16
100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKLĐM 419 GÖKSUN’DA YAĞIŞ VE SICAKLIKLARIN TREND ANALĐZLERĐ Murat KARABULUT 1 , Fatma SARIYILDIZ 1 , Hüseyin KORKMAZ 2 , Mehmet GÜRBÜZ 1 1 KSÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Kahramanmaraş 2 MKÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Hatay ÖZET Doğu Akdeniz Havzası sahip olduğu coğrafi konuma bağlı olarak iklim değişikliğine karşı duyarlı bir alanda bulunmaktadır. Türkiye’nin iç ve güney bölgelerinin global iklim değişikliğinden daha çok etkilenebilecek bölgeler olduğu bilinmektedir. Göksun da, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz bölgesinde ancak Đç ve Doğu Anadolu bölgelerinin geçiş kavşağında bulunmakta olup, karasal iklim koşullarının hakim olduğu bir alanda yer almaktadır. Bu çalışmada, 1975- 2005 yılları arasında Göksun’un yıllık, mevsimlik ve aylık, yağış ve sıcaklık verileri incelenerek değişimin boyutu ortaya konmaya çalışılmıştır. Buna bağlı olarak Mann- Kendall trend analizi kullanılarak yağış ve sıcaklıkların trendleri belirlenmiştir. Sonuçlar çalışma alanında bu dönem aralığı boyunca yağışlarda genel olarak zayıf bir azalma trendinin hakim olduğu göstermekle beraber, yalnızca Eylül ayında istatistiksel açıdan ( % 90 güven aralığında) anlamlı artışların olduğunu ortaya koymaktadır. Sıcaklıklarda ise kuvvetli olmayan pozitif trendlerin yanı sıra bazı aylarda yine kuvvetli olmayan negatif trendlerin varlığı da belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yaz mevsiminde sıcaklıklarda gözlenen artışlar daha belirgin durumdadır. Ancak bu trend analizi sonuçları kritik değerlerin altında kaldığı için istatistiksel açıdan anlam taşımamaktadır. Anahtar Kelimeler: Đklim Değişikliği, Yağış, Sıcaklık, Mann-Kendall, Trend, Göksun 1.GĐRĐŞ Đklim değişimi meydana getirdiği çok yönlü etkileri nedeniyle günümüzde üzerinde yoğun olarak araştırmalar yapılan en önemli problemlerden bir tanesidir. Çok genel bir ifade ile iklim değişikliği ‘Nedeni ne olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler’ biçiminde tanımlanabilir (Okutan ve ark., 2004). Yerkürenin oluşumundan günümüze kadar geçen süreçte, dünyamızın dengesi çeşitli nedenlerle bozulmuş ve iklimde de büyük değişmeler olmuştur. Bu değişime 19. yüzyılın ortalarından itibaren insan etkilerinin de katkısı olduğu düşünülmektedir. Artan nüfus ve gelişen teknoloji ile beraber gün geçtikçe daha da güçlenen bu etkiler, ekolojik dengenin gittikçe bozulmasına yol açmıştır (Demirci ve Karakuyu, 2002). Đnsanların sanayi, ulaşım veya günlük kullanım amacıyla petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtları tüketmesi, karbondioksit, metan ve ozon gibi sera etkisine sahip gazların atmosfer içindeki oranlarının artmasına neden olmuştur (Demirci ve Karakuyu, 2002). Doğal nedenlere bağlı olarak önceleri uzun yıllar boyunca yavaş yavaş değişim gösteren iklim, artık günümüzde önemli derecede hissedilebilecek

Göksun'da Yağış Trend Analizi

Embed Size (px)

Citation preview

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

419

GÖKSUN’DA YAĞIŞ VE SICAKLIKLARIN TREND ANAL ĐZLERĐ

Murat KARABULUT 1, Fatma SARIYILDIZ 1, Hüseyin KORKMAZ 2, Mehmet GÜRBÜZ 1

1KSÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Kahramanmaraş 2MKÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Hatay

ÖZET

Doğu Akdeniz Havzası sahip olduğu coğrafi konuma bağlı olarak iklim değişikliğine karşı duyarlı bir alanda bulunmaktadır. Türkiye’nin iç ve güney bölgelerinin global iklim değişikliğinden daha çok etkilenebilecek bölgeler olduğu bilinmektedir. Göksun da, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz bölgesinde ancak Đç ve Doğu Anadolu bölgelerinin geçiş kavşağında bulunmakta olup, karasal iklim koşullarının hakim olduğu bir alanda yer almaktadır. Bu çalışmada, 1975- 2005 yılları arasında Göksun’un yıllık, mevsimlik ve aylık, yağış ve sıcaklık verileri incelenerek değişimin boyutu ortaya konmaya çalışılmıştır. Buna bağlı olarak Mann- Kendall trend analizi kullanılarak yağış ve sıcaklıkların trendleri belirlenmiştir. Sonuçlar çalışma alanında bu dönem aralığı boyunca yağışlarda genel olarak zayıf bir azalma trendinin hakim olduğu göstermekle beraber, yalnızca Eylül ayında istatistiksel açıdan ( % 90 güven aralığında) anlamlı artışların olduğunu ortaya koymaktadır. Sıcaklıklarda ise kuvvetli olmayan pozitif trendlerin yanı sıra bazı aylarda yine kuvvetli olmayan negatif trendlerin varlığı da belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yaz mevsiminde sıcaklıklarda gözlenen artışlar daha belirgin durumdadır. Ancak bu trend analizi sonuçları kritik değerlerin altında kaldığı için istatistiksel açıdan anlam taşımamaktadır. Anahtar Kelimeler: Đklim Değişikliği, Yağış, Sıcaklık, Mann-Kendall, Trend, Göksun 1.GĐRĐŞ Đklim değişimi meydana getirdiği çok yönlü etkileri nedeniyle günümüzde

üzerinde yoğun olarak araştırmalar yapılan en önemli problemlerden bir tanesidir. Çok genel bir ifade ile iklim değişikliği ‘Nedeni ne olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler’ biçiminde tanımlanabilir (Okutan ve ark., 2004). Yerkürenin oluşumundan günümüze kadar geçen süreçte, dünyamızın dengesi çeşitli nedenlerle bozulmuş ve iklimde de büyük değişmeler olmuştur. Bu değişime 19. yüzyılın ortalarından itibaren insan etkilerinin de katkısı olduğu düşünülmektedir. Artan nüfus ve gelişen teknoloji ile beraber gün geçtikçe daha da güçlenen bu etkiler, ekolojik dengenin gittikçe bozulmasına yol açmıştır (Demirci ve Karakuyu, 2002). Đnsanların sanayi, ulaşım veya günlük kullanım amacıyla petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtları tüketmesi, karbondioksit, metan ve ozon gibi sera etkisine sahip gazların atmosfer içindeki oranlarının artmasına neden olmuştur (Demirci ve Karakuyu, 2002).

Doğal nedenlere bağlı olarak önceleri uzun yıllar boyunca yavaş yavaş değişim gösteren iklim, artık günümüzde önemli derecede hissedilebilecek

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

420

hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Đklim değişkenliğinin potansiyel etkileri üzerine en kapsamlı bakış ise IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) panelinde yapılmıştır. IPCC’nin değişik sera gazı emisyon senaryoları için çalıştırılan iklim modelleri, iklimdeki değişikliğin gelecekte de süreceğini göstermektedir. Küresel ortalama sıcaklıkta 2100 yılına kadar 1 Co ile 3,5 Co arasında bir artış olması tahmin edilmektedir (Türkeş ve ark, 2002).

Esasen küresel ortalama yüzey sıcaklığında gözlenen ısınma eğilimi, dünya üzerinde eşit bir coğrafi dağılış göstermemiştir. Uzun süreli ısınma eğilimi 40o K ve 70o K enlemleri arasında anakaralarda en fazladır (Türkeş ve ark., 1995). Yani iklim değişiminin en büyük etkileri orta ve yüksek enlemlerde yer alan ülkelerde meydana gelecektir. Türkiye de sahip olduğu coğrafi konumu nedeniyle bu değişimden önemli derecede etkilenecek olan ülkeler arasında yer almaktadır. Đklimdeki değişiklikler, dünyanın çeşitli bölgelerinde ortalama sıcaklıklarda

oluşan büyük değişiklikler şeklinde ortaya çıktığı gibi, yağış değişimlerini de içermektedir. Yağış miktarlarındaki artış ve azalışlar iklim değişimine delil oluşturmaktadır. Esasen iklim sistemi içerisinde zaman ve mekan bakımından en fazla değişen; yağış miktarıdır. Türkiye’de yağış değişmeleri konusunda yapılan çalışmalar (Türkeş, 1990 ve 1996) incelendiğinde, yıllık yağışların azalma eğilimi içinde olduğu ve kurak dönemlerin sayısının 1970 sonrası arttığı ve şiddetlendiği görülmektedir. Bu değişimin başta doğal sistemler olmak üzere enerji, tarım, sanayi, ulaştırma ve yerleşim gibi insan aktivitelerine olumlu veya olumsuz yönde etki yaptığı bilinmektedir (Korkmaz, 2005).

Bilindiği gibi Akdeniz iklim tipinin en belirgin özelliği yaz ile kış mevsimleri arasında iklim koşulları bakımından görülen önemli farklılıklar ile başta yağış miktarı olmak üzere iklim elemanlarında yıllar arası yüksek değişkenliktir. Ülkemizde son 35 yılda yağış miktarında görülen azalma eğilimi ve yine bu yıllarda sıcaklıklarda görülen artışları iklim değişmeleri ile ilgili olumsuz öngörüler, gerek toplumun gerekse de araştırmacıların yağış değişmelerine olan ilgisini artırmıştır (Erlat, 2002). Ayrıca nüfus artışıyla birlikte daha fazla suya ve enerjiye olan gereksinim, sosyo- ekonomik bakımdan yağış değişmelerine daha duyarlı duruma gelmemizde etkili olmuştur. Đşte bu amaçla çalışmamızda Akdeniz makrokliması içinde yer alan Göksun Đlçesi’nde yağış ve sıcaklık değişkenliği istatistiksel yöntemlerle incelenmeye çalışılmıştır. 2.ÇALIŞMA ALANININ CO ĞRAFĐ ÖZELL ĐKLER Đ

Kahramanmaraş Đl sınırları içerisinde yer alan Göksun Đlçesi, Akdeniz Bölgesi’nin kuzeye doğru yaptığı uzantılardan biri olan doğu uzantısının kuzeydoğu kenarında yer alır. Akdeniz, Đç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nin sınır kavşağında bulunan Göksun ovasının önemli sayılabilecek bir bölümü Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içinde kalmıştır.

Göksun doğuda Elbistan ve Ekinözü Đlçeleriyle, kuzey doğuda Afşin, güneyde Andırın ve Kahramanmaraş merkez ilçe sınırlarıyla çevrilidir (Şekil

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

421

1). Kuzeyden Kayseri Đli’ne bağlı Sarız Đlçesi ve batıdan Adana Đli’ne bağlı Saimbeyli ve kuzeybatıdan Tufanbeyli Đlçeleriyle çevrelenmiştir.

Şekil 1. Göksu’nun Lokasyon Haritası Göksun, Kahramanmaraş Đli’nin kuzeybatısında oldukça yüksek bir

alanda yer alır. Göksun’nun batı ve güneyinde yer alan ve Toroslar’ın uzantısı olan dağların yükseklikleri 2000-2500 metre dolayında iken, kuzeyde yer alan Binboğa Dağları’nın yükseltisi 2500-2900 metreye kadar çıkmaktadır. Đlçe, Akdeniz iklim kuşağında yer almasına rağmen, Toroslar’ın olumsuz etkisi ve yükseltiden dolayı Göksun ve çevresinde deniz etkisi görülmez. Đlçede yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı iklim görülmektedir. En fazla yağış Kış ve Đlkbahar mevsimlerinde, en az yağış ise yaz mevsiminde düşer. Göksun’da uzunluk yıllık ortalama sıcaklık 8, 81oC, ortalama yağış miktarı ise 622, 8 mm’dir.

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

422

3. MATERYAL VE METOD Çalışma alanında sıcaklıkların ve yağışların ne yönde değişim

gösterdiğini incelemek amacıyla Türkiye Devlet Meteoroloji Đşleri Genel Müdürlüğü’nden Göksun Đlçesine ait ortalama, maksimum ve minimum sıcaklık ve yağış verileri alınmıştır. Đklim elemanlarına ait veriler 1975–2005 dönemini kapsamaktadır. Bu

dönem aralığı boyunca yağış ve sıcaklıklarda gerçekleşen değişimin boyutu aşağıdaki testlerle ortaya konmaya çalışılmıştır.

3.1. Homojenlik Testi

Çalışmada öncelikli olarak veri serilerinde ani bir değişimin olup olmadığını ortaya koymak ve veri serilerinin homojenlik derecesini belirlemek için serinin ortalamasına göre değişim ölçen parametrik olmayan Thom testi kullanılmıştır. Bu testin amacı, olayların ortaya çıkış sırasında bir olağanüstülüğün olup olmadığını belirlemektir. Serideki her bir değer belirlenen ortancaya göre küçük yada büyük oluşlarına göre dizilere ayrılmaktadır. N elemanlı bir seride ortalamadan büyük ve küçük olan ve birbirini takip eden her değer veya değerler bir dizi meydana getirmektedir. Önemli olan ise dizilerin (R) sayısıdır (Tecer ve ark., 2004). Eğer bir seri homojen özellikte ise, dizi sayılarının (R) dağılımı, (E) ortalamaya ve varyansa sahip normal bir dağılım gösterir. E(R)=N+2 / 2, Var (R)=N(N–2) / 4(N–1) (1) Bu dizelere z testi uygulanarak ölçümlerin tesadüfî olup olmadığına bakılır. Z testi şöyle tanımlanır: z = R–E (R) / √ Var (R) (2) 0.01 anlamlılık seviyesinde homojenlik testi│z│≤2.58 olduğunda sağlanmış olur.

Ortalama sıcaklık verilerine uygulanan homojenlik testi, çalışma alanının genel olarak bu anlamda homojen karakterde bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.

3.2 Linear Trend Analizi

Regresyon analizi, aralarında sebep- sonuç ilişkisi bulunan iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi, o konu ile ilgili tahminler yaparak yada kestirimler yapabilmek amacıyla regresyon modeli olarak adlandırılan matematiksel bir model ile karakterize eden bir tekniktir (Şahinler, 2000). Linear Regression testi de verilerin normal dağıldığını varsayan parametrik bir testtir. X ve Y değişkenleri arasındaki ilişkiyi, doğrusal bir trendin var olup olmadığını test eder.

Homojenlik testinin ardından istasyonların sıcaklık ve yağış değerlerinin regresyon modelleri oluşturularak çizgisel trendleri analiz edilmiştir. Böylece

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

423

uzun dönemler boyunca sıcaklık ve yağış verilerine ait değerlerin artma veya azalma gösterip göstermediği kolaylıkla izlenebilmiştir. 3.3. Yağış Şiddet Gruplarının Olu şturulması

Çalışma alanına düşen yağışların şiddet değerlerini belirlemek ve yağışların hangi şiddet değerleri arasında yoğunluk kazandığını ortaya koymak amacıyla Gong ve diğerlerinin (2004) çalışmasına benzer olarak istasyonların yağış verileri 4 şiddet grubunda sınıflandırılmıştır. Bu sınıflar; P<10 mm (az şiddetli yağışlar)

10 >P<25 mm (orta şiddetli yağışlar) 25>P<50 mm (şiddetli yağışlar) 50> mm (aşırı şiddetli yağışlar)’dir.

Bu şiddet değerleri arasındaki yağışlı günler sayısının hesap edilmesi ve regresyon modelinin oluşturulmasına bağlı olarak her bir istasyonun şiddet değerlerinde uzun dönemler boyunca görülen artış veya azalışlar belirlenmiştir.

3.4. Mann - Kendall Testi

Mann- Kendall testi parametrik olmayan bir test olup, Kendall’ın Tau olarak bilinen testinin özel bir uygulamasıdır. Bu yöntem verilerin büyüklüğünden çok sıraları üzerine esastır (Kalaycı ve Kahya, 1998). Bu testte zamana göre sıralanmış (X1, X2……….Xn) serileri, H0 hipotezine göre zamandan bağımsız ve benzer dağılmış rasgele değişkenlerdir. H1alternatif hipotezine göre ise (k≠j) ve n≥k, j (n, data kayıt uzunluğu) olmak üzere seride Xk ve Xj ardışık data değerlerinin dağılımı benzer değildir. Yani seride linear bir trend vardır (Kalaycı ve Kahya, 1998). Bu teknik eksik verilerin varlığına müsaade ettiği ve verilerin belirli bir dağılıma uyma zorunluluğu aramadığı için özellikle kullanışlıdır (Kalaycı ve Kahya, 1998). Bu testin en önemli tarafı uygulaması kolay, sıralar üzerine esas olması ve serisel korelasyon etkisini yok etmiş olmasıdır (Partal, 2003). 4. BULGULAR VE TARTI ŞMA

Genel olarak çalışma alanında, kış aylarında bölgenin Sibirya yüksek basıncının etkisi altında kalmasından dolayı sıcaklığın azaldığı, yaz aylarında ise basınç merkezlerinin yer değiştirmesi sonucunda bölgenin Basra alçak basıncının etkisi altına girmesiyle sıcaklığın arttığı görülmektedir. Böylece sıcaklığın Ocak ayından itibaren Ağustosa kadar tedrici olarak arttığı, Eylül ayından Ocak ayına doğru da hızlı bir şekilde düştüğü izlenmektedir. Göksun, Thornthwaite formülüne göre birinci dereceden nemli, birinci dereceden mezotermal, yaz mevsiminde çok kuvvetli su noksanı olan ve denizel şartlara yakın iklim tipine girmektedir. Çalışma alanında en sıcak ay Temmuz ayı iken, en soğuk ay Ocak ayıdır. Amplitüd değeri ise 25,1oC’ dir.

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

424

31 yıllık dönemin yağış ortalaması 622, 8 mm’dir. Bununla beraber oluşturulan regresyon modeline göre yağışlarda 68 mm azalma meydana gelmiştir. Uzun yıllık ortalama yağışlı gün sayısı ise 105 gündür.

4.1. Linear Trend Analizi

Oluşturulan regresyon modeline göre 1975- 2005 dönemi boyunca Göksun’da 0,49oC/31 yıllık bir ortalama sıcaklık artışı gerçekleşirken, maksimum sıcaklıklarda 0,83oC/31 yıllık ve minimum sıcaklıklarda 0,36oC/31 yıllık artışlar izlenmiştir (Şekil, 2). Dolayısıyla en belirgin artış maksimum sıcaklıklarda gerçekleşmiştir. Bütün sıcaklık türlerinde sıcaklıkların en düşük olduğu yıl ise 1992 yılıdır. Sıcaklıkların en yüksek olduğu yıllar ise gerek maksimum gerekse minimum ve ortalama sıcaklıklarda 1979 yılıdır. Maksimum ve ortalama sıcaklıklarda yüksek sıcaklık ortalamalarına 1994 ve 2001 yıllarında da rastlanılmaktadır. Şekil 2’de de görüldüğü gibi genel olarak sıcaklıklar 1975 yılından 1979

yılına kadar tedrici olarak yükselmiş, 1979 yılından sonra zikzaklar çizmeye başlamış, 1992 ve 2000 yıllarında ise belirgin düşüşler göstermiştir.

Göksun’un uzun yıllık ortalama yağış miktarındaki değişimler hem genel hem de mevsimlik bazda incelenmiştir. 31 yıllık süreç boyunca çalışma alanında 68, 68 mm yağış miktarında azalma meydana gelmiştir. Mevsimlik trend incelendiğinde ise Sonbahar mevsimi dışında tüm mevsimlerde kuvvetli olmayan azalma eğilimi dikkati çekmektedir. Kış mevsiminde 13, 53 mm, Đlkbahar mevsiminde 9,65 mm, Yaz mevsiminde 2,24 mm azalma izlenmiştir. Sonbahar mevsiminde ise dikkate değer olmayan 2,55 mm yağış artışı gerçekleşmiştir.

Çalışma alanında 31 yıllık dönem ortalamasına göre yağışlı günler sayısı 105 olup bunun 84,5 günü (%81)10 mm’nin altındaki az şiddetli yağışlardan meydana gelmektedir. 15,8 günü (%15,1) 10-25 mm arasındaki, 4 günü (3,5) 25-50 mm arasındaki, 0,4 günü (%0,4) ise 50 m’nin üzerindeki yağışlardan oluşmaktadır.

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

425

Ortalama

y = 0,0161x + 8,5607R2 = 0,0311

6

8

10

12

14

16

18

1975

1978

1981

1984

1987

1990

1993

1996

1999

2002

2005

Yıllar

Sıc

aklık

değ

erle

ri (o

C)

Maksimum

y = 0,027x + 15,262R2 = 0,0877

12

14

16

18

1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005Yıllar

Sıc

aklık

değ

erle

ri (o

C)

Minimum

y = 0,0118x + 1,6683R2 = 0,0115

-2

0

2

4

1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005Yıllar

Sıc

aklık

değ

erle

ri (0

C)

Şekil 2. 1975- 2005 dönemi sıcaklık trendi (oC)

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

426

y = -2,2155x + 658,28R2 = 0,0243

0

200

400

600

800

1000

1200

1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005Yıllar

Yağ

ış m

ikta

rı (m

m)

y

Şekil 3. 1975- 2005 dönemi yağış trendi (mm)

Kışy = -1,3102x + 272,14

R2 = 0,0206

0

100

200

300

400

500

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ış m

ikta

rı (m

m)

Đlkbahary = -0,9349x + 223,39

R2 = 0,012

0

100

200

300

400

500

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ış m

ikta

rı (m

m)

Şekil 4. 1975- 2005 dönemi mevsimlik yağış trendi (mm)

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

427

Yaz

y = -0,2175x + 32,987R2 = 0,0119

0

20

40

60

80

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ış m

ikta

rı (m

m)

Sonbahar y = 0,2472x + 129,76R2 = 0,0014

0

50

100

150

200

250

300

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ış m

ikta

rı (m

m)

Şekil 4 (devam). 1975- 2005 dönemi mevsimlik yağış trendi (mm)

y = -0,1601x + 106,63R2 = 0,0084

0

20

40

60

80

100

120

140

160

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ışlı

Gün

ler

Şekil 5. 1975- 2005 dönemi yağışlı gün sayıları trendi (mm)

Göksun’da toplam yağışlı günler sayısında dönem boyunca 8,5 günlük

azalma vardır (Şekil, 5). Böyle bir azalmanın gerçekleşmesinde ise yağışlı

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

428

gün sayıları içerisinde en büyük yüzdeye sahip olan 10 mm’nin altındaki az şiddetli yağışlarda görülen azalma trendi hakim rol oynamıştır. Bu değerdeki yağışlı günler sayısında 7,75 günlük azalma söz konusudur (Şekil, 6). Buna karşılık 10- 25 mm arasındaki orta şiddetli yağışlarda 0,70 günlük azalma gerçekleşirken. 25- 50 mm arasındaki şiddetli yağışlarda ise 0,92 günlük bir azalma görülmüştür (Şekil,7) (Şekil, 8) . Bunun yanı sıra 50 mm’nin üzerindeki şiddetli yağışlara 31 yıllık dönem boyunca sadece 13 gün rastlanmıştır (Şekil, 9). Görüldüğü gibi toplam yağışlarda meydana gelen azalma trendinde en büyük etken 10 mm’nin altındaki yağışların diğer şiddet gruplarına göre daha belirgin azalma göstermesidir.

y = -0,256x + 88,677R2 = 0,0284

0

20

40

60

80

100

120

1975

1978

1981

1984

1987

1990

1993

1996

1999

2002

2005

Yıllar

Yağ

ışlı

Gün

ler

Şekil 6. 1975- 2005 dönemi 10 mm’nin altında yağışlı gün sayıları trendi (mm)

y = 0,0226x + 15,445R2 = 0,0027

0

5

10

15

20

25

30

35

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ışlı

Gün

ler

Şekil 7. 1975- 2005 dönemi 10- 25 mm arasındaki yağışlı gün sayıları trendi (mm)

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

429

y = -0,0298x + 4,4452R2 = 0,0186

0

2

4

6

8

10

1219

75

1978

1981

1984

1987

1990

1993

1996

1999

2002

2005

Yıllar

Yağ

ışlı

Gün

ler

Şekil 8. 1975- 2005 dönemi 25- 50 mm arasındaki yağışlı gün sayıları trendi (mm)

y = -0,0052x + 0,5032R2 = 0,0059

0

1

2

3

1975

1980

1985

1990

1995

2000

2005

Yıllar

Yağ

ışlı

Gün

ler

Şekil 9. 1975- 2005 dönemi 50 mm üzerindeki yağışlı gün sayıları trendi (mm) 4.2. Mann-Kendall Trend Analizi Đklimbilimcilerin büyük çoğunluğu, küresel iklim değişikliklerinin ısınma

boyutunda olduğunu ileri sürmektedir. Türkeş, Sümer ve Demir (2002), Türkiye için yapılan önceki çalışmalarda (Türkeş, 1995, Türkeş vd., 1995, Kadıoğlu, 1997, Tayanç, 1997), Türkiye’nin büyük bir bölümünde, yıllık ve mevsimlik ortalama yüzey hava sıcaklıklarında, özellikle yaz mevsiminde soğuma trendinin görüldüğünü ancak son 10 yılda bu durumun değişmeye başladığını belirtmektedirler. Bu değişikliğin ise büyük olasılıkla 1992 soğuk yılından sonra Türkiye’nin ortalama, maksimum ve minimum sıcaklık dizelerindeki özellikle, Đlkbahar ve Yaz mevsimlerinde gözlenen artışlar yüzünden oluştuğunu öne sürmektedirler. Bununla birlikte esasen iklim sistemi içerisinde zaman ve mekan bakımından en fazla değişen; yağış miktarıdır. Türkiye’de yağış değişmeleri konusunda yapılan çalışmalar

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

430

(Türkeş, 1990 ve 1996) incelendiğinde, yıllık yağışların azalma eğilimi içinde olduğu ve kurak dönemlerin sayısının 1970 sonrası arttığı ve şiddetlendiği görülmektedir. Buna yönelik olarak bu olası gidiş bileşenini incelemek amacıyla çalışma alanının sıcaklık ve yağış verilerine Mann Kendall trend analizi uygulanmıştır.

4.2.1 Sıcaklık Trendi

Çalışma alanının ortalama, maksimum ve minimum sıcaklık verilerine uygulanan trend analizi sonuçları genel anlamda sıcaklıklarda uzun dönem boyunca istatistiksel açıdan anlamlı olmayan değişimlerin olduğunu ortaya koymaktadır. 1975- 2005 dönemi boyunca ortalama sıcaklıkta izlenen artış kritik değerin altında olsa da yine de önem taşımakta olup, bu sonuç üzerinde Temmuz, Ağustos ve Ocak aylarında diğer aylara göre daha belirgin olan sıcaklık artışları etkili olmuştur. Kış mevsiminde kuvvetli olmayan ısınma eğilimi görülmektedir. Aralık ayında dikkate değer olmayan azalışa karşılık Ocak ayında nispeten önemli bir artış ve Şubat ayında çok hafif bir ısınma trendi hakim olmuştur. Đlkbahar mevsiminde zayıf bir ısınma trendinin görülmesinde Mart, Nisan ve Mayıs aylarında izlenen dikkate değer olmayan artışlar etkili olmuştur. Yaz mevsimi diğer mevsimlere nazaran artışın en belirgin olduğu mevsim durumundadır. Bu durum üzerinde Temmuz ve Ağustos aylarındaki sıcaklık artışları etkilidir. Ortalama sıcaklıklarda azalmanın görüldüğü tek mevsim Sonbahardır. Eylül ve Kasım aylarında görülen azalmalar bu sonucun ortaya çıkmasına sebep olmuştur (Tablo, 1).

Maksimum sıcaklıkta izlenen uzun yıllık ortalama artış istatistiksel açıdan anlam taşımasa da yine de dikkate değerdir. Bu durumun yaşanmasında yaz aylarında görülen artışlar temel etken durumundadır. Kış mevsiminde izlenen zayıf ısınma eğilimi, Aralık ayında görülen çok hafif soğuma, Ocak ve Şubat aylarında görülen dikkate değer olmayan artışlara bağlı olarak gerçekleşmiştir. Yine Đlkbahar mevsiminde de kuvvetli olmayan artış trendi hakimdir. Mayıs ayındaki artış trendi Mart ve Nisan aylarına göre daha belirgin durumdadır. Ancak Yaz mevsiminde diğer mevsimlerden farklı olarak % 90 güven aralığında istatistiksel açıdan anlam taşıyan artışa rastlanılmıştır. Böyle bir sonucun ortaya çıkmasında daha çok Temmuz ayında yaşanan artışın etkisi olmuştur. Çünkü tüm aylar içerinde istatistiksel yönden anlamlılığın izlendiği tek ay Temmuz ayı olup bu ayda çalışma alanında % 90 güven aralığında anlam taşıyan artışlar gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra Haziran ve Ağustos aylarında izlenen artışlar da diğer aylara nazaran oldukça belirgin durumdadır. Sonbahar mevsiminde ise oldukça önemsiz artışlar görülmekle beraber, bu durum üzerinde Eylül ve Kasım aylarında dikkat çekici olmayan azalışlar ile Ekim ayında görülen kuvvetli olmayan artış trendleri etkili olmuştur (Tablo, 1).

Minimum sıcaklıkların uzun yıllık ortalama artış trendi maksimum ve ortalama sıcaklıklardaki artış trendine göre oldukça zayıftır. Bütün aylarda görülen dikkate değer olmayan artış ve azalışlar uzun yıllık ortalamanın istatistiksel yönden anlamlı olmamasında etkili olmuştur. Kış mevsiminde

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

431

zayıf pozitif bir trend hakim olup, Aralık ayında kuvvetli olmayan bir azalma, Ocak ve Şubat aylarında yine dikkate değer olmayan bir artış trendi izlenmektedir. Đlkbahar mevsiminde çok hafif bir soğuma trendi görülmesinde, Mart ve Mayıs aylarındaki artışlara karşılık, Nisan ayında görülen azalmalar etken olmuştur. Yaz mevsiminin trend değeri kritik değerin altında olmasına rağmen bu mevsim diğer mevsimlere nazaran artışın en belirgin olduğu mevsim durumundadır. Haziran ve Temmuz aylarında zayıf ısınma trendi görülürken, Ağustos ayında daha belirgin bir ısınma eğilimi izlenmiştir. Sonbahar mevsiminde herhangi bir trendin varlığından söz edilememektedir. Ekim ayında minimum sıcaklıklarda hiçbir trend görülmemekle beraber, Eylül ve Kasım aylarında zayıf negatif trend hakim olmuştur (Tablo, 1).

Tablo 1. Sıcaklıkların Mann Kendall Trend Analizi Sonuçları (* % 90, ** %95, *** % 99 güven aralığında anlamlılık seviyesini göstermektedir)

Aylar ve Mevsimler Ortalama Maksimum Minimum

Aralık -0,37 -0,10 -0,34 0cak 1,02 0,78 0,85 Şubat 0,17 0,34 0,17 Mart 0,20 0,31 0,48 Nisan 0,27 0,41 -1,16 Mayıs 0,61 1,19 0,15 Haziran 0,00 1,33 0,39 Temmuz 1,43 2,04* 0,17 Ağustos 1,05 1,36 1,17 Eylül -1,29 -0,24 -0,27 Ekim 0,24 0,82 0,00 Kasım -0,80 -0,65 -0,61 Yıllık Ort. 1,26 1,63 0,61 Kış 0,82 0,54 0,58 Đlkbahar 0,82 0,85 -0,03 Yaz 1,60 2,21* 1,05 Sonbahar -0,75 0,20 0,00

4.2.2 Yağış Trendi

Mann Kendall trend analizine göre uzun yıllık yağışlarda azalma trendinin olduğu görülmektedir. Eylül ayı haricinde hiçbir ay ve mevsimde istatistiksel anlamlılık seviyesinde önemli bir artış veya azalış trendine rastlanılmamıştır. 1975-2005 dönemi boyunca yağışların uzun yıllık ortalaması negatif bir trendin varlığını göstermektedir. Bu sonuç kritik değerin altında olmakla

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

432

beraber ayların büyük bir çoğunluğunda yağışlarda azalmaların yaşanmasına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.

Kış mevsiminde gerçekleşen azalma kuvvetli olmayıp yine istatistiksel açıdan önem taşımamaktadır. Bu mevsimde en belirgin azalma Şubat ayında gerçekleşmiştir. Aralık ve Ocak aylarında da negatif bir trend izlenmekle beraber bu aylarda daha zayıf bir azalma görülmüştür. Đlkbahar mevsiminde Kış mevsimine göre azalma trendi daha zayıf olup, bu mevsimde Nisan ayında nispeten daha belirgin olmakla beraber tüm aylarda azalma izlenmiştir. Yaz mevsiminde gerçekleşen negatif trend Haziran ve Temmuz aylarında izlenen yağış azalmalarından kaynaklanmaktadır. Ancak bu azalmalar dikkat çekici değildir. Buna karşılık Ağustos ayında kuvvetli olmayan pozitif bir trend görülmüştür. Sonbahar mevsiminde ise çok hafif bir artış trendi gerçekleşmiştir. Bu mevsime ait aylar arasında en önemli değişim Eylül ayında izlenmiştir. Bu ayda % 90 güven aralığında anlamlılık taşıyan yağış artışının görülmesi dikkat çekicidir. Buna karşılık Ekim ayında azalma trendi ve Kasım ayında ise dikkat çekici olmayan artış trendi gerçekleşmiştir (Tablo, 2). Tablo 2. Yağışların Mann Kendall Trend Analizi Sonuçları (* % 90, ** %95, *** % 99 güven aralığında anlamlılık seviyesini göstermektedir)

Aylar ve Mevsimler Trend de ğerleri Aralık -0,36 0cak -0,87 Şubat -1,51 Mart -0,07 Nisan -0,61 Mayıs -0,37 Haziran -0,49 Temmuz -0,63 Ağustos 0,53 Eylül 2,13* Ekim -0,93 Kasım 0,54 Yıllık Ort. -0,85 Kış -0,42 Đlkbahar -0,17 Yaz -0,44 Sonbahar 0,14 SONUÇ ve ÖNERĐLER

Yerkürenin oluşumundan bu yana, Dünya’nın iklimi sürekli ve genel bir değişim içindedir. Bugün hemen hemen bütün iklimbilimciler tarafından,

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

433

dünya iklim sisteminde bir değişmenin olduğu kabul edilmektedir. Endüstri devrimine kadar doğal bir çizgide ilerleyen bu değişim, sanayileşmenin ardından fosil yakıt kullanımının artmaya başlaması ile birlikte bu sürece insan kaynaklı faktörlerin de karışmasıyla daha da belirginleşmiştir (Özdemir ve Bozyurt, 2007). Türkiye’de son 30 yılda yağış miktarında görülen azalma eğilimi ile küresel sıcaklık artışı ve meydana getireceği iklim değişmeleriyle ilgili olumsuz öngörüler gerek toplumun gerekse araştırmacıların bu konuya olan ilgisini artırmıştır (Erlat, 2002). Đşte bu nedenlerden dolayı iklim değişiminin göstergelerinden olan yağış ve sıcaklıkların Göksun’da ne düzeyde bir değişim gösterdiğini belirlemek amacıyla bu çalışma yapılmıştır.

Çalışma alanında, iklim değişiminin boyutunu belirlemek amacıyla yağış ve sıcaklık verilerine ait regresyon modelleri oluşturulmuş, aynı zamanda bu verilere parametrik olmayan Mann - Kendall trend analizi uygulanmıştır.

Çalışma alanının sıcaklık ve yağış koşullarının uzun yıllık ortalamalarının regresyon modeli değerlendirildiğinde, en belirgin artışın maksimum sıcaklıklarda yaşandığı görülmektedir. Mann - Kendall trend analizine göre ise genel olarak istatistiksel açıdan anlamlı değişimlere rastlanılmamakla beraber en önemli değişimin maksimum sıcaklıklarda yaz mevsiminde (%90 anlamlılık seviyesinde) olduğu izlenmiştir. Bununla beraber, Dünya genelinde soğuma yılı olarak kabul edilen 1992 yılı, Göksun’da da ortalama, minimum ve maksimum sıcaklık türünde en soğuk dönemin yaşandığı yıl olmuştur.

Uzun yıllık yağış ortalamalarına bağlı olarak oluşturulan regresyon modeli yağışlarda 68 mm azalma gerçekleştiğini gözler önüne sermektedir. Mann- Kendall trend analizi de buna benzer sonuçlar vermekte olup genel olarak ayların çoğunda yağışlarda azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu azalma trendi kuvvetli olmayıp istatistiksel anlamlılığa sahip değildir. Buna karşılık yalnızca Eylül ayında önemli yağış artışına rastlanılmıştır. Bu ayda % 90 güven aralığında yağışlarda artış meydana gelmiştir.

Sonuç olarak küresel ortalama yüzey sıcaklığında 19. yüzyılın sonundan itibaren ve özellikle1980’li yıllardan sonra belirgin artışlar görülmesine ve Türkiye’nin hem yağış hem de yağış yoğunluğu dizilerinde azalma eğilimlerinin dikkat çekici olmasına karşılık, Göksun’un yağış ve sıcaklık dizelerindeki azalma eğilimi olağan çizgide olup, genel olarak istatistiksel açıdan önemli sonuçlar göstermemektedir. KAYNAKLAR Çiçek, Đ., 2002, Ankara’da Şehirleşmenin Biyoklimatik Koşullar Üzerine

Etkisi, Klimatoloji Çalıştayı, Đzmir. Demirci, A., Karakuyu, M., 2002, Küresel Đklim Değişimi ve Türkiye’nin Fiziki

ve Beşeri Coğrafyası Üzerindeki Olası Etkileri, Klimatoloji Çalıştayı, Đzmir. Erlat, E., 2002, Türkiye’de Yağış Anomalileri ve Kuzey Atlantik Salınımı

Arasındaki Đlişkiler, Klimatoloji Çalıştayı, Đzmir. Gürbüz, M.,2001, Kahramanmaraş Merkez Đlçe’nin Beşeri ve Đktisadi

Coğrafyası, T.C Kahramanmaraş Valiliği Đl Kültür Müdürlüğü Yayınları, No:2.

100. Yılında Yılında Yılında Yılında GÖKSUN SEMPOZYUMU ĐKL ĐM

434

Kalaycı, S., ve Kahya, E., 1998, Susurluk Havzası Nehirlerinde Su Kalitesi Trendlerinin Belirlenmesi, Selçuk Üniv., Tübitak Dergisi, Konya.

Korkmaz, H., 2001, Kahramanmaraş Havzası’nın Jeomorfolojisi, Đl Kültür Müdürlüğü Yayınları, No: 3, Kahramanmaraş.

Okutan, H., Cerit, O., Karacan, E., 2004, Küresel Đklim Değişiklerinin Çayeli (Rize) Yöresindeki Doğal Afetlerin Oluşumuna Etkilerinin Đncelenmesi, I. Ulusal Çevre Kongresi, Sivas.

Özdemir, M., Bozyurt, O., 2007, Küresel Đklim Değişiklikleri ve Toplumlar Üzerindeki Etkilerine Küçük Buzul Çağı Örneği, Klimatoloji Çalıştayı, Đzmir.

Öztürk, K., 2002, Küresel Đklim Değişimi ve Türkiye’ye Olası Etkileri, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, cilt 22, sayı 1, Ankara.

Partal, T., 2003, Türkiye Yağış Verilerinin Trend Analizi, Đstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul

Şahinler, S., 2000, En Küçük Kareler Yöntemi ile Doğrusal Regresyon Modeli Oluşturmanın Temel Prensipleri.

Tecer, L., Okutan H., Cerit O., 2004, Đklim Değişimi: 1975- 2001 Periyodunda Rize Yağış ve Sıcaklık Trendlerinin Analizi, I. Ulusal Çevre Kongresi, Sivas.

Türkeş, M., Sümer, U., Demir Đ., 2002, Türkiye’nin Günlük Ortalama Maksimum ve Minimum Hava Sıcaklıkları Đle Sıcaklık Genişliğindeki Eğilimler ve Değişiklikler, Klimatoloji Çalıştayı, Đzmir.