21
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Kardeş kiskançliği

Embed Size (px)

Citation preview

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Doğal , evrensel ve insanı mutsuz eden bir duygudur.

Yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta daha yoğun yaşanır.

Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır.

Kıskanan çocuk , herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma , kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış problemine neden olacak derecede yoğun olabilir.

Nedenler :

Kardeş kıskançlığı sevilen kişinin , çoğu zaman bir ebeveynin , bir başkası ile paylaşılamamasından ve bunun temelinde yatan güvensizlik duygusundan kaynaklanır.

Kardeşler arası kıskançlığın derecesi , kardeşin doğumuyla anne babanın tutumunda olan değişikliklere bağlıdır

Kıskançlık derecesinde rol oynayan bir başka etken de kardeşler arasında ki yaş farkıdır.

Cinsiyete bağlı aile tutumunda kardeşi kıskanma durumu kaçınılmazdır.

Aile dışındaki kişilerin tutumu da kıskançlığa neden olabilmektedir.

Nedenler :

Çocuğun huysuzlaşıp anneden ayrılmak istememesi.

Aileden uzaklaşma , içe kapalılık , yemek yememe sorunu.

Altını ıslatma , parmak emme gibi davranışlarda önceki gelişim evrelerine gerileme

Öfkeli tutum ve saldırgan davranışlar. Baş ağrısı , mide bulantısı gibi psikosomatik

belirtiler. Kardeşine vurma , oyuncağını kırma ve ondan nefret

ettiğini söyleme gibi açıkça kendini belli eden tutumlar.

Öneriler :

Kardeşin doğumundan önce : Çocuğa kardeşi olacağını söylemek için , çocuğun

gelişimsel düzeyini en iyi şekilde bilmeli ve buna uygun bir tarzda ifade edilmelidir. Ayrıca hamilelikten önce söylenmelidir. Çünkü hamileliklerde yaşanabilen hayal kırıklıklarını çocuklar anlayamazlar.

Kardeşi doğmadan önce çocuğa anlayabileceği bir dilde ; aileye yeni bir üyenin geleceği , evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceği , annenin ve bebeğin tüm gereksinimleri açıkca anlatılmalıdır.

Bunları anlatmak için son ana kadar beklenmemelidir.

Çocuğa somutlaştıramayacağı sözler söylenmemelidir. “ Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz “ cümlesi iyi niyetli olsa da , çocuğun anne babasının sevgisi için kardeşiyle yarışmasına yol açabilir.

Hamilelik döneminde özellikle son aylarda baba yada bir başka aile üyesi büyük çocuk ile daha çok vakit geçirmelidir.

Çocuğa daha çok küçükken paylaşmayı öğretmek , kardeşi olduğunda çok fazla bocalamasını engelleyerek paylaşamamaktan doğan çatışmaları azaltır.

Kardeşin doğumundan sonra : Anne baba çocuğa “ Kardeşin doğdu , ama sana olan

sevgimizde bir azalma yok “ mesajını sadece sözcüklerle değil davranışlarla da iletmelidir. Bu da çocuğa zaman ayırmaya devam ederek , onunla konuşarak ve onunla ortak faaliyetlere girerek olur.

Çocukla mümkün olduğu kadar nitelikli zaman geçirilmeli , kardeşinden önce yapılan etkinlikler oyun parkına gitme vs. devam ettirilmelidir.

Eşit zaman ayırmak yerine her çocuğa ihtiyacı olan zamanı vermek gerekir.

Bebeğe sevgi gösterdikten sonra panik içinde diğer çocuğu da sevmek , doğallığın kaybolmasına ve çocukta kendisinin zorla sevildiği gibi yanlış bir inancın oluşmasına neden olabilir.

Bebeğe sürekli “Bebek” demek yerine doğrudan adı söylenmeye başlanmalıdır.

“Sessiz ol , kardeşin uyuyor” gibi sözlerle çocuğun yaşantısını bebeğe göre ayarlamak kıskançlığı tırmandırabileceği için bu tür davranışlardan kaçınılmalıdır.

“Sen artık ablasın/abisin” gibi açıklamalarla çocuktan yaşının üzerinde bir olgunluk bekleyip , onun hala bir çocuk olduğu unutulmamalıdır.

“Çocuğu elleme , rahat bırak , öpüp durma” gibi uyarılardan uzak durulmalıdır.

Artık oynamadığı oyuncakları ve ona küçük gelen giysileri kardeşine verilecekse , bunları onunla beraber belirlemek gerekir.

Bebekle ilgili işlerde büyük çocuktan yardım istenebilir. Ancak zorlanmamalıdır.

Çocuk eğer 4-5 yaşlarındaysa sırf evden uzak olsun diye anaokuluna göndermek hatalıdır. Kendi isteği dışında evden uzaklaştırılmak artık istenmediği düşüncesini yaratabilir ve beraberinde okul korkusunu da doğurur.

Okul çağı gelmiş çocuğa kardeşi doğmadan yarı zamanlı kreşler okula alışmasını ve evden uzaklaşmadığı kanısını hissettirir.

En iyi niyetli misafirler bile sadece bebekle ilgilenip büyük çocuğu unutabilirler. Onlara bunu hatırlatmak “Kardeşin doğdu pabucun dama atıldı “ gibi sözler söylememeleri konusunda uyarmak gerekli olabilir.

Sadece bebeğe alınan hediyeler yerine büyük çocuğa da istediği minik oyuncaklar ve sürprizler yapılabilir.

Kardeşler arasında ki kıskançlık hissedildiğinde onları birbirinden uzaklaştırmak yerine yakınlaştıracak ortamlar yaratılmalıdır.

Çocuğa , kendisinin de bir zamanlar küçük bir bebek olduğu , aynı bakım ve özenin kendisine de gösterildiği anlatılmalı , çocuğun küçüklüğüyle ilgili sorularına sabırla cevap verilmelidir , var ise fotoğraf veya videolara birlikte bakılmalıdır.

TEŞEKKÜRLER…