39
KAVAK YETİŞTİRİCİLİĞİ Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yayılış gösteren kavaklar türlerine göre farklı botanik özellikler gösterirler. Kavakları tohumla büyütmek mümkünse de bunlar da vejetatif olarak çelik yolu ile çoğaltılır. Kavakların hafif ve yumuşak odunu kolay işlenir. Kibrit yapımında çok kullanıldığı gibi selüloz ve kağıt endüstrisininde kıymetli bir hammaddesidir. Kavakların sürgün verme özellikleri fazladır. Özellikle ılıman ve serin yerlerde, bilhassa akarsu kenarları ve dolma arazide iyi yetişirler. Durgun sulu yerlerde ve ağır topraklarda iyi bir gelişme göstermezler. Genellikle sığ kök sistemi kurarlar. Ambalaj, kaplama, kontrplak, resim tahtası, makara ve müzik aletleri yapımında kullanılır. Kavak cinsinin ülkemizde yetişen 4 türü vardır. Karakavak (Populus nigra L.) (Y) Akkavak (Populus alba L.) (Y) Titrekkavak (Populus tremula L.) (Y) Fırat Kavağı (Populus euphratica Oliv.) (N KAVAK AĞAÇLANDIRMA TEKNİĞİ Modern ve teknik kavakçılıkta başarı şartlarının en önemli iki şartından birisi, kavak ağaçlaması yapılacak yerin iyi seçilmesi, ikincisi ise kaliteli kavak fidanı kullanılmasıdır (Resim 1). Yurdumuzun tüm kıyı ve 800-1000 metre yüksekliğe kadar kıyı ardı bölgeleri melez kavak yetiştirilmesine elverişlidir. Bu bölgelerde yetişme yeri şartlarının uygunluğu nedeniyle kavaklar 10-12 yılda kesim çağına gelerek, bölgedeki kavak odunu işleyen endüstrilerce iyi fiyatlarla değerlendirilirler. Bu bölgelerde yetiştirilecek yerli selvi kavaklar hem ağır büyürler, hem de birçok zararlının tehdidi ile karşılaşabilirler. Orta Anadolu Bölgemiz ile Güney-Doğu Anadolu Bölgemizde ise hem

haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

KAVAK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yayılış gösteren kavaklar türlerine göre farklı botanik özellikler gösterirler. Kavakları tohumla büyütmek mümkünse de bunlar da vejetatif olarak çelik yolu ile çoğaltılır. Kavakların hafif ve yumuşak odunu kolay işlenir. Kibrit yapımında çok kullanıldığı gibi selüloz ve kağıt endüstrisininde kıymetli bir hammaddesidir.

Kavakların sürgün verme özellikleri fazladır. Özellikle ılıman ve serin yerlerde, bilhassa akarsu kenarları ve dolma arazide iyi yetişirler. Durgun sulu yerlerde ve ağır topraklarda iyi bir gelişme göstermezler. Genellikle sığ kök sistemi kurarlar.

Ambalaj, kaplama, kontrplak, resim tahtası, makara ve müzik aletleri yapımında kullanılır.

Kavak cinsinin ülkemizde yetişen 4 türü vardır. Karakavak (Populus nigra L.) (Y)Akkavak (Populus alba L.) (Y) Titrekkavak (Populus tremula L.) (Y) Fırat Kavağı (Populus euphratica Oliv.) (N

KAVAK AĞAÇLANDIRMA TEKNİĞİ

Modern ve teknik kavakçılıkta başarı şartlarının en önemli iki şartından birisi, kavak ağaçlaması yapılacak yerin iyi seçilmesi, ikincisi ise kaliteli kavak fidanı kullanılmasıdır (Resim 1).

Yurdumuzun tüm kıyı ve 800-1000 metre yüksekliğe kadar kıyı ardı bölgeleri melez kavak yetiştirilmesine elverişlidir. Bu bölgelerde yetişme yeri şartlarının uygunluğu nedeniyle kavaklar 10-12 yılda kesim çağına gelerek, bölgedeki kavak odunu işleyen endüstrilerce iyi fiyatlarla değerlendirilirler. Bu bölgelerde yetiştirilecek yerli selvi kavaklar hem ağır büyürler, hem de birçok zararlının tehdidi ile karşılaşabilirler. Orta Anadolu Bölgemiz ile Güney-Doğu Anadolu Bölgemizde ise hem melez kavaklar hem de selvi kavaklar yetiştirilebilir. Ancak yetiştiricinin bunlardan hangisini yetiştireceğine karar

verirken kavak odununun pazarlama imkânlarını göz önünde tutmalıdır. Sert iklimli Doğu Anadolu Bölgemizde ise şimdilik selvi kavağı yetiştirilmesini tavsiye ediyoruz.

Genel olarak; gevşek bünyeli, derin, havalanması ve geçirgenliği iyi, az kireçli, pH (Asitlik ve alkaliliği) 6-8 arasında olan sulanabilen veya

Page 2: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

taban suyu seviyesinin kavak köklerinin uzanabileceği derinlikteki topraklar ideal topraklardır.

Kavak ağaçlaması tesis edeceğimiz fidanlar kesinlikle Devlet Fidanlıklarından veya Devlet Fidanlıklarının teknik kontrolde bulunan resmi belgeli özel fidanlıklardan  alınmalıdır. Kullanılacak fidanlar 2 yaşlı veya iyi gelişmiş, 1 yaşlı ve yetiştirilecek yere uygun klondan olmalıdır (Resim 2).

Ağır killi topraklar, taban suyu iki metreden derinde olan veya sulanamayan topraklar, çok kireçli ve tuzlu topraklar ile taban suyu daimi olarak 50 cm. den yakın olan topraklar kavak ağaçlamaları için verimli olmazlar.

Kavak ağaçlaması tesis edilecek arazi dikimden önce yaz veya sonbahar başında çapraz derin sürüm yapıldıktan sonra diskaro çekilerek düzeltilmeli, yoğun yağmur mevsimi gelmeden dikim çukurları açılmalıdır (Resim 3).

Kavakların yaprakları olduğu dönemlerde arazide toprak yüzeyine yakın su duruyorsa, drenaj hendekleri ile bu su boşaltılmalıdır.   

Dikimlerde aralık ve mesafe düzeni ne olmalıdır?

Kavak ağaçlamalarında karar verilmesi en güç ve en gerekli konu aralık-mesafe düzenidir. Bir kavak ağacına isabet eden yaşama alanının yüzölçümü itibariyle kavak ağaçlamalarında sıklık dereceleri şöyledir. Çok sık: 10 m2'den az Sık: 10-25 m2 Nisbeten sık: 25-35 m2 NORMAL SIKLIK: 35-45 m2 Seyrek: 45-60 m2 Çok seyrek: 60 m2'den fazla.

Bu derecelerden hangisinin seçileceği konusunda: a- Yetiştirme ve üretim amacı b- İklim c- Kullanılacak kavak klonu ve türü d- Plantasyon şekli e- Pazarlama şartları kararımızı etkileyen faktörlerdir. Fidanlıklarımızda üretilip halka dağıtılan Samsun klonu (77/51) ile I-214 melez kavak fidanları için 6x6, 5x7, 5x5 metre gibi aralık-mesafeler, uygulanmasını tavsiye ettiğimiz normal düzenlerdir. Bu aralık-mesafeler ile dikilen kavaklar 10-12 yaşında 30-40 cm. çaplarında kalın kavak odunu üretebilirler. Kavak yetiştiricileri eğer kontrplak, kibrit ve inşaat sektörleri gibi kalın çaplı odun tüketen endüstrilerin ihtiyacına yönelik üretim yapmak istiyorlarsa, yukarıda belirtilen aralık-mesafe düzeni ile kavak ağaçlaması yapmaya devam etmelidirler. Son yıllarda kavak odunu tüketen endüstri kollarında ve bunların tüketim kapasitelerinde meydana gelen önemli teknik ve teknolojik gelişmeler daha ince boyutlu kavak odunlarının

Page 3: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

da, tüketimlerine imkan sağlamış ve ileri ülkelerdeki bu değişim ülkemize de yansımış bulunmaktadır. Küçük ve ince boyutlu odun kullanma sözkonusu olunca, tabiatıyla aralık-mesafelerin daralması ekonomik yönden gerekli olmaktadır. Özellikle Lif-yonga sanayinin Dünya’ da ve ülkemizde son yıllarda ulaştığı gelişmeler, önümüzdeki dönemlerde odun kullanımında kalite kadar miktara da önem verileceğini göstermektedir. Yetiştiricilerin I-214 melez kavak klonu ile ince çaplı odun üretimini amaçlamaları halinde, tesis edecekleri kavak ağaçlamalarında aralık-mesafeler 2x4,15x4 ve 2.5x4 metre olmalıdır. Bu durumda sıralar mutlaka kuzey-güney istikametine getirilerek kavak ağaçlanmasının yazın güneyden bol ışık alması sağlanmalıdır Bu aralık mesafelerle tesis edilen kavak ağaçlamalarından 4-5 yıl sonunda ortalama 12-15 cm. çapında kavak odunu alınabilir ve pazarlanabilir. Ancak bu şekilde sık kavak ağaçlaması tesis etmek isteyen yetiştiriciler elde edecekleri ince odunları hangi fabrikalara satabileceklerini önceden düşünmeli ve bu kavakları alacak fabrikalarla ön satış sözleşmesi yapmalıdırlar. Aksi takdirde yetiştirecekleri kavakları satamayabilirler ve bu yaşa gelmiş sık kavak ağaçlamasının artık ıslahı da mümkün değildir. Ancak bu tip kavak ağaçlamalarından daha kalın bıçkılık odun elde edilmek istenirse, teknik bir eleman nezaretinde zaman zaman uygun seyreltme kesimleri yapılarak kalan ağaçlar 18-20 yıl sonra kesilebilir

Bu bilgilere göre melez kavak fidanları ile kavak ağaçlamaları tesis edecek yetiştiricilere, eskiye oranla daha bilinçli olmalarını ve tereddüt halinde İzmit’teki Kavakçılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne baş vurmalarını öneriyoruz.

Kararlaştırılan aralık mesafe düzenine göre çukur açılacak yerler birer çubuk ile işaretlenir. Dikim çukurları el ile bel kürek kullanılarak veya traktöre monte edilmiş burgularla açılabilir. Dikim çukurları iki yaşlı fidanlar için ortalama 60 cm. genişlik, 90-100 cm derinlikte olmalıdır. Bir yaşlı fidanlar için bu genişlik ve derinlik daha az tutulabilir. Toprağın killi olması halinde çukur genişlikleri mümkün olduğu kadar arttırılmalı, kum oranı fazla hafif ve kaba bünyeli topraklarda ise çukur derinlikleri normal olarak bir metreyi bulmalıdır (Resim 4).

Burgu ile dikim çukuru açıldığında çukurun sathında parlak ve sert bir tabaka oluşuyorsa bu tabakayı birkaç yerinden

yırtmadan fidan dikilmemelidir.

Fidanlıktan sökülen kavak fidanları mümkün olduğu kadar kısa süre içersinde dikilmelidir.

Fidanlar dikime kadar geçen süre içerisinde (bir gün bile olsa) kavakçılık tesis edilecek arazinin bir kenarında 50-60 cm derinlikte çukur veya hendekte dik olarak toprakla iyice örtülerek gömüye alınmalıdır (Resim 5).

İki yaşlı kavak fidanları 6-7 metre uzunluğunda olduğundan, taşıma işinde kullanılacak araçlar uzun kasalı olmalıdır.

Page 4: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

Fidanların aşırı güneş, rüzgar ve don gibi elverişsiz hava şartlarından ençok zarar görecek kısımları kökleri olduğundan, taşınma sırasında kökler branda ile örtülmelidir.

Kavak fidanı dikimi, kasım ayı sonu ile mart ayının ilk yarısı arasındaki tomurcuklar patlamadığı dönemde yapılmalıdır. Samsun klonu (77/51) şubat ayı içersinde dikilmelidir.

Toprağın donmuş olduğu dönemlerde dikim yapılmamalıdır.

Dikimde çukurun alt yarısına üst toprak, üst kısmına çukurun altından çıkan toprak konulmalıdır (Resim 6).

Bir teneke iyi yanmış hayvan gübresi çukurun üst yarısına konulan toprakla karıştırılmalıdır.

Dikim esnasında toprak ayakla iyice sıkıştırılmalı ve fidana herhangi bir kazık bağlanmamalıdır.

Fidan dikim çukurunda dikim esnasında su var ise uygun bir kap ile boşaltılmalıdır. Fidan çukuru toprak seviyesine kadar toprakla

doldurulmalı, fidanların diplerine toprak yığılmamalıdır (Resim 7).

Komşumuz tarlasına kavak dikilecekse, sınırdan 3 metre, zirai kültür yapılacaksa en az 5 metre içerden yapılması gerekir.

Dikimden sonra çıkan dip sürgünleri ilk yılın eylül ayı içerisinde kesilmelidir.

Çatal tepeler ağacın yapraksız olduğu kış mevsimi içerisinde teklenmelidir.

Kuruyan ve kırılan fidanların yerlerine birinci yılın sonunda kuvvetli ve kaliteli fidanlarla tamamlama dikimleri yapılmalıdır.

Kavak ağaçlamasının ilk yıllarında çapa bitkileri ile ziraat yapılabilir (Resim 8).

Kavak ağaçlamalarında ilk yıllarda mayıs ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki defa pullukla sürüm ve diskaro çekimi yapılması uygun olur.

Dördüncü yıldan itibaren 7. yaşa kadar yılda en az bir kere sürüm ve diskaro yapılmalıdır.

Sıralar arasında toprak işlemesi yapılırken fidan gövdelerine 50 cm'den fazla yaklaşılmamalıdır.

İlk yıllarda toprak işlemesi yapılmamış veya sığ olarak yapılmış kavak ağaçlamalarında sonradan derin sürüm yapılması zararlıdır.

Kavak ağaçlamasına hayvan gübresi verilmesi yararlı olacaktır.

Kavak ağaçlamasının su ihtiyacı yağışlarla veya toprakta mevcut taban suyu ile karşılanamıyorsa, mutlaka sulama yapılması gereklidir (Resim 9).

Page 5: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

Ağır ve killi topraklarda seyrek aralıklarla fakat bol su ile sulama yapılmalıdır. Kumlu-çakıllı (Kaba  yapılı) topraklarda ise sık aralıklarla azar azar sulanmalıdır.

Kavak ağaçlamalarında sulama yapıldıktan sonra toprak tava gelir gelmez, mutlaka sürüm yapılmalı veya diskaro çekilmelidir (Resim 10).

Kavaklarda budama ağustos ayının ilk yarısında veya şubat ayı içersinde yapılmalıdır.

Kavak ağaçlamalarında ilk budamaya gövdeler l0 cm. kalınlığa geldikten sonra başlanılmalıdır.

Budamalar her yıl bir veya iki dal halkası alınmak suretiyle düzenli ve tedrici

olarak yapılmalıdır (Resim 11). Kavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim

yaşının tayini, her şeyden önce kuruluşta uygulanan aralık ve mesafe düzenine bağlıdır. Genel olarak iyi yetişme yerlerinde normal aralık mesafe düzenleri ile kurulmuş ve normal bakım görmüş kavak ağaçlamaları ortalama 10-12 yılın sonunda kesim çağına gelirler (Resim 12).

Kavak ağaçlaması sıklaştıkça kesim yaşı küçülür. Seyrekleştikçe uzar. Gelişme ve piyasa durumuna göre kesimler biraz erkene alınabildiği gibi 3-4 yıla kadar geciktirilebilir.

Kavak odununun en önemli kullanma ve tüketim alanları; kontrplak, kibrit, yükleme paleti, kaplama, inşaat, ambalaj, odun hamuru, lif ve yonga sanayii, ayakkabı kalıbı, kundura ökçeleriyle, kalıp ve protez endüstrileridir. Sayılan endüstri dalları arasında halihazırda en fazla tüketimi kontrplak, kibrit, ambalaj ve inşaat sektöründen sonra lif-yonga levhaları sektörü yapmaktadır. Bir kavak ağaçlandırılmasının kıymetlendirilmesinde, ağaçlama sahibinin bu kıymetlendirme alanlarını iyece etüt etmesi ve

önerilen fiyatları buna göre değerlendirmesi gerekir.

Kavak ağaçlamalarını tesis ederken ve tesisten sonra ortaya çıkacak önemli sorunların en iyi çözüm yolu, İzmit’teki Kavakçılık Araştırma Müdürlüğü ile Bölgedeki Orman Fidanlıklarına danışılarak bulunabilir.

MELEZ KAVAKLARDA BUDAMA

Page 6: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

1. GİRİŞKavak, yetiştiricilerine yüksek gelir sağlayan önemli bir kültür ağacıdır. Kavakların değişik klonları ile yurdumuzun geniş bir alanında kavak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Kavak yetiştiriciliğinde en önemli işlemlerden biri de budamadır. Bu broşürde, budama isteklerinin birbirine yakın oluşu sebebiyle I-214 ve 45/51 melez kavak klonları ile, Samsun (77/51) klonunun budama tekniği birlikte ele alınmıştır.

2. BUDAMANIN TANIMI VE AMACIGenel olarak budama, "ağaç gövdeleri üzerindeki yeşil ve kuru alt dalların belli esaslara göre kesilerek uzaklaştırılması" olarak tarif edilebilir. Amaç, kesim çağı sonunda 8-10 metre boyunda dalsız, budaksız, düzgün, kalın çaplı ve yüksek değerde gövde oluşumunu sağlamaktır. Yetiştirici, zamanında ve usulüne uygun olarak yapacağı budama işlemleri ile odun kalitesinin artmasını sağlayacak ve budama işlemi için yapılan masrafın çok üstünde gelir elde edebilecektir. Kavaklarda budama işlemi genelde 4 x 5 m, 5 x 5 m, 6 x 5 m veya 6 x 6 m, 5 x 8 m gibi dikim aralıklarıyla kurulan ağaçlandırmalarda uygulanmaktadır. Sık dikimlerde kaliteli odun üretim amacı esas alınmadığından budama yapılmayabilir (Resim 1).

3. KAVAKLARDA BUDAMA ÇEŞİTLERİKavaklarda budama, tepe düzeltmesi ve gövde budaması olmak üzere iki ana bakım işlemini kapsamaktadır. 

3.1. Tepe Düzeltmesi Tepe düzeltmesi, çeşitli etkenler nedeni ile kavakların tepe yapısında meydana gelen şekil bozukluklarının ve çatallanmaların düzeltilmesi işlemidir.

3.1.1. Tepe Düzeltmesi TekniğiTepe düzeltmesi işlemi, ağacın tepesinde lider sürgün durumu ortadan kalkmış ise, sürgünlerin doğrultusu dikkate alınarak seçilen (Gövde ile en küçük açıyı yapan) sürgünün lider sürgün durumuna girmesi için etrafında bulunan sürgünlerin budanması suretiyle yapılır.Kesilen dallar böcek ve mantar zararlarını önleme açısından sahadan uzaklaştırılır.

3.1.2. Tepe Düzeltmesi ZamanıTepe düzeltmesi işlemi, ağacın yapraksız olduğu kış sonunda yapılmalıdır. Bir yaşlı fidanlarla tesis edilen kavaklıklarda, tepe düzeltmesi işlemi birinci yılın kış sonunda uygulanmalıdır. Kavaklık iki yaşlı fidanlarla tesis edilmiş ise tepe düzeltmesi işlemi ; a- Samsun (77/51) ve 45/51 melez kavak klonunda birinci yılın kış sonunda, b- I-214 melez kavak klonunda ise ikinci yıl kış sonunda gerçekleştirilmelidir.

3.2. Gövde Budaması Gövde budamasının amacı yukarıda belirtildiği gibi gövde odunu kalitesini arttırmaktır. Bu yolla belli amaçlar için kalın çaplı, dalsız (budaksız) ve yüksek değerde gövdeler elde etmek mümkün olmaktadır.

3.2.1. Uygulama Tekniği Gövde budamasında iki uygulama tekniği söz konusu olmaktadır. Bunlardan ilki Göğüs

Page 7: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

Çapına Göre Budama Tekniği ve ikincisi Sabit Çap Yöntemine Göre Budama Tekniği’dir. Her iki uygulama tekniği aşağıda açıklanmıştır.

3.2.2. Göğüs Çapına Göre Budama Tekniği Bu budama tekniği beş aşamadan oluşmaktadır: a- Gövde budamasında birinci aşama: Melez kavak ağaçlandırmalarında tepe düzeltmesinin yapıldığı yıl, ağacın gövdesi üzerinde yerden 2 m yüksekliğe kadar olan bütün dallar ve su sürgünleri budanır. b- Gövde budamasında ikinci aşama: Ağaçlandırma sahasındaki ağaçların göğüs yüksekliğindeki (yerden 1.30 m yükseklik) çapları ortalama 14-15 cm’ye ulaştıklarında, ağacın dipten itibaren 4 m’lik bölümündeki tüm dallar budanır (Tablo 1). c- Gövde budamasında üçüncü aşama : Ağaçların göğüs yüksekliğindeki çapları ortalama 17-18 cm’ye ulaştıklarında, ağacın dipten itibaren 6 m yüksekliğe kadar olan kısmındaki bütün dallar budanır. d- Gövde budamasında dördüncü aşama: Ağaçların göğüs yüksekliğindeki çapları ortalama 19-20 cm’ye ulaştıklarında, ağacın dipten itibaren 8 m’lik bölümündeki bütün dallar budanır. e- Gövde budamasında beşinci aşama : Altıncı yaşta ortalama göğüs çapının 23-25 cm’ye ulaşması halinde dipten itibaren gövde üzerindeki 10 m’lik yüksekliğe kadar bütün dallar budanır. Bu uygulama tekniğine göre kavaklığa gövde budaması için iyi yetişme muhitlerinde 5 kez, daha zayıf yetişme ortamlarında 4 kez girilmesi yeterli olmaktadır. Yukarıdaki her budama aşamasında ağacın tacı içersinde gövde şeklini bozabilecek en azman allar budanır. Göğüs çapına göre yapılan budamada, kavaklıktaki bir miktar ağacın ortalama göğüs çapı hesaplanarak budamaya başlama zamanı ve dal yüksekliği tespit edilebilir. Bu yaş, yaklaşık olarak, Samsun ve 45/51 klonlarında 3. yaş, I-214 klonunda ise 4. yaş olmaktadır (Resim 2). Budanan dallar böcek ve mantar zararlarını önleme açısından ağaçlandırma sahasından uzaklaştırılır.

Budama Budama Aşaması SırasındaKavaklık Orta Ağacı

Aşaması Yüksekliği(2) Göğüs Yüksekliğinde Tam Boyu

  (m) Çapı(cm)

Çevresi(cm) (m)

IIIIII

468

14-1517-1819-20

44-4753-5760-63

11.5-12.513.0-14.014.5-15.5

IV(1) 10 23-25 72-79 17.0-18.0

(1) : 10 m yüksekliğe kadar IV. aşama budamalar, 6.cı yaşta 23-25 cm göğüs çapı ve 17-18 m ağaç tam boyuna ulaşılması halinde ve sadece I. ve II. Bonitet sınıfındaki kavaklıklarda uygulanır.

(2) : Budanacak dalların yerden yüksekliği

Page 8: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

3.2.3. Sabit Çap Yöntemine Göre Budama Tekniği Gövde budamasında ikinci uygulama tekniği Sabit Çap Yöntemidir (Şablon Yöntemi). Bunun için ağız genişliği 10 cm olan bir şablon hazırlanır. Bir merdiven veya platform yardımıyla ağacın budama yapılacak kısmına çıkılır. Hazırlanan şablon kavak gövdesine tatbik edilir. Şablonun girebildiği gövde kısmının alt bölümündeki (gövdenin 10 cm’den kalın kısmı) dalların tümü budanır. Bu şekilde devamlı olarak yerden itibaren 10 cm kalınlığına kadar gövde kısmı dalsız bırakılır. Bu yöntemde kavaklığa budama için her yıl girilmesi idealdir. Ancak her ne olursa olsun ağaç gövdesinin hiçbir zaman 2/3’ünden fazlası budanmamalıdır. Budama işlemi kavaklığın boyu dikkate alınarak 6. veya 8. yaşta sona erdirilir.

4. BUDAMA MEVSİMİ Kavak ağaçlandırmalarında gövdedeki dalların budanması için en uygun mevsim yaz sonudur. (Örneğin; Marmara Bölgesi için budama mevsimi 15 Temmuz-15 Ağustos dönemidir. Bu dönem Akdeniz Bölgesi için daha geç Doğu Anadolu Bölgesi için daha erkendir). Ancak, aşağıdaki durumlarda kış sonu veya ilkbahar başlangıcında da budama yapılabilir: - Herhangi bir nedenle yukarıdaki zaman içinde budama yapılamamışsa, - İşçi temini kış aylarında daha kolay ise, - Yazları çok kurak geçiyorsa, - Kavak ağaçlandırmasında veya çevresindeki ağaçlandırmalarda böcek zararlıları veya mantar tasallutu var ise, - Budama yapılacak ağaçlandırma içersinde ara tarım yapılıyorsa.

5. BUDAMADA KULLANILAN ALET VE EKİPMANLAR Budamada kullanılan alet ve ekipmanlar şunlardır:

Budama Makası İnce dalların budanmasında kullanılmaktadır. Bunların tek elle kullanılabilenleri olduğu gibi iki elle kullanılan büyük ve uzun saplı olanları da vardır. Son yıllarda traktörlere monte edilebilen basınçlı hava veya hidrolik sistemde çalışan ‘pnömatik’ ve hidrolik makaslar geliştirilmiştir. Bunlarla 6 cm çapa kadar kalın dallar kesilebilmektedir. Ancak bu tür makaslar ülkemizde henüz yaygınlaşmamıştır.

El Testeresi Budama makasları ile kesilemeyen dalların budanmasında kullanılmaktadır. Yerden budamada kullanılan alüminyum borular üzerine monte edilen testereler de bulunmaktadır. Gerek makas ve gerekse testereler keskin ve bakımlı olmalıdır.

Merdiven Alüminyumdan yapılmış hafif merdivenler budama yüksekliğine göre ayarlanabilmektedir. Bunlar emniyet kemerleri ile birlikte kullanılır.

Platformlu Ekipmanlar Traktör üzerine monte edilebilen, sabit platformlu veya hidrolik kaldırma düzeni bulunan çift kollu ve aynı anda iki kişinin çalışabildiği ekipmanlarla daha güvenli, hızlı ve kaliteli budama işlemi yapılabilmektedir.

6. BUDAMADA YAPILAN YANLI? UYGULAMALAR Budama, diğer bakım işlemleri arasında en fazla dikkat gerektiren işlemdir. Yapılan hataların onarılması güçtür, hatta imkansızdır. Yanlış uygulanması halinde budama işleminden beklenen ekonomik fayda sağlanamaz. En doğru budama, dalın gövde üzerinde

Page 9: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

kabuk ile aynı seviyede silme (Gövdeye Teğet) kesilerek yapılan budamalardır (Şekil 1). Budamada yapılan yanlış uygulamalar aşağıda açıklanmıştır.

6.1. Kesim Sırasında Yapılan Yanlışlıklar Budamada tekniğine uygun ve bakımlı aletler kullanmak gerekir. Budama işlemi, kabuğa zarar vermeden, mümkün olduğu kadar gövdeye yakın ve düzgün bir kesim yüzeyi bırakılarak yapılmalıdır. Dallar gövde yaralanmadan ve gövde eksenine paralel olarak kesilmelidir. Kesilecek dalın önce alt kısmından bir miktar kesmek ve daha sonra kesim işine üstten devam etmek gerekir. Böylece, gövde üzerinde kabuk sıyrılması suretiyle meydana gelebilecek yaraların önüne geçilmiş olur.

6.2. Budama Yüksekliğinde Yapılan Yanlışlıklar Melez kavak ağaçlandırmalarında budama yapılırken görülen yanlışlıkların başında "aşırı budama" gelmektedir (Resim 3). Ağacın tepesinde çok az sayıda dal bırakarak; yerden itibaren gövdenin büyük bir kısımının budanması şeklinde olan bu uygulama ile ağaç gelişiminin yavaşlamasına neden olunabileceği ve bunun sonucunda böcek ve mantar zararlılarının görülebileceği unutulmamalıdır. Budama aşamalarında verilen yüksekliklerin üstünde bir budama yapılmışsa (aşırı budama) yapılan yanlışlık gövde üzerinde "su sürgünleri" ile kendini belli etmektedir. Böyle bir yanlışlığa meydan vermemek için budama yüksekliklerine titizlikle uyulmalıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, hangi budama tekniği uygulanırsa uygulansın ağaç boyunun 2/3’ünden fazla gövde yüksekliğinin budanmamasına özen gösterilmelidir.

6.3. Budamaya Geç Ba?lanılması Gerek tepe düzeltmesi ve gerekse gövde budamasında zamanın geçmesi halinde dallar kalınlaşacak ve gövdede odun kalitesini düşüren büyük budaklar oluşacaktır. Ayrıca kesilen dalın gövdede bıraktığı yara büyük olacağı için kapatılması zorlaşacak böcek, ve mantar tasallutuna yol açılmış olacaktır.

6.4. Mevsimsiz Budama Budama peryodu dışında yapılan budamalar kavak ağaçlandırmalarının böcek ve mantar zararlarını arttırmaktadır.Budama, ağaçlandırmanın bulunduğu yöre koşullarına göre en uygun zamanda yapılmalıdır.

6.5. Budamada Kesim Hataları Gerek tepe düzeltmesi ve gerekse gövde budaması işlemleri esnasında aşağıda belirtilen hatalar yapılmamalıdır (Şekil 2).

a-Budanması gereken dalın bırakılması b-Dal koltuğunun bırakılması c-Kesilmesi gereken dalın koparılması veya kırılması d-Kesimin derin yapılarak kabuğun yaralanması e-Dal koltuğu bırakılarak eğik kesim yapılması  

Page 10: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

6.6. Budamada Kullanılan Alet ve Ekipmanlardan Kaynaklanabilecek Hatalar Budama işleminde kullanılan makas veya testereler keskin olmadığı taktirde kesim yüzeyleri düzgün olmamakta ve gövdede kabuk soyulmalarına yol açılmaktadır. Ağaca çıkmak için kullanılan kramponların (çıkma demirleri) gövdelerde meydana getirdiği yaralar ağaç sağlığı yönünden zararlıdır. Bu nedenle budamada kullanılmamalıdır. Budama ile ilgili daha geniş bilgi almak için Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü PK 93 41001, İZMİT adresine başvurulabilir.

KAVAK ZARARLISI BÖCEKLER

1. Gövde ve Dallara Arız Olan Böcekler 1.1. Melanophila picta pall. (Kavak süslü böceği) Çok önemli bir zararlıdır. Bu böceğin erginleri Mayıs sonu-Ağustos arasında görülür. Çıkan erginler gövdelerin yerden 2 -2.5 m yüksekliğe kadar olan kısmına, özellikle kök boğazı ve

civarına yumurtlarlar. 10 gün süren kuluçka devresinden sonra çıkan larvalar (Resim 1.) süratle kabuğu deler, kabuk altı odununda yayvan bir yiyim yaptıktan sonra (Resim 2) odun içine girerek yukarı doğru giden içi öğüntü dolu yollar açar ve kışı burada geçirirler. Bunlar ilkbaharda 15-20 günlük bir krizalit devresi geçirip ergin olurlar. Tasalluta uğrayan genç ağaçların rüzgar tesiri ile kırıldıkları görülür. Bu

böceğin tasallutunun ana sebebi ağacın su kıtlığı çekmesidir. Sulamada noksanlık veya kök gelişmesini önleyici her türlü kültürel yanlışlıklar bu böceğin tasallutuna sebep olur.  Kavaklık kurulurken sığ dikim yapma gibi büyük bir hata işlenmiş ise sadece ilaç kullanarak bu böceğin tasallutunu önlemek hemen hemen imkansızdır. Kavaklarımızın en büyük düşmanı olan bu böceğin tasallutuna mani olmak için gövdelerin kireçle badana edilmesi yıllardır uygulanan bir usuldür. Fakat bunun faydası yoktur, çünkü kavaklığın tesisi sırasında hatalar yapılmış ise veya sulama toprak işlemesi gibi bakım tedbirleri zamanında ve yeterli düzeyde yapılmıyor ise, bu böcek, badanalanmış gövdelere de arız olur ve zarar yapar.

1.2. Agrilus ater L. Bu böceğin Haziran-Temmuz'da çıkan erginleri gövdelerin 3-4 m yüksekliğe kadar olan kısmına yumurtlar. Bu yumurtalardan 10 gün sonra kirli beyaz, sonuncu karın halkası pense ağzı gibi 2 uçlu larvalar çıkar. Bu larvalar kabuk altındaki odun tabakasında yılanvari

görünümlü, içi öğüntü dolu yollar açarlar. (Resim 3) Larvaların olduğu gövde kısmı renk değiştirir, üzerine bastırınca kabuk içeri çöker ve dışarıdan bakıldığında öğüntülü kırmızı-kahverengi akıntıların çıktığı görülür. Kabuk altı odununda beslenen larvalar, kışın başlangıcında oduna 3 -4 cm girer ve orada bir beşik içinde kışlar. Baharın ortasında krizalit olur ve uzun bir zaman sonra erginler çıkar. Bu böcek çok büyük ağaçları da öldürecek kadar tehlikelidir.

Melanophila picta için alınan bütün tedbirler bu böcek için de alınmalıdır. Tuzlu ve drenajı bozuk topraklarda çok görülür. Mücadelesi son derece zordur.

Page 11: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

   

1.3. Sciapteron tabaniformis Rott. (Kavak odun arısı) Sadece fidan ve genç ağaçlara (1-5 yaşlı) arız olur. Böceğin arıya çok benzeyen erginleri (Resim 4) gövdelerde budama yaraları başta olmak üzere, özellikle yaralar üzerine yumurtlar. Bunlardan 10-15 gün sonra çıkan larvalar kabuk altına geçer, orada yiyim yaptıktan sonra oduna girer, kışı odun içinde açtığı galeride geçiren larva ilkbaharda yeniden beslenmeye başlayarak olgunlaşır ve 20 günlük krizalit devresinden sonra ergin çıkar. Bu zararlının en büyük özelliği, genç fidanlarda larvanın gövdeye girdiği yerde bir şişkinlik oluşmasıdır. Bu sebeple ağaçlama kurarken gövdesinde şişkinlik olan fidanları kullanmamak gerekir. Bu zararlıdan korunmak için alınacak ilk tedbir, ergin çıkışlarının olduğu devre içinde budama yapmamak ve her ne sebeple olursa olsun fidanları yaralamamaya özen göstermektir. İlaçlı mücadele ise şu şekilde yapılır. Üzerinde bulunan şişkinlik ve giriş deliğinden, içinde larva olduğu anlaşılan fidan veya ağaçlardan birkaçı işaretlenir. Bunlar Mayıs başından itibaren her gün kontrol edilir. Bu zararlının ergini çıkarken krizalit zarının bir kısmı da çıkış deliğinden taşar ve dışarıdan görülür. Bu zarın görülmesinden 20 gün sonra ilk, 15 gün ara ile 2., gerekiyorsa 15 gün sonra da 3. ilaçlama yapılır. Not: Fidanlıklarda ergin çıkış gününü tam olarak tespit için başka çalışmalar da yapılabilir; Fidanlığın muhtelif yerlerinde bulunan birkaç tasallutlu gövdeye kapalı tarafı da kesilmiş plastik torbalar yukarıdan geçirilir, şişkin kısım ortalanacak şekilde 2 taraf bağlanır. Çıkan ergin torba içinde kalır ve ergin çıkışı böylece belirlenir. Tasallutlu olduğu anlaşılan gövdelerden şişkin ve giriş deliği taşıyan kısımlar kesilerek bir tel kafese alınır. Bu kafes bir yere konularak, ergin çıkışı tespit edilebilir. Ayrıca fidanlıklara feromon tuzakları kurularak böceğin ergin çıkış tarihi belirlenebilir.

1.4. Cryptorhynchus lapathi L. Son derece tehlikeli olan bu zararlının erginleri Haziran ortası-Ağustos'ta çıkar. Bunlar gövdelerin çoğunlukla yerden 2 m yüksekliğe kadar olan kısmında, bilhassa dal birleşim yerlerinin hemen altında, kabuk içinde açtıkları çukurlara yumurtlar. Ortalama 15-20 gün sonra bu yumurtadan kurtlar çıkar. Bu kurtlar hiç beklemeksizin kabuk dokusu içinsde kışı geçirirler ( Resim 5 ). Varlıklrı ancak baharın başlangıcında bu larvaların odun içine girmesi ile anlaşılır. Larvalar enine bir testere kesiği izlenimini veren yiyim yapar sonra oduna girerler. Bu sırada dışarı testere talaşı gibiöğüntüler dışarı çıkarır. Odun içine girerek içi öğüntü dolu galeriler açan larvalar ( Resim 6 ) beslenmelerini tamamladıktan sonra açtıkları galerilerin sonunda krizalit olurlar ve 15 gün sonra erginler çıkar. Bu böceğin tasallutuna uğrayan ağaçlar tamamen ölebilir. Varlığı ancak zarar yapmasından sonra ve mücadele için ilaç kullanmanın hemen hemen hiçbir işe yaramayacağı bir zamanda anlaşılır. Diğer taraftan üzerlerinde böceğin tasallutuna dair belirtiler görülemeyen fidanlar ağaçlamalara intikal ettirilmekte ve böylece zararlı kolayca yayılmaktadır. Bu sebeple, bu böcek kavaklıklar için son derece büyük tehlike oluşturur ve özel tedbirler alınmasını gerektirir. Varlığının tespiti halinde ilaçlama için en iyi zaman larvanın kışlamadan çıkıp beslenmeye başlaması ile oduna girmeye başlaması arasında geçen kısa devredir. Bu devrenin kaçırılması halinde ilaçlamadan sonuç

Page 12: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

almak hemen hemen imkansızdır. Bu sebeple, bu devrede yapılacak tek ilaçlama bile yettiği halde, ihtiyatlı davranarak Şubat ortasından itibaren 15 gün ara ile en az 2, gerekiyorsa 3 ilaçlama yapılmalıdır.

1.5. Gypsonoma(=Semasia) aceriana Froel. (Sürgün bozan) Bu böcek kavak sürgünlerini tahrip eder (Resim 7). Mayıs sonunda çıkan ve bir kelebek olan erginlerden oluşan tırtıllar 15 gün yaprak dokusunda beslenir ve sonra sürgün içine girer,

orada 1 ay kadar beslendikten sonra toprağa iner, krizalit olur, Ağustos'ta ergin çıkar. Çıkan erginler de yaprağa yumurtlar ve oluşan tırtıllar buradan sürgünlere değil, kışlamak üzere gövdeye geçer (bilhassa gövdenin toprağa yakın kısımlarına)orada kışı geçirir. Baharın başlangıcında kışlamadan çıkan tırtıl henüz yeni oluşan yapraklara gider ve onların üzerinde ancak 2-3 gün beslendikten sonra sürgün içine girer. Sürgünde beslenen tırtıl olgunlaşınca

toprağa iner ve Mayıs sonlarında erginler çıkar. Mücadelesinde hedef yaprakta beslenen tırtıllarıdır. Mayıs sonunda oluşan tırtıllar yapraklarda 10 gün, Ağustos'tan sonra oluşanlar ise yapraklar düşünceye kadar beslenir.  

1.6.Koşniller (Kalkanlı bitler) Bazı koşniller arız oldukları kavak ağaçlarının kabuğu içine emici organlarını sokarak öz

suyunu emerler. Aşırı üremeleri halinde ağacı kurutabilirler.Bu zararlıların en belirgin özelliği kalkan adı verilen, çeşitli renk ve şekilde olan

muhafaza altında yaşamalarıdır. Kavaklarda en fazla rastladığımız koşnillerden Chionaspis salicis L.'nin kalkanları oval ve grimsidir (Resim 8).Lepidosaphes ulmi L.'nin kalkanları ise virgül şeklinde ve gri renklidir (Resim 9). Koşnillere karşı ilaçlı mücadele Yaz mücadelesi ve Kış mücadelesi olmak üzere 2 devrede tatbik olunabilir. Yaz mücadelesi, yavrular kabuk bağlamadan ilkbaharda ve yaz başlangıcında yapılır. Kış mücadelesi ise kalkan altındaki ergin ve yumurtalara karşı uygulanır.  

Page 13: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

2. Köklere Arız Olan Böcekler 2.1.Capnodis miliaris Klug.(kök süslü böceği) Bu böceğin Türkiye şartlarında Mayıs sonu-Ağustos'ta görülen erginleri, yaprak ve taze sürgünlerle beslenip, toprakta ve kuru yapraklar altında kışı geçirirler. Mayıs sonlarında yeniden beslenmeye başlar, çiftleşir ve ağacın hemen dibinde toprak üzerine yumurtlarlar (Çok az yumurtada kök boğazına konulur). Bu yumurtalardan 10-13 gün sonra çıkan larvalar süratle toprağa girer, kökü arayıp bulur, kemirerek geniş yollar açarlar (Resim 10). Bunlar kış gelince kökteki

beslenmesini keser, bahar gelince yeniden beslenmeye başlarlar. Mayıs'ta 20 günlük bir krizalit safhası geçirip ergin hale geçerler (Resim 11). Bu böcek, özellikle aşırı kumlu topraklarda ve sulama ile toprak işlemelerinin yetersiz yapıldığı kavaklık ve

fidanlıklarda son derece büyük zararlara sebep olur. Bu zararlıya karşı, tasallut durumunda alınacak en etkili tedbir; İlkbaharda sıcaklığın 20ºC'lerde seyretmeye başladığı devrede (Türkiye şartlarında, zararlının bulunduğu yerlerde genellikle Mayıs ayıdır) her 15 günde bir sulamalar yapmak ve toprak rutubetinin % 80'nin altına düşmemesini sağlamaktır. Bu durumda yumurtadan çıkan larvalar yürüyerek, kökleri bulamadığından ölmektedir. Sulama imkanının kısıtlı olduğu zamanlarda yapılan toprak işlemeleri ile de açığa çıkan yumurta ve larvaları süratle öldürmek mümkün olmaktadır. Kimyasal mücadeleye karar verilirse bu sulama ve toprak işlemeleri ile paralel yürütülmelidir. İlaç kullanımında hedef, yumurtadan çıkmış ve henüz kök aramakta olan larvadır.

2.2.Melolontha melolontha L.(Mayıs böceği) Bu zararlının toprak içinde yaşayan larvaları fidanların köklerini kemirir. Kökü Mayıs böceği tasallutuna uğramış fidanların yaprakları önce tedricen sararmaya başlar ve sonuçta fidan tamamen kurur. Mayıs böceği erginleri yörenin iklim şartlarına bağlı olarak topraktan Nisan sonu-Mayıs'ta çıkmaya başlarlar ve yaprak yiyerek beslenirler. Bir dişi hayatı boyunca ortalama 70 adet yumurta bırakır. Fakat bu kadar yumurtayı bir seferde değil 3 (nadiren 4) periyotta, 10-30 adetlik gruplar halinde, toprağın 10-15 cm'lik derinliğine yumurtlar. Yumurtlama Haziran ayı ortalarına kadar sürer. Yumurtlamak için gevşek, derin, humusca zengin ve örtülü toprakları (bahçe, otlak, fidanlık) tercih ederler. Yumurtalar 4-5 hafta sonra açılır. Çıkan larvalar ince köklere arız olur. Soğuklar başlayınca toprağın derinliklerine inerler. Kış geçip havalar ısınınca tekrar toprak yüzeyine doğru hareket ederler, kök bulup beslenirler. Bu beslenme havaların soğumaya başlamasına kadar sürer. Tekrar toprağın alt tabakalarına inip 2. kışı geçirirler, baharda yukarı doğru çıkarlar, kök arayıp bulurlar ve yine beslenirler. Artık iyice olgunlaşmışlardır (Resim 12). Sonbaharın başlarında yine aşağı inerler, pupa olurlar ve ergin hale dönüşürler. Bir kerede ergin halde toprakta kışı geçirirler ve ancak Nisan sonu-Mayıs'ta, yani yumurtanın konuluşundan itibaren tam 3 kış geçtikten sonra, topraktan ergin halde çıkarlar. Bazı yerlerde bu 3 değil 4 yıl da sürebilir. Erginler her yıl görülür, fakat belli bir bölgede, 3 yılda bir ergin çıkışı çok fazla sayıda olur. Böyle yıla "Büyük uçuş yılı" denir.

Page 14: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

3.Kavak Yapraklarına Arız Olan Böcekler 3.1.Stilpnotia salicis L. (Beyaz kavak kelebeği) Bu böceğin beyaz bir kelebek olan ergini Mayıs sonu-Haziran'da çıkar. Dişiler 150-200 adet açık yeşil renkli yumurtayı sedefimsi bir örtü altında gizleyerek yaprak ve gövde üzerine bırakırlar. Bu yumurtalardan 15 gün sonra çıkan ve önceleri siyah renkli olan tırtıllar

Temmuz'da olgunlaşır (Resim 13), ipeğimsi iplerle birleşmiş bir veya birkaç yapraktan oluşmuş beşik içinde krizalit olurlar (Resim 14). Ağustos'ta bunlardan erginler çıkar. Bunların

koyduğu yumurtalardan çıkan tırtıllar, sonbahar yağış ve soğuklarının başlaması üzerine genellikle gövde üzerindeki kabuk çatlakları arasında saklanarak kışı geçirirler. Bahar gelip ilk sürgünler çıkmaya başlayınca yeniden yapraklara taşınıp beslenmeye başlarlar. 20-30 gün beslendikten sonra aynı şekilde krizalit olurlar ve kelebekler çıkar.

3.2.Melosoma populi L. Bu böceğin erginleri, kışı toprakta ve ot v.s. arasında saklanarak geçirir. Bahar gelince yeni sürgün ve taze yapraklar üzerine giderek beslenir ve yaprakların alt yüzüne yumurtlarlar. 7-15 gün sonra çıkan larvalar önceleri siyah renkli olup yaprakların önce taze kısımlarını yerken, büyüdüklerinde yedikleri yaprakların sadece damarları kalır. 20-25 günlük bu beslenme devresinden sonra olgunlaşan larva, yaprakların alt yüzünde krizalit olur ve bir hafta sonra ergin çıkar, hava şartlarına göre bu erginlerden de yeni bir nesil oluşur. En son neslin erginleri, yaprak dökümüne kadar yapraklarda beslenir ve sonra kışlarlar. Bir ağacın üzerinde bu böceğin hem ergin, hem yumurta, hem de larvalarına aynı anda rastlamak mümkündür (Resim 15).

3.3.Lymantria dispar L.(Sünger örücüsü) Bu zararlının bir kelebek olan ergini Temmuz'da çıkar. Erkek ve dişi kelebekler farklı

görünüştedir. Dişiler özellikle toprağa yakın kısımlar başta olmak üzere gövdeler ve alçak dallar üzerine

yumurtlarlar. Yumurtaları 200-250 adetlik topluluk halinde bırakıp, üstlerini salgıladıkları sarımsı tüyler ile örterler ve sünger görünümü verirler (Resim 16). Kışı yumurta safhasında geçirir. Tomurcuklar uyanırken, tırtıllar da yumurtalardan çıkarak yapraklara giderler. Oburca 6-10

Page 15: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

hafta boyunca yaprak yerler ve olgunlaşan tırtıllar (Resim 17), yaprak ve dallar arasında krizalit olur. Bu krizalitlerden 10-15 gün sonra kelebekler çıkar. Yılda bir generasyon verirler.

3.4.Byctiscus Populi L. (Sigara Böceği) Kışı toprak içinde geçiren erginleri Nisan-Mayıs aylarında ortaya çıkar. Bunlar 10-15 gün yaprak ve tomurcuk yiyerek beslendikten sonra dişi ergin bir yaprağı ana damara paralel

olarak sarar ve içine ortalama 4 adet yumurta bırakır. Sonra bu sigarayı 1-5 adet yaprakla daha sarar. Sigara içinde bulunan yumurtalar 10 gün sonra açılır, içinden kirli beyaz larvalar çıkar. Bu larvalar bulundukları sigaranın içinde 20-25 gün beslendikten sonra genellikle sigara ile toprağa düşerler. Olgun larva toprağa girer ve orada krizalit olur. 10 günlük bir krizalit devresinden sonra ergin hale geçerler. Erginler topraktan çıkmak için kışın geçmesini beklerler. Sigara gibi sarılmış yapraklar işlevini yerine getiremez.

(Resim 18) Bu sebeple yoğun tasallut halinde oluşan sigaralar yere düşmeden toplanarak yakılmalı veya sigaraların toprağa düşmesinden itibaren toprak bol bol işlenmelidir.

3.5.Nycteola asiatica Krul. Bu kelebeğin dişileri yumurtalarını Haziran sonu-Ağustos'ta kavakların tepe sürgünlerindeki yaprakların üstüne, sedef parlaklığında topluluklar halinde koyar.Süt beyazı renkli bu yumurtalardan 2-3 gün sonra tırtıllar çıkar. Yumurtalardan çıkan tırtıllar açık sarı- krem renklidir, beslendikçe önce sarımtırak sonra açık yeşil, olgunlaşınca tamamen yeşil olurlar. Vücut halkalarında kıldan ince tüyler vardır. Bu tırtıllar salgıladıkları örümcek ağı gibi salgılarla 2-3 yaprağı birleştirip sararlar. 1-2 ay yaprakları yiyerek beslenen bu tırtıllar havaların soğuk gitmesi halinde (Eylül-Ekim) beslendikleri yaprak üzerinde koza örüp kışı o halde geçirirler. Havaların sıcak gitmesi halinde ise krizalit olurlar ve 15 günlük bir devreden sonra erginler çıkar. Kışlayan tırtıllar ise yaz başlangıcında krizalit olur ve erginler çıkar. Kışlayanların bir kısmı ise yaz başlangıcını beklemeden baharda ergin olurlar ve yumurtlarlar. Havaların çok müsait geçmesi halinde yılda 3, hatta 4 nesil bile verebilir. Bu sebeple aynı sürgün üstünde bile bu zararlının türlü büyüklükte tırtıllarını görmek mümkündür.

KAVAK ZARARLISI ÖNEMLİ MANTAR, VİRÜS ve BAKTERİLER

1. Yaprak ve Sürgün Zararlısı Mantarlar 1.1. Melampsora sp. (Pas mantarları) Kavak yapraklarında "Pas Hastalığı"nın nedeni olarak bilinen ve hepsi de parazit olarak pas mantarları grubu içinde yerini alan, Melampsora cinsi, kavakçılıkta büyük bir öneme sahiptir. Yurdumuzda kavaklar üzerinde saptanan en önemli Melampsora türü Melampsora allii-populina Kleb 'dir Bu mantar genellikle iklim şartlarına bağlı olarak Haziran ayından itibaren, kavak yapraklarının alt yüzünde, önceleri, takriben 0.5 mm çapında, seyrek, açık sarı, daha sonra tamamen yaprak yüzeyini kaplayan ve 1-1.5 mm çap'a kadar varabilen, bu arada rengi de portakal sarısı ve sonunda pas rengine dönüşen spor yatakları (Uredo yatakları) ile ortaya

çıkar. Önceleri üzerleri bir zarla kaplı olan bu yataklar sporların olgunlaşıp portakal sarısı rengini almasıyla, açılarak içindeki sayısız Uredospor'ların yağmur, böcek, rüzgar ve hatta insanlar aracılığı ile etrafa yayılmasını sağlarlar (Resim 19). Büyüme mevsimi içinde, hastalığın bir fertten

Page 16: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

diğerine bulaşması bu yolla olmaktadır. İklim şartlarının uygunluğu ve bazen duyarlı klonların varlığı ile yaprak yüzeyi tamamen bu yataklarla örtülür. Neticede yaprak adeta kırmızı pas rengini alır ve bunun sonucunda oluşan nekroz sonrasında erken ve şiddetli olarak alt dallardan başlayan bir yaprak dökümü ortaya çıkabilir. Bitkinin bir taraftan dökülen yapraklardan dolayı besin kaybına uğraması, diğer taraftan genç sürgünlerin gerekli şekilde odunlaşmaması sonucu bu fidanların soğuk ve dondan zarar görmeleri kaçınılmazdır. Bunun sonucu olarak diğer sekonder karakterli böcek ve mantarların özellikle, Cytospora chrysosperma (Pers.) Fr. nın tasallutu görülebilir. Melampsora allii-populina Kleb. belli şartlarda biyolojik seyrini ara konukçu bitki olmadan tamamlayamamaktadır. Bu bakımdan, bu floranın sahadan uzaklaştırılması önemli bir koruma önlemi olarak gözden uzak tutulmamalıdır. Ayrıca, yere dökülen ve gelecek büyüme devresi içinde hastalığın ortaya çıkışı ve yayılmasını sağlayacak yaprakların derin bir sürümle toprağa karıştırılarak ortadan kaldırılması, ihmal edilmemelidir. Fidanlık ve ağaçlandırmalarda bu mantara karşı uygulanacak kimyasal bir mücadele, ancak kültürel önlemlerle beraber yürütüldüğünde başarılı olmaktadır.

1.2. Marssonina brunnea (Ell.et Ev) P.Magn. Dünya kavakçılığının en önemli parazit mantarlarından biri olan Marssonina brunnea (Ell. Et Ev.) P. Magn. Kavaklarda büyük ekonomik zararlara sebep olabilmekte ve bazı önemli kavak klonlarının kullanımını engellemektedir. Bu mantar, iklim koşullarına bağlı olarak, genellikle Nisan ayından itibaren kavak fidanlık ve ağaçlandırmalarında yapraklar üzerinde çok küçük, önceleri tek tek dağılmış, yuvarlak, kahverengi, orta kısımları pulumsu, beyaz görünüşlü lekecikler ile ortaya çıkar. Uygun şartlarda, bu lekecikler büyüyerek 1-2 mm çap'a ulaşır ve daha sonra da bunların birleşmeleri sonucu oluşan, geniş kahverengi lekeler yaprağı kaplar. Bunlar, aslında mantarın eşeysiz üreme organlarıdır (Acervulus). Mantar, şiddetli tasallut sonucunda bazen yaprak damarlarında, yaprak sapında ve genç dallarda da görülür (Resim 20). Duyarlı kavak klonlarında bu mantarın erken ve ani yaprak dökümüne, taze sürgün kopmalarına, hatta yaşlı ağaçların odunlarında önemli deformasyonlara sebep olduğu da belirlenmiştir. Uygun iklim şartlarında, mantarın olgunlaşan karakteristik sporları; rüzgar, yağmur, böcekler aracılığı ile etrafa dağıtarak hastalığı bulaştırır ve bu durum büyüme devresi boyunca devam eder. İlk tasallutlar ve kurumalar, alt dallardan başlar ve kuruyan yapraklar kıvrılarak dökülür. Sonuçta, fidan ve ağaçların yalnız tepe kısımlarındaki dallarında açık renkli, seyrek yapraklar dikkati çeker ki bu, mantarın varlığını belirleyici enteresan bir görünümdür.

Page 17: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

2. Gövde ve Dallara Arız Olan Mantarlar 2.1. Cytospora chrysosperma (Pers.) Fr. Dünyada ve Ülkemizde melez kavaklarda olduğu gibi, Karakavak fidanlık ve ağaçlandırmalarında gövde ve dallara tasallut eden en önemli mantarlardan biridir. Cytospora chrysosperma (Pers.) Fr. sağlık durumu bozulmuş fertlere tasallut ederek, zararlı olmaktadır. Bu mantar ülkemizde, özellikle Karakavaklarda don, dolu zararı görmüş veya birkaç yıl arka arkaya Septoria populi Derm'nin tasallutuna uğramış, fertler üzerinde daha sık

görülmektedir. Hastalığın ilk belirtileri, kambiyumun tahribi sonunda kabukta görülen ve esmerden siyaha kadar değişen, renkli lekelerdir . Hastalığın daha ileri aşamasında kabuk üzerinde, küçük, siyah, yuvarlakça, yaklaşık 0,1-0,2 mm. büyüklüğündeki kabartılar dikkati çeker. Bu kabartılar, mantarın eşeysiz üreme organlarıdır (Pycinidium). Bu organlar genellikle Mart ve Nisan aylarında belirgin hale gelirler. Hastalığın daha ileri aşamasında bu mantar için çok karakteristik olan, önceki çok küçük sarımsı, sonraları boyları 3-4 cm'ye kadar varan sarı portakal renginden, canlı kırmızıya varan, helezoni, kıvrımlı kordonlar, belirir (Resim 21). Rutubetli şartlarda, özellikle yağmurdan sonra, üreme organlarını dolduran

olgunlaşmış sporlar, dışarıya atılarak rüzgar, yağmur ve böcekler aracılığıyla çevreye yayılır ve hastalığın bulaşmasına neden olurlar. Bu mantarın kavaklara tasallutu, ağaçların en hassas olduğu ve kendisinin de en faal bulunduğu kış aylarına rastlar. Bu suretle, ortaya çıkan hastalık gelişerek Ağustos-Eylül sonuna kadar devam eder. Ancak, büyüme mevsiminin başında, hastalığın gelişmesi yönünden bir yavaşlama vardır. Bu arada, fidanlar için uygun şartlar yoksa ve meteorolojik açıdan çok şiddetli sıcaklar, geç donlar ve zayıf fidan kullanılması gibi şartlar bir araya gelirse, hastalık büyüme mevsiminin başında ortaya çıkarak, kısa bir süre içinde tüm fertleri ölüme götürebilir. Bu mantara karşı koruma önlemleri, genel anlamıyla kültürel önlemleri içerir.

2.2. Discosporium populeum Sacc. et Briard. (Dothichiza populea Sacc.et Briard.) Yıllardan beri kavak fidanlık ve genç ağaçlandırmalarında, dal ve gövdelere tasallutuyla tanınan en önemli mantarlardan biridir. Bu mantar, yurdumuzda son senelerde etkin zararlara neden olmaktadır. Mantarın bitkiye işleyebilmesi için bir giriş yerinin olması şarttır. Düşen yaprak sapının hasıl ettiği yara, tomurcukların kopma yerleri, taze sürgünlerin uç kısımları bile mantarın girişi için uygun yerlerdir. Bu mantarın, ilk belirtisi genç gövde ve dallarda kabuk üzerinde, çeşitli büyüklükteki açık kahverengiden siyaha varan lekelerdir. Hastalığın daha ileri dönemlerinde ise, kabuğun açılmasıyla ortaya çıkan 0.5-2 mm. çapında, üzeri pullu, ağzı koyu kahverengi, siyah renkli bir krateri andıran bazen tek tek dağıtılmış, bazen ise birleşerek daha genişlemiş oluşumlar (Resim 22) dikkati çeker ki

Page 18: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

bunlar, mantarın spor organlarıdır (Pycnidium). İklim koşullarının uygunluğuna göre değişmekle birlikte, genellikle Mart-Nisan aylarında bu spor organları içinde yer alan  olgunlaşmış sayısız, çok küçük sporlar, rüzgar, yağmur ve böcekler aracılığıyla çevreye dağılarak hastalığı yayarlar. Hastalığın kavaklarda gelişimi, fidanların en duyarlı, parazitlerin de en aktif bulunduğu Ekim-Mart aylarına rastlar. Böylece gelişmesini sürdüren hastalığın eylül ayı sonuna kadar devam ettiği görülür. Bu mantarlara karşı korunma önlemlerinin başında, konunun fidanlıktan itibaren ele alınması düşünülmelidir. Tüm çeliklerin dezenfekte edildikten sonra kullanılması ve dağıtılması gereklidir. Bunun için de, çeliklerin % 2'lik civalı preparatlarla işlem gördükten sonra dikilmesi uygundur. D.populea bir zayıflık paraziti olduğundan alınacak koruma önlemlerinin ağırlık merkezinin kültürel önlemler oluşturmaktadır. Ancak, öncelikle en etkili ve kesin korunma önleminin, hastalığa dirençli klonların seçimi olduğu unutulmamalıdır.

3. Köklere Arız Olan Mantarlar Bu tür mantarlar kök çürüklüğüne neden olurlar. Tasalluta uğrayan kavağın yaprakları sararıp dökülür ve neticede ağaç kurur. Corticium sp., Rosellinia sp. ve Armillaria mellea (Fr) Karst. (Resim 23) en fazla rastlanan kök mantarlarıdır. Bunlar yalnız köklere değil gövdenin toprak seviyesinde de çürükler yaparlar. Kök mantarına karşı alınabilecek en etkili önlem: kavakların kesiminden sonra arazideki kök artıklarını temizlemek, iki-üç yıl geçmeden aynı araziye kavak

dikmemektir. Dikimlerden sonra ise toprağın havalanmasını sağlayacak toprak işlemelerine önem verilmelidir.    

4. Virüs Hastalıkları Virüs hastalıkları genellikle yaprak renginde değişmeler, yaprak, gövde ve dallarda anormal gelişme, kabuk nekrozu gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu hastalıklar kavağın normal gelişimini aksatırlar, en önemlisi Mozaik virüsüdür (Resim 24).

5. Bakteri Hastalıkları Bakteri hastalıkları çürüklük, nekroz, solgunluk,ur ve kanser oluşumları ile kendini gösterir. En önemlisi ve en çok görüleni ur oluşumuna sebep olan Agrobacterium tumefaciens 'dir. Bu bakterinin oluşturduğu önceleri ufak ve üstleri düz, sonradan renkleri esmerleşerek sertleşen girintili çıkıntılı şekil alan urlar, bitkinin hem toprak altı hem de toprak üstü kısımlarında görülebilir. Ancak en fazla kök boğazı ve ana kök üzerinde rastlanır.

ZARARLI BÖCEK ve MANTARLARA KARŞI ALINACAK TEDBİRLER

Page 19: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

1.Koruyucu Mücadele: Bu mücadele  zararlıların gelişini veya etkinliğini önleyici bütün kültürel tedbirleri içerir. Kültürel tedbirler yerine getirilirken entomolojik ve fitopatolojik açıdan en fazla dikkate alınması gereken hususlar aşağıda  özetlenmiştir:

1.1. Yer Seçimi: Don çukurlarına kavaklık veya fidanlık kurmaktan kaçınılmalıdır.Çünkü don sebebiyle oluşan yaralar fizyolojik zayıflığa neden oldukları gibi zararlı böcek ve mantarlar için giriş yeri oluştururlar. Özellikle rüzgar etkisinin çok olduğu yerlerde ve uzun süre ıslak kalan sahalarda  kavaklık tesis edilmemelidir.

1.2. Klon Seçimi: Kavak için ne kadar uygun bir yer olursa olsun şayet klon isabetle seçilmemişse zararlıların tasallutlarını engellemek mümkün olamaz. Sonuçta kavak fizyolojik zafiyete girer.

Geç donların olduğu yerlerde tomurcukları erken uyanan klonlar kullanılmamalıdır. Böyle yerlerde diğer şartlar  elveriyorsa örneğin I-45/5l klonu tercih edilmelidir.

 Erken donların olduğu yörelerde yeni sürgünlerin odunlaşması geç olan klonları seçmemelidir. Böyle yerlerde P.deltoides klonlarından kaçınılmalıdır. Diğer taraftan erken donların olduğu yerlerde pas mantarına mukavemeti belirlenmiş klonlar kullanılmalıdır.

 Tuzluluk problemi olan yerlerde tuzluluğa dayanıklı klonlar kullanılmalıdır.  Kavaklıkların tesis edildiği bölgede her zaman etkin olan mantar hastalıkları

belirlenerek  bunlara mukavemeti bilinen klonlar seçilmelidir. Çünkü, yaprak zararlısı olan pas mantarları gibi bazı mantarlar fizyolojik zayıflığa neden olarak zararlı  böcekler için uygun şartlar yaratırlar.

 Rüzgar tehlikesi çok olan yerlerde ehrami tepeli ve küçük yapraklı klonlara yönelmelidir.

 Kavaklık kurulacak yerde sanayi tesislerinden dolayı hava kirliliği var ise, zararı yaratan gaza mukavim olduğu bilinen klonlar kullanılmalıdır.

1.3. Arazi Hazırlığı: Kavaklık tesis olunacak sahada toprak şartlarına uygun arazi hazırlığı yapılmadığı takdirde kavaklar yeterli kök gelişmesi yapamadığından özellikle  gerekli su alımında zorlanırlar ve aşağıdaki şartların dikkate alınmaması durumunda ağaçlandırmalarda kesinlikle M. picta pall. tasallutu görülür.

 Kavaklık tesis edilecek sahada tam saha toprak işlemesi yapılmalıdır. Pulluk tabanı oluşmuş ise, toprak işlemeleri bu tabanı yırtacak şekilde ve derin olarak uygulanmalıdır. Aksi takdirde kökler gelişme imkanı bulamazlar.

 Vejetasyon devresi içinde uzun süre su altında kalan ve taban suyu seviyesinin yüzeye çok yakın olduğu yerlerde drenaj kanalları açılmalıdır. Zira kavak durgun suya dayanamaz, susuzluğa eşdeğer bir durum ortaya çıkar.

 Kesilmiş bir kavaklığın yerine yeniden ağaçlandırma yapılacak ise zararlı toprak mantarlarının tasallutuna mani olmak için arazideki köklerin çıkarılmasının şart olduğu, hatta kök mantarları önceden çok etkin oldu ise araziyi 3-5 sene boş bıraktıktan sonra dikim yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Page 20: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

1.4. Kullanılacak Fidanların özellikleri: Normal şartlarda en iyi köklenmeyi  sağlıklı fidanlar yapacaktır. Bu sebepten yeterli çap gelişmesi yapmış, hastalıksız, böcek tasallutlarına uğramamış fidanlar kullanılmalıdır. Dikilecek fidan yeterli şekilde budanmış olmalıdır. Aksi takdirde sürgün sayısına bağlı olarak yaprak sayısı artar yaprakların harcadığı suyu yeterli gelişmeyi henüz yapamamış kökler karşılayamayacağı için fidan dikim krizini atlatamaz ve kesinlikle M. picta tasallutuna uğrar.

1.5. Dikim Zamanı: Tomurcuklar uyanmadan dikim yapılmalıdır. Aksi durumda fidan yeterli kök gelişmesi yapamadan yapraklanma olur, yaprakların harcadığı suyu köklerinden temin edemeyen fidan dikim krizini atlatmada zorlanır.

1.6. Dikim Çukurunun Derinliği: Dikim çukuru derinliği ile ksilofaj böcek tasallutları arasında yakın bir ilişki vardır:

 Kök ile gövde büyüklüğü arasında denge olmaz ise M. picta tasallutu kaçınılmazdır. Dikim çukurunun derinliği ile fidanın boyu arasında yeterli oran olmalıdır. Diğer bir ifade ile dikilecek fidan boyu arttıkça dikim çukuru derinliği artmalıdır.

 Kurak devrede taban suyu seviyesini belirleyip toprağın özelliklerine göre kapilarite ile suyun yükselebileceği seviyeyi dikkate alarak dikim çukuru derinliği belirlenmelidir

 Dikim çukurları açılırken toprağın altında ne olduğu bilinmelidir. Şayet yüzeyden itibaren belli bir derinlikte bir çakıl tabakası veya geçirgen olmayan bir tabaka var ise ve taban suyu seviyesi bu tabakanın altında kalıyorsa kapilerite ile yükselen su bu tabakayı aşamaz.

 Rüzgar zararlılarının çok görüldüğü yerlerde mantıken dikim çukuru derinliği mümkün olduğu kadar arttırılmalıdır.

 Don zararlılarının çok görüldüğü yerlerde derin dikim yapılmalıdır.

1.7. Dikim Hataları:

 Dikim yapılırken yurdumuzda en çok görülen hata fidan dibine toprak yığılmasıdır.Bu yığın içinde kökler oluşur ve kurak devrede yığınla birlikte içindeki kökler de kurur. Kök - gövde dengesi bozulduğundan fidan krize girer.

 Dikim yapılırken fidan dibine konulan toprak iyi sıkıştırılmaz ise fidan rüzgar ile sallanır ve özellikle ağır topraklarda dipte boşluk oluşur, kökler kopar. Su açığı olur ve M. picta gibi Buprestidae’lerin tasallutları görülür.

1.8. Dikim Çukurunun Genişliği: Dikim çukurunun geniş açılması fidan için büyük avantaj sağlar. Dikilen fidan işlenmiş bir toprakta kök geliştirme imkanı bulur ve dikim krizini kolay atlatır. Bu sebeple toprak ağırlaştıkça çukurun çapı arttırılmalıdır.

1.9. Dikim Çukurunun Çeperi: Rutubetli ve kil oranı yüksek topraklarda, burgu ile dikim çukuru açıldığında sert ve parlak bir çeper oluşur. Oluşan kökler bu çeperi aşamaz ve genişleyemez. Köklerin bu kısıtlı gelişimi

Page 21: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

fidanı krize sokar ve zayıf düşmesine sebep olur. Bu sebeple bu çeper dikimden önce bir bel küreği v.s. ile birkaç yerinden yırtılmalıdır.

1.10. Sulamalar:

 Sulamalar zamanında yapılmalıdır. Verilen su kavağın kök alanının en dibine kadar ulaşacak miktarda olmalıdır. Yeterli suyu alamayan kavakta M. picta, çok aşırı susuzluk durumunda Agrilus sp. tasallutları kaçınılmaz olmaktadır.

 Killi topraklarda bol su kullanarak fakat , seyrek sulama yapılmalıdır. Zira böyle topraklarda suyun kök alanına tamamen işlemesi için zaman gerekir. Durum böyle olduğu halde sulamalar az su kullanarak seyrek yapılırsa M. picta tasallutu görülür.Sık sık sulama yapılırsa yüzeyden itibaren belirli bir tabaka devamlı olarak su ile doygun kalır ve gövdenin bu tabaka içinde kalan kısmı havasız kalarak çürür. Bu durumda ise son derece tehlikeli Agrilus sp. tasallutları görülür.

 Kumlu veya çakıl ve taş oranının yüksekliği sebebiyle çok geçirgen olan topraklarda sulamalar az su ile fakat sık sık yapılmalıdır.

 Taban suyunun yüzeye çok yakın olduğu yer ve zamanlarda sulama yapılmamalıdır. Sulamalar sonucu taban suyu seviyesi daha da yukarı çıkar ve kökler son derece yetersiz bir sahada gelişme zorunda kalacağından kriz başlar.

 Kavaklıkların kirli sular (örneğin kanalizasyon) veya tuz oranı belli bir dereceyi aşan sular ile sulanması son derece tehlikelidir. Özellikle deterjan artıkları kökleri öldürür ve ağaçları ölüme götürür.

1.11. Toprak İşlemeleri:

 Kavaklıkların tesisinden sonra her yıl uygun zamanlarda sürüm yaparak toprak işlenirse (bunu yaparken ağaçları yaralamaktan kaçınılmalıdır) oluşan köklerin derine gitmesi tahrik edilir ve kök gelişmesi daha iyi olur. Fakat bu toprak işlemelerinin kuruluşu takip eden yıllarda hiç yapmayıp sonradan yapılması durumunda yüzeye yakın kökler tahrip olacağından kök -gövde dengesi aniden bozulur ve ağaç krize girer. Krizin şiddeti az ise M. picta çok ise Agrilus tasallutu görülür.

 Yeni ağaçlandırma sahalarında sulama imkanı yok ise alınabilecek en güzel tedbir kurak devrede yüzeysel toprak işlemeleri yapmaktır.Bu şekilde M. picta tasallutlarını toprak ve iklim şartlarına da bağlı olarak belirli şekilde önlemek mümkündür.

1.12. Gübreleme: Bu konuda en büyük yanlışlık azotlu gübrelerin fazla kullanılmasında yapılmaktadır. Fazla azot, odun dokusunu poroz yaparak, ksilofaj böceklere direnci azalttığı gibi odunlaşma sürecini uzatmakta ve don zararlarının artmasına sebep olmaktadır.Bu nedenle M. picta ; Agrilus sp. ve C. lapathi gibi ksilofaj böceklerin etkin olduğu yerlerde azotlu gübre kullanımına kesinlikle son verilmelidir.

1.13. Monokültür: Bilindiği üzere monokültür zararlıların lehinedir. Geniş sahalarda kavaklıklar kurarken, toprak ve iklim şartlarına bağlı olarak birden fazla klon kullanmak, bant ve alan halinde karışıklık yaratır ki, zararlılardan korunmada son derece olumlu sonuç verir.

Page 22: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

1.14. Budama: Budamada yapılan hatalar böcek, mantar, bakteri tasallutları bakımından çok önemlidir. Budamalar ya hiç yapılmamakta ya da ağacı fizyolojik zayıflığa uğratacak şekilde şiddetli uygulanmaktadır.İkinci durumda böcek zararları kendini göstermektedir. Bu sebeple budamalar yapılırken budamanın şiddeti ve zamanı açısından aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.

 Budamaların zamanı o yörede etkin olan (veya olabilecek ) zararlının biyolojisine uygun zamanda yapılmalıdır.

 Budamalar gereğinden fazla yapılmamalıdır.

1.15.Ot Öldürücü İlaçların Yanlış Kullanımı: Fidanlık ve ağaçlandırmalarda bazen ara tarım nedeniyle herbisit kullanılmaktadır. Fakat istenmeyen bitkiyi öldüren bir herbisit’in kavağın köklerini de öldürmesini önlemek için rasgele herbisit kullanılmamalıdır.

1.16. Ara Tarım: Kullanılacak ara tarım bitkisinin özellikle sulama ve toprak işleme açısından istekleri kavağınkiler ile uyum sağlamalıdır.

2. Doğrudan Mücadele: Zararlının etkin olması halinde(Bir zararlının varlığı değil etkin oluşu önemlidir.)uygulanan mücadeledir. Fakat herhangi bir tasallut görüldüğünde düşünülecek ilk şey ilaç kullanma olmamalıdır. Zira bazı kültürel tedbirler alınmaz ise ilaç kullanmanın da yararı yoktur. Bu tür mücadeleye en basit tedbirin ne olduğunu düşünmekle başlamalı, ilaç kullanımı en son çare olmalıdır. Bu anlayışa öncelik verilmede aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:

2.1. Mekanik Mücadele:

 Kavaklık ve fidanlıklar sık sık gezilerek uğradığı tasallut sebebiyle düzelemez duruma gelmiş ağaç veya fidanlar yakılarak imha edilmelidir.

 Tasallutun yoğunluğu imkan veriyor ise, tasalluta uğramış organlar el ile toplanarak veya kesilip alınarak mekanik mücadele yapılmalıdır. Mesela Bystiscus populi L. mücadelesinde içinde böceğin kurdu olan sigarları el ile toplama imkanı vardır.

2.2. Kültürel Mücadele: Kültürel mücadelede iki esaslı silah vardır; Birisi toprak işlemeleri  diğeri ise sulamalardır:

 Larva safhasında biyolojik devrinin bir kısmını toprakta geçiren zararlılara karşı toprak işlemeleri ile son derece olumlu sonuçlar almak mümkündür. Mesela Melolontha melolontha L.,  Capnodis miliaris Klug ve Aegeria apiformis kurtları toprakta bulunur. Bunların kurtları açık hava şartlarına dayanamazlar. Bu sebeple sürüm yaparak bunlara karşı mücadele etmek mümkündür. Diğer tarafta toprak işlemeleri ile bazı böceklere barınak görevi gören bitkiler ile bazı zararlı mantarlara ara konukçu olan bitkiler de ortadan kalkar. Toprak işlemeleri havalanmayı artırarak köklerin çürüklük yapan mantarlara direncini sağlar. Bunun yanı sıra Dothichiza populea ve Cytospora chrysosperma gibi zafiyet mantarlarının etkisini, fidanın gelişimini artırarak büyük ölçüde azaltır.

Page 23: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

 Toprak işlemeleri ile mantar tasallutuna uğramış( Örneğin  pas mantarları) yaprakları toprağa karıştırarak bulaşmayı çok büyük ölçüde engellemek mümkündür.

 Ağaç köklerinin kemirgenler tarafından tahribi köklerin su ve besin alımını olumsuz etkiler ve ağaçları krize sokar. Bu durumda kemirgenleri rahatsız edici toprak işlemeleri yapmalı veya onlara karşı  tiksindirici kimyasal mamuller kullanmalıdır. Durum bu iken ağaç gövdelerine, kabukta yanmaya sebep olan mineral yağ gibi zararlı maddeler sürerek krize sokmamalıdır.

 Sulamalar hem bazı zararlı böceklerin topraktaki kurtların, hem de başta Buprestidae’ler (özellikle M.picta) olmak üzere ksilofaj böceklerin  dolaylı olarak kurtlarını öldürmek için kullanılabilir ve bazen son derece iyi sonuçlar verir. Kavaklarda M. picta tasallutu olduğundan ilk ve etkili tedbir sulamadır. Capnodis miliaris Klug. erginleri görüldüğünde sulama yapılırsa ve toprak rutubeti % 80 civarında tutulursa, yumurtadan çıkan kurt köke ulaşamaz ve açlıktan ölür. Gypsonoma aceriana’nın fidanlıklarda ilkbaharda görülen ilk generasyonunda, yapılan sulamalar ile sürgün içindeki kurtları, büyüme enerjisi ile başka bir tedbir almadan tamamen öldürmek mümkündür.

2.3. İlaçlı Mücadele: İlaçlamalarda yapılan hatalar hem beklenen neticelerin alınmasını önlemekte hem de ilaç kullanımını arttırmaktadır. Bu sebeple bu tür mücadelede aşağıda belirtilen hususlara dikkat etmelidir.

 Bir zararlı ortaya çıktığında hemen ilaç kullanımına girişildiği uygulamada çok sık rastlanılan bir durumdur. İlaçlamada amaç, zararlıyı ekonomik zarar sınırı altında tutmak olmalıdır. Bu sınır ise ağacın tabi tutulduğu kültürel çalışmalar, yaş, ekolojik şartlar ve hatta ağacın değerlendirilmesi şekline göre değişimler gösterir. Bu sınıra hangi şartlarda ne zaman varıldığını tespit ise bilgi ve deneyim ister, uzman gözüyle incelemeyi gerektirir. Bu tür mücadeleye karar vermede esas unsur; böceğin mevcut olması değil, ekonomik zarar yapıcı düzeyde bulunması ya da bu düzeye ulaşabilmesi durumudur.Yani ilaç zararlı var diye değil, etkin zarar yaptığında kullanılmalıdır. Normal gelişmesini yapmış iki yaşından büyük bir kavak ağacının tacının, ilkbaharda bir böcek tarafından %50 sinin ortadan kaldırılmasıyla artım kaybının sıfır olduğu araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur.

 Herhangi bir zararlı böceğe karşı  ilaçlardan birinin rasgele seçimi çok yanlıştır. Bir zararlının hangi biyolojik devresinde hangi ilacın yeterli düzeyde etkin olduğu araştırmalarla ortaya konmaktadır.

 Uygulayıcı önerilen ilaçlar içinden seçim yaparken özellikle şu konuları dikkate almalıdır: Zararlı böceğin belli bir biyolojik devresinde kullanılması önerilen bir ilacın her yerde aynı sonucu vermesi mümkün olmayabilir. Zira ilaçların etkinliğini sınırlayan ya da arttıran sıcaklık ve nemlilik koşulları vardır. Bu koşullardan uzaklaştıkça ilacın etkisi azalır ve hatta ağaçta tahribata neden olabilir. Bu nedenle ilaç seçerken özellikle kullanılacak yerdeki iklim koşulları ilacın aktif maddesinin gerektirdiği koşullarla mutlaka mukayese edilmelidir.

a-Kullanılacak ilaç ‘selektif’ olmalı; yani sadece mücadelesini düşündüğümüz zararlı sınıfına etki etmeli, böylece yararlı böceklere zarar verilmemelidir. b-Seçilen ilaç, ağacın fenolojik devresine bağlı olarak zarar yapmamalıdır. c- Etki süresi uzun olan ilaçlar; ancak çok gerektiği durumlarda kullanılmalıdır. Zira bu tür ilaçlar, ilaçlama sonrası göç ederek gelen yararlı böcekleri de büyük ölçüde öldürmektedirler.

Page 24: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

d- Önerilen ilaçlardan, insan ve diğer sıcak kanlılar için zehir etkisi az olanlar tercih edilmelidir. Bunun için LD 50 değerleri küçük olanları kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınmalıdır. e- Önerilen ilaçlardan ucuz olanları tercih edilmeli, bu arada aynı ilacın aynı yerde ve aynı zararlıya karşı yıllarca kullanımı ile o ilaç aktif maddesine dayanıklı böcek neslinin oluşumuna engel olmak için, yukarıdaki esasları dikkate almak kaydıyla, devamlı olarak aynı ilacı kullanmaktan kaçınmalıdır.

 İlaçlama aletinin seçiminde ilacın formülasyonundan başka; hava durumu, zararlının ağaç üzerinde bulunduğu yerler ve hayat devresi, ağaçlar arası mesafe, arazi durumu ile ilaçlamanın bitirilmesi gerekli devre gibi konular dikkate alınmalıdır. Bu konularda yapılacak yanlışlıklar ilacın etkisini çok azaltır. Örneğin henüz kabuk , ya da kabuk altı dokularda iken kavaklarda; C. lapathi, M. picta gibi böceklerin kurtlarına karşı sıvı ilacın fırça ile gövdeye uygulanması, ilacın kabuğa iyi işlemesini sağladığından, pulverizasyona göre çok daha iyi sonuç vermektedir.

 İlaçlama aletleri her kullanımdan sonra bütün aksamı ile yıkanıp temizlenmelidir. Bu temizlik başka bir türlü ilaç kullanılacak ise, daha büyük titizlikle yapılmalıdır.  Özellikle alet önceden ot ilacı atmada kullanılmış ise temizlikten sonra aletin deposu amonyaklı su ile doldurulup 24 saat bekletilmelidir.

 Su ile karıştırılarak kullanılan ilaçlarda karışımın dikkatle hazırlanması gerekir. Oysaki uygulamada bu konuda çok büyük yanlışlıklar yapılmaktadır. Herhangi bir böceğe karşı; bir sıvı ilaç kullanımı ortaya çıkmış ve sonuçta bir karışım hazırlanması gerekmiş ise şu hususlar hiçbir zaman unutulmamalıdır.

a)Temiz su kullanılmalıdır. b)Tavsiye edilen konsantrasyona mutlaka uyulmalıdır.Az kullanılırsa kesinlikle sonuç alınamaz. Daha yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında ise her şeyden önce ekonomik açıdan zarara uğranılır. Yüksek konsantrasyon kullanımının yararı olmadığı gibi, bazı durumlarda bitkide yanma ve benzeri şekilde görülen zararlara da sebep olunabilir. Öte yandan önerilenin üzerinde konsantrasyon yararlı böceklerin daha çok sayıda ölmesine ve bu yolla doğal dengenin zararlılar lehine bozulmasına neden olur. c)Konsantrasyonu sağlamada esas olan tavsiye edilen ilacın içerdiği aktif madde yüzdesidir. Bu nedenle ilacın ticari adına dayanarak karışım hazırlamak çok büyük yanlışlıklar oluşturmaktadır. İlaç karışımı hazırlamadan önce ilacın ticari ismi değil, aktif maddenin konsantrasyonunun ne olduğu bilinmelidir. d)Karışım hazırlanırken boş depoya önerilen miktarda ilaç konulup sonra su eklemekten kesinlikle kaçınılmalıdır. Kullanılacak ilaç ayrı bir kapta bir miktar su ile karıştırılıp hazırlandıktan sonra, üzerine konsantrasyona uyacak şekilde su eklenmelidir. e)Hazırlanan ilaç karışımı hemen kullanılmalıdır. Zira en iyi ilaç bile zamanla çöker ve homojen duruma gelmesi zorlaşır. Üstelik kullanılan suyun pH’ı yüksek ise, hazırlanan karışım bozulur ve ilacın etkinliği yok olabilir.

 Uygulamada sık görülen yanlışlardan birisi de ; ilaçların rasgele karıştırılmasıdır. Her şeyden önce 2 ilacı birbirine karıştırma gereği olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu genelde aynı zararlının çeşitli devredeki fertlerini öldürmek ya da iki ayrı zararlıya karşı aynı zamanda mücadele etmek için yapılan bir işlemdir.

Bir zararlı böceğe karşı ilaçlama zamanını tespit iki yönde ele alınmalıdır. a) Zararlının biyolojisine bağlı olarak zamanlama: Zararlının ağaç üzerinde ilacın ulaşabildiği yerde ve uygun biyolojik devrede olduğu zamanı kapsar. Çeşitli etkenler altında bu dönem her

Page 25: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

yıl aynı zamana rastlamaz ve her yöreye göre de değişim gösterir. İlaçlama devresi için “Mart sonu” ya da “Nisan başı” gibi belirli bir tarih değil ; zararlının uygun biyolojik devreye gelip gelmediği esas alınmalıdır. Örneğin Marmara yöresinde C: lapathi’ ye karşı ancak tomurcukların patlaması ile nisan ayı ortası arasında ilaç kullanmak mümkündür. Bu devreyi örneğin; Erzurum şartları için geçerli saymak mümkün değildir. b)İlacın kimyasal yapısına göre belirlenen ikinci bir zamanlama daha vardır. Bu konuda çok çarpıcı bir örneği C. lapathi’ye karşı yapılan bir ilaçlamadan verebiliriz. Parathion ve Diazinon esaslı 2 ilaçla bu zararlının  kurtlarına karşı yapılan ilaçlama denemesinde , aynı hava sıcaklığında ve aynı konsantrasyonda nispi hava rutubeti arttıkça kurtların ölüm yüzdesi de artmıştır. Bu artış alçak konsantrasyonda daha belirgin olmuştur. 100 litre suya l00 gram Parathion ilavesiyle hazırlanan konsantrasyondaki ilaç mahlül % 50 nisbi hava rutubetinde kullanıldığında ölüm yüzdesi % 35, % 85 nispi hava rutubetinde % 70 olmuştur. Konsantrasyonda aktif madde yüzdesi l50 gram olduğunda ise ölüm yüzdesi oranları % 50 nisbi rutubette % 67, % 85 nisbi rutubette ise % 80 bulunmuştur. Görüldüğü gibi ilacın kullanımı sırasında nisbi hava rutubeti son derece önemli rol oynamıştır. Bu durum ilacın özelliğine göre ilaçlama yapılırken hava hallerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya

NE TÜR KAVAK DİKEYİM?

Türkiye, farklı coğrafi bölgelere, bunlara paralel olarak da farklı iklim özelliklere sahip geniş bir ülkedir. Bu bakımdan, bölgelere göre dikilebilecek kavak tür ve klonları değişmektedir. Marmara, Ege, Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz bölgelerinde Melez Kavaklar, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yerli Karakavaklar tavsiye edilmektedir. İç ve Güneydoğu bölgelerinde Melez kavak da yetiştirilebilir. Bunun sebebi, Melez kavakların sert kış şartlarından zarar görmesidir. Bu nedenle, bölgelere göre tavsiye edilen Kavak tür ve klonları şunlardır:Marmara, Ege, Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz, Güneydoğu bölgelerinde: I-214, SAMSUN (I-77/51), I-45/51İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde: GAZİ (TR-56/52), ANADOLU (TR-56/75), KOCABEY (77/10)Ülkemizde halen en çok I-214 melez kavağı üretilmektedir.

MELEZ KAVAK NEDİR?

Kavak cinsi, Dünya üzerinde 5 seksiyon halinde yayılış göstermektedir. Bunlar, Fırat Kavakları, Akkavaklar, Titrek kavaklar, Karakavaklar, Balzam Kavakları ve Türkiye’de tabii olarak bulunmayan bir gruptur. Bunların çeşitli türleri vardır. Bazı seksiyonlara mensup türler kendi aralarında tabii olarak veya insan eliyle kolaylıkla çaprazlanarak melez fertler meydana getirebilmektedirler. Özellikle Karakavaklar kendi aralarında ve Balsam kavakları ile Karakavaklar arasında çok kolay çaprazlanma gerçekleşebilmektedir. Bu şekilde tabii olarak ortaya çıkmış veya ıslah alışmalarıyla oluşturulabilen kavak fertlerine Melez Kavak denmektedir. Bunların halen üretimi yapılanları şunlardır:I-214: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)I-45/51: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)NOT: "Samsun" denilen Populus deltoides (Amerika Karakavağı) klonu, bir melez olmamakla beraber, özellikleri itibariyle Melez Kavaklarla aynı kapsamda mütalaa edilmelidir.

KLON NEDİR?

Klonun kelime anlamı, bir canlıdan eşeysiz yoldan üretilmiş ve üretildiği canlı ile aynı genleri taşıyan fert veya bireyler topluluğudur.Bilindiği gibi, ister bitki, ister hayvan olsun, bireyler birbirinin aynı özellikte değildir. Mesela hayvanların karakterleri, kişisel özellikleri, vücut özellikleri birinden diğerine farklılık gösterir. Hayvanlar kadar belirgin olmamakla beraber, bitkilerde de durum aynıdır. Mesela bazı kavak fertlerinin büyüme, dallanma, olumsuz şartlara ve hastalıklara dayanıklılık, odun özellikleri çok farklı ve uygun olabilmektedir. İşte tabiatta kendiliğinden ortaya çıkmış veya insanlar tarafından çaprazlamalar sonucu elde edilmiş, çeşitli özellikleri bakımından üstün bir ağaç bulunduğunda, bu ağaç vejetatif yoldan üretime alınmakta ve elde edilen fertlere klon denmektedir. Bir kavak klonu, Uluslararası Kavak

Page 26: haciyilmaz.comhaciyilmaz.com/.../ks43314/File/kavak_yetistiriciligi.docx · Web viewKavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden

Komisyonu (IPC) tarafından bir numara veya isimle tescil edilmekte ve isteyen ülkelerde kültüre alınmaktadır. Klonlar, farklı iki türün melezi olabildiği gibi, belli bir türe mensup üstün fertler de olabilir. Kavakçılıkta klonal üretim, tek bir ağaçtan alınmış çeliklerle yapıldığından, bütün fertler genetik olarak birbirinin aynıdır. Halen Türkiye’de üretimi yapılan kavak klonları şunlardır:I-214: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)Samsun (I-77/51): Amerikan Karakavağı (Populus deltoides) klonuI-45/51: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)GAZİ (TR-56/52): Yerli Karakavak klonuANADOLU (TR-56/75) Yerli Karakavak klonuKOCABEY (77/10): Yerli Karakavak klonu

KAVAK FİDANLARINI NE SIKLIKTA DİKEYİM?

Sıklık konusunda, yetişme muhiti şartları (özellikle toprak ve iklim), yetiştirme amacı, kullanılan kavak klonu ve türü ile pazarlama şartları önemli rol oynar. Melez ve Deltoides (Samsun) Kavakları daha geniş dallanma eğiliminde olduklarından, genellikle kültürü yapılmakta olan yerli Karakavaklardan daha seyrek dikilir. Ancak, amaç kaliteli (kalın çaplı ve budaksız) odun elde etmeye yönelik ise, dikim aralığı geniş, kitle üretimine (ince çaplı) yönelik ise dar tutulmalıdır. Melez Kavak fidanları, genellikle, 4×4, 4×5, 5×5, 5×6, 6×6 m aralık-mesafe düzeninde (sıralar arası ve sıra üzerindeki mesafe) dikilmektedir. Karakavaklar ise 2×1, 2×2, 2×3, 3×3, 3×4 m mesafe düzeninde dikilebilmektedir.