Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TURNET yakında hizmete açılıyor
Türkiye Internet omurgasını
oluşturacak olan TURNET ile ilgili
sözleşme Türk Telekomünikasyon A.Ş.
(TO Yönetim Kurulu'nda görüşüldü ve
onaylandı. TT ile Sprint-ODTÜ-SatKo
konsorsiyumu arasında sözleşmeyle ilgili
imza töreni ise 1 Mart 1996 tarihinde
Ankara'da yapıldı.
Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber
kamuoyunun merakla beklediği
ücretlendirmeler de belli oldu. Kiralık
hattın üzerinden geçirilen trafikten
bağımsız ve trafik bazlı olmak üzere 2
kategoride yapılan tarifelendirmede ücretler bağlantı şekline göre de
değişiyor. Ayrıca akademik kuruluşlara
Internet bağlantıları için yüzde 20,
kiralık hat fiyatlarında da yüzde 50
oranında bir indirim yapılacağı
öğrenildi.
Öte yandan, TURNET
konsorsiyumunda yer alan SatKo'dan
Hasan Çolakoğlu, İstanbul'da Sun
Microsystems tarafından düzenlenen
Internet konferansında, konsorsiyumun
Internet'te sansür konusuna olumsuz
baktığını bildirerek, "Biz olduğumuz
sürece Türkiye'de Internet sansür
edilemez" dedi.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
Türkiye BT pazarı yüzde 55.5 büyüdü İnterpro Pazar Araştırma Mer-
kezi'nce yayınlanan 1995 Türki
ye BT Pazan Ön Raporu'na gö
re BT pazarında 1995'te 950.9
milyon dolar gelir elde edildi.
Bu rakam 1994'ün yüzde 55.5
üzerinde. Pazarda en büyük ar
tış PC gelirlerinde görüldü. 1995
yılı PC satış gelirleri bir önceki
yıla göre yüzde 78 artarak 302.8
milyon dolar oldu. 1995 yılında
satılan PC sayısı ise, 183 bin 959
olarak açıklandı. En çok satılan
ilk üç marka ise sırası ile şöyle:
IBM, Escort, HP.
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
Internet'te güvenli alışveriş
için ilk adımlar Internet üzerinden güvenli bir
şekilde elektronik ticaret yapabil
mek için bir süredir kredi kartı
şirketleri ve bilgisayar endüstrisi
ortak hareket ediyor. Visa ve Mic-
rosoft'un, 1994 yılından beri In
ternet'te güvenli alışverişin stan
dartlarını oluşturma çalışmalarının
sonucu olan, Security Electronic
Transactions adı verilen standart
lar topluluğunun duyurusu yapıl
dı. 2000 yılında dünyada 200 mil
yar dolarlık elektronik alışveriş
yapılması bekleniyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
Bu sayıda...
• Microsoft, Windows
NT Server tanıtım
semineri
(Sayfa 8)
• İ.Ü. Internet üzerinde
veri bankası oluşturuyor
(Sayfa 10)
• TEAŞ'ın 1995 yılı BT
yatırımı 62 milyar TL
(Sayfa 11)
• Bir sonraki işlemciniz
hangisi olacak?
(Sayfa 12-13)
• Patatesten yarıiletkene
(Sayfa 14)
• Apple'da Amelio
dönemi
(Sayfa 15)
• Digital Alpha
Wonderland'in
katılımcıları belli oldu
(Sayfa 16)
• Yeni ürünler
(Sayfa 18)
• Logo, dağıtım
kanalında uzmanlıklar
oluşturdu
(Arka sayfa)
• Sun, Internet'te
kararlı
(Arka sayfa)
SSK ve TAI, BT şirketi kuruyor Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ile
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.
(TAI) bir bilgisayar ihtisas şirketi kuru
yor. SSK'run kuruluş yasası gereği Ba
kanlar Kurulu onayı gerektiren bu şir
ketin kuruluş çalışmaları için ise yeni
hükümetin kurulması bekleniyor. Söz
konusu şirket, ağırlıklı olarak SSK'ya
hizmet vereceği gibi diğer kamu kuru
luşlarının bilgi teknolojisiyle ilgili talep
lerini de karşılayacak. SSK Bilgi İşlem
Daire Başkanı Fatih Atabek, öncelikle
bu şirketin bütün kamu kuruluşlarında
yaşanan personel sorununa bir çözüm
getireceğini söyledi.
Öte yandan kamuda ilk defa gerçek
leşen bir uygulamayla klasik bir müte
ahhit sözleşme
si, yani anahtar
teslimi bir ihale
y a p ı l m a d a n
SSK, Bilgi İş
lem Merke-
zi'nde çalıştırıl
mak üzere ihti
yacı olan tek
nik personeli
TAI'den hiz
met alımı şeklinde karşılamaya başladı.
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
Anabilgisayarlar
ölmüyor Sistem küçültme yaklaşımlarının
yoğun olarak konuşulmaya başlama
sıyla anabilgisayar pazarının önemli
ölçüde kan kaybedeceği yorumlan
şimdilik geçersiz kaldı. Türkiye BT
sektöründe -her ne kadar büyük
oranda saüş olmasa da- anabilgisa-
yarların pazarını koruduğu gözleni
yor. Önümüzdeki yıllarda ortaboy
sistemlerin kullanımının artmasıyla
birlikte büyük sistemlerin kimlik de
ğişimine uğraması, yüksek seviyeli
sunucu sistemler olarak anılması söz
konusu.
(Ayrıntılı haber sayfa 6-7de)
2 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
Internet'te güvenli alışveriş için ilk adımlar NURAY ÖZKAN Internet üzerinden güvenli bir şekilde elektronik ticaret
yapabilmek için bir süredir kredi kartı şirketleri ve
bilgisayar endüstrisi ortak hareket ediyor. Visa ve
Microsoft'un, 1994 yılından beri Internet'te güvenli
alışverişin standartlarını oluşturma çalışmalarının sonuçlan
bugünlerde açıklandı. Şirketler, Security Electronic
Transactions adı verilen standartlar topluluğunun
duyurusunu yaptı.
uslararası bilgisayar ağları
üzerinden bilgi alışverişi dü
nün en çok konuşulan konu
suydu. Bugün ise bu ağlar üzerin
den alışveriş olanaklarının gelişti
rilmesi yönünde projeler yürütülü
yor. ABD'de Internet üzerinden
elektronik ticaretin standartlarının
belirlenmesi konusunda bir yan
dan hukuki mevzuatın oluşturul
masına çalışılırken, öte yandan uy
gulamanın teknik açıdan gerçek
leştirilebilmesi için bilgisayar şir
ketleri ve kredi kartı şirketleri işbir
liği yapıyor.
Bugün Internet üzerinden elekt
ronik ticaret yapılabilmesinin
önündeki en önemli sorunun gü
venlik olduğu şüphe götürmez. In
ternet'te alışveriş uygulamalannın
hız kazanabilmesi için güvenlik so
rununun çözümlenmesi üzerinde
çalışan şirketler, bu sağlandığı tak
dirde özellikle ev bankacılığının
büyük bir ivme kazanacağı görü
şünde birleşiyor.
Visa International ve Microsoft,
bir süredir üzerinde çalıştıkları Se
curity Electronic Transactions
(SET) projesini 14 Şubat 1996 tari
hinde duyurdu. Visa ve Microsoft,
bu projede finans kurumlan (ban
kalar) için ev bankacılığına çözüm
getirmede işbirliğine gittiklerini
açıkladılar. Her iki şirket de finans
kurumlarına ev bankacılığı prog
ramlarını geliştirmeleri için teklif
getiriyorlar.
Visa Türkiye Müdürü Kamuran
inönü, söz konusu anlaşma için şu
bilgileri verdi: "Visa, MasterCard ve
Microsoft, 1994 yılından beri banka
müşterisine POS uygulamaları ka-
dar güvenli bir ortam sunmak, kart
hamilinin, sanal elektronik plazada
çok rahat ve güvenli bir alışveriş
yapmasını sağlamak için bir süre
dir ortak birtakım standartlar belir
leme konusunda çalışıyordu. So
nuçta Security Electronic Transacti
ons (SET) adı verilen ortak stan
dartlar topluluğu oluşturularak
1 9 9 5 yılının Eylül ayında Visa'nın
Internet'teki home page'ine konul
du. Geliştirilen standartlar konu
sunda birtakım pilot çalışmalar,
testler yapıldı. Sonuçta sistemin
sağlıklı çalıştığı görüldü. Ortak
standartlar oluşturma ile ilgili ger
çek anlamdaki testler ise bu yıl
içinde yapılacak. Bankaların bu se
ti müşterilerine sunmaları ise,
1996'nın son çeyreğinde planlanı
yor."
Microsoft ve Visa'nın işbirliği,
bankalar ve müşterileri arasında
elektronik bağlantıyı tek bir kanal
dan sağlamayı içeriyor. Ev banka
cılığı ve tamamıyla elektronik fatu
ra ödeme sistemleri için artan tale
bi karşılamak ve finans kurumları
nın çeşitli gereksinimlerini yerine
getirmek için Microsoft'un kişisel
finans yazılımı Microsoft Money ve
Visa'nın uzaktan bankacılık işlem
leri ve fatura ödeme hizmetleri bir
leştiriliyor. Microsoft'tan yapılan
açıklamaya göre, bu konuda pa
tenti yeni alınan ve finans kurum
larıyla müşterileri elektronik olarak
bağlayan Visa ePay sisteminden
yararlanılabilmek amaçlanıyor. Bu
sistem, eşzamanlı fatura ödemeleri
için eksiksiz, uçtan uca elektronik
bir ağ yaratıyor. Anlaşmanın, tüke
ticinin ev bankacılığı ve elektronik
fatura ödeme olgusuna alışmasını
artırması bekleniyor.
2000 yılında, 200 milyar
dolarlık elektronik alışveriş
Özellikle güvenli alışveriş stan
dartlarının oluşturulup oturması
durumunda bilgisayar ağları üze
rinde 2000'li yıllar için ilginç ra
kamlar telaffuz ediliyor. Geçtiğimiz
yıl elektronik ticaret anlamında 500
milyon dolarlık bir mal ve hizmet
alışverişi söz konusu olmuş. Kamu
ran İnönü, 2000 yılına gelindiğinde
bilgisayar ağları üzerinde bütün
dünyada 200 milyar dolarlık bir
harcamanın yapılacağının öngörül
düğünü açıklıyor.
Vehbi Koç, bilgi teknolojisi
sektöründe de önderdi Geçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi
sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü
ismi işadamı Vehbi Koç, birçok kuruluşa ve
vakfa öncülük ettiği gibi Türkiye BT
sektöründe de ilklere imza attı. 95 yaşında
hayata veda eden Vehbi Koç, Türk BT
sektörünün kilometre taşlanndan biri olan
Koç-Unisys'in de kurucusuydu.
Koç-Unisys'in temelleri 1945 yılında,
ABD'nin Burroughs şirketiyle imzaladığı
temsilcilik anlaşması ile atılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminin
hemen ardından, dünyada ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir
dönemin başlayacağını öngören Vehbi Koç, Koç Grubu'nun önde
gelen yetkililerini toplantıya çağırıyor ve şöyle diyor*: "Beyler! Yeni
bir döneme giriyoruz. ABD ile meydana getireceğimiz ticari
münasebetler bizim için büyük önem arzediyor. Göreviniz,
Amerika'ya gidip ticari mümessillik anlaşmasını imzalamaktır."
Bu direktif doğrultusunda ABD şirketleri ile temsilcilik çalışmaları
başlıyor. O zamanlar adı Koç Ticaret A.Ş. olan şirket, bugünkü
bilgisayarların atalan sayılan mekanik muhasebe cihazları ve büro
malzemeleri alanında faaliyet gösteren Burroughs şirketinin
temsilcisi oluyor ve bugünkü Koç-Unisys şirketinin de temelini
atıyor.
BT/haber gazetesi olarak, BT sektörüne büyük katkıları bulunan
Koç-Unisys'in kurucusu değerli işadamı Vehbi Koç'u rahmetle anıyor
ve tüm Türkiye'ye başsağlığı diliyoruz.
'Koç-Unisys yayını olan Erişim Dergisi'nin 50. yıl özel sayısından alınmıştır.
SEt'in yararlan
Visa ve Microsoft'un ortak
standartlar sistemi Security
Electronic Transactions'ın
sağladığı yararlar şöyle
belirtiliyor:
/ Bu uygulama bankanın
ödeme sistemi üzerindeki
kontrolünü sağlar. Örneğin,
banka-müşteri ilişkisini
korur, bankanın ödeme sis
temindeki kilit rolünü korur.
Bankanın uzaktan ban
kacılık aktivitelerini artırır.
/ Bankanın müşterileriy
le ilişkisini artırır. Örneğin,
müşteriye özel ve müşteriye
tescilli bir PC bankacılığı
hizmeti sunar. Müşterinin
hesap bilgilerini korur ve
saklar. Bankanın elektronik
posta, evden alışveriş gibi
geliştirilmiş servisler oluştur
masına yardımcı olur.
4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber 3
Türkiye BT pazarı
yüzde 55.5 büyüdü
İnterpro Pazar Araştırma
Merkezi'nce yayınlanan
1995 Türkiye BT Pazan
Ön Raporu'na göre 1995'te
Türkiye BT pazarı 1994'e
göre yüzde 55.5 büyüyerek,
950.9 milyon dolar oldu. Pa
zarda en fazla artış PC satış
gelirlerinde gerçekleşti
(%78.4).
Bir önceki yıla göre tüm
gelir kalemlerinde artış yaşa
nan 1995 yılında, sanırız PC
satış gelirlerinin etkisi ile en
fazla artış donanım gelirle
rinde gözleniyor (Tablo 1).
Donanım gelirlerini yüzde
55'lik artış ile yazılım gelirle
ri izlerken, hizmet gelirlerin
de bir önceki yıla göre yak
laşık yüzde 29'luk büyüme
görülüyor. 1995 yılında bir
önceki yıla göre satış gelirle
rinde en az artış ise, tüketim
malzemelerinde yaşanıyor
(% 18).
1995'te 184 bin adet PC satıldı
Raporda, 1995 yılı içinde
satılan PC adedinin 183 bin
959 olduğu belirtiliyor (Tab
lo 2). PC satışları 1994'e gö
re yüzde 72.2 artmış durum
da. Yine aynı raporun verile
rine göre, 1995'te en çok PC
satışım IBM gerçekleştirdi
(23 bin 962 adet).
Daha sonra sırasıyla Es
cort (19,000 adet) ve Hew
lett-Packard (18,012 adet) en
çok PC satışı gerçekleştiren
markalar arasında yer alıyor.
1994'te 3 bin 642 PC satan
HP, 1995 yılında satışım bir
önceki yıla göre en çok artı
ran marka oldu.
1995 yılı PC satış gelirleri
de bir önceki yıla göre yüz
de 78.43'lük artış ile 302.8
milyon dolar oldu.
1995,1993'ün de üzerine çıktı
1995 yılı verilerinin eko
nomik anlamda kötü bir yıl
olan 1994 ile karşılaştırıldı
ğında, iyi sonuçlar alınması
doğal sayılabilir. Ancak,
1995 yılı BT pazan büyüklü
ğü, Türkiye BT sektörünün
büyüme kaydettiği 1993 yılı-
nın da üzerine çıktı. İnterpro
Pazar Araştırma Merkezi ve
rilerine göre, 1995 yılı BT
pazan büyüklüğü, 1993 yılı
nın yüzde 5.5 üzerinde. Satış
gelirlerinin türleri açısından
1995i 1993 ile karşılaştırdığı
mızda, bu kez en fazla artış
hizmet gelirlerinde görülü
yor. Hizmet gelirleri 1995 yı
lında, 1993'e göre yüzde
17.7 artış gösteriyor. İkinci
sırada ise yaklaşık yüzde
12'lik artış ile yazılım gelirle
ri yer alıyor.
İçeriğinde, ithalat, ürün
ve hizmet gruplanna göre
satış adet ve gelirlerinin bu
lunduğu 1995 Türkiye BT
Pazan Ön Raporu, belli bir
bedel karşılığı İnterpro Pa
zar Araştırma Merkezi'nden
edinilebilir. 1995 Türkiye BT
Pazan kesin raporu ise Tem
muz ayında yayınlanacak.
Türkiye BT pazarında
1995'te 950.9 milyon
dolar gelir elde edildi.
Bu rakam 1994'ün
yüzde 55.5 üzerinde.
TİTİZCE
M. TINAZ TİTİZ
TV ekranları ve demokratik katılım!
Toplumumuzun tepkisiz olduğu öteden
beri söylenir. Gerçekten de basit bir göz
lem dahi bu yargının doğruluğunu gösterir.
Ancak, buradaki "tepki" kavramının doğru
anlaşılması gerekir. Aksi halde, birisine kızıp
kızıp da uzun süre bekledikten sonra bir gün
çekip o kişiyi vuran insanın koyduğu tepki
ile, bir yurttaşlık görevi ve hakkı olan de
mokratik tepkiyi birbirine karıştırma tehlike
si doğar.
İnsanlarımızın -genelde- demokratik tep
ki göstermede yetersiz olmalarının çok sayı
da nedeni olduğu, bunlar giderilmeksizin
tepki gösterebilen bir topluma erişmenin im
kansız olduğunu biliyoruz. Ama aynı za
manda şunu da biliyoruz ki, tepki gösterimi
ni engelleyen nedenler ortadan kalksa dahi,
doğru tepki örneklerinin ortaya konulması,
bir anlamda bir yaygın eğitim uygulanması
da gerekmektedir.
Tepkisizliğe yol açan çeşitli nedenlerin
hiç olmazsa bir bölümünün giderek ortadan
kalktığını ya da daha az etkili olduğunu söy
leyebiliriz. Ortalama eğitim düzeyinin art
ması, medya araçlarının yaygınlaşarak bir
çeşit ombudsman işlevi üstlenmesi -doğru
ya da eğri biçimde de olsa- gibi gelişmeler,
tepkisizlik nedenlerini azaltıyor. Ama bütün
bunlar, iyi örneklere olan ihtiyacın yerini tu
tamaz.
Belediyelerin, yerine getirmek durumun
da oldukları çeşitli hizmetlerin yapılış dü
zeyleri hakkında geri-besleme bilgileri al
maksızın düzgün hizmet verebilmeleri im
kansızdır. Bu nedenle her belediye (hatta
her kamu ve özel kesim kuruluşu), birer şi
kayet sistemi kurmak gereğini duymalıdır.
En genel anlamda "müşteriler"ine daha iyi
hizmet verebilmekten çok, kendi perfor
manslarını ölçebilmek, işlerini iyi planlaya
bilmek için!
Benzer şekilde, trafik düzenini sağlaya
bilmek için de şikayet sistemlerine ihtiyaç
vardır.
Toplum yaşamının çoğu kesitine yaygın-
laştırılabilecek olan "şikayet sistemleri", as
lında demokratik tepki mekanizmalarının en
yararlı olanlarındandır.
Bir kural olarak, bir mal ya da hizmet üre
tip sunan tüm kişi ya da kuruluşlar, "müşte-
riler"inin, sunulan bu mal ya da hizmetler
den memnuniyet düzeylerini ölçebilecek bi
rer sistem de kurmak zorundadırlar. Bu sis
temler, aynı zamanda insanlann demokratik
tepkilerini geliştirebilecek birer eğitim kuru
mudurlar.
İnsanlarımızın yaşamında önemli bir yer
tutan, onlara -iyi ya da kötü- hizmet ürünle
ri sunan TV kanalları da bu kurala uymak
zorundadırlar. Zaman zaman ekranların alt
larında birer bant biçiminde reklamlar ya da
flaş haber başlıkları izleriz. Buna benzer bi
çimde, o an yayınlanan program hakkında
olumlu ya da olumsuz tepkilerin iletilebile
ceği birer faks ve telefon numarası, hatta
program yapımcısının adı verilebilir.
Böyle bir uygulamanın, TV kuruluşlarının
iş yükünü artırabileceği, her telefon ya da
faksa yanıt vermeye kalkılsa ayrı bir görevli
ordusu bulundurmak gerektiği ileri sürülebi
lir. Bu konunun "nasıl" yanıdır ve çözüm
lenmesi nispeten daha kolaydır.
Önüne konulan yemeği itirazsız yemeye
koşullandırılmış insanımıza böyle bir imkan
sunulduğu takdirde, olumlu ya da olumsuz
tepkilerini dile getirme konusunda müthiş
bir yol açılmış olacaktır.
Bu tür bir uygulama diğer yandan, "ra
ting" denilen ve programların izlenilirliğini
ölçtüğü söylenen sistemden çok daha güve
nilir bir değerlendirme sistemi olacaktır.
BT/haber, bunu bir kampanya haline dö
nüştürebilir. Hele TV kanallarından birisiyle
anlaşır ve uygulamayı başlatırsa, diğer kanal
lar ister istemez bunu taklit etmek zorunda
kalacaklardır. Unutulmamalıdır ki taklit tak
dirin en içten ifadesidir. Bu kampanya
BT/haber'in de prestijini artıracak, bundan
sonra uygulamak isteyebileceği kampanya
lar için uygun bir iklim hazırlanmış olacaktır.
haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
HARMAN
M . S İ N A N O Y M A C I Trio Çözümevi Yönetici Ortağı
Plan, program
Diyelim ki, evinize veya işyerinize bir eşya almaya karar verdiniz. Ne yaparsı
nız? Ölçü alır, ondan sonra aldığınız ölçülere göre eşya aramaya çıkarsınız.
Dekorasyon değişikliği yapmaya karar
verdiniz. Ya zevkine güvendiğiniz bir arka
daşınıza danışırsınız, bir iç mimara işi verir
siniz, ya da kendi kendinize operasyonu tamamlamaya çalışırsınız.
Peki, bir bina yaptırmak istiyorsunuz. Arsayı bulduktan sonra, plan hazırlatır, onaylatır ve binanın yapımına başlatırsınız. Hatta, sizin düşündüğünüz yapının, arsaya uygunluğu da kontrol edilir. Bina bittikten sonra, bu binanın üçüncü katını beğenmedim, yıkıp tekrar yapalım diyebilir misiniz? Hiç zannetmiyorum.
Bilgi işlem sistemi satın almaya karar verdiniz. En büyük kapasiteli, en son sistem cihazları alıp, işletmenize koydunuz. Acaba işinize yarayacak mı, gerçekten düşündünüz mü? Yapılacak işe uygun gelmediyse, kapasiteyi arttırmaya çalışırsınız, kötümser olursak, sistemi değiştirirsiniz. Zaman ve para kaybı. Niçin baştan planlayarak yola çıkmadınız? Bu tür planı siz hazırlayamasanız bile, sizin için hazırlayacak bir firma bulmalısınız.
İşletmenize uygun yazılım aradınız ve bulamadınız. Özel yazdırmaya karar verdiniz. Hemen bir iki toplantıda neler istediğinizi anlattınız ve proje şirketi üretime başladı. Ancak, aralarda yapılan toplantılarda, sürekli aklınıza birşeyler geliyor, eklenmesi gerekli detaylar havada uçuşuyor. Böyle bir projenin ne kadar sağlıklı çalışacağını düşünüyorsunuz. Bir adım daha ileriye gidersek, proje bitti. Ancak, projenin hazırlanma sürecinde, pazara daha güzel araçlar sunuldu. Yazılımın yeni sürümünü hemen hazırlatmaya başlar mısınız?
Önce sistem analizini tamamlatıp, karşılıklı mutabakata vararak projeyi başlatmak gerekli. Sistem analizini tamamladığınızda, işlerinizin bittiğini sanmayın. Yazılımcı şirketler her zaman, geliştirme aşamasındaki proje ortaya çıktıkça, biz böyle ifade etmek istememiştik diyecek kullanıcılarla karşı karşıya kalabilir. Projenin geliştirme aşamasında akla gelebilecek ekleri, altyapı çalışmaları aksatılmadan, proje tesliminden sonra hazırlanacak sürüme kaydırmalıyız. Öncelik, temel sistemin çalışmaya başlaması olmalı. Altyapı hazır olduktan sonra, bu temelin üstüne çok bina inşa edersiniz.
Yaşantımızdaki tüm diğer işlerimizde
davrandığımız kadar, düzenli ve/veya dü
zensiz davranışlarımızı, bilgi işlem teknolo
jilerine de uygulayabilsek, hayatımız ne kadar kolaylaşacak.
* * * * *
Yazılara bir hafta ara verince, aynı yazı
da iki filme yer vermek gerekti.
İlki, David Fincher filmi olan ve Brad Pitt ile Morgan Freeman'in başrollerini paylaştıkları "Seven-7". Filmin korku filmi mi, gerilim filmi mi olduğunu tartışanlar olmasına karşın, bana göre korku filmi değil, şiddet sahneleri çok iyi ayarlanmış bir gerilim filmi. Final sahnesinin çok çarpıcı olduğunu söyleyenlere katılmakla beraber, daha çarpıcı ve ürpertici bir son da yer alabilirdi. Yedi günahı bilmek, bunları nasıl canlandırabileceğini-zi gözler önüne serecek bu film, izlenebilir.
İkinci filmimiz, filmdeki oyunuyla "En iyi erkek oyuncu Oscar ödülü"'ne aday gösterilen John Travolta'nın, Christian Slater ile başrolde yer aldığı, bir John W o o filmi olan "Broken Arrow-Kink Ok". Filmin sadece ilk yarısından, birkaç tane film çıkabilir. İlk kısım bitip ara verildiğinde, kendi kendime, filmin kalan kısmında konuyu nasıl geliştirecekler diye sormadım değil. Ancak, tempo hiç azalmadan devam etti. Tempoyu yüksek tutacak aklınıza gelen hemen her türlü olanak kullanılmış. Yine de, Travolta'nın nasıl olup da, bu filmdeki oyunu ile Oscar 'a aday gösterildiğini anlayamadım. Macera filmlerinden hoşlananların, sıkılmadan izleyebilecekleri bir gösteri. Bittiğinde aklınızda çok şey kalmasa da, izlerken sıkılmıyorsunuz.
* * * * *
Toplantılar ve komite çalışmaları ile ilgili, Harry Chapman'ın öğütlerini aktarmak istiyorum. Harry Chapman, birçok değişik komitede çalışmanın verdiği tecrübeye dayanarak, aşağıdaki kurallar listesini hazırlamış:
- Hiç bir toplantıya zamanında gelmeyin, aksi taktirde herkes size, bu işe yeni başlamış biri gözü ile bakacaktır.
- Toplantının yarısı geçmeden hiç bir şey söylemeyiniz, bu sizin bilge olduğunuzu gösterecektir.
- Mümkün olduğu taktirde arka planda belirsiz kalınız, bu ötekilerin sinirlenmesine mani olur.
- Bir şeye karar veremediğiniz zaman, bir yan komite kurulmasını öneriniz. Komitenin ertelenmesi için de ilk hareket sizden gelmelidir. Bu sizin herkes tarafından tutulmanıza sebep olur. Çünkü, bu zaten herkesin beklediği bir şeydir.
İletişim adresi: E-mail: [email protected]
TURNET sözleşmesi
imzalandı GÜNEŞ KAZDAĞLI Türkiye Internet omurgasını oluşturacak olan
TURNET ile ilgili sözleşme Türk Telekom A.Ş.
(TT) Yönetim Kurulu'nda görüşüldü ve
onaylandı. TT ile Sprint-ODTÜ-SatKo
konsorsiyumu arasında sözleşmeyle ilgili imza
töreni ise 1 Mart 1996 tarihinde yapıldı.
Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber
kamuoyunun merakla beklediği ücretlendirmeler
de belli oldu. Tarifelendirmede ücretler bağlantı
şekline göre de değişiyor.
Türk Telekom A.Ş. (TT)
ile TURNET ihalesini
kazanan ODTÜ-Sprint-
SatKo konsorsiyumu arasın
da yaklaşık 3 aydır devam
eden sözleşme ile ilgili çalış
malar tamamlandı ve sözleş
me TT Yönetim Kurulu'nca
onaylandı. Türkiye'nin Inter
net altyapısını oluşturacak
olan TURNET sözleşmesiyle
ilgili imza töreni ise 1 Mart
1996 tarihinde Ankara'da ya
pıldı.
Başta Servis Sağlayıcı ol
mak isteyen kuruluşlar ol
mak üzere kamuoyunun
merakla beklediği konu,
sözleşmenin tamamlanma
sıyla birlikte açıklanacak
olan ücretlendirmeydi OD
TÜ Bilgi İşlem Daire Baş
kanlığı'ndan Kürşat Çağıltay
kiralık hatlarda üzerinden
geçirilen trafikten bağımsız
ve trafik bazlı olmak üzere 2
ayrı kategoride ücretlendir-
meye gidildiğini söyledi. Al
dığımız bilgiye göre ücret
lendirmeler şu şekilde ola
cak:
* 64 Kbit'lik bir
hatla bağlanan ve
limitsiz kullanım
opsiyonunu seçen
bir kuruluş aylık
yaklaşık 6 bin dolar
ödeyecek. Eğer bu
kuruluş trafik bazlı
kullanımı seçerse
aylık ödeyeceği
miktar 3 bin dolar.
Aylık ücretsiz kulla
nım hakkı dolduk
tan sonra MB başı
na yurtdışı için 1.5
dolar, yurtiçi trafiği
için ise 25 cent öde
mesi gerekiyor. İs
teyen kuruluşlar 64
Kbit'den daha dü
şük hatlar da kirala
yabilecekler. Bu
hatların ücretleri
daha düşük olacak.
* Kişisel dial up
bağlantının aylık
ücreti 30 dolar Bu
ücretin içinde 10-15
saatlik ücretsiz kul
lanım hakkı olacak.
Bu hakkı dolduran
kullanıcı saat başına
1.5 dolar ödeyecek.
* X.25 bağlantısı
nın aylık ücreti ise
300 dolar.
Akademik kuru
luşlara da TURNET
bağlantısında bir
ayrıcalık getiriliyor. Bu kuru
luşlara Internet bağlantıları
için yüzde 20, kiralık hat fi
yatlarında da yüzde 50 ora
nında indirim yapılacağı öğ
renildi.
Ne zaman hizmete girecek?
İstanbul, Ankara ve İz
mir'in 2 Mbit hızla birbirleri-
ne bağlandıkları, yurtdışı çı
kışlarının 512 Kbit'lik hatlar
la İstanbul ve Ankara'dan
yapılacağı TURNET konfigü-
rasyonunun Haziran içinde
hizmete girmesi bekleniyor.
Ancak daha fazla zaman
kaybetmemek için konsorsi
yum ellerinde bulunan mev
cut cihazlarla TURNET hiz
metini hemen vermeyi plan
lıyor. Bu plana göre Ankara
ve İstanbul arası 2
Mbit, yurtdışına çıkışı
da SatKo'nun uydu
hattı üzerinde 256 ya
da 512 Kbit olacak.
İsteyen herkese de
64 Kbit'lik kiralık hat
hemen verilecek.
En geç Haziran
ayında tam kapasite
hizmete girmesi dü
şünülen TURNET'in
erişim hızlannın ge
rektiğinde artırılması
yoluna gidileceği de
yetkililer tarafından
belirtiliyor. Aynca İs
tanbul, Ankara ve İz
mir'den oluşan yurti
çi üçgenine yine ta
lepler doğrultusunda
başka iller de ekle
nebilecek.
Öte yandan, Türk
Telekom'un TURNET
hizmete girdikten
sonra yurtdışı hattı
olan ve bu hatlar
üzerinden Internet
hizmeti veren kuru
luşlara karşı yasal
yaptırımlar uygulama
yoluna gidebileceği
de öğrenildi. Bilindiği
gibi TT bir süre önce
bu tür hizmet veren
kuruluşlara gönderdi
ği bir yazıyla uyanda
bulunmuştu.
Micro-Com yeniden yapılanıyor 1986 yılından beri çalış
malarını sürdüren Micro-
Com Bilgisayar 1996 yılının
başından itibaren başladığı
yeniden yapılanma progra
mına devam ediyor. Satış
Noktası Terminali konusun
da atılan ilk adımlardan son
ra, şimdi de teknik kadro
kurmak amacıyla Teknik
Servis Müdürlüğü'ne Meh
met Durgunsu getirildi. Mar
mara Üniversitesi Makine
Mühendisliği bölümünden
mezun olan ve aynı bölüm
de masterını tamamlayan
Mehmet Durgunsu, daha
önce 4 yıl Gold Bilgisayar'da
ve 1 yıl da Vira Bilgisayar'da
Teknik Servis Müdürlüğü
yapmıştı.
Bunun dışında Micro-
Com yeniden yapılanma
programı çerçevesinde 'Mic
ro Haber' adıyla yeni bir
bülten çıkarmaya başladı.
Bu bülten faks ve posta yo
luyla yaklaşık 1000 son kul
lanıcı ve bilgisayar şirketine
ulaşıyor.
Sun Microsystems ve Gantek'in evsahip-
liğinde 27 Şubat 1996 tarihinde İstan
bul'da düzenlenen Internet konferansına
SatKo'dan Hasan Çolakoğlu da konuşma
cı olarak katıldı. Çolakoğlu, konuşması
nın ardından katılımcılann yoğun soru
yağmuruna tutuldu. Konferansa katılanla-
nn en çok merak ettikleri konular ise,
TURNET'in ücret politikası ile tekel olgu
su idi. Katılımcılar ayrıca, son dönemde
gündemde olan Internet'te sansür konu
sunda da Çolakoğlu'na konsorsiyumun
yaklaşımını sordular. Hasan Çolakoğlu,
konsorsiyumun sansür gibi bir uygulama
sı olmayacağını belirterek, "Biz olduğu
muz sürece Türkiye'de Internet sansür
edilemez" dedi.
Çolakoğlu'nun Türkiye'de Internet ko
nulu konuşmasında, TURNET'in 2-3 hafta
içinde İstanbul ve Ankara'da sınırlı ola
rak, 3 ay içinde de tam kapasite olarak
hizmete açılacağını belirtti. Ücretlendir-
menin de, sözleşmelerinde Türk Telekom
ile yapılacağını söyleyen Çolakoğlu, üc
retlerin üçer aylık belirleneceği ve sözleş
melerin de bu şekilde yapılacağını ifade
etti. Hasan Çolakoğlu ayrıca, şu anda
Internet hizmeti veren (IBM gibi) ya da
verecek olan (SuperOnline gibi) servis
sağlayıcıların yurtdışı bağlantılarını
TURNET üzerinden yapmak zorunda
olduklarını da söyledi. Çolakoğlu, bunu
da Türkiye'de iletişim hizmetlerinin şu
anda Türk Telekom'un tekelinde
olmasına bağladı.
SatKo: Biz varken sansür olmaz
6 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
SÖZ OLA...
NEZİH KULEYİN
Semor A . Ş . Yönetim Kurulu Başkanı
Yazılımı korumayı başardık.
Ya insanlar!
Bilişim sektörü gerçekten büyük bir da
yanışma ve savaşım örneği vererek
program kopyacılığına karşı yürüttüğü sa
vaşı kazandı ve ilk olarak 6 Haziran 1 9 9 1
tarih ve 3 7 5 6 sayılı kanunla Türk C e z a Ka-
nunu'na eklenen 1 1 . bapta "Bilişim Ala
nında Suçlar" başlığı altında yer alan ve
suç olarak öngörülen fiillerle bunların c e
zalarını belirleyen dört madde ( 5 2 5 / a -
525/d) uygulamaya kondu.
Bu maddelerin bir kısmı kopyacılığa
karşı etkin önlemler getirirken özellikle c
ve d maddeleri de bilgisayar kullanılarak
işlenen suçlara karşı yaptırımları içermek
tedir. Yasa genel ruhu itibarı ile ele alındı
ğında yazılımı, bilgisayar sistemlerini ve
bilgisayar kullanılarak işlenme olasılığı
olan suçları cezalandırmayı hedeflemekte
dir.
Gelinen aşama göz önüne alındığında
Türk C e z a Kanunu'na bu maddelerin ek
lenmesi, gerçekten ülkemiz yasalarının
kendilerini gelişen teknolojiye karşı gün
celleştirmeleri açısından oldukça önemli
dir. Yazılım iyelik haklarının savunulması,
yazılımın kopyalanıp kopyalanmadığının
ispatı oldukça zor bir çal ışma olması dola
yısıyla ve bu hakların genelde sanat eserle
rini koruma mantığı içerisinde ele alınma
larından dolayı oldukça büyük zorluklar
içeriyorsa da sonuç olumludur. Bilişim
sektörü yazılımı korumayı başarmıştır.
Şimdi tartışmayı düşündüğümüz konu
nun doğrudan doğruya bilişim sektörü ile
bir ilişkisi yoktur. Fakat tüm toplumu ilgi
lendiren bir konu olarak bir başka boyutu
ile ele alındığında tüm bilişim çalışanlarını
ve çalıştıranlarını doğrudan ilgilendirmek
tedir. Konu, kişi ve ilgili tutanakların kişile
re verdiği zarar ve bu zararları giderici ya
sal önlemlerin alınmamış olmasıdır.
Birçok danışmanlık şirketi kendisinden
istenilen nitelikte e lemanların bitirdiği
okul, teknik bilgi birikimi ve işyeri refe
ransları gibi bilgileri ile kişilikleri ile ilgili
birtakım bilgilere tutanaklarında yer ver
mektedirler. Bu bilgilerin her zaman kişi
hakkında çok olumlu bilgileri içeriyor ol
ması olanaksızdır. Doğallıkla kişiliği hak
kında bazı olumsuz bilgileri içeriyor olabi
lir. Örneğin bir üst düzey banka yöneticisi
için tutulan tutanakta, bu kişi için tüm
olumlu özellikleri yanında olumlu anlam
da mı yoksa olumsuz anlamda mı yazıldı
ğı belli olmayan "paraya aşırı bir ilgisi var
dır" gibi bir ibarenin de not olarak düşül
müş olma olasılığı bugün oldukça yüksek
tir. Bu kişi hakkında araştırma yaparak kişi
yi kendi bankasına almak arzusunda olan
diğer bankanın yönetim kurulu üyelerinin
bu kişiye iş teklifi yapılması konusunda ne
yapması gerektiğine isterseniz hepimiz bir
likte karar verelim.
Özel danışmanlık şirketleri dışında dev
lette tutulan bir takım kişisel bilgilerin var
lığı da herkes tarafından bilinen bir gerçek
tir. Bu kayıtlar birçok kamu kuruluşunda
personel sicil bilgisi olarak, diğer birtakım
kamu kuruluşlarında da güvenlik bilgisi
olarak tutulmaktadır. Her ne biçimde tutu
luyor olursa olsun, aslında bu kayıtların tü
mü kişisel bilgiyi içermektedir. Bu bilgiler
zaman zaman bir insanın yaşamındaki çok
önemli dönemeçlerde başkaları tarafından
çok önemli kararların verilmesine neden
olmaktadır.
Doğru olan, tüm bu bilgilerin bir yasal
ç e r ç e v e d e kişilerin bilgisine açı lması
gerekliliğidir. Yeni bir yasal düzenleme
yapılmalı ve kişiler ile ilgili tüm tutanaklar
kişilerin bilgisine açılmalıdır. Eğer bir
danışmanlık şirketi bir kişi hakkında bir
bilgi tutuyorsa, o bilgi kesinlikle objektif ve
güvenilir kaynaklara dayandırılmalıdır. Bu
kaynakların objektif ve güvenilir olduğu
tarafların tümü tarafından kabul edil
melidir. Mahkeme kararına dayanmayan
hiçbir suçlayıcı tanımlama bu kayıtlarda
yer almamalıdır. Ve her altı ayda bir insan
lar kendileri ile ilgili kayıtları inceleyerek
bu kayıtlarda yanlış bulduklarını düzelttir
me hakkına sahip olmalıdırlar.
Büyük sistemler ölmüyor,
pazarı küçülüyor NURAY ÖZKAN
BT sektöründe downsi
zing (sistem küçültme),
istemci/sunucu (cli
ent/server) mimariler kav
ramları gündeme gelince
anabilgisayar (mainframe)
pazarında tehlike çanları çal
maya başlandığı söylentileri
arttı; bununla da kalmayıp
dinozor resimleriyle süslen
miş 'büyük sistemler ölüyor'
haber ve yorumları yapıldı.
Her ne kadar büyük sistem
üreticisi şirketler bu söylenti
lere aldırmayıp büyük sistem
pazarına yatırım yapmaya
devam ettiyse de son yıllar
da bu pazardan elde edilen
gelirlerde önemli düşüşlerin
yaşandığı bir gerçek. Anabil
gisayar üreticisi ve satıcısı
şirketler, günde binlerce,
milyonlarca işlemin yapıldı
ğı, kesintisiz hizmet verilme
sinin zorunlu olduğu, kritik
uygulamaların mevcut oldu
ğu kuruluşlarda büyük sis
tem dışında herhangi bir
başka sistem ya da ortamın
kullanılmasının riskli olacağı
görüşünü savunuyor.
Büyük sistem kullanıcısı
kuruluşlar, özellikle uygula
ma yazılımları geliştirilmesi
ve bakım işlemlerine önemli
yatırımlar yapıyor. Aynı za
manda yetişmiş eleman sayı
sının az, dolayısıyla maliyet
lerinin yüksek olması da ay-
n bir sorun. Büyük sistem
lerde kullanıcıyı en fazla
zorlayan yönler de bunlar.
Onun dışında donanım ola
rak disk ve yedekleme üni
telerinde genel anlamda bir
fiyat düşüşü yaşanıyor. Çün
kü kullanıcı tarafında anabil
gisayar maliyetlerinin düşü
rülmesi konusunda önemli
bir baskı var.
Bu pazann karakteristik
bir özelliği de çok sayıda şir
ket ve markanın rekabet et
miyor olması. Dünyada
IBM'den sonra en büyük
anabilgisayar üreticisi şirket
lerden biri olarak Unisys
gösteriliyor. Amdahl çözüm
leri ise çok daha üst seviye
sistemler olarak yerini alıyor.
Türkiye pazarında da IBM
ve Unisys, büyük sistemler
de en büyük pazar payına
sahip şirketler olarak görülü
yor. Hitachi Data Systems'ın
da Türkiye'de önemli sayıla
bilecek kurulu sistemi mev
cut. Bunun yanında büyük
sistemlerde kullanılacak çev
re birimleri pazarında da
marka çeşitliliğine rastlanı
yor.
Bankalar ve kamu, ana
bilgisayar kullanıcıları
Son zamanlarda şirketler
anabilgisayar pazarındaki
gelirlerinin önemli bir kısmı
nı sistem yükseltme, yenile
me ve bakımdan elde edi
yor. Buna karşılık anabilgi
sayar satışlan yıllar itibanyla
Türkiye pazarında oldukça
azalmış durumda. Türkiye
BT sektöründe büyük sistem
kullanıcıları genellikle banka
ve kamu kuruluşlan olarak
karşımıza çıkıyor. Bunların
arasında bankaların oranı
daha yüksek. Türkiye'de
anabilgisayar pazannın yüz
de 60-70'ini bankalar oluştu
rurken, yüzde 30-40 paya da
kamu kuruluşları sahip.
İnterpro Pazar Araştırma
Merkezi'nin 1995 BT Pazan
Ön Raporu'na göre, geçtiği
miz yıl donanım gelirleri 676
milyon 812 bin dolar oldu.
Donanım gelirlerinde bü
yük, orta ve mini sistemler
ise 124 milyon 607 bin do
larlık bir paya sahip oldu.
Donanım gelirleri arasında
en büyük oran, 302 milyon
759 bin dolarla kişisel bilgi
sayar sistemlerinin. (Bu yıl
büyük, orta ve mini sistem
ler kategorisine işistasyonları
dahil edilmedi. İşistasyonları
gelirleri ile birlikte toplam
rakam, 135 milyon 792 bin
dolar.)
1994 yılında büyük, orta
ve mini sistemlerin payı ise
(işistasyonlan dahil) 107 mil
yon 843 milyon dolar; 1993
yılında ise 225 milyon 482
bin dolar olarak gerçekleşti.
Bu da gösteriyor ki, gelecek
yıllarda Türkiye BT sektö
ründe büyük sistem pazarı
artış göstermeyen, hatta gi
derek küçülen bir yapı sergi
leyecek.
2. elin yasaklanması
pazarı etkilemedi
iki yıl öncesine kadar 2. el
bilgisayar ithalatı kapsamın
da Türkiye'ye kullanılmış
büyük sistemler geldi. 2. el
büyük sistemler bugün Tür
kiye'de 7-8 kuruluşta kulla
nılıyor. Servus ve Odel gibi
şirketlerin ağırlıkta olduğu
bu pazarda iki yıl önce 2. el
bilgisayar ithalatı yasaklandı.
Bu konuda Hazine Müste
şarlığının gerekçesi 'Türki
ye'nin bir bilgisayar çöplü
ğüne dünüşmesini istemiyo
ruz' şeklindeydi. 2. el bilgi
sayar ithal eden şirketler Ha-
zine'nin bu karanndan geri
dönmesi için çabaladıysa da
bir sonuç alamadı. Şirketlere
göre 2. el pazan, milyonlar
ca dolarlık bir sistemin çok
daha ucuza temin edilmesi
anlamına geliyordu.
Başlangıçta bu karann pa
zan olumsuz yönde etkiledi
ği yönündeki görüşler, bu
gün yerini tersi yorumlara
bırakmış durumda. Şirketle
rin büyük bir kısmı 2. elin
yasaklanmasından sonra bü
yük sistem kullanıcılarının
yeni sistem almaya yönel
diklerini ve dolayısıyla bu
nun kendileri açısından da
ha kârlı olduğunu savunu
yor. Servus Genel Müdürü
Agâh Şahin, bu konuda şun
ları söylüyor: "Kararın paza
ra negatif etki edeceği düşü
nülüyordu. Bence aksine da
ha iyi etkiledi. 2. el satacağı
mız müşterilere yeni Hitachi
sistemler vererek ciromuzu
artırmış olduk. 2. el ithalatın
yasaklanmasından sadece
müşteriler zarar gördü.
Gümrük Birliği ile birlikte 2.
el ithalatının tekrar yasal ha
le gelmesini bekliyorduk.
Ama bir gelişme olmadı."
Odel Elektronik Pazarla
ma Müdürü Yavuz İrtem ise,
2. el bilgisayar ithalinin ya
saklanmasından sonra bü
yük sistem pazanmn olduk-
HALDOC projesi başarıyla tamamlandı Bu proje sayesinde, optik tarayıcı aracılığıyla bilgisayar ortamına aklanları
ya da doğrudan bilgisayarda yaratılan dokümanlar arşivlenip, işlenebiliyor.
TÜBİTAK tarafından des
teklenen ve ODTÜ işbir
liği ile gerçekleştirilen HAL-
DOC projesi başarıyla ta
mamlandı. Bu proje sayesin
de, optik tarayıcı aracılığıyla
bilgisayar ortamına aktanlan
ya da doğrudan bilgisayarda
yaratılan dokümanlar arşiv
lenip, işlenebiliyor. Dokü
manlar normal metinlerin
yanı sıra resim, ses ya da he
sap tablolan gibi çeşitli nes
neleri içerebiliyorlar. Bu do
kümanlara anahtar sözcük
ler kullanılarak ulaşılıyor.
Yine proje kapsamında ge
liştirilen bir optik karakter
tanıma alt sistemi, optik tara
yıcıdan taranan dokümanlar-
daki resim ve metin bölgele
rini birbirinden ayırmaya ve
metin bölgelerindeki harfle
rin tanınarak bilgisayarın an
layacağı ASC II formatına çe
virmeye yanyor.
Bu sistem için Halıcı Ar-
Ge Grubu tarafından gelişti
rilen katmanlı yapıdaki bir
yapay sinir ağı modeli Ekim
1995 tarihinde Paris'te dü
zenlenen International Con
ference on Artificial Neural
Networks isimli konferansta
sunulan bir bildiri ile tanıtıl
dı. Yine Fransa'da Doç. Dr.
Uğur Halıcı tarafından Optik
Karakter Tanıma sistemini
tanıtan bir seminer verildi.
Projede üretilen prototip,
Halıcı Yazılım A.Ş. tarafın
dan geliştirilmekte olan
DAYS (Doküman Arşiv
Yönetim Sistemi) ürününde
kullanılıyor.
4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber ça küçüldüğünü savunarak,
"Büyük boyutlarda ülkeye
döviz kazancı sağlıyorduk.
Oldukça düşük rakamlara
sistem getirebiliyorduk. Eko
nomiye katkımız oluyordu
ama bunun önüne set çekil
miş oldu" şeklinde görüşleri
ni açıklıyor. Yavuz İrtem, 2.
el bilgisayar ithalatının ya
saklanmasına oldukça tepki
gösterdiklerini; ancak kendi
pazarlarını tehdit ettiklerini
söyleyen bazı şirketlerin, ka
nunun çıkmasında daha et
kili olduğunu ileri sürerek
şunları söylüyor: "Dünyada
2. el ithalatı büyük oranlarda
yapılıyor. Bunun dünyadaki
payı 100 milyarlarca dolar
tutuyor. 2. el ithalatı o ülke
ye çok şey kazandınyor. Do
layısıyla bütün dünyanın
yaptığı bir işi bizim yapma
mamız söz konusu olamaz."
1996 b e k l e n t i l e r i
Türkiye BT sektöründe
büyük sistem satıcısı şirket
lere 1995 yılında büyük sis
tem pazarının ne durumda
olduğu, büyüklüğü, 1996 yı
lı ve gelecek için beklentile
rini sorduk.
İşte aldığımız yanıtlar:
Koç-Unisys Pazarlama Müdürü Levent Kızıltan, Müşteri İlişkileri Yöneticisi Murat Tomruk:
Bugün klasik anlamdaki
büyük sistemlerin yerini son
yıllarda Enterprise Server
olarak adlandınlan yüksek
seviyeli sunucular aldı. Veri
tabanı güvenilirliği, kullanıcı
güvenilirliği, geniş ortamları
destekleme özelliği, ağ siste
mi olarak çalışabilme özelli
ği konusunda bugüne kadar
büyük sistemlerin ortaya
koyduğu fonksiyonlan karşı
layacak alternatif bir sistem
henüz ortaya çıkmadı. Ra
kamlara bakıldığı zaman da
dünyada 1994'te ve 95'te
IBM'in büyük orandaki gelir
leri anabilgisayarlardan sağ
lanmış. Dolayısıyla Unisys
de öyle. Unisys'in gelirleri
nin yaklaşık yüzde 12.5'i bu
radan geliyor. Biz Türkiye'de
Koç-Unisys olarak büyük
sistemlerden uzaklaşmış de
ğiliz. Geçtiğimiz yıl toplam
gelirlerimizin içinde büyük
sistem gelirleri 15-20 oranın
da oldu. Geçen yıl Koç-
bank'a kurduğumuz sistemin
bu oranda büyük payı var.
Gelecekteki tablo ise öyle
gösteriyor ki, büyük özel şir
ketlerin ya da devlet kuru-
luşlannın büyük bir kısmının
büyük sistem kullanıcısı ola
rak devam edeceklerini ya
da yeni alacaklannı söyleye
meyiz. Ama gerçekten bu
sistemlere gereksinim duyan
TT, bankalar, MERNİS gibi
projeler için alımlar sürecek
tir. Bu alımlar hangi zaman
larda olur, o nokta pek bilin
miyor. Bundan sonra bu pa-
zann gelişmesi, diğer pazar-
ların gelişmesine oranla da
ha zor. Biz genelde belli bir
gelir akışını ana sistmlerden
elde ettiğimiz zaman mutlu
oluyoruz.
Büyük sistemler teknoloji
si gelecekte büyük sistemler
le birlikte UNIX, NT ortamla-
nyla birlikte beraber çözüm
lere doğru gidecek.
Odel Elektronik Pazarlama Müdürü Yavuz İrtem:
IBM müşterilerine alterna
tif hizmetler vermeyi Türki
ye'de başlatan ilk şirketiz.
Büyük sistemler pazannda
ağırlıklı olarak çevre birimle
ri ve bakım hizmetleri ala
nında faaliyet gösteriyoruz.
Bu pazar diğer alanlara oran
la katlanarak büyüyen bir
pazar değil. 2000 yılına ka
dar aynı derecede varlığını
koruyacak. Büyük sistem
kullanıcılan oldukça özel bir
kitle. Kritik uygulamaları
olan büyük kuruluşlarda kul
lanılması dolayısıyla Türki
ye'de geniş bir pazan yok.
Hükümetin kurulamaması
1996 yılında kamu alımlannı
olumsuz yönde etkileyeceği
için o tarafta büyük sistem
yatırımlan göremiyorum. O
yüzden bu yılki hedefimiz,
geçen yılki ciroyu tutturmak.
Geçtiğimiz yıl bu pazardan
117 milyar TL ciro elde ettik.
Bunun yanı sıra pazar küçük
olduğu için bir büyüme söz
konusu olmadığı gibi, yeni
marka ve şirketlerin de Tür
kiye'ye girmesi çok zor.
Servus Genel Müdürü Agâh Şahin:
Geçen yıl büyük bir sis
tem satışımız olmadı. Ama
disk ünitesi, teyp ünitesi gibi
ek cihazlar çok satıldı. Türki
ye'de neredeyse bütün satış
lar eski müşterilerin büyü
melerine paralel oluyor. Ser
vus geçen yıl 15.5 milyon
dolar ciro yaptı. Bunun 3
milyon dolan büyük sistem
lerden elde edildi. 1994 yı
lındaki 8 milyon dolarlık ci
roya karşılık 1995'te oldukça
küçüldü. Bu yıl hedeflerimiz
biraz daha yüksek.
IBM Türk Ürün Pazarlama Bölüm Müdürü Fatih Er-timur, Büyük Sistemler Pazarlama Müdürü Ali Güven.
1995 yılında büyük sis
temlerde yaklaşık 20 milyon
917 bin dolar gelir elde ettik.
1994'e göre yüzde 9'luk bir
artışa karşılık geliyor.
Veri saklama ürünlerinde
ise 8 milyon 844 bin dolar
elde ettik. Bu noktada da
1994'e göre yüzde 117 büyü
dük. Şu anda iki pazarda da
gelirlerimizi, satışlarımızı bü
yüttük. Bunu söylerken bu
artış kendi planlanmıza göre
çok yüksek değil. 1996 plan
larımız ise geçen yılki yaptı
ğımız gelirlere çok benzeyen
rakamlar. Ama 1996'da hiç
bir şekilde hedefimiz
1995'ten az gerçekleştirmek
değil. Pazarda bizi en çok
zorlayan, IBM'in yazılımları
nı kullanan makineler. Bu
handikapı yeni pazara sun
duğumuz ürünlerle aşmaya
çalışıyoruz.
Türkiye pazanna baktığı
mız zaman, çok ilginç dina
mikler görüyoruz. Alımlar
ekonomik ve politik şartlara
çok bağlı olsa da Türkiye
hâlâ çok bakir bir pazar. Av
rupa Birliği ile entegrasyon
sürecinde bu pazar Türki
ye'de uyanan bir dev olacak.
Biz o günler için hazırlık ya
pıyoruz, bütün altyapımızı
ona göre hazırlıyoruz. Bu
arada acil olarak sistemlerini
değiştirmek, yenilemek zo
runda olan kuruluşlar da
mevcut. Özelleştirme ile bir
likte kamunun eğitim, sağlık,
güvenlik, maliye, nüfus gibi
yerlere yapacağı yatınmlan
da gözardı etmemek gerek.
Ancak bu alımlar hemen bu
gün olacak diye birşey yok.
Daha uzun periyoda yayı
lacak.
AYRINTI
K E M A L B A L C I
Gazeteci-Yazar
Annemin hikayeleri
Henüz çok küçüktüm. Rahmetli annem
"Kaşağı"yı okumaya başlayınca, bü
yülenmiş gibi durur, sessizce dinler, sonra
da gözyaşlarımı saklayamaz, "gözüme toz
kaçtı" derdim. Haksızlığın kötü bir şey ol
duğunu ben böyle öğrendim.
"Diyet" hikayesi de beni çok etkilerdi.
Kolayca edinilen refahın ne acı bir bedeli
olduğunu, annem "Diyet" hikayesiyle ba
na öğretti. Okula gitmeden okumayı öğ
rendim. Artık ailemin benim içli içli ağlayı
şımı seyretmelerine fırsat tanımıyordum.
Ama belleğimde yer eden her yeni bilginin
bedelini uzun süre gözyaşlarıyla ödedim.
Yuvasındaki yavrusuna yem taşırken, bir
avcının saçmalarına hedef olup, gözünü
kaybeden ve umutsuzca kör uçuş yapan
kuşun öyküsü, bende iz bırakan hikayeler
dendi. "Tilki ile Leylek" hikayesi de böy
leydi. Büyüyünce Sabahattin Ali'nin hika
yelerine dadandım. Hem bir solukta oku
mak ister hem de boğazıma düğümlenen
hıçkırık yüzünden bir türlü bitiremezdim.
Bilgi edinmenin bedelinin sadece göz
yaşı değil, bazen ölüm olduğunu ise büyü
yünce farkettim. 1950 ' l i yıllarda Ankara'ya
alışverişe gelen köylüler, kamyonla seyaha
tin bedelini uzunca süre, ölerek ödemişler
di. Hem de bir kasket uğruna. Şehirli kaske
tini başına geçiren köy gençleri arkası açık
kamyonla dönerken, rüzgarın etkisiyle baş
larından uçan kasketi yakalamak için atlı
yor ve ölüyorlardı. Yeni ulaşım teknolojisi
ne alışana kadar kimbilir kaç köy genci kas
ketinin peşi sıra fırlayınca alışmadıkları hız
la ilerleyen kamyondan atlayıp ölmüştü?
Gözyaşı ve ölüm pahasına da olsa bilgi
ve beceri birikimi, gelişmenin temel taşı
dır. Bilgi ve beceri birikimi ise ancak yeni
ve daha karmaşık teknoloji kullanımı ile
mümkündür. Ülkelerin hızlı kalkınma stra
tejilerine ilişkin en son teoriler, sermaye
birikimleri yerine, bilgi birikimini, bu ne
denle esas almaktadır. Bilim ve teknolojiye
büyük ö n e m veren minicik İsrail, dev gibi
Arap ülkelerine kafa tutabilmekte ve onla
rın petrol zenginliği ile yarışabilmektedir.
Intel'in Hayfa'da kurduğu araştırma labo-
ratuvarında üstün nitelikli 4 5 0 mühendis
çalışmakta, Negev çölündeki mikro yonga
tesisinde ise 1 5 0 0 uzman çalıştırmaya ha
zırlanmaktadır. İsrail'de her on bin çalışa
na düşen bilim adamı sayısı 1 3 8 ' i bulurken
bu sayı ABD'de 8 0 , Japonya'da 7 8 , Alman
ya'da 60 kadardır.
Asya Kaplanları olarak bilinen Japonya,
Tayvan, Kore, Singapur ve Malezya'nın
son 30 yıldır süren olağandışı büyüme hız
larının gerisinde de sermaye birikimi değil,
yeni ve karmaşık teknolojiler bulunmak
tadır.
Minicik yüreğim dayanamasa da, göz
yaşlarını yanağımı ıslatsa da annemi ve
hikayelerini çok özlüyorum.
İletişim adresi:
E-posta:kb06-k@servis2. net. tr
8 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
NESNELERİN DİLİ
Ö Y K Ü G E N Ç A Y
Future Soft
Nesne Yönelimli Analiz - I
Bu haftadan itibaren bu köşede sizlere
nesne yönelimli teknolojinin sırasıyla
analiz, tasarım ve ardından da programla
ma aşamalarında nasıl, kullanılabileceği
ni, bu yöntemlerin iyi ve kötü yanlarını
tartışmaya çalışacağım. Bu yazıya kadar
her gün yaşadığımız, sektörümüzün yazı
lım üretim alanındaki sorunlarını dile ge
tirmeye, gözler önüne sermeye çalıştım.
Bu noktadan sonra çözümlere katkıda bu
lunacağını düşündüğüm nesne yönelimli
metodolojiyi tanıtmaya çalışacağım.
Söze öncelikle analizden başlamak ge
rektiğine inanıyorum. Ancak yinelemekte
yarar gördüğüm bir nokta da, programla
ma etkinliğinin her zaman formal birer
analiz ve tasarım ardından yapılması ge
rekliliği. Bugüne kadar kullanılan yön
temlere göz atacak olursak, incelenen ko
nunun çok temel anlamda iki farklı şekil
de irdelendiğini görebiliriz. Veri ve işlem.
Programlanacak olan iş konusunun ilk
olarak işlemleri ve verileri belirlenmeli
dir. Kuşkusuz doğru bir modelleme yap
mak için bu şarttır, ancak önemli olan bu
farklı kavramların nasıl ele alınacağı.
Analiz nedir? Bir bilgi sistemine taban
olacak analizi şöyle tanımlayabiliriz:
"Analiz, gerçek hayatta yapılan bir işin,
nasıl gerçekleştiğinin tanımlanması ve bu
işin gerçekleştirilmesine yardımcı olacak
bilgi sistemlerinin sahip olması gereken
özelliklerin belirlenmesidir." Görüldüğü
gibi analiz, aslında işin neredeyse yarısı.
Doğru bir analizin karmaşık projeler için
taşıdığı değer tartışılamaz. Formal bir
analiz yapmadan herkesin bildiği bazı iş
ler kolaylıkla programlanabifîr; ancak ko
nu detaylandıkça ve genişledikçe konu,
programcının hakimiyetinden çıkmalı ve
analistlerin sorumluluğuna girmelidir.
Bilgi işlem tarihine bakacak olursak,
ilk programlama dillerinin ve dolayısıyla
analiz yöntemlerinin basit veri yapılarına
dayandığını görürüz. İşlevsel ayrışım ola
rak adlandırılan ilk metod, basit, karmaşık
olmayan veri yapılarına dayanan bir mo
del oluşturmayı hedefliyordu. Yapılan işin
analizi, veri tiplerinin ve bu tipler üzerin
de gerçekleştirilen işlemlerin, prosedürle
rinin belirlenmesiydi. Bu yöntem ile yapı
lan bir analizin sonuçları veri yapılarının
ve işlevlerin ayrı ayrı ve uzun uzun tanım
larıdır. Konunun büyüklüğüne ve işlevle
rin yoğunluğuna göre kalınlaşan analiz
sonuçlarının kullanılabilirliği kadar doğ
ruluğu da tartışılır olmaktaydı. Her işlevin
teker, teker detaylarıyla yazılması kadar
konunun uzmanı tarafından okunması da
güçtü. Dolayısıyla kullanışsız olan bu
yöntem ile son derece fazla kağıt harcan
maktaydı. Ancak unutmamak gerekir ki,
bu yöntem ile analiz edilmiş ve ardından
o günün teknolojisiyle üretilmiş bazı sis
temler, hâlâ günümüzde bile çalışmakta.
Bir örnek vermek gerekirse, bir iki hafta
önce bu sayfalar arasında okuduğum bir
haberi ileteyim. "Netaş'ın su soğutmalı
IBM bilgisayarı emekliye ayrıldı..."
İkinci önemli yöntem ise, Kabarcık
yöntemiydi. Bu yöntemin işlevsel ayrı
şımdan farkı, tüm iş konusunu bir defada
ifade etmek yerine, iş konusunun her aşa
masını, her işlevini ayrı ayrı irdelemekti.
Bir veri ya da verilerden oluşan bir kabar
cık, iş konusunun proseslerinden, birer
birer geçerek değişimlere uğramakta ve
böylelikle istenen noktaya ulaşmaktaydı.
İşlevlerin statik, verilerin ise hareketli ya
pılar olarak tanımlandığı bu analiz yönte
minin dokümantasyonu daha kolay anla
şılır ve kısa olması nedeniyle daha kulla
nışlıydı. Ancak bu yöntemin dayanağı ve
ri hareketi olduğu için, veri hareketleri dı
şındaki, yani "olay"ların dışındaki iş ko
nularında zayıf kalmaktaydı.
Ardından Bilgi Modelleme yöntemi ile
ilk "nesne" sözcükleri duyulur olmaya
başladı. Bugün anladığımız anlamda
"nesne"ler olmayan nesneler içeren bu
yöntemin nesneleri, birbirleriyle bağlantı
lı veri yapıları içermekteydi. İlişkisel veri-
tabanı şemasına uygun olan bu analiz
yöntemi sonuçları, veriyi olduğu gibi,
bütünlüğü ile bilgisayar ortamına aktar
mayı hedefliyordu. 80'li yıllarda pek çok
CASE aracının kullandığı bu yöntemin
önceki yöntemlere göre avantajı, daha
kolay anlaşılır olması ve dokümantasyo
nunun kolaylığıdır. Ancak bu yöntemdeki
eksiklik veri yapılarının geçireceği pro
seslerin içsel olarak analize dahil edilme
mesidir. Bu nedenle belirlenen veri şema
sı dışında, ayrı bir proses tasarımı yapıl
malıdır. Dolayısıyla, iş sahibinin, karar
verme mekanizmasında yapacağı bir de
ğişiklik, analizi yeniden gözden geçirme
ye zorlayacaktır.
80'li yılların sonunda, 90'lı yılların ba
şında yıldızı parlayan nesne yönelimli
programlama, 60'yıllarda temellerinin
atıldığı nesne yönelimli düşünceye büyük
bir ivme kazandırdı. Analiz ve tasarım
konusunda metodolojiler oturmaya ve
kullanılmaya başlandı. Bugün "nesne"
sözcüğü en az "Internet" kadar çok ağız
larda dolaşmakta.
Nesne yönelimli analizin diğer analiz
yöntemlerinden en büyük farkı, verilerin
yanı sıra sistem sorumluluğu dahilindeki
işlevlerin de analiz sırasında veri ile bir
likte tanımlanmasıdır. Bu cümle son dere
ce doğal görünebilir ama, son zamanlara
kadar kullandığımız 640 KB sınırlı, tek
görevli kara DOS ekranını düşünecek
olursak, kısıtlayıcı pek çok nedeni hatırla
yabiliriz. Ayrıca nesne yönelimli prog
ramlama dillerinin de hızla gelişmesi, as
lında çok doğal olan nesne yönelimli
analiz sonuçlarının tasarım ve programla
ma aşamasına taşınmasını sağlamıştır.
Bir sonraki yazıda nesne yönelimli
analizin temel aldığı kavramları inceleye
ceğiz.
Herkese iyi çalışmalar dilerim.
SSK ve TAI,
BT şirketi kuruyor GÜNEŞ KAZDAĞLI
Bütün kamu kuruluşları-
nın ortak sorunu haline
gelen BT personeli sı
kıntısı Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'na (SSK) bir bilgisayar
ihtisas şirketi kurduruyor.
SSK ile Türk Havacılık ve
Uzay Sanayi A.Ş. (TAI)'nin
ortak kuracağı şirket için ye
ni hükümetin göreve başla
ması bekleniyor. SSK'nın ku
ruluş yasası gereği Bakanlar
Kurulu onayı gerektiren bu
şirketin, ağırlıklı olarak
SSK'ya hizmet vereceği, an
cak diğer kamu kuruluşları
nın taleplerini de karşılaya
cağı öğrenildi.
Konu hakkında görüştü
ğümüz SSK Bilgi İşlem Daire
Başkanı Fatih Atabek, 4792
sayılı Sosyal Sigortalar Kuru-
mu'nun kuruluş yasasında
SSK'nın özel hukuk hüküm
lerine tabi personel çalıştı
ran şirketler kurabileceğini
belirtti. Bu maddeye daya
narak TAI ile ortak kurulma
sı düşünülen şirket konu
sunda ise Atabek şunları
söyledi:
"SSK, 25 milyon kişiye
hizmet veren çok büyük bir
kuruluş. Böyle büyük bir
kuruluşun Bilgi İşlem Mer-
kezi'nin de her konuda iyi
donatılmış olması gerekiyor.
Özellikle de profesyonel
kadrolar açısından. Ama biz
bu konuda diğer kamu ku-
ruluşları gibi büyük bir so
run yaşıyoruz. Örneğin, biz
den 2 yıl içinde 27 program
cı istifa etti. Bunu mevcut
personel yasasıyla önleyemi
yorsunuz. Biz de bir şirket
kurup öncelikle bu sorunu
muzu çözmeyi düşündük.
Personeli özel hukuk hü
kümlerine göre çalıştınlacak
olan bu şirket, öncelikle
SSK'ya hizmet verecek. Ama
diğer kamu kuruluşlarının
da taleplerini karşılayabile
cek. Kısaca biz SSK BİM ola-
rak bu şirketten hizmet satın
alacağız."
SSK yasası gereği söz ko
nusu şirketin Bakanlar Kuru
lu kararıyla kurulması gere
kiyor. Bakanlar Kurulu'ndan
önce de SSK'nın Yönetim
Kurulu bu şirketi onaylaya
cak, Çalışma ve Sosyal Gü
venlik Bakanı'nın olumlu
görüşüyle de Bakanlar Ku
rulu'na sunulacak. Bu ne
denle SSK ve TAI ortaklığı
ile kurulacak olan şirketin
kuruluş çalışmaları için yeni
hükümetin işbaşına gelmesi
bekleniyor.
Aynca kurulacak olan bu
şirketin Merkezi Bilgi Banka
sı kurulması yönünde ilk
adım olabileceğini de belir
ten SSK Bilgi İşlem Daire
Başkanı Fatih Atabek, "Dün
yanın birçok ülkesinde oldu
ğu gibi artık Türkiye'de de
her vatandaşın bir sosyal gü
venlik numarası olması gere
kiyor. Herkesin üzerinde bir
leştiği bir başka nokta ise üç
güvenlik kuruluşunun (SSK,
Emekli Sandığı ve Bağkur)
aynı çatı altında toplanması.
Genel olarak baktığınızda bu
ülkede işçiler, işverenler,
memurlar, emekliler ve bun
ların yakınları yaşıyor. Hep
sini topladığınızda bugün 46
milyon ediyor. Oysa bu top
lamın 62.5 milyon etmesi ge
rekiyor. Demek ki, bir kaçak
söz konusu. İşte bu kaçağı
önlemek, sorunlara köklü
çözüm getirmek için tüm va
tandaşlara bir sosyal güven
lik numarasıyla kimlik kartı
vermek gerekiyor. Bunu an
cak profesyonel bir kadro ile
yapabilirsiniz. Kurulacak şir
ket bu işin belki ilk adımı da
olacak" dedi.
TAI'den SSK'ya teknik
personel desteği
Öte yandan TAI ve SSK,
kamuda ilk defa gerçekleşen
bir uygulamayı da başlattı.
TAI ve SSK geçtiğimiz gün
lerde teknik hizmet desteği
konusunda bir sözleşme im
zaladı. Bu anlaşmayla klasik
bir müteahhit sözleşmesi,
yani anahtar teslimi bir ihale
yapılmadan SSK, Bilgi İşlem
Merkezi'nde çalıştırılmak
üzere ihtiyacı olan teknik
personeli TAI'den hizmet
alımı şeklinde karşılamaya
başladı.
Microsoft, Windows NT Server tanıtım semineri microsoft Türkiye, 27 Şu-
bat 1996 tarihinde İstan
bul The Marmara Oteli'nde
bayilerine yönelik Windows
NT Server semineri düzenle
di. Seminerin ana hedefi, ba
yi eğitimi yoluyla Windows
NT'nin profesyonel iş yasa
nıma sunduğu olanaklardan
Türk iş dünyasının en iyi şe
kilde yararlanmasını sağla
maktı. Bu nedenle bir anlam
da bayilerini bilinçlendirme
amacım taşıyan seminerde
Microsoft'un Afrika ve Orta
doğu temsilcisi Shafeen Cha-
rania da bir konuşma yaptı.
Genel olarak seminerde
Windows NT Server'ın tek
nik özellikleri ile diğer ağ or
tamları ile entegrasyonu ba
yilere tanıtıldı. Windows NT
Server'ın diğer ağ yazılımları-
nın tersine yükselen pazar
payına dikkat çekilerek, ge
lecek yıllarda Windows NT
Server'ın ağ yazılımı pazarına
hakim olacağının tahmin
edildiği belirtildi.
Seminerde Microsoft Tür
kiye, bayilerine bir kampan
ya başlattığım da duyurdu.
Buna göre üç NT Server sa
tan bayi, Microsoft'tan 250
dolar alacak. Aynca alıcı şir
ketler alım miktarı ve Micro
soft tarafından belirlenen pu
anlama esasına göre, A, B ve
C olarak adlandırılan üç ayn
fiyat kategorisinden ürün
alabilecekler. Bu yöntemle
yüzde 30'lara varan indirim
olanağı sağlanıyor.
Bunun yanı sıra Microsoft
Türkiye, seminer kapsamın
da bayilere uygun koşullarla
özel bir Windows NT Server
paketi sundu.
10 haber 4-10 Mart 1996- Sayı: 57
GELECEĞİ
BUGÜNDEN YAŞAMAK
Prof.Dr. O Ğ U Z M A N A S
Bilgi İletişim Ağ Yapısı Konsorsiyumu
(TINA-C) - 2
Ge ç e n haftaki sayıda TINA Konsorsi-
yumu'nun nasıl doğduğunu ve nasıl
bir yapıya sahip olacağını genel olarak ta
nıtmıştık. Bu ve gelecek yazımızda kon
sorsiyum tarafından belirlenen yapıları
(archi tecture) tanı tmaya ça l ı şacağ ız .
Eğer geleceği bugünden görmek ve hatta
yaşamak istiyorsak, bu gelişmeleri yakın
dan izlemek zorunda olduğumuzu unut
mamamız gerekmektedir. Bundan sonra
ki yazılarımda da sizlere geleceği bugün
den yaşatacak yeni gelişmeleri, yorumla
rımı katarak aktarmaya çal ışacağım.
3 . 1 TINA Bilgi İşlem Yapısı
TlNA-C'nin bilgi işlem yapısı ile ilgili
ilk ilkelerden biri R M - O D P (İTÜ'nün
Open Distributed Processing) tarafından
tanımlandığı gibi, nesne temelli bir kav
ramdır. Nesne temelli programlama dil
leri ile ilgilenenlerin aç ıkça bildikleri gibi,
nesne temelli kavramların açıklanmasın
da bazı karışıklıkların olduğu bir gerçek
tir.
R M - O D P tanımlayıcı modeli bu karı
şıklığa son veren tek ve bütünleşik kav
ramlar dizisini tanımlamaktadır. Ayrıca
bu model O M C (Object Management
Group) ve OSI (Open System Intercon
nection) yönetim modellerinde olduğu gi
bi var olan nesne temelli modellerin de
bu kavramların içine katılmasına izin ver
mektedir.
TlNA-C'nin bilgi işlem yapısı ile ilgili
bir diğer ilkesi, iletişim servisleri, iletişim-
yönetim servisleri ve dağıtık olanakların
yazılım temelli olmasıdır.
Şekil 2 'de görüldüğü gibi TINA'nın bil
gi işlem model leme kavramları içinde iki
arayüz bulunmaktadır. Bunlardan İşletim-
sel Arayüz, istemci ile sunucu arasında iş
lemlerin başlaması için gerekli çağrıları
yapar. Bilgi akışı arayüzü ise istemci ile
sunucu arasındaki bilgi akışını denetler.
Arayüzler herhangi bir dille yazılabilecek
şekilde, G D M O (Guidlenes for Difinition
of Managed Objects) ve OMG/IDL ve
OSF/IDL'deki kavramlara uygun olarak,
tariflenmiş bulunmaktadır.
Çekirdek grup OMG/IDL'de gerekli ge
nişletmeleri yaparak TINA etkileşimli mo
deli ile birebir uyum içine girmesini sağ
lamış bulunmaktadır. OMG/IDL genişle
tilmiş bu yeni şekli O D L - 9 5 olarak isim
lendirilmiştir.
TINA-C, GDMO'yu, GRM (General
Relationship Model) ile birlikte kullana
rak, bilgi bakış açısı ile, uygulamalar için
ve O M T notasyonunu kullanarak grafik
gösterimleri için, kullanılmasını önermek
tedir.
3. 2 Servis Yapısı
Servis yapısı; yönetim servisleri, bilgi
servisleri, aktarım servisleri, ulaşım servis
leri gibi geniş ve çok çeşitli servis olana
ğı sağlar. Bu servisler, kullanıcılar, abo
neler, ağ sağlayıcıları, servis/ağ tasarımcı
ları, servis/ağ yöneticileri için büyük
önem taşımaktadır.
TINA servis yapısı, birçok servisin ç a
lışma anındaki ana yapı taşlarını belirler
ve böy lece tekrar kullanılabilir yapı taşla
rına ait kütüphanelerin oluşmasına ola
nak sağlar. Bu kütüphaneler ise bir servi
sin tasarlanmasında çok kullanışlı olmak
tadır. Bu yapı taşları arasında en belirgin
olanları şunlardır:
Oturum Düzenleme Yaratıcıları: Bu
yapı taşı uç noktalar arasında oturum dü
zenlemede ve terminallerin genel görü
nümlerinin belirlenmesinde görev yapar.
Kullanıcı Temsilcisi: Kullanıcı görü
nümlerini (profile) oluşturur ve servis otu
rumların (session) oluşması için gerekli
ilişkileri sağlar.
Servis Oturum Yöneticileri: Çeşitli ser
vis düzeylerinde oturum servislerinin dü
zenlenmesini organize eder.
İletişim Oturum Yöneticileri: Çeşitli iletişim
düzeyinde oturumların düzenlenmesini sağlar.
İ.Ü. İnternet üzerinde
veri bankası oluşturuyor ŞEBNEM NURAYDIN
Basınla ılışkılen geliştir
mek ve gerekli verileri
aktarmak amacı ile 1991
yılında İstanbul Üniversitesi
bünyesinde kurulan Basın
Data Uygulama Araştırma
Merkezi, bu bilgileri daha
sistematik, güvenilir ve kolay
bir şekilde bilgisayar aracılığı
ile kullanıcılara ulaştırmak
amacıyla veri bankası oluştu
ruyor. Basın Data Merkezi,
bu projede hem danışmanlık
hem de uygulama görevini
üstlenen Peritus Otomasyon
Sistemleri ile çalışıyor. Veri
bankasının Internet'te Web
Server aracılığı ile kullanıcıya
sunulması amaçlanıyor. An
cak Peritus bu projede Web
Server oluştururken klasik
Web sayfalan yapmak yerine
farklı bir yöntem izliyor ve
Web sayfalarını dinamik bir
veritabanı ile birleştiriyor.
Peritus, bu sistemi uygular
ken Microsoft'un Internet In
formation Server ürünü ve
NT Server üzerinde çalışıyor
ve veritabanı yapısı olarak
Microsoft SQL Server kullanı
yor.
Peritus Uygulama Geliştir
me Uzmanı Mehmet Bingöl,
Web Server oluşturmak için
Web sayfalan yapmak gerek
tiğini, ancak bu projede di
namik bilgiler söz konusu
olduğu için sürekli Web say
fası oluşturmak zorunluluğu
nun gündeme geleceğini be
lirtiyor. Bu nedenle Web
sayfalan yerine dinamik bir
veritabanı oluşturulmasını
planladıklarını belirten Bin
göl, veritabanına giren bilgi
lerin istenilen formatta Web
sayfalan olarak Internet üze
rinde sunulacağını söylüyor.
Şu anda projenin ilk aşa
masında olduklarını belirten
Peritus Uygulama Geliştirme
Müdürü Şeniz Durbin ise,
veritabanının tasarımında te
mel oluşturacak veri sözlü
ğünün oluşturulduğunu söy
lüyor. Microsoft'un Internet
Server ürününün dünyada
pazara yeni sunulduğunu ve
bu ürünle ilk defa veritabanı
ile Internet'in bağlantısının
sağlanmış olduğunu söyle
yen Durbin, yürüttükleri
projenin Türkiye'deki ilk uy
gulama olduğunu öne sürü
yor. Uygulamada toplam iki
tane kullanıcı arayüzü bu
lunduğunu belirten Durbin,
şunları söylüyor:
"Birinci kullamcı arayü-
zünden bilgi ekranları girili
yor. Bu ekran yerel alan ağ-
lan üzerinde oluşacak ve
kullanılacak. İkincisi ise In
ternet üzerinden kişilerin kri
terlerini girebilmesi için kul
lanılacak. Önümüzdeki aşa
mada ekranların tasarımını
yapacağız. Şu anda neler ya
pacağımızı kaba hatlan ile
biliyoruz. Ancak hangi bilgi,
ekranda nerede olacak bu
konuda Basın Data Merkezi
ile çalışacağız. Projeye geçti
ğimiz Ocak ayında başlamış
tık. Önümüzdeki Nisan so
nunda ise bitirmeyi hedefli
yoruz. Yani yaklaşık 4 ay sü
ren bir proje olacak."
Proje maliyeti yaklaşık
50 bin dolar
Şeniz Durbin, yazılım ve
donanım olmak üzere proje
nin iki ana maliyeti bulun-
duğunu belirtiyor. Microsoft
Internet Server, SQL Server
gibi uygulama yazılımlan ile
donanım olarak 32 MB bel
lek, 1.5 GB sabit diski olan
bir Pentium sunucu (server)
alındığım dile getiren Dur
bin, modem ve Internet için
hat kiralanacağım söylüyor.
Bir de Peritus'un geliştirdiği
yazılımın maliyeti olduğunu
vurgulayan Durbin şöyle di
yor:
"Bizim için Internet pazan
çok önemli. Biz bu proje ile
oldukça önemli bir deneyi
me sahip olduk. Bundan
sonra Internet ile bilgilerini
açmak isteyen şirketlere ör
nek gösterilebilecek bir ça
lışmamız oldu. Bir de İ.Ü. gi
bi bilimsel bir kuruluşun yar
dımı ile bu uygulamayı ger
çekleştirmek çok daha
önemli. Dolayısıyla yazılım
kanadının gerçek maliyeti
çok yüksek olsa bile (bizim
açımızdan), İ.Ü.'ye fazla bir
maliyet getirmedik. Hem do
nanım hem de bizim geliştir
diğimiz yazılım maliyetlerini
gözönüne alırsak toplam uy
gulama maliyeti yaklaşık 50
bin dolara yaklaşıyor."
Internet üzerinden yayın
lanacak olan veri bankasında
yer alan veriler şimdilik,
dünyadaki ülkelere ait eko
nomik ve sosyal bilgileri
kapsıyor. Bu bilgiler, milli
gelir hesaplan, dış ticaret,
ödemeler dengesi, sosyal
göstergeler, dış borçlar, te
mel göstergeler, enerji, hü
kümet ile ilgili gelir ve harca
malar, parasal göstergeler,
çevre ve doğal kaynaklarla
ilgili bilgiler başlıklan altında
bulunuyor ve her ülkeye ait
aynntılar yer alıyor. Şimdilik
53 ülkeyi kapsamına alan ve
ri bankasının ileri de hemen
tüm ülkeleri içermesi hedef
leniyor. 53 ülke belirlenir
ken, uluslararası ticarette da
ha çok gündemde olan
Gümrük Birliği üyesi ülkeler
ile dünya ticaretinde ön sıra
larda olan ülkelere öncelik
veriliyor. Basın Data Merkezi
verilerin kaynaklarım ulusla
rarası kurumlan baz alarak
seçmiş. Öncelikli olarak
dünya bankasının ve ona
bağlı kurumlarını istatistik
verilerinden ve Birleşmiş
Milletler'in kaynaklarından
yararlanılıyor. Öte yandan
birçok kaynaktan da derlen
miş bilgiler bulunuyor.
Basın Data Merkezi, bu
hizmeti ilk aşamada ücretsiz
olarak sunmayı hedefliyor.
Ancak ileride bu veri banka
sından gelir elde etmeyi de
planlıyor. Basın Data Merke
zi Müdür Yardımcısı ve Veri
Bankası Projesi Ürün Yöneti
cisi olan Yasemin Issı, ban
kada bulunacak verilerin bir
çoğunun farklı kaynaklarda
bulunduğunu ve bu kaynak
lardaki bilgilerin birbirini tut
madığım belirterek şöyle di
yor: "Biz bu bilgileri birleşti
rerek sunmayı düşünüyoruz.
Böylece bütün araştırmacıla
rın tek bir ortamda ulaşabile
cekleri bir kaynak yaratmaya
çalışıyoruz"
4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber 11
TEAŞ'ın 1995 yılı BT yatırımı 62 milyar Türkiye Elektrik Üretim
İletim A.Ş,'nin (TEAŞ) 1995
yılı içinde bilgi teknolojisi
alanındaki yatırımının 62
milyar lira olduğu öğrenildi.
TEAŞ bu yatırımıyla
Türkiye'nin çeşitli
bölgelerinde bulunan 21
santralde bilgisayar ağı
kurmayı hedefliyor.
TEAŞ Bilgi İşlem Daire
Başkanı Ayla Özkara, 1995
yılında 274 olan bilgisayar
sayısını 37 adet sunucu
(server) da dahil olmak
üzere 728'e çıkardıklarını
belirtti.
GÜNEŞ KAZDAĞLI
ürkiye Elektrik Üretim İletim
A.Ş. (TEAŞ), 1995 yılında bilgi
teknolojisi alanında yaptığı 62
milyar liralık yatırımla 274 olan bil
gisayar sayısını 37 adet sunucu da
dahil olmak üzere 728'e çıkardı. TE-
AŞ'ın 1996 yılındaki hedefi ise geç
tiğimiz yıl bu alanda yapılan yatı
rımla Türkiye'nin çeşitli bölgelerin
de bulunan 21 santral işletmesinde
bilgisayar ağı kurmak. Bu 21 santra
lin altyapı çalışmalan tamamlandı
ğında kısa adıyla AWOCS olarak
adlandırılan verimliliği artıracak ko
ruyucu bakım sistemi ve her santra
lin veya ünitenin maliyet merkezle
ri itibariyle maliyetlerini ayrıntılı ve
sürekli bir biçimde izleme olanağı
veren CAB/CAM (Cost Accounting
Based/Cost Analysis Method) uygu
lamalarına geçileceği öğrenildi.
Konu hakkında görüştüğümüz
TEAŞ Bilgi İşlem Daire Başkam Ay
la Özkara, 1995 yılı içinde AWOCS
ve CAB/CAM'le ilgili yatırımların
büyük bir bölümünü tamamladıkla
rını söyledi. Bilgi teknolojisi alanın
da yaptıklan bu yatırımla 274 olan
bilgisayar sayısını 37 adet sunucu
(server) da dahil olmak üzere 728'e
çıkardıklarım da belirten Özkara,
santral işletme müdürlüklerinde yü
rüttükleri çalışmalar konusunda ise
şu bilgileri verdi:
"Santral İşletme Müdürlükleri-
mizdeki en büyük hedefimiz 95 yılı
içinde pilot uygulamasını tamamla
dığımız işletme yönetimini iyileştir
me projemizi yaygınlaştırmak. Bu
projeyle ilgili olarak önce Ambarlı,
Oymapınar ve Seyit Ömer santralle
ri olmak üzere 3 santral pilot bölge
olarak seçildi. Verimliliği arttırmayı
amaçlayan koruyucu bakım sistemi
AWOCS, bu santrallerde uygulandı.
Bu kapsamda Ambarlı'da bir bilgi
sayar ağı kurmuştuk, Oymapınar ve
Seyit Ömer'de de tek kullanıcılı
PC'ler vardı. Bu pilot uygulamalar
son derece başanlı ve beklediğimiz
ölçüde verimli olduğu için Yönetim
Kurulu, bu koruyucu bakım siste
minin tüm santrallere yaygınlaştırıl
ması kararım aldı."
Bu karar çerçevesinde TEAŞ,
1995 yılı içerisinde çok kullanıcı or
tamda AWOCS projesinin yaygın
laştırılması için gerekli altyapının ilk
basamağı olan donanım ve yazılımı
satın aldı. 1996 yılı yatınmıyla ilgili
olarak Ayla Özkara, "1996 yılı için
de de 21 santralde bilgisayar ağları-
nın kurulmasıyla ilgili olarak yan
donamm ürünlerine ihtiyacımız ola
cak. Ayrıca bu yıl bir veritabanı ya
zılımı da seçeceğiz" dedi.
Bilgisayar ağlarının kurulma aşa
masında olduğu santral işletmele
rinde AWOCS projesiyle beraber
daha önce de belirttiğimiz gibi
CAB/CAM maliyet analiz modeli
üzerinde de çalışılıyor. CAB/CAM,
her santralin ya da ünitenin maliyet
merkezleri itibarıyla maliyetlerinin
aynntılı olarak ve sürekli bir biçim
de izlenmesi olanağı veriyor. Mali
yet Analiz Modelinin bir anlam taşı
ması ve sonuca ulaşılması için ise,
tüm merkez ve taşra ünitelerine
yaygınlaştınlması gerekiyor. TE
AŞ'ın taşra ünitelerine kadar bilgisa
yar almasındaki nedenlerden biri
nin de bu proje olduğu belirtiliyor.
12 i n c e l e m e 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
Bir sonraki işlemciniz hangisi olacak?
ALTUG ÖZGENLIK İşlemci bir sistemin kalbidir. Sistemde yapılan her işten
doğrudan ya da dolaylı haberi olur. Yani ondan habersiz
kuş bile uçmaz. Onun performansı her zaman sisteminizin
toplam performansında en belirleyici faktörlerden biridir.
İşlemciler sanırım bir sistemin en
çabuk demode olan ve en çok
değiştirilen donanımı. Bu tekno
loji o kadar hızlı ilerliyor ki, bir yıl
önce aldığınız ve pazarda bulabile
ceğiniz en hızlı işlemci, birden ol
dukça sıradan ve eski bir sistem
haline gelebiliyor. Aslında bu pek
çok PC kullanıcısının başına geli
yor. RISC tabanlı işistasyonu kulla-
nıcılan ise hallerinden çok fazla ra
hatsız olmuyorlar. Çünkü güçlü
RISC işlemciler onlann yatınmlannı
orta vadede koruyor. Yani bir RISC
işistasyonu aldığınızda en azından
birkaç yıl idare ediyorsunuz. İçin
de bulunduğumuz dönemde RISC
işlemciler de çok hızlı yenileniyor;
ama yine de RISC işlemci kullan
mak risksiz bir iş.
Sonsuz rekabet
Bilgisayar dünyasındaki hız yan
şında işlemciler hep pole pozisyo
nunda bulunurlar. Yeni bir veriyo-
lu ya da bellek standardı geliştir
meye ve bunu oturtmaya çalıştığı
nızda çok zorlanırsınız. Çünkü ye
ni ve hızlı bir veriyolu geliştirdiği
nizde en azından tüm anakartların,
grafik kartlarının ve hatta I/O de-
netçilrinin değişmesi gerekir. Yani
anakartınızda PCI veriyolu ve PCI
genişletme yuvası varken, tutup da
yeni alacağınız grafik kartının ISA
uyarlamasını almazsınız. Aynı şe
kilde PCI I/O kartı denetçisi kulla
nıp daha yüksek sabit disk ve giriş-
çıkış performansı alacağınıza, yine
ISA mimarisine sahip bir I/O kartı
almazsınız. Zaten bunlar sistemini
zin performansını dolaylı olarak et
kiler. Ama işlemcinizin hızlı olması
sizi doğrudan etkiler. Sonuçta sis
teminizde gerçekleşen işlemlerin
büyük bölümü işlemci tarafından
gerçekleştirilir ya da işlemci üze
rinden geçer. İşte bu noktada siste
minizdeki işlemcinin hızlı çalışan,
güvenilir ve standartları destekle
yen bir işlemci olması gerekir.
Aslında işlemci üreten şirketlerin
kıyasıya rekabete girdikleri birkaç
nokta var. Daha doğrusu İşlemci
Savaşları'nda değişik cepheler var.
Örneğin: CISC ve RISC cephesi, In
tel x86 mimarisi ve x86 alternatifle
ri gibi. Bunlar en belirgin iki cep
he. Fakat herkesin amacı kendi
standardım koymak ve fiyat/per
formans açısından
en iyi işlemciyi su
narak onu yaygın
laştırmak.
CISC
İ ş l e m c i l e r d e
kullanılan iki tek
nolojiden biri olan
CISC (Complex
Instruction Set
Computer), daha
çok Intel'in ve In
tel uyumlu işlemci
üretenlerin benim
sedikleri bir mima
ri. Aslında Intel
uyumlu demek bi
raz yanlış oluyor.
(Tabii ki AMD ve
Cyrix gibi üreticile
re göre.) Onlar "Intel ya da x86
uyumlu" kavramım kullanmaktan
çok yazılım uyumluluğunun kendi
leri için önemli olduklarını söylü
yor.
CİSC'in temel felsefesi kompleks
komut setlerine sahip işlemciler ve
bu komutlann işlemci içinde çalış
tırılıp sonuca ulaşmak. Karmaşık
komutlar ise daha uzun çözümle
me süresini (decode) beraberinde
getiriyor. Bu mimari aslında pipeli
ne kanalları ve saat hızı arttıkça iyi
performans veriyor. Zaten CISC
mimarisinin en büyük dezavantaj
ları da bunlar. Çünkü CİSC'te bir
komutun işlenmesi uzun sürüyor.
RISC
RISC (Reduced Instruction Set
Computer) bugün yüksek perfor
manslı işistasyonları ve sunucular-
daki işlemcilerin kullandıklan bir
mimari. RİSC'in temel özelliği kısa
ve işlenmesi az zaman alan komut
larla hız sağlamak. Yani birim za
manda işlenen komut sayısını artır
mak. Şu anda yüksek hızlı işistas
yonu, sunucu ve süper bilgisayar-
lann RISC mimarisine sahip işlem
ciler kullandıklarını göz önüne alır
sak, sanırım CİSC'çiler biraz yanılı
yor.
Tabii bu arada RİSC'çiler de
kendi içlerinde çetin bir savaşa tu
tuşmuş durumda.
Intel
Intel, bugün dünyadaki PC'lerin
büyük çoğunluğuna işlemci sağla
yan bir şirket. Intel'in şu anda en
hızlı işlemcisi Pentium Pro. Intel'in
Pentium Pro ürün ailesi 150, 166
ve 200 MHz saat hızında çalışan
Pentium Pro modellerinden oluşu
yor. Özellikle Dynamic Execution
özelliğiyle önemli bir performans
artışı gösteren Pentium Pro'nun
yüksek saat hızında çalışan model
leri bugün pazarda bulunan hızlı
RISC işlemcilerle rekabet edebilir
bir konuma geldi. Bu arada Intel,
Pentium ailesini de bırakmıyor. In
tel'in belirttiğine göre, özellikle
1996 yılı içinde Pentium işlemcisi
nin yeni saat hızlarında çalışan
uyarlamaları pazara sunulacak. Ay-
nca çokluortam ve grafik perfor
mansı için optimize edilen Pentium
işlemcilerini de yine 1996 yılı için
de görebileceğiz.
0.6 mikron BiCMOS teknolojisiy
le üretilmeye başlanan Pentium
Pro işlemcileri yüksek saat hızında
çalışan uyarlamalannda 0.35 mik
ron BiCMOS teknolojisini hedefli
yor. 64 bit bir işlemci olan Pentium
Pro özellikle WindowsNT işletim
sistemiyle oldukça iyi performans
veriyor. Zaten Intel de Pentium Pro
tabanlı sistemleri satan üreticilere
özellikle WindowsNT ya da OS/2
gibi 32 bit işletim sistemleriyle be
raber kullanıcıya sunmalan konu
sunda oldukça ısrarlı davranıyorlar.
256 KB iç ön belleğe sahip olan
Pentium Pro işlemcisi yüksek per
formansını biraz da bu ön belleğe
borçlu. Aynı zamanda ölçeklenebi-
lir bir mimari sunuyor. Pentium
Pro'nun şu anda hedeflediği pazar
ise WindowsNT tabanlı masaüstü
işistasyonlan ve sunucular. Bu pa
zarda Pentium Pro'nun en büyük
rakibi ise Alpha.
Digital Alpha
Digital'ın elindeki en büyük si
lah olan Alpha, özellikle Win
dowsNT platformunda oldukça iyi
performans veriyor. Yüksek saat
hızı teknolojisinde öncü şirketler
den biri olan Digital'ın Alpha iş
lemcisinin 100 MHz saat hızından
başlamak üzere çeşitli saat hızlann-
da çalışan uyarlamalan bulunuyor.
Ancak Digital şu anda daha çok
266, 300 MHz ve üzeri saat hızında
çalışan Alpha işlemcisi tabanlı sis
temlere ağırlık veriyor.
Çok hızlı gelişen bir işlemci olan
Alpha'nın fiyatlan ise gün geçtikçe
düşüyor. Yani Digital, Alpha işlem
cisi tabanlı güçlü PC'leri ve masa
üstü işistasyonlarını yaygınlaştır
maya çalışıyor. 0.35 mikron CMOS
teknolojisiyle üretilen Alpha işlem
cileri yalnızca WindowsNT platfor
munda değil UNIX platformunda
da güçlü bir alternatif sunuyor. Di
gital'ın özellikle 64 bit'lik Alpha iş
lemcisini 64 bit'lik Digital UNDC
(OSF/1) işletim sistemiyle destekle
mesi, bu sistemler üzerinde çalışan
yazılımlann gerçek 64 bit perfor
mansı almasına olanak tanıyor.
RISC mimarisine sahip olan Alpha
işlemcisinin 300 MHz saat hızında
çalışan uyarlamasında 9.3 milyon
transistör bulunuyor.
MIPS
Yüksek performanslı RISC iş
lemciler üreten MIPS'in işlemcileri
de MIPS adını taşıyor. Özellikle Si-
liconGraphics işistasyonlarının iş
lemcilerini ve SMP yapılannı tasar
layan MlPS'in R4000'den R1OOOO'e
kadar uzanan bir işlemci yelpazesi
var. MlPS'in pazara sunduğu en
yeni ürün olan MIPS R10000 64
bit'lik bir RISC işlemci. Özellikle
matematik işlemci performansı ol
dukça yüksek olan MIPS R10000
paralel işlem, hızlı grafik uygula-
maları, sanal gerçeklik gibi uygula
ma alanlarında kullanılıyor. 0.35
mikron CMOS teknolojisiyle üreti
len MIPS R10000 süper bilgisayar
larda kullanılan bir işlemci. Ancak
bu işlemcinin çok fazla üretici tara
fından desteklenmemesi ve fiyatı
nın pahalı olması dezavantajı.
MIPS işlemcilerinin bir avantajı ise,
WindowsNT işletim sistemiyle çalı
şabilmesi.
Ancak WindowsNT işletim siste
minin MIPS işlemcileri üzerinde
kullanımı çok yaygın değil. Eğer
böyle giderse MlPS'in işlemcileri
gelecekte de nerede ve kimlerde
olduğu belli olmayan ama herkesin
dilinde efsane olan süper bilgisa
yarlarda kullanılmaya devam ede
cek. Kısacası MIPS ve bir iki yıl ön
ce onu satın alan SiliconGraphics
şu anki konumlarından memnun
görünüyor.
PowerPC
PC kullanıcılarının birkaç yıl ön
ce büyük umutlar bağladıklan bir
işlemci olan PowerPC neredeyse
bir fiyasko olmanın tam eşiğinde.
Doğrusunu söylemek gerekirse ar
kasında IBM, Motorola ve Apple
gibi üç dev şirketin olmasına rağ
men PowerPC bir türlü pazarda
4-10 Mart 1996. Sayı: 57 i n c e l e m e 13
kendine sağlam bir yer bulamadı.
PowerPC 601, 603, 604 ve 620 ol
mak üzere şu anda dört değişik
modele sahip. Şu anda Po-
werPC'nin en üst modeli olan 620,
133 MHz saat hızında çalışıyor. 0.5
mikron CMOS teknolojisiyle üreti
len 64 bit'lik bir RISC işlemci olan
PowerPC 620 3-3 Volt'ta çalışıyor.
Diğer RISC işlemciler karşısında
çok fazla güçlü olmayan PowerPC,
yaygın destek gibi büyük bir avan
tajdan da yoksun olduğu için bir
türlü tutunamıyor. Ama PowerPC'i
tamamen gereksiz bir işlemci ola
rak ilan etmek de pek doğru ol
maz. Çünkü PowerPC Apple için
oldukça kötü bir zamanda şirketin
can simidi oldu. Motorola'nın
680x0 ailesini boş vermesiyle bera
ber yeni işlemci sıkıntısı çeken
Apple için PowerPC tam anlamıyla
bir çıkış kapısı oldu. Zaten Po
werPC işlemcisini en yaygın kulla
nan şirket de bugün Apple.
Apple'ı PowerPC projesinin ar
kasındaki bir diğer isim IBM izli
yor. IBM, Apple kadar çok Po
werPC tabanlı sistem satmıyor
IBM, PowerPC'yi RISC/6000 aile
sinde kullanıyor. Ayrıca Po-
werPC'nin SMP uygulamalannda
kullanımına örnekleri ise yine
IBM'in sistemlerinde görüyoruz.
Pazara sunulmadan önce Intel'in
ve x86 mimarisinin PC'lerdeki ha
kimiyetini tehlikeye sokacak alter
natif bir platform olarak görülen
PowerPC, hem performans olarak
hem vizyon olarak bilgisayar dün
yasının beklentilerinin altında kal
dı. WindowsNT işletim sistemiyle
de çalışan PowerPC'nin Alpha ve
Pentium Pro üzerinde çalışan Win
dowsNT işletim sistemleri karşında
pek şansı yok. Belki de PowerPC'yi
Nintendo ya da Sega'nın oyun sis
temlerinde kullanmak herkes için
daha iyi olabilir.
HP PA-8000
HP'nin UNIX tabanlı işistasyon-
larında kullandığı RA-8000 işlemci
si yine HP tarafından üretilen bir
RISC işlemci. PA RISC ailesinin ilk
üyesi 1986 yılında pazara sunul
muş. PA-8000 0.5 mikron CMOS
teknolojisiyle üretilmiş. PA-8000'in
saat hızı ise 200 MHz. Yüksek ma
tematik işlemci performansına sa
hip olan PA-8000 HP'nin PA-RISC
işlemci ailesinde şu anda geldiği en
üst nokta. 64 bit mimariye sahip
olan işlemcinin en büyük dezavan
tajı ise HP dışındaki üreticiler tara
fından fazla destek bulmaması. IRB
(Instruction Record Buffer) ön bel
lek teknolojisi sayesinde yüksek
performans elde eden PA-8000,
mühendislik alanında, üç boyutlu
uygulamalarda ve süper bilgisayar
larda kullanılıyor.
Sun UltraSPARC-II
Sun'ın UltraComputing felsefesi
ve Ultra işistasyonlarını bel kemiği
olan UltraSPARC-II işlemcisi 0.3
mikron CMOS teknolojisiyle üretili
yor.
Yüksek grafik, çokluortam ve ağ
performansı için optimize edilen
UltraSPARC-II işlemcisi 16 KB ko
mut, 16 KB veri ön belleğine sahip.
250 ve 300 MHz saat hızlannda ça
lışmak üzere tasarlanan UltraS
PARC-II işlemcisi işistasyonlan ve
UNIX tabanlı sunucu pazannda gü
venilir bir şirket olan Sun tarafın
dan geliştirilmiş. 64 bit RISC mima
risine sahip olan UltraSPARC-II iş
lemcisinin Sun'ın daha önceki
SPARC işlemcileri gibi diğer üretici
şirketler tarafından desteklenmesi
de bekleniyor.
Solaris işletim sistemiyle çalışan
UltraSPARC-II işlemcisinin pazara
aktif olarak sevk edilmesi ise bir
kaç ay içinde gerçekleşecek. Öl-
çeklenebilir bir mimari sunan Ult-
raSPARC-II'nin fiyat/performans
grafiğindeki başansı da yine önü
müzdeki günlerde belli olacak.
Dış kapının dış mandallan:
AMD, Cyrix ve NexGen
AMD ve Cyrix'in adını kullanıcı
lar ilk kez Intel 386 ve 486 işlemci
si uyumlu alternatif işlemcilerle
duymaya başladı. Bu şirketler için
de kullanıcılann en çok adını duy
duğu AMD, özellikle Intel'in
386DX-33 işlemcisinden daha ucuz
ve daha hızlı işlemci olan AMD
386DX-40 ile adını pazarda duyur
du. Intel'in 486 işlemcisinin karşı
sında yeni ürünler sunmakta geç
kalan AMD'nin yerini ise Cyrix
DX2-66 uyumlu işlemcilerle duyur
du. Şimdi AMD ve Cyrix, Pentium
teknolojisine alternatif ama tüm ya
zılımlarla uyumlu işlemciler geliş
tirme üzerinde çalışıyor. AMD'nin
bu kulvarda pazara sunmaya çalış
tığı işlemci K5 ile Cyrix'in M1rx iş
lemcisinden henüz bir ses yok. An
cak AMD bugünlerde NexGen'in
Nx686 işlemcisinin lisansım alarak
pazara sunmaya hazırlanıyor. AMD
ile NexGen arasındaki bu sıkı işbir
liği Pentium ve Pentium Pro işlem
cilerine karşı güçlü bir alternatif
sunma olasılığını artırıyor.
14 dünyadan 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
Patatesten yarı iletkene Derleyen: AMİL KUNT Mc Donalds'lara patates üreten J.R. Simplot,
şimdi Micron yarıiletken şirketiyle daha da
başarılı işler yapıyor. Bu haftaki yazımızın konusu
Amerikalı bir iş adamının öy
küsü... John Richard (JR)
Simplot, 86 yaşında bir milyarder.
Servetini çok basit ama devrim ni
telikli fikirleriyle, çok ter dökerek
ve şansı da o denli yaver giderek
yapmış bir insan. Fortune dergisine
göre Simplot bugün, Amerika'nın
batısına daha endüstrinin yerleş
mediği bir dönemden önce varlığı
nı çok büyük boyutlara ulaştırmış
son kişi. 1920'li yıllarda Ameri
ka'nın Patates Eyaleti olarak tanı
nan Idaho'da kurduğu patatese da
yalı bir tarım imparatorluğu içinde
bugün Mc Donalds'ın patates kı-
zartmalannın yüzde 50'sinden faz
lasını veren tesisleri Simplot'un sa
hip olduğu kuruluşlarından sadece
birkaçı. Bugün ise Simplot yan
iletken teknolojisindeki güçlü
isimlerden biri olan Micron Tech-
nology'nin en büyük hissedarı ve
yönetim kurulu üyesi Simplot'ın
yüksek teknoloji işinden elde et
tiği serveti, ancak Microsoft'un
ortaklan Bill Gates ve Paul Al-
len'in servetleri aşıyor.
Idaho eyaletinin Boise kentin
de kurulu Micron'da Simplot'un
hissesi iki yıl içinde 2.5 milyar do
lardan 3-4 milyar dolara yükseldi.
Simplot'un Micron'daki yüzde 21
hissesi Gordon Moore'ın Intel'de-
ki, Larry Ellison'un Oracle'daki ya
da David Packard ile William
Hewlett'in HP'de sahip olduklan
hisse oranlarıyla aynı düzeyde.
Ancak Simplot'un bu kişilerden
farkı, ilkokulun sekizinci sınıfın
dan öte bir eğitim görmemiş ve
servetinin yansını da 84 yaşından
sonra yapmış olması.
Yaklaşık 350 bin nüfuslu Boise
kentinin ABD'nin en hızlı gelişen
beş kentinden biri olmasındaki
en büyük etken Micron'a ait. Bo-
ise'da bir zamanların en ünlü in
şaat şirketlerinden Morrison
Knudsen kapanırken, Hewlett-
Packard'ın sabit disk ve yazıcı
fabrikası personel sayısını azaltır
ken, Micron 8 bin kişiye iş yarat
tı ve bu şirkete yatınm yapan pek
çok Idaho'luyu da milyoner yap
tı. Aralarında Micron'un yönetim
kurulu üyeleri, çiftçiler ve arazi
sahibi bulunan bu milyonerlerin
çoğu Simplot'un arkadaşları
olup, her biri bugün değerleri 50
milyon ile 100 milyon arasında
değişen Micron hisselerine sahip.
Bu kişilerin en büyük eğlencesi
şehir kulübünde Ceyar ya da
Jack diye çağırdıklan Simplot ile
poker ya da briç oynamak.
Hemen herkesin bir köşeye
çekildiği yaşta, Simplot patates,
çiftlik, kimya ile madencilik ve
Micron'dan kurulu imparatorlu
ğunda hâlâ iş hayatını et
kin bir şekilde sürdürü
yor. İşitmesi ve belleği
zayıflamış olsa bile vü
cutça çok sağlam. 300
milyon dolara satın aldığı
11 gıda üretim merkezini
kontrol etmek için son zamanlarda
gittiği Avustralya'dan dönen Simp
lot vakit buldukça golf oynuyor,
kayak yapıyor ve Lincoln otomobi
lim hâlâ kendisi kullanıyor.
Makine ve teknolojinin gücünü, yerinde ve
zamanında kullanabilmek
86 yaşında bir çiftçi nasıl oldu
da mikroişlem işine girdi? İş haya
tına bakıldığında Simplot'un mil
yonlarca dolar kazanmasında en
büyük nedeninin makine ve tekno
lojinin gücünü yerinde ve zama
nında kullanmasını bilmesinde ol
duğu görülüyor. 14 yaşında okulu
bırakan ve çiftliğindeki domuzlan
beslemek için ıskartalık patates ve
çölde vurduğu vahşi adann etini
pişiren dev bir kazan Simplot'un
ilk yaptığı makine oldu. Bir süre
sonra besi domuzlannı satan Sim-
lot böylece o zaman için küçük bir
servet sayılan 7 bin dolar kazandı.
Simplot'un ikinci makinesi patates
leri otomatik olarak ayıran makine
oldu. 15-16 yaşında olan Simplot,
bu makineden bir tane
sipariş etti ve kısa bir sü
re sonra Simplot bu ma
kine ile Idaho patatesleri
ni en hızlı ayıran işini
kurdu. Bu şekilde Simp
lot ilk milyonunu yapma
yoluna koyulmuş oldu. İkinci giri
şimine gıda kurutma teknolojisini
kullanmakla başladı. 1940 yılında
Kaliforniya'ya yaptığı bir gezide
soğanların nasıl kurutulduğunu gö
ren Simplot bir kurutma makinesi
sipariş etti ve bu makineyi 2. Dün
ya Savaşı'nda savaşan Amerikan
askerlerinin çok sevdiği kurutul
muş patates üretiminde kullanma
ya başladı. Bu makine Simplot'u
daha da zengin yaptı.
Simplot'un asıl önemli girişimi o
zamana dek hiç el atılamayan pata
tes dondurma işi oldu. Mühendis-
leri tarafından geliştirilen bir yön
temle patatesleri soyarak donduran
Simplot, Mc Donald's ile 1960'lı yıl
ların ortasında bir anlaşma yaparak
tüm dünyada bugün bir Mc Do
nald's standartı olan patatesleri sat
maya başladı. Bu anlaşma Simp
lot'un bu kez milyarder olmasına
yol açtı.
Bilgisayarı bilmez; ama Idaho'lu
1978 yılında bir grup Idaho'lu
mühendis tarafından kurulan Mic
ron daha işin başında finansman
yönünden darboğaza girdi. Mic
ron'un yüzde 50 hissesini 1 milyon
dolara vermeyi teklif eden kurucu
lar kime başvurduysalar geri çevril
diler. Oysa bugün şirketin yüzde
50 hissesinin değeri yaklaşık 7.5
milyar dolara ulaşmış bulunuyor.
Bu aşamada Simplot mikroişlem-
ci üretimi ile ilgili hiç bir bilgisi
olmamasına karşın kendisine
başvuran kurucuların Idaho'lu ol
ması nedeniyle Micron'a katılma
ya karar verdi. Böylece Simplot
yabancısı olduğu bilgisayar dün
yasına girerek milyarlarına mil
yarlar katmaya başladı.
Yaklaşık 1000 teknik elemanın
çalıştığı Micron'un Boise kentin
deki 1 6 5 bin metre karelik üretim
merkezi 900 milyon dolarlık yatı
rımla büyütülürken, ikinci bir
üretim merkezi için 2.5 milyar
dolar yatırım yapılıyor. Yan ilet
ken satışlarında bu yıl içinde
dünya genelinde yüzde 40 bir ar
tış beklenmekte olup, Micron'un
yüzde 5-5 pazar payı ile satışları-
nın 5.5 milyar dolara çıkacağı
tahmin ediliyor.
Kâr marjı yüzde 28 olan Mic
ron'un bu yıl da kârının çok yük
sek olacağı bekleniyor; ancak bu
yıldan sonra yonga fiyatlarının
hangi düzeylerde olacağmı şim
diden kestirmek çok güç. Dünya
da bugün 50'den fazla yonga
üretim merkezinin yapım süre
cinde olduğu göz önünde tutu
lursa, gelecek yıldan itibaren
yonga fıyatlarında belirli bir düş
me beklenebilir. Bununla bera
ber PC satışlarının sürekli artması
nedeniyle bu yonga yatırımlan-
nın kârlı yatırımlar olacağına da
inanılıyor.
Bu arada bir PC'si bile olma
yan ve bugün piyasa değeri 15
milyara ulaşan Micron Techno-
logy'nin en büyük hissedarı
Simplot, kazanlardan, patatesten,
gıda kurutucularından sonra yük
sek teknoloji dünyasında buldu
ğu yeni bir para makinesinin
zevkini çıkarıyor. Küçücük bir si
likon parçasından Simplot'un ka
zandığı para şimdiye dek kazan
dığından çok daha fazla...
4-10 Mart 1996. Sayı: 57 dünyadan 15
Apple'da Amelio dönemi Apple'ın yeni Başkanı Gilbert F. Amelio'yu zor günler
bekliyor. Ancak, Amelio'nun National Semiconductor'daki
deneyimi başta Apple kullanıcıları olmak üzere herkeste bir
umut ışığı oluşturdu.
55 sayımızda belirtilen ve
Apple'da bir süreden beri
beklenen yönetim deği
şikliği gerçekleşti. 1993 yılında
Apple'ın yönetimini John Scul-
ley'den alan Genel Müdür ve mu
rahhas üye 53 yaşındaki Michael
Spindler uzun bir mücadeleden
sonra yerini, son 15 aydır Apple
Yönetim Kurulu Üyesi olan 52 ya
şında Gilbert F. Amelio'ya bıraktı.
Apple'daki yeni görevi nedeniyle
National Semiconductor'daki baş
kanlık görevinden ayrılan Amelio, 5
Şubat'ta uzun süredir büyük sorun
lar yaşayan Apple'daki görevine
başlarken ilk işi Apple çalışanlarına
gönderdiği elektronik postada hırslı
bir Apple kullanıcısı olduğunu, bir
kaç hafta içinde Apple'ı tekrar rayı
na oturtmak amacıyla kendileriyle
görüşeceğini belirtmek oldu. İkinci
olarak Apple'ın bölüm başkanlarını
toplayan Amelio, Apple'm sağlığına
kavuşması için neler yapılması ge
rektiği ile ilgili fikirlerini almaya
başladı. Amelio'nun ilk hedefi, artık
her gün Apple'dan iyi haberler çık
ması için tüm yönetimin tam bir iş
birliğini sağlamak oldu.
Amelio şimdi Apple'ın sorunları-
nın kökenlerine inmek ve bu so
runlara kısa sürede çözüm bulmak
gibi son derece güç bir görevle kar
şı karşıya. Bu sorunların başında
azalan satışlar, küçülen pazar payı,
geçtiğimiz Ekim ayında başlayan
Apple'ın 1996 mali yılının ilk üç
ayındaki 69 milyon dolarlık zarar,
işten çıkarmalar, kilit noktadaki yö
neticilerin Apple'dan aynlmalan ve
yakında çıkacak ve büyük etki ya
ratacak herhangi bir ürünün olma
ması yer alıyor.
National Semiconductor deneyimi
Amelio'nun 1991 yılında başına
geçtiği National Semiconductor da
bunlara benzer sorunlar içinde
olup, iflasa çok yaklaşmıştı. Amelio
bu şirketin 33 bin kişilik iş gücünde
yaklaşık yüzde 30 bir kısıntı yapa
rak, 14 fabrikasından beşini kapata
rak ve ürünlerini belirli fonksiyonla-
rına göre üretecek bir strateji uygu
layarak şirketi düzlüğe çıkarmayı
başardı. 1991'de 151 milyon dolar
zarar eden National Semiconductor,
geçen yıl 2.4 milyar dolarlık satışla-
n ile rekor düzeyde 264 milyon do
lar kâr sağladı.
Bu nedenle Apple yönetiminin
Amelio'ya verilmesi doğru bir seçim
olarak nitelendiriliyor. Şimdi ivedi
likle yapılması gereken yeni bir
stratejinin saptanarak en kısa süre
de uygulamaya konulması. Spindler
döneminde çok pahalı projelerle
uğraşan Apple, asıl üzerinde çalışıl
ması gereken projelere yeterince
ağırlık vermemişti. Spindler'in son
bir çare olarak Apple'ın 14 bin 500
kişilik kadrosundan 1,300 kişiyi iş
ten çıkarması bile Apple'ın sorunla
rını hafifletmeye yeterli olmadı.
Apple'ın yeni başkanının bir so
runu da şirketin Sun Microsystems
ile birleşme konusunda bir süreden
beri devam eden görüşmeleri bir
sonuca vardırmak. Bilgisayar en
düstrisi gözlemcilerine göre Apple
yönetimindeki bu değişiklikten son
ra Sun ve Apple'ın birleşmesi şimdi
lik askıya alınmış olacak. İş hayatın
daki performansı gözönünde tutu-
larak, Amelio'nun birleşme gibi kısa
ve daha kolay bir çözüm yerine
Apple'ı eski konumuna getirebil
mek için her türlü çabayı gösterece
ği bir yolu seçeceğine inanılıyor.
Amelio'nun Apple için ilk aşama
da neler yapacağı kesin olmamakla
beraber, şirkete yakın kaynaklar
kendisinin National'da ve Louis
Gerstner'in IBM'deki sorunlara yak
laştığı gibi hareket edeceğine inanı
yorlar: Az konuşmak, çalışanları,
müşterileri ve bayileri dinlemek ve
sonra harekete geçmek...
Hissedarlann uzaklaştınlması için
yaptıklan baskılar sonucu Spind
ler'in istifası ile haftalardan beri sü
regelen kötü finans raporlarının ya
yım, Sun anlaşması ve Apple hak
kında çıkan birçok söylenti şimdilik
durgunlaşmış gözüküyor. Böylece
1985-1993 arası John Sculley, 1993-
1996 Michael Spindler dönemlerin
den sonra Apple'da Gilbert Amelio
dönemi başlamış bulunuyor. Şimdi
tüm bilgisayar dünyasının, borsala
rın, hissedarlann ve Macintosh top
lumunun gözleri çok zor bir görevi
üstlenmiş Amelio'nun üstünde.
Bundan böyle Apple'daki gelişme
leri ilerdeki sayılarımızda hep bera
ber izleyeceğiz.
16 s e k t ö r 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
IBM'den 1996
yazılım ürünleri
stratejileri IBM Türk, 5 ve 8 Şubat 1996 tarih
lerinde İstanbul ve Ankara'da müşte
rileri için yazılım ürünleri stratejileri
nin aktarıldığı iki toplantı düzenledi.
Bu toplantılarda Lotus Notes ve diğer
Lotus ürünleri ile IBM ürünlerinden
oluşan çözümler sunuldu. 'Küçük
Dünya' adlı sanal bir şirketteki bö
lümler incelenerek, burada kullanılan
IBM yazılımlarına dayalı uygulamalar
gösterildi. Grup çalışması yazılımı
olan Lotus Notes'un, Lotus'un masa-
üstü yazılımı SmartSuite ve CICS, IBM
MQ Series gibi altyapı yazılımları ile
ileri düzeydeki entegrasyonu da top
lantı konulanndan birini oluşturdu.
Aynca bu entegrasyonun ileri düzey
de sağlanması anlamına gelen 'Notes
Ready' kavramı da vurgulandı.
BİMEL'in eğitim seminerleri sürüyor
Bimel, ağ altyapısı ve LAN-WAN
bağlantıları konusunda başlattığı
eğitim seminerlerine devam ediyor
Bimel Network Division tarafından
hazırlanan bu seminerler İstanbul ve
Bursa'dan sonra Ankara'da da tek
rarlandı. Yetkililer belirli aralıklarla
düzenlenen bu eğitim dizisinin ikin
ci basamağını Network II'nin oluştu
racağım ve ağırlıklı olarak Internet
kullanımına yönelik olup, uygula
malı bir şekilde 1996 yılının ikinci
çeyreğinde yapılacağını belirttiler.
Öte yandan Digital Türkiye'nin ağ
ürünlerinin toptancısı da olan Bimel,
geçtiğimiz günlerde Ankara'da Digi-
tal'in ağ ürünlerini sektöre tanıtmak
amacıyla bir tanıtım ve eğitim semi
neri de düzenledi.
DOCS-OPEN
Türkçeleştiriliyor Türkiye temsilciliğini EB-Group'a
bağlı DAS A.Ş.'nin yürüttüğü DOCS-
OPEN Belge Yönetim Sistemi Türk
çeleştiriliyor. Çeşitli kuruluşlara tanı
tımının da yapıldığı DOCS-OPEN,
standart ya da SQL tabanlı pek çok
veritabanı yönetim sistemi ile uyum
lu olmasının yanı sıra Microsoft'un
tüm uygulama yazılımlan ile de en
tegre edilebiliniyor.
EB-Group yetkilileri, yurtdışında
büyük çaplı belge işleme ve yönetim
uygulamalarında önemli bir pazar pa
yına sahip olduğunu belirttikleri
DOCS-OPEN sisteminin ülkemizde
Microsoft Site'lar başta olmak üzere
banka, sigorta ve büyük holdingler
bazında pazarlanacağını söylüyor.
Aynca 4-8 Mart 1996 tarihleri arasın
da yurtdışından gelecek bir uzman ile
DOCS-OPEN konusunda Ankara'da
EB-Group Genel Merkezi'nde bir eği
tim verilecek. Daha ayrıntılı bilgi için
şu telefonlara başvurulabilir:
DAS AŞ./EB Group
Ankara 0312-4 38 75 74;
İstanbul 0212-278 4130
Digital Alpha
Wonderland'in
katılımcıları
belli oldu Digital Türkiye'nin, 7 Mart 1996
tarihinde Swissotel Fuji Salo-
nu'nda gerçekleştireceği Digital
Alpha Wonderland etkinliğinin
katılımcımları belli oldu. Etkinlik
kapsamında yer alacak şirketler
ve tanıtacaklan ürünler ve çözüm
ler şöyle:
Microsoft, Internet çözümleri;
Oracle, Web çözümleri; Sybase,
veritabanı yönetim sistemi ve
müşteri takip sistemi uygulamala-
rı; Software AG, finans sektörüne
yönelik veri ambarı uygulaması;
Datastore, Alpha platformunda ve
UNLX sistemlerde çalışan RAID
kontrollü, hata toleranslı saklama
birimleri; Estron/Prota Alpha, XL
üzerinde Windows NT CAD bazlı
çözümler; Intertech, Alpha platfor-
mu üzerinde bankacılık uygula-
maları; EB Group, Alpha platfor
mu üzerinde doküman arşivleme
sistemleri, masaüstü yayıncılık,
grafik, sunum ve baskı öncesi sis
temleri; Softan, Digital'ın Internet
World Wide Web'deki en gelişmiş
bilgi arama ve indeksleme tekno
lojisi Alta Vista (Super Spider); Di
gital AlphaStudio, animasyon yazı
lımı Softimage'ın Alpha XL kişisel
iş istasyonu üzerinde 3 boyutlu
sunusu; Digital Network, DEChub
900 ve Hubwatch Management
yazılımı; Digital MCS, Digital'ın çe
şitli marka bağımsız müşteri hiz
metleri; MFG/PRO, endüstriyel yö
netim sistemi MFG/PRO; MBS,
Alpha platformu üzerinde sunu
cu/istemci uygulaması; İnformatik,
Alpha platformu üzerinde meka
nik tasarım ve üretim otomasyonu
Pro/Engineer. Ayrıca SAP ve Su-
peronline şirketleri de etkinliğe
çeşitli ürünleriyle katılacaklar.
Ayrıntılı bılgı ıcın için Digital Türki
ye'nin 0216- 391 84 30 numaralı telefo
nunu arayabilirsiniz
Ankara/Karum'da Apple'lar tanıtıldı Apple/Bilkom 29 Şubat-3 Mart
1996 tarihleri arasında Anka-
ra/Karum alışveriş merkezinin gi
riş katında bir tanıtım etkinliği
düzenledi.
Bilgisayarın insan hayatındaki
etkin rolünü kullanıcılara tanıta
bilmek için düzenlenen etkinliğin
hedef kitlesini özellikle ev kulla
nıcıları oluşturdu. Şirket yetkilile
ri teknolojiyi verimli şekilde kul
lanmanın maliyeti azalttığını be
lirterek, etkinliğin yapılma amacı
nı bilgisayarın etkin şekilde kulla
nılmasını sağlamak olarak açıkla
dılar. Katılımcılara, Apple ürünle
riyle, nasıl bilgi alışverişinde bu
lunabilecekleri, bilgisayarlarını
faks ya da modem olarak nasıl
kullanabilecekleri, televizyonun
bilgisayar ekranında incelenmesi,
video görüntülerinin ekrana akta
rılması gibi konular hakkında bil
giler verildi.
Progress kullanıcıları İTÜ'de buluştu Servodata Progress, 14 Şubat 1 9 9 6 tarihinde İTÜ Maçka Sosyal te
sislerinde 'Türkiye Progress Kullanıcıları Grubu" adı altında bir toplan
tı düzenledi. Değişik ülkelerde de yerel Progress kullanıcıları için dü
zenlenen toplantının amacının, Türkiye'deki Progress kullanıcılarını
biraraya getirmek olduğu belirtildi. Toplantıda, Progress ile ilgili yeni
bilgiler verildi, karşılaşılan sorunlara çözümler sunuldu ve karşılıklı
bilgi alışverişinde bulunuldu. Ayrıca Progress V8 ve Progress Softwa
re şirketinin yeni hedefleri aktarıldı. Şirket yetkilileri benzer bir top
lantıyı da 25 Mart 1 9 9 6 tarihinde The Marmara Oteli'nde saat 14:00-
18:00 saatleri arasında yapacaklarını belirttiler.
Netaş çevreye de
duyarlı
Netaş, ortağı olan Nortel
şirketinin Avrupa, Amerika ve
Asya'daki 30 kuruluşu arasın
da yaptırdığı Çevre, Sağlık ve
Güvenlik (ÇSG) denetimi so
nucunda en üstün 3 kuruluş
tan biri oldu.
Netaş Genel Müdürü Tanju
Argun, yaklaşık bir yıldır ÇSG
programı kapsamında çalışma
ların sürdürüldüğünü belirti
yor. Argun, Netaş'ın katılım,
öncülük, yönetim, yasal uygu
lamalar ve sorumluluk konu-
larında temel yaklaşımları içe
ren ÇSG programı yönünde
sistematik çalışmalarına de
vam ettiğini de vurguluyor.
Netaş ÇSG programı kapsa
mında iş güvenliği, CFC 113
kimyasallarının Netaş'ta üre
timde kullanımdan kaldırılma-
sı çalışmalan, hava kirliliği ile
mücadele, atıklar ile toprak ve
yüzey sulan konularında faali
yet gösteriyor. Netaş kendi te
sislerinde aldığı tedbirlerin ya
nı sıra, toplumda çevre bilin
cinin artması amacıyla 4. Bo-
yut'un sponsorluğunda yaptığı
Uluslararası Çevre Belgeseli
ile Ümraniye ve Pendik'te
ağaçlandırma projelerini de
yürütüyor.
BauHaus'un ağ altyapısı Datel ve Siemens Nixdorf tan Geçtiğimiz aylarda İstanbul
Kozyatağı'nda hizmete açılan nal-
buriye malzemelerinin toptan ve
perakende satışını yapan BauHa
us'un ağ altyapısı Datel ve Si
emens Nixdorf çözüm ortaklığı
ile kuruldu. Siemens Nixdorf POS
sistemlerinin kullanıldığı market
te 25 adet POS ve yaklaşık 40
adet PC bulunuyor.
Tüm POS ve PC'lerin kablola-
ma sisteminin ise yedekli olarak
Datel tarafından yapıldığı belirtili
yor. Datel yetkilileri, bu sayede
herhangi bir hatta oluşacak arıza
durumunda yedek hat kullanıla
rak iş akışında sürekliliğin sağlan
dığını söylüyorlar.
BauHaus'da ağ sisteminin ku
rulması aşamasında 7 bin metre
ye yakın S/UTP kablo kullanıldığı
ve ağ altyapısı bedelinin yaklaşık
27 milyon dolar olduğu belirtili
yor.
ITD'nin yeni genel
müdürü Ali Erdilek Özellikle etkileşimli sesli yanıt
sistemleri alanında faaliyet gösteren
ITD İletişim Teknoloji Danışmanlık
A.Ş.'nin Genel Müdürlük görevini,
Şubat 1996 tarihi itibarıyla Ali Erdi-
lek'in üstlendiği bildirildi. 1986-
1995 tarihleri arasında İnfo Otomas
yon ve Telekomünikasyon A.Ş.'de
görev yapan Ali Erdilek son olarak
Estron Elektronik A.Ş.'de Genel Mü
dürlük görevini yürütüyordu. ITD
İletişim'in Genel Müdürlük görevini
daha önce, Aydın Kaya yapıyordu.
İMKB'de
sesli yanıt sistemi İstanbul Menkul Kıymetler Borsa
sı (İMKB), yeni binasına gelen ziya
retçileri, borsa hakkında bilgilendir
mek amacıyla bir Sesli Yanıt Sistemi
(SYS) kurdu. Bu sistemle dışarıdan
arayanlara değil sadece bina içinde
ki özel bilgi telefonlarından yapılan
aramalara birçok dilde cevap verile
cek.
Yerli ya da yabancı bir ziyaretçi,
borsa ile ilgili herhangi bir konuda
bilgi almak istediğinde, binanın çe
şitli yerlerine dağılmış bilgi telefon
ları kullanabilecek. Ziyaretçi, telefo
nu açtığı zaman kendisini karşıla
yan sisteme, önündeki telefonun
tuşlarını kullanarak istediği bilgilere
ulaşabilecek.
IMKB yetkilileri, hergün binlerce
kişinin borsayı ziyaret ettiğini vur
gulayarak, bu ziyaretçilerin hepsi
nin borsanın uzmanı olmadığını bu
nedenle ziyaretçilerin kafasında is
ter istemez bir takım soruların oluş
tuğunu belirtiyorlar. Sesli yanıt sis
teminin bu gibi sorulara yanıt ver
mek amacıyla hazırlandığını dile ge
tiren yetkililer, bu sistem aracılığı ile
hem servis kalitesinin artacağını
hem de ziyaretçilerin bilgi almak
için doğrudan bu sisteme başvura
bileceklerini söylüyorlar.
TBD 25.yılında bir
anı kitabı derliyor Türkiye Bilişim Derneği, 1996 yı
lı süresince 25- yıl kutlamaları ama
cıyla çeşitli etkinlikler düzenleye
cek. Bu etkinlikler kapsamında BT
sektörüne uzun yıllar hizmet vermiş
kişilerin fotoğrafları ve anılarından
oluşacak bir kitap da yayınlanacak.
Resimlerin bir kısmı, dernek merke
zinde 1996 yılının sonuna dek sergi
lenecek.
Pentium Pro 150 MHz'de indirim
Intel'in Türkiye temsilcisi Empa,
Intel'in Pentium Pro işlemcilerinde
indirim yaptığını duyurdu. Buna gö
re 150 MHz saat hızında çalışan
Pentium Pro işlemcisi 1,975 dolar
dan satışa sunulacak.
18 s e k t ö r 4-10 Mart 1996- Sayı: 57
Boyut Ltd'den
notebook
çantalarında
kampanya
Boyut Ltd., satışını yaptığı note
book çantalannda Mart ayı boyun
ca sürecek kampanya yaptığını du
yurdu. Çantalarda bilgisayar, taşı
nabilir yazıcı, bağlantı aksamı,
adaptör, disket seti, türlü dosya,
evrak, ofis kullanım gereçlerinin
hepsinin bir arada taşınabildiği be
lirtiliyor. Aynca cep telefonuna uy
gun bölmeler de bulunuyor. Bu in
dirim uygulamasıyla ASC 623 kod
lu gri ve ASC 621 kodlu siyah taşı
ma çantalan 89 dolardan 82.5 dola
ra, ASC 625 kodlu büyük boy gri
çanta 95 dolardan 90.2 dolara, ASC
681-24 kodlu yazıcı bölmeli ve ASC
682 kodlu kapak bantlı çantalar
110 dolardan 104.5 dolara indirile
rek satışa sunuldu. Çantaların satış
ları Mart ayı boyunca Spectrum
mağazalan ve bilgisayar şirketleri
kanalıyla perakende olarak yapıla
cak.
(Boyut/0212-27045 72)
HP'den mimarlık
bürolarına
kampanya
HP DesignJet teknolojisine geç
mek isteyen kalemli çizici kullanı
cılarına 700 dolara varan indirimler
sunuyor. 31 Mart 1996 tarihine ka
dar sürecek kampanya herhangi
bir marka kalemli çizicisi olduğunu
ispatlayabilen ve HP DesignJet 230
ya da 250C modellerinden birine
geçmek isteyenler için geçerli ola
cak. Eski kalem yazıcısı olduğunu
kanıtlayanlardan ellerindeki çizici
ler istenmeyecek.
Günde 10 adede kadar pafta çi
zimi yapan küçük mühendis grup-
lan için geliştirilen HP DesignJet
230, geniş formatlı mürekkep püs
kürtme özelliğine sahip. Bu ürün
çoğunlukla üretim yapan ve renge
gereksinim duymayan CAD kulla-
nıcılannın hizmetine sunuluyor.
Renkli ve mürekkep püskürtme
li çizici HP DesignJet 250C ise yine
üretim yapan ancak müşterilerine
sunu yapmak ya da daha karmaşık
bilgileri kağıda dökmek için renk
kullanmak isteyen CAD kullanıcıla-
nna yönelik. HP DesignJet 250C
dört temel renk kullanılarak 300
dpi çözünürlükte baskı sunuyor.
Her iki yazıcı da siyah-beyaz
çıktılarda 600 dpi çözünürlük sağ
lama özelliğine sahip ve bir yıllık
garantileri bulunuyor. Energy Star
uyumlu bu ürünlerin garantileri
HP'nin Destek Paketi ile üç yıla
uzatılabiliyor.
(HP/0212-224 59 25)
WinOfis ve WinLabel'in yeni uyarlamaları pazarda Motiva, Windows altında çalı
şan adres-etiketleme yazılımı Win
Ofis ile barkod etiketleme yazılımı
WinLabel'in yeni uyarlamalarını
pazara sundu.
WinOfis vl.5
Adres, etiket ve telefon rehberi
yazılımı olan WinOfis vl.5, eski
uyarlamaya ek olarak 'Import/Ex
port' işlemlerine kolaylık getiriyor.
İstenilen ebatta etiket basabilen
yazılım, aynca telefon çevirilebili-
yor ve telefon görüşmesi sırasında
da not almak için 'TeleNot' işlevi
mevcut. Kullanıcı, şirket ve şahıs
olmak üzere iki kayıt grubu ara
sında ilişkilendirme yapıp, tanım
lanan ilişki ile bir kayıttan diğer
kayıta geçiş yapabiliyor.
WinLabelvl.2ve
Winlabel++ v2.00
Barkod etiketleme yazılımı Win
Label'in yeni uyarlaması WinLabel
vl.2 EAN13, EAN8, UPC, CODE39,
CODE2of5, CODE2of5I, CODE-
ABAR barkod standartlannı des
tekliyor. Bu yazılım, istenildiğinde
Bitmap ya da Metafile destekli re
simleri etiketlere ekleyebiliyor ve
istenilen ebattaki etiketi değişik tür
yazıcılardan basabiliyor. WinLa-
bel++ v2.0 ise OLE2 desteğine sa
hip Container/Server desteği su
nan programlara barkod nesnesi
yerleştirebiliyor. Nesne transferini
sürükle/bırak tekniği ile yapan
yazılım, baskı önizleme işlevi ile
yazıcıdan çıktı almadan baskı
görüntüleyebiliyor. WinOfis VI.5,
35 dolar fiyatla pazara sunuldu.
WinOfis vl.5, WinLabel vl.2,
WMabel++ v2.00
Bilgi için:
Motiva,0256-6123095
HP'nin yeni ağ yönetim yazılımı pazara sunuldu Hewlett-Packard, yeni ağ yöne
tim yazılımı HP NetServer Naviga
tor 1.1 CD-ROM'unu pazara sun
du. Bu ürün HP'nin ağ yönetim
araçlannın yeni uyarlamalan ile
HP NetServer Assistant 2.3 yazılı
mının yeni uyarlamalannı içeriyor.
CD ile birlikte HP NetServer sunu
cularını (server) kullanan kullanı
cılara, Navigator CD'sinin yeni
uyarlamalanna güncelleme olana
ğı getiren 'Navigator Subscription
Service' abonelik sistemi de eklen
miş. Assistant 2.3 yazılımı içinde
rehberlik hizmeti veren Configura
tion Assistant 1.1, donanım sorun
larının saptanmasını ve çözümünü
sunan Diagnostic Assistant 3.0,
NetServer sunuculan hakkında bil
gi araması gerçekleştiren Informa
tion Assistant 1.5 ve bir kesintisiz
güç kaynağı yönetim yazılımı Po-
werWise Assistant yer alıyor. Abo
nelik sistemi hakkında bilgi ve
formlar şu adresten edinilebilir:
http://www. hp. com/go/netserver
HP NetServer Navigator 1.1 CD-ROM
Bilgi için:
Hewlett-Packard Türkiye,
0212-2245925
Intel'den yeni bir alternatif: Intel Atlantis anakartı Empa, Intel'in Pentium işlemcili
Advanced serisi anakartlanndan
Atlantis'i pazara sundu. Atlantis
anakartı üzerinde bütünleşik ola
rak hem ses hem de grafik yete
nekleri bulunuyor. Intel bu ana-
kart üzerinde ses yeteneği için, 16
bitlik Crystal-CS4232 denetleyici
yongasını, grafik yeteneği için ise
64 bitlik ATI Mach64CT denetleyi
ci yongasını kullanıyor. Grafik için
standart 1 MB olan ve 2 MB'a artı-
rılabilen DRAM yongalar kullanıl
mış. Pentium 75 MHz'den Pentium
1 6 6 MHz'e kadar tüm Pentium iş
lemcilerini destekleyen kart, Tri
ton PCI denetleyici yongası içeri
yor.
İki adet gelişmiş PCI IDE denet
leyici çıkışı bulunan anakartta kul
lanılan Flash BIOS, Windows95 ve
P&P'yi destekliyor. Atlantis ana-
kartları işlemcisi ile birlikte
satılıyor. Örneğin, Intel Pentium
75 MHz işlemcili bir Atlantis
anakartının Türkiye son kullanıcı
fiyatı, 525 dolar.
Intel Atlantis anakartı
Bügi için:
Empa, 0212-599 30 50
Koç Unisys'ten yenilenen MiniPC'ler
Unisys, Pentium işlemcili yeni MiniPC modellerinde PCI veri yolu
mimarisi, Pentium 75 MHz'ten Pentium 133 MHz'e kadar işlemci, 1 MB
bellekli 32 bit PCI video hızlandırıcılı ekran kartı bulunuyor. En fazla
128 MB bellek kullanabilen MiniPC'ler, EDO bellek desteğine ve
Windows NT Client sertifikasına sahip. Diğer özellikleri ise şöyle
sıralanıyor: 1 adet sabit disk ve 1 adet disket sürücü, 1 adet paylaşılan
ISA/PCI genişleme yuvası, güvenlik için yönetici ve kullanıcı şifreleri,
disket sürücüsüne erişim kontrolü, Windows 95, Windows for
Workgroups 3.11a, Novell Netware (istemci), Windows NT, OS/2 Warp
Connect with Windows, SCO UNIX işletim sistemleri ile çalışabilme, 2
adet seri, 1 adet paralel, 1 adet PS/2 mouse, klavye ve 1 adet IR
giriş/çıkış birimine sahip.
Unisys CWD MiniPC
Bilgi için: KoçUnisys, 0216- 310 92 45
Pro/ENGENEER
Release 16.0 BDT/BDÜ (CAD/CAM) uygula
ması gereksinimlerine çözüm geti
ren Pro/ENGINEER yazılımının
yeni uyarlaması Informatik tara
fından pazara sunuluyor. Bu yeni
uyarlama, müşteri taleplerine uy
gun olarak 500'e yakın yenilik ve
5 yeni modül ile geliyor. Pro/EN
GINEER 16.0 uyarlamasına, kulla
nım verimliliğini artıran 'iletişim
kutusu' eklenmiş. Ayrıca, CNC
makine tezgahlanyla Pro/MANU-
FACTURING ürünleri arasında
uyum sağlayan beş yeni modül de
hizmete sunuluyor. Release 16.0,
diğer CAD ortamlanndan alınan
verileri yeniden kullanılmasına ve
yeni düzenlemeler yapabilmesine
olanak sağlıyor.
Pro/ENGINEER Release 16.0
Bilgi için:
Informatik, 0212-222 32 35
20 insan k a y n a k l a r ı 4-10 Mart 1996. Sayı: 57
22 m e s a i s o n r a s ı 4-10 Mart 1996.Sayı: 57
ALTUG ÖZGENLİK
Uzun bir tatilden sonra klavyenin başına oturup yazı yazmak
bazı açılardan zor gelse de bazı açılardan da oldukça kolay. Tabii
ki burada sözünü ettiğim açılar 90 ya da 45 derece değil. Bu uzun
tatil boyunca klavye ile oyun oynamak dışında bir ilgim olmadığı
için yazma pratiğimi biraz kaybetmişim. Diğer yandan tüm tatil
boyunca yazı yazmadığım için kafamda yazacak oldukça şey
birikti.
Genellikle insanlar bu tatil boyunca şehir dışına bir yerlere
kaçtılar. Ben ise bilgisayarımı ve gitarımı alıp bir haftalığına
Cem'lerin evine yerleştim. Cem'in anne ve babasının evde
olmamasını fırsat bilerek kalkıştığımız bu işten neyse ki
yüzümüzün akıyla çıktık. Yani eve herhangi bir maddi zarar
vermedik. Tatil boyunca eve girip çıkan insanların sayısı ise
yaklaşık 40 kadardı. Bu 40 kişinin yaklaşık 20-25 kişilik bir
bölümünü ise DOOM'da mahvettim. Tam 5 gün boyunca aralıksız
DOOM oynuyordum. İlk günün sonunda gözlerimi her
kapattığımda DOOM görüyordum. İkinci günün sonunda
rüyalarımda DOOM görmeye başladım. Hatta bu rüyalardan bir
tanesi oldukça ilginçti. Bilgisayar dünyasının önde gelen köşe
yazarlarından John Dvorak rüyamda Cem ve benimle
konuşuyordu. Windows 95 ile OS/2 Warp'i karşılaştıran Dvorak,
OS/2 kullanıcısı olduğundan onun daha iyi olduğunu söylüyordu.
Cem de Dvorak'a sinirlenip Windows 95'i savundu ve en sonunda
adama hakaret etti. Tabii ki Dvorak çok sinirlendi. Bu yüzden ben
de ona klasik sayılan sözlerle "Dvorak usta sen uyma ona, o
çocuk biraz agresiftir" gibi şeyler söyledim. Dvorak ise elindeki
bira kutusunu gösterip, tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi.
Aslında bu bahaneydi, oradan uzaklaşmak istiyordu. Ben de
"koridorda sağdaki ilk kapı" dedim. Sonra uzun zaman geçti ama
Dvorak dönmedi. Ben de bu arada Cem'e söyleniyordum. Sonra
odadan çıkıp Dvorak'ı kontrol etmek istedim. Odanın kapısını
açtığımda karşımda herşey garip tonlardaki renklere bürünmüştü.
Ayrıca bana yakın olan kapı ve duvarlarda el kadar pixel'ler
büyüklüğünde gözüküyordu. Kendi kendime "olamaz", dedim.
Artık DOOM'un içindeydim. Sonra birden sağ tarafımda yeşil
elbisesi ve kaskıyla Cem belirdi. Bana dönüp "Altuğ neredeyiz
biz" diye sordu. Geldiğimiz kapıdan çıkamıyorduk ve o garip
kahverengi canavarlar üzerimize doğru gelip bize ateş topları
atmaya başlamışlardı. Onlarla savaşmaktan başka yapacak bir şey
yoktu. Derken Dvorak'ı da çok yükseklerde bir kafese hapis
ettiklerini gördüm. Onu kurtarmalıydık. Ama her taraftan garip
yaratıklar çıkıyordu ve bulunduğumuz yer çok karmaşık bir
labirentti. Sonunda labiretten çıkmış ve Dvorak'ın hapis tutulduğu
kafesin yakınına gelmiştik. Onu görebiliyorduk. Tam
üzerimizdeydi. Derken Cem'in üzerine doğru korkunç bir yaratık
gelmeye başladı. Ateş ettim ama onu ıskaladım. BSG-9 ile ateş
ettiğim için silah hem geç doluyordu, hem de bu silahı en iyi
dostunun yakınında kullanmak pek akıllıca bir davranış olmazdı.
Yaratık giderek Cem'e yaklaşıyordu. Cem'in ona hemen ateş
etmesi gerekiyordu ama onun elinde de roketatar vardı. O yüzden
o da yakından ateş edemiyordu. Sonra yaratık Cem'in üzerine
doğru gelirken Cem'in ayağı takıldı ve sırt üstü yere düştü, o
sırada ben de silahımı değiştirip daha hafif, hızlı ateş eden ve
nokta hedefleri vurmaya yarayan bir silah seçmeye çalışıyordum.
Tam o sırada felaketlerin en büyüğü başımıza geldi. Cem yere
düşerken yanlışlıkla silahım ateşledi ve namludan çıkan roket 25-
30 metre kadar üzerimizde bulunan Dvorak'ın tutsak olarak
bulundurulduğu kafese doğru olanca hızıyla gitmeye başladı.
Roket kafese çarptı ve bir çığlık sesi duydum. Hemen dönüp
Cem'in kolunu koparmaya çalışan canavara lazer silahımla çok
seri atışlar yaptım ve onu yok ettim. Daha sonra Cem'in birşeyi
olmadığını gördüm ve rahatladım. Oradaki asansöre binip
doğruca Dvorak'ın tutsak bulunduğu kafesin olduğu kata çıktık.
Kapı açıldığında Dvorak yerde yatıyordu. Hemen gidip yaşayıp
yaşamadığım kontrol ettim. Yaşıyordu ama kafasından kan
akıyordu. Sanırım roket tam kafese isabet etmemişti ama
patlamanın etkisiyle havaya fırlayan Dvorak kafasını bir yerlere
çarpmıştı. Cem'in silahı ve cephanesi oldukça sınırlı olduğu için
Dvorak'ı Cem'in sırtına bağladık. Ben ise önlerinden gidip yol
açıyor ve olası tehlikeleri ortadan kaldırıyordum. Daha soma
Haluk beni uyandırdı. Saat sabahın 10:30'uydu. İlk lafı ise şu oldu:
"Hadi şu bilgisayarlan ayarla da DOOM oynayalım. Ama bu kez
seni kesin yeneceğim." Ona bakıp sadece pis pis güldüm. Üç
dakika sonra ise onu beşinci kez öldürüyordum.
Haftaya kadar hoşçakalın ve beş saatten daha uzun süre ara
vermeden DOOM oynamayın.
Logo, dağıtım kanalında
uzmanlıklar oluşturdu NURAY ÖZKAN Geçtiğimiz yılın başlarında dağıtım kanallarında yeni bir düzenlemeye
giden Logo Yazılım, bayileri arasında dağıtım, destek, eğitim gibi
uzmanlıklar oluşturdu. 1996'yı bu uzmanlıkların geliştirilmesiyle geçirecek
olan şirket, son olarak yetkili destek merkezleri uygulamasını başlattı.
Daha once Logo Center
ve onlara bağlı yetkili
satıcılar şeklinde yapı
lanan Logo'nun dağıtım ka
nalı, 1995 yılının ilk ayların
da yapı değişikliğine uğra
mıştı. Logo Yazılım, pazara
sunduğu ya da sunacağı
ürünlerin nitelikleriyle doğru
orantılı olarak dağıtım kana
lı yapısında birtakım uzman
lıklar oluşturmuştu. Burada
amaç, kullanıcının satın aldı
ğı üründen daha iyi verim
elde edebilmesi, net, güve
nilir ve standart şekilde hiz
met alabilmesini sağlamaktı.
Sonuçta şirket, Logo Center
kavramının yerine Ana Dağı
tıcılar ve Yerel Dağıtıcılar
uygulamasını başlattı.
Geçen yılı bu yapılanma
nın tamamlanması ile geçi
ren Logo, geçtiğimiz günler
de dağıtım kanalının son
halkası olan Yetkili Destek
Merkezlerini oluşturdu. Şir
ket, 1996 yılı içinde dağıtım
kanalında herhangi bir stra
tejik değişikliğe gitmeyip
mevcut yapının daha iyi uy
gulanabilmesi ve verim alı
nabilmesi üzerinde yoğunla
şacak. Ancak şirket daha
şimdiden pazarın gelişimi
doğrultusunda ileriki yıllar
için ne gibi değişiklikler ya
pılabileceği konusunda ça
lışmalara başlamış durumda.
Logo Yazılım Kanal Geliş
tirme Müdürü Birol Caba-
dak, önceki yapıda Logo
Center'lann hem dağıtım,
bayi organizasyonu, hem de
eğitim, çözüm geliştirme,
destek ve son kullanıcıya sa
tış işlemlerinin hepsini bir
den yaptıklarım belirterek,
yeni yapılanmada kanalların
uzmanlaşmasına çalıştıkları-
nı söyledi ve "Logo Cen
ter'ların birçok işi birden
yapmak durumunda kalması
yerine onların en iyi bildik
leri ve yaptıkları işlerde uz
man olmalan, o alana yatı
rım yapmalarını istedik.
Böylelikle kullanıcıya da da
ha nitelikli şekilde hizmet
vermek söz konusu olacaktı.
Logo Center'lar hem doğru
dan son kullanıcıya hem de
kendi bayi kanalına satış ya
pıyordu ve Logo Gold dışın
da tüm ürünleri satıyorlardı.
Bunun yanı sıra satış sonrası
hizmetleri de vermek duru
mundaydı. Yeni düzenle
meyle Center kavramı, yerini
yerel dağıtım merkezlerine
bıraktı" dedi.
Logo'nun yeni kanal yapı
lanmasını ise Cabadak şöyle
açıkladı: "Kanal yapımızı
Ana Dağıtım Merkezleri, Ye
rel Dağıtım Merkezleri ve Yetkili Satıcılar olmak üzere
3 ayrı kategori haline getir
dik. Bunun yanı sıra satış
sonrası hizmetler için de
Yetkili Eğitim Merkezi, Yet
kili Destek Merkezi, Gold
Çözüm Merkezleri oluştur
duk.
Logo, Gold dışındaki tüm
ürün sevkiyatını yalnızca
ana dağıtım merkezlerine
yapıyor. Bu merkezler son
kullanıcıya satış yapmadan,
ürünü yerel dağıtım merkez
lerine ulaştırıyor. Ürünlerin
dağıtım işlemleri için bunları
yaparken, öte yandan satış
sonrası hizmetler için ise
geçtiğimiz yılın ortalarında
yetkili eğitim merkezleri ve
bugünlerde de yetkili destek
merkezleri oluşturduk."
Logo, yeni yapılanmanın
paralelinde ürünlerinin nite
liklerinde de değişikliğe git
ti Birtakım ürünlerini kutu
satışı şekline dönüştürerek
eğitimsiz fiyatları üzerinden
satmaya başladı.
Ürün kutularının içine
yetkili eğitim ve destek mer
kezlerinin telefon numarala-
nnı yerleştirdi. Şirket, yakın
da satışa sunacağı ticari pa
keti Logo Klasik'i de eğitim
siz fiyattan satmaya başlaya
cak.
Öte yandan Logo, geçtiği
miz yıl yetkili satıcı sayısını
artırma yönünde bir hedefi
olduğunu açıklamış ve 400
olan yetkili satıcılarının sayı
sını 1,500'e çıkarmayı amaç
lamıştı. Logo 1 yıl içinde
1,200 adet yetkili satıcı atadı.
Şirketin bundan sonraki he
defi, sayıyı artırmanın yanı
sıra mevcut yetkili satıcılarını
ürünler ve pazarlama strate
jileri hakkında bilgilendir
mek.
Logo, Yetkili Destek Merkezleri
hizmetini başlattı
Logo'nun satış sonrası hizmetlerde dağıtım kanalında
ki son halkası Yetkili Destek Merkezleri. Yetkili Destek
Merkezleri, Logo kullanıolanna telefonla destek, yerinde
destek ve yıllık destek anlaşmaları şeklinde hizmet
veriyor. Şirket, 10 adet yetkili destek merkezi belirlemiş
durumda. Bunlardan 7'si ile sözleşme imzalayan Logo
yetkilileri, yoğun talep olması dolayısıyla yakın bir tarih
te bu sayının 20'ye ulaşabileceğini söylüyor. Ancak bu
noktada, tıpkı Yetkili Eğitim Merkezlerinde olduğu gibi
seçilen merkezlerin nitelikli olmasına önem veriliyor. Şir
ket, merkezlere destek verecek elemanların mutlaka ser
tifikalı olması zorunluluğunu getiriyor. Yetkili Destek
Merkezlerinin farklı illerde konumlanmasına özellikle
önem veriliyor. Şu anda mevcut Logo bayileri içinde des
tek verebilecek nitelikte olanların yetkili destek merkezi
oldukları dikkat çekiyor.
Sun, Internette kararlı Sun Microsystems ve Türkiye
temsilcisi Gantek, 27 Şubat 1996
tarihinde İstanbul'da Internet
konulu bir konferans düzenledi.
Sun Microsystems'in ve Türkiye
temsilcisi Gantek'in 27 Şubat 1996
tarihinde İstanbul Askeri Müze Kültür
Sitesi'nde düzenlediği Internet
konferansında, Türkiye'den Satko, Oracle,
Comnet ve SuperOnline, yurtdışından ise
DimensionX ve Check Point Software
şirketlerinden de konuşmacılar yer aldı.
Sun Microsystems Türkiye Genel
Müdürü Fred Kohout, konferansın açılış
konuşmasında Sun Microsystems'i ve
şirketin Internet yaklaşımını tanıttı.
Konferansın "Internet ve Java" olarak
tanımlanması nedeniyle ağırlıklı konunun
Java olacağı bekleniyordu. Oysa ilk
konuşmacı olan Satko'dan Hasan
Çolakoğlu'nun konuşmasından sonra,
katılımcılann Java'dan çok TURNET'İ merak
ettikleri izlenimi oluştu. Türk Telekom'un
açtığı TURNET (Türkiye Ulusal Internet
Altyapı Ağı) ihalesini kazanan
konsorsiyumda yer alan Satko'yu temsilen
konferansa katılan Çolakoğlu, Türkiye'de
Internet'in bugünkü durumu hakkında
katılımcılara bilgi verdi (Hasan
Çolakoğlu'nun konuşmasına ait ayrıntılı
haber sayfa 4'te).
Tüm gün süren konferansın öğleden
önceki bölümünde, Sun Microsystems'in
Türkiye temsilcilerinden Gantek, Internet'i
tanıtıcı bilgiler aktanrken, Oracle Türkiye
ise son günlerin gözde kavramı "Intranet"
konusuna ağırlık verdi ve Oracle ürünleri
ile kuruluşların kendi Intranet'lerini nasıl
yaratabileceklerini gösterdi. Konferansa
yurtdışından katılan DimensionX şirketinin
yetkilisi, Java ile programlama konusuna
değinirken, SuperOnline Internet'te on-line
servisler konulu bir konuşma yaptı.
Konferasın öğlenden sonraki bölümünde
ise, yine yurtdışından katılan Check Point
şirketi ise, Internet'te güvenlik konulu
konuşmasında bu konudaki ürünleri olan
FireWall l'i tanıttı. Comnet şirketinin
yetkilisi konuşmasında, Internet'e
bağlanmak için yapılması gerekenlerin yanı
sıra, Internet'te iş uygulamaları konusunda
da bilgi verdi. Konferansın son konuşması
daha çok eğitim niteliğindeydi. DimensionX
şirketi yetkilisi, katılımcılara Web sayfası
yaratılması konusunda bilgiler verdi.