26
Ne çabuk geçti yıllar... 16 Kasım 2016'da elli yaşına girdik. Dün gibi hatırlıyorum Cemal Nadir sokaktaki Akşam gazetesini ve perşembe-pazar günleri hazırladığım cemiyet sayfasını. Ve bu sayfayı ünlü gazeteci Müşerref Hakimoğlu ile paylaştığım günleri... Para kazanmayı düşünmüyor, bu işi seviyordum. Benim için Gazette-13 bir hobi idi. Eğleniyor ve de çevremdeki dostları eğlendiriyordum. Bir tarz tutturmuştum: MİZAHİ CEMİYET haberleri adında. O dönemde kompleksli bazı gazeteci dostlar, acıtacak yazılar yazarlar ve bunun adına da dedikodu haberi derlerdi. Sonra ne oldu? Bu meslektaşlar yavaş yavaş cemiyet yazarlığı sahnesinden silindiler. Amacım insanları yazarken, hem okuyanlar, hem de okunanların keyif almalarıydı. Tuttu da bu tarz... Çevredeki dostlar önce çekimser baktılar, ama sonuçta mutlu oldular. Benim kalemimde siyaset, spor yoktu. Ne vardı? Herkesi keyiflendirecek bir mizah tarzı. Bu tarz başarılı oldum mu? Bunun cevabını Gazette-13'ün 50 yıllık yayın hayatıyla en iyi sizler değerlendirirsiniz. Konservatuvar şan ve tiyatro eğitimi aldığım için, sloganım "Komedi oynamak zor, dram oynamak kolay" şeklinde oldu. Ayrıca kısacık ömürlerinde insanları mutlu etmek varken, niye çarpuk çurpuk yorumlarla onları üzeyim. Sonuçta gönül adamı olduğum için para kazanamadım. Gazette-13'e doğru dürüst İLANDA alamadım. Sevgili dostlar yazı tarzımı ve beni sevdiler ama, ilan vermekte bugün de olduğu gibi Gazette-13'ün yaşamını devam ettirmesi için, cimri davrandılar. Sonuçta kalemimle onları güldürdüm. Bu mutlulukta bana yeter! Sonuçta hayat kısa ve tatlı. Şunu unutmamak gerekir, herşey para değildir. Biraz duygusal olmak lazım. ŞİMDİ SORUYORUM SİZE SEVGİLİ OKURLAR, HEP BİRLİKTE BİR ELLİ YILA DAHA VARMISINIZ? YAŞINDA www.gazette13.com Güngör Denizasan

YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

Ne çabuk geçti yıllar... 16 Kasım 2016'da elli yaşına girdik. Dün gibi hatırlıyorum Cemal Nadir sokaktaki Akşam gazetesini ve perşembe-pazar günleri hazırladığım cemiyet sayfasını. Ve bu sayfayı ünlü gazeteci Müşerref Hakimoğlu ile paylaştığım günleri...Para kazanmayı düşünmüyor, bu işi seviyordum. Benim için Gazette-13 bir hobi idi. Eğleniyor ve de çevremdeki dostları eğlendiriyordum. Bir tarz tutturmuştum: MİZAHİ CEMİYET haberleri adında. O dönemde kompleksli bazı gazeteci dostlar, acıtacak yazılar yazarlar ve bunun adına da dedikodu haberi derlerdi. Sonra ne oldu? Bu meslektaşlar yavaş yavaş cemiyet yazarlığı sahnesinden silindiler.Amacım insanları yazarken, hem okuyanlar, hem de okunanların keyif almalarıydı. Tuttu da bu tarz... Çevredeki dostlar önce çekimser baktılar, ama sonuçta mutlu oldular. Benim kalemimde siyaset, spor yoktu. Ne vardı? Herkesi keyiflendirecek bir mizah tarzı.

Bu tarz başarılı oldum mu? Bunun cevabını Gazette-13'ün 50 yıllık yayın hayatıyla en iyi sizler değerlendirirsiniz. Konservatuvar şan ve tiyatro eğitimi aldığım için, sloganım "Komedi oynamak zor, dram oynamak kolay" şeklinde oldu. Ayrıca kısacık ömürlerinde insanları mutlu etmek varken, niye çarpuk çurpuk yorumlarla onları üzeyim. Sonuçta gönül adamı olduğum için para kazanamadım. Gazette-13'e doğru dürüst İLANDA alamadım. Sevgili dostlar yazı tarzımı ve beni sevdiler ama, ilan vermekte bugün de olduğu gibi Gazette-13'ün yaşamını devam ettirmesi için, cimri davrandılar. Sonuçta kalemimle onları güldürdüm. Bu mutlulukta bana yeter! Sonuçta hayat kısa ve tatlı. Şunu unutmamak gerekir, herşey para değildir. Biraz duygusal olmak lazım.

ŞİMDİ SORUYORUM SİZE SEVGİLİ OKURLAR, HEP BİRLİKTEBİR ELLİ YILA DAHA VARMISINIZ?

YAŞINDA

www.gazette13.com

Güngör Denizasan

Page 2: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Müdürü

GÜNGÖR DENİZAŞAN

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüA. CAHİT UĞURATA

Genel Yayın DanışmanıERCAN ERDAL

GAZETTE-13 SATILMAZ.BEDELSİZ DAĞITILIR

GAZETTE-13’de yayınlanan imzalı yazılardan yazı sahipleri sorumludur

Gazetemizde yayınlanan resimler hiçbir suretle iktibas

edilemez.

KASIM - ARALIK 2016 SAYI: 488 YIL: 50 CİLT: 50

GAZETTE-13INTERNATIONAL

YÖNETİM YERİAbdülhak Hamit Cad.Serin Apt. No: 62/7

34437Taksim / İstanbul

YAYIN TÜRÜYEREL SÜRELİ YAYIN

İki aylık, Spor, Magazin, Sanat, Basın ve Mİzahi

Toplum Haberleri Gazetesi

Dizgi Sayfa Düzeni, Montaj

GAZETTE-13

Hazırlık ve BaskıM. YAVUZ BİTİŞ

KARDEŞLER GRUP MATBAACILIK VE

REKLAMCILIK LTD. ŞTİ.Litros Yolu 2. Mat. Sit.

ZB 15 Topkapı - İSTANBUL

Tel: +90 212 544 18 25

TELEFONLAR+90 212 237 80 80+90 212 237 80 81Faks: +90 237 80 82

Gsm: 0532 213 36 97

KURULUŞ TARİHİ16 KASIM 1967

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 2

GAZETTE-13 ARŞİVİ ÜCRETSİZ OLARAK HİZMETİNİZDE

www.gazette13.com16 KASIM 1967'DEN BU YANA BIKMADAN

USANMADAN ARALIKSIZ OLARAK ÇIKARDIĞIMIZ GAZETTE - 13, GELİŞEN TEKNOLOJİYE VE ÇAĞIN

GEREKLİLİĞİNE AYAK UYDURARAK DİJİTAL ORTAMDA DA ARTIK SİZLERLE. 50 YILDIR BÜYÜK EMEKLERLE

ÇIKARDIĞIMIZ TAM TAMINA 488 SAYI VE TÜM ARŞİVİMİZLE BİRLİKTE, İNTERNET

SİTEMİZLE DE SİZLERE DAHA YAKINIZ. BEĞENECEĞİNİZİ ÜMİT EDİYORUZ. NİCE YILLARA NİCE BEMBEYAZ

SAYFALARLA BULUŞMAK ÜZERE.

H aftayı Almanya’da geçirdik... Hem ziyaret, hem ticaret derler ya işte öyle bir şey...

Önce Stuttgart’taydık, ardından da Fransa’nın Strazburg şehrine geçtik... Baden Württenberg eyaletindeki Stuttgart’a daha önce de gitmiştik ama müzeleri gezmeye vakit bulamamıştık... Bu sefer, bu fırsatı yakaladık... Burada ne müzesi olur, tabii ki araba... Mercedes’in, Porsche’ in müzeleri en gözdesi... Çünkü her iki markanın da doğduğu yer de, merkezi de Stuttgart... BMW’nin ise Münih...Şehrin her tarafı Mercedes... Fabrikası, Mercedes Müzesi,

Mercedes Bankası, satış mağazaları... Her yerde bir Mercedes amblemi şehri süslüyor... En ônemlilerinden biri de ülkenin köklü kulüplerinden Stuttgart’ın maçlarını oynadığı ve 2006 Dünya Kupası için yapılan Benz Mercedes Arena... Takım, şu anda 2. Lig’de... Ancak 40 bin kişilik stadyum, her maçta full çekiyor, adeta boş koltuk yok...Şehrin merkezi, tarihii gar binasının da olduğu, eski belediye sarayı, tarihi kilisesinin de olduğu, yılbaşı kutlamalarının ve şenliklerin yapıldığı, yeşillikler içine gömülmüş ve kaybolmuş Stuttgart’ta, herkesin buluştuğu, trafiğe kapalı meşhur Königstrasse... Burası da olmasa, buraya şehir demek adeta imkansız...İşte Stuttgart’ın en büyük ürünü, Almanya’nın dünyaya sunduğu en önemli otomobil markası Mercedes Müzesi... Biz de bu muhteşem yapıyı gezdik... 1882’de bisikletle başlayan maceranın, bugün geldiği noktayı, dünyaya, tam bir gövde gosterisi olarak sunuyor Almanya...Hiç ara vermeden, her yıl yeni ve geliştirilmiş bir buluşla dünya

piyasasına çıkarılan araçlar... Bisiklet, at arabası, tekne, motorlu ilk araç ve sonra ardı arkası kesilmeyen icatlar, tasarımlar... Her sene, yenilene yenilene büyüyen ve dünyayı esir alan Mercedes marka arabalar, otobüsler, ambulanslar, asker, mühimmat, personel, posta taşıyıcılar... Özellikle de konforda ve gösterişte zirve yapan, spor ya da normal araçlar, bütün dünyada makam aracı olarak kullanılan başyapıtlar... Her şey insanlığın, özellikle de lüks sevenlerin hizmetinde...8 katlı binanın her bir katının indikçe geliştiği araçlarla süslenmiş müzenin en üst katından, en alt kata kadar bir büyük maceranın

ve medeniyetin net, somut izlerini görüyorsunuz ve gıpta ediyorsunuz...1. Dünya Savaşı’nda bizimle beraber, galipken mağlup olan, pesetmeyerek derlenip toparlanan, yeniden en büyük güç haline gelen ve 2. Dünya Savaşı’nı da kazanıyorken kaybeden, bununla da kalmayıp yerlebir olan Almanya... Doğu-Batı diye ikiye ayrılan, yıkılıp yeniden yapılan ve kaldığı yerden dünya sahnesinde yerini alan Almanya... Bütün bunlara rağmen Mercedes’iyle BMV’siyle sahneyi kimseye bırakmayan ülke...Acaba bizim niye yok, diye hayıflanan ve biz neden üretemiyoruz diyen ülkelere inat,

büyüyerek güçlenerek yükselen Almanya...Prof Dr Necmettin Erbakan’ın sabote edilen Gümüş Motor’u ve DEVRİM arabasının üretimi dışında çaresiz kalan 600 yıllık imparatorluğun devamı Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetenlerine yakışmayan bir tablo...Kavgayla çok zaman kaybettik, artık kenetlenelim ve mesafeyi kapatıp işlerimizi yoluna koyalım... Teknolojiye, sanayıye damgamızı vuralım...2002 sürecinden sonra arayışların hızlandığını biliyoruz, bir gün başaracağımıza da inanıyoruz ama artık bizim de bir Mercedes’imiz olsun istiyoruz...

BİZİM DE MERCEDES’İMİZ OLSUN

ÜNLÜ SPOR YAZARI ÖMER ÜRÜNDÜL'ÜN YORUMUYLA

BU AYIN ÜÇ KULÜBÜSüper Lig'de 2016'nın sonrarına doğru yaklaşırken, heyecan giderek yükseliyor. Derbi maçların heyecanı ve avrupa kupalarındaki kritik maçlar futbol keyfinin artmasını ve seyir keyfinin bir nebze artmasını sağladı...

GALATASARAY, takım içinde havanın çok iyi olmaması ve futbolcular ile teknik yönetim aratısndaki sürtüşmeye rağmen ligdeki durumu tüm sıkıntıların üstünü örtüyor gibi. Riekerink'in altyapı hocalığından gelmesi önceleri sorun olarak gözükmese de oyuncuların hocalarına karşı davranışı oyuncu tercih ve değişikliklerinde sert tepkiler görüyor. Takımın oyunundan memnun olmayan taraftar ve yönetim devre arasında acilen çözüm bulmak zorunda. Yıldız oyuncuların formsuz oluşu da takımın oyununu etkilerken, yarıştan kopmuyana bir takım olmanın avantajıyla devre arasına girecek Sarı-Kırmızılılar...

FENERBAHÇE, sezona kötü başlayan, takımın futbolu ve hocasının eleştirildiği bir durumdan, seri galibiyetler ve Uefa Kupası'nda alınan başarı tüm camianın yüreğine su serpti. Tecrübeli hoca Dick Advocaat'ın takımı tam olarak tanımasıyla güven veren bir takım oluştu. Yıldız oyuncuların huzursuzluğu giderken, takım içinde adaletli bir forma savaşı başladı. Ligde alınan seri galibiyetler yarıştan koptuğu düşünülen Sarı-Laciverli takımı bir anda şampiyonluk potasının içine sokarken, Galatasaray karşısında oynanan güzel futbol ve galibiyet taraftarlara keyif verdi. Avrupa arenasında ise Feyenord ve Mancester United'a karşı dişediş bir mücadele ile alınan galibiyetler takımın gerçek gücünü ortaya koydu. Yeni sistemin getirdiği defans anlayışı ile rakiplerine karşı sıkı bir savunma ortaya koyan Fenerbahçe'nin başarısının sırrı da burda olsa gerek.

BEŞİKTAŞ, ligde nağmalup bir şekilde yoluna devam ederken, şampiyonlar Ligi'nde da destansı bir sezon yaşıyor. Uzun bir ardan sonra devler arenasında mücadele eden Siyah-Beyazlılar yenilgisiz bir şekilde bir üst tura çıkmanın kapısını aralamış durumda. Şenol Güneş ile birlikte gelen takım güveni ve güzel futbol taraftarı ve yönetimi mutlu ediyor. Takım içindeki arkadaşlık havası ise başarıya giden yolda teknik kadronun en büyük başarısı. Geçtiğimiz sezonun şampiyonu olarak lige başlayan Beşiktaş, bu sezonda en büyük favorilerinden biri olarak ligde yoluna devam ediyor. Sıralamada Fenerbahçe ve Galatasaray'ın üzerinde olan Şenol Hoca'nın öğrencileri göze hoş gelen futbolları ile tartışmasız tüm fotbolseverler için keyif veriyor. Üç kulvarda mücadele etmenin zorluğunu yaşyan Kara Kartallar'ın artık hedefi daha büyük gözüküyor.

BAŞYAZAR: MEHMET ATALAY

www.gazette13.com

Page 3: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 3

HİKAYEMİZE GELİNCE..Babıali yokuşunun Cemal Nadir sokakağındaki köhne Akşam Gazetesi binası. Benim görevim pazar ve perşembe günleri cemiyet sayfası yapmak ve bu sayfaya girecek resimleri çekmek. Esas yazıları Müşerref Hekimoğlu yazıyor. Ama vurucu kuvvet benim. Bu nedenle Müşerref hanımla zaman zaman aramızda sürtüşmeler de olmuyor değil. Bostancı’da oturduğum için geniş bir üst düzey çevrem var. Ayrıca konservatuvarda okuduğum için sanatçı dostları da buna katarsak, daha renkli ve kaliteli oluşumlar ortaya çıkıyor. O yıllarda gazetenin patronu da Malik Yolaç çalışmalarımdan dolayı beni çok tutuyor ve çalışkanlığımı her fırsatta taktir ediyor. Sempatik, daima güler yüzlü, esprili Galatasaraylı Doğan Koloğlu’da yazı işleri müdürü. Resimleri çekip yazıları ile Doğan’a getirdiğimde; hiç ayrım göstermeden tamamını sayfaya aktarıyor. Bu arada gazetede beni çekemeyenler de bir hayli kabarık. Zaman zaman hır çıkarıyorlar. Doğan benden yana tavır koyduğu, Malik Yolaç da gelen işlerden mutlu olduğu için, çalışmalarım dolu dizgin gidiyor...

BABIALİ’YE SENİN GİBİ ÖRDEKLER GELİR..Bir gün Doğan’a gidip ben bir mecmua çıkarmak istiyorum, nasıl olsa elimde fazla resimler var, onları bu dergide değerlendirebilirim” dediğimde; şöyle bir gülümseme ile baktı, ardında da o meşhur sözünü etti. "ELİNDE ÜÇ BEŞ KURUŞ PARASI OLAN ÖRDEKLER BABIALİ’YE GELİR, BİR İKİ SAYI BİR MECMUA ÇIKARTIRLAR. PARALARI SUYUNU ÇEKER, ONLARDA GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER. GEL SEN CİN SİN VAZGEÇ BU SEVDADAN" dedi...Ben bu sevdadan vazgeçmedim ve bu sayı ile aralıksız 50 yayın yılına girdim. Bana göre başarının anahtarı sebat ve dengeli bir yaşamdır. Bunların hepsini yaptım sanıyorum, hayatımı Gazette-13’e verdim. Umarım tek başına Türk basınında 50 yıl gazete çıkarmakla Dünya da da tek olacağım. Beni bu uğraşta destekleyen sevgili dostlarıma bol bol teşekkürler.

16 KASIM 1967 GAZETTE -13 ‘ÜN İLK SAYISI ÇIKTIVE BU AY GAZETTE-13 ELİNİZDEKİ SAYISI İLE 50 YAŞINA GİRDİ. TÜRK BASININDA 50 YIL ARALIKSIZ YAYIN REKORU KIRDIK.

Güngör Denizaşan

ARKA KAPAK

www.gazette13.com

Page 4: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 4

Ciner Yayın Holding Başkanı, Ciner Holding Başkan Yardımcısı ve Ciner Holding Hukuk Başmüşaviri Mehmet Kenan Tekdağ’ı ziyarete, bu gazetenin sahibi Güngör Denizaşan ile birlikte gittik. Son derece zarif bir insan olan Kenan Bey, 66 yıllık gazeteci 84 yaşındaki Güngör Denizaşan’ı incelik gösterip odasının kapısında karşıladı. Güngör ağabeyin Habertürk gazetesinde Pazar günleri yayınlanan köşesini ve Gazette 13’ü ilgi ve keyifle takip ettiğini söyledi. Sağ olsun sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Gazette13’ün 50’inci yıldönümü için hazırlanan bu özel sayı için röportaj yapma talebimizi, onca yoğunluğuna rağmen kabul ettiği için Sayın Mehmet Kenan Tekdağ’a bir kez de buradan teşekkür ederim...

Ciner Yayın Holding Holding olarak 14 Eylül 2007 tarihinde kurulduktan sonra geçen yaklaşık 10 yıllık sürede Türk medya sektörüne yeniliklerle dolu bir yaratıcılık ivmesi ve rekabet ruhu kazandırdınız. Tabii ki daha önce Sabah gazetesi ve atv döneminizde var... Bugün pek çok insan sizden ‘Çok başarılı yönetici’ olarak söz ediyor. Bu kadar göreviniz ve sorumluluğunuz var, çok merak ediyorum günde kaç saat çalışıyorsunuz? Güne sığdırmak yerine şöyle söyleyeyim, haftanın 7 günü işle meşgul olduğumu söyleyebilirim. Yani haftanın 7 günü muhakkak iş yerimdeyim. Bu anlamda zaman mefhumum da yoktur. Ne geliş saatim, ne de çıkış saatim saptanmış değildir. Çok erken de gelebilirim, gece yarısı da çıkabilirim. İş odaklı bir hayat sürdürdüğümüz için, haftanın 7 günü abartarak söyleyeyim 24 saat, burada olalım olmayalım işle odaklı bir mesai ve çalışma anlayışı var.

Siz de sabah çok erken saatte ya da gece yarısı randevu veren

yöneticilerden misiniz?Yok çok erken randevu vermem. Açıkçası artık iletişimin çok imkanlı hale gelmesi sebebiyle iletişim kaynakları zenginleşti. Çok erken saatlerden itibaren bu iletişim mekanizmaları yani mailleşmeyle, telefonla, mesajla ve benzeri şeylerle işimin gerektirdiği görüşmeleri zaten yapıyorum. Yani randevularım medeni saatler içerisindedir, öyle söyleyebilirim. Aynı şekilde, benimle beraber çalışan yönetici arkadaşların da mesai anlayışları sınırlı değildir. Sağ olsunlar, iş neyi gerektiriyorsa, ne kadar gerektiriyorsa birlikte çalışıyoruz arkadaşlarla. Dışarıdaki randevular medeni saatler içerisinde ama içeride arkadaşlarla çalışma saatlerimiz işin gerektirdiği ölçüde ve anlayış içerisinde sürüyor.

“YAZILI BASININ TİRAJ RAKAMLARINDA YILLAR İÇERİSİNDE BİR DÜŞME OLDUĞU GERÇEK. TABİİ BU, ŞU DEMEK DEĞİL; TİRAJ SAYISI GENEL OLARAK YAZILI BASININ AZALDI AMA ETKİSİ DE AYNI ÖLÇÜDE AZALDI MI DERSEK, BEN YAZILI BASININ HALA DAHA, ETKİDE BİR NUMARA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.”

Odanıza geldik, her yerde inanılmaz sayıda çok kitap var. Odanızın üç duvarı yerden tavana kadar kitapla dolu. Pencere kenarında ise yine boydan boya kitap dizili. Odanızın ortasındaki çok geniş sehpanın üstünde de yüzlerce kitap var. Bu güne kadar gördüğüm, içinde en çok kitap bulunan yönetici odası burası... Bunların hepsini okuyor musunuz, bu kitapların

hepsinden yararlanıyor musunuz?Tabii yakından tanıyanlar için sürpriz değil. Çünkü hayatımda kitaplar, okuma çok önemli bir yer tutuyor. 40 yıllık birikim olarak hem özel kütüphanem hem çalışma alanında ihtiyaç duyduğum kitaplar, hep otomatik olarak ofisimde olmuştur sürekli olarak. Okumayı bir hayat biçimi olarak seçtim.

Kendimi bildim bileli eklektik bir okuyucuyum. İlgi alanım içinde ne varsa o konulara ilişkin okumalar yapıyorum. Kitaplığım da ilgi alanımı yansıtıyor. Kitaplarımı doğrudan doğruya kendi ilgi alanım içerisinde, bilerek ve bizzat seçerek alıyorum. O yüzden kitaplarla aşk ilişkim vardır diyebilirim.

Mesleki kitapları mı, tarih kitaplarını mı, daha çok hangi kitapları okumayı tercih ediyorsunuz?Kısaca şöyle söyleyeyim, elbetteki mesleki kitaplar, yani hukukla ilgili kitaplar önemli yer tutuyor. Hem Türkiye’deki hem dünyadaki gelişmeleri yansıtan kitaplar benim için önemli. Ama onun dışında genel olarak sosyal bilimler ilgi alanım içerisinde olduğu için, sosyal bilimler içerisinde tarih, felsefe, politika,sosyoloji,kültürel çalışmalar, teoloji, mitoloji gibi birbirleriyle bağlantılı alanları içeren kitaplar - en önemli dönemsel yoğunlaşmalarla birlikte de gelişiyor bu - doğal olarak kütüphanemin yarıdan fazlasını oluşturuyor.

Adet söyleyebilir misiniz, kaç tane kitabınız var?Doğrusu kitaplarım çok sistematik değildir, iki-üç yerdedir kitaplarım. Hem evde, holdingde, burada; yaklaşık bir sayı söyleyebilirim; 20 bini aştığını düşünüyorum.

Ne güzel... Efendim, Habertürk gazetesi 2009 yılı 1 mart günü ilk çıktığında 360 bin adet sattı. İkinci günün net satışı 202 bindi. Sonraki günlerde, haftalarda 290 binlere de çıktı 180 binlere de indi ama ortalama hep 200 bin bandında kaldı. Habertürk çıktığında Posta gazetesi 600 bin, Hürriyet 500 bin, Sabah 430 bin civarında satıyordu. Bugün rakiplerinizin hepsi 300 bin bandına inmiş durumda. Habertürk ise yine 200 binlerde. Sizin açınızdan bu bir istikrar mı, yoksa gazetenizin satışı daha mı fazla olmalıydı?Yazılı basının tiraj rakamlarında yıllar içerisinde bir düşme olduğu gerçek. Tabii bu, şu demek değil; tiraj sayısı genel olarak yazılı basının azaldı ama etkisi de aynı ölçüde azaldı mı dersek, ben yazılı basının hala daha, etkide bir numara olduğunu düşünüyorum. Diğer mecralar genellikle yazılı basının ürettiği içeriği yansıtıyorlar; eğlence sektörü yani entertainment sektörü hariç. Haber ve yorum, araştırma, dosya ağırlıklı alanlarda, haber ve enformasyon alanında nitelikli araştırmalar yine her şeye rağmen gazete odaklı... Dolayısıyla gazetenin, yazılı basının etkisinde bir aşınma söz konusu değil. Ama tabii yeni imkanlar; teknoloji, internet, mobil telefonlar gibi yeni iletişim alanlarının gelişmesi, yeni jenerasyonun özellikle mobille kurduğu ilişki sebebiyle dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yazılı basının tiraj açısından daralma yaşadığı bir gerçek. Bu genel çerçeve içerisinde ele aldığımızda Habertürk gazetesi kendisini merkeze konumlayan – grup olarak da öyleyiz – çoğulcu bir medya anlayışını yansıtan çizgisi itibarı ile bir ihtiyaca cevap veriyor. Bir talebe cevap veriyor. Kendi talebini de yarattı bu anlamda... Habertürk gazetesinin hem baskı niteliği itibarı ile hem kuruluştan beri devam edegelen değişik konumlanması itibarı ile istikrarlı bir okur kitlesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle istikrar tesbitinize katılıyorum.

Habertürk’te bir okur istikrarı var, artık o yaratıldı. 7’inci yılda Habertürk gazete olarak, kuruluş dönemi itibarı ile Turgay Bey’in teknolojik yeniliğe önem veren, girişimci tercihi ve o dönemdeki, dünyadaki hemen hemen en büyük yazılı basın yatırımını, endüstriyel yatırımını gerçekleştiren tercihi yerini buldu. O dönem itibarı ile yeni bir gazeteyi kurmak ve tutturmak tabii ki çok zordu. Kurucu ve 5 yıl boyunca genel yayın yönetmeniliğini çok başarılı bir şekilde yapmış olan Fatih Altaylının olağanüstü kaptanlığı çok önemli ve değerlidir sonra bayrağı ondan devir alan genç ve çalışkan genel yayın yönetmeni Selçuk Tepeli ve onların çalışma arkadaşları, içeriğe katkı yapan arkadaşların tamamı, bu dediğimiz çerçeve içerisinde yani çoğulcu, modern, kente hitap eden, kentliye hitap eden gazete misyonunu başarıyla yerine getirdiler ve bu, okurda, yurttaşda karşılığını buldu.

“BENCE PATRONUN VİZYONU, İNİSİYATİFLERİ, İRADESİ ÇOK ÖNEMLİ. BİZ OLMASAK DA BU İŞ OLURDU ANCAK TURGAY CİNER OLMASAYDI BU İŞ OLMAZDI... İŞİN HAKİKATİ BU. BİLİYORUM YANİ; BİZ OLMASAYDIK DA BİZİM YAPTIĞIMIZI YAPAN, O VİZYONUN GEREĞİNİ YERİNE GETİREN İNSANLAR OLURDU AMA TURGAY BEY OLMASAYDI HABERTÜRK GRUBU OLMAZDI. AÇIKCA BUNU İFADE EDEYİM.”

Çok doğru; 2012 yılı Şubat ayında yayınlanan bir röportajda “Yazılı basında önümüzdeki dönemde rekabet Habertürk ile Hürriyet arasında yaşanacak” demiştiniz. Bugün baktığımızda, geçen 5 yılda önemli gazetelerin bazıları halkın gözünden şu veya bu nedenle düştü; hem saygınlıklarını hem tirajlarını kaybettiler. Habertürk ise ilk günkü gibi her açıdan zirveyi zorluyor. Hem güvenilir,

CİNER YAYIN HOLDİNG BAŞKANI VE ‘TÜRK MEDYASININ GÜLEN YÜZÜ’ HUKUKÇU MEHMET KENAN TEKDAĞ:

BİZ OLMASAK DA BU İŞ OLURDU AMA TURGAY

CİNER OLMASAYDI HABERTÜRK

GRUBU OLMAZDI

RÖPORTAJ: BİLAL ÖZCAN

www.gazette13.com

Page 5: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 5hem saygın hem de satıştaki istikrarını sürdürüyor. Siz, o öngörüyü neye dayanarak yapmıştınız?Turgay Bey’in vizyonuna güvendiğim için yapmıştım. Bildiğim için ve güvendiğim için yapmıştım.

Güngör Denizaşan - Sizdeki sihirli değnek nedir?Bence patronun vizyonu, inisiyatifleri, iradesi çok önemli.

Güngör Denizaşan - Ama patron her zaman gazeteyle uğraşamaz ki!..Evet ama biz onun verdiği görev tanımları içinde kendi işimizi yapıyoruz. Biz olmasak da bu iş olurdu ancak Turgay Ciner olmasaydı bu iş olmazdı.

Güngör Denizaşan - Çok fazla tevazu gösteriyorsunuz?Yo yoo, işin hakikati bu. Biliyorum yani; biz olmasaydık da bizim yaptığımızı yapan, o vizyonun gereğini yerine getiren insanlar olurdu ama Turgay Bey olmasaydı Habertürk grubu olmazdı. Açıkca bunu ifade edeyim.

Bilal Özcan - Habertürk’ün ilk çıktığı yıl Türk basınının toplam tirajı aşağı yukarı 5 milyon adet idi. Bugün toplam tirajı 3 milyondan biraz fazla. Son hafta itibarı ile 3 milyon 290 bin civarında. Türkiye’de halkın gazetelere güveni mi azalıyor, yoksa dağıtım ve satış sisteminden kaynaklanan önemli bir sorun mu var?Bir çok sebep var, tek bir sebeple izah edemeyiz. Demin de söylediğim gibi yeni jenerasyonun yazılı basınla ilişkisi dünyanın her yerinde sorunlu. Yazılı basının aleyhine işleyen bir şey... Gazeteler, geçmişte diğer iletişim araçları da yeni gelişmeler teknolojik söz konusu olduğunda bazı risklerle, tehditlerle ve buna bağlı olarak da değişimlerle yüz yüze geldiler. Radyo çıktı, televizyon çıktı, video çıktı... Radyo çıktığında “Yazılı basın yok olacak” dediler. “İnsanlar evde, her yerde haberleri dinleyecek, niye gazete alsın?” dediler. Sonra televizyon çıktığında, “Radyo yok olacak, görüntülüsü varken niye insanlar radyo dinlesin?” dediler. Televizyon çıkınca “Sinema yok olacak. Evde bedava izliyorsun, niye dışarı çıkıp, trafiğe gireceksin, sinemaya gideceksin?” dediler. Dikkat edersek hepsi hala mevcut; radyo da, sinema da, gazete de, televizyon da mevcut. Bu değişimler, bu riskler çıktığında buna karşı değişimler de oluyor. Ne oluyor? Sinema bu sefer sosyalleşme aracı haline geldi. İkincisi, bir şeyi başkalarıyla birlikte karanlık bir mekanda o efektler içinde izlemenin eğlence alanındaki psikolojisinin önemi fark edildi. Ve sosyalleşme aracı olduğu için sinemalara mekânsal olarak yatırımlar yapıldı. Yani insanların gidip yemek yedikleri, girerken sosyalleşmelerini sağladığı, çıkarken sosyalleşmelerini sağladığı sinema salonları ortaya çıktı. Sinemada 3D teknolojisi, 4D teknolojisi çıkmaya başladı ve neredeyse bilim endüstrisinin her türlü gelişimi sinema teknolojisine akmaya başladı. Radyo, trafik radyoları haline geldi. Anlık paylaşım, interaktif radyolar haline geldi. Bir tarafın belli bir saatte belli bir şeyi okuduğu tekdüze bir şey olmaktan çıktı. Araçlardaki radyo ihtiyacı ortaya çıkmaya başladı. Araç sayısı arttı, ulaşım aracı arttı, trafik

nedeniyle araçlarda geçen zaman arttı; bu nedenle radyo eskiden evlerde verdiği hizmeti bu sefer araçlarda vermeye başladı. Radyo fonksiyonunu yeniden muhafaza ediyor.

“...BU NEDENLE EĞER GAZETELER, HEM DOĞRU HABERİ, GÜVENİLİR HABERİ HEM DE BU HABERİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ, YAZILI BASIN İÇERİSİNDE HİKAYELEŞTİREREK, BURAYA ODAKLANARAK, DİĞER MECRALARIN VERDİĞİ ŞEYLERDEN ÇIKARAK, FAKAT GAZETENİN BU FONKSİYONUNU ÖNE ÇIKARTARAK VARLIKLARINI SÜRDÜRÜRLERSE BEN GAZETENİN GELECEKTE DE YERİNİN OLACAĞINA, OLDUĞUNA İNANIYORUM.”

Bilal Özcan - Çok güzel tesbit...İnternet çıktı evet, gazete bundan etkileniyor. Enformasyon bombardımanı var neredeyse. Her an enformasyonu aldığım bir yerde, dünün haberini bugün niye okuyayım. Anlık, bir dakikalık gecikme bile insana artık eskimiş haber algısı verirken niye geçmişin, bir gün öncenin haberini okuyayım sorusu akla gelebilir. Ama yazılı basın bunu aşacak. Çünkü, en nitelikli güvenilirlik testini yapan, aynı zamanda ‘fact checking’i (durum kontrolü), ‘accuracy’ denilen doğruluk testini yapan haber mecrası hala daha, her şeye rağmen gazetelerdir. Diğer taraftan, evet enformasyon bombardımanı var, fakat aynı zamanda dezenformasyon bombardımanı da var. Ben buradan aldığım haberin doğru olup olmadığını ciddi bir kurumun doğrulamasına ihtiyaç duyuyorum her zaman. Buradan alıyorum ama ‘bu öyle midir, değil midir’i ancak Habertürk referans verdiğinde ya da Hürriyet haber verdiğinde ya da dışarıdan Wall Street Journal haber verdiğinde, New York Times haber verdiğinde, doğruladığında o zaman benim için gerçek bir haber halini alıyor ve hepimiz ona yönelik olarak tutum takınıyoruz. İkincisi enformasyon bombardımanı oluyor. Tamam; burda şu oldu, burda bu oldu, şurda şu oldu... Ama bu olanlar ne anlama geliyor? Hem benim için, hem toplum için, hem Türkiye için, hem dünya için ne anlama geliyor? Bu anlam sorgulamasını yapan, yorumlamayı yapan entellektüel kadro hala daha her şeye rağmen gazetelerde... Bu nedenle eğer gazeteler, hem doğru haberi, güvenilir haberi hem de bu haberin ne anlama geldiğini, yazılı basın içerisinde hikayeleştirerek, buraya odaklanarak, diğer mecraların verdiği şeylerden çıkarak, fakat gazetenin bu fonksiyonunu öne çıkartarak varlıklarını sürdürürlerse ben gazetenin gelecekte de yerinin olacağına, olduğuna inanıyorum. Belki tiraj itibarı ile başlangıçta biraz sorunları olabilir. Ama tirajda Türkiye’de bence şöyle bir sorun var; bu hepimizin sorunu. Bunu tek başımıza herhangi bir grup kolay kolay aşamaz. Yani Türkiye’de kentin tipolojisi değişti. Kentlerin yerleşim biçimleri değişti. Hem bir taraftan niceliksel olarak çok büyüdü hem kentlerin ağırlık merkezleri yer değiştirdi. Ama bizim dağıtım sistemlerimiz hala daha 1970’lerin 1980’lerin kent modeline göre işliyor.

Güngör Denizaşan - O konuda Bodrum’da şikayet var!Bir çok yerde var...

Güngör Denizaşan - Beni arıyorlar, “Senin gazeteyi bulamıyoruz” diyorlar...Bu Habertürk için de tüm yazılı basın için de sorun. Türkiye’nin yeni kent sosyolojisine ve yeni kent dinamiğine ilişkin devrimci nitelikte bir dağıtım mekanizması kurulmalı. Şu anda en öncelikli problematiğimizin bu olduğuna inanıyorum.

Güngör Denizaşan - Bu yaz ben çok sıkıntı çektim. Açıp bana sitem ediyorlar. Sanki gazeteyi ben dağıtıyorum...Aynen, öyle hepimiz bu sorunu yaşıyoruz. Çünkü, eski klasik dağıtım mekanizması sorunlu. Yazın oraya milyonları aşan insan geliyor. Farklı farklı yerleşim alanları var. Ona göre nasıl bir dağıtım mekanizması kuracaksın ve bu optimal bir seviyede fizibilit bir seviyede nasıl yürüyecek. Büyük bir endüstriyel sorun bu.

Bilal Özcan -Hiç onu araştırdınız mı, bir dağıtım ağı kurmayı düşündünüz mü?Arkadaşlarla bunun üstünde, yıllar içerisinde hep düşündük, arayışlar gerçekleştirdik. Dünyada bu işler nasıl oluyor baktık. En bilinen bu sorunu aşmış ülke

Japonya. Japonya’da abonelik sistemi, eve teslim modeli çok gelişmiş durumda. Yani düşünün eskiden insanlar gidip bakkaldan gazete alıyordu. Öyle bir kent sosyolojisi vardı. Şimdiki site ortamında ve devasa yerleşim mekânsal ilişki içerisinde, size gazeteyi evinize getirecek mekanizmanın ve kendisini size ulaştıracak mekanizmanın bambaşka bir şekilde kurulması lazım. Hiç o insana en ufak bir angarya getirmeden gazete onun önünde zamanında olmalı. Bu yazılı basınının sorunu. Eğer bunu sektör olarak aşabilirsek, bu alanda geleceğe umutla bakabiliriz.

“...YANİ KAĞIDIN SINIRLILIĞINI AŞMA. BİRİNCİSİ, KAĞIDA TEK BOYUTLU BAKIYORUZ. İKİNCİSİ KAĞIDIN, SINIRLI BİR YERİ VAR, MEKANI VAR. TEKNOLOJİYİ GAZETEYLE BİRLEŞTİREREK GAZETENİN SINIRLARINI AŞIYORUZ. HTDOKUN İLE GAZETEYİ SINIRSIZ HALE GETİRİYORUZ. CANLANIYOR, GÖRÜNTÜLER VAR, KONUŞMALAR VAR, RÖPORTAJ CANLI VERİLEBİLİYOR.”

Gazetelerin tirajı düşüyor, dijital medya daha da güçleniyor. Dijital medyanın reklam pastasından aldığı pay her geçen yıl daha da büyüdü ve kimsenin öngöremediği bir şekilde gazetelerin üzerine çıktı. Gazetelerin yıllık reklam gelirinden aldığı pay yüzde

15’lere gerilerken, dijital medyanın payı yüzde 25’lere yaklaştı. Bu, dünyadaki oranlar mı?

Hayır bizde... Reklamcılar Derneği’nin verilerine göre bu yılın ilk 6 ayında reklam yatırımlarının yüzde 53.2’sini televizyon, yüzde 14.75’sini basın, yüzde 22.07’sini dijital aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?Onlar, konuştuğumuz dijital mecralar değil... Burada dijital çok geniş tutulmuş. Bizim baktığımız, bizim alanımız, şu anda konuştuğumuz, haber medyacılığı... Dijital mecrada şu anda ağırlıklı kısmı arama motorları alıyor; reklamda... Yani yerel internet siteleri, Türkçe yayın yapan internet siteleri falan filan; bunlar henüz dünyada mukayese edilecek oranlara ulaşmış değiller. Ama arama motorları tabii ki reklamda giderek paylarını büyütüyorlar. Bazı haksız rekabet unsurları da kullanıyorlar onlar. Vergi avantajları var, teknolojinin onlara sağladığı avantajlar var. Avantajları kullanarak, giderek payları yükseliyor onların. Türkiye’de henüz medya anlamında dijital gelirler yazılı

basının üstünde değil şu anda. Ama dijital reklam kategorisi giderek yükseliyor. Tabii bu da grupların kendilerini buna ‘uptade’ etmeleriyle, buna uydurmalarıyla aşılacak bir şey. Netice itibarı ile bizde kendi gurubumuz bünyesinde dijitalleşmeyi çok öncelikli bir mesele olarak ele aldık, alıyoruz. Grubun dijitalleşme süreci bir yıl öncesine göre çok ileri bir pozisyonda, daha da ilerleyecek. Reklamın oraya yönelmesine yönelik, kendimizi dijital medya haline getirmek gibi bir ‘challenge’ (tepki ölçme/değerlendirme) mekanizmamız var. Bizi negatif etkilemeyecek o. Çünkü biz entegre bir medya gurubuyuz. Bünyemizde hepsini yapabilecek imkanlarımız var. Dijitalleşme söz konusuysa mecralarımız dijitalleşmeye de uygun olarak yeniden yapılanıyor ve bu açıdan faaliyetlerimiz giderek üst seviyeye geliyor.

Habertürk medya grubu kağıdı canlandırdı. İnanılmaz bir şey yaptı. HTDokun uygulaması ile Türk basınındaki başarısını taçlandırdı Habertürk grubu... Okurlarınız gazetelerini sadece okumuyor aynı zamanda seyredip, dinliyor ve paylaşabiliyorlar... Güngör Bey, siz HTDokun’u hiç denediniz mi?

Güngör Denizaşan - Denemedim...

M. Kenan Tekdağ - Şu anda mesela Habertürk’teki köşenizde üç fotoğraf

kullanıyorsunuz değil mi?

Güngör Denizaşan - Evet...

M. Kenan Tekdağ - HTDokun uygulamasını yaptığınız zaman bin tane fotoğraf da gösterebiliriz orada, öyle imkan var. Hatta sizin arşivinizi, sizinle de bağlantılandırarak orada gösterebiliriz. Sizin köşenizi canlandırmamız mümkün.

Güngör Denizaşan - Harika!..

M. Kenan Tekdağ - Cep telefonuna HTDokun uygulamasını indiriyorsunuz, telefonu gazetenin üzerine şöyle tutuyorsunuz. HTDokun uygulamasının işareti var, oraya dokunuyorsunuz. Adeta başka bir dünyaya giriyorsunuz, o dünyada sınır yok artık. Her şey mümkün. Orada sizinle konuşma var, sohbet var, fotoğraflar, videolar...

Bilal Özcan - İnanılmaz bir şey, basın için müthiş bir yenilik...

M. Kenan Tekdağ - Mesela, gazetedeki köşenizde Vehbi Bey’le (Vehbi Koç) ilgili bir tane mi fotoğraf kullandınız. Sizin arşivinizdeki bütün fotoğrafları

HTDokun üzerinden izleyebiliriz, görebiliriz, onlar hakkında konuşabiliriz. Böyle bir imkan yarattı HTDokun...

Güngör Denizaşan - Çok güzel... Benim gazetenin, Gazete 13’ün de internette sitesi var, bütün sayfaları görebiliyorsunuz ama bu anlattığınız bambaşka bir şey...

Bilal Özcan - Evet Kenan Bey, okurlar HTDokun’da gazetedeki haberle ilgili yeni gelişmeleri anı anına, görüntülü olarak öğrenebiliyorlar. Üstelik internetteki bilgi kirliliğine maruz kalmıyorlar. Muhabirlere, yazarlara canlı olarak ulaşıp soru sorabiliyorlar.Yani kağıdın sınırlılığını aşma. Birincisi, kağıda tek boyutlu bakıyoruz. İkincisi kağıdın, sınırlı bir yeri var, mekanı var. Teknolojiyi gazeteyle birleştirerek gazetenin sınırlarını aşıyoruz. HTDokun ile gazeteyi sınırsız hale getiriyoruz. Canlanıyor, görüntüler var, konuşmalar var, röportaj canlı verilebiliyor.

Bu uygulama geçen yıl bugünlerde başladı, tam bir yıl oldu değil mi?Bir yıl oldu evet...

Bu uygulama sizin grubun bir keşfi mi? HTDokun fikri sizin gruptan mı çıktı?Evet, bu fikrin patenti, HTDokun patenti bizim arkadaşların, grubun içindeki gazete odaklı çalışmanın bir sonucu.

www.gazette13.com

Page 6: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 6Çok güzel, tebrik ederim...Dijitalleşmeye öncelik verme ve bu konuda yenilikler yapma kararımızdan sonra, bu karar doğrultusunda genel yayın yönetmeninin kurduğu ve bizzat ilgilendiği ekibin hem keşfi hem uygulaması ve hayata geçirmesiyle artarak gelişiyor. Hatta geçen hafta yayınladık, bu konu üniversitelerde araştırma konusu haline geldi. Tezler hazırlanıyor, dünya ve Türkiye’deki önemli basın sempozyumlarında son dönemlerdeki en önemli yenilik olarak referans veriliyor.

Yurt dışından bu uygulamayı almak isteyen var mı? Tabii, tabii... Genel Yayın Yönetmeni İsviçre’de bu konuda bir toplantıya katıldı. Yurt dışında çok ilgi çekiyor.

HTDokun uygulamasının faaliyete geçmesinin reklam gelirine bir katkısı oldu mu?Tabii, 360 derece reklam yapma açısından yeni bir enstrüman dahil oldu. Olumlu katkıları var...

“...MEDYANIN TOPLUMU ETKİLEME GÜCÜ VAR; DÖNÜŞTÜRME GÜCÜ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEM. ÇÜNKÜ İNSANLARIN KANAATLERİNE VE FİKİRLERİNE ŞU VEYA BU ŞEKİLDE ETKİ EDİYOR. O GÜCÜ DÜNYADA DA VAR, TÜRKİYE’DE DE VAR. AMA NEREYE KADAR VAR ETKİLEME GÜCÜ!.. İŞTE TRUMP’IN BAŞKAN SEÇİLMESİ... RÜZGARA KARŞI GİDEMEZSİN. YANİ, ‘ZAMANIN RUHU’ DENEN BİR ŞEY VAR ‘ZEİTGEİST’. ONA KARŞI BİR ŞEYİ BAŞARAMAZSIN.”

Bu donanıma nasıl sahip oldunuz. Siz hukuk mezunusunuz, gazete yönetme donanımına, işletmeciliğine nasıl vakıf oldunuz. İşin içine işletmecilik de giriyor, genel yayın yönetmeninin yaptığı işleri bilmek de giriyor. Televizyonculuk da da keza bir hukukçunun uzak olduğu pek çok konu var. Röportajlarınızı da okuyorum, verdiğiniz cevaplarda medya işini çok iyi bildiğinizi ve özümsediğinizi gösteriyor. Bu işe nasıl bu kadar vakıf oldunuz?Şöyle söylemek lazım, hukuk nosyonu iş hayatından kopuk değil. Dünyada da böyle, hukuk nosyonuyla başlayıp iş dünyasında önemli sorumluluklar üstlenmiş çok örnek var. Grup 2000’lerde medya sektörüne girdiğinde ben yönetici olarak başladım. Ama tabii ki bir başarı varsa bu tüm çalışma arkadaşlarının payı olan bir başarı. Dediğim gibi Turgay Bey’in liderlik vizyonu da bunun içerisinde. Ben kendi payımın çok fazla olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Neticede bir takım, bir ekip var burada. Şu anda Show TV’yi Didem Ciner başarılı bir şekilde yönetiyor. Gazetelerde ve televizyonlarda başarılı genel yayın yönetmenleri var. Vardı, var... Diğer arkadaşlar var. Biz de, işte bu başarılı enstrümanlardan oluşan orkestrayı, uyumlu bir şekilde Türkiye ve dünyanın doğru analizlerini yaparak kendimizi konumlandırdığımız, merkezde daima cumhuriyet ve demokrasiden yana, çoğalan ve , özgürlükçü medya perspektifini doğru bir zeminde tutmanın yönetimini yapıyoruz. Elbette insan işi olan her şey hatayla maluldür. Söylediğimiz, idealize ettiğimiz, kendimizi takdim

ettiğimiz ürünlerimiz yüzde yüz bunu karşılıyor diyemeyiz. Hepimiz hata yapabiliriz, hepimizin değerlendirme yanlışları olabilir ama biz hatalarımızı, yanlışlarımızı mümkün olan en kısa sürede dürüst bir şekilde kendi içimizde ve dışımızda telafi etmek ve öz eleştiri süzgeçlerini hızlı ve dürüst bir şekilde yaparak, kendimizi ilan ettiğimiz değerlerden sapmadan yürümeye konsantreyiz. Eğer bugün grup tümüyle, tüm mecralarıyla gerek okuyuculardan, gerek izleyicilerden gerek takipçilerden, gerek ‘stake holder’lardan (paydaş) teveccüh gördüyse, kabul gördüyse bu anlayışın sonucu. Bir ekip anlayışının da sonucu aynı zamanda.

Peki sayın Kenan Bey, medyanın toplumu dönüştürme gibi bir gücü, etkisi var mı sizce?Şöyle söyleyeyim, medyanın toplumu etkileme gücü var; dönüştürme gücü olduğunu söyleyemem. Çünkü insanların duygularına ve fikirlerine şu veya bu şekilde etki ediyor. O gücü dünyada da var, Türkiye’de de var. Ama nereye kadar var etkileme gücü!.. İşte Trump’ın Başkan seçilmesi... Rüzgara karşı gidemezsin. Yani, ‘Zamanın Ruhu’ denen bir şey var ‘Zeitgeist’. Ona karşı bir şeyi başaramazsın. Eğer Amerikan toplumu on yıllar içerisinde oluşan birikim sonucunda Trump’ı seçme noktasına gelmişse, bütün ana akım medya Trump karşısında

yer almasına rağmen Amerikan halkı Trump’ı seçti. Hepsi, istisnasız bütün ana akım medyası Clinton’u seçti ama Amerikan toplumu Trump’ı seçti. Neden, çünkü ‘Zamanın Ruhu’ denilen bir şey var... ‘Zamanın Ruhu’na karşı, medya dönüştüremez onu. Etkileyebilir ama dönüştüremez. Ve ‘Zamanın Ruhu’na uygun olduğu zaman etki gücü çok yüksek, ama ‘Zamanın Ruhu’na karşı olduğu zaman dönüştüremez.

Hep gazeteyi konuştuk, siz aynı zamanda Show TV’nin yönetim kurulu başkanısınız. Ciner grubu olarak, Show TV’yi 18 Mayıs 2013’de 402 milyon dolara TMSF’den satın aldınız. Böylece grup olarak çok arzu ettiğiniz ‘Eğlence Kanalı’ eksiğini kapattınız. Bugün bakınca, Show TV’yi iyi ki almışız diyor musunuz?Show TV’de tabii bazı hak etmediğimiz talihsiz süreçler yaşandı. Yönetimsel açıdan şöyle söyleyeyim, Show TV şu anda Didem Ciner hanımın koordinasyonunda o riskleri aşarak, yine sektörün en büyük eğlence kanallarından birisi olarak yarışa ve rekabete etkin bir şekilde dahil oluyor. Bu sezon ve bundan sonraki sezon itibarı ile Show TV hem grubun beklentilerini hem de kendisinden beklenenleri fazlasıyla yerine getirecek ümidi içerisindeyim. Şu anda da performansı hepimizi mutlu eden, daha da iyi olacağına olan inancımızı pekiştirecek bir noktada.

Eylül ve Ekim aylarına ait reyting sonuçlarına baktığımızda özellikle TOTAL’de kanalın çok iyi bir çıkışı var, atv’nin ardından ikinci durumda. Bu sezon başlayan ‘İçerde’ dizisi de çok tutuldu ve başarılı oluyor...Show TV’nin günlük yönetimini Didem Ciner hanım çok başarılı şekilde koordine ediyor...

Peki sayın Kenan Bey, medya grubunuzun gelecekle ilgili hedeflerinden bahsedebilir misiniz?Örneğin, birer spor, çocuk, belgesel kanalı açmayı düşünüyor musunuz, ya da bir spor gazetesi çıkartır mısınız. Sizin bir röportajınızda, “Türkiye’de sadece hafta sonları yayınlanan bir gazete niye olmasın” diye bir sözünüz vardı. Öyle bir gazete yayınlar mısınız? Belki, bir günlük gazete daha olabilir mi efendim?Şu anda gündemimizde yok bunlar. Dediğim gibi, bizim yönetim olarak görevimiz dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri doğru analiz etmek, sektörel gelişmelerin mahiyetini iyi değerlendirmek, orta ve uzun vadeli planlamalar yapmak... Dolayısıyla, daha önceden de çeşitli vesilelerle söyledim; bu kapsamda risklerden, yani dünyadaki gelişmelerin yarattığı, ülkedeki gelişmelerin medya sektörüne yansıttığı - teknolojik gelişmeler olabilir, başka coğrafi bölgeden kaynaklanan sıkıntılar olabilir, genel ekonomiden kaynaklanan gidişattan

olabilir - risklerden kaçınmak fırsatları değerlendirmek, bizim görevimiz bu. Kendi güçlü ve zayıf yönlerimizi göz önüne alarak risklerden kaçınma ve fırsatları da değerlendirme yönünde sektör okumalarını, analizleri buna göre yapıyoruz. Dünyayı ve Türkiye’yi bu çerçevede okumaya, takip etmeye çalışıyoruz. Eğer risklerden kaçınma büyümeyi gerektiriyorsa büyümeyi, küçülmeyi gerektiriyorsa küçülmeyi; fırsatları değerlendirmek büyümeyi gerektiriyorsa büyümeyi, elden çıkarmayı gerektiriyorsa elden çıkarmayı... Yani burada şablonlar ve kendimizi içine hapsettiğimiz ön yargılar yok. Güçlü bir medya grubu olarak devam etmenin gerekleri neyse, orta ve uzun vadeli planlarda bunu göz önüne alıyoruz.

Ben 39 yıllık bir gazeteci olarak söyleyeyim, bu HTDokun buluşunuzla şaşırttınız hepimizi. İlk patronum Haldun Simavi’nin kokulu gazetesini bir mucize olarak biliyordum o zaman. Haldun Bey’in yaptığı pek çok yenilikten biri de baskıda gazete mürekkebinin içine koku attırırdı, okur gazeteyi eline aldığı zaman gazete çiçek kokardı.Web Ofset’ti o, evet...

Evet Web Ofset dönemi... Haldun Simavi’nin gazetecilikte yaptığı pek çok yenilik vardı. Haldun Bey’in yaptıklarından sonra basında en yenilikçi siz oldunuz. ‘Berliner’ formatıyla Türk gazeteciliğinde yeni bir sayfa açtınız, müthiş bir yenilik yaptınız.Şimdi herkes oraya geldi...

Evet geldi... Hem Habertürk’ün gazete formatı, hem kağıdının kalitesi emeğin değerini yükseltti. Hele bu HTDokun buluşunuz ne kadar övülse azdır. Benim bir yazar olarak şöyle bir hayalim vardı; şunu çok hissetmişimdir yazarken. Mesela ben ilginç bir yeri anlatıyorsam, okur o yazdığım satırlara dokunsun, önünde bir pencere açılsın ve okur anlattığım yeri görebilsin... Bir mucize gibi ama bunu siz gerçekleştirdiniz. O yüzden diyorum ki Türk basınında, medyada yeni bir şey yapılacaksa, bunu da sizler yaparsınız.Sağ olun, sağ olun. Hem tecrübeli hem gençlerden oluşan dinamik bir kadromuz var her alanda. Dolayısıyla hem yeni teknolojileri bizzat yaşayan arkadaşlarımız var. Hem de sektörün realitelerini bilen arkadaşlarımız var. Bu kompozisyon içerisinde yeniliklere her zaman açık bir zihniyet atmosferi var bizde.

Peki efendim son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?Güngör Bey’le birlikte sohbet gerçekleştiriyor olmanın hem keyfini hem mutluluğunu yaşıyorum. Benim için çok istisnai bir olay. 50 yılı aşkın bu sektöre emek vermiş bir değerli üstat ile beraber böyle bir kahve sohbeti ve sizin gibi de değerli bir meslektaşımızla beraber bu röportaj için, Güngör Bey’e verdiğim, gösterdiğim saygı önemli bir vesile oldu.

Bilal Özcan - Çok teşekkür ederiz...

Güngör Denizaşan - Çok teşekkür ederiz... Kenan Bey Türk medyasının gülen yüzü...

M. Kenan Tekdağ - Ben teşekkür ederim.

www.gazette13.com

Page 7: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 7

FRANSA'NIN EN BÜYÜK NİŞANI LEGION D'HONNEUR'A LAYIK GÖRÜLDÜ

MEYDANLARIN EFENDİSİ SANİ ŞENER

TÜRKİYE İLE FRANSA ARASINDAKİ EKONOMİK İLİŞKİLERE YAPTIĞI KATKI NEDENİYLE TAV HAVALİMANLARI HOLDİNG İCRA KURULU BAŞKANI SANİ ŞENER'A FRANSA'NIN EN ÜST DÜZEY OLAN 'LEGION D'HONNEUR' NİŞANI VERİLDİ. SANİ ŞENER, DÜZENLENEN TÖRENLE FRANSA'NIN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ CHARLES FRIES'TEN NİŞANINI ALDI.

TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Sani

Şener'e Fransa'nın en eski ve en üst düzey şeref nişanı olan Legieon d'Honneur'un takdimi için Beyoğlu'ndaki Fransız Sarayı'nda tören düzenlendi. Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries ile İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter'in evsahipliğinde gerçekleşen törene, Sani Şener, eşi Asuman Şener, kızı Damla, oğlu Ozan ve gelini Hale Şener ile birlikte katıldı.

İŞ DÜNYASINDAN DOSTLARI EŞLİK ETTİŞener'in özel gecesine, TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Başkanvekili Augustine De Romanet, yönetim kurulu üyeleri ile TAV yöneticileri, Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin'in de aralarında bulunduğu isimler ile iş dünyasından arkadaşları ve çok sayıda davetli eşlik etti.

NİŞANI BÜYÜKELÇİ TAKDİM ETTİTörende bir konuşma yapan Büyükelçi Fries, Sani Şener'in özgeçmişi hakkında bilgiler verdi, iş hayatındaki başarılarını anlattı. TAV'ın Fransız şirketi Aeroports De Paris ile olan ortaklığına değinen Fries, "Fransa'nın son yıllarda Türkiye'ye yaptığı yatırımlar açısından gerçek bir başarı öyküsüdür. Kendi açımdam ülkelerimiz arasında zekice ve kazandıran bir strateji örneği teşkil ediyor. Bu örneğin başka ekonomik sektörler için de ilham kaynağı olmasını ümit ediyorum " diye konuştu.

Konuşmasının ardından Charles Fries, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere yaptığı üstün katkılar nedeniyle

Fransa devleti adına verilen nişanı Sani Şener'e takdim etti.

ŞENER'İN LEGION D'HONNEUR' GURURUSani Şener ise konuşmasında büyük bir gurur yaşadığını belirterek, nişanın verilmesi nedeniyle Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile bu nişana kendisini öneren Büyükelçi Charles Fries'e teşekkürlerini sundu. Şener, "Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk olmak üzere, dünyanın her köşesinden hayranlık duyduğum isimlerle aynı listede yer almak benim için çok büyük bir onur. 200 yıllık bir sürede dünyada sadece 3 bin dolayında kişiye verilen bu nişana layık görülmekten kıvanç duyuyorum" dedi.

TAV'A YAPILAN YATIRIMFransa ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticaret alanındaki ilişkilerin yüzyıllar öncesine dayandığını kaydeden Şener, Türkiye ile Fransa arasında yıllık 16 milyar Avroluk ticaret hacmi bulunduğuna vurgu yaptı. Fransız Aeroports De Paris şirketinin TAV'a bir milyar dolara yakın bir yatırım yaptığını anımsatan Şener, bunun Türkiye'ye yapılan en büyük yatırımlardan biri olduğunun altını çizdi.

"TÜRK VE FRANSIZ ŞİRKETLER ÇOK GÜÇLÜ ORTAKLIKLAR MEYDANA GETİRİYOR"Şener, "Biz ortağımızla birlikte Türk-Fransız ortak girişimi olarak üçüncü ülkelerde de çok büyük yatırımlar yapmaktayız. Türk ve Fransız şirketler çok güçlü ortaklıklar meydana getiriyor. Fransa ve Türkiye'nin siyasi konulardaki karşılıklı destekleyici tutumu, eminim ülkelerimizin ekonomik işbirliği düzeyine bugünden öngöremeyeceğimiz bir hızla yükseltecek" ifadelerini kullandı.

www.gazette13.com

Page 8: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 8

K oç Holding, 2016 yılının ilk dokuz ayında 49.8 milyar TL konsolide gelir elde

ederek, bu dönemi 2.4 milyar TL ana ortaklık payı net dönem kârı ile sonuçlandırdı. Koç Holding’in dokuz aylık finansal sonuçlarını değerlendiren Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, “Ülke olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. Siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen başarısız darbe girişimi sonrası piyasalarda bir süre belirsizlik yaşansa da, ülkemiz ekonomisi güçlü yapısı ile kısa sürede toparlandı ve şoklara karşı dirençli olduğunu gösterdi. S&P ve Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu indirdiği üçüncü çeyrekte finansal piyasalar genel itibariyle baskı altında kalsa da, tüketicinin ekonomiye duyduğu güven Ağustos ve Eylül’de artış gösterdi. Temmuz ve Ağustos’ta yurtiçi tüketim talebinde gözlenen yavaşlama, tüketici güvenindeki toparlanmanın da işaret ettiği gibi, Eylül’den itibaren yeniden hız kazanmaya başladı. Bu noktada, iç ve dış tehditlerin bertaraf edilmesi için ülke olarak yürüttüğümüz topyekûn mücadelenin bir benzerini ekonomik alanda da sergileyebilirsek, Türkiye sadece bölgesinde değil, dünya ölçeğinde de ekonomik gücünü artıracaktır” dedi. Levent Çakıroğlu: “Şartlar ne olursa olsun yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz”Tüm bu gelişmelere karşın, yılın ilk 9 ayında Koç Topluluğu’nun faaliyetlerini ve yatırımlarını başarıyla sürdürdüğüne dikkat çeken Levent Çakıroğlu şöyle devam etti: “Yılın ilk 9 ayında portföy yapımız, güçlü ihracat sonuçlarımız ve risk yönetim politikalarımız ile ekonomideki dalgalanmalara karşın istikrarlı bir performans sergiledik. Küresel stratejimizle yatırımlarımıza

kararlılıkla devam ediyoruz. Yılın ilk 9 ayında 4.2 milyar TL’lik yatırım yaptık. Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın kredi derecelendirme kuruluşları S&P ve Moody’s tarafından verilen ‘yatırım yapılabilir’ seviyedeki kredi notumuzu koruduk. Ülkemizin geleceğine olan inancımız ile gerçekleştirdiğimiz kombine yatırımlar son 5 yılda 30 milyar TL’ye ulaştı. Aynı dönemde 24 bin kişiye ek istihdam sağladık ve çalışan sayımız 97 bine ulaştı. Yatırımlarımızın finansal sonuçlarımıza olumlu katkılarının haklı gururunu yaşıyoruz. 100’üncü yılımıza doğru emin adımlarla ilerlerken, yurt içi ve yurt dışında itibarımızı artıracak projeleri hayata geçirmeyi sürdürecek, şartlar ne olursa olsun faaliyette bulunduğumuz tüm sektörlerde işlerimizi büyütmeye ve yeni ürünlere yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.” “Türkiye otomotiv ihracatındaki payımız yükseliyor”Koç Topluluğu şirketlerinin faaliyet gösterdikleri sektörlerde yılın ilk 9 ayında büyümenin itici gücü olmayı sürdürdüğüne dikkat çeken Levent Çakıroğlu şöyle devam etti: “Bu dönemde otomotiv sektöründeki ihracat artışı adet bazında yaklaşık yüzde 13 olarak gerçekleşirken; Tofaş 1 milyar dolarlık yatırımla geliştirdiği, fikri ve sınai haklarına sahip olduğu Egea ailesinin katkısıyla yurt dışı satış cirosunu yüzde 63 artırmayı başardı. Ülkemizin ihracat şampiyonu olan Ford Otosan; otomotiv sektöründeki yurtdışı satışların yaklaşık yüzde 24’ünü tek başına gerçekleştirirken, cirosunun da yaklaşık yüzde 69’unu ihracattan elde ediyor. Tofaş ve Ford Otosan’ın başarılı performansının da katkısıyla yılın ilk 9 ayında otomotiv ihracatımız adet bazında yüzde 25 arttı. Türkiye otomotiv ihracatındaki

payımız yüzde 43’ten yüzde 48’e, üretimdeki payımız yüzde 45’ten yüzde 49’a yükseldi” diye konuştu.“Arçelik uluslararası yatırımları ile küresel pozisyonunu güçlendirmeyi sürdürüyor”Beyaz eşya sektöründe ise, iç talebin Temmuz’da daraldıktan sonra Ağustos’ta toparlanmaya başladığını belirten Levent Çakıroğlu, “Yurtiçi beyaz eşya satışları 2016 yılında rekor bir seviyeye ulaştı. Ayrıca bu dönemde özellikle Avrupa ekonomisinin olumlu seyri ile şirketlerin ihracat adetleri üretimlerini destekledi. Arçelik yılın ilk 9 ayında iç pazarda sektörün üzerinde büyürken, yurt dışında da pazar payı kazanımlarına devam etti. Avrupa’da adet bazında ikinci sırada yer alan Beko, İngiltere’de pazar liderliğini sürdürdü. Arçelik Pakistan’da satın aldığı, bu ülkenin lider beyaz eşya şirketi Dawlance’ın hisse devir işlemini tamamladı. Ayrıca, klima üretimi konusunda LG Electronics ile yaptığı ortaklığı 2023 yılına kadar uzattı. Böylelikle uluslararası yatırımları ile küresel pozisyonunu güçlendirmeyi sürdürüyor” dedi. “Tüpraş satış tonajını geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 8 artırdı.”Yılın ilk dokuz ayında zayıflayan uluslararası rafineri marjlarına karşın, Tüpraş’ın 3.2 milyar dolar yatırımla hayata geçen Fuel Oil Dönüşüm Tesisi ile tam kapasite üretim gerçekleştirdiğini vurgulayan Levent Çakıroğlu, “Tüpraş satış tonajını güçlü talebin de etkisiyle geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 8 artırdı. Özellikle motorin satışlarında yüzde 15 artış gerçekleştiren Tüpraş, Türkiye motorin pazarındaki payını yüzde 48’e çıkardı. Güçlü iç talepten olumlu etkilenen diğer bir şirketimiz Opet oldu. Bu dönemde Opet, istasyon yatırımları ile büyümeye devam ederek kârlılığını

arttırdı. LPG pazarının lideri Aygaz Grubu ise, tüplü gazda yüzde 43’lük, otogazda ise yüzde 25’lik pazar payını korumayı başardı” diye konuştu.“Yapı Kredi kârlılığını artırırken, sağlam likiditesini koruyor”Bankacılık sektöründe ise Yapı Kredi’nin, yılın ilk dokuz aylık döneminde kârlılığında artış sağlarken; sermaye yeterliliğini güçlendirdiğine ve sağlam likiditesini koruduğuna dikkat çeken Levent Çakıroğlu, “Yapı Kredi’nin BDDK konsolide net kârı yılın ilk dokuz ayında geçen yılın

aynı dönemine kıyasla yüzde 86’lık artışla 2.363 milyon TL olurken, ortalama maddi özkaynak kârlılığı 540 baz puan artarak yüzde 14 seviyesine yükseldi. Bu dönemde Banka; artan kârlılık, sermayenin etkili kullanımı ve Mart ayında ihraç edilen sermaye benzeri kredi sayesinde sermaye yeterlilik rasyosunu güçlendirdi. Ayrıca Yapı Kredi yılın üçüncü çeyreğinde proje finansmanı alanında başarılı çalışmalarına devam etti ve Ülkemizin büyümesini sağlayacak altyapı projelerine finansman desteği sağladı” dedi.

KOÇ HOLDİNG’TEN 9 AYDA İSTİKRARLI PERFORMANS

YILIN İLK 9 AYINDA 4.2 MİLYAR TL’LİK YATIRIM GERÇEKLEŞTİREN KOÇ HOLDİNG, KÜRESEL BÜYÜME STRATEJİSİYLE YATIRIMLARINI İSTİKRARLI BİR BİÇİMDE SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYOR.

VATAN PLASTİK'İN, GAZETTE 13'TE 13 NİSAN 1969 TARİH VE SAYI 18'DE ÇIKAN İLANIDIR

www.gazette13.com

Page 9: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

Adres: Soğanlık Orta Mahalle D-100 Kuzey Yanyol No: 8 Kartal / İSTANBULwww.vatanplastik.com

Page 10: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 10

“Her Yerde Metro, Her Yere Metro” hedefine bir adım daha yaklaşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Başkan Kadir Topbaş’ın (İstanbulluların Kadir Abisi), “2019’da 400 km’den Fazla Metro Ağı” talimatına emin adımlarla ilerliyor. Ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birini barındıran İstanbul’da trafik sorununa farklı çözüm yolları aranıyor. Güvenli, akıcı, ucuz, çevre dostu bir trafik akışının sağlanabilmesi için de yeni ulaşım sistemleri hayata geçiriliyor.İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda 21,7 km’lik Kadıköy - Kartal Metro Hattı’nın devamı niteliğindeki 4,5 km’lik Kartal - Pendik - Tavşantepe Metro Hattını Ekim ayı başında hizmete aldı. Yakacık (Adnan Kahveci), Pendik ve Kaynarca (Tavşantepe) olmak üzere 3 istasyondan oluşan Kartal

- Pendik - Tavşantepe Metro Hattı, Anadolu Yakası’nın ilk metrosu olan Kadıköy - Kartal Metro Hattı’nın devamı niteliğinde.Ekim ve Kasım ayında Kartal-Kaynarca Metrosu’na binerek hızlı, güvenli ve konforlu yolculuğun tadına varan İstanbulluların sayısı yaklaşık 2 milyona ulaştı. İstanbul’daki raylı sistem uzunluğu da bu hattın hizmete alınmasıyla 150 kilometreye ulaştı. Metro hattının tüm istasyonlarında yürüyen merdivenli giriş -çıkışlar ile engelliler için asansörler bulunuyor. D-100 Karayolu güzergahındaki tüm istasyonlarda, kuzey ve güney taraflarda giriş - çıkışlar ve bu giriş - çıkışlar arasında altgeçitler yer alıyor.Kartal - Pendik - Tavşantepe Metro Hattı hizmete alınmasıyla Sabiha Gökçen Havaalanı

Metro Hattı ile Tavşantepe İstasyonu’nda, Metrobüs ile Ünalan İstasyonu’nda, Marmaray ile Ayrılıkçeşme İstasyonu’nda, Göztepe - Ataşehir - Ümraniye Metro Hattı ile Yenisahra İstasyonu’nda, Bostancı - Dudullu Metro Hattı ile Kozyatağı İstasyonu’nda entegre olacak.Kartal – Pendik - Tavşantepe Metro Hattı’nın hizmete alınmasıyla; Kadıköy - Tavşantepe arasındaki hat uzunluğu 26,2 km’ye, istasyon sayısı ise 19’a ulaştı. Böylece; Kadıköy - Tavşantepe arasındaki yolculuk süresi 38,5 dakikaya indi.

Kartal - Pendik - Tavşantepe Metro Hattı ile Pendik - Bostancı 20 dakika, Pendik - Kadıköy 34 dakika, Pendik - Üsküdar 38 dakika, Pendik - Yenikapı 47 dakika, Pendik - Aksaray 48 dakika, Pendik - Taksim 61 dakika, Pendik - Maslak 72,5 dakika, Pendik - Atatürk Havalimanı 77 dakika, Pendik - Bağcılar 80 dakika, Pendik - Başakşehir 95 dakika oldu.

YANİ HAVARAY VE METRO PROJELERİNİN İHALESİ YAPILDIİstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin trafiğini rahatlatacak ve trafiğe havadan çözüm bulacak yeni havaray hattı ile metro projeleri için düğmeye bastı. Şehrin hızla gelişen Başakşehir ve Halkalı bölgeleri havarayına kavuşuyor. İBB, 9 kilometrelik Sefaköy-Halkalı-Başakşehir Havaray Hattı’nın inşaat ihalesi ile Marmaray’ın benzeri Kazlıçeşme-Söğütlüçeşme Metrosu’nun 1. Kısım proje ihalesini gerçekleştirdi. 2019’da hizmete açılması planlanan havarayın, Beylikdüzü, Bakırköy istikametindeki E-5 trafiğini rahatlatarak, Sefaköy-Halkalı civarı ve Halkalı Caddesi’nin nefes almasını sağlaması hedefleniyor.

MARMARAY’A BENZER METRO GELİYORİstanbul›da önemli bir yere sahip olan Marmaray projesinin bir

benzeri olarak nitelendirilen, Kazlıçeşme- Söğütlüçeşme Metro Hattı için de çalışmalar başladı. Boğaz›ı Kuruçeşme- Beylerbeyi arasından geçecek olan 20 kilometrelik hat için istasyon yerleri, zemin etüt çalışması, güzergah geçiş noktaları, yolcu rakamları gibi teknik ve istatistiki verileri hazırlamaya yönelik kapsamlı inceleme start aldı. İBB’de Kazlıçeşme’den başlayıp Söğütlüçeşme’ye kadar gidecek olan metro hattının ilk aşaması için çalışmaları hızlandırdı. Kazlıçeşme- Söğütlüçeşme metro hattı ihalesi 26 Ekim’de gerçekleştirildi. Projenin, işe başlama tarihinden itibaren 720 günde tamamlanması planlanıyor.Kazlıçeşme-Söğütlüçeşme metrosu özellikle İstanbul’un kuzeyine hizmet edecek ve o bölgelerdeki yolculuk taleplerini karşılayacak. Metro hattı, Avrupa Yakası’ndaki Kazlıçeşme’den başlayıp, Boğaz’ı geçtikten sonra Anadolu Yakası’ndaki Söğütlüçeşme’de son bulacak.

TRAMVAY İHALESİİBB, Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nda Seyitnizam ve Zeytinburnu durakları arasındaki 2 kilometrelik kısmı yer altına alıyor.. Ayrıca Başakşehir-Kayaşehir Metrosu’nun 3 kilometre uzatılması da bu ihaleye dahil oldu. İBB, toplam 5 kilometrelik raylı sistem hattının yapımını kapsayan bu ihaleyi de gerçekleştirdi.

KADİR ABİ METRODA DÜNYA REKORUNA KOŞUYOR

HABER: OSMAN KARABACAK FOTOĞRAF: CENGİZ ÖZTÜRK

EKİM AYINDA KADIKÖY-KARTAL METROSU’NU PENDİK VE KAYNARCA’YA UZATAN 4,5 KİLOMETRELİK HATTIN AÇILIŞINI YAPAN İSTANBUL’UN KADİR ABİSİ, METROLARIN EFENDİSİ OLDU. KADİR ABİ, METRO YAPIMINDA DÜNYA REKORUNA KOŞUYOR… KADIKÖY – KAYNARCA ARTIK SADECE 38,5 DAKİKA…

www.gazette13.com

Page 11: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 11

B irleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Dünya Başkanlığı

görevine ilk kez 2010 yılında, ikinci kez 2013 yılında seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, büyük başarılara imza attığı görevini, Kolombiya’nın Başkenti Bogota’da yapılan toplantıda Afrika Yerel Yönetimler Derneği Başkanı Parks Tau’ya devretti.Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin UCLG Başkan Yardımcısı, UCLG-MEWA Eş Başkanı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de UCLG Eş Başkanı seçildi.

İNSANLIK İÇİN HİZMET…Oylamanın ardından konuşan Kadir Topbaş, dünyanın neresinde olursa olsun afet bölgelerine ya da yardıma ihtiyacı olan yerlere İstanbul’dan yardım gönderdiklerini, UCLG’nin yeni başkanının ve herkesin de daha iyi bir dünya için bu anlayışta olması gerektiğini söyledi. Kazananın UCLG olmasını istediğini vurgulayan Topbaş, UCLG’nin yeni başkanına görevinde başarılar diledi. UCLG’nin dünyadaki 4

milyon insanı yöneten yerel yönetimlerin bağlı olduğu büyük bir organizasyon olduğuna dikkat çeken Topbaş, “İstanbul’a ve ülkeme ne yapabilirim düşüncesiyle Türkiye’de hizmet ederken, UCLG’de de ‘insanlık için ne yapabilirim’ düşüncesiyle hizmet ettim. ‘Başkaları bizi ilgilendirmez’ diyemeyiz. Mesai arkadaşlarımın ve bizlere bu görevi tevcih eden İstanbulluların katkılarıyla İstanbul’da ve görev sürem boyunca UCLG’de çok büyük başarılara imza attık. Dünyadaki sorunlu alanların ve fakir şehirlerin sorunlarının çözümü için çalıştık” diye konuştu. Toplantıda teşekkür konuşması yapan Afrika Yerel Yönetimler Derneği Başkanı Parks Tau da UCLG Başkanı olarak Kadir Topbaş’ın izinden gideceğini belirterek, “UCLG daha da büyüyecek” dedi.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş›ın 6 yıldır başkanlığını yaptığı ve merkezi İspanya›nın Barselona kentinde bulunan UCLG, 2004 yılında Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Birleşmiş Kent Örgütleri ve Metropolis adlı yerel yönetim örgütlerinin

birleşmesiyle kuruldu. Bogota›daki zirveye farklı ülkelerden 3 binden fazla yerel yönetici, 200 konuşmacı ve 300'ün üzerinde gazeteci katıldı.

TOPBAŞ MAZLUM COĞRAFYALARIN SESİ OLDUKadir Topbaş, 6 yıl başarıyla sürdürdüğü UCLG Dünya

Başkanlıkları döneminde, UCLG’nin BM ve merkezi hükümetler nezdinde kabul görmesini ve dikkate alınmasını sağladı. Bu süreçte BM Yerel Yönetimler Danışma Kurulu UNACLA’nın da başkanı seçilen Topbaş, aralarında devlet ve hükümet başkanlarının yer aldığı Birleşmiş Milletler 2015 Sonrası Kalkınma

Gündemi Üst Düzey Paneli (26 kişilik akil adamlar grubu) Üyeliği de yaptı.BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon tarafından BM Genel Kurul Toplantılarına da davet edilen Topbaş, BM kürsüsünden mazlum coğrafyaların sesi olarak dünya liderlerine seslendi. Konuşmalarında yerel yönetimlerin önemini vurgulayan Topbaş, belediyelerin küresel sorunların çözümünde merkezi hükümetlerin çözüm ortağı olması gerektiğini ifade eden konuşmalar yaptı.UCLG ve UNACLA Başkanı sıfatıyla Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya kadar dünyanın birçok sorunlu ülkesini ve şehrini ziyaret eden Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yardım elini de deprem, sel, yangın gibi afetler yaşayan onlarca ülkeye ulaştırdı.

HABER: OSMAN KARABACAK

İSTANBUL’UN ‘KADİR ABİ’Sİ, DÜNYA YEREL YÖNETİMLERİNE DE UMUT OLDU. BİRLEŞMİŞ KENTLER VE YEREL YÖNETİMLER (UCLG) DÜNYA BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ 6 YIL BOYUNCA BAŞARIYLA SÜRDÜREN KADİR TOPBAŞ, BM KÜRSÜSÜNDEN MAZLUM COĞRAFYALARIN SESİ OLARAK DÜNYA LİDERLERİNE SESLENDİ.

İSTANBUL’UN ‘KADİR ABİ’Sİ DÜNYAYA DA UMUT OLDU

www.gazette13.com

Page 12: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 12

“Ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrünGülebildiğin kadar mutlusunÜzülme bil ki ağladığın kadar güleceksinSakın bitti sanma her şeyi.”Can Yücel

* * *Güngör Denizaşan’ı İstanbul’da tanıdığım 1969 yılında, (47 yıl ne de çabuk geçmiş!) O , çiçeği burnunda bir gazeteci ben ise henüz çiçek açmamış bir işadamıydım!

O dönemde, “Sosyete-13”, Güngör’ün hayallerini aksettiren

bir dergi olarak, İstanbul “Dükalığında”, kendine yer edinmeye başlamıştı. Canayakın kişiliği, insanlara değer verdiğini belli eden davranışları ve “humor” dolu uslûbuyla, Güngör Denizaşan, çevresini devamlı olarak genişletiyordu. Bunun içindir ki, geçen yıllar boyunca, Denizaşan, bir taraftan Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Sakıp Sabancı, Erol Simavi, Aydın Doğan gibi şahıslara yaklaşabilmiş, diğer taraftan İnan Kıraç, Bülent Eczacıbaşı, Ali Koç gibi genç kuşak temsilcileriyle diyalog kurabilmiştir.

O’nun bu 50 yıllık gazetecilik yolculuğunda gösterdiği özveri

ve katlandığı fedakârlıklar daima takdirle hatırlanacaktır.Denizaşan dostumu kutluyor ve bir anımı aşağıda sizlerle paylaşıyorum....

* * *1994 yılında “Çin Gezim” ile ilgili yazı dizim ve fotomontajlarım Milliyet gazetesinde yayımlanınca basın kartı umudum yeniden depreşmiş oldu! Gerekli başvuruları yaptığımda, bu defa da Milliyet gazetesinden aldığım ücreti sormasınlar mı?! Aydın Doğan’dan böyle bir belge istemem mümkün değildi. Çünkü, Aydın Bey, gazetede yazım ve fotomontajlarım yayımlandıktan sonra bana açık bir çek vermiş, ben, çok keyiflendiğim bu jesti

maalesef kabul etmemiştim. Böyle bir şövalyelikten (!) sonra benim Aydın Bey’ en Milliyet gazetesi bordrosuna alınmamı istemem kadar yersiz bir talep olamazdı. Buna rağmen, Aydın Bey, benim bu tutkumu anlayarak bir öneri geliştirmekten geri kalmamıştı: “Can Kardeşim! Basın hayatında hemen öne çıkmak olmaz! Sen Güngör Denizaşan’a git. Onun gazetesinde yazı yazmaya başla, orada bordroya girmen daha kolay olur” deyince, önüme yeni bir fırsat çıktığın anlamıştım!

* * * Dostum Güngör Denizaşan, bana, “Gazette-13” sayfalarında yer vermiş, fakat, altı ay sonunda, birikmiş aylıklarımı isteyince :

“Canım Kardeşim! Seni transfer etmek için Aydın Doğan’a, hem de Amerikan doları olarak ödediğim transfer ücretini bilmiyor musun? Şimdi, sana aylık ödememi istiyorsun! Olacak iş değil” demişti! Böylece, “basın kartı” sahibi olma hayâlim, gene bitmiş oluyordu!Neyse ki bir süre sonra, TGC bana “ONUR ÜYELİĞİ” payesi vererek, hasretimi kısmen gidermiş oldu! Böyle bir gelişmeyi bana yaşattığı için, Güngör Denizaşan’ın gazetecilikteki 50. yılını sevgilerimle kutluyorum.

Sen çok yaşa GÜNGÖR DENİZAŞAN kardeşim.

“GÜNGÖR DENİZAŞAN” GAZETECİLİĞİ 50 YAŞINDA!

İnan Kıraç Can Kıraç

Güngör Denizaşan

YAZAN: CAN KIRAÇ

50 YILDIR PES ETMEYEN BİR GAZETECİ VE BİR GAZETE

Elinizde tuttuğunuz bu gazete, 50 yılına basıyor.Türkiye gibi sokakların iki yılda bir tanınmaz

hale geldiği ülkede, bir gazetenin 50 yıl yayımlanmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım.50 yıl boyunca bırakın bir gazete çıkarmayı, Taksim’in göbeğinde milyonlar kazandıran bir mücevherci dükkanını sürdüremezsiniz. Bir gün gelir, “Bu kadar para kazandım, artık çalışmayayım” dersiniz ve gider yatlar filan alıp, gezersiniz, ya da batarsınız. Dolayısıyla o mücevherci de kapanır.Ama Güngör Denizaşan, 50 yıl önce yayımlamaya başladığı gezeteyi yarım asıra ulaştırdı.

Hala da 80’i aşan yaşına rağmen, hem bir gazete sahibi, hem de bir genel yayın yönetmeni olarak gazetenin yayımını sürdürüyor. Aslında bu iki tanım çok eksik kaldı. Gazetenin sahibi ve yayın yönetmenliği dışında, aynı zamanda foto muhabiri, muhabiri, yazı işleri müdürü, düzeltmeni, reklam müdürü, satış müdürü ve idare müdürü.) Ve Güngör Denizaşan, bu gazeteyi Taksim’de, aynı zamanda kendisine “Homeoffice”lik yapan mütevazi dairesinde yapıyor. Bu mütevazi dairenin, aradan geçen 50 yıl sonunda tozlu bir müze görünümüne kavuştuğunu da hatırlatalım. Daha ilginci, Türkiye gibi gazetelerin bile birkaç on yılda bir el değiştirip, taşındığını düşünürseniz, yarım asırdır aynı merkezi kullanan bir gazetenin, bu

açıdan da bir şampiyon olduğunu unutmamalısınız.Tüm bu başarının gerisinde ise, Güngör Abi’nin annesinin bir doğru kararı yatıyor. Hayatı boyunca hep yakışıklı ve çapkın olan Güngör Abi, henüz 18 yaşındayken yani 1951 yılında katıldığı gençlik toplantılarında, fotoğraf çekenlerin, kızların ilgisini çektiğini fark eder ve “Ben bu kızları tavlamak istiyorsam, bir fotoğraf makinası edinmem lazım” diye düşünür. Sonra da, annesine giderek, “Anne, bana bir fotoğraf makinası alsana” der. Ancak, gözüne kestirdiği fotoğraf makinası, 1951 yılında bile bin liradır ve bin lira, bir otomobilin 7 bin liraya satıldığı o dönemde çok büyük paradır. Annesi önce, “Oğlum deli misin. Bu kadar para?” diye itiraz eder ancak

birlikte çalıştığı dönemin modacısı olan ortağı, kendisini ikna eder.

“Sen oğluna o makinayı al!”Bunun üzerine, Güngör Abi cebine koyduğu bin lirayla, Galata Kulesi civarındaki fotoğraf makinası satıcısına gider, “Speed Graphic” marka fotoğraf makinasını satın alır. Filmlerde görmüşsünüzdür eski patlamalı flaşları; bu, makinanın üzerinde de böyle bir flaş sistemi vardır. 8 poz çeken siyah beyaz filmler o yıllarda 120

kuruşa satılıyordur. O yıllarda böyle bir fotoğraf makinası, gazetelerde çalışan profesyonel foto muhabirlerinden bile ancak dördünde vardır. (Bunun öyküsünü, ve bu dört gazeteciyi Bir İşsizin Günlüğü kitabımda ayrıntıları ile yazdım.)Kısaca, annenin bir kararı ile yönlenen oğlunun hayatı, 50 yıldır çıkan bir gazeteyle sonuçlandı.Boşuna dememişler “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” diye.Nice yıllara Gazette 13!Nice yıllara Güngör Denizaşan!

BAŞYAZAR: DOĞAN SATMIŞ

www.gazette13.com

Page 13: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 13

MEHMET KENAN TEKDAĞ ........1 OCAKSONER YALÇIN ...........................1 OCAKSADETTİN TANTAN .....................1 OCAKFATİH ÇEKİRGE ...........................1 OCAKMEHMET ATALAY .......................1 OCAK YILMAZ ÖZDİL .............................2 OCAK ASIM AKGÜL ................................2 OCAK MEHMET TÜRKER ......................3 OCAK ORHAN ERİNÇ .............................4 OCAK TUFAN TÜRENÇ ..........................4 OCAK MESUT DİZDAR ...........................5 OCAK KADİR KAYMAKÇI .......................9 OCAKRAUF TAMER .............................11 OCAK ORAL ÇALIŞLAR ........................13 OCAK METİN MÜNİR ............................13 OCAK REHA ERDOĞAN .......................14 OCAK İHSAN YILMAZ ...........................15 OCAKKAHRAMAN SADIKOĞLU .........17 OCAK SOLİ ÖZEL ..................................17 OCAK GÜNGÖR MENGİ .......................19 OCAK TUĞRUL ERYILMAZ ..................19 OCAK CAN UYGUÇ ...............................24 OCAK SELİM AKÇİN .............................24 OCAK KÜRŞAT OĞUZ ..........................28 OCAK VEDAT BÜYÜKYILMAZ ............ 1 ŞUBATCEM ÇAPANOĞLU .................... 3 ŞUBATFİKRET ERCAN .......................... 6 ŞUBATSANİ ŞENER ............................. 14 ŞUBATYILMAZ ULUSOY ..................... 14 ŞUBATYALÇIN BAYER ........................ 17 ŞUBATHALİT KIVANÇ ......................... 18 ŞUBATMEHMET YILMAZ .................... 18 ŞUBATMERAL TAMER ........................ 19 ŞUBATABBAS GÜÇLÜ ........................ 20 ŞUBATMEHMET TEZKAN ................... 24 ŞUBATMEHMET ASLAN ..................... 26 ŞUBAT SELMAN ÖZGER ...................... 26 ŞUBATTUNCA BENGİN ....................... 28 ŞUBATNECATİ DOĞRU ...........................1 MARTMUSTAFA ÖZKAN .......................1 MARTHAYATİ ASILYAZICI ....................5 MARTYALÇIN DOĞAN ...........................8 MARTCEM ŞENGÜL ..............................9 MARTEMİN ÇÖLAŞAN .........................11 MARTDOĞANER GÖNEN ....................12 MARTEMRE İSKEÇELİ ........................13 MARTATİLLA DORSAY ........................17 MARTMUHARREM SARIKAYA ...........26 MARTMUHSİN DOĞAN ........................30 MARTZÜLFİKAR ALİ AYDIN ................. 1 NİSANSEMA SEL ................................... 3 NİSANTAYFUN DEVECİOĞLU .............. 3 NİSANERCAN ERDAL ............................ 5 NİSANERTUĞRUL ÖZKÖK ................... 8 NİSANGİLA BENMAYOR ..................... 12 NİSANEMİN ÇAPA ............................... 16 NİSANMESUT YAR .............................. 18 NİSANABDULLAH KİĞILI .................... 20 NİSANMUSTAFA DOLU .........................1 MAYISCAVİT ÇAĞLAR ...........................1 MAYISHAMİ ÇAĞDAŞ ............................3 MAYISMUSTAFA DOĞAN ....................11 MAYISSİBEL GÜNEŞ ...........................14 MAYISÖMER ÜRÜNDÜL .....................15 MAYISSELÇUK TEPELİ .......................19 MAYISRAHMİ TURAN ..........................22 MAYISSERKAN FIÇICI .........................24 MAYISCENK BAŞLAMIŞ ......................25 MAYISFERHUNDE VERDİ ....................28 MAYISABDURRAHMAN YILDIRIM .. 4 HAZİRANİSMET BERKAN ................... 10 HAZİRANNURİ ÇOLAKOĞLU .............. 19 HAZİRANALTAN ÖYMEN .................... 20 HAZİRANAYŞE ÖZEK KARASU .......... 21 HAZİRAN

HALİL ÖZER ......................... 21 HAZİRAN MURAT MURATOĞLU ........... 1 TEMMUZSONER GEDİK ....................... 7 TEMMUZBÜLENT İPEK ....................... 13 TEMMUZSAMİ KOHEN ....................... 14 TEMMUZNOYAN DOĞAN ................... 16 TEMMUZRİFAT ABABAY .................... 20 TEMMUZUĞUR CEBECİ ..................... 20 TEMMUZVİKİ HABİF ............................ 21 TEMMUZGÜNGÖR URAS ................... 22 TEMMUZBİLAL ÖZCAN ...................... 23 TEMMUZUMUT VEİS ........................... 24 TEMMUZSALİHA PAKEL .................... 24 TEMMUZGÜNERİ CIVAOĞLU ............. 28 TEMMUZERTUĞRUL AKBAY ............. 28 TEMMUZASLIHAN KARAGÖZ .............4 AĞUSTOSUMUR TALU ..........................7 AĞUSTOSAYDIN ÖZTÜRK ..................12 AĞUSTOSYAŞAR İLKSAVAŞ ...............14 AĞUSTOSTUĞRUL TUNA ....................18 AĞUSTOSATEŞ ÇELİK ........................24 AĞUSTOSPINAR TÜRENÇ ..................25 AĞUSTOSERDOĞAN ARIPINAR .........27 AĞUSTOSUĞUR DÜNDAR ..................28 AĞUSTOSDOĞAN SATMIŞ ..........................3 EYLÜLMETİN YILMAZ ..........................5 EYLÜLVAHAP MUNYAR ......................10 EYLÜLHAKAN ÇELİK ...........................10 EYLÜLTURGAY OLCAYTO ..................10 EYLÜLSAYGI ÖZTÜRK ........................15 EYLÜLFATİH ALTAYLI .........................20 EYLÜLFİKRET BİLA .............................29 EYLÜLORHAN KEÇELİ ............................ 1 EKİMTAHA AKYOL .............................. 10 EKİMBETÜL KABAHASANOĞLU ........ 13 EKİMOKAY GÖNENSİN ....................... 14 EKİMGÜLAY KARABULUT .................. 18 EKİMMERİÇ MÜLDÜR ......................... 22 EKİMMUSTAFA TAVİLOĞLU .............. 24 EKİMFARUKZAPÇI .............................. 25 EKİMİLGİ HAYDA ................................. 25 EKİMCENGİZ SEMERCİOĞLU ............ 28 EKİMKENAN AKIN ............................... 28 EKİM HINCAL ULUÇ .............................1 KASIMMELİH AŞIK .................................3 KASIMALİ ÖZGENTÜRK ........................4 KASIMMÜGE DAĞISTANLI ....................5 KASIMSEDAT ERGİN ............................6 KASIMBEKİR COŞKUN ........................10 KASIMDUYGU SAĞIROĞLU ................10 KASIMTAMER DEĞİRMENCİ ..............12 KASIMNAZLI ILICAK ............................14 KASIMRUHAT MENGİ ..........................15 KASIMYAVUZ BARLAS ........................18 KASIMORHAN CAN ..............................18 KASIMBURAK AKBAY .........................19 KASIMCELAL KORKUT .......................21 KASIMNEDİM ŞENER ..........................28 KASIM FATİH ÇEKİRGE ........................29 KASIMSEÇKİN SELVİ ......................... 18 ARALIKEMRE ORAL ............................ 21 ARALIKÖMÜR GEDİK .......................... 22 ARALIKDOĞAN HIZLAN ...................... 23 ARALIK

ÖNEMLİ UYARI!Doğum günlerinde değerli dostlarımıza gelen hediyelerin emniyet açısından sakıncaları!

olabileceğinden, önce bize yollanması rica olunur!

İstanbul Valisi Vasip Şahin .......................... JJJJJ+%18 ÖTVDr. Mimar Kadir Topbaş ............................. JJJJJ+%18 ÖTVSani Şener ................................................. JJJJJ+%18 ÖTV A. Misbah Demircan (Beyoğlu Belediye Başkanı) ......JJJ+%-1 ÖTVTürker İnanoğlu ...............................................JJJ+%18 ÖTV Şarık Tara .................................................. JJJJJ+%10 ÖTV Ali Dürüst ..........................................................JJJ+%18 ÖTVAbdürrahim Albayrak ..........................................JJ+%18 ÖTVHamdi Akın .........................................................JJ+%18 ÖTVEmrullah Turan ................................................JJJ+%18 ÖTVAhmet Nazif Zorlu ...............................................JJ+%18 ÖTVÇetin Şimdi ................................................... JJJJ+%18 ÖTVHalit Narin ...........................................................JJ+%18 ÖTVİnan Kıraç .................................................. JJJJJ+%15 ÖTVİlgi Hayda ................................................... JJJJJ+%18 ÖTVDuygu Sağıroğlu ........................................ JJJJJ+%15 ÖTVTemel Kotil .........................................................JJJ+%5 ÖTVZeynel Abidin Erdem .........................................JJJ+%5 ÖTVHüsnü Özyeğin ............................................ JJJJJ+%5 ÖTVAli Sabancı ................................................. JJJJJ+%18 ÖTVMustafa Süzer .............................................. JJJJ+%18 ÖTVMustafa Özkan ............................................ JJJJJ+%7 ÖTVEşref Cerrahoğlu ................................................JJJ+%5 ÖTVOsman Boyner ............................................. JJJJJ+%5 ÖTVRona Yırcalı .......................................................JJJ+%9 ÖTV

İSTANBUL’DA BULUNAN BAZI YÖNETİCİ

DOSTLARIMIZI YILDIZLADIK

NOT: Yıldızların limiti beş olup, Özel Tüketim Vergisi oranları da % 18’dir. Ayrıca isimlerin altında doğum tarihleri ve burçları yazılı olan, sevgili dostlarımıza bu mutlu günlerinde gelecek olan hediyelerin, öncelikle Gazetemiz adresine yollanması önemle rica olunur. Hayranları tarafından bu yakışıklılara gelen hediyelerin, tarafımızdan araştırılıp, uygun görülenler kendilerine yollanacaktır (Tabii yollanırsa). Durum bu dostlarımızın hayranlarına önemle duyurulur.

NOT: Doğum tarihlerini koymayı unuttuğumuz dostlarımız, [email protected] adresine müracatları rica olunur.

KONSER YERİ: LÜTFİ KIRDAR ULUSLARARASI KONGRE VE SERGİ SARAYI TARİH: 9 ARALIK 2016 CUMASAAT: 20.00ŞEF: RAOUL GRÜNEISSOLİST: SERGEI NAKARIAKOV (TROMPET-FLÜGELHORN)PROGRAM: JOSEPH HAYDN- DO MAJÖR ÇELLO KONÇERTOSU NO. 1 FLÜGELHORN VE ORKESTRA UYARLAMASI MAURICE RAVEL-DAPHNIS & CHLOE SÜİT 1 - SÜİT 2

KONSERKONSER YERİ: FULYA SANAT MERKEZİ TARİH: 16 ARALIK 2016 CUMASAAT: 20.00ŞEF: THEODORE KUCHAR SOLİST: ZEYNEP ALPAN (KEMAN) GÜLBİN GÜNAY (SOPRANO) (İstanbul Devlet Opera ve Balesi) İSTANBUL SENFONİ ORKESTRASI KOROSUKORO ŞEFİ: GÖKÇEN KORAY & SEVAL IRMAKPROGRAM: FRANCIS POULENC-GLORIA SERGEI PROKOFIEV-KEMAN KONÇERTOSU NO. 2, OP. 63 SERGEI RAHMANINOV-SENFONİ NO. 3, LA MİNÖR, OP. 44

İSMET İNÖNÜ’YÜ ANMA KONSERİKONSER YERİ: FULYA SANAT MERKEZİ TARİH: 23 ARALIK 2016 CUMASAAT: 20.00ŞEF: JOSEPH SUILENSOLİST: AYŞEGÜL SARICA (PİYANO) (Devlet Sanatçısı)PROGRAM: ROBERT SCHUMANN-LA MİNÖR PİYANO KONÇERTOSU, OP. 54 GEORGES BIZET-ARLESIENNE SÜİTLERİ 1-2

ULUSLARARASI TANGO FESTİVALİ GALASI VEYENİ YIL KONSERİKONSER YERİ: LÜTFİ KIRDAR ULUSLARARASI KONGRE VE SERGİ SARAYI TARİH: 30 ARALIK 2016 CUMASAAT: 20.00ŞEF: ENDER SAKPINAR (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası)SOLİST: NICOLA IPPOLITO (PİYANO) ANTONIO IPPOLITO (BANDONEON) UTKU KÜLEY & İRİS DOĞDU (DANSÇI) MAXIM GERASIMOV & MARIA MARINOVA (DANSÇI) LOUKAS BALOKAS & GEORGIA PRISKOU (DANSÇI) SERGEY KURKATOV & YULIA BURENICHEVA (DANSÇI)PROGRAM: DÜNYA TANGOLARINDAN SEÇMELER

OPERA GECESİKONSER YERİ: BEYOĞLU EMEK SİNEMASI TARİH: 6 OCAK 2017 CUMA SAAT: 20.00 ŞEF: ANTONIO PIROLLISOLİST: DENİZ YETİM (SOPRANO) (İstanbul Devlet Opera ve Balesi) HANDE SONER ÜRBEN (SOPRANO) (İstanbul Devlet Opera ve Balesi) SELİN UZUN (SOPRANO) CANER AKIN (TENOR) GÜNEŞ GÜRLE (BAS BARİTON) BURAK BİLGİLİ (BAS) GÖKTUĞ ALPAŞAR (BAS) MURAT CEM ORHAN (BARİTON)PROGRAM: WOLFGANG AMADEUS MOZART-DON GIOVANNI OPERASI (SAHNE VERSİYONU)

KONSERKONSER YERİ: CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ TARİH: 13 OCAK 2017 CUMASAAT: 20.00ŞEF: LIOR SHAMBADAL SOLİST: ANDREAS NEUFELD (KEMAN)PROGRAM: NICCOLO PAGANINI-RE MAJÖR KEMAN KONÇERTOSU NO. 1, OP. 6 FRANZ SCHUBERT-SENFONİ NO. 9 “THE GREAT”, DO MAJÖR, D. 944

İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASI 2016-2017 KONSER

SEZONU KONSER PROGRAMI

www.gazette13.com

Page 14: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 14

1957 yılından 1971’e kadar Akşam gazetesinin sahibi olan işadamı ve armatör Malik Yolaç çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle, yabancısı olduğu Babı-ali’de kısa sürede kendisini sevdirmeyi başarmıştı. Üstelik gazeteciliği hiç bilmediği halde, satın aldıktan sonra Akşam’ın tirajını 50 misli artırarak çok büyük bir başarıya da imza attı. O kadar başarılı oldu ki hem iktidarın hem muhalefetin gözdesiydi. Nitekim, istemediği halde siyasetçi de oldu. Milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Malik Yolaç şimdi 96 yaşında ve Moda’daki evinde hatıralarıyla yaşıyor.Arayıp, soran; ziyaretine gelip giden akraba ve dostlarıyla zaman geçiriyor. Son derece sağlıklı ve zinde... Malik Yolaç ile geçmişi ve hayatı konuştuk.

-Siz çok zengin bir ailenin çocuğuydunuz değil mi? Babanız Ahmet Hulusi Yolaç, Amasyalı fakir bir ailenin oğlu... Ve ayağında çarıkla geliyor İstanbul’a... Zengin olmayı nasıl başarmış?İki kardeş gelmişler İstanbul’a, mühendis mektebinin imtihanına girmişler. Amcam kaybetmiş, babam kazanmış, okumuş mühendis olmuş. Fransa’ya yollamışlar, bir iki sene Fransa’da kalmış. Dönüp gelmiş ve inşaat işine başlamış. İnşaat dediğim ev inşaatı değil, tren yolu inşaatı. Sivas, Erzurum, Ergani ve Doğu’daki diğer tren yollarını hep babam yaptı.-Devletin ihalelerine girip alıyordu öyle mi?Evet. evet... Ve büyük paralar kazandı...-Çocukluğunuzda ileriye dönük hayalleriniz var mıydı? Nelere sahip olmak isterdiniz, hangi mesleği yapmak isterdiniz?Babamın mesleğini yapmak

isterdim, inşaatlar yapmak, mühendis olmak isterdim. İlk gittiğim mektep 2,5 yaşında ‘Sir’ mektebiydi, Fenerbahçe’deki... 7 yaşına kadar buraya gittim. Sonra Saint Joseph’e geldim. Orada da 4 sene okudum. Ondan sonra Galatasaray Lisesi’ne gittim. Galatasaray’ı bitirdim.

Fen mezunu oldum ama mühendis mektebinin imtihanını kazanamadım. Çünkü, imtihana girmeden iki-üç ay evvel evlendim. Çalışamadım imtihana...-Çok genç yaşta evlenmişsiniz, kaç yaşındaydınız?18 yaşında birinci evliliğimi yaptım, ikinci evliliğimi ise 25 yaşında yaptım.- Çok hızlı bir

gençlik mi yaşadınız?Çok... Babamın sayesinde... 5 kardeştik ama babam bana başka türlü muamele yaptı. Onlara araba almadı, bende Amerika Reis-i Cumhur’unun altındaki araba vardı. Spor bir arabaydı.-En küçük çocuk siz miydiniz ailenizde?Yok, ablam vardı o kadar; sonra en büyük bendim.-İlk evliliğiniz ne kadar sürdü?Bir sene sürdü. -Sonra ikinci eşinizle nasıl tanıştınız?Tanışmadık, ben biraz şımarık bir adamdım. Herhalde annem, babam korktular. Bir an evvel evlenmemi istediler. Çamlıca Kız Lisesi’nin müdürünün kızını istediler benim için. Cevdet İzrap Barlas çok değerli, dört devre Atatürk’ün mebusluğunu yapmış bir adamdı. Kayınpederim, kayınvalidem çok efendi insanlardı. Kayınpederim erken vefat etti, kayınvalidemi de 20 sene sonra kaybettik; karım da 9 sene önce öldü maalesef.-Allah rahmet eylesin, bir rahatsızlığı mı vardı eşinizin?Son zamanlarda vardı tabii; Alzheimer olmuştu. 80 yaşına ulaştı, kaybettik.-Bir kızınız var değil mi?

Evet.-Kızınız kaç yaşında?Kızım 70 yaşında yok... Bir torunum var, bugün gelecekti, yolda rahatsız olmuş geri döndü. Yasemin adı, çok iyi tahsil yaptı, çok kafalı bir kız. Bir reklam şirketinde umum müdür. Onun da bir oğlu var, şimdi benden bir karış uzun; daha 12 yaşında. -Sizin eskiden çok çapkın bir insan olduğunuzu söylüyorlar, öyle miydiniz gerçekten?Senin gibi, onun gibi... Herkes kadar çapkınlığımız vardı yani. Çok tatlı, çok efendi bir hanımım vardı, ona rağmen uslu durmadık maalesef.-Hanımınızı çok üzdünüz mü?Belli etmedi ama çok üzdüm...-Çok değerli bir insanmış ve sizi çok seviyormuş, çünkü hanımlar ihaneti yakalayınca hem sürekli başa kakar hem de mahkemeye giderler zaten. Evliliğiniz sürmezdi.Çok tatlı, çok hanımefendi bir kadındı, çok...-Peki hala çapkınlık yapıyor musunuz?Karım affetsin diye öldüğünden beri hiç bir şey yapmıyorum.-Evet, yukarıdan görüyordur rahmetli öyle mi?Öyle; görüyorsa beni affeder.

“VALLA, ŞIMARIKLIK OLACAK AMA BEN HİÇ SALDIRMADIM

HANIMLARA, HANIMLAR BANA SALDIRDI. BELKİ ZENGİNİM

DİYE...”

-Merak ettim, hanımlar size nasıl yaklaşıyorlardı?Valla, şımarıklık olacak ama ben hiç saldırmadım hanımlara, hanımlar bana saldırdı. Belki zenginim diye... Ama bunu bildiğim için de dünyanın en aptalca para sarf eden insanı olmama rağmen kadınlara bir kuruş para harcamadım. Kompleksim vardı yani.-Kadınlara para yedirmem derdiniz öyle mi?

Hiç sarf etmedim...-“Dünyanın en aptalca para sarf eden insanıydım” dediniz, demek ki vardı da harcıyordunuz. Peki nasıl bir savurganlık yapıyordunuz, bir örnek verir misiniz.Şimdi bir kere arabam, denizde sürat motorum vardı, Nazım Hikmet’i Türkiye’den götüren motor...-Onu soracağım, evet...Ondan sonra onun büyüğü vardı, en son bir tane de 14 metrelik bir teknem vardı. İki tane 350 beygir motoru vardı üzerinde. Buradan bir saatte Marmara Adası’na gidiyordum düşünün. Süratli çok güzel bir tekneydi. Polonezköy’de yer aldım paralarımı öyle öyle sarf ettim yani.-Ama bunlar biraz da yatırım sayılmaz mı? Tekneyi sattığınız zaman yine para ederdi herhalde...İşlerim çoktu. Ben gençken, mektebi bitirince Bursa’ya tütün ticareti yapmaya gittim. Çok güzel para kazandım, 4-5 sene kaldım orada. Bir ara babam geldi yanıma, ben de nedense öksürdüm. “Aaa” dedi babam “Sen hasta oluyorsun”. “Ya baba sadece öksürdüm” dedim. “Yok olmaz, bırakacaksın bu tütün işini” dedi, bıraktım. Geldim İstanbul’da susam fabrikasını açtım. Tahin üretiyordum, Türkiye’nin en büyük tahin fabrikası bendeydi. Çok güzel

para kazandım.-Peki, tahin ile pekmezi karıştırıp ayrı bir hazır ürün satıyor muydunuz?Tatlıcılar vardı, tatlı imal ediyorlardı, onlarla birlikte tahin-pekmez çıkarttık ve sattık; bu sefer tatlı yetiştiremediler ve vazgeçtik.-Merak ettim; ünlü hanımlardan, artistlerden, şarkıcılardan da sevgiliniz oldu mu?Oldu, ama onların isimlerini söyleyemem.-Dönemin en popüler hanımları mıydı bunlar?Tabii, çok popülerleri de vardı.-Peki siz gazinolara şarkı dinlemeye gider miydiniz?Hayır alaturkayı sevmem...-O hanımlarla kokteyllerde, balolarda mı tanışırdınız?Her yere giriyordum, bilmiyorum nerede tanıştığımızı. Tanışıyorduk bir şekilde. Onlar tanışıyordu benimle. Bilhassa reklamları olsun diye tanışmak isteyenler de oluyordu. Gazeteye geliyorlardı.

“DENİZCİYİM BEN, DENİZİ DE YELKENİ DE BİLİRİM.

10 YAŞINDAN BERİ MODA’DA DENİZDEYİM.

DENİZİ SEVERİM. YEDEK SUBAY OLARAK BAHRİYE

MEKTEBİNE GİTTİM, ORADA İLERİDE KAPTAN OLACAK

BİR ÇOK ARKADAŞIM OLDU. ONDAN DOLAYI DA ARMATÖRLÜĞÜ SEVDİM.”

AKŞAM GAZETESİNİN EFSANE PATRONU MALİK YOLAÇ:

BAZEN, GAZETECİ OLMASAYDIM ÇOK ZENGİN OLUR MUYDUM DİYE DÜŞÜNÜYORUM, GAZETECİLİKTE SERVETİMİ KAYBETTİM!

RÖPORTAJ: BİLAL ÖZCAN

www.gazette13.com

Page 15: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 15-Malik bey, hanımlar kıskanç olur genelde; birbirlerinden haberleri olmuyor muydu? “Ben Malik Yolaç ile beraberim” diye bahsetmek övünç olsa gerek hanımlar için, mutlaka birbirlerine söz etmişlerdir sizden. Huzursuzluk çıkmıyor muydu aralarında acaba?Uzun konuşmazdım hiç biriyle, çünkü o zaman serbest olamazsınız. -Gıda ticareti yaptınız ve çok para kazandınız, Türkiye’nin en zenginlerinden biri haline geldiniz. Ticaretteki başarınızın sırrı neydi?Çalışıyorduk... Bana çok itimat ediyorlardı. -Ticarette sadece dürüst müydünüz, yoksa dürüstlüğün yanı sıra mesleğin kurnazlıklarını da bilir miydiniz?Yok yok, işin o tarafıyla alakam yoktu. Beni severler ve güvenirlerdi.-Üniversitede ticaret mi okudunuz?Yüksek ticaret okudum, son sınıfında ayrıldım.-Sonra armatörlüğe neden başladınız, anlar mıydınız deniz taşımacılığından?Denizciyim ben, denizi de yelkeni de bilirim. 10 yaşından beri Moda’da denizdeyim. Denizi severim. Yedek subay olarak bahriye mektebine gittim, orada ileride kaptan olacak bir çok arkadaşım oldu. Ondan dolayı da armatörlüğü sevdim. Orada bir mektep kumandanımız vardı. Bende her gece kaçıyordum. Chris Craft motorum var, sonradan Nazım Hikmet’i kaçıracak olan... Bana iltimas etti kumandan, fazla baskı uygulamadı. Yoksa normalde beni oradan kovması gerekirdi. O albayla sonra çok iyi dost olduk. Bir gün küçük teknelerde çalışıyorum. Çalışmıyorum da yatıyorum hep. “Aman Malik gelme” diyor subaylar, bende gidip yatıyorum. Yatıyorum bir de baktım bir gürültü, “Malik Yolaç, Malik Yolaç...” “Ne oluyor?” dedim, kalktım gittim baktım, kocaman bir harp gemisi... “Kumandan seni çağırıyor” dediler... Kalktık gittik, kumandan bizim mektep kumandanı çıktı. “Malik nasılsın?” filan... “Malik ben ayrılacağım” dedi. “Komutanım neden ayrılıyorsun?” diye sordum. “Bu sene amiral olacaktım, olamadım” dedi. “Canım bir seneyle ne olur kumandanım, buna sıkılma” filan dedim, geçti... Sonra 1960 ihtilalini yaşadık, ihtilalden sonra ben Bakan oldum. O zaman da subayların fiyakası çok tabii. Bir gün yazıhanede oturuyorum. Dediler ki “Deniz kuvvetleri Kumandanı geliyor...” Heyecanlandım, hemen toparlandım... Geldi kumandan; Deniz Kuvvetleri Kumandanı benim mektep kumandanım çıkmasın mı? Olacak şey mi? Sarıldık, öpüştük, kucaklaştık, büyük de fiyaka oldu benim için tabii... Deniz Kuvvetleri bana geliyor... İhtilalden hemen sonra hepsi çok fiyakalı adamlardı.”

“BEN GAZETEYİ ALDIĞIM ZAMAN GAZETELER

İSTANBUL’DA ÇIKIYORDU. ANKARA’DA ERTESİ GÜN

OKUNUYORDU, İZMİR’DE İKİ GÜN SONRA, ADANA’DA DA ÜÇ

GÜN SONRA OKUNUYORDU. BEN BU ŞEHİRLERİN HEPSİNE

GÜNDELİK GAZETE TEMİN ETTİM.”

-Peki, gazetecilik mesleğiyle bir ilginiz yokken 1957 yılında Akşam gazetesini neden satın aldınız? Çünkü gemilerim vardı, fabrikam vardı, daha başka işlerimi de yapıyordum. Başladılar takılmaya bana. Hatta bir keresinde iki tane maliye uzmanı yollamış Hasan Polatkan. Onlar geldiler, üç dört ay kontrol ettikten sonra “Bir şey yok, temiz” diyerek gittiler. Adamlardan

bir tanesi bir kaç ay sonra müsteşar oldu, bir tanesi de bir kaç sene sonra maliye vekili oldu, düşünün. Bunlar beni teftiş ettiler, temiz verdiler. -Siz o zaman CHP’ye yardım mı ediyordunuz, niye durup dururken sizin üzerinize geldiler, hesaplarınızı incelediler?Hiç... Hayatımda politikayla hiç alakam olmadığı gibi, Bakan olmama rağmen, o dönemde bile politikaya karışmadım. Türkiye bu, herkes herkesi kıskanıyor.-Belki de isminiz piyasada çok büyük diye sizi merak edip geldiler. Peki hiç rüşvet ima ettikleri oldu mu?Hayır, olmadı.-Siz satın aldığınız dönemde Akşam gazetesinin satışı 3 bin civarındaydı, Siz o gazetenin tirajını 150 bine çıkardınız. Ankara’da Hürriyet’i geçmişsiniz. Bütün bunları nasıl başardınız?Şunu yaptım, ben gazeteyi aldığım zaman gazeteler İstanbul’da çıkıyordu. Ankara’da ertesi gün okunuyordu, İzmir’de iki gün, Adana’da üç gün sonra okunuyordu. Ben bu şehirlerin hepsine gündelik gazete temin ettim.

“ANKARA’DA KASIM GÜLEK’İN MATBAASI VARDI ONU KİRALADIM. İZMİR’E

MEŞHUR VECİHİ HÜRKUŞ’LA GAZETELERİ YOLLADIM.

VECİHİ HÜRKUŞ ONDAN EVVEL HER GÜN BURADA MODA’DA

DENİZE DÜŞERDİ. BİR GÜN DE BENİM KOTRANIN DİREĞİNE

ÇARPTI DÜŞTÜ.”

-Nasıl yaptınız bunu?Ankara’da Kasım Gülek’in matbaası vardı onu kiraladım. İzmir’e meşhur Vecihi Hürkuş’la gazeteleri yolladım. -Uçakla mı yolladınız?Uçakla yolladım.-Vecihi Hürkuş, her gün sizin gazeteleri o pırpır uçağıyla İstanbul’dan İzmir’e götürüp dönüyor muydu?Tabii tabii...-Her gün yaptı mı bunu?Tabii canım tabii... Vecihi Hürkuş ondan evvel her gün burada Moda’da denize düşerdi. Bir gün de benim kotranın direğine çarptı düştü.-Nasıl yani?Bayağı işte, çarptı kotranın direğine ve denize düştü. Ama bir şey de olmadı adama, ölmedi yani, düşmekten ölmedi. Gazeteci İrfan Derman vardı bizimle çalışan. Bir gün İzmir’e o gitti uçakla. O gittiği gün İzmir’e sis basmış. Vecihi Hürkuş da bakmış bir yer gözükmüyor, inecek bir yer yok... -Uçakta, inişe yardımcı olacak alet filan yoktu herhalde...Bir tur atmışlar, bir tur daha atmışlar. İrfan Derman sonra bize anlatırken, “Ödüm patladı” demişti... Belki uçağa da ilk defa biniyordu. Bir bakmışlar ileride bir nokta var. “Aaa...” demiş Vecihi Hürkuş “Bu bilmemne adası...” Oraya sürmüş uçağı, oranın üstüne gidip yerleri bulmuşlar, öyle inmişler aşağıya.-Ankara’da matbaa buldunuz, İzmir’e uçakla günlük gazete gönderdiniz. Bir de siz Akşam’ı satın alana kadar karayoluyla günü gününe gönderilemiyordu gazeteler taşraya. Çünkü karayolları berbat denecek durumdaydı ama siz pek çok şehre kamyonla da günlük gazete ulaştırmayı başardınız. Bunu nasıl yaptınız, çılgın şoförler mi buldunuz?

Evet çılgın şoförler buldum. 6-7 tanesi de gazete dağıtımı için çıktıkları o yollarda vefat etti.-Allah rahmet eylesin o isimsiz kahramanlara. Ayhan Işık’ın bir filmi vardı ‘Hızlı Yaşayanlar’ diye. Film her gece İstanbul’dan taşraya kelle koltukta gazete taşıyan kamyon şoförlerinin zamanla ve ölümle yarışı üzerineydi. O film sizin kamyon şoförlerini anlatıyordu demek ki...Olabilir, olabilir...

“ÇETİN ALTAN BİRAZ İÇTİ, SOHBET EDİYORUZ...

CESARET’TEN KONUŞULUYOR. ‘BEN ÖYLE CESUR FİLAN DEĞİLİM’ DEDİM. ‘İŞTE

İDARE EDİYORUZ...’ DEDİM. DERKEN, ‘BAM’ DİYE BİR SES ÇIKTI. TABANCA SESİ... ‘NE

OLUYOR’ DEDİM, BAKTIM ÇETİN’İN ELİNDE TABANCA VAR. KARŞIMDA OTURUYOR,

TAM BURADAN ŞÖYLE GİTMİŞ KURŞUN, GÖRMEDİM. ‘ULAN

KORKMADI BE’ DEDİ.” -Gazeteyi taşra şehirlerine, özellikle Ankara, İzmir, Adana’ya günü gününe ulaştırınca tiraj da yükseldi, 150 binlere çıktı öyle mi?Tabii canım tabii... -Bir ara gazeteye genç bir genel yayın müdürü aldınız, Doğan Özgüden... Çetin Altan’ı yazar olarak almak istedi gazeteye. Siz de ona dediniz ki “Bak Doğan; Çetin daha önce de bizde yazdı, ayrıldı. Çetin ile çalışmak çok zordur, iyi düşün.” O da bir akşam sizi evine yemeğe davet etti, aranızı ısıtmak amacıyla o akşam yemeğe Çetin Altan’ı da davet etmişti. Çetin Altan o yemek masasında size silah çekti, hatta sağa sola ateş etti. Nasıl oldu o olay?O genel yayın müdürü solcu olmasına rağmen çok efendi bir çocuktu. Ancak kaçtı gitti Türkiye’den, şimdi hala Fransa’da... Evine çağırdı, gittim yemek yedik. Çetin’i çağırmış, geldi. Çetin Altan biraz içti, sohbet ediyoruz, ‘cesaret’ten konuşuluyor. “Ben öyle cesur filan değilim” dedim. “İşte idare ediyoruz...” dedim. Derken, ‘bam’ diye bir ses çıktı. Tabanca sesi... “Ne oluyor” dedim, baktım Çetin’in elinde tabanca var. Karşımda oturuyor, tam buradan şöyle gitmiş kurşun, görmedim. “Ulan korkmadı be” dedi. Ben görmedim ki ne korkacağım. Bir el daha ateş etti. Baktım buradan, tam önümden geçiyor kurşun... O zaman tepem attı, boğazını sıktım. İki yumruk; tabancasını aldım elinden. Aldım tabancasını bir ay da vermedim. Yalvardı, yalvardı, sonunda verdim.-Ertesi gün, elinde kırma tüfekle gelmiş Çetin Altan gazeteye, doğru sizin odaya çıkmış. Orada ne oldu?Hiç yüz vermezdim ki... Biraz tatsız şekilde cesurdum. Çok yalvardı, bir ay vermedim. Bir aydan sonra verdim tabancayı kendisine.-Affettiniz ve verdiniz öyle mi? Affedilecek bir şey değil ki... Sarhoş... Normal adam yapar mı bunu... Bana ne silah çekiyorsun, ben misafirim orada. Bir düşmanlığım olur, yok öyle bir şey. Galatasaray mektebinden 4 sınıf küçük benden. Mektepten de arkadaşız.-O dönemde Çetin Altan sivri yazıyor, tabii ona karşı olanlar, onu sevmeyenler de var.Çok var...-O yemekte Çetin Altan, “Ne olur sivri yazıyorsam?” demiş, siz de “Arabanın altına bir gün bir bomba koyarlar, patlar” demişsiniz. Çetin Altan o söze sinirlenip silah çekmiş. Siz öyle bir şey söylediniz mi gerçekten?Hatırlamıyorum... Olabilir, belki. Ama ben hatırlamıyorum.

Medya ve ünlüler dünyasının iyi tanıdığı Gazeteci Bilal Özcan bundan böyle gazetemizde ses getirecek röportajlara imza atacak.

Gazeteciliğe 1977 yılında polis muhabiri olarak son Havadis’te başlayan Bilal Özcan, efsane gazete patronu Haldun Simavi’nin 1 milyon tiraja ulaşan Günaydın Gazetesi’nde 1979-1990 yılları arasında Muhabir ve Haber Merkezi Şefi olarak görev yaptı.

1992’den itibaren genel koordinatör Özcan Ertuna’nın davetiyle Cem Uzan’ın Star Televizyonu’na geçti.

Star televizyonunda 1999’a kadar, ekranların en yüksek reyting alan, en kaliteli ve ilk magazin programı Paparazzi’yi hazırlayıp sunan Bilal Özcan, seviyeli bakışıyla magazin programcılığına kalite getirdi. Bunun getirisi olarak Paparazzi programıyla çok sayıda ödül kazandı.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 5 yıl süreyle ‘Magazin Gazeteciliği’ dersi veren Bilal Özcan çok sayıda öğrenci yetiştirdi.2000-2002 yılları arasında Show TV’de ‘ALEM’ isimli programı hazırladı.

2003-2005 Yılları arasında TERCÜMAN Gazetesi’nin Magazin Müdürü olarak görev yaptı. Aynı dönemde, haftalık olarak yayınlanan FISILTI Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürlüğünü üstlendi.

Özcan bununla birlikte, 2003-2005 seneleri arasında Almanya, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Fransa ve İsviçre’de yayınlanan ve Avrupa’da en çok satılan magazin gazetesi SÜPER MAGAZİN’de Genel Yayın Yönetmeni olarak hizmet verdi.

Kanaltürk’de 2009 ile 2011 yılları arasında 2 yıl, 90 bölüm ‘LAF ARAMIZDA’ programını hazırlayıp sunan Bilal Özcan, stüdyosunda Türkiye’nin en ünlü sanatçılarını ağırladı. 2012’de TNT kanalında ‘MAGAZİN DÜNYASI’ isimli programla ekranlara çıktı.

Star TV’de Melek Baykal’ın ‘MELEK’ programının içinde magazin yorumcusu olarak yer aldı.

2005-2013 yılları arasında BUGÜN Gazetesi’nde Magazin Müdürü olarak çalışan Bilal Özcan, aynı gazetede ‘KÖŞE YAZARI’ olarak haftada 6 gün yazı yazdı.

Gazetecilik mesleğinde 40’ıncı çalışma senesine giren Bilal Özcan 2000 yılından bu yana ‘T.C. Sürekli Basın Kartı’ sahibidir.

Bilal Özcan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Magazin Gazetecileri Derneği ve Türkiye Turizm Yazarları Derneği üyesidir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘Meslekte 20’inci Yıl Onur Ödülü’ ve çok sayıda ödülün sahibidir.

Bilal Özcan evli ve üç çocuk babasıdır.

Bilal Özcan 2012 yılı Ocak ayında kurduğu, www.magazinduayeni.com ile www.pabucumunstari.com internet sitelerinin imtiyaz sahibidir.

MESLEKİ BAZI ÖDÜLLERİ

1995,1996, 1998 Hürriyet Gazetesi Altın Kelebek Ödülü Paparazzi Programı 1997, 1998 İstanbul Üniversitesi Yılın İletişimcisi Ödülü

1992 MGD Altın Objektif En İyi Mizanpaj Ödülü

1995, 1997, 1998, 1999 MGD Altın Objektif En İyi Haber Ödülü

1995, 1996, 1997,1998 Paparazzi Programı Altın Objektif Ödülü En İyi Magazin Programı

2002 Magazin Gazetecileri Derneği Meslekte 20 Yıl Onur Ödülü 2002 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Meslekte 20. Yıl Onur Ödülü

2004 MGD Altın Objektif Basın Teşvik Özel Ödülü

2011 MGD Altın Objektif Yılın TV Röportajı Ödülü

BİLAL ÖZCAN BİZİMLE

www.gazette13.com

Page 16: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 16“HADİSE ŞU; BEN MOTORU

SATIYORUM, İLAN VERDİM. BİR DE BAKTIM GENÇ BİR KARI-KOCA GELDİ. KARI-

KOCA DEĞİL, EVLENMEDİ O KADINLA, YA DA AYRILDI... ‘MOTORUNUZ SATILIKMIŞ’

DEDİLER, ‘EVET’ DEDİM. ‘MÜSADE EDER MİSİNİZ,

DENEYELİM Mİ?’ DEDİLER. ‘TABİİ’ DEDİM VERDİM.

GİTTİLER, AKŞAM GELDİLER. MEĞER NAZIM HİKMET’İ

KAÇIRMIŞLAR...”

-Büyük şair Nazım Hikmet’in 12 senesi üç ayrı cezaevinde yatmakla geçti. Sürekli devletin baskısı altındaydı. Serbest bırakıldı ama her an yeniden tutuklanabilirdi. Hatta öldürülebilirdi de... ‘Kim vurduya’ da gidebilirdi. Eniştesi gazeteci Refik Erduran 17 Haziran 1951 günü Nazım Hikmet’i İstanbul Boğazı’ndan kaçırdı ve Karadeniz’de bir Romen şilebine bindirdi. Nazım Hikmet o gün sizin deniz motorunuzla kaçırılmış. Bu olaydan sizin ne zaman haberiniz oldu?Çok sonra... Hadise şu; ben motoru satıyorum, ilan verdim. Bir de baktım genç bir karı-koca geldi. Karı-koca değil, evlenmedi o kadınla, ya da ayrıldı... “Motorunuz satılıkmış” dediler, “Evet” dedim. “Müsade eder misiniz, deneyelim mi?” dediler. “Tabii” dedim verdim. Gittiler,

akşam geldiler. Meğer Nazım Hikmet’i kaçırmışlar... -Sonra motoru satın almadılar öyle mi?Yok canım...-Nazım Hikmet’in yurt dışına kaçırılışına bir şekilde vesile oldunuz. Öğrendiğiniz zaman, bu size neler hissettirdi? Sonuçta, solcuların deyişiyle siz bir burjuvasınız, o bir kominist!Ben her zaman tarafsızdım, hayatımda parti tutmadım. Milletvekili seçildim, Bakan oldum ama bağımsızdım. Hiç bir partiye girmedim. Bağımsız olarak İstanbul üçüncüsü seçildim. -Peki böyle bir plana vesile olduğunuzu öğrenince, “Ya nasıl tufaya gelmişim” de demediniz mi?Biraz korktum. Çünkü o zaman Malik Yolaç ‘Malik Yolaç’ değil ki, tıfıl bir oğlan. “Gel buraya ulan, sen nasıl kaçırdın bunu” derler... İstediğin kadar “Benim haberim yoktu” de, atarlar içeri.-Siz Nazım Hikmet’i hiç tanıdınız mı?Hayır, hiç tanımadım.

“BİZİM ÇOCUKLARIN ASKERLERLE ARASI ÇOK

İYİYDİ. HATTA ŞÖYLE BİR ŞEY OLDU. ANKARA’DAKİ GAZETE BÜROSUNA İHTİLALDEN BİR HAFTA, 10 GÜN ÖNCE BİR ÇOK

SUBAYLAR GELİP GİDİYOR. BİR TANESİYLE ARKADAŞ

OLDUK, BİNBAŞIYDI. “MALİK BEY İHTİLAL OLACAK’ DEDİ. ‘YAHU YAPMA, NASIL OLUR

İHTİLAL?’ DEDİM. ‘OLACAK; AMA SEN HİÇ

KİMSEYE SÖYLEME’ DEDİ.”

-Bugünkü Türkiye nüfusunun çoğunluğu da o günleri görmedi. Sahibi olduğunuz Akşam gazetesi 1960 darbesi öncesi en etkili gazetelerden biriydi. Gazeteniz, 27 Mayıs 1960 öncesi, darbeyi davet eden yayınlar yaptı mı?Hayır... Ama bizim çocukların askerlerle arası çok iyiydi. Hatta şöyle bir şey oldu. Ankara’daki gazete bürosuna ihtilalden bir hafta, 10 gün önce bir çok subay gelip gidiyor. Bir tanesiyle arkadaş olduk, binbaşıydı. “Malik Bey ihtilal olacak” dedi. “Yahu yapma, nasıl olur ihtilal?” dedim. “Olacak; ama sen hiç kimseye söyleme” dedi. Ben de kimseye söylememek için kalktım dönemin Adalet Bakanı Celal Yardımcı’ya gittim. Dedim ki “Bir iki gün sonra ihtilal oluyor, sen istifa et”. “Malikciğim nasıl yapayım, nasıl olur” dedi. Olur, olamaz konuştuk, ayrıldım yanından. İhtilal oldu hapise girdi, çıktı... Sonra oturduk konuşuyoruz. Bana, “Senin arkandan Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a gittim” dedi. “Böyle böyle bir durum var, çok sevdiğim bir arkadaşım var, o söyledi dedim anlattım ama ismini vermedim” dedi. Doğruydu herhalde, çünkü Celal Bayar’la sonra dost olduk... Celal Bayar’a, “Böyle böyle bir durum var, ne yapalım?” deyince Bayar, “Ben sana bir şey söyleyeyim mi; bunu sana kim söylediyse esas düşmanımız odur” diye yanıt vermiş...

“İKTİDARLARIN GAZETELERİ NEDEN YANLARINDA

İSTEDİKLERİNE DAİR SİZE ENTERASAN GELEBİLECEK BİR ANIM VAR. BİR GÜN KOTRAMLA KINALIADA CİVARINDA BALIK AVINA ÇIKMIŞTIM. YANIMDA

ARKADAŞLARIM DA VARDI. BİR DE BAKTIM UZAKTAN

BİR MOTOR GELİYOR. GELDİ, GELDİ, GELDİ, YANAŞTI...

‘MALİK YOLAÇ SİZ MİSİNİZ?’ DİYE SORDULAR. ‘BENİM,

BUYURUN’ DEDİM. ‘NE VAR?’ ‘SİZİ BAŞBAKAN İSTİYOR’

DEDİLER...”

-Malik Bey, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri yaşadığımız bir gerçek var, bu ülkede siyasi iktidar gazeteleri yanına almak ister. 1925 yılında çıkartılan Takrir-i Sükun Kanunu (Huzurun Sağlanması Kanunu)‘nun amacı basının iktidar tarafından kıskaç altına alınmasıydı. 1931 yılında yürürlüğe konulan Matbuat Kanunu da hükümete, basın üzerinde denetimleri ve baskıyı artırabileceği yetkiler veriyordu... Aynı zamanda Silahlı Kuvvetler de hep gazeteleri yanına almak istiyordu. Ve çok yakın zamanda gördük ki Türkiye üzerinde emelleri olan FETÖ de kendi basınını, medyasını kurdu. Hepimiz yaşadık, biliyoruz; FETÖ medyası Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk kumpasları döneminde kendi gazete ve televizyonları üzerinden kamuoyunun bilincini şekillendirmeye, algı operasyonu yapmaya çalıştı. Türkiye’yi

yönetmek isteyen herkes, gazeteleri bir şekilde yanına çekmeye çaba gösteriyor. Size göre basın, genelinde medya, iktidarlar için niye bu kadar önemli?İktidarların gazeteleri neden yanlarında istediklerine dair size enterasan gelebilecek bir anım var. Bir gün kotramla Kınalıada civarında balık avına çıkmıştım. Yanımda arkadaşlarım da vardı. Bir de baktım uzaktan bir motor geliyor. Geldi, geldi, geldi, yanaştı... “Malik Yolaç siz misiniz?” diye sordular. “Benim, buyurun” dedim. “Ne var?” “Sizi Başbakan istiyor” dediler... -Adnan Menderes!Adnan Menderes... “Peki” dedim, çocuklara bıraktım tekneyi, onların teknesine geçtim. Kalamış’ta sahilde oturuyoruz, gittim eve giyindim. Otomobil bekliyor, otomobille Yeşilköy Hava Meydanı’na... Meydanda uçak bekliyor, Ankara’ya... Ankara’da meydanda araba bekliyor, doğru Başbakanlığa... Girdim içeri Başbakan Adnan Menderes’in yanında intihar eden Dahiliye vekili var; Namık Gedik. Bir de sonradan Başbakan yardımcısı olan biri var, ismini şimdi hatırlayamıyorum. “Merhaba”, “Merhaba”... Tatlı tatlı konuştuk. Adnan Bey’le benim aram çok iyiydi. Seyahatlere beni götürürdü. “Malik Bey senden bir ricam var” dedi. “Emredin efendim” dedim. Ben o zaman 38 filan yaşlarımdayım. Sırım gibiyim, çakı gibiyim... O gezilerde belki bin kişi var Başbakan’ın arkasında. İnşaat şu, bu gezmeye gidiyoruz... Diyorlar ki “Malik Bey Başbakan seni çağırıyor” Hemen en öne Başbakan’ın yanına götürüyorlar beni; Başbakan’a bilgi veriyorlar, o da bana, “Bak şurası şöyle, burası böyleymiş” diye gösteriyor. Teşekkür ediyorum. Sonra Başbakan ilerliyor, ben arkada kalıyorum ve ben o sırım gibi herif, iki dakika sonra o bin kişinin arkasındaydım. Yani liderin taraftarları öyle insanlar ki Başbakan’a yakın olmak için herkesi ekarte ederler. Neyse, Adnan Menderes Ankara’daki o buluşmamızda bana “Malik Bey hemen bizim partiye gireceksin” dedi... Ne yaparsın?-Ne yaptınız?-“Emredersiniz efendim” dedim, “Tabii girerim...” “Ama” dedim, “Bir, iki maruzatım var, onu söyleyebilir miyim?” “Tabii” dedi... “Efendim sizin gazete dedim 20-25 bin satıyor, şu gazete

de sizi tutuyor şu kadar satıyor. Benim gazetem şu anda 150 bin satıyor. Eğer partiye girersem bu gazetenin tirajı muhakkak düşecektir. Eğer siz düşük tirajlı bir gazetenin sahibini istiyorsanız emredersiniz. Partiye girdikten sonra bu değerim kalmaz, onu söyleyeyim” dedim. Durdu, “Yahu doğru söylüyor çocuk. Peki Malik Bey çok teşekkür ederim” dedi. Tekrar oradan havalimanına uçağa, oradan İstanbul’a, Yeşilköy’den eve getirip bıraktılar...

“GAZETENİN BATMAMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPABİLİRDİM

AMA HİÇ BİR ZAMAN FİKİR DEĞİŞİKLİĞİ YAPMADIM.

BENİM PRENSİBİM ŞU: SİZ SOLCUYSANIZ SOL FİKRİNİZİ

SAVUNUP YAZARSINIZ. BU ADAM SAĞCIYSA O DA ONU

YAZSIN. BİR GAZETENİN SADECE BİR FİKRİ

SAVUNMASINA MANİ OLMAK LAZIM.”

- Gazetelerin bir hakim güce, iktidara ya da 28 Şubat’ta gördüğümüz gibi silahlı kuvvetlere bağımlı olması, desteklemesi toplumu nasıl etkiliyor? Gazeteler okurlara yön mü veriyor?Yön veren de var, vermeyen de var. Gazetelerin fazla bir fonksiyonu olmuyor. Gazeteler, olan şeyleri takviye eder veya karşı çıkar. Yoksa bir siyasi hareketin başına geçeyim, yürüteyim diye bir şey hatırlamıyorum ben gazetecilerden. Gazeteler iktidarı ya tutar ya tutmaz.-Mesela 28 Şubat’ta o dönem, süre gelen iktidardan nemalanan gazeteler bir anda askerin tarafına geçti, demokrasiden değil, darbeden taraf oldular... Gazete patronları, gazete yöneticileri bunu sizce neden yaptı. Yeterince ve gerçek anlamda demokrat olmadıkları için mi, yoksa askerden korktukları için mi?İkisi de var. Ben korku göstermedim. Ben iktidara gelenlerle bozuşmadım veyahut da sevişmedim. Ama bunu yapanlar çok oldu tabii ve paçalarını da kurtardılar. -Peki yandaş gazeteler iktidarları neden körü körüne destekler size göre? İktidarın sunduğu imkanlardan yararlanmak için mi yoksa gazetenin patronu ve yönetim kadrosu o fikri savunduğu için mi?Para için ya...-Para için öyle mi, çünkü kamu ilanları var, şu var, bu var değil mi?Tabii, tabii...-Siz kendi gazete patronluğunuz döneminde iktidarların sunduğu imkanlardan çok yararlandınız mı?Hiç... Tam aksine.-Peki Adnan Menderes sizi

çağırdı, aranızda bir dostluk, bir ağabey-kardeş yakınlığı var, sevgi de var, “Malik Yolaç’a şu bankanın ilanlarını yollayın” filan diye hiç iltimas geçmedi mi?Akşam gazetesini biz üç arkadaş aldık. Vedat Durusel, bir de Hasan Polatkan’ın karısının kardeşi. Üçümüz de Galatasaray mektebindeniz. 6 ay sonra onlar baktı iş kötü, ayrıldılar, bir tek ben kaldım patron olarak. Yürütebildiğim kadar yürüttüm, sonunda da battım yani.-27 Mayıs öncesi sizin gazeteniz Akşam muhalifti. Demokrat Parti iktidarı Akşam’ın bütün ilanlarını kesmişti... Evet öyle...-Devam ediyorum; 1960 darbesine az bir süre kala siz Yazı İşleri müdürünüz Doğan Koloğlu’nu çağırdınız. Ve “yayın politikasını değiştireceğiz” dediniz. Bunu gazetenin batmaması için mi istediniz?Gazetenin batmaması için her şeyi yapabilirdim ama hiç bir zaman fikir değişikliği yapmadım. Benim prensibim şu: Siz solcuysanız sol fikrinizi savunup yazarsınız. Bu adam sağcıysa o da onu yazsın. Bir gazetenin sadece bir fikri savunmasına mani olmak lazım. -Şöyle iddia ediliyor, siz sert muhalefet yapmaktan vazgeçince, gemilerinizin limanlarda bekletilmeyip daha erken boşaltılması hususunda Başbakan Adnan Menderes bizzat emir vermiş, İş Bankası’ndan da iki milyon lira kredi çıkmış size. Ne diyorsunuz bunlara?Hah hah hahaha... Bir kuruş almadım, hiç... Palavra bunlar canım...

“İSMET PAŞA İLE MALİK YOLAÇ BİRLEŞTİ

KOALİSYONU KURDU. BEN BİR ŞEY ARZU ETMİYORDUM Kİ... POLİTİKADAN HABERİM YOK VE İSTEĞİM YOK. AMA HEPSİ

BUNLARIN BİR TESADÜF ESERİ GELDİ. MEBUS OLUŞUMU ANLATAYIM

BEN SİZE...”

-27 Mayıs İhtilali’nden sonra ise gazeteniz Akşam, askerden yana tavır alınca kamu ilanları gelmeye başlamış, bu durum rahatlattı mı sizi?Yok canım, öyle ilan filan gelmedi hiç bir zaman. Sonuna kadar öyle gitti ve battım zaten.-İhtilalden sonra yapılan ilk seçimde bağımsız olarak Meclis’e girdiniz. 25 Aralık 1960’da kurulan İnönü Hükümeti’nde bağımsızların temsilcisi olarak spordan sorumlu Devlet Bakanı olarak atandınız. Bu sizin arzu ettiğiniz bir şey miydi?Yani İsmet Paşa ile Malik Yolaç birleşti koalisyonu kurdu. Ben bir şey arzu etmiyordum ki... Politikadan haberim yok ve isteğim yok. Ama hepsi bunların bir tesadüf eseri geldi. Mebus oluşumu anlatayım ben size, Bir gün gazetede oturuyorum, iki arkadaşım - onlar sonra Adalet Partisi’nden mebus oldu - bir de ihtilalden sonra kurulan Adalet Partisi’nin genel başkanı Ragıp Gümüşpala girdiler. Hoşbeşten sonra Gümüşpala partiyi kapatacağını söyledi. Kararlı... İki, üç saat gazetede konuştuk Ragıp Gümüşpala’yla... Ve tuhaf, benim öyle bir kabiliyetim yok ama adamı nasıl olduysa ikna etmişim ve beni öperek ayrıldı gitti. Vazgeçti partiyi kapatmaktan. Aradan bir süre geçti, birileri geldi, “Tebrik ederiz Malik Bey” dediler. “Ne oldu?” dedim, “İstanbul’dan üçüncü adaysın!..” “Yahu ne adayı, ne oluyoruz?..” Ve üçüncü aday olarak mebus olduk, bağımsız...

www.gazette13.com

Page 17: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 17“BİR ASKERİN KEMANLA

MECLİS’E GELMESİ NORMAL BİR ŞEY DEĞİL.

ARKADAŞLAR DEDİ Kİ ‘MALİK BEY ASKERLER MECLİS’E

GELİYORLARMIŞ, GİT GÜMÜŞPALA’YLA KONUŞ,

HÜKÜMET KURSUN’ KALKTIM GİTTİM. GÜMÜŞPALA’YLA

KONUŞTUM, BENİ ÇOK SEVERDİ. BİRLİKTE İSMET PAŞA’NIN ODASINA GİTTİK.

TAM ODANIN ÖNÜNE GELDİK, İSMET PAŞA’NIN ODA

KAPISINI AÇACAĞIM RAGIP GÜMÜŞPALA VAZGEÇTİ,

DÖNDÜ GİTTİ.”

-27 Mayıs darbesinden sonra Meclis’e giren partiler arasında bir türlü anlaşma sağlanamaz...Evet, öyle...-Bu nedenle hükümet kurulması çok gecikir. Bunun üzerine askerler Meclis’e gidip gelmeye başlar. Bazı subayların ellerinde keman kutuları vardır. Ve o keman kutularının içinde silah bulunduğu söylentisi kulaktan kulağa yayılır. Siz hatırlıyor musunuz, biliyor musunuz gerçekten silah var mıydı o keman kutularında? Ben de bilmiyorum ama bir askerin kemanla Meclis’e gelmesi normal bir şey değil. Meclis’te bana bir oda verdiler. O odada arkadaşlar yanıma gelip gidip bana dediler ki “Malik Bey askerler Meclis’e geliyorlarmış, git Gümüşpala’yla konuş, hükümet kursun” Kalktım gittim Gümüşpala’yla konuştum, beni çok severdi. Birlikte İsmet Paşa’nın odasına gittik, tam odanın önüne geldik İsmet Paşa’nın oda kapısını açacağım Ragıp Gümüşpala vazgeçti, döndü gitti. Döndüm çocuklara Gümüşpala’nın son anda vazgeçtiğini söyledim. “O zaman İsmet Paşa’ya git” dediler. İsmet Paşa’ya gittim. “Efendim biz sizi destekleyeceğiz, ama Bakanlık da istemiyoruz” dedim. Kabul etti tabii; İsmet Paşa bu. Hemen kabul etti, 4-5 tane bağımsızdan aldı, bir tane de beni aldı işte. Hükümet kuruldu. Koalisyon kuruldu ama ekseriyet yoktu.-Ve siz de Bakan oldunuz, bir buçuk sene sürdü değil mi göreviniz.Evet evet, spordan sorumlu Devlet Bakanı oldum. Başka bazı bakanlıklara da vekalet ettim. Çünkü bir, iki Bakan vardı, ortada yoklardı, şimdi nedenini bilemiyorum. Devamlı vekalet ediyordum onlara. İki-üç ay vekalet ettiğim Bakanlık vardı. Bir tanesi ulaştırma bakanlığıydı mesela.-Memnun kaldınız mı Bakanlık görevinden?Doğrusu hoşlanmadım...-Neden, ayrı bir saygı görüyorsunuz ama...Benim hiç saygıdan yana sıkıntım olmadı ki... Ancak armatör oldum, üç gemi aldım; 10 gemim olmasını isterdim ama burada ben vekil oldum, bakan oldum, ne olacağım, reis-i cumhur mu olacağım? Haha hahaha!...-Haha haha; çok güzel... Geçen yıl Brezilya’da 94 yaşında hayatını kaybeden Ali İpar Türkiye’nin şeker kralı Hayri İpar’ın oğluydu. Ali İpar diğer işlerinin yanısıra aynı zamanda sizin gibi armatördü. Tanışır mıydınız kendisiyle?Tanışırdım tabii. Arkadaş değildik ama çocukluktan tanışırız. Çok zengin bir babanın oğlu tabii o da... Ben armatör olunca o da heveslenmiş, o da gemiler aldı. Lakin bana sorulanları ona da sormuşlar. Biraz kabalık yapmış, ya da terslik yapmış askerlere, bayağı bir dayak yemiş, hatta hastaneye kaldırmışlar. Keşke vefat etmeden görseydim.-27 mayıs darbesinden sonra mı askerler çağırıp sorgu sual yapmışlar?

Evet, gemilerini Haliç’te bağladılar, çürütüldü. Benimkileri de bağladılar. 3 gemi Haliç’te 1-1,5 sene kaldı.-Niye çıkartmadılar askerler gemilerinizi o kadar uzun zaman?Ne bileyim, bir şey arıyorlardı herhalde. Bir şey bulacaklarını zannediyorlardı. Ama hiç bir şey bulamadılar Allah’a şükür.- Orhan Koloğlu ‘Osmanlı’dan 21’inci yüzyıla basın tarihi’ isimli kitabında diyor ki :“1954’ten sonraki son dönemde CHP’nin gazeteleri, CHP Araştırma Bürosu yayınları ve Forum dergisinde sol görüşler, Atatürkçü radikalizmle bir arada savunulmuş ve 27 Mayıs 1960 eyleminin oluşmasına çok katkıda bulunmuşlardır. DP’nin dincilere, hilafeti geri getirecek kadar taviz verdiği suçlamaları karşısında, devrimleri koruyucu bir güç aranması yoluna girilmiş ve CHP’nin de desteğiyle bu role ordu layık görülmüştür. Buna basın da katkıda bulunmuştur. Ancak kabul etmek gerekir ki basının bu olaya girmesinde DP’de diktatörlük eğilimlerinin artması ve basın üzerinde baskıların artması önemle etken olmuştur. Atatürkçülük adına yapılan 27 Mayıs hareketinden sonra Milli Birlik üyelerinin hemen hepsi verdikleri demeçlerde bu eylem için esin ve fikirleri Türk basınından aldıklarını açıklamışlardır” Bir gazete patronu olarak Malik Bey, ihtilalden kendinizi ya da gazete sahiplerini sorumlu gördüğünüz oldu mu hiç?-Tabii canım yani bir tek enayi ben vardım, ben bir şey yapmadım. Dönüyorlardı, onları tutuyorlardı, yaptıklarını tasvip ediyorlardı.-Siz gazete patronu olarak kendinizi sorumlu gördünüz mü ihtilalden?Bir şey yapmadım ki sorumlu göreyim...

“MALİK YOLAÇ DEMEK, GAZETECİLERİ KURTARAN ADAM DEMEKTİR. BELKİ

UKALALIK OLUYOR AMA BENDEN ÖNCE

SÜRÜNÜYORLARDI HEPSİ. BEN BAŞLAYINCA MAAŞLARI

ARTIRDIM TABİİ...”

-Ama diyorsunuz ki “Diğer bazı gazete sahipleri sorumlu” Peki övünüyorlar mıydı ihtilal olduğu zaman, “bizim katkımız var” diye övünüyorlar mıydı?”Onu bilemeyeceğim. -Çok gazeteciyle çalıştınız Malik Bey, gazeteciliğini en çok beğendiğiniz, birlikte çalışmaktan en memnuniyet duyduğunuz gazeteciler kimlerdi?Bu röportajı gazetesine yaptığımız Güngör Denizaşan. Sonra Doğan Koloğlu çok efendi çocuktu. Erol Türegün vardı. Fransa’ya kaçan genç gazeteci Doğan Özgüden vardı. Aziz Nesin çok beğendiğim, çok sevdiğim bir insandı. İlhami Sosyal hep Ankara’daydı... İlhami, gazeteyi idare eden esas oydu. Solcuydu bunlar... Eee solcuysa solcu, ne yapayım yani. Ben gazete çıkartıyorum, illaki birisini methetmek veya intizam etmek derdinde değildim. Gazetem satsın, çalışanlar para kazansın, benim istediğim buydu; bendende korksunlar.-Gazetecilere iyi paralar, yüksek maaşlar verir miydiniz?Esas onu söyleyeceğim; Malik Yolaç demek, gazetecileri kurtaran adam demektir. Belki ukalalık oluyor ama benden önce sürünüyorlardı hepsi. Ben başlayınca maaşları artırdım tabii...-Sosyal haklarını da eksiksiz verir miydiniz?Onu iyi hatırlamıyorum.

-Gazetenizde birlikte çalıştığınız kişiler arasında sizi hayal kırıklığına uğratanlar oldu mu?Ben hepsiyle çok çok çok iyiydim. Gazetecilerden düşmanım da yoktu, çok aşırı dost olduğum da yoktu. Herkesle normal bir ilişki içindeydim. Kimseye de kırılmadım.-Türk basınında ilk promosyonu siz başlatmışsınız, gazeteyle beraber ilk ne verdiniz?Çok para kazandım tam batacakken... Pardösü verdim.-Nasıl aklınıza geldi de yaptınız promosyonu?Nereden bileyim bir anda geldi işte. Kafa bu... -Ticaret kafası dedikleri bu olsa gerek...Sonra, sigorta yaptık okurları, oradan çok kazandık. Talat Aydemir’in oğluyla yaptık o işi. O sigortacıydı. Talat Aydemir’in oğlunun ifadesine göre ayda 3-4 tane apartman alacak para kazanıyormuşuz. -Başka ne verdiniz gazeteyle promosyon olarak, hiç “şunu da versem keşke” dediğiniz bir hayaliniz var mıydı?Başka şeyler de yaptık ama şimdi tam hatırlayamıyorum.-Örneğin sizden çok sonra Tercüman’ın patronu rahmetli Kemal Ilıcak gazeteyle birlikte uçak verdi. Ancak o dönemde gazeteler arasında bir yarış vardı. Örneğin Asil Nadir, Günaydın gazetesiyle her gün apartman dairesi ve araba veriyordu. Ilıcak da adeta meydan okur gibi uçak verdi. Ve bir okur o uçağı kazandı.Uçak kime yarar yahu!.. Ama Kemal Ilıcak muvaffak olmuşlardan bir tanesidir. Çok güzel gazetecilik yaptı.-96 yıllık hayatınızda geriye dönüp baktığınızda hiç, “Keşke yapmasaydım” dediğiniz bir şey

var mı?Bazen, “Gazeteci olmasaydım, çok çok çok zengin olur muydum” diye düşünüyorum. Esas servetimi ben gazetecilikle kaybettim. Ama gazeteciliği de seviyordum açık söyleyeyim onu da.

“GALATASARAY BAŞKANI VARDI, BİR GÜN GELDİ

BANA, ‘MALİK GAZETEYİ SATIYORMUŞSUN’ DEDİ.

‘EVET’ DEDİM... ‘KAÇ PARA?’ DİYE SORDU, ‘3 MİLYON LİRA

İSTİYORUM’ DİYE CEVAP VERDİM... BATMIŞ GAZETE ZATEN. GALATASARAY’DA BENDEN BİR KAÇ SINIF

KÜÇÜK... DURDUM, KENDİ KENDİME, ‘BU ADAMA KAZIK

MI ATACAĞIM?’ DEDİM. ‘YAHU, SEN BURANIN NE OLDUĞUNU

BİLİYOR MUSUN?’ DEDİM.”

-Malik Bey ne kadar para kaybettiniz gazetecilikte?Çok... Servetim gitti işte canım... Gazete de gitti elimden ya...-3 milyon liraya satın almıştınız değil mi gazeteyi?Evet... Galatasaray başkanı vardı, bir gün geldi bana, “Malik gazeteyi satıyormuşsun” dedi. “Evet” dedim... “Kaç para?” diye sordu, “3 milyon lira istiyorum” diye cevap verdim, batmış gazete zaten. Galatasaray’da benden bir kaç sınıf küçük. Durdum, kendi kendime, “Bu adama kazık mı atacağım?” “Yahu, sen buranın ne olduğunu biliyor musun?” dedim. “Nasıl yani?” diye şaşırdı. “Şu söyle, bu böyle...” anlattım durumları... “Teşekkür ederim” dedi, vazgeçti gitti haha hahaha...-Kendinize zarar vermişsiniz ama...Evet, evet... Maalesef!.. Zaten sonra Gazeteciler Sendikası gazeteyi aldı. Gazetecilere borcum vardı, gazeteyi onlara devrettim. Sendika yapamadı,

başkasına sattı filan, gazete gitti...-Sizin iyi bir hayvan sever olduğunuzu biliyorum, Evinizde de üç ayaklı bir kediye baktığınızı görüyorum. Bu hayvan sevgisini kimden aldınız?Hiç kimseden, ne annemden, ne babamdan. Kendiliğinden gelişti. Efendim, benim hayatım boyunca 5 köpeğim oldu baktığım. Hepsi çok güzel hayvanlardı, yurt dışından getirdiklerim oldu...-En son bir Kurt köpeğiniz varmış ve hayata veda etmiş, çok üzüldüğünüzü duydum.Çok güzel, asil bir köpekti. Size fotoğrafını göstereyim. Şunun güzelliğini gördünüz mü, böyle köpek gördünüz mü hiç?-Harika bir köpekmiş gerçektende...Çok akıllı ve çok güçlü bir hayvandı.-Maşallah Malik Bey bu kadar seneyi geride bıraktınız, 96 yaşındasınız ve sizi çok iyi gördüm. Sağlığınızı neye borçlusunuz?Onu bende bilmiyorum...-Özel bir beslenme programınız, yaptığınız bir diyet var mı?Az yemek yerim. Fazla yemek yemem. İçkim yok.-Sigara?Sigara var. Puro içiyordum ama içime çekmedim. Hala içiyorum puro. Günde bir tane ince bir puro içiyorum.-Peki, son olarak bir cümleyle hayatınızı özetleyin, desem, nasıl cevap verirsiniz?96 yaşın blançosu: Adalet Partisi’nden İstanbul bağımsız üçüncü aday, Halk Partisi’nden bağımsız Devlet Bakanı, Gazete Sahipleri Sendikası Başkanı, Basın İlan Kurumu başkanı, Basın Şeref Divanı azası, Armatörler birliği Dış Seferler Başkanı, Kalamış Yelken Kulubü ve Moda Deniz Kulübü başkanlığı...

www.gazette13.com

Page 18: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 18

Metro Turizm İcra Kurulu Başkanı, (TOBB)

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclis Başkanı ve Tüm Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Yıldırım’la konuştuk.

Mustafa Bey, acaba Türk yaş sebze ve meyveleri uçakla taşınabilir mi?Lojistikte bir kural vardır, havayolu ile sadece yükte hafif parada ağır olan ürünleri, katma değeri yüksek olan malları taşır. Yaş sebze ve meyvelerin uçakla taşınması astarı yüzünden pahalı bir hale gelir. Sebze ve meyveler, kıtalar arası gidiyorsa ve yüksek tonajlıysa denizden, değilse karayolu ile taşınması gerekir.

Karayolu taşımacılığında sorunlar var mı?Bildiğiniz gibi ben Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi Başkanıyım. Bu konuya yani taşımacılığa bir bütün olarak bakıldığında son 15 yılda ciddi bir değişim yaşandığını görürüz. Özellikle havayolu, baş döndürücü bir hızla büyüdü. Uçak filomuz, 150’li rakamlardan 600’lü

rakamlara kadar geldi. Türkiye, havayolunda en hızlı büyüyen ülke oldu son 15 yılda. Türkiye’de yılda 5.5 milyonluk yolcu havayolu ile taşınırken 2001 yılında, bu sayı 75 milyona çıktı. Dolayısıyla 10 katın üzerinde bir artış var. Karayolu yolcu taşımacılığı, bizim geleneksel taşımacılığımız. Bu gelenek el yapının hızlı bir değişime uğraması lazım. Altyapıda, işletmede mutlaka diğer taşıma yöntemleriyle entegre edilmesi lazım. Yani Türkiye, yolcu taşımacılığında kombine taşımacılığa geçmek durumunda. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Kombine taşımacılık, bir taşıttan ötekine geçmek anlamında kullanılıyor, yani uçaktan otobüse gibi. Hızlı bir şekilde kombine taşımacılığa geçilmesi için de altyapının işletme anlayışının, akıllı sistemler kullanılarak bu yapıla aktarılması lazım. “İn-bin devam et”, “bir sistemden, diğer sisteme geçişleri kolaylaştıran altyapı oluşması lazım. Havaalanları, otogarlar, tren garları, limanlar bunların hep birbirleriyle bağlantılı olması lazım. Şehre girildiğinde de bunların toplu taşıma ile entegre edilmesi lazım. Tabii şu bir gerçek ki,

Türkiye, karayolu ile yolcu taşımacılığını dünyada en iyi yapan ülkelerin başında geliyor. Bu hizmetin de ihraç edilmesi, yani karayolu taşımacılığının yurt dışına açılması lazım. Ancak Türkiye’deki duruma bakıldığında, tüm şirketlerin KOBİ ölçeğinde olduğu görülür. KOBİ ölçeğini aşan veya sınırında şirketimiz az. Oysa dünyada, bu tür işleri yapabilecek şirketlerin KOBİ ölçeğini aşması lazım. Güç birliği gerekiyor. Ulaştırma Bakanı ile yapacağımız görüşmelerde bu “kombine taşımacılık sistemi”ni anlatacağız. Şu andaki mevzuat “Kombine Taşımacılığa” yer vermiyor. İnsanlar kendileri bunu yapıyor, oysa siz tren artı uçak artı vapur biletini ortaklaşa alabilmelisiniz. Kısaca şunu söylüyorum: Karayolu taşımacılığı, son 15 yılda Türkiye’de ulusal halden, bölgesel hale geliyor. Eskiden sınırdan sınıra bin kilometre gidiliyordu, şimdi büyükşehirler etrafında kısa mesafelerde oturanlar taşınıyor. Hemen her şehrimizde üniversite var. Öğrenciler ekonomik olduğu için otobüsü tercih ediyor. Otobüsün bir başka özelliği de diğer taşıma sistemleri ile her yere gidemiyorsunuz. İşte entegre taşımacılık bu.

METRO TURİZM İCRA KURULU BAŞKANI MUSTAFA YILDIRIM:

KARAYOLU TAŞIMACILIĞI, TÜRKİYE’DE ULUSAL HALDEN, BÖLGESEL HALE GELİYOR

İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ 2016 ARALIK - 2017 OCAK PROGRAMIARALIK SAAT ESER ADI BESTECİ TÜR YER11, 2016 14.00 DEDEKTİF KÖPEK DODO ÇOCUK OYUNU Grand Pera/Emek Salonu Beyoğlu 12, 2016 20.00 13, 2016 20.00 ERNANI G. VERDI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI14, 2016 20.00 YAYLI QUARTET KONSERİ GÜLDESTAN KONSER MDT KADIKÖY SÜREYYA OPERASI FULYA SANAT MERKEZİ15, 2016 20.00 ERNANI G. VERDI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI16, 2016 20.00 ERNANI G. VERDI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI17, 2016 16.00 ERNANI G. VERDI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI18, 2016 13.00 ARKEOLOJİ MÜZESİ DİNLETİLERİ GÜLDESTAN KONSER MDT İST. ARKEOLOJİ MÜZESİ LEYLA GENCER SAHNESİ19, 2016 20.00 20, 2016 20.00 FINDIKKIRAN ÇAYKOVSKI BALE KADIKÖY SÜREYYA OPERASI21, 2016 20.00 CERVANTES DON KİŞOT ÇEŞİTLEMELERİ KONSER KADIKÖY SÜREYYA OPERASI22, 2016 20.00 CERVANTES DON KİŞOT ÇEŞİTLEMELERİ KONSER KADIKÖY SÜREYYA OPERASI23, 2016 20.00 FINDIKKIRAN ÇAYKOVSKI BALE KADIKÖY SÜREYYA OPERASI24, 2016 16.00 FINDIKKIRAN ÇAYKOVSKI BALE KADIKÖY SÜREYYA OPERASI25, 2016 14.00 DEDEKTİF KÖPEK DODO ŞEHİR ORMAN ÇOCUK OYUNU MDT KADIKÖY SÜREYYA OPERASI FULYA SANAT MERKEZİ26, 2016 20.00 27, 2016 20.00 28, 2016 20.00 29, 2016 20.00 YENİ YIL KONSERİ KONSER KADIKÖY SÜREYYA OPERASI30, 2016 20.00 YENİ YIL KONSERİ KONSER Grand Pera/Emek Salonu Beyoğlu 31, 2016 20.00

OCAK 01, 2017 14.00 02, 2017 20.00 03, 2017 20.00 YENİ YIL KONSERİ KONSER LEYLA GENCER SAHNESİ04, 2017 20.00 05, 2017 20.00 LA CENERENTOLA G. ROSSINI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI06, 2017 20.00 LA CENERENTOLA G. ROSSINI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI07, 2017 16.00 LA CENERENTOLA G. ROSSINI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI08, 2017 14.00 KİTAP KURDU & HAYLAZ Ç.OYUNU KADIKÖY SÜREYYA OPERASI09, 2017 20.00 10, 2017 20.00 LA CENERENTOLA G. ROSSINI OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI11, 2017 20.00 12, 2017 20.00 13, 2017 20.00 I. VİYANA OKULU BESTECİLERİ DANSLA BULUŞUYOR KONSER -MDT KADIKÖY SÜREYYA OPERASI14, 2017 16.00 I. VİYANA OKULU BESTECİLERİ DANSLA BULUŞUYOR KONSER -MDT KADIKÖY SÜREYYA OPERASI15, 2017 14.00 KİTAP KURDU & HAYLAZ Ç.OYUNU KADIKÖY SÜREYYA OPERASI16, 2017 20.00 17, 2017 20.00 18, 2017 20.00 19, 2017 20.00 20, 2017 20.00 21, 2017 20.00 THE RAKE’S PROGRESS (Prm.) I. STRAVINSKY OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI22, 2017 14.00 KİTAP KURDU & HAYLAZ ŞEHİR ORMAN MDT KADIKÖY SÜREYYA OPERASI FULYA SANAT MERKEZİ23, 2017 20.00 24, 2017 20.00 THE RAKE’S PROGRESS I. STRAVINSKY OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI25, 2017 20.00 THE RAKE’S PROGRESS I. STRAVINSKY OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI26, 2017 20.00 27, 2017 20.00 THE RAKE’S PROGRESS I. STRAVINSKY OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI28, 2017 16.00 THE RAKE’S PROGRESS I. STRAVINSKY OPERA KADIKÖY SÜREYYA OPERASI29, 2017 13.00 ARKEOLOJİ MÜZESİ DİNLETİLERİ ŞEHİR ORMAN KONSER MDT İST. ARKEOLOJİ MÜZESİ LEYLA GENCER SAHNESİ30, 2017 20.00 31, 2017 20.00 WINTERREISE SCHUBERT KONSER KADIKÖY SÜREYYA OPERASI

Ece Saruhan'la tiyatro macerası TV'de de devam ediyor...Habertürk Gazetesi magazin ekindeki 'Sahne Tozu' adlı köşesiyle 8 yıldır tiyatroyla ilgili her ayrıntıyı yazan, bunu bir iş olarak görmeyip tiyatroya gönül veren sevgili Ece Saruhan, bir ay önce tiyatro sevgisini Bloomberg kanalındaki 'Bloomberg HT Life' programıyla ekrana da taşıdı. Her hafta cumartesi akşamları 21.15'te başlayan ve her programla içeriği ileriye taşıyıp zenginleştirmeyi başaran sevgili Saruhan, "Tiyatro iyidir, iyileştirir" mottosuyla bize ışık tutuyor, kültür-sanat alanında olup bitenleri aktarıyor. 13 yıldır sektörde edindiği güzel dostluklar, oyuncularla kurduğu eğlenceli ve samimi diyaloglarla ekrana yansıyor. Bu da onu ve yaptığı programı farklı kılıyor. Özellikle bir elin parmaklarını geçmeyen kültür-sanat programlarının azlığı göz önünde bulundurulunca yaptığı işin çok değerli olduğunu belirtmek ve kendisini gönülden tebrik etmek isterim.

www.gazette13.com

Page 19: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

RÖPORTAJ

GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 19

Törene Mesleki Yeterlilik Kurum Başkanı Adem Ceylan, Mesleki Yeterlilik Kurum Sınav ve Belgelendirme Dairesi Başkanı

Mehmet Ordukaya, Mesleki Yeterlilik Kurumu Uzmanı Fatih Bilen, İstanbul İş-Kur İl Müdürü Feyzullah Eren Türkmen, Pendik Belediye Başkan Vekili Cevat Yaman, Kamu kurum ve kuruluşların Başkanları, Özel sektör temsilcileri ve doğal gaz dağıtım şirketleri yöneticileri katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile başlayan programda açılış konuşması yapan Mesleki Yeterlilik Kurum Başkanı Adem Ceylan "Yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarından beklentilerinin yüksek olduğunu ve talep edilmesi halinde MYK’nın yetkilendirilmiş kuruluşları her zaman yeni hibe ve teşviklerle destekleyebileceğini" ifade etti. MYK Başkanı Sayın Adem CEYLAN ayrıca, "MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi

Zorunluluğuna ilişkin güncel verileri ve gelinen noktayı katılımcılar ile paylaşarak MYK Mesleki Yeterlilik Belgesinin sadece zorunlu olması yönünden değil iş verimi ve iş sağlığı ve güvenliği açısından da işverenler tarafından tercih edilmesi gerektiğini" belirtti. Tören UGETAM A.Ş Genel Müdür’ü Dr. Şenol Yıldız’ın konuşmalarıyla devam etti. "Ülkemiz ve enerji sektörü için eğitimli insan gücünün yetkilendirilmesi oldukça önemli olan bir konudur" diyen, Dr. Şenol Yıldız enerji sektörünün alt yapısının kuvvetlendirilmesi, can ve mal emniyetinin en yüksek düzeyde sağlanması için, tarafsız, bağımsız ve akredite kuruluşlara olan ihtiyaç’ın arttığını vurguladı.Konuşmaların ardından Mesleki Yeterlilik Belgelendirme sınavları sonucu başarılı olan kişilere belge takdimi yapıldı.

UGETAM MESLEKİ YETERLİLİK BELGE TESLİM TÖRENİ İSTANBUL'DA YAPILDI

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İŞTİRAKİ UGETAM, MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU TARAFINDAN YETKİLENDİRİLMİŞ İLK BELGELENDİRME KURULUŞU OLARAK. 18 KASIM'DA GERÇEKLEŞTİRİLEN ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA YAPILAN MESLEKİ YETERLİLİK BELGE TESLİM TÖRENİ CROWNE PLAZA’DA GERÇEKLEŞTİ.

www.gazette13.com

TÖREN

Page 20: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

DÜNYADA İLK KEZ FOTOGRAFLI KÜNYE

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

MEL GİBSONSorumlu Yazıişleri Müdürü

TANTİ AUGURİ

Görsel Yönetmen

KÜNYELER GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 20

Yayın SahibiMilliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.

Yazıişleri MüdürleriBERTAN AĞANOĞLU

MENDERES ÖZELKEMAL BULUT (Gece)

Ankara TemsilcisiSERPİL ÇEVİKCAN

Görsel KoordinatörAYLA DÜNDAR

Haber Merkezi Müdürü AZMİ YILMAZ

EkonomiŞÜKRÜ ANDAÇ

Haber AraştırmaPINAR AKTAŞ

Dış HaberlerGizem ACAR

SahibiTurkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş.

Genel Yayın YönetmeniERDAL ŞAFAK

Genel Yayın Yön. Yrd.METİN YÜKSEL

Yayın KoordinatörüKEMAL KÖK

Haber KoordinatörüŞABAN ARSLAN

Yazıişleri MüdürleriMURAT KÖPRÜ, METİN SEVERFİKRET ESER, YAHYA BOSTAN

Ankara TemsilcisiOKAN MÜDERRİSOĞLU

Ekonomi MüdürüŞEREF OĞUZ

Estetik Yayıncılık A.Ş. adına İmtiyat SahibiBURAK AKBAY

Genel Yayın YönetmeniMETİN YILMAZ

Yayın YönetmenleriNEŞET ŞENİZELSERDAL SARAÇ

Yazıişleri MüdürleriMETİN KÖKLÜÇINAR

FERDA ÖNGÜNKENAN KURTKAYA

Haber MüdürüBAKİ AVCI

Ankara TemsilcisiSAYGI ÖZTÜRK

EkonomiATİLLA KIZILTAN

HAYRİ ÇETİNKAYA

Yayın Sahibi: Star Medya Yayıncılık A.Şİcra Kurulu Başkanı

AHMET BAYRAKTUTAR

Genel Yayın YönetmeniNUH ALBAYRAK

Yayın KoordinatörüYÜCEL KOÇ

Sorumlu Müdür Yayın Sahibi TemsilcisiÖZKAN DEMİR

Yazıişleri MüdürleriFİLİZ GÜLER

SABRİYE ERGİNTURHAN ÖZTÜRK

Ankara TemsilcisiMUSTAFA KARTOĞLU

İmtiyaz SahibiT Medya Yatırım San. ve Tic. AŞ.

İcra Kurulu BaşkanıAHMET BAYRAKTAR

Genel Yayın YönetmeniMURAT KELKİTLİOĞLU

Yayın KoordinatörüAYDIN TÜRKMEN

Haber KoordinatörüHAKAN OKTAY

Haber MüdürüÖZKAN TAMİRAK

Sorumlu Yazıişleri MüdürüÖZKAN DEMİR

EkonomiMehmet Ali Ergün

Genel Müdür TUNÇ AKKOÇ

Genel Yayın Yönetmeni: DENIZ YILDIRIM

Yayın Koordinatörü: M. İLKER YÜCEL

Yazıişleri Müdürü: ERGÜN GEDEK

Yazıişleri Md. Yrd: CANSU YIĞIT

Haber Md. Yrd: İLKAY AKKAYA

Sorumlu Müdür: ÖZGÜR BORA TORAN

Görsel Yönetmen: SAVAŞ ATALAY

Kurucusu Enver Ören

İhlas Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı A. MÜCAHID ÖREN

Yayın Sahibi İhlas Gazetecilik A.Ş.İhlas Gazetecilik A.Ş. Yönetim Kurulu BaşkanıGenel Yayın Yönetmeni ve Yayın Sahibi

Temsilcisiİsmaİl Kapan

Genel Müdür Ukaşe Gümüşer

Yazı İşleri MüdürleriSadık Söztutan, Mustafa Bilim

Sorumlu MüdürAhmet Demirbaş

Ankara TemsilcisiNuri Elibol

İmtiyaz Sahibi ve YayınlayanBirgün Gazetecilik ve İletişim

Tic. A.Ş. AdınaİBRAHİM AYDIN

Yazıişleri MüdürüBARIŞ İNCE

Sorumlu MüdürCANSEVER UĞUR

Haber MüdürüİBRAHİM VARLI

Ankara TemsilcisiYAŞAR AYDIN

PolitikaBERKANT GÜLTEKİN

UĞUR KOÇ

Dış HaberlerDOĞAN UFUK TANIŞAN

DOĞAN GAZETECİLİK A.Ş Yönetim Kurulu BaşkanıSONER GEDİK

Genel Yayın YönetmeniRIFAT ABABAY

Yazıişleri MüdürleriBETÜL KABAHASANOĞLU

HANDE ÖZCANMEHMET COŞKUNDENİZ

Yayın KoordinatörüELİF YILMAZ

Haber MüdürüTİMUR SOYKAN

Ankara TemsilcisiHAKAN ÇELİK

Yayın SahibiVatan Gazetecilik A.Ş

Genel Yayın YönetmeniİSMAIL TURGUT YUVACAN

Yayın KoordinatörüTAYFUN HOPALI

Ankara TemsilcisiMURAT ÇELIK

Yazı İşleri MüdürleriGÜNEY ÖZTÜRKUĞUR KOÇBAŞ

AYLİN DURUOĞLU

Spor MüdürüİBRAHIM SETEN

Ekonomi MüdürüERCAN İNAN

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüALI NAZIM ONARAN

Habertürk Gazetecilik A.Ş. Adına Yayın Sahibi

TURGAY CİNER

Yönetim Kurulu BaşkanıMEHMET KENAN TEKDAĞ

Genel Yayın YönetmeniSELÇUK TEPELİ

Yönetim Kurulu ÜyesiFERCAN AYKUTLU

Genel Yayın Yönetmen Yard.KÜRŞAD OĞUZ

Yazıişleri MüdürleriŞAHİN BAYAR

KADİR KAYMAKÇI

Sorumlu Müdür ve Tüzel Kişi TemsilcisiERGÜN ÖRENTEL

İmtiyaz SahibiORHAN ERİNÇ

İcra Kurulu BaşkanıAKIN ATALAY

Haber KoordinatörleriMURAT SABUNCU

Yazıişleri MüdürleriBÜLENT ÖZDOĞAN

Sorumlu MüdürABBAS YALÇIN

Görsel YönetmenHAKAN AKARSU

Haber Merkezi MüdürüAYKUT KÜÇÜKKAYA

EkonomiOLCAY BÜYÜKTAŞ

Yayın Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.

Yönetim Kurulu BaşkanıVUSLAT DOĞAN SABANCI

Genel Yayın YönetmeniSEDAT ERGİN

Yayın DirektörüFİKRET ERCAN

Yayın DanışmanıDOĞAN HIZLAN

Gazete Grup KoordinatörüM. EMRE ORAL

Yazıişleri MüdürleriTUFAN TÜRENÇ

ARİF DİZDAROĞLUDOĞANER GÖNENNECDET DOĞAN

CENK ÖZ

Haber Müdürü Fotograf Editörü

Reklam Müdürü Muhasebe Müdürü Teknik MüdürHalkla İlişkiler Müdürü

Magazin Müdürü

www.gazette13.com

Page 21: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

Ve sahnede Hedwig. Doğu Berlinli trans şarkıcı. Çıktığı dünya turnesinde yolu İstanbul’a düşmüş. Görüntüsü

ve sesiyle seyircisini büyülüyor. Bir yandan şarkılarını söylerken bir yandan da seyircisiyle adeta dertleşiyor, içini döküyor, acılar, yalnızlıklar, hayal kırıklıkları, aşk kırgınlıklarıyla dolu benzersiz yaşam öyküsünü anlatıyor.

Hansel felsefe ve rock’la tutku derecesinde ilgilenen bir genç. Baba pedofil, anne anlattığı öykülerle kafasını karıştıran bir kadın. Hansel özgürlüğün varolduğu Batı Berlin’e geçme hayalleri kurmaktadır. Bu arada bir amerikan askeriyle karşılaşır. Kendisine aşık olan bu asker kapağı

Amerika’ya atabilmesi için büyük, belki de tek fırsattır onun için. Bu fırsatı gerçeğe dönüştürebilmesi için evlenmesi, bunun için de kadın olması gerekmektedir. Annesi Hedwig oğluna kendi pasaportunu verir; bundanböyle adı Hadwig’tir artık. Cinsiyetini değiştirmek için yeteneksiz bir doktorun eline düşer, ameliyat başarısız olur, vajina yerine bacaklarının arasında bir inçlik bir et parçası, bir öbek oluşur.

Amerika’da, asker eşi Hadwig’i başka bir erkek için terk eder. O gün Berlin Duvarı’nın yıkıldığını öğrenir. Bir yıl daha beklese belki ameliyat olmasına hiç gerek kalmayacaktı. Amu bu onu umutsuzluğa sürüklemez, radikal bir karar alır, biraz makyaj yapar, raftan peruğunu alıp başına takar ve ruhunun en özgür haliyle tutkusu olan müziğe geri döner.

Hadwig, bacakları arasındaki tümseği hep hatırlatacak olan Angry İnch (Bir İnçlik Öbek’i çağrıştıran) Angry İnch adlı orkestrasını kurar. Şehir şehir dolaşan bir glam rock şarkıcısıdır artık. Utangaç ve dindar Tommy’yle karşılaşır, ona aşık olur: ona aşkı ve şarkı söylemeyi öğretir, bestelerini verir. Tommy bu bestelerle şöhret basamaklarını tırmanırken Edwig’i terk eder, dünya turnesine çıkar. Edwig’de turneler düzenleyip onu adım arım takip ederken yolu İstanbul’a düşer....

Rolling Stone dergisinin “gelmiş geçmiş en iyi rock müzikali” ilan ettiği dört Tonny ödüllü, John Cameron Mitchell’in yazdığı, müzikleri Stephen Trask imzasını taşıyan Hadwig ve Angry İnch’i Yılmaz

Sütçü çok başarılı bir uyarlamayla dilimize kazandırmış: Müzikali adeta Türkiye için yeniden yazmış. Oyunun tümüyle bütünleşen, hiç aykırı kaçmayan, ülkemizin gerçeklerini vurgulayan espriler eklemiş. Prozodiyi hiç kaybetmeden türkçeleştirdiği şarkılar Hadwig’in kaderini ve dünya görüşünü yansıtmakta.

Tanju Babacan’ın kostüm tasarımı ve Cemal Yiğit Sütçü’nün dekorları, geri planda yansıtılan çizimler metni yorumlamayı kolaylaştıran, metni zenginleştiren başarılı çalışmalar.

“Hadwig” rolü oynanması da, yorumlanması da çok zor bir rol. Sahnede aslında büyük bir dram yaşanıyor ve bu dram seyirciye çok olağanmış gibi, çok sıradanmış gibi, üstelik de güldürü olarak yansıtılıyor. Üstelik de sahnede canlandırılan bir transseksüel. Ülkemizde hâlâ büyük bir kesimin bir “insan” olarak görmeyi başaramadığı, insanların sahip olduğu birçok haktan yoksun, ezilen, aşağılanan, insanca yaşamı bile elinden alınmış bir transseksüel. Sahnede bir transseksüeli oynayacaksın, onu seyirciye kabul ettireceksin, onunla empati kurmasını sağlayacaksın ve seyirciyle diyaloğa gireceksin... Çok zor bir iş. Yılmaz Sütçü tüm bu zorlukların üstesinden geliyor. Sahneye adımını attığı anda seyirciyi avucunun içine alıyor, onunla hiç kopmayan sımsıcak bir diyalog kuruyor. Bir yıldız gibi parlıyor sahnede; içtenliği, enerjisi, hırçınlığıyla seyirciyle bütünleşiyor. Sanatçının doğaçlama

yeteneği her an belli oluyor. Bu yeteneğini zekâsı ve kültürüyle birleştirmiş. Tanrı vergisi bir sahne sıcaklığı var Yılmaz Sütçü’nün. Oyunculuğuyla ve sesiyle ülkemizde eksikliği her zaman hissedilen bir müzikal yıldızı. Başarılı bir müzikal oyuncusu olduğu kadar kusursuz bir kabare yıldızı.Rolünü canlandırırken aldığı keyif seyirciye de geçiyor. Ben sahnede izlemeye doyamadım, seyircinin de aynı duygular içinde olduğundan eminim.

Yitzhak karakterine can veren Ayşe Günyüz sahnede biraz sönük kalıyor; ama son sahnede sesiyle seyirciyi büyülüyor ve akıllarda bu başarısı kalıyor.

Hedwig ve Angry İnch çuvaldızı iğne gibi batıran oyunlardan. Konusuyla, dekoruyla, kostümüyle, müziğiyle, uyarlamasıyla özellikle de Yılmaz Sütçü’nün muhteşem performansıyla bu yılın en önemli, görülmesi gereken oyunlarından biri, belki de en önemlilerinden. Kaçırmayın derim.

TİYATRO GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 21

HEDWIG VE ANGRY INCH

Hazırlayan: Yaşar İlksavaşTel: 0532 507 77 75

YAZARIMIZ YAŞAR İLKSAVAŞ'IN BOSTANCI DALGAKIRANI İÇİNDE 1956 YILINDA GÜNGÖR DENİZAŞAN TARAFINDAN ÇEKİLEN EVİ

www.gazette13.com

Page 22: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

TİYATRO SEZONU BAŞLADI2017

Şehir Tiyatrolarında Hamlet

Nejat Uygur Tiyatrosu

Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Ayfer Feray Topluluğu Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu

Vahi Öz Tiyatrosu'nda iki oyun

NOSTALJİ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 22www.gazette13.com

Page 23: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 23

Öncelikle çok güzel bir galeriniz var.Evet doğru. Gerçekten çok güzel. Önceleri burası galeri olarak yapılmamıştı. Aslında burası padişahın veznedarının köşkü. Ayrıca Refik Halit Karay’ın da babası oluyor. Duvarda gördüğünüz madalyonlar babasının kufi yazısıyla imzası oluyor. İkinci Dünya Savaşı’nda burası Cağaloğlu’ndan taşınan Vilayet Merkezi olmuş, yani valilik. Savaş bitince tekrar Cağaloğlu’na geriye dönmek istemişler. Babam da tesadüfen valinin yanındaymış. Vali o zaman Lütfi Kırdar. ‘Satacağım’ deyince babam da hemen ‘Ben alırım’ demiş. Burayı aldığımız zaman bahçedeki ağaçların altında çok güzel bir kuş kafesi bulunuyordu. Kuş kafesinin üstünde de mor salkımlar vardı. Eşsizdi. Sabah kahvesini içerken mor salkımı koklar, kuş sesi dinlerlermiş.

‘REFİK HALİT KARAY ROMANLARINI BURADA YAZIYORDU’

Galerinin kapısından girer girmez karşımıza çıkan mermer yapı oldukça dikkat çekiyor. Hikayesini anlatabilir misiniz?1800’lü yıllarda yapılmış bu bina ve bir yangın geçirmiş. Bu mermerler de o yangından kurtulan şeyler. Burayı tekrar yapınca içine

yerleştirmişler. Bunu bir Fransız heykeltraş yapmış.

‘Barkaç Sanat Galerisi’ varoluşundan itibaren bir yazarın, Fransız mimarın ruhuyla bugüne gelmiş. Bu nedenle de farklı bir atmosfere sahip. Öyle değil mi?Evet çok haklısınız. Örneğin, bu kubbeli oda Refik Halit Bey’in çalışma odası. Burada yazdığı romanlardan bir tanesi ‘Kadınlar Tekkesi’nde kahramanlardan bir hanımı ben tanıdım örneğin. Güzel şeyler gördük burada.

Günümüzde sanat galerileri yeterli değeri görüyor mu sizce?Nerede görüyor? Mesela ben burasını yaptırdığım zaman 1999’du. Çevremizde onlarca daire var, bir kişi gelse ne ala. Burada Türk Musikisi’nin üstadı olan bir hanımefendi dersler verdi. Bir fotoğrafçı arkadaşım dünyadaki bütün müzeleri gösterdi. Para da almadığımız halde bir ilgisizlik var. Ben etrafımda böyle bir yer olsa hiç çıkmazdım oradan. Derslerimiz var, Çocuklara seramik ve resim dersimiz var cumartesi günleri, Onun dışında yetişkinlere salı günleri suluboya dersimiz Sait Günel öğretiyor. Çarşamba günleri yağlıboya, Perşembe günleri akrilik dersi var. İletişim kurmak çok zor artık. Eskiden aynı dili konuşurduk. Galata’daki galeriler ikide bir hücuma uğruyor. Ama bu

galeri için her gelen burada pozitif öğrenci alıyoruz diyorlar.

İnternette atölyeleri duyurmak amacıyla yaptığınız herhangi bir çalışma var mı?Kime duyuracağımı ben şaşırdım. Zaten atölyeler hocaların, ben onlara kiraya veriyorum. Mesela Sait Bey Almanya’da çalışıyordu. Ben kendisine 16 sene evvel telefon açtım. ‘Gelir misin?’ dedim. ‘Hollanda’yla Belçika’yla anlaşmalarım’ var. dedi Ama telefonu kapattım iki dakika geçmedi. ‘Ben sizi kıramam’ dedi. O gün bugündür burada en büyük dostum.

Şu anda burada gerçekleşen serginizden bahseder misiniz?Bu sergi 2 haftadır burada, 1 hafta sonra değişecek. Orhan Algök çok tanınmış bir heykeltraş. Resim yaptığını bilmiyordum doğrusu ama heykelleriyle birlikte resimleri de sergileniyor. Allah’a çok şükür çok güzel bir düzenimiz var.

‘Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme

Vakfı’nı kurdum’ Rehberlik ve çocukların eğitimi üzerine yaptığınız çalışmalar oldu. Bize anlatır mısınız?Ben Amerikan Kültür Merkezi’nde çalışıyordum. Beni 1971 senesinde 4 ay Amerika’da kalmak üzere gönderdiler. Gittiğim zaman 14 üniversite gezdim öğrencilere nasıl hizmet veriyorlar diye araştırdım. Döndüğümde de ‘Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı’nı kurdum. Çok önemli çünkü o zamanlar tahsil hayatı karışıktı sol ve sağ anlamında. Çocukların elinden tutan hiçbir kuruluş yoktu. İstanbul’daki üniversiteleri kataloğa bastık. Ankara’dan Bakanlıktan teşekkür edildi bize. İsveçliler’le kavgasız dövüşsüz okullar programı yapıldı. Kriz masaları açtık. Örneğin, bir servis şöforü yanlışlıkla çocuğu ezdi. Okul müdürü böyle bir durumda ne yapacağını bilemiyor. Bu nedenle kriz masaları açtık. Amerika’dan 3 hocasını getirdik. Bir tanesi beyaz saray’ın hocasıydı. 40 kişilik okullara yardım heyeti kurulmuş oldu. Yaz kursları açtık.

‘YILIN EN İYİ ÇEVİRİSİ ÖDÜLÜ’NÜ ALDIM’

Tiyatro çevirisi de yapıyorsunuz...San Francisco’da yenilikçi bir tiyatroya gittim. Orada bir oyun gördüm ve çok beğendim. İstanbul’a gelince de Yıldız Kenter ahbabımdır. Yıldız Hanım’a telefon ettim ve dedim ki ‘Hem size hem Müşfik Bey’e ‘Kafesten Bir Kuş Uçtu’ yani şimdiki adıyla ‘Guguk Kuşu’ diyorlar’ ‘Yollayın bana’ dedi. Sonra beni arayıp anlamadığını söyledi. Aradan 5-6 ay geçti ve Yıldız Hanım’dan bir telefon geldi. ‘Biz şimdi Şükran’la Amerika’dan döndük’ San Francisco’dayken de sizin söylediğiniz oyunu gidip gördük. Bu oyunu bize çevirin diye çok ısrar etti. 2 haftada o oyunu çevirdim. ankara Devlet Tiyatrosu da oynadı. Bana yılın en iyi çeviri ödülü’nü kazandırdı. Ondan sonra 12 tane oyunu çevirdim. Sonuncusu ‘Lolita’. Amerikalı bir yazar oyunlaştırmış onu. Birkaç oyunum oynandı. Ben de buna çok seviniyorum.

İSTANBUL’DA ARINMIŞ BİR BÖLGE:BAKRAÇ SANAT GALERİSİ

RÖPORTAJ: EBRU AYAZ

Bilge Koloğlu

Süha Özgermi'nin en yakın iş ortağı, Avrupa sosyetesi gece hayatının ünlü çapkınlarından olan genç iş adamıTaki Vatandost, son günlerde gittiği tüm üst düzey davetlerde güzel kızı ile boy gösteriyor. Taki beyi kızı ile görenler, genç yaşta çapkınlıktan emekli oldu yorumun yapıyorlar.

TAKİ VATANDOST İLK EŞİNDEN OLAN GÜZEL KIZI İLE

Neler neler düşünüyor nasıl kutlama tasarlıyorduk ki: 15-18 tansiyonla Vehbi Beyin süper hastahanesi Amerikan'da soluğu aldık. Avrupa'nın en iyi doktorlarının ve birbirinden güzel Hollywood starları gibi hemşirelerin bakımı sayesinde Zincirlikuyu'dan U dönüşü yapıp işimizin başına döndük.Sevgili dostumuz Vehbi Koç'un Nişantaşı'ndaki Amerikan Hastahanesi gerçekten bir numara. Niye yurt dışına gider bu insancıklar diye düşünürüm zaman zaman. Prof. Dr. Levent Tabak, Doçent Dr. Tolga Özyiğit vede herzaman güler yüzlü yakışıklı

Dr. Müjdat Babadostu'nun ellerinde bulunan sihirli değnek sayesinde yeniden dünyaya geldik. Bu arada eksik olmasın dostların günün her saatinde arayıp sormaları ile de çok mutlu oldum. Oysaki ben 50 yıl kutlaması için Viyana Operası'nın ana salonunda bulunan koltukları söktürüp, dostlarım için yanlız mum ışığında kıristal kadehlerle şampanyalı kutlama yapmayı düşünüyordum.Hayal güzel bir duygu, bazı insanlar hayalle yaşarlar tıpkı benim gibi. Her neyse Amerikan Hastanesi'ndeki sevgili doktorlarımın ve birbirinden güzel hamşirelerin bakımı bana

Viyana operasındaki kutlama hayalimi aratmadı. Yukarıda hemşirelerin güzelliğinden, zarafetinden, hastaya davranışından, sahalarındaki bilgi birikimlerinden o kadar etkilendimki; bir yolunu bulup yalandan hastalık numarası ile tedavi için gitmeyi düşünüyorum. Görüntüde: soldan kroner yoğun bakım doktoru yakışıklı Müjdat Babadostu, can dostum güzel insan Mehmet Atalay ve Aspendos harabeleri görüntüsünde Güngör Denizaşan, yakışıklılıkta tıp dünyasında çok doktora fark atan Türkiye'nin saygın kardiyoloji uzmanı Doçent Dr. Tolga Özyiğit.

GAZETTE 13'ÜN 50. YILINA TANSİYONLU MERHABA

www.gazette13.com

Page 24: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

GÜNCEL GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 24

İstanbul’un Süper AntikacılarıSANCAK MÜZAYEDE Halaskargazi Cad. No: 53 34373 Harbiye-Şişli Tel: 0212 230 00 18 Fax: 0212 230 01 69 ............................... JJJJ + % 5 ÖTVESNAF MEZATI Hamalbaşı Caddesi, Conga Han, No: 8 K: 3 Galatasaray-Beyoğlu Tel: 0532 740 53 96 ................................................. JJJJ + % 5 ÖTV EPHIST COLLECTION Teşvikiye Cad. 22 Hak Pasajı No: 13 Nişantaşı-İstanbul Tel: 0212 240 68 41 Gsm: 0535 627 37 35 ...................... JJJJ + % 5 ÖTV RUMELİ MÜZAYEDE Hamalbaşı Caddesi, Conga Han No: 8 Kat: 3 Galatasaray-Beyoğlu Tel: 0535 775 78 12 ........................................ JJJJ + % 5 ÖTV

Aydın Doğan, medyaya adım attığı günden beri tartışılır.Seveni de çoktur, sevmeyeni de. Siyasi yönden eleştireni boldur.Ama bizim tanık olduğumuz bir yönü vardır ki, yazmak boynumuzun borcudur: Aydın Doğan, herkesin yardımına koşar.Kendisine ulaşan ve yardım isteyeni geri çevirmez.Gazetelerinde yıllarca çalışan emektarları hiç unutmaz. Onları kaybedince ailelerini de unutmaz. Kimbilir şu anda da gazetelerinde önceden çalışmış kaç eski gazetecinin ailesine yardım ediyordur.Ve bunları hiç kimse bilmez, duymaz. Bir elin verdiğinden ötekinin haberi olmaz.Tabii ki şimdi bazıları çıkıp, “Yahu biz de yardım istedik, cevap alamadık’ diyecektir. Bir insanın, bütün Türkiye’ye yardım itmesine imkan yok maalesef. İnsanlar, yapabildikleri oranda

yardım ederler. Ve biz biliriz ki, Aydın Doğan kendisine ulaşanlardan bunu esirgemez. Nobran değildir.Bile bile çalışanına zarar verdiğini duymadık.Masasında uyuyor diye muhabir kovan patronlar da gördü Babıali. Ve onlar uzun süreli olamadı hiçbir zaman. Medyadan silindiler.Aydın Doğan böyle değildir. Ve onun içindir ki, gazeteciler Doğan Grubu gazetelerinde çalışmak isterler.Sadece bir örnek verelim. Ama bizden isim sormayın.Hangi gazete olduğunu da sormayın.Aydın Doğan, bir kuruluşunda sadece bir arkadaşına sahip çıkmak için, bütün yöneticilerini yemeğe çağırıp, gece boyu nasihat etmesini bilmişti. O arkadaşı gazetesinde tutabilmek için çaba harcayıp, herkese bunu göstermişti. ‘Bana ne, ne halleri varsa göstersinler’

diyebilirdi, dememişti.Her medya patronu bunu yapmaz.Aydın Doğan küçük gazetelerin yaşaması için de yardımını esirgemez. Onlara kağıt yardımı yapar, baskılarını yapar, bilir ki, medya sadece büyük gazetelerden oluşmaz. Küçük gazeteler ve dergiler de medyanın olmazsa olmazlarıdır.Son bir örnek verelim.28 Şubat döneminde de, sonraki zor dönemlerde de medya patronları bazıları istedi diye gazetecileri tasfiye etmekten hiç kaçınmadılar. Bunun sayısız örneği var.Tüm baskılara rağmen “Mensuplarını feda etmeyen çıktı mı?” diye sorarsanız, bunun tek bir yanıtı vardır.Çevirin herhangi bir gazeteciyi, size doğru yanıtı hiç tereddütsüz versin. O da Aydın Doğan’dır.

HERKESE YARDIM ETMESİDİR

AYDIN DOĞAN’IN EN BÜYÜK KUSURU,

ORHAN KEÇELİ: BİR İSTANBUL

BEYEFENDİSİ

İBRAHİM BODUR'DAN HATIRA:SERAMİK KIRALİÇESİ ZEYNEP BODUR OKYAY

Sevgili Orhan Keçeli iş dünyasının ve öncelikle inşaat sektörünün önde gelen duayenlerindendir. Hani resimde görüldüğü gibi yakışıklılıkta da Holywood starlarına büyük fark atar.Onu çok seven bizim gibi hemşerileri ve dostları "Orhan Keçeli, iş dünyasında ve politik kulvarda büyük saygınlığı yanı sıra,eşi bulunmaz bir İstanbul beyefendisidir "yorumu yaparlar.

Türkiye'de seramik sanayii Sevgili ağabeyimiz Dr.İbrahim Bodur'unuğraşları ile bu gün dünya standartlarının ötesine ulaşmıştır. Zarif, çalışkan, yenilikçi kızı Zeynep Bodur Okyay ise; sevgili babasının bayrağını daha da yükseklere taşımanın mutluluğunu yaşıyor.

www.gazette13.com

Gazette 13

Page 25: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

BASINIMIZIN SÜPER STARLARI PAT RON LAR Lİ Gİ YIL DIZ ve ÖTV OR.

Vuslat Doğan Sabancı ..................... JJJJ+%18 ÖTVErdoğan Demirören .......................... JJJJ+%18 ÖTVTurgay Ciner ..................................... JJJJ+%10 ÖTVAhmet Çalık ...................................... JJJJ+%14 ÖTVOr han Erinç ....................................JJJJJ+%18 ÖTVBurak Akbay ..................................... JJJJ+%18 ÖTVEthem Sancak .................................. JJJJ+%18 ÖTVMücahit Ören ....................................... JJJ+%12 ÖTVİbrahim Aydın ...................................... JJJ+%12 ÖTVYahya Üzdiyen ................................ JJJJ+%10 ÖTV

Bİ RİN Cİ LİG

Hasan Yılmaz ...................................JJJJJ+%3 ÖTVMehmet Kenan Tekdağ ....................JJJJJ+%3 ÖTVErdal Şafak ......................................JJJJJ+%3 ÖTVFercan Aykutlu..................................JJJJJ+%3 ÖTVAli Sir men .............................................. JJJ+%3 ÖTVGü ne ri Ci va oğ lu ................................. JJJ+% 15 ÖTVEmin Çö la şan ................................... JJJJ+%14 ÖTVFa tih Al tay lı .....................................JJJJJ+%10 ÖTVBülent Mumay ................................. JJJJ+%18 ÖTVİsmail Turgut Yuvacan ..................... JJJJ+%18 ÖTVSelçuk Tepeli .................................JJJJJ+%10 ÖTVKürşad Oğuz ..................................JJJJJ+%10 ÖTVAyşe Özek Karasu .....................JJJJJJ+%18 ÖTVTurgay Olcayto ...............................JJJJJ+%18 ÖTVSibel Güneş ......................................JJJJJ+%8 ÖTVAltan Öymen ..................................JJJJJ+%18 ÖTVEn gin Ar dıç ..........................................JJJJ+%5 ÖTVNe ca ti Doğ ru .................................... JJJJ+%18 ÖTVHın cal Uluç ...............................JJJJJJJ+%18 ÖTVGün gör Men gi ..................................JJJJJ+%4 ÖTVOkay Gö nen sin ........................................... J+%1 ÖTVUmur Talu ......................................... JJJJ+%10 ÖTVUğur Ce be ci .............................................. J+%10 ÖTVHa san Ce mal .................................JJJJJ+%10 ÖTVBe kir Coş kun .................................... JJJJ+%16 ÖTVYaz gü lü Al do ğan ................................. JJJ+%18 ÖTVRu hat Men gi .................................... JJJJ+%2.5 ÖTVÖmür Gedik ........................................... JJJ+%4 ÖTVAy dın Öz türk ........................................JJJJ+%3 ÖTV

SÜ PER LİG

Meh met Yıl maz ........................JJJJJJJ+%18 ÖTVRah mi Tu ran ...................................JJJJJ+%16 ÖTVMeh met Tür ker ....................................JJJJ+%8 ÖTVMeh met Bar las .................................... JJJ+%18 ÖTVYılmaz Özdil .............................JJJJJJJ+%18 ÖTVRa uf Ta mer .......................................... JJJ+%15 ÖTVDer ya Sa zak .......................................... JJJ+%1 ÖTVTuna Kiremitçi ....................................... JJJ+%1 ÖTVFatih Çekirge ..................................JJJJJ+%18 ÖTVKanat Atkaya ......................................... JJJ+%1 ÖTVMehmet Arslan .................................... JJJ+%10 ÖTVAbdurrahman Yıldırım ........................... JJJ+%3 ÖTVRamazan Kurnaz .................................. JJJ+%1 ÖTVYavuz Barlas ......................................... JJJ+%5 ÖTVDoğaner Gönen ..............................JJJJJ+%10 ÖTVCelal Korkut ....................................JJJJJ+%15 ÖTVReha Erdoğan ................................JJJJJ+%18 ÖTV

Şükrü Küçükşahin ..........................JJJJJ+%15 ÖTVYal çın Ba yer .......................................... JJJ+%6 ÖTVTu fan Tü renç ..................................JJJJJ+%15 ÖTVZa fer Atay .......................................JJJJJ+%18 ÖTVOs man Aro lat ......................................JJJJ+%2 ÖTVTa ha Ak yol ........................................JJJJJ+%8 ÖTVEr tuğ rul Öz kök .................................JJJJJ+%1 ÖTVHulusi Turgut ............................................ JJ+%4 ÖTVMus ta fa Kü çük ....................................JJJJ+%1 ÖTVHik met Çe tin ka ya .................................. JJJ+%3 ÖTVArif Dizdaroğlu ....................................JJJJ+%3 ÖTVBetül Kabahasanoğlu .........................JJJJ+%3 ÖTVSaliha Pakel ....................................JJJJJ+%3 ÖTV

YÖ NE TİM Lİ Gİ ✭

Sedat Ergin.......................................... JJJ+%16 ÖTVReha Muhtar ...................................... JJJ+%10 ÖTVRı fat Aba bay ........................................... JJ+%18 ÖTVSuat Yatmaz ..................................... JJJJ+%10 ÖTVErgun Babahan .................................. JJJ+%12 ÖTVUğur Dündar ..................................JJJJJ+%12 ÖTVDoğan Satmış ...............................JJJJJ+%18 ÖTVAbbas Güçlü .................................... JJJJ+%12 ÖTVNergiz Bozkurt ................................. JJJJ+%16 ÖTVGülaçar Hız ...................................JJJJJ+%10 ÖTVCihat Belviranlı ................................ JJJJ+%16 ÖTVAhmet Refik Partal ........................JJJJJ+%10 ÖTVCem Çapanoğlu ......................JJJJJJJ+%18 ÖTVMuammer Tuncer ............................ JJJJ+%10 ÖTVİlhan Çabukol ................................JJJJJ+%18 ÖTV

SPOR Lİ Gİ ✭

HALİT KIVANÇ .......................JJJJJJJ+%25 ÖTVMehmet Arslan .............................JJJJJJ+%7 ÖTVÖmer Ürün dül ...................................JJJJJ+%7 ÖTVCem Şen gül ...................................JJJJJ+%16 ÖTVEr do ğan Arı pı nar .................................JJJJ+%3 ÖTVHalil Özer ................................................ JJ+%18 ÖTVCan Uyguç ....................................JJJJJ+%18 ÖTVGü ven Ta ner ............................................... J+%1 ÖTVMeriç Müldür ......................................JJJJ+%8 ÖTVErsan Çelik ............................................ JJ+%15 ÖTVCan Tanrıyar ......................................... JJJ+%2 ÖTVAy han Yıl maz ........................................ JJJ+%2 ÖTVBi lal Me şe .........................................JJJJJ+%3 ÖTVKe mal Bel gin ....................................JJJJJ+%1 ÖTVTa lay Er ker ............................................ JJJ+%1 ÖTVEyüp Ka ra da yı .......................................... JJ+%1 ÖTVBü şah Gen cer ....................................... JJJ+%1 ÖTVM. Or han Ay han .......................................... J+%3 ÖTVİsmail Er ..................................................... J+%1 ÖTVAyşe Zeynep Altınçapa ............JJJJJJJ+%18 ÖTVSerkan Fıçıcı ............................JJJJJJJ+%18 ÖTVCengiz Öztürk .........................JJJJJJJ+%18 ÖTVTuğrul Tuna ................................JJJJJJ+%10 ÖTVBirgül Pakdil .................................... JJJJ+%10 ÖTVSuna Üstüner .........................JJJJJJJ+%18 ÖTVHatice Öncül ..................................JJJJJ+%18 ÖTVOsman Karabacak ........................JJJJJ+%18 ÖTVHüseyin Sarıkoç ............................... JJJJ+%10 ÖTV Funda Keleş ..................................... JJJJ+%10 ÖTV MA GA ZİN Lİ Gİ ✭

Bilal Özcan .................................JJJJJJ+%18 ÖTVMüge Dağıstanlı .................................JJJJ+%4 ÖTVAteş Çe lik .......................................JJJJJ+%10 ÖTVErkan Özerman ................................JJJJJ+%4 ÖTVKadir Kaymakçı ...............................JJJJJ+%4 ÖTVCengiz Semercioğlu ............................. JJJ+%5 ÖTVErcan Erdal..................................JJJJJJ+%18 ÖTVMustafa Doğan ................................. JJJJ+%10 ÖTVAslıhan Karagöz (SF) ....................JJJJJ+%10 ÖTVMehmet Çalışkan ............................. JJJJ+%18 ÖTVCahit Akyol ....................................... JJJJ+%18 ÖTVTamer Değirmenci ............................ JJJJ+%18 ÖTVBülent İpek .....................................JJJJJ+%10 ÖTVUmut Veis .........................................JJJJJ+%5 ÖTVSebati Karakurt ..............................JJJJJ+%18 ÖTVBünyamin Aygün .................................JJJJ+%3 ÖTV

SA NAT Lİ Gİ ✭

Atil lâ Dor say ...................................JJJJJ+%18 ÖTVTuğ rul Er yıl maz ..............................JJJJJ+%10 ÖTVDo ğan Hız lan .................................JJJJJ+%18 ÖTVİhsan Yılmaz ............................JJJJJJJ+%18 ÖTVHa ya ti Asıl ya zı cı ............................... JJJJ+%18 ÖTVYa şar İlk sa vaş ..........................JJJJJJJ+%15 ÖTVAlin Taşçıyan ...................................JJJJJ+%8 ÖTVMehmet Açar ...................................JJJJJ+%8 ÖTVSeç kin Sel vi ......................................JJJJJ+%5 ÖTVHa mi Çağ daş ........................................ JJJ+%8 ÖTV

AF Rİ KA Lİ Gİ ✭

Selim Akçin .....................................JJJJJ+%18 ÖTVMus ta fa Do lu ....................................JJJJJ+%2 ÖTVEr do ğan Arı pı nar .................................JJJJ+%3 ÖTVTay lan Sor gun ...........................................-J+%-1 ÖTV

GENÇ Lİ Gİ ✭

Va hap Mun yar ..................................JJJJJ+%3 ÖTVCan Pulak .......................................JJJJJ+%18 ÖTV Can Ataklı ........................................JJJJJ+%1 ÖTVM. Ahmet Say ................................JJJJJ+%18 ÖTVMustafa Mutlu ....................................... JJJ+%7 ÖTVTun ca Ben gin ........................................ JJJ+%8 ÖTV

SÜ PER LİG KU LÜP BAŞ KAN LA RI ✭

Başakşehir Göksel Gümüşdağ ......JJJJJJJ+%1 ÖTVKasımpaşa Zafer YILDIRIM .....................JJJJ+%1 ÖTVBe şik taş Fikret ORMAN ......................JJJJJ+%1 ÖTVFe ner bah çe Aziz YIL DI RIM .................JJJJJ+%1 ÖTVGa la ta sa ray Dursun ÖZBEK ...................... .JJ+%1 ÖTVTrab zon Muharrem USTA .........................JJJ+%1 ÖTVBursa Ali AY ................................................ JJ+%1 ÖTVGenç ler bir li ği İl han CAV CAV................... J J J+%1 ÖTVAkhisar Hüseyin Eryüksel.........................JJJ+%1 ÖTVGa zi an tep İbrahim KIZIL ..........................JJJ+%1 ÖTVKayseri Recep Mamur..................................JJ+%1 ÖTVRizespor Metin KALKAVAN ......................JJJ+%1 ÖTVOsmanlı Sadık DİK ...................................JJJ+%1 ÖTVKonya Ahmet ŞAN .................................JJJJ+%1 ÖTV Adana Bayram AKGÜL ......................... J J J J+%1 ÖTV Karabük Hikmet Ferudun TANKUT...........JJJ+%1 ÖTVAlanya Hasan ÇAVUŞOĞLU....................JJJ+%1 ÖTV

GAZETELERİN SPOR SAYFALARI ✭

MİLLİYET ......................................JJJJJ +%18 ÖTV

SABAH ............................................... JJJ +%15 ÖTV

VATAN ............................................. JJJJ +%15 ÖTV

HÜRRİYET ...................................... JJJJ +%15 ÖTV

CUMHURİYET ...................................... JJ +%10 ÖTV

AKŞAM ............................................... JJJ +%10 ÖTV

TÜRKİYE ................................................. JJ +%5 ÖTV

HABERTÜRK ................................JJJJJ +%18 ÖTV

STAR .................................................. JJJ +%12 ÖTV

POSTA ................................................ JJJ +%15 ÖTV

SÖZCÜ ...................................JJJJJJJ +%15 ÖTV

GAZETTE-13’ÜN KA RA DE NİZ Lİ “VIP” DOST LA RIKa ra de niz yö re si nin in san la rı es pi ri si, şa ka cılığı,

hoş gö rü sü, af fe di ci li ği ve gü ler yüz le riy le ak la ge lir.

Biz Ga zet te-13 ola rak çok sev di ği miz Ka ra de niz kökenli

dost la rı mı zı de ği şik sa yı lar da ki yıl dız lar la ödüllen dir dik.

An cak, yıl dız de ğer len dir me le ri ni çapkın lık la rı mı, ba şa rı-

la rı mı, hoş gö rü le ri mi, bon körlük le ri mi, yok sa cim ri lik le ri

ve ya ya kı şık lı lık la rı mı şek lin de ki yo ru mu saklı bı ra kı yo ruz.

5 yıl dız üzerin den yap tı ğı mız bu de ğer len dir me ge len

is tek üzeri ne her ay ga ze te miz de az ve ya çok yıl dız

de ğer lendir me si şek lin de si ze su nu la cak tır. Bu bir es pi ri olup,

yıl dız la dı ğı mız isim le re ta ma men bir sev gi ta kıl ma sı dır.

Lüt fen kız ma yın.

Kadir Topbaş ............................JJJJJJJ+%18 ÖTV

Tur gay Ci ner ...................................JJJJJ+%18 ÖTV

Mustafa Yıldırım ..........................JJJJJJ+%18 ÖTV

Kenan Sönmez ................................ JJJJ+%10 ÖTV

Sa det tin Tan tan ..............................JJJJJ+%15 ÖTV

Duygu Sağıroğlu ...........................JJJJJ+%10 ÖTV

Mehmet Atalay ........................JJJJJJJ+%10 ÖTV

Sani Şener .....................................JJJJJ+%18 ÖTV

Abdürrahim Albayrak .......................... JJJ+%18 ÖTV

Emrullah Turanlı ................................. JJJ+%18 ÖTV

Ahmet Misbah Demircan ................. JJJJ+%10 ÖTV

Ma ral Öz te kin ...................................... JJJ+%10 ÖTV

Eş ref Cer ra hoğ lu .............................. JJJJ+%18 ÖTV

Na il Dan yal ...............................JJJJJJJ+%18 ÖTV

Opr. Dr. Ali Fuat Nalçacı ...................JJJJJ+%5 ÖTV

Yıl maz Ulu soy .....................................JJJJ+%5 ÖTV

Dr. Ali Nihat Ofluoğlu ......................JJJJJ+%18 ÖTV

Dr. Hasan Ofluoğlu ........................... JJJJ+%18 ÖTV

Sefer Kalkavan ...................................... JJJ+%5 ÖTV

Gündüz Kaptanoğlu ...................JJJJJJJ+%5 ÖTV

Kah ra man Sa dı koğ lu .......................... JJJ+%18 ÖTV

Orhan Keçeli .......................................JJJJ+%1 ÖTV

Cengiz Kap ta noğ lu ..............................JJJJ+%1 ÖTV

Ha luk Ulu soy .................................JJJJJ+%10 ÖTV

Hüseyin Sarıkoç .............................JJJJJ+%10 ÖTV

M. Ali Yıl maz ................................................ J+%0 ÖTV

Mus ta fa Ta vi loğ lu ...................J J J J J J J+%18 ÖTV

Dr. Alp te kin Pe ker .............................JJJJJ+%5 ÖTV

Prof. Selahattin Allahverdi ..............JJJJJ+%12 ÖTV

Ali Ağaoğlu .......................................... JJJ+%18 ÖTV

YILDIZLAR GEÇİDİ GAZETTE-13 Kasım - Aralık 2016 25

HÜRRİYET GAZETESİ: AHMET HAKAN, FATİH ÇEKİRGE, SELAHATTİN DUMAN, AYŞE ARMAN, VAHAP MUNYAR, DOĞAN HIZLAN, KANAT ATKAYA, GİLA BENMAYOR, SEDAT ERGİN, İHSAN YILMAZ, İSMET BERKAN, ARİF BEKİ, ERDAL SAĞLAM, ERTUĞRUL ÖZKÖK, YALÇIN BAYER, UĞUR GÜRSES, TAHA AKYOL, MEHMET Y. YILMAZSÖZCÜ GAZETESİ: HAYRİ ÇETİNKAYA, YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN, SONER YALÇIN, RAHMİ TURAN, MURAT AYDIN, EMİN ÇÖLAŞAN, EGE CANSEN, SEZGİN ÖZCAN, UĞUR DÜNDAR, MEHMET TÜRKER, NECATİ DOĞRU, BEKİR COŞKUN, MURAT MURATOĞLU.HABER TÜRK: SERDAR TURGUT, NİHAL BENGİSU KARACA, ABDURRAHMAN YILDIRIM, UMUR TALU, MUHARREM SARIKAYA, SOLİ ÖZEL , PERVİN KAPLAN, FATİH ALTAYLI, ÖZCAN TİKİT, MURAT BARDAKÇI, YAVUZ SEMERCİ, MUHSİN KIZILKAYA, GÜNTAY ŞİMŞEK, AYŞE ÖZEK KARASU ..SABAH GAZETESİ: ENGİN ARDIÇ, HİLAL KAPLAN, EMRE AKÖZ, ŞEREF OĞUZ, HINCAL ULUÇ, BURHANETTİN DURAN, MEHMET BARLAS, MAHMUT ÖVÜR, HASAN BÜLENT KAHRAMAN, HAŞMET BABAOĞLU, YAVUZ DONAT.MİLLİYET GAZETESİ: SAMİ KOHEN, GÜNGÖR URAS, MELİH AŞIK, GÜNERİ CIVAOĞLU, SERPİL ÇEVİKCAN, NİHAT ALİ ÖZCAN, ABBAS GÜÇLÜ, ALİ EYÜPOĞLUVATAN GAZETESİ: OKAY GÖNENSİN, GÜNGÖR MENGİ, REHA MUHTAR, MURAT ÇELİK.STAR GAZETESİ: AHMET KEKEÇ, YİĞİT BULUT, BERİL DEDEOĞLU, RESÜL TOSUN, HÜSEYİN GÜLERCE, CEM KÜÇÜK, MUSTAFA KARTOĞLU, AHMET TAŞGETİREN, MURAT ÇİÇEK, ORHAN MİROĞLU, SİBEL ERASLANAKŞAM GAZETESİ: DENİZ GÖKÇE, KAYAHAN UYGUR, GÜLAY GÖKTÜRK, HÜMEYRA ŞAHİNTÜRKİYE GAZETESİ: NECMETTİN BATIREL, YAŞAR HACISALİHOĞLU, HALİME GÜRBÜZ, FUAT UĞUR.CUMHURİYET GAZETESİ: ÖZGÜR MUMCU, EMRE KONGAR, HİKMET ÇETİNKAYA, ALİ SİRMEN, ATAOL BEHRAMOĞLU, NİLGÜN CERRAHOĞLU, ÇİĞDEM TOKER, ŞÜKRAN SONERPOSTA GAZETESİ: RAUF TAMER, HAKAN ÇELİK, YAZGÜLÜ ALDOĞAN

GAZETELERİN KÖŞE YAZARLARI

www.gazette13.com

Page 26: YAŞINDA - Gazette13 · Üncel gazette-13 kasım - aralık 2016 2 gazette-13 arŞİvİ Ücretsİz olarak hİzmetİnİzde 16 kasim 1967'den bu yana bikmadan usanmadan araliksiz olarak

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUNGenel Sanat Yönetmeni Süha UYGUR

www.ibst.gov.tr

Yazan: İ. Ahmet Nuri SEKİZİNCİYöneten: Tarık ŞERBETÇİOĞLU

“Bir Evlilik Komedisi”

2016 - 2017 Sezonu

HİSSE-İ ŞAYİA

100YAŞINDA

HİSSE-İ ŞAYİA

100YAŞINDA

Süha UY 2016-2017GUR

Süha UY 2016-2017GUR

Yazan: Anton CEHOV Çeviren: Behçet NECATİGİL Yöneten: Yıldırım Fikret URAĞ

Süha UYGUR 2016-2017

Süha UY 2016-2017GUR

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K