84

Turkdokum2

Embed Size (px)

DESCRIPTION

http://www.tudoksad.org.tr/assets/Turkcast/Turkdokum2.pdf

Citation preview

Page 1: Turkdokum2
Page 2: Turkdokum2
Page 3: Turkdokum2

THE POWER OF 2Hayatın her alanında güzel bir ahenk vardır. Örneğin, yüksek kaliteli döküm parçalar elde edebilmeniz için bizim teknolojimiz ve sizin dökümhaneniz. Veya günlük hayatta kullandığımı mükemmel teknolojileri üreten mühendislerin ellerinde sizin döküm parçalarınız.

Dökümhane uzmanlarımız metalurjik ihtiyaçlarınıza uygun yenilikçi çözümler geliştirmenize yardımcı olmak için her zaman hazırlar.

Bizim ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve uzmanlığımız ve sizin becerileriniz ve proses bilginizle dökümhane operasyonlarınızın gerçek potansiyelini ortaya çıkaralım.

Ürününüzün mekanik özelliklerini iyileştirmek, metal kalitesini artırmak, emisyon oranını düşürmek, israfı önlemek veya proses kontrolünüzde artış sağlamak istiyorsanız, Foseco’ya güvenebilirsiniz.

Her türlü dökümhane ihtiyaçlarınız için, bizimle irtibata geçin.

Sizin dökümhaneniz ve Foseco. Çözüm üreten ortaklık.

Ş İ M D İ Y E R L İ

Telefon: 0262 677 1050 Faks: 0262 677 1060 [email protected] www.foseco.com.tr

* INOCULIN, INITEK, NODULANT ve FERROGEN Vesuvius Grubu’nun tescilli markasıdır ve lisanslı kullanılabilir.

BOYALAR

FİLTRASYON

BESLEYİCİ SİSTEMLERİ

OCAK VE POTA ASTARLARI

METAL TRETMANLARI

REÇİNELER

POTALAR

INOCULIN* I MSI I INITEK* I NODULANT* I FERROGEN*

Page 4: Turkdokum2

Değerli Meslektaşlarım,

Bir seneyi daha geride bıraktık. 2011 yılının bu son dergisini çıkarmakta biraz geciktik. Elimizde olmayan nedenlerle oluşan bu gecikme için sizlerden özür diliyor ve sizlerle bu satırları paylaşa-bilmenin mutluluğunu yaşadığımı ifade etmek istiyorum.

Yıllardır yönetimlerimizin, derneğimize yeni bir mekân kazandırmak için çalıştığı malumunuz-dur. Ancak, ya beğenilenlere mevcut para yetmedi ya da paranın yettiği beğenilmedi. Bizim de iki yıllık çalışma dönemimizde önemli hedeflerimizden biri buydu. Zira uygun mekân olmadan kadrolaşamıyorsunuz, kadrolaşamayınca da üyelerinize yeterli hizmeti veremiyorsunuz. Faaliyet dönemimizin sonuna geldiğimiz bu günlerde, Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımın ve genel sek-reterimiz Kubilay Dal’ın üstün çabalarıyla mevcut mekânımıza yakın bir yer olan İstanbul ili, Şişli ilçesi, Dikilitaş Mahallesi 58 pafta, 2 ada, 30 parsel sayılı, 258/2400 arsa paylı 3. Normal kat 6. Ba-ğımsız bölüm numaralı gayrimenkulü almaya karar verdik. Mecidiyeköy 18 Plaza’da ki, brüt 300 metrekare, net 250 metrekare olan bu ofis katının mevcut iç bölmeleri çok ufak bir tadilatla bize uygun hale getirilebilir. Ve o kata ait 5 araçlık kapalı otoparkı bulunmaktadır. Bina son derece mer-kezi bir konumdadır. Büyükdere caddesine paralel 1. sokakta metroya ve Mecidiyeköy meydanına 250 metre, Cevahir Alışveriş Merkezi’ne ise 50 metre uzaklıkta bulunmaktadır. Bedeli Sayın Uğur Kocaoğlu tarafından pazarlıkla 1.600.000 TL’ye indirilmiştir. Yapılan araştırmalar mevcut ofis bina-mızın en fazla 400,000 TL’ye değerlendirilebilineceğini göstermiştir. Genel Kurulumuzun bize ver-diği yetkiye dayanarak, yıllardır siz değerli üyelerimizin ödediği aidatlardan oluşan birikimlerimiz ve mevcut binamızın satışından elde edilecek gelirle, bu mekânı satın almaya karar verdik. Yeni ofis binamıza, içinde kiracı olduğu için Eylül 2012’de taşınabileceğiz ve taşınana kadar da mevcut binamızı kiracı olarak kullanacağız. Mevcut binamızın alımını gerçekleştiren Mete Nakiboğlu ve Yönetim Kurulu arkadaşlarının o dönemde ne gayretlerle bu binayı alabildiklerini şimdi daha iyi

anlıyor derneğimiz adına bir kere daha teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyorum. Yeni ofis binamızın da derneğimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Bu senenin son yemekli toplantısını 9 Aralık 2011 tarihinde İstanbul Swiss Otel’de gerçekleştirdik. Yemek öncesinde, TCMB eski Başkan Yardımcısı, Radikal ve Dünya gazetelerinde çıkan makalelerinden ve istikrar programları, parasal ve uluslararası iktisat, para krizleri, büyüme kuramları konularındaki çalışmalarıyla tanıdığımız TOBB ETÜ, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Fatih Özatay “Türki-

ye Ekonomisindeki Muhtemel Gelişmeler” konulu bir sunuş yaptı. Kendi-sine bu çalışmasını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Sunuşu

derneğimizin web sayfasında bulabilirsiniz.

Bu sene yıl sonunda yapmayı planladığımız 35’inci kuruluş yılı ba-lomuzu, hepimizi derinden üzen terör olayları ile Van ve Erciş’de yaşanan depremler nedeniyle ileri bir tarihe erteledik. Baloda da-ğıtmak niyetiyle hazırladığımız üyelik plaketlerimizi Swiss Otel’de gerçekleştirdiğimiz yemekli toplantıda katılan üyelerimize verdik. Plaketimizde, ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş bronz döküm

başkandan...YENİ OFİS KATIMIZ HAYIRLI OLSUN

Page 5: Turkdokum2

bir Hitit Güneşi Kursu yer almaktadır. Bronz Kurslar Hey-keltıraş Selim Kamer ve İbrahim Şafak tarafından Anka-ra Heykel Atölyesi’nde kabuk kalıp yöntemiyle dökül-müştür. Plaketlerde yer alan kurs her ne kadar Hitit adını taşımakta ise de Anadolu’nun en eski uygarlığı olan ve Hititler’den, yaklaşık 300 yıl önce, bu yörede varlıkları bilinen “Hattiler”e aittir ve Hitit döneminin öncesine ait bir semboldür. O dönemlerde insanlar çok tanrılı dinle-re inanırlarmış ve Güneşin yeryüzüne bolluk, bereket getirdiğine inandıkları için güneşi kutsal sayarlarmış. Kursta yer alan yuvarlağın güneşi ya da gökyüzünü, çevredeki yedi adet çıkıntıların gökkuşağını, üç adet to-murcuğun tabiatı ya da bitki örtüsünü sembolize ettiği-ne, üç adet sallanan çemberin ise çıngırak vazifesi gör-düğüne inanılırmış. Tunçtan yapılmış bu güneş kursları ahşap asaların ucuna takılır, sallandığında halkalar ses çıkarır ve bu ses, o merasime katılanlara bir huşu, ayrı bir hava verirmiş. Törenlerin sonunda ise bu kurslar, kral mezarlarına, ölü hediyesi olarak bırakılırmış. Kursların örnekleri Çorum - Alacahöyük yöresindeki Hatti kralları-nın mezarlarında bulunmuştur ve eski Tunç Çağına yani günümüzden yaklaşık 4 bin 300 yıl öncesine ait olduk-ları düşünülmektedir. Plaketlerin ofisinizin bir köşesini süsleyeceğine inanıyorum ve bugüne kadar plaketlerini alamayan üyelerimizin derneğimizle temasa geçmeleri-ni rica ediyorum.

Bu yıl 11. Ankiros fuarını ve 6. Döküm kongremizi ger-çekleştireceğiz. Dernek yönetimimiz kongrenin daha geniş bir katılımla ve sektör mensuplarımızın beklenti-lerine daha fazla cevap verecek zenginlikte bir içerikle gerçekleştirilmesinin sağlanması için çalışmalara başla-mıştır. Sunumlarla ilgili olarak tüm üyelerimizin katkıla-rını özellikle rica ediyorum.

T.C. Ekonomi Bakanlığı yetkililerine, yapmakta oldukla-rı Sektörel Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) çalışmalarına katkı olması açısından kendilerine, TOBB Türkiye Dö-küm Sanayi Meclisi ve TÜDÖKSAD olarak sektörümüzün yarattığı katma değer ve ithal girdilerimiz konularında detaylı bilgi aktardık. Bakanlığın bu konu ve Sektörel teşviklerin hazırlanması konularındaki çalışmalarını dik-katle izliyoruz. Bu kapsamda Ereğli Demir Çelik Fabrikası

yetkilileri ile Bakanlığımızın yönlendirmeleri sonucunda gerçekleştirilen toplantıda, önümüzdeki günlerde sek-törümüzün ihtiyacı olan miktar ve kalitede döküm piki-nin üretileceği müjdesini aldık. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakanlık bürokratlarına bu nedenle teşekkür ediyor, kısa bir süre içinde primer alüminyum döküm hammaddeleri için de sizlere aynı müjdeyi verebilmeyi ümit ediyorum.

2012 yılına girdiğimiz bu günlerde, yeni yılın bize neler getireceğini incelersek; bankacılık sektöründe başlayan ve finansal kriz olarak adlandırılan küresel krizin etki-lerini azaltabilmek için alınan ve uygulamaya konulan teşvik tedbirleri, para politikaları ve finans sektörünü

TÜDÖKSAD

Page 6: Turkdokum2

iyileştirmeye yönelik tedbirler nedeni ile 2010 yılında bütün ülke ekonomilerinde bir iyileşme gözlenmiş, be-lirli büyüme oranlarına ulaşılmış ve uluslararası ticaret hacminde bir artış yaşanmıştır. Ancak alınan tedbirler krizden etkilenen ülkelerin bütçelerini olumsuz yönde etkilemiş ve 2011 yılında bu ülkelerin kamu borçları artmış, bu borçlanmanın sürdürülebilirliği sorgulanma-ya başlanmış, büyüme hedeflerinde revizyonlara gidil-miş enflasyon oranlarında bir yükselme görülmüştür. Bu arada, kriz sonrası yaşanan kur dalgalanmaları, arz - talep dengesizlikleri gibi nedenlerle petrol, doğalgaz, emtia ve gıda fiyatlarında meydana gelecek değişiklik-ler Türkiye ve Türkiye gibi ekonomisi enerji fiyatlarına bağımlı ülkeler için 2012 yılında önemli bir risk oluştur-muş ve küresel ekonomilerde ikinci dip ve/veya 2008-2009 krizindekine benzer korkular yaşanmaya başla-mıştır. 2011 yılında, gerçekleşmesi beklenen yüzde 8 civarındaki GSYH büyüme oranı ile Çin’den sonra dün-yanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi konumundaki ülkemizde işsizlik de yüzde 10’ların altına inmiştir. An-cak enflasyonda beklenen hedefler yakalanamamıştır. 2011 yılında gerçekleşen 134,6 milyar Dolar ihracat ve 241,2 milyar Dolar ithalat ile yaklaşık 107 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının körüklediği ve 100 milyar Do-lar sınırına dayanan cari açık sorunu ve cari açığın milli gelire oranının yüzde10’lara varması nedenleriyle, bü-yümenin sürdürülebilirliği konusu ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. 2012’de ekonomimizde bu baskılar, alınmış ve alınacak ilave tedbirlerle 2011 yılında yaşa-dığımız büyümenin hızının kesileceği ve yerine çok daha düşük bir büyüme yaşanacağı öngörülmektedir. Hükümetimiz 2012 büyüme oranı hedefimizi yüzde 4 olarak vermektedir. IMF ise Türkiye ile ilgili değerlendir-mesinde, büyümenin 2012’de keskin bir düşüşle yüzde 2’ye gerileyeceği tahmininde bulunmaktadır. 2011 son çeyreğinde düzeltme olarak uygulamaya konulan dö-viz değer ayarlamasında da fren tutmamış TCMB döviz satarak engelleme çalışmalarına rağmen 1.75 TL’de dur-ması beklenen USD değeri 1.9-2.0 TL’lere çıkmıştır. Sayın Ali Babacan tarafından, merkez bankamızca satılan bu dövizlerin yurt dışına çıkmamakta ve resmi hesaplardan özel hesaplara bir döviz hareketi olduğu, ifade edilmek-tedir. Bu döviz rezervimiz için çok önemli bir husustur. Keşke bu düzeltmeler daha düşük bir hızda uygulamaya

konsa ve tedricen yapılsaydı. Şimdi ilave tedbirlerle bu aşırı değerlenmenin verdiği hasarları ortadan kaldırma-ya çalışmıyor olsaydık. Sonuç olarak 2012 ve sonraki yıllarda iç sorunlara ilaveten ekonomimizin yurtdışına, özellikle de ihracatımızın en fazla olduğu AB ekonomi-lerine bağımlı olarak şekilleneceğini söyleyebiliriz. Bu arada Avrupa’da hem ülkeler bazında hem de ortak po-litikalarda daha olumlu kararlar, tedbirler alınır ise Euro bölgesinde işlerin iyiye doğru yönelmeye başlayacağını düşünülebiliriz. Aksi takdirde Avrupa Merkez Bankası-nın (ECB) para basmaya devam edeceği ve ekonomik problemlerin içinden çıkılmaz bir hale geleceği kesindir.

Bütün bu belirsizliklerin yanı sıra 2011’de Kuzey Afrika’da başlayan ve Orta Doğu’ya doğru yayılma eğili-mi gösteren ve demokratikleşme diye tanımlanan, per-de arkasında dış güçlerin bulunduğu bir dönem yaşan-maktadır. Bu sürecin biran evvel sonuçlanması ve yeni düzenin dengesinin biran evvel sağlanması gerektiğini düşünmekteyiz. Bugünlerde Suriye’de kendini gösteren iç karışıklıkların ve ülkemizin bu karışıklıkta taraf gibi görünmesinin ülkemizin uzun yıllardan beri benimsedi-ği büyük Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” felsefesi ile ne derece de bağdaştığı tartışılır. Bu komşu ülkelerin, ülkemizde mevcut olan teröre destek verme olasılığı da 2012 yılının terörle mücadele açısından da pek sakin geçmeyeceği değerlendirmesinin yapılmasını mümkün kılıyor.

Bütün bunlara ilaveten iç siyasetimizde son günlerde tartışmaya açılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sü-resi ve Sayın Başbakanımızın sağlık durumu hakkında konuşulan rivayetler 2012 yılının her açıdan problemli geçeceğini, 2011 yılını aratacağını ve huzurlu bir ortam yaşamakta zorlanacağımızı gösteriyor. 2012 yılının bü-tün bu olumsuzlukların ortadan kalktığı bir yıl olması-nı, memleketimize ve bütün meslektaşlarıma hayırlı ve uğurlu gelmesini, sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesini diler, hepinizi muhabbetle kucaklar, en de-rin saygılarımı sunarım.

M. Niyazi AkdaşTÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Page 7: Turkdokum2
Page 8: Turkdokum2

İÇİNDEKİLER ARALIK / 2011

KÜNYE

“ŞİLE’DE KUM MADENLERİ REHABİLİTASYONLA BULUŞMALI”

Kumsan’ın Genel Müdürü Atilla Uçar çevreye zarar vermeden, gerekli rehabilitasyonlar yapılarak Şile’deki kum madenlerinden uzun yıllar faydalanılacağına inanıyor.

TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR KOCAOĞLU - UĞUR DEMİRCİ - SEYFİ DEĞİRMENCİ DR. CAN AKBAŞOĞLU - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL - CAN DEMİR - TEVFİK GÜNHAN YÖNETİM YERİ: Yasemin Sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş Tel: 0212 622 63 63YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.KAPAK FOTOĞRAFI : Dökümün Fotoğrafları - Ahmet Çelik

14

10

4 BAŞKANDAN

10 DERNEKTEN HABERLER

• TÜDÖKSAD Üyeleri Yıl Sonu Yemeğinde Buluştu

• Ankiros “2. Dökümün Fotoğrafları” Yarışması ve Sergisi

14 DÖKÜM KUMU • Türkiye’de Döküm Kumu Üzerine Bir Söyleşi: Atilla Uçar

24 ÜYELERDEN HABERLER

• Demisaş’tan CGI Üretimi ile Otomotiv Dünyasina Destek

• Heraeus Electro-Nite’tan Çelikte Hidrojen Semineri

• İgrek Yeni Yatırımları ve Teknolojisiyle 2012’den Umutlu

• Cevher Grup 56. Yılını Paydaşları ile Kutladı

• Foseco’dan Yeni Teknolojiler

• Foseco’da Görev Değişimi

• Kumsan’a İSO’dan Onurlu Ödül

36 DÜNYA DÖKÜM ÜRETİMİ • Rakamlar, Yıllık Döküm Üretiminde Artış Olduğunu

Gösteriyor

• CAEF Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri

42 ENERJİ VERİMLİLİĞİ

• Akıllı Enerji Çemberi Yenilikçi Ankara Proje Pazarı’ndaydı

48 MAKALE • TPM (Toplam Üretken Bakım) Uygulamaları

TÜDÖKSAD ÜYELERİ YIL SONU YEMEĞİNDE BULUŞTU

Page 9: Turkdokum2

İNDEKS

İÇİMİZDEN BİRİ:HALİL KAYA GEDİK

70

36RAKAMLAR, YILLIK DÖKÜM

ÜRETİMİNDE ARTIŞ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR

AMCOL MİNERAL.......................................25

ANKİROS........................................................51

AVEKS............................................arka kapak

EGES................................................................19

EVREN.............................................................13

FERRO TRADE...............................................55

FOSECO.............................................................3

HERAEUS.................................arka kapak içi

HİDROSER...............................................34-35

INDUCTOTHERM.........................................43

MARMARA METAL.........................................7

TEKNO METALURJİ......................................23

TOSÇELİK....................................ön kapak içi

Almanya’da aldığı metal ve kaynak teknolojileri teknik eğitimiyle uluslararası

kaynak mühendisi diplomasına sahip. Almanya dönüşü 1957’de Devlet Demir

Yolları’nda başlayan iş yaşamı sayısız başarılar ile dolu.

63 KONGRE/FUAR

• Hannover Messe 2012’de Yeşil Teknolojiye Odaklanıyor

• Alüminyum Sektörü Aluexpo 2011’de Buluştu

56 HABER

• METMAT, 6. Ankiros Döküm Kongresi’ne Hazırlanıyor

• ITÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü 50.Yılını

Kutladı

• Çöpe Atmadan Önce Bir Daha Düşünün

60 HAMMADDE PİYASALARI • TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi

• Türkiye’nin Pik Demir İthalatları 1 Milyon Tonu Aşıyor

62 TEKNİK MAKALE

• Dünya Alüminyum Ticaretinde Türkiye’nin Yeri

70 İÇİMİZDEN BİRİ • Halil Kaya Gedik

80 ÜYE REHBERİ

82 YAYINLARIMIZ

Page 10: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201110

DERNEKTEN

TÜDÖKSAD Üyeleri Yıl Sonu Yemeğinde BuluştuTürkiye Döküm Sanayicileri Derneği, geleneksel hale getirdiği “Yıl Sonu Yemeği”nde üyeleriyle buluştu. Üyeler tarafından beklenilenin üstünde ilgi gösterilen yemekli toplantıda, katılan üyelere firma düzeyinde üyelik plaketi takdim edildi.

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin 9 Ara-lık 2011 tarihinde İstanbul Swissotel’de dü-zenlediği yıl sonu yemeği üyelerinin yoğun ilgisi ile gerçekleşti. Dernek Genel Sekreteri

Kubilay Dal’ın açılış konuşmasının ardından TOBB-ETÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Fatih Özatay ekonomik değerlendirmelerde bulundu-ğu bir sunum yaptı. Üyelerin her zaman ilgi gösterdiği yemekli toplantı-ların en önemli özelliği, sektör temsilcilerinin ve ça-lışanların yoğun iş temposu arasından bir nebze de olsa uzaklaştırıp birbirleriyle sohbet etme, bilgi alış verişinde bulunabilme olanağı yakalamaları. 2011 yıl sonu yemeği de bu özelliğiyle öne çıktı. Katılım sayı-sının fazla olması hem yönetim kurulu üyelerini hem de katılımcıları oldukça memnun etti. 9 Aralık’taki bu-luşmada da sektör çalışanları yılın yorgunluğunu kok-

teyl ve akşam yemeğiyle çıkarırken, meslektaşlarıyla bir araya gelerek stres atmış oldular. Bu yemeğin bir başka özelliği ise TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın bizzat kendisi ilgilenerek, emek harca-yarak hazırlattığı üyelik plaketiydi. “Hitit Güneşi Dökü-mü Plaketi” yemeğe katılan üyelere taktim edildi. Tüm üyeler için hazırlanan Hitit Güneşi Dökümü Plaketi’nin üzerindeki Hitit Güneşi, döküm olarak yapıldı, aldın-daki kaide de yine bir dökümhanenin modalhanesin-de model olarak hazırlandı. Yemekli toplantının açılış konuşmasını yapan TÜDÖK-SAD Genel Sekreteri Kubilay Dal, yönetim kurulu adı-na herkesi selamlayarak, dernek çalışmaları, ekono-mik ve siyasi durumla ilgili kısa bilgiler verdi. Döküm sektörünün global krizden sonra eski kapasitelerini yakalamaya başladığına dikkat çeken Kubilay Dal, var olan iyileşme ve geleceğe umutlu bakmanın en

Page 11: Turkdokum2

Türkdöküm 11

DERNEKTEN

önemli göstergesinin dernek üye firmala-rının yapmış olduğu önemli yatırımlar ol-duğunu söyledi. Hemen hemen tüm üye-lerin yatırım yaptığını ve dökümhanelerde kapasite artışına gittiklerini söyleyen Ku-bilay Dal, artan kapasitelerin aynı zaman-da önümüzdeki yıllar için soru işaretleri de doğurduğunu belirtti. Doğru zamanda doğru yatırım kararlarının önemli olduğu-nu vurgulayan Kubilay Dal 2012, yılında da yatırımların devam edileceğininin gö-rüldüğünü söyledi. Kubilay Dal yemekli toplantıya katılan herkese yönetim kurulu adına teşekkür ederek, sözü Prof. Dr. Fatih Özatay’a verdi. Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı, Ra-dikal ve Dünya gazetelerinde çıkan makale-lerinden ve istikrar programları, parasal ve uluslararası iktisat, para krizleri, büyüme kuramları konularındaki çalışmalarıyla tanınan TOBB ETÜ, İktisat Bölümü Öğre-tim Üyesi Sayın Fatih Özatay “Türkiye Ekonomisindeki muhtemel gelişmeler” konulu bir sunuş yaptı. Türkiye ekonomisinin muhtemel gelişmeleri üzerinde duran ve güncel ekonomik göstergeler hakkında bil-gi veren Fatih Özatay, bu bilgilerini hazırlamış olduğu grafiklerle de destekledi. Türkiye ekonomisinin 2011 yılında yüksek bir büyüme hızı yakaladığını bu büyü-me hızının yüzde 7,5 ila 8 arasında olmasının beklen-diğini belirten Fatih Özatay, geçmiş performanslara bakıldığında bunun oldukça yüksek bir büyüme hızı olduğunu söyledi. Son 50 yıllık büyüme hızımızın yüde 4,8 ve ya son 10 yıla bakıldığında bu büyüme hızının ortalama yüzde 5 olduğunu vurgulayan Fatih Özatay, 201’de ise yüzde 8’lere varan bir büyüme hı-zının çok önemli olduğunu söyledi. Fatih Özatay, “bu büyeme hızına bakıldığında, ister istemez herkesin veya iktisatçıların aklına ilk gelen bunun sürdürülüp sürdürülemeyeceğidir. Ama bu büyüme hızının sürdü-

rülemeyeceği konusunda sanırım kimse farklı düşün-müyordur. 2012 yılında büyüme hızımızda bir miktar düşüş yaşanacaktır” dedi. Büyüme, işsizlik, enflasyon, cari açık, dış ticaret, döviz kuru ve faiz, maliye ve para politikası ana başlıklarıy-la sunumuna devam eden Fatih Özatay, şuan Türkiye ekonomisinin en büyük sorununun cari işlemler den-gesindeki bozulma olduğunu söyledi. Fatiy Özatay cari dengesizlikle ilgili şunları söyledi: “İthalat, ihracat ve turizm ile mütehatlik hizmetlerimizden kazandığı-mız dövizden çok daha fazla döviz ödemesi yapıyoruz. Ödediğimiz bu dövizin 2011’deki tutarı arttı. Ekonomi-mizin en zayıf tarafı bu cari işlemlerdeki dengesizliktir. Türkiye ekonomisi çokhızlı büyüdüğü dönemlerde bu açık da çok hızlı büyüyor.” Yemekli toplantıda yaklaşık bir saat süren Prof. Dr. Fa-tih Özatay’ın sunumundan sonra katılımcılar akşam yemeğine geçti. Yemek sırasında ve bitiminde TÜ-DÖKSAD Yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları katılan tüm üyelerle yakından ilgilenerek herkese teşekkür edip, yeni yıllarını kutladılar.

Prof. Dr. Fatih Özatay Kubilay Dal

Page 12: Turkdokum2

Ankiros Dökümün FotoğraflarıYarışması ve Sergisi

13 – 16 Eylül 2012 tarihleri arasında Tüyap sergi salonlarında yapılacak olan 10. Ankiros / Annofer / Turkcast Fuar ve 6. Döküm Kongresine paralel olarak “Döküm” konulu bir fotoğraf yarışması ve sergisi düzenle-necek.İlki geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen “Dökümün Fotoğrafları” sergisine gösterilen ilginin ikincisinde de artarak de-vam edeceği ve bu serginin gelenekselleşmesine katkıda bulunacağı beklenmekte.Sergi 13 Eylül 2012 tarihinde saat 13:00’ da Tüyap İstanbul adresindeki sergi alanında dereceye giren eserlere ödülleri takdim edilerek sergi tören ile açılacak, fuara ve kongreye katılanların ziyaretine açık olacaktır.Serginin ulusal medyada haber olarak yer alması için tanıtım çalışmaları yapılacaktır.

KATILIMCILARDöküm sektörü ile ilişkisi olan tüm amatör ve profesyonel fo-toğrafçılar, çektikleri siyah beyaz veya renkli fotoğrafları sergi-de değerlendirmek üzere gönderebilirler.

KONULARAna tema: “Döküm ve Dökümcüler” olarak belirlendi.

FOTOĞRAF KONULARI; • Döküm süreçlerinin görüntüleri,• Döküm çalışanları (portre veya grup),• Döküm parçaları (güncel, tarihi, arkeolojik),• Döküm makineleri, techizatı, tesisleri,• Takım çalışmaları,• Dökümde yeni teknolojiler,• Mikroskopik yapılar.

FOTOĞRAFLARIN ÖZELLİKLERİ• Her katılımcı enfazla 10 fotoğraf ile yarışmaya katılabilecektir.• Fotoğraflar, dijital ortamda (CD’ye yazılmış), jpg formatında teslim edilecektir.• Fotoğrafların çözünürlüğü 300 dpi, kısa kenarı en az 2848 pi-xel olacaktır, uzun kenar için sınırlama bulunmamaktadır. • Fotoğraflarda temel müdahalelerin (kontrast, keskinlik, ton-lama gibi) dışında başkalaştırmaya gidilmemeli, orijinal kad-rajda yer almayan unsurlar eklenmemelidir.• 2006 yılından önce çekilen fotoğraflar değerlendirme dışın-da kalacaktır.

ÖDÜLLERYarışmada Birinciye 2000, İkinciye 1000 Üçüncüye 500 Tl nakit ve sponsor hediyeleri ödül olarak verilecektir.

KATILIM ŞEKLİ VE SÜRESİ• Fotoğrafların isimlendirilmesi; Katılımcı rumuzu (6 haneli)- fotoğrafın sıra numarası- fotoğrafın ismi şeklinde olacaktır (ör-neğin; 661155-01-dokumhane calisanlari.jpg)• Fotoğraflar, yukarıda belirtilen şekilde isimlendirildikten sonra CD’ye (veya DVD’ye) kaydedilecek, bu CD (DVD) üzerine sadece rumuz (6 haneli) yazılacaktır.• Aynı CD (DVD) içine fotoğrafçının vesikalık / portre bir fotoğ-rafı da eklenecektir.• Katılımcı ekli başvuru formunu okunaklı bir şekilde doldura-caktır. Katılımcının sivil fotoğrafı ile birlikte fotoğraf sanatına

ilgisini anlatan kısa bilgi, Fotoğrafın; İsmi veya rumuzu, Çekil-diği yer, Tarih, Hikayesi (En fazla 50 kelime)• CD ve katılım formu korumalı bir zarf içine konulacak ve aşa-ğıda belirtilen adrese 15 Haziran 2012 tarihine kadar göndere-cektir. Postada oluşabilecek hasarlardan derneğimiz sorumlu tutulamayacaktır.

GÖNDERME ADRESİTürkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD)2. Dökümün Fotoğrafları Sergisi Yasemin Sokak Birlik Sitesi No:1/3Gayrettepe / İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 e-mail: [email protected]

SON KATILIM TARİHİ• 15 Haziran 2012

DEĞERLENDİRME VE SERGİ Gelen fotoğraflar, seçici kurul tarafından değerlendirildikten sonra sergilemeye değer bulunanların baskıları yapılıp, sergi için hazırlanacaktır. Bu sergi için birinci, ikinci ve üçüncü olmak üzere değerlendirme ve ödüllendirme yapılacaktır.Gönderilen CD ve DVD ler iade edilmeyecektir.Sergilenen fotoğraflar için bir sergi kataloğu hazırlanacaktır. Her katılımcıya ücretsiz olarak 10 adet basılı katalog gönde-rilecektir.Gönderilen fotoğraflar, Tüdöksad tarafından, TürkDöküm Der-gisinde, internet sitesinde ve Tüdöksad’ca organize edilecek kongrelerde eser sahibinin ismi belirtilmek kaydı ile telif ücreti ödenmeden kullanılabilecektir.Sergilenen fotoğraflar için bir bedel ödenmeyecektir. Seçici Kurul’un kararı kesindir.

2.

Page 13: Turkdokum2
Page 14: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201114

RÖPORTAJ

“Şile’de Kum Madenleri Rehabilitasyonla Buluşmalı”

DÖKÜ

M K

UM

U

Döküm sanayinin en önemli girdilerinden biri olan kum, yanlış bilinenin aksine kolay temin edilen, kolay çıkarılıp işlenen bir hammadde değil. Kaliteli bir döküm kumunu elde etmek için de pek çok kriterin bir araya gelmesi ge-rekiyor. Çünkü döküm kumu ancak hünerli ellerde doğ-ru biçimde işlenirse döküme yoldaş olabiliyor. Döküm sanayi için bu denli elzem olan kumun tedariği ise bu ürünü çıkarıp işleyen firmalar için giderek zorlaşıyor. Ge-rek çevre ve ormancılık kanunları, gerekse Türkiye eko-nomisinin genel durumu kum sektöründe gelecek beklentilerinde kaygıya neden oluyor. Döküm sektörüne kum tedariğinde ana damar ola-rak ön plana çıkan Şile bölgesi zengin ma-den kaynakları ile pek çok maden firmasına ev sahipliği yapıyor. Ancak maden kay-naklarını, orman alanlarını ve de yerleşim yerlerini bir arada bulunduran Şile tüm bu özellikleri ile zenginlik sunarken karma-şaya da neden oluyor. Şu günlerde çev-recilerle sanayicileri karşı karşıya getiren Şile’de maden sahalarının kapatılması gündemde. Ancak bölgeden kum çı-karan işletmelerden Kumsan’ın Genel Müdürü Atilla Uçar çevreye zarar ver-meden, gerekli rehabilitasyonlar ya-pılarak Şile’de bu kıymetli madenden uzun yıllar faydalanılacağına inanı-yor. Uçar; “Kum sektöründe bizim gibi çalışan firmalar, zeminin 2 ila 6 metre derininde çalışıyorlar. Biz-ler sahalarımızı rehabilite ederek tekrar ağaçlandırılmış bir şekilde Çevre ve Orman Bakanlığı’na iade ediyoruz. Kumsan olarak son 10 yılda çalıştığımız yakla-şık 30 hektar alanı rehabilite sonrası ağaçlandırıp bakanlı-ğa teslim ettik” diyor.

Page 15: Turkdokum2

Türkdöküm 15

RÖPORTAJ

Kumsan ne zaman ve nasıl kuruldu?Kumsan, 1980 yılında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başkanı olduğu Demir Çelik Döküm Sanayicileri Derne-ği içerisinden 22 döküm üreticisi firma tarafından kurul-muş bir firmadır. Orta ve uzun vadede silis kumu tedari-ğinde karşılaşılan veya karşılaşılabilecek riskleri ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş bir firmayız. Silis kumu tedariğinin kesintisiz sürdürülmesi, başta döküm sek-törü olmak üzere tedarikçisi olunan sektörlerin ürünle-rini büyük oranda ihraç ediyor olmasından dolayı çok önemli. İlk üretimini 1986 yılında yapan Kumsan, o yıla 13 bin ton üretimle başlamış. Bugün ise yılda 250-300 bin ton arasında üretim yapıyoruz. Tabi 1986’dan 2011 yılına gelindiğinde Kumsan’da hitap ettiği sektörlerin de büyümesi ile kalite ve miktar beklentileri doğrultusun-da üretim teknolojisi ve kapasite açısından önemli ge-lişmeler oldu. Ayrıca bu zaman zarfında silis kumunun kullanım alanlarında da artış söz konusu oldu. 1986 yılında sa-dece döküm sektörü için üretim yapıyorken şu an piyasa şartlarına bağlı olarak, döküm sektörü dışında altya-pı yatırımlarının vaz-geçilmez ürünü cam elyaf takviyeli polyes-ter boru sektörü, yapı kimyasalları ve inşaat sanayinde Türk sanayi-sine hizmet veriyoruz. Sektörlerdeki inişli çı-kışlı seyre göre toplam üretimimizin yüzde 60 ila 70’i döküm sanayi-sine yönelik. Geri kalan kısım ise yapı kimya-salları ve cam elyaf tak-viyeli polyester boru ve inşaat sektörüne yönelik.

22 şirketin ortaklığı hala devam ediyor mu?Bu 22 şirketin ortaklığı devam ediyor. Fakat esas üç ana ortağımız var. Bunlar Erkunt Sanayi A.Ş., Adarad Döküm A.Ş. ve Finlandiya merkezli Componenta Dökümcülük A.Ş.’dir. Bilindiği gibi bu ortaklarımızdan Componenta ve Adarad; Koç Grubu’nun yeni yapılanmaları öncesin-deki eski şirketleridir. Satın almalardan sonra yeni isim-ler ile yeni şirketler devreye girmiş oldu. Bu üç firmanın şirketteki payı yüzde 25’er olmak üzere toplam yüzde 75’tir. Geri kalan yüzde 25 ise küçük hisselerle diğer or-taklarındır. Kumsan, çok ortaklı ama aynı zamanda çok kurumsal niteliklere sahip bir şirkettir. Küçük fakat hızlı hareket kabiliyeti olan, Koç Grubu’nun tüm kurumsal ni-teliklerini içinde taşıyan bir yapıya sahiptir.

Kumsan kaç tesis ile hizmet veriyor?

İki ana fabrika tesisi ve şile bölgesindeki maden sahala-rımızla hizmet veriyoruz. Şile bölgesinde 2 adet ruhsat-lı maden sahamız var. Şile’de üretim tesisimiz mevcut. Ayrıca Zonguldak Kozlu-Ilıksu mevkiinde 1200 hektarlık kum ruhsatlı sahamız var. Maden havzalarından getir-diğimiz tuvönan kumun zenginleştirilmesi ve tane bo-yutuna göre sınıflandırılması işi Şile’deki ana tesisimizde yapılıyor. Burada 63 mikron ile 1.000 mikron arasında sınıflandırılan yüzde 4-7 rutubetli ürün, kurutma işle-mine tabi tutulmak üzere Tuzla tesisimize naklediliyor. Tuzla kurutma tesisimiz 2007 yılında Tuzla Organize Sa-nayi Bölgesi’nde kuruldu. Kurutma sistemini, yapılan ön araştırmalarda yanma, yakıt kokusu, kumun aşırı sıcak olması gibi kullanıcı sorunları dikkate alınarak akışkan yataklı olarak tercih ettik. Bu sistem silis kumu üreticile-ri arasında tektir. 2011 yılında bu 2 tesisimizde yaklaşık 240 bin ton üretimimiz ve satışımız olacak.

Kuma döküm yapan dökümhaneler için kumun önemi herkes tarafından biliniyor. İyi döküm kumu ne-dir, nasıl olmalıdır?Dökümde döküm kumunun önemi çok büyüktür. Çünkü Türkiye’de dökülen yaklaşık 1 milyon 500 bin ton civarında sıvı döküm madeninin çok önemli bir bölü-münü bu kumun içine dökersiniz. Tabii maça yapımında kullanılan kumu ayrı tutuyorum. Dökümün kaliteli ol-masında yaklaşık 200 adet faktör sayılır. Bu

faktörlerin yüzde 50’si direkt döküm kumu ve kum sis-temler ile ilgilidir. Sinterleşme sıcaklığı, tane boyutu, kumun tane dağılımı, mukavemeti, kil oranları, kumun köşeliliği, köşelilik katsayısı, silis oranları, mineralojik yapısı, alümina, alüminyum, magnezyum, demir oran-larının hepsi kaliteli ve sakatsız dökümün olmazsa ol-mazlarındandır. Dolayısıyla Türkiye’de döküme uygun spesifikasyonlarda kaliteli kumu ve kum sahaları bul-mak da çok kolay değildir. Kumun kolay bulunduğu gibi yanlış bir algı vardır. Kum denilince halkımız dağ - taş, her taraf kumdur diye düşünüyor. Ama bu doğru değil. Her sektör için kum farklıdır. Bir silis kumu maden sahasını işletmeye alabilmeniz için; birincisi maden kanununa göre tuvönan olarak enaz yüzde 80 SiO2 ihtiva ediyor olmalıdır. İkincisi bu saydı-ğım fiziksel ve kimyasal özelliklerin hepsini aynı anda sağlıyor olmalıdır. Üçüncüsü ise navlun, tüketicimizi zorlamamalıdır. Talep edilen silis kumu sektöre göre

Şuandaki orman izinlerimiz 31.12.2014 yılına kadar. Bu tarihten

sonra ne olacağı konusunda bir belirsizlik yaşanıyor. Dolayısıyla

Türkiye için çok önemli olan bu hammaddeyi tedarikimiz

sırasında ciddi sıkıntılar olabilir. Bu hammaddenin ithal ikamesi son derece zor. Kum, mal olarak ucuz ama navlun ve nakliye, stoklama

ve finansman açısından son derece yüksek maliyetli bir hammadde

Page 16: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201116

özellikle tane boyutuna göre farklılıklar göstermektedir ve hassasiyetleri farklıdır. Bu sebeple ARGE çalışmala-rımız müşterilerimizin ARGE çalışmaları ile bütünleş-miştir. Ziyaret ettiğim Avrupa’nın büyük bir silis kumu üreticisi sadece 5 ürün gamına sahipti ve tüketicilerin bunlardan birini seçmek durumunda olduğunu öğren-dim. Bizim ise müşteri taleplerimiz doğrultusunda ürün gamımız 11 üründen oluşuyor. Döküm, yapı kimyasalları, cam elyaf takviyeli polyester boru, çelik sektörü gibi sanayilerin kum ihtiyaçları fark-lıdır ve tüm sanayilerin ayrı ayrı fiziksel ve kimyasal ana-lizleri, talepleri farklıdır. Bunların tümünün, içindeki silis oranları, köşelikleri, tane dağılımları, kil oranları farklıdır.

‘Dağ-taş her taraf kum sanılıyor’ dediniz. Döküm veya sanayinin talebi olan kum burada nasıl farklı-laşıyor? Döküm kumunu elde etme sürecini anlatır mısınız?Kuma milyonlarca yıl önce metaformik dediğimiz ka-yaçların ayrışmasıyla oluşmuş bir maden diyelim. Bi-zim kullandığımız kum doğada serbest taneler halinde -özellikle Şile bölgesindeki oluşumlar 2 ile 10 metre arasında- olduğu için herhangi bir kırma-öğütme işle-mine gerek yoktur. İşlem kolaydır çünkü kumtaşı veya kayaç halinde değildir. Kepçeyle kolaylıkla alırsınız ve kamyonlara yükleyip üretim merkezine taşırsınız. Serbest halde ve gevşek karaktere sahiptir. Zaten Şile bölgesini döküm kumu veya diğer sanayiler için en elverişli kılan şey de kumunun bu yapısı ve tüketiciye yakınlığıdır. Bizim coğrafyamız içinde en kaliteli kumlar

Şile bölgesindedir. Fakat Şile bölgesi madencilik, çevre-orman, konutlaşma, turizm, eğitim gibi faktörleri içinde barındıran ender bölgelerden bir tanesidir. Dolayısıyla Türkiye’de madencilik yapmanın sıkıntılarını bir kenara koyduğunuzda, Şile bölgesinin coğrafi hassasiyetini de göz önüne aldığınızda, orada çalışmanın zorluğu çok fazla. Biz çalışmalarımızı Enerji Bakanlığı’nın ruhsatlan-dırdığı sahadan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın o ruhsatlı sahalardan verdiği izinler çerçevesinde yürütüyoruz. Niçin Çevre ve Orman Bakanlığı, derseniz; kum özellikle Şile’de ormanlık alanlar içindedir. Bu alanların üzerinde kısa, bodur bitki toplulukları olduğu gibi çam ve diğer bitkiler de var. Mümkün olduğu kadar çamlık alanlarda çalışmıyoruz. Sonuçta kısa veya uzun, yeşil bir bitki ör-tüsünü oradan almak zorundayız.

Şile bölgesinden bahsetmişken, bölgedeki maden sahalarının kapatılması gündemde, niye kapatıl-mak isteniyor? Şile’nin özel konumundan dolayı, bölgede yapılan ma-dencilik faaliyetlerinin geleceği konusunda bir takım endişeler var. Yaklaşık 5-6 yıldır bu maden sahalarında-ki izinler konusunda bir karmaşa söz konusu. Özellikle kum üretiminin dışında yapılan, kil ve kömür çıkarma faaliyetlerinde çalışma şekillerinden dolayı, doğa tahri-batı ve bu sahaların rehabilitasyonu konusunda bazı sı-kıntılar oluştu. Kabul etmek gerekirse, kum sektörünün çalışma alanları haricinde doğa biraz tahrip edildi. Bu durumdan kaynaklı olarak bölgede madencilik faaliyet-leri ciddi bir tepki çekmiş durumda. Şile’de yeşilin altın-

RÖPORTAJ

Page 17: Turkdokum2

Türkdöküm 17

da kum tabakası, kumun altında kil tabakası, kilin altında tekrar bir kum tabakası ve o kum tabakasının altında da bir kömür tabakası var. Şile, katmanlar arasında değişik maden cev-herlerine sahip çok özel bir bölgedir. Bizim çalıştığımız alanlar genelde 2 ila 6 met-re arasında olmasına rağmen diğer maden-ciler çalışma şekli gereği çalıştığı alanlarda daha derinlere iniliyor. Bu da doğa tahribini getiriyor ve bu tahrip sonrasında rehabilitas-yon biraz zorlaşıyor. Kum sektöründe bizim gibi çalışan firmalar, 2 ila 6 metre arasında çalıştıkları için sahalarımızı rehabilite ede-rek tekrar ağaçlandırılmış bir şekilde Çevre ve Orman Bakanlığı’na iade ediyoruz. Biz son 10 yılda çalıştığımız yaklaşık 30 hektar bir alanı rehabilite sonrası ağaçlandırıp ba-kanlığa teslim ettik. Bu konudaki çalışmala-rımızdan dolayı İstanbul Sanayi Odası’nın 6 aylık değerlendirmelerinden dolayı 2010 yılı Sürdürülebilir Çevre Dostu “Yeşil Madencilik Uygulamaları” konusunda 2 ödül aldık. Dola-yısıyla çalışma şekillerimiz ve sonuçları farklı olmakla birlikte sonuçta orada hepimiz madenciyiz. Çevre konusunda duyarlılığımız bir tarafa; değişik plat-formlarda, yaptığımız işin önemini yeteri kadar duyura-mamaktan kaynaklı sıkıntılar artıyor. Şile’deki çevresel sıkıntılar, eğitim, konutlaşma ve o bölgenin kendine has özelliğinden dolayı, Türkiye’de tüm madencilerin başı-na gelen çevre kaynaklı sıkıntılar burada bizlerin başına da geliyor. Geçtiğimiz 2007, 2008, 2009 yıllarında gerek yasal değişiklikler ve yüksek yargının maden yasalarını iptal etmesi gibi nedenler, gerekse buna bağlı olarak orman izinlerindeki gecikmeler bizim gibi çok önemli sanayi hammaddesini üreten şirketleri zor durumda bı-raktı. Fabrikalarımızda o yıllarda ciddi anlamda rezerv hammadde sıkıntısı baş gösterdi. Şu anda bu sorunlar aşıldı gibi gözüküyor.

Gelecekte ne tür sorunlar olacak?Oradaki politikaların ne olacağı konusunda bir belir-sizlik var. Şuandaki orman izinlerimiz 31.12.2014 yılına kadar. Bu tarihten sonra ne olacağı konusunda bir belir-sizlik yaşanıyor. Dolayısıyla Türkiye için çok önemli olan bu hammaddeyi tedarikimiz sırasında ciddi sıkıntılar olabilir. Bu hammaddenin ithal ikamesi son derece zor. Kum, mal olarak ucuz ama navlun ve nakliye, stoklama ve finansman açısından son derece yüksek maliyetli bir hammadde. Türkiye’deki fiyatlarla yurtdışındaki fiyatlar hemen hemen bire beş oranında. Burada bire alıyorsa-nız, yurtdışından bunu beşe getirmek durumundasınız. Bu da kumu hammadde olarak kullanan sanayiler için maliyet artışı anlamına geliyor. Türkiye ekonomisinin

en temel sorunu olan cari açık konusunda duyulan bü-yük hassasiyet ve önlemler dizisi içinde ülkemizin yer altı zenginliklerini ekonomiye kazandırmak ve ithalatı azaltarak katma değeri ülkemizin içinden yaratmak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır kanımca.Türk ekonomisinin en yapısal sorunu olarak gözüken ve başımızda keskin bir kılıç gibi hazır ve nazır bekleyen cari açığın azaltılması konusunda, Bilim Sanayi Teknolo-ji Bakanlığı, Maliye ve Ekonomi Bakanlıkları, diğer kamu – özel kuruluşların önemli çalışmalar içinde olduğu bu günlerde, Şile bölgesindeki bu değerli hammaddenin tedariğinde sıkıntı olmamasını diliyoruz. Ve bu konu-da her türlü çevresel önlemlerin alınıp bu zenginliğin ekonomiye kazandırılarak, Türk sanayisi ve sanayicisinin önüne konması gerektiğini düşünüyoruz.

Sahalar kapatılırsa tamamen bir dışa bağımlılık mı olacak?Tamamen dışa bağımlı olacak gibi görülüyor. Ama bu arada da biz boş durmuyoruz, çalışmalara ve araştır-malara devam ediyoruz. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde özellikle döküm sanayisine uygun saha arayışlarımız de-vam ediyor. Bunlardan biri Zonguldak bölgesi, burada bizim 1.300 hektar arazimiz var. Bilindiği gibi bu bölge-de çok ciddi bir kömür rezervi var. Bu rezervin üzerinde bir kum var ve kumun üzerinde de bir orman kıymeti var. O sahada bizim her yıl yaptığımız bir takım çalışma-lar mevcut. Fakat Şile bölgesindeki tane dağılımlarını bulmak da sıkıntı var. Genelde taş şeklinde, silis oranı yüksek fakat dökümün istediği dağılım oranlarından

Şile’nin özel konumundan dolayı, bölgede yapılan madencilik faaliyetlerinin geleceği konusunda bir takım endişeler var. Yaklaşık 5-6 yıldır bu maden sahalarındaki izinler konusunda bir karmaşa söz konusu.

RÖPORTAJ

Page 18: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201118

biraz uzak, döküm sanayisi için Şile bölgesinden biraz daha verimsiz, çok büyük rezervli sahalar var. Fakat kum rezervi açısından müthiş bir hesaplamaya göre 250 mil-yon rezerv hesaplanıyor. 2012 yılı içerisinde bizim en büyük hedeflerimizden biri bu çalışmaları devam ettirip neticelendirmek. Çünkü bu işin önemi o kadar büyük ki bu kaliteli kumu üretecek saha, rezerv bulamadığınız takdirde Türk sanayinde ciddi sorunlara yol açarsınız. Dökümün, dolayısı ile sanayi kumunun girmediği hiç-bir alan gösteremezsiniz. Sanayi kumu ithalatı zordur; temininde, stoklanmasında, ithalatının navlununda… Dolayısı ile rekabet edilebilecek maliyetlerde ciddi sı-kıntılara yol açacaktır. Türkiye’nin kaynaklarını böyle bir hammadde konusunda dışa bağımlı hale getirecek-siniz. Sonuçta sanayiciyi kumsuz veya hammaddesiz bırakamazsınız fakat bunun bedeli belirttiğim faktör-lerden dolayı çok sıkıntılı olur. Bu ürünü yurt dışından ithal edebilirsiniz ama buradan 25 dolara aldığınız malı 150 dolara ithal edersiniz. Bu da ihracat yapan, rekabet eden döküm ve diğer sanayiler için maliyetlerin artması anlamına geliyor. Bizim geçen sene az da olsa bir ihra-catımız oldu.

Ruhsatlar kaç yılda bir yenileniyor, ruhsatları ya da izinleri kim veriyor?

Aslında ruhsatlar 10 veya 15 yıllık veriliyor. Ruhsatları veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı fakat bu ruh-satlar çerçevesinde izinleri ise Çevre ve Orman Bakanlığı veriyor. Bakanlık bu izinleri 3-4 yıllık periyodlarla veri-yor. Daha önceki izinler ruhsat sürelerine göreydi. Örne-ğin bizim ruhsat sürelerinin sonu 2019 yılına kadar. Or-man izinlerimizin de bu tarihe kadar olmasını beklerken 2014 yılının sonuna kadar alabildik. Dolayısıyla 2014 yılı gerek bizim gerekse döküm sanayinin karşısına önemli bir tarih olarak çıkıyor. Ama ülkemizi yönetenler, Türk sanayisi için böyle önemli bir hammaddenin tedariğin-deki sıkıntının farkındalar. Her platformda, bakanlıklar nezdinde, STK’lar çerçevesinde bu sorunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyoruz. Böyle kötü bir sürprizle karşı-laşacağımızı zannetmiyoruz ama bu riske karşı çalışma-larımızı da devam ettiriyoruz.

Umarız bahsettiğiniz sıkıntılar dengeli bir şekilde tüm tarafların ortak beklentilerinin karşılanmasıyla aşılır. Döküm kumuna dönersek, Türkiye’de döküm sanayisi 1960 - 1970’li yıllardan sonra kurulmaya başlandı diyebiliriz ve o tarihten sonra da sürekli bir gelişim ve değişim yaşadı. O günden bu güne kum konusunda ne gibi farklılıklar oldu? Kumun üretiminde makine ve teçhizat bakımından cid-

RÖPORTAJ

Page 19: Turkdokum2
Page 20: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201120

di yatırımlar yapıldı. Sonuçta doğadan aldığınız kumu bir şekilde yıkayıp, eleyip, sınıflandırarak bunu döküme vermeniz lazım. Daha önce de belirttiğim gibi dökü-mün kalitesini etkileyen faktörlerin yüzde 50‘si kumdan kaynaklanıyorsa bizim de bu kumu çok iyi eleyip, sınıf-landırıp, zenginleştirerek döküm sanayisine vermemiz gerekir. Dolayısıyla kum konusunda çok büyük aşama-lar kaydedilmiştir. Bahsettiğimiz 1960’lı yıllarda kum, derelerden küfelerle eşekler sırtında taşınıyor, basit bir sulama tekniğiyle yıkanıp dökümhanelere veriliyordu. O dönem yüzde 50-60 sakat çıkan döküm ürünü vardı. Şuanda böyle bir durum yok. Hatta birçok dökümhane-de kalite kontrol süreçlerine girmeden direkt dökümün içine katılmaktadır. Bunun için biz sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Son 4 yılda iyileştirme ve çevreye yaptığı-mız yatırım tutarı 6 milyon TL’yi geçmiş durumda. Bu, Kumsan hacmindeki bir şirket için çok ciddi bir rakam. Bu tamamen iyileştirme ve şirketleri çevresel atıklar konusunda daha rahat bir konuma getirmek için yapı-lıyor. Örneğin bizim en büyük atığımız, kumu yıkadık-tan sonra çıkan çamurlu su, yani kil. Bunu açıklarsak; biz yaklaşık 300 bin ton üretim yapıyorsak bunun 170-180 bin tonu atık olarak karşımıza çıkıyor ve bunu sulu bir şekilde uzaklaştırmamız lazım. Uzaklaştırma dediğiniz de bunun önemli bir bölümü su, dolayısıyla bu suyu kazanmamız gerekir. Son 2 yılda yaptığımız en büyük yatırım, bu kirli suyu tekrar arıtarak prosesin içinde tek-rar döner hale getirmemizdir ki şuanda yaklaşık 170 bin ton atığın yaklaşık 80-90 bin tonunu yani yüzde 60’ını tekrar prosese besliyoruz. Geri kalan yüzde 40’ını ise maden sahalarına göndermek suretiyle maden sahala-rımızı rehabilite ediyoruz. Rehabilite ettiğimiz sahaları da ağaçlandırıyoruz. Kısacası doğadan aldığımızı tekrar doğaya veriyoruz. Bildiğiniz gibi dökümde de kum atık olarak görülüyor, orada da son çevre mevzuatına göre atık kum döküm-haneler için sıkıntı yaratıyor. Bu konuyla ilgili neler söy-leyebilirsiniz? Aslında kumun tehlikeli bir atık olmadı-ğını herkes biliyor. Geri dönüşümle birlikte hem tekrar kullanılabiliyor, hem de başka sanayilere hammadde olabiliyor. Örneğin asfalt sanayi atık kumu kullanıyor. Asfalt sanayinde pek kullanılmıyor. 1980’lerde karayol-ları yol yapımlarında dolgu malzemesi olarak kullanıyor-du fakat daha sonra malzemenin kayganlığı ve yollarda problem açacağı endişeleri ile vazgeçildi. Son zaman-larda çimento sektörü kullanmaya başladı. Bu sektör-den gelen ve bu işin sıkıntılarını en fazla çeken bir kişi olarak söyleyeyim; döküm kumunun tedariğindeki bu sıkıntılar ve çevresel baskılarla beraber kumun döküm prosesinden çıktıktan sonraki durumu da Türkiye’de gerçekten başlı başına bir problem. Çok ciddi miktarda atık kum çıkıyor. Bazı şirketlerin rejenerasyon yapmak suretiyle bu kumu 2-3 kere döndürme kabiliyetleri var. Yüzde 40-50 civarında yeni kum ekleyerek bunu tekrar kullanıyor. Ama sonuçta yine rejenere olmuş pudra gibi ince bir atık çıkıyor. İçinde kimyasalları olan kullanıla-mayacak vaziyette bir toz. Özellikle reçine gibi tehlikeli

atık klasmanına girebilecek nitelikte bir takım atıklarla beraber bunu depolamanız lazım. Büyük sıkıntılar var burada. Belediyelerle bir takım yakın ilişkiler çerçeve-sinde bu sorun çözülüyor ama sorun kökten çözülmüş değil. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda radikal çözümler üretmesi lazım. Atık konusunda bir yönlendir-me yok. Herkes kendi başının çaresine bakıyor. Bu atık-ları bertaraf etmek çok da büyük bir maliyet. Benim eski çalıştığım şirketten 2007 yılının sonunda ayrıldığımda, yıllık 1.2 milyon TL Bursa ve Orhangazi belediyelerine nakliye dahil atık ücreti ödeniyordu -ki bu hemen he-men kumun tedariğinde yaklaşılan rakama yakın bir ra-kam. Cezalar çok ağır. Ama bu konuda yol gösterici bir mekanizma maalesef çalışmıyor. Dökümhaneler kullandığı malzemenin içinde ne gibi kimyasallar olduğunun farkında aslında, bilinçli bir şe-kilde atıklarını sınıflandırırsa ve buna göre hareket eder-se daha sağlıklı olmaz mı?Herkes malzemenin içinde ne olduğunu biliyor tabii. Bildiğim kadarıyla en fazla reçine kullanılıyor, ayrıca bağlayıcılar gibi 1-2 tane kimyasal atık da var. Aslında içindeki bentonit, mogul, diğer ferroalyaj gibi katkılar-dan dolayı çevre açısından da kullanılabilecek bir meta atık kum. Birçok belediyede bunları toprağın altında malzeme olarak kullanılabiliyor, yeşillendirme yapılıyor. Çünkü içinde bir takım besleyici maddeler var. Benim şahsi kanaatim, bir kere kullanılan kumu rejenere etmek lazım. Yani kullanımının devrini fazlalaştırmak lazım, en azından 2-3 kerelik. Sonuçta bir atık kum çıkacaktır ama açıkçası nereden baksanız şimdi çıkan atığın yüzde 30-40’ını geçmeyecektir. O yüzden burada devletin çev-resel desteği de olması lazım. Türkiye’deki arıtma-de-polama tesisleri maalesef yetersiz durumda. İzaydaş’ın durumu belli. Şu anda tedarikli mal da kabul etmiyor. Herkes kendi başının çaresine bakıyor.

Dökümhanelerin yüzde kaçı bu kumu tekrar kulla-nabiliyor?Bildiğin kadarıyla bir tek Componenta’da yıllar önce ya-pılmış bir rejenerasyon tesisi var. Onun haricinde de bir takım çalışmalar var ama yeterli değil.

Bu yapıldığında maliyetler düşer mi?

2012 yılı içerisinde bizim en büyük hedeflerimizden biri yeni rezervler bulmaktır. Çünkü bu işin önemi o kadar büyük ki kaliteli kumu üretecek saha, rezerv bulamadığınız takdirde Türk sanayinde ciddi sorunlara yol açarsınız

RÖPORTAJ

Page 21: Turkdokum2

Türkdöküm 21

Maliyeti düşürecek. Kum tedarikini en azından 3’te 1 oranında azaltacak. Atığın atımını en azın-dan 3’te 1 oranında azaltacak. Sonuçta çıkabi-lecek olan o yüzde 30-40’lık atığı da bir şekilde devletin teşvikiyle bertaraf edecek. Maalesef bu konuda istenilen noktaya henüz gelinmedi. Componenta, Bursa bölgesinde bununla ilgili bir çalışma yaptı. Orhangazi’nin boşaltılmış mozaik, taş ve kireç ocakları vardır. Onların boşalttıkları yerlerde her türlü yer altı izolasyonları yapılarak bir takım çalışmalar ve izinler alındı fakat zanne-diyorum daha sonra bir yerlerde tıkanıldı kalındı. Sonrasında orada da bir gelişme kaydedilemedi. Şu anda dökümhanelerde en büyük sıkıntılardan bir tanesi bu atık kum sorunudur. Belediyeler bu konu-da biraz yardımcı olmaya çalışıyorlar ama ciddi bir be-del karşılığında bunu bir yerlere stokluyorlar fakat çok geçici çözümler bulunuyor.

Türkiye döküm kumunu ithal ediyor mu?Türkiye döküm kumunun hemen hemen yüzde 90’ını Şile bölgesinden sağlıyor diyebiliriz. İthal kum belli bazı özel çalışmalar için getiriliyor. Ama şu anda Şile bölgesi tüm döküm sektörünün ihtiyacını karşılayabilecek ko-numda.

Kumsan bunun yüzde kaçını karşılıyor?Türkiye’de yaklaşık 600-700 bin ton civarında döküm kumu kullanımı var. Bu dökümhaneler içinde büyükler de küçükler de mevcut. Bizim üretimimiz olan yaklaşık

250 bin tonun 125 bin tonu döküm kumudur. Şu anda döküm kumunun yaklaşık olarak yüzde 30-40’ının sağlı-yoruz. Dediğim gibi bu rakamlar kayıt altındaki döküm-haneler içindir. Konya, Eskişehir, Bursa’da, sokak arala-rında, değişik yerlerde yüzlerce yerde, yılda 200-300 ton, hatta bin ton döken dökümhaneler var. Bunların ne kullandıklarını bilmiyoruz. Ama çok ufak dökümha-nelerde dahil olmak üzere eldeki rakamlar toplam 600 bin ton civarında.

İyi kum tesisi nasıl olmalıdır? Kaliteli ürün nasıl sağ-lanır?Bir bütün olarak düşünmek lazım. Bentonit kaliteli bir dökümün olmadan olmazlarından bir tanesi. Ama ben-tonit, mogul, ferroalyajlar olmadan önce de döküm ya-pılıyordu. Kuma yapılıyordu. Burada kum vazgeçilmez

RÖPORTAJ

Page 22: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201122

bir unsur. Çünkü diğerleri kumun içine giren girdilerdir. Bentonit çok sonradan bulunmuş bir hammadde. Kum açısından söyleyelim; öncelikle silis oranının yüzde 95’in üzerinde olması lazım. Kum dağılımı ince, orta, kalın diyebileceğimiz 30-35 afs’den 70-80 afs’ye kadar dağı-lıma sahip, ölçülebilen dağılım aralıklarında olmalıdır. Döküm kumunun kalıp ve maça kumu ayırımında ge-nelde 50-55 ve 70-80 arasında olan dağılımı çok önemli. Afs’ler kendi içinde, bazen şirket bazında da daha ufak dağılım aralıklarında istenebiliyor. Dolayısı ile kuyumcu hassasiyetinde kumu sınıflandırmanız gerekiyor. Fakat doğa buna her zaman izin vermiyor. Belli metrelerde ince, belli metrelerde kalın, belli katmanlarda sanayinin işine yaramayan çok ince killi kumla karşılaşabiliyorsu-nuz. Sondajlarınız ve sahanın farklı katmanları sizin bek-lentilerinizin ötesinde olabiliyor. Özellikle Şile bölgesin-de 50-55 afs’de, döküm kumu rezervlerinde diğer ince kum tabir ettiğimiz 60-70-80 afs kumlara göre daha az bulunmaya başladığını ve sahaların azaldığını söyleye-biliriz. Bunun dışında kumun diğer vasıfları olan demir, alüminyum gibi bir takım diğer elementlerin oluşumu, silis oranı ve özellikle kil oranları çok önemli.Silis bin 500 derece sıcaklığa dayanabilen bir meta. Esas kullanımı da cam sanayidir. Bu sıcaklığa dayanabilen doğadaki ender bir hammadde. Döküm ise bin 500-bin 700 derecede kuma dökülüyor. Buna şekil verebilecek tek hammadde silistir. Ortak yaptığımız çok çalışma var. Zaten verdiğimiz her kum, kamyon ve silobaslar kalite kontrol laboratuarlarından geçiriliyor. Özellikle döküm-de kil oranı çok önemli, olmazsa olmaz kriterlerden biri. Genelde kil oranının kumda binde 3-5’lere kadar olma-sı gerekir. Kilin fazlalığı dökümün zararınadır. Çünkü kil bildiğimiz çamurdur, dolayısıyla kum özelliğini yitirir. Dökümde de her türlü kalitesizliği ve sakatı berabe-rinde getirir. Tane dağılımları ile birlikte kiloranları aynı öneme sahiptir. Biz maden sahalarında hammadde-yi yüzde 10-15, bazen sahanın verimsizliğine ve kiline bağlı yüzde 20 kil oranlarıyla tesislerimize sokarız. Yı-kama ve ayırma işlemi sırasında bunu binde 5’in altına çekeriz. Fabrikalara giden kumumuzda laboratuarlarda ilk bakılan ve değerlendirilendir. Bunun yanında dağı-lım da önemli. Sorunuza dönersek; ortaklarımızla olan iş ilişkilerimizde yeni döküm ürünlerinde kalite kontrol, laboratuar ve bizim teknik servislerimiz çok yakın bir mesai içinde olurlar. Sadece döküm için değil, yapı kim-yasallarında ve özellikle de cam elyaf takviyeli polyester boru sektöründe de böyle. Son zamanlarda TÜBİTAK ile AR-GE çalışmalarına girdik. Bu çalışmalarda atık kilin de-ğerlendirilmesi ayrıca dökümhanelerin atık kumunun değerlendirilmesinde konusunda önemli çalışmalar ya-pacağımızı ümit ediyoruz. Bir şirketin atığı hiç ummadı-ğınız şekilde diğer şirketin girdisi olabiliyor. Bu bilgileri gelişmelere bağlı olarak TÜDÖKSAD ile de paylaşacağız. Teknolojik olarak her şeyi yapmanız mümkün, yapıyoruz da. Bunu yalnızca Kumsan olarak değil bütün sanayi için söylüyorum. Ama doğadan gelen bir güç var, bir takım rezervler var. Bu rezervlerin bir kısmı sanayinin işine ya-

rıyor bir kısmı yaramıyor. Bir dönümlük sahada bile çok farklı yapıda kumla karşılaşabiliyorsunuz. Özellikle tane dağılımları ve kilde çok üzüldüğünüz veya sevindiğiniz sahalar ile devamlı karşılaşabiliyoruz. Bunlara gücünüz bir yere kadar yetiyor. Yapabileceğimizin en iyisini yapıp, oradan o cevheri, madeni alıp, ekonomiye kazandırmak; sonrasında da bu cevheri boşalttığınız yerdeki sosyal ve çevresel, bütün sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. ‘Ben aldım, kullandım. Benden sonrası tufan’ diyemezsiniz. Böyle bir sanayicilik yok. Bundan sonra da olmayacak, çünkü inanılmaz büyük yasal düzenlemeler ve cezalar var. Bunun haricinde zaten insan olarak, siz-den sonraki nesillere bir şeyler bırakmanız lazım. Kısa bir örnek vereyim; geçen hafta bizim sahalarımıza 2 tane ceylan girip kalmış herhalde avcı köpekleri kovalıyordu. Bir tanesi bizim atığımızı koyduğumuz ve rehabilite et-tiğimiz tel örgülerle çevrili sahada kalmış. Çok üzüldük, hemen ilgili mercilere müracaat ettik. Dolayısıyla doğa-dan aldığınızı doğaya vermek zorundasınız.

Rezervlerle ilgili bir sıkıntı var mı?Bir süre sonra bir sıkıntı da yavaş yavaş başlayacaktır. Şile bölgesi bitecek sonuçta. Bunu çok verimli kullan-manız lazım. Tahminimizce Şile bölgesinde 30 milyon ton civarında bir rezerv daha bulunduğu. Ama bunun ne kadarı döküm kumuna, ne kadarı yapı kimyasalları-na, ne kadarı inşaat ve dolgu kumuna uygundur bir bil-gimiz yok.

Kumdaki en büyük sıkıntı nedir?Ruhsat ve izinlerin haricinde, en büyük sıkıntı çevresel faktörler, baskılardır. Şile bölgesinde örneğin ciddi bir konutlaşma var. Bizim fabrikamız imar planlarındaki ya da inşaat ruhsatlarındaki çekme mesafesinde değil, tam sınırımızda villalarla sarılmış durumdayız. Komşu-nun evinin salonu fabrika sınır trapezine bakıyor. Yazın trapez ısınıp ısı veriyor diye şikayet alıyoruz. Hâlbuki biz geldiğimizde oralarda konut yoktu. Sanayileşme ve ko-nutlaşmanın belli politikalar çerçevesinde yürütülmesi lazım. Bunun dışında Orman İdaresi ile ilgili izin ve ruh-satlar konusunda yaşadığımız sıkıntılar haricinde tek sorun bu çevresel sıkıntılar. Bunun dışında teknolojik olarak yapamayacağımız hiç bir şey yok.Bir de Türkiye sanayisinin son derece önemli bu ham-maddesi için politikalarının 2014 sonrasını görebil-memiz lazım. Bir süre sonra rezervler bitecektir mut-laka. Ama mümkün olduğu kadar rezervleri kullanıp, hammaddeyi sanayiye kazandırmalıyız. Amacımız Türkiye’nin değişik sahalarında yapacağımız araştırma-ları bitirip ülkeyi bu çok önemli sanayi hammaddesin-den mahrum bırakmamaktır. Ülkenin yönetici kesimi-nin, bağlı olduğumuz kurum ve kuruluşların buradaki hassasiyeti önemle göz önüne alması lazım. Bunu geçti-ğimiz yıllarda bakanlıklarda mümkün olduğu kadar dile getirmeye çalıştık, dile getirmeye de devam edeceğiz. Ama bizim de bu çevresel sorumluluk bilinci içerisinde yapabileceğimizin maksimumunu yapmamız gerekir.

RÖPORTAJ

Page 23: Turkdokum2

Tekno Metalurji Malzeme Makina İç ve Dş Tic. Ltd. Şti.İnönü Cad. 19 Mays Mah. Sümko Sit. A4 Blok Kat:4 D:10 Kozyatağ 34736 İstanbulT. 0216 463 3390 F. 0216 384 3677 [email protected]

www.teknometalurji.com www.maus.it www.tyrolit.com

OTOMATİK TAŞLAMA ÇÖZÜMLERİ

TAŞLAMA VE KESME İŞLEMLERİNDENİHAİ ÇÖZÜM

FLEXIBILITY AND PRODUCTIVITY: THE EXCLUSIVE ADDED VALUE OF AUTUMATIC GRINDING

Dökümhaneler ve Çelikhanelerdeki Partneriniz

Flexible machines Robotised cells Grinding cells for the automotive industry

Combined machines

CSS WIRE ROLL - WHAT A CALIBRE!The solution to grinding cemented carbide rolls

THE MAKINGS OF A STAR:CSS ROLL STARRoll grinding rede ned

FOCUR EXTRANew line with improved easycutting behaviour - for pedestaland swing frame grinding

CSS CENTERLESS - THE ALL-AROUND SOLUTION!Unbeatable in the machining ofbar stock and wire rod

FOCUR SAThe diamond of grinding wheels -for automatic fettling

teknometalurji_16x23.indd 1 12/15/11 3:06 PM

Page 24: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201124

ÜYELERDEN

Demisaş’tan CGI Üretimi ile Otomotiv Dünyasına DestekPetrol fiyatlarının artışı ve tüketiminin sınırlandırıldığı bir dünyada çevreye duyarlılığın da getirdiği itici güç ile CGI prosesi ve ürünleri Demisaş’ın önümüzdeki dönemlerdeki önemli pazarlarından biri olacak.

G ünümüzün ve yakın geleceğin büyük ya-rışlarından biri, daha küçük boyutta, hafif, az tüketen ve az gaz salınımı olan motor ve aksamları üretmek. Bahsedilen özel-

liklerde motor ve aksamları, ancak kompakt grafitli dökme demirin getirdiği avantajlar ile daha üretile-bilir bir hale geliyor. Demisaş, bu noktada otomotiv dünyasının mükemmel dizel motor ve aksamları üretme çabasına destek sunuyor. Compacted Graphite Iron - Kompakt Grafitli Dök-me Demir yani CGI, fren diskleri, volanlar, debriyaj parçaları, eksoz manifoltları, motor kapağı ve mo-tor blokları gibi parçaların yapımında oldukça fazla seçilen bir malzeme olarak kullanılıyor. Gri dökme demirle karşılaştırıldığında, yüksek basınçlı yanma odalarının imalatına daha elverişli CGI, daha verimli yanma ve düşük emisyon değerleri elde edilmesi-ne olanak sağlıyor. CGI ile daha ince et kalınlığında parça üretmek mümkün olup daha hafif motorların imalatı söz konusu oluyor.Önceleri özel amaçlar için sınırlı miktarlarda üretile-bilen CGI, günümüzde yakalanan seri üretim şartla-rına uygun proses gelişimi neticesinde artık büyük miktarlarda da üretilebiliyor. CGI son derece ilgi ge-

rektiren ve hassas bir proses penceresine sahip. Öte yandan son yıllarda dünyada çevre sorunlarının daha fazla tartışılması ve tüketicilerin satın aldıkları ürün-lerin çevre ile uyumu konusunda daha duyarlı hale gelmesi, çevreci ürünlerin giderek önem kazanma-sını sağlıyor. Dünyadaki bu değişimi gören otomotiv firmaları, çevre bilinci ve sürdürülebilirlik anlayışıyla, çevre dostu olduğu kadar, enerji maliyetlerini aşa-ğıya çeken ürünlere yoğunlaşıyor. Günümüzde oto-motiv firmaları çevreci, alım fiyatı ekonomik, az yakıt tüketen, estetik ve yüksek performansa sahip araç üretme hedefine ulaşma çabasındalar. Demisaş, bugüne kadar üretegeldiği gri ve sfero dökme demir üretiminin yanında 2011 yılının son çeyreğinden itibaren CGI üretimine de başladı. De-misaş, proje geliştirme ortağı ile birlikte gerçekleş-tirdiği uzun çalışmalar sonucunda, seri üretim şart-larını sağlayarak, müşterilerinin özel testlerinden geçti. Demisaş, Türkiye’de üretimi son derece kısıtlı olan ve Avrupa’da da az sayıda firma tarafından üre-tilmekte olan hafif ve ısıya dayanıklı bu malzemenin, araçlara getirilen karbon emisyonunu azaltıcı kısıt-lamaların genişletilmesi ile kullanımının artacağını öngörüyor.

Page 25: Turkdokum2
Page 26: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201126

Heraeus Electro-Nite’tan Çelikte HidrojenSemineriSıvı metallerde ölçme ve numune alma sitemleri konusunda ileri teknoloji üreticisi Heraeus Electro-Nite Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek demir-çelik sektöründen 70 kişiye “Çelikte Hidrojen” semineri verdi. 26 Kasım 2011 Cumartesi günü İstanbul Swiss Otel’de gerçekleşen seminere çelikhanelerin gösterdiği ilgi Türkiye’de 30. yılını kutlayan Heraeus Electro–Nite’ı memnun etti.

D iler Holding Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Utkanlar moderatörlüğünde, ODTÜ Meta-lurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğ-retim Üyesi Prof. Dr. Naci Sevinç’in verdiği

Çelikte Hidrojen semineri, “Hidrojen, Hidrojenin Çelik İçerisinde Çözünürlülüğü, Çeliğe Hidrojenin Girmesi, Çelikte Hidrojenin Etkileri, Çelikte Hidrojen Giderme” ana başlıkları altında toplandı. Katılımcıların soru ve hidrojen konusunda fabrikalarında yaşadıkları sorun-ları spontan bir şekilde aktarmaları, seminerin gün boyu karşılıklı konuşmalar içinde geçmesini de be-raberinde getirdi. Tam bir eğitim şeklinde geçen se-minerin, dinleyicilerden birçok kişinin üniversiteden hocası olan Prof. Dr. Naci Sevinç tarafından verilmesi ise katılımcıları oldukça memnun etti. Hidrojenin çelik açısından çok önemli bir konu oldu-

ğunu belirten Prof. Dr. Naci Sevinç, bu önemin eski-den beridir bilindiğini ama son yıllarda hidrojenin öneminin daha da arttığını söyledi. Bunun en önemli nedenini ise çelikten beklentilerin sürekli artmasına bağlayan Sevinç, buna bağlı olarak hidrojen kontro-lünün çok önemli hale geldiğini söyledi. Seminerde “hidrojen hangi yollarla çeliğe girer, girerse bunun etkileri ne olur, engellemek için neler yapılabilir veya girdiyse hidrojeni çelikten almak için dikkat edilmesi gerekenler nelerdir” konuları üzerinde özellikle du-rulduğunu söyleyen Sevinç, kaliteli çelik için bunların çok önemli olduğunun altını çizdi. Hidrojenin çok kritik etkisinin olduğu düşük alaşımlı denilen çeliklerde her dönem hidrojene çok dikkat edildiğini ve önem verildiğini söyleyen Naci Sevinç, inşaat demiri üreten fabrikalarda ise önceleri hidro-

ÜYELERDEN

Page 27: Turkdokum2

Türkdöküm 27

ÜYELERDEN

jene bu denli önem verilmediğini ve bu durumun sadece Türkiye için değil tüm dünyada böyle olduğu-nu belirti. Hidrojen konusunun artık her türlü çelikte önem kazandığının altını çizen Sevinç, seminere katı-lımın bu kadar yüksek olmasının bunun bir göstergesi olarak görülebileceğini söyledi. Seminere katılımın bu kadar yüksek olacağını beklemediğini söyleyen Sevinç, çelik tesislerinin bu kadar ilgi göstermesinin kendisini çok memnun ettiğini belirtti. Heraeus Electro–Nite Türkiye Genel Müdürü Haluk Güldür ise, Heraeus Electro–Nite’da çok ciddi bir tek-nolojik birikim olduğunu ve bu birikimi her zaman iş ortağı olarak gördükleri müşterilerine aktarmaya çalıştıklarını belirterek, Çelikte Hidrojen semineriyle de bu birikimi demir–çelik sektörüyle paylaştıklarını aktardı. Haluk Güldür, “Heraeus Electro-Nite, yeni bir konuda ölçüm probu geliştiriyor. Ölçmeye başlayın-ca artık o parametre kontrol edilebilir hale geliyor. Kontrol edildikten sonra da ona uygun prosesler ge-lişiyor. Dolayısıyla çelik üretimindeki birtakım proses gelişimleri bizim ürün geliştirmemizle gerçekleşiyor. Dolayısıyla Heraeus Electro-Nite’ın demir–çelik sektö-rü içinde çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Örneğin bu seminerdeki konumuz hidrojendi. Hidro-jen, bizim tarafımızdan hassas ve doğru bir şekilde ölçülebildiği için, sonra hidrojen giderme, hidrojenin yarattığı çelikteki sorunların ortadan kaldırılması ko-nuşulabiliyor. Eskiden bu olanaklar yoktu” diyor. Son zamanlarda en popüler konunun hidrojen olabile-ceğini düşünerek bu semineri organize ettiklerini be-lirten Haluk Güldür, çelik sektöründe önemli bir yapı dönüşümünün söz konusu olduğunu, eskiden inşaat demiri ağırlıklı bir sektör iken bugün yassı üretimin çok önemli bir yere geldiğinin görülebildiğini söy-lüyor. “Kaliteli” dediğimiz çeliğin Türkiye’de giderek daha fazla üretildiğini görüyoruz. Kaliteli çelik üretim artışıyla birlikte kendilerinin de tartışmasız ön plana çıktığını belirten Haluk Güldür, “30 yıldır içinde oldu-ğum Türkiye demir-çelik sektöründe şimdiye kadar teknik yöneticilerin bir araya geldiği böyle geniş katı-lımlı bir toplantı olmadı. Bizim bugün burada yaptığı-

mız bu açıdan da çok önemliydi. Sektörün bu çok önemli kuru-luşlarının temsilci-lerini böyle önemli bir konuda bir araya getirdiğimiz için ve bunu başardığımız için çok mutluyuz. Bundan sonra da bu tür organizasyonlar gerçekleştirmek için çaba göstereceğiz” dedi. Kendisinin de Prof. Dr. Naci Sevinç’in öğrencisi olduğunu ve Prof. Dr. Naci sevinç’in bu semineri vermesinden büyük onur duyduğunu dile getiren Haluk Güldür, şöyle devam etti: “Demir-çelik metalurjisi konusunda tartışmasız dünyada en iyi hocalardan bir tanesi. Büyük bir bilgi birikimi var. Bu birikimin bir şekilde sektöre aktarılma-sı gerektiğini düşünüyorum. Bugün burada yapılan bunun bir adımıdır. Tabii 4-5 saatlik bir eğitim yeterli değil. Benim beklentim; bu toplantıya katılan bazı fir-maların bu konuda daha detaylı çalışmaları için Prof. Dr. Naci Sevinç ile ilişkilerini devam ettirmeleri. Biz bunun bir ön çalışmasını yapmış olduk.”Seminer dışında Heraeus Electro-Nite Türkiye’de-ki gelişmelerden de bahseden Haluk Güldür, bu yıl Türkiye’de 30. yılına girdiklerini ve Haziran 2011 tarihi itibariyle Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki ülkelere ya-pılan bütün satışların artık Türkiye üzerinden yürütül-düğünü, bunun da kendilerine ciddi bir atılım ve mo-tivasyon getirdiğini söyledi. Heraeus Electro-Nite’ın kendi alanında geçmişten beridir sektöre yeni tekno-lojiyi getiren tek firma olduğunun altını çizen Haluk Güldür, seminerde de bu tür ürünlerden bir tanesini tanıttıklarını belirtti. Swiss Otel Mimosa salonunda gün boyu devam eden Çelikte Hidrojen semineri, Heraeus Electro-Nite’ın katılımcılara boğaz manzara-sı eşliğinde verdiği kokteyl ve akşam yemeğiyle son buldu.

Prof. Dr. Naci Sevinç

Haluk Güldür

Page 28: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201128

İğrek Yeni Yatırımlarıve Teknolojisiyle 2012’den Umutlu

Dünyanın önde gelen otomobil firmalarına kalıp dökümü üreten ve bu yıl 66. yılını kutlamaya hazırlanan İğrek Makina, 2012 öncesi olası talebi karşılamak adına laboratuar, modelhane ve makine yatırımlarına devam ediyor.

Genişleyen üretim alanları ve teknolojile-riyle 2011 yılında yüzde 15’lik büyüme ve yüzde 30’a yakın kapasite artışı yaşayan İğ-rek, yeni bir Ferrari modeli ile Mercedes ve

Ford’a da kalıp desteği vermeye hazırlanıyor.2011 yılında önemli bir yükseliş trendi yakalayan, he-deflediği ciroyu ve büyüme oranlarını tutturan, üre-tim alanını 30 bin metrekareye çıkarma çalışmalarının sürdüren İğrek Makina, 2011 yılında önemli makine yatırımları gerçekleştirdi. 12 adet büyük CNC işleme makinesine ilave olarak, bir adet 6 metrelik taşlama tezgahı, bir adet de 5 metre çaplı dik torna devreye aldıklarını belirten İğrek yetkilileri, otomotiv, makine ve enerji sektörüne yönelik her türlü metal parçayı işleyebilecek 5 eksenli, 2 ve 3 boyutlu hassas işleme tezgahlarına sahip durumda olduklarını belirtiyorlar. Yeni üretim binalarının iç lojistik yatırımlarını tamam-ladıklarını ve 2011’de döküm laboratuarını tamamen

yenilediklerini söyleyen yetkililer, döküm simülas-yonu, tahribatlı ve tahribatsız muayene ekipmanları, spektral analiz cihazlarının tümünü en yeni teknoloji ile yenilediklerini ve bunun yanında ekiplerini de güç-lendirerek yeni yıla hazırlandıklarını belirtiyorlar. İğrek, kriz tehdidi hissedilse de 1012’nin otomotivde önemli bir yıl olacağını, oluşabilecek talepleri karşı-lamak üzere modelhanesinde Almanya’dan ithal 10 metreye 5 metre boyunda yeni bir CNC strafor işleme merkezi devreye aldı. Böylece Türkiye’nin en büyük strafor model imalathanesi olma iddiasının da devam-lılığı sağladı. Modelhaneyi üretiminin ana kaynağı olarak gören İğrek, “ne kadar çok model üretebilirse o kadar üretim yapılabiliyor” felsefesiyle hareket ediyor. Otomotivde kalite ve zamanlamanın öneminin far-kında olduklarını belirten firma yetkilileri, “bazen çok kısa zamanda büyük işler isteniyor ve çoğu zaman da işler piyasada bölüştürülüyor.

ÜYELERDEN

Page 29: Turkdokum2

Biz de CAD/CAM’den başlayıp tüm süreçleri tek bir merkezde toplayarak hızlı ve entegre bir hizmet ver-meyi amaçlıyoruz.” Yeni aldıkları tezgahın 10 metrelik bir büyüklüğe sahip olması; inşaat, enerji ve makine gibi sektörlerde hizmet verebilecek esnekliği sağla-dığını söyleyen yetkililer, özellikle rüzgar enerjisi için türbin üretiminde Türkiye’de olmayan önemli bir ka-pasite vaat ettiklerini belirtiyorlar. 110 çalışanı ve ayda bin 200 ton döküm kapasitesi ile 2011yılında yüzde 10 büyüyen İğrek, 2012’de olası krizlerin negatifliği-nin baskın olarak hissedilmediği durumda, genişleyen üretim alanları ve teknolojisi ile birlikte yüzde 15’lik büyüme hedeflemekte. İğrek, bu anlamda 2012 yılını parlak ve iyi bir yıl olarak görmekte. Geçtiğimiz yıl ilk kez Peugeot Citroen Grubu ile doğrudan çalışmaya başlayan firma yetkilileri, 2012’de yeni tezgah alımla-rının devam edeceğini ve Türkiye’de çok özel şirketler-de bulunan 5 metrelik CNC dik torna tezgahının ku-rulumunu tamamlamak üzere olduğu belirtiyor. İğrek, 2011’de üretimin yüzde 25’ini ihraç etti, söz konusu yatırım ve projelerle 2012’de bu oranı yüzde 40’lara çıkarmayı hedeflemekte. İtalya, Almanya, Slovenya ve Romanya başta olmak üzere en büyük ihracat pazarı Avrupa olan İğrek’in amacı, 2012 yılında yeni projeler ile bu zincire yeni halkalar ekleyebilmek.

Page 30: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201130

Cevher Grup 56. Yılını Paydaşları ile KutladıCevher Döküm ve Cevher Jant sanayi olmak üzere iki firmayı bünyesinde barındıran Cevher Grup, 56. yılını paydaşları ile birlikte kutladı. Cevher Grup Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özyavuz, özel bir akşam yemeğinde bir araya gelen geniş Cevher ailesine hitaben; “Cevher Grup çalışanlarının 56 yılda elde ettikleri bu önemli başarıyı ülkemize yakışır bir biçimde devam ettireceğine, yarattıkları güçlü sinerjiyi de yanlarına alarak, önümüzdeki yıllarda hep birlikte çok daha büyük hedeflere koşacağımıza inanıyorum” dedi.

Cevher Grup, yurt içi ve yurt dışında yürü-tülen projelere verdiği ürünlerle otomotiv sektörünün tanınan markaları arasında yer alıyor. Sektörde yarım asrı çoktan geride bı-

rakan grubun yeni yaş kutlaması için bir araya gelen yönetim kadrosu ve çalışanlar kutlama yemeğinde ya-ratılan ortak başarılarını da anma fırsatı buldu. Gece-de paydaşlarına kısa bir konuşmayla seslenen Cevher Grup Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özyavuz, geçen yıl yapılması planlanan kutlama yemeğini bir yıl ge-cikmeli de olsa gerçekleştiriyor olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyerek “Şöyle arkaya baktığımızda, aklı-mızda kalan başarı dolu, keyifli, devamlı büyüme tren-

dinde olan, içinden dünya markaları çıkaran, inovatif, genelde hırslı, istekli bir firma görüyorum. Demotive geçen son iki sene ise sıkıntılı ve stres doluydu. Ancak 2011’den itibaren geleceğe tekrar iştahlı bakan, yeni hedeflere bilenmiş bir Cevher olduk. Ve koskocaman bir 56 yıl geçirdik” dedi. Özyavuz, otomotiv sektörün-de kat ettikleri yolu da şu sözlerle hatırlattı: “Cevher Grup, yurtiçinde ve yurtdışında özellikle OEM’lerden alınan çok önemli ve yüksek standartlardaki projelerin hayata geçirilmesindeki başarısıyla, isabetli öngörü-leri ve vizyoner yaklaşımıyla, otomotiv endüstrisinde uluslararası bir saygınlık elde etti. Değerli ve aranan bir marka haline geldi. Cevher Grup çalışanlarının, 56 yıl-

ÜYELERDEN

Page 31: Turkdokum2

Türkdöküm 31

da elde ettikleri bu önemli başarıyı ülkemize yakışır bir biçimde devam ettireceğine, yarattıkları güçlü sinerjiyi de yanlarına alarak, önümüzdeki yıllarda hep birlikte çok daha büyük hedeflere koşacağımıza inanıyorum.” Gelecekteki 10 yıl içinde Avrupa ve dünya pazarlarının hangi yöne gideceğini tahmin etmeye çalıştıklarını ifa-de eden Özyavuz, “Bundan böyle dünya pazarlarında bizleri asfalt yollar yerine, çakıllı ve keskin virajlı yollar beklemektedir” dediği konuşmasında bu öngörüler neticesinde hedeflerini belirleyeceklerini ifade etti. Özyavuz konuşmasının devamında; “Bu tahminlere göre pozisyonlarını alanlar, tahminlerinin doğru oldu-ğu oranda başarıya ulaşacaklardır. Öngörülerimizi, ha-yallerimizle birleştirebilirsek arzu ettiğimiz başarılara ulaşırız” dedi.Şirketler için hayal etmenin ne denli önemli olduğu-nun altını çizen Özyavuz, Cevher Grup’un hayallerine ve ulaştıkları başarılarına da değindi. “Biz Cevher ola-rak 2000’li yılların başında, özelikle büyük OEM’ler için yüksek tonajlı üretim yapacağımızı, sektörde pazar pa-yımızı arttıracağımızı ve büyüyeceğimizi hayal etmiş-tik. Bugün bu rüyamızın büyük bir bölümünü gerçek-leştirmiş durumdayız. 2001 yılındaki 20 milyon Euro ciromuz, 2011 sonunda 140 milyon Euro’yu geçecek” diyen Özyavuz, geleceğini bugünden hayal edebilen şirketlerin her zaman rakiplerinden çok farklı yerlerde olacağına dikkat çekti. 56. yıl kutlama yemeğinde, Cevher Grup çalışanlarının çalışma azmini de takdirle anan Özyavuz, “Cevher’deki herkes, işini yaparken, içinde yaşadığımız toplumu ve çevreyi düşünerek, çalışma arkadaşlarımız ve ortakla-rımıza, bizimle iş yapan tüm tedarikçilerimiz ve müş-terilerimize kaliteli hizmet vererek yoluna daha nice 56 yıllarda devam edecek. Cevher ailesi olarak başar-dıklarımızla gururlanırken hep daha ileriye, daha iyi-ye gitmek ve ülkemize, çevremize maksimum faydayı sağlarken bayrağı bizden sonra geleceklere en yüksek-te devretmek için çok çalışmaya devam edeceğiz. Ülke temsilcisi olarak küreselleşmenin katılımcısı olmak, bu yolda bizim en önemli hedefimizdir” dedi.Cevher Grup’u şampiyonlar liginde oynayan global bir futbol takımına benzeten Özyavuz bu süreçte te-dariğini yaptıkları firmaların verdiği desteğe de değin-meden geçmedi. “Son zamanlarda başlattığımız ürün temizleme süreci ile birlikte OEM müşterilerimizde de bir değişim yaşadık. Bu değişimle birlikte çalıştığımız OEM’ler bizi stratejik partner olarak seçmiş bulunmak-tadır. Zaten stresli ve güç zamanlarımızda bize en bü-yük destek bu majör müşteri gruplarından gelmiştir. Codesigner yani ürün geliştirmedeki becerimiz, es-nekliğimiz, makul fiyat - yüksek kalite dengemiz ve iyi lojistiğimiz ile mega müşterilerin vazgeçilmez tedarik-çisi durumuna geldik. Cevher, ağırlıklı olarak çalıştığı ve özellikle dünya birinciliğine oynayan Volkswagen, BMW, Peugeot Societe Anonyme (PSA), Renault, Gene-ral Motors (GM) gibi çok önemli küresel ortakları olan bir şirket konumuna geldi. Bugün Avrupa da üretilen

en saygın araçlarda Cevher’in silindir kapağı ve jant-ları kullanılmaktadır. Lüks segmentin en büyük oyun-cularından Audi A8’in silindir kafasını üretiyoruz. Bu-nun yanında en ufak SUV/Crossover olan MINI Cooper Countryman jantlarının dünyadaki tek üreticisi olmak gibi örnekler bizi en iyi olmaya zorluyor.”Özyavuz son olarak, Cevher Grup’u geleceğe taşıyaca-ğına inandıkları Çiğli’de yürütülen projeye de değindi. 2013 yılının ilk çeyreğine kadar tamamlamayı planla-dıkları bu yatırım ile yakın gelecekte “3 milyon kafa, 3 milyon jant” üretmeyi hayal ettiklerini söyleyerek ekle-di; “Eminim tüm ekibim, bu hayalleri gerçekleştirmeye, yeniden başarıya koşmak için sabırsızlanıyordur.”

Cevher ailesi olarak başardıklarımızla gururlanırken hep daha ileriye, daha iyiye gitmek ve ülkemize, çevremize maksimum faydayı sağlarken bayrağı bizden sonra geleceklere en yüksekte devretmek için çok çalışmaya devam edeceğiz

Haluk Özyavuz

ÜYELERDEN

Page 32: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201132

Foseco’danYeniTeknolojiler

Foseco’da Görev Değişimi

Foseco, döküm endüstrisi ve uygulamalarına gelişkin filtre serisi ve ProBond gibi yeni ürünleriyle katkı sağlamaya devam ediyor.

Foseco, üst düzey görevlerde gerçekleştirdiği pozisyon değişiklikleriyle 2012 yılına yeniliklerle girme kararı aldı. Dökümhane Bölümü’nde gerçekleşen atamalar, firmanın tecrübeli isimlerine farklı misyonlar yüklüyor.

Foseco, çelik ve büyük demir döküm parçalar için geliştirilmiş STELEX Pro serisi filtrelerini piyasaya sürdü. Karbon esaslı seramik filtre teknolojisi STELEX Pro’nun en gelişkin ürü-

nü olan ProBond, karbon esaslı mekanizmasıyla 35’in üzerinde ülkede patentli olarak kullanılan ileri bir tek-nolojiyi işaret ediyor.Foseco’nun geniş bir araştırma süreci ve müşteri de-ğerlendirmesi sonucu ortaya çıkardığı STELEX Pro ProBond, filtreli dökümü geliştirecek pek çok faydayı da beraberinde getiriyor. Geliştirilmiş filtre dayanımı ile kırılganlığın azaltıldığı ProBond’un, sıvı metal akı-şının süreklilik ve kolaylığını sağlayan bir filtre yapısı bulunuyor. Bu teknolojik yeterlilik, ergimiş çelik ve demir döküm uygulamalarında ve oda sıcaklığında yüksek esneklik gücü anlamına geliyor.Karbon esaslı seramik köpük filtreler, döküm süreçle-rinde inklüzyon temizlenmesini daha etkin kılarken, akış modifikasyonu ve türbülans azalımı sağlıyor. STE-LEX Pro ProBond’daki yenilikler, sakat parçalar isten-meyen sonuçları ve parça tamiratı gibi masrafları da en aza indirgemiş oluyor.

Foseco’da, 2011 Ekim ayı itibariyle Dökümhane Bölümü Başkanlığı göre-vine David Hughes geti-

rildi. Firmaya emek verdiği 20 yılın sonunda emekliliğe ayrılan Jeff Weeks’in yerini alan Hughes’un Fo-

seco’daki kariyeri ise 30 yıla dayanıyor. Refrakter üre-tici firma Vesuvius’un dökümhane departmanı olan Foseco’nun kuruluşu 1932 yılına uzanıyor. Bugüne kadar dökümhane süreci ve ürün uygulamaları ile il-gili pek çok yeniliğe imza atan Foseco, 2011 sonlarına doğru gerçekleştirdiği pozisyon değişiklikleriyle yeni yılda vites büyütmeyi hedefliyor. Bu kapsamda gerçek-leşen değişikliklerden birisi, daha önce Ürün Müdürü olarak Kuzey Amerika’da, Satış Müdürü ve Genel Mü-dür olarak Hindistan gibi Asya ülkelerinde ve son ola-rak Asya-Pasifik Bölgesi Başkan Yardımcısı olarak Çin-Şangay’da görev yapan David Hughes’un Dökümhane Bölümü Başkanlığına atanması oldu. Döküm endüstri-sini heyecan verici ve mücadele gerektiren bir çalışma alanı olarak tanımlayan Hughes, “Dünyanın dört bir tarafından bütün iş arkadaşlarımla beraber müşteri-lerimize daha fazla değer katmaya gayret etmekteyiz. Bunun bundan sonra da artarak devam etmesini dört gözle bekliyorum” şeklinde konuşuyor. Foseco içerisin-deki üst düzey pozisyon değişikliklerinden bir diğeri ise, Vesuvius Grup’ta 18 yıllık bir deneyime sahip olan Billy Patterson’un, Kuzey ve Güney Amerika’daki Dö-kümhane Bölümü’nden sorumlu olarak Amerika Dö-kümhane Başkan Yardımcısı olarak atanması oldu. 30 yılın ardından “Dökümhane Bölümü Başkan Yardımcı-lığı – Pazarlama ve Teknoloji” görevinden emekli olan Roland Johnson’ın yerine ise Hollanda’da görev yapan Carlos Cardozo getirildi.

ÜYELERDEN

Page 33: Turkdokum2

Türkdöküm 33

Kumsan’a İSO’danOnurlu Ödülİstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından bu yıl onikincisi düzenlenen “Sürdürülebilir Çevre Dostu Ürün ve Uygulama Ödülleri” 8 Aralık 2011’de sahiplerini buldu. Düzenlenen organizasyonda Kumsan ‘yeşil madencilik’ anlayışı ile 2 ödül birden aldı.

ISO üyesi pek çok firmanın üst düzey yöneticileri-nin katıldığı törende “Sürdürülebilir Çevre Dostu Ürün” büyük ölçekli kuruluşlar kategorisinde birincilik ödülü Kaktüs Bulaşık Makinesi ile Arçe-

lik A.Ş.’ye, ‘Sürdürülebilir Çevre Dostu Ürün” KOBİ’ler kategorisinde birincilik ödülü gaz soğutucu ürünleri ile Friterm Termik Cihazlar A.Ş’ye verildi. Kumsan ise törende Sürdürülebilir Çevre Dostu Uygulama Ödülleri kategorisinde ‘Yeşil madencilik anlayışı ile ödüle layık görüldü. Kumsan ayrıca Umur Ünsal Özel Ödülü’nü de almaya hak kazandı. Kumsan tarafından üretilen silis kumu, başta demir çelik ve döküm sanayi olmak üzere; yapı kimyasalları ve cam elyaf takviyeli (CTP) polietilen boru sanayi-sinin önemli bir girdisi olarak İstanbul, Şile ve Tuzla tesislerinde üretiliyor ve zenginleştiriliyor. ‘Çevreye uyumlu madencilik’ ilkesi çerçevesinde ça-lışan Kumsan, bu ödüle cevheri alınan ve ekonomiye kazandırılan silis kumu ocaklarında, tesis çıktısı atık kili kurutması ve sahaları rehabilite ederek Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı için ağaçlan-dırma yapması nedeni ile layık görüldü. Kumsan tesisinden, zorunlu olarak elde edilen proses çıktısı atık kil içerikli yaklaşık 170 bin ton kil içerikli çamur

oluşuyor. Bu miktarın yüzde 60’ı temiz su olarak te-sise geri dönerken yüzde 40’i ise maden sahalarının rehabilitasyonunda kullanılıyor. Ve Kumsan ağaçlan-dırma yapmak sureti ile doğadan aldığını yine doğa-ya geri vermiş oluyor. Kumsan`ın son 10 senede Şile Orman İdaresi’ne ağaç-landırarak iade ettiği silis kumu ocakları ise 30 hektarı geçmiş bulunuyor.

ÜYELERDEN

Page 34: Turkdokum2
Page 35: Turkdokum2
Page 36: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201136

GÜNCEL

45. Census Dünya Döküm Üretimi Rakamları-2010 Açıklandı

Rakamlar, Yıllık Döküm Üretiminde Artış Olduğunu GösteriyorAmerikan Dökümcüler Derneği (AFS) tarafından hazırlanan ve her yıl Aralık ayında derneğin yayın organı Modern Casting’de yayınlanan Dünya Döküm Üretim Raporu’nun 2010 yılı sonuçlarını içeren araştırmanın 45. sayısı açıklandı. Söz konusu araştırmada kullanılan Türkiye’ye ilişkin sektörel veri ve bilgiler TÜDÖKSAD tarafından derlenerek AFS’ye iletiliyor. Araştırma www.moderncasting.com internet adresinden alınıp TÜDÖKSAD tarafından tercüme edildi. Ayrıca tablo ve grafiklere Türkiye Döküm sanayiine ilişkin bilgiler eklendi.

Page 37: Turkdokum2

Türkdöküm 37

GÜNCEL

M odern Casting’in yapmış olduğu dün-ya döküm üretimi araştırmasına göre 2010 yılı rakamları, yaşanan son eko-nomik krizden çıkılmakta olduğuna

işaret ediyor. Dünya döküm üretiminin 2009’dan 2010’a yüzde 13.7 arttığını gösteriyor. Bununla bir-likte dünya toplam döküm üretimi 91.4 milyon ton ile 2008’deki 93.5 milyon tonluk ve 2007’de pik gös-teren 94.9 milyon tonluk üretimin hala altında sey-rediyor.Sayıma katılan 36 ülkeden, sadece dört tanesi dö-küm üretiminde azalış bildirirken, 2009 raporlarının aksine, sadece beş ülke büyüme gösterdi. Üretimde düşüş yaşayan ülkeler; Kanada, Norveç, Sırbistan ve Slovenya oldu. Tayvan üretimini yüzde 42 artırarak en fazla büyümeyi gösterirken aynı şekilde, Brezil-ya yüzde 41’lik döküm üretimi artışıyla 2009’dan önemli kazançlar gördü. Listede en yüksek üretim yapan ilk 10 sıralaması geçen yıla göre neredeyse değişmedi. Almanya, Ja-ponya ve Rusya dördüncü, beşinci ve altıncı olarak sıralandı. Çin, Hindistan ve Amerika hala sırasıyla birinci, ikinci ve üçüncüyken, Brezilya, Kore, Fransa ve İtalya 7 ila 10 arasında listede yerlerini aldılar. İlk 10 ülke 2009’da olduğu gibi dünya üretiminin yüzde 88’ine sahip.

Dökümhane Başına Üretim MiktarıTüm bu rakamlar değerlendirildiğinde, ülkeler tesis başına metal döküm üretim verimliliklerini 2009’dan bu yana artırmış oldu. Almanya 7,808 ton/tesis de-ğeri ile üretim verimliliğindeki açık liderliğini sür-

dürdü. Brezilya (hesaplanan toplam üretim miktarı tesis sayısına bölündüğünde) ortalama tesis verim-liliği yüzde 39 artırmış olup 2,393 ton/ tesis üretim yapmakta. Amerika 4,038 ton/tesis üretim değeri ile üretim verimliliğinde 3. sırada yer aldı.Dünya döküm üretiminin metallere göre dağılımı 2009’la aynı kalırken, Pik döküm toplam 91.4 milyon tonun yüzde 48’ini karşılamakta.Döküm üretiminde dört yıldır azalan bir doğrultu-da giden Amerika yüzde 11.2’lik bir artış bildirdirdi. Hindistan önemli üretim kazanımlarını sürdürerek ve yüzde 22’lik artış ile sıralamada 2. sıraya yerleşti.45.Dünya Döküm Üretimi Rakamları’nı saptamak üzere yapılan araştırma için toplanan veriler her ülkenin dökümcü birlikleri ve benzer temsilcilikleri tarafından bildiriliyor. Bu yıl katılmayan ülkeler Da-nimarka, Moğolistan, Rusya ve Ukrayna oldu. Bu ül-keler katıldıkları son yıl ile aynı değerleri gösterecek şekilde listelendi.

Listenin Yeni KatılımcısıAraştırmanın bu yılki yeni ismi Pakistan oldu. 360,000 tonluk üretimiyle Pakistan diğer katılımcılar arasında orta kademede yer aldı. Ülke döküm üreti-minin yüzde 70’i pik döküm olarak şeker fabrikası, otomotiv, tarım, çimento ve kimyasallar endüstrile-rinde kullanılmak üzere yapılmakta. Bunun yanında Pakistan, toplam 2 bin 50 çalışan tesis ile 175 ton/tesis’lik kapasite değerine sahip.

Ekonomik YansımalarBirkaç istisna ülke dışında döküm üretimi 2009 yılın-

Almanya 7,808

Türkiye 1,147

Rusya 3,111

Japonya 2,952

A.B.D. 3,999

Hindistan 2,012

Çin 1.523

İtalya 1,792

Fransa 4,310

Kore 2,535

Brezilya 2,394

EN BÜYÜK 10 ÜLKEDE TESİS BAŞINA ÜRETİM ORTALAMASI (ton/tesis)

Page 38: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201138

da dip yapmıştı. 2010 yılına ait kesin veriler gösteriyor ki ülkeler az miktarlarda da olsa üretim artışı göstermekte. Ancak üretim rakamları hala 2008 öncesindeki rakamların seviyesine ulaşmış değil. En fazla üretim yapan iki üretici Çin ve Hindistan ise bu durumun dışında kaldı. Almanya yüzde 23’lük büyüme göste-rerek altıncı sıradan yeniden beşinci sıradaki yerine geldi. Buna rağmen henüz 2008 yılı seviyelerinin üzerine ulaşamadı. Yıkıcı depremlere rağmen 2010 yılında Japonya, yüzde 8.5’lik büyüme gösterdi. Japonyanın üretimi 2006’da yaptığı pikten bu yana dü-şüş göstermekte.Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler, kriz ekonomisin-den etkilenmedi. 2008 üretimlerinin üzerinde rakamlara sahip ülkeler; Çin, Macaristan, Hindistan, Kore, Portekiz ve Türkiye’dir. Tüm diğer ülkeler, bir önceki yıla göre döküm üretiminde düşüş yaşarken; Çin, Hindistan, Kore ve Portekiz 2009 yılında büyüme göstermişti.

Dökülen Metallere GöreDünya Döküm ÜretimiPik döküm dünya üretimine en fazla katkı sağlayan malzeme olarak, 91.4 milyon tonluk toplam üretimin 44.1 milyon tonuna karşılık gelmekte. Çelik ve demir dışı malzemeler geçen yıla göre yüzde 1’lik azalma gösterirken, pik ve sfero döküm üretimleri yüzde 1’lik artış gösterdi.

ÜlkeAvusturyaBelçikaBosna HersBrezilyaKanadaÇinHırvatistanÇek CumDanimarkaFinlandiyaFransaAlmanyaMacaristanHindistanİtalyaJaponyaKoreMeksikaMoğolistanHollandaNorveçPolonyaPortekizRomanyaRusyaPakistanSırbistanSlovenyaGüney Af.İspanyaİsveçİsviçreTayvanTaylandTürkiyeİngiltereA.B.D.Ukrayna

Demir2114

7609

3817.000

1588

7

14102

36

156433512175

2416

7180

3549

1.80015

873573218

478230653228658400

Çelik25

72

20427

4.7003

310

63717

2771

143167

1503

367

43

5093

383013

4402673

413233

Demir dışı-84

541110

4.300246510

16315

80

9171.108

226339

359

2453965

200184788527250

330220400216989437

Toplam462913

1.354175

26.00042

18417

36454133

4.5001.1001.612

881681

422119

46181

1571.3502.050

4258

199139117

72848476

1.126444

2.0601.070

Ton/ tesis6.6493.3451.4482.3943.3631.5231.2811.8725.1532.7094.3107.8081.1632.0121.7922.9522.5352.425

3500

3.4052.0131.592

6463.111

1761.6762.4382.7088.2232.2791.0921.534

01.1471.1293.999

935

ÜLKELERE GÖRE DÖKÜMHANE SAYILARI

DÜNYA DÖKÜM ÜRETİMİNİNMETALLERE GÖRE DAĞILIMI 2010

DemirDışı; 12.714.898 15,8%

Çelik; 9.032.549 11,2%

Sfero; 20.979.786 26,1%

Pik; 37.615.831 46,8%

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler, kriz ekonomisinden etkilenmedi. 2008 üretimlerinin üzerinde rakamlara sahip ülkeler; Çin, Macaristan, Hindistan, Kore, Portekiz ve Türkiye’dir. Tüm diğer ülkeler, bir önceki yıla göre döküm üretiminde düşüş yaşarken; Çin, Hindistan, Kore ve Portekiz 2009 yılında büyüme göstermişti

GÜNCEL

Page 39: Turkdokum2

Türkdöküm 39

Çin

Mily

on T

on

Hindistan A.B.D. Japonya Rusya Türkiye

20

18

16

14

12

10

8

6

4

2

0

Pik Sfero Çelik Demirdışı

EN BÜYÜK 5 ÜLKE VE TÜRKİYE’DE ÜRETİMİN METALLERE GÖRE DAĞILIMI

GÜNCEL

Page 40: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201140

1. ÇİN (1)

2. HİNDİSTAN (2)

3. A.B.D. (3)

4.ALMANYA (6)

5. JAPONYA (4)39,6 milyon ton

Pik 19,6 m tonSfero 9,9 m tonÇelik 5,3 m ton

Demirdışı 4,8 m ton

13. TÜRKİYE (12)1,29 milyon ton

Pik 591.000 tonSfero 427.700 tonÇelik 124.000 ton

Demirdışı 149.000 ton

9,05 milyon tonPik 6,18 m ton

Sfero 1,05 m tonÇelik 1,07 m ton

Demirdışı 750.000 ton

8,24 milyon tonPik 2,63 m ton

Sfero 2,75 m tonÇelik 980.000 ton

Demirdışı 1,87 m ton

4,79 milyon tonPik 2,18 m ton

Sfero 1,49 m tonÇelik 192.000 ton

Demirdışı 930.000 ton

4,76 milyon tonPik 2,16 m ton

Sfero 1,35 m tonÇelik 207.000 ton

Demirdışı 1,04 m ton

6. RUSYA (5)

7. BREZİLYA (7)

8. KORE (8)

9. İTALYA (10)

4,2 milyon tonPik 1,74 m ton

Sfero 1,26 m tonÇelik 700.000 ton

Demirdışı 500.000 ton

3,24 milyon tonPik 1,94 m ton

Sfero 786.000 tonÇelik 243.000 ton

Demirdışı 273.000 ton

2,23 milyon tonPik 1,04 m ton

Sfero 653.000 tonÇelik 157.000 ton

Demirdışı 382.000 ton

1,97 milyon tonPik 630.000 ton

Sfero 405.000 tonÇelik 64.000 ton

Demirdışı 870.000 ton

10. FRANSA (9)1,96 milyon ton

Pik 623.000 tonSfero 916.000 ton

Çelik 85.000 tonDemirdışı 333.000 ton

Not: Önceki yıl sırası parantez içindedir.

Rapora göre dünyanın 10 büyük döküm üretici ülkesi yandaki gibi

sıralandı. Bu sıralamaya göre Türkiye 3. oldu.

EN BÜYÜK 10 DÖKÜM ÜRETİCİSİ SIRALAMASI

Bölgesel ÜretimEn fazla döküm yapan ilk 10 ülkeden hepsi tesis ba-şına düşen üretim verimliliklerinde büyüme bildirdi. Brezilya yüzde 39 ile en fazla verimlilik artışını gös-terirken, bu ülkeyi yüzde 24 ile Hindistan takip etti. (Rusya için en son bildirilen 2009 rakamları verilmiş-tir).

GÜNCEL

Page 41: Turkdokum2

Türkdöküm 41

ÜlkeAvusturyaBelçikaBosna HersekBrezilyaKanadaÇinHırvatistanÇek CumDanimarkaFinlandiyaFransaAlmanyaMacaristanHindistanİtalyaJaponyaKoreMeksikaMoğolistanNorveçPolonyaPortekizRomanyaRusyaPakistanSırbistanSlovenyaGüney Af.İspanyaİsveçİsviçreTayvanTürkiyeİngiltereA.B.D.UkraynaToplam 2010Toplam 2009Toplam 2008Toplam 2007Toplam 2006Toplam 2005Toplam 2000

Pik38.68958.00011.200

1.912.072315.329

19.000.00022.107

153.76132.36728.206

623.0002.185.310

28.9216.180.000

633.1002.157.5141.042.000

771.7002.000

15.103445.100

38.35724.697

1.740.000250.000

33.04775.800

170.196410.500160.800

19.400627.178591.000129.000

2.632.742640.000

43.258.29637.615.83142.958.54244.917.14342.539.28640.797.56334.034.171

Sfero113.071

5.800290

812.916

10.500.00017.37555.14048.02046.417

916.1001.486.872

25.7791.053.200

405.3001.350.951

653.40058.947

22037.966

152.30070.145

3.3211.260.000

30.00012.50828.800

123.804543.300

40.40033.200

216.563427.700188.700

2.753.30540.000

23.451.71120.979.78625.346.22123.978.42323.218.89528.824.81414.094.540

Çelik16.09431.316

2.544243.432

76.7765.300.000

1.31357.879

14.71485.300

192.0895.901

1.070.00064.100

206.683156.700

78.74612.000

3.02367.400

7.34221.593

700.00050.00011.276

6.100124.656

71.50018.100

1.80067.411

124.00067.200

983.388275.000

10.215.3769.032.549

10.538.38510.183.295

9.938.8069.002.7246.369.684

Bakır Alaşımları2.266

16.53912.133

700.000459

4.5241.4333.908

19.42077.167

1.289

69.00079.29325.100

140.70160

1.8217.935

12.6645.472

90.00020.000

1.1151.021

16.6567.7669.6002.233

36.42912.000

9.500264.897

1.652.4011.379.4671.808.5801.596.8341.672.0681.511.2701.058.120

Aluminyum116.061

9314.784

248.454184.236

3.800.00011.65265.370

5.7784.028

286.647797.690

88.921

730.702925.508344.900600.469

1806.790

237.47515.95040.960

340.00010.000

98027.22774.616

100.04332.50020.410

271.932123.500

98.0001.233.771

45.00010.879.51510.237.43110.932.43412.727.10612.282.53411.651.525

8.045.648

Magnezyum5.365

4.768

14.859153

6.8006.954

109

4.140

4.98235.000

0

252

1.700

5.463

106.140

196.685152.774268.675278.496

1.271.246239.227104.873

Zamak14.130

329

2.797

2306.969

6257

23.66940.188

3.580

60.76026.185

1.007

13.800450402

15.0000

3122.4432.6649.2933.5001.552

73.83813.500

8.000204.116

528.978473.170664.136939.394941.461936.661829.651

Diğer181623

300.000661734

6

2.8304

144750.000

9004.911

11.500

240

20.0000

11.150

26.100636

1.955

1.00059.874

1.193.449

472.056916.997165.294151.330195.848213.552

Toplam305.857

96.99918.818

3.240.978588.474

39.600.00053.797

344.37787.60497.536

1.956.9664.794.179

154.6889.053.2001.970.6624.757.9992.233.6001.651.680

14.70064.703

928.150128.958101.427

4.200.000360.000

70.388141.391538.944

1.143.038266.600

78.5951.300.7691.291.700

501.4008.238.2331.000.000

91.673.83980.343.06493.449.27094.919.00792.515.62685.159.73264.750.239

DÜNYA DÖKÜM ÜRETİM MİKTARLARININ METALLERE VE ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI

GÜNCEL

Page 42: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201142

NEDEN DÖKÜM

Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz?

Eskiden GünümüzdeÜretim Yöntemi

Ağırlık

Fikstür ve/veya model maliyeti

Malzeme ve/veya döküm maliyeti

İşleme maliyeti

Montaj

Üretim maliyeti

16 adet sac ve işlenmiş parçanın

perçinli birleştirilmesi

2,0 kg

100 %

34,3 %

100 %

100 %

100 %

Tek parça hassas döküm

1,6 kg

52 %

100 %

8,1 %

0

67,1 % Kayn

ak: D

GV

Gegossenes Flügelstrukturteil für Flugzeug

Uçak Kanatları Döküm KonstrüksiyonÜretim Verilerinin Karşılaştırılması

Page 43: Turkdokum2
Page 44: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201144

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

BUĞRA PEKUSLUGreenBusiness Genel KoordinatörüEnerji Verimliliği UzmanıAkdaş Enerji Verimliliği Proje Koordinatörü

Döküm Fabrikalarına Özel Enerji Verimliliği Çözümü:Akıllı Enerji ÇemberiYenilikçi Ankara ProjePazarı’ndaydı

B ilim, Sanayi ve Tekno-loji Bakanlığı’nca son 3 yıldır desteklenmeye değer görülen teknoloji

projeleri arasından özel olarak se-çilen yaklaşık 90 tanesi “Yenilikçi Ankara Proje Pazarı”nda, 17 Ara-lık 2011 tarihinde Ankara Rixos Oteli’nde görücüye çıktı. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı ve Ankara Vali-si Alâaddin Yüksel’in konuşmaları ile açılan fuarda en çok ilgiyi ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yenilik ve teknolo-

jiye vurgu yaptığı konuşması çek-ti. Büyük kazançların ancak risk alarak elde edileceğine değinen Bakan, yatırımcıları ve sanayicileri yenilikçi ve geleceği yakalamaya aday çalışmalara yatırım yapma-ya çağırdı. Ergün ayrıca, fuarda, Bakanlığın bu niteliğe sahip oldu-ğuna inandığı projelerin sergilen-diğini de ifade etti. Ticari ulusal bir güce dönüşmesi öngörülen, Türk sanayine verim-lilik ve inovasyon yönünden artı değer sağlaması beklenen bu pro-jeler arasında GreenBusiness’ın

döküm, çimento vb. sektörlere özel olarak geliştirdiği enerji ve-rimliliği ürünü “Akıllı Enerji Çem-beri” de yer aldı. İlk kez Türkdö-küm dergisinde tanıtımı yapılan ürün hakkında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e ve beraberindeki heyete bilgilendir-me yapıldı. Ayrıca GreenBusiness oluşumunun ve platformun di-ğer projelerinin de konuşulduğu görüşme sonrası Bakan ve bera-berindekiler böyle bir girişimden dolayı özel olarak teşekkürlerini iletti. Konu ile ilgili işveren, yöne-

ww

w.g

reen

busi

ness

.com

.tr

bp@

gree

nbus

ines

s.co

m.tr

Page 45: Turkdokum2

Türkdöküm 45

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

tici ve mühendislerin katılım gös-terdiği Fuar, yatırımcılara doğru yönlendirmeler için aracı olmak niyetinde bir girişimin ürünü. Tek-nogirişim Derneği, Ankara Kal-kınma Ajansı, TOBB ve ATO’nun destekleri ile yürütülen organi-zasyon sayesinde en yeni yatırım alternatifleri seçkin bir zeminde tanıtılarak, doğru zamanda doğru işler yapmak isteyen sanayicilerin dikkatini çekti.Zamanlaması açısından yapı-lış hedefine tam olarak hizmet etmeyi başaran fuar, bu kaos ortamında elini güçlendirmek isteyen iş yöneticilerine doğru yolları gösterme amacındaydı. Zira Avrupa’da giderek daha da belirginleşen ve derinleşen krizin ister istemez tüm dünyada tesir-ler yaratması bekleniyor. Böyle bir durumda da Türkiye, Çin ve Hindistan gibi iyimser göster-gelere sahip ülkeler doğru eko-nomik/sınai planlar için akılcı üs alternatifleri arasında yer alıyor. Ancak elindeki sermayeye doğru aktivasyonu vermek isteyenler ya da yeni tedarik zincirleri yaratma niyetindekiler, gözünü bu ülkele-re dikerken, buralardan istedikleri reaksiyonu alabilmeyi de um-makta. Daha açık bir ifade ile yeni anlaşmalar için profesyonel altya-pıya sahip, güvenli limanların ara-nacağı belli bir gerçek. Hal böyle olunca da yeni iş bağlantıları için Türk işadamlarının doğru adres olduklarına yabancıları daha faz-la inandırmaları gerekmekte. Bu noktada yeni yatırımcıları ve müş-terileri kalbinden fethedecek bazı sihirli sözlerin zikredilmesine ve bunların arkalarının doldurulma-sına ihtiyaç var. Örneğin, düşük fi-yat garantisi ve talepleri her daim karşılayabilme sözü, yeni müşteri-lerin Türk sanayicilere olumlu ışık yakmasını sağlayabilir. Pek tabi tüm bu garantilerin ve sözlerin

arkasında durulabilecek ortamın yaratılması gerekmekte. Müşteri-nin ve yatırımcının yönelmesinde kararı belirleyecek en birinci et-ken hiç kuşkusuz sanayicinin va-atlerinde inandırıcı olup olmadığı olacak. Türk sanayicisinin verdiği sözleri uzun vadede tutabilece-ğine dair bir inanç yaratabilmesi bu anlamda çok önemli. Üretim süreçleri yapılarının sağlam or-ganizasyonlu temellere oturtul-duğuna dair göstergeler, yenilikçi ve akılcı kaynak yönetimi çözüm-lerinden destek alındığına dair somut bulgular, hiç şüphesiz, yeni işbirlikleri ve yeni tedarikçi arayı-şında olanların en önce bakacak-ları arasında. Bunun için de doğ-ru altyapılar ve entegrasyonlarla yerli sanayicilerin kendi üretim-lerinin kontrol gücünü arttırma-ya ihtiyacı var. Fiyat garantisi ve talep karşılayabilme becerisi gibi konular doğrudan doğruya doğal kaynakların akılcı tüketimi ile ilin-tili olduğundan, sağlam kaynak

yönetimine ve dinamik kontrol edilebilen iş planlarına gerek ol-duğu unutulmamalı. Bu yönde sağlanacak entegre yapılanmalar ve bu yapılanmaların profesyo-nelce kontrolü optimum sonuç-ları getirebilecektir. İşte tam da bunu sağlayacak destek çözümler bahsi geçen Fuarda detaylı ve şık bir sunumla tanıtılma şansı buldu. Bunların arasında Türk dökümcü-sünü en yakından ilgilendireni ise GreenBusiness imzalı “Akıllı Enerji Çemberi”. Tamamı ile döküm üre-timinin sahip olduğu iç dinamik-ler göz önüne alınarak geliştirilen çözüm, döküm süreci esnasında kullanılan enerjiden gerçek an-lamda “maksimum” fayda sağ-lamayı mümkün kılacak yegane bütünleşik mühendislik yaklaşı-mından meydana getirildi. Dö-küm sürecinin ve bu sürecin ger-çekleştirildiği fabrikaların detaylı analizi esnasında doğru çözümü ortaya çıkarmak için tüm karakte-ristik imalat ayrıntıları tek tek in-

Büyük kazançların ancak risk alarak elde edileceğine değinen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yatırımcıları ve sanayicileri yenilikçi ve geleceği yakalamaya aday çalışmalara yatırım yapmaya çağırdı.

Page 46: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201146

celemeden geçti. Buradaki amaç, pek tabi bu ayrıntılarda enerji verimliliği açısından fırsata dö-nüştürülebilecek potansiyellerin olup olmadığını tespit etmekti. Yüksek katma değere sahip oldu-ğuna inanılan potansiyeller bu-lunduktan sonra bunları gerçeğe dönüştürmek için uygulanması gereken yöntemlerin belirlenme-si gerekiyordu. Tüm bu yöntemler bir araya gelip de kendi ahengini oluşturunca da döküm üretimi için gereken gerçek çözüm; “Akıl-lı Enerji Çemberi” ortaya çıkarı-labilmiş oldu. Böylece az önce bahsi geçen yeni yatırımcıların ve müşterilerin daha kolay ve etkin biçimde cezbedilebilmesini sağ-layacak çözüm, Türk dökümcüsü için özel olarak geliştirilmiş oldu. Türk dökümcüsüne hazır olarak sunulan bu çözümle üretimdeki kaynak yönetimini yine biraz ev-vel bahsedildiği gibi en etkin bi-çimde gerçekleştirebilmeyi sağ-layacak, kaynak kontrol gücünü artırarak üretkenliği doğal kaynak odağında maksimum seviyeye çekecek yardımcı güç ortaya çı-

karılmış oldu. Bir başka ifade ile kullanılan ortalama doğal kaynak miktarları karşılığında eskiye göre daha fazla iş yapabilme gücüne sahip Türk dökümcüleri yaratmak bu çözüm ile mümkün olacak. Bu sayede, giderek büyüyen global dalgalanma esnasında iş ortak-larına düşük fiyatlı ve sürekli te-darik yapabilme imkanına sahip, yenilikçi çözümlerden güç alan sektör oyuncuları Türkiye’den çı-kabilecek. Fuarda gösterilen ilgi de bunu doğrular nitelikteydi. İlgili sektörlerin önde gelen isim-leri “Akıllı Enerji Çemberi” ve Gre-enBusiness oluşumu ile özel ola-rak ilgilendi. Konu ile ilgili ABD’de yapılan konuşmanın kaydı Fuarın en çok ilgi çekenleri arasındaydı.

Nedir Akıllı Enerji Çemberi?Döküm, demir çelik, çimento ve seramik gibi imalatların yapıldığı fabrikalarda üretiminin klasik-leşmiş süreç akışına bağlı olarak oluşan bölgesel ısı birikmelerinin atık olarak boşa gitmesini engel-lemek amacı ile GreenBusiness özel bir mühendislik çözümü ge-

liştirdi. Özel sensörleri ve akıllı otomasyon sistemi ile ortamdaki atık ısıyı potansiyel enerji ola-rak algılayan bu sistem, atığı (ısı) optimum verimle geri kazanmak için kendini programlayabilme yeteneğine sahip. Bu program-lamaya göre kendini adım adım çalıştırarak atık ısıyı faydalı enerji-ye çeviren sistem bu kazanımı en yüksek iş değerine dönüştürmek için doğru planlamayı da yapa-bilmekte. Bu noktada aylar boyu yapılan araştırmalarda, dökümha-nelerde oluşan atık ısının sahip olduğu kendine özgü soğuma eğ-risi etraflıca analiz edildi. Analizler sonucu atık ısının kapladığı alan, soğuma karakteristiği ve kalorifik değeri dikkate alınarak özel bir modelleme oluşturuldu. Bu mo-dellemenin algoritması bilgisayar programına aktarılırken, uygun donanım ekipmanları ile model arasında elektronik bağlantıların da kurulumu sağlandı. Bu sayede hem döküm üretiminin akışına zarar vermeyen hem de üretim esnasında oluşan atık ısıyı opti-mum verimle geri kazanabilecek iş zekasına sahip yazılımsal ve do-nanımsal uygulamalar bir araya getirilmiş oldu. Tüm bu ekipman-lar da CFD programında döküm-hanelere özel olarak tasarlanan

GATE ELEKTRONİK A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Maleri “Akıllı Enerji Çemberi”ne özel ilgi gösterenler arasındaydı.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Page 47: Turkdokum2

Türkdöküm 47

ısı dönüştürücü mekanizmaya (eşanjör) adapte edildi. İşte bu sayede döküm fabrika-larında oluşan atık ısı ile ısınan havanın sahip olduğu ısı, döküm-hanelere özel tasarlanan eşan-jör sistemlerine akıllı bilgisayar programı ile optimum verimle transfer edilebilmekte. Isıyı opti-mum verimle sıcak su kanallarına transfer eden sistem bu suyun maksimum sıcaklıkta ve basınç-ta buhara dönüşmesini sağlıyor. Buhar, sahip olduğu maksimum basınç değerinde elde edilebile-cek maksimum ton seviyesinde depolandıktan sonra kurutulma işlemi için özel bir ayrıştırıcıya yönlendiriliyor. Ayrıştırıcıda ge-rektiği kadar neminden ayrılarak kurutulan buhar en yüksek verim-de dönüşümü sağlayacak şekilde ister ısı ister elektrik formunda dönüşüme hazır hale geliyor. Bu esnada eşzamanlı olarak kurutu-lan buhardan ayrışan su birikintisi eşanjör kanallarına tekrar servis edilebiliyor. Bu sayede ayrıca, su buharının nemli kısmı sıcak su olarak sistemin baş kısmına trans-fer edilebildiği için “Akıllı Enerji Çemberi” adına da uygun biçim-de enerji en yüksek verimde geri kazanılabiliyor. Sistemin bu özel-liği sayesinde esasında atık ısıdan sadece bir defa değil en az 2 defa daha geri kazanım yapılabilmek-te.

Verimi 2 Defa Arttırma Şansı:Hem Geri KazanırkenHem de KullanırkenVerim MaksimizasyonuSistemin bu kısmından sonra ise yine dökümhanelere özel olarak döküm üretimi öncelikleri dikka-te alınarak geliştirilmiş özel bir planlama algoritması ve onun ya-zılım uygulaması devreye giriyor. Bu algoritma optimum verimle geri kazanılan enerjinin yine opti-mum verimle fabrikaya geri servis edilmesini sağlayan içeriklere sa-hip. Geri kazanılan enerjiyi sahip olduğu iş yapabilme kapasitesine göre (İşgenlik: Ekserji) algılayan ve değerlendiren sistem, o anda

fabrikada bu değerde enerjiye en çok ihtiyaç duyulacak, yani en çok geri dönüş verimi elde edilecek noktaya enerjiyi servis edebil-mekte. Bir başka ifade ile geri ka-zanılan enerji, sahip olduğu kali-teye göre değerlendirilebilmekte ve bu kalitede enerjiye fabrikada o anda nerde en çok ihtiyaç ol-duğu tespit edilebilmekte. Bu tespite göre de enerjinin, doğru transfer sistemlerini devreye ko-yarak iletimi gerçekleştirilebil-mekte. Bu sayede, enerji hem geri kazanılırken hem de kazandıktan sonra geri servis edilirken verimi makimsimize edilebiliyor. Böylece enerjinin kullanım verimi iki kere, iki ayrı bakış açısından, maksi-mum düzeye çekilebiliyor. Yazılımın sahip olduğu algoritma enerji verimliliğinin anlık, objektif ve hatasız olarak tespit edilme-si ve tespitin sayısal ve anlaşılır verilerden oluşması için Green-Business uzmanları tarafından özel olarak geliştirilen bir ölçme-gözlemleme sistematiğinden ge-liştirildi. Sistematik, tüm üretim noktalarında harcanan enerji ile gerçekleştirilen üretimin analitik olarak ilişkilendirilmesini sağlıyor. Buna göre sonuçları ortaya koyan sistematik, ekserji tabanlı formül-leri sayesinde klasik verim ölç-me- değerlendirme sistemlerinin ötesinde sonuçları çıkarabiliyor. Klasik örneklerden farklı olarak kaç birim enerji ile kaç birim iş yapıldığının ötesinde değerlen-dirmeler, bu uygulamayla tespit

edilebilmekte. Örneğin bir üretim tesisinde,• Tüketilen ortalama enerji de-ğerleri ile toplamda ne kadar iş yapılabileceği, • Harcanan enerjinin taşıdığı top-lam iş yapabilme kapasitesi • Mevcut durumda bu potansiye-lin ne kadarının kullanıldığı• Potansiyelin tümünü gerçeğe dönüştürmek için atılması gere-ken adımlar• Tüketimdeki darboğazlar ve bunu elimine edecek adımlaryazılımın altyapısında yer alan sistematiği sayesinde sayısal ve anlık olarak belirlenebiliyor. Bu bütünleşik yapı esas alınarak dö-kümhanede geri kazanılan enerji nerede kullanılsa en çok işe ya-rayabilir sorusunun cevabı sayı-sal ve anlık olarak verilebiliyor. Bunun sonucunda da tüketilen enerjiye harcanan bedel ile üreti-len katma değer arasındaki den-ge en üst seviyeye çekilebiliyor. Sözün özünde ise, yaptığı opti-mum planlamaya göre enerjiyi ortama en yüksek verimle geri ve-ren sistem, kazandırdığı enerji ile aynı zamanda en yüksek katma değerin de elde edilmesini sağla-makta. Zaten gelişen dünya düze-ninde yeni bilimsel yaklaşımlar da verimi hep bu bakış açısı üstün-den değerlendirmeye başlamış durumda. Özetle, verime getirilen en yeni bilimsel yaklaşımın pratik uygulaması Türk dökümcüsünün hizmetine herkesten önce sunul-muş durumda.

Zamanlaması açısından yapılış hedefine tam olarak hizmet etmeyi başaran fuar, bu kaos ortamında elini güçlendirmek isteyen iş yöneticilerine doğru yolları gösterme amacındaydı. Zira Avrupa’da giderek daha da belirginleşen ve derinleşen krizin ister istemez tüm dünyada tesirler yaratması bekleniyor

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Page 48: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201148

MAKALE

TPM (Toplam Üretken Bakım) Uygulamaları

Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler, kes-kinleşen rekabet koşulları; şirketlerin üretkenlik ar-tışı ve iş sürdürülebilirliği konusunda yönetimsel bir takım arayışlar içine girmesine yol açıyor. Firmalar, sürdürülebilirlik için hedeflerine uygun stratejiler ge-liştirmek ve bunları sürekli geliştirmek, güncellemek durumunda. Eskiden olduğu gibi “işlerin iyi zamanı” ve “işlerin kötü zaman (kriz)” stratejileri artık geçerlili-ğini yitirmiş bulunuyor. Bugün işler iyi giderken, gele-cek hafta dünyanın farklı bir bölgesindeki bir ekono-mik dalgalanma ile işler kötüye gidebiliyor. Bunun ne kadar süreceği ise hiç belli olmuyor. Dolayısı ile stra-tejilerimizin her duruma uygun ve izlenebilir olması gerekiyor. Üretkenlik artışı konusunda en temel düşünce ve aynı zamanda endüstrinin en temel amacı, kısıtlı olan kay-nakların en etkin şekilde kullanılarak ürüne dönüştü-rülmesidir. Bu amaca ulaşmak için izlenen stratejilerin temelini, her ortamda sağlanması gereken üretkenlik artışı oluşturmaktadır. Bunun nasıl yapılabileceği ko-nusunda çeşitli alternatifler mevcuttur. Fabrikalarda üretkenliğin sürekli daha üst seviyelere taşındığı sistematik ise, TPM (Toplam Üretken Bakım) seçeneği olarak karşımıza çıkmakta. TPM, bir Japon kuruluşu olan JIPM (Japanese Institude of Plant Main-tenance) tarafından TPS (Toyota Production System) temel alınarak ortaya konmuş ve sahiplenilmiş. Yakla-şık 35 yıldır Japonya ve diğer ülkelerdeki fabrikalarda uygulanmakta. TPM (Total Productive Maintenance – Toplam Üretken Bakım), bakım ile üretkenlik arasında yakın bir ilişki kuran, ekipmanın düzenli bakımı ve çalışanların maki-

nalarını sahiplenmesi yolu ile verimin dünya çapında rekabetçi olacak şekilde artabileceğini kanıtlamış bir fabrika yönetim (sadece bakım değil) yaklaşımıdır.TPM, çalışanlarda benim makinam anlayışını geliştire-rek, fabrikadan elde edilebilecek verimin büyük ölçü-de artırılmasına olanak sağlar.TPM, kronik kayıpların üzerine etkili bir biçimde gi-derek üretkenliğin yüzde 50 ila yüzde 100 civarında yükselmesini sağlar.TPM, temiz, tertipli, sağlıklı ve sevimli çalışma ortamı elde ederek, çalışanların yüksek kaliteli ürünleri sürek-li olarak üretebilecekleri, çalışmaktan zevk ve gurur duyacakları bir fabrika ortamı oluşturur.TPM uygulayan fabrikalar çevreye saygılıdır.TPM, çalışanlara yoğun teknik eğitimler sunar. Ça-lışanlar, yapmakta oldukları işlerde uzmanlaşırlar. Uzmanlardan oluşmuş, makinalarını büyük bir ma-haretle kullanan ve onlara bakan insanların çabaları birleştiğinde, kaliteli ürünlerin, olabilecek en düşük maliyetle üretildiği, sektöründeki kıyasıya rekabet ko-şullarına dayanıklı, bir fabrika ortaya çıkar.TPM uygulayan işyerlerinde ekip çalışmaları ön pla-na çıkmıştır. Kişisel başarılar (birbirleri ile ilişkilendi-rilmemiş, saman alevi gibi parlayıp sönen, kuruluşa pek faydası dokunmayan girişimler) yerine, önceden planlanmış, küçük adımlar halinde, herkesin rol aldığı geliştirmeler (kaizen’ler) özendirilir.

TPM’in Getirecekleri• Üretim sisteminin verimliliğini en üst düzeye çıkara-cak bir şirket kültürü oluşturur.• Mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili her türlü kaybı (arıza, iş kazası, kalite hatası… vb.) önleyecek kusursuz bir sistem kurar.• Yalnızca üretimle ilgili departmanlarda değil tüm bi-rimlerde uygulanır.• En üst düzey yetkiliden en kıdemsiz işçiye kadar her-kesi kapsar.• Otonom bakım ve küçük grup faaliyetleri ile “sıfır kaybı” ön görür.

Firmaları TPM uygulamaya yönelten faktörleri “Dış Faktörler” ve “İç Faktörler” olarak iki gruba ayırabiliriz.

Dış Faktörler:• Rekabetin yoğunlaşması ve müşterilerin düşük fiyat baskısı, özellikle otomotiv sektöründe karların küçül-mesi,• Kaliteli ve çok fonksiyonlu ürünlere olan talep,• Ürünlerde çeşitliliğinin artması, yeni ürün devreye alma süreçlerinin kısalması,

HALDUN OLGUNDEMİSAŞ Gelişim Projeleri veYatırımlar Koordinatörü

Japon kuruluşu olan JIPM (Japanese Institude of Plant M a i n t e n a n c e )

tarafından TPS (Toyota Production System) temel alınarak ortaya konarak, sahiplenen TPM (Toplam Üretken Bakım), yaklaşık 35 yıldır Japonya ve diğer ülkelerdeki fabrikalarda uygulanıyor. Bu fabrikalardan biri de Demisaş A.Ş. fabrikalarda üretkenliğin sürekli daha üst seviyelere taşındığı sistematik olan TPM, bir fabrika yönetim (sadece bakım değil) yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor.

Page 49: Turkdokum2

Türkdöküm 49

MAKALE

1. Üst yönetimin TPM’i tanıtımı ve deklerasyonu

2. Eğitime giriş ve TPM için kampanya

3. TPM yürütme organizasyonu ve alt komitelerin kuruluşu

4. TPM için temel politika ve Stratejiler5. TPM uygulaması için ana plan ha-zırlama, hedef koyma6. Başlama vuruşu

7. Üretim verimini geliştirmek için sistem kuma

8. Yeni ürünün ve ekipmanın erken akış kontrol sistemi9. “Hinjitsu-Hozen” sistemini kurma

10. Operasyon verim artışını idari departmanda gerçekleştirmek için sistem kurma – Ofis TPM11. Güvenli hijyenik ve çevreyi koru-yucu sistem kurmaToplam TPM uygulaması ve seviyenin sürekli yükselişi

Şirket içi toplantı ve şirket bültenlerinde, ilan tahtaların-da duyurularYöneticiler: TPM Bilgilendirme SemineriÇalışanlar: Kısa süreli seminerler ve şirket TPM El Kitabı-nın dağıtılmasıFabrika TPM yürütme komitesi ve komiteler(her bir “pillar” için) TPM OfisYönetim tarafından model makina oluşturmaKıyaslamalar, maliyet yapısının incelenmesi, vizyon, mis-yon, politika tespiti Hazırlık aşamasından, TPM ödülünü alabilecek hale ge-linceye dek yapılacak çalışmaların planıPaydaşları, müttefikleri, ortakları davet ederek törenle işe başlamakMaksimum üretim verimi sağlamaKayıplardan kurtulmaIşyerinde ekiplerin proje aktiviteleri ve küçük grup akti-viteleriAdımlar halinde gelişme, audit’ler, ekipmanda yeterlili-ğin elde edilmesiDüzeltici bakımZaman bazlı bakım (Periyodik bakım)Kestirimci bakım; MP Liderlerin operasyon ve bakım yeteneklerinin gelişmesi ve bunların diğer ekip üyelerine iletilmesi

Ürünün kolay üretilebilirlik gelişimi ve ekipmanın kolay-lıkla kullanımıHatalı ürünün engellenmesi ve kontrolün sürdürülebil-mesi için koşulların sağlanmasıÜretim için destek birimlerde, ofiste ve tüm endirekt iş-lerde verim arttırma

Sıfır kaza, sıfır kirlilik

TPM ödülüne başvuru ve daha yüksek hedeflere doğru yolculuk

Basamaklar Aşama

BaşlamaVuruşu

Düzenli uygulama

Haz

ırlık

Yayı

lım

Esaslar

7.1 “Kobetsu-Kaizen”

7.2 “Jishu-hozen”

7.3 Planlı bakım

7.4 Operasyon ve işlem becerilerininyükseltilmesi için eğitim

TPM uygulayan işyerlerinde ekip

çalışmaları ön plana çıkmıştır. Kişisel başarılar

yerine, önceden planlanmış, küçük

adımlar halinde, herkesin rol aldığı

geliştirmeler (kaizen’ler)özendirilir

Page 50: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201150

• Müşterilerin sürekli olarak çok çeşitlilikte, az miktarda ve kısa zamanda teslimat talepleri, • Ürünlerin kompleksleşmesi.

İç Faktörler:• Gelişime olan ilginin geçen yıllarla birlikte azalması ve gevşemesi,• Mavi yakalı personele daha nitelikli teknik eğitim verme ihtiyacı,• Arıza ve kısa duruşların hedeflenen süreleri aşması, teçhizat verimliliğinin düşüklüğü,• Verimlilik iyileşmelerinin yavaşlığı, maliyet bilinci-nin oluşmamış olması,• Bireysel bazda çalışma, takım çalışmasının eksikli-ği.

Firmaların bunlara benzer gözlemleri varsa, TPM uy-gulaması iyi bir çözüm seçeneği olarak karşımızda durmaktadır.

TPM’in 8 Ana SütunuTPM yaklaşımını fabrikalarımızda geçerli kılmak üze-re 8 ana faaliyet dalında, ayrı ayrı yapılması gereken-ler vardır. TPM’in çatısı, ancak 8 sütunun da dengeli bir şekilde inşaa edilmesiyle yerine oturabilecektir.

TPM’in 8 Ana Sütunu Şunlardır: • Odaklanmış İyileştirmeler – Kobetsu-kaizen• Otonom Bakım – Jishu-Hozen• Planlı Bakım • Kalite Bakımı – Hinshutsi-hozen• Erken Ekipman/Ürün Kontrolü• Personelin Eğitimi • Ofislerde TPM• İnsan Sağlığı İş Güvenliği- Çevre

Yukarıda belirtilen 8 ana faaliyetin, JIPM tarafından ortaya konan ve 35 yıllık birikimin neticesi olan üs-lupla yürütülmesi söz konusudur. Genellikle, çok da zor olmayan bu uygulama ile 2-3 yıl içinde fabrika-nın dünya ölçeğinde rekabetçi bir konuma gelmesi beklenir. TPM’de hedeflere ulaşabilmek için, çalış-malara topyekün katılımın, şirket üst yönetiminin sürekli desteğinin ve JIPM tarafından sunulan me-todolojinin eksiksiz uygulanmasının etkin olacağını belirtmek gerekir.

Yanlış TPM Uygulamaları• TPM, sadece makina operatörlerinin bakım faali-yetlerini de üstlenmesinden ibarettir. Bu yanılgıdan hareket ederek bakım departmanlarını kapatan fab-rikalar olmuştur.• Çok sayıda kaizen çalışması yaparak TPM’de iste-diğimiz seviyeye gelebiliriz. Evet ama sadece sayıyı yükseltmek yeterli olmuyor. Kaizen proje hedefleri, şirketin iş hedeflerinden mi türemiştir; yoksa proje ekipleri gözlerine kestirdikleri konularda, göze ala-

bildikleri hedeflere doğru mu çabalıyorlar? Projenin başarı ile kapandığına kim karar veriyor?• Birçok kuruluşta, TPM işleri bu konuya gönül ver-miş kısıtlı sayıdaki insanların üzerinde kalmaktadır. Halbuki, TPM herkesin işi olmalıdır.• Üst yöneticiler, genellikle TPM’den uzak durmak-tadırlar. Üst yönetim tarafından ısrarla desteklen-meyen bir kampanyanın başarılı olma şansı hemen hemen hiç yoktur.• TPM komite yapılanması ve bazı hallerde TPM Ofis kuruluşundan kaçınılmaktadır. İyi koordine edilme-miş TPM çalışmaları sonunda fabrika içinde bazı böl-geler gelişirken, bazı bölgelerin bundan yararlan-maması söz konusu olabiliyor. Fabrika bütününde, sürecin bir kısmı iyileşip, bir kısmı eskisi gibi kaldı-ğında, TPM getirilerinden yararlanmamız en azın-dan gecikiyor veya kısıtlanıyor.• “Sıfır Arıza” için, otonom bakım faaliyetleri ve planlı bakım uygulamalarının bir bütün halinde uygulan-masının gerekliliği çoğu yerde anlaşılmamış vaziyet-tedir.• Birçok fabrikada, TPM çalışmalarında “ödüllen-dirme” sistematik hale getirilmemiştir. Bazen aşırı ödüllendirmeler, bazen ödüllendirmenin tamamen ihmal edilmesi, TPM çalışmalarını sekteye uğratan en önemli sebepler olmaktadır.• TPM için gerekli olan eğitimlerin sağlanmasında sı-kıntılar vardır. Son zamanlarda, TPM başlığı altında başka konulardan bahseden seminer programlarına sıkça rastlanmaktadır.• “Bir uzman bulalım bizimkilere bir iki ders versin, sonra adamlarımız bu işi halleder.” Dünya çapında TPM uygulayan yaklaşık 250 adet firmanın verileri göz önünde bulundurulduğunda, uygulama başladıktan sonraki 2-3 yıl arasında aşa-ğıdaki tablo oluşabilmektedir;

Yukarıda belirtilen göstergelere ulaşmanın temel şartı, burada anlatılan tüm teknik çalışmanın yanı sıra, üst yönetimin kesintisiz desteği ve proje başın-da üzerinde anlaşılan hedeflerin tüm çalışanlar tara-fından verilen önerilerle ve önerilerin hayata geçiril-mesi ile sürekli olarak desteklenmesidir.

• Prodüktivite• Makina Arızalarında• Ürün Hatalarındaki• Müşteri Şikayetlerinde• Bakım Maliyetindeki• Y.mamul Stoklarındaki• Enerji Kullanımındaki• İş Kazalarındaki Azalma• Çevre Kirliliğindeki Azalma,• İşçi Önerilerindeki Artış

% 501/100-1/1501/101/4% 30% 50% 30Sıfır KazaSıfır Kirlilik10 Kat

MAKALE

Page 51: Turkdokum2
Page 52: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201152

FUAR

Sektörel teknoloji alanında dünyanın sayılı fuarları arasında yer alan ve her yıl Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen Hannover Messe 2012 yılı programını belirledi. Katılımcı ve ziyaretçilerini şaşırtmayı hedefleyen fuar organizatörleri 2012 yılı ana temasını “greentelligence” olarak belirledi.

Hannover Messe 2012’de YeşilTeknolojiyeOdaklanıyor

A lmanya’nın Hannover kentinde 23-27 Nisan 2012 tarihleri arasında düzenlene-cek olan Hannover Messe 2012 fuarı üre-ticilere, sürdürülebilir bir iş geliştirme

ortamını kolaylaştırmak için tasarlanmış, sektörde-ki en son yenilikleri bir arada görmelerini sağlayan bir teknoloji platformu sağlayarak, bu süreçler-de üreticilerin yanında yer almayı amaçlıyor. Fuar süresince otomasyondan, enerji teknolojilerine; endüstriyel tedarikten, taşeronluk hizmetlerine; ARGE’ye kadar bütün teşhir kategorilerinde çığır açan çözümler ziyaretçilerle buluşacak. Hannover Messe 2012 organizasyonun ana teması olarak “greentelligence” konusunu seçerek bütün gözleri sektörün büyümesindeki ana itici güç ola-rak yeşil teknolojilere çevirdi. Uzun vadede rekabet gücünü korumak için, üretilen ürünlerin ve süreç-lerin sürdürülebilir, çevre dostu ve randımanlı ol-ması gerektiğinden hareketle yeşil teknoloji fuarın ana teması olarak seçildi.Fuarın gelecek yılki programı ve yeni hedefleri üzerine bilgi veren Deutshe Meese Yönetim Kuru-lu Başkanı Dr. Wolfram von Fritsch “Gelecek yılın ana teması olan ‘greentelligence’ Hannover Messe 2012’nin bütün teşhir kategorilerinde yerini ala-cak. Üreticiler randımanlı süreçlerin, çevre dostu malzemelerin ve sürdürülebilir ürünlerin akıllı bir biçimde bir araya getirilmesinin bugünün zorlu re-kabet dünyasında ve dinamik uluslararası piyasa-larda hayatta kalabilmek için hayati rol oynadığı-nın farkında” diyor.

Yeni lokomotif şov: IndustrialGreenTecHannover Messe 2012, IndustrialGreenTec’in açılı-şına da ev sahipliği yapacak. Hannover Messe’nin lokomotifleri arasına eklenen bu son yenilik, sek-tördeki çok katmanlı değer zincirine bütün çevre teknolojilerinin de eklendiği anlamına geliyor. Geri-dönüşüm, çevre dostu atık tasfiyesi; su, toprak mu-hafaza ve gürültüden korunma teknolojileri; hava kirliliğini azaltacak yöntemler; yenilenebilir enerjile-rin ve yenilenebilir materyallerin verimli kullanımı; danışmanlıktan belgelendirmeye kadar çevre ile ilgili hizmetler gibi konular IndustrialGreenTec’teki ana temalar arasında yer alacak. Hannover Messe 2011’de ilk kez görücüye çıkarak zi-yaretçiler ve katılımcılardan tam not alan Metropol Çözümleri sergi alanı 2012 yılında da daha geniş-letilmiş bir formatla fuar alanında yer alacak. Küre-selleşme, iklim değişikliği ve artan şehirleşme oranı dünyadaki şehirler ve belli başlı kentsel alanlar için büyük tehdit oluşturuyor. Bu tehditler ancak altya-pının yaygınlaştırılması ve modernize edilmesiyle bertaraf edilebiliyor. Uzmanlara göre enerji, su/atık su, hareket sistemleri ve iklim koruma en önemli alanlar arasında yer alıyor. 2012 yılında katılımcılar bütün bu alanlarda son teknoloji ürünü çözümlerini Metropol Çözümleri alanında vitrine çıkararak, ziya-retçilerle buluşturacak.“Sekiz lokomotif etkinlikten oluşan Hannover Mes-se 2012 dünyada eşi olmayan bir sektörel teknoloji fuarıdır. Gerçek anlamıyla uluslararası bir fuardır ve bütün kilit sektörlerde benzeri olmayan bir kapsam

Page 53: Turkdokum2

Türkdöküm 53

FUAR

sunmaktadır. Dünyanın dört bir yanından ticari zi-yaretçiler için bir çekim alanıdır. Ayrıca, her yıl siya-set ve iş dünyasından ilk yüzde yer alan uluslararası heyetler de son eğilimler ve çözümlerden haberdar olmak için Hannover’i ziyaret etmektedir” diyerek fuar hakkında son bilgileri paylaşan Von Fritsch söz-lerini “Hannover Messe dünyadaki sektörler için bir pencere niteliğindedir. Başka hiçbir fuar bu kadar çok çığır açıcı yeniliği ve entegre çözümleri bir arada sunmuyor” şeklinde sürdürdü.

2012’nin resmi ortak ülkesi ÇinÇin Halk Cumhuriyeti Hannover Messe 2012’nin res-mi Ortak Ülkesi olarak belirlendi. Ortaklık, haziran ayında Berlin’de düzenlenen Çin-Almanya hükü-metleri arasındaki müzakereler sırasında Federal Al-manya Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Dr. Philipp Rös-ler ve Çin Halk Cumhuriyeti Sanayi ve Bilgi Bakanı Miao Wei arasında imzalanan bir anlaşma ile resmi-yet kazandı. Wolfram von Fritsch bu gelişmeye iliş-kinse; “Hannover Messe 2012’de Ortak Ülke olarak Çin’i yanımızda görmekten son derece memnunuz. Bu ortaklığın Çin-Alman ticari ilişkilerinde itici güç olacağına dünyanın dört bir tarafından hem katılım-cılar hem de ticari ziyaretçiler için önemli bir çekim gücü yaratacağına inancımız tam. Bu ortaklık, hem katılımcılara hem de ziyaretçilere ithalat ve ihracat ilişkileri geliştirmede hem de ARGe alanında Çin ile olan bağlarını güçlendirmede eşsiz bir fırsat suna-caktır” dedi. Çin hükümeti, Ortak Ülke vitrininin bir parçası ola-rak elektrik üretimi, akıllı enerji ağları ve sistemleri, çevre dostu hareket sistemi çözümleri gibi konuları odak noktasına alarak belli başlı enerji verimliliği projelerini vitrine çıkaracak.

Hannover Messe 2012, IndustrialGreenTec’in açılışına da ev sahipliği yapacak. Bu son yenilik, sektördeki çok katmanlı değer zincirine bütün çevre teknolojilerinin de eklendiği anlamına geliyor

Page 54: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201154

Alüminyum sektörünün Avrasya Bölgesi’nde global çapta en önemli fuarları arasında yer alan Aluexpo 2011 – 2. Alüminyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı 13-16 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Alüminyum SektörüAluexpo 2011’de Buluştu

Türkiye’de 4 milyar dolara yaklaşan iş hacmi ve planlanan yatırımları ile parlak bir geleceğe sahip olan aluminyum sektörünün, uluslara-rası boyutta bir ihtisas fuarı ihtiyacını karşıla-

yan Aluexpo Fuarı, bu sene 9 bin metrekare net stant alanında, 26 ülkeden 170 yerli, 124 yabancı toplam 294 firmanın katılımıyla düzenlendi.Türkiye’den ve dünyadan üreticilerin katıldığı fuarda alüminyumdan profil başta olmak üzere levha, billet ve folyoya kadar her türlü alüminyum ürünü sergilen-di. Uluslararası çok sayıda tedarikçi firma da fuarda en yeni teknolojilerle üretilen makina, ekipman ve sarf malzemelerini tanıttı. Alüminyum üreticilerinin yanı sıra yoğun olarak alüminyum kullanan inşaat, oto-

motiv, enerji, gıda ve ilaç ambalaj s e k t ö r l e r i n d e n oluşan bin 443 yabancı, 8 bin 893 yerli olmak üzere

toplam 10 bin 336 sektör profesyoneli Aluexpo’yu zi-yaret etti.Fuar ile eş zaman ve mekanda, Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği’nin (TALSAD), TMMOB Metalür-ji Mühendisleri Odası ve TÜBİTAK Marmara Araştır-ma Merkezi işbirliği ile 5. Alüminyum Sempozyumu da düzendi. Sempozyumda toplam 13 oturumda 47 adet bildiri sunuldu. TALSAD’ın yanı sıra, KOSGEB ve Ekonomi Bakanlığı tarafından yurtdışından alım he-yeti getirilerek desteklenen Aluexpo 2011, katılımcı-larına yeni pazarlar ve yeni müşteriler kazandırmayı amaçlıyor.3 - 6 Ekim 2013 tarihlerinde üçüncüsü düzenlenecek olan Aluexpo 2013 Fuarı, İstanbul’da yine çok sayı-da katılımcı firma ile organize edilecek. Uluslararası alüminyum sektörünün fuar takvimde şimdiden yer almayı başaran Aluexpo Fuarı, Türk alüminyum sek-töründe faaliyet göstermek isteyen yabancı firmalar için de bir giriş kapısı niteliği taşıyor.

FUAR

Page 55: Turkdokum2
Page 56: Turkdokum2

HABER

Ekim - Kasım - Aralık / 201156

Metalurji biliminde eğitim gören öğrenci kulüplerini bir araya getiren Ulusal Metalurji Malzeme Öğrenci Topluluğu, 2012 yılında altıncısı düzenlenecek olan Ankiros Döküm Kongresi’ne çıkarma yapacak.

METMAT, 6. Ankiros Döküm Kongresi’ne Hazırlanıyor

İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nün ev sahipliğinde 25 üni-versitenin metalurji ve malzeme mühendisliği, malzeme mühendisliği, malzeme bilimi ve mü-

hendisliği ve seramik mühendisliği öğrenci kulüpleri-nin tek bir çatı altında toplanması amacıyla 27 Kasım 2010’da kurulan Ulusal Metalurji Malzeme Öğrenci Topluluğu (METMAT) 6. Ankiros Döküm Kongresi’de çıkarma yapmaya hazırlanıyor.Öğrencilerin mesleki, sosyal ve kültürel anlamda ortak karar alabilme ve birlikte hareket etmelerini sağlaya-cak bir platform olmayı hedefleyen METMAT, İstanbul çevresindeki üniversitelerle başladığı organizasyon gücünü bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden, Dokuz Eylül Üniversitesi’ne, Fırat Üniversitesi’nden Muğla Üniversitesi’ne kadar yayarak yurt geneline ta-şımayı başardı.Bu oluşumun bir öğrenci insiyatifi olduğunu ifade eden METMAT Danışman Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Solak, henüz katılımın düşük olduğu bölümler bulunmasına rağmen kısa sürede her üniversitede METMAT üye ve gönüllülerinin artacağını söylüyor. Döküm sektörünün Türkiye’nin en önemli sektörlerin-den biri olduğunu aktaran Solak, metalurji ve malze-me mühendisliğinden mezun olan mühendis adayla-rın çoğunluğunun bu sektörde istihdam edildiğini ve bu kapsamda 2012’de yapılacak olan 6. Ankiros Dö-küm Kongresine METMAT olarak yoğun katılım hedef-lediklerini belirtiyor.Organizasyon özellikle Anadolu’dan gelen öğrencile-rin metalurji ile ilgili sektörleri yakından tanımaları, İTÜ ve ODTÜ gibi okulların laboratuar olanaklarından fay-dalanmaları açısından önem taşıyor. Bununla birlikte topluluğun en önemli hedeflerinden biri de uluslara-rası sempozyum, fuar, kongre ve konferanslara öğren-ci katılımı sağlamak, teknik geziler düzenleyerek bu platformlarda yer alan üreticilerle öğrencileri buluş-turmak. Bu bakış açısından hareketle METMAT sektö-rünü tanıyan ve hedeflerini bu doğrultuda belirleyen mühendisler yetişebileceğine inanıyor.

Bu amaçları doğrultusunda, ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyumlara öğrenci katılımını sağ-layan yaz ve güz okulları düzenleyen METMAT; ‘1. Uluslararası Yüzey İşlemleri Sempozyumu’, ‘5. Ulusal Alüminyum Sempozyumu’, Sakarya Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘3. Metalurji-Malzeme Günleri’ ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘6. Malzeme Günleri’ etkinliklerine katılarak, ülke-nin değişik üniversitelerinden gelen öğrencilerin bir arada ders işlemesini sağladı. Kongre ve sempoz-yumlara paralel olarak düzenlenen METMAT’ın yaz ve güz okullarına toplamda 300 öğrenci katıldı. Bu katılımlarda imkânlar dahilinde konaklama ve yemek giderleri METMAT tarafından karşılandı. MATMAT’ın söz konusu organizasyonlarını ise ilgili üniversiteler, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası, devlet kurum-ları ve fabrikalar destekledi.

Page 57: Turkdokum2

HABER

Türkdöküm 57

İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü 50. yılını İTÜ Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle kutladı.

İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü 50.Yılını Kutladı

Etkinliğe, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şa-hin, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu, Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Emin Karahan, İTÜ Kimya-Metalurji

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadriye Küçükbayrak Oskay, bölümün emekli öğretim üyeleri, akademisyenler, İTÜ mezunu metalurji ve malzeme alanında yer alan farklı sektörlerin temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte yaptığı konuşmada; bölümün mevcut altyapı-sının dünya standartlarında olduğundan, 2007 ve 2010 yılları arasında çok ciddi savunma projelerinin altına imza attıklarından bahseden İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gültekin Göller, “İTÜ’nün pek çok bölümü gibi Metalurji ve Malzeme Bölümü de 2004 yılında Amerika’daki Mühendislik ve Teknoloji Programları Akreditasyon Kurulu “ABET” tara-fından akredite edilmiştir. 2010 yılında gerçekleştirilen son denetim sonrasında ise eğitim programlarımız 6 yıl daha akredite edilmiştir. Bu akreditasyonla birlikte eğitim programımızın ürünü olan mühendislerimiz de dünya standartlarında olduklarını bir kere daha kanıt-lamışlardır” dedi. Prof. Dr. Göller, bölüm olarak 2011 yılında, bağımsız bir kuruluş olan QS World University

Rankings tarafından, eğitim öğretim uluslararası görü-nüm ve iş alanı yaratma kriterleri değerlendirilerek ya-pılan sıralamada, metalurji ve malzeme mühendisliği bölümleri içerisinde ilk 200’e girmenin haklı gururunu yaşadıklarını ifade etti. Emekli Bölüm Başkanları Prof. Dr. H. Erman Tulgar ve Prof.Dr. Ali Fuat Çakır’ın konuşmalarını takiben İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin’e, emekli bölüm başkanlarına, mezunlara ve etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayan şirket temsilcilerine plaket takdim edildi. “Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Eğitiminin Dünü, Bugünü, Yarını” konulu konuşmasında Bölüm Öğretim Üyelerinden, İTÜ Öğrenci İşleri Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Taptık; mühendislerin sürekli değişen ve gelişen tekno-lojinin takipçisi ve üreticisi olabilmek için öğretimlerinin kişisel hayatlarında da devam ettirmelerinin önemine dikkat çekerken, bu nedenle sürekli okuma gerekliliğini vurguladı. “Türk Çelik Sektöründe Büyümenin Temel Dinamikleri” konferansıyla Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sek-reteri Veysel Yayan, sektörün umut vaat edici gelişim-lerini ve sektöre ilişkin bilgileri yerli üreticilerin güncel üretim, satış ve kapasite değerleri ile ifade etti.

Page 58: Turkdokum2

HABER

Ekim - Kasım - Aralık / 201158

Çöpe Atmadan ÖnceBir Daha Düşünün

Selen Ebra Efe ve Tulya Efe, lise öğrencisi iki kız kardeş. Babalarının demir fabrikasındaki sanayi atıklarını kullanarak ürettikleri yaklaşık 40 eserin gösterildiği ‘Sanayi Atıkları = Sanat’ sergisini açtılar. Sergiden elde edilecek tüm gelir, Minik Kalplerle Elele Derneği’ne (MİKA-DER) bağışlanarak Van bölgesinde inşa edilecek çocuk evlerinin yapımında kullanılacak. Her evin maliyetinin 25 bin lira olarak belirlendiği projeye katkı sağlamak isteyen ve hedeflerini dört ev olarak belirleyen genç sanatçılar destek bekliyor.

Selen Ebra Efe (16) ve Tulya Efe (15), demirci-lik sektöründe çalışan babaları Kadir Efe’den sanayi atıklarını, seramik ve camdan heykel-ler yapan anneleri Arzu Efe’den yaratıcılıkları-

nı alarak yola koyuldular. Beş ay boyunca kendilerini atölyeye kapatıp; hurda demir, bakır, atölye artığı se-ramik ve cam gibi malzemelerin yanı sıra, evlerinde kullandıkları şişe ve kutularını birer sanat eserine dö-nüştürdüler. Neticede ortaya geri dönüşümün önemi-ni vurgulayan bir sergi çıktı: ‘Sanayi Atıkları = Sanat’. Kardeşlerden Selen Ebra Efe, sanayi atıkları ve sanat arasında kurdukları ilişkinin nedenini şöyle açıklıyor: “Çelikhanelerin içinde hurda holleri vardır. İçine girdi-ğinizde kahve falına bakar gibi yorumlayabileceğiniz, çeşitli şekillerde hayal edebileceğiniz tonlarca hurda arasında yürürsünüz. Makinalar hep birbirine benzer. Bir çocuk olarak en çok hurdalar ilginizi çeker. Biz ken-di fabrikamızdaki atıkları sanat eserlerine dönüştür-dük. Bir de evimizdeki maden suyu, şarap ve su şişele-rini kullandık. Sosyal sorumlulukla sanatı birleştirerek, hem kendimiz eğlendik hem de insanlarda duyarlılık yaratabilecek bir sergi açtık.”

Annelerinin Yolundan Gittiler‘Sanayi Atıkları = Sanat’, genç sanatçıların ilk sergi de-neyimi de değil üstelik. Sekiz dokuz yaşlarından beri anneleriyle birlikte atölyeye giren kızlar, küçüklükle-rinden bu yana karma sergilere katılıyorlar. Dedeleri-nin demir fabrikasındaki atıkları toplayıp atölyeye gi-ren annelerinin yolundan giderek, babalarının demir fabrikasındaki atıkları sanat eserlerine dönüştürüyor-lar. Çöpe gönderilecek malzemeleri kullanarak oluş-

turdukları yapıtlarıyla, bir şeyi atmadan evvel tekrar düşünülmesi gerektiğini vurguluyorlar.Üretim sürecinde annelerinin ne kadar katkısı oldu-ğunu sorduğumuzda, tasarımların kendilerine ait ol-duğunu söyleyen gençler, angarya işleri annelerine yıktıklarını eklemekten de geri durmuyorlar. Ancak ha-ziran ayında başladıkları sergi hazırlıkları kimi zaman sekteye uğramış. Çünkü kardeşlerin ikisi de binicilikle ilgileniyor. Aynı zamanda Türk Binicilik Milli Takımı’nda yer alan ve olimpiyatlara hazırlanmayı planlayan Selen Ebra, kendini binicilik alanında geliştirip, ileride sanat-la yalnızca hobi olarak ilgileneceğini söylüyor. Üniver-sitede sanat tarihi öğrenimi görmek isteyen Tulya’nın ise, gözleri ışıldayarak anlattığı bir hayali var: “Bir atöl-ye açmak istiyorum. İmkanı olmayan sanatçılara fırın, boya gibi malzemeler vereceğim orada. Herkesin ken-di anahtarı olacak, istediği zaman girip çalışabilecek, atölyeleri kullanabilecekler. Sergilerini özgürce açabi-lecekler. Bunu yapmayı çok istiyorum.” Sergi Gelirleriyle Van’da Dört Çocuk EviSergi, birbiriyle çok iyi geçinemeyen hatta, röportaj sırasında ‘yan yana bulunmalarının bile bir mucize’ olduğunu söyleyen iki kız kardeşi bir araya getirmiyor sadece. Minik Kalpler Derneği’nin Türkiye’nin farklı il-lerinde gerçekleştirdiği ‘Çocuk Evleri’ projesinde de gönüllü olarak çalışan kardeşlerin sergisinin gelirinin tümü, Van bölgesinde inşa edilecek çocuk evlerinin ya-pımında kullanılacak. Her evin maliyetinin 25 bin lira olarak belirlendiği projeye katkı sağlamak isteyen ve hedeflerini dört ev olarak belirleyen gençler, sizlerin de desteğini bekliyor.

Page 59: Turkdokum2

HABER

Türkdöküm 59

Tulya Efe“Önce çöp idiler şimdi depremzedeler içinev olacaklar” Aslında yaptığımız şey, çok değersiz görülen bir şeye değer biçmek. Çöpe gönderdiğimiz atıkların üzerine emek koyarak maddi ve manevi bir değer kazandırdık. Şimdi Van’daki depremzedelerin ev ihtiyaçlarını karşı-lamaya katkıları olacak.

Selen Ebra Efe“Kafalara bir soru yerleştiriyoruz”Bu sergide, siz de böyle yapın, demiyoruz. Atıklarımızı başka ne yapabileceğimiz üzerine düşünüyoruz. Biz kendimize göre bir cevap bulduk. Ama serginin asıl meselesi insanların kafasına bu soruyu yerleştiriyor ve onları çözüm arayışına itiyor olmak. Şu ana kadar bulu-nan her şey bir sorunun cevabı olarak ortaya çıktı. Biz insanlara soru sordurabilirsek cevaplar da, çözümler de gelecektir.

Yalçın Denizyılmaz - Sanat Danışmanı“Yaptıkları iş çok önemli” 30 senedir sanat hayatının içindeyim. Müzayedelerde çocuk ressamlara yer vermiştim zamanında eski bir müzayedeci olarak. Bu kızlar kendi gayretleri ile çıktı. Kimsenin zorlaması olmadan, annelerini örnek almış-lar bir yerde. Bu yaşta sosyal sorumluluk projelerinde yer almak istemeleri bizi heyecanlandırdı. Hurda diye atılan malzemeleri sanat eserine dönüştürüyorlar. Yap-tıkları iş uyduruk değil, farklı çocuklar. Sergi açmak için kendileri geldi. Sergi salonları büyük isimlerin peşin-dedirler. Masrafları yaptıktan sonra kendi sanatçımı ye-tiştireyim fikrinde olanlar pek yoktur. Ama bu gençlere fırsat verilmeyecek de kime verilecek.

Page 60: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201160

HAMMADDE PİYASALARI

TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi

Hammadde fiyatları TL / tonDönem Sfero Piki (2) Hematit Pik (3)Hurda (1) Çelik Piki (4)

Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max

Sfero Döküm

(7)

Pik Döküm

(8)

Çelik Döküm

(9)2004 Ortalama2005 Ortalama2006 Ortalama2006 Aralık2007 Ocak2007 Ortalama2007 Aralık2008 Ocak2008 Ortalama2008 Aralık2009 Ocak2009 Şubat2009 Mart2009 Nisan2009 Mayıs2009 Haziran2009 Temmuz2009 Ağustos2009 Eylül2009 Ekim2009 Kasım2009 Aralık2010 Ocak2010 Şubat2010 Mart2010 Nisan2010 Mayıs2010 Haziran2010 Temmuz2010 Ağustos2010 Eylül2010 Ekim2010 Kasım2010 Aralık2011 Ocak2011 Şubat2011 Mart2011 Nisan2011 Mayıs2011 Haziran2011 Temmuz2011 Ağustos2011 Eylül2011 Ekim2011 Kasım2011 Aralık

373407453471487487492612460497491470465468457517553542519515524545593672731671624633687669632615715818806800771 817810798852863860848918

490495560510526910510543525519470590510600639610577590550565640747765745710718710750690680770845900820792830840845880880900900950

541550592530623

1227840840707650600563537563600605600560656747665900

1150950795824830800780820905960970970973942

1020105511021270128011501100

486502515516560766665624592541532513497554590578558532559614642755856764715717757729692707796878873867852 886 906 927 966

10141015954

1000

423461497515535555582795710689680640581557531575644599590551566623637765890764726732792755741716820890893904884 938935935

102810331044979

1040

650652717717757

16051605134013501070900850831745780750780690680780750

10401225925843865935912955900

101610301152106510651090 1130118212751350130012601300

558571594584659982975822723657655610569640687659659585617692717851

1047874845824843812782812906

1002980966972 999

1042112711021210120811061146

620628641614705

14161010992756710670700635640770725660620660725740950

1180925850864860840800857939

1030104010141014 10281053119011901260126012501260

472515541558589622671978960880869810696645604633734656660587607700680857

1048856827831897840850796924962980

1008996

10581059107212031202122811101162

373407453471483487492612460497491470465468457517553542519515524545593672731671624633687669632635715818806800771 817810798852863860848918

471428462479494521507596859765678664568543504505540568567546513572675663823914838766779812765721745848875898901893 912 962 984

10591120113010151017

Hammadde fiyat endeks tablosu, her ayın ilk haftası güncellenmekte ve TÜDÖKSAD’ın web sitesi www.tudoksad.org.tr ‘den yayınlanmaktadır.

Page 61: Turkdokum2

Türkdöküm 61

HAMMADDE PİYASALARI

Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri CAEF tarafından Avrupa ülkeleri dökümhanelerinden alınan bilgiler ile hazırlanan göstergelerde sektörün mev-cut durumu ve altı ay sonrası için beklentileri değerlendirilerek grafik haline getiriliyor.

FISIAvrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri (Demir Grubu) I Kasım 2011

FISIAvrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri (Demirdışı Grubu) Kasım 2011

40

45

50

55

60

65

70

75

80

85

Eyl.08 Oca.09 May.09 Eyl.09 Oca.10 May.10 Eyl.10 Oca.11 May.11 Eyl.11 Oca.12

mevcut durum altı aylık beklenti

40

45

50

55

60

65

70

75

80

85

90

Eyl.08 Oca.09 May.09 Eyl.09 Oca.10 May.10 Eyl.10 Oca.11 May.11 Eyl.11 Oca.12

mevcut durum altı aylık beklenti

Türkiye’nin Pik Demir İthalatları1 Milyon Tonu Aşıyor

Yerel pazar kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Tür-kiye pik demir ithalatları, yerel üretimdeki düşüşün sürmesi ve fiyatların yüksek hurda fiyatları nedeniyle yükselmesi sonucunda 2011 Ocak-Ekim döneminde büyümeye devam etti.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin pik demir ithalatları Ekim ayında 88,090 ton oldu. Bu miktar geçtiğimiz yılın aynı ayına oran-la yüzde 33 ve Eylül ayında ithal edilen 72,440 tona oranla da yüzde 22 artışı ifade ediyor.Ekim ithalatlarının değeri 48.3 milyon dolar, Eylül fi-yatlarına oranla ise 11$/ton artışla 548$/ton cfr ola-rak kaydedildi.Ekim ayında Türkiye pik demir ithalatlarının bir çoğu BDT bölgesindeki ülkeler tarafından tedarik edildi. TÜİK verilerine göre, Ukrayna 50,477 ton ile en büyük tedarikçi olurken, Rusya 27,726 ton ihracat gerçekleş-tirdi.Türkiye’nin Ocak-Ekim dönemindeki toplam pik de-mir ithalatları geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla

yüzde 141 artışla 869,909 tona ulaştı. 2011 yılının ta-mamı için ithalatların 1 milyon tonu aşması bekleni-yor.

Türkiye’de Ferro-Alaşım İthalatları YükseldiTürkiye’nin ferro-alaşım ithalatları 2011 Ocak-Ekim döneminde, yeni çelik üretim kapasiteleri nedeniyle artmaya devam etti. Türkiye Ekim ayında 37,976 ton ferro-alaşım ithal etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu miktar geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 41 ve Eylül ayında ithal edilen 35,021 ton’a göre de yüz-de 8 artışı ifade ediyor. Ocak-Ekim döneminde Türkiye’nin ferro-alaşım itha-latları 2010 yılının ilk on ayına göre yüzde 17 artışla 372,689 ton’a yükseldi. Ukrayna Türkiye’ye 15,182 ton ihracat gerçekleştire-rek, Ekim ayında Türkiye’nin en büyük tedarikçisi ol-mayı sürdürdü. Ukrayna’yı, 4,386 ton ile Gürcistan ve 3,349 ton ile Güney Afrika takip etti.

Türkiye pik demir ithalatları (Ton) Kaynak: TÜİK

Türkiye ferro-alaşım ithalatları (Ton) Kaynak: TÜİK

Ekim Ocak-Ekim

201066,118

360,315

201188,090

869,909

% değişim33.2

141.4 Ekim Ocak - Ekim

201026,908

317,221

201137,976

372,689

% değişim41.1 17.5

Page 62: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201162

TEKNİK MAKALE

Dünya Alüminyum Pazarı ve TicaretiGeçtiğimiz on yıl içerisinde dünya alüminyum talebi, hızla artan nüfus, şehirleşme ve küresel ısınma etkisi ile %65 ‘lik bir artış göstermiştir. Talebe paralel artan üretim ve rekabet sonucunda, alüminyumun boksit olarak çıkarılmasından nihai ürünlere dönüştürülme-sine kadar küresel ve yerel oyuncuların stratejileri pa-zarı belirleyen en önemli unsur olmuştur. Alüminyum pazarındaki stratejilerin daha kolay anlaşılabilmesi için değer zincirinin her halkasına ayrı bir bakış açısıyla bakmak ve değerlendirmek gerekmektedir.

BoksitAlüminyum doğada boksit cevheri olarak bulunmak-tadır. Bilinen dünya boksit rezervleri 2010 yılı itibarı ile yaklaşık 38 milyar tondur. Cevher olarak hemen hemen dünyanın birçok bölgesinde boksit bulunuyor olsa da yüzeye yakınlığı ve yoğunluğu açısından ba-kıldığında dünyada on ülke dünya boksit rezervlerinin %87sine sahiptir.

Türkiye’de ise bilinen boksit rezervleri MTA ve-rilerine göre 68.910.000 tondur. Bu rakam dünya rezervlerinin binde 1,8’i gibi oldukça çok küçük bir kısmını oluşturmak-tadır. Dünyada çıkarılan bok-sitin %90’ı alüminyum üretiminde kullanılmak-tadır ve boksit üretimi, alüminyum talebine pa-ralel olarak artış göster-mektedir. Dünya boksit üretimi 2010 yılı itibarı ile yılda 214 milyon tona ulaşmıştır.

Kemal Mert DemirciTürkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Teknik Alüminyum İş ve Pazar Geliştirme Müdürü[email protected]

Dünya Alüminyum Ticaretinde Türkiye’nin Yeri

ÖZET

Alüminyum talebi küresel ısınma, nüfus, gelir ve şe-hirleşme atışının etkileri ile her geçen gün yüksel-mektedir. Dünya alüminyum ticaret hacmi 2010 yılı itibarı ile 292,7 milyar dolara ulaşmıştır. Bu büyük pastada Türkiye, 4,4 milyar dolarlık ticaret hacmi ile %1,5’luk bir pay almıştır.Türkiye, büyük olan Avrupa pazarı ve büyümekte olan Orta Doğu pazarına olan coğrafi yakınlığı, iç ta-lebindeki artış potansiyeli, yatırımlar sonucu artan kalitesi ve rekabetçi avantajları ile üretim kapasitesi-ni her yıl ortalama %6,6 oranında artırmaktadır. Bunun yanı sıra, yüksek enerji fiyatları ve kaynak-ların yetersizliği, hammadde ve üretim teknolojile-rinin ithalata dayanıyor olması sektörün önündeki engeller olarak ön plana çıkmaktadır. Bu bildiri ile ortaya koyulmak istenen, Türkiye’nin uzun vadede sürdürülebilir bir büyümeyi nasıl mümkün kılması gerektiğini düşündürmek ve ortak bir strateji oluşturulmasına katkı sağlamaktır.

Ülke

GineAvustralyaVietnamBrezilyaJamaikaÇinHindistanGuyanaYunanistanSurinamKazakistan

BoksitRezervi

8,6 Milyar ton7,9 Milyar ton5,4 Milyar ton2,5 Milyar ton2,5 Milyar ton2,3 Milyar ton1,4 Milyar ton

900 Milyon ton600 Milyon ton600 Milyon ton400 Milyon ton

DünyaRezervlerinden

Aldığı Pay%23%21%14

%7%7%6%4%2%2%2%1

Şekil.4 : KDK’nın Diferansiyel Termal Analizi

Page 63: Turkdokum2

Türkdöküm 63

TEKNİK MAKALE

AlüminaDeğer zincirinde ikinci halkada alümina yer almaktadır. Dünya alümina üretimi 2010 yılı itibarı ile 82 milyon tona ulaşmış-tır. Alümina üretiminde Çin, 2010 yılında 29 milyon ton üretim kapasitesi ile lider konumundadır. Çin’i 20,7 milyon ton ile Avustralya ve 17,3 milyon ton ile Güney Amerika ülkeleri takip ekmektedir. Bu üç bölge toplam dünya alümina üretim kapa-sitesinin %72’isini oluşturmaktadır. Alümi-na genellikle boksitin çıkarıldığı bölgede veya yakın bölgelerde üretilmektedir. Bu-nun en önemli sebebi ise boksitin sadece %37’sinin alüminaya dönüştürülebilmesi-dir. Bu durum navlun maliyetini artırmak-tadır.

Birincil AlüminyumDeğer zincirinin üçüncü halkası birincil alüminyumdur. Birincil alüminyum üreti-mi 2010 yılı verilerine göre 39 milyon tona ulaşmıştır. Birincil alüminyum üretiminde Çin 16,1 milyon ton üretim ile ilk sırada yer almaktadır ve tek başına dünya birin-cil alüminyum üretiminin % 41’ini gerçek-leştirmektedir. Çin, aynı zamanda 71 adet smelter ile dünyanın en fazla birincil alü-minyum üretim tesisine sahip ülkesidir.Birincil alüminyumun üretiminde üç fak-tör maliyetlerin temelini oluşturmaktadır. Bunlar sırası ile enerji, alümina ve işçiliktir. Enerji bu faktörler arasında en belirleyici olanıdır. Enerji maliyeti, birincil alüminyu-mun üretiminde, bölgesel enerji tarifele-rine bağlı olarak toplam maliyetin %20’si ila %45’i arasında değişim gösterebilmek-tedir. Alümina üretiminde de enerji mali-yetinin alümina maliyetin yaklaşık %25’ini oluşturduğu düşünülürse birincil alümin-yumun üretiminin ne denli enerji fiyatları-na bağlı olduğu daha net anlaşılacaktır.Birincil alüminyum üretiminde Çin her ne kadar lider konumunda olsa da yüksek enerji ve alümina maliyetleri sebebiyle en pahalı üreticiler arasında yer almaktadır. Çin’in yüksek üretim maliyetine rağmen arzın üstüne olan iç talebi maliyet deza-vantajını ortadan kaldırmaktadır. Avrupa, birincil alüminyum üretiminde yüksek enerji ve işçilik maliyetleri sebebiy-le en pahalı üretimi yapmaktadır. Özellikle, Londra Metal Borsasında (LME) yaşanan ve üretim maliyetlerinin altına inen düşüşler-de en fazla tesis kapatma vakası Avrupa bölgesinde yaşanmaktadır. Son yıllarda yeni smelter projelerinin Avrupa’da yapıl-

Şekil.2 : Yıllara Göre Dünya Boksit Üretimi

Şekil 3. Yıllara ve Bölgelere Göre Dünya Alümina Üretimi

Şekil 4. Yıllara ve Bölgelere Göre Birincil Alüminyum Üretimi

Şekil 5. Bölgelere Göre Birincil Alüminyum Üretim Maliyetleri

Üre

tim (T

on)

Üre

tim M

ikta

rı (M

ilyon

Ton

retim

Mik

tarı

(Mily

on T

on)

USD

/ To

n

Mal

iyet

Page 64: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201164

mamasının da en önemli nedenlerinin başında enerji ve işçilik maliyetlerinin yüksek oluşu gelmektedir.Birincil alüminyum üretiminde en hızlı gelişmenin ya-şandığı bölgelerin başında Orta Doğu gelmektedir. Özellikle enerji açısından oldukça zengin olan körfez ülkeleri birincil alüminyum üretiminde yeni projeler ile hızla payını artırmaktadır. 2010 yılı itibarı ile 3,6 milyon ton olan üretim kapasitesinin 2015 yılında 4,6 milyon tona çıkması beklenmektedir. Boksit, alümina ve birincil alüminyum üretimi açısın-dan, hammaddeye yakınlık, pazara yakınlık ve enerji fi-yatları pazarın şekillenmesinde belirleyici faktörlerdir. Bu üç faktörün her birinde farklı ülkelerin ve bölgele-rin avantajlı oluşu pazarda ülkelerin konumunu belir-lese de aslında küresel oyuncuların pazara hâkimiyet çabası ve artan rekabet pazarın yönünü tayin etmek-tedir. Küresel oyuncular, boksit rezervlerine sahip ül-kelerde boksit madenlerini ve alümina rafinerilerini işletmekte, ucuz enerji kaynaklarına sahip ülkelerde smelter yatırımları yapmakta ve birincil alüminyumu en uygun şartlarda üretmektedir. Bu noktada ülkeler küresel oyuncuların stratejik planları içerisinde jeopo-litik konumları ile yer bulmaktadır.

Dünya Alüminyum TalebiAlüminyum, günümüzde üstün özellikleri sayesinde dünyada en fazla kullanım alanı çeşitliğine sahip metal konumuna gelmiştir. Bu özel durum, alüminyum tale-binin üç temel faktörün etkisi ile şekillendiğini ortaya koymaktadır.

1. Nüfus ve Gelir Artışı2. Şehirleşme3. Küresel Isınma

Birleşmiş Milletler (UN) verilerine göre gelecek 10 yıl içerisinde dünya nüfusunun 7,5 milyara çıkması bek-lenmektedir. Bu artıştan büyük payı, Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin alacağı öngörülmektedir. Alüminyum talebi açısından gelecek 10 yıl içerisinde bu bölgelerde artış görülmesi beklenmektedir. Gayri safi milli hâsıla açısından bakıldığında (GDP) 42.000 doların üstünde yer alan Kuzey Amerika ve 27.000 doların üstünde yer alan Avrupa alım gücü açısından en zengin pazarlar olarak göze çarpmaktadır ve talep

açısından lider konumlarını korumaları beklenmekte-dir. Şehirleşme açısından ise Asya’nın 2020 yılına ka-dar %43’den %49’a çıkarak en fazla şehirleşen bölge olması beklenmektedir. Onu sırası ile %5 artış ile Afrika ve %4 artış ile Orta Doğu’nun takip etmesi beklen-mektedir. Tüm bu göstergeler gelecek 10 yıl içerisinde alüminyum talebinin tüm dünyada %100 oranında ar-tacağına işaret etmektedir.

İkincil AlüminyumBirincil alüminyum üretim maliyetinde, enerji maliye-tinin %40’ları buluyor olması ve enerji fiyatlarının gün geçtikçe artış göstermesi birincil alüminyuma alterna-tif olan ikincil alüminyumun cazibesini artırmaktadır. Birincil üretimde harcanan enerjinin sadece %5i kadar bir enerji ile ikincil alüminyum üretilebilmektedir. Bu durum ikincil alüminyumunun gelecek 10 yıl içerisin-

Tablo2. Alüminyum Pazarınnın (Upstream) Küresel Oyuncuları ve Sıralamaları

Şekil 6. 2020 Boksit, Alümina ve Birincil Alüminyum Talebi Beklentileri (Milyon ton)

Şekil 7. Dünya birincil ve ikincil alüminyum üretimi (Milyon ton) – Türkiye Birincil ve İkincil Alüminyum Üretimi (Ton)

TEKNİK MAKALE

Page 65: Turkdokum2

Türkdöküm 65

de birincil alüminyum talebine paralel ola-rak artacağını göstermektedir.Dünya birincil alüminyum üretimi 2010 yılında 39 milyon tona ulaşırken, ikincil alüminyum üretimi ise 20 milyon tona yak-laşmıştır. Türkiye’de ise birincil alüminyum üretimi 2010 yılında yaklaşık 60.000 tonda sabit kalırken, ikincil alüminyum üretimi 6 yıl içerisinde %150 oranında artış göstere-rek 150.000 tonu bulmuştur.

Metal FiyatlarıAlüminyum diğer metallere göre en az fi-yat dalgalanmasına maruz kalan metaldir. Bunun başlıca sebebi spekülasyon amaçlı kullanılmamasıdır. Talebin artışına paralel eklenen yatırımlar alüminyumun arz talep dengesini korumasını sağlamaktadır. Tale-bin düştüğü dönemlerde büyük firmaların tesislerini kapamaları arzı dengelemek için uyguladıkları bir yöntemdir.

Dünya Alüminyum Ticaretinde Türkiye’nin YeriTürkiye, alüminyum pazarında değer zin-cirinin dördüncü halkasında yer alan yarı mamul alüminyum üretimi ile ön plana çıkmaktadır. Özellikle ekstrüzyon ve yas-sı ürünlerde hızla artan üretim ve ihracat rakamları ile konumunu güçlendirmekte-dir. 2010 yılı itibarı ile Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği verilerine göre eks-trüzyonda 275.000 ton, yassı ürünlerde 198.000 ton, külçede 213.000 ton, folyoda ise 60.000 ton üretim gerçekleştirilmiştir. Külçe üretimindeki artış ise ikincil alümin-yum üretimine dayanmaktadır. Üretilen külçenin 60.000 tonu birincil, 153.000 tonu ise ikincil külçe olarak üretilmiştir.Türkiye, dünya sıralamasında 2010 yılı alü-minyum ihracatında 1,917 milyar dolar ile 20. sırada yer almıştır.Türkiye’nin 2010 yılı toplam alüminyum ihracatı 500.000 tonu aşmıştır. İhraç edilen alüminyum ürünlerinin başında 146.714 ton ile yassı alüminyum ürünleri gelmek-tedir. Yassı alüminyum ürünlerini sırası ile 134.488 ton ile ekstrüzyon ürünleri, 79.083 ton ile külçe, 43.770 ton ile folyo ve 26.130 ton ile iletken ürünleri takip etmektedir. Bu durum Türkiye’nin ürettiği alüminyum ürünlerinin %50’den fazlasını ihraç ettiğini göstermektedir.Miktar olarak en fazla ihracatın gerçek-leştirildiği yassı alüminyum ürünlerinde Türkiye, Dünya sıralamasında, 2008 yılında 89.190 ton ihracat ile 17. sıradan, 2009 da

Fiya

t (U

SD/T

on)

Şekil 8. Londra Metal Borsası Fiyatları

Şekil 9. Yıllara ve Ürünlere göre Türkiye Alüminyum Üretimi (Ton)

Şekil 10. 2010 Yılı En Fazla İhracat Yapan Ülkeler (Tutar (Bin Dolar) – Ülke)

Şekil 11. Türkiye’nin Ürünlere göre Alüminyum İhracatı

TEKNİK MAKALE

Page 66: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201166

90.763 ton ile 16.sıraya ve 2010 yılında 146.741 ton ile 12. sıraya kadar yükselmiştir.Ekstrüzyon ürünlerinde ise Türkiye 2008 yılında

130.015 ton ile 7. sırada, 2009 yılında 121.246 ton ile 6. sırada ve 2010 yılında 134.488 ton ile 7. sırada yer almıştır.2010 yılında Türkiye’nin alüminyum ihracatı gerçekleş-tirdiği ülkelerde farklılaşmayı yakalamış olması ve en fazla ihracatın gerçekleştiği ülkenin toplamdan aldığı

payın %35’i aşmaması, Türkiye’nin ihracat pazarlarında riski dağıtabildiğini göstermektedir.Türkiye sürekli artan üretimi ve ihracatı ile 2020 yılına

kadar tüm ürün gruplarında 970.000 ton ihracat raka-mına ulaşması beklenmektedir.Dünya alüminyum ithalatında ise Türkiye 2010 yılında 2,487 miyar dolar ile 17. sırada yer almıştır. Bu durum, 570 milyon dolarlık cari açık veren alüminyum sektörünün ih-racatının ithalata dayandığının en önemli göstergesidir.

2008

2008

2009

2009

2010

2010

Sıra123456789101112131415161718

Sıra123456789101112131415161718

ÜlkeAlmanya

ÇinAmerika

FransaKore

KanadaBelçika

İngiltereJaponya

İtalyaGüney Afrika

NorveçAvusturya

İsviçreMacaristanYunanistan

TürkiyeHollanda

ÜlkeÇin

Almanyaİtalya

İspanyaAvusturya

BelçikaTürkiye

AmerikaHollandaRomanya

RusyaKanada

Macaristanİngiltere

FransaPolonya

İsviçreSlovenya

1.138.120860.832753.000428.890351.237307.034273.015251.699224.009186.463148.104130.261125.068115.142

98.71090.89089.19086.745

262.777257.482193.708152.641152.111149.446130.015111.160

90.68883.26681.88474.99162.37761.80253.50753.31847.90147.091

Ülke 2AlmanyaAmerika

ÇinFransa

KoreKanada

JaponyaBelçika

İtalyaİngiltere

NorveçGüney Afrika

AvusturyaYunanistan

İsviçreTürkiye

HollandaMacaristan

Ülke 2Çin

Almanyaİtalya

AvusturyaİspanyaTürkiyeBelçika

AmerikaRomanyaHollanda

RusyaMacaristan

KanadaİngilterePolonya

Fransaİsviçre

Slovenya

896.168669.133482.457390.497341.172207.633180.602167.821159.155121.639117.489114.604101.637

97.92995.45190.76390.00069.153

462.252180.723160.927143.277133.789121.246118.019100.545

74.09259.85056.58456.44256.28747.07041.88641.57136.14734.189

Ülke 3Almanya

ÇinAmerika

FransaKore

KanadaJaponya

Belçikaİtalya

AvusturyaGüney Afrika

TürkiyeNorveçİsviçre

Yunanistanİngiltere

HollandaMacaristan

Ülke 3Çin

Almanyaİtalya

AvusturyaİspanyaBelçikaTürkiye

AmerikaKanada

RomanyaHollanda

RusyaMacaristan

İngiltereİsviçre

PolonyaSlovenya

Fransa

1.155.011949.547704.558428.157370.190248.779245.988245.840200.049151.505150.000146.741145.024140.521125.624112.947

97.07992.706

615.806226.065198.552187.539162.453139.681134.488131.799

83.60681.98981.71079.28376.71654.54548.18345.78143.24942.663

Sıra 3123456789101112131415161718

Sıra 3123456789101112131415161718

Sıra 2123456789101112131415161718

Sıra 2123456789101112131415161718

Tablo 3. Yassı Alüminyum Ürünleri Yıllara Göre İhracatçı Ülke Sıralaması (Miktarsal)

Tablo 4. Ekstrüzyon Ürünleri Yıllara Göre İhracatçı Ülke Sıralaması (Miktarsal)

TEKNİK MAKALE

Page 67: Turkdokum2

Türkdöküm 67

İthal edilen ürünlerin başında külçe gel-mektedir. İthal edilen külçenin tamamı-na yakını birincil külçe olarak ithal edil-mektedir ve bu rakam toplam ithalatın %81’ine denk gelmektedir. Yarı mamul alüminyum ürünlerinin hammaddesi olan birincil külçenin %90’ı ithal edilmektedir. En fazla ithal edilen ürün olan külçe ürün-lerinde dünya ithalat sıralamasında Türki-ye, 2008’de 598.331 ton, 2009’da 570.484 ton ve 2010 yılında 744.628 ton ile 7. sıra-daki yerini korumaktadır. Birincil külçe ta-lebinin artışına rağmen yurt içi üretiminin sabit kalması ithalatın artışının en belirgin nedenidir.Türkiye’nin, Rusya, Tacikistan,

Fiya

t (U

SD/T

on)

Bin

Dol

arM

ikta

r (To

n)

Şekil 8. Londra Metal Borsası Fiyatları

Şekil 12. 2010 Yılında En Çok İhracat Yaptığımız 5 Ülke ve Ürün Dağılımları (Tutar – Ülke)

Şekil 13. Türkiye’nin 2020 Yılına Kadar İhracat Beklentileri

Şekil 14. 2010 Yılı En Fazla İthalat Yapan Ülkeler (Tutar (Bin Dolar) – Ülke)

Türkiye’nin 2010 yılı toplam alüminyum ihracatı 500.000 tonu aşmıştır. İhraç edilen alüminyum ürünlerinin başında 146.714 ton ile yassı alüminyum ürünleri gelmektedir

TEKNİK MAKALE

Page 68: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201168

Norveç ve Kazakistan’dan yapmış oldu-ğu birincil külçe ithalatı, toplam ithalatın %76’sını oluşturmaktadır. Özellikle Rusya toplam ithalattan aldığı %49’luk pay ile Türkiye’nin en çok alüminyum ithalatı yaptığı ülkedir. Bu durum ithalat pazarın-da çeşitliliğin yaratılamadığı ve riskin belli ülkelerde yoğunlaştığının göstergesidir.Türkiye sürekli artan üretim ve ihracatını karşılayacak hammaddeye sahip değil-dir. Bu alanda yatırım yapmadığı sürece ithalatının da aynı oranda artması bek-lenmektedir. Bu durumda 2020 yılında or-taya çıkması beklenen ithalat rakamının toplamda 1.600.000 tonu bulması öngö-rülmektedir. Toplam ithalatın 1.250.000 tonu birincil külçe olacaktır.

Şekil 15. Türkiye’nin Ürünlere göre Alüminyum İthalatı

Şekil 16. 2010 Yılında En Çok İthalat Yaptığımız 5 Ülke ve Ürün Dağılımları (Tutar – Ülke)

Bin

Dol

ar

2008 2009 2010Sıra123456789101112131415161718

ÜlkeAmerikaJaponyaAlmanya

Koreİtalya

HollandaTürkiyeBelçikaFransaTayvanNorveç

TaylandAvusturya

İspanyaPoland

Çinİngiltere

Macaristan

2.876.8543.064.0502.063.2571.085.039

894.960728.171598.331557.935509.378504.502440.633437.359375.036366.989263.945260.102254.007231.746

Ülke 2AmerikaJaponya

ÇinAlmanya

Koreİtalya

TürkiyeBelçikaTayvan

HollandaFransa

TaylandNorveç

Avusturyaİspanya

EndonezyaPolonya

Macaristan

3.128.7661.957.8331.739.4331.652.7081.123.408

595.200570.484449.281426.672419.360388.807368.687335.529281.177267.604249.664212.544208.448

Ülke 3AmerikaJaponyaAlmanyaHollanda

Koreİtalya

TürkiyeBelçikaNorveçTayvan

TaylandFransa

AvusturyaÇin

İspanyaEndonezya

PolonyaMacaristan

2.766.4472.739.8722.374.8481.964.9161.318.152

920.527744.628711.049580.427540.407488.766466.809417.828364.900348.625320.347317.960312.054

Sıra 3123456789101112131415161718

Sıra 2123456789101112131415161718

Tablo 5. Külçe Ürünleri Yıllara Göre İthalat Ülke Sıralaması (Miktarsal)

Külçe ürünlerinde Türkiye, dünya ithalat sıralamasında 2008, 2009 ve 2010 yılında 7. sıradaki yerini korumaktadır

TEKNİK MAKALE

Page 69: Turkdokum2

Türkdöküm 69

Şekil 17. Türkiye’nin 2020 Yılına Kadar İthalat Beklentileri

Şekil 18. Boksit Rezervlerinin Olası Talebi Karşılama Simülasyonu

Orta ve uzun vadede birincil alüminyum üretimine yönelik yatırımlar planlandığı takdirde Türkiye’nin boksit rezervlerinin talebi karşılama düzeyi de dik-kate alınmalıdır. Türkiye’nin 2020 yılında ulaşması beklenen 1.250.000 ton birincil alüminyum talebini karşılayan yatırımın yapıldığı var sayıldığında; mev-cut 68.910.000 tonluk boksit rezervleri talebi en fazla 13 yıl karşılayabilmektedir.

SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME1. Nüfus ve gelir artışı, şehirleşme ve küresel ısınmanın sonuçları dünya alüminyum pazarının 2020 yılına kadar hacmini iki katına çıkaracağını göstermektedir. 2. Türkiye büyüyen pazarda en belirgin büyümeyi yarı mamul üretiminde gösterecektir. İhracat pazarındaki riskin dağıtılmış olması orta vadede olumludur.3. İç talebinin oldukça üstünde olan üretim kapasitesi orta vadede ihracat pazarlarının ön planda olacağını işaret etmektedir. İhracata yönelik üretim daha yüksek kalite beklentisini ve daha fazla rekabeti tetikleyecektir. 4. Yarı mamul üretimindeki büyüme külçe talebini beraberinde getirecektir.

5. Kısa vadede artan ithalatı ve dünya ithalatında 7. sıradaki konumu Türkiye’yi bu alanda pazarlık gücü yüksek konuma taşımaktadır. Hammadde ithalatında sergilenecek ortak tavır Türkiye’nin bu alandaki rekabet gücünü artıracaktır. 6. Artan rekabet, fiyat baskısı ve yüksek enerji fiyatları Türkiye’nin orta vadede önündeki en önemli engeldir ve ithalata dayalı üretim tetiklemeye devam edecektir.7. Türkiye enerji konusundaki sorunu aşsa dahi karşısına boksit sıkıntıları çıkacaktır. 8. Orta ve uzun vadede Türkiye küresel rekabet baskılarını da dikkate alarak hammadde ihtiyacına yönelik yurt dışı yatırımlarını gündemine almalıdır.9. Türkiye’nin orta vadede hammadde konusunda kendisini güvence altına alması şarttır. İthalatta ülke riskleri çok yüksektir ve mutlaka farklı ithalat alternatiflerinin geliştirilmesi gerekmektedir.10. Kısa vadede hammaddenin %49’unun

temin edildiği Rusya ile ilişkiler sektör için önemlidir ve korunmalıdır.11. İkincil alüminyum kullanımına yönelik araştırma ve geliştirme çalışmalarına ağırlık verilmeli ve kullanımı artırılmalıdır.12. Türkiye hammaddede olduğu gibi yatırım malları ve teknolojiler konusunda da dışa bağımlıdır. Bu kadar dışa bağımlılık içerisinde Türkiye’nin değer yarattığı en önemli konu işçiliğidir. Verimliliğin artırılması, daha rekabetçi ve daha kaliteli olmanın yolu bilimin sanayi ile ortak çalışması ve yaratılan değerlerin paylaşılmasından geçmektedir. Uzun vadede alüminyum sempozyumları bu misyonu ile sektörün yaratacağı değerin tetikleyicisi olmalı ve sektör tarafından mutlaka desteklenmelidir.

KAYNAKLAR1. International Aluminium Institute2. Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD)3. International Trade Centre4. United Nations 5. Cia, World Factbook6. 16th World Aluminium Conference - CRU

TEKNİK MAKALE

Page 70: Turkdokum2

İÇİM

İZD

EN B

İRİ

Halil Kaya Gedik

Almanya’da aldığı metal ve kaynak teknolojileri teknik eğitimiyle uluslararası kaynak mühendisi diplomasına sahip. Almanya dönüşü 1957’de Devlet Demir Yolları’nda başlayan iş yaşamı sayısız başarılar ile dolu. Türkiye’yi hassas dökümle tanıştırdı. Bu sayımızda “İçimizden Biri”nin konuğu, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kaya Gedik.

Page 71: Turkdokum2

Türkdöküm 71

İÇİMİZDEN BİRİ

Döküm mesleğine başlamadan önceki hikayeni-zi dinlemek isteriz. Ailenizinin mesleğinize olan katkısı nasıl oldu? Mesleğinizle ilgili nerede ve nasıl bir eğitim aldınız?1933 yılında Uşak’ta doğdum. Okula gitmeden önce babam bana ‘Kasaya oturacaksın’ dedi. O za-man 7 yaşında ya var ya yoktum. Çarşamba günleri Uşak’ın pazarıydı o nedenle o gün okula gitmez, babama dükkânda yardım ederdim. Babam ikindi namazına gittiğinde de kasada hep ben oturur-dum. Kesirli hesapları o zamanlarda öğrenmiştim. 150 kuruştan 40 gram bir şeyin fiyatı nedir, ezber-den söylerdim. Bakkala gelen köylüler mektuplarını bana okuturlardı. Okuyan kimselere ‘Efendi’ denilir-di o zamanlar. Bana da ‘Halil Efendi’ derlerdi. Sözün kısası o zaman hem mecburiyet vardı, hem de ba-bamın ve annemin ‘Aslan oğlum, koç oğlum…’ diye beni yüreklendirmesiyle daha o zamanlardan çalış-maya başladım. Zor şartlarda hep çalışarak, hesap ederek büyüdük. Ben aileme mühendis olmak istediğimi söyledim ama mühendisin ne demek olduğunu bildiğimden değildi bu. Uşak’ta bizim evin karşısında oturan bir aile vardı. Onların oğullarının Almanya’ya gittiği ve orada mühendis olarak çalıştığı etrafta konuşulur-du. Ben de oradan duyduğum için mühendis olmak istedim. Zaten Almanya’yı da ilk o zaman duymuş-tum.İlkokulda derslere pek giremezdim çünkü anneme ve babama yardım etmem gerekirdi ama derslerim çok iyiydi. Uşak’ta sanat okulundan mezun olduk-tan sonra İstanbul Yıldız’da Makine Teknikerliği okumak için geldim. Boş zamanlarımda devamlı ders çalıştım.1953 senesinde Yıldız Makine Teknikerliği Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetten sonra Türkiye’de eğitimi 4 yıla tamamlayarak mühendis olma imkânı sunan bir üniversite yoktu. Zaten bi-zim dönemden sonra okulumuzu da kapattılar. Ya tekniker ya da teknik öğretmeni olabiliyordum. Bunun üzerine okuldaki en samimi arkadaşım olan Ermeni bir arkadaşımla beraber Almanya’ya gitme-ye karar verdik. Ama öyle oldu ki arkadaşım asker kaçağı olduğu için Almanya’ya gidemeyince, ben yalnız başıma gitmek zorunda kaldım. O zaman memlekette döviz yoktu. Çok zor şartlar altında ba-bam beni Almanya’ya gönderdi.

Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız? Mesleğe ilginiz nasıl oluştu?Devlet Demiryolları’nda çalışıyor iken, Avusturya’nın da sermayesine iştirak ettiği ve Türk ortaklarının genelde Perşembe Pazarı’nda ticaret yaptığı “Böhler” elektrod firmasında işe başladığım 1965’li yıllarda tüm sanayi girdileri ithal ediliyordu. Bu mallar genellikle Perşembe Pazarı tüccarları ta-rafından ithal edilir ve satılırdı. Böhler’e müdür ola-

rak atandığımda, bu tüccarlarla yakın ilişkim vardı. Aynı zamanda bunlar o dönemde yani 1967 yılında Kartal-Ankara yolu üzerinde bir Vana döküm fabri-kası kuruyorlardı. İyi yönetilemeyen bu döküm fab-rikasını bana teklif ettiler. İlk önce yönetimi daha sonra fabrikayı alarak, ilk TERMO markalı vanayı Türkiye’de aranılan marka haline getirdik. Sonra da yatırımı büyüttük. 1980’lı yıllarda kondenstop üre-ten TRAPSAN unvanlı fabrikayı kurduk. Daha sonra yatırımı artırdık. Fabrikayı, Kartal’dan Pendik-Yaya-lar bölgesine taşıdık. Bugünlere geldiğimizde Ge-dik Döküm, Yayalar bölgesinde 40 dönüm sahada çalışan modern binalara sahip bir üretim ve teknik servis veren işletme haline dönüştü. Yani dökümcülüğe Vana üretimi ile başladık ve dö-küm sanayinde de kaynakta olduğu gibi işimizi en iyi yapanlardan olmak isteriz ve o şekilde de yaptık. Hele yeni Hendek’teki yatırımızla dökümcü yanı-mızı daha da güçlendirdik.

Mesleğe başladığınız yıllarda Türk sanayisinin genel görünüşü nasıldı?Dünyayı kavuran 2. Dünya Savaşı sonrası 1950’li yılların Türkiye’sinin sanayi yapısı elbette çok geri ve küçük ölçekliydi. Bilindiği gibi ağırlıkla Türk dev-leti sanayi yatırımlarının ve ekonomik kalkınmanın dinamosuydu. Çok az sayıda özel yatırımcı yabancı menşeli yatırım imkanları ya da ortaklıkları ile Tür-kiye sanayisinin ilklerini oluşturuyorlardı. Çok geri teknoloji ve sanayi girdileri ile çok az sayıda sanayi ürünlerinin üretimini yapmaya çalışan bir Türkiye Cumhuriyeti vardı. Yok denecek kadar az teknoloji hedefli ArGe çalışmaları var desek bile bunlar aslın-da karmaşık ve yabancı menşeli teknolojik ürünle-rin nasıl yapıldığını anlamaya çalışan çalışmalardı.Sanayi sektörel anlamda dağınık, temel talepleri ve ihtiyaçları karşılayıcı alanlara yoğunlaşmış bir yapı-daydı. Basma, şeker, tütün ve ayakkabı fabrikaları gibi günlük yaşamı hedefleyen ürünlerin üretimle-rini amaçlayan ve sadece yerli pazarı ancak hedef-leyebilen bir yapıdaydı. Ancak bugünün Türkiye’si tamamen farklı. Örnek olarak biz kaynak elektrot ve tellerini kendi markamız olan GeKa markası al-tında 70’ten fazla ülkeye satarken, döküm ve vana

Devlet Demiryolları’nda çalışıyor iken, Avusturya’nın da sermayesine iştirak ettiği ve Türk ortaklarının genelde Perşembe Pazarı’nda ticaret yaptığı “Böhler” elektrod firmasında 1965’te işe başladım

Page 72: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201172

İÇİMİZDEN BİRİ

Halil Kaya Gedik’in mesleki yaşamı boyunca organize ettiği konferanslardan biri

ürünlerimizi Avrupa’ya ve orta doğu ülkelerine ih-raç edebiliyoruz. Yani “alırken” şimdi “satıyor” po-zisyonuna geldik. Hemde kendi ArGe ve teknolo-jimizle.

Mesleki hayatınızdaki önemli noktalar nelerdir, nasıl gelişmeler olmuştur?Elbette benim Almanya’ya gitmem ve orada çok zor şartlarda metal ve kaynak teknolojileri hakkın-da teknik eğitim al-mam, daha sonra uluslararası kaynak mühendisi diploma-sı almam ve meslek hayatımı yönlendir-mem önemli bir dö-nemeçtir. Almanya dönüşü 1957’de Dev-let Demir Yolları’nda işe başlamam önemli mesleki noktalarım-dan diğeridir. Bunun yanında Böh-ler firmasından kay-nak fabrikasının so-rumluluğunu almam ve bu firmayı yüzde 100 Türk şirketi yapmam yine mesleksel yaşamımda önemli, bana heyecan ve bir anda büyük sorumluluk yükü veren gelişmedir.1965 yılında Böhler, 1967 yıllarında TERMO fabrika-larını yönetirken bir yandan da hassas döküme ilgi duyuyordum. O yıllarda ülkemizde bu konuda iki fabrika iş yapıyordu. Biri İstanbul Bayrampaşa’da kü-çük bir imalathaneydi. İşi yapanlar, işini biliyor fakat

imkânsızlıktan istenilen seviyeye getiremiyorlardı.İkinci fabrika ise, İzmir, Menemen’de Türk Hava Kurumu (THK) tarafından kurulmuş son derece modern ve iyi teknoloji ile donaltılmış, üretim tek-niklerini iyi uygulandığı bir hassas döküm fabrikası idi. Fakat bu fabrika ise iyi yönetilemiyordu. Savun-ma ve havacılık (uçak sanayi) işlerinde üretim için kurulmuştu. Yukarıda saydığım her iki fabrikayı da çalışanları ile birlikte devir aldım. Bu tarihten sonra

Gedik Holding ola-rak hassas dökümde Türkiye’nin bir nu-maralı üreticisi ola-rak işimize devam et-tik. Hassas dökümü Türkiye’ye Kanada’lı aynı işi yapan bir arkadaşım sayesinde ben getirdim. Biz-den sonra bir çok firma bu sahada faaliyet gösterdi ve göstermekte.

Bizlere 50’li, 60’lı, 70’li yıllardaki ülke sanayimiz hakkında kısa bir tablo çizebilir misiniz? Mesela neler üretilip kimlere satılıyordu? Hammadde, işçilik, enerji açısından sıkıntılar nelerdi?Sorulan soruda 20 yıllık bir zaman diliminden bah-sediliyor!Bu her on yılda elbette ülke sanayi dev adımlarla gelişti, eksiklerini tamamladı. Türk sanayisi, her sektörde, teknolojik olarak kendi dinamiğini yara-

Gedik Holding olarak hassas dökümde Türkiye’nin bir numaralı

üreticisi olarak işimize devam ettik. hassas dökümü Türkiye’ye Kanada’lı

aynı işi yapan bir arkadaşım sayesinde ben getirdim. Bizden sonra

bir çok firma bu sahada faaliyet gösterdi ve göstermekte

Page 73: Turkdokum2

Türkdöküm 73

tamayan bir durumda idi. 50’li ve 60’lı yıllarda me-tal sanayi ve döküm sanayi çok geri denebilecek düzeyde ve verimlilikte çalışmaktaydı. Bunun sıkın-tılarını hep birlikte yaşadık. Metalürji bilgisi temel olan bu sektörde bilgi birikimi yavaş yavaş oluştu ve bu günlere geldik. Bugün ulaşılan düzey, el ka-lıplamasının yanında otomatik kalıplama hatları ve bilgisayar ortamında döküm yapabilen bu tür tek-nolojileri kullanabilen dökümhanelerimiz var. Bu neredeyse sıradan bir üretim şekli oldu. Biz Gedik Döküm olarak da bu gelişmenin içinde yer aldık ve kendimizi yeniledik. Bugün bizim çocukların bu tür metotları kullandıklarını görüyorum, bunlar 70’li yıllarda bile hayaldi!

Mesleğe başladığınız yıllar ile bugünü mukaye-se etmek istersek öne çıkan farklılıklar nelerdir?Başta da kısaca bahsettiğim gibi meslek yaşamıma başladığımda ana çizgi Türkiye’de sanayi adına ya-pılan her şeyin yurt dışı kaynaklı olmasıdır. Bugün her ne kadar birçok sanayi kuruluşunda Türk ve ya-bancı firmaların ortaklığı bulunsa da yerli Türk ser-mayesi ve teknolojisi ile artan sayıda orta ve büyük ölçekte sanayi kuruluşları gözükmektedir. Bu çok sevindirici bir gelişmedir ve daha da gelişeceğine inanıyorum.O yıllarda en çok sıkıntısı çekilen konuların başında gelen bir nokta da yetişmiş teknik eleman buluna-mamasıydı. Teknoloji ve ülke iyi yetişmiş teknik ele-man olmadan ilerleyemez. Bu konu tüm Cumhuri-yet tarihimiz süresince hepimizin önünde duran bir konu idi ve hala canlılığını ve önemini koruyor. Dün metal işleri ya da özel olarak döküm, kaynak konularında çok az olan iyi yetişmiş mühendis ve

teknik elemanlara karşı bugün elbette meslek eği-timleri konusunda çok daha iyi durumdayız. Ama bu yetmez ve yetmiyor da! Onun için Pendik’te Ge-dik Meslek Yüksek Okulu’nu kurdum. Buralarda me-tal işleri, kaynak, döküm teknolojileri konularının öğretilmesinin gençler ve ülke geleceği için önemli olduğuna inandığım için bu bölümlerin okutulma-sına sevindim.

Türk döküm sektörünün bugün geldiği nokta hakkında görüşlerinizi almak isteriz. Sizce ye-terli midir? Veya eksiklerimiz nelerdir?Türk döküm sektörünün bugün geldiği nokta sevin-dirici bir tablo sergiliyor. Okuduğumuza göre 2010 yılında Türkiye döküm üretiminin yüzde 75’i ihraç edilebilmiştir. Bu güzel bir gelişme, ancak Türkiye’ deki toplam olarak yaklaşık bin kadar döküm firma-sının toplam 2,1 milyar Euro’luk bir üretimi olduğu-na göre genel toplam miktarı bana göre olması ge-rekenden az. Türkiye kapasite olarak bundan daha fazla yapabilmeli ve yapmalıdır diye düşünüyorum.Yaklaşık 30 bin kişiye iş imkanı sağlayan bir sektör olarak Türkiye döküm sektörü modern dökümhane yatırımları ile istihdamı artıracak kapasitededir ve biz Gedik Döküm olarak bu ihtiyaca Sakarya Hen-dek 2.OSB’deki 25.000 metrekare kapalı alanlı yeni ve en yeni ekipmanlarla kurduğumuz dökümhane-mizle doğru yönde adım attığımıza inanıyoruz.Türkiye döküm sektörü mensupları geçen yıllarda çok önemli bir gelişme gösterdiler. Bu gelişmenin devam etmesi elbette temel isteğimdir. Yeni is-tihdam alanları yaratmak, ithalatı azaltıp ihracat hedefli çalışmalarda daha fazla ve yeni başarılar kazanmamız gerektiğine inanıyorum. Yani döküm

Halil Kaya Gedik, Gedik Kaynak’ın ilk kurulduğu yıllarda ve daha sonraki dönemde çalışanlarla birlikte...

İÇİMİZDEN BİRİ

Page 74: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201174

ihracatımızda hala eksikliğimiz olduğuna inanıyo-rum. Devletin bu sektörün gerek dış kaynaklı ham-madde temininde gerekse yatırımlarda ve ihracat-ta yeni kolaylıklar getirmesinin bu sektörün daha güçlenmesi anlamda önemli noktalar olduğuna inanıyorum. Ancak otomotiv sanayiye çalışan Türk dökümcüle-rinin uluslararası rekabette son zamanlarda gelişen yeni kriz dönemi söylentileri gerçekleşirse bu kri-zin etkilerine açık olmalarını sektör için bir risk ola-rak görüyorum. Otomotiv sanayi içine gireceği krizi tedarikçi olarak çalışan sektörümüze yansıtacaktır, buna hazırlıklı olmak zor ancak çok önemli.

Ülkemiz sanayinin ve döküm sektörünün gele-ceğini nasıl görüyorsunuz? Firmanızın geleceği ile ilgili planlarınız nasıldır?Ülkemiz sanayisinin geleceğini düne ve bugüne bakarak iyi ve parlak gördüğümü paylaşmak iste-rim. Türk sanayisinin kazandığı alt yapı, ivme ve çe-şitlilik cesaret verici. Burada en kritik nokta tekno-loji üretebilme kabiliyetimizin hala yeterli düzeyde olmaması olarak görüyorum. Avrupa ve diğer ileri teknoloji üreten ülkelerle karşılaştırdığımızda hala yapacak çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.Döküm sektöründe son yılların kapasite sıralaması-na göre ülkelere bakıldığında hala Almanya, İtalya ve Fransa’nın bizden çok önde olduklarını görüyo-ruz. Bizim kapasite anlamında İspanya’yı yakala-dığımızı ya da önüne geçtiğimizi görmek isterim. Yani Avrupa’da ilk üçe girmek hedef olmalı, ancak

bu yüksek teknolojili ve yüksek katma değer geti-ren ürünleri yaparak olmalı diye düşünüyorum.Gedik Döküm olarak biz şimdiye kadar küçük sayı-lacak bir kapasite ile çalışıyorduk ve üretimimizin bir kısmını TERMO markası ile piyasaya sürdüğü-müz vana ürünlerimiz için kullanıyorduk. Buna ar-tan miktarda gene devam edeceğiz.Sakarya- Hendek 2. OSB ‘de kurduğumuz ve yıl ba-şında işletmeye alacağımız yeni kum döküm fab-rikamızla Gedik Döküm olarak kapasitemizi 5 katı-na çıkarıyoruz. Modern ocak, kum hazırlama, kum mikserleri, soğutucuları, kalıp bozma ve sarsak sis-temleri ve temizleme sistemlerimizle ülke döküm sektörünün gücünü artırırken biz de uluslararası rekabet gücümüzü ve yeteneklerimizi artırıyoruz. İhracat hedefli çalışmalarımıza 2011 içerisinde baş-lanıldı ve Avrupa ülkelerinin döküm ihtiyaçlarının bizim sistem ve uzmanlık alanımıza uygun olanla-rına hizmet verme çalışmalarının hızla yürüdüğünü duyuyorum.Yeni tesislerimizde döküm ve talaşlı işlemleri yapıl-mış ürünleri değişik sektörlere sunacağız. Bunun için yatırımlarımızı bu esasta yapıyoruz. Çin ve Hin-distan gibi Uzak Doğu ülkelerinin şimdiye kadar Avrupa firmalarına temin ettiği döküm ürünlerinin bazılarını kapasitemiz ve kalitemiz esasında biz ve-receğiz. Türkiye’nin bu konuda bilinen lojistik ve yüksek kalitesini, üretim esnekliğinin avantajlarını kullanacağız.Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin bu girişi-mini kutlamak isterim.

Halil Kaya Gedik, Gedik Üniversitesi’nin 2011-2012 Akademik Yılı’nın açılış töreninde konuşma yaparken

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 2010 yılında Halil Kaya Gedik’e “Yaşam boyu başarı ödülü”nü takdim ederken

İÇİMİZDEN BİRİ

Page 75: Turkdokum2
Page 76: Turkdokum2

76

ADVERTORIAL

Page 77: Turkdokum2

Türkdöküm 77

ADVERTORIAL

Page 78: Turkdokum2

Ekim - Kasım - Aralık / 201178

HABER

Türkdöküm 5

ADVERTORIAL

Page 79: Turkdokum2

Türkdöküm 79

HABER

Türkdöküm 5

ADVERTORIAL

Page 80: Turkdokum2

ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.

AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.

AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.

ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.

ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş.

AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ

AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş.

AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.

BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş.

BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ.

CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.

COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş.

ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.

ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İMALAT SAN. TİC. A.Ş.

ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.

ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.

DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.

DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.

DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş.

DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.

EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.

EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.

ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.

ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş.

ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.

ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ.

ERKUNT SANAYİ A.Ş.

FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.

GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.

GÜR METAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.

HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.

HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.

İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.

BURSA

ANKARA

İZMİR

İSTANBUL

İSTANBUL

KOCAELİ

İSTANBUL

KONYA

İSTANBUL

KOCAELİ

SAMSUN

ANKARA

KOCAELİ

İSTANBUL

İSTANBUL

İZMİR

ANKARA

BURSA

BURSA

İZMİR

İZMİR

BURSA

İSTANBUL

İSTANBUL

KIRŞEHİR

MERSİN

ADAPAZARI

KOCAELİ

İZMİR

İZMİR

BURSA

ELAZIĞ

ÇORUM

İSTANBUL

ANKARA

KOCAELİ

BİLECİK

ESKISEHIR

İSTANBUL

ANKARA

KAYSERİ

ANKARA

KOCAELİ

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

TRABZON

TEKİRDAĞ

İSTANBUL

BURSA

KOCAELİ

DÜZCE

KARABÜK

0224 714 82 00

0312 267 18 80

0232 478 18 20

0212 689 04 33

0216 593 03 80

0262 527 23 51

0212 567 51 66

0332 248 25 00

0212 595 10 08

0262 658 97 44

0362 266 88 47

0312 267 04 57

0262 751 21 94

0212 771 51 00

0212 565 60 65

0232 477 18 00

0312 640 11 66

0224 243 11 07

0224 493 26 06

0232 478 10 00

0232 399 10 00

0224 573 42 63

0212 771 45 55

0216 311 14 42

0386 234 80 80

0324 221 84 00

0264 275 48 07

0262 677 46 00

0232 376 72 80

0232 376 87 87

0224 482 29 35

0424 255 50 77

0364 254 90 01

0212 668 18 06

0312 267 05 56

0262 658 10 01

0228 461 58 30

0222 237 57 46

0216 377 01 42

0312 280 86 97

0352 327 27 38

0312 397 25 00

0262 653 42 60

0216 307 12 62

0216 394 33 31

0216 365 94 34

0216 365 10 56

0462 325 50 42

0282 758 10 40

0216 464 70 00

0224 243 16 06

0262 728 13 00

0380 537 52 67

0370 418 22 34

0224 714 87 49

0312 267 18 88

0232 478 18 96

0212 689 01 57

0216 593 03 82

0262 527 28 76

0212 612 90 33

0332 249 40 40

0212 595 16 49

0262 658 97 49

0362 266 67 46

0312 267 04 56

0262 751 21 98

0212 771 51 02

0212 565 61 70

0232 477 18 77

0312 640 11 77

0224 243 21 82

0224 493 26 09

0232 478 10 10

0232 399 10 10

0224 573 42 73

0212 771 20 57

0216 311 10 67

0386 234 83 49

0324 221 50 20

0264 275 14 11

0262 677 46 99

0232 376 72 83

0232 376 85 67

0224 482 29 39

0424 255 56 56

0364 254 90 04

0212 594 73 42

0312 267 05 59

0262 658 10 00

0228 461 58 36

0222 237 26 79

0216 377 01 47

0312 280 86 99

0352 327 29 45

0312 397 25 07

0262 653 41 60

0216 307 28 68

0216 394 32 88

0216 365 29 82

0216 314 19 80

0462 325 50 44

0282 758 10 90

0216 464 70 20

0224 243 13 20

0262 728 13 08

0380 537 52 68

0370 424 36 81

www.adarad.com.tr

www.akdas.com.tr

www.akdokum.com.tr

www.akmandokum.com

www.akmetal.com

www.anadoludokum.com.tr

www.araldokum.com.tr

www.ardemir.com

www.ardoksan.com

www.arpek.com.tr

www.ascelikltd.com

www.aydokum.com

www.ayhanmetal.com.tr

www.ayzerdokum.com

www.bilgedokum.com

www.bmc.com.tr

www.borancelik.com

www.burcelik.com.tr

www.burdoksan.com

www.cevherdokum.com

www.cms.com.tr

www.componenta.com

www.celikgranul.com

www.celikel.com

www.cemas.com.tr

www.cimsatas.com

www.daloglu.com

www.demisas.com.tr

www.denizcast.com

www.dirinlerdokum.com

www.dogrudokum.com

www.dogudokum.com.tr

www.duduoglu.com.tr

www.duyarvalve.com

www.ekstrametal.com.tr

www.eku.com.tr

www.odoksan.com.tr

www.entil.com

www.erdokum.com

www.ergenekon.com.tr

www.erginmodel.com

www.erkunt.com.tr

www.ferrodokum.com.tr

www.gedikdokum.com.tr

www.gurmetal.com.tr

www.gpdpress.com

www.haytas.com.tr

www.hekimogludokum.com

www.hattatholding.com

www.hisarcelik.com

www.igrek.com.tr

www.istanbuldokum.com

www.karamandokum.com

www.kardokmak.com.tr

TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARIŞEHİRFİRMA ADI

Page 81: Turkdokum2

KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ A.Ş.

MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş.

MENSAN OTOMOTİV MAK. ASK. SAN. TİC. A.Ş.

MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş.

MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş.

NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.,

ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.

ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.

RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.

SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.

SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

SİLVAN SANAYİ A.Ş.

SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.

ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.

TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.

TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.

TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TIC. A.Ş.

ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.

ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.

YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.

5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.

ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.

AMCOL MİNERAL MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.

AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.

BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.

ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.

ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.

EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER SAN TİC. A.Ş

EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.

EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.

FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.

FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.

HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.

INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİST. SAN. A.Ş.

INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.

KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.

KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.

LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.

MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.

MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.

META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.

METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.

NUROL TEKNOLOJİ SAN. MAD. TİC. A.Ş. (POTERN)

SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.

UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş.

KATILIMCI ÜYELER

TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI

KAYSERİ

ÇORUM

KOCAELİ

MALATYA

ANKARA

MANİSA

İSTANBUL

İSTANBUL

KONYA

KONYA

İSTANBUL

İSTANBUL

ADANA

ANKARA

İZMİR

MANİSA

SAMSUN

İSTANBUL

İSTANBUL

İZMİR

İZMİR

İZMİR

ELAZIĞ

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

ANKARA

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İZMİR

İSTANBUL

MANİSA

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

KOCAELİ

ANKARA

ANKARA

KOCAELİ

İSTANBUL

KARABÜK

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

İSTANBUL

ANKARA

İSTANBUL

İSTANBUL

BURSA

0216 527 83 54

0212 296 46 07

0216 414 96 16

0216 410 00 60

0232 433 72 30

0212 275 57 13

0236 233 23 20

0212 446 41 21

0212 325 96 60

0216 573 38 88

0212 275 33 00

0262 677 10 50

0312 439 67 92

0312 267 08 88

0262 646 34 24

0216 688 44 10

0370 424 10 50

0216 593 09 57

0216 593 13 61

0216 557 64 00

0216 447 29 55

0212 270 07 08

0216 411 69 16

0312 278 02 78

0216 380 36 18

0216 399 98 68

0224 573 88 72

0216 527 85 24

0212 230 24 64

0216 414 96 20

0216 410 00 90

0232 457 37 69

0212 347 87 07

0236 233 23 23

0212 447 36 00

0212 283 77 78

0216 573 06 28

0212 275 11 42

0262 677 10 60

0312 439 67 66

0312 267 08 87

0262 646 29 62

0216 688 44 09

0370 415 66 50

0216 593 09 59

0216 593 13 62

0216 557 64 00

0216 447 29 69

0212 270 08 88

0216 363 60 73

0312 278 02 76

0216 416 91 59

0216 442 11 90

0224 573 74 93

0352 321 12 57

0364 235 03 16

0262 754 51 77

0422 237 50 62

0312 267 45 75

0236 213 02 30

0216 364 32 12

0212 886 90 00

0332 239 18 72

0332 239 12 41

0216 593 11 61

0212 485 48 74

0322 441 07 07

0312 267 41 61

0232 479 03 53

0236 213 08 86

0362 266 51 60

0216 394 23 52

0216 399 15 55

0232 877 02 12

0232 437 01 83

0232 877 21 23

0424 255 55 60

0216 544 36 00

0212 315 52 40

0216 499 46 46

0216 394 03 90

0312 641 31 83

0352 321 11 94

0364 235 03 20

0262 754 51 80

0422 237 50 47

0312 267 57 02

0236 213 02 29

0216 415 74 51

0212 886 54 57

0332 239 18 76

0332 239 12 43

0216 593 05 15

0212 485 48 73

0322 441 14 14

0312 267 51 61

0232 479 05 16

0236 213 08 08

0362 266 51 62

0216 394 23 55

0216 383 31 38

0232 877 02 17

0232 437 01 85

0232 877 21 24

0424 255 55 63

0216 544 36 06

0212 274 01 12

0216 499 46 50

0216 591 08 79

0312 641 31 82

www.kaydoksan.com.tr

www.kizilirmakdokum.com

www.korfezdokum.com

www.mimmetal.net

www.me-das.com.tr

www.mensanotomotiv.com.tr

www.mertdokum.com.tr

www.mesdokum.com.tr

www.mesamakina.com.tr

www.motusdokum.com

www.normsan.com

www.onmetal.com.tr

www.ozgumus.com.tr

www.ozguvendokum.com

www.pinardokum.com.tr

www.rubapresdokum.com

www.samsunmakina.com.tr

www.serpahassasdokum.com

www.silvansanayi.com

www.superpar.com

www.sahindokum.com

www.senkaya.com

www.tancelik.com

www.toscelikgranul.com.tr

www.trakyadokum.com.tr

www.umitdokum.com.tr

www.unimetal.com.tr

www.yazkan.com.tr

www.5mtr.com

www.acarermetal.com

www.amcol.com.tr

www.aveks.com.tr

www.bilginoglu-endustri.com.tr

www.celiktassilis.com

www.cukurovakimya.com.tr

www.eges.com.tr

[email protected]

www.expert.com.tr

www.dokumizabe.com

www.foseco.com.tr

www.ankiros.com

www.electro-nite.com

www.inductotherm.com.tr

[email protected]

www.kadioglumaden.com.tr

www.kumsandokum.com.tr

www.lma.com.tr

www.magmasoft.com.tr

www.marmarametal.com

www.metamak.com.tr

www.metkoha.com

www.nurol.com.tr

www.silvanticaret.com

www.unikon.com.tr

www.yilkanchaplet.com

ŞEHİRFİRMA ADI

Page 82: Turkdokum2

Döküm Hataları Atlası:

Amerikan Dökümcüler Birliği – AFS, American Foundrymen’s Society – Dökümcülü-ğün önemli yayınlarından biri olan Döküm Hataları Atlası’nın Amerika Birleşik Dev-letleri dışında tercüme edilerek yayınlanması hakkını ilk defa ve sadece Türkiye için TÜDÖKSAD‘a verdi. Yayın izninin alınması, derneğimiz üyelerinden Componenta Döktaş’ın tecrübeli kadrosundan 25 mühendis ile yapılan tercüme, redaksiyon ve ta-sarım çalışmaları için olağanüstü gayretler sarf edilerek çalışma Türk Döküm Sanayiine kazandırıldı.Bu yayın, her dökümcünün, metalurji, makine mühendisinin ve sektörde çalışan her-kes için önemli bir başvuru kaynağı.Kitabın orjinali ABD’de AFS üyelerine 90 dolara fiyatla satılmakta. Telif ücretinin öden-memesi, tercüme ve dizgi çalışmalarının gönüllü olarak gerçekleştirilmiş olması bu kitabın maliyetini düşürdü.TÜDÖKSAD Yayın Komitesi’nin aldığı karar ile Döküm Hataları Atlası Türkçe Baskısı ba-ğış karşılığı dağıtılacak.

Alüminyum Döküm Teknolojisi :

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından yayınlanan ve sektörde ilk Türkçe Kaynak yayın olan “Alüminyum Döküm Teknolojisi” adlı kitap Naci Onat tarafından derlenerek dernekte yayına hazır hale getirildi. 320 sayfalık eser sektör için önemli bir kaynak olarak hizmet edecek.

Fiyatı: 100 TLTÜDÖKSAD üyeleri için 50 TL Anadolu Dökümün Beşiği (Anatolia Cradle of Castings)

Pik Dökümünden Atatürk Rölyefi (Siyah 40*30 cm)

Fiyatı:100 TL

Fiyatı:100 TL

Fiyatı:100 TL

Teknik Seminer Kayıtları:

-CGI Teknolojisi, Sfero ve Aşılama Teknolojileri, Türbin Döküm Teknikleri Dr.Milan Lampic ve Dr. Torbjorn Skaland

- Yolluk ve Besleyiciler, iyi dökümün 10 kuralı Prof. John Campbell

Toplam 8 DVD fiyatı: 50 TL

Toplam 4 kitap ve 2 CDfiyatı: 200 TL

Diğer Yayınlar:

-Malzeme Bilgisi Kitabı (Yük. Müh. Günnur DİKEÇ)-Döküm Bilgileri Kitabı-Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildiriler Kitabı (1999)-Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildirileri CD (2001)-66. Dünya Döküm Kongresi Bildiriler Kitabı ( 2004 / 2 Cilt )-Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Bildirileri CD (2006)

TÜDÖKSAD YAYINLARI

Almak istediğiniz yayını, cd ve dvd ile Atatürk Rölyefi bedellerini TÜDÖKSAD banka hesabına yatırdıktan sonra dekontu 0212-213 06 31 numaraya fakslayınız. Eğer üye değilseniz teslim adresinizi de belirterek – faksladığınız takdirde kitaplar kargo ile sizlere ulaştırılacak.

Banka Hesap Numaraları:Garanti Bankası Esentepe Şubesi (347) 620 00 27 (TL)

Akbank Yıldız Posta Cd. Şubesi (420) 176 58 6 (TL)Ziraat Bankası Gayrettepe Şubesi (915) 627 30 86-5001 (TL)

Page 83: Turkdokum2
Page 84: Turkdokum2