24
TURNET yakında hizmete açılıyor Türkiye Internet omurgasını oluşturacak olan TURNET ile ilgili sözleşme Türk Telekomünikasyon A.Ş. (TO Yönetim Kurulu'nda görüşüldü ve onaylandı. TT ile Sprint-ODTÜ-SatKo konsorsiyumu arasında sözleşmeyle ilgili imza töreni ise 1 Mart 1996 tarihinde Ankara'da yapıldı. Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber kamuoyunun merakla beklediği ücretlendirmeler de belli oldu. Kiralık hattın üzerinden geçirilen trafikten bağımsız ve trafik bazlı olmak üzere 2 kategoride yapılan tarifelendirmede ücretler bağlantı şekline göre de değişiyor. Ayrıca akademik kuruluşlara Internet bağlantıları için yüzde 20, kiralık hat fiyatlarında da yüzde 50 oranında bir indirim yapılacağı öğrenildi. Öte yandan, TURNET konsorsiyumunda yer alan SatKo'dan Hasan Çolakoğlu, İstanbul'da Sun Microsystems tarafından düzenlenen Internet konferansında, konsorsiyumun Internet'te sansür konusuna olumsuz baktığını bildirerek, "Biz olduğumuz sürece Türkiye'de Internet sansür edilemez" dedi. (Ayrıntılı haber sayfa 4'te) Türkiye BT pazarı yüzde 55.5 büyüdü İnterpro Pazar Araştırma Mer- kezi'nce yayınlanan 1995 Türki- ye BT Pazan Ön Raporu'na gö- re BT pazarında 1995'te 950.9 milyon dolar gelir elde edildi. Bu rakam 1994'ün yüzde 55.5 üzerinde. Pazarda en büyük ar- tış PC gelirlerinde görüldü. 1995 yılı PC satış gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 78 artarak 302.8 milyon dolar oldu. 1995 yılında satılan PC sayısı ise, 183 bin 959 olarak açıklandı. En çok satılan ilk üç marka ise sırası ile şöyle: IBM, Escort, HP. (Ayrıntılı haber sayfa 3'te) Internet'te güvenli alışveriş için ilk adımlar Internet üzerinden güvenli bir şekilde elektronik ticaret yapabil- mek için bir süredir kredi kartı şirketleri ve bilgisayar endüstrisi ortak hareket ediyor. Visa ve Mic- rosoft'un, 1994 yılından beri In- ternet'te güvenli alışverişin stan- dartlarını oluşturma çalışmalarının sonucu olan, Security Electronic Transactions adı verilen standart- lar topluluğunun duyurusu yapıl- dı. 2000 yılında dünyada 200 mil- yar dolarlık elektronik alışveriş yapılması bekleniyor. (Ayrıntılı haber sayfa 2'de) Bu sayıda... Microsoft, Windows NT Server tanıtım semineri (Sayfa 8) İ.Ü. Internet üzerinde veri bankası oluşturuyor (Sayfa 10) TEAŞ'ın 1995 yılı BT yatırımı 62 milyar TL (Sayfa 11) Bir sonraki işlemciniz hangisi olacak? (Sayfa 12-13) • Patatesten yarıiletkene (Sayfa 14) Apple'da Amelio dönemi (Sayfa 15) Digital Alpha Wonderland'in katılımcıları belli oldu (Sayfa 16) Yeni ürünler (Sayfa 18) Logo, dağıtım kanalında uzmanlıklar oluşturdu (Arka sayfa) Sun, Internet'te kararlı (Arka sayfa) SSK ve TAI, BT şirketi kuruyor Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TAI) bir bilgisayar ihtisas şirketi kuru- yor. SSK'run kuruluş yasası gereği Ba- kanlar Kurulu onayı gerektiren bu şir- ketin kuruluş çalışmaları için ise yeni hükümetin kurulması bekleniyor. Söz konusu şirket, ağırlıklı olarak SSK'ya hizmet vereceği gibi diğer kamu kuru- luşlarının bilgi teknolojisiyle ilgili talep- lerini de karşılayacak. SSK Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Atabek, öncelikle bu şirketin bütün kamu kuruluşlarında yaşanan personel sorununa bir çözüm getireceğini söyledi. Öte yandan kamuda ilk defa gerçek- leşen bir uygulamayla klasik bir müte- ahhit sözleşme- si, yani anahtar teslimi bir ihale yapılmadan SSK, Bilgi İş- lem Merke- zi'nde çalıştırıl- mak üzere ihti- yacı olan tek- nik personeli TAI'den hiz- met alımı şeklinde karşılamaya başladı. (Ayrıntılı haber sayfa 8'de) Anabilgisayarlar ölmüyor Sistem küçültme yaklaşımlarının yoğun olarak konuşulmaya başlama- sıyla anabilgisayar pazarının önemli ölçüde kan kaybedeceği yorumlan şimdilik geçersiz kaldı. Türkiye BT sektöründe -her ne kadar büyük oranda saüş olmasa da- anabilgisa- yarların pazarını koruduğu gözleni- yor. Önümüzdeki yıllarda ortaboy sistemlerin kullanımının artmasıyla birlikte büyük sistemlerin kimlik de- ğişimine uğraması, yüksek seviyeli sunucu sistemler olarak anılması söz konusu. (Ayrıntılı haber sayfa 6-7de)

TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

TURNET yakında hizmete açılıyor

Türkiye Internet omurgasını

oluşturacak olan TURNET ile ilgili

sözleşme Türk Telekomünikasyon A.Ş.

(TO Yönetim Kurulu'nda görüşüldü ve

onaylandı. TT ile Sprint-ODTÜ-SatKo

konsorsiyumu arasında sözleşmeyle ilgili

imza töreni ise 1 Mart 1996 tarihinde

Ankara'da yapıldı.

Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber

kamuoyunun merakla beklediği

ücretlendirmeler de belli oldu. Kiralık

hattın üzerinden geçirilen trafikten

bağımsız ve trafik bazlı olmak üzere 2

kategoride yapılan tarifelendirmede ücretler bağlantı şekline göre de

değişiyor. Ayrıca akademik kuruluşlara

Internet bağlantıları için yüzde 20,

kiralık hat fiyatlarında da yüzde 50

oranında bir indirim yapılacağı

öğrenildi.

Öte yandan, TURNET

konsorsiyumunda yer alan SatKo'dan

Hasan Çolakoğlu, İstanbul'da Sun

Microsystems tarafından düzenlenen

Internet konferansında, konsorsiyumun

Internet'te sansür konusuna olumsuz

baktığını bildirerek, "Biz olduğumuz

sürece Türkiye'de Internet sansür

edilemez" dedi.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

Türkiye BT pazarı yüzde 55.5 büyüdü İnterpro Pazar Araştırma Mer-

kezi'nce yayınlanan 1995 Türki­

ye BT Pazan Ön Raporu'na gö­

re BT pazarında 1995'te 950.9

milyon dolar gelir elde edildi.

Bu rakam 1994'ün yüzde 55.5

üzerinde. Pazarda en büyük ar­

tış PC gelirlerinde görüldü. 1995

yılı PC satış gelirleri bir önceki

yıla göre yüzde 78 artarak 302.8

milyon dolar oldu. 1995 yılında

satılan PC sayısı ise, 183 bin 959

olarak açıklandı. En çok satılan

ilk üç marka ise sırası ile şöyle:

IBM, Escort, HP.

(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)

Internet'te güvenli alışveriş

için ilk adımlar Internet üzerinden güvenli bir

şekilde elektronik ticaret yapabil­

mek için bir süredir kredi kartı

şirketleri ve bilgisayar endüstrisi

ortak hareket ediyor. Visa ve Mic-

rosoft'un, 1994 yılından beri In­

ternet'te güvenli alışverişin stan­

dartlarını oluşturma çalışmalarının

sonucu olan, Security Electronic

Transactions adı verilen standart­

lar topluluğunun duyurusu yapıl­

dı. 2000 yılında dünyada 200 mil­

yar dolarlık elektronik alışveriş

yapılması bekleniyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Bu sayıda...

• Microsoft, Windows

NT Server tanıtım

semineri

(Sayfa 8)

• İ.Ü. Internet üzerinde

veri bankası oluşturuyor

(Sayfa 10)

• TEAŞ'ın 1995 yılı BT

yatırımı 62 milyar TL

(Sayfa 11)

• Bir sonraki işlemciniz

hangisi olacak?

(Sayfa 12-13)

• Patatesten yarıiletkene

(Sayfa 14)

• Apple'da Amelio

dönemi

(Sayfa 15)

• Digital Alpha

Wonderland'in

katılımcıları belli oldu

(Sayfa 16)

• Yeni ürünler

(Sayfa 18)

• Logo, dağıtım

kanalında uzmanlıklar

oluşturdu

(Arka sayfa)

• Sun, Internet'te

kararlı

(Arka sayfa)

SSK ve TAI, BT şirketi kuruyor Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ile

Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.

(TAI) bir bilgisayar ihtisas şirketi kuru­

yor. SSK'run kuruluş yasası gereği Ba­

kanlar Kurulu onayı gerektiren bu şir­

ketin kuruluş çalışmaları için ise yeni

hükümetin kurulması bekleniyor. Söz

konusu şirket, ağırlıklı olarak SSK'ya

hizmet vereceği gibi diğer kamu kuru­

luşlarının bilgi teknolojisiyle ilgili talep­

lerini de karşılayacak. SSK Bilgi İşlem

Daire Başkanı Fatih Atabek, öncelikle

bu şirketin bütün kamu kuruluşlarında

yaşanan personel sorununa bir çözüm

getireceğini söyledi.

Öte yandan kamuda ilk defa gerçek­

leşen bir uygulamayla klasik bir müte­

ahhit sözleşme­

si, yani anahtar

teslimi bir ihale

y a p ı l m a d a n

SSK, Bilgi İş­

lem Merke-

zi'nde çalıştırıl­

mak üzere ihti­

yacı olan tek­

nik personeli

TAI'den hiz­

met alımı şeklinde karşılamaya başladı.

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

Anabilgisayarlar

ölmüyor Sistem küçültme yaklaşımlarının

yoğun olarak konuşulmaya başlama­

sıyla anabilgisayar pazarının önemli

ölçüde kan kaybedeceği yorumlan

şimdilik geçersiz kaldı. Türkiye BT

sektöründe -her ne kadar büyük

oranda saüş olmasa da- anabilgisa-

yarların pazarını koruduğu gözleni­

yor. Önümüzdeki yıllarda ortaboy

sistemlerin kullanımının artmasıyla

birlikte büyük sistemlerin kimlik de­

ğişimine uğraması, yüksek seviyeli

sunucu sistemler olarak anılması söz

konusu.

(Ayrıntılı haber sayfa 6-7de)

Page 2: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

2 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

Internet'te güvenli alışveriş için ilk adımlar NURAY ÖZKAN Internet üzerinden güvenli bir şekilde elektronik ticaret

yapabilmek için bir süredir kredi kartı şirketleri ve

bilgisayar endüstrisi ortak hareket ediyor. Visa ve

Microsoft'un, 1994 yılından beri Internet'te güvenli

alışverişin standartlarını oluşturma çalışmalarının sonuçlan

bugünlerde açıklandı. Şirketler, Security Electronic

Transactions adı verilen standartlar topluluğunun

duyurusunu yaptı.

uslararası bilgisayar ağları

üzerinden bilgi alışverişi dü­

nün en çok konuşulan konu­

suydu. Bugün ise bu ağlar üzerin­

den alışveriş olanaklarının gelişti­

rilmesi yönünde projeler yürütülü­

yor. ABD'de Internet üzerinden

elektronik ticaretin standartlarının

belirlenmesi konusunda bir yan­

dan hukuki mevzuatın oluşturul­

masına çalışılırken, öte yandan uy­

gulamanın teknik açıdan gerçek­

leştirilebilmesi için bilgisayar şir­

ketleri ve kredi kartı şirketleri işbir­

liği yapıyor.

Bugün Internet üzerinden elekt­

ronik ticaret yapılabilmesinin

önündeki en önemli sorunun gü­

venlik olduğu şüphe götürmez. In­

ternet'te alışveriş uygulamalannın

hız kazanabilmesi için güvenlik so­

rununun çözümlenmesi üzerinde

çalışan şirketler, bu sağlandığı tak­

dirde özellikle ev bankacılığının

büyük bir ivme kazanacağı görü­

şünde birleşiyor.

Visa International ve Microsoft,

bir süredir üzerinde çalıştıkları Se­

curity Electronic Transactions

(SET) projesini 14 Şubat 1996 tari­

hinde duyurdu. Visa ve Microsoft,

bu projede finans kurumlan (ban­

kalar) için ev bankacılığına çözüm

getirmede işbirliğine gittiklerini

açıkladılar. Her iki şirket de finans

kurumlarına ev bankacılığı prog­

ramlarını geliştirmeleri için teklif

getiriyorlar.

Visa Türkiye Müdürü Kamuran

inönü, söz konusu anlaşma için şu

bilgileri verdi: "Visa, MasterCard ve

Microsoft, 1994 yılından beri banka

müşterisine POS uygulamaları ka-

dar güvenli bir ortam sunmak, kart

hamilinin, sanal elektronik plazada

çok rahat ve güvenli bir alışveriş

yapmasını sağlamak için bir süre­

dir ortak birtakım standartlar belir­

leme konusunda çalışıyordu. So­

nuçta Security Electronic Transacti­

ons (SET) adı verilen ortak stan­

dartlar topluluğu oluşturularak

1 9 9 5 yılının Eylül ayında Visa'nın

Internet'teki home page'ine konul­

du. Geliştirilen standartlar konu­

sunda birtakım pilot çalışmalar,

testler yapıldı. Sonuçta sistemin

sağlıklı çalıştığı görüldü. Ortak

standartlar oluşturma ile ilgili ger­

çek anlamdaki testler ise bu yıl

içinde yapılacak. Bankaların bu se­

ti müşterilerine sunmaları ise,

1996'nın son çeyreğinde planlanı­

yor."

Microsoft ve Visa'nın işbirliği,

bankalar ve müşterileri arasında

elektronik bağlantıyı tek bir kanal­

dan sağlamayı içeriyor. Ev banka­

cılığı ve tamamıyla elektronik fatu­

ra ödeme sistemleri için artan tale­

bi karşılamak ve finans kurumları­

nın çeşitli gereksinimlerini yerine

getirmek için Microsoft'un kişisel

finans yazılımı Microsoft Money ve

Visa'nın uzaktan bankacılık işlem­

leri ve fatura ödeme hizmetleri bir­

leştiriliyor. Microsoft'tan yapılan

açıklamaya göre, bu konuda pa­

tenti yeni alınan ve finans kurum­

larıyla müşterileri elektronik olarak

bağlayan Visa ePay sisteminden

yararlanılabilmek amaçlanıyor. Bu

sistem, eşzamanlı fatura ödemeleri

için eksiksiz, uçtan uca elektronik

bir ağ yaratıyor. Anlaşmanın, tüke­

ticinin ev bankacılığı ve elektronik

fatura ödeme olgusuna alışmasını

artırması bekleniyor.

2000 yılında, 200 milyar

dolarlık elektronik alışveriş

Özellikle güvenli alışveriş stan­

dartlarının oluşturulup oturması

durumunda bilgisayar ağları üze­

rinde 2000'li yıllar için ilginç ra­

kamlar telaffuz ediliyor. Geçtiğimiz

yıl elektronik ticaret anlamında 500

milyon dolarlık bir mal ve hizmet

alışverişi söz konusu olmuş. Kamu­

ran İnönü, 2000 yılına gelindiğinde

bilgisayar ağları üzerinde bütün

dünyada 200 milyar dolarlık bir

harcamanın yapılacağının öngörül­

düğünü açıklıyor.

Vehbi Koç, bilgi teknolojisi

sektöründe de önderdi Geçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi

sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü

ismi işadamı Vehbi Koç, birçok kuruluşa ve

vakfa öncülük ettiği gibi Türkiye BT

sektöründe de ilklere imza attı. 95 yaşında

hayata veda eden Vehbi Koç, Türk BT

sektörünün kilometre taşlanndan biri olan

Koç-Unisys'in de kurucusuydu.

Koç-Unisys'in temelleri 1945 yılında,

ABD'nin Burroughs şirketiyle imzaladığı

temsilcilik anlaşması ile atılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminin

hemen ardından, dünyada ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir

dönemin başlayacağını öngören Vehbi Koç, Koç Grubu'nun önde

gelen yetkililerini toplantıya çağırıyor ve şöyle diyor*: "Beyler! Yeni

bir döneme giriyoruz. ABD ile meydana getireceğimiz ticari

münasebetler bizim için büyük önem arzediyor. Göreviniz,

Amerika'ya gidip ticari mümessillik anlaşmasını imzalamaktır."

Bu direktif doğrultusunda ABD şirketleri ile temsilcilik çalışmaları

başlıyor. O zamanlar adı Koç Ticaret A.Ş. olan şirket, bugünkü

bilgisayarların atalan sayılan mekanik muhasebe cihazları ve büro

malzemeleri alanında faaliyet gösteren Burroughs şirketinin

temsilcisi oluyor ve bugünkü Koç-Unisys şirketinin de temelini

atıyor.

BT/haber gazetesi olarak, BT sektörüne büyük katkıları bulunan

Koç-Unisys'in kurucusu değerli işadamı Vehbi Koç'u rahmetle anıyor

ve tüm Türkiye'ye başsağlığı diliyoruz.

'Koç-Unisys yayını olan Erişim Dergisi'nin 50. yıl özel sayısından alınmıştır.

SEt'in yararlan

Visa ve Microsoft'un ortak

standartlar sistemi Security

Electronic Transactions'ın

sağladığı yararlar şöyle

belirtiliyor:

/ Bu uygulama bankanın

ödeme sistemi üzerindeki

kontrolünü sağlar. Örneğin,

banka-müşteri ilişkisini

korur, bankanın ödeme sis­

temindeki kilit rolünü korur.

Bankanın uzaktan ban­

kacılık aktivitelerini artırır.

/ Bankanın müşterileriy­

le ilişkisini artırır. Örneğin,

müşteriye özel ve müşteriye

tescilli bir PC bankacılığı

hizmeti sunar. Müşterinin

hesap bilgilerini korur ve

saklar. Bankanın elektronik

posta, evden alışveriş gibi

geliştirilmiş servisler oluştur­

masına yardımcı olur.

Page 3: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber 3

Türkiye BT pazarı

yüzde 55.5 büyüdü

İnterpro Pazar Araştırma

Merkezi'nce yayınlanan

1995 Türkiye BT Pazan

Ön Raporu'na göre 1995'te

Türkiye BT pazarı 1994'e

göre yüzde 55.5 büyüyerek,

950.9 milyon dolar oldu. Pa­

zarda en fazla artış PC satış

gelirlerinde gerçekleşti

(%78.4).

Bir önceki yıla göre tüm

gelir kalemlerinde artış yaşa­

nan 1995 yılında, sanırız PC

satış gelirlerinin etkisi ile en

fazla artış donanım gelirle­

rinde gözleniyor (Tablo 1).

Donanım gelirlerini yüzde

55'lik artış ile yazılım gelirle­

ri izlerken, hizmet gelirlerin­

de bir önceki yıla göre yak­

laşık yüzde 29'luk büyüme

görülüyor. 1995 yılında bir

önceki yıla göre satış gelirle­

rinde en az artış ise, tüketim

malzemelerinde yaşanıyor

(% 18).

1995'te 184 bin adet PC satıldı

Raporda, 1995 yılı içinde

satılan PC adedinin 183 bin

959 olduğu belirtiliyor (Tab­

lo 2). PC satışları 1994'e gö­

re yüzde 72.2 artmış durum­

da. Yine aynı raporun verile­

rine göre, 1995'te en çok PC

satışım IBM gerçekleştirdi

(23 bin 962 adet).

Daha sonra sırasıyla Es­

cort (19,000 adet) ve Hew­

lett-Packard (18,012 adet) en

çok PC satışı gerçekleştiren

markalar arasında yer alıyor.

1994'te 3 bin 642 PC satan

HP, 1995 yılında satışım bir

önceki yıla göre en çok artı­

ran marka oldu.

1995 yılı PC satış gelirleri

de bir önceki yıla göre yüz­

de 78.43'lük artış ile 302.8

milyon dolar oldu.

1995,1993'ün de üzerine çıktı

1995 yılı verilerinin eko­

nomik anlamda kötü bir yıl

olan 1994 ile karşılaştırıldı­

ğında, iyi sonuçlar alınması

doğal sayılabilir. Ancak,

1995 yılı BT pazan büyüklü­

ğü, Türkiye BT sektörünün

büyüme kaydettiği 1993 yılı-

nın da üzerine çıktı. İnterpro

Pazar Araştırma Merkezi ve­

rilerine göre, 1995 yılı BT

pazan büyüklüğü, 1993 yılı­

nın yüzde 5.5 üzerinde. Satış

gelirlerinin türleri açısından

1995i 1993 ile karşılaştırdığı­

mızda, bu kez en fazla artış

hizmet gelirlerinde görülü­

yor. Hizmet gelirleri 1995 yı­

lında, 1993'e göre yüzde

17.7 artış gösteriyor. İkinci

sırada ise yaklaşık yüzde

12'lik artış ile yazılım gelirle­

ri yer alıyor.

İçeriğinde, ithalat, ürün

ve hizmet gruplanna göre

satış adet ve gelirlerinin bu­

lunduğu 1995 Türkiye BT

Pazan Ön Raporu, belli bir

bedel karşılığı İnterpro Pa­

zar Araştırma Merkezi'nden

edinilebilir. 1995 Türkiye BT

Pazan kesin raporu ise Tem­

muz ayında yayınlanacak.

Türkiye BT pazarında

1995'te 950.9 milyon

dolar gelir elde edildi.

Bu rakam 1994'ün

yüzde 55.5 üzerinde.

TİTİZCE

M. TINAZ TİTİZ

TV ekranları ve demokratik katılım!

Toplumumuzun tepkisiz olduğu öteden

beri söylenir. Gerçekten de basit bir göz­

lem dahi bu yargının doğruluğunu gösterir.

Ancak, buradaki "tepki" kavramının doğru

anlaşılması gerekir. Aksi halde, birisine kızıp

kızıp da uzun süre bekledikten sonra bir gün

çekip o kişiyi vuran insanın koyduğu tepki

ile, bir yurttaşlık görevi ve hakkı olan de­

mokratik tepkiyi birbirine karıştırma tehlike­

si doğar.

İnsanlarımızın -genelde- demokratik tep­

ki göstermede yetersiz olmalarının çok sayı­

da nedeni olduğu, bunlar giderilmeksizin

tepki gösterebilen bir topluma erişmenin im­

kansız olduğunu biliyoruz. Ama aynı za­

manda şunu da biliyoruz ki, tepki gösterimi­

ni engelleyen nedenler ortadan kalksa dahi,

doğru tepki örneklerinin ortaya konulması,

bir anlamda bir yaygın eğitim uygulanması

da gerekmektedir.

Tepkisizliğe yol açan çeşitli nedenlerin

hiç olmazsa bir bölümünün giderek ortadan

kalktığını ya da daha az etkili olduğunu söy­

leyebiliriz. Ortalama eğitim düzeyinin art­

ması, medya araçlarının yaygınlaşarak bir

çeşit ombudsman işlevi üstlenmesi -doğru

ya da eğri biçimde de olsa- gibi gelişmeler,

tepkisizlik nedenlerini azaltıyor. Ama bütün

bunlar, iyi örneklere olan ihtiyacın yerini tu­

tamaz.

Belediyelerin, yerine getirmek durumun­

da oldukları çeşitli hizmetlerin yapılış dü­

zeyleri hakkında geri-besleme bilgileri al­

maksızın düzgün hizmet verebilmeleri im­

kansızdır. Bu nedenle her belediye (hatta

her kamu ve özel kesim kuruluşu), birer şi­

kayet sistemi kurmak gereğini duymalıdır.

En genel anlamda "müşteriler"ine daha iyi

hizmet verebilmekten çok, kendi perfor­

manslarını ölçebilmek, işlerini iyi planlaya­

bilmek için!

Benzer şekilde, trafik düzenini sağlaya­

bilmek için de şikayet sistemlerine ihtiyaç

vardır.

Toplum yaşamının çoğu kesitine yaygın-

laştırılabilecek olan "şikayet sistemleri", as­

lında demokratik tepki mekanizmalarının en

yararlı olanlarındandır.

Bir kural olarak, bir mal ya da hizmet üre­

tip sunan tüm kişi ya da kuruluşlar, "müşte-

riler"inin, sunulan bu mal ya da hizmetler­

den memnuniyet düzeylerini ölçebilecek bi­

rer sistem de kurmak zorundadırlar. Bu sis­

temler, aynı zamanda insanlann demokratik

tepkilerini geliştirebilecek birer eğitim kuru­

mudurlar.

İnsanlarımızın yaşamında önemli bir yer

tutan, onlara -iyi ya da kötü- hizmet ürünle­

ri sunan TV kanalları da bu kurala uymak

zorundadırlar. Zaman zaman ekranların alt­

larında birer bant biçiminde reklamlar ya da

flaş haber başlıkları izleriz. Buna benzer bi­

çimde, o an yayınlanan program hakkında

olumlu ya da olumsuz tepkilerin iletilebile­

ceği birer faks ve telefon numarası, hatta

program yapımcısının adı verilebilir.

Böyle bir uygulamanın, TV kuruluşlarının

iş yükünü artırabileceği, her telefon ya da

faksa yanıt vermeye kalkılsa ayrı bir görevli

ordusu bulundurmak gerektiği ileri sürülebi­

lir. Bu konunun "nasıl" yanıdır ve çözüm­

lenmesi nispeten daha kolaydır.

Önüne konulan yemeği itirazsız yemeye

koşullandırılmış insanımıza böyle bir imkan

sunulduğu takdirde, olumlu ya da olumsuz

tepkilerini dile getirme konusunda müthiş

bir yol açılmış olacaktır.

Bu tür bir uygulama diğer yandan, "ra­

ting" denilen ve programların izlenilirliğini

ölçtüğü söylenen sistemden çok daha güve­

nilir bir değerlendirme sistemi olacaktır.

BT/haber, bunu bir kampanya haline dö­

nüştürebilir. Hele TV kanallarından birisiyle

anlaşır ve uygulamayı başlatırsa, diğer kanal­

lar ister istemez bunu taklit etmek zorunda

kalacaklardır. Unutulmamalıdır ki taklit tak­

dirin en içten ifadesidir. Bu kampanya

BT/haber'in de prestijini artıracak, bundan

sonra uygulamak isteyebileceği kampanya­

lar için uygun bir iklim hazırlanmış olacaktır.

Page 4: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

HARMAN

M . S İ N A N O Y M A C I Trio Çözümevi Yönetici Ortağı

Plan, program

Diyelim ki, evinize veya işyerinize bir eş­ya almaya karar verdiniz. Ne yaparsı­

nız? Ölçü alır, ondan sonra aldığınız ölçüle­re göre eşya aramaya çıkarsınız.

Dekorasyon değişikliği yapmaya karar

verdiniz. Ya zevkine güvendiğiniz bir arka­

daşınıza danışırsınız, bir iç mimara işi verir­

siniz, ya da kendi kendinize operasyonu ta­mamlamaya çalışırsınız.

Peki, bir bina yaptırmak istiyorsunuz. Ar­sayı bulduktan sonra, plan hazırlatır, onay­latır ve binanın yapımına başlatırsınız. Hatta, sizin düşündüğünüz yapının, arsaya uygun­luğu da kontrol edilir. Bina bittikten sonra, bu binanın üçüncü katını beğenmedim, yıkıp tekrar yapalım diyebilir misiniz? Hiç zannet­miyorum.

Bilgi işlem sistemi satın almaya karar ver­diniz. En büyük kapasiteli, en son sistem ci­hazları alıp, işletmenize koydunuz. Acaba işinize yarayacak mı, gerçekten düşündünüz mü? Yapılacak işe uygun gelmediyse, kapasi­teyi arttırmaya çalışırsınız, kötümser olursak, sistemi değiştirirsiniz. Zaman ve para kaybı. Niçin baştan planlayarak yola çıkmadınız? Bu tür planı siz hazırlayamasanız bile, sizin için hazırlayacak bir firma bulmalısınız.

İşletmenize uygun yazılım aradınız ve bulamadınız. Özel yazdırmaya karar verdi­niz. Hemen bir iki toplantıda neler istediği­nizi anlattınız ve proje şirketi üretime başla­dı. Ancak, aralarda yapılan toplantılarda, sü­rekli aklınıza birşeyler geliyor, eklenmesi gerekli detaylar havada uçuşuyor. Böyle bir projenin ne kadar sağlıklı çalışacağını dü­şünüyorsunuz. Bir adım daha ileriye gider­sek, proje bitti. Ancak, projenin hazırlanma sürecinde, pazara daha güzel araçlar sunul­du. Yazılımın yeni sürümünü hemen hazır­latmaya başlar mısınız?

Önce sistem analizini tamamlatıp, karşı­lıklı mutabakata vararak projeyi başlatmak gerekli. Sistem analizini tamamladığınızda, işlerinizin bittiğini sanmayın. Yazılımcı şir­ketler her zaman, geliştirme aşamasındaki proje ortaya çıktıkça, biz böyle ifade etmek istememiştik diyecek kullanıcılarla karşı kar­şıya kalabilir. Projenin geliştirme aşamasın­da akla gelebilecek ekleri, altyapı çalışmala­rı aksatılmadan, proje tesliminden sonra ha­zırlanacak sürüme kaydırmalıyız. Öncelik, temel sistemin çalışmaya başlaması olmalı. Altyapı hazır olduktan sonra, bu temelin üs­tüne çok bina inşa edersiniz.

Yaşantımızdaki tüm diğer işlerimizde

davrandığımız kadar, düzenli ve/veya dü­

zensiz davranışlarımızı, bilgi işlem teknolo­

jilerine de uygulayabilsek, hayatımız ne ka­dar kolaylaşacak.

* * * * *

Yazılara bir hafta ara verince, aynı yazı­

da iki filme yer vermek gerekti.

İlki, David Fincher filmi olan ve Brad Pitt ile Morgan Freeman'in başrollerini paylaş­tıkları "Seven-7". Filmin korku filmi mi, geri­lim filmi mi olduğunu tartışanlar olmasına karşın, bana göre korku filmi değil, şiddet sahneleri çok iyi ayarlanmış bir gerilim filmi. Final sahnesinin çok çarpıcı olduğunu söyle­yenlere katılmakla beraber, daha çarpıcı ve ürpertici bir son da yer alabilirdi. Yedi güna­hı bilmek, bunları nasıl canlandırabileceğini-zi gözler önüne serecek bu film, izlenebilir.

İkinci filmimiz, filmdeki oyunuyla "En iyi erkek oyuncu Oscar ödülü"'ne aday gösteri­len John Travolta'nın, Christian Slater ile başrolde yer aldığı, bir John W o o filmi olan "Broken Arrow-Kink Ok". Filmin sadece ilk yarısından, birkaç tane film çıkabilir. İlk kı­sım bitip ara verildiğinde, kendi kendime, filmin kalan kısmında konuyu nasıl geliştire­cekler diye sormadım değil. Ancak, tempo hiç azalmadan devam etti. Tempoyu yüksek tutacak aklınıza gelen hemen her türlü ola­nak kullanılmış. Yine de, Travolta'nın nasıl olup da, bu filmdeki oyunu ile Oscar 'a aday gösterildiğini anlayamadım. Macera filmle­rinden hoşlananların, sıkılmadan izleyebile­cekleri bir gösteri. Bittiğinde aklınızda çok şey kalmasa da, izlerken sıkılmıyorsunuz.

* * * * *

Toplantılar ve komite çalışmaları ile ilgi­li, Harry Chapman'ın öğütlerini aktarmak is­tiyorum. Harry Chapman, birçok değişik komitede çalışmanın verdiği tecrübeye da­yanarak, aşağıdaki kurallar listesini hazırla­mış:

- Hiç bir toplantıya zamanında gelmeyin, aksi taktirde herkes size, bu işe yeni başla­mış biri gözü ile bakacaktır.

- Toplantının yarısı geçmeden hiç bir şey söylemeyiniz, bu sizin bilge olduğunuzu gösterecektir.

- Mümkün olduğu taktirde arka planda belirsiz kalınız, bu ötekilerin sinirlenmesine mani olur.

- Bir şeye karar veremediğiniz zaman, bir yan komite kurulmasını öneriniz. Komitenin ertelenmesi için de ilk hareket sizden gelme­lidir. Bu sizin herkes tarafından tutulmanıza sebep olur. Çünkü, bu zaten herkesin bekle­diği bir şeydir.

İletişim adresi: E-mail: [email protected]

TURNET sözleşmesi

imzalandı GÜNEŞ KAZDAĞLI Türkiye Internet omurgasını oluşturacak olan

TURNET ile ilgili sözleşme Türk Telekom A.Ş.

(TT) Yönetim Kurulu'nda görüşüldü ve

onaylandı. TT ile Sprint-ODTÜ-SatKo

konsorsiyumu arasında sözleşmeyle ilgili imza

töreni ise 1 Mart 1996 tarihinde yapıldı.

Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber

kamuoyunun merakla beklediği ücretlendirmeler

de belli oldu. Tarifelendirmede ücretler bağlantı

şekline göre de değişiyor.

Türk Telekom A.Ş. (TT)

ile TURNET ihalesini

kazanan ODTÜ-Sprint-

SatKo konsorsiyumu arasın­

da yaklaşık 3 aydır devam

eden sözleşme ile ilgili çalış­

malar tamamlandı ve sözleş­

me TT Yönetim Kurulu'nca

onaylandı. Türkiye'nin Inter­

net altyapısını oluşturacak

olan TURNET sözleşmesiyle

ilgili imza töreni ise 1 Mart

1996 tarihinde Ankara'da ya­

pıldı.

Başta Servis Sağlayıcı ol­

mak isteyen kuruluşlar ol­

mak üzere kamuoyunun

merakla beklediği konu,

sözleşmenin tamamlanma­

sıyla birlikte açıklanacak

olan ücretlendirmeydi OD­

TÜ Bilgi İşlem Daire Baş­

kanlığı'ndan Kürşat Çağıltay

kiralık hatlarda üzerinden

geçirilen trafikten bağımsız

ve trafik bazlı olmak üzere 2

ayrı kategoride ücretlendir-

meye gidildiğini söyledi. Al­

dığımız bilgiye göre ücret­

lendirmeler şu şekilde ola­

cak:

* 64 Kbit'lik bir

hatla bağlanan ve

limitsiz kullanım

opsiyonunu seçen

bir kuruluş aylık

yaklaşık 6 bin dolar

ödeyecek. Eğer bu

kuruluş trafik bazlı

kullanımı seçerse

aylık ödeyeceği

miktar 3 bin dolar.

Aylık ücretsiz kulla­

nım hakkı dolduk­

tan sonra MB başı­

na yurtdışı için 1.5

dolar, yurtiçi trafiği

için ise 25 cent öde­

mesi gerekiyor. İs­

teyen kuruluşlar 64

Kbit'den daha dü­

şük hatlar da kirala­

yabilecekler. Bu

hatların ücretleri

daha düşük olacak.

* Kişisel dial up

bağlantının aylık

ücreti 30 dolar Bu

ücretin içinde 10-15

saatlik ücretsiz kul­

lanım hakkı olacak.

Bu hakkı dolduran

kullanıcı saat başına

1.5 dolar ödeyecek.

* X.25 bağlantısı­

nın aylık ücreti ise

300 dolar.

Akademik kuru­

luşlara da TURNET

bağlantısında bir

ayrıcalık getiriliyor. Bu kuru­

luşlara Internet bağlantıları

için yüzde 20, kiralık hat fi­

yatlarında da yüzde 50 ora­

nında indirim yapılacağı öğ­

renildi.

Ne zaman hizmete girecek?

İstanbul, Ankara ve İz­

mir'in 2 Mbit hızla birbirleri-

ne bağlandıkları, yurtdışı çı­

kışlarının 512 Kbit'lik hatlar­

la İstanbul ve Ankara'dan

yapılacağı TURNET konfigü-

rasyonunun Haziran içinde

hizmete girmesi bekleniyor.

Ancak daha fazla zaman

kaybetmemek için konsorsi­

yum ellerinde bulunan mev­

cut cihazlarla TURNET hiz­

metini hemen vermeyi plan­

lıyor. Bu plana göre Ankara

ve İstanbul arası 2

Mbit, yurtdışına çıkışı

da SatKo'nun uydu

hattı üzerinde 256 ya

da 512 Kbit olacak.

İsteyen herkese de

64 Kbit'lik kiralık hat

hemen verilecek.

En geç Haziran

ayında tam kapasite

hizmete girmesi dü­

şünülen TURNET'in

erişim hızlannın ge­

rektiğinde artırılması

yoluna gidileceği de

yetkililer tarafından

belirtiliyor. Aynca İs­

tanbul, Ankara ve İz­

mir'den oluşan yurti­

çi üçgenine yine ta­

lepler doğrultusunda

başka iller de ekle­

nebilecek.

Öte yandan, Türk

Telekom'un TURNET

hizmete girdikten

sonra yurtdışı hattı

olan ve bu hatlar

üzerinden Internet

hizmeti veren kuru­

luşlara karşı yasal

yaptırımlar uygulama

yoluna gidebileceği

de öğrenildi. Bilindiği

gibi TT bir süre önce

bu tür hizmet veren

kuruluşlara gönderdi­

ği bir yazıyla uyanda

bulunmuştu.

Micro-Com yeniden yapılanıyor 1986 yılından beri çalış­

malarını sürdüren Micro-

Com Bilgisayar 1996 yılının

başından itibaren başladığı

yeniden yapılanma progra­

mına devam ediyor. Satış

Noktası Terminali konusun­

da atılan ilk adımlardan son­

ra, şimdi de teknik kadro

kurmak amacıyla Teknik

Servis Müdürlüğü'ne Meh­

met Durgunsu getirildi. Mar­

mara Üniversitesi Makine

Mühendisliği bölümünden

mezun olan ve aynı bölüm­

de masterını tamamlayan

Mehmet Durgunsu, daha

önce 4 yıl Gold Bilgisayar'da

ve 1 yıl da Vira Bilgisayar'da

Teknik Servis Müdürlüğü

yapmıştı.

Bunun dışında Micro-

Com yeniden yapılanma

programı çerçevesinde 'Mic­

ro Haber' adıyla yeni bir

bülten çıkarmaya başladı.

Bu bülten faks ve posta yo­

luyla yaklaşık 1000 son kul­

lanıcı ve bilgisayar şirketine

ulaşıyor.

Sun Microsystems ve Gantek'in evsahip-

liğinde 27 Şubat 1996 tarihinde İstan­

bul'da düzenlenen Internet konferansına

SatKo'dan Hasan Çolakoğlu da konuşma­

cı olarak katıldı. Çolakoğlu, konuşması­

nın ardından katılımcılann yoğun soru

yağmuruna tutuldu. Konferansa katılanla-

nn en çok merak ettikleri konular ise,

TURNET'in ücret politikası ile tekel olgu­

su idi. Katılımcılar ayrıca, son dönemde

gündemde olan Internet'te sansür konu­

sunda da Çolakoğlu'na konsorsiyumun

yaklaşımını sordular. Hasan Çolakoğlu,

konsorsiyumun sansür gibi bir uygulama­

sı olmayacağını belirterek, "Biz olduğu­

muz sürece Türkiye'de Internet sansür

edilemez" dedi.

Çolakoğlu'nun Türkiye'de Internet ko­

nulu konuşmasında, TURNET'in 2-3 hafta

içinde İstanbul ve Ankara'da sınırlı ola­

rak, 3 ay içinde de tam kapasite olarak

hizmete açılacağını belirtti. Ücretlendir-

menin de, sözleşmelerinde Türk Telekom

ile yapılacağını söyleyen Çolakoğlu, üc­

retlerin üçer aylık belirleneceği ve sözleş­

melerin de bu şekilde yapılacağını ifade

etti. Hasan Çolakoğlu ayrıca, şu anda

Internet hizmeti veren (IBM gibi) ya da

verecek olan (SuperOnline gibi) servis

sağlayıcıların yurtdışı bağlantılarını

TURNET üzerinden yapmak zorunda

olduklarını da söyledi. Çolakoğlu, bunu

da Türkiye'de iletişim hizmetlerinin şu

anda Türk Telekom'un tekelinde

olmasına bağladı.

SatKo: Biz varken sansür olmaz

Page 5: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 6: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

6 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

SÖZ OLA...

NEZİH KULEYİN

Semor A . Ş . Yönetim Kurulu Başkanı

Yazılımı korumayı başardık.

Ya insanlar!

Bilişim sektörü gerçekten büyük bir da­

yanışma ve savaşım örneği vererek

program kopyacılığına karşı yürüttüğü sa­

vaşı kazandı ve ilk olarak 6 Haziran 1 9 9 1

tarih ve 3 7 5 6 sayılı kanunla Türk C e z a Ka-

nunu'na eklenen 1 1 . bapta "Bilişim Ala­

nında Suçlar" başlığı altında yer alan ve

suç olarak öngörülen fiillerle bunların c e ­

zalarını belirleyen dört madde ( 5 2 5 / a -

525/d) uygulamaya kondu.

Bu maddelerin bir kısmı kopyacılığa

karşı etkin önlemler getirirken özellikle c

ve d maddeleri de bilgisayar kullanılarak

işlenen suçlara karşı yaptırımları içermek­

tedir. Yasa genel ruhu itibarı ile ele alındı­

ğında yazılımı, bilgisayar sistemlerini ve

bilgisayar kullanılarak işlenme olasılığı

olan suçları cezalandırmayı hedeflemekte­

dir.

Gelinen aşama göz önüne alındığında

Türk C e z a Kanunu'na bu maddelerin ek­

lenmesi, gerçekten ülkemiz yasalarının

kendilerini gelişen teknolojiye karşı gün­

celleştirmeleri açısından oldukça önemli­

dir. Yazılım iyelik haklarının savunulması,

yazılımın kopyalanıp kopyalanmadığının

ispatı oldukça zor bir çal ışma olması dola­

yısıyla ve bu hakların genelde sanat eserle­

rini koruma mantığı içerisinde ele alınma­

larından dolayı oldukça büyük zorluklar

içeriyorsa da sonuç olumludur. Bilişim

sektörü yazılımı korumayı başarmıştır.

Şimdi tartışmayı düşündüğümüz konu­

nun doğrudan doğruya bilişim sektörü ile

bir ilişkisi yoktur. Fakat tüm toplumu ilgi­

lendiren bir konu olarak bir başka boyutu

ile ele alındığında tüm bilişim çalışanlarını

ve çalıştıranlarını doğrudan ilgilendirmek­

tedir. Konu, kişi ve ilgili tutanakların kişile­

re verdiği zarar ve bu zararları giderici ya­

sal önlemlerin alınmamış olmasıdır.

Birçok danışmanlık şirketi kendisinden

istenilen nitelikte e lemanların bitirdiği

okul, teknik bilgi birikimi ve işyeri refe­

ransları gibi bilgileri ile kişilikleri ile ilgili

birtakım bilgilere tutanaklarında yer ver­

mektedirler. Bu bilgilerin her zaman kişi

hakkında çok olumlu bilgileri içeriyor ol­

ması olanaksızdır. Doğallıkla kişiliği hak­

kında bazı olumsuz bilgileri içeriyor olabi­

lir. Örneğin bir üst düzey banka yöneticisi

için tutulan tutanakta, bu kişi için tüm

olumlu özellikleri yanında olumlu anlam­

da mı yoksa olumsuz anlamda mı yazıldı­

ğı belli olmayan "paraya aşırı bir ilgisi var­

dır" gibi bir ibarenin de not olarak düşül­

müş olma olasılığı bugün oldukça yüksek­

tir. Bu kişi hakkında araştırma yaparak kişi­

yi kendi bankasına almak arzusunda olan

diğer bankanın yönetim kurulu üyelerinin

bu kişiye iş teklifi yapılması konusunda ne

yapması gerektiğine isterseniz hepimiz bir­

likte karar verelim.

Özel danışmanlık şirketleri dışında dev­

lette tutulan bir takım kişisel bilgilerin var­

lığı da herkes tarafından bilinen bir gerçek­

tir. Bu kayıtlar birçok kamu kuruluşunda

personel sicil bilgisi olarak, diğer birtakım

kamu kuruluşlarında da güvenlik bilgisi

olarak tutulmaktadır. Her ne biçimde tutu­

luyor olursa olsun, aslında bu kayıtların tü­

mü kişisel bilgiyi içermektedir. Bu bilgiler

zaman zaman bir insanın yaşamındaki çok

önemli dönemeçlerde başkaları tarafından

çok önemli kararların verilmesine neden

olmaktadır.

Doğru olan, tüm bu bilgilerin bir yasal

ç e r ç e v e d e kişilerin bilgisine açı lması

gerekliliğidir. Yeni bir yasal düzenleme

yapılmalı ve kişiler ile ilgili tüm tutanaklar

kişilerin bilgisine açılmalıdır. Eğer bir

danışmanlık şirketi bir kişi hakkında bir

bilgi tutuyorsa, o bilgi kesinlikle objektif ve

güvenilir kaynaklara dayandırılmalıdır. Bu

kaynakların objektif ve güvenilir olduğu

tarafların tümü tarafından kabul edil­

melidir. Mahkeme kararına dayanmayan

hiçbir suçlayıcı tanımlama bu kayıtlarda

yer almamalıdır. Ve her altı ayda bir insan­

lar kendileri ile ilgili kayıtları inceleyerek

bu kayıtlarda yanlış bulduklarını düzelttir­

me hakkına sahip olmalıdırlar.

Büyük sistemler ölmüyor,

pazarı küçülüyor NURAY ÖZKAN

BT sektöründe downsi­

zing (sistem küçültme),

istemci/sunucu (cli­

ent/server) mimariler kav­

ramları gündeme gelince

anabilgisayar (mainframe)

pazarında tehlike çanları çal­

maya başlandığı söylentileri

arttı; bununla da kalmayıp

dinozor resimleriyle süslen­

miş 'büyük sistemler ölüyor'

haber ve yorumları yapıldı.

Her ne kadar büyük sistem

üreticisi şirketler bu söylenti­

lere aldırmayıp büyük sistem

pazarına yatırım yapmaya

devam ettiyse de son yıllar­

da bu pazardan elde edilen

gelirlerde önemli düşüşlerin

yaşandığı bir gerçek. Anabil­

gisayar üreticisi ve satıcısı

şirketler, günde binlerce,

milyonlarca işlemin yapıldı­

ğı, kesintisiz hizmet verilme­

sinin zorunlu olduğu, kritik

uygulamaların mevcut oldu­

ğu kuruluşlarda büyük sis­

tem dışında herhangi bir

başka sistem ya da ortamın

kullanılmasının riskli olacağı

görüşünü savunuyor.

Büyük sistem kullanıcısı

kuruluşlar, özellikle uygula­

ma yazılımları geliştirilmesi

ve bakım işlemlerine önemli

yatırımlar yapıyor. Aynı za­

manda yetişmiş eleman sayı­

sının az, dolayısıyla maliyet­

lerinin yüksek olması da ay-

n bir sorun. Büyük sistem­

lerde kullanıcıyı en fazla

zorlayan yönler de bunlar.

Onun dışında donanım ola­

rak disk ve yedekleme üni­

telerinde genel anlamda bir

fiyat düşüşü yaşanıyor. Çün­

kü kullanıcı tarafında anabil­

gisayar maliyetlerinin düşü­

rülmesi konusunda önemli

bir baskı var.

Bu pazann karakteristik

bir özelliği de çok sayıda şir­

ket ve markanın rekabet et­

miyor olması. Dünyada

IBM'den sonra en büyük

anabilgisayar üreticisi şirket­

lerden biri olarak Unisys

gösteriliyor. Amdahl çözüm­

leri ise çok daha üst seviye

sistemler olarak yerini alıyor.

Türkiye pazarında da IBM

ve Unisys, büyük sistemler­

de en büyük pazar payına

sahip şirketler olarak görülü­

yor. Hitachi Data Systems'ın

da Türkiye'de önemli sayıla­

bilecek kurulu sistemi mev­

cut. Bunun yanında büyük

sistemlerde kullanılacak çev­

re birimleri pazarında da

marka çeşitliliğine rastlanı­

yor.

Bankalar ve kamu, ana­

bilgisayar kullanıcıları

Son zamanlarda şirketler

anabilgisayar pazarındaki

gelirlerinin önemli bir kısmı­

nı sistem yükseltme, yenile­

me ve bakımdan elde edi­

yor. Buna karşılık anabilgi­

sayar satışlan yıllar itibanyla

Türkiye pazarında oldukça

azalmış durumda. Türkiye

BT sektöründe büyük sistem

kullanıcıları genellikle banka

ve kamu kuruluşlan olarak

karşımıza çıkıyor. Bunların

arasında bankaların oranı

daha yüksek. Türkiye'de

anabilgisayar pazannın yüz­

de 60-70'ini bankalar oluştu­

rurken, yüzde 30-40 paya da

kamu kuruluşları sahip.

İnterpro Pazar Araştırma

Merkezi'nin 1995 BT Pazan

Ön Raporu'na göre, geçtiği­

miz yıl donanım gelirleri 676

milyon 812 bin dolar oldu.

Donanım gelirlerinde bü­

yük, orta ve mini sistemler

ise 124 milyon 607 bin do­

larlık bir paya sahip oldu.

Donanım gelirleri arasında

en büyük oran, 302 milyon

759 bin dolarla kişisel bilgi­

sayar sistemlerinin. (Bu yıl

büyük, orta ve mini sistem­

ler kategorisine işistasyonları

dahil edilmedi. İşistasyonları

gelirleri ile birlikte toplam

rakam, 135 milyon 792 bin

dolar.)

1994 yılında büyük, orta

ve mini sistemlerin payı ise

(işistasyonlan dahil) 107 mil­

yon 843 milyon dolar; 1993

yılında ise 225 milyon 482

bin dolar olarak gerçekleşti.

Bu da gösteriyor ki, gelecek

yıllarda Türkiye BT sektö­

ründe büyük sistem pazarı

artış göstermeyen, hatta gi­

derek küçülen bir yapı sergi­

leyecek.

2. elin yasaklanması

pazarı etkilemedi

iki yıl öncesine kadar 2. el

bilgisayar ithalatı kapsamın­

da Türkiye'ye kullanılmış

büyük sistemler geldi. 2. el

büyük sistemler bugün Tür­

kiye'de 7-8 kuruluşta kulla­

nılıyor. Servus ve Odel gibi

şirketlerin ağırlıkta olduğu

bu pazarda iki yıl önce 2. el

bilgisayar ithalatı yasaklandı.

Bu konuda Hazine Müste­

şarlığının gerekçesi 'Türki­

ye'nin bir bilgisayar çöplü­

ğüne dünüşmesini istemiyo­

ruz' şeklindeydi. 2. el bilgi­

sayar ithal eden şirketler Ha-

zine'nin bu karanndan geri

dönmesi için çabaladıysa da

bir sonuç alamadı. Şirketlere

göre 2. el pazan, milyonlar­

ca dolarlık bir sistemin çok

daha ucuza temin edilmesi

anlamına geliyordu.

Başlangıçta bu karann pa­

zan olumsuz yönde etkiledi­

ği yönündeki görüşler, bu­

gün yerini tersi yorumlara

bırakmış durumda. Şirketle­

rin büyük bir kısmı 2. elin

yasaklanmasından sonra bü­

yük sistem kullanıcılarının

yeni sistem almaya yönel­

diklerini ve dolayısıyla bu­

nun kendileri açısından da­

ha kârlı olduğunu savunu­

yor. Servus Genel Müdürü

Agâh Şahin, bu konuda şun­

ları söylüyor: "Kararın paza­

ra negatif etki edeceği düşü­

nülüyordu. Bence aksine da­

ha iyi etkiledi. 2. el satacağı­

mız müşterilere yeni Hitachi

sistemler vererek ciromuzu

artırmış olduk. 2. el ithalatın

yasaklanmasından sadece

müşteriler zarar gördü.

Gümrük Birliği ile birlikte 2.

el ithalatının tekrar yasal ha­

le gelmesini bekliyorduk.

Ama bir gelişme olmadı."

Odel Elektronik Pazarla­

ma Müdürü Yavuz İrtem ise,

2. el bilgisayar ithalinin ya­

saklanmasından sonra bü­

yük sistem pazanmn olduk-

HALDOC projesi başarıyla tamamlandı Bu proje sayesinde, optik tarayıcı aracılığıyla bilgisayar ortamına aklanları

ya da doğrudan bilgisayarda yaratılan dokümanlar arşivlenip, işlenebiliyor.

TÜBİTAK tarafından des­

teklenen ve ODTÜ işbir­

liği ile gerçekleştirilen HAL-

DOC projesi başarıyla ta­

mamlandı. Bu proje sayesin­

de, optik tarayıcı aracılığıyla

bilgisayar ortamına aktanlan

ya da doğrudan bilgisayarda

yaratılan dokümanlar arşiv­

lenip, işlenebiliyor. Dokü­

manlar normal metinlerin

yanı sıra resim, ses ya da he­

sap tablolan gibi çeşitli nes­

neleri içerebiliyorlar. Bu do­

kümanlara anahtar sözcük­

ler kullanılarak ulaşılıyor.

Yine proje kapsamında ge­

liştirilen bir optik karakter

tanıma alt sistemi, optik tara­

yıcıdan taranan dokümanlar-

daki resim ve metin bölgele­

rini birbirinden ayırmaya ve

metin bölgelerindeki harfle­

rin tanınarak bilgisayarın an­

layacağı ASC II formatına çe­

virmeye yanyor.

Bu sistem için Halıcı Ar-

Ge Grubu tarafından gelişti­

rilen katmanlı yapıdaki bir

yapay sinir ağı modeli Ekim

1995 tarihinde Paris'te dü­

zenlenen International Con­

ference on Artificial Neural

Networks isimli konferansta

sunulan bir bildiri ile tanıtıl­

dı. Yine Fransa'da Doç. Dr.

Uğur Halıcı tarafından Optik

Karakter Tanıma sistemini

tanıtan bir seminer verildi.

Projede üretilen prototip,

Halıcı Yazılım A.Ş. tarafın­

dan geliştirilmekte olan

DAYS (Doküman Arşiv

Yönetim Sistemi) ürününde

kullanılıyor.

Page 7: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber ça küçüldüğünü savunarak,

"Büyük boyutlarda ülkeye

döviz kazancı sağlıyorduk.

Oldukça düşük rakamlara

sistem getirebiliyorduk. Eko­

nomiye katkımız oluyordu

ama bunun önüne set çekil­

miş oldu" şeklinde görüşleri­

ni açıklıyor. Yavuz İrtem, 2.

el bilgisayar ithalatının ya­

saklanmasına oldukça tepki

gösterdiklerini; ancak kendi

pazarlarını tehdit ettiklerini

söyleyen bazı şirketlerin, ka­

nunun çıkmasında daha et­

kili olduğunu ileri sürerek

şunları söylüyor: "Dünyada

2. el ithalatı büyük oranlarda

yapılıyor. Bunun dünyadaki

payı 100 milyarlarca dolar

tutuyor. 2. el ithalatı o ülke­

ye çok şey kazandınyor. Do­

layısıyla bütün dünyanın

yaptığı bir işi bizim yapma­

mamız söz konusu olamaz."

1996 b e k l e n t i l e r i

Türkiye BT sektöründe

büyük sistem satıcısı şirket­

lere 1995 yılında büyük sis­

tem pazarının ne durumda

olduğu, büyüklüğü, 1996 yı­

lı ve gelecek için beklentile­

rini sorduk.

İşte aldığımız yanıtlar:

Koç-Unisys Pazarlama Müdürü Levent Kızıltan, Müşteri İlişkileri Yöneticisi Murat Tomruk:

Bugün klasik anlamdaki

büyük sistemlerin yerini son

yıllarda Enterprise Server

olarak adlandınlan yüksek

seviyeli sunucular aldı. Veri­

tabanı güvenilirliği, kullanıcı

güvenilirliği, geniş ortamları

destekleme özelliği, ağ siste­

mi olarak çalışabilme özelli­

ği konusunda bugüne kadar

büyük sistemlerin ortaya

koyduğu fonksiyonlan karşı­

layacak alternatif bir sistem

henüz ortaya çıkmadı. Ra­

kamlara bakıldığı zaman da

dünyada 1994'te ve 95'te

IBM'in büyük orandaki gelir­

leri anabilgisayarlardan sağ­

lanmış. Dolayısıyla Unisys

de öyle. Unisys'in gelirleri­

nin yaklaşık yüzde 12.5'i bu­

radan geliyor. Biz Türkiye'de

Koç-Unisys olarak büyük

sistemlerden uzaklaşmış de­

ğiliz. Geçtiğimiz yıl toplam

gelirlerimizin içinde büyük

sistem gelirleri 15-20 oranın­

da oldu. Geçen yıl Koç-

bank'a kurduğumuz sistemin

bu oranda büyük payı var.

Gelecekteki tablo ise öyle

gösteriyor ki, büyük özel şir­

ketlerin ya da devlet kuru-

luşlannın büyük bir kısmının

büyük sistem kullanıcısı ola­

rak devam edeceklerini ya

da yeni alacaklannı söyleye­

meyiz. Ama gerçekten bu

sistemlere gereksinim duyan

TT, bankalar, MERNİS gibi

projeler için alımlar sürecek­

tir. Bu alımlar hangi zaman­

larda olur, o nokta pek bilin­

miyor. Bundan sonra bu pa-

zann gelişmesi, diğer pazar-

ların gelişmesine oranla da­

ha zor. Biz genelde belli bir

gelir akışını ana sistmlerden

elde ettiğimiz zaman mutlu

oluyoruz.

Büyük sistemler teknoloji­

si gelecekte büyük sistemler­

le birlikte UNIX, NT ortamla-

nyla birlikte beraber çözüm­

lere doğru gidecek.

Odel Elektronik Pazarla­ma Müdürü Yavuz İrtem:

IBM müşterilerine alterna­

tif hizmetler vermeyi Türki­

ye'de başlatan ilk şirketiz.

Büyük sistemler pazannda

ağırlıklı olarak çevre birimle­

ri ve bakım hizmetleri ala­

nında faaliyet gösteriyoruz.

Bu pazar diğer alanlara oran­

la katlanarak büyüyen bir

pazar değil. 2000 yılına ka­

dar aynı derecede varlığını

koruyacak. Büyük sistem

kullanıcılan oldukça özel bir

kitle. Kritik uygulamaları

olan büyük kuruluşlarda kul­

lanılması dolayısıyla Türki­

ye'de geniş bir pazan yok.

Hükümetin kurulamaması

1996 yılında kamu alımlannı

olumsuz yönde etkileyeceği

için o tarafta büyük sistem

yatırımlan göremiyorum. O

yüzden bu yılki hedefimiz,

geçen yılki ciroyu tutturmak.

Geçtiğimiz yıl bu pazardan

117 milyar TL ciro elde ettik.

Bunun yanı sıra pazar küçük

olduğu için bir büyüme söz

konusu olmadığı gibi, yeni

marka ve şirketlerin de Tür­

kiye'ye girmesi çok zor.

Servus Genel Müdürü Agâh Şahin:

Geçen yıl büyük bir sis­

tem satışımız olmadı. Ama

disk ünitesi, teyp ünitesi gibi

ek cihazlar çok satıldı. Türki­

ye'de neredeyse bütün satış­

lar eski müşterilerin büyü­

melerine paralel oluyor. Ser­

vus geçen yıl 15.5 milyon

dolar ciro yaptı. Bunun 3

milyon dolan büyük sistem­

lerden elde edildi. 1994 yı­

lındaki 8 milyon dolarlık ci­

roya karşılık 1995'te oldukça

küçüldü. Bu yıl hedeflerimiz

biraz daha yüksek.

IBM Türk Ürün Pazarla­ma Bölüm Müdürü Fatih Er-timur, Büyük Sistemler Pa­zarlama Müdürü Ali Güven.

1995 yılında büyük sis­

temlerde yaklaşık 20 milyon

917 bin dolar gelir elde ettik.

1994'e göre yüzde 9'luk bir

artışa karşılık geliyor.

Veri saklama ürünlerinde

ise 8 milyon 844 bin dolar

elde ettik. Bu noktada da

1994'e göre yüzde 117 büyü­

dük. Şu anda iki pazarda da

gelirlerimizi, satışlarımızı bü­

yüttük. Bunu söylerken bu

artış kendi planlanmıza göre

çok yüksek değil. 1996 plan­

larımız ise geçen yılki yaptı­

ğımız gelirlere çok benzeyen

rakamlar. Ama 1996'da hiç

bir şekilde hedefimiz

1995'ten az gerçekleştirmek

değil. Pazarda bizi en çok

zorlayan, IBM'in yazılımları­

nı kullanan makineler. Bu

handikapı yeni pazara sun­

duğumuz ürünlerle aşmaya

çalışıyoruz.

Türkiye pazanna baktığı­

mız zaman, çok ilginç dina­

mikler görüyoruz. Alımlar

ekonomik ve politik şartlara

çok bağlı olsa da Türkiye

hâlâ çok bakir bir pazar. Av­

rupa Birliği ile entegrasyon

sürecinde bu pazar Türki­

ye'de uyanan bir dev olacak.

Biz o günler için hazırlık ya­

pıyoruz, bütün altyapımızı

ona göre hazırlıyoruz. Bu

arada acil olarak sistemlerini

değiştirmek, yenilemek zo­

runda olan kuruluşlar da

mevcut. Özelleştirme ile bir­

likte kamunun eğitim, sağlık,

güvenlik, maliye, nüfus gibi

yerlere yapacağı yatınmlan

da gözardı etmemek gerek.

Ancak bu alımlar hemen bu­

gün olacak diye birşey yok.

Daha uzun periyoda yayı­

lacak.

AYRINTI

K E M A L B A L C I

Gazeteci-Yazar

Annemin hikayeleri

Henüz çok küçüktüm. Rahmetli annem

"Kaşağı"yı okumaya başlayınca, bü­

yülenmiş gibi durur, sessizce dinler, sonra

da gözyaşlarımı saklayamaz, "gözüme toz

kaçtı" derdim. Haksızlığın kötü bir şey ol­

duğunu ben böyle öğrendim.

"Diyet" hikayesi de beni çok etkilerdi.

Kolayca edinilen refahın ne acı bir bedeli

olduğunu, annem "Diyet" hikayesiyle ba­

na öğretti. Okula gitmeden okumayı öğ­

rendim. Artık ailemin benim içli içli ağlayı­

şımı seyretmelerine fırsat tanımıyordum.

Ama belleğimde yer eden her yeni bilginin

bedelini uzun süre gözyaşlarıyla ödedim.

Yuvasındaki yavrusuna yem taşırken, bir

avcının saçmalarına hedef olup, gözünü

kaybeden ve umutsuzca kör uçuş yapan

kuşun öyküsü, bende iz bırakan hikayeler­

dendi. "Tilki ile Leylek" hikayesi de böy­

leydi. Büyüyünce Sabahattin Ali'nin hika­

yelerine dadandım. Hem bir solukta oku­

mak ister hem de boğazıma düğümlenen

hıçkırık yüzünden bir türlü bitiremezdim.

Bilgi edinmenin bedelinin sadece göz­

yaşı değil, bazen ölüm olduğunu ise büyü­

yünce farkettim. 1950 ' l i yıllarda Ankara'ya

alışverişe gelen köylüler, kamyonla seyaha­

tin bedelini uzunca süre, ölerek ödemişler­

di. Hem de bir kasket uğruna. Şehirli kaske­

tini başına geçiren köy gençleri arkası açık

kamyonla dönerken, rüzgarın etkisiyle baş­

larından uçan kasketi yakalamak için atlı­

yor ve ölüyorlardı. Yeni ulaşım teknolojisi­

ne alışana kadar kimbilir kaç köy genci kas­

ketinin peşi sıra fırlayınca alışmadıkları hız­

la ilerleyen kamyondan atlayıp ölmüştü?

Gözyaşı ve ölüm pahasına da olsa bilgi

ve beceri birikimi, gelişmenin temel taşı­

dır. Bilgi ve beceri birikimi ise ancak yeni

ve daha karmaşık teknoloji kullanımı ile

mümkündür. Ülkelerin hızlı kalkınma stra­

tejilerine ilişkin en son teoriler, sermaye

birikimleri yerine, bilgi birikimini, bu ne­

denle esas almaktadır. Bilim ve teknolojiye

büyük ö n e m veren minicik İsrail, dev gibi

Arap ülkelerine kafa tutabilmekte ve onla­

rın petrol zenginliği ile yarışabilmektedir.

Intel'in Hayfa'da kurduğu araştırma labo-

ratuvarında üstün nitelikli 4 5 0 mühendis

çalışmakta, Negev çölündeki mikro yonga

tesisinde ise 1 5 0 0 uzman çalıştırmaya ha­

zırlanmaktadır. İsrail'de her on bin çalışa­

na düşen bilim adamı sayısı 1 3 8 ' i bulurken

bu sayı ABD'de 8 0 , Japonya'da 7 8 , Alman­

ya'da 60 kadardır.

Asya Kaplanları olarak bilinen Japonya,

Tayvan, Kore, Singapur ve Malezya'nın

son 30 yıldır süren olağandışı büyüme hız­

larının gerisinde de sermaye birikimi değil,

yeni ve karmaşık teknolojiler bulunmak­

tadır.

Minicik yüreğim dayanamasa da, göz­

yaşlarını yanağımı ıslatsa da annemi ve

hikayelerini çok özlüyorum.

İletişim adresi:

E-posta:kb06-k@servis2. net. tr

Page 8: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

8 haber 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

NESNELERİN DİLİ

Ö Y K Ü G E N Ç A Y

Future Soft

Nesne Yönelimli Analiz - I

Bu haftadan itibaren bu köşede sizlere

nesne yönelimli teknolojinin sırasıyla

analiz, tasarım ve ardından da programla­

ma aşamalarında nasıl, kullanılabileceği­

ni, bu yöntemlerin iyi ve kötü yanlarını

tartışmaya çalışacağım. Bu yazıya kadar

her gün yaşadığımız, sektörümüzün yazı­

lım üretim alanındaki sorunlarını dile ge­

tirmeye, gözler önüne sermeye çalıştım.

Bu noktadan sonra çözümlere katkıda bu­

lunacağını düşündüğüm nesne yönelimli

metodolojiyi tanıtmaya çalışacağım.

Söze öncelikle analizden başlamak ge­

rektiğine inanıyorum. Ancak yinelemekte

yarar gördüğüm bir nokta da, programla­

ma etkinliğinin her zaman formal birer

analiz ve tasarım ardından yapılması ge­

rekliliği. Bugüne kadar kullanılan yön­

temlere göz atacak olursak, incelenen ko­

nunun çok temel anlamda iki farklı şekil­

de irdelendiğini görebiliriz. Veri ve işlem.

Programlanacak olan iş konusunun ilk

olarak işlemleri ve verileri belirlenmeli­

dir. Kuşkusuz doğru bir modelleme yap­

mak için bu şarttır, ancak önemli olan bu

farklı kavramların nasıl ele alınacağı.

Analiz nedir? Bir bilgi sistemine taban

olacak analizi şöyle tanımlayabiliriz:

"Analiz, gerçek hayatta yapılan bir işin,

nasıl gerçekleştiğinin tanımlanması ve bu

işin gerçekleştirilmesine yardımcı olacak

bilgi sistemlerinin sahip olması gereken

özelliklerin belirlenmesidir." Görüldüğü

gibi analiz, aslında işin neredeyse yarısı.

Doğru bir analizin karmaşık projeler için

taşıdığı değer tartışılamaz. Formal bir

analiz yapmadan herkesin bildiği bazı iş­

ler kolaylıkla programlanabifîr; ancak ko­

nu detaylandıkça ve genişledikçe konu,

programcının hakimiyetinden çıkmalı ve

analistlerin sorumluluğuna girmelidir.

Bilgi işlem tarihine bakacak olursak,

ilk programlama dillerinin ve dolayısıyla

analiz yöntemlerinin basit veri yapılarına

dayandığını görürüz. İşlevsel ayrışım ola­

rak adlandırılan ilk metod, basit, karmaşık

olmayan veri yapılarına dayanan bir mo­

del oluşturmayı hedefliyordu. Yapılan işin

analizi, veri tiplerinin ve bu tipler üzerin­

de gerçekleştirilen işlemlerin, prosedürle­

rinin belirlenmesiydi. Bu yöntem ile yapı­

lan bir analizin sonuçları veri yapılarının

ve işlevlerin ayrı ayrı ve uzun uzun tanım­

larıdır. Konunun büyüklüğüne ve işlevle­

rin yoğunluğuna göre kalınlaşan analiz

sonuçlarının kullanılabilirliği kadar doğ­

ruluğu da tartışılır olmaktaydı. Her işlevin

teker, teker detaylarıyla yazılması kadar

konunun uzmanı tarafından okunması da

güçtü. Dolayısıyla kullanışsız olan bu

yöntem ile son derece fazla kağıt harcan­

maktaydı. Ancak unutmamak gerekir ki,

bu yöntem ile analiz edilmiş ve ardından

o günün teknolojisiyle üretilmiş bazı sis­

temler, hâlâ günümüzde bile çalışmakta.

Bir örnek vermek gerekirse, bir iki hafta

önce bu sayfalar arasında okuduğum bir

haberi ileteyim. "Netaş'ın su soğutmalı

IBM bilgisayarı emekliye ayrıldı..."

İkinci önemli yöntem ise, Kabarcık

yöntemiydi. Bu yöntemin işlevsel ayrı­

şımdan farkı, tüm iş konusunu bir defada

ifade etmek yerine, iş konusunun her aşa­

masını, her işlevini ayrı ayrı irdelemekti.

Bir veri ya da verilerden oluşan bir kabar­

cık, iş konusunun proseslerinden, birer

birer geçerek değişimlere uğramakta ve

böylelikle istenen noktaya ulaşmaktaydı.

İşlevlerin statik, verilerin ise hareketli ya­

pılar olarak tanımlandığı bu analiz yönte­

minin dokümantasyonu daha kolay anla­

şılır ve kısa olması nedeniyle daha kulla­

nışlıydı. Ancak bu yöntemin dayanağı ve­

ri hareketi olduğu için, veri hareketleri dı­

şındaki, yani "olay"ların dışındaki iş ko­

nularında zayıf kalmaktaydı.

Ardından Bilgi Modelleme yöntemi ile

ilk "nesne" sözcükleri duyulur olmaya

başladı. Bugün anladığımız anlamda

"nesne"ler olmayan nesneler içeren bu

yöntemin nesneleri, birbirleriyle bağlantı­

lı veri yapıları içermekteydi. İlişkisel veri-

tabanı şemasına uygun olan bu analiz

yöntemi sonuçları, veriyi olduğu gibi,

bütünlüğü ile bilgisayar ortamına aktar­

mayı hedefliyordu. 80'li yıllarda pek çok

CASE aracının kullandığı bu yöntemin

önceki yöntemlere göre avantajı, daha

kolay anlaşılır olması ve dokümantasyo­

nunun kolaylığıdır. Ancak bu yöntemdeki

eksiklik veri yapılarının geçireceği pro­

seslerin içsel olarak analize dahil edilme­

mesidir. Bu nedenle belirlenen veri şema­

sı dışında, ayrı bir proses tasarımı yapıl­

malıdır. Dolayısıyla, iş sahibinin, karar

verme mekanizmasında yapacağı bir de­

ğişiklik, analizi yeniden gözden geçirme­

ye zorlayacaktır.

80'li yılların sonunda, 90'lı yılların ba­

şında yıldızı parlayan nesne yönelimli

programlama, 60'yıllarda temellerinin

atıldığı nesne yönelimli düşünceye büyük

bir ivme kazandırdı. Analiz ve tasarım

konusunda metodolojiler oturmaya ve

kullanılmaya başlandı. Bugün "nesne"

sözcüğü en az "Internet" kadar çok ağız­

larda dolaşmakta.

Nesne yönelimli analizin diğer analiz

yöntemlerinden en büyük farkı, verilerin

yanı sıra sistem sorumluluğu dahilindeki

işlevlerin de analiz sırasında veri ile bir­

likte tanımlanmasıdır. Bu cümle son dere­

ce doğal görünebilir ama, son zamanlara

kadar kullandığımız 640 KB sınırlı, tek

görevli kara DOS ekranını düşünecek

olursak, kısıtlayıcı pek çok nedeni hatırla­

yabiliriz. Ayrıca nesne yönelimli prog­

ramlama dillerinin de hızla gelişmesi, as­

lında çok doğal olan nesne yönelimli

analiz sonuçlarının tasarım ve programla­

ma aşamasına taşınmasını sağlamıştır.

Bir sonraki yazıda nesne yönelimli

analizin temel aldığı kavramları inceleye­

ceğiz.

Herkese iyi çalışmalar dilerim.

SSK ve TAI,

BT şirketi kuruyor GÜNEŞ KAZDAĞLI

Bütün kamu kuruluşları-

nın ortak sorunu haline

gelen BT personeli sı­

kıntısı Sosyal Sigortalar Ku-

rumu'na (SSK) bir bilgisayar

ihtisas şirketi kurduruyor.

SSK ile Türk Havacılık ve

Uzay Sanayi A.Ş. (TAI)'nin

ortak kuracağı şirket için ye­

ni hükümetin göreve başla­

ması bekleniyor. SSK'nın ku­

ruluş yasası gereği Bakanlar

Kurulu onayı gerektiren bu

şirketin, ağırlıklı olarak

SSK'ya hizmet vereceği, an­

cak diğer kamu kuruluşları­

nın taleplerini de karşılaya­

cağı öğrenildi.

Konu hakkında görüştü­

ğümüz SSK Bilgi İşlem Daire

Başkanı Fatih Atabek, 4792

sayılı Sosyal Sigortalar Kuru-

mu'nun kuruluş yasasında

SSK'nın özel hukuk hüküm­

lerine tabi personel çalıştı­

ran şirketler kurabileceğini

belirtti. Bu maddeye daya­

narak TAI ile ortak kurulma­

sı düşünülen şirket konu­

sunda ise Atabek şunları

söyledi:

"SSK, 25 milyon kişiye

hizmet veren çok büyük bir

kuruluş. Böyle büyük bir

kuruluşun Bilgi İşlem Mer-

kezi'nin de her konuda iyi

donatılmış olması gerekiyor.

Özellikle de profesyonel

kadrolar açısından. Ama biz

bu konuda diğer kamu ku-

ruluşları gibi büyük bir so­

run yaşıyoruz. Örneğin, biz­

den 2 yıl içinde 27 program­

cı istifa etti. Bunu mevcut

personel yasasıyla önleyemi­

yorsunuz. Biz de bir şirket

kurup öncelikle bu sorunu­

muzu çözmeyi düşündük.

Personeli özel hukuk hü­

kümlerine göre çalıştınlacak

olan bu şirket, öncelikle

SSK'ya hizmet verecek. Ama

diğer kamu kuruluşlarının

da taleplerini karşılayabile­

cek. Kısaca biz SSK BİM ola-

rak bu şirketten hizmet satın

alacağız."

SSK yasası gereği söz ko­

nusu şirketin Bakanlar Kuru­

lu kararıyla kurulması gere­

kiyor. Bakanlar Kurulu'ndan

önce de SSK'nın Yönetim

Kurulu bu şirketi onaylaya­

cak, Çalışma ve Sosyal Gü­

venlik Bakanı'nın olumlu

görüşüyle de Bakanlar Ku­

rulu'na sunulacak. Bu ne­

denle SSK ve TAI ortaklığı

ile kurulacak olan şirketin

kuruluş çalışmaları için yeni

hükümetin işbaşına gelmesi

bekleniyor.

Aynca kurulacak olan bu

şirketin Merkezi Bilgi Banka­

sı kurulması yönünde ilk

adım olabileceğini de belir­

ten SSK Bilgi İşlem Daire

Başkanı Fatih Atabek, "Dün­

yanın birçok ülkesinde oldu­

ğu gibi artık Türkiye'de de

her vatandaşın bir sosyal gü­

venlik numarası olması gere­

kiyor. Herkesin üzerinde bir­

leştiği bir başka nokta ise üç

güvenlik kuruluşunun (SSK,

Emekli Sandığı ve Bağkur)

aynı çatı altında toplanması.

Genel olarak baktığınızda bu

ülkede işçiler, işverenler,

memurlar, emekliler ve bun­

ların yakınları yaşıyor. Hep­

sini topladığınızda bugün 46

milyon ediyor. Oysa bu top­

lamın 62.5 milyon etmesi ge­

rekiyor. Demek ki, bir kaçak

söz konusu. İşte bu kaçağı

önlemek, sorunlara köklü

çözüm getirmek için tüm va­

tandaşlara bir sosyal güven­

lik numarasıyla kimlik kartı

vermek gerekiyor. Bunu an­

cak profesyonel bir kadro ile

yapabilirsiniz. Kurulacak şir­

ket bu işin belki ilk adımı da

olacak" dedi.

TAI'den SSK'ya teknik

personel desteği

Öte yandan TAI ve SSK,

kamuda ilk defa gerçekleşen

bir uygulamayı da başlattı.

TAI ve SSK geçtiğimiz gün­

lerde teknik hizmet desteği

konusunda bir sözleşme im­

zaladı. Bu anlaşmayla klasik

bir müteahhit sözleşmesi,

yani anahtar teslimi bir ihale

yapılmadan SSK, Bilgi İşlem

Merkezi'nde çalıştırılmak

üzere ihtiyacı olan teknik

personeli TAI'den hizmet

alımı şeklinde karşılamaya

başladı.

Microsoft, Windows NT Server tanıtım semineri microsoft Türkiye, 27 Şu-

bat 1996 tarihinde İstan­

bul The Marmara Oteli'nde

bayilerine yönelik Windows

NT Server semineri düzenle­

di. Seminerin ana hedefi, ba­

yi eğitimi yoluyla Windows

NT'nin profesyonel iş yasa­

nıma sunduğu olanaklardan

Türk iş dünyasının en iyi şe­

kilde yararlanmasını sağla­

maktı. Bu nedenle bir anlam­

da bayilerini bilinçlendirme

amacım taşıyan seminerde

Microsoft'un Afrika ve Orta­

doğu temsilcisi Shafeen Cha-

rania da bir konuşma yaptı.

Genel olarak seminerde

Windows NT Server'ın tek­

nik özellikleri ile diğer ağ or­

tamları ile entegrasyonu ba­

yilere tanıtıldı. Windows NT

Server'ın diğer ağ yazılımları-

nın tersine yükselen pazar

payına dikkat çekilerek, ge­

lecek yıllarda Windows NT

Server'ın ağ yazılımı pazarına

hakim olacağının tahmin

edildiği belirtildi.

Seminerde Microsoft Tür­

kiye, bayilerine bir kampan­

ya başlattığım da duyurdu.

Buna göre üç NT Server sa­

tan bayi, Microsoft'tan 250

dolar alacak. Aynca alıcı şir­

ketler alım miktarı ve Micro­

soft tarafından belirlenen pu­

anlama esasına göre, A, B ve

C olarak adlandırılan üç ayn

fiyat kategorisinden ürün

alabilecekler. Bu yöntemle

yüzde 30'lara varan indirim

olanağı sağlanıyor.

Bunun yanı sıra Microsoft

Türkiye, seminer kapsamın­

da bayilere uygun koşullarla

özel bir Windows NT Server

paketi sundu.

Page 9: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 10: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

10 haber 4-10 Mart 1996- Sayı: 57

GELECEĞİ

BUGÜNDEN YAŞAMAK

Prof.Dr. O Ğ U Z M A N A S

Bilgi İletişim Ağ Yapısı Konsorsiyumu

(TINA-C) - 2

Ge ç e n haftaki sayıda TINA Konsorsi-

yumu'nun nasıl doğduğunu ve nasıl

bir yapıya sahip olacağını genel olarak ta­

nıtmıştık. Bu ve gelecek yazımızda kon­

sorsiyum tarafından belirlenen yapıları

(archi tecture) tanı tmaya ça l ı şacağ ız .

Eğer geleceği bugünden görmek ve hatta

yaşamak istiyorsak, bu gelişmeleri yakın­

dan izlemek zorunda olduğumuzu unut­

mamamız gerekmektedir. Bundan sonra­

ki yazılarımda da sizlere geleceği bugün­

den yaşatacak yeni gelişmeleri, yorumla­

rımı katarak aktarmaya çal ışacağım.

3 . 1 TINA Bilgi İşlem Yapısı

TlNA-C'nin bilgi işlem yapısı ile ilgili

ilk ilkelerden biri R M - O D P (İTÜ'nün

Open Distributed Processing) tarafından

tanımlandığı gibi, nesne temelli bir kav­

ramdır. Nesne temelli programlama dil­

leri ile ilgilenenlerin aç ıkça bildikleri gibi,

nesne temelli kavramların açıklanmasın­

da bazı karışıklıkların olduğu bir gerçek­

tir.

R M - O D P tanımlayıcı modeli bu karı­

şıklığa son veren tek ve bütünleşik kav­

ramlar dizisini tanımlamaktadır. Ayrıca

bu model O M C (Object Management

Group) ve OSI (Open System Intercon­

nection) yönetim modellerinde olduğu gi­

bi var olan nesne temelli modellerin de

bu kavramların içine katılmasına izin ver­

mektedir.

TlNA-C'nin bilgi işlem yapısı ile ilgili

bir diğer ilkesi, iletişim servisleri, iletişim-

yönetim servisleri ve dağıtık olanakların

yazılım temelli olmasıdır.

Şekil 2 'de görüldüğü gibi TINA'nın bil­

gi işlem model leme kavramları içinde iki

arayüz bulunmaktadır. Bunlardan İşletim-

sel Arayüz, istemci ile sunucu arasında iş­

lemlerin başlaması için gerekli çağrıları

yapar. Bilgi akışı arayüzü ise istemci ile

sunucu arasındaki bilgi akışını denetler.

Arayüzler herhangi bir dille yazılabilecek

şekilde, G D M O (Guidlenes for Difinition

of Managed Objects) ve OMG/IDL ve

OSF/IDL'deki kavramlara uygun olarak,

tariflenmiş bulunmaktadır.

Çekirdek grup OMG/IDL'de gerekli ge­

nişletmeleri yaparak TINA etkileşimli mo­

deli ile birebir uyum içine girmesini sağ­

lamış bulunmaktadır. OMG/IDL genişle­

tilmiş bu yeni şekli O D L - 9 5 olarak isim­

lendirilmiştir.

TINA-C, GDMO'yu, GRM (General

Relationship Model) ile birlikte kullana­

rak, bilgi bakış açısı ile, uygulamalar için

ve O M T notasyonunu kullanarak grafik

gösterimleri için, kullanılmasını önermek­

tedir.

3. 2 Servis Yapısı

Servis yapısı; yönetim servisleri, bilgi

servisleri, aktarım servisleri, ulaşım servis­

leri gibi geniş ve çok çeşitli servis olana­

ğı sağlar. Bu servisler, kullanıcılar, abo­

neler, ağ sağlayıcıları, servis/ağ tasarımcı­

ları, servis/ağ yöneticileri için büyük

önem taşımaktadır.

TINA servis yapısı, birçok servisin ç a ­

lışma anındaki ana yapı taşlarını belirler

ve böy lece tekrar kullanılabilir yapı taşla­

rına ait kütüphanelerin oluşmasına ola­

nak sağlar. Bu kütüphaneler ise bir servi­

sin tasarlanmasında çok kullanışlı olmak­

tadır. Bu yapı taşları arasında en belirgin

olanları şunlardır:

Oturum Düzenleme Yaratıcıları: Bu

yapı taşı uç noktalar arasında oturum dü­

zenlemede ve terminallerin genel görü­

nümlerinin belirlenmesinde görev yapar.

Kullanıcı Temsilcisi: Kullanıcı görü­

nümlerini (profile) oluşturur ve servis otu­

rumların (session) oluşması için gerekli

ilişkileri sağlar.

Servis Oturum Yöneticileri: Çeşitli ser­

vis düzeylerinde oturum servislerinin dü­

zenlenmesini organize eder.

İletişim Oturum Yöneticileri: Çeşitli iletişim

düzeyinde oturumların düzenlenmesini sağlar.

İ.Ü. İnternet üzerinde

veri bankası oluşturuyor ŞEBNEM NURAYDIN

Basınla ılışkılen geliştir­

mek ve gerekli verileri

aktarmak amacı ile 1991

yılında İstanbul Üniversitesi

bünyesinde kurulan Basın

Data Uygulama Araştırma

Merkezi, bu bilgileri daha

sistematik, güvenilir ve kolay

bir şekilde bilgisayar aracılığı

ile kullanıcılara ulaştırmak

amacıyla veri bankası oluştu­

ruyor. Basın Data Merkezi,

bu projede hem danışmanlık

hem de uygulama görevini

üstlenen Peritus Otomasyon

Sistemleri ile çalışıyor. Veri

bankasının Internet'te Web

Server aracılığı ile kullanıcıya

sunulması amaçlanıyor. An­

cak Peritus bu projede Web

Server oluştururken klasik

Web sayfalan yapmak yerine

farklı bir yöntem izliyor ve

Web sayfalarını dinamik bir

veritabanı ile birleştiriyor.

Peritus, bu sistemi uygular­

ken Microsoft'un Internet In­

formation Server ürünü ve

NT Server üzerinde çalışıyor

ve veritabanı yapısı olarak

Microsoft SQL Server kullanı­

yor.

Peritus Uygulama Geliştir­

me Uzmanı Mehmet Bingöl,

Web Server oluşturmak için

Web sayfalan yapmak gerek­

tiğini, ancak bu projede di­

namik bilgiler söz konusu

olduğu için sürekli Web say­

fası oluşturmak zorunluluğu­

nun gündeme geleceğini be­

lirtiyor. Bu nedenle Web

sayfalan yerine dinamik bir

veritabanı oluşturulmasını

planladıklarını belirten Bin­

göl, veritabanına giren bilgi­

lerin istenilen formatta Web

sayfalan olarak Internet üze­

rinde sunulacağını söylüyor.

Şu anda projenin ilk aşa­

masında olduklarını belirten

Peritus Uygulama Geliştirme

Müdürü Şeniz Durbin ise,

veritabanının tasarımında te­

mel oluşturacak veri sözlü­

ğünün oluşturulduğunu söy­

lüyor. Microsoft'un Internet

Server ürününün dünyada

pazara yeni sunulduğunu ve

bu ürünle ilk defa veritabanı

ile Internet'in bağlantısının

sağlanmış olduğunu söyle­

yen Durbin, yürüttükleri

projenin Türkiye'deki ilk uy­

gulama olduğunu öne sürü­

yor. Uygulamada toplam iki

tane kullanıcı arayüzü bu­

lunduğunu belirten Durbin,

şunları söylüyor:

"Birinci kullamcı arayü-

zünden bilgi ekranları girili­

yor. Bu ekran yerel alan ağ-

lan üzerinde oluşacak ve

kullanılacak. İkincisi ise In­

ternet üzerinden kişilerin kri­

terlerini girebilmesi için kul­

lanılacak. Önümüzdeki aşa­

mada ekranların tasarımını

yapacağız. Şu anda neler ya­

pacağımızı kaba hatlan ile

biliyoruz. Ancak hangi bilgi,

ekranda nerede olacak bu

konuda Basın Data Merkezi

ile çalışacağız. Projeye geçti­

ğimiz Ocak ayında başlamış­

tık. Önümüzdeki Nisan so­

nunda ise bitirmeyi hedefli­

yoruz. Yani yaklaşık 4 ay sü­

ren bir proje olacak."

Proje maliyeti yaklaşık

50 bin dolar

Şeniz Durbin, yazılım ve

donanım olmak üzere proje­

nin iki ana maliyeti bulun-

duğunu belirtiyor. Microsoft

Internet Server, SQL Server

gibi uygulama yazılımlan ile

donanım olarak 32 MB bel­

lek, 1.5 GB sabit diski olan

bir Pentium sunucu (server)

alındığım dile getiren Dur­

bin, modem ve Internet için

hat kiralanacağım söylüyor.

Bir de Peritus'un geliştirdiği

yazılımın maliyeti olduğunu

vurgulayan Durbin şöyle di­

yor:

"Bizim için Internet pazan

çok önemli. Biz bu proje ile

oldukça önemli bir deneyi­

me sahip olduk. Bundan

sonra Internet ile bilgilerini

açmak isteyen şirketlere ör­

nek gösterilebilecek bir ça­

lışmamız oldu. Bir de İ.Ü. gi­

bi bilimsel bir kuruluşun yar­

dımı ile bu uygulamayı ger­

çekleştirmek çok daha

önemli. Dolayısıyla yazılım

kanadının gerçek maliyeti

çok yüksek olsa bile (bizim

açımızdan), İ.Ü.'ye fazla bir

maliyet getirmedik. Hem do­

nanım hem de bizim geliştir­

diğimiz yazılım maliyetlerini

gözönüne alırsak toplam uy­

gulama maliyeti yaklaşık 50

bin dolara yaklaşıyor."

Internet üzerinden yayın­

lanacak olan veri bankasında

yer alan veriler şimdilik,

dünyadaki ülkelere ait eko­

nomik ve sosyal bilgileri

kapsıyor. Bu bilgiler, milli

gelir hesaplan, dış ticaret,

ödemeler dengesi, sosyal

göstergeler, dış borçlar, te­

mel göstergeler, enerji, hü­

kümet ile ilgili gelir ve harca­

malar, parasal göstergeler,

çevre ve doğal kaynaklarla

ilgili bilgiler başlıklan altında

bulunuyor ve her ülkeye ait

aynntılar yer alıyor. Şimdilik

53 ülkeyi kapsamına alan ve­

ri bankasının ileri de hemen

tüm ülkeleri içermesi hedef­

leniyor. 53 ülke belirlenir­

ken, uluslararası ticarette da­

ha çok gündemde olan

Gümrük Birliği üyesi ülkeler

ile dünya ticaretinde ön sıra­

larda olan ülkelere öncelik

veriliyor. Basın Data Merkezi

verilerin kaynaklarım ulusla­

rarası kurumlan baz alarak

seçmiş. Öncelikli olarak

dünya bankasının ve ona

bağlı kurumlarını istatistik

verilerinden ve Birleşmiş

Milletler'in kaynaklarından

yararlanılıyor. Öte yandan

birçok kaynaktan da derlen­

miş bilgiler bulunuyor.

Basın Data Merkezi, bu

hizmeti ilk aşamada ücretsiz

olarak sunmayı hedefliyor.

Ancak ileride bu veri banka­

sından gelir elde etmeyi de

planlıyor. Basın Data Merke­

zi Müdür Yardımcısı ve Veri

Bankası Projesi Ürün Yöneti­

cisi olan Yasemin Issı, ban­

kada bulunacak verilerin bir­

çoğunun farklı kaynaklarda

bulunduğunu ve bu kaynak­

lardaki bilgilerin birbirini tut­

madığım belirterek şöyle di­

yor: "Biz bu bilgileri birleşti­

rerek sunmayı düşünüyoruz.

Böylece bütün araştırmacıla­

rın tek bir ortamda ulaşabile­

cekleri bir kaynak yaratmaya

çalışıyoruz"

Page 11: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

4-10 Mart 1996. Sayı: 57 haber 11

TEAŞ'ın 1995 yılı BT yatırımı 62 milyar Türkiye Elektrik Üretim

İletim A.Ş,'nin (TEAŞ) 1995

yılı içinde bilgi teknolojisi

alanındaki yatırımının 62

milyar lira olduğu öğrenildi.

TEAŞ bu yatırımıyla

Türkiye'nin çeşitli

bölgelerinde bulunan 21

santralde bilgisayar ağı

kurmayı hedefliyor.

TEAŞ Bilgi İşlem Daire

Başkanı Ayla Özkara, 1995

yılında 274 olan bilgisayar

sayısını 37 adet sunucu

(server) da dahil olmak

üzere 728'e çıkardıklarını

belirtti.

GÜNEŞ KAZDAĞLI

ürkiye Elektrik Üretim İletim

A.Ş. (TEAŞ), 1995 yılında bilgi

teknolojisi alanında yaptığı 62

milyar liralık yatırımla 274 olan bil­

gisayar sayısını 37 adet sunucu da

dahil olmak üzere 728'e çıkardı. TE-

AŞ'ın 1996 yılındaki hedefi ise geç­

tiğimiz yıl bu alanda yapılan yatı­

rımla Türkiye'nin çeşitli bölgelerin­

de bulunan 21 santral işletmesinde

bilgisayar ağı kurmak. Bu 21 santra­

lin altyapı çalışmalan tamamlandı­

ğında kısa adıyla AWOCS olarak

adlandırılan verimliliği artıracak ko­

ruyucu bakım sistemi ve her santra­

lin veya ünitenin maliyet merkezle­

ri itibariyle maliyetlerini ayrıntılı ve

sürekli bir biçimde izleme olanağı

veren CAB/CAM (Cost Accounting

Based/Cost Analysis Method) uygu­

lamalarına geçileceği öğrenildi.

Konu hakkında görüştüğümüz

TEAŞ Bilgi İşlem Daire Başkam Ay­

la Özkara, 1995 yılı içinde AWOCS

ve CAB/CAM'le ilgili yatırımların

büyük bir bölümünü tamamladıkla­

rını söyledi. Bilgi teknolojisi alanın­

da yaptıklan bu yatırımla 274 olan

bilgisayar sayısını 37 adet sunucu

(server) da dahil olmak üzere 728'e

çıkardıklarım da belirten Özkara,

santral işletme müdürlüklerinde yü­

rüttükleri çalışmalar konusunda ise

şu bilgileri verdi:

"Santral İşletme Müdürlükleri-

mizdeki en büyük hedefimiz 95 yılı

içinde pilot uygulamasını tamamla­

dığımız işletme yönetimini iyileştir­

me projemizi yaygınlaştırmak. Bu

projeyle ilgili olarak önce Ambarlı,

Oymapınar ve Seyit Ömer santralle­

ri olmak üzere 3 santral pilot bölge

olarak seçildi. Verimliliği arttırmayı

amaçlayan koruyucu bakım sistemi

AWOCS, bu santrallerde uygulandı.

Bu kapsamda Ambarlı'da bir bilgi­

sayar ağı kurmuştuk, Oymapınar ve

Seyit Ömer'de de tek kullanıcılı

PC'ler vardı. Bu pilot uygulamalar

son derece başanlı ve beklediğimiz

ölçüde verimli olduğu için Yönetim

Kurulu, bu koruyucu bakım siste­

minin tüm santrallere yaygınlaştırıl­

ması kararım aldı."

Bu karar çerçevesinde TEAŞ,

1995 yılı içerisinde çok kullanıcı or­

tamda AWOCS projesinin yaygın­

laştırılması için gerekli altyapının ilk

basamağı olan donanım ve yazılımı

satın aldı. 1996 yılı yatınmıyla ilgili

olarak Ayla Özkara, "1996 yılı için­

de de 21 santralde bilgisayar ağları-

nın kurulmasıyla ilgili olarak yan

donamm ürünlerine ihtiyacımız ola­

cak. Ayrıca bu yıl bir veritabanı ya­

zılımı da seçeceğiz" dedi.

Bilgisayar ağlarının kurulma aşa­

masında olduğu santral işletmele­

rinde AWOCS projesiyle beraber

daha önce de belirttiğimiz gibi

CAB/CAM maliyet analiz modeli

üzerinde de çalışılıyor. CAB/CAM,

her santralin ya da ünitenin maliyet

merkezleri itibarıyla maliyetlerinin

aynntılı olarak ve sürekli bir biçim­

de izlenmesi olanağı veriyor. Mali­

yet Analiz Modelinin bir anlam taşı­

ması ve sonuca ulaşılması için ise,

tüm merkez ve taşra ünitelerine

yaygınlaştınlması gerekiyor. TE­

AŞ'ın taşra ünitelerine kadar bilgisa­

yar almasındaki nedenlerden biri­

nin de bu proje olduğu belirtiliyor.

Page 12: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

12 i n c e l e m e 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

Bir sonraki işlemciniz hangisi olacak?

ALTUG ÖZGENLIK İşlemci bir sistemin kalbidir. Sistemde yapılan her işten

doğrudan ya da dolaylı haberi olur. Yani ondan habersiz

kuş bile uçmaz. Onun performansı her zaman sisteminizin

toplam performansında en belirleyici faktörlerden biridir.

İşlemciler sanırım bir sistemin en

çabuk demode olan ve en çok

değiştirilen donanımı. Bu tekno­

loji o kadar hızlı ilerliyor ki, bir yıl

önce aldığınız ve pazarda bulabile­

ceğiniz en hızlı işlemci, birden ol­

dukça sıradan ve eski bir sistem

haline gelebiliyor. Aslında bu pek

çok PC kullanıcısının başına geli­

yor. RISC tabanlı işistasyonu kulla-

nıcılan ise hallerinden çok fazla ra­

hatsız olmuyorlar. Çünkü güçlü

RISC işlemciler onlann yatınmlannı

orta vadede koruyor. Yani bir RISC

işistasyonu aldığınızda en azından

birkaç yıl idare ediyorsunuz. İçin­

de bulunduğumuz dönemde RISC

işlemciler de çok hızlı yenileniyor;

ama yine de RISC işlemci kullan­

mak risksiz bir iş.

Sonsuz rekabet

Bilgisayar dünyasındaki hız yan­

şında işlemciler hep pole pozisyo­

nunda bulunurlar. Yeni bir veriyo-

lu ya da bellek standardı geliştir­

meye ve bunu oturtmaya çalıştığı­

nızda çok zorlanırsınız. Çünkü ye­

ni ve hızlı bir veriyolu geliştirdiği­

nizde en azından tüm anakartların,

grafik kartlarının ve hatta I/O de-

netçilrinin değişmesi gerekir. Yani

anakartınızda PCI veriyolu ve PCI

genişletme yuvası varken, tutup da

yeni alacağınız grafik kartının ISA

uyarlamasını almazsınız. Aynı şe­

kilde PCI I/O kartı denetçisi kulla­

nıp daha yüksek sabit disk ve giriş-

çıkış performansı alacağınıza, yine

ISA mimarisine sahip bir I/O kartı

almazsınız. Zaten bunlar sistemini­

zin performansını dolaylı olarak et­

kiler. Ama işlemcinizin hızlı olması

sizi doğrudan etkiler. Sonuçta sis­

teminizde gerçekleşen işlemlerin

büyük bölümü işlemci tarafından

gerçekleştirilir ya da işlemci üze­

rinden geçer. İşte bu noktada siste­

minizdeki işlemcinin hızlı çalışan,

güvenilir ve standartları destekle­

yen bir işlemci olması gerekir.

Aslında işlemci üreten şirketlerin

kıyasıya rekabete girdikleri birkaç

nokta var. Daha doğrusu İşlemci

Savaşları'nda değişik cepheler var.

Örneğin: CISC ve RISC cephesi, In­

tel x86 mimarisi ve x86 alternatifle­

ri gibi. Bunlar en belirgin iki cep­

he. Fakat herkesin amacı kendi

standardım koymak ve fiyat/per­

formans açısından

en iyi işlemciyi su­

narak onu yaygın­

laştırmak.

CISC

İ ş l e m c i l e r d e

kullanılan iki tek­

nolojiden biri olan

CISC (Complex

Instruction Set

Computer), daha

çok Intel'in ve In­

tel uyumlu işlemci

üretenlerin benim­

sedikleri bir mima­

ri. Aslında Intel

uyumlu demek bi­

raz yanlış oluyor.

(Tabii ki AMD ve

Cyrix gibi üreticile­

re göre.) Onlar "Intel ya da x86

uyumlu" kavramım kullanmaktan

çok yazılım uyumluluğunun kendi­

leri için önemli olduklarını söylü­

yor.

CİSC'in temel felsefesi kompleks

komut setlerine sahip işlemciler ve

bu komutlann işlemci içinde çalış­

tırılıp sonuca ulaşmak. Karmaşık

komutlar ise daha uzun çözümle­

me süresini (decode) beraberinde

getiriyor. Bu mimari aslında pipeli­

ne kanalları ve saat hızı arttıkça iyi

performans veriyor. Zaten CISC

mimarisinin en büyük dezavantaj­

ları da bunlar. Çünkü CİSC'te bir

komutun işlenmesi uzun sürüyor.

RISC

RISC (Reduced Instruction Set

Computer) bugün yüksek perfor­

manslı işistasyonları ve sunucular-

daki işlemcilerin kullandıklan bir

mimari. RİSC'in temel özelliği kısa

ve işlenmesi az zaman alan komut­

larla hız sağlamak. Yani birim za­

manda işlenen komut sayısını artır­

mak. Şu anda yüksek hızlı işistas­

yonu, sunucu ve süper bilgisayar-

lann RISC mimarisine sahip işlem­

ciler kullandıklarını göz önüne alır­

sak, sanırım CİSC'çiler biraz yanılı­

yor.

Tabii bu arada RİSC'çiler de

kendi içlerinde çetin bir savaşa tu­

tuşmuş durumda.

Intel

Intel, bugün dünyadaki PC'lerin

büyük çoğunluğuna işlemci sağla­

yan bir şirket. Intel'in şu anda en

hızlı işlemcisi Pentium Pro. Intel'in

Pentium Pro ürün ailesi 150, 166

ve 200 MHz saat hızında çalışan

Pentium Pro modellerinden oluşu­

yor. Özellikle Dynamic Execution

özelliğiyle önemli bir performans

artışı gösteren Pentium Pro'nun

yüksek saat hızında çalışan model­

leri bugün pazarda bulunan hızlı

RISC işlemcilerle rekabet edebilir

bir konuma geldi. Bu arada Intel,

Pentium ailesini de bırakmıyor. In­

tel'in belirttiğine göre, özellikle

1996 yılı içinde Pentium işlemcisi­

nin yeni saat hızlarında çalışan

uyarlamaları pazara sunulacak. Ay-

nca çokluortam ve grafik perfor­

mansı için optimize edilen Pentium

işlemcilerini de yine 1996 yılı için­

de görebileceğiz.

0.6 mikron BiCMOS teknolojisiy­

le üretilmeye başlanan Pentium

Pro işlemcileri yüksek saat hızında

çalışan uyarlamalannda 0.35 mik­

ron BiCMOS teknolojisini hedefli­

yor. 64 bit bir işlemci olan Pentium

Pro özellikle WindowsNT işletim

sistemiyle oldukça iyi performans

veriyor. Zaten Intel de Pentium Pro

tabanlı sistemleri satan üreticilere

özellikle WindowsNT ya da OS/2

gibi 32 bit işletim sistemleriyle be­

raber kullanıcıya sunmalan konu­

sunda oldukça ısrarlı davranıyorlar.

256 KB iç ön belleğe sahip olan

Pentium Pro işlemcisi yüksek per­

formansını biraz da bu ön belleğe

borçlu. Aynı zamanda ölçeklenebi-

lir bir mimari sunuyor. Pentium

Pro'nun şu anda hedeflediği pazar

ise WindowsNT tabanlı masaüstü

işistasyonlan ve sunucular. Bu pa­

zarda Pentium Pro'nun en büyük

rakibi ise Alpha.

Digital Alpha

Digital'ın elindeki en büyük si­

lah olan Alpha, özellikle Win­

dowsNT platformunda oldukça iyi

performans veriyor. Yüksek saat

hızı teknolojisinde öncü şirketler­

den biri olan Digital'ın Alpha iş­

lemcisinin 100 MHz saat hızından

başlamak üzere çeşitli saat hızlann-

da çalışan uyarlamalan bulunuyor.

Ancak Digital şu anda daha çok

266, 300 MHz ve üzeri saat hızında

çalışan Alpha işlemcisi tabanlı sis­

temlere ağırlık veriyor.

Çok hızlı gelişen bir işlemci olan

Alpha'nın fiyatlan ise gün geçtikçe

düşüyor. Yani Digital, Alpha işlem­

cisi tabanlı güçlü PC'leri ve masa­

üstü işistasyonlarını yaygınlaştır­

maya çalışıyor. 0.35 mikron CMOS

teknolojisiyle üretilen Alpha işlem­

cileri yalnızca WindowsNT platfor­

munda değil UNIX platformunda

da güçlü bir alternatif sunuyor. Di­

gital'ın özellikle 64 bit'lik Alpha iş­

lemcisini 64 bit'lik Digital UNDC

(OSF/1) işletim sistemiyle destekle­

mesi, bu sistemler üzerinde çalışan

yazılımlann gerçek 64 bit perfor­

mansı almasına olanak tanıyor.

RISC mimarisine sahip olan Alpha

işlemcisinin 300 MHz saat hızında

çalışan uyarlamasında 9.3 milyon

transistör bulunuyor.

MIPS

Yüksek performanslı RISC iş­

lemciler üreten MIPS'in işlemcileri

de MIPS adını taşıyor. Özellikle Si-

liconGraphics işistasyonlarının iş­

lemcilerini ve SMP yapılannı tasar­

layan MlPS'in R4000'den R1OOOO'e

kadar uzanan bir işlemci yelpazesi

var. MlPS'in pazara sunduğu en

yeni ürün olan MIPS R10000 64

bit'lik bir RISC işlemci. Özellikle

matematik işlemci performansı ol­

dukça yüksek olan MIPS R10000

paralel işlem, hızlı grafik uygula-

maları, sanal gerçeklik gibi uygula­

ma alanlarında kullanılıyor. 0.35

mikron CMOS teknolojisiyle üreti­

len MIPS R10000 süper bilgisayar­

larda kullanılan bir işlemci. Ancak

bu işlemcinin çok fazla üretici tara­

fından desteklenmemesi ve fiyatı­

nın pahalı olması dezavantajı.

MIPS işlemcilerinin bir avantajı ise,

WindowsNT işletim sistemiyle çalı­

şabilmesi.

Ancak WindowsNT işletim siste­

minin MIPS işlemcileri üzerinde

kullanımı çok yaygın değil. Eğer

böyle giderse MlPS'in işlemcileri

gelecekte de nerede ve kimlerde

olduğu belli olmayan ama herkesin

dilinde efsane olan süper bilgisa­

yarlarda kullanılmaya devam ede­

cek. Kısacası MIPS ve bir iki yıl ön­

ce onu satın alan SiliconGraphics

şu anki konumlarından memnun

görünüyor.

PowerPC

PC kullanıcılarının birkaç yıl ön­

ce büyük umutlar bağladıklan bir

işlemci olan PowerPC neredeyse

bir fiyasko olmanın tam eşiğinde.

Doğrusunu söylemek gerekirse ar­

kasında IBM, Motorola ve Apple

gibi üç dev şirketin olmasına rağ­

men PowerPC bir türlü pazarda

Page 13: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

4-10 Mart 1996. Sayı: 57 i n c e l e m e 13

kendine sağlam bir yer bulamadı.

PowerPC 601, 603, 604 ve 620 ol­

mak üzere şu anda dört değişik

modele sahip. Şu anda Po-

werPC'nin en üst modeli olan 620,

133 MHz saat hızında çalışıyor. 0.5

mikron CMOS teknolojisiyle üreti­

len 64 bit'lik bir RISC işlemci olan

PowerPC 620 3-3 Volt'ta çalışıyor.

Diğer RISC işlemciler karşısında

çok fazla güçlü olmayan PowerPC,

yaygın destek gibi büyük bir avan­

tajdan da yoksun olduğu için bir

türlü tutunamıyor. Ama PowerPC'i

tamamen gereksiz bir işlemci ola­

rak ilan etmek de pek doğru ol­

maz. Çünkü PowerPC Apple için

oldukça kötü bir zamanda şirketin

can simidi oldu. Motorola'nın

680x0 ailesini boş vermesiyle bera­

ber yeni işlemci sıkıntısı çeken

Apple için PowerPC tam anlamıyla

bir çıkış kapısı oldu. Zaten Po­

werPC işlemcisini en yaygın kulla­

nan şirket de bugün Apple.

Apple'ı PowerPC projesinin ar­

kasındaki bir diğer isim IBM izli­

yor. IBM, Apple kadar çok Po­

werPC tabanlı sistem satmıyor

IBM, PowerPC'yi RISC/6000 aile­

sinde kullanıyor. Ayrıca Po-

werPC'nin SMP uygulamalannda

kullanımına örnekleri ise yine

IBM'in sistemlerinde görüyoruz.

Pazara sunulmadan önce Intel'in

ve x86 mimarisinin PC'lerdeki ha­

kimiyetini tehlikeye sokacak alter­

natif bir platform olarak görülen

PowerPC, hem performans olarak

hem vizyon olarak bilgisayar dün­

yasının beklentilerinin altında kal­

dı. WindowsNT işletim sistemiyle

de çalışan PowerPC'nin Alpha ve

Pentium Pro üzerinde çalışan Win­

dowsNT işletim sistemleri karşında

pek şansı yok. Belki de PowerPC'yi

Nintendo ya da Sega'nın oyun sis­

temlerinde kullanmak herkes için

daha iyi olabilir.

HP PA-8000

HP'nin UNIX tabanlı işistasyon-

larında kullandığı RA-8000 işlemci­

si yine HP tarafından üretilen bir

RISC işlemci. PA RISC ailesinin ilk

üyesi 1986 yılında pazara sunul­

muş. PA-8000 0.5 mikron CMOS

teknolojisiyle üretilmiş. PA-8000'in

saat hızı ise 200 MHz. Yüksek ma­

tematik işlemci performansına sa­

hip olan PA-8000 HP'nin PA-RISC

işlemci ailesinde şu anda geldiği en

üst nokta. 64 bit mimariye sahip

olan işlemcinin en büyük dezavan­

tajı ise HP dışındaki üreticiler tara­

fından fazla destek bulmaması. IRB

(Instruction Record Buffer) ön bel­

lek teknolojisi sayesinde yüksek

performans elde eden PA-8000,

mühendislik alanında, üç boyutlu

uygulamalarda ve süper bilgisayar­

larda kullanılıyor.

Sun UltraSPARC-II

Sun'ın UltraComputing felsefesi

ve Ultra işistasyonlarını bel kemiği

olan UltraSPARC-II işlemcisi 0.3

mikron CMOS teknolojisiyle üretili­

yor.

Yüksek grafik, çokluortam ve ağ

performansı için optimize edilen

UltraSPARC-II işlemcisi 16 KB ko­

mut, 16 KB veri ön belleğine sahip.

250 ve 300 MHz saat hızlannda ça­

lışmak üzere tasarlanan UltraS­

PARC-II işlemcisi işistasyonlan ve

UNIX tabanlı sunucu pazannda gü­

venilir bir şirket olan Sun tarafın­

dan geliştirilmiş. 64 bit RISC mima­

risine sahip olan UltraSPARC-II iş­

lemcisinin Sun'ın daha önceki

SPARC işlemcileri gibi diğer üretici

şirketler tarafından desteklenmesi

de bekleniyor.

Solaris işletim sistemiyle çalışan

UltraSPARC-II işlemcisinin pazara

aktif olarak sevk edilmesi ise bir­

kaç ay içinde gerçekleşecek. Öl-

çeklenebilir bir mimari sunan Ult-

raSPARC-II'nin fiyat/performans

grafiğindeki başansı da yine önü­

müzdeki günlerde belli olacak.

Dış kapının dış mandallan:

AMD, Cyrix ve NexGen

AMD ve Cyrix'in adını kullanıcı­

lar ilk kez Intel 386 ve 486 işlemci­

si uyumlu alternatif işlemcilerle

duymaya başladı. Bu şirketler için­

de kullanıcılann en çok adını duy­

duğu AMD, özellikle Intel'in

386DX-33 işlemcisinden daha ucuz

ve daha hızlı işlemci olan AMD

386DX-40 ile adını pazarda duyur­

du. Intel'in 486 işlemcisinin karşı­

sında yeni ürünler sunmakta geç

kalan AMD'nin yerini ise Cyrix

DX2-66 uyumlu işlemcilerle duyur­

du. Şimdi AMD ve Cyrix, Pentium

teknolojisine alternatif ama tüm ya­

zılımlarla uyumlu işlemciler geliş­

tirme üzerinde çalışıyor. AMD'nin

bu kulvarda pazara sunmaya çalış­

tığı işlemci K5 ile Cyrix'in M1rx iş­

lemcisinden henüz bir ses yok. An­

cak AMD bugünlerde NexGen'in

Nx686 işlemcisinin lisansım alarak

pazara sunmaya hazırlanıyor. AMD

ile NexGen arasındaki bu sıkı işbir­

liği Pentium ve Pentium Pro işlem­

cilerine karşı güçlü bir alternatif

sunma olasılığını artırıyor.

Page 14: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

14 dünyadan 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

Patatesten yarı iletkene Derleyen: AMİL KUNT Mc Donalds'lara patates üreten J.R. Simplot,

şimdi Micron yarıiletken şirketiyle daha da

başarılı işler yapıyor. Bu haftaki yazımızın konusu

Amerikalı bir iş adamının öy­

küsü... John Richard (JR)

Simplot, 86 yaşında bir milyarder.

Servetini çok basit ama devrim ni­

telikli fikirleriyle, çok ter dökerek

ve şansı da o denli yaver giderek

yapmış bir insan. Fortune dergisine

göre Simplot bugün, Amerika'nın

batısına daha endüstrinin yerleş­

mediği bir dönemden önce varlığı­

nı çok büyük boyutlara ulaştırmış

son kişi. 1920'li yıllarda Ameri­

ka'nın Patates Eyaleti olarak tanı­

nan Idaho'da kurduğu patatese da­

yalı bir tarım imparatorluğu içinde

bugün Mc Donalds'ın patates kı-

zartmalannın yüzde 50'sinden faz­

lasını veren tesisleri Simplot'un sa­

hip olduğu kuruluşlarından sadece

birkaçı. Bugün ise Simplot yan

iletken teknolojisindeki güçlü

isimlerden biri olan Micron Tech-

nology'nin en büyük hissedarı ve

yönetim kurulu üyesi Simplot'ın

yüksek teknoloji işinden elde et­

tiği serveti, ancak Microsoft'un

ortaklan Bill Gates ve Paul Al-

len'in servetleri aşıyor.

Idaho eyaletinin Boise kentin­

de kurulu Micron'da Simplot'un

hissesi iki yıl içinde 2.5 milyar do­

lardan 3-4 milyar dolara yükseldi.

Simplot'un Micron'daki yüzde 21

hissesi Gordon Moore'ın Intel'de-

ki, Larry Ellison'un Oracle'daki ya

da David Packard ile William

Hewlett'in HP'de sahip olduklan

hisse oranlarıyla aynı düzeyde.

Ancak Simplot'un bu kişilerden

farkı, ilkokulun sekizinci sınıfın­

dan öte bir eğitim görmemiş ve

servetinin yansını da 84 yaşından

sonra yapmış olması.

Yaklaşık 350 bin nüfuslu Boise

kentinin ABD'nin en hızlı gelişen

beş kentinden biri olmasındaki

en büyük etken Micron'a ait. Bo-

ise'da bir zamanların en ünlü in­

şaat şirketlerinden Morrison

Knudsen kapanırken, Hewlett-

Packard'ın sabit disk ve yazıcı

fabrikası personel sayısını azaltır­

ken, Micron 8 bin kişiye iş yarat­

tı ve bu şirkete yatınm yapan pek

çok Idaho'luyu da milyoner yap­

tı. Aralarında Micron'un yönetim

kurulu üyeleri, çiftçiler ve arazi

sahibi bulunan bu milyonerlerin

çoğu Simplot'un arkadaşları

olup, her biri bugün değerleri 50

milyon ile 100 milyon arasında

değişen Micron hisselerine sahip.

Bu kişilerin en büyük eğlencesi

şehir kulübünde Ceyar ya da

Jack diye çağırdıklan Simplot ile

poker ya da briç oynamak.

Hemen herkesin bir köşeye

çekildiği yaşta, Simplot patates,

çiftlik, kimya ile madencilik ve

Micron'dan kurulu imparatorlu­

ğunda hâlâ iş hayatını et­

kin bir şekilde sürdürü­

yor. İşitmesi ve belleği

zayıflamış olsa bile vü­

cutça çok sağlam. 300

milyon dolara satın aldığı

11 gıda üretim merkezini

kontrol etmek için son zamanlarda

gittiği Avustralya'dan dönen Simp­

lot vakit buldukça golf oynuyor,

kayak yapıyor ve Lincoln otomobi­

lim hâlâ kendisi kullanıyor.

Makine ve teknolojinin gücünü, yerinde ve

zamanında kullanabilmek

86 yaşında bir çiftçi nasıl oldu

da mikroişlem işine girdi? İş haya­

tına bakıldığında Simplot'un mil­

yonlarca dolar kazanmasında en

büyük nedeninin makine ve tekno­

lojinin gücünü yerinde ve zama­

nında kullanmasını bilmesinde ol­

duğu görülüyor. 14 yaşında okulu

bırakan ve çiftliğindeki domuzlan

beslemek için ıskartalık patates ve

çölde vurduğu vahşi adann etini

pişiren dev bir kazan Simplot'un

ilk yaptığı makine oldu. Bir süre

sonra besi domuzlannı satan Sim-

lot böylece o zaman için küçük bir

servet sayılan 7 bin dolar kazandı.

Simplot'un ikinci makinesi patates­

leri otomatik olarak ayıran makine

oldu. 15-16 yaşında olan Simplot,

bu makineden bir tane

sipariş etti ve kısa bir sü­

re sonra Simplot bu ma­

kine ile Idaho patatesleri­

ni en hızlı ayıran işini

kurdu. Bu şekilde Simp­

lot ilk milyonunu yapma

yoluna koyulmuş oldu. İkinci giri­

şimine gıda kurutma teknolojisini

kullanmakla başladı. 1940 yılında

Kaliforniya'ya yaptığı bir gezide

soğanların nasıl kurutulduğunu gö­

ren Simplot bir kurutma makinesi

sipariş etti ve bu makineyi 2. Dün­

ya Savaşı'nda savaşan Amerikan

askerlerinin çok sevdiği kurutul­

muş patates üretiminde kullanma­

ya başladı. Bu makine Simplot'u

daha da zengin yaptı.

Simplot'un asıl önemli girişimi o

zamana dek hiç el atılamayan pata­

tes dondurma işi oldu. Mühendis-

leri tarafından geliştirilen bir yön­

temle patatesleri soyarak donduran

Simplot, Mc Donald's ile 1960'lı yıl­

ların ortasında bir anlaşma yaparak

tüm dünyada bugün bir Mc Do­

nald's standartı olan patatesleri sat­

maya başladı. Bu anlaşma Simp­

lot'un bu kez milyarder olmasına

yol açtı.

Bilgisayarı bilmez; ama Idaho'lu

1978 yılında bir grup Idaho'lu

mühendis tarafından kurulan Mic­

ron daha işin başında finansman

yönünden darboğaza girdi. Mic­

ron'un yüzde 50 hissesini 1 milyon

dolara vermeyi teklif eden kurucu­

lar kime başvurduysalar geri çevril­

diler. Oysa bugün şirketin yüzde

50 hissesinin değeri yaklaşık 7.5

milyar dolara ulaşmış bulunuyor.

Bu aşamada Simplot mikroişlem-

ci üretimi ile ilgili hiç bir bilgisi

olmamasına karşın kendisine

başvuran kurucuların Idaho'lu ol­

ması nedeniyle Micron'a katılma­

ya karar verdi. Böylece Simplot

yabancısı olduğu bilgisayar dün­

yasına girerek milyarlarına mil­

yarlar katmaya başladı.

Yaklaşık 1000 teknik elemanın

çalıştığı Micron'un Boise kentin­

deki 1 6 5 bin metre karelik üretim

merkezi 900 milyon dolarlık yatı­

rımla büyütülürken, ikinci bir

üretim merkezi için 2.5 milyar

dolar yatırım yapılıyor. Yan ilet­

ken satışlarında bu yıl içinde

dünya genelinde yüzde 40 bir ar­

tış beklenmekte olup, Micron'un

yüzde 5-5 pazar payı ile satışları-

nın 5.5 milyar dolara çıkacağı

tahmin ediliyor.

Kâr marjı yüzde 28 olan Mic­

ron'un bu yıl da kârının çok yük­

sek olacağı bekleniyor; ancak bu

yıldan sonra yonga fiyatlarının

hangi düzeylerde olacağmı şim­

diden kestirmek çok güç. Dünya­

da bugün 50'den fazla yonga

üretim merkezinin yapım süre­

cinde olduğu göz önünde tutu­

lursa, gelecek yıldan itibaren

yonga fıyatlarında belirli bir düş­

me beklenebilir. Bununla bera­

ber PC satışlarının sürekli artması

nedeniyle bu yonga yatırımlan-

nın kârlı yatırımlar olacağına da

inanılıyor.

Bu arada bir PC'si bile olma­

yan ve bugün piyasa değeri 15

milyara ulaşan Micron Techno-

logy'nin en büyük hissedarı

Simplot, kazanlardan, patatesten,

gıda kurutucularından sonra yük­

sek teknoloji dünyasında buldu­

ğu yeni bir para makinesinin

zevkini çıkarıyor. Küçücük bir si­

likon parçasından Simplot'un ka­

zandığı para şimdiye dek kazan­

dığından çok daha fazla...

Page 15: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

4-10 Mart 1996. Sayı: 57 dünyadan 15

Apple'da Amelio dönemi Apple'ın yeni Başkanı Gilbert F. Amelio'yu zor günler

bekliyor. Ancak, Amelio'nun National Semiconductor'daki

deneyimi başta Apple kullanıcıları olmak üzere herkeste bir

umut ışığı oluşturdu.

55 sayımızda belirtilen ve

Apple'da bir süreden beri

beklenen yönetim deği­

şikliği gerçekleşti. 1993 yılında

Apple'ın yönetimini John Scul-

ley'den alan Genel Müdür ve mu­

rahhas üye 53 yaşındaki Michael

Spindler uzun bir mücadeleden

sonra yerini, son 15 aydır Apple

Yönetim Kurulu Üyesi olan 52 ya­

şında Gilbert F. Amelio'ya bıraktı.

Apple'daki yeni görevi nedeniyle

National Semiconductor'daki baş­

kanlık görevinden ayrılan Amelio, 5

Şubat'ta uzun süredir büyük sorun­

lar yaşayan Apple'daki görevine

başlarken ilk işi Apple çalışanlarına

gönderdiği elektronik postada hırslı

bir Apple kullanıcısı olduğunu, bir­

kaç hafta içinde Apple'ı tekrar rayı­

na oturtmak amacıyla kendileriyle

görüşeceğini belirtmek oldu. İkinci

olarak Apple'ın bölüm başkanlarını

toplayan Amelio, Apple'm sağlığına

kavuşması için neler yapılması ge­

rektiği ile ilgili fikirlerini almaya

başladı. Amelio'nun ilk hedefi, artık

her gün Apple'dan iyi haberler çık­

ması için tüm yönetimin tam bir iş­

birliğini sağlamak oldu.

Amelio şimdi Apple'ın sorunları-

nın kökenlerine inmek ve bu so­

runlara kısa sürede çözüm bulmak

gibi son derece güç bir görevle kar­

şı karşıya. Bu sorunların başında

azalan satışlar, küçülen pazar payı,

geçtiğimiz Ekim ayında başlayan

Apple'ın 1996 mali yılının ilk üç

ayındaki 69 milyon dolarlık zarar,

işten çıkarmalar, kilit noktadaki yö­

neticilerin Apple'dan aynlmalan ve

yakında çıkacak ve büyük etki ya­

ratacak herhangi bir ürünün olma­

ması yer alıyor.

National Semiconductor deneyimi

Amelio'nun 1991 yılında başına

geçtiği National Semiconductor da

bunlara benzer sorunlar içinde

olup, iflasa çok yaklaşmıştı. Amelio

bu şirketin 33 bin kişilik iş gücünde

yaklaşık yüzde 30 bir kısıntı yapa­

rak, 14 fabrikasından beşini kapata­

rak ve ürünlerini belirli fonksiyonla-

rına göre üretecek bir strateji uygu­

layarak şirketi düzlüğe çıkarmayı

başardı. 1991'de 151 milyon dolar

zarar eden National Semiconductor,

geçen yıl 2.4 milyar dolarlık satışla-

n ile rekor düzeyde 264 milyon do­

lar kâr sağladı.

Bu nedenle Apple yönetiminin

Amelio'ya verilmesi doğru bir seçim

olarak nitelendiriliyor. Şimdi ivedi­

likle yapılması gereken yeni bir

stratejinin saptanarak en kısa süre­

de uygulamaya konulması. Spindler

döneminde çok pahalı projelerle

uğraşan Apple, asıl üzerinde çalışıl­

ması gereken projelere yeterince

ağırlık vermemişti. Spindler'in son

bir çare olarak Apple'ın 14 bin 500

kişilik kadrosundan 1,300 kişiyi iş­

ten çıkarması bile Apple'ın sorunla­

rını hafifletmeye yeterli olmadı.

Apple'ın yeni başkanının bir so­

runu da şirketin Sun Microsystems

ile birleşme konusunda bir süreden

beri devam eden görüşmeleri bir

sonuca vardırmak. Bilgisayar en­

düstrisi gözlemcilerine göre Apple

yönetimindeki bu değişiklikten son­

ra Sun ve Apple'ın birleşmesi şimdi­

lik askıya alınmış olacak. İş hayatın­

daki performansı gözönünde tutu-

larak, Amelio'nun birleşme gibi kısa

ve daha kolay bir çözüm yerine

Apple'ı eski konumuna getirebil­

mek için her türlü çabayı gösterece­

ği bir yolu seçeceğine inanılıyor.

Amelio'nun Apple için ilk aşama­

da neler yapacağı kesin olmamakla

beraber, şirkete yakın kaynaklar

kendisinin National'da ve Louis

Gerstner'in IBM'deki sorunlara yak­

laştığı gibi hareket edeceğine inanı­

yorlar: Az konuşmak, çalışanları,

müşterileri ve bayileri dinlemek ve

sonra harekete geçmek...

Hissedarlann uzaklaştınlması için

yaptıklan baskılar sonucu Spind­

ler'in istifası ile haftalardan beri sü­

regelen kötü finans raporlarının ya­

yım, Sun anlaşması ve Apple hak­

kında çıkan birçok söylenti şimdilik

durgunlaşmış gözüküyor. Böylece

1985-1993 arası John Sculley, 1993-

1996 Michael Spindler dönemlerin­

den sonra Apple'da Gilbert Amelio

dönemi başlamış bulunuyor. Şimdi

tüm bilgisayar dünyasının, borsala­

rın, hissedarlann ve Macintosh top­

lumunun gözleri çok zor bir görevi

üstlenmiş Amelio'nun üstünde.

Bundan böyle Apple'daki gelişme­

leri ilerdeki sayılarımızda hep bera­

ber izleyeceğiz.

Page 16: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

16 s e k t ö r 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

IBM'den 1996

yazılım ürünleri

stratejileri IBM Türk, 5 ve 8 Şubat 1996 tarih­

lerinde İstanbul ve Ankara'da müşte­

rileri için yazılım ürünleri stratejileri­

nin aktarıldığı iki toplantı düzenledi.

Bu toplantılarda Lotus Notes ve diğer

Lotus ürünleri ile IBM ürünlerinden

oluşan çözümler sunuldu. 'Küçük

Dünya' adlı sanal bir şirketteki bö­

lümler incelenerek, burada kullanılan

IBM yazılımlarına dayalı uygulamalar

gösterildi. Grup çalışması yazılımı

olan Lotus Notes'un, Lotus'un masa-

üstü yazılımı SmartSuite ve CICS, IBM

MQ Series gibi altyapı yazılımları ile

ileri düzeydeki entegrasyonu da top­

lantı konulanndan birini oluşturdu.

Aynca bu entegrasyonun ileri düzey­

de sağlanması anlamına gelen 'Notes

Ready' kavramı da vurgulandı.

BİMEL'in eğitim seminerleri sürüyor

Bimel, ağ altyapısı ve LAN-WAN

bağlantıları konusunda başlattığı

eğitim seminerlerine devam ediyor

Bimel Network Division tarafından

hazırlanan bu seminerler İstanbul ve

Bursa'dan sonra Ankara'da da tek­

rarlandı. Yetkililer belirli aralıklarla

düzenlenen bu eğitim dizisinin ikin­

ci basamağını Network II'nin oluştu­

racağım ve ağırlıklı olarak Internet

kullanımına yönelik olup, uygula­

malı bir şekilde 1996 yılının ikinci

çeyreğinde yapılacağını belirttiler.

Öte yandan Digital Türkiye'nin ağ

ürünlerinin toptancısı da olan Bimel,

geçtiğimiz günlerde Ankara'da Digi-

tal'in ağ ürünlerini sektöre tanıtmak

amacıyla bir tanıtım ve eğitim semi­

neri de düzenledi.

DOCS-OPEN

Türkçeleştiriliyor Türkiye temsilciliğini EB-Group'a

bağlı DAS A.Ş.'nin yürüttüğü DOCS-

OPEN Belge Yönetim Sistemi Türk­

çeleştiriliyor. Çeşitli kuruluşlara tanı­

tımının da yapıldığı DOCS-OPEN,

standart ya da SQL tabanlı pek çok

veritabanı yönetim sistemi ile uyum­

lu olmasının yanı sıra Microsoft'un

tüm uygulama yazılımlan ile de en­

tegre edilebiliniyor.

EB-Group yetkilileri, yurtdışında

büyük çaplı belge işleme ve yönetim

uygulamalarında önemli bir pazar pa­

yına sahip olduğunu belirttikleri

DOCS-OPEN sisteminin ülkemizde

Microsoft Site'lar başta olmak üzere

banka, sigorta ve büyük holdingler

bazında pazarlanacağını söylüyor.

Aynca 4-8 Mart 1996 tarihleri arasın­

da yurtdışından gelecek bir uzman ile

DOCS-OPEN konusunda Ankara'da

EB-Group Genel Merkezi'nde bir eği­

tim verilecek. Daha ayrıntılı bilgi için

şu telefonlara başvurulabilir:

DAS AŞ./EB Group

Ankara 0312-4 38 75 74;

İstanbul 0212-278 4130

Digital Alpha

Wonderland'in

katılımcıları

belli oldu Digital Türkiye'nin, 7 Mart 1996

tarihinde Swissotel Fuji Salo-

nu'nda gerçekleştireceği Digital

Alpha Wonderland etkinliğinin

katılımcımları belli oldu. Etkinlik

kapsamında yer alacak şirketler

ve tanıtacaklan ürünler ve çözüm­

ler şöyle:

Microsoft, Internet çözümleri;

Oracle, Web çözümleri; Sybase,

veritabanı yönetim sistemi ve

müşteri takip sistemi uygulamala-

rı; Software AG, finans sektörüne

yönelik veri ambarı uygulaması;

Datastore, Alpha platformunda ve

UNLX sistemlerde çalışan RAID

kontrollü, hata toleranslı saklama

birimleri; Estron/Prota Alpha, XL

üzerinde Windows NT CAD bazlı

çözümler; Intertech, Alpha platfor-

mu üzerinde bankacılık uygula-

maları; EB Group, Alpha platfor­

mu üzerinde doküman arşivleme

sistemleri, masaüstü yayıncılık,

grafik, sunum ve baskı öncesi sis­

temleri; Softan, Digital'ın Internet

World Wide Web'deki en gelişmiş

bilgi arama ve indeksleme tekno­

lojisi Alta Vista (Super Spider); Di­

gital AlphaStudio, animasyon yazı­

lımı Softimage'ın Alpha XL kişisel

iş istasyonu üzerinde 3 boyutlu

sunusu; Digital Network, DEChub

900 ve Hubwatch Management

yazılımı; Digital MCS, Digital'ın çe­

şitli marka bağımsız müşteri hiz­

metleri; MFG/PRO, endüstriyel yö­

netim sistemi MFG/PRO; MBS,

Alpha platformu üzerinde sunu­

cu/istemci uygulaması; İnformatik,

Alpha platformu üzerinde meka­

nik tasarım ve üretim otomasyonu

Pro/Engineer. Ayrıca SAP ve Su-

peronline şirketleri de etkinliğe

çeşitli ürünleriyle katılacaklar.

Ayrıntılı bılgı ıcın için Digital Türki­

ye'nin 0216- 391 84 30 numaralı telefo­

nunu arayabilirsiniz

Ankara/Karum'da Apple'lar tanıtıldı Apple/Bilkom 29 Şubat-3 Mart

1996 tarihleri arasında Anka-

ra/Karum alışveriş merkezinin gi­

riş katında bir tanıtım etkinliği

düzenledi.

Bilgisayarın insan hayatındaki

etkin rolünü kullanıcılara tanıta­

bilmek için düzenlenen etkinliğin

hedef kitlesini özellikle ev kulla­

nıcıları oluşturdu. Şirket yetkilile­

ri teknolojiyi verimli şekilde kul­

lanmanın maliyeti azalttığını be­

lirterek, etkinliğin yapılma amacı­

nı bilgisayarın etkin şekilde kulla­

nılmasını sağlamak olarak açıkla­

dılar. Katılımcılara, Apple ürünle­

riyle, nasıl bilgi alışverişinde bu­

lunabilecekleri, bilgisayarlarını

faks ya da modem olarak nasıl

kullanabilecekleri, televizyonun

bilgisayar ekranında incelenmesi,

video görüntülerinin ekrana akta­

rılması gibi konular hakkında bil­

giler verildi.

Progress kullanıcıları İTÜ'de buluştu Servodata Progress, 14 Şubat 1 9 9 6 tarihinde İTÜ Maçka Sosyal te­

sislerinde 'Türkiye Progress Kullanıcıları Grubu" adı altında bir toplan­

tı düzenledi. Değişik ülkelerde de yerel Progress kullanıcıları için dü­

zenlenen toplantının amacının, Türkiye'deki Progress kullanıcılarını

biraraya getirmek olduğu belirtildi. Toplantıda, Progress ile ilgili yeni

bilgiler verildi, karşılaşılan sorunlara çözümler sunuldu ve karşılıklı

bilgi alışverişinde bulunuldu. Ayrıca Progress V8 ve Progress Softwa­

re şirketinin yeni hedefleri aktarıldı. Şirket yetkilileri benzer bir top­

lantıyı da 25 Mart 1 9 9 6 tarihinde The Marmara Oteli'nde saat 14:00-

18:00 saatleri arasında yapacaklarını belirttiler.

Netaş çevreye de

duyarlı

Netaş, ortağı olan Nortel

şirketinin Avrupa, Amerika ve

Asya'daki 30 kuruluşu arasın­

da yaptırdığı Çevre, Sağlık ve

Güvenlik (ÇSG) denetimi so­

nucunda en üstün 3 kuruluş­

tan biri oldu.

Netaş Genel Müdürü Tanju

Argun, yaklaşık bir yıldır ÇSG

programı kapsamında çalışma­

ların sürdürüldüğünü belirti­

yor. Argun, Netaş'ın katılım,

öncülük, yönetim, yasal uygu­

lamalar ve sorumluluk konu-

larında temel yaklaşımları içe­

ren ÇSG programı yönünde

sistematik çalışmalarına de­

vam ettiğini de vurguluyor.

Netaş ÇSG programı kapsa­

mında iş güvenliği, CFC 113

kimyasallarının Netaş'ta üre­

timde kullanımdan kaldırılma-

sı çalışmalan, hava kirliliği ile

mücadele, atıklar ile toprak ve

yüzey sulan konularında faali­

yet gösteriyor. Netaş kendi te­

sislerinde aldığı tedbirlerin ya­

nı sıra, toplumda çevre bilin­

cinin artması amacıyla 4. Bo-

yut'un sponsorluğunda yaptığı

Uluslararası Çevre Belgeseli

ile Ümraniye ve Pendik'te

ağaçlandırma projelerini de

yürütüyor.

BauHaus'un ağ altyapısı Datel ve Siemens Nixdorf tan Geçtiğimiz aylarda İstanbul

Kozyatağı'nda hizmete açılan nal-

buriye malzemelerinin toptan ve

perakende satışını yapan BauHa­

us'un ağ altyapısı Datel ve Si­

emens Nixdorf çözüm ortaklığı

ile kuruldu. Siemens Nixdorf POS

sistemlerinin kullanıldığı market­

te 25 adet POS ve yaklaşık 40

adet PC bulunuyor.

Tüm POS ve PC'lerin kablola-

ma sisteminin ise yedekli olarak

Datel tarafından yapıldığı belirtili­

yor. Datel yetkilileri, bu sayede

herhangi bir hatta oluşacak arıza

durumunda yedek hat kullanıla­

rak iş akışında sürekliliğin sağlan­

dığını söylüyorlar.

BauHaus'da ağ sisteminin ku­

rulması aşamasında 7 bin metre­

ye yakın S/UTP kablo kullanıldığı

ve ağ altyapısı bedelinin yaklaşık

27 milyon dolar olduğu belirtili­

yor.

ITD'nin yeni genel

müdürü Ali Erdilek Özellikle etkileşimli sesli yanıt

sistemleri alanında faaliyet gösteren

ITD İletişim Teknoloji Danışmanlık

A.Ş.'nin Genel Müdürlük görevini,

Şubat 1996 tarihi itibarıyla Ali Erdi-

lek'in üstlendiği bildirildi. 1986-

1995 tarihleri arasında İnfo Otomas­

yon ve Telekomünikasyon A.Ş.'de

görev yapan Ali Erdilek son olarak

Estron Elektronik A.Ş.'de Genel Mü­

dürlük görevini yürütüyordu. ITD

İletişim'in Genel Müdürlük görevini

daha önce, Aydın Kaya yapıyordu.

İMKB'de

sesli yanıt sistemi İstanbul Menkul Kıymetler Borsa­

sı (İMKB), yeni binasına gelen ziya­

retçileri, borsa hakkında bilgilendir­

mek amacıyla bir Sesli Yanıt Sistemi

(SYS) kurdu. Bu sistemle dışarıdan

arayanlara değil sadece bina içinde­

ki özel bilgi telefonlarından yapılan

aramalara birçok dilde cevap verile­

cek.

Yerli ya da yabancı bir ziyaretçi,

borsa ile ilgili herhangi bir konuda

bilgi almak istediğinde, binanın çe­

şitli yerlerine dağılmış bilgi telefon­

ları kullanabilecek. Ziyaretçi, telefo­

nu açtığı zaman kendisini karşıla­

yan sisteme, önündeki telefonun

tuşlarını kullanarak istediği bilgilere

ulaşabilecek.

IMKB yetkilileri, hergün binlerce

kişinin borsayı ziyaret ettiğini vur­

gulayarak, bu ziyaretçilerin hepsi­

nin borsanın uzmanı olmadığını bu

nedenle ziyaretçilerin kafasında is­

ter istemez bir takım soruların oluş­

tuğunu belirtiyorlar. Sesli yanıt sis­

teminin bu gibi sorulara yanıt ver­

mek amacıyla hazırlandığını dile ge­

tiren yetkililer, bu sistem aracılığı ile

hem servis kalitesinin artacağını

hem de ziyaretçilerin bilgi almak

için doğrudan bu sisteme başvura­

bileceklerini söylüyorlar.

TBD 25.yılında bir

anı kitabı derliyor Türkiye Bilişim Derneği, 1996 yı­

lı süresince 25- yıl kutlamaları ama­

cıyla çeşitli etkinlikler düzenleye­

cek. Bu etkinlikler kapsamında BT

sektörüne uzun yıllar hizmet vermiş

kişilerin fotoğrafları ve anılarından

oluşacak bir kitap da yayınlanacak.

Resimlerin bir kısmı, dernek merke­

zinde 1996 yılının sonuna dek sergi­

lenecek.

Pentium Pro 150 MHz'de indirim

Intel'in Türkiye temsilcisi Empa,

Intel'in Pentium Pro işlemcilerinde

indirim yaptığını duyurdu. Buna gö­

re 150 MHz saat hızında çalışan

Pentium Pro işlemcisi 1,975 dolar­

dan satışa sunulacak.

Page 17: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 18: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

18 s e k t ö r 4-10 Mart 1996- Sayı: 57

Boyut Ltd'den

notebook

çantalarında

kampanya

Boyut Ltd., satışını yaptığı note­

book çantalannda Mart ayı boyun­

ca sürecek kampanya yaptığını du­

yurdu. Çantalarda bilgisayar, taşı­

nabilir yazıcı, bağlantı aksamı,

adaptör, disket seti, türlü dosya,

evrak, ofis kullanım gereçlerinin

hepsinin bir arada taşınabildiği be­

lirtiliyor. Aynca cep telefonuna uy­

gun bölmeler de bulunuyor. Bu in­

dirim uygulamasıyla ASC 623 kod­

lu gri ve ASC 621 kodlu siyah taşı­

ma çantalan 89 dolardan 82.5 dola­

ra, ASC 625 kodlu büyük boy gri

çanta 95 dolardan 90.2 dolara, ASC

681-24 kodlu yazıcı bölmeli ve ASC

682 kodlu kapak bantlı çantalar

110 dolardan 104.5 dolara indirile­

rek satışa sunuldu. Çantaların satış­

ları Mart ayı boyunca Spectrum

mağazalan ve bilgisayar şirketleri

kanalıyla perakende olarak yapıla­

cak.

(Boyut/0212-27045 72)

HP'den mimarlık

bürolarına

kampanya

HP DesignJet teknolojisine geç­

mek isteyen kalemli çizici kullanı­

cılarına 700 dolara varan indirimler

sunuyor. 31 Mart 1996 tarihine ka­

dar sürecek kampanya herhangi

bir marka kalemli çizicisi olduğunu

ispatlayabilen ve HP DesignJet 230

ya da 250C modellerinden birine

geçmek isteyenler için geçerli ola­

cak. Eski kalem yazıcısı olduğunu

kanıtlayanlardan ellerindeki çizici­

ler istenmeyecek.

Günde 10 adede kadar pafta çi­

zimi yapan küçük mühendis grup-

lan için geliştirilen HP DesignJet

230, geniş formatlı mürekkep püs­

kürtme özelliğine sahip. Bu ürün

çoğunlukla üretim yapan ve renge

gereksinim duymayan CAD kulla-

nıcılannın hizmetine sunuluyor.

Renkli ve mürekkep püskürtme­

li çizici HP DesignJet 250C ise yine

üretim yapan ancak müşterilerine

sunu yapmak ya da daha karmaşık

bilgileri kağıda dökmek için renk

kullanmak isteyen CAD kullanıcıla-

nna yönelik. HP DesignJet 250C

dört temel renk kullanılarak 300

dpi çözünürlükte baskı sunuyor.

Her iki yazıcı da siyah-beyaz

çıktılarda 600 dpi çözünürlük sağ­

lama özelliğine sahip ve bir yıllık

garantileri bulunuyor. Energy Star

uyumlu bu ürünlerin garantileri

HP'nin Destek Paketi ile üç yıla

uzatılabiliyor.

(HP/0212-224 59 25)

WinOfis ve WinLabel'in yeni uyarlamaları pazarda Motiva, Windows altında çalı­

şan adres-etiketleme yazılımı Win­

Ofis ile barkod etiketleme yazılımı

WinLabel'in yeni uyarlamalarını

pazara sundu.

WinOfis vl.5

Adres, etiket ve telefon rehberi

yazılımı olan WinOfis vl.5, eski

uyarlamaya ek olarak 'Import/Ex­

port' işlemlerine kolaylık getiriyor.

İstenilen ebatta etiket basabilen

yazılım, aynca telefon çevirilebili-

yor ve telefon görüşmesi sırasında

da not almak için 'TeleNot' işlevi

mevcut. Kullanıcı, şirket ve şahıs

olmak üzere iki kayıt grubu ara­

sında ilişkilendirme yapıp, tanım­

lanan ilişki ile bir kayıttan diğer

kayıta geçiş yapabiliyor.

WinLabelvl.2ve

Winlabel++ v2.00

Barkod etiketleme yazılımı Win­

Label'in yeni uyarlaması WinLabel

vl.2 EAN13, EAN8, UPC, CODE39,

CODE2of5, CODE2of5I, CODE-

ABAR barkod standartlannı des­

tekliyor. Bu yazılım, istenildiğinde

Bitmap ya da Metafile destekli re­

simleri etiketlere ekleyebiliyor ve

istenilen ebattaki etiketi değişik tür

yazıcılardan basabiliyor. WinLa-

bel++ v2.0 ise OLE2 desteğine sa­

hip Container/Server desteği su­

nan programlara barkod nesnesi

yerleştirebiliyor. Nesne transferini

sürükle/bırak tekniği ile yapan

yazılım, baskı önizleme işlevi ile

yazıcıdan çıktı almadan baskı

görüntüleyebiliyor. WinOfis VI.5,

35 dolar fiyatla pazara sunuldu.

WinOfis vl.5, WinLabel vl.2,

WMabel++ v2.00

Bilgi için:

Motiva,0256-6123095

HP'nin yeni ağ yönetim yazılımı pazara sunuldu Hewlett-Packard, yeni ağ yöne

tim yazılımı HP NetServer Naviga­

tor 1.1 CD-ROM'unu pazara sun­

du. Bu ürün HP'nin ağ yönetim

araçlannın yeni uyarlamalan ile

HP NetServer Assistant 2.3 yazılı­

mının yeni uyarlamalannı içeriyor.

CD ile birlikte HP NetServer sunu­

cularını (server) kullanan kullanı­

cılara, Navigator CD'sinin yeni

uyarlamalanna güncelleme olana­

ğı getiren 'Navigator Subscription

Service' abonelik sistemi de eklen­

miş. Assistant 2.3 yazılımı içinde

rehberlik hizmeti veren Configura­

tion Assistant 1.1, donanım sorun­

larının saptanmasını ve çözümünü

sunan Diagnostic Assistant 3.0,

NetServer sunuculan hakkında bil­

gi araması gerçekleştiren Informa­

tion Assistant 1.5 ve bir kesintisiz

güç kaynağı yönetim yazılımı Po-

werWise Assistant yer alıyor. Abo­

nelik sistemi hakkında bilgi ve

formlar şu adresten edinilebilir:

http://www. hp. com/go/netserver

HP NetServer Navigator 1.1 CD-ROM

Bilgi için:

Hewlett-Packard Türkiye,

0212-2245925

Intel'den yeni bir alternatif: Intel Atlantis anakartı Empa, Intel'in Pentium işlemcili

Advanced serisi anakartlanndan

Atlantis'i pazara sundu. Atlantis

anakartı üzerinde bütünleşik ola­

rak hem ses hem de grafik yete­

nekleri bulunuyor. Intel bu ana-

kart üzerinde ses yeteneği için, 16

bitlik Crystal-CS4232 denetleyici

yongasını, grafik yeteneği için ise

64 bitlik ATI Mach64CT denetleyi­

ci yongasını kullanıyor. Grafik için

standart 1 MB olan ve 2 MB'a artı-

rılabilen DRAM yongalar kullanıl­

mış. Pentium 75 MHz'den Pentium

1 6 6 MHz'e kadar tüm Pentium iş­

lemcilerini destekleyen kart, Tri­

ton PCI denetleyici yongası içeri­

yor.

İki adet gelişmiş PCI IDE denet­

leyici çıkışı bulunan anakartta kul­

lanılan Flash BIOS, Windows95 ve

P&P'yi destekliyor. Atlantis ana-

kartları işlemcisi ile birlikte

satılıyor. Örneğin, Intel Pentium

75 MHz işlemcili bir Atlantis

anakartının Türkiye son kullanıcı

fiyatı, 525 dolar.

Intel Atlantis anakartı

Bügi için:

Empa, 0212-599 30 50

Koç Unisys'ten yenilenen MiniPC'ler

Unisys, Pentium işlemcili yeni MiniPC modellerinde PCI veri yolu

mimarisi, Pentium 75 MHz'ten Pentium 133 MHz'e kadar işlemci, 1 MB

bellekli 32 bit PCI video hızlandırıcılı ekran kartı bulunuyor. En fazla

128 MB bellek kullanabilen MiniPC'ler, EDO bellek desteğine ve

Windows NT Client sertifikasına sahip. Diğer özellikleri ise şöyle

sıralanıyor: 1 adet sabit disk ve 1 adet disket sürücü, 1 adet paylaşılan

ISA/PCI genişleme yuvası, güvenlik için yönetici ve kullanıcı şifreleri,

disket sürücüsüne erişim kontrolü, Windows 95, Windows for

Workgroups 3.11a, Novell Netware (istemci), Windows NT, OS/2 Warp

Connect with Windows, SCO UNIX işletim sistemleri ile çalışabilme, 2

adet seri, 1 adet paralel, 1 adet PS/2 mouse, klavye ve 1 adet IR

giriş/çıkış birimine sahip.

Unisys CWD MiniPC

Bilgi için: KoçUnisys, 0216- 310 92 45

Pro/ENGENEER

Release 16.0 BDT/BDÜ (CAD/CAM) uygula­

ması gereksinimlerine çözüm geti­

ren Pro/ENGINEER yazılımının

yeni uyarlaması Informatik tara­

fından pazara sunuluyor. Bu yeni

uyarlama, müşteri taleplerine uy­

gun olarak 500'e yakın yenilik ve

5 yeni modül ile geliyor. Pro/EN­

GINEER 16.0 uyarlamasına, kulla­

nım verimliliğini artıran 'iletişim

kutusu' eklenmiş. Ayrıca, CNC

makine tezgahlanyla Pro/MANU-

FACTURING ürünleri arasında

uyum sağlayan beş yeni modül de

hizmete sunuluyor. Release 16.0,

diğer CAD ortamlanndan alınan

verileri yeniden kullanılmasına ve

yeni düzenlemeler yapabilmesine

olanak sağlıyor.

Pro/ENGINEER Release 16.0

Bilgi için:

Informatik, 0212-222 32 35

Page 19: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 20: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

20 insan k a y n a k l a r ı 4-10 Mart 1996. Sayı: 57

Page 21: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 22: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

22 m e s a i s o n r a s ı 4-10 Mart 1996.Sayı: 57

ALTUG ÖZGENLİK

Uzun bir tatilden sonra klavyenin başına oturup yazı yazmak

bazı açılardan zor gelse de bazı açılardan da oldukça kolay. Tabii

ki burada sözünü ettiğim açılar 90 ya da 45 derece değil. Bu uzun

tatil boyunca klavye ile oyun oynamak dışında bir ilgim olmadığı

için yazma pratiğimi biraz kaybetmişim. Diğer yandan tüm tatil

boyunca yazı yazmadığım için kafamda yazacak oldukça şey

birikti.

Genellikle insanlar bu tatil boyunca şehir dışına bir yerlere

kaçtılar. Ben ise bilgisayarımı ve gitarımı alıp bir haftalığına

Cem'lerin evine yerleştim. Cem'in anne ve babasının evde

olmamasını fırsat bilerek kalkıştığımız bu işten neyse ki

yüzümüzün akıyla çıktık. Yani eve herhangi bir maddi zarar

vermedik. Tatil boyunca eve girip çıkan insanların sayısı ise

yaklaşık 40 kadardı. Bu 40 kişinin yaklaşık 20-25 kişilik bir

bölümünü ise DOOM'da mahvettim. Tam 5 gün boyunca aralıksız

DOOM oynuyordum. İlk günün sonunda gözlerimi her

kapattığımda DOOM görüyordum. İkinci günün sonunda

rüyalarımda DOOM görmeye başladım. Hatta bu rüyalardan bir

tanesi oldukça ilginçti. Bilgisayar dünyasının önde gelen köşe

yazarlarından John Dvorak rüyamda Cem ve benimle

konuşuyordu. Windows 95 ile OS/2 Warp'i karşılaştıran Dvorak,

OS/2 kullanıcısı olduğundan onun daha iyi olduğunu söylüyordu.

Cem de Dvorak'a sinirlenip Windows 95'i savundu ve en sonunda

adama hakaret etti. Tabii ki Dvorak çok sinirlendi. Bu yüzden ben

de ona klasik sayılan sözlerle "Dvorak usta sen uyma ona, o

çocuk biraz agresiftir" gibi şeyler söyledim. Dvorak ise elindeki

bira kutusunu gösterip, tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi.

Aslında bu bahaneydi, oradan uzaklaşmak istiyordu. Ben de

"koridorda sağdaki ilk kapı" dedim. Sonra uzun zaman geçti ama

Dvorak dönmedi. Ben de bu arada Cem'e söyleniyordum. Sonra

odadan çıkıp Dvorak'ı kontrol etmek istedim. Odanın kapısını

açtığımda karşımda herşey garip tonlardaki renklere bürünmüştü.

Ayrıca bana yakın olan kapı ve duvarlarda el kadar pixel'ler

büyüklüğünde gözüküyordu. Kendi kendime "olamaz", dedim.

Artık DOOM'un içindeydim. Sonra birden sağ tarafımda yeşil

elbisesi ve kaskıyla Cem belirdi. Bana dönüp "Altuğ neredeyiz

biz" diye sordu. Geldiğimiz kapıdan çıkamıyorduk ve o garip

kahverengi canavarlar üzerimize doğru gelip bize ateş topları

atmaya başlamışlardı. Onlarla savaşmaktan başka yapacak bir şey

yoktu. Derken Dvorak'ı da çok yükseklerde bir kafese hapis

ettiklerini gördüm. Onu kurtarmalıydık. Ama her taraftan garip

yaratıklar çıkıyordu ve bulunduğumuz yer çok karmaşık bir

labirentti. Sonunda labiretten çıkmış ve Dvorak'ın hapis tutulduğu

kafesin yakınına gelmiştik. Onu görebiliyorduk. Tam

üzerimizdeydi. Derken Cem'in üzerine doğru korkunç bir yaratık

gelmeye başladı. Ateş ettim ama onu ıskaladım. BSG-9 ile ateş

ettiğim için silah hem geç doluyordu, hem de bu silahı en iyi

dostunun yakınında kullanmak pek akıllıca bir davranış olmazdı.

Yaratık giderek Cem'e yaklaşıyordu. Cem'in ona hemen ateş

etmesi gerekiyordu ama onun elinde de roketatar vardı. O yüzden

o da yakından ateş edemiyordu. Sonra yaratık Cem'in üzerine

doğru gelirken Cem'in ayağı takıldı ve sırt üstü yere düştü, o

sırada ben de silahımı değiştirip daha hafif, hızlı ateş eden ve

nokta hedefleri vurmaya yarayan bir silah seçmeye çalışıyordum.

Tam o sırada felaketlerin en büyüğü başımıza geldi. Cem yere

düşerken yanlışlıkla silahım ateşledi ve namludan çıkan roket 25-

30 metre kadar üzerimizde bulunan Dvorak'ın tutsak olarak

bulundurulduğu kafese doğru olanca hızıyla gitmeye başladı.

Roket kafese çarptı ve bir çığlık sesi duydum. Hemen dönüp

Cem'in kolunu koparmaya çalışan canavara lazer silahımla çok

seri atışlar yaptım ve onu yok ettim. Daha sonra Cem'in birşeyi

olmadığını gördüm ve rahatladım. Oradaki asansöre binip

doğruca Dvorak'ın tutsak bulunduğu kafesin olduğu kata çıktık.

Kapı açıldığında Dvorak yerde yatıyordu. Hemen gidip yaşayıp

yaşamadığım kontrol ettim. Yaşıyordu ama kafasından kan

akıyordu. Sanırım roket tam kafese isabet etmemişti ama

patlamanın etkisiyle havaya fırlayan Dvorak kafasını bir yerlere

çarpmıştı. Cem'in silahı ve cephanesi oldukça sınırlı olduğu için

Dvorak'ı Cem'in sırtına bağladık. Ben ise önlerinden gidip yol

açıyor ve olası tehlikeleri ortadan kaldırıyordum. Daha soma

Haluk beni uyandırdı. Saat sabahın 10:30'uydu. İlk lafı ise şu oldu:

"Hadi şu bilgisayarlan ayarla da DOOM oynayalım. Ama bu kez

seni kesin yeneceğim." Ona bakıp sadece pis pis güldüm. Üç

dakika sonra ise onu beşinci kez öldürüyordum.

Haftaya kadar hoşçakalın ve beş saatten daha uzun süre ara

vermeden DOOM oynamayın.

Page 23: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi
Page 24: TURNET yakında hizmete açılıyorbthaber.com/PDF/22YilOncesi/57.pdfGeçtiğimiz hafta, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Türk sanayisinin ünlü ismi işadamı Vehbi

Logo, dağıtım kanalında

uzmanlıklar oluşturdu NURAY ÖZKAN Geçtiğimiz yılın başlarında dağıtım kanallarında yeni bir düzenlemeye

giden Logo Yazılım, bayileri arasında dağıtım, destek, eğitim gibi

uzmanlıklar oluşturdu. 1996'yı bu uzmanlıkların geliştirilmesiyle geçirecek

olan şirket, son olarak yetkili destek merkezleri uygulamasını başlattı.

Daha once Logo Center

ve onlara bağlı yetkili

satıcılar şeklinde yapı­

lanan Logo'nun dağıtım ka­

nalı, 1995 yılının ilk ayların­

da yapı değişikliğine uğra­

mıştı. Logo Yazılım, pazara

sunduğu ya da sunacağı

ürünlerin nitelikleriyle doğru

orantılı olarak dağıtım kana­

lı yapısında birtakım uzman­

lıklar oluşturmuştu. Burada

amaç, kullanıcının satın aldı­

ğı üründen daha iyi verim

elde edebilmesi, net, güve­

nilir ve standart şekilde hiz­

met alabilmesini sağlamaktı.

Sonuçta şirket, Logo Center

kavramının yerine Ana Dağı­

tıcılar ve Yerel Dağıtıcılar

uygulamasını başlattı.

Geçen yılı bu yapılanma­

nın tamamlanması ile geçi­

ren Logo, geçtiğimiz günler­

de dağıtım kanalının son

halkası olan Yetkili Destek

Merkezlerini oluşturdu. Şir­

ket, 1996 yılı içinde dağıtım

kanalında herhangi bir stra­

tejik değişikliğe gitmeyip

mevcut yapının daha iyi uy­

gulanabilmesi ve verim alı­

nabilmesi üzerinde yoğunla­

şacak. Ancak şirket daha

şimdiden pazarın gelişimi

doğrultusunda ileriki yıllar

için ne gibi değişiklikler ya­

pılabileceği konusunda ça­

lışmalara başlamış durumda.

Logo Yazılım Kanal Geliş­

tirme Müdürü Birol Caba-

dak, önceki yapıda Logo

Center'lann hem dağıtım,

bayi organizasyonu, hem de

eğitim, çözüm geliştirme,

destek ve son kullanıcıya sa­

tış işlemlerinin hepsini bir­

den yaptıklarım belirterek,

yeni yapılanmada kanalların

uzmanlaşmasına çalıştıkları-

nı söyledi ve "Logo Cen­

ter'ların birçok işi birden

yapmak durumunda kalması

yerine onların en iyi bildik­

leri ve yaptıkları işlerde uz­

man olmalan, o alana yatı­

rım yapmalarını istedik.

Böylelikle kullanıcıya da da­

ha nitelikli şekilde hizmet

vermek söz konusu olacaktı.

Logo Center'lar hem doğru­

dan son kullanıcıya hem de

kendi bayi kanalına satış ya­

pıyordu ve Logo Gold dışın­

da tüm ürünleri satıyorlardı.

Bunun yanı sıra satış sonrası

hizmetleri de vermek duru­

mundaydı. Yeni düzenle­

meyle Center kavramı, yerini

yerel dağıtım merkezlerine

bıraktı" dedi.

Logo'nun yeni kanal yapı­

lanmasını ise Cabadak şöyle

açıkladı: "Kanal yapımızı

Ana Dağıtım Merkezleri, Ye­

rel Dağıtım Merkezleri ve Yetkili Satıcılar olmak üzere

3 ayrı kategori haline getir­

dik. Bunun yanı sıra satış

sonrası hizmetler için de

Yetkili Eğitim Merkezi, Yet­

kili Destek Merkezi, Gold

Çözüm Merkezleri oluştur­

duk.

Logo, Gold dışındaki tüm

ürün sevkiyatını yalnızca

ana dağıtım merkezlerine

yapıyor. Bu merkezler son

kullanıcıya satış yapmadan,

ürünü yerel dağıtım merkez­

lerine ulaştırıyor. Ürünlerin

dağıtım işlemleri için bunları

yaparken, öte yandan satış

sonrası hizmetler için ise

geçtiğimiz yılın ortalarında

yetkili eğitim merkezleri ve

bugünlerde de yetkili destek

merkezleri oluşturduk."

Logo, yeni yapılanmanın

paralelinde ürünlerinin nite­

liklerinde de değişikliğe git­

ti Birtakım ürünlerini kutu

satışı şekline dönüştürerek

eğitimsiz fiyatları üzerinden

satmaya başladı.

Ürün kutularının içine

yetkili eğitim ve destek mer­

kezlerinin telefon numarala-

nnı yerleştirdi. Şirket, yakın­

da satışa sunacağı ticari pa­

keti Logo Klasik'i de eğitim­

siz fiyattan satmaya başlaya­

cak.

Öte yandan Logo, geçtiği­

miz yıl yetkili satıcı sayısını

artırma yönünde bir hedefi

olduğunu açıklamış ve 400

olan yetkili satıcılarının sayı­

sını 1,500'e çıkarmayı amaç­

lamıştı. Logo 1 yıl içinde

1,200 adet yetkili satıcı atadı.

Şirketin bundan sonraki he­

defi, sayıyı artırmanın yanı

sıra mevcut yetkili satıcılarını

ürünler ve pazarlama strate­

jileri hakkında bilgilendir­

mek.

Logo, Yetkili Destek Merkezleri

hizmetini başlattı

Logo'nun satış sonrası hizmetlerde dağıtım kanalında­

ki son halkası Yetkili Destek Merkezleri. Yetkili Destek

Merkezleri, Logo kullanıolanna telefonla destek, yerinde

destek ve yıllık destek anlaşmaları şeklinde hizmet

veriyor. Şirket, 10 adet yetkili destek merkezi belirlemiş

durumda. Bunlardan 7'si ile sözleşme imzalayan Logo

yetkilileri, yoğun talep olması dolayısıyla yakın bir tarih­

te bu sayının 20'ye ulaşabileceğini söylüyor. Ancak bu

noktada, tıpkı Yetkili Eğitim Merkezlerinde olduğu gibi

seçilen merkezlerin nitelikli olmasına önem veriliyor. Şir­

ket, merkezlere destek verecek elemanların mutlaka ser­

tifikalı olması zorunluluğunu getiriyor. Yetkili Destek

Merkezlerinin farklı illerde konumlanmasına özellikle

önem veriliyor. Şu anda mevcut Logo bayileri içinde des­

tek verebilecek nitelikte olanların yetkili destek merkezi

oldukları dikkat çekiyor.

Sun, Internette kararlı Sun Microsystems ve Türkiye

temsilcisi Gantek, 27 Şubat 1996

tarihinde İstanbul'da Internet

konulu bir konferans düzenledi.

Sun Microsystems'in ve Türkiye

temsilcisi Gantek'in 27 Şubat 1996

tarihinde İstanbul Askeri Müze Kültür

Sitesi'nde düzenlediği Internet

konferansında, Türkiye'den Satko, Oracle,

Comnet ve SuperOnline, yurtdışından ise

DimensionX ve Check Point Software

şirketlerinden de konuşmacılar yer aldı.

Sun Microsystems Türkiye Genel

Müdürü Fred Kohout, konferansın açılış

konuşmasında Sun Microsystems'i ve

şirketin Internet yaklaşımını tanıttı.

Konferansın "Internet ve Java" olarak

tanımlanması nedeniyle ağırlıklı konunun

Java olacağı bekleniyordu. Oysa ilk

konuşmacı olan Satko'dan Hasan

Çolakoğlu'nun konuşmasından sonra,

katılımcılann Java'dan çok TURNET'İ merak

ettikleri izlenimi oluştu. Türk Telekom'un

açtığı TURNET (Türkiye Ulusal Internet

Altyapı Ağı) ihalesini kazanan

konsorsiyumda yer alan Satko'yu temsilen

konferansa katılan Çolakoğlu, Türkiye'de

Internet'in bugünkü durumu hakkında

katılımcılara bilgi verdi (Hasan

Çolakoğlu'nun konuşmasına ait ayrıntılı

haber sayfa 4'te).

Tüm gün süren konferansın öğleden

önceki bölümünde, Sun Microsystems'in

Türkiye temsilcilerinden Gantek, Internet'i

tanıtıcı bilgiler aktanrken, Oracle Türkiye

ise son günlerin gözde kavramı "Intranet"

konusuna ağırlık verdi ve Oracle ürünleri

ile kuruluşların kendi Intranet'lerini nasıl

yaratabileceklerini gösterdi. Konferansa

yurtdışından katılan DimensionX şirketinin

yetkilisi, Java ile programlama konusuna

değinirken, SuperOnline Internet'te on-line

servisler konulu bir konuşma yaptı.

Konferasın öğlenden sonraki bölümünde

ise, yine yurtdışından katılan Check Point

şirketi ise, Internet'te güvenlik konulu

konuşmasında bu konudaki ürünleri olan

FireWall l'i tanıttı. Comnet şirketinin

yetkilisi konuşmasında, Internet'e

bağlanmak için yapılması gerekenlerin yanı

sıra, Internet'te iş uygulamaları konusunda

da bilgi verdi. Konferansın son konuşması

daha çok eğitim niteliğindeydi. DimensionX

şirketi yetkilisi, katılımcılara Web sayfası

yaratılması konusunda bilgiler verdi.