Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Trafikte, özellikle de kent içi trafikte yayalar; trafiğin asli ve birincil unsurunu oluşturur. Kentsel kamu alanlarının kulla-nımında yayalar öncelik hakkına sahiptir. Bu alanların nimet-lerinden özgürce yaralanma ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu konu Avrupa Parlamentosu tarafından 1988 yılında “AVRUPA YAYA HAKLARI BİLDİRGESİ” olarak karara bağlanıp, yayımlanmıştır. Aşağıda verilecek olan bildirgenin maddeleri, bugünlerde İstanbul Gezi Parkı ve Taksim’deki toplumsal tepkile konusuna da ışık tutacak niteliktedir. Faz-la söze gerek bırakmayan bildirge aşağıdadır.
1. Yayanın; fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya uygun ko-şullar sunan kamu alanlarının nimetlerinden özgürce ya-rarlanma ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır.
2. Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şe-killenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır.
3. Çocuklar, yaşlılar ve engellilerin kendi zaafiyetlerini şekil-lendirmeyen ve kolay sosyal ilişkiye izin veren kentsel dü-zenlemelere sahip olmaya hakları vardır.
4. Engellilerin bağımsız hareketliliklerini sağlayacak ulaşım sistemlerine, kamusal düzenlemelere, uyarı işaretleme sis-temlerine ve taşıt araçlarına sahip olmaya hakları vardır.
5. Yayanın izole yaya bölgelerine değil, kentin düzeniyle uyumlu, ulaşılabilir, kısa ve makul bağlantıları olan yaya alanlarına sahip olmaya hakkı vardır.
6. Yayanın özel olarak;a.Motorlu taşıtların bilimsel olarak tolere edilebilir kim-yasal ve ses yayma standartlarına uygunluğunun sağ-lanmasına,b.Toplu taşım istemlerinin tümünün hava ve ses kirliliği kaynağı olmamasına,c.Kentsel alanlarda ağaç dikimiyle yeşil akciğerler oluş-turulmasına,d.Yaya ve bisiklet trafiğini korumak üzere yol sistemleri-nin uyarlanmasına ve hız sınırlamaları yapılmasına,e.Motorlu taşıtların uygunsuz ve tehlikeli kullanımını teşvik edici reklamların engellenmesine,
f.Görme ve duyma engellilerin ihtiyaçlarını da dikkate alan etkili bir işaretleme sistemine,
g.Yaya ve motorlu araç trafiğinin kolay geçiş ve durma sağlayacak şekilde ölçütler belirlenmesine,
h.Risk yaratanların sonuçlardan sorumlu olacağı bir risk yükümlülüğü sisteminin kurulmasına,
ı.Sürücü eğitim sisteminin yayaları ve yavaş kullanıcıları gözetecek şekilde tasarlanmasına hakkı vardır.
7. Yayanın tam ve engelsiz hareketini sağlayacak bütüncül bir taşıma sistemine, özellikle de;
a.Ekolojik kapsamlı ve iyi donanımlı toplu taşım siste-mine,
b.Kentsel alanlarda bisiklet kullanımına ait donanımla-rın sağlanmasına,
c.Otoparkların yaya hareketlerini engellemeyecek ve yayaların mimari olarak özelleşmiş alanlardan alacağı keyfi etkilemeyecek şekilde konumlanmasına hakkı var-dır.
8. Her üye ülke, yaya haklarıyla ve alternatif ve ekolojik taşı-ma biçimleri ile ilgili kapsamlı bilgiyi uygun kanallardan yaymalı ve çocuklara, öğrenime başladıkları andan itiba-ren iletmelidir.
Avrupalı sayılırız diyorsak bunları da görmek, görmek yet-mez uygulamak durumundayız. Özellikle araç kullananların çoğunun ne yaptığını biliyoruz; yaya haklarının yanından geçmediğimizin, bırakın saygı duymayı farkında bile olma-dığımızın birkaç örneğini dergimizin “KONUŞAN FOTOĞ-RAFLAR” bölümüne koyduk. Caddede, sokakta, çevremize baktığımızda yüzlercesini görebiliriz. Fotoğraflar Başkent Ankara ve İstanbul’un Avrupa kesiminde çekilmiştir. Sizler-den de trafikle ilgili ilginç fotoğrafları çekip dergiye gön-dermenizi bekliyoruz. Adınız belirtilerek okuyucularımızla paylaşılacaktır.
başyazı
Yaya haklarına saygı…
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı İl Koordinasyon Kurulu toplandı
SAYI 49 / YIL 11 Nisan - Mayıs - Haziran / 2013
Yönetim Yeri ATESTAŞ Ankara Trafik Eğitim ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. 8 (1314). Cadde 86 (1309). Sokak No:2/1
A. Öveçler-Dikmen/Ankara
Tel:: 0 312 473 04 23
Faks: 0 312 473 04 28
[email protected] www.ankaratrafikvakfi.org
Ankara Trafik Vakfı Dergisi Yayın No: 3304
Yayın Türü Yerel Süreli Yayın
ATESTAŞ adına
İmtiyaz Sahibi Mümtaz Fahri AYKIRI
Genel Yayın Yönetmeni Süleyman PAMPAL
Genel Koordinatör Hüseyin KILAVUZ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hüseyin BEKTAŞ
Yayın Kurulu Ahmet ÇİÇEK Ahmet KUŞGÖZ Timuçin ONURSAN Zeki AYDIN
Yapım/Organizasyon CAST GRAPHIC Tokdemir Ajans Prodüksiyon - Organizasyon - Yayıncılık Ltd. Şti. Turan Güneş Bulvarı 4. Cad. 712. Sk. 1/3Yıldız - Çankaya/ANKARATel: 0312 440 87 07(Pbx)Faks: 0312 440 12 92 www.tokdemirajans.com
Baskı Dumat Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Bahçekapı Mah. 2477. Sk. No: 6 Şaşmaz / AnkaraTel: 0312 278 82 00Faks: 0312 278 82 30 www.dumat.com.tr - [email protected]
Ankara Trafik Dergisi, ATESTAŞ adına Cast@Graphic Ajans tarafından yayınlanmaktadır. YÖNETİM YERİ (ATESTAŞ) ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR. Reklamların sorumluluğu reklam veren firmaya ait olup, Cast@Graphic Ajans hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Dergide yayınlanan yazılar yazarların düşüncelerini kapsamaktadır.Basım Tarihi18 Haziran 2013
KURU
M4
> > içindekiler
Okul Öncesi Trafik Eğitiminde Drama Yönteminin Kullanılması
Hande FIRATCNN Türk Haber Ankara Temsilcisi
MERSİN
DOSYa12
GüNcEl 30
RÖPORTaJ
MERSİN
42
20
Türkiye Sigorta Birliği’nden Oto Sigortaları İle İlgili açıklama
4
kurum
Yayınlanan Başbakanlık Karayolu Trafik Güvenliği Stra-tejisi ve Eylem Planı’nda öngörülen hedeflere ulaşıl-masını sağlamak üzere İçişleri Bakanı’nın başkanlığında ve ilgili bakanlıklarla kurumların üst düzey temsilcilerinin katılımıyla, “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgü-düm Kurulu” (Kurul) oluşturuldu.
Bu Üst Kurul, Eylem Planı’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan ve önümüzdeki altı aylık süre içerisinde yapılması planlanan faaliyetleri değerlendirmek üzere 13 Mart 2013 tarihinde İçişleri Bakanı’nın başkanlığında ve ilgili bakanlıklarla kurumların üst düzey temsilcilerinin katılımıyla ilk defa toplandı.
Yapılan bu ilk toplantıda alınan kararlardan bazıları şun-lar oldu:
1. Kurul tarafından alınan kararların, Strateji ve Eylem Planı’nın uygulanması için iş dünyası, medya ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla “Karayolu Trafik Gü-venliği Eylem Platformu” oluşturulacak, bu platform aracılığıyla ülke genelinde trafik güvenliği alanında far-kındalık oluşturmaya yönelik faaliyetler yürütülecek.
2. İllerde Eylem Planı kapsamında yürütülecek faaliyet-lerin koordinasyonunun sağlanması, takip ve değerlen-dirmesinin yapılması için Valilikler koordinesinde ilgili kurum ve kuruluş yöneticilerinin katılımıyla “Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı Koordinasyon Kuru-lu” oluşturulacak.
3. 2013-2014 yıllarının “Emniyet Kemeri ve Hız Kont-rolü Yılı” ilan edilmesi, kurulacak platformun da deste-ğiyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) aracılığıyla Afyonkara-hisar ve Ankara illerinde pilot olarak yürütülen “Emniyet Kemeri ve Hız Kontrolü Projesi” ülke geneline yaygınlaş-tırılacak.
Bu gelişmeler üzerine, Ankara Valiliği, Başbakanlık ma-kamının 31 Temmuz 2012 tarih ve 2012/16 sayılı Başba-kanlık Genelgesi ile yürürlüğe giren “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı” kapsamında An-kara ilinde yürütülecek faaliyetlerin koordinasyonunun sağlanması, takip ve değerlendirilmesinin yapılması için “Ankara İli Karayolu Güvenliği Eylem Planı Koordi-nasyon Kurulu” oluşturuldu.
Bu kurulun sekretarya görevinin Ankara Emniyet Mü-dürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından yürütüleceği belirtildi.
Ankara İli Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı Koordi-nasyon Kurulu’nun ayda bir kez toplanması kararlaştı-rıldı. İlk toplantı 02 Mayıs 2013 tarihinde yapıldı.
1. KURUL NE ZAMAN TOPLANACAK?
Ankara Valiliği’nin yazısında Ankara İli Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’nun ayda bir kez toplanmasına karar verildi. Toplantıya katılacak kurul üyeleri şöyle belirlendi:
Ankara Vali Yardımcısı M. Fahri AYKIRI
Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih GÖKÇEK
İl Emniyet Müdürü Kadir AY
İl Jandarma Komutanı J. Kur. K. Alb. Ali Osman GÜRCAN
İl Milli Eğitim Müdürü Kamil AYDOĞAN
İl Sağlık Müdürü Dr. Seracettin ÇOM
İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Kasım KAYIHAN
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Müdür Vekili A. Vural ÖRSDEMİR
Karayolları 4. Bölge Müdürü Zeynel Abidin YEŞİL
İl Müftüsü Mustafa Hakkı ÖZER
Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Berahitdin ALBAYRAK
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mesut DÜZGÜN
Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreter Yrd. V. Okan BEKAR
ODTÜ Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Hediye TÜYDEŞ
ODTÜ temsilcisi İç Hizmetler Müdürü Mahmut ERDEVİK
Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanı İhsan MEMİŞ
Trafik Eğitim ve Araştırma Derneği Başkanı Ümit YEĞÎN
Ankara Trafik Vakfı Başkanlığı Temsilcisi Prof. Dr. Süleyman PAMPAL
Birleşmiş Milletler’in 2 Mart 2010 tarihinde yayınladığı Moskova Deklarasyonu, Türkiye tarafından imzalanarak kabul edildi. Bu çerçevede Emniyet Genel Müdürlüğü koordinesinde ilgili bakanlık, kurum ve kuruluş temsilcilerinin katkılarıyla hazırlanan 2012/16 sayılı “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı”na ilişkin Başbakanlık Genelgesi 31.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Ankara İli Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı Koordinasyon Kurulu oluşturuldu
5
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
5. KURULDA HANGİ ALANLARDA FAALİYETLER ELE ALINACAK?
KONU
EĞİTİM
Temel ve ortaöğretim kurumlarında trafik bilincinin kazandırılması
İlk yardım eğitimi
Bölgesel ve sektörel bilgilendirme
Sürücü ve yaya eğitimi
Trafik polislerinin eğitimi
Jandarma trafik personelinin eğitimi
DENETİM
Hız denetimi
Alkol denetimi
Uyuşturucu denetimi
Emniyet kemeri, araç içi koruma sistemleri
Lastik denetimi
Motosiklet denetimi, kask kullanımı
Ağır taşıt denetimleri
Trafik cezalarının caydırıcı hale getirilmesi
Trafik ışık ve işaret ihlali denetimi
Cep telefonu kullanımı denetimi
Elektronik denetim sistemlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması
Yol kenarı ağır taşıt denetimleri
Fahri trafik müfettişleri uygulaması ile denetimin etkinliğinin arttırılması
Diğer polislere trafik suçu tespit yetkisi verilmesi
Araç muayeneleri
Araçların üretiminin uygunluğu
Toplu taşıma araçlarının erişilebilirlik standartlarına uygunluğu
Piyasa gözetimi ve denetimleri
ALTYAPI
Bölünmüş yol oranı (%) (şehir içi yollar hariç)
Kaza kara noktası ve kaza potansiyeli yüksek noktaların iyileştirmeleri
Hemzemin demir yolu geçitlerinin iyileştirilmesi
Planlanan projeler ve trafiğe açık olan yollarda trafik güvenliği kontrolü yapılması
Karayolu İşaretleri ve Sinyalleri Sözleşmesi (1968)
Karayolu ağında akıllı ulaşım sistemlerinin yaygınlaştırılması kapsamında 18 adet trafik yönetim sistemi merkezi kurulması
Karayolu Altyapısı Güvenlik Yönetimi (2008/96/ec sayılı) AB direktifine uyum
Kırsalda ambulans helikopterlerin iniş-kalkış alanlarının oluşturulması
Kara ambulanslarının trafik kaza mahalline ulaşım güçlüğünün giderilmesi
SAĞLIKAcil sağlık çağrılarında kent merkezlerinde ve kırsalda vakaya ulaşım
Deniz ambulans sayıları
KAMPANYALAR
Karayolu trafik güvenliği kampanyaları
Trafikte sorumluluk hareketi
10 Ülkede Yol Güvenliği (RS10) Projesi
6
kurum
6. KURULDA HANGİ FAALİYETLER ELE ALINACAK?
Ankara İli Karayolu Güvenliği Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’nda hangi faaliyetlerin ele alınacağı şöyle belirlendi:
Trafik Yönetimi
a) Trafik hizmetlerinde kullanılan araçların, taşıtların, malzemelerin ve personelin durumu
b) Trafik polisinin eğitim durumu
c) Yasaların eşit uygulanması
d) Gürültünün ve çevre kirliliğinin önlenmesi
e) Sesli, ışıklı uyarı işaretlerinin ve geçiş üstünlüğü hakkının doğru ve yasada belirtilen şekilde kullanılması
f ) Camilerde belirli zamanlarda trafik güvenliğinin önemi hakkında vaazlar verilmesi
g) Meslek odaları ile koordineli çalışılması, projeler oluşturulması ve oluşturulan projelere destek sağlanması
h) Yazılı ve görsel basından bilinçlendirme çalışmalarına destek vermelerinin sağlanması
i) Uluslararası standardın yakalanması adına mevzuat çalışmalarının yapılması
j) Trafik kazalarına karışanlara ilkyardım için ambulansların en kısa sürede gönderilmesi için çalışmaların yapılması.
Daha Güvenli Yollar (Denetim Faaliyetleri ve Altyapı-Enforcement/Engineering)
a) Altyapının iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar
b) Trafik yönetim ve denetiminde teknolojiden faydalanılması
c) Denetimlerin etkinliğinin ve yaygınlığının arttırılması
1. Hız, alkol, emniyet kemeri, kırmızı ışık ihlali, kask, cep telefonu denetimlerinin arttırılması
2. Ağır taşıtlar üzerinde çalışma süresi ve fazla tonaj üzerinde denetimlerin yaygınlaştırılması
3. Araç içi koruma sistemleri hakkında denetimlerin yapılması
d) Otomatik denetim sistemlerinin yaygınlaştırılması
e) Kara yolu kullanım oranlarını düşürmeye yönelik çalışmalar yapılması
f ) Çevre temizliği için daha çevreci ulaşım imkânlarının değerlendirilmesi, alternatif ulaşım türleri üzerinde çalışıl-ması.
Daha Güvenli Yol Kullanıcılar (Eğitim Faaliyetleri-Education)a) Tarım ve turistik yoğunluk arz eden yerlerde bu dönemlerde bilgilendirme faaliyetlerinin arttırılması
b) Okullarda “ Trafik Güvenliği Eğitim Planı’nın” oluşturulması
c) Okul öncesi çocuklara trafik güvenliği eğitiminin verilmesi
d) Trafik güvenliği üzerine geniş tabanlı katılımlar sağlanacak şekilde verimli projelerin oluşturulması, yürütülmesi, sonuçların değerlendirilmesi (“Ailemin ve Ülkemin Trafik Polisiyim”, RS10 – “Güvenli Trafik gibi”)
e) Yaya geçitlerinin kullanıma uygun, özendirici ve güvenli hale getirilmesine yönelik çalışılması
f ) Yaya geçitlerinde ilk geçiş hakkının yayalara verilmesi gerektiği konusunda sürücülere ve yayalara yönelik bilinç-lendirme çalışmalarının yapılması.
Dezavantajlı Grupların Trafik Güvenliği
a) Özürlü ve hareket kısıtlılığı bulunan yayalar için geçitlerde düzenleme yapılması
b) Trafikte dezavantajlı yaya grubunun güvenliğini arttırmaya yönelik eğitim çalışmalarının yapılması
c) Gazilerin kartlarını göstermeleri halinde kamuya ait otoparklardan ücretsiz yararlanabilmesi çalışmaları
Kaza Sonrası Acil Müdahale (Emergency)
Kaza sonrası ilkyardım hizmetlerinin hızlı ve bilinçli şekilde sunulması.
Araç Güvenliği
Araç güvenliği ile ilgili çalışmalar ve önerilerin hazırlanması.
7
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
2 Mayıs 2013 tarihinde Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı İl Koordinasyon Kurulu toplandı
Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı İl Koordi-
nasyon Kurulu, Vali Alâaddin Yüksel’in başkanlı-
ğında, Vali Yardımcısı M. Fahri Aykırı, Büyükşehir
Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek, İl Emniyet Mü-
dür Vekili Mahmut Azmaz, İl Jandarma Komutanı
J. Kur. Alb. Ali Osman Gürcan, İl Milli Eğitim Mü-
dürü Kamil Aydoğan, İl Sağlık Müdürü Dr. Sera-
cettin Çom, İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Kasım
Kayıhan, İl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Müdür Ve-
kili A. Vural Örsdemir, Karayolları 4. Bölge Müdü-
rü Zeynel Abidin Yeşil, İl Müftüsü Mustafa Hakkı
Özer, Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bera-
hitdin Albayrak, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Mesut Düzgün, Hacettepe Üniver-
sitesi Genel Sekreter Yrd. V. Okan Bekâr, ODTÜ
Temsilcileri Yrd. Doç. Dr. Hediye Tüydeş ve İç Hiz-
metler Müdürü Mahmut Edevik, Karayolu Trafik
ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanı İhsan
Memiş, Ankara Trafik Vakfı adına Prof. Dr. Süley-
man PAMPAL’ın iştirakiyle 02/05/2013 günü, saat
8
kurum
14:00’da ilk toplantısını yapmak üzere Valilik Top-
lantı Salonu’nda toplandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali
Alâaddin Yüksel, Başbakanlığın 2012/16 sayılı ge-
nelgesinden ve bu genelgeye istinaden Ankara’da
ve diğer illerde Karayolu Trafik Güvenliği Eylem
Planı İl Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulmasın-
dan ve bu kurulun amacından bahsetti. Ülke ge-
nelinde ve Ankara’da trafik kazalarının gündem
olmaktan çıkarılması gerekliliğine vurgu yapan
Yüksel, okullarda öğrenci, öğretmen ve velilere
yönelik trafik güvenliği eğitimlerinin yaygınlaştı-
rılmasının önemini anlattı. Yüksel, denetimlerde
cep telefonu, emniyet kemeri, kask ve hız konu-
larına ağırlık verilmesi ve radyolarda yayınlanmak
üzere kamu spotlarının oluşturulması gerektiğini
ifade etti. İl Müftüsünün trafik kurallarının dinde-
ki yeri konusunda çalışma yaparak sohbet, vaaz
ve hutbelerde bu konuya dikkat çekmesinin öne-
mine değinen Vali Yüksel, trafikte algıyı değişti-
rebilecek geniş tabanlı bilimsel projelerin geliş-
tirilmesinin gerekliliğini kaydetti. Emniyet Genel
Müdürlüğü veya üniversitelerin bünyesinde Trafik
Enstitüsü’nün oluşturulması ve kaza sonuçlarının
9
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
bu enstitü tarafından değerlendirilmesi gerekti-
ğini dile getiren Yüksel, trafik kazalarına karışan
kazazedelere acil yardım ve erken müdahalenin
öneminden ve tüm acil çağrı merkezlerinin tek bir
çatı altında toplanması çalışmalarından söz etti.
Kurul toplantısında Ankara Emniyet Müdürlüğü
Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından ha-
zırlanan ve Ankara’da meydana gelen ve MOBESE
tarafından kaydedilen kaza görüntülerinden oluş-
turulan video klip izlendi. Trafik Denetleme Şube Müdürü Ahmet Yıldırım tarafından Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı İl Koordinasyon Kurulu’nun kuruluş amacı, yasal dayanağı, çalışma sistemi, Ankara’nın trafik güvenliği konusundaki mevcut durumu, sorunlar ve sorunların çözümüne yönelik alternatif çözüm önerilerini içeren sunum yapıldı.
Sunum sonunda Kurul Başkanı Vali Alâaddin Yük-sel, Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı İl Koor-dinasyon Kurulu’nun ilk toplantısı olması vesilesi ile bunun bir tanışma ve kısa fikir alışverişi olarak değerlendirilebileceğini ifade etti, bir sonraki top-lantıda kurul üyelerinin trafik güvenliği konusun-da kendi kurum ve kuruluşları ile ilgili alanlarda hazırlıklı gelmelerini hatırlatarak toplantıyı son-landırdı.
10
haber
Polis Haftası başkentte coşkuyla kutlandı
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Türk Polis Teşkilatı’nın ku-ruluşunun 168. yıldönümünde 10 Nisan Polis Haftası dolayısıyla çeşitli etkinliklere imza attı. Etkinliğin açılış törenine Emniyet Müdür Yardımcıları Arif Canlı, Savaş Demirel ve İsmail Oktay Özyardımcı’nın yanı sıra, Asayiş Şube Müdürü Ömer Barlas, Asayiş Şube Müdür Yardım-cıları İlyas Sıtkı, Murat Sansar, Kadir Ayaz, Cengiz Atilla Özbek, Motosikletli Timler Amiri Oğuzhan Sarıbay, Terör-le Mücadele Müdürü Şamil Kaya ve şubede görevli çok sayıda polis memuru katıldı.
Etkinlikler kapsamında halk arasında ‘Yunuslar’ olarak bi-linen Ankara Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Motosik-letli Polis Timleri, Çankaya’da bir hatıra ormanı oluşturdu. ‘Yunuslar’, Yakup Abdal Mahallesi’nde kendilerine tahsis edilen boş alana 2 bin fidan dikti. Ormana ‘Motosikletli Polis Timleri Hatıra Ormanı’ ismi verildi. Etkinliğe katılan-lar beraberlerinde getirdikleri fidanları toprakla buluş-turduktan sonra ‘can suyu’ verdiler.
Polis Haftası nedeniyle düzenlenen etkinliklerden bir diğeri bu yıl 3’üncüsü oynanan Ankara Emniyeti’nde gö-revli polis müdürleriyle güvenlik muhabirleri arasındaki halı saha maçı oldu. Çamlıca Mahallesi’ndeki Polis Koleji Spor Tesisleri’nde oynanan maçı polis müdürleri, 3 sayı farkla kazanmayı başardı. Centilmence bir havada geçen maçı Süper Lig hakemlerinden Özgüç Türkalp yönetti. Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay, maç sonrası iki takım oyuncularına plaket verirken, “Bu müsabakanın bu yıl
üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz, inşallah geleneksel hale getirdiğimiz bu maçların yüz üçüncüsünü de gerçekleş-tiririz.” diye konuştu.
Bir diğer etkinlik ise emniyet mensupları ve eşlerinin yaptıkları ebru ve resimlerin sergilenmesi oldu. Antares Alışveriş Merkezi’ndeki “Emniyet Mensupları Ebruli Ser-gisi-Bulutumsu Renklerin Ahengi” adlı serginin açılışına Emniyet Müdürü Kadir Ay ile çok sayıda davetli katıldı. Emniyet Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslara katılan personel ve eşlerinin çalışmalarıyla hazırlanan sergi, be-ğeni topladı. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ser-gide satılan eserlerden yaklaşık 90 bin TL para toplandı. Elde edilen gelir, şehit, gazi ve malul emniyet mensup-larının üniversitede okuyan çocuklarının ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılacak.
Ayrıca yıldönümü dolayısıyla 1 Ocak-8 Nisan 2013 tarih-leri arasında çeşitli etkinliklere katılarak dereceye girip ödül almaya hak kazanan personel ve personel yakınla-rına ödüllerinin verildiği bir tören düzenlendi. Emniyet Müdürlüğü içindeki Şehit Başkomiser Erkan Ataman Brifing Salonu’ndaki törende Emniyet Müdürü Kadir Ay, dereceye girenlere ödüllerini takdim etti. Ödül töreninin ardından misafirler kokteylde bir araya geldi.
10 Nisan Polis Haftası nedeniyle düzenlenen Musta-fa Ceceli konseriyle de bir ilke imza atıldı. Arena Spor Salonu’nda gerçekleşen konsere Ankara Valisi Alâaddin Yüksel ile Emniyet Müdürü Kadir Ay’ın yanı sıra 16 bin davetli katıldı. Polisler, Ceceli’nin şarkılarıyla stres attı.
11
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Trafik Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandıAnkara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, 4-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen “Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası” kutlamaları kapsamında bir etkinlik düzenledi.
Gençlik Parkı Kültür Merkezi’nde 6 Mayıs tarihinde ger-çekleştirilen Karayolu Trafik Güvenliği açılış törenine Ankara Vali Yardımcısı Fahri Aykırı, Trafik Denetleme Şube Müdürü Ahmet Yıldırım ve Emniyet Genel Mü-dürlüğü Trafik Planlama ve Destek Daire Başkanı Yılmaz Baştuğ’un yanı sıra birçok emniyet müdürü ve personeli katıldı. Çeşitli ilkokullardan çok sayıda minik öğrencinin de hazır bulunduğu toplantıda konuşma yapan Vali Yar-dımcısı Aykırı, “Her gün televizyonları açtığımızda ana haber bültenlerinin yüzde 50’sini ölümlü ya da yaralan-malı trafik kazalarının oluşturduğunu görüyoruz. Trafik kurallarına uymayan toplumlar medeni olamaz. Bu ne-denle kurallara uymak, hepimiz için bir yaşam biçimi ol-malıdır.” dedi. Trafik nedeniyle yaşanan kayıpların azaltıl-masını sağlamak amacıyla herkese düşen sorumluluklar olduğuna dikkati çeken Aykırı, “Herkes sorumluluğunu yerine getirdiği takdirde yaşanan olumsuzlukları kaza olarak değerlendirebiliriz. Önlem almama, kurallara uy-mama nedeniyle yaşananlar kaza değildir. Kazaya dave-
tiye çıkaranlar, yalnızca kendi yaşamlarını değil, başkala-rınınkini de tehlikeye atıyorlar. Lütfen sorumluluklarımız farkında olalım ve kurallar uyalım!” diye konuştu.
“Öğren, uygula, tehlike yaratma!”
Trafik Denetleme Şube Müdürü Ahmet Yıldırım ise, Tra-fik Haftası kutlamaları kapsamında yapılacak etkinlikler hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Trafik sistemi ele alındığında en önemli parçasının insan olduğunun görüleceğini vurgulayan Yıldırım, kurallara cezadan kaçmak için değil, insan hayatına saygı duyul-duğu için uyulması gerektiğine dikkati çekti. Trafikte yapılması gerekenler konusunda ayrıntılı açıklamalar ya-pan Yıldırım, konunun “Kuralları öğren, uygula ve tehlike yaratma!” olarak özetlenebileceğini dile getirdi.
Konuşmaların ardından Yön Sanat Atölyesi’nde engelli ti-yatrocuların hazırladığı “Azrail Blöf Yapmaz!” isimli drama oyunu sergilendi. Emniyet müdürleri ve katılımcı minik çocukların ilgiyle izlediği tiyatro oyunu büyük alkış aldı.
Fahri AYKIRI
Ahmet YILDIRIM
12
dosya
Okul Öncesi Trafik Eğitiminde Drama Yönteminin KullanılmasıErol, G., AKINOĞLU1, F. G., YEĞEN, A., YAŞAR, N.Doku Kültür Anaokulu
ÖZET
Okul öncesi dönemde çocuğun bütün gelişim alanlarının uyarılması ve öğrenmenin kalıcı olmasının sağlanması prensibinden hareketle, Doku Kültür Anaokulu’nda 2002 yılından bu yana 3-6 yaş grubu çocukları, ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan trafik konusunda “Sürekli Trafik Eğitimi Projesi” kapsamında, özel bir uygulama ile geleceğe hazırlanmaktadırlar. Doku’da “Erken Trafik Eği-timi” adıyla uygulanmakta olan projenin amacı, 3-6 yaş çocuklarında güvenli trafik bilinci oluşturmanın yanı sıra, projede görev alan (öğretmen, sürücü, hostes) ve çocuk-ların yakın çevresinde bulunan yetişkinlerin de (aileler) bu konudaki duyarlılıklarının arttırılarak, günlük hayatta uyguladıkları yanlış trafik tutum ve davranışlarının değiş-tirilmesidir. Eğitim programlarının bütünleyici bir unsu-ru olan drama ise, uygulamalarda yararlanılan en temel yöntemlerden biridir. Çünkü drama en genel anlamı ile “yapmak” ya da “olmak”tır diye tanımlanabilir. Eğitimde drama, öğrenci merkezli eğitimi baz aldığından, “çocuk-ların bir şeyi kendilerinin yapmış olmalarının verdiği haz-la, edindikleri donanımları, belli bir alanda ama tümüyle kullanmalarını sağlayan” etkileşimli bir yöntemdir (Ön-der, 1999). Doku’da yapılan çalışmalarda da çocuklarda öğretilerin kalıcı davranışlara dönüştürülebilmesi için ağırlıklı olarak bu yöntemden yararlanılmaktadır. Bu bil-diride, yararlanılan bu yöntem ve destekleyici tekniklerin etkinliği, uygulamalarla ilgili somut örneklerle ortaya ko-nularak, paylaşıma açılmaktadır.
Anahtar terimler: Erken trafik eğitiminde drama, okul öncesinde trafik eğitiminde drama, trafik eğitiminde dra-ma
GİRİŞ
Ülkemizin en önemli sorun alanlarından biri olan trafik konusunun çözümünde yer almak, toplumun her kesimindeki birey ve kurumların üzerine düşen bir görevdir. Okul öncesi çocukların eğitimini üstlenen kurumumuz da bu konuda üzerine düşen sorumluluğu
yerine getirmek için 2002 yılından beri “Erken Trafik Eğitimi” adı altında özel bir trafik eğitimi modelini, Gazi Üniversitesi, Fen Bil. Enst. Trafik Planlaması ve Uygulaması Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. H. Fatoş (Gür) Akınoğlu koordinatörlüğünde başarıyla sürdürmektedir. Yapılan çalışmaların sonuçları, her yıl ulusal ve uluslararası Trafik ve Yol Güvenliği kongrelerinde yetkililerin görüşlerine sunulmaktadır.
Hedef kitlesi anaokulumuza devam eden çocuklarımız, çocukları eğitecek olan öğretmenlerimiz, onları okula getiren okul taşıtımızın sürücüsü ve hostesi, onlara mo-del oluşturan en yakın yetişkinler olan bu projede; hedef, çocuklarımız ve bahsedilen yetişkinlerdeki mevcut trafik davranışlarının tespit edilip, hatalı olanların değiştirilme-si ve kalıcı hale getirilmesidir. Dinamik bir yapıya sahip
1- Gazi Üniv. Fen Bil. Enst. Trafik Planlaması ve Uygulaması ABD,
13
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
olan projemizde, alınan her bir geri bildirim, proje ekibi tarafından değerlendirilip, yerleşmeyen davranışlar, çe-şitli yöntemlerden yararlanılarak, yeniden ele alınmakta ve değiştirilmesine çalışılmaktadır. Bu bağlamda her bir hedef kitle ile sürdürülen çalışmalar farklı olup, elde edi-len veriler ve sonuçlar yine farklılık göstermektedir.
Bu çalışmada, çocuklarımızda trafiğin farkına varma, tra-fik konusunda duyarlılık geliştirme, güvenli trafik bilinci oluşturma ve pekiştirme eğitimi olarak özetleyebilece-ğimiz uygulamalarımızda yararlandığımız yöntemler-den en önemlisi olan drama ile ilgili olarak bilgi vermeyi amaçlıyoruz.
Çalışma Yöntemi
Projemizde, yeni gelen öğrencilerin ve ailelerinin tra-fikteki tutum ve davranışlarının belirlenmesi için bir ön çalışma yapılarak, anket ve gözlem yöntemi ile veri top-lanmakta, daha sonra yıllık, aylık ve haftalık programlar yardımı ile hem genel bilgilerin yerleştirilip pekiştirilme-sine çalışılmakta hem de saptanan yanlış davranış ve tu-tumlar üzerinde özel olarak durulmaktadır. Çalışmalarda, çocukların öncelikle trafiği anlamalarını sağlamaya, daha sonra ise çocuklarımızda güvenli trafik bilinci oluştur-
ma, geliştirme ve pekiştirmeye yönelik etkinlikler yapıl-maktadır. Bu etkinliklerde kullanılan en etkili yöntem, dramadır. Drama çalışmaları sırasında ve sonrasında ise öğretmenler; gözlem ve kayıt yöntemleri ile geri bildirim toplamakta, yapılan değerlendirmelerden sonra gerekti-ğinde, aylık ve haftalık hedeflerde yeniden düzenlemeye gitmekte, sorun davranışların giderilmesine yönelik yeni çalışmalar planlamaktadır.
Bulgular
Doku’da verilen eğitimde; dramanın çocuklar üzerindeki etkileri, resim-sohbet gibi etkinliklerde çok daha net bir biçimde ortaya çıkmaktadır ve öğretmenler tarafından gerek notlar alınarak gerekse görüntülü kaydedilmekte-dir. Dramada yararlanılan teknikler, verilen eğitimin ço-cukta ve ailesinde ne ölçüde kalıcı davranışa dönüşebile-ceğini gösteren önemli bir ölçüt olmaktadır. Çocukların yaratıcılıklarının özgürce sergilenebildiği, özünde oyun olan bu yöntemde, rol oynama, pandomim, doğaçlama gibi tekniklerle, trafik eğitimi gerçek yaşamlarından ke-sitlerle birleştirilerek ele alınır ve çocuk-aile-servis üçge-ni hakkında çok önemli ipuçlarını içerir. Drama çalışma-larında, çocuklarda bilgilerin pekiştirilmesi daha kolay ve etkili olmaktadır. Bu bilgilerin örnekleriyle verildiği çalışmamızda, drama yönteminin okul öncesi trafik eği-timinde oynadığı önemli rol ortaya konulmaktadır. Elde edilen veriler hem Doku’daki trafik eğitiminin etkinliğini arttırmak hem de bu tür eğitimler veren/verecek olan diğer anaokullarına örnek olmak açısından büyük önem taşımaktadır.
DRAMA
Drama, en genel anlamı ile “yapmak/olmaktır “ diye ta-nımlanabilir (İlhan ve diğerleri Adıgüzel, 2004). Bir başka deyişle, günlük hayatta karşılaşılan olağan durumlardır. Türkçede tam bir karşılığı olmamakla birlikte, drama sözcüğünün kökeni, Yunancadan gelmektedir. Eski Yu-
Çocukların yaratıcılıklarının özgürce sergilenebildiği, özünde
oyun olan bu yöntemde, rol oy-nama, pandomim, doğaçlama
gibi tekniklerle, trafik eğitimi gerçek yaşamlarından kesitlerle
birleştirilerek ele alınır ve çocuk-aile-servis üçgeni hakkında çok
önemli ipuçlarını içerir.”
14
dosya
nancada yapmak, etmek, eylemek anlamında kullanılan “dran” sözcüğünden türetilmiştir. Drama konusunda pek çok tanım yapılmakla birlikte, genel olarak gerçek yaşan-tımızdan kesitleri/esintileri barındıran bir eylem olarak adlandırılabilir. Bilim adamlarınca yapılan tanımlardan birkaçı şöyle sıralanabilir: “Gerçekte drama, her an yaşa-mın içinde bulunan ve farkında olmadan kullandığımız hal ve durumlardır.” (Way, 1967). Söz yetersiz kaldığında, drama en büyük kolaylığı sağlar. Norman’a göre drama, “çağrışımların, duyguların, bilgi ve deneyimlerin özgür-leştiği bir ortamın sağlanmasıdır. Drama etkinliği, drama yaşantısının somut olarak duyumsanmasıyla kişinin ev-rensel, toplumsal, moral, etik ve soyut kavramları anlam-landırmasıdır.” (Tuluk, 2004).
EĞİTİMDE DRAMA
Çocuklar için oyun bir vazgeçilmezdir. Çocuk eğitiminde, bilgilerin davranışa dönüşmesini sağlamada yararlanılan en önemli teknik, oyundur. Bilgiler çocukta, oyun aracı-lığıyla görselleştirilebilir ve içselleştirilebilir. Bu vazgeçil-mez unsurdan yararlanan dramanın, eğitim programla-rının eşsiz ve bütünleyici bir unsuru olduğu görülür (Gö-nen, 1999). Dramada iyi öğrenmenin sağlanabilmesi ve öğrenmenin kalıcı olabilmesi için altı elemanın gerekli ol-duğundan söz edilebilir. Bunlar durum, problem, çözüm, altyapı, duygular ve planlamadır. Bu etkileşimli yöntem, sistemli ve devamlı olarak uygulandığında çocuklara de-ğerlendirme, yaratma, keşfetme, çözümlemeye yönelik soru sorabilme becerilerine sahip olma şansı sağladığı; çocukların deneyim ve cesaretlerinin gelişimine yardım-cı olduğu görülür (Heathote and Bolton, 1995). Drama, gruptaki her çocuğun karşılaştığı durumlara bağlı ola-
rak, neler yapabileceği konusunda deneyim kazanma-sına yardımcı olur. Drama ile oyun arasında benzerlikler olduğu kadar, farklılıklar da vardır. Bunlar şöyle sıralanır (Tuluk, 2004):
1. Dramada belli eğitsel, sanatsal vb. hedef ve amaç-lar vardır ve bunlar lider ya da öğretmen tarafından belirlenir. Oyunda çoğunlukla belli bir amaç olma-yabilir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Oyun tek başına da oy-nanabilir.
3. Dramada çok kesin kurallar yoktur. Kurallar esnektir. Katılımcıların kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verilir. Ödül veya yanlış yapma söz konusu değil-dir. Oyunlarda en basitten karmaşığa kadar birtakım kurallar vardır. Kurallara uymayanlar oyun dışında bırakılabilir.
4. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabi-lir. O anda yaratılır. Ortaya çıkan ürün ilk kez oluşur. Oyunda bir başlangıç ve sonuç vardır. Çoğunlukla bir başarı söz konusudur.
5. Dramada doğru-yanlış, güzel-çirkin vb. yoktur. So-nuç değil, süreç önemlidir. Oyunlarda çoğunlukla sonuç önemlidir.
6. Dramada bir lider (öğretmen) vardır. Grubun kendi-ni keşfetmesine, geliştirmesine, kendini ortaya koy-masına rehberlik eder. Oyunda yönlendirici yoktur. Bu görevi daha çok oyunculardan biri üstlenir.
7. Eğitimde dramada, hiçbir zaman bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Ço-cuk oyunlarında öykünme vardır.
8. Dramada tekrar vardır. Ancak yapısal anlamda fark-lılaşma yoktur.
9. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için süre-cin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Oyunda estetik kaygıdan çok, rahatlama, enerji bo-şalımı gibi ögeler yer alır.
10. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Oyunda ise bu ögeler bulunmaz.
11. Drama ve oyunun ortak özelliği ise belli kurallar için-de sonsuz özgürlükler içermeleridir.
Yaratıcı drama olarak da adlandırılan drama çalışmala-rında, tiyatro formalarından da yararlanılır ancak amaç
15
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
oyunculuk yeteneklerinin sergilenmesi değildir (Nee-lands, 2000). İnci San (1991), yaratıcı drama ile ilgili olarak şu tanımı yapar: “Yaratıcı drama; doğaçlama, rol oynama vb. tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanılarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri, kimi zaman bir soyut kavramı ya da davranışı, eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçiril-diği ‘oyunsu’ süreçlerde anlamlandırması, canlandırma-sıdır. Ancak yaratıcı eğitsel drama çalışmaları 1) tiyatro yapmak 2) oyunculuk değildir.” Brian Way’in (1967) dra-maya eklediği “bireyin bireyselliğinin ön plana çıkarıldı-ğı” çalışmalarla, drama yeni bir boyut kazandı. Böylece drama sadece dışavurum değil, içselleştirme konusunda da yararlanılan bir yöntem haline gelmiş oldu (Phillips, 1987).
Eğitimde Yaratıcı Dramanın Çocuklar Açısından Önemi
- Sosyal ve politik yönden bilinçlenmesini sağlar.
- Kendini tanımasını, yaratıcı olarak ifade edebilmesi-ni ve estetik gelişimi sağlar.
- Özgüven duygusunun gelişmesini (kendine güven duyma, karar verme becerilerinin gelişmesini) sağ-lar.
- Bilişsel, dil (konuşma, dinleme, okuma, yazma), mo-tor ve sosyal açıdan gelişmesini sağlar.
- Değişik yaşantıları tanımasını, kendini başkasının yerine koyarak çok yönlü ve bağımsız düşünebilme-sini sağlar.
- İş birliği, dayanışma ve paylaşma duygusunun geliş-mesini sağlar.
- Eğitim ve öğretimde aktif rol almasını sağlar.
- Rahatlamasını (oyun ve değişiklik ihtiyacını gider-mesi) sağlar.
- Sorumluluk duygusunun gelişmesini sağlar.
- Kendini ve vücudunu tanımasını, nerede ve nasıl kullanabileceğini öğrenmesini sağlar.
- Çevresini tanımasını ve anlamasını sağlar.
- Yaşamı çok yönlü algılamasını sağlar.
- Farklı görüş açılarına sahip olmasını sağlar.
- Eleştirmeyi ve tartışmayı öğrenmesini sağlar.
- Farkındalık kazandırır.
- Etik değerlerin gelişmesine olanak sağlar.
- Hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar ge-liştirmeyi sağlar.
- Sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar.
- Duygunun sağlıklı ve kontrollü boşalımına olanak verir.
- Araştırma istek ve duygusunun gelişmesini sağlar, bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma getirir. (Gönen, 1999; Adıgüzel, 1999; Tuluk, 2004).
Eğitimde Drama Programının Uygulanması
Eğitimde drama programı uygulanırken takip edilen, dört aşama vardır. Bunlar şöyle özetlenebilir:
1. Isınma
2. Kaynaştırma
3. Uygulama
4. Değerlendirme
Drama amacı seçilip, konu üzerinde hazırlandıktan son-ra grupla kısa bir ön çalışma yapılır. Bu çalışma, ısınma çalışmasıdır. Isınma, çeşitli yöntemlerle beş duyuyu kul-lanma, gözlem yetisinin geliştiği, bedensel ve dokunsal alıştırmaların yapıldığı, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum özelliklerini katılımcıya kazandıran ve oldukça kesin kurallarla belirlenen, grup liderinin yönlendiricili-ğinde yapılan çalışmadır (Adıgüzel, 1999). Örneğin, 4-6 yaş çocuklarını basit bir müzik ya da tempo, ortak duyu-ma ulaştırabilir. Ortak duyum, gruptaki bütün çocukların olaya konsantre olması için gereklidir. Bu; aynı amacı, aynı sorumluluğu ve dikkati taşıyan çocuklara, ortak bir iş yaparken daima karşısındakinin duygularına değer vermeyi öğretir.
Eğitimde drama yöntemi, gerek hazırlık gerekse uygu-lama ve değerlendirme aşamalarında, öğrenci merkezli eğitimi baz alır. Amaç; öğrenme süreci boyunca çocuk-ları etkin kılmak, bu süreç içerisinde neşeli vakit geçir-melerini ve öğretilenlerin kalıcılığını sağlamaktır. Pek çok oyunun sonunda, bir tartışma ve değerlendirme yapılır. Tartışmada, açık uçlu sorular sorulur ve tek bir cevaba gi-dilmeye çalışılmaz. Eleştiriler kişiye değil, role yapılır. Tar-tışmanın amacı, oynanan problemi tanımak, çözümünü öğrenmek ve diğer çözüm yollarını keşfetmektir.
16
dosya
Eğitimde Dramadan Yararlanılan Teknikler
Eğitimde etkin bir yeri olan drama,
1. Rol oynama
2. Pandomim
3. Doğaçlamadır.
Oynama (pandomim ve rol oynama), belirlenmiş kurallar içinde, özgürce oyun kurma ve geliştirme çalışmaların-dan oluşur. Yaratıcılık, bu aşamada çok önemlidir. Doğaç-lamada ise, saptanan bir tema üzerinden yola çıkılarak, bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireyselliğin ve yaratıcılığın ön plana çıktığı çalışmalardır (Adıgüzel, 1999).
DOKU KÜLTÜR ANAOKULU’NDA TRAFİK EĞİTİMİ
Doku’da 3 yıldır uygulanan “sürekli trafik eğitimi”nde amaç; okul öncesi 3-6 yaş çocuklarında, güvenli trafik bi-lincinin yerleştirilmesidir. Bu bağlamda, üzerinde önem-le durulan iki temel kavram vardır. Bunlar, trafikte tehlike yaratmamak ve trafikte tehlikelerden korunmaktır. Her iki kavramın öğretilmesi ve bu öğretilerin davranışa dö-nüştürülebilmesi için pek çok eğitim yönteminden yarar-lanılmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
• Drama,
• Orff öğretisi,
• Hareket eğitimi ve yaratıcı dans,
• Sanat eğitimi,
• Spor,
• Anadili etkinlikleri,
• Yabancı dil eğitimi.
Doku’da trafik konusu, bu eğitim türlerinin hepsinde farklı zaman dilimlerinde işlenmektedir. Böylece çocukla-rın gelişim evrelerine uygun olarak verilen bilgileri, farklı alanlarda da kullanmaları sağlanarak, hatırda tutma ve
pekiştirmeye destek olunmaktadır. Ancak edinilen de-neyimlere dayanılarak, en önemli kazanımların, drama yöntemi ile elde edildiği görülmüş ve bu konuya ağırlık verilmeye başlanmıştır.
Doku’daki drama çalışmalarında, çocuklar aşağıdaki aşa-malardan geçerek, drama tekniklerinden yararlandırıl-mıştır. Bu çalışmalarda çocuklardan beklenen davranışlar şöyle gruplanabilir:
a) Dili kullanma, yeni davranışlar, durumlar ve karak-terler yaratma
b) Grup çalışmalarında yeni roller yaratma ve grupla beraber çalışabilme
c) İçinde yer aldığı ya da dışarıdan izlediği aktivitede yaratıcı roller ortaya koyabilmedir.
Bunun başarılabilmesi için çocukların izlemesi gereken yol:
• Role girme çalışmaları.
• Aktivite içinde anlatıcı olarak yer alma, yapılan ça-lışmayı başkalarına aktarma.
• Yukarıda yer alan “a” ve “b” basamaklarını perfor-mansa dönüştürme.
Drama aktiviteleri süreci içinde, öğretmenleri tarafından çocuklarda gözlenmesi gereken en önemli konular:
• Grupta kendi başına veya grupla beraber yeni du-rumlar, roller yaratabilme.
• Dramatik tekniklerden karakter analizi yapma. Sı-cak sandalye, flashback gibi.
• Öykü oluşturma, öykü içinde rol alıp oynama.
• Arkadaşlarının gösterdiği performansı gözlemle-medir.
Bu bölümde, uygulamalara ilişkin çalışmalardan birkaç örnek, uygulama sonuçları ve değerlendirmeleriyle bir-likte verilmektedir.
YAŞ GRUBU: 3
ETKİNLİK: Bu, bir müzik etkinliği aracılığıyla dans uygulamasıdır.
SÜRE: 15 dakika
ETKİNLİĞE KATILAN ÇOCUK SAYISI: 9
Çocuklar için oyun bir vazgeçilmezdir. Çocuk eğitiminde, bilgilerin davranışa dönüşmesini sağlamada yararlanılan en önemli teknik, oyundur. Bilgiler çocukta, oyun aracılığıyla görselleştirilebilir ve içselleştirilebilir.”
17
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
HEDEF: Araçlar için olan trafik ışıklarının (kırmızı, sarı, yeşilin) dans yoluyla pekiştirilmesidir.
KAZANDIRILMASI BEKLENEN DAVRANIŞ: Araçlar için olan trafik ışıklarının renklerini ayırt etme.
KULLANILAN MATERYAL: Hareketli bir müzik, teyp, kır-mızı, sarı, yeşil tüller (3 kırmızı, 3 sarı, 3 yeşil), kırmızı, sarı, yeşil halkalar (3 kırmızı, 3 sarı, 3 yeşil).
YARARLANILAN TEKNİK: Dramanın aşamalarından bir olan uygulamada, yönergeyi alma, doğru bir şekilde uy-gulama ve bedensel olarak ifade etme tekniği kullanıl-mıştır.
UYGULAMA: Mekân olarak sınıf kullanılır. Rol belirlen-mez, her çocuk kendini yansıtır. Uygulama öncesinde halkalar sınıfın farklı yerlerine, çocuk sayısına göre konur. Çocukların 3 tanesine kırmızı, 3 tanesine sarı, 3 tanesine de yeşil tül verilir. 3 ayrı bölüm hazırlanır (bölümlerde halkalar kırmızı, sarı, yeşil trafik ışıkları sırasında dizilir). Müzikle beraber çocuklar dans ederek, halkaların arasın-dan geçerler. Müzik durunca, her çocuk elindeki tülün rengindeki halkaların içine girer (etkinlik sonrasında ço-cuklarla sohbet edilir).
SONUÇ: Uygulama sonucunda, tüm çocuklarda trafik ışıklarının kırmızı, sarı, yeşil renklerde olduğu, trafik ışık-larının şeklinin daire olduğu ve araçlar için 3 tane trafik ışığı olduğu bilgilerinin yerleştiği, yapılan sohbet sırasın-da gözlendi.
DEĞERLENDİRME: 3 yaş çocuklarında kullanılan ma-teryallerin ışık sayılarına göre olması, kullanılan hal-kaların trafik ışıkları sırasına göre dizilmesi, ışıklarla ilgili pekiştirmenin gücünü arttırdı.
YAŞ GRUBU: 3-4-5-6
ETKİNLİK: “Ben bir … … … olsaydım” adlı, drama etkin-liği.
SÜRE: 20 dakika
ETKİNLİĞE KATILAN ÇOCUK SAYISI: 40
HEDEF: Çocukların trafik eğitimlerindeki deneyimle-rini yaşantıya dönüştürebilmeleri.
KAZANDIRILMASI BEKLENEN DAVRANIŞ: Çocukların doğru trafik davranışlarını göstermesi.
KULLANILAN MATERYAL: Teyp, kaset.
YARARLANILAN TEKNİK: Bu etkinlikte drama teknik-
lerinden, canlandırma, role girme tekniğinden yarar-lanıldı. Çocuklar kendi rollerini belirlediler. Oyun sı-rasında ve daha sonra yapılan söyleşilerde, bazı çocuklar araba, bazı çocuklar polis, bazı çocuklar trafik ışığı, bazı çocuklar asker olmak istediler.
UYGULAMA: Mekân olarak, sınıfta oluşturulan cadde kullanılır. Çocuklar kendi rollerini belirlerler. Dramatik oyuna ısınma aşamasında, “Balık Ağı” oyunu ile başlandı. Çocuklar, istedikleri bir role girerek canlandırma yaptılar. Problem durumları yaratıldı, çocuklar problemlere çö-zümler buldular.
SONUÇ: Her çocuk trafikte ne olmak istiyorsa, o role gire-rek canlandırma yaptı.
DEĞERLENDİRME: Çocukların trafikte davranışları-nın kurallara uygun olduğu gözlemlendi.
YAŞ GRUBU: 4, 5, 6 yaş grupları
ETKİNLİK: Drama etkinliği
SÜRE: 30 dakika
ETKİNLİĞE KATILAN ÇOCUK SAYISI: 50 (her grup kendi sınıfını kullanmıştır).
HEDEF: Yaya geçidi ve okul geçidi işaretlerinin pekiştiril-mesi, bu işaretlerin olduğu yerlere dikkat çekilmesi.
KAZANDIRILMASI BEKLENEN DAVRANIŞ: Çocukların yaya geçidi ve okul geçidi işaretlerini tanımaları.
KULLANILAN MATERYAL: Beyaz kartondan kesilmiş uzun şeritler (yaya geçidi için), plastik ve tahta bloklar, tuğlalar (yollar, kaldırımlar, kavşaklar, evler ve okul için), siyah, kırmızı, sarı, yeşil kartonlar, yapıştırıcı (trafik lam-bası için), şapka ve düdük (trafik polisi için), okul çantası, defter, kitap, kalem vs. (öğretmen ve okula gelen çocuk-lar için).
Eğitimde drama yöntemi, gerek hazırlık gerekse uygulama ve değerlendirme aşamalarında, öğrenci merkezli eğitimi baz alır. Amaç; öğrenme süreci boyunca çocukları etkin kılmak, bu süreç içerisinde neşeli vakit geçirmelerini ve öğretilenlerin kalıcılığını sağlamaktır.”
18
dosya
YARARLANILAN TEKNİK: Drama tekniklerinden sıcak sandalye, yeni karakterler yaratma ile rol oynama tek-niği kullanıldı. Rolleri öğretmen, çocuklarla beraber belirledi (Pinokyo-grup öğretmenleri, polis, öğretmen, okula giden çocuklar, Hansel ve Gratel’in annesi, Han-sel ve Gratel). Mekân olarak yollar, kavşaklar, kaldırımlar, Pinokyo’nun ve Hansel ve Gratel’in evleri, okul, yaya geçi-di ve trafik lambası çocuklar tarafından yapıldı.
UYGULAMA: Yaşadığımız çevre, sınıfta yaratılır. Hansel ve Gratel okula gitmek için hazırlanırlar. Pinokyo’yu da yanlarına alarak okula gitmek üzere yola çıkarlar. Hansel ve Gratel okula gitmek istemediği için, trafik kurallarını bilmeyen Pinokyo’ya trafik kurallarını etkinlik süresince öğretirler.
SONUÇ: Etkinlik boyunca tüm çocukların yaya geçidi ve okul geçidi işaret levhalarını tanıdıkları gözlemlendi.
DEĞERLENDİRME: Mekânın çocuklarla beraber hazır-lanması, çocukların role çabuk girerek, trafik dene-yimleri ve bilgilerini paylaşmalarını kolaylaştırdı.
Bu etkinlik süresince çocukların trafikteki yaşantıları, davranış ve tutumları girdikleri rollerle gözlemlendi.
YAŞ GRUBU: 6
SÜRE: 30 dakika
ETKİNLİK: Drama uygulaması (spor etkinliği aracılığıyla)
ETKİNLİĞE KATILAN ÇOCUK SAYISI: 18
HEDEF: Yaya geçidi ve trafik ışıklarını algılayabilme, em-niyet kemeri kullanımının önemini kavrayabilme.
KAZANDIRILMASI BEKLENEN DAVRANIŞ: Yaya halin-deyken karşıya geçişlerde yaya geçidi ve trafik ışıklarını kullanma, araç içinde emniyet kemeri kullanma.
KULLANILAN MATERYAL: Büyük bloklar, trafik işaretleri (yaya geçidi levhası, trafik ışığı levhası, trafik ışıkları), “red light stop” şarkısı.
YARARLANILAN TEKNİK: Drama tekniklerinden doğaç-lama, öğretmen tarafından kullanılmıştır. Roller (piknik yapan okul çocukları, trafik polisi, servis şoförü), çocukla-rın kendileri tarafından belirlenmiştir.
UYGULAMA: Uygulama öncesinde mekân orman olarak düzenlenir. Öğretmen çocuklara, “bugün sabah sporu için ormana gidileceğini” söyler ve etkinliğe geçilir.
Servise binilerek, ormana piknik yapmaya gidilir. Piknikte
sabah sporu yapılır. Çocukların seçtikleri rollerle, hedef-lere ulaşılmaya çalışılır.
SONUÇ: Bu çalışmanın etkisi, bir süre sonra okul servisi ile gerçekleştirilen şehir turunda gözlemlendi.
DEĞERLENDİRME: Dikkat çeken en önemli bulgu: Çocuklar gözlemlerini, bilgileri ile sınadıklarında, kırmızı ışıkta geçen, park yasağı levhalarının, trafik ışıklarının altında ve yaya geçitlerinin üzerinde park etmiş olan araçları gördüklerinde, bilgileri ile göz-lemlerinin çeliştiğini fark ettiler.
Ocak (2005) ayı boyunca yapılan trafik çalışmalarının so-nuçları, aşağıda ayrıntıları verilen “Kibritçi Kız” masalında, dramanın en son aşaması olan “dramatik bir yapı oluştur-ma ve performans sergileme” aşamasında gözlemlendi. Çocuklar, oyunun sonunda yapmış oldukları proje çalış-malarını da mekâna getirdiler ve fotoğraf çekimleri ya-pıldı.
YAŞ GRUBU: 5-6 yaş.
SÜRE: 30 dakika
ETKİNLİK: Yeni bir yerleşim alanının trafik düzeninin sağlanması.
ETKİNLİĞE KATILAN ÇOCUK SAYISI: 50
AMAÇ: Yeni yapılan bir yerleşim alanında trafik çalışma-larının yapılandırılması (trafik ışıkları, karşıya güvenli ge-çiş, araçlarda güvenlik vurgulanarak).
• Araçlar ve yaya işaretleri yerleşim yerlerinde nereler-de olur?
• Yayalar nerelerden karşıya geçerlerse güvenli olur?
HEDEF: Kurallara uyma.
Tehlikelerden korunma ve tehlike yaratmama.
MEKÂN: Yerleşim yeri (okulumuzdaki geniş bir alan olan orta alanın kullanılması).
YARARLANILAN TEKNİK: Donma, tablo oluşturma, do-ğaçlama tekniğinden yararlanılmıştır. Roller: Yaya geçit-leri (5 yaş Kelebekler grubu), okul (5 yaş Uğur Böcekleri grubu), park (5 yaş Yunuslar grubu), yollar, kaldırımlar (6 yaş Çiçekler grubu), Kibritçi Kız (1. öğretmen), Meltem (2. öğretmen), trafik polisi (3. öğretmen), belediye sorumlu-su (4. öğretmen), anlatıcı (5. öğretmen).
KULLANILAN MATERYAL: Kamera ve fotoğraf kaydı, not tutma, kibrit kutusu, kibrit, yatak, trafik işaretleri ve trafik ışıkları.
19
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Öğretmene belediyeden telefon gelir. Belediyeden ara-yan kişiler, bizim trafik eğitimi aldığımızın haberini al-mışlardır. Yeni yerleşim alanının doğru trafik düzeni için, bizden yardım istemektedirler (bu da eğitimde bir drama çalışmasına başlanmasında kullanılan bir tekniktir).
UYGULAMA: Kibritçi Kız etkinlik sırasında her kibrit yaktığında, diğer çocuklar yeni mekânı oluşturmaya başlarlar (okul, yollar, park, yaya geçitleri). Mekân oluş-turulduğunda “Kibritçi Kız” rolündeki öğretmen ve trafik polisi rolündeki öğretmen çocuklara sorular sorarak yaya ışıkları, araçlar için trafik ışıkları, karşıya güvenli geçişi vurguladı. En sonunda belediye sorumlusu (öğretmen) yapılandırılan yeni yerleşim bölgesinin trafiğe uygun ol-duğunu onayladı.
SONUÇ: 5-6 yaş çocuklarının tümü etkinliğe katıldı. Rol-lerine uygun davranışları başarıyla sergileyebildiler.
DEĞERLENDİRME: Bir ay boyunca hedeflenen davra-nışlar, etkinlik boyunca çocuklarda gözlemlendi.
SONUÇ:
Doku Kültür Anaokulu’nda 3 yıldır “Erken Trafik Eğitimi Projesi” adıyla gerçekleştirilen sürekli trafik eğitimi hem okulda görevli yetişkinlerimiz hem çocuklarımız hem de aileleri tarafından yararlı görülerek ve inanılarak sürdü-rülmektedir. Bu eğitimin yararları tartışılamayacak kadar açıktır. Doku’daki çalışmalar bir program dâhilinde uygu-lanırken, öğretmenlerimiz tarafından çocuklardan alınan geri bildirimler, danışmanımızla birlikte değerlendirile-rek, eğitimin kalıcı davranışa dönüştürülemediği sorunlu alanlar tespit edilmekte ve yeni önlemler üzerinde çalışıl-
maktadır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, uygulanan yöntemler arasında en çok drama yönteminin etkili oldu-ğu görüldüğünden, çalışmalarımızda drama yöntemine ve onu destekleyen tekniklere daha fazla ağırlık verilme-ye başlanmıştır.
Bu çalışmada hem uygulamalarımızda yararlandığımız drama yöntemi hakkında teorik bilgiler aktarılmış hem de uygulamalarımızdan örnekler verilerek, sonuçları/et-kileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar, sadece birer etkinlik olarak değerlendirilmediğinden, gözlem tekniği ile alınan geri bildirimler, daha sonra ya-pılan uygulamalarda sınanmış ve çocuklardaki kalıcılığı ya da çelişkiler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Uygulamalarda göze çarpan en önemli bulgu, küçük yaş-ta başlamasının önemi tartışılamayacak kadar açık olan trafik eğitimlerinin, örnek davranışlarla desteklenme-dikçe, sadece teorik bilgi olarak kalacağının açıkça gö-rülmesidir. Yapılan çalışmalarda, çocukların spor, müzik, dans, rol yapma gibi tekniklerle okulda edindikleri doğru trafik bilgilerinin, anne-baba ve diğer sürücülerin hatalı davranışları ile çelişmesi nedeniyle çocuklarda karışıklığa yol açtığı; projenin hedef kitlelerine uygun eğitimler ve uygulamalarla sürdürülmesinin gereği, bir kez daha sap-tanmıştır. Bu nedenle okulumuzda projemiz kapsamında eğitim alan çocuklarımızın ve yetişkinlerimizin sayısının, proje kapsamı genişletilerek arttırılmasının, ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan sorunun çözümünde önemli bir yer tutacağını ve çalışmalarımızın, uzman ya da konuyla ilgili kişi ve kuruluşların desteğiyle yaygınlaş-tırılarak, diğer okullara da örnek olması gerektiğini dü-şünüyoruz.
KAYNAKLAR
1. Adıgüzel, Ö. (1999). “Yaratıcı dramayı tanımlayabilmek” Olu-şum Tiyatrosu ve Drama Atölyesi. Türkiye 1. Drama Liderleri Buluşması. Derleyen: Naci Aslan. Ankara: Fersa Yayıncılık.
2. Gönen, M. (1999). “Çocuk eğitiminde drama yönteminin kullanılması.” Oluşum Tiyatrosu ve Drama Atölyesi. Türkiye 1. Drama Liderleri Buluşması. Derleyen: Naci Aslan. Ankara: Fersa Yayıncılık.
3. Heathote, D., Bolton, G. (1995). Drama for learning. Port-smouth, NH: Heinemann.
4. İlhan, A., Okvuran, A., Adıgüzel, Ö. (2004). Drama. 1. Baskı. İstanbul: MEB Yayınları.
5. Önder, A. (1999). Yaşayarak öğrenme için eğitici drama; ku-ramsal temellerle uygulama teknikleri ve örnekleri. 1. Baskı. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.
6. Neelands, J. (2000). Drama and traditional story for the early
years. London: New Fetter Lane.
7. Phillips, S. (1987). Drama. London: Oxford University Press.
8. San, İ. (1991). Yaratıcı drama-eğitsel boyutları. Ö. Adıgüzel
(Ed.). Ankara: Naturel Yayıncılık.
9. Tuluk, N. (2004). Yaratıcı drama. Pivolka, 3(15), 10-12.
10. Way, B. (1967). Developing through drama. London: Long-
man.
Kaynak: Erol, G., Akınoğlu, F. G., Yeğen, A. Yaşar, N. “Okul Öncesi
Trafik Eğitiminde Drama Yönteminin Kullanılması”, içinde Bildi-
riler Kitabı. Trafik ve Yol Güvenliği 3. Ulusal Kongresi Sergisi 4-6
Mayıs, Ankara, 2005.
20
Ankara Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nden me-zun olmanızın ardından televizyonculuğa adım attınız. Kanal D, NTV ve BRT’de çalıştığınızı biliyoruz. Uzun bir süredir de CNN Türk’tesiniz ve Ankara Temsilcisi olarak görevinize devam ediyor-sunuz. Medyada uzun bir geçmişiniz olduğunu görüyoruz. Medya tecrübeniz ve kadınlık hassasiyetinizle trafikteki sorunlarımızı paylaşmak istedik. Çok ağır bedeli olması nedeniyle trafik kaza-ları önemli bir gündem işgal ediyor. Sorunun boyutu öyle büyük ki ülkede “trafik terörü” diye bir kavram var. Size göre bu sorunun temel nedenleri nelerdir? Nasıl bir yol izlenirse çözüm yolunda ilerleme kaydedilmesi mümkün olur?
Bu sorunun temel nedeni trafik eğitimlerinin yetersiz verilmesi olarak gösterilebilir. Ancak bu başlı başına bir etken değil. Millet olarak acelemiz var, yürürken, okurken, yemek yerken sürekli bir telaş içerisindeyiz, bu trafiğe de yansıyor haliyle. Yine beni hep dü-şündürmüştür, Türk insanı arabasını evi olarak görür, ona iyi bakar, hatta onunla konuşur. Cansız bir varlıkla oluşturulan bu sevginin insanlarla da oluşturulması gerek ki trafik terörünün önüne geçi-lebilsin. İşim dolayısıyla sık sık seyahat ediyorum. Bu seyahatler bazen uzun oluyor, bazen kısa. Kısa ve uzun yolculuklar arasında
Mesleğine bağlılığı, renkli kişiliği ve enerjisi ile Türkiye gündemini, gerçekleri bizlerle paylaşan CNN Türk Haber Ankara Temsilcisi Hande Fırat ile Türkiye’nin trafik sorununu, sorunun temel nedenlerini ve çözüm yollarını, Ankara trafiğini, trafik konusunda farkındalık yaratmak amacıyla geliştirilebilecek eğitim stratejilerini ve medyanın sorumluluğunu konuştuk.
Hande Fırat
röportaj medyada trafik/Hande Fırat, çocuklarda trafik bilinci oluşturmak için öncelikle ebeveynlerin kurallara uyarak onlara örnek olması gerektiğini ifade ediyor ve medyada çocukların sevdiği bir karakterin sürekli kurallara uyduğunun gösterilmesi yoluyla sorunun çözümüne önemli bir katkı sağlanacağını düşünüyor.
21
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
muazzam bir fark var dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Uzun yollarda genelde trafik olmaz, A noktasından B noktasına giden sürücü trafikten yani kalabalıktan, stresten uzak olduğu için daha güler yüzlü oluyor ve trafik kurallarına uyuyor. Ancak şehir içi trafikte, yani yoğun trafikte insanlar bomba gibi, ne zaman patla-yacaklarını kestirmek çok güç. Unutmamakta fayda var, lastik çıkarmak için kullanılan “levye”yi kapı ce-binde taşıyan nadir milletlerden bir tanesiyiz. Biraz önce ifade ettiğim bu stres durumu, insanların ku-rallara uymaması neticesinde 1 hafta içinde yüzlerce ölüme neden oluyor.
Bürokrasi trafiğinin de yoğun olduğu Ankara’da ya-şayan biri olarak, başkentteki trafiği nasıl değerlen-dirirsiniz? Yeni yapılanmaların getirdiği trafik sıkı-şıklığı da dikkat çekiyor. Başkentli bir sürücü olarak trafikte ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?
Türkiye’de, özellikle Ankara’da siyasetin gündemi ka-dar trafiği de çok yoğun. Ankara’da gündem sürek-li değişiyor, trafikte ise tıkanan güzergâhlar sürekli değişiyor. Trafikte bir yardımcım var. Ben genelde direksiyonun başına hafta sonu geçiyorum onun dı-şında arka koltuktayım. Ama bu demek değil ki tra-fikten uzak kalıyorum… Özellikle yüksek binaların mantar gibi türediği Ankara’da yollara dikkat edin, çok dar. Araçlar sığmıyor yollara. Konya ve Eskişehir yollarında genişletilme çalışmaları yapılıyor. Meşhur bir metro çalışmamız var haliyle trafik kilitleniyor, in-
Türk insanı arabasını evi olarak görür, ona
iyi bakar, hatta onunla konuşur. Cansız bir varlıkla oluşturulan bu sevginin in-
sanlarla da oluşturulması gerek ki trafik terörünün
önüne geçilebilsin.”
22sanlar çileden çıkıyor. Çok araç var ancak yollarımız bu araçları kaldırabilecek düzeyde değil. Bir de bu özellikle Ankara’da böyledir, siyasilerin araçları tra-fikte geçiş üstünlüğüne sahiptir. Haliyle Ankara’da trafiğin kilitlenmesinin bir nedeni de budur. Sayın Başbakanın konvoyu yoldan geçti diyelim, 1 saat açamazsınız o yolu, kilit olur.
Trafik sorununun çözümünde eğitimin, özellikle ço-cuklara yönelik eğitimin büyük önem taşıdığı her fırsatta dile getirilen bir konu. Günümüzde çocukla-rın pek çok şeyi televizyondan yakalayabildiklerini biliyoruz. Bir anne olarak öncelikle kendi çocuğu-nuzda ve genel olarak tüm çocuklarda trafik konu-sunda farkındalık ve duyarlılığın nasıl oluşturulabi-leceğini düşünüyorsunuz?
Bir anne olarak çocuğuma ilk örnek benim, yani ol-maya çalışıyorum. Trafikte kurallara uyuyorum ve onun bunu takip etmesine yardımcı oluyorum. Tra-fik kurallarına uymazsak nelerin başımıza gelebi-leceği konusunda farkındalığa kavuşmasını önem-siyorum. Öte yandan kızımın izlediği programlara müdahale ediyorum. Olumsuz örnek oluşturabile-cek yayınları izlemesini istemiyorum. Henüz dav-ranışlarını şekillendirdiği küçük yaşında olumsuz-
luklardan ders almasını, doğru ve yanlışı kendisinin seçmesini istiyorum. Yine de ona ilk örnek benim. Öte yandan özellikle erkek çocuklarında araba bir tutku haline dönüşüyor, küçükken de bu böyle bü-yükken de… Genelde erkek sürücülerin trafikte yo-ğun olduklarını düşünürsek, küçük yaşta verilen eğitim burada önemli bir hale geliyor. Televizyonda çocukların sevdiği bir karakter oluşturun, bu karak-ter de trafik kurallarına hep uysun… Bakın bakalım o programla yetişen bugünün çocuğu trafikte terör estiriyor mu?
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Başta da söylediğim gibi trafikte eğitim çok önemli. Ama sadece eğitim değil, doğru eğitim çok önemli. Yurt dışına bakın küçük yaştan itibaren oluşturul-muş bir trafik kültürü var. Saygı ile yoğrulmuş bir kültür… Kendileri kadar başkalarını da düşündükleri bir kültür var. Toplum sağlığına ve mutluluğa ulaş-mak, ortak kullanım alanlarında birbirimize saygılı olmaktan geçiyor. En büyük kamusal alan olan tra-fikte oluşturduğumuz saygı, mutlu olmamıza, kural-lara uymamıza vesile olacak. Yüksek cezalar trafikte yaşanan ölümlere çare olmuyor.
Söyleşi için teşekkürler.
Trafik sorununun temel nedeni trafik eğitimlerinin yetersiz verilmesi olarak gösterilebilir.”
röportaj/medyada trafik
23
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Daha önce yazdığım bir köşe yazısında da sordum. Kendinize vakit ayırdınız mı? Ne zamandır baş-layamadığınız kitaba başladınız mı, o harika filmi izlediniz mi, kanepenin üstünde keyif yaptınız mı, çocuğunuzla top oynadınız mı? Akşam şöyle bir ha-berlere göz gezdirdiniz mi? Ölüm haberleri… Ölüm ülkesinin, ölüm haberlerini gördünüz mü?
Samsun’un Terme ilçesindeki trafik kazasında ha-yatını kaybeden 7 kişi Artvin’in Şavşat ilçesinde toprağa verildi.
21 Temmuz Cumartesi
01.37 Kırıkkale, trafik kazası-6 ölü, 02.14 Antalya, trafik kazası-1 ölü, 09.49 İstanbul, trafik kazası-1 ölü, 10.19 Bilecik, denizde boğulma-1 ölü, 10.34 Ağrı, trafik kazası-13 ölü, 10.51 Düzce, trafik ka-zası-3 ölü, 11.48 Bilecik, trafik kazası-1 ölü, 12.03 Aksaray, trafik kazası-1 ölü, 12.36 İstanbul, polisle çatışma-1 ölü, 14.21 Gaziantep, av tüfeği ile vurul-ma-1 ölü, 14.51 Tokat, iş kazası-1 ölü, 15.30 Urfa, derede boğulma-1 ölü, 18.46 Muş, kavga-1 ölü, 18.51 Urfa, kavga-1 ölü, 21.49 Diyarbakır, kavga-2 ölü, 23.12 İstanbul, silahlı saldırı-1 ölü
22 Temmuz Pazar
00.19 Sakarya, av tüfeği ile vurulma-1 ölü, 00.49 Antalya, trafik kazası-2 ölü, 09.33 Konya, trafik ka-zası-1 ölü, 10.05 Burdur, sulama havuzunda boğul-ma-1 ölü, 11.59 Samsun, trafik kazası-7 ölü, 13.54
Sakarya, dolabın altında kalma-1 ölü, 15.42 Nev-şehir, trafik kazası-3 ölü, 16.00 Trabzon, yangında zehirlenme-1 ölü, 16.25 Uşak, trafik kazası-1 ölü, 17.57 Burdur, trafik kazası-1 ölü, 18.56 Kahraman-maraş, silahla vurulma-1 ölü, 19.34 Hakkâri, heli-kopter kazası-4 ölü, 21.38 Denizli, trafik kazası-1 ölü.
Eksiği vardır…Anadolu Ajansı’ndan geçen haberler bunlar, saatleri ile birlikte…Bu listede tam 61 ölüm var…Bir hafta sonu sonlanan 61 hayat.61 insanın son hafta sonu idi…İnsanın yazarken de okurken de yüreği kaldırmı-yor…Ölümlerinin nedenleri yanlarında yazıyor.Yapacak hiçbir şey yok mu Allah aşkına?İki günde bu kadar çok ölüm olur mu?Kim bunun sorumlusu?Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın!Trafik canavarı, maganda deyip geçmeyin…Herkes kendi ile yüzleşsin, bir sarsılıp kendine gel-sin, magandalığını da canavarlığını da kendi içindeki en korunaklı hapishaneye kapatsın!Kendine ağırlaştırılmış müebbet versin!
Gülhan TOKDEMİR
Hande Fırat, trafik konulu bir köşe yazısını da dergimizle paylaştı...
24
Otomotiv Genel Müdürü Atila Koç ile Türkiye’de yaşanan trafik sorunlarını, otomotiv sektörünün gelişimini ve sektörde yaşanan sıkıntıları, ikinci el araç satış ve destek hizmetlerini, zorunlu trafik sigortasının yükseltilmesinin sektöre ve tüketiciye yansımalarını ve yerli üretimin desteklenmesinin önemini konuştuk.
Neziroğlu Motorlu Araçlar olarak Türki-
ye’nin “otomobil” deyince ilk akla gelen
firmalarındansınız. Yıllardır otomotiv sek-
töründe faaliyet gösteren bir kurum olarak
Türkiye’deki trafiği nasıl değerlendirirsi-
niz? Trafikte çok fazla kaza olmasını ve çok
sayıda insanın bu nedenle hayatını kaybet-
mesini neye bağlarsınız?
Belki çok klasik bir cevap olacak ama tama-
men eğitim düzeyi ile ilgili olmakla birlikte
kanunların yetersiz olması yani caydırıcılığının
az olması ve mevcut yasaların da maalesef
keyfiyete göre uygulanmasından kaynaklan-
maktadır. Diğer taraftan altyapı yetersizliği de
önemli bir etkendir.
Neziroğlu Motorlu Araçlar olarak ikinci el
araç satış ve destek hizmetlerini vermek
için Neziroğlu İkinci El’in faaliyete girmesi-
ni sağladınız. Her iki şirketinizde de destek
hizmetleri veriyorsunuz. Destek hizmet-
leriniz tam olarak neleri kapsıyor? Kazalı
araçların bakım onarım işlerini de yürütü-
yor musunuz?
İkinci el ticareti yaptığımız iş de zincirin önem-
li halkalarından biridir. Firmamız 90’lı yılların
sonuna doğru bu operasyonun da sıfır oto-
mobil ticaretinde olduğu gibi kurumsal bir
otobilir /röportaj
Atila KOÇNeziroğlu Otomotiv Genel Müdürü
Atila Koç, Türkiye’de otomobil fiyatlarının, diğer ülkelere kıyasla oldukça yüksek olmasının nedenini aşırı vergilere bağlıyor ve yerli üretime geçmeden önce ARGE çalışmalarına ve buna bağlı teknoloji geliştirmeye ağırlık verilmesi gerektiğini ifade ediyor.
25
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
“Firmamız, bugün Türkiye’de yıllık 3000 adetlik perakende
ikinci el iş kapasitesi ile ilk sıralarda yer alıyor.
Toplamda 8500-9000 adet iş kapasitemiz bulunuyor.
Bu işi sadece ticaret olarak görmüyoruz.”
anlayış ve yapılanma ile yapılması gerektiğini gördü. Müşterilerin de ikinci el alırken kar-
şılarında ciddi kurumsal bir muhatap aradığı ihtiyacı tespit edilmesi nedeniyle altyapı
çalışmalarına başladık ve 2000’li yılların başından itibaren müşterilerin beklentilerine
ve ihtiyacına cevap verecek şekilde kurumsal anlamda faaliyete geçti. Firmamız, bugün
Türkiye’de yıllık 3000 adetlik ikinci el perakende iş kapasitesi ile ilk sıralarda yer alıyor.
Toplamda 8500-9000 adet iş kapasitemiz bulunuyor. Bu işi sadece ticaret olarak gör-
müyoruz. Müşterilerimize ekspertiz, chek-up, fiyatlandırma, takas veya direkt alım gibi
hizmetler yanında ikinci el atölyemizde gerek garantili satılan ikinci el otomobillere ge-
rekse diğer ikinci el otomobillere güvenli ve ekonomik hizmet veriyoruz.
Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişimini ve bulunduğu noktayı nasıl değerlen-
dirirsiniz? Sektörün en önemli sorunları arasında nelerin olduğunu düşünüyorsu-
nuz? Bunların çözümleri konusunda önerileriniz var mı?
Özellikle 90’lı yıllardan itibaren otomotiv sektörü çok büyük bir gelişme sağladı. Bugün
gerek hizmet kalitesi gerekse Türkiye’de satılan araçların teknolojisi ileri ekonomilerden
daha iyi durumdadır. Bir taraftan tüketici bilinçlenmesi, diğer taraftan üretim safhasında
26
dosya
(özellikle kalite) edindiğimiz tecrübe ve altyapı çok mükemmel se-
viyede olmasına rağmen pazarın gelişmiş ekonomilerin gerisinde
olmasının veya istenilen düzeyde olmamasının temel iki nedeni
vardır.
Birincisi ülke olarak yerli otomobil üretmek yerine önceliği ARGE ve
buna bağlı teknolojiler geliştirmeye vermemiz gerekir. Eğer kendi
motorunuzu, şanzımanınızı üretir ve geliştirirseniz ve bunu dün-
ya pazarlarında kabul ettirirseniz zaten bir değil, birkaç otomobil
markanız olur.
İkincisi ise otomobilin ülkemizde hâlâ lüks olarak görülüp, bu man-
talite ile vergilendirilmesidir. Bugün 1600 cc’ye kadar olan otomo-
biller üzerindeki vergi yükü yüzde 50’ler seviyesindedir. Bu oran
gelişmiş ekonomilerde yüzde 20’ler seviyesindedir. Burada yapıla-
cak yüzde 20’lik bir iyileşme, pazarı en az yüzde 20 arttıracaktır. Bu
da daha çok vergi, istihdam ve katma değer yaratacaktır dolayısıyla
ARGE için kaynak oluşturacaktır.
Bildiğiniz gibi ikinci el ve eski araçların zorunlu trafik sigortası
giderlerinin aşırı yükseltilmesi konusu gündemde. Yasalaştığı
takdirde ikinci el araç sahipleri, araçlarının değerinin üstünde
bir tutar ödemek zorunda kalabilecek. Siz bu uygulamanın
doğru olduğunu düşünüyor musunuz? İkinci el araç satan bir
firma olarak bu durum sizi ve otomotiv sektörünü nasıl etki-
Gülhan TOKDEMİR
27
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
ler? İkinci el araç sahibi olmayı düşünenlere
nasıl yansır?
Tüketici açısından kesinlikle olumsuz etkileri
olacaktır. Bu olaya şu açıdan bakar isek doğ-
ru tespitte bulunmuş oluruz. Maalesef sigorta
şirketleri arasındaki yoğun rekabet; poliçele-
rin olması gereken fiyattan daha aşağı fiyatla
tanzim edilmesine yol açmış, bu da bilançoları
olumsuz etkilemiştir. Sigorta şirketleri bu zarar-
larını gidermek için kaskodan ziyade zorunlu
trafik sigortalarında yeniden fiyatlandırmaya
gitmişlerdir. Diğer taraftan yaşanan bu yoğun
rekabet tüketicilerin otomobil hasarlarında,
sigorta şirketlerinin maliyeti düşürmek için ha-
sarlı araçları muadil parça ve yetkili servisler
dışında sanayideki atölyelere yönlendirmiş ve
bu, müşteri memnuniyetsizliği ve birçok ihtilaf
yaratmıştır. Şikâyetlerin yoğunlaşması üzerine
Hazine Müsteşarlığı yeni düzenlemeyi yapmış-
tır. Bu düzenleme ile kasko sigortasında en az
dört faklı kloz sunma zorunluluğu getirmiştir.
Ancak tüketici açısından full kasko dışındaki po-
liçeler çok cazip gelmeyeceği için uygulama çok
başarılı olmamıştır. Sigorta şirketleri de kasko
poliçe fiyatlarında çok fazla artış yapamayacağı
için çareyi trafik sigorta tarifelerini yeniden dü-
zenlemekte bulmuştur. Burada unutulmaması
gereken, trafik ve kasko poliçelerinin fiyatlarının
poliçe sahibine göre belirlendiğidir. Bu yüzden
küçük hasarlarınızda poliçenizi kullanmayınız.
Küçük bir hasarı sigortadan yaptırdığınızda poli-
çeyi yenilerken bu, poliçe fiyatınıza misli ile yan-
sımaktadır.
Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin Türkiye’deki otomotiv sektörünü nasıl etki-lediğini düşünüyorsunuz? Krizin etkileri hâlâ hissediliyor mu, yavaş yavaş eski duruma dö-
nüldü mü?
Bence iç pazarı fazla etkilemedi ama ihracatı etkiledi. Aksine Av-
rupa’daki durgunluk iç pazara daha ucuz girdi sağlamıştır.
Gerek gümrük vergilerinin yüksek olması gerekse yerli üre-
timin sınırlı olması nedenleriyle Türkiye’de otomobil fiyatları
da ABD ve Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça paha-
lı. Sizce Türkiye’de yerli üretimin artması nasıl sağlanabilir?
Türkiye’deki fiyatların yüksek olmasının en büyük sebebi otomo-
bil üzerinden alınan vergilerdir. Yukarıda açıkladığım üzere Türki-
ye’deki vergi yükü diğer ülkelerin iki katıdır. Vergi yükünün hafif-
letilmesi ve ARGE’nin teşvik edilmesi hem üretimi hem de pazarı
olumlu yönden etkileyecektir.
Türkiye’de yıllardır trafik konusunda farkındalığı arttırmak için çalışmalar yapan Ankara Trafik Vakfı yayın oranı Trafik dergisi okurlarına iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Öncelikle trafik kurallarını bir yük değil, bir sorumluluk olarak gör-
memiz gerektiğini ifade etmek isterim. Hepimiz sorumluluğumu-
zu yerine getirsek, olumsuzlukları en aza indirmiş oluruz.
Özellikle ikinci el araç alırken güvenilir ve bu işi kurumsal anlam-
da yapan ciddi muhatapları tercih etmeliyiz. Kendimizin ve sev-
diklerimizin canını emanet ettiğimiz araçlarımızın bakımını ihmal
etmemeliyiz. Küçük sorunların ertelendikçe büyüdüğünü unut-
mamalıyız.
28
Yaya haklarına saygılı olun
Yaya geçidi ihlali saygısızlıktırYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyin
Yaya haklarına saygılı olun
Yaya geçidi ihlali saygısızlıktırYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyin
Fotoğraf: Haldun SEBER
trafiktekonuşan fotoğraflar
Yaya haklarına saygılı olun
Yaya geçidi ihlali saygısızlıktırYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyinKaldırımlar
kim
in
Fotoğraf: Süleyman Pampal
Fotoğraf: Süleyman Pampal Fotoğraf: Murat Akmaz
29
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Yaya haklarına saygılı olunYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyin
Yaya haklarına saygılı olunYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyinYa
ya ha
kların
a say
gılı o
lun
Yaya
geçid
i ihlal
i say
gısızlı
ktır
Yanlı
ş par
k kaz
aya d
avet
iye çı
karır
Kaldı
rımlar
ı gas
p etm
eyin
Yaya
hakla
rına s
aygıl
ı olun
Yaya
geçid
i ihlal
i say
gısızlı
ktır
Yanlı
ş par
k kaz
aya d
avet
iye çı
karır
Kaldı
rımlar
ı gas
p etm
eyin
Yaya
hakla
rına s
aygıl
ı olun
Yaya
geçid
i ihlal
i say
gısızlı
ktır
Yanlı
ş par
k kaz
aya d
avet
iye çı
karır
Kaldı
rımlar
ı gas
p etm
eyin
Yaya haklarına saygılı olun
Yaya geçidi ihlali saygısızlıktırYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyin
Yaya haklarına saygılı olun
Yaya geçidi ihlali saygısızlıktırYanlış park kazaya davetiye çıkarır
Kaldırımları gasp etmeyin
Fotoğraf: Süleyman Pampal Fotoğraf: Süleyman Pampal
Fotoğraf: Süleyman Pampal
Fotoğraf: Murat Akmaz
30
güncel
Son zamanlarda kasko ve trafik sigorta poliçelerinin ge-
nel şartları ve fiyatlandırılmasına ilişkin bazı basın yayın
organlarında yer alan eksik, yanıltıcı ve zaman zaman
hatalı bilgi içerdiğini gördüğümüz haberler üzerine aşa-ğıda yer alan açıklamaların kamuoyuyla paylaşılması ge-reği hâsıl oldu.
Kasko sigortası genel şartları Hazine Müsteşarlığı’nın yaptığı düzenleme ile 1 Nisan 2013 tarihinden geçerli olacak şekilde yeniden belirlendi. Düzenlemelerin bir kısmı, 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılması gerekenleri kapsadı, bir kısmı ise tüketici lehine getirildi. Lehte yapı-lan bu düzenlemeler şöyle sıralanabilir:
•Ürün içeriğinin belirlenerek 4 ana ürün şeklinde kas-ko poliçesinin oluşturulması
•Poliçe üzerine sigorta bedelinin yazılmayarak, hasar anında eksik sigorta uygulanmaması
•Hasar anında aracın rayiç bedelinin tespitinde, hangi kurumun değerlerinin referans alınacağının poliçe üzerinde belirtilmesi
•Onarımın sigorta şirketinin mi yoksa sigortalının mı istediği serviste yapılacağı ile orijinal parça veya eşdeğer parça kullanımının poliçe üzerinde belirtilmesi.
Sigortalıların satın almış olduğu ürünü daha net anlama-sı ve diğer sigorta şirketlerinin ürünleri ile kolaylıkla kar-şılaştırabilmesi amacıyla tek tip poliçe şablonu belirlen-di. Farklı içerikli kasko poliçeleri için dar kasko, kasko, ge-nişletilmiş kasko ve tam kasko ayırımına gidildi ve ürün
isminin 16 punto ile poliçeye yazılması şartı getirildi.
Oto Sigortaları ile İlgili AçıklamaTürkiye Sigorta Birliği’nden
31
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Bu düzenlemelerle sigortalılarımız, hasar anında alabile-cekleri hizmetin niteliğini kasko poliçesini alırken belirle-
me imkânına sahip oldular.
Bu düzenlemenin kasko primlerini yüzde 50 civarın-da arttıracağı iddiası dayanaksızdır. Zira farklı içerikteki ürünler sigorta şirketleri tarafından vatandaşın tercihine hali hazırda sunuluyor ve bu ürünlerin prim tutarları içe-riğine göre farklılık arz ediyor. Bu kapsamda, bir önce-ki poliçe içeriği ile benzer bir poliçenin yeni dönemde tercih edilmesi durumunda prim seviyesinde önemli bir değişiklik beklenmiyor. Poliçe içeriğinin daraltılması veya genişletilmesi halinde ise ödenecek prim tutarı da doğal olarak azalabiliyor ya da artabiliyor.
Kamuoyunu yanıltan bir diğer konu ise düzenlemeyle birlikte primlerin şirketler tarafından serbestçe tayin edi-lebilir hale geleceği ve bunun da primleri yukarı çekeceği yönündeki yorumlar oldu. Kasko sigortası primleri 20 yılı aşkın süredir, trafik sigortası primleri de 1 Temmuz 2008 tarihinden bu yana serbestçe sigorta şirketleri tarafın-dan belirleniyor dolayısıyla düzenleme bu anlamda bir yenilik getirmiyor. Bu vesile ile belirtmek isteriz ki, devlet
tarafından kontrol edilen tarife rejiminin terk edilerek primlerin serbestçe belirlendiği serbest tarife sistemine geçiş, rekabeti ve ciddi prim düşüşlerini de beraberinde getirdi. Bu anlamda rekabete açık olan sistemler, her ha-lükarda tüketicinin yararına oldu.
Diğer taraftan, yine basında yer alan ve on kata vardığı iddia edilen trafik sigortası prim yükselişine ilişkin ha-berler de gerçek dışı. Sigorta sektöründe trafik branşın-da teminat veren 30 şirket bulunuyor ve her birinin fiyat-ları birbirinden farklılık arz ediyor. Sigorta şirketleri tari-felerini oluştururken, sürücü yaşı, araç türü ve araç yaşı, ehliyet yaşı, bulunduğu il veya ilçe, önceki yıllarda kaza yapıp yapmadığı ve ödenen hasar miktarı gibi birçok kri-ter kullanıyor. Özellikle son yıllarda tazminata sebebiyet vermeyen araçlara indirim uygulanırken, tazminata se-bebiyet verenlerin primleri arttırılarak maliyet, sisteme dâhil olan kişiler arasında paylaştırılıyor. Bunun aksi bir uygulamaya gidilmesi halinde, hiç kaza yapmayan araç ile bir sene içerisinde on kaza yapan aracın birbirinden hiçbir farkı kalmayacak. Bu durum, öncelikle aracını ku-rallara uygun ve dikkatli kullanan, herhangi bir hasara yol açmayan araç sahiplerine büyük bir haksızlık olacak.
Sigorta sistemi, primlerin bir havuzda toplanarak bir fon oluşturulması ve ortaya çıkan zararların poliçe şartları kapsamında bu fondan karşılanması üzerine kuruldu. Dünya genelinde olduğu üzere, fondan aşırı faydala-nanlar ile çok az faydalanan hatta hiç faydalanmamış kişilerin havuza aynı katkıyı yapmaları sigorta tekniği ve adalet kavramları ile bağdaşmaz.
Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde; 1 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe girecek kasko sigortası genel şartla-rındaki düzenlemelerin sigortalıların lehine olduğunu, sigorta şirketlerinin uzun zamandır primleri serbestçe belirlediğini; son düzenlemelerin doğrudan primleri art-tırıcı bir etki yaratmayacağını; kazaya karışmayan sürücü ile özellikle sık sık kaza yapan sürücüyü ayırabilmek ve kusurlu sürücünün maliyetini kusursuz sürücüye yükle-memek amacıyla aynı araç türündeki farklı araçlardan farklı primlerin talep edilebileceğini kamuoyuna saygıy-la duyururuz.
Kaynak: Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği
32
Trafik kazalarının neden olduğu kayıpların istenen ölçü-
de azaltılamaması nedeniyle Emniyet Genel Müdürlü-
ğü tarafından yeni yöntemler uygulama kararı alındı ve
“Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Eylem Planı ve Emniyet
Genel Müdürlüğü’nün Yapacağı Çalışmalar” konulu bir
genelge yayımlandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı ve İçişleri Ba-
kanı Muammer Güler tarafından onaylanan genelge ile
2020 yılına kadar trafik kazası sonucu ölümlerin yüzde
50 oranında azaltılması hedefleniyor. Bu hedef doğrultu-
sunda 2012 yılında başlatılan çalışmalara rağmen trafik
kazalarının neden olduğu kayıpların istenen oranda azal-
tılamaması üzerine mevcut denetim yöntemleri yeniden
gözden geçirildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, son yıllarda mey-
dana gelen trafik kazaları analiz edildi. Analiz sonucunda
ölümlü ve yaralamalı kazalara neden olan aşırı hız gibi
trafik kuralı ihlallerinin, seyyar radar ikaz levhaları ve de-
vamında ekiplerin bulunduğu bölgelerde yapılmadığı
ancak bu levhaların ve trafik ekiplerinin olmadığı bölge-
YÖNTEMLERİ DENETİM
yenileniyor
trafiktehaberler
33
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
lerde sürücülerin başta hız olmak üzere birçok trafik ku-
ralını ihlal ederek, kazalara neden olduğunu belirlendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, bu belirlemelerden hareket-le sürücüler üzerinde algılanan yakalanma riskini arttır-mak ve tüm kara yolu güzergâhlarında başta hız ihlali olmak üzere trafik kurallarına uyma alışkanlığını kazan-dırmak amacıyla radarla hız denetimlerinde kullanılan seyyar radar ikaz levhası uygulamasını sonlandırdı.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından mevcut sisteme göre, günlük her bir radar aracıyla gündüz 5 saat, gece ise 3 saat olmak üzere toplam 8 saat hız denetimi yapan trafik birimlerinin, bundan sonra 24 saat hız kontrolü yapmasına karar verildi. Hız denetiminin yüzde 50’lik bölümünün, şehir içi ve dışı yollarda, gece ve gündüz seyir halinde çevirme ekibi olmadan, diğer yüzde 50’lik bölümünün ise sabit ve çevirme ekibiyle birlikte yapıl-ması uygun görüldü. Otoyollardaki denetimlerin de çevirme ekibi olmadan gerçekleşmesi planlandı. Hız de-netiminde görev alan radar ekiplerinde akaryakıt kısıtla-masına gidilmemesi yönünde karar çıktı.
Analiz sonuçları arasında özellikle şehir içinde ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarının yüzde 20’si-nin kavşaklarda geçiş hakkı ve kırmızı ışık ihlalinden kaynaklandığı da yer aldı. Bu ihlallerin tespiti için de bir taraftan teknolojik sistemlerin yaygınlaştırılması, bir ta-raftan da bu sistemin olmadığı kavşaklarda ihbarlı de-
netim yöntemiyle denetlemeler yapılması kararlaştırıldı.
Uygulama ile tüm kural ihlallerinin cezalandırılmasını
amaçlayan Emniyet Genel Müdürlüğü, trafik kurallarına
her zaman ve her yerde uyulmasını sağlamayı hedefli-
yor.
Emniyet kemeri denetimleri de arttırılacak
Emniyet Genel Müdürlüğü, ölümlü kazalarda önemli rol
üstlenen emniyet kemeri konusunda da çalışmalar yaptı
ve yeni hedefler belirledi. Emniyet kemeri takma oranı-
nın 2015 yılına kadar şehir içinde yüzde 70’e, şehir dışın-
da yüzde 90’a, 2020 yılında da şehir içinde yüzde 80’e,
şehir dışında ise yüzde 100’e çıkarılması hedefleniyor.
Trafik Elektronik Denetim Sistemleri bulunan illerde, bu
sistemler üzerinden emniyet kemeri kullanımına yöne-
lik denetimlerine ağırlık verecek olan trafik ekiplerinin,
denetimlerini geçen yıla göre en az yüzde 10 oranında
arttırmasına karar verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, tüm bu yeni uygulamalar
için denetimlerin planlanması ve aylık kontrol program-
larının hazırlanmasında uygun yer, zaman ve personel
ile dengeli bir çalışma süresi planlayacak.
Kaynak: http://www.memurlar.net/haber/350291/
34
TEDES kuruluyor
Güvenlik önlemleri kapsamında birçok kente MOBE-SE sistemini kuran İçişleri Bakanlığı, şimdi de Trafik Denetleme Sistemi üzerinde çalışıyor. İçişleri Bakan-lığı ile Maliye Bakanlığı, Mayıs ayında özel bir proto-kol imzalayarak Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES)’nin ilk adımını attı.
Yürürlükteki 2918 sayılı Trafik Yasası’nın ek 16. mad-desine göre imzalanan protokol kapsamında şehir içi trafik sistemi, MOBESE sisteminin alt bileşeni ola-rak kurulacak. Bir süredir sadece İstanbul’da uygula-nan ve EDS adıyla bilinen sistem, önü-müzdeki süreçte diğer illere, ilçelere ve beldelere kadar yaygınlaştırılacak. Sis-tem sayesinde yerleşim birimlerindeki trafik suçları ve düzeni daha yakından takip edilebilecek. TEDES’in, özellikle kırmızı ışık, hız sınırı, banket ve emniyet şeridi ihlalleri başta olmak üzere tüm trafik kuralı ihlallerinin tespitinde kulla-nılabilmesi amaçlanıyor.
MOBESE’lerden farklı olarak TEDES’in valilikler ve il özel idareleri yerine be-lediyeler tarafından kurulması plan-
lanıyor. Sistemin kurulacağı yerleşim birimleri ise
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından belirlenecek.
Bu belirlemede, nüfus, kayıtlı sürücü ve araç sayıları,
trafik kazaları ve sonuçları ile karayollarından geçen
yıllık ortalama trafik değerleri göz önünde bulundu-
rulacak.
Kurulumun tamamlanmasının ardından TEDES’ler,
kent merkezlerinde il emniyet müdürleri ve beledi-
ye başkanları, ilçelerde ilçe emniyet müdürü veya
amiri ile ilçe belediye başkanları arasında imzalana-
cak protokol ile uygulamaya girecek.
İmzalanan protokol çerçevesinde TEDES’lerin hiz-
mete girmesiyle, trafik zabıtası tarafından sorum-
luluk sahasında imzalanarak onaylanan idari trafik
para cezalarının toplamının yüzde 30’u, hizmet alımı
karşılığında belediyelere ödenecek.
TEDES’ten elde edilecek veriler, suç işlenmesinin ön-
lenmesi veya adli bir soruşturma veya kovuşturma
için gerekmesi halinde emniyet birimleri tarafından
kullanılabilecek. Belediyelerin yapılacak hizmet alı-
mı protokolüne uymamaları halinde emniyet birim-
lerinin fesih işlemi uygulama hakkı bulunacak.
trafiktehaberler
35
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
“Emniyet kemeri, yolculuk sırasında meydana gelebilecek ani fren, önden veya arkadan çarpma, kayma, yuvarlanma gibi durumlarda can kaybını önlemede önemli bir faktördür. Ölüm riskini % 50’ye varan oranda azaltan başka bir önlem bulunmamaktadır. Emniyet kemeri hayat kurtarıcı olarak düşünülmeli, şehir içi ve şehir dışı yolculuklarda emniyet kemeri kullanımı konusunda toplumsal bilinç yaratılmalıdır.”
36
trafiktehaberler
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından trafikte yayaların üstünlüğü bulunan
alanları ihlal eden sürücülere kesilecek cezalar konusunda yeni bir düzen-
leme yapılıyor.
Düzenleme ile geçiş üstünlüğü olduğu halde yayaya yol vermeyen sürücü-
lere kesilen para cezası iki katına çıkarılacak. Karayolları Trafik Kanunu’nda
değişiklik yapılmasına dair hazırlanan taslak ile beraber yaya geçitlerinin
işgal edilmesi ve yaya geçidi çizgisini ihlal eden sürücülere kesilecek
cezalar da yeniden düzenleniyor.
Yaya geçidinde yayalara yol vermeyen araçlara kesilen 166 TL
ceza 2 katına çıkarılarak, 343 TL’ye yükseltiliyor. Bu düzenlemeyle
Avrupa’da uygulanan yayaların yeşil ışığı ya da trafiğin boş oldu-
ğu anları beklemeksizin geçiş üstünlüğünü kullanmaları sağ-
lanacak. Söz konusu düzenlemeyle birlikte büyükşehirlerde
bulunan önemli yaya geçitlerinde denetimler arttırılacak.
Yaya geçidi ihlal cezası 166 TL’den 343 TL’ye yükseliyor
Uyuşturucuya denetim şart oldu!Trafikte alkolden sonra en büyük tehlike uyuşturucu ve uyutucu madde kullanımı. Türkiye’de kanun ve yönet-melikler araç kullanırken uyuşturucu kullanımına sıfır tolerans tanıyor. Ancak kanunlardaki bu tutum, uygu-lamaya yansımıyor.
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü ve Adli Tıp Ku-rumu tarafından trafik kazasına karışanlar arasında ya-pılan çalışmalar, bu konudaki tehlikeyi ortaya çıkardı. Araştırma sonuçlarına göre 100 sürücüden 14’ünde uyutucu-uyuşturucu madde belirlendi. 90 uzun yol şo-föründen 31’inin esrar kullandığı anlaşıldı.
Trafikte alkolden sonra en büyük tehlike uyuşturucu. Ancak yasadaki madde kullanımına yönelik ‘sıfır to-lerans’ şartı uygulamaya yansımıyor. Adli Tıp Kurumu ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün yaptığı iki ayrı araştırmaya göre, sürücülerin yüzde 14’ü uyu-tucu-uyuşturucu madde kullanıyor. Yol kenarı tükürük testlerinin yapıldığı Avrupa’da ise uyku getirici ilaçları kullanmak bile yasak. Her iki araştırmanın sonuç bölümünde yol kenarı madde tarama testlerine ihtiyaç duyulduğu vur-gulandı ve dünyadaki uygulamalar örnek gösterildi. İtalya, İngiltere, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Avusturya başta olmak üzere birçok ülkede yol kenarı tükürük ve ter testleri yapılıyor.
Sonuç pozitif çıkarsa bir de kan testi yapılabiliyor. Uyuşturucu denetiminin maliyetli olması nedeniyle uzmanlar tarafından sonucun pozitif çıkması durumunda masrafların kullanıcılar tarafından karşılanmasını öneriyor.
Kaynak: http://www.memurlar.net/haber/220491/
37
Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği tarafından
1 Temmuz’da yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu kapsamın-
da getirilen toplu taşıma araçlarının dış görünümünde uyul-
ması gereken kurallar duyuruldu.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 13 Ocak 2011 tarihinde TBMM
tarafından kabul edilmiş, 14 Şubat 2011 tarihli 27846 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. 1 Temmuz 2012 tarihinde yü-
rürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile birlikte başta dolmuşlar
ve ticari taksiler olmak toplu taşım araçlarının dış yüzeyinin de
sade bir görünümde olmasına karar verildi.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 60. maddesine göre araç-
lardaki yazıların silinmesi gerekiyor. Trafik ekipleri, kamyon
arkası yazılara yönelik denetimleri arttırdı. Ekipler, ticari araç-
ların önü, arkası ve yanındaki yazılar için 2918 sayılı Karayolla-
rı Trafik Kanunu’nun 26/2. maddesine göre 72 lira para cezası
yazıyor.
Uygulama ile araçların değişik yerlerine yazılan manalı sözle-
rin diğer şoförlerin dikkatini dağıtması nedeniyle oluşan kaza-
ların önüne geçmek amaçlanıyor.
Sık sık rastlanılan kamyon yazılarından bazıları şöyle: “Bir sana,
bir de sabah uykusuna hastayım.”, “Bir sen değil, herkes has-
ta.”, “Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.”, “Önünü
görmeden sollama, eve acı haber yollama.”, “Âşıksan vur saza,
şoförsen bas gaza.”, “İstedim vermediler; sen şoförsün dedi-
ler.”, “Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun.”, “Sollama
beni, mahcup ederim seni.”, “Tek rakibimiz, Türk Hava Yolları.”
38
trafiktehaberler
Trafik cezaları e-posta yoluyla gelecekEmniyet Genel Müdürlüğü tarafından trafik cezalarının e-posta yoluyla sürücülere gönderilmesini sağlayacak bir sistem için çalışma başlatıldı.
Mevcut uygulamada trafik kuralı ihlali nedeniyle yazılan cezalar, sürücülerin beyan ettikleri son adrese gönderi-liyor. Sürücüye ulaşılamaması durumunda ise emniyet müdürlüklerine bırakılıyor. Bu nedenle cezadan haberdar olamayan sürücülerin borcu, zamanında ödenmediği için iki katına çıkabiliyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü sürücülerin yaşadığı bu mağ-duriyetin önüne geçmek ve polisin iş yükünü hafifletmek
amacıyla harekete geçti. Henüz taslak halindeki düzenle-
mede polisin trafik cezalarını elektronik ortamda yazması
planlanıyor. Uygulama ile kâğıtlara yazılan ve daha sonra
vergi dairelerinde tek tek sisteme girilen cezalar, anında
elektronik sisteme aktarılabilecek.
Ayrıca düzenleme ile yılda ortalama 6 milyon trafik cezası
yazan polis hem zaman hem de maddi anlamda büyük
tasarruf sağlamış olacak. Her posta için 6 lira ödeme ya-
pılan mevcut sisteme göre, 36 milyon liralık tasarruf elde
edilecek.
39
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Emniyet kemeri, yaralanma riskini yüzde 50 azaltıyorEmniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, emniyet kemerinin etkileri hakkında yaptırdığı araştırmanın sonuçla-rını yayınladı. Araştırma sonuçlarına göre emniyet kemerinin; otomobilde seyahat edenlerin ağır yaralanma riskini yüzde 45, kamyonetlerde ise yüzde 60 oranında azalttığı ortaya çıktı. Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların yüzde 24,8’inin hiç zarar görmeden kazayı atlattığı tespit edilirken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oranın yüzde 6,3 olduğu bildirildi. Emniyet kemeri kullanımının zorunlu olduğu ülkelerdeki ölüm ve yaralanma oranlarının, kullanımın zorunlu olmadığı ülkelere göre yüzde 40 daha az olduğu saptandı.
Araştırma sonuçlarına göre arka koltukta emniyet kemeri kullanımı ölüm ve yaralanmaların 2/3’ünü, ön koltukta emniyet kemeri kullanımı ölümlerin yüzde 6’sını önlüyor. Bütün ağır yaralanmalarda ise arka koltuk emniyet kemerleri, yaralanmanın şiddetini yüzde 50 oranında azaltıyor.
Daha düşük oranda emniyet kemeri kullanan arka koltuk yolcularının yaralanma riskinin 2 kat, fırla-tılma riskinin ise 7 kat daha fazla olduğunun ortaya çıkarıldığı araştırma sonuçlarına göre emni-yet kemeri takmamış arka koltuk yolcuları en çok kafa, yüz ve boyun zedelenmelerine maruz kalıyor. Arka koltuk yolcularının en büyük yaralanma sebebi ise fırlatılma olarak belirlendi.
Ölümlü trafik kazalarının yüzde 80’i 55-60 kilometre hızın altında gerçekleşiyorEmniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı tarafından gerçekleş-tirilen araştırmada kazaların sıklıkla hangi güzergâhlarda gerçekleştiğine dair ilginç sonuçlar da çıktı. Araştırma sonuçlarına göre ölümlü trafik ka-zalarının yüzde 80’i eve 30-35 kilometre uzaklıkta ve 55-60 kilometre hızın altında gerçekleşiyor. Ayrıca trafik kazası ölümlerinin yüzde 35’i şehir içinde ve günlük güzergâhlar üzerinde meydana geliyor. Em-niyet kemeri kullanılmıyorsa 30 kilometre hızda çarpıldığında bile ağır yaralanma riskinin çok fazla olduğunun belirlendiği araştırmada, emniyet kemeri takmamış yaralıların yüzde 70’inin, 50 kilometreden daha düşük bir hızda yol alır-ken yaralandığı ve 50 kilometre hızdaki bir çarpmanın 4. kattan düşmeyle eşdeğer olduğu ifade edildi.
Emniyet kemeri takanların yangın durumunda ya-şama şansının 5 kat, suya batma durumlarında ise 3 kat daha fazla olduğunun ortaya çıkarıl-dığı araştırma sonuçlarına göre hava yas-tığı, emniyet kemerinin etkinliğini yüz-de 40 oranında arttırıyor ve yandan çarpma ile savrulmayı önlemede hiçbir zaman emniyet kemeri-nin yerini tutmuyor.
40
Devlet bisiklet yollarını destekleyecek
Takograf hileleri, kazalara davetiye çıkarıyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliği ve iklim değişikliğine neden olan kirleticilerin azaltılması amacıyla bisiklet yol-larının yaygınlaştırılmasına yönelik hazırlanan projelerin destekleneceği bildirildi.
Avrupa ve Uzak Doğu’nun birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de bisiklet yollarına önem verileceğinin ifade edildiği açıklamada, bisiklet yolu yapacak belediyelere destek olunacağı kaydedildi. Başvuruların Çevre ve Şehir-cilik İl Müdürlükleri vasıtasıyla alınacağının duyurulduğu açıklamada, belediyelerin bisiklet yolları için talep ettik-leri yardım miktarlarını belirterek başvurmaları gerektiği kaydedildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan açıklama-da şu ifadeler yer aldı:
“Trafikten kaynaklanan hava ve gürültü kirliliğinin azal-tılması, çevrenin korunması, ekonomiye katkı yapılması, proje hedeflerimiz arasında yer alıyor. Çevrenin korunma-sıyla ilgili yapılan projelerden, kent imar planında yer alan bisiklet yolları öncelikli olmak üzere; yolların mevcut alt-yapısının bisiklet yolu yapılmasına uygun olanlara, onay belgesi olanlara, müracaat etmeleri durumunda Bakanlı-ğın bütçe imkânları dâhilinde destek verilecek.”
Türkiye’de yaşanan trafik kazalarında kamyon, tır ve oto-büs şoförlerinin dikkatsizliğinin önemli rol oynadığının belirlenmesi, gözlerin ağır vasıta sürücülerinin hız ve dinlenme sürelerini denetleyen takograf cihazlarına çev-rilmesine neden oldu. Kazaları önlemek amacıyla 2012 yılında çıkarılan Yönetmelik, sürücünün günlük araç kul-lanma süresini 9 saatle sınırlıyor ve 9 saatin ardından ke-sintisiz 11 saat, haftalık 24 saat dinlenme şartı getiriyor.
Ancak bazı sürücülerin ve fabrika sahiplerinin çeşitli ta-kograf hileleri kullanarak, Yönetmelik şartlarını ihlal etti-ği ortaya çıktı. Bazı fabrikaların, sadece kendilerinde ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen yetkili servislerde bulunan takograf ayar kartlarını kopyalaya-rak, kaçak dükkânlara, firma sahiplerine ve sürücülere dağıttığı anlaşıldı. Dağıtılan kartlar; hız ayarı, isim değiş-tirme ve takografi sıfırlama gibi hilelere olanak tanıyor. Bütün veriler sıfırlanabildiği için takograf cihazında araç, sürüşüne yeni başlamış gibi görünüyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri tarafından yetkisiz ve kaçak takograf ayarlamaları yapan firmalara ilk seferde bin 400 lira para cezası kesildiği, ikinci seferde ise kapatma cezası verildiği açıklandı.
trafiktehaberler
41
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından seyyar radar ikaz levhası uygulamasına son verildiği açıklandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, son yıllarda yaşanan trafik kazalarında hız ihlallerinin radar ikaz levhası ile radar aracının bulunduğu aralıkta olmadığı belirtildi.
Radar araçlarının geçilmesiyle hız ihlallerinin ve kazaların arttığına dikkat çekilen açıklamada, hız sınırını aşan sürücüler üzerinde “her an yakalanacağı algısını arttırmak ve tüm karayolu güzergâhlarında başta hız ihlali olmak üzere kurallara uyma alışkanlığı kazandırmak” amacıyla seyyar radar ikaz levhası uygulamasının 11 Mart 2013 tarihli genelge ile sonlandırıldığı bildirildi.
radar ikaz levhası uygulaması kaldırıldıSeyyar
42
gezi
Mersin’in doğusunda Adana, batısında Antalya, kuzeyinde Konya, Karaman, Niğde ve güneyinde Akdeniz yer alır. İlin yüz ölçümü 15853 km² olup, top-raklarının yüzde 49,5’i ormanlıktır. İlin Akdeniz kıyısında 321 km’lik kıyı şeridi bulunur. İlin kuzeyi orta Toros dağla-rıyla çevrilidir, Bolkar Dağı Medetsiz Tepesi ilin en yüksek tepesini oluştur-maktadır. Tarsus ve Mersin’in bir kısmı Çukurova’nın devamı niteliğinde olup, ilin en geniş düzlükleridir. Batıya doğru Silifke ve Anamur dışında ovalar daral-maktadır. İlin başlıca akarsuları Berdan, Efrenk, Göksu, Anamur ve Lamas’tır.
İlin kıyı kesiminde tipik Akdeniz iklimi görülür. Sahilden iç kesimlere yük-seldikçe iklim karasala dönüşür. To-rosların eteklerine kadar uzanan kıyı kesimlerinde doğal bitki örtüsü ma-kidir. Toroslar ise zengin ormanlar ile
kaplıdır. Ormanları çam, ladin, köknar gibi ağaç türleri oluşturur. Doğusun-da Gülek Boğazı, batısında Sertavul, ili Orta Anadolu’ya bağlayan iki önemli ve doğal geçittir. Alp sistemi içindeki Toros Dağları, İçel’de geniş bir payanda duvarı gibi Akdeniz kıyılarından yükse-lerek, Anadolu platosuna destek verir.
Kentin kuzeyindeki Yumuktepe höyü-ğünde yapılan kazılarda birçok katman ortaya çıkarılmıştır. Bunların en eskisi, MÖ 6300’lere, en yenisi ise Selçuklu dönemine tarihlenir. Kazılardan çıkarı-lan eserler, Adana Arkeoloji Müzesi ve Mersin Müzesi’nde sergilenir.
Mersin’in tarih sahnesine çıkışı 19. yüz-yılın ortalarına rastlar. Bu dönemde henüz bir köy olan bölge, göçmen bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapar ve adını da bu aşiretten alır. Özellikle Amerika iç savaşı sırasında dünyada-
ki pamuk kıtlığını gidermek amacıyla Çukurova’da gelişen pamuk üretimi ve bölgenin 1866’da demir yolu ağı-na bağlanması, Mersin’in kaderini değiştirir. Bu dönemde Mersin hızla, Çukurova’nın tarım ürünlerinin ihraç edildiği bir liman ve ticaret merkezi ha-line gelir.
Şehrin bugünkü durumuna gelmesin-de, şu anda çok küçük bir azınlık olsa-lar da Hıristiyan Levantenlerin önemi yadsınamaz. Şehirde halen Latin-İtal-yan Kilisesi ve Arap-Ortodoks Kilisesi olmak üzere Levantenlere ait iki kilise bulunur.
Hızla hayata geçirilen GAP Projesi, Ataş Rafinerisi ve sahip olduğu geniş hinterland sayesinde Mersin Limanı, Türkiye’nin Akdeniz’deki en büyük li-manı olma özelliğini taşır. Limanda bu-lunan 27 iskelenin 8 tanesi raylı bir sis-
Atatürk’ün sözünü tutup; kültürüne, sanatına, sporuna sahip çıkan şehir...
Mersin
Katkılarından dolayı Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz.
43
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
44
gezi
temle bağlanır. 1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana yaklaşık 85 milyon dolar harcanarak yenilenen Mersin Limanı’nın kapasitesi, son üç yıldır her sene yüzde 10 oranında artar.
Kentin ticari açıdan önemi göz önüne alınarak, Türkiye’nin dört serbest bölgesinden biri burada kurulur. 785.000 metrekarelik bir alan üzerine ku-rulan Mersin Serbest Bölgesi, başta tekstil firmaları olmak üzere yaklaşık 250 şirkete ev sahipliği yapar. Ayrıca Mersin-Adana karayolu üzerinde cam, soda, gübre, tekstil, meyve suyu gibi sektörlerde faaliyet gösteren birçok önemli fabrika da bulunur.
Tarihi ve doğal güzellikler bakımından zengin olan Mersin, görülmeye değer pek çok değere ev sahip-liği yapar. İl merkezi ve ilçelerde bulunan müzeler-de Neolitik dönemden başlayarak MÖ 1200 yılları, Arkaik, Grek, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait eserler sergilenir. Mersin’in merkezinde bulunan Karaduvar, Yumuktepe, Vi-ranşehir antik kentleri, Mersin Müzesi, Gözne Yaylası, Refah Şehitleri Anıtı ve Barış Anıtı önemli tarihi değerlerin görülebildiği mekânlar arasında yer alır. Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olan Yumuktepe’den çıkarılan pek çok eser, Mersin Müzesi’nde sergilenir.
Mersin’in ilçeleri de turistik değerlerle doludur. Silifke ilçesinde Cennet-Cehennem Mağaraları, Roma Tapınağı, Tekirambarı Sarnıcı, Silifke Kalesi, Meryemlik, Adam Kayalar, Taşköprü, Üç Güzeller Mozaiği, Uzuncaburç Kulesi, Sütunlu Yol, Zafet Takı, Zeus Tapınağı, Tcyhe Tapınağı, Roma Tapınağı, Eski Mezarlık, Tokmar Kalesi, Astım Mağararası ve Cambazlı Kilise bulunur. Ayrıca MS 161-180 döneminde Roma İmparatoru Marcus Aurelius tarafından yapıldığı bilinen Diocaesarea Tiyatrosu görkemli yapısıyla ilçede dikkat çeker. İki kademeli olan yapının doğal, çukur bir arazi seçilerek basamaklarının arazi meyilinden yararlanılarak yapıldığı görülür. Birinci kademesinde 18, ikincisinde 10 sıra sayılabilen Diocaesarea Tiyatrosu 3100 kişiliktir.
Tarsus ilçesi de tarihi ve doğal güzelliklere ev sa-hipliği yapar. Kleopatra Kapısı, Gözlükule Höyüğü, Donuktaş, Eski Hamam&Onur Yazıtı, Justinianus Köprüsü, Roma Yolu, Makam-ı Şerif Camisi ve Dan-yal Peygamber Kabri, Ulu Cami, Aziz Paul Kuyusu, Aziz Paul Kilisesi, Kırkkaşık Bedesteni, Yedi Uyurlar Mağarası, Tarsus Şelalesi, Tarsus Müzesi ve Kubat Paşa Medresesi ilçede bulunan önemli yapılar arasında yer alır. Tarsus’un girişinde bulunan Kle-opatra Kapısı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde
İskele Kapısı olarak geçer. Bizans döneminde inşa edilen Kelopatra Kapısı’nın; Mısır’ın ünlü Kraliçesi Kleopatra’nın sevgilisi Romalı General Antonius’un şehre bu kapıdan girmesi nedeniyle bu ismi aldığı anlatılır.
Mersin’in Erdemli ilçesinde de önemli turistik ya-pılar bulunur. Kız Kalesi, Korikos Kalesi Ayaş, Kan-lıdivane, Helenistik Kule, Bazilikalar ve Nekropoller Erdemli’dedir. Korikos Sahil Kalesi’nin 200 metre açığındaki küçük adada bulunan Kız Kalesi, Kara-manoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında ona-rılır ve ilin turizm sembolü haline gelir. Bir rivayete göre Korikos’ta yaşayan krallardan biri kız çocuğu olmasını çok ister. Sonunda dileği gerçekleşir ve bir kızı olur. Günlerden bir gün şehre bir falcı gelir ve krala kızının bir yılan tarafından öldürüleceğini söyler. Kral da Kız Kalesi’ni yaptırır ve kızını koru-mak için buraya kapatır. Ancak kızının kaderini de-ğiştiremez zira bir süre sonra saraydan gönderilen üzüm sepetinin içinden çıkan yılan, genç kızın ölü-müne neden olur.
Ayrıca Aydınlık ilçesindeki Dört Ayaklı Anıtmezar ve Aynalıgöl Mağarası, Bozyazı ilçesindeki Kilise Burnu, Anamur ilçesindeki Çukurpınar Mağarası, Ala Köprü ve Mamure Kalesi, Mut ilçesindeki Ala-han Manastırı ve Gülnar ilçesindeki Meydancık Kalesi, Mersin’de görülmeye değer tarihi eserler arasında bulunur.
Mersin, kültür-sanat alanında da oldukça gelişmiş bir il olarak dikkat çeker. Türkiye’de Devlet Opera ve Balesi’nin bulunduğu 4’üncü kenttir. Ulusal kül-türümüzün zenginliğinden kaynaklanan büyük potansiyele sahip ilde opera ve balenin oluşu ayrı bir önem taşır. Büyükşehir belediyesinin yaptığı 4 km sahil parkında görülmesi gereken birçok hey-kel ve yapı bulunur. Ayrıca kentte bulunan sanat galerisi de Mersin’in sanat alanında ne kadar başa-rılı olduğunun bir göstergesi sayılabilir. Kültür Sa-nat Şenliği, Kültür ve Sanat Festivali, Müzik, Kültür ve Folklör Haftası; ilin tanıtımına katkı sağlayan ve gelişimine ivme kazandıran organizasyonlar ola-rak büyük önem taşır.
Mersin tüm bu doğal ve tarihi zenginlikleri, gelişim çizgisi ve ekonomik potansiyeli ile hem gezilip gö-rülmesi gereken hem de yaşanabilir bir kent olarak Türkiye’nin en önemli illeri arasında yer alır.
Mersin’e yolunuz düşerse cezerye ve tantuni ye-meden dönmeyin!
45
Nisan - Mayıs - Haziran 2013 | Ankara Trafik Vakfı
HER İKİ TARAFTANDARALAN KAPLAMA
YANDAN RÜZGAR
KASİSLİ YOL
ANA YOL-TALİ YOL KAVŞAĞI
OKUL GEÇİDİ
DÜŞÜK BANKET
DEMİRYOLU HEMZEMİN GEÇİT YAKLAŞIMI
LEVHALARI (SOL-SAĞ)
TEHLİKE UYARI İŞARETLERİ
EHLİ HAYVANLARGEÇEBİLİR
İKİ YÖNLÜ TRAFİK
KAYGAN YOL
ANA YOL-TALİ YOL KAVŞAĞI
BİSİKLET GEÇEBİLİR
SAĞDAN ANA YOLA GİRİŞ
VAHŞİ HAYVANLARGEÇEBİLİR
SAĞDAN DARALAN KAPLAMA
GEVŞEK MALZEMELİ ZEMİN
ANA YOL-TALİ YOL KAVŞAĞI
GİZLİ BUZLANMA
SOLDAN ANA YOLA GİRİŞ
TEHLİKELİ EĞİM (İNİŞ)
IŞIKLI İŞARET CİHAZI
AÇILAN KÖPRÜ
KONTROLSÜZ KAVŞAK
GEVŞEK ŞEV
KONTROLSÜZ DEMİRYOLU GEÇİDİ
KONTROLSÜZ DEMİRYOLU GEÇİDİ
(EN AZ İKİ HAT)
TEHLİKELİ EĞİM (ÇIKIŞ)
HAVAALANI - HAVALİMANI(ALÇAK UÇUŞ)
DENİZ VEYA NEHİR KIYISINDA BİTEN YOL
ANA YOL-TALİ YOL KAVŞAĞI
YAYA GEÇİDİ
DÖNEL KAVŞAK
ENGEL İŞARETİ
TEHLİKELİ VİRAJ YÖN LEVHALARI
DEMİRYOLU HEMZEMİN GEÇİT YAKLAŞIMI
LEVHALARI (SOL-SAĞ)
DEMİRYOLU HEMZEMİN GEÇİT YAKLAŞIMI
LEVHALARI (SOL-SAĞ)
KÖPRÜ BAŞI LEVHALARI (SOL-SAĞ)
ONARIM YAKLAŞIM LEVHALARI
DÖNÜŞ ADASI EK LEVHASI
REFÜJ BAŞI EK LEVHASI
YOLDA ÇALIŞMA
SOLDAN DARALAN KAPLAMA
DİKKAT
ANA YOL-TALİ YOL KAVŞAĞI
KONTROLLÜ DEMİRYOLU GEÇİDİ
KONTROLSÜZ DEMİRYOLU GEÇİDİ
(TEK HAT)
SAĞA TEHLİKELİ VİRAJ SOLA TEHLİKELİ VİRAJ SAĞA TEHLİKELİ DEVAMLI VİRAJLAR
SOLA TEHLİKELİ DEVAMLI VİRAJLAR
%10 %10
TRAFİK TANZİM İŞARETLERİ
YOL VER
BİSİKLET GİREMEZ
EL ARABASI GİREMEZ
SOLA DÖNÜLMEZ
BÜTÜN YASAKLAMA VE KISITLAMALARIN SONU
İLERİ VE SAĞA MECBURİ YÖN
HER İKİ YANDAN GİDİNİZ
MECBURİ ATLI YOLU SONU
DUR
MOPET GİREMEZ
TRAKTÖR GİREMEZ
U DÖNÜŞÜ YAPILMAZ
HIZ SINIRLAMASI SONU
İLERİ VE SOLA MECBURİ YÖN
ADA ETRAFINDA DÖNÜNÜZ
MECBURİ ASGARİ HIZ
KARŞIDAN GELENE YOL VER
KAMYON GİREMEZ
BELİRLİ MİKTARLARDAN FAZLA PATLAYICI VE PARLAYICI MADDE
TAŞIYAN TAŞIT GİREMEZ
ÖNDEKİ TAŞITI GEÇMEK YASAKTIR
GEÇME YASAĞI SONU
SAĞA VE SOLA MECBURİ YÖN
MECBURİ BİSİKLET YOLU
MECBURİ ASGARİ HIZ SONU
GİRİŞİ OLMAYAN YOL
OTOBÜS GİREMEZ
TEHLİKELİ MADDE TAŞIYAN TAŞIT GİREMEZ
KAMYONLAR İÇİN ÖNDEKİ TAŞITI
GEÇMEK YASAKTIR
KAMYONLAR İÇİN GEÇME YASAĞI SONU
İLERİDEN SAĞA MECBURİ YÖN
MECBURİ BİSİKLET YOLU SONU
ZİNCİR TAKMAK MECBURİDİR
TAŞIT TRAFİĞİNE KAPALI YOL
TREYLER GİREMEZ
BELİRLİ MİKTARLARDAN FAZLA SU KİRLETİCİ MADDE
TAŞIYAN TAŞIT GİREMEZ
AZAMİ HIZ SINIRLAMASI
SAĞA MECBURİ YÖN
İLERİDEN SOLA MECBURİ YÖN
MECBURİ YAYA YOLU
ZİNCİR TAKMA MECBURİYETİ
SONU
MOTOSİKLET HARİÇ MOTORLU TAŞIT
TRAFİĞİNE KAPALI YOL
YAYA GİREMEZ
MOTORLU TAŞIT GİREMEZ
SESLİ İKAZ CİHAZLARININ
KULLANIMI YASAKTIR
SOLA MECBURİ YÖN
SAĞDAN GİDİNİZ
MECBURİ YAYA YOLU SONU
TEHLİKELİ MADDE
TAŞIYAN TAŞITLARIN
İZLEYECEKLERİ MECBURİ YÖN
TEHLİKELİ MADDE
TAŞIYAN TAŞITLARIN
İZLEYECEKLERİ MECBURİ YÖN
TEHLİKELİ MADDE
TAŞIYAN TAŞITLARIN
İZLEYECEKLERİ MECBURİ YÖN
MOTOSİKLET GİREMEZ
AT ARABASI GİREMEZ
TAŞIT GİREMEZ
GENİŞLİĞİ .....METREDEN FAZLA
OLAN TAŞIT GİREMEZ
YÜKSEKLİĞİ ..... METREDEN FAZLA OLAN
TAŞIT GİREMEZ
UZUNLUĞU ..... METREDEN FAZLA OLAN
TAŞIT GİREMEZ
DİNGİL BAŞINA ..... TONDAN FAZLA
YÜK DÜŞEN TAŞIT GİREMEZ
YÜKLÜ AĞIRLIĞI ..... TONDAN FAZLA
OLAN TAŞIT GİREMEZ
ÖNDEKİ TAŞIT ..... METREDEN DAHA YAKIN
TAKİP EDİLEMEZ
SAĞA DÖNÜLMEZ
GÜMRÜK(DURMADAN GEÇMEK
YASAKTIR)
İLERİ MECBURİ YÖN
SOLDAN GİDİNİZ
MECBURİ ATLI YOLU
D.2600.21 E.90
E.900.21
400 m
D.260
Radyo
TRTFM
88.8
KAVŞAK ÖNCESİ YÖN LEVHASI
İLERİKİ KAVŞAKTA SOLA DÖNÜŞ YASAĞINI
GÖSTEREN İŞARET LEVHASI
TÜRKİYE DEVLET SINIRI LEVHASI
İL SINIRI LEVHASI MESKUN MAHAL LEVHASI (İL MERKEZİ)
MESKUN MAHAL SONU LEVHASI (İL
MERKEZİ)
MESKUN MAHAL SONU LEVHASI (İLÇE
MERKEZİ)
MESKUN MAHAL LEVHASI (İLÇE
MERKEZİ)
MESKUN MAHAL LEVHASI (KÖY-BELDE-BUCAK
MERKEZİ)
MESKUN MAHAL SONU LEVHASI (KÖY-BELDE-BUCAK
MERKEZİ)
COĞRAFİ BİLGİ LEVHASI (DAĞ GEÇİDİ)
COĞRAFİ BİLGİ LEVHASI (KÖPRÜ-NEHİR)
COĞRAFİ BİLGİ LEVHASI
(DAĞ)
COĞRAFİ BİLGİ LEVHASI (GÖL)
KARAYOLLARI TEŞKİLATINA AİT BİLGİ LEVHASI
(BÖLGE MERKEZİ)
MESKUN MAHAL ve KAVŞAK ÇIKIŞI MESAFE LEVHASI
MESAFE LEVHASITEK YÖNLÜ YOL OTOYOL BAŞLANGICI OTOYOL SONU
MOTORLU TAŞIT YOLU BAŞLANGICI
MOTORLU TAŞIT YOLU
SONU
İLKYARDIM
JANDARMA
OTEL veya MOTEL
YÜZME YERİ
YÜZÜLMEZ ÖNCELİĞİOLAN YÖN
İKİ YÖNLÜYOL
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
ŞERİT DÜZENLEME LEVHALARI
LOKANTA ÇAYHANE veya
KAFETERYA
ÇEŞME PİKNİK YERİ YÜRÜYÜŞBAŞLANGICI
KAMP YERİ KARAVANLI KAMP YERİ
GENÇLİK KAMPI
TURİZM DANIŞMA
ALT GEÇİT ÜST GEÇİT
ANA YOL
POLİS YANGIN TEHLİKESİ
RADYO BÖLÜNMÜŞ YOL ÖNCESİ
YÖN LEVHASI
ÇADIRLI ve KARAVANLI KAMP YERİ
TÜNEL HASTANE DURAK TELEFON AKARYAKITİSTASYONU
TAMİRHANE
KAVŞAK ÖNCESİ ŞERİT SEÇİM
LEVHASI
TÜRKİYE HIZ SINIRLARI LEVHASI
KAVŞAK İÇİ YÖN LEVHASI
KAVŞAK İÇİ YÖN LEVHASI(TURİSTİK MAHAL)
KAVŞAK İÇİ YÖN LEVHASI(HAVAALANI)
KAVŞAK İÇİ YÖN LEVHASI
(KAMP YERİ)
REFÜJ ORTASI YÖN LEVHASI
GİRİŞİ OLMAYAN
YOL KAVŞAĞI
GİRİŞİ OLMAYAN
YOL KAVŞAĞI
GİRİŞİ OLMAYAN
YOL KAVŞAĞI
İLERİ ÇIKMAZ
YOL
KAPLAMA ÜSTÜ YÖN LEVHASI
TEHLİKE BİLGİ İŞARETLERİ