Upload
millitrk
View
1.191
Download
2
Embed Size (px)
Citation preview
BUNLARI TANIYORUM SAYIN SAVCILAR...
Mustafa MUTLU
DOĞAN
Bu cinayetleri işleyen çocukları kurup, suç makinesi haline getiren "büyük"leri anlatacağım size... Çünkü ben bunları tanıyorum sayın savcılar; aslında siz de tanıyorsunuz!
Bu işin ağa babaları "kadayıfın altını kızartacağız" diye işe başlayanlardır elbette... Kızartmakla kalmadılar, yaktılar... Hepimizin "kutsal"ı olan "din"i, siyasetle ve ticaretle iç içe soktular...Din sömürüsü yapıp, ceplerini doldurdular. Suçüstü yakalandılar, yargılanıp mahkûm oldular, ama bu kez de "yaş"tan yırttılar!
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün savcıları: Ben bir görgü tanığıyım... Davet edin, size Trabzon'daki "rahip cinayeti"nin, Hrant
Dink suikastinin ve Malatya'daki misyoner katliamının azmettiricilerini tek tek
söyleyeyim...
Bu sözler "gemi" veremediğimiz ama ellerine silah tutuşturduğumuz ufacık çocuklarımız tarafından "bizim dışımızdaki dinler şey edilebilir" diye algılandı...
Ve "şey etmeye" karar verdiler; ceplerine veda mektupları koyarak!
Bunları tanıyorum sayın savcılar; siz de tanıyorsunuz! Onlardan biri Alman turistlerden söz ederken, "Onların da dinini şey edeyim" dedi önce, sonra tepki görünce "dilim sürçtü" diye kıvırdı; ama neye yarar?
Bir diğeri 21 yaşındaki imam hatipli gençlere Çocuk Bayramı'nda temsili olarak koltuğunu devretti... Sonra "Neden dindar bir cumhurbaşkanımız olmasın" tartışmasını başlattı... Sanki daha önceki cumhurbaşkanlarımız, örneğin Turgut Özal ve Süleyman Demirel dindar değilmiş gibi!
Onun bu sorgulaması, küçücük beyinler tarafından "Dinci cumhurbaşkanımız olmalı" diye algılandı elbette... Ve "dinci bir cumhurbaşkanı"nın olabileceği ülkede nasıl olur da misyonerler faaliyet gösterebilirdi?
Bu yüzden sarıldılar bıçağa, ceplerine veda mektupları koyarak...
BUNLARI TANIYORUM SAYIN SAVCILAR; SİZ DE TANIYORSUNUZ!
BUNLARI TANIYORUM SAYIN SAVCILAR; SİZ DE TANIYORSUNUZ!
Yıllarca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda, dünya çocuklarının şenliklerine ev sahipliği yapan Atatürk Spor Salonu'nda bu yıl aynı gün "Kur'an Okuma Yarışması" düzenleyenler bunlar...
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'le dalga geçercesine, onun adını taşıyan bir salonda, hem de 23 Nisan gibi bir günde "egemenliklerini" ilan etmeye kalkışanlar!
Malatya'daki çocuklar bu "egemenlik" gösterilerinin gazıyla attılar domuz bağı düğümünü, ceplerine veda mektupları koyarak.
Yıllarca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, dünya çocuklarının şenliklerine sahne olan Atatürk Spor Salonu’nda, bu yıl 23 Nisan’da Kuran okuma yarışması yapılacak.
BUNLARI TANIYORUM SAYIN SAVCILAR; SİZ DE TANIYORSUNUZ!
Denizli'deki 8-10 yaşındaki kız çocuklarının başını bağlayıp, ilahiler eşliğinde "kötülüğü" temsil eden dört başlı canavarı öldürtenler onlar!
Öldürmekten başka bir şey bilmedikleri için, minicik yüreklere "öldürmenin erdemi"ni aşılayanlar... Hem de Vali Yardımcı'sının önünde... Üstelik iktidar partisinin il örgütünün ve il müftülüğünün himayesinde!
Malatya'daki çocuklar da "öldürme"yi erdem bilenlerdendi; bu yüzden kendi hayatlarını mahvetmek pahasına dini kurtarmaya soyundular, ceplerine veda mektubu koyarak...
NEYDİ DÖRT BAŞLI KÖTÜ?...
Kutlu Doğum Haftası; Hz. Muhammed’in doğumunu kutlayan, onun doğumundan ötürü sevinç duyan insanların inançları doğrultusunda kutladıkları,
bunu yaparken özgürlükler temelinde inançlarını yaşama arzusunda oldukları bir hafta. Saygı
duyulası.
Dün, Denizli’de Vali Yardımcısının da katıldığı, Denizli İl Müftülüğü ve Belediyesince düzenlenen
etkinlikte ilk öğretim öğrencileri, bir imam yönetiminde ilahiler okudular. Bazı televizyon kanallarınca haberi yapılan bu konu, Milliyet
gazetesinde de karşılığını buldu; manşet: “Denizli’de Türbanlı İlköğretim Korosu” şeklinde
verildi. Bu öğrenciler ilahilerini müteakip bir oyun da oynadılar. Adı “kötü” olan, kötülüğü
simgeleyen, 4 başlı bir canavar, tekbirlerle öldürüldü.
İnançlar ifade edilirken, Hz Muhammed’le ne ilgisi
olduğu belli olmayan bu oyunun aktörleri başlarına
türban geçirilmiş çocuk yaştaki ilk öğretim
öğrencileriydi.Vali Yardımcısı bu törende konuşma yaparken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin atanmış memuru olduğunu düşünme gereği bile duymadı. 4 başlı canavarın ne olduğu konusunda bir şüphesinin de olduğunu düşünmüyorum. Neydi bu inançlar temelinde olmayan 4 başlı canavar? 3 başlısını, 7 başlısını biliriz de niye 4 başlıydı. Söyleyeceklerim kiminizin canını sıksa da, geldiğimiz nokta itibarıyla çevremizde olup biteni algılamak zorundayız artık.
Atatürk Devrimleri 4 ana başlık üzerine oturtulmuştur. Bunlar sırasıyla:
1. Siyasi alan
2. Hukuki Alan
3. Eğitim
4. Toplumsal Alan dır. Beşinci alan yoktur!
Siyasi alan, saltanatın kaldırılmasını, cumhuriyetin ilanını, Hukuki Alan şeri mahkemelerin kapatılmasını, medeni kanunun kabulünü, ve yeni anayasayı,
Eğitim, medreselerin kapatılmasını, Tevhid i Tedrisat kanunun kabulünü, yeni Türk harflerini, üniversite ve reformunu
Toplumsal alan, Tekke ve zaviyelerin kapatılmasını, kılık kıyafet – şapka devrimini, ağırlık uzunluk birimlerinin batı standartlarına çekilmesini, yeni takvimin kabulünü, hafta onu tatilinin Cuma’dan pazara çekilmesini, soyadı kanununu ve kadın haklarını kapsar.
Demokrasi hazım gerektirir. Hazım sorunu yaşayan insanlar neden açık yüreklilikle çıkıp yarattıkları ve tekbirlerle öldürdükleri kötünün üzerine ne olduğunu yazamazlar? Neden bu açık yürekliliği gösteremezler? Çünkü bu suçtur. Bu suçun da cezası ağırdır.
Cumhuriyetin temel direklerini oluşturan bu dört alan, cumhuriyet karşıtlarının canavarıdır ve bu yüzden bu 4 başlı canavar böylesi temsillerde çocuklara tekbirle yok ettirilmelidir.
Yalnızca bununla kalsa iyi, MEB müsamere yönetmeliğinde oynanacak oyunlarda ölüm teması işlenemez. Ölme , öldürme bu yaş grubu çocuklarımız için travmadır. Ölüm ve öldürme özendirilemez. “4 Başlı kötü”nün ne olduğunu algılayamayan Vali Yardımcısı bu çocukların ne yaptıklarını da mı sorgulamaz!!! Bıraktım sorgulamayı elleri patlayasıya alkışlar, alkışlar!
Biz Cumhuriyet sevdalıları, bu “4 başlı kötü”nün sevdalıları… Etrafımızda olup biteni
görmek zorundayız. Niyetler, gün be gün
daha da belirginleşirken bu 4 başlı kötüye daha sıkı
ellerle sarılmalıyız.
Saygıyla…
Rinan
Katil çocukları tek tek içeri tıkmakla önlenemez çünkü bu ayıp; azmettiricileri bulmanız gerek. Ben onları biliyorum.
Hepimiz biliyoruz.
Siz de biliyorsunuz; sayın savcılar...
Ama "tanık"sa size lazım olan, ben buradayım...
Çağırın, alın ifademi! MUSTAFA MUTLU
Haydi sayın savcılar; çağırın beni, alın ifademi! Daha onlarca, yüzlerce,
binlerce örnek vereyim rahat rahat...
DOĞAN