View
2
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
Eğitimde Yaratıcı Modeller.. ve Üçüncü Sektörden İyi Örnekler
Eğitimde Yaratıcı Modeller
Eğitim, ülkelerin gelişmişlik düzeyini
belirleyen çok etkili bir araçtır.
Eğitim, kullanıldığı amaca göre çok
güçlü bir siyasal araç olabildiği gibi
taraflar için sömürülmeye elverişli bir
tehlike kaynağı da olabilir. Öğrenci,
eğitimi sırasında, daha sonraki yıllarda
kolayca kurtulamayacağı korkunç
önyargılarla beslenmiş olabilir.
Eğitimde Yaratıcı Modeller
Günümüzde dünyanın ihtiyaç duyduğu
insan, bilgileri depolayan bir bellek
makinesi değil; düşünen, tartışan,
eleştiren, yaratıcı özelliği gelişmiş
bilgilere çeşitli yollardan ulaşmasını
bilen, muhakeme gücü gelişmiş
insandır.
Eğitimde Yaratıcı Modeller
İlköğretim müfredatında yapılan değişiklikler
bu konuda atılan önemli bir adımdır. Öğrenci
merkezli ve öğrencinin derse aktif katılımını
sağlayan yeni değişiklikte öğrencilere
“öğrenmeyi öğretmek” ilkesi esas
alınmaktadır. Bu müfredat değişikliğinin
insan yetiştirme düzenimizi olumlu yönde
etkileyeceği kuşkusuzdur.
Yaratıcılık Eğitimi
Eğitimde Yaratıcı Modeller
Yaratıcılık Eğitimi
Eğitimin amaçlarından en
önemlilerinden birisi bireyleri daha
yaratıcı hale getirerek onların
topluma katkıda bulunma
kapasitelerini artırmak ve
bireylerin kendilerinde var olan
potansiyellerini en üst düzeyde
geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
Yaratıcılık Eğitimi
Eğitim programlarında öncelikle fen ve
matematik gibi belli alanlar
vurgulanmakta – sınavlar fen matematik
üzerine yoğunlaşmakta ve bu sınavlarda
en büyük kriter zeka ve bilgi düzeyi
olduğundan bireylerin yaratıcılık
özellikleri zaman içerisinde körelmektedir.
Yaratıcılık Eğitimi
Özgün, yaratıcı buluşlar, düşünce dünyamıza yeni ufuklar ekler
ve yaşamı kolaylaştırır. Sağlıkta, sosyal alanlarda fen ve
matematikte insanlığın geleceğine etki yapacak buluşlar
insanoğlunun yaratıcı potansiyelini kullanabilmesi ile mümkün
olacaktır.
Yaratıcılık Eğitimi
Eğitim kurumları “ezbercilik” ,
“papağanlık”, “ansiklopedik bilgi
hamallığı” gibi yöntemlerle bireyde
yaratıcı potansiyeli köreltmektedir.
Yaratıcılık Eğitimi
Öğretmenler, yaratıcılığı teşvik etmek için
şu yolları izleyebilirler:
Sıra dışı sorulara saygı
duyarak, farklı düşünmeyi
ve değişik bağlantılar
kurmayı teşvik etmek.
Öğrencilerin kendi kendilerine
öğrenmelerine fırsat vermek.
Öğrencilere kendi yaratıcı
çabalarına değer vermeyi
ve bundan memnuniyet
duymayı öğretmek
Öğrencileri dinleyerek
onların fikirlerine
değer verdiklerini
ve saygı duyduklarını
göstermek
Çocukları sık sık
değerlendirmek yerine
yaptıkları hataları yaratıcı
sürecin bir parçası
olarak kabul etmek
Yaratıcılık Eğitimi
Yaratıcılık Eğitimi
Einstein’ın “Hayal gücü
bilgiden daha önemlidir.”
sözü imgelerin insanlık
tarihine katkılarını çok güzel
şekilde özetlemektedir.
Bugünün dünyası dünün hayal
ürünleri ile doludur.
Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler
Eğitimde Yaratıcı Modeller
Kültürel Faktörler Duygusal Faktörler
Algısal Faktörler
Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler
Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler
Algısal Faktörler Duygusal FaktörlerKültürel Faktörler
Alışkanlıklar,
gelenekler, uyumlu
olmaya yönelik
baskılar, toplumsal
beklentiler ve
topluma ters düşme
korkusu kültürel
engeller arasında
sayılabilir.
Kişisel güvensizlik
ve anksiyete gibi
hisler, derslerdeki
not baskısı, hata
yapmaktan korkma,
diğerlerinden farklı
düşme korkusu.
İnsan objeyi idrak
etme ve kavrayışını
belli kalıplar
içerisine sokar ve
zamanla o kalıba o
kadar alışır ki ,
objeyi başka türlü
algılayamaz.
Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler
İnsanlar problemleri algılama ve çözmede standart kalıplar
çerçevesinde kaldığında ve karşısına çıkan problemlere bu
çerçevede çözüm aradığında çok kolay olan çözümleri dahi
görememektedir.
Yaratıcılığı Etkileyen Kültürel Yargılar
Bu iş tutmaz.
Bunu yapacak para yok.
Daha önce böyle bir şey hiç olmadı.
Biz henüz böyle bir şeye hazır
değiliz.
Sonra, annen-baban ne düşünür.
Böyle bir şeyi denemek bizi aşar.
Eğer iyi bir şey olsaydı daha önce
birileri yapardı.
Müfredatta böyle bir şey yok.
Mevzuat bunu yapmamızı engeller.
Yaptıkları şeyleri “doğru”
yapmaları için çocuklara karşı
ısrarlı olmak; bir çocuğa bir şeyi
yapmanın tek bir yolunun
bulunduğunun öğretilmesi, yeni
yolların aranma isteğini öldürür.
Çocukları hayal kurmayı
bırakmaya ve gerçekçi olmaya
zorlamak; Bir çocuğun hayal
dünyasına dalmasını “aptalca”
olarak nitelemek çocuğun
keşfetme arzusunun kırılmasına
ve zamanla yok olmasına sebep
olur.
Çocukları başkalarıyla
karşılaştırma; Bu durum çocuğun
uyumuna yönelik bir baskı
oluşturur; oysa yaratıcılığın esası
uyum sağlama baskısından uzak
kalabilmektir.
Çocukların merakını kırmak
yaratıcılığın en açık
göstergelerinden biri meraktır;
ancak yetişkinler çok meşgul
olduklarından “aptalca”
buldukları soruları yanıtlamak
için genelde umursamaz bir tavır
takınırlar.
Yetişkinler Yaratıcılığı Nasıl Öldürür?
Yetişkinler Yaratıcılığı Nasıl Teşvik Edebilir?
Kendini yaratıcı
biçimde ifade
etme, problem
çözme,
değişikliklere
ve strese karşı
yapıcı tepkiler
vermeye dönük
fırsatlar
sağlayarak.
Merakı,
araştırmayı,
denemeyi,
fantezi kurmayı,
soru sormayı,
deney yapmayı,
teşvik ederek.
1 2 3 4
Yanlış
davranışlara
karşı denetimi
amaçlayan ceza
yöntemi yerine
onları üretken
davranışlara
dönüştürmenin
yollarını
arayarak.
Çocukları yeni
deneyimlere
hazırlamak ve
bunlarla başa
çıkmaya dönük
yaratıcı yollar
bulmalarına
yardımcı olarak
1
Çocukların yapması
gerekenleri onların
yerine yapma
5
Çocukları
birbirleriyle
karşılaştırma onları
rekabete zorlama
9
Çocukların
yaptıklarını iyi yada
kötü olarak sürekli
yorumlama
2
Çocukları denetim
altına alma
6
Çocukların
yaptıklarını
değerlendirme
10
Çocukların fikrini
almadan katı ve
değişmeyen seçimler
sunma
3
Çocuklara neyi nasıl
yapacaklarını
gösteren kesin
değişmez reçeteler
sunma.
7
Çocukları sürekli
denetim altında
bulundurma,
izlendiklerini fark
ettirme.
11
Sorumluluk
vermekten kaçınma
4
Çocukların deneme-
yanılma yoluyla
öğrenmelerine izin
vermeme
8
Çocukların yapmak
istediklerine sürekli
sınırlar koyma
12
Aşırı övme veya
tersine aşırı yerme
Öğrencinin Yaratıcılığının Önündeki Engeller
SONUÇ
Sonuç
Dünya çapında “bilim
adamları , sanatçılar,
edebiyatçılar, hukukçular”
yetiştirmek istiyorsak
müfredatı bireylerin yaratıcı
önceliklerini ön plana
çıkaracak şekilde değiştirmek
gerekir.
Sonuç
İnsanlardaki yaratıcılık önceliklerinin doğuştan
geldiği düşünülürse de bireylerin yaratıcılığı
zeka, yetenek,çevre, eğitim vs… etkisi ile doğru
orantılı olarak artabilir.
Sonuç
Öğretmenlerin öğrencilerin yaratıcılık özelliklerinin geliştirilmesinde
çok önemli rolü vardır. Öğretmenin sınıf içindeki ve sınıf dışındaki
davranışları öğrencilerin yaratıcılığının geliştirilmesinde önemli rol
oynar. Öğrencinin cesaretini kırma, güvensizlik, aşırı eleştiri,
davranışlarda tutarsızlık, heyecan azlığı (motivasyon eksikliği)
dogmatik ve katı olma, öğrencilerde eleştirel düşünceye gereken
önemi vermeme, öğretim yöntem ve tekniklerini yaratıcı düşünceyi
teşvik edecek şekilde uygulamama, yaratıcılığı engelleyen öğretmen
özelliklerindendir.
Sonuç
Genel olarak sağlam bir toplumsal tutum öğrenmekle değil,
yaşamakla elde edilir. Paylaşılan bir anlayışın değeri ise ancak
uygulanırsa ortaya çıkar. Öğrencinin ilgisi sadece bencilliği
geliştiren yarışma yolu ile değil ondaki yaratıcılıktan tat alma
duygusunu uyararak desteklenmelidir. Ancak bu yolla sınıf
arkadaşları birbirlerine karşı dostça ve yapıcı bir ilgiyle
bağlanırlar.
Sonuç
Okullar belli bir siyasal
öğretimin sözcüsü değil,
insanlara eleştirel ve
yaratıcı kafa yapısına sahip
tutum aşılamalıdır
Sonuç
“Eğer beyin hem iyi biçimde
organlaşmış, hem de iyi
eğitilmişse mükemmel bir
şekilde ekilmiş ve aldığının yüz
katını veren bereketli, bir
toprak gibidir. (La Mettrie)
Sonuç
“Şu kesin ki çocuğa
kendiliğinden bir şey yapmak
özgürlüğünü vermemekle onu
korkak bir köle durumuna
sokarız”. (Montaigne)
Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya
gelerek okul açmaya karar verirler. Bir
tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve
yılanbalığı okulun yönetim kurulunu
oluşturur. Tavşan, müfredatta koşmanın
bulunmasını istemektedir. Kuş programa
uçmanın, balık ise yüzmenin dahil
olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın
mutlaka zorunlu dersler arasına konması
konusunda ısrar etmektedir. Bütün
bunları bir araya getirip, bir müfredat
programı yaparlar ve bütün hayvanların
bu dersleri görmesini isterler.
Tavşan, koşu dersinde A almasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok
ciddi bir sorun oldu. Sürekli kafa üstü düştüğünden bir süre sonra beyni
hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C
alıyor ve tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş,
uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar
başarılı değildi. Gagası ve kanatları sürekli zarar görüyordu. Bir süre
sonra, toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C’ye
düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.
Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, zekası fazla
gelişmemiş yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü
herkes bütün dersleri görüyordu ve buna “geniş tabanlı eğitim sistemi”
dediler.
Buna gülüyoruz ama gerçek bu. Hepimiz bunu yaşadık. Biz aslında
herkesi başka biri yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de insanların
kendilerini gerçekleştirme potansiyellerini yok ediyoruz.
Dünyada yeni bir eğitim sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Şair olarak
doğmuş bir kişi, matematikle kendini aptallaştırır. Büyük bir
matematikçi olabilecek bir insan, beynine tarih sokuştururken kaybolur.
Eğitim, bireylerin doğası ve yetenekleriyle uyumlu olmadığı zaman
büyük bir karmaşa ortaya çıkar. Bu, bireye saygı duymayan, herkesi
belirli kategorilere sokan eğitim anlayışıdır. Tesadüf eseri, bu
kategoriler birkaç insana uyabilir ancak, çoğunluk kendini kaybolmuş
hisseder ve mutsuz olur.
TARİHÇE
Kurucu
Gaziantep Kolej Vakfı (GKV) Özel Okulları 1963 yılında, sanayici ve işadamı merhum CEMİL ALEVLİöncülüğünde bir grup hayırsever eğitim gönüllüsü tarafından Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda eğitim vermek üzere kurulmuştur.
Yabancı dil ve çağdaş eğitimin önemine inanan Cemil Alevli, 1963 yılında Gaziantep Koleji’ni kurmuş ve tüm yaşamını bu projenin gerçekleşmesine adamıştır. Çok büyük emek ve fedakarlık isteyen böyle bir çalışmayı bir grup Gaziantepli eğitim gönüllüsünün katkılarıyla başarmış ve Gaziantep’e değerli bir eğitim kurumu kazandırmıştır.
Tarihçe
Bu yıl 46. kuruluş yıldönümünü
kutladığımız Gaziantep Kolej
Vakfı Özel Okulları ülkemizin
gereksinim duyduğu çağdaş,
demokratik ve laik cumhuriyet
değerlerine içten bağlı, iyi
eğitilmiş ve nitelikli insan
yetiştirme hedefini
gerçekleştirmek için yoğun çaba
göstermektedir.
Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları, bugün 7.000 m² açık ve 23.100 m²
kapalı alan üzerinde kurulu toplam 110 derslik, 7 bilgisayar laboratuarı,
çok sayıda fen bilgisi laboratuarı, resim, el sanatları ve seramik
atölyeleri, müzik, drama, teknoloji odaları, spor, fitness, konferans ve
seminer odaları, cep sineması ile çok gelişmiş ve modern eğitim
kampüsünde deneyimli ve uzman yönetici ve öğretmen kadrosuyla 1.870
öğrenciye hizmet vermektedir. Binlerce mezun veren ve ülkemize sayısız
değerli ve başarılı genç yetiştiren okullarımız sürekli gelişime açık
yönetim anlayışıyla ve uygulamalarıyla çağdaş Türkiye’nin ve
Anadolu’nun yükselen değeri olmaya devam edecektir.
Katılımınız İçin
Recommended