Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel KÖKSAL AKYOL1
Taşkın TAŞTEPE2
Sebahat AYDOS3
Emrullah Can YAVUZ4
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARIN OYUNLARINDA
BABANIN ROLÜ5
Özet
Bu araştırmada, erken çocukluk dönemindeki çocukların oynadıkları
oyunlarda babanın rolüne ilişkin babaların görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Şanlıurfa ilinde yaşayan ve araştırmaya gönüllü katılan 7-8 yaş arası çocuğa sahip
10 baba çalışma grubunu oluşturmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden
fenomenolojik desen kullanılmıştır ve araştırmada görüşme tekniği uygulanmıştır.
Babaların çocuklarının oyunlarındaki rolünü belirlemeye yönelik hazırlanan yarı
yapılandırılmış görüşme soruları; katılımcılara ilişkin tanımlayıcı sorular ile oyun
oynama durumunu/sürecini ve oyuncak-oyun materyali kullanımını içermektedir.
Araştırma verileri açıklayıcı temalar haline getirilerek analiz edilmiştir. Araştırma
sonucunda babaların görüşlerine göre; baba-çocuk oyunlarının geniş bir yelpazeyi
kapsadığı, oyunun çocuklar açısından önemli olduğu ve çocukların gelişimini
desteklediği tespit edilmiştir. Ayrıca babaların çocuklarıyla her gün oyun
oynamaya özen gösterdikleri fakat bu oyunların yoğun olarak ev ortamında
gerçekleştiği ve oyun seçimini çocukların yönlendirdiği belirlenmiştir. Baba-çocuk
oyunlarını olumsuz olarak etkileyen faktörlerin başında babaların çalışma
1Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü,
[email protected] 2Öğr. Gör. Uzm., Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü,
[email protected] 3Uzm., Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü,
[email protected] 4Çocuk Gelişimci, [email protected]
5Bu çalışma Alanya Alaattin Keykubad Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen II. Uluslararası Sosyal
Bilimler Sempozyumu'nda sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
446
saatlerinin geldiği, buna karşın babaların çocuklarının oyunlarında yer almanın
onları mutlu ettiği ve ayrıca oyunlarda kullanılan oyuncak-oyun materyallerinde
çocukların cinsiyetinin önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Oyun, babalık rolü, erken çocukluk dönemi.
FATHERS’ ROLE IN CHILDREN’S PLAY IN EARLY CHILDHOOD
Abstract
This research aims to investigate fathers’ views toward fathers’ role in
children’s play in early childhood. The research group consists of 10 fathers, who
participate in this study willingly, live in Şanlıurfa and have a child between 7-8
years old. Phenomenological method from qualitative research methods is used and
interview technique is applied in this research. Semi-structured interview questions
which intends to determine the fathers’ role in children’s play consists of
descriptive questions about participants and, open and close ended questions
regarding participation in a play, process of a play and, usage of toys and play
materials in a play. Obtained data is analyzed with the help of explanatory themes.
Based on fathers’ views, research findings indicate that there is a wide range of
father-child plays and, play is important and supportive for child development.
Also, research findings show that fathers place emphasis on playing with their
children on daily basis, however these plays mostly take place in the home
environment. Moreover, research findings indicate that children have an active role
in making a play choice. Based on the findings, one of the most important factors
affecting the play in a negative sense is working hours of fathers; however fathers
stated that participating in children’s play makes them happy. Also, it is found that
gender of children has an important effect on toy/play material choice in plays.
Keywords: Play, fathers’ role, early childhood.
GİRİŞ
Çocuk için vazgeçilmez bir yaşama biçimi olan oyun, çocuğun duygu, düşünce ve
deneyimlerini ifade etmesine fırsat sunan en doğal araçtır. Çocuklar yaşadıkları dünyanın
gerçekliğini oyun yoluyla keşfeder (Aral, Gürsoy ve Akyol, 2000; Tuğrul vd., 2014).
Çocukların neden oyun oynadığı konusunda ve oyun hakkında ortaya atılmış birçok fikir vardır
(Sutton-Smith, 2001). Piaget, oyunun çocukların bilişsel bilgileri edinmesine ve çevrelerindeki
bilgiyi yapılandırmasına katkı sağladığını vurgularken; Vygotsky, dil ve sosyal becerilerin oyun
sayesinde gerçekleştiğini savunur (Nicolopoulou, 2004; Taylor, 1999). Oyuna ilişkin görüşler
farklılık gösterse de oyun ile ilgili ortak nokta, çocukların oyun oynayarak öğrendiğidir. Bu
nedenle oyun bir öğrenme sürecidir.
Çocuğun gelecekteki kişiliğinin oluşumunda oynadığı oyunların etkisi büyüktür.
Çocuklar oynadığı oyunlarda gerçekliklere bağlı kalmadan yeni anlamlar üretir, içsel
motivasyonları ile güdülenir, kendi serbest seçimlerini yaparak kendi kendilerini yönetir ve
oyun sürecinden keyif alır (Garvey, 1977; Rubin, Fein ve Vandenberg, 1983; Akt: Johnson,
Christie ve Yawkey, 1999). Çocuklar oyun aracılığıyla; kavramları, sosyal becerileri, fiziksel
becerileri, dil becerilerini, okuma-yazma becerilerini, yaşam becerileriyle birlikte yetişkin hayatı
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
447
ve rollerini öğrenir (Hendrick ve Weissman, 2006; Morrison, 2012). Bilişsel, dil ve sosyal-
duygusal gelişimde oyunun etkisinin incelendiği meta-analiz çalışmasında; oyunun yaratıcılık,
problem çözme, mantıksal düşünme, işbirlikçi davranış, kişilerarası uyum ve dili kullanma
açısından çocuğun gelişimini desteklediği belirlenmiştir (Fisher 1992). Oyuna ortam
hazırlanmayan ve oyunu desteklemeyen çevrelerde, çocukların öğrenmesi kısıtlıdır (Morrison,
2012). Çocuğun gelişiminin desteklenmesi için, çocuğa zengin uyarıcı bir çevre sağlayarak
çocuğun oyun oynaması gerekir (Taylor, 1999). Bu bağlamda, erken çocukluk döneminde
çocuğa sunulacak oyun alanları ve oyun deneyimleri ayrı bir önem kazanır.
Çocukların kendi akranlarıyla oyun oynadıkları kadar yetişkinlerle de oyun oynaması
önemlidir. Yetişkinlerin oyun hakkındaki algıları, inançları ve tutumları çocuğun oyunlarını
etkiler (Duman, 2010). Öğrenmeye temel sağlayan anlamlı oyunların gelişmesinde, çocukların
ilk eğitimcileri olan aileleri anahtar rollere sahiptir (Özyürek ve Gürleyik, 2016; Tuğrul vd.,
2014). Ailelerin yaptıkları veya oyuna karşı olan tutumları, çocuklarının gelişiminin ve
eğitiminin kalitesi konusunda belirleyicidir (Tezel Şahin vd., 2015; Zigler, Pfannenstiel ve
Seitz, 2008). Yapılan çalışmalar, çocukların gelişimsel ihtiyaçlarının karşılanmasında, ailelerin
oyunlara katılımının önemli olduğunu ortaya koymuştur (Çelen, 1999; Doğanay, 1998; Erden,
2001; Haight, Parke ve Black, 1997; Işıkoğlu ve İvrendi, 2008; Martino, 2009; Tezel Şahin,
1993). Çocuğun gelişiminin desteklenmesi noktasında, çocuğun temel bakımından birincil
sorumlu olan anne kadar baba da çocuk gelişiminde benzersiz bir rol oynar (Lamb, 2010; Şahin
ve Demiriz, 2014; Tezel Şahin, Akıncı Coşgun & Aydın Kılıç, 2017). Babaların günümüzde
çocuklarıyla yoğun ve yakın bir ilişki kurarak çocuklarının yaşamına etkin bir şekilde katılması,
onların ihtiyaçlarının belirlenmesini ve karşılanmasını sağlar (Haşıl Korkmaz ve Taner Derman,
2014; Taşkın ve Erkan, 2009; Webster vd., 2013). Babaların çocuklarıyla vakit geçirmesinin
çocuğa sağladığı katkıların yanı sıra, geçirilen vakit babaların da psikolojik olarak iyi olma
halini artırır (Türkoğlu, Çeliköz ve Uslu, 2013). Dolayısıyla oyun oynamak, baba-çocuk
etkileşimini destekleyen bir faktördür.
Ülkemizde babaların çocuk oyunları hakkındaki görüşleri ile ilgili alanyazın
incelendiğinde, yalnızca bir çalışmada çalışma grubunu babaların oluşturduğu (Ivrendi ve
Isikoglu, 2010), diğer çalışmalarda ise çalışma grubunu hem annelerin hem de babaların birlikte
oluşturduğu görülmektedir (Çelen, 1999; Doğanay, 1998; Erden, 2001; Haşıl Korkmaz ve Taner
Derman, 2014; İvrendi ve Işıkoğlu, 2008; Tezel Şahin, 1993). Konu ile ilgili yapılan
çalışmaların sınırlı sayıda olması, çalışmalarda daha çok annelerle çalışılması ve babaların
çocuklarının oyunlarındaki rolüne ilişkin görüşlerini derinlemesine inceleyen nitel bir
çalışmanın bulunmaması, yapılan bu araştırmanın önemini ortaya koymaktadır. Bu bilgiler
doğrultusunda yapılan bu araştırmada, erken çocukluk dönemindeki çocukların oynadıkları
oyunlarda babanın rolüne ilişkin babaların görüşlerinin yüz yüze görüşme yoluyla incelenmesi
amaçlanmıştır. Araştırma bulgularının, babaların çocuklarıyla oynadıkları oyunlar ile ilgili
deneyimlerinden yola çıkarak süreci nasıl anlamlandırdıklarını ortaya koyması açısından, yeni
çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
YÖNTEM
Bu araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenolojik araştırma modelinde
yapılandırılmıştır. Fenomenoloji insanların deneyimlerinden ortaya çıkan anlamların
sorgulanmasını hedef alan araştırma türüdür (Creswell, 2013). Araştırmada nitel araştırma
yöntemlerinden tipik örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Tipik örnekleme araştırma konusunu
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
448
temsil ettiği düşünülen ve konu ile ilgili tipik özelliklere sahip olan örneklem çeşididir
(Creswell, 2013).
Araştırmanın çalışma grubu, Şanlıurfa ilinde yaşayan ve yedi-sekiz yaş aralığında çocuğa
(3 kız-7 erkek) sahip olan 10 gönüllü babadan oluşmaktadır. Babaların yarısı 35-39 yaş
aralığında, diğer yarısı ise 40-47 yaş aralığındadır. Babaların yaş ortalaması 40,4; çocukların yaş
ortalaması 7,6’dır. Babalardan altısı 2 çocuğa, ikisi 3 çocuğa, diğer ikisi ise 4-5 çocuğa sahiptir.
Öğrenim durumuna ilişkin olarak babalardan biri ortaokul, beşi lise, biri önlisans ve üçü lisans
mezunudur.
Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanmış yarı
yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formunda; katılımcıların yaş, öğrenim
düzeyi, çocuklarının yaş grubu değişkenlerine ilişkin tanımlayıcı sorular ve oyun oynama
durumu/süreci ile oyuncak-oyun materyali kullanımına ilişkin nitel sorular yer almıştır. Formun
görünüş geçerliğine ilişkin olarak, çocuk gelişimi alanında görev yapan üç akademisyenden
uzman görüşü alınmıştır. Uzmanlar tarafından, görüşme formunda yer alması düşünülen açık
uçlu soruların, anlaşılırlık ve araştırma amacına uygunluk açısından düzenlemeleri
gerçekleştirilmiştir.
Görüşme soruları oluşturulurken ve sonrasında geçerlik ve güvenirliğin sağlanması adına
akran bilgilendirmesi yöntemi kullanılarak görüşme soruları değerlendirilmiş, örneklem
çeşitliliği yapılmış, ayrıntılı betimlemelerle katılımcıların görüşleri aktarılmıştır (Creswell,
2013). Katılımcılara araştırmanın etik yönüne ilişkin bilgilendirme yapılarak, katılımcı
onamlarının alınmasının ardından katılımcılar çalışmaya dâhil edilmiştir. Görüşmeler
katılımcılarla yüz yüze gerçekleştirilmiş ve görüşme sırasında ses kayıt cihazı kullanılmıştır.
Veriler nitel analiz yöntemlerinden fenomenolojik analiz yöntemi kullanılarak analiz
edilmiştir. Analiz birimleri öncelikle merkez temalarla açıklanmış, sonrasında açıklayıcı yapılar
oluşturularak açıklayıcı temalara dönüştürülüp araştırmacılar tarafından yorumlanmış ve
alanyazında yer alan çalışmalarla tartışılmıştır.
BULGULAR VE YORUM
Erken çocukluk dönemindeki çocukların oyunlarında babanın rolüne ilişkin yapılan bu
araştırma için, babalarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular aşağıda
sunulmuştur.
Oyun Oynama Durumu/Süreci İle İlgili Bulgular
Çalışma kapsamında katılımcılara yöneltilen “Çocuk oyunları hakkında ne
düşünüyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde, genel örüntü oyunun
çocuklar açısından önemli bir faktör olduğuna yöneliktir. Katılımcılardan bir kısmı oyunun
çocuğun gelişimine yönelik sağladığı katkı hakkında değerlendirmede bulunmuştur. Motor
gelişimin yanı sıra çocukların sosyal-duygusal (özellikle özgüven gelişimi) ve bilişsel
gelişimlerinin oyun ile desteklendiği, belirtilen görüşler arasındadır. Babaların genel çerçevede
oyunun çocuğun bir ihtiyacı olduğu yönünde fikirlere sahip olduğu, verilen yanıtlardan ortaya
çıkmaktadır. Babaların oyunu; çocuğun üzerindeki eğitici ve öğretici etkisinden yola çıkarak
hem çocuğun önemli ihtiyaçlarından birinin karşılandığı, oyun esnasında gerçekleştirilen aktif
fiziksel rolle stresini ve enerjisini boşalttığı, hem de gelişimsel anlamda desteklendiği bir araç
olarak değerlendirdiklerine ilişkin görüş hâkimdir. Aynı zamanda oyun, çocuk için bir kendini
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
449
ifade etme yöntemi olarak belirtilmiş ve aile içi iletişimin desteklenmesine aracı olan temel bir
gereklilik olduğu düşüncesi üzerinde birleşilmiştir. B9 katılımcısı “…Oyun kendilerini
geliştirmelerini sağlıyor, becerilerini artırıyor, farklı şekillerde düşünmelerini sağlıyor. Çocuklar
oyun ile fazla enerjilerini atıyor…” şeklinde oyuna ilişkin düşüncelerini belirtirken, yine B6
katılımcısı oyuna ilişkin düşüncelerini “…Oyunlar, hem çocuğun gelişimine çok büyük katkı
sağlar, hem de birlikte vakit geçirdiğimiz zaman aile bağları güçlenir…” şeklinde dile getirerek
katılımcıların düşüncelerini özetler nitelikte yanıtlar vermiştir. Verilen yanıtlar dikkate
alındığında, çocuğun hayatında oyunun önemine ilişkin olarak katılımcıların oyunun yararları
konusunda bilgili oldukları sonucuna ulaşılabilir. Alanyazında da, oyunun önemli bir işleve
sahip olduğu sonucunu ortaya koyan çalışmalar mevcuttur (Başal, 2007; Özyürek ve Gürleyik,
2016). Elde edilen bu bulgular, “Oyunun çocuğun hangi becerilerini geliştirdiğini
düşünüyorsunuz” sorusuna verilen yanıtları destekler niteliktedir. Babaların görüşlerinin
oyunun çocuğun motor becerilerini (el-göz koordinasyonu), bilişsel becerilerini (algı), sosyal
becerilerini (arkadaş ilişkileri, kendini ifade etme, özgüven) desteklendiği yönünde benzeştiği
görülmektedir. B1 katılımcısı “…El-göz koordinasyonu, dikkat yeteneği, özgüveni, kendini
ifade etme yeteneği, kendini savunma yeteneğini geliştirdiğini düşünüyorum…” diyerek oyunun
çocuğun becerileri üzerinde gözlemleyebildiği etkilerini dile getirmiştir. Türkoğlu vd. (2013)
tarafından yapılan çalışmada, babaların çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmelerinin çocukların
sosyal-duygusal, dil, motor, bilişsel ve özbakım becerilerinin gelişimine katkı sağladığı
vurgulanmıştır. Oyun, çocuğun kendini ifade etme kendi yeteneklerini anlama, dil, bilişsel,
sosyal-duygusal ve motor gelişimleri için önemli bir etkinlik olarak tanımlanmaktadır.
Alanyazında da, oyun yoluyla çocukların gelişimlerinin desteklendiğine; oyun oynamanın
çocukların öğrenmelerine, bilgiyi algılamalarına ve bu bilgileri kendi zihinlerinde
yapılandırmasına yardımcı olduğuna ilişkin bilgiler yer almaktadır (Köksal Akyol, 2002;
Morrison, 2012; Nicolopoulou, 2004).
“Çocuğunuzla oyun oynarken, oyun sürecinin başlamasında kim etkili olmaktadır?”
sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde, katılımcıların tamamı oyunun başlama sürecinde
çocuklarının başrol oynadığını ifade etmektedir. Bunun yanı sıra bazı babalar zaman zaman
oyunu kendilerinin de başlatabildiklerini eklemiştir. B6 katılımcısı “…Eve gelmemi dört gözle
bekliyorlar oyun oynamak için. Ben eve geldiğimde onları hazır buluyorum. Doğal olarak
çocuklar oyun oynamamıza doğrudan etki ediyorlar…” ifadesiyle asıl işleri oyun oynamak olan
çocukların babaları ile paylaşımda bulunabilmek adına ne kadar hevesli olduklarını ve
kendisinin de bu sürece ne kadar aktif olarak katılım sağladığını dile getirmiştir. Çocukların
oyunu başlatmakta etkin rol oynamalarının nedeni olarak oyunun aslen onların işi olduğu
düşünülebilir. Babaların başlattıkları oyunlar daha çok bir amaca yönelik (çocukla vakit
geçirmek, onun gelişimini desteklemek vb.) olsa da çocukların oyunları zaman zaman amaçlı
olmakla birlikte amaçsızca, yalnızca içgüdüsel bir gereklilik de olabilmektedir. Bu nedenle
oyunların çocuklar tarafından başlatıldığı cevabının yoğun olduğu düşünülmektedir. Haşıl
Korkmaz ve Taner Derman (2014) tarafından yapılan çalışmada da, babalar çocuklarının
kendileriyle oyun oynamaya daha fazla istekli oldukları yönünde görüş bildirmiştir. Bir başka
çalışmada ise, baba-çocuk oyunlarının çocukların liderliğinde olduğuna ilişkin bulgular yer
almaktadır (John, Halliburton ve Humphrey, 2013).
“Çocuğunuzla hangi oyunları oynarsınız?” sorusuna verilen yanıtlar
değerlendirildiğinde, babaların çocukları ile oynadıkları oyunların değişkenlik gösterdiği göze
çarpmaktadır. Geleneksel oyunlardan, dijital oyunlara; eğitici oyunlardan, fiziksel etkinliğe
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
450
dayalı oyunlara kadar pek çok yanıt elde edilmiştir. Bunun nedeni olarak farklı sosyo-ekonomik
faktörler ile babanın yaşı, çocuğun cinsiyeti ve yaşı gibi faktörlerin etkili olduğu
düşünülmektedir. Bazı babalar çocukları ile yalnızca geleneksel oyunları oynamaktadır. B3
katılımcısı “…Çelik çomak, yakar top, topaç, misket oynuyoruz. Bazen güreşiyoruz evde,
boğuşmacalı oyunlar oynuyoruz…” diyerek oynadığı geleneksel oyunları belirtmiştir. B3
katılımcısının tercih ettiği geleneksel oyunların daha çok açık hava oyunları olduğu dikkati
çekmektedir. Oyunların genel özellikleri değerlendirildiğinde, bu oyunları tercih nedenlerinden
birinin babanın çocuğu ile aynı cinsiyetten olmasının etkili olduğu düşünülebilir. MacDonald ve
Parke (1986) yaptıkları çalışmada, babaların annelere göre daha çok fiziksel etkinliğe dayalı
oyunlar oynadığını ve babaların erkek çocuklarıyla fiziksel etkinliğe dayalı güreş ve top
oyunlarını daha çok oynadığını ifade etmiştir. Bununla birlikte babanın oyun deneyimleri ve
çevresel koşulların uygun olması, babanın çocuğu ile oynadığı oyun tercihini bu yönde
kullanıyor olmasına neden olabilir. Bazı babalar hem geleneksel oyunları, hem fiziksel
etkinliklerin ağırlıkta olduğu oyunları hem de yeni nesil oyunları oynadıklarını (B7 katılımcısı:
“…Körebe, hafıza kartları, futbol, dart, saklambaç gibi oyunları oynuyoruz…”) dile getirmiştir.
Çocuğu ile farklı oyunları denemeyi tercih eden babaların özellikleri hakkında yorum
yapıldığında, bu babaların çevresel açıdan avantajlı olduğu, çocukların oyunları adına merak
duydukları ve çocuğunun gelişimini çok yönlü desteklemeyi amaç edindikleri düşünülmektedir.
Katılımcıların bir kısmı ise daha çok gelişimsel açıdan çocuğun desteklenmesi adına ayrı bir
özen göstererek eğitici oyun materyalleri kullandıklarını ya da oyun materyallerini kendileri
oluşturarak oyun oynadıklarını ifade etmektedir. Fiziksel etkinliklerin ön planda olduğu
oyunları tercih eden ya da aile bireylerinin geniş katılımı ile daha kooperatif oyunları tercih
eden babalar da bulunmaktadır (B6 katılımcısı: “…Genellikle hazır oyuncaklar ve oyunlar
kullanmıyoruz. Birlikte oyun oynadığımız sürelerde kendi oyuncaklarımızı üretiyoruz. Maket
kartonlarıyla oyuncak yapıyoruz. Bazen tüm aile oturma odasında olduğumuz zaman sessiz
sinema oynuyoruz, komik olaylar anlatıp güldürmeye çalışıyoruz. Gözlerimizi kapatıp eşyaların
yerini tahmin etmeye çalışıyoruz.”). Bunların yanı sıra dijital ortamda oynanan oyunlar da
babaların çocukları ile oynadıkları oyunlar arasında tercih edilmektedir (B5 katılımcısı:
“…Genellikle telefondaki oyunları oynuyoruz. Kız çocuğu olduğu için genellikle annesiyle
vakit geçiriyor, eve geldiğimde telefonumu istiyor telefondaki oyunlarla oynuyoruz…”). Dijital
oyunların tercih edilme nedenleri sorgulandığında, babaların işten geldikten sonra yorgun
olmaları nedeniyle fiziksel etkinliğe dayanmayan, bedensel ve ruhsal olarak yorucu olmayan
oyunları tercih etmelerinin bir yansıması olduğu şeklinde yorumlanabilir. Beden ve zihin
yorgunluğunun, babaların çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmelerinde engelleyici birer faktör
olduğu alanyazında ifade edilmektedir (Türkoğlu vd., 2013). Aynı zamanda babaların kız
çocukları ile oyun oynamaya yönelik bakış açıları da bu seçimde etkili olabilir. Çünkü
toplumsal cinsiyet bağlamında babaların kız çocukları ile evcilik gibi oyunları oynamak
istemedikleri düşünülmektedir (Işıkoğlu ve İvrendi, 2008).
“Ne kadar süre ile oyun oynarsınız?” sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde,
babaların neredeyse tamamı çocukları ile her gün oyun oynamaya özen gösterdiklerini ifade
etmekle birlikte gün içerisinde oyun oynanan süre değişkenlik göstermektedir. Babalar eve
gittikten sonra çocuklarına oyun için vakit ayırmakta, bu vakit bazı babalar için iki saate kadar
uzamakta ancak bazıları için günlük yarım saatten az bir süre ile sınırlı kalmaktadır. Tezel Şahin
vd. (2017) tarafından yapılan çalışmada, babaların çoğunluğunun çocuklarıyla günlük 1-2 saat
arasında vakit geçirdikleri ancak, bu süreyi yeterli bulmadıkları belirlenmiştir. Bir başka
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
451
çalışmada ise, babaların çocuklarıyla hafta içi geçirdikleri sürenin 1 saatten az, hafta sonu 2 saat
ve üzerinde olduğu belirtilmiştir (Türkoğlu vd., 2013). Çocuğun babası ile geçirdiği vaktin
taşıdığı önemin yanında, geçirilen zamanın kalitesi de önemlidir (Lamb, 2010). Nitelikli
geçirilen yarım saatlik bir sürenin, çocuk ile paylaşımın kısır olduğu ve etkileşimin nitelikli
olmadığı uzun saatlerden çok daha kıymetli ve baba-çocuk ilişkisi açısından daha etkili olduğu
söylenebilir.
“Oyunları nerede/hangi mekânda oynarsınız?” sorusuna verilen yanıtlar
değerlendirildiğinde katılımcıların tamamı ev ortamında oyun oynadıklarını dile getirmiştir.
Ancak katılımcıların bir kısmı dış mekânlarda da (park, alışveriş merkezi) bulunduklarını
belirtmiş olsalar da bu sayı çok azdır. Genel anlamda tercih edilen mekânın ev ortamı olmasının
nedeni olarak kentleşme ortamında çocuk oyun alanlarının azlığı, güvenlik sıkıntıları, mevsim
koşulları gibi etmenlerin olduğu düşünülmektedir. Ahioğlu Lindberg (2012) tarafından yapılan
çalışma, dış mekân oyunlarının azalmasında, oyun için ayrılmış alanların sınırlılığını ve ailelerin
güvenlik ile ilgili endişelerini ön plana çıkarmaktadır. Taştepe, Başbay ve Yazıcı (2016)
yaptıkları çalışmada ise, kent merkezlerinde çocukların gelişimini destekleyici ekolojik temelli
oyun alanlarının olmadığını ifade etmektedir. Ayrıca çalışmada kentsel bölgelerde yaşamını
sürdüren çocukların gelişim ve öğrenmesi ile ilişkili olarak oyun alanlarının önemine dikkat
çekilmiştir. Günümüzün değişen şartlarından kaynaklı çocukların dış mekân deneyimlerine
dayalı oyun oynamaları ve bu yolla öğrenme hakları ellerinden alınmaktadır. Böylece
çocukların aileleri ile gerçekleştirdikleri rutinler, alışveriş merkezleri içerisindeki fiziksel
etkinlikler ve kapalı mekânlar içerisindeki oyuncaklar ile sınırlanmaktadır (Erman, 2014).
Yapılan bu araştırmada, babaların çocukları ile oyun oynadıkları mekân, genelde ev ortamı
olmakla birlikte dış mekânlarda oyun oynayan babaların da bir kısmı alışveriş merkezi gibi
kapalı ortamlarda çocukları ile oyun oynadıklarını belirtmiştir. Bu durumun nedeni olarak,
Erman (2014)’ın ifade ettiği gibi kentleşme ortamının beraberinde getirdiği dezavantajlar
sıralanabilir.
“Çocuğunuza öğrettiğiniz oyunlar var mı?” sorusuna verilen yanıtlar da babaların
oyun ortamlarına ilişkin verdikleri yanıtları destekler niteliktedir. Babaların yarıya yakını
çocuklarına herhangi bir oyun öğretmediklerini dile getirmiştir. B1 katılımcısı, çocuğuna neden
hiç oyun öğretmediğinin cevabını “…Çocuğuma öğrettiğim oyunlar yok. Çünkü bizim
zamanımızda oyunlar hep dışarıda oynanırdı, dışarısı güvenliydi…” şeklinde ifade ederek kendi
çocukluğuna ait oyunlarını neden bir alt nesle aktaramadığını açıklamıştır. Başal (2007)
tarafından yapılan çalışmada, geçmiş yıllarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde oynanan oyunların
dış mekânda oynanan oyunlar olduğu belirlenmiştir. Yine aynı çalışmada, yaklaşık olarak 20-30
yıl öncesinde çocukların sokakta oyun oynayabilecekleri alanlar mevcutken kentleşme ve trafik
gibi nedenlerle ve bunun yanı sıra güvenlik problemleri nedeniyle sokak oyunlarının artık
oynanmadığına vurgu yapılmıştır. Bu durum da, hem babaların kendi oyunlarını çocukları ile
paylaşmasını engellemekte hem de babaların çocukları ile oynadıkları oyunların niteliğini
farklılaştırmaktadır.
Çocuklarına oyun öğrettiklerini ifade eden babaların görüşleri incelendiğinde, oynanan
oyunların bir kısmı jenga ya da kelime türetme gibi masa başı oyunlarına dayanmaktadır.
Çocuklarına oyun öğreten babaların tamamı ise fiziksel etkinliklerin ön planda olduğu spor ile
ilgili oyunları çocuklarına öğrettiklerini dile getirmiştir. Bu durumda, çalışma grubunun
çoğunlukla erkek çocuk babası olması ve babaların genel anlamda bildikleri ve oynamaktan
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
452
zevk aldıkları oyunların fiziksel etkinliğe dayalı oyunlar olması olduğu düşünülebilir. Işıkoğlu
ve İvrendi (2008) tarafından yapılan çalışmada da, babaların erkek çocuklarının hareketli
oyunlarına kız çocuklarına göre daha fazla katıldıkları saptanmıştır. Benzer bir çalışmada ise,
babalar genel olarak çocukları ile fiziksel etkinliğe dayalı oyunları oynamayı tercih etmektedir
(John vd., 2013).
“Çocuğunuzun size öğrettiği oyunlar var mı?” sorusuna verilen yanıtlar
değerlendirildiğinde, iki katılımcı çocuklarından öğrendikleri bir oyun olmadığını ifade ederken
bu babalardan biri çocuğundan öğrendiği oyunları zaten önceden bildiği için çocuğundan
öğrenmediğini belirtmiştir. Diğer taraftan çocukların babalarına öğrettikleri oyunların başında
en önemli rolü dijital oyunların aldığı dikkati çeken noktalar arasındadır. İçinde yaşadığımız
teknoloji çağının beraberinde getirdiklerinden biri olan ve toplumu etkisi altına alan dijital
oyunlar hem ailelerin tercih etmesi nedeniyle hem de çocukların talebiyle daha hızlı
yayılmaktadır. Durum böyle olduğunda çocuklar nesillerine özgü dijital oyunlarla babalarını
tanıştırmaktadır. Dijital oyunların dışında ise çocuklar genel anlamda akranlarından öğrendikleri
mendil kapmaca, körebe, taso gibi oyunları babaları ile paylaşmaktadır.
“Çocuğunuz ile oyun oynamanızı etkileyen faktörler var mı?” sorusuna verilen
yanıtlar değerlendirildiğinde, babaların çocukları ile oyun oynamalarını etkileyen olumsuz
faktörlerin başında çalışma saatlerinin geldiği görülmüştür. Elde edilen bu bulgu, “Çalışma
hayatınız çocuğunuzla oyun oynama sürecini nasıl etkiliyor?” sorusuna verilen yanıtları
destekler niteliktedir. Babalar ortak görüş olarak çalışma saatleri nedeniyle çocuklarına vakit
ayırmakta güçlük yaşadıklarını dile getirmiştir. B6 katılımcısı “…Mesai saatlerinin yorucu
olması çocuklarla oyun oynamamı etkiliyor…” yanıtıyla çalışma yaşantısının çocuğu ile oyun
oynamasında olumsuz bir etki yarattığına vurgu yapmıştır. Bunun yanı sıra eve geldiklerinde
yorgun olmaları nedeniyle çocuklarına vakit ayırmakta güçlük yaşadıklarını ekleyen babaların,
çalışma hayatlarına ilişkin yaşadıkları stres de çocukları ile oyun oynama durumlarını olumsuz
olarak etkilemektedir. Yalnızca çalışma saatlerinin uzun olması baba-çocuk oyunlarını
etkilememekte, bunun yanı sıra çalışma yaşamlarının kalitesi de olumsuz etkileyen bir unsur
olarak göze çarpmaktadır. Ancak babaların azınlıkta da olsa bir kısmı çalışma hayatlarının
çocukları ile oyun oynama sürecini etkilemediğini dile getirmekte, yorgun olmalarının
çocuklarına zaman ayırmalarına engel olmadığını ifade etmektedir. McBride (1990) tarafından
yapılan çalışmada da çocukların babalarına olan erişilebilirliklerinin dış kısıtlamalardan
etkilendiği ve bu kısıtlamaların başında da çalışma saatleri geldiği tespit edilmiştir. Benzer bir
çalışmada ise, babaların çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmelerinde iş yoğunluğuna bağlı
engellerle karşılaştığı sonucuna ulaşılmıştır (Türkoğlu vd., 2013). Koçyiğit ve Başara Baydilek
(2015) tarafından yapılan çalışmada da, çocuk katılımcılardan biri babasının kendisi ile oyun
oynanamamasının nedeni olarak babasının işten geç gelmesini göstermiştir.
Ayrıca olumsuz etkilerin dışında babaların, çocukları ile bir etki sonucunda oyun
oynamaya yönelmelerinden çok çocuklarına karşı olan duygusal yoğunlukları ve içgüdüsel
olarak onlarla birlikte vakit geçirme istekleri sonucunda oyunların ortaya çıktığı yönünde
ifadeleri göze çarpmaktadır. Babalar, çocukları ile oyun oynamalarını etkileyen en önemli
faktörün onlarla vakit geçirmekten keyif almaları, onlarla paylaşımda bulunmakta istekli
olmaları olduğu sonucunda birleşmektedir. Aynı zamanda babalar çocuklarının gelişimlerini
desteklemek adına hissettikleri sorumluluğun da çocukları ile oyun oynamalarını etkileyen
faktörler arasında olduğunu ifade etmiştir. Türkoğlu vd. (2013) yaptıkları çalışmada, nitelikli
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
453
zaman geçirme açısından babaların çocuklarının sosyal-duygusal gelişim alanını desteklediği ve
babaların kendilerini mutlu hissettiğini sonucuna ulaşmıştır. Elde edilen bu bulgular,
“Çocuğunuzun oyunlarında yer almak size ne anlam ifade ediyor?” sorusuna verilen
yanıtları destekler niteliktedir. Babaların çocuklarının oyunlarında yer almalarına ilişkin iki
boyutta ifadeleri bulunmaktadır. Çocuk açısından değerlendirme yaptıklarında onları mutlu
etmek, çocuklarına örnek olmak, onlarla kaliteli vakit geçirmek ve bağlılıklarını
kuvvetlendirmek olarak ifade ederlerken, kendileri açısından yaptıkları değerlendirmede
çocukları ile oynadıkları oyunun öncelikle onları duygusal anlamda olumlu yönde etkilediğine
ilişkin ortak yanıtlar dile getirilmiştir. B6 katılımcısı “Çocuklarımla vakit geçirmek bana
mutluluk veriyor. Aile olarak birlikte vakit geçirmek bağlarımızı güçlendiriyor. Sürekli oyun
halindeyiz onlarla birlikte mutlu olmak güzel bir duygu.” ifadesiyle hem çocuk açısından hem
de kendi açısından çocuğunun oyunlarında yer almanın kendisine ne ifade ettiğini açıklayarak
katılımcıların genel yorumlarını özetler nitelikte yanıt vermiştir. Yapılan bir çalışmada,
çocukları ile 30 dakikadan fazla oyun oynayan babaların kortizol hormonlarında ve prolaktin
hormonlarında düşüş görüldüğü yani babaların çocukları ile oynadıkları oyuna vücutlarının
hormonel olarak olumlu tepki verdikleri ve sakinleştikleri sonucuna ulaşılmıştır (Gettler vd.,
2011). Aynı zamanda McBride (1990) tarafından yapılan çalışmada, çocukları ile oyun oynayan
babaların babalık yetkinlik duygularının ve sorumluluklarının yüksek olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Kuzucu (2011) ise, babalık rolünü yalnızca çocukların ekonomik ihtiyaçlarını
karşılamak ve onları disipline etmek olarak görmeyen, bunların yanı sıra onlarla yakından
ilgilenmek, onun bakımında sorumluluk almak olarak gören babaların çocukların hayatında
daha aktif rol aldığını dile getirmiştir.
“Çocuğunuzun oyunlarındaki davranışları, düşünceleri size ne anlam ifade ediyor?”
sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde, babalar çocuklarının oyun esnasında
sergiledikleri davranışların ve ifadelerin öncelikli olarak onların kişisel becerilerini ortaya
koyduklarını dile getirmiştir. Oyun sayesinde onların yeni yeteneklerini keşfederek onları daha
iyi tanıyabilmek adına oyunun aracı olduğunu ifade etmiştir. Bunun yanı sıra zaman zaman bu
davranışların ve düşünce yapılarının kendilerini zorladığını ve çocuklarının bencil yanlarını bu
şekilde gözlemleyebildiklerini dile getiren babalar mevcuttur. B3 katılımcısı “Kendi dünyasını
yansıtıyor, yaptıklarıyla, istedikleriyle kendi düşüncesini, iç dünyasını bana gösteriyor…
Kendini ifade edebiliyor, paylaşım yapabiliyor.” şeklinde düşüncelerini ifade ederek
çocuklarının oyunu bir kendini ifade etme yöntemi olarak kullandığını düşünen babaların
düşüncelerinin genel çerçevelerine de vurgu yapmıştır. Çalışma dâhilindeki iki katılımcı da
çocukların oyunlardaki davranışlarını ve düşüncelerini gözlemlerken onların mutlu olup
olmadıkları konusuna ağırlık vererek oyun esnasında çocuklarının mutlu olduğunu, oyun
oynarken keyif aldıklarını ve bu sonucun kendilerini de mutlu ettiğini iletmiştir. Özyürek ve
Gürleyik (2016) tarafından yapılan çalışmada da, ailelerin çocuklarını ve kendilerini mutlu
etmek için çocukları ile oynadıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Oyuncak-Oyun Materyali Kullanımı İle İlgili Bulgular
“Oyunlarda oyuncak veya oyun materyalleri kullanır mısınız?” sorusuna verilen
yanıtlar değerlendirildiğinde, babaların çocukları ile oyun oynarken kullandıkları materyallerin
genelini çocukların sahip olduğu oyuncaklar oluşmaktadır. Bu oyuncakların başında top
gelmektedir. Babaların çoğu çocukları ile oynadıkları oyunda topu etkin olarak kullandıklarını
ifade etmiştir. Bunun yanı sıra araba ve bebekler de babaların çocukları ile oyun oynarken
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
454
kullandıkları oyuncaklar arasındadır. Bu oyuncakların tercihinde kolay ulaşılabilir olmaları,
çocukların aktif olarak kullandıkları oyuncaklar olmaları, oyunların genel olarak çocuklar
tarafından başlatılıyor olması gibi nedenler olabileceği düşünülmektedir. Ancak bazı babalar
lego, oyun hamuru, hafıza kartları gibi oyuncak ve oyun materyalleri kullandıklarını eklemiştir.
Ayrıca bazı babalar oyun materyallerini kendilerinin yaptıklarını dile getirmiştir (B6 katılımcısı:
“…Maket kartonu, makas, yapıştırıcı gibi malzemeler kullanarak kendi oyuncaklarımızı
yapıyoruz…”). Oyuncak ve oyun materyali yalnızca çocuğun kendi dünyasını yaratmaya
yöneltmekle kalmamakta bunun yanı sıra annelerin-babaların bu farklı yaşama katılmalarını
sağlayan bir kapı vazifesi görmektedir (Tezel Şahin vd., 2015). Bu nedenle babaların çocukları
ile oyunlarında kullandıkları ve tercih ettikleri oyuncakların ve oyun materyallerinin, onların
iletişimini kuvvetlendirmekle birlikte çocukların hayatlarına ilişkin farkındalıklarını artırdığı
düşünülmektedir.
“Çocuğunuzun cinsiyeti, oyuncak veya oyun materyalleri seçiminizi nasıl
etkilemektedir?” sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde, babaların çoğu çocukların
cinsiyetinin oyuncak ve oyun materyali seçimlerini etkilediğini ifade etmiştir. Bu etkilenme iki
farklı yolla gerçekleşmektedir. Birincisi çocukların kendi cinsiyetleri ve seçimine ilişkin etki,
bir diğeri ise ailelerin çocuklarının cinsiyetine ve seçimine ilişkin etkidir. Bazı ailelerde
çocuklar oyuncak tercihlerinde toplum tarafından kendi cinsiyetleri ile özdeşleştirilen oyuncak
ve oyun materyallerini tercih ederken, bazı durumlarda ise babalar çocuklarının cinsiyetine
toplum tarafından uygun görülen oyuncak ve oyun materyallerini hatta çocukların cinsiyeti ile
toplum tarafından özdeşleştirilmiş renkleri tercih ettiklerini dile getirmiştir. Babalar zaman
zaman “cinsiyete uygun” kavramını kullanarak oyuncak seçimlerine ilişkin yorum yapmıştır.
“Cinsiyete uygun” kavramının, geleneksel aile yapısının ve toplumsal bakış açısının etkili
olduğu babalar tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Bu babalar oyuncakların çoğunu
oynama biçimi, rengi ya da kategorisi itibariyle bir cinsiyet ile özdeşleştirmekte ve bu seçim
çocuğun cinsel tercihi ile bütünleştirilebilmektedir. B1 katılımcısı “…Oyuncaklarda cinsiyet
ayrımı olmalıdır tabiî ki, çünkü erkek çocuğu erkek gibi yetişmeli, kız çocuğu da kız gibi
yetişmeli…” şeklinde verdiği cevabıyla oyuncak tercihi ile cinsel rolleri bağdaştırmış ve
seçimleri de, cinsiyetleri de kesin çizgilerle birbirinden ayırmıştır. Yağan Güder ve Güler Yıldız
(2016) tarafından yapılan çalışmada, ailelerin genel olarak çocuklarının cinsiyetlerine özgü
oyuncaklarla oynamalarını tercih ettikleri bulunmuştur. Oyuncak seçimine yönelik ikinci
örüntüyü ise çocukların kendi cinsiyetleri ve tercihlerinin oluşturduğu, ailelerin müdahalesi
olmadan çocukların oyuncakları cinsiyete göre sınıflandırdıkları ve bu yönde tercih yaptıkları
savunulmuştur. Başal vd. (2014) tarafından yapılan çalışma sonucunda da; kız çocukların araba
ve blokları, erkek çocukların ise yemek takımları ve bebekleri evcilik oyunu oynarken tercih
etmediklerine ilişkin sonuçlar elde etmiştir. Bu sonuçların çocukların kendi cinsiyet rollerine
özgü seçimlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca B3 katılımcısı “…Cinsiyet oyuncak
seçiminde etkili bir faktör değil. Çocuk istediği oyuncakla oynayabilir…” şeklinde kendini ifade
ederken diğer iki babanın da fikirlerini ortaya koymuştur. Verilen yanıtların, babaların bakış
açılarından kaynaklı farklılaştığı düşünülmektedir. Geleneksel ve toplumsal cinsiyetçi bakış
açılarına sahip babaların oyuncakları cinsiyete göre sınıflandırdıkları ve çocuklarının oyuncak
seçimlerini doğrudan bu yönde etkiledikleri söylenebilir. Babalar, hem kız hem de erkek
çocuklarıyla eşit şekilde vakit geçirmeli, her oyuncak ve etkinliğe eşit önem vermelidir. Kız
çocukları erkek çocuklarının oynadığı geleneksel oyunlara dâhil edilmeli ve erkek çocuklar da
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
455
normalde kız çocuklarının ilgilendiği düşünülen yemek yapma vb. etkinliklerde yer almalıdır
(Frost, Wortham ve Reifel, 2012).
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırmada, erken çocukluk dönemindeki çocukların oynadıkları oyunlarda babanın
rolüne ilişkin babaların görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda elde edilen
sonuçlarla babaların rolleri değerlendirildiğinde; babalar çocukları ile oynadıkları oyunlar
sayesinde çocuklarının gelişimlerinin desteklendiğini, çocukların çocuk olmaktan kaynaklı
gereksinimlerinden birinin karşılandığını, onlarla olan iletişimlerinin kuvvetlendiğini
düşünmektedir. Babalar oyun aracılığıyla, çocuklarını tanıma fırsatı elde etmektedir ve birlikte
sergiledikleri oyun tercihlerinde genellikle çocuğa göreliği ön plana almaktadır. Babaların genel
olarak çocuklarıyla oyun oynadıkları süre değişkenlik gösterse de, sonuçlar bağlamında sürenin
babaların rollerine ilişkin etki etmediği düşünülmektedir. Çünkü geçirilen süreden çok sürenin
kalitesinin önemli olduğu bilinmektedir. Ancak babaların çocuk oyunlarındaki rollerini
belirleyen etmenlerin başında çalışma saatleri ve iş ortamları gelmektedir. Bu değişkenler genel
olarak baba-çocuk oyun sürecini olumsuz olarak etkilemektedir. Hem paylaşılan zaman, hem de
babaların oyunlardaki verimlilikleri çalışma süre ve şartlarına göre azalmaktadır ve babalar bu
durumdan memnun olmamaktadır. Bunun yanı sıra babaların çocuk oyunlarındaki rollerini
etkileyen bir diğer faktör ise oyun alanlarıdır. Babalar genel olarak çocukları ile ev ortamında
oyun oynamaktadır. Dışarıda oyun oynayan babalar ise yine kapalı mekânları tercih etmektedir.
Çocuklarıyla açık hava deneyimlerine dayalı oyun oynayan babalar, yalnızca çevresel açıdan
avantaj sahibi olduğu düşünülen babalardır. Bu babalar oluşan genel örüntünün dışında
kalmaktadır. Baba-çocuk oyunlarında, oyunları genel olarak çocuklar başlatmakta ve oyunun
liderliği çocuklarda olmaktadır. Babaların çocuklarına öğrettikleri oyunların yanı sıra
çocuklarından öğrendikleri oyunlar da mevcuttur ve bunlar genel anlamda dijital ortamda
oynanan oyunlardır. Babaların çocuklarıyla oyun oynama isteklerinin altında yatan nedenlere
bakıldığında genel örüntünün babaların oyun oynamayı görev olarak görmeleri ve çocuklarının
duygusal ihtiyacının karşılanması yönünde olduğudur. Bununla beraber babalar çocuklarıyla
birlikte vakit geçirme isteklerini de onlarla oyun oynayarak karşılamaktadır. Ayrıca babaların
çocuklarıyla oynamayı tercih ettikleri oyun ile oyuncak-oyun materyali seçimlerinde çocuğun
cinsiyeti önemli bir faktördür.
Elde edilen sonuçlarla ilişkili olarak, baba-çocuk iletişiminin artması ve çocuğun
gelişimin daha sağlıklı desteklenmesi adına babalar için çeşitli eğitim programları
düzenlenebilir. Çeşitli baba-çocuk oyun etkinlikleri planlanabilir ve babalar çocukları ile oyun
oynamaya özendirilebilir. Dijital oyunların hem çocukların gelişimine hem de aile içi iletişime
olan etkilerine ilişkin çeşitli bilgilendirme toplantıları yapılabilir ve babaların aktif katılımını
sağlamak adına çalışmalar düzenlenebilir. Çocukların oyun ortamlarındaki kalitenin ve
çeşitliliğin artması için açık hava oyun ortamlarının düzenlenmesi için çalışmalar yapılabilir.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
456
KAYNAKLAR
Ahioğlu Lindberg, E. N. (2012). Çocuk oyunlarında iki kuşakta görülen değişim. International
Online Journal of Educational Sciences, 4(2), 395-410.
Aral, N., Gürsoy, F. ve Köksal, A. (2001). Okul öncesi eğitiminde oyun. İstanbul: Ya-Pa
Yayınları.
Başal, H. A. (2007). Geçmiş yıllarda Türkiye’de çocuklar tarafından oynanan çocuk oyunları.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 20(2), 243-266.
Başal, H. A., Bağçeli Kahraman, P., Taner Derman, M., Kahraman, Ö. ve Sümer, H. (2014).
Otoriter ve demokratik tutuma sahip ebeveynleri olan 5-6 yas çocuklarının evcilik
oyunlarında üstlendikleri roller. Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(2),
384-409.
Creswell, J. W. (2013). Nitel araştırma yöntemleri. M. Bütün ve S. B. Demir (Çev. Ed.).
Ankara: Siyasal Kitabevi.
Çelen, N. (1999). Ana-babaların çocuğun oyun hakkına ilişkin tutumları. B. Onur (Yay. Haz.).
Cumhuriyet ve Çocuk: 2. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi Bildirileri içinde (s. 123-132).
Ankara: Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi
Yayınları.
Doğanay, J. (1998). Anasınıfına devam eden çocukların ebeveynlerinin çocuk oyun ve
oyuncakları hakkındaki görüşlerinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
Ankara Üniversitesi, Ankara.
Duman, G. (2010). Türkiye ve Amerika'da anasınıfına devam eden çocukların oyun
davranışlarının incelenmesi: Kültürler arası bir çalışma. Yayınlanmamış doktora tezi,
Gazi Üniversitesi, Ankara.
Erden, Ş. (2002). Anaokullarına devam eden çocukların ebeveyn ve öğretmenlerinin çocuk oyun
ve oyuncakları hakkındaki görüşlerinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
Ankara Üniversitesi, Ankara.
Erman, O. (2014). Kent yaşamında çocuk. Güney Mimarlık Dergisi, 16, 10-13.
Fisher, E. P. (1992). The impact of play on development: A meta-analysis. Play and Culture, 5,
159-181.
Frost, J. L., Wortham, S. C. and Reifel, S. (2012). Play and child development. New Jersey:
Pearson.
Gettler, L. T., McDade, T. W., Agustin, S. S. and Kuzawa, C. W. (2011). Short-term changes in
fathers' hormones during father-child play: Impacts of paternal attitudes and experience,
Hormones and Behavior, 60, 599-606.
John, A., Halliburton, A. and Humphrey, J. (2013). Child–mother and child–father play
interaction patterns with preschoolers. Early Child Development and Care, 183(3-4),
483–497.
Johnson, J. E., Christie, J. F. and Yawkey, T. D. (1999). Play and early childhood development.
USA: Longman.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:12, Ağustos 2017, s. 445-458
Aysel Köksal Akyol _ Taşkın Taştepe _Sebahat Aydos _Emrullah Can Yavuz
457
Haight, W. L., Parke, R. D. and Black, J. E. (1997). Mothers’ and fathers’ beliefs about and
spontaneous participation in their toddlers’ pretend play. Merrill-Palmer Quarterly,
43(2), 271-290.
Haşıl Korkmaz, N. and Taner Derman, M. (2014). Opinions of play in Turkish fathers.
Procedia-Social and Behavioral Sciences, 141, 1182-1186.
Hendrick, J. and Weissman, P. (2006). The whole child: Developmental education for the early
years. New Jersey: Pearson.
Işıkoğlu, N. ve İvrendi, A. B. (2008). Anne ve babaların oyuna katılımı. Pamukkale Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 24(2), 47-57.
Ivrendi, A. and Isikoglu, N. (2010). A Turkish view on fathers’ involvement in children’s play.
Early Childhood Education Journal, 37, 519-526.
İvrendi, A. B. ve Işıkoğlu, N. (2008). Erken çocukluk döneminde çocuğu olan anne ve babaların
oyuna yönelik görüşlerinin incelenmesi. Çağdaş Eğitim Dergisi, 355, 4-12.
Koçyiğit, S. ve Başara Baydilek, N. (2015). Okul öncesi dönem çocuklarının oyun algılarının
incelenmesi. YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, 12(1), 1-28.
Köksal Akyol, A. (2002). Çocuklarda oyun gelişimi. Çoluk Çocuk Dergisi, 13, 26-28.
Kuzucu, Y. (2011). Değişen babalık rolü ve çocuk gelişimine etkisi. Türk Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Dergisi, 4(35), 79-91.
Lamb, M. E. (2010). How do fathers influence children’s development? Let me count the ways.
In M. E. Lamb (Ed.). The role of the father in child development (pp. 1-26). New
Jersey: John Wiley & Sons.
MacDonald, K. and Parke, R. D. (1986). Parent-child physical play: The effects of sex and age
of children and parents. Sex roles, 15(7-8), 367-378.
Martino, J. M. (2009). Primary caregivers’ values of play and creativity in early childhood in
relation to children’s academic self-esteem. Unpublished master’s thesis, West Virginia
University, Morgantown.
McBride, B. A. (1990). The effects of a parent education/play group program on father
involvement in child rearing. Family Relations, 39(3), 250-256.
Morrison, G. S. (2012). Early childhood education today. New Jersey: Pearson.
Nicolopoulou, A. (2004). Oyun, bilişsel gelişim ve toplumsal dünya: Piaget, Vygotsky ve
sonrası M. T. Bağlı (Çev.). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,
37(2), 137-169.
Özyürek, A. ve Gürleyik, S. (2016). Anne babaların okul öncesi dönem çocukları ile
etkileşimlerinde oyunun yeri. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 42(9), 1283-
1289.
Sutton-Smith, B. (2001). The ambiguity of play. Massachusetts: Harvard University Press.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 12, Ağustos 2017, s. 445-458
Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Oyunlarında Babanın Rolü
458
Şahin, H. ve Demiriz, S. (2014). Beş altı yaşında çocuğu olan babaların, babalık rolünü
algılamaları ile aile katılım çalışmalarını gerçekleştirmeleri arasındaki ilişkinin
incelenmesi. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 181, 273-294.
Taşkın, N. and Erkan, S. (2009). The influence of father education programs on the levels of
father involvement with children: An experimental study. Hacettepe University Journal
of Education, 37, 136-148.
Taştepe, T., Başbay, A. M. ve Yazıcı, Z. (2016). Kent merkezlerindeki ekolojik temelli oyun
alanlarının mekansal açıdan incelenmesi: Ankara-Antalya örneği. Tekirdağ Ziraat
Fakültesi Dergisi, 13(2), 85-95.
Taylor, B. J. (1999). A child goes forth: A curriculum guide for preschool children. New Jersey:
Pearson.
Tezel Şahin, F. (1993). Üç-altı yaş grubu çocuklarının anne babalarının çocuk oyun ve
oyuncakları hakkındaki görüşlerinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Tezel Şahin, F., Balcı, A., Aydın Kılıç, Z. N. ve Yazar, A. (2015). Erzurum örnekleminde şehir
merkezi ve kırsal bölgede yaşayan annelerin çocuklarının oyun ve oyuncakları
hakkındaki görüşlerinin incelenmesi. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 4(4),
298-311.
Tezel Şahin, F., Akıncı Coşgun, A. ve Aydın Kılıç, Z. N. (2017). Babaların çocuklarıyla vakit
geçirme durumlarına ilişkin görüşlerinin incelenmesi. Gazı Üniversitesi Gazi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 37(1), 319-343.
Tuğrul, B., Ertürk, H. G., Özen Altınkaynak, Ş. ve Güneş, G. (2014). Oyunun üç kuşaktaki
değişimi. The Journal of Academic Social Science Studies, 27, 1-16.
Webster, L., Low, J., Siller, C. and Hackett, R. K. (2013). Understanding the contribution of a
father’s warmth on his child’s social skills. Fathering, 11(1), 90-113.
Yağan Güder, S. ve Güler Yıldız, T. (2016). Okul öncesi dönemdeki çocukların toplumsal
cinsiyet algılarında ailenin rolü. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31(2),
424-446.
Zigler, E., Pfannenstiel, J. C. and Seitz, V. (2008). The parents as teachers program and school
success: A replication and extension. J Primary Prevent, 29, 103-120.