66

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit
Page 2: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Nedir?

? Ruzem Eğitim İçerikleri olarak #HadisDersi için eğitim

dokümanı hazırladık. Bu dokümanda Sünnetin Lügat ve

Istılah Manâsı Arasındaki Farklar ele alınmaktadır. Eserin

tamamı için: http://hadisviki.ruzem.org

Kaynak eser: Prof. Dr. Talat Koçyiğit – Hadis Usulü

Page 3: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Sünnet, lügatte, iyi olsun kötü olsun, yahut başka bir ifade ile, ister

övülmeye lâyık olsun, ister kötülenmeye lâyık olsun, tarîk (yol) ve sîre

müstemirre (devamlı gidiş) manâsına gelen bir kelimedir.

Page 4: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bu manânın suhuletle dökülen suyun gidişinden alındığı

söylenmiştir ki, senne aleyhi'l-mâ'e ibaresi, bu manâya uygun olarak

"suyu yavaşça döktü" demek olur.

Page 5: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Araplar, takip edilen yolu ve devamlı gidişi, dökülmüş bir suyun bütün

katrelerinin, sanki tek ve aynı şeymiş gibi, belirli bir yol üzerindeki gidişine

benzetmişler ve bu manâda aynı kelimeyi kullanmışlardır.

Page 6: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân-ı Kerîm'de, sünnetin, zikrettiğimiz bu lügat manâsında kullanıldığını

gösteren âyetler vardır: "Kendilerine hidayet gelince, insanların îman etmelerine

ve Rablarından mağfiret dilemelerine, evvelkilerin sünnetinin (gidişatının), yahut

çeşit çeşit azabın kendilerine gelmesinden başka bir engel yoktur"'.[1]

Page 7: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Aynı lügat manâsı, Hazreti Peygamberin bir hadîsinde de görülür:

"Her kim kendisine iyi bir sünnet (yol, âdet) edinirse, onun ve onunla amel

edecek olanların sevabı o kimseye âit olur. Kim de kötü bir yol edinirse, onun ve

onunla amel edecek olanların günâhı da o kimseye âit olur" [2].

Page 8: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Lügatta, yukarıda zikredilen manâlarda kullanılmış olan sünnet kelimesi, İslâm'ın

bidayetinden itibaren özel bir manâ kazanmış, yine tarîk (yol) ve sîret (gidiş)

manâlarını muhafaza etmiş olmakla beraber, bu manâlar, sadece Hazreti

Peygamberin tarîk ve sîretine tahsis olunmuştur.

Page 9: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Ancak Hazreti Peygamberin tarîk ve sîretinin, Allah'ın tebliğine memur ettiği "dîn" ile

ilgili olması dolayısıyla, kelimenin lügatte görülen "kötü" veya mezmûm yol" manâsı,

ıstılahta kaldırılmıştır; çünkü Hazreti Peygamberin sünneti söz konusu olduğu zaman,

bu sünnetin zemme lâyık yol ve gidiş olması mümkün değildir; aksine bu yol ve gidiş,

övülmeye ve örnek alınmaya lâyıktır.

Page 10: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan bazı âyetlerde sünnetin bu manâsını açık bir şekilde

görmek mümkündür:

«Sizin için, Allah'ı ve âhıret gününü arzu eden ve Allah'ı çok zikreden kimseler için,

Allah'ın Rasûlünde güzel bir örnek vardır.»[3]

"Şüphesiz sen, insanları dosdoğru yola, Allah'ın yoluna iletirsin".[4]

Page 11: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Aynı manâ, Hazreti Peygamberin şu hadîsinde de görülebilir:

«Size iki şey bıraktım; bunlara sarıldığınız müddetçe asla dalâlete

düşmeyeceksiniz: Biri Allah’ın Kitabı, diğeri Rasûlünün Sünneti» .[5]

Page 12: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

İslâm'ın başlangıcında sünnet, yukarıda açıkladığımız şekilde, Hazreti

Peygamberin tarîk ve sîretine tahsis olunmakla beraber, tedvîn devrinin

başlamasından ve çeşitli ilimlerin ortaya çıkıp tedvîn edilmesinden sonra, her

ilmin konusu ile ilgili olması yönünden onun değişik tarifleri yapılmış ve böylece

sünnet, farklı ıstılah manâları kazanmıştır:

Page 13: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Fıkıh usûlü âlimleri, sünneti şer'î deliller içinde incelerken, fakîhler onu, farz, vâcib,

mendûb, haram, mekruh gibi şer'î ahkâmın bir çeşidi olarak mütalâa etmişlerdir.

Kelâm ehli arasında ise, sünnet, bid'atın karşıtı olarak görülür ve bazı kimseler bid'at

ehlinden sayılırken, hakkında bir nass bulunsun veya bulunmasın, umumiyetle

Hazreti Peygamber’in düşünce ve davranışlarına uygun bir hayat yolu takip

edenlerin sünnet ehlinden oldukları söylenir.

Page 14: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Hadîsçilere göre ise sünnet, Hazreti Peygamberin söz, fiil ve takririnden ibarettir.

Keza onun ahlâkî sıfatları, sîreti, mağazîsi ve kendisine vahiy gelmeden önce ibadet

için çekildiği Hira mağarasındaki yaşayışı da sünnetten sayılır. Bu manâsı ile sünnet

hadîsin müradifidir.

Page 15: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Söz, fiil ve takrirden ibaret olduğuna işaret ettiğimiz sünnet, aynı zamanda, ilâhî

vahyin iki kısmından birini teşkil eder; diğer kısmı ise, Kur'ân-ı Kerîm'dir. Çünkü

Allahu Ta'âlâ, Hazreti Peygamberin «kendi hevâ ve hevesinden konuşmadığını, her

ne konuşmuş ise, onun, kendisine vahyedilen bir vahiy olduğunu» beyan

buyurmuştur.[6]

Page 16: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bu manâyı teyîd eden Hazreti Peygamberin bir hadîsinde de, «bana Kur'ân verildi; bir

de onunla birlikte onun gibisi» denilmiştir.[7]

Kur'ân'la birlikte Hazreti Peygambere verilen Kur'ân gibi vahye müstenid olan şeyin,

sünnetten başka bir şey olabileceğini düşünmek elbette mümkün değildir.

Page 17: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân ve sünnetin vahye müstenid olmalarına rağmen her ikisi arasında fark

olduğuna şüphe yoktur. Kur'ân, manâ ve lafız olarak vah-yedilmiştir. Bu sebeple

onun manen rivayeti veya nakli caiz değildir. Hazreti Peygambere gönderilişinden

bugüne kadar, nasıl tebdîl, tağyir ve tahriften korunmuş ise, kıyamete kadar da o

şekilde korunacaktır.

Page 18: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Çünkü onun korunmasını Allahu Te'âlâ bizzat tekeffül etmiş ve "Kur'ân'ı biz, evet

biz indirdik; onu muhafaza edecek olan da elbette biziz."[8] buyurmuştur.

Lafzı ve manâsı ile mu'ciz olan Kur'ân, beşer kelâmı ile kıyaslanamayacak kadar

üstün vasfa sahiptir.

Page 19: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Hiç kimse onun bir benzerini getirmeye muktedir olamaz. Allahu Ta'âlâ bu

gerçeği açık ve kesin bir ifade ile şöyle açıklamıştır: "(Ey Muhammedi) De

ki: İnsanlar ve cinler, bu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya

gelseler, birbirlerine de yardım etseler, onun bir benzerim yine

getiremezler."[9]

İşte bu vasıflarıyle Kur'ân-ı Kerîm, namazda ve namaz dışında okunması

ibadet hükmünde olan bir kitaptır.

Page 20: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Vahye müstenid olduğuna işaret ettiğimiz söz, fiil ve takrirlerden ibaret olan

sünnete gelince, onu Kur'ân-ı Kerîm'den ayıran en büyük özellik, lafzan vahyedilmiş

olmamasıdır.

Bu sebepledir ki, sünnetin lafızları Kur'ân lafızları gibi mu'ciz değildir; bu lafızlara

ve manâlarına hakkı ile vâkıf olanlarca manen rivayet edilmesi caizdir; okunması

ibadet hükmünde sayılmaz.

Page 21: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Şu var ki, İslâm uleması, Hazreti Peygamberin, ilâhî vahyin gelmediği bazı

meselelerde ictihadda bulunduğunu ve kendi görüşü ile hüküm verdiğini ittifakla

kabul etmişlerdir. Bu hususla ilgili olarak Abdulvahhâb Hallâf, İslâm Teşrii Tarihi[10]

adlı kitabında şunları söylemiştir: «Hazreti Peygamber devrinde teşrîîn iki kaynağı

vardır. Birisi ilâhî vahiy; diğeri ise, Hazreti Peygamberin kendi içtihadı.»

Page 22: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Herhangi bir ihtilâf, veya bir hâdise, yahutta bir sual veya fetva talebi ile teşrî'i

gerektiren bir şey zuhur ederse, Allahu Te'âlâ, elçisine, hükmü bilinmek istenen

mesele hakkında hüküm getiren bir veya bir kaç âyet indiriyor; Hazreti Peygamber de

vahyedilen bu âyetleri, uyulması gerekli (vâcib) bir kanun olarak Müslümanlara teblîğ

ediyordu.

Page 23: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Eğer teşrii gerektiren bir hâdise olur, fakat Allahu Te’âlâ bu hâdise ile ilgili

hükmü beyan edecek bir âyet vahyetmezse, Hazreti Peygamber bu hükmün

bilinmesi için ictihadda bulunuyor ve içtihadının ona sağladığı netice ile

hüküm veriyordu; yahut sual veya istiftaya icabet ediyordu.

İctihad eseri olarak ondan sâdır olan bu hüküm veya cevap, ilâhî vahye

istinad eden kanun gibi, uyulması gereken bir kanun oluyordu.

Page 24: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân-ı Kerîm'de vârid olan ahkâm âyetlerini ve bunların sebeb-i nüzul ile ilgili

müfessir rivayetlerini tetkik edenler, her Kur'ânî hükmün, teşrii gerektiren bir

hâdise dolayısıyla vaz olunduğunu görürler.

Bu husus, Allahu Te'âlâ'nın şu âyetlerinden açıkça anlaşılır

Page 25: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

«Ey Muhammedi) Sana, içinde savaş yapılan haram ayı soruyorlar.

(Onlara) de ki: Bu ay içinde savaş yapmak büyük suçtur...»[11]

«Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. (Onlara) de ki: İkisinde de insanlar için

hem büyük günâh, hem de faydalar vardır; fakat günâhları faydalarından

daha büyüktür...»[12]

Page 26: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bunun gibi, bazı tereke üzerinde vukubulan ihtilâflar sebebiyle veraset,

bazı karı koca arasındaki geçimsizliğin isnad ve iftiraya varması (kazf)

sebebiyle li'ân ahkâmı vazolunmuştur.

Page 27: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bunun gibi, ahkâm hadîslerinin ve hadîsçilerin bu hadîslerin sebeb-i vürûdu ile ilgili

rivayetlerinin tetkikinden de anlaşılır ki, Hazreti Peygamberin içtihadına dayanan

bütün hükümler, bir ihtilâf hakkındaki kazası, bir hâdise hakkındaki fetvası ve bir

suale cevabıdır.

Page 28: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Meselâ, bazı sahabeden rivayet edildiğine göre, demişlerdir ki: «Yâ

Rasûlallah! Suyu tuzlu olan denizdeyiz. Yanımızda abdest almaya yetecek

kadar tatlı su yok. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?

Hazreti Peygamber, bu suale şöyle cevap vermiştir: «Deniz suyu temiz ve

ölüsü (balığı) helâldir.»

Page 29: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bundan anlaşılıyor ki, Hazreti Peygamber devrinde vazolunan ahkâmın hepsinin de

kaynağı vahy-i ilâhî ve ictihad-ı nebevi olup, ortaya çıkışları, onları gerektiren teşrî'î

ihtiyacın zuhuru üzerine mebnîdir.

Hazreti Peygamberin, birinci kaynağa göre vazolunan ahkâma nisbetle vazifesi, bu

ahkâmı getiren âyetlerin tebliğ ve tebyînidir.

Page 30: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Çünkü bu vazîfe, Allahu Ta'âlâ'mn şu emirleri iktizasındandır: «Ey

Peygamber! Rabbinden sana indirilen (âyetler)i teblîğ et. Eğer bunu

yapmazsan, Rabbinin peygamberliğini teblîğ etmemiş olursun» [13]

«Sana da, insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın diye Kur'ân'ı

indirdik.»[14]

Page 31: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Hazreti Peygamberin ikinci kaynağa nisbetle vazifesi ise, bazen ilâhî ilhamın

ifadesi, bazen de maslahatın ve teşrî ruhunun îcab ettirdiği hüküm için istinbat ve

istimdad olarak ictihad-ı nebevidir. Allahu Ta'âlâ'nın Hazreti Peygambere ilham

ettiği içtihadı ahkâm, ilâhî ahkâmdan başka bir şey değildir ve Hazreti

Peygamberin, (Kur'ân ahkâmı gibi) bunları da söz ve fiilleriyle tabîr etmekten başka

bir tasarrufu yoktur. Allahu Te'âlâ'nın ilham etmediği, fakat Hazreti Peygamberin

tetkik ve takdiri neticesi sâdır olan diğer içtihadı ahkâm ise, bütün söz ve

manâlarıyla ahkâm-ı nebevidir.

Page 32: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Ancak bu ahkâmdan doğru olanlar, Allahu Te'âlâ tarafından tasvîb edilmiş, hatalı

olanlar ise, yine O'nun tarafından tashîh olunmuştur. Bedir esirleriyle ilgili bir

fidye meselesi bunun örneğini teşkil eder:

Bedir gazvesinde, Müslümanları eline 70 müşrik esir düşmüştü. Bu sıralarda

esirlerle ilgili herhangi bir hüküm de vazedilmiş değildi.

Page 33: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Hazreti Peygamber, bu esirlere ne yapmak lâzım geldiği hakkında ictihadda bulundu;

bazı ashabı ile istişare etti. Bunlardan Ebû Bekr, esirlerden fidye alınmasını tavsiye

etti ve görüşlerini şöyle açıkladı:

«Bunlar senin kavmin ve ehlinden olan kimselerdir. Onları muhafaza et; belki Allah

onların tevbelerini kabul eder.»

Page 34: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Onlardan ashabını kuvvetlendirecek fidye al". Ömer İbnu'l-Hattâb ise,

onlardan fidye kabul edilmemesini, hepsinin de öldürülmesini ileri sürdü ve

görüşlerini Hazreti Peygambere şöyle açıkladı: «Seni yalanladılar ve

memleketinden çıkardılar. Onları bırak, boyunlarını vurayım. Bunlar küfür

önderleridir.» Devamı diğer sayfada

Page 35: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Allah, seni onların fidyesinden müstağni kılmıştır". Hazreti Peygamberin

içtihadı, onlardan fidye alınması istikametinde tecelli etti. Fakat Allahu

Te'âlâ, bu meselede doğru olan hükmü, şu âyet-i kerîme ile beyan

etmiştir:

«Hiçbir peygamberin, yeryüzünde ağırlığını koymadıkça esirler alması

doğru olmaz. Siz dünya malı istiyorsunuz; Allah ise, âhireti istiyor. Allah,

Azîz'dir; hikmet sahibidir.»[15]

Page 36: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bir başka misal, özür beyan ederek Tebûk gazvesine iştirak etmek istemeyenlere

Hazreti Peygamberin izin vermesiyle ilgili olup, Allahu Te'âlâ tarafından doğru olanı

şu âyetle açıklanmıştır:

«Allah seni affetsin; doğru söyleyenler sence belli olmadan ve yalancıları bilmeden

onlara niçin izin verdin?» [16]

Page 37: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Netice olarak, Hazreti Peygamber devrinde teşrî tamamen ilâhî idi. Çünkü bu teşriin

kaynağı, ya Allahu Te'âlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'deki vahyi, ya da ilham-ı ilâhîye veya

Hazreti Peygamberin, tetkik ve takdire dayanan içtihadı idi.

Ancak bu sonuncusunda Allahu Te'âlâ'nın murakabesi bahis konusu idi:

Page 38: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Eğer ictihad doğru olarak sâdır olmuşsa, Allah onu tasvîb, hatalı olmuşsa,

Peygamberini doğru olana irşad ediyordu. Bu bakımdan ilham-ı ilâhîden sâdır

olmayan ictihad-ı nebevi hükmü ile ilham-ı ilâhîden sâdır olan ictihad-ı nebevi

hükmü arasında ayırım yapmaya gerek yoktur.

Ancak Allahu Te'âlâ'nın, elçisini doğru olan hükme irşad etmesinden anlaşılır ki, ilk

hüküm ilham-ı ilâhîden değildir".

Page 39: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Abdulvahhâb Hallâftan naklettiğimiz bu görüşler de, Hazreti Peygamberden sâdır

olan ve dîne taalluk eden sünnetin, Allahu Te'âlâ'nın kontrolü altında teşekkül

ettiğini ve dolayısıyla vahiy mahsûlü olduğunu teyîd eder. Bundan dolayıdır ki

sünnet de, Kur'ân-ı Kerîm ile birlikte uyulması gereken bir kaynak olarak tarîf ve

tavsîf edilmiştir.

Page 40: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bu hususta Kur'ân-ı Kerîm'de şu emirler yer almıştır: «Allah'a ve

Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız».[17]

«Kim Peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur.» [18]

Page 41: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

«(Ey Muhammedi Onlara) de ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tâbi olunuz

ki Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın. Allah, Gafûr'dur;

Rahîm'dir»[19]

«(Ve yine) de ki: Allah'a ve Rasûle itaat edin; eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz

Allah kâfirleri sevmez»[20]

«Peygamber size neyi verirse, alın- neden sizi nehyederse, ondanda

sakının. Allah'tan korkun»[21]

Page 42: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Onu Zikrettiğimiz bu âyet meallerinde Hazreti Peygambere itaat, Allah-u Te'âlâ'ya

itaatla birlikte zikredilmiş, bu itaatlar arasında hiçbir ayırım yapılmamış, hattâ

Peygambere itaatin Allah'a itaat demek olduğu, bir âyette apaçık belirtilmiştir.

Page 43: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Peygambere itaatla ilgili bu emirlerin, onun sünnetine râci olduğu, ona itaatin,

onun sünnetine itaat manâsına geldiği hiçbir şekilde inkâr edilemez. Bu mütalâa

bizi şu neticeye ulaştırır: Nasıl Allah'a itaatla Peygamberine itaat arasında hiçbir

fark yoksa, Allah'ın Kur'ân-ı Kerîm'deki emirlerine itaatla, Peygamberin sünnetle

vârid olan emirlerine itaat arasında da hiçbir fark yoktur.

Page 44: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Şu var ki insan, yegâne Hâlık ve Hâkim-i mutlak olan Rabbine bir kul olarak ibadet

eder; fakat O'nun, yine kendisi gibi kulu olan Peygamberine ibadet etmekle

mükellef değildir; yahut başka bir ifadeyle, Peygamber ibadet olunan bir varlık

değil, fakat insan olarak o da Allah'ın bir kuludur ve o da, diğer insanlar gibi Allah'a

ibadet etmekle mükelleftir.

Page 45: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Ancak Allah onu, insanlar arasından seçip çıkararak kendisine peygamber veya

elçi yapmış ve ona, bir vahiy mahsûlü olarak, kendi kelâmından ibaret olan Kur'ân-ı

Kerîmi indirmiştir. Tıpkı bunun gibi, dînini ikmal etmek için Peygamberine sünneti

de vahyetmiş ve bütün insanlara, Kur'ân ve sünnetle bir bütün teşkîl eden İslâm

içinde yaşayabilmelerini sağlamak için, Peygamberine itaat etmelerim

emretmiştir.

Page 46: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Şu farkla ki, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, Kur'ân, bütün harf ve kelimeleriyle Allah

kelâmı olduğu halde, yalnız manâ yönünden vahyedilen sünnet, Peygamber kelâmıdır

ve kıraati Kur'ân gibi ibadet sayılmaz.

Sünnetin Kur'ân'la birlikte İslâm'ın temel kaynağı olduğu göz önünde bulundurulursa,

gerek dînin tamamlanmasında ve gerekse bu dînin kısa bir zaman içerisinde bütün

Arap ülkesine yayılmasında sünnetin ne derece büyük rol oynadığı kolayca anlaşılır.

Page 47: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bilindiği gibi ilk İslâm Devleti, Müslümanların 622 senesinde Mekke'den hicret

etmelerinden sonra Medine'de kurulmuştur. Fakat bu devlet, ilk kurulduğu sıralarda,

Medine'nin ancak bir kısmına hâkimdi; diğer ve daha büyük kısımlarında ise, müşrik

Araplar ve Yahudiler yaşıyordu.

Kur'ân, Medine'de yeni bir devletin temellerini atarken, bu Araplarda hâlâ câhiliye

devrinin bedevi hayatı hüküm sürüyordu.

Page 48: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bunların bir hükümetleri, veya kaza'î bir mercileri yoktu; aşiretler halinde yaşadıkları

ve bu aşiretler de zamanla kabilelerden ayrıldıkları için, aralarında bir kan bağı ve

ailevî bir karabet bulunuyordu.

Mekke'de İslâmiyetin doğuşu ve Medine'de yeni bir Îslâm Devletinin kuruluşu, o

zamana kadar bedevî hayatı yaşayan ve sonra müslüman olan kabileleri yeni bir hayat

sistemine bağladı.

Page 49: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Bir taraftan evlenme (izdivaç), boşanma (talâk), alımsatım (bey1), öldürme (kati),

hırsızlık (sirkat) ve daha bir çok meselede İslâm toplumunun harekât hattı

çizilirken, diğer taraftan, Mekke'de kısaca temas edilen itikad ve amele âit dînî

meseleler yeniden ele alındı ve kesinleştirildi.

Page 50: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Müslümanlar, bu yeni sisteme kendilerini çabuk alıştırmışlardır. Bu intibak, kısa bir

zaman içerisinde o kadar süratli olmuştur ki, bu gün dahî buna şaşmamak mümkün

değildir. Mamafîh, bunun sebebini, İslamiyet'in, o günün insanına aşılamış olduğu

rûh ile, o insanın bu dîne olan bağlılığında ve bu bağlılığın samimiyetinde aramak

gerekir.

Page 51: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıÇünkü bir kız çocuk dünyaya getirmenin yüzkarası olarak telâkki edildiği, meşru aile

bağlarının koparılıp atıldığı, içki, kumar ve ribâmn, bütün ferdlerin benliğini kemirip

bitirdiği bir toplumun, bu kadar âni bir dönüş yaparak çok kısa bir zaman içerisinde

ülkeler fethedecek derecede benlik kazanmasını izah edecek başka sebepler bulmak

imkânı yoktur.

Yeni kurulan bu devletin hududları, kısa bir zamanda, bir taraftan Şimalî Afrikayı

atlayıp Endülüs'e, diğer taraftan, Ceyhun ve Mâverâ'unnehr'e; yine bir taraftan

Bombay ve Deybil'e, diğer taraftan Ermeniye ve daha ilerisine kadar uzanmıştı.

Page 52: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıBu kadar kısa bir zaman içerisinde onlara böyle bir fetih imkânı hazırlayan

kuvvet başka ne olabilirdi? Rumlar ve Farslar gibi harp sanatını

bilmiyorlardı; yine onlar gibi çeşitli silâhlara ve büyük ordulara sahip

değillerdi. Bildikleri belki de tek şey, göçebe halinde yaşarlarken,

birbirlerine baskınlar yapmak ve birbirlerinin hayvanlarını çalmaktı;

kısacası âdi yağmacılıktı. Eğer bunlar, câhiliye Araplarının bir nevi sanatı

sayılabilirse, elbette ki böyle bir sanatla dünyalar fethetmek mümkün

değildi.

Page 53: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıBütün bunlar bir yana, Müslümanları fetihlere sevk eden ve onları bu

fetihlerde başarılı kılan tek bir kuvvet vardı; bu kuvvet de îman kuvveti idi

ve başlıca iki kaynaktan fışkırıyordu: Kitâb ve Sünnet.

Bilindiği gibi Kitâb, Allah tarafından Hazreti Peygambere indirilen ve

İslâm'ın bütün esaslarını içerisinde toplayan Kur'ân-ı Kerîm, Sünnet ise, yu-

karıda manâ ve mahiyetini açıklamaya çalıştığımız Hazreti Peygamberi

söz ve fiilleridir.

Page 54: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Sahabe, Hazreti Peygamber devrinde, İslâm dînine taalluk eden meseleleri Kur'ân-ı

Kerîm'den Peygamber vasıtasıyla alıyordu. Çok defa, nazil olan âyetler mücmeldi;

Müslümanlar, onları anlamakta güçlük çekiyor ve Hazreti Peygambere başvurarak

bu âyetlerin açıklanmasını, ifade etmek istediği manânın iyice ortaya konulmasını

istiyorlardı.

Page 55: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Meselâ Kur'ân, namazın muayyen vakitlerde mü'minler üzerine yazılmış bir farz

olduğunu bildirmiş[22] sık sık da, Müslümanlara namaz kılmalarını emretmiştir.

Sahabe her ne kadar bu emirlerin zahirî manâsını anlamış ise de, namazın nasıl

kılınması gerektiğini, hangi vakitlerde ve kaç rik'at kılınacağını öğrenmek için Hazreti

Peygambere başvurmuştur.

Page 56: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıÇünkü Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususlar açıklanmamıştı. Hazreti Peygamber de,

farz kılınan namaz vakitlerinin beş adet, öğle ikindi ve yatsı namazlarının

dörder, akşam namazının üç, sabah namazının ise, iki rik'at olduğunu

açıklamış, nasıl kılınması gerektiği hususunda da, arkasında cemaatla namaz

kılan Müslümanlara "benim kıldığım gibi kılınız"[23] demiştir. Buhârî’nin bir

başka rivayetinden öğrendiğimize göre, Allah'ın Rasûlü (s.a.s.) de, Cebrâîl

(a.s.)'in arkasında namaz kılmak suretiyle namazın âdâb ve erkânını ondan

öğrenmişti'.[24]

Page 57: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıKeza Kur'ân-ı Kerîm,

«Ey îman edenler! Cuma günü namaz için seslenildiğinde, alışverişi

bırakarak Allah'ın zikrine koşun.»[25] âyetiyle Cuma namazını Müslümanlara

farz kılmış, fakat bu namazın nasıl kılınması gerektiğini açıklamamıştır.

Hazreti Peygamber ise, Cuma namazının iki rik'at kılınacağını ve bir de

hutbe îrad edileceğini beyan etmiştir.

Page 58: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân-ı Kerîm, müteaddit defalar, Müslümanların zekât vermeleri gerektiğini

bildirmiş,[26] fakat Müslümanlar, hangi mallarından ne miktar zekât vermeleri

gerektiğini öğrenmek için Hazreti Peygambere başvurmuşlardır. Oda, emvalin

bazısından zekât alınacağım, diğer bazısı için ise, zekât vermek gerekmediğini

onlara açıklamıştır.

Page 59: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Meselâ mâşiye tabir edilen deve, koyun ve inek gibi bazı hayvanlardan zekât

alındığı halde, yine aynı sınıfa giren at, eşek ve katır gibi hayvanlardan zekât

alınmamıştır.

Page 60: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân-ı Kerîm, gücü yetenlere haccı farz kılışı[27] Hazreti Peygamber ise, hac vaktini,

hac kıyafetini, tavafı, Arefe ve Muzdelife'deki hac ile ilgili amelleri açıklayarak,

müslümanlara, hac farizalarını açıklandığı şekilde îfa etmelerini emretmiştir.

Page 61: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

Kur'ân-ı Kerîm'den, Hazreti Peygamber tarafından açıklanmadan îfa edilmesi

mümkün olmayan buna benzer daha birçok örnek zikretmek mümkündür.

İşte Hazreti Peygamberin Kur'ân-ı Kerîm'deki mücmel ve gayr-i mufassal âyetlerle

ilgili bu açıklamaları sayesindedir ki, İslâm dîni tamamlanmış ve Allahu Te'âlâ da

Dînin tam olarak tatbîk edilebilmesini sağlamak için, Kitabında, Peygamberine

itaatla ilgili emirlerini sık sık tekrarlamıştır.

Page 62: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah ManâsıBurada şunu da hatırlatmak gerekir ki, Hazreti Peygamberin Kur'ân-ı

Kerîm'le ilgili bu çeşit açıklamaları, kendi istek ve arzusu ile değil, fakat

Rabbınm bu hususta kendisine yönelttiği emirlerle vukubulmuştur. Meselâ

Nahl sûresinin 44'üncü âyetinde "Sana da, insanlara, kendilerine indirileni

açıklayasın diye Kur'ân'ı indirdik." buyurulmuş yine aynı sûrenin 64'üncü

âyetinde "Biz sana Kitab'ı, hakkında ihtilâfa düştükleri şeyi insanlara

açıklaman için ve inanan kimselere hidayet ve rahmet olmak üzere

indirdik." denilmiştir.

Page 63: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

İşte, yukarıdan beri zikrettiğimiz ve açıklamaya çalıştığımız deliller şu gerçeği açıkça

ortaya koymuş olmaktadır ki, Hazreti Peygamber, gerek Dînin tatbiki ve gerekse çeşitli

müşkillerin halli maksadıyla devamlı olarak açıklamalar yapmış, ashabını

karşılaşabilecekleri her duruma karşı uyararak emirler verip nehiylerde bulunmuş ve

onları câhiliye devrinin kokuşuk ahlâkından arındırmaya ve bozuk düzeninden

uzaklaştırmaya çalışmıştır.

Page 64: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı

İşte, onun bu maksatla yaptığı açıklamalar, ashabına yönelttiği uyarılar, va'z ve

nasîhatlar, yukarıda tarifini verdiğimiz sünnetin, geniş bir külliyat olarak vücut

bulmasını ve Kur'ân-ı Kerîm yanında, Müslümanların her konuda kendisine dâima

başvuracakları Dînin vazgeçilmez bir kaynağı olmasını sağlamıştır. [28]

Page 65: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Dipnot/Kaynakça

Dipnotlara Erişmek için: http://hadisviki.ruzem.org/index.php/1._S%C3%BCnnetin_L%C3%BCgat_ve_Ist%C4%B1lah_Man%C3%A2s%C4%B1

Page 66: Sünnetin Lügat ve Istılah Manâsı - Talat Koçyiğit

Teşekkür Ederiz.

İlginiz için teşekkür ederiz. Soru, istek ve önerilerinizi

[email protected] adresine iletebilirsiniz. Bu

dokümanı paylaşabilir, daha çok kişinin öğrenmesini ve

istifade etmesini sağlayabilirsiniz.

RUZEM | Eğitim İçerikleri