Upload
hasan-erdogan
View
265
Download
12
Tags:
Embed Size (px)
Citation preview
VOCABULARY
ELEMENTARY
VOCABULARY LESSON 1
apple
bag
because
Brazil
brother
camera
children
cinema
country
day
dictionary
doctor
Egypt
England
evening
extension
fine
flat
France
from
Germany
goodbye
have
Hello
elma
çanta
çünkü
Brezilya
erkek kardeş
fotoğraf makinası
çocuklar
sinema
ülke
gün
sözlük
doktor
Mısır
İngiltere
akşam
dahili
iyi
daire
Fransa
den,dan
Almanya
hoşça kal
sahip olmak
merhaba
VOCABULARY LESSON 2
accountant
address
age
American
anything else
apartment
Argentina
at home
aunt
big
boyfriend
brother
cake
Can I have...?
Can I help?
cheap
chicken
chips
chocolate
coffee
coffee bar
cold
college
dancer
muhasebeci
adres
yaş
Amerikalı
başka bir şey
apartman
Arjantin
evde
hala,teyze
büyük
erkek arkadaş
erkek kardeş
kek
Alabilir miyim?
Yardım edebilir miyim?
ucuz
tavuk
patates cipsi
çikolata
kahve
kafe
soğuk
kolej
dansçı
1 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
her
house
Hungary
international
Italy
Japan
job
key
language
learn
letter
live
magazine
married
me
Mexico
my
name
newspaper
nice
not bad
orange
postcard
Russia
see you
sister
Spain
onun ( bayan)
ev
Macaristan
uluslararası
italya
Japonya
meslek
anahtar
dil,lisan
öğrenmek
mektup
yaşamak
dergi
evli
bana
Meksika
benim
isim
gazete
hoş fena değil
portakal
kartpostal
Rusya
görüşürüz
kız kardeş
İspanya
daughter
different
difficult
drink
easy
egg
exciting
expensive
fast
father
first name
French
friendly
girl
girlfriend
good
grandfather
grandmother
hamburger
happy
here
here you are
hi
holiday
horrible
hot
how much?
kız evlat
farklı
zor
içmek
kolay
yumurta
heyecan verici
pahalı
hızlı
baba
İlk ad
Fransız. Fransızca
arkadaş canlısı
kız
kız arkadaş
iyi
büyük baba
büyük anne
hamburger
mutlu
burda
buyrun
merhaba
tatil
korkunç
sıcak
Ne kadar?
2 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılaınaz.
stamp
student
teacher
telephone number
thank you
thanks
the USA
this (book)
ticket
want
where
your
policeman
pound
practice
price
salad
slow
small
snack bar
snow
son
soon
use
who?
wife
write
pul
öğrenci
öğretmen
telefon numarası
teşekkür ederim
teşekkürler
Amerika
bu ( kitap)
bilet
istemek
nere
senin
polis
sterlin
uygulama yapmak
ücret
salata
yavaş
küçük
ayakta atıştırma
kar yağmak
erkek evlat
hemen
kullanmak
kim
bayan eş
yazmak
how old?
husband
ice-cream
identity card
Ireland
journalist
love
lovely
menu
mineral water
morning
mother
new
now
nurse
old
orange juice
pardon
photo
pizza
please
Poland
speak
subway
surname
Switzerland
tea
kaç yaş?
erkek eş
dondurma
kimlik
irlanda
gazeteci
aşk
şirin
menü
soda
sabah
anne
yeni
şimdi
hemşire
eski
portakal suyu
pardon
fotoğraf
pizza
lütfen
Polonya
konuşmak
metro
soyad
İsviçre
çay
3 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez. çoğaltılamaz.
young
yard
wonderful
VOCABULARY LESSON 3
a little
afternoon
ambulance
architect
Australia
barman
be quiet !
beer
before
biology
boat
breakfast
busy
but
centre
city
clock
collect
come
day
deliver
design
do the accounts
genç
bahçe
harika
küçük
öğleden sonra
ambulans
mimar
Avustralya
barmen
Sessiz ol!
bira
önce
biyoloji
bot
kahvaltı
meşgul
ama
merkez
şehir
duvar saat
biriktirmek
gelmek
gün
dağıtmak
şekillendirmek
hesap yapmak
tuna
uncle
understand
VOCABULARY LESSON 4
A lot
after
always
autumn
bad
bar
baseball
beach
block
boring
brown
bus
buy
called
car
chat
Chinese
colour
come
computer
computer game
cook
dance
ton balığı
amca,dayı
anlamak
çok
sonra
her zaman
sonbahar
kötü
bar
beyzbol
Plaj
blok
sıkıcı
kahverengi
otobüs
satın almak
adlandırılan
araba
muhabbet etmek
Çin, Çince
renk
gelmek
bilgisayar
bilgisayar oyunu
yemek pişirmek
dans etmek
4 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
dog
drive
end
every day
Excuse me
fireman
fly
flying doctor
football
free time
German
get up
glass
go
go to bed
guest
help
hospital
house
how
hurry up
interpreter
island
language
late
like
listen
köpek
araba sürmek
son
her gün
pardon
itfaiyeci
uçmak
uçuş doktoru
futbol
boş zaman
Alman, Almanca
kalkmak
cam
gitmek
yatağa gitmek
misafir
yardım etmek
hastane
ev
nasıl
acele et
tercüman
ada
dil,lisan
geç
sevmek
dinlemek
different
dinner
do
domestic
don't worry
early
especially
every day
Excuse me
export department
exposure
fall
family
famous
fantastic
favourite
film
flower
food
fortunately
friend
go out
gold
grey
gym
headquarters
here
farklı
akşam yemeği
yapmak
iç.içsel
üzülme!
erken
özellikle
her gün
affedersiniz
ihracat departmanı
poz, film
güz
aile
ünlü
mükemmel
favori
film
çiçek
yiyecek
Allahtan, neyse ki
arkadaş
dışarı çıkmak
altın
gri
jimnastik salonu
genel müdürlük
burada
5 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
look after
love
make
man
money
music
never
non-stop
north
office
only
ordinary
people
perhaps
petrol
pilot
plane
play
post
postman
pub
radio
school
scientist
sell
serve
shop
ilgilenmek
sevmek
yapmak
adam
para
müzik
asla
durmaksızın
kuzey
ofis
sadece
sıradan
insan
muhtemelen
benzin
pilot
uçak
oyun
posta
postacı
bar
radyo
okul
bilim adamı
satmak
hizmet etmek
dükkan
hobby
hour
how?
I'm sorry
ice hockey
ice-skating
interesting
interview
it doesn't matter
jogging
kid
lake
learn
leisure
long
make
meet
near
never
new programme
next
of course
often
only
open
pardon?
parents
hobi
saat
nasıl
üzgünüm
buz hokeyi
buz kayağı
ilginç
anket
farketmez
yürüyüş
çocuk
göl
öğrenmek
boş
uzun
yapmak
buluşmak
yanında
asla
haber programı
bitişiğinde
tabi ki
sık sık
sadece
açmak
pardon
ebevyn
6 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
shopkeeper
sick
sit down
skiing
small
speak
summer
supper
taxi driver
television
tennis
that's right
there
thing
tired
too
tourist
town
translate
undertaker
vanilla
walk
watch
week
weekday
wine
winter
esnaf
hasta
otur!
kavak
küçük
konuşmak
yaz
son yenen yemek
taksi şöförü
Tv
tenis
tamam
orda
Şey
yorgun
de.da
turist
kasaba
çevirmek
cenazeci
vanilya
yürümek
izlemek.seyretmek
hafta
hafta içi
şarap
kış
pop song
Portugal
reading
really
red
relax
sailing
sav
season
short
shy
smoke
sometimes
special
spring
start
suddenly
sunbathing
sunny
swimming
take
take photos
That's OK
then
traffic
tree
usually
pop şarkısı
Portekiz, Portekizce
okuma
gerçekten
kırmızı
rahatlamak
yelken yapma
söylemek
mevsim
kısa
utangaç
sigara içmek
bazen
özel
bahar
başlamak
aniden
güneşlenme
güneşli
yüzme
almak
fotoğraf çekmek
tamam
sonra
trafik
ağaç
genellikle
7 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
work
world
when
where
why
window
year
yellow
VOCABULARY LESSON 5
address book
air conditioning
alone
armchair
at the moment
bank
bathroom
beautiful
bedroom
best
blinds
bookshelf
both
briefcase
bus ticket
cat
CD
champagne
iş
dünya
ne zaman
nere
niye
cam
yıl
sarı
adres defteri
havalandırma
ilk
tekli koltuk
şu an
banka
banyo
güzel
yatak odası
en iyi
jaluzi
kitaplık
her ikiside
evrak çantası
otobüs bileti
kedi
compakt disk (cd)
şampanya
visit
warm
weekend
wet
What does.... mean?
what time
what
way
VOCABULARY LESSON 6
bedtime
between
bike
brilliant
can't stop
Canada
check
chess
concert
conversation
do homework
eye
fall in love
family
feel
football
genius
hear
ziyaret etmek
ılık
hafta sonu
ıslak
.... ne demek ?
saat kaçta
ne
yol
yatak zamanı
arasında
bisiklet
parlak
kendini alamamak
Kanada
kontrol etmek
satranç
konser
konuşma
ödev yapmak
göz
aşık olmak
aile
hissetmek
futbol
dahi
duymak
8 Her hakkı DAYLIGHT ENCLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Cheers
chemist
clock
cockpit
coffee table
comfortable
cooker
cup
cupboard
dishwasher
door
downstairs
emergency
everything
exactly
ex-wife
famous
fantastic
far
film star
fire
first
first class
flat
flight attendant
floor
fork
şerefe
eczacı, kimyager
duvar saati
kokpit
sehpa
komforlu
ocak
fincan
dolap
bulaşık makinesi
kapı
alt kat
acil
her şey
tam olarak
eski bayan eş
ünlü
harika
uzak
film yıldızı
yangın
ilk
birinci sınıf
daire
uçuş mürettebatı
kat
çatal
her
his
hour
house
initial
Italian
Japanese
know
large
last month
laugh
little
manager
message
now
our
paint
pianist
piano
poetry
Portuguese
poor
practise
question
really
require
sad
onun ( bayan)
onun ( erkek)
saat
ev
ilk
İtalyan, italyanca
Japon,Japonca
bilmek
geniş
geçen ay
gülmek
küçük
müdür
mesaj
şimdi
bizim
boyamak
piyanist
piyano
şiir
Portekizli. Portekizce
fakir
uygulama yapmak
soru
gerçekten
gerektirmek
üzgün
9 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
fridge
front door
garden
grandma
how many?
just
key
kitchen
knife
lady
lamp
left
living room
lots
luxury
mirror
mobile phone
modern
most of the time
neighbour
newsagent
notebook
open
over there
park
party
passport
buzdolabı
ön kapı
bahçe
anneanne
kaç tane
sadece, henüz
anahtar
mutfak
bıçak
bayan
lamba
sol
oturma odası
çok
lüx
ayna
cep telefonu
modern
zamanın çoğu
komşu
gazete bayi
defter
açmak
hemen orda
park
parti
pasaport
save
sea
see
sell
football
spell
spelling
spend
style
sun
swim
their
thing
today
travel
until
use
very
very well
was born
wear
wedding
well
yesterday
yesterday evening
sandwich
second
kurtarmak, kaydetmek
deniz
görmek
satmak
futbol
hecelemek
heceleme
harcamak
sitil
güneş
yüzmek
onların
şey
bugün
seyahat etmek
-e kadar
kullanmak
çok
çok iyi
doğmak
giymek
düğün
iyi bir şekilde
dün
dün akşam
sandoviç
ikinci
10 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
pen
picture
plane
plant
plate
quite
rain
rich
right
room
rug
upstairs
wall
washing machine
VOCABULARY LESSON 7
advertising agency
afraid
after taht
agree
army
at nigt
bath
become
begin
birthday
bomb
build
dolma kalem
resim
uçak
bitki
tabak
oldukça
yağmur
zengin
sağ
oda
kilim
üst kat
duvar
çamaşır makinesi
reklam ajansı
korkmak
sonra
katılmak
ordu
gece
duş
olmak, haline gelmek
başlamak
doğum günü
bombalamak
inşaa etmek
section
shelf
shop
sofa
spoon
stop
steps
stereo
supermarket
swimming pool
thanks a lot
toilet
top
VOCABULARY LESSON 8
(3 years) ago
(coffee) break
arthritis
aspirin
astronaut
banana
beach
bestselling
blue
bottle
boy
chat
bölüm
raf
dükkan
üçlü koltuk
kaşık
durmak
merdiven
stereo
süpermarket
yüzme havuzu
çok teşekkürler
tuvalet
üst
üç yıl önce
ara
romatizma
aspirin
astronot
muz
plaj
en çok satan
mavi
şişe
erkek
sohbet
Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
businessman
buy
capital
car crash
century
chemistry
child
Christmas
congratulations
cotton field
create
die
dinner
earn
Easter Day
education
end
Euro
event
farm
farmer
fight
finally
first
funeral
great grandparents
grocer
iş adamı
satın almak
başkent
araba kazası
asır
kimya
çocuk
yılbaşı
tebrikler
pamuk tarlası
yaratmak
ölmek
akşam yemeği
para kazanmak
paskalya
eğitim
son
euro olay
çiftlik
çiftçi
kavga etmek
son olarak
ilk
cenaze
anneane ve dede
bakkal
chatline
chicken
clock
cloth
company
couple
date
delicious
drug
exam
face
face to face
fashionable
fax
fisherman
funny
get engaged
get married
go to party
good luck!
green
in a hurry
incredible
internet
invention
jeans
sohbet hattı
tavuk
saat
elbise
şirket
çift
tarih
lezzetli
uyuşturucu
elektronik posta
sınav
yüz
yüz yüze
modaya uygun
faks
balıkçı
eğlenceli
nişanlanmak
evlenmek
partiye gitmek
iyi şanslar
yeşil
acelede
inanılmaz
internet
davet
kot
12 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
grow
Hallowe'en
happen
hate
have a holiday
horse
immediately
important
independence
iron
kiss
later
leader
leave
life
listen
little (money)
look
lose
lucky
marry
midnight
million
moon
Mother's Day
need
New Year's Eve
yetiştirmek
Cadılar bayramı
olay
nefret etmek
tatile çıkmak
at
hemen
önemli
bağımsızlık
demir
öpmek
sonra
lider
ayrılmak.terketmek
yaşam
dinlemek
az
bakmak
kaybetmek
şanslı
evlenmek
gece yarısı
milyon
ay
Anneler günü
ihtiyaç duymak
noel
joke
leg
mobile phone
moon
mouth
nervous
nowadays
painkiller
philosopher
phone call
produce
public holiday
recipe
record (for music)
ride
rose
send
take
term
them
throw
transmit
trousers
true
true love
vacuum cleaner
watch
Şaka
bacak
cep telefonu
ay
ağız
sinirli
bu günlerde
ağrı kesici
filozof
telefonla aramak
üretmek
resmi tatil
tarif
plak
binmek
gül
göndermek
almak
dönem
onları/onlara
atmak
göndermek
pantolon
gerçek.doğru
doğru aşk
süpürge
saat
13 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
nineties
own
pardon?
personality
poem
politician
politics
present
president
prime minister
problem
read
remember
resign
same to you
sit
slave
sleep
war
wedding day
widow
win
work hard
wrong
write
wall
ondokuzlu yıllar/yaşlar
sahip olmak
pardon
kişilik
şiir
politikacı
politika
hediye
başkan
başbakan
sorun
okumak
hatırlamak
istifa etmek
sana da
oturmak
köle
uyumak
savaş
düğün günü
dul
kazanmak
sıkı çalışmak
hatalı.yanlış
yazmak
duvar
way
women
workmen
workroom
worried
soldier
soon
start
strong
study
subject
sure
survive
tear
terrorist
thank goodness
Thanksgiving
theatre
think
tobacco
together
tomorrow
twin
university
Valentine's Day
video
yön
kadınlar
işçiler
çalışma odası
endişeli
asker
erkek evlat
başlamak
güçlü
ders çalışmak
konu
emin
hayatta kalmak
gözyaşı
terörist
Allah'a şükür
şükran günü
tiyatro
düşünmek
tütün
beraber
varın
ikiz
üniversite
sevgililer günü
vidyo
14 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
VOCABULARY LESSON 9
a bit
all sorts
anybody
anyway
apple juice
away from
balcony
bag
a bar of chocolate
beer
birthday
biscuit
black
borrow
bottle
bread
carrot
central
cheese
China
Chinese
chopsticks
cigarette
control
course
curry
bir parça
tüm türler
hiçkimse
her neyse
elma suyu
uzakta
balkon
çanta
bir kalıp çikolata
bira
doğum günü
bisküvi
siyah
ödünç almak
şişe
ekmek
havuç
merkezi
peynir
Çin
çinli
yemek çubukları
sigara
control
kurs
köri
VOCABULARY LESSON 10
art
blues (music)
bridge
building
busy
car park
carnival
castle
cathedral
church
clean
cosmopolitan
cottage
country (not the city)
cousin
cultural centre
dangerous
dirty
empire
expensive
factory
field
found (a university)
garage
garden
green
sanat
müzik şekli
köprü
bina
meşgul
araba parkı
karnaval
kale
katedral
kilise
temiz
karışık
kulübe
kırsal kesim
kuzen
kültür merkezi
tehlikeli
kirli
imparatorluk
pahalı
fabrika
tarla
kurmak
garaj
bahçe
yeşil
15 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE ; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
dangerous
depend
dessert
disgusting
easily
egg either
environment
especially
farm
finger
fish
fizzy water
for example
foreign
fruit
full
glad
hear
hostile
history
horrible
human
hungry
land
main
meal
tehlikeli
bağlı olmak
tatlı
iğrenç
kolayca
yumurta
de,da ( olumsuz)
çevre
özellikle
çiftlik
parmak
balık
soda
örneğin
yabancı
meyve
dolu
memnun
duymak
düşman
tarih
korkunç
insan
aç
kara parçası
ana
Öğün
group
hedge
hill
hotel
hymn
immigrants
intelligent
library
mixture
mountain
museum
night club
noisy
orchestra
passenger
popular
port
pretty
quiet
restaurant
river bank
rock group
safe
ship
small
song
spices
grup
çit
tepe
otel
ilahi
göçmenler
zeki
kütüphane
karışım
dağ
müze
gece kulübü
gürültülü
orkestra
yolcu
popüler
liman
güzel/oldukça
sessiz
retsorant
nehir kıyısı
rock grubu
güvenli
gemi
küçük
şarkı
baharatlar
16 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
meat
milk
money
mushroom
noodles
north
part (of the world)
pass (give)
pasta
pea
petrol
pick up
poor
possible
potatoes
rice
right now
salt
sardine
sauce
sausages
shopping list
south
still water
et
süt
para
mantar
şehriye
kuzey
parça
uzatmak
makarna
bezelye
benzin
toplamak
cep
fakir
mümkün
patates
pirinç
hemen şimdi
tuz
sardalya
sos
sosis, salam
alışveriş listesi
güney
içme suyu
stand
street
tall
the Underground
top ten (music)
travel
unfriendly
village
wood
strawberry
sugar
table
terrible
toast
together
tomato
transport
typical
vegetable
washing-up
wonderful
yoghurt
zip
durmak
cadde
uzun
metro
ilk on numara
seyehat
içten olmayan
köy
orman
çilek
şeker
masa
çok kötü
tost
beraber
domates
ulaştırmak
tipik
sebze
bulaşık yıkamak
mükemmel
yoğurt
fermuar
1 7 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
VOCABULARY LESSON 11
baby
baseball cap
beatiful
bloom
boot
bright
changing rooms
chewing gum
choose
cigar
cloud
coat
credit card
cry
dark
dress
eat
fair (hair)
fresh
good-looking
grey
guest
hair
half
handsome
hat
bebek
beyzbolşapkası
güzel
çiçek açması
bot
parlak
giysi kabini
sakız
seçmek
puro
bulut
pardesü
kredi kartı
ağlamak
kovu/karanlık
elbise
yemek yemek
açık(saç)
taze
görünümlü
gri
misafir
saç
yarım
yakışıklı
şapka
VOCABULARY LESSON 12
accident
adventure
amazed
blouse
championship
cloudy
coast
cool
corner
degrees
driving school
dry
excitement
feel sick
float
foggy
forever
forget
fresh air
full-time
garden shed
golf
grow up
lion
motor racing
nervous
kaza
macera
şaşkın
bluz
şampiyonluk
bulutlu
paha etmek
serin
köşe
derece
sürücü okulu
kuru
heyecan
hasta hissetmek
süzülmek
sisli
sonsuza dek
unutmak
temiz hava
tam zamanlı
avlu
golf
büyümek
aslan
motor yarışı
sinirli
18 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
hill
jacket
jumper
laugh
long
musician
pay
pram
rainbow
roller skates
run
shake
shiny
shirt
shoe
short
shorts
silly
size
skateboard
skirt
sky
smile
smoke
sports car
starry
sun
tepe
ceket
kazak
gülmek
uzun
müzisyen
ödemek
çocuk arabası
gökkuşağı
paten
koşmak
sallamak
parıldayan
gömlek
ayakkabı
kısa
şort
aptal
beden
kaykay
etek
gökyüzü
gülümsemek
sigara içmek
spor araba
yıldızlı
güneş
parachute
pyramid
race
racing circuit
racing driver
record
retire
safe
sky diving
sneeze
star
sunbathe
swimming costume
top marks
trouble
tulip
view
weather
windsurfing
windy
suit
sunglasses
T-shirt
talk
trainers
try on
umbrella
paraşüt
piramid
yarış
yarış pisti
yarışçı
kaydetmek
emekli olmak
güvenli
hava atlayışı
hapşırmak
yıldız
güneşlenmek
mayo
yüksek not
bela
lale
manzara
hava
rüzgar sörfü
rüzgarlı
takım elbise
güneş gözlüğü
tişört
konuşmak
spor ayakkabısı
giysi denemek
şemsiye
19 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılaınaz.
VOCABULARY LESSON 13
arrive
annoyed
badly
behave
behaviour
burglar
carefully
change(=money)
depart
elephant
explain
fast
fluently
fortunately
generation
gold medal
grass
guitar
leather
marathon
migrate
moon
pin
platform
please
quietly
varmak
kızgın
kötü bir şekilde
davranmak
davranış
hırsız
dikkatli bir şekilde
bozdurmak
ayrılmak
fil
açıklamak
hızlı
akıcı bir şekilde
Allahtan,neyse ki
nesil
altın madalya
çimen
gitar
deri
maraton
göçmek
ay
iğne
platform
lütfen
sessizce
VOCABULARY LESSON 14
abroad
airport
ambluance driver
announcement
arrival hall
board
boarding pass
boat ride
business class
call
certificate
check in
check-in desk
competition
crown
dawn
delay
delayed
departures board
departure lounge
double-decker bus
dressmaker
engineer
flag
flight
gate (in an airport)
yurtdışı
havaalanı
itfaiye şöförü
anons
varış ünitesi
seyehat
geçiş ünitesi
bota binme
iş adamı sınıfı
arama
sertifika
kontrol
kontrol masası
rekabet
taç
şafak
rötar
rötarlı
ayrılış panosu
ayrılış ünitesi
çift katlı otobüs
terzi
mühendis
bayrak
uçuş
giriş
20 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
return ticket
ridiculous
rude
sheep
shout
slowly
station
support a (team)
tell a lie
timetable
typical
untidy
weigh
well-behaved
whistle
wolf
worrying
freedom
remind
fever
seat
secretary
serious
suitcase
tractor
dönüş bileti
saçma
kaba
kuzu
bağırmak
yavaşça
istasyon
desteklemek
yalan söylemek
zaman tablosu
tipik
dağınık
ağırlığında olmak
iyi huylu, uslu
fısıldamak
kurt
endişe verici
özgürlük
hatırlatmak
ateş
koltuk
sekreter
ciddi
evrak çantası
traktör
give up (=stop)
grandson
Greece
heart attack
honeymoon
horn (on a car)
Hungary
jewels
unique
jump
last call
let (sb) down(=disappoint)
lottery
loud
luggage
lung cancer
marmalade
millionaire
miss
niece
persuade
pack(a bag)
passenger
passport control
pipe (to smoke)
vazgeçmek
torun ( erkek )
Yunanistan
kalp krizi
balayı
korna
Macaristan
mücevherat
tek,eşşiz
atlamak
son arama
birini hayal kırıklığına uğratmak
piyango
yüksek ses
bagaj
akciğer kanseri
marmelat
milyoner
kaçırmak
bayan yeğen
ikna etmek
çanta toplamak
yolcu
pasaport kontrolü
pipo
21 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
PRE- INTERMEDIATE
VOCABULARY LESSON 1
advertising n
alphabet n
ancient society n
anger n
architect n
art gallery n
as usual
bee n
book v
born (where were you born?
Borrow v
builder n
can n
Chinese meal n
come round (=visit)
communicate v
communication n
compared to
Course n
depend v
reklam
alfabe
antik toplum
sinir
mimar
sanat galerisi
doğal olarak
arı
yer ayırtmak
doğmak
ödünç vermek
inşaatçı
teneke kutu
çin yemeği
uğramak
iletişim kurmak
iletişim
kıyaslanarak
kurs, öğün
bağlı olmak
VOCABULARY LESSON 2
aborigine n
annoy v
annoying habit n
architect n
barbecue n
baseball n
bungalow n
certainlv adv
change gears v
clear up v
climate n
coast n
complain v
computer n
cosmopolitan adj
couple n
credit card n
cricket n
crowded adj
culture n
yerli
rahatsız olmak
rahatsız edici huy
mimar
barbekü
beyzbol
bungalov
kesinlikle
vites atmak
toplamak
iklim
kıyı
şikayet etmek
bilgisayar
kozmopolit
çift
kredi kartı
kriket
kalabalık
kültür
22 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
development n
Drama n
(know) each other v
e-mail n
egyptian
elephant n
enjoy v
essay n
exchange v
explain v
face n
fax n
flat adj, n
Future n
generation gap n
goverment n
graduate v
hard (work) adj
hieroglyphics n pl
history n
how many...?
how much...?
huge ad j
gelişim
tiyatro oyunu
birbirini tanımak
elektronik posta
mısırlı
fil
eğlenmek
makale
değiştirmek
açıklamak
yüz
faks
düz, apartman dairesi
gelecek
nesil farklılığı
hükümet
mezun olmak
sıkı
hiyeroglif
tarih
kaç tane
ne kadar
iri
descent n
diamonds n pl
drive (sb) v
electrician n
exciting adj
memory
fast adj
fine art n
fish v
flag n
free time n
find v
goal n
gear (change gear) n
get used to (sth) v
giraffe n
go jogging v
gold adj
grape adj
persuade v
habit n
have in common v
hesitation n
nesil
elmas
sürmek
elektrikçi
heyecan verici
hafıza
hızlı
güzel sanatlar
balık tutmak
bayrak
boş zaman
bulmak
amaç
vites almak
alışmak
zürafa
yürüyüşe gitmek
altın
üzüm
ikna etmek
huy
ortak yönü olmak
duraksama
23 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Human n
idea n
ideal adj
infinite adj
influence n
internet n
introduce v
kind adj, n
last adj
Make a promise v
Make vourself at home v
married adj
Mean adj
Media n
message n
mobile phone n
modern adj
monkev n
museum n
neighbour n
nobody pron
noise n
North n
insanoğlu
fikir
ideal
sonsuz
etki
internet
tanıştırmak
son
söz vermek
kendini evinde gibi hisset
evli
cimri
medya
mesaj
cep tel.
modern
maymun
müze
komşu
hiç kimse
gürültü
kuzey
ice hockey n
immigrant n
in control adj
Independence n
inhabitants n pl
inland adj
island n
join v
lake n
light n
lion n
mainly adv
make a decision v
make-up(put on make-up) n
promise v
marriage n
mathematician n
mess n
miserable adj
miss (miss home) v
miss (miss the match) v
motorbike n
nearly adv
buz hokeyi
göçmen
kontrol altında
bağımsızlık
yerliler
iç kesim
ada
katılmak
göl
ışık
aslan
özellikle
karar vermek
makyaj yapmak
söz vermek
evlilik
matematikçi
dağınıklık
iğrenç
ev özlemek
maçı kaçırmak
motosiklet
yaklaşık olarak
24 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
painting n
Paper n
part-time (job) adj
Party n
past n
persuade v
philosophy n
photography n
play n,v
Pleased to meet you
poetry n
Landlady n
present n
probably adv
Public speaking n
quiet adj
ring v,n
Russian adj
send v
sense n
show n
Single adj
Sound n
yağlı boya tablo
kağıt
yarı- zamanlı iş
parti
geçmiş
ikna etmek
felsefe
fotoğraf
ovun
tanıştığımıza memnun oldum
şiir
ev sahibi
şu an
muhtemelen
halk konuşması
sessiz
çalmak, yüzük
Rus
göndermek
duyu
şov
bekar
ses
northern adj
old-fashioned adj
on time adv
only adj
opportunity n
organized adj
original adj
outdoors adv
parliament n
partner n
pear n
pet(=animal) n
population n
poster n
professional adj
arrive v
publisher n
put up with v
relative n
relax v
remote control n
romantic adj
soccer n
kuzey
eski moda
dakik
sadece
fırsat
organize edilmiş
orijinal
dış
parlemento
ortak
armut
evcil hayvan
nüfus
poster
profesyonel
varmak
yayıncı
hoşgörülü olmak
akraba
rahatlamak
uzaktan kumanda
romantik
amerikan futbolu
25 Her hakkı D A Y L I G H T E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Speak (a language) v
Special adj
Spoken word n
Strange adj
System n
t-shirt n
technology n
tell a joke v
tell lies v
tell the truth v
together adv
train n,v
toy n
translator n
unique adj
until conj
usually adj
van n
wall n
wear v
well-paid adj
Whale n
Which ....?
konuşmak
özel
konuşma
acayip
sistem
t-şört
teknoloji
şaka yapmak
yalan söylemek
Doğru söylemek
birlikte
tren, eğitmek
oyuncak
çevirmen
Tek
e kadar
genellikle
kamyonet
Duvar
giymek
iyi maaşlı
Balina
Hangi
love at first sight v
abroad n
sheep n
shout v
similar to adj
soap (a soap opera) n
afraid of adj
sofa n
south-east Asian adj
space (in your home) n
strange adj
successful adj
sunshine n
talk loudly v
tidy v
train (train a dog) v
transportation n
uniform n
untidy adj
variety n
Vietnamese adj
walkman n
way of life n
ilk görüşte aşık olmak
yurtdışı
koyun
bağırmak
benzer
pembe dizi
korkmak
üçlü koltuk
güneydoğu asya
boşluk
acayip
başarılı
güneşışığı
yüksek sesle konuşmak
toplamak
eğitmek
ulaşım
üniforma
dağınık
çeşit
vietnamlı
walkman
yaşam tarzı
26 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
27 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE 'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
w hose... ?
wonderful adj
win v
way n
Water v
VOCABULARY LESSON 3
Adore v
advice n
Agree v
Alone adj
ambition n
Angry adj
apppear v
arm n
armed (with a gun) adj
Awful adj
back door n
be in love v
believe v
birthday n
bit(=small piece) n
Bomb n
brandy n
Kimin
harika
kazanmak
yol
sulamak
taparcasına sevmek
öğüt
onaylamak
yalnız
hırs
sinirli
ortaya çıkmak
kol
silahlanmış
iğrenç
arka kapı
aşık olmak
inanmak
doğum günü
küçük parça
bomba
brendi
whisky n
wildlife n
wool n
yard (Brit.Eng.=garden) n
zebra n
VOCABULARY LESSON 4
a dozen eggs n
a loaf of bread n
a bottle of milk n
a glass of water n
accountant n
assistant n
atmosphere n
attractive adj
belt n
billboards n
boutique n
brand n
busiest adj
butter n
bv the way
carrot n
cashier n
viski
vahşi yaşam
yün
bahçe
zebra
bir düzine yumurta
bir somun ekmek
bir şişe süt
bir bardak su
muhasebeci
asistan
atmosfer
çekici
kemer
ilan panoları
butik
marka
en kalabalık
margarin
bu arada
havuç
kasiyer
break v
broken adj
burglar n
burglary n
business n
call (the police) v
care v
carry v
catch (a criminal) v
catch a plane v
CD player n
central heating n
clean your teeth v
clearly adv
comfort v
cook v
crime n
cry(=with tears) v
cut V
danger n
dead adj
decide v
detective n
kırmak
kırık
hırsız
hırsızlık
İŞ
çağırmak
ilgilenmek
taşımak
yakalamak
yakalamak
cd çalıcı
merkezi sistem ısıtma
dişlerini temizlemek
açık olarak
rahatlatmak
pişirmek
suç
ağlamak
kesmek
tehlike
ölü
karar vermek
dedektif
changing rooms n
chic adj
coat n
cold (I've got a cold) n
consume v
consumption n
painting n
delicious adj
deodorant n
department store n
desk n
doughnut n
edition n
charming adj
exquisite adj
fantastic adj
fashionable adj
folk art n
for sale n
frozen yoghurt n
glasses (to see) n pl
hairbrush n
hand-made suit n
kıyafet değiştirme odaları
şık
manto
soğuk
tüketmek
tüketim
yağlı boya tablo
leziz
deodorant
alışveriş merkezi
sıra
çörek
baskı
çekici
seçkin
mükemmel
moda
halk sanatı
satılık
donmuş yoğurt
vitrin
saç fırçası
el yapımı takım elbise
28 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
develop v
discuss v
distinct adj
do an exam v
downstairs adv
drawer n
dream n
drive v
drop v
education n
employ v
employed adj
enjoy v
enter v
escape v
even if
explanation n
factory n
fair adj
fall v
famous adj
fast asleep adj
feel ill v
geliştirmek
tartışmak
farklı
sınav yapmak
alt kat
çekmece
hayal, rüya
araba sürmek
düşürmek
eğitim
işe almak
işe sahip olan
eğlenmek
girmek
kaçmak
olsa bile
açıklama
fabrika
açık tenli
düşmek
ünlü
derin uykuda
hasta hissetmek
handbag n
high-class adj
icon n
incredible adj
jumper n
leather goods n
lively adj
manufacturer n
mass produced adj
medium (size) adj
middle shelf n
millionaire n
mineral water n
need v
neon lights n
nephew n
olive oil n
onion n
owe (money) v
packet n
palace n
paradise n
pavement n
el çantası
yüksek sınıf
biblo
inanılmaz
boğazlı kazak
deri mal
canlı
üretimci
seri üretilmiş
orta
orta raf
milyoner
soda
ihtiyacı olmak
neon ışıklar
erkek yeğen
zeytin yağı
soğan
sahip olmak
paket
Saray
cennet
kaldırım
29 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
finally adv
find v
floor n
forget n
fortunately adv
friend n
furniture n
get hot v
get ready v
go away (on holiday) v
go wrong v
govern v
government n
guest n
habit n
hand v
happy adj
have a shower v
hear v
help v
hurricane n
Hit v
hold v
son olarak
bulmak
kat
unutmak
allahtan
arkadaş
mobilya
sıcaklamak
hazırlanmak
tatile gitmek
kötüye gitmek
yönetmek
hükümet
misafir
alışkanlık
elle vermek
mutlu
duş almak
duymak
yardım etmek
fırtına
vurmak
tutmak
perfume n
picnic n
pleasant adj
post office n
postman n
product n
rebuild v
record shop n
roll(=bread) n
sausages n
shampoo n
share v
Shaving foam n
shopkeeper n
shopping list n
shorts n
soap n
sore throat n
headache n
spoonful n
still(mineral water)
stomachache n
survey n
parfüm
piknik
kibar
postane
postacı
ürün
tekrar inşa etmek
plak satan dükkan
yuvarlak
sosis.salam
şampuan
paylaşmak
tıraş köpüğü
esnaf
alışveriş listesi
şort
sabun
boğaz ağrısı
baş ağrısı
kaşık
soda
karın ağrısı
anket
30 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
however adv
ice n
immediately adv
improvement n
industry n
invitation n
jewellery n
kill v
knife n
laugh v
leave (sb/sth somewhere) v
legal adj
listen (to the radio) v
look forward to v
lose v
mask n
meet v
melt v
mend v
motor racing n
murder weapon n
noise n
note n
ama
buz
hemen
gelişim
endüstri
davet
mücevher
öldürmek
bıçak
kahkaha atmak
bırakmak
kanuni
dinlemek
dört gözle beklemek
kaybetmek
maske
buluşmak
erimek
tamir etmek
motor yarışı
cinayet silahı
gürültü
not
sweets n
tie (to wear) n
tissues n pl
toilet paper n
toothbrush n
toothpaste n
towel n
traffic n
trainers n
underwear n
unique adj
village n
well-known adj
wide adj
revise (for an exam) v
robber n
routine n
run out of (coffee) v
say sorry v
science n
scream v
search v
shock n
tatlı
kıravat
bez
tuvalet kağıdı
diş fırçası
diş macunu
havlu
trafik
spor ayakkabı
iç çamaşır
tek,eşsiz
köy
ünlü
geniş
tekrar etmek
soyguncu (banka)
rutin
tüketmek
özür dilemek
fen
çığlık atmak
aramak
şok
31 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
odour n
organize v
pack v
pay day n
perfect adj
petrol n
pick up(the phone) v
pocket money n
polite adj
pool n
present n
purse n
put on make-up v
turn up(the heating) v
umbrella n
unfortunately adv
uninvited adj
use v
video recorder n
wait v
VOCABULARY LESSON 5
mark n
kötü koku
organize etmek
toplamak
ödeme günü
harika
benzin
telefonu açmak
cep harçlığı
kibar
havuz
hediye
bayan cüzdanı
makyaj yapmak
ısıyı yükseltmek
şemsiye
ne yazık ki. maalesef
davetsiz
kullanmak
video
beklemek
not
Show v
similar adj
smash v
smile v
snow n
sob v
special adj
statue n
steal v
stereo n
tears(=cry) n
teenage daughter n
teller(in a bank) n
thief n
thirsty adj
tidy adj
toilet n
wake up v
wedding anniversary n
whole adj
wonder v
VOCABULARY LESSON 6
amputate v
göstermek
benzer
parçalamak
gülümsemek
kar
hıçkıra hıçkıra ağlamak
özel
heykel
çalmak
stereo
göz yaşı
ergenlik çağındaki kız evlat
veznedar
hırsız
susamış
derli toplu
tuvalet
uyanmak
evlilik yıldönümü
bütün
merak etmek
parça kesmek
32 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
A day off (= not a work) n
abroad adv
adult n
ambition n
astronaut n
atmosphere n
attention n
beautician n
boast v
bodyguard n
boot n
brighten v
call v
cash n
chauffeur n
cheerful adj
childhood n
close v
cloud n
club n
coach(=trainer) n
complain v
cool adi
boş gün
yurtdışı
yetişkin
hırs
astronot
atmosfer
dikkat
güzellik uzmanı
övmek
koruma
bot
parıldamak
aramak
peşin para
şöför
neşeli
çocukluk
kapatmak
bulut
kulüp
koç ( eğitmen)
şikayet etmek
serin
arrest v
Baker(s) n
bank account n
behind prep
between prep
bone n
break up (a relationship) v
brilliant (very good) adj
building n
championship n
chemist(s) n
cookies(Brit Eng=biscuits) n
cosmopolitan adj
cottage n
crowded adj
darkness n
daylight n
depressing adj
disaster n
dry adj
especially adv
farm n
fed up adj
tutuklamak
fırın
banka hesabı
arkasında
arasında
kemik
ayrılmak
parlak
bina
şampiyonluk
eczacı
bisküvi
kozmopolit
kulube
kalabalık
karanlık
günışığı
sıkıcı
felaket
kuru
özellikle
çiftlik
bıkkın
33 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
cost V
counsellor n
crazy adj
dentist n
depressed adj
leave v
dawn n
upset adj
drop v
drug n
easily adv
ex-girlfriend n
extravagant adj
fall(=autumn) n
fantastic adj
fed up with adj
fish v
fit (=healthy) adj
flu n
flying school n
forever adv
freshman n
nose n
tutarında olmak
danışman
çılgın
dişçi
bunalımda olan
terk etmek
şafak
çok üzgün
düşürmek
ilaç
kolaylıkla
eski kız arkadaş
savurgan
güz
mükemmel
bıkkın
balık tutmak
sağlıklı
grip
uçuş okulu
sonsuza kadar
okulun ilk yılı
burun
financial adj
flower shop n
found v
funeral n
gate n
generosity n
generous adj
greengrocer (s) n
heating n
high adj
hill n
horrible adj
imagine v
in front of prep
inherit v
injure v
investment n
invest money in sth. v
kind adj
kind-hearted adj
knee n
legendary adj
library n
finansal
çiçekçi
kurmak
cenaze
giriş
cömertlik
cömert
manav
ısınma
yüksek
tepe
iğrenç
hayal etmek
önünde
miras kalmak
yaralanmak
yatırım
para yatırmak
kibar
hassas
diz
efsanevi
kütüphane
34 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
glamorous adj
far adj
good luck!
grandfather n
grow up v
guilty adj
gun n
headache n
health club n
heavy adj
hobby n
hope n
in a rush n
It was worth id
kid n
knock v
lads n
lend v
liposuction n
lonely adj
lucky adj
mad about (sth)(=passionate)
mirror n
göz alıcı
uzak
iyi şanslar
büyükbaba
büyümek
suçlu
silah
başağrısı
sağlık kulübü
ağır
hobi
umut
acelede olma
değerdi
çocuk
vurmak
Delikanlılar
ödünç vermek
yağ aldırma
yalnız
şanslı
deli olmak
ayna
look forward to v
luxurious adj
make a will v
meanness n
mixture n
model n
nature n
next to prep
noisy adj
on the corner
opposite prep
path n
penny n
polluted adj
pond n
poverty n
primitive adj
ragged adj
railway bridge n
river n
Romantic adj
running water n
sauna n
dört gözle beklemek
lüks
vasiyet etmek
cimrilik
karışım
manken
doğa
bitişiğinde
gürültülü
köşede
karşısında
patika
peni
kirli
küçük göl
fakirlik
ilkel
salaş
tren yolu köprüsü
nehir
romantik
akan su
sauna
35 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
miserable adj
model n
move (house) v
movies n
need n
nervous adj
normal adj
nutritionist n
stvle n
passion n
perform (a play) v
personally adv
pick (sth) up (from the floor)
plastic surgery n
play (in the theatre) n
pleasure n
poor adj
pose v
post V
project (at work) n
relationship n
remember v
responsibility n
iğrenç
manken
taşınmak
sinema
ihtiyaç
asabi
normal
beslenme uzmanı
sitil
tutku
rol yapmak
kişisel olarak
almak
plastik cerrahi
rol almak
zevk
fakir
poz vermek
postalamak
proje
ilişki
hatırlamak
sorumluluk
sew v
second hand adj
spoil(a child) v
stocks and shares n pl
successful adj
supermarket n
take five minutes v
tall adj
thief n
wealthy adj
wet adj
widow n
will n
windy adj
witch n
wood n
wrap up(=put on warm clothes) v
tests (in hospital) n
trainer (=person) n
troubled adj
unknown adj
unlimited adj
unreal adj
dikiş dikmek
ikinci el
şımartmak
hisse senedi ve tahvil
başarılı
süpermarket
5 dakikasını almak
uzun
hırsız
zengin
ıslak
dul
vasiyet
rüzgarlı
cadı
ormanlık
giyinmek
test
eğitimci
başı belada
bilinmez
sınırsız
gerçek olmayan
36 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
retire v
rocket n
secret n
sky n
social life n
soul n
spoilt adj
stage (in a theatre) n
terrible adj
VOCABULARY LESSON 7
A whole load (=lots)
accuse v
adore v
afraid of adj
album (=record) n
appear v
At last id
award n
away from(sb) adv
background n
backing group n
band (of musicians) n
Be prepared v
emekli olmak
roket
sır
gökyüzü
sosyal hayat
ruh
şımarık
sahne
kötü
çok
suçlamak
tapmak
korkmak
albüm
görünmek
sonunda
ödül
uzakta
özgeçmiş
ikinci grup
erkekler grubu
hazır olmak
Uneom fortable adj
value n
violence n
wedding n
with a bit of luck id
worried adj
worry v
wound n
wafer n
VOCABULARY LESSON 8
accommodation n
act your age v
adventurous adj
advice n
alarm clock n
ambulance driver n
anniversary n
antibiotics n
appointment n
argue v
arrangement n
artist n
available adj
komforsuz
değer
vahşet
düğün
küçük bir şansla
endişeli
endişe etmek
yara
gofret
kalacak yer
yaşını yaşamak
maceralı
öğüt
alarm saati
ambulans şöförü
yıldönümü
antibiyotik
randevu
kavga etmek
düzenleme
ressam
uygun
37 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
biography n
break(=rest) n
By hand adv
bareer n
celebrity n
copy(of a book) n
couple (=two people) n
drum n
especially adv
exactly adv
football match n
freedom n
fussy ad j
gardener n
Go camping n
good taste n
gran n
guitar n
hard(person) adj
harmonica n
in her thirties id
ironing n
jazz n
biyografi
ara
el ile
bariyer
ünlü kişi
kopya
çift
davul
özellikle
kesinlikle
futbol maçı
özgürlük
titiz
bahçıvan
kampa gitmek
iyi tat
anneanne
gitar
zor
mızıka
otuzlarında
ütü yapma
caz
be sick (=vomit) v
bill(pay the bill) n
bookcase n
boss n
career n
chilly adj
cigarette lighter n
company n
cruel adj
decorator n
dentist n
detective n
Diarrhoea n
document n
dramatically adv
drop out of (school) v
drugs (take drugs) n
earring n
earthquake n
examine v
exploit v
farmer n
firefighter n
hasta olmak
fatura
kitaplık
patron
kariyer
dondurucu
çakmak
şirket
zalim
dekoratör
dişçi
dedektif
ishal
doküman
dramatik olarak
atılmak
ilaç
küpe
deprem
muayene etmek
istismar etmek
çiftçi
itfaiyeci
38 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
keyboards n
last v
love at first sight n
mate (=friend) n
naturally adv
nearly adv
novel n
novelist n
number one record n
obviously adv
on tour n
only adj
opposite adj
painter n
peace n
pen n
penny n
pepper n
prefer v
recording studio n
related (to sb) adj
ride v
rock concert n
klavye
sonland ırmak
ilk görüşte aşk
arkadaş
doğal olarak
yaklaşık olarak
roman
roman yazarı
birinci plak
açıkça
seyehatte
sadece
karşısında
boyacı
huzur
dolma kalem
peni
biber
tercih etmek
kayıt stüdyosu
ilişkili
binmek
rock konseri
Flu n
food poisoning n
get one free v
give up v
glands n
go on a diet v
hairdrier n
have word with (sb) v
headache n
health n
horse-race n
housewife n
in public n
infection n
invention n
invisible adj
keep fit v
kill(=hurt:my back's killing me) v
lawyer n
liquid n
local adj
mechanic n
miner n
grip
gıda zehirlenmesi
serbest bırakmak
pes etmek
bademcik
diyete başlamak
saç kurutma makinesi
konuşmak
başağrısı
sağlık
at yarışı
ev hanımı
umumi
enfeksiyon
icat
görünmez
zinde kalmak
öldürmek
avukat
sıvı
yerel
tamirci
madenci
39 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH I N S T I T U T E ' ; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılanıaz.
rubbish(=no good) adj
salt n
score a goal v
sensitive adj
several (books) adj
short story n
shy adj
spend time v
split up v
spoil v
strict adj
superstar n
take-away meal n
team up with(sb) v
term (school) n
tour v
travel book n
trust v
usually adv
vocalist n
watch(to tell time) n
West n
tape recorder n
kötü
tuz
gol atmak
duvarlı
birkaç
kısa hîkaye
utangaç
zaman harcamak
ayrılmak
bozmak
sert
süperstar
sipariş
birleşmek
dönem
tur
seyehat rehberi
güvenmek
genellikle
vokal ist
saat
batı
teyp
overweight adj
plumber n
poetry n
prescribe v
prescription n
prison n
qualifications n pl
Raincoat n
receptionist n
recommend v
regular hours n pl
responsibilty n
rude adj
runny nose n
rush hour n
satisfied adj
scary adj
shop assistant n
signpost n
silly adj
slave n
sneeze v
soldier n
çok şişman
tesisatçı
şiir
reçete yazmak
reçete
hapishane
özellik
yağmurluk
resepsiyonist
tavsiye etmek
düzenli saatler
sorumluluk
kaba
burun akması
yoğun saatler
memnun
korkutucu
tezgahtar
levha
aptal
köle
hapşırmak
asker
40 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
timetable n
Tin opener n
tough (with sb) adj
traffic lights n pl
twisted adj
uniform n
unsocial adj
vet n
visa n
VOCABULARY LESSON 9
Air-conditioned adj
airline n
airport n
answer phone n
available adj
basement n
behaviour n
bite v
boundary n
building site n
capitalism n
century n
zaman tablosu
açacak
sert
trafik ışığı
burkulmuş
üniforma
asosyal
veteriner
viza
klimalı
hava yolu
havaalanı
cevaplama
uygun
zemin
davranış
ısırmak
sınır
inşaat alanı
kapitalizm
yüzyıl
sore throat n
speciality n
stomach ache n
strict adj
support n
surgery n
swallow v
swollen pp
sympathy n
symptom n
VOCABULARY LESSON 10
ache v
adventure n
alive adj
alone adj
amazing adj
armed police n pl
at peace adj
background n
balaclava n
beans n pl
beg v
berries n pl
boğaz ağrısı
özellik
mide ağrısı
sert
destek
cerrahi
yutkunmak
şişmiş
kibarlık
belirti
ağrımak
macera
canlı
yalnız
şaşırtıcı
silahlı polis
barış içinde
özgeçmiş
kar maskesi
fasulyeler
yalvarmak
yemiş
41 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
communist n
commute v
concrete adj
conference centre n
comment v
cousin n
crew n pl
cruel adj
developer n
disappear v
DNA n
Do me a favour id
double room n
dramatic adj
earthquake n
energy n
environment n
exist v
fight a war v
flight(on a plane) n
forest n
fundamentally adv
gap year n
komünist
evden işe gitmek
beton
konferans merkezi
yorumlamak
kuzen
mürettebat
zalim
yatırımcı
ortadan kaybolmak
dna
bana bir iyilik yap!
çift kişilik oda
dramatik
deprem
enerji
çevre
varolmak
savaşmak
uçuş
orman
temel olarak
kayıp yıl
butterfly n
brave adj
burn n
bush n
cake n
can't stand(sth)(=hate) v
cartoon (on TV) n
circumstances n
confess v
comedy n
comfortable adj
concentrate v
confession n
contact v
contain v
covered in sweat v
crawl v
crazy adj
dark(at night) adj
diary n
duck n
efficiently adv
emergency services n pl
kelebek
cesur
yanmak
çalılık
pasta
katlanamamak
çizgi film
durum
itiraf etmek
komedi
rahat
konsantre olmak
itiraf
kontak kurmak
içermek
terlemek
emeklemek
çılgın
karanlık
günlük
ördek
verimli bir şekilde
acil servis
42 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
get ill v
get on well with (sb) v
glorious adj
ground floor n
health care n
heart n
highway n US
hurt yourself v
incredible adj
keep in touch v
kidney n
leader n
liver(=body organ) n
locked adj
lung n
main road n
make a complaint v
make a reservation v
make sure v
make up your mind v
medicine n
megalopolis n
mess n
hastalanmak
anlaşmak
gözalıcı
zemin kat
sağlık bakımı
kalp
otoban
incitmek
inanılmaz
iletişimde olmak
böbrek
lider
karaciğer
kilitli
akciğer
anayol
şikayet etmek
rezervasyon yapmak
emin olmak
aklını başına devşir!
ilaç
büyük şehir
dağınıklık
ending(of a book) n
exhausted adj
fail an exam v
fall down(=break) v
feel sorry v
film star n
falsify v
food poisoning n
footpath n
for a while id
forgive v
freedom n
frightened adj
get rid of (sth) v
go climbing v
Giant adj
god bless all id
graduate v
ground(=the floor) n
haircut n
hairdresser n
Humiliate v
hear from(sb) v
son
yorgun
sınavda kalmak
düşmek ( aşağıya)
üzgün olmak
film yıldızı
yalanlamak
gıda zehirlenmesi
patika
bir an için
affetmek
özgürlük
korkmuş
kurtulmak
tırmanmak
iri. dev gibi
Tanrı hepimizi korusun !
mezun olmak
zemin kat
saç kesimi
kuaför
hor görmek
haber almak
43 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
message n
microchip n
north n
ocean n
office block n
optimistic adj
pass exams v
pessimism n
pick(sb) up(=meet in a car) v
pillow n
pilot n
plant n
poster n
power n
race of people n
reaction n
Religion n
remarkable adj
resources n pl
revolutionize v
room service n
safari n
salary n
mesaj
mikroçip
kuzey
okyanus
ofis binası
iyimser
sınavları geçmek
kötümserlik
birini almak
yastık
pilot
bitki
poster
güç
insan ırkı
tepki
din
dikkate değer
kaynaklar
devrim yapmak
oda servisi
safari
maaş
helicopter n
high adj
hitchhike v
hobby n
hole n
horror film n
hunter n
instructor n
invent v
investigate v
joke n
kidnap v
let(sb) go(=release) v
library n
lose consciousness v
lose weight v
manage to do (sth) v
manual n
meat n
Mentality n
narrow adj
nature n
petrol station n
helikopter
yüksek
otostop yapmak
hobi
çukur
korku filmi
Avcı
eğitmen
icat etmek
soruşturmak
şaka
çocuk kaçırmak
serbest bırakmak
kütüphane
bilincini kaybetmek
kilo vermek
başarmak
manuel
et
mantık
dar
doğa
benzin istasyonu
44 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
save (money) v
scuba dive v
shocking adj
significant adj
single room n
snow storm v
skycraper n
spare part n
speed n
spread v
state(=goverment) n
statistics n pl
stupidity n
tablets n pl
Take care v
to our advantage
top floor n
touch v
towards prep
traditional adj
trip(=visit) n
ugly adj
visa n
para biriktirmek
dalmak
şokedici
önemli
tek kişilik oda
kar fırtınası
gökdelen
yedek parça
hız
yayılmak
eyalet
istatistik
aptallık
tablet
ilgilenmek
lehimize
üst kal
dokunmak
e doğru
geleneksel
sevehat
çirkin
vize
plan v
poisonous adj
posh adj
possessions n pl
recipe n
report(from school) n
Roll v
row(=argument) n
scared adj
scream v
seed (of a plant) n
shake v
shelter n
simple life n
sleeping bag n
spider n
spy novel n
have a word v
starve v
steep adj
stove n
strength n
stuck in a lift v
planlamak
zehirli
lüks
mal
tarif
karne
yuvarlamak
kavga
korkmuş
çığlık atmak
tohum
titremek
sığınak
basit yaşam
uyku tulumu
örümcek
casus romanı
konuşmak
çok acıkmak
dik
soba
güç
asansörde takılı kalmak
45 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Vision n
wake-up call n
water v
wealth n
view n
village n
weak adj
wild (place) adj
wild mushrooms n pl
witness n
woods n pl
VOCABULARY LESSON 11
addict n
addictive adj
advertise v
Advertisement n
american Indians n pl
Ancient adj
Abdicate v
ban v
banana n
beard n
billboard n US
görüş
uyandırma servisi
sulamak
zenginlik
manzara
köy
zayıf
vahşi
yabani mantar
tanık
ormanlık
bağımlılık
bağımlı
reklam yapmak
reklam
kızırderililer
eski
vazgeçmek
yasaklamak
muz
sakal
ilan panosu
survive v
sweat n
take (sb) to court v
terrifed adj
terrorist n
thin adj
thrill n
tie (sb) up v
total n
trapped adj
VOCABULARY LESSON 12
apparent adj
brain n
brain tumour n
book v
cap(=hat) n
consultant (in a hospital) n
corridor n
criminal n
dominant adj
dress n
fall in love v
hayatta kalmak
ter
dava etmek
korkulu
terörist
zayıf
heyecan
bağlamak
toplam
sıkışmış
transparan
beyin
beyin tümörü
rezerve etmek
kep
danışman
koridor
suçlu
baskın
elbise
aşık olmak
46 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
bottle n
briefcase n
can n
cargo n
chain-smoke v
chef n
chew v
chewing gum n
commercially adv
complaint n
cotton n
cry(=call/shout) v
death n
drive-in restaurant n
empty adj
export v
fabric n
factory n
feed v
freshen v
fond of v
genius n
grass n
şişe
evrak çantası
teneke kutu
kargo
tiryaki olmak( sigara)
şef
çiğnemek
sakız
ticari bir şekilde
şikayet
pamuk
bağırmak
ölüm
gezici restoran
boş
ihracat
kumaş
fabrika
beslemek
tazelemek
düşkün olmak
dahi
çimen
fill in (a from) v
firmly adv
ghost n
ghostbuster n
groom n
gear n
grey adj
gun n
hurry up v
in my way
invisible adj
kick(sb) out v
leave(sb) alone v
lack of v
look out!
mind(=consciousness) n
miss the train v
marine adj
operation n
palace n
persist in v
portrait n
princess n
doldurmak
sert bir şekilde
hayalet
havalet avcısı
Damat
vites
gri
silah
acele et!
yolumun üzerinde
görünmez
kovmak
yalnız bırakmak
az olmak
dikkat et!
bilinç
treni kaçırmak
denizle ilgili
ameliyat
saray
ısrar etmek
portre
prenses
47 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
harm v
harvest n
hire v
history n
honey n
holy adj
industrial adj
industry n
Inhale v
invent n
joke n
Jordan n
leaves n pl
lie n
lift (give a lift to sb) n
lose weight v
lung cancer n
luxury n
match (sport) n
motorway n
mouth n
out of order adj
overseas adv
zarar vermek
mahsül
kiralamak
tarih
bal
kutsal
endüstriyel
endüstri
içine çekmek
icat
şaka
Ürdün
yapraklar
yalan
birini bir vere bırakmak
kilo vermek
akciğer kanseri
lüks
maç
otoban
ağız
bozuk
deniz aşırı
put out(a cigarette) v
run out of (sth) v
servant n
scholarship n
social worker n
sort out (a problem) v
spirit(=ghost) n
terrible adj
toothache n
transparent adj
trouble v
typical adj
uniform n
unpleasant adj
vicar n
victim n
voices n pl
wallet n
wedding n
smelly adj
soil n
sound n
space (go into space) n
söndürmek
tükenmek
hizmetçi
burs
sosyal işçi
çözmek
ruh
korkunç
diş ağrısı
transparan
belada olmak
tipik
üniforma
kaba
din adamı
kurban
sesler
cüzdan
düğün
kokulu
toprak
ses
uzay
48 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
packet n
Partner n
passenger n
pineapple n
plantation n
popularity n
produce v
product n
promise v
quantity n
Queue n
Rare adj
Resemble v
revolution n
rice n
Sailor n
Secret n
seed n
simple adj
Suspect v
surround v
paket
ortak
yolcu
hindistan cevizi
bitkilendirme
popülerlik
üretmek
ürün
söz vermek
miktar
sıra,kuyruk
nadir
benzemek
devrim
pirinç, pilav
denizci
sır
tohum
basit
şüphelenmek
kuşatmak
stock exchange n
Salute v
sweeten v
technology n
tobacco n
top secret adj
tremble v
terrific adj
truth n
testimony n
war n
watch n
wrap v
zoo n
serve v
specific adj
sue v
silk n
skeleton n
slave n
slavery n
borsa
selamlamak
tatlandırmak
teknoloji
tütün
çok gizli
titremek
korkunç
gerçek
ifade (tanık)
savaş
kol saati
hediye paketi yapmak
hayvanat bahçesi
hizmet etmek
genel olmayan, Özel
mahkemeye vermek
ipek
iskelet
köle
kölelik
49 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
VOCABULARY LESSON 13
advertisement n
attack v
authoritative adj
attitude n
barter v
beach n
baggage n
calm adj
camel n connect (sb to sb on the phone) v
deer n
earn a living v
employ v
exactly adv
fetch v
filmmaker n
fluently adv
fox n
get used to (sth) v
get wet v
go out with v
reklam
saldırmak
otoriter
davranış
değiş tokuş etmek
Plaj
bagaj ( bavul)
sessiz
deve
bağlamak
geyik
hayatını idame ettirmek
işe almak
tam olarak
alıp gelmek
yapımcı
akıcı bir şekilde
tilki
alışmak
ıslatmak
çıkmak, flört etmek
VOCABULARY LESSON 14
afterwards adv
bachelor n
behave v
character n
coin n
communicate v
cruel adj
delighted adj
desperate adj
fall in love v
fall over v
fiction n
forever adv
forgive v
furious adj
get in touch v
heads or tails n
hurt v
in a mess adj
knock n
kick sb out v
sonra
bekar erkek
davranmak
karakter
demir para
iletişim kurmak
zalim
memnun
umutsuz
aşık olmak
düşmek
kurgu
ebediyen
affetmek
asabi
iletişimde olmak
vazı tura
incitmek
karışık
vuruş
kovmak
50 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
heaven n
heavy adj
hold on(=wait) v
homeless adj
honest adj
income n
indoors adv
land(a plane) v
lively adj
mainly adv
movie director n
mystery tour n
outdoors adv
passion n
pension n
philosophy n
pie n
plumber n
poor visibility n
professionally adv put(sb) off(=make sb dislike sth) v
realize v
regular job n
cennet
ağır
beklemek
evsiz
dürüst
gelir
İÇ
karaya inmek
canlı
özellikle
yönetmen
gizemli tur
dış
tutku
emekli maaşı
felsefe
turta
tesisatçı
az görüş alanı
profesyonel olarak
ertelemek
farkına varmak
düzenli iş
make up (alter a quarrel) v
marriage n
note(write a note) n
novelist n
Neck n
pay n
politician a
quarrel n
remarry v
revenge n
rubbish bin n
shadow n
silhouette n
sin n
single (=one,a single word) adj
soft (noise) adj
solicitor n
suitcase n
sway v
toss (toss a coin) v
unfair adj
unmarried adj
violent adj
barışmak
evlilik
not
roman yazarı
boyun
ödeme
politikacı
kavga
tekrar evlenmek
öç
çöp kutusu
gölge
siluet
günah
tek
yumuşak
avukat
evrak çantası
kaymak
yazı tura atmak
adil olmayan
bekar
vahşi
51 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
reply n
roller skates n pl
routines n pl
salary n
seriously adv
skate v
cevap
kav kav
rutin
maaş
ciddi olarak
kaymak
water v
wedding n
sunset n
tin n
waste n
wind(in the air) n
windy adj
su
düğün
güneş batışı
teneke kutu
atık
rüzgar
rüzgarlı
52 Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
INTERMEDIATE
VOCABULARY LESSON 1
achievement
amazing
ancient
assassinate
attack
benefit
break(from work)
builder
butterfly
century
communicate
computer
contemplate
convenient
corn
create
dare
definitely
depressing
destroy
editor
editorial
envy
extend
başarı
şaşırtıcı
ata
suikast yapmak
saldırı
yarar
ara
inşaatçı
kelebek
yüzyıl
iletişim kurmak
bilgisayar
derin derin düşünmek
uygun
mısır
yaratmak
cesaret etmek
kesinlikle
bunaltıcı
zarar vermek
editör
eleştirel
hayran olmak
genişlemek
VOCABULARY LESSON 2
achieve
accountant
aerobics
affect
annual
antique shop
athletics
average
beat (of the heart)
brilliant (of sunshine)
bite
can't bear
caravan
collect
common sense
complexion
confess
contented
cookery book
court (for tennis)
cruel
daffodil
decade
decorate
başarmak
muhasebeci
aerobik
etkilemek
yıllık
antika dükkanı
atletik
ortalama
kalp atışı
parlaklık
ısırmak
katlanamamak
karavan
biriktirmek
sağ duyu
ten
itiraf etmek
mutlu
vemek kitabı
kort
zalim
karanfil
10 yıl
dekorasyon yapmak
53 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
fail
famine
fax machine
fear
feed
fed up (with)
fill
freedom
giant
go out with
greed
hang on
hold up
huge
humble
impressed
impressive
include
inconvenient
incredible
influential
invention
jog
keep in touch with
knock
knowledge
leap
başarısızlığa uğramak
açlık
faks makinesi
korku
beslemek
bıkmak
doldurmak
özgürlük
iri
çıkmak
açgözlülük
beklemek
ertelemek
iri
mütevazı
etkilenmiş
etkileyici
içermek
uygun olmayan
inanılmaz
etkileyici
icat
yürüyüş
iletişim kurmak
vurmak
bilgi
sıçrama
delight
delighted
department store
dust
detached
devote
disaster
dive
earn
earthquake
enthusiasm
equipment
exercise
expiry date
extremely
fascinated
figure
flight
famine
generous
gloomy
goalkeeper
gate
goods
grounds
hire
historian
zevk
memnun
alışveriş merkezi
toz
müstakil
adamak
felaket
dalmak
kazanmak ( para)
deprem
isteklilik
araç-gereç
egzersiz
son kullanma tarihi
çok
büyülenmiş
şekil
uçuş
açlık
cömert
sıkıcı
kaleci
geçiş
mal
zemin
kiralamak
tarihçi
54 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
leave
lighthouse
long for
loo
mankind
man-made
marvellous
medal
microchip
musical instrument
noodle
obsessed
obvious
operation
oversleep
owe
palace
pear
pet
philosophical
play
pleasure
point
product
race
raw
terk etmek
fener
özlemek
tuvalet
insanoğlu
insan yapımı
harika
madalya
mikroçip
müzik enstrümanı
şehriye
saplantılı
açık ,aşikar
ameliyat
çok uyumak
sahip olmak
saray
armut
evcil hayvan
felsefi
oyun
zevk
nokta
baskı
ürün
ırk, yarış
ham
improve
increase
infect
inflation
incapable of
joy
keep-fit
knee
knee pad
leotard
luxurious
luxury
mean
missing
mild
monastery
nun
opera
out of work
particularly
permanance
performance
plain(of food)
plainly
planet
plant
plumber
geliştirmek
artmak
bulaşmak
enflasyon
yeteneksiz
eğlence
zinde
diz
dizlik
bale elbisesi
lüks
lüks
cimri
kaçan, eksik
yumuşak
manastır
rahibe
opera
işsiz
özellikle
daimilik
performans
sade
sade bir şekilde
gezegen
bitki
Tesisatçı
55 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
ray
reputation
reputable
research
revolutionize
rise
risk
round
save
silk
slightly
stand for
statue
step
stone
sunny
surgeon
swimming costume
take part in
tomb
tradition
unprecendented
vegan
wonder
wander
wonderful
wonders
ışın
ün
saygı değer
araştırma
devrimleşmek
yükselmek
risk
çevre
kurtarmak
ipek
küçük bir şekilde
temsil etmek
heykel
basamak
taş
güneşli
cerrah
mayo
katılmak
mezar
gelenek
tek,eşsiz
vejeteryan
merak etmek
gezmek
harika
harikalar
potter
prayer
protect
provide
quite
rather
referee
relative (of a person)
relax
remarkable
refuse
respectable
ridiculous
ray
rude
run
rush
sale
seasonal
semi-final
series
severe
shorts
show
silly
smart
solitude
bahçe işi ile uğraşmak
dua
korumak
sağlamak
oldukça
oldukça
hakem
akraba
rahatlamak
kayda değer
reddetmek
saygı değer
saçma
ışın
kaba
işletmek ( kuruluş)
acele etmek
satış
sezonsal
yarı-final
dizi
vahşi
şort
şov
aptal
şık, akıllı
yalnızlık
56 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
worship
top(clothing)
tournament
traffic warden
tender
treasure
tulip
ugly
unemployment
van
volleyball
weapon
wedding anniversary
wisdom
work of art
wrinkled
VOCABULARY LESSON 3
abandon
absolutely
accidentally
act
affair
amateur
anticipate
apologize
archaeologist
bald
tapmak
üst
turnuva
trafik polisi
şefkat
hazine
lale
çirkin
işsizlik
minibüs
voleybol
silah
evlilik yıldönümü
akıl
sanat eseri
kırışık
terketmek
kesinlikle
kazara
rol yapmak
ilişki
amatör
ummak
özür dilemek
arkeolog
kel
sore
steady(of a job)
stuck(in a job)
stipulate
suburb
sweet (of a person)
tell a lie
tender
tender (of meat)
throat
tidy
tolearant
tool
trouble
take off
trust
VOCABULARY LESSON 4
admission
allow
admire
arrange
arrangement
assume
backpack
bang on time
behave
blow your nose
acı
düzenli, devamlı
sıkışıp kalmak
öngörmek
varoş
tatlı
yalan söylemek
şefkat
yumuşak et
boğaz
toplu
hoşgörü
araç-gereç
Bela
Üstünü çıkarmak
Güvenmek
kabul etme
izin vermek
havran olmak
düzenlemek
düzenleme
farz etmek
sırt çantası
tam zamanında
davranmak
burnunu sümkürmek
57 Her hakkı D A Y L I G H T E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
band
bandage
ban
beg
balcony
biography
bitter
blood
blues
boarding school
branch (of a tree)
break (rules)
breathe
brush
bear
bury
brand
carreer
castle
chapter
cheek(on your face)
childhood
chimney
compose
composer
curly
deposit
erkek grubu
bandaj
yasaklamak
yalvarmak
balkon
biyografi
acı
kan
blues ( müzik türü)
yatılı okul
dal
kuralları bozmak
nefes almak
fırçalamak
doğurmak
gömmek
marka
kariyer
kale
bölüm
yanak
çocukluk
baca
bestelemek
bestekar
kıvırcık
depozit
bother
bovv(of your body)
boundary
business card
campaign
casual
casually
chalk
chew (gum)
choose
clasp(hands)
cleanliness
cloth
code(of the phone)
colleague
confirm
cool (of people)
corresponding
cry(=make a noise)
custom (=habit)
date of birth
deal (in business)
deal with
deny
drop sb(somewhere)
easy-going
emotional
rahatsız etmek
reverans yapmak
sınır
kartvizit
kampanya
günlük
günlük olarak
tebeşir
çiğnemek
seçmek
bir araya getirmek
temizlik
kumaş
kod
meslektaş
doğrulamak
serin kanlı
ilişkili
bağırmak
gelenek
doğum tarihi
ilişki
ilgilenmek
inkar etmek
birini bir yere bırakmak
uyumlu
duygusal
58 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
desperately
despite
determined
diamond
dig
disappear
disappoint
dote on
draw (a picture)
drawing
die=pass away
driving test
elderly
eventually
excavation
exceptional
fable
feature(of a face)
fiction
fist
flow
foolish
forest
fortuner
freezing
furious
gambler
umutsuzca
rağmen
kararlı
elmas
kazmak
ortadan kaybolmak
hayal kırıklığına uğramak
vurgulamak
çizmek
resim
vefat etmek
sürüş testi
yetişkin
son olarak
bilimsel gezi
haricen
fabl
özellik
kurgu
yumruk
akmak
aptal
orman
falcı
dondurucu
asabi
kumarbaz
employee
employer
engaged (on the phone)
entertain
enthusiastic
enthusiasm
essential
establish
etiquette
exchange
executive
expect
extension
fill in (a form)
formal
fun-loving
gift-wrap
global
greet
guidebook
hand
hard-working
have enough of
headmaster
heel
height
hold
çalışan, işçi
iş veren
meşgul
eğlenmek
istekli
isteklilik
gerekli
kurmak
etiket
değiş tokuş etmek
üst düzey
ummak, beklemek
dahili
doldurmak
resmi
eğlence seven
hediye paketi
küresel
selamlamak
rehber
el
çalışkan
yeterli.... olmak
başkan
topuk
yükseklik
tutmak
59 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
gangster
genius
go hunting
go camping
grief-stricken
heal
heart failure
hit(=success)
homesick
horror movie
hold
insist
in the distance
icon
ironing
knight
laugh
lead
lifelike
limelight
lord
magnificent
mansion
masterpiece
match (in sport)
merrily
moral
gangaster
dahi
ava gitmek
kampa gitmek
kederli
iyileştirmek
kalp yetmezliği
başarı
evini özlemiş
korku filmi
tutmak
ısrar etmek
uzakta
biblo
ütü yapma
şövalye
gülmek
liderlik etmek
canlı gibi
spot ışık
lord
harika
konak
başyapıt
maç
mutlu bir şekilde
ahlak
hospitable
housework
humorous
humble
income
insult
interrupt
knit
lazy
length
liar
light-hearted
link
loads of things(=lots of things)
manners(=behaviour)
marital status
master
matter
modest
nothing
nappy
nationalistic
note
notice-board
occupation
offensive
outgoing
misafirperver
ev işleri
espiritüel
mütevazı
gelir
hakaret etmek
bölmek,arasına girmek
örmek
tembel
uzunluk
yalancı
hassas
bağlantı
çok
davranış
medeni durum
efendi
durum
mütevazı
hiçbir şey uykulu
milliyetçi
not
duyuru panosu
meslek
kırıcı
sosyal
60 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
mysterious
necklace
negro
neighbourhood
nervous breakdown
oak tree
oil tree
oil painting
only(chid)
onwards
orchestra
outnumber
painfully
part (in a play)
peacefully
pianist
pigeon
poison
pop group
popularity
portrait
puncture
record
refuse
release
report
rough(area)
gizemli
kolye
zenci
komşuluk
sinir krizi
meşe
zeytin ağacı
yağlı boya
tek çocuk
üstüne doğru
orkestra
sayıca fazla
acı bir şekilde
bölüm
huzurlu bir şekilde
piyanist
güvercin
zehir
pop grubu
popülarite
portre
lastik patlaması
kayıt
reddetmek
serbest bırakmak
rapor
engebeli
pint(of beer)
postcode
pudding
punctual
punishment
put sb up (for the night)
rainy season
realize
register
regularly
reserved
respectful
responsibility
retired
roll
romantic
rule
rush
search
seat-belt
self-employed
seniority
serious
set(the table)
shake hands
show off (=boast)
sign(your name)
yarım
posta kodu
puding
dakik
ceza
davet etmek
yağmurlu mevsim
farkına varmak
kayıt olmak
düzenli bir şekilde
utangaç,içine kapanık
saygıdeğer
sorumluluk
emekli
yuvarlamak
romantik
kural
acele
aramak
emniyet kemeri
kendi işinde çalışan
üstünlük
ciddi
masa kurmak
el şıkışmak
şov yapmak,övünmek
imza atmak
61 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
score(a goal)
sculpture
sensitive
set off
settle ( a fight)
sketch
skill
slave
spill
spinster
spoilt
spot
star
swimming costume
smooth
subsequent
suffer
sunbathe
silly
talent
tap(your feet)
terrific
thoroughly
torn
tired of
teenager
triangle
gol atmak
heykel
hassas
yolculuğa çıkmak
kavga etmek
sikeç
yetenek
köle
dökmek
evde kalmış
şımarık
belirgin
yıldız
mayo
düz
takip eden
acı çekmek
güneşlenmek
aptal
yetenek
ayakla ritim tutmak
korkunç
tamamen
yırtık
bıkmak
ergenlik çağında olan genç
üçgen
signpost
signature
skate-boarding
sunglasses
sleeve
sociable
sole (of your foot)
sophisticated
spray
status
stereotype
strict
see off
submit
suncream
talkative
terrified
thereafter
tidy
tip(=suggestion)
tolerant
travellers cheque
universal
valuable
water(plants)
welcome
well-dressed
levha
imza
kay kay yapma
güneş gözlüğü
kol manşeti
sosyal
ayak tabanı
kültürlü
sprey
durum
tek tip
katı,sert
yolcu etmek
teslim etmek
güneş kremi
konuşkan
korkulu
sonra
derli toplu
öneri
hoşgörülü
seyahat çeki
evrensel
değerli
sulamak
hoşgeldiniz!
iyi giyimli
62 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
thunder
tune
ultimately
unbelievable
undisputed
unique
unless
upset
vine
vineyard
wake
VOCABULARY LESSON 5
accommodation
agriculture
admittance
arrange
available
avocado
backbone
bakers
balcony
boiling
cancel
caviar
candidate
chambermaid
characterize
fırtına
ton
sonuç olarak
inanılmaz
tartışılmaz
eşsiz
medikçe.madıkça
üzgün
asma
asma bahçesi
uyand ırmak
kalacak yer
tarım
kabul
düzenlemek
uygun
avakado
sırt kemiği
fırın
balkon
kaynayan
iptal etmek, call off
havyar
aday
hizmetli
karakterize etmek
widespread
widowed
wink
yawn
wave (in the sea)
wealthy
wig
wound
wrist
wrong
way
VOCABULARY LESSON 6
absorb
accent
accept
agree
agricultural
anonymous
area
article
attitude
back door
backwards
bank account
bizarre
boil(food)
boom (succeed in business)
yaygın
dul
göz kırpmak
esnemek
dalga
zengin
peruk
vara
dirsek
hata
yön
emmek
aksan
kabul etmek
onaylamak
tarımsal
anonim
alan
makale
davranış
arka kapı
arkadan
banka hesabı
acayip
kaynatmak
başarılı olmak
63 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
chilly
climate
cloud
cloudy
coastline
collect
come across
confirm
consider
council
crossing(in a boat)
crystal
cuckoo clock
dark
definitely
degree(of temperature)
descent
dramatic
edge
effect
enthusiasm
enquiry
exhausted
exhilarated
experience
face
factory
dondurucu
iklim
bulut
bulutlu
kıyı şeridi
biriktirmek
karşılaşmak,bump into
doğrulamak
düşünmek
konsolosluk
karşıya geçme
kristal
guguklu saat
karanlık
kesinlikle
derece
soy
dramatik
kenar
etki
isteklilik
soruşturma
çok yorgun
heyecanlı
tecrübe
yüz
fabrika
build (of a body)
by the way
can't help
can't stand
charming
comforting
common(in common)
compare
complicated
conclusion
confidence
consist
cosmopolitan
cough
companion
cross(=angry)
cry(have tears)
cute
damage
directly
disguise
disgusting
dish
display
drive sb mad
dry clean
enthusiastic
yapı
bu arada
kendini alamamak
katlanamamak
çekici
rahatlatıcı
ortak
kıyaslamak
karışık
sonuç
güven
içermek
kozmopolit
öksürmek
yandaş
kızgın
ağlamak
şirin
zarar vermek
direkt olarak
kılık değiştirmek
iğrenç
tabak çanak
oynatmak
birini çıldırtmak
kuru temizleme
istekli
64 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
fashion
fear
ferry
field
fog
foggy
forecast
fortnight
freezing
unforgetable
frustrating
gallery
gentle
get further into
grateful
guest
hair-cut
half way
hang on (=wait)
heavy(of rain)
heavy industry
hill
honeymoon
hop in (a car)
hurry
include
habit
moda
korku
feribot
tarla,alan
sis
sisli
tahmin
15 gün
dondurucu
unutulamaz
iğrenç
galeri
kibar
ilerlemek
minnettar
misafir
saç kesimi
yarı yol
beklemek
sağanak yağış
ağır sektör
tepe
balayı
arabaya binmek
acele
içermek
huy
even
event
except
enlarge
external
fan(=supporter)
fancy
fantastic
fast(food)
fat
fight
floor (first.second,etc.floor)
flu
local point
foreign trade
fresh(food)
frozen
gastronomic
get on (with sb)
get rid of
gravitate
health
historic
home-grown
harvest
hot (of curry)
human rights
bile
olay
hariç
genişletmek
dış
taraftar
havai etmek
harika
ayak üstü yemek
şişman
kavga
kat
grip
odak noktası
dış ticaret
taze
donmuş
mide ile ilgili
geçinmek
kurtulmak
yönelmek
sağlık
tarihsel
evde yetiştirilmiş
mahsül
acı
insan hakları
65 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
itinerary
jail
lace
land (a plane)
leather
left(there's no sugar left)
lightning
loaf
loan
mainly
materialistic
melon
message
millionaire
mining
minus
mist
misty
mentally
navigate
pack
penguin
petrol
pleasure
pony
poor
populated
yolculuk programı
hapishane
dantel
karaya inmek
deri
kalan
aydınlatma
somun
borç
özellikle
materyalist
kavun
mesaj
milyoner
maden kazma
eksi
pus
puslu
mantıklı olarak
yönlendirmek ( deniz)
toplanmak
penguen
benzin
zevk
tav
fakir
kalabalık
influential
impression
impatient
increasingly
industrial
inferior
influence
ingredient
inquire
inseparable
instead of
invasion
keen(of a supporter)
kettle
landscape
lose
limitless
look forward (to sth)
loss
mad (about sth)
major
manage
management
meek
ministry
mug
neither(of them)
etkileyici
izlenim
sabırsız
artarak
endüstriyel
alt
etki
içindekiler
araştırmak
ayrılmaz
verine
istila
düşkün
su ısıtıcısı
kara
kaybetmek
limitsiz
dört gözle beklemek
zarar
delirmek
başlıca
başarmak, yönetmek
başarı, yönetim
mütevazı
bakanlık
fincan
her ikiside değil
66 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
preferably
qualification
random
recent
reception(after a marriage)
recommend
remind
remove
require
revise
revision
rough
shampoo
shower
showery
sidewalk
sightseeing
situated(be situated)
smooth(sea)
souvenir
spot(=place)
statue
storm
stormy
straight away
stress
temperature
tercihen
özellik
rastgele
son zamanlardaki
davet
tavsiye etmek
hatırlatmak
ortadan kaldırmak
gerektirmek
tekrarlamak
tekrarlama
zor
şampuan
duş
sağanak yağış
kaldırım
turistik gezi
bulunma
düz
hediyelik eşya
odak
heykel
fırtına
fırtınalı
dümdüz
stres
ısı
notice-board
nowadays
obviously
occasion
old-fashioned
olive oil
overcrowded
owner
particularly
passion
path
pie
plain (food)
plan (of a room)
plant(=flower)
population
polluted
preference
produce
proud
pulley
queue
rabbit
race(=rush)
ration
ray(of hope)
recipe
duyur panosu
bugünlerde
açık olarak
vesile
eski moda
zeytin yağı
çok kalabalık
sahip
özellikle
tutku
patika
turta
sade
plan
bitki yetiştirmek
nüfus
kirli
tercih
üretmek
gurur
askı
kuyruk, sıra
tavşan
yarış, acele
oran
ışık
tarif
67 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
thunder
tip(=money)
top
towel
tower
twin room
vacation(USA)
valley
vast
view
worry
wild(animal)
wooden
wrap up(warm)
zoo
survive
table manners
tasteful
tasteless
tasty
tie (piece of clothing)
tie
tragedy
tremendously
troubled
unusable
vacant
kasırga
bahşiş
üst
havlu
kule
iki kişilik oda
tatil
vadi
büyük, geniş
görüş
endişe etmek
vahşi
tahtadan yapılmış
ısınmak
hayvanat bahçesi
kurtulmak
masa kuralları
leziz
lezzetsiz
leziz
kravat
bağlamak
trajedi
büyük bir şekilde
başı belada olan
kullanılmaz
boş
recover
rectangular
replace
reserved
respect
respected
rich(of food.soil)
risk
row(=line)
rude
ruin
rural
sauce
search
seaside
seldom
shepherd
sink
size
soil
sophisticated
spare
speak your mind
spoil (food)
spontaneous
starving
steaming(of a hot drink)
iyileşmek
dikdörtgen
yer değiştirmek
içine kapanık
saygı
saygılı
verimli
risk
sıra
kaba
zarar vermek
kırsal
sos
aramak
deniz kenarı
nadiren, rarely
çoban
batmak
beden
toprak
kültürlü
boş
aklındakini söyle!
ekşimiş
eş zamanlı
çok acıkmış
buharlı
68 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
waste(of time)
whatever
VOCABULARY LESSON 7
acceptable
adore
advertisement
advice
announce
answer phone
applicant
application
apply (for a job)
appreciate
approve
archeology
astronaut
attendant
based(e.g.be based in Paris)
blanket
bring up sth(=mention)
bring up children
brown (from the sun)
cell
chaos
choice
choir
charge with
zaman kaybı
her ne ise
onaylanabilir
taparcasına sevmek
reklam
öğüt
anons
telefona cevap vermek
başvuran kişi, aday
başvuru
başvurmak
kıymet bilmek
onaylamak
arkeoloji
astronot
katılımcı
bulunma
battaniye
bahsetmek
yetiştirmek
bronzlaşmak
hücre
kaos
seçenek
koro
suçlamak
stranger
surely
VOCABULARY LESSON 8
actually
afford (can't afford)
after all
aid
AIDS
amazed
amnesty
amount
animal welfare
anyway
appreciate
as soon as
as well
astonished
at least
accuse of
because of
beg
break the law
broke(=having no money; informal)
bunch(of flowers)
burglar
calm
camp
yabancı
kesinlikle
aslında
bütçesi yetmek
hepsinden sonra
yardım
AİDS
şaşırmış
af
miktar
hayvan sağlığı
her neyse
değer bilmek
olur olmaz
de,da
şaşırmış
en azından
suçlamak
den dolayı
yalvarmak
kanunları yıkmak
çulsuz
buket
hırsız
sessiz
kamp
69 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTlTUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, coğaltılamaz.
coach
companion
competition
complain
convince
cookery
copy
correspondent
cousin
cover
creation
cruise
CV (=curriculum vitae)
degree (from a university)
delighted
disappointed
disaster
earthquake
elect
enclose
excuse
explorer
extension(of a telephone)
fashionable
flood
fluent
footstep
otobüs
arkadaşlık
rekabet
şikayet etmek
inandırmak
yemekle ilgili
kopya
ilişkili
kuzen
kapsamak
yaratma
deniz gezisi
özgeçmiş
derece
memnun
hayal kırıklığına uğramış
felaket
deprem
seçmek
iliştirmek
mazeret bulmak
kaşif
dahili
moda
sel
akıcı
adım
carry on(=continue)
charitable
charity
circumstance
court (of law)
crop
cruelty
delay
demand
deserve
desperate
diary
disease
donation
drought
economic
effort
either(I don't either)
embassy
enormous
envy
especially
estimate
evaporate
even (even John)
essential
envious
devam etmek
yardım edilebilir
yardım kuruluşu
durum
mahkeme
mahsül
zalimlik
ertelemek
talep etmek, ask for
hak etmek
umutsuz
günlük
hastalık
bağış
kuraklık
ekonomik
efor
de.da (olumsuz)
elçilik
büyük
havran olmak
özellikle
tahmin etmek
buharlaşmak
bile
gerekli
hayran
70 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
force sb(to do sth)
forgive
crucial
get back to sb(on the phone)
get on withsb(e.g.your parents)
fatal
get sth over (=communicate)
get over sth(=recover)
give up(=stop)
go out with sb
grow up
headline
heavy(of rain)
hold(=wait)
indeed
interpreter
jockey
journalism
judge
just in case
kidnap
lawyer
line (of a phone)
look after
look like
look up
lie
zorlamak
affetmek
önemli
geri dönmek
anlaşmak
ölümcül
iletişim kurmak
üstesinden gelmek
vazgeçmek
çıkmak
yetiştirmek
başlık
sağanak
beklemek
gerçekten
tercüman
jokey
gazetecilik
hakim
davada adillik
çocuk kaçırmak
avukat
hat
ilgilenmek
benzemek
bilgi araştırmak
uzanmak
fall in love
famine
fantasize
fascinating
fee
filthy
fix
fluid
fond of sb/sth
food poisoning
necessary
for example
imperative
game of cards
generally
generously
get hold of sb(=contact)
get lost
groceries
guard
handle
honest
sincere
homeless
hardworking
moral
improbable
aşık olmak
açlık
havai etmek
büyüleyici
ücret
kirli
tamir etmek
sıvı
düşkün olmak
gıda zehirlenmesi
gerekli
örneğin
çok gerekli
ovun kartı
genel olarak
cömertçe
ilişki kurmak
kaybolmak
bakkal
koruma
baş etmek
dürüst
içten
evsiz
çalışkan
ahlak
imkansız
71 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
make sb redundant
managing director
manor
manual labour
model (person)
nanny
operation (medical)
package holiday
part-time
pat
personnel manager
persuade
phase(=period)
pick up(=get better)
pick sth up(=learn)
poet
politics
post(=job)
pretend
priceless
majority
put sb through (on the phone)
put up with sb/sth(=tolerate)
regret
resign
resignation
retire
kovmak
müdür
konak
elle yapılan iş
manken
dadı
ameliyat
paket tatil
yarı zamanlı
vurmak
personel müdürü
ikna etmek
döneni
iyileşmek
öğrenmek
şair
politika
meslek
gibi görünmek
paha biçilmez
çoğunluk
bağlamak
hoşgörülü olmak
pişman olmak
istifa etmek
istifa
emekli olmak
incurable
inherit
insist
intensive
invest
investigate
pore over
join
kindness
laboratory
lawful
leak
link
loan
lottery
lean over
mate(=friend:informal)
means(=methods)
meanwhile
medical supply
mild
minority
nearly
of course
offer
oil spill
on time
tedavi edilemez
miras kalmak
ısrar etmek, persist
yoğun
yatırım yapmak
soruşturma yapmak
gözden geçirmek
katılmak, take part in
kibarlık
laboratuar
kanuni
sızıntı
bağlantı
borç
piyango
abanmak
arkadaş
metot
bu arada
tıbbi destek
yumuşak
azınlık
yaklaşık olarak
tabi ki
teklif etmek
yağ damlası
zamanında
72 Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
retirement
row(=argument)
rubbish bin
run out of sth (e.g .sugar)
safe (=well)
senior citizen
servant
standard
successful
suntan
surgeon
surveyor
take after sb (e.g your mother)
take off(=become successful)
take off (of a plane)
take sth up (e.g.a sport)
be taken aback
textile company
tone (on a phone)
training course
narrow-minded
twice
twin
van
various
warning
widely
emeklilik
kavga, münakaşa
çöp kutusu
tükenmek
güvenli
üst düzey halk
hizmetçi
standart
başarılı
güneş yanığı
cerrah
anketör
benzemek
başarılı olmak
havalanmak
hobiye başlamak
şaşırmak
tekstil şirketi
ton
eğitim
geri kafalı
iki kez
ikiz
minibüs
çeşitli
uyarı
geniş bir şekilde
only
oppose
penniless
permission
pick up sb/sth(=collect)
possibility
pour
prevention
prisoner of conscience
prize
promote
psychotherapist
publicize
purpose
put pressure on sb
racehorse
mean
rehabilitate
release
research
absent-minded
search
secret
smash
solve
dump
sponsor
sadece
karşı gelmek
çulsuz
izin
biriktirmek
imkan
dökmek
engel
düşünce mahkumu
ödül
terfi etmek
psikoterapist
halka arz etmek
amaç
baskı yapmak
yarışatı
cimri
rahatlatmak
serbest bırakmak
araştırmak
dalgın
aramak
sır
vurmak
çözmek
aptal
sponsor
73 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'aD aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
widow
worldwide
wrap
wanted
winner
word processor
would rather(=prefer)
wise
wine
VOCABULARY LESSON 9
abandoned
abush
air
ambition
ambitious
annoyed
as a matter of fact
au pair
background
botanic
bald
cheat
cheerful
clear sth away (e.g.a mess)
clearly
condemn
colleague
dul
dünyaca yaygın
paketlemek
aranan
kazanan
daktilo
tercih etmek
Erdemli
Şarap
terkedilmiş
utanmak
Hava
Hırs
Hırslı
rahatsız olmuş
aslında
çocuk bakıcısı
özgeçmiş
botanik
kel
kopya çekmek
neşeli
toplamak
açık olarak
işlemek
meslektaş
sunburnt
tempt
therefore
treat
unfortunately
unpredictable
verse
visa
whale
VOCABULARY LESSON 10
admire
advertising
aggressive
air-conditioning
airmail
apart from
ashtray
aspect
attached(=fond of)
attack
attic
authority
autobiography
automatic car
award
ban
birthday card
güneşte yanmış
eğilimi olmak
böylece.so
davranmak
maalesef
tahmin edilemez
düz yazı
vize
balina
havran olmak
reklam
saldırgan
havalandırma
hava postası
hariç, except for
küllük
özellik
düşkün
saldırı
çatı katı
oterite
otobiyografi
otomatik araba
ödül
yasaklamak
doğumgünü kartı
74 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a ailtir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
colorless
combine
convince sb of sth
clutch
curious(=wanting to know)
daydream
deal with
definite
depend on sb
destruction
discover
disturb
drop(of water)
estimate
easy-going
effective
enormously
envy
exact
explore
fade
fertile
fire engine
fond of
forest
fountain
good-natured
renksiz
birleştirmek
inandırmak
tutmak
meraklı
hayal görmek
ilgilenmek
kesin
bağlı olmak
zarar
keşfetmek
rahatsız etmek
düşürmek
tahmin etmek
uyumlu
etkili
büyük bir şekilde
havran olmak
tam
keşfetmek
solmak
verimli
motor
düşkün
orman
çeşme, fıskey
iyi huylu
bookcase
brake
brand(of cigarette)
brochure
bulk of stlı(=majority)
chimney
celebrate
chain
chain smoker
chairman
car race
clutch
coffin
collapse
collector
corporate
contemporary
convention
cool(=sophisticated)
drawer
deal with
current(=existing now)
dedicated
down
driving licence
drown
drug
kitaplık
fren
marka
broşür
bolluk
baca
kutlamak
zincir
tiryaki başkan
araba yarışı
tutmak, grasp
tabut
yıkılmak
kolleksiyoncu
birleşmek
çağdaş
gelenek, tradition
kültürlü
çekmece
ilgilenmek
şu an olan
kendini adamış
aşağı
ehliyet
boğulmak
ilaç
75 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
garage
hard-working
harsh
hire
hopeless
housework
I bet!(=I'm sure)
impatient
insist on
impressive
in spite of
in the meantime
inclined to do sth
incredible
inhabitant
insistent
inspect
instead of
keep an eye on sb/sth
lay down
lavender
lazy
lifestyle
literally
magnificent
memory
mess
garaj
çalışkan
sert
kiralamak
umutsuz
ev işi
Eminim!
sabırsız
ısrar etmek
etkileyici
rağmen
bu arada
eğilimli olmak
inanılmaz
yerli
ısrarlı
araştırmak
verine
gözünü ayırmamak
kural kovmak
lavanta
tembel
hayat stili
edebi olarak
büyük
anı
dağınıklık
dust
enthusiastic
effect
egg cup
encyclopaedia
estate agent
even though
expense
expose
extend(a house)
fag(=cigarette:informal)
fault
fire(a gun)
fall down
fireman
fireplace
fireworks
fondness
get-well card
goal
graduate
grey(of hair)
hairbrush
haircut
hairdresser
humiliate
human being
toz
istekli
etki
yumurtalık
ansiklopedi
emlakçı
rağmen
gider
ortaya çıkmak
genişletmek
sigara
hata
ateşlemek
düşmek
itfaiyeci
şömine
havai fişek
düşkünlük
geçmiş olsun kartı
amaç
mezun olmak
kır saçlı
saç fırçası
saç kesimi
kuaför
hor görmek
insanoğlu
76 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
midday
mood
moody
nun
notice
nurse
ocean
only(child)
optimistic
outweigh
oversleep
part
peace
peacefully
perfect
pessimistic
philosopher
plain(=flat land)
plaster(on a broken leg)
pool
put off doing sth(=postpone)
refill
regard
regular
relationship
reliable
remainder
gün ortası
mod
sıkkın
rahibe
fark etmek
hemşire
okyanus
tek çocuk
iyimser
şişman
çok uyumak
bölüm
barış
huzurlu bir şekilde
harika
karamsar
filozof
düz
plaster
havuz
ertelemek, delay
tekrar doldurmak
saygı göstermek
düzenli
ilişki
güvenilir
kalan
hinder
holy
illegal
illustrate
image
instructor
irritated
income
inevitable
infinite
lorry
lung
manufacture
market
misuse
motorbike
moreover
misunderstand
motor racing
narrow
network
nicotine
notebook
order(=request for goods)
packing
panic
pool
engellemek
kutsal
yasa dışı
örneklendirmek
imaj
eğitmen
sinirli
gelir
kaçınılmaz
sonsuz
kamyon
akciğer
üretmek
pazar
yanlış kullanmak
motorsiklet
dahası
yanlış anlamak
motor yarışı
dar
ağ
nikotin
defter
sipariş
toplanma
panik
havuz
77 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
role
remarkable
resentment
reserved
restore
resume
reverse
random
role
row
scene
sensitive
sense
shy
sick(=ill)
silhouette
snore
sociable
soldier
solitary
soul
spectacle(=sight)
sausage
sure
stressful
sunset
sunglasses
rol
kayda değer
kırılma, incinme
içine kapanık
düzenlemek
kurtulmak
ters düşmek
rastgele
rol
kavga
manzara
hassas
duyu
utangaç
hasta
siluet
horlamak
sosyal
asker
yalnız
ruh
görüş
sosis, salam
emin
stresli
güneş batımı
güneş gözlüğü
poster
pray
prematurely
press conference
proper
prove
proof
puritan
put sth out (e.g.a cigarette)
rare
read(=study at university)
remind
remote
revise(for an exam)
salty
screen
second-hand
share
shopping basket
shopping centre
spirit
spare(time)
specialist
split up (of a married couple)
sponsorship
statement
store
poster
dua
önce
basın konferansı
uygun, düzgün
ispatlamak
kanıt
puritan
söndürmek
nadir
üniversitede okumak
hatırlatmak
uzak
tekrarlamak
tuzlu
ekran
ikinci el
paylaşmak
alışveriş sepeti
alışveriş merkezi
ruh
boş zaman
uzman
ayrılmak
sponsorluk
ifade
dükkan
78 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
talkative
threaten
trust
totally
tough(=difficult)
train
tremendous
trip
turn up(=arrive)
unemployed
unreasonable
untidy
ups and downs
vain
vision
vote
wilderness
wish
weigh
weird
wrapping paper
worst
work out
weak
konuşkan
tehdit etmek
güvenmek
tamamen
zor
eğitmek
büyük
seyehat
varmak
işsiz, redundant
mantıksız
dağınık
iniş çıkışlar
boşuna
görüş
oy kullanmak
vahşilik
istek
ağırlığında olmak
acayip, garip
hediye paketi kağıdı
en kötüsü
plan yapmak
zayıf
suffix
sympathy
target
teapot
tear(in your eyes)
tear sth up
tempt
toilet paper
toothache
toothbrush
toothpaste
tractor
traffic warden
tomb
tuition
vehicle
versus
wallpaper
warm
warning
wedding
war
wear out
wind
son ek
kibarlık
hedef
çaydanlık
gözyaşı
yırtmak
eğiliminde olmak
tuvalet kağıdı
diş ağrısı
diş fırçası
diş macunu
traktör
trafik polisi
mezar
eğitim
araç
e karşı
duvar kağıdı
ılık
uyarı
düğün
savaş
yorulmak
rüzgar
79 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
VOCABULARY LESSON 11
absent-minded
acid rain
adopt
appealing
army
authoritative
balloon
band
bite
blame
blow
bother
brain
briefcase
bucket
brave
century
chew
childbirth
city-dweller
clap
colony
concert
cope with
corridor
cruel
dalgın, unutkan
asid yağmuru
evlat edinmek
etkileyici
ordu
otoriter
balon
bando
ısırmak
suçlamak
liflemek
rahatsız olmak
beyin
evrak çantası
buket
cesur
yüzyıl
çiğnemek
çocuk doğumu
şehir yaşayanları
alkışlamak
koloni
konser
baş etmek
koridor
zalim
VOCABULARY LESSON 12
accustomed(to sth)
admit
advise
all-night party
announcement
argue
babysit
boast
best man
birth
bone
bonnet
bossy
boredom
bow(tie a bow)
bow (with your body)
bride
bridesmaid
bury
cap
cemetery
christening
contradict
calm down
cancel
cotton
alışmak
kabul etmek
öğüt
bütün gece süren parti
anons
kavga etmek
çocuk bakmak
övünmek
sadıç
doğum
kemik
bone
patron gibi
sıkkınlık
papyon
reverans yapmak
gelin
nedime
gömmek
kep
mezarlık
hristiyanlık
ters düşmek
sakinleşmek
iptal etmek
pamuk
80 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
divide
diamond
doll
dolphin
duck
evidence
evil
exchange rate
explanation
error
forgetful
found
fortune
generation
give away(money)
grill
gun
guy(=man;informaI)
garbage
goal
historically
hit
hold
horseshoe
hug
infancy
inspector
bölmek
elmas
oyuncak bebek
yunus
ördek
delil
şeytan
döviz oranı
açıklama
hata
unutkan
kurmak
şans
nesil
vermek
ızgara
silah
adam
çöp
amaç
tarihsel olarak
vurmak
tutmak
nal
sarılmak
bebeklik
dedektif
create
cut off (on the phone)
deny
stipulate
urge
doubtful
dress
drum
edge
encourage
exclaim
faint
falsify
have fun
forceful
fortnight
frequency
funeral
gamble
gesture
get engaged
sack
insist on
grave
greet
grief
aid
yaratmak
kesilmek
inkar etmek
öngörmek
cesaretlendirmek
şüpheli
giyinmek
davul
uç
cesaretlendirmek
söylemek
bayılmak
yalanlamak
eğlenmek
kuvvetli
15 gün
sıklık
cenaze
kumar oynamak
mimik
nişanlanmak
kovmak
ısrar etmek, persist
mezarlık
selamlamak
üzüntü
yardım
81 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çogaltılamaz.
kick
kneel
lie
ladder
lecture
lick
life expectancy
lucky
march
monitor
nail
nap
officially
packed(=crowded)
parcel
populated
permanently
pile
point
population
pros and cons
recognize
rescue
right-handed
risky
rope
rush hour
kovmak
diz çökmek
uzanmak
merdiven
ders
yalamak
ömür süreci
şanslı
marş
monitör
çivi
şekerleme yapmak
resmi olarak
kalabalık
parsel
kirli
daimi olarak
yığın
nokta
nüfus
avantaj ve dezavantajlar
tanımak
kurtulmak
sağ elini kullanan
riskli
halat
yoğun saatler
honeymoon
humble
debt
moral
marriage guidance counsellor
maternity leave
medium(of size)
meek
merely
miss(e.g.when hitting sb)
moan
mentality
logical
nappy
noon
obey
objection
offer
order sb to do sth
ordinary
persist in
point out
pram
pregnant
ration
reception
refuse
balayı
mütevazı
borç
ahlak
evlilik danışmanı
çocuk düşürme
orta boy
mütevazı
yalnızca
ıska geçmek
yas tutmak
mantıklılık
mantıklı
uykulu
öğle
uymak
karşı olma
teklif
sipariş etmek
sıradan
ısrar etmek, insist
belirtmek
çocuk arabası
hamile
oran
resepsiyon
reddetmek
82 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
spoilt
shark
shuttle
silver
slippers
smart(=well-dressed)
snail
space
square
stare
superstition
sword
take over
tie
tiger
toy
tourist attraction
tube
trick
tune
unlucky
vase
wander
wavelength
wax
whistle
şımarık
köğek balığı
servis aracı
gümüş
terlik
şık
sümüklü böcek
uzay
kare
dik dik bakmak
batıl inanç
kılıç
üstlenmek
bağlamak
kaplan
oyuncak
turist ilgisi
tüp
tuzak
ton
şansız
vazo
gezmek
dalgaboyu
bal mumu
ıslık çalmak
ring(on your finger)
scarf
senior
selfish
severe
severity
sob
solicitor
spring(i.e.the season)
sweep
silly
sympathy
sauce
timid
tremble
unpack
vanish
wedding
widow
witch
yüzük
eşarp
üst düzey
bencil
sert
sertlik
hıçkıra hıçkıra ağlamak
avukat
bahar
yerleri silmek
aptal
kibar
sos
utangaç
titremek
açmak
ortadan kaybolmak
düğün
dul
cadı
83 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
THE MOST COMMON ENGLISH EXAM WORDS
Abandon Abash
Abdicate Abet
Abortion
Abridge Abrogate
Abruptly Absolute
Absolutely
Absorb
Abstemious Abstract Accede
Accelerate Access
Accessible Accessory
Accommodations
Accomplice Accord
Accost
Account for sth
Accumulate Accurate
bırakmak (v)
utandırmak (v)
feragat etmek (v)
cesaret vermek (v)
çocuk düşürme,başarısızlık (n)
kısaltmak (v)
kaldırmak,feshetmek (v)
aniden (adv)
tam, sınırsız (v)
bütünüyle,tamamen,kesinlikle (adv)
içine çekmek,emmek (v)
kanaatkar (adj)
soyut,teorik (adj)
razı olmak,kabul etme (v)
hızlandırmak (v)
giriş (n)
faydalanabilir (adj)
aksesuar;suç ortağı(n)
kalacak yer
suç ortağı (n)
anlaşma (n)
yanaşmak (v)
hesap vermek
biriktirmek (v)
doğru (adj)
Magnificent Magnificently
Mainly Maintain
Maintenance
Majority Manufacture
Mediaeval
Merely Meticulous
Mettle
Migrate
Migration Mild Misconception
Mislead Monetary
Mutual
Negligence Negligent
Negligently
Negotiate Negotiation
Network
Nominate
muhteşem (adj) mükemmel olarak (adv)
başlıca (adv)
sürdürmek (v)
bakım işi (n)
çoğunluk (n)
imal (n), (v)
orta çağa ait (adj)
sadece (adv)
çok titiz (adj)
huy (n)
göç etmek (v)
göç (n)
hafif (genellikle sigara ve hava için) (adj)
yanlış anlama (n)
yanlış yola sevketmek (v)
paraya ait (adj)
karşılıklı (adj)
ihmal (n)
ihmalci (adj)
dikkatsizce (adv)
anlaşmayı görüşmek (v)
görüşme (n)
ağ örgüsü (n) başkasını aday olarak göstermek (v)
84 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTlTUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Achieve Acquire
Acrid Acrimonious Adamant
Adamantly Adapt
Adequate Adequacy
Adequately Adhere
Adjacent
Administration Admit
Admonish
Adopt Adore
Adroit
Advance Advance
Advanced Adversary
Adverse
Adversely Adversity
Aesthetic
Affluent
başarmak (v)
gerektirmek (v)
buruk,aeı,ekşi,sert(adj)
acı,ters,sert,haşin (adj)
emin (adj)
kararlı bir şekilde (adv)
uygulamak (v)
uygun (adj)
uygun olma,yetenek (n)
yeterli derecede (adv)
yapışmak, tutmak, bağlamak (v)
bitişik, komşu, yakın (adj)
yönetim (n)
kabul etmek (v)
azarlamak (v)
evlatlığa kabul etmek (v)
aşırı derecede sevmek (v)
becerikli,usta (adj)
gelişme;avans (n)
ilerlemek (v)
ilerlemiş (adj)
hasım, düşman (n)
zıt (adj)
karşı olarak (adv)
zorluk
estetik (adj)
bol akan,zengin (adj)
Notable
Notorious Notwithstanding
Oblige Obligation
Obsess
Obsession Occur
Omit
Onward
Outcome Output
Outrageous Overall
Overcome
Overwhelm Participate
Particularly
Penetrate Permissible
Persist
Persuade
Pervasive Phenomenon Plaque
Point out
Poll
dikkate değer (adj)
dile düşmüş (adj)
her ne kadar (conj)
zorlamak (v)
mecburiyet (n)
hiç aklından çıkmamak (v)
saplantı (n)
olmak (v)
atlamak (v) den,dan, başlayarak den/dan itibaren (adj),(adv)
sonuç (n)
randıman (n)
çok çirkin (adj)
baştan başa olan (adj), (n)
galip gelmek (v)
basmak (v)
katılmak (v)
özellikle (adv)
içine işlemek (v)
izin verilebilir (adj)
ısrar etmek (v)
ikna etmek (v)
yayılmış (adj)
olgu (n)
plaket (n)
göstermek (v)
anket (n)
85 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Aggravate
Agile
Agitate Aglow
Aggressive
Ailment Ajar
Akin
Albino Alert
Alienate Allegation
Alleviatye
Allure Alluring
Aloof Ambiguous
Amenable
Amiable Amicable
Amnesia Ample Amplify
Anachronism
Analog}'
Anguish Announce
ağırlaşmak (v)
çevik, (adj)
tahrik etmek (v)
parlak, (adj) saldırgan, (adj)
rahatsızlık (n)
aralık-az açık kapı
akraba
albinos.doğuştan beyaz saçlı (n)
uyanık, (adj)
vazgeçirmek (v)
iddia (n)
hafifletmek (v)
büyülemek (v)
cazip,çekici,(adj)
uzak,soğuk,ayrıca (adj)
belirsiz,müphem (adj)
uysal, sorumlu (adj)
tatlı,hoş (adj)
dostane,dostça (adj)
tıbta hafıza kaybı,amnezi (n)
bol, geniş (adj)
genişletmek, bollaştırmak (v)
tarih hatası (n)
kıyas (n)
şiddetli ızdırap (n)
bildirmek,ilan etmek (v)
Portion
Portray Portrayal
Post Precaution Prejudice
Premise
Premises
Presumably Presumption
Presuppose
Presupposition
Prevail Prevailing
Primitive
Priorty Privatise
Privilege
Privileged
Profit Profound
Profoundly
Prolific Promote
Promptly Proposal Prospect
kısım (n)
resmetmek (v)
resmetme (n)
görev (n)
önlem (n)
önyargı (n)
öncül(n)
mal (n) tahminen (adv)
haddini aşma (n)
önceden farzetmek (v)
önceden farzedilen şey (n)
yenmek (v)
hüküm süren (adj)
ilkel (adj) öncelik (n)
özelleştirmek (v)
ayrıcalık (n)
imtiyazlı (adj)
kar (n), (v)
çok derin (adj)
derinden (adv)
doğurgan (adj)
ilerletmek (v)
derhal (adv)
öneri (n)
görünüş (n), (v)
86 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Anomalous Antiquity
Apathy
Apprehensive Apparent
Apparently Appraisal Appreciate
Apologize Appropriate
Approval Approve
Apt Arbiter Arbitrary
Arid
Arouse
Arraign Arrogance
Articulate
Aspire As regards
Assert
Assess Asset
Assist Assume
kural dışı (adj)
antik çağlar (n)
duygusuzluk (n)
endişeli, duygulu (n adj)
kolay anlaşılır (adj)
açık bir şekilde (adv)
değer biçme (n)
değeriendirmek(v)
özür dilemek
uygun (adj)
onaylama,razi olma (n)
onaylamak (v)
uygun,anlayışlı (adj)
hakem (n)
kendi,kendince (adj)
kurak,tatsız (adj)
canlandırmak (v)
suçlamak,itham etmek (v)
kibir,gurur (n)
ifade etmek (v)
yüksek amaç edinmek (v)
ile ilgili olarak (prep)
ileri sürmek;üzerinde durmak (v)
değerlendirmek (v)
değerli bir nitelik, varlık (n)
yardım etmek,hazır bulunmak (v)
varsaymak;üstüne almak (v)
Prosperity Prosperous Prove
Pursue
Put the blame on someone Rapid
Raw material Rebuke
Recession
Reconciliation
Recovery Recruit
Recruit Recurrent
Recycle
Redundancy
Redundant Refrain Refugee
Regard
Regulate
Rehabilitation Reinforce
Reinforcement Relent
Relentless Relevant
başarı (n)
işi yolunda (adj)
doğruluğu saptanmak (v)
kovalamak (v) suçlamak (v)
hızlı (adj)
ham madde (n)
azarlamak (v), (n)
ekonomik durgunluk (n)
barışma (n)
iyileşme (n)
asker kaydetmek (v)
acemi asker (n)
tekrar meydana gelen (adj)
yeniden kullanılır hale getirmek (v)
fazlalık (n)
gerekenden fazla olan (adj)
şarkı nakaratı (n). (v)
mülteci (n)
saymak (v)
tanzim etmek (v)
eski hale getirme (n)
yeni kuvvet vermek (v)
takviye (n)
yumuşamak (v)
yumuşak bilmez (adj)
uygun (adj)
87 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Assumption
Asylum
Asylum Attain
Attract Attribute
Augment
Authentic Available
Avalanche
Background Balance
Banal
Bankruptcy Beak Belligerent
Beneficial
Benevolent
Besides Biased
Blame
Blame Blemish
Board
Boast Boost Breakdown
varsayım,tavır,sanma (n)
sığınma yeri,sığınak (n)
sığınak,barınak (n)
elde etmek kazanmak (v)
cezbetmek (v)
nitelik,sıfat (n)
büyütmek,artırmak çoğaltmak (v)
otantik,doğru,asıl (adj)
elde edilebilir,kullanılabilir (adj)
çığ,yığın (n)
özgeçmiş (n)
dengelemek (v),(n)
adi,bayağı (adj)
iflas (n)
gaga
dövüşken (adj)
yararlı,iyi (adj)
yardım sever (adj)
bundan başka,ayrıea (prep)
eğilimli (adj)
kabahat(n)
suçlamak (v)
leke, lekelemek (n), (v)
kurul (n)
övünmek;övünme (v), (n)
moralini yükseltmek (v)
analiz;çökme (n)
Relievable
Reluctant Rely
Remarkable
Reminiscent
Remote Renew
Renovation Repressive
Reputation
Require Resign
Respective
Restore Restraint
Resultant
Resume Retrieve
Reveal Revenue
Revise
Revoke
Reward Rugged
Sanction
Satellite Scheme
yardım edilir (adj) istenmeden yapılan (adj)
güvenmek (on) (v)
fevkalede(adj)
-i anımsatan (adj)
ücra (adj) yenilemek (v)
yenileme (n)
bastırıcı (adj)
ad (n)
zorunlu kılmak (v)
istifa etmek (v)
her biri kendisinin olan (adj)
iade etmek (v)
menetme (n)
meydana gelen (adj). (n)
yeniden başlamak (v)
tekrar kazanmak veya düzeltmek (v)
açıklamak (v)
gelir (n)
gözden geçirilip düzeltmek (v)
geri almak (v)
mükafatlandırmak (v), (n)
arızalı (adj)
onay (n)
uydu (n)
plan (n)
88 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Breakthrough Bring about
Budget
Bulk Bulk large
Bulky
Burst Bust
Go bust Bustle
Call
Calumniate Camouflage
Candid
Candidate
Canon Capricious
Captivate Capture
Carry out Cast
Casualty Celestial
Chairman Choreographer
Circumvent
Clamorous
bilimde büyük buluş (n)
neden olmak (v)
bütçe (n)
hacim;önemli bölüm (n)
önemli (adj)
yüklü
patlama ( n)
büst,göğüs (n)
iflas etmek (go bankrupt)
telaş, teleşlanmak (v), (n)
davet etmek, çağırmak (v)
iftira etmek (v)
gizlemek, askeri kamuflaj (v), (n)
samimi (n)
aday (n)
kanun (n)
kaprisili,havai (adj)
büyülemek,cezbetmek (v)
ele geçirmek(v)
uygulamak (phrasal v)
tiyatro oyununda rol alanlar (v),(n)
kazazede,yaralı (n)
göğe ait,kutsal (adj), (n)
başkan (n)
kareograf (n)
tuzağa düşürmek (v)
gürültülü ( adj)
Scholarship
Seek Segregation
Segregate
Stringent
Seize Sensibility
Shareholder Sharpen
Shatter
Shortcoming Significance
Significant
Slope Slump
Sneak
Solely Sophisticated
Sovereign
Spark Spontaneous
Spread
Stability
Staff Standstill
Steep Stem
burs(n)
aramak (v)
ayrılma (n)
ayırmak (v)
zorlu (adj)
yakalamak (v)
hassasiyet (n)
hissedar (n)
bilemek (v)
paramparça (v)
hata (n)
önem (n)
önemli (adj)
bayır (n)
çökme (n), (v)
sürünerek (v), (n)
yalnız (adv)
bilgiç olan (adj)
özerk (adj)
kıvılcım (n), (v)
kendi kendine olan (adj)
yaymak (v), (n)
sağlamlık (n)
değnek (n)
durmak (v)
sarp (adj), (v)
den kaynaklanmak (from), (v)
89 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Clandestine
Clement Clutch
Cognitive Coherence
Coherently
Collapse
Colleague Collusion Comfort
Commit
Commitment
Committed Comparison Compatible
Compensate
Compensation Complement
Complete Completion
Complex Comply
Compose Compromise
Compromise
Compulsive Conceal
gizli
merhametli (adj)
kavrama.kavramak.yakalamak (v) ,(n)
bilmeye veya kavramaya ait(adj)
tutarlık.uygunluk,yapışma (n)
tutarlı olarak (adv)
çökmek, çökme (v). (n)
meslektaş, mesai arkadaşı (n)
hile,tuzak (n)
konfor, teselli etmek (n). (v)
yapmak,yasadışı bir şey yapmak (v)
kesin karar,teslim etme,teslim olma (n)
kendini adamış,bağlı (adj)
Karşılaştırma, bir tutma (n) uygun,geçimli (adj)
telafi etmek: bedelini ödemek (v)
telafi,maaş,bedel,tazminat (n)
tamamlayıcı herhangi bir şey (n)
tamam,tamamlamak.doldurmak(adj) v
tamamlama (n)
karmaşık,çapraşık (n).(adj)
-e uymak, itaat etmek, (v), (with)
meydana getirmek, (v)
uzlaşma(n)
uzlaşmak(v)
zorlayıcı (adj)
gizlemek (v)
Stem Stimulate
Stain
Strike Submit
Subsequent
Subsequently Substance
Substantial
Substantially
Sufficiently Superficial
Supervise Surmount
Susceptible Suspend
Sustain
Tackle Temperament Terrain
Thoroughly Thrill
Throughout
Transaction Treatment
Treaty Trial
sap-kol,gövde (n), (v)
uyarmak (v)
zorlamak (v)
grev (n)
arz etmek (v)
sonraki (adj)
sonuç(adv)
madde (n)
dayanıklı (adj), (n)
esasen (adv)
kafi derecede (adv)
yüzeysel (adj)
denetlemek (v)
üstün gelmek (v)
çabuk alınan (adj)
asmak (v)
desteklemek (v)
palanga (n)
mizah (n)
savaş alanı
tamamen (adv)
çok heyecanlandırma (v), (n)
baştan sona (adv). (prep)
iş yapma (n)
tedavi (n)
antlaşma (n)
yargılama (n)
90 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Concede Concern
Conclusion Condemn
Condole
Condone Conduct
Confine Confirm
Conflict
Conformity Congenial
Conjunction
Consequence Consideration
Consternation
Constituency Constituent
Contitute
Construct Construction
Constructive
Consture Consult
Consume
Contemporary Contemporary
teslim elmek,kabul etmek (v)
ilgi,tasa,alakadar etmek (n),(v)
son,son kısım (adj),(v)
kınamak,suçlu çıkarmak (v)
kedere ortak olmak (v)
göz yummak,kusura bakmamak (v)
yönetim,idare etmek,yönetmek (n).(v)
sınırlamak,hapsetmek (v)
doğrulamak,kanıtlamak (v)
anlaşmazlık,fikir ayrılığı (n)
uygunluk.anlaşma (n)
uygun,iyi geçinen (adj)
birleşme,aynı zamanda olma (n)
sonuç (n)
dikkat,düşünme,olgu (n)
şaşkınlık,dehşet (n)
bir seçim bölgesindeki seçmenler ( n)
bileşiği meydana getiren(n)
teşkil etmek(v)
yapmak, inşaa etmek;çizmek (v)
yapım.yapı.(n).(dilb)
yapıcı (adj)
mana vermek (v)
danışmak (v)
tüketmek (v)
çağdaş (adj)
aynı zamanda yaşamış olan (n)
Turbulent
Ultimate Ultimately
Unanimous
Unanimously
Underestimate
Uniformity
Unlikely Unprincipled
Unstable
Vacant
Validity Vanish
Various Vast Vehement
Vehemently
Versatile
Viable Vicious
Violate Virtually
Virtue
Vision
Vital
Voluntary Wage
gürültülü (adj)
son (adj), (n)
eninde (adv)
aynı fikirde (adj)
birliğiyle (adv)
küçümsemek (v)
aynılık (n)
olası olmayan (adj)
karaktersiz (adj)
sabit veya sağlam olmayan (adj)
boş (adj)
doğruluk (n)
gözden kaybolmak (v)
değişik (adj)
geniş (adj)
şiddetli (adj)
şiddetli (adv)
çok yönlü (adj)
yaşayabilecek durumda olan (adj)
kötü (adj)
bozmak (v)
neredeyse(adv)
haysiyet (n)
görme (n)
yaşamsal (adj)
gönüllü (adj)
ücret (n), (v)
91 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Contemptuous Content
Contribution
Controversial
Controversy' Convince Convict
Convict
Cope with Credible
Crucial Culpable
Curb Currently
Curt
Cynical
Dazzle
Debate Decade Deceptive
Decline
Decline Deed
Defer
Deference Deficit
Deflate
manalı (adj)
kapsam (n)
yardım (n)
ihtilaflı (adj)
tartışma (n)
ikna etmek (v)
mahkum kimse (n)
mahkum etmek (v)
başa çıkmak (v)
inanılır (adj)
çok önemli (adj)
kusurlu (adj)
tutmak (v)
halen (adv)
ters ve kısa (adj)
alaycı (adj)
gözünü kamaştırmak (v)
tartışmak (v), (n)
onyıl (n)
aldatan (adj)
reddetmek (v)
çöküş (n)
ış(n)
sonraya bırakmak (v) (to)-e
uyma (n)
bütçe (n)
havasını veya gazını boşaltmak (v)
Waste Welfare
Widespread
Withdraw Withdrawn
Withstand Witness Wreck
Yield Facade
Facilitate
Fallacious Fascinate Feasible Feeble
Finding
Flexible
Flourish Forbear
Forecast
Forefront Forensic
Forthcoming
Fraction
Framework Frontier
Frutless
atılık ((adj),(n),(v)
iyilik (n)
yaygın (adj)
çekilmek (v)
çekilmiş (adj)
dayanmak (v)
şahit (n)
kaza geçirmek (v), (n)
vermek (v), (n)
bir binanın yüzü (n)
kolaylaştırmak (v)
boş (adj)
büyülemek
yapılabilir (adj)
zayıf (adj)
bulgu (n)
esnek (adj)
gelişmek (v)
kaçınmak (v)
tahmin (v), (n)
en öndeki yer(n)
mahkeme (adj)
yakın gelecek (adj)
çok küçük miktar (n)
kafes (n)
sınır (n)
yararsız (adj)
92 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Delectable Delete
Deliberate
Deliberate Deliberately
Delineate
Delinquent
Demagogue
Demonstrate Denial
Denounce
Depend (on/upon) Deplete
Deplore
Depraved
Depracate Depressing
Derive Deserve
Detain
Detain Detect
Detection
Detect Determine
Devastate
Devastating
hoş (adj) silmek (v)
kasti (adj)
Düşünmek (v)
kasten (adv)
şeklini çizmek (v)
kabahatli (adj)
demagog (n)
Göstermek (v)
inkar (n)
insan fikir (v)
ile güvenmek (v)
tüketmek (v)
-den dolayı kederlenmek (v)
ahlaksız (adj)
karşı koymak (v)
üzücü (adj)
-den sağlamak (v)
bak etmek (v)
Alıkoymak (v)
geciktirmek (v)
fark etmek (v)
bulma (n)
bulmak (v)
karar vermek (v)
harap etmek (v)
Mahveden (adj)
Frustrate Frustration
Function
Fundamental Futile
Genocide
Genuine
Genuinely Genus
Gloomy Glory
Government
Gradually
Grasp Grip Gripping
Growth
Habitat Hardly
Hasitate Hazardous Heedless
Hereditary
Heredity
Highly Hold
Ignore
işini bozmak (v)
hayal kırıklığı (n)
işlev (n)
son derece önemli (adj)
beyhude (adj)
jenosit (n)
hakiki (adj)
gerçekten (adv)
birkaç türden meydana gelen cins (n)
sıkıntılı (adj)
şan (n)
yönetim (n)
ağır ağır (adv)
sımsıkı tutmak (v), (n)
sımsıkı tutmak (v), (n)
sürükleyici (adj)
gelişme (n)
bir hayvanın veya bitkinin yurdu (n)
çok az (adv)
tereddüt etmek (v)
tehlikeli (adj)
dikkatsiz (adj)
kalıtım (adj)
kalıtım (n)
çok,pek (adv)
elinde tutmak (v)
aldırmamak (v)
93 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTlTUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Deviant
Devise Devout
Didactic
Diffident Dilemma
Disagreement
Disastrous Disaster
Disconcert
Disconsolate Discourse
Discreet
Discrepant Discrepancy
Discrete Discretion
Discrimination
Dismiss
Disparity Display Dispose
Disposed
Disposition Dispute
Dispute
Disregard
aykırı düşünen kimse
bulmak (v)
dindar ((adj)
öğretici (adj)
çekingen (adj)
ikilem (n)
anlaşmazlık (n)
felaket getiren (adj)
felaket (n)
düzenini bozmak (v)
kederli (adj)
karşılıklı konuşmak (v)
tedbirli (adj)
farklı (adj)
ayrılık (n)
ayrı (adj)
kibarlık (n)
aleyhte davranma (n)
işten çıkarmak(v)
eşitsizlik (n)
sergilemek (v), (n)
niyetlendirmek (v)
niyetli (adj)
eğilim (n)
kavga (n)
doğruluğundan şüphe etmek (v) , (n)
önemsememek (v), (n)
Illegible
Illuminate Immense
Immensely
Immigrant
Imminent Immoral
Immunize Impact
Impartial
Impervious Implement
Implement
Implementation implication Imply
Impose Imposition
Impotence
Impress Improve
Improvement Inadequate
Incetive
Incline Inconsiderate
Inconsiderately
okunmaz (adj)
aydınlatmak (v)
çok büyük (adj)
pek çok (adv)
göçmen (n)
yakın (adj)
ahlaksız (adj)
bağışık kılmak (v)
etki (n)
tarafsız (adj)
su veya hava geçirmez (adj)
uygulamak (v)
alet (n)
yerine getirme (n)
ima (n)
ima etmek (v)
zorla kabul ettirmek (v)
üzerine koyma (n)
iktidarsızlık (n)
etkileme (v)
ilerle (t) mek (v)
düzelme (n)
yetersiz (adj)
teşvik edici (adj), (v)
eğmek (v), (n)
düşüncesiz (adj)
düşüncesizce (adv)
94 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE' aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Distinction
Distinctive
Distinguished
Distort Distribute
Disturbing
Diverse
Diversity Dominance
Dominant
Dramatic Dramatically
Dwell Earthquake Education
Affective
Elaborate
Elaborate Eligible
Eliminate Elimination
Embark
Embark Embarkation
Emerge
Eminent Emit
ayırt etme (n)
ayıran (adj) seçkin (adj)
biçimini bozmak (v)
dağıtmak (v)
rahatsızlık veren (adj)
çeşit (adj)
fark (n)
hakimiyet (n)
hakim (adj)
çarpıcı (adj)
dramatik (adv)
oturmak (v)
deprem (n) eğitim (n)
etkili (adj), (n)
dikkatle incelenmiş (adj)
meydana getirmek (v)
seçilmeye layık (adj)
elemek (v)
bertaraf (n)
gemiye binmek veya dindirmek (v)
bir işe başlamak yada girişmek (v)
bir işe başlama (n)
ortaya çıkmak (v)
yüksek rütbe sahibi (adj)
çıkarmak (tt), (v)
Incur
Indifference Indigenous
Indulgent Inevitable
Inevitably Infancy
Infer
Inference Inflict
Influence
Influent
Ingenious Inherently Inherit Initiate
Initiative Innovation
Innovative
Inspiration
Instability Integrate
Intensity
Intensive Interfere
Intervene Intervention
maruz olmak (v)
aldırmazlık (n)
yerli (adj)
yüz veren (adj)
kaçınılmaz (adj)
kaçınılmaz şekilde (adv)
bebeklik (n)
anlam çıkarmak (v)
sonuç çıkarma (v), (n)
vermek (v)
etki (n)
etkilemek (v)
hünerli (adj)
doğal olarak (adv)
miras almak (v)
başlamak (v)
başlatan girişim (n)
yenilik (n)
yenilikçi (adj)
esin (n)
kararsızlık (n)
tamamlamak (v)
keskinlik (n)
şiddetli (adj)
karışmak (v)
araya girmek (v)
aracılık (n)
95 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz
Emphasize
Encourage Endanger
Enormously
Entice Envisage Epidemic
Equality Eradicate
Erudite Establish
Estimate Evacuate
Excavation Evaluation
Evaluate Evolution
Evolve
Exceedingly Exceed Excessive
Excess Exchange Exclusive
Exclusively
Execution Executive
vurgulamak (v)
cesaret vermek (v)
tehlikeye atmak (v)
aşırı derecede (adv)
ayartmak (adv)
tasarlamak (v)
salgın (n)
eşitlik (n)
kökünden söküp atmak (v)
çok bilgili (adj)
kurmak (v)
tahmin etmek (v)
(insanları bir yerden) almak (v)
kazı (n)
değerlendirme (n)
değerlendirmek (v)
gelişme (n)
geliştirmek (v)
fazlasıyla (adv)
geçmek (v)
fazla (adj)
fazla (n)
değiş (n), (v)
umuma açık olmayan (adj), (n)
tek olarak (adv)
yerine getirme (n)
yönetimsel (adj)
Intimate Intimately
Intimidate Invariably Invasion
Invoke
Involve Irrelevant
Irrigate Issue
Jargon Jerk
Joint
Label
Laconic Launch Leak
Legislation
Leniency
Liberty Lively Loan
Expand Expanding
Expansion
Expect Expedition
candan (adj)
candan (adv)
gözünü korkutmak (v)
sürekli (adv)
istila (n)
dua etmek (v)
bağlamak (v)
konu dışı (adj)
sulamak (v)
konu(n)
argo (n) ani çekiş (n)
ortak (n) etiket (n), (v)
kısa ve öz (adj)
suya indirmek (v)
delik (v), (n)
yasama (n)
yumuşaklık (adj)
hürriyet (n)
neşeli (adj)
ödünç verme (n), (v)
büyütmek (v)
büyüyen (adj)
büyüme (n)
beklemek (v)
özel bir amaçla yapılan uzun yolculuk (n)
96 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Executive Exemplary Exempt
Exhibit
Exhibition
Extravagance Extreme
Extremely
yetki sahibi (n)
örnek alınacak (adj)
bağışık (adj)
teşhir etmek (v)
sergi(n)
savurgan
uçta olan ( adj)
aşırı derecede (adv)
Expert
Exploit Exploitation
Exploration Extent
Extension
External
uzman (n)
sömürmek (v)
istismar (n)
keşif (n)
boy (n)
uzama (n)
dış (adj)
97 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
IRREGULAR VERBS
V1
Base Form
awake
Be
Bear
Beat
Become
Begin
Bend
Beset
Bet
Bid
Bind
Bite
Bleed
Blow
Break
Breed
Bring
Broadcast
Build
Burn
Burst
Buy
V2
Simple Past
Awoke
was, were
Bore
Beat
Became
Began
Bent
Beset
Bet
Bid
Bound
Bit
Bled
Blew
Broke
Bred
Brought
Broadcast
Built
burned/burnt
Burst
Bought
V3
Past Participle
awoken
been
born
beaten
become
begun
bent
beset
bet
bid
bound
bitten
bled
blown
broken
bred
brought
broadcast
built
burned/burnt
burst
bought
98 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Cast
Catch
Choose
Cling
Come
Cost
Creep
Cut
Deal
Dig
Dive
Do
Draw
dream
Drive
drink
Eat
Fall
Feed
Feel
fight
Find
Fit
Flee
Fling
Fly
cast
caught
chose
clung
came
cost
crept
cut
dealt
dug
dived/dove
did
drew
dreamed/dreamt
drove
drank
ate
fell
fed
felt
fought
Found
Fit
fled
Flung
flew
cast
caught
chosen
clung
come
cost
crept
cut
dealt
dug
dived
done
drawn
dreamed/dreamt
driven
drunk
eaten
fallen
fed
felt
fought
found
fit
fled
flung
flown
99 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Forbid
Forget
forego (forgo)
forgive
forsake
Freeze
Get
Give
Go
Grind
Grow
Hang
Have
Hear
Hide
Hit
Hold
Hurt
Keep
kneel
Knit
know
Lay
Lead
Leap
learn
forbade
forgot
forewent
forgave
forsook
froze
got
gave
went
ground
grew
hung
had
heard
Hid
Hit
held
hurt
kept
knelt
knit
knew
laid
led
leaped/leapt
learned/learnt
forbidden
forgotten
foregone
forgiven
forsaken
frozen
gotten
given
gone
ground
grown
hung
had
heard
hidden
hit
held
hurt
kept
knelt
knit
known
laid
led
leaped/leapt
learned/learnt
100 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Leave
Lend
Let
Lie
Light
Lose
Make
Mean
Meet
misspell
mistake
Mow
overcome
overdo
overtake
overthrow
Owe
Pay
plead
prove
Put
Quit
Read
Rid
Ride
Ring
left
lent
let
lav
lit
lost
made
meant
met
misspelled/misspelt
mistook
mowed
overcame
overdid
overtook
overthrew
owed
paid
pleaded or pled
proved
put
quit
read
rid
rode
rang
left
lent
let
lain
lighted
lost
made
meant
met
misspelled/misspelt
mistaken
mowed/mown
overcome
overdone
overtaken
overthrown
owed
paid
pleaded or pled
proved/proven
put
quit
read
rid
ridden
rung
101 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Rise
Run
Saw
Say
See
Seek
Sell
Send
Set
Sew
shake
shave
shear
Shed
shine
Shoe
shoot
show
shrink
Shut
Sing
Sink
Sit
sleep
Slay
Slide
rose
ran
sawed
said
saw
sought
sold
sent
set
sewed
shook
shaved
sheared
shed
shone
shoed
shot
showed
shrank
shut
sang
sank
sat
slept
slew
slid
risen
run
sawed/sawn
said
seen
sought
sold
sent
set
sewed/sewn
shaken
shaved/shaven
sheared/shorn
shed
shone
shoed/shod
shot
showed/shown
shrunk
shut
sung
sunk
sat
slept
slain
slid
102 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğal t ı lamaz.
Sling
Slit
smite
Sow
Speak
Speed
Spend
Spill
Spin
Spit
Split
Spread
Spring
Stand
Steal
Stick
Sting
Stink
Stride
Strike
String
Strive
Swear
Sweep
Swell
Swim
slung
slit
smote
sowed
spoke
sped
spent
spilled/spilt
spun
spit/spat
split
spread
sprang
stood
stole
stuck
stung
stank
strode
struck
strung
strove
swore
swept
swelled
swam
slung
slit
smitten
sowed/sown
spoken
sped
spent
spilled/spilt
spun
spit
split
spread
sprung
stood
stolen
stuck
stung
stunk
stridden
struck
strung
striven
sworn
swept
swelled/swollen
swum
103 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Swing
Take
Teach
Tear
Tell
Think
Thrive
Throw
Thrust
Tread
understand
Uphold
Upset
Wake
Wear
Weave
Wed
Weep
Wind
Win
Withhold
Withstand
swung
took
taught
tore
told
thought
thrived/throve
threw
thrust
trod
understood
upheld
upset
woke
wore
wove
wedded, wed
wept
wound
won
withheld
withstood
swung
taken
taught
torn
told
thought
thrived
thrown
thrust
trodden
understood
upheld
upset
woken
worn
woven
wedded, wed
wept
wound
won
withheld
withstood
104 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Differences in Common Words in American and British English
American British
Apartment
Argument
Baby carriage
Band-aid
Bathroom
Can
chopped beef
Cookie
Corn
Diaper
Elevator
Eraser
Mashlight
Flat
Row
Pram
Plaster
loo or WC
Tin
Mince
Biscuit
Maize
Nappy
Lift
Rubber
Torch
105 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Fries
Gas
Guy
Highway
Hood (car)
Jello
Jelly
Kerosene
Lawyer
license plate
Line
motor home
movie theater
Muffler
Napkin
Chips
Petrol
bloke, chap
Motorway
Bonnet
Jelly
Jam
Paraffin
Solicitor
number plate
Queue
Post
Caravan
Cinema
Silencer
Serviette
106 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
Nothing
Overpass
Pacifier
Pants
parking lot
Period
Pharmacist
potato chips
Rent
Sausage
Sidewalk
Soccer
Sweater
Trash can
Truck
Vacation
Nought
Flyover
Dummy
Trousers
Car park
full stop
Chemist
Crisps
Hire
Banger
pavement
Football
Jumper
Bin
Lorry
Holidav
107 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE 'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
PHRASAL VERBS They are composed of verb + preposition, adverb. These are very useful for English exams and daily life. They generally use these in the colloquial language. Let's start:
1. account for: give a good reason for (hesabını vermek)
He has behaved in the most extraordinary way; I can't account for his actions at all.
2. allow for: take into account (hesaba katmak)
You have to allow for the delays for your flight; so don't think constantly about your arrival time.
3. answer back: answer back impudently (terbiyesizce cevap vermek)
He continuously answered back to his father and his father got angry.
4. ask for: demand (talep etmek)
The workers asked for more salary and shorter hours.
5. ask sb. in: invite someone in (içeri davet etmek )
He asked me in but I am suspicious of entering.
6. ask sb. out: invite sb. to an entertainment or meal ( dışarı davet etmek)
He had a lot of friends and was generally asked out at the weekends.
1 08 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE 'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
7. back up: support spiritually and verbally (destek olmak)
He always tries to back up me. I am grateful to him.
8. be against: be opposed to, have an objection, object to (karşı olmak) X be for
1 am against doing nothing in this country. We should do something as youths.
9. be away: be away from home for at least a night, (orada bulunmamak)
I am away for 2 days. If you have a note, you can leave after the signal.
10. be back: return (geri dönmek)
"I will be back after a short break." he said.
11. be for: be in favour of (-den yana olmak)
1 am for my mother because she is always right about her behaviors.
12. be in: be at home or work (içerde olmak)
I am in. mother; don"t worry.
13. be over: be finished (bitmek)
Time is over. You should hand in your tests.
14. be out: be away from home / building (dışarda olmak)
I am out for 2 hours. I will be back at 4 pm.
109 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
15. be up: be out of bed (kalkmak)
I am up at 7 am this morning.
16. breakdown:
1. collapse( yıkılmak, bozulmak) 2. nervous break down (sinir krizi geçirmek) 3. yield, give up. pack up ( pes etmek) 4. become ill ( sağlığı bozulmak) 5. out of order ( bozulmak)
She broke down when he told about her mother's death. Eventually he broke down and confessed everything he had done. After hard days he broke down and he decided to retire. The car suddenly broke down when we were going the graduation party.
17. break into / in : enter by force ( zorla girmek)
The thieves broke into the house and stole everything at home.
18. break off: terminate (bitirmek)
Tuğba has broken off her engagement to Tom.
19. break out: begin a fire or war (savaş yada ateşin çıkması)
War broke out on August 4th.
20. bring round: persuade ( ikna etmek)
After a lot of argument. I brought him round in the end.
110 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
21. bring up: educate and train children (çocuk yetiştirmek)
She brought up her children very cautiously.
22. bring down: cause to fall, lower (birinin mevkisini düşürmek)
A number of popular public figures began a campaingn to bring down the President and his totalitarian regime.
23. bring out: 1. publish (yayınlamak)
2. introduce a new product ( yeni bir ürün tanıtmak)
I will have my book brought out.
Arçelik bring out a new product called Hoover.
24. bump into / run into : 1. meet by chance, come across (karşılamak)
2. crash (çarpmak)
I bumped into my best friend in Beşiktaş that I got shocked.
25. burn down: destroy or to be destroyed by fire (yanıp kül olmak)
The hotel burned down before the fire brigade came.
26. call for : 1. visit a place to collect a person or thing, (birini ya da bir şeyi almak için uğramak)
2. require, demand (gerektirmek) I called for the course to pick up him. The situation calls for contemplating.
1ll Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
27. call in : drop in. look in ( habersiz uğramak)
Call in on your way home.
28. call off: cancel (iptal etmek)
Because of the financial difficulties, the arrangement was called off.
29. call up: 1. summon for military service (askere çağırmak)
2. phone (telefon etmek )
Men are called up at the age of twenty in some of the countries. I will call you up at 7 o'clock.
30. not to care about: to be indifferent to (karışmamak)
He was interested only in research and he did not care about students.
31. care for: 1. like ( hoşlanmak)
2. look after (birisine bakmak)
I don't care for films about love. He was cared for by his grandparents.
32. carry on: go on, keep on, prolong, continue ( devam etmek)
He can't carry on being alone anymore.
33. carry out: perform a task, obey the rules (görevi yerine getirmek)
He read the instructions and he didn't carry out thus he was dismissed.
112 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
34. catch / keep up with : overtake, but not pass (yetişmek)
You could easily catch up with the class because you are so hardworking.
35. check in : register at an airport or hotel (girişini yapmak)
You should check in the hotel when you arrive the hotel.
36. cheer up : make happier (mutlu etmek)
He cheered me up by telling funny stories.
37. clear up : make tidy and clean (temizlemek, toplamak)
Clear up this mess.
38. clean out: clean and tidy it thoroughly (adamakıllı temizlemek)
I must clean out the spare room.
39. clean up: to clean the dirtiness, (bir pisliği temizlemek)
Clean up any spilt paint.
40. close down: shut permanently, cease trading ( bir şirketin kapatılması)
Because of the economical crisis, most of the banks closed down.
41. close in: come nearer (yakınlaşmak)
We decided to stay there as we were closing in Bodrum because it was so attractive.
113 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
42. come across: bump into, run into, meet by best chance (karşılaşmak)
While I was walking around. I came across my best friend.
43. come in : enter (girmek)
Somebody knocked the door and he said 'Come in'
44. come out: 1. be revealed, exposed (ortaya çıkmak)
2. be published ( yayınlamak) 3. disappear (leke) çıkmak
The scandal came out when Reha Muhtar made news about him. My new book will be come out when this economical crisis is recovered. Mud stains don't usually come out.
45. come round: 1. accept ( onaylamak)
2. regain consciousness (ayılmak) X pass out: bayılmak
He finally came round and I could go abroad.
He passed out halfan hour ago and still couldn't come round.
46. come up with: produce (üretmek)
They decided to come up with a new car.
47. count on: rely on, trust, bank on ( güvenmek)
I count on him a lot that I can do anything for him.
114 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
48. cross out: delete, erase (silmek)
He crossed out the part which I didn't like.
49. cut across: take a short cut (kestirmeden gitmek)
He cut across the road as he was late to class.
50. cut down: 1. cut a tree ( ağaç kesmek)
2. reduce in size or amount ( azaltmak)
If you cut down young trees you will ruin the nature. They cut down their salaries because of their deficiencies.
51. do over: do again (tekrar yapmak)
You should do over these examples.
52. drop off: leave a passenger somewhere ( birini bir yere bırakma
He dropped the passengers off wherever they want.
53. flood in: come in large numbers (topluluk halinde gitmek)
They flooded in AKM for Sezen Aksu.
54. give up: stop ( bırakmak)
I gave up smoking because of its danger to my lungs.
Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
55. get up: arise from bed ( kalkmak)
I get up at 7 am every morning.
56. grow up: become an adult ( büyümek)
I grew up in Kdz. Ereğli.
57. get off: leave a bus, train etc. ( inmek)
He will get off in Osmanbey bus stop.
58. go off: 1. explode ( patlamak)
2. go bad, perish ( bozulmak)
The atomic bomb went off last weekend and so many people died. Yesterday's meal has gone off. We have to go out to eat something.
59. get on: enter a public vehicle ( binmek)
You have to get on a bus to go to Taksim.
60. get in / into: enter a car or a taxi ( binmek)
You can get in / into a taxi but it is your choice.
61. get away: leave, escape ( ayrılmak)
He shut the door and got away. Every body looked each other after he had gone.
116 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
62. get back: regain possession (tekrar almak)
I will get back my building from him, I trust myself.
63. get over: recover from (iyileşmek)
He got over his illness; he is healty now.
64. go over / through: examine ( gözden geçirmek)
You must go over / through the notes before the exam.
65. go with: match, suit ( yakışmak)
These sofas go with the carpet.
66. go down with: become ill (hasta olmak)
He went down with on account of the cold weather.
67. go in for: enter an exam / competition (sınava girmek)
She will go in for ÖSS.
68. grow out of: get too big for ( büyük gelmek)
This cardigan grew out of me. It is very big.
69. hand out: distribute (dağıtmak)
The teacher handed out the sheets of "tenses".
117 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
70. hold up: delay ( ertelemek)
The meeting was held up because of the lack of interest.
71. hold on: wait ( beklemek)
You have to hold on for a minute.
72. join in: participate, take part in. attend ( katılmak)
You should join in the class if you want to be successful.
73. knock sb down: strike to the ground or floor ( yerden yere
Rocky knocked him down.
74. knock sth. down: demolish, destruct, harm ( zarar vermek)
Government knocked the illegal houses down.
75. keep out: not enter, not let enter ( girmesini engellemek)
They keep the dogs out.
76. look up: search for information (araştırmak)
If you don't know the meaning of the verb you can look it up.
77. look after: take care of, care for (ilgilenmek)
He has been looking after his mother for 5 years.
vurmak)
118 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
78. look into: investigate (araştırmak)
Police have been looking into the project.
79. lay down: establish rules (kural koymak)
New government will lay down new rules.
80. let down: disappoint ( hayal kırıklığına uğratmak)
You let me down by giving wrong answers.
81. let out: release ( bırakmak)
You shouldn't let him out, he is guilty.
82. look out: be careful
You have to look out as you are going to fall.
83. leave out: not include (hariç tutmak)
I left him out by taking his responsibilities.
84. live on: have money or food for survival (hayatını idame ettirmek)
I lived on by working hard in Chicago.
85. look dawn on: consider sb. inferior, humiliate ( aşağılamak)
I never look down on anybody in my whole life.
119 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
86. look forward to: anticipate with pleasure ( dört gözle beklemek)
He was looking forward to seeing me.
87. make up: invent (icat etmek) (uydurmak)
He made up a story to deceive me.
88. make up for: compensate for (tazminat vermek)
He will make up for me.
89. pick up: go to get sb. (birini almaya gitmek)
He will pick me up from the cinema.
90. pour down: come down heavily ( sağanak yağmur yağmak)
It was pouring down that I couldn't go out.
91. pass out: lose consciousness ( bayılmak)
He passed out because of the high temprature.
92. pick out: select (seçmek)
She picked out the most difficult exercise.
93. point out: call attention to (dikkat çekmek)
The coach pointed out his football.
120 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
94. put out: extinguish (söndürmek)
She put out her cigarette and stared at me.
95. put off: 1. postpone (ertelemek)
2. distract, dissuade (caydırmak)
They put off the meeting because of lack of interest. He put me off by telling a bad story about the project.
96. put on: 1. get dressed (giyinmek) 2. increase (especially in weight)
After I had had breakfast, I put on. As I gave up smoking, I put on weight.
97. pass away: die ( ölmek)
I got sad when my grandfather passed away.
98. put aside: save ( biriktirmek)
We have to put aside some money for a new firm.
99. put away: tidy, store (toplamak)
He put away his room because his mother had shouted at him.
100. put through: connect ( bağlamak)
Hold on a minute please. I will put trough you to my manager.
•
Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
121
101. put up with: tolerate ( hoşgörülü olmak)
We should always put up with our children.
102. run out: be all used up (bitmek)
All the food we have has run out.
103. run out of: finish a supply of something (bitirmek)
We has run out of all the food we have.
104. set out / off: begin a journey (seyahate çıkmak)
They set off after thay had said goodbye.
105. sort out: classify (sınıflandırmak)
You have to sort out the books according to their topics.
106. stand out: be visible (görünür olmak)
He always stands out on TV that I have got bored.
107. stand for: represent (temsil etmek)
He is standing for a big company in the fair that the managers trust him.
108. set up:establish ( kurmak)
We set up a new English Course called "Daylight".
122 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
109. show off: do things to impress people ( şov yapmak)
I don't like people showing off.
110. show up: appear, be seen ( ortaya çıkmak)
Her illness has shown up suddenly.
111. settle down: live a quiet life ( sakin bir hayat yaşamak)
As he got bored with the city life, he decided to settle down in a country side.
112. slow down: go less fast (yavaşlamak).
You have to slow down otherwise we can get punished.
113. switch / turn on: start an electrical equipment (açmak)
He switched on the radio and started to dance.
114. take up: start a new hobby ( yeni bir hobiye başlamak)
He took up playing tennis.
115. turn up: 1. increase volume (sesi açmak)
2. arrive (varmak)
He turned up the volume that he couldn't hear.
123 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
I turned up very late that he got angry with me.
116. turn down: 1. decrease volume (sesi kısmak)
2. refuse (reddetmek)
He turned down the volume as he tried to sleep. He turned down my application form.
117. take off: 1. remove clothing ( kıyafetini çıkarmak)
2. leave the ground ( havalanmak)
He took off his jacket as he got hot.
The plane took off without delay.
118. turn off: stop a machine, light (kapatmak)
She turned off the lights and went out.
119. try on: put on clothing to see if it fits ( kıyafet denemek)
Can I try this jacket on, please?
120. take in : 1. make smaller ( küçültmek) 2. understand (anlamak) 3. deceive ( kandırmak) 4. absorb, inhale (içine çekmek)
I couldn't take in what you had said. Please do not take in me by telling lies and tell the truth. 1 don't want to take in this smoke please go out.
124 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.
121. take after: resemble (benzemek)
I take after my father a lot.
122. take over: take the control of (kontrolü almak)
When I go out, he will take over my responsibility.
123. think over: consider carefully (dikkatli bir şekilde düşünmek)
You have to think over this topic.
124. throw away: discard, get rid of ( kurtulmak)
I threw away these sheets as they were useless.
125. wear sb. out: exhaust, tire out (yorulmak)
I wore out a lot yesterday as I worked a lot.
126. wear sth. out: cause to become old, useless (eskitmek)
1 wore these books out that I couldn't use them again.
127. work out: 1. plan, decide (planlamak)
2. calculate (hesaplamak)
I had worked out to go out but I couldn't. He worked out the accounts.
125 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.