12

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ · Dünya Savaşı’nda Nazizm, Faşizm, Komünizm gibi ideolojilerin birbirleri ile olan üstünlük mücadelesinde kitle iletişim araçları

Embed Size (px)

Citation preview

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018, Sayfa / Pages: 105-115

İŞ GÜVENLİĞİNİ KONU ALAN KAMU SPOTU REKLAMLARINDA KORKU ÇEKİCİLİĞİ KAVRAMININ KULLANILMASI

Öğr. Gör. Murat ARPA1

ÖZET

Son yıllarda Türkiye’de televizyonlarda iş güvenliğini konu alan pek çok kamu spotu reklamı yayınlanmaya başlamıştır. Bu reklamlarda, korku çekiciliği kavramı kullanılarak, insanların iş güvenliği konusunda gerekli önlemleri almadıkları zaman başlarına gelebilecek olumsuz sonuçlar vurgu yapılmaktadır. Böylece çalışanlar, iş güvenliği konusunda gerekli önemleri almaları konusunda ikna edilmeye çalışılmaktadırlar. Bu çalışmada, iş güvenliği reklamlarında korku çekiciliği kavramının nasıl ve ne yönde kullanıldığı araştırılmıştır. Bu amaçla çalışma kapsamında, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada kamu spotu reklamları Fransız Dil Bilimci Roland Barthes’ın göstergebilimsel analiz metodu ışığında korku çekiciliği bağlamında ele alınmıştır. Elde edilen bulgular ışığında, korku çekiciliği bağlamında çalışanların iş güvenliğine riayet etmediklerinde başlarına gelebilecek olumsuz senaryoların, başarılı bir şekilde kamu spotu reklamlarında sunulduğu ortaya çıkarılmıştır.

Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği, Kamu Spotu Reklamı, Korku Çekiciliği, Reklam, Göstergebilim

THE USE OF THE FEAR APPEAL CONCEPT IN THE PUBLIC SERVICE ADVERTISEMENTS REGARDING THE OCCUPATIONAL SAFETY

ABSTRACT

In recent years, many public service advertisements regarding occupational safety have begun to be showed on television in Turkey. In these public service advertisements, the the negative consequences that may arise when people do not take the necessary precautions on occupational safety were emphasized, using the concept of fear appeal. Thus, employees have been persuaded to take the necessary precautions in terms of occupational safety. In this study, it was analyzed how and in what way the concept of fear appeal was used in public service advertisements regarding occupational safety. For this purpose, two public service advertisements titled as “There is no work acccidents” prepared by T. R. Labor and Social Security Ministry were

1 İnönü Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu, [email protected]

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCESCilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

106 examined using semiotics analysis method in qualitative research methods. The public service advertisements were analyzed in the context of fear appeal in the light of French Language Scientist Roland Barthes’ semiotics analysis. In the light of the findings obtained, it was revealed that the negative scenarios that can take place when the employees ignore the occupational safety in the context of fear appeal were successfully presented in public service advertisements.

Keywords: Occupational Safety, Public Service Advertisement, Fear Appeal, Advertisement, Semiotics

GİRİŞ

Türkiye’de her yıl yaşanan iş kazalarından dolayı pek çok insan hayatını kaybetmekte veya bir daha çalışamayacak şekilde ağır yaralanmaktadır. Zamanla yaşanan iş kazalarının maruz bıraktığı etkilerin bilançosunun ağırlaşması, kurumların “iş güvenliği” kavramına daha fazla önem vermesini gerektirmiştir. Nitekim, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülke statüsünde, AB’nin ortaya koyduğu iş güvenliği normlarına uyma çabası zaman içerisinde Türkiye’de iş güvenliği alanında önemli çalışmaların yapılmasını sağlamıştır. Diğer yandan, uluslararası boyut kazanan pek çok Türk firması da, tabii oldukları uluslararası iş birliği anlaşmaları gereği, uluslararası iş güvenliği kanunlarının getirmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirerek, iş güvenliği konusunda önemli adımlar atmıştır.

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) da iş güvenliği konusuna daha fazla eğilerek, iş güvenliği konusunda önemli uygulamaları devreye sokmuştur. Bu süreçte Bakanlık kitle iletişim araçları vasıtasıyla kurumları ve çalışanlarını iş güvenliği konusunda bilinçlendirmek amacıyla pek çok faaliyete yönelmiştir. Özellikle bunlar içerisinde son dönemde bakanlık tarafından yayınlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iş güvenliği konulu kamu spotu reklamları, kamuoyunun dikkatinin iş güvenliğine çekilmesini sağlamıştır. Bu çalışmada, iş güvenliği reklamlarında korku çekiciliği kavramının nasıl ve ne yönde kullanıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla çalışma kapsamında, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

Kapsamlı bir literatür taraması yapıldığında kamu spotu reklamlarında korku çekiciliği kavramını inceleyen alanda önemli çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Bunlar içerisinde; Seki (2017), “İkna Edici İletişim Açısından Korku Çekiciliği Kullanımı: Sağlık Bakanlığı Tarafından Yayınlanan Kamu Spotları Örneği” adlı çalışmada ikna edici iletişim bağlamında korku çekiciliği kavramını kamu spotu reklamları üzerinden ele almıştır. Gürdin (2016), “Sigara Karşıtı Televizyon Reklamlarında Kullanılan Korku Çekiciliği Faktörü Etkinliğinin Beyin Görüntüleme Tekniği İle Ölçümü” adlı çalışmada sigara karşıtı reklamlar üzerinden korku çekiciliği kavramını incelemiştir. Tanyeri Mazıcı ve Çakı (2018), “Adolf Hitler’in Korku Çekiciliği Bağlamında Kamu Spotu Reklamlarında Kullanımı” adlı çalışmada eski Alman Devlet Başkanı Adolf Hitler’in korku çekiciliği bağlamında sağlık konulu kamu spotu reklamlarında kullanımı ele alınmıştır.

Göstergebilimsel analiz yönteminin son yıllarda film, reklam, dizi, resim gibi pek çok farklı alandaki akademik çalışmalarda sıklıkla kullanıldığı gözlemlenmiştir. Örneğin, Çakı (2018a), «Mitinglerin Propagandadaki Rolü: Nürnberg Mitingleri’ne Ait Fotoğrafların Göstergebilimsel

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

107Analizi” adlı çalışmada mitingleri; Erol ve Çakı (2017), “Hayat Bilgisi Dizinde 2000’li Yıllarda Türk Eğitim Sisteminde Disiplinin Eleştirisi: Panzer Emin Örneği” adlı çalışmada Türk eğitim sistemini; Çakı (2018b), «Sovyetler Sonrası Rus Sinemasında Komünizm İdeolojisi: Amiral Filmi ve Göstergebilimsel Analizi» adlı çalışmada Komünizm ideolojisini; Çakı, (2018c) «Birinci Dünya Savaşı’ndaki Alman Propaganda Kartpostallarında Kullanılan Karikatürlerde Türklerin Sunumunun Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi» adlı çalışmada karikatürleri; Erol vd. (2017) «Hitler Dönemi Eğitim Yapısındaki Otokrasinin Eleştirisi: Die Welle Filmi Üzerine Göstergebilimsel İnceleme» adlı çalışmada Almanya›daki eğitim yapısını; Çakı (2017), «Adolf Hitler›in Reklamlarda Kullanımı: Mercedes ve Biomen Reklamlarının Karşılaştırmalı İncelemesi» adlı çalışmada da reklamlar üzerine incelemede bulunmuştur. Zorlu vd. (2017), “Türk Sinemasında Nazizm İdeolojisi: ‘Kırımlı’ Filmi ve Göstergebilimsel Analizi” adlı çalışmada film üzerinden Nazizm ideolojisini ele almıştır. Karaburun Doğan vd. (2017), “1999 Türkiye’deki Genel ve Yerel Seçimleri’nde Siyasal Partilerin Seçim Müzikleri ve Propaganda Afişleri Üzerine İnceleme” adlı çalışmada da propaganda afişleri üzerinden siyasi partilerin ideolojilerini göstergebilimsel analiz yöntemi kullanarak incelemiştir.

Buna karşın alanda yapılan kapsamlı literatür taramasında, iş güvenliğini konu alan kamu spotu reklamlarının herhangi bir çalışmada ele alınmadığı tespit edilmiştir. Bu açıdan yapılan çalışma alanda önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

1. Türkiye’de İş Güvenliği

Türkiye’de iş güvenliği kavramı, ilk olarak 1921 yılında Zonguldak ve Ereğli’de kömür işletmeleri ile ilgili çıkarılan kanunlar ile gündeme gelmiştir. Ardından 1923 yılında 1. İzmir İktisat Kongresi’ne katılan işçi delegeler 30 maddelik bir öneri listesi sunmuştur. Sunulan liste, daha sonra iş güvenliği konusunda TBMM tarafından alınan kararların çekirdeğini meydana getirmiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra iş güvenliği ile ilgili ilk yasa ise 1924 Hafta Tatili Yasası olmuştur. Ardından 1926 yılında yürürlüğe giren Borçlar Yasası’nda, iş kazalarında meydana gelecek yaralanma veya ölümlerde işçiler lehine bazı önemli kararlar alınmıştır. 1930 yılında 1580 sayılı Belediyeler Yasası’na göre iş güvenliği konusundaki bazı denetimlerin yetkisi belediyelere verilmiştir (Baradan, 2006:88-89). İş güvenliği konusunda ilerleyen yıllarda da Türkiye’de kanunlar çıkarılmaya devam etmiş, çıkarılan kanunlar ile iş kazalarının önüne geçilmeye ve iş kazaları sonucu mağdur olan işçi ve işçi yakınları lehine kararlar alınmaya çalışılmıştır.

Türkiye’de iş güvenliği ile ilgili alınan tüm kararlar, kurumların istenilen düzeyde iş güvenliğine eğilmesini sağlayacak olan yaptırımları oluşturamamıştır. Buna karşın Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylık statüsü kazanmasıyla birlikte, pek çok alanda olduğu gibi Türkiye’nin iş güvenliği alanında da AB normlarına uyması istenmiştir. Bu süreçte, Türkiye’de iş güvenliği konusunda 20.06.2012 tarih ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu yürürlüğe sokulmuştur (Korkmaz ve Avsallı, 2012:154). Bu kanunla birlikte kurumlara getirelen yaptırımlar ile birlikte, Türkiye iş güvenliği konusunda hızlı bir ivme kazanmıştır. Kanun iş güvenliği konusunda Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kararlarını alarak, kurumların iş güvenliği konusunda uygulaması gereken tüm yükümlülükleri açık bir şekilde belirtmiştir. Bu süreç, Türkiye’de iş güvenliği konusunda uzman personel ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Zaman içerisinde iş güvenliği alanında verilen eğitimler sonucunda da iş güvenliği alanında Türkiye›de nitelikli bir uzman kadrosunun tesis edilmesi sağlanmıştır.

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCESCilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

108 Kanuni yaptırımların haricinde, firmalar iş güvenliği kazası sonucu meydana gelen beşeri ve mali kayıpların önüne geçmek için de son yıllarda iş güvenliği konusuna büyük önem vermeye başlamışladır. Kurumlar, iş kazaları sonucunda hem nitelikli iş gücü kaybına hem de kimi zaman telafisi olmayan maddi kayıplara uğrayabilmektedirler (Tüzüner ve Özaslan, 2011:139). Diğer yandan son yıllarda uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk firma sayısındaki artış, Türkiye’de iş güvenliği kavramının daha da öneminin artmasına yol açmıştır. Nitekim firmalar, yapmış oldukları uluslararası anlaşmalar ve faaliyette bulundukları ülkelerin iş güvenliği kanunlarına riayet etme şartları dolayısıyla, zorunlu olarak iş güvenliği konusunda gerekli önlemleri almaya ve iş güvenliği konusunda da uzman personel istihdam etmeye başlamışlardır.

2. Reklamlarda Korku Çekiciliği Kavramı

Reklam, pazarlama iletişimi içerisinde yer alan, reklam verenden tüketiciye doğru akan, belirli bir ücret karşılığı bir ürün veya hizmetin satın alınması yönünde kitleleri ikna etme amacı taşıyan bir kitle iletişimidir (Kocabaş ve Elden, 2008:16). Pazarlama disiplininin önemli bir unsuru olan reklam kavramı, ticari kaygı taşımaktadır. Nitekim, reklamın temel amacı reklam vereninin ürün ve hizmetinin kitleler tarafından satın alınmasını sağlamaktır. Buna karşın kamu spotu reklamları, ticari kaygı gütmeden doğrudan toplumun menfaati için kullanılmaktadırlar (Yaman, F., & Göçkan, 2015:53). Kamu spotu reklamlarından genel olarak resmi kurumlar ve kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları yoğun olarak yararlanmaktadır. Nitekim, kamu spotu reklamlarında amaç kar elde etmek değil, toplumun yararı olacak fiillerin gerçekleşmesini sağlamaktır.

Son yıllarda kamu spotu reklamları, korku çekiciliği kavramı ile birlikte yoğun bir şekilde kullanılarak, toplumun zararına olacak fiillerden insanların uzak durmasını sağlayama çalışmaktadır. Kamu spotu reklamlarında, korku çekiciliği kavramı kazaların önüne geçmek ve insanların hatalı davranışlar yapmalarını önlemek için sıklıkla kullanılmaktadır. Nitekim, korku unsuru bireylerde kaygı düzeyini arttırmakta ve böylece hata yapmalarının önüne geçebilmektedir (Janssens ve De Pelsmacker, 2007:173). Bu yüzden kamu spotu reklamlarında, korku öğesinin yoğun olarak kullanıldığı korku çekiciliği kavramı sıklıkla görülebilmektedir.

Korku çekiciliği, korku öğesi kullanılarak, insanların belirli bir davranışı yapmasının önüne geçmeyi amaçlayan ikna odaklı bir iletişim türüdür. Korku çekiciliğinde, insanların istenilen yönde hareket etmesi istenir. Aksi taktirde başlarına olumsuz şeylerin geleceği söylenir. 20. yüzyılda korku çekiciliği kavramı, ilk olarak propaganda alanında etkili bir şekilde kullanıldı. Özellikle, korku çekiciliği 2. Dünya Savaşı’nda Nazizm, Faşizm, Komünizm gibi ideolojilerin birbirleri ile olan üstünlük mücadelesinde kitle iletişim araçları vasıtasıyla kitlelerin iknasında kullanılmıştır. İlerleyen süreçte reklam disiplininde de korku çekiciliği kavramının etkin bir şekilde kullanıldığı görülmüştür. Korku çekiciliği, sağlığın önemini, trafik kurallarına uyulmasını ve çevrenin korunmasını vurgulayan kamu spotu reklamlarında sıklıkla kullanılmaktadır (Tanyeri Mazıcı ve Çakı, 2018:290). Korku çekiciliği kavramının kamu spotu reklamlarında genel olarak sağlık alanında kullanıldığı görülmektedir (Benet vd., 1993:46). Özellikle, Türkiye’de kamu spotu reklamlarında korku çekiciliği reklamlarının sigaranın zararlarının vurgulandığı reklamlarda ön plan çıkmaktadır.

Son yıllarda Türkiye’de iş güvenliği kavramının ön plana çıkması ile birlikte iş güvenliğini konu alan pek çok kamu spotu reklamının da yayınlandığı görülmüştür. Bu reklamlarda insanların

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

109başına gelebilecek kazaların sonuçlarında ortaya çıkabilecek olan kayıplar vurgulanması yoluyla, kamuoyunda korku unsuru oluşturulmakta ve iş güvenliği alanında kurumların ve çalışanların gerekli önemler alması telkin edilmektedir.

3. Yöntem

3. 1. Çalışmanın Yöntemi

Çalışma kapsamında, T.C.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada kamu spotu reklamları Fransız Dil Bilimci Roland Barthes’ın göstergebilimsel analiz metodu ışığında korku çekiciliği bağlamında ele alınmıştır

Göstergebilim, göstergeleri inceleyen bir bilim dalıdır. İletişim sürecinde, göstergeler yoluyla kaynak tarafından oluşturulan mesajın ortaya çıkarılması üzerine çalışır. Yani, göstergebilim bir metnin ya da görüntünün herkes tarafından kabul edilen anlamını değil, onun altında yatan anlamın ortaya çıkarılmasını sağlar (Geray, 2014:164). Göstergebilimde, okur kendi bilgi, deneyim ve tecrübelerini metne taşır ve metnin anlamlandırılma sürecine doğrudan katkı sağlar (Tekinalp ve Uzun, 2013:142).

Roland Barthes, 20.yüzyılın ikinci yarısında göstergebilimsel çalışmalarıyla ön plana çıkmış Fransız dil bilimcidir. Barthes’ın çalışmalarıyla birlikte göstergebilim, yalnızca dil incelemelerinde değil, film, müzik, resim, reklam gibi pek çok farklı alanın da inceleme konusu olmuştur. Nitekim, Barthes, kültürün yalnızca dil ile değil, işaretler (göstergeler) vasıtasıyla da taşındığını belirtmektedir (Yaylagül, 2017:123). İsviçreli Dil Bilimci Ferdinand de Saussure’ün etkisinde kalan Barthes, göstergebilimsel analizin düzanlam ve yananlam olarak iki temel üzerinde şekillendiğini savunmuştur (2016a:84).

Düzanlam, göstergelerin insanların zihinlerinde meydana getirdiği anlamdır (Kalkan Kocabay, 2008:34). Düzanlam, göstergenin değişmeyen, nesnel algısını oluşturmaktadır (Barthes, 2016b:19).

Yananlam, göstergenin izleyicinin duygu, düşünce ve kültürel değerleriyle buluştuğunda meydana gelen etkileşimi ifade etmektedir (Sığırcı, 2016:74). Diğer bir değişle, bir dilsel birimin öznel öğelerce oluşturulan veya bağlam içerisinde değişen anlamıdır (Rifat, 2013:233).

Mit, bir kültürün çevresinde yaşanan değişimlerini açıklamak ve anlamlandırmak amacıyla oluşturdukları öykülerdir (Fiske, 2017:185).

Metafor, bir sözcüğün başka bir sözcük yerine eğreti olarak kullanılmasını ifade etmektedir (Guiraud, 2016:146). Örneğin, kuru kafanın ölümü çağrıştırması.

Metonimi, birbirleri ile ilişkili iki kavramdan birinin diğeri yerine kullanılmasıdır (Guiraud, 2016:146). Örneğin, polisi temsil etmek için düdük, cop vb. göstergelerin kullanılması.

3. 2. Çalışmanın Amacı

İş güvenliği konulu kamu spotu reklamlarının korku çekiciliği bağlamında nasıl ve ne yönde kullanıldığını göstermek çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Böylece iş güvenliğinin Türkiye›de önemli hale gelmesinde kamu spotu reklamlarının ne gibi bir rol oynadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCESCilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

110 3. 3. Çalışmanın Evreni ve Örneklemi

Türkiye’de korku çekiciliği bağlamında yer alan tüm kamu spotu reklamları çalışmanın evrenini oluşturmaktadır. Buna karşın çalışma kapsamında tüm kamu spotu reklamlarına ulaşmadaki imkansızlıklardan dolayı çalışmada örneklem kullanılmıştır. Çalışma kapsamında, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı, nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

3.4. Çalışmanın Sınırlılıkları

İş güvenliği kamu spotu reklamlarında korku çekiciliği kavramının, yalnızca T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı kamu spotu reklamları üzerinden yapılması çalışmanın temel sınırlılığını meydana getirmektedir. Diğer yandan çalışmada yalnızca iki kamu spotu reklamının incelenmesi ve elde edilen bulgular ışığında genellemelerde bulunulması da çalışmanın diğer bir sınırlılığını meydana getirmektedir.

3.5. Çalışmanın Önemi

Çalışma,

- İş güvenliği kamu spotu reklamlarını korku çekiciliği bağlamında ele alan ilk çalışması olması,

- Kamu spotu reklamlarının Türkiye’deki iş güvenliği kavramını ne şekilde sunduğunu ortaya koyması,

- Alandaki boşluğu belli oranda doldurarak, gelecek çalışmaları teşvik etmesi bakımından önem taşımaktadır.

3.6. Çalışmanın Soruları

- Korku çekiciliği konulu iş güvenliği kamu spotu reklamlarında, iş güvenliğinin önemini vurgulamak için hangi konular ön plana çıkarılmıştır?

- Korku çekiciliği konulu iş güvenliği kamu spotu reklamlarında, iş güvenliğinin önemini vurgulamak için hangi mitler inşa edilmeye çalışılmıştır?

- Korku çekiciliği konulu iş güvenliği kamu spotu reklamlarında, iş güvenliğinin önemini vurgulamak için hangi metafor ve metonimilerden yararlanılmıştır?

3.7. İş Güvenliği Kamu Spotu Reklamlarının Göstergebilimsel Analizi

Çalışmanın bu bölümünde, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada kamu spotu reklamları Fransız Dil Bilimci Roland Barthes’ın göstergebilimsel analiz metodu ışığında korku çekiciliği bağlamında ele alınmıştır.

3.7.1. “Ofis Kazası” Konulu Kamu Spotu Reklamı

“Ofis Kazası” konulu kamu spotu reklamının süresi yaklaşık bir dakikadır. Reklam, bir ofiste çalışanları konu almaktadır. Reklam üç sekanstan meydana gelmektedir. Birinci sekans ofiste çalışan kadınlardan birinin konuşması ile başlar. Birinci sekansta kadın, “Bu şirkette altı yıldır çalışıyorum. Güvenilir bir firma. Yarın nişanım var. Bu mutlu günümde bütün sevdiklerim yanımda olacak. Ama birazdan yapmamam gereken basit bir hata yapacağım ve beyin kanaması

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

111geçireceğim. Yıllarca bitkisel hayata mahkum olarak hayal bile kuramayacağım” şeklinde bir konuşma yapmaktadır. İkinci sekansta kadın dolaptan dosyayı almaya çalışırken düşmekte ve kafasını çarpmaktadır. Üçüncü ve son sekansta kadın iş kazası sonucu yere yığılmıştır. İş arkadaşları kadının yardımına gelmektedir. Reklam, “İş kazası diye bir şey yoktur” yazısı ile birlikte İş Sağlığı ve Güveliği Genel Müdürlüğü (Resim 7) ve ÇSGB’nin (Resim 8) yazıları ile sonlanmaktadır.

Resim 1 Resim 2 Resim 3

Reklam, düzanlam boyutunda değerlendirildiğinde, reklamda sıradan bir ofiste çalışan bir kadının başından geçen iş kazasının anlatıldığı görülmektedir. Yananlam boyutunda ele alındığında ise reklamda, iş kazalarının kendiliğinden gerçekleşmediği, çalışanların kural dışı davranışları sonucunda meydana geldiği vurgusu yapılmaktadır. Reklamın başındaki sunum kodları içerisinde ofisteki kadın mutlu gösterilmiştir. Buna karşın başına gelecek olan kazayı anlatmaya başladığında da sunum kodları içerisinde mutsuz olarak yansıtılmıştır. Kadın, “yapmamam gereken basit bir hata yapacağım” diyerek kendi hatası sonucu oluşacak olan iş kazası hakkında bilgi vermektedir. Reklamda yananlam boyutunda iş kazasından firmanın sorumlu tutulmadığı görülmektedir. Nitekim, kadının “Bu şirkette altı yıldır çalışıyorum. Güvenilir bir firma” şeklindeki sözleri ve kazanın kendi hatası sonucu gerçekleşmesi de bu düşünceyi desteklemektedir. Reklamdaki korku çekiciliği unsurunun kadının “Yıllarca bitkisel hayata mahkum olarak hayal bile kuramayacağım” sözlerinden ortaya çıktığı görülmektedir. Nitekim, reklamda bilinçsizce yapılan iş güvenliğine aykırı en ufak bir hatalı davranışın, bitkisel hayat gibi olumsuz bir sonuca neden olabileceği vurgulanmaktadır. Reklamda, iş kazalarının çalışanların yapmış olduğu hatalı davranışlardan kaynaklandığına yönelik mit inşa edilmektedir. Reklamda oynayan kadın, Türkiye’de ofiste çalışan tüm insanların metonimi olarak kullanılmıştır. Reklamda, hatalı davranışlar “korku” metaforu olarak kullanılarak, çalışanların iş güvenliğine riayet ederek, hatalı davranışlardan uzak durması istenmektedir.

3.7.2. “Tersane Kazası” Konulu Kamu Spotu Reklamı

“Tersane Kazası” konulu kamu spotu reklamı da yaklaşık olarak bir dakika sürmektedir. Reklam, bir tersanede geçmektedir. Gemi inşaatında çalışan bir grup işçinin sıradan bir günü reklama konu edilmiştir. Reklam filmi işçilerden birinin konuşması ile başlamaktadır. Reklam, üç temel sekanstan meydana gelmektedir. İlk sekansta işçi, “Bugün çok mutluyum, biraz önce telefon geldi, hanımı hastaneye götüreceğim ve ilk çocuğumuzu kucaklayacağız. Ama burada gemi yapıyoruz, tankın içinde bırakılması tehlikeli olan bakımsız şaloma nedeniyle içerde gaz sızıntısı var” şeklinde konuşmaya başlamaktadır (Resim 4). Ardından ikinci sekansta işçi, “Çalışma izni için gerekli olan gaz ölçümü de yapılamadı, çünkü amirin acelesi var. Kaynakçı arkadaş biran önce işe başlamak zorunda, kaynak kıvılcımı tankın içinde sıkışan gazı ateşleyip...” şeklinde konuşmasını bitiremeden patlama meydana gelmektedir (Resim 5). Üçüncü ve son sekansta ise aninden yaşanan patlama gösterilmektedir. Bu sekansta patlama ile işçinin havaya uçtuğu gösterilmektedir (Resim 6). Reklam, ilk reklamdakine benzer şekilde “Tedbir Alın! İş kazası

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCESCilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

112 diye bir şey yoktur” yazısı ile birlikte İş Sağlığı ve Güveliği Genel Müdürlüğü ve ÇSGB›nin yazıları ile sonlanmaktadır.

Resim 4 Resim 5 Resim 6

Reklam düzanlam boyutunda ele alındığında, reklamda tersanede çalışan bir işçinin yaşadığı iş kazasının konu edildiği görülmektedir. Buna karşın yananlam boyutunda, reklamda çalışanların hatalı davranışlarının büyük çaplı iş kazalarına yol açabileceği ve bu kazalardan iş arkadaşlarının da olumsuz şekilde etkilenebileceği vurgulanmaktadır. Reklamın başındaki sunum kodları içerisinde işçi mutlu gösterilmektedir. Nitekim, eşini hastaneye götüreceğini ve ilk çocuğunu kucaklayacağını belirtmektedir. Reklam, ilk reklamdaki gibi iş kazasının kurumdan değil, çalışanlardan kaynaklandığına vurgu yapmaktadır. İşçinin sözleri, iş kazasının tamamen çalışanların dikkatsizliği ve aceleciliği yüzünden kaynaklandığını açıklamaktadır. İlk reklamdan farklı olarak, reklamda iş kazasında zarar görenin yalnızca kazaya neden olan kişinin değil, tüm çalışanların olduğuna vurgu yapılmaktadır. Korku çekiciliği bağlamında, reklamda iş yerinde iş güvenliği ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığı taktirde ölümcül sonuçların meydana geleceği ifade edilmektedir. Böylece reklamda, iş güvenliğine uyulmasının iş kazalarını önleyeceği şeklinde bir mitin çalışanlar üzerinde inşa edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Reklamda iş kazaları “korku” ve “ölüm” metaforu olarak sunulmuştur. Tersanede çalışan işçi, Türkiye’deki tüm işçileri temsil eden metonimi olarak kullanılmıştır.

Resim 7 Resim 8

SONUÇ

İş güvenliği kamu spotu reklamları, çalışanları iş güvenliğinin önemli konusunda bilgilendirmekte ve çalışanların çalışma esnasında kendilerini tehlikeye düşürebilecek olan iş güvenliğine aykırı davranışlardan uzak durmalarını telkin etmektedir. Bu süreçte, bazı kamu spotu reklamları, çalışanların iş güvenliği kurallarına riayet etmediklerine başlarına gelebilecek olan olumsuz sonuçları göstermektedir. Böylece çalışanları iş güvenliğinin doğru bir şekilde uygulanması gerektiği konusunda ikna etmeye çalışmaktadır. Bu açıdan çalışmada, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan “İş Kazası Diye Bir Şey Yoktur” başlıklı iki kamu spotu reklamı nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

Çalışma kapsamında incelenen reklamlarda, iş güvenliği konusunda kurumlara yönelik herhangi bir eksiklik veya hataya değinilmediği görülmüştür. İş kazalarının genel olarak kurumdaki

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

113çalışanların gerçekleştirmiş olduğu hatalı davranışlardan meydana geldiğine vurgu yapılmıştır. Çalışanların iş güvenliğinin telkinleri doğrultusunda hareket ettiklerinde, çalışanların herhangi bir iş kazasına maruz kalmayacağına vurgu yapılmaktadır. Bu aşamada reklamlarda, çalışanların iş güvenliği dışında hareket ettiklerinde başlarına gelebilecek olan olumsuz sonuçlara vurgu yapılarak, korku çekiciliği bağlamında çalışanların iş güvenliği dışında hareket etmemeleri istenmektedir.

Reklamlarda, Türkiye’deki tüm çalışanları temsil etmesi amacıyla ofis çalışanı ve işçi metonimilerinin kullanıldığı gözlemlenmiştir. Böylece reklamlarda iş güvenliği konusundaki mesajların tüm çalışanlara ulaşması amaçlanmıştır. Reklamlarda iş kazaları “korku” metaforu olarak kullanılmıştır. Reklamlarda, çalışanlar gelecekte başlarına gelebilecek olan muhtemel kazalar konusunda korkutularak, iş güvenliğinin dışına çıkmamaları konusunda ikna edilmeye çalışılmaktadır.

Her iki kamu spotu reklamının sonunda da yer alan “İş kazası diye bir şey yoktur” yazısı, reklamların genelinde verilen mesajlar ile birlikte okunduğunda; yananlam boyutunda iş kazalarının çalışanların iş güvenliğine aykırı davranışlarından meydana geldiğine vurgu yapmaktadır. İki reklam da, korku çekiciliği bağlamınnda çalışanların hatalı davranışlarının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini bildirerek, iş güvenliğinin önemine dikkat çekmeye çalışmaktadır.

İş güvenliği kamu spotu reklamlarında korku çekiciliğinin nasıl ve ne yönde kullanıldığını ortaya koyması bakımından çalışma alanda önem taşımaktadır. Nitekim, çalışma iş güvenliği ile ilgili literatürde önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Buna karşın gelecek çalışmaların, uluslararası alanda farklı ülkelerde yayınlanan iş güvenliği kamu spotu reklamlarını ele alması ve bu reklamlar ile Türkiye’deki reklamları kıyaslaması alana önemli katkılar sağlayacaktır.

KAYNAKÇA

Baradan, S. (2006). “Türkiye İnşaat Sektöründe İş Güvenliğinin Yeri ve Gelişmiş Ülkelerle Kıyaslanması”, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, S. 87-100.

Barthes, R. (2016a). Göstergebilimsel Serüven. çev., Mehmet Rifat-Sema Rifat. 8.Baskı. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Barthes, R. (2016b). S/Z, çev., Sündüz Öztürk Kasar, Sel Yayıncılık, İstanbul.

Benet, S., Pitts, R. E., & LaTour, M. (1993). “The Appropriateness of Fear Appeal Use for Health Care Marketing to The Elderly: Is It OK to Scare Granny?”, Journal of Business Ethics, 12(1), 45-55.

Çakı, C. (2018a). Mitinglerin Propagandadaki Rolü: Nürnberg Mitingleri›ne Ait Fotoğrafların Göstergebilimsel Analizi, Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 5 (1), 59-79.

Çakı, C. (2018b). Sovyetler Sonrası Rus Sinemasında Komünizm İdeolojisi: Amiral Filmi ve Göstergebilimsel Analizi. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi.1, (1), 53-68.

Çakı, C. (2018c). Birinci Dünya Savaşı’ndaki Alman Propaganda Kartpostallarında Kullanılan Karikatürlerde Türklerin Sunumunun Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (29), 73-94.

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCESCilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

114 Çakı, C., Ebru, G. E., Karaca, M., İlker, İ. (2017). Adolf Hitler›in Reklamlarda Kullanımı: Mercedes ve Biomen Reklamlarının Karşılaştırmalı İncelemesi, 2. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu.

Erol, G. E., Çakı, C. (2017), The Critique of The Discipline in The Turkish Educational System in The Date of 2000’s in Hayat Bilgisi Series: The Case Study of “Panzer Emin”, 26th International Conference on Educational Sciences, Antalya.

Erol, E. G., Cerrahoğlu, N. & Çakı, C. (2017) Hitler Dönemi Eğitim Yapısındaki Otokrasinin Eleştirisi: Die Welle Filmi Üzerine Göstergebilimsel İnceleme, IX. Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi, Ordu, 1234-1249.

Fiske, J. (2017). İletişim Çalışmalarına Giriş, çev., Süleyman İrvan, 5. Basım, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara.

Geray, H. (2014). İletişim Alanından Örneklerle Toplumsal Araştırmalarda Nicel ve Nitel Yöntemlere Giriş, Umuttepe Yayınları, Kocaeli.

Guiraud, P. (2016). Göstergebilim. çev., Mehmet Yalçın. 3.Baskı, İmge Kitabevi, Ankara.

Gürdin, B. (2016). “Sigara Karşıtı Televizyon Reklamlarında Kullanılan Korku Çekiciliği Faktörü Etkinliğinin Beyin Görüntüleme Tekniği İle Ölçümü” (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Aydın: Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

https://www.youtube.com/watch?v=zLiGVqT0GJY, (Erişihim Tarihi: 27.05.2018).

https://www.youtube.com/watch?v=vwb0lwPVfxs, (Erişihim Tarihi: 27.05.2018).

Janssens, W., & De Pelsmacker, P. (2007). “Fear Appeal in Traffic Safety Advertising: The Moderating Role of Medium Context, Trait Anxiety, and Differences Between Drivers and Non-Drivers”, Psychologica Belgica, 47(3), 173-193.

Karaburun Doğan, D., Sayan, Ş. ve Çakı, C. (2017), “The Analysis on Election Music and Propaganda Posters of Political Parties in 1999 General and Local Elections in Turkey”, (Ed. Hasan Arapgirlioğlu, Atilla Atik, Robert L. Elliott, Edward Turgeon) 2. Researches on Science and Art in 21st Century Turkey, Ankara: Gece Publishing: 179-186.

Kocabaş , F. ve Elden, M. (2008). Reklamcılık, Kavramlar, Kararlar, Kurumlar, 10. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul.

Korkmaz, A., & Avsallı, H. (2012). “Çalışma Hayatında Yeni Bir Dönem: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:26, ss.153-167.

Rifat, M. (2013). Açıklamalı Göstergebilim Sözlüğü: Kavramlar, Yöntemler, Kuramcılar, Okullar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Seki, Özlem (2017). “İkna Edici İletişim Açısından Korku Çekiciliği Kullanımı: Sağlık Bakanlığı Tarafından Yayınlanan Kamu Spotları Örneği”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Sığırcı, İ. (2016). Göstergebilim Uygulamaları, Metinleri, Görselleri ve Olayları Okuma, Seçkin Yayıncılık, Ankara.

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİINTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Cilt / Vol.: 1, Sayı / Is.: 2, Yıl / Year: 2018

115Tanyeri Mazıcı, Emel ve Çakı, C. (2018). “Adolf Hitler’in Korku Çekiciliği Bağlamında Kamu Spotu Reklamlarında Kullanımı”, Erciyes İletişim Dergisi. 5 (3). 290-306.

Tekinalp, Ş. ve Uzun, R. (2013). İletişim Araştırmaları ve Kuramları. 4. Baskı. Derin Yayınları, İstanbul.

Tüzüner, V. L., & Özaslan, B. Ö. (2011). “Hastanelerde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarının Değerlendirilmesine Yönelik Bir Araştırma”, Istanbul University Journal of the School of Business Administration, 40(2), 138-154.

Yaman, F., & Göçkan, I. (2015). “Kamu Spotu Reklamlarının Sigara Kullanıcıları Üzerindeki Etkisi: Afyonkarahisar İlinde Bir Uygulama”, Kafkas University. Faculty of Economics and Administrative Sciences. Journal, 6(11), 53-66.

Yaylagül, L. (2017). Kitle İletişim Kuramları, Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar, 8. Baskı, Dipnot Yayınları, Ankara.

Zorlu, Y., Çakı, C., Karaca, M. (2017a). Türk Sinemasında Nazizm İdeolojisi: ‘Kırımlı’ Filmi ve Göstergebilimsel Analizi, Sosyoloji Konferansları - Istanbul Journal of Sociological Studies No: 56 (2017-2) / 65-93.