28
Türkiye’de bir Dans Sosyolojisi için Peşrev * Hasan Ünal Nalbantoğlu ** Sosyolojik çalışmalardan öğrenilenler arasında önemli bir konu da şudur: bazen kendi uğraş, meslek çevrenize dışarıdan bakan bir yabancı çeşitli ‘nesnel’ nedenlerle sorgulamasız kabul edegeldiğiniz dolayısıyla da süreç içinde körleştiğiniz görüngü ve olgulara yeni bir ışık tutabilir. Tüm önyargıları, parçacılığı ve eksikliğine rağmen, yerine göre bu yabancının görüş, değerlendirme ve yargılamaları bilmeden kabullenme tembelliği içine düştüğümüz işleyişleri, giderek de kanıksadığımız benlik kurgumuzu yeniden düşünmeye itebilir bizleri. Bu yazı çerçevesinde, ileriye dönük birkaç işaret dışında konunun hakkını veren bir ‘dans sosyolojisi’ yapabileceğimi sanmıyorum. Gene de geleceğin olası araştırmacılarının dikkatini bazı noktalara çekmek yararlı olacak. Türkiye’de ‘devlet’ ya da ‘özel’ güdümlü dans pratiğinin sergilediği farklılıklar gözönünde tutularak, bu pratiğin biçimlenişini belirleyen, deyim yerindeyse ‘felsefeler,’ bu işleyişe özgü iç iktidar ilişkileri vb. henüz ciddi bir sosyolojik inceleme konusu olmuş değil. Dans söz konusu olduğunda tüm bu anlatılanların yerleştirilip anlamlandırılması için aynı * Yazı ilk biçimiyle Beşinci ODTÜ Uluslararası Çağdaş Dans Günleri’nde (13-14-15 Mart 2003) konuşma olarak sunulmuş olup sonradan Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nce düzenlenen ‘Dans Günleri’ (26-28 Nisan 2006) etkinliği kapsamında verilecek seminer için yeniden düzenlenmiştir. * ** ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi.

Türkiye'de Bir Dans Sosyolojisi Için Peşrev

Embed Size (px)

DESCRIPTION

dans

Citation preview

Tarih Boyunca Bedenin Alglan

PAGE 17

Trkiyede bir Dans Sosyolojisi iin Perev *Hasan nal Nalbantolu**Sosyolojik almalardan renilenler arasnda nemli bir konu da udur: bazen kendi ura, meslek evrenize dardan bakan bir yabanc eitli nesnel nedenlerle sorgulamasz kabul edegeldiiniz dolaysyla da sre iinde krletiiniz grng ve olgulara yeni bir k tutabilir. Tm nyarglar, paracl ve eksikliine ramen, yerine gre bu yabancnn gr, deerlendirme ve yarglamalar bilmeden kabullenme tembellii iine dtmz ileyileri, giderek de kanksadmz benlik kurgumuzu yeniden dnmeye itebilir bizleri. Bu yaz erevesinde, ileriye dnk birka iaret dnda konunun hakkn veren bir dans sosyolojisi yapabileceimi sanmyorum. Gene de gelecein olas aratrmaclarnn dikkatini baz noktalara ekmek yararl olacak. Trkiyede devlet ya da zel gdml dans pratiinin sergiledii farkllklar gznnde tutularak, bu pratiin biimleniini belirleyen, deyim yerindeyse felsefeler, bu ileyie zg i iktidar ilikileri vb. henz ciddi bir sosyolojik inceleme konusu olmu deil. Dans sz konusu olduunda tm bu anlatlanlarn yerletirilip anlamlandrlmas iin ayn konunun toplumsal-ekonomik-kltrel ve siyasi boyutlarna da yakndan baklmas gerei apak ortada.

Yetime ve alma koullar dnldnde de danslarn bir alt-kltr oluturmas ok doal; ama rnein Trkiyede genelde devlet konservatuvar rencileri, zelde de devlet balesindeki danslarn almadan arta kalan zamanlarda bile neden d-evreler karsnda belirgin bir kapallk sergilediklerinin yapsal-kltrel bir zmlemesi yaplm deil. Bu nedenle, bu belirgin ie-dnkl aklamaya alan ama ksm doruluk tasa da btnlkten uzak gzlemlerle yetiniyorum imdilik. Bu ise dans alt-kltrnn yalnzca bir cephesi. Belki de danslarn bozamann esas belirleyen bir baka etken de gnbegn pratik almann, provann ar basks altnda bedenin ar yklendii alma ortamdr. Ne sosyolojik bir aratrmann ne de kltrel bir deerlendirmenin bedencan (bodysoul) yakndan ilgilendiren bu gerei gzard edemeyecei apak ortada. ylesine ereveli kat bir ortam niteleyen ykl alma programlar gz nnde tutulduunda acaba hem dans alannda hem de tesinde rnein okuma ve dnme etkinliine ne kadar zaman kalabilmektedir danslara acaba diye sormak geiyor insann iinden doal olarak. Bu gibi birbiriyle yakndan ilintili bir ok soru usumuza vurmakla birlikte, konumuzun ileride mutlaka ele alnp irdelenmesi gerektiini dndm bu toplumsal-kltrel boyutunu imdilik hatrlatmakla yetinelim. Gene de sanat sosyolojisi olarak bilinen alann srekli baars baz meseleleri dans alan iin sorunlatrmaya alrsak acaba nereye varrz? Yazda srdrlecek tartmann yalnzca bir balang, olumlu bir kkrtma olduunu belirtmek gerekir.Konu dans olunca gnmzde pek bir popler beden sorusuyla dorudan yzyze geliriz kanlmaz olarak. Byle olduunda sosyoloun da konumu ister istemez gnmzde gittike beden konusuna eilen bir disiplinden gelen dans alan-dndan bir yabancnnkidir. Esas nemlisi ise u beklenti: yazda ihtiyatla ve snrl alacak noktalarn, her trden dans alan alanlar arasnda bir lde yank bulmas; yabancnn dardan bakyla konulandrlan sorularn onlarn gznde bir geerlii varsa eer, ayn sorulara ve yabanc tarafndan dnlmemi bakalarna yant getirmek ya da en azndan aramak abas iine bizzat kendilerinin girmeleri. Ama yalnzca bundan ibaret deil gerekletirmek istediim. Mdahalemin bir baka amac daha var ki o da u: zellikle Avrupa-merkezci sanat anlaynn hegemonyasn srdrd yerleik klsik ve ada bale ile baka modern dans alanlarnda yorulagelen pratiin ve dans kimliinin, ou kez grmezlikten gelme yoluyla dtalanan, gnmzdeki moda bir szckle, teki dans anlaylaryla yzleerek kendi kimliini yeniden dnmeye zorlanmas (bilerek balamas demiyorum). Gemite zellikle mzik ve dans alannda bu ynde giriimler olduu gereini gzard etmiyorum; ama hl yolun banda gibiyiz. stelik paras olduumuz Bat dnyasnda bile, tekiyle karlamann her zaman hazmedilemediini, mzikte snrl lde geliir grnen symbiosisin dans alannda yle pek de kolay olumadn ne srmek mmkn. Bunun en iyi rneklerinden biri de, aada deineceimiz Hindistana zg bambaka yaam grleri ve deneyimlerinden kan ama yle olduu kadar artc zarafetteki mzik ve dans sanatlardr.En basit organizmadan balayarak canllarn cisim/beden olarak hareketleri ile doadaki seslerin iielii kendiliinden bir yknmeye (mimesis, Nachahmung) hemen yol amaz. Ne zamanki ok ynl erek ve aralarn saptand toplumsal-tarihsel sreler yani insann dildnyas iinde bu gerekliin kendisi yer tutar, ite o zaman gerek anlamda bir yknmeden sz edilebilir. Nitel bir srama oluturan uzun ve karmak bir sre sonundadr ki, bildik her tr mzik ve dans niteleyen yknme gerlerde av, yerleiklerde ekme-bime gibi almadan ya da almann deiik trlerindeki ritmlere uyarl uzuv, beden hareketleri ve seslerden kaynaklanr. Bu gelimenin balarda henz adna mzik ya da dans denilen ayrm toplum pratiine zg nitelik tad pek sylenemez. Bildiimiz kadaryla, salt insan cinsini (genus) niteleyen u gerek yani karlan sesler zerindeki toplumsal uylamla gelien doal az ve beden dillerinin farkl yrngelerde insan varoluunu sarmalaylar, deiik alma srelerinin (av, ekme-bime vb.) getirdii ritm hissiyle yakndan ilikilidir. Bir nceki aama zerinde ykselen bu ikinci ve nitelik olarak farkl ileyiin ok uzun bir tarih sreci oluturan ileri ve daha gelimi aamalarnda yknmenin balardaki alma srelerine dolaysz ballktan koparak kendilerine zg soyut nitelik ve kalplar, biimler kazandna tank oluyoruz. Bu arada hatrlayalm, antik ada vezine vurulmu szcklerin, yani iirin de beden hareketleri ve dansla birlikte terennm edildii bilinmektedir. Bunun yannda bilmemizde yarar olan bir baka konu da o zamanlar sahnelenen oyunlarn, sahnede yer alan koro ve danslarn nasl bir meknda yer alaca, izleyici tarafndan nasl temaa edilecei sorusunun bugnn tersine asla n planda yer almaddr. rnein bir Aristotelesin gznde temaa (opsis) izleyicilerin duygularn ne denli etkilerse etkilesin, sahnelenen eserin (szgelimi tragedyann) gc yannda en az neme sahip gedir. Bu nedenle, gnmzn sabit sahne dzeni, dekor vb. trnden soyut mekn kurgusuna uygun sahneleme anlayn uzak gemii aklamak iin seferber etmenin pek bir anlam yok. Bunun nedeni de ok ak: birok kadim kavim gibi Yunanllarn kafasnda da .. 5. Yzyl gibi grece ge bir zamanda bile yer (topos) ve hareketden bamsz bir mekn kavray yoktu. Zaten dillerinde de soyut mekn anlamnda bir szck bulunmuyor. Modern aa zg saplantlarmzla ille de eski Yunanda mekn arayacaksak, bunun ancak cisim ve bedenlerin hareketi devinimince yaratlan dsel, hodolojik (Yunanca izlenen yol, patika vb. anlamna gelen hodos szcnden) bir mekn olduu sylenebilir. Burada rnein rakseden, danseden bir insan bedeninin, yer neresi olursa olsun, bir oyun ya da gsteri nerede sahnelenirse sahnelensin, konuya uygun bir dsel yeri izleyicilerin toplu imgeleminde yarattn, izleyenlerin imgelemini etkin olmaya kkrttn dnebiliriz.Gelelim biz asl cemaat ethosunun yani alkanlk ve trelerinin gmekte olduu, artk bireyleilen, stelik bu bireylemenin de srde kalmann getirdii edilgenlemeyle birlikte gittii (rnein, bir gsteriyi edilgen almlayclar olarak izleyenler) gnmze; zellikle de lkemizde dans sanatnn en genel hatlaryla panoramasna. Gnmz Trkiyesinde hem klsik balenin hem de bir bakma ondan etkilenirken koparak beyaz (=klsik) baleye zg dar kalplar dna kan ada ve modern dans trlerinin bir yerlere geldiini teslim etmeliyiz. Danslarmzn darda kazand baarlar bunun ak gstergeleri arasnda. Bu ilerlemeyi son onyllarda dier alanlarda da says artan baarlarla birlikte dnmemiz gerekiyor. Gene de baar gdsnn sanat ve sanat iin bir de bedeli var gibi - ki buna birazdan geleceiz.

Tm bu olumlu gelimeler yannda, zellikle klsik bale d dans trleri son zamanlarda salt devlet gdm ve denetiminde ve devletin kltr aygtlarndan biri olarak ileyen Devlet Opera ve Balesi dna taarak baka kamusal ve zel kurulular yoluyla da serpilmeye balad. Bu gelimenin bir cephesi de dansa ilgi duyanlarn yalnzca profesyonel dans yetitirmek ilevi gren Devlet Konservatuvar bnyesindeki rencilerle snrlanmay, baka disiplinlerde eitimini srdren renciler arasnda bile amatr ruhla ama evkle dans yapanlarn saysnn giderek artyor olmas. Amatr ruhu hi de yabana atmamak gerekir. Hele profesyonellik olgusunun giderek yaamn baka alanlarn dtalayarak gnmz kitle toplumu bireyinin bedencann bir tr yoksunluk, mahrumiyet iine ittii dnldnde. imdilerde kltrn giderek devlet-ulus - bilerek ulus-devlet demiyorum - tekelinden karken, szcn anlamn yavanlatracak denli kltrcklere blnyor olmas nceden akla gelmeyen yeni tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Yalnzca dans camiasn deil, genelde hepimizi kendi dar alma alannda at gzlkleri takm uzmanlklara iten bir ileyi sz konusu burada. Bu da bizleri ayn darack alanlarda skp tutsak kalmaya, varlndan haberdar olsak bile her birimizi zenginletirecei kukusuz baka yaam alan ve dzeylerine kaytsz kalmaya zorluyor. inin ehli olmann, srdrd urata mkemmellii aramann nemini yadsdm sanlmasn. Tam tersine! Alt izilmesi gereken esas tehlike, gnmzde yeni teknolojiler nedeniyle ivmesi hzlanan pazar ileyii ve metalar dolamnn bir kltr endstrisi ve kltr ticaretine de yol am olmas. Dans alannn da tpk bir endstri ve ticaret gibi ilemeye balamasnn ciddi dourgular, bu sanat alanna kard ciddi bir fatura vardr. Demem u ki, bugn artk tm teki seri retim mallarnda grld gibi, arlkla Batdan ithal tekdze fikirler, imaj kalplar, dans figrleriyle yzyzeyiz. Dansn sancl da olsa giderek devlet-ulus tekelinden kyor olmas, sanlann tersine, dans sanatn bir boyunduruktan kurtararak zgrletirir gibi grnrken pekl bir baka sultann altna sokuyor olabilir. Sakn bu saptamadan zaman iinde belirli tarihsel srelerde dans alannda olumu temel standardlarn renilmesine kar ktm sonucu karlmasn. aret etmek istediim asl tehlike, bir sanat olduu srarla vurgulanan dans gibi yaam etkinliklerinin de seri retim dzeninin basks altnda, farknda olmadan tpk birer endstri ve i alan olarak grlmeye balanmas. Devletin kstl kaynaklar (bte, denek vb.) nedeniyle, devlet kurulularnn bile balarda masum bir giriim saylabilecek, paral hmi (sponsor) aramak zorunda kalyor oluu bu yeni durumun yalnzca bir yn. Bu gzlemimiz dans trlerine ilikin yeni gelimelerde Avrupa ile Amerika arasnda fark bulunduu gereini de gzard ediyor deil. En azndan klsik bale ve ada dans sanatlarndaki eitim model ve izlekleri dsnldnde, byle bir farkdan sz edilebilir elbette. Hi kukusuz Avrupada bile hmilerle danslar ve dans kumpanyalar arasnda sklkla beliren gerilim ve hatta atmalardan burada sz etmemiz mmkn. (rnein cmert ruhlu hmi Harry Kesslerin kzkardeine belirttii zere, aslnda ok sevdii Sergey Pavlovitch Diaghilev ve onun Ballets Russesu ile kendisi arasnda ksmen Vaslav Fomich Nijinsky olay nedeniyle ortaya kan gerilimi petites causes grandes emotions olarak niteleyii) Esas tedirginlik verici gelime ise yukarda deindiimiz imalt sanayiine zg ablon ve dizgelerin salt mecaz olarak dn alnmasyla yetinilmeyip dans bedencannn da (bodysoul) salt bir makine gibi alglanarak, altrlmas; daha da vahimi, bizzat dansnn kendisinin bu yeni durumu kanksayarak bedeninin makineye dnmesini hi sorgulamasz kabulleniyor oluu. verenler ve altranlar gznde bilinli ya da bilinsizce birer insan kayna olarak dnlmeleri bir yana, danslarn kendileri de u hi de masum olmayan danseden makine (the machine that dances) szcn tartmakszn, szgelimi bir zel dans kumpanyasnda alyorlarsa, kltr pazarndaki ileyiin (en bata da gie haslat) zoruyla benimsenen denetimlere boyun emeye, giderek de kendi bedencanlarn sanki kendi dlarnda bir nesne, kendilerini de bir tr insan malzeme olarak grmeye balarlar. Bir baka deyile, kendi bedencanlarna yabanclaarak onlar kuatan koullar, nesnel durumu bilmeden kanksar, dahas iselletirirler. te yaznn banda sz edilen krlemeye dardan bakmann yarar tam da bu noktada ortaya kar. Buraya kadarki tartmadan anlalabilecei gibi, gnmzn dans alannda mkemmellik araynn altnda yatan sorunun esas kayna urada aranmaldr: artk tam da dans alanna saygnlk kazandran tm bu mkemmellik abalarnda, ada endstriyel dnyaya zg ve ou kez bu mkemmelliin faturasn bizzat dansya deten bir sorgulama yokluu ya da eksikliinden ve bunun nedenlerinden sz etmek gerekmiyor mu? nsan trne zg duygularn ayn zamanda bedensel olduunun en gzel ifadesi ve ak ispat olan dans alannda bile bedenin bir nesneye dntrlmesi bir yana, bir makine gibi de dnlmesi sakn bu durumun nde gelen nedenlerinden olmasn?

Bugn artk kanksanm bu gelimenin erken rneklerini 1920ler Almanyasndan getirebiliriz. rnein Mary Wigman 1927de km bir yazsnda jimnastiin ne dans ne de spor olmamakla birlikte her ikisinden de geler tadn ve maksimum performans hedeflemesi gereken bir beden kltrnn Almanlarca gelitirilmesinde vazgeilmez ruhsal (geistige?) bir ortak payda oluturduunu ne sryor. Ama bir dans olarak unu sylemesi ilgin: Beden ancak bir alet olduunda dans jimnastikten ayrlmaya balar. Ne zaman ki psikolojik ifade ak seik bir biimsel dil ynnde incelir, o zaman danstan sz edilebilir. Marielouise Fleisser de bir modern tip olarak atletleri, genelde de imdiki sporcu ruhunun kitle toplumunda ada sanatla ilikisini kopararak uzaklamasn ele alan ksa bir yazsnda (1929) yle demektedir: Bir deyile, atletin farkl boyuta sahip bir varlk olarak geici bir kimyasal bilekeye girdiini syleyebiliriz. Bu bileim tpk bir ubuun ektii yldrm gibi, formunun zirvesinde ileyen bir bedence gerekletirilebilirAtletlerin ii bedenlerindeki enerji vastasyla mmkn olduunca erareye benzemektir. Kendini erareye ekmek, bunun iin gereken gerilimi toplamak, modern insan tipine zg sinir gcn oluturan [tek] tutkudur.

Dncede kartezyen parterlerde koturmayla gelen, en azndan pekien soyut zaman ve mekn anlayyla donatl ve ivmesi hep artan teknolojik bulu ve gerelerle bezeli modern dnyaya zg dnce tarz burada da kendini da vurur. Ayn hazr ablonlu aktan dans da payn almaktadr. Yukarda sz edilen dnemde modern dnyada seyahat ve dansn ne anlama geldiinin hem varolusal hem de felsefi bir tartmasnn yer ald enfes bir yazsnda Siegfried Kracauer bu ynde ok ilgin saptamalarda bulunmutu.

Dansy, tpk bir makine gibi geometrik, stelik bir deri bir kemik grmenin ise imdilerde ar ve zararl lde yaygnlatn, hatta derinletiini syleyebiliriz. Gnmzde varlan noktada, danseden makine ile saatte bilmem ka kilometre hzla kar sahaya servis topu atan gnmzn killer instinctli tenisileri arasnda, giderek de mkemmel aerodinamiiyle ok versatil uan bir sava/lm makinesi arasnda bir benzetme kurmak gayet mmkn. Bu benzetme doruysa eer, o zaman dans pratiinin sanat olmas nerede kald? Tm trleriyle zellikle profesyonel dans eitimi ve icrasn hz ve verimlilie dayal (gene u kapitalist retim modeli) teki insan faaliyetlerinden ayran nedir bu yeni durumda? Eer dans hl bir sanat olarak dnmeyi srdrmek istiyorsak bu soru kolayca geitirilemez; en bata da dans alanyla uzaktan yakndan ilgili herkesin bu soruyu kolayca kulak ard edemeyeceini dnrm.Dans bedenini nesneletirerek, onlar birer i aleti, techizat ya da danseden makine olarak grmek yerine, onlar sanatn bir trnde alan, didinen ve emek-gc demeye altmz yetiler, dinamikler, kapasiteler yuma, yani yaayan birer bedencan btnl olarak da dnmemiz mmkndr. Bunu ciddi olarak dndmzde de zaten kiinin bedencannn da kendi btnln unutmadn teslim etmemiz gerekir. Bugn bile en azndan igdlerimiz gndelik yaam faaliyetlerimizde bedenimiz ile canmz arasnda kat bir izgi ekmeye izin vermemektedir. Ayrca, yukardaki rneklerde sarfedilen szck ve mecazlara yakn bakldnda da onlarn btn zamanlar ve baka dnyalar/kltrler iin pek de genelgeer olmadklar grlr. Dou diye kurgulanan yerlerdeki tp pratiklerinin renilmesiyle de daha iyi farkna varlmaktadr ki, bir ok araz ve hastalk psikosomatiktir. Bunu balerinlerin maruz kald ve nnde sonunda modern toplumda bedene ilikin egemen yanlsama ve onu gden kltr ve dans pazar ideolojilerinin bireylerde yol at anorexia nervosa gibi bozukluklar yoluyla tersinden yaklaarak da kolayca rnekleyebiliriz.

nce bir soruya yant getirmeye alalm: Buradaki makine mecaz bir insann bedeniyle ilgili olduuna gre, braktk bu bedenin devinim iindeyken estetik olarak darya nasl grndn, en temelde gcnn kaynaklarna bir gz atmamz gerekir. Estetik grn de sonunda bedenin beslenmesiyle mmknse, diyelim ki makine mecaz zerinden gittik, bu makinenin akaryakt nasl olmaldr? Bu nasl olmal sorusu bizleri kanlmaz olarak imdilerde yeni bir endstriye dnm bulunan bu alanda danslarmzn nasl beslendii sorusuyla yzyze brakyor.

Mademki beslenmeden sz ediyoruz, zellikle Amerikada ar uta ama kkenleri Avrupadaki egemen anlaylarda aranmas gereken (ne de olsa Amerika hzlandrlm Avrupadr) streamlined anorexic grne neden nem verildii, anorexic grnn dans sal zerindeki etkileri (kilo) ve kltrel grecelii (Nijinsky, Ida Rubinstein, G. Balanchine rnekleri akla gelsin) ve bunlarn dans eitim ve gsterilerinin ticarilemesiyle yakn ilikisi dnlmek zorunda. Nitekim, bu durumu irdeleyen eitli almalar da var. Sorun aslnda yksek sanat dallarn da deyim yerindeyse benzeten imdiki tmynetim toplumunun kltr endstrisine zg ideolojinin klsik bale ve ada dans alanlarn nasl kapladn, nasl seferber edildiini anlamaktan gemektedir. Vsevolod Meyerholdun biyomekanikindeki makine-beden kltnn, emek srecindeki beden hareketlerini bilimsel yollarla en st retkenlik iin maniple eden iletme teorisyeni Frederick Taylorun dncesinden (Taylorism) esinlendiini bu arada unutmayalm.

Taylorculuu bilir bilmez dans alanna tayarak makine-beden anlayn orada egemen klanlarn nceden tahmin edemedikleri bir nokta da kendini bu endstriyel ark iinde bir tr alan/ileyen makine olarak grmek zere terbiye edilenlerin geirdikleri i kazalardr. Tpk bir paras krldnda makine nasl ilemezse, burada da diktatrce bir gda rejimini benimsemeye zorlanan, daha da kts bilinsizce iselletiren 20 yandaki bir balerinin 70 yandaki bir kadnn kemik yapsna sahip olmas sonucu kemiinin tpk bir makine paras gibi krlma olaslnn ok yksek olmas gerei karsnda ne diyeceiz? Bu soru bizleri u noktalar daha ciddi dnmeye itiyor: gnmzde dans leminin bir ba sorunu da ayn makine mecazn dans eylemine tayarak danslarn da mkemmel bir makine gibi ilemeleri ynnde yaratlan youn bask ve bu baskya yol aan, giderek de younlatran toplumsal (iktisadi, kltrel) nedenler. Ama hepsinden nemlisi, bu basknn dansc bedencan zerinde brakt geici ya da kalc olumsuz yaralar.

Trkiyede ve dnyada danslarn beslenmesini gden d (toplumsal) etkenler ve bunlarn arlyla iselletirilen alkanlklar nelerdir? Soruyu biraz daha somut konulandrdmzda Trkiyede danslarn grnn bile belirleyen baskn anlayn Amerikadakine mi yoksa Avrupadaki ileyilerin etkisi altnda olduu ve Trkiyenin zgl koullarnda ne gibi uyarlamalara urad trnden sorular da nem kazanmaktadr. Bunun iin bir yanda Trkiye dndaki durumun deerlendirilmesi, te yanda da bir pilot almayla en bata dans camiamzn grlerinin alnarak daha kapsaml ve gerekten disiplinleraras bir aratrma iin gerekli sorularn eldeki teoriler nda gelitirilmesi bir zorunluluk olarak belirmekte.

Unutmamakta saysz yarar var, imdiki gidiata egemen ve ou dansnn da sorgusuz kabullendii tm lme, bime, zamanlamaya ramen, bizzat dansnn bedeni onun dansta ulamaya abalad mkemmeliyetin nereye kadarolduunu hisseder ve zorlamalarn bedenine verecei zararlar konusunda da dansya sessizce uyarda bulunur. Bu uyar dinlenmediinde neler olduu hakknda yazlm epey rnek de var el altnda. stelik bu rnekler yalnzca dans piyasasnn basksnn yol at ve hi de rastlant olmayan psikosomatik beslenme bozukluklaryla da snrl deil. Bedenin dirimgc olmak yannda uzants da saylmas gereken can (ruh) dzeyinde de, kr bir baar kaygs ve hrsnn penesine denlerin bir yanda ar zgven ile te yanda bunalma girme kutuplar arasnda bir sarka gibi gidip gelmeleri de ayn durumun bir baka yz. Ksacas, gnmz dnyasnda hemen her dzeyde egemen beden algsnn iki cephesi vardr. Bunlardan birincisi bilinli ya da bilinsiz, insan bedeninin kendi btnl iinde tmel bir organizma olarak, giderek de makine gibi alglanyor oluudur. kincisi ise ayn insan-makinenin sanki dtan gelmi ve bedenden ayr dnlebilirmi sanlan bir can (ruh)la donatld yanlsamas. Gnmzde beden dendiinde tartma gtrmez benimsenen yanlsamalardan birincisi din etkisiyle de Bat geleneinde yerleik u can ile beden, manevi ile maddi arasnda izilen kat hat. kinci yanlsama ise salt maddeye indirgenerek devinimi nicelik olarak llebilir bir malzeme imi gibi grlmeye balanan bedenin anatomik-fizyolojik terimlerle pozitiviste incelenebilir ve zerinde oynanabilir bir nesneye indirgenmi olmas.

Bu demektir ki, gnmzde dans performansn son kertede belirleyen nesnel toplumsal koullar, u ah gidip vah kalm kltr szcnn kayna da olan Stoiklerin cultura animisinin, yani cann ekilip biilmesinin tam kart bir durum sergiler. Bamsz, zgr bir bedencan ileyiinin gerektirdii sorgulama olmakszn, en bata da kendi benliini sorgulamakszn hi bir ey lykyla yaplamad gibi, kii eer onu yaam ura semise dans da lykyla yaplamaz. Hele profesyonel danslar dnrsek, onlarn zor bir sr figrde mkemmellie ulamak iin her gn ne kadar ok abaladklarn, szcn tam anlamyla ne ok ter dktklerini gzmz nne getirecek olursak. nsanla zg o mthi kendini bir eye tmyle adama kapasitesi dnldnde - Gadamerin dediklerini hatrlayalm -, kendini dansa adayanlarn bedenine ikin tm yetiler (dunameis) ilemeyegrsn (energeia) bir kere, nihai hedefe (telos) diyelim ki en mkemmel dans figrne ulamazsa bir dans, yaayan bir varlk olarak da tamamlam, tam anlamyla gerekletirmi saymayacaktr kendini. Gnmz iin nemi bu konuda da sregiden byk dnr Aristoteles yaamn her alannda mkemmel gereklemeyi anlatabilmek iin entelekheia diye bir szck bile tretmiti. Dikkat edilirse, szcn iinde arzulanan nihai hedefi (telos) grebiliriz. Gadamer gnmz iin de geerli olabilecek buradaki temel balanty yle ifade eder:

Aristoteles cann (ruhun; Seele) bedenin canl olma niteliinden (Lebendigkeit des Leibes), [yani] entelekheia dedii Daseinmzn kendinde tam gerekleiminden [in sich selbst erfllte Dasein unserer selbst] baka bir ey olmadndan sz ederken belki bugn iin de geerli bir doruyu sylemi bulunuyordu.

Sorun tam da burada ite. Mademki beden hem canl hem de kanlmaz olarak ke mahkm, devinen bir cisimdir, gnmzde gen yatan beri yetenekli bir dansdan beklenen, dansnn kendisinin de iselletirdii mkemmelik ne menem bir eydir?Bu noktada Antik an beden teknikleriyle gnmzdekiler arasndaki temel fark bir kez daha vurgulamak gerei ortaya kyor. O zaman da soru, bedenin baka tarihsel toplumlar, rnein Batllarn onca yknd Yunanllarn gznde gerekte ne anlama geldiine dnyor. zellikle tektanrc dinlerde gl bir yer tutan beden(soma) ile can/ruh(psuche) arasndaki kat ayrm ve ikililik, rnein antiklerin dildnyasnda bylesine kat bir kartlk iinde dnlmyordu. nsan-hayvann cismanilii (corporeity) Yunanllarn arkaik dneminde asla bu biimde akla gelmedii gibi, bedeni imdilerde olduu gibi bir organik birlik olarak ifade eden bir szck de yoktu daarcklarnda. Beden asla organik bir btn oluturmayan gevek eklemli paralarn bir arada ileyii olup yaayan kiinin kendiyle ve bakalaryla olan ilikilerini yneten ve Marcel Maussun ok sonra beden teknikleri olarak niteleyecei ayn cismaniliin toplu kodunu oluturmaktayd. Foucaultnun souci de soi olarak adlandrd benlik teknolojileri de ite bu biou tekhnedir. Eski Yunanda esas sorun tanrsal ya da lml bir ruhun maddi ve ryp gitmeye mahkm bir bedene hapsolmas deildi. Esas sorun insan bedeninin hibir zaman mkemmel olmayaca gereinde yatyordu. Faaliyet tr ne olursa olsun, yorulan ve enerjisi tkenmeye yz tutan bedenin dzenli olarak beslenmesi, dinlenmesi, yitirdii gcn yeniden kazanmas gerekiyordu.

Vernantn da yazdna baklrsa, Antik dnem Yunanllarnn gznde beden, ne gnmzde bir anatomik izimde grld gibi birbirine eklenmi organlarca oluturulmu bir grup morfolojisi ne de bir portrede olduu gibi tek tek her birimize zg fizik karakteristiklerin toplubiimi deildi. Bu gerei en eski dnemlerdeki terra cotta anak mlek zerindeki insan figrlerinden de grebiliriz. Beden sanki kiinin yaamn, gzelliini ve gcn dar vururken onun toplumsal konumunu, onurunu, ahlkn vb. yanstan bir arma gibiydi. Kalos kagathos szc de tam anlamyla fizik gzellikle can (ruh) gzelliinin ve o zamanlar nasl anlalrsa anlalsn kavi bir ahlkn iieliini, birbirinden ayrlmazln ifade etmekteydi. Bu anlamyla da nerdeyse ulv bir boyutu vard - ki bunun gnmz dans iin hl nemli olduunu sanyorum.Dans ile modann bir eyler paylat da bir gerek. nk her ikisi de bir biimde bedenin davuruuyla ilgili. Buna rnek olarak, modac Paul Poiretden bu yana, bir uta erkeksi, matematiksel, geometrik bir grnm kazanan ve fitness arlkl, sportif grn ve giyini, teki uta da Douya ve ona zg sanlan barbarla atfedilegelmi lgn, ok renkli olduu denli erotik ve ekici bir gsterime her an kayma eilimini gsterebiliriz. Bunun en bildik ve somut rnei de kukusuz ilk kez bir erkek dansnn, Poiret ile de alan Nijinskynin rol ald Diaghilevin ehrazatdr. Bu ikinci eilim toplumsal ve zellikle pazara zg glerin de ittirmesiyle anlk (momentary) olann ne kmasna yol aabiliyor ve hatta bir modacnn budalaca deyiiyle, kreasyonu o anda ne hissediyorsama indirgeyecek denli ar bir uca varabiliyor. Dahas, sergilenen parlaklk ve arpclk bir redemption, bir arnma (cleansing) olarak yorumlanabiliyor da. Elbette bu niteliiyle ansal arnmay, katharsisi dourabilecek mkemmel bir performans zihinlerden silinmeyecek momentous bir olaya dnebilir ve tm opsiste (spectacle) unutulmaz biricik bir an olarak hem dans hem de izleyici zerinde kalc bir etki brakabilir. te yandan, ansallk tesinde etki brakmayan uar kaar bir gz boyama, bir sahte-etkiden teye gitmeyebilir de. Dans ile moda arasnda kurulabilen yaknlk gznnde tutulduunda kimilerinin fazla dnmeden postmodern diye niteledii bu durumun aslnda oktandr dans sanatlarnda kk sald ayrntl incelemeye deer.te yandan, modern balenin de Avrupa-Asyadaki halk danslarndan, bunun da tesindeAvrupa-d yaam kiplerinin uzun bir dnemde ortaya kard danslardan bile kaynaklandn dnrsek, ne denli soyut figr kalplaryla bezense de bunun bir mimesis, giderek de bir mimesisin mimesisi olduunu ve tm simgeselliiyle danstaki yknn (bak, el ve dier beden uzuvlarnn en iyi dengede ileyii) dorudan bedencanla ilgili olduunu unutmamak gerekiyor.Bu nedenle, Dou-Bat ayrmnn dier yaam pratiklerinde olduu gibi dans alannda da sanld kadar kat olmadn, geisellik de ierdiini de aklda tutmak yararl olacaktr. Gene de bu geiselliin gnmzde yerleik ve baskn formlarn hegemonyas altnda yasslatrma ve etvlemeden geirildiini, bir anlamda taknlklarnn nerdeyse kresellemi skc bir kltrel hegemonyay tehdid etmeyecek biimde trplendiini, yani havasnn alndn da gzden karmak olmaz. Bir tr yavanlatrma ieren bu durumu da Batda yerleik gzellik ltlerinin ve mimetik normlarn eletirisiz benimsenmesiyle gelen tehlikeler arasnda saymak gerekir. Oysa Batdaki tarihsel srete beliren koullamalarca belirlenen nyarglara kr deneini bellercesine yaplmad srece Bat klsik mziine egemen tonal sistemin szgelimi rnein Hint mziindeki modal yapya, makamlara stn olduu hibir geerli gerekeye dayandrlamaz. Kald ki tonallik denen ey de Bat denilen yavanlamaya yztutmu dairede bile yalnzca dar bir tarih dilimi iin geerlidir. Dounun da ayn Batnn siyasi bedeninden dlanarak onca Batl fantezi ve travmalarn dselletirilmesine uygun ve gene Batgil kurnaz ve hesap bir korkma arzusunun paranoyak kurgular yoluyla yanstld, nerdeyse bir hilie dntrl sregittike de gene szgelimi bir Hint mzii ya da danslaryla olas hakiki bir syleiye, hele gerek bir ak ilikisine asla girilemez. Nitekim sergiledikleri onca i huzur, dengelilik, zarafet vb.ye ramen Hindistana zg dans trlerinin formlar soyutlanp estetize edildiinde bile neden uzakta tutulduunun ve nemsenmediinin altnda yukarda deindiim ideolojik dlamann rol byktr. Byk lde kendi kafatasnn mahpusu zihinlerce kurgulanm, ou uydurma bir Douya yklenerek tekinin zengin eitliliini nerdeyse yok sayan, bunu baaramayaca da ak olduundan bu kez sapknca konulandran, ama ilgintir, bu arada Batnn teki benliini (alter ego) de da vuran anlayn dans alannda ileyii ok farkl deildir. Bu srecin varaca son nokta da Kitschdir. Dans trlerini teorinin gerektirdii bir mesafeden deerlendiren gzlerin bizleri uyard gibi, teki mallarla temelde ayn mant tayan, sahte ama kltr pazarnda tezghlanyla orantl bir yksek sanat edas taslayan egemen anlay srdke dans kitsch formlardan ayran bulank izgi daha da silinmeye mahkm olacaktr. Bu belirsiz snr aldnda dansn gnendirici ve dntrc ilevi de ortadan kalkmaya balar. ster kklerinin nemli bir ksm eskinin saray danslarna zg tiquettede bulunabilecek ve yksek sanat tr sayld lde dier dans trlerini hor gren ama poplerletii lde de kendi kitschleen klsik bale isterse byk lde ayn popler kltr basks altnda olan modern dans trleri olsun, dansn tm trlerini bekleyen byk bir tehlikedir dikkati ekmeye altmz. u beyaz bale szcnn ilgin bir benzetme olarak pembe diziyi andrmas bizlere bir eyler anlatyor olmasn sakn?Sanatdan beklenen almlayc zerindeki kurtarc etkinin gnmz koullarnda dier performans sanatlaryla birlikte dans yoluyla ne kadar salanabildii sorusu, zerinde ciddi durulmas gereken bir nokta. Bu soru yapay yaratlan sanat mitleri ya da stn teknik beceri teraneleriyle hasralt edilemez. Bir baka biimde ifade edersek, gnmz tketicisinde sregitmesinde sonsuz yarar grlen ve belki de tketici bireyin kendinin de kurnazca yarar grd derin uykusuya ada dans/performans sanatlarnn ne lde katkda bulunduu gndeme getirilmesi gereken ok nemli soru olarak ne kyor. Dolaysyla, oyunculuk sanatnn bile dans sanatndan karak gelitii (Lukcs) kabul edilirse eer, ge Antik a dnrlerinden Lukianosun duygu, tutku ya da eylemin davranlarla canlandrl olarak grd dans sanatnn bugn geldii noktada, en bata bu pratiin tm alanlarna salt teknik mkemmellie odaklanmak tesinde de baz grevler dyor. nk ayn Lukianos dans ile konuma sanatnn (retorik) arasndaki ortak paydann karakter ve tutkular canlandrmak olduunu belirtirken, gerek bir mimesis yaratabilen dans sanatlarnn felsefe, etik gibi bir dizi baka bilgi dallarnda da yetkin olmalar gerektiinin de altn izmekteydi. Bu beklenti at gzlkl uzmanlamann (der Fachmann) ki bu hi de gerek anlamda bir ihtisaslama deildir giderek artt ve bilginin dar bir teknisizm iine hapsolduu bir ada bale ve modern dans sanatlarndan ne lde beklenebilir? Onca yavan sahneleme rnei dnldnde bunu en azndan sahneleyicilerden beklemek gerekir dncesindeyim. Dansnn bedeni candan kopuk bir madde, dolaysyla bir nesne (daha dorusu, malzeme) olarak algland srece, teknik mkemmeliyetin bile ksa erim tesinde kalc yerleebileceini sanmyorum. Antiklerden esinlenen tehisini yukarda alntladmz Gadamer buradaki temel meseleyi bu kez de yle dile getiriyordu: Ruh (can) baka eyler yannda ayrks bir alan deil, insan varoluunun [Dasein] yaayan tmdr. Aristoteles bunu bilirdi. Ruh yaayan bedenin dirimgcnden baka bir ey deildir.

Gadamerin hocas Martin Heidegger de benzer bir biimde can (ruh; psuch) Nietzschenin erk istencine balayarak yle aklar: Yunancadaki psuchyi can [Seele] diye evirdiimizde onu ne yaam deneyimleri anlamnda [im Sinne der Erlebnisse], ne ego cogitomuzun bilincinde bildiimiz bir ey ne de bilind [das Unbewute] olarak dnme cretine kaplyoruz. Aristoteles iin psuch, yaayan eyleri canl tutan ve onlarn zne dek nfuz eden her ne ise oydu, yani tm canllarn yaay ilkesi [das Prinzip des Lebendigen] anlamn tayordu.

Bylesi bir konumdan hareketle dans olayn (Ereignis) bu kez dans asndan dnmeye alalm. Byle dnldnde dansdan beklenen, bedenin ondan kopuk sanlan bir canla (ruh) deil, bizzat barndrd dirimgcnn ortaya karak kendini btnlyle, zirvede gerekletirmesidir. Dansnn kuru bir us yerine sezenusla bu hemhle varmas gerekir. Bu da cahil cesaretinden baka bir ey olmayan iimden geldi de baardm safsatasyla asla gerekleemez. Burada Uzakdoudakine benzer bir hemhl olutan (Ereignis) szediyoruz. Kesinlikten uzak, lme gelmez, ama cann sezdii Tao da byle bir ey olmal. Antik Yunanllarn genlerini birer mousikon, dolaysyla da salam kafa ve vcda sahip kentda olmalar iin urattklar, nerdeyse ikenceye varan eitimin (paideia) ok ynlln bir an iin dnelim ve imdinin genlerine verilen resm ya da gayrresm her tr dans eitimiyle kar(t)latralm. Zorlu da olsa gereken eitimin hakkn veren ve bedencannn kendisine fsldayaca st noktay sahnedeki performansnda gerekletiren bir dansnn o andaki devinimi ve sergiledii performansn hlesi (aura) izleyicinin gznden kamayacaktr. yi bir takm almas da ayn hleyi daha da ste, sergilenen eserin tmne tar. Gerek bir sanat eserinden beklenen de budur. Bu nedenledir ki, yalnzca dansta deil, tm performans sanatlarnda gl sanatlar ego iirmeye gerek duymakszn sanatla yorulmu varlklarn (Dasein) bulunularnn (Prsenz) yaratt farkla hemen belli ederler. Onlarn sahnede yer alan tekileri de ezmeden sahneyi kaplamalar gnendiricidir. Bu nedenledir ki, dilimizde salt sanat etkinliinde deil dier yaam alanlarnda da byleleri iin Onun bir duruu var deriz. Bu st noktaya ulamann entelekheia olduundan yukarda sz etmitik. Bir kez daha Gadamere sz verirsek:Burada bulunutan (Prsenz) sz edildiinde bunun anlam dar anlamda hesaplanabilir ve bir an iin varolup da (Jetztsein) geip giden zaman noktalar dizisine (als Folge von Jetztpunkten) zg zamann bilmecemsilii deildir. Bulunu burada.asl herhangi bir tr meknn imdide tmyle dolduruluunu (eine raumfllende Gegenwrtigkeit) anlatmaktadr. Bu nedenledir ki byk oyuncular iin sadece bulunmas yetiyor deriz. nk tekiler srekli abalarken onlarn sadece sahnenin bir yerinde (die Kulisse) bulunmalar bile yetmektedirBu tam da gerek varlmzn ereine ulat, mkemmel biime kavutuu bir imdide olu halidir. te Aristoteles bunu ifade etmek iin u muhteem entelekheia szcn dile kazandrmt.

te yandan, ister klsik bale ister ada dans sanatnda olsun dans bedeninden sz ederken burada sanki soyut tek bir dans bedeni zerinden genelleme yaptmz sanlabilir. Tam tersine, her bedenin gnmzde ar basan u genelgeer kalp, teknolojik beden (=danseden makine) mkemmeliyeti yerine daha stn bir baka mkemmeliyet aramas gereinden sz amken ablonlardan hareket etmediimiz gibi - nk her dansnn bedeni bu mkemmeliyeti kendi zgll zerinden arar, aramak zorundadr da - bu arayn ayn zamanda farkl dans bedenleri arasnda mkemmel bir syleiyi gerekletirme amal bir rgtl eylem olduu gereini de gz ard etmiyoruz. Bir grup dansnn mkemmeliyeti her zaman kiilerin mkemmeliyetinin tesinde, zerinde ve daha nemlidir. nemli olan tm sergileniin baarsdr; salt yldz sanatlarn performansna indirgenen sanatsal bir etkinliin dntrc gcnden sz edilemez.Konunun bir de izleyici yanna biraz daha yakn bakldnda da u sylenebilir: pazarlama mantyla izleyicinin beenisine ncelik veren bir prodksiyon, ne denli teknik ustalk sergilenirse sergilensin, yukarda sz edilen olay (Ereignis) gerekletiremez. Broadway temsilleri buna en iyi rnektir. Olayn (Ereignis) gereklemedii yerde de hep merak ama gerek hayret (thaumazein) nedir oktandr unutmu, sanat eserinin sahneleniini yalnzca deiim-deerleri baznda bir bireysel deneyim olarak deerlendirerek (bilet aldm, paramn karln isterim!) yorulmadan kolay tketebilecei bir eymicesine izleyen (ok elendim, keyif aldm. [ya da tersi]) seyircinin sahneyle arasndaki ksa sreli iliki ne denli samimi ve yakn olursa olsun, gsteri boyunca yaad episodik deneyimin belleinde srekli kalclndan dem vurmak zordur. Modern ada rtk ya da ak yakn ilikileri bile arlkla deiim-deerlerince belirlenen kitle bireyinin hep yaad ey sahneyle kurulan bylesine alageldik ilikilerde de yze kar. Bu durumu dntrmeyi amalamann tam tersine, izleyici kitlesine kltr endstrisinin pompalad standard beenileri veri sayp mteri velinimetimizdir mantyla karlamay seen her tr bildik sahne gsterisi de bittiinde bellekte kalc bir iz brakmayan, sonradan hatrlandnda da skc bile gelebilecek bir srprizin geip giden sradan herhangi bir zaman aralnda izleyiciyi etkilemesi, ardndan da sabun kp gibi yitip gitmesinden ibaret. Gne uyar makine-bedenlerin sergilemeye zorlandklar salt teknik beceriklilik ya da daha kts, gsteriden ok gsterie dnk kurnazlklarn iledii yerde yaratc ve icracsnn znel ynelimleri tesinde kendi bana ayakta duran bir sanat almasve bu alma/ icrann etkisiyle izleyicinin de belleine kendi istenci tesinde insanlk gereini kazyabilecek bir deneyimin gereklemesi beklenmemelidir. Kalcl mmkn klan en nemli zelliklerden biri de bizzat tm sanat icraclarnn kendilerine hemhl olma olanak ve ayrcaln tanmalarndan geer. Konumuz dans alannn icraclar olduunda yle grnyor ki, bu hemhl oluun olmazsa olmaz bir koulu var: o da bedenini tkr tkr iler bir makine gibi grmek yerine, kendi bedencann ayn bedenin dirimgcnn dansa zg biimde vcd bulmasna izin verecek ekilde alglayp hissederek, gereken duyarllkla hazrlamak.

Bunun dans yoluyla showa deil de gerek bir gsteriye dnt yerde ve tam da o an, gemite byk bir ozanda (Hlderlin) iire dnen ey bir kez daha hepimiz iin gereklie brnecektir dncesindeyim. Bu da hakiki sanat almasnn icraclarnn bedencanndan geerek karmzda dansetmesinden baka bir ey deildir. Kitschin beslendii sinsi simlatif duygularn izleyiciyi istilasna izin vermeyen hakiki bir sanat almasnn nemi ite bu noktada ortaya kar. Bedencanlarn hemhl dansyla o an burdalaan sanat ite karmzda lmllerin yeryzndeki duraksar, geici ikmeti srasndaki anlaml yaantlardan birini daha bamsz ve btncl bir alma/yaratnn (das Gebilde) kalc biimine dntrmektedir. Hlderlinin diliyle, yeryzndeki u kararsz ikmetimizde tutunabileceimiz bir eyin gizemli varlna iaret eden ksa sreli bir olay bize arpp geerken belleimizde az ok kalc bir iz brakmtr. Dansnn bedencann da snrllklar tesinde gnendiren bir dans olaynn bir kez daha tm arpclyla anmsataca gibi, kendisi hep ayn yerde durup da iimizdeki insanl srekli bize hatrlatan gerek sanatn dntrc gc bundan baka ne olabilir ki? [Ankara, Kavakldere, 7 Eyll 2007]* Yaz ilk biimiyle Beinci ODT Uluslararas ada Dans Gnlerinde (13-14-15 Mart 2003) konuma olarak sunulmu olup sonradan Maltepe niversitesi letiim Fakltesince dzenlenen Dans Gnleri (26-28 Nisan 2006) etkinlii kapsamnda verilecek seminer iin yeniden dzenlenmitir.

** ODT Sosyoloji Blm retim yesi.

Ama bunun salt duyumsamaya indirgenemeyecei, ncelikle mzikte tinsel etkinin hissiyat zerinde esas belirleyici olduu derin bir mzik bilgisine sahip Jean-Jacques Rousseau tarafndan inandrc bir biimde tartlmtr. Bkz. Melodi ve Mziksel Taklit ile liki inde Dillerin Kkeni stne Deneme, ev. mer Albayrak, stanbul: Trkiye Bankas Kltr Yay., 2007: Blm XV: En canl duyumlarmzn genellikle tinsel etkilerle harekete getikleri stne,: 69-71. [Franszca asl: Essai sur lorigine des Langues, o il est parl de la Mlodie,et de l'Imitation musicale (1781): Chapitre XV: Que nos plus vives sensations agissent souvent par des impressions morales]

Georg Lukcs, Die Eigenart des sthetischen, II. Halbband, Berlin und Weimar: Aufbau-Verlag, 1981 [1963]: 304ff. [Trke ev.: Estetik III, ev. Ahmet Cemal, stanbul: Payel Yaynlar, 1988: 91-3.]

Halikarnas Balksnn (Cevat akir) deyiiyle: Grek vezni miktar zerine messestir. Yni uzun ve ksa hecelerin, muayyen bz tertiplerde diziliinden ibarettir. Bir msra, baka baka trl gruplandrlm ksa ve uzun hecelerden mrekkepti. Bu gruplara Povs yani ayak denir (nk iir ayakla raksedilirdi). (Anadolu Tanrlar, stanbul: Yeditepe Yay., 1955: 94. [vurgu bana ait - HN])

Bkz. Laird McLeod Easton, The Red Count: The Life and Times of Harry Kessler, Berkeley: University of California Press, 2002: 208.

imdilerde had safhaya gelen nesneletirmenin beden ve can sal iin olumsuz sonularn genel planda tartt, Bedensel Deneyim ve Nesneletirmenin Snrlar diye evirebileceimiz ayn yazda Gadamerin yapt saptamalarn konumuz olan dans iin byk nem tad kansndaym. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Leiberfahrung und Objektivierbarkeit, ber die Verborgenheit der Gesundheit: Aufstze und Vortrge, Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag, 1993: 95-110. [ng. ev.: Bodily Experience and the Limits of Objectification, The Enigma of Health: The Art of Healing in a Scientific Age, tr. by Jason Geiger ve Nicholas Walker, London: Polity Press, 1996: 70-82.] Bu nemli yazdaki tartmadan kan bir baka saptama daha vardr ki, insan bedenini salt nesneye indirgeyen ou tp uzmannn yanl ve kaba sans tersine, ayn anda can saaltmaya almadan salt bedeni saaltmaya abalamak sonu vermez. Bu saptama zellikle dansla ilgili herkesin zerine ciddiyetle eilmesi gereken bir konu.

Mary Wigman, Tanz und Gymnastik, Der Tanz, No.2, Nov. 1927: 6-7; [ngilizce evirisi iin bkz. Dance and Gymnastics, The Weimar Republic Sourcebook, ed. by Anton Kaes, Martin Jay, Edward Dimendberg, Berkeley: Univ. of California Press, 1994: 685-6.]

Marielouise Fleisser, Sportgeist und Zeitkunst. Essay ber den modernen Menschentyp, Germania, September 12, 1929. [ngilizce evirisi iin gene bkz. The Weimar Republic Sourcebook: 688-9.]

Siegfried Kracauer, Die Reise und der Tanz, Das Ornament der Masse: Essays, Frankfurt am Main, Suhrkamp Verlag, 1967 [1963]: 40-49; [ngilizce ev.:Travel and Dance, The Mass Ornament: Weimar Essays, Cambridge, Massachusetts: Harvard Univ. Press, 1995: 65-73.]

Bilindii gibi, anorexia nervosa ruhsal nedenlerle ortaya kan bir beslenme bozukluu. Arlkla gelimi uygar denmesine dilin alt lkelerde grlyor (uygarln gstergelerinden biri de saylabilir bu!) zellikle her yatan kadnlar arasnda yaygn. Birazck kilo atmak zere diyet yapmakla balayp her geen gn daha az yeme alkanlna dnen, sonunda da ipin ucu karlarak kendini ala terk etmeyle sonulanan bir ruhsal bozukluk (hadi yumuatarak dengesizlik diyelim).

imdilik u kk rnekle yetinelim: Paula T. Kelso, Behind the Curtain: The Body, Control, and Ballet, a student paper (25 April 2002) [http:www.siue.edu/SOCIOLOGY/Kelso.htm]: 5-6.

Peter Wollen, Fashion/Orientalism/The Body, New Formations, V. I, Spring 1987: 32, not 33,.

lk bakta sanki ar grnen bu gerek rnek ve tartma balam iin bkz. Paula T. Kelso, a.g.y.

Trkiyede yaplan iki almada da balerinlerdeki beslenme bozukluklar ve anorexia nervosa hakknda benzer bulgularn kmas ok ilgin. Bkz. Ik Savar & Nee Erol, Yeme Tutumu Testi: Anoreksiya nervosa belirtileri indeksi Psikoloji Dergisi, 7 [23], 1989: 19-25. Bu bozukluu lmek iin gelitirilmi Lee indeksi nda 11-70 ya aralndaki 745 kadnn ya kategorilerine blnmesi sonucu en yksek kan ortalama deerler 11-15 ya grubu iin 23.71 ve 16-20 ya grubunda 23.08 iken bu ortalama balerinlerde 30.75e trmanmaktadr. (Zikreden Ece Seda Zabunolu, Predictors of Pathological Eating Attitudes among Turkish University Students, unpublished M. Sc. Thesis, Ankara: METU-Department of Psychology, January 1999: 36. Ayrca bkz. Meltem Anafarta, Pathological Eating Attitudes and its Predictors among Turkish Adolescents: Dancers vs. Non-dancers, unpublished M. Sc. Thesis, Ankara: METU-Department of Psychology, November 2000).

Martin Heidegger, Die Grundbegriffe der Metaphysik: Welt-Endlichkeit-Einsamkeit, Frankfurt am Main: V. Klostermann, 1983: para 51a, 312ff. [ng. ev.: The Fundamental Concepts of Metaphysics: World-Finitude-Solitude, tr. by W. McNeill and N. Walker, Bloomington: Indiana 1929-30 University Press, 1995: para 51a, 212ff.]

Yunanca organon szcnn i aleti [alm. Werkzeug] anlamnda kullanldn hatrlayalm. Bkz. Georges Canguilhem, Machine et organisme, La Connaissance de la vie, 2. ed., Paris: Vrin, 1971: 101-127. [ng. ev.: Machine and Organism, Jonathan Crary and Sanford Kwinter (eds.) Incorporations, New York: Zone, 1982: 45-69.] Canguilhem yazsnda organizmay makine ile karlatrmann yaygn olmasna karlk, tersi ynde bir karlatrmann pek yaplmadna dikkatleri ekmektedir. te yandan, hayvanlarn hareketlerinin otomatik makine/alet hareketleriyle karlatrlmas ve makine-hayvan nitelemesi kkenlerinde ok daha geriye, Aristotelese dek gtrlebilir. rnein, Politikonda (Kitap I, Bl. ii, sek. 4-7, 1253b33) kleleri ruhu olan [ka h dolos ktma ti mpsukhon] aletler [organon] olarak nitelemesi gsterilebilir. (ng. s. 48-49). Descartesn da insann tm benliini olmasa bile bedenini bir makine olarak grdn, mekanik modelinin de automata yani devinen makineler kavramna dayandn biliyoruz.

Bkz. Hans-Georg Gadamer, Leiberfahrung und Objektivierbarkeit, p. 96. [ng. ev.: Bodily Experience and the Limits of Objectification: 71.]

Jean-Pierre Vernant, Dim Body, Dazzling Body, Fragments for a History of the Human Body, Part I, M. Feher, R. Naddaff, N. Tazi, New York: Zone, 1989: 20.

Jean-Pierre Vernant, a.g.y.: 21.

Bkz. Bruno Snell, The Discovery of the Mind: The Greek Origins of European Thought, New York: Harper & Brothers, 1953: 1-42; zellikle 6vd..

Jean-Pierre Vernant, a.g.y.: 28-29.

Peter Wollen, a.g.y.: 5-33.

Moda ile dans arasndaki iliki tm nemine ramen bu yaznn snrlar dna dmektedir. Gene de u nemli kaynaa baklabilir: Roland Barthes The Fashion System [orij.: Systme de la mode, 1967] London: Cape, 1985. Gnmzden bir deerlendirme iin ayrca bkz. Llewellyn Negrin, A Critical Appraisal of Postmodern Theories of Fashion, Theory, Culture & Society, XVI/3 1999: 99-118.

Bu konuda Adornonun yazdklar nemli: Tonalitenin doal olduu kans yanlsamadan baka bir ey deildir. Tonalite ta batan beri varolmad Tarihsel ilikileri gizlemeye hizmet eden bu grnte doallk, usdln hep kol gezdii bir dnya tarafndan kuatlmken hl usun egemenliinin sapasalam ayakta durduuna inanan kafa yapsna kanlmaz olarak gider yapr. Oysa belki de ait olduu gerekliin dzeni gibi tonalitenin kendisi de geicidir. Bkz. Musik und neue Musik, Musikalische Schriften I-III [Gesammelte Schriften Band 16], Frankfurt am Main: Suhrkamp, 1997: 488. [ngilizce evirisi iin bkz. Music and New Music, Theodor W. Adorno, Quasi una Fantasia: Essays on Modern Music, tr. by Rodney Livingstone, London: Verso, 1992: 263.] Bu noktann daha kapsaml bir tartmas iin bkz. Hasan nal Nalbantolu, Mzikte Fay Hatlar, 21. Yzyln Banda Trkiyede Mzik Sempozyumu, 15-16 Mart 2002, Ankara: Sevda-Cenap And Vakf, 2002: 69-81.

Klsik Hint danslarnn deiik genrelarnn mzik makamlaryla iieliini, kullanlan mzik aletlerini (rnein, davul trleri), hepsinden de te bu danslarda dinginlik iinde ifade bulan dramatik duygu gelerinin ne kn, hemen hepsinin deiik ekillerde iletilen plak ayakla, gz, ka ve kafann deiik a ve konumlarla oynatln gzard edemeyiz. Bir festival vesilesiyle yaplan iyi bir deerlendirmede yer alan u rnekler bile yeterince aydnlatcdr: Mohiniattam (Kerala blgesinin kadn dans, hoppa kadnlarla ilikili sayld iin zaman zaman yasaklanm); Manipuri (bilekte halhal ve ziller yok bu dansta); Kathak (mzik ve dansn virtzlk dzeyine ykselii; bazlarnca diri ve erkeksi bir zarafetin zirveye karld bir dans; bilek ka ve azn olaanst bir incelikle kullanl); Odissi (Hint dans formlarnn en tam ve gelitirilmi genre; Margot Fonteynle ak atan bir ustalk sergileyen Madhavi Mughal; idinginli, gzellik ykl bir canl torsodan geip zaman ve meknn ok belirli bir mimarisini kurarak sk sk dingin bir merkeze dnyor; dansn biimsellii artt lde giderek derinleen bir ifadeye dnmesi); Kuchipudi (gney dans); Bharatanatyam (gney dans). bkz. Alastair Macaulay, Acts of absolute devotion: The body, soul and subtlety of Indian dance,The Times Literary Supplement, No. 5188, September 6, 2002: 18-19.

George Steinerin Grammars of Creation, New Haven and London: Yale University Press, 2001, p. 34de oportunist bayalk olarak niteledii Kitsch bir yoruma gre ngilizce sketchden treyerek Almancada yeeren, ardndan teki dillere srayan bir szck. Bu szcn mzik balamnda tartmas iin bkz. Theodor W. Adorno, Kitsch [Ca. 1932], Musikalische Schriften V, 791-794. Kitsch, yksek kltr ve sanat savunucularnn (Bildungsglaube) inanc tersine, sanatn (Kunst) kustuu, pe att bir ey olmayp tam da sanatn iinde barnp da frlayarak duygular talan edecei n bekler. Burada da onun su orta bayalktr (Vulgr; Vulgaritt); bayalk ise imal edilip takaslanan, sata arzedilebilir tm duygularn belirgin bir zelliidir. Pleb sanat karsnda patrisyenlik taslayarak onu aalayan yksek sanat savunucular bu bakmdan tam da sanat bayalatrmaya, kitschlemeye birinci dereceden katkda bulunan bir tutum sergilerler. Oysa Adornonun yazd gibi szmona yksek sanat pleb geyi aalayacana ondan esinlenmeyi bilseydi gerek, hakiki arlna kavuurdu. Bkz. sthetische Theorie, Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag, 1973: 355-356. [ngilizce evirisi: Aesthetic Theory, tr. by Robert Hullot-Kantor, London: The Athlone Press 1997: 239-240.]

Bale ve genelde performans sanatlar konusunda yetersiz bulduu feminist yaklamlarn eletirisine de girien Alexandra Carter da dans bedeniyle ilgili benzer yle bir belirlemede bulunmaktadr: Beden, toplumsal cinsiyet ideolojilerinin zerine kazld bir yzey gibi grlebilir, ama bedenin bir de derinlii vardr ve kendi kendisinin farkna varma zellii Artk yalnzca dans eden kiiyi deil, ayn zamanda dans eden ve izleyenlerin kar koyma potansiyeli de tayan zihinsel deneyimlerini bedene -ve dansa- geri kazandrmann zaman gelmitir. A. Carter, len Kuular m, Oturan rdekler mi? Baleye Feminist Baklara Dair Eletirel Dnceler, Trkeye ev. Rana Evcim OBrien, Toplumbilim [Feminist Eletiri zel Says], No. 15, Mays 2002: 96. [Yaznn orijinali iin bkz. Dying Swans or Sitting Ducks A Critical Reflection on Feminist Gazes at Ballet, Performance Research, IV/3, 1999: 91-98. eviriden yaptm alntdaki vurgu benimdir. HN ]

Hermeneutik und Psychiatrie, ber die Verborgenheit der Gesundheit: Aufstze und Vortrge: 213. [ng. ev.: Hermeneutics and Psychiatry, The Enigma of Health: The Art of Healing in a Scientific Age,: 173.]

Martin Heidegger, Nietzsche, Erster Band, Fnfte Auflage, Pfllingen: Neske, 1989 [1961]: 67. [ngilizce ev.: Nietzsche, Vol.1, tr. by David Farrell Krell, San Fransisco: Harper, 1991, Chp. 9, The Idealistic Interpretation of Nietzsches Doctrine of Will: 55.] Heidegger cann bedenden (soma) asla ayr varolmadn, stelik ruhsal grnglerin (konumuzda diyelim ki mkemmel bir dans performans) bedenin aksine tart ve lye gelmedii konusunda srarldr. Kr. Martin Heidegger, Zollikoner Seminare: Protokolle-Zwiegesprche-Briefe, Hrsg. von Medard Boss, 2. Auflage, Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1994 [1987]: 101. [ng. ev.: Zollikon Seminars: Protocols-Conversations-Letters, ed. by Medard Boss, tr. from German with notes and afterwords by Franz Mayr and Richard Askay, Evanston, Illinois: Northwestern University Press, 2001: 78-79.]

Bu duruu olmann, mkemmeliyeti zorlamasz arayan sanaty ilgilendiren ve zerine dnmemiz gereken gizemli bir yan daha var. Dncelere dalp gitmiken deyim yerindeyse orada olmayan ve bu yzden nndeki kuyuya dt rivayet olunan Thales rneiyle bu gizemi gzelce rnekleyen Heideggere brakalm sz isterseniz: Yukardaki rnekte [Thales] olduu gibi, bir meseleye [Sache] yaarbeden ve canla [mit Leib und Seele] kaplndnda diribeden [Leib] uzakta, yoldadr [artk]. Ama gene de yaarbedenin bu uzaktal [Weg-sein des Leibes] hileme olmayp, yitipgidiin en esrarengiz grnglerinden [eines der geheimnisvollsten Phnomene der Privation] biridir. Martin Heidegger, Zollikoner Seminare: 111. / ng. ev.: Zollikon Seminars: 85. Sade yalnlndan tr gizemli olan Heideggerin bu saptamasn acaba sahne sanatlarnda mkemmele doru yol al iin de dnemez miyiz?

Es ist eine Art von Gegenwrtigkeit, in der unser eigentliches Dasein sozusagen in sein Telos, in seine Perfektion gelangt. Das Wort Entelecheia ist der wunderbare aristotelische Ausdrucksfund dafr., Hans-Georg Gadamer, Leiberfahrung und Objektivierbarkeit: 100. [ngilizce evirisi: Bodily Experience and the Limits of Objectification: 74.]

Gnmz sahne sanatlar izleyicisinin eser karsndaki yar aktif konumunu kknden etkileyen bu unutumun nemini gene Gadamerden u alntyla vurgulayabiliriz: Kendisini tmyle sanatn oyununa teslim eden izleyici ile srf merak niteleyen arzu arasnda zden gelen bir fark bulunduu aktr. Grdnn szgelimi kendini alp gtrmesi, grd eyde kendini unutuvermesi ve ondan kurtulamamas merakn da bir zelliidir. Ama merak nesnesinin ayrksl, onun temelde kimseyi ilgilendirmeyii ve etkilemeyiidir. Gzleyen iin bir anlam yoktur onun. Kendisini toparlamak iin gerekten geri gelmesine yol aacak hibir ey yoktur nesnede. nk burada imgenin ekimini yerletiren ey sadece biimsel bir yenilik yani soyut bir bakalktr [die formale Qualitt der Neuheit, d. h. der abstrakten Andersheit]. ekimin diyalektik tamamlaycsnn sknt ve duyarszlama olmas gerei de burada kendini gsterir [Das zeigt sich darin, da ihm als dialektisches Komplement das Langweiligwerden und die Abstumpfung zukommen]. Buna kart durumda ise, izleyicisine kendini sanatn oyunu olarak sunan her ne ise, o andaki kopuumuzda kendini bitirivermez; tersine, kendi iin kalclk talep ettii kadar [kendiyle gelen] bu talebin kalcln da sakl tutar kendinde [sondern schliet einen Anspruch auf Dauer und die Dauer eines Anspruches ein]. Hans-Georg Gadamer, Wahrheit und Methode [Hermeneutik I], Gesammelte Werke, Bd. 1, Tbingen: J.C.B. Mohr, 1990: 131. [ngilizce ev.: Truth and Method, tr. by William Glen-Doepel, ed. by John Cumming and Garrett Barden, London: Sheed and Ward, 1975: 111-112.]

Sennetin kiileraras ilikiler iin u syledikleri konumuz iin de geerlidir: Samimi yaknlk bir deitoku ilikisiyse bunun mantksal sonucu da skntdr. [Boredom is the logical consequence of intimacy as an exchange relationship.] Richard Sennett, The Fall of Public Man, Cambridge: Cambridge Univ. Press, 1974: 10.

Bu vahim durumun kltr endstrisinin veri ald bir ey olmayp, tersine imal ettii ve gerek izleyicilere sinsice alad kitle beenisi denen ideolojik kurguyla yakn ilikisi vardr. Bugn ayn endstri bir zamanlar zorunlu ama gereksiz bir yanlsamayla yksek sanat saylan dans gibi performans sanatlarn da artk festivallerde paray basann bo zamann dolduran elencelik faaliyetlere dntrmektedir. Ne denli renkli olursa olsun, pazarlanan tm mallar gibi bu tr etkinlikler de gri renkli metalar dnyasn yapay bireysel ruh hallerine (mood) tadklar iin, sonunda bo zaman gene bolukla doldurarak bireylerdeki sknty srekli yenilerler. Bu konuda gene bkz. Theodor W. Adorno, sthetische Theorie: 365, 374. [ng. ev.: Aesthetic Theory: 246, 253.]

Brot und Weinn ikinci dizesi: in der zaudernder Weile einiges Haltbare sei. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Die Aktualitt des Schnen. Kunst als Spiel, Symbol und Fest [1974], Gesammellte Werke, Band 8 [sthetik und Poetik, I: Kunst als Aussage], Tbingen J.C.B. Mohr, 1993: 142. [ng. ev.: The Relevance of the Beautiful, The Relevance of the Beautiful and Other Essays: 53.]