16
SINIRSIZ, SÝLAHSIZ, GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS MÜMKÜN ! yeniçað haftalýk siyasi gazete BU MEMLEKET BÝZÝM! SERHAN GAZÝOÐLU Uzun lafýn kýsasý... TARÝH: 10 ARALIK 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1021 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ 3 YKP'nin de gözlemci üyesi olduðu Avrupa Sol Partisi'nin 3. Kongresi (ASP) 3-5 Aralýk'ta Paris'te, La Defense'taki CNIT'da yapýldý, Kongrenin son gününde ASP'nin yeni baþkaný Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri Paul Laurent seçildi… YKP Yürütme Kurulu üyeleri Murat Kanatlý ve Nevzat Hami ile YKPfem aktivisti ve YKP Parti Meclisi üyesi Faika Deniz Paþa YKP adýna kongreye katýldý… YKP Parti Meclisi üyesi ve YKP-fem aktivisti Faika Deniz Paþa kongrede yaptýðý konuþmada Avrupa'da yükselen ýrkçýlýk ve yabancý düþmanlýðý konusuna dikkat çekti ve konu ile ilgili Kýbrýs'taki geliþmelerle ilgili bilgi verdi. YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlý ise Kýbrýs sorunundaki son geliþmeleri Kongrenin gündemine taþýdý. Kanatlý, Kýbrýs'ýn kuzeyinde iþgalin sürdüðünü ve gün ve gün Türkiye'den taþýnan nüfusla Kýbrýs'ýn kuzeyinin þu aþamada 100 bini Kýbrýslý Türk, 500 bin kiþilik aktif nüfusa ulaþtýðýný söyledi Krize ve neo liberal politikalara karþý Sosyal Avrupa Ajandasý baþlýklý kongre dokümanýn da karara baðlandýðý 5 Aralýk'taki son günde ayrýca Kongre kararlarý da görüþülerek onaylandý. Ajandada Kýbrýs konusundaki bölümde "Adanýn iþgalini tamamlamaya yönelik politik bir eylemi olan Türkiye'den Kýbrýs'a nüfus transferi hemen durdurulmalý. Kýbrýs Cumhuriyeti'nin yüzde 37'sini iþgal etmiþ Türkiye iþgali son erdirilmelidir. Türkiye hükümeti Kýbrýs sorununun, Avrupa hukukuna, devletler hukuku ve BM kararlarýna uygun, adaletli ve uygulanabilir çözümü için devam eden görüþme sürecine daha fazla pratik katký yapmalýdýr. Kýbrýs'taki tüm taraflar ilgili BM kararlarý YKP, Avrupa Sol Partisi kongresine katýldý 2 YKP, boru ile Türkiye’den su getirilmesi projesini deðerlendirdi: Türkiye'den su getirilmesi projesi aslýnda suyun özelleþtirilmesi süreci olduðu anlaþýlabilir… Zaten suyun ticarileþtirilmesi, alýnýp satýlan bir metaya dönüþtürülmesi süreci yap iþlet devret modeli ile deniz suyu arýtma tesislerinin yaygýnlaþtýrýlmasý giriþimleri ile baþlamýþtý, bu da sürecin yeni bir evresidir Su yalnýzca insanlara ait olmadýðý tüm ekosistemin yaþam kaynaðý olduðudur. Daha önce de defalarca söylediðimiz gibi suyun ticari bir meta yapýlmasý kabul edilemez. Su tüm canlýlar için hayattýr, satýlamaz. Ýnsan doðanýn sahibi ya da efendisi deðil, diðer canlýlarla birlikte bir parçasýdýr… Bu tip projelerle insanlýk aslýnda kâr uðruna geleceðini yok etmektedir Kýbrýs, sýnýrsýz olarak deðerlendirildiðinde, suyun verimli kullanýlmasý için çalýþma yapýldýðýnda aslýnda yer altý ve yer üstü kaynaklarý kendisine yeter… Ama çaðdýþý düþüncelerle ülkemize çizilen yapay sýnýrlarýn yarattýðý sorunlar ve suyun bir ticari meta gibi düþünülerek geliþtirilen projeler sayesinde su sorunu Kýbrýs'ýn kuzeyinde sürekli kanayan bir yaradýr. Suyun yeniden kullanýlmamasý, tarýmda daha verimli sulama tekniklerine önem verilmemesi, verimsiz su kullanýmý, nüfusun kontrolsüz artýþý, ateþkes hattý gibi onlarca "insan" kaynaklý sorunlarýmýza kuraklýk gibi doðal sorunlar da eklenince su sorunu krize dönüþtü ve bugünkü sözde çözümler ortaya çýktý… Bu çözümler kýsa vadede "insanlarýn" su sorununu çözecek ama uzun vadede ekosistemi geri dönüþümsüz tahrip edecek… Bu nedenle bu proje bu yönü ile yeniden deðerlendirilmesi ve tepki gösterilmesi gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadýr YKP, makyajlanarak týpký 74 savaþýna "barýþ harekâtý" denmesi gibi suyun özelleþtirilmesine de "barýþ suyu" denmesini aldatmaca olarak görür ve suyun yaþam olduðunun ve yaþamýn satýlamayacaðýnýn altýný çizer, tüm ekolojist örgütler baþta olmak üzere, tüm duyarlý kesimleri mücadeleye çaðýrýr SU YAÞAMDIR, YAÞAM SATILIK DEÐÝLDÝR!

Yeniçağ 10122010

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yeniçağ 10122010

Citation preview

Page 1: Yeniçağ 10122010

SINIRSIZ, SÝLAHSIZ,GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS

MÜMKÜN!yeniçað

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t e

BU MEMLEKET

BÝZÝM!

S E R H A N G A Z Ý O Ð L U

Uzun lafýn kýsasý...

TARÝH: 10 ARALIK 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1021 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ

3

● YKP'nin de gözlemci üyesi olduðu Avrupa Sol Partisi'nin 3. Kongresi (ASP) 3-5Aralýk'ta Paris'te, La Defense'taki CNIT'da yapýldý, Kongrenin son günündeASP'nin yeni baþkaný Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri Paul Laurentseçildi… YKP Yürütme Kurulu üyeleri Murat Kanatlý ve Nevzat Hami ile YKPfemaktivisti ve YKP Parti Meclisi üyesi Faika Deniz Paþa YKP adýna kongreyekatýldý…

● YKP Parti Meclisi üyesi ve YKP-fem aktivisti Faika Deniz Paþa kongrede yaptýðýkonuþmada Avrupa'da yükselen ýrkçýlýk ve yabancý düþmanlýðý konusuna dikkatçekti ve konu ile ilgili Kýbrýs'taki geliþmelerle ilgili bilgi verdi. YKP Yürütme KuruluSekreteri Murat Kanatlý ise Kýbrýs sorunundaki son geliþmeleri Kongrenin gündemine taþýdý. Kanatlý, Kýbrýs'ýn kuzeyinde iþgalin sürdüðünü ve gün ve günTürkiye'den taþýnan nüfusla Kýbrýs'ýn kuzeyinin þu aþamada 100 bini KýbrýslýTürk, 500 bin kiþilik aktif nüfusa ulaþtýðýný söyledi

● Krize ve neo liberal politikalara karþý Sosyal Avrupa Ajandasý baþlýklý kongredokümanýn da karara baðlandýðý 5 Aralýk'taki son günde ayrýca Kongre kararlarýda görüþülerek onaylandý. Ajandada Kýbrýs konusundaki bölümde "Adanýn iþgalini tamamlamaya yönelik politik bir eylemi olan Türkiye'den Kýbrýs'a nüfustransferi hemen durdurulmalý. Kýbrýs Cumhuriyeti'nin yüzde 37'sini iþgal etmiþTürkiye iþgali son erdirilmelidir. Türkiye hükümeti Kýbrýs sorununun, Avrupahukukuna, devletler hukuku ve BM kararlarýna uygun, adaletli ve uygulanabilirçözümü için devam eden görüþme sürecine daha fazla pratik katký yapmalýdýr.Kýbrýs'taki tüm taraflar ilgili BM kararlarý

YKP, Avrupa Sol Partisi kongresine katýldý

2

YKP, boru ile Türkiye’den su getirilmesi projesini deðerlendirdi:

● Türkiye'den su getirilmesi projesi aslýnda suyunözelleþtirilmesi süreci olduðu anlaþýlabilir… Zatensuyun ticarileþtirilmesi, alýnýp satýlan bir metayadönüþtürülmesi süreci yap iþlet devret modeli iledeniz suyu arýtma tesislerinin yaygýnlaþtýrýlmasýgiriþimleri ile baþlamýþtý, bu da sürecin yeni birevresidir

● Su yalnýzca insanlara ait olmadýðý tüm ekosistemin yaþam kaynaðý olduðudur. Dahaönce de defalarca söylediðimiz gibi suyun ticaribir meta yapýlmasý kabul edilemez. Su tüm canlýlar için hayattýr, satýlamaz. Ýnsan doðanýnsahibi ya da efendisi deðil, diðer canlýlarla birliktebir parçasýdýr… Bu tip projelerle insanlýk aslýndakâr uðruna geleceðini yok etmektedir

● Kýbrýs, sýnýrsýz olarak deðerlendirildiðinde, suyunverimli kullanýlmasý için çalýþma yapýldýðýndaaslýnda yer altý ve yer üstü kaynaklarý kendisineyeter… Ama çaðdýþý düþüncelerle ülkemizeçizilen yapay sýnýrlarýn yarattýðý sorunlar ve

suyun bir ticari meta gibi düþünülerek geliþtirilenprojeler sayesinde su sorunu Kýbrýs'ýn kuzeyindesürekli kanayan bir yaradýr. Suyun yeniden kullanýlmamasý, tarýmda daha verimli sulamatekniklerine önem verilmemesi, verimsiz su kullanýmý, nüfusun kontrolsüz artýþý, ateþkes hattýgibi onlarca "insan" kaynaklý sorunlarýmýza kuraklýk gibi doðal sorunlar da eklenince susorunu krize dönüþtü ve bugünkü sözde çözümler ortaya çýktý… Bu çözümler kýsa vadede"insanlarýn" su sorununu çözecek ama uzun vadede ekosistemi geri dönüþümsüz tahrip

edecek… Bu nedenle bu proje bu yönü ileyeniden deðerlendirilmesi ve tepki gösterilmesigereken bir konu olarak önümüzde durmaktadýr

● YKP, makyajlanarak týpký 74 savaþýna "barýþharekâtý" denmesi gibi suyun özelleþtirilmesinede "barýþ suyu" denmesini aldatmaca olarakgörür ve suyun yaþam olduðunun ve yaþamýnsatýlamayacaðýnýn altýný çizer, tüm ekolojistörgütler baþta olmak üzere, tüm duyarlý kesimlerimücadeleye çaðýrýr

SU YAÞAMDIR,YAÞAM SATILIK

DEÐÝLDÝR!

Page 2: Yeniçağ 10122010

HABER2 10 ARALIK 2010 CUMA

KTÖS: “UBP, yanlýþdayatma politikalarlaekonomiyi daraltýyor”Kýbrýs Türk ÖðretmenlerSendikasý (KTÖS), UlusalBirlik Partisi (UBP)'yi,"Türkiye'deki hükümetioluþturan Adalet veKalkýnma Partisi (AKP)'ninülke için yanlýþ olan dayat-malarýný uygulamaya koy-maya çalýþmakla" suçladý.KTÖS Genel SekreteriÞener Elcil, konuyla ilgiliolarak yaptýðý yazýlý açýkla-ma þöyle:

AKP hükümetinin dayat-malarýný koltukta kalmauðruna hayata geçirmeyedevam eden iþbirlikçi UBPhükümeti, bu yanlýþlarsonunda ekonomidekidaralma devam ettiði içinhalkýn boðazýna sarýlmayýçare olarak görmektedir.

Bilindiði üzere KýbrýslýTürkler'i fakirleþtirme,Türkiye'ye entegre etmepolitikalarý çerçevesindedayatýlan ekonomik paketmeyvesini vermeðebaþlamýþtýr. Bu çerçevedeekonomik daralma hýzlan-mýþ ve devlet gelirleridüþmüþtür. Ýþbirlikçi UBPhükümeti maaþlarý bileödeyemeyecek noktayageldiðinden dolayý "DevletAlacaklarýnýn TahsiliYasasý" gibi yasalarla veakaryakýta zam yaparakhalkýn boðazýna sarýlmayayönelmiþtir.

Sn. Tatar zam politikalarýve soygun yasalarý ileekonomiyi düzelteceðiniortaya koyan anlayýþý ileher þeyi duvara toslat-mýþtýr. Ýþbirlikçi UBPhükümeti Türkiye'dengelen paralarla veganimetçi sermaye ilekolkola girerek yarattýðý buyýkýmdan emeði ile geçi-nenleri sorumlu tutaraksaldýrýlarýný yoðunlaþtýr-mýþtýr.

Koltukta oturma uðrunayaratýlan bu yýkýmdansorumlu olanlar ganimetçisermayeden vergialmayanlar, KalkýnmaBankasý'ndan alýnan kredi-lerin geriye ödenmemesinegöz yumanlar, ülkeyeserbest giriþi kontroletmeyenler, partizanca iþealýmlara devam edenler veKýbrýslý Türkler'in göçüneçanak tutanlardýr. Halktantopladýðýný yandaþlarýnadaðýtan, AKP hükümetininverdiði emirleri yerine getir-erek halkýn iradesiniAKP'ye teslim eden buanlayýþ Kýbrýslý Türkleritemsil edemez.

Yarattýðýnýz bu düzenbaþýnýza çöküyor, bunun bedelini biz ödemeyeceðiz.

YKP Yürütme Kurulu Üyesi AlpayDurduran görüþme sürecini deðer-lendirdi. Konu ile ilgili açýklama þöyle:

Ciddi surat takýnmaktan vazgeçme-den gene görüþmeye baþladýlar. Bukez nerede anlaþamadýklarýný saptay-acaklar ve BM genel sekreterineverme yükümlülüðünü aldýlar.Sonunda anlaþma olmayacak olduk-tan sonra görevlerini bihakkýnyapacaklarýna inanýyoruz.

Zaten her konuda anlaþmadan hiçbirkonuda anlaþmýþ sayýlmamaya daanlaþtýklarýna göre rahatça iþleri rahat-

týr. Çok uzun yýllar daha görüþebilirler.Garantör Türkiye'nin çabasýyla

Rumlarýn Türkleri yok etmeleri önlendideniliyor ama yok etme görevibugünkü ortamda adým adým gerçek-leþtiðine göre bu uzun görüþmelerinkurbaný olmasý için önlemlerdüþünülmesini talep etmek de bizimgörevimiz olur.

Baþta AB olmak üzere KýbrýslýTürklerin her ailesinin göçlerle yaralan-masýný engellemek ve Kýbrýs'ta bir ant-laþmanýn olanaksýz hale gelmesineengel olmak için ilgililer müdahale

etmelidirler. Görüþme yapanlarKýbrýslýdýrlar ama Kýbrýslý Türk olanbile ailelerin acýsýný dikkate almýyor.Kýbrýslý Türklerin göçleriyle oluþacakortamýn çözüm kapýsýný kapamasýnýise hiç dikkate alacak gibi görünmüy-orlar.

Ancak herkes bilmelidir ki Kýbrýssorununun çözümünü çok zor halegetirecek olan nüfus yapýsýnýn deðiþi-mi yalnýz bizi deðil AB'yi ve ulus-lararasý birçok kurumu ilgilendirmekte-dir. Onun için koruyucu önlemler alýnmasý þarttýr.

Öncelikle Hiçbir yabancýnýn ücretleridüþürmesine izin vermeyen bir düzenkurulmalýdýr. Bunun saðlanabilmesiiçin de hudutlarda ve iþ alanlarýndadenetim sýký bir þekilde yerine getir-ilmelidir. Ýþverenlerin istismarýnýnönlenmesi için de ekonomi kayýt altýnaalýnmalýdýr. AB'nin Parlamentosununincelenmesini istediði Kuzey içinuygun bir þekilde Aki'nin askýdan kýs-men indirilmesi önerisinin bu amaçlahayata geçirilmesi gerekmektedir.Sözde lider Eroðlu'ndan bunu talepetmesini bekleriz.

YKP görüþme sürecini deðerlendirdi

Ciddi surat takýnmaktan vazgeçmeden gene görüþmeye baþladýlar

YKP'nin de gözlemci üyesi olduðuAvrupa Sol Partisi'nin 3. Kongresi(ASP) 3-5 Aralýk'ta Paris'te, LaDefense'taki CNIT'da yapýldý,Kongrenin son gününde ASP'ninyeni baþkaný Fransa KomünistPartisi Genel Sekreteri Paul Laurentseçildi…

YKP Yürütme Kurulu üyeleri MuratKanatlý ve Nevzat Hami ile YKPfemaktivisti ve YKP Parti Meclisi üyesiFaika Deniz Paþa YKP adýna kon-greye katýldý…

Kongre çalýþmasý öncesi 2 Aralýk,Perþembe günü Avrupa SolPartisi'nin Yürütme Kurulu toplantýsýyapýldý ve Kongre ile ilgili son çalýþ-malar deðerlendirildi. YürütmeKurulu toplantýsýna YKP YürütmeKurulu Sekreteri Murat Kanatlý dakatýldý… 3 Aralýk, Cuma günü ise El-fem'in organize ettiði Kadýn Meclisitoplantýsý yapýldý… Kadýn Meclisitoplantýsýna YKPfem da 2 kiþilik dele-gasyonla katýldý…

Kongrenin ikinci günü olan 4 Aralýk,Cumartesi günü çeþitli organlartarafýndan hazýrlanan raporlarýntartýþýlmasý ve onaylanmasý, tüzükdeðiþikliðinin onaylanmasý yanýndaKongre delegeler ve konuklarýn dakonuþmalarý gerçekleþti.

YKP Parti Meclisi üyesi ve YKP-femaktivisti Faika Deniz Paþa kongredeyaptýðý konuþmada Avrupa'da yükse-len ýrkçýlýk ve yabancý düþmanlýðýkonusuna dikkat çekti ve konu ile ilgiliKýbrýs'taki geliþmelerle ilgili bilgiverdi… Paþa, Larnaka'da ýrkçýlýkkarþýtý festivaline karþý yapýlansaldýrýyý da Kongrenin gündeminetaþýdý. Paþa, festivale YKP Gençlik'inde katýldýðýný ve festivalin anabaþlýðýnýn "Kýbrýslýlarýn ve göçmen-lerin krize karþý birliði" sloganý ileyapýldýðýný söyledi. Paþa konuþmasýn-da Festivalin ýrkçýlar tarafýndansaldýrýya uðradýðýný ancak polisin anti-ýrkçý festival katýlýmcýlarýndan 4Kýbrýslý ve 2 göçmeni tutukladýðýný vehükümetin bu konuyu iki marjinalgrubun kavgasý olarak sunduðu anlat-tý. Paþa, ýrkçýlýðýn ve ayrýmcýlýðýnsoykýrýmlarýn yapý taþlarý olduðunuhatýrlatarak, Avrupa halkýnýnHolocaust trajedisi sonrasý "bir dahaasla" dediðinin altýný çizdi. AvrupaSol'unun kapitalist krizin faturasýnýngöçmenlere, Romanlara ve azýnlýklaraçýkarýlmasýna izin vermemesi gerektiðivurguladý. Paþa konuþmasýný "eþitsi-zliðe karþý ve tüm iþçilerin haklarýnýgarantiye alan mücadelenin en önsaflarýnda olmalý; eþitlik ve ayrýmcýlýkkarþýtý çalýþmanýn tüm Avrupa çapýndaana akým çalýþma olmasý içinmücadele etmeliyiz" diyerek bitirdi…

YKP Yürütme Kurulu SekreteriMurat Kanatlý ise Kýbrýs sorunundakison geliþmeleri Kongrenin gündeminetaþýdý. Kanatlý, Kýbrýs'ýn kuzeyinde

iþgalin sürdüðünü ve günve günTürkiye'den taþý-nan nüfuslaKýbrýs'ýn kuzeyininþu aþamada 100bini Kýbrýslý Türk,500 bin kiþilik aktifnüfusa ulaþtýðýnýsöyledi… Kanatlý,belki sert bir tanýmla-ma olacaðýný amabugünkü durumunpratikteki karþýlýðýnýnKýbrýs'ýn kuzeyindenKýbrýslýlarýn etnik temi-zliði anlamýna geldiðinisöyledi. Kanatlý, böyle bir tanýmlamayýkullandýklarýný çünkü 1974 yýlýnda tümKýbrýslý Rumlarýn güneye göçe zor-landýðýný, Kýbrýslý Türklerin ise 74'tensonra uygulanan politikalarla sürekliolarak kuzeyi terk ettiklerini söyledi.

Taþýnan nüfusun hiçbir önlem alýn-madýðý için daha kötü þartlarda çalýþ-maya, yani kölelik þartlarýnda çalýþ-maya zorlandýðýný, bunun da Kýbrýs'ýnkuzeyindeki çalýþma yaþamýný da etk-ilediði ancak YKP'nin emeði ile geçi-nenlerin haklarý için de mücadele ettiðisöyledi. Kanatlý, kötüleþen çalýþmakoþullarý ve umutsuzluk ile duþ kýrýk-lýklarýndan dolayý her gün birçokKýbrýs Türk gencinin ülkenin kuzeyiterk ettiðini söyledi. Bu durumunKýbrýs'ýn kuzeyindeki demografikyapýyý gün ve gün deðiþtirdiðinin altýný

çizenKanatlý, getirilen

nüfusun da TC elçiliði tarafýndansýký þekilde kontrol edildiðinin de bil-gisini verdi.

Kanatlý Kýbrýs'ýn kuzeyindenKýbrýslýlarýn temizlenmesinin Kýbrýs'ýnkalýcý bölünmesi anlamýna geleceðini,bunun da Avrupa topraðýnda savaþkoþullarýnýn devam etmesi olduðunuhatýrlattý. Kanatlý, Kýbrýs sorununçözümü ve iþgalin sona ermesi içindaha aktif dayanýþma talep ettiklerinisöyledi. Kanatlý konuþmasýný "baþkabir Kýbrýs'ýn mümkün olduðuna inanýy-or, nasýl ki baþka bir Avrupa'nýnmümkün olduðuna inandýðýmýz gibi"diyerek bitirdi…

Krize ve neo liberal politikalara karþýSosyal Avrupa Ajandasý baþlýklý kon-gre dokümanýn da karara baðlandýðý5 Aralýk'taki son günde ayrýca Kongrekararlarý da görüþülerek onaylandý.Ajandada Kýbrýs konusundaki

bölümde "Adanýn iþgalini tamam-lamaya yönelik politik bir eylemiolan Türkiye'den Kýbrýs'a nüfustransferi hemen durdurulmalý.Kýbrýs Cumhuriyeti'nin yüzde37'sini iþgal etmiþ Türkiye iþgalison erdirilmelidir. Türkiyehükümeti Kýbrýs sorununun,Avrupa hukukuna, devletlerhukuku ve BM kararlarýna uygun,adaletli ve uygulanabilir çözümüiçin devam eden görüþmesürecine daha fazla pratik katkýyapmalýdýr. Kýbrýs'taki tüm taraflar

ilgili BM kararlarýçerçevesinde iki bölgeli,iki toplumlu birleþik birKýbrýs için daha fazakatký yapmalýdýr"ifadelerine yer veril-di…

Kongrenin songününde gelecekdönemdeki AvrupaSol Partisi baþkanve baþkanyardýmcýlarýnýnseçimi deyapýldý… FransaKomünist Partisi

Genel Sekreteri PaulLaurent gelecek dönemdeki ASP

baþkaný olarak seçildi. Kongrede ayrý-ca 4 baþkan yardýmcýsý da AlexisTsipras (Synaspismos), Marisa Matias(Portekiz Sol Blok), Grigori Petrenco(Moldova Komünist Partisi) ve MaiteMola (Ýspanya Komünist Partisi) ileyeni mali sekreter Diether Dehm (DieLinke) olarak seçildi.

Kongrede YKP tarafýndan Kýbrýs ileilgili sunulan karar tasarýsý yanýndaayrýca Batý Sahara, Avrupa ve LatinAmerika'daki üsler, Kamusal borçlar,NATO, tasarruf önlemleri politikalar,Romanlarýn durumu, Afganistansavaþý, yoksulluk ve temel gelir içineylem planý, yeni geliþim modeli,Kosova, Latin Amerika, eðitim baþlýk-larýnda çeþitli partiler tarafýndan sunul-muþ karar tasarýlarý komisyonlardatartýþýlarak son hallerine getirildi veKongreye sunularak onaylandýlar…

YKP delegasyonu 5 Aralýk, Pazargünü adaya geri döndü…

YKP, Avrupa Sol Partisi kongresine katýldý

Page 3: Yeniçağ 10122010

HABER 10 ARALIK 2010 CUMA 3

Derelerin kardeþliði platformu(DEKAP) çaðrýsýyla 4 Aralýk 2010tarihinde Rize kültür merkezindebir araya gelen Rize'de ki çevreciörgütlerin yaný sýra Artvin,Trabzon, Giresun, Gümüþhane,Samsun, Tokat, Amasya, Ordu,Sinop, Bayburt ve Erzurum il veilçelerinden gelen 700 dolayýndaçevreci kuruluþ ve platformlarýntemsilcileri yaný sýra, CHP, ÖDP,EMEP, TKP, MHP, SP, BP, DP,SP, TP, Halkevleri, ADD, KTÜöðrenci kolektifi Tek Gýda ÝþSendikasý, ÝHD Rize temsilciliðikatýldý.

Kardeþ Derelerin Buluþmasý'nýnSonuç Bildirisi þöyleydi:

Ülkemizin tüm temiz su kay-naklarýna planlý bir þekildesaldýrýyorlar. Her akarsuyumuzonlarca kelepçe (HES) ile tutsakedilmek; sularýmýz, binlerce yýldýrhayat verdiði coðrafyada karanlýktünellere kapatýlmak isteniyor.

Oysa biliyoruz ki Su, hayatýnkaynaðý, dünümüz veyarýnýmýzdýr!

Derelerimiz, binlerce yýldýrbereketli tarlalarýmýzý suluyor.Ekmek oluyor, geçim oluyor, iþoluyor, aþ oluyor... Kýsaca, buvadilerde hayatý yeniden veyenileyerek var ediyor. Asla boþaakmýyor.

Bizler, Derelerin Kardeþliðineinananlar, suyumuza sahipçýkarak, topraðýmýza, ürünümüze,hayatýmýza, dünümüze,bugünümüze ve de yarýnýmýzasahip çýktýðýmýzý biliyoruz.

Suyumuza sahip çýkarak, bin-lerce yýllýk türkülerimize, bozayýya, alabalýða, göðe yükselençamlara, ladinlere, çýnarlara,çaya, fýndýða, uçsuz bucaksýz tar-lalarýmýza sahip çýktýðýmýzý biliy-oruz.

Biz, bazýlarýnýn baðýrdýðý gibi ne'üç-beþ çapulcu', ne de dýþ kay-naklý lobilerin oyuncaðýyýz...

Bu vadilerde doðanlarýz. Buvadilerde atalarýmýzla yan yanagömülmeyi arzu edenleriz.

Buralarda ürettiklerimizle geçi-nenleriz.

Kadýnlar, gençler, çocuklar veerkekleriz. Binler, on binleriz. Buvadilerin ayrýlmaz parçalarýyýz.

Hukuka inanýyoruz, bilimin bizimyanýmýzda olduðunu biliyoruz.

Suyun alýnýp satýlabilecek birmadde olmadýðýný savunanlar,

Suya ulaþma hakkýnýn en temelinsan hakký olduðunu bilenler,

"Enerji mi-çevre mi?" tartýþmasý-na 'hayat' diye karþýlýk verenler,

Paranýn gücüne karþý DerelerinDayanýþmasýna inananlar diyoruzki;

* Tüm canlýlarýn yaþam kaynaðýolan SU, sadece enerji kaynaðýve para kazanma aracý olarakgörülemez!..

* Sudan elde edilmeye çalýþýlanenerjinin alternatifi vardýr oysadoðamýzýn alternatifi yoktur!

* SU, ticari bir mal deðil, tümcanlýlarýn yaþamýný sürdürebilmekiçin ulaþmaya hakkýnýn olduðudoðal bir varlýk, ekolojik sisteminbir parçasýdýr.

* Tüm canlýlarýn sudan yararlan-ma hakký vardýr. Hiçbir canlý ken-disinin SU ihtiyacýnýn daha önemliolduðunu ileri süremez!..

* SU, bulunduðu ortamýn asli

unsurudur. Hiçbir þekilde yataðýdeðiþtirilemez, bulunduðu alan-dan baþka bir alana taþýnamaz!..

* Doðal yaþam ile SU iliþkisinidikkate almayan hiçbir karar,uygulama, yasal düzenleme kabuledilemez!..

* Suyun kullanýmý; ekolojik,çevresel, kültürel ve sosyalsürdürülebilirlikten uzak ele alýna-maz.

* Canlý türlerinin yok olma nok-tasýndaki suyu ifade eden 'CanSuyu' kavramý veya böyle biradalet anlayýþý kabul edilemez,ahlaki görülemez. Can Suyutartýþmasý dahi yapýlamaz!..

* Doðal Yaþam Alanlarýmýzý kur-duðumuz, tarihi, sosyal ve kültüreldeðerlerimizi koruduðumuzVadilerimizi yok ederek, ortadankaldýracak ve geri dönüþümsüzzararlar verecek olan, 'Tabiatý veBiyolojik Çeþitliliði Koruma YasaTasarýsýný' kabul etmiyoruz. Buyasa tasarýsýnýn Meclis'tengeçmemesi için tüm gücümüz ilemücadele edeceðiz.

Biz, Derelerin KardeþliðiPlatformu olarak SuHavzalarýmýzda, Doðal YaþamAlanlarýmýzda verdiðimiz yaþammücadelemizi, her geçen gündaha da yükselterek sürdüre-ceðiz.

Bu zorlu süreçte büyük birsorumlulukla karþý karþýyaolduðumuzun bilinci ile hareketedeceðiz.

Bunun için:* Vadilerimizde baþlayan yerel

mücadeleleri desteklemeye, bir veberaber olmaya devam edeceðiz.

* Mücadeleye yenibaþlayan/baþlayacak vadilere hertürlü destek sunmaktan, ener-jimizi, bilgi birikimimizi veolanaklarýmýzý paylaþmaktan geridurmayacaðýz.

* Su hakký mücadelesinin toprakve yaþam mücadelesinden ayrýdüþünülemeyeceðinin bilincindedavranarak ülkemizde devameden çevre ve toprakmücadeleleri ile dayanýþmaiçerisinde olmayý önümüze birgörev olarak koyacaðýz.

* Su hakký ve bizler gibi yaþammücadelesi içerisinde bulunanYerel ve Ulasal Platformlarýn ortakmücadelesinin saðlanmasý içinsorumluluk üstleneceðiz.

* Derelerin Kardeþliði Platformuolarak yerellerden baþlayan,yerellerin inisiyatifinde geliþenmücadelenin, tüm ülkede ortak birdil, ortak bir eyleme dönüþmesiiçin çaba harcayacaðýz.

Bütün karar vericileri, taraflarý;Baþka canlýlar, çocuklar yokmuþ

gibi, gelecek kuþaklar olmayacak-mýþ gibi, sürdürdükleri bu bencildavranýþlardan vazgeçmeyeçaðýrýyoruz.

Ülkemizin temiz SU kaynaklarý-na yapýlan bu planlý saldýrýlarýnönünde durarak, vadilerimizdeyaþanan bu katliamlarýn bir anönce durdurulmasý ve sularýmýzýnticarileþtirilmesini engellemek içinbundan sonra da var gücümüzlemücadelemizi sürdüreceðiz.

Þimdi, vadilerimizden baþlat-týðýmýz mücadeleyi yükseltmezamaný.

Þimdi, mücadeleyi tüm ülkeyeyayma zamaný…

Kýbrýs'ýn kuzeyine "Barýþ Suyu" adýaltýnda borularla yýlda 75 milyonmetreküp su getirilmesi ile ilgili süreçdevam ediyor… Suyun, Türkiyetarafýndan Dragon çayýnda (Koca çay)hazýrlanmasý, Kýbrýs'a nakli, GeçitköyBarajýna götürülmesi ve orda depolan-masý iþleri 27 Mayýs 1998 tarihli ve98/11202 sayýl Bakanlar KuruluKararnamesi ile Aslim Alarko firmasý-na verilmiþti.

Bu kadarcýk detayla bile Türkiye'densu getirilmesi projesi aslýnda suyunözelleþtirilmesi süreci olduðu anlaþýla-bilir… Zaten suyun ticarileþtirilmesi,alýnýp satýlan bir metayadönüþtürülmesi süreci yap iþlet devretmodeli ile deniz suyu arýtma tesis-lerinin yaygýnlaþtýrýlmasý giriþimleri ilebaþlamýþtý, bu da sürecin yeni birevresidir…

Dragon çayýnda kurulacak Alaköprübarajýna ayrýca yeni bir (HES)Hidroelektrik Santralý kurulmasýnýn dadüþünüldüðü resmi olarak açýklandý…

Kurulacak projenin rakamsalkarþýlýðý, hedefler ise TC DSÝ faaliyetraporunda açýklandý; "sonuç olarakKKTC Su Master Planý'nda öngörülen2035 yýlý içme-kullanma suyu ihtiyacýolan 54 hm3/yýl suyun 37,76 hm3/yýl'ýKKTC'ye Türkiye'den boru ilegötürülecek sudan, geriye kalan 16,24hm3/yýl su, halen kullanýlan mevcutYAS kaynaklarýndan karþýlanmayadevam edilecektir"

Bu noktada altý çizilmesi gerekenkonu suyun yalnýzca insanlara aitolmadýðý tüm ekosistemin yaþam kay-naðý olduðudur. Daha önce dedefalarca söylediðimiz gibi suyun ticaribir meta yapýlmasý kabul edilemez. Sutüm canlýlar için hayattýr, satýlamaz.Ýnsan doðanýn sahibi ya da efendisideðil, diðer canlýlarla birlikte birparçasýdýr… Bu tip projelerle insanlýkaslýnda kâr uðruna geleceðini yoketmektedir…

Bu yönü ile böyle bir projeye karþýçýkmak, ekolojiye, eko sisteme sahipçýkmak demektir… Kýbrýs, sýnýrsýzolarak deðerlendirildiðinde, suyun ver-imli kullanýlmasý için çalýþmayapýldýðýnda aslýnda yer altý ve yerüstü kaynaklarý kendisine yeter…Ama çaðdýþý düþüncelerle ülkemizeçizilen yapay sýnýrlarýn yarattýðý sorun-lar ve suyun bir ticari meta gibidüþünülerek geliþtirilen projelersayesinde su sorunu Kýbrýs'ýnkuzeyinde sürekli kanayan bir yaradýr.Suyun yeniden kullanýlmamasý, tarým-da daha verimli sulama tekniklerineönem verilmemesi, verimsiz su kul-lanýmý, nüfusun kontrolsüz artýþý,ateþkes hattý gibi onlarca "insan" kay-

naklý sorunlarýmýza kuraklýk gibi doðalsorunlar da eklenince su sorunu krizedönüþtü ve bugünkü sözde çözümlerortaya çýktý… Bu çözümler kýsa vad-ede "insanlarýn" su sorununu çözecekama uzun vadede ekosistemi geridönüþümsüz tahrip edecek… Bunedenle bu proje bu yönü ile yenidendeðerlendirilmesi ve tepki gösterilmesigereken bir konu olarak önümüzdedurmaktadýr…

Bunun yanýnda meþhur protokoller-imize bir yenisi de bu su konusu iledâhil oldu… Protokol ile ilgili ilk gelenbilgiler konun bir baþka yönünün deolduðunu gösteriyor… Protokoldeaçýkça Kýbrýs'ýn kuzeyinde kurulacakbaraj alanýnýn Türkiye Cumhuriyetinedevredileceði, getirilen suyun TürkiyeCumhuriyeti'ne ait olacaðý, üçüncütarafa satýlmasý konusunda mali konu-larda imtiyazýn Türkiye Cumhuriyeti'neait olacaðý yazýldýðý bilgisi bizlereulaþtý… Yani proje tamamlandýðýndaGeçitköy'ün bir kýsmý resmi olarakTürkiye Cumhuriyeti topraðý olacak…Yani parça parça "Hataylaþtýrma" pro-jesi devreye konmak üzeredir… Herprotokol olduðu gibi bu da açýklan-mamýþtýr… YKP, þeffaflýk adýna, tümKýbrýslýlarýn geleceðini ilgilendiren buve benzeri konulardaki protokollerinhemen þimdi kamuoyu ile paylaþýl-masý ve bizim adýmýza girilen yüküm-lülüklerle ilgili kamuoyunun bil-gilendirilmesini talep etti ve talep etm-eye devam ediyor…

Evet, su hayattýr, su ekosistemininbir parçasýdýr, su ekosisteme aittir…Türkiye'de da bu konuda mücadeleedenler var ve YKP olarak boru iledenizaltýndan su getirilmesi projesi ileKýbrýs da bu mücadelenin parçasý

haline geldiðine inanmaktayýz…Türkiye'nin onlarca yerinde Derelerin

Kardeþliði Platformu altýnda su içinmücadele sürmektedir. 4 Aralýk'takiRize'deki toplantýnýn sonuç bildir-gesinde vurgulandý:

* Tüm canlýlarýn yaþam kaynaðý olanSU, sadece enerji kaynaðý ve parakazanma aracý olarak görülemez!..

* Sudan elde edilmeye çalýþýlanenerjinin alternatifi vardýr oysadoðamýzýn alternatifi yoktur!

* SU, ticari bir mal deðil, tüm can-lýlarýn yaþamýný sürdürebilmek içinulaþmaya hakkýnýn olduðu doðal birvarlýk, ekolojik sistemin bir parçasýdýr.

* Tüm canlýlarýn sudan yararlanmahakký vardýr. Hiçbir canlý kendisininSU ihtiyacýnýn daha önemli olduðunuileri süremez!..

* SU, bulunduðu ortamýn asli unsu-rudur. Hiçbir þekilde yataðý deðiþtirile-mez, bulunduðu alandan baþka biralana taþýnamaz!..

* Doðal yaþam ile SU iliþkisinidikkate almayan hiçbir karar, uygula-ma, yasal düzenleme kabul edile-mez!..

* Suyun kullanýmý; ekolojik, çevresel,kültürel ve sosyal sürdürülebilirliktenuzak ele alýnamaz.

YKP, bu görüþleri paylaþmakta vebu mücadelelere destek vermekte-dir…

Bu çerçevede makyajlanarak týpký74 savaþýna "barýþ harekâtý" denmesigibi suyun özelleþtirilmesine de "barýþsuyu" denmesini aldatmaca olarakgörür ve suyun yaþam olduðunun veyaþamýn satýlamayacaðýnýn altýnýçizer, tüm ekolojist örgütler baþtaolmak üzere, tüm duyarlý kesimlerimücadeleye çaðýrýr…

Kardeþ Derelerin Buluþmasý Sonuç bildirisi

TC DSÝ 2008 faaliyet raporu içindesayfa 97-100 arasýnda projeye dairbilgiler verilmektedir:

"KKTC Ýçmesuyu Temini Projesi(Anamur-Dragon) MühendislikHizmetleri Mukavelesi" iþi 9.500.000USD bedelle 12/10/2005 tarihindeakdedilen sözleþme ile "Alsim AlarkoSanayi Tesisleri ve Ticaret A.Þ.+F.G.Management Inc. Konsorsiyumu"nunyüklenimi altýna verilmiþtir."

"Anamur Dragon Çayý'ndan BoruylaSu Götürme Projesi'nin, suyun hazýr-lanmasý, nakli, depolanmasý dahil,anahtar teslimi projelendirme veinþasýnýn Alsim-Alarko A.Þ. lider-liðinde Türk ve yabancý firmalardanoluþan bir konsorsiyum tarafýndanyapýmýnda, söz konusu projeninbütün iç ve dýþ finansman ihtiyacýný

karþýlamak üzere kredilerin HazineMüsteþarlýðý'nca uygun bulunmasý vemüzakere edilerek mukaveleyebaðlanmasý ve projeye iliþkin bütünteknik iþler için Enerji ve TabiiKaynaklar Bakanlýðý'nýngörevlendirilmesi kaydýyla, 2886 sayýlýDevlet Ýhale Kanunu hükümlerininuygulanmamasý kararlaþtýrýlmýþtýr"

"Sonuç olarak KKTC Su MasterPlaný'nda öngörülen 2035 yýlý içme-kullanma suyu ihtiyacý olan 54hm3/yýl suyun 37,76 hm3/yýl'ýKKTC'ye Türkiye'den boru ilegötürülecek sudan, geriye kalan16,24 hm3/yýl su, halen kullanýlanmevcut YAS kaynaklarýndan karþýlan-maya devam edilecektir"

"Bu proje çerçevesinde yapýlacakiþler; Türkiye tarafýnda; Anamur

Dragon Çayý üzerinde temelden 93m, akarsu tabanýndan 88 m yüksek-likte memba yüzü beton kaplamalý veeteðinde 26 MW kurulu gücünde birHES bulunan kaya dolgu tipinde vetoplam 130 milyon m3 depolamahacimli Alaköprü Barajý"

TC DSÝ 2009 faaliyet raporu içindesayfa 77-78 arasýnda ise projenin sondurumuna dair bilgiler verilmektedir:Kýbrýs'a Anamur (Dragon) ÇayýndanBoru ile Su Götürme Projesi (Alaköprü Barajý ) 18/11/2009 Tarih ve2009/35 Sayýlý YPK Kararý ile GenelMüdürlüðümüzün DHK-ÝçmesuyuSektöründen Yatýrým Programýnaalýnmýþ olup Alaköprü Barajý Ýnþaatýön yeterlilik ihalesi 24/12/2009 tari-hinde yapýlmýþ ve ihale süreci devametmektedir.

Resmi Bilgiler...

SU YAÞAMDIR, YAÞAM SATILIK DEÐÝLDÝR

Page 4: Yeniçağ 10122010

HABER4 10 ARALIK 2010 CUMA

Homofobiye Karþý Ýnisiyatif Derneðive ILGA-Avrupa iþbirliðiyle düzenle-nen "Dayanýþma ve Að OluþturmaKonferansý Kýbrýs 2010 - Solidarityand Networking Conference Cyprus2010" isimli uluslararasý etkinlikte,eþcinselliðin suç sayýldýðý ülkem-izdeki Fasýl 154 Ceza Yasasý'nýndeðiþtirilmesi gerektiði vurgulandý.

Katýlýmcýlar, ülkemizde eþcinselliðinsuç sayýlmasýný, "insan haklarý ihlali"olarak nitelendirdi.

Gazeteciler Birliði Lokali'ndedüzenlenen basýn toplantýsýyla,eþcinsellerin haklarýna dikkat çekildi.Katýlýmcýlar, Ýngiliz dönemindenkalan "Ceza Yasasý"nýn kýsa bir süreöncesine kadar Kýbrýs'ýn güneyindede yürürlükte olduðunu anýmsatarak,Kýbrýs Cumhuriyeti'nin Avrupa ÝnsanHaklarý Mahkemesi tarafýndanmahkum edildiðini ve AvrupaKonseyi'nin ültimatomu üzerineeþcinselliði suç sayan maddelerinkaldýrdýðýný anlattý.

Katýlýmcýlar, eþcinsel iliþkininAvrupa ülkeleri içinde sadeceKýbrýs'ýn kuzeyinde suç olduðunaiþaret ederek, bu durumun kabuledilemez olduðunu vurguladý.

Homofobiye Karþý ÝnisiyatifDerneði, ILGA- Avrupa veLambdaÝstanbul'dan gelen temsilcil-erle 3 Aralýk, Cuma günü MeclisBaþkaný Hasan Bozer'i ziyaret etti.Heyet, "Ceza Deðiþiklik YasasýTasarýsý"ný Bozer'e sundu. Bozer,2011 yýlýnýn baþýnda birçoðu Ýngilizidaresi döneminden kalan çaðdýþýyasalarýn Avrupa Birliði uyumsürecinde Meclis tarafýndan deðiþtir-ileceðini söyledi. Fasýl 154'ün de bukapsama alabileceði görüþünüortaya kondu.

Yasal ve toplumsal açýdan insanhaklarý ihlal ediliyorBasýn toplantýsýna Homofobiye

Karþý Ýnisiyatif Derneði aktivisti,uzman psikolog Ziliha Uluboy,(LambdaÝstanbul) Lezbiyen GayBiseksüel Trans (LGBT) DayanýþmaDerneði Uluslararasý ÝliþkilerKomisyonu üyesi Öner Ceylan,Kýbrýs LGBT Örgütü BasýnSorumlusu Yoryis Regginos, ILGAEurope Policy Direktörü SilvanAguis, Malta Eþcinsel HaklarýÖrgütü-ILGA Avrupa Yönetim Kuruluüyesi Gabi Calleja, Kýbrýs GeyÖzgürlük Hareketi Kurucusu veBaþkaný Alecos Modinos ve birçokaktivist katýldý.

Homofobiye Karþý Ýnisiyatif Derneðiaktivisti, uzman psikolog ZilihaUluboy, derneðin 29 Temmuz2007'de toplumdaki homofobi, bifobi,transfobiyi durdurma ve cinsel yöne-lim ve cinsiyet kimliðinden dolayýLGBT (lezbiyen, gey, biseksüel,transvesti, transseksüel) bireylereyönelik ayrýmcýlýklarýn önlenmesiamacýyla çalýþmalarýna baþladýðýnýsöyledi.

Ýngiliz idaresi döneminden bu yana

halen yürürlükte bulunan Fasýl 154Ceza Yasasý'nýn, erkek eþcinseliliþkiyi yasakladýðýný ve 5 yýla kadarhapislikle cezalandýrýldýðýný söyleyenUluboy, güncelliðini ve uygulanabilir-liðini yitirmiþ ve her geçen güngeliþen ve çaðdaþlaþan hukukanlayýþý ve insan haklarý karþýsýnda"Ceza Yasasý"nda tadilat yapmanýnkaçýnýlmaz olduðunu vurguladý.

Uluboy, Homofobiye Karþý Ýnisiyatifüyelerinin ceza yasasýnýn cinselyönelime karþý ayrýmcýlýðý öngörenbazý maddelerinin deðiþmesineyönelik yasa deðiþiklik önerisini 25Nisan 2008 tarihinde eski MeclisBaþkaný Fatma Ekenoðlu'na,meclisin görüþmesi talebiyle sun-duðunu anýmsatarak, aradan 2buçuk yýl geçmesine raðmen hiçbirdeðiþiklik yapýlmadýðýný belirtti.

Katýlýmcýlar adýna basýn açýkla-masýný okuyan Uluboy, þöyle devametti:

"Ýngiliz döneminden kalan aynýceza yasasýnýn yürürlükte bulun-duðu Kýbrýs Cumhuriyeti, AvrupaÝnsan Haklarý Mahkemesi tarafýndanmahkum edilmesinin ardýndan(Alekos Modinos davasý) AvrupaKonseyi'nin ültimatomu üzerineeþcinselliði suç sayan maddelerikaldýrmak zorunda kalmýþtýr.

17 Mayýs 2008'de HomofobiyeKarþý Ýnisiyatif dernekleþmek içinLefkoþa Kaymakamlýðý'na baþvur-muþ ancak bir yýl aradan sonra 2009yýlýnda dernek tescili alabilmiþtir.

Toplumda eþcinsel kimlikleyaþamýnýn yasal sürecin dýþýndalezbiyen ve gey bireyler hayatýn tümalanlarýnda ciddi ayrýmcýlýklaramaruz kalmaktadýrlar. Dernek olarakyapmýþ olduðumuz bilimsel nitelikte-ki araþtýrmanýn sonuçlarý da gös-teriyor ki, iþ, okul, kamu kuruluþlarýgibi sosyal yaþamýn tüm alanlardaayrýmcýlýða maruz kalýyorlar vegerek yasal gerekse toplumsal açý-dan insan haklarý ihlal ediliyor."

Meclise tasarý sundularUluboy, yakýnlaþma ve að oluþtur-

ma konferansý adý altýnda ILGA-Avrupa'nýn desteðiyle bir takýmetkinlikler dizisinin Lefkoþa'nýnkuzeyinde ve güneyinde gerçekleþe-ceðini belirtti.

Amaçlarýnýn Akdeniz ülkelerindenTürkiye, Malta, Yunanistan ve Kýbrýsaðýný oluþturmak, deneyimleri pay-laþmak ve birlikte hareket etmeyisaðlamak olduðunun altýný çizenUluboy, ilk etkinliklerinde ILGA-Avrupa'dan ve LambdaÝstanbul'dangelen temsilcilerle Meclis BaþkanýHasan Bozer'i ziyaret ettiklerinisöyledi. Uluboy, Bozer'e CezaDeðiþiklik Yasasý Tasarýsý'ný sunduk-larýný belirtti.

Hasan Bozer'in kendilerine 2011yýlýnýn baþýnda birçoðu Ýngiliz idaresidöneminden kalan çaðdýþý yasalarýnAvrupa Birliði uyum sürecindeCumhuriyet Meclisi tarafýndan

deðiþtirileceði ve Fasýl 154'ü de bukapsama alabileceklerini dilegetirdiðini anlatan Uluboy, LGBTkonusunun toplumda hassas birkonu olduðunu ve yoðun birkamuoyu oluþturulmasý gerektiðigörüþünün de ifade edildiðini belirtti.

Aguis: Sadece Kuzey Kýbrýs'ta suçILGA Europe Policy Direktörü

Silvan Aguis, Homofobiye KarþýÝnisiyatif Derneði'ne destek vermekiçin adaya geldiklerini belirtti.

Ülkede LGBT haklarýný savun-manýn her zaman zor olduðunusöyleyen Aguis, Alekos Modinosdavasýný örnek gösterdi.

Aguis, bugünün Avrupa'sýndaeþcinselliðin tek suç olduðu ülkeninKuzey Kýbrýs olduðuna dikkat çek-erek, düzenli olarak kendilerininAvrupa haritasý yayýnlayýp, LGBTkonusundaki haklar ve var olansorunlarý gösterdiklerini söyledi.

Sorunlardan birinin yetiþkin ikiinsan arasýndaki rýzaya dayalýiliþkinin suç sayýlmasý olduðunaiþaret eden Aguis, eþcinsel iliþkininsadece Kuzey Kýbrýs'ta suçsayýldýðýný vurguladý.

Regginos: Kabul edilemezKýbrýs LGBT Örgütü Basýn

Sorumlusu Yoryis Regginos, "Ýkiyetiþkin erkeðin rýzaya dayalý sevgisineden suç?" sorusunu yönelterekbaþladýðý konuþmasýnda, bu duru-mun kabul edilemez olduðunu vur-guladý.

Regginos, eþcinselliðin suç olmak-tan çýkartýlmasý için çalýþtýklarýnýbelirterek, "Özel bir talepte bulun-muyoruz. Sadece herkesin sahipolduðu eþit haklarý istiyoruz. Bunuda baþaracaðýz" dedi.

Calleja: Malta'da suç deðilMalta Eþcinsel Haklarý Örgütü-

ILGA Avrupa Yönetim Kurulu üyesiGabi Calleja, Malta'nýn küçük birülke ve Ýngiliz sömürgelerinden biriolduðunu söyledi.

Malta'nýn 1973 yýlýnda eþcinselliðinsuç olmaktan çýkartýlmasý yönündepolitik bir karara imza attýðýnýsöyleyen Calleja, "Malta'da eþcinselolmak kolay olmasa da, suç olmak-tan çýkartýlmasý en azýndan bizimkendimizi yabancý hissetmememizisaðladý" dedi.

Calleja, eþcinselliðin KuzeyKýbrýs'ta suç olmaktan çýkarýlmasýgerektiðini ifade ederek, "Ýnanýyorumki, insanlar kim olduklarýndan dolayýkorku içerisinde yaþamamalýdýrlar"diye konuþtu.

Modinos: Dava açtým, kazandýmKýbrýs Gey Özgürlük Hareketi

Kurucusu ve Baþkaný AlecosModinos, eþcinsel hareketin 1980yýlýndan beridir Avrupa üyesiolduðunu söyledi.

Eþcinsel suç olduðuna hiçbirzaman inanmadýðýný belirtenModinos, Kýbrýs hükümetini AvrupaÝnsan Haklarý Mahkemesi'nde davaettiðini ve kazandýðýný anlattý.

Modinos, bu davada Kýbrýs'ýn suçlubulunarak, mahkum edildiðini ifadeedip, eþcinselliði suç sayan yasayýkaldýrdýðýný belirtti.

"Ben Kýbrýslýyým ve bundan gururduyuyorum" diyen Modinos,"Kendimi Yunan Kýbrýslý gibi hisset-miyorum. Kendimi, KýbrýslýTürklerden daha farklý görmüyorum.Biz tek bir milletiz, iki topluluðuz"þeklinde konuþtu.

Modinos, Kýbrýs'ýn kuzeyindeeþcinsellik suç sayýldýðýndan dolayýüzgün olduðunu dile getirerek,Kýbrýslý Türk politikacýlarýn da budurumun suç olmadýðýný kabul ede-ceðini umut etti.

Ceylan: Türkiye'de hiç suç olmadýLambdaÝstanbul Lezbiyen Gay

Biseksüel Trans (LGBT) DayanýþmaDerneði Uluslararasý ÝliþkilerKomisyonu üyesi Öner Ceylan,eþcinsel iliþkinin Türkiye'de hiçbirzaman suç olmadýðýný söyledi.

Osmanlý tarihinde de böyle birdurumun hiç görülmediðini belirtenCeylan, 2004'de yeni yazýlan TürkCeza Kanunu'nda "eþcinsel yöne-lime karþý ayrýmcýlýðýn" suç olaraktasarýya girdiðini ve sessizceçýkartýldýðýný belirtti.

Eþcinsellerin ayrýmcýlýða uðrama-masý için eþitlik maddesine ek yap-maya çalýþtýklarýný ifade edenCeylan, eþcinselliðin Türkiye'de suçolarak görülmediðini ve hiçbir zamanhapis cezasý da verilmediðini vurgu-ladý.

Ceylan, Kuzey Kýbrýs'ýn da buuyumu göstermesine inançbelirterek, uluslararasý imaj için deönemine iþaret etti.

Konferans düzenlendiHomofobiye Karþý Ýnisiyatif üyeleri,

4 Aralýk, Cumartesi günü de saat11.00'de Arabahmet Kültür Evi'ndeyurt dýþýndan gelen katýlýmcýlarlakonferans düzenledi.

Eþcinsel bireylere yönelik ayrým-cýlýklarýn önlenmesi amacýyla çalýþ-malarýný yürüten inisiyatifin düzen-lediði konferansa çok sayýda vatan-daþýmýz büyük ilgi gösterdi.

Akdenizlilerin tecrübeleri paylaþýldýKonferansta, Akdeniz ülkelerinden

bazý lezbiyen, gay, biseksüel vetranseksüelin deneyimleri paylaþýldý.

Panelde, bireylerin kiþisel yönelimve kimliði ile ortaya çýkma sürecinin,görünür olmanýn ve eþcinselliðiKýbrýs'ýn kuzeyinde Ceza Yasasý'ndasuç olmaktan çýkarmanýn önemitartýþýldý.

Panele katýlanlar arasýnda,Homofobiye Karþý Ýnisiyatif DerneðiAktivisti Enver Ethemer,LambdaÝstanbul Lezbiyen GeyBiseksüel Trans (LGBT) DayanýþmaDerneði Uluslararasý ÝliþkilerKomisyonu Üyesi Öner Ceylan,Kýbrýs Accept LGBT Örgütü BasýnSorumlusu Yoryis Regginos, ILGA-Avrupa Politik Direktörü SilvanAguis, Malta Eþcinsel HaklarýÖrgütü ve ILGA-Avrupa YönetimKurulu Üyesi Gabi Calleja, KýbrýsGey Özgürlük Hareketi Kurucusu veBaþkaný Alecos Modinos ve birçokaktivist yer aldý.

Aguis: STÖ'ler desteklemeliILGA-Avrupa Politik

DirektörübSilvan Aguis, HomofobiyeKarþý Ýnisiyatif Derneði'ne destekvermek için adaya geldiklerini belirtti.

Aguis, bugünün Avrupa'sýndaeþcinselliðin tek suç olduðu ülkeninKuzey Kýbrýs olduðuna dikkat çek-erek, düzenli olarak kendilerininAvrupa haritasý yayýnlayýp, LGBTkonusundaki haklar ve var olansorunlarý gösterdiklerini bunu yanýsýra sivil toplum örgütlerinin kendi-lerini de desteklemesi gerektiðinisöyledi.

Sorunlardan birinin yetiþkin ikiinsan arasýndaki rýzaya dayalýiliþkinin suç sayýlmasý olduðunaiþaret eden Aguis, eþcinsel iliþkininsadece Kuzey Kýbrýs'ta suçsayýldýðýný ancak, ileriki zamanlardabunun aþýlabileceðini umut ettiklerinisöyledi.

Regginos: Mücadele ile baþaracaðýzKýbrýs Accept LGBT Örgütü Basýn

Sorumlusu Yoryis Regginos, eþcin-selliðin suç olmaktan çýkarýlmasý içinçalýþtýklarýný belirterek, "Özel birtalepte bulunmuyoruz. Sadeceherkesin sahip olduðu eþit haklarýistiyoruz. Bunu da mücadele ilebaþaracaðýz" dedi.

(Kýbrýs Gazetesi, Ergül ERNUR -Emre DÝNER; Yeniçað Gazetesi)

Homofobiye Karþý Ýnisiyatif Derneði ve ILGA-Avrupa iþbirliðiyle düzenlenen "Dayanýþma ve Að Oluþturma Konferansý Kýbrýs 2010'da vurgulandý

“Özgürlük istiyoruz”

Page 5: Yeniçağ 10122010

HABER 510 ARALIK 2010 CUMA

Geçtiðimiz Pazar günü UBP'nin kurultayý vardý,Nerede ise bütün televizyonlar sýraya girmiþ

naklen yayýnlamak için kurultay görüntülerini,Devlet televizyonu da devrede. Tatar'ýn televizy-

onu da devrede,Marþlar çalýyor, alkýþlar, cibbanalar gýrla,Bakýyorum da, hergün sokaða çýksan þikayet

edenler çoðalmakta,Ama bütün bunlara raðmen binin üzerinde bir

meraklý ve hala daha beklenti içinde olduðu bili-nen kitlenin ne pahalýlýk, ne iþsizlik, ne göç umurunda deðil,

UBP'ye baþkan, Hükümete de baþbakan seçeceklermiþ!Onlar seçeceklermiþ ! Ýnanýyorlar mý!Ýnansa ne,inanmasa ne?Bu güne kadar ne geldiyse bu toplumun baþýna bu hal-

lerinden gelmedi mi?Siyasi bir parti saðda, liberal olabilir,Ama en azýndan kendini yönetecekleri seçerken çaðdaþ

ülkelerdeki gibi davranýr,Belli ki, emir yine büyük yerden gelmiþ.Küçük'ü de çok beðenmiþ Anklara.Nasýl beðenmesin ki, kendisine ne söylenirse " eyvallah"

diyor,Sanki diðerleri demiyor muydu,Onlar da diyordu da þimdilerde durum biraz daha farklý,Önceleri kapý arkalarýnda fýrçanýyorlardý, kimse görmüyordu,Ve zannediyorlardý ki biz bilmiyoruz bu yapýlanlarý,Þimdi ise Televizyon ekranlarýnda, canlý yayýnda fýrça üstüne

fýrça çekiyorlar bunlara,

Kim mi bunlar? Bunlar iþte geçen gün kurultay yapanUBP'nin yönetim kadrolarýnda olanlar,

Bunlar Ankaranýn temsilcisi olmak için yarýþanlar,Bunlar aslýnda, "ben daha iyi fýrçalanmak" için yarýþanlar,Ve en iyi fýrçalananý seçmek için cibbana, yani alkýþ tutan

binin üzerinde bir kitle.Ne acýdýr ki bizim ülkemizin kuzeyinde bu rezillikler yaþan-

maktadýr,Bir "baþbakan" düþünün ki, diðer bir ülkenin baþbakaný

tarafýndan televizyon ekranlarýnda fýrçalanýyor, aþaðýlanýyor.Ve bu hakaretlere maruz kalan zat, bir kurultayda aday oluy-

or, yeniden fýrçalanmak için,Hiç çekinmiyor, hiç umurunda bile olmuyor,Aday olamaz mý, olur tabii. Ama insan der ki, " ben artýk bu

fýrçalanmalara son vermek için aday oluyorum".Amaç aslýnda, o daha da fýrçalanmak için aday olmuþ veya

olmasý istenmiþtir.Onun þahsýnda UBP'nin de o kurultaya katýlan delegeleri de

aþaðýlanmýþtýr.O delegenin, eger çaðdaþ bir ülkede olunmuþ olsa, yapmasý

gereken Küçük'ü yollatmaktý, omuzlara almak deðil.Gelelim diðerlerine. Ne diðer Kaþif, " ben ne isem oyum, ben

sözümü tutarým"Yok yahu! Bu memleket küçük. Kimin ne olduðu bilinmiyor

mu?BÖÝ'yi bilmeyen , hatýrlamayan mý var?Neyse deðinmek istediðim konu, yazýlý söylediklerine dahi

uymayan, dün baþka bugün baþka telden çalan bir tes-limiyetçi grup hala alkýþlanabilmekte,

Hala omuzlara alýnabilmekte,Hala daha bu davranýþ içinde olan politikacýlara saygý gös-

terilebilmekte,Bu davranýþ içinde olanlarýn defterleri dürüleceðine, hala

daha toplumun içinde dolaþabilmekte,Oysa toplum bunlarýn ortalýkta dolaþmalarýna dahi razý olma-

malý,Toplumun genelinden önce, kendi örgütlerinin bunu yapmasý

gerekir,Ama gel gör ki kendilerine hakaret edildikçe kýymete

biniyorlar,

Þahýslarýnda Kýbrýs Türk toplumu küçük düþürüldükçe onlardaha da "þükran" çekmekte.

Ýçlerinden biri çýkýp da, " ben Kýbrýs Türk toplumununaþaðýlanmamasý, küçük düþürülmemesi için adayým" diyebilirmiydi?

Tabii daha önce de söyledim, baþka bir ülkede olsa bumümkündü,

Ama geleceklerini menfaat, çýkar, ve koltuk üzerine kurmuþolanlarýn bunu yapmasý mümkün deðildir.

Bu sadece UBP için deðil, pek çok diðer siyasi örgütlerdekil-er için de geçerlidir,

Fýrça yeycek ve umurunda olmayacak.Hem de ne fýrça! Badana fýrçasý mübarek.Tepeden týrnaða bütün her yerini kaplýyor,Tabii bu televizyon önündeki fýrçalama eyleminden sonra,

içlerinde bu duygu ile dolaþan pek çok TC'li bürokrat, gazetecivs. diðer teferruat da ayný þekilde içlerindekini kusmayabaþladýlar,

Nerede bir toplantý olur ve orada Kýbrýslý Türkler de yeralmakta, TC'li muhteremler Tayyipvari, Çiçekvari saldýrýlarýiçine girmektedirler.

Kýbrýslýyý küçük düþürmek için sýraya girmektedir,Tabii bu yeni strateji, Kýbrýslýyý Türkiye kamuoyu gözü

önünde küçük düþürme, tembel gösterme, elbette ki bilinçliolarak yapýlmaktadýr.

Nitekim normal TC'li vatamdaþ bile bizlere sokakta ayný þey-leri söylemektedir,

Bu manzara içinde UBP kurultay yapmýþ, baþkan, baþbakanseçmiþ!

Toplumunun aþaðýlanmasýný kabullenenleri omuzlardataþýmýþ!

Ne diyelim? Demek ki aþaðýlandýkça kýymate binenlerçoðalmýþ..

Evet aþaðýlandýkça saygýnlýk kazananlar çoðalmýþ!Herþeye raðmen, bu durumu reddedenler olarak her platfo-

rumda, Kýbrýslýya karþý horozlanýp ahkam kesenlere, onlarýküçük düþürmeye çalýþanlar hadlerini bildirmeye ve bu denliaþaðýlanmalarý kabullenenleri teþhir etmeyi sürdüreceðiz.

Rasýh

KeskinerAÞAÐILANDIKÇA

COÞANLAR...

[email protected]

Bir parti ki içindeki kavgayýdevlet dairelerinde ele almýþtý,KTHY'yi kapattý ve on binlercelira borcundan nihayet kurutul-duðunu sanýr, imzalý mühürlüsözlerini tutmadýðý daha dünbasýndan izlenmiþti; sen kalk dao partiden fazilet beklediðiniiddia edip herkesin bildiði yalan-larýný halka anlat ve üyelerinin

oyunu almaya çalýþ! Hiç yakýþtýramadým. Bukadar tecrübeli insanlar nasýl olur daherkesin duyduðu ve izlediði belgelere bakabaka kurultaya gelenlerin bize de var mý diyeoraya gittiklerini bilemez?

Üyeler, UBP'nin ustalýðýndan istifade edenkimseler olduðunu bilmez mi bu adaylarýn?onlar oraya bize kim ne verecek diye orayagitmediler mi? Bunlar Üyelerin devlet mas-raflarýný kýsmaya taraftar olduklarýný sanýyor-larsa aldanýyorlar. Özel sektör eliyle kalkýnmaolacaðýna metelik verirler mi sandýlar?Aldýrdýklarý yoktur. Olsa her sektörün ithalatakarþý korunmasýný desteklemekten vazgeçer-lerdi.

Bu adaylar hiç umursamadýklarý soygun vesömürüsüz bir idare getirmekten

bahsetmeyeceklerdi de ne diyeceklerdi?Üyelere biz sizin getirdiðiniz oya göre devlethazinesinden yararlanmanýza daha iyi dikkatedeceðiz diyecek deðildiler ya! Oy simsarlarý-na bunlar size hizmet etmediler, hep banaRabbena dediler ama ben size de yedire-ceðim, kýymetinizi bileceðim mi diyeceklerdi?Öyle laflar aleni söylenmez, yoksa simsar-larýn aldýklarý oylarý UBP'ye sattýklarýný, aslýn-da daha bir yarýn için, yolsuzluklarý önlemekve kalkýnma için umut vermek amacýyla kul-lanýlmadýðýný safdiller de kavrayacaklardýr.Olacak iþ mi? Þimdiye kadar her hangi bir

partinin bundan sonraUBP'ye üyelik yap-mayanýn iþi görülmeyecekdiye yasa geçirdiðinigörmedik sadece hepimizikucaklayacaklarýný vaatetmelerini dinledik.

Bir tek CTP ilçe kon-grelerinde açýkça "bizimki-leri ezdiler" mazereti ile"bundan sonra biz de

adamlarýmýzý kayýracaðýz, hakkýmýzdýr"laflarýný dinledik.

Düþünün memur almayacaðýný taahhütedip protokolleri imzaladýktan sonra yenidaireler kurma kararýný alarak Türkiye'yi bilealdatan bir partide oturacaksýn, KTHY reza-leti gibi bir iflasýn bile soygun için istismaredildiðini göreceksin ve "þirkettir iflas etti"deyip dünyaya fýrsatçý ve ahlaka saygýsýz biridare olduðunu kanýtladýklarýný izleyeceksinama gýkýný çýkarmayacaksýn; ondan sonra daUBP'yi adam edeceðim bana oy verin diye-ceksin. Olmaz tabii… Onun için adaylar daayýp olmasýn diye yolsuzluklardan bahsede-cek oldular, bir yanýt aldýlar ve sustular.

Üyeye ben partinin oyuna daha fazla katkýyaparým hükümetten düþmeye izin vermem.Bu Ýrsen partiyi batýracak diyeceksin vekanýtlayacaksýn. Öyle baþka parti kurdu veyabakanlýk almadý diye partiden kaçýyordufalan demek yetmez. Þimdi de kaçarsa par-tiyi hükümetten düþürür diye bilinirse ve sizkaçmayacaksanýz Ýrsen gene kazanýr.Kaçarsanýz daha büyük kayýp olur diyebilirs-eniz ve ispat edersiniz o zaman Ýrsen gider.

Tahsin gitti cilasý düþmedi. TahsinDerviþ'ten daha iyi politik bilgi ve becerisahibi olduðunu iddia etti ama umursayanolmadý. Þimdi Kaþif veya Taçoy, Ýrsen'dendaha becerili mi diye kafa yoran oldu mu?Yoksa Ýrsen'den daha az yolsuzluk devribaþlatacaklarýný söylemelerine aldýran mýoldu?

O üyeler oraya bunlarý dinlemeye deðil kimfavori ki ben de ona oynanayým diye gittiler.Hepsi deðil tabii ama geneli oy simsarý olanve oy simsarlýðýný geçerli tek deðer sayanlar-dandý. Yalansa yarýn UBP'de biri baþbakandiðerleri bakanlýk yapan insanlar olarak isnat-larda bulunan oldu, soruþturma ve açýklama

bekleriz diyenler olurdu. Soruþturma yapýlýrve açýklama gelir gereði uyarýnca birileri departiden çýkarýlýrdý.

Bir salon dolusu insan toplanmýþ masalgazel dinledi ve baþbakaný ve baþkanýnýseçti dediler. UBP'de zaten önce baþbakanseçildi sonra baþkaný oldu. Ýlk kez deðil.

Ama insanlar bizim insanlarýmýzdý. Bakýpbakýp kahroldum. Dünya görmüþ dediklerigibi cebi dolu tahsilli insanlar aptal suratý tak-mýþlar tiyatroyu seyrediyorlar. Bilirler ki kavgahazinenin kemirilmesi üzerinedir.Muhalefetten baþka bir þey beklemedik-lerinden ve kendilerinden baþkasýndan umutbeklemediklerinden tiyatroya katýldýlar.Kendini koruma amacýndan baþka katkýsýolmayanlar var ama esas rolü alanlarhazneyi yaðmalama sýrasý için kavga ederler.Kendileri sýfýr numara ahlaksýz olduklarý içinbaþkalarýnýn da kurultaylarda ahlaksýzlýk kav-gasý yaptýðýna inanýrlar.

Onlardan YKP gibi kimseye menfaat saðla-mayacaðýný ilan eden bir partinin kurultayýnakatýlýp uðraþanlar için ne düþündüklerini açýk-lamalarýný beklemeyelim. Kendilerinin ne içinkurultaya katýlýp da emek sarf ettiklerini bizeanlatsýnlar desem onu da anlatmazlar diye-ceksiniz ama anlatýrlar. Öyle doðrudan yap-mazlar. Size yahu ne uðraþýn seçimegirmeyecek partiyle diye baþlayan nasihat-lerinde lafýn dolaþtýrýp gittim partime hepsiniiþe aldýnýz benim yeðeni almadýnýz dedimderler. Bir ihale de biz görelim dedik genebaþkalarý aldý derler. Bunlar hep UBP kurul-tayýndaki rollerinin izahýdýr.

Lakin öyleleri var ki ihtiyacý yoktur. Onlar nearar dersen kendilerinden baþka kimsenindoðru olacaðýna inanamaz, kendinin çözümüyoktur ki senden benden çözüm beklesin.Bal tutsa parmaðýný yalayacak. Sessizceavlayacak müþteri bekler. UBP de avsahasýdýr. Desteklediði adamlarýn otoritekazanmasýný ve kendilerine medyunolmalarýný garanti olarak görürler. Onun içinen saðlam UBP'lilerdendir.

UBP yolsuzluk ithamlarýyla gene doðdudoðumundan bellidir ne olduðu. Kýbrýslý Türkbuna benzer utanalým gerçeði görelim vedüzelmek isteyelim yeter.

Alpay

Durduran

T E VT E V A Z UA Z U

D O S T Ç AD O S T Ç A

[email protected]

DOÐAN ÇOCUK PÝSÝNDEN BELLÝDÝR

Yýlsonu geldi CTP OlaðanüstüKurultay sözünü hatýrlamadý!2 Eylül 2010, Perþembe günü CTP GenelMerkezi'nde partinin "40. Yýl PolitikTezleri"nin tanýtýldýðý bir basýn toplantýsýdüzenlenmiþti. Toplantýda Erk'e, Örgütlenme Sekreteri Eþref Vaiz veEðitim Sekreteri Mehmet Çaðlar eþliketmiþti

"CTP-BG, politik tezlerini çaðdaþlaþtýr-ma süreci baþlattý" baþlýðý ile verilenhaberlerde, "Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleþik Güçler (CTP-BG), "politik tezleriniçaðdaþlaþtýrma" süreci baþlattý.

Genel Sekreter Kutlay Erk'in ifadesiyleCTP, "deðiþen üretim iliþkileri, deðiþendünya konjonktürü, Kýbrýs sorunundadeðiþen olgular nedeniyle 40 yaþýn olgun-luðu ile 20 yaþýn dinamizmiyle yeni I0 yýlahazýrlanýyor" denmiþti.

Haberin sonunda ise "partinin, Kýbrýs vedünya için siyasal, ekonomik ve toplum-sal politikalarýný gözden geçirip politik tez-lerini çaðdaþlaþtýrma süreci baþlattýðýnýanlatan CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk,tezlerin 17 Ekim'de siyasi kurultaydatartýþýlacaðýný, seçimlerin yapýlacaðýolaðanüstü kurultayýn da yýlsonuna doðrutoplanacaðýný söyledi" denmekteydi.

Elbette hangi yýlsonu olduðu belir-tilmediði için CTP, henüz olaðanüstükurultay çaðrýsý yapmadý… Sahi 17Ekim'de CTP siyasi kurultay yaptý mý?

Tabii hepsinden ötesi, çaðdaþlaþma belgesine ne oldu? Bu süreç durduðunagöre CTP'nin çaðdaþ bir parti olmadýðýsöylemek yanlýþ mý olur?

Bu sorular bilen bilmeyenlere anlatsýn…

Page 6: Yeniçağ 10122010

HABER6 10 ARALIK 2010 CUMA

Yeniçað: Genç iþadamlarý derneði (iþkadýnlarý dahil) bir bildiri ile zeytin ithalatýnýnyasaklanmasýna karþý çýktý. Hükümetin serttarým bakaný her tökezleyen üretim kesimininithalata karþý korunmasýný saðlamaya çalýþýy-or ama iç pazarýn yeterli olmadýðý hallerdebile ithalat yasaðý koymak iþe yaramýyor.Nitekim limon ihraç edildi diye demeç ver-mesinin ardýndan üretici dalda kaldý deyinceülkede dalda kalan limon var mý sorusu içinnerde ise uluslararasý tahkikat komisyonukurulacak.

Ülkesindeki ürünün sayýmýný yapamayanyapýlan sayýmlarda da palavralar atan birhükümet varken kim neye çare bulabilir!

Genç iþ adamlarý/kadýnlarý adýna yapýlanaçýklamada ürünlerin desteklenmesinin sunifiyatlar yaratan fonlarla veya yasaklarla olma-masý gerektiðini belirten dernek farklý yöndeteþviklendirmelerle desteklenmesi ve geliþtir-ilmesi gerektiðini bildirdi.

Ancak "teþviklendirme" diye bir kelimeTürkçe kurallarýna aykýrý bulunduðu için altýbilgisayar tarafýndan kýrmýzý çizgi ile çizildi.Yani uyduruk yoz ve kapitalist zamanýnTürkçe kurallarýna uygun gibi görünen amaaslýnda yanlýþ olan "karþýlýksýz menfaatsaðlayan baba devlet anlayýþýnýn açýktanpara verip kapitalist yaratma politikasý

ve/veya fýrsattan istifade menfaat saðlamapolitikasýyla güya üretimi özendirme maskesialtýnda partizan besleme politikasýnýnarkasýnda yatan PARA VE MENFAATkelimelerinin kullanýlmamasý için uydurulanbir kelime" olan teþviklendirme ve teþvikverme kullanýldý. Ayrýca bu kez aleyhe olan"fon", "fonlama" kelimesi de kullanýldý. "fonla-ma" diye bir kelime/sözcük de sakattýr ve kul-lanýlamaz ama gümrük vergi harçlarý arasýn-da görülüp de fiyatlarý arttýracaðý için özelliklebaþka ülkelerle yapýlan antlaþmalarý ihlal edipsaklayabilmek için yeni enstrüman icat etmeaçýkgözlülüðünün sonucudur. Burada fiyatartýþý getiren gümrük duvarlarýný yükseltenönlemlere atýf vardýr ama yaparken açýkçagörülmesinden kaçýnýlmak istenir. Çünkü kazbaðýrtmadan yolunmalý imiþ. Yani kaz geneyolunacak ama baðýrmayacak çünkü mod-ernleþme ve refah laflarý arsýnda kazýðý yiye-cek!

Kuzey Kýbrýs Genç Ýþadamlarý Derneði,sanki zeytin ithal yasaðýný bugün hatýrlayýp daeleþtirecek olan Ýtalya genç iþ adamlarýderneði olabilirmiþ gibi haber ajansýmýzKuzey Kýbrýs diye ekleme de yaparakderneðe deðil kontrpropagandaya kulluk ediy-or ve bildiride bazý ürünlerde ithalatýn yasak-lanmasýný çaðdaþ ekonomik yaklaþýmlara

uygun bulmadýklarýný belirtiklerini haber verdi.Bazý sektörlerin son dönemde yasakçý zih-

niyetle "koruma" altýna alýnmaya çalýþýldýðýnýgözlemlediklerini ifade eden GÝAD, bunungünümüzde ekonomik düzene ve akla uygunbir yaklaþým olmadýðýný savundu. Ancak builk kez deðil UBP seçim için desteklenirkende böyle idi ama dernek UBP'yi desteklemekiçin yasayý çiðnemekten çekinmemiþti.

GÝAD'dan yapýlan açýklamada, elbettedesteklenmesi gereken birçok sektör olduðu,ancak desteðin þeklinin ve yönteminin bütün-lüklü bir çözüm sunmasý gerektiði belirtildi.Böylece sektörlerden rekabet edemeyecekhale düþenlerin tasfiyesi için Türkiye ileyapýlan plana aykýrý düþmemeye özen gös-terildi ama halka baþka yolu varmýþ gibi "Üre-timin desteklenmesinin, yasaklarla ya da fon-larla deðil farklý yönlerde teþviklendirmelerledesteklenmesi ve geliþtirilmesi gerektiðiniifade etti, "üreticilerimizin dünyada yapýlanfuarlara gitmeleri yönündeki teþvikler artýrýl-malý ve bu yöntemle ihracat olanaklarýgeliþtirilmelidir" demekten ileri gidemedi.

GÝAD, korumacýlýk mantýðý ile yapýlanyasaklamalarýn üretime doðrudan destekolmadýðýný kaydederek, bunlarýn sadecepiyasayý pahalýlaþtýran ve tekelci zihniyetidestekleyen uygulamalar olduðunu ileri

sürdü.Ancak GÝAD, "Sektörün üretim tekniklerini

modernleþtirmesi", "(hükümetin) kendineözgü birim maliyeti düþürücü yöntemler bul-masý, önerilerinden baþka bir önerisi olmadý.

Gerisi sadece makale eleþtirilerine görülenmonetarist kapitalist eleþtiriler oldu.

Sanki kimse zeytin üretim teknikleri içingiden gelenin haddi ve hesabýnýn tutulamaya-cak kadar çok olduðunu ve bu adayý zeytinadasý yapacaðýný iddia edip Türkiye'nin par-alarýný Çiçek'e inat yutup gittiklerini unutanvar. Maliyet düþürücü önlemlerden de örnekvermeyen dernek þimdiki moda zeytin topla-ma makineleri ithalatýný duymamýþ olamaz.Onun için onu da öðütlemeyip üstündengeçmekle kalýyorsa ithalatçýlýktan da umaryok yani zeytin bitti diyecekler ama utanýyor-lar.

Tabii ki Monetarizmin umarý yoktur. TL kul-lanýldýðý sürece zeytin karlý olamaz. Sadecehobi olarak kalýr ve hükümetlerin fobisi olur.Amma Ýtalya!da para eden neden Kýbrýs'taetmez, Güney'de eden Kuzey'de etmez.Kýbrýslý bilmezse Türkiyeli üretici Ege'de ederde burada neden kar etmez? Tek farkKýbrýs'ta refah seviyesi! Egeli'nin makus talihi-ni Türkiye'den gelene bile dayatamadýlaronun için zeytin bitti.

GENÇ ÝÞADAMLARI DERNEÐÝ ZEYTÝN YASAÐINA KARÞI ÇIKTI

n Ban UNFICYP'in görev süresinin uzatýl-masýný tavsiye etti

n YKP'nin desteklediði askeri güvenyaratýcý önlemlere verdiði önemi kay-

detti

n Ayni zamanda uygulanabilir her uzlaþ-manýn uygulanmasýný istedi

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Kýbrýs'takiBirleþmiþ Milletler Barýþ Gücü'nün (UNFICYP)görev süresinin altý ay daha, 15 Haziran2011'e kadar uzatýlmasýný tavsiye etti.

BM Güvenlik Konseyi belgesi olarak yayým-lanacak olan, 21 Mayýs 2010 ve 20 Kasým2010 tarihleri arasýndaki geliþmeleri içerenBirleþmiþ Milletlerin faaliyetleriyle ilgiliraporunda Genel Sekreter, rapor vermesüresinde ara bölgedeki durumun sakinolduðunu, UNFICYP ve karþý güçler arasýndaki iliþkilerin iyi ve yardýmcý olduðunubelirtti.

"Ýhlallerin sayýsýnda azalma var. Ateþkeshattýnýn yanýndaki düþük düzeydeki tatbikatlargereksiz yere gerginliklere neden oluyor vebundan kaçýnýlmalýdýr" diyen Ban, UNFICYPtarafýndan baþlatýlan askeri güven yaratýcýönlemlerle ilgili görüþmelerin karþý güçlerarasýnda destek ve iþbirliðini saðlayacaðý vesomut sonuçlar vereceði umudunu ifade etti.

"Böyle bir geliþme devam etmekte olanmüzakerelerde en iyi zemin olasýlýðý saðlaya-caktýr" þeklinde görüþ belirten GenelSekreter, adadaki iki toplumun, Kýbrýslýlarýnve UNFICYP'in günlük yaþamda etkili olanortak konular olan insani, sosyal ve ekonomikkonularda UNFICYP'in yardýmlarýnagüvendiðini ve UNFICYP'in iki toplumla arabölgenin siviller tarafýndan kullanýlmasý dadahil pratik günlük konularý çözmede yakýnçalýþmaya devam ettiklerini vurguladý.

Raporunda bu çabalarýn iki toplum arasýndagüven oluþturmada ve olumlu iliþkilerdeönemli olduðunun altýný çizen Ban, iki tarafada bu baðlamda UNFICYP'i desteklemeyedevam etmeleri çaðrýsý yapýyorum" dedi.

Genel Sekreter, UNFICYP'in taraflar arasýn-da kendi Teknik Komitelerinde kabul edilensomut önlemlerin uygulanmasý da dahilkültürel miras, ceza ve suç konularýnda iþbir-liðini kolaylaþtýrmak için araç olduðunu,Kýbrýs'taki zengin müþterek kültürel mirasýnkorunmasý amacýyla kabul edilen önlemlerin

uygulanmasýna tüm taraflarýn tam destek ver-mesinin önemli olduðunu belirtti.

Raporunda, ceza ve suç konularýnda ikitaraf arasýnda bilgi alýþveriþinin artmasýndanmemnunlukla bahseden Ban, bunun sadecekarþýlýklý güvenin artmasýnýn bir yansýmasýdeðil ayný zamanda tüm Kýbrýslýlarýnmüþterek güvenliði için somut sonuçlarýnyaratýlmasý bakýmýndan önemli bir katkýolduðuna iþaret etti.

Limnidi geçiþ noktasýnýn açýlmasýyla ilgiliolarak da Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteriþöyle devam etti:

"Bu önemli ve uzun zamandan beri bekle-nen geliþme, bir somut, güven yaratýcýönlemdir ve birçok Kýbrýslýnýn günlükyaþamýný iyileþtirecektir. Diðer geçiþ nokta-larýnýn açýlmasý için ortak bir komite kurul-masý, iki toplumu daha da yakýnlaþtýrmak içinsiyasi isteklilik olduðuna memnuniyet vericibir iþarettir. Bu doðrultudaki çalýþmalarýn, ikitoplum arasýndaki sosyal ve ekonomik etk-ileþime olanak vermesi açýsýndan dahaöðretici ve sonuç verici yönde olmasý önem-lidir."

"Ekonomik, sosyal, kültür, spor veya benzeribaðlarýn ve temaslarýn kurulmasý, devametmekte olan müzakerelerde olumlu etkiyaratacaktýr. Bu temaslar toplumlar arasýnda-ki güven duygusunu besler ve KýbrýslýTürklerin belirttiði izolasyon endiþelerininkonuþulmasýna yardýmcý olur. Buna ek olaraktaraflar arasýnda daha fazla ekonomik vesosyal eþitlik, nihai yeniden birleþmeyi dahakolaylaþtýrmakla kalmaz daha uygun kýlar.Uluslararasý camia tarafýndan onaylanmýþbarýþ süreci baðlamýnda buna ters doðrultudaçabalar sadece amaca zarar verir."

Raporunda Kayýp Kiþiler Komitesi'nin insaniçalýþmalarýnýn ziyadesiyle engellenmedendevam etmesinden duyduðu memnuniyeti deifade eden Genel Sekreter, ilgili taraflardanKomitenin çalýþmalarýnýn politikleþtirilmesininengellenmesi için tüm çabanýn gösterilmesiniistedi. En nazik þekilde zorbalarý tahriketmeden uyardý.

Ban, kuzeyde kazý amacýyla askeri böl-gelere tamamen girilebilmesinin çok önemliolduðunun altýný çizdi ve Türk Birliklerindenkonuya insani yönden daha dostane bir yak-laþým göstermelerini talep etti.

Ara bölgedeki mayýnlarýn sökülmesikonusunda da Birleþmiþ Milletler GenelSekreteri raporunda, "Hýzla devam ederek

çalýþmalarýn tamamlanmasý aþamasý kritik birzamana denk gelmiþtir. Ara bölgedeki sondört mayýnlý bölgeye girilmesine Milli MuhafýzOrdusu veya Türk Birlikleri tarafýndan izin ver-ilmemiþtir" þeklinde görüþ belirtti ve taraflarauygulanmakta olan proje için verilen süredetüm Kýbrýslýlarýn ara bölgeyi özgürce kullan-abilmeleri için bu bölgeleri býrakmalarý çaðrýsýyaptý. Bu ifadelerin arkasýna taraflara ara böl-geyi engellemeyecek kadar uzaða çek-ilmelerini istedi. Anlaþýlan YKP gibi BM'yegöre de asker olmasa güvenliðin daha fazlaolacaktýr ve siviller mallarýný kullnabilecektir.

Ban, Birleþmiþ Milletlerin mayýnlardan temi-zlenmiþ bir Kýbrýs için taraflara daha fazlayardýma hazýr olduðunu kaydetti.

Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri raporun-da þu görüþlere yer verdi:

"UNFICYP'in, müzakerelerin bu hassaszamanýnda adada artan biçimde önemli birgörev yapmaya devam edeceði güçlüinancýmdýr. Kýbrýs'taki BM Barýþ Gücü, müza-kerelere yardýmcý olacak havayý yaratmakiçin Özel Danýþmanýmýn Ofisi ve diðerBirleþmiþ Milletler organlarý ve programlarýylayakýn çalýþmaktadýrlar. Dolayýsýyla GüvenlikKonseyi'nin UNFICYP'in görev süresini altý aydaha 15 Haziran 2011'e kadar uzatmasýnýtavsiye ederim."

Bank Ki-moon raporuna þöyle devam etti:"Güvenlik Konseyi'nin, sonuncusu 1930(2010) olan talepleri çizgisinde GenelSekreterlik anlaþmayla ilgili durum planla-masýyla meþgul olmaya devam edecektir.Planlama esnek biçimde devam edecek,müzakerelerdeki geliþmelerle ve taraflarýn buhususta Birleþmiþ Milletlerin olasý görevleriüzerindeki görüþleriyle yönlendirilecektir."

"Zeminde ve taraflarýn görüþlerini de dikkatealarak UNFICYP'in faaliyetlerini yakýndandenetlemeye devam edeceðim, UNFICYP'ingörev süresiyle ilgili uygulamalar konusundagerektiðinde Güvenlik Konseyi'ne gücündüzeyi ve faaliyetleriyle ilgili görüþlerimiiçeren tavsiyelerimi uygun biçimde tekrarlaya-caðým."

"Buna ilaveten Güvenlik Konseyi'ne 24Kasým 2010 (S/2010/603) tarihli raporumdabildirdiðim gibi, gelecek aylarda BirleþmiþMilletlerin Kýbrýs'taki varlýðýyla ilgili devameden geliþmelere göre ayarlayarak tavsiyel-erde bulunmak için daha geniþ bir deðer-lendirme yapmayý planlýyorum."

Karþý güçlerin askeri ihlallerinin sayýsýnýn,

bir önceki rapor önemine göre bu rapor döne-minde azaldýðýný, bazý yýllarda en düþük düz-eye indiðini belirten Ban, karþý güçlerin, diðertaraftan kýþkýrtmasýndan kaynaklanan düþüksayýda uygulamalarýna, daha çok Lefkoþa'nýnmerkezinde tek tük devam ettiklerini, bu olay-larýn bir politikanýn yansýmasý olmaktan ötedisiplinsizliðe baðlý olaylardan kay-naklandýðýný kaydetti.

Askersizleþtirme ve/veya karþý birliklerin bir-birlerine çok yakýn olduklarý bölgelerdegözetleme mevzilerinin uzaklaþtýrýlmasý gibiUNFICYP'in önerdiði askeri güven yapýcýönlemlerle ilgili olarak da Ban, Milli MuhafýzOrdusu'nun bu öneri üzerinde deðerlendirmeyaptýðýný, bu baðlamda UNFICYP'in TürkBirlikleri/Kýbrýs Türk Güvenlik Güçleri tarafýn-dan da somut adýmlar atýlmasýný beklediðinibildirdi.

Genel Sekreter, UNFICYP'in gerginliði azalt-ma ve askeri güven yaratýcý önlemlerin uygu-lanmasýyla ara bölgede askeri varlýðýný azalt-ma taahhüdüne baðlý olduðunu, ancak bununiçin iki tarafýn desteðinin gerektiðinin altýnýçizdi.

Ara bölgedeki mayýn çalýþmalarý konusunda Ban, 73 mayýn alanýndan 70'ininUNFICYP tarafýndan temizlendiðini, 25,500mayýnýn çýkarýldýðýný, 9.5 kilometrekarelik biralanýn mayýnlardan temizlendiðini anlatanBan, son raporunun hemen öncesinde TürkBirliklerinin elinde bulunan 13 mayýnlý alanýntemizliðine izin verildiðini, bunlarýn dokuzununara bölgenin içinde, dördünün dýþýndaolduðunu, onunun temizlendiðini, kalanmayýn alanlarýnýn temizliðinin Aralýk 2010sonuna kadar tamamlanmasýnýn plan-landýðýný duyurdu.

Genel Sekreter, Türk Birliklerinin elindekimayýnlardan birinin Maraþ'ýn güneyinde, MilliMuhafýz Ordusu'nun elindeki üç mayýnalanýnýn da Luricina cebinde olduðunu, arabölge içindeki bütün bu mayýn alanlarýnýn2010'un sonuna kadar temizlenmiþ olacaðýnýbelirtti.Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri BanKi-moon, rapor döneminde UNFICYP'in arabölgeden 10,000'i Limnidi'den olmak üzere750,000 resmi geçiþin yapýldýðýný kaydageçirdiðini, Mayýs ve Ekim aylarý arasýnda"güneyden kuzeye" 537,731 Avro deðerindeürün geçiþi yapýldýðýný, 3,326,000 Avrodeðerinde de karþý taraftan geçiþ olduðunu,bunlarýn 2009'un ayný dönemiyle eþitdüzeyde bulunduðunu ifade etti.

BM GENEL SEKRETERÝ SAVSAKLAYICILARI RAHATLATTI...

Page 7: Yeniçağ 10122010

HABER 710 ARALIK 2010 CUMA

(KHA) - Kýbrýs Merkez Bankasý MüdürüAthanasios Orfanidis, kamu maliyesinin biran önce güçlendirilmesi gerektiðini, gereklitedbirlerin alýnmasýnda herhangi bir gecik-menin Kýbrýs ekonomisini tehlikeye atacaðýnýbildirdi.

Pazartesi günü bir basýn toplantýsýdüzenleyen ve Kýbrýs ekonomisinin makroekonomik son durumunu deðerlendirenOrfanidis, en kýsa sürede yapýsal önlemleralýnmazsa ekonominin daha da gerileye-ceðine inananlarla ayný görüþte olduðunubelirtti.

Athanasios Orfanidis, kamu maliyesinindüzeltilmesinin, sadece bütçe açýðýný düzelt-mek deðil 800 milyon Avro'yu bulan kamuborçlanmasýnda kötüye gidiþi tersineçevirmek için uzun vadeli bir hedef olmasýgerektiðine iþaret etti.

Kýbrýs ekonomisinin uzun dönemli öngörü-lerine deðinen Orfanidis, reel Gayrý Safi YurtÝçi Hasýla'daki deðiþim oranýnýn 2010'da %0,7'yi bulacaðýný, daha ileri iyileþmenin 2011ve 2012'de Gayrý Safi Yurtiçi Hasýla'dasýrasýyla % 1,8 ve % 2,4 olmasýnýn bek-lendiðini vurguladý.

Ýyileþmeye raðmen 2012'de beklenenekonomik büyüme oranýnýn, dünya ekonomikkrizinden önce Kýbrýs'ta kaydedilen ortalamaorandan daha düþük olacaðýna dikkat çekenOrfanidis, dolayýsýyla iyileþmenin yapýsaldeðiþikliklerle ve tüm Kýbrýslýlarýn yaþamstandardýnda önemli iyileþtirmeler olacaðýnýgaranti eden mali konsolidasyon önlemleriylegüçlendirilmesi gerektiðini kaydetti.

Basýn toplantýsýnda iþ piyasasý konusundada Kýbrýs Merkez Bankasý Müdürü,ekonomik havanýn iyileþmesiyle iþsizlik

oranýn 2010'da % 7'yle sýnýrlý kalacaðýnýnbeklendiðini, 2011'de hafif bir azalýþla %6,6'ya, 2012'de % 6'ya gerileyeceðinin tah-min edildiðini söyledi.

Athanasios Orfanidis þöyle devam etti:"Tahminler iþsizlik varken bile altý ay öncekil-erden daha iyi. Ancak bu hafif düþüþe rað-men iþsizlik ekonomik krizden öncekidönemle karþýlaþtýrýldýðýnda yüksek olmayadevam edecek."

Kýbrýs Merkez Bankasý Baþkaný, tahmin-lerin enflasyonla ilgili pek olumlu olmadýðýný,2010'da 2009'a göre büyük orandakötüleþtiðini, 2010'da fiyatlarda % 2,7'lik birartýþ kaydedilmesinin beklendiðini, dahafazla kötüleþmenin % 3,4'le 2011'de % 2,4'le2012'de olacaðýnýn tahmin edildiðini belirtti.

Önemli olanýn kamu maliyesini doðru yolasokacak önlemleri almakta olduðu görüþünü

vurgulayan Orfanidis, 2010 bütçe açýðýnýn200 veya 500 milyon Avro azaltýlmasýnýn okadar önemli olmadýðýný, önemli olanýnaçýðýn oranýnýn kendilerini hýzla üretimfazlasýna götürüp götürmeyeceði olduðunubildirdi. Bu doðrultuda önlemler almanýnönemli olduðuna dikkati çeken MerkezBankasý Baþkaný, "Avrupa Komisyonu'nunraporu temelinde 2008'e kadar % 48'e varanGayrý Safi Yurt Ýçi Hâsýla'nýn artan ekonomikiyileþmeye raðmen 2012'de % 68,8'e yükse-lecek olmasýdýr" dedi.

Orfanidis son olarak, 2008-2012 arasýndakidönemler için tahminlerin kamu borçlan-masýnda Gayrý Safi Yurtiçi Hâsýla'ya göre %20'lik veya 3,5 milyar Avro'luk bir kötüleþmegösterdiðini vurguladý ve "Nasýl bir maliiyileþmeye ihtiyaç olduðunu anlýyorsunuz"þeklinde konuþtu.

Orfanidis: Kamu maliyesinin konsolide edilmesi gerekiyor

YKP-Fem, Baraka Kültür Merkezi ve POSTAraþtýrma Enstütüsü, 7 Aralýk Salý günüYenidüzen Gazetesi önünde bir eylemyaparak, gazetenin Pazar ekinde MertÖzdað tarafýndan yayýnlanan "Yaþanmýþ BirHayat Hikayesi" adlý gece kulüpleriyle ilgiliyazý dizisini protesto etti.

Eylemde "Medyada Cinsiyetçiliðe Hayýr","Köleliði Normalleþtirme" ve "YenidüzenSenden Beklemezdik" gibi pankartlar tutuldu.Bu eylemi Yenidüzen önünde yapsalar datüm medyanýn cinsiyetçi haber ve yazýlaryayýnladýðýna, magazin adý altýnda kadýnbedenini teþhir ettiðine dikkat çeken eylem-ciler, diðer gazeteleri de uyardýrlar.Eylemdeki polis sayýsýnýn fazlalýðý vepolislerden birinin eylemcilere "Gece kulüp-leri kapanýrsa size tecavüz edecekler" deme-si dikkat çekiciydi.

Basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndanYenidüzen Gazetesi yetkililerinden CenkMutluyakalý'nýn odasýna davet edilen eylem-ciler, burada gazete yetkilileriyle bir süre soh-bet ederek fikir alýþ veriþinde bulundular.

Eylemde okunan basýn açýklamasýnýn

tam metni ise þöyle:

Deðerli basýn emekçileri deðerli halkýmýz,Bugün burada Yenidüzen Gazetesi'nin

Pazar ekinde, Mert Özdað imzasýyla iki haf-tadýr yayýnlanmakta olan "Yaþanmýþ BirHayat Hikayesi" adlý yazý dizisini protestoetmek için toplandýk.

Ýlk yayýnlandýðý günden bu yana, MertÖzdað'a ve Yenidüzen yetkililerine yaptýðýmýzeleþtiriler ve yazý dizisini durdurma önerimizdikkate alýnmamýþ ve yazý yayýnlanmayadevam etmiþtir. Kendilerine yazdýðýmýz mek-tupta da ifade ettiðimiz gibi; Gece kulüp-lerinde yaþanan insan haklarý ihlalleri ile ilglihaber ve yazýlarýn yayýnlanmasý, kamuoyu-nun ve özellikle de devlet yetkililerinin dikka-tinin bu yöne çekilmesi, hükümet üzerinde birbaský oluþturmak adýna elbette faydalý vegereklidir. Ancak bu gibi haber ve yazýlarýn,magazin formatýnda, özendirici, gece kulüp-lerindeki kadýnlarýn kölelik koþullarýnýgörmezden gelen ve kadýn eti alýnýp satýl-masýný meþrulaþtýracak bir üslupla yazýlmasý,en az gece kulüplerinde yaþananlar kadarinsanlýk dýþýdýr. Mert Özdað'ýn söz konusuyazýsý, "gazeteci sorumluluðuyla gerçeklerianlatma" süsü verilmeye çalýþýlsa da erkekegemen histerileri kýþkýrtan ve sadece gecekulübündeki kadýnlarý deðil tümüyle kadýnbedenini aþaðýlayan bir yazýdýr.

Ayrýca ropörtaj gibi gösterilen bu metin,uzunca bir süreden beri internet ortamýndadolaþan, gerçek olup olmadýðý dahi þaibeliolan, dolayýsýyla da hiçbir þekilde haberdeðeri taþýmayan bir metindir. Böylesi birmetnin, yazý dizisi þekline sokulup ilgili kiþiyleropörtaj yapýlmýþ gibi yayýnlanmasý, okuyucu-larý aldatmak anlamýna gelir ve gazetecilik

etiðiyle de baðdaþmaz. Söz konusu yazý, Mert Özdað'ýn gece kulü-

pleri hakkýndaki ilk cinsiyetçi yazýsý deðildir.25 Aðustos 2010 tarihli Yenidüzengazetesinde yayýnlanan "Fuhuþ ve 300 binErkek" baþlýklý, bilimsel dayanaktan mahrumyazýda, gece kulüpleri kapatýlýðý takdirdetecavüzlerin artacaðý öne sürülmekte, dolaylýolarak ýrkçý bir þekilde yabancý kadýnlarýnköleleþtirilmesi meþrulaþtýrýlmaktaydý.

Mert Özdað ve Yenidüzen Gazetesi, gecekulüplerine karþý ise bunu açýkça ortaya koy-malý ve yayýnlarýný bu doðrultuda yapmalýdýr.

Yok eðer gece kulüplerinin devamýndan yanaise bunu da açýkça belirtmeli ve takdiri ya datepkiyi okuyuculara býrakmalýdýr.

Evrensel haber etiði ilkelerine, emeðindeðerine ve toplumsal cinsiyet eþitliðinevurgu yapan böylesi bir gazetenin, haklýeleþtirilerimizi yapýcý yönde deðerlendirmesi-ni ve yayýnlarýna bu doðrultuda devametmesini umuyoruz. Ayrýca cinsiyetçi ve ýrkçýsöylemin ifade özgürlüðü örtüsüyle kapatýla-mayacaðýný da hatýrlatýyor, ifade özgür-lüðünün belirli cinsel kimlik ve etnik kökenekarþý hoþgörüsüzlük içermediði sürece kulan-

abileceðini vurguluyoruz. Bugün eleþtirilerimizi Yenidüzen

Gazetesi'ne yöneltmiþ olsak da neredeyseher gazete ve televizyon kanalýnda toplumsalcinsiyet eþitliðine aykýrý yayýnlar yapýlmakta,magazin sayfalarýnda kadýn bedeni bir metagibi teþhir edilmektedir. Bu protestomuzladiðer medya kuruluþlarýný da uyarýyor ve cin-siyetçi, erkek egemen, kadýnlarý aþaðýlayanyayýnlar yapmalarý halinde kendilerini deprotesto edeceðimizi bildiriyoruz.

Yeniçað'ýn kulaðý çekildiBu arada YKPfem aktivistleri 3 Aralýk 2010

tarihinde Çuvaldýz baþlýklý Yýlmaz Parlan'ýnköþesindeki "Kendisini bir Maðusalýhemþehrisi olarak uyarayým: Burada pantolo-nunu kaybettin ama Ýngiliz kadýnlarý azgýndýr,sadece donla kalmazlar! Bak bendenuyarmasý" cümlesi nedeni ile gazetemizi deuyardý. YKPfem aktivistleri "Ýngiliz kadýnlarýazgýndýr" gibi cümlenin toplumsal cinsiyetkonusuna duyarlý olduðunu söyleyenYKP'nin yayýn organý Yeniçað Gazetesindeyayýnlanmýþ olmasýndan üzüntü duyduk-larýný, tüm yazarlara bu konularda daha fazladuyarlý olunmasý çaðrýsý yaptýklarýný açýk-ladýlar…

Yeniçað olarak söyleyeceðimiz ise gerçek-ten ayýp ettik, tekrar olmamasý için üzerimedüþeni yapmaya çalýþacaðýz ama daha iyi birYeniçað için uyarýlar devam etmeli!..

“MEDYADA CÝNSÝYETÇÝLÝÐE HAYIR” EYLEMÝ YAPILDI

Page 8: Yeniçağ 10122010

HABER8 10 ARALIK 2010 CUMA

Julian Assange The Guardian'a konuþtu..Wikileaks'te þimdi de suikast iddialarý konuþu-luyor. Assange, öldürülmeye karþý yeni önlem-ler aldý.Wikileaks'ýn ABD dökümanlarýnýnyayýnlanmasýnda ortaklýk yaptýðý beþ yayýnorganýndan biri olan Ýngiliz Guardian gazetesi,intenet sitesinde Wikileaks kurucusu JulianAssange'e canlý olarak gelen sorularý cevap-ladý. Belgeleri sýzdýran askerin kahramanolduðunu söyleyen Assange, hayatýnýn bu bel-gelere baðlý olduðunu ve baþýna birþey gelme-si halinde þifreli belgelerin binlerce kiþiye gön-derildiðini ifade etti.

Türkiye saati ile 15:00?te baþlayan soru-cevap uygulamasýnýn duyurulmasýyla internetsitesi çöktü. Yaþanan sorunun giderilmesindensonra Assange'ýn sorulara verdiði cevaplar sit-

ede yayýnlandý.

GELEN SORULAR VE ASSANGE'IN

CEVAPLARI:

'ÜLKEMÝ ÇOK ÖZLEDÝM'Avusturalya pasaportu taþýyorsunuz. Ülk-

enize geri dönmeyi düþünüyor musunuz yoksabu Avusturalyalý diplomat ve polisin sizi tutukla-ma olasýlýðý nedeniyle þu an için söz konusudeðil mi?

- Ben bir Avusturalya vatandaþýyým ve ülkemiçok özledim. Ancak geçtiðimiz haftalardaBaþbakan Julia Gillard ve GenelkurmayBaþkaný sadece benim dönüþümü imkansýzkýlmadý ayný zamanda ABD hükümetine benimve arkadaþlarýmýn tutuklanmasýna yardým ede-ceklerini de açýkladýlar. Bunun bir Avusturalyavatandaþý için ne anlama geldiði açýk.

'MANNING BÝR KAHRAMAN'Dünya'da yaþananlarý nasýl deðiþtirdiðnizi

düþünüyorsunuz? Tüm dikkatler sizinüzerinizdeyken, bu bilgileri size saðlayanköstebek de övülmeyi haketmiyor mu?

- Eðer Pentagon'un iddia ettiði gibi sýzýntýlarýnarkasýndaki isim gibi konu genç asker BradleyManning ise o zaman o tam bir kahramandýr.

Tehlikede olacaðýný düþündüðünüz kiþilerinisimlerini sansürlemeyi düþünüyor musunuz?

- Wikileaks dört yýldýr yayýnda. Bu süre içindeaktivitelerimiz sonucunda tek bir kiþi bile zarargörmedi. Þu durumda her hangi bir deðiþiklikbeklemiyoruz.

ABD hükümeti sizin gazeteci olupolmadýðýnýz sorguluyor. Siz gazeteci misiniz?Baþkalarýný ahatsýz edebilecek bilgilereulaþtýðýnýz sürece gazeteci olup olmamanýzfark eder mi?

- Kurgusal olmayan ilk kitabýmý yazdýðýmda25 yaþýndaydým. O zamandan beri gazeteler,TV ve internette çalýþýyorum. Gazeteci olupolmadýðýmý tartýþmanýn bir önemi yok. Halendiðer gazetecileri yönlendiren araþtýrmalar yap-mak benim asýl görevim.

UFO'lar ya da dünya dýþý varlýklarla ilgili bel-geler var mý?

- Bize UFOlar hakkýnda pek çok email geliy-or. Ancak bu mailler iki konudaki yayýn ilkeler-imize uymuyor;

1- Ýlk aðýzdan yazýlma2- Orjinal olmaYayýnlananlar arasýnda UFO'lara referans

veren belge yok.Dünyada bu kadar etki uyandýrmayý bekliyor

muydunuz? Güvenliðinizden endiþe ediyormusunuz?

- Her zaman WikiLeaks'in küresel bir rolsergilediðine inanýyorum ve 2007'deKenya'daki seçim sonuçlarýnýn deðiþtirilmesin-den bu yana bunu yaptýðý açýk. Hala plan-larýmýzýn biraz gerisinde olduðumuzu düþünüy-oruz ve yapacak daha çok þey var.Yaþamlarýmýza yönelik tehditler kamuoyununda konusudur. Süper Güç'le pazarlýk edecekgüce ulaþacak oranda tedbirli davranýyoruz.

SANSÜR UYGULUYOR MU?XXX gibi kimlikleri sansürlemenizi nasýl açýk-

lýyorsunuz? Bazý belgelerin de sadece belirlibölümleri yayýnlandý. Bu kadar önemli kararlarýkim veriyor yoksa ABD hükümeti mi?

- Haberlere konu olan belgeler bizim basýnortaklarýmýz ve kendimiz tarafýndan açýklanýy-or. Haberler, onlarý hazýrlayan gazetecilertarafýndan redakte ediliyor. Basýna hazýrlananbu haberler de en azýndan bir editör tarafýn-dan, sürecin doðru iþleyip iþlemediðinden eminolmak için bir kez daha gözden geçiriliyor.

Her ne kadar sinir bozucu olsalar da DDoSsaldýrýlarý sizin için iyi bir reklam gibi görünüyor.En azýndan güvenilirliðinizi artýrýyor. ÞimdiAmazon'un sunucularýndan çýkarýldýðýnýzsöyleniyor. Bu açýklamaya katýlýyor musunuz?

Böyle bir olayýn gerçekleþmesini bekliyor muy-dunuz?

- 2007?den bu yana, sunucularýmýzdanbazýlarýný bilinçli olarak, ifade özgürlüðü sorunuyaþandýðýný düþündüðümüz yerlere yerleþtiriy-orduk. Böylece, gerçekleri boþ laflardan ayýr-mak istedik. Amazon da onlardan biriydi.

Kimsenin durduramayacaðý bir iþebaþladýnýz. Yeni Dünya'nýn Baþlangýcý. ElinizdeACTA'yla ilgili belgeler de var mý?

- Evet, telif hakký ve patent endüstrisindekiABD gibi devleri memnun etmek için oluþturul-muþ Truva atý benzeri Sahtecilikle MücadeleTicaret Anlaþmasý'yla (ACTA) ilgili de belgelervar elimizde. Aslýna bakýlýrsa bir sýzýntýylaWikileaks'e ilk dikkat çeken de ACTA oldu.

Kanada Baþbakaný'nýn danýþmanlarýndanTom Flanagan geçtiðimiz günlerde "benceAssange'e suikast düzenlenmeli… EðerAssange ortadan kaybolursa hiç de mutsuzolmayacaðým" dedi. Bunun hakkýnda nedüþünüyorsunuz?

- Flanagan ve diðerlerinin verdiði bu türdemeçler cinayete azmettirme olarak deðer-lendirilmeli.

Batýlý hükümetler basýn özgürlüðünü garantialtýna aldýklarýndan hareketle ahlaki otoriteiddialarýnda bulunuyor. Wikileaks'e ve sizeyönelik yasal yaptýrým tehditleri bu iddiayýzayýflatýyor. Batýlý hükümetlerin Wikileaks'esaldýrarak bu ahlaki otoriteyi kaybetme riskinegirdiðini düþünüyor musunuz? Hatta en baþtanþunu sorayým, Batýlý hükümetlerin herhangi birahlaki otoritesi olduðuna inanýyor musunuz?

- Batý temel güç iliþkilerini bir baðlantýlar,krediler, hisseler ve holdingler aðý üzerindenmalileþtirdi. Böyle bir ortamda sözün "özgür"olabilmesi kolaylaþýr çünkü siyasi iradedeki birdeðiþim çok nadiren bu temel araçlarda deðiþi-mi getirir. Batý'da söz, gücü olmadýðý için kuþlarkadar özgürdür. Ancak Çin gibi sansürün aðýrolduðu ülkelerde, sözün hala gücü vardýr vebu güçten korkulur. Her zaman için sansürüsözün gücüne iþaret eden bir ekonomik iliþkiolarak görmeliyiz. ABD'nin büze yöneliksaldýrýlarý çok büyük bir umuda iþaret ediyor;sözün mali duvarý yýkabilecek kadar güçlüolmasý umuduna.

Geçtiðimiz beþ günde ya da daha önce Irakve Afganistan savaþlarýyla ilgili sýzýntýlarda,içinde Afgan muhbirlerin adý geçen belgelereyer verdiniz mi? Bu kelimeyi kullandýðým içinüzgünüm ama, insanlarý tehlikeli bir durumasokmamak için isimlere sansür uygulamayýdüþünüyor musunuz? Bu arada, tarih siziaffedecek. Elinize saðlýk.

- Wikileaks'in dört yýllýk bir geçmiþi var. Busüreçte, böyle bir iddiayla karþýlaþmadýk.Pentagon gibi kuruluþlarda çalýþanlar dahil birkiþi bile bizim çalýþmalarýmýzdan zarar görme-di. Ýnsanlarý karþýlýklý misillemelerin yaþandýðýdurumlara daha çok manipülasyon çabalarý veentrikalar sokar. Duruþumuzda herhangi birdeðiþikliðin yaþanmasýný beklemiyoruz.

Wikileaks bu "megasýzýntý"yý yayýmlamadanönce Wikileaks'in sitesinde bulunan diðer bel-gelere ne oldu? "Teknik aksaklýklar"ý aþýp bubelgeleri yeniden internette yayýmlayacakmýsýnýz?

- Belgelerin çoðunluðu mirror.wikileaks.infoadresinde yayýnda, geri kalanýný da mühendis-lik sorunlarýný hallettikçe siteye yükleyeceðiz.Bu yýlýn Nisan ayýndan bu yana kendi takvim-imizi kendimiz belirlemiyoruz. Adýmlarýmýz ABDhükümetinin bize karþý þiddet uygulamalarýnaodaklanýyor. Ancak benim ve diðerlerinin üçbuçuk yýllýk çalýþmasýnýn kamuoyu tarafýndaneriþilebilir olmadýðýný görmek beni mutsuz ediyor.

Julian, Wikileaks'i temsil eden bir yüzünolmasý gerekli miydi? Organizasyonun bilinenbir temsilcisinin olmamasýnýn çok daha iyi birþey olduðunu düþünmüyor musunuz?Tartýþmalarýn tamamý kiþisel bir hal alýp, sizinüzerine yoðunlaþtý. Her yerde sizin isminizle

baþlayan haberler yayýlmaya, Wikileaks sizinleözleþleþmeye baþladý. Artýk kimseWikileaks'ten bir kuruluþ olarak bahsetmiyor.Pek çok kiþi, Wikileaks'in arkasýndabaþkalarýnýn olduðunun bile farkýnda deðil. Veben bu durumun Wikileaks'i savunmasýzkýldýðýný düþünüyorum. Çünkü bu þekilde, düþ-manlarýnýz sizi daha kolay suçlayabilir. Ýnsan-larý sizin kötü amaçlar güden bir kuruluþolduðunuza ikna ederlerse, yani sizi kadýnlaratecavüz eden bir terörist olarak göstermek deolabilir bu, Wikileaks'in güvenilirliði büyükölçüde sarsýlacaktýr. Bununla birlikte, bugünekadar yaptýklarýnýza saygý duymakla birlikte,bence siz ön plana çýkarken, Wikileaks'inperde arkasýnda kalan cesur ekibe haksýzlýkediliyor.

- Bu ilginç bir soru. Ýlk baþlarda Wikileaks'itemsil eden birinin olmamasý için çok çabaharcadým. Çünkü kuruluþumuzda egolara yervermek istemedim. Biz de Fransýz matematik-lerin izinden gidip, takma isimlerle kullandýk.Ancak bu durum insanlarýn merakýný artýrmak-la birlikte, bazýlarýnýn kendilerini kuruluþu-muzun içinde varmýþ gibi göstermesine nedenoldu. Günün sonunda, içimizden birinin halkýnönüne çýkmasý gerekiyordu ve sadece kendiþiifþa etme cesareti gösteren bir liderlik kay-naklarýn kendilerini riske etmesini saðlayabilir-di. Bu süreçte spot ýþýklarý altýnda kendinibulan ben oldum. Ardýndan farklý farklýsaldýrýlara maruz kaldým. Ancak pek çok kiþininde güvenini kazandým.

Ýçinde olduðunuz bu oyun kazanýlabilir mi?Teknik olarak, Amazon gibi hizmetler ve hizmetsunucularýnýn doðrudan ya da dolaylý olarakhükümet kontrolünde olduðu bir durumda,güçlülerle saklambaç oynamaya devam ede-bilir misiniz? Ayrýca, -fiziksel olmasýna gerekyok, teknik konular yüzünden- "oyundançýkarýlýrsanýz" elinizdeki belgeler için alternati-fleriniz neler? Kampanyaya devam edecekikinci bir grup aktivist var mý? Eðer elinizdekimalzemeler bir önbelleðin oyundan çýkarýlmasýhalinde oyunun sürmesini saðlayacak þekilde"daðýlmýþ" durumda mý?

- Dýþiþleri Bakanlýðý arþivi ABD ve diðer ülkel-erle ilgili önemli malzemelerle birlikte þifreli birbiçimde 100 binin üzerinde kiþiye daðýtýldý.Eðer bize bir þey olursa, kilit kýsýmlar otomatikolarak kamuoyuyla paylaþýlacak. DahasýDýþiþleri Bakanlýðý arþivleri birçok haber kuru-munun elinde. Tarih kazanacak. Dünya dahaiyi bir yere dönüþecek. Biz hayatta kalacakmýyýz? Bu size baðlý.

Batýlý hükümetlerin WikiLeaks'e saldýrarakahlaki temellerini kaybettiðini düþünüyormusunuz? Bunu yaparken batýlý hükümetlerindayandýðý bir ahlaki temel olduðunu düþünüyormusunuz?

- Batý gücünü borçlar, iþ anlaþmalarý, hisses-sahipleri ve bankalarýn oluþturduðu bir aðdanalýyor. Böyle bir çevrede 'özgür' olmaktan bah-setmek kolay çünkü poltika deðiþimleri çoknadir olarak temeldeki bu olgularýn deðiþme-sine neden olur. Mesela kuþlar hakkýndakonuþmak serbesttir ama gücü elinde tutanlarayönelik konular deðil. Çin gibi ülkelerse açýkaçýk sansür uyguluyorlar çünkü orada konuþ-mak hala bir güç demek. Sansürü her zamankonuþma özgürlüðünün potansiyel gücünügösteren bir iþaret olarak ele almalýyýz.

'HAYATIMIZ SÝZE BAÐLI'Eðer elinizdeki materyal kaybolursa bu

herþeyin sonu mu olur?- Arþivimize dünya üzerinden 100 binden

fazla kiþi ulaþabiliyor. Yani eðer bizim baþýmýzabir þey gelse de arþivdeki önemli bilgiler açýk-lanacaktýr. Bunun da ötesinde arþivimizbireden fazla haber merkezininde elindebulunuyor. Tarih kazanacaktýr. Dünya daha iyibir yer olacak. Biz hayatta kalacak mýyýz? Busize baðlý.

Tarih kazanacak!

Page 9: Yeniçağ 10122010

ÖZEL 910 ARALIK 2010 CUMA

SerhanGazioðluHAFTANIN GETÝRDÝKLERÝ...

Page 10: Yeniçağ 10122010

Okudunuz; Esnaf veZanaatkarlar Odasý'nýn MaliGenel Kurulu yapýldý. Seçimsizyapýlan Genel Kurulda,tekelleþme ile "Turk Mall" benz-eri büyük alýþveriþ merkezler-ine karþý mücadele kararý aln-mýþ.

Fotoðraf destekli toplantýbasýna daðýtýlmýþ, etrafa iþ

yapýyoruz mesajý verilmeye çalýþýlmýþtý!Aslýnda ise bu fotoðraf tükeniþin belgesiolup bir dolandýrýcýlýk belgesidir de... Yazýlýolmayan teammüllerle birlikte, bir genelkurulun nasýl yapýlacaðý yasalarla belirlen-miþtir. Onbinlerce üyesi olduðu iddia edilenbir Örgütün mali genel kuruluna sadece 20kiþi katýlmýþ, bunlarýn yarýsý da davet edilenmisafirler ve orada bulunan sivil polis yanitoplam 10 kiþi katýlmýþ ve bu kararlarýalmýþlardýr. Vatandaþ bilmeyebilir, Esnafunutabilir ama yaa yetkililer? Onlar niyegörevlerini yapmýyorlar? Yoksa al gülüm vergülüm, oyun oynanýp herþey danýþýklý birdövüþten ibaret mi? On kiþi ile Genel Kurulyapýldýðý nerede görülmüþ? Bu iþte bir bityeniði yok mudur?

50 kiþilik Oda Meclisini geçin Yönetim

Kurulu bile Genel Kurulagelmemiþ

Konunun daha iyi anlaþýl-masý için bazý net rakamlarve bilgiler verelim: Odanýn 50kiþilik Oda Meclis üyesi 13kiþilik de Yönetim Kuruluüyesi vardýr. Basit bir toplan-týda bile toplantý yeter sayýsýaranýrken binlerce üyesi olanbir örgütün özellikle de Mali

Genel Kurulunu bu kadar düþük bir sayý ileyapmasýnda bir yanlýþlýk aranmaz mý?Yönetim Kurulu'nun 13, Oda Meclis üyesayýsýnýn 50 olduðu ve binlerce üyesi olanbir örgut 10 kiþi ile toplanýp mali kuruluonaylar ve karar alýrsa burada hile vardýr,yalan vardýr, dolandýrýcýlýk da vardýr… Bukadar net söylüyorum! Oda Meclis üyelerinibýrakýn, Yönetim Kurulu bile Genel Kurulagelmemiþtir. Bu durumda "Oda Yönetimi"düþmüþ durumdadýr. Aslýnda tüm yapýlannedir bilir misiniz? Oda Baþkanýný hem deusulsüz bir þekilde aklamak, kimse uyan-masýn diye de her zaman olduðu gibi sakla-mak istedikleri konunun önüne baska bir ikigöstermelik kararý koymak bunlarýn uzman-lýk alaný oldu artýk. Tekelleþmeye ve TurkMall benzeri büyük alýþveriþ merkezlerinekarþý mücadele kararý alýn-mýþ-mýþ!

ÖRP-CTP-BG döneminde büyük marketlerküçük esnafýn ýrzýna geçip düzerken Tulgave ekibi mensubu olduðu siyasi partiye zararvermemek için kampanyayý sonlandýrmýþtý.

Böyle diyoruz çünku ÖRP-CTP-BG döne-minde büyük marketler küçük esnafýn ýrzýnageçip düzerken Tulga ve ekibi mensubuolduðu siyasi partiye zarar vermemek içinmarketlerin çalýþma saatlerini düzenleyecek

kampanyayayý dönemin Çalýþma BakanýSonay Adem'in talimatý ile sessiz sedasýzsonlandýrmýþtý. Bugün aldýðý kararlara kimnasýl inansýn? Siz kendi hükümet dönemi-nizde bunu baþarmak için hiçbir þey yap-mazken, sermayenin yegane temsilcisiUBP'ye bunu nasýl ve hangi güçle yaptýra-caksýnýz? Üstelik dahasý var; genel kuruldaSanayi Sitesinin hesabýný katýlan üyelerevermeyi reddeden onun ayrý bir konuolduðunu ve muhasebeye dahil olmadýðýnýsöyleyenler ama ayni gün çýkan gazetelerde" Kýbrýs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odasý(KTEZO) Sanayi Sitesi 2'nci Etabý'nýnasfaltýnýn Lefkoþa Türk Belediyesi (LTB)

tarafýndan dün döküldüðü" yazýldýðýnda çýtçýkarmayan gene bunlardý. Yani siz MaliGenel Kurul yapacaksýnýz çarþaf çarþafaçýklamalarla KTEZO Sanayi Sitesi 2'ncietabýnýn açýlýsýný yapacaksýnýz ama bununlailgili bütün hesaplarý Mali Kuruldan ayrý tutupüyelere bilgi vermeyeceksiniz. E bardonyani!

Buradan Baþsavcýlýða ve Ombusmanaçaðrýda bulunuyorum: Gereðini yapýn, yoksakamuoyu önünde siz de suçlu olacaksýnýz!Bu yapýlanlar çaðdaþ bir ülkede olsa OdaBaþkaný tutuklanýr, görevini yapmayan savcýlar olursa da görevden elçektirilir.

HABER10 10 ARALIK 2010 CUMA

Yýlmaz

ParlanESNAFIN sözde

"MALÝ GENEL KURULU"!

Ç U VÇ U V A L D I ZA L D I Z . . .. . .

ÇEKOVA Baþkaný Kenan Atakol,KKTC'nin dimdik ayakta olup tüm kurum-larý ile çalýþýp insan haklarýnda tüm dünyakamuoyunun saygýsýný kazanan bir ülkeolduðunu söyledikten sonra, KKTC'yi baþ-tan baþa Dikmen çöplüðüne benzeterekgülüþmelere sebeb oldu. AkabindeTürkiye'den Afrika'nýn Gambiya ülkesinegötürülmek üzere yola çýkan, ancakambarlarda yanan unu baþýmýza kaldý.

Dahasý, Bakanlar Kurulu'nun "kesinlikleülkeye girmeyecek" açýklamasýna rað-men kamyonlar dolusu un Dikmen

çöplüðüne boþaltýldý. Resimde de görüldüðü gibi kamyonlar

"AB Projesidir" yazýlý levhanýn önündengeçerek yanýk unlarý Projenin içineedercesine bir güzel boþalttýlar. Duydunuzmu ey AB yetkilileri? "Çevre felaketi"olarak nitelenen ve "Lefkoþayý farelerbasacak" uyarýsý yapýlan 5 bin ton yanmýþunun boþaltma iþlemi onlarca kamyonla 3gün sürdü, böylece ülkemiz ka-ka'dansonra un-un bunun cumhuriyetine dedönüþtü. TC'ye zeval gelmesin yeter, di miama?

BUNLARI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

(ANF) Þýrnak'ýn Cizre ilçesinde siviltoplum örgütleri ile bir araya gelen DTKEþ Baþkaný Ahmet Türk, DemokratikÖzerklik ile sivil alaný örgütleyerek halkýnsorunlarýný anlamak ve bu konudadüþüncelerini almak için Cizre'ye geldik-lerini belirterek halka raðmen halk adýnapolitika yapýlamayacaðýný söyledi.

Þýrnak Barosu Sosyal Tesisleri'ndeÞýrnak'taki sivil toplum örgüt temsilcilerive DTP Eþ Baþkanlarý Ahmet Türk veAysel Tuðluk bir araya geldi.

Burada konuþma yapan Türk,Demokratik Toplum Kongresi'nin çözümkonusundaki fikir ve projeleri tartýþmakiçin halkla bir araya geldiðini belirterek,"Toplumsal muhalefetin ve uzun sürelihalkýmýzýn mücadelesi sonucundaTürkiye'de yeni tartýþmalarýn ortaya çýkýy-or ve bu tartýþmalar sonucunda da çok

ciddi görünmese de bir refleksin, birdeðiþimin olduðunu görebiliyoruz. Bugünbaktýðýmýz da o toplumsal muhalefetdüne kadar inkar edilen Kürt halký yerineKürt sorununu tartýþmaya baþladý. Çözümkonusunda devletin, hükümetin ortayakoyduðu bir irade yok ama diðer taraftanda demokratik muhalefeti yürütenler,Türkiye'nin deðiþim dönüþümünü esasalanlar bugün Kürt sorununun çözümünüde tartýþmaya baþladý" dedi.

Ýsteklerinin Kürt sorunu konusunda diya-logun saðlanmasý ve müzakere sürecininbaþlamasý olduðunu kaydeden Türk,daha önce 649 sivil toplum örgütününaçýkladýðý deklarasyonun büyük bir etkigösterdiðini söyledi.

Sivil alanýn güçlenmesi ve ortak biriradenin ortaya çýkmasý için çalýþmayürüttüklerini belirten Türk, "Yaþadýðýmýz

coðrafyada ve bölgede çok kötü þeyleringeliþtiðini görüyoruz. Bu konuda halkýnsaðlýðý ile halkýn güvenliði ile ilgili gereklitedbirleri almamýz gerekiyor. Diðertaraftan anadilin korunmasý için tedbirleralmamýz gerekiyor" þeklinde konuþtu.

Sivilleþme, demokratikleþme vedemokrasi kültürünün geliþtirilmesineyönelik yaptýðý çalýþmalarýn manipüleedilerek farklý noktalara çekilmekistendiðini kaydeden Türk, "DemokratikÖzerklik projesi bir ayrýþma projesideðildir. Çünkü bir demokratik biranayasa istiyoruz. Yani biz sorunlarýmýzýyine devletle oturup konuþarak odemokratik özerkliði karþýlýklý olarakanlaþarak tartýþarak bir sistemin yapýl-masý için yine devlet yapacaðýz ve buçalýþmalarýmýzý birlikte sürdüreceðiz"dedi.

[email protected]

Ahmet Türk: “Halka raðmen, halk adýna politika yapamazsýnýz”

Page 11: Yeniçağ 10122010

[email protected]

YORUM 1110 ARALIK 2010 CUMA

Dünya haftayý Vikileaks belgleriyle baþladý ve devam ediy-or. Belgelerin ýsbatladýklarý kadar, son hukuki sorun da birbaþka gariplik içinde oluyor. Dünya bu belgelri konuþuptartýþýrken, Kuzey Kýbrýsta esintisi dahi okunmamasý dabaþka doðru oluyordu. Oysa Burayla ilgili de kiminin bilipbellekten sildiði basit gerçekler ortaya çýkýyordu. AyrýcaAvrupa ekonomik kriz ve gelecek tartýþmalarý ile sosyal tep-kilerle günleri geçiriyor. Bunlar kendine has özelliklerle elealýnýrken, Kuzey Kýbrýs kendini kendi gibi konuþup gündemyaratýyor: Olmayacak geliþmeler konular tartýþtýrýlýyordu:Sanýrým tek mesayi olayý bizde neyin nasýl yapýlýp kendiyüzümüze bulaþtýrdýðýmýzýn en son kanýtýdýr. Ama dedik ya,herkes kendi dünyasýyla uðraþýyor.

Son günlerde Dünya Vikileaks belgeleriyle adetakuþatýlmýþ gündeme gelindi. Özellikle resmi eksendekiAmerikan diplomasi olayý olmasý, konularý daha canlandýrýy-or. Ama konu sistem olunca da belgeler kadar daha fazlasaptýrma ve kavratmaktan uzaklaþtýrma oluyor. Bu bulanýkgaripliklere ilgili sistenin sahibinin yine tuhaf denecek þekildetutuklanmasýyla de yeni bir hukuki tartýþma da yaratý: Zatenher konuyu deþifre ederken, ses çýkarmayan resmi çevreler,

iþ kendi belglerine gerçeklerine gelince, iletiþim özgürlüktartýþmasýný hemen baþlattý:

Vikileaks belgleri bize yeniden emperyalist diplomasiyi vesiyasal stratejik bakýþlarý kadar, resmen iki yüzlü davranýþlarýda ortaya koydu: Çomski gibi ünlü bilim adamlarý çok önemlibir noktaya iþaret ediyor: Bu belgelerle aslýnda sistemindemokrasiden ne kadar nefret ediklerinin de kendisi oluyor.En basit verdiði örnek ise Araplar olmaktadýr.Basra ve SuddiArabistan Amerikadan iran karþýtý davranýþ isterken, araphalkalarý düþman olarak Ýsraili görüyordu. Ýlgili ülkeler res-men Ýsrail ile iran karþýtý duruþta bulunuyor. Yine açýklananbelgelrde Lübnan direniþ simgesi Hizbulahýn vurulmasý içinSudi arabisten tallepde bulunuyordu. Bunlar resmen siayset-cilerin iki yüzünü ve halklarýn talepleri dýþý nasýl Amerikancýolduklarýnýn kanýtý oluyordu.

Bu belglerden Kýbrýs nasibini almasa olmazdý: Nitekimburayla ilgili de kanýtlar ortaya kondu. Onutturulan ve bellek-lerden silinen Kýbrýsýn hatýrlatýlmasý da vardý. Helle hiçkonuþturulmayan þu üsler; Üslerin nasýl kulanýlýp buradakiahalinin haberi olmadýðý bilgiler vardý. Tabiki bunlar buradakonuþulmadý:

Brakalým bizim siyasetcilerin Amerikancý olup istekleriniyaptýrma çabalarýný: Hani Ýngiliz denilen üsler ve adanýnkulanýlma þekli var ya; iþte bunun belgesi yeniden ortayaçýktý: Aðrotur Ýngiliz üssünden Amerikan uçaklarý keþif uçuþuyapýyor: Türküye ve Lübnana bilgiler veriyor. Verilen bilgilerilgili ülkelrdeki militanlara ait olmaktadýr. Ýþin paradoksuÝngilizlerin bu tip uçuþlara izin vermemeleri olmaktadýr. Amabuna karþýn Amerikan uçaklarý uçup iþini yaptý.

Eskiden denilen emperyalist üstler veya sistemin stratejikdurumu, yeniden sistemin kendi belgeleriyle ýsbatlanýyordu.Bunu biz deðil, kendi belgeleriyle ortaya seriliyordu. Onun

için Amerikancý olan bizdeki yapýlanýþ her zaman olduðu gibibu konuda da sesiz kalýp bilgisizleþtirme ile geçiþtirme yol-unu seçti. O zaman da Kýbrýs sorunu denildiðinde hep sis-temin temel rolu göz ardý edilerek, sanki o güçleri varmýþgibi de "iki toplum lideri çözecek" dedirtilmektedir. Acababizim saray erkaný Vikileaks belgelerindeki Kýbrýs bilgielrinitakip ediyorlarmý? Toplantýlarda hiç olmazsa buradan nedenuçak uçurulduðunu konuþtularmý?

Görüldüðü gibi yer yerinden oynayan Vikileaks yayýnlarýn-da her konu dünya eksenine göe olsada tartýþýlrken, bizdebizi kapsayan kesimini pek konuþmak istemedik. Zatenkonuþulsa en azýndan istenmese de ezberler bozulacaktýr.En baþta da iki toplum lideri ve çözüm çerçevesi sarsýlacak-týr. Düþünün bir yanda her konu liderlere indirgenirken, dðeryandan üsler ve Amerkan gerçekleri vardýr. Üstelik deAmerikan destekli baský da istenen davranýþlar da olmak-tadýr. Bunlar çok anlamlý tutumlardýr., Yazýyý bitirmeden þueksiklikten söz edelim: Ýster ekonomik kriz isterse sonVikileaks belgelerinde þu acý eksiklik sýrýtýyor. Sistemin dey-iþmesini savunan sosyalist güçlerin etkin olmamasý sonucu,yaþanýlanlar çok kolay saptýrýldý: Þefaflýklar, doðruluklaradeta yerden yere vurulurken, sistemin iki yüzlülük tutumlarýve en basiti demokrasiye ne denli baðlý olduklarý dabilmeyene hatýrlatýldý. Her kesim kendi çýkarýna göre buradayer aldý. Saptýrmadan yayýnlara saldýrýlar tehditler ve baþkayöne kaydýrmayla ayrý gündemleþtirmeler hep oldu. Tekgerçek, emperyalist anlayýþýn kendisi oluyor: Kýbrýs ise halakendini dahi konuþmaktan uzak kuþatýlmýþ brakýlýp kendibelleklerini kuruyor. Ne diyelim artýk gerçeklerbunlardýr.vahþet olsa da buraya kolay kolay sýzamaz.

Özkan

Yýkýcý

VÝKÝLEAKSBELGELERÝNDEN KIBRIS YENÝDEN

HATIRLATILIRKEN?

[email protected]

Þimdi 2003 yýlýndan beribarikatlarýn açýlmasýylageliþmelerin ne olduðunu birgözden geçirmemiz gerekmekte.2003 yýlýndan sonra barikatlarýnaçýlmasýyla iki halk arasýndakiyakýnlýk ne kadar oldu? Yeterlimi? Evet, insanlar þu andaGüney Kýbrýs'taki hastanelere

gidebilmekte. Güney'e gidenler daha özgürcealýþveriþ yapabilmekte. Az çok Güney'deokuyan Kýbrýslýtürk öðrenciler de var amaruhen, kültürel olarak, eðitim ve ekonomiolarak ne durumdayýz? Ýþbirliði yapma,birbir-imizi anlama ve diyaloglarýn ilerlemesi yönün-den neler olmaktadýr? Yeterli mi her þey?Bana göre deðil... Ben bu durumlardan mem-nun deðilim. Yeþilhat tüzüðü ile bu tarafa dahafazla ticaret girdisi düþmesi konusu da beniilgilendirmemekte. KumarhanerlerdekiKýbrýslýrumlarýn bayaðý kabarýk olmasý da beniilgilendirmemekte ve bunun aradaki diyaloðungeliþmesine yardýmcý olduðuna da inanma-maktayým. Mesela buradaki bir parti ABseçimleri için hangi Kýbrýsrum partisiyle iþbir-liðine gitti? Hangi Kýbrýsrum partisi AB seçim-leri için bir Kýbrýslýýtürk'ü aday gösterdi ve oKýbrýslýtürk Güney'den AB milletvekili seçildi?Þeklindeki bir geliþme bana göre daha da etk-ileyici bir olaydýr ve güveni daha da saðlam-laþtýrýr ve saðlar. Var mý böyle bir güvenceveya geliþme? Yok…Olmadýðý için de mezeveya kebap masalarýnda oturup da birlikteaðlaþmanýn veya dert yanmanýn da bir fay-dasý yok bana göre. Her iki taraftaki ruhsu-zluk da benim dikkatimi çekmekte. Belkiaramýzdan birkaç kiþi 2003 yýlýndan sonra þuanda ekonomik olarak tatmin olmuþ durumda.Peki ama bu yeterli mi? Toplumsal huzur vetatmin olma yerine kiþisel tatminkarlýklar bizine noktaya getiriyor? Bana göre ortada bir hiçvar. Güney'e geçip alýþveriþ yapmak, oradayabancý gibi gidip pasaport çýkarmak, orayageçtikten sonra oradaki çevrenin bize yabancýolmasý bana göre tatminkar ve memnun edicibir durum deðil. Açýkça yazýyorum; ben 2003sonrasýndaki durumdan memnun deðilim.Bence þimdiye kadar okullarýmýzda(Rum-

Türk) verilecek barýþ eðitim-leriyle bayaðý yollar katetmemiz,eðitimdeki kitaplarýdeðiþtirmemiz, yepyeni kafasýaçýk, barýþa son hýzla ilerleyengençleri kazanmamýz gerek-mekteydi. Þu anda tek karmaokullardan olan ÝngilizOkulu'ndaki hareketler, faþist veýrkçý eðilimler söylenmemeli,oradaki çocuklar birbirleriyledaha da samimi ve sevgi

içerisinde olmalýydý. Ama tek örnek olan buokula da faþist ve milliyetçiler artýk köküne tuzruhu ekme gayretinde. Kýbrýslýtürk çocuklarýnayrý sýnýflara ayrýlmalarý ve Kýbrýslýtürksýnýflarýnýn oluþturulmasý bana göre iyiyedelalet deðil. Güney'deki AKEL KomünistPartisi'nin yönetimde olduðu bir sýrada sýk sýkKýbrýslýtürklerin arabalarýna yapýlan saldýrýlar-da faillerin bulunamamasý, polisin bu durum-larda pasif kalmasý, hiç de iyi mesajlar vere-memekte Kýbrýstürk tarafýna. Ben barikatlarýnaçýlmasýyla birbirinden uzaklaþan ama bununyanýnda da her iki taraftaki milliyetçilerin dahada güç kazandýðý bir ortam görüyorum.Elbette Kuzey Kýbrýs'ta da memnun edici birdurum yok. Elbette Kuzey Kýbrýs da eleþtir-ilmeli. Elbette milliyetçi tezahürler var buralar-da da. Ay Mamas Kilisesi'nin bombalanmasýdoðru bir olay deðildi ama ertesi gece orayagidip miting yapýlmasý doðru bir eylem kararýy-dý. Larnaka Olayý'ndan sonra ben Güney'deayný tezahürü görmedim. Yoksa AKEL oradakimilliyetçi tepkiden mi korkmaktadýr. Daha nekadar oyalayacak oradaki milliyetçileri? Her ikimilliyetçi mýknatýs birbirlerini çeker gibihareket etmekte. Fakat mesela 2000 yýllarýnýnbaþlarýnda görülen o devrimsel ve deðiþimciyenilenme dinamizmi yok. Kýlavuz da bunubeceremedi. Böyle bir donanýmý da yoktuzaten. Açýkça yazayým, CTP bu devrimcidinamizmi getiremezdi. Toplumsal dinamizmireddedip kendi politbürosunun menfaatleri içinipi göðüsledi ve þimdikilere devretti her þeyi.Tabi þimdi iddialarý, demokraside bunlar olur-du da demokrasinin halkýn menfaatlerine göredoðru olduðunu ve baþa gelen saðcý UBP ikti-darýnýn da ne menem demokrasi getirdiðini desormak lazým. Demokrasi halkýn 2000'li yýl-larýn baþlarýnda meydanlara toplanmasý,deðiþim sloganlarýný haykýrmasýydý.Demokrasi o devrimci potansiyeli hem seçim-lerde hem de siyasette baðýmsýzlýk ve halkýnrefahý için kullanmaktý. Günden güne Ankarapaketlerine esir olmanýn ne demokrasisi varki? Hele kitle örgütlerine karþý sergilenen oyabancý ve tepkisel hareketlere ne denmeliy-di?

AKEL ise geçmiþten getirdiði politikalarlamilliyetçiliðe verdiði tavizlerle ayný politikalarýþu andaki cumhurbaþkanlýðý ve hükümettedevam ettiriyor. Deðiþime motivasyonsuz birhalk var Güney'de. Birleþme için hiçbir aðýr-lýðýný hiçbir siyasi partisi bile dile getirmedi.Sadece rövanþist ve kapitalist güdülerleKuzey'deki topraklarýndaki getirileri hayal ediy-or. 1963 yýlýnda, Kýbrýslýtürklerin de aynýhukuksuzluklardan çektikleri empatisiolmayan, kilisenin hala daha burnunu herþeye soktuðu, ýrkçýlýðýn gemi azýya aldýðý vefrenlenemeyecek bir duruma geldiði bir ortamvar Güney'de. Kuzey Kýbrýs'ta yaþayanKýbrýslýtürklere hiçbir güvencesi de yok. Kimlikkartý verme, pasaport verme ve de 1963öncesi çalýþanlarýn emekliliklerini veya sigorta-larýný ödeme iþlevinden de daha deðiþik birfonksiyonu olmalýydý ama yok. Gittik sonra bir-birinden kopan, gittik sonra "Kýbrýslýyým"demek yerine artýk "Türküm" veya"Yunanlýyým" denilen bir bölünme yaþýyoruz.Bana göre temaslar ve iliþkiler yeterli deðil.Her iki taraftaki egemenlerin de, her iki tarafta-ki milliyetçiliðin de eleþtirilmesi gerekiyor.Kýbrýsrum tarafýndaki patavatsýzlýklar, empatieksikliði, milliyetçilik güdüsü,motivasyonsu-zluk,demokratik olmayan tek toplum yapýlýetnik temelli Kýbrýsrum Cumhuriyeti yapýsý,dinamizm eksikliði, Yunanlýlýk, ezen uluspsikolojisi, Kuzey'deki empoze milliyetçilik, soldenilenlerin seçim menfaati için halklarýný har-camalarý, Türkiye'ye aþýrý baðýmlýlýk, serbestpiyasa politikalarý, bencillikler, Kýbrýstürkhalkýnýn kimlik bunalýmý, nüfus tasfiyesi, örgüt-süzlük ve birlik olamamak, enternasyonalistsýnýf bilincinin eksikliði, empoze milliyetçilik verejimin acýmasýzlýðý, demokrasi eksikliðisorunlar olarak ortaya çýkmakta.

Tekrar eklememiz lazým. Eðer ayný para-lelde deðiþim ve yenilikler ve de kalkýþmalarher iki tarafta da olmaz ve güya Güney'dekitaplarýn deðiþimiyle daha makyajsal izlenim-ler elde edileceði sanýlýyorsa bana göre hiçbirilerleme olmayacak. Zaten Hristofyas baþtaoldu olalý eðitimin þövenizm ve ýrkçýlýktan tem-izlenmesi olayý da gerçekleþmedi. Zaten iddi-am da var; eðer AKEL gerçekten bir Komünistveya demokrat aðýrlýk koyarsa oradakietnosentrik yapýlanmadan ötürü aldýðý oylarda büyük oranda düþecek.

Yani gidilecek uzun yollar var. 2003 yýlýndanberi elde edilen geliþmeler var ama bana göretatminkar deðil ve bana göre bölünmeyiengelleyici de deðil. Bölünmeye doðru büyükbir motivasyonsuzlukla ilerlenmekte.Milliyetçilikler de her iki tarafta direk veya indi-rek birbirlerini beslemekte….

Ulus

IrkadYETERLÝ BULUYOR

MUSUNUZ?

AP Türkiye raportörü RiaOomen-Ruijten,Türk basýnýnaraporuyla ilgili bilgi verdiAvrupa Parlamentosu Türkiye raportörü RiaOomen-Ruijten AP'de Türk basýn mensuplarý-na yönelik yaptýðý basýn toplantýsýnda kalemealdýðý 2010 AP Türkiye raporu hakkkýnda bilgiverdi.ABHaber'in de katýldýðý basýn toplan-týsýnda Oomen-Ruijten özetle þunlarý kaydetti:"Türkiye son Anyasak reformu kbauletti.Ancak siyasi partiler arasýndaki meydanokuma ve anahtar reformlar konusunda birlik-te çalýþmaya karþý olmalarý, hükümete yapýla-cak çok þey býrakýyor. Ülkenin ve toplumunmodernizasyonu için bu karþýt görüþlerinreform sürecine adapte olmasý gerekiyor.Modern demokratik bir ülkenin yasama siste-mi; insan hak ve özgürlükleri, medya özgür-lüðü ve politik kültür riayetinde yasama,yürütme ve yargýnýn güçler ayrýlýðýna dayanýr.Gerçek bir demokratik toplumda medyaözgürlüðü temel þarttýr. Demokratik açýlýmkonusunda yapýlanlar oldukça iyi. Ancak sis-tematik geliþimi de saðlamak gerek, ilk olarakKürt sorunu ve din özgürlüðü konularýnda.''

Medya özgürlüðü konusuna ýsrarla vurguyapan Oomen-Rujiten "Medyanýn özgürlüðeihtiyacý var. Ýfade özgürlüðü kapsamýndadaha az limit konulmalý." dedi. Reform son-rasýnda sivil-ordu iliþkileri iyi gitmekte.Raportör, terör konusunda PKK ve Türkiyetopraklarýnda faaliyetini sürdüren diðer terörörgütleri ile mücadelede diðer AB üyesiülkelerin Türkiye ile terörle mücadelekonusunda iþ birliðini yoðunlaþtýrýlmasý gerek-tiðini belirtti. Ria Oomen-Ruijten ,demokratikaçýlýmýn Kürt sorunu konusunda amacýnaulaþabilmesi için Kürtçe'nin siyasi ve kamualanýnda kullanýlabilmesi, Kürtçe anadildeeðitim verilmesi, ancak anti terör yasasýnýnkötüye kullanýmý ve uç noktalarda yorumlan-masý konusunda yasa deðiþikliði yapýlmalýdiye konuþtu. Ria Oomen-Ruijten daha sonraþunlarý söyledi:Kýbrýs konusunda "iki liderarasýnda sürdürülen müzakereleri destekliyo-rum. Kýbrýslýlar, AB ve Türkiye için uzun sürelibir sonuca ulaþabilmek adýna daha önceaþýlmýþ süreçlere bakýlmalý ve fayda saðlan-malýdýr. Kýbrýs'taki kayýplarýn bulunmasýçerçevesinde Türkiye'nin kuzeydeki askerialanlarý incelemeye açmalýdýr.''

Ergenekon sðreciyle ilgili ise Ria Oomen-Ruijten,'' "Bazý insanlar Ergenekon'a politiksüreç olarak bakýyor, ben böyle düþünmüyo-rum ve Ergenekon'u politik süreç olarak kul-lanan insanlarý tenkit ediyorum."Açýklamasýnda bulundu.

Page 12: Yeniçağ 10122010

HABER12 10 ARALIK 2010 CUMA

Geçen hafta "Demokrasi: Demokratik Bir Yönetim ÞekliDeðildir" baþlýklý yazýda, kýsaca deðinmek gerekirse,Demokrasi çerçevesinde devletin iþleyiþini ve iktidarýn veegemenliðin kullanýmýna iliþkin sorunlarý tartýþmýþtýk…

Görünürde "devlet toplum için vardýr" demagojisinintemelinden yola çýkarak, iþleyiþi konusunda devletin var ola-bilmesi için, yönetilen kesim ile hiyerarþik bir iliþki içindeolduðunu, bu yüzden insanlarýn devleti kutsal bir varlýk olarakiçselleþtirdiklerini/ kendi üstünde varsaydýðýný belirtmiþtik…

Ve yazýyý, demokrasi temelinde devletin sistem içindekikonumunu deðerlendirerek, tüm çeliþkilerine raðmen sis-temin oldukça iyi iþlediðini belirterek, hala bir hareket geliþtir-ilemediði üzerine bitirmiþtik…

***Þimdi geçen haftaki yazýyý, Kýbrýs'ýn kuzeyinde var olan

düzen ile kýyaslamak gerekirse, karþýmýzda iki temel yak-laþým vardýr.

Birincisi; KKTC'nin devlet olarak kabul edilmesi ve budoðrultudan yola çýkarak mevcut düzenin, içsel yansýmasýnýve KKTC'nin dýþsal sorunlarý ile baðlantýlarýný ele alabiliriz…

Bu yaklaþým izlenirse birçok sorunu da beraberinde getirirelbet. Çünkü uluslararasý hukuk çerçevesinde kabulgörmeyen koþullarda varlýðý kabul edilen bir düzenin siyasalörgütlü yapýsý ne kadar iþlevsel olabilir tartýþýlýr… Elbetteuluslararasý hukuk dediðimiz þey; þuan dünyadaki emperyal-ist güçlerin koyduðu yasalar çerçevesinde kabul edilenyasalardýr. Ve bunun yeterliliði her açýdan üzerinden geçilme-si gerekir.* (Burada yeterlilikten bahsederken ki amaç;

KKTC'nin kabul edilebilmesi için savunur görüþünü yansýt-mak deðildir!) Ýkinci yaklaþýmda daha rahat görülecektir:Birinci yaklaþýmý savunan kesimin neden savunduðunubilmediði bir anlayýþa sahip olmasý ya da altý boþ hurafelerlegünübirlik duygusal baðlarýn arkasýna sýðýnarak sadecegeçmiþte çakýlýp kalmasý, rejimin çýkarýna dahi olsa, güncelsiyasal sorunlardan toplumda mademki alt tabakayý oluþtu-ran kesimin bir üyesidir, kaçýnýlmaz nasibini alacaktýr.Sonuçta devlet olarak kabul ettiði kurumdan bir beklentisivardýr… Ve toplumsal bir hareket oluþmadan, sistemindönüþtürülmesi sadece hayaldir… Örgütlü bir yapýnýn baþlat-týðý toplumsal bir hareket ancak sonuç getirebilir… Vetoplumsal bir hareket baþlamadan, insanlarýn görüþleri neolursa olsun sýrf sahip olduðu anlayýþ sistemin doðrudan var-lýðýna hizmet ediyor diye, hakkýný aramamak bizi özgür-lükçülükten soyutlar…*

***Ýkinci yaklaþým ise KKTC'nin belirli tarihsel süreçlerde,

dünya üzerindeki stratejik konumundan kaynaklanan belirsiz-liklerin ve zaman içerisinde geliþen, tarihsel olaylarýn sonu-cunda oluþturulan kukla bir devlet olduðu ve günümüzdekitanýmý ile Türkiye'nin alt yönetimi, bir baþka deyiþle iþgal altý-na olduðu görüþüdür.

Kýbrýs, Amerika ve Ýngiltere gibi katil devletlerin taþeronuTürkiye'nin, Kýbrýs'ýn kuzeyinde sürdürülen politikalarý ileyönetilen sahte bir devlet pozisyonundadýr…

Bu görüþ; Kýbrýs'ýn tarihsel süreci ile geliþen olaylara vegünümüzün siyasal 'gerçek'leriyle incelendiði zaman göre-ceðiz ki doðrudur…

Kýbrýs, kendi tarihi boyunca her zaman sömürge yönetimleritarafýndan iþgal edilmiþ ve sömürge yönetimlerinin, ortadoðudaki çýkarlarýný elde etmek için batmayan üs olarak kul-lanýlmýþtýr…

Kýbrýs'ýn gündeminde þuan çözüm olarak gösterilen alter-natiflerin, en üzerinde durulmasý gerekeni Kýbrýs'taki toplum-larýn birbiri ile kalýcý bir çözüm üstünde anlaþýp, federal birKýbrýs oluþturma görüþüdür… Bu Kýbrýs Cumhuriyeti'nin ulus-lararasýnda tanýnýrlýðýndan ve Türkiye'nin sömürgesinden

kurtulmaktan baþka bir fayda getirmeyecektir. Ki AvrupaBirliði'ne dâhil olduðu için AB sömürgesi altýnda varlýðýnýsürdürecektir.

Ama belirtilmesi gerekir; þu anda Kýbrýs'taki en mantýklýkabul edilebilecek görüþ budur…

***Geçen haftaki yazý ile Kýbrýs'ýn kuzeyindeki yapýyý

karþýlaþtýrmak gerekirse; hangi anlayýþ tarafýndan kabuledilirse edilsin, demokrasinin kendi içinde çeliþtiði gerçeði ilekýyaslandýðý zaman görülecektir ki; Devlet'in olduðu yerdeeþitsizlik her zaman olacaktýr. Ve Halk kendi kendini temsiledebileceðine inanmadan, bu sistem içerisinde kalýcý birdüzen oluþturmak imkansýzdýr.

Ve sisteme karþý tek alternatif Komünizmdir!..

-------------------------------------------------------------------------------*Uluslar arasý hukuk dediðimiz emperyalist güçlerin kendiçýkarlarýný korumak için koyduðu yasalarý elbette, Kýbrýs'ýnkuzeyindeki yapýya karþý alternatif bir düzen þekli olarakgöstermek deðildir belirtilmek istenen… Düzenin tek alternati-fi elbette sosyalizmdir. Ve belirmek istenilen birinci yaklaþým-daki bakýþ açýlarýna sahip egemen sýnýfý destekleyen birey-lerinde haklarýný koruyabilmek için hukuk devleti olarakvarsayýlan yapýnýn sorunlarýný kendi içindeki çeliþkilerle bir-leþtirerek gösterebilmek daha gerçekçi bir yaklaþým olur.

* Özgürlükçü bir insan: Sadece kendi siyasal/ ideolojikgörüþüne uygun görüþleri savunursa özgürlükçü olmaz.Bencil olur olsa olsa… Ancak baþkasýnýn özgürlüðünüsavunduðu bir yerde özgürlükçü olunabilir. Farklý görüþlerinsahip olduðu siyasal/ ideolojik yanlarýný eleþtirmelisin, amaözgürlüðünü savunarak özgürlükçü olabilirsin. Özgürlüðüngeliþebilmesi için baþka yol yok!

Örneðin Türkiye'deki baþörtüsü yasaðý, insanýn kiþiselözgürlüðüne doðrudan müdahale etmektedir. Biz o insanýnözgürlüðünü savunmalýyýz, baþörtüsü takýyor diye sessizkalmak yanlýþtýr. Neden taktýðý eleþtirilmeli, ama özgürlüðüsavunularak özgürlükçü olduðumuz kanýtlanabilir…

Salih

Batak

DEMOKRASÝ;DEMOKRATÝK BÝR

YÖNETÝM ÞEKLÝ DEÐÝLDÝR! (II)

[email protected]

YILDIRIM TÜRKER - Radikal

Pýnar Selek adý bir kez daha memleketsemalarýna vahþice gerildi.

Tam 12 yýldýr izlemekte olduðumuz karanlýkve sonuçsuz bir davanýn belirli bir aþamayagelmiþliði, 'bomba' kelimesinin yýldýzlý alar-mýyla 'patlatýldý' gazetemizde.

Buradaki 'bomba karar' buluþunun pek par-lak ve radikal devrimci olduðuna inananlara,böyle bir devrimde yer almak istemiyorumdemekten baþka çarem yok.

Bir kere, Yargýtay gibi yakýn tarihte pekþaibeli kararlarýnda ýsrar etmiþ, sözgelimiHrant'ýn yazýsýný inatla yanlýþ anlamýþ birkurumun bu kararý, hiçbir þekilde 'Bomba!' yada 'Þok!' vinyetleriyle sunulasý bir þeydeðildir.

Ayrýca, 12 yýldýr Þahmaran hikâyesinedöndürülmüþ bu davayý hâlâ hukuki bir vakýaolarak deðerlendirmek de hiç kimseyi nesnelkýlmaz.

Pýnar Selek'in bombacý olduðu iddiasýylabaþlatýlmýþ olan zulüm üstüne 'Haklý olankazansýn' soðukkanlýlýðýyla gidip, bütün iddi-alarýn 'fifti-fifti' dökümünü yaparak hukukunüstünlüðüne olan inancýnýzý deðil, ancak 'kör-leþtirilmiþliðinizi' sergilemiþ olursunuz.

'Bakalým ne gerçekler ortaya çýkacak.' Öylemi?

12 yýl boyunca bu genç kadýnýn baþýnagelenleri hiç mi izlemediniz? Davanýn aþa-malarýnýn ne tür hukuk rezaletleriyle bezeliolduðunu bir yerlere kaydetmemiþsinizanlaþýlan.

Pýnar Selek'ý tanýmamýþ; onu tanýyanlarýntanýklýðýndan da hiç etkilememiþsiniz besbelli.

Birtakým genç Özkökler piyasaya dökülüpPýnar'ýn 'suçsuzluðu'na inanmakta zorlandýk-larýný belirtmeye baþladýlar bile. Önce onunPKK baðlantýlý olduðunu oturduklarý yerdenkanýtlayarak.

Bu kadýnla 10 yýldýr neden uðraþsýnlarmýþ.Özkök putkýrýcýlýðýndan da medet umuyor-

lar üstelik. Pýnar Selek 'tabu' kýlýnmýþ,'mahalle baskýsý'na boyun eðip çarþýda ölen

insanlarýn haklarýný yoksayamazlarmýþ.Pýnar Selek'i tabu ilan etmek, tipik Özkökgil

buluþu bir tabu yýkýcýlýktýr.Aðýr iþkenceden geçmiþ, kolu sakat edilmiþ,

hayatýnýn kaç yýlýný hapishanede geçirmiþ, biran soluklanamadan kendini yine topunaðzýnda bulmuþ bir insanýn 'dokunulmaz,tabu' olduðunu söyleyenin baltasýný bileyenkim?

Pýnar Selek davasý, siyasidir.Hukuki bir yaný çoktan kalmamýþtýr.Bir kez daha onun serüvenini yazmak,

davasýný anlatmak istemiyorum. Nesneller veputkýrýcýlar bir zahmet bakýversin. Pýnar'atanýk binlerce insanýn kaydý duruyor.Mahkeme kayýtlarý da.

Nesnellik gayreti konusunu da Pýnar'ýndostlarýndan Karin Karakaþlý'nýn saklanasýyazýsýndan bir alýntýyla kapatmak istiyorum:

"Takip etmek deðil, müdahale etmek istiy-oruz. Çünkü ondan bombacý yapýlmayaçalýþýlan dünya yalan bir dünyadýr. Oradakimse huzurlu yaþayamaz. Müdahaleettiðinizde ise taraf olursunuz. Önünüzdekiresme bakar nesnel verileri yan yana getirir,akýl, yürek ve vicdanla kanaatinizi oluþturur-sunuz. Benim nesnelliðim Pýnar Selekkonusunda taraf olmamý gerektiriyor. Sizin dePýnar Selek'ten yana taraf olmanýzý istiyo-rum. Hukuk adaletle eþanlama gelene kadarnesnel vicdan adýna taraf olun. Pýnar Selekiçin deðil, gönül rahatlýðýyla yaþanabilecekbir Türkiye için... Baþka türlüsü haram hep-imize."

Son gördüðümdeBen onu son görüþümü anlatmak istiyorum

sadece.Yargýtay haberi 'gazetemizin baþarýsý'

olarak 'patlatýldýðýnda' NTV'de Banu Güven,Pýnar'la konuþtu.

Soðuk bir Berlin akþamý. ArdýndaBrandenburg kapýsý görülüyor. Pýnar herzaman olduðu gibi ýþýk saçýyor. Amaüþüdüðü belli.

Kimisi etrafýna ýþýk saçar. Halesigökkuþaðýndan, dokunuþu efsunludur.

Benzemeye çalýþmaz. Gücünü çýplaklýðýn-dan, tutkusunu dünyanýn kýrýlganlýðýndan alýr.

Israrla onu benzetmeye çalýþýrlar. O, tutkuile çilenin ikiz kardeþ olduðunu bilir.

Yakýnmaz. Gülüþünü bir an olsun kaybet-mez. Bir an olsun acýlaþmaz.

Onu incitmeye çalýþan, kendi çirkinliðiyleyüzleþir. Ýyice hýrçýnlaþýr.

Pýnar, o nadir insanlardandýr.Þu dünyada onun kadar çok kardeþi olan

bir kiþi tanýmadým. Sokak çocuklarýndan trav-estilere, kadýnlardan erkeklere, caný yananherkese onun kadar incelikli bir þefkatledokunabilen bir kiþi tanýmadým.

Pýnar, 'Barýþamadýk' kitabýnýn bir bölümüneepigraf olarak Gandhi'nin bir sözünü koy-muþtu: "Barýþçýl mücadelede en ufak birkuþku baþarýsýzlýk için yeterlidir. Sonunakadar baþarýlý olmanýn yolu saflýk vedürüstlüktür."

Pýnar'ý tanýmlayan iki kelime: Saflýk vedürüstlük.

Birkaç ay önce Berlin'de buluþtuðumuzdakaygýlarýmý dindirmek için orada edindiðiarkadaþlardan, hayatýnýn rahat ve iyiyürüdüðünden söz ediyordu. Bana dönüpbüyük bir içtenlikle, "Biliyorsun, ben çokþanslýyýmdýr" dedi. Hayýr, þaka yapmýyordu.

12 yýldýr kâbus yaþatýlan, üzüntüden kalbiduruveren anasýnýn acýsýndan yaþadýðýiþkencelere kadar kaç kat cehennem hayatý-na itilen Pýnar, gerçekten de þanslý olduðunainanýyordu. Þimdi, caným kardeþiminyaþadýðý iþkenceyi anlatmak zorunda kaldýðýiçin mahçup olduðunu görüyorum.

Bir baþka programda, telefon baðlantýsýn-da, 'Post travmatik stres bozukluðu' raporualdýðýný söylerken þimdi saðlam ve güçlüolduðunu da vurgulamadan edemiyor. Bir deþakacý br sesle lafýný baðlýyor, '..durum budurefendim.'

Pýnar, maðduriyet dilini tanýmaz. O, sevdik-lerine dokunabildiði, onlarla kol kola yaþaya-bildiði için kendini þanslý bulur. Ýþkencesin-den söz ederken çok daha beterlerini gören-leri anmadan edemez.

Babasý Ap Selek de o gece televizyonda

kýzýnýn 8 gün boyunca aðýr iþkencegördüðünü söyler söylemez, 'tabii 80 günsürenler de vardý' diye ekliyor. O da utanýyor,kýzýnýn yaþadýklarýný büyütüyor görünmekten.

Alp Bey de Pýnar gibi, öfkeye hiç yanaþmýy-or. Ýçini karartmadan yanýnda duruyorkýzýnýn. Onu görünce insanýn Pýnar'ýngerçekten þanslý olduðuna inanasý geliyor.

Býkmadan yazacaðýz. Tekrar tekrar yaza-caðýz. On iki yýl olmuþ. Pýnar filistinaskýsýn-dayken yüzünü yumruklayan kahramanlarterfi etmiþ, iþ baþýnda. Onu en ufak bir ahlakive mesleki süzgeçten geçirmeden Apo'nunniþanlýsý ilan etmiþ olan 'Büyük gazete'nin denedamet getirdiðini hatýrlamýyoruz. Özkökbütün günahlarýný zamanýn ruhuna yazýp kur-tuldu. Hayat devam ediyor. Katiller, iþkence-ciler, katliamcýlar vahþi Türkler cennetinekahraman olarak uðurlanýyor. Hayýr, devletinPýnar'la iþi bitmedi daha.

Tanýyan bilirOnlar, bu genç kadýnýn bombalardan daha

güçlü olduðunu erken fark ettiler.Her acýdan, her zulümden yüzünde ayný

ýþýklý gülümseme, ayný tevazuyla çýkýþý bes-belli onlarý deli etti.

Onu benzetemediler.Pýnar, etrafýna mutluluk ve güç saçarak

kendi seçmiþ olduðu hayatý, kendi seçmiþolduðu hayatýn müttefikleriyle birliktesürdürüyor çünkü. Kadýnýn özgürleþmesin-den, heteroseksizme karþý direnmekten,barýþýn önemli bir tetikleyicisi olan vicdani ret-ten dem vuruyor çünkü.

Onun yýllarýný çalan, iþkencecileri üstünesalýp canýný yakan, anasýný alan, hayatý onazehretmeye çalýþanlara raðmen hep saf vedürüst kaldý.

Biz, Pýnar Selek'i tanýyanlar, onun gözlerim-izin önünde kaçak konumuna sürüklenerek,hapislerle, iþkencelerle ya da bitmekbilmeyen gerilimlerle öldürülmesine izin ver-meyeceðiz.

Her þeyden önce onun sevgisine, barýþaolan inancýna, saflýk ve dürüstlükle beslediðiumuduna tanýðýz. Tanýk olacaðýz.

Pýnar Selek meselesi siyasi

Page 13: Yeniçağ 10122010

HABER 1310 ARALIK 2010 CUMA

(KHA) - Kýbrýs'ýn Avrupa Birliði DönemBaþkanlýk Sekreterliði Baþkaný AndreasMoleskis, 2012'nin ikinci yarýsýnda AvrupaBirliði'nin Konsey Baþkanlýðý'ný baþarýyla teþki-latlandýrmanýn öneminin, Kýbrýs'ýn becerisiniispat etmesi, tam teþekküllü ve AvrupaBirliði'nin güvenilir bir üyesi olmasýndagerçeðinde yattýðýný söyledi.

Kýbrýs Haber Ajansý'ndan (KHA) AntonisGkildakis'e bir demeç veren Moleskis, hazýrlýk-larýn durumu ve Kýbrýs'ýn ortak üçlü baþkanlýkprogramýna katkýlarýnýn kalitesi üzerindeKonsey yetkililerinden son zamanlardaedindiði olumlu destekten cesaret aldýðýnýbelirtti.

KHA'na demecinde ilk kez Kýbrýs'ýn ABBaþkanlýðý'nda sosyal uyum konularýný vurgu-lamaya niyetlendiðine deðinen ancak bukonularýn esasý elde etmeyi gerektirdiðini ifadeeden Andreas Moleskis, bu amaçla Kýbrýs'ýnyetkili Avrupa kurumlarýyla iþbirliðinebaþladýðýný duyurdu.

Kýbrýs'ýn, Birlik için AB'nin 2014-2020'dekimali perspektifleri için müzakereler gibi büyüksiyasi önemi olan konularý ele alma kabiliyetiolduðuna inandýðýný kaydeden Moleskis, özel-likle Eurogroup konularýnda, ardý ardýna üçbaþkanlýðýn Euro bölgesine üye olmayanülkeler tarafýndan üstlenileceði göz önünealýndýðýnda Kýbrýs'ýn sorumluðunun çok büyükolmasýnýn beklendiðini bildirdi.

Moleskis, AB Baþkanlýðý'nýn, Kýbrýs sorunun-da herhangi bir olumlu geliþme olup olmadýðý-na bakýlmaksýzýn planlandýðý gibi olacaðýný, birçözüm durumunda Kýbrýslý Türkleri baþkan-lýðýn yapýsýna alabilmenin "mutluluk vereceði-ni" ifade etti.

Altyapý projelerinin zamanýnda hazýr ola-caðýný, devletin parasýnýn baþkanlýðýn teþkilat-landýrýlmasý için akýllýca kullanýlacaðýný belirtenKýbrýs'ýn Avrupa Birliði Dönem BaþkanlýkSekreterliði Baþkaný Andreas Moleskis,kamuoyunun dikkatini buna çekmenin "ulusalhedef" olduðunu, Sekretarya'nýn Kýbrýs halkýnýkatmak için iletiþim stratejisini hazýrlamaktaolduðunu kaydetti.

Kýbrýs AB Baþkanlýk Sekreterliði Baþkaný'nýndemecinin tam metni þöyle:

S: AB Konseyi Baþkanlýðý'ný üstlenmeküye bir ülke için ne anlama geliyor? Adada2012'nin ikinci yarýsýnda Kýbrýs'ýn tümAvrupa'yý idare edeceði inancý var? Budoðru mu?

C: Bu bir yükümlülüktür, AB Konseyi baþkan-lýðý altý ay için tüm üye ülkelere verilmiþ birhak ve görevdir. Kýbrýs Avrupa Birliði'ndeki enküçük üye ülkedir ve ilk kez Konsey'e baþkan-lýk edecektir. Bu gerçekten hareketle, aynýzamanda Kýbrýs'ýn siyasi sorunununolaðanüstü durumuna baðlý olarak AvrupaBirliði'nin Konsey Baþkanlýðý'ný baþarýyla teþki-latlandýrmanýn önemi, Kýbrýs'ýn becerisini ispatetmesi, tam teþekküllü ve Avrupa Birliði'ningüvenilir bir üyesi olmasýnda ve AB iþlerini altýay idare edebilmesi gerçeðinde yatýyor.Umutlar yüksektir ve biz güvenilir bir þekildeAB iþlerini yönetebileceðimizi ispat etmekamacýndayýz.

S: Brüksel'de geçenlerde ÜçlüBaþkanlýðýn diðer iki üye devletinin,Polonya ve Danimarka'nýn baþ koordi-natörleriyle ve AB yetkilileriyle bir dizitemaslar yaptýnýz. Hazýrlýklarýn genel geliþi-mi ile ilgili olarak izleniminiz nedir?

C: Danimarka ve Polonya'dan meslek-taþlarýmla bir araya geldik. Bildiðiniz gibi ÜçlüBaþkanlýðýný ana görevi 18 aylýk ortak bir pro-gram hazýrlama ve bunun üzerinde anlaþmak-týr. Tüm taraflar bu programýn hazýrlanmasýnýiçin katkýlarýný koydular.

Kýbrýs'ýn katkýsýyla ilgili Konsey GenelSekreterliði'nden edindiðimiz destek çok ümitvericidir. Bu bizi doðru yolda ilerlediðimizkonusunda daha iyimser yapýyor. KonseySekreterliði'nin hazýrlayacaðý ortak programa

devam edeceðiz. Stratejik yönü üzerindegörüþ birliðine vardýk, bunlar programda yeralan ana konulardýr.

S: Konsey Sekreterliði'nin ortak programhazýrlanmasýyla ilgili mesajý nedir?

C: Konsey Sekreterliði bize üç üye ülkeninkatkýlarýný zamanýnda sunduklarýný söylemiþtir,materyal daha da geliþtirilecektir. Sekreterliktüm üç ülkenin çok çalýþtýðýna inanýyor. Ýþbirliðidüzeyi ve tüm katkýlarýn kalitesi konusunda damemnuniyetini ifade etmiþtir. Özelde bizimkatkýmýzýn kalitesi konusunda bize söylenen-ler bizi özellikle mutlu etmiþtir.

S: AB'nin gündeminde son iki yýlda ege-men olan konular mali kriz, enerji ve çevre,bunun yanýnda sosyal konularla ilgili olan-lar. 2012'nin ikinci yarýsýnda Kýbrýs hangikonulara vurgu yapacak? Bir öncekimodel mi izlenecek yoksa Avrupa'nýn yerelçýkarlarýyla ilgili konularla gündemi zengin-leþtirmek mi istiyorsunuz?

C: Her Konsey Baþkanlýðý'nýn ortaya koy-duðu konular, geçmiþ baþkanlýklardan önemliölçüde gündeme intikal etmiþ belirli konulardýr.Bu konular beklenmedik bir þekildegelmemiþtir, bir devamlýlýðý vardýr. BirBaþkanlýðýn benzerliði, her ülkenin üstlenmekistediði siyasi giriþimlerle tanýmlanýr. Kýbrýstam da þimdi bu siyasi giriþimleri tanýmlamasürecindedir. Devam etmekte olan bir süreçvardýr ve tüm bakanlýklar kendi önerilerini sun-mak için buna dahildir. Günün sonunda kararsiyasi bir karar olacaktýr.

S: Bir ipucu verir misiniz?C: Diyelim ki siyasi bir bulgu sosyal uyum

konularýna vurgu yapýyor ve AB'nin sosyalboyutlarýnýn altýný çiziyor. Mali kriz, birçokkiþinin, daha fazla gençlerin, bayanlarýn vekorunmasýz sosyal gruplarýn karþý karþýyabulunduðunu iþsizlik sorunlarýdüþünüldüðünde bu çok yerinde bir konudur.

Bununla birlikte bu baþlýða bir içerik kat-malýyýz. Bu giriþimleri ileriye götüren birAvrupa Kurumu olan Avrupa Komisyonu'nunyakýn iþbirliðinde bu yapýlmýþtýr.

Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý'ylabirlikte, daha geniþ sosyal önemi olan konularýgeliþtirmek için Avrupa Komisyonu'yla birlikteçalýþmalarýmýz baþlamýþtýr. Bu yolla Kýbrýs'ýnAB Baþkanlýðý'nýn tanýmýnda ana unsur ola-caðýný düþündüðümüz bu konuya bazý esaslarkatabileceðiz.

S: Temmuz 2011'den Aralýk 2012'ye kadarÜçlü Baþkanlýðý oluþturan ilginç bir"bileþim" vardýr. Kýbrýs mesela SchengenBölgesi'nde deðilken Danimarka vePolonya da Euro bölgesinde deðil. BuKýbrýs'ýn Baþkanlýðý'ný nasýl etkileyecek?

C: Eurogrubu'na ait olmayan önceki üç üyeülkeyle (Macaristan, Polonya ve Danimarka)

birlikte AB Baþkanlýðý'ný üstlenecek ardý ardý-na gelen dördüncü ülke olacaðýz. DolayýsýylaEuro bölgesi konularýnda ardý arýnda gelen üçbaþkanlýktan sonra bizim sorumluluðumuzuanlýyorsunuz.

S: Kýbrýs'ýn AB Baþkanlýðý'na denk gelen,2014-2020 AB mali perspektifleriyle ilgilimüzakerelerin tamamlanmasý yeni birOrtak Tarým Politikasý için müzakereler gibibüyük siyasi öneme sahip durumlar vardýr.Avrupa için önemli olan bu önemli konu-larýn üstesinden gelemeye Kýbrýs hazýr ola-cak mýdýr?

C: Yeni Ortak Tarým Politikasý, bunun yanýn-da Yapýsal ve Uyum Fonlarý ve 8'inci Avrupaaraþtýrma ve yenilik çerçeve programý, hepsibirliðin yedi yýllýk mali çerçevesininparçalarýdýr.

Kýbrýs'ýn fýrtýnayý atlatacaðýna inancým vardýr.Bu inancý, kamu yönetiminde bu alanlardaçalýþan yüksek yeteneðe sahip personelolduðunu bilerek belirtiyorum. Bu durumlaryurtdýþýndan uzmanlýða ihtiyaç duyacaðýz,tabii ki ilave personel kiralayacaðýz.

Ýkinci olarak Kýbrýs, çok az kazanýlmýþ men-faati olmasýna raðmen Birliðin mali perspekti-flerini ele alabilecek güvenilir bir üye ülkeolarak deðerlendiriliyor.

Size mali perspektiflerle ilgili önceli müzak-erelerin 2005'te, Kýbrýs'tan çok daha küçük birülke tarafýndan Lüksemburg tarafýndantamamlandýðýný hatýrlatacaðým. Dolayýsýylacevap, "evet, hazýrýz"dýr.

S: Konsey Baþkanlýðý tartýþma götürmezþekilde hükümet için büyük bir siyasi olay-dýr. Kýbrýs halký arasýnda da bu sahiplenmeduygusunu geliþtirmeyi amaçlýyormusunuz?

C: Tabii ki, bu ana amaçlarýmýzdan biridir.Ýletiþim stratejimizi hazýrlayarak baþladýk.Bunun ana dayanaðý Kýbrýs toplumunun,baþkanlýðýn ilgisinde olduðunu hissetmesiniistiyoruz. Baþkanlýk konularý üzerinde bil-inçlendirme ve kamunun desteðini kazanmakulusal bir hedeftir.

Ýletiþim stratejimizin hazýrlýðý için yeni bir yak-laþým kazandýðýmýza inanýyorum. Brüksel'deKýbrýs'ýn AB Baþkanlýðý'yla ilgili çeþitli yetkililerve diðer ilgililerden onlarca kiþiyle konuþtuk.Avrupa Komisyonu yetkililerinin, gazetecilerinve diðer anahtar roldeki kiþilerin görüþlerineilgi duyduk.

Ayný zamanda, Kýbrýs halkýnýn bütünüyle nebildiklerini, davranýþlarýnýn ne olduðunu öðren-mek için Kýbrýs'ta bir görüþ anketi yaptýk.

Üçüncü olarak politikacý, gazeteci veakademik toplumdan çeþitli önemli gruplarlatemas ettik, Kýbrýs Baþkanlýðý'yla ilgili görüþ-lerini söylemelerini istedik.

Tüm bu malzemeler, halk arasýnda bil-inçlendirmeyi artýracak, ayný zamanda hede-flerimizin ve isteklerimizin neler olmasý gerek-tiði konusunda bize bilgi saðlayacak biriletiþim stratejisi oluþturmak için kullanýlacak.

Ayný zamanda tüm bu giriþim, kendileriyledaha sonra da temas kurmak isteyeceðimizkiþiler ve sosyal gruplarla bir diyalog oluþtu-ruyor ve kendilerine Baþkanlýkla ilgili görüþleri-ni söyle fýrsatý veriyor. Bu iþ çevrelerini ve siviltoplum kuruluþlarýný da kapsýyor.

S: AB Baþkanlýðý'nda Kýbrýs TürkToplumu'nu da devreye sokmayý düþünüy-or musunuz?

C: Çeþitli gruplar ve Kýbrýs'taki veBrüksel'deki halkla temaslar baðlamýnda,iletiþim stratejimizi belirleme baðlamýnda,Kýbrýs Türk Toplumundan politikacý, iþ adamýve gazeteci gibi onlarca kiþinin görüþlerini desorduk. Kýbrýslý Türklerin görüþlerine de ilgiligösteriyoruz.

Þunu da belirtmek isterim ki Kýbrýs sorununaçözüm bulma beklentisiyle tam olarak hazýr-landýk. Kýbrýs'taki geliþmeler ne olursa olsun,AB Baþkanlýðý planlandýðý gibi 1 Temmuz 31Aralýk 2012 tarihleri arasýnda AB Baþkanlýðý'ný

üstlenecektir. Kýbrýslý Türk arkadaþlarý baþkan-lýðýn yapýsýna alabilmek bize mutluluk vere-cektir. Bu sayýyý kýsa sürede artýracaðýz,bununla birlikte bir çözüm durumunda yenilikçibir atmosfer ve zemin hazýrlayacak konumdur.

S: Toplantý yerleri için bir tarih belirleye-cek misiniz?

C: Ana altyapý projeleri, baþkanlýðýn kalbiolan Kongre Merkezleri ve Basýn Merkezi'nedönüþtürülecek olan "Philoxenia" Oteli'dir.Çalýþmalarla ilgili geliþmeleri haftalýk bazdatakip edeceðiz ve eminiz ki projeler, baþkan-lýðýn beþ ay öncesine Ocak 2012'de teslimedilecektir.

S: Baþkanlýðý sýrasýnda Kýbrýs ne türetkinlikler düzenleyecektir?

C: Bir dizi Gayrý resmi Bakanlar Konseyitoplantýsý olacaktýr, sonuncular bizim siyasi gir-iþimlerimize baðlý olacaktýr. Yaklaþýk on gayrýresmi toplantý olacaktýr. Bununla birlikte bu alý-nacak siyasi kararlara baðlýdýr.

Teknik düzeyde üst veya alt düzeyde dahaküçük toplantýlar da olacaktýr. Bu toplantýlargayrý resmi konseylerle birlikte toplamdaKýbrýs geneline yayýlabilecek 150-200 toplan-týyý bulacaktýr.

S: Bazý üye ülkeler Baþkanlýðý için 100-200 milyon Avro'yu aþan paralar harcýyor.Geçmiþte Kýbrýs için maliyetin 65 milyonAvro'nun altýnda olduðunu açýkladýnýz. Buhala geçerli mi? Yüksek harcama vebaþarýlý sonuç birbirine baðlý mýdýr?

C: Benim görevim Baþkanlýðý baþarýlýbiçimde organize etmektir. Bu çalýþmadevletin parasýnýn akýlcý kullanýmý da demektir.Planýmýz en uygun fonlarýn kullanýmýyla enbaþarýlý organizeyi tasarlamaktýr. Þu anda birrakam vermek için erkendir.

Bununla birlikte Kýbrýs'ýn devlet parasýný eniyi þekilde kullanma gibi bir alýþkanlýðý vardýr.Size bir þey söyleyeceðim. Yapýsal Fonlarýnkullanýmýnda hiç düzensizlik yaþamayan birtek üye ülke vardýr. Bu ülke de Kýbrýs'týr.Dolayýsýyla bizim hedefimiz, fonlarý en iyi þek-ilde kullanarak baþarýlý bir sonuç elde etmektir.

S: Baþkanlýk Kýbrýs'ýn kültürel tanýtýmýiçin de bir fýrsat yaratacak mýdýr?

C: Kültürel etkinlikler de bizim iletiþim strate-jimizin tasarýlarýmýzýn bir bölümüdür. Aynýzamanda Kýbrýs'ýn kültürde nispi bir avantajýolduðu da unutulmamalýdýr ve bu deðer-lendirilmelidir. Kültür alan prestijimizi artýrýr,güvenilirliðimizi geliþtirir, ayný zamanda birKýbrýs devlet olarak kimliðimizin de altýný çizer.

Bu tür kültürel etkinlikler Kýbrýs'ta veBrüksel'de baþkanlýðýn baþlamasýyla baþlaya-caktýr. Kýbrýs'ýn AB Baþkanlýðý sýrasýndaFransa, Ýtalya ve Belçika gibi çeþitli üye ülkel-erdeki bir dizi kuruluþla ciddi kültürel etkinlik-lerin düzenlenmesi için temas halinde ola-caðýz.

Örneðin Louvre'de, ayný zamanda ÝtalyaCumhuriyeti Cumhurbaþkanlýðý Ofisi'nde,Ýtalya Büyükelçiliði'yle iþbirliði halinde bir etkin-lik düzenlemeyi amaçlýyoruz. Brüksel GüzelSanatlar Merkezi "Bozar"la da, burada birKýbrýs sergisi düzenlemek için görüþmeleryapýlýyor.

S: "Ocak 2013'te ne hissetmeyi bekliyor-sunuz?

C: Fransa, Ýsveç, Finlandiya, Birleþik Krallýkve benzeri üyelerin baþkanlýk hazýrlýðýnýyapan birçok kiþiyle konuþtu. Herkesin yanýtýsorumluluðun çok büyük olduðuydu. Bunaraðmen beni etkileyen bir þey dahaeklemeleriydi, ki bu bana þimdi çok garipgörünüyor. Eðlenceli olduðunu da söylüyorlar.

Bu iki þey bana uyumsuz geliyor ve þu aniçin bu benim için büyük bir sorumluluk vestrestir ki zaman zaman, baþarýlý bir sonuçöncesinde bir kabus haline geliyor. Bu anahedeftir ve þu an egemen olan düþüncedir.Baþkanlýðýn baþarýlý olacaðýný söylemekkadar, 1 Ocak 2013'te eðlendiðimi de söyle-mek þimdilik bana uzaktýr.

Moleskis: Kýbrýs Baþkanlýðý Avrupa'da sosyal uyumu vurgulayacak...

Page 14: Yeniçağ 10122010

HABER14 10 ARALIK 2010 CUMA

Adres: Bedreddin Demirel Cad. No:13 Kat 1 Daire 3,GÝRNE, DERYA BUTÝK üzeri Ofis Tel: 816 1087

Fax: 815 7144 Ev: 815 4418 Cep: 0533 861 2004

ÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝKÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝK

u Sýhhi Tesisatu Isýtmau Soðutma

u Havalandýrmau Yüzme Havuzuu Altyapý Projeleri

Her türlü mekanik proje iþlerinizde hizmetinizde

Üretme ortamýnda bulunan ya da üretme ortamýna giren hercanlý; koþullarýn yeni biçimi dolayýsýyla, varlýðýnýn yeni haliylekendisinde birtakým dýþavurumlarýn ortaya çýkmaya baþladýðýnýhisseder.

Bu dýþavurumlarýn en belirgin hali; o canlýnýn bünyesinde yeniolanýn kendini yaþatmak için kendine yer açma mücadelesiniverdiði üreme ortamýnýn kendisinde hissettiði sancýdýr. Her yeni,eski varlýðýn sonucudur. Yeni eskinin sonucu olmasýna raðmen;onun tekrarý deðil, aksine onun üst halidir. Bu haliyle de, yenieskinin inkarý ve ondan kopuþ halinin ifadesidir.

Her sancýnýn yeniyi yaratacaðý gibi bir belirlemeye girmek,sancýlara mutlak sonuçlar yüklemek gibi anlamalar yükler. Bu dasancýsý olan olguyu/ortamý saðlýklý deðerlendirme imkanlarýndanuzaklaþtýrýr. Olgu da ki kimi sancýlar; yeninin müjdecisi gibigözükse de, kapsamlý bir bakýþ sonucu; sancýnýn, yenin haber-cisi deðil, olgunun/ortamýn kimi hallerinden kaynaklanan, aslýanlatmayan yalancý sancýlar olduðu görülür. Bu tip yanýlsamasancýlarý, çevresinde beklenti ve merak uyandýrsa da herhangibir yeni þey'e tekabül etmeye denk düþmez.

Diðer bir durum da; olgudaki/þey'de ki sancý, yeninin baþla-ma/baþlangýç hali iken, olgunun kaldýramayacaðý veya ona tek-abül etmeyen etkileme/müdahalelerin soncu olarak ortaya çýkanyeni þey'dir. Kendi doðal seleksiyonunu yaþamayan bu yeniþey, erken olmanýn nedenlerinden dolayý ortaya çýkan sonucunpremetu olmasýdýr. Ortaya çýkan yeni þey'in hali, o þey'e özel ilgigösterilmesine, hassasiyet gösterilmesine gereklilik yaratýr. Özelihtimam gösterilen yeni þey; varlýðýný devam ettirmeyi baþarýrsa,onun doðum halindeki eksikliklerinden dolayý yen þey hastalýk-larla malul olur, gerek dýþarýdan gelen ve gerekse de bünyedenkaynaklanan özelliklerinden dolayý, müdahalelere açýk olmadurumunda kalýr. Bu müdahaleler onun yaþama þansýný çoðalta-caðý gibi, yaþamýný da ortadan kaldýrabilir.

Bunlardan baþka; en az bunlar kadar önemli olan diðer bir þeydaha vardýr.

Yeni, kendisine vücut veren ortamýn gerekliliklerinin tümünübünyesinde toplamýþtýr ve hayata merhaba demek için sabýrsý-zlýkla beklerken, doðumun bir türlü gerçekleþememe hali ya daortamda ki bir aksiyonun güçsüz veya gücünün olmamasý hali.Böyle bir durumda; yeni, eskinin içinde zehirlenmeye baþlar, buaþamada müdahaleler yapýlmaya baþlamýþ olsa bile, yenizehirlenerek ölmüþtür ya da zehirlenmiþ olarak yoðun bakýmaihtiyaç duyar.Onun yanýnda; yeni'yi yaratmýþ olan ortam yeni'ninkendisinden ayrýlmadýðý/ayýramadýðý için, o ortam da zehirlenmiþolur, uzun süreli hastalýklara tutulmuþ olur. Ve yeni'nin tekrardanoluþmasý meþakkatli olur.

Asl olan; yeni'ye varan geçmiþ süreci doðru analiz etmek ve

yeni'ye yol açmalara yerinde dokunmalar yapmaktýr.Bu bap tan bakýldýðý zaman:Ada parçasýnda; bundan yarým asra yaklaþan yýllarda yapýlan

müdahalelerle suni doðum yaptýrýlmýþtýr. Suni doðumdanyaratýlan "yeni þey", yaþamýna devamlý olarak suni teneffüsleryaptýrýlarak devam ettirilmeye çalýþýlmýþtýr.

Her ne kadar; ortaya çýkarýlmýþ olan "yeni þey" ortamýn rahatsý-zlýklarýnýn yanlýþ/bilinçli yanlýþ sonucu ise de, "yeni þey" buhaliyle ölüme yürütülecek ve tamamen çok farklý yeni þey ola-caktýr. Ya da doðurultulduðu eski ortamý yeniden laboratuarortamýna alarak, ondan çýkarýlan sonuçla saðlýklý hale getirilm-eye çalýþýlacaktýr.

"yeni þey" doðurultulduktan kýsa süre sonra, üzerinde tartýþ-malar, denemeler, çözümlemeler süreçlerine girmiþ olsa da;özellikle çözümleme de iki ana bakýþ ortaya çýkmýþ bulunmak-tadýr.

Birincisi; doðurtulan "yeni"nin, ölüme götürülerek hiçleþtirilmesi,yoklaþtýrýlmasý.

Ýkincisi; doðurtulanýn, sürecin tüm yanlýþlýklarýný gözlem altýnaalýp, buradan "yeni þey"i saðlýklý yeni þey haline getirme anlayýþý.

Birde bu ikisinin dýþýnda, arada üçüncü bir þeymiþ gibi duran,aslýda ise "Birinci"nin kapalý hali olan ara durak vardýr, yapýolarak "birinci"yi hedefleyen son duraktýr. Yapý olarak karakterleribu olmasýna raðmen, yapýdaki bileþenlerden "ikinci"ye akacakolanlarý da akýlda tutmak bir gerekliliktir.

Açýmýzdan baktýðýmýzda asl olan "ikinci"lerin durumudur.Her ne kadar, kendilerini anlatýmlarý ve anlamalarý itibariyle

kendilerini karþýda konumlandýrmýþ iseler de, hayatýn gün-deliðinde, sunulanýn üzerinden yürümelerini aþamadýklarýndandolayý, onlar da hýzla açmaza doðru gitmektedirler.

Açmazlarýnýn onlarý götüreceði son nokta 'öyle' bir týný olmatehlikesidir.

Halbuki; yarým asrýn yaþanmýþlýklarýnýn toplamalarýnýn sonucuolarak, her zamandan daha fazla "yeni þey"e dönüþme/hayatvermek imkanlarý ortaya çýkmýþ bulunmaktadýr. Bu da; yaþan-mýþlýklarý tek tek ele aldýðýmýzda bunlarýn ayný zamanda yapýl-mamamsý gerekenlerin toplamý olduðunu görürüz. Dolayýsýylada, yapýlmasý gerekenler kýsmý daha net olarak ortaya çýkmak-tadýr.

Yeni þey'e taraf olan özne ve özne yapýlarýnýn kendi anlatým vekurgularýný senkronize haline getirip, pratik duruþ sergileye-bilmeleridir.

Þüphesiz ki, her duruþ kendi anlatýmý ve pratiðini doðru görmenoktasýndadýr. Bunda her hangi bir ayýp yoktur. Unutmayalým ki,anlatýmlarýmýzý yaparken bir birleriyle teke tek'te ilintileri olmayanbir sürü harf, bir araya getirildiðinde ve uyumluluklarýyaratýldýðýnda; kelimeler, cümleler, paragraflar ve metinler olmak-tadýr. Halbuki, bunlarýn yalýn haline baktýðýmýzda ancak kendileriolmaktadýrlar.

Bir "dilbilimci hassasiyeti" ile en iyi uyum ve en iyi anlatýmýyaratacak bir þekilde tek tek harflerden senkronize bir dil yarat-mak gerekmektedir. Böyle bir senkronize yaratýlýrken, bu uyu-mun tek tek harflerin karakterlerini ve bunlarýn özgün toplamalarolduðunu bilince çýkarmak "yeni þey"e en doðru haldir.

AliSarýtepe SANCILANMALAR

[email protected]

Kamu emekçilerinin gündemi ‘anadil’(ANF) Eðitim Sen Mersin Þubesi Yönetim Kuruluüyesi Sinan Muþlu, Kürt dili üzerindeki baskýlarýndevam ettiðine iþaret ederek, yanlýþ ve çarpýk bil-gilendirmeye karþý bilimsel ve akademik bir tartýþ-ma ortamý yaratmak istediklerini söyledi. Muþlu,Anadil üzerindeki baskýlara karþý durmadan, insanhaklarýnýn doðru savunulamayacaðýný vurguladý.Kamu emekçileri alanýnda yaratýlan tartýþmalaretrafýnda, yerellerdeki sendika þubelerinin sürecebakýþýný ve eylem etkinlikleri hakkýnda bilgi verenMersin Eðitim Sen Þubesi YK üyesi Sinan Muþlu,"Kamu emekçilerinin gündemi anadil" dedi.

ANADÝL ISRARI SÜRECEKBir yandan resmi devlet televizyonlarýndan

Kürtçe yayýn yapýlýrken, diðer yandan mahkemel-erde Kürtçenin yasaklanmasý konusuna dikkatçeken Muþlu, "Anadilde eðitim ýsrarýmýz devamedecektir" dedi. Muþlu, "Bir yandan resmi devlettelevizyonlarýndan Kürtçe yayýn yapýlýrken, diðeryandan mahkemelerde Kürtçenin yasaklanmasýaþýlmasý gereken en önemli çeliþkilerden biridir.Bu çeliþki aþýlmadan demokratikleþmenin yaþana-mayacaðý ve derinleþemeyeceði görülmelidir. Anadilde eðimde tam da bu çeliþkinin çekirdeðindedir.Yýllardýr anadilde eðitimi savunan ve bunun içinkapatýlma tehlikesi yaþayan bir örgüt olan EðitimSen, böylesi bir demokratikleþme adýmý içinanayasal güvenceleri ve pratik uygulamalarý ýsrarla talep etmeye devam edecektir" þeklindekonuþtu.

AKP ÝKÝYÜZLÜTRT 6'nýn Kürtçe bazý kelimelere sansür

getirmesinin iki yüzlü bir yaklaþým olduðunu ifadeeden Muþlu'ya göre AKP hükümeti Kürt dilikonusunda iki yüzlü davranýyor.

Muþlu, þunlarý ifade etti: "Bir yandan özgürlükler-den bahsedeceksiniz, öte yandan bir dili anadokusunun temellerini yaratan kelimelere sansürgetireceksiniz. Bu noktada hem üyelerimizin hemde kamu oyunun bu konuda ki duyarlýlýðýný artýr-mak ve bilimsel temelde bir tartýþma ortamý yarat-mak için 11 Aralýk cumartesi günü 'Ýnsan Haklarýve Anadiller' konulu bir panel düzenleyeceðiz.Prof. Dr. Adnan Gümüþün ' dil ve Biliþ' üzerine veyazar Nemciye Alpay'ýn 'Anadil kavramýnýnserüveni' konularýnda sunum yapacaklarý, böylebir çalýþma ile Ýnsan Haklarý haftasýný anlamlandýr-maya çalýþacaðýz."

Page 15: Yeniçağ 10122010

YKP Yürütme Kurulu Sekreteri MuratKanatlý DAÜ'de yaþananlarýdeðerlendirdi ve eylemlere destekbelirtti. Konu ile ilgili açýklamaþöyle:

DAÜ'de tuhaf þeyler olmayadevam ediyor. Tuhaflýklar aslýndatüm alanlarda "normal"leþmiþdurumdadýr. Elçi mi vali mi belliolmayan TC'nin sivil bürokratýbakanlar kurulu toplantýlarýna giripmesai saatleri ile ilgili görüþünüaçýklýyor ve bunun normalkarþýlanmasýný talep ediyor…

Benzer þekilde Doðu AkdenizÜniversite Öncesi EðitimKurumlarýnda da "elçilik" þovyaþanmakta… DAÜ-SENbildirisinde "3 Aralýk 2010 tari-hinde DAÜ-SEN ile VYK, BakanÇavuþoðlu'nun nezdinde bir arayagelmiþ ve Bakan'ýn yaptýðý tümtaraflarýn krizi aþmak için fedakar-lýkta bulunmasý önerisindeuzlaþmýþtý. Taraflar ayrýca 6 Aralýk2010 tarihinde en önemli paydaþolan velilerle bir araya gelipyaþananlarý onlarla paylaþmakararý da almýþtý" denmekteydi,ama VYK ani bir kararla bakanýnolduðu toplantýya katýlmamýþ veuzlaþmayý tek taraflý reddettiðinideklere etmiþ oldu. Bunun nedeniaslýnda bizzat VYK tarafýndan

açýklanmýþtý, TC Elçiliðinin "banatasarrufunu göster, paraný al" ric-asý(!) üzerine ne iþe yarayacaðýkimse tarafýndan bilinmeyen öðret-menlerin maaþlarýndan %15'lik birkesintiyi da devreye kondu. Bu sondüzenleme ile 11 ayda maaþlardan%27'lik bir kesintiye gidilmiþ olundu.

Bütçenin tamamen VYK tarafýndanyapýldýðý göz önüne alýndýðýnda sondönemdeki bu operasyon DoðuAkdeniz Üniversite Öncesi EðitimKurumlarýnýn kötü durumda olduðu,battýðý izlenimi yaratmak olduðurahatlýkla anlaþýlabilir. Böylelikle bukurumlarýn devredilmesi veya kap-atýlarak TED ve benzeri okullara yeniöðrenci "kaynaðý" yaratýlmasý içinzemin hazýrlanmaya baþlanmýþolunuyor…

KTHY konusunda olduðu gibi kötügidiþin nedeni olarak sendika göster-ilerek da örgütlü mücadeleye dedarbe vurmaya da çalýþýlmaktadýrlar,yani VYK elçilik tavsiyeleri ile birtaþla birden fazla kuþ avlama giriþi-mindedir…

YKP, Doðu Akdeniz'de direniþbaþlatanlarla dayanýþmasýný açýkçaortaya koyar, TC sivil asker bürokrat-larýnýn adanýn kuzeyini parsel parselsatýþýna karþý tüm kesimleri bu vebenzeri direniþleri desteklemeyeçaðýrýrýz.

DAÜ-SEN, DAÜ Vakýf YöneticilerKurulu'nun (VYK) DAÜ'nün üniver-site öncesi eðitim kurumlarýna yöne-lik tutumunu kýnama amacýyla 9Aralýk, Perþembe günü mitingdüzenledi.

Rektörlük binasý önünde gerçek-leþtirilen mitinge, YKP, CTP-BG,TDP, KTÖS, KTOEÖS ve Güç-Senyetkilileri de katýlarak destek verdi.

Mitingde, DAÜ VYK'ya yönelikdüdüklü ve alkýþlý protestolardabulunuldu. Açýlan pankartlarda ise,"VYK Maþa, Rektörlük Maþa,Okullarýmýzda Karmaþa","Beceriksizliðinizin Bedelini Öde-

meyeceðiz", "Maðusa DAÝ ve DAK'aSahip Çýk", "VYK PadiþahlýðýnaSon", "Suçlu Siz, Cezalý Biz"ifadeleri dikkat çekti.

ALTIOKDAÜ-SEN Baþkaný Hasan Altýok,

mitingde yaptýðý konuþmada, "DAÜyönetiminin, yasalara ve Anayasa'yauymadýðý, DAK ve DAÝ'yi kapatmakve satmak istediði, çalýþanlarýnmaaþlarýný yasa dýþý olarak kestiði,verdiði sözleri tutmadýðý ve hesapyapmayý bilmediði" iddiasýndabulunup bunun için grevde olduk-larýný söyledi. Altýok, DAÜ yönetimin-

den iyi niyet, samimiyet, þeffaflýk,hesap verilebilirlik ve dürüstlük bek-lediklerini kaydetti. Altýok, DAÜ yöne-timinin icraatlarýnýn yasal zemindegerçekleþmesini, kollektif akýlla iþyapýlmasýný ve greve neden olanunsurlarý çözmelerini istediklerinibelirtti. Kreþ, DAÝ ve DAK'ýn DAÜçalýþanlarýnýn, Gazimaðusalýlarýn vehalkýn olduðunu söyleyen Altýok,DAÜ VYK'ya uzlaþý çaðrýsýndabulundu.

Altýok, Baþbakan Ýrsen Küçük'tende çalýþanlarýn sesini duyarak,görüþme masasýný kurmasýtalebinde bulundu.

HABER 1510 ARALIK 2010 CUMA

ISI METAL

Zamanýn eðitim bakaný "okullar olmasa biz maarifi ne güzelidare ederdik" derken, inanýn, bilerek ya da bilmeyerek, olayaen doðru saptamayý getirmekteydi. Bugün deðiþen herhangibir þeyin olmadýðýný görünce nasýl hak vermezsiniz. Olmayanbir þeyin "þeyi" mi olur allahaþkýna? Meseleye direkt girersek;hak / hukuk / adalet arayan memur, öðretmen, iþçi sendikalarýve ne bileyim öðrenci, turizmci, tarým üreticisi, hatta sanayici-tüccar-iþ adamý neyin peþinde ve de ne ile (muhatap) karþýkarþýya olduðunu acaba cidden biliyor mu? Savaþ sonrasýgeriye kalan Rumlara ait mal/mülk "bitirilemeyen ganimet"zengin kaynaklar olmasaymýþ bugün neyi tartýþýr olurduk, hiçdüþündünüz mü? Ýþimize mi gelmiyor yoksa "gerçekler" bizleriele vereceðinden mi korkuyoruz. Hala olmayan "devlet"in son-suza kadar yaþatýlmasý masalý da nitekim öyle, eðer dahayapýlýyorsa; gerisindeki esas maksadý da anlamýyoruz demek-tir.

Býrakýn küresel, müresel kriz veya Rum ambargosu vs ede-biyatlarýný da bunda kimlerin faydalandýðýna bakýn, bir nebzebelki anlarsýnýz, ne bileyim! Bunca kaynak, zenginlikler (turizmpotansiyeli, iþletme/fabrika, tarým alanlarý vb) heba edilirkenbize geçtikten sonra tek baþarýlan galiba memleketin birkumarhane ve buna baðlý yan hizmetlerin sunulduðu"eðlence" sektörü olmaktadýr. Ki, saðolsunlar(!) yöneticilerimizile kapý kulu ekonomistleri ve uzmanlarý bunun adýna "cennet"demektedir. Ancak bu "çok bilmiþler" sabahlarý okula aç gidenküçücük yavrulara bir fincan sütün nasýl esirgendiðininhesabýný veremiyor! Eskiler hatýrlayacaktýr; her ne kadarkýzsak ve sömürgecilere lanet okusak da, Ýngiliz sömürgeyönetimi döneminde, sabahlarý okullarda; üzerinde kral veyakraliçenin resminin bulunduðu büyükçe fincanlar içerisinde

(yaþa varol kýralýmýz/kraliçemiz eþliðinde) bizlere ýlýk süt ver-ilmekteydi! Bugün süt üreticileri isyanlarý oynayýp hükümetlerindikkatlerini belki çeker diye, sütlerini sokaklara dökerken...Zeytin üretimi farklý sanmayýn; çarþý pazarda bol bol ithal ürünvarken aksini söylemek bir yerde "dalga" geçmek olmuyormu? En azýndan yönetim kendini þöyle savunabilir "zeytinaðacý katliamýndan þikayet ediyorsunuz ama durum aksinikanýtlamakta" diyebilirdi.

Efendiler, ülkenin statüko/durumu malum... ama bilmiyor-casýna "her þeyin baþý polis sivil yönetime baðlý deðil" diye-biliyor. Söyler misiniz "baðlý olsa, bir 'muhtar' kadar muhtarolmayanlar ne yapabilir?" Böylece kendimizi kandýrýr dururuz,"yat da 'gulle' geçsin" hesabý yani! Anavatanda baðlý da neoluyor; her gün tv ve basýnda ne denli "orantýlý þiddet" uygu-landýðýný görmüyor muyuz? Yönetimde kimsenin de kýlý kýpýr-damýyor, diðerleri mi "onlar da bir sonrakine kadar..." Bununlakalsa yine iyi, bir de mahkemelere sürüklenmek var ipin ucun-da! Meselenin esasýna girmeden, anlamadan aynen sürecekolan olaylar çevresinde yapýlabilen "kýsýr döngü"den baþka birþey olamaz. Eksik olan (veya fazla gelen) acaba nedir diyeakýl/kafa yormak varken, bizimkisi de "züðürt..." bilmem neoluyor anlayacaðýnýz.

Müzakere dedikleri keza ayný "minval" üzere devam... bilebile, bal yapmayan arý misali sürdürülüyor! Kaçýnmak mý,"aðzýnýzdan yel alsýn" taraf denen "figüranlarýn" sahnearkasýndaki asli oyuncularý hiç izin verirler mi sanýrsýnýz. Bunuda mý göremiyoruz, "evet"... týpký Annan Planýna toplumlarýnbir evet ve bir hayýr dediði gibi! Hiç olmazsa, sonda tutarsýzlýk-larýna karþýn, ilk 2-3. versiyonunda "uygulanabilir" hukuksal"done"ler var olduðunu kabul edelim. Nasýl olur diyeceksiniz;avcýlýk da bir "spor" ama aþikar "kuþ katliamý", Ilýmlý islam daöyle; dini vecibeler ya vardýr, ya yoktur, ortasý olmaz yani!Kimiler bunu "kalkan" olarak kullanýp cahil halklar üzerinden"menfaat" saðladýðý ise bir türlü akla getirilemiyor.Müzakerelerde "liderler" var, ama hemen öncesinde "ana-vatan" ziyaretleri; sabah "istiþare/talimat", öðleden sonramasaya oturmak neyin nesi... Kendi iradesi olmayanlarýn"devlet" sýfatý kalýrmý? Devlet kurulamaz mý, kurulur da"koþullarý" vardýr... öncelikle kendine ait yeterli "topraðý" olmalý,homojen bir "halk" ve tabii ki siyaset yapabilecek yönetsel bil-inç, iradeye sahip olmalý!

CENEVRE VEYA DERÝNYA OLSA FARK EDER MÝ?BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon bunlarý bilmiyor mu, biliyor

ancak o da bir yerlere baðlý anlayacaðýnýz! Güvenlik Konseyidaimi üyelerinin "iradesi" ile oraya getirildiði ve orada tutul-duðunu da çok iyi biliyor. Geçen ayki Newyork zirvesinde"size verdiðim ödevi(nizi) yapýn ve ocak ayýnda Cenevre'yeöyle gelin" derken neyin nasýl ol(may)acaðýný tahmin etmeme-sine imkan olamaz! Ciddi olsa oraya anavatanlarý - garantör-ler ve AB ile Konsey temsilcilerini de çaðýrmaz mýydý? Nasýlbir geliþme saðlanýr, mutlaka tahmin edeceðinizin de ötesindeolurdu. En basiti istek olsa, Türkiye'nin AB yolculuk bileti de"one way" mi, yoksa "return" mu olur, hiç þüpheniz olmasýn,kesinlik kazanabilir(di). Böyle bir senaryoyu "saçma" bulanlarahemen söylemek zorundayým; zirve ha Cenevre, ha Derinyaolmuþ, "zýrva" olmasý dýþýnda hiç fark edecek mi! Kýrmýzýçizgi/hatlarý baþka türlü bertaraf emek mümkün olabilir mi?Uyuþmazlýk konusu Karpaz ve Omorfo bölgelerinin statüsü,Kuzey - Güney toprak mülkiyeti iktisabý, ülkede yüzyýllardýrayný kültürü bölüþerek yaþayan Kýbrýslýtürk ve Rumlar dýþýndakalan Kýbrýs'ýn diðer asli üyesi topluluklar (Maronit, Ermeni,Latinler vd) sorunlar ile sonradan taþýnan (gualido) nüfus nasýlçözülecek? Türkiye'de hikimetin Büyük ada'da yýllar önce"ganimetleyip" el koyduðu Rumlara ait yetimhaneyi, gerçeksahibi Fener Rum Patrikhanesi'ne geçtiðimiz günlerde iadeetmesi de yol gösterici olurken...

Dünyayý sarsan(!) WikiLeaks gizli belgelerinin bize yansý-masý oldu mu bileni henüz yoktur... olsa ne mi yazar diyor-sunuz, haklýsýnýz. Baþýmýzdaki beladan daha beteri nasýl olsaolamaz! Büyük çoðunlukla, bizi ilgilendiren sadece "yöne-time/partiye nasýl yakýn olabilirim, çocuðu iþe nasýl yerleþtire-cem, emeklilik ve ikramiyeden vergi, 13. Maaþlar vb"konu/sorunlar olunca baþkaca olaylar výz gelir deðil mi?Sýzdýrýlmasý pek tabii ki olay, ancak içeriði bakýmýndan esasenbilenler bunu biliyor olmasý onlar için sürpriz olmamýþtýr,sadece gizliliði "ifþa" olmuþtur o kadar! Neo-liberal yeni dünyadüzenine adapte olmaya çalýþan Yunanistan'da, ekonomikkrizden çýkmasý için "iyon denizi'ndeki bazý küçük adalarýsatýþa çýkarmasý" kadar "ses" veriyor olmamasý gerekirdi diyedüþünüyorum.

Said

Ýlhan

[email protected]

ARA-YORUMARA-YORUM

DÜZENE TUTSAKLARIN

ÝRADESÝ!

DAÜ-SEN “VYK'YI KINAMA” MÝTÝNGÝ YAPTI

YKP, DAÜ'deki eylemlere destek belirtti...

Page 16: Yeniçağ 10122010

Koma Çarnewa grubunun da katýla-caðý "Dengê Vejînê" etkinliðiGönyeli'de, Yalçýn Park'ta 11 Aralýk,Cumartesi günü saat 19 gerçekleþtir-ilecek…

BDP Þýrnak Milletvekili HasipKaplan 10 Aralýk, Cuma akþamýadaya gelecek ve 11 Aralýk,Cumartesi sabahý Yeni Kýbrýs Partisiile Türkiye ve Kýbrýs'taki songeliþmeleri deðerlendirecekleri birtoplantý gerçekleþecek…

Toplantýnýn ardýndan Yeni KýbrýsPartisi ve Barýþ ve Demokrasi Partisi,KTÖS Lokalinde saat 10'da bir basýntoplantýsý düzenleyerek gündeme

iliþkin konulardaki görüþlerini açýklaya-caklar…

BDP Þýrnak Milletvekili HasipKaplan ve YKP Yürütme KuruluSekreteri Murat Kanatlý ayrýca "DengêVejînê" etkinliðine de katýlacak, bura-da birer de konuþma yapacaklar.Hasip Kaplan 12 Aralýk, Pazar günüadadan ayrýlacak…

KOMA ÇARNEWAÇarnewa ile ilgili çýkan bir

haber/röprotajde grup ile ilgili bilgi ver-ilmekte… Yazý þöyle:

Baþta Koma Dengê Azadî, ardýndanKoma Amed ve þimdi Çarnewa'da

müzikal hayatýný sürdüren SerhatKarakaþ, sýra dýþý tarzý ve sahne per-formansýyla her zaman kendisindenmüzik otoritelerince bahsettiriyor. Yeniçýkan albümleri 'Zîz' hakkýnda 'Yeni,deneysel, olgun ve müzikal altyapýsýgüçlü bir albüm' diyor. AhmetKaya'nýn 'Arka Mahalle'(Taxa Jêrê)þarkýsýný 'Zîz' albümünde Kürtçeokuyan ve 'Onun vasiyetini yerinegetirdim' diyen Karakaþ'la yenialbümü, Kürt müziðinin geliþimsancýlarý ve sorunlarý, sosyal siyasalolgularý konuþtuk.

- Çarnewa'nýn kendisine özgü bir

tarzý var mý, deðiþik enstrümanlarý

bir arada kullanýyorsunuz'

- Yýllarca bu iþi yapýyorum, bu iþinbir ismi yok. Dünyada birçok müzikalgeliþme var, bu geliþmeler bir süresonra endüstri haline geliyor ve diðerülkelere yayýlýyor. Caz, pop, rock,bluss bunlar kendi coðrafyalarýndadoðmuþ ama sonra diðercoðrafyalara açýlan birer tarz olmuþ.Fakat bizim yaptýðýmýz þu; Ýçinde Kürtmotiflerini taþýyabilmek. Dünyadakitüm geliþmelerin kullaným þekli diye-biliriz buna. Çünkü yýllarca yaptýðýmýzþarkýlarýn bazýlarý rock, bazýlarý etniknormunda. O yüzden yaptýðýmýz tümþarkýlarda farklý denemeler var.Bunlarý yaparken çok sýradan bir rocktarzýnda deðil de Kürt motifi, Kürttadýný da taþýyan þarkýlar yapabilmek'Bu durumda ya enstrümanda ya dases ve kendi yorumumuzu kullanýy-oruz. Makamlarý deðiþtirmemeyeçalýþýyoruz. Bütün bunlarý yaparkenbir süre sonra dünyanýn dinleyebile-ceði bir tat alýyor. Bugünkü Kürt müz-iði icra eden müzisyenler, çok dadünyanýn dinleyebileceði kapasitedeeserler üretmiyorlar. Kürt müziðini birbütün olarak düþünmek lazým.Dünyaya açýlmasý için sadeceÇarnewa ve ya baþkasý yetmiyor.Birçok müzisyenin bu konuda çalýþmayürütmesi lazým. Bu konuda çaba sarfetmesi lazým ve kolay da deðil.Çarnewa da öyle bir þey. Tek avanta-jýmýz tüm grup elemanlarýnýn folklor-dan gelmesidir.

- Yýllarca birçok grupta çalýþtýnýz,

her katýldýðýnýz grupla da çok iyi

çalýþmalar yaptýnýz. Siz tek baþýnýza

bir sanatçý olarak sahneye çýkmayý

düþündünüz mü? Ve ya bir solo

albüm'

- Ben paylaþmayý seviyorum.Gruplarla çalýþmayý severim. Ama biralbüm yapmak istiyorum. Sevdiðimþarkýlarý; Þivan Perwer, Ciwan Haco,Nizamettin Ariç ve ya belli folklorikþarkýlarý bir albümde okumak istiyo-rum.

- Ahmet Kaya'dan 'Arka Mahalle'

þarkýsýný Kürtçeye çevirip okumuþ-

sunuz. Bu fikir nereden geldi?

- Yýllar önce Roj TV'de 'Sêla Sor'programýnda diyordu ki, hayalimde birgün Kürtçe þarký söylemek var. O pro-gramý dinlediðimde Ahmet Kaya'yayardýmcý olmam gerektiðinidüþündüm. Çünkü Ahmet Kaya biziçok beðeniyordu. Tanýþýklýðýmýz vardý.Bu istediklerini gerçekleþtirmedenyaþamýný yitirdi. Ben bunlarý birvasiyet olarak aldým üstüme. Eþiylede konuþtum, o da çok sýcakkarþýladý. Hatta daha önce bir konsepthalinde düþündüm. Ve dedim tümKürt sanatçýlarýný Þivan Perwer,Ciwan Haco herkes dahil, AhmetKaya þarkýlarýný Kürtçe'ye çevirip oku-mak' O zaman o projeme sýcak bakýl-madý. Sonra dedim ben bu þarkýyýokuyacaðým ve kendim yapacaðým.Bu iþlerin çokta kullanýlma taraftarý dadeðilim.

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t e

TALÝMATLA

YÖNETÝLME

YE

HAYIR!

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t eTALÝM

ATLA

YÖNETÝLME

YE

HAYIR!

ACENTALARA KARÞI

SOSYALÝST SEÇENEK!

ADRES: Hüseyin Tahir Apt. No: 174/4 Tanzimat Sok. Lefkoþawww.yenicag.com.cy

TEL : 227 4917

FAX: 228 8931

e-mai l :

yen icag@yen icag.com.cy

“Dengê Vejînê” etkinliði Cumartesi Gönyeli'de düzenleniyor...

Ahmet Kaya'yý yokluðunun 10.yýlýnda dostlarýyla ve Ahmet Kayaþarkýlarýyla 11 Aralýk 2010 akþamýsaat 20:00?de Ýstanbul Lütfi KýrdarKongre Merkezi'nde gerçekleþtirile-cek anma gecesine katýlacaðýnýaçýklayan Bandista, "söz konusugecede sergilenecek devletlû katýlýmýred ve tel'in etmek üzere bukararýmýzdan vazgeçtiðimizi, lakin buzeminde olmasa bile muhtelif tümalanlarýmýzda, devrimci inadýmýzlaAhmet Kaya'yý, üzerinde simgeleþentüm mücadelemiz, dilimiz, özgür-lüðümüz ve yýkýcýlýðýmýz adýnaanmak ve yaþatmakta olacaðýmýzýbeyan ederiz" dedi.

Bandista'nýn açýklamasýnýn tammetni þöyle:

Dost ve yoldaþlarýmýza11 Aralýk 2010 Cumartesi günü

gerçekleþecek An Gelir - AhmetKaya - Onsuz On Yýl etkinliði içinbüyük bir þevk ve dirençle LütfiKýrdar Kongre Sarayý'nda bulunmakarzu ve çaðrýsýndaydýk. Ancakbugün itibariyle basýndan

öðrendiðimiz üzere söz konusugecede sergilenecek devletlû katýlýmýred ve tel'in etmek üzere bukararýmýzdan vazgeçtiðimizi, lakin buzeminde olmasa bile muhtelif tümalanlarýmýzda, devrimci inadýmýzlaAhmet Kaya'yý, üzerinde simgeleþentüm mücadelemiz, dilimiz, özgür-lüðümüz ve yýkýcýlýðýmýz adýnaanmak ve yaþatmakta olacaðýmýzýbeyan ederiz.

Tarafýmýz bellidir. Henüz bir haftaevvel 'Üniversiteler bizimdir, bizimleözgürleþecek' diyerek haykýrankardeþlerimizi dayaktan geçirenlerve kolluk kuvvetlerinin bu tavrýný "elisopalý" gençle görüþmeyiz beyanýyladestekleyenlerle ayný yerde bulun-mayacaðýz. Þarkýlarýmýz onlarýnkanlý ellerini yýkamak için deðildir.

Tarihimiz onlarý tatmin etmek,sömürülerinin malzemesi olmakyahut yüksek siyasetlerinin masasýn-da kart olarak atýlmak için yazýl-mamýþtýr. Ki aç gözlerini doyuracakolanlar biz deðiliz. Demokrasi kisvesialtýnda darbe koþullarýný sürdürenler,

emekçileri yok sayýyor, özgürlüklerikendi çýkarlarý etrafýnda tarif ediyor,dilleri tanýmýyor ve cinsiyetçiliðiperçinlemekte ýsrar ediyorlar. Evet,yetmez! Belki muktedirler ardýndanyine timsah gözyaþý döksün diyedaha fazla ceset lazým çetelelerine;Ahmet Kaya'yý terk etsek, Nazým'ýisterler, Dink'i terk etsek doðmamýþkardeþimizi, o da yetmez!

Nevliberalizmin ve iþbirlikçilerinin,karþýtýný içererek etkisizleþtirme, yoketme eylemlerinin bir parçasý olmay-acagýz.

Vardýk, varýz, var olacaðýz!Her Bandista sahnesi, ýslýkla söyle-

nen her Ahmet Kaya türküsü, ikti-dara yönelen her çýðlýk, gurbetteçekilen her ah, siyasi fikirleri veeylemleri nedeniyle yaþama hakkýnýkaybeden yahut topraðýndan ayrýl-mak zorunda býrakýlan her mülteciiçin saygý duruþudur.

Aksini tahayyül ettiðimiz anda;Üþür ölüm bile..dayanýþmayla

tayfa

Bandista resmi konuklarýnýn katýlacaðý Ahmet Kaya gecesini protesto etti

“An gelir Bandista gelmez!”