4
119 taplarýna ve eðitim programlarýna girdi. Bundan hareketle Viyana’da Ýslâmî Din Pe- dagojisi Akademisi (Islamischer Religionspäde- gogischer Akademie) kuruldu. Akademinin amacý Avusturya’da verilen din dersleri için hoca yetiþtirmektir. Viyana’da ayrýca bir Ýslâm lisesi (Islamisches Gymnasium in Wien) bulunmaktadýr. BÝBLÝYOGRAFYA : Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 223-327; Gü- nümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâ- mesi (haz. Seyit Ali Kahraman), Ýstanbul 2011, VII/1, tür.yer.; Ahmed Aða, Viyana Kuþatmasý Günlüðü (trc. Esat Nermi), Ýstanbul 1970, tür.yer.; Mustafa Hattî Efendi, Viyana Sefâretnâmesi (haz. Ali Ýbrahim Savaþ), Ankara 1999, tür.yer.; D. Can- temir, Geschichte des osmanischen Reiches nach seinem Anwachsen und Abnehmen, Ham- burg 1745, I, 288; Çelebizâde Âsým, Târih, Ýstan- bul 1282, s. 307-308; Ebûbekir Râtib Efendi’- nin Nemçe Sefâretnâmesi (haz. Abdullah Uçman), Ýstanbul 1999, tür.yer.; Nizâm-ý Cedit’in Kay- naklarýndan Ebubekir Ratib Efendi’nin “Bü- yük Layiha”sý (haz. V. Sema Arýkan, doktora te- zi, 1996), ÝÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.; Vâsýf, Târih, I, 120-132; V. W. E. von Starkenfels, Die kaiserlich-königliche Orientalische Akade- mie zu Wien: Ihre Gründung, Fortbildung und gegenwärtige Einrichtung, Wien 1839, tür.yer.; W. F. A. Bernhauer, Sulaiman des Gesetzgebers (Kan†n¢) Tagebuch auf seinem Felduzge nach Wien, Wien 1858, tür.yer.; Des türkischen Ge- sandten Resmi Ahmet Efendi gesandtschaftliche Berichte von seinen Gesandtschaften in Wien im Jahre 1757, und in Berlin im Jahre 1763; Fried- rich Nicolai’ýn önsözüyle, Berlin 1809, tür.yer.; Flügel, Handschriften, I-III; Uzunçarþýlý, Osmanlý Tarihi, IV/1, s. 151; Ercümend Kuran, Avrupa’- da Osmanlý Ýkamet Elçiliklerinin Kuruluþu ve Ýlk Elçilerin Siyasi Faaliyetleri: 1793-1821, An- kara 1968, s. 43-46; K. Teply, Die Einführung des Kaffees in Wien: Georg Franz Koltschitzky- Johannes Diodato-Isaak de Luca, Wien 1980, tür.yer.; a.mlf., Türkische Sagen und Legenden um die Kaiserstadt Wien, Wien-Köln-Graz 1980, tür.yer.; a.mlf., “Türkentaufen in Wien während des grossen Türkenkrieges 1683-1699”, Jahrbuch des Vereins für Geschichte der Stadt Wien, XXIX, Wien 1973, s. 57-87; a.mlf., “Evliya Çelebi in Wien”, Isl., LII (1975), s. 125-131; a.mlf., “Tür- kische Gesandtschaften nach Wien (1488-1792)”, Österreich in Geschichte und Literatur, XX, Wien 1976, s. 14-32; a.mlf., “Kýzýl Elma. Die grosse türkische Geschichtessage im Lichte der Geschich- te und der Volkskunde”, Südost-Forschungen, XXXVI, München 1977, s. 78-108; a.mlf., “Der Kopf des Abaza Hüseyin Pascha. Vom ‘umge- henden Türken’ und von anderem Zeughauss- puk”, Jahrbuch des Vereins für Geschichte der Stadt Wien, XXXIV (1978), s. 168-179; G. Schrei- ber, Edirne’den Viyana Kapýlarýna Kadar Türk- lerden Kalan (trc. Esat Nermi), Ýstanbul 1982, tür.yer.; R. F. Kreutel – E. Prokosch, Im Reiche des Goldenen Apfels: Des türkischen Welten- bummlers Evliyâ Çelebi denkwürdige Reise in das Giaurenland und in die Stadt und Festung Wien anno 1665, Graz-Wien-Köln 1987, tür.yer.; E. D. Petritsch, “Die Wiener Turkologie vom 16. bis zum 18. Jahrhundert”, Germano-Turcica zur Geschichte des Türkisch-Lernens in den de- utschgprächigen Ländern, Bamberg 1987, s. 25-40; Fuat Sanaç, Der Gesandtschaftsbericht Mustafa Efendis über die Gesantschaftsreise nach Wien im Jahre 1730/31 (doktora tezi, 1992), Universität Wien, tür.yer.; K. Tomenendal, Das tür- kische Gesicht Wiens: Auf den Spuren der Tür- ken in Wien, Wien 2000, tür.yer.; Ali Akyýldýz, Sür- gün Sefir Sadullah Paþa, Ýstanbul 2011, s. 147; R. F. Kreutel, “Ein zeitgenössischer türkischer Plan zur zweiten Belagerung Wiens”, WZKM, LII (1953), s. 212-228; a.mlf., “Neues zur Evliya- Çelebi Forschung”, Isl. XLVIII (1972), s. 269-279; a.mlf., “Der Schädel des Kara Mustafa Pascha”, Jahrbuch des Vereins für Geschichte der Stadt Wien, XXXII-XXXIII (1976-77), s. 63-77; H. Wurm, “Entstehung und Aufhebung des osmanischen Generalkonsulats in Wien (1726-1732)”, Mittei- lungen des österreichischen Staatsarchivs, XLII, Wien 1992, s. 152-187; V. B., “Aneksija Bosne i Hercegoviue”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag- reb 1955, I, 114-115; Muhammed Aruçi, “Reîsü- lulemâ”, DÝA, XXXIV, 549-550. ÿKemal Beydilli VÝZR (bk. GÜNAH). ˜ VODÝNA Yunanistan’ýn Makedonya bölgesinde bugün Edessa adýný taþýyan tarihî bir þehir. ˜ Yunanistan’ýn kuzeyinde, Yunanistan Makedonyasý’nýn (Ege Makedonyasý) idarî birimlerinden (nomos) biri olan Pella no- mosunun merkezidir. Deniz seviyesinden 320 m. yükseklikteki bir plato üzerinde yer alýr. Selânik körfezinde Ege denizine ula- þan Loudhias nehrine dökülen Vodas çayý- nýn küçük kollarý þehrin içinden geçer ve doðu tarafýnda düzlüðün sonunda 70 m. yükseklikte bir þelâle oluþturur. Vodina / Vodena Slav dillerinde “su þehri” anlamýna gelir. Arnavutluk’un liman þehri Draç’tan (Durrës) Selânik vasýtasýyla Ýstanbul’a uza- nan tarihî Via Egnatia yolu üzerinde bulu- nur. Antik dönemden VII. yüzyýlýn ilk dö- resim, gravür, harita gibi görsel malzeme ve albümler Osmanlý tarihi araþtýrmala- rý açýsýndan Viyana’yý hâlâ vazgeçilmez kýl- maktadýr. Viyana Müftülük Merkezi (1878-1918). 1878 Berlin Antlaþmasý ile Bosna-Hersek’i ele geçiren ve 1908’de bunu resmî bir il- hak haline getiren Avusturya-Macaristan idaresi (Enciklopedija Jugoslavije, I, 114- 115) böylece önemli bir müslüman nüfu- su bünyesine almak zorunda kaldý. Bun- larla ilgili din iþleri doðrudan Viyana’ya baðlý bir müftülük eliyle yürütüldü. Bos- na-Hersek’te de reîsülulemâ makamý ih- das edildi (DÝA, XXXIV, 549-550). Ýslâm di- ni 15 Temmuz 1902’de devletin resmen tanýdýðý dinler arasýna girdi. 1913’te Bos- nalý müslümanlar için Viyana’da bir cami yapýlmasý planlandý. Ancak I. Dünya Sava- þý sonunda Bosna-Hersek daðýlan impa- ratorluktan ayrýldýðý için böyle bir ihtiyaç ortadan kalkmýþ oldu. Ayrýca Ýslâm dini- nin resmî din olarak tanýnmasý durumu- na da son verildi. Savaþýn ardýndan sayý- larý birkaç yüze inen müslümanlar teþki- lâtsýz kaldý. 1939’da Viyana’da Ýslâm Kül- tür Derneði (Islamischer Kulturbund) kurul- du. Ýslâm dininin tekrar resmî bir din ola- rak tanýnmasý 1979’da gerçekleþti. Böy- lece müslüman topluluða örgütlenme ve Viyana’da bir mezarlýða sahip olma hakký veriliyordu. Viyana belediyesinin Hubertus- damm semtinde baðýþladýðý 8300 m²’lik bir alan içinde 1 Temmuz 1977’de 300 üzerine temeli atýlan Viyana Camii 20 Ka- sým 1979’da (1 Muharrem 1400) ibadete açýldý. Kubbe yüksekliði 16,5, minare boyu 32 m. olup imam ve müezzin evi, Kur’an mektebi ve 400 kiþilik toplantý salonu bu- lunmaktadýr. 65 milyon þilin tutan yapým masraflarýnýn büyük kýsmý Suudi Arabis- tan tarafýndan karþýlanmýþtýr. 25 Haziran 1967’de Viyana’da Avusturya ile Türkiye, Mýsýr, Suudi Arabistan, Endonezya gibi müslüman devlet temsilcileri arasýnda Ýs- lâm Merkezi kuruluþ belgesi imzalandý. 1982-1983 ders yýlýnda Ýslâm dini, ders ki- VODÝNA Vodina’dan bir görünüþ

VODÝNA - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 121 lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun- duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyi

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VODÝNA - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 121 lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun- duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyi

119

taplarýna ve eðitim programlarýna girdi.Bundan hareketle Viyana’da Ýslâmî Din Pe-dagojisi Akademisi (Islamischer Religionspäde-gogischer Akademie) kuruldu. Akademininamacý Avusturya’da verilen din dersleriiçin hoca yetiþtirmektir. Viyana’da ayrýcabir Ýslâm lisesi (Islamisches Gymnasium inWien) bulunmaktadýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 223-327; Gü-nümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâ-mesi (haz. Seyit Ali Kahraman), Ýstanbul 2011,VII/1, tür.yer.; Ahmed Aða, Viyana KuþatmasýGünlüðü (trc. Esat Nermi), Ýstanbul 1970, tür.yer.;Mustafa Hattî Efendi, Viyana Sefâretnâmesi (haz.Ali Ýbrahim Savaþ), Ankara 1999, tür.yer.; D. Can-temir, Geschichte des osmanischen Reichesnach seinem Anwachsen und Abnehmen, Ham-burg 1745, I, 288; Çelebizâde Âsým, Târih, Ýstan-bul 1282, s. 307-308; Ebûbekir Râtib Efendi’-nin Nemçe Sefâretnâmesi (haz. Abdullah Uçman),Ýstanbul 1999, tür.yer.; Nizâm-ý Cedit’in Kay-naklarýndan Ebubekir Ratib Efendi’nin “Bü-yük Layiha”sý (haz. V. Sema Arýkan, doktora te-zi, 1996), ÝÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.;Vâsýf, Târih, I, 120-132; V. W. E. von Starkenfels,Die kaiserlich-königliche Orientalische Akade-mie zu Wien: Ihre Gründung, Fortbildung undgegenwärtige Einrichtung, Wien 1839, tür.yer.;W. F. A. Bernhauer, Sulaiman des Gesetzgebers(Kan†n¢) Tagebuch auf seinem Felduzge nachWien, Wien 1858, tür.yer.; Des türkischen Ge-sandten Resmi Ahmet Efendi gesandtschaftlicheBerichte von seinen Gesandtschaften in Wien imJahre 1757, und in Berlin im Jahre 1763; Fried-rich Nicolai’ýn önsözüyle, Berlin 1809, tür.yer.;Flügel, Handschriften, I-III; Uzunçarþýlý, OsmanlýTarihi, IV/1, s. 151; Ercümend Kuran, Avrupa’-da Osmanlý Ýkamet Elçiliklerinin Kuruluþu veÝlk Elçilerin Siyasi Faaliyetleri: 1793-1821, An-kara 1968, s. 43-46; K. Teply, Die Einführungdes Kaffees in Wien: Georg Franz Koltschitzky-Johannes Diodato-Isaak de Luca, Wien 1980,tür.yer.; a.mlf., Türkische Sagen und Legendenum die Kaiserstadt Wien, Wien-Köln-Graz 1980,tür.yer.; a.mlf., “Türkentaufen in Wien währenddes grossen Türkenkrieges 1683-1699”, Jahrbuchdes Vereins für Geschichte der Stadt Wien, XXIX,Wien 1973, s. 57-87; a.mlf., “Evliya Çelebi inWien”, Isl., LII (1975), s. 125-131; a.mlf., “Tür-kische Gesandtschaften nach Wien (1488-1792)”,Österreich in Geschichte und Literatur, XX, Wien1976, s. 14-32; a.mlf., “Kýzýl Elma. Die grossetürkische Geschichtessage im Lichte der Geschich-te und der Volkskunde”, Südost-Forschungen,

XXXVI, München 1977, s. 78-108; a.mlf., “DerKopf des Abaza Hüseyin Pascha. Vom ‘umge-henden Türken’ und von anderem Zeughauss-puk”, Jahrbuch des Vereins für Geschichte derStadt Wien, XXXIV (1978), s. 168-179; G. Schrei-ber, Edirne’den Viyana Kapýlarýna Kadar Türk-lerden Kalan (trc. Esat Nermi), Ýstanbul 1982,tür.yer.; R. F. Kreutel – E. Prokosch, Im Reichedes Goldenen Apfels: Des türkischen Welten-bummlers Evliyâ Çelebi denkwürdige Reise indas Giaurenland und in die Stadt und FestungWien anno 1665, Graz-Wien-Köln 1987, tür.yer.;E. D. Petritsch, “Die Wiener Turkologie vom 16.bis zum 18. Jahrhundert”, Germano-Turcica zurGeschichte des Türkisch-Lernens in den de-utschgprächigen Ländern, Bamberg 1987, s.25-40; Fuat Sanaç, Der GesandtschaftsberichtMustafa Efendis über die Gesantschaftsreisenach Wien im Jahre 1730/31 (doktora tezi, 1992),Universität Wien, tür.yer.; K. Tomenendal, Das tür-kische Gesicht Wiens: Auf den Spuren der Tür-ken in Wien, Wien 2000, tür.yer.; Ali Akyýldýz, Sür-gün Sefir Sadullah Paþa, Ýstanbul 2011, s. 147;R. F. Kreutel, “Ein zeitgenössischer türkischerPlan zur zweiten Belagerung Wiens”, WZKM, LII(1953), s. 212-228; a.mlf., “Neues zur Evliya-Çelebi Forschung”, Isl. XLVIII (1972), s. 269-279;a.mlf., “Der Schädel des Kara Mustafa Pascha”,Jahrbuch des Vereins für Geschichte der StadtWien, XXXII-XXXIII (1976-77), s. 63-77; H. Wurm,“Entstehung und Aufhebung des osmanischenGeneralkonsulats in Wien (1726-1732)”, Mittei-lungen des österreichischen Staatsarchivs, XLII,Wien 1992, s. 152-187; V. B., “Aneksija Bosne iHercegoviue”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag-reb 1955, I, 114-115; Muhammed Aruçi, “Reîsü-lulemâ”, DÝA, XXXIV, 549-550.

ÿKemal Beydilli

– —VÝZR

(bk. GÜNAH).˜ ™

– —VODÝNA

Yunanistan’ýnMakedonya bölgesinde

bugün Edessa adýný taþýyantarihî bir þehir.

˜ ™

Yunanistan’ýn kuzeyinde, YunanistanMakedonyasý’nýn (Ege Makedonyasý) idarîbirimlerinden (nomos) biri olan Pella no-mosunun merkezidir. Deniz seviyesinden320 m. yükseklikteki bir plato üzerinde yeralýr. Selânik körfezinde Ege denizine ula-þan Loudhias nehrine dökülen Vodas çayý-nýn küçük kollarý þehrin içinden geçer vedoðu tarafýnda düzlüðün sonunda 70 m.yükseklikte bir þelâle oluþturur. Vodina /Vodena Slav dillerinde “su þehri” anlamýnagelir. Arnavutluk’un liman þehri Draç’tan(Durrës) Selânik vasýtasýyla Ýstanbul’a uza-nan tarihî Via Egnatia yolu üzerinde bulu-nur. Antik dönemden VII. yüzyýlýn ilk dö-

resim, gravür, harita gibi görsel malzemeve albümler Osmanlý tarihi araþtýrmala-rý açýsýndan Viyana’yý hâlâ vazgeçilmez kýl-maktadýr.

Viyana Müftülük Merkezi (1878-1918).1878 Berlin Antlaþmasý ile Bosna-Hersek’iele geçiren ve 1908’de bunu resmî bir il-hak haline getiren Avusturya-Macaristanidaresi (Enciklopedija Jugoslavije, I, 114-115) böylece önemli bir müslüman nüfu-su bünyesine almak zorunda kaldý. Bun-larla ilgili din iþleri doðrudan Viyana’yabaðlý bir müftülük eliyle yürütüldü. Bos-na-Hersek’te de reîsülulemâ makamý ih-das edildi (DÝA, XXXIV, 549-550). Ýslâm di-ni 15 Temmuz 1902’de devletin resmentanýdýðý dinler arasýna girdi. 1913’te Bos-nalý müslümanlar için Viyana’da bir camiyapýlmasý planlandý. Ancak I. Dünya Sava-þý sonunda Bosna-Hersek daðýlan impa-ratorluktan ayrýldýðý için böyle bir ihtiyaçortadan kalkmýþ oldu. Ayrýca Ýslâm dini-nin resmî din olarak tanýnmasý durumu-na da son verildi. Savaþýn ardýndan sayý-larý birkaç yüze inen müslümanlar teþki-lâtsýz kaldý. 1939’da Viyana’da Ýslâm Kül-tür Derneði (Islamischer Kulturbund) kurul-du. Ýslâm dininin tekrar resmî bir din ola-rak tanýnmasý 1979’da gerçekleþti. Böy-lece müslüman topluluða örgütlenme veViyana’da bir mezarlýða sahip olma hakkýveriliyordu. Viyana belediyesinin Hubertus-damm semtinde baðýþladýðý 8300 m²’likbir alan içinde 1 Temmuz 1977’de 300 m²üzerine temeli atýlan Viyana Camii 20 Ka-sým 1979’da (1 Muharrem 1400) ibadeteaçýldý. Kubbe yüksekliði 16,5, minare boyu32 m. olup imam ve müezzin evi, Kur’anmektebi ve 400 kiþilik toplantý salonu bu-lunmaktadýr. 65 milyon þilin tutan yapýmmasraflarýnýn büyük kýsmý Suudi Arabis-tan tarafýndan karþýlanmýþtýr. 25 Haziran1967’de Viyana’da Avusturya ile Türkiye,Mýsýr, Suudi Arabistan, Endonezya gibimüslüman devlet temsilcileri arasýnda Ýs-lâm Merkezi kuruluþ belgesi imzalandý.1982-1983 ders yýlýnda Ýslâm dini, ders ki-

VODÝNA

Vodina’dan

bir görünüþ

Page 2: VODÝNA - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 121 lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun- duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyi

120

VODÝNA

dýr. Aþaðýdaki antik Edessa’nýn ortadankalkmasý ve yukarý düzlükte daha küçükbir þehrin inþasý hususunda kaynaklardabilgi yoktur. 691-692’de Edessa PiskoposuIsidoros’un Ýstanbul’da düzenlenen TrullaKonsili’ne katýldýðý zikredilmiþ, ancak onunnerede oturduðu belirtilmemiþtir. 600 yý-lýndan sonra þehrin civarýndaki geniþ alan-da yoðun bir Slav yerleþmesi meydana gel-miþtir. XIX. yüzyýl ile XX. yüzyýlýn ilk dö-nemlerinden kalma askerî haritalarda gö-rülen, fakat günümüzde hepsi Helenleþ-tirilen köy ve nehir adlarý Slav yerleþiminVodina’nýn güney uçlarýna kadar ulaþtýðýnýortaya koyar.

IX ve X. yüzyýllarda burasý ilk Bulgarçarlýðýnýn bir parçasýydý. X. yüzyýlýn son yýl-larýnda Çar Samuil’in idaresindeki Make-don-Bulgar Ýmparatorluðu’na katýldý. Þe-hir Slavca Vodena ismiyle ilk defa tarihçiSkylitzes tarafýndan 1001 yýlýnda zikredil-miþtir. Skylitzes, Vodena’yý hayli yüksekkayalýklar üzerindeki pek çok küçük nehirtarafýndan sulanan platoda müstahkembir yer olarak tasvir eder. Platodaki eskiþehirde (Varousi) her ikisi de Komnenlerdönemine ait fresklerle süslenmiþ, hâlâ iyidurumda bulunan XII. yüzyýldan kalmaKoimisis Panaghias Kilisesi ile II. DünyaSavaþý sýrasýnda yýkýlan Ayo Theodori Ki-lisesi’nin mevcudiyeti o dönemlerde bileþehrin yüksek platoda yer aldýðý rivayetinidoðrular. 1001 yýlýnda Vodina, ÝmparatorII. Basil tarafýndan ele geçirildi ve Slav-lar’ýn isyanlarýnýn ardýndan Bizans Ýmpa-ratorluðu’na dahil edildi. Bizans Ýmpara-toru II. Basileios’un 1020 tarihli mührün-de Vodina piskoposluk merkezi diye geçer(Ivanov, s. 557). 1150 tarihli Bulgar baþ-piskoposlarý listesinde Vodina da anýlýr.1230 Martýnda Çar II. Ivan Asen’in Epirus

despotunu yenmesi üzerine Vodina tek-rar canlanan Bulgar Ýmparatorluðu’na ka-týldý ve Epirus despotu Michael Komne-nos’un 1246’da þehri geri almasýna kadaronlarýn hâkimiyetinde kaldý. Ýznik Ýmpara-toru Ioannes Vatatzes 1251-1252’de Vo-dina’yý zaptetti. Þehir pek çok defa el de-ðiþtirdikten sonra 1343’te Sýrbistan kralýve imparatoru Çar Duþan tarafýndan zap-tedildi. 1350’de Bizans Ýmparatoru Ioan-nes Kantakuzenos þiddetli bir saldýrý ne-ticesinde buraya hâkim olduysa da kýsabir süre sonra Sýrplar’a karþý baþarýsýzlýðauðradý. Sýrplar henüz tamir edilmemiþ sur-larý tamamen yýktýlar, þehri yaðmaladýlarve kalenin diðer kýsýmlarýný tahrip ettiler.Çar Duþan, Vodina ve Vérroia’yý (Karafer-ye) 1356’da kýzý Irene ile evlenen Rados-lav Hlapen’e verdi. Osmanlý fethine kadarVodina Sýrplar’ýn hâkimiyetinde kaldý.

Erken dönem Osmanlý tarihleri Vodina’-nýn fethiyle ilgili oldukça karýþýk bilgiler içe-rir. Neþrî, Vodina ve Çitroz’un (Kitros) fet-hinden söz ederek bunun 1389 yýlýndanhemen sonra gerçekleþtiðini belirtir (Tâ-rîh-i Cihannümâ, I, 310-311). Eserini XVI.yüzyýlýn baþlarýnda kaleme alan Kemalpa-þazâde þehrin, Üsküp’ün fethinin ardýndan1391’de ele geçirildiðini yazar. Oruç Beyise buranýn fethini Üsküp ve Vidin’in zap-týndan sonraki bir tarihe koyar. Ancak Vi-din, Niðbolu Savaþý’nýn hemen ardýndan1396’da zaptedilmiþtir. Âþýkpaþazâde deVodina’nýn Üsküp’ten sonra fethedildiðinikabul ederek bu olayý Yýldýrým Bayezid’inBursa’da yaptýrdýðý imaret, medrese vecami inþasýný baþlatmasýndan (1391) öncezikreder. Hoca Sâdeddin Efendi, fethinEvrenos Bey’in Çayhisar (Damasis) ve Ye-niþehir’i (Larissa) aldýðý yýl olan 1386’dagerçekleþtiðini öne sürer. Kuvvetli bir ihti-male göre doðru olan bu son tarihin 1386-1387 kýþý olarak kabul edilmesi daha uy-gundur. Osmanlýlar’ýn bu arada Çitroz’u daaldýklarýna dair bilgi Hoca Sâdeddin’denkaynaklanan bir hatadýr. Zira Vodina, Te-selya yolu üzerinde bulunmayýp Batý Ma-kedonya’ya geçiþ noktasýndadýr. Teselya’-ya iki geçiþ noktasýndan biri olan Çitroz,birkaç yýl sonra 1389’da tahta geçmesinimüteakip Yýldýrým Bayezid’in emriyle alýn-mýþ olmalýdýr. Makedonya ve Gazi Evre-nos tarafýndan 1386’da alýnan Teselya ara-sýndaki batý yolu, Karaferye’den (Vérroia)geçerek daðlýk Serfiçe (Servia) ve Alason-ya (Elasson) þehirlerinden Damasis’e ve Te-selya ovasýna ulaþýr, Vodina gibi Çitroz’uda tamamen dýþarýda býrakýr. DolayýsýylaÇitroz’un fethiyle ilgili doðru tarih 1389-1390 olmalýdýr. Mahallî gelenek þehrin Ev-

nemlerindeki Slav iþgallerine kadar Edes-sa adýyla anýldý; bu ad Slav hâkimiyetindeVodena’ya, Osmanlý döneminde Vodina’yadönüþtü, 1922’den itibaren tekrar eskiadýný aldý. Burasý antik Makedonya’nýn ilkmerkezi olan Aigai’ýn devamý gibi düþü-nülmüþse de Büyük Ýskender’in babasý II.Filip’in mezarý yanýnda Vergina’da (Kara-ferye’nin [Béroia] güneydoðusu) kraliyetmezarlarýnýn ortaya çýkarýlmasýndan sonrabu teori bütünüyle reddedilmiþtir. Edes-sa antik þehri þelâlelerinin aþaðýsýndaki su-lak ve yeþil ovada kurulmuþtu. Buraya aitkalýntýlar yapýlan yoðun kazý çalýþmalarý ne-ticesinde ortaya çýkarýlmýþtýr. Duvarlarýnorijinal inþa tekniði daha sonraki pek çoktamiratla birlikte milâttan önce IV. yüz-yýldan kalmadýr. V ve VI. yüzyýllara kadargiden erken döneme ait hýristiyan bazili-kasýnýn bulunmasý ovadaki bu þehrin o dö-nemde varlýðýný gösterir. Literatürde, uzunzamandan beri platoda yer alan bugünküþehrin olduðu mevkide antik dönemdenkalma herhangi bir kalýntýya rastlanma-dýðý ileri sürülmüþtür. Ancak yeni kazýlarsýrasýnda Bizans þehrinin doðrudan Hele-nistik döneme ait temellere dayanan surve burçlarýnýn bazý kýsýmlarý bulunmuþtur.Dolayýsýyla burada aþaðý þehre hâkim olaneski bir kale (Akropolis) bulunduðu anlaþýl-maktadýr. Hem þehir hem kale 600 yýlý do-laylarýnda meydana gelen Slav-Avar isti-lâsý sýrasýnda yýkýlmýþ olmalýdýr. Aþaðý þe-hir terkedilmiþ, sadece güvenli platoda birkale kalmýþtýr. Bunun kuzeyinde Varousidenilen açýk bir yerleþim alaný zamanlageliþme kaydetmiþtir. Müslümanlar da ço-ðunlukla platonun batýsýnda yerleþmiþtir.Polybius’tan (ö. m.ö. 120 civarý) baþlamaküzere bazý klasik yazarlar kasabayý Edes-sa þeklinde zikreder; Yunanca olmayan buad Trakça ya da Frigce “su” anlamýnda-

Vodina’da

Osmanlý

dönemine ait

taþ köprü

Page 3: VODÝNA - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 121 lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun- duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyi

121

lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun-duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyiisimleriyle zikreder ve bunlarýn dýþýnda onbir mescidin mevcut olduðunu belirtir. Ay-rýca dört mektep, iki tekke, bir hamamve bir imaretten söz eder. Bu sonuncu-su Hüsrev Efendi tarafýndan kurulmuþtu;Hüsrev Efendi ayrýca bir cami yaptýrmýþ,caminin giriþinin üzerindeki kitâbede ya-pým tarihi 1010 (1602) olarak yazýlmýþtý.Bütün yapýlar þehrin görünümüne uygunbiçimde kiremitle örtülmüþtü. Þehirde be-desten yoktu. Yedi kilisede “iffetli rahibe-ler ve peri yüzlü rahipler” görev yapmak-taydý. Evliya Çelebi ayrýca Vodina’da birmedresenin varlýðýný zikrederse de bumedrese 1660 tarihli resmî medrese lis-telerinde görünmemektedir. Evliya Çele-bi ayrýca eski kalenin harabe kýsýmlarýnýnhâlâ göründüðünü bildirir.

Arþiv kayýtlarýnda XVIII. yüzyýlda inþaedilen, ancak tamamý 1912’den itibarenyýkýlan pek çok cami, mescid ve okuldansöz edilir. Yüzyýlýn ilk yarýsýnda AbdullahPaþa Vodina’da bir cami yaptýrmýþtý. 1765-1774 yýllarý arasýnda iki defa sadrazamlýkyapan Muhsinzâde Mehmed Paþa da Vo-dina’nýn Kopinik mahallesinde yeni bir ca-mi inþa ettirip vakýf gelirini buraya baðýþ-lamýþ ve babasý Abdullah Paþa’nýn yaptýr-dýðý caminin gelirini arttýrmýþtý. Vakýf def-

terlerine göre Vodina’da Hasan Bey b. AliKoç Bey ve Hasan Aða b. Ýbrâhim Bey’invakýflarý da vardý. Çanakçý Mehmed PaþaCamii, Çelebi Çavuþ Mescidi ve Hacý HýzýrBey Zâviyesi de bulunmaktaydý. 1792-1821yýllarý arasýnda Vodina demir yumruklayöneten, fakat þehir ve çevresinde büyükölçüde güvenliði saðlayan Yanya Valisi Te-pedelenli Ali Paþa’nýn elindeydi. Selânik’-teki Fransýz konsolosu Felix Beanjour 1800dolaylarýnda Vodina’da 12.000 nüfusun ya-þadýðýný kaydeder. J. Hütz, Vodina’nýn pekçok cami ve kilisesiyle pamuklu kumaþüreten tezgâhlarý bulunduðunu ve tütünüretimi yapan 12.000 kiþilik nüfusa sahipolduðunu yazar. 1895 yýlýndan hemen ön-ce Avusturyalý antropolog Gustav Weigand,Kremu nehrinin Vodina boyunca aktýðýnýnot etmiþtir. Ona göre iklim saðlýklý deðil-dir, þehrin üçte biri Türkler’den meydanagelen 14.000 kiþilik bir nüfusu vardýr. Pis-koposluk makamý Rumlar’ýn elindedir. Bul-gar sakinleri de bu kiliseye tâbidir; ancakbu durum Yunan sempatisinin deðil pis-kopostan ve Türk otoritelerinden kaynak-lanan korkunun eseridir.

1900’den birkaç yýl önce Vodina 11.070nüfusu bulunan bir þehir olarak tasviredilmiþtir. Nüfusun 7000’i Bulgar, 4000’iTürk’tü. Geri kalanýný Çingeneler ve Aro-munlar (Makedon Rumenleri, Ulahlar) teþkilediyordu. Kazada ise altmýþ dokuz köy var-dý. Þehirle birlikte kazada 25.839’u Bul-gar hýristiyaný, % 50’si Türkçe ve Bulgar-ca konuþan 15.948 müslüman nüfus mev-cuttu. Bunlarýn dýþýnda 430 Aromun ve873 Çingene (müslüman) vardý. Buna göreVodina kazasýnýn % 39’unu müslüman-lar meydana getiriyordu. 1898-1902 yýllarýarasýnda Vodina’dan geçen Adolf Struckresmî kayýtlara göre þehrin on üç mahal-lesinde 1950 hânenin ve 3620’si Yunan,3480’i Türk ve Çingene, 1530’u Slav ve

renos Bey tarafýndan ve yerli halkýn hýya-netiyle ele geçirildiði yönündedir. Her hâ-lükârda hýristiyan halký orada kalmýþ vekiliselerini korumuþtur. 1395-1396 tarih-li kýsa Bizans kroniðinde de bu yýlda Vodi-na’ya aðýr hasar veren büyük bir deprem-den söz edilir (Schreiner, III, 96). Þehrintekrar toparlanmasý uzun zaman almýþgörünmektedir. Vodina’da müslüman nü-fusun varlýðýna iþaret eden en eski Os-manlý yapýlarý Evrenosoðlu Ahmed Bey’ininþa ettirdiði, Cemâziyelevvel 904 (Aralýk1498) tarihli Arapça vakfiyesi olan cami,imaret, çifte hamam, çeþme ve deðirmen-lerdir. Ahmed Bey’in oðlu Mûsâ Bey vak-fa mütevelli tayin edilmiþ, daha sonra daadýný taþýyan bir mahalle civarýnda ken-di camisini yaptýrmýþtýr. 1530’da düzen-lenen, ancak içerdiði bilgiler 1520’li yýlla-ra kadar giden bir tahrir defterine göreVodina, Yenice-i Vardar kazasýnda bir nahi-ye merkezi idi ve küçük bir kasaba duru-mundaydý. Kasabada, aralarýnda yedi ima-ret hizmetkârýnýn bulunduðu altmýþ birhânelik bir müslüman cemaati yanýnda132 hânelik hýristiyan hânesi mevcuttu(% 32’si müslüman olan toplam 900-1000 ara-sý nüfus). Yenice-i Vardar, Vodina’dan he-men hemen üç kat daha büyüktü.

977 (1569-70) tarihli tahrir kayýtlarý (BA,TD, nr. 723) Vodina’nýn çabuk geliþtiðini vemüslüman nüfusun arttýðýný ortaya ko-yar. Bu sýrada þehirde altmýþ hýristiyan hâ-nesine karþýlýk 128 müslüman hânesi yada 560 hýristiyan nüfusa karþýlýk mücer-redler dahil 700 müslüman vardý. Osman-lý Devleti nezdindeki yeni Venedik balyosuLorenzo Bernardo 1592’de Vodina’dan geç-tiðinde þehirde gece kaldýðý bir kervansa-ray ve bir kadý (ki 1569’da henüz yoktur)bulunduðunu bildirir; yüksek platodakitahkimatla ovadaki aþaðý þehrin kalýntýla-rýný anlatýr ve orada ne askerî bir birlik neiþe yarar herhangi bir savunma bulundu-ðunu vurgular. Bu geliþme XVII. yüzyýldada sürdü. 1668’de Evliya Çelebi þehrin ge-niþ bir tasvirini yapar, burayý bir kadýlýkmerkezi þeklinde tanýtýr; sekizi müslüman-

VODÝNA

Vodina’da

Yenicami(Heath

W. Lowryfotoðraf

arþivi)

Vodina’da

Osmanlý

dönemine ait

birkaç ev(HeathW. Lowryfotoðrafarþivi)

Page 4: VODÝNA - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 121 lara, üçü hýristiyanlara ait on bir mahal-lesi, 1060 hânesi ve 300 dükkâný bulun- duðunu yazar. Evliya Çelebi dokuz camiyi

122

VODÝNA

Bir ziraî ticaret, dokumacýlýk ve halýcýlýkmerkezi olan Vodina’nýn nüfusu 2010 yýlýtahminlerine göre 18.380 idi.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Âþýkpaþazâde, Târih (Atsýz), s. 135; Neþrî, Ci-hannümâ (Unat), I, 310-311; Hoca Sâdeddin, Tâ-cü’t-tevârih, Ýstanbul 1279, I, 103; Hadschi Chalfa[Kâtib Çelebi], Rumeli und Bosna, Geographischbeschrieben von Mustafa ben Abdalla HadschiChalfa (trc. J. von Hammer), Wien 1812, s. 87;Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VIII, 176-180; J. Hütz,Beschreibung der europäischen Türkei, Münc-hen 1828, s. 258; Selânik Vilâyeti Salnâmesi(1334), s. 293-298; G. Weigand, Die Aromunen,Leipzig 1895, s. 23-24; V. Kancof, MakedoniyaEtnografiya i Statistika, Sofia 1900, s. 448-451;A. Struck, Makedonische Fahrten II, Die Make-donische Niederlande, Sarajevo 1908, s. 59-63;L. Schulze-Jena, Makedonien, Landschafts undKulturbilder, Jena 1927, s. 123-124; J. Ivanov,Bálgarski Starini iz Makedoniya, Sofia 1931, s.557; E. Kirsten – W. Kraiker, Griechenlandkun-de, Ein Führer zu klassischen Stätten, Heidel-berg 1962, s. 778; Yuzo Nagata, MuhsinzâdeMehmed Paþa ve Âyanlýk Müessesesi, Tokyo1976, s. 14; P. Schreiner, Die ByzantinischenKleinchroniken, Wien 1979, III, 96; A. Stojanovski,Gradovite na Makedonija od Krajot na XIV doXVII vek, Skopje 1981, s. 16-18, 76-79; Ayverdi,Avrupa’da Osmanlý Mimârî Eserleri IV, s. 92,220, 275, 290-291, 303, 304; J. Ferluga, “Edes-sa”, Lexikon des Mittelalters (ed. R. Auty v.dðr.),München-Zürich 1986, III, 1565-1567; S. Lauf-fer, Griechenland, Lexikon der historischen Stät-ten, München 1989, s. 205-207; V. Kravari, Villeset villages de Macedoine occidentale, Paris 1989,s. 33-56, 68-70; P. Hetherington, Byzantine andMedieval Greece, London 1991, s. 90; A. K., “Vo-dena”, The Oxford Dictionary of Byzantium (ed.A. P. Kazhdan v.dðr.), Oxford 1991, III, 2185; H.W. Lowry, Osmanlýlarýn Ayak Ýzlerinde (trc. Ha-kan ve Þebnem Girginer), Ýstanbul 2009, s. 188-189; C. F. Seybold, “Nešrý’s Notiz über die Erobe-rung von Vodena-Edessa und Citroz-Kitros-Pydna durch Bajezýd I. Jildirim 1389”, ZDMG,LXXIV (1920), s. 289-292; Semavi Eyice, “Yuna-nistan’da Türk Mimari Eserleri”, TM, XII (1955),s. 210; Kemal Özergin, “Eski Bir Rûznâme’ye Gö-re Ýstanbul ve Rumeli Medreseleri”, TED, sy. 4-5(1974), s. 263-290; N. Kakaboyannis, “Problima-ta Edessaïkis Archeologias”, Edessaïka Chroni-ka, X (1976), s. 14-66; Ph. M. Petsas, “Edessa”,The Princeton Encyclopedia of Classical Sites,Princeton 1976, s. 292-293; “Edessa”, EBr 2., IV,367-368; Brockhaus Enzyklopädia, München2006, VII, 467.

ÿMachýel Kýel

– —VOKA, Receb

(1847-1917)

Son dönem Osmanlý âlimive Manastýr vilâyeti müftüsü.˜ ™

Kalkandelen’e (Makedonya) baðlý Þipko-viça (Shipkovicë) köyünde doðdu. Asýl adýReceb Cûdî b. Nûreddin Voka’dýr. Arnavut-lar arasýnda Rexhep Vokë Tetova olaraktanýnýr. Ýlk öðrenimini köyünde tamamla-

dýktan sonra hocasý Behcet Efendi’nin teþ-vikiyle orta ve lise öðrenimine Kalkande-len’deki Saat Camii Medresesi’nde devametti, ardýndan tahsilini Prizren’deki medre-sede sürdürdü (Avzi Mustafa, V/34 [1992],s. 14). Tüccar olan amcasý Ali Voka’nýn veKalkandelenli din âlimi Receb Efendi’nindesteðiyle 1868’de Ýstanbul’a gidip Fatihdersiâmlarýndan ders okudu ve icâzet al-dý. Daha sonra ayný ilim muhitinde 1895yýlýna kadar hocalýk yaptý. Bu arada Ýstan-bul Aksaray’da Arnavutlar tarafýndan ku-rulan Mahfel kulübüne üye oldu ve bura-daki Arnavut halkýnýn sorunlarýyla ilgilen-di. 1895’te memleketine döndü ve Kalkan-delen’deki medresede dinî ilimler okutma-ya baþladý, 1903 yýlýnda Manastýr vilâyetimüftülüðüne tayin edildi (Devlet-i Aliyye-iOsmâniyye Salnâmesi, s. 801). Arnavuthalkýnýn dinî ve kültürel meseleleriyle bu-rada da ilgilendi; ancak ortaya koyduðugörüþler sebebiyle muhaliflerince eleþtiril-di. Bunun üzerine görevinden istifa edipmuhtemelen 1910’da Ýstanbul’a döndü.Ýstanbul’da bir süre fetva iþleriyle meþguloldu, kitapçýlýk yaptý. Ancak yazdýðý bazýeserlerde Arnavut milliyetçiliði propagan-dasý yaptýðý ileri sürüldüðünden hayatý-nýn son günlerini iþsiz olarak maddî sýkýntýiçinde geçirdi. Ýstanbul’da vefat etti, kab-rinin nerede olduðu bilinmemektedir.

Receb Voka, Osmanlý coðrafyasýnýn çe-þitli bölgelerinde karýþýklýklarýn ve özellik-le milliyetçi söylemlerin arttýðý bir dönem-de yaþamýþtýr. Bu geliþmelerden Ýttihat veTerakkî’nin yönetimi altýnda belki de ençok Rumeli’de yaþayan müslümanlar et-kilenmiþtir. Böyle bir ortamda Receb Vo-

270’i Aromun toplam 8900 kiþilik nüfu-sun bulunduðunu belirtir. Bununla birlik-te nüfusun gerçek sayýsý 12.500 civarýndatahmin edilmektedir. 5420 kiþiden 3900’üpatrikliðe baðlý olduðu için Yunan diye ad-landýrýlýyordu, 1590 kiþi de Bulgar Pisko-posluðu’na tâbiydi. Üç büyük, dokuz kü-çük kilise vardý. Müslümanlarýn altý büyükcamisi mevcuttu. Ayrýca bir Yunan, Bul-gar ve Türk okulu vardý. Þehirdeki þarapüretimiyle çevresindeki meyve ve tütünüretimi pamuk ekiminin artýþýndan dolayýgerilemiþti. Vodina’da ipekliler, kilim ve se-ramik üretiliyor, boyahaneler ve su gücüy-le çalýþan çýrçýr fabrikalarý yer alýyordu.1906 tarihli Selânik Vilâyeti Salnâme-si’nde Vodina’nýn on beþ mahallesi, beþcamisi, yedi mescidi, yedi tekkesi, üç kili-sesi, beþ müslüman ve beþ hýristiyan mek-tebi, askerî kýþlasý ve cephanelikleri, bir demedresesi olduðu belirtilir. Þehirde su iledönen on sekiz adet tahýl ve yedi adet su-sam yaðý sýkan deðirmen mevcuttu. Se-lânik-Manastýr demiryolu üzerinde bulun-masý sebebiyle giderek kalkýnan þehrinnüfusu Osmanlý idaresinin son yýllarýnda14.000’e ulaþmýþtý.

18 Ekim 1912’de Vodina, Yunan ordu-su tarafýndan ele geçirildi. Slavlar’ýn veTürkler’in zoraki ayrýlýþýndan sonra nüfusciddi biçimde geriledi. 1912 tarihli bir Yu-nan tahminine göre þehirde 4000’i Yunan,1530’u Bulgar, kýrk altýsý Türk ve birkaçýSýrp’tan meydana gelen toplam 5600 kiþiyaþýyordu. 1916-1918 yýllarýnda seyahateden Schulze-Jena ise 9400 kiþilik bir nü-fustan söz eder. 1955’te þehirde incele-me yapan Semavi Eyice buradaki yeni ca-minin altmýþ beþ yýl önce, yani 1890’lardayapýldýðýnýn söylenmesine raðmen yapýnýnesasýnýn eski olduðunun anlaþýldýðýný be-lirtir. II. Dünya Savaþý’ndan sonra bu camiEdessa þehir müzesinin deposuna dönüþ-türülmüþ, 1972’de restorasyonu gerçek-leþtirilmiþtir. Fakat 2009’da yine haraphaldeydi. Ýç kesiminde caminin kubbesi ta-mamen Abdülhamid devrine ait son dö-nem Osmanlý duvar nakýþlarýyla yarý or-yantal, yarý barok unsurlarýn karýþýmýyla vedaha çok pembe renklerin hâkim olduðuyumuþak renklerle süslüdür. Bu cami gü-nümüzde Vodina’da ayakta kalan tek Os-manlý eseridir. Bir diðer eser de XII. yüz-yýla tarihlenen ve XIV. yüzyýl ile XVIII. yüz-yýla ait önemli fresk süslemeleriyle dikkatçeken Vorousi mahallesindeki Panagia Ki-lisesi’dir. Geç dönem Osmanlý þairlerindenHasan Remzi Efendi ile (ö. 1871) AhmedÞâdî de (ö. 1917) Vodina’da doðmuþtur.

Receb

Voka’nýn

büstü