129
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :187 CELSE TARİHİ :24.05.2012 BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :FATİH MEHMET USLU 40244 ÜYE :NİHAT TOPAL 41981 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 KATİP :ALİ DOĞAN 128041 Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Fatih Mehmet Uslu ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 24 Mayıs 2012 günü saat 09:29’da Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Sanıklar Hikmet Çiçek, Mehmet Zekeriya Öztürk, Osman Yıldırım, Levent Ersöz, Sedat Peker, Oğuz Bulut, Fikret Emek, Hayrettin Ertekin, Mehmet Fikri Karadağ, Serdar Öztürk, Ergün Poyraz, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Haberal, Dursun Çiçek, Mehmet İlker Başbuğ, Hasan Iğsız, Mustafa Dönmez, Hulusi Gülbahar, Mehmet Otuzbiroğlu, Ziya İlker Göktaş, Hıfzı Çubuklu, Mehmet Eröz, Özkan Kurt ve Ulaş Özel dışındaki tutuklu sanıklar ile başka suçtan tutuklu sanık Yalçın Küçük’ün cezaevinden getirildikleri görüldü. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Sanık Ferit İlsever ile müdahil vekili Danıştay Başkanlığı vekili Av. Perihan Özcan ve bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer geldikleri görüldü, Huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Tanık yoklaması yapıldı. Sadece Tanık Bülent Orakoğlu’nun duruşma salonu dışında hazır olduğu görüldü, Huzura Alındı. Kimliğinin tespitine geçildi.

Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :187CELSE TARİHİ :24.05.2012

BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :FATİH MEHMET USLU 40244ÜYE :NİHAT TOPAL 41981C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954KATİP :ALİ DOĞAN 128041

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Fatih Mehmet Uslu ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 24 Mayıs 2012 günü saat 09:29’da Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Sanıklar Hikmet Çiçek, Mehmet Zekeriya Öztürk, Osman Yıldırım, Levent Ersöz, Sedat Peker, Oğuz Bulut, Fikret Emek, Hayrettin Ertekin, Mehmet Fikri Karadağ, Serdar Öztürk, Ergün Poyraz, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Haberal, Dursun Çiçek, Mehmet İlker Başbuğ, Hasan Iğsız, Mustafa Dönmez, Hulusi Gülbahar, Mehmet Otuzbiroğlu, Ziya İlker Göktaş, Hıfzı Çubuklu, Mehmet Eröz, Özkan Kurt ve Ulaş Özel dışındaki tutuklu sanıklar ile başka suçtan tutuklu sanık Yalçın Küçük’ün cezaevinden getirildikleri görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Tutuksuz sanıklardan Sanık Ferit İlsever ile müdahil vekili Danıştay Başkanlığı vekili Av.

Perihan Özcan ve bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer geldikleri görüldü,

Huzurdaki yerlerine alındı.Açık yargılamaya devam olundu.Tanık yoklaması yapıldı.Sadece Tanık Bülent Orakoğlu’nun duruşma salonu dışında hazır olduğu görüldü,Huzura Alındı.Kimliğinin tespitine geçildi.TANIK BÜLENT ORAKOĞLU: Hamdi oğlu, Rukiye’den olma, 1950 doğumlu, Eskişehir ili

nüfusuna kayıt olduğu, Sancak mahallesi, 535 sokak 8/5 Yıldız, Çankaya ilçesi Ankara adresinde ikamet eder, emekli Emniyet Müdürü olduğunu, telefon numarasının 0532 2836401 olduğunu beyan eder.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu dosyada var olduğu iddia edilen Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçundan veya yönetici olmak suçundan veya iddianamedeki diğer suçlardan dolayı sanıklar Arif Doğan, Yusuf Erikel, Mehmet Şener Eruygur, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Mehmet İlker Başbuğ, Hasan Iğsız ve diğer sanıklar iddianamedeki diğer sanıklar yargılanıyorlar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Bunlarla herhangi bir akrabalığınız, düşmanlığınız var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok efendim hayır.”Mahkeme Başkanı: “Bu dava konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçları

kayırmaktan dolayı hakkınızda açılmış bir soruşturma veya dava var mıdır?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok efendim.”

Page 2: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:2

Mahkeme Başkanı: “Evet. Şimdi size sorulacak sorulardan sizi ve yakınlarınızı ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına uğratabilecek sorulara cevap vermekten çekinebilirsiniz”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Anladım.”Mahkeme Başkanı: “Maddi gerçeği bulmamız açısından sizin doğruyu söylemeniz

gerekiyor. Bu nedenle sizi çağırdık. Doğruyu söylememeniz halinde hakkınızda yalan tanıklıktan ve iftiradan dolayı soruşturma veya dava açılabilir.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam. Tamam”Mahkeme Başkanı: “Birazdan yemin edeceksiniz, yemin metnini aynen tekrar edin,

söylediğim yemin metnini, buyurun. Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”Mahkeme Başkanı: “Namusum ve vicdanım üzerine.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Namusum ve vicdanım üzerine.”Mahkeme Başkanı: “Yemin ederim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yemin ederim.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önce isimleri saydığım sanıklar iddianamedeki suçlardan dolayı

yargılanıyorlar, bildiklerinizi anlatır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önce isimlerini saydım sanıklar ve diğer iddianamedeki sanıklar

var olduğu iddia edilen Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçundan.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Ve iddianamedeki diğer suçlardan dolayı yargılanıyorlar, bildiklerinizi

anlatır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet. Efendim ben 2008 tarihinde bu Ergenekon soruşturmalarını

yürüten Özel Yetkili Savcılara Sayın Zekeriya Öz’ü tanıyordum. Bizi çağırmışlardı o sıra işte daha birçok tanığı da yani bu olayla bir ilgisi olabileceğini düşündükleri, çağırmışlardı. Ben orada 28 Şubat süreci içerisinde Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yaptığım dönemde Nesim Malki cinayeti bu Alaattin Çakıcı’nın o zaman firardaydı kendisi yurtdışında yakalanması ve Hizbullah’ı Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu ile ilgili Hatay Emniyet Müdürlüğü yaptığım süre içerisindeki bu 3 olayı anlatmıştım. Ayrıca o 28 Şubat sürecindeki birtakım işte ülkedeki sıkıntılardan da bahsetmiştim o arada bunlarla ilgili bilgilerimi arz etmiştim daha başka bir (bir kelime anlaşılmadı) varsa bunları açıklayabilirim evet. Yani bir soru varsa Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Anlatacağınız başka bir şey var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle efendim şimdi mesela tabi biz o süreç içerisinde

Hizbullah’la ilgili ben Sayın Savcıya anlatmıştım. Ben Hatay Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürürken o süreçte Adana Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz Paşa şeye gelmişti Hatay’a ziyarete gelmişti. Allah rahmet eylesin öldü. Vicdan Başaran Albayda Jandarma Alay Komutanıydı. Biz kendisini karşıladık. Yani il sınırı içerisinde karşıladık aldık. Hatay’da şehir kulübü var orada yemek yani öğle yemeği yiyorduk Paşa işte nükte eden bir insan Efsunlu Paşa diye kendisini tanıtıyordu yani birçok böyle eylemlere maruz kaldığını ama kendisine bir şey olmadığını anlattı, söyledi. Biz yemeği yerken kapıda böyle uzun boylu yakışıklı bir esmer bir kişi vardı. Bu şeyde yani bizim işte misafirlere yemek yerken şoförler veya korumalar onlarda ayrı bir yerde yemek yiyorlardı. Ben Paşanın şeyi zannettim yani koruması zannettim sivil giyimliydi kendisi bunun üzerine dedim ki, işte Paşam arkadaşı unuttuk galiba falan o hakikaten unuttuk dedi çağırdı masaya çağırdı o da bizim yanımıza oturdu. 91 yılıydı zaten bu görüşmeden 4, 5 ay sonra Temel Cingöz Paşa bu Dev Sol olarak belirtilmişti o süreçte aracında giderken suikasta uğradı yani koruma ve eskortlarla birlikte giderken. Dev Sol örgütü tarafından suikasta uğradı. Önce bir iyileşmişti fakat daha sonra orada hayatını kaybetti. Yani bu süreç içerisinde Hüseyin Velioğlu’yla o şekilde tanıştık hatta bana kartını da vermişti fakat bu 28 Şubat’ta meydana gelen olaylar nedeniyle ben Askeri Mamak Cezaevine kapatılmıştım. O süreç içerisinde ben bu kartı

2

Page 3: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:3

kaybettim yani kartı da vardı. Şimdi tabi daha sonra bizdeki bendeki yani bu 2000 yılında Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul’da ölü ele geçirildiği iddia edildi yani bu bir operasyon olarak yapıldı Hizbullah örgütü Güneydoğu’daki bütün arşivini ve imkanlarını İstanbul’a taşımıştı yani o süreç içerisinde. Daha sonra Hüseyin Velioğlu öldürüldü, işte daha sonra iki tane Cemal Tutar’dı tahmin ediyorum hatırladığım kadarıyla iki kişide orada sağ olarak yakalandı. Yani ben tabi bu Hizbullah örgütünün kuruluşuyla yani Hizbullah ve Hizbulkontra bunlar tabi ayrı kavramlar olarak ifade ediliyor ama bana göre bir Hizbullah örgütü dememizde daha doğru olur. Şimdi o süreçte daha sonra araştırmalarda yapmıştık Sayın Başkanım şimdi Hizbullah örgütünü yani çok ciddi irdelememiz gerektiği kanaatindeyim. Yani bu çünkü ben ifade verirken tanık olarak bu soğuk savaş döneminde iki kutuplu dünyada bu derin devlet yapılarının ve bazı istihbarat yapılarının yani bu soğuk savaş içerisinde hem Varşova Paktında hem de karşı taraftaki iki pakta yani bunlar orada yer alan devletlerin derin devletlerinin terör örgütü kurma ve yönetme gibi bir konsept ve stratejileri uyguladığını bunun da maalesef Türkiye’de uygulandığını yani söylemiştim. Benim yani bu Emniyet Müdürlüğü yaptığım çünkü ben 10, 11 sene Türkiye’de İstihbarat ve Terör Şube Müdürlükleri yaptım ondan sonra 9 sene İl Emniyet Müdürlüğü yaptım. Yani bu süreçte edindiğim tecrübelerden bu PKK terör örgütünün ve Hizbullah’ın hatta Dev Sol’un sanki bir yönetildiği yani bir yerlerden çünkü bunların eylemlerine baktığınız zaman yani sorarsanız onları detaylı anlatabilirim. Şimdi bu bakımdan Hizbullah’ın izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi bu anlattıklarım şu anda yani Hüseyin Velioğlu’yla ilgili söylediklerim bir gerçektir. Mesela Yusuf Erikel’le ilgilide bir görüşmemiz olmuştu.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Hüseyin Velioğlu’nu daha sonra gördünüz mü?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır görmedim efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yani sadece orada mı gördünüz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ben onu orada görmüştüm şeyde yani daha sonra şeye

gelmedi. Yalnız resimleri şeyde yayınlanınca bunun bizim görüştüğümüz şahıs olduğunu anladım ve araştırdım yani tabi netice itibariyle onu da araştırdım. Tabi efendim bakın şimdi mesela şimdi Hüseyin Velioğlu öldürüldüğü iddia edildi. Şimdi ben şöyle bir kanaatim var, yani bizler mesela sizlerin de mesleki tecrübeleriniz vardır bizim de vardır. Şimdi ben insanları tanıyoruz biz yani baktığımız zaman anlıyorsunuz. Tam hatırlayamıyorum da yani bir bekçi bana bir şey getirdi, ben Hatay Emniyet Müdürüydüm. Bu biz yemek yerken Hüseyin Velioğlu’da masada, hemen bekçiyi görünce ayağa kalktı yani Hüseyin Velioğlu, şimdi böyle bir adamın yani devlete silah çekip çatışmaya girmesi bana belki yapabilir bilemiyorum ama çok şey geldi. Yani orada aşırı bekçiye yani bir devlete karşı saygısı olan bir kişi vardı karşımızda sonra Hüseyin Velioğlu’nun ideolojik geçmişine baktığınız zaman ülkücü kökenden gelme bir kişi kendisi. Daha sonra şimdi tabi ben şüphelerim şöyle arz edeyim Hizbullah örgütüyle ilgili olarak 2000 yılında yapılan operasyonda Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü iddia edilen operasyonda şöyle bir şey sıkıntı var Sayın Başkanım. Şimdi yani bu şahsın üzerinde birçok hatta yüzü tanınmayacak şeklinde kurşun izleri var o şeyde yani bende tabi bunları medyadan okuyorum ama biz eski bilgilerimiz birtakım araştırmalarımızı pekiştiriyoruz. Şimdi bu iki şahsa yanımdaki diğer iki şahsa hiçbir şey olmuyor O Cemal Tutar’dı bir tanesi son Ceza Muhakemeleri Kanunu değiştirilerek 10 yıl işte karar verildi de bırakıldı ya efendim bir süreçte. O bırakılanlardan bir tanesiydi o da, bunlara hiçbir şey olmuyor yani hiçbir ufak bir sıyırık bile yok yani diğer iki şahısta. Birde beni çok ciddi anlamda şüphelendiren bir şey Hizbullah’ın arşivinin bir kısmı o İstanbul’da yapılan operasyonda yakıldı orada. Onlar Amerika’ya gönderildi çözümleri geldi bunlar kamuoyuyla paylaşılmadı. Ama şimdi orada bazı birtakım bilgi belgeler çıktı. Buradan Uğur Mumcu suikastı aydınlatıldı, yani orada arşivde elde edilen bilgi ve belgelerden yani bir kişi şeye girerken Hizbullah örgütüne girmek için dilekçe veriyor o dilekçe kendisini referans gösteriyor orada. Buradan Saadettin Tantan’dı İçişleri Bakanı o dönemde bir şey başlatıldı bu bana sanki bir kurmaca gibi geldi yani şey oldu. Çünkü şimdi Uğur Mumcu hakikaten Hizbullah’ı araştırmıştı

3

Page 4: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:4

PKK’yı araştırmıştı PKK’nın bu derin yapılarla Türkiye içerisindeki ilişkilerini araştırmıştı, bunlar hep gündeme getirildi, bizlerde getirdik boy boy medyada yer aldı. Ancak yer almayan bir şey vardı ben onu çok araştırdım Hüseyin Velioğlu bu Gladio tipi yapılanmayı da araştırdı. Bu yani medyada şey ararsanız şimdi bu Google aramalarında falan çok ortaya çıkmıyor yani şey olarak baktığınız zaman şimdi ve dikkat edersek Türkiye’de mesela 90’lı yıllarda bir sürü general öldürüldü. Bunların bir kısmı hepsini Dev Sol öldürdü. Birtakım işte kişiler bombalar yani Dev Sol üstlendi diyelim daha doğrusu, e Dev Sol bunları üstlendi. Yine birtakım kişiler Sayın Başkanım yani sivil şahıslar yine 90’lı yılı alıyordu. Şimdi Türkiye’de 60, 70, 80 darbesinden sonra 90’da bir darbe yapılmak istendiği de anlaşılıyor yani bu ölümler bunlarla ilgili. Ama bu öldürülen askerler yani mesela Memduh Ünlütürk vardı. Hani bu ilk Ergenekon’u açıklayan kişi Erol Mütercimler burada herhalde ifade vermiş galiba. Şimdi yani Hizbullah örgütü Hizbullah örgütü oraya döneyim şeyi dağıtmayalım şimdi çok katı yani bir gizli servis gibi çalışan örgüt yani şöyle söyleyeyim mesela bunlar kaçıracakları bir kişiyle ilgili kararı fetva veriliyor. Ondan sonra bununla ilgili istihbaratı bir ekip yapıyor, kaçıran ayrı bir ekip, sorgulayan ayrı bir ekip, öldüren ayrı bir ekip yani öldürülmesine karar veriliyorsa hatta gömende ayrı bir ekip. Şimdi böyle bir ekip şeye geliyor Güneydoğu’daki bütün örgütü şeye taşıyorlar İstanbul’a taşıyorlar yani bu kadar gizli kurallarla çalışan bir örgüt o an o süreçte İstanbul’a geldiklerinde 3 kişiyi kaçırdı bunlar. Bunların kredi kartlarını kullanıyorlar ve o villanın kapısına yani bir villa var kapı sipariş veriyorlar. Yani benim şüphelerim buradan kaynaklanıyor tabi polis hemen bu kaçırılan kişilerin kredi kartlarını incelemeye aldı. Bunların harcandığını tespit yani nerelerde kullandığını tespit etti ve bu kapının sipariş edileceği adresi öyle buldu yani polis. Yani bu kadar gizli katı kuralları uygulayan Hizbullah örgütünün yani bunu efendime söyleyeyim böyle bir açık vermesi mümkün değildi. Bu bilerek bir şeydi bu o bakımdan burada çıkan yani Hizbullah’ın arşivi diye çıktığımız ve bizi işte Uğur Mumcu’nun öldürülmesine kadar götüren olaydaki şeyi ben sanki yani bunu tabi ispat edemem ama benim kendi kanaatimi söylüyorum bana bir düzmece gibi geldi. Çünkü Türkiye’deki bütün cinayetlerin arkasına baktığınız zaman önemli cinayetler bunlarda hep İran şeyi gözükür. Yani İran’a doğru yönelik hiçbir surette bu Gladio tipi yapılara veya derin yapılara gidemezsiniz burada. Hep sizin karşınıza yav işte bir ülke çıkar hem de bu ülke irticaıyla ilgili bir ülke bunun için yani bu bakımdan böyle bir şeyimi burada belirtmek isterim. Zaten bakın efendim şöyle bir şeyde söyleyeyim, tahmin ediyorum 2010 yılında bu Hizbullah’la devlet arasındaki ilişkiler ortaya çıktığı zaman dönemin MİT Müsteşarı Hizbullah’ın bir müddet devlet tarafından ve MİT tarafından kullandığını da açıklamıştı yani bu süreçte. Şimdi tabi bu Hizbullah örgütüyle ilgili söyleyeceklerim bunlar ama tabi mesela bu Uğur Mumcu meselesi önemli burada. Şimdi ben Uğur Mumcu’nun kesinlikle yani bu şeyden başlayarak yani Türkiye’de çok eski 60’lı yıllardan itibaren işlenmiş olan kamuoyu vicdanında çok etki yaratmış olan bazı cinayetlerin bir merkezden işlendiğine inanıyorum ben. Yani mesela darbelerin arkasında da bunlar olabilir diye düşünüyorum ama şimdi burada Hizbullah meselesi bana göre yani bu yapılarla çok ciddi bir biçimde ortaya çıkmış vaziyette. Şimdi bu bir stratejiydi Sayın Başkanım, yani şimdi burada ben dikkat ederseniz konuşmalarımda hiç isim vermiyorum ama örgütün yani iddia olunan terör Ergenekon terör örgütünün bu tür yapıları PKK’yı, Hizbullah’a, Dev Sol’u geçmiş dönemde ta 60’lı yıllardan başlayarak bugüne kadar kul… yani önceleri kurduğu, kullandığı gözüküyor. Daha sonraki ekipte bunları kullanma yani şeyine gittiğini düşünüyorum. Çünkü mesela Dev Sol’un eylemleri hep enteresandır bu askeri ve sivil şahıslara yapılan hep Dev Sol üstlenmiştir o eylemleri. Bunlarla ilgili de çok ciddi mesela iddialar vardır. Yani işte bazıları diyor ki, o Bedri Yağan mesela bir çatışma bir şeyde bir operasyonda öldürüldü, Bedri Yağan öldürülmesiyle Karataş’ın, Dursun Karataş’ın önü açılmıştır deniyor. Dursun Karataş’ın da devletle olan ilişkileri yani devlet istihbarat birimleri, yani derin devletle olan ilişkileri devamlı gündeme getiriliyor. Bu bakımdan yani Hizbullah’ı ben önemsiyorum yani burada mesela her cinayetin arkasında baktığınız zaman yani cinayetler zaten dönem dönem işlendi, yani mesela yani bu ben bunun

4

Page 5: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:5

bilgisini vermemiştim Necip Hablemitoğlu cinayetine baktığınız zaman yani ortadan kaldırmaya yönelik bir cinayet gibi gözüküyor. Orada şöyle bir şey var yani mesela Sayın Başbakanın bir açıklaması oldu yani bir Danıştay cinayeti olmuştu galiba bu dediğim Necip Hablemitoğlu ortak cinayeti gibi ortada kalmayacak dedi yani şu andaki Başbakanımız bunun açıklamasını yapmıştı. Şimdi yani devletin içerisinde hem derin yapılarla, hem işte yetkileri kullanan bir şey var bir grup var. Bunlar bazı insanları ele geçiriliyorlar Sayın Başkanım. Yani bunlara çeşitli menfaatler, vaatler veriliyor ediliyor. Mesela o Refah Yol döneminde hep Doğru Yoldan istifalar olmuştu ama bir tane milletvekili ben biliyorum kendisinin bakan olacağını zannetti yani biz yakından tanıyorum, şimdi ismini vermeyeceğim ama yani isterseniz veririm. Bu kişi mesela bakan olacağım dedi ve Refah Partisinden o süreç içerisinde istifa etti. Şimdi mesela Necip Hablemitoğlu’nun da MİT Müsteşarı olacağı yönünde bir şey vardı. Yani kendisi o şekilde inandırılmıştı yani bu sürece baktığınız zaman yani kendisini yani MİT Müsteşarı olarak hatta tanıttığı falan da iddia edildi MİT Müsteşarı olmak istiyordu bununla ilgili de çok çeşitli teşebbüslerde bulunduğu da gözüküyor yani şey olarak.”

Mahkeme Başkanı: “Siz bunu nereden duydunuz, nereden biliyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yani Necip Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olacağını nereden

biliyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ya bunu Google’den de bulabilirsiniz, ben özel çalışmalarımda

var yani oradan da biliyorum hatta bununla ilgili yani özel çalışmalarda yaptığını söylemiştim. Yine efendim mesela baktığınız zaman burada tabi Nesim Malki cinayeti yani benim Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğum zaman araştırdığım konulardan bir tanesiydi Nesim Malki cinayeti çünkü Nesim Malki cinayeti hakikaten yani dış güçlerin çok açık olduğu bir cinayet gibi gözüküyordu burada. Nesim Malki cinayetiyle ilgili ben göreve başladığımın birinci haftasındaydı bir ekibi Bursa’ya gönderdim şeyden yani İstihbarat Daire Başkanlığından. Bu ekip Bursa’da kahveleri dolaştı yani iç oradaki yalnızca Emniyet Müdürlüğü, yani Emniyet Müdürü ve İstihbarat Müdürüne haber verildi kahveleri dolaştı. Burada o Şükrü Elverdi daha sonra ortaya çıkarılan şeyde Şükrü Elverdi tetikçi esas işte ondan sonra Burhanettin Türkeş gibi isimlere ulaş, hatta Mehmet Sümbül’ü bile tespit etmişlerdi. Ki, bakın Mehmet Sümbül daha sonra bu Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul’da öldürüldüğü zaman bir birkaç gün sonra veya önce tam hatırlayamıyorum o Hizbullah’ın ölü evleri ele geçirilmişti. İşte domuz bağıyla bağlanarak işkenceyle öldürülen orada bulunduğu da iddia edildi Mehmet Sümbül onun tam şeyini bilemiyorum. Şimdi bu bakımdan yani Nesim Malki cinayetinde mesela biz hatta bu silahları temin yani bu ör… Yusuf İnan diye bir arkadaş vardı orada Erol Evcil’in yanında çalışıyordu bu şeyde Bursa’da Terörle Mücadele Müdürlüğü yani Müdür Yardımcısı veya Müdürlüğünden emekli olmuş 10 tane memurla beraber bu Erol Evci’nin korumasına bunlar girmişlerdi o süreçte. Biz bunları ciddi olarak araştırdık ama o süreç çok sıkıntılı bir süreçti 28 Şubat süreci. Bunu yani çok kısa bir şekilde yani çok az insanların bilmesini yani mesela İçişleri Bakanı biliyordu Sayın Meral Akşener bu yaptığımız çalışmaları, Emniyet Genel Müdürü biliyordu yani bu şekilde kısa bir yani az bir insanın bilmesi sağ… yani bileceği şekilde bu operasyona girmiştik. Orada mesela şimdi o tabi süreçte bizim tutuklanma sürecimizde o şeylerinde ne olduğunu bilemiyorum iki tane boş kovan elde etmiştik. Bu boş kovanlar Nesim Malki’nin öldürülmesinde kullanılmış olabilir yani alınan silahlar var ya efendim eylem için o şeyi bir satıcı bulmuştuk o kendisinin verdiğini söylemişti yani o süreçte. Biz bu kovanların resmi yoldan o süreçte yaptırırsak olay patlayacak dedik. Gizli yaptırmaya çalıştık o sırada biz yani ayrıl… şeyden ayrıldık görevden ayrıldık. İşte ben Amerika’ya Japonya’ya gönderildim, Amerika’ya gönderildim. Şimdi Nesim Malki cinayetinin hem daha sonra ben bütün bu süreçleri görevden ayrıldıktan sonra çok ciddi irdeledim ve inceledim yani çünkü bunların hakikaten bizim üzerimizde oynanmıştı oyunlar. Şimdi mesela Nesim Malki cinayetine şöyle veya Jak Kamhi işte Üzeyir Garih ben Üzeyir Garih’le birçok

5

Page 6: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:6

televizyon programına çıktım. Bu cinayetlerde şöyle bir şey var efendim yani şimdi burada bir yabancı ülke İsrail devletinin işte MOSSAD, yani MOSSAD’la ilgili şimdi MOSSAD’ın bütün dünyada şöyle stratejileri var. Şimdi MOSSAD her ülkedeki Yahudi işadamlarını çok ciddi anlamda destekliyor. Şimdi dünyada en iyi şey bir şekilde kara parayı ve kayıp dışı ekonomiyi kullanabilen bir örgüt MOSSAD. Bu bakımdan yani MOSSAD’ın yani bu burada çok faal olduğu çıkıyor. Yani burada mesela Türkiye’de yapılmak istenen şuydu; sermaye ve medya sermaye ve medya borçlandırılarak o ülkede yani hedef konulan ülkelerde medya ve sermaye ele geçirilerek İsrail’in çıkarlarına yönelik bir çalışma yaptırılıyor. Daha sonra mesela bu Ergenekon iddianamelerinde çıktı 28 Şubat süreci içerisinde ve sonrasında işte bu Nesim Malki’ye 17 milyar Dolar yani hepsi buna değil bir yani bu iddianamede var 17 milyar Dolar civarında bir paranın gönderildiği bunun dokuz buçuk milyarı Nesim Malki tarafından kullanıldı, bir kısmını da yine bu MOSSAD’ın bilgisi ve kontrolü dahilinde bu paranın dağıtıldığı anlaşıldı. Zaten şöyle bir şey o süreçte oldu, bu yani halkta da efsane halinde dolaşıyor. Yani o süreçte bunlar paralar hani Nesim Malki öldürülünce çok büyük paralar bir onda üç milyar dolar borcu olan var yani şeye baktığınız zaman bir kişinin. Bu paralar üzerine yattık diye düşündü herhalde Nesim işte belli zaten Nesim Malki’yi öldüren azmettiren bunlar. Fakat daha sonradan bu para MOSSAD’ın parası oldu, burada Erol Erkohen dediğimiz yani bu Nesim Malki’nin İso isminde geçiyor bunun hem yeğeni, hem ortağı olan bir şahıs var. Yani ben onun üzerinde de çünkü bu şahıs mesela Türkiye dışına çıkması yasaklandığı gün yasaklanmadan bir gün önce Türkiye dışına çıktı. Yani tabi bu nasıl çıktı, nasıl haber aldı bu tesadüf müdür bilemiyorum ama bu çok manidardı, çünkü bu şahsın yani şimdi bunu MOSSAD’ın alarak yani bizim yani bunları ispat edemem şu anda şu söylediğimi ama MOSSAD’ın bu şahsı sorguya aldığını düşünüyorum. Sorguya aldı, kimlere ne kadar borç veya para verildiğini tespit ettiler ve bunlar Türkiye’de yapılan bir operasyonla bu paralar tahsil edildi. O 28 Şubat içerisinde boşaltılan bankalar var Sayın Başkanım bu bankaların büyük bir kısmı mesela Cavit Çağlar’ın banka, İnterbank’ın bu şekilde veya bazı bankalarında bu şekilde battığı da çok açık. Yani daha başka bir operasyon da var o 28 Şubat sürecinde hortumlamalar var ama yani bu MOSSAD’ın paraları bu şahıslardan Nesim Malki’den alınan paraları tahsil etme olayı var. Burada tabi benim çok dikkatimi çeken bir husus da böyle bir operasyon Türkiye’de yapılırken niye Milli İstihbarat Teşkilatının veya devletin diğer birimlerinin bu operasyona müdahale etmediğidir. Bunu ben şöyle söylüyorum ben tabi 28 Şubat sürecinde şöyle sıkıntı oldu yani şimdi bunları biz tabi ben 28 Şubat’a ister istemez giriyorum. Çünkü asıl yani baktığınız zaman yani o, o dönemde oluyor çünkü mesela biz 28 Şubat süreci içerisinde PKK ile görüşen bir heyeti de, ordu içerisindeki bir heyeti de tespit etmiştik. Yani bunlar PKK ile görüşüyorlardı, bu bakımdan şimdi Nesim Malki’deki bu olayda Erol Erkohen’in çok önemli bir rolü var. Hatta bu Erol Erkohen’le ilgili 10 milyar Dolarlıkta bir naylon fatura hayali ihracat meselesi de çıkarıldığını hatırlıyorum ben şeyde. Şimdi bu bakımdan efendim bunlar mesela baktığınız zaman Türkiye’de şimdi şeye atlıyorum hemen Türkiye’de darbe öncesi çok ciddi sıkıntılı ortamlar oluşturuluyor. Birtakım cinayetler işleniyor bunların şu anda terör örgütü kurma kullanma yöntemi diyebileceğimiz birtakım örgütlere yaptırılıyor bu cinayetler. Mesela bir dönem 91 yıllarda hep Dev Sol önümüze çıkıyor, zaten PKK terör örgütüne baktığınız zaman ne zaman Türkiye’de işler iyi gitmeye başlarsa yani Türkiye’deki Anayasal kurumlar arasında bir anlaşma falan başlarsa birden bire bu terör örgütü devreye giriyor. Mesela Ak Parti 2002 yılında iktidar olmuştu Ak Parti terör yoktu yani uzun süre 2003’ün ortalarında tekrar PKK terörle Türkiye karşılaştı yani çok ciddi anlamda taşeron bir örgüt olarak PKK’nın da kullanılması söz konusu. Şimdi.”

Salonda söz almadan konuşunlar oldu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim müdahale etmeyin, müdahale eden dışarı çıkarılacaktır,

burada tanığı dinleyeceğiz. Lütfen müdahale etmeyin duruşmanın disiplini bozmayın, tekrar hatırlatmak zorunda kalmayayım buyurun.”

6

Page 7: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:7

Tanık Bülent Orakoğlu: “Sayın Başkanım bakın şimdi ben mesela tabi bu naylon terör örgütleri kurma meselesi konusunu ben Sayın Zekeriya Öz’e o zaman söylemiştim. Bunlar şöyle birtakım neticelerden vararak söylemiştik. Şimdi mesela Abdullah Öcalan PKK terör örgütünü daha ilk başlarda kurarken daha 1975’li 78’li yıllardan bahsediyoruz Apocular diye ortaya çıkmıştı. Bu örgütü kurmadan önce mesela Ankara’da fikir kulüpleri federasyonu diye Refik Korkut’a ait yani o geçmiş dönemde bir yer var. Burada bu Radikal Gazetesi yazarı yani bir yazarı bu kendisini orada görüyor.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılmadı. Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey Doğu Bey lütfen efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Pardon.”Mahkeme Başkanı: “Efendim sorunuz varsa daha sonra sorarsanız.”Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılmadı.Tanık Bülent Orakoğlu: “Doğu Bey lütfen.”Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin efendim. Bakın hatırlatmak zorunda

kalmayacağım.”Sanık Yalçın Küçük söz almadan konuştu: “Daha sonra sorarsınız diyorsunuz sorabilecek

miyim?”Mahkeme Başkanı: “Soracaksınız efendim yazılı olarak sorabiliyorsunuz yazılı Yalçın Bey

yazılı olarak soru soracaksınız buyurun oturun.”Sanık Yalçın Küçük söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Fikir ajansta düzeltiyorum doğrudur. Yani burada bu ajansın tamamen bu şimdi mesela Gladio’nun ilk kuruluşuyla ilgili bir şey orada bu çay götürüp getiriyor şey yani Öcalan için söylüyorum. Bu tamamen NATO’yla ilgili bir yer kuruluş burası. Ama Gladio’nun da merkezi gibi yani o olan yer. Orada mesela çay getiriyor, götürüyor daha sonra Yargıtay Başkanı var yani İmran Öktem ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yani Demirel’di galiba Başbakan onların içine bakarak ülkede irtica var kelimesini söyleyen kişi İmran Öktem bundan dolayı tabi o süreçte yargıdan böyle bir şey beklenmediği için Türk Milleti bu şeye karşı çok ciddi bir şey duyuyorlar 3 yıl veya 4 yıl sonra bu kişi vefat ediyor ölüyor burada tabi bir şey yani birtakım muhafazakar, milliyetçi gruplar bu İmran Öktem’in cenazesinde İmran Öktem’in bu şeyini protesto ediyorlar, bu protesto edenler içerisinde o muhafazakar gruplar içerisinde Abdullah Öcalan var, şafak bildirisi işte o Kızıldere’deki Mahir Çayan meselesinden sonra şafak bildirisi yayınlanıyor. Bu şafak bildirisini dağıtırken Abdullah Öcalan var. Şimdi burada bu bildiriyle beraber yakalanan birçok insan var bunlara çeşitli cezalar uygulanırken bu şahsa bir şey verilmiyor yani bunlardan maksadım şu, yani bu Türkiye’nin nasıl bir kıskaç içine alındığını söylemeye çalışıyorum. Şimdi bu iki kutuplu dünyada komünizm tek tehlike olarak gösterilirken hatta bu Gladio tipi yapılar komünist tehlikesine karşı kurulmuşken Türkiye’de farklı bir statü uygulanıyor. Bir taraftan ayrılıkçı unsurlarda bu Gladio içerisine alınmaya çalışılıyor, bir taraftan aşırı sol unsurlarda alınıyor, mesela Mahir Çayan’ın Kızıldere’deki öldürülmesinde Pilot Necati diye bir şahıstan hep bahsedilir. Abdullah Öcalan’da efendim bu şeyde serkbabın yayınlarından çıkan bir şey var devrimin dili ve eylemi gibi bir kitabı burada da Pilot Necati’yi anlatıyor. Yani şunu söylüyor ben diyor kullanıldığımın farkındayım demek istiyor yani ben analiz olarak söylüyorum ama diyor ben 12 Eylül’den sonra diyor biz kopuşa gideceğiz diyor bu arada hakikaten mesela Türkiye’de baktığınız zaman terör örgütlerinin alttan üstte doğru iç dinamiklerden gelen alttan üste doğru bir yapılanması gözükür. PKK’da bu tam tersi olmuştur üstten başlayan bir yapı vardır, alta doğru gitmiştir. Şimdi bu bakımdan baktığınız zaman mesela 12 Eylül öncesi veya 12 Eylül’den birkaç ay önce kimler şeyi kaçırdı bu Abdullah Öcalan ve ekibini kaçırdı işte efendim Filistin kamplarına topraklarına götürdü. Yani burada baktığınız

7

Page 8: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:8

zaman Abdullah Öcalan’ı koruyan bir dış güçten ve Türkiye’deki iç uzantılarından bahsediyorum. Yani sorarlarsa daha genişte açıklayabilirim vakit şey yapmasın diye kaybetmeyelim diye kısaca söylüyorum. Şimdi efendim yani buraya baktığınız zaman mesela söyledik, biraz önce söylediğim gibi burada Türkiye’de yani birtakım işte hükümetlerin düşürülmesinde, hükümetlerin işte gerek terör yaratılarak bu başta kullanılan PKK terör örgütü onun dışında devlet içerisinde görev almış çeşitli bürokratik kurumlarda bulunan medyada görev almış birtakım insanların öldürülmesine baktığınız zaman mesela 60, 70’li yıllarda sağ sol çatışması gibi gözüküyor. Bu da tabi bizim Milli Güvenlik Siyaset Belgemizin ne kadar yanlış yani kendi Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmediğinin bir uzantısı oluyor. Çünkü mesela 12 Eylül ihtilalı öncesi Türkiye’de sağ sol çatışmalarında 5 bin kişi hayatını kaybetti bunlardan çok ciddi bilim adamı yani beyinler vardı bu işte sağda ve solda beyinler vardı. Daha sonra efendim hepimiz hatırlıyoruz benim yaşımda olanlar hatırlar, bu sağın ve solun gençlik liderleri çıktılar o zaman genç değillerdi tabi çıktıklarında mesela İstanbul’da sağın kullandığı, bir eylemde kullandığı silahların atıyorum Malatya’da sol eylemciler tarafından kullanıldığı ortaya çıkarıldı bu süreç içerisinde. Bu işte Gladio tipi yapıların gerilim stratejisi dediğimiz bir stratejisiydi. Yani bu ülkede karışıklık yaratmak üzere her türlü kaos, istikrarsızlık, terör efendime söyleyeyim politikaları uygulandı. Şimdi burada mesela bazı medya mensuplarına geçmiş dönemlerde ciddi suikastlar yapıldı, hepsinde laik, anti laik çatışması gibi, yani medya mens… baktığınız zaman Atatürkçü, laik e vuran işte ya şey, yani irticai kesim veya İran işte bi söylediğimiz gibi. Ama nedense hiç bu Gladio tipi yapılardan, derin devlet yapılarından bir söz açılmadı. O bakımdan yani bu Türkiye geçmişiyle yüzleşmelidir, ben tabi şimdi bakın mesela ilk bu tür operasyonlar İtalya’da yapıldı ama orada 8, 9 bin kişi, yani 8000 civarında sanık adliyeye, yani hakkında tahkikat, fezleke düzenlendi. Şimdi bizdeki sayı tabi az, bakın ben bir de şunu Sayın Başkanım söylemek istiyorum, bunu tabi biz gene ispat edemeyiz ama şimdi bu tür yapıların, mesela burada JİTEM kim kurdu meselesi var, efendim. E şimdi bu JİTEM türü bir yapının yani iddianamede de var, Veli Küçük tarafından kurulduğunu söylüyor, Arif Doğan Albay da diyor ki ben kurdum diyor, yani şey olarak baktığınız zaman. Yani bu kurulma meselesinden ziyade bunları hangi, nereden emir almışlar, yani burada baktığınız zaman Milli Güvenlik Kurulu dediğimiz Türkiye’nin en önemli, Türkiye’nin geleceğine yönelik kararları veren bir kuruma sızma olduğunu düşünüyorum, yani o süreçte. Mesela şimdi Eşref Bitlis Paşa bu Milli Güvenlik Kurulu içerisinde bir kale planı, yani ben şey olarak anlatıyorum, benim anlattıklarım bitti, bu tezlerimi güçlendirmek üzere anlatıyorum. Milli Güvenlik Kurulu içerisinde gizli bir şey yapıldı, yani görüşme yapıldı. Burada Barzani ve Talabani’nin yabancı birtakım küresel güçlerin etkisine girmemesi adına Eşref Bitlis’e bu görev verildi. Eşref Bitlis Paşa zaman zaman şeye Barzani’nin yanına gidip görüşüyordu helikopterle, mesela gide… bu karar alındıktan sonra Milli Güvenlik Kurulu içerisinde Eşre… hepimizin bildiği gibi bu medyada da yansıdı. Eşref Bitlis Paşanın uçağı taciz edildi, yani burada üst düzey bir komutan olduğu söylenmesine rağmen, telsizle bildirilmesine rağmen, yani Amerikan uçakları gibi tahmin ediyorum, orada taciz edildi. Yani şimdi burada bakın Milli Güvenlik Kurulu içerisinde gizli bir karar alınıyor ve bu karar efendime söyleyeyim işte nasıl duyuruluyor bir, ikincisi yine bakın benim bu Mahkemede, yani kamuoyuna söylemek istediğim, şimdi bu 169 tane Kürt işadamından bahsediliyor. Yani bu Refah Yol dönemi içerisinde veya daha öncesinde, bunların öldürüleceğine dair, yani PKK’ya lojistik destek sağladıkları için, şimdi dönemin Bakanı Sayın Nahit Menteşe dedi ki, böyle bir listeyi ben dedi MGK’ya gönderdiğimi hatırlıyorum dedi. Şimdi bunlarda Halis Ziya’ydı galiba efendim yani şey, Halis Ziya DSP’nin bakanlarından bir kişi kendisi, bunu da bu Güneydoğu’da Kürt kökenli, bunun da kendisiyle ilgili böyle bir öldürülme şeyi olmuş, bunun üzerine kendisi dava açıyor bir Mahkemeye dava açıyor. Bu davada işte devlet 80 milyar lira tazminat ödemeye mahkum ediliyor. Burada tabi normal olarak bu listeyi görmek istiyor şahıs, diyor ki bu liste nedir yani ben devlet bakanlığı yaptım, benim ismim nasıl geçti buna diyor. Buradan MİT kanunu şey gösterilerek Mahkemeden devlet

8

Page 9: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:9

sırrı olduğu belirtiliyor. Şimdi bu tür sorgulamaların ve yargılamaların Sayın Başkanım eğer biz bu ülkede hakikaten, hakikaten bu ülke huzurlu, güvenli olsun diyorsak. Mesela burada bir sürü insan yargılanıyor, ama yani şu var, şimdi burada hiçbir şey yok diyemeyiz ki, her ihtilal öncesi Türkiye kan gölüne dönmüş, biraz önce saydım. Şimdi mesela Milli Güv… 28 Şubat’ta Milli Güvenlik Siyaset belgesini değiştirerek PKK’yı ilk sırada, tehdit sıralamasından alt sıralara düşüren kimdir? Ve irtica diye bir şey, yani sanal bir tehdittir bana göre bunu getirip 1. sıraya koyan kim, yani hangi düşüncedir? Sayın Başka… bu hangi yani devletin, milletin menfaatine yapılmış bir şeydir? Bunların çok iyi irdelenmesi gerekiyor. Çünkü bakın mesela siz irticayı 1. tehdit yaparsanız o zaman irtica ile ilişkili kurduğunuz işte seçimle, Anayasayla iş başına gelmiş iktidarları irticacı diye düşürmeye çalışırsınız. Bunun alt yapıları hem legal, hem illegal anlamda devam eder, yani bu şu anda burada görülen davanın şeyi de budur. Onun için şimdi bu Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesinde irtica 1. tehdit oluyor, PKK alt sıralara düşürülüyor, peki acaba bu alt sıralara düşürülmesinde ben soruyorum şimdi dönemin İstihbarat Daire Başkanı olarak bizim o süreç içerisinde PKK ile görüşen ordu içerisindeki bir grubu tespit etmiştik, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı olarak. Bunlar uzun süre görüştüler, hatta bu görüşmeyi sağlayan Selim Okçuoğlu’na operasyon yapıp, yakalayacağımız sırada işte bu benim hem Nesim Malki bunları birlikte yürütüyorduk. Biz yani görevden alındık ve şeye gittik, şimdi bu bakımdan şimdi o siz yani bu Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Milli Güvenlik Kurulu içerisindeki konu nedir, bunlara bakmak lazım. Mesela geçen bir bazı tetikçiler çıktılar, yani bunlar devlet adına görev yaptıklarını söylediler, şimdi biz bu davaları çözebilmemiz için bunları da Sayın Başkanım çözmemiz lazım. Bakın şimdi ben tabi buraya gelmeden önce birkaç araştırma yaptım, şimdi 28 Şubat sürecinde ben Türkiye’nin bu süreci çok rahat aydınlatacağına inanıyorum, 28 Şubat sürecini. Çünkü 28 Şubat süreci aynı zamanda Türkiye’deki bu Siyonistlerle ilgili, yani Siyonist ne diyelim, Siyonistlerin sızmalarıyla ilgili birtakım yapılar da ortaya çıkarma şansı var burada. Çünkü Türkiye’nin sıkıntısı yabancı güçlerin Türkiye’ye, işte bu NATO’ya girdiğimizden bu yana yapmış olduğumuz antlaşmalardan dolayı sızmalardır. Şimdi 28 Şubat sürecinde şöyle bir gelişme yaşandı, mesela Savcılar benden şeyi de sormuşlardı, ıslak imzaları sormuşlardı. O Mustafa Bilgili, Sayın Mustafa Bilgili özel yetkili Savcı, ama Genelkurmay Başkanlığı bizim dahi bilmediğimiz birçok ıslak imzalı bilgi ve belgeyi Mahkemeye gönderdi. Şimdi bilemiyorum ben şeyden duydum, şimdi burada mesela Nesim Malki Jak Kamhi suikastlarıyla ilgili veya cinayetleriyle ilgili, Milli İstihbarat Teşkilatının da yani Ergenekon Mahkemesine şey göndereceğini, yani gizli tanık sıfatıyla bilgi vereceğini, çünkü bu işlerde başarılı olunabilmesi için Milli İstihbarat Teşkilatı Genelkurmay Başkanlığı istihbaratları, bütün arşivleri bu Mahkemelere açılmalıdır. Yani burada zorlamalar olmamalıdır, çünkü İtalya’da bu kadar insanın tutuklanmasının arkasında bakın yargıya o süreçte çok ciddi baskılar yapılmıştı. İşte o süreci yürüten Savcılar buraya geldiler, medyayla, basınla birtakım görüşmeler yaptılar. Orada, mesela İtalya’da üst düzeyde bir basın konseyi şeyi hukuk, hukuku koruyan, yani hukuk mekanizmasını koruyan bir konseyden bahsedildi. Yani onlar olmasaydı dedi buradaki, biz bu şeyi zor yürütürdük dedi. Onun için benim söyleyeceklerim bunlar, yalnız bakın efendim mesela şunu da belirtmemiz gerekiyor. Şimdi bu Danıştay saldırısı yüksek yargıya bana göre Türkiye’de bir kırılma noktasıdır. Yani yüksek yargıya yapılan büyük bir saldırıdır yani bunun şeyine baktığınız zaman, yani bunu tabi kim işledi, nasıl oldu arka planları burada yargılanıyor. Ben kişiler bazında konuşmuyorum, yani strate… genel stratejiler bazında konuşmaya çalışıyorum. Şimdi bu Danıştay cinayetiyle ilgili orada daha cinayet polise haber gelmeden devletin bazı üst düzey organları bu laik, anti laik yani bu laik Cumhuriyete yapılmış bir saldırıdır gibi açıklamalar yaptılar. Yani şimdi baktığınız zaman. Ya daha bunu 10 dakika olmuş, polis adamı daha yani te… mesela sanık yakalandı ama o zaman onun işlediği bilinmiyordu yani, tesadüfen alınmıştır sanık, bir avukat olacağı da bilinmiyordu. O bakımdan yani bu süreçlerde, bu Milli Güvenlik

9

Page 10: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:10

Siyaset Belgesinin veya bu ülkedeki şimdi yani burada işte yargılanan insanlar, hepsi bilemiyorum yani aldatıldıklarının, kandırıldıklarının bilincinde olmaları lazım, şimdi.”

Sanık Oktay Yıldırım söz almadan konuştu: “Ken…”Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim.”Sanık Oktay Yıldırım: “Efendim kendisine baksın.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun çıkarın, buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun çıkarın ikaz ettim efendim, buyurun efendim. Yan taraftaki

bekleme salonunda da monitör var, oradan da izleyebilirsiniz, buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Oktay Bey buyurun çıkartıyorum, çıkarttım efendim buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Sayın Başkanım ben soru sormayacak mıyım?”Mahkeme Başkanı: “Müdahale ettiniz hatırlattım.”İkazlara rağmen Sanık Oktay Yıldırım’ın sözlü müdahalesi üzerine dışarı çıkarıldı.Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim, şimdi birde ben bu müsaade ederseniz, yani bu da

ispat edemeyeceğiniz bir şey ama Encümeni Danişten bahsetmek istiyorum. 2 gün önce Encümeni Danişin bir açıklaması oldu, yani bu biraz önce söylediğim sözü desteklemek amacıyla söylüyorum. Dedi ki, Türkiye’deki, yani bu Encümeni Daniş tabi bir danışma şeyi gözüküyor ama eğer bu operasyonlar büyüseydi belki bir yerlere gidebilirdik. Şimdi orada şu söylendi Sayın oranın başkanı tarafından, eski meclis başkanı Karaduman tarafından, dedi ki 28, yani bu Türkiye’deki darbe süreçleri hatalı olmuştur dedi, yani bunu söyledi. Ondan sonra başkanlık sistemiyle ilgili, Türkiye’de başkanlık sistemi işte efendim yanlıştır, Türkiye bu sistemi kaldıramaz, yani böyle görüşleri. Şimdi oradaki zevata baktığınız zaman Türkiye’de çok önemli görevler yapmış insanları, MİT Müsteşarlarını, işte Genelkurmay Başkanlarını görebiliyorsunuz o şey içerisinde. Şimdi bunların mesela tabi bir kısım iddialar var bu Encümen Daniş ile ilgili yani aslında Ergenekon’un üst tarafına gidilecek bir grup gibi gösterilmeye çalışılıyor veya öyle söyleniyor bilemiyorum. Bunlar inşallah çıkar, ne, kimse, neyse diye düşünüyorum. Yani bakın şimdi biraz önce söylediğim söz bununla ilgiliydi, yani burada, burada bakın şimdi Türkiye’de, Türkiye’de Cumhuriyet kurulduktan sonra, 60’tan sonra ne kadar cinayet işlenmiş efendim. Düşük yoğunluklu bir iç savaş yaşattılar bize, yaşatıyorlar. Şimdi bu, burada ben kimseyi söylemiyorum, ben Ergenekon yapılanması için söylüyorum, iddia olunan Ergenekon yapılanması için söylüyorum. Eğer Ergenekon yapılanması içerisinde olduğunu kabul eden biri varsa benim sorularımdan alınabilir, bilemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim Ergenekon örgütü olup olmadığı konusunda herhangi bir yargı kararı yok, şu anda yargılaması devam ediyor, iddia edilen olarak geçiyor, buyurun.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet bunun için diyorum yani (bir iki kelime anlaşılamadı), evet efendim şimdi bu bakımdan yani orada bu darbe süreçleri öncesinde Türkiye’nin yaşadığı mesela Türkiye’de darbe süreçleri şöyle oluyor. Terör yaratılıyor bir, hükümetler terörle baş edilemeyen hani geçmişteki bütün tecrübelerden terörle baş edilemeyen hükümetler seviyesine düşürülüyor. Ondan dolayı gidiyor, ondan sonra özellikle cinayetler işleniyor, yani nasıl bir şeydir efendim, bakın 90 yılından başlayıp 93 yılına kadar devam eden onlarca generalin, gazetecinin öldürüldüğü bir süreç var. Bu süreçlerde hepsine baktığınız zaman mesela söyledim 91’dekilerin de, genelinde 8 tane şeyde Dev Sol yani üstlenmiş bulunuyor o cinayetleri, e diğerlerine bakıyorsunuz hepsi şey, yani sanki böyle bir Türkiye’de irticai kalkışma var veya işte ya İran arkaya çıkıyor, bu bakımdan bunları belirtmek istedim. Bir de şunu özellikle belirteyim Sayın Başkanım, şimdi bu gelişmiş ülkelerde bilgi edinme yasası diye bir şey var. Yani her ülke, hatta Bulgaristan bile geçen bir sene önce kendisi adına casusluk yapmış bazı isimleri açıkladı, yani stratejik özelliği kalkan bilgileri açıklanıyor. Şimdi Pentagon bundan 30 sene veya 32 sene önce

10

Page 11: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:11

Türkiye, İran, Suriye ve Irak’taki ayrılıkçı Kürt hareketleri başlıklı bir rapor hazırlıyor. Bu rapor işte o dediğim bilgi edinme yasası çerçevesinde şeye veriliyor, medyaya veriliyor yani stratejik özelliği kalkıyor. Ama orada İran, Irak ve Suriye’de PKK’nın nasıl kurulduğu anlatılıyor, yani orada Türkiye kısmı 3 sayfa kapatılmış simsiyah verilmiş vaziyette. Yani bu, bu, bu bile, bu bile çok ciddi bir şey, hatta şöyle bir şey daha söyleyeyim, mesela bu tü… bütün NATO ülkelerinde kurulmuş olan Gladio yapılarını araştıran Gensev diye bir İsviçreli araştırmacı var. Bu yani NATO’ya giriyor, oradan bilgileri alıyor. Bilgi alamadığı birkaç ülke var, bunlardan bir tanesi de Türkiye, bu Türkiye’de bu tür yapılanmanın çok üst düzeyde ve girift olduğunu söylüyor. Yani ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilemeyiz ama bu çok ciddi dalında uzmanlaşmış bir kişi. Benim söyleyeceklerim bu kadar Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bir sorunuz varsa cevaplamaya hazırım.”Mahkeme Başkanı: “Bu dosya sanıklarından tanıdıklarınız var mı? Arif Doğan’ı tanır

mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanıyorum evet.”Mahkeme Başkanı: “Nereden tanışırsınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Niğde Emniyet Müdürüydüm, kendisi alay komutanıydı, yani 4

sene birlikte çalışmışlığımız var.”Mahkeme Başkanı: “Emekli olduktan sonra zannediyorum bir güvenlik şirketi

kurmuşsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Onu anlatır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, yani şimdi o şöyle birkaç arkadaş vardı o süreç içerisinde,

şimdi isimlerini hatırlamıyorum da Arif Doğan daha sonradan, biz önce kurmuştuk, Arif Doğan daha sonradan girmişti. Daha sonra ben oradan kısa bir süre sonra ayrıldım, yani bir faaliyete geçmemişti. Hatta diğer arkadaşlarda ayrıldı herhalde yani Arif Doğan tek başına kalmıştı.”

Mahkeme Başkanı: “Ortakları kimlerdi o güvenlik şirketinin?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Vallahi efendim o şeyin, yani isimlerini tam hatırlamıyorum ama o

süreçte bu gündeme gelmişti, onun şeyini ben vermiştim yani medyada var.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şu anda isimlerini hatırlayamıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Bu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bir MİT’çi bir arkadaş vardı, bir sivil bir arkadaş vardı galiba

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Emniyet İstihbarat’ta çalıştığınızı söylüyorsunuz, Batı Çalışma Grubu

diye bir grup duydunuz mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bana mı dediniz efendim?”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi efendim.”Mahkeme Başkanı: “Anlatır mısınız o dönemde edindiğiniz bilgileri?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim, şimdi efendim tabi Batı Çalışma Grubu Türkiye’yi

ihtilal şartlarına götürmeye matuf olarak kurulmuş bir grup, illegal bir cunta grubu, yani bunu öncelikle belirtelim. Şimdi tabi mesela Batı Çalışma Grubunun faaliyetleri yani o Batı Çalışma Grubu konsepti dediğimiz veya işte Batı Çalışma Grubuyla ilgili birçok dokümanlar yani burada öncelikle baktığınız zaman Türkiye’de birçok insanın fişlenmesiyle ilgili, yani devletin, tamamen insanların fişlenmesiyle ilgili. Şimdi 28 Şubat’ın, yani Batı Çalışma Grubundan önce şöyle bir diğer darbelerden farkı var Sayın Başkanım. 28 Şubat, mesela diğer darbelere baktığınız zaman bu darbeyi yapanlar kısa süre içerisinde Türkiye’yi normal hayata döndürmenin gayreti içerisine giriyorlar, yani çeşitli nedenlerle, dış baskı, ekonomik nedenler gibi. Ama 28 Şubat süreci

11

Page 12: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:12

Türkiye’nin genleriyle oynayarak 1000 yıl sürecek bir süreç, yani o derecede planlanmış. Mesela o süreçte yine dev… şeyin o süreç içerisinde çok ciddi görevde olan yani bu cunta faaliyeti içerisinde bulunan bazı komutanlar birtakım protokoller yapıyorlar, mesela ormanla yapmışlar, TRT ile yapmışlar ama en ağırı tabi burada onlar gösteri, yani herkesle yapıyoruz meselesini gündeme getirmek. Emniyetle, emniyet Emasya protokolü yapılmış, şimdi Emasya protokolü tabi devleti ele geçirmenin bir şeyi, şekli. Yani önde gözüken bir demokrasi ve Cumhuriyet, arkada bir askeri vesayet sistemini güçlendirecek bir şey. Çünkü 2003 yılında Ak Parti bir işte Valilerden, Emniyet Müdürlerinden o dönem Sahil Güvenlik Komutanlığı vardı. Mülki İdare Şurası dediğimiz şura 105 kişiden oluşuyor, bu şurayı topladı ve Emasya’yı bunlar irdelediler, Emasya bir protokol ama şey 5442 sayılı il idaresi kanununa göre Valilere verilmiş yetkiler bu protokolle tamamen Emasya komutanlıklarına, yani bu ilin mesela, şu anda İstanbul’un en büyük Garnizon komutanı kimse Emasya komutanı oluyor. Şimdi bunların yapmış oldukları çok ciddi yani Batı Çalışma Grubuyla birlikte fişlemeler var, yani 6 milyon civarında olduğu, çünkü biliniyor bunlar. 6 milyon civarında insanlar fişlendi, şimdi fişleme dediğiniz zaman basit bir şey değil tabi, yani çünkü bütün dünya ülkeleri insan haklarını, özgürlükleri, yani şu anda yükselen trend bu olduğu için yani insanların fişlenme konusunda her şey çok ciddi kanunlarla zapturapt altına alınmış. Yani bizim mesela Türkiye’nin birçok yani Avrupa Ülkeleriyle imzaladığımız anlaşmalarımız var bizim. Buna rağmen şimdi bu yani o şekilde Emasya protokolündeki görevliler, bu alt şeyle birlikte Batı Çalışma Grubuyla birlikte 6 milyon civarında insanı fişlediler. Neye göre fişlediler? Hiçbir yetkileri yok, çünkü fişleme yapmak uzmanlık isteyen bir alan ve Anayasa’da kimlerin ne şekilde fişlenebileceği de belirtilmiş, yani bir suç işlerseniz, ceza alırsanız ona göre fişlenebilirsiniz. Bu şekilde Emasya ile kotarılmak istendi, şimdi Batı Çalışma Grubunun bir gözüken fişleme grubu vardır, bir de psikolojik harekat grubu vardı. Yani orada mesela şimdi biraz önce söylediğim gibi Milli Güvenlik Siyaset belgesinde irtica 1. tehdit olarak değiştirilince, PKK alt sıralara indirilince bu irtica tehdidinin altı doldurulması gerekiyordu. Yani ve bununla ilgili birçok psikolojik harekatlar o süreçte uygulandı, işte o hepimizin bildiği gibi birtakım insanlar pavyondan alındılar, getirildiler, başörtü takıldılar, bunlarla ilgili çeşitli senaryolar ortaya atıldı, işte Aczmendiler var efendime söyleyeyim. En önemlisi de o süreç içerisinde Batı Çalışma Grubuyla direkt çalışan birtakım medya grupları vardı, insanları vardı. Yani bunlar kesinlikle yaptıkları işler gazetecilikle ilgili değildi, bunların yaptıkları işler emir komuta zinciri içerisinde verilen emirleri manşetlere taşırlar, yani bu bir kişiyi, kurumu itibarsızlaştırmak da olabiliyordu. Yani aslında bu Ergenekon soruşturmaları sürecinde de yani bu süreci bana göre Mahkeme ve Savcılar da yaşadı, biz de o süreç içerisinde yaşatıldık. Şimdi yani bu süreçte çok ciddi şekilde masa başı haberler yapıldı, yani mesela ben kendi şahsım için söylemek istemem çünkü biz emniyetçiyiz, yani olabilir biz zaten bunları bilerek şeye girmiştik ama yani bize vatan haini dendi, köstebek dendi, CIA ajanı dendi falan yani böyle birtakım sıfatlar ve yakıştırmalar yapıldı. Bunlar o dönemde medyayı yöneten birtakım komutanlar tarafından emir verildi, yani tabi bilemiyorum şu anda askeri heyet şu anda şeyde yani Batı Çalışma Grubunun kriz merkezi ve Batı Çalışma Grubu şeyde, hepsi gözaltında 41 kişi, yani Genelkurmay içerisinde 41 kişinin o şeye Batı Çalışma Grubu karargahına girme izni var. Onun dışında kimse giremiyor ve tabi Batı Çalışma Grubunun şöyle bir şeyi oldu bu Türk Silahlı Kuvvetlerine emir komuta zincirini bozdu. Yani Batı Çalışma Grubu içerisindeki görevli komutanlar bazı üst komutanlarının emirlerini dinlemediler, bunlar zaten hep anlatıldı. Şu anda soruşturması da sürüyor, bu bakımdan Batı Çalışma Grubunun psikolojik harekat uygulayan birimleri bu ülkede milletin kafasına ve algısına irtica vardır algısını yerleştirmek amacıyla çok ciddi psikolojik harekatlar uyguladılar burada. Şimdi efendim tabi ben hep şunu söylüyorum, o zaman Milli Güvenlik Kurulu içerisinde Toplumsal İlişkiler Başkanlığı diye bir şey vardı, birim vardı. Bu Toplumsal İlişkiler Başkanlığının görevi Milli Güvenlik Kurulu içerisinde Türkiye’ye karşı yabancı bilhassa askeri personelin, yabancı askerlerin yapmış oldukları psikolojik harekatları

12

Page 13: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:13

önlemekti. Ama ne hikmetse bu tamamen o süreçte içe dönük çalıştırıldı, tamamen Türk Milletine işte bu biraz önce bahsettiğim Milli Güvenlik Siyaset Belgesindeki irtica vardır algısını Türk Milletinin kafasına yerleştirmek amacıyla birçok psikolojik harekatlar burada imzalandı. Ben şimdi o süreç içerisinde mesela Refah Yol, Refah Partisi 1994 seçimlerinde 21 tane belediyeyi aldı Refah Partisi, o süreçten itibaren zaten çok ciddi Türkiye’de yani 93’ten beri gelen, bakın Sayın Başkanım 90’dan başlayıp, şey 91, 92, 93’ten beri gelen birçok cinayetler işlenmişti. Fakat Refah Yol iktidar, iktidara yani 21 belediye aldıktan sonra Refah Yol’un üzerine ciddi bir şey başladı, yani Batı Çalışma Grubunun yani faaliyete geçmesi o tarihlere gelir. Gerçi zab… yani ele geçirilen belgelerde 97 Nisan’ı ve Mayıs’ı gözüküyor. Şimdi o süreç içerisinde Susurluk kazası oldu Sayın Başkanım yani baktığınız zaman. Şimdi burada tabi şuna dikkat etmek gerekir, bu bizim söylediklerimizin hepsi bir şeydi, Susurluk kazası bana göre planlanmış bir şeydir, kazadır, Susurluk kazası. Çünkü oraya baktığınız zaman ben Refah Yol kurulmadan önce Ana… işte Çil… Sayın Çiller’le Sayın Mesut Yılmaz’ın birlikte olacağı bir siyasi parti biliyorsunuz denendi, daha sonra şeyle Refah’la Anavatan partisi kurulacakken birden bire bir şey oldu. Kuruluyordu, vazgeçirildi, Refah Partisiyle Doğru Yol Partisi yan yana getirildi. Ben bunun yani her iki partiye de kurulmuş bir tuzak olduğunu düşünüyorum, çünkü bu Susurluk kazasıyla birlikte çok ciddi anlamda do… yani ortak olan Doğru Yol Partisinde işte o süreç içerisinde bir Emniyet Müdürünün, bir mafya liderinin yani Çatlı’nın ve yine bir milletvekilinin Sedat Bucak’ın olması çok ciddi devlet, mafya, siyaset üçgeni olarak nitelendirildi. O süreçte medyaya çok ciddi bir şey kazandırıldı, yani bu süreci, bu kazayı yapanlar tarafından, yani medya hakikaten haklı olarak o süreci sorguladı, sorguladı işte o bir dakika Aydınlık, bir dakika karanlık, sürekli aydınlık eylemleri o süreç içerisinde yapıldı Yani medya hakikaten bu işte olayları araştıran bir imaja büründürüldü. Ondan sonra esas şey, Refah Partisine, yani Doğru Yol Partisi o süreçte ciddi anlamda yara aldı, çok ciddi yara aldı. 2. operasyonda biraz önce de söylediğim gibi irtica meselesiyle Milli Güvenlik Siyaset Belgesi değiştirilerek irtica vardır. Yani şimdi orada tabi vardır, yoktur meselesi yani böyle birden bire böyle irtica vardır gibi meseleyi ortaya koyup, bunun altını da doldurmaya yönelik birtakım operasyonlar yapılınca Refah Partisi de bu şekilde yıpratıldı. Yani Refah Yol iktidarı bir kere algı olarak Türk toplumu içerisinde yani ciddi anlamda şeye düşürüldü, yani insanlar arasında kafalarında şüphe ve istifham yaratıldı. Yani Refah Yok iktidarıyla, sonradan bildiğimiz süreç içerisinde o dönemin başta Sayın Cumhurbaşkanı Demirel olmak üzere o sürece çeşitli şekillerde destek verdiler. Şimdi ben burada tabi bakın Batı Çalışma Grubunu sordunuz, Batı Çalışma Grubu bir darbe belgesidir. Türkiye’de ilk defa bir darbe belgesi, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından bulunarak devletin hiyerarşik katları içerisinde Sayın Cumhurbaşkanı’na iletilmiştir. Burada Sayın Cumhurbaşkanı bu belgeyi geri iade etmiştir. Yani bizim aldığımız yere geri vermiştir, gereğini yapmamıştır, orada Sayın Cumhurbaşkanı’nın bana göre yapması gereken kanuni görev şuydu. Genelkurmay Başkanını çağıracaktı, Genelkurmay Başkanına diyecekti ki işte bu nedir yani böyle bir iddia var, bakın diyecekti, böyle bir şey olmadı, verdi Karadayı Paşaya verdi, Karadayı Paşa Çevik Bir’e veriyor. Çevik Bir’de tekrar bunu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına götürüyor, orada bize yönelik istihbarata, şeye dönüştü bu operasyona dönüştü. Yani Batı Çalışma Grubu bir ülkeyi darbe şartlarına götürmeye yönelik bir darbe belgesidir efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Batı Çalışma Grubu ne zaman kurulmuştur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Batı Çalışma Grubu biraz önce de söyledim Sayın Başkanım

şimdi bizim yaptığımız araştırmalarda yazışmaları, yani ıslak imzalı belgeler Nisan ayı içerisindedir, yani Nisan ayı Mart’ın sonunda da var bir iki tane.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi yıl?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim.”Mahkeme Başkanı: “Hangi yılda kurulmuş?”Tanık Bülent Orakoğlu: “97.”

13

Page 14: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:14

Mahkeme Başkanı: “97.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Size herhangi bir yazışma geldi mi o tarihlerde bu Batı Çalışma

Grubuyla ilgili olarak?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi biz şimdi Batı Çalışma Grubu bilgi ihtiyaçları da konsepti 3

belge bizde vardı. Aslı tamamı zaten 5 belgeymiş, yani bunu ben işte Sayın Savcılar bizi tanık olarak çağırdıkları zaman, gittiğim zaman 5 belge, ıslak imzalı 5 belge. Şimdi biraz önce söyledim Sayın Başkanım, yani burada mesela Genelkurmay Başkanlığının şu anda yani bu tür yapılarla ilgili çok ciddi bu Mahkemelere evrak gönderme şeyi, iradesi oluştu. Mesela geçmiş dönemlerde bu çok zorlamayla oluyordu veya hiç olmuyordu. Biraz önce söyledim mesela Milli İstihbarat Teşkilatının da hem Nesim Malki hem de Garih cinayetleri ile ilgili böyle bir şey, iradesi oluşmuş bilemiyorum ben öyle duydum yani. Yani burada Ergenekon Mahkemesine bilginiz var mı bilmiyorum veya gizli bir şey mi söyledim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun siz bildikleriniz anlatın.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Bu Batı Çalışma Grubu sona erdi mi, ne zaman sona erdi faaliyetleri

anlatır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, Batı Çalışma Grubu şimdi efendim şöyle bakın mesela

sona erdi, yani baktığınız zaman hukuk içerisinde. Bu Başbakanlık takip kuruluna dönüştürüldü, yani Batı Çalışma, Mesut Yılmaz Başbakan olduğu dönemde ama şöyle söylüyorum benim gene şüphelerim var. Şimdi TİB Başkanlığı Milli Güvenlik Kurulu içerisinde lav edildi. Yani Ak Parti iktidar olduktan sonra Milli Güvenlik Kurulu içerisinde bu tür yani bazı yapılar iktidarın kontrolünden yani çıkmış veya birtakım bağımsız çalışmış, suç işlemiş birtakım yapılarla ilgili değişiklikler yapıldı MGK içerisinde, mesela TİB Başkanlığı kaldırıldı o zaman, ama bu başka bir birime aktarılıyor. Yani geçmişteki şimdi gördüğünüz zaman hiç ilgisi, alakası olmayan birime aktarıyor. Ama hukuken sorduğunuz zaman Batı Çalışma Grubu Mesut Yılmaz döneminde Başbakanlık takip kuruluna dönüştürüldü ve fiilen kaldırıldığı söyle… yani iddia edildi.”

Mahkeme Başkanı: “Cumhuriyet Çalışma Grubu diye bir grup biliyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet söyleyeceğim efendim.”Mahkeme Başkanı: “Anlatacaklarınızı tamamladıysanız onu sormak istiyorum.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim, şimdi bu Sayın Başkanım tabi mesela yani bu

benim tahminim 2010’da Emasya’ya bakın, Emasya protokolü 2010’da sonlandırılabildi. Şimdi bu ask… Mülki İdare Şurası 105 kişi, burada sahil güvenlik o zaman kaldırılmamıştı, komutanı var, jandarmanın yetkilileri var. Birçok emekli veya görevde vali, kaymakam var bu şura içerisinde. Bunların raporunu Ak Parti o zaman gizli bir şekilde şeye gönderdi Genelkurmay’a. Yani bu ve 5442 sayılı kanuna göre Emasya 13 yönden kanuna aykırı, bir protokol yapılmış, 13 yönden kanuna aykırı, 13 veya 14 maddeden aykırı. Bu bildirileri gönderildi, yalnız benim tabi bunu açıklanmadı, benim o zaman kamuoyuna açıklamıştım ben. Hatta Sayın Başbakanın bana kızdığını filan da duymuştum o süreç içerisinde, şuydu yani o dönemdeki siyasi iktidar bunu gönderiyor, işte artık protokoldür kaldıralım bunu, çünkü protokol dediğiniz şey tek tarafı bile kaldırabilirsiniz yani. Ama bu Güneydoğu’da Emasya terörle mücadeleye endekslenmiş. Yani şimdi şey onun için yani bunun kaldırılması o dönemde mümkün olamadı tahmin ediyorum. Çünkü 2003’te hemen böyle bir şey bildirilmişti, yani o Genelkurmay’dan tekrar görüşelim gibi bir teklif gelmiş, yani onların tabi ben duyduklarımı söylüyorum burada, muhakkak ki buna devlet yetkilileri daha şey cevap verebilir o süreçte görevde olanlar. Ve 2010 yılında Emasya kaldırıldı, Emasya protokolü. Yani Batı Çalışma Grubunun da o süreçte belki kaldırıldığını düşünebiliriz, buyurun efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Cumhuriyet Çalışma Grubu diye bir grup biliyor musunuz?”

14

Page 15: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:15

Tanık Bülent Orakoğlu: “Cumhuriyet Çalışma Grubu efendim işte şöyle tabi bakın ben emekli olduktan sonra 3 tane kitap yazdım Sayın Başkanım. Biri deşifreydi o süreçteki işte o Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir grubun PKK ile yaptığı görüşmeler, Nesim Maliki cinayeti ve Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasıyla ilgili yaptığımız faaliyetleri anlattığımız bir kitaptı. İkincisi Ankara’da gölge oyunları isimli bir kitaptı, bu kitapta bu Ergenekon türü yapıların nasıl oluştuğu şeklinde bir de biraz önce bahsettiğim yani birtakım devlet görevlilerine ve milletvekillerini partisinden istifa ettirmek amacıyla çeşitli vaatler veren bir yapıdan bahsetmiştim. Onunla ilgili yani bir kitaptı bu. Üçüncü de ihanet çemberiydi, ihanet çemberi isimli kitabımda da yani PKK’yı parantez içerisinde yöneten Türkler şeyi vardı. Orada çok ciddi biraz önce zaten bahsettim ana hatlarıyla orada PKK’nın nasıl kurulduğunu anlattım, yine 28 Şubat süreci içerisindeki PKK ile irtibata geçen bazı askerler ki onlardan bir iki tanesi tutuklandı şu anda, yani Batı Çalışma Grubuyla ilgili. Bunlar soruşturuluyor herhalde ben yani çünkü 9 klasör vermiştim, her klasörün içerisinde de yani bizim kendimize göre de yaptığımız birtakım bilgiler vardı. Şimdi Cumhuriyet Çalışma Grubu baktığınız zaman sanki yani burada yine Türkiye’yi darbe şartlarına götürmeye yönelik bir işte psikolojik harekatın uygulanması, yani yine işte şey var irtica var, efendime söyleyeyim şu andaki Ak Parti hükümetinin irticai faaliyetler içerisinde olduğu, mitinglerin işte düzenlendiği, çeşitli psikolojik harekatların yani bu ülkede biraz önce, yani Batı Çalışma Grubunun ilgili söylediğimiz şeyleri fişlemeler haricinde söyleyebiliriz, fişlemeleri de olabilir onu bilmediğim için söylemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Cumhuriyet Çalışma Grubu ne zaman kurulmuş, kimler kurmuş?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani onlarla ilgili fazla bilgim yok efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bilginiz yok.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Saatin 10:28 olduğu görüldü.Duruşmaya 15 dakika ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Selen Karaçalı, Av. Zeynep Küçük ve Av.

Hikmet Fırat Aslan’ın geldikleri görüldü,Huzurdaki yerlerine alındı.Mahkeme Başkanı: “Siz hangi tarihte, hangi tarihleri arasında Emniyet Müdürlüğü

İstihbarat Daire Başkanvekili olarak görev yaptınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “12 Mart 97 tarihinde göreve başladım 12 Mart 1997.”Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihe kadar görev yaptınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “4 ay sürdü Sayın Yargıcım, Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Ondan önce yine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbaratta bir göreviniz

var mıydı? Mesela en son herhalde 1994 yılına kadar Hatay Emniyet Müdürü olarak görev yapmışsınız ondan sonraki görev yerleriniz neresidir?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani. Önce Giresun İl Müdürüydüm oradan Hatay Emniyet Müdürü, oradan Niğde Emniyet Müdürü daha sonra İstihbarat Daire Başkanlığına atandım, oradan da işte Mamak Askeri Cezaevine bu (bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Niğde’den ne zaman geldiniz İstihbarata?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Niğde 93’ün sonuydu galiba Sayın Başkanım. Niğde yani Hatay

İlinde Niğde İline 93’ün sonunda geldim işte 97’nin Mart 12 Mart’ına kadar Niğde Emniyet Müdürüydüm.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu İstihbarat Daire Başkanlığında ne kadar görev yaptın, kaç ay, kaç yıl?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle tabi hep bu gündeme getirilen bir konu onu şöyle arz edeyim. Şimdi ben İstihbarat Daire Başkanı olmadan önce 3 ilde Emniyet Müdürlüğü

15

Page 16: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:16

yaptım. Daha öncede gene il müdürü olmadan önce birçok ilde de Terörle Mücadele ve İstihbarat Müdürlüklerde bulundum 11, 12 sene. Şimdi bu bizi biraz yıpratmak amacıyla gündeme.”

Mahkeme Başkanı: “Yok ben şu açıdan soruyorum görev yaptığınız yerleri izah eder misiniz öyle başlayalım.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam.”Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihler arasında nerede görev yaptınız daha derli toplu olur o

şekilde cevap verin?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam. Efendim ben önce ilk görev yerim İstanbul Toplum

Zabıtası idi. Yani İstanbul’da görevliydim o zaman bu çevik kuvvetin karşılığı toplum zabıtası vardı. Oradan İstanbul’da 8, 9 sene yani civarında kaldıktan sonra Diyarbakır Bismil İlçe Emniyet Amiri oldum. Oradan Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürlüğü görevini yürüttüm. Oradan Çanakkale Terör ve İstihbarat Müdürlüğüne ikisine birlikte baktım. Daha sonra Gelibolu Emniyet Müdürlüğü olmuştu İlçe Emniyet Müdürlüğü görevini yürüttüm oradan Hatay Terör ve İstihbarat Müdürlüğüne ikisine birden yine o şekilde bakmıştım. Oradan İstanbul İstihbarat Müdürlüğüne atandım. İstanbul İstihbarat Müdürlüğünden Giresun İl Emniyet Müdürlüğü biraz önce bahsettiğim gibi orada bir buçuk sene kadar kaldım oradan Hatay İl Emniyet Müdürlüğü orada da yaklaşık üç buçuk sene civarında daha sonra Niğde İl Emniyet Müdürlüğü 4 sene civarında sonra Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevine geldim Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Şimdi dava klasörleri arasında yer alan 74. klasörün 64. sayfasında Susurluk Kronolojisi diye bir kronoloji var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Burada tarihleri ve yaşanan olayları anlatılıyor. 28 Temmuz 1996

yılında Ömer Lütfü Topal tuzağa düşürülerek.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Öldürülmüş bu konuda bildikleriniz var mı yani siz görev yaptığınız

esnada bu konularda edindiğiniz bilgiler somut bilgiler nedir?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sayın Başkanım biraz önce kısaca söylemiştim bu

Susurluk kazası yani benim yaptığım çalışmalar ve analizlere göre bir kaza değil. Zaten onun üzerinde çok ciddi durmuştuk o süreçte. Yani ben şimdi Emniyet İstihbarat Başkanlığı görevinde kısa bir süre kaldım ama yani çok tecrübeli bir şekilde gelmiştik yani tabiri caizse iki, üç saat günde uyuyorduk, gündemi yakalayabilmek için o süreçte çok ciddi anlamda devletin içerisinde bir çatışma da gözüküyordu zaten bu bakımdan yani o süreçte çalıştık. Şimdi Susurluk kazası öncesinde yani birtakım olaylar mesela Susurluk kazası oldu, Susurluk kazasından sonra bir komisyon biliyor hepimiz bildiğimiz Susurluk komisyonu kuruldu. Bu komisyonda görev alan mesela bazı uzmanlar ve komisyon üyesi Bedrettin İnce Tahtacı şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Yine iki tane uzman biri Akman Akyürek’ti galiba biri Hakimdi tahmin ediyorum biri de bir MİT’çi yine onlarda böyle çeşitli trafik kazalarında hayatlarını kaybettiler yani şimdi bu aslında benim biraz önce söylemek istediğim devletin içerisindeki bir yapı 60, 70, 80 ve şu anda götürdüğümüz süreç içerisinde ciddi bir şekilde yani bu süreçte Türkiye’ye darbe şartlarına getirmeye çalışıyor, devamlı iktidarlar darbelerle bu ülkeden uzaklaştırıyorlar darbe şartları yapılırken toplumsal olaylar meydana geliyor, ben Susurluk’u çok önemsemiştim yani aslında Susurluk’ta mesela Devletin Milli İstihbarat Teşkilatı veya Genelkurmay arşivlerini bilgilerini açsalardı Susurluk’ta her şey aydınlanabilirdi. Susurluk belki de bu Ergenekon’u örttü. Yani öyle iddialar varda, baktığınız zaman Susurluk kazasına bilgi verilmeyerek çünkü bakın orada Susurluk Komisyon Başkanı Sayın Elkatmış’la biz birçok televizyon programına birlikte katıldık yani il dışına gittik geldik. Özel sohbetlerimiz olmuştu bu Susurluk’la ilgili yani Susurluk’ta bir devlet sırrı kapsamı şeyin önüne çıktık komisyon önüne çıktı. Komisyonları bugün mesela kurulan komisyonlar mecliste kurulan komisyonlar eksik çalışmak zorundalar yani hukuki alt

16

Page 17: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:17

yapıları yok, güçlü değiller komisyon olarak. Mesela o süreç içerisinde bazı generaller, askerler gel gelmeyeceğiz savıyla yani mesela Teoman Koman gelmedi tahmin ediyorum onu çağırdılar ondan sonra kimseyi de çağırmadılar. Şimdi komisyona gelen bir kişi aynı mahkemede gibi biraz önce yemin ettik, ifademizi verdik yani o şekilde eğer mahkemeye bilgi şeye komisyona bilgi vermezse Sayın Başkanım Meclis Araştırma Komisyonu yani bu komisyonların alt yapıları, hukuki yapıları güçlendirilmeli, yani bunlar soruşturma komisyonu haline getirilmeli çok önemli bir süreçten bahsediyorum. Şimdi Susurluk sürecinde şimdi benim mesela Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına başlatılmamam konusunda ben Sayın Mehmet Ağar’ın çok büyük bir direnciyle karşılaştım o süreç içerisinde. Yani kendisi işte o Susurluk’taki o çarpmadan mütevellit Sedat Bucak’la olan ilişkilerinden dolayı biraz şeydi sıkıntılıydı yani o süreçte. Ben Sayın Meral Akşener bu görevi teklif ettiği zaman İstihbarat Daire Başkanlığı görevini ben resmen yani burada Mehmet Ağar’ın mülki idaredeki ve polisteki kadrolarını biraz temizlemek ayıklamak göreviyle o süreç içerisinde göreve başlatılmıştım. Fakat ben Niğde Emniyet Müdürlüğü görevinden ayrıldım İstihbarat Daire Başkanlığı görevine başlamak üzere Ankara’da bir hafta bekletildim, benim kitaplarda hepsi detaylı yazıyor zaten. Bir hafta orada göreve başlatılmadım, aslında ben Sayın Ağar’ın benim atanmama karşı çıkacağını Akşener’e arz etmiştim yani İçişleri Bakanına. Yani bizim polislik anlayışlarımız stratejilerimiz falan farklı. Onlar bizi bu olayı aşacaklarını söylemişlerdi efendim yani şey olarak yani ama geldik ki, yani bu süreci aşamadılar bir hafta öyle bekledik yani daha sonra Emin Arslan’dı o dönemde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı o işte ayrıldı yani hatta bana Sayın Başkan şöyle bir şey söyledi, dedi ki; siz Mehmet Ağar’ın kızı o zaman vefat etmişti onunla ilgili bir geçmiş olsun dememişiniz dedi halbuki ben çekmiştim yani aradaki şey ayrı, bu ölüm kalım meseleleri ayrı bir şeydi. Yine ben Ağar’a gittim geçmiş olsun dedim ve ondan sonra göreve başlatıldım yani o süreç içerisinde. Tabi şimdi Susurluk diye dediğimiz olay basit bir olay değil efendim yani Susurluk olayı hepimizin bildiği gibi yani bu derin yapıların bilhassa polis teşkilatı içerisindeki birtakım eylemlerle ilgili iddiaları kapsıyor bunlar. Yani bunlarında tam olarak aydınlatıldığı söylenemez. Ancak şimdi ben bu ihanet çemberli isimli son kitabımı yazdığım zaman bunu bir televizyon kanalında biz yani masaya yatırdık orada birtakım iddialar vardı. Şimdi o şeyde şunu söylemiştik o zaman DGM’ler kalkmıştı yani bu derin yapılar sistemin boşluklarından faydalanıyorlar. Yani o zaman mesela diyelim ki A ilinde Diyarbakır’da işlenmiş bir cinayet İstanbul’da aynı merkez beyin tarafından işlenmiş bir cinayet e bunları ayrı ayrı Savcılar veya Mahkemeler soruşturuyor bunları birleştirecek, edecek bir şey idare yok o zaman yani bu özel DGM’ler kalkmış Özel Yetkili Savcılıklar kurulmamış. Onun için biz bunların yani bu Türkiye’deki bu bütün faili meçhul cinayetlerin devlet eliyle işlendiği iddia edilen veya devlet adına işlendiği iddia edilen cinayetlerin aydınlatılması için yani bir bütün bunları bir araya toplayacak bir sistem kurulması gerektiğini söylemiştik daha sonra Özel Yetkili Savcılar ve Mahkemeler burada kuruldu. Yani bu aslında çok eleştiriliyor ama şu anda eğer Türkiye’de mesela bakın bizim Niğde, Hatay’da çalıştığımız Kazım Çillioğlu Albay vardı Jandarma Alay Komutanı yani kendisi çok değerli bir alay komutanıydı. O mesela şeyde bizde ben orada İstihbarat ve Terörle Mücadele Müdürüydüm Hatay’da, daha İzmir’e gitti, İzmir’den Diyarbakır’a gitti Diyarbakır’dan Tunceli’ye gitti kendisi. Orada işte hepimizin bildiği gibi Özel Yetkili Mahkemeler şu anda kendisinin intihar etmediğini öldürüldüğünü yani ortaya çıkardılar veya çıkarmışlar. Yani bu bakımdan şimdi Türkiye yani bir şeyler var onu söylemeye çalışıyorum. Şimdi hiç kimse demesin ki, bu ülke güllük, gülistanlık bir ülke değil. Bu ülkede terör yaratılarak çeşitli şekillerde dış etkilerle birlikte bilinerek veya bilinmeyerek bilemiyorum ama yabancı ülkelerin burada çok ciddi anlamda operasyonları oluyor. Bunlar yani hangilerinde neler var mesela 12 Eylül öncesinde yani bunlar da sorgulanamıyor efendim. 12 Eylül olduğu zaman yani mesela birçok yabancı ülke ajanının da eylemlere karıştığı iddiaları var. Bunların bazı illerde mahkemeye verildi, bunlar ama henüz bir şeye derlenip toparlanamadı bunlar iddia kapsamında kalıyor. Yalnız ben 28 Şubat’la ilgili yani çok ciddi bilgi

17

Page 18: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:18

belge hem medyadan aldım topladım hem daha sonra o süreçten sonra bize birçok şey geldi bana yani, beni aradılar özel olarak. Ben onların hepsini ne varsa iddia olarak götürdüm 9 klasör halinde Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcılığına bu süreci soruşturan Savcılığa teslim ettim. Bunlar araştırılacak ve tahmin ediyorum efendim yani mesela bunlar ciddi araştırıldığı zaman şimdi bugün Türkiye’de Gladio’nun yani merkezi gibi gözüken bir Özel Harp mesela kuruluşu var. Özel Harbe baktığınız zaman şimdi orayı kuran ilk özel yani Seferberlik Tetkik Kurulu ve Özel Harbi kuran Kemal Yamak Paşa var, Kemal Yamak Paşa öldü. Yalnız o bu şeylerden kontra gerilla iddialarından çok ciddi anlamda rahatsız oldu çok kalın bir kitap yazdı. Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı olarak yani o EOKA çetecilerine karşı kullanıldığını belirtti. Yalnız orada bir iki şeyi vardı yani bu yani kendi kurduğu bir yapının kontra gerilla olarak adlandırılmasından ve suçlanmasından rahatsız olmuştur kitapta şöyle diyordu. Biz Özel Harbi Kururken bunu Amerika’daki Özel Harp yani o işte force ice force gibi Özel Harp şeylerinden seminerinden örnek aldık, gittik orada inceleme yaptık ondan sonra bazı arkadaşlar Amerika’daki Özel Harple ilgili çevirmeler yap… yani bu kitapta yazıyor kendisi gölgede kalan bizler, gölgeleşen bizler öyle bir kitabı var efendim. O kitapta çok ciddi anlamda anlatıyor hem Kıbrıs’ı anlatıyor Türk Mukavemet Teşkilatını ve Kontra gerilla tabir edilen Özel Harp Dairesinin yani oradaki faaliyetlerini yani ülkeye yararlı faaliyetler yaptı diyor orada ama şunu da söylüyor mesela musara talimatnamesi diye bir şey var efendim. Musara talimatnamesi bir talimat işte biraz önce bahsettiğimiz gibi anca musara talimatnamesinde yani Cumhurbaşkanına görev verildiği iddiaları var yani bir talimatname bunlar tamamen Amerika’daki Amerika’daki Özel Kuvvetlerden alınmış bir şey. Şimdi buradaki şey şu tabi, yani tercüme edilirken ben ölen komutanın yazdığı şeklinde söylemeye çalışıyorum tercüme edilirken yanlışlıklar yapılmış diyor kendisi yani tercüme edilirken. Birde şöyle bir sıkıntı oldu olmuş yani o Amerika bu talimatnameyi işkal edeceği yani şimdi Amerika gibi küresel güçler bunlar yani 50 yıl, 60 yıl sonrasını programlayabiliyorlar bunlar işgal edeceği ülkeler için bu talimatnameyi hazırlamışlar. Biz buna bakmadan diyor Sayın Paşa aldık diyor bu şeyi getirdik buraya ama diyor buraya sonradan şeye baktık öğrendik diyor bunu diyor, vazgeçtik bundan diyor ama yani vazgeçilip geçilmediği de belli değil. Yani benim burada söylemek istediğim şu, şimdi mesela devletin içerisinde devletin içerisinde öldürme kararlarını kim verebiliyor yani böyle bir şey olamaz hukuk devletlerinde yani hangi birim öldürme kararı veriyor, kim veriyor? Yani bunu verenler ferdi kişiler midir yoksa biraz önce bahsettiğim gibi 159, 169 kişilik bir yani PKK’ya lojistik destek sağlayan Kürt İşadamlarına yönelik bir listeden bahsediliyor. E bunu Milli Güvenlik Kuruluyla ilişkilendirenler var. Yani iddia olarak söylüyorum. Onun için yani efendim bunların bulunması lazım. Şimdi bakın mesela orada o biraz önce bahsettiğim DSP’li bakan yani listenin içerisine bir bakalım bu Türkiye, evet Kürt asıllı bir bakan ama.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan söz almadan konuştu: “DSP değil, SHP (bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “SHP, DSP galiba. Hayır, DSP diye biliyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tuncay Bey hatırlattık lütfen.”Sanık Ahmet Tuncay Özkan söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Karışmayın efendim yazılı soru hakkınız var sorarsınız. Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim. Yani şimdi bir bakan şimdi o listede olduğunu

öğreniyor ve bunu mahkeme açıyor devlet para veriyor Nahit Menteşe’nin şeyi üzerine dönemin İçişleri Bakanının, İçişleri Bakanı diyor ki; ben böyle bir listeyi Milli Güvenlik Kuruluna sundum diyor hani oradan Milli Güvenlik Kuruluna doğru şey gidiyor. Yani bu bakımdan bunların ortaya çıkarılması lazım geldiğini düşünüyorum zaten artık öyle bir sürece girildi ki efendim yani bunlar herhalde yani bu ülkenin yararına ortaya çıkacak. Yani bugün Milli Güvenlik Kurulu Anayasal bir kurul ama 28 Şubat süreci içerisinde Milli Güvenlik Kurulu her darbede o kadar bir güçlü haline

18

Page 19: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:19

geldi ki, Anayasal üstü bir kurum haline geldi. Yani Milli Güvenlik Kuruluna baktığınız zaman o bakımdan yani burada bir şey varsa Milli Güvenlik Kurulu içerisine kurumu kesinlikle yıpratmamak lazım ama Milli Güvenlik Kurulu içerisinde görev almış, sızmış birtakım çeteleşmiş yapılar varsa bunların da ortaya çıkarılması gerekir diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Siz görev yaptığınız süre içerisinde var olduğu iddia edilen Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt duydunuz mu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle hakikaten.”Mahkeme Başkanı: “Yani anlattıklarınız.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet şöyle şimdi ben şeyi duymadım yani o Ergenekon diye duymamıştık ama şimdi bizim o şeyde mesela Öcalan’la görüşen askerler meselesi vardı ya efendim. Şimdi şöyle bana bu Susurluk Komisyon Başkanı Sayın Elkatmış bu şu anda Ergenekon sanıklarından bir kişinin Ergenekon’la ilgili bir şey olduğunu söylemişti. Yani 97’de komisyona şeyden sonra bizim yani komisyon Susurluk kazasından sonra komisyon kuruluyor işte komisyonun son çalışma dönemlerinde yani Ergenekon örgütünden bahsedildiğini o zaman söylemişti. Yalnız biz şöyle bir çağrışım yapıldı. Şimdi biz bu Öcalan’la görüşen işte Sabri Ok o zaman Bursa Cezaevinde yatıyordu sözde örgütün Bursa Temsilcisiydi yani PKK terör örgütünün bununla şey arasındaki Öcalan arasındaki telefon konuşmalarını benden önce yani ben göreve başlamadan önce arkadaşlarımız zaten izliyorlardı. Benim başladığım dönemde de bu görüşmeler hızlandı. Yani bu Öcalan’la Sabri Ok arasındaki görüşmeler. Şimdi burada işte yani şu konuşuluyor; federatif bir yapının kurulması, köy koruculuğunun kaldırılması, efendim işte yine askerlerin siyasetin önünde aslında bir PKK sorunu çözümüyle ilgili bir şey var gibi gözüküyor ama yani orada bir federe devlet falan kurulmasından bahsedildiği için o süreç tabi yani şey yaparsınız Sayın Başkanım yani o süreçte böyle bir şeyde bulunmak konuşmak falan PKK terör örgütüyle direkt ilişkili olmak anlamına geliyor. Şimdi biz tabi çok şaşırdık hatta önce bu şeye alınınca, arkadaşlarımız bana getirmişlerdi. Biz de TEKOP deriz. Yani bizde gelişmiş teknik dinleme cihazları var, bu tamamen Mahkemelerden alınan yasal karar çerçevesinde yurtdışında bulunan terör örgütü liderlerinin dinlemesiyle ilgili yapılan kararlar. Orada başka terör örgütleri liderleri de dinleniyordu, şimdi burada bu konuşmalar olunca biz dedik ki acaba hani polisle o dönem Türk Silahlı Kuvvetlerinin arasını açmaya mı çalışıyor, bir psikolojik harekata mı maruz kalıyoruz. Çünkü orada birtakım askerlerden bahsediliyor, isimler veriliyor filan, fakat sonradan anladık ki yani böyle bir şey var, görüşme var ve bu görüşmeler de siyasi iktidarın bilgisi dışında yapılan görüşmeler. Zaten o süreç içerisinde Refah Yol iktidarını yok sayıyorlardı, yani Refah Yol iktidarı diye bir iktidar olmadığını düşünüyorlardı. Refah Yol iktidarıyla çalışan herkesi de çok ciddi anlamda hedef haline getirmişlerdi, o bakımdan biz o süreçte bu şeyi PKK Terör Örgütüyle ilgili birtakım şeyleri tespit ettik. Yani mesela Öcalan yakalandığı zaman 99’da yakalanıp efendim şeye getirildiği, işte DGM’de ilk sorgusu yapıldığı zaman Öcalan bu açıklamaları şey yapmış, yani bu hatta bizim görüştüğümüz dışında bir askeri heyetin dahi gidip orada iki üç albayın işte Avrupa sorumlusu o zamanki Kani Yılmaz’dı galiba onunla görüştüklerini. Devletin yeniden yapılandırılması konusunda birtakım konuşmalar yaptıklarını falan iddia ediyordu Öcalan, yani bu ilk şeyde DGM Savcılarına vermiş olduğu ifadede. Şimdi o süreç içerisinde tabi yani bizim faaliyet sahamız bunlar olmuştu Sayın Başkanım, bir de bu Alaattin Çakıcı’yı da tabi önemle burada anlatmak lazım.”

Mahkeme Başkanı: “O bir dosya sanığından bahsettiğiniz, ismini söyler misiniz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hangisi efendim?”Mahkeme Başkanı: “Bir burada yargılanan bir sanıktan bahsettiniz, görüştüğünüz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani Ümit Oğuztan mıydı acaba, yani o şeydeki değil mi

efendim? Susurluk komisyonuna, Ergenekon’dan bahseden.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şey Ümit Oğuztan diye hatırlıyorum, yani yanlış da olabilir.”

19

Page 20: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:20

Mahkeme Başkanı: “Bu dinlemeler sizin şahit olduğunuz dinlemeler nerede muhafaza ediliyor, yani Mahkeme kararına dayanarak dinlendiğini söylediniz. İşte o görüşmelerden bahsettiniz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim onların tabi arşivlerin hepsi vardır bunların.”Mahkeme Başkanı: “Nerede?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Emniyet İstihbarat arşivlerinde vardır.”Mahkeme Başkanı: “Emniyet arşivlerinde var diyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi, tabi.”Mahkeme Başkanı: “Hala orada mıdır?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani orada olması gerekir.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Çünkü şöyle Sayın Başkanım ben yani oradan ayrılırken bir tek

çöp dahi almadım, yani onu söylüyorum. Hiçbir şey almadım, zaten acele acele bizim şeyimiz atamamız yapılmıştı o süreçte, devamlı bir baskı vardı. Mesela bizim yargılandığımız Mahkeme sürecinde o dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri ki daha sonra Ergenekon’la ilgili gözaltına alındı, şu anda 28 Şubat’la ilgili tekrar gözaltına alındı. Erdal Şenel Paşa o dönemin Mahkeme Başkanı, Mahkeme üyeleri Mesut Kurşun ve Ahmet Karamanlı’ya, bize yani 72 yıl ceza verilmesi konusunda Çevik Bir’in emrini iletiyor önce, bunları fırçalıyor hatta. Daha sonra Askeri Yargıtay Başkanı Nur Pastal diye bir kişi vardı, onun yanında da yani aynı şeyi tekrarlıyor. Bunu Mahkeme üyeleri, yani hukuk, hukukçu üyeleri bunları zaten hem şeyde ifadelerinde herhalde alıyorlar, hem bunları medyada açıkladılar, yani iki, iki üç defa açıklamasını yaptılar bu işin. Daha sonra ben efendim şeyde kendi isteğimle 28 Şubat sürecinde çünkü ben Amerika’daydım o zaman böyle bir olay patlayınca medyaya çıktım. Benim devlet memuru olduğum için medyaya çıkmamam konusunda bana durmadan Ankara’dan şey geliyordu, Refah Yol hükümeti gitmişti, Mesut Yılmaz hükümeti iş başındaydı. Yani bizim medyaya bilgi vermememiz söyleniyordu ama bizim tabi kendimizi savunmak durumundaydık o bakımdan ben hemen o gelir gelmez Türkiye’de emekliliğimi istedim, 3 saatte emekli oldum. Yani en hızlı bir şekilde, şu anda daha bana ulaşılamadı. 3 saat içerisinde emekli oldum ve kendi hakkımızı, hukukumuzu savunmak üzere işte bu kitaplarımızı da yazdık. Yani ben burada mesela Hizbullah lideriyle yaptığımız görüşme, yani çok ciddi anlamda yaptığımız, birebir yaptığımız görüşmedir. O bakımdan mesela bu Uğur Mumcu’nun öldürülmesi meselesinde, yani Uğur suikastı meselesinde hep benim aklım Gladio tipi yapıya gidiyor. Yani oradaki, çünkü orada bulunan bir belgeyle Hizbullah’ın arşivinde bulunan bir belgeyle yani Uğur Mumcu suikastında bir İran işte yani İslam harekat veya Kudüs savaşları dediğimiz İran kaynaklı bir örgüt üzerinde durulmuştu bugüne kadar. Ama ben şimdi biraz önce söyledim ya efendim, yani Uğur Mumcu hakikaten araştırmacı bir gazeteci, yani o süreçte bunları konuşmak şeydi. Hatta bakın efendim, şöyle iddialar da var yani bununla ilgili, şimdi Uğur Mumcu’ya bir dosya geliyor, iddia bu tabi, Uğur Mumcu’ya bir dosya geli… Uğur Mumcu çok araştırmacı bir gazeteci, herhalde bu dosya içerisinde kendisinin araştırdığı konularla ilgili çok önemli şeyler var. Uğur Mumcu bakın Uğur Mumcu gibi bir gazeteci bunu heyecanlanıyor, şeyi arıyor, rahmetli Özal’ı arıyor, Cumhurbaşkanı o zaman. Özal’da Türkiye Cumhuriyetlerinde bulamıyor, sonradan Eşref Bitlis Paşaya dönüyor yani bunu telefonda yarım saat anlatıyor, iddialara göre söylüyorum yani ben, duyum yani bu. Yarım saat anlatıyor, anlattıktan sonra, belli bir müddet sonra Uğur Mumcu’nun şeyi arabası uçuyor, aradan belli bir müddet sonra Eşref Bitlis Paşa bir şeye suikasta kurban gidiyor. Arkadan da işte Özal yine yani ailesi şüpheli bir şekilde öldüğünü, yani zehirlendiğini iddia ediyorlar. Şimdi tabi baktığı… evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bahsettiğiniz dosyayı Uğur Mumcu’ya kim veriyor? Bir dosya verildiğinden bahsettiniz Uğur Mumcu’ya.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, yani işte o dosyayı getiren şüpheli bir şahıs yani belli değil. Yani CIA’den olduğunu filan söylüyorlar ama ben tahmin etmiyorum, yani bir ciddi bir dosya

20

Page 21: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:21

hatta Çetin Emeç’te de böyle bir iddia var. Çetin Emeç cinayetinde de böyle bir yani şey var, iddia var ama bunların hepsi tabi efendim, yani bunlar çok ciddi tetkik edilmesi gereken konular. Yani burada Türkiye’de de biraz önce söylediğim gibi uzun yıllardan beri aynı beynin, aynı iradenin, yani insanlar değişebilir zamanla yani bu işin terörist, terörist yönleri efendime söyleyeyim veya uygulayıcıları değişebilir ama yani bir sanki sistem Türkiye’yi devamlı karıştırıyor. Yani bu faili meçhul cinayetler işte bunlar gazetecilere yönelik oluyor, şimdi mesela son yıllarda işlenen cinayetler Türkiye’yi, Türkiye’yi kamplara bölmeye yönelik cinayetler gibi gözüküyor. Eskiden ortadan, mesela 12 Eylül cinayetlerinin hepsi ortadan kaldırmaya yöneliktir, yani sağcısı solcusu öyle bir şey yok. Ama baktığınız zaman son yıllardaki cinayetlerde iz kalıyor. Yani bir kişi cinayeti işliyor, hemen arkasından işte mesela Türk İslam sentezini ortaya atıyor veya öldürülen kişiler laik ve Atatürkçü olunca bu sefer bunları karşı taraf işledi, yani toplumda kamplaşmalar yaratacak, Türk Milletinin, Türk Devletinin birlik, beraberliğini bozmaya yönelik birtakım cinayetler olarak ortaya çıkıyor. O bakımdan bu cinayetlerde yani hakikaten içerdekiler kadar da dışarıdaki azmettiricilerin de aranması gerektiği, yani ben düşünüyorum. Ama bunlar tabi şu anda özel yetkili Savcılarımız bakın çok ciddi araştırıyorlar efendim. Mesela o demin Kazım Çillioğlu’nu söylemiştim albay, yani bunun mesela adam namaz kılıyor, yani namaz kılan bir insan intihar etmez, zaten sonradan çıktı ortaya da, yani bakın ne şeyler döndüğü iddia ediliyor oğlu falan işte araştırma yapmışlar, hepsini medyadan bunların öğreniliyor okunuyor. Bir bakımdan efendim yani bu bizim Türkiye’nin yakın geçmişinin, siyasi tarihinin çok irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani ben özel yetkili Savcıların, Mahkemelerin yani hakikaten bu konuda yani çok ciddi yol aldıkları da anlaşılıyor. Çünkü bakın mesela bu faili meçhullerle ilgili biraz ön… bu tabi sizin Mahkemenin konusu mu bilmiyorum ama özel yetkili İstanbul’da bir bu faili meçhulleri araştıran bir özel yetkili Savcı var. Yani inşallah bunlar tabi 28 Şubat sürecindeki, eğer bu şey devam ederse, operasyonlar o süreçle de birleştiğinde bazı şeyler çıkar diye düşünüyorum efendim. Çünkü orada mesela 28 Şubat süreci içerisinde Kontra Gerilla dediğimiz özel harbin bir bölümü, bunlar eğitim aldılar. O süreçte MİT içerisindeki bazı unsurlar da, yani o yıllar içerisinde aynı özel savaş eğitimini MİT’in içerisindeki bazı kişiler de aldılar. O bakımdan mesela baktığımız zaman Ergenekon’la ilgili gelişmelerde yani MİT’e doğru dürüst girilemedi, polis yok zaten şeyde baktığınız zaman, polise girilemedi. Yani birçok daha girilemeyen unsurlar var burada, yani şeye yani bu Ergenekon tipi, Gladio tipi yapılara baktığınız zaman bunların geçmiş İtalya’da örgütlendikleri yerler açısından söylüyorum, bir kere ciddi anlamda yargı içerisinde bir şey var yani orada. Çok ciddi anlamda yargı içerisinde örgütleniyorlar, işte tabi oradaki silahlı kuvvetler farklı, orada istihbaratta, emniyette efendime söyleyeyim çok çeşitli devlet birimlerinde şeyleri var, toplumun her kesiminde var. Onun için tabi oradaki işi kurtaran bu yüksek yargı konseyi oluyor. Yani orada da Savcılar çok ciddi anlamda şeylere maruz kalıyorlar, birtakım psikolojik harekatlara maruz kalıyorlar ama yani o, oradaki sistem, daha hukuk sistemi daha bir oturmuş sistem olduğu anlaşılıyor efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Hala Ergenekon Terör Örgütü olup olmadığı konusunda bir iddia var, yargılama devam ediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Onu hatırlatayım, bu Türk İntikam Tugayı diye bir şey duydunuz mu,

oluşum?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim bu tabi benim şöyle bizim emniyette çalıştığımız,

yani İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde mesela yani daha emniyet müdürlüğü yaptığım süreçlerde bu TİT yazısı, Türk İntikam Tugayı yazısı birçok Güneydoğu’da, çeşitli illerde vardı yani TİT olarak. Ama bu bir efsane gibi düşünülüyordu o zaman yani, tam işin arka perdesi bilinemiyordu. Güneydoğu’da da çoktu TİT olarak yani böyle kırmızı şeylerle yazılıyordu. Biz onları o dönemde araştırmıştık, bazı ipuçları yani bütün emniyet müdürleri zaten yani araştırıyordu. Mesela benim istihbaratta 4 ay kalmam hep şey yapılır, halbuki biz yıllarca

21

Page 22: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:22

istihbarat şube müdürlüğü yaptık, terörle mücadele müdürlüğü yaptık yani çeşitli illerde. Şimdi bizi böyle etkisizleştirmek amacıyla veya işte birtakım iddialar ortaya, 3 ay kalmış falan gibi 4 ay kalmış. Şimdi biz tabi oraya şeyden gelmedik, bakın şunu da Sayın Başkanım söyleyeyim, emniyet müdürleri üçlü kararnameyle atanıyor, bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı, daire başkanları yalnız bakanın onayıyla atanıyor. Yani ben vekil olarak İstihbarat Daire Başkanlığı vekili olmamın sebebi Sayın Cumhurbaşkanı Demirel beni şeyden almamıştı, Niğde Emniyet Müdürlüğü görevinden askerlerin baskısıyla. Onun için biz vekil olarak atanmıştık, yani şu anda bir emniyet İçişleri Bakanı herhangi bir daire başkanını tek imzayla atama yapabilir. Orada mesela Sayın Bakan imzalamış olmasına rağmen dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan o dönemde ki Emasya protokolünü Çetin Doğan’la karşılıklı yani Genelkurmay adına Çetin Doğan imzalamıştır. İçişleri bakanının adına da Teoman Ünüsan imzalamıştır. Benim atamamı paraf etmemişti, yani daha sonra ben oraya göreve başladıktan sonra etti. Yani İçişleri bakanı imzalamış olmasına rağmen. Şimdi tabi bu süreçle ilgili Susurluk sürecinin çok ciddi anlamda belki 28 Şubat sorgulamasından aydınlatılabileceği düşüncesine de sahibim. Yani onunla ilgili birtakım bilgilerimizi, donelerimizi, iddialarımız verdik yani Sayın Savcılara, çünkü bu sürecin aydınlatılmasını ben önemsiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani bu süreç 28 Şubat’a yani Türkiye bakın mesela 80,

90’da bir darbe olabilirdi Sayın Başkanım, yani çünkü baktığınız zaman korkunç yani Türkiye’yi darbeye götürecek bir terör dalgasıyla, fırtınasıyla Türkiye karşı karşıya, yani 93’te mesela Eşref Bitlis Paşanın uçağı düştü veya düşürüldü bilemiyoruz. Şu anda soruşturuluyor, bu bakımdan yani bu 90’lı yıllarda bilhassa, bu 2001’e kadar olan süreç içerisindeki siyasi cinayetlerin çok ciddi anlamda araştırılması çünkü bu siyasi cinayetlerin hepsinde Türkiye’de laik, anti laik çatışması.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani hep olmuştur mesela sağ sol, laik anti laik, efendime

söyleyeyim işte alevi, Sünni, yani bunlar Türkiye’yi kamplara bölerek Türkiye’nin birlik, beraberliğini bozmaya yönelik cinayetler gibi gözüküyor ve arkada iz bırakıldı son cinayetlerde. Mesela Danıştay cinayetinde de böyle bir şey oldu, iz yani slogan attığı iddia edildi devletin üst yetkilileri tarafından, sonradan Mahkemede böyle bir slogan atılmadığı iddia edildi. Bu bakımdan bu cinayetlere baktığınız zaman yani Milli Güvenlik Siyaset belgesi konseptiyle sanki o, onun altını doldurmak üzere yapılmış bir şey gibi geliyor. Ama bunların tabi araştırılıp ciddi şekilde bulunması gerekir diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, İbrahim Şahin’i tanıyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “İbrahim Şahin’le hiç görüşmedik diye hatırlıyorum ama

bilemiyorum. Ben çünkü geldiğimde İbrahim Şahin İstihbarat Daire Başkanı olduğumda Behçet Oktay vardı. İbrahim Şahin aranıyordu benim yani başladığım süreçte, yani tabi medyadan tanıyorum ama özel görüşmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, Encümeni Danişten bahsettiniz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Nedir Encümeni Daniş, kimlerden oluşur, ne zaman kurulmuştur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Encümeni Daniş 1840’lı yıllarda Sayın Başkanım kurulmuş

bir şey, bir şey yani bu Encümeni Daniş o dönemlerde bir danışman meclisi gibi bir şey, yani belli bir hukuki statüsü olan bir şey. Daha sonra bu Encümeni Daniş Türkiye’de hiçbir şekilde bilinmedi yani bu son mesela ben Encümeni Danişi bazı kişiler bilmiyordu. Bu Ergenekon soruşturmalarıyla birlikte Encümeni Daniş ortaya çıktı. Şimdi ben biraz önce de size Encümeni Daniş ile ilgili o şeyi söyledim. Yani şimdi Sayın Karaduman’ın açıklamaları çok ilginç yani enteresan bir açıklama, evet yani birtakım, bir sivil toplum kuruluşu olarak, bir dernek olarak şey yapabilirsiniz yani, Türkiye’nin meseleleri üzerinde açıklama yapabilirsiniz. Ama kendilerine

22

Page 23: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:23

böyle bir yakıştırma yapıldığı için, yani mesela birçok iddialar var, ben bunu söylemiyorum bile bakın, ama bazı mesela arkadaşlar iddia ediyorlar. Encümeni Daniş Ergenekon’un üstünde bir kuruluştur gibi iddialar var. Onun için yani orada kalkıp da Sayın Karaduman’ın bu şekilde yani böyle bir, bu şey suçlanırken bu tür bir açıklama yapması da şey geldi bana yani bilemiyorum, biraz düşündürücü geldi, çünk…”

Mahkeme Başkanı: “Bu Encümeni Daniş kimlerden oluşur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi ben şöyle, benim fikrim olarak Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Kimler vardır?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Benim fikrim olarak Encümeni Danişin içinde bulunan herkesin

direkt böyle bir derin yapıyla irtibatlı olduğunu düşünmüyorum ben. Oradaki bazı insanlar hakikaten oraya şey için girmiş olabilirler, yani işte üst düzey bürokrasi bir derneği gibi filan düşünerek girmiş olabilirler. Ama orada belki de yani hep söylüyorum, iddia olarak söylüyorum orada belki de hakikaten bu yapının üstünde bir yapı çıkması da muhtemeldir yani.”

Mahkeme Başkanı: “Bu görev yaptığınız süre içerisinde herhangi bir dava açıldı mı veya soruşturma açıldı mı hakkınızda?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Benimle ilgili mi?”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani tabi, yani açılmıştır efendim, yani şöyleydi yani.Mahkeme Başkanı: "Niçin açıldı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Memurların şikayetleri üzerine açılmıştı.”Mahkeme Başkanı: “Anlatır mısınız niçin açıldığını?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani mesela işte efendim bazı personel bizim kendilerine çok ciddi anlamda baskı yaptığımızı iddia ettiler, efendime, yani hangi şeyi, çok yani onun için yani böyle bir şey değil bu yani, bir benimle ilgili şikayette bulundular. Polis müfettişleri geldi, baktılar bunları bıraktılar, yalnız Niğde’de bir polis memuru vardı, o benimle ilgili böyle yani Emniyet Müdürlüğü yaptığım süre içerisinde birtakım işte oradaki yani görevlerimle ilgili tenkitlerle bulunmuştu kendisi, yani biz bunu bir o polis memurunu şeyde bir suç örgütü içerisinde faaliyetleri vardı yerini değiştirmiştik o beni şikayet etti, dava açtı Yargıtay’a falan bunların hepsi beraatla sonuçlandı, yani bu bu tür şeyler efendim başka bir şey yok.”

Mahkeme Başkanı: “Beyanlarınıza ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok efendim sorunuz varsa cevap veririm.”Mahkeme Başkanı: “Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391.

klasörün dizi 73 ile 75 sayfaları arasında yer alan ve 28 Şubat 2008 tarihinde vermiş olduğunuz bir ifadeniz var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Savcılık ifadeniz o ifadenizi okuyorum.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 75’teki ifadesinin 1. paragrafının bir kısmı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani Nisan veya Mayıs yani Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi tam çıkaramıyorum.”Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 75’teki ifadesinin 1. paragrafının kalan kısmı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır.”

23

Page 24: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:24

Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile 75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 75’teki ifadesinin 2. paragrafı ile 3. paragrafının bir kısmı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Psikolojik harekatlar. Evet.”Mahkeme Başkanı: “Nedir onlar?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim ben orada o süreçte böyle bir olay çıkınca hani biz

polis vazife salahiyet kanunun 47. maddesine göre görev yapmıştık o süreçte. Yani bizim görev yapmadığımızı iddia ettikleri için hani o cunta o dönemde bize çeşitli şekillerde işte köstebek biraz önce söylemiştim, vatan haini, CIA ajanı gibi itibarsızlaştıracak, psikolojik harekatlar bunların hepsi şu anda gözaltında yani bunlar bunlar yapılıyordu bazı medya ile birlikte. Şimdi bazı gazeteciler beni aradılar yani o süreçte. Hatta tahmin ediyorum bir gazetede bizim idam sehpasında falan resmimizde çıkmış ben dışarıdaydım onu bulamadım yalnız ben Türkiye’ye gelince bütün hakkımda yazılanları bütün gazete kupürlerini, başlıklarını hepsini tek tek temin etmiştim. Daha o Savcılara bu şeyi verene kadar da hepsini 28 Şubat’la ilgili bütün yazışmaları, konuşmaları hepsini almıştım. Şimdi o, o süreç içerisinde tabi ben şeye çıkmak zorunda kaldım yani bizi savunacak, edecek hükümet olmadığı için arkamızda gelen Sayın Mesut Yılmaz’da şöyle bir şey söyledi, dedi ki ya gidecek ya gidecek benim için. Ya gelecek pardon ya gelecek yani Amerika’dan sanki ben dönmüyormuşum gibi böyle bir hava yarattı Sayın Başbakan. Ki, ben bu olayı haber alır almaz hemen televizyonlara çıkmıştım ve ilk o zaman Amerika’dan böyle çok sık yoktu şey efendim yani üç, iki günde veya üç günde bir şey vardı ilk uçağa yer ayırttım ben zaten o zamana kadarda medyaya çıkıyordum. Ama tabi o dönemde bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının böyle bir cunta ağzıyla konuşması çok ağrıma gitmişti. Yani.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bunlar sizin görüşleriniz, yorumlarınız yani.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet tabi evet.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hakikaten ağrıma gitmişti sonra Sayın Mesut Yılmaz’la ilk defa

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu Türkbank skandalı ile düştü Amerika’daydı kendiside yani o düştüğü zaman ve aklanamadı yani zamanaşımı dolayısıyla beraat etti. Bu bakımdan şimdi yani o süreç hakikaten çok büyük acı ben kendimi anlatmak için söylemiyorum o süreç Türkiye’ye çok büyük acılar yaşatmıştır. Yani kimisine bakın geçen bir milletvekili çıktı 500 milyar Dolardan bahsediyor. Yani Türkiye’nin hortumlanan parasından bahsediyor 500 milyar Dolar. Şimdi o bakımdan Türkiye’nin ekonomik olarak dize çöktürülmesi sağlanmıştır, Türkiye’nin 28 Şubat’la Ortadoğu’ya kapatılması sağlanmıştır, Ortadoğu bölgesinde Türkiye içine kapatılmıştır. Yani Dünya’da yeni gelişmeler olurken Ortadoğu’da yeni güç dengeleri kurulurken oradaki o dönemin Genelkurmay Başkanı Sayın Karadayı gerekirse silah kullanırız demiştir. Kime karşı kullanacak? İşte irticai unsurlara karşı yani böyle bir hayal yaratılan, hayalden yaratılan birtakım şeyler getirilip sanki bir karşıda düşman varmış gibi yani gündeme getirilmiştir o süreçte. O bakımdan yani bu söylediklerimin hepsi budur. Sayın Yılmaz’la ilgili, Sayın Demirel’le ilgili biraz önce söylemiştim. Sayın Demirel’de yani burada bir Cumhurbaşkanı olarak herkesin Cumhurbaşkanıdır Sayın Demirel yani burada Emniyet İstihbar… yani kendisi hep şey yapmıştır yani Uganda’da, Mozambik’te darbeler oluyor, MİT haber veriyor bize haber vermedi demiştir, bizim böyle bir görevimiz yoktur ama biz aldığımız bir belgeyi hiyerarşik sıra içerisinde devletin kademelerine ilettik. Ben Ankara şimdi bu şeyden beraat ettim tabi yani bu Askeri Mahkemeden yalnız Askeri Mahkeme bizi bir şeyden dolayı bu elde edilen belgenin işte dışarıda kullanılmasından dolayı Ankara 2 Nolu DGM’ye havale etmişti. Şimdi Sayın Başkanım ben 30 yıl bu ülkeye hizmet ettim. Şimdi orada gittim 2 Nolu DGM’de bir birinci sanık Öcalan, ikinci sanık Bülent Orakoğlu, suç nevi aynı bunun kitapları böyle bir şey olabilir mi? Biz asker ve polis bir aileden geliyoruz yani o süreçteki sıkıntılar çok büyüktü. 2 Nolu DGM’nin verdiği karar şuydu; Bülent Orakoğlu polis vazifesi salahiyet kanunun ek 7. maddesine göre kanunda yazılı görevleri

24

Page 25: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:25

yerine getirmiştir, zaten ilk gelirken söylediğimiz şey buydu, tabi şu anda mesela 28 Şubat’la ilgili kararlarla ilgili tahmin ediyorum mahkeme bir şeye de girecektir. Yani çünkü orada verilmiş olan birtakım insanların çok ciddi anlamda özlük hakları ve kişisel hakları hep zedelenmiştir, ellerinden alınmıştır 28 Şubat sürecinde 2000’e yakın Asker hiçbir surette araştırma yapılmadan böyle birtakım direkt yani ne diyelim fişlemeye yetkili olmayan kişiler tarafından irticacıdır, karısı başörtülüdür falan gibi fişlenmiş ordudan atılmıştır. Bunların hepsine hepsine şu anda rütbeleri yani iade edilerek emekli edilmiştir mesela bizi beraat ettiren Karamanlı o dönemde beni tevkif eden de oydu, yani o süreçte ilk tevkif ettiğim kişi de kendisiydi. Sonra beraat ettim bunu da oradan atmışlar yani daha sonradan öğrendik. Onu da mesela binbaşıydı herhalde o süreçte albay olarak görevi iade ettiler. Şimdi Sayın Başkanım tevkif olurken bu şeyden mesela beni bir hafta sonra tevkif ettiler ben Amerika’dayken haber almıştım bizi gelir gelmez havaalanında tutuklayacaklardı o süreçte biz tabi daha sonra askeri mahkemeye çağrıldık. Beni tevkif edilirken şunu söylemiştim yani bak siz emir komuta zinciri içerisinde bizi tevkif ediyorsunuz. Burada biz polis vazifesi salahiyet kanununun şimdi iki yani hakimde burada ol hayatta oldukları için söylüyorum polis vazifesi salahiyet kanunun ek 7. maddesine görev yaptık biz hain değiliz ama size emir verenleri incelemek gerekir demiştim. Biz dedi bunu yazamayız bize emir veren o zaman ki, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya yani Deniz Kuvvetleri Askeri Mahkemesinde yargılandığımız için buydu dediler, yani hakikaten o süreçte çok acılar çektik biz polis ve asker bir aileden geldiğimiz için yani benimle ilgili şeyler hiç önemli değildi ama size yani hiç ilgi olmadığı halde vatan yani bir emir veriliyor bir psikolojik harekat merkezi var Sayın Başkanım bu psikolojik harekat merkezinde yıpratılması istenilen isimlerle ilgili klişeler hazırlanıyor, medyaya veriliyor medya bunları yazıyor. Şimdi ben mesela şöyle söyleyeyim cezaevinde Mamak Askeri Cezaevinde yatarken iki tane büyük gazeteci isimlerini vermiştim ama burada da isterseniz veririm. Bunlar Güven Erkaya ile MGK içerisindeki konuşmaları alan, konuşmaları yazan, MGK içerisindeki işte bizi suçlayıcı birtakım röportajlar yaptılar. Biri Hürriyet Gazetesinde, biri Milliyet Gazetesindeydi bir hafta sürdü bu röportajı okuyanların hepsi yani bizimle ilgili çok ciddi böyle bir suçlu şeyine girdi insanlar yani insanların algısı değiştirilmek istendi. Şimdi bir kere Milli Güvenlik Kurulu içinde yapılan bütün konuşmalar Anayasaya göre gizlidir. Yani bunu mesela bir gazeteci oturdu Deniz Kuvvetleri Komutanıyla birlikte burada şu konuşuldu, bu konuşuldu şimdi bakın birde efendim yani şöyle bir şey var olmuştu o süreçte. Masada unutulan casusluk notu, yani o bunların içinde de aldı sözde Milli Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener masada bir not unutuyor. Bu notta benim bütün askeri birlikleri komutanları, Milli İstihbarat Teşkilatını takibe aldığım iddia ediliyor o notta. Sözde ben böyle bir not vermişim işte şu tarihte MİT’e şu girdi çıktı veya Genelkurmaya şu tarihte şu komutan girdi çıktı falan gibi böyle bir nottan bahsediliyor. Bunu yazdı bu gazeteci arkadaşlar şimdi Milli Güvenlik Kurulu toplantıları o süreçte yapılan toplantı Cumhurbaşkanlığında yapılmıştır yani o süreç o bizim söyledikleri toplantı. Yani biz sorduk mahkemede de yani böyle bir belge nereden çıkmış? Yani uydurulmuş bir belge koymuşlar oraya ve bunu o gazeteci arkadaşlar ki, benim en çok üzüldüğüm konu budur, bugün Türkiye’de bazı köşe yazarları o süreç içerisinde darbelere önayak olmuşlardır, darbecilerle beraber hareket etmişlerdir ama şu anda millete etik dersi veriyorlar. Ya yani onun için yani burada bakın 28 Şubat sürecini şöyle önemsiyorum ben hiç kimse tutuklansın, tutuklanmasın demiyorum ama bu darbe süreçlerinde bundan sonra hiç kimse kullanılmasın, Türkiye’yi darbe şartlarına yani eğer bir iktidarı beğenmiyorsa, iktidarı düşürmenin yolu bellidir efendim yani oy seçim gelir, oy vermesiniz olur biter iktidar ama iktidarı düşürmek için birtakım böyle psikolojik harekatlar, terörü terör kullanılması falan gibi yollara girilirse bunlar sıkıntı yaratır.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Onun için yani o süreçte tabi ben ben insan olarak isterim bu

gazeteciler hesap versin, hem kendim için isterim hem devlet için isterim bir daha olmasın diye.”

25

Page 26: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:26

Mahkeme Başkanı: “Evet. Psikolojik harekat merkezinden bahsediyorsunuz nedir?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efenim şimdi orada bir yani bu Batı Çalışma Grubuyla birlikte

çalışan ben yani benimle ilgili 60’a yakın gazeteci, köşe yazarı bu dediğimiz itibarsızlaştıracak kelimelerle bize saldırdılar ben onların hepsini bir kısmı işini kaybetme korkusu, bir kısmı belki ideolojisi vardır ama ben bizzat Batı Çalışma Grubuyla o psikolojik harekat içerisinde birebir çalışan gazetecileri bahsediyorum onlar tabi şeyde belli zaten herhalde tahmin ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Çünkü yani 28 Şubat soruşturmasını yürüten Savcıların elinde

yani şey yağıyor şu anda hem devlet, hem Genelkurmaydan, hem Milli İstihbarat Teşkilatından çok önemli bilgiler, belgeler buraya gidiyor biliyorum. Yani bu süreç tabi eğer böyle arşivler açılırsa yani ki, bu süreçlerde çok ciddi hızlanmalar olur diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 75’teki ifadesinin 3. paragrafının bir kısmı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 75’teki ifadesinin 3. paragrafının kalan kısmı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Göndermiştir efendim Zekeriya Öz’dü galiba.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O zaman ona faks çekmişti ona şey yaparsanız uygun görürseniz

size de şey yapayım göndereyim.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 74’teki ifadesinin 1. paragrafı okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihte emekli olmuştunuz hatırlıyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şeyler varda efendim çok üzün süre geçti yani ben şeyden

Amerika’dan döndüm yani işte Haziran’dı galiba.”Mahkeme Başkanı: “97 yılında.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Geldim evet hemen şeyde İstanbul’dan Ankara’ya geçtim Genel

Müdürlüğe gittim yani 3 saatte emekli oldum.”Mahkeme Başkanı: “97 yılının Haziran ayında olabilir diyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “97 yılının Haziran ayı evet.”Tanığa Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosya klasörlerinden 391. klasörün dizi 73 ile

75. sayfaları arasında yer alan 28.02.2008 tarihli Savcılıkta verdiği ifadesinin dizi 74’teki ifadesinin 2, 3 ve 4. paragrafları ile dizi 73’teki ifadesi okundu soruldu.

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet efendim, doğru yani bunlar.”Mahkeme Başkanı: “İlave edeceğiniz başka bir şey yok.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle bir şey daha arz edeyim efendim bu PKK ile ilgili olarak

şimdi bu PKK Terör Örgütü lideriyle ilgili geçmişte yine bir iddia ortaya atıldı. Şimdi bu faili meçhulleri araştırma, ilk kurulan mecliste Başkanı Sadık Avundukluoğlu Sayın, o şöyle bir iddia atmıştı, biz Abdullah Öcalan’ı yanlış bir maddeden yargıladık Türkiye’de. O zamanki TCK 125, işte Türkiye toprakları üzerinde başka bir devlet kurma gibi bir maddeydi bu. Bir lider yarattık, yani ayrılıkçı bir örgüt lideri yarattık, aslında o süreç içerisinde PKK Terör Örgütünün uyuşturucuyla yani çok ciddi bağlantıları zaten var ve bunlar da tespit edilmişti. Eğer o dönemde TCK 149’dan yargılasaydık yine organize bir şekilde örgüt kurarak uyuşturucu kaçakçılığı ve

26

Page 27: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:27

öldürmenin cezası idamdı demişti Sadık Avundukluoğlu, şimdi bunu söyledi hatta bu bir, bir iki televizyon bu Ali Kırca’nın programına filan da katılmış bu kişi. Daha sonra bir, bir profesör bunu arıyor, Sadık Avundukluoğlu’nu, diyor ki bak, yani tehdit ediyor. Bir daha diyor televizyonlara diyor çıkmayacaksın, kim beni tehdit ediyor diyor Sadık Avundukluoğlu, yani o malum şeyler işte orada birtakım askerleri söylüyor şey olarak. Şimdi tabi bu da bakın bu da PKK konusunda önemli bir şey yani. Şimdi demek ki yani PKK Terör Örgütünün ayrılıkçı bir yani Türkiye içerisinde Türkiye’de o 4 ülkeden, hani PKK Terör Örgütü kurulurken Irak, Suriye, Türkiye ve İran’dan Birleşik Kürdistan kurulmak üzere kurulduğunu ortaya çıkartıyor. Ve bu süreçte de kolluk, yani biraz önce verdiğim ilk başlangıçta verdiğim misallerden anlaşılacağına göre bir güç bu örgütü koruyor. Yani ayrılıkçı bir mesela bu terör örgütünü ayrılıkçı bir lider haline getiriyor. Öbür türlü bir uyuşturucu kaçakçısı olacak, dünyada hiç kimse belki de böyle bir şey belki de değil kesinlikle uyuşturucu kaçakçılığı yapmış, ondan dolayı ceza almış bir lideri de savunmayacak. Yani kendi elimizle bir lider yarattık meselesi vardı onu da arz edeyim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Diğer söylediklerimin hepsine katılıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Evet, PKK’nın kuruluşu konusunda herhangi bir bilginiz var mı? Nasıl

kurulmuş yani siz istihbaratta görev yapmışsınız seneler önce.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sayın Başkanım tabi benim bilgim var da, bunlar tabi ispat

edilmesi gereken konular, yani bunları anlatırken buradaki şeye de ters düşmeyeyim diye bunlardan bahsetmedim. Şimdi PKK Terör Örgütü kurulurken biraz önce bahsetmiştim, yani bizdeki terör örgütlerinin kuruluşu iç dinamiklerden olur veya işte dediğim gibi kendi iç dinamiklerinden olur veya birtakım derin devletler veya istihbarat birimleri bu soğuk savaş konseptini yani 2 kutuplu dünyadaki bir şeydir bu. Yani soğuk savaş döneminin soğuk savaş stratejisidir, yani siz mesela kendi ülkenizde de böyle bir şey kurabilirsiniz, başka ülkede de kurup orada şey de yaratabilirsiniz. Şimdi PKK Terör Örgütünün kuruluşuyla ilgili ben şöyle bir şeye sahibim yani çalışma yapmıştım, yani bu konuda PKK Terör Örgütünü kuranlar Amerika derin devleti, İngiliz derin devleti ve Türk derin devletidir. Yani bizim tespitlerimize göre, çünkü bu, bu süreç içerisinde mesela PKK’yı MİT kurdurdu meselesi bana göre yanlıştır, şöyle yanlıştır. PKK’yı MİT’in içine sızmış biraz önce bahs… derin devlet hüviyetini kazanmış yani Milli İstihbarat Teşkilatının kurumsal (bir kelime anlaşılamadı) dışına çıkmış ama deşifre edilemediği için orada kalmış, MİT gibi gözüken ve diğer şekilde derin devlet yapıları içerisinde PKK bu şekilde kurduruldu, diğer derin devletler konsorsiyumu ile birlikte. Şimdi bunu neden anlıyoruz Sayın Başkanım, PKK Terör Örgütü kurul… yani Apocular adıyla kuruldu. İlk kurulduğu süreç içerisinde çok yani 300’ün üzerinde belki daha fazla hep sol, sol, sol kişiler öldürdü. Yani aşırı sol veya sol, solcu olan kişiler, hiçbir surette PKK Terör Örgütü 78 yılına kadar devletin güvenlik birimlerine saldırmadı. Devamlı yani hedefi soldu, mesela o dönemde Perinçek grubuyla veya diğer sol gruplarla da ciddi şeyleri olmuştu, çatışmaları olmuştu o süreç içerisinde zaten Kürdistan devrimcileri veya Apocular şeyiyle adlandırılıyordu. Yani biraz önce benim vermiş olduğum Abdullah Öcalan’ın hem solda, hem sağda yani en son Kürt hareketinin başına getiriliyor. Yani bir yetiştirilme şeyi var, mesela o İmran Öktem’in cenazesinde muhafazakar gruplar arasında, işte Şafak bildirisini dağıtırken sol gruplar arasında, tabi buna, yani bu son yazdığım ihanet çemberi isimli kitapta Bursa’da şeyini yapmıştım, kitabın tanıtımını yapmıştım. O dev genç, yani baya kalabalık bir grup, yine işte bu ayrılıkçı Kürt hareketinin bazı liderleri beni protesto etmek için gelmişlerdi. Çünkü biraz önce okudunuz orada, Baki Tuğ’un yani vermiş olduğu röpor… tabi bu röportaj bir şey değil, biz onu bir şey olarak verdik yani kafalarda böyle bir şey olsun, insanlar yani mesela birkaç misali bir tek başına bu bir şey teşkil etmez. Ama mesela o fikir işte NATO’nun o önemli bir merkezinde Öcalan’ın önce orada bulunması, İmran Öktem’in cenazesine katılması gibi bunların hepsi birbirine, bir araya geldiği zaman böyle bir şeye ortaya çıkartıyor efendim yani o bakımdan PKK bu şekilde kuruldu, daha sonra PKK mesela bakın 12

27

Page 28: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:28

Eylül darbesinde bütün dev… yani çok ciddi örgütler vardı bu ülkede, sağ, sol, bölücü örgütler, bunların hepsi darbe yedi. 12 Eylül’den güçlenerek çıkan tek örgüt PKK’dır, 12 Eylül darbesinden önce PKK’nın militanları belirli bir şekilde Suriye’ye kaçırıldılar, Beka kampına götürüldüler. O bakımdan yani Türkiye üzerinde, yani ben hatta bakın burada tabi söyle… yani şöyle bir şey, bizim bir, benim bir yardımcım yani bu tabi şöyle bir iddiada bulunmuştu bana, ya bu PKK üzerinden PKK’daki şehitler üzerinden yani birlik beraberlik sağlanmaya çalışılıyor gibi bir iddialar da vardı ama bunları tabi ben hiç düşünmüyorum böyle bir şey. Yani PKK üzerinden Türkiye’nin birlik, beraberliğini sağlamak kadar yani kötü bir şey olamaz. Mesela Milli Güvenlik Kurulu Anayasal bir kurum, eğer Milli Güvenlik Kurulu içerisinde insanların öldürülmeleri ile ilgili karar alınıyorsa, yani öyle iddia var çünkü Nahit Menteşe diyor ki İçişleri Bakanı ben böyle bir listeyi hazırladım şeye verdim diyor, o zaman Ertuğrul Bey’di özel kalem müdürü, ona da sormuş. Böyle bir şey, tek suret, hakikaten tek suret olarak yapılmıştır bunlar ama bir şey var. Bunu hazırlayan bir yer var, o bakımdan yani bunların tabi ortaya çıkarılması çok ciddi anlamda hem kamuoyu açısından hem ülkeyi idare eden Anayasal kurumlar açısından bir irade ortaya koymalarını gerektiriyor. Yoksa bunların çıkarılması biraz zayıf ihtimal olarak kalıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, Yusuf Erikel’i tanır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Nereden tanırsınız, nasıl tanıştınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi şöyle efendim, şimdi biraz önce ilk konuşmamıza

başlarken söylemiştim, şimdi o Refah Yol döneminde bir tek milletvekili, yani Doğru Yol’dan çok istifaları olmuştur. Bir tek Refah Yol’dan bir milletvekili istifa etti o biraz yakın tanışıyorduk, üç gün sonra, dört gün sonra bakan olacağını söylemişti. Şimdi bu, böyle bir şeyin yani derin yapılar içerisinde insanlara birtakım vaatler vererek bu yapının içerisine çekmeye çalışan bir şey var, bir merkez var. Şimdi o bakımdan mesela ben Yusuf Erikel’i duymuştum, yani Ankara’dayım ben o da onların abisiyle beraber bir uluslararası hukuk bürosu var yani şeyde, o zamana kadar da yani 1 kere görüşmüştük bu siyasi partinin MDHP’nin galiba genel başkanıydı. Onun yanında çalışan Cafer’di tahmin ediyor yanlış hatırlamıyorsam, o beni çağırdı onlar beni partiye falan almak istiyorlardı. Biz öyle bir görüşmüştük ama daha sonradan yani o süreçte öyle bir şey duymamıştım.”

Mahkeme Başkanı: “O görüşmede ne konuştunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “O partiyle ilgili, bu Muhsin Yazıcıoğlu’yla kendileri şey yapmışlar,

daha önce bir beraber hareket etmişler Büyük Birlik Partisiyle, o süreç, onlar konuşuldu tahmin ediyorum. Çok tabi aradan uzun süre geçti, şimdi yanlışta söylemeyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bakan olacağını söylediğini söylediniz, nasıl bakan olacakmış?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim bir şey bunlara söz veriyor, zaten mesela bakın 28 Şubat sürecinde Doğru Yol’dan, yani Doğru Yol partisinden insanlar şöyle milletvekilleri, bakanlar şöyle istifa ettirdiler. Ya bir açıkları bulundu önlerine koydular veya para teklif edildi onların hep iddiaları var şimdi medyada yani, ya para verildi kendilerinden alındı veyahut da böyle birtakım mevki makam şeyleri oldu yani o süreçte. Şimdi mesela şeyden hep söyleniyor Refah’tan kimse istifa etmedi, bir kişi var. O var, o unutuluyor herhalde, sonra ben yani MDHP Başkanı Yusuf Erikel’le bunu görüştükten sonra böyle bu aradan bir zaman geçti, bu kişinin bazı milletvekillerine, yani meclisteki bulunan veya bazı kişilere giderek yani böyle Ak Partiden istifa ettirilmesi şeklinde bir çalışma yaptığını duymuştum o süreçte. Sonra yine daha yani bir o Cafer’in kullandığı mı bilemiyorum, yani bende Ak Partiden rahatsızım filan deyince hemen bu bizi çağırdı, yani üye Armada diye bir şey var Ankara’da lokanta var. Şey Uludağ lok… Armada içerisinde orada buluştuk, bana şöyle söyledi, dedi ki yani oturduk biz, yani ben bunları aslında şöyle inkar ederse ispat da edebilirim ama çok şey araştırmam lazım. Çünkü ikili bir konuşmaydı, efendim orada şu dedi, yani ben sizin yanınıza gelirken çok zor geldim, yani

28

Page 29: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:29

aynısını söylüyorum yani. Çok zor geldim, işte bazı askerler sakın gitme sana bir oyun oynar filan dediler geldim, ama siz yani şöyle yani bu kafada, bu zihniyette giderse işte daha önceden oturduk görüştük ya efendim bizi partiye çağırdı falan biz girmedik. Sen bu kafada, zihniyette gidersen bundan sonra senin ne kendin, ne çocukların, çünkü biz polis ve asker bir aileden geliyoruz. Bunlar bir daha devlet içerisinde görev alamazlar, yani çok üst düzeyden izin aldım geldim dedi yani, artık kimi kastetti bilmiyorum. İşte tabi bu böyle söyleyince ben dedi 3 ay sonra Başbakanım dedi, yani bizim MİT Müsteşarı olacağımızı düşün… yani böyle istekli olduğumuzu düşünüyordu. Dedi önce Müsteşar yardımcısı yaparız sizi, sonra Müs… ben onun ismini hiç vermedim zaten bakın, çünkü niye vermedim Sayın Başkanım, şunun için vermedim. Şimdi biz bu açıklamayı gaz… ben kitapta yazdım bunu yapınca birçok şey çıktı. Yani bu darbeci kanatla işbirliği tutan birçok bazı liderler çıktı ortaya, yani bu küçük bir partinin başkanıydı, yani o mesela medya o kadar çok yakıştırmaya başladı ki bu gündem oldu. Hep bana soruyor bu kimdi, bu kimdi, yani açıklanmamasının bu ülkenin daha yararına olacağı şey kanaatini bende hasıl oldu. Ama kendisi şey yapmış burada ben gelmeden önce baktım tutanaklara, o bakımdan yani böyle bir aramızda görüş… konuşma geçti. Ben tabi şunu söyledim, yani dedim siyasi partisi lideri olarak halktan şey almanız lazım, yani böyle atamayla, tabi benim anladığım kadarıyla yani çok ciddi anlamda kendisi o irtibatta olduğu kişilere güveniyordu Başbakan olacağını da kendisi çok ciddi zannediyordu, öyle diyeyim. Tabi öyle bir şey olmadı, daha sonra Ergenekon iddianamelerinde işte onun kabinesi mabinesi ile ilgili birtakım şeyler iddialar çıktı. Yani bu söylediğim iz… bunlar tamamen yaşadığım birebir olaylardır, hiç kesinlikle şu kadar şey yoktur, Hizbullah meselesi de böyledir Sayın Başkanım, diğerleri tabi benim teşkilat içerisinde yaptığım analizlerdir. Yani uzun yıllar terör ve istihbarat müdürlüğü yaptım, il emniyet müdürlüğü yaptım, yani bu ülkede bir daha böyle faili meçhullerle, toplumsal olaylarla, cinayetlerle, darbelerle karşılaşmaması adına bunları söylüyorum hiçbir şeyim yoktur. Hiçbir kimseden de çekincem, şeyim de yoktur Sayın Başkanım onu söylüyorum. Onun için yani bunları herkesin dile getirmesi lazım diye düşünüyorum, yani bildiği şeyleri dile getiriyoruz biz, buradaki şey budur. Belki farkına… yani insanlar şu anda Türkiye’de yaşayan insanlar yani bunaltılıyor, mesela terör iki üç tane bomba patlattığınız zaman turistik yerlerde, şurada burada siz insanların normal yaşamından alıkoyuyorsunuz yani terörden dolayı. Dünyada bir terör algısı var, terörün de en büyük özelliklerinden bir tanesi insanları günlük yaşantılarından uzak tutarak yani devamlı bir devletle, dev… şey şüphe haline getirmektir, yani bir şey olacak, çıkacağım dışarı yani bu bir demokrasi değildir. Onun için yani buradaki benim düşüncem budur, uzun yıllar emniyet müdürlüğü yaptım, 28 Şubat sürecinde yapılanlar çok hakikaten ağırıma gitmişti. Yani o yaklaşık işte 30 üzerinden emekli oldum, 4 sene yıpranma payıyla, bu bakımdan ben bildiklerimi gayet samimi, dürüst bir şekilde zatıalinize açıkladım, zaten geçmişte de açıkladım. Yine bir şeyim olursa açıklarım. Bu yazdığım 3 kitapla ben bu ülkeye 30 yıldan fazla hizmet ettim, onlardan fazla hizmet ettiğime inanıyorum ve vicdanen de çok müsterihim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Tanığın beyanının alınması sırasında tutuklu sanıklardan Özkan Kurt’un cezaevinden

getirildiği görüldü.Bağsız olarak huzurdaki yerine alındı.Saatin 12:02 olduğu görüldü.Duruşmaya 13:30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Murat Nebi Ayhan’ın geldiği görüldü.Huzurdaki yerine alındı.Tanık Bülent Orakoğlu eski kimliği ve yemini tahtında huzura alındı.Doğrudan soru sorma işlemine başlandı. Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”

29

Page 30: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:30

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle Tanık Bülent Orakoğlu’na birkaç soru yöneltmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Öğleden önceki oturumda Sayın Başkanımız

sizin 28 Şubat 2008 tarihli ifadenizi okudular bu ifadeyle ilgili açıklamalarda bulundunuz ancak bazı konuların somutlaşması için ben size sorular yönelteceğim. Bu beyanınız içerisinde şöyle diyorsunuz; bazı askeri şahısların PKK’nın üst düzey yöneticileriyle görüşmeler yaptığını tespit ettik. Burada tespit edilen görüşmeler, istihbarı dinleme sırasında PKK terör örgütü yöneticileri üst düzey komutanları vesairesi ile askeriye içerisindeki kişilerin görüşmeleri olarak anlıyorum. Tabi ki, siz istihbarat olarak iç ve dış düşmanlara karşı bilgi topluyorsunuz, istihbarı bilgiler topluyorsunuz. Bu toplama sırasında dinleme anında bir PKK’lı üst düzey yönetici askeri şahısla görüşüyor, anladığım bu doğru mudur?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle açayım onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar tape ediliyor, tape ediliyor sizin

önünüze geliyor sizde diyorsunuz işte bu falanca ya da görevli askerdir, o şekilde mi oldu nasıl tespitinizin şekli ne şekilde oldu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim zaten isim gizli değil, yani şimdi şöyle PKK’nın üst düzey yöneticileriyle muhtelif defalarla görüşme yapılıyor. Bizim tespitimiz birken.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani siz üst düzey PKK’lıyı dinlerken tape düşüyor öyle mi yani, görüşme düşüyor, o şekilde tespit ediyorsunuz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet öyle oluyor yani şey olarak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani şimdi burada duruşmalar sırasında işte

emniyet, askeriyeyi dinliyordu işte vesaire yapıyordu filan.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok yok yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gibi iddialar ileri sürülüyor ondan.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Biraz önce açık…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dolayı ben bunu netleştirmek için size

soruyorum yani siz bir PKK’lıyı dinlerken.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Sayın Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tesadüfen orada bir askerin de görüşme

yaptığını tespit ediyorsunuz doğru mudur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Biz Öcalan’la Bursa Cezaevinde yatan o dönem cezaevleri

sorumlusu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cezaevleri sorumlusu Sabri Ok’u.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Sabri Ok’u dinlerken.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dinlerken.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu şeylere vakıf oluyoruz evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O ikisi mi konuşuyorlar bunları?”Tanık Bülent Orakoğlu: “İkisi konuşuyorlardı evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne diyorlar, ne şekilde görüşmeler geçti,

hangi isimler geçti?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şimdi burada işte yani bir isim veriliyor tabi de onun bir birini

söyledik bu bizim tespitlerimizde toplumsal ilişkiler pardon Genelkurmay Basın Hakla İlişkiler Daire Başkanlığı yapmış olan Hüsnü Dağ isimli bir Albay.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüsnü Dal.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Dağ evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dağ.”

30

Page 31: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:31

Tanık Bülent Orakoğlu: “O tutuklandı zaten şu anda 28 Şubat süreciyle ilgili Batı Çalışma Grubuyla ilgili biz onun gittiğini tespit etmiştik ama onun daha üstte isimleri veriliyor yani Öcalan’la Sabri Ok telefonla konuşurken.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Daha üst düzey isimlerden bahsediliyor onların şeyini tam tespit

edemedik. Ancak şu an soruşturuluyor, üst düzeyden kastımız o. Yani mesela bir filan deniyordu hep yani isimlerde ama bu Çevik Bir miydi değil miydi bunlar soruşturma yani ikisinin arasında konuşulurken Bir ismi devamlı telaffuz ediliyordu yani o süreçte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Şimdi Bir Çevik Bir’de Bir olabiliyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ya olabilir belki kod ismi de olur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir numara diyorlar mesela işte o kurumun

başındaki bir numara olarak geçebiliyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok şey yani isim olarak Bir Bir falan. Şimdi şöyle deniyordu

hatta efendim yani burada askerler siyasi siyasetten daha önde hareket ediyorlar yani konuşmaları aklımdaki çok eski süreç.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Daha önde hareket ediliyorlar federasyon meselesi, köy

koruculuğunun kaldırılması meselesi daha sonra işte o bildiğimiz mutat birtakım şeyler istekler öne atılıyor, askerler diyor siyasilerden daha önde hareket ediyorlar gibi aralarında böyle değerlendirme de yapıyorlardı. Tabi bu görüşmeler biz birkaç kere şeyine inanmadık yani biraz önce de arz etmiştim Mahkeme Heyetine yani acaba polisle asker arasını açmaya yönelik mi bir psikolojik harekat mı diye fakat daha öncede ben göreve başlamadan öncede bu tür görüşmeleri tespit edilmişti. Yalnız burada şöyle bir şey vardı. O süreçte yapılan görüşmeler mesela bizim bu aldığımız bilgiler istihbarat çerçevesi içerisinde yani bütün kurumların birbiriyle istihbaratı paylaşma konusu içerisinde her yere gönderiliyordu. Ben bu bilgiyi alınca İstihbarat Daire Başkanlığından bu bilgileri kestim yani belirli yerler dışında bunu Genelkurmaya göndermedim. Yani bu bilgi çünkü orada iddia var bunun daha teyit edilmesini sağladık, ettik tabi biz yani o süreç içerisinde birkaç olayla biraz önce bahsetmiştim onlarla uğraşıyordum. Yani üst düzeyden kastımız buydu ve zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani şunu da.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Netleştirmeye çalıştım yani PKK’nın üst düzey

yöneticileriyle askerler direkt telefon görüşmesi değil, iki PKK’lı görüşürken.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada bazı isimler geçti, bazı konular anlatıldı

siz bunları tespit ettiniz,”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet biz bunları tespit ettik.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rapor ettiniz mi, bunları yere verdiniz mi?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi biz yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tespitlerinizi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Norm olarak Emniyet Genel Müdürlüğüne oradan yani işte bu

alınan istihbaratlar TEKOP dediğim yani bunlar aramak şeyler mahkemeden izin alınarak yapılan dinlemeler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tabi ki evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bunlar şeye bildiriliyor tabi yani belli bir süreç içerisinde her

tarafa bildiriliyor. Yalnız burada askerlerin ismi geçince ben şeyi kestim orada yani bu, bu bilgiyi Genelkurmaya göndermedik. Çünkü o süreç içerisinde Genelkurmaya gittiğini zannettiğiniz bilgilerin Batı Çalışma Grubuna gittiğini çok hemen tespit edilmişti. Yani biz mesele istihbarat paylaşımı neticesinde bilgileri gönderiyoruz ama yani bu Genelkurmaydan ziyade Batı Çalışma

31

Page 32: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:32

Grubuna gittiğini ben tespit etmiştim normal olarak diğer şeydeki yani idari yöndeki kısımlara bildirdik bunları. Yani burada biz iki örgütçüyü Öcalan’la Sabri Ok’u dinlerken böyle bir şeye muttali olduk ama bu daha öncede vardı yani birkaç görüşme ben başlamadan önce vardı hatta ben mesela 97’de Mamak Askeri Cezaevine girdikten sonra benim öğrendiğim 99’a kadar falan Öcalan’ın yakalanmasına kadar bu tür görüşmelerin devam ettiği şeklindeydi. Yani bu görüşmelerde yani örgütü yani akan kanın durdurulması adına mı görüşme yapılıyor, yoksa başka bir örgütü kullanma adına mı yapılıyor onlar tam şeyi çıkaramamıştık.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tarih olarak bir şey söyleyebilir misiniz 97 mi, 96’da mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani 97 Mart’ın orta sonu falan olabilir ortaları veya sonu. Zaten şeyde var efendim bunların hepsi bizim İstihbarat Daire Başkanlığında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tape edilmiş vaziyette zaten onlar mevcuttur diyorsunuz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu tabi tabi bu yani sora… yani istenirse gönderirler.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Yine bu ifadeniz içerisinde.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şey Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bir şey daha söyleyeyim bununla ilgili.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Öcalan 99’da bir psikolojik harekat olarak Türkiye’ye

yakalanıp getirildiği zaman yani bakın yani psikolojik harekat lafını özellikle söylüyorum getirildiği zaman bu DGM Savcılarına vermiş olduğu ifadede bu görüşmeleri teyit etti zaten. Yani hem bizim tespit ettiğimiz görüşmeleri hem de birkaç albayın Brüksel’e gidip orada Avrupa sorumlusuyla Kani Yılmaz mı yanlışta olabilir tam şey hatırlayamıyorum ismi yani onunla görüştüklerini hepsini anlattı yani mahkemeye verdiği ifadelerde. Bizim mesela şeydeki aracı kullanılan kişiler vardı o süreçte Selim Okçuoğlu isimli bir HADEP’li yönetici ve avukat o süreçte bu görüşmeleri dizayn ediyordu. Hatta biz bu Selim Okçuoğlu’na ilgili operasyon almak yani operasyon yapmak üzere faaliyete de geçmiştik. Fakat o sırada biz görevden uzaklaştık, yani eğer mesela biz 10 gün sonra alınsaydık Selim Okçuoğlu’nu alarak yani bu durumu çözecektik. Çünkü Öcalan yakalandıktan sonra enteresan bir şekilde Selim Okçuoğlu’nun İmralı’da Öcalan’la görüştüğü ama bunun kaydının tutulup tutulmadığını bilmiyorum görüştüğünü biliyorum, şahıs yakalandığı zaman muhakkak ortaya çıkacak ve Türkiye dışına kaçtı bu şahıs yani şeyle görüştü yurtdışına çıkış yaptı Selim Okçuoğlu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet avukat biliyor...”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu ifadeniz sırasında bizim istihbarata

karşı koyma görevimiz vardır.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diyorsunuz İstihbarat Daire Başkanvekilliği

yapmışsınız o dönemde Türkiye’de istihbarat birimlerimizce ciddi bir araştırma, çalışma yapılmadığı gibi bu birim kasıtlı olarak da zayıf bırakılmıştır. Bugüne kadar bir tek İngiliz ajanı Savaşman MİT görevlisi olarak yakalanmıştır.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türkiye Cumhuriyetinde bundan başka

yakalanan bir ajan yoktur şeklinde beyanınız var. Yine soruşturma aşamasında MİT Kontra Terör Daire Başkanlığı yapmış olan Mehmet Eymür Tanık olarak dinlendi.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”

32

Page 33: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:33

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onunda ifadesinde şu tabirler geçiyordu. Türkiye’de iki tane İngilizlere ve ABD’ye çalışan casus yakalandı. Bunlardan bir tanesi Doğu Perinçek ile doğrudan ilgilidir. Bu şahsın ismi emekli Albay Turan Çağlar’dır. Diğeri emekli Kurmay Albay Sabahattin Savaşman’dır. Perinçek her ikisine de sahip çıkmış ve korumuştur. Yakalananları suç… Yakalayanları suçlamıştır, ihtilalcı işçi köylü partisinin karargahı İstanbul Robert Kolejinde bir İngiliz hocanın ikametgahındadır şeklinde beyanları var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet atinden okumuştum onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin bu konularda bilginiz var mı bahsettiğiniz

Savaşman konusunda ne biliyorsunuz, ne şekilde yakalandı, ne oldu, Perinçek’le bir bağlantısı olup olmadığı konusunda bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Benim bunla ilgili bir çalışmam olmadı Sayın Savcım ancak ben bu Mehmet Eymür’ün atin sitesinde yani bunları okumuştum. Daha sonra yani bu konunun tabi araştırılması benim onların yakalanmasıyla ilgili değil de Türkiye’de birçok yabancı askeri ve gizli servislerin faaliyetleri var. Biraz önce bahsettiğimiz bu faili meçhul cinayetler veya Türkiye’yi darbe şartlarına götürmeye yönelik kaos planları istikrarsızlaştırıcı olayların yani muhakkak çok ciddi anlamda iç dinamikleri olduğu gibi bunun dış planlayıcıları da var. Şimdi bunu dış planlayıcılardan yakalama görevi yani istihbarata karşı koyma dediğimiz Milli İstihbarat Teşkilatınındır. Yani şimdi mesela şöyle söyleyeyim Amerika’nın çok ciddi sayıda dünyada ajanı olduğu söyleniyor. İngiltere’nin öyle, İsrail’in öyle yani Türkiye’de bunların sayıları ne kadar, yani hiç bilinmiyor, yani biz bu açıdan söyledik yoksa Savaşman’la ilgili yani tabi bu tamamen MİT’in göreviydi. O bizden çok önceki süreç içerisinde yapılmıştır. Yani ben hala bakın burada gene şey yapıyorum ısrar ediyorum Milli İstihbarat Teşkilatı bugün Türkiye’de hakikaten böyle bir yani görevi aldığı zaman yani Ortadoğu’da dünyada müessir bir hale gelebilmesi için bu Türkiye üzerinde birtakım faaliyetlerde bulunan yabancı gizli servis ajanlarının onların Türkiye’deki piyonlarını bulmak zorundadır. Bu da istihbarata karşı koyma dediğimiz üniteyle yapılacaktır. İstihbarata karşı koyma üniteleri çok zayıftır bunu ben yalnız yapmadım bu eleştiriyi, ben yıllardan beri 15 seneden beri televizyonlara çıkıyorum MİT’in içerisinde çalışmış çok üst düzeydeki bazı insanlar da aynı eleştirileri getirdiler. Yani bizim bundaki amacımız söylemekteki amacımız MİT içerisinde bundan sonra Türkiye üzerinde oynanan oyunları tespit edip işte yabancı ülke ajan yabancı ülkeler hesabına çalışan gerek devlet kurumları içerisinde devletse diğer gerekse diğer sivil vatandaşlar üzerinde bu yapılar ortaya çıkaracak bir yapılanma ki, bu yani tamamen bana göre MİT Müsteşarlığının gibi çok ciddi bir yapı oluşturmaktan geçer. Çünkü bizim en büyük tehlikemiz şu anda budur, bu konuda çok zayıfız. Ben zayıf kaldık, bilerek zayıf kaldırıldığı inancındayım çünkü baktığımız zaman benim çalıştığım dönemi söylüyorum çok az sayıda personel burada çalışıyordu yani bu sayılarla olmaz bu o bakımdan onu arz etmiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Siz Emniyet İstihbarat Daire Başkanvekilliği yapan bir kişisisiniz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devletin içerisinde uzun yıllar Emniyette görev

yaptınız, Ergenekon yapılanması.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon örgütü hakkında ilk defa ne zaman

bilgi sahibi oldunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi biz bu PKK ile askerlerin yapmış olduğu görüşmeler. Şimdi

ben yani benimde tabi kendime göre tuttuğum bir arşiv var orada bir şey araştırıyordum yani Öcalan’ın devletin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili benle görüştüler şeklinde bir şeyi vardı sözü vardı, onu arıyorum yani bulmaya çalışıyorum işte ibraz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede geçti bu sözü?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim. İşte şeyden sonra yakalandıktan sonra.”

33

Page 34: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:34

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “DGM Savcılarına verd… yani böyle mi dedi başka türlü mü

söyledi onu bulmaya çalışıyorum biz bu PKK ile yapılan görüşmelerde bazı şeylerden şüphelendik onu söyleyeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Sonradan olayı şöyle şuradan öğrendim. Bu işte biraz önce de

bahsetmiştim Susurluk Komisyonu Başkanı Elkatmış o yani böyle bir Ergenekon sanıkları içerisinde yani ismini tam hatırlamıyorum gene Ümit Oğuz, Ümit Oğuztan mı dedi yani öyle bir müracaatı olduğunu komisyona söylemişti.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman söyledi bunu size?”Tanık Bülent Orakoğlu: “O zaten şeyde var yani Susurluk Komisyonu kurulduktan sonra o

tutanaklar içerisinde var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet onu biz mahkemede de söyledik yani o

zaman faks çekmiş kendisi gidip ifade vermiş.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani benimki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon’la ilgili. Oradan mı duydunuz ilk

defa Ergenekon sözünü oradan mı duydunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle efendim yani tabi hayır ben şeyden duydum Mütercimler’le

ilgili yapılan açıklamalar var ya efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Erol Mütercimler o Memduh Ünlütürk ama biz şimdi tabi hep

zaten söyledim yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İlk defa Erol Mütercimler söylediği zaman mı

duydunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok Celal Kazlıdağ’ın şeyi vardı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susurluk Komisyonunda mı duydunuz? Can

Dündar’la Kazdağlı’nın kitabı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet ama o tabi bana göre farklı bir gözlükle bakılmıştı yani biraz

önce söyledim bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada emniyet içindeki daha çok

Ergenekon’dan söz ediliyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani biraz daha böyle sağ yalnızca (bir kelime anlaşılmadı).”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susurluk bölümü.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu efendim bu Ergenekon tipi, Gladio tipi yapılar kurulurken

şimdi mesela burada bir komünizm tehlikesine karşı işte bir silah olursa, gayri nizami harp eğitimi almış geride işte bu eğitimle işgal eden ülkelerde, işgalcilere karşı verilecek savaşla ilgili bir şey idi. Ama Türkiye, bu diğer bütün ülkülerde böyle uygulandı. Ama Türkiye’de şöyle bir şey yapıldı bu yani gözükmeyen bir şeydi mesela PKK ile ilgili, mesela aşırı işte sol veya bu Mahir Çayan grubu ekibiyle ilgili yani bunlarda bu şey içerisine alınmaya çalışıldı onu arz ediyorum. Bunu mesela şeyde görebiliyoruz bu Mahir Çayan’ın Kızıldere’deki şeyde öldürülmesinden sonra öldürülmesinde orada Pilot Necati’nin de orada olduğu yani bu İlyas Aydın mıdır kimdir yani çünkü bu şahsın bulunması da önemli. Hem PKK’nın kuruluşunda maddi şeyi sağladığı iddia ediliyor, hem de bu işte Mahir Çayan ekibinin kurulmasında yani onlara parasal yardım ettiği iddia edilen bir kişi bu o bakımdan yani mesela bu şahsın öldüğü söylendi ben en son kitabımı yazdığım zaman bunu bir televizyon programında açıkladık. Bana gelen tepkiler bu şeyin öldüğü şeyinde mesela 40 tane telefon geldi, enteresan bir şekilde yani benim telefonum herkeste yok tabi o belki televizyon kanalıyla buldular yani bu Pilot Necati’nin ölmüş olduğunu ben ölmediğini düşünüyordum yani şey olarak. Çünkü Baki Bey’in de bu kırmızı beyaz çizgi dergisinde yapmış olduğu açıklamalar da böyleydi. O bakımdan yani bu burada mesela birtakım

34

Page 35: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:35

şeyler yani efsaneleşiyor bazı olaylar. E şimdi burada devlete düşen görev bunları bulmak diye düşünüyorum Sayın Savcım, yani şimdi bu Pilot Necati kimdi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Burada Milli İstihbarat Teşkilatına düşen görev var yani bunlar

doğru mudur, yanlış mıdır? Mesela biraz önce söyledim bilgi edinme yasası çerçevesinde Amerika’da ta 30 sene önce Pentagon’un hazırlandığı, hazırladığı bir şey var. Yani orada deniyor ki, işte Türkiye’de PKK nasıl kurulur? Yani bunun isim bazında olduğunu tahmin etmiyorum. Yani bir genel stratejik anlamda nasıl kurulur, İran, Suriye’de, Türkiye’de işte Irak’ta nasıl kuruldu? Bunların ne şekilde orada bir Kürt devleti Ortadoğu’da müessir olacağına doğru gidiş hatta o raporun bölüm sonunda şöyle diyor, bu diyor yani ayaklanmalarla, ayrılıkçı ayaklanmalarla zor gözüküyor diyor. Yani şey bak… o raporun tabi tamamı bende yok ama ben inanıyorum ki, şeyde var. Mesela bakın Öcalan’ın yakalandığı 99’da yakalandığı zaman Öcalan şöyle bir şey söylüyor mahkeme heyetine diyor ki, ben diyor arşivimiz şeyde diyor Suriye’de diyor. Şimdi bir örgütün arşivi demek o örgütün her şeyi demektir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani onun için yani bu arşiv alınmadı mı acaba diyorum

alınmadıysa büyük eksiliktir. Hatta alındıysa da bunu Türkiye’ye Türk kamuoyuna açıklamaları gerekir bu arşivi çünkü bu arşivde her şey var. PKK nasıl kuruldu, hangi neler yapıldı. Şimdi şu çok önemlidir biraz önce söyledim, PKK kurulduğu tarihten ilk zamanlarda yani Kürdistan demokratları, Apocular gibi böyle isimlerle kurulmuştu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rızgari örgütü.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bunlar şeye güvenlik güçlerine hiç eylem yapmadılar 78’e

kadar. Yani bu hep yaptıkları işte aşırı sol, yani solun komünizm hani tehditti efendim o zamanlar Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde hep yani komünist olduklarını iddia ettikleri insanlarla hatta Perinçek’le de ciddi şeyleri oldu o süreçte, çatışmaları oldu. Birçok insan (bir kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kurulma aşaması, 78 öncesi diyorsunuz değil mi?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi tabi işte şeyden önce yani ilk defa.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “PKK ismi çıkmadan (1 kelime anlaşılamadı)

kurulmadan önce.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet. Yani o bakımdan şimdi bunun yani mesela bu bilgi edinme

yasası Amerika’dan istenebilir. Yoksa eğer ben Milli İstihbarat Teşkilatında olduğuna inanıyorum yani bu sürecin.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu istenebilir burada isim bazında bir şey yok yanlış anlaşılmasın

ben öyle şey aldım haber aldım. Yani burada genel, genel stratejiler yani PKK niçin kurduruluyor, ne oluyor, Suriye’de nasıl kurulacak, Irak yani genel bir Ortadoğu’da bir Kürt devletinin kurulmasının belki ilk şeyleri yapılıyor alt yapılar yapılıyor bu şeyle.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Onun için yani bu raporun devlet tarafından istenmesi gerekir

diye belki de vardır yani kamuoyuna intikal etmemiştir. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani o kapatılan bölümü söylüyorum, 3 sayfa kapatılarak verildi

bize de 2 sene sonra geldi. Şu anda dünyanın her yerinde bizim medya her şeyi öğreniyor ama nedense o açıklandıktan sonra Amerika’da 2 sene sonra bilgimiz oldu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet bir derin yapı bu Ergenekon yapısından bahsediyoruz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”

35

Page 36: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:36

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani İstihbarat Daire Başkanvekilliği yaptığınız dönemde bir ihbar olarak, bir bilgi olarak, bir belge olarak Ergenekon yapılanması, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir cunta yapılanması vesaire şeklinde size bir bilgi belge geldi mi, özel arşivinizde veya sizde bu bilgi olarak var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bu. Şimdi emniyette yoktu Sayın Savcım ama şöyle işte bu yani hep askerlerin PKK ile yani o birtakım kişilerle yaptıkları yani tabi bu Türk Silahlı Kuvvetlerin kurumsal kimliği dışında bu benim anlattığım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani orada bir grup PKK ile görüşmeler yapıyor ve bunları

kullanma ama buradaki amacı söylüyorum yani o süreçte biz sanki böyle bir derin yapının bu işin içerisinde olduğunu ama bunu isimlendirmedik yani işin doğrusu Ergenekon gibi bir isim buna koymadık. Yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama böyle ayrı kurumsal kimlik dışında hareket eden.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir yapının varlığını tespit ettiğinizi mi

söylüyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet bir, bir derin… şöyle efendim şimdi bakın Mehmet Ali

Ağca’nın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Cezaevinden kaçırılışından yani şey alırsak tarih alırsak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şu anda rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne kadar

Türkiye’deki bütün trafik kazaları yani önemli insanlar için söylüyorum. Birçok cinayetler ortaya çıkmamış olaylar bunların hepsine Türk Milleti şu anda bir yani algı olarak farklı bakıyor. Yani bunun derin yapıların işlediğini düşünüyor. Şimdi bu süreçte istihbarat olarak yani istihbaratın bir özelliği istihbarat demek biraz şüpheci olmaktır, şüpheyle hareket ederek o yani şüphelendiğiniz konuda çalışmalar yaparak deliller toplamak üretmektir. Şimdi o bakımdan bizim mesela o süreçte bakın benim 4 aylık bir şeyim var Nesim Malki cinayetine çok ciddi anlamda el attık yani biz onu söyleyeyim. Hatta biz o süreçte dönemin İçişleri Bakanı Sayın Meral Akşener bizim gidişimiz bundandır demişti. Yani ilk defa Nesim Malki cinayetinin arkasında yabancı bir ülke çok açık ve net belirmişti. Yani kara para baronları ve kayıt dışı ekonomiyi Türkiye’de kullanan bir şey var grup vardı. O bakımdan yani biz bunları Ergenekon olarak isimlenmesinde yani bizim o süreç içerisinde böyle bir şey yoktu ama bir derin yapının varlığı çok ciddi belliydi. Hatta mesela biz bu görüşmeler yapılırken burada çok üzerinde de durduk yani bununla ilgili günde 3, 5 toplantı yaptığımız oldu, nedir bu, nasıl oluyor yani PKK terör örgütüyle Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı kişilerin niçin görüşme yaptıklarını o süreç içerisinde çok ciddi değerlendirmeye de almıştık. Ama dediğim gibi yani bu süreçte zaten bu Ergenekon iddia olunan Ergenekon terör örgütüyle ilgili yapılan yargılama süreçlerinde bu çok net biçimde ortaya çıktı. Öcalan’da zaten Ergenekon ilişkisini geçen anlattı yani kendi yaptığı açıklamada, kendini dışarı koyarak tabi yani bu tür yapılanmaların olduğunu (bir kelime anlaşılmadı). Bazı gene Kürt aydınları belki parti yani örgüt içerisindeki çekişmeden yani burada bazı isimler verilerek Sabri Ok’u Mustafa Karasun falan gibi örgüt isimleri verilerek bunların bu Ergenekon iddia olunan Ergenekon terör örgütüyle ilişki içinde olduğunu da belirttiler. Yani bu artık çok net ve açık bir durum olarak ortaya çıktı. Bana göre Hizbullah’da öyledir, Dev Sol’da öyledir. Şimdi burada Sayın Başkanımız soruda soruyor yani bu faili meçhullerle ilgili şöyle söyleyeyim. Şimdi 28 Şubat sürecindeki soruşturmanın ben bu tür konulara yani eğer soruşturma yani iyi yürüyebilirse çok ciddi anlamda ışık tutacağına inanıyorum. Çünkü 28 Şubat süreci çok ciddi delillerle başlandı. Yani hem Genelkurmay Başkanlığı, hem Milli İstihbarat Teşkilatı ciddi anlamda elindeki bilgi, belge ve

36

Page 37: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:37

delilleri mahkemeye gönderdiler yani o süreçte. Onun için yani İnşallah bu süreç böyle aydınlanır kim suçlu, kim suçsuz ortaya çıkar diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sizin açık kaynaklarda yer alan birtakım röportajlarınız oldu orada da.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon konusu size sorulduğunda

Ergenekon’un Kontra Gerilla veya Gladio ile ilişkisi nedir diye size bir soru yöneltildiğinde şöyle diyorsunuz; Türk Gladio’sunun adı Ergenekon’dur, bu derin yapı 1960 ihtilalından sonra oluşturuldu ama bu Ergenekon eski yapıyı taklit ediyor. Diğer bütün NATO ülkelerinde bizde böyle bir yapı vardı ama tasfiye ettik deniliyor. Türkiye’de ülkeyi idare edenler karar verici mekanizmalar bunu mutlaka yapmalı. Bu şekilde bir beyanınız oldu mu, hatırlıyor musunuz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu çok kısa alınmış bir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Türk Gladio’sunun adı Ergenekon’dur.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben onu şu şöyle efendim şunun için söylemiştim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bu yani tabi bu Gladio yapıları NATO’ya bağlı ülkelerde

kuruldu, şeyde birinci tehditte komünizmdi o süreç içerisinde. Yani bir NATO ülkesini Varşova Paktı üyelerinden biri işgal ettiği taktirde biraz önce bahsettiğim gerilla eğitimi görmüş kontra gerilla eğitim görmüş ve bunun yani çok ciddi özel savaş eğitimi almış birtakım unsurların geri planda bu şeye karşı savaşma stratejileriyle kurulmuş bir şeydi birimdi. Yalnız tabi bu bu şeyi bu şekilde koyduğunuz zaman şimdi mesela bu Ergenekon iddia olunan Ergenekon terör örgütü emperyalist olarak yani kendilerini iddia ediyorlar ben bunu yani bunlar yani bu eski kurulan kontra gerillanın bir devamıdır. Yani bu Türkiye’deki iddia ama eğer onlar öyle olmadığını iddia ediliyorlarsa da zaten hukuksuz yapıların içerisine yabancı ülke devletlerinin istihbarat servislerinin sızması çok kolay, siz eğer gayri meşrusanız size sızarlar bunu söyledim. Şimdi mesela bakın bu naylon terör örgütü kurmak soğuk savaş döneminin bir stratejisidir. Soğuk savaş dönemindeki bütün ülkeler ya karşı (bir kelime anlaşılmadı) ülkelerde ya kendi ülkelerinde bu tür yapıları oluşturmuşlardır bu yani hangi ülkeye el atarsanız atın o ülkelerde bu ortaya çıkar ama bizde çok ciddi anlamda kendimizi içimizi hedef almış bir şeyle karşı karşıyayız. Mesela ben şunu da rahatlıkla söyleyebilirim Türkiye’deki derin yapı bana göre yani bu Türk Milletinin çıkarlarına uygun çalışan bir yapı değil. Tür Milletinin milli manevi değerlerinden korkan eğer şimdi biz bu ülkede emperyalistlere karşı olacaksak burada yapacağımız şey şudur; bugün bu ülkede bu ülkede kaos, cinayet, faili meçhul, darbe düzenleyerek yani iktidarları alaşağı etmeye çalışan. Bu şimdi mesela bakın 2003’te Ak Parti iktidar olduktan sonra bir sürü iddialar var şimdi bunların hepsi yargıda. Ben şudur, budur demek istemiyorum. Ama şimdi bir İsrail ki, mesela şu anda Ak Parti iktidarını düşürmek için elinden geleni yapıyor (1–2 kelime anlaşılamadı) meselesinden sonra. Yani baktığınız zaman şimdi İsrail’in politikaları işte Nesim Malki cinayeti, efendime söyleyeyim Jak yani bu Üzeyir Garih cinayeti bunlara baktığınız zaman hepsinin arkasında yani bu ülkenin bir şeyini görebiliyorsunuz yani. Ben siz yoktunuz söyledim, şimdi mesela İsrail’in bütün dünya ülkelerinde uyguladığı bir şey var oradaki, Musevi vatandaşlara çok ciddi hepsi yani zengin o piyasaya söz sahibi olmuş insanlar çoğu genelde bunlara hem kara para olarak, hem de kayıt dışı ekonomi olarak çok ciddi paralar aktarılıyor bu kişilere. Ve oradaki sermaye grupları ve medya grupları ele geçirilerek elde edilerek yani o süreç içerisinde bunları oradaki operasyonlarda kullanılıyor. Yarın bir gün mesela İsrail hükümetiyle, A hükümeti veya Türkiye arasında bir sorun olacaksa çok ciddi anlamda bu güçler devreye sokuluyor. Yani İsrail lobileri yaratılıyor, bunlar yalnız Türkiye’de değil Amerika’da da çok ciddi anlamda var. Bu bakımdan yani ben bu süreci bu şekilde söyledim hatta yeni çünkü yani bu 99 yılı içerisinde bu iddia olunan Ergenekon terör örgütünün daha ciddi bir örgütlenmeye gittiği şeklinde o süreçte birtakım böyle yazılar yazılmıştı bunlar yani belki bilgi kirliliği anlatmak amacıyla yazılmıştır ben

37

Page 38: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:38

o süreci anlatırken yani böyle bile olsalar dedim böyle bile olsalar değil mi ki, illegal yapısı illegal bir şey içerisinde çalışılıyor hükümeti düşürmek için birçok psikolojik harekatlar, darbe planları art arda geliyor yani bu sürece baktığınız zaman. Yani o bakımdan bu sürecin çok böyle bu şey açısından Ergenekon iddia olunan Ergenekon terör örgütü açısından yani bu ülkenin ayrılma olmayan bir (1 kelime anlaşılamadı) olduğunu söyledim çünkü bakın mesela 28 Şubat sürecinin 500 milyar Dolar faturası var Türkiye’ye. Her ihtilalın de çok ciddi anlamda siyasal sosyal ekonomik anlamda faturaları olmuş. O bakımdan yani bunu bir televizyon konuşmasında söylemiştim çok ciddi bir bilgi olarak değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “20 Nisan 2009 tarihinde Neşe Düzel’le Taraf Gazetesinde bir röportajınız var. Burada size bazı sorular yöneltilmiş şu şekilde cevap veriyorsunuz. Türkiye’deki Gladio, dünyadaki Gladioların en girift ve en ketum olanı bunu İtalyan Savcı da, İtalyan Gladio’sunun bir numarası olan eski Cumhurbaşkanı Fransizco Kasigo da söyledi bir de sadece bizde ve Almanya’da Gladio kaldı. Gladio tipi yapıları kuranların henüz Türkiye’de işlerinin bitmemesiyle ilgili bu. Türkiye ve Almanya Ergenekonları arasında ciddi paslaşmalar ilişkiler var zaten. Aslında Ergenekon’un yabancı servisler ilişkileri ortaya çıkarılmalı. Ya bu noktada sormak istiyorum size diğer ülkelerde Gladio tipi yapılanmalar tasfiye edildi ve Türkiye ile Almanya’da kaldı şeklinde beyanınız var ve burada Almanya’yla Türkiye Ergenekon’u arasında paslaşmalar olduğundan bahsediyorsunuz, ilişkiler var diyorsunuz. Bununla ilgili somut bilgileriniz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi somut bilgi değil ama tabi muhakkak bir birtakım şeylerimiz var yani bunlar şimdi ispat edin dediğiniz zaman edinemeyecek bilgiler. Ancak soruşturmada çıkar mesela biraz önce Sayın Başkanımız Encümeni Danişi sormuştu. Şimdi Encümeni Danişin hakiki anlamda Türkiye’deki yerinin bulunabilmesi için MİT ve Genelkurmayın arşivlerinin Savcılara açılması lazım, mahkeme heyetlerine açılması lazım o zaman bunlar varsa da bulunur, yoksa şimdi bir iddia gibi söylemeyeyim varsa da bulunur, yoksa da bulunur. Şimdi burada bakın bu ben bunu tabi bilemiyorum belki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle MİT’in ve MİT’in ve Genelkurmayın arşivlerini açtığımız zaman Encümeni Danişin neyine kavuşabiliriz, neyine ulaşabiliriz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani belki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ergenekon üzerinde şu andaki bir üst yapıdan bahsedebiliriz.

Şimdi şöyle arz edeyim Sayın Savcım şimdi bakın biz 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu konsepti 3 tane belge, belge elde ettik. Bu belgelerde şimdi mesela bizim elde edemediğimiz ama Genelkurmaydan gönderilen Batı Çalışma Kriz Grubu ve Batı Çalışma Grubu Üst Kurulu yani Kriz Kurulu ve Batı Çalışma Grubuyla ilgili ismi geçenler 41 kişi yani sırf Genelkurmay içerisinde hazırlanmış bir büyük bir çalışma ofisinde yalnız oraya girebiliyor, onlar alındı, o Batı Çalışma Kriz Grubu ve Batı Çalışma Grubu Üst Kurulu yani mesela üst kurul üst kuruluyla ilgili bir operasyon yapılmadığını tahmin ediyorum şu anda yani tabi bunu operasyonu yürüten Savcılar bilir. Şimdi tabi ben bu gazetelerde bazen bizim söylediklerimizin dışında bazı şeylerde yazılabiliyor. Şimdi ben şunu söylemiştim yani burada İtalya, İtalya’daki Cumhurbaşkanı söyledi diye değil, şimdi bu Türk dünya üzerindeki NATO içinde kurulmuş olan Gladio yapılarını araştıran İsviçreli araştırmacı bir yazar var Gensır. Bu aynı zamanda kitabı da var bunun kitabını da çıkarttı bu şimdi mesela her şeye gidiyor NATO’nun üssüne gidiyor bu Gladio tipi yapıları NATO’nun askeri kanadı içerisinde bir bölüm var yani askeri kanat içerisinde orada devamlı bir Amerikalı general bulunuyor o süre orası bu işleri kotarıyor. Ve NATO’nun NATO’yu da örtülü şemsiye olarak kullanıyor bu işte. Şimdi biz mesela o Genser’in araştırmalarına baktığınız zaman Genser diyor ki, ben her ülkeden bilgi aldım. Gidiyor mesela NATO’ya bu bilgi edinme yasası var ya efendim oralarda çok ciddi uygulanıyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

38

Page 39: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:39

Tanık Bülent Orakoğlu: “Oraya gidiyor diyor ki, şu ülkeyi istiyorum mesela birçok ülke bizde böyle bir yapılanma oldu biz bu yapılanmaları tasfiye ettik diyor ülke. Yani bir bazı ülkeler hani operasyon yapmıyor bir tek İtalya’da yani biz 3. veya 4. ülkeyiz operasyon yapan operasyon yapmıyor. Biz bu yapıları diyor tasfiye ettik diyor. Şimdi benim şeyim eleştirim şuydu; yani Türkiye daha böyle bir yapının olduğunu Türkiye’yi idare eden makamlar açıklamadılar. Yani burada dikkat edersek yani bizde zaman zaman bunu yapıyoruz, devletin içerisindeki çeteleşmiş yapılar diyoruz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani burada. Şimdi mahkemede bir iddia olunan Ergenekon.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susurluk sonrası çok gündeme geldi bu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susurluk kazasından sonra.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet şimdi iddia olunan terör örgütü demek başka, çeteleşmiş

yapı demek başka. Şimdi bunun yani burada bakın yani işte şey budur, durum budur yani eğer burada böyle bir yapı varsa bu yapı Türkiye’yi idare eden devlet yetkilileri tarafından açıklanmalıdır, böyle bir yapı vardı bizde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Eğer bilmiyorlarsa onu bilemem ama böyle bir yapının artık var

olduğu belli bu yapıyla ilgili mesela her ülkenin yaptığı gibi birçok ülke açıklama yaptı bizde vardı kuruldu şu tarihte, e bizde kurulduğu belli. Şimdi mesela Almanya ve şeyden bilgi alamıyor Genser. Yazmış ve diyor ki, Türkiye’deki yapı çok girift çok sert bir yapı diyor hatta o şeydeki İtalya’daki işte soruşturmaları yürüten orada tabi Temiz Eller ayrı, yani o aynı Gladio gibi düşünülüyor farklı bir iki operasyon birbirine karıştırılıyor. O operasyonu yürüten Savcılar da yani geldiler buraya mesela orada 7, 8 bin kişiyi bu şeyle birlikte bu Temiz Eller operasyonla birlikte yargı önüne çıkardılar bu süreç içerisinde. Ama şunu da tabi söylediler biz yaptık ettik ama sonradan yine örgütlenme başladı dediler yani şey için söylüyorum. Şimdi onun için efendim yani burada şimdi bu gazetedeki şey hani o Cumhurbaşkanı İtalya’da 1 numara Cumhurbaşkanıydı. Yani o 1 numara meselesi gündeme getirildi ya efendim devamlı Türkiye’de. 1 numara İtalyan Cumhurbaşkanıydı o süreçte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Zaten O’nun da o yönde açıklamaları da olmuş onun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Kendisiyle ilgili fezleke de açıklanmıştı ben o süreci söylemiştim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani benim buradan somut olarak istediğim

bilgi Türkiye ve Almanya Ergenekonları arasında paslaşmalar ilişkilerin olup olmadığı konusunda somut bilgi var mı onu söylüyorum size?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi onu ben şuradan söyledim efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bizde mesela istihbaratta şöyledir yani zaten somut bir bilgi

olursa o zaman siz bize şunu sormanız lazım niye bu somut bilgileri resmi makamlara vermediniz gibi? Şimdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet ama duyum olarak mı aldınız, size şey mi geldi bilgi mi geldi ne şekilde geldi?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet şöy… Duyum değil efendim şöyle, arz edeyim. Şimdi Türkiye’deki yapıyı çözemi… giriyor Türkiye’deki yapıyı çözemiyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani her diğer ülkeleri çözüyor, mesela o kişi bilgi istiyor gidiyor

Gladio’nun merkezine gidiyor bilgi istiyor alamıyor, Türkiye’yle ilgili. Almanya’yla ilgili alamıyor. Alamayınca buradaki yapıların devam ettiğini gösteriyor bu yani o bakımdan bunu söylemiştim.”

39

Page 40: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:40

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tasfiye edilse bilgiyi alabilecek rahatlıkla.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi tasfiye edilse eğer halen devam etmeseydi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama devam ettiği için alamıyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Burada onların bir şeyleri olmasıydı bu bilgi alabilir diye

düşünüyordum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine beyanlarınız sırasında bu

röportajda Türkiye’de 4 darbe yaşandı 27 Mayıs 1960, 1971, 1980 ve 25 Şubat darbeleri. 4 darbe de soruşturulamadı ve bu darbelerin hepsinde hem askeri cenah vardı hem de Türkiye’yi istikrarsızlığa sürükleyerek darbe ortamına hazırlayan ve askeri kışkırtan bir sivil grup vardı.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “4 darbede de bu sivil grupların içinde

üniversitede çevreleri, medya, sivil toplum kuruluşları ve yargı yer aldı. Profesörlerin şimdi tutuklanmasına gelince 28 Şubat eski darbeler gibi tamamlanamadı. 28 Şubat yarım kaldı, dolayısıyla Ergenekon örgütü Sarı Kız, Ayışığı adlarıyla darbe girişimlerine devam etti. Ama bunlarda başarılı olamadı çünkü TSK içinde konsensüs sağlanamadı ve Amerika’nın da izni alınamadı. Bunun üzerine Ergenekoncular darbenin medya, üniversite, sivil toplum kuruluşları bacaklarını örgütleyelim dediler ve sivil toplum kuruluşlarına açıldılar düşünün Atatürkçü Düşünce Derneğinin yurtdışı bağlantısı ortaya çıktı. Ergenekon ne kadar dış güçlere karşı bir ideolojiye sahipmiş gibi gözüküyorsa da aslında dış güçlerin kontrolünde bir yapıdır. Burada siz 4 tane darbeden bahsediyorsunuz bunlardan son 28 Şubat’ın yarım kaldığından ve bununla ilgili çalışmaların tamamlanamamasının nedeni olarak da işte Sarı Kız, Ayışığı darbe girişimlerinde konsensüs sağlanamadığı ve Amerika’dan izin alınamadı şeklinde bir beyanınız var, artı Ergenekon dış güçlere karşı bir yapı ideolojiye sahip gibi görünse de aslında dış güçlerin kontrolünde bir yapıdır şeklinde bir beyanınız var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet şimdi onlar tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu beyanlarınızı açar mısınız bir, ikincisi Sarı

Kız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları konusunda siz görev yaptığınız dönemde veya sonrasında herhangi bir bilgiye sahip misiniz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet ben tabi bunlarla ilgili bilgiye sahip değildim yani şeyde bu Balyoz soruşturmasıyla ilgili Ankara’da kulağıma bir şey çalındı yani istihbarat o zaman görevde değildim ama hatta NTV’de bir programda. Evet. Türkiye’de yani çok ciddi anlamda Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir darbe damarının olduğu ve bu damarın halen faal olduğunu bununla ilgili.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yılında duydunuz Balyoz darbe planını?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu 2003’ün dört 2003’ün sonu veya 2004 olabilir Sayın

Başkanım şimdi tabi zaman çok üzerinden geçtiği için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne şekilde duydunuz, kim tarafından askeri

çevrelerden mi, nereden?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bizim tabi daha önce istihbarat amaçlı bizle görüşen konuşan

bazı elemanlarımızdan yani bu şekilde bilgiler bize geldi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsim olarak duydunuz mu, kimler hazırlık

yapıyor, nerde yapılıyor şeklinde bir bilginiz oldu mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ben dikkat ederseniz isim bazında hiç girmiyorum Sayın

Başkanım yani şu şundan girmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır varsa bilginiz mahkemeyle paylaşınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle bilgim olsa zaten şeye veririm yani şu anda yazılı olarak

veririm yani bunlar iddiadan öteye gitmediği gitmeyeceği için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama o yıllarda duydum diyorsunuz yani bu

önemli bir şey yani.”

40

Page 41: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:41

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi ben bunu çıktım NTV’de de söyledim yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2003 2004 yılında duymanız.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle iki bin yani üç veya 2004 yılında ciddi bir darbeci da

darbeci damarın Türkiye’de faaliyet gösterdiğini söyledim yani o NTV, NTV’de belki alınabilir o şey hatta çok da acil bir işim vardı. Böyle hemen yarım saate falan o programı sığdırmıştık. Yani şimdi bize mesela şeyler geliyor, yani bu tür bazı şimdi biz mesela ben 28 Şubat sürecinde Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yaptım ama o süreçten sonra cezaevinden çıktıktan sonra bize bu konuda çok ciddi anlamda her yerden bilgi belge geldi. Biz bunlarla ilgili ciddi gördüklerimizi zaten ilgili arkadaşlara verdik o süreç içerisinde şimdi yani bu söylediğiniz mesela bu medyada söylediklerimizin hepsinin tabi birazda analizdir bunlar Sayın Savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Onu söylüyorum. Onu söylüyorum başka bu sonra.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Balyozdan bahsettiniz ben Ayışığı, Sarı

Kız, Yakamoz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “EvetCumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eldiven darbe planlarından.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi ben onları şu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Artı dış güçlerin ideolojisine sahip olup

olmama (1–2 kelime anlaşılamadı).”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle şimdi efendim mesela o şeyde Özden Örnek Paşa veya

işte bazı komutanların el yazıları medyaya yansımıştı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Günlüklerden bahsediyorsunuz Özden

Örnek...”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet orada Amerika’dan işte şey alınamadığı icazet alınamadığı

için yani alınması gerektiği.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani günlüklerden okuyunca mı haberdar

oldunuz veya Noktada yayınlandıktan sonra mı haberdar oldunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır o sizin okuduğunuz ondan sonraki şey zaten.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O tarihe bakarsanız.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O dönemde 2003’te 2004’te de duymuş

muydunuz yani Ayışığı, Sarı Kız’ı onun için soruyorum, Balyozu duydum dediniz.” Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet Balyozu yani duymuştum evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duydunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Onları ondan sonra açıklamıştım evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani dış güçlerin kontrolünde olduğunu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bir kere Amerika’dan bir icazet alınma ihtiyacı oluyor yani o

o onu arz etmek istiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım Ergenekon’un dış güçlerin

kontrolünde olduğunu nasıl tespit ettiniz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi biraz önce arz etmiştim bu Genser’in yapmış o iki ülkeden

alama.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oradan mı kaynaklanıyor?” Tanık Bülent Orakoğlu: “İki ülkeden bilgi alamıyor. Şimdi mesela birde şöyle tabi yani ben

bunu bir iddia olarak söylemiyorum.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bazı iddia olunan Ergenekon terör örgütünün bazı şüphelileri

veya sanıklarının çok sık Almanya’ya gidip geldikleri yani belirtiliyordu ama ben genelde yani

41

Page 42: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:42

bunun iki ülkeden bilgi alınamadığı için yani bu bunları birbirine bağdaştırıp öyle bir analiz yapmıştım. İsim de vermemiştim zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine size şöyle soruluyor; Ergenekon’un beyni kim şeklinde bir soru yöneltiliyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Ergenekon.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tek bir kişi değil, bir kurul şeklinde cevabınız

var. Ergenekon sanıkları Tolon ve Eruygur Paşalar bu kurulda yer almıyorlar mı diye soruyorlar yer almayabilirler şeklinde bir cevabınız var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim bakın o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kurul olduğu konusunda nasıl bir bilgiye

sahipsiniz bu örgütün kurul tarafından (bir kelime anlaşılamadı).”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi şöyle şimdi bu 1 numara meselesi var ya efendim

Ergenekon’da 1 numara.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Çok yani biraz bu soruşturmaları da bana göre şey yaptı yani kim

1 numara, kim 2 numara filan gibi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani burada Masonik bir yapı olması gerektiğini düşünüyorum

üstte. Yani masa etrafında Masonik yani bu benim kendi tamamen düşüncem o bakımdan. Mesela Encümeni Danişten sonra nereye gidilebilir Encümeni Danişe gidilebilirse bu bakımdan yani kendi analizlerimi söylemiştim, bunların hiç biri şeye dayalı değil resmi bilgiye dayalı değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu röportaj içerisinde şöyle diyorsunuz Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, son konuşmasında demokrasi ve insan haklarından söz etti ama Başbuğ’un sağında Karadayı, solunda da Kıvrıkoğlu vardı. Tamam, eski paşalar onlar ama Karadayı ile ilgili ciddi suçlamalar var, Kıvrıkoğlu’yla da ilgili de bazı şeyler var. Şimdi burada bir kendiniz istihbaratçı olarak zannedersem bir analiz yaptım dediniz demin.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “EvetCumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İlker Başbuğ insan hakları ve demokrasiden

bahsediyor sağına, soluna eski Genelkurmay Başkanlarını alıyor. Burada nasıl bir sonuç çıkardınız bu basın açıklamasında yanına onları almasından dolayı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi ben onlu tabi Sayın Savcım şimdi bunları açıklamaları yaparken şöyle bir psikoloji ben buna.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunun için soruyorum Mehmet İlker Başbuğ bu davada da sanık şu anda.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tabi o zamanlar siz açıklama yaptığınızda

sanık değilmiş.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi, şimdi bu Poyrazköy’le ilgili kazılar falan yapılıyordu o süreçte hani Sayın İlker Başbuğ’un bu havan topu, bu işte boru falan diye bir şeyi olmuştu hatırlarsanız. Daha sonra ben bir Habertürk’te herhalde bir kanaldayken Sayın Genelkurmay Başkanı şöyle bir açıklama yaptı; yani bunlar yalnız bizde yok Özel Harekat Timlerinde de var falan gibi yani Emniyeti işaret etti. Ben şimdi mesela 28 Şubat sürecinde tutuklandığım zaman yani ben burada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliğini değil Türk Silahlı Kuvvetleri içersindeki bir cunta hiçbir zaman için Türk Silahlı Kuvvetleri ile Polis teşkilatı arasında bir şey vardır diye söylemedim. Yani bu konuşma Sayın İlker Başbuğ’un konuşmasını o anda da zaten kendisi Genelkurmay Başkanıyken de söyledim yani şu anda yani tutuklu olduğu için söylemiyorum. O süreçte dedim çok garipsiyorum ilk defa bir Genelkurmay Başkanı polisi hedef gösteriyor, polis ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin arasını açacak bir şekilde. Onun için o şeyin etkisinde de kalınarak yapılmış bir açıklama bu, e tabi bu şimdi şunu da söylememiz lazım 28 Şubat süreci içerisinde

42

Page 43: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:43

biraz önce söylediniz, yani aslında Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde tam bir birlik beraberlik yoktu. Yani 28 Şubat sürecinde bütün komutanlar bir arada darbe yapalım fikrinde değillerdi, onu şuradan ben size arz edeyim. Mesela o süreç içerisinde bu Aydoğan Vatandaş diye asker ordudan atılan bir kişi Armagedon isimli bir kitap yazmıştı Armagedon.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu İsrail Türkiye gizli savaşı bu kitabın ismi burada bu Çevik

Bir ile ilgili birtakım iddialarda bulundu bu kişi. Yani Çevik Bir’in sebataist olduğunu falan iddia etti o anda tutuklandı zaten, fakat daha sonra serbest kaldı, bu arkadaş bu bu asker ve enteresan bir şekilde bir, bir buçuk sene sonra bu kitap Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde tavsiye edildi birtakım üniteler tarafından. O bakımdan yani mesela Kıvrıkoğlu Paşanın yani işte sağına Kıvrıkoğlu’nu alması etmesi bir kere Karadayı Paşa tabi o süreç içerisinde çok ciddi sıkıntılıydı anladığım kadarıyla. Yani Karadayı Paşanın işte efendim durmadan şeye İçişleri Bakanlığına yazı yazması bizimle ilgili yani bir şema yapıyorlar gönderiyorlar bu şemada ben yani İstihbarat Başkanı olarak bir illegal bir kuruluşum gibi kuruluşmuşum gibi gösteriliyorum o şemanın içerisinde benimle beraber çalıştığı iddia edilen birtakım kodlar, modlar, isimler var orada. Yani o bakımdan tabi bir darbenin yapıldığı dönemde Karadayı Paşa bu darbenin başında ki Genelkurmay Başkanıydı. Ne kadar etkiliydi etkisizdi onu tarih cevabını verir, yani o süreç içerisinde ama o süreci durdurmadığı için tabi o süreçle birlikte anılacaktır. Yani İlker Başbuğ’u yanına alması bana göre şeydi biraz yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “EvetTanık Bülent Orakoğlu: “Yanlıştı o bakımdan söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin PKK terör örgütü, Hizbullah terör örgütü

vesaire örgütlerinin derin yapının birer naylon terör örgütü olarak kurduğu iddiasına destek olarak Hüseyin Velioğlu ile ilgili bir beyanız var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Kiminle efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hüseyin Velioğlu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hizbullah terör örgütünün kurucusu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiyle ilgili kendisini 91 yılı içerisinde

Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz ile İl Jandarma Alay Komutanı Vicdan Başaran’ın bulunduğu şehir kulübünde yemekte ayakta.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gördüğünüzü daha sonra işte çok saygılı

davrandığını bu kişinin kim olduğunu sorduğunuzda Hüseyin Velioğlu olduğunu öğrendiğinizi beyan ediyorsunuz. Bu çerçevede size soru yöneltilmiş ve bu Velioğlu’nun Beykoz’daki operasyonda öldürüldüğüne inanmıyorum şeklinde bir beyanınız olmuş.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Burada öyle bir şey yani o anlamda değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Röportaj sırasında bu konu.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “(bir kelime anlaşılmadı) ben bunun için yani evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Röportaj sırasında bir röportajda size

sorulmuş bu kişinin öldürüldüğüne inanmıyorum şeklinde bir beyanınız olmuş.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda somut bir bilginiz var mı yani

öldürülüp, öldürülmediği daha sonra işte eylemlerine devam edip etmediği konusunda?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle eylemlerine devam etmesi değil bu yani bu

tür kullanılan kişiler hakikaten öldürürler ama mesela ben onu söylerken şunu kastetmiştim. Eğer Velioğlu’ysa bile o ölü yani ölü olarak getirilen kişi orada ölmemiş dışarıda öldürülerek getirilmiş

43

Page 44: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:44

dedim. Birde mesela Velioğlu defnedildi biliyorsunuz burada DNA testi yapıldı mı diye sormuştum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bununla ilgili bir cevapta alamadık yani mahkeme hazır yani

bu konuyu araştırırsa iyi olur çünkü bakın mesela Velioğlu Hizbullah’ı yani Güneydoğu’daki bütün faaliyetlerine son veriyor, İstanbul’a getiriyor. Şimdi burada biraz önce de gene bahsetmiştim çok gizli bir örgüt (bir kelime anlaşılmadı). Mesela İslami Harekat Örgütü de böyle bir şey, yani bu İslami Harekat Örgütüyle ilgili de o geçmiş dönemlerde bunlarda gizli örgüt gibi çalışıyor, daha fazla. Şimdi mesela biraz önce dedim hepsi ayrı ayrı ekipler var. Fetvayı veren tabi zaten belli ki kesin ama istihbaratı alan, yakalayan, sorgulayan, öldüren gömen ayrı ayrı ekipler var. Bu kadar gizliliğe dikkat ediyor ama İstanbul’a geliyor bütün her şeyini getiriyor para falan bütün hepsi arşiv İstanbul’a geliyor 3 tane kişiyi kaçırılıyorlar o süreç içerisinde ve bunların kredi kartlarını kullanarak adresi bırakıyorlar, gelin bizi yakalayın gibi yani onu söylemek istedim. Orada da işte Velioğlu olduğu söylenen bir kişi bulunuyor ama yanındaki iki kişi hiçbir şey almıyor Velioğlu’nun yüzü tanınmıyor onlarca kurşun yemiş o Cemal Tutar ve bir kişi daha vardı bunlar zaten geçen 102’de hani 102’nin değiştirilmesiyle CMK, serbest bırakılmışlardı 10 yıl tutuklu kaldıklarından dolayı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi mesela o süreçte bakın mesela dikkat ederseniz efendim

yani bu o süreçte mesela çok ciddi şeyler oldu. MİT Müsteşarı Emre Taner’di tahmin ediyorum o açıklama yaptı Hizbullah’ın bir süreçte devlet tarafından kullandığını söyledi ama bu şeylerin niye serbest bırakıldığını acaba Güneydoğu’da yine bir şey mi tasarlanıyor, kimi kastetti bilmiyorum. Yani Emre Taner MİT Müsteşarı yani bunlar yine bir şey tezgahlanıyor gibi ki, yani, şu anda Türkiye Cum… adı üzerinde Milli İstihbarat Teşkilatı. Yani Sayın Emre Taner bundan neyi kastettiğini de söylemesi gerekiyor diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Siz Güneydoğu’da, Doğu Anadolu bölgesinde de muhtemelen görev yaptınız.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O JİTEM’in veya işte Jandarmanın Hizbullah

terör örgütü üyelerini eğittiklerini, onlara silahlı eğitim verdiklerini gördünüz mü? Böyle bir görgüye, bilgiye dayalı duyumunuz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben yani, şöyle efendim ben onu o zaman tabi bizim görev yaptığımız emniyet amiri rütbesindeydim yani Diyarbakır ve o bölgelerde görev yaptığımız zaman. Ancak ben şeyde bu Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek vardı, öldü yani o şeyde kalp krizi geçirdi. Bunlar faili meçhul komisyonu yani faili meçhul cinayetleri araştırma komisyonu Batman’a gittiği zaman orada birtakım Gercüş filan gibi köylerde bir yani askerlerin, JİTEM’cilerin bunları eğittiklerini söyledi. Daha sonra da inkar etti yalnız. Yani açığa alınmıştı bunu söyledi diye. Vali yardımcısıyla beraber o komisyon heyetine bu şekilde açıklama yaptılar. Daha sonra da ben kendisiyle görüştüm yani ölmeden önce.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O dedi işte yani ben böyle bir şey demek istemedim, yanlış

anlaşıldı dedi ama yani bu tabi böyle bu şekilde hem faili meçhulleri araştırma komisyonuna da şey girdi, konu girdi. Zaten şöyle şimdi JİTEM meselesi yani JİTEM olarak biliniyordu yani JİTEM yoktur demek şimdi yanlış bir şey yani, JİTEM olarak biliniyordu yani, herkes biliyordu evet JİTEM’di.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet nedir JİTEM? Siz ne olarak biliyorsunuz JİTEM’İ, JİTEM nedir?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Jandarma İstihbarat diye bilinirdi bizde yani terörle mücadele için kurulmuş, yani o süreç içerisinde söylüyorum.”

44

Page 45: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:45

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi JİTEM normalde biliyorsunuz Jandarma istihbarat, Emniyet İstihbarat sadece istihbarat toplayan.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İstihbaratı da ilgili yerlere ileten birim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğru mudur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani operasyon gücü yoktur, yani siz bir

istihbarat aldınız, DHKP-C şurada eylem yapacak filan, gidip orada baskın yapıp o kişileri alamazsınız. İstihbaratı verirsiniz, diğer birimleri vardır emniyetin onlar gider operasyon yapar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama JİTEM bundan farklı bir yapı olarak

karşımıza çıkıyor işte çuvallar içerisinde Arif Doğan’dan birçok belgeler ele geçirildi, onların içerisinde JİTEM’in sadece istihbarat toplama değil, operasyon yapma gücünün de olduğunu belirten bazı evraklar var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda bilginiz var mı yani sizin şahit

olduğunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi, şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “JİTEM’in yaptığı operasyonlar konusunda

bilginiz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle tabi bakın şimdi mesela burada tabi

JİTEM’in yani istihbarat dediğiniz zaman istihbaratı toplayanla operasyon yapan, mesele istihbarat.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Birimler farklı normalde.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Birbirinden farklı olur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Beraber olduğu zaman yani sıkıntı çıkar, JİTEM’deki sıkıntılar

buradan da çıkmıştır yani sizin belirttiğiniz gibi, şimdi bizde mesela istihbarat şubeleri vardır, terörle mücadele şubeleri vardır. İstihbarat şubeleri bilgiyi alır teröre verir, terör operasyon yapar. Yani orada ancak yardımcı olabilir istihbarat, yani istihbaratın elinden bilgiyi verdiği andan itibaren çıkmıştır. Zaten siz duyduğunuz her bilgiyi veremezsiniz, ham bilgidir onlar o belli bir istihbarat çarkının içerisinde bunları elde eder, çoğaltır şeye verirsiniz. Şimdi JİTEM’in şöyle bir sıkıntısı olmuştur, JİTEM merkezden idare edilmiştir, yani Ankara’dan idare edilmiştir JİTEM, orada evet grup komutanlıkları vardır. 5000 yani benim anladığım kadarıyla, beş, beş, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu dışında bir faaliyet gösterdiği için JİTEM’in faaliyeti hep bu üst düzey komutanlar tarafından reddedilmiştir. Yani JİTEM yok denmiştir, hatta JİTEM’İN bordroları dahi ortaya çıkarıldı edildi ama herkes o süreç içerisinde yani JİTEM’in varlığını biliyordu, yani JİTEM diye zaten bunun hayır yani yok dememiz, denmesi bizi, bütün güvenlik güçlerini şaşırtmıştır tahmin ediyorum. Biz böyle bir JİTEM olmayacağını hiç düşünmemiştik, yani yoktur denmesini, ama yani JİTEM merkezden idare edildiğini ben düşünüyorum. Yani o, o süreçte Valilerin kontrolü dışında bir çalışma gibi oldu, tabi bu JİTEM’in kuruluşunda, yani JİTEM’i kuran irade burada ben ne Albay Arif Doğan’ın, ne Veli Küçük’ün yani onlar yani bu işi kurmuş olabilirler. Ama bunun daha üst seviyede bir karara bağlanması gerekir diye düşünüyorum. Yani bu MGK içinde mi alınmıştır, yani herhalde orada alınmıştır diye yani akl… şeyime geliyor. Çünkü yani durup dururken siz şimdi bir örgüt kuramazsınız yani böyle, her komutanlık böyle bir şey kuramaz. Benim kendi tabi bu kanaatim yani bu JİTEM’in kuruluşunda muhakkak ki o dönem Milli Güvenlik Kurulu kurulduğu süreç içerisinde Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin bilgisi olması gerekir diye düşünüyorum, yani yoksa onun dışında.”

45

Page 46: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:46

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zaten deneme amaçlı kurduk diyorlar. Yani belli bir dönem kurduk sonra işte grup başkanlığı vesaire şeklinde resmi yazışmalarda gelen cevaplar o şekilde ama.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, hayır, şimdi, şimdi efendim bu JİTEM konusu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çuvallarda çıkan şeylerde JİTEM ismi bizzat

kullanılmış imzalı şeyli.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bu JİTEM meselesinde bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem Ersever’in yazdığı yazılar var.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Sayın Savcım bu JİTEM meselesinde mesela itirafçılar kullanıldı,

PKK itirafçıları.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben yani şu anda çok aradım bu belgeyi de bulamıyorum, bu

itirafçılardan bir tanesinin hem Öcalan’la görüştüğü, hem JİTEM’le görüştüğü. Yani şimdi sanki burada bir şey var, yani bir sıkıntı var. Yani mesela itirafçılar kullanılırken itirafçıları PKK da kullanıyor gibi bir hal çıktı. Yani bu, bunu JİTEM’ciler kullanıyor diye söylemiyorum, yani orada sanki böyle bir itirafçılar kullanırken çok büyük bir tehlike yani siz PKK itirafçılarını kullanıyorsunuz. Bu PKK itirafçıları çift taraflı çalışıyor gibi gözüküyor. O bakımdan yani bu JİTEM kurulma aşamasında daha sonra bu 5442 sayılı kanuna göre illerin idaresinden ve asayişinden mahaller sorumluyken, yani bu merkezden yönetildiği için JİTEM bu kontrolün dışına çıktı böyle işte istenmeyen bu olaylar meydana geldi diye düşünüyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, sizin verdiğiniz bir röportajda 06 Nisan 2009 tarihinde Sabah gazetesinde Ecevit Kılıç tarafından yapılan bir röportajda şöyle diyorsunuz. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun Cem Ersever’le ilişkisi zaten biliniyor. Hizbullah ile bu güçlerin ilişkisinin tanığıyım, şeklinde beyanınız var. Cem Ersever’le Hüseyin Velioğlu arasındaki hangi tür ilişkiyi biliyorsunuz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani o, bilemiyorum o yani öyle mi söyledim ama şöyle, şimdi bu çeşitli zamanlarda mesela JİTEM’in Levent Ersöz’dü galiba yani diye tahmine diyorum. Levent Ersöz döneminde Hizbullah’ın birtakım kullandığı silahlar daha sonra PKK’nın kullandığı ve bunların da jandarma istihbaratın kayıtlarında olduğu, herhalde sizin iddianamelerde de vardır. Ona dayanarak bunu söylemiştim tahmin ediyorum, yani çok geçmiş bir mülakat olduğu için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon’un Anayasası olarak iddianamede zaman zaman belirtilen 29 Ekim 1999 tarihli belgede şöyle deniyor. Özetle ve çok yüzeysel olarak değinmekle yetineceğimiz bu sorunlar nedeniyle Ergenekon gibi çok özel bir yapılanmanın içinde yer alması uygun görülecek sivil personelin seçimi olabildiğince dikkat, titizlik ve özen istemektedir. Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti resmi istihbaratı MİT’in bugün içinde bulunduğu sorun ve çelişkilerin benzer versiyonları Ergenekon bünyesine taşınmış olur. Ergenekon benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeğiyle yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir. Bu deney kazanımı bugün düzenlenecek olan yeni yapılanma için çok önemli ve pozitif bir kazanımdır. Gerek ülke içinde, gerek dışında istihbarat birimlerinin mevcut olumsuz imajını da kendiliğinden ortadan kaldıracaktır. Şimdi burada yine devamında şöyle diyor, bu noktada bir saptama yapılmasını yararlı görmekteyiz, şöyle ki Ergenekon içindeki sivil personelden yararlanılması düşüncesinin doğuracağı önyargılı endişeler karşısında sağlıklı bir analiz yapılacak olduğunda JİTEM deneyimi ve bugün Ergenekon içindeki mevcut sorunlar dikkate alındığında endişeler, önyargılar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Çünkü insan yapısındaki yapı taşları özellikleri dikkate alındığında asker sivil ayrımı yapılamayacağı ortaya çıkar. Şimdi o tarihlerde bir JİTEM olgusundan bahsediliyor ve bu belgede de JİTEM’den bir deneyim elde edildiğinden söz ediliyor. Siz o yıllarda da Ergenekon vesaire bir yapı JİTEM’le bağlantılı olduğu konusunda bir duyumunuz, bilginiz olmuş muydu?”

46

Page 47: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:47

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu JİTEM’le Ergenekon arasındaki bizim şeyimiz, ben İstihbarat Daire Başkanı olduğumda yani bize arkadaşların getirdiği böyle ham bilgilerdi bunlar yani, o şeyde. Yani böyle o yapı işte PKK ilişkileri, mesela dikkat ederseniz efendim bu birçok askeri baskınlarda yani Dağlıca gibi yani birçok şeyde de bunlarda hep PKK ilişkileri gündeme getirildi. Ama yani bizim önümüze böyle resmi konmuş bir şey yoktu. Yani böyle bir irtibat olabilir, JİTEM, Ergenekon işte Ergenekon ismi zaten telaffuz edilmiyordu. JİTEM meselesi, JİTEM’in çok illegal çalışmaları olduğu meselesi gündeme getiriliyordu. Yani Valilerin haberi olmayınca kontrol dışı bir yapı haline geliyordu. Mesela JİTEM’de en büyük sıkıntı bana göre Burdur, yani JİTEM ne şekilde kurulmuş olursa olsun bir kere 5442 sayılı kanunun dışında bir çalışma yapmıştır. Bir de PKK itirafçıları burada çalıştırılmıştır, yani PKK, JİTEM’in sivil unsurlarını bilemiyorum ama PKK itirafçıları çalıştırıldığı için bunlar çift taraflı da çalışmışlardır yani bu nettir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arif Doğan’ı tanıdığınızı söylediniz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niğde’de beraber çalışmışsınız, kendisi

JİTEM’i kurdum diyor, işte 10 bin kişi ekibim var diyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani, yani o tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben şu anda sivil generalim diyor, yani şu

anda general olduğunu iddia ediyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Arif Doğan’la 4 yıl orada birlikte çalıştık, garnizon komutanıydı

kendisi, bende emniyet müdürüydüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisine sizin Temel Cingöz ile ilgili

anlattığınız konu anlatılarak duruşmada sorular yöneltiliyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şu şekilde cevap veriyor, yani şöyle olabilir

yani sathi değerlendirme olur ama sorunuza cevap vermek için bu değerlendirmemi arz edeceğim. Yalnız şey Temel Paşam rahmetlik Hüseyin Velioğlu’nu tanıyordu, çünkü Batman bölgesinde olsun, Gercüş alanında Mardin, Siirt alanında bu Kontra Hizbul görev yaparken dini yerlerde Siirt İl Jandarma Komutanı Rahmetlik Temel Paşamdı. Yani o yıllardı bu Kontra Hizbul ismi mi kullanılıyordu, Hizbullah mı kullanılıyordu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Kontra yani evet Kontra, Kontra Hizbul, Hizbul deniyordu, Kontra Hizbul.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kontra Hizbul tabiri mi kullanılıyordu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet o tabir kullanılıyordu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Temel Cingöz’ün de.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ben onu özellikle kullanmıyorum çünkü Hüseyin Velioğlu

Hizbullah’ın lideri olduğu için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım, Temel Cingöz’ün de bu

yapılanmayla Ergenekon yapılanmasıyla bir bağlantısı, irtibatı, ilişiği olduğu konusunda bir bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Bilgim yokta efendim tabi şöyle şimdi, mesela şimdi bu, bu tür faaliyetlerde mesela diyelim ki bu JİTEM’in kuruluşunda veya Hizbullah’ın kuruluşunda diyelim. JİTEM demeyeyim de Hizbullah’ın kuruluşunda görev almış birtakım insanlar, mesela Temel Cingöz Paşa Dev Sol tarafından vurulduğu iddia edildi. Yani o süreçte, hem de aracıyla giderken koruma ve arkasında aracıyla giderken vuruldu, o şekilde yani birkaç gün sonra hastanede vefat etti. Yani burada birtakım bilgilere sahip olan gerek bazı askerlerin ortadan kaldırılması söz konusu, ben olaya o şekilde baktım. Ama yani Temel Paşanın Ergenekon içerisinde olup olmadığı konusunda hani değerlendiremiyorum ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

47

Page 48: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:48

Tanık Bülent Orakoğlu: “Eğer yani bu faaliyetler içerisindeyse belki olabilir diye düşünmek lazım. Çünkü şeyde çok samimiydi, yani şeyde biraz önce anlatmıştım. Yani mesela Hüseyin’i yanına çağırdı, otur dedi, ama bu ilişkinin o gördüğüm zamanki Hüseyin Velioğlu gayet kravat takmış eski ülkücü ideolojisinde olan bir kişiydi. Zaten Temel Cingöz Paşa dört beş ay sonraydı tahmin ediyorum veya altı ay sonra, biz görüştükten sonra bu suikasta kurban gitti.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi örgütün öldürdüğü konusunda.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Dev Sol.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Üstlendiler sadece değil mi?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Üstlendiler evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Üstlendi, sanıklar yakala…”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani yakalanan da oldu galiba.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adnan evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yakalanan da oldu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın Arif

Doğan’a şöyle bir soru yöneltiyor, Hizbullah konusunda başka yayınlar da oldu. Mesela 2000’e doğru dergisinin Diyarbakır muhabiri Halit Güngen, Güngen öldürüldü. Hizbullah’a bağlandı, Hizbullah’ın Diyarbakır’da çevik kuvvet, yani polis, emniyet, çevik kuvvet birimlerinde silahlı eğitime tabi tutulduğu yönünde bir haber yayınladığı iddia ediliyor. Sizin bu konuda bilginiz var mı diye Arif Doğan’a yöneltiyor. Valla efendim benim bildiğim ben Kontra Hizbul’u biliyorum, Kontra Hizbul hiçbir şekilde silahlı eğitim almamıştır benim zamanımda, arkadan da Hizbullahçılara emniyet teşkilatının böyle bir eğitim verdiğine zinhar inanmıyorum, inanmakta istemiyorum. Vesaire devam ediyor, sizin bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çevik kuvvette işte.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır çevik kuvvet şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hizbu… Hizbullah Terör Örgütü üyeleri

eğitiliyor diye 2000’e doğru dergisi Diyarbakır temsilcisi Halit Güngen yayın yapıyor, ondan sonra öldürülüyor, bunu Hizbullah öldürdü şeklinde beyanlar çıkıyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şimdi şöyle.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda bilginiz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bilgim yokta çevik kuvveti, müsaade ederseniz, anlatırsak çevik

kuvvet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Toplumsal olaylara müdahale etmek amacıyla kurulmuş, yani

polislik tecrübesi az olan, biraz cüsseli arkadaşlardır yani bunlar, yani toplumsal olaylara karşı işte bir toplantı, gösteri yürüyüşü veya izinsiz gösterilere karşı hepimizin bildiği çevik kuvvet polisidir. Yani onların böyle bir imkan ve kabiliyetleri yoktur, olamaz yani. Başka bir birim derse onu düşünürdüm o zaman, düşünürüm ama böyle bir çevik kuvvet dendiği zaman çevik kuvvet personelini kastediyorsa böyle bir şey yapmaları mümkün değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine duruşmalar sırasında soru olarak yöneltilmiş sanıklardan Hikmet Çiçek var tanır mısınız, Hikmet Çiçek?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bir Perinçek’in, şey ga… yazardı galiba öyle tanırım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Aydınlık dergisinde evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişide ele geçirilen dijital belgelerde şöyle

deniyor, Hizbul Kontra’yı kuran, örgütleyen Cem Ersever’di, Ersever hayır ben yapmadım diyor, hayır Ersever yaptı. Kontra Hizbullah ilk Cem’e bağlandı, eski MHP’lilerden yararlanıldı, devlet örgütledi şeklinde dijital belgede bir beyan var. Bu Arif Doğan’a sorulmuş, ben 7 sene emrimde çalışmış olan insan.”

48

Page 49: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:49

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem Ersever’den bahsediyor, 7 sene benim

elimde, ben kurduğum dediğim şeyi bana onun kurduğunu söylüyorsunuz, Sayın Savcım yapmayın lütfen diyor. Bu konuda bilginiz var mı, kimin kurduğu konusunda Hizbullah’ı diyor Arif Doğan ben kurdum diyor, Hikmet Çiçek’ten çıkan belgede de Cem Ersever’in kurduğu iddia edilmiş, bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu konuda bilgim yokta yalnız bu derin yapılar ve onların yönettiği veya kurdurduğu bu naylon terör örgütleriyle ilgili şöyle bir şey var, mesela bazen bakıyorsunuz efendim Hizbullah’la ilgili birtakım bilgiler açıklamalar belli bir medyadaki yazara geliyor. PKK ile ilgili konular oraya geliyor, onların çok ciddi anlamda kitaplar yazdığını görüyorsunuz. Bu bir tesadüf müdür bilemiyorum, mesela bizim bu açıklanmamızdan yani Hüseyin Velioğlu ile ilgili benim yapmış olduğum açıklamalardan sonra Hizbullah bizi şey olarak hedef almış gibi gözüküyor. Yani onların mesela yapmış olduğu bazı işte fetva mı diyelim yahut basın açıklamaları belli gazetecilere gidiyor yani bu benim çok ilgimi ve dikkatimi çekiyor. Bu konuda halen de şey yapıyorum yani evet dışarıdayım ama kendi gücümce acaba niye böyle oluyor, acaba bu yönetilen naylon terör örgütleriyle ilgili bir medya ayağı mı var diye düşünmekten kendimi alamıyorum yani. Çünkü hep aynı mesela Hizbullah’la ilgili belli bir yazar, PKK ile ilgili birkaç kitap yazılmış bunlarla ilgili, birtakım açıklamalar tüm medyaya yapılmıyor, bunlara geldi yani kısa bir süre önce, isimlerini de vermeyeceğim şu anda. Ama yani bu her şeyi değerlendirmek lazım diye düşünüyorum, çünkü burada yani biraz önce de söylediniz Hizbullah, JİTEM, yani bunlarla yani aradaki ilişkiler zaten söyleniyor. Ama Hizbul Kontra o şey içerisinde Diyarbakır ve Güneydoğu bölgesinde PKK’ya karşı savaşan bir şey gibi gösterilmeye çalışılıyor. Mesela bunu Teoman Koman Paşa, Kara Kuvvetleri o dönemin komutanı Muhittin Pusinoğlu bunlar PKK’ya karşı savaşan kişilerdir veya kahramanlardır gibi bir sözleri var kendilerinin yani o süreç içerisinde. Halbuki orada yani mesela bu son şeyde, PKK’yla konusunda işte birtakım sivil adımlar atılırken, silahların bırakılması konusunda doğru yanlış bilemem ama bu süreçte 102’ye dayanılarak Hizbullahçıların bırakılması hem PKK’yı, hem de MİT Müsteşarını rahatsız etmiştir. Yani Emre Taner diyor ki ne yapılmak isteniyor, yani o süreçte kullanıldı acaba yani o süreçte yeni böyle bir dalga mı yaratılmak isteniyor gibi endişesi olmuştu. Tabi onu da kendisinin ne olduğunu açıklaması lazım, yani şey açıklamasını, basın açıklamasını bu şekilde okudum, detayı yoktu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizin mesleğinizle ilgili de olarak TİT, Türk İntikam Tugayı.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adı altında bir örgütlenme görev yaptığınız

dönemde duydunuz mu, bununla ilgili bir çalışma yaptınız mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türk İntikam Tugayı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şöyle Diyarbakır’da görev yaparken, hatta Hatay o bazı

toplantılara emniyet müdürüyken de emniyet amiriyken de bazı duvarlarda TİT yazıyordu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yılında, Diyarbakır’da mı yazıyordu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Diyarbakır’da yazıyordu evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diyarbakır’da duvarlarda TİT yazıyordu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Diyarbakır o, yani Diyarbakır’ın evet TİT yazısı vardı. Yani bin

dokuz yüz ihtilal öncesi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “80 öncesinde vardı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet 80 öncesi bu yazıyı ben orada TİT olarak gördüm ama (bir

iki kelime anlaşılamadı).”

49

Page 50: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:50

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir tespitiniz oldu mu, bu örgütü kim kurmuş, kim yönlendirmiş, kimler var?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Sonra bununla ilgili internette bile, yani biz çok şeyde herkes şu anda internete giriyor. Yani çok kısıtlı bilgiler vardı bu TİT konusunda, sonra Ergenekon operasyonlarıyla bunların arka perdesi ve TİT’in şu anda (1 kelime anlaşılamadı) haline dönüştüğü iddianamelerden öğrendik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Semih Tufan Gülaltay ismini duydunuz mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Duydum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne olarak duydunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani işte bu TİT’in içerisinde ve bir parti şeyi vardı galiba, bir parti

genel başka… partiyle mi ilgiliydi bilemiyorum, yani o şeyde duy… yani TİT’in.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “TİT ile ilgili bir tespitiniz oldu mu yani Semih

Tufan Gülaltay’ın TİT’le bağlantısı konusunda, yani TİT’in işte Emniyet Genel Müdürlüğünün birtakım aşırı sağ, aşırı sol.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Terör örgütleri vesaire listeleri vardır. Bunlarla

ilgili, TİT’le ilgili bir çalışma yapıldı mı, öyle bir istihbarat birimlerinin tespitleri var mıydı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani o tip şey şö… Sayın Savcım şimdi bizim o çalıştığımız

dönem yanıyordu Türkiye, yani biz şimdi ancak bu Batı Çalışma Grubunun eylemleriyle, arkadan Nesim Malki cinayeti, Alaattin Çakıcı’yı yani yurtdışında yakalayıp Türkiye’ye getirmek üzere çok ciddi çalışmalarımız vardı. Bunları biz yani samimi söylüyorum iki, üç saat uykuyla idare ediyorduk bütün arkadaşlar, ama o süreçte, yani bir şey o, öyle bir tespit olsaydı bana getirirlerdi. Benim söylediğim, benim emniyet müdürlüğü yaptığım veya terörle mücadele yaptığım illerde yani duvarlarda bu yazılar vardı. Ama ben sonra merakımdan araştırıp baktım ya çok şey yazılar vardı, yani şöyle insanları tatmin etmeyen, okuduğunuz zaman ne olduğu anlaşılmayan, sonra bu Ergenekon ortaya çıkması ve iddianamelerle birlikte ortaya çıktı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gaffar Okkan cinayeti konusunda bilgi sahibi misiniz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim tabi Gaffar Okkan cinayeti konusunda gene kendi araştırmalarım, yani o süreç içerisi ama şöyle bir şey Gaffar Okkan’la biz çok yakındık. Ben okulda Judo dersleri veriyordum, Gaffar Okkan’a da bir iki ders vermiştim hatta bizimle Judo çalışırken resimlerimiz de var Allah rahmet eylesin. Şimdi tabi Gaffar Okkan Diyarbakır Emniyet Müdürü, yani Diyarbakır Emniyet Müdürleri çok ciddi korunan, yani her emniyet müdürü korunur ama Diyarbakır özelliği dolayısıyla.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bende görev yaptım çok iyi korunur yani, çok iyi korunur.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Mesela çıkış yerleri, evet çıkış yerleri güzergahları her yer tutulur Sayın Savcım orada, hatta.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zırhlı araç binilir.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Özel Harekat Timleri bazen zırhlı araca kendisi binmiyordu yalnız

onu söyleyeyim. Onlara bindirilir falan yani şimdi burada tabi bir tespit var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani, şimdi mesela Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın çıkış

güzergahı üzerinde, yani burada ben, ben bu işi Hizbullah’ın yaptığı kanaatinde değilim. Ama Mahkemelerde alınan kararda Hizbullah’ın yaptığı söyleniyor, bununla ilgili de birtakım şeyler verilmiş, ancak yani bu olayın kim tarafından yani devletin derin yapıları içerisinde gerçekleştirilmiş olma ihtimali büyük. Yani bu özel harp midir, JİTEM midir? Çünkü bugün mesela derin, derin yapı dediğimiz zaman şimdi burada ilk Gladio tipi yapılar kurulduğu zaman ilk özel harpten birtakım insanlar eğitimini aldılar bunun. Daha sonra altı, yedi ay sonra da Milli

50

Page 51: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:51

İstihbarat Teşkilatı içerisindeki bir yapı gitti, yani bu şeyden o Kontra Gerilla olarak geçen birtakım onlar sivil unsurlara da bu süreç içerisine kattılar. Şimdi baktığınız zaman yani bu sivil unsurlar devamlı bazı askeri şeylerde eğitim gördüler, eğitildiler. Şimdi tabi bu süreci Gaffar Okkan suikastı şu anda Mahkemece karara bağlanmış, hatta Yargıtay süresi falan geçmiş bir şey, Hizbullah üzerinde var ama Hizbullah tabi yapmış olsa bile Hizbullah’a yardım vardır diye düşünüyorum en azından, yani Hizbullah konusunda çünkü yani Hizbullah’ın o eylemi yapacak kapasitede olmadığını herkes söylüyor. Herkes yani bu işi azıcık bilen insanlar Hizbullah bu derecede korunan Diyarbakır emniyet, çünkü bu çok önemli bir şeydir, aynı Danıştay saldırısı gibi bir olaydır, ilk defa Yüksek Yargıya bir saldırı yapılmıştır. Burada da Diyarbakır Emniyet Müdürü ne ciddi korunan bir emniyet müdürüne bu suikast yapılabilmiştir. O bakımdan bunun arkasında çok eğitim görmüş, özel savaş eğitimi görmüş, hatta mesela Gaffar’a nokta atışı da yapılıyor baktığınız zaman, yani bunlar bu eğitimi özel savaş eğitimini görmüş insanların yapacağı şeylerdir, işlerdir o bakımdan bunlar tabi şimdi bizim konuşmalarımız analizlerdir ama yani ben inanıyorum ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Meslektaş olarak hani.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle yani ben isterim bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin bildiğiniz, araştırdığınız, ulaştığınız bir

sonuç var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Sayın Savcım kesinlikle bana göre sorarsanız, Mahkeme kararı

olmuş olmasına rağmen bu Hizbullah’ın işi değildir, Hizbullah belki oralarda yani kullanılmış da olabilir, bu olaylar tekrardan soruşturulmalıdır yani bilhassa Gaffar Okkan suikastı, çok şey çıkacağına da inanıyorum yani bu süreç içerisinde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Özel Kuvvetler Komutanlığından tanıdığınız kimse var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Levent Göktaş’ı tanıyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fikret Emek’i tanıyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani tanımı… isimlerini duyuyorum tabi bu Ergenekon

iddianamelerinden tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin meslektaşınız İbrahim Şahin’i tanır

mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani isim ben geldiğim zaman İbrahim Şahin değil de Behçet

Oktay vardı. Yani ben İstihbarat Daire Başkanı olduğumda İbrahim Şahin aranıyordu, firar durumdaydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susur… Susurluk olayından sonra aranıyordu.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte o ilişkiler, Ömer Lütfü Topal meselesi vardı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir arada, bir yerde çalıştınız mı İbrahim

Şahin’le ortak mesainiz oldu mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır, hayır olmadı. Yani benim bildiğim yok, hiç hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adil Serdar Saçan’ı tanır mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanırım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıklarından.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanırım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onunla bir teşrik mesainiz oldu mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “O şöyle yani o Adil Serdar Saçan benim İstihbarat Daire

Başkanlığı yaptığım dönemde kısa bir süre benle çalıştı, yani İstihbarat Daire Başkanlığı olarak

51

Page 52: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:52

sonra Organizeye geçti öyle tahmin ediyorum. Yani onu tanıyorum ama tabi bir kere filan görüşmüşlüğümüz var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, Mehmet Ağar’la çalıştınız mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, Mehmet Ağar’la da bir kere yani bir iki kere

görüşmüşlüğümüz var. Mehmet Ağar beni sevmez bende onu sevmem ama bu şahsi bir şey değildir. Mehmet Ağar’ın yani emniyet teşkilatına çok büyük zararlar verdiğini düşünüyorum, mesela bu teşkilat içerisinde sevmediği kişilerden bir tanesi benim. Zaten benim İstihbarat Daire Başkanlığına getirilme nedenlerimden bir tanesi budur yani Mehmet Ağar’ın o dönemde hem Sayın Çiller, hem de Meral Akşener Mehmet Ağar’ın mülkü ve mülkiyedeki polis içindeki kadroların temizlenmesini de benden istemişlerdi. Tabi biz o süreçte o tarafa dönüp bakamadık, hatta ben yedi sekiz gün Niğde Emniyet Müdürlüğünden ilişiğimi kestim, yani biliyorsunuz devlet adabı ilişiği keserken tören yapılıyor. Geldik burada göreve başlatılmadık şeyde Mehmet Ağar istemediği için, yani hatta Mehmet Ağar’ın Sayın Çiller ve Meral Akşener’i tehdit ettiğini de yani daha sonra öğrendim. Yani benim göreve başlatılmamam konusunda, tabi bunlar şimdi Sayın Savcım şöyle, bunlara ben tabi dikkat ederseniz biraz böyle şey cevaplar veriyorum, şu sorduğunuz Susurluk konularına, bu şunun için, yani bu 28 Şubat sürecindeki şu anda yapılan sorguların çok daha delilli ve belgeli olarak, yani burada çok ciddi bilgi akışı devletten olması hasebiyle yani o süreçte belki bir operasyon yapılır, bunlara zarar vermeyelim amacıyla, yani bunları böyle zatıalinize söylüyorum. Yani inşallah o süreç içerisinde bütün bu olayların, Susurluk’un hep arka planı ortaya çıkar diye düşünüyorum. Çünkü Susurluk sürecini yani biz mesela 90’lı yıllardan itibaren bu süreci almamız lazım, 90’da birçok general öldürüldü, bunların hepsi yani MİT Müsteşarlığı yapmış olanlar, efendime söyleyeyim işte Orgeneral rütbesindeki in… hep Dev Sol üstlendi. Mesela bizde müdür yardımcısı vardı, o da onu da öldürdüler onu da Dev Sol üstlendi. Şimdi Dev Sol’la Ergeneko… iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü arasında birtakım şeyler var, yani ilişkiler var. Şimdi o bakımdan bunlara baktığınız zaman yani ilişkileri olduğu iddia ediliyor diyelim. Bunlara baktığınız zaman yani demek ki, yani zaten şey değil, yani normal bir şey değil. Bir tarafta laik ve Atatürkçü gazeteciler öldürülüyor, suç şeye doğru gidiyor, hemen arkasında ya İran çıkıyor. Yani bir laik, anti laik kamplaşmasına yarayacak bir şey olay ortaya çıkıyor. Halbuki mesela biraz önce söyledim Uğur Mumcu olayı yanlış anlaşıldı, mesela Hizbullah’ın arşivinde yani Uğur Mumcu olayı Hizbullah’ın arşivinden dolayı aydınlatıldı. Bu Hizbullah’ın arşivi bana göre oraya konmuş olabilir onu söylemek istemiştim ben, yani sabahleyin Sayın Başkanımıza arz ederken, yani orada mesela Hizbullah eğer bu derin yapılarla yani ciddi anlamda ilişkili olduğuna ben inanıyorum. Eğer öyle bir şey ispat edilirse o zaman bunların arşivinden o dönemde çıkan bilgilere bizim şüpheyle bakmamız gerekir. Yani orada çünkü bir kişi şeye girmek istiyor, Hizbullah’a girmek istiyor, referans olarak da kendisinin bu Uğur Mumcu cinayetini işlediğini iddia ediyor, bunun üzerine operasyon başlıyor. Halbuki benim yani bütün şey tespitlerimize göre Uğur Dündar evet PKK’yı araştırmıştır, kesin Öcalan’ı araştırmıştır. Öcalan’la devlet arasındaki ilişkileri araştırmıştır, Hizbullah’ı araştırmıştır. Bunların hepsi boy boy, internete girdiğinizde bulursunuz. Ama esas Gladio tipi yapıları ve Türkiye’deki uzantılarıyla ilgili yazıyı bir yerde bulabiliyorsunuz o da çok silik, yok yani o bakımdan, o bakımdan yani bunun öldürülme ne… tabi şudur budur dememiz mümkün değildir. Zaten şeye bakarsanız literatüre, Uğur Mumcu olayı, Bahriye Üçok gibi birtakım Atatürkçü ve laik gazetecilere yapılan bana göre de Türkiye’de birlik beraberliği ve kutuplaşmayı hızlandıran birtakım cinayetler, yani bunlar hepsi şüpheli cinayetlerdir ama arka perdesinde çıktığı Tantan döneminde bazılarının çıktığı iddia edilmektedir. Ben yani bu operasyonların hepsinin Hizbullah arşivinden çıkan o belgeye göre yapıldığı için şüpheli olduğunu düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine meslektaşlarınızdan Hüseyin Kocadağ’ı tanır mısınız?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanımıyorum.”

52

Page 53: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:53

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mehmet Özbay veya Mehmet Özbey, Abdullah Çatlı olarak.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Susurluk kazası öncesi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiyi tanıyor muydunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanımıyorum hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Güney ismini hiç duymuş muydunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani Tuncay Güney.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soruşturma öncesinde.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu iddianamelerden dolayı tabi duydum, ondan önce

bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “İddianame, yani Ergenekon iddianameleri.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok daha önce siz görev yaptığınız

dönemlerde vesaire.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok, yok şahsen bilmiyorum hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veli Küçük’le Tuncay Güney, isimleri filan.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır bir bilgim yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yeşil Mahmut Yıldırım veya Ahmet Demir

vesaire Yeşil olarak adlandırılan kişiyle ilgili istihbarat dairesinde çalıştığınız dönemde herhangi bir bilgiye ulaştınız mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani yok, bana öyle bir bilgi getirilmedi o süreçte zaten yani o hiç gündemde o zaman yani bu tür faili meçhuller, hepsi, hiçbiri gündemde değildi. Biz dediğim gibi çok ciddi anlamda o darbe şartlarını önlemeye çalışıyorduk o süreçte, benim emniyet müdürlüğü dönemimde de yani, mesela ben emekli olduktan sonra bana bir iki Yeşil ihbarı yapıldı. Hatta acaba dediğim birkaç Yeşil mi var. Mesela İstanbul emniyetine o zaman bildirmiştim, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yakalandı fakat başka bir kişi çıktı, Mahmut Yıldırım çıkmadı. Yani onun ismini kullanan biriydi herhalde o süreçte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim, şey Osman Gürbüz müydü?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok Osman Gürbüz’le de, Osman Gürbüz çok şeydi efendim, çok

ciddi yani bana göre özel harbin beyaz kuvvetlerinden olma ihtimali var, sivil unsurlarından, çok eğitim almış bir kişiydi. Biz bunu bir ara.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biraz anlaşılmadı özel harbin.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani beyaz kuvvetler, sivil unsurlara beyaz kuvvetler deniyordu

eskiden, şu anda dinamik güçler mi deniyor tam şeyini bilemiyorum. Yani özel savaş eğitimi almış sivil unsurlardan bahsediyoruz. Bu şahsın mesela ben İstanbul İstihbarat Müdürlüğünde kısa süre kaldım oradan Giresun İl Müdürü oldum. O süreçte biz TİKKO operasyonu yaparken bu Gürbüz’le ilgili de bir operasyon yapmıştık, yani çok ciddi anlamda sıkıntıya sokmuştu o operasyon yapan polisleri, yani kaçmıştı yani, yedi sekiz kişi evi çevirmişlerdi. O bakımdan söylüyorum yani çok ciddi anlamda o dönemde atletik ve iyi eğitim almış bir kişi olduğu, şeyi yani oradan biliyorum Osman Gürbüz’ü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine siz görev yaptığınız dönem içerisinde karargah evleri, İşçi Partisi yapılanması, askeriye içerisinde İşçi Partisinin veya Aydınlıkçıların yapılanması şeklinde bir bilgiye ulaştınız mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben bunu şeyden sonra, görevden sonra bu bilgiye ulaşmıştım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman ulaştınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben. Yani işte bu kitapları yazma sürecinde araştırma oluyor ya

efendim.”

53

Page 54: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:54

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Araştırırken o hatta Nevzat Tarhan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İddianame öncesi mi? İddianameler ortaya

çıkmadan önce.”Tanık Bülent Orakoğlu: “İddianame öncesi evet, evet. Ben Zekeriya Öz’e bu bilgiden

haberi olup olmadığını sormuştum, sonra onunla ilgili kişiyi de çağırmıştı zaten Zekeriya Bey, Savcı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, Karargah evleriyle ilgili bir yapılanma olduğunu.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Karargah evleri. Yani bir şeyde böyle bir belgeyi buldum, internette mi tam hatırlayamıyorum, çünkü kitapları yazarken çok ciddi iki üç ay giriyorsunuz şeyin içerisine, öyle bir belge elime geçmişti, sonra bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz de mi o belge?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani olmayabilir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl bir belge, kim hazırlamış?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani hiç detaylarını hatırlamıyorum, yalnız ben o şöyle bu Nevzat

Tarhan’ın, Nevzat Tarhan’dı herhalde yanlış söylemeyeyim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava tanıklarından o da kamu tanığı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, o mesela o Karadayı Paşaya yazdığı bir mektup vardı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O süreçte, yani işte bu Karargah Evlerinin Türkiye’ye çok ciddi

anlamda büyük sıkıntılara götürecek falan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Haber7.com’da yayınlanan bir şey var evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben o yazıyı yani Karargah Evlerinin kendisini değil de o yazıyı

şeye vermiştim Zekeriya Bey’e, yani belki işlerine yarar diye. O şeye yazılmamış zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yine açık kaynaklarda yer almış 27

Nisan muhtırası işte.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki

Aydınlıkçılar tarafından hazırlanmıştır şeklinde beyanınız olmuş, doğru mudur?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, benim yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda bir tespitiniz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şöyle ihanet çemberi isimli kitabı yazarken orada bu Perinçek ve

yani işte o partisiyle ilgili veya Perinçek’in ta eski dönemlerden başlayarak Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma faaliyetleriyle ilgili de bir şey bölüm almıştım orada, yani benim kendi kanaatimdi, bunun arka perdesiyle ilgili değil. Çünkü orada Peygamber Efendimiz çok ciddi anlamda bir irtica tehdidi gibi gösteriliyordu. Ben olsa olsa dedim bu dedim yani bu yani bu Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde ancak Marksist Leninist düşüncede bir kişi, yani inanmayan birtakım insanlar bunu yazabilir diye düşünmüştüm, o bakımdan onu oraya geçtim ve tahmin ediyorum zaten o süreçten sonra Perinçek ve partisiyle ilgili yani birtakım operasyonlar da yapılmıştı. Ama benim kitabımla ilgili değil tabi, yani o Ergenekon’un şeyi içerisine gitti, yalnız 27 Nisan muhtırası da tabi şeye alınacak tahmin ediyorum, soruşturma kapsamına, orada arka perde çıkacaktır. Yani o benimki bir analizdi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine dava sanıklardan Sedat Peker.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu ismi biliyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tanıyorum evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bununla ilgili herhangi bir çalışmanız oldu mu,

operasyon vesaire?”

54

Page 55: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:55

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sedat Peker’le ilgili benim İstihbarat Daire Başkanlığı dönemimde bir ufak bir çalışmamız olmuştu. Yani ilişki kurduğu kişilerle ilgili olarak, çünkü biz o süreçte Türkiye’de organize, yani Türkiye’nin 1. tehdidinin organize suç örgütleri olduğu konusunda bir şeyimiz olmuştu. Gerçi bu Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının görevi değildi, ama yani o süreçte beni yani şey içerisinde, istihbarat içerisinde bazı arkadaşlar bu bizim görevimiz değil demişler ama biz bir çete haritası çıkartmıştık, o süreçte böyle bir yapılanma olmuştu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl irtibatlarına ulaşmıştınız, Sedat Peker’in ne tür ilişkileri vardı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani efendim işte yani bir bazı kişilerle ilgili yani devlet dairesindeki bazı kişilerle ilgili yakınlaşmaları kurduğunu tespit.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıklarından kimse var mı o tespit ettiğiniz kişiler içerisinde?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır, bizimki biraz daha çok kamu kurum kuruluşları içerisindeki insanlardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alaattin Çakıcı ile ilgili bir çalışmanız oldu mu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Alaattin Çakıcı ile ilgili çok ciddi oldu, yani çünkü Alaattin Çakıcı’nın bu yani iddia olunan Ergenekon Terör Örgütüyle ilgili ilgisi olabileceğini düşünüyorum. Yani ama şeyde göremedim, iddianamelerde, çünkü şöyle söyleyeyim efendim. Alaattin Çakıcı bizim bulunduğumuz süreçte yurtdışında firardaydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ve biz bu süreç içerisinde Alaattin Çakıcı’yı, Kürşat Yılmaz’ı

yakalamıştık, Alaattin Çakıcı’yı da yakalama faaliyetlerine girdik. Alaattin Çakıcı’yı yakalamak isterken mesela çok büyük bir ekiple karşılaştık, yani mesela bunu kırmızı bültene alınmamıştı. Yani bir organize suç örgütü, mesela Türkbank ihalesinde ciddi o süreç içerisinde şeyi var, yani tehdit ediyor tarafları o Korkmaz Yiğit, yani bu Türkbank ihalesi ile ilgili çok ciddi bir yeraltı çalışması yapıyor. Türk, Türkbank ihalesinin Korkmaz Yiğit’e verilmesi adına birtakım şeyleri var, faaliyetleri var orada veya çekilmesi adına, bu bakımdan onu biz şeye aldık, bu sefer bunlar ciddi anlamda, o 28, bunun da tabi arka perdesi aydınlanacak tahmin ediyorum. 28 Şubat sürecinde ve bu o dönemin işte Başbakan yardımcısı Sayın Çiller’le ilgili yani hiç hoş olmayacak bir açıklama yaptı bu Alaattin Çakıcı. Bunun üzerine biz Mehmet Eymür o zaman Kontra İstihbarat Daire Başkanıydı. Biz Meral Akşener’in makamına gittik, çağırıldık daha doğrusu ve burada Alaattin Çakıcı’yı yakalamak üzere girişim yani bir şey başlattık, çalışma başlattık. Alaattin Çakıcı dünyada mafya örgütleri Sayın Savcım bir şey var, yani bir mafya dünya organize bir mafya dünyası var. Yani mesela A.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani ulusal medya bir de uluslararası medya işbirliği mi var?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet uluslararası, uluslararası bir mafya örgütlenmesi var, yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mafya örgütü evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Mesela baktığınız zaman bazı mafya örgütleri diyelim ki, başka

bir ülkeden kaçtığında geliyor Türkiye’de saklanacak bir yer temin ediliyor. Mesela Alaattin Çakıcı genelde o süreçte Hollanda mıydı tam hatırlayamıyorum, bir orada bir yerdeydi, kalıyordu. Yani o mafya, oradaki mafya gruplarıyla irtibat halindelerdi. Fakat yani böyle bir operasyon olduğunda haberi oluyordu, yani biz mesela düşünün kırmızı bültene aldık, çok gizli bir operasyon başlattık Alaattin Çakıcı ile ilgili, hiç kimseye haber vermeden onu işte aslında bulunduğu yer değil, 2. gittiği yerin ismini açıklamayayım. Bulunduğu ülke, çünkü devam ediyor şey, bulunduğu ülkede değil de o ülkeden hemen kaçıyor, haber alıyor yani şeyin içerisinde, devletin içerisinde siyasetin içerisinde, emniyetin içerisinde çok ciddi şeylere sahip bir insan, o

55

Page 56: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:56

süreçte. Yani onun da o şekilde hatta ekip mekipte oluşturmuştuk. Mesela Alaattin Çakıcı bizden sonra tekrar bu şey devam etti ama haber almıştı, yani şeyi haber alıyordu. Yani biz mesela ekibi çıkaracaktık, bizim hep yani sürecimiz çok kısaydı, yani çalışma sürecimiz kısaydı, biz normal Alaattin Çakıcı’nın kaldığı yere ekip çıkaracaktık, onu da duyuracaktık, onu haber verecekti. Alaattin Çakıcı esas sığınma yerine gelince orada alacaktık Alaattin Çakıcı’yı o kaçtığı 2. ilden, ülkeden. Yani böyle bir operasyonda orada yarım kalmıştı, tabi yani Alaattin Çakıcı’nın mesela bugün Türkbank skandalı dediğimiz, yani o dönemde Mesut Yılmaz’ın düşürülmesi yani olayıyla ilgili çok ciddi faaliyetleri var o süreçte. Yani o, olayın da tam aydınlatıldığı söylenemez, aslında tabi Mes… Sayın Mesut Yılmaz da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siyasete müdahale etti diyorsunuz öyle mi?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Siyasete, her yere müdahale etti, yani çok ciddi bir yani

düşünebiliyor musunuz bir Başbakan Yardımcısıyla ilgili hiç hoş olmayacak iddialarda bulunabiliyor şahıs yani. Ama bunu kendi iradesiyle yaptığını düşünmüyoruz, o süreç içerisinde 28 Şubat süreci içerisinde işte Sayın Çiller de itibarsızlaştırılacak kişiler arasına alınmıştı, böyle bir operasyonun parçasıydı bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine dava sanıklarından Sami Hoştan, bu kişiyle ilgili herhangi bir çalışmanız oldu mu, bir bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır efendim olmadı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Drej Ali lakaplı Ali Yasak.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ismini duyuyorduk onların, tabi yani o bizim, benim

çalıştığım süreç içerisinde bu kişiler bazı emniyetçilerce muteber kabul edilen kişilerdi. Yani bu Drej Ali falan, benim bir şeyim olmadı o süreçte.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Hüseyin Buzoğlu ismini duydunuz mu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır duymadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Salih Mit.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Salih.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Salih Mit.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet duydum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişiyle bir irtibatınız var mı sizin?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi biraz önce biz bir Arif Doğan’la birlikte emekli olduktan

sonra, bir Arif Doğan yoktu da Salih Mit, bir MİT’çi arkadaş bir güvenlik şirketi kurmuştuk.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Daha sonra Arif Doğan’da katıldı, sonra yani hiç faaliyete

geçmeden ayrıldım o, Salih Mit’te ayrılmış oradan. Yani o kurulma aşamasında onları tanıyorum, o MİT’çi arkadaş bizi tanıştırmıştı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunun için sordum Mustafa Hüseyin Buzoğlu dava sanıklarından.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Salih Mit adına kayıtlı bir telefonu kullanıyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani onu haberi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda bilginiz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Haberi var mıymış efendim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Salih Mit’in haberi var mıymış?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dayısı olduğunu söylüyor o kişinin.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Öyle mi, belki de yani şimdi ben ismini hatırlamadan görüşmüşte

olabilirim bir şey diyemiyorum o zaman. Çünkü biz o şeyi kurarken, güv… yani şirketi kurarken birkaç toplantıya katılmıştık ama dışarıdan gelen kimse pek yoktu.”

56

Page 57: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:57

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz yine ifadeniz sırasında psikolojik

harekattan bahsettiniz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda özel bir eğitim aldınız mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Psikolojik harekat konusunda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Psikolojik harekat, psikolojik savaş

konusunda.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gri propaganda, kara propaganda vesaire

konularını bilir misiniz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok, bi… yani tabi benim istihbaratla yani mesela uzun yıl da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani istihbaratta görev yapacak kişilere

böyle.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Terörle istihbarattayım ama bunun eğitimini almadık biz yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eğitim vermezler öyle mi?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi iç düşman, dış düşman.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tabirlerini biliyor musunuz, bu konuda bilginiz

var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani içi düşman, yani psikolojik harekat olarak mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O şeye bağlı tabi yani, yani bulunduğunuz yere bağlı, yani bir

terör örgütüyseniz o iç düşman başka olur ama siz yani şey olarak devlet görevlisi olarak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devletin, devletin böyle bir kategorize etmesi

var mıdır, yani istihbaratta.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bu bizde yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İç düşman, iç düşmanlar şudur, dış düşmanlar

budur şeklinde kategorize edilir mi?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle, bizde yoktur ama hayır bizde öyle bir şey

tanım olmaz. Yani ben öyle bir şey duymadım yalnız biz deniz kuvvetleri istihbaratında bu Kadir Sarmısak ifade verdikten sonra beni de çağırmışlardı. Orada Mehmet Aygüner vardı, gözaltına alındı. Bizi dost kuvvetler istihbaratı olarak telakki etmişlerdi, bizim oradaki deniz kuvvetlerinden Batı Çalışma Grubu belgesi sızdırdığımızı, yani bizim böyle bir şeyimiz yok yani olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yine Haber7.com isimli internet sitesinde.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir röportajınız yayınlanmış, Neşe Düzel’le

Radikal gazetesinde yapılan bir röportaj. 29 Mayıs 2006 tarihinde yani Danıştay cinayeti işlendikten 12 gün sonra yapılan bir röportaj. Burada birtakım sizin beyanlarınız var, o nedenle tamamını ben size okuyup.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda açıklamalarınızı isteyeceğim. Size

soruluyor eski bir polis müdürü olarak Danıştay cinayetinin işlenme biçimi hakkında ne düşünüyorsunuz diyorlar. Cinayetin bazı noktalarının çok profesyonelce olduğunu, bazı noktalarının ise profesyonellikten çok uzak bulunduğunu düşünüyorum. Bunu açar mısınız, bu cümlenizi, nereleri profesyonel, nereleri profesyonel değil?”

57

Page 58: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:58

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani mesela bir avukatın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu işte kullanılması yani bir şey gösteriyor. Yalnız tabi ben o

zaman şunu da söylemiştim, yani o dönemdeki Avukat’ın esas tetikçi olmadığını, yani bu tamamen bizim polis teşkilat.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devamında, devamında okuyacağım, bu şeyde var, röportaj içerisinde.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet o zaman tamamını alsak Sayın Savcım ona göre bir değerlendirme yapayım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamam, bir katilin yakalanma ihtimali çok yüksek olan bir cinayeti işlemeye razı olması doğal mıdır, diye size yöneltiyor, soru yöneltiyorlar değildir diyorsunuz. Ancak psikolojik hastalıkları, saplantıları olan biri böyle davranabilir. Ama bence Danıştay’da böyle bir eylem yapılırken başlangıçta yakalanma ihtimali zayıftı, çünkü öyle anlaşılıyor ki eylem öncesinde burada çok ciddi keşifler yapılmış. Güvenlik kamerasının bozuk oluşu falan, bunlara içeriden bilgi veren insanlar da olabilir. Olay yeri, giriş çıkışlar incelenmiş, izlenmiş, eylemi yapanlarda biz çok rahat vurur ve kaçarız kanaati oluşmuş olabilir. Şimdi olay olup bittikten sonra insanlara bütün bu yaşananlar çok basit gibi geliyor ama sanık yakalanmasaydı Türkiye’de hiçbir birim bu eylemin arkasında bir avukatın olduğunu, tetiği onun çektiğini düşünemezdi. Evet, bu sonuca nasıl vardınız?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, yani şimdi efendim tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yakalanmasaydı diyorsunuz kesinlikle avukat

olduğuna kimse kanaat getiremezdi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ben şimdi tabi uzun yıllar terör ve istihbarat müdürlükleri

yaptığım için, yani bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tecrübelerinize dayanarak mı

söylüyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tecrübelerime dayanarak tabi bunu söyledim. Hatta ben orada

bir şey daha söylemiştim, yani bu bir birim olabilir gibi, bu derin devlet yapıları içerisinde yani böyle, bu tür yapılanmalar var. Alparslan Arslan’ın da yani eylemi yapacak kişi olmadığını, ancak aralarında yani daha sonra bunlar bu şekilde ben onları tahmin olarak söylemiştim, onlar yazmıyor mu acaba orada efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bildiklerinizi anlatın.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O konuda bildiklerinizi anlatın, biz buradan

soru yöneltelim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz almadan konuştu anlaşılamadı.Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır ben şey mi söylüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani hangi derin yapıdan bahsettiniz?”Mahkeme Başkanı: “Buyurun, bir dakika, Savcı Bey bir dakika.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soruyu sormadım daha Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Savcı, Savcı Bey bir dakika efendim Savcı Bey sorsun. Savcı.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim geçen soru, geçmiş soruya,

geçmiş soruya itiraz edeceğim efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Kanaat olarak verilen röportajda tanığın

kanaati ben öyle düşünüyorum, öyle olduğunun kanaatindeyim şeklinde mesleki tecrübenize dayanarak mı bunları söylüyorsunuz şeklinde tanığın kanaatini söylediğinde teyit edecek şeklinde soru soruluyor efendim. Bilgi görgü sorulmuyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun, siz de.”

58

Page 59: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:59

Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben zaten bilgi görgü olduğunu, yani bir analiz olduğunu söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Sizden somut bilgilerinizi istiyoruz, buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zaten olayın tanığı değil.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bir açıklama yapmış.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O açıklamasını soruyorum bizzat.”Mahkeme Başkanı: “Tamam zapta geçti efendim buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cinayet işlenirken orada mıydınız?”Mahkeme Başkanı: “Somut bilgilerinizi anlatın.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cinayet işlenirken o odada mıydınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bilgi, görgü olması mümkün değil zaten.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Değil tabi, değil tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu konuda vermiş olduğu birtakım bilgiler

var, bu bilgileri neye dayandırıyor onu soruyoruz. Katil arkasında çok sayıda bir ipucu bırakmış, bu acemiliğini mi gösteriyor, yoksa katil başka bir amaçla mı hareket ediyor diye soruyorlar. Bir kere sanık çok ciddi bir eylem yaptı, altı kişiye nokta hedef olarak ateş etmesi profesyonellik işaretidir. Yakalanışı ise amatörlük işaretidir, tabancasını beline koysaydı, katlardan rahatça inseydi, polis dur dediği zaman silahını çekmeseydi, katil kapıdan rahatça çıkardı. Ama kapıya yaklaştığında silahı elindeymiş, yakalanmamak için de polisle çok boğuşmuş, bence bu şahıs Danıştay’daki eylemi yapacak olan esas tetikçi değildi. Evet, bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu tamamen benim analizim, şöyle yani olayın oluş şekli zaten hemen anında mesela bu cinayetle Mustafa Özbilgin mi herhalde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Mustafa.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Öldüğünde ve diğer hakimler yaralandığında şahıs kaçıyor, polis

memuru bu Alparslan Arslan’ı şeyle yakalıyor, şüphe üzerine yakalıyor. Bir sesleri duyuyorlar, onların cinayetten falan haberleri yok, bunu alıyor, enterne ediyor ama bunun olayın faili olduğunu bilmiyor yani o süreç içerisinde. Ondan sonra mesela arabada, yani benim şimdi buradaki analizlerim o süreçte araçta medya devamlı veriyor işte şu çıktı, bu çıktı falan. Onun üzerine yaptığım analizlerdir, yani tamamen mesleki bir ne diyelim, mesleki bir şeyden dolayı yani bizde mesela bir olay olduğu zaman reflekslerimiz oluyor ister istemez. Bu mesleki refleks, ben şimdi bu tür olaylarla ilgili Terörle Mücadele Müdürlüğü yaptığım süreçte, istihbarat yaptığım süreçte benim biraz da ilgi alanım hep bu mesela Uğur Mumcu cinayetine özel bir ilgi göstermiştim. Sayın Sav… mesela gelir gelmez istihbaratta bununla ilgili bir çalışma başlamıştım yani bir ekibi çalıştırıyordum. Yani buradaki şeylerin tamamen benim polislik mesleğimde edindiğim tecrübeler ışığında, mesela bunun bir şöyle yani bir avukatın, şimdi Alparslan Arslan’ın böyle bir eylemi önce kendisinin yapamayacağını düşündüm. Yani muhakkak arkada biri olabilir, o vazgeçmiş olabilir demiştim yani o süreç içerisinde, korkmuştur veya çünkü bu tür eylemleri yapanlar sonradan ortadan kaldırılır, yani netice itibariyle belki adam onu düşündü, belki parada anlaşamadılar. Ve sonra buna benzer şeyler de zaten çıkmıştı, onun için zaten mesela bu tür cinayetlerden sonra bazı böyle gazeteciler bizle bu konularda röporta… bu bir tane değil yani birçok olayda benim böyle açıklamalarım vardır.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, Bülent Bey bu söyledikleriniz somut bilgiye dayanmıyor, analiziniz diyorsunuz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi hepsi analiz, tabi tabi hepsi analiz.”

59

Page 60: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:60

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey bir ara verelim.”Tanığın beyanı alınması sırasında tutuksuz sanıklardan Muhterem Bağcı’nın geldiği

görüldü.Huzurdaki yerine alındı.Saatin 15:15 olduğu görüldü.Duruşmaya 15 dakika ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada tutuksuz sanıklardan Sanık Sami Hoştan’ın geldi görüldü.Huzurdaki yerine alındı.Tanık Bülent Orakoğlu eski kimliği ve yemini tahtında huzura alındı.Soru sorma işlemine devam olundu.Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oturumdan önce size Danıştay olayı ile ilgili

29 Mayıs 2006 tarihinde verdiğiniz mülhakatı okuyordum. Burada sizin bir tespitiniz vardı bence bu şahıs Danıştay’daki eylemi yapacak olan esas tetikçi değildi. Esas tetikçinin Alparslan Arslan olmama ihtimali yüksek. Esas tetikçi başka biriydi, bir tanık eylem yapılmadan önce bunların 3’ünün bir arabada tartıştıklarını görmüş bence esas tetikçi eylemi gerçekleştirmek istememiş olabilir. Konuşmalarına bakıyorum Alparslan Arslan bir birimi idare eder gibi görünüyor zaten. Şunu söyleyeyim bu eylem daha alt seviyedeki tetikçilerin yapacağı bir şey. O şahıs nedense eylemi yapmak istemedi veya aralarında bir şey oldu ve Alparslan Arslan gitti kendisi yaptı bence bu yüzden de yakalandı. Arabadaki tartışma bunun tartışması olabilir. Cinayetin işlenişinde çok ciddi bir profesyonellik var ama eylem sonrasında aynı profesyonellik yok birtakım yerlere ulaşan öyle telefon kayıtları var ki, Alparslan’ın yakalanacağı sanki hiç düşünülmemiş. Evet, burada Alparslan Arslan’ın aslında tetikçi olmadığını bir tanığın arabada tartıştıklarını gördüğünü beyan ediyorsunuz bu konuda bilginiz nedir?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim bunların hepsi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi tanık.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O dönem yani o haberi çünkü çok önemli bir olaydı.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Haberi veren birtakım gazeteler vardı yani bende.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Medyadan mı böyle bir tanık beyanı diye

okudunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet onları oradan düştü… ben bunları tabi şey analiz olarak

yapmıştım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani burada şimdi biraz önce söylemiştim yani bizdeki refleksler

dediğimiz olay yani ben bu tür olayları çok ciddi daha önceki yıllarda da araştırmıştım. Yani burada baktığınız zaman mesela bu oradaki eldeki birtakım veriler o medyada öne çıkan işte mesela arabada Vakit Gazetesi bulunduğu iddiaları falan vardı o süre süreç içerisinde bu bir şey kararından dolayı türban kararından dolayı bu dairenin hedef alındığı iddiası vardı. Yani bunları bir araya toplayarak böyle bir analizler yapmıştım. Yani birkaç olayda da bu tür analizlerim var, bu tabi en tutan analizlerimden bir tanesi oldu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Birtakım yerlere ulaşan öyle telefon kayıtları var ki.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte onlar hepsi şey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diyorsunuz bu konuda bilginiz var mı nasıl bir

telefon kaydı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Valla efendim o süreç içerisinde medyadan herhalde aldığımız

şeyler bunlar yani Sayın Savcım.”

60

Page 61: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:61

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani sizin elinizde herhangi bir telefon kaydı vesaire.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır, yani ben çünkü zaten bu şey olaydan çok sonra yapılmıştır yani tahmin ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “12 gün sonra yapılmış.”Tanık Bülent Orakoğlu: “12 gün sonra işte o sıralar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani daha 17’sinde cinayet işlenmiş.”Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte ben. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zaten birkaç gün sonra ifadesi belki basına

yansımıştır.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sayın Savcım şimdi şöyle benim yani bu olaylarda çok

ciddi araştırma şeyim vardır. Yani mesela olay ne olmuştur, medyadan çok ciddi araştırırım arkadaşlara sorarım ederim filan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu şeyde böyle bir olay çıkmıştı hatta ben mesela acaba

yakalanmasaydı yani o arabada ne oluyordu falan meselesi üzerine çok kafa yormuştum o zaman hatırlıyorum yani. Yani bende genelde zaten medya bizden bu, bu tür olaylar olduktan sonra böyle gelip bazı olaylarda bizle şey yapmıştı yani bunlar tamamen o medyada çıkmış birtakım bilgilerin değerlendirilmesi yani şahsım tarafından.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim oturduğunuz yerden konuşmayalım, bir sorunuz, bir

sorunuz varsa bir sorunuz, bir sorunuz varsa yazılı, yazılı dilekçe verin. Müdahale etmeyin.”Sanık İsmail Sağır söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim lütfen, lütfen sizinle, sizinle ilgili bir şey söylemedi.”Sanık İsmail Sağır söz almadan konuştu anlaşılmadıMahkeme Başkanı: “Çıkartalım dışarıya, çıkartalım dışarıya buyurun.”Sanık İsmail Sağır söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Buyurun çıkın.”Sanık İsmail Sağır’ın ısrarla konuşması üzerine dışarı çıkarıldı.Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Katil sizce bu işler için eğitilmiş biri mi yoksa

bir acemi mi diye sormuşlar. Siz de kesin olarak çok ciddi eğitim almış biri.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet onu şunun için söylemiştim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani hem birini öldürüyor diğerlerine de seri ateş ediyor, yalnız

çıkarken bir yani işte yani polis memuru bunu telaşlı hareketlerinden yakalıyor yani, yani eylemi yapmış tarzından söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani özel profesyonel bir eğitim almayan bir kişi 5 kişiyi arka arkaya öldüremez diyorsunuz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ateş etmek çok zordur efendim yani. Yani kişiye yani silahı verirsiniz de bir silahı ateş edebilmek birini vurmak öyle bir kolay iş değildir. Yani bu seri taradı hepsini yani o bakımdan söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biri gizlendi ve o 5 kişiyi hedef gözeterek vurdu. Profesyonel biri olmasaydı hepsini vuramazdı, bu olayın arkasında fevrilik, acemilik aramayalım şu üyeden özür dilerim gibi sözlerine de siz bakmayın bütün bunlar konuyu provoke etmek için edilen sözler. Bu eylemin esas amacı toplumda infial yaratmak insanları bölmek, Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemektir. Bu olay hükümet tali hedeftir. Evet, hükümet tali hedeftir derken neyi kastediyorsunuz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şöyle yani şimdi ben burada.”

61

Page 62: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:62

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada hükümete yönelik olarak iddianamede bizim iddiamız bu.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hükümete yönelik olarak Ergenekon terör

örgütünün eylemi olarak belirtiyoruz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi şöyle Ak Partiyle ilgili bir kapatma davası biliyorsunuz

yapıldı ve yani Ak Par…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet o bir gerekçe yapıldı bu olay.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu olay da gerekçe yapıldı orada.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani bu süreçte yani kapatma davası yapılırken bir de yani

biraz önce Sayın Mahkeme Başkanı da sordu Cumhuriyet Çalışma Grubu yani şimdi buradaki delillerin hepsi yani bu Cumhuriyet Çalışmanın Grubunun delilleri gibi gözüküyor. Yani kapatma davasında veya işte Ak Partinin paraya mahkum edilme olayında şimdi ben tabi bunları çok ciddi araştırıyorum biraz önce soruluyor. Şimdi bakın bizde polis refleksi diye bir şey var. Şimdi ben mesela bu olay olduktan sonra burada şimdi Alparslan, mesela keşif yapıldığını nereden şey yapıyor şey bozuk kameralar bozuk o zaman medyada da gündeme getirilmişti OYAK Güvenlikle ilgili olduğu. Ve tabi sonradan bunların hepsi ortaya çıktı. Ancak şöyle bir şeyde var tabi yani mesela bu şahıs tesadüfen yakalandı. Yani bunu mesela polis memuru yakalıyor şüpheli hareketlerinden dolayı götürüp başka bir odaya koyuyor, olaydan haberi yok polisin yani vurulduğundan filan yukarıda Mustafa Birden’in vurulduğundan haberi yok. Daha sonra bakıyorlar ki, yukarıda bir şey işlenmiş cinayet bu adam akıllarına geliyor. Yani Alparslan Arslan o bakımdan yani tabi bir şey var yani kendisinin mesela ben bunun bir birim olabileceğini de söylemiştim bunu şeye dayanarak söyledim Özel Harbin yani bu kontra gerilla içerisindeki Özel Harple ilgili birtakım böyle birimler olduğu şeklinde idi yani şeylerimiz. Mesela bu Atabeyler operasyonu filan vardı ilk çıktığınızda, çıktığında hatırlarsanız, orada da birimler vardı. Acaba yani bu da mı beyaz kuvvetlerden gibi aklımdan geçiyor tabi bunlar bir şey olarak söylemiyorum bilgi olarak. Yani benim kafam da yani polislik olarak 50 tane şey geçer Sayın Savcım biz bir olayla ilgili hemen yani mesela medya bize başvuruyor, o başvurduğu içinde biz genelde yani doğru bu olayda biraz yani çok doğru bilgiler üzerinden gittiğimi biliyorum yani şey olarak analizler olarak bu şekilde oldu. Yani oradaki medya bilgilerinin benim polis mesleğimle ilgili tecrübelerimi karıştırarak yaptığım bir analizdi bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet biraz hızlandırıyorum bazı bölümlerini, tetikçiler yaptıkları eylemle kendi fikirlerine hizmet ettiklerini sanabilirler ama asıl istenen şey toplumda bir kargaşa, huzursuzluk, ülkede istikrarsızlık yaratmaktır. Mesela Danıştay cinayetinde tetikçi ve azmettiriciler ulusalcı çizgide milliyetçi reflekslerle hareket etmiş olabilirler. Bu olay bazı ulusalcı, milliyetçi grupların ilişki ağını ortaya koyuyor ama bu tür eylemlerde olayın en arka planına asla ulaşamayız biz. Yalnız şu var, bu tür olayları hep Türkiye dış politikaları önemli kararlar verecekken oluyor ve Türkiye’nin hassasiyetleri kışkırtılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle Türkiye’de Mayıs ayında çok önemli şeyler olacak diye önceden söylenmişti bu olaylarda dış güçlerin manipülasyonları çok önemlidir. Bu konuda ne biliyorsunuz Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle olaylar olacak.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim bunların yine hepsi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede söylenmişti bu konuyu açar mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şimdi tabi bu şeyi hatırlamam mümkün değil ama muhakkak

bir şeydir yani haberdir muhakkak oradan almışımdır. Şimdi ben onu şunun için söylemiştim Sanık Alparslan Arslan burada bu cinayeti işledikten yani eylemi yaptıktan sonra bir işte laik olmayan bir slogan atıldığı iddia edilmişti o süreçte yani vurduğu zaman yani Allahu Ekber.”

62

Page 63: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:63

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Danıştay Başsavcısı o zaman bir açıklama yapmıştı.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet (bir kelime anlaşılmadı) zaten Cumhurbaşkanı o zaman Necdet Sezer’di.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Daha 5 dakikada yani bunun ne olduğu anlaşılmadan aradan 5,

10 dakika geçmeden bu laik Cumhuriyete yapılmış bir saldırıdır açıklamasında bulundular burada onun için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eylemden hemen sonra.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hemen sonra yani adam yakalandı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu böyle bir slogan attı diye e sonradan atılmadığı söylendi yani

bilemiyorum şimdi atılıp atılmadığını.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani ateş ederken değil daha sonra işte

polisler yakaladığında oturduğunda unuttuğu bir şeyi söyler gibi bağırdığı işte Osmanlı torunları (1–2 kelime anlaşılamadı).”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bir bir şey hazırlanıyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanık beyanları var.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim söylemek istedim yani buradaki benim bütün bunlarda

yani bir olay hazırlanıyor zaten Ak Partinin işte kapatılması gibi bir yani bu süreç içerisinde hükümetin yıkılmasıyla ilgili burada işi sağlamlaştıracak kamu algısında işte bak irticacılar aynı zamanda eylemde yapıyorlar meselesini gündeme getirmek üzere toplumda böyle bir algıyı yaratmak üzere yapılmış olabilir diye o süreçte bunu söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani burada ciddi bir şey söylüyorsunuz, cinayette tetikçi ve azmettiriciler ulusalcı çizgide milliyetçi reflekslerle hareket etmiş olabilirler.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu konuda bir bilginiz var mıydı yani

ulusalcı çizgide olmaları.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır şimdi bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Milliyetçi vesaire.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O şöyle Sayın Başkanım şimdi mesela slogan ben yalnız bu

cinayet için söylememiştim, başka cinayetlerde de mesela burada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Danıştay olarak somutlaştırmışsınız yani.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani belki orada şimdi bu tabi o süreç.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “İçerisinde şeyler veriliyor. Yani biz mesela şunu söylemeye

çalışıyorum şimdi mesela Mehmet Ali Ağca’dan bunu çok ciddi şey almamız lazım yani Mehmet Ali Ağca Türkiye’de yetişen gençlik şu anda maalesef yani birden bire zengin olma şeyinde peşinde. Yani Mehmet Ali Ağca gibi olmak isteyen bir gençlik var Türkiye’de bunlar da milliyetçi gruplardan seçiliyor yani baktığınız zaman baktığınız zaman mesela Danıştay cinayeti böyle bir cinayet, Dink cinayetine baktığınız zaman böyle bir cinayet şeyde görüyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Polat olmak isteyenler de var.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi yani işte o ben tabi bu gençliği alıyorum bu gençler özen

yani seçiliyor bunlar toplum içerisinde yani bu. Mesela Büyük Birlik Partisiyle ilgili ciddi iddialar vardı o süreç içerisinde e şimdi bir mesela Büyük Birlik Partisi Lideri o zaman sağdı ben bir görüşme yapmıştık yani orada, o bana şunu demişti yani bizim bu Alperenlerle ilgili ciddi şeyler var. Yani sanki kontrolünden yani şimdi Büyük Birlik Partisi yöneticileri bunu kabul etmiyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alperen Ocaklarıyla ilgili mi açıklama yaptı?”

63

Page 64: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:64

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, yani şöyle Bahçeli Bahçeli bu Ülkü Ocaklarını yani bu tür faaliyetlerini çok ciddi yasaklamıştı o süreç içerisinde şimdi yine hatırlarsanız Büyük Birlik Partisine çok ciddi bir akım oldu. Yani bazı işte şeyden MHP’den atılan bazı bakanlar filan Büyük Birlik Partisine girdiler. Şimdi orada Muhsin Yazıcıoğlu biraz şeye kapılmıştı yani işte bu Santoro Rahip Santoro cinayetinden sonra orada biliyorsunuz kendisiyle ilgili birtakım görüntüler filan da çıkmıştır çok üzülmüştü o olaydan. Yani biz dedik ki, burada yani sizin partinizin gençlik kollarını kullanmak isteyen bir örgüt olabilir dikkat edelim demiştik. Hatta ben yani rahmetli Muhsin Yazıcoğlu’nun ölümünü de bu şeye bağlıyorum yani bu kaza değil kesinlikle yani benim şeylerime göre.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani gençleri kullandırmaması mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet şimdi şeyi topluyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O mu diyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Muhsin Bey yani ben bilmiyorum onu daha sonra öğrendim bütün

bu Alperen teşkilatlarını topluyor kesinlikle bu tür Ergenekon iddia olunan terör örgütü Ergenekon’la ilişkisi kişilerin partiden atılması yönünde bir şeyi oluyor ondan sonra bu kazaya uğradı tabi işte bunlar aydınlatılır inşallah.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne kadar önce oluyor, vefatından ne kadar önce oldu toplantı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte bu Rahip Santoro meselesinden sonra.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sonra.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Oluyor yani onu eşi Gülfer Hanım söylemişti zaten bir şeyde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Size şöyle sormuşlar peki katil daha

önce de Cumhuriyet Gazetesini bombalamış 2 ayrı suçta aynı adamın kullanılmasını nasıl açıklıyorsunuz diye sormuşlar size.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu adam bu olayları yapmak için kendisine bir

birim kurmuş çünkü bu görev bu adama yani onun kuracağı birime verilmiş. Cumhuriyetin bombalanmasını da sanık tuttuğu bu ekibe yaptırmış. Ama anlaşılıyor ki, son anda bir anlaşmazlık olmuş ve Danıştay eylemini kendisi yapmış. Yine soruyorlar katilin üstünde piyasanın en pahalı silahı bulundu ama katilin oturduğu apartmanın masraflarını bile ödeyemediğini biliyoruz. Bu silahı nasıl almış olabilir diye soruyorlar. Bu olayın bir örgüt işi olduğunun en büyük delillerinden biri de bu tabanca zaten. Bu olayın bir örgüt işi.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Olduğunun en büyük delillerinden biri de bu

tabanca zaten çünkü sanık niye ve nereden aldığını parayı nereden, kimden bulduğunu söylemiyor apartman masraflarını ödeyemiyor değil, ödemiyordur çünkü bu tür örgütlerde çalışanların para derdi olmaz. Böyle bir birimin başı olacaksınız kendinize bir sürü adam tutacaksınız kira ödeyemeyeceksiniz olmaz öyle şey, silahları da kendisi almış değildir, biri vermiştir ona. Şu anda eylemle ilgili görünen ve ifadeleriyle olayı aydınlatacak olan 2 kişi kaçak. Biri Ata ocaklarının eski Başkanı Ayhan Parlak bu konuda bilginiz var mı bu Ata ocakları.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani onlar biraz tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir, kim kurmuştur, Ayhan Parlak kimdir,

Tarkan Toper ismi mesela tanıyor musunuz bunları?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Medya bilgisi olarak, medya bilgisi yok tanımıyorum kendilerini.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bilgi olarak.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Medya olarak var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet burada diyorsunuz ki, en büyük delil

diyorsunuz tabanca diyorsunuz örgüt işi olduğunu gösteren.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Glock’tu galiba yanlış hatırlamıyorsam Sayın Savcım.”

64

Page 65: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:65

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Glock marka tabanca evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet evet şimdi efendim o tabi gene bu bizim polislik refleksi

olarak bahsedeceğim bir şey yani burada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Buradaki yani mesela ben hatta yani orada söylememişim belki

de ama mesela Alparslan Arslan yakalanmasıydı ne olurdu da düşündüm yani şeyimde kafamda. Şimdi diyelim ki, bu şahıs.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zaten burada diyorsunuz yakalanmamak üzere.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ayarlanmış diyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte yakalanmasa o tesadüf yakalandı yani şahıs.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Çünkü bakın efendim şimdi burada gözüken köy kılavuz istemez

der bana göre şimdi bir şey devamlı daha önce de arızalanmış. Mesela bunlar medya çok irdeledi bunları yani o süreç içerisinde cinayetten sonra şeye bakarsanız.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kameralar arızalanıyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Devamlı arızalanmış orada demek ki, her arızalandığı zaman

orada bir keşif yapılmış demektir yani, ben şey öyle çok ciddi anlamda burada keşifler yapılmış belli oluyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani mesela bir tek burada aksayan konu alpa… yani bu birim

meselesi de şudur; Özel Harple ilgilidir bu birim meselesi. Yani şimdi kontra gerilla dediğimiz hani biraz önce arz etmiştim konuyu yani bu birim lafı orada geçer yani. Mesela Alparslan Arslan tabi bilemiyorum iddia olarak söylemeyeyim de eğer onunda beyaz kuvvetlerden olma ihtimali büyüktür.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Katilin Cumhuriyet Gazetesini bombalamak için kullandığı bombaları piyasadan bulmak mümkün mü diye size sormuşlar, siz de MKE tipiydi galiba.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Piyasadan bulamazsınız onları bu bombalar

askerde ve poliste olur, başka kimsede olmaz geçmişte silah depolarında bazı hırsızlıklar olmuştu ancak öyle başkaların eline geçmişti. Bu bombalar numaralıdır, hepsinde numara olması gerekir ama birtakım eylemlerde kullanmak üzere bazıları numarasız da olabilir. Şimdi burada bir iddiada bulunuyorsunuz, bunlar MKE tipiydi galiba piyasadan bulamazsınız diyorsunuz ama bizim sanıklarımızda birçok kişide bulunan bombalarda bunlar rahatlıkla bulunabilen şeyler olduğunu savunma olarak geliştiriyorlar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu bilgi neye dayanıyor (1–2 kelime

anlaşılamadı).”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ayakları var o zaman demek. Yani bu bombaları rahatlıkla

bulabiliyorlarsa poliste veya nereden temin ettilerse orada ayakları olabilir, yoksa bulamazlar yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ya askeriyede, ya poliste.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani bir ayağı olması gerekir yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kayıtları olan bunlar işte atışta kullanıldı veya

operasyonda kullanıldı vesaire gibi düşüm yapılabilir mi, bu konuda bilginiz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi olabilir efendim yani. Bunlar mesela Ümraniye’de bulunan

bombaların seri numaraları biliyorsunuz hem Hizbullah’ta, PKK’da birçok şeyde çıktı yani. Şimdi

65

Page 66: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:66

buradan baktığınız zaman öyle bomba bulmak kolay bir iş değildir yani bu bombayı bulmak, kullanmak etmek yani bulmakta profesyonel iştir, kullanmakta profesyonel iştir o bakımdan söylemiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Esas sorumu burada soracağım eğer numarasızsa olayda derin devletin de parmağı olduğu anlamına gelmez mi bu o zaman, size göre derin devlet nedir diye size yöneltiyorlar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “29 Mayıs 2006 yani Danıştay cinayetinden 12

sonra verdiğiniz cevap şu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Derin devlet bence şudur; Türkiye’de milli laik

çizgi dışına çıkıldığında kendi kendine harekete geçen bir mekanizma gibi görünüyor derin devlet. Bunlar devlette hala görev yapan veya emekli olmuş kişiler olabilir. Bankacı olur, bakkal olur yani derin devlet herkesimden oluşan bir yapılanma gibi görünüyor. Gladio’yu, kontra gerillayı anlatıyorsunuz diyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gazeteler Ergenekon diye manşet attı, bu tür

bir yapılanma bu Türkiye’de derin devletin halkın ve ülkenin çıkarları için mücadele ettiğine ben inanmıyorum diye devam ediyorsunuz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuyu açar mısınız yani o tarihte işte

Ergenekon diye manşet atıldı mı, hangi gazetede atıldı, neye dayandırıldı bu konuyu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani Ergenekon manşetleri tabi vardı yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “2006 yılında.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bununla ilgili mi diyorsunuz Sayın S...”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon yaptı diye bir manşet atıldı mı,

daha Ergenekon operasyonu 2008 Ocak’ında Ergenekon ismi ilk defa kamuoyunda duyuldu. Yani Danıştay olayında Ergenekon ismi o ana kadar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani bu. Yani ben şimdi bu 2000 Ankara’da gölge oyunlarını yazdığım zaman bu Ergenekon’dan bahsetmiştim ama ben yani tarihlerde bir şey olabilir bilemiyorum yani ben Ergenekon’u yani iddianamelerden dolayı olduğunu öğrendim zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama o tarihte bir manşetten bahsediliyor yani gazeteler Ergenekon diye manşet attı.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet işte o manşetlere göre konuşmuşumdur. Yani zaten bakın ben biraz önce söyledim efendim Mehmet Ali Ağca’yı söylerken Mehmet Ali Ağca’nın kaçırılmasından şu anda rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülmesine kadar veya işte o kaza yolu helikopter kazası öldürülmesine kadar geçen süreç içerisindeki bütün faili meçhul cinayetleri toplumsal olayları bu anlamda değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Benim bütün açıklamalarım bu şeydedir. Yani mesela Mehmet Ali Ağca Türkiye’de gençliğe çok büyük zarar vermiştir. Yani herkes şu anda bir Mehmet yani işi olmayan güçsüz insanlar bir Mehmet Ali Ağca olma peşindedir onların bu stratejileri de ciddi anlamda bu örgüt tarafından kullanılmıştır. Yani bu amaçla yani mesela Ergenekon ismi gazetede geçmişti ben ondan sonra bunu gayet net bir şekilde dile getirmiştim yani burada Danıştay cinayetinin hatta mesela Hablemitoğlu cinayeti şimdi belki yeniden sorgulanacak. Mesela Hablemitoğlu cinayeti bana sanki devletin içinde bir cinayet gibi geliyor. Yani devletin içinde bazıların bilgisi dahilinde bir cinayet gibi geliyor onu da şuradan şu kanaate varıyorum. Sayın Başbakan daha önce de Sayın Mahkeme Başkanına arz etmiştim Sayın Başbakan dedi ki, bu mesela bu cinayet ortada kalmayacak Hablemitoğlu gibi dedi. Yani bu bilgiye dayalı bunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu bakımdan yani şimdi Türkiye’de işlenen cinayetlerde yani ben şeye bakıyorum mesela her darbe öncesi birçok

66

Page 67: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:67

olaylar oluyor ediyor darbe olduktan sonra birden bire kesiliyor. Bu süreçte yani Türkiye’ye mevcut rejim Anayasayla seçimle iş başına gelmiş iktidarları antidemokratik şekilde uzaklaştıran bir yapı var bu yapı cinayetleri üretiyor, bu yapı toplumsal olayları üretiyor, bu yapı işte birtakım mitingler düzenliyor, bu yapıda isimler değişiyor beyin aynı beyin onu söylemeye çalışıyorum. Yani bütün benim bu röportajlarımı bu yönde değerlendirirsek Sayın Savcım şeye varırız zaten. Ama benim mesela burada tabi ben Danıştay cinayetini ne şekilde olduğunu filan bilemem ama ben medyadaki çıkan birtakım delilleri, izleri her yerden tanıyorum yani çıkıyorum arkadaşlara soruyorum ondan sonra benim yaptığım açıklamalar analizler tamamen polis mesleki reflekslerimle ilgili.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet burada derin devlet konusuna giriyorsunuz, şöyle diyorsunuz röportajın bazı bölümlerini atlıyorum. 28 Şubat’ı hatırlayın derin devlet faaliyeti bize yapıldı, beni Gladio’nun başı bile ilan ettiler.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diyorsunuz 28 Şubat’ı kim yaptı diye soruyor,

Ergenekon.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon derin devlettir, Türkiye gerginlik

yaşamasın diye biz bazı şeyleri dondurduk ama çok ileride açıklayacağız diyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet bu Ergenekon’la ilgili değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuyu açar mısınız?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu PKK ilişkileriyle ilgili yani hepsini kastediyorum da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “28 Şubat’ı Ergenekon yaptı diyorsunuz yani

burada Ergenekon.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani işte biraz önce söyledim Sayın Reisim, yani ben onlar bakın

Ergenekon şeyi ismi çıktıktan sonra söylediğim şeyler açıklamalar. Yani ben mesela şeyden itibaren aldım geriye doğru götürdüm, yani bu bir yapı aynı yapı var. Mesela bunu ben şimdi isimlendiremem ama bu İtalya’da Gladio operasyonları yapıldığı zaman Türkiye’de çok önemli bir yetkiliye sizde de bu şey var diyor, İtalya’daki bir yetkili hani o daha önce biz duymamıştık medyada oradaki sizdeki adı da Ergenekon’dur diyor. Şimdi burada bana sorulursa kimdir diye bunun bu bir şeydir duyumdur hani o ben şeyi bilsem de zaten söyleyemem çünkü böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini de bilmiyorum gündeme getirmemiş yani İtalya’daki bir yetkili devlet yetkilisi şeye söylüyor. Şimdi burada bu Gladio tipi yapıların şöyle bir özelliği var onu da arz edeyim, bunlar mesela her ülkede milli yapıları seçiyorlar ki, mesela yarın, bir gün bu iki strateji burada kullanılıyor hem insanlar bu yasadışı oluşuma çok rahat baksınlar yani mesela Ergenekon dediğiniz zaman Ergenekon bir şeydir yani Türklüğün doğuşuyla ilgili bir efsanedir. Şimdi buna girerken insanlar rahat girsinler bir de gençler yani ufak yaştaki gençlik Ergenekon dediğiniz zaman şimdi lise çağında terör örgütü olarak düşünüyor. Yani bu stratejide var bu yapılar içerisinde yani Türkiye’nin mesela Fransa’da rüzgargülü o da aynı Ergenekon gibi milli bir yapı. İşte Gladio milli bir şey İtalya’da yani baktığınız zaman bu NATO ülkelerinde kurulmuş olan bu yapıların hepsinde böyle gerilim stratejisinin dışında böyle bir strateji de var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu röportaj içerisinde Uğur Mumcu’nun

Öcalan’ın MİT’le ilişkisine ulaştığı ve bu yüzden öldürüldüğü yazıldı, anlattığınız bu mu diyor? Yok, anlattığım daha vahim şeyler, şu anda ortam gergin bunları daha ileride konuşmak lazım.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, bu şunla biraz önce açıkladım burada zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu Hizbullah’la ilgili bir şeydir. Ben yani kesinlikle tabi benim

şimdi kendi içgüdüsel şeylerim kanaatim yani ben orada Velioğlu ölmedi filan demiyorum.

67

Page 68: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:68

Velioğlu eğer oysa ölen orada oysa bir DNA testi yapılır ama o Velioğlu değilse çünkü ben bu Velioğlu değil dedim daha sonra internetten nereden çıktığını anlamadığımız Velioğlu’nun sakallı ve kaleşnikoflu bir resmi yayınlandı, yani ben bu açıklamayı Türkiye Gazetesine galiba yapmıştım o süreçte. Şimdi mesela orada Hizbullah’la ilgili, Hizbullah’ın kullanılmasıyla ilgili bazı durumlardan yani bahsetmek istemiştim. Ergenekon Hizbullah ilişkisinden bahsetmek istemiştik onun için biraz dursun dedim yani olay buydu efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sizin bu basında yer alan 29 Mayıs 2006 tarihindeki röportajınızdan sonra dava sanıklarından Ümraniye’de ele geçirilen 27 adet el bombasının.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askeriye kasa üzerindeki bantta parmak izleri

çıkan Sanık Oktay Yıldırım.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine dava sanıklarından Halil Behiç

Gürcihan’ın yöneticisi olduğu açıkistihbarat.com isimli internet sitesinde de yayınlanan kendisinin dijitallerinde de Samsung 120 GB’lık hard diskte doc. Rtf isimli dosya içerisinde basın Danıştay’ın neresinde isimli bir Word dosyası var, bu aynı zamanda açıkistihbaratta 3 Haziran 2006 tarihinde yayınlanmış.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada şöyle diyor; yani basın Danıştay’ın

neresinde siz bunu basına demeç vermişsiniz ondan sonra yazdığı bir yazı bunu mahkemeye okumak istiyorum. Esasında bu da diğerleri gibi bir medya operasyonu idi, daha doğrusu meyde komedisi adamın teki geldi Danıştay’a girip ortalığı kan deryasına çevirdi ve benim gariban halkım gazete okudu, haber dinledi. Benim gariban halkımın önüne serilen manzara ne Danıştay 2. Dairesinde 17 Mayıs 2006 günü yaşanan kanlı baskın ve ne de gazeteci gözüyle bu baskının analiz ve değerlendirmesiydi. Anlatılan şey her nasıl oluyorsa medyanın önüne her polisiye gelişme olur olmaz serilen bilgi akışı ve ezberletilmiş bir senaryo idi. Anlatılan şey diyor her nasıl oluyorsa medyanın önüne her polisiye gelişme olur olmaz serilen bilgi akışı ve ezberletilmiş bir senaryo idi. Böyle olması gerekiyordu, çünkü bazı gerçek bulguların dikkatlerini çekmesi muhtemel gözlerden saklanması gerekiyordu. İstedikleri gibi de oldu zaten ya dikkat edecek kadar açık bir göz yoktu yahut da olanlar görmemeyi tercih ediyordu. Adam avukat eğitimli, bilinçli, soğukkanlı ve son derece seri hareket yeteneğine sahip ama olabilecek en acemi şekilde yakalanıyor. Asla tek başına gerçekleşmeyecek olan bu saldırıda dışarıda hazır bekleyenlerin kimler olduğu sorusunun ötesinde en önemli soru lojistik destek, nasıl ve kimler tarafından sağlandı. Bu kadar önemli ve büyük bir soruşturmada nasıl oldu da basına bu kadar bilgi sızdı, sızan bilgiler soruşturmayı ve dolayısıyla yargıyı nasıl etkiledi. Ana birlik esas harekatı icra ederken öyle bir sistemle yaptı ki, neredeyse dost kuvvetler birbirini vuracaktı. Ana birlik esas harekatı icra ederken öyle bir sistemle yaptı ki, neredeyse dost kuvvetler birbirini vuracaktı. Tabi dost kuvvetlerin içinde olan satılmışların yanlışlık süsü vererek yaptıkları atışlar hariç, o atışlar tam hedeflerini buldu. Yaralanan yürekler yaralandı, akan kanlar aktı. Adamın cebinden çıkan kart kokteyli özensizce hazırlanmış bir sisleme idi ve bu sis perdesi bizim süper zekalı parantez içinde soru işareti hafiyelere öyle bir ilham oldu ki, sormayın gitsin. Yazdılar da yazdılar gazelleri ama o üzüntünün içinde bizi bile güldürmeyi başaranlar oldu. Mesela Yeni Hayat Dergisini Siyasal İslamcı yayınlar yapan bir dergi, Genel Yayın Yönetmeni Hanefi Altaş’ı da İBDA-C yanlısı olarak yazmaları bunu yazanları hiçbir entelektüel birikime sahip olmadıklarını ispatın ötesinde bizi günlerce güldürdü. İsterseniz şimdi gereksiz ayrıntılardan uzaklaşıp her önüne konulanı sorgulamadan ve araştırmadan yazan Türk parantez içerisinde soru işareti basınının kendisine sorması gereken soruları soralım kendi kendimize. Hiçbir askeri eğitimden geçmemiş bir sivil nasıl olurda, 5 el ateş edip hareketli 5 hedefte, hedefte de vuruş kaydeder ki, bu

68

Page 69: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:69

poligonda bile son derece zordur. Sizde böyle bir beyanda bulunuyorsunuz bu kişi profesyoneldir diyorsunuz, özel eğitim almıştır diyorsunuz.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani poligonda bile bir kişi 5 hedefi aynı anda

vuramaz diyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani vuran olabilir tabi de bu yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu bir uzmanlık alanı gibi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet bir uzmanlık işi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yasadışı yollardan girince bile değeri en az 3

bin Dolar olan bir silahı edinen saldırgan neden susturucu kullanmaz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bu şeyi benim yazıdan sonra mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yazıdan sonra 3 Haziran tarihinde

yazılan bir yazı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Belki kopyalama alıntı yapmış olabilir bilemiyorum evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimlik kartını göstererek içeri girebilen bir

adam çıkışta neden paniğe kapılır ve silahına davranır, halbuki yine aynı şekilde kimlik kartını gösterip çıkabilirdi.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde buna benzer bir şey söylüyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu saldırının keşif ve kaçırma grupları

kimlerdir? Silahı temin eden Mardinli M. Ö ile kral lakaplı kişinin ne ilişkisi vardır? Bu konuda bir şey duydunuz mu, silah temin etti, Mardinli M.Ö filan veya kral lakaplı kişi?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sayın Savcım yani dikkat ederseniz ben genel analizleri yaptım tabi ben o yani isimlere filan girmiyorum burada da girmedim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi genel analiz yani benim şimdi belki benden almıştır, belki

kendi fikridir bilemiyorum, yani bizim o yaptığımız röportajdan da biraz sanki alınmış gibide gözüküyor yani şey olarak.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu olayın iptal edilen RİPORT Rize Uluslararası Liman İşletmesi ihalesiyle bir ilgisi var mıdır? Böyle bir konu biliyor musunuz RİPORT ihalesi vesaire?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yok hayır yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Eğer Necip parantez içinde soru işareti Türk

gene soru işareti basınının yazdığı gibi bu teknik takip uzun süredir devam ediyor ise neden saldırıya engel olunmadı veya bu saldırı birilerinin bilgisi dahilinde göz göre mi gerçekleşti? Sayın İstanbul Valisinin dediği gibi gerçekten teknik takip yapılmadıysa ve eğer kıymetli basın bu kadar teknik takip dökümünü ve konuşma listelerini uydurdu mu? Siz böyle bir şey okudunuz mu, duydunuz mu?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben hiç teknik takip yapıldığını bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teknik takip vesaire.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Duymadım yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sadece bir defa Danıştay’a girerek ikinci

girişte bu saldırıyı yapmak imkansızdır. Bu adamın defalarca buraya girip keşif yapmış olması gerekirken eski video kayıtlarının hesabını kim soruyor?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani orada mesela.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu genelde sizin röportajla paralellik arz

ediyor, onun için bazı yerlerini okuyorum sonuç böyle önemli.”

69

Page 70: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:70

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şimdi Sayın Savcım ama şöyle şimdi burada mesela devamlı bozulan bir şeyden bahsediliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kameralar bir iki defa bozulmuş fazla değil, birkaç defa bozulmuş.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Kameralar yani bu evet işte her bozuluşta demek ki, bir keşif var o bakımdan söylüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu soruları ve verilemeyen cevapları çoğalmak elbette mümkün ama sorunumuz bu değil, sorunumuz bu senaryoların nerede yazıldığı ve yazılmaya da devam edeceği gerçeğidir. Büyük bir inat ve kararlılıkla oynanmaya devam eden bu oyunun diğer perdesi açıldı. Şimdi sırada ayrılıkçı terör ve onun işbirlikçi yardımcı oyuncuları oynayacağı yeni perde var. Bunu tahmin etmeye çalışmak hiçte zor değil ve inanın biraz sonra okuyacağınız ihtimallerden birinin gerçekleşmesi beni asla şaşırtmayacaktır. Şimdi yeni operasyonlar yapılıyor ve ne hikmetse yine askerlerden kurulu yeni çeteler yakalanılıyor. Aynı anda gazetelerde kendilerine Kürt diyen ve her fırsatta devlete ve devletin üniter yapısına muhalefet ederek suç işleyen bazı sözde politikacı ve tanınmış simalar servis ediliyor. Birinci ihtimal bu medyatik tiplerden bir tanesinin ki, kesinlikle bu PKK sözcülüğü yapan biri olur, bir suikast veya bombalama sonucu öldürülmesi ve ihalenin askerlere bırakılması. Şimdi dava sürecinde de belki duymuşsunuzdur, telefon görüşmelerinde işte Osman Baydemir’in Sabahat Tuncel’in Ahmet Türk’ün.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Öldürülmesi vesaire suikast yapılması

yönünde.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet Sayın Başbakana. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Birtakım telefon tapeleri vardı ama bu yazı

2006 yılında yazılmış bu medyatik tiplerden bir tanesinin ki, kesinlikle bu PKK sözcülüğü yapan biri olur, bir suikast veya bombalama sonucu öldürülmesi ve ihalenin askerlere bırakılması diyor. İkinci ihtimal ise yaşanacak olan bir çatışma sonucu, ölü olarak ele geçirilen terörist cenazelerinin kışkırtılması, tecrübe ile sabit ki, en ucuza mal olanı bu diyor, bu ihtimallerin bir ortak noktası var, ortada olan oyuncu değişiyor ama ihalenin yıkılacağı aday aynı, askerler. Muzaffer Tekin mi o da kim? Vatan mı, Bayrak mı, onur mu onlar da başlıklı yazımızda Danıştay olayının hazırlayıcı unsurları olarak saydığımız olaylar aynı formatta ancak farklı içerik ile yeniden yaşanmaya başlandı. Nedir bunlar? Adı, marşı, flaması olan bir sözüm ona çete daha yakalandı. Yani yakalanan çeteyi sözüm ona diye bahsediyor adı, marşı, flaması olan. Krokiler ve yine sözüm ona belgeler bulundu. Zannedersem burada Atabeyler veya Sauna çetesi vesaire gibi.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “(bir kelime anlaşılmadı) Atabeyler olarak (bir kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çetenin hedef listesi bulundu ve içinde Cüneyt Zapsu ve Murat Aksu gibi isimler çıktı. Bu isimler çete haberi ile yan yana manşetten verildi ve yine basın müthiş denecek ölçüde bilgiyle donatılmıştı. Ahmet Türk’ün genel af ile ilgili Türk sabrını sınayıcı ifadeleri baş sayfalarda yazıldı ve çizildi. Batman DTP teşkilatı başkanının akıl almaz ölçüde cüretkar ve tahrik edici tehditlerle dolu konuşması yansıdı ön sayfalara, adam bölücü başının Kürt halkının önderi olduğundan dağdaki teröristleri Meclise sokmaya kadar ve hatta geçmişte yaşananların terörist katliamları mı kastediyor acaba bugüne taşınmaması gerektiğine kadar bir sürü ipe sapa gelmez açıklama yaptı ve tabi ki, basına dağıtılan dosyalar, hem de kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından üstelik de Genelkurmay nizamiyesinin önünde. Bence artık bu iş komik olmaya başladı, bu kadar emin konuşan ve yazan basın sanki yeniden pardon demek zorunda kalmasın. O yakalandı diye şişirilen belgelerin standart GNH kursu Gayri Nizami Harp Kursu.”

70

Page 71: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:71

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ders notları ve sıradan tatbikat dokümanı

olma ihtimali var mı acaba hesap gayet açık ve seçik bir şekilde ortada duruyor. Sahne hazır, dekorlar bile değişmeden sadece oyuncular değişiyor ve sıra terör provokasyonunda. Şu anda laik, anti laik gibi grubu yeni senaryoyu ezberliyor ama sahnede terör antiterör oyunu var. Beni bu işte en çok hayal kırıklığına uğratan ise bu sözde çetelerin bir anda yakalanıyor olmaları. Bu yakaladığınız adamlar gerçekten bir çete kurmuş olsalar inanın bana onları asla yakalayamazsınız zira onlar düşman hatları gerisinde görev yapmak için eğitilirler, kendi vatanlarında ve kendi polislerine bu kadar kolay yakalanabiliyor olmaları inanın son derece uzak bir ihtimal.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu konuda bilginiz var mı, böyle bu tür kurslar

alan bu tür yerlerde görev yapanlar diyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim şimdi bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kolay kolay yakalanmaz. Bu konuda bir

bilginiz var mı?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi bu Özel Harple hani söylemiştim ya efendim Türkiye’de bu

Gladio tipi yapının ilk oluşturulmasında yani bu eğitimler önce dışarıda verildi. Yani Amerika’da veya İngiltere’de daha sonra o kursu alanlar Türkiye’de yani bu sivil unsurları birtakım kampanyalarda eğittikleri iddia edildi yani o süreç içerisinde. Yani şimdi bu tabi yazdığı şeylerde o çeteleşmiş yapılar mesela o Atabeyler, Küre ben o zaman Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Bey’di bu operasyonlardan sonra görüştüğüm zaman bunlar yani çok ciddi anlamda elde edilmiş mesela Küre operasyonu bu Kasım Zengin vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hatırlıyorum yani orada bunun çok orada bir gene Özel Harpte

görevli bir asker vardı, Atabeylerde tamamen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nuri Bozkır.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet Atabeylerde tamamen böyle bir yapı vardı yani bizim yani

bu yapıları çok iyi inceleyip bunları ne gibi, ne yapabilecekleri konusundaki yani o ben Emniyet Müdürlüğüne sormuştum mahkemeye intikal ettikten sonra yani mesela bu tür yapıda daha birçok çete olduğunu söylemişti emniyet müdürü yani bunları takip ediyoruz. Mesela 30’un üzerinde falan bahset...”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat bunların sözde çete olduğunu söylüyor yani bunu böyle şeyler yoktur, böyle olsaydı yakalanmazdı vesaire.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “İşte işte efendim bakın biraz önce Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde çok farklı şeyler söylüyorsunuz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Arz ettim yani şimdi çete dediğiniz zaman şimdi bu derin

yapıların içine gelir. Çete dediğiniz zaman bir şeyi alırsınız Atabeyler bu bir çetedir mesela o orada kalırsınız. Yani şeye ulaşamazsınız o genel beyne iradeye ulaşamazsınız, yani bu çeteleşmiş yapı lafını bende kullandım. Sayın Başbakanlarda kullandı ama bu yanlış bir şeydi burada çeteleşmiş yapıdan değil, bütün bu faaliyetleri idare eden bir şeyden bahsetmemiz gerekir. Yani genel bir beyinden bahsetmemiz gerekir diye düşünüyorum. Yani o Atabeyler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Küre bunların hepsinde yani varacağımız yer aynı olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada şöyle diyor, unutmayın her görgünüz

sakallı dedeniz olmadığı gibi her gördüğünüz askerde çete değildir üstelik her kuşun da eti yenmez vesaire Türk basınına akıl vermeye çalışıyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi Sayın Savcım bakın ben bütün konuşmalarımda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

71

Page 72: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:72

Tanık Bülent Orakoğlu: “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliği dışını lafını hep söyledim. Yani siz orada yazı yani okumamışınız olabilirsiniz ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Orada vardır yani benim bütün açıklamalarım bakın biraz önce

MİT’le de ilgili söylediğim bu teşkilata Türk Silahlı Kuvvetlerine MİT’e, Emniyet’e devletin çeşitli kurumlarına sızmış bir Gladio yapısından bahsediyoruz. Bu Gladio zaten bu Gladio’nun temel stratejilerinden bir tanesi staynt layt denilen sızma, gölge ordu bunlar çekildiği zaman geride o devletin kurumu kalıyor ve o yıpranıyor. Yani bu bir strateji olarak ortaya konuyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Türk basınına bazı şeyler söyledikten sonra şöyle diyor; tabi es geçmememiz gereken birde Doğu Perinçek hadisesi var, adam yazıyor da yazıyor yahu aslında bu hayal gücü onu zengin bir film senaristti bile yapabilirdi ama gel gör ki politikacı olmuş. Kimse bu adama sormuyor mu acaba, sen kimin MİT elemanı olup olmadığını nereden biliyorsun diye. İnsanlar hakkında bu tip yargılara varmak için elinizde kanıt olması lazım, belge olması lazım, öyle işkembeyi kübradan sallayarak olmaz bu işler. Kimse bu adama tıp doktoru diploması olup olmadığını da sormuyor anlaşılan, insanların psikolojik durumlarıyla ilgili bu beyanatları veren bir adam ya ruh doktorudur, ya da ruh doktoruna ihtiyacı olan birisidir. Şimdi durum biraz daha sarpa saracak ama ben Zekeriya Öztürk’ü de tanıyorum. Ruh sağlığı da gayet yerindedir, akıl sağlığı da gerçi siz 91 yılında terör örgütü kamplarında bölücü başı tarafından ağırlanırken o ve arkadaşları teröre karşı mücadele ediyordu. Belki bu yüzden ona karşı bir sevgisizliğiniz olabilir ama bu kadarda değil. İnsan atarken bile azıcık usturuplu atar, diyor. Burada da işte o dönemde Danıştay olayından sonra Doğu Perinçek’in Varan bir, Varan iki, Varan üç, Varan dört vesaire açıklamaları oldu. İşte Bulgar istihbaratı birtakım beyanatları oldu, o konularda bir bilginiz var mı?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Benim, benim yalnız Perinçek’le ilgili bu son kitabımda yazdığım bir şey var, bölüm var efendim. Orada Perinçek ve partisinin ta geçmiş yıllardan, 70’li yıllardan başlayarak Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızma gayreti içerisinde olduğunu yazmıştım. Hatta oradaki Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde çıkan örgütlerde bunlar geçmişte kaldı tabi çok eski bunlar. Ve tabi yeniden yani acaba 27 Nisan e-muhtırası ile ilgili hani böyle bir şey yazılırken Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış. Bir Perinçek’e bağlı bazı askerler mi var şüphesini de dile getirmiştim. Bu tamamen bir bilgi değildir, ama 27 Nisan muhtırasının yani sorgulanması esnasında bu, bunun arka perdesi gündeme gelecektir. Burada sa… o dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın bunu ben yazdım demesi bana biraz şey geldi, yani hiçbir Genelkurmay Başkanı böyle bir şeyi kendisi yazmaz. Ben acaba yani bu yazının şeyini Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış, çünkü bakın Perinçek’le ilgili şöyle iddia da var. Ben MİT’in şeyinde okudum, bir istihbarat teşkilatı Perinçek’ten çok rahatsız oluyor, yani birkaç kere MİT’i salladı filan deniyor, yani oradaki MİT’in üst düzey yöneticileri ile ilgili, mesela benim hatırladığım süreçte, dönemde Perinçek ve ekibinin Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde sanki beraber hareket ediyormuş gibi. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri işte bizim mevzilerimize girmiştir gibi birtakım şeyleri, açıklamaları şeyde vardı yani bu süreç içerisinde. Şimdi ben buna, yani bakarak şimdi burada Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yani Müslüman Aleminin Peyg… Peygam… Peygamber ocağı olan bir orduda böyle bir Peygamber Efendimizi bir irticai tehdit gösterecek zihniyet, yani Türk Silahlı Kuvvetleri için düşünemedim. Belki dedim acaba Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış Perinçek ekibi olabilir mi diye, onu orada belirtmiştim. Mesela o süreç içerisinde Perinçek’in geçmiş dönemde Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili çok farklı söylemleri var. İşte yani Türk Silahlı Kuvvetlerini çok ciddi tahkir edici, aşağılayıcı konuşmaları var. Daha so… mesela aynısını Rauf Denktaş ile ilgili de var. Fakat daha sonradan yani Perinçek bunları tamamen unutarak, farklı bir şeye girdiğini gösteriyor. Şimdi Doğu Perinçek’in işte mesela Beka’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmesi ben onun kendi yazmış olduğu yazılarını okudum. Benim merak ettiğim acaba görevle mi gitti,

72

Page 73: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:73

öyle bir şey okudum. Gerçi bunu atin sitesinde okuduğum için bilemiyorum yani Perinçek oraya görevli gittiğini söylüyor o sitede. Yani bilemiyorum tabi şimdi kendisi cevap verecektir.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılamadı.Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani oraya görevli gidiyorsa o zaman bu görevi kim veriyor

diye sorulabilir. Ben tabi bunu böyle iddia etmiyorum, orada olduğu için diye söylüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıkları huzurda savunmalarını

yaptıkları sırada değişik beyanlarda bulundular, sizin tanıklığınıza ilişkin veya sizinle ilgili birtakım beyanları oldu. 1. dava 23. celsede Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk şu şekilde beyanlarda bulundu, iddianamenin stratejisini ortaya koyan en büyük delil, ihanet çemberi adlı yazarın, kitabın yazarı Bülent Orakoğlu’dur. Bülent Orakoğlu, daha çok tele kulak skandalı ile yaklaşık on, on iki sene önce toplumun gözü önüne gelmiş bir kişidir. Bülent Orakoğlu, yazmış olduğu bu kitapla, devletin belli kademelerinin belli kurumlarının Gladio Kontra Gerilla faaliyetleri yürüttüğünü anlatmaktadır. Oysa Bülent Orakoğlu’nun bu bilgiye sahip olma altyapısı yoktur. Şu kitap Suat Parlak isimli yıllardır Türkiye’de Kontra Gerilla ve Gladio’yu anlatan ve gerçekten bu konuları içine sindirmiş deneyimli bir yazardır. Bu yazarın Kontra Gerilla’dan bahsetmesi ile Bülent Orakoğlu’nun Kontra Gerilla’dan bahsetmesi, Gladio’dan bahsetmesi ve en nihayetinde bu davaya ilişkin olarak Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantı kurarak ihanet çemberi adlı bir kitap yazıp ve içinde PKK Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yönlendirildiğini, devlet tarafından kurulduğunu anlatması Bülent Orakoğlu gibi cemaat tarikat eksenli eğitime sahip bir insanın bilim alanı ve bilgisi dâhilinde değildir. Dolayısıyla kendisine yazdırılan bu kitap ile iddianamenin dahil olduğu büyük operasyonun stratejisi ortaya konmuştur. Şunu demek istiyorum, yıllardır Kontra Gerilla ve Gladio diye anlatılan ve içi bir türlü doldurulamayan örgü türü bu kurgu, bugün Bülent Orakoğlu’nun içini Hizbullah’ı ve PKK’yı koyarak en son şekli vermesi ile bugünkü halini almıştır. Nihai amaç çok başkadır, diyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne diyorsunuz bu sanığın beyanlarına?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi yani ben herkesin fikrine saygı duyarım da bu kadarı da,

yani şimdi bakın ben Türkiye’de görevimi yaptığı için tutuklanan bir insanım. Benimle ilgili hiçbir tele kulak davası yoktur, ispat etsin her söylediğini kabul edeceğim. Hiçbir surette benim şahsıma açılmış.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu: “Yanlış anlaşılıyor ben değilim o.”Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey lütfen, Doğu Bey, Doğu Bey lütfen.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır Doğu Bey’i söylemedim zaten o arkadaşı söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mehmet Zekeriya Öztürk dedik.”Mahkeme Başkanı: “Efendim Mehmet Zekeriya Öztürk’ün ben, lütfen efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır ben, ben şeyi hatırlıyorum, şimdi efendim bakın şimdi o

süreçte.”Mahkeme Başkanı: “Ortamı bozmayalım.”Tanık Bülent Orakoğlu: “28 Şubat sürecinde medya psikolojik harekatta kullanıldı, benim

Cumhurbaşkanı’nı dinlediğimi iddia ettiler, benim Genelkurmay Başkanı’nı dinlediğimi iddia ettiler. Peki, böyle ciddi bir izleme, dinleme varsa niye bana bir tek soru, ne askeri Mahkemede ne diğer Savcılıkta da sorulmadı. Bu tamamen masa başında bizi istikrarsızlaştırmak, vatandaşın nezdinde böyle bir suç işlemiş itiba… şeyini yaratmak amacıyla, algısını yapılmış bir harekettir, ben bunu duy… bilmiyordum, bilseydim dava açardım kendisine. İki, ben kesinlikle bakın Türkiye’de cemaatlerin Türkiye’nin birer kültürel zenginliği olduğuna inanırım, yani cemaatler Türkiye’nin kültürel zenginliğidir, cemaatçi olmak bir suç değildir. Sağcı, solcu olduğu gibi cemaatçi de olabilir ama ben cemaatçi değilim. Yani şimdi bu benim konuşmalarımın, bakın zaten bu aynısı Mahkemeye, Sayın Yüce Mahkemeye de yapılıyor. Yani veya Savcılara da yapılıyor, bugün bir operasyon yapılıyor, yok efendim filan Savcı cemaatçi, öbür Savcı falan yok

73

Page 74: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:74

efendim. Hiç ilgisi alakası yok, benim cemaatten olduğumu bir tanesi ispat yani cemaatçi olmak suç değil onu söylüyorum ama ben cemaatçi değilim. Şimdi cemaat, cemaat meselesi sizin konuşmalarınızı etkisizleştirmek amacıyla yapılan bir psikolojik harekattır. Cemaatler günah keçisi olarak kullanılmaktadır, iyi oldu bu soruyu yani bana yönelttiğiniz. Çünkü bakın ben mesela bu 28 Şubat süreci çeşitli televizyonlarda çıktım. Anlatıyorum, oradan biri yazıyor, işte kimlerin yazdığı belli oluyor. Ya kardeşim diyor sen cemaatçisin zaten, yani şimdi orada, şimdi efendim şimdi bu kadar hemen yaftalanmak olur mu? Şimdi bakın kendileri burada yargılanıyor, ben bir tek yani burada yargılanan sanıklar için şu anda bunlar kara… bir Mahkeme kararı olmadıkça suçsuzdurlar. Hiç kimseyle ilgili direkt bir şeyim olmaz benim, ben genel stratejiler üzerine konuşuyorum. Ama şimdi kalkıp da efendim şimdi burada Bülent Orakoğlu kitap yazdı, e bu şey, o olabilir ona bir şey demem. Yani benim bilgi açısından dolu olmadığımı söyleyebilir, ona saygı duyarım o onun fikridir, eğer.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisi yazmadı diyor, yazdırıldı diyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Onu ben kendim yazdım. Yani çünkü şöyle bakın ben 3 kitap

yazdım Sayın Savcım, 3 kitaba da bakarsanız benim hatta yani şeylerim vardır, yazdığım yazılar vardır meslek içerisinde özel olarak, o yazılarla kontrol ederseniz, her şey her telaffuz benim kendi şeyimdir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani alsın incelesin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bir tanesi benim olmadığımı anlasın, şimdi bu şudur, şimdi bakın

efendim ben eğer şimdi siz de söylediniz ben hakikaten bir emniyet, emekli bir emniyet personeli olarak biraz önce Danıştay’la ilgili bana, yani ben demek ki çok doğru ve teşhisleri yaptım yani. Bu, bunu söylüyorum ben şimdi burada bu olay aydınlanmasaydı, tetikçi yakalanmasaydı. Sayın Savcım şimdi mesela tetikçi yakalandı, yakalanmasaydı, demek ki biz bu doğru teşhislerle belki bir yere de varabilirdik, bu iyi bir şey ama kitaplarla da söylüyorum, ben bu kitapları yazarken yaşadığım olayları yazdım. Yani Türkiye’de bir emniyet müdürü olarak bu ülkeye, bu millete borçlu bir insan olarak yani bu ülkeye insanına borcum vardır, yani bu kadar yıl bize biz polislik yaptık, maaş aldık. Buna millete olan hakkımız, yani milletin bize olan hakkını ödemek için yazdım bu kitapları. Yoksa ben herkese niye böyle sorunlu hale geleyim? Ama Türkiye’de bir sıkıntı var, bundan sonra benim çocuklarım, torunlarım bu ülkede öldürülme tehlikesi olmadan yaşayacaklar. Ben şimdi hiç kimseyi itham etmiyorum, bu Ergenekon’la ilgili, iddia olunan Ergenekon örgütüyle ilgili operasyonlar yapıldıktan sonra Türkiye’de bakın olaylar olmuyor. Yani bu nedir, ne, ne şimdi bunun sağlaması var, iki iki dört eder, o bakımdan. Şimdi hiç kimse kimseyi bir herhangi bir şeyle karalayamaz. Bakın Ankara’daki gölge oyunlarında yani Ergenekon yapısının nasıl oluştuğu konusunda da bir şeyim var, araştırma yaptım. Yani bir Kızılelma koalisyonu meselesi vardı o süreç içerisinde, onu da yazdım, bunlar benim araştırmalarım, yanlış olabilir, doğru olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir kızıl el… Kızılelma koalisyonu nedir?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Kızılelma koalisyonu Türkiye’de Türkçü, Sağcı, Solcu, Marksist,

Leninist herkesin bağımsız bir yani görünürde tabi söylüyorum. Bunun ben yani arkasında Milli Güvenlik Kurulu içerisinde bir Albay tarafından bu işin psikolojik harekat olarak yönetildiğini. Mesela MHP ile Perinçek ekibi bir araya getirildi sonra Mahkemelik oldular yani o süreçte. Yani efendim şimdi bu tür dolma şeyler tutmaz. Yani Kızılelma koalisyonu da aynı bu Ergenekon gibi Kızılelma ismi de bir Türklükle ilgili bir şeydir. Şimdi bunu getirip yani burada siz çok farklı grupları, anlayışları bir araya toplarsanız bu olmaz, olmadı zaten. Yani bu bir şey olarak olmaz, yani bir proje olarak ortaya koyup bunları bir araya getirelim işte ondan sonra hükümet milli değildir, hükümetleri düşürelim, hükümetleri düşürmenin bu ülkede tek bir yolu olması gerekir, bunun için, bu da seçimdir. Hükümet bir hata yapıyorsa, yargı yolu da vardır, Yüce Divandır.

74

Page 75: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:75

Hükümetlerin düşürüleceği şey orasıdır, onun için burada bakın benim söylemek istediğim şudur Sayın Savcım. Yani ben burada çok açık bir şekilde her bildiğimi söylüyorum anlatıyorum. Yani bunları biz niçin yaptı… siz de herkes çalışıyor. Ama bakın arkadaşlar Türkiye’de 4 darbe öncesi neler olmuş, kaç kişi öldürülmüş, kaç asker, polis mesela Yücel Özbilgin ben tanırım, yani mülkiye başmüfettişiydi. Biz Hatay’dayken bizi ziyarete gelmişti, yani Allah rahmet eylesin, şimdi yani bu böyle bir şeyi hak etmedi. Şimdi siz yani Necip Hablemitoğlu, yani geçen şeyi izledim, baktım bir şeyinde, yani o bir sitede yani Anadolu insanı, babası zavallı, annesi gariban. Ya şimdi bunlar niçin öldürülüyor yani baktığınız zaman, şimdi burada ben çalıştığım sürede bakın benim şöyle bir şeyim var efendim. Ben eğer Türkiye’de Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yaptıysam, 28 Şubat’taki stratejim budur, ben millete olan, millete hizmet etmeliyim. Mil… yani güçsüzlerin hukukunu korumak zorundayım, eğer kendimi koruyamıyorsam da İstihbarat Daire Başkanı olarak o zaman benim hiçbir insan olmamın değeri yok. O bakımdan ben bu olayların üzerinde çok dururum, siz biraz önce gayet haklı olarak sordunuz. Yani bu Danıştay benim bununla ilgili isabetli teşhislerim vardır. Bu benim çok çalışmamdan, çok araştırmamdan ve teşhislerimin yani hepsi bu kadar yüzde yüz doğru çıkmayabilir ama yani en azından bir yere götürür bizi istikamete sanığı bulamasak bile, katili bulamasak bile. Bakın ben Hayat Emniyet Müdürlüğü yaptığım süreçte çok büyük operasyonlara imza attık o süreç içerisinde. Yani Suriye’nin, yani uyuşturucu kaçakçılığı, büyük olaylar ortaya çıktı, Suriye çıktı arkada. Şimdi onun için Sayın Reisim yani burada Sayın Savcım burada bu arkadaşlarımızın yani kalkıp da efendim bu kitabı o yazmamıştır. Ben yazdım, bir şeyin varsa 3 kitabı da göndereyim size, bakın, benim ifadelerime de bakın, kelime düzeltmelerime bakın, yani benim olduğunu orada göreceksiniz. Böyle insanlara yok efendim o cemaatçi olabilir, cemaatçi değilim ama yani cemaatçi, cemaatçilik olmak suç değil ki bu ülkede, cemaatçi olmak.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Nasıl Solcu varsa, Sağcı varsa, Türk varsa, Türkçü varsa bu

ülkede cemaatçi de olur değerli arkadaşlar. Yani bu, bunu böyle cemaat cemaat, şimdi televizyonu çıkıyorsunuz ismi belli değil, kimliği belli değil, size hemen bir yafta yapıştırıyor. Hiç bunlar beni ilgilendirmez, yani hiç bunlardan zerre kadar da gocunmam. Burada bu millete hizmet etmenin, milletin, Türk Milletinin milli iradenin tecelli etmesinin yolu çok zordur, bunu biliyoruz biz. Ben siyasi de değilim, onun için yani biz bu yolda inşallah devam edeceğiz ve şunu ben arz edeyim, bakın 28 Şubat sürecini çok önemsiyorum. Bu süreç çok ciddi bilgili, belgeli gidiyor, ıslak imzalı gidiyor. Bu süreçte yani mesela tahmin ediyorum Sayın Mahkemeye de yani devletten gelecektir bazı bilgiler, şeyler, yani bu olayları aydınlatacak onun için yani bu süreçte bekleyelim. Sayın Savcım yani şimdi burada bazı şeyleri çok açıkta konuşurum da yani operasyonel zedelenmesin diye konuşmuyorum. Onun için buradaki, burada şunu samimi söylüyorum bu sürecin arkasında olan, bu sürecin arkasında olan o yapılar ortaya çıkar onu söyleyeyim çıkacak. Bunun yani biz her sene, her dönemde darbe olacak, darbe olacak, darbe öncesi bir sürü faili meçhul yani ben buradakiler için söylemiyorum yani bunu kim yapıyorsa. Zaten iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü dediğimiz bu örgüt bir derin yapı, yani bunu inkar, hiç kimse inkar edemiz, bir derin yapı. Baktığınız zaman bu derin yapının bu ülkede mevcut siyasal, siyasi yani Anayasal bir şekilde seçilmiş organlar yani partileri alaşağı etmenin stratejileri uygulanıyor. Medya uyguluyor, üniversite çevreleri uygulanıyor şimdi biz burada Cumhuriyet biraz önce Sayın Başkanımız sordu Cumhuriyet Çalışma Grubu, yani bazı rektörler yürümedi mi ordu göreve diye. Burada kastedilen ordunun kendisi değildir, burada kastedilen ordu içine sızmış Gladio yapılarıdır, yani bunu bir kere daha hatırlatayım. Hiçbir surette, hiçbir yerde Türk Silahlı Kuvvetleri diye bahsetmedim, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış hatta Milli İstihbarat Teşkilatı içerisine sızmış, hakikaten de böyledir. Ama bu yapıların mesela hem Milli İstihbarat içerisinde o dönemde kurulmuş artıkları temizlenememiştir daha, onları da temizlememiz gerekir. Bunlar ara sıra Türkiye’ye çok ciddi anlamda operasyonlar da yapıyorlar,

75

Page 76: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:76

yani çok ciddi sıkıntıya sokuyorlar. Halen mesela şu anda, bu süreçte bile sıkıntı yaratabiliyorlar. Onun için yani bir taraftan Ergenekon, bir taraftan Balyoz ve en önemlisi bana göre çok delilli, belgeli, bilgili olduğu için 28 Şubat operasyonu bu ülkeye çok fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum bu açıdan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Buyurun Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biraz önce Kızılelma koalisyonundan

bahsettik.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada dava sanıklarından Doğu Perinçek’in

oğlu Mehmet Perinçek.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet o da işte.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve de ülkü ocakları genel başkanlığı yapan.”Tanık Bülent Orakoğlu: “O zaman.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sanıklardan Levent Temiz Veli Küçük’ün

yönlendirmesiyle 30 Ağustos’ta bir çelenk koyuyorlar.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu şekilde işte Kızılelma koalisyonu kuruldu

şeklinde de basında da yer alıyor. Bu konuda bir Albaydan bahsettiniz MGK’daki onun ismini verebilir misiniz?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani kod isim tabi, yani şey olsaydı zaten onu yazardım, dilekçeyle bildirirdim. Yani benim öyle bir şeyim de var, kod isim Osman Albay diye biri.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kod ismi Osman Albay.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Kod, kod ismi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gerçek ismi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ama kendi ismi olsa ben onu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rütbesi albay olup olmadığı.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim, şimdi şöyle ben mesela Ankara’da yaşıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tabi benim elde ettiğim bazı bilgi, bir şey olursa bunu Ankara

Emniyet Müdürlüğüne veya oradaki Savcılara yazıyor, veriyorum yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahkemeye de verebilir misiniz gerçek

kimliğini öğrendiğinizde?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Öğrenirsem veririm tabi şey yaparım tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani ona da çalışıyorum yani onu da söyleyeyim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine 23. celse.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi mesela şey var, burada Muzaffer Tekin dediniz, mesela bir

medyada iddia oldu bir Muzaffer Tekin’in ismi, kod ismi şey miydi yani veya başka bir adı Kızılelma mıydı?”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “Duyamıyorum biraz yüksek sesle.”Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim dinliyoruz, biz duyuyoruz, buyurun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Şeyin yani Muzaffer Tekin’in diyorum yani bir medyada bir yazı

çıktı bir yerde de, Muzaffer Tekin’in kod isminin Kızılelma olduğu filan söylendi, yanlış da olabilir bilmiyorum öyle bir şey çıktı onun için sordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine 23. celsede sanıklardan Nusret Senem tanır mısınız Nusret Senem’i?”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır tanımıyorum.”

76

Page 77: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:77

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O da Susurluk belgelerinin Mahkemeye getirtilmesini istiyor ve gerekçe olarak şöyle diyor, bu belgelerde suçlanan Mehmet Eymür gibi, Hanefi Avcı gibi, Bülent Orakoğlu gibi MİT ve emniyet içindeki yasadışı eylemleri ortaya dökülen kişilerin bu davada nasıl tanık oldukları ortaya çıksın. Susurluk belgeleri gelsin ki, bu kişilerin davamızda tanık olmalarının dışında, bu olayın örtülmesinde büyük siyasi sorumlulukları olan kişilerin kimler olduğu da ortaya çıksın. Susurluk olayı patladıktan sonra bu olay fasa fisodur, glu glu dansı yapıyorlar, diyerek üstünün örtüldüğünü söyleyenler, kurşun atanda kurşun yiyende şereflidir, diyerek Gladio’nun nasıl korunduğunu hep beraber burada görelim, diyor. Yine 54. celsede de, bakın bizim devletimiz katilleri de legalize ediyormuş, yurda döndükten sonra saygın bir teşkilat olan emniyet genel müdürlüğünün niçin kendisini bu şekilde istihdam etti, pasaport, silah vesaire niçin temin edildi. Abdullah Çatlı’dan bahsediyor, devamında 03 Kasım 96, o zaman emniyet genel müdürü kimdi? Mehmet Ağar, İstihbarat Daire Başkanı kimdi? Bülent Orakoğlu, Başkan Yardımcısı kimdi? Hanefi Avcı.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamamen yalan bir şey bu yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi Hanefi Avcı’yla, Bülent Orakoğlu bu

davanın tanığı nasıl oluyor bu, nasıl oluyor.Mahkeme Başkanı: “Bülent Bey dinleyin ondan sonra.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl Susurlukçuları yargılıyorsunuz hani Susurluk cinayetlerini işleyen çatlılar bilmem çutlular vardı. Cinayetler işliyorlardı bunlar, onları bulacak çıkaracaktınız. Yine 83. celsede buna benzer olarak bunları anlattım, Abdullah Çatlı’nın 93 yılında MİT tarafından Türkiye’ye getirildikten sonra öldüğü tarihe kadar yani 03 Kasım 96 tarihine kadar Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kullanıldığı yazılıdır. 80 öncesi MİT tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kullanıldığı yazılıdır. Emniyet Genel Müdürü kimdir? Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı kimdir? Bülent Orakoğlu, Başkan Yardımcısı kimdir? Hanefi Avcı, bu kişilerin üçü de bu davada tanık olmuşlar. Her üçü de bu davada tanıktır. Da bu doğruyu yansıtmıyor, Mehmet Ağar tanık olarak dinlenmedi. Yani yüzlerce faili meçhul cinayete imza atmış adamlar bu davada tanık olmuş Kontra Gerillacılar bu davanın tanığı bizleri suçlayan kişiler böyle İddia Makamı böyle Başbakanlık olur mu? Böyle yargılama olur mu? Vesaire diye devam ediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Şimdi efendim müsaade ederseniz ben cevap veriyim Sayın Savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Birkaç beyanı daha var.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “109. celsede de aynen, o dönemde Emniyet

Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesinin başında bulunan Bülent Orakoğlu ve yardımcısı Hanefi Avcı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri düşmanı faaliyetleri ve faili meçhul cinayetlerde kullandıkları işlediği suçlarını başkalarının üzerine atmak için çırpındıkları Abdullah Çatlı’nın eylemleri vardır raporda. Susurluk raporundan bahsediyor, yine şöyle diyor. Sahte haham Tuncay Güney vasıtasıyla emniyet 2001 yılında bu suçu başkalarının üzerine atmaya çalışmıştır. Mülakatta hahamın bu konuda açıklamaları vardır. Başkalarının üzerine atma, açıklaması vardır. TSK düşmanı, İşçi partisi düşmanı, Atatürk düşmanı, ulusalcılık düşmanı oldukları sözleri ve eylemleriyle açıkça ortaya çıkan CIA korumasındaki, böyle dedikleri için okuyorum CIA yazılıyor. Mehmet Eymür, Bülent Orakoğlu ve Hanefi Avcı davamızda tanık ve ifade sayılı sıfatlarıyla dinlenmişlerdir. Halbuki bu kişiler tanık değil sanık olması gereken şahıslardır bu davayı açtıran güç aynı zamanda bu şahısları da korumaktadır, diyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne diyorsunuz Nusret Senem’in beyanlarına?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ben Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde

İstihbarat Daire Başkanlığı yapmadım. İçişleri bakanı olduğu dönemde Mehmet Ağar beni sürdü,

77

Page 78: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:78

ben zaten deşifre isimli kitabı Sayın Senem okusaydı, bu kitapta Mehmet Ağar’la ilgili sorunlarımızı çok iyi anlayacaktı, biraz beklesin o zaman bu 28 Şubat’la ilgili bizim verdiğimiz dosyada o Susurluk meselesinin çok ciddi yani aydınlatılma ihtimali de var. Çünkü eğer biz Susurluk’un içindeysek, çünkü bakın ben Sayın Savcım, Sayın Mahkeme heyeti ben cezaevinden, Askeri Mamak Cezaevinden çıktığım zaman bir güç buradaki bu derin yapı beni Susurluk içerisinde gösterme gayreti içerisine girdi. Yani bunlar ne yaptılar önce benim mesela.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir dezenformasyon faaliyeti mi nedir yani?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet korkunç bir dezenformasyonun faaliyeti, şöyle arz edeyim.

Şimdi İbrahim Şahin’le ben aynı gün serbest bırakıldık, yani bakın efendim yani ben İbrahim Şahin, yani yaptığı hiçbir faaliyeti tasvip etmem polis olarak, meslektaşımdır ayrıdır. Mehmet Ağar’ı da tasvip etmem, bugün mesela bakın Mehmet Ağar, Mehmet Ağar’la Susurlukla, Susurlukla 28 Şubat’taki cunta birleşmiştir. Yani onlar bir araya gelmişlerdir, Mehmet Ağar hatta o dönemde bir ilginç gazeteye manşet atmıştı. Kamyonla gitti cemseyle geldi diye Mehmet Ağar için söylemişlerdi. Şimdi bu süreçte benim bakın o kadar yanlış bilgilerle, bunları biliyorlar, yani Sayın Senem’in Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde benim Hatay Emniyet Müdürü olduğumu bilmesi lazım. Ve beni Hatay Emniyet Müdürlüğünden alarak başka bir göreve verdiğini de bilmesi lazım. Sırf neden dolayı onu da söyleyeyim, Hatay içerisinde bu hatırlarsanız bir kaptegon kaçakçılığı yapan bir yani taşıma firmasını jet turizmin bir kişi vardı. Bu rahmetli Özal döneminde bu kişi şeyde yakalandı, Suudi Arabistan’da kaptegon kaçırırken. Bunun kafası, yani götüren şoförün haberi yoktu, kafası kesilerek idam edilmesine karar verildi, yani o firma onu yapıyordu, ama şoföre mesela şoförün haberi yok kaptegon götürdüğünden haberi olsa 10 bin Dolar vermesi gerekiyor. 300 lira vererek adamı göndermişler oraya, adam orada yakalanmış idam edilecek, rahmetli Özal devreye girdi o süreç içerisinde ve bu şahsı idam edilmekten kurtardı. Yani ve bu şahıs bize geldi, birtakım bilgiler verdi, ben o şahsın, o şahsın yani Mehmet Ağar bana bunu gönderdi, bu şahsın emniyet müdürlüğüne girmesini yasakladım, bundan dolayı da tahkikat geçirdim. Hani bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını, yani bu niye çünkü bu adam kaptegon kaçakçısıydı ve ciddi bir şekilde de yani polis teşkilatı içerisinde bir faaliyet, bir yer edinmeye çalışıyordu. Şimdi onun için Mehmet Ağar ben bunu kovdum, Mehmet Ağar’la bizim aramız çok açıktır. Sayın Senem siz bunu bir daha araştırın, böyle dolma insanları yıpratmak amacıyla bu yazıları yazmayın. Mehmet Ağar’a, Mehmet Ağar beni aradı niye almadın bu kişiyi, almadım dedim. Ben dedim kaçakçıları almam içeriye, yani şimdi bunlar tabi anlatılacak mevzular değil ama bakın şimdi biz Mehmet Ağar’ın kadrolarını eritmek üzere İstihbarat Daire Başkanlığına getiriliyoruz. İşte Sayın Meral Akşener burada, Sayın Çiller çıkmıyor medyaya, onun için efendim yani buradaki, bunlar tabi ben bunu hiç okumamıştım, kimse de okumuyor galiba zaten. Yani burada kendi kendine.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duruşmada huzurda savunma sırasında söyledikleri sözler bunlar.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, evet yani evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada konuşulanlar.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bunları duysaydım bunlara dava açardım yani bilmiyorum çünkü

takip etmedim, çünkü kesinlikle Mehmet Ağar’ın döneminde benim bir göreve gelmem söz konusu değildir. Sayın Senem merak etmesin, 28 Şubat sürecinde Susurluk, biraz önce ben Sayın Mahkeme Heyetine de arz ettim. Susurluk kasıtlı bir operasyondur dedim, kasıtlı bir şekilde yapılmıştır ama burada yani Susurlukta işte devlet, mafya, siyaset ayağı çıkarılmıştır. Bu iyi bir şeydir, ama bu Türk Milletine, Türk Devletine uygun olsun, iyi olsun diye yapılmamıştır. Bu iki partiyi yıpratarak aynı şekilde bir darbecilere hizmet olsun diye yapılmıştır, bunun arka ayakları da vardır. Biz şimdi 28 Şubat süreciyle ilgili olarak ben 9 dosya vermiştim, bu dosyalardan bir tanesi yir… bu Susurluk süreciyle ilgilidir. Susurluk süreci öyle zannedildiği gibi yalnızca MGK kararları veya 28 Şubat kararlarıyla ilgili değildir. Susurluk süreci 90 yılından

78

Page 79: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:79

başlamıştır, 91 yılından başlamıştır, bir sürü faili meçhul cinayetlerle gitmektedir. Bunlarla ilgili de çok ciddi dedim ya bilgi akışı var, onun için Senem, Sayın Senem bunu baksın, ne ben, ne Hanefi Avcı Susurlukla ilgili bize böyle bir soru da sorulmamıştır, böyle bir şey de yoktur. Ben İçişleri Bakanı Meral Akşener döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde bulundum, 4 ay çalıştım, benim çalıştığım dönemde genel müdür şu anda Ankara Valisi Alaattin Yüksel’di. Daha sonra Hakkari Valisi buraya gelmişti. Yani bu tamamen yanlış, kendi tezlerini doğrulatmak üzere bu yazdığım kitapla ilgili olduğunu tahmin ediyorum, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Heyete dönüp konuşun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam efendim, yazdığım kitapla ilgili Sayın Başkanım olduğunu

tahmin ediyorum, çünkü biraz önce de heyetinize söylemiştim. 3 kitap yazdım, bunlar tamamen meslekte edindiğim bilgilerdi. Bunları Türk Milletine bir borcum olarak yazdım, bundan dolayı sıkıntılara gireceğimi de biliyordum. Hatta şu anda Güven Erkaya’ya, yani ciddi anlamda bir tazminat ödemeye de mahkum edildim, yani şey olarak maddi tazminat davası. O da Türkbank ihalesiyle ilgiliydi, Korkmaz Yiğit o süreçte hatırlarsanız, Mesut Yılmaz’dan Türkbank ihalesini almak için o dönem Güven Erkaya Denizcilikten sorumlu Başbakanın yardımcısı, şeyiydi, danışmanıydı. Ona danıştığını söylemiştim orada, bundan dolayı bize yargı böyle bir şey verdi. Şu anda Yargıtay safhasında, önce reddedildi, sonra Yargıtay bozdu bu kararı, yani biz bunlarla bakın efendim uğraşıyoruz, ediyoruz. Burada hem malımızla da uğraşıyoruz, can… yani bütün bilgilerimizi, bildiklerimizi yazıyoruz. 3 kitap bunları rahatsız ettiyse, çok memnunum başka bir şey söylemiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine dava sanıklarından Semih Tufan Gülaltay 33. celsede şöyle diyor, Türkiye’de 70 milyon içerisinde Savcılığın Mehmet Eymür’ü tanık olarak çağırması, benimle ilgili ifade alması çok manidardır. Ben bu bağlamda zaten Mehmet Eymür ile ilgili 96’dan beri neler yaşadığımızı kendisinin bana ve arkadaşlarıma husumetini tek tek anlattım efendim. Sayın Başkanım bu tahkikatın diğer bir boyutu da 28 Şubat evveli Mehmet Eymür, Bülent Orakoğlu, Hanefi Avcı ve Tansu Çiller’in birtakım görevlendirmesiyle bazı insanların içinde bulunduğu bir grubun devleti ele geçirme mücadelesidir. O dönemde de 2 koldan yürütülmüştür, aynı kol hem Batı Çalışma Grubunda yer almıştır, bakınız hem Batı Çalışma Grubunda yer almıştır, hem de aynı kol devletin polis istihbaratını ele geçirmek suretiyle Genelkurmay’ı, Deniz Kuvvetlerini, Askeri tesisleri dinlemek suretiyle Türkiye’de bir polis devleti kurmaya teşebbüs etmiştir. Suç yine ordunun üstüne yıkılmıştır, ordu günah keçisi yapılmıştır, operasyonun esas hedefi olan İstanbul’daki belediye başkanı her türlü yolsuzluklarına rağmen Başbakan yapılmıştır şeklinde beyanları var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu beyanlarına ne diyorsunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şimdi bu aynı şeyin devamı gibi gözüküyor, hiçbir süreçte

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının yani benim çalıştığım dönemde yasadışı bir izlemesi, izlemesi ve dinlemesi olmamıştır. Var diyen varsa erkekçe çıksın önümüze koysun, yoktur, benim dönemimde yoktur. İkincisi bunlar hep aynı Mehmet Eymür, işte biz yani Susurluk süreci, işte devleti ele geçirme efendim şimdi çok basit madem buradalar, şu anda 28 Şubat süreci soruşturuluyor. Ankara’da Özel Yetkili Mahkeme soruşturuyor, yazarsınız isminizi, atarsınız imzanızı gönderirsiniz, doğruysa biz hesap veririz, değilse siz verirsiniz.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Bülent Bey Mahkemeye konuşun, zapta geçmiyor, söyledikleriniz

zapta geçmiyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam özür dilerim Sayın Başkanım.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim müdahale etmeyin ben söylüyorum lütfen, hatırlattık.”

79

Page 80: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:80

Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamam efendim özür dilerim, yani eğer bu doğruysa, doğruysa biz hesabını veririz, yanlışsa siz verirsiniz, bu kadar basit.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “43. celsede Sanık Doğu Perinçek şu şekilde

beyanlarda bulunuyor, mülakat 4. sayfa, Eymür gittikten sonra MİT’le aktif ilişkim olmadı, diyor. Tuncay Güney’in mülakatından bahsediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “MİT’te bunu zaten belirtiyor, biz Tuncay

Güney’i izliyorduk diyor, bizim elemanımız değildir, diyor. Sayın Veli Küçük’e de General Veli Küçük’e de Tuncay Güney’i Eymür’ün yolladığı çeşitli ifadelerden bizim anladığımız Eymür’ün yolladığı görülüyor. 1997 sonrasında Tuncay Güney’in çok yönlü ilişkiler içerisinde olduğu gözüküyor. Askeri istihbaratla, polis istihbaratıyla polis istihbaratı ile polis istihbaratı ile ilişkisi çok açık kendisi anlatıyor, mülakatında ben gittim. PKK’dan Suriye’den Doğu Perinçek’in röportaj fotoğraflarını aldım, Cilvegöz sınır kapısında polise yakalatıyormuş gibi yaptık, bunu hazırlayan, planlayan Hanefi Avcı’ydı. Hanefi Avcı bu fotoğrafları aldı, daha sonra Fethullahçı gazetelere servis yaptı. Burada da Tuncay Güney’in Hanefi Avcı, Bülent Orakoğlu gibi şu anda bu operasyonun arkasındaki merkezde halen bulunan polis istihbaratı içerisindeki Fethullah Hoca denetimindeki memurlarla ve şeflerle ilişkili olduğu bu beyanlarından anlaşılmaktadır. Demek ki, askeri istihbarattan başka bunlarla da ilişki halindedir. Üçüncüsü, Eymür üzerinden MOSSAD ve CIA ile ilişkilidir ve yine MOSSAD’la ilişkili olduğu Mısır’lı Bakan ve Batılı Büyükelçilikler tarafından Newsweek dergisine ifade edilmiştir. Şeklinde beyanı var, burada da bir Tuncay Güney’le yapılan mülakattaki Apo ile çekilmiş fotoğrafların servis edilmesi olayını anlatırken 97 sonrasında Tuncay Güney’in sizinle veya Hanefi Avcı’yla irtibatlı olduğu o dönemde bunların bilinçli olarak fotoğrafların kamuoyuna yansıtıldığı şeklinde beyanları var.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Sayın Savcım ben tabi Hanefi Avcı ile ilgili bir şey diyemem yani haberi olup olmadığını, çünkü ben geldiğimde Hanefi Avcı oradaydı ama benim dönemim ben Tuncay Güney’i tanımam, böyle bir ilişki de olsaydı zaten bilirdim yani o süreç içerisinde. Ben gittiğim yerde çok kısa süre içerisinde kontrol ve hakimiyeti ele geçiren bir insanım, böyle bir şey olduğunu tahmin etmiyorum. Ama bunu Hanefi Avcı’ya sorulabilir, ben ne Hanefi Avcı’nın, ne Mehmet Eymür’ün avukatı değilim, ama kendi şahsım için konuşuyorum kesinlikle böyle bir şey yoktur. Yalnız bu resimler hangi resimler acaba, onu Sayın Savcım şimdi onunla ilgili bir, eğer bu Beka’da Öcalan’la Perinçek arasında çekilen resimlerden mi bahsediyoruz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zannedersem.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Bundan daha önce.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zannedersem o konuyu anlatıyor.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Ama şöyle şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani fotoğrafları basına verilmiş.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Perinçek’in kendi yazısı var bunları kimin sızdırdığı konusunda,

Perinçek’in yazısı var, kendisi de söylesin. Perinçek diyor ki bunları sızdıran Öcalan’dı diyor, MİT’e veren diyor, eğer o resimlerden bahsediliyorsa.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu huzurda, huzurda söylediği mülakattaki şeylere anlattığı konu bu.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey lütfen efendim.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani Perinçek’in söylediği bu, ben biliyorum şey olayı, öyle bir

şey yok, arkadaş.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunları huzurda söyledi.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Tamamen yanlış bir şey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duruşma sırasında söylediği beyanları.”

80

Page 81: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:81

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine 97. celsede Doğu Perinçek şöyle diyor,

Türk vatanseverlerin bir araya geldiği zaman Cumhuriyeti yıkan bir iktidar var bir tek İşçi partisi bunları konuştuğunu söylüyor. Çünkü darbeden bilmem ne o askeri müdahaleden hiçbir umudu yok denemiş, halktan başka beklentisi yok, işte bütün telefon kayıtları geliyor görüyorsunuz. İşçi partilileri aralarında hep ne konuşuyorlar bu iş darbeyle, askeri müdahale falan olmaz sakın ha. Halkla olur, halkın iradesiyle olur ama diğer Türk aydını, jön Türk bunu konuşur Sayın Yargıçlarım bugünde konuşuluyordur. Ne kadar dinlenirse bilmem nesiyle efendim Fenerbahçe orduevinin karşısına gemiler getirmişler, orda dinleme yapıyorlarmış, yok Genelkurmay’ı zaten dinlediklerini Bülent Orakoğlu itiraf etti. Geçen Taraf Gazetesi tam sayfa adamlar CIA’nın kulağı olarak kendi ordusunu dinliyor. O konuşan insanlar Türkiye nereye gidiyor bunları konuşacak, siz konuşmuyorsanız bu sizin az duyarlı olduğunuzu gösterir vesaire diyor. Bu konuda Fenerbahçe Orduevinin karşısına gemiler getirmişler orada dinleme yapıyorlar diyor. Sizin de Genelkurmayın dinlendiği yönünde itirafınız olduğunu, Taraf Gazetesinde yayınlandığını beyan ediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Efendim ben cunta Mahkemesinde yargılandım, o dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Mahkeme hukukla ilgili 2 Mahkeme üyesine benim 72 yıl ceza almam konusunda baskı yaptı. Ama bu Mahkeme bana böyle bir soru sormadı çünkü böyle bir şey yok. Biraz önce söylediğimi tekrar ediyorum, ne hukuksuz, yani hukuksuz hiçbir dinleme yapmadım, yapılmasına da izin vermem, benim karakterim müsait değildir. Zaten benim emniyet teşkilatı içerisinde yaptığım operasyonlar mesela tabi bu süreçte hep 28 Şubat sürecinde asker gündeme geldi ama o süreçte askere yardımcı olan kamu içerisinde, polis içerisinde görevliler de vardı yani onlarda tabi bu süreçte aydınlatacak, eğer operasyonlar devam ederse. Onun için bunların hepsi uydurma haberlerdir, psikolojik harekat merkezinin bizi itibarsızlaştırmak amacıyla yaptığı bir şeydir. Bir tek benimle ilgili Bülent Orakoğlu şunu dinlemiştir gibi bir şey bana getirin ben her şeyi kabul edeceğim, yoktur böyle bir şey. Cunta bile bana bunu soramamıştır, Cunta mahkemesi bile.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yoktur çünkü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmail Yıldız’ı tanıyor musunuz?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “SESAR diye bir şey duydunuz mu?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Duydum evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmail Yıldız’ın da 79. celsede birtakım

beyanları var, uzunca beyanlar ben sadece ilgili bölümlerini okuyorum. Şimdi benim bildiğim şu Sayın Başkanım bu Orakoğlu’nun herhangi bir resmi görevi yok, emniyet istihbarat eski daire başkanı tek unvanı bu, başka da bir unvanı yok. Ama anlıyoruz ki bu soruşturmayı yürüten heyetin içersinde o var Sayın Başkanım. Heyetin başında bu var, ben bunu çok daha önce yazmıştım, cezaevine düşmeden önce düşürülmeden önce SESAR’ın internet sitesinde Sayın Orakoğlu ancak böyle olur, önce birtakım örgütler kurdurulur, sonra darbe yapılacak diye o örgütler üzerinden birilerine operasyon yapılır ve iktidar tesis edilir, diye bir yazı yazmıştım Sayın Başkanım. Diyor yine başka bir yerde, şimdi buradaki şahadetim şu Sayın Başkanım, ben Bülent Orakoğlu’nun gıyaben çok iyi tanıyorum. Ankara çok küçük bir yer, İstanbul’un bir semti kadar. Orada herkesin ne yaptığını çok rahat görebilirsiniz, Bülent Orakoğlu’nun polis akademisindeki birtakım kişilerin, emniyetin içersindeki birtakım kişilerin ve bürokrasideki bazı insanların AKP’yi nasıl bir çamurun içine attığını ben gözlerimle gördüm. Beş saat konuştum, Levent Ersöz Tuğgeneralle konuşuyorum o suç, ama sekiz yüz saat brifing verdiğim kişiler dışarıda, vesaire diyor. Şimdi Sayın Başkanım.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani şeyi anlayamadım Sayın Savcım yani biz.”

81

Page 82: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:82

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şurada bitireyim, Sayın Başkanım buradaki az önceki söylediği şey şu, Savcıların elindeki her şeyi Bülent Orakoğlu biliyor, diyor sizin o röportajlardan da bahsediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne diyorsunuz bu beyanlara karşı, güya siz

soruşturma heyetindeymişsiniz.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani gülüyorum, yani ben 4 ay içerisi…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Resmi göreviniz yokmuş ama soruşturma

yürütüyormuşsunuz, nedir bu konular?”Tanık Bülent Orakoğlu: “Yani en iyisini siz bilirsiniz, böyle yani ben heyeti sizi, sizi

şeyde…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahkeme huzurunda neyse doğrusu.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet, Sayın Mahkeme Başkanını yeni tanıyorum, üyeleri yeni

tanıyorum, sizi bir kere beni çağırmıştınız 2008 yılında ifade almaya orada görüştük, onun dışında da bir görüşmemiz de olmadı. Yani bu şudur tabi yani ben bu şeylerden alınmam. Yani ben eğer bu ülkede, bu ülkedeki derin yapıların Ergenekon, iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili yani ufacık bir katkım olsa bundan şeref duyarım o kadar söylüyorum ama benimle ilgili bir şey söyler ya, yok efendim operasyonu yönetiyordu, bu cemaatçiydi. Ya arkadaşlar bunları bırakalım, böyle hiçbir ilgisi alakası olmayan Türkiye’de ne kimsenin bağımsız yargıyı yıpratmaya hakkı vardır. Ben bakın ceza alıyorum, haklı olduğum bir davada ceza alıyorum. Ama yinede yargıya karşı hiç benim şeyim olmamıştır bugüne kadar, açıklamam olmamıştır. Çünkü yargı çok önemlidir, yargı herkese lazım olur ileride, o bakımdan yani bunları bırakın, siz yani kendinizi, kendinize bakın ya bırakın böyle yok efendim Bülent Orakoğlu idare ediyormuş.”

Mahkeme Başkanı: “Bülent Bey.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır ben ne yaptım? Evet.”Mahkeme Başkanı: “Sorulan, okunan beyanlar doğru mudur değil midir cevaplarını kısa

ve kısa ve yeterli olsun.”Tanık Bülent Orakoğlu: “Hayır değil, kesinlikle değil böyle bir şeyi izah etmeleri çok yanlış

yani evet, yani kusura bakmayın.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim müdahale etmeyin lütfen.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam, gerekli ikazı yaptık efendim, susar mısınız?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıklarından Durmuş Ali Özoğlu 2.

davanın 85. celsesinde şöyle diyor, Cem Ersever Eşref Paşa’nın ekibindendi onu da öldürdüler. Eşref Paşa’nın dar kadrosu vardı, orada kim varsa birçoğunu öldürdüler. Cem Ersever’in mezarında şehit diye yazar, siviller şehit olmaz. Askeri kabristanda Cem Ersever şehittir nur içinde yatsınlar. Bu ekip Türk ve Kürt aydınlarını da anti Amerikancı, Kürt ve Türk aydınlarını da öldürdü, Ergenekon değil, Kontra Terör Daire Başkanlığı yaptı bu işi. Bunların başında kim var hala Mehmet Eymür, Mehmet Eymür kendi arkadaşını içeri aldırdı. Şimdi ne tesadüftür Mehmet Eymür Hanefi Avcı alındığı gün alınıyor, burada televizyona çıkıyor, başka bir şey anlatıyor. Canciğer arkadaşı Mehmet Eymür’ün mesai arkadaşı birlikte operasyonlar yaptılar, birlikte Genelkurmayı dinlediler, Hanefi Avcı’yla birlikte dinlediler, bunlar Bülent Orakoğlu, Hanefi Avcı askeri casusluktan yaptı. Bunlar içerde ama bakıyorum Fethullah Gülen Terör Örgütünün medyası olan güya Hanefi Avcı dini inançlarından dolayı yatmış, yok ya askeri casusluk yaptılar. Bülent Orakoğlu değil miydi 160 bin polis yetiştirdik artık ordu darbe yapamaz. Aynı Bülent Orakoğlu yine meydanlara çıkıyor yine aynı şeyi söylüyor ona buna aynı şeyi Zekeriya Öz de

82

Page 83: Tmuzaffertekin.com.tr/wp-content/uploads/2011/06/187.-celse-24.0…  · Web viewYani bir soru varsa Sayın Başkanım. ... Yani bu kontra gerillanın Kıbrıs’ta Türk Mukavemet

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 24.05.2012 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:187 Sayfa:83

diyor. Ordu darbe yapamaz iş makineleriyle çıkarız tankların karşısına belediyenin varmış, belediyenin yok hepsi taşeron, vesaire diye devam ediyor.”

Tanık Bülent Orakoğlu: “Evet yani bunlar tamamen yanlış, yalnız 167 bin polis meselesine açıklık getireyim, ben böyle bir şey söylemedim. Bunu Enis Berberoğlu ben göreve başladıktan 1 hafta içerisinde Hürriyet Gazetesi yazarı yazdı, ben Savcılara bununla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bu olayın arka perdesini, çünkü böyle bir şey söylediği zaman diyor ki Enis Berberoğlu diyor ki ben falan gazeteciden aldım bu haberi, o gazeteci diyor ki işte ben şurada böyle bir konuşmayı yaptınız. Şimdi oradaki şahıslar var, iki üç kişi, onlara baskı yapıyor, onlar biz öyle bir konuşma duymadık diyor. Yani bu tamamen psikolojik bir harekat, bununla ilgili suç duyurusunda bulundum, çünkü bulunmadığınız takdirde bu sizin üzerinize yaftalanıyor Sayın Başkanım. Onun için ben bunun hukuki gereğini yani 28 Şubat Savcılarına bana karşı yapılmış olan psikolojik harekatlarla ilgili de suç duyurusunda bulundum yani onu da belirteyim. Yani bu bakımdan o kısa süre içerisinde zaten bunlar ortaya çıkar diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Savcı Bey ara verelim sonra devam edersiniz.”Saatin 16:58 olduğu görüldü.Oturuma bugüne mahsus olmak üzere son verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 25 Mayıs 2012 günü saat 09:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara

verilmesine oybirliğiyle karar verildi.24.05.2012

BAŞKAN 28298 ÜYE 40244 ÜYE 41981 KATİP 128041

83