEKILLER GÖNDERIN’ Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Enver Günenç, bir Müslüman’a haccın farz ola- bilmesi için güç yetirme şartı- nın bulunduğunu anımsatarak, “Bu güç yetirme, maddi ve fiziki olmak üzere iki türlüdür. Siste- mimizde kayıtlı hacı adaylarının büyük bölümü yaşlılardan oluşu- yor. Yaşlılığa bağlı olarak hasta- lıklar olabiliyor. Fiziki gücü hac yapmayı kaldıramayacak kardeş- lerimizin, yerlerine noter onaylı vekiller göndermelerini tavsiye ediyoruz. Geçen yıl, sağlık sorun- ları nedeniyle 26 hacı kardeşi- mizi kaybettik” dedi. n ANKARA Tuncay Özkan kimden özür diliyor? CHP Milletvekili Tuncay Özkan “Cumhuriyet mitinglerinden dolayı” özür dilemiş. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen bütçe görüşmelerinde söz alan Özkan’ın bu değişiminde rol alan şey ise rah- metli Necmettin Erbakan’ın desteği ve partisinin kadın ve gençlik kollarından gönderilen “binlerce” mektup olmuş. “Cumhuriyet mitingleri sırasında, o insanları kızdırdığımı, korkuttuğumu o mek- tuplardan öğrendim, hepsinden özür dilerim diye karşılık yazdım. Bugün, burada yaptığımız şeyler de pek çok insanı kızdırıyor ve korkutuyor. Gelin, birbirimizle konuşabilme mesafemizi kaybetme- yelim” diyor. Yüz binlerce öfkeli insana AK Parti’nin “vatanı sattığı” hikâyesinin anlatıldığı mitinglerdi Cumhu- riyet mitingleri. “Başörtülü kadınların doktor olamayacağını, buna engel olacaklarını, çünkü doktor oldukları zaman don üzerinden iğne yaptıkları” yalanlarının anlatıldığı mitinglerdi. “Çankaya’da bir başörtülüye geçit vermeye- ceğiz” sloganlarının atıldığı, dövizlere yazıldığı mitinglerdi. AK Parti’nin kadınları çarşafa sokacağı hikâyelerinin anlatıldığı mitinglerdi. “Biz kaç kişiyiz?” adı altında 1 milyon kişiyi toplamayı hedefleyenlerin yüz binlerce insanı iktidar partisi tabanının yaşam tarzına hakaret etmeye teşvik ettiği günlerdi. Bayrak sopalarının silah gibi tutulduğu, miting- lerin dağılma saatine denk gelmemeye çalıştığımız günlerdi. AK Parti, AB’ye uyum yasaları çıkarıyor diye, “Batılı yaşam tarzına sahip kişilerin” ağız dolusu AB’ye sövdüğü günlerdi. Bugün Obama, Erdoğan’a ters bakmış diye sevinçlere gark olanların o gün “Tayyip’i ABD başbakan yaptı” yalanlarına inandırılıp mitinge yollandığı günlerdi. O günlerde, şimdi Tuncay Özkan’ın söyledik- lerini biz söylerdik. “Burası Türkiye. Burada kimse birbirine bir yaşam tarzı dayatamaz. Ne siz daya- tabilirsiniz, ne AK Parti dayatabilir. Paranoyaya gerek yok, Cumhuriyet’le kimsenin sorunu yok. Bu toplumun değerlerini şeytanlaştırmayın. Konuşma kanallarını kapatmayın.” Dinlemezlerdi. Bastıra bastıra “Cumhuriyet biziz, bizim dediğimiz olacak” derlerdi. “Biz onlara siyasi iktidarı verdik, ama onlar devlet iktidarını da istiyorlar, vermeyiz” derlerdi. “Biz çocuklarımızın namaz kılmasını değil, bale yap- masını istiyoruz” derlerdi. Günün sonunda, Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenlerin çıkardıkları gürültü ve sergile- dikleri uzlaşımsız tavırlar; emekli ve muvazzaf askerlerle beraber yaptıkları gövde gösterileri neye yaradı biliyor musunuz? Devlet içindeki örgütlenmesini tamamlamak için AK Parti’nin iktidarda kalmasına ihtiyaç duyan Gülen Cemaati’nin kurmay, örgütçü ve dışarıya bağımlı tabakasına. Cumhuriyet mitingleri ile siyasal iklim öylesine enfekte oldu ki, devlete hükümet edenler ülkeyi yönetebilmek ve “o kafa” ile mücadele edebilmek için gizlilik ve takiye ile beslenen, sadece devlet içinde değil, toplumsal network’ü de sağlam olan, örgütlü çalışan bir kadro hareketine olabildiğince alan açmak zorunda kaldılar. Başörtüsü takanlarla problemi olan, namaz kılanlarla problemi olan, yer sofrasına oturanla problemi olan, Anadolulukla problemi olan, Osmanlı ile problemi olan, Kürt’le-Kürtçe’yle problemi olan, sandıkla problemi olan, “çoğun- luk” ile problemi olan, velhasıl “demokrasi” ile problemi olan ve kendisinden başka herkesi Cum- huriyet’in dışında tanımlayan, yanına askeri de alabilme potansiyeli olan “Cumhuriyet mitingçi- leri”nin hem Cumhuriyet hem de demokrasi için yarattığı tehdit, “paralel yapı”ya ebelik yapmış oldu. Seçilmiş yöneticileri, “Aynı secdeye baş koyu- yoruz” ortaklığı üzerinden uzman, kendisini yetiş- tirmiş, tecrübeli amma velakin esas bağlılığı ülkeye ve devlete değil, Fethullah Gülen’e olan ve bunu da gizli tutan bir yapıyla ortaklığa iten, sandıktan çıkan sonucu halkı sokağa dökerek ve gerekirse asker dipçiği ile indiririz iması yapan “Cumhuriyet mitingleri” organizatörleriydi. Sonucunda neler olduğunu hepimiz gördük. Tuncay Özkan şimdi “Cumhuriyet mitinglerin- de üzdüğüm, kırdığım insanlardan özür dilerim” ifadesiyle beraber önemli ve eğer samimi olarak ifade edilmiş ise değerli “barış, uzlaşma” mesajları veriyor. Ama bu mesajları “Silivri” bağlamına oturtma- sı; “Silivri 10 bin 500 kişilik bir toplama kampı. Oyuncuların, orada bulunan aktörlerin değişmesi orayı başka bir şey yapmaz” ifadelerinin ima ettiği şeyler bizi “Umarım özrü kabahatinden büyük değildir” demeye sevk ediyor. Yoksa Özkan’ın dilediği özür, Necmettin Erba- kan gibi gösterdiği şapkadan “paralel yapılanma” lehine sonuç çıkarma amacına mı matuf? Eğer böyleyse şaşırtıcı olmaz. “Ebe, doğumuna eşlik ettiği şeyle barışıyor” deriz. Türkiye, Suudi Arabistan’dan ek 40 bin hacı kontenjanı istedi 59 BIN TÜRK HACI ADAYI BELLI OLDU KESIN KAYITLAR 7 MART’TA Hac için kesin kayıtlar 7-18 Mart tarihlerinde yapılacak. İlk hac kafilesinin 4 Ağustos’ta ve son hac kafilesinin 5 Eylül’de gideceği kutsal topraklar - dan dönüşler, 16 Eylül-16 Ekim’de gerçekleşecek. KONAKLAMA türlerine göre deği- şen hac fiyatları, normal konaklama için 3 bin 750 dolar, müstakil konaklama için 5 bin 250 dolar, otel için ise 6 bin 800 dolar olarak belir - lendi. Hacı adayları, hac ücretlerini peşin yatırabilecekleri gibi 3 taksit halinde de ödeyebilecek. Hacı adaylarından, hac için belirlenen ücretler dışında ilave herhangi bir ücret talep edilmeyecek. DENETIM GELDI EHLIYET GITTI Ehliyet sınavındaki başarı 3 yılda yarı yarıya geriledi ESKİ Meclis Başkanı ve AK Parti kurucula- rından Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı, Bilkent Üniversitesi’nde ‘Dün- den Bugüne Türk Siyaseti’ konulu konfe- ransta değerlendirdi. Arınç, “Her karar hukuki açıdan eleştirilebilir. Ama ‘Seni tanımıyorum’ demekle olmaz. AYM, Türkiye’nin ufkunu açacak bir karar verdi. AYM’yi ve Başkanı Zühtü Arslan’ı tebrik ediyorum” dedi. Bülent Arınç: AYM’yi tebrik ediyorum 3 BIN 750 DOLARDAN BAŞLIYOR Bozdağ’dan muhalefete yargıda reform çağrısı AYM’den MIT T IR’larına ‘devlet sırrı’ yorumu ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde eleştirileri yanıtladı. Mahkemelerin aynı dosyada farklı karar- lar verebildiğine işaret eden Bozdağ, “Takdir hakkı layüsellik anlamına gelmez. Elmaya ‘armut’ dedi- ğinizde takdir olmaz. Yargı ile ilgili yanlışlarda muhalefetle birlikte hareket etmeliyiz. Çünkü yargı hepimize lazım” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararını da değerlendiren Bozdağ, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi son kararda, kanun yolu tüketilmeden, yargılama başla- madan bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir. Ilk derece mahkemesi gibi hareket etmiş- tir. Bunu yapma yetkisine sahip değildir.” ANAYASA Mahkemesi’nin, MIT TIR’ları ola- yını, MIT Kanunu’nun bazı hükümlerini iptal ettiği kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak irdelediği ortaya çıktı. MIT mensuplarının görev suçlarıyla şahsi suçları arasında ayrım yapmanın, diğer kamu görevlilerine nazaran zor olduğu belirtilen gerek- çede, “MIT’in görevlerinin niteliği nedeniyle, birçok faaliyeti gizli olup, bunların MIT’in yetkilileri dışın- daki kimselerce bilinmesi söz konusu olmaz. Milli güvenlik açısından gizli kalması gereken MIT görev ve faaliyetlerinin açığa çıkarılması veya engellen- mesini önlenmeye çalışan yasa Anayasa’ya aykırı değildir” denildi. n Fevzi ÇAKIR / ANKARA Hacı adayları kura çekimini böyle izledi.

Türkiye, Suudi Arabistan’dan ek - Habertürk TVhacca gidecek hacı adayları için Türkiye’ye 59 bin 200 kişi-lik kontenjan ayrıldı. Geçmiş yıllarda hac kurasına katılma-sına

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Türkiye, Suudi Arabistan’dan ek - Habertürk TVhacca gidecek hacı adayları için Türkiye’ye 59 bin 200 kişi-lik kontenjan ayrıldı. Geçmiş yıllarda hac kurasına katılma-sına

GÜNDEM

GÜNDEM

16 PERŞEMBE 3 Mart 2016 Editör: Murat YALNIZ

Salih Mirzabeyoğlu

18 yıl sonra beraat etti

İBDA/C davasında hükümlüyken, yeniden yargı-lanma talebi kabul edilerek tahliye olan Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu), davanın başlama-sından 18 yıl sonra beraat etti. ‘Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek’ suçlamasıyla 1998 yılı sonunda tutuklanan ve ağırlaştırılmış müeb-

bet hapis cezasına çarptırılan Erdiş, 16 yıl cezae-vinde kaldıktan sonra, özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından yeniden yargılanma tale-binde bulunmuş ve 2014’te tahliye edilmişti. Dün devam eden duruşmada Erdiş, ‘delil yetersizliği’n-den beraat etti. n Serdar KULAKSIZ

Diyanet, bu yıl kutsal topraklara gidecek 59 bin 200 Türk hacı adayını kurayla belirledi. Suudi Arabistan’dan ek olarak 40 bin kişilik daha hacı kontenjanı istendiği, sonucun önümüzdeki günlerde belli olacağı açıklandı. Hac fiyatları, konaklama türlerine göre 3 bin 750 dolar ile 6 bin 800 dolar arasında değişiyor

MILLI Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), sürücü adaylarının girdiği direksiyon sınavlarına yönelik denetimleri artırması, çarpıcı bir tablo ortaya çıkardı. MEB, her ehliyet sınav döneminde bakan-lık temsilcileri aracılığıyla sıkı dene-tim yaptı. Sıkı denetim gelince, sınavda başarı oranı da neredeyse yarı yarıya

düştü. Bu durum, araç kullan-mayı tam olarak öğrenmeyen kişilerin geçmişte rahatlıkla ehliyet alıp trafiğe çıktığı ger-çeğini gözler önüne serdi. Denetimler sonucunda, 2012 yılında yüzde 95 olan direksiyon eğitim dersi sınavlarındaki başarı oranı,

2013’te yüzde 72’ye, 2014’te yüzde 68.5’e kadar geriledi. 2014 yılında direksiyon sına-vındaki başarı oranı, ‘B’ sınıfı sürücü sertifikasında yüzde 63.7

olarak gerçekleşti. 2015’te direk-siyon sınavlarındaki başarı oranı

yüzde 60.4’e kadar düştü. Başarı oranı,

‘B’ sınıfı sürücü sertifikalarında yüzde 56.1’e geriledi.

Bakanlığın verilerine göre, ehli-yet alan sürücü sayısı ise rekor seviye-lere ulaştı. 2015’te motorlu taşıt sürücü kurslarından toplam 1 milyon 610 bin 958 kişi sürücü sertifikası aldı.

n Lütfi ERDOĞAN/ANKARA

D IYANET Işleri Başkan-lığı, bu yılki hacı adayla-rını belirlemek için dün

Ankara’da kura töreni düzen-ledi. Törende konuşan Diyanet Işleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, “Hac, insanı yüce gayelere hazırlayan, nefsin eği-tildiği, öfke kontrolünün öğre-tildiği, sevginin gönüle nakış nakış işlendiği bir mekteptir. Hac-cın ilk rehberleri Hazreti Adem ve Hazreti Ibra-him, ilk mual-limi de Hazreti Muhammed’dir” dedi. Kâbe’nin çevresinde yapı-lan genişletme çalış-ması nedeniyle bu yıl hacca gidecek hacı adayları için Türkiye’ye 59 bin 200 kişi-lik kontenjan ayrıldı. Geçmiş yıllarda hac kurasına katılma-sına rağmen kontenjan yeter-sizliğinden hacca gidemeyen 1 milyon 178 bin 983 kişinin yanı sıra, bu yıl başvuran 581 bin 768 kişinin de dahil olmasıyla, top-lam 1 milyon 760 bin 751 vatan-daş hac kurasına katıldı. Suudi Arabistan’dan 40 bin ek hacı kontenjanı talep ettiklerini akta-ran Yılmaz, Suudi yetkililer-den olumlu bir sonuç almayı temenni ettiklerini söyledi.

Hac kuraları devam eder-ken Diyanet görevlileri ile basın mensupları arasında tar-tışma yaşandı. Gerginlik son-

rası gazeteciler salonu terk etti. Kurada ismi çıkan hacı adayla-rının gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. 72 yaşındaki Osman Erdoğan, “2011’den beri bekliyo-rum. Çok özlüyorum. Gece gün-düz aklımdan çıkmıyor” dedi. Hac kurasında isminin çıktığını gören Konyalı Karakız Metin

ve eşi Ismail Metin de, 8 senedir hac

kurasına katıl-dıklarını söyle-

yerek, “2008’de yazılmıştık. 9’uncu yılda nasip oldu” diye konuştu.

Kura sonuçları ‘http://hac.diya-

net.gov.tr’ adre-sinde yayınladı.

‘NOTER ONAYLI VEKILLER GÖNDERIN’Hac ve Umre Hizmetleri

Genel Müdürü Enver Günenç, bir Müslüman’a haccın farz ola-bilmesi için güç yetirme şartı-nın bulunduğunu anımsatarak, “Bu güç yetirme, maddi ve fiziki olmak üzere iki türlüdür. Siste-mimizde kayıtlı hacı adaylarının büyük bölümü yaşlılardan oluşu-yor. Yaşlılığa bağlı olarak hasta-lıklar olabiliyor. Fiziki gücü hac yapmayı kaldıramayacak kardeş-lerimizin, yerlerine noter onaylı vekiller göndermelerini tavsiye ediyoruz. Geçen yıl, sağlık sorun-ları nedeniyle 26 hacı kardeşi-mizi kaybettik” dedi. n ANKARA

Tuncay Özkan kimden özür diliyor?

CHP Milletvekili Tuncay Özkan “Cumhuriyet mitinglerinden dolayı” özür dilemiş. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen bütçe görüşmelerinde söz alan Özkan’ın bu değişiminde rol alan şey ise rah-metli Necmettin Erbakan’ın desteği ve partisinin kadın ve gençlik kollarından gönderilen “binlerce” mektup olmuş. “Cumhuriyet mitingleri sırasında, o insanları kızdırdığımı, korkuttuğumu o mek-tuplardan öğrendim, hepsinden özür dilerim diye karşılık yazdım. Bugün, burada yaptığımız şeyler de pek çok insanı kızdırıyor ve korkutuyor. Gelin, birbirimizle konuşabilme mesafemizi kaybetme-yelim” diyor.

Yüz binlerce öfkeli insana AK Parti’nin “vatanı sattığı” hikâyesinin anlatıldığı mitinglerdi Cumhu-riyet mitingleri.

“Başörtülü kadınların doktor olamayacağını, buna engel olacaklarını, çünkü doktor oldukları zaman don üzerinden iğne yaptıkları” yalanlarının anlatıldığı mitinglerdi.

“Çankaya’da bir başörtülüye geçit vermeye-ceğiz” sloganlarının atıldığı, dövizlere yazıldığı mitinglerdi. AK Parti’nin kadınları çarşafa sokacağı hikâyelerinin anlatıldığı mitinglerdi.

“Biz kaç kişiyiz?” adı altında 1 milyon kişiyi toplamayı hedefleyenlerin yüz binlerce insanı iktidar partisi tabanının yaşam tarzına hakaret etmeye teşvik ettiği günlerdi.

Bayrak sopalarının silah gibi tutulduğu, miting-lerin dağılma saatine denk gelmemeye çalıştığımız günlerdi. AK Parti, AB’ye uyum yasaları çıkarıyor diye, “Batılı yaşam tarzına sahip kişilerin” ağız dolusu AB’ye sövdüğü günlerdi.

Bugün Obama, Erdoğan’a ters bakmış diye sevinçlere gark olanların o gün “Tayyip’i ABD başbakan yaptı” yalanlarına inandırılıp mitinge yollandığı günlerdi.

O günlerde, şimdi Tuncay Özkan’ın söyledik-lerini biz söylerdik. “Burası Türkiye. Burada kimse birbirine bir yaşam tarzı dayatamaz. Ne siz daya-tabilirsiniz, ne AK Parti dayatabilir. Paranoyaya gerek yok, Cumhuriyet’le kimsenin sorunu yok. Bu toplumun değerlerini şeytanlaştırmayın. Konuşma kanallarını kapatmayın.”

Dinlemezlerdi. Bastıra bastıra “Cumhuriyet biziz, bizim dediğimiz olacak” derlerdi. “Biz onlara siyasi iktidarı verdik, ama onlar devlet iktidarını da istiyorlar, vermeyiz” derlerdi. “Biz çocuklarımızın namaz kılmasını değil, bale yap-masını istiyoruz” derlerdi.

Günün sonunda, Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenlerin çıkardıkları gürültü ve sergile-dikleri uzlaşımsız tavırlar; emekli ve muvazzaf askerlerle beraber yaptıkları gövde gösterileri neye yaradı biliyor musunuz?

Devlet içindeki örgütlenmesini tamamlamak için AK Parti’nin iktidarda kalmasına ihtiyaç duyan Gülen Cemaati’nin kurmay, örgütçü ve dışarıya bağımlı tabakasına.

Cumhuriyet mitingleri ile siyasal iklim öylesine enfekte oldu ki, devlete hükümet edenler ülkeyi yönetebilmek ve “o kafa” ile mücadele edebilmek için gizlilik ve takiye ile beslenen, sadece devlet içinde değil, toplumsal network’ü de sağlam olan, örgütlü çalışan bir kadro hareketine olabildiğince alan açmak zorunda kaldılar.

Başörtüsü takanlarla problemi olan, namaz kılanlarla problemi olan, yer sofrasına oturanla problemi olan, Anadolulukla problemi olan, Osmanlı ile problemi olan, Kürt’le-Kürtçe’yle problemi olan, sandıkla problemi olan, “çoğun-luk” ile problemi olan, velhasıl “demokrasi” ile problemi olan ve kendisinden başka herkesi Cum-huriyet’in dışında tanımlayan, yanına askeri de alabilme potansiyeli olan “Cumhuriyet mitingçi-leri”nin hem Cumhuriyet hem de demokrasi için yarattığı tehdit, “paralel yapı”ya ebelik yapmış oldu.

Seçilmiş yöneticileri, “Aynı secdeye baş koyu-yoruz” ortaklığı üzerinden uzman, kendisini yetiş-tirmiş, tecrübeli amma velakin esas bağlılığı ülkeye ve devlete değil, Fethullah Gülen’e olan ve bunu da gizli tutan bir yapıyla ortaklığa iten, sandıktan çıkan sonucu halkı sokağa dökerek ve gerekirse asker dipçiği ile indiririz iması yapan “Cumhuriyet mitingleri” organizatörleriydi.

Sonucunda neler olduğunu hepimiz gördük. Tuncay Özkan şimdi “Cumhuriyet mitinglerin-

de üzdüğüm, kırdığım insanlardan özür dilerim” ifadesiyle beraber önemli ve eğer samimi olarak ifade edilmiş ise değerli “barış, uzlaşma” mesajları veriyor.

Ama bu mesajları “Silivri” bağlamına oturtma-sı; “Silivri 10 bin 500 kişilik bir toplama kampı. Oyuncuların, orada bulunan aktörlerin değişmesi orayı başka bir şey yapmaz” ifadelerinin ima ettiği şeyler bizi “Umarım özrü kabahatinden büyük değildir” demeye sevk ediyor.

Yoksa Özkan’ın dilediği özür, Necmettin Erba-kan gibi gösterdiği şapkadan “paralel yapılanma” lehine sonuç çıkarma amacına mı matuf?

Eğer böyleyse şaşırtıcı olmaz. “Ebe, doğumuna eşlik ettiği şeyle barışıyor” deriz.

Türkiye, Suudi Arabistan’dan ek 40 bin hacı kontenjanı istedi 59 BIN TÜRK

HACI ADAYI BELLI OLDU

KESIN KAYITLAR 7 MART’TA

Hac için kesin kayıtlar 7-18 Mart tarihlerinde yapılacak. İlk hac kafilesinin 4 Ağustos’ta ve son hac kafilesinin 5 Eylül’de

gideceği kutsal topraklar-dan dönüşler, 16 Eylül-16 Ekim’de gerçekleşecek.

KONAKLAMA türlerine göre deği-şen hac fiyatları, normal konaklama için 3 bin 750 dolar, müstakil konaklama için 5 bin 250 dolar, otel için ise 6 bin 800 dolar olarak belir-lendi. Hacı adayları, hac ücretlerini peşin yatırabilecekleri gibi 3 taksit halinde de ödeyebilecek. Hacı adaylarından, hac için belirlenen ücretler dışında ilave herhangi bir ücret talep edilmeyecek.

DENETIM GELDI

EHLIYET GITTI

Ehliyet sınavındaki başarı 3 yılda yarı yarıya geriledi

ESKİ Meclis Başkanı ve AK Parti kurucula-rından Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı, Bilkent Üniversitesi’nde ‘Dün-den Bugüne Türk Siyaseti’ konulu konfe-

ransta değerlendirdi. Arınç, “Her karar hukuki açıdan eleştirilebilir. Ama ‘Seni tanımıyorum’ demekle olmaz. AYM, Türkiye’nin ufkunu açacak bir karar verdi. AYM’yi ve Başkanı Zühtü Arslan’ı tebrik ediyorum” dedi.

Bülent Arınç: AYM’yi tebrik ediyorum

3 BIN 750 DOLARDAN BAŞLIYOR

Bozdağ’dan muhalefete yargıda reform çağrısı

AYM’den MIT TIR’larına ‘devlet sırrı’ yorumu

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde eleştirileri yanıtladı. Mahkemelerin aynı dosyada farklı karar-lar verebildiğine işaret eden Bozdağ, “Takdir hakkı layüsellik anlamına gelmez. Elmaya ‘armut’ dedi-ğinizde takdir olmaz. Yargı ile ilgili yanlışlarda muhalefetle birlikte hareket etmeliyiz. Çünkü yargı hepimize lazım” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararını da değerlendiren Bozdağ, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi son kararda, kanun yolu tüketilmeden, yargılama başla-madan bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir. Ilk derece mahkemesi gibi hareket etmiş-tir. Bunu yapma yetkisine sahip değildir.”

ANAYASA Mahkemesi’nin, MIT TIR’ları ola-yını, MIT Kanunu’nun bazı hükümlerini iptal ettiği kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak irdelediği ortaya çıktı. MIT mensuplarının görev suçlarıyla şahsi suçları arasında ayrım yapmanın, diğer kamu görevlilerine nazaran zor olduğu belirtilen gerek-çede, “MIT’in görevlerinin niteliği nedeniyle, birçok faaliyeti gizli olup, bunların MIT’in yetkilileri dışın-daki kimselerce bilinmesi söz konusu olmaz. Milli güvenlik açısından gizli kalması gereken MIT görev ve faaliyetlerinin açığa çıkarılması veya engellen-mesini önlenmeye çalışan yasa Anayasa’ya aykırı değildir” denildi. n Fevzi ÇAKIR / ANKARA

Hacı adayları kura çekimini böyle izledi.