16

yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında
Page 2: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında
Page 3: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

KADlNA KARŞI ŞiDDET KUR'AN'DAN BESLENiR Mi?

Doç. Dr. Nermin Öztürk163

ÖZET

Tebliğimize niçin böyle bir konu başlığı seçtiğimizi belirterek girmek istiyoruz: Kadına karşı şiddet Kur'an'dan beslenir mi? Şu bir gerçektir ki şiddet ile güç arasında ilişki vardır. ister kas gücü ile alakah olarak fiziksel, isterse varlıklı/nüfuzlu oluş veya dominant karakter ile bağlantılı olarak psikolojik olsun, şiddet, güçlü olanın zayıf olana uyguladığı bir yaptırımdır, sebepleri ise çok değişkendir. Konu bireysel bazda olduğu gibi toplumsal bazda da ele alınabilir. Kadına yönelik şiddet türlerinin en fazla görüleni ise erkek partner tarafından uygulanandır.

Yapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında dünyanın hemen her yerinde uygulandığını göstermiştir. Yine araştırmalar erkek partnerler tarafından uygulanan şiddette dinin rolünün olmadığını göstermiştir (Subaşı ve Akın, 2015).

Hal böyle iken kadına şiddet uygulayanlardan bazıları

vicdanlarını rahatlatabilmek için olsa gerek "Allah müsaade etmiş" diyebilmektedirler. Bazıları da bunlara destekolacakşekilde Kur'an'da miras, evlilik, boşanma, şahitlik gibi hususlarda kadının ikincil konuma

[163] N.E.Ü., ilahiyat Fakültesi, DinlerTarihi Anabilim Dalı, [email protected]

Page 4: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

446

itildiğini, bunun yanı sıra erkeğin kadına üstünlüğünü ve kadının dövülmesinin teşvik edildiğini ileri sürmektedirler. Bunlara mukabil tam tersini iddia edip kadının islam ile değer kazandığını söyleyenler de vardır. Bu ironi nereden kaynaklanmaktadır? Sebeplerini ve çözüm yollarını birkaç alt başlık halindeşöylece sıralayabiliriz:

1-Kur'an'ın Çok Katman h Yapısı

Kur'an herhangi bir tarih kitabı veya gazete haberi okur gibi düz mantıkla okunamaz. Bu tür kitap veya yazılardan herkes aynı şeyi anlar. Fakat Kur'an öyle değildir. Harf ve ayetleri n zahiri ve batıni anlamları yanında ayrıca anlam katmanları da olduğuna Kur'an'ın kendisinde dikkat çekilmiştir. Onun inanmayanlara benzerlerini getirmeleri için meydan okumasının altında yatan neden yalnızca sarf, nahiv vb. gibi Arapça ilimlerinde değil esasında bu çok katmanlı yapısında aranmalıdır. "Kur'an mucizesi" denilen şey onun bu yapı sayesinde tüm zamanlara hitap edebilecek olmasıdır. Kur'an'ın

evrenselliğinin sırrı buradadır,

Bu yüzden "geçmişlerin masalları" denilerek onunla alay edenlere "şüpheniz varsa onun benzeri bir sure getirin" denilmiştir. Gerek dünyanın ve zamanın değişimini kabullenmeyerek islam'ı bin dört yüz yıl öncesinin şartlarında yaşamaya çalışanlar, gerekse onun hükümlerinin pek çoğunun bin dört yüz yıl öncesinde kaldığını ileri sürerek islam için bir Luther arayışında olanlara tavsiye edilecek şey Kur'ar)'ın anlam katmanlarının keşfedileceği dikey okumaları başarabilmek olmalıdır. Kur'an'da da bildirildiği gibi bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez (Ra d, 13/ 11 ).

Aşağıda konu ile ilgili olarak önce iki ayeti kelime kelime164

ve mealleriyle165 vereceğiz. Sonra bunları destekleyen hadisleri zikredip ardından da Kur'an'ın çok katmanlı yapısının deşifresi olarak gördüğümüz ve pek çok ilim insanı tarafından da Kur'an tefsiri olarak kabul edilen Mevlana'nın eserlerinden bunlara dair yorumları aktaracağız.

[164]· Kelime kelime aldığımız tablolar için http://kuranharitasi.com/ kullanılmıştır. [165] Mealierde Diyanetin çevirileri kullanılmıştır.

Page 5: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

Zümer, 39/23

~\ Allah u Allah

J nezzele indirdi ~-

!.Y

~~ eHsene en güzelini

~~\ --- 1-Hadi~i Sözün

~~ ki ta ben bir Kitap halinde

~~ muteşabihen birbirine benzer

J~ me~aniye İki ş erli

5! ~.~ tel$:şeirru Ürperir

~ minhu Ondan J

)~ culüdu Derileri

~ i11 1.):'., ellez;Ine Kimselerin

-·- yeıişevne Korkanlarm 0~ o,:;"" {'-r.J rabbehum Rablerinden

J

{ surnın e Sonra

~ " "

tel In u Yumuşar J J

~)~ culüduhum Derileri '

" ,, f.t:~j ve l$:ulübuhum ve kalbieri

Jl ila

_h z;ikri Zikrine

~\ ll ahi Allah'ın

Allah sözün en güzelin i; ayet/eri, (güzel/ikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğüt/eri, k1ssa/an) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkaniann derileri (vücut/an) ondan do/ay1 gerginleşir. Sonra derileri de (vücut/an da) kalpleri de Allah'm zikrine karş1 yumuşar.

Ayet aslında bitmiyor, buraya Arapçasını almadık ama mealen şöyle devam ediyor: işte bu Kur>an Allah>ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

Page 6: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

448

Diyanet işleri Başkanlığı'nın meal ve tefsirinde Jllo (mesani) kelimesinin sözlük anlamının "ikili ikili" anlamına gelen~'mesnd veya müsennd kelimesinin çoğulu olup burada "tekrar tekrar söylenen, okunan veya bildirilmesi gerekeni sık sık dile getiren sözler, açıklamalar" anlamında olmak üzere kullanıldığı belirtilmektedir. Nitekim bu kelime mealde"ikili" değil"tekrarlanan" olarak yer almıştır (Karaman vd., 2008: 4/611 ).

Hicr, 15/87

vele.lcad ve andolsun

ateynake sana verdik

seb'an Yedi

mıne

1-mdani İkililerden

vel.lcurane ve Kur'an'ı

~~ ı-azime büyük

Andolsun biz sana tekrarlanan yedi (ayeti) ve büyük Kur'an 't verdik.

Yukarıdaki ayette geçen Jllo (mesani) kelimesi için aynı rrieal ve tefsirde şu açıklamalar yapilmıştır: 'Tekrar tekrar okunan yedi (ayet)" diye çevirdiğimiz ayet metninde geçen mesdni kelimesi, mesnd veya mesndtün kelimesinin çoğu/u kabul edilmiştir; "övgü" anlammdaki senddan gelebileceği de belirtilmektedir. Mesdni kelimesi "katlamp bükülerek ikilenen, başka bir şeyle takviye edilen" gibi mdna/ara gelir. Bir şeyin büklüm/erine, katianna da mesdni denilmekte, "tekrar tekrar yaptlan, okunan" gibi bir anlamda da kullamlabileceği ifade edilmektedir. Sonraki açıklamalarda "seb'an mine'l mesani" ifadesinin müfessirleri hayli uğraştırdığı ve bunun sonunda iki görüşün genel kabul gördüğü, ya Kur'an'ın en uzun yedi suresi, ya da yedi ayetten oluşan Fatiha suresi olabileceği belirtilmektedir (Karaman vd., 2007: 3/369).

Mezkur mealde, ayetin orijinalinde olmamasına rağmen, ~ (yedi) kelimesinin arkasına "ayet" sözcüğü eklenmiştir. Bunun yanı

Page 7: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

sıra "tekrarlanan" sözcüğünün illa da i kişeriiyi ifade etmesi gerekmez, bu üçer, dörder beşer vs. de olabilir. Bu yüzden mesani kelimesinin sö4lük anlamına sadık kalınması belki daha uygun olabilirdi. Kanaatimize göre bu ayet Kur'an'daki farklı anlam katmaniarına işaret ediyor olmalıdır. Eğer buradaki "ikili" ifadesinden ayetin zahiri ve batınına, "yedi" ifadesinden de anlam katmaniarına işaret edildiğini düşünürsek; ayetin herkesin düz mantıkla anlayabileceği ilk anlamı zahiridir, bunun ardındaki daha derin olan ikincil anlamıdır. ikincil anlam zahir olunca onun da bir batını vardır. Her batın anlam çözüldüğünde zahir konumuna geçer ve bu böylece ikişerli şekilde yedi anlama kadar devam eder. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kur'an'ın evrenselliğini 166 sanırız bu anlam katmanlarında aramak gerekir. Onun tüm insanlığa ve bütün çağiara hitabeden tarafı indirildiği dönemin ve coğrafyanın insanlarının ihtiyaçlarını karşılayan yatay düzlemdeki okumalarda değil, dikey boyuttaki bu ikişerli okumalarda olmalıdır.

Kahire'deki ei-Ezher Üniversitesinin eski rektörlerinden Mustafa ei-Meraği bilimsel gerçeklikler şayet Kur'an ile uyuşmamışlarsa

sebebin insanların Kur'an ve hadisleri yanlış anlayışlarında aranması gerektiğini söyler ve bu durumda vahyin mecazi anlamına dikkat çeker (Schimmel, 2002: 218).

Schimmel, ikbal'in Kur'an okumayı Tanrı ile sohbet olarak gördüğünü, bu yüzden onu anlama imkanlarının Tanrı gibi sonsuz olduğunu; tefekkürle onu okuyan kişilerin gözleri ve kulaklarının h~r seferinde yeni bir anlayışla açılmışçasına okuyucuya yeni bir biçimde gözükebileceğini söylediğinden bahseder. O, Faslı bilgin Aziz Lahbabi'nin de bu durumu şöyle izah ettiğini ekler: "Vahiy metnin kendisi değil, müminin onu okurken her seferinde tekrar keşfettiği şeydir" (Schimmel, 2002: 219).

Bu konu hakkında rivayet edilen hadislerden ikisini yorumsuz olarak vermek istiyoruz. Birincisi: "Her bir ayetin bir zahiri bir bdtmt vardtr. Her ayet için bir had (smtr) ve her had için bir matla' (hakikatini müşahede yeri) vardtr (Taberi, 2003:1/22; Selvi, 2011 :13). Bir diğer hadis te şöyledir: "Şüphesiz bu Kur'an yedi harf üzerine indirilmiştir. Ondan size kolay geleni okuyunuz."167

[166] Hz. Muhammed'ın ve Kuran'ın tüm zamanlara ve insanlara hitap ettiğini gösteren bazı ayetler: Alemiere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkanıı indiren Allahıın şamyücedir (Furkan, 25/1 ); De ki: Ey insanlar! Ben, Allah'ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm (Araf, 7 /158); Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik (Se be, 34/28); Biz seni alemiere rahmet olarak gönderdik (Enbiya, 21/1 07) [167] Değişik kitaplarda az farklılıklarla bahsedilen bu hadis için bakınız: Buhari, "Fedailu'I­Kur'an'; 4; Müslim, "Salatu'I-Musafirin'; 249; Muvatta, "Kur'an'; 4; Ahmet b. Hanbel, 1/270;Tırmizi,

Page 8: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

450

Mevlana Celalettin Rumi'nin eserlerinde de yukarıdaki iki ayetin yorumu olabileceğini düşündüğümüz ifadelere rastladık. Mesela onun Fihi Ma Fih'inde Zümer suresindeki ayete işaret ettiğini sandığımız şöyle bir ifade var: "Kuran, ikiyüzlü bir ipek kumaşt1r; kimisi bu yüzünden faydalamr, kimisi o yüzünden. Her ikisi de doğrudur. Çünkü Ulu Tann, iki bölüğü n de ondan faydalanmas/m di/er. Hani bir kadmm kocasi da vard1r, süt emer oğlu da; her ikisi de ondan tat duyar; çocuğun aldiği tat, memesindendir, sütündendir onun; kocas1 da onunla buluşmadan tat alir. Yaratiklar, yol çocukland1r; Kur'an'dan zahiri bir tat duyarlar, süt emer/er.

Olgunlannsa Kur'an'm anlamlarmda bir başka seyir-seyranlan, bir başka anlayJşlan vard1r:' (www.semazen.net, 2015)

Mesnevi'de ise Hicr suresindeki ayetin tefsiri olarak düşündüğümüz şu beyitler yer alıyor:

Mustafa aleyhisse/Qm'm "Kur'an'm zahiri var, batını var, batının da yedinci batına kadar batını var" hadisinin tefsiri

Bil ki Kur'an'm bir zahiri var ... zahiri n de gizli ve pek kuwetli bir de içyüzü var.

O batmm bir batm1, onun da bir üçüncü batm1 var ki onu ak1llar anlayamaz, hayran kalir.

Kur'an'm dördüncü batlmysa eşsiz, örneksiz Allah'dan başka kimse görmemiş, kimse bilmem iştir.

Oğul, sen Kur'an'm d1ş yüzüne bakma ... Şeytan daAdem'in topraktan ibaret gör_dü, hakikatine eremedi!

Kur'an'm zahiri, insana benzer ... sureti görünür, meydandadir da cam gizli!

insanm amcas1, dayiSI bile insana o kadar ya km olduğu halde yüzyil beraber yaşasalar halini bir kil ucu olsun göremez, anlayamaz. 168 (31 4244-4249)

Zahir ve batın meselesi islam'ın ilk dönemlerinden beri hep var olmuştur. Sadece zahiranlamla yetinip batını reddedenlerolduğu gibi asıl olanın batın olduğunu ileri sürüp zahire hiç değer vermeyenler de olmuştur. Bize göre ayetin zahiri, batıni anlamın içinde oluştuğu, adeta bir ra him gibidir. Yavrunun anne rahminde oluşması gibi harfler, kelimeler de mananın oluşması için rahim görevi üstlenmişlerdir. Aslında belki Kur'an okumaya besmeleyle başlanmasının sebebi

"Kıra at~ 1 O; Nesai,"lftitah~ 38 [168] · Mesnevi için Veıed lzbudak'ın çevirisi kullanılmıştır.

Page 9: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

"Rahim" den "Rahman"a- suretten sirete/sözden manaya- ulaşma

amaç .ve arzusunun sembolik bir ifadesidir.

· Hz. Muhammed'in isra ve Mirac hadiseleri de bu bağlamda değerlendirilebilir: Önce Mescidi Aksa'ya kadar olan yatay bir yolculuk, sonra Sidretü-1 Münteha'ya kadar olan dikey yolculuk. Bu hadise aslında hakikate ulaşmak için takip edilecek yöntemi de veriyor: Yani önce yatay/zahir olan sonra dikey/batın olan.

Yukarıda zikrettiğimiz Zümer/23'ün tamamını okursak suretten siretegeçişin çarpıcı bir anlatımını da buluruz. Ayetyine"ikili"anlatımla devam eder: Bunlar ayetleri n "korku" ve "ümit" boyutlarıdır: O kişiler Kitap'ı okurken önce "ürperirler'~ sonra "yumuşarlar'~ ardından ise "hidayet" gelir. Hidayete ulaşamayanlar dalalettedir. Burada insanın "olma" sürecine de bir işaret vardır.

2- insanın Nitelikleri

Kur'an'ın muhatabı insandır. insan ise yukarda da belirttiğimiz gibi "olmuş" olan değil,"olfnakta" ola ndır. Yine Kur'an'da belirtilcliğine göre insan ahsen-i takvim'den (en güzel biçim) esfele safilin'e (aşağıların aşağısına) kadar herhangi bir yerdedir veya bu iki uç arasında gidip gelmektedir (Tin, 95/4-5). "Ol" demesiyle her şeyi yaratabileceğine inanılan Allah hadiste belirtildiği üzere Adem'in çamurunu kırk gün yoğurmuş, ancak kıvama gelip şekil aldıktan sonra ruh üflemiş, ruh üflendikten sonra meleklerin secde etmeleri. istenmiştir. Yaratılış kıssasında sembolik ifadelerle anlatılan bu olay aslında insanın manevi olgunlaşma sürecine de işaret eder. Nitekim Hz. Muhammed'e peygamberlik kırk yaşında gelmiştir, yani Adem'e kırk günden sonra ilahi ruh üflenmesi gibi ona da kırk yaşında Kutsal Ruh/Cebrail gelmiştir.

Mevlana Mesnevisinde insandan "dokuz yüz katlı,, diye bahseder (3/1303). Dolayısıyla her insanın dünyaya ve olaylara bakışı kendi katından olacaktır. Onun için Hz. Muhammed Ilinsanlara akıllarınca konuşun" demiştir. Mesnevi'nin bir yerinde de şu ifadeler vardır:

Herkesin hareketi, görüşü, bulunduğu makama göredir. Herkes, aleme kendi görüş dairesinden bakar. Mavi cam, güneşi mavi gösterir; ktztl cam ktztl. Camlarm rengi olmazsa beyaz olurlar. Beyaz cam, öbür camlarm hepsinden daha doğru gösteri" hepsinin de başt, imamt odur.

Ebucehi/, Ahmed'i görüp "Beni Haşim'den çirkin bir çehre zuhur

Page 10: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

452

etti" dedi

Ahmet ona dedi ki:" Haddini tecavüz ettinse de doğru söyledin."

Sı d dik görüp "Ey güneş! Ne doğudasm, ne batıdan. Latif bir surette parla, alemi nur/andır" dedi.

Ahmet dedi ki: "Ey aziz, ey değersiz dünyadan kurtulan! Doğru söyledin."

Orada bulunanlar" Ey ha/km ulusu, ikisi birbirine zıt söz söyledi, sen ikisine de doğru söyledin dedin ... "Neden?" diye sordular.

Peygamber "Ben Allah eliyle cilalanmış bir aynayım. Türk, Hintli nasılsa/ar, bende o sureti görürler" dedi. (ı /2365-2370)

insanın nitelikleriyle ilgili olarak Kur'an'da, on altı ayette geçen Ulul'elbab sözcüğü "aklını, gönlünü çalıştıranlar': "temiz akıl sahipleri" veya "saf akıl sahipleri" gibi muhtelif şekillerde Türkçeye çevrilir. Resullerin hayat hikayelerinden, Ulul'elbab yani "lübblerin sahipleri"nden başkasının ibret alamayacağı (Yusuf, 12/111 ), ayetleri düşünüp anlayamayacağı (Al-i imran, 3/190) ifade edilir. Arapça, birşeyin özüne, içine lüb denir. Lüb, hayal ve vehim kabuklarından arınmış, kutsal nurla aydınlanmış akıldır. Zahiri bilgiler kışr, batıni bilgiler lüb'dür (Uludağ, 2005:230).

Kışr, batın ilmini bozulmaktan korur. Zahir ve batın ayrı iki şey deği.ldir, aynı şeyin biri dışıdır (kabuk}, diğeri içidir (öz) (Uludağ, 2005:216). "Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur" diye de meşhur bir söz vardır. Bunun yanı sıra Kur'an'da ayetlerin "bilen': "iyice araştırıp kavrayan': "öğüt alan" topluluklar için ayrıntılı kılındığına ve Kitap'ın ancak "inanan bir topluluk için" kılavuz olabileceğine işaret eden pek çok ayet de bize muhatapların nitelikleriyle ilgili bilgiler vermektedir.169 Açıkçası Kur'an'ın rehberliği herkes için eşit değildir. inanç ve id rak seviyelerine göre onunla dalalete düşenler olabileceği, zalimlerin zulümleri ve kalplerinde hastalık bulunanların küfürlerinin artacağı da yine Kur'an'da belirtilmektedir.170

3- Toplumsal Cinsiyet Rollerimizden Sıyrılıp Kur'an'ı Nötr Olarak Okuyabilmek

ilk bakışta Kur'an'a eril hitap hakimdir. Bu durum vahyin indirildiği dönemde Arap toplumundaki ataerkillik göz önüne

[169] Bkz: En am, 6/97, 98, 126; Araf,? /32, 52 [170] Bkz: Tevbe, 9/125; ls ra, 17 /82; Baka ra, 2!26

Page 11: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

alındığında normaldir. Kur'an'da bunun pek çok örneği olmasına rağmen rasgele seçtiğimiz üç örnek vermek istiyoruz. Bunlardan ilki şöyl~: Kadm/aft oğul/aft yük yük altm ve gümüş, salma atlaf't davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladiği şeyler insana süslü gösterildi (Ali imran, 3/14). Bu ayette ~lm (nas) kelimesi muhatabın insan olduğunu göstermesine karşın burada şiddetle arzulanan şeylerden biri olarak ,\411 "kadınlar" kelimesinin kullanılması ayetin muhatabının erkek olduğu algısını uyandırıyor. Çünkü bir kadının diğer bir kadını şiddetle arzulaması dinde eşcinselliğin yasak olmasından- dolayı zaten düşünülemez.

Başka bir örnek daha verelim: Kişinin kardeşinden annesinden babasmdan eşinden ve çocuklarmdan kaçacaği gün kulaklan sağ1r edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir jşi vardir (Abese, 80/ 34-37). Bu ayette "kişi'~ için kullanılan k)lime ı_j4.11 mer'u ~rapçada erildir. Saprasındaki ~\ kardeşinden, ~\ annesinden, ~\ babasından, ~\ oğullarından,

~w, eşinden sözcüklerinin sonuna eklenen"~" hi takısı eriilik işareti olup bahsedilen kişilerin 6ir erkeğin yakınları olduğunu gösterir. Yani Arapçanın dil özelliklerine göre okunduğunda bir erkeğin kıyamet gününde en yakınlarından ve karısından kaçacağı anlaşılır.

Üçüncü örneğimiz de şöyle: Biz onu, aklf erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik (Yusuf, 12/ 2). Ayette geçen "akıl erdiresiniz"

ifaçiesindeki ~ kelimesindeki r kum ile onun ardından gelen 0# fiilinin çekimleri 2. eril çogul şahsı gösterdikleri için ayetin muhatabının erkekler olduğu düşünülür.

Kur'an'daki bu eril formatın hem erkekleri, hem de kadınları kapsaclığına dair genel bir konsensüs oluşmasına (Aziz, 201 0:296) ve bu konuda sıkıntı olmamasına rağmen, dişi! format taşıyan bazı ayetlerin sadece kadınları kapsaclığını iddia etmenin Kur'an'ın

evrenselliğine aykırı olabileceğini ve bu ayetlere daha derinlikli olarak bakılabildiği takdirde toplumsal cinsiyet rollerinin ortadan kalkabileceğini düşünüyoruz.

Kur'an erkek veya kadın için değil insan için gönderilmiştir. Ruhta eriilik dişiilik yoktur. Kur'an'ın tamamının her iki cinsiyete de hitap etmiş olması gerektiğini düşünüyoruz. Onun bazı ayetleri sadece erkekleri, bazı ayetleri sadece kadınları muhatap almış

olmamalıdır. Bu yüzden Kur'an'ı anlamaya çalışırken dünyalık

(cinsiyet) elbiseleri m izi bir tarafa bırakarak nötr olarak ona yaklaşmak belki daha faydalı olabilir.

Page 12: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

454

4- Kur'an'ın Dili

Kur'an kendisine vahyedilen peygamberin diliyle yani Arapça olarak gönderilmiştir. Arapçanın cinsiyetli dillerden olduğundan ve her şeyin eril-dişii olarak sınıfiandınidığından yukarıda söz ettik. Bu konu hakkında Arnina Wadud'un bakışına da yerverip diğer hususlara geçmek istiyoruz. Wadud ilahi bir metnin insanların iletişimini sağlayan bir dilin doğal kısıtlayıcılığını aşması gerektiğinden fakat Belkıs'ın iyi bir idareci olmasına rağmen kadın olduğu için idarecilik konusunda evrensel bir örnek olarak kabul edilmediğinden söz eder (Wadud, 2005:71 ).

Biz onu, akli erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik (Yusuf, 12/2).171 Kur'an Arapça olarak gönderilmesine rağmen onu en iyi Arapların anlayacağına dair hiçbir ayet yoktur. Üstelik Kur'an kafa ile düşünmekten değil kalp ile düşünmekten bahseder ve sürdürür: Yeryüzünde gezip dolaşmadtfar mt ki, düşünecek kalp/eri, işitecek

kulaklan olsun? Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler kör olur (Hac, 22/46).

Bunun yanı sıra Kur'an ın sembolik bir dili vardır. Kur'anın dikkat çektiği hakikatierin özellikle remizler ve misallerle anlatıldığı ve bu misalleri ancak alimierin anlayabilecekleri vurgulanır.172 Alimden veya ilim sahiplerinden maksadın ne olduğunu ise bize en güzel Yunus Emre anlatır:

ilim ilim bilmektir

ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin

Bu nice okumaktır

Yunus'un sözleri "nefsini bilen rabbini bilir" hadisinin açılımı mahiyetindedir. Alimden maksat çok bilgi yüklenmişler yani "kitap yüklü eşekler" olmak değildir.

5- Kur'an'da Kadını/Dişili ifade Etmek için Kullanılan Kelimelerin Çeşitliliği

Kur'anda dişi cinsi ifade için kullanılan pek çok kelime vardır: müslimat (müslüman kadınlar), mü 'm inat (mü'min kadınlar), kanitat (itaat eden kadınlar), sadikat (sadık kadınlar), sabirat (sabreden

[171] Bu konu hakkındaki ayetler için ayrıca bkz: Ra'd 13/37; Nahl, 16/103;Taha, 20/113; Şuara, 26/195, Zümer, 39/28; Fussilet, 41/3, 44; Şura, 42/7; Ahkaf, 46/12; Zuhruf, 43/3 [172] Bkz: 39 Zümer: 27; 29 Ankebut 43

Page 13: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

kadınlar), haşiat (müt~vazı kadınlar), mütesaddikat (sadaka veren kadınlar), saimat (oruç tutan kadınlar), hafizat (muhafaza eden kadın_lar), zakirat (zikreden kadınlar),173 mutal/akat (boşanmış

kadınlar), müşrikat (müşrik kadınlar), muhdcirat (muhacir kadınlar) bunlardan bazılarıdır. Bunların yanı sıra Türkçeye "eş, karı, hanım"

şeklinde tercüme edilen imrae, zevc (ikili ve çoğul formları da kullanılmış fakat dişil formu kullanılmamıştır), halile (Kur'an'da çoğul olan hala il kullanılır), bir sOreye de isim olmuş "kadınlar" diye çevrilen n isa (tekil formu yoktur) ayrıca nisva, kız çocukları için benat, kızkardeş için uht, anne için ümm kelimelerini de zikretmeliyiz.

Özellikle mealierde zevc ve imrae kelimelerinin karşılığı olarak "eş, karı, hanım" gibi sözcüklerin rasgele kullanıldığını görmekteyiz. Herhalde Allah'ın Kitabında kafiye gütmek veya ses uyumu gibi şeyler esas alınmış olmamalıdır. Bu yüzden ayetlerdeki zevc ve imrae kelimelerinin kullanımlarındaki hassasiyetin tercümelerde de gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunların arasında çok hassas bir ayırım olmalıdır. Eğer bu nüans olmamış olsaydı Hz. Adem'in eşinden bahsederken zevc yerine bazen de imrae kullanılabilirdi. Fakat onun imrae'sinden hiç bahsedilmemiştir. Buna karşılık Kur'an Hz. ibrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Lut, Hz. Nuh, Firavun ile Aziz'in imrae1erinden söz eder.

Eşler söz konusu olduğunda kadın (dişil) deyince erkeğin de olması gerektiğinden erkekleri (erilliği) ifade eden kelimelerin de bir o kadar değer taşıdığını düşünüyoruz. Kur'an'da, kadında olduğu gibi, · koca için de eş anlamında zevc kullanılmıştır. Dilimize eş veya koca olarak tercüme edilen diğer bir kelime ba'ldir. Erili ifade etmek için ayrıca zeker ve türevleri ile racu/ sözcüklerinin tekil ve çoğul formları kullanılmıştır. Bunların yanı sıra yukarıda kadınlar için örneklerini verdiğimiz üzere sıfatiara eriilik takılarının eklenmesiyle oluşturulan mü'miniyn (mümin erkekler), müslimiyn (müslüman erkekler), kanitiyn (itaat eden erkekler), sadıkıyn (sadık erkekler), sabiriyn (sadık erkekler) vb. gibi pek çok sözcük de erkekleri ifade etmek üzere kullanılmıştır.

6- Geleneksel Aktarırnların Tesirinden Kurtularak Ayetlere Yaklaşabilmeyi Başarmak

Bu konu hakkında yorum yapmayıp Kur'an'ın dediklerine dikkat çekmek istiyoruz:

Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz/ Biz önderierimize ve

[173] Bkz: 33 Ahzab: 35

Page 14: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

456

büyük/erimize itaat ettik de bizi yoldan saptirdi/ar." (Ahzab, 33/67).

Onlara, "AIIah'm indirdiğine (Kur'an'a) ve Peygamber'e gelin" denildiğinde onlar, "BabalanmiZI üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Peki ya babalan bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamiŞ olsalar da m1? (Ma ide, 5/1 04).

Ayetlerin farklı anlamiandıniması ve yorumlanmasının sebeplerini böylece sıraladıktan sonra Kur'an'da kadına karşı şiddeti teşvik ettiği iddia edilen ayete geçebiliriz.

Nisa suresinde yer alan bu ayet erkeklerin kadınlar üzerinde kavvam oluşu ile başlar, salihalann özelliklerine değinir, sonra da nüşuz etmelerinden korkulanlara (dişil formdadır) uygulanacak müeyyidelerden bahseder. Nüşuz geçimsiz/başkaldıran/hırçın/ serkeş gibi muhtelif şekillerde dilimize çevrilmektedir. Burada kadınların dövülmesine sebep olarak gösterilen şey onların itaatkarsızlıklarından endişe etmektir. Yani henüz açıkça suç sayılan bir eylem bile gerçekleşmemiştir. Resmi bir ~urum olduğu için tercih ettiğimiz Diyanet mealinde maalesef ZJ}ı..g yani "endişe ettiğiniz, korktuğunuz" kelimesi görmezden gelinmiş ve sanki kadının sabit bir suçu varmış gibi gösterilmiştir. Oysa erkeğin nüşuzundan söz eden aynı surenin 128. ayetinin mealinde "endişe etmek" kelimesi dikkate alınmıştır. Her iki ayeti sırayla veriyoruz:

Erkekler (j~jl) kadmlarm (~~\)koruyup kollayiCIIand!rlar (ZJy~). Çünkü Allali insanlarm kimini kiminden üstün kiimiştir. Bir de erkekler kendi mallarmdan harcamakta (ve ailenin geçifJJini sağlamakta)dirlar. İyi kadmlar, itaatkard1rlar. Allah'm (kendilerini) korumasi sayesinde onlar da "gayb"1 korurlar. (Evlilik yüküm!ülüklerini reddederek) başkaldirdiklanm gördüğünüz kadmlara (J)\l~) öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda "vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür (N isa, 4/34).

Eğer bir kadm (fıy.l) kocasmm (~) kendisine kötü davranmasmdan (lj~) yahut yüz çevirmesinden (W:.!fop endişe ederse, uzlaşarak aralanm düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uz/aşmak daha haylrlidir. Nefisler ise kiskançiiğa ve bencil tutkulara ~az1r (elverişli) kilmmiŞtlr. Eğer iyilik eder ve Allah'a karş1 gelmekten sak1mrsamz, şüphesiz Allah yaptik/armizdan haberdardir (Nisa,4/ 128).

Ayetlerde kadın ve erkek için kullanılan kelimelerin Arapçalarını özellikle verdik ki farkı düşünelim. Kadının nüşuzundan bahseden

Page 15: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

ilk ayet rica/ (erkekler) ve nisa (kadınlar) kelimeleriyle başlar, buna mukabil erkeğin nüşuzundan bahseden ayette imrae (kadın) ve ba'/ (koca) kullanılmış, eş anlamındaki zevc ise ikisinde de geçmemektedir.

Meale göre ilk ayette erkeklerin duydukları kaygıdan dolayı nasihat, yatakta yalnı? bırakma ve dövme şeklinde üç aşamalı bir müeyyideden söz edilirken ikinci ayette kadınların duydukları kaygıdan dolayı barış tavsiye edilmektedir. Önemli gördüğümüz diğer konuya gelince; daha önce de vurguladığımız gibi ayetlere toplumsal cinsiyet rollerimizden sıyrılarak Allah'ın "biz herşeyi çift yarattık" hükmünce erii/dişii kavramlar açısından bakabilmeyi denemektir. Bu şekilde bakınca Azize ei-Hibrl'de olduğu gibi farklı anlamlar ortaya çıkabilmektedir. O, malum ayetin başında yer alan ve erkeklerin mallarından harcadıkları için kadınlar üzerinde kavvam yani koruyucu ve geçim sağlayıcı olduklarını ima eden bütün tercümelere karşı çıkar ve buradaki asıl konunun ahlaki yol göstericilik ve koruyup kollayıcılık olduğunu söyler (Wadud, 2005:113). Benzer şekilde Mevlana da erkeklerin kadınlara üstünlüğünün uzak görüşlülükten kaynaklandığını belirtir. Yalnız ona göre erkeklik veya kadınlık suretle değil siretle olur. Bu yüzden erkek suretinde dişiler olabildiği gibi dişi suretinde erler olabilir. Şunu da ifade etmek gerekir ki erkeklerin geçim için kadınlara harcamaları mutlak bir durum değildir.

Günümüzde de pek çok kadının kocalarının sakatlığı, hastalığı vs. nedenlerle ailenin geçim yükünü üstlendikleri ne şahit olmaktayız. Oysa Kur'an'da ifade edilen durum mutlaktır. Ayetin doğruluna . inanıyorsak düşüncelerimizi revize etmek gerekir.

KAYNAKÇA

Kitaplar

KARAMAN, Hayreddin vd. (2007 ve 2008), Kur'ôn Yolu, Türkçe Mea/ ve Tefsir, C: 3 ve 4, Diyanet işleri Başkanfiği Yaymlan, Ankara.

MEVLANA Celaleddin-i Rumi (2004), Mesnevi, Çev. Ve/ed izbudak, istanbul.

SCHiMMEL, Annemarie (2002), Tanrmm Yeryüzündeki işaretleri, Çev. Ekrem Demirli, istanbul.

TABERi, Muhammed b. Cerir (2003), Cômiü'I-Beyôn an Te'vili Ayi'/­Kur'ôn (Tahk.: Abdullah b. Abdülmuhsin-i Türki) 1/22, Riyad. ULUDAG, Süleyman (2005), Tasawuf Terimferi Sözlüğü, istanbul.

WADUD, Arnina (2005), Kuran ve Kadm, Çev. N azife Şişman, istanbul.

Page 16: yasemin 1 A - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D268320/2016/2016_OZTURKN.pdfYapılan antrepolajik çalışmalar kadına şiddetin Papua Yeni Gine'deki bazı yerli topluluklar dışında

458

Makaleler

AZiZ, Ahmad Khalil (2070), "Kur'an'da Cinsiyet Ka/tp/art: Sosyolengüistik Bir Yaklaştm~ Çev. Burhan Sümertaş, i.ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi, Bahar 5.1 (1) ss. 295-306.

SELVi, Dilover (2011), "Her Ayetin Bir Zahiri Bir Batmt Vardtr Hadisindeki Zahir ve Battm Kavramiart Üzerine değerlendirmeler'; Dinbilimleri Akademik Araşttrma Dergisi, C. 71, Sayt2, ss. 7-47. -

internet Kaynakları

http://kuranharitasi.com/

MEVLANA Celaleddin-i Rumi, Fihi Ma Fih, Çev. Abdülbaki Gölpmarft, Fastl 43. http://www.semazen.net/show_text_main.php?id= 1192&menuld= 174 (Erişim Tarihi: 20.11.20 15)

SUBAŞ/, Nüket ve AKIN, Ayşe "Kad1na Yönelik Şiddet; Nedenleri ve Sonuçlari'' www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/ .. ./kadina_yon_siddet.pdf Erişim Tarihi: 12.10.20 15)