Susma gazetesi 600

Preview:

DESCRIPTION

Araştır,Soruştur,Konuş;SUSMA

Citation preview

28 MAYIS 2014 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 18 SAYI: 600 Ederi: 1.00 TL

SUSMA

GÖNÜLLÜ

OKURLARIN

DESTEĞİYLE

ÇIKIYOR

ABONE OL

ABONE BUL

ONSEKİZİNCİ

YIL

Zonguldak Teknik ve Endüstri MeslekLisesi Okul Aile Birliği üyeleri, okulun adınındeğiştirilmemesi için imza kampanyası başlattı.2 bin 200 öğrencinin öğrenim gördüğü okula,AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan'ınadının verileceği iddiası üzerine Teknik veEndüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği üyeleri,Valilik önünde stant açarak imza kampanyasıbaşlattı. 1945'te eğitim öğretimin başladığı oku-lun kentin en eski okullarından olduğunubelirten Okul Aile Birliği Başkanı Yüksel Çelik,daha önce yaptıkları basın açıklamalarınakarşılık bulamayınca imza kampanyası başlattık-larını söyledi. Çelik, şöyle konuştu:

"İmza kampanyamız bir hafta sürecek.Okulumuzun isminin Köksal Toptan Lisesiolarak değiştirilmesi hakkında Bakanlığa yazıyazıldığı bilgisi aldık. Onaylanıp onaylan-madığını bilmiyoruz. Bu konuda bilgi de alamıy-oruz. Biz okulumuzun isminin sadece KöksalToptan olarak değil, hiçbir şekilde değişmesiniistemiyoruz. Köksal Toptan ismiyle kendisininşahsıyla ve siyasetiyle hiçbir sorunumuz yoktur.Okulumuzun isminin kesinlikle değişmesiniistemiyoruz. "Çelik, topladıkları imzaları biryazı ile Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderecek-lerini kaydetti

EML Ýsmi Zonguldak’la özdeþtir

Haberi Sayfa 3’ de

Zonguldak Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliði üyeleri, okulun adýnýndeðiþtirilmemesi için imza kampanyasý baþlattý.

Turgut Özal Üniversitesi’den Doç.Dr. Mahmut Akpınar, Kamu görevlilerinin yaşamdaki yerine dikkat çekti. “Soma'da 301 canımızı yitirdik; millet olarak büyük bir acı vehüzün içindeyiz. Felaketler, toplumun sabrı yanında devletin işleyişinin de test edildiği vakalardır.Normal zamanlarda devletin ne kadar "harika" olduğunu, kamu yönetimininverimliliğini, etkinliğini ilan etmek kolaydır. Ancak felaketler, afetler ve olağanüstü durumlar hükümetler, kamu yöneticileri için bir turnusol görevi görür. Böylesi bir sınavla1999 Marmara Depremi'nde muhatap olduk ve devletin ne kadar aciz olduğu, kurumların işlemediği ortaya çıktı. Yazısı Sayfa 6’da

YER ALTINDA DAHÝ HESAP VEREBÝLÝR, ÞEFFAF, GÜNIÞIÐINDA YÖNETÝM

AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, isminin Endüstri Meslek Lisesi'ne verilmek istenmesiyleilgili Pusula Gazetesine verdiği demeçte,Toptan, "Benim kimseden böyle bir talebim olmadı veolmaz. Bir talep yoksa yahut okulun birinci derece ilgilileri, okul aile birliği, öğretmenleri, mezunlarıolumsuz bakıyorsa, dikkat etmek lazım. Çelikel Lisesi'nin ismi değiştirilmek istense, ben de karşıçıkardım. Çok rahatsız oldum" dedi.

İmza kampanyasına Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Kadir Bacıoğlu ve bağlı sendikalarınbaşkan ve üyeleri destek verdi

Kayýtdýþý Kömür ocaklarýna polis baskýný

Zonguldak’ta, ruhsatsız,kayıtdışı kömürocaklarına yapılacak baskınları önceden sahipler-ine rüşvet karşılığında haber verdiği iddiasıylaaralarında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) veorman görevlileri ile bir polisin bulunduğu 21 kişigözaltına alındı.

Kentte ormanlık ve dağlık alanlarda köstebekyuvası gibi açılarak iş güvenliği önlemleri alın-madan üretim yapılan yüzlerce kaçak kömürocağı, denetim ve ihbarlar sonucunda TTK ekip-leri tarafından dinamitle patlatılıp mühürleniyor.İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri,kaçak ocaklara yapılan baskınları önceden sahip-lerine haber vererek tedbir almalarını sağlayanşebekeye yönelik operasyon yaptı. Sabaha karşıbelirlenen adreslere yapılan baskında, aralarındaTTK, Orman Bölge Müdürlüğü çalışanları ve birpolis ile ocak sahiplerinin bulunduğu toplam 21kişi gözaltına alındı.Gözaltına alınan polis vediğer görevlilerin, TTK'nın güvenlik güçlerieşliğinde yapacağı baskından rüşvet vererekhaberleri olan maden sahiplerinin, üretimi durdu-rup ocak girişini kapattığı, böylece ocağın dina-mitle çökertilmesini önlediği belirtildi. Gözaltınaalınan 21 kişinin Asayiş Şube Müdürlüğü'ndesorguları sürerken bugün adliyeye çıkarılmalarıbekleniyor.

Zonguldak Muhtarlar derneði baþkaný Nas, Ulupýnar'ý ziyaret ettiAKP Zonguldak Milletvekili

Özcan Ulupınar'ı KaradenizBölgesi Muhtarlar FederasyonuBaşkanı, Zonguldak MuhtarlarDerneği Başkanı Şerafettin Nas,Kilimli Belediye Sitesi muhtarıSami Akgül ve Karaman ÇokProgramlı Lisesi Beden EğitimiÖğretmeni Harun AkgülTBMM'indeki makamındaziyaret etti.

AKP ZonguldakMilletvekili Özcan Ulupınar,ziyaretle ilgili yaptığı açıklama-da;

" Zonguldak MuhtarlarDerneği Başkanı Şerafettin

Nas'a, Kilimli Belediye SitesiMuhtarımıza ve öğretmenimizeziyaretlerinden dolayı çokteşekkür ediyorum. Kendileri ileyapacakları hizmetler konusundagörüştük. Hizmet bildiğiniz gibiyerelde başlar. Muhtarlarımızdabu hizmetleri en iyi şekilde yap-mak için çaba göstermektedirler.Halkımızın ihtiyaçları doğrul-tusunda ilgili birimleri arayarakgerekenlerin yapılmasını sağla-maktadırlar. Muhtarlarımıza herzaman destek olmaya devamedeceğim. " dedi.

Alevi Kültür Dernekleri Zonguldak Şube Başkanlığı, İstanbul Okmeydanı'ndaki cemevindeUğur Kurt'un öldürülmesi ve sonrasında yaşanan olaylarla ilgili basın toplantısı yaparak, tepki gös-terdi. Dernek binasında yapılan toplantıda konuşan Şube Başkanı Mehmet Kaplan, ülkede Alevi-Sünni çatışması yaratılmak istendiğini ileri sürdü. Haberi Sayfa 5’de

Alevi-Sünni çatýþmasý yaratýlmasýna kimsenin gücü yetmez

Haberi Sayfa 4’ de

Zonguldak İl Kültür Müdür yardımcısı veZonguldak Devlet Tiyatroları Müdürü YalçınArslan dün makamında geçirdiği kalp krizi son-rası Atatürk Devlet Hastanesine kaldırıldı.Yapılan tüm müdahalelere rağmen Arslan'ınkurtarılamadığı öğrenildi.Mesai arkadaşları,yakınları ve dostları hastaneye akın ediyor.

Susma Gazetesi olarak, ailesine, dost veyakınlarına sabır diliyoruz

Yalçýn Arslan kalbineyenik düþtü

SUSMA -YORUM Sayfa 228 Mayıs/2014/600

23 Mayıs1876 - Tersane isçileri grevi. 1971 - Kaçırılan İsrail Başkonsolosu Elrom ölü bulundu. 1976 - TÖB-DER’in 17 şubesi valilerce kapatıldı. 26 Mayıs1971 - 11 ilde sıkıyönetim ilan edildi. 1974 - Devlet Üretme çiftlikleri'ndeki tarım isçileri greve başladı.27 Mayıs1871 - Paris Komünü. 1960 - Ordu yönetime el koydu. 28 Mayıs1967 - TMGT isçi ve gençlik kitlelerinin katilimi ile düzenlediğiaçlıkla savaş yürüyüşü düzenledi. 1980 - Edip Cansever’in ölümü. 29 Mayıs1967 - Maraş’ta topraksız köylüler AP Hükümetini protestoyürüyüşü düzenledi. 1970 - İzmir’de personel yasasını protesto eden astsubay eşleripolisle çatıştı. 30 Mayıs1970 - Toplum polisi yeni personel yasasını protesto boykotu yaptı. 1977 - Maden-Is ile MESS arasındaki zorlu savaşım başladı.31 Mayıs1933 - İstanbul Üniversitesi kuruldu. 1971 - THKO önderlerinden Sinan Cemgil, Kadir Manga, AlpaslanÖzdogan Nurhak’taki çatışmada öldürüldü.

KURUCU Bahaddın Arı Sahibi: Çark

Yayıncılık,ReklamcılıkAdına:Sevim ARI

Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Bahaddin ARI

Webmaster : S.Üstüngel ARI

Yönetim Yeri ve Adresi:Mithatpaşa Mah.B. Ecevit Cad.

Kızılay Kanmerkezi Karşısı Kat:5 No: 52 ZONGULDAKTel/Faks 0372 252 42 99

Web: www.susmagazetesi.nete-posta:

susmagazetesi@yahoo.comDizgi-Düzenleme:

SUSMA Baskı: MATBAA 69 Tel:251 40 44

TemsilciliklerKozlu; ; Bilal KaraBartın : Ahmet GüneşAmasya : Mehmet MENEKŞEBerlin : Mehmet Ballıkaya

Kongre İlanı;50. TLTüzük İlanı:150 TLYitik İlanı: 20 TL

Gazete Satış Fiyatı: 1. 00 TLYıllık Yayınlı Kurumsal Abone:

1000.TL Yıllık bireysel abonelik 100.TL

Banka Hesap No: Ziraat Bankası Zonguldak Şb.00569815

Posta Çeki Hesabı: Bahaddin Arı0148 52 40

Susma; Hak ve SorumlulukBildirgesi İlkelerine Uyar. Cevap

ve düzeltme hakkına saygıgösterir.

Gazetede yayınlanan yazılarınsorumluluğu yazara aittir

Susma Kururluş 28 Nisan 1997

Türkiye'de geçtiğimiz Haziranaylarında başlayan Gezi eylemlerininyıldönümündeyiz. O toplumsalhareketin verdiği en önemlimesajların başında "Yaşamıma senkarar veremezsin"idi. Özelliklesiyasal iktidarlara, yerel yönetimlereyönelik tutum Gezi'nin dinamiğinioluşturdu. Türkiye tıpkı artçı deprem-ler gibi, toplumsal tepkiler ve sıçra-malarla, daha iyi yaşam, dahademokratik, katılımcı, şeffaf yönetimanlayışlarını hem kitlelerde bilinceçıkardı hem de toplumu yönetenlereönemli mesajlar verdi. GeziRuhu'nun ardından olumsuzundanSoma katliamı da çok önemlimesajlar vermeye devamediyor.Devletin, kamugörevlilerin,teknik ekibin ne yapıpyapmadığını gözler önüne serdi.

Bugünkü sayfalarımızda bukonulara güzel iki örneği aktarmakistedim.

Birincisi; Çaycuma BelediyeBaşkanı Bülent Kantarcı'nın tutumu.Kantarcı Çaycuma'da yapılacak olanyeni belediye binasının yeri neresiolmalı sorusunu halka sorarak "Çay-cuma Belediye Binası için nereyiönerirsiniz?"diyerek bir anlamdaGezi Ruhu'nu Çaycuma'da yaşam

geçirmeye başladı. Umarım CHP'liBülent Kantarcı başta CHP'nin diğerbelediye başkanları olmak üzere böl-gemizdeki var olan tüm belediyelerörnek olur.Yerel yönetimlerdekatılımcılığın, şeffaflığın,demokratikdavranışın yerleşmesine katkı yapar.Tebrikler Kantarcı.Darısı bu taraflara

İkinci örnek ise; Acının henüzüstünden kalkmadığı Soma'ya vegenel olarak Madenciliğe yönelikönermelerde bulunan aynı şekildeistenirse, değil yerin üstünde yerinaltında bile dahi hesap verebilir, şef-faf, günışığında yönetim anlayışıgetirilebileceğinin altını çizen TurgutÖzal Üniversitesi öğretimüyelerinden Doç.Dr. MahmutAkpınar'ın kaleme aldığı fikirleri.

Akpınar, "Normal zamanlardadevletin ne kadar "harika" olduğunu,kamu yönetiminin verimliliğini,etkinliğini ilan etmek kolaydır. Ancakfelaketler, afetler ve olağanüstüdurumlar hükümetler, kamu yönetici-leri için bir turnusol görevigörür."diyor ve ekliyor, "Hesap vere-bilirlik, çoğulcu katılımcı demokrasi-lerin en temel özelliklerinden biri-sidir. Demokrasilerde asıl olan vatan-daştır, millettir ve her düzeydekiyöneticiler, siyasetçiler vatandaşa

yaptıklarının hesabını vermek,gereken açıklamaları yapmak duru-mundadırlar. Hesap verebilirlik, 4yılda bir seçime gitmekten, sandıktanibaret değildir. Hesap verebilirlik(accountability) aslında bir yönetimanlayışıdır; kamu yetkilerini ve kay-naklarını kullananların her zamanhesap vermeye hazır olmalarıdır.Hükümetler, yönetimler, parlamentoyanında yargı, kamuoyu, medyatarafından da denetlenirler. Etkin birhesap vermede görevlerin, yetkilerinve sorumlulukların, kullanılan kay-nakların ve harcama hedeflerininaçıkça belirlenmesi ve karşılaştırıla-bilir, kontrol edilebilir olması önem-lidir...AK Parti iktidarlarının ilk ikidöneminde hesap verebilir, şeffafdemokratik bir devlet anlayışınadoğru kararlı bir gidiş söz konusuy-du. AB süreci bu yürüyüşün sigortasıve itici gücüydü. Ancak Türkiye sondönemde hesap verebilen, taleplereduyarlı, şeffaf bir yönetim anlayışın-dan uzaklaşmakta, Sayıştay'ınçalıştırılmadığı, parlamento deneti-minin etkin yapılamadığı, özerkdenetleyici ve düzenleyici kurullarınhükümet kontrolüne girdiği bir yöne-tim anlayışına gitmektedir. Hesapverilmesi gereken vatandaş yer yer

tahkir edilmekte, azarlanabilmekte-dir."

Susma, yerelden, evrensele bukentten, köylere, işyerlerine mahal-lelere oradan parmaklıklar arasınakısaca her noktaya ulaşmaya veoralardan sizlere mesajlar getirmeyeçalışıyor.Bu sayıda da iki ayrı F Tipikapalı cezaevinden mektup var.

Birisi Soma'ya bin selam gön-deren Kırıklar İzmir 1 No lu F tipiHapishanesi'den. Mektubu aşağıdakisütunlarda yayınladık.Buradan daTutsaklara Bin selam gönderiyoruz.

İkinci mektup ise Tekirdağ F Tipicezaevinden Hasan Şahingöz'den ilkiletişimi biz kurduk çünkü TekirdağCezaevi tutsaklarınca elle yazılıpmektuplarla dağıtılan Ümüş EylülKültür-Sanat dergisi çıktığını duyduk.Bir dayanışma olsun istedik. Sağolsunlar onlarda cevap göndermiş veZonguldak'tan emeğin başkentindenSusma'yı edinmeleri ayrı bir anlamtaşıdıklarını dile getirmişler. Birdeyazı göndermişler önümüzdekisayılarda sayfalarımız elverdiğinceyer vereceğimizi şimdiden duyu-ralım.

Selamlarımızı iletiyoruz.

Kantarcý’dan KatýlýmcýBelediyecilik örneði

susmagazetesi@yahoo.com

BahaddinArı

Tutsaklardan Soma’ya bin selamMerhaba,Öncelikle başımız sağ olsun.

Maden ocağında can veren yüzlerceemekçinin ailelerine ve tüm halkımızataziyelerimizi iletiyor, yaralılara acilşifalar diliyoruz.

Açlık, yoksuzluk, işsizlik, kaderve kaza denilen katliamlar hep gelirbizi bulur. Bu sömürü düzeninin çark-ları bizim alın terimiz ve kanımızladöndürülür. Ve işte, bir kez daha, dahafazla kâr hırsıyla yüzlercilerimizikatlettiler.

Geldiler ve Türkiye'nin en güven-li madeni,örnek ocağı dediler ve biz oocakta kucak kucağa, omuz omuza,baba-oğul, abı-kardeş, amca-yeğenyüzer yüzer katledildik.

Geldiler ve olağandır dediler, yuhçekersen tokadı yersin dediler, mevzu-ata uygundur dediler, mesleğinfıtratında var dediler. Ve dediklerini deyaptılar. Katlettikleri yetmezmiş gibibir de tokat attılar, yetmedi tekmeattılar, yetmedi küfür ettiler… Somaiçin ' Adalet' diye haykıranlar olarakdiyoruz ki; milyonlarca kez yuhhh velanet olsun size!

Geldiler ve acımız yetmezmiş gibibirde copladılar. Gözlerimizin yaşıyetmedi onlarca göz yaşartıcı, gazbombası attılar üzerimize. Bizimiçimiz yanıyordu onlar kimyasal sularsıkıp tenimiz ide yaktılar…Hırsızdılar, ama bu kez para değil can-larımızı da çaldılar, tabutlara dolduruptopluca mezarlara gömdüler…

Anaların, babaların, kardeşlerin,çocukların ağıtları, feryatlarıgökyüzüne ulaştı, gözyaşları sel oldu.Aynı ateş buraya F tipi hapishanelerintecrit hücrelerine de düştü, bizdevrimci tutsakların yüreğinde aynıateşle kavruldu. Acılarımız kardeştir,öfkemiz ortaktır, adalet istediğimizdeaynıdır. Bu nedenle biz de '' SOMA'-CIYIZ '' diyoruz. Katillerimizi iyitanıyoruz.Katleden özelleştirmelerdir,taşeronlaştırmalardır, katleden yer altı-yerüstü zenginciklerimizi emperyal-istlere, tekellere, patronlara peşkeşçeken AKP iktidarlarıdır. 3-5 kişiyigöstermelik olarak tutuklayaraköfkemizi dindiremezler. Katledilenemekçilerimize sahip çıkmak demekkatillerden hesap sorulması içinmücadele etmek demektir. Tütünü,zeytini, tarımı, hayvancılığı yok edenbizi maden ocaklarına inmeye mecburbırakan ücretli kölelik sistemi olantaşeronla iliklerimize kadar sömürenkatillerden hesap sorulana, adalet yeribulana kadar SOMA' cıyız , SOMA'dayız.

Soma için adalet istiyoruz!Adaleti halk sağlayacaktır.Adaleti biz sağlayacağız!Selam ve sevgilerimizle

Kırıklar İzmir 1 No lu F tipiHapishanesi

Özgür TUTSAKLAR

Soma ' da yaşanan iş cinayetine toplumun tüm kes-imlerinden lanet yağıyor.Yaşamını yitiren, yaralananve sorunlarla boğuşan Soma halkıyla da dayanışma

sesleri ise hergeçengün yükselerek devam ediyor.İşte bunlardan birisi parmaklıkların ardından geldi.

Susma okuru İzmir Kırıklar 1 No lu F tipiHapishanesi’nde yatan Burak Demirci’den Soma’yabin selam mesajı geldi Gazetemize ulaşan mesajın

tamamını yayınlıyoruz.

Akyürekten anlamlý hediye

Fotoğraf Sanatçısı, Sergi Odası emektarı,Susma Dostu, değerlibüyüğümüz İbrahim Akyürek, Susma’nın 18.Kuruluş Yıldönümünde çokanlamlı hediye getirdi.Fotoğraf karelerinin inceliklerini aktaran, “İnsan vePotre” adlı kitap , yine kendi objektifinden kartpostal ile çerçevesine kadardüşünülmüş nazik hediye.Unutmayacağız.Teşekkür ediyoruz.

Tutsaklardan iki mektup var

SUSMA -YORUM Sayfa 328 Mayıs/2014/600

TGC Başbakan'ın gazetecileri hedef gösteren açıklamalarına tepki göstererek "halkın haberalma ve gerçekleri öğrenme hakkına yöneltilmiş bir saldırıdır" şeklinde değerlendirdi."TGCYönetim Kurulu olarak sırf yazılarına gösterilen tahammülsüzlük nedeniyle hedefe konulangazeteci ve yazarlarımızın arkalarında olduğumuzu, hukuksal ve iletişimsel desteğimizi vargücümüzle sürdüreceğimizin meslektaşlarımız kadar kamuoyunca da bilinmesini istiyoruz."Başbakan Erdoğan'ı basın ve ifade özgürlüğüne saygı duymaya ve gazetecileri tehdit etmektenvazgeçmeye çağırıyoruz."(BİA)

TGC: Baþbakan Gazetecileri Tehdit Etmekten Vazgeçsin

Devleti Tanımak

Bilal Kara

bilalkara67@hotmail.com

BDP Milletvekillerinin de katıldığı Halkların Demokrasi partisi (HDP)'de Yerel seçimlerde par-tinin başında olan ekibin yerine geçecek yeni yönetim netleşmeye başladı. 22 Haziran'da kurultayyapacak olan HDP'ye Eşbaşkan olarak Selahattin Demirtaş'ın geleceği, HDP bileşenlerindenEzilenlerin Sosyalist Partisi(ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da partinin diğer Eşbaşkan ola-cağı belirtildi. İmralı heyetinde sürekli yer alan Sırrı Süreyya Önder'in ise partinin TBMM GrupBaşkanvekili olacağı belirtiliyor. Parti yönetimindeki değişikliklerin 1 Haziran'da yapılması bekle-nen İmralı ziyaretinde de Abdullah Öcalan'a iletilmesi bekleniyor. [Sesonline]

Selahattin Demirtaþ HDP'ye Eþbaþkan olacak

“Madende, değil yaşam odası, yemek yiyeceğimizyerimiz bile yok. Madende Suriyeli işçi yoktu, çünküonlara gerek yoktu. Tüm Somalılar zaten Suriyeli işçigibi. Çalıştığımız yere köpekler bile girmiyor...”

Soma'da facianın yaşandığı maden ocağında çalışanSefa Köken'e ait bu sözler hemen herkes tarafındanduyuldu. Bu sözün ne kadar "gerçek" olduğunu, devletiyöneten Başbakan, bakanlar ve iktidar milletvekilleri ilebürokratlar, askerler, Başbakan RT Erdoğan hayranlarıolmak üzere toplumun tümü biliyor. Sefa Köken'e ait busözler, sadece Soma'daki faciayı mı anlatıyor? Elbette kihayır. Başta Zonguldak olmak üzere ülkenin dört birtarafında patlamaya hazır maden ocaklarını, taş ocak-larını, tersaneleri, fabrikaları, köprüleri, limanları, bara-jları da anlatıyor. Devleti yöneten zevat, toplumun, işçisınıfının zafiyetini, değersizliğini, hiçliğini ve örgütsü-zlüğünü bilmese bu kadar pervasız saldırabilir miydi?Tarlasından beri gelmeyen küçük üreticiyle atölyesindendışarı çıkamayan küçük esnaf, potansiyel emeğine,ekmeğine, cebinden parasına el konulacak insanlarolarak görülebilir miydi?

Üç gün önce Fatih Mahallesinde, torbasındançıkardığı yiyecekleri avucunun içinde sokak köpeğineyediren bir yurttaşı görünce içimden, meğer içimizde birsokak köpeğini ne kadar değerli gören insanlar da var-mış, dedim. Anlaşılıyor ki içinde birazcık sevgi taşıyanbiri için köpekler potansiyel ısırıcı olmak yerinesevginin paylaşılabildiği canlılarmış, bir köpek içininsan ne ise, insan için de köpek o imiş, hiçbir canlınındiğerine üstünlüğü yok imiş. Ama sermaye sınıfı içindurum öyle mi?

Başta Diyanet olmak üzere, Müslüman âlimleri, kâi-natı yaratan tanrının, insanlardan kimine zenginlikkimine yoksulluk vererek ayırım yaptığını, dünyamalının dünyada kalacağı ve insanların bu dünyadasınavdan geçirildiğini söylerler. 17 ve 25 Aralıktansonra toplumun sorguya çektiği Başbakan ve dört bakan,dünya malı için sınavdan mı geçiriliyorlar dersiniz?Eğer öyle ise erken değil mi? Hani sınav öbür dünyadaidi? Devleti, vesayetten kurtarmanın riskine değermiydi? Değerdi tabi ki, zira vesayetten kurtardığındevletin gücünü eline alıyor ve tanrının gücü ile de bir-leştirerek insana karşı kullanıyorsun. Şimdi günümüzinsanı bu gücü, yani devleti ve devleti yaratan koşullarıanaliz etmesi, anlaması gerekiyor.

“Devlet, aslında topluma, dışardan dayatılmış birerklik (güç) değildir. Devlet, daha çok toplumungelişmesinin belirli bir aşamasındaki bir ürünüdür. Bu,toplumun önlemekte yetersiz kaldığı "uzlaşmaz karşıtlık-lar" (emek- sermaye çelişkisi) biçiminde bölündüğününitirafıdır. Karşıt ekonomik çıkarlara sahip sınıfların,kendilerini ve toplumu kısır bir savaşım içinde eritipbitirmemeleri için, görünüşte toplumun üstünde yer alançatışmayı hafifletmesi, düzen sınırları içinde tutmasıgereken bir erklik gereksinimi, kendini kabul ettirir. İştetoplumdan doğan ama onun üstünde yer alan ve onagitgide yabancılaşan bu erklik devlettir.”

“Devlet, sınıf çelişkilerinin uzlaşmaz olmaları olgu-larının ürünü ve belirtisidir. Nerede sınıflar arasındakiçelişkilerin uzlaşması nesnel olarak olanaklı değilse,orada devlet ortaya çıkar. Ve devletin varlığı da sınıfçelişkilerinin uzlaşmaz olduğunu kanıtlar. Burjuva veküçük burjuva ideologlar devleti, sınıfların bir uzlaşmaorganı olarak ortaya çıkartacak biçimde Marks'ı tashihederler. Marks'a göre sınıflar arası uzlaşma olsaydıdevlet, ne ortaya çıkabilir, ne de ayakta kalabilirdi. Bolbol Marks'tan söz eden ham kafa profesörlerle gazeteyazarlarına göre devletin rolü, sınıfları uzlaştırmaktır.Marksa göre devlet, bir sınıf egemenliği organı, birsınıfın başka bir sınıf üzerindeki baskı organıdır. Sınıflararasındaki çatışmayı hafifleterek bu baskıyı yasallaştırıppekiştiren bir düzenin kurulmasıdır."(Devlet ve Devrim,Berfin yayınları)

İşte “toplumdan doğan, ama onun üstünde yer alanve giderek topluma yabancılaşan” devlet denen bu gücü,elindeki özel silahlı müfrezeleriyle işçi, gençlik, yoksul,emekli, esnaf ve küçük üreticiye karşı RT Erdoğan'labirlikte tüm burjuva iktidarlar da kullanmışlardır. Hemde hesap vermeden

Türkiye Kamu-Sen'ebağlı Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaşkanYardımcısı Ahmet Gümüş,3 günlük sendikalfaaliyetlerde bulunmaküzere dün Zonguldak'ageldi. Genel BaşkanYardımcısı Gümüş, TürkiyeKamu-Sen İl Temsilciliği'niziyaret ederek, Diyanetçalışanlarının sorunlarıhakkında basın toplantısıdüzenledi. Toplantıya;Türkiye Kamu-Sen İlTemsilcisi ve Türk Büro-Sen Zonguldak ŞubeBaşkanı Kadir Bacıoğlu,Türk Diyanet Vakıf-SenZonguldak Şube BaşkanıHalil Korkmaz, TürkEğitim-Sen ZonguldakŞube Başkanı Şahin Ören,Türk Sağlık-Sen ZonguldakŞube Başkanı Arzu Kara vesendikaların YönetimKurulu üyeleri katıldı.

Konuşmasına, Soma'dahayatını kaybeden 301maden şehidine Allah'tanrahmet dileyerek başlayanGümüş, "Kömür madenişehri, emek şehri olanZonguldak'tan 13 Mayıs'taSoma maden ocağında şehitolan 301 işçi kardeşimizeYüce Mevla'dan rahmetdiliyorum. Kederli aileler-ine başsağlığı ve sabırlardiliyorum. Yaralı kurtulanarkadaşlarımıza da acilşifalar diliyorum" dedi.

Diyanet çalışanlarınınsorunlarına değinenGümüş, şunları söyledi:

"Din görevlisi ekgösterge farklılık-

larının ayrım-cılığın giderilmesi-

ni istiyoruz""TDUS Diyanet ve

UGM camiasında çalışanlariçin, din görevlilerinin yıl-lardır çözülmeyen problem-lerini çözme noktasında,sendikal halk mücadeleleri-ni yapan gerçek anlamdabir sendikayız. Amacımız;ne hükümetle, ne Diyanetİşleri Başkanlığı ile ne de İlve İlçe Müftülüklerimizleçekişmek, kavga etmekdeğildir. Amacımız, tabiricaizse üzüm yemektir.Yıllardır din görevlilerininproblemleri artarak devamediyor. Saygın bir kurum

olan Diyanet İşleriBaşkanlığı'nın çalışmaların-da saygın olmalı, çalışmaşartları iyi olmalıdır. Dingörevlisinin ve Diyanetçalışanlarının çalışma hay-atındaki problemleri haladevam ediyor. Diyanetçalışanı ve Diyanetgörevlisi; 2010 yılındaçıkan kanundan sonra halaçıkmayan İzinYönetmeliği'nin bir an önceçıkarılmasını istiyor.

MBSTS'nin kesinliklekaldırılmasını istiyor.Çünkü bu sınav dingörevlisinin bilgi seviyesiniölçmüyor, eğitmiyor ve eşitşarlarda yapılmıyor. Dingörevlisi ek gösterge fark-lılıklarının ayrımcılığıngiderilmesini istiyoruz.Yarışma (nakil) sınavlarınınadaletli olmasını istiyoruz.KK öğreticisi kadrolarınınKK öğretmeni ve EÖS'yegeçirilmesini istiyoruz.

Murakıp kadrosundakiçalışanlarımız il müfettişipozisyonuna geçmek istiy-oruz. Amir-memur ilişki-lerinde sevgi, adalet, eşitlik,samimiyet ve insanlık onu-runa saygı istiyoruz. Hac,umre görevlendirmelerindesınav yerine herkesin eşitve adaletli şekildegörevlendirmeleri içinkıdem esasına göregörevlendirilmek istiyoruz."

Amacýmýz, tabiri caizse üzüm yemektirTürk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gümüş, işkollarındaki

diğer sendikalara seslendi:

Gümüş; “Din görevlisi ek gösterge farklılıklarının ayrım-cılığın giderilmesini istiyoruz. Yarışma (nakil) sınavlarının

adaletli olmasını istiyoruz. KK öğreticisi kadrolarının KKöğretmeni ve EÖS'ye geçirilmesini istiyoruz. Murakıp kadro-sundaki çalışanlarımız il müfettişi pozisyonuna geçmek istiy-

oruz. Amir-memur ilişkilerinde sevgi, adalet, eşitlik,samimiyet ve insanlık onuruna saygı istiyoruz.

Baþar, yaþadýklarýný kitapta topladý

Kentimizin yakından tanıdığı, kişiselhukuk mücadelesinde oldukça çaba sarfeden, engelli yurttaşımız Hasan Başaryaşadıklarını mücadelesinin serüvenini birkitapta topladı. "Siyasete, Adalete veEğitime Format" adında Kitap okuyu-cusuyla buluştu. Susma'yı ziyaret edenBaşar kitabıyla ilgili olarak kamuoyundandestek beklediğini dile getirdi. Kitabınönsöz kısmının bir bölümünde şu ifadelereyer vermiş "Yaşadığımızı hukuk süresinceedindiğim tecrübeleri kısmen de olsa bukitapta değerli okuyuculara aktarmayagayret edeceğim inşallah. Bu arada kesinolarak şunu söyleyebilirim: Türkiye gibiİFADE-ÖRGÜTLENME- TOPLANTI-YARGIYA ETKİLİ BAŞVURU HAKKIgibi temel hak ihlallerinin yoğun

yaşandığı bir ülkede iyi bir gazetecininaynı zamanda iyi bir hukukçu olmasıgerekir.

Kitabım üç ana bölümden oluşmak-tadır. Önce hayatımla ilgili kısaca bilgiler.Daha sonra ağırlıklı olarak fikirlerim veprojelerim yer alıyor. Açtığım iki davamıprojelerimin sonuna ekledim. Son bölümise kitapta yer alan fikirlerim ile ilgiligördüğüm haberler ile şahsımla ilgiliulusal basında çıkan haberlerin bir bölümüyer almaktadır."

Susma Hasan Başar'ın kitabını tebrikediyoruz. Başar'ın verdiği mücadeleumarız hukuk devletinde birey olmanınerdemi konusunda ön açıcı işlev olur.Tekrar başarılar diliyoruz.

SUSMA -YORUM Sayfa 428 Mayıs/2014/600

Birleşik Kamu-İş'e bağlı Eğitim-İş Zonguldak Şube Başkanlığı'nın4'üncü Olağan Genel Kurulu, dünZonguldak Öğretmenevi'nde gerçek-leştirildi. Divan Başkanlığı'nıAvukat Sabri Yavuzyılmaz'ın yaptığıOlağan Genel Kurul'a, sendikaüyeleri ile misafirler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması veİstiklal Marşı'nın okunmasınınardından açılış konuşmasını yapanEğitim-İş Şube Başkanı MetinKahveci, "AKP iktidarı aklı değilinancı, bilimi değil öteki dünyayı,emeği değil sadakayı, vatandaşlığıdeğil kulluğu, çalışmayı değilköleliği, vaat ederek ölümü gösteripsıtmaya razı etmektedir."dedi

Kahveci kongrede yaptığıkonuşmada şu görüşleri dile getirdi,"Eğitim-İş, kuruluş vizyonunda ide-olojisini Atatürk'ten, gücünütabanından alan, önce ülke sonrasendika şiarıyla yola çıkarak kuru-luşundan günümüze kadar işçi sınıfıve emek hareketinin için de yeralmış, grevli toplu sözleşmelisendikal anlayışında asla taviz ver-memiş, her zaman insanca yaşamısavunmuştur" dedi.

Başkan Kahveci, şunları söyle-di:

"Bu iktidar dönemindecumhuriyet tarihinin en büyük yol-suzluğu yapılmış olup, 'PKK ilegörüşen şerefsizdir' diyenler şimdikiminle masaya oturdukları açıkçagörülmektedir. 'Camide içki içtiler'yalanını söyleyerek Gezicileri dinsizyargılayan, 'başörtülü bacımahakaret ettiler' yalanını diyerekbaşörtülülerden oy popülizmi yapan-lar bunlardır. 'Türk SilahlıKuvvetleri camiyi bombalayacak'diyerek toplum nezdinde itibarınızedeleyen, Anayasa MahkemesiBaşkanı'nı 'gayri milli, genetiğibozuk' diyen, 17 Aralık'ta meydanagelen yolsuzlukları soruşturansavcıyı ajan ve casus ilan eden bun-lardır. Her alanda muhalefet yapan-ları darbeci ilan eden yine bunlardır.Demokrasi isteyenlere adaletiolmayan 'sandıkta görüşelim' diyenyine bunlardır. AKP iktidarı aklıdeğil inancı, bilimi değil ötekidünyayı, emeği değil sadakayı,vatandaşlığı değil kulluğu, çalışmayıdeğil köleliği, vaat ederek ölümügösterip sıtmaya razı etmektedir.Sonuç olarak biz bu yollara kefeni-mizle çıktık dindar ve kindar nesilleryetiştireceğiz diyenlere karşıbizlerde, Atatürk ün kurmuş olduğucumhuriyete bağlı kalarak kuvayimilli inancımızla el ele gönülgönüle vererek hem emeğimizi, hem

de değerlerimizi koruyarak çağdaş,laik, bilimsel Türkçe eğitim vererekfikri, vicdanı, irfanı hür kuşaklaryetiştirerek karşılık vereceğiz."

Mevcut Başkan MetinKahveci'nin tek aday olarak girdiğiseçimlerin ardından yeni YönetimKurulu şu isimlerden oluştu: EbruÖzel, Muammer Kural, KamuranÇataklı, Ersin Gören, SüleymanAltunay ve Figen Akçın.

Denetleme Kurulu'na; NusretÇetin, Sener Yozgatlı ve CengizBaşaran, Disiplin Kurulu'na; HaydarErduranlı, Hasan Koç ve ZekiYaldız, Üst Kurula ise; MetinKahveci, Muammer Kural, CengizBaşaran ve Zeki Yaldız seçildi.

Kahveci, yenidenbaþkan seçildi

MHP İl Yönetim Kurulu Toplantısı yaptı.ToplantıdaSeçim sonrası toplanamadıkları ve karar alamadıklarıiçin tüzüğün 36. maddesi gereği görevden el çektirilenMerkez İlçe Başkanı'nın yerine İl Yönetim Kurulu ÜyesiOkan Doğramacı göreve getirildi.Doğramacıyla ilgilikarar tüm yöneticilerin oy birliği ve desteği ile alındı.

Zonguldak'ta kurulu Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait 45 ton çekme gücüne sahip 3 milyon 390 bin euro'ya yap-tırılan Taşkömürü-1 adlı römorkör hizmete girdi.TTK Limanı'nda gerçekleştirilen törene, TTK Genel Müdürü Burhanİnan'ın yanı sıra daire başkanları, idari amirler katıldı. Duaların okunmasının ardından kurban kesimiyle devam edentören deniz gezisiyle tamamlandı.45 ton çekme gücüne sahip, 26 metre boyunda, 9.5 metre eninde 11 knot hıza sahiprömorkör, TTK'nın işlettiği Zonguldak Limanı'nda hizmet verecek. Yangınlara köpük veya deniz suyu ile müdahaleedebilecek iki yangın monitörü olan römorkörün, 5 ton kaldırma gücünde servis Vinci bulunuyor. Tuzla'da 400 gündeinşa edilen römorkörün bedelinin 3 milyon 390 bin Euro olduğu bildirildi.

Zonguldak Limanýna Üç Milyon Euroluk Römorkör

Fransız düşünür ve bilim adamıMontesquieu, 18.yüzyılın başlarında yazdığıKanunların Ruhu adlı eserinde adaletin nasıltecelli edeceği konusunda önerilerde bulun-muştur. Devlet yönetimi nasıl olmalı,yasaların çıkarılmasında nelere dikkatedilmeli ve halka, yasalara saygı nasılsağlanıra yanıt aramıştır. Devlet yönetimindegüçler ayrılığını ileri sürmüş, yasamanın,yürütmenin ve yargının ayrı ellerde toplan-masının gerektiğini belirtmiştir. Bu güçlerdenherhangi ikisi bir elde toplandığında adaletolmaz demiştir. Yasama ve yargı organlarınınhalk temsilcilerinden olmasını önermiştir.Diğer taraftan çıkarılan yasaların ise birbütünlük içinde olması da çok önemlidir.

Bu önerme Montesquieu'dan sonra yavaşda olsa dünyada hayata geçmiştir, hâlâ insan-lığın büyük bölümü demokrasiye kavuşa-mamış ta olsa gelecek tam ve doğrudandemokrasiden yanadır. İnsanlık düşe kalkailerlemekte, bilinçlenme ve bilime ulaşmasağlanmaktadır.

Bu bağlamda ülkemizdeki gelişmelerisorgulamak gerekir; biz neredeyiz nereyegidiyoruz?

Ülkemiz dünya kapitalizminin evrelerinegöre Batı tarafından istenildiği gibiyönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Halkınekonomik ve bilimsel gelişmesi sürekli kon-trol altında tutulmaktadır. Çıkarılan yasalaryerli ve yabancı sermayenin, batı hükümran-lığının çıkarları doğrultusundadır. 1946'yakadar sadece yerli sermayenin ve halkınçıkarları doğrultusunda çıkarılan yasalar,daha sonra yabancı sermayenin de çıkarlarınıgözetmek zorunluluğunu ön plana almayabaşlamıştır. 1961-1971 döneminde halkasağlanan özgürlük altyapısı, Anayasa ileönemli bir bilinçlenme, gelişme ve ilerlemesağlamıştır. Bu gelişmeyi yeterli adaletli bul-mayan sol güçler, egemen güçlerle çatışmayagirmişler ve toplumsal yapıyı da etk-ilemişlerdir. Bu etkilenme, 12 Mart 1971muhtırasıyla ve askerlerin yönetime el koy-masıyla kesintiye uğramışsa da 1980'li yıllarakadar sürmüştür. 1982 Anayasası ise halkın

yönetime etkisini sıfıra indirmiştir. Halk buyıldan sonra figüran rolü oynamakta, önünene konursa onu yemekte, egemen güçlerinistediği gibi beslenmekte, bilinçlenmekte vebilgilenmektedir. Sonuç ekonomide, bilimdeve kültürde üretmeyen, üretemeyen birtoplum yaratılmasıdır. Sistem amacınaulaşmıştır, toplumla kedinin fareyle oynadığıgibi oynanmaktadır!

Her gün her konuda hüsrana uğrayanhalk yığınlarının bu yıkımın nedenini kaderebağlamaları çok yanlıştır. Aslında kader diyebir şey yoktur, insanın kaderi aklında,beyninde ve iki dudağı arasındadır.

Uğradığımız yıkımın kaynağı biziyöneten sistemdir demiştik. Şöyle sayabiliriziçinde yaşadığımız sistemin özelliklerini:1-Ülkemizdeki devlet yönetim sistemi dışmihraklar tarafından güdümlüdür, 2- Yapılan1982 Anayasasında halk yoktur, devlet vedevlet güçleri vardır, 3- Halkın devletnezdinde seçim barajı, seçim yasaları vesiyasi partiler yasaları nedeniyle bir etkinliğiyoktur.

Bu şartlarda oluşan meclis, hükümet veyargı halkın meclisi, halkın hükümeti vehalkın yargısı olamaz. Bu şartlarda halkınolmayan meclisten Adaleti içselleştirmişyasalar çıkmaz, çıkması beklenemez. Bu şart-larda halkın olmayan meclisten çıkanhükümet(yürütme) halkın emrinde değildir.Bu şartlarda halkın olmayan meclisten çıkanyasalarla oluşan yargıdan halkın özgür-lüğünü, barışını ve huzurunu sağlayan karar-lar beklenemez.

Daha düne kadar “işçi sağlığı ve işgüvenliği” başlıklı çalışma güvenliği hukuku“iş sağlığı ve güvenliği” başlığıyla değişmiş,içi boşaltılmış, sağlığın ve güvenliğin dışınaçıkarılmıştır. Çıkarılan tüm yasalar, yok-sullardan zenginlere kaynak aktarmayahizmet ediyor.

Batı, dinci ve milliyetçi sağ partiler vedemokrasi yoksunu sol partiler halka “deligömleği” giydirmek için yarışıyorlar. Demekki; bizim kanunlarımız ruhsuzdur!

Kanunların Ruhu (Adalet)

MHP’de yeni görev Doðramacý’ya verildi

Sol Cephe Zonguldak meclisi ilk toplantýsýný yaptýSol Cephe'nin ilk toplantısı 23

Mayıs'ta GMİS Küçük salondayapıldı.İlk toplantı Sol CepheZonguldak çağrıcısı Recep Adıgüzelve Türkiye Yürütmesinde bulunanA.Yücel Çiftçi ve belirli sayıdakatılımcı ile gerçekleşti. İlk toplantıolması nedeniyle Sol Cephe'nin nasılbaşladığını ve sürece ilişkin olarakkısa özet değerlendirmelerde bulunanA.Yücel Çiftçi, Şu bilgi-leri verdi; "Evet Türkiyede Solun bir aradaolmasının ihtiyacı varnasıl olacak hangi şekildeolacak hangi ilkelerüzerinde buluşacak diyebir algı oluşturmak ve birarada bir fikir birliği yaratmak adınabir buluşma oldu. Orada benimdeiçimde bulunduğum 41 kişilik geçiciTürkiye yürütme komitesi seçildi.Türkiye yürütme komitesinin ilkesinintemel işlevlide Türkiye'de yerelde SolCephe yi anlatmak buna uygunörgütlenme temaları oluşturmak insan-larla dertleşmek ve yerelde de kendi

meclisleri kurabilecek birilişki zenginleştirmekgibi bir görev üstlendi bukomite. Sonuçta bugün50'ye yakın Sol mecliskuruldu yerelde.

Sol Cephenin asılmantığı, çıkışı, önermesi

üstünde yükseldiği zemin bu sonuçtagördük ki 50 tane somut yerelde bumecliste kurulmuş ve buna yanıt ver-ilmiştir."dedi Sol Cephe önümüzdekigünlerde çalışmalarıyla ilgili olarakkamuoyuna bilgilendirmeler yapılacağıdile getirildi.

Sol Cephe'nin ilk çağrısında, halkımızı AKP diktatörlüğüne, emperyalist boyun-duruğa, kölece sömürü ve gericiliğe karşı bir araya gelmeye davet etti ve bu dav-

ete binlerce insan, katılımı, coşkusu ve heyecanı ile olumlu yanıt verdi. Sıraemeğin başkenti Zonguldak'ta dostlar. Şimdi Sol Cephe için Zonguldak'ta

iradelerimizi birleştirme zamanı. Çünkü Kozlu'da, Karadon'da, Elbistan'da ve enson Soma'da yaşanan iş cinayetlerine "DUR" diyebilmenin yolu "GÜÇLÜ" bir

toplumsal muhalefetin örgütlenmesinden geçmektedir.”denildi

Sayfa 528 Mayıs/2014/600 SUSMA -HABER- YORUM

Alevi Kültür Dernekleri Şube Başkanı Kaplan, Okmeydanı'ndaki olayları değerlendirdi:

Alevi-Sünni çatýþmasý yaratýlmasýna kimsenin gücü yetmezAlevi Kültür Dernekleri Zonguldak

Şube Başkanlığı, İstanbulOkmeydanı'ndaki cemevinde Uğur Kurt'unöldürülmesi ve sonrasında yaşanan olaylar-la ilgili basın toplantısı yaparak, tepki gös-terdi. Dernek binasında yapılan toplantıdakonuşan Şube Başkanı Mehmet Kaplan,ülkede Alevi-Sünni çatışması yaratılmakistendiğini ileri sürdü.

Kaplan, Alevi-Sünni çatışması yarat-maya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğinibelirterek "Sünni'nin, Alevi'nin cemeviyle,Alevi'nin de Sünni'nin camisiyle herhangibir problemi yoktur. İbadet yerleri, insanmaneviyatının çok hassas olduğu nokta-lardır. Cemevinde bir insanın öldürülmesi,adeta Alevi insanları sokağa dökme meyillibir niyet taşımaktadır" dedi.

Bu olayların ülkede değişik algı-landığını, bu yüzden halkın bu tür olaylarkarşısında uyanık olması gerektiğini ifadeeden Kaplan, şöyle konuştu:

"Sünni'nin, Alevi'nincemeviyle, Alevi'nin de

Sünni'nin camisiyle herhan-gi bir problemi yoktur""Bir yıl önce başlayan Gezi olayı

sokak eylemleri ve en son Okmeydanıolaylarına baktığımızda eylemlerdeöldürülen insanların tamamı alevi çocuk-larıdır. İster istemez insanın aklına birtakım soru işaretleri getiriyor. Acaba buülkede Alevi-Sünni çatışmasına yönelikeylem planı mı? Biz direkt belli noktalarıhedef alıp da, 'Bu bir eylem planıdır' diye-meyiz. Sadece şunu söylemek isteriz;kimin bu konuda nasıl bir niyeti vardırbilemeyiz. Ama bu ülkede Alevi-Sünniçatışması yaratılmasına hiç kimsenin gücüyetmez. Halk olarak Alevi'nin Sünni'ylehiçbir derdi yoktur. Sünni'nin, Alevi'nincemeviyle, Alevi'nin de Sünni'nincamisiyle herhangi bir problemi yoktur.İbadet yerleri insan maneviyatının çok has-sas olduğu noktalardır. Cemevinde birinsanın öldürülmesi adeta Alevi insanlarısokağa dökme meyilli bir niyet taşımak-tadır. Bu niyet başarıya ulaşamayacaktır.Herkesi aklıselim davranmaya davet ediy-oruz. Tabii şöyle bir algı oluşuyor; sankisokakta sadece Aleviler var. Alevilerin

tabii ki bazı hak talepleri var, ama şu andaülkemizde oluşan hassasiyetlere bak-tığımızda sokaktaki eylemler Alevilerinhak talepleri noktasında değildir. Sokaktakieylemlerin amacı; Türkiye şu anda ikikültür arasında sıkışmış bir vaziyettedir.Bir taraf Türkiye'yi Ortadoğu kültürünetaşımak isteyen bir kanat var. Bir tarafta daAvrupa medeniyetine doğru taşımakisteyen bir kanat var. Sokak eylemlerindekiinsanların tek derdi; bu ülkede kazanılandemokratik bir takım hakların geri alınma-ması, demokrasi ve medeniyet anlamındailerleme kaydetme noktasındaki taleplerdir.Ama maalesef mevcut hükümetimizinuygulamaları, bu hükümeti Anadolukültürüne doğru taşımak doğrultusunda birniyet sergilemektedir. Avrupa kültürüneyüz çeviren demokrat halkın çağdaşlığı

isteyen halkın çok büyük destekçisi deAlevi kitlesidir. Burada Alevileri sokaktanalıkoyabilirsek, bu ülkede çağdaşlık vedemokrasiyi hedefleyen aydın insanlarınelindeki önemli kozu almış olacaklardır.Bu da nasıl başarılır? Meseleyi sanki birAlevi-Sünni çatışmasıymış gibi o noktayataşıma gayretleri vardır. Alevi halk, talep-leri noktasında sokaklara çıkmış, kapıları-pencereleri kırmaktadır gibi bir takım algıyaratılmaya çalışılıyor. Kesinlikle böyle birdurum değildir. Halkımızın uyanık vekararlı olmasını istiyoruz. Bu ülkede kimne kadar isterse istesin Alevi-Sünni çatış-ması yaratmaya gücü yetmeyecektir.Alevi'nin ülkesine karşı olan sevgisi vemuhabbetinin ne olduğunu çok iyi biliy-oruz. Kesinlikle böyle bir durum olmaya-caktır."

Mehmet Kaplan; “Türkiye şu anda iki kültür arasındasıkışmış bir vaziyettedir. Bir taraf Türkiye'yi Ortadoğukültürüne taşımak isteyen bir kanat var. Bir tarafta da

Avrupa medeniyetine doğru taşımak isteyen bir kanat var.Sokak eylemlerindeki insanların tek derdi; bu ülkede

kazanılan demokratik bir takım hakların geri alınmaması,demokrasi ve medeniyet anlamında ilerleme kaydetme

noktasındaki taleplerdir.

19. Kömür Kongresi Ödül Töreni Gerçekleþti

19. Kömür Kongresi Kapsamındaakşam yemeği sonrası MadenMühendisliği Mesleğinde 40. yılınıdolduran Maden Mühendislerineplaket ve ödülleri takdim edildi.Duygu dolu anların yaşandığı gece de'Kömür Karası Grubu' da SomaFaciasında hayatını kaybeden madenşehitlerini anmak için hazırlamışoldukları madenci ağıtlarından oluşanprogramı sundular. Kongreye sponsordesteği veren ve sergiye katılan fir-malara da birer plaket verildi.

İş Teftiş Zonguldak GrupBaşkanlığında İş Baş Müfettişi olarak

çalışmakta olan Ali Seydi Tatarmeslekte 40. Yıl ödülünü TMMOBMaden Mühendisleri Oda BaşkanıAyhan Yüksel'den aldı. TTK KaradonMüessesesi İş Güvenliği Şube MüdürüMustafa Coşkun 40. Yıl ÖdülünüMaden Mühendisleri Odası ZonguldakŞube Başkanı Erdoğan Kaymakçı'dan,TTK Çatalağzı Lavuar İşletmeMüdürü Baki Altıparmak ÖdülünüMaden Mühendisleri Odası AdanaŞube Başkanı SabahattinSakatoğlu'ndan aldı. Bülent EcevitÜniversitesi Maden MühendisliğiBölümü'nde Profesör olarak görevine

devam eden Prof. Dr. Vedat Didariödülünü aynı zamanda yakın arkadaşıolan Enver Karaçam'dan alırkenduygu dolu anlarda yaşandı. Prof. Dr.Vedat Didari şefliğinde MadenciMarşı'nı seslendirdi.

Meslekte 50. Yılını dolduranİTÜ'de Profesör olarak görev yapanve aynı zamanda 25 senedir DünyaMadencilik Kongresi UluslararasıYönetim Kurulu'nun dört Türk üyesin-den biri olan Prof. Dr. ŞinasiEskikaya'ya Zonguldak BelediyeBaşkan Vekili ve Maden MühendisleriOdası Zonguldak Şube YönetimKurulu Üyesi Emine Uzun tarafındanhazırlanan kara kalem portresi veProf. Dr. Şinasi Eskikaya'nın dahaönce katıldığı Kömür Kongrelerindeçekilen resimlerin yer aldığı bir albümhediye edildi. Aldığı hediye karşısındamutluluğunu ifade eden 'HocalarınHocası' ünvanı ile anılan Prof. Dr.Şinasi Eskikaya, TMMOB MadenMühendisleri Odası ZonguldakŞubesine ve Emine Uzun'a teşekkür-lerini dile getirdi.

19. Kömür Kongresi Kapsamında akşam yemeği sonrası Maden Mühendisliği Mesleğinde 40. yılınıdolduran Maden Mühendislerine plaket ve ödülleri takdim edildi. Duygu dolu anların yaşandığı gecede 'Kömür Karası Grubu' da Soma Faciasında hayatını kaybeden maden şehitlerini anmak için hazır-

lamış oldukları madenci ağıtlarından oluşan programı sundular. Kongreye sponsor desteği veren vesergiye katılan firmalara da birer plaket verildi.

Devrek-Gökçebey ve Köylerini Kalkındırma Derneği, 27'nciOlağan Genel Kurulu'nu Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS)Şemsi Denizer Salonu'nda gerçekleştirdi. Uzun yıllar DernekBaşkanlığını başarıyla yürüten ve 9 Mayıs 2014 tarihinde hayatınıkaybeden Murat Ayanoğlu da kongrede unutulmadı ve salondafotoğrafı yer aldı.

Divan Başkanlığı'nı Muzaffer Kalaycıoğlu'nun yaptığı OlağanGenel Kurul'a; Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci, Çay-değirmeni Belediye Başkanı Satılmış Gebeş, Gökçebey BelediyeBaşkanı Vedat Öztürk, Bakacakkadı Belediye Başkanı SezginÖzdemir, AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar, MHP İl Başkanı HamdiAyan, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Metin Karaduman, GMİSGenel Başkanı Eyüp Alabaş, Zonguldak Belediyesi'nin CHP'liMeclis Üyesi Cavit Zülfikar, Zonguldak Diyabetliler DerneğiBaşkanı Çetin Terzioğlu, Trabzonlular Derneği Başkanı AhmetBayrak, çok sayıda davetli ve üyeler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasınınardından açılış konuşmasını yapan Dernek 2'nci Başkanı CevdetCin, merhum Başkanları Murat Ayanoğlu'nu rahmetle anarak,derneğin çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Kongreye katılanların yaptıkları konuşmaların ardından gidilenseçimler sonucunda Devrek-Gökçebey ve Köylerini KalkındırmaDerneği'nin yeni yönetimi şu şekilde oluştu:

Lütfi Çavuş, Vacit Durdubaş, Hayri Bulazar, Mustafa Kalaycı,Ümit Yılmaz Değirmenci, Mehmet Subaşı, Yüksel Cin, MehmetÖzkaya, Halil Kurtoğlu, Zeynel Mert, Sabri Darıcı, HayrettinKaradağ, Yakup Marangoz, Mevlüt Kazlı, Kadir Alabaş, SelahattinAkmeşe, Neşet Karaustaoğlu, Selim Eren, Orhan Eroğlu, CelalAkyol, Cevdet Cin.

Denetleme Kurulu'na; Vedat Dinç, Şeref Derin, Aydın Çevik,Onur Kurulu'na; Şevket Küçükkaya, Ahmet Karaoğlu, RamazanÇağlar, Orhan Çiller, Hüseyin Demirci, Danışma Kurulu'na ise;Erol Mekik, Kaya Arslan, Ercan Gebeş, Namık Çağalı, Ali Danacıve Uğur Özmekik seçildi. (

Murat Ayanoðlu'nuunutmadýlar

Sayfa 628 Mayıs/2014/600

Soma'da 301 canımızı yitirdik; milletolarak büyük bir acı ve hüzüniçindeyiz. Felaketler, toplumunsabrı yanında devletin işleyişinin de

test edildiği vakalardır.Normal zamanlardadevletin ne kadar "harika" olduğunu, kamuyönetiminin verimliliğini, etkinliğini ilanetmek kolaydır. Ancak felaketler, afetler veolağanüstü durumlar hükümetler, kamuyöneticileri için bir turnusol görevi görür.Böylesi bir sınavla 1999 MarmaraDepremi'nde muhatap olduk ve devletin nekadar aciz olduğu, kurumların işlemediğiortaya çıktı. Marmara Depremi "devlet"denilen, hep güçlü olduğu düşünülen aygıtınzaaflarını bütün açıklığıyla ortaya çıkardı.Soma faciası da hükümetin, kurumlarınönemli bir teste tabi tutulduğu sınav oldu.Hesap verebilirlik demokrasilerde yönetim-lerin vatandaşa karşı sorumluluk hissetmesive kurumları, işlemleri denetime, eleştiriyeaçmasıdır. Buna yönelik düzenlemelerinyapılması, hesap sorma ve hesap vermekanallarının açık olmasıdır. Hesap verebilir-lik, çoğulcu katılımcı demokrasilerin entemel özelliklerinden birisidir.Demokrasilerde asıl olan vatandaştır, millet-tir ve her düzeydeki yöneticiler, siyasetçilervatandaşa yaptıklarının hesabını vermek,gereken açıklamaları yapmak durumundadır-lar. Hesap verebilirlik, 4 yılda bir seçime git-mekten, sandıktan ibaret değildir. Hesapverebilirlik (accountability) aslında bir yöne-tim anlayışıdır; kamu yetkilerini ve kay-naklarını kullananların her zaman hesap ver-meye hazır olmalarıdır. Hükümetler, yöne-timler, parlamento yanında yargı, kamuoyu,medya tarafından da denetlenirler. Etkin birhesap vermede görevlerin, yetkilerin vesorumlulukların, kullanılan kaynakların veharcama hedeflerinin açıkça belirlenmesi vekarşılaştırılabilir, kontrol edilebilir olmasıönemlidir.

Hesap verebilirlik dikey ve yatay olarakayrılabilir; dikey hesap verebilirlik,hükümetlerin seçimlerle vatandaşa hesapvermesidir. Bunun için seçimlerin sağlıklıyapılması, bağımsız ve tarafsız medyanın,STK'ların varlığı zarurettir. Yatay hesapverebilirlik ise parlamento, yargı, denetimorganları, yolsuzlukla mücadele kuruluşları,kamu şikâyet komisyonları ve insan haklarıkomisyonu gibi kurumların denetimine açıkolmaktır. Halkın seçim ve oylama mekaniz-maları aracılığıyla vekillerini denetlemesine'siyasi hesap verebilirlik' denir.Hükümetlerin, bakanların yaptıkları işlerdendolayı parlamentoya hesap vermeleridir.Bürokratların politikacıya karşı olan sorum-luluğu da bu cümledendir. 'Hukuki hesapverebilirlik' ise idarenin hukuka bağlı

olması, hukuk dışına çıktığında yaptırımlakarşılaşmasıdır; bu, hukukun üstünlüğününbir sonucudur. Yöneticilerin mahkemelerönünde yargıçlara hesap vermelerini ifadeeder. Anayasamız "İdarenin her türlü işlemve eylemlerine karşı yargı yolu açıktır." diy-erek hukuki hesap verebilirliği tanımlamıştır.'İdari hesap verebilirlik' ise kamugörevlilerinin, üst yönetimlerine hesapverme sorumluluğudur.

Şeffaf yönetim yaklaşımı kamugörevlilerinin kamuoyuna ve vatandaşlarahesap vermelerini, onların talep, şikâyet veisteklerine, bilgi edinme arzularına cevapverilmesini gerektirmektedir. Demokratikülkelerde yetkililer alınan kararlarla veuygulamalarla ilgili, kamu kaynaklarınınyerinde kullanıldığına dair kamuoyunu bil-gilendirirler. Kararlara ve icraatlara yönelikraporlar, bültenler yayınlanması hesap vere-bilirliğin ve şeffaf devlet olmanın gereğidir.Hesap verebilirliğin temel mantığı asıl-vekil(principal-agent) ilişkisi ve vekillerin asıllarakarşı açıklama yapma zorunluluğudur. Ziravekiller, asıl adına iş yapmaktadırlar.Şeffaflık hesap verebilirliğin gereğidir;lazım-ı gayr-ı müfarikidir (ayrılmaz parçası).

Şeffaflık ve açıklık kamu otoriteleri içinbir görevdir; hesap verme sorumluluğunusağlayan önemli mekanizmalardan biridir.Açıklık, kötü yönetim ve yolsuzluk riskininazaltılmasına katkıda bulunur ve idari karar-lardan zarar görenlerin haklarını aramalarınaimkân hazırlar. Açıklık ve şeffaflık,demokratik yönetim anlayışının egemenkılınması ve devletle vatandaş arasındagüvenin tesis edilmesi, kamu yönetimininverimlilik ve etkinliği için çok önemlidir.Aksi halde yolsuzluk, yozlaşma, siyasallaş-ma gibi olumsuzluklar gelişir. Şeffaflık,devleti hesap vermeye zorlar. İstisnalar hariçkamu yönetiminde gizlilik uygulamalarıistismar, ihmal ve acizliği örtmeye dayanır.Açıklık ve şeffaflık Avrupa Birliği veBirleşmiş Milletler tarafından da benimse-nen "yönetişim" (governance) anlayışınınönemli bir unsurudur. Yönetişim, hükümet,yerel yönetimler, iş çevreleri, işçi vesendikaları, hükümet dışı kuruluşlar, biliminsanları, kadınlar, çocuklar, gençler vevatandaşların sorunların çözümünde vekararların alınmasında inisiyatif üstlen-melerini ifade eder.

Dünyada yıllardan beri tartışılmasınarağmen, Türk kamu yönetiminin açıklık veşeffaflık uygulamalarıyla tanışması, 2002yılında Bakanlar Kurulu kararıyla"Türkiye'de Saydamlığın Artırılması veKamuda Etkin Yönetimin GeliştirilmesiEylem Planı"nın kabulüyle ve 2003 yılındaçıkarılan 4982 sayılı Bilgi Edinme HakkıKanunu'yla başlamıştır. Şeffaflığın kamu

yönetimi alanında uygulanmasını sağlamak,böylece yolsuzlukları önlemek amacıyla1993 yılında Uluslararası Şeffaflık Örgütü(Transparency International) kurulmuştur.Örgüt kötü yönetim ve yolsuzluklara dairher yıl düzenli raporlar yayınlamaktadır.Türkiye açısından bu endekslere bakıldığın-da yolsuzluk algısının ortalamanın üzerindeolduğu, yani olumlu olmadığı görülmektedir.

AK Parti iktidarlarının ilk iki döne-minde hesap verebilir, şeffaf demokratik birdevlet anlayışına doğru kararlı bir gidiş sözkonusuydu. AB süreci bu yürüyüşün sigor-tası ve itici gücüydü. Ancak Türkiye sondönemde hesap verebilen, taleplere duyarlı,şeffaf bir yönetim anlayışından uzaklaşmak-ta, Sayıştay'ın çalıştırılmadığı, parlamentodenetiminin etkin yapılamadığı, özerk denet-leyici ve düzenleyici kurulların hükümetkontrolüne girdiği bir yönetim anlayışınagitmektedir. Hesap verilmesi gereken vatan-daş yer yer tahkir edilmekte, azarlan-abilmektedir. Vatandaşın bilgi edinmekanallarının en önemlisi olan medyada tekeloluşturulmakta; hükümete rağmen ses verengazeteciler-medya baskılanmaktadır.Hükümete yanaşık durmayan şirketler,toplumsal kesimler, STK'lar kamu araçlarıy-la, devlet imkânlarıyla terbiye edilmek,cezalandırılmak, hatta bitirilmek istenmekte-dir. Şeffaf bir devlet arzularken her şeyingizlenmeye çalışıldığı, denetim araçlarınınçalıştırılmadığı, yeniden fişlemelerinyapıldığı bir devlete doğru gidildiği nok-tasında toplumda ciddi kaygılar bulunmak-tadır.

Günışığında yönetim ABD'de 1960'lardaortaya çıkmış şeffaf, hesap verebilir yöneti-mi anlatan bir kavram. Yönetimlerin veyöneticilerin, kararların, hesapların açık,görülebilir ve gözlenebilir olmasını içeriyor.Soma faciası da bize gösterdi ki yer altındadahi olsa günışığında bir yönetim anlayışı,şeffaflık gerekiyor. Aksi halde üstü örtülen,yok sayılan, görmezden gelinen konularınfaturası çok ağır bir şekilde bize geri dönüy-or.

Demokratik yönetimlerde hesap vere-bilirlik, şeffaflık çok önemlidir. Ancak bun-ların tesisi için hükümetlerin duyarlılığıkadar kamuoyunun ilgisi, halkın yönetimmekanizmalarına katılma arzusu ve bu konu-larda bilinçli, duyarlı davranması gerekmek-tedir.

Mahmut Akpınar; Doç. Dr., Turgut ÖzalÜniversitesi

25 mayıs 2014, Pazar Zaman Gazetesi

YER ALTINDA DAHÝ HESAP VEREBÝLÝR, ÞEFFAF,GÜNIÞIÐINDA YÖNETÝM

SUSMA -HABER- YORUM

Baþkan Akdemir: “Ülkeler arasýiþbirliðimizi geliþtiriyoruz”

İtalya'nın MonfalconeBelediyesi ve ZonguldakBelediyesi arasında 27 Ekim2012 tarihinde imzalanan'kardeş kent protokolü'çerçevesinde geliştirilen projekapsamında ilimizi ziyareteden proje yetkilileri,Zonguldak Belediye BaşkanıMuharrem Akdemir'imakamında ziyaret etti.

I.Türkiye girişimi siviltoplum diyaloguna yönelikhazırlanan proje kapsamında,ALDA Yerel DemokrasiAjansı Yetkilisi DiegoSantaliana, URES SlovenyaBölgesel Kalkınma ÖrgütüBaşkanı Roberto Frandolic veMonfalcone BelediyesiUluslararası İlişkiler DairesiBaşkanı Lucio GregottiBelediye Başkanı MuharremAkdemir ile fikir alışverişindebulundu. Ziyarete, BelediyeBaşkan Yardımcısı KemalCangöz ve Strateji GeliştirmeMüdürü Necati Akkaş hazırbulundu.

Projenin amacı,Demokratik katılım diyaloguve sivil birlikteliği artırma vedezavantaj gruplara meslekedindirme konusunda deney-im paylaşımı oluşturmaktır.Bu kapsamda, İtalya'nınMonfalcone kenti belediyesiyetkilileri, ilk olarak ZESOB-MEKSA eğitim merkeziniziyaret ederek, çıraklık eğitimikonusunda incelemelerdebulundular. Çıraklık eğitimimerkezi yetkilileri, sunumeşliğinde yapmış olduklarıçalışmaları konuklara anlattı.Yapılan incelemeler net-icesinde, ortak projelerkonusunda çalışmalar yapa-bilecekleri konusunda hem-fikir oldular. Ardından konuk-lar, Zonguldak Belediyesieğitim salonunda BelediyeBaşkanı MuharremAkdemir'in, başkan yardım-cılarının, bazı meclisüyelerinin, sivil toplum kuru-luşlarından bazı yetkililerin dekatılımıyla proje konusundabilgilendirme toplantısına

katıldılar. Belediye Başkanı

Muharrem Akdemir, "İtalya'-dan kardeş kent projemiz kap-samında gelen konuklarımızvar. Dezavantajlı gruplarındeğerlendirilmesi projesindesona gelinmişti. Zonguldak'tabulunmaktan dolayı kendileriçok mutlu oldular. Proje ileilgili yapılan çalışmalarıincelemek istediler. HemMEKSA'yi hem de BelediyeKültür Merkezi'ni kendileri ilebirlikte gezdik ve incelemel-erde bulundular. Amacımız,ülkeler arasındaki sosyal,kültürel ve ekonomik işbirliği-ni geliştirmek. Ülkeler arasıziyaretlerimiz vediyaloglarımız ilerledi. Özel-likle, çıraklık eğitimininardından iş imkânlarınınyaratılmış olması, kendilerinide memnun etti ve kendiülkelerinde de bu tarz eğitim-lerin olduğunu belirtiler.Kentimizde görmüş olduklarıincelemeleri, kendiülkelerinde de uygulamalarıbizleri de mutlu eder. İnşallahbu çalışmalarımızı daha üstdüzeyde yaparak, ülkelerarasındaki yakınlaşmayısağlamış olacağız." şeklindekonuştu.

URES Slovenya BölgeselKalkınma Örgütü BaşkanıRoberto Frandolic ziyaret ileilgili yaptığı konuşmada,Zonguldak Belediye BaşkanıMuharrem Akdemir'e ilgisin-den dolayı teşekkür ederek,Zonguldak Belediyesi ileproje kapsamında işbirliğiiçerisinde olmaktan dolayıbüyük mutluluk duyduğunuifade etti. Frandolic; sosyal veekonomik anlamında bu pro-jeyi uygulamaktan dolayı çokmutluyuz. Kardeş proje ileçok yakın bir diyalogiçerisinde olduk. Bu işbir-liğinin devamını diliyoruz.Zonguldak'ta bulunmak çokgüzeldi." şeklinde konuştu.Ziyaretin ardından BelediyeBaşkanı Muharrem Akdemir,günün anısına madenci heyke-li armağan etti.

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 928 Mayıs/2014/600

ivardan SUSMA; BAĞIMSIZ,İLKELİ, TUTARLI GAZETESUSMA; GÜCÜNÜ OKURDAN ALAN GAZETESUSMA; GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEK-

LERİYLE ÇIKIYORCÇaycuma Belediyesi

hizmet binasının yer tespi-ti için Anket Sandığıkurdu. "ÇaycumaBelediye Binası içinnereyi önerirsiniz?"sorusuna "İnşaatı duranbina, Sosyal Bina, yeni biralana yeni bina ve mevcutbina" seçeneği yer aldı.Vatandaşlarca yoğun ilgigösterilen anket sandığımemnuniyetle karşılandı.Belediye önüne AnketSandığı koyarak vatan-daşların eğilimini araştıranÇaycuma Belediyesi busandığı belirli günlerdemahallelerde de

gezdirerek geniş katılımsağlamayı hedefliyor.

Çaycuma BelediyeBaşkanı Bülent Kantarcı,"Belediye hizmetlerindeben yaptım oldu, man-tığıyla karar verilmeyecek.Önemli kararları halkımı-zla birlikte vereceğiz.Gerek internet üzerindenanketle, gerekse Belediyeönüne koyacağımız anketsandığı ile halkımızın eğil-imi belirlenecek. Bu eğil-imler Belediye Meclisindegörüşülecek ve nihaikararı meclisimiz alacak-tır." dedi.

Filyos Çayý Yaþam AlanýProjesi Ýçin Hazýrlýk

Projenin adım adım hayata geçe-ceğini ifade eden Başkan BülentKantarcı, "Çaycuma, değişime yelkenaçıyor." dedi.

Seçim döneminde tanıtımıyapılan "Filyos Çayı Yaşam AlanıProjesi"nin ilk hazırlıkları başladı.Irmak sedde yapımı tamamlanan halı

saha ile mezbaa arasındaki arazidedüzleme çalışmaları başladı.

Çaycuma Belediye Başkanıİnş.Y.Müh. Bülent Kantarcı, kendiolanaklarıyla çizdirdiği "Filyos ÇayıYaşam Alanı Projesi" hakkında adımadım hayata geçeceğini ifade etti.

Devrek mesire alaný vatan-daþlardan büyük ilgi görüyor

Devrek Belediyesi tarafındanyeniden düzenlenen Egemenlik MesireAlanı baharın gelmesiyle birliktepiknikçilerin gözde mekanı halinegeldi.

Devrek Belediyesi tarafındanyapılan çalışmalar sonucundaailelerinde gönül rahatlığıyla gelebile-cekleri bir mesire yeri haline gelenEgemenlik Mesire Alanı'na vatan-daşlar büyük ilgi gösteriyor. Özelliklehafta sonları başta olmak üzere yoğunilgi gören Egemenlik Mesire Alanı'ndavatandaşlar güzel bir ortamda piknikyapmanın mutluluğunu yaşıyorlar.Aileleriyle birlikte güzel havaları fırsatbilerek hoşça vakit geçirmek isteyen

vatandaşlar mesire alanına adeta akınediyorlar. Aileleriyle birlikte mesirealanına gelen çocuklarda çocuk oyungrupları ile mini çim futbol sahasındaoynayarak eğlencenin tadını çıkarıyor-lar.

Devrek'te şehir merkezine enyakın mesire alanı olan EgemenlikMesire Alanı geçtiğimiz yıl yapılançalışmalarla adeta çehresi değişmişti.Devrek Belediyesi tarafından yapılançalışmalar neticesinde daha modernbir görünüme kavuşan mesire alanınavatandaşlar aileleriyle birlikte gelipgüzel bir ortamda gönüllerince vakitgeçirebiliyorlar.

Devrek Belediyesi tarafından yeniden düzenlenenEgemenlik Mesire Alanı baharın gelmesiyle birlikte

piknikçilerin gözde mekanı haline geldi.

Erdem'den Baþkan Uysal'a ziyaret

Kdz. Ereğli Deniz Ticaret OdasıBaşkanı İrfan Erdem, Kdz. EreğliBelediye Başkanı Opr. Dr. HüseyinUysal'ı makamında ziyaret etti.

Kdz. Ereğli Deniz Ticaret OdasıBaşkanı İrfan Erdem, Kdz. EreğliBelediye Başkanı Opr. Dr. HüseyinUysal'ı makamında ziyaret etti. Odayönetiminin de hazır bulunduğuziyarette konuşan Erdem; "EreğliBelediye Başkanı siyasi bir devrimyapmış, 40 yıllık hegemonyaya son

vermiştir. Şahsını kutluyor vebaşarılarının devamını diliyorum."dedi.

Erdem ziyarette, Uysal'a bölgesorunlarını içeren bir dosya sunarken,ziyaretten duyduğu memnuniyeti dilegetiren Başkan Uysal'da, var olansorunların çözümü noktasında görüşalış-verişinde bulunarak; "Güzelişlere imza atacağımıza inanıyorum"dedi.

Eğitim Sen ÇaycumaTemsilciliği'nin bu yıl dördüncüsünüdüzenlediği satranç turnuvası 24 - 25Mayıs 2014 tarihlerinde ÇaycumaKültür ve Sanat Merkezi'nde yapıldı.Toplam 83 oyuncunun katıldığı turnu-va renkli ve heyecanlı geçti.Turnuvada hakem olarak; ZeynelBAKICI, Orhan ÇAKMAK, MuratBEKTAŞ ve Satılmış TOM görev aldı.

İlk üç dereceyi elde eden sporcu-lara madalyaları ve tüm katılımcılaraanı madalyası 1 Haziran Pazar günüyapılacak Uçurtma Şenliği'nde verile-cek.

Gelenekseluçurtma þenliðisatranç turnuvasýsona erdi

Çaycumalýlar Yeniden Sandýða Gidiyor

Alaplý Belediyesi çevre temizliði yapýyor

Alaplı Belediyesi, ilçe genelindebaşlattığı yabani ot temizliği çalış-malarını aralıksız bir şekildesürdürüyor.

Alaplı Belediyesi Park ve BahçeAmirliği ekipleri, yabani ot temizliğiçalışmalarını TepeköyMahallesi'ndeki kaldırımlar ve yolkenarlarıyla sürdürüyor. Çalışmalarıyerinde takip eden Alaplı BelediyeBaşkanı Nuri Tekin, kaldırımlar veyol kenarlarındaki yabani ot ve hertürlü yabani bitki temizliği çalış-malarının ilçenin her tarafında yapıla-cağını bildirdi. Bazı kaldırımlarınyabani otlardan dolayı yürünemezhale geldiğini, yol kenarlarının daçalı çırpıdan oluşan yabani bitkilernedeniyle çöp atıklarıyla doluolduğunu belirten Belediye BaşkanıNuri Tekin, "Tüm yaya kaldırımları

ve yol kenarlarında geniş kapsamlıbir temizlik çalışması başlattık.Önce, temizlik için oluşturduğumuzekipler ayrı noktalarda çalışıyorlardı,şimdi tüm ekipler aynı noktadaçalışıyorlar ve yabani ot, çalı çırpı nevarsa temizliyorlar. Temizlikyapıldıkça, kaldırımlar ve yolkenarları düzenli bir görüntüyekavuşuyor. Bu çalışmayı ilçenin hernoktasında uygulayacağız. " dedi.

Temizlik yapılan kaldırımlarınkenarlarının ve bölünmüş yollardakitretuvar ve refüjlerin de boyandığınıbelirten Başkan Tekin, "Turuncu vebeyaz renklerden şerit oluşturarakyaptığımız boya, temizlenen çevreyede ayrı bir güzellik katıyor.Vatandaşlarımızın çalışmalardanmemnuniyeti de bizim çalışmaşevkimizi artırıyor. " dedi.

Sayfa 1028 Mayıs/2014/600

Arýcý Otogaz / Ümit ArýcýÇaydamar Yolu üzeri Değirmen Sok.No:17

Tel: 0 372 251 22 65- GSM 0539 868 2546 / Zonguldak

Aracınızın yakıtınıaldıktan sonra yıkamave bakımını yaptırın

Zeki Çolak YeniÜzülmezspor'aBaþkan Oldu

Zonguldakspor yönetimkurulu üyesi, CHP BelediyeMeclis üyesi Zeki Çolak,Üzülmez, Başlarla veAsmaspor olmak üzere üçkulübün birleşmesi ile doğanYeni Üzülmezspor'un kulüpbaşkanlığına getirildi. Amatörfutbola uzun yıllar hizmet edenÜzülmezspor, Asmaspor veBaştarlaspor tarihi bir sorum-luluk yüklenerek birleşmekararı aldılar. Her üç kulüptesöz sahibi olan isimler biraraya gelerek defalarcagörüşme yaptı ve anlaşmayavardı. Kuruluş tarihi 1959 olanÜzülmezspor 'un önüme Yeniibaresi konularak YeniÜzülmezspor çatılı altında binleşme kararı allındı.

Kulüp yönetiminde ise 3 kulüpte idarecilik yapan 7 isim yeraldı.

Kulüp Başkanlığı için işadamı Zeki Çolak isminde hemfikirolundu.

Yönetimde Asmaspor cephesinden Hakan Hürfikir,Süleyman Bezir, Osman Tutkun, Üzülmez cephesinden ZekiÇolak ve Doğan Tibet, Baştarlaspor cephesinden ise Naim Acaryer aldı. Bu isimlere işadamı Sezgin Küçük'te dahil edilerekYeni Üzülmezspor'un yönetimi oluşturuldu. Yeni Üzülmezs-por'un hedefi ise BAL ligi olarak belirlendi.

Yeni sezonda ÜçüncüTürkiye Liginde mücadele ede-cek olan Zonguldakspor'dakongre hazırlığı sürüyor.2014-2015 sezonuna güçlü biryönetimle girmeyi hedefleyenKırmızı-Lacivertli yönetim,kongre tarihi olarak 14 HaziranCumartesi gününü belirledi.

Saat 12.00'de KulüpBinasında yapılacak olan kon-gre çoğunluk sağlanamamasıdurumunda bir hafta sonraaynı yer ve saatte tekrar-lanacak. Kongre ilanı bugünyerel gazetede de yayımlanarakduyuru yapıldı.

14 Haziran'da yapılacakolan kongre hakkında bilgiveren Kulüp BaşkanıSüleyman Caner, yaptığı açık-lamada şunları söyledi;"

Biliyorsunuz bu sene üçüncülige çıktık. Üçüncü lig maçlarıBAL ligine göre daha erkenbaşlıyor. Yeni sezon öncesindeOlağan genel kurulumuzuyaparak transfer çalışmalarınabaşlamak istiyoruz. Bir anevvel kongre işlerini bitiriptransfere yoğunlaşmak istiy-oruz. Zonguldakspor'a faydalıisimlerin yönetimde yer almasıiçin görüşmelerimiz var.Mevcut yönetimimizde bazıdeğişiklikler olabilir.

Daha güçlü birZonguldakspor için elimizdengeleni yapacağız, Şehrimizehayırlı olsun" şeklinde konuş-tu"

YETKİLİ ACENTESİ

GörkemÖZTÜRKOÐLU GÜNGÖR

12 Katlı İş Merkezi Kat:1 N0:2/39

Merkez-ZonguldakTel-Faks:

0 372 252 17 16

Kýrmýzý-Lacivertli ekipte Kongre tarihi belli oldu

Milli futbolcu Selçuk Yula anýsýna Kütüphane açýldýFenerbahçe'nin efsane isimlerinden

eski milli futbolcu Selçuk Yula anısınaFenerbahçe Sol Açık taraftar grubu tarafın-dan Zonguldak Çaycuma Muharremşah İlk- Orta Okulu'na "Selçuk YulaKütüphanesi" kuruldu. İstanbul, Ankara,İzmir ve Zonguldak'tan Muharremşahköyüne gelen Fenerbahçe Sol Açık taraftargrubu üyesi 60 kişi topladıkları 7 bin 500kitabı okul kütüphanesine yerleştirdi.

6 Ağustos 2013'te hayatını kaybedenSelçuk Yula en güzel nasıl anılır? Bu soru-nun yanıtını Fenerbahçe Sol Açık taraftargrubu verdi: "Bir kütüphane kurarak."Futbolculuğu döneminde kamplarda sürek-li kitap okuyan ve takım arkadaşlarını dabu konuda teşvik eden Selçuk Yula'nın"Kitap okumayan, Dostoyevski'yibilmeyen kişi çok akıllı ve doğru futboloynayamaz, futbolcu olamaz" sözleriFenerbahçe Sol Açık taraftar grubunailham verdi.

Selçuk Yula Kütüphanesinin açılışınaCHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsanKöktürk, Çaycuma Belediye BaşkanıBülent Kantarcı, Çaycuma Milli EğitimŞube Müdürü Seyfettin Ceylan, ÇaycumaEsnaf Odası Başkanı Hayri Kandemir,Eğitim Sen Zonguldak Şube Sekreteriİsmet Akyol, Eğitim Sen Çaycuma

Temsilciliği Yürütme Kurulu üyeleri OrhanÇakmak ve Mahir Akşan, MuharemşakhKöyü Muhtarı Vasfi Yörübaş, okul müdür-leri, öğretmenler ve Muharremşah halkıkatıldı.

Kayýp ÝlanýSürücü ehliyetimi kaybettim

hükümsüzdür

Cahide Cansýzoðlu