Transcript

İSTANBUL MEDENİYET

ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

TARİH BİLİM DALI

HADD-İ HUDUD-I SALTANAT-I SENİYYE: DERVİŞ

PAŞA’NIN TAHDİD-İ HUDUD-I İRANİYE ADLI ESERİ

IŞIĞINDA OSMANLI-İRAN SINIRI

(YÜKSEKLİSANS TEZİ)

Alpaslan FENER

Kasım-2015

İSTANBUL MEDENİYET

ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

TARİH BİLİM DALI

HADD-İ HUDUD-I SALTANAT-I SENİYYE: DERVİŞ

PAŞA’NIN TAHDİD-İ HUDUD-I İRANİYE ADLI ESERİ

IŞIĞINDA OSMANLI-İRAN SINIRI

(YÜKSEKLİSANS TEZİ)

Alpaslan FENER

Tez Danışmanı:

Yrd. Doç. Dr. M. Talha ÇİÇEK

Kasım-2015

1

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde

hazırladığım bu Yükseklisans tezinin bizzat tarafımdan ve kendi sözcüklerimle

yazılmış orijinal bir çalışma olduğunu ve bu tezde;

1- Çeşitli yazarların çalışmalarından faydalandığımda bu çalışmaların ilgili

bölümlerini doğru ve net biçimde göstererek yazarlara açık biçimde atıfta

bulunduğumu;

2- Yazdığım metinlerin tamamı ya da sadece bir kısmı, daha önce herhangi

bir yerde yayımlanmışsa bunu da açıkça ifade ederek gösterdiğimi;

3- Alıntılanan başkalarına ait tüm verileri (tablo, grafik, şekil vb. de dahil

olmak üzere) atıflarla belirttiğimi;

4- Başka yazarların kendi kelimeleriyle alıntıladığım metinlerini kaynak

göstererek atıfta bulunduğum gibi, yine başka yazarlara ait olup fakat

kendi sözcüklerimle ifade ettiğim hususları da istisnasız olarak kaynak

göstererek belirttiğimi,

beyan ve bu etik ilkeleri ihlal etmiş olmam halinde bütün sonuçlarına

katlanacağımı kabul ederim.

Alpaslan Fener

[İmza]

2

ÖNSÖZ

Anadolu ve İran coğrafyaları arasındaki sınırlar, Antikçağ’dan günümüze

dek değişkenlik göstermiştir. Bu durum özellikle Türklerin İran üzerinden

Anadolu’ya geçişiyle farklı bir boyuta taşınmıştır. Zira Türklerin Anadolu’ya

geçişi, İran ile Anadolu’nun siyasî ve coğrafi anlamda bir dönem bir bütünlük

içersinde olmasına vesile olmuştur. Fakat bu vaziyet ve süreç, İran’da Safevîlerin

kuruluşuyla sona ermiştir. Çünkü Safevîler, İran’da güçlü, merkezî bir devlet

olarak ortaya çıktıktan sonra, özellikle Batı komşusu olan Osmanlı Devleti

topraklarındaki Türkmen aşiretlerini dinî ve siyasî olarak kendine bağlama

gayreti içerisinde olmuş, haliyle bu durum Osmanlı ile Safevî Devleti’ni karşı

karşıya getirmiştir. Bu çekişmenin sonucu olarak iki devlet ve coğrafya arasında

sınırlar belirginleşmiş; fakat bu sınırlar, etki ve tahakküm alanlarının sürekli

değişmesi sebebiyle uzun bir süre kesin kez tespit edilememiştir. On yedinci

asrın başlarına gelindiğinde sınırlar Kasrı-ı Şirin Antlaşması (1639) ile kesin bir

şekilde tespit edilmiş, fakat bu da sorunların halledilmesinde etkili olamamıştır.

Zira, mezkûr antlaşma ile yirminci asrın başlarına kadar devam edecek olan

aşiretler, bunların sahip oldukları topraklar, dolayısıyla tâbiyetleri sorunlu

olmuştur. Her ne kadar meseleler, yirminci asrın başlarına, Birinci Dünya

Savaşı’na kadar çözülemeyip bu iki devletin halefleri olan Türkiye Cumhuriyeti,

İran Şahlığı ve Irak Krallığı’na miras kalmışsa da bu süreçte Osmanlı ve İran

Devletleri, kimi zaman askerî kimi zaman siyasî çözümlerle meseleleri

halletmeyi hedeflemişlerdir. Bu vesileyle özellikle iki taraf arasında imzalanan

antlaşmalarda, siyasî çözümlerin neler olduğu gözlemlenebilmektedir. Tarafları

bir araya getiren bu muhtelif antlaşmalardan birisi de 1847 tarihinde imzalanan

II. Erzurum Antlaşması’dır. Bu çalışmada, II. Erzurum Antlaşması’nın üçüncü

maddesi gereği, iki devlet arasındaki sınırları tayin ve tespit amacıyla

oluşturulan “hudut komisyonu”na başkanlık eden Kimyager Derviş Paşa’nın,

bizim kısaca “Tahdid-ı Hudud-ı İraniye” dediğimiz, bir eserinin çeviriyazım

metni ile beraber içeriğine ve müellifine değinilmişir. Bunun yanında eeserin

vücuda gelmesinde etkili olan tarihi arka plan, yani Türklerle Farsların tarih

içinde ilişkileri de umumî mânâda bahis mevzuu edilmiştir.

3

Bu veçhile Giriş kısmında Türkistan’dan İran’a ve oradan Anadolu’ya

uzanan coğrafyada tarih boyunca Türk-İran İlişkilerinin seyrine; mezkûr eserin

müellifi Derviş Paşa’nın muhtasar biyografisine; yine eserin türüne ve türüyle

alâkalı olan hudut kavramına; ilaveten şekil özellikleri ile beraber muhteviyatına

değinilmiştir. Son olarak Birinci Bölüm’de ise eserin latinize metni okuyucunun

ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.

Bu çalışmanın hazırlanması sürecinde her daim yanımda olan ve beni

teşvik eden Hasan Şahintürk’e, Ali Murat Acarsoy, Ömer Uzunağaç ve Yasemin

Alakuş ile Mehmet Yılmaz Akbulut’a teşekkür ederim. Ayrıca, lisans eğitimim

süresince ilmî olarak gelişmemde emeği büyük olan Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’a

ve kaynak temininde yardımlarını gördüğüm Doç. Dr. Davut Hut’a ve özellikle

Arapça metinlerin tercüme ve çözümlenmesinde ilgi ve desteğinden ötürü

Abdullah Yıldırım’a şükranlarımı sunmak benim için bir zevk ve ödevdir.

İlaveten Prof. Dr. Gülfettin Çelik şahsında “İstanbul Bililmler Akademisi Vakfı”

(İBAV) ile “Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı”’na çalışmanın

hazırlanması sürecinde maddî desteklerinden ötürü teşekkür ederim.

Son olarak çalışmamda karşılaştığım her türlü sıkıntının ve zorluğun

halledilmesinde yardımlarını esirgemeyen, ilmî anlamda bana rehberlik eden,

engin hoşgörüsüyle sıcak ilgi ve teşviklerini gördüğüm danışman hocam Yrd.

Doç. Dr. M. Talha Çiçek’e her daim minnet ve şükran borçlu olduğumu

belirtmeliyim.

Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.

Alpaslan Fener

İstanbul 2015

4

İÇİNDEKİLER Sayfa

ONAY .................................................................................................................. i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI .................................................. ii

ÖNSÖZ ............................................................................................................. iii

İÇİNDEKİLER ..................................................................................................v

KISALTMALAR ............................................................................................ vii

ÖZET .............................................................................................................. viii

ABSTRACT ..................................................................................................... ix

1. GİRİŞ .....................................................................................................................1

1.1.TÜRK-İRAN İLİŞKİLERİNİN TARİHİ SEYRİ ..............................2

1.2.TAHDÎD-İ HUDÛD-I İRÂNİYYE’NİN DEĞERLENDİRMESİ ...21

1.2.1. TAHDÎD-İ HUDÛD-I İRÂNİYYE’NİN MÜELLİFİ:

DERVİŞ PAŞA .........................................................................22

1.2.2. HUDUT KAVRAMI VE TAHDÎD-İ HUDÛD-I

İRÂNİYYE’NİN TÜRÜ (HUDÛDNÂME) ...........................24

1.2.3. TAHDÎD-İ HUDÛD-I İRÂNİYYE’NİN ŞEKİL

ÖZELLİKLERİ .......................................................................32

1.2.4. TAHDÎD-İ HUDÛD-I İRÂNİYYE’NİN MUHTEVİYATI ..33

5

2. BİRİNCİ BÖLÜM: TAHDÎD-İ HUDÛD-I İRÂNİYYE’NİN

ÇEVİRİYAZIM METNİ ................................................................................ 49

3. SONUÇ .....................................................................................................166

4. BİBLİYOGRAFYA .................................................................................168

4.1. İNTERNET KAYNAKLARI ..........................................................173

5. EKLER .......................................................................................................176

5.1. RESİMLER ............................................................................................ 176

5.2. METİNLER .......................................................................................... 180

5.3. HARİTALAR ........................................................................................ 183

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 188

6

KISALTMALAR

a.g.e. : adı geçen eser

b. : Bin

bkz. : bakınız

çev. : çeviren

d.nt. : dipnot

EI2 : Brill Encyclopedia of Islam (Second Edition)

haz. : hazırlayan

h.ş. : hicrî-şemsî

ilh. : ila ahir

İA : MEB İslam Ansiklopedisi

s. : sayfa

TDVİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

t.y. : yayın tarihi yok

vb. : ve benzeri

vd. : ve devamı

y.y. : yayın yeri yok

7

ÖZET

19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı-İran ilişkilerine dair birçok sorunun

halledilmesi vesilesiyle toplanan Erzurum Konferansı (1843-47) neticesinde

imzalanan Erzurum Antlaşması’nın (1847) üçüncü maddesi gereği oluşturulan

sınır belirleme komisyonunun heyet reisi olarak görevlendirilen Derviş Paşa’nın,

hicrî 1286 tarihinde bu görevine binaen Osmanlı-İran sınırlarını mufassal bir

şekilde gösteren, bizim kısaca “Tahdid-ı Hudud-ı İraniye” diye adlandırdığımız

bir eseri yayınlanmıştır. Bu çalışmada da mezkûr eserin çeviriyazım metni

yanında eserde bahsedilen meselelerin anlaşılmasına yardımcı olacak bir

şekilde, Türk-İran ilişkilerinin tarihî arka planına, bu süreçte Osmanlı Devleti ile

İran ilişkilerine değinilmiş ve iki taraf arasında mevcut olan hudut meselelerinin

kökeni ve neticeleri hakkında verilen bilgiler ile eserin içeriği ve türünün

hudûdnâme olduğu da bahis mevzuu edilmiştir. Ayrıca eserin türüyle ilgili

kavramlar açıklanarak konu birçok yönden vuzuha kavuşturulmaya çalışılmıştır.

Çalışmada ilave olarak Derviş Paşa’nın kısa biyografisine de yer verilmiştir.

Böylece Osmanlı Tarihi literatürüne bir katkı olarak okuyucunun istifadesine

sunulan bu metinle beraber, metnin anlaşılması adına yaptığımız

değerlendirmelerle de Osmanlı-İran ilişkilerine farklı bir açıdan ışık tutulmaya

çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı-İran Hudut Sorunları, 1847 Erzurum

Antlaşması, Derviş Paşa, Hudûdnâme.

8

ABSTRACT

In 1286 of the hegira, a book written by Derviş Pasha under a proposed

short title “Tahdid-ı Hudud-ı İraniye” which primarily indicates the Ottoman-

Iranian borders in detail. Derviş Paşa was charged by the Ottoman Empire as the

chief officer on the field to draw the borders between the two countries; his post

was determined pursuant to the third paragraph of the Treaty of Erzurum (1847)

which was signed as a result of the Conferences of Erzurum (1843-47). These

conferences aimed to solve many problems in the Ottoman-Iran relations in the

first half of the nineteenth century. In this thesis, in addition to a transliteration

of the abovementioned book, the historical background of the Ottoman-Iran

relations and the relations specifically in the period in question are evaluated.

The historical roots of the border issues between two powers and the

consequences of these issues are elucidated and it is argued also that the genre

of this book is “hudûdnâme”, (an epistle of border). The particular concepts

about the genre of the book is clarified. Moreover, in this thesis, there is a brief

biography of Derviş Paşa. By the way, together with the transliteration of this

text, which will be a contribution to the Ottoman history studies and is a text

ready for benefit of the Ottoman history readers, this thesis, through the

evaluations of the text attempts to shed light on the Ottoman-Iran relations from

a different perspective.

Keywords: Ottoman-Iranian Boundary Questions, 1847 Erzurum

Treaty, Derviş Paşa, Hudûdnâme (Hududnamah).