9
VATİKAN Dünyanın en küçük, en iyi korunan, en gizemli ve kahramanım Michelangelo’nun şaheserlerine sahip ülkesi; Vatikan! Katolik âleminin merkezi olan Vatikan’a her yıl gelen ziyaretçilerinin ne kadar kısmı Hacı, ne kadarı meraklı turist, ne kadarı sanat aşığı bilmiyoruz ama 2012’de sunulan verilere göre biraz tahmin yürütebiliriz. Dünyanın en büyük bazilikası olan St.Peter’s Bazilikası’nın yıllık ziyaretçi sayısı 7 milyon kişi iken, bir Yüksek Rönesans mabedi olan Sistina Şapeli’nin ziyaretçi sayısı 4 milyon. Aradaki 3 milyon kişi 15 Euro ödemekten kaçmış olabilir, kuyruk beklerken fenalık geçirmiş olabilir, sadece dini amaçla gelip Bazilika’da duasını edip dönmüş de olabilir. Hemen hemen benzer bir fark Sultanahmet’in 5 milyon ziyaretçisine karşı, Ayasofya’nın 3 milyon ziyaretçisi arasında da var. Aradaki 400 metreyi yürümeyen 2 milyonun her birine nedenini sormak isterdim. Söz konusu müze ücreti demeyin, İstanbul’a kadar gelmiş turist Ayasofya’ya 30TL mi ödemeyecek? Aradaki fark turistten değil, çoluk çocuk cümbür cemaat Sultanahmet’e giren, Ayasofya’yı gözü görmeyen yerli ziyaretçiden kaynaklı da olabilir. Bu arada yeri gelmişken aynı yıl Paris’teki Notre Dame’ı 13,6 milyon, Scare Coeur’ü 10,5 milyon kişi ziyaret etmiş. Yani asıl iş turisti şehre getirmekte, sonra girişi ücretsiz olan dini ve tarihi yapıları turistler itinayla ziyaret ediyor. Şehrine turist getirmek konusunda, Paris Roma’dan, Roma da İstanbul’dan daha başarılı elbette. Holy See olarak adlandırılan Papalık makamının, yani Katolik Hristiyanların dünyadaki merkezinin, İtalya ile 1929’da yapılan Laterano Antlaşması ile Roma şehri içinde bağımsız bir devlet olduğu kabul edildi. 1929’dan beri Vatikan’ın tüm güvenliği kendisine ait ancak St.Peter’s Meydanı’nın güvenliği İtalyan Polisi’ne emanet. Vatikan’ın yüzölçümü 0,44 kilometre2, nüfusu yaklaşık 800 kişi. Ancak sadece 450’si vatandaş, geri kalanlara yaşama hakkı verilmiş. 300’den fazla Vatikan vatandaşı ise diplomatik sebeplerle dünyanın farklı ülkelerinde bulunuyorlar. Bu yüzölçümüne, günde ortalama 20bin ziyaretçi eklediğinizde, Vatikan’ın kamuya açılan alanlarında doğal olarak adım atacak yer kalmıyor. Vatikan Müzesi’nde gezerken aralarda pencerelerden gözetlerseniz, turistlerin alınmadığı alanlarda in cin top oynadığını görürsünüz. Görevi Papa’yı korumak olan 110 kişilik İsviçreli muhafız ordusu 1506’dan beri resmi olarak Vatikan’da görev yapıyorlar. İsviçreli erkekler, ülkelerinin fakir oldukları dönemlerde iyi asker, güvenilir ve sadık olma özellikleri ile, tüm Avrupa’da talep gören paralı askerliği meslek edinmişler. Bu iş zamanla İsviçreli askerlerden kurulan özel ordulara kadar varmış, en büyük referansları da Vatikan olsa gerek. İsviçreli ve Katolik olma şartlarının yanında, bekâr, askerlik eğitimi almış, 30 yaşından küçük, en az 1.74 boyunda ve yüksek eğitimli olmaları gerekiyor. İlhamını Raffaello’nun freskolarındaki muhafız kıyafetlerinden alan üniforma, 1910-1921 yılları arasında İsviçreli Muhafız ordusunda görev yapan Komutan Jules Repond’un tasarımı. Bir İsviçreli Muhafız’dan böyle uçuk bir moda tasarımcılığı, bence beklenmedik ve oldukça takdir edilesi bir durum. Vatikan’a ilk kez 2004’te gittim, II. Jean Paul olarak bildiğimiz Papa II. Ioannes Paulus’u da vefatından 6 ay önce görmüş oldum. Pazar ayini sırasında, herkesin o ünlü pencerede Papa’yı el sallarken görmeye çalışması unutulmaz anlardandı. O an Papa’nın Michael Jackson’dan daha popüler olduğunu düşünmüştüm. Sonra2007, 2009, 2012 senelerinde Papa XVI. Benedictus Vatikan’da hüküm sürerken gitmiş oldum. 2014’teki ziyaretimizle birlikte yeni Papa, Papa I. Franciscus’un zamanına da denk geldim. 3 Papa hiç fena sayılmaz sanki :) Vatikan güvenliği bu 5 ziyaretimi farkında mı bilmiyorum ama bu yazıyı hazırlarken yaptığım araştırmaları fark ettiklerine eminim. Yazdığım her rakamsal bilgiyi, veriyi defalarca farklı kaynakta kontrol etme huyum var. Dolayısıyla Google aramalarım standart bir aramadan farklı olarak rakam, tespit vs içeriyor oluyor. Ancak Vatikan ile ilgili ne arasam farklı bir rakam, farklı bir veri karşıma çıktı, çıktıkça daha çok kurcaladım, tasarımı 90’larda kalmış forum tipli sitelerde gezindim. Kesin olarak doğrulayamadığım bilgilere de burada yer vermedim. Nitekim dün

VATİKAN

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Vatikan rehberi

Citation preview

Page 1: VATİKAN

VATİKAN Dünyanın en küçük, en iyi korunan, en gizemli ve kahramanım Michelangelo’nun şaheserlerine sahip

ülkesi; Vatikan! Katolik âleminin merkezi olan Vatikan’a her yıl gelen ziyaretçilerinin ne kadar kısmı

Hacı, ne kadarı meraklı turist, ne kadarı sanat aşığı bilmiyoruz ama 2012’de sunulan verilere göre biraz

tahmin yürütebiliriz. Dünyanın en büyük bazilikası olan St.Peter’s Bazilikası’nın yıllık ziyaretçi sayısı

7 milyon kişi iken, bir Yüksek Rönesans mabedi olan Sistina Şapeli’nin ziyaretçi sayısı 4 milyon.

Aradaki 3 milyon kişi 15 Euro ödemekten kaçmış olabilir, kuyruk beklerken fenalık geçirmiş olabilir,

sadece dini amaçla gelip Bazilika’da duasını edip dönmüş de olabilir. Hemen hemen benzer bir fark

Sultanahmet’in 5 milyon ziyaretçisine karşı, Ayasofya’nın 3 milyon ziyaretçisi arasında da var. Aradaki

400 metreyi yürümeyen 2 milyonun her birine nedenini sormak isterdim. Söz konusu müze ücreti

demeyin, İstanbul’a kadar gelmiş turist Ayasofya’ya 30TL mi ödemeyecek? Aradaki fark turistten değil,

çoluk çocuk cümbür cemaat Sultanahmet’e giren, Ayasofya’yı gözü görmeyen yerli ziyaretçiden

kaynaklı da olabilir. Bu arada yeri gelmişken aynı yıl Paris’teki Notre Dame’ı 13,6 milyon, Scare

Coeur’ü 10,5 milyon kişi ziyaret etmiş. Yani asıl iş turisti şehre getirmekte, sonra girişi ücretsiz olan

dini ve tarihi yapıları turistler itinayla ziyaret ediyor. Şehrine turist getirmek konusunda, Paris

Roma’dan, Roma da İstanbul’dan daha başarılı elbette.

Holy See olarak adlandırılan Papalık makamının, yani Katolik Hristiyanların dünyadaki merkezinin,

İtalya ile 1929’da yapılan Laterano Antlaşması ile Roma şehri içinde bağımsız bir devlet olduğu kabul

edildi. 1929’dan beri Vatikan’ın tüm güvenliği kendisine ait ancak St.Peter’s Meydanı’nın güvenliği

İtalyan Polisi’ne emanet.

Vatikan’ın yüzölçümü 0,44 kilometre2, nüfusu yaklaşık 800 kişi. Ancak sadece 450’si vatandaş, geri

kalanlara yaşama hakkı verilmiş. 300’den fazla Vatikan vatandaşı ise diplomatik sebeplerle dünyanın

farklı ülkelerinde bulunuyorlar. Bu yüzölçümüne, günde ortalama 20bin ziyaretçi eklediğinizde,

Vatikan’ın kamuya açılan alanlarında doğal olarak adım atacak yer kalmıyor. Vatikan Müzesi’nde

gezerken aralarda pencerelerden gözetlerseniz, turistlerin alınmadığı alanlarda in cin top oynadığını

görürsünüz.

Görevi Papa’yı korumak olan 110 kişilik İsviçreli muhafız ordusu 1506’dan beri resmi olarak

Vatikan’da görev yapıyorlar. İsviçreli erkekler, ülkelerinin fakir oldukları dönemlerde iyi asker,

güvenilir ve sadık olma özellikleri ile, tüm Avrupa’da talep gören paralı askerliği meslek edinmişler. Bu

iş zamanla İsviçreli askerlerden kurulan özel ordulara kadar varmış, en büyük referansları da Vatikan

olsa gerek. İsviçreli ve Katolik olma şartlarının yanında, bekâr, askerlik eğitimi almış, 30 yaşından

küçük, en az 1.74 boyunda ve yüksek eğitimli olmaları gerekiyor. İlhamını Raffaello’nun

freskolarındaki muhafız kıyafetlerinden alan üniforma, 1910-1921 yılları arasında İsviçreli Muhafız

ordusunda görev yapan Komutan Jules Repond’un tasarımı. Bir İsviçreli Muhafız’dan böyle uçuk bir

moda tasarımcılığı, bence beklenmedik ve oldukça takdir edilesi bir durum.

Vatikan’a ilk kez 2004’te gittim, II. Jean Paul olarak bildiğimiz Papa II. Ioannes Paulus’u da vefatından

6 ay önce görmüş oldum. Pazar ayini sırasında, herkesin o ünlü pencerede Papa’yı el sallarken görmeye

çalışması unutulmaz anlardandı. O an Papa’nın Michael Jackson’dan daha popüler olduğunu

düşünmüştüm. Sonra2007, 2009, 2012 senelerinde Papa XVI. Benedictus Vatikan’da hüküm sürerken

gitmiş oldum. 2014’teki ziyaretimizle birlikte yeni Papa, Papa I. Franciscus’un zamanına da denk

geldim. 3 Papa hiç fena sayılmaz sanki :) Vatikan güvenliği bu 5 ziyaretimi farkında mı bilmiyorum

ama bu yazıyı hazırlarken yaptığım araştırmaları fark ettiklerine eminim. Yazdığım her rakamsal bilgiyi,

veriyi defalarca farklı kaynakta kontrol etme huyum var. Dolayısıyla Google aramalarım standart bir

aramadan farklı olarak rakam, tespit vs içeriyor oluyor. Ancak Vatikan ile ilgili ne arasam farklı bir

rakam, farklı bir veri karşıma çıktı, çıktıkça daha çok kurcaladım, tasarımı 90’larda kalmış forum tipli

sitelerde gezindim. Kesin olarak doğrulayamadığım bilgilere de burada yer vermedim. Nitekim dün

Page 2: VATİKAN

akşam korktum, laptopun ön kamerasına post-it yapıştırdım, ne olur ne olmaz. (Person of Interest

seyredenler kamera konusunda neden takık olduğumu anlar).

Mevsimlerden yaz ise Papa Vatikan’da değil, Roma’nın 24 km güneyindeki Castel Gondolfo’da oluyor.

Ama yaz değilse ve özel bir ziyaret yoksa Papa muhtemelen Vatikan’dadır. Pazar günleri 12:00’de

genelde halka açık selamlaması ve kısa duası oluyor. Çarşamba günleri ise vaazı ve kabulü oluyor. Bu

konuda bir plan yapmak isterseniz güncel programını, nasıl katılacağınızı Vatikan’ın resmi web

sitesinde veya http://www.papalaudience.org/ ‘de görebilirsiniz.

Vatikan 0,44 kilometre karelik küçücük bir ülke olabilir, ama içi o kadar dolu ve giriş çıkışları o kadar

yoğun ki, St. Peter’s Bazilikasını ve meydanı, kubbeyi, Vatikan Müzesini, Sistina Şapeli şöyle bir üstten

gezmesi bile en azından 1 gün ayırmayı gerektiriyor. Vatikan’a daha önce metro, otobüs, taksi ile

gitmiştim, her yol zaten oraya çıkıyor ama en keyiflisi elbette Sant’Angelo (Ponte Sant’Angelo

) köprüsü üzerinden yürüyerek geçip gitmek. İkidir yürüyerek gidiyoruz, Tiber Nehri üzerindeki

köprüler ve Vatikan’ın yansıması muhteşem. Kesinlikle Roma’da yürümesi en keyifli rota.

Sant’Angelo köprüsünde fotoğraf çekmeye bir son verebilirseniz, kendinizi Vatikan’da bulacaksınız.

Vatikan’ı ziyaret edeceğiniz güne bu yürüyüşü de eklemeyi unutmayın. Dönüşte çok yorulursanız

taksiye binmek serbest olsun :)

Aziz Petrus Bazilikası (Basilica di San Pietro)

Vatikan’da yer alan Aziz Petrus Bazilikası, Hıristiyan dünyasının en önemli

yapılarından biridir. Roma Katoliklerinin hac noktası olan yapı dünyanın en büyük

kilisesi olup yapı içine aynı anda 60.000 kişi sığabilir. Vatikan’ın bu ünlü kilisesi 222

metre uzunluk ve 138 metre yükseklikteki boyutları ile devasadır.

2.yüzyılda Aziz Petrus’un mezarının olduğu yere bir anıt dikilmiş ve daha sonra bu

noktaya İmparator Constantinus’un emri ile ilk bazilika M.S 349 yılında yapılmıştır. 15.

yüzyılda yıkılmaya yüz tutan orijinal bazilikanın yerine yenisi yapılmıştır. Şu anki

bazilikanın yapımına 1506 yılında Papa II. Julius zamanında başlanmıştır. Yapımı 100

yıldan fazla süren bazilika, 1612 yılında, Papa V. Paul’un döneminde bitirilebilmiştir.

Efsaneye göre bazilikalar M.S 67 yılında çarmıha gerildiği noktada yapılmıştır.

Aziz Petrus Bazilikası’nın tasarımında Michelangelo, Donato Bramante ve Raphael

gibi Rönesans ustaları yer almıştır.

Aziz Petrus Bazilikası’nın Önemli Bölümleri

Kubbe: Bazilikanın en önemli bölümüdür. Michelangelo bu bölüm için daha az kuvvet

uygulayan bir yapı tasarlamıştır. Bazilikanın muhteşem iç mekânı ile uyumlu olan 136,5

metrelik kubbe Michelangelo’nun ölümünden 26 yıl sonra tamamlanabilmiştir. Dilerseniz

kubbeye çıkarak muhteşem manzaranın keyfini çıkartabilirsiniz. Bu noktadan Aziz Petrus

Page 3: VATİKAN

Meydanı ve şehrin geri kalanı harika gözükür. Yalnız kubbeye çıkmanız için 330 basamaklık

merdiveni göze almanız gerekiyor. Kubbeye çıkış ücretlidir ve ziyaret saatleri değişiklik

göstermektedir.

Pieta: Aziz Petrus Bazilikası’ndaki en önemli eserlerinden biridir. Heykelde Hz. Meryem, Hz.

İsa’nın çarmıha gerilmiş bedenini kucaklamış ve tas tutarkenki hali betimlenmiştir.

Michelangelo 1499 yılında bu başyapıtını ortaya koyduğunda henüz 25 yaşındaydı. Heykel,

1972 yılından bu yana özel bir cam bölümde sergilenmektedir.

Baldaken: Sarmal sütunların taşıdığı bronz sayvan, 20 metre yüksekliğindedir ve 17.

yüzyılda Bernini tarafından tasarlanmıştır.

Aziz Petrus Heykeli: Heykeltıraş Arnolfo di Cambio tarafından 13. yüzyılda yapılmış bronz

heykeldir. Ziyaretçiler genellikle heykelin ayağına dokunmak ve öpmek isterler, bu nedenle

bu bölümde genellikle uzun sıralar oluşabilmektedir.

6.yüzyıldan kalma mücevher kakmalı bronz hac gibi ilgi çekici eşyalar

bazilikanın Hazinelik bölümünde sergilenir. Bernini’nin son eserlerinden VII.

Alexander Anıtı, Mahzen Mezar ve Apsis, Aziz Petrus Bazilikası’nın diğer önemli

bölümleri arasındadır.

Bazilikaya ismini veren Aziz Petrus, İsa’nın 12 havarisinden biridir. İlk Papa olan Aziz Petrus

burada defnedildiği için, Aziz Petrus’un kabri olan bu alan daima kutsal sayılmış, ziyaret

edilmiş ve korunmuş. İmparator Constantine, kutsal olan Aziz Petrus’un kabrini taçlandırmak

için üzerine 324 yılında bir bazilika inşa edilmesini istemiş. 34o yılında eski bazilika

tamamlanmış, 1500’lere kadar da kullanılmış. Ancak daha görkemli bir bazilika inşa edilmesine

karar verilince, çalışmalar 1506’da başlamış. Bazilika inşaatı 120 yıl sonra 1626’da bitmiş.

Donato Bramante, Raphael Sanzio, Antonio da Sangallo the Younger, Michelangelo, Jacopo

Barozzi da Vignola, Giacomo della Porta, Domenico Fontana ve Carlo Maderno Bazilika’nın

muhteşem mimarisinde sırasıyla emeği geçen ustalar. Süreç o kadar uzun ki, arada sadece

zaman geçmiyor, Papa’lar ve istekler değişiyor, görevdeyken vefat edenler oluyor. Çok

bildiğim konular değil ama araştırırken öğrendim, Greek cross kare haç, Latin cross ise daha

çok aşina olduğumuz dikdörtgen haçmış. Bazilikanın mimarisinde en temel karar da, mimarinin

hangi haç formatı üzerine kurulacağı olmuş. İlk mimar Bramante’nin Greek haçı onaylanırken,

daha sonra Raphael’in Latin haçı kabul edilmiş. Antonio da Sangallo the Younger bu plan

üzerinden ilerliyormuş. Yeni mimar Michelangelo 1546’da göreve gelmiş ve işvereni olan yeni

Papa ile Greek haç’da karar kılmışlar, Bramente’nin orijinal planına dönmüşler. Bugünkü

kubbe tamamen Michelangelo’nun tasarımı. Michelangelo 1564’te görevdeyken vefat edince,

sırasıyla Jacopo Barozzi da Vignola, Giacomo della Porta görev almış. Porta’nın asistanı olan

Domenico Fontana, mühendislik bilgisini kullanarak Michelangelo’nun planına sağdık kalarak

Page 4: VATİKAN

kubbeyi 1588’de tamamlamış. Son olarak Carlo Maderno görevi devralmış. Carlo Maderno

hem planı yeniden Latin haçı olarak değiştirmiş, hem de bugünkü ön cepheyi yapmış. Ön

cepheyi sağda ve solda tamamlayan iki heykel 1847’de Papa Pius IX ‘un talebiyle daha

büyüğüyle değiştirildi.

Heykeller bir önceki Papa Gregory XVI tarafından başka bir yer için sipariş edilmişti ama bu

5,5 metre boyundaki harika heykeller bence ait oldukları yere geldiler. Bazilikayı

tamamlayan, müthiş heybetli heykeller bence. Binanın üzerindeki heykellerden ortada İsa,

diğerleri de havariler.

Bazilikanın içinde Katolik âlemi için değerli 100’den fazla şahsın kabri bulunuyor. Aslında

devasa bir kabristan gibi. Bu dev alanda 20bin kişi aynı anda dua edebiliyor. 2004’teki

ziyaretimde nasıl olduysa tören zamanı kendimizi Bazilika’nın içinde bulmuştuk. İlahiler

yankılanırken kulağıma kaydolan sesler, ne zaman filmlerde Latince konuşmalar duysam

yeniden canlanıyor. Sunak, altar, heykel, Bernini’nin Baldacchino’su… Ne yöne yaklaşsanız,

başka bir şaheser görüyorsunuz. Ama benim için en kıymetlisi, tabiki Michelangelo’nun

Pietà’sı. Michelangelo’nun 23-24 yaşında yaptığı bu Meryem Ana ve kucaklarındaki İsa

tasviri heykel sevmeseniz bile sizi etkileyecek. Girişte hemen sağda yer alıyor, evet o önü

kalabalık olan. Biraz bekleyip ona yaklaşmanızı ve izlemenizi tavsiye ederim.

Bazilika bir ibadet yeri olduğundan giriş tabiki ücretsiz. Ancak güvenlik kontrolü aynı

zamanda kıyafetinizin uygun olup olmadığını da kontrol ediyor. Yazın şort-tshirt girebilirsiniz

ama diz üstü kısa şort, atlet, dekolte kıyafetler kesinlikle geri çevriliyor. Bir defa başıma örtü

almamı istediler, o da sanırım elbiseyi açık bulup dekolteyi de kapamamı istedikleri içindi.

Hediyelik eşya dükkânından 3 Euro’ya Vatikan eşarbı alıp durumu toplamıştım. Bu defa yine

elbiseliydim ama omuzlarım kapalı olduğu için örtünmemi istemediler. Zaten turistlerin çoğu

başörtüsünü bacaklarını ve omuzlarını kapamak için kullanıyor.

Bazilika ziyaretinizde Dome’a yani kubbeye çıkacaksanız, önce Kubbeye yönelmenizi tavsiye

ederiz. Kubbe’den inerken asansörle zaten Bazilika’nın içine iniyorsunuz. Bir de kubbenin

içinden aşağı bakıp Bazilika’nın heybetini dizleriniz titreyene kadar hissedince, aşağıdan

yukarı bakmak çok daha heyecan verici oluyor.

O kubbeye çıkmalı mı, çıkmamalı mı?

Cevap veriyorum; eğer kalp veya solunum yollarında bir rahatsızlığınız yoksa, klostrofobik

veya çok aşırı kilolu değilseniz, yüzlerce merdiven tırmansanız ayaklarınız sizi yarı yolda

bırakmayacaksa, kesinlikle evet. Ama en çok da kubbeden şehri görmek için değil, kubbenin

içinden bazilikanın içine bakmak ve orta katta İsa ve havarilerinin hemen arkasından St.

Pietro Meydanı’nı ters yönden izlemek için.

Page 5: VATİKAN

Vatikan’da güvenliği geçince sağ ve sol olarak iki ayrım var, soldan Bazilika içine, sağdan ise

Dome’a gidiyorsunuz. Dome’a asansörle çıkış 7 Euro, merdivenden çıkış 5 Euro. Sakın

aldanmayın, hemen asansörlü bilet alın, o asansör yolun yarısından başlıyor. Asansör sonrası

yürüyüşte bile fenalaştım, hepsini merdivenle çıksam ne olurdu bilmiyorum. Denemeye gerek

yok. Biri youtube’a merdivenden tırmanmanın videosunu koymuş , yassı ve omuzun çarpa

çarpa tırmandığınız basamaklar apaçık görünüyor, nefes almak zor, arkadan ittirenler, nefes

sesleri falan baya felaket. Tabi bir Derinkuyu yeraltı şehri fena değildi, hiç değilse yerin altı

değil ama zorlu bir yol ve sonuç kesinlikle eziyete değer. Floransa’da 414 basamaklı

Giotto’nun Çan Kulesi’ne çıkmıştım. Burada yarısı kadar merdiven çıktım ama eğrilikten

dolayı dik yürüyememek daha yorucu oldu sanıyorum. (ya da yaşlandım)

Eğer ki bu merdivenleri çıkarsanız, arada harika bir mola yeri var. O iskelenin üzerinden

kubbenin içine bakabildiğimizi fark ettiğimde baya dizlerim titredi, refleks olarak kubbeye

yapıştım. Michelangelo’nun tasarımı bu müthiş kubbeye, insanlar aşağıdayken devasa

sandığım Bazilika’da yürüyor, dua ediyorlar. O kadar korkunç ki! Zeminden kubbenin ucuna

olan yükseklik 136,5 metre. Kubbenin çapı 46,5 metre, neredeyse olimpik havuz sığar o

kubbeye düşünün.

Kubbenin tepesine çıktığınızda, St. Pietro meydanına bakan açının en popüler yer olduğunu

ve burada insanların ilerlemediğini göreceksiniz. Yukarısı tam bir kabus, herkes sıkışık ve

birbirini ittiriyor. Hiç gelemediğim ortamlar. Keşke kubbenin içine biraz daha baksaydık

derken, daha büyük teselliyi, yıllarca aşağıdan izlediğim dev heykellerin hemen arkasında

kendimizi bulunca susuyorum. Zaten “nefes kesici manzara” deyimi bu gibi manzaralar için

var.

St. Peter’s Square – San Pietro (Aziz Petrus) Meydanı

Bu meydanın mimarisi Bernini’ye ait. Görev Bernini’ye 1655-1667 yılında hüküm süren Papa

Alexander VII tarafından 1656 yılında veriliyor ve Bernini 11 yıl boyunca bu meydan için

çalışıyor. Tiber Nehri üzerinden Roma’ya bakan meydan özellikle iki açık kol şeklinde

yapılıyor, Bernini bu kolların kucaklayan, saran bir his vermesini istemiş, tıpkı Vatikan’ın

tüm dünyadaki Katolikleri kucaklaması gibi. Ortada bulunan Obelisk 1585’te bugünkü yerine

taşınmış. Ancak dikilitaş Mısır’da MÖ. 13.yy’da yapılmış ve Roma’ya 1.yy’da Mısır’dan

getirilmiş. Yüksekliği 25,5 metre. Obelisk’in yeniden dikilmesi 13 ay sürmüş. Tek parça

kırmızı granit Obelisk ve kaidesini tamamlayan bronz aslanlar emsalsiz.

Meydan’da bulunan 2 de çeşme var, biri Bazilika’nın ön cephesinin mimarı olan Carlo

Maderno tarafından 1614’te yapılmış, Bernini ise bütünlüğü korumak için ikizini 1675’te

bitirip eklemiş. Yüzünüzü Bazilika’ya döndüğünüzde soldaki Maderno’nun, sağdaki ise

Bernini’nin. Bizim bu gidişimizde Bernini’ninki tadilattaydı. Bu çeşmeler sadece görsel

olarak değil, sütunlardan yankılanan muhteşem su sesi ile ambiansı mükemmel şekilde

Page 6: VATİKAN

tamamlıyor. Uzaktayken su sesini takip edip meydana yaklaşabilirsiniz, amaç tam olarak bu

hissi vermek, insanları Vatikan’a çağırmak ve yaklaştırmak. Meydanın derinliği 320 metre,

çapı ise 240 metre. 284 sütun ve 88 destek sütun var. Sütunların üzerinde bulunan 140 Aziz

heykeli var, her biri 3,2 metre uzunluğundaki bu heykeller Bernini’in öğrencileri tarafından

1670’de tamamlanmış.

Aziz Petrus Meydanı, dünyanın en küçük devleti olan Vatikan’ın ünlü meydanıdır. Aziz Petrus

Bazilikası’nın önünde yer alan meydan Napolili sanatçı, heykeltıraş ve mimar Gian Lorenzo Bernini

tarafından Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında yaptırılmıştır. Berinini’nin 196 cm

aralıklı sütun dizisi buraya gelen ziyaretçileri kucaklamak ister gibi iki yana açılmıştır.

Meydanın ortasında yer alan ve M.Ö 1. yüzyıldan kalma dikilitaş, İskenderiye’den getirilip 1586 yılında

bulunduğu konuma 150 at ve 47 vinç yardımıyla dikilmiştir. Aziz Petrus Meydanı’nda 2 adet de çeşme

yer almaktadır. Sol bölümde yer alan çeşme Bernini’nin, sağ tarafta yer çeşme ise Domenico

Fontana’nın eseridir.

Papa eğer konutundaysa her çarşamba genellikle saat 10.30’da genel (kamu) ziyaretçilerine hitap

eder. Pazar günleri ise öğle vakti Pazar ayini için dairesinin penceresinde belirir ve kısa bir konuşma

ile meydandaki kalabalığa hitap eder.

Meydanı en güzel görebileceğiniz nokta Aziz Petrus Bazilikası’nın kubbe kısmıdır. Kubbeye çıkarak

meydan başta olmak üzere Roma manzarasını seyredebilirsiniz.

Vatikan Müzeleri

Vatikan Müzeleri, dünyanın en önemli sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan

müzelerden oluşan bir komplekstir. İçerisinde yüzyıllar boyunca farklı papalar

tarafından toplanan değerli resim, heykel, harita gibi sanat eserlerini bünyesinde

barındırır. 13. yüzyıldan bu yana papalık saraylarında bulunan bu galerilerde, Yunan-

Roma eserleri, Etrüsk Müzesi, Dört Raffaello Odası, Modern Dinsel Sanat, Sistina

Şapeli ve Resim Galerisi gibi göz alıcı koleksiyonlar ve eserler görülebilir.

Vatikan’da yer bu müzelerin yer aldığı binalar, bir zamanlar IV. Sixtus, VIII. Innocentius

ve II. Julius gibi Rönesans papaları için inşa edilmiş saraylardır. VIII. Innocentius’un

Belvedere Sarayı’nı diğer binalara bağlayan uzun avlular ve galeriler, Donato

Bramante tarafından 1503 yılında II. Julius için yapılmıştır. Sonraki eklemelerin büyük

bölümü, 18. yüzyılda, önceki papaların topladıkları sanat yapıtlarını sergilemeye

başladığı zaman yapılmıştır. Vatikan Müzeleri içinde yer alan en önemli

bölümler Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları’dır.

Vatikan Müzeleri’nde gezmek için özel bir sistem düzenlenmiştir. Müzelerde tek yön

sistemi vardır ve müzedeki gezi rotaları dört renk koduyla bölünmüştür, bu renk kodları

uzunluğu 90 dakikadan 5 saate kadar farklı gezi seçimlerini gösterir. Dilerseniz bu

Page 7: VATİKAN

rotaları takip ederek müzede rahatça gezebilirsiniz. Sadece müzenin önemli

bölümlerindenSistina Şapeli ve Raffaello Odaları’nı gezmek isterseniz girişten yaklaşık

yarım saat yürümeniz gerekmektedir.

Vatikan Müzeleri, bir bronz kapı ile sizi gerçek dünyadan alıp hayal dünyasına götürür

sanki. Bu kapı ile ayrıca Roma’dan dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan’a geçmiş

de olursunuz. Yaklaşık 42.000 metre karelik alanı kaplayan bu yerde 70.000 den fazla

sanat eseri görülebilir. Tüm bunları bir güne sığdırmak ise imkânsızdır!

Yorulduğunuzda bahçesinde bir mola verip bir şeyler yiyebilirsiniz.

Müzenin en dikkat çeken yerlerinden biri de ünlü merdivenleridir. Sokaktan müzelere

çıkan güzel merdivenler olan Sarmal Rampa 1932 yılında Giuseppe Momo tarafından

yapılmıştır ve fotoğraflara konu olacak kadar güzeldir.

Vatikan Müzeleri’nde Önemli Bölümler

Pinacoteca: Tablo galerisi, geç Ortaçağ döneminden başlar ve 18. Yüzyıla kadar uzanır.

Museo Pio-Cristiano: Koleksiyonda erken Hıristiyanlık dönemine ait olan mozaikler,

kabartmalar ve heykeller belirgin Roman pagan etkisi yaratır.

Museo Pio Clementino: Antik heykel koleksiyonu

Museo Etrusco: 19. Yüzyılda Papa XVI. Gregory tarafından kurulan Etrüsk koleksiyonu

zenginliğini ölüleri güzel objelerle gömme âdetinden alır.

Galleria Degli Arazzi: Uzun salonun karşılıklı duvarlarında iki döngü halinde goblenler

sergilenir.

Galleria Della Carte Geografiche: Güzel bir Harita Galerisi yer alır.

Stanze Di Raffaello: Raphael’in Odaları, Raphael ve öğrencileri tarafından Papalar Julius

II, Leo X ve Clement VII için dekore edilmiş olan dört papalık dairesini kapsamaktadır.

Üçüncü oda olan Stanze della Segnatura II. Julius’un ofisiydi. Duvarlar en sevdiği konularla;

hukuk, teoloji, şiir ve filozofi öğeleri ile kaplıdır. Doğu duvarındaki “School of Athens” (Atina

Okulu) tablosu tarihin en büyük düşünürlerini hayali bir felsefe akademisinde tartışır ve

öğretirken betimlemektedir. Raphael görüntünün içine kendini de resmetmiştir. Kırmızı bir

pelerin ve siyah beresi ile uzakta sağ taraftadır.

Collezione Arte Religiosa Moderna: Borgia Binaları’ndaki modern dini sanat koleksiyonu

yaklaşık bin adet parçayla 55 odayı doldurmaktadır.

Page 8: VATİKAN

Sistina Şapeli (Cappella Sistina): Roma’nın en önemli sanatsal hac yeri olan şapel, Papa

IV. Sixtus için, 1477 ile 1481 yılları arasında yaptırılmıştır. Özellikle tavandaki

Michelangelo’nun muhteşem betimlemeleri kaçırılmaması gerekir.

(Not: Müze ziyaretinde, dizleri ve omuzları açıkta bırakan kıyafetlere izin

verilmemektedir.)

Sistina Şapeli (Cappella Sistina)

Sistina Şapeli, Vatikan ve Roma başta olmak üzere dünyanın en değerli sanat

eserlerinin bulunduğu bir şapeldir. Vatikan Müzesi’nin son durağı olan şapel, her yıl

dünyanın dört bir köşesinden gelen yaklaşık 4,5 milyon ziyaretçi tarafından ziyaret

edilir.

Roma’nın en önemli sanatsal hac yeri olan Sistina Şapeli, Papa IV. Sixtus için, 1477

ile 1481 yılları arasında yaptırılmıştır. IV. Sixtus şapeli boyaması için aralarında

Botticelli’nin de olduğu ve o günün en büyük sanatçılarını görevlendirmiştir.

Başlangıçta tavan altın yaldızlarla süslenerek maviye boyanmış ve duvarlara Musa ile

İsa’nın hayatından sahneler çizilmiştir. Sixtus’un yeğeni, Papa II. Julius 1508’den 1512

yılları arasındaki mavi-altın rengindeki tavanı değiştirmesi için Michelangelo’yu

tutmuştur.

Michelangelo, tavan fresklerini, Papa II. Julius için 1508-12 arasında yapmış, özel bir

iskele üzerinde tek başına çalışmıştır. Dünyanın Yaratılışı ve İnsanın Düşüşü gibi

konumların betimlendiği ana panolar Eski ve Yeni ahit figürleriyle sarılmışır. İsa’nın

doğumunu önceden bildirdikleri söylenen kahinler bunun dışındadır. Bu muazzam

proje için Michelangelo Hz. İsa’nın atalarından, peygamberlerden, kâhinlerden ve

oluşumla ilgili sahneler tasarlamış, fresklerle portreler yapmıştır. Ziyaretçiler için

tasarlanmış bu sahneler günah ile ilahi öncelikler ile ilgili önemli prensipleri konu alır.

Tavanda yer alan en ünlü sahnelerden biri Adem’in Yaratılışı Sahnesi’dir (The

Creation of Adam). 1980’lerde yapılan yenileme, tavan fresklerinin beklenmedik canlı

renklerini ortaya çıkarmıştır.

Sistina Şapeli’nin yan duvarlarında, Musa’nın ve İsa’nın hayatından paralel sahnelerin

betimlendiği 12 resim; Perugino, Botticelli ve Signorelli gibi sanatçıların eserleridir.

Page 9: VATİKAN

Şapel duvarlarının dekorasyonu, 1534-41 yılları arasında altar duvarındaki Son

Yargı’yı ekleyen Michelangelo tarafından tamamlanmıştır.

Tavanda yer alan Adem’in Yaratılışı sahnesi dışında, Adem ve Havva’nın Bilgi

Ağacı’ndan yasak meyveyi tatmaları ve Cennet’ten kovulmalarının betimlendiği İlk

Günah, Libya Kahini, Güneşin ve Ayın Yaratılışı sahneleri de şapeldeki önemli

betimlemelerdendir.

Sistina Şapeli, sadece harikulade bir sanat eserlerini görmek isteyen turistlerin gittiği

bir yer değildir; burası halen Papanın çeşitli ayin ve vaftiz törenlerine katıldığı ve

kardinallerin yeni papayı seçerken oy kullanmak için toplandığı, aktif hizmet veren bir

kilisedir.