16
KOLEKT‹F K‹fi‹L‹KLER‹N KURUMSALLAfiMASI Sosyal hayat içinde kolektif kifliliklerin kurumsallaflma sürecini aç›klayabilmek. ‹nsan birlikteliklerinin temel birimleri sosyal kifliler ve farkl› kurumsallaflma sevi- yelerindeki kolektif kifliliklerdir. Sosyal kifliler toplum içinde iflgal ettikleri sosyal pozisyonlarda o pozisyonla ba¤lant›l› rolleri oynayan kimselerdir. Karfl›m›za anne baba, kardefl, arkadafl, ö¤retmen, sürücü, sanatç›, memur, doktor, eczac›, sat›c›, çiftçi gibi çeflitli rollerin oyuncular› olarak ç›karlar. Kolektif kiflilikler ise kurumsal- laflm›fl ya da kurumsallaflma yolunda ad›mlar atmakta olan sosyal yap›lanmalard›r. Kolektif kiflilikler farkl› kurumsallaflma seviyelerine göre s›ralan›rlar. Kurumsallafl- ma seviyesi en düflük olan kolektif kiflilikler sosyal süreçlerdir. Daha sonra kolek- tif kiflilik çeflitleri olarak karfl›m›za sosyal olgular, sosyal de¤erler, referans grubu ya da sirkülasyon ajanlar› gibi grup üstü birliktelikler ile kategori ve y›¤›n gibi ku- rumsallaflabilir, birincil gruplar gibi yar› kurumsallaflm›fl ve en sonunda ikincil gruplar ve sosyal kurumlar gibi kurumsallaflmas›n› büyük ölçüde tamamlam›fl ya- p›lanmalar ç›kar. Sosyal kifliler ve kolektif kiflilikler sosyal hayata yap›p etmelerini, söz ve yaz›lar›n›, imge ve simgelemelerini sunarlar. Sözkonusu temel birimler sunumlar› ara- c›l›¤›yla; birbirlerini etkiler, birbirleriyle etkileflime geçer, birbirleriyle iliflki kurarlar. Sosyal kifliler aras› veya s›n›rl› say›da sosyal kifli ile herhangi bir kolektif kiflilik aras› etkileflim ve iliflki; do¤rudan ve yüzyüze ise ayn› ya da yak›n bir mekânda sergileniyor ise k›sa süreli bir zaman aral›¤›nda gerçeklefltiriliyor ise karfl›m›zda mikro bo- yutta bir sosyal a¤ bulunuyor demektir. Ama etkileflim ve iliflki; dolayl› ise genifl bir zaman ve mekâna yay›lm›fl ise Türkiye’de Sosyolojinin Kurumsallaflmas› 1 AMAÇ

Türkiye’de Sosyolojinin Kurumsallaflmas› · • O bilim dal›n›n ad›na veya o dalda diploma sahibi olanlar›n unvanlar›na ifla - ret eden derneklerin kurulmas›, •

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

KOLEKT‹F K‹fi‹L‹KLER‹N KURUMSALLAfiMASI

Sosyal hayat içinde kolektif kifliliklerin kurumsallaflma süreciniaç›klayabilmek.

‹nsan birlikteliklerinin temel birimleri sosyal kifliler ve farkl› kurumsallaflma sevi-yelerindeki kolektif kifliliklerdir. Sosyal kifliler toplum içinde iflgal ettikleri sosyalpozisyonlarda o pozisyonla ba¤lant›l› rolleri oynayan kimselerdir. Karfl›m›za annebaba, kardefl, arkadafl, ö¤retmen, sürücü, sanatç›, memur, doktor, eczac›, sat›c›,çiftçi gibi çeflitli rollerin oyuncular› olarak ç›karlar. Kolektif kiflilikler ise kurumsal-laflm›fl ya da kurumsallaflma yolunda ad›mlar atmakta olan sosyal yap›lanmalard›r.Kolektif kiflilikler farkl› kurumsallaflma seviyelerine göre s›ralan›rlar. Kurumsallafl-ma seviyesi en düflük olan kolektif kiflilikler sosyal süreçlerdir. Daha sonra kolek-tif kiflilik çeflitleri olarak karfl›m›za sosyal olgular, sosyal de¤erler, referans grubuya da sirkülasyon ajanlar› gibi grup üstü birliktelikler ile kategori ve y›¤›n gibi ku-rumsallaflabilir, birincil gruplar gibi yar› kurumsallaflm›fl ve en sonunda ikincilgruplar ve sosyal kurumlar gibi kurumsallaflmas›n› büyük ölçüde tamamlam›fl ya-p›lanmalar ç›kar.

Sosyal kifliler ve kolektif kiflilikler sosyal hayata• yap›p etmelerini,• söz ve yaz›lar›n›,• imge ve simgelemelerini sunarlar. Sözkonusu temel birimler sunumlar› ara-

c›l›¤›yla;• birbirlerini etkiler, • birbirleriyle etkileflime geçer,• birbirleriyle iliflki kurarlar.Sosyal kifliler aras› veya s›n›rl› say›da sosyal kifli ile herhangi bir kolektif kiflilik

aras› etkileflim ve iliflki;• do¤rudan ve yüzyüze ise • ayn› ya da yak›n bir mekânda sergileniyor ise• k›sa süreli bir zaman aral›¤›nda gerçeklefltiriliyor ise karfl›m›zda mikro bo-

yutta bir sosyal a¤ bulunuyor demektir. Ama etkileflim ve iliflki; • dolayl› ise• genifl bir zaman ve mekâna yay›lm›fl ise

Türkiye’de SosyolojininKurumsallaflmas›

1A M A ÇN

• çok say›da sosyal kifli ve/veya sosyal kifliler ile kolektif kiflilikler aras›ndakuruluyor ise, o zaman mezzo, giderek makro ölçekte bir sosyal a¤ ile kar-fl› karfl›yay›z demektir.

Mezzo ve makro ölçekli a¤larda sunum ile sunucusu aras› ba¤ zay›flam›fl, gide-rek kopmaya yüz tutmufltur. Sunum ve sunucusu aras› ba¤›n kopmaya bafllamas›y-la sosyal hayat da karmafl›klaflmaya bafllar; sunumlar basit sosyal a¤lardan koparve karmafl›k dolafl›m a¤lar›na dâhil olur. Sunumlar sunucular›n›n özel alanlar›nda-ki eylem (fiil/act) ve unsurlar olmaktan ç›kar kamusal alan›n edim (amel/agent) vesüreçleri haline gelir. ‹flte kurumsallaflma da sunumlar›n sunucular›ndan kopma-s›yla, anonim muhataplar taraf›ndan yeni de¤erlendirmelere konu edilmesiyle bafl-lar. Sosyal süreçler tekil sosyal birimleri aflan eyleflmeler dizisidir. Bu sebepledir kiörne¤in Bolu’nun Tekirler köyündeki topra¤›n›n verimi düfltü¤ü için Ankara’ya gö-çüp apartman görevlili¤i yapan Mehmet Kaplan’›n yaflam öyküsünün analizi ileAnkara’n›n kentleflme sürecinin analizi hem birbiriyle ilintili hem de birbirindençok farkl› dinamikler temelinde gerçeklefltirilecektir. Mehmet Kaplan’›n göçü sos-yal a¤da mikro boyutta bir olay iken Ankara’n›n kentleflmesi dolafl›m a¤›nda mez-zo hatta makro ölçekte de¤erlendirilebilecek bir süreçtir. Kent ise bu sürecin so-nunda ortaya ç›kan bir olgudur.

Sosyal süreçler olgular›, grup üstü birliktelik formlar›n›, giderek, kurumsallafla-bilir, yar› kurumsallaflm›fl ve kurumsallaflm›fl yap›lar› besler. Bu sürecin son aflama-s› yeni bir kolektif kiflili¤in ortaya ç›kmas›d›r. Kurumlar önceden belirlenmifl, top-lum taraf›ndan onaylanm›fl ve kendi içinde tutarl›l›k sergileyen, oldukça süreklisosyal örüntü, rol ve iliflki yap›s› olarak tan›mlanmaktad›r. Kurumsallaflma ise butan›mda geçen örüntü, rol ve iliflki yap›s›n›n önceden belirlenmesi, toplum taraf›n-dan onaylanmas› ve kendi içinde tutarl› hale getirilmesi sürecini ifade eder. Ku-rumsallaflma yönünde ilerleyen bir kolektif kiflilikte birincil de¤il ikincil iliflki a¤la-r›n›n kurulmas›, özel de¤il kamusal taleplerin gözetilmesi beklenir.

Kurumlar ve kurumsallaflma için flu kayna¤a bakabilirsiniz:Fichter, J. (2009). Sosyoloji Nedir, (9. bask›) (Çev. Nilgün Çelebi), Ankara: An› Yay›nc›l›k.

Toplum ad›n› verdi¤imiz belirli bir insan birlikteli¤i formu;• sunumlar›m›z›n,• etkileflim ve iliflkilerimizin etkilerinin,• bunlar üzerindeki yorumlar›n ve de¤erlendirmelerin içinde dolafl›ma girdi¤i

a¤d›r. Bu dolafl›m a¤›nda sunumlar›m›z, etkileflim ve iliflkilerimizin etkileri; o sunu-

mun ard›ndaki öznel niyetlerimize göre de¤il yürürlükte olan sosyal normlar do¤-rultusunda, o sunumun yol açt›¤› nesnel etkiye göre de¤erlendirilir. Dolafl›m a¤›(ya da toplum) öznel ve özel olan›n nesnel ve genel hale dönüfltü¤ü yerdir. Dola-fl›m a¤› sosyal psikolojinin sustu¤u, sosyolojinin konuflmaya bafllad›¤› yerdir. Ko-lektif kiflilikler kurumsallaflma sürecini tamamlam›fl ya da tamamlama yolundakiyap›lard›r.

Sosyal hayata birer kolektif kiflilik örne¤i olarak kat›labilmeyi amaçlayan bilimdallar› da bu kurumsallaflma süreçlerinden geçmek durumundad›r. Bilimin uluslararas›l›k niteli¤i, üstelik de sayg›de¤er bir etkinlik olarak kendisine yüksek bir sta-tü atfediliyor olmas› onun her toplumda ayn› kurumsallaflma seviyesinde bulun-mas› sonucunu do¤urmaz. Kimi toplumlarda baz› bilim dallar› daha çok di¤erleridaha az kurumsallaflm›flt›r. Bu ünitede sosyoloji bilim dal›n›n Türkiye’deki kurum-sallaflmas› konu edilmektedir.

52 Türkiye ’de Sosyolo j i

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

Sosyal hayat›n temel birimleri ve aralar›ndaki ba¤lant›lar konusunda daha genifl bilgileriçin flu kayna¤a bakabilirsiniz: Çelebi, N. (2007). Sosyoloji Notlar›, Ankara: An› Yay›nc›l›k.

SOSYOLOJ‹N‹N TÜRK‹YE’DE KURUMSALLAfiMAALANLARI

Sosyolojinin Türkiye’deki kurumsallaflma alanlar›n› de¤erlendire-bilmek.

Bir bilim dal›n›n kurumsallaflma sürecini o bilimin kendini sunabilece¤i çeflitlialanlar› gözlemleyerek incelemek mümkündür. Bu alanlar›n önde gelenlerini flöy-le s›ralayabiliriz:

• Kapa¤›nda o bilim dal›n›n ad›n› tafl›yan kitaplar›n yay›mlanmas›,• Kapa¤›nda o bilim dal›n›n ad›n› tafl›yan dergilerin ç›kar›lmas›, • Orta ve yüksek ö¤retim kurumlar›nda o bilim dal›n›n ad›na ders aç›lmas›,• O bilim dal›n›n yüksek ö¤retimde ba¤›ms›z diploma veren bölüm halinde

örgütlenmesi,• O bilim dal›n›n ad›na veya o dalda diploma sahibi olanlar›n unvanlar›na ifla-

ret eden derneklerin kurulmas›,• O bilim dal›n›n meslek olarak tan›mlanmas›. Bu alanlar›n her biri afla¤›da ayr› alt bölümler halinde ele al›nmaktad›r.

533. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

Sosyal Birimler

Sosyal Kifliler Kolektif Kiflilikler

Sosyal Ortama Sunulan Sunumlar

Yap›p Etmeler ‹mge ve SimgelerSözler/Yaz›lar

Sosyal A¤a Sunulan Eylemler

Eyleflmeler Temsiliyetler‹letiflim

Dolafl›m A¤› (Kamuya) Sunulan Edimler

Sosyal Süreçler

Çizelge 3.1Sosyal Hayat›nBirimleri, BirimlerinSunumlar›, Ortam veA¤lar

2A M A ÇN

‹lk Sosyoloji Kitaplar›ndan Günümüze

Sosyoloji alan›nda Türkiye’de yay›mlanm›fl ilk kitaplar› s›ralaya-bilmek.

Kitaplar bir bilim dal›n›n kurumsallaflmas›n›n çok önemli bir alan›n› teflkil eder.Çünkü bilimsel kitaplar›n o alan›n bilgisine yetkin bir flekilde sahip oldu¤u kabuledilen bir yazar taraf›ndan nisbeten kesinleflmifl kavramlar kullan›larak ve tutarl›l›kgösteren bilgilere dayan›larak yaz›lmas› beklenir. Bu sebepledir ki bilimsel bir ki-tap bafll› bafl›na bir kurumsallaflm›fl kiflilik arz eder.

Bir bilim dal›nda kitap yay›mlanmas› o bilim dal›nda bir’den fazla geliflmeninoldu¤unu gösterir. Bunlardan ilki; o dalda kitap yaz›lmas›na yetecek miktarda bil-gi birikiminin bulunmas›d›r. ‹kincisi; o dalda kitap yazacak bilgi birikimine sahipuzman kiflilerin yetiflmifl olmas›d›r. Üçüncüsü; o bilim dal›n›n bilgisini edinmek is-teyen bir kitlenin mevcut oldu¤unun varsay›lmas›d›r. Dördüncüsü; o bilim dal›n›nbilgisini ö¤renmek isteyenlerin say›s›n›n kitab›n yay›nc›s›na maddi kazanç sa¤la-maya yetecek ölçüde yüksek oldu¤unun hesaplanmas›d›r. O bilim dal›n›n bilgisi-ni merak eden bir okur kitlesinin olabilece¤i düflünülmektedir ki o alanda kitapyay›mlanm›fl olsun.

Sosyoloji bilim dünyas›na tan›t›ld›¤› ilk y›llardan itibaren Türkiye’de ilgi görmüflolan bir bilgi gövdesidir. Ne var ki sosyolojiye gösterilen bu ilgi saf bir entelektü-el ilgi olman›n d›fl›nda, belki ondan da çok, siyasi yönü güçlü bir ilgidir. Sosyolo-jiye meraklar›n odakland›¤› dönem olan 19. yüzy›l›n sonu ve 20. yüzy›l›n bafllar›n-da Osmanl› Devleti’nin entellektüelleri siyasi olarak da aktif bir konumda idiler.Toplumu tan›may› toplumu dönüfltürmek için de istemekte idiler. Aç›kt›r ki, Os-manl› Devleti’nin entelektüelleri ve yöneticileri toplumun yap›s›n›n nas›l oldu¤u,iflleyifl mekanizmas›n›n nas›l bir düzen sergiledi¤i, giderek toplum hayat›nda isten-meyen durumlarla nas›l bafla ç›k›labilece¤i gibi sorular›n cevab›n›n sosyoloji tara-f›ndan verilebilece¤i umuduyla sosyolojiye ilgi duymufllard›r. Osmanl› dönemindegözlemlenen bu durum Cumhuriyet döneminde de devam etmifltir. Sosyolojinintoplum üzerine söz söyleyen bir bilim dal› olmas› özellikle toplumu de¤ifltirmek,hatta dönüfltürmek isteyenlerin sosyolojiye yönelmelerinde etkili olmufltur. Okurkadar yazarlar›n da benimsedi¤i bu ilgi sosyoloji alan›nda yay›nlar›n içeri¤ini de et-kilemifltir. Sosyoloji bilgisinin dolafl›ma girmesini, ö¤renilmesini, üzerinde konu-flulmas›n›, giderek topluma yön vermek isteyenlerin ortak dili olmas›n› temin ede-cek ilk kanal kuflkusuz yay›n hayat›d›r. Bu noktada, yay›mlanan kitaplar›n sosyo-loji için mi yoksa toplumu dönüfltürmek için mi yaz›ld›¤›n› ay›rt etmenin önemi or-taya ç›kmaktad›r. Bu ayr›m› yapabilmenin bir yolu kitab›n kapa¤›nda “Sosyoloji”kelimesinin bulunup bulunmad›¤›na bakmakt›r.

Sosyoloji Türkiye’nin entelektüel ve siyasi hayat›na çeviri yoluyla girer. Türki-ye’de bafll›¤›nda “sosyoloji” yazan ilk kitap, Frans›zca’dan Türkçe’ye yap›lm›fl birçeviridir. Kitab›n yazar› Emile Bougle’dir. Kitab›n orijinal ad› “Qu’est ce que la so-ciologie”dir. Bu kitap çevirisi 1912 (1328) y›l›nda ‹stanbul’da yay›mlanm›flt›r. Kita-b›n Türkçe’deki ad› “‹lm-i ‹çtimai Nedir?”dir. Kitab› Türkçe’ye çeviren kiflinin ad›Mustafa Suphi’dir. Kitap “Mürettibin-i Osmaniyye Matbaas›”nda bas›lm›flt›r (Top-rak, 1988: 17). Kitap, Osmanl›ca alfabeyle yaz›lm›flt›r.

Hilmi Ziya Ülken; Türkçe olarak yay›mlanm›fl, bafll›¤›nda “sosyoloji” yazan ilktelif kitab›n ad›n›n “Sosyoloji” oldu¤unu yazar. Ona göre bu kitap 1911 y›l›nda Ma-

54 Türkiye ’de Sosyolo j i

3A M A ÇN

Mustafa Suphi 1882 y›l›ndaTürkiye’nin Do¤u Karadenizsahilinde yer alan Giresunflehrinde do¤mufltur. YineDo¤u Karadeniz k›y›s›nda birflehir olan Trabzonaç›klar›nda 28/29 Ocak1921 gecesinde bo¤ularakölmüfltür. Mustafa Suphi’niniçinde bulundu¤u bottakendinden baflkalar› davard›r. Bot, kim olduklar›hâlâ bilinmeyen kiflilercebat›r›lm›flt›r. Mustafa SuphiTürkiye Komünist Partisi’ninkurucusu ve ilk genelbaflkan›d›r. Suphi Ethem isedoktordur. Ülken, SuphiEthem’in sosyalist fikirleresahip oldu¤unu yazmaktad›r(1979: 201).

nast›r’da yay›mlanm›flt›r. Yazar› Suphi Ethem’dir (Ülken, 1979: 174). Ama söz ko-nusu kitab›n herhangi bir nüshas›na bugüne kadar ulafl›lamad›¤› için Ülken’in ver-di¤i bu bilgiyi ihtiyatla karfl›lamak gerekmektedir.

Türkçe’deki ilk sosyoloji ders kitab› ise Ziya Gökalp taraf›ndan yaz›lm›flt›r. Bukitap Ziya Gökalp’in ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde (Darulfünun Ede-biyat fiubesi) verdi¤i derslerin metnidir. Kitab›n ad›: “‹lm-i ‹çtimai” dir. Yay›m y›l›1913’tür (Rumi 1329). Kitap 64 sayfad›r. Kitab›n yay›m yeri ‹stanbul’dur. Yay›mc›s›Darulfünun-i Osmanî Edebiyat fiubesi’nden Hamit Sadi Selen’dir. Kitap Türkçe’dirama Osmanl›ca alfabeyle yaz›lm›flt›r. Kitap taflbask›s›d›r. Kitab›n ilk konusu “‹lm-i‹çtima’›n Tarihi Durkheim’dan” bafll›¤›n› tafl›r (Toprak, 1988: 16).

Birinci Dünya Savafl› ve ertesinde gelen Kurtulufl Savafl› tüm bilimsel etkinlik-lerde oldu¤u gibi sosyoloji için de bir gerileme de¤ilse bile bir duraklama dönemi-nin yaflanmas›na sebep olmufltur. Savafllardan sonra kurulan Cumhuriyet yöneti-minde de sosyolojiye duyulan ilgi devam etmifltir. Bunun kan›tlar›ndan biri Meh-met ‹zzet’in Hesse ve Gleyse adl› yazarlardan yapt›¤› çevirinin yay›m y›l›n›n 1923olmas›d›r. Bir di¤eri Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n 1926 y›l›ndan itibaren liselerde Sos-yoloji dersinin okutulmas›n› öngören karar›d›r. Talim Terbiye Kurulu’nun 25.4.1927tarihli karar› ile yazarlar› N. Sad›k Bonafos olarak ifade edilen “‹çtimaiyat” adl› ki-tap liselerde okutulmaya bafllanan ilk kitapt›r. Burada geçen N. Sad›k’›n NecmettinSad›k (Sadak) oldu¤u kesindir. Bonafos ise bir yabanc›d›r. Bu kitab›n asl› Bonafostaraf›ndan yaz›lm›fl fakat içeri¤i Necmettin Sadak taraf›ndan Türkiye’ye uyarlanm›fl-t›r. Liselerde okutulan di¤er bir kitap 5.10.1930 tarihli Talim Terbiye Kurulu karar›ile bas›lm›fl olan ve M. Servet taraf›ndan yaz›lan “Felsefe ve ‹çtimaiyat”t›r. TalimTerbiye Kurulu’nun onay verdi¤i di¤er bir kitap C.B. ve J.R. adl› yazarlardan Ka-z›m Nami Duru taraf›ndan çevrilen “Sosyolojinin Unsurlar›”d›r. Talim Terbiye Ku-rulu’nun 1943 y›l›nda onaylad›¤› “Toplumbilim” adl› kitap ise do¤rudan NecmettinSadak’›n ad›n› tafl›maktad›r. Daha sonra 1947 y›l›nda Hatemi Senih Sarp’›n” “EnSon Programa Göre Toplumbilim (Sosyoloji)” ve Haz›m Berge’nin “Sosyoloji” bafl-l›kl› kitaplar›n›n liselerde okutulmas›na onay verildi¤ini görmekteyiz. Talim Terbi-ye Kurulu’nun 1952 y›l›nda onaylad›¤› Nurettin Topçu’nun “Sosyoloji Lise 3”, 1954y›l›nda onaylad›¤› Kaz›m Baykal’›n “Sosyoloji Lise 3,” 1957 y›l›nda onaylad›¤› Os-man Pazarl›’n›n “Sosyoloji Lise 3. S›n›f” adl› kitaplar›n› ilerleyen y›llarda di¤er ki-taplar izlemifltir. (Çelebi,1999a).

‹lk sosyoloji kitaplar› neden sosyoloji bilimini tan›t›c› niteliktedir?

Geçmiflten günümüze üniversitelerde ders veren ö¤retim üyelerinin yay›mla-d›klar› kitaplara bak›ld›¤›nda yo¤unlafl›lan konular›n Sosyolojiye Girifl, SosyolojiTarihi, Sosyal Bilimler Metodolojisi gibi Genel Sosyoloji ve Metodoloji ile ilgilialanlarda oldu¤u gözlenmektedir. Aile, E¤itim, Suç, Din, Kültür, Bilgi, Göç, Kent,Geliflme, Kad›n, Gençlik, Yafll›l›k gibi alanlarda yay›mlanan kitaplar›n say›s› 1960-1980 aras›nda yavafl bir seyir izlemifl, 1980’den bu yana h›zl› bir art›fl sergilemifltir.

Günümüzde sosyoloji kitaplar›n›n yay›mlanmas› üniversiteler veya özel yay›-nevleri taraf›ndan gerçeklefltirilmektedir. Özel yay›nevlerinin pazarlama imkânlar›-n›n geniflli¤i kitaplar›n okurlara ulaflmas›n› kolaylaflt›rmaktad›r. Ancak, bu durumsaf entelektüel kayg›larla yaz›lm›fl kitaplar›n de¤il fakat sokaktaki vatandafl›n ilgisi-ni çekece¤i varsay›lan kitaplar›n piyasada dolafl›ma sunulmalar›na yol açmaktad›r.Bu ise bir yandan sosyolojik bilginin vulgarize edilmesi tehlikesini yan›nda tafl›r-ken bir yandan da sosyolojik bilginin dolafl›m a¤›na dâhil olarak kamusallaflmas›-

553. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

Kitab›n yazar› Ziya Gökalp23 Mart 1876’daDiyarbak›r’da do¤mufltur. 25Ekim 1924’te ‹stanbul’daölmüfltür. Ziya Gökalpçocuklu¤unda ve ilkgençli¤inde iyi bir e¤itimalm›flt›r. Meslek olarakseçti¤i veterinerlik e¤itiminiyar›m b›rakm›flt›r. GökalpOsmanl› Devleti’niny›k›lmas› ve yerine Türkmilliyetçili¤ine dayal› yenibir devletin kurulmas› içinmücadele veren ‹ttihat veTerakki Cemiyeti’nin merkezkomitesi üyesidir. Afla¤›dagörülece¤i gibi Ziya Gökalp,‹stanbul Üniversitesi’ndekiSosyoloji Kürsüsü’nün dekurucusudur. GökalpSosyoloji Kürsüsü’ndekiderslerine 30 Ocak 1919tarihine kadar devametmifltir. Gökalp 30 Ocak1919’da ‹stanbulÜniversitesi EdebiyatFakültesi ProfesörlerOdas›’nda iken, Ermeniolaylar› gerekçe gösterilerek‹ngiliz askerleri taraf›ndantutuklan›r. Önce Limni sonraMalta adas›na gönderilir.Gökalp, hakk›ndakisuçlamalar›n geçersizli¤iniispat ederek ülkeye dönerama akademiye dönmez(Kaçmazo¤lu, 2003: 52, 57-58).

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

1

na, yeni de¤erlendirmelere ve yorumlara tabi tutulmas›na yol açmaktad›r. Sosyolo-jik bilginin kitlelerce paylafl›lmas›, giderek bilimin günlük hayat›n içine bir dönüfl-türücü dinamik olarak girmesine yol açabilece¤i için olumlu bir geliflmedir.

‹lk Sosyoloji Dergilerinden Günümüze

Sosyoloji alan›nda Türkiye’de yay›mlanm›fl ilk dergileri s›ralaya-bilmek.

Kitap belli bir alandaki yerleflik bilgiyi okuyucusuna aktaran bir araçt›r. Kitaplarda-ki bilgiler nispeten paylafl›lm›fl, benimsenmifl, yerlefliklik kazanm›flt›r. Dergiler da-ha farkl› bir iflleve sahiptir. Dergilerdeki makaleler o alandaki en yeni bilgileri su-nar. Bu bilgi sunumlar› okurlar taraf›ndan benimsenebilir, benimsenmeyebilir ve-ya okur taraf›ndan yazar›n niyetinden daha farkl› yorumlara u¤rat›labilir. Dergininbir sonraki say›s›nda o makale üzerine farkl› aç›lardan yaz›lm›fl yeni makaleler ya-y›mlanabilir. Dergiler bilgilenme kadar tart›flma zeminleridir de. Yeni düflüncelerdergilerde yay›mlanarak dolafl›ma sokulur. Dergi makalelerinde sunulan düflünce-ler okurlar taraf›ndan de¤erlendirilir, elefltirilir, gerekirse yeni düflüncelerle besle-nir, de¤ifltirilir, gelifltirilir. Dergiler yoluyla dolafl›m a¤›na sokulan, kamusallaflt›r›lanbilgiler, dergi okurunun ya birebir gerçek hayattan edindi¤i deneyimleriyle karfl›-laflt›r›l›r ya da e¤er okur bir meslektafl ise bu kez akademik kayg›larla yeni bafltande¤erlendirilir. Sonuçta, o makalede ileri sürülen tez hayat›n gerçekleri ve alan›nuzmanlar› taraf›ndan ya bir yana b›rak›l›r ya da o bilim dal›n›n bilgi da¤arc›¤›n›ngüvenilir düflünceleri, kavramlar›, aç›klamalar› aras›na dâhil edilir. Bu nedenledirki dergiler bilim dünyas›n›n son derece canl› ortamlar›d›r.

Bu genel de¤erlendirme ›fl›¤›nda Türkiye’deki sosyoloji dergilerine bakt›¤›m›z-da tarih içinde nas›l bir geliflme çizgisi izliyoruz?

Öncelikle belirtelim ki, sosyoloji düflünce hayat›m›za kitaptan önce dergiler yo-luyla girmifltir. Her ne kadar Servet-i Fünun, Meflveret, Fecri Ati dergilerinin baz› sa-y›lar›nda sosyoloji ile ilgili baz› makaleler yay›mlanm›fl ise de kapa¤›nda sosyolojikelimesi olan ilk derginin ad› “Ulum-i ‹ktisadiyye ve ‹çtimaiyye Mecmuas›”d›r. Der-gi 1908-1911 y›llar› aras›nda yay›mlan›r. Dergiyi ç›karanlar: Ahmet fiuayp, MehmetCavit ve R›za Tevfik (Bölükbafl›)’dir. Derginin yay›m yeri ‹stanbul’dur. Dergi 27 sa-y› yay›mlanm›flt›r.

‹çinde sosyoloji makaleleri olan ikinci dergi “Bilgi Mecmuas›”d›r. Dergi, TürkBilgi Cemiyeti’nin yay›n›d›r. Yay›m y›l› 1914’tür. Dergi ‹stanbul’da yay›mlanm›flt›r(Toprak, 1987: 247-254).

Sosyoloji makaleleri yay›mlayan üçüncü dergi ‹stanbul Üniversitesi EdebiyatFakültesi Sosyoloji Kürsüsü’nün yan› s›ra 1915’te kurulan “‹çtimaiyyat Darülmesai-si” nin yay›n› olarak yay›mlanan “‹çtimaiyyat Mecmuas›”d›r. Günümüzde “Sosyolo-ji Dergisi” ad›yla ve yine ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümütaraf›ndan yay›mlanan bu dergi, bugüne kadar, araya baz› boflluklar girse de, ya-y›mlanmay› baflarabilen en köklü sosyoloji dergisidir. Dergi 1917 y›l› Nisan ay›ndayay›mlanmaya bafllam›flt›r. Yay›mc›s› Ziya Gökalp’tir. Derginin Osmanl›ca alfabey-le yay›mlanan ilk alt› say›s› 1997 y›l›nda Latin alfabesiyle yeniden bas›lm›flt›r (Me-riç-Yazan, 1997: viii).

1919-1920 y›llar› aras›nda alt› say› ç›kar›labilen “Mesleki ‹çtimai” adl› dergi iseayn› adl› Derne¤in yay›n› olarak Mehmet Ali fievki taraf›ndan yay›mlanm›flt›r. ‹stan-bul’da yay›mlanan bu dergide monografiler yay›mlanm›flt›r. (Sencer, 1088: 34).

56 Türkiye ’de Sosyolo j i

4A M A ÇN

Ulum-i ‹ktisadiye ve‹çtimaiye Mecmuas›’n›ç›karanlardan Ahmet fiuayp1876 y›l›nda ‹stanbul’dado¤mufl ve 1910’da‹stanbul’da ölmüfltür.(Ahmet fiuayp’›n ölüm tarihitart›flmal›d›r). Ahmet fiuayp‹stanbul Üniversitesi HukukFakültesi mezunudur. Ayn›yerde profesör olarakçal›flm›flt›r. Hukuk veEdebiyat Fakültesiö¤rencilerine Sosyolojidersleri vermifltir. Ahmetfiuayp sosyolojinin tümbilimlerin bafl› ve hepsininözeti oldu¤udüflüncesindedir. MehmetCavit maliyeci, R›za Tevfikise felsefecidir.

“‹stanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi” arkas›nda ‹stanbul Üniversitesi’nin ad›n›nbulundu¤u, dolay›s›yla kurumsal kimli¤i güçlü bir dergidir. Kurumsal kimli¤i onunkadar güçlü olmamakla birlikte sa¤lam içeri¤i ile sosyoloji dünyam›zda uzun y›llaryaflamas›n› sürdürmüfl bir di¤er dergi ise ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi’ndenProf. Dr. Ziyaeddin Fahri F›nd›ko¤lu’nun flahsi çabalar›yla yay›mlanm›flt›r. Bu dergi-nin ad› önceleri “‹fl” iken sonradan “‹fl ve Düflünce” olmufltur. Derginin ilk sayfas›n-da kurulufl y›l› olarak 1934 yazmaktad›r. Dergi Türkiye Harsî ve ‹çtimaî Araflt›rmalarDerne¤i taraf›ndan yay›mlanm›flt›r. Ancak ilerleyen y›llardaki say›larda dernek ad›kalkm›fl onun yerine sadece “Türkiye ‹ktisadî ve ‹çtimaî Araflt›rmalar Mecmuas›” iba-resi yaz›lm›flt›r. Kurumsal kimli¤i olan bir di¤er dergi ise yine ‹stanbul Üniversitesi ‹k-tisat Fakültesi taraf›ndan yay›mlanan “Sosyoloji Konferanslar›”d›r. ‹stanbul Üniversi-tesi ‹ktisat Fakültesi Metodoloji ve Sosyoloji Araflt›rmalar› Merkezi taraf›ndan iki y›l-da bir yay›mlanan bu çal›flma konferans tebli¤lerinden oluflmaktad›r.

Sosyoloji alan›nda yay›mlanan dergilerin meslektafllara m› yoksa tüm bir kamuya m› ses-lenen dergiler olmas› sosyolojinin kurumsallaflmas›na daha çok katk›da bulunur?

Bu dergilerin yan› s›ra günümüzde baz› üniversitelerin Sosyoloji Bölümleri’ninyay›mlad›klar› dergiler de vard›r. Kurumsal destekten çok akademisyenlerin kendiçabalar›yla ç›kard›klar› bu dergiler aras›nda Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nünç›kard›¤› “Sosyoloji” (“Seminer” ad› ile yay›na bafllam›flt›r), Hacettepe ÜniversitesiSosyoloji Bölümü’nün on-line ç›kard›¤› “Sosyolojik Araflt›rmalar Dergisi” say›labi-lir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün ç›-kard›¤› “Sosyoloji” dergisi kapanm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda bafll›¤›nda sosyoloji keli-mesi bulunmamakla birlikte çeflitli üniversitelerin Sosyal Bilimler Enstitüleri veyaEdebiyat Fakülteleri taraf›ndan ç›kar›lan kurumsal kimlikli dergilerde Sosyoloji Bö-lümleri’nin elemanlar›n›n makaleleri yay›mlanmaktad›r. Üniversiteler d›fl›nda özelyay›nevleri taraf›ndan “Toplum,” “Toplum Bilim” gibi adlarla yay›mlanan sayg›ndergiler de bulunmaktad›r. Alan›n önde gelen bir di¤er dergisi Sosyoloji Derne¤itaraf›ndan 2002 y›l›ndan beri hakemli olarak yay›mlanan “Sosyoloji Araflt›rmalar›Dergisi’dir. “Sosyoloji Araflt›rmalar› Dergisi” günümüzde on-line olarak yay›mlan-ma aflamas›ndad›r.

‹lk Sosyoloji Derslerinden Günümüze

Sosyolojinin Türkiye’de orta ve yüksek ö¤retim ders programlar›-na giriflini aç›klayabilmek.

E¤itim tarihi araflt›rmac›s› Osman Ergin’e göre ‹stanbul Üniversitesi Genel Edebiyatfiubesi’nde 1908 y›l›nda ‹lm-i ‹çtimai dersi programa konulmufl ancak bütçe yeter-sizli¤i nedeniyle bu ders verilememifltir (1941: 1011-1012). Türkiye’de ilk sosyolo-ji dersinin ne zaman ve kimin taraf›ndan verildi¤i tart›flmal›d›r (Çelebi, 2005: 76).Ölüm tarihi 1910 olarak kabul edilirse, ‹stanbul Üniversitesi’ndeki ilk sosyoloji der-sinin, F›nd›ko¤lu’nun “‹fl ve Düflünce” dergisinin 254. say›s›nda belirtti¤i üzere,Edebiyat Fakültesi içinde 1910 y›l›nda Ahmet fiuayp taraf›ndan verildi¤i ortaya ç›-kar. Dersin ad›: “‹lm-i Cemiyet” dir. Ancak, Ahmet fiuayp Hukuk Fakültesi’nin ho-cas›d›r. Ahmet fiuayp’›n verdi¤i bu ders günümüz ölçüleri içinde bir servis dersiolarak de¤erlendirilebilir. Ahmet fiuayp’›n ölümünden sonra Sosyoloji Kürsüsü ku-

573. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

2

5A M A ÇN

ruluncaya kadar geçen sürede sosyoloji dersinin kimin taraf›ndan verildi¤i noktas›tart›flmal›d›r. Eriflçi, sosyoloji dersinin 1913 y›l›nda verildi¤ini yazmaktad›r (1942).Öte yandan, Kafadar bu dersin Ziya Gökalp taraf›ndan verildi¤ini belirtmektedir(1998). Yukar›da de¤inilen ilk sosyoloji ders kitab› Ziya Gökalp’in verdi¤i bu ders-lerin bir derlemesi olarak bas›lm›flt›r. Kaçmazo¤lu, Türkiye’de ilk sosyoloji dersininorta ö¤retimde lise seviyesinde verildi¤ini belirtmektedir. Ders Ziya Gökalp tara-f›ndan 1911/1912 y›l›nda o zaman Türkiye s›n›rlar› içinde olan Selanik’teki ‹ttihatveTerakki Sultaniyesi’nde verilmifltir (Kaçmazo¤lu, 2003: 51-52).

Gökalp 1915-1919 y›llar› aras›nda “‹çtimaiyat ve Tatbikat” derslerinde “Aile veHukuk ‹çtimaiyat”; “Tarih-i Edyan” dersinde “Totemizm” konular›n› anlatm›flt›r. Budönemde ö¤rencisi Necmeddin Sad›k (Sadak) “Din ve Siyaset”, “Ahlâk ve Siyaset”,“Macchiavelli”, “Cemiyete Hakim Olan Akaid-i Ahlâkiye”, “Saint Simon”, “Nazari-yat-i Iktisadiye”, “Montesqueiu”, “Voltaire”, “Ansiklopedistler”, “Rousseau” konula-r›n› anlatm›flt›r (Yalvaç, 1985: 59-60). Gökalp’in 30 Ocak 1919’da tutuklanmas›ndansonra Kürsü’nün bafl›na Necmettin Sad›k (Sadak) geçer, Kürsü’yü 1927 y›l›na ka-dar yönetir (Ülken, 1979: 306). Necmeddin Sad›k 1921-1922 akademik y›l›nda “‹ç-timaiyat” dersinde “Sosyalizm, Komünizm, Sosyoloji” konular›n› anlat›r. Necmed-din Sad›k 1923-1924 akademik y›l›nda “‹çtimaiyat” dersinde flu konular› anlat›r: “‹ç-timaiyatta Usul”, “‹ktisadî ‹çtimaiyat”, “Siyasî ‹çtimaiyat”, “Hukuk ‹çtimaiyat›”, “Ah-lak, Din ve Sanat”. Önceki y›llarda ahlak ile ilgili dersler vermifl olan di¤er bir ö¤-retmen Mehmet ‹zzet ise bu akademik y›lda “Millet Nazariyeleri ve Milli Hayat”,“‹çtimai Hayatta Cürüm ve Ceza”, “Mesuliyet, S›dk, Dürüstlük” konular›nda derslervermifltir. Sömestre düzeninde verilen bu ders dönemindeki programda Ö¤renci-lerle Görüflme Saatleri de belirtilmektedir.

‹stanbul Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü’nün ilk yabanc› konuk profesörü 1924y›l›nda gelen Frans›z sosyolog Celestine Bougle’dir. Bougle Kürsü’de bir seri kon-ferans verir. Eski derslere ek olarak, 1929-1930 akademik y›l›nda Orhan Saadettinadl› bir ö¤retmen “Simmel Sosyolojisi” konusunda ders verir (Yalvaç, 1985: 61-64).

Günümüzde Sosyoloji Bölümleri’nde okutulan dersler ilk y›llarla karfl›laflt›r›la-mayacak ölçüde çeflitlenmifl, ö¤rencilere daha yo¤un bir sosyolojik bak›fl aç›s›, bil-gi ve beceri kazand›rmaya yönelen bir içerik kazanm›flt›r. Sosyoloji Bölümleri’ndeokutulan dersler ile sosyolog unvan› ile mezun olan gençlerin çal›flma alanlar› ara-s›nda yak›n bir ba¤›n bulunaca¤› aç›kt›r. Sosyoloji bilgisi topluma kitaplar, dergilerkadar mezun olan gençlerin çal›flt›klar› yerlerde sunacaklar› bilgi ve becerileriylede ulaflacakt›r. Sosyolojik bilginin kamusallaflmas›, paylafl›labilmesi, kamuda tan›-nabilir, kamunun taleplerine cevap verebilir duruma ulaflmas› halinde;

• birey olarak sosyologlar›n, • meslek olarak sosyologlu¤un,• bilim dal› olarak sosyolojinin de statülerinin yükselece¤i aç›kt›r. Sosyoloji ve

sosyologlar›n atfedilen statülerinin düflüklü¤ünden yak›nmak yerine baflar›-lan statülerini yükseltmek için atacaklar› ilk ad›mlardan biri Sosyoloji Bölüm-leri’nde verilen e¤itimin niteli¤inin sorgulanmas›d›r. Bu yönde verilecek ça-ba sosyolojinin kurumsallaflmas›n›n önemli bir dönemecini teflkil edecektir.

Sosyoloji ve sosyologlar›n atfedilen statülerinin mi baflar›lan statülerinin mi daha yüksekolmas› istenir?

58 Türkiye ’de Sosyolo j i

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

3

‹lk Sosyoloji Bölümlerinden Günümüze

Türkiye’deki üniversitelerde kurulan ilk sosyoloji bölümlerini de-¤erlendirebilmek.

Bir bilim dal›n›n üniversite yap›lanmas› içinde “Bölüm” olarak yer almas› o dal›nkurumsallaflmas›n›n çok önemli bir ad›m›d›r. Çünkü ba¤›ms›z bölüm olunmas› obilim dal›n›n özgün bir bilgi ve beceri alan› oldu¤unun üniversite yap›lanmas› için-de kabul edildi¤ine iflaret eder. Kurumsallaflma aç›s›ndan ba¤›ms›z olmak istenilenbir özelliktir.

Türkiye’deki üniversitelerde Sosyoloji Bölümleri günümüzde Edebiyat, Fen-Edebiyat Fakülteleri bünyesinde aç›labilmektedir. Baz› özel ve vak›f üniversitele-rinde ise ‹nsanî Bilimler Fakültesi çat›s› alt›nda yer ald›¤› gözlenmektedir. 2547 sa-y›l› yasa ile getirilen bu düzenlemeden önce Sosyoloji Bölümleri Sosyal Bilimler,Sosyal ve ‹darî Bilimler, Edebiyat gibi adlar› olan Fakültelerin çat›s› alt›nda aç›labil-mekteydi. (Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi 22 Haziran 1935 gün ve 2795 say›l› ka-nunla kurulmufl oldu¤u için ad› her zaman ayn› kalmaktad›r).

Üniversitelerdeki Bölüm örgütlenmeleri oldukça yenidir. Bölümler Anglo Sa-xon ülkelerin üniversite düzenlerinde temel birimlerdir. Daha önceden Bölüm de-¤il ama 19. yüzy›l K›ta Avrupas› ülkelerinin üniversite düzeninde karfl›laflt›¤›m›z veKürsü ad›yla an›lan bir yap›lanma bulunmaktayd›. Kürsüler akademik aç›dan ba-¤›ms›zl›¤› olan ancak idari aç›dan bir ya da birden fazla bilim dal› ile birlikte düflü-nülen birimlerdir.

Türkiye’deki üniversite yap›lanmas› içinde sosyoloji bilimi ilk önce Kürsü ola-rak kurulmufltur. ‹lk Sosyoloji Kürsüsü ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fel-sefe Bölümü içinde tesis edilmifltir. ‹stanbul Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü’nü 1914y›l›nda Ziya Gökalp kurmufltur (Coflkun, 1991: 14). Yukar›da Ahmet fiuayp’›n dasosyoloji dersi verdi¤i belirtilmiflti. Bir konunun “Ders” olarak okutulmas› ile o ko-nu için bir Kürsü kurulmas› aras›nda büyük fark vard›r. Kürsü akademik bir birim-dir; Kürsü ad› mezuniyet diplomas›nda yaz›l›r. Bu sebeple, “‹lk Sosyoloji KürsüsüEdebiyat Fakültesi içinde kurulmufltur” diyoruz. Türkiye’de bugün üniversitelerde“Kürsü” yoktur, “Bölüm” ve Bölüm’e ba¤l› “Anabilim Dallar›” vard›r.

Felsefe Bölümü’nden ba¤›ms›zlaflan ilk Sosyoloji Bölümü ‹stanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’dür. Y›l: 1961 (Yalvaç, 1985: 71). HacettepeÜniversitesi Sosyal ve ‹darî Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü ise do¤rudan do¤-ruya ba¤›ms›z bölüm olarak kurulan ilk Sosyoloji Bölümü’dür. Bu Bölüm 1964 y›-l›nda kurulmufl, 1965 y›l›ndan itibaren de lisans ö¤retimine bafllam›flt›r. Türkiye’ninüçüncü Sosyoloji Bölümü Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi bünyesindekurulmufltur. Ege Üniversitesi’nde 1976 y›l›nda kurulan Sosyal Bilimler FakültesiDavran›fl Bilimleri Bölümü içinde aç›lan sosyoloji program› 7.5.1979 tarihinde ba-¤›ms›zlaflarak Sosyoloji Bölümü ad›n› alm›flt›r. Ortado¤u Teknik Üniversitesi’ndesosyoloji ö¤retimi ise Sosyal Bilimler Bölümü içinde 1965 y›l›ndan sonra faaliyetebafllam›flt›r; ba¤›ms›z bölüm oluflunun tarihi 1982’dir. Bo¤aziçi Üniversitesi Sosyo-loji Bölümü de Sosyal Bilimler Bölümü içinde kurulmufl ve 1982 y›l›nda ba¤›ms›zbölüm halinde örgütlenmifltir.

1982 tarih ve 2547 say›l› Yükek Ö¤retim Kanunu uyar›nca kurulan SosyolojiBölümlerinden biri de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Sosyo-loji Bölümü’dür. Ancak, her ne kadar Bölüm’ün kurulufl tarihi yeni olsa da asl›nda

593. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

6A M A ÇN

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi bünyesi içindeki sosyoloji ö¤-retiminin tarihi oldukça geriye gider. Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Felsefe Bölü-mü içinde 1939-1940 akademik y›l›nda önce bir ders olarak aç›lan sosyoloji’ye1940-1941 akademik y›l›nda Ders fiubesi, 1948 y›l›nda Kürsü, 1982’de ise ba¤›ms›zBölüm statüsü verilmifltir (Çelebi, 1999b: 1-16).

Günümüzde Türkiye üniversitelerinin yar›s›ndan fazlas›nda Sosyoloji Bölümübulunmakta olup bu say› h›zla artarken bir yandan bu Bölümlerin yüksek lisans vedoktora programlar› da faaliyete geçmektedir. Bir bilim dal›nda aç›lan Bölüm say›-s›n›n ve o Bölüm’de ö¤renim gören ö¤rencilerin say›lar›n›n artmas› olumlu bir ge-liflmedir. Çünkü böylelikle gerek toplumun yüksek ö¤renim gören nüfusunun sa-y›s› artmakta gerek o bilim dal› üzerinden bilimsel bilginin genifl kitlelere ulaflma-s›n›n yolu aç›lm›fl olmaktad›r. E¤itilmifl nüfusa sahip olmak, genelde bilimsel dahaözel olarak da sosyolojik bilgi ile donanm›fl bir ifl gücü havuzuna sahip olmak hertoplum için istenilen ve özenilen bir durumdur. Bu aç›dan ülkede gerek yeni üni-versitelerin gerek yeni Sosyoloji Bölümleri’nin aç›lmalar› elefltirilecek de¤il destek-lenecek geliflmelerdir. Ancak Türkiye’deki Sosyoloji Bölümleri’nin akademik yap›-lanma içindeki kurumsallaflma h›zlar› ile kamuya sunduklar› sosyolojik bilgininmiktar› ve niteli¤i aras›nda bir aç›kl›¤›n bulundu¤u da ayr› bir gerçektir.

Sosyoloji Bölümlerinin say›sal art›fl› onlar›n kurumsallaflmalar›n›n göstergesi say›labilir mi?

Kamuya sunulan sosyolojik bilginin miktar›ndaki yetersizlik iki nedenden kay-naklanabilir: Ya üretilen bilgi miktar› s›n›rl›d›r ya da üretilen bilginin topluma su-nulmas›n› temin edecek sirkülasyon ajanlar› (yaz›l› ve görsel medya, yay›n dünya-s›, kamuya aç›k bilimsel toplant›lar gibi) s›n›rl›d›r. Kamuya sunulan bilginin niteli-¤iyle ilgili sorun ise karfl›m›za kamuya sunulan bilginin kamunun o bilgiyle ilgile-nen, o bilgiye gerek duyan kesiminin beklentileri ile uyuflumlu olmamas› halindeç›kar. Kamu, kendisine sunulan bilgiyi, o bilgi gereksinimlerine cevap teflkil etme-di¤i sürece görmeyecek, iflitmeyecektir. Dolay›s›yla, o bilgi kamuda paylafl›lmaya-cak, üzerinde de¤erlendirme yap›lmayacak, dolafl›m a¤›na dâhil edilmeyecektir.Bu, bölüm olarak yap›lanmak suretiyle kurumsallaflma aç›s›ndan önemli bir ad›matm›fl olan sosyolojinin meslek olarak kurumsallaflmas›n›n önünde önemli bir en-geldir. Bu durum sosyologlar›n kamuya ne tür bilgiler sunduklar› sorusunun sorul-mas›na yol açar.

Öncelikle, kamuda dolafl›ma giren sosyolojik bilginin Türkiye d›fl› ülkelerdeüretilmifl olan bilgi oldu¤u gözlenmektedir. Kuflkusuz, bilim evrensel bir etkinlik-tir ve bir bilim dal›nda üretilen bilgilerin herhangi bir s›n›rlama ile karfl›laflmaks›z›ndünyan›n her yöresine yay›lmas›n›n desteklenmesi gerekir. Ancak, suras› da birgerçektir ki sosyolojik bilgi, içinde üretildi¤i toplumun özellikleri ile yak›ndan ba¤-lant›l› olan bir bilgidir. Dolay›s›yla, ülkemizde sosyolojik bilginin dolafl›ma girme-sinin önündeki engellerden birinin kamuya sunulan bilginin, o kamunun gerçek-leriyle yeterince ba¤lant›l› olmamas›ndan kaynakland›¤› ileri sürülebilir.

Kuflkusuz bilimsel bilgilerin kültür ba¤›ml› olmaktan ç›kart›lmas› tamamenmümkün olmasa bile bir dereceye kadar mümkündür. Bu, o bilgilerin soyutlaflt›r›l-mas›yla gerçeklefltirilebilir. Ama soyutluk seviyesi çok yüksek olan bilgilerin somutdurumlar›n analizi için kullan›lmalar› gerekti¤inde ad›m ad›m yeniden gerçek ha-yat›n içine dönmek gerekecektir. Dönülen yer bilginin içinde üretildi¤i toplum isesorun yoktur. Ancak farkl› bir toplum sözkonusu ise, o zaman bilgi ile hayat›nuyuflmazl›¤› sorunuyla yüz yüze gelmek kaç›n›lmaz olur. Bir baflka ifade ile bilgi

60 Türkiye ’de Sosyolo j i

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

4

içinde üretildi¤i toplumun ve kültürün izlerinden ar›nacak ölçüde soyutlanm›fl bi-le olsa yine de bu bilginin bir baflka toplumun dolafl›m a¤›na üzerinde hiçbir uyar-lama yap›lmaks›z›n dâhil edilmesi do¤ru bir metodolojik tav›r de¤ildir. Bu ise bizigenelde Sosyoloji Bölümleri’nin Anabilim Dal› yap›lanmalar›na özelde de Temelve Uygulamal› Bilim anlay›fllar›n›n Sosyoloji içindeki önemine getirir.

Türkiye’deki Sosyoloji Bölümleri flu Anabilim Dallar›’ndan oluflmaktad›r: • Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dal›• Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dal›• Toplumsal Yap› ve De¤iflme Anabilim Dal›• Uygulamal› Sosyoloji Anabilim Dal›• Sosyometri Anabilim Dal›Anabilim dallar›n›n tan›mlanmas› ve içeriklerinin belirlenmesi 1994 y›l›nda An-

kara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün giriflimiyle bafllat›lan çal›flmalar sonundagerçeklefltirilmifltir. Bu ayr›mda flu iki ayr› eksen birbiriyle çaprazlanmaktad›r:

• Birinci eksen, sosyolo¤un sosyoloji yapma tarz›na iflaret eder.• ‹kinci eksen, sosyolojinin boyutlar›na iflaret eder.

Burada “sosyoloji yapma tarz›” derken kast edilen, sosyolo¤un Temel Araflt›r-ma m› yoksa Uygulamal› Araflt›rma m› yapmaya yöneldi¤idir.

Temel Araflt›rmalar kavram-kuram üretimine yönelen araflt›rmalard›r. Uygula-mal› Araflt›rmalar ise politika-üretimine yönelen araflt›rmalard›r. Kavram-kuramüretimini hedefleyen sosyolog için öncelikle önemli olan, yaflanan hayat› tutarl› vetutunumlu kavramlar kullanarak zihinde yeni bafltan kurabilmek ve sonra da bukurguyu sözle ifade edebilmektir. Zihindeki bu yeniden kurulum için sadece mev-cut kavramlar aras›nda yeni ba¤lant›lar oluflturmak yetmez. Zira d›fl dünya süreklide¤iflmekte, dönüflmekte, genifllemektedir. D›fl dünyan›n yeniliklerinden beslene-meyen zihin kurur, kabuklafl›r. Bu nedenle kavram-kuram yönelimli Temel Arafl-t›rmalar’›n sürekli yeni verilerle beslenmesi gerekir. Bu nedenledir ki bilimsel bil-ginin kuramsal ve görgül bilginin birleflmesiyle ortaya ç›kt›¤› iddia edilir.

Uygulamal› Araflt›rma yapmay› hedefleyen sosyolo¤un toplum yaflay›fl› içindekarfl›lafl›lan sorunlar›n tespiti ve çözümü konusunda yol gösterici olmas›, bu sorun-lar›n çözümü için politikalar önermesi beklenir. Bu ise, Temel Araflt›rma ile üreti-len bilimsel bilginin mevcut sorunun çözümü için dönüfltürülerek kullan›lmas› yo-

613. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

GSM

KS-SM

TYD

US

Makro

Mezzo

Mikro

Temel Araflt›rma Uygulamal› Araflt›rma

K›saltmalar:GSM: Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dal›TYD: Toplumsal Yap› ve De¤iflme Anabilim Dal›KS-SM: Kurumlar Sosyolojisi ve Sosyometri Anabilim Dal›US: Uygulamal› Sosyoloji Anabilim Dal›

Çizelge 3.2SosyolojiBölümleri’ninAnabilim Dallar›’n›nTopolojik Da¤›l›m›

luyla gerçeklefltirilir. Politika-yönelimli sosyolog temel bilim alan›nda üretilen bi-limsel bilgiyi sorun alan›na tafl›makla, sorunun çözümünde bir araç olarak kullan-makla, dolay›s›yla bilgiyi hayata uygulamakla, aplike etmekle yükümlüdür. Politi-ka-üretimi etkinli¤i, kamusal kaynaklar kullan›larak yürütülen bilim etkinli¤ininkamuya olan borcunu k›sa vadede ödemesinin bir yoludur. Politika-üretimi etkin-li¤i makrodan mikroya ve do¤al, sosyal ve teknik her boyut ve düzlemdeki hayatalan›na aklî ve ahlâkî bir müdahaledir.

‹kinci eksen, sosyolojinin makro-mezzo-mikro boyutlar›na iflaret eder. Makro-mezzo-mikro boyutlar› sosyal kifli ya da kolektif birimlerin sunumlar›ndan etkile-necek insanlar›n say›s›n›n azl›¤› veya çoklu¤unun yan›s›ra bir de sunumlar ile so-nuçlar› aras› mesafenin k›sal›¤› ya da uzunlu¤u dikkate al›narak çizilmektedir.

Buna göre, Birinci eksen itibariyle;• Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dal› ile Kurumlar Sosyolojisi Anabi-

lim Dal›- kavram-kuram yönelimli temel araflt›rma ve inceleme yapar,

• Toplumsal Yap› ve De¤iflme Anabilim Dal› ile Uygulamal› Sosyoloji Anabi-lim Dal› - politika yönelimli uygulamal› araflt›rma ve inceleme yapar.

‹kinci eksen itibariyle;• Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dal› ile Toplumsal Yap› ve De¤ifl-

me Anabilim Dal›- makro ve mezzo boyutta araflt›rma ve inceleme yapar,

• Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dal› ile Uygulamal› Sosyoloji Anabilim Dal›- mezzo ve mikro boyutta araflt›rma ve inceleme yapar.

Sosyoloji Bölümlerinin Anabilim Dallar›’n›n tan›mlanmas› ve canland›r›lmas›sosyolog-sosyoloji iliflkisinin kurumsallaflmas› aç›s›ndan olumlu bir geliflmedir. Buayr›m bir yandan sosyologlar›n uzmanl›k alanlar›n›n konu temelinde de¤il ama ko-nuyu ele al›fllar›ndaki e¤ilimlerine göre belirlenmesine yol açarken bir yandan dauzmanl›¤a dayal› sosyolojik bilgi birikiminin artmas›na ve bu birikimin farkl› ince-leme konular›na transfer edilebilmesine imkân vermektedir.

Söz gelimi politika yönelimli bir araflt›rmada makro düzlemde Türk hukuk sis-teminin küresel veya Avrupa Birli¤i hukuk sistemiyle uyumunu zorlaflt›ran koflul-lar›n giderilmesi ele al›nabilir. Mezzo düzlemde Türk hukuk sisteminin küresel hu-kuk sistemine uyarlanmas› aflamas›nda Türkiye’deki yarg› organlar› aras›nda do¤a-bilecek yetki-görev da¤›l›m›ndaki aksakl›klar konu edilebilir. Mikro düzlemde birtöre cinayetinde san›¤a verilecek cezada kültürel törelerin hafiflefltirici etkisinin so-nuçlar› araflt›r›labilir, çözümler önerilebilir. Ayn› konu kavram-kuram üretimineyönelen bir araflt›rmac› için, makro düzlemde Türk hukuk sisteminin küresel hu-kuk sistemiyle karfl›laflt›r›lmas› tarz›nda ele al›nabilir. Mezzo düzlemde Türkiye’de-ki yarg› organlar›n›n yap› ve iflleyiflinin küresel yarg› birimlerinin yap› ve iflleyifli ilekarfl›laflt›r›lmas› konu edilebilir. Mikro düzlemde ise töre cinayetlerinin sürdürül-mesi kültür-kiflilik iliflkileri ba¤lam›nda ele al›nabilir.

Bilim dallar›n›n kendi içlerinde alt dallara ayr›lmas› ve bilim insanlar›n›n bu altdallarda uzmanlaflmalar› bilginin y›¤›fl›ml› olarak artt›¤› günümüzde bir zorunlulukhaline gelmifltir. Kurumsallaflma belirli bir alandaki örüntülerin, rol ve iliflki yap›la-r›n›n, iflleyifl düzenlerinin bilinçli olarak belirlenmesi, onaylanmas› ve bu iflleyiflinkendi içinde tutarl› bir hale getirilmesi sürecini ifade ediyor ise, sosyolojinin altdallar›yla birlikte kurumsallaflma sürecine girmesini desteklemek gerekir.

62 Türkiye ’de Sosyolo j i

‹lk Sosyoloji Derneklerinden Günümüze

Türkiye’deki sosyoloji derneklerini s›ralayabilmek.

Bir bilim dal›n›n kurumsallaflmas›nda önemli ad›mlardan biri de o bilim dal›n›ndernekleflmesidir. Bilim dallar›n›n dernekleri bazen do¤rudan o bilimin ad›n› ba-zen da o bilim dal›nda çal›flanlar›n unvanlar›n› ifade eden adlar almaktad›r. Der-nekler o alanda ö¤retici, ö¤renci, mezun veya meslek ifa eden herkesi kapsayabil-me gücüne sahiptir. Bu nedenle oldukça genifl bir kitleye hitap ederler. Bu kadargenifl bir üye da¤›l›m›na sahip olduklar› için de güçleri Bölüm örgütlenmelerinegöre daha fazlad›r. Türkiye’de sosyolojinin dernekleflmesine bak›ld›¤›nda oldukçazengin bir geçmiflle karfl›laflmaktay›z. Ne var ki, geçmiflte kurulan bu derneklerinhiçbiri uzun ömürlü olmam›flt›r.

Türkiye’de ad›nda sosyoloji geçmese de sosyolojiyi oluflturucu parçalar›ndanbiri olarak ilan eden ilk dernek Türk Bilgi Cemiyetidir. Derne¤in kurulufl yönerge-sinde sosyolojiden özel olarak söz edilmekte, derne¤in alt dallar›ndan birinin sos-yoloji oldu¤u vurgulanmaktad›r. Türk Bilgi Cemiyeti 1913 y›l›nda ‹stanbul’da ku-rulmufltur. Derne¤in Frans›z Akademisi’nden etkilenerek kuruldu¤u söylenmekte-dir. (Toprak, 1988: 16). Derne¤in kurucular› aras›nda Ziya Gökalp de vard›r. Der-nek “Deney ve gözleme dayal› pozitivist bilim kavram›n›n önemini vurgulama”y›önde gelen amaçlar› aras›nda göstermektedir. Ne var ki, bu derne¤in ömrü uzunolmam›fl, I. Dünya Savafl›’n›n ç›kmas› üzerine, dernek, yay›mlad›¤› Bilgi Mecmua-s› ile birlikte, faaliyetini durdurmufltur. Türk Bilgi Cemiyeti k›sa ömürlü olmas›nara¤men, kap›lar›n› kendilerini sosyolog olarak tan›mlayan kimselere açan, sosyo-loji biliminin önemini vurgulayan ilk yap›lanmad›r.

Türkiye’de kurulan ikinci Sosyoloji Derne¤i, Mesleki ‹çtimaîdir. Bu dernek1918’de ‹stanbul’da kurulmufltur. Kurucusu Mehmet Ali fievki’dir. Derne¤in ayn›adla bir de dergi ç›kard›¤›na yukar›da de¤inilmifltir. Dernek 1920 y›l›nda KurtuluflSavafl›’n›n ç›kmas› üzerine kapanm›flt›r (Sencer, 1988: 34). Derne¤in üyelerininkimler oldu¤unu bilmiyoruz. Mehmet Ali fievki sosyoloji araflt›rmalar› da yapan ilksosyologlar›m›zdand›r.

Sosyologlar› flemsiyesi alt›na almaya yönelen üçüncü dernek Türk Felsefe Ce-miyetidir. Hilmi Ziya Ülken’in giriflimiyle, 1928 y›l›nda, liselerde felsefe ve sosyo-loji derslerini ö¤reten ö¤retmenler biraraya getirilerek kurulmufltur. Derne¤in mer-kezi ‹stanbul’dur. Dernek 1931 y›l›nda kapanm›flt›r. Dördüncü derne¤in ad› Türki-ye Harsî ve ‹çtimaî Araflt›rmalar Derne¤i’dir. Bu derne¤in ad› ile Ziyaeddin FahriF›nd›ko¤lu’nun yay›mlad›¤› “‹fl Dergisi”nin ilk y›llar›ndaki kapa¤›nda karfl›lafl›yo-ruz. Beflinci dernek Türk Sosyoloji Derne¤i’dir. Türk Sosyoloji Derne¤i02.12.1949’da Hilmi Ziya Ülken taraf›ndan ‹stanbul’da kurulmufltur. Dernek 1950y›l›nda kapanm›flt›r (Ülken, 1950: 137-139).

1950 y›l›ndan 1967 y›l›na kadar sosyologlar› bünyesinde toplamaya yönelenherhangi bir dernek yap›lanmas› ile karfl›laflm›yoruz. 1967 y›l›nda Sosyal BilimlerDerne¤i kurulmufltur. Derne¤in merkezi Ankara’d›r. 1978 y›l›nda Bakanlar Kurulukarar›yla derne¤in ad› Türk Sosyal Bilimler Derne¤i’ne çevrilmifltir. Derne¤in tüzü-¤ünde as›l amaç Türkiye’de sosyal bilimlerin geliflmesine hizmet etmek, bu yoldaçal›flmalar yapmak ya da yap›lan çal›flmalar› desteklemek, sosyal bilimler alan›ndaampirik araflt›rmalar›n ço¤almas›n› özendirmek, araflt›rma ve yay›n yolu ile Türki-

633. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

7A M A ÇN

ye’nin düflünce hayat›na katk›da bulunmak olarak ifade edilmifltir. Türk Sosyal Bi-limler Derne¤i tüzü¤ünün hiçbir yerinde sosyoloji ya da sosyolog kelimelerinedo¤rudan yer vermemifltir. Ancak tüm sosyal bilimcileri kapsama yönündeki tavr›dönemin özellikle akademisyen sosyologlar›n›n bu derne¤e üye olmalar›n› teflviketmifltir. Dernek Türkiye’de sosyal bilimcilerin ekip halinde çal›flmas›, araflt›rma ra-porlar›n›n kitap halinde yay›mlanmas›, araflt›rmalar›n sponsor kurulufllarca maddiolarak desteklenmesi, ulusal kongreler düzenlenmesi gibi uygulamalar› bafllatm›fl-t›r. Bunlar sosyolojinin kurumsallaflmas›na do¤rudan olmasa bile dolayl› olarakkatk›da bulunan giriflimlerdir. Türk Sosyal Bilimler Derne¤i uzun y›llar Uluslarara-s› Sosyoloji Derne¤i’nde Türkiye’yi temsil etmifltir.

Türk Sosyal Bilimler Derne¤i hakk›nda daha genifl bilgiyi derne¤in web sayfas›nda bulabi-lirsiniz: www.tsbd.org.tr

Günümüzde Türkiye’deki sosyologlar› çat›s› alt›nda toplayan iki dernek bulun-maktad›r. Bunlardan ilki Sosyoloji Derne¤i’dir. 1990 y›l›nda Ankara’da kurulan Sos-yoloji Derne¤i akademisyen sosyologlar kadar akademi d›fl›nda çal›flan sosyolog-lar› da üyeleri aras›na almaktad›r. Sosyoloji Derne¤i’nin Türkiye’de sosyolojininkurumsallaflmas› yönünde att›¤› ad›mlar aras›nda sosyal araflt›rmalar yapmak, buaraflt›rmalar›n raporlar›n› yay›mlamak, ulusal kongreler düzenlemek, “SosyolojiAraflt›rmalar› Dergisi” ad› ile hakemli bir dergi ç›karmak ve sosyologluk mesle¤i-nin tan›nmas› yönünde giriflimlerde bulunmak baflta gelmektedir. Sosyoloji Derne-¤i sosyologlar›n en uzun ömürlü derne¤idir. Günümüzde Uluslararas› SosyolojiDerne¤i’nde Türkiye’yi Sosyoloji Derne¤i temsil etmektedir.

Sosyoloji Derne¤i hakk›nda daha genifl bilgiyi derne¤in web sayfas›ndan edinebilirsiniz:www.sosyolojidernegi.org.tr

Sosyologlara yönelik faaliyette bulunan ikinci dernek Sosyoloji Mezunlar› Der-ne¤i’dir. 2007 y›l›nda ‹stanbul’da kurulan bu derne¤in tüzü¤ünün ilk maddesindesosyologlar›n mesleki, ekonomik, sosyal, toplumsal, kültürel sorunlar› ile ilgilen-meyi kendine amaç olarak belirledi¤i ifade edilmektedir. Dernek bünyesi içindeMesleki Haklar Komisyonu oluflturmufltur.

Sosyoloji Mezunlar› Derne¤i hakk›nda daha genifl bilgiyi derne¤in web sayfas›ndan edine-bilirsiniz: www.sosyolojimezunlar›.org

‹lk dönemlerde kurulan sosyoloji derneklerinin k›sa ömürlü olufllar› sosyolojinin kurum-sallaflmas›n› etkilemifl midir? Bu etkileme sosyolojinin geliflimi aç›s›ndan olumlu muolumsuz mudur?

Sosyolojinin Meslekleflmesi

Sosyolojinin Türkiye’deki meslekleflmesini tan›mlayabilmek.

Sosyoloji mesle¤inin Türkiye’de icra edilebilece¤i üç temel alan bulunmaktad›r. • Yüksek ö¤retimde akademisyenlik• Ortaö¤retimde ö¤retmenlik• ‹fl hayat›nda sosyologluk

64 Türkiye ’de Sosyolo j i

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

8A M A ÇN

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

5

Görülece¤i gibi bunlardan sadece sonuncusu sosyologluk mesle¤ine iflaret et-mektedir. Akademisyenlik ve ö¤retmenlik sosyologluk d›fl›nda ayr› mesleklerdir.Sosyolojinin meslekleflmesi derken kast edilen sosyologluk mesle¤idir.

Sosyoloji bir bilim dal› olmas›ndan dolay› bilimle u¤raflanlara akademisyenlikmesle¤inde çal›flma imkân›n› vermektedir. Akademisyenlik ö¤retim, araflt›rma veyay›n faaliyetlerini kapsamaktad›r. Araflt›rma ve yay›n akademisyenlerin sosyolog-luklar›n› hayata geçirebildikleri en önemli kanallar konumundad›r. Ancak e¤itimö¤retim yükünün a¤›rl›¤› akademisyenleri araflt›rma ve yay›n alan›nda istediklerikadar aktif olmaktan al›koymaktad›r. Sosyoloji bilimi ayn› zamanda ö¤retmenlikmesle¤inde çal›flma imkân›n› da vermektedir. Ö¤retmenlik do¤rudan do¤ruya ö¤-retim ve e¤itim ile ilgilidir. Ö¤retmenlik mesle¤inde olan sosyologlardan araflt›rmave yay›n yapmalar› beklenmez.

Di¤er taraftan sosyoloji ö¤renimi kiflilere orta ve yüksek ö¤retim kurumlar› d›-fl›nda sosyolog olarak çal›flma imkân›n› da sunmaktad›r. Ö¤retim kurumlar› d›fl›n-da çal›flan sosyologlar ö¤retim, araflt›rma ve yay›n yapman›n ötesinde de faaliyet-ler sergileyebilmektedirler. Sosyolojinin meslekleflmesi derken kast edilen sosyo-loglar›n ö¤retim kurumlar› d›fl›ndaki çal›flma alanlar›nda gelir getirici faaliyetleri,yetki ve sorumluluklar›d›r.

Ertekin mesle¤i kiflinin hayat›n› kazanmak ve geçimini sa¤lamak için sürekliolarak üzerinde çal›flt›¤› ifl veya fikir alan› olarak tan›mlamaktad›r. Ancak her yap›-lan ifl meslek olarak nitelenemez. Ertekin’e göre bir iflin meslek olarak nitelenebil-mesi için sahip olmas› gereken özellikler aras›nda flunlar s›ralanabilir:

• ‹flin sosyal bir de¤eri ifade etmesi,• Tarihsel bir süreklili¤i içermesi,• Kurumsal bir boyutunun olmas›,• Belirli teknikle yap›lmas›,• Piyasalaflm›fl olmas›, ücret karfl›l›¤› yap›l›yor olmas›,• Toplumda kifliye bir aidiyet duygusu kazand›rmas› (Ertekin, 1988: 36).Türkiye’deki sosyolojiyi bu aç›lardan de¤erlendirdi¤imizde sosyologlu¤un mes-

lekleflmesi konusunda at›lmas› gereken ad›mlar›n henüz hepsinin at›lmad›¤›n› gö-rüyoruz. Bu ad›mlar› atmalar› gerekenler ise öncelikle sosyoloji ö¤retiminin plan-lay›c›lar›d›r. Sosyoloji ö¤retiminin toplumun gereksindi¤i sorulara cevap veren, so-runlara çözüm öneren bir düzenlemeye tabi tutulmas› gerekir. Yukar›da s›ralananözelliklerden “‹flin sosyal bir de¤eri ifade etmesi” koflulu sosyolo¤un topluma su-naca¤› uzmanl›k bilgisinin toplumun bir soru veya sorunuyla ba¤lant›l› olmas› ge-rekti¤ine iflaret etmektedir. Söz konusu soru veya sorunlar makro seviyede toplu-mun tümünü ilgilendirdi¤i kadar, belirli kurumlar›n yap› veya iflleyiflleriyle ilgilimezzo seviyede veya birincil gruplardaki yüzyüze iliflkilerle ba¤lant›l› mikro sevi-yede karfl›m›za ç›kabilir. Sosyologluk mesle¤ini icra edenden beklenen, ö¤renimisüresince edindi¤i temel bilgisini karfl›s›na soru veya sorun olarak ç›kan konuyauyarlayabilmektir. Sosyolo¤un bu beceriyi sergileyebilmesi ise ö¤renimi s›ras›ndabu yönde e¤itilmesiyle ba¤lant›l›d›r. Sosyoloji ö¤retiminde sosyolog adaylar›na bil-gilerini sorunlar›n çözümü için nas›l uyarlayabilecekleri ö¤retilmelidir. Ne var kiüniversitelerimizdeki mevcut ö¤retim düzeni gençlere bu beceriyi kazand›rabilmekonusunda istenen baflar›y› sergileyememifltir. Bunda Sosyoloji Bölümleri’nin üni-versitelerin Edebiyat veya Fen-Edebiyat Fakülteleri bünyesinde yer almalar›n›n et-kisinin oldu¤u düflünülebilir. Çünkü bu Fakülteler ya temel araflt›rma yapan aka-demisyen ya da ö¤retmen yetifltirmek amac›yla kurulmufllard›r. Fakültenin amac›temel araflt›rmac› veya ö¤retmen yetifltirmek olunca böyle bir yap› içinden sorun

653. Ünite - Türk iye ’de Sosyolo j in in Kurumsal laflmas›

çözmeye yönelik uygulamac› sosyolog yetifltirme girifliminin baflar› flans› yeterinceyüksek olmayabilir.

Öte yandan ayn› fakülte örgütlenmeleri içinde yer alan Psikoloji Bölümleri’nebak›ld›¤›nda bu sorunun afl›labilmesinin mümkün oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Psi-kolojinin meslekleflmede gösterdi¤i baflar›n›n sosyoloji için de gerçekleflmesininkoflullar›n› haz›rlamak ise öncelikle akademisyen sosyologlara düflmektedir. ‹lginçolan nokta sosyolojinin meslekleflmesinin önemi ve gere¤i ile sosyologlu¤un mes-lek olarak sosyal kabulü konusunda bugün önerilebilecek olan çarelerin ProfesörGerhard Kessler’in 1934 y›l›nda sosyal hayat›n sorunlar›n› çözmeye yönelen sosyo-loglar›n yetifltirilmesi gere¤ine iflaret eden ifadesinde dile getirilmifl olmas›d›r.

Mesleklerin sosyal bir de¤eri ifade etmesi ile mesleki bilginin kamuda dolafl›m a¤›na gir-mesi aras›nda nas›l bir ba¤lant› vard›r?

SONUÇTürkiye’deki sosyoloji bilim dal›n›n kurumsallaflmas›n› konu edinen bu ünite bizeTürkiye’deki sosyolojinin tarihine de bakma imkân›n› vermifltir. Tarihsel veriler bi-ze sosyolojinin Türkiye’de oldukça köklü bir geçmiflinin bulundu¤unu göstermek-tedir. Özellikle ‹stanbul Üniversitesi’nde bafllayan sosyoloji ilgisi zamanla Anka-ra’daki üniversitelere de geçmifl, arada birtak›m kesintiler olmas›na ra¤men günü-müzdeki seviyesine ulaflabilmifltir. Sosyolojinin kurumsallaflmas›nda gelinen noktagelecek aç›s›ndan umut vericidir. Alan›n kitaplar›, dergileri, üniversitelerde aç›lanbölümler, di¤er bölümlerden sosyoloji derslerine gösterilen talepler, dernek faali-yetleri asl›nda sosyolojinin kurumsallaflmas›nda ileri bir seviyeye ulafl›ld›¤›n› gös-termektedir. Bundan sonra yap›lmas› gerekenler ise sosyologluk mesle¤inin ara-nan bir mesle¤e dönüflmesidir. Sosyologlu¤un meslekleflmesi, giderek profesyonelbir meslek halini almas› Türkiye’deki sosyolojinin kurumsallaflmas›n›n baflar›ld›¤›-n›n iflareti olacaktir.

66 Türkiye ’de Sosyolo j i

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

6