16
YAZI VAHDET YA DA iliKADi BiR ZORUNLULUK "Ey iman edenler. Allah'tan korkmak gerekiyorsa öylece korkun ve ancak müslümanlar olarak can Toptan ve ... " ·Al-i imran Merhum Hamdi bu ayetleri n tefsirinde özetle diyor ki: "Allah'tan ve her halde müslim .olarak ölebilmek için ipine toptan tevhid üzere birlik olmak ve .tan · gerki·r ... Ben kendi dinimi muhafaza edebilirim demek tehlikelidir. Kendi basma kalan fertleri n .iman ve ölebilmeleri Binae- naleyh bütün müslümanlar tevhid üzere eylem etmedik- çe takvaya' eremez, Allah' o fnazlar ... " Peygamber efendimiz de bir ha- dis-i seriflerinde: A gitmeYen bir hal, halden daha Ce- maatte rahmet, azap buyuruyor. · islam dini vahdet dinidir. Toplum- sal özellik ibadetleri n da verilen önem tefekkür edilir.s·e bu durum çok daha iyi kav- Dinimizde. münzevl bir hayat yerine cemaatle birlikte nan hayat namaz, hac gibi toplumsal içerikli ibadetler!e mü- . minierin tir. Kerim oldn Kitap'ta ve sünnette müminlerin birlik ümmet-i vohide (tek bir ümmet) em- Birlik olan, vahdet halin- de bir gibi bir- birine tutku n olan minler Kur' an'- da .Rabbimizin ile Bu noktada minler için bir mu- hayyerlik söz konusu de9il asla .. Ke- rim olan miniere rahmet olsun diye olan ayetleriyle bir hakikat. itikodi bir zorunluluk .. Vahdet. Ne güzel bir ke- lime mi? Ses tonu, telaffuzu bi- _ le sanki· meyvelerinin habercisi. Mü- . min kalblerin, birledikten sonra, gaye, amaç da toplanmalan, sevda ile sev- . .. Ve arz' da di- ninin hakim için eylem içinde olmak ... Bütün bir gö- nülleri n güç yaparak tek bir gönül haline gelmelerinin ifadesi. .. islam toplumu bu temel üzere bi- na edilir. islôm' da bireyler ki vahdeti bozacak, toplumun dejenere edecek her türlü n har?m bUnu mak icindir. lslôm bir taraftan; zina, yol kesicilik, adam öldürme gibi fiili- tecavüzleri en .ceza- lada bununla da ye- tinmeyerek; zan,_ iftira, ha- sed, yalan gibi fertler gü- veni, samiiniyeti yok huylan da haram Sahabe toplumu böyle olusmustu. Ve yeni bir islôm da yine böyle · Allah icin birlik olarak, kendini va- hiyle terbiye eden bir tap- luluk eden bir topluluk- tur. Rahmet bereket böyle bir toplumun üzerine. Ve ne- rede rahmeti, bereketi, yar- varsa, orada bir esenlik bir mustu .terminolojisinde vahdet'in bir kelime var: Tefrika ... Yani, ... Al- lah'tan taassuptan ari bir gönül için ne kadar. sevimsiz bir keli- me mi? Ses tonu bil·e bir sevim- sizlik, tiksinti veriyor insan.a .. islôm li- teratürünün bölümünde yer YAZI'DAN Dergisi'nin seki:?inci sizlere sunabilmek, elbette sekiz ay- bir derginin öte anlamlar Bu dan -genel- yok bu kelimeye ... bölümünde yer Ve bu.kavrama· muhatap olanlar Kerim'de azap ile kutuluyor. "Allah ve Resulüne itaat edin, ce- ÇözülÜp gücünüz gider. Sab- redin, Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal-46) "Onlar, din pOrÇa parça et- tiler, her (bilgi ve akideleri) ile durdular." (Müminun-53) .. y0k ki dinlerini parampar- ça edip, firka olanlar var ya sen hiçbir anlardan An- cak isi Allah'a · (Enam- 59) · · "Allah sizin icin dinden Nuh' ava- siyyet him' e, Musa ve vasiyyet etti- dini ikame etmeniz, dinde tefrika- "Siz kendilerine beyyineler geldik- ten sonra ihti!afa parçalanan- lar gibi onlar için bü- yük azap (Al-i im ran- yak "ki Allah indinde din is- Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten son- ra aralanndaki den ih- tilafa (Al-i im ran- (Al-i im ran- 9) ayetinin tefsirinde ibn-i Kesir diyor ki, . "Ancak kitap Verilenler kendileri- ne ilim geldikten sonra !htirastan Birbirlerini çekememe+lik, kin ve bir- birlerine çevirmeleri sebebiyle hak üzerinde de Bi- ( meler uygun gördük. ''Bu dergiyi niçin ve .''ilkeleriniz nelerdir?'' ya ka rken tc . hakkuk ettirebildiniz mi?" seklindeki· soruiar hemen hemen de.rgi maktc olan herkese sorulan sorulaf sayf(tda) l986.200JL. (i(DV [)AHil'

Yazı dergisi sayı 8

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Yazı dergisi sayı 8

YAZI VAHDET YA DA iliKADi BiR ZORUNLULUK

"Ey iman edenler. Allah'tan korkmak gerekiyorsa öylece korkun ve ancak müslümanlar olarak can

Toptan ve ... "

·Al-i imran Merhum Hamdi bu

ayetleri n tefsirinde özetle diyor ki: "Allah'tan ve

her halde müslim .olarak ölebilmek için ipine toptan tevhid üzere birlik olmak ve .tan · ger€ki·r ... Ben kendi

dinimi muhafaza edebilirim demek tehlikelidir. Kendi basma kalan fertleri n .iman ve

ölebilmeleri Binae-naleyh bütün müslümanlar tevhid üzere eylem etmedik-çe takvaya' eremez, Allah' o fnazlar ... "

Peygamber efendimiz de bir ha-dis-i seriflerinde: A

gitmeYen bir hal,

halden daha Ce-maatte rahmet, azap

buyuruyor. · islam dini vahdet dinidir. Toplum-

sal özellik ibadetleri n da verilen önem tefekkür edilir.s·e bu durum çok daha iyi kav-

Dinimizde. münzevl bir hayat yerine cemaatle birlikte nan hayat namaz, hac gibi toplumsal içerikli ibadetler!e mü-

. minierin tir. Kerim oldn Kitap'ta ve sünnette müminlerin birlik ümmet-i vohide (tek bir ümmet) em-

Birlik olan, vahdet halin-de bir gibi bir-birine tutku n olan mü minler Kur' an'-da .Rabbimizin ile

Bu noktada mü minler için bir mu-hayyerlik söz konusu de9il asla .. Ke-rim olan mü miniere rahmet olsun diye olan ayetleriyle

bir hakikat. itikodi bir zorunluluk .. Vahdet. Ne güzel bir ke-

lime mi? Ses tonu, telaffuzu bi-_ le sanki· meyvelerinin habercisi. Mü-. min kalblerin, birledikten sonra, gaye, amaç da toplanmalan, sevda ile sev-

. .. Ve arz' da di-ninin hakim için eylem içinde olmak ... Bütün bir gö-nülleri n güç yaparak tek bir gönül haline gelmelerinin ifadesi. ..

islam toplumu bu temel üzere bi-na edilir. islôm' da bireyler ki vahdeti bozacak, toplumun

dejenere edecek her türlü n har?m bUnu

mak icindir. lslôm bir taraftan; zina, yol kesicilik, adam öldürme

gibi fiili- tecavüzleri en .ceza-lada bununla da ye-tinmeyerek; zan,_ iftira, ha-sed, yalan gibi fertler gü-veni, samiiniyeti yok huylan da haram Sahabe toplumu böyle olusmustu. Ve yeni

bir islôm da yine böyle

· Allah icin birlik olarak, kendini va-hiyle terbiye eden bir tap-luluk eden bir topluluk-tur. Rahmet bereket böyle bir toplumun üzerine. Ve ne-rede rahmeti, bereketi, yar-

varsa, orada bir esenlik bir mustu

.terminolojisinde vahdet'in bir kelime var: Tefrika ...

Yani, ... Al-lah'tan taassuptan ari bir gönül için ne kadar. sevimsiz bir keli-me mi? Ses tonu bil·e bir sevim-sizlik, tiksinti veriyor insan.a .. islôm li-teratürünün bölümünde yer

YAZI'DAN Dergisi'nin seki:?inci

sizlere sunabilmek, elbette sekiz ay-bir derginin

öte anlamlar Bu dan -genel-

yok bu kelimeye ... bölümünde yer Ve bu.kavrama· muhatap olanlar Kerim'de azap ile kutuluyor.

"Allah ve Resulüne itaat edin, ce-ÇözülÜp

gücünüz gider. Sab-redin, Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal-46)

"Onlar, din pOrÇa parça et-tiler, her (bilgi ve akideleri) ile durdular." (Müminun-53) ..

y0k ki dinlerini parampar-ça edip, firka olanlar var ya sen hiçbir anlardan An-cak isi Allah'a

· (Enam- 59) · · "Allah sizin icin dinden Nuh' ava-

siyyet him' e, Musa ve vasiyyet etti-

dini ikame etmeniz, dinde tefrika-

"Siz kendilerine beyyineler geldik-ten sonra ihti!afa parçalanan-lar gibi onlar için bü-yük azap (Al-i im ran-

yak "ki Allah indinde din is-Kendilerine kitap verilenler,

ancak kendilerine ilim geldikten son-ra aralanndaki den ih-tilafa (Al-i im ran-

(Al-i im ran- 9) ayetinin tefsirinde ibn-i Kesir diyor ki, .

"Ancak kitap Verilenler kendileri-ne ilim geldikten sonra !htirastan Birbirlerini çekememe+lik, kin ve bir-birlerine çevirmeleri sebebiyle hak üzerinde de Bi-

(

meler uygun gördük. ''Bu dergiyi niçin

ve .''ilkeleriniz nelerdir?'' ya ka rken tc . hakkuk ettirebildiniz mi?" seklindeki· soruiar hemen hemen de.rgi maktc olan herkese sorulan sorulaf

sayf(tda)

l986.200JL. (i(DV [)AHil'

Page 2: Yazı dergisi sayı 8

YAZI'DAN 1. Sayfada)·

Dergisi olarak bizler de bu sorulara sürekli muha-tab oluyoruz. olsun diye sorulan sorulara, reklam olsun diye cevap-lar vermek yerine, bu ge-nel bir cevap konu-lara-yeniden temas ca bu tür bir de, teknik konularda

ki, nedense sürekli tekrarla-halde yine de

m'!ktan muhatab ol-

ifade bizzat bizim vermemiz

bir yana, bu konuda ·is-tenen zaten sekiz ay

. bir derginin kendisinde münde-miç belirtelim. Derginin çiz-

. gisi, ve üsiObu ile ilgili ola-rak inan-

bir husus da, misyonun önemine binaen Der-gisi' nin salt bir görevi

Her nekadar zaman zaman bi-rikimlerimizi da, Tevhid'den bigô-ne fert ve topluluklario "Kur' anN bir köPrü olmak-tan bir Bu yüz-dendir ki dergide sürekli .akidevi planda

T evhid '-in ilkelerini ve onun gün-deme getirmeye Bu cümle-den olmak üzere, salih arnelleri n, sa-lih bir ak id eye nisbetle vuku bulaca-

olan samimi ötü-rü salih bir akideye sahip önemine Bir iki makale

gerekmedikçe aktüel sorunlar-la Keza dedikodu. der-

müslüman

o_nuruna iÇin, ti-rai getiren ama zeli!_eden

yapmaktan Oyleki kimselerin bizleri

hedef olacak kadar. Fakat yine de görerek izledi-

yo1dan özen terdik. Dergi'nin çizgisini,

ve üs!Obunu gü_cümüz nisbetinde amelle-rimizi söylediklerimize

ilke edinerek, hiçb.ir olmamak için

gayret sarfettik. Bu gös-terilen teveccühün lar mahiyette bir destek haline dö-nüsmesinin, bu konudaki

edelim. Dergi' nin teknik biçimiyle ilgili ola-

gelince, bu ko-nuda hemen he.men her gerekeni ifade etmemize an-

söyleyemeyiz. Söz-gelimi ni<;.!n reklôm so-ruluyor. Ustelik ve cazip tek-lifiere ... Elbette çok

bu Rek-lôm cünki biz finansal des-tekiere duyacak ölçüde "dergicilik" yapmak niyetinde dik. bu ticari kôrlar el-de etme ·gibi bir de hiç-bir zaman Abonelerimizden ve dergilerden gelen c üzi pa-ralar ise üzere gibi bir derginin için yeterli oluyOr.

Teknik gelen biri de niçin renkli, bol gör-sel malzemeli ve bir dergi

Biz istedik ki dergimiz de-okunan bir dergi olsun. Zaten

okunacak olduktan sonra da renkli ve "musavver" bir De-r-

YAZI AYllK DERGi.

gisine neden gerek Üstelik toplumumuza özgü bir tatmin etme gibi bir oldu-

da Nitekim in-hep renkli .. bir

müdavim midirler? O halde bizler, niçin "oyunbozan-

. yapmakla suçlu

Bu tarihte ve günümüz-de "Din" de büyük gedikler

sebebiyet veren "uydurma hadisler" konusunda izlenecek yön-

. temle ilgili olarak Y.Kandemir'in ça-bir iktibesta bulunduk.

Y.ine konuyla olmak üzere Ebu Hanife:nin (r.a.), Hz.Pey-gamber'i (s.a.) tekzib veya tenzih

ibretamis ya-Her gibi

bu da bir ile sunuyoruz. Bu sefer yeni ku-

rulan bir olan ile gö-" siz

da dikkatini üzere, her sa-yeni

yoruz. Her ne kadar illerde oturan, yapan, v.s. kimseler de olsalar, minden yoksun da bulunsaiOr, bizler, bu birikimlerini sizlere

do-okuyan, her müs-okuyucu yazarak

içierini dökme yerine, yer-lerini Böyle-likle genç ama yetenekli, amatör ama samimi binlerce kardesleri miz-den ile birlikte her gün

saflarda sizlere sevincini Çaba bizden, tevfik

YAZI

D SAHiBi VE YAZI iSlERi MÜDÜRÜ/MEHMET KAHRAMAN D ADRESI/UNlUlAR cADDESi 30/6 ÜSKÜDAR/iSTANBUl

D YÖNETIM YERi/NAMIK KEMAl CADDESi MAN'ASTIRU RIFAT SOKAK 9/3 AKSARAY/iSTANBUl D DiZGi/UlUFER, KROS

D OFSET HAZIRUKINASAJANS D FilM/ENSAR

O OFSEL

Page 3: Yazı dergisi sayı 8

COK SESLi BiR TOPLUM # - •

YA DA TEVHIDE GIDERKEN

gürültülü bir atmosfer-de, herkesin

, bir dik-. katinizi belirli konularda toparlaya-

gibi huzurlu da Bunun neticesinde de sizden o

anda bir beklemek sismesi, kazan

gibi tabir ed bireysel du-rumu en iyi bu atmosfer içinde his-s·edersiniz. Küçük bir oda, ya da sa-landa var kabul bu gurültülü atmosferi daha

toplumsal bir durum olarak Herkesin ko-

kimsenin her-kesin (!), bir toplum-da insan" durumu epey-ce zordur.

Herkesin keyfince dile-bu toplumda; her-

kesi, herSesi dinleyip varsa!- ona göre belir-

lemeye olmak bizden

Tabii bununla, hiçkimseyi dinieme-rneyi de kastetmiyorum. Ancak

bir insan, çevresinin, toplumunun durumu ve belidiyorsa bir muhafaza-

yolu ise bu gü-rültü dolu, ses dolu toplum

kendi beyninde ve alemierin Rabbi Allahdan,

O'nun vahyiTevhid Dininden mektir. Tevhid Dininin Temel iki kay-

. Kur' an ve Sünnet kay-naklan kendisine Din edinen larrn kavram kurtulo-

Bunlar "her sese kulak veren" Bunlar-dan dikkat kesilmelerini de,

de bekleyemeyiz. Çün-kü gürültü dolu atmosferin

edip, sadece gürültü Oysaki vahyi inmek-

le ve bütün la. ortaya Gürültü dikkat-

leri n herkesin bil-k6yfince np

subiektiflik kalplerde, kafalarda yerini bulacak, toplum, daha gerekli in-

Rabbin çizgiye gele-cektir. Kur'an ile

Kur' ani kavramlarla konusul-onlarla inanac ve ·

be.lirlenmesi sartt;r, Aksi ne biz-bu gürültülü 'atmosferin dan pislikten kurtulabiliriz ne de mü'mince üzerimize düsen "vasat bir ümmet", "insanlar ne bir ümmet" olma sahib olabiliriz.

Alemierin Rabbi Allaha ve RasOiü-ne harb ilan eden Ve avanele-ri insanla·nn vahy dininden uzak kal-

bu çok sesli toplumsal devam ettirerek

yeryüzünde fesat-bozgunculuk-sürdürme

engellernemizi iste-mezler. Bunun icindir ki

diler-ler. Kur'an'la sürekli olmayan-lar bu

MüsiOmanca dü-kafirce

müsrikce Sirk'ini, Allah d n-· da halini, sadece ·Di-nin bir emri(!) kabul eder. onun için yol O, di-nini yeryüzüne hakim kalkar . ve bu konuda metod bulniada hicde zorluk cekmez. iki dini ve,ta-

biçimini birbirine np onlardan yeni bir din yapar, o

dinin yine ohk. zilletin varmadan Allah-

tan ecir bile bekler. "Onlar ki dinle-rini bir ve oyun yerine koy-dular ve dünya kendilerini

(A'raf: 51). Ve yine bunl.ar bilmez ki "Din" sadece "islam" icin Kur'anda.

yakinen bilselerdi, "Din-

ül Hak" olan her hayat bir Din O din in islam la tellik me) etmenin bir

Kur'an bir sekilde kô-firlerin din sahibi söylüyor. Hatta öyleki kôfirler daha da dindar-

o den-li ki reddeden, bo-yun yeryüzünde kur-

kendi cehennemleri ile ceza-Kendilerine

ise yeryüzünde cennet-leri ile

"Dini Allaha has Allaha kuluk etmek ·ancak Kur' an ile tesbit an:a-

kendilerine izin dfni koyan or-

var?" 21). bizler Kur'an

ile fesbit etmezsek, Kur'an kav-kelime-

lerle böylelikle isteyece-

kesindir.' ile dili-

sebebi muhakkak ki, kelimelere yük-kavramsal kavra-

ma ait kaynak Eski-den Müslüman Toplumlar" da tun çok seslilik hiç de ge-

güzel bir oluium Bir ka-dikkatsiz ve neticede

bir muhakemeye düzen böyledir. Ya da Din

böyledir. Allah RôsOiü Muhammed Mekke Cahili

Toplumunda O ne muvah-hid .. bir mü' minde ancak O' nu öne

Kur' an yürüme ni-yeti' ve göstermezse bu tü lO ve çok renkli toplumsal kurban gidecektir" nüz herhangi hüküm ver-mek, Allaha aittir. Rabbim Allah budur. O'na m, O'na yönel-dim." 10). _

lbrahim Mustafa

Page 4: Yazı dergisi sayı 8

KAiNAT'IN VE KUR'AN'IN AYETLERi

11 Allah 1 a yönelen her k ula ba-siret ve olarak yer.Yüzünü

oraya sabit dajjlar · yerle!lirdik1 oroda her türden yeti!lirdik." K af, 7-8 Alemierin Rabbi olan Allah, ken-

disine kulluk etmesi için in-sana görevini yerine ge-tirebil'mesi hususunda gerekli tüm ye-tenekleri ve bu yeteneklerini hale getirebiime-sine müsait da

Yani insan, bir çevresinde sa-

oyetlerle bulundu-Oyle ki;

run, gündüz-leri etrafa geceleri ise ay ve dünya-

gündüz ve· Qecenin düzenli devinimi, mevsimlerin· mey-dana gelmesi, bitkilerin sol-

ölümü vs. gibi tabii olaylar bu ayetlerden sa-dece Hatta sosyal, ve tarihi her birinin de ib- · ret birer ayet oldu-

olursa, akledebilen insan tüm hidayeti elde etmede vo-

110'dur ki af%1 uzatfi,.Orada SO• bit dajjlar ve varetti, orada bütün meyvalardan iki çift Geceyi gündüzün üstüne örtüyor. Süphesiz bun-da bi; toplum için ayetler Arz'da birbirine

klf'alar, üzüm ekinler, ve hur-

hepsi bir su.ile ama ürünlerin-de birbirlerinden üstün

bunda ak-kullanan bir toplum için

ayetler tPl "Alloh, gökten bir su indirdi,. onunla yeri ölümünden sonra diriltti; bunda

bir toplum için ayetler Hayvanlarda da sizin için ibret-ler dan; fers ile kan ha-lis, içenlere kolay süt içiriyoruz_. Hurma meyvala-

ve üzümlerinden de içe-cek ve güzel elde edersiniz.

bunda kullanan bir. toplum için ayetler

"(2)

iste ve Rob olan ayetleri üzerinde

böylece ve sü-rekli nedeni budur .. Yani ve üzerin-de suretiyle Tevhidi ger-

ve Mülk'ün sahibi olan Allah'a teslim kendi-sinden istenen. Çünkü yarat-

hiçbir gayeye mebni

ancak bu ayetler üZeri de görünenin

hikmeti. anlayobilir. Evet sadece düsünmekle ...

11 0nlar' ayakta iken, oturur-ken, yanlari üzerine yafarken Allah' onarlar, göklerin ve ye-rin dܧÜnürler} Rab-bimiz (derler), bunu bo! yere yaratmadrn. Sen yücesin; bizi

koru.''(3J

Akleden insanlar, ayetle-rini ederek, Tevhidi ger-

id rak ederlerken, akletmeyen-lerin dalôlet içinde yüzecekleri

Çünkü Sünnet'i bu ayetlerden ancak akleden-

ler bir ders akletmeyenler ise, gözlerinin önünde men bu muazzam ayetlerden yeti elde etmelerine vesile olacak dersi ar. Bu kimseler,

çevrelerinde olup bitenleri gözlemleyecek olsalar, gördükleri bir uyum

sa onlar ·akletmemeleri .nedeniyle,

dalôleti hak etmislerdir. .. Göklerde ve yerde nice ayetler

ki, yanmdan yüzlerini çeVirerek 11Göklerde ve yerde olanlara

de; ama o ayetler ve uyarmalar, inanmayacak bir topluma yarar (51

Allah, sadece leriyle ona içlednden RasOHeri lo ayetlerini de ( sahileler ve ki-taplar) Bu ayet-ler insana yine ayetleriyle irtibat kurma.

cihinin sonunda kendisine ya da

/ ' 1Ey insanlar! Sizi ve cekileri yeralan kul-·

. luk edin ki, O Rabb ki, yeri için. göjjü de bina Gökten su indirdi, onunla size olarak

ürü.nler ç•kard1. Öyleyse, siz de bile bile Allah' a esi er

(6)

ve ki uyumun,akletmeyen insanlarca

mümkün Onlar bu bir

ve tesadüfi bir Her parça bir

rinden üstelik la ra göre. Fakat bu kimsel e· rin sözkonusuahengi kav.ramaktan adz onldhn zihinlerindeki

bir sonucundan bir zihniyete

sahip koinotta-ki uyum ve ahengi göremedikleri gi-bi, vahiy yoluyla kendileri-ne da reddet-mektedirler. Kur' an uyan ra Çeviren bu

kör ve ra benzetir. · ayetleri de böyledir.

Üzerinde tefekkür edilmedikçe, dü-

Page 5: Yazı dergisi sayı 8

zenli ayetlerini insan M

!ara mümkün ki, kainahn ayetlerini her gün görme-sine insanlar üzerinde dü-sünmedikçe onlardan bir yarar lamaz ise, Kur' an da sürekli evinde

onu ca insan Kur'an'dan bir yarar·elde

ki, birkaç ayet okumakla, birkaç vaaz dinlemekle de is· tenen gaye tahakkuk eder. Asla! Çünkü bu bir akletme Ak-letme; ayetler üzerinde dur-mak, düzenli bir okuyarak

ve uygulamaya geçirerek, mu, kont-

• rol etmek demektir. Bu , Kur' ciddi bir anlama ça-. girmedikçe, ayetlerin kendi-sine yol göstermesi sözkonusu ola-maz. Ka ayetlerinde gi-bi, Tevhidi kavramak mümkün Kur' an'-

ayetleriyle de yol bulmak mümkün

11Biz bizim yollar1m1zda çaba sarfedenleri iletiriz. Muhakkak ki Allah muhsinler-le beraber'dir.'' 171

Bu gerçek yani yol akletme gibi bir çaba-

sonucunda ancak mümkün ola-hem dünyevi

de uhrevi saadet <elde edilecek, aksi takdirde ise, putlar hôlô Kôbe'-nin içinde.

Ro.,d: 3-4 Nahl: 65-67

fmran: 191 : 105 : 101

21-22 11'1 A.ok•boto 69

Abdullah

5

iSARET ilE ;

YAYlN POliTiKASI ÜZERiNE ..•

-Kültür tercüme eserlerin bilinmesine

l'aiet olarak siz de iki terçüme eserle

girdiniz. Üstelik ya-eserlerin de ·

-en az1ndan simdilik- tercüme biliyoruz. Bir

olarak, sözkonusu tercüme yo-bize ac1klar m1stn1z?

-Öncelikle belirtmeliyim ki, kültürel cabalar icerisinde tercüme

yeri inkar edilemez. tercü.melerin di9er

kültürleri gözönüne olursa bu tür

zoruretten öte, küçümsenemeyecek bir zorunluluk görülür. Bu

pencerelerimizi dünya--ya bir

kanaatindeyim. iklimierin ve yine

al-ve içinde ça-

bizim uf-kumuz götürmez bir öneme sahiptir. Bu cümleden ola-rak tercümelerin en az telif eserler kadar, Türk icin bir islev

söyleyebiliriz.' Ancak. bu bag-lamda belirtmek gerekir ki, günümüz Türkiye'sinin durumu Yunan kültürü-

nün islôm tercüme-ler döneminden pek degildir.

gibi o dönemlerde de birta· siyasi, ekonomik,sosyal neden-

ler oldukça etkili roller Öyle ki SOryani mütercimlerin tercü-me ettikleri sayfa al-

mizahi bir günümüze kadar Ancak Sür-yanilerin iyi bilmedikleri bir Yunan-cadan yine iyi bilmedikleri bir Arap-ça'ya eser tercüme ettikleri gözönü-ne olursa sözkonusu tercü-me meselesinin önemli bir konu ortaya Bu yüzden yazar ve eser seeimi kadar müterci-min uzmani ve tercümeN deki ehliyeti de önem Söz-gelimi her bölgenin kültürü kendi gündemini olarak belirler ve o bölgelerin in-

eserlerini kendi rultusunda ortaya koyarlar. Bu ba-

kendi içerisinde koy-

olan insanlara kültür ortamla-

olarak .. tercü-me eser seçi-minde ve tercümelerdeki ka-litesizlikten edilmeli bence. Fakat Türkiye'de "Beyaz Saray

olarak nitelenen bir ya-zihniyetinin hakimiyetini sür-

dürmesi halinde ge-söz edilemez.

söylüyorum dünyada iki Beyaz Saray Biri Washington'da

öbürü istanbul' da ahireti idare etme-ye ..

-Fakat Beyaz da daha var ki,

eserlerin de pek seviyeli söylenemez.

-Ben bir zihniyetten bahsediyo-rum, "'rgulamak istedi-

veya bu bir zihniyettir .. Bu bekirndan

i:Jerçekten hizmetleri bulunan

Page 6: Yazı dergisi sayı 8

6

birçok mam mümkün tercü-me eserlerin te-lif eserlerin niçin lindeki iliraziara da ya-rar var. seviyeli ve müstefit olunabilir telif eserler getirildide ya-

Asla. Bizim bir Kur' anf bir

sahip ve konu-ya vukufiyetiriden öte bir dir. Önemli olan ortaya konan ese-rin insanlara ciddi mesajlar veren,

'seviyeli ve gündemini bir nitelik Ancak bu tür eserler geldiilinde bir olarak bize görevi yerine getirebili· riz. Aksi takdirde kendimize telif eser

k gibi bir zorunluluk veh-metmek olur.

- iki ve yan1s1ra olan di-

iki da müellifi Mu-hammed Kutup. Bu sec;im özel bir nedene mi

-Böyle özel bir neden sözkonusu Ancak hepimizin gibi

daha düne kadar Türkiye' deki müs-lümanlar olmadan kafala-

birçok putlar bu yana eserleri tercüme

edilen Seyyid Kutup, Muhammed Ku-tup ve islam ta-

bu çizgideki daha birçok ya-zar bu hususta bizlere çok ver-diler. Bu inkar etmek müm-kün ben bu ya-

dün gibi bugün de bizlere verecekleri daha çok

.. Söz gelimi Muhammed Kutup seviyeli bir nürdOr. Ateizm, pozitivizm, komü-nizm, sekülariz!:?, vs. gibi izm'leri rinlemesine tahlil edip Kur' an ve Sünnet vukufiyet-le ele ve ne olup

ortaya Muham-med Kutup'un müstefid olunacak

birisidir sadece.

-eserleri miyiz?

eserlerde dünya ve ahireti ilgilendi-ren ve ahiret kaygusu insan-

daha dinamik özellikler önem veriyoru?. Bu

cümleden olmak üzere Dr. Ali aH'nin "Dine Din", "Ebu Seyyid Kutup'un ;,islam 1, ll", Medeniyelin Problemleri ve islôm", Mutahhari'nin ilahi" isimli eserlerini

· kimselerin Ali

Mutahhari ile Seyyid Kutup, Mu-hammed Kutup, Mevdudi vs. gi-bi düsünürlerin telif edilebil- ·

konusunda nu biliyoruz. Sizin bu konudaki düsünceleriniz nelerdir?

_:_isimlerini bu insanlar zaten birbirlerini telif etmis-

kategorik bu birbirlerinin kar-

gibi göstermeye dargö-bir

Söz gelimi bir Seyyid Kutup tümüyle hayata hakim is-terken, bir Mutahhari mi-dir? Yine bir tüm cahiliyye dü-zenlerine bir Mevdu-di O halde ni- . çin bu' birbirlerine kate-gorilerde

- ederiz. .Ben de ederim ...

DÜSÜNCENi ;

Düsüncenin. etkili bir silah olarak günümüzde, ve

yeni alternatiflerden yok. sun bir gerçek olarak ortada.

"yeni" olarak empoze edilen "eski"lerin yeni

ve bundan daha önemlisi 1 5 "eskimez yeni" nin, çok uzun bir

gecikmeden sonra, tek yolu 1 Bu da

müslümanlar" a bir gurur ve övünç vesilesi, gayri müslimlere de; "yeni inceleme ve

olarak görülüyor ... Ancak gerçekle ütop-1

dehlizlerinde yol; bulmak için oldukça • Çünkü islam, ne bir ideolojidir, ne de{ bir iktisadi doktrin ... Islam bir bütün1. olarak hayat islam, insan·-; lar içindir ve tatbik vor··

taklid .. ilim yeni

gibi inceleme konu·,_ su hernekadOr, müslümanlara övünc vesilesi oluyor.; sa da, bu övüncün g'ecici ya·!

bir zamanda Zira, günümüzde islôm sadece fertf düzeyinde islam: toplumsoll

ve fakat müs·i lüman görünen çok oldu·l· ·

günümüzdei toplumsal gerçekli·f'

ve müslümancd Çünkü!

dahi toplumsal bilmem ek·; daha kabullenememek-

reddetmektedirler. Bu da reddedilen; gerçekte '·"1 .. ra toplumsal gerçeklikten olarak, islam ler görülmektedir.

boyunca cahil islôm yapmak

leri ortaya anlay<!O§

Page 7: Yazı dergisi sayı 8

YENiDEN KESFi VE TAKLiD ;

uzun otorite olarak görül-meleri ile islôm toplumdan sürekli

insanlar is-yayar{!) hale bu da bu-

günkü durumun olmustur.

Ge,rek siyasi örgütlenmelerde ol-sun, gerek ve

müessese/erde, bir gerçe.k var ki; olarak, islam-da,

Bu soyesinde bir "taklid edilmesi

muhakkak vacip" bir da "tak-lid etmesi muhakkak vacip'" olarak tes m iye

unsurlan olan mukallidleri günümüzde daha çok,

Bernard sözlerini cesitli vesilelerle "taklid"e mahkum halka sahabe sözü gibi

· Geemisteki islam' a taban' tabana durumlarda islôm

ile verdik-leri fetvalan ve günümüzde islômi ol-mayan problemlere. islam'dan çözüm ·gözönüne

bu neyi ve kimi tak-lid ettikleri daha da . ya

da taklidi zamanlar, günümüz titizl.ikle tetkik edilme-

lidir ki, bize tevarüs edenlerin gerç€:kten islômi olup anla-

Düsüncenin ortadan ile islôm aleyhine

Tabii ki bunun tek sebebi düsüncenin ortadan dir' ve en izin verilmesidir. Bu izin verme' nin

· boyutlan zaman da kapsa Hatta orta-dan önemli sebeplerin-den birisi de

Gercekte !ara 'ilim sahibi' vermeleri ve bu

elden gitmemesi için man idarecilerin birek haline gelmesi ile bir süreç da-hilinde ortadan gerçekle;-

. mistir. flmin -deyim yerindeyse- ayaga

düsmesi ile düsüncenin somut sonuc-lar; hiç bir ve

zaman da sonuçsuz seyircisiz arenalarda günlerce müca-dele ( MezheplerTarihi ile il-gili eserlerde mezheplerin ortaya

nedenleri ve fark-bir göz bu husus da-

ha iyi ilim çevresinin bu derece. garabet oldu-

bir toplumda avam olurdu ki? bugünkü müslüman tipi. Bu

taklid'tir ye ken-disine emanet edilenlere ol-madan etmededir. Önce

sonra nesiine ve müslüman kardeslerine .. Ve bu durumdan so-rumlu 'sahte ulemô,.ona en "iki cihan'da aziz vaad

Tak! idi son bir taklidle geçiren bu

müslüfnan tipi, gariptir, somut sonuçlara vesile Tek na u yeniden. bu somut sonuçlara güzel bir misal.. Her ne kadar kimi taklid ettikleri bir türlü

bir ''mukal-lidlerin" dondurma giri-

ve bunun islôm' a·bir yükleyip ona gu-

rur ve isteyenler varsa da ... Ferd yahut grup menfa-atlerine için islôm bir ma olarak görünüyor bu insanlara. yerde de iddia-

islôm' dan -güya- delil getiri-yorlar. Fakat islam ne ideolojilerde bir ne dört duvar

"bir lokma bir fel-sefesiçlir. O bütün zamanlarda ha-

beliryecisi da,

yeniden

7

baslanan islôm, kendini en önce fer-ortaya Bu

bir ifadesidir. Zira kul-luktatercih yoktur ve Allah' a kulluk edilir .

yeniden is-lôm' o onda Olmayan ka-

demek Çünkü bu ta beri reddedilmekte-dir. günkü müslümanlara "islôm" diye miras

saadette gi-bi, idrak etmektir. Bu "ta-rihi planla dini

ve bera-berinde bize tevarüs edenlerin irdelenmesi ola-rak belirmektedir.

'nefs olarak kabul etmelidir, günümüz müslüma-

Cünkü elestirisiz kabul'lerin so-rketti.kten · sonra

kaçmak yeni taklidl za-ve tembellik

gayesi Allah ve belirleyicisi de islôm

duktan sonra, bir gerekliliktir. "(Rabbimiz) bizi yola

(1/6)

Mehmet Yavuz

Page 8: Yazı dergisi sayı 8

i i i

i' ! ! li

1&THi

Page 9: Yazı dergisi sayı 8

9

UYDURMA HADiSLERiN AlAMETLERi VE BUNLARI TANIMA YOllARI

Hadis uyduran ya kendi-lerinde veya icôd ettikleri sözlerde bulunan kusurlar sebebiyle

yakalamakla yetinmeyen mu-haddisler, hadisler üzerinde de müllü bir

· Hadis metninin tesbit için uzun ve

lar, ile m üzôkereler, onlara hadis üzerinde derin bir vukOf ve hassas bir meleke

Buna eden lbnu Cevzl, uydurma bir hadis kor- .

muhaddisin derilerinin ürpe-ve gönlünün nefretle delo-

söylemektedir.''' MevzO hadislerde bulunan alômet-

leri muhaddisler tesbit mufossal olarak zikredilecek

bu alômetlere umumi bir ifadeyle te-mas eden ibnu demek-tedir: bir hadisi, akla veya

olarak bili.nen hadisiere ve-yahut islôm prensiplerine bu-lursan, onun uydurma bil-melisin, diyen kimsenin sözü ne ka-

. dar isabetlidir."1'' 1. Hadis Bir sözün uydurma

renmenin en tabii yolu, onu uyduran kimsenin itiraf etmesidir. Hadis üze-riOde derin bir yapmaya lüzum kalmadan, bu suretle onun môhiyeti olur.1"'l

·Hadis imalcilerinin bu r'narifetleri-

ni dair misaller, 11 islôm di-nine hizmet etme aruzu"{5J ve dis uyduranlar bahislerde için burada tekrar edilmeyecektir.

2. Haberin veya ma-bozukluk

Hadis diye rivayet edilen bir ha-berin dil koideleri (sarfcnahiv) mmdan bozuk ise peygamber sözünün münezzeh

bir ve ölçüsüz-lük onun uydurma nu gösterir.(7) Zira Hz. Peyga'mber,

en fasih ve olarak kabul edilmekteydi. Bu

durumda onun sarf ve na hiv koide-lerine uymayan bir söz ol-

ihtimal verilemez. Hadisleri mOno ve rivayet etmeye

salôhiyetli olon rôvilerin dahi yapa-derecede büyük gramer ihtiva eden bir hadisi Hz.

Peygamber' e nisbet etmek olamaz. Böyle bir kusuru bulunan hadisi rivayet eden kimse, o RosOI-i Ekrem' e ait söyler-se, haberin uydurma

Hz. Peygamber'in Hayber hal-cizye vermekten muaf na

dair hadis diye ileri sürülen bir uy-tenkid ederken ( ölm.

794/1391), "Peygamber (s.a.v.)'in sözleriniri fesôhatini ve bilen kimse buriun mevzü

anlar"{9J demektedir. etmek dü-

hadis sözle-rindeki islôm pren-sipleriyle alay ederek

sorsmak isteyen dinsizle-rin istihzô ve

ifadeler Hz. Peygamber' e nisbet edilmekten cok Bu ka-bil alômetler, hadis ileri sü-rülen sözlerin uydurma hükmetmek için kafi bir sebeptir. Ze-

(ölm. 748/1347)'nin "bunun mevzO il me yeni lar dahi bilir"' diyerek sözdeki mü ve ga-yet "'Kim ( ) harfini tek göz-lü yapmadan ( ) yazarsa, Allah da ona bir milyon lik yazar ve derecesini bir milyon fa yükseltir"'1"'· Harflerin herhangi bir tatzda dini dan hiçbir yoktur. Böyle bir

-mükafat verilmesinin yersiz -ve ise ·

keSen bir müslümana kes-her la mukabil inciden ve ·ya-

kutdan bir ni ve her biner adet saray

... vaadeden uzunca bir uydurmoda, peygamber sözünde asla bulunamayacak bir dengesizlik

Hz. Peygamber'in hadisleri, birta-gülünç sözlerin

Page 10: Yazı dergisi sayı 8

10

münezzehtir. benim dostumdur; dosturnun dostu,

bir ifadeyi, pirinç insan halim bir kimse daki bir sözü (s.a.v.'e nisbet edebilen kimsenin samimi bir müslüman dÜfÜ-nülemez.

Dini -daha çok diye lslôm öl-çüsüz sözler uydurarak onu Hz. Pey M

gamber' e · maletme gayretleri kO-çOmsenmeyecek kadar Ge-rek zikri geçen iki uydurmaM daki ve gerekse ve güzel ka-

bakmak görme duyusunu sözündeki ve müstehM

zi edd onun uydurma ve din uydurul-

delalet edett kafi birer alô-mettir.

Azamele sevap vaadeden veya bir günah ifleyeni

cezalarla korkutan sözde hadisler de mana itibariyle bozuk ve olarak kabul edilmif-tir. ve hadis diye sözlerde bu ne-vi n pek çok misalini bulmak mOmkOn-dOr.1"1 Sadece bir defa "

u Diyen kimsenin, bu kadar-bir gayreti sebebiyle, Allah Taô-

lô' bu sözden bir bin dili ve

her .dilin biri lisanla o adam ifade

eden düzme sözdeki bu kabil-dendir.

günü oruç tutan kimseye Al-lO h of.uç tutup namaz mak suretiyle ibadet kadar sevap on bin ve yedi ona ... o gün bir ye-tim in o ki her la mukabil cennette bir derece daha

vaadeden uydurma-daki sevap onun mevzO oldu-

anlayabilmek için kafi bir alô-met ·

Ceza vermedeKi dengesizce teh-dit ifadesi de o sözOn uydurma oldu-

delôlet eder. En yalan-olarak bilinen Hintli Reten (ölm.

632/l205)'in, terke-den kimseyi Allah "ben se-nin kendine benden

bir ilah diye kovaca-haber veren

tehdit ifadesi böyledir. lslôm dinin-de birine sövmek sadece günah sa-

iken, ''Araplara söven kimse-ler tô kendileridiri" lindeki bir kabil de-

Uydurma sözler, bo-zukluktan daha çok ölçOsüziOk sebebiyle ve

3. Elde mevcut güvenilir hadis

Hadis tasnil edilmesin-den önce, hadislerin kontrolü icin el-de böyle bir mukayese mev-cut zamanda bir belde-nin muhaddisleri bilinen ve rivayet edilen bir hadisin bir ka memlekette duyul-

ihtimali Buna Yahyô b. Ma'in (ölm.

233/847), b. el-Med1n1 (ölm. 234/848), Ahmed b .. Hanbel (ölm. 241/855), Buhôri (ölm. 256/869), Ebu ZOr' o er-Rôz1 (ölm. 264/877), Ebu Hôtim er-Rôzi (ölm. 277/890), Nese'1 (ölm. 303/915) ve Dôrekutni . (ölm1385/995) gibi; birçok de rivayet edilmekte olan hadislerin

veya akserisini bilen büyük hadis O gün için ancak böylesine muazzam bir hadis külilirüne sahip olankimse-ler, bu kOltürOn. mele-ke sayesinde, hadisler kayese yapma ve

sa-hiptiler1"1.

Daha bütün hadisler, muhtelif metodlarla olan ha-dis oldu; bu eser-lerin ihtiva hadis

Bugün elde mevcut olan gOvenilir hadis kitaplannda bulunamayan ha-dislerin uydurma kanaat getirilir. 911/1505), "Ri-sôle risalesinde hadisleri, isnôd-larla kitaplara olan ve olma-yan diye iki gruba sonra, ikinci grup söyle-mekktedir: "Ne hadis da yer alan ne de bir is-

bulunan hadisiere baz1 va'z, tefsir, siyer ve tarih ki-

Bun-lar birinci gruptan daha caktur. ilk devirlerdeki hadis zamanmda mt;tvcut olmayan bu sözlerin daha sonraki devir-lerde uydurulmu,tur. . ·

4. Birçok insan1n gÖrl')'lesi ge-reken bir hadiseyi bir kifinin gör-

iddia etmesi.

Sahôb!lerin, Hz. Peygamber' den bir hadisi orada bulunma-

yanlara iletmek hususundaki gayret ve himmetleri bilinmektedir. Bircak sahôblnin görüp ise, mütevatir derecesine ola-rak daha sonraki nesillere intikal et-mesi gerekir. Hadis diye nakledilen sözler öyleleri ki, on-

birçok sahôbinin huzurunda iddia edilmektedir. Bu du-

rum o haberin veya ha-disenin hiç bO-yük bir onu rivayet etmxsi beklenir. Aksi takdirde o bir yalandan ibaret

Haccetu'l-vedô dönüsOnde Hz. Peygamber'in, Gad1ru Hum denilen yerde mala vererek, Hz. Al!' yi ken-dinden sonra halife tayin ve fakat orada bulunan bu ha-beri ittifakla gizlediklerini söyleyen rôflzllerin

Bu mütevatir bir yana, sa hi h bir bile yoktur. Bu mesele sakile gününde, Hz. Ömer'in nda,

zamanda ve·ni-hayet Hz. mü-teakip Hz. Ali' nin hilaleti üzerinde

günlerde, as-hôbdan hiç bir orta-ya durumu beklen-mez miydi? üzere bu rô-ffzilerin

Hz. Peygamber'in ikindi bir gün, olan

onun için geri dönerek tekrar ve herkesin buna h?k-

uydurma da böyledir. garibi ki, bu haberi, Ummu Selerne (ölm. 20/!)40)'den hiç-bir kimse rivayet

5. Kur'an'a ve sahih sünnete muhalif

Hz. Peygamber, Kur' Kerim'i insanlara etmekle

zamanda onun yeryüzürtdeki ilk tatbikçisi Bunun ilahi tam

ve ilahi iradenin de bu suretle tecelli etmesi için, onu söz ve hare-ketleriyle ve hatta Kur' an-

Kerim'de bulunmayan islômi esas-da ·onun ruhuna uyg· un olarak

ortaya Binaenaleyh her beyan·• ve din olan ve

bütün hareket-leri dikkatle takip edilen bir pey-gamberin, kendi hadislerini nakz eden sözler

1

Page 11: Yazı dergisi sayı 8

böyle olunca, düsturu olan Allah muhalif bir beyanda da elbette düJÜnülemez.

Hadi.s ileri sürülen haber-lerin, bu iki esasa muhalefeti sebe-biyle kolayca mü.mkün-dür1m. ömrünü ·tayin eden bir uydurmodo Hz. Peygam-ber'in ömrü yedi bin se-nedir. Biz yedinci binin içinde

iddia edil-mektedir""· RosOI-i Ekrem (s.o.v.)'in

bu yana bin dört yüz kü-sur sene

hôlô ayakta her: önce bu sözü yalaniOmakta-

ki bu söz, hem oyetlere hem de sohih hadise muholiftir.

Kerim' de, "senden tin ne zaman vukua sorar-lar. De ki, onun ne zaman ni Rabbim bilir"1291, tin ne zaman bilmek Al-lah'o mohsustur1301 buyurulmakta, Hz. Peygamber diliyle de "ben gay.

bilmem"1311 denmektedir. Yine "Cibrtl Hadisi" diye olan hadis-i ise Hz. Peygamber, yometten bahisle, "bu mesele ken-disine sorulan, sorandan dbha faz-la ·bir bilgiye sahip bu-yurarak ·ne zaman vuku

hale göre haber hem Ki-taba, hem de sahih sünnete muhalif

için "V eled-i zina" uydur-

malardan birinde, "zinadan çocuk. cennete giremez'' denilmekte-dir1331. Bir hadiste de " ... içki içen mel'undur, da me!' un-dur, onun oturan da mel'-undur"1341 denmektedir. Normal olarak zaman dahi, zi-na mahsuH,i olan o güna-

hiçbir tesiri olama-içki içmek suretiyle ilahi em-

ri birinin da mesul

neticesine Nitekim Allah Ta-ôlô Kerim'in birçok yerinde, "hiç kimse yük-

Yine Kerini'in ifadesine göre Al-

lah T aôlô, sadece kendine es, ortak affetmez; ama

kimselerin, günahla-B_u aYete

kesin bir dille beyan eden ha-berlere

sövmek, affedilmeyecek bir günah-"kötü olmak,

mümkün olmayan bir günah-... """ hadisler böyle-

dir. oyete muha-mevzO için kafi

bir sebeptir. Sadece herhangi bir sünnete mu-

halif olan hadisin bulmayan ibnu liacer Aska-

lôni (ölm. 85211 448), müteva-tir sünnete muhalif olan hadislerin

· böyle mütalaa söyle-mektedir13'1. Böyle takdirde, uydurma hadislerin tayininde daima gözönünde gereken sünnet n, gayet cüzi bir nis-bet dahili.nde laydalanmak mümkün

zira mütetavir sünnet mik-çok mahduttur. Bu durum

sahih sünneti mikyas alarak ona, telif edilmeyecek ..dere-cede muhalif olan hadislerin uydur-ma kabul etmek daha mu-tedil bir olsa gerektir. Sahih

muhalefeti yüzünden uydur-ma birçok sözde hadis mev-cuttur. Nitekim Allah Ahmed veya Muhammed olan kim-seleri cehenneme yüzü güzel olan siyah insanla-ra aza b haber ve-ren sözde hadisler, "Allah T adla si-zin ve yüzlerinii:e kalbierinize bakar"1" 1 mealindaki sahih hadise tamamen muhaliftir.

Mütevatir hadise muhalif olan uy-durma söze misal olarak "size benim hadisim olarak rivayet edilen bir sözü zaman -onu ben söylesem de söylemesam de- ka-bul ediniz" haberini zikredebili-

Bu "her kim be-nim bir sözü bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerine mütevatir ha-disi ile mümkün de-

6. Akla, his ve muhalif

Allah T adla olanlara hitab emir ve sadece mesul Onun elçisi Hz. Peygamber'in söz-lerinin de normal akla uygun icab eder. Binaenaleyh, tevil edilme-yecek bir surette akla olan bir hadisin mevcudiyeti "Nuh'un gemisi Kôbe'yi yedi defa tcivaf ederek iki rekat namaz normal ve bir

11

mümkiin Al-lah T cialô' kendini terin-den iddia eden mevzO ha-ber de böyledir1471 . '

"600 (1203) tarihinden sonra do-olanlara hiçbir ihtiya-

yoktur"1" 1 uydurma, hem hem de mu-haliftir; zira bu tarihten sonra yan milyonlarca insan ls-lama, müslümanlara ve hatta bütün insanlara hizmetlerde bulun-

pek çoktur. ki, Al-lah Taôlô' bütün insanla-ra ortada dururken, Hz. Peygamber'in böyle bir söy-

-düsünülemez.

larla sözünün uy-durma zira bu iki zümre içinde pek dindar kimseler lunmakla beraber, kalan insanlar -lbnu yim ei-Cevziyye (ölm. 751/1350)'nin

gibi- kahinler, Ve münecdmler gibi hudutsuz

yalan söyleyenler de hale göre hadis iddia edilen bu sözün uydurma hissi-mizle ve muhalif buiUnma-

Senedi ne kadar olursa ol-sun her derde deva ol-

nu ifade eden bir sözü(SH Hz. Peygamber'in ihtimal ve-rilemez; zira tecrübe bunun böyle ol..,

göstermektedir. 7. Tarihi vukuata

Hadisciler mevzO haberlerin tayin ve tarih bilgisinden çok

Sufyônu's-Sevri {ölm. 161/777), "rôviler yalan söy-lemeye biz de onlara ta-rih koyduk"1" 1 de-mektedir.

Muhaddisler, metin tankidinde ol-kadar senedin dahili tankidin-

de de tarih bilgisine müracaat lerdir. Buna temasla Goldziher der ki: "rôvilerden her birinin sahsi du-rumunun tetkikinden mü- · nekkidlerin dikkati, dahili

da çevrilecekti. Bu dikkat mesut

lar yapma oluyordu"(sJ). Zira bu suretle rôvi adeta

itiraf gibi oluyordu. Tarih bilmenin temas

eden Hassôn b. Yei:id, hususunda bana tarih kadar eden bir yoktur. Rôviye

Page 12: Yazı dergisi sayı 8

' '

ii

' i'

12

ne zaman rivayet vefat tarihini biliyorsok- onun bakarak yalan yoksa mu söyledi-

Buna bir misal olmak üzere Ufeyr b. Ma'-dôn (ölm. IINII. hadiseyi zikredebiliriz. "Ömer b. MOsô (ölm. 157/774 Humus'a.

zaman mescide giderek etra-O ikide bir ·

diyerek rivayet ediyordu. Bunu o ka-dar ki, dayanamayarak, "Bu salih kimdir? söy-leyin de dedim. zin Halid . Ma' dôn nince, "Onunla nerede, ne zaman

diye sordum, 1 08 (726' de Erminiyye tüklerini söylemesi üzerine, "Ey dedim, Allah'dan kork. Halid b. Ma'dôn 104 (722)'de vefat etti. Sen ise, onunla öiUmünden dört sene sonra iddia ediyor-sun! Üstelik'o hicbir zaman Erminiy-ye' de .. Muhad-dislerin bu neviden dikkate pek çok

Hadis iddia edilen sözlerin tarihi gerçekiere uygun de

uydurma göster-Böylesi birçok uydurma metin-

ler, tarih bilgisi kolayca ve pek ehemmiyetli tankid-

Iere mevzO Muhaddis-

( 1) ibnu Hacer, Nuhbelu'!-fikers, 21; Hadis Tarihi, s. 18.

( 2) K.MevzO'ôt, var. 17a. ( 3) SuyOtl, a.g.e., c. 1, s. 277. '( 4) ibnu Salöh, 'UIOm'l-hadis, s. 89; !bnu Cemô'a, ei-

Menhelu'r-revi, var. Sb; ibnu Kesir, el-Sô'isu'!-hasis, s. 78.

(- 5) Bk. s. 56-61. ( 6) Bk. s. 80-82. ( 7)'ibnu Salôh, a.g.e., s. 89; ibn!J Cemô'a, a.g.e.,

var. Sb; i'bnu Kesir, o.g.e., s. 78. ( 8) lbnu Arrôk, Tenzihu'Neri'a, c.!, s. 7. ( 9) San'ônl, Tavzihu'l-efkar, c. ll, s. 95. (10) Zehebl, Mizan, s. ll, s. 383. (115 Ayn. m!l., a.g.e.; c. ll. s. 671. (12) Horoz bu nevi uydurmalar için bk. ibnu

Arrôk, a.g.e., c. ll, s. 249-50; Ali UMev-zO'ôt, s. 10S.

(1 3) Sehôvi, s. 346; Ali el-Kôri, o.g.e., s. 107.

(14) Muhammed ei-Eibani, Silsiletu'l-ohôdisi'd-da'lfe ye'l-menü'ô, c. Seyrut, 1374, hadis nr. 133.

(15) SoyOtl, Tedribu'r-rôYi, c s. 276; Sôdôti, ei-KoYiu'lbedi, var. 63b.

(16) Son' ani, o.g.e., c. ll, s. 94. (17) Ali el-Kôri, MevzO'ôt, s. 106. (lS) Zehebi, a.g.e., c. s. 451. (19) lbnu Hacer, Lisônu'I-Mizôn, c.!!, s. 454. {20) Zehebi, a.g.e., s. IV, s. 126. (21) ibnu Arrök, a.g.e., c. 1, s. 7; Son'ônf, a.g.e., c.

s. 97. (22) Sk. ÜniY. kütüph.A. yazi. nr. 1461, var. 35b-36b.

!erin metin tenkidi da pek uygun bir mi;al edecek olan bir uydun'na sözü, tenkidi ile birlikte zikredebiliriz. Bahis konusu haberin metni Hz. di-yor ki, Peygamber (s.a.v.)'in

boynunu birçok defalar öp-görerek bunun sebebini

renrnek istedim. Cevcben buyurdu-lar ki, yô Humeyrô, bilmez misin ki, m1raca Allah emriyle Ceb.rô'il beni cennete götür-dü ve bir benzerini daha görmedi-

kokusu ve meyvesi nefis olan bir durduk. Cebrô'-il'in soyarak bana ikram o·mey-veleri yedim. Allah Taôlô bunlardan bende bir meni Dünyaya

Hatlee ile münasebet-te bulunduin; neticede ha-mile ben koku-sunu özledikçe boynun u öper ve o ko kuyu ... "{571

Bu haberin tankidinde ibnu Cevzi der ki, uydurma

bir ya ha hadis telibie-ri bile etmez. Bunu uyduran kimsenin zerre kadar tarih bilgisine · sahip Zira Hz. Peygamber (s.a.v.)'e nübüvvet gelmeden sene önce

Bu mucidin-den daha cahil olanlar bu du-yara k tarikierin yol aç-

Burada mlracdan bahse-

(23) Bahru'l-u!Om, Fevôtihu'r·rohamOt, c.. ll, s. 126. (24) Aif ei-Kôri, MevzO'ôt, s. 109; Kandeh!evi,

Hacce!u'l-vedô, s. 193-197. '(25) lbnu Teymiye, Minhôco's-sünne, c. IV, s. llS. (26) Ali ei-Kôri, a.g.e., s. 109. . •. (27) ibno Kesir, ei-Bö'isu'l-hasis, s. 78; !bnu Hocer,

Nuhbeto'l-fiker, s. 22. (28) Ali ei-Kôri, a.g.e., s. 114. (29) ei-A'rôf (7), 186. (30) lokman (31), 34. (31) el-En' am (6), 50. (32) Buhôri, Sohih, c. 1, s. 18, (33) var. 7b; FirOzôbôdi,-Hötimeto

Sifri's-sa'ôde, s. 211; All o.g.e., s. 91. (34) !bnu Hacer, lisanu'l-Mizon, c. lll, s. 175. (35) ei-En'ôm (6), el-isrô (17), 15; (35), 18; ez.

Zumer (39), 17. (36) en-Nisô (4), 47, 115. {37) KaYvkd, ei-Lu'lu'ul-morsO, s. 41. (3S) Silsileto'l-ahôdisi'd-do'ife, c. 1, hadis nr.

125. (39) ibnv Hacer, Nuhbetu'l-fiker s. 22, Arrôk,

c.l, s. 6; San'ôni, Tovzihu'l-efkôr, c. s. 96-97.

{40) ibnu Arrôk, a.g.e., c.. 1, s. 226; Ali ei-Kôri, MeY-zU'ôt, s. 108-. ·

(41) Elbbdni, o.g.e.c. 1, hadis nr. 130. (42) Müslim, Sahih, c. IV, s. 1987. (43) !bnu Hazm, eh-ihkôm, c. 1, s. 199; Arrôk,

a.g.e., c. 1. s.-264. (44) 8uhdr1, c. 1. s. 35; Müslim, o.g.e., c. 1, s. lO. (45) Bahru'l-uiUm, Fevôtihur'-rahamOt, c.. ll, s. 124. (46). Zehebi, Mizôn c. ll, s. 565; SuyUti, Tedribu'r-rôvi,

dilmesi ise bir rezalettir. Çünkü mirac, Hz. Hatice'nin sonra ve hicretten bir önce vuku

Hicretten sonra da Hz. Peygamber Med ine' de on sene ika-met

Bu sözüne Hz. Peygamber'in

Hz. on icab eder. Pekala buna göre Hz. Peygamber'den -Hz.

Hz. Hasan ve Hz. Huseyn'-in hadis rivayet etmesini izah meli? muhakkak ki (r.a.J, mlrac gecesi on yedi

581 Hz. Peygamber'in dan ay sonra ve otuz ol-

halde vefat -vahiy süre-sinin de yirmi üç dikkate

Hz. bl setten ye-di sene kadar önce gerekir1" 1• ki Cebrô'il'in Hz. Peygamber' e do-

bir hayli zaman sonra çocuklar bile bilir1601 •

üzere tarihi vukuat ile telif edilemeyen haberlerin yalan ol-

kolayca bilinmektedir1611 • Bu sebeple münekkidler blyografi ve kronoloji bilgisine pek ehemmiyet

ve bunlardan azami dere-cede

, Kandemir

c. s. 278. (47) Sk. bo tez. s. 45. (48) KôYukd, a.g.e. s. 102. (49) Aif ei-Kôri, a.g.e., s. 107. (50) Gört. yer; Elbani, a.g.e., c. 1, hadis nr. 144. (S 1) SehôYi, ei-Mokas.du'l-hasene, s. 141; Ali el-Kart,

o.g.e., s. 106. (52) ei-Kiôye, s. 119. (53) Goldziher, Muhammed c. ll, s. 144; (54) ibnu Cevzi, K. MeYzU'ôt, Yr, 6o. (55) a.g.e., s. 1 19; Z.ehebf,

c. lll, s. 224. Halid b. Ma'dan'don hadis iddia eden bir do. ismô'rt, b. (ölm. 181/797) vsulle (bk. EbO Hôtim, K. vor, 23a-b.)

(56) Mesela bk. Zehebi, a.g.e., c. 1, s. 130, 184; !V, s. 519; ibnu Hacer, Usônu'I-Mizôn, c.!, s. 253.

(57) ibnu (eyzi, a.g.e., var. 79b. (58) Gösl. yer. (59) ei-HUtu'I-BeyrOti, bne'l-motô!ib, s. 280. (60) Zehebi, Mizôn, c. ll, s. 415. Bu muh-

telif rivayetleri için bk. Mizôn, c. s. 514; ll,'>. 415, 518; c. lll, s. 539.

(61) Nitekim Ömer'in öldürdü{lü daki rivoyeti, ibnu Teymiye sözlerle tenkid el· mektedir: "Bo iddio ziro Hz. Ömer'in

dohc bi' setten önceleri cahiliye (bk. Resô'ilu'l-kubrô, c. 340). Hz.

V to 9ördogünü iddia eden 5uheyl b. (tlfVI!I. Hacer Askolôni

tenkid ediyor; "Yolan bôyle olur; (r.a.) Hoccôç olmodon'cok önederi "dot

(bk. lisônu'l·Mizôn, t. 124i:

Page 13: Yazı dergisi sayı 8

VAHDETYADA iTiKADf BiR

ZORUNlULUK 1. sayfada)

olan .kin ve bile olsa on/an

her söz ve olmaya sürükledi. .. "

Hz. Ali (R.): "Bütün fitnelerin-bas-nefsani heva ve ·

lerdir .. " diyor. Bütün hi· temelinde bu olgu ya-

tar. Kur' an bunu ile ifade edi-Yor. Yani birbirini çekememezlik, kin, ihtiras ... Her devirde bu böyle ola-· Ne zornan ki toplumda rifrnek isteyen, mevki-makam düskü-nü insanlar ortaya ve tefrika hareketleri de iste o zaman

Bu hareketle-rinin öncüleri her zaman .toplumun en zeki, en maharetli kisileri _olmus-

. tur. ri de beraberinde

Çünkü; yine Hz. Ali' nin le," ... hiçbir zaman hal-de Hak'te c da beraberinde bulundurur ... "

olan günümüz toplumla-nnda bu cok daha bariz bir

islami leri n devlet eliyle tahrif hal-

. müslüman bircak ülkede, insanlar islômt istismar edilerek devlete itaate toplum düzeninin için dini ler

Evet, ümmetierin ge-len tefrika felaketini bu ümmet de ya·

Resulün (salôt ve selam'üzeri-ne olsun) irtihalinden bir süre sonra ümmet içinde siyasi ihtilaflar

ve bu durum siyasi etmesi sonucunu do-

Saadetteki birlik yerini hazin bir tabloya

Bedir' de, Uhut'!a din'i yüceltmek için inen

, lar birbirine dönüvermistl. bununla da itikadi

(Kader, Kur'an mahluk mu, mi? .. ) bü-yük bir ve sahabenin kesinlikle bu üzerine birçok itikadi mezhep bina ediliyordu. Saadet

vecd, yerini kuru ke-

lôm birbirini tekfire Gerci herdevirde sa-

lih insanlar ama, as-saadetten sonra bir top-

lum, bir ümmet olarak böyle bir ne-sil ortaya

islam saltanatla birlik-te baslayan bozulma, islôm düsün-cesinde telafi güç yaralar

bir lslômi bera-berinde bu kapanma-

lslôm ümmeti tamamen konumla-

kafirle;, mülhidler eliy-le tesbit Kavim na cahili

.kafirler çizilen ulusal devletler tur.

bu dönem islôm ümmetinin en ta/ihsiz devresidir. Bu dönemde mez-hebi bir yana, mezhep içi hizipler büyük bir hizla arnelde ve itikatta mezhepten

halde, birbirine düsman olan hiziplerin

çok gerilerde asli

sonucunda, ko-kan, il had kokan birçok

kendisine lslôm' a nisbet ederek zemini birçok sa-

mimi insan Allah bu hiziplerin yapar duruma islôml kavramlar tahrif birbiriyle çok az ilgisi olan Islami ekaller ortaya

Muhammed! islam Ke-

tir. Evet,. ne hazindir ki; bu

dönem --içinde ümmet'in vohdetini yönelik hareketler ya çok

ya da bozgunculann ?ir sonuca lslôm mezhepleri ara-

Ezher ve lôm hareketinin imam Hasan hareket-leri buna örnelitir. Imam Hasan EI-Benna' ümmet'in vahdetini lamak için hareket, re-jimini ve süper güçleri büyük bir kor-kuya ve sonunda Hasan EI-Benna sehid edilinistir. Bunun

is1Ôm1 çok- alim(!) abid(!) olarak takdim edilen birçok

bu konu hiç mi hiç bütün bir

vahdet'inden yana

kendi mezhe-bin mensuplan bile böyle bir vahdeti icin en ufak b_ir çaba alim olanlan tenzih ederiz,

çevresinde belirli kitleleri toplaya-bilen bu insanlar, böyle meseleleri tôbilerine hiç mi hiç lar, düsündürmemislerdir. Bu mese-leler bUyükleri n elbette bir za-

den mis, ama her ne h metse bu zaman bir türlü tir. Bu de":ran böyle sürerse hiç de

benzer .. Bir sene kadar öncesiydi. Mevcut dini hiziplerden bi-risinin ileri gelenlerinden biriyle

Ben -esna-

den beni çok Diyordu ki:

hiziplere bölünmeleri kötü bir Ne kadar h iz ip olursa o kadar iyidir ... " Hayretler içinde Bu . bir idi ki Rabbimizin azap/o korkutlu bir hali rahmet olarak de-

Yoksa insanlar ellerine geçen nimetlerden kalmaktan Öyle ya ... Bu bu bu liderlerin, kendilerine ne binlerce tôbileri ala-

refah içindeydiler. Bir de-dikleri iki edilmiyordu. Samimi, insanlar eliyle kurulan fab-rikalar, hep onlara ... Hiç-birisinde Resul ün (S.A. V.) ve sahabe-nin zühde, hid Kolay bütün tepmek!..

Bu rahmet bu vahdet okyanusuncia bir bir damla olabilmek icin:

Geliniz .. .' ideolojilerle d Kur' an

da temiz/eye/im. bize miras kalan, hizbih bize

süzgecinden gecirelim. De-ölçülerimiz islômi ol;un.

celerimizi vahiy rabbo-ni ·

Geliniz ... Müslüman bas-ka bütün reddedelim. sadece müslüman olsun. Hele lara nisbet edilerek isimlendiriimek-ten na Rabbimizin bi· ze tümünü bir kenara Kur'-

ifadesiyle "hizbullah" Geliniz ... Mezhebi üm-

Page 14: Yazı dergisi sayı 8

metin vahdetine engel Rabbimiz bizlerden her hususta ay-

monoton insanlar

bir alan içinde içtihatlar yapa-bilen veya içtihallara, ,uyabi-len insanlar istiyor. beler bile birçok hususta iç-ti hat sabitken, n:"Üminlere bir rahmet olsun için ba-

içtihat · nimetini mürninleri birbirinden sebep yqpma-

Rab, llôh, Melik, Ha-kim bilen, yani tevhide gönül ve yeryüzünde dinini hakim

mücadelesi veren bütün mü-minleri bileli,m.

Geliniz ... Kaliri er eliyle gönüllerimizi bütün mü-

minlerle bir bilelim. Eylem gönül geçece(lini unut-

gönüllerimizi bu sev-da ile Rabbimiz bizleri arneli noktada da destekleye-cektir.

Rabbimiz bizlerden ol-sun istiyorsak, içinde bu zillet halinden diyor-sak, lslôm ve bütün bir arzda dini ha-kim olsun diyorsak; gönüllerimizi bu gaye gereki-yor. Kerim'de

bir yol yoktur. Hem tevhid'i bir sahip iddia edip hem de bir yol bulan-lar lar demektir. Böyle bir mümkün

diyenler, rahmetini, ediyorlar demek-

tir. üzerimize bir yükümlülük bu takalimiz dahilinde

demektir. Konuyu mücahid Alim Sa-

id bir mülakattan cümlelerle kapatmak istiyo-

rum. Ümmetin vahdetinin konu edinen soruya cevap veriyor: · "Biz fiili itikadi zo-

ru retleri öne .. itikadi :Zaruret-ler, fiili zorluklar var diye, bir kenara ... Belki bütün fiili altedilme yolu, ilika-di zoruretleri ön planda Biz, Kur' an hükümleri is-lôm hükümleri dav-

tesbii etmekle mü kelle· f. "

Halil Can

Talebe: inkar tasdik 'do-

tasdik ed1ci, günah için günahkar, iyilik için iyi diye isimlendirilmesi ve bilinen bir

Fakat, acaba levhidi benim-seyen ve fakat Hz. Muhammed'i in-kar ediyorum, diyen kimsenin duru-mu nedir? BunU n ..

Alim (r.a): Bu vaki olmaz. olursa o inkar eden,

kim-se Onun1 Hz. Muhammed/i inkar elmesi ile, inkar neticesine Cünkü in· kar olan: Hz. Muhammed'i de inkar etmis olur. Hz.

cihetinden dola-Nitekim tek

olan, evlat edinmeyen, inkar-onu, üç üçün-

cüsü olarak iddia ettiler. Keza Yahu-diler, hiçbir muhtaç olmayan,' lutfunu esirgemeyen, benzeri olma-yan, mülkün sahibi fakir ve eli Üzeyr'in de

ve insan linde iddia

ilah edi.nenler, ve aya secde edenler de, bu Oysaki Kur'an'da "Bizim ayetlerimi-zi ancak kafirler inkar ederleru{l)/ "Öyle Rabbine yemin olsun ki, onlar ihtilallarda seni hakem hü-kümden hiçbir duyma-

teslim im'!n ol-mazlar."l'l buyurulur. O halde Al-

bilen ve fakat Hz. Muhammed'i inkar eden kimsenin, da inkar

Hz. Muhammed'i ile islidial ederiz. Mesela bir adam 20 Kafiz (18 kg bir ölçü) ki bir yükü eder, biz de onun iki kofizi bile maktan aciz gÖrürseki fki

n. aciz kalan kimsenin rm i kofizi hususunçla daha

HZ. PEYGAMBER'i :1 EL-ALiM V

çok aciz Bunun gibi, "Ben hak bi-liyorum, fakat onun mah-luku 'kabul ve ikrar etmiyorum'' diyen kimsenin iddia et-

konuda hemen Çünkb o kimse Allah' haki-

katen bilip, ona inansa idi bütün her-seyin onun mahluku da bi-Ürdi. Keza 'mesafede; yanan bir kandil ile, yanmakta olan büyük bir bulunan kimse, kan-dili ve fakat yanan koc.a koca iddia. ederse, onun an-

Çünkü kandilin gö-ren kimsenin, yanmaktc olan koca-man daha çok görmesi · icabeder.

Talebe: 0 Mü'min · zina edince, gibi,

da sonra 'tevbe edin-:e iman kendisine iade edilir"131 ha-disini i rivayet .eden kimseler için· ne dersiniz? tasdik ederseniz Ha-

. ricHerin prensiplerini kabul olursunuz. he edersenlz1 Haridierin prensiple-rinde de ve ifade et,

höktan rücu olursunuz. rôvilerin sözO.nü tekzip edecek

Onlar da sizi Hz. Peygam-ber1in sözünü olmakla suçlarlar. Çünkü onlar, Hz. Peygam-ber' e kadar, bu hadisi muieber ..

Alim (r.a.): Tekzip etmek, ancak uBen Hz. Peygamber'in sözünü

diyen kimsenin yalan-Fakat bir kimse "Ben Hz.

Peygamber'in iman ederim, fakat O kötülük

söylemedi,' Kur' ani a da mu-halefet etmedi" derse, bu söz o kim-senin, Hz. Peygamber'i Vf': Kerim'i tasdik elmesi; Resu-lü1nü, Kur' an' o muhalefetten tenzih elmesidir. Hz. Peygamber,

Page 15: Yazı dergisi sayı 8

KZiB VEYA TENZiH

Kur' an' a muhalefet etse ve Allah icin hak olmayan uydursa idi, Allah onun kudret ve kuwetini kalp

Nitekim bu husus Kur' an' da le belirtilir: peygamber söyle-mediklerimizi bize den idi, elbette onun

, elini sonra da kalp Sizin

riniz de buna man i Al-peygamberi,

muhalefet etmez, muhalefet eden kimse de peygamberi olamaz. rivayet ettikleri bu haber Kur'an'a muhalif-tir. Çünkü Allah; Kur' Kerim' de "Zina eden ve erkek.,. o{s) ayetinde .zônl ve zôniyeden iman

Keza ''Sizden

irtikap edenlerin her ikisini de .. ayetinde Allah', usizden"

ile Yahudi ve de-kosdetmektedir. O

halde Kur' Kerim Hz. Peygamber' den hadis nakleden her-hangi bir kimseyi reddetmek, Hz. · Peygamber'i reddetmek veya etmek demek Bilakis, Hz. Peygamber reddeden kimseyi reddetmek demektir. itharn Hz. Peygamber' e nakleden kimseye racidir. Hz. Peygamber'in

yahut duy-can, üstünedir.

Biz hepsine.imOn ettik, onla-Allah Resulünün gibi ol-

ederiz. Keza Hz. Peygamber'in, bir

15

na bir de moni ederiz. O, hiçbir tovsif den tavsif etmez. Yine

ederiz ki O, bütün Al-emrine muvafakat etmis, hic-

bir bid'at ortaya Ai-hiçbir de, Al-

lah' o isnad Ayrrca ken-bir de teklif

tir. Bunun icin Alloh-u Taôlô "Kim ResOie itaat.ederse Alloh'a itaat et-

olur"1'1

{1) 47 (2) Nisa, 65

Ebu Hanife

(3) Ebu Oovud, es-sOnne 15, et-Tirmizi, ll. (4) Hôkko, 45, 47 (S) Nur, 2 (6) Niso, 16 (7) Niso, 80

Page 16: Yazı dergisi sayı 8

•-.:1 ·i

duam ki her yeniden toprak olsun Su toprak olsun · insan toprak gibi duysun yeri Ay toprak olsun Topraktan taprak tutsun Gün toprak olsun Kabirler toprak olsun

Kitap Ve söz toprak olsun Ekin ekilmeye mahsus Yeni tohum ait Yeni için Toprak olsun. Ah eden

yeni mayalaninasma ·

ikiye bölen

Oruç namaz Yetis ulularm

yeni yeniden

Dirilme toprak ellerini

gücünü görmeyen gözlere topraklardan bize

Ey gök yolcusu

Mevsimi bir gül. gibi kuruyan bize bildiricisi

sevinç ;,@' kabaran yeni

Kur' an tohumunu ekmek icin Gül bize • Gül olan türbenden Ve Ve sevgilin olan ve sevgiliSi Diri Diriitici olamn

bize

• ll' den .

tozu peygamber her zaman diri olan yak

dirilt Seni s_evenin ismiyle· bize Yetistir bize

kül edecek Verim insin ülkemize Mekkeye Medineye Soma Kuduse Samerkanda Diyarbekire

peygamber izniyle

erlerini

gömleklerini sudan geçer gibi geçen

Allah önünde her yok gören üstünde erip

Kentlere gibi Kücük askerlerini Güi diksinler diye yeni

ta gö.nlüne Yetistir erenlerini

Amin

Sezai Karakoç