170
GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ TÜRK HALKB‹L‹M‹ ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ‹ (THBMER) TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI SEMPOZYUMU B‹LD‹R‹LER‹ Yay›na Haz›rlayanlar M. Öcal O¤uz Tuba Salt›k Özkan Gazi Üniversitesi THBMER Yay›n› GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ TÜRK HALKB‹L‹M‹ ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ‹ (THBMER) YAYINLARI: 1 © Bu kitab›n bütün haklar› Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt›rma ve Uygulama Merkezi’ne aittir. Kaynak gösterilerek al›nt› yap›labilir. Ankara 2003 ISBN- 975-507-105-9 Sempozyum Düzenleme Kurulu Prof. Dr. M. Öcal O⁄UZ, Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Halit ÇAL, Gazi Üniversitesi Fatih KONUKÇU, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Yay›n Dan›flmanlar› Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL, Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Nebi ÖZDEM‹R, Hacettepe Üniversitesi Bask› Baflak Matbaac›l›k • 384 27 61

TÜRK‹YE'DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve ... - Turuz

Embed Size (px)

Citation preview

GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ TÜRK HALKB‹L‹M‹ ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ‹ (THBMER)

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹

MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

SEMPOZYUMU B‹LD‹R‹LER‹

Yay›na Haz›rlayanlarM. Öcal O¤uz

Tuba Salt›k Özkan

Gazi Üniversitesi THBMER Yay›n›

GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ TÜRK HALKB‹L‹M‹ ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ‹ (THBMER) YAYINLARI: 1

© Bu kitab›n bütün haklar› Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt›rma ve

Uygulama Merkezi’ne aittir. Kaynak gösterilerek al›nt› yap›labilir.

Ankara 2003

ISBN- 975-507-105-9

Sempozyum Düzenleme KuruluProf. Dr. M. Öcal O⁄UZ, Gazi Üniversitesi

Prof. Dr. Halit ÇAL, Gazi ÜniversitesiFatih KONUKÇU, Kültür ve Turizm Bakanl›¤›

Yay›n Dan›flmanlar›Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL, Gazi ÜniversitesiDoç. Dr. Nebi ÖZDEM‹R, Hacettepe Üniversitesi

Bask›Baflak Matbaac›l›k • 384 27 61

ÖNSÖZ

Halkbiliminin inceleme alan›na giren konularla ilgili kimi objelerin camekan ard›ndateflhirine yönelik olarak kurulan ilk etnografya müzelerinden, halk hayat›n›n bütün görü-nüm ve ürünleriyle aç›k ve kapal› alanlarda canland›r›lmas›n› hedefleyen aç›k hava mü-zelerine, belli bir tarihsel ve/veya kültürel yap›y› ba¤lam›yla birlikte müzelefltirmeyi he-defleyen eko-müzelere uzanan süreçlerde Türkiye’deki uzak görüfllü birkaç uzman›n ça-bas›, bu alanda karfl›lafl›lan engelleri aflmaya yetmedi¤i için, biz de ne yaz›k ki bugün,“müzelerin sorunlar›na” de¤il, “müzecili¤in sorunlar›na” e¤ilen bir sempozyum düzenle-mek zorunda kald›k. Bu kitapta, Türkiye’de ulusal veya yerel düzeyde niçin aç›k havamüzeleri benzeri yap›laflmalar›n gerçeklefltirilemedi¤i, gerçeklefltirilmesi durumunda bu-nun bilimsel ölçütlerinin neler olmas› gerekti¤i üzerine 12-13 Aral›k 2003 tarihlerindeGazi Üniversitesi’nde yap›lan “Türkiye’de Halkbilimi Müzecili¤i ve Sorunlar› Sempozyu-mu”nun bildirileri yer almaktad›r.

Türkiye’de halkbilimi müzecili¤i alan›nda düzenlenen bu ikinci sempozyum, gerekkat›l›mc› say›s› gerekse yay›mlanan bildirilerin hacmi bak›m›ndan “en kapsaml›” halkbi-limi müzecilik sempozyumu olma özelli¤ine sahiptir. Gazi Üniversitesi olarak bir ilki ger-çeklefltirmifl olmaktan mutluyuz. Bu sempozyumda sunulan bildirilerde ortaya konulangörüfllerin kurulacak halkbilimi müzeleri için önemli birer yol gösterici olaca¤›na inan›-yoruz.

UNESCO’da Hükümetler Aras› Uzmanlar Kurulunun, Somut Olmayan Kültürel Mi-ras Sözleflme Tasla¤›’n› alk›fllar aras›nda kabul etti¤i 14 Haziran 2003 tarihinde dünya-da halkbilimi çal›flmalar› yeni ve heyecan verici bir evreye girdi. Tasla¤›n yasalaflma sü-reçleri tamamland›¤›nda önümüze e¤itim kurumlar›nda ders olarak okutulmas›, devletiçinde ve üniversitelerde kurumlaflmas›, müze ve arflivlerin kurulmas› öngörülen bir halk-bilimi çal›flma alan› ç›kmaktad›r. Bu süreçlere haz›rl›kl› ve donan›ml› girmek bak›m›ndanbu sempozyumun iyi bir bafllang›ç oluflturdu¤una inan›yoruz.

Sempozyum düflüncemizin eylem plan›na konulmas›ndan bu kitab›n yay›mlanma-s›na kadar geçen süreçlerde bir çok kifli ve kurumdan destek gördük. Bunlar› okurla pay-laflmak istiyoruz: Bu projenin hamisi, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R›za Ayhan’d›r.Onun bütün katk›lar›n› ve sa¤lad›¤› imkanlar› özetlemek için, üniversite bünyesinde kur-may› tasarlad›¤›m›z Uygulamal› Türk Halkbilimi Müzesi ile ilgili düflüncelerimizi anlat›r-ken “projelerinizi ve hayallerinizi sonuna kadar destekliyorum” sözünü aktarmak san›r›myeterli olacakt›r. Sempozyumun ve sempozyumla efl zamanl› olarak düzenledi¤imiz“Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru Sergisi”nin maddi kaynaklar›, Kültür Bakanl›¤› HalkKültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü ile Gazi Üniversitesi Bilimsel Arafl-t›rma Projeleri Fonu’ndan sa¤land›. Bu ba¤lamda, Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. Metin Ak-tafl ve HAGEM Genel Müdürü Seyhan Livanelio¤lu’nu anmak gerekir. Üniversitenin e¤i-tim etkinlikleri çerçevesinde sempozyumun organizasyonunu Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr.Ülker Akkutay üstlendi.

Kastamonu Valisi Enis Yeter, “Kastamonu Evleri” konulu bir foto¤raf sergisi, Mesle-ki E¤itim Fakültesi Ö¤retim Üyeleri Prof. Tevhide Özba¤› önderli¤inde haz›rlad›klar› “El‹fli ve Bilimsel Yay›n Örnekleri” reyonlar›yla sempozyum s›ras›nda aç›lan Türk Halkbili-mi Müzesine Do¤ru Sergisi’ni zenginlefltirmifllerdir. TV8 Yap›mc›s› Süha Uyar 12 Aral›k2002 tarihinde “Erkan Tan’la Baflkentten” program›nda sempozyumumuzu de¤erlendir-mifltir. Mesleki E¤itim Fakültesi Moda Tasar›m› Bölümü ö¤rencileri, Ö¤retim Üyeleri Dr.

3

Fatma Koç, Dr. Remziye Sezgin ve Beyhan Pamuk yönetiminde “Anadolu Rüzgar›” ad›y-la geleneksel k›yafetlerden oluflan bir defile gerçeklefltirmifllerdir.

Fen Edebiyat Fakültesi Gazi Türk Halkbilimi Toplulu¤u, sempozyum ve sergi s›ra-s›nda canla baflla çal›flt›. Sempozyum sekreterli¤ini ve sergi görevlili¤ini onlar üstlendi-ler. Sempozyumun her türlü belge ve bilgi ak›fl›n› onlar sa¤lad›, serginin aç›lmas› ve top-lanmas› ifllerini onlar gerçeklefltirdi. Fen Edebiyat Fakültesi personeli emek ve araçlar›y-la katk› sa¤lad›.

Rektörlü¤ün Bas›n, Bilgi ‹fllem ve Bilimsel Araflt›rma Projeleri mensuplar›n›n sem-pozyumun gerçekleflme süreçlerindeki katk›lar›n› unutamay›z.

Sempozyum ve kitab›n bilimsel haz›rl›k ve sunufl süreçlerine gelince, SempozyumDüzenleme Komitesi, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Ö¤retim Üyelerinden Prof.Dr. M. Öcal O¤uz, Prof. Dr. Halit Çal ve Kültür Bakanl›¤› Temsilcisi Fatih Konukçu’danolufltu. Sempozyuma kabul edilen bildirilerin biri hariç hepsi sunuldu ve sunulan bildiri-lerin metinleri Gazi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Güzel ve Hacette-pe Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. Nebi Özdemir’in dan›flmanl›¤›nda yay›ma haz›rhale getirildi.

Sempozyumda birinci oturum Ege Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Fikret Türk-men, ikinci oturum Gazi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. fierif Aktafl, üçüncü oturumHacettepe Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Dursun Y›ld›r›m, dördüncü oturum SelçukÜniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Saim Sakao¤lu, beflinci oturum Ankara ÜniversitesiÖ¤retim Üyesi Prof. Dr. Bekir Onur, alt›nc› oturum Gazi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof.Dr. Abdurrahman Güzel, yedinci oturum Gazi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. AhmetBican Ercilasun, sekizinci oturum Gazi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Hakk› Acun,dokuzuncu oturum Ankara Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arl›’n›n baflkan-l›¤›nda gerçekleflti. Kapan›fl Oturumu, Sempozyumun de¤erlendirmesini yapan Prof. Dr.Ahmet Bican Ercilasun taraf›ndan yönetildi.

Sempozyumda bildiri sunan bilim adam› ve araflt›r›c›lar, davetimizi kabul ederek yo-¤un k›fl flartlar›na ra¤men uzak yak›n illerden geldiler ve bilgilerini bizimle paylaflt›lar. Bukitap onlar›n düflünce ve bilgi birikimlerinin ürünüdür.

Bildiri metinleri yaklafl›k alt› ayl›k bir çaba sonunda Araflt›rma Görevlisi Tuba Salt›kÖzkan’›n çabalar›yla derlendi, topland› ve dan›flmanlar›n de¤erlendirmesine haz›r halegetirildi. Foto¤raflar›n seçimi ve yerlefltirilmesi, biyografilerin temini veya yeniden yaz›-m› ve düzeltme iflleri de Tuba Salt›k Özkan taraf›ndan gerçeklefltirildi. Dolay›s›yla bildi-rilerin kitaba dönüflmesinde onun eme¤i ve katk›s› az olmad›.

Bu kitab›n ortaya ç›kmas› süreçlerinde emek ve katk›lar›ndan söz etti¤imiz yukar›-daki kifli ve kurumlara teflekkür borcumuzdur. Adlar›n› unuttu¤umuz veya sayamad›¤›-m›z kiflilerin de hoflgörüsüne s›¤›n›yoruz.

12-13 Aral›k 2002 tarihinde Gazi Üniversitesi’nde gerçeklefltirdi¤imiz “Türkiye’deHalkbilimi Müzecili¤i ve Sorunlar› Sempozyumu”nun bildiri metinlerinden oluflan bu ki-tap, Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan Türk Halkbilimi Araflt›rma ve Uygulama Mer-kezi’nin ilk yay›n›d›r. Merkezin konuyla ilgili ikinci yay›n›n›n, 2-8 Ekin 2004’te Güney Ko-re’nin baflkenti Seul’de gerçeklefltirilecek olan uluslar aras› “Somut Olmayan Kültürel Mi-ras›n Müzelenmesi Sempozyumu”nun ilham›yla bu sempozyumun ulusal›n›n gerçekleflti-rilmesi sonucu ortaya ç›kacak bildiriler olmas›n› hayâl ediyoruz.

M. Öcal O¤uz

4

‹Ç‹NDEK‹LERÖNSÖZ / 3‹Ç‹NDEK‹LER / 5

1. AÇIfi KONUfiMASI• HAGEM Genel Müdürü Seyhan Livanelio¤lu / 7• Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R›za Ayhan / 9

2. AÇILIfi B‹LD‹R‹S‹• M. Öcal O¤uz: “Türkiye’de Halkbilimi Müzecili¤i ve Sorunlar› Sempozyumu” / 11

3. B‹LD‹R‹LERa) I. Oturum (Baflkan: Fikret Türkmen)

• Alparslan Santur: “Aç›k Hava Müzeleri (Tan›m›, Türkiye’deki Durumu ve Yurtd›fl›ndan Bir Örnek)” / 15

• Nail Tan: “Kültür Bakanl›¤›n›n Folklor Aç›k Hava Müzesi Kurma Teflebbüsü ve Hazin Sonucu” / 22

• Zümrüt Nahya: “Türkiye Aç›k Hava Halk Kültürü Müzesi ve Bir Deneyim” / 26b) II. Oturum (Baflkan: fierif Aktafl)

• Süha Uyar: “Müzecilik Ba¤lam›nda Kültür, Turizm ve Medya ‹liflkisi” / 30• Enis Yeter: “Kastamonu Valili¤i Taraf›ndan Kültürel De¤erlerin Korunmas› ve

Halk Kültürü Müzecili¤ine Yönelik Çal›flmalar” / 33• Mansur Yavafl: “Beypazar›’nda Geçmifle Yolculuk” / 39• Sami Çay: “Polatl› Belediyesi Tar›m Müzesi” / 42

c) III. Oturum (Baflkan: Dursun Y›ld›r›m)• Ali Yak›c›: “Otantik Bir Uygulamal› Halkbilimi Müzesi: ‹skilip” / 45• Saim Sakao¤lu: “Masal ve Halkbilimi Müzecili¤i” / 48• Abdurrahman Güzel: “Avusturya Müzelerinde Görülen Türk Kültürüne Ait

Belli Bafll› Motiflerden Örnekler” / 51ç) IV. Oturum (Baflkan: Saim Sakao¤lu)

• Mustafa Arl›: “Halkbilimi Müzecili¤i ve El Sanatlar›” / 67• Örcün Bar›flta: “Halkbilimi Müzecili¤i ve El sanatlar›” / 71• Taciser Onuk-Feriha Akp›narl›-Serpil Ortaç: “Halkbilimi Müzesinde

Bulunmas› Gereken Elsanatlar› Ürünleri ve Özellikleri” / 78• Ekrem Sezik: “Halkbilimi Müzecili¤i ve Türk Halk ‹laçlar›” / 85• Kaflif Sa¤lamöz: “Tar›m ve Köy ‹flleri Bakanl›¤›nda El Sanatlar› Çal›flmalar›

ve Müzelenmesi” / 90• Ruhi Ersoy: “Folklorda Üçüncü Boyut Meselesi ve Avustralya Koalalar›

Örne¤i” / 98d) V. Oturum (Baflkan: Bekir Onur)

• Emre Madran: “Halkbilimi Müzecili¤i Kapsam›nda Geleneksel Yap›lar›n Yeri” / 107

5

• Ayflen Savafl: “Müzecilik ve Halkbilimi Müzecili¤i Sergi Mekân› Tasar›m› veBa¤lam Üzerine Notlar” / 114

• Mevlüt Özhan: “Geleneksel Türk Tiyatrosu Müzecili¤inin Önemi” / 123• Nebi Özdemir: “Müze Çocuk ‹liflkisi ve Çocuk Kültürü Merkezi ile ‹lgili

Baz› De¤erlendirmeler” / 126• Necati Demir: “Su De¤irmenlerinin Müzelenmesi” / 148

e) VI.Oturum (Baflkan: Abdurrahman Güzel)• Halit Çal: “Eski Eserlerle ‹lgili Yasalarda Etnografik Eser Anlay›fl›” / 164• P›nar Aydemir: “Türkiye’de Etnografya Müzeleri” / 168• Cesim Çelebi: “Halk Kültürü Arflivlerinde Yeniden Yap›lanma” / 171• Yener Altuntafl: “Kültürün Korunmas› ve Turizm Sektörü ‹çin Müzecili¤in

Önemi” / 177f) VII. Oturum (Baflkan: Ahmet Bircan Ercilasun)

• Haflim Karpuz: “Dünyada ve Türkiye’de Halkbilimi Müzecili¤i Üzerine GenelBir De¤erlendirme” / 180

• Pakize Aytaç: “Türkiye’de Özel Halk Kültürü Müzelerinden Bir Demet” / 187• Naciye Y›ld›z: “K›rg›zistan’da Halkbilimi Müzecili¤i” / 191• Ayfle Yücel Çetin: “‹ngiltere’de Beamish Aç›k Hava Müzesi” / 195• ‹smet Çetin: “Korkut Ata Müzesi” / 199

g) VIII.Oturum (Baflkan: Hakk› Acun)• A. Yavuz K›l›ç- Çi¤dem Kara: “Eskiflehir Yemek Kültürünün Süresiz

Sergilenebilmesi Üzerine Düflünsel Tasar›lar” / 202• Yaflar Kalafat: “Halkbilimi Müzecili¤i ve Halk ‹nançlar›” / 214• Tevhide Özba¤›: “1995-2001 Y›llar› Aras›nda Mesleki Yayg›n E¤itim

Fakültesi Programlar›nda Yer Alan Uygulamal› Mezuniyet Tezlerinin Uygulamalar› Üzerine” / 217

• Fatma Koç-Remziye Sezgin: “Geleneksel El Örgüsü Çorap ve Patiklerin Atlaslar›n›n Oluflturulmas›nda Uygulanacak Yöntem ve Öneriler” / 227

h) IX. Oturum (Baflkan: Mustafa Arl›)• Metin Ekici: “Amerika Birleflik Devletleri’nde Halkbilimi (Folklor)

Müzecili¤i / 236• Fatma Koç-Beyhan Pamuk: “Geleneksel Türk Giyim Kuflam›n›n Derlenmesi

ve Belgelenmesinde Uygulanacak Bir Dökümantasyon Denemesi” / 243• Ali Osman Öztürk: “Alman Halk Türküsü Arflivi” / 256• Murat Karabulut: “Türk Halk Çalg›lar› Müzesinin Kurulmas›n›n

Gereklili¤i” / 259

4. KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹ / 264

5. FOTO⁄RAFLAR / 279

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

6

KÜLTÜR BAKANLI⁄I HALK KÜLTÜRLER‹N‹ ARAfiTIRMA VE GEL‹fiT‹RME GENEL MÜDÜRÜ

SAYIN SEYHAN L‹VANEL‹O⁄LU’NUN AÇIfi KONUfiMASI

H›zla kaybolmakta ve de¤iflmekte olan gelenekselyaflay›fl tarz›n›, ekonomik etkinlikleri, sanat ve zanaat-lar› genifl kitlelere tan›tmak, bu kültürel miras› kurtar-mak, gelecek kuflaklara aktarmak gerekir. Özelliklehalk mimarisinin tipik örneklerini genelde ve seçmeliolarak iç döfleme biçimi ile korumak amac›yla ortayaç›kan ve folklor müzeleri olarak tan›mlanan aç›k havamüzelerinin, ça¤dafl toplumlarda kültürel yaflam için-de büyük bir önemi bulunmaktad›r.

Özellikle Avrupa ülkelerinden Macaristan’dakiSzeged, ‹sveç’teki Skansen ve Norveç’teki Norsk Aç›kHava Müzeleri geleneksel kültürü ve mimariyi yans›t-mada iyi birer örnek teflkil etmektedir.

H›zl› kültür de¤iflimi sürecinde bulunan ülkemizde de aç›k hava müzecili¤inecanl› örnek teflkil edecek olan Safranbolu Evleri ve Bursa Cumal›k›z›k Köyü mima-ri ve geleneksel yaflam› do¤al ortam› içinde yaflayarak yans›tmaktad›r. Ancak; kü-reselleflen dünyada bu sosyo-kültürel yap›y› koruman›n zorluklar› düflünüldü¤ündeülkemizde kurulacak böyle bir müzenin, kaybolmakta olan k›rsal yerleflim yap›lafl-ma tipolojileri ile bunlar› üreten do¤al çevre üretim ve kullan›m ba¤lamlar›n› kap-saml› bir flekilde yans›tmas› bak›m›ndan faydas› tart›flalamaz. Toplumumuzu tan›ta-cak, kuflaklar aras›nda dengeli bir ba¤›n oluflmas›nda görevler yüklenecek, milli bi-lincimizin geliflmesinde rol oynayacak, yurt içi ve yurt d›fl›nda en do¤ru flekilde ta-n›t›m›m›z› bilimsel boyutlarda yürütebilecek bu tür müzelere ihtiyac›m›z oldu¤u dabir gerçektir.

Türkiye’de bilimsel anlamda bir aç›k hava müzesi kurma düflüncesi oldukça es-kiye dayanmaktad›r. 1985 y›l›nda Bakanl›¤›m›z ve Orta Do¤u Teknik Üniversitesi ifl-birli¤i ile gerçeklefltirilen “Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkan-lar› Sempozyumu”nda bu birikim, çok say›da bildiri ile kan›tlanm›fl ve Ankara’da birmüze kurulmas›n›n yararl› olaca¤› görüflü a¤›rl›k kazanm›flt›r. Bu tür bir müzenin,Ankara yeflil kufla¤›na bir bölümünü oluflturan ODTÜ arazisi içinde yer alabilece¤idüflüncesinin de uygun bulunmas› üzerine, Bakanl›¤›m›z ile ODTÜ aras›nda 1986 y›-l›nda bir protokol imzalanarak, Türkiye’nin ilk aç›k hava müzesinin kurulmas› çal›fl-malar›na bafllanm›flt›r.

7

ODTÜ Mimarl›k Fakültesi ö¤retim elemanlar› ile Folklor ve Peyzaj uzmanlar›n-dan oluflan proje grubunun 1990 y›l› sonuna kadar süren çal›flmalar› sonucunda,Türkiye’nin de¤iflik bölgelerinin geleneksel mimari özelliklerini yans›tan konutlar›nve müze alan›ndaki di¤er yap›lar ile yerleflim alanlar›n›n plan ve röleveleri haz›rlana-rak, müzenin kurulufl yeri ODTÜ Kampüs alan› içinde Eymir Gölü Sulub›c›k Vadisiçevresi olarak tespit edilmifl, 11 Aral›k 1990 tarihinde projenin ilk yap›s› olan Anka-ra Ba¤ Evi’nin temeli at›lm›flt›r.

Ancak Bakanlar Kurulu’nun 22 Ekim 1990 tarih ve 90-1117 say›l› karar› ile, ba-z› alanlar›n “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilmesi sonucunda, Müzenininfla alan› olan Eymir Gölü civar› da bu kapsam çerçevesinde de¤erlendirilmifl veMüze inflaat› durmufltur. Bir tek “Ankara Ba¤ Evi” inflaat› tamamlanabilmifltir.

Bu projenin d›fl›nda Bakanl›¤›m›zca, 1997 y›l›nda Tar›m ve Köy ‹flleri Bakanl›-¤›na, Mersin ili Erdemli ilçesinde Alata Tar›msal Araflt›rma Enstitüsüne ait 75 dö-nümlük bir arazide aç›k hava müzesi kurulmas› ile ilgili olarak bir proje önerisi gö-türülmüfl ancak kabul edilmemifltir.

Yine bu çerçevede 1998 y›l›nda ‹çel Valili¤i ve Mersin Sanayicileri ve ‹fladamla-r› Derne¤inin baflvurusu ile, Bakanl›¤›m›z deste¤inde, Mersin ‹li, Kuyucak Belediye-si hudutlar›n›n kuzeyinde tespit edilen yaklafl›k 300 hektarl›k ormanl›k arazide “Kül-tür Köy” ad› ile bir aç›k hava müzesi kurulmas› planlanm›flt›r.

Konuyla ilgili olarak Bakanl›¤›m›z An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ünce sözkonusu arazinin Bakanl›¤›m›z ad›na tahsisi ifllemleri bafllat›lm›fl ve bu amaçla Mali-ye Bakanl›¤› ile Orman bakanl›¤›na yaz› yaz›lm›fl ancak bu projede de bir geliflmekaydedilmemifltir.

Görüldü¤ü üzere Bakanl›¤›m›zca da konuya büyük önem verilmekte, ancak ko-nunun di¤er bakanl›k ve kurulufllarca tam olarak anlafl›lamamas› nedeniyle bekle-nen ilgi ve katk› sa¤lamamaktad›r.

Söz konusu Sempozyumun, aç›k hava müzelerinin önemi ve tan›t›m› konusun-da önemli bir ifllevi yerine getirece¤i inanc›yla, Bakanl›¤›m ad›na bu Sempozyumundüzenlenmesine katk›da bulunanlara ve kat›l›mc›lara teflekkür eder, sayg›lar›m›sunar›m.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

8

GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ REKTÖRÜ SAYIN PROF. DR. RIZA AYHAN’IN SEMPOZYUMU AÇIfi KONUfiMASI

‹nsan topluluklar›n› millet haline getiren ve millet-leri birbirinden ay›ran temel özellikleri, kültür olaraktan›mlad›¤›m›z ürünlerde ortaya ç›kmaktad›r. Binlercey›ldan beri, her co¤rafya, her millet kendine özgü kül-tür de¤erleri üretmifl ve bu de¤erlerle kendisini tan›m-lam›flt›r. Konuya dünya ölçe¤inde bakt›¤›m›z zaman-sa, bu farkl›l›klar, dünyan›n zenginli¤i, çeflitlili¤i ve ya-rat›c›l›¤› olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Birleflmifl Mil-letler E¤itim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, dünya-n›n soyut ve somut kültür varl›klar›n›n yani sözü edilenzenginli¤in yaflat›lmas› için korunmas› gerekti¤ini öngörerek, bu yöndeki giriflimlerin desteklenmesine ka-rar vermifltir. Somut kültür varl›klar›n›n korunmas› ve

müzelenmesi yönündeki karar›n› daha da geniflleten UNESCO, masal, türkü, hikâ-ye, destan, halk inançlar›, gelenekler, halk oyunlar› gibi somut olmayan kültür var-l›klar›n›n da derlenmesi ve yaflat›lmas› projelerine destek verece¤ini ilan etmifl vebunu uluslar aras› bir sözleflme ile karar alt›na almak üzere harekete geçmifltir. Önü-müzdeki birkaç y›l içinde 1972 y›l›nda kabul edilen ve dünyada büyük bir baflar›ylauygulanan “Dünya Kültür Miras›” sözleflmesinin bir benzeri “Somut Olmayan Kültü-rel Miras” üzerine imzalanm›fl ve uygulamaya konulmufl olacakt›r. Bizim bu süreçtehaz›rl›kl› olmam›z ve gerekli alt yap› çal›flmalar›n› bafllatmam›z, bin y›ld›r kültürelbak›mdan biçimlendirdi¤imiz co¤rafyadaki kültür zenginli¤imizi haks›z sahiplenme-lere karfl› korumak ve dünyaya tan›tmak üzere harekete geçmemiz gerekmektedir.

Di¤er yandan, gittikçe tek biçimli hale gelen dünyam›zda, kültürlerin gelenek-sel ve yerel renk ve motiflerinin kaybolmakta oldu¤unu gören geliflmifl ülkeler, buyönde tedbirler alarak, kendi halk kültürlerini derleme, araflt›rma ve de¤erlendirmeçal›flmalar›na h›z vermifller, bu arada Folklor Aç›k Hava Müzeleri olarak tan›mlananmüzeler kurarak, geleneksel mimarinin, geleneksel giyim kuflam›n, geleneksel do-kuma ve bezeme örneklerinin, geleneksel tar›m aletlerinin, geleneksel, mutfak araç-gereçlerinin, geleneksel dü¤ün ve bayramlar›n, geleneksel oyun ve e¤lencelerin k›-sacas› geleneksel halk hayat›n›n derlenmesi, incelenmesi ve uygulanmas› süreçleri-nin önünü açm›fllard›r. Biz bu alanda da ça¤dafl uygarl›k savafl›nda yar›flmakta ol-du¤umuz ülkelerin gerisinde kalm›fl›z. Bizim zengin kültürümüzü araflt›rmak ve bu-

9

nun sonuçlar›n› her alanda uygulamak üzere çal›flmalar bafllatmam›z, kurumlaflma-lar gerçeklefltirmemiz gerekmektedir.

Bu kurumlaflmalardan en önemlilerinden biri uygulamal› halkbilimi müzeleridir.Halk kültürü müzelerinin önemini Cumhuriyetimizin kurucusu yüce Atatürk çok iyikavram›fl ve savafltan yeni ç›km›fl bir ülkenin çok k›t imkanlar›n› Ankara Etnograf-ya Müzesi’nin kurulmas› yönünde harcamaktan çekinmemifltir. Atatürk’ün o dö-nemde e¤itime verdi¤i önemin iki tipik göstergesi 1925 y›l›nda Namazgah Tepesin-de inflaat›n› bafllatt›¤› ve 1930 y›l›nda aç›l›fl›n› gerçeklefltirdi¤i Etnografya Müzesi vebugün Gazi Üniversitesi’nin temelini oluflturan ve mimar›n›n ad›yla an›lan konferanssalonunda bu sempozyumu gerçeklefltirmekte oldu¤umuz bu an›tsal yap› olmufltur.1926 y›l›nda aç›lan Gazi Terbiye, Atatürk’ün arzu ve hedefleri istikametinde gelifle-rek bugün Türkiye’nin göz bebe¤i büyük bir üniversiteye dönüflmüfl, ne yaz›k ki An-kara Etnografya Müzesi ayn› geliflmeyi sürdürememifl, folklor aç›k hava müzelerininçekirde¤i olamam›flt›r.

Atatürk’ün kurdu¤u ve onun ad›n› tafl›yan Üniversitenin Rektörü olarak, onunmüzecilik hedef ve arzusuna sahip ç›kmak ve ülkemizdeki bu büyük bofllu¤u doldur-mak ve yap›lacak çal›flmalara bir anlamda öncülük etmekten kaç›nm›yoruz. Bu ne-denle, üniversitemiz bünyesinde Türk halkbiliminin daha etkin ve daha güçlü birkadro ile yürütülmesi, di¤er yandan da uygulamal› halkbiliminin ülkemizde kurum-laflmas› için bir dizi faaliyet gerçeklefltirme karar› ald›¤›m›z› siz de¤erli uzmanlar›nhuzurunda aç›klamak istiyorum.

Öncelikli olarak, Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi’nin ikiye ayr›lmas› pro-jesine ba¤l› olarak Türk Halkbilimi Bölümü kurulmas›na karar verdik ve bu karar›-m›z› YÖK’e bildirdik. ‹kinci olarak, Üniversitemiz Senatosu, Türk Halkbilimi Araflt›r-ma ve Uygulama Merkezi kurulmas›n› onaylad›. Üçüncü olarak, halkbilimi müzeci-li¤i konusunun üniversitemiz bünyesinde bilimsel bir toplant›da tart›fl›lmas›na kararverdik ve bu sempozyumu düzenledik. Dördüncü olarak, yok olan halk kültürü de-¤erlerine kamuoyunun dikkatini çekmek üzere “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru”adl› projeyi bafllatt›k ve Bilimsel Araflt›rma Projeleri kapsam›nda gerekli maddi des-te¤i sa¤lad›k. Bu proje dahilinde derlenen ilk materyal ise, bugün açaca¤›m›z sergi-de yer almaktad›r. Yapt›¤›m›z bu çal›flmalar›n nihai amac› Üniversitemiz bünyesin-de Uygulamal› Türk Halkbilimi Müzesini kurmakt›r. Bunun için uygun arsa aray›fl›-m›z sürmektedir. Uygun bir arsa bulamaz isek, mevcut arsa imkanlar›m›z› hareketegeçirerek, Eskiflehir Yolu üzerindeki Türk Obas› mevkiindeki arazimizin ortalama100 dekarl›k bir bölümünü kültürümüzün müzelenmesi amac› için ay›raca¤›z ve buprojeye ulusal ve uluslar aras› destek sa¤lamak için var gücümüzle çal›flaca¤›z.

Gazi Üniversitesi Rektörü olarak, Türk kültürünün bilimsel olarak araflt›r›lmas›ve çok amaçl› olarak müzelenmesi konusunda hiçbir fedakarl›ktan çekinmeyece¤i-mizi, de¤erli ö¤retim üyemiz Prof. Dr. M. Öcal O¤uz ve mesai arkadafllar›n›n yürüt-mekte oldu¤u bu çal›flmalar›n baflar›ya ulaflmas› için bütün imkanlar›m›z› seferberedece¤imizi bu vesileyle sizlerin huzurunda bir kez daha dile getirmek isterim.

Bu sempozyum, müzecilik alan›nda yapaca¤›m›z çal›flmalar›n bilimsel alt yap›-s›n› oluflturacakt›r. Sempozyuma kat›lan de¤erli bilim adam› ve uzmanlar› sayg›ylaselaml›yor, halkbilimi müzecili¤inin bu görkemli buluflmas›n›n baflar›l› geçmesini di-liyorum.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

10

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE SORUNLARI SEMPOZYUMU

M. Öcal O⁄UZ

Dünya Müzecilik literatüründe “Folklor Aç›k HavaMüzesi” “Aç›k Hava Halk Müzesi”, “Aç›k Hava HalkKültürü Müzesi” gibi adlarla an›lan “Uygulamal› Halk-bilimi Müzecili¤i”, ilk örneklerinin kuruldu¤u XIX. yüz-y›ldan günümüze kadarki üç yüzy›l› içine alan dönem-de, dünyada büyük bir geliflme göstermifl, kuruldu¤uülkeleri dünyaya tan›tan, yerel kültürü dünyaya açanbir kültürel araflt›rma, turizm ve e¤itim kurumu özelli-¤i kazanm›flt›r. Dünya halkbilimi müzecili¤inin bu ge-liflme seyri ve sonuçlar› incelendi¤inde Türkiye’de ne-lerin kaç›r›ld›¤›, nelerin baflar›lamad›¤› daha iyi görüle-bilecektir.

Türkiye’nin bu büyük eksikli¤ini gören ve bu yönde çok büyük çabalar harca-yan Türk halkbilimi müzecili¤i fikrinin babas› Dr. Hamit Zübeyr Koflay’›n çal›flmala-r›, yeni kurulan Cumhuriyetin k›t kaynaklar›na ve imkans›zl›klar›na karfl›n, Ata-türk’ün ileri görüfllülü¤ü sayesinde Ankara Etnografya Müzesi’nin kurulmas› baflar›-s›yla sonuçlanm›fl, Atatürk’ün ölümünden sonra, günümüze kadar devleti yöneten-lerin denilebilir ki duyars›zl›klar›, ilgisizlikleri veya cehaletleri, Türkiye’nin çeflitli ne-denlerle yok olan kendi öz kültür varl›¤›n› müzelemesine engel olmufl, böylece, Tür-kiye, kendi halk›n›n kültürünü Avrupa veya ça¤dafl dünya ölçütlerinde müzeleme-yen tek Avrupa ülkesi olarak literatüre geçmifltir.

Bu üzüntü verici sonuca ra¤men, Aç›k Hava Müzesi kurma düflüncesinin Cum-huriyet tarihi boyunca bir kez de olsa bilimsel boyutta ele al›nd›¤›n› görüyoruz. Tür-kiye’de ilk halkbilimi müzecili¤i bilimsel toplant›s›, Türkiye d›fl›ndaki halkbilimi mü-zecili¤i çal›flmalar›n› da yak›ndan izleyen Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal’›n fikri katk›la-r›yla, 13-15 Haziran 1985 tarihleri aras›nda Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli FolklorAraflt›rma Dairesi Baflkanl›¤› ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün iflbir-li¤inde “Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyu-mu” ad›yla gerçeklefltirilmifl, 21 araflt›r›c› ve bilim insan› taraf›ndan sunulan 21 bil-diride konu çeflitli yönleriyle ele al›nm›fl, Orta Do¤u Teknik Üniversitesi arazisi için-de bulunan Eymir Gölü civar›nda kurulmas› arzulanan veya planlanan aç›k-hava

AÇILIfi B‹LD‹R‹S‹

11

müzesi için bilimsel altyap› oluflturulmaya çal›fl›lm›flt›r.(Sempozyum Bildirileri,1985) Biri bilimsel di¤eri bilimsel-idari iki ciddi devlet kurumunun büyük heyecan-larla bafllatt›klar› bu teflebbüs çok geçmeden baflar›s›zl›kla sonuçlanm›fl ve Gazi Üni-versitesi’nin gerçeklefltirdi¤i bu toplant›ya kadar konu bir daha bu boyutta ve ciddi-yette ele al›nmam›flt›r.

Sözünü etti¤imiz bu ilk toplant›dan tam on yedi y›l sonra bugün Gazi Üniversi-tesi’nin düzenlemekte oldu¤u ve 47 bilim insan›, uzman ve araflt›r›c›n›n 38 bildiri ilekat›ld›¤› bu sempozyum, Türk halkbilimi müzecili¤i tarihine en kapsaml› bilimseltoplant› olarak geçecektir.

Sempozyuma kat›lan bilim insanlar›, halk kültürünün müzelenmesinin önünde-ki kuram veya uygulama sorunlar›n› çeflitli yönleriyle iki gün boyunca tart›flacaklar,bir yandan uygulamal› halkbilimi müzelerinin nas›l kurulmas› gerekti¤i konusunda-ki bilimsel birikimi ortaya koyarlarken bir yandan da kamuoyunun dikkatini devle-timizin ihmal etti¤i bu alana yeniden çekmeye çal›flacaklard›r.

Türk müzecili¤inin kurumlaflma tarihi, sembolik olarak 1846 y›l›nda TophaneMüfliri Fethi Ahmet Pafla’n›n Aya ‹rini’deki antikalar› toplamas›yla bafllat›l›r. Bu ne-denle müzecili¤imizin 150 y›l› aflk›n bir geçmifli bulunmaktad›r. Hamdi Bey ve HalilEthem Beylerin hizmetleriyle bafllay›p geliflen Türk Müzecili¤i, ne yaz›k ki, Cumhu-riyetin kurulufl döneminde baflta Hamit Zübeyr Koflay’›n “Aç›k-hava halk müzeleri”son dönemlerde Ahmet Edip Uysal’›n “Folklor Aç›k-Hava Müzeleri” kurulmas› ge-rekti¤i yönündeki sistemli mücadelelerine ve bu yöndeki ciddi teflebbüslerine karfl›n,halk kültürünün müzelenmesi konusunda baflar›l› olamam›flt›r. Bu konudaki tek te-selli, Atatürk’ün 1925 y›l›nda kurulmas›n› emretti¤i ve 1930 y›l›nda aç›l›fl›n› sa¤lad›-¤› Ankara Etnografya Müzesi olmufltur. Bina ve malzeme aç›s›ndan daha sonra ku-rulan hiçbir etnografya müzesi, Cumhuriyetin ilk y›llar›n›n imkans›zl›klar› içinde ku-rulan bu müzeyi aflamam›flt›r. 1955 y›l›nda Bergama Etnografya Müzesi’nin aç›lma-s›, 1958 y›l›nda Ankara Sö¤ütözü’nde, 1980’lerde ODTÜ bünyesinde Folklor Aç›k-Hava Müzesi kurulmas› yönünde yar›m kalan giriflimler ve son dönemlerde KültürBakanl›¤›’nca kimi flehirlerde aç›lan halk kültüründen seçilmifl birkaç yüz parçadanoluflan kimi “antika”lar›n sergilendi¤i “Etnografya Müzeleri”, Türkiye’nin bu alanda-ki zenginli¤ini yans›tacak ve kültür, turizm ve e¤itim gereksinimlerini karfl›layacaksonuçlar do¤urmam›flt›r.

Halkbilimi müzecili¤i bak›m›ndan Türkiye’nin bu vahim durumuna karfl›l›k, bafl-ta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyadaki durum oldukça farkl›d›r: Günümüzde ço-¤u s›ras›yla Kuzey, Bat›, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinde toplanm›fl irili ufakl› bin-den fazla aç›k hava müzesi vard›r ve bu müzelerde yaklafl›k 15.000 karakteristik ya-p› korunmaktad›r. Sadece ‹sveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da 500 civar›n-da aç›k hava müzesinde 6000i aflk›n geleneksel yap› yer almaktad›r. Dünyada ilkaç›k hava müzesinin temeli 1872 y›l›nda ‹sveç’te at›lm›flt›r. 1891 y›l›nda hizmete aç›-lan 150 ahflap, 2 tafl evin yer ald›¤› Skansen Aç›k Hava Müzesi, 1936 y›l›nda Biri-tish Museum ve New York Hayvanat Bahçesi’nden sonra gezilme oran› bak›m›ndandünyada üçüncü s›ray› alm›flt›r. O dönemde 500 bin nüfusu olan Stockholm’daSkansen müzesini 1milyon 366 bin kiflinin ziyaret etmifl olmas› bu tür müzelerin et-ki alan›n› görmek aç›s›ndan dikkate de¤erdir. ‹sveç-Stockholm’da 1891 y›l›nda aç›-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

12

lan Skansen Aç›k Hava Müzesi’nden sonra, uygulamal› halkbilim müzecili¤i Avru-pa’da h›zla yay›lm›fl, 1894’te Norveç-Oslo, 1897’de Danimarka-Kopenhag, 1901’deDanimarka-Frilandsmuseet, 1908’de Finlandiya-Helsinki, 1909’da Danimarka-Aar-hus, 1912’de Hollanda-Arnhem, 1934’te Almanya-Clopperburg ve 1936 y›l›nda Ro-manya-Bükrefl, 1938’de ‹ngiltere-Castle müzesi, 1964 y›l›nda Bulgaristan-Etur,1976 y›l›nda Ukrayna-Kiev aç›k hava müzeleri aç›lm›flt›r. Kaynaklar, Avrupa d›fl›n-da ise Amerika’da 700, Afrika’da 20 ve Asya’da l0 civar›nda folklor aç›k hava mü-zesinin varl›¤›n› iflaret etmektedir. Bu müzelerin her biri, yüzlerce baz›lar› binlercedönüm arazi içinde onlarca özgün halk kültürü mimari eserini ve bu yap›lar›n içindeve d›fl›nda korunan ve yeniden üretilerek yaflat›lan say›s›z halk kültürü ürününü içer-mektedir. (Bilgiler, Koflay 1974:136-151, Sempozyum Bildirileri 1985 ve ad› geçenmüzelerle ilgili Internet sitelerinden derlenmifltir.)

Meslektafllar›m›z›n iki gün boyunca bildiri ve tart›flmalar›nda da söz edece¤iüzere, Dünya halkbilimi müzecili¤i bu derece geliflmifl iken, Türkiye’nin bu alanda-ki duyars›zl›¤›na halk kültürü müzecili¤inin motivasyon ilkelerinden biri olan “Müze,gurur duyulan geçmifli, baflkalar›na ve gelecek kuflaklara göstermek amac›yla ku-rulur” özdeyifli ile yaklaflacak olursak, bu aç›dan da “Türklerin köklü bir geçmifle vezengin bir kültüre sahip” oldu¤u fleklindeki soyut övüncümüzü somut göstergeleredönüfltüremedi¤imiz görülür.

Türk halkbilimi müzecili¤i hareketinin öncüsü, Hamit Zübeyr Koflay, günümüz-den yaklafl›k elli y›l önce, bütün çabalar›na ra¤men, Avrupa flartlar›nda bir halkbi-lim müzesinin kurulmas› konusunda Türkiye’yi yönetenleri ikna edememifl ve biranlamda ümitsizli¤inin manifestosu olarak flunlar› söylemifltir: “Ataletin a¤›r kaya-s›n› tahrik edecek elbette biri ç›kacakt›r. Memleketimizde inand›¤› davaya yüz bin-leri harcayan hay›r sahipleri de eksik de¤ildir. Müzelerin bir flehrin kalk›nmas›nda-ki rolünü hakkiyle idrak eden bir belediye reisi veya encümen üyeleri harabiye mah-kum tipik eski bir Türk evini istimlak ederek tamirden ve ona vazife bulmaktan çe-kinmez. Türkiye’de k›ymet say›labilecek muhafazas› gerekli nice konaklar, evlergözümüzün önünde bak›ms›zl›k yüzünden y›k›l›p gitti. Çeyiz sand›klar›nda sakl› ni-ce güzel giyim eflyas›n› ve mutfaklar›m›zdaki kap kaca¤› moda sildi süpürdü. Or-tada sanat de¤erleri kalmazsa halk›n zevkini ne ile yükseltece¤iz? ‹thal edece¤imizkültürler de baflka bir toplulu¤un ve milletin mal› de¤il midir?”(Koflay 1974:155)

Bugün Türkiye, Halkbilimi müzesi kurmak aç›s›ndan Hamit Zübeyr Koflay’› is-yan ettiren duyars›zl›k günleri kadar dahi flansl› de¤ildir. Çünkü, geçen elli y›ll›k za-man zarf›nda, onun da iflaret etti¤i gibi, bir çok kültür ürünü ve de¤eri modernleflmekarfl›s›nda yok olup gitti. Bugün, Türkiye ekonomik bak›mdan o günlere göre dahagüçlüdür, ama halkbilim müzesi kurmak aç›s›ndan o günler kadar halkbilimsel ma-teryal imkan›na sahip de¤ildir. Bu sempozyuma ve sempozyumla efl zamanl› olarakaç›lan “Türk Halkbilim Müzesine Do¤ru Sergisi”ne haz›rl›k niteli¤inde yaklafl›k 20 ili-mizde alan araflt›rmas› yapt›k. Yapt›¤›m›z bu araflt›rma s›ras›nda, kimi gelenekselmesleklerin art›k yok oldu¤unu kimilerinin ise son günlerini yaflad›¤›n› gördük.Birçok geleneksel meslek, yafllar› 60-70’in üzerindeki emektar ustalar taraf›ndan “ina-d›na” sürdürülmekte ve yeni ustalar yetifltirme düflüncesi ise, talep yoklu¤undan do-lay› hayal dahi edilmemektedir. Zulme u¤rayan bir “soylu eflk›ya” gibi da¤lara çeki-

AÇILIfi B‹LD‹R‹S‹

13

len geleneksel halk kültürümüz, da¤ köylerinde bile art›k gündelik hayat, eski kül-tür de¤erleri veya nesneleri ile yaflamad›¤› için oralarda da teknolojiye yenik düflü-yor. Türkiye, büyük ve köklü bir de¤iflim sürecinden geçiyor, bu süreç hemen he-men tamamlanmak üzeredir. Yafllar› yetmifle dayanm›fl ç›raks›z ustalar, y›k›lmayayüz tutmufl geleneksel evler, antikac› pazarlar›nda sat›lan geleneksel mutfak araç-gereçleri, art›k üretilmeyen tar›m aletleri, son örnekleri turistlere pazarlanan kilim-ler, hal›lar, heybeler… gözlere tak›lan son örnekleri oluflturuyor. Yok olan eflya ileyok olan sözel doku, gelenekler, inanmalar, oyunlar, müzikler ise sessiz sedas›z kay-bolup gidiyor.

Eski kültür de¤er ve nesnelerini kaybolmaktan kurtarma ifllevine karfl›l›k, uygu-lamal› halkbilimi müzeleri eski eflyalar›n dolduruldu¤u ve sergilendi¤i antikac› dük-kan› gibi bir yer de¤ildir. Halkbilimi müzesinde aç›k ve kapal› alanlar›yla bir kültür-den kesitler yaflar, yaflat›l›r. Bu tarz müzecilik sürekli araflt›rma, derleme ve de¤er-lendirme gibi bilimsel bir alt yap›yla, kütüphane ve arfliv oluflturularak, bilimsel ya-y›mlar, toplant›lar deste¤iyle yap›l›r. Bu nedenle halkbilimi müzeleri, ayn› zamandahalkbilimi araflt›rmalar›n›n fabrikas› veya laboratuar›d›r. Çok yönlü kültür, turizm vee¤itim ifllevine sahip olan halkbilimi müzelerinin Türkiye’de kurulamam›fl olmas›,halk kültürü araflt›rmalar›n› olumsuz yönde etkilemifl, ülkenin halk kültürünü tan›-mamaktan kaynaklanan devasa sorunlar› çözümsüz kalm›flt›r. Çözülemeyen bu so-runlar›n ise, Türkiye’ye kaybettirdi¤i zaman, maddi kaynak ve enerji üzerinde sem-pozyumun daralt›lm›fl konu ve amac›n› aflaca¤›ndan burada durmam›z mümkün de-¤ildir.

Bugüne kadar Türkiye’de halkbilimi müzesinin kurulamam›fl olmas›n›n alt›nda,siyasi irade veya ekonomik güç yoklu¤u kadar, bilimsel perspektif eksikli¤inden desöz etmeliyiz. Halkbilimi müzeleri, sürekli derleme ve araflt›rma, bunlar› bilimselyöntemlerle uygulama mekanlar›d›r. Bu nedenle, halkbilimi müzeleri ile üniversitearas›nda sürekli ve direkt ba¤lant› bulunmal›d›r. Bunun için en iyi çözüm, Halkbili-mi müzelerinin üniversite bünyesinde kurulacak Halkbilimi Bölümlerinin laboratuar›,ö¤renciler içinse hem uygulamal› ders hem de staj merkezi olarak planlanmas›d›r.Bu yap›laflma hem halkbilimi müzesini bilimsel yönden gelifltirecek hem de bafltanitelikli insan gücünü daha kolay elde etmek üzere, müze maliyetini azaltacakt›r.Bölüm mezunlar›n›n ise, müzede ö¤rendiklerini hayatta uygulamalar›yla yeni ticari,kültürel, e¤itimsel ve turistik sektörler ve ifl alanlar› do¤acakt›r.

Bu inanç ve duygular içinde, kat›l›mc›lar›n de¤erli görüfl ve önerileriyle sempoz-yumun baflar›l› geçmesini, bundan sonraki Sempozyumun Ankara’da kuraca¤›m›zilk ulusal Uygulamal› Türk Halkbilimi Müzesinin toplant› salonlar›nda yap›lmas›n› di-liyorum.

Kaynaklar:Koflay, Hamit Zübeyir(1974), Etnografya, Folklor, Dil, Tarih v.d. Konularda

Makaleler ve ‹ncelemeler, Ankara.Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkânlar› Sempozyumu Bil-

dirileri, (1985), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma DairesiYay›n›.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

14

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE SORUNLARI SEMPOZYUMU

M. Öcal O⁄UZ

Dünya Müzecilik literatüründe “Folklor Aç›k HavaMüzesi” “Aç›k Hava Halk Müzesi”, “Aç›k Hava HalkKültürü Müzesi” gibi adlarla an›lan “Uygulamal› Halk-bilimi Müzecili¤i”, ilk örneklerinin kuruldu¤u XIX. yüz-y›ldan günümüze kadarki üç yüzy›l› içine alan dönem-de, dünyada büyük bir geliflme göstermifl, kuruldu¤uülkeleri dünyaya tan›tan, yerel kültürü dünyaya açanbir kültürel araflt›rma, turizm ve e¤itim kurumu özelli-¤i kazanm›flt›r. Dünya halkbilimi müzecili¤inin bu ge-liflme seyri ve sonuçlar› incelendi¤inde Türkiye’de ne-lerin kaç›r›ld›¤›, nelerin baflar›lamad›¤› daha iyi görüle-bilecektir.

Türkiye’nin bu büyük eksikli¤ini gören ve bu yönde çok büyük çabalar harca-yan Türk halkbilimi müzecili¤i fikrinin babas› Dr. Hamit Zübeyr Koflay’›n çal›flmala-r›, yeni kurulan Cumhuriyetin k›t kaynaklar›na ve imkans›zl›klar›na karfl›n, Ata-türk’ün ileri görüfllülü¤ü sayesinde Ankara Etnografya Müzesi’nin kurulmas› baflar›-s›yla sonuçlanm›fl, Atatürk’ün ölümünden sonra, günümüze kadar devleti yöneten-lerin denilebilir ki duyars›zl›klar›, ilgisizlikleri veya cehaletleri, Türkiye’nin çeflitli ne-denlerle yok olan kendi öz kültür varl›¤›n› müzelemesine engel olmufl, böylece, Tür-kiye, kendi halk›n›n kültürünü Avrupa veya ça¤dafl dünya ölçütlerinde müzeleme-yen tek Avrupa ülkesi olarak literatüre geçmifltir.

Bu üzüntü verici sonuca ra¤men, Aç›k Hava Müzesi kurma düflüncesinin Cum-huriyet tarihi boyunca bir kez de olsa bilimsel boyutta ele al›nd›¤›n› görüyoruz. Tür-kiye’de ilk halkbilimi müzecili¤i bilimsel toplant›s›, Türkiye d›fl›ndaki halkbilimi mü-zecili¤i çal›flmalar›n› da yak›ndan izleyen Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal’›n fikri katk›la-r›yla, 13-15 Haziran 1985 tarihleri aras›nda Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli FolklorAraflt›rma Dairesi Baflkanl›¤› ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün iflbir-li¤inde “Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyu-mu” ad›yla gerçeklefltirilmifl, 21 araflt›r›c› ve bilim insan› taraf›ndan sunulan 21 bil-diride konu çeflitli yönleriyle ele al›nm›fl, Orta Do¤u Teknik Üniversitesi arazisi için-de bulunan Eymir Gölü civar›nda kurulmas› arzulanan veya planlanan aç›k-hava

AÇILIfi B‹LD‹R‹S‹

11

müzesi için bilimsel altyap› oluflturulmaya çal›fl›lm›flt›r.(Sempozyum Bildirileri,1985) Biri bilimsel di¤eri bilimsel-idari iki ciddi devlet kurumunun büyük heyecan-larla bafllatt›klar› bu teflebbüs çok geçmeden baflar›s›zl›kla sonuçlanm›fl ve Gazi Üni-versitesi’nin gerçeklefltirdi¤i bu toplant›ya kadar konu bir daha bu boyutta ve ciddi-yette ele al›nmam›flt›r.

Sözünü etti¤imiz bu ilk toplant›dan tam on yedi y›l sonra bugün Gazi Üniversi-tesi’nin düzenlemekte oldu¤u ve 47 bilim insan›, uzman ve araflt›r›c›n›n 38 bildiri ilekat›ld›¤› bu sempozyum, Türk halkbilimi müzecili¤i tarihine en kapsaml› bilimseltoplant› olarak geçecektir.

Sempozyuma kat›lan bilim insanlar›, halk kültürünün müzelenmesinin önünde-ki kuram veya uygulama sorunlar›n› çeflitli yönleriyle iki gün boyunca tart›flacaklar,bir yandan uygulamal› halkbilimi müzelerinin nas›l kurulmas› gerekti¤i konusunda-ki bilimsel birikimi ortaya koyarlarken bir yandan da kamuoyunun dikkatini devle-timizin ihmal etti¤i bu alana yeniden çekmeye çal›flacaklard›r.

Türk müzecili¤inin kurumlaflma tarihi, sembolik olarak 1846 y›l›nda TophaneMüfliri Fethi Ahmet Pafla’n›n Aya ‹rini’deki antikalar› toplamas›yla bafllat›l›r. Bu ne-denle müzecili¤imizin 150 y›l› aflk›n bir geçmifli bulunmaktad›r. Hamdi Bey ve HalilEthem Beylerin hizmetleriyle bafllay›p geliflen Türk Müzecili¤i, ne yaz›k ki, Cumhu-riyetin kurulufl döneminde baflta Hamit Zübeyr Koflay’›n “Aç›k-hava halk müzeleri”son dönemlerde Ahmet Edip Uysal’›n “Folklor Aç›k-Hava Müzeleri” kurulmas› ge-rekti¤i yönündeki sistemli mücadelelerine ve bu yöndeki ciddi teflebbüslerine karfl›n,halk kültürünün müzelenmesi konusunda baflar›l› olamam›flt›r. Bu konudaki tek te-selli, Atatürk’ün 1925 y›l›nda kurulmas›n› emretti¤i ve 1930 y›l›nda aç›l›fl›n› sa¤lad›-¤› Ankara Etnografya Müzesi olmufltur. Bina ve malzeme aç›s›ndan daha sonra ku-rulan hiçbir etnografya müzesi, Cumhuriyetin ilk y›llar›n›n imkans›zl›klar› içinde ku-rulan bu müzeyi aflamam›flt›r. 1955 y›l›nda Bergama Etnografya Müzesi’nin aç›lma-s›, 1958 y›l›nda Ankara Sö¤ütözü’nde, 1980’lerde ODTÜ bünyesinde Folklor Aç›k-Hava Müzesi kurulmas› yönünde yar›m kalan giriflimler ve son dönemlerde KültürBakanl›¤›’nca kimi flehirlerde aç›lan halk kültüründen seçilmifl birkaç yüz parçadanoluflan kimi “antika”lar›n sergilendi¤i “Etnografya Müzeleri”, Türkiye’nin bu alanda-ki zenginli¤ini yans›tacak ve kültür, turizm ve e¤itim gereksinimlerini karfl›layacaksonuçlar do¤urmam›flt›r.

Halkbilimi müzecili¤i bak›m›ndan Türkiye’nin bu vahim durumuna karfl›l›k, bafl-ta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyadaki durum oldukça farkl›d›r: Günümüzde ço-¤u s›ras›yla Kuzey, Bat›, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinde toplanm›fl irili ufakl› bin-den fazla aç›k hava müzesi vard›r ve bu müzelerde yaklafl›k 15.000 karakteristik ya-p› korunmaktad›r. Sadece ‹sveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da 500 civar›n-da aç›k hava müzesinde 6000i aflk›n geleneksel yap› yer almaktad›r. Dünyada ilkaç›k hava müzesinin temeli 1872 y›l›nda ‹sveç’te at›lm›flt›r. 1891 y›l›nda hizmete aç›-lan 150 ahflap, 2 tafl evin yer ald›¤› Skansen Aç›k Hava Müzesi, 1936 y›l›nda Biri-tish Museum ve New York Hayvanat Bahçesi’nden sonra gezilme oran› bak›m›ndandünyada üçüncü s›ray› alm›flt›r. O dönemde 500 bin nüfusu olan Stockholm’daSkansen müzesini 1milyon 366 bin kiflinin ziyaret etmifl olmas› bu tür müzelerin et-ki alan›n› görmek aç›s›ndan dikkate de¤erdir. ‹sveç-Stockholm’da 1891 y›l›nda aç›-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

12

lan Skansen Aç›k Hava Müzesi’nden sonra, uygulamal› halkbilim müzecili¤i Avru-pa’da h›zla yay›lm›fl, 1894’te Norveç-Oslo, 1897’de Danimarka-Kopenhag, 1901’deDanimarka-Frilandsmuseet, 1908’de Finlandiya-Helsinki, 1909’da Danimarka-Aar-hus, 1912’de Hollanda-Arnhem, 1934’te Almanya-Clopperburg ve 1936 y›l›nda Ro-manya-Bükrefl, 1938’de ‹ngiltere-Castle müzesi, 1964 y›l›nda Bulgaristan-Etur,1976 y›l›nda Ukrayna-Kiev aç›k hava müzeleri aç›lm›flt›r. Kaynaklar, Avrupa d›fl›n-da ise Amerika’da 700, Afrika’da 20 ve Asya’da l0 civar›nda folklor aç›k hava mü-zesinin varl›¤›n› iflaret etmektedir. Bu müzelerin her biri, yüzlerce baz›lar› binlercedönüm arazi içinde onlarca özgün halk kültürü mimari eserini ve bu yap›lar›n içindeve d›fl›nda korunan ve yeniden üretilerek yaflat›lan say›s›z halk kültürü ürününü içer-mektedir. (Bilgiler, Koflay 1974:136-151, Sempozyum Bildirileri 1985 ve ad› geçenmüzelerle ilgili Internet sitelerinden derlenmifltir.)

Meslektafllar›m›z›n iki gün boyunca bildiri ve tart›flmalar›nda da söz edece¤iüzere, Dünya halkbilimi müzecili¤i bu derece geliflmifl iken, Türkiye’nin bu alanda-ki duyars›zl›¤›na halk kültürü müzecili¤inin motivasyon ilkelerinden biri olan “Müze,gurur duyulan geçmifli, baflkalar›na ve gelecek kuflaklara göstermek amac›yla ku-rulur” özdeyifli ile yaklaflacak olursak, bu aç›dan da “Türklerin köklü bir geçmifle vezengin bir kültüre sahip” oldu¤u fleklindeki soyut övüncümüzü somut göstergeleredönüfltüremedi¤imiz görülür.

Türk halkbilimi müzecili¤i hareketinin öncüsü, Hamit Zübeyr Koflay, günümüz-den yaklafl›k elli y›l önce, bütün çabalar›na ra¤men, Avrupa flartlar›nda bir halkbi-lim müzesinin kurulmas› konusunda Türkiye’yi yönetenleri ikna edememifl ve biranlamda ümitsizli¤inin manifestosu olarak flunlar› söylemifltir: “Ataletin a¤›r kaya-s›n› tahrik edecek elbette biri ç›kacakt›r. Memleketimizde inand›¤› davaya yüz bin-leri harcayan hay›r sahipleri de eksik de¤ildir. Müzelerin bir flehrin kalk›nmas›nda-ki rolünü hakkiyle idrak eden bir belediye reisi veya encümen üyeleri harabiye mah-kum tipik eski bir Türk evini istimlak ederek tamirden ve ona vazife bulmaktan çe-kinmez. Türkiye’de k›ymet say›labilecek muhafazas› gerekli nice konaklar, evlergözümüzün önünde bak›ms›zl›k yüzünden y›k›l›p gitti. Çeyiz sand›klar›nda sakl› ni-ce güzel giyim eflyas›n› ve mutfaklar›m›zdaki kap kaca¤› moda sildi süpürdü. Or-tada sanat de¤erleri kalmazsa halk›n zevkini ne ile yükseltece¤iz? ‹thal edece¤imizkültürler de baflka bir toplulu¤un ve milletin mal› de¤il midir?”(Koflay 1974:155)

Bugün Türkiye, Halkbilimi müzesi kurmak aç›s›ndan Hamit Zübeyr Koflay’› is-yan ettiren duyars›zl›k günleri kadar dahi flansl› de¤ildir. Çünkü, geçen elli y›ll›k za-man zarf›nda, onun da iflaret etti¤i gibi, bir çok kültür ürünü ve de¤eri modernleflmekarfl›s›nda yok olup gitti. Bugün, Türkiye ekonomik bak›mdan o günlere göre dahagüçlüdür, ama halkbilim müzesi kurmak aç›s›ndan o günler kadar halkbilimsel ma-teryal imkan›na sahip de¤ildir. Bu sempozyuma ve sempozyumla efl zamanl› olarakaç›lan “Türk Halkbilim Müzesine Do¤ru Sergisi”ne haz›rl›k niteli¤inde yaklafl›k 20 ili-mizde alan araflt›rmas› yapt›k. Yapt›¤›m›z bu araflt›rma s›ras›nda, kimi gelenekselmesleklerin art›k yok oldu¤unu kimilerinin ise son günlerini yaflad›¤›n› gördük.Birçok geleneksel meslek, yafllar› 60-70’in üzerindeki emektar ustalar taraf›ndan “ina-d›na” sürdürülmekte ve yeni ustalar yetifltirme düflüncesi ise, talep yoklu¤undan do-lay› hayal dahi edilmemektedir. Zulme u¤rayan bir “soylu eflk›ya” gibi da¤lara çeki-

AÇILIfi B‹LD‹R‹S‹

13

len geleneksel halk kültürümüz, da¤ köylerinde bile art›k gündelik hayat, eski kül-tür de¤erleri veya nesneleri ile yaflamad›¤› için oralarda da teknolojiye yenik düflü-yor. Türkiye, büyük ve köklü bir de¤iflim sürecinden geçiyor, bu süreç hemen he-men tamamlanmak üzeredir. Yafllar› yetmifle dayanm›fl ç›raks›z ustalar, y›k›lmayayüz tutmufl geleneksel evler, antikac› pazarlar›nda sat›lan geleneksel mutfak araç-gereçleri, art›k üretilmeyen tar›m aletleri, son örnekleri turistlere pazarlanan kilim-ler, hal›lar, heybeler… gözlere tak›lan son örnekleri oluflturuyor. Yok olan eflya ileyok olan sözel doku, gelenekler, inanmalar, oyunlar, müzikler ise sessiz sedas›z kay-bolup gidiyor.

Eski kültür de¤er ve nesnelerini kaybolmaktan kurtarma ifllevine karfl›l›k, uygu-lamal› halkbilimi müzeleri eski eflyalar›n dolduruldu¤u ve sergilendi¤i antikac› dük-kan› gibi bir yer de¤ildir. Halkbilimi müzesinde aç›k ve kapal› alanlar›yla bir kültür-den kesitler yaflar, yaflat›l›r. Bu tarz müzecilik sürekli araflt›rma, derleme ve de¤er-lendirme gibi bilimsel bir alt yap›yla, kütüphane ve arfliv oluflturularak, bilimsel ya-y›mlar, toplant›lar deste¤iyle yap›l›r. Bu nedenle halkbilimi müzeleri, ayn› zamandahalkbilimi araflt›rmalar›n›n fabrikas› veya laboratuar›d›r. Çok yönlü kültür, turizm vee¤itim ifllevine sahip olan halkbilimi müzelerinin Türkiye’de kurulamam›fl olmas›,halk kültürü araflt›rmalar›n› olumsuz yönde etkilemifl, ülkenin halk kültürünü tan›-mamaktan kaynaklanan devasa sorunlar› çözümsüz kalm›flt›r. Çözülemeyen bu so-runlar›n ise, Türkiye’ye kaybettirdi¤i zaman, maddi kaynak ve enerji üzerinde sem-pozyumun daralt›lm›fl konu ve amac›n› aflaca¤›ndan burada durmam›z mümkün de-¤ildir.

Bugüne kadar Türkiye’de halkbilimi müzesinin kurulamam›fl olmas›n›n alt›nda,siyasi irade veya ekonomik güç yoklu¤u kadar, bilimsel perspektif eksikli¤inden desöz etmeliyiz. Halkbilimi müzeleri, sürekli derleme ve araflt›rma, bunlar› bilimselyöntemlerle uygulama mekanlar›d›r. Bu nedenle, halkbilimi müzeleri ile üniversitearas›nda sürekli ve direkt ba¤lant› bulunmal›d›r. Bunun için en iyi çözüm, Halkbili-mi müzelerinin üniversite bünyesinde kurulacak Halkbilimi Bölümlerinin laboratuar›,ö¤renciler içinse hem uygulamal› ders hem de staj merkezi olarak planlanmas›d›r.Bu yap›laflma hem halkbilimi müzesini bilimsel yönden gelifltirecek hem de bafltanitelikli insan gücünü daha kolay elde etmek üzere, müze maliyetini azaltacakt›r.Bölüm mezunlar›n›n ise, müzede ö¤rendiklerini hayatta uygulamalar›yla yeni ticari,kültürel, e¤itimsel ve turistik sektörler ve ifl alanlar› do¤acakt›r.

Bu inanç ve duygular içinde, kat›l›mc›lar›n de¤erli görüfl ve önerileriyle sempoz-yumun baflar›l› geçmesini, bundan sonraki Sempozyumun Ankara’da kuraca¤›m›zilk ulusal Uygulamal› Türk Halkbilimi Müzesinin toplant› salonlar›nda yap›lmas›n› di-liyorum.

Kaynaklar:Koflay, Hamit Zübeyir(1974), Etnografya, Folklor, Dil, Tarih v.d. Konularda

Makaleler ve ‹ncelemeler, Ankara.Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkânlar› Sempozyumu Bil-

dirileri, (1985), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma DairesiYay›n›.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

14

AÇIK HAVA MÜZELER‹(Tan›m›, Türkiye’deki Durumu, Yurtd›fl›ndan Bir Örnek)

Alparslan SANTUR

GiriflGeleneksel kültürden kaynaklanan uygulamalar›n sa¤l›kl› analizlerini yapabil-

mek, kültürün hem maddi, hem de manevi yönünü birlikte de¤erlendirmeyle do¤ruorant›l›d›r. Geleneksel konutla ilgili inan›fllar›, konuttan ay›rmak; bir köy odas›ndakigeleneksel uygulamalar›, o köy odas›ndan ayr› düflünmek; esnafl›kla ilgili gelenek-lerde, bir zanaatkar›n mesle¤ini icra etti¤i dükkan›n›, kulland›¤› araç-gereçleri dik-kate almamak; baflka bir deyiflle geleneksel kültürle ilgili hemen hemen bütün ina-n›fllar›, maddi unsurlar› ile birlikte ele almamak mümkün görünmemektedir.

Bu durum, halkbilimi araflt›rmalar›nda, konuyla ilgili maddi malzemenin de tes-pit edilmesi, toplanmas›, tasniflenmesi ve muhafaza edilerek saklanmas› gereklili¤i-ni ortaya ç›karmaktad›r. H›zl› kültür de¤iflimi sonucunda, söz konusu malzemeninyok olmaya bafllamas›, üreticilerinin art›k bulunamamas› gibi etkenler de, konununbir baflka boyutu olup, bu tür malzemenin korunmas› ve müzelenmesi çal›flmalar›-n›n önemini art›rmakta ve aç›k hava müzelerinin kurulufl amac›n› aç›klamaktad›r.

Özellikle geleneksel mimari yap›lar baflta olmak üzere kaybolmakta veya bo-zulmakta olan maddi kültür ile ilgili malzemenin bir müze alan›nda korunmas› vemuhafaza edilerek gelecek kuflaklara ulaflt›r›lmas› ve bu yolla halk›n kendi gelenek-lerini daha iyi benimseyebilmelerini sa¤lamak.

Bu amaç do¤rultusunda harekete geçen ‹skandinav ülkeleri, ilk aç›k hava mü-zelerinin de kurulmalar›nda rol alm›fllard›r. (1891 y›l›nda Stockholm / ‹sveç, 1894y›l›nda Norsk Folkemuseum, Oslo/Norveç) Günümüzde Avrupa’n›n birçok ülkesin-de bu tür müzeler çal›flmalar›n› sürdürmektedir.

Aç›k hava müzelerinin, genel olarak afla¤›daki aflamalardan sonra flekillendik-leri görülmektedir:

- Birinci aflamada halk›n kendi imkanlar› ile ortaya ç›kard›¤› ve kulland›¤› mal-zemeler toplanm›flt›r.

- ‹kinci aflamada, bu malzeme çeflitli mekanlarda sergilenmifltir.- Üçüncü aflamada, giderek bu malzeme çeflitlendirilerek ve birbiriyle ilgili mal-

zeme bir araya getirilerek müzelerde sergilenmeye bafllanm›flt›r.- Dördüncü aflamada, geleneksel yap›lar koruma alt›na al›nmaya bafllanm›fl ve

bu malzeme ait olduklar› mekanlarla birlikte sergilenmifltir.

15

- Beflinci aflamada, zamanla içlerindeki bütün eflyalarla birlikte çeflitli yap› tip-leri müze haline getirilmifltir.

- Alt›nc› ve son aflamada ise bu yap›lar bir araya getirilerek bir alanda toplan-m›flt›r.

Bu geliflimden de anlafl›laca¤› üzere, aç›k hava müzelerinin ana elemanlar›n›halk mimarisi ile ilgili konutlar, de¤irmenler, ürün saklama yerleri, hayvan bar›nak-lar›, ibadet yerleri, atölyeler, vb. oluflturmaktad›r. Ancak bu yap›lar tek bafllar›na yeralmamakta, içlerinde olmas› gereken eflyalarla birlikte teflhir edilmektedirler. Bunuflu flekilde aç›klarsak,bu tür bir müzede bir konuta girdi¤inizde, sanki konutun sakin-leri k›sa bir süre için d›flar› ç›km›fllar ve birazdan dönecekler hissine kap›lmak ko-layl›kla mümkündür.

Bu durum aç›k hava müzelerinin planlanmas›nda da dikkate al›nmaktad›r. - Müzedeki yap› gruplar›n›n birbiri ile ilgili olmas›na önem verilmektedir.- Müzedeki malzeme mümkün oldu¤u kadar tarihi durumlar›na uygun olarak

sergilenmektedir.- Gerekti¤inde müze alan›nda gölet ve akarsu oluflturularak binalar›n orijinal

çevrelerine uygun olmalar› sa¤lanmaktad›r.- Müze alan› modern çevreden mümkün oldu¤u kadar uzakta bulunmaktad›r.- Müze ziyaretçilerinin ve personelinin de ihtiyaçlar› dikkate al›narak dinlenme

salonlar›, otopark, tuvalet, restoran, çocuk park›, gezinti ve piknik alanlar› oluflturul-maktad›r.

- Arfliv, kütüphane, foto¤raf-mikrofilm stüdyolar›, atölye, toplant› salonu vb. bi-rimler bu tür müzelerin yard›mc› birimleridir.

Bu plan çerçevesinde oluflturulan aç›k hava müzelerinin bafll›ca özellikleri iseflunlard›r:

- Muhafazan›n yan›nda bilimsel ve ö¤retici amaçlar› vard›r.- Ticari kar amac› gözetilmez- Müzedeki malzemeler, birbirleri aras›ndaki mahalli ve fonksiyonel iliflkileri,

kültürel çevre içindeki durumlar› göz önüne al›narak sergilenmektedirler.- Bu tür müzelerde sergilemeler dura¤an olmay›p, zaman zaman düzenlenen et-

kinliklerle müzedeki malzemenin ifllevleri belirtilmekte, ziyaretçilerin de bu etkinlik-lere kat›l›m› sa¤lanmaktad›r.

Ayr›ca kültür alanlar›na göre aç›k hava müzeleri üçe ayr›lmaktad›r:- Ulusal (Bölgeler üstü)- Bölgesel- YerelAç›k Hava Müzelerinin Tan›m› ve Türkiye’de DurumuGörüldü¤ü üzere, dünyada ilk örnekleri 19.yy.›n sonlar›nda ortaya ç›kmaya

bafllayan aç›k hava müzeleri, ülkemizde ilk olarak Hamit Zübeyr Koflay taraf›ndanele al›nm›fl, önemi üzerinde durulmufltur. Ancak onun çabalar› ülkemizde bir aç›khava müzesi kurulmas›na yetmemifltir. 1985 y›l›nda Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Mil-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

16

li Folklor Araflt›rma Dairesi Baflkanl›¤› ve Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Rektörlü¤üiflbirli¤inde Ankara’da gerçeklefltirilen Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Ku-rulma ‹mkanlar› Sempozyumunda da bu konuda daha fazla gecikilmemesi gerekti-¤i ana fikrine ra¤men günümüze kadar bir sonuç al›namam›flt›r.

Bu durumun, çok boyutlu nedenleri üzerinde durmak istiyoruz:Ne yaz›k ki ülkemizdeki halkbilimi çal›flmalar›,elde edilen malzemenin müzelen-

mesi paralelinde yürütülememektedir. Geleneksel kültürle ilgili derlemeler yaz›l› bel-ge, ses ve görüntü malzemeleri ile s›n›rl› kalmakta, maddi kültürle ilgili malzemeninkendisinin tespit edilmesi ve korunmas› ise ihmal edilmektedir.Bunun sonucundagünümüzde bu tür malzemenin çok az örneklerinin Arkeoloji müzelerinin bir köfle-sinde, Etnografya müzelerinde sergilendikleri, antikac›larda pazarland›¤›, özel flah›s-lar›n evlerinin veya iflyerlerinin bir köflesinde dekor olarak kullan›ld›klar› veya evler-de kullan›lmayan di¤er eflyalarla birlikte bodruma veya tavan aralar›na at›ld›klar›görülmektedir.

Aç›k hava müzelerinin ana elemanlar›n› oluflturan geleneksel yap›lar›n ülkemiz-deki durumu da, di¤er maddi malzemenin durumundan farkl› de¤ildir.

Konunun malzemeyle ilgili bu boyutuna karfl›l›k,di¤er yandan ülkemizde ko-nuyla ilgili bir kavram kargaflas› da mevcuttur. Bu durum uzun zaman folklorun yan-l›fl anlafl›lmas›n› hat›rlatmaktad›r. Aç›k hava müzesinin ad›ndan hareket edilerek,düz mant›kla bu müzeler aç›k hava sinemas›, aç›k hava tiyatrosu veya herhangi biraç›k hava etkinli¤i gibi alg›lanmakta ve aç›k alandaki arkeolojik kal›nt›, vb. sergile-meler de, aç›k hava müzeleri olarak nitelendirilmektedir.

Özellikle medyan›n da bu duruma katk›s› görülmektedir. Son olarak ‹stanbul’daHaliç’te kurulmakta olan bir maket park› da, aç›k hava müzesi olarak duyurulmufl-tur.

Son zamanlarda Kültür Bakanl›¤›’na ba¤l› baz› arkeoloji müzelerinin aç›k havamüzesi olarak adland›r›lmalar› bu duruma bir örnek teflkil etmektedir. Halbuki ayn›Bakanl›¤›n bu tür müzelerin kurulmas› ve iflletilmesi ile ilgili görevin Halk Kültürleri-ni Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü yetki alan›nda oldu¤unu belirten yöner-gesi, Bakanl›¤›n müzelerden sorumlu Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan da bilinmektedir.

Ülkemizde konuyla ilgili baz› bilim çevrelerinde, aç›k hava müzesinin ad›nafolklor veya halkbilim kelimesinin eklenerek veya tek bafl›na folklor veya halkbilimmüzesi ad›n›n kullan›lmas›n›n da bir yanl›fll›ktan, baflka bir yanl›fll›¤a yönelme ola-rak de¤erlendirilmesinde yarar görülmektedir.

Aç›k hava müzesi tek bafl›na bir kavramd›r ve do¤rudan halk kültürü ile ilgili-dir. Bunun böyle oldu¤u, bizzat Milletleraras› Müzeler Konseyi (ICOM)’nin tan›m›ndada aç›kça ifade edilmektedir:

“Halk kültürünün kaybolmak üzere olan de¤erlerini kurtarmak için çeflitli ya-flay›fl tarzlar›n› aksettiren otantik, karakteristik mimari eserlerin, kullan›lan aletle-rin, zirai faaliyetlerin, el sanatlar›n›n vb. tipik unsurlar›n seçilerek, tafl›nmazlar›nyerlerinden sökülerek, asl›na uygun flekilde belirlenen bir arazi üzerinde yeniden biraraya getirilmelerinden oluflan müzeler.”1

AÇIK HAVA MÜZELER‹ (Tan›m›, Türkiye’de Durumu, Yurtd›fl›ndan Bir Örnek)

17

Bu nedenle aç›k hava müzeleri halk kültürünü kendisine konu edinen halkbili-miyle do¤rudan ilgilidir. Ancak bu tür müzelerin ayn› zamanda, yine halk kültürünükendine konu edinen Antropoloji, Etnoloji gibi bilim dallar›yla da do¤rudan ilgileribulunmaktad›r.

Bu nedenle aç›k hava müzesinin tan›m›n›n özünden hareket edilmesi gereklili-¤i, kavram kargaflas›n› önlemekte en önemli dayanak olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Bildirinin son bölümünde ele al›nacak olan Norveç örne¤inde yaklafl›k bu ülke-de bulunan 150 aç›k hava müzesinin hiçbirinin ad›nda aç›k hava müzesi veya folk-lor kelimesi geçmemektedir. Sadece bu tür müzelerin s›n›fland›r›lmas›nda ve tan›t›-m›nda aç›k hava müzesi teriminin kullan›ld›¤› görülmektedir.

Buradan giderek, Ülkemizde kurulabilecek ulusal nitelikte bir aç›k hava müze-sinin ad›n›n Türk Halk Kültürü Müzesi, bölgesel nitelikli bir aç›k hava müzesinin Ha-mit Zübeyr Koflay Müzesi, yerel olarak da Safranbolu, Yörük Köyü, Cumal›k›z›k Kö-yü, Tahtakufllar Köyü Halk veya Halk Kültürü Müzesi gibi adlar› örnek olarak vere-biliriz. Bu tür müzelerin tümü, aç›k hava müzeleri kapsam›nda de¤erlendirilmelidir.

Yukar›daki tan›m› ve mevcut aç›k hava müzelerinin durumunu göz önüne ald›-¤›m›zda, aç›k alandaki arkeolojik kal›nt›lar› veya restore edilen yap›lar› bu tan›miçinde de¤erlendirmek mümkün olmamaktad›r. Antropoloji, Etnoloji veya Halkbilimilgi alan› d›fl›ndaki bir özel alan› kendisine araflt›rma konusu olarak ele alan Arke-oloji ile ilgili buluntular›n, yine kendi müze sistemleri içinde sergilenmelerinde yarargörülmektedir. Di¤er yandan aç›k hava müzelerinin yayg›nlaflt›r›lmas› ile, adeta birs›¤›nt› gibi Arkeoloji müzelerinin küçük bir bölümünde kendilerine yer bulabilen halkkültürü malzemelerinin de, bu tür müzelere aktar›lmas› ve bu malzemenin, di¤ermalzemeyle bir araya gelmesi, bütünleflmesi, tarihsel, toplumsal, bölgesel, yerel ilifl-ki a¤lar›n›n kurulmas› mümkün olabilecektir.

Ayn› durum Etnografya Müzeleri için de geçerli olup, bu müzelerde sergilen-mekte olan malzemenin de, aç›k hava müzeleri bünyesinde de¤erlendirilmesinde veayn› Halkbilimi, Etnoloji veya Antropoloji Müzesi gibi bir fikir uyand›ran EtnografyaMüzesi teriminden de vazgeçilmesinde yarar görülmektedir.

Bu durum ayn› zamanda uzun zamand›r ülkemizde maddi kültür karfl›l›¤› olarakkullan›lan ve asl› tasviri etnoloji olan ve bir toplumun, bir etnik grubun yaflama biçi-miyle bu biçimin içeri¤ini oluflturan maddi ve manevi kültür ö¤elerini betimleyerekortaya koyan bir bilim dal› olan etnografyan›n2 yanl›fl kullan›m›n› da önleyecektir.

Restore edilen yap›lara gelince, yine aç›k hava müzeleri sistemi içinde, tafl›na-may›p müze alan› d›fl›nda kalan bu tür yap›lar, genellikle bir aç›k hava müzesineba¤l› olarak teflhir edilmektedirler. Ülkemizde baz› yerel yönetimlerin veya özel te-flebbüslerin iyi niyetle bafllatt›klar› restorasyon çal›flmalar›, o yörede bir aç›k havamüzesi olmad›¤› için ço¤unlukla bilimsellikten uzakta yürütülmekte, zamanla karfl›-lafl›lan yap›n›n bak›m›, korunmas› gibi sorunlar nedeniyle bir süre sonra yap› eskihaline dönme riskini tafl›maktad›r.

Aç›k hava müzelerinin en önemli ifllevlerinden birisi de, burada karfl›m›za ç›k-maktad›r. Bu tür müzeler teflhirdeki yap›lar›n yan›nda, müze alan› içinde olmayan ve

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

18

içinde oturulmakta olan geleneksel yap›lar›n da oldukça pahal›ya mal olan restoras-yon, bak›m ve tamir ifllerinde teknik eleman, araç ve malzeme yard›m›nda buluna-bilmektedirler.

Özellikle ülkemizde karfl›lafl›lan di¤er bir sorun da, müzelere yeteri kadar yerliziyaretçinin gelmedi¤idir. Klasik müze sistemi d›fl›nda kalan, yeflil alanlar›, gezinti,piknik, çocuk oyun alanlar›, restoranlar› ile aç›k hava müzeleri, bilgilendirmenin ya-n›nda, birer çekim alan› olarak da karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Halk›n kat›l›m›yla düzenlenen mevsimlik ve dini bayramlardaki etkinlikler veözel kutlamalar da, bu tür müzelere halk›n ilgisini çekmede önemli rol oynamakta-d›rlar.

Aç›k hava müzeleri ayn› zamanda bünyesinde bulunan teflhir malzemeleri ya-n›nda, arfliv, kütüphane, çal›flma salonlar› ile araflt›rmac›lar ve ö¤renciler için de bi-rer kaynak durumundad›rlar. Bazen bir enstitü bünyesinde çal›flmalar›n› yürütenaç›k hava müzeleri, do¤rudan araflt›rma birimleri de olabilmektedir.

Di¤er yandan bu tür müzelerde koruma alt›na al›nan geleneksel zanaatlarla il-gili mekanlarda, zaman zaman düzenlenen etkinliklerle, yerel ustalar›n uygulamal›gösteri ve ürünlerini pazarlama imkan› bulmalar› da, kaybolmakta olan bu tür el sa-natlar›n›n tan›t›lmas›, canland›r›lmas› bak›m›ndan önem tafl›maktad›r.

Ülke kültürünün yurtd›fl›nda tan›t›m›nda da, aç›k hava müzeleri önemli bir tu-rizm potansiyeline sahip birimler olarak öne ç›kmaktad›rlar.

Ancak her fleyden önce, aç›k hava müzeleri milli bilincin yerleflmesinde, ülke-nin kültürel özelliklerinin tan›t›m›nda, kültürler aras› hoflgörünün pekifltirilmesinderol oynayan birimler olarak, büyük öneme sahiptirler. Günümüzde hala geçerlili¤inikorumakta olan k›r-köy toplumlar› ile flehir toplumlar› aras›ndaki yabanc›laflma gi-bi birçok sosyo-kültürel sorunun temelinde, bu tür müzelerin ülkemizde yayg›nlaflt›-r›lamamas›n›n pay› büyüktür.

Aç›k Hava Müzelerine Yurtd›fl›ndan Bir ÖrnekBu bölümde aç›k hava müzelerine örnek olarak, 1990 y›l›nda konuyla ilgili ola-

rak Norveç’te gerçeklefltirilen bir araflt›rma s›ras›nda ziyaret edilen üç müze ile ilgilik›sa bilgiler aktar›lacakt›r.

Birinci örne¤imiz Norveç’in en büyük ulusal müzesi olan Norveç Halk Müzesi-dir. (Norsk Folkemuseum) Müze ayn› zamanda, baflta da belirtti¤imiz gibi dünyan›nen eski ikinci aç›k hava müzesi olup, 1894 y›l›nda kurulmufltur. Oslo merkezindebulunan müze, 16.yy.’dan günümüze Norveç halk kültürü ile ilgili malzemeleri ba-r›nd›rmaktad›r. Müzede koruma alt›na al›nan 170 kadar yap›n›n k›rsal olanlar› böl-gesel özelliklerine göre grupland›r›lm›flt›r. Kent yap›lar› da ayr› bir bölümde yer al-m›flt›r. Müzede yap›lar›n içleri ile teflhir salonlar›nda 160.000’den fazla malzeme bu-lunmaktad›r. Ev araç-gereçleri, giyim-kuflam, süs eflyalar›, dokuma örnekleri, çiftlikaraç-gereçleri, müzik aletleri bunlar›n bafll›calar›n› oluflturmaktad›r. Müzede ayr›cabir restoran, kafeterya ve geleneksel Norveç mutfa¤›ndan örneklerin sunuldu¤u biraç›k hava lokantas› bulunmaktad›r.

AÇIK HAVA MÜZELER‹ (Tan›m›, Türkiye’de Durumu, Yurtd›fl›ndan Bir Örnek)

19

‹kinci örne¤imiz bölgesel özellikteki Maihaugen De Sandvigske Samlinger’dir.Anders Sandvig ad›nda bir diflçinin giriflimiyle 1907 y›l›nda kurulmufltur. Müzeninaç›k alan›nda bölge halk›n›n yaflam›, çeflitli yap›lar ile çiftlik komplekslerinde teflhiredilmekte olup, bu yap›lar aras›nda boya, tabakhane, çömlek atölyeleri de bulun-maktad›r. Ayr›ca kapal› alanda bulunan teflhir salonlar›nda ayakkab›c›, flapkac›,kürkçü, semerci, ciltçi, sepetçi, pipocu, vb. zanaatkarlar›n atölyeleri, içlerindekiaraç-gereçlerle birlikte sergilenmektedir. Müzede ziyaretçilere geleneksel kahve ser-visinin yap›ld›¤› bir kafeterya ile büfe ve bir sat›fl ma¤azas› bulunmaktad›r. Ayr›cakonferans, konserler, rehberli turlar, çeflitli kutlamalar müzenin etkinlikleri aras›nda-d›r.

Üçüncü örne¤imiz, yöresel bir aç›k hava müzesi olan Hadeland Halk Müzesi’dir.(Hadeland Folkemuseum) 1913 y›l›nda kurulan müze, eski bir kilise etraf›nda olufl-mufltur. Ayr›ca müze alan›nda bir mezarl›k bulunmaktad›r. Aç›k alanda 20’den faz-la yap› sergilenmektedir. Ayr›ca bir arfliv, foto¤raf koleksiyonu, kafeterya, sergi sa-lonu bulunmaktad›r.

Yararlan›lan KaynaklarA.Kitaplar1.ESPELAND, Else-Kare SVEEN: Museums In Norway PDC Aurskog,Oslo

1989,191 Pg.2.Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu

Bildirileri (13-15 Haziran 1985), Ankara Üniversitesi Bas›mevi, Ankara 1985, 152S. “Kültür ve Turizm Bakanl›¤›” “Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›: 64” “Se-miner,Kongre Bildirileri Dizisi:18”

3.Hadeland Folkemuseum Og Tingelstad Gamle Kirke (En Orientering PaNorsk Og Engelsk) Hadeland Trykk-Reklame A/S,Brandbu 1988, 48 S.

4.Hadeland Folkemuseum (75 ar 1913-1988) Hadeland Trykk-ReklameA/S,Brandbu 1988, 95 S.

5.Hadeland Folkemuseum (Arsmelding 1989) Hadeland Trykk-ReklameA/S,Brandbu 1989,16 S.

6.HAUGLID, Anders Ole: Maihaugen (The Sandvig Collections Guide) Typesetand Printed by Mesna Trykk a.s,Lillehammer 1989,64 Pg.

7.Norsk Folkemuseum (The Norwegian Folk Museum)Printed in Norway byHaslum Grafisk A/S,Oslo,31 Pg.

8.Norwegian Folkmuseum Kirstes Paste Up A/S,Oslo 1988,55 S.9.ÖNDER, Mehmet: Türkiye Müzeleri Ajansmat Ofset Matb.,Ankara 1995,259

S. “Türkiye ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar› Genel Yay›n No:175” “Sanat Dizisi:27”10. ÖRNEK, Sedat Veyis: Türk Halkbilimi. Özkan Matb., Ankara 2000, 262 S.B. Makaleler11.ERBEK, Güran: Aç›k-Hava Folklor Müzeleri ve El Sanatlar› Folklor Aç›k Ha-

va Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri,119-125.S.12.ESPELAND, Else-Kare SVEEN: Norveç’de Bulunan Aç›k Hava Müzeleri ve

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

20

K›sa Özellikleri (Çev.:Alparslan SANTUR), Türk Halk Kültürü Araflt›rmalar› 1996,byy, Ankara 1998, 66-89.S.

13.ÖZTÜRK, Doç.Dr. ‹smail: Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Kültürel De¤i-flim ve Müzecilik Aç›s›ndan Kültürün Maddi Ürünlerinin Önemi V.Milletleraras› TürkHalk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür Seksiyon Bildirileri, THK Bas›mevi ‹fll.,Ankara1997, 331-339. S. “T.C.Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›:1904” “HAGEM Yay›nlar›:249”“Seminer,Kongre Bildirileri Dizisi:56”

14.SANTUR, Alparslan: Aç›k Hava Müzelerinin Gelifiiminde Norveç Örne¤i veTürkiye’de Durum V.Milletleraras› Türk Halk Kültürü Kongresi, Genel Konular Sek-siyon Bildirileri, THK Bas›mevi ‹fil., Ankara 1997,193-206.S.

15.SANTUR, Alparslan: Weald-Downland (‹ngiltere) Aç›k Hava Müzesi Çeviri,Folklor/Edebiyat, Cilt 2, Say› 12, 113-118. S. , 1997

16.SANTUR, Alparslan: Aç›k Hava Müzeleri ‹çerisinde Ahilik ve Esnaf KültürüII.Uluslararas› Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri, 270-276. S., 1999

17.SANTUR, Alparslan: Aç›k Hava Müzelerine Bir Örnek Hadeland (Norveç)Halk Müzesi Türk Halk Kültürü Araflt›rmalar› 1998, 49-58.S., 2000

18.UYSAL, Prof. Dr. Ahmet Edip: (Çev.) Aç›k Hava Müzelerinin Kurulmas› ve‹flletilmesi Hakk›nda (ICOM) ca Tespit Edilen ‹lkeler. Türk Folklor Araflt›rmalar›1984, G.Ü. Bas›n- Yay›n Yüksekokulu Bas›mevi, Ankara 1984, 177-193. S. Kültürve Turizm Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›

C.Kültür Bakanl›¤› Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤üHalk Kültürü Arflivi

19.NAHYA, Zümrüt: Norveç Aç›k Hava Müzeleri Araflt›rma Raporu (29 Kas›m-6 Aral›k 1990) Arfliv Yer No:YB.90.0239

20.SANTUR, Alparslan: Norveç Aç›k Hava Müzeleri Araflt›rma Foto¤raflar› Ar-fliv Yer No:F.90.0650-0683

21.SANTUR, Alparslan: Norveç Aç›k Hava Müzeleri Araflt›rma Video ÇekimleriArfliv Yer No:BVB.93.0081

NOTLAR1 ÖNDER, Mehmet : Aç›khava Folklor Müzelerine Do¤ru. “Folklor Aç›k Hava

Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri.”2 ÖRNEK, Sedat Veyis : Türk Halkbilimi.

AÇIK HAVA MÜZELER‹ (Tan›m›, Türkiye’de Durumu, Yurtd›fl›ndan Bir Örnek)

21

KÜLTÜR BAKANLI⁄ININ FOLKLOR AÇIK HAVA MÜZES‹ KURMA TEfiEBBÜSÜ VE HAZ‹N SONUCU

Nail TAN

Türkiye’de bir “Folklor Aç›k Hava Müzesi” kurulmas› düflüncesini ortaya atarakgerçekleflmesi için kap› kap› dolaflan ilk müzecimiz Dr. Hâmit Zübeyr Koflay’d›r. Mü-zecilerden umudunu kesti¤inden olsa gerek, Millî Folklor Araflt›rma Dairesindeki bi-rinci baflkanl›¤›m döneminde (1973-1978) beni de s›k s›k aram›fl, bu konuya el at-mam› istemifltir. Evindeki broflür ve saydamlardan bilgi edinmemi de sa¤lam›flt›r. Oy›llarda, flimdi oldu¤u gibi yurt d›fl›na gidip bu tür müzeleri gezme imkân› çok azd›.Dünyada ilk folklor aç›k hava müzesi ‹sveç’teki Skansen Müzesi 1891 y›l›nda ziya-rete aç›lm›fl, bunu 100’den fazla müzenin kurulmas› takip etmiflti. Birçok ülkenin ay-r›ca Millî Müzeleri de vard›. Ancak, köklü tarihî geçmiflimiz ve çok zengin halk kül-türümüze ra¤men Cumhuriyet döneminde bile bizim ne bir Millî Müzemiz ne de Folk-lor Aç›k Hava Müzemiz henüz kurulamam›flt›. Kültür Bakanl›¤›nda, bu tür müzelerikurmakla görevli bir An›tlar (Eski Eserler) ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü vard›. An-cak, bu Genel Müdürlü¤ün yöneticileri genellikle arkeologlar aras›ndan atanmaktay-d›. Roma dönemine ait bir sütun bafll›¤› karfl›s›nda ay›l›p bay›lan bu meslek mensup-lar›na bir su de¤irmeni, bir serender, bir dibek tafl› bir Roma sütunu kadar de¤er ifa-de etmiyordu. Yurt d›fl›nda birçok Millî Müze, Folklor Aç›k Hava Müzesi gezen GenelMüdürlük yetkilileri nedense bu tür müzelerle ilgilenmiyorlard›. Dr. Mehmet Önder’inMüsteflarl›¤› döneminde ele ald›¤› ve Ulus’ta yapmay› plânlad›¤› Millî Müze projesiniyine bu anlay›fltaki arkeologlar önlemifllerdi. Yine bu anlay›fl dolay›s›yla müzelerinetnografya bölümleri de üvey evlât muamelesi görmekteydi. K›sacas›, 1973-1978döneminde bu konuda, ilgili Genel Müdürlük nezdinde teflebbüste bulunmufl amabaflar›l› olamam›flt›m. Oysa, o y›llarda müze kurmak daha kolayd›. Bol malzemevard›, arazi temini daha kolayd›.

12 Eylül 1980 harekât›ndan sonra, yeni yöneticilere folklor aç›k hava müzesidüflüncesini açt›¤›mda çok olumlu karfl›lad›lar. Bakan Cihad Baban, görgülü ve bil-gili bir insand›. Müsteflar Kemal Gökçe, An›tlar (Eski Eserler) ve Müzeler Genel Mü-dürlü¤ünün tutumunu gayet iyi bildi¤inden bu müzenin kurulmas› iflinin baflkan› ol-du¤um Millî Folklor araflt›rma Dairesi taraf›ndan ele al›nmas›n› istedi. Severek kabulettim. Hâmit Beye söz vermifltim. Hatta müzedeki köy mezarl›¤›na öldü¤ümüzdeonun ve benim gömülmemi istiyordum.

22

1981 y›l›nda Kayseri ‹çkale’sinin boflalt›l›p Kültür Bakanl›¤›na devri gündemegeldi. Müze için en büyük sorun arazi teminiydi. Bulunacak arazinin en az 50 dönümolmas› ve büyük flehirlere yak›n olmas› gerekiyordu. Ankara’da bu büyüklükte ka-mu arazisi bulmak çok güçtü. Bu sebeple, Kayseri ‹çkale’sinde “‹ç Anadolu BölgesiFolklor Aç›k Hava Müzesi”nin kurulabilece¤ini düflündüm. Müsteflar›n görüflünü dealarak, müzede yer alacak yap›lar›n ve sergilenecek eflyalar›n bir listesini haz›rlad›k.An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ünden ‹çkale’nin dairemize tahsisini istedik. Buarada Cihad Baban görevden ayr›lm›flt›. Sonuç: ‹çkale, Kuyumcular Çarfl›s› yap›l-mak üzere Kayserili ifladamlar›na teslim edildi.

Tabiî, bu olay beni y›ld›rmad›. Arsa Ofisinden, arazi aramaya devam ediyorum.Baflkent yak›n›nda olmas› flart› var. Kastamonu, Çank›r› ve Bolu’da olsa arazi çok.Derken, 1982 y›l›nda halk bilimci Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal (ölümü 6 Temmuz1997) ODTÜ E¤itim Fakültesi Dekanl›¤›na atand›. Prof. Uysal, M‹FAD’›n en büyükdestekleyicilerinden biriydi. Bütün ‹ngilizce mektuplar›m›z› ücret almadan yazmak-tayd›. Konunun önemini çok iyi biliyordu. Folklor Aç›k Hava Müzelerinden bir bölü-münü gezmiflti. Böyle bir müzenin kurulmas›n› fliddetle arzu etmekteydi. Hatta, mü-ze için köylerden dö¤en, ka¤n›, boyunduruk, yaba, dirgen vb. eflyalar toplay›p evi-nin bodrumuna koymufltu.

Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal, dekan olduktan bir süre sonra (san›yorum 1983 y›-l›yd›) birlikte rektöre ç›k›p müze fikrimizi açt›k. Mimarl›k Fakültesi ö¤retim üyesi veö¤rencilerinin uygulama yapacaklar› böyle bir müzenin ODTÜ arazisi içinde kurul-mas›n›n yararlar›n› anlatt›k. Rektör, kurulufl masraflar› Bakanl›kça karfl›lanmas› flar-t›yla müze projesini destekleyece¤ini söyledi. Sonra, Kültür Bakanl›¤› üst yönetimi-ne konuyu açt›k. DPT yetkilileriyle görüfltük. Çünkü, giderlerini yat›r›m bütçesindenDPT karfl›layacakt›. DPT’de kültür bölümüne bakan uzmanlar da konuyu cazip bul-dular. ODTÜ ile arazi tahsisi konusunda yaz›flmalar bafllat›ld›. 1984 y›l› 31 Ekimin-de M‹FAD Baflkanl›¤›ndan Güzel Sanatlar Genel Müdürlü¤ü Genel Müdür Yard›mc›-l›¤›na atand›m. Yard›mc›m Kâmil Toygar baflkan oldu. Baflkan Kâmil Toygar, yar-d›mc›s› Hayrettin ‹vgin ve daha sonralar› HAKAD Baflkan› olan Zümrüt Nahya ve di-¤er M‹FAD görevlileri müzeyi kurmak için benim gibi canla baflla çal›flt›lar.

1985 y›l›, müze düflüncesinin hayata geçmesi için önemli bir y›l oldu. Arazi sö-zü al›nd›¤›ndan, art›k uygulamaya geçmek gerekmekteydi. M‹FAD; öncelikle folkloraç›k hava müzeleri konusundaki Türkiye’deki bilgi birikimini tespit amac›yla ODTÜRektörlü¤üyle iflbirli¤i yaparak 13-15 Haziran 1985 tarihleri aras›nda Ankara’da“Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkânlar› Sempozyumu”nu dü-zenledi. Bu sempozyumda “Türkiye’de Bugünkü ‹mkânlarla Bir Folklor Aç›k HavaMüzesi Nas›l Kurulabilir?”1 bafll›kl› bir bildiri sundum ve kafamdaki müze hayalini kâ-¤›da döktüm. Sempozyum s›ras›nda dünyadaki müzelerden baz›lar›n› tan›tan bir ser-gi de aç›ld›. Toplant›n›n sonunda, folklor aç›k hava müzesinin ODTÜ arazisi içindetercihan Eymir gölü çevresinde kurulmas› konusunda temenni karar› al›nd›. Sem-pozyumun hemen ard›ndan, müze düflüncesini hayata geçirmek üzere Kültür ve Tu-

KÜLTÜR BAKANLI⁄ININ FOLKLOR AÇIK HAVA MÜZES‹ KURMA TEfiEBBÜSÜ VE HAZ‹N SONUCU

23

rizm Bakanl›¤› bünyesinde Müsteflar Yard›mc›s› Aytu¤ ‹zat’›n baflkanl›¤›nda bir ça-l›flma grubu kuruldu. Bu grupta; Baflmüflavir Dr. Mehmet Önder, M‹FAD’dan KâmilToygar, Hayrettin ‹vgin, Zümrüt Nahya, Mahmut Bahad›r, Güzel Sanatlar Genel Mü-dürlü¤ünden Nail Tan, APK’den Erten Altaban, Gülsen Silindir, An›tlar ve MüzelerGenel Müdürlü¤ünden Ahmet Mentefl, Mehmet Y›lmaz ve Nimet Berkok görevlendi-rildiler. Çal›flma grubu, ODTÜ Rektörlü¤ünden Eymir Gölü çevresini tahsis ettirdi.DPT yat›r›m Program›na müzeyi ald›rd›. 1986 y›l› bütçesine plân-proje gideri olarak75 milyar TL. ödenek kondu.

1986-1987 y›llar›nda, ODTÜ Mimarl›k Fakültesi ö¤retim üyeleri müzede yeralacak yap›lar ve çevre düzenlemesi konular›nda çal›flt›lar. 1987 y›l›nda da ODTÜRektörlü¤üne 54 milyar 900 milyon TL. ödenek aktar›ld›.

ODTÜ arazisinde kurulacak müze, cans›z folklor aç›k hava müzesi türünde ola-cakt›. Ancak, müzenin giriflinde baz› el sanat› eflyalar›n üretildi¤i bir çarfl› ile yineTürk mutfa¤›ndan baz› yiyecek ve içeceklerin sat›ld›¤› 2-3 aflevi yap›lacakt›. Müze-nin giderleri Kültür Bakanl›¤›nca karfl›lanacak ancak kâr eflit olarak bölüflülecekti.

Müzede yer alacak yap›lar›n uzun süre ayakta kalmas› amac›yla tafl›ma yönte-mi yerine özgün malzemeyle yeniden inflas› yöntemi benimsenmiflti. Yap›lar›n çev-re düzenlemesi, yörelerinin bitki örtüsüne göre yap›lacakt›. Türkiye’deki halk mezartiplerinin yer ald›¤› bir de mezarl›¤› bulunacakt›. Eymir gölünden ve göle akan akar-sulardan da yararlan›lacakt›.

ODTÜ Mimarl›k Fakültesi 1988 y›l›nda yedi yöre evinin plânlar›n› haz›rlad› (An-kara, Antalya, Bursa, Kayseri, Nevflehir, Mardin ve Trabzon). Bu evlerin yap›lmas›zaman alacakt›. Oysa, özgün eflyalar her geçen gün kaybolmaktayd›. Bu sebeple,M‹FAD yöneticileri bir yandan da yap›lar›n içine yerlefltirecekleri eflyalar›n derlen-mesi ifline bafllad›lar. Ankara merkezden ve Antalya, Bursa, Kayseri, Nevflehir Mar-din ve Trabzon ilinden eflyalar sat›n al›n›p bu ilerin müze depolar›na konulmas›nabaflland›. Ayn› y›l, Afyon, Çorum, Isparta ve Silifke Müze Müdürlüklerine de ödenekaktar›l›p eflya sat›n al›nd›. Güner Özkan’dan 75 parça çalg›, Günda¤ Kayao¤lu’ndan213 parça bak›r eflya sat›n al›n›p Ankara’da AKM bodrumundaki depoya kondu.Sonraki y›llarda da eflya al›m›na devam edildi.

M‹FAD, 6 Kas›m 1989’da Halk Kültürlerini Araflt›rma Dairesi (HAKAD), 24 Ara-l›k 1991 tarihinde de Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü(HAGEM) ad›n› ald›, teflkilât› geniflledi.

1990 y›l›nda Etüd-Proje-‹nflaat ödene¤i olarak ODTÜ Rektörlü¤üne HAKAD ta-raf›ndan 154 milyar TL. aktar›ld› ve 11 Aral›k 1990 günü Ankara Ba¤ Evi’nin teme-li dönemin Kültür Bakan› Nam›k Kemal Zeybek taraf›ndan at›ld›. ‹nflaat› 1992 y›l›n-da tamamlanan bu bina kullan›lmad›¤› için bugün harap hâldedir.

Bu arada, Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal yafl haddinden 1989 y›l›nda emekliye ay-r›ld›. Hocam›z›n emekliye ay›rmas›yla, ODTÜ içindeki müze kurma ideali zay›flad›denebilir.

1992 y›l›nda müze projesi, Çevre Bakanl›¤›ndan büyük bir darbe yedi. Bakan-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

24

l›k, “Özel Çevre Koruma Bölgesi Kanunu” gere¤ince Eymir Gölü ve çevresini sözdekoruma alt›na ald›, inflaat yasa¤› getirdi. Oysa, kurulmakta olan müze, çevreyi ko-ruyucu bir müzeydi. Projenin durdurulmas›na ra¤men, ayn› y›l bütçeye konan infla-at ve çevre düzenleme ödene¤i ODTÜ Rektörlü¤üne aktar›ld›.

1993’ten itibaren ODTÜ arazisinde kurulacak olan müze projesi ask›ya al›nd›.Kültür Bakanlar› konuyla ilgilenmediler. HAGEM’in y›ll›k çal›flmalar›n› yans›tan HalkKültürü Araflt›rmalar› yay›nlar›nda da bir daha müzeden söz edilmez oldu.

1997 sonbahar›nda HAGEM Genel Müdürü olunca, projeyi canland›rmak iste-dim. Kültür ve Çevre Bakanl›klar› ayn› siyasî görüflteki Bakanlar taraf›ndan yönetil-mekteydi. Çevre Bakanl›¤›n› ikna etmek gerekiyordu. ‹stemihan TALAY imzas›ylagerekçeli bir yaz› yazd›k Çevre Bakanl›¤›na. Karar›n gözden geçirilmesini istedik.AKM’deki depodaki eflyalar› görmek istedim. Kazak ota¤›, fareler taraf›ndan lime li-me edilmifl, ahflap eflyan›n bir bölümü çürümüfl, k›r›lm›flt›. Çalg›lardan bir bölümü-nün de tutkallar› aç›lm›fl, telleri küflenmiflti. Bakanla ve üst yönetimle anlaflamad›-¤›mdan ve Genel Müdürlük içindeki Genel Müdür olma oyunlar›na ters düfltü¤ümiçin 1 Nisan 1998’de emekliye ayr›lmak zorunda kald›m. Zümrüt Nahya, k›za¤a çe-kildi. Projenin gene inançl› bir sahibi kalmad›. ODTÜ Rektörlü¤ü de Eymir Gölünüsosyal etkinlikleri için kullanmay› tercih etti. Konunun üzerine gitmedi. Göl bugünyosun ba¤lam›fl olup periflan hâldedir. Oysa müze kurulsayd› gölle de ilgilenilecek-ti.

1997 y›l›nda bir yandan Çevre Bakanl›¤›n› ikna çal›flmalar› sürerken bir yandanda yeni arazi pefline düfltük. Bakan›n memleketi Mersin’de devlete ait bir çiftlik ara-zisi veya orman arazisi temini imkân› ortaya ç›kt›. Zümrüt Nahya ile projesini yaz›pyaz›flmalar›n› bafllatt›k. Hayalimin bir bölümünü Kastamonu’da Vali Enis Yeter’inuzak görüfllülü¤ü ile gerçeklefltirebildim. Benden sonra, dört y›ld›r hâlâ arazi tahsisiyaz›flmalar› sürdürülüyor.

Sonuç: Kültür Bakanl›¤›n›n Türkiye’nin ilk ciddî Folklor Aç›k Hava Müzesi kur-ma teflebbüsü, siyasetçilerin, ayd›nlar›n, bürokratlar›n uza¤› görememeleri sebebiy-le ne yaz›k ki yar›da kald›. Bugünkü de¤erlerle iki veya üç trilyon TL. havaya sav-ruldu. Oysa bu müze iki y›lda, harcanan paray› ç›karacak ve alt›n yumurtlayan ta-vuk olacakt›. ‹nanmazsan›z lütfen dünyadaki bu tür müzelerden birkaç›n› geziniz.

Gazi Üniversitesi’nin Türk Obas› kampus alan›nda bu müzeyi gerçeklefltirmekiçin var gücümüzle destek verece¤iz. Gazi Üniversitesinin bu onurlu çal›flmay› yapa-ca¤›na yürekten inan›yoruz.

NOTLAR1 Folklor Aç›k Hava Müzesi’nin Türkiye’de Kurulma ‹mkânlar› Sempozyumu

Bildirileri, A.Ü. Bsm., Ank. 1985, ss. 27-33 “M‹FAD Yay›n›”

KÜLTÜR BAKANLI⁄ININ FOLKLOR AÇIK HAVA MÜZES‹ KURMA TEfiEBBÜSÜ VE HAZ‹N SONUCU

25

TÜRK‹YE AÇIK-HAVA HALK KÜLTÜRÜ MÜZES‹ VE B‹R DENEY‹M

Zümrüt NAHYA

Bildiri bafll›¤›m›zda neden Türkiye, neden Aç›k-Hava, neden Halk Kültürü Mü-zesi sözcükleri kulland›k? Bildirime bunlar›n aç›klamas›yla bafllamak istiyorum.

Müzenin ülkemizin bütününü yans›tan bir müze olmas› ona bu ismin verilmesi-nin bafll›ca ve tek nedenidir. Bölgesel ya da yerel aç›k-hava müzelerinde yer ismibelirtilerek adland›rma yap›lmas› mümkündür.

Üstü kapal› ve de tek bir mekanda sergilenemeyecek olmas›, büyük bir arazideyer alabilirli¤i nedeniyle “Aç›k-Hava” kelimesinin kullan›lmas›n› gerektirmekte-dir.Avrupa’n›n pek çok ülkesinde müze ad›n›n içinde yer alm›yorsa da en ufak tan›-t›m broflüründe bile ilk özellik olarak bu kelime ile karfl›lafl›lmaktad›r. Ayr›ca bir ta-k›m arkeolojik buluntu yerlerine de bu isim verilmektedir.

Ülkemizin yaln›zca halk kültürünü yans›tacak geleneksel, kültürel ürünlerininteflhir edilece¤i bir müze olmas› nedeniyle “Halk Kültürü” kelimeleri kullan›lm›flt›r.Do¤ald›r ki gerek bu müzenin kurulufl aflamas›nda gerek aç›ld›ktan sonra da halk-bilimcilerimizin görevi inkar edilemeyecek boyutta olacakt›r. Çünkü bu müzeler, ku-ruluflu k›sa sürede tamamlanabilir müzeler de¤ildir. Örne¤in Romanya’n›n baflkentiBükrefl’te, 1939’da kurulufl çal›flmalar› bafllam›fl olan müzeyi 1988 y›l›nda ziyaretetti¤imizde, Dobruca’dan getirilen bir evin müze alan›na yerlefltirildi¤ini gözlemledik.Ayr›ca Avrupa’da Müzeoloji ad› alt›nda müzecilik e¤itimi verilmekte, bu ve benzerimüzelerin kuruluflunda ve iflleyiflinde arkeolog, sanat tarihçisi, halkbilimcilerin yan›s›ra müzeologlar da görev almaktad›r. ‹flte bu nedenlerle Halkbilimi Müzesi ya daMüzecili¤i terimini kullanmay› tercih etmedik.

Kurulacak müzenin gerek halkbilimcilere gerekse topluma yönelik pek çok hiz-metleri olmas› gerekir. Öyle ise bu nas›l bir müze olacakt›r, özellikleri nelerdir;1

1. Türkiye’nin bütününü temsil edecektir. Binalar, di¤er kullan›m yap›lar›, di-ni yap›lar. Türkiye’nin hemen her bölgesini temsil edecek flekilde seçilmelidir.

2. ‹ç döfleme malzemelerinin seçimi do¤ru yap›lmal›d›r. Kayseri evi, Kayseriev döfleme kültürünün birebir ve do¤ru örne¤i olmal›d›r.

3. Di¤er kullan›m yap›lar›; köprü, çeflme, samanl›k, ah›r, kiler vb. ilgili oldu¤uevin yak›n›nda yer almal›d›r.

4. Binalar›n etraf›, gene ait oldu¤u yörenin sahip oldu¤u ekolojik flartlara uy-

26

gun flekilde düzenlenmelidir. Karadeniz’i temsil eden bölümde makilerin yer alma-mas›na dikkat edilmelidir.

5. Su ve su kültürünün yer almas› sa¤lanmal›d›r. Su de¤irmenlerinin yan› s›ra,üç taraf› denizlerle kapl› bir ülkenin bal›kç›l›kla, denizcilikle ilgili kültürel zenginli¤iyans›t›lmal›d›r.

6. Yörelerin halk kültürü özelliklerini temsil edecek evlerin, baflka fonksiyon-lar verilerek kullan›lmas› yerine, bu müzenin bütünlü¤üne ters düflmeyecek bir binaya da binalarda bu uygulamalar yap›lmal›d›r. Ayr›ca; E¤itim, bilgilendirme, göste-rim, kütüphane vb. çok amaçl› salonlar ile idari ifllerin yürütülece¤i mekanlar da bu-lunmal›d›r.

7. Müze evlerinin zarar görmeyece¤i bir yerde de kültürel etkinliklerin, flenlik-lerin yap›labilece¤i bir aç›k hava konser, gösteri mekan› ve piknik alan› bu müzeninbir parças› olarak yer almal›d›r.

8. Kültürel zenginliklerimizden olan el sanatlar›n›n üretiminin yap›l›p, sergilen-di¤i ve sat›ld›¤› ifl mekanlar›n›n,iflliklerin de do¤all›k bozulmadan bu müzede yer al-mas› mümkündür.

9. Yörelerimizin mutfa¤›n› yans›tacak etkinli¤in gerçeklefltirilebilece¤i tand›revi, geleneksel lokanta vb. mekanlara da yer verilmelidir.

10. Türkiye insan›n›n yerleflik hayata geçmeden önce kulland›¤› çad›rlar›n damüzede yer almas› önemli bir husustur.

Avrupa Halk Kültürü Müzelerinde yer alan ev ve di¤er kullan›m yap›lar› yerle-rinden sökülerek müzelere tafl›nmakta ve orada yeniden infla edilmektedir. Bu daevlerin daha da k›ymetli olmas›na, daha özenle bak›lmas›na ve korunmas›na nedenolmaktad›r. Bu müzelerde; Müze d›fl› diye düflünülen idari binalar, gösterim ve bilgi-lendirme mekanlar›, depolar, geleneksel mutfak üretim ve teflhir alanlar› ile piknikalanlar›, müzenin uygun bir uzak alan›na kurulmaktad›r.

Müzenin kurulufluna bafllamadan önce ülkemizin co¤rafi yap›s›n›n seçilen alan-da nas›l yans›yaca¤› belirlenmelidir. Karadeniz, Do¤u Anadolu, ‹ç Anadolu vb. co¤-rafi yap› ile müze arazisi belirlenmelidir.

‹kinci aflamada; evlerin ve di¤er kullan›m yap›lar› nerelere yerlefltirilecek, sap-tanmal›d›r.

Su kültürünün yans›t›lmas› için arazide dere vb. akarsu durumu göz önünde bu-lundurulmal›d›r. Gerekirse yapay nehir ve göllerle bu eksiklik giderilmelidir.

Evlerin yerleflim plan›na göre de a¤açland›rmaya gidilmelidir.Müze alan› bir inflaat alan›na dönüfltürülmemelidir. Arazinin uygun bir yerinden

bafllanarak evler birer birer infla edilmelidir. ‹nfla edilen birkaç evin çevre düzenle-mesi, iç düzenlemesi yap›l›nca bu k›s›m ziyarete aç›labilecektir, böylece k›sa süre-de müzeye gelir sa¤lanabilecektir. Müzenin arazi üzerinde yerleflim plan› yap›lma-dan inflaat›n bafllamas› uygun olmayacakt›r. Müzede hangi yöreden hangi ev tipi yeralacaksa o evin di¤er kullan›m yap›lar› da belirlenmeli ve iç döfleme eflyalar› edinil-meli, bulunam›yorsa eski örnekler tespit edilerek yenilerinin yapt›r›lmas› sa¤lanma-l›d›r. Bu da müzenin kurulmas›n›n h›zlanmas›n› sa¤layacakt›r.

TÜRK‹YE AÇIK-HAVA HALK KÜLTÜRÜ MÜZES‹ VE B‹R DENEY‹M

27

Tahsis edilen müze alan›n›n s›n›rlar›n›n uygun bir seçimde oldukça sa¤lam telörgülerle çevrilmesi müze korumas›nda önemli ilk ad›m olacakt›r.

Gördü¤ümüz örneklerde; müze alan›n›n tel örgülerle çevrelendi¤i, her evin ay-n› zamanda koruma, bilgilendirme ile de yükümlü olan bir sorumlusunun bulundu-¤u , ayr›ca kuzey ülkelerinde evlerin kapal› devre televizyon sistemi oldu¤u, tespit-lerimiz aras›nda yer almaktad›r.

Bu müzelerde; idari binalar›n bulunmas› gereklidir. Bu idari binalarda müze yö-netici ve memurlar›n›n yan› s›ra müzeolog, halkbilimci vb. bilim çal›flan› da çal›flmamekanlar›na sahip olmal›d›r. Ayr›ca kütüphane ve arfliv müzelerin ayr›lmaz parças›olan dokümantasyon mekanlar›d›r. Çok amaçl› toplant›, gösteri, sergi vb. kapal› sa-lonlara, depolara, bak›m-onar›m atölyelerine de ihtiyaç vard›r. Teknik donan›mlar›da günün teknolojisine paralel olmal›d›r.

Küreselleflen dünya da yerelli¤e sahip ç›kabilmenin en güzel örne¤i Halk Kültü-rü Müzeleri olsa gerek diye düflünmemek mümkün de¤ildir. Geliflen teknoloji, h›zl›sanayileflme, kitle iletiflim araçlar›n›n hemen her yere girip yerleflmesi, kültür alan›n-da pek çok fleyi önüne kat›p götürmekte ve yok etmektedir. ‹flte bu müze kuruldu-¤unda yitip gidenlerin arkas›ndan üzülmek yerine iflte bizim kültürümüz burada ya-fl›yor, iflte biz böylesi zengin bir kültüre sahibiz diyebilece¤iz.

Ancak bu demek de¤ildir ki biz kültürümüzü küreselleflmeye paralel olarak bafl-ka alanda da korumayaca¤›z. Onlar›n da planlar›n› en k›sa sürede yapmal›y›z.

Gelelim Kültür Bakanl›¤›, ODTÜ iflbirli¤i ile yap›lmas› istenen ilk “Türkiye Folk-lor Aç›k-Hava Müzesi” kurma deneyimime.

Kültür Bakanl›¤› ile ODTÜ Rektörlü¤ü iflbirli¤i çerçevesinde 13-15 Haziran1985 tarihlerinde, ODTÜ’de, Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹m-kanlar› Sempozyumu yap›lm›fl, sunulan bildirilerle2 ve ODTÜ Rektörlü¤ü, Mimarl›kFakültesi Ö¤retim üyelerinin istemleri do¤rultusunda, bu müzenin ODTÜ Kampüsalan›nda yap›lmas› kabul görmüfltür. Bakanl›k bu projeye maddi katk› sa¤lam›flt›r.

Birinci aflamada ODTÜ ö¤retim üyeleri ülke çap›nda bir araflt›rma ile Müzedeyer alabilecek binalar›n tespitini yapm›fl, restorasyon projelerini haz›rlam›fl, evlerinarazi üzerinde yerleflimini planlam›fl ve görsel-iflitsel bir tan›t›mla bu çal›flmalar›n›Kültür Eski Bakanlar›na aktarm›fllard›r.

ODTÜ’nin bu çal›flmalar›na paralel olarak Kültür Bakanl›¤› da seçilen evlerineflyalar› için ilgili illerin Müze Müdürlüklerine para aktararak eflyalar›n sat›n al›nma-s› yoluna gitmifltir. Bu eflyalar halen ilgili illerin müzelerinde korunmaktad›r. Ayr›cakimi koleksiyonculardan da özellikle bak›r ve ahflap benzeri malzemeler al›nm›flt›r.

11 Aral›k 1990 tarihinde Eymir Gölü kenar›nda ilk evin inflaat›n›n temeli at›lm›flancak 22 Ekim 1990 tarih ve 90/117 say›l› Bakanlar Kurulu Karar› ile Eymir Gölüçevresinin “Özel Çevre Koruma Bölgesi” içerisine al›nmas› kötü bir darbenin inme-sine neden olmufltur.

O tarihe kadar ‹mar Plan› olmayan ODTÜ imar plan› çal›flmas›nda bu alan› “Mü-ze” alan› olarak göstermifl ve bu plan onaylanm›flt›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

28

Ancak 1992’de gerek Kültür Bakanl›¤›n›n gerekse ODTÜ Rektörlü¤ünün çaba-lar› bu arazide müze kurulmas› için yeterli olmam›flt›r. ODTÜ’nün, müze projesininÇevre Bakanl›¤›nca uygun bulunmas› için ne gibi çal›flmalar yapt›¤›, taraf›m›zca bi-linmemektedir.

Bakanl›¤›m›zca 1992’de yap›lan görüflmelerde, bu müzenin Eymir Gölüne veçevresine olumsuz etki yapaca¤› bizzat Çevre Koruma Kurulu Baflkan›nca ifade edil-mifl, Haymana taraf›nda bir arazinin bu müze için tahsis edilebilece¤i belirtilmifltir.Dünyada binlerce örne¤i olan Aç›k-Hava Halk Kültürü müzeleri, çevreye olumlu et-kileriyle bilinmektedir. Ne yaz›kki ülkemizdeki bu anlay›fl› de¤ifltirmek mümkünolamam›flt›r.

Gazi Üniversitesi Rektörlü¤ünün Türkiye Aç›k-Hava Halk Kültürü Müzelerine il-gi göstermesi memnunluk uyand›rm›flt›r. Müzenin önemi ve de¤eri üniversitelerce veKültür Bakanl›¤›’nca gayet iyi anlafl›lmaktad›r.

ODTÜ Müze alan›n›n uzand›¤› Eymir Gölü’nün kenar›na flimdilerde bakt›¤›m›z-da koruma bölgesinin gittikçe sazlarla kaplanan bir göle sahip oldu¤u görülmek-tedir. Müze kurulsayd› acaba bu halde mi olacakt›?

NOTLAR1 Aç›k-Hava Müzelerinin Kurulmas› ve ‹flletilmesi Hakk›nda (ICOM)’ca Tespit

Edilen ‹lkeler. Çev.:Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal [Makale 177.-193.S.] Türk FolkloruAraflt›rmalar› 1984. Ankara 1984.Gazi Üniversitesi Bas›n Yay›n Yüksek Okulu Bas›-mevi. [2]+244.S. “Kültür ve Turizm Bakanl›¤›” “Milli Folklor Araflt›rmalar› DairesiYay›nlar›:57”

2 Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu.Ankara 1985 Ankara Üniversitesi Bas›mevi. XII+152 S. “Kültür ve Turizm Bakanl›-¤›” “Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›:64” “Seminer, Kongre Bildirileri Dizi-si:184”

TÜRK‹YE AÇIK-HAVA HALK KÜLTÜRÜ MÜZES‹ VE B‹R DENEY‹M

29

MÜZEC‹L‹K BA⁄LAMINDA KÜLTÜR, TUR‹ZM VE MEDYA ‹L‹fiK‹S‹

Süha UYAR

TAR‹HÇE18. ve 19. yüzy›llarda bilimsel çal›flmalar kapsam›nda de¤erlendirilmeye baflla-

nan halkbilimi (folklor) halk›n gerek maddi ve gerekse manevi de¤erlerini kabul edi-lebilir yöntemlerle araflt›ran, derleyen, de¤erlendiren ve elde edilen verilerden ortakbir tak›m kurallara varmak isteyen bir bilim dal›d›r. Halkbilimi konusunda bafllat›lançal›flmalar ve ilgi 1878 y›l›nda Londra’da Folklor Derne¤i kurulmas› ile ilk meyvesi-ni verdi. 1888 y›l›nda ise Amerika Birleflik Devletleri’nde yaln›z halk edebiyat› vehalk kültürlerini araflt›ran bir dernek kuruldu. Bunu ‹sveç, Norveç, Finlandiya, ‹rlan-da, Rusya, M›s›r vb. ülkelerde de halkbilimini inceleyen ve de¤erlerine sahip ç›kanderneklerin kurulmas› takip etti. Bu bilim dal›n›n Türkiye’de gündeme gelifli ZiyaGökalp, Fuat Köprülü ve Selim S›rr› Tarcan’›n ortaya koyduklar› tez ve görüfller ileolmufltur.

Ziya Gökalp, 23.07.1913 tarihli ve “Halka Do¤ru” ad› ile yay›nlanan dergide“Halk Medeniyeti” adl› makalesinde folklor sözcü¤ünden halkiyat olarak bahsetmiflve kavimlerin medeniyetini inceleyen bir bilim dal› olarak tan›mlam›flt›r.

Fuat Köprülü, 06.02.1914 tarihli “‹kdam” gazetesinde “Yeni Bir Bilim Dal›” bafl-l›¤› ile kaleme ald›¤› makalesinde halkiyat ilmi tarifleri içerisinde aç›klamalar yap-m›flt›r.

Selim S›rr› Tarcan ise “Türkiye Edebiyat›” dergisinin May›s 1924 tarihli ve 5 sa-y›l› nüshas›nda yay›nlanan yaz›s›nda “Halk ‹lmi” bafll›¤›nda halk ilminin önemini be-lirtmifltir.

Ülkemizde gere¤ince ve yeterince önem verildi¤i iddia edilemeyecek olan halk-bilimi, 1963 y›l›nda kurulan Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Da-iresi çal›flmalar› kapsam›na al›narak bir nebze olsun elinden tutulmas›yla günümüz-de yaflanan geliflmelere ulaflt›.

HALKB‹L‹M‹ ve TUR‹ZMGünümüzde dünyan›n en büyük ekonomik gücü olan turizmin tarifi içinde gez-

mek, görmek, e¤lenmek, dinlenmek, sportif ve kültürel faaliyetlerde bulunmak, küryapmak amaçlar›n›n yan›nda, ziyaret edilen ülke halk›n›n maddi ve manevi kültürde¤erlerini ö¤renmek, tan›mak ve yaflamak amac› da yer almaktad›r. Yerli ve ya-

30

banc› turistler için as›l ilginç olan da budur. Çünkü turizm ürünleri aras›nda bir ülke-den veya bir bölgeden hatta bir ilden di¤erine en önemli de¤iflikli¤i gösteren ve ya-flanabilir olan folklor unsurlar›d›r. Gezi an›lar›n›n anlat›m›nda halkbiliminin manevi(örf, adet, gelenek, görenek, inanç vb.) kültür de¤erleri oldu¤u gibi ticareti tetikle-yen maddi (hal›c›l›k, oymac›l›k, alt›n-gümüfl- bak›r ifllemecili¤i, halk giysileri, halkyemekleri vb.) kültür de¤erleri yiyecek içecek çeflidinden hat›ra eflya sat›nal›m›nakadar ön plana ç›kan halkbilimi de¤erleri olmaktad›r. Dolay›s› ile halkbilimi ait oldu-¤u yöre ve ülkenin ulusal ve uluslar aras› tan›t›m›na, ticari geliflimine, sosyo-ekono-mik yap›s›na tahmin edilenden çok daha fazla olumlu katk›larda bulunmaktad›r.

Dünya Turizm Örgütü (WTO) verilerine göre 2000 y›l›nda dünya genelinde 700milyon kifli olan yabanc› turist dolafl›m›, 2010 y›l›nda 1.006 milyar, 2020 y›l›nda1.561 milyar kifliye ulaflacak.Ülkeler, bölgeler ve iller milyarlarca turist ve trilyondolarlarla ifade edilebilen döviz girdilerine ulaflm›fl bulunan turizm endüstrisindenancak ulaflabildikleri ölçüde yani hakettikleri ölçüde yararlanabilmektedir. Bu megaendüstride söz sahibi ülkelerin tan›t›m ve pazarlama çal›flmalar›n› sergiledikleri ulu-sal ve uluslar aras› turizm fuar, pazar, sergi ve benzeri alanlarda halkbilimi de¤erle-rinin ön planda yer almas› bu de¤erlerin turistin ne kadar ilgisini çekti¤inin ve turiz-me olan katk›s›n›n somut göstergesidir.

ANADOLU-TÜRK‹YE ve HALKB‹L‹M‹Dünyan›n en eski yerleflim merkezlerinden bir olan Anadolu yar›madas› topra-

¤a yerleflik düzene geçen medeniyetlerin devam›nda ‹.Ö. 2500 lerde Hatti, ‹.Ö. 1750lerde Hitit sonra Urartu, ‹yon ve Pers uygarl›klar›n›n sahnesi. Helenistik ça¤ ve Ro-ma ça¤›n› takiben de Bizans uygarl›¤›n›n mekan›. 1071 y›l›ndan itibaren Anadolutopraklar›na yerleflmeye bafllayan Türklerin buraya tafl›m›fl oldu¤u Ortaasya kültü-rü ise binlerce y›ld›r birbirini etkileyen kültür zincirine eklenen son halka.

Eklenen bu son halka ile Anadolu yar›madas› Halk kültüründe baflka ülkelerdepek bulunmayan üçlü bir özelli¤e kavufltu. Bu üçlü özelli¤in birincisi Türklerden ön-ceki dönemlerden gelen Anadolu kültürü, ikincisi büyük göçler ve Türklerle burayatafl›nan Orta Asya kaynakl› büyük kültür zenginli¤i, üçüncüsü de yar›madan›n ikli-mi ve co¤rafi yap›s›ndaki ayr›cal›kl› özelliklerin halk kültürü üzerindeki etkileri. Buüçlü özellik halkbiliminde dünyan›n en zengin ve say›l› kültür mozaiklerinden biriolan Türk Halk Kültürünün oluflmas›n› ve di¤er kültürlere göre daha dengeli ve da-ha sa¤lam durmas›n› sa¤layan sacaya¤› görevini yapt›.

‹ngilizcedeki folk ve lore kelimelerinin bir araya getirilmesiyle ad› konan halkbi-limi (folklor) bir bilim dal› olarak Avrupa’da 17. ve 18. yüzy›llarda gündeme gelmifl-ken Türkiye’de ancak 20. yüzy›l›n bafllar›nda konuflulur olmas› ve üstelik günümü-ze kadar çok a¤›r bir geliflme göstermesi sadece bu bilim dal›n›n geliflmesini önle-mekle s›n›rl› kalmam›flt›r. Halkbilimine de¤er vermemenin cezas› tüm sanat dallar›n-da ve ekonomide arzu edilen seviyede uluslar aras› bir baflar›ya ulaflamamakla ç›k-maya devam etmektedir. Ülkemizde halk danslar› ekiplerine sadece halk aras›ndade¤il radyo,televizyon ve gazetelerde hatta bizzat bu iflle içli d›fll› olmufl kifliler tara-

MÜZEC‹L‹K BA⁄LAMINDA KÜLTÜR, TUR‹ZM VE MEDYA ‹L‹fiK‹S‹

31

f›ndan bile halen folklor ekibi denmesi halkbiliminin ülkemizde ne derece de bilindi-¤inin aç›k göstergesidir.

HALKB‹L‹M‹ MÜZELER‹Sözlüklerde k›saca sanatsal, bilimsel ve tarihi eserlerin sakland›¤› ve gösterim

için sergilendi¤i yerler olarak tan›mlanan müzeler sadece yerli ve yabanc› turistlerinde¤il tüm dünyada insanlar›n ilgi oda¤›.Tarihi ve toplumsal geliflme süreci içinde ya-rat›lan bütün maddi ve manevi de¤erler ile bunlar› yaratmada, sonraki nesillere ilet-mede kullan›lan araçlar›n bütününü kapsayan kültür kavram›, kendi kültüründende¤iflik kültürlere sahip yer, yöre ve ülkelere seyahat eden insanlarla, onlar›n gittik-leri yerdeki insanlar›n birbirlerinin kültürlerinden etkilenmeleri durumunu sa¤lar.Budurum ise toplumlar aras› iletiflimi, birbirini daha iyi tan›may›, anlamay›, yak›nlafl-may› sa¤layan ortam› oluflturur. Bunlar›n geliflmesi ile de bar›fl ve ekonominin ge-liflmesi kaç›n›lmaz olur. Bu geliflmeyi sa¤lamada en büyük görev halkbilimi müze-lerine düflmektedir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

32

KASTAMONU VAL‹L‹⁄‹ TARAFINDAN KÜLTÜRELDE⁄ERLER‹N KORUNMASI VE HALK KÜLTÜRÜ

MÜZEC‹L‹⁄‹NE YÖNEL‹K ÇALIfiMALAR

Enis YETER

Anadolu’nun en eski yerleflim yerlerinden biri olan Kastamonu yöresi, Hitit,Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans gibi uygarl›klara befliklik yapm›flt›r. Bilinen tarihiM.Ö. 5000 tarihine kadar gitmektedir.

Selçuklular, Candaro¤ullar› ve Osmanl› döneminde önemli bir kültür, sanat, ilimve ticaret merkezi olan Kastamonu’da, güzel mimari eserler yap›lm›flt›r.

Kastamonu’nun son yüzelli y›ll›k tarihine bakt›¤›m›zda, yenileflme hareketlerin-de hayli önde oldu¤u görülmektedir. Özellikle e¤itim, kültür ve imar alan›nda yap›-lan at›l›mlardan bahsetmek gerekir. 1868 y›l›nda Kastamonu Vilayet Matbaas› ku-rulmufl, 1937 y›l›na kadar hizmet vermifltir. Bu süre zarf›nda il y›ll›¤› diyebilece¤imiz21 adet Vilayet Salnamesi ile çeflitli kitap, dergi ve gazete bas›lm›flt›r.

1868 y›l›nda Sanayi Mektebi kurulmufl ve mesleki e¤itime önem verilmifltir.1885 y›l›nda Vali Abdurrahman Pafla taraf›ndan Anadolu’daki ilk lise aç›lm›flt›r.

Kastamonu Milli Mücadele’de de önemli görev üstlenmifltir. ‹lk Kad›n Mitingi 10Aral›k 1919 tarihinde K›z Muallim Mektebinin önünde toplanan 3000 kad›n taraf›n-dan Kastamonu’da gerçekleflmifltir. ‹stiklal Marfl›n›n güftesi ilk defa 21 fiubat 1921tarihinde Kastamonu Aç›ksöz Gazetesinde yay›nlanm›flt›r. ‹flgal görmedi¤i halde ençok flehit veren iller aras›nda yer alm›fl olup, silah, cephane, erzak ‹nebolu-Kasta-monu-Ankara hatt›ndan cephelere tafl›nm›flt›r. Büyük önder Atatürk’ün “GözümCephede, Kula¤›m ‹nebolu’da” sözünü hat›rlayacaks›n›z.

Kastamonu halk›n›n Kurtulufl Savafl›na verdi¤i deste¤i ödüllendiren Atatürk 23A¤ustos 1925 tarihinde buraya gelerek fiapka ve K›yafet ‹nkilab›n› Kastamonu’daaç›klam›flt›r.

Kastamonu’nun tarihine bu k›sa bak›fltan sonra flimdi de, son befl y›l içerisindeValilikçe yürütülen çal›flmalar hakk›nda bilgi vermek istiyorum. Konuflmam› iki bö-lümde toplayaca¤›m. Birinci bölümde tarihi yap›lar›n korunmas› ve yaflat›lmas› ça-l›flmalar›, ikinci bölümde ise do¤rudan halk kültürü müzecili¤ine yönelik çal›flmalaranlat›lacakt›r.

Tüm ile yay›lm›fl, kale, kaya mezar›, cami ve külliye, han, hamam, köprü ve ko-naklar ile Kastamonu, genel bir S‹T alan› niteli¤indedir. ‹l merkezinde 534, di¤er il-çelerde 643 olmak üzere toplam 1177 adet tarihi yap› mevcuttur.

33

– Bu eserlerden Sirkeli Kona¤› 1997 y›l›n›n sonlar›nda ‹l Özel ‹dare Müdürlü¤ün-ce sat›n al›narak, restore edilmifl ve otel, restorant olarak hizmet vermek üzere kira-ya verilmifltir. Turizme aç›lan ilk konak hüviyetini tafl›maktad›r.

– 1998 y›l› flubat ay›nda, ilimizde Yerel Gündem 21 sempozyumu düzenlenmiflve il özel idare müdürlü¤ü taraf›ndan Türkiye’de ilk defa il ölçe¤inde yerel gündemçal›flmalar› bafllat›lm›flt›r. Avrupa Birli¤i Komisyonunun finansman›yla Konyal› Ko-na¤› sat›n al›nm›flt›r. Valili¤imizce onar›m› yap›larak 1999 y›l› Ekim ay›nda hizmetegirmifltir. Ayn› zamanda Çevre E¤itim Merkezi olarak hizmet görmektedir.

– Hükümet Kona¤› ile Kültür Merkezi aras›nda kalan Mazlumcuo¤lu Kona¤›1998 y›l›nda Valinin baflkan› oldu¤u Kastamonu Kalk›nma Vakf› taraf›ndan sat›n al›-narak, onar›m yap›lm›flt›r. Vak›f binas› ve Kastamonu kültürünün yaflat›ld›¤› bir mer-kez olarak hizmet vermektedir.

– ‹l özel idaresine ait olan Sepetçio¤lu Kona¤›n›n onar›m›na 1999 y›l›nda bafl-lanm›fl olup, 2000 y›l›nda bitirilmifltir. Valilikçe Türkiye E¤itim Gönüllüleri Vakf›natahsis edilmifltir. E¤itim birimi olarak 12 May›s 2002’den itibaren hizmet görmekte-dir.

– Gazi Pafla ‹lkö¤retim okulu arkas›ndaki Eflanili Kona¤› 1999 y›l›nda, Sa¤l›k veSosyal Yard›m Vakf›nca sat›n al›narak, Kastamonu Valili¤i Çevre Koruma Vakf›natahsis edilerek, onar›m› yap›lm›flt›r. Girifl kat› e¤itim birimi, orta kat› Çekül Vakf› ileKastamonu Musiki Cemiyeti, üst kat› ise Çevre Koruma Vakf› olarak hizmet vermek-tedir.

– ‹lin tarih bak›m›ndan en eski oldu¤u kabul edilen, ahflap, alç› ve vitray iflçili-¤i ile nadir yap›lardan biri olan üç yüz y›ll›k Tahir Efendi Kona¤›, 1999 y›l› Kas›may›nda il özel idare müdürlü¤ü taraf›ndan sat›n al›narak turizm faaliyetlerinde kulla-n›lmak üzere Turizm Bakanl›¤›na tahsis edilmifltir. Onar›m› Haziran 2002 tarihindetamamlanm›flt›r.

– Kastamonu Kalk›nma Vakf› taraf›ndan 2000 y›l›nda Toprakç›lar Konaklar› di-ye bilinen 2 konak sat›n al›nm›fl ve turizme hizmet verecek flekilde onar›m›na bafl-lanm›flt›r. 2002 y›l›nda ise Vak›fça U¤urlu Kona¤› sat›n al›nm›flt›r. Turistik tesis ola-rak hizmet verecektir.

– Her bir ‹lkö¤retim Okulunun yak›n›ndaki tarihi bir kona¤›n Valilik taraf›ndansat›n al›narak o okulun e¤itim birimi olarak düzenlenmesi projesi bafllat›lm›flt›r. Buamaçla Abdülhakhamit ‹lkö¤retim Okulu ile Hisarard› ‹lkö¤retim Okulu yan›ndaki ikiayr› konak sat›n al›nm›fl olup projeleri haz›rlat›lmaktad›r. Ö¤rencilerin bilgisayar e¤i-timi alaca¤› ve müzik, resim çal›flmas› yapacaklar› birer e¤itim birimi olacakt›r.

– Cumhuriyet Alan› yan›ndaki Zencirlio¤lu Kona¤› ‹l Özel ‹daresi taraf›ndan sa-t›n al›narak Milli Parklar Müdürlü¤üne tahsis edilmifltir. Küre Da¤lar› Milli ParklarMerkezi olarak hizmet görecektir.

– fiehir içinde bulunan Kaya Mezarlar›n›n önündeki alan Valilik taraf›ndan ka-mulaflt›r›lm›fl ve üzerindeki binalar y›k›larak önü aç›lm›flt›r. Peyzaj düzenlemesi vekaya mezarlar›n›n ›fl›kland›r›lmas› gerçeklefltirilmifltir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

34

– 1506 y›l›nda Nasrullah Kad› taraf›ndan yapt›r›lan Nasrullah Camii önündekiflad›rvan, ‹l Özel ‹dare müdürlü¤ü taraf›ndan onar›lm›flt›r. fiehir içinden geçen Kara-çomak deresinin üzerindeki Nasrullah Köprüsünün onar›m› ise 2000 y›l›nda Kara-yollar› Bölge Müdürlü¤ünce gerçeklefltirilmifltir.

– Di¤er taraftan ilde, Vak›flara ait 268 adet eser bulunmaktad›r. Bunlardan biri-si de K›rkodal› diye tabir edilen 120 y›ll›k yap›d›r. Bu binan›n Valili¤imizce onar›la-rak Kültür ve Sanat Merkezi haline getirilmesi için ‹l Özel ‹dare Müdürlü¤üne tahsisial›nm›flt›r. Restorasyon projesi Çekül taraf›ndan haz›rlanarak onar›m›na 2002 y›l›n-da bafllanm›flt›r. Ayr›ca ön k›sm›ndaki alan kamulaflt›r›lm›fl olup bahçe olarak dü-zenlenecektir.

– Vak›flara ait Yakup A¤a Külliyesinin onar›m›na 1999 y›l›nda Genel Müdürlük-çe bafllan›lm›fl olup, bir an önce tamamlanmas› için ‹l Özel ‹dare Müdürlü¤ünce2002 y›l›nda 200 milyar ödenek verilmifltir.

– Tarihi eserlerin korunmas›nda yap›lan önemli bir çal›flma, ‹l Özel ‹dare Müdür-lü¤ü bünyesinde, röleve ve restarasyon projeleri haz›rlamak üzere bir teknik birimkurulmas›d›r. Bu birime sözleflmeli mimar ve tekniker al›nm›flt›r. Talep halinde va-tandafla da düflük ücretle hizmet vermektedir.

Sadece il merkezinde de¤il, ilçelerde de tarihi yap›lar›n yaflat›lmas› için, herkaymakaml›¤›n, bir kona¤›n onar›m›n› yapt›rmas› öngörülmüfltür. Bu amaçla gerek-li maddi destek, özel idare bütçesinden sa¤lanmaktad›r.

‹nebolu’da Atatürk’ün fiapka ve K›yafet ‹nk›lab›n› aç›klad›¤› eski Türk Oca¤› Bi-nas›n›n tahsisi Kültür Bakanl›¤›’ndan ‹l Özel ‹daresine al›nm›fl olup projeleri haz›rla-t›lm›flt›r. Projeler Koruma Kurulundan geçince ‹l Özel ‹daresi taraf›ndan TBMM Kül-tür ve Sanat Vakf›n›n deste¤iyle onar›m›na bafllanacakt›r. Ayr›ca ‹nebolu’da eski Li-man Baflkanl›¤› binas›, Araç’ta eski Hükümet Kona¤›, Daday’da Redif K›fllas›, bina-lar›n›n onar›m› için projelendirme çal›flmalar› yürütülmektedir.

Abana ‹lçesindeki Hac›velli Köyü eski ilkokulu ve Bozkurt ‹lçesindeki eski okulbinalar› metruk halden kurtar›larak turizme kazand›r›lm›flt›r.

P›narbafl› ilçesinde, Valili¤imiz ve Do¤al Hayat› Koruma Derne¤inin ortaklaflakatk›lar›yla Pafla Kona¤› isimli konak sat›n al›narak onar›lm›fl ve Eko Turizm Merke-zi olarak 25 May›s 2002 tarihinde hizmete aç›lm›flt›r.

Valili¤imizin Halk Kültürü Müzecili¤ine iliflkin çal›flmalar›n› ise flu flekilde özetle-mek mümkündür:

– Cumhuriyetin 75. y›l› nedeniyle 1998 y›l›nda Valilik Kutlama Komitesince birtarihi ev sat›n al›narak onar›lm›fl ve müze haline getirilmifltir. Atatürk’ün Kastamonuziyaretinde kulland›¤› objeler ve ziyaret etti¤i binalar›n resimleri ile etno¤rafik de¤er-ler sergilenmektedir.

– Kastamonu’da el sanatlar›, kültürünün önemli bir unsurunu oluflturmaktad›r.1940 l› y›llara kadar 35.000 dokuma tezgah›n›n faal oldu¤u bilinmektedir. El doku-malar›n›n tekrar canland›r›lmas› için 1996 y›l›nda Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›fl-ma Vakf› bünyesinde El Dokumalar› Atölyesi kurulmufltur. Tezgah say›s› art›r›larak

KASTAMONU VAL‹L‹⁄‹ TARAFINDAN KÜLTÜREL DE⁄ERLER‹N KORUNMASI VEHALK KÜLTÜRÜ MÜZEC‹L‹⁄‹NE YÖNEL‹K ÇALIfiMALAR

35

flu anda 150 civar›nda tezgahda el dokumas› üretilir hale gelmifltir. ‹pek dokumayageçilmifltir.

– Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Vakf› taraf›ndan tarihi Ellezler kona¤› sa-t›n al›nm›fl olup, El Dokumalar› Müzesi olarak onar›m çal›flmalar›na bafllanm›flt›r.

– Ayr›ca el sanatlar› içerisinde ahflap iflçili¤i ve oymac›l›k önemli bir yer tutmak-tad›r. Tar›m Bakanl›¤›na ba¤l› El Sanatlar› Merkezinde 100 ö¤renci ahflap e¤itimigörmektedir. 1999 y›l›nda e¤itim iki y›la ç›kar›larak oymac›l›k ve restorasyon konu-suna a¤›rl›k verilmifltir. ‹l Özel ‹daresinin 65 milyar ve DPT’nin 10 milyar maddi des-te¤i ve El Sanatlar› Merkezinin usta ve iflçilik katk›s›yla El Sanatlar› Teflhir Merkeziinfla edilmifl ve May›s 2001 tarihinde hizmete girmifltir.

– Di¤er taraftan Tafl ‹flleme Atölyesi kurulmas› için ‹l Özel ‹daresi taraf›ndan2002 y›l›nda 80 milyar ödenek verilmifltir. Kastamonu yap› kültüründe ahflap yan›n-da önemli yer tutan tafl iflçili¤inin eski ustalar taraf›ndan gençlere ö¤retilmesi ve taflbinalar›n onar›m› aç›s›ndan çok faydal› sonuçlar verecektir.

– Ayr›ca Kastamonu Kalk›nma Vakf› taraf›ndan Bal›lar Kona¤› sat›n al›nm›flolup, halk kültürünü yans›tan Etno¤rafya Müzesi olarak düzenlenecektir. ProjeleriGazi Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi taraf›ndan haz›rlanmaktad›r.

– Yine Vak›flar Genel Müdürlü¤üne ait Münire Medresesinin tahsisi ‹l Özel ‹dare-sine al›nm›flt›r. El Sanatlar› çarfl›s› olarak Haziran 2002 tarihinde hizmete girmifltir.De¤iflik el sanatlar› yirmi ayr› bölümde üretilmekte ve teflhir edilmektedir.

– Yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri taraf›ndan yap›lan bu çal›flmalar ya-n›nda, Kültür Bakanl›¤› Hagem Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan önceki y›llarda sat›n al›-nan Yüceb›y›klar Kona¤›n›n, 2001 y›l›nda onar›m›na bafllanarak, Folklor Araflt›rmaMerkezi olarak hizmete konulmas› öngörülmektedir.

– Bunun yan›nda Kastamonu Valili¤i Çevre Koruma Vakf› bünyesinde MimarVedat Tek An›, Sanat ve Restorasyon Merkezi kurulmufltur. Mimar Vedat Tek, Kas-tamonu Hükümet Kona¤› (1902), Ulus’daki ikinci Meclis Binas›, ‹stanbul Sirkeci Bü-yük Postane, Sultanahmet’te Defteri Hakani Tapu Kadastro Binas› gibi önemli bina-lar›n mimar›d›r. Ad› yaflat›lmak istenmifltir.

– Buradaki an› kelimesini açmak istiyorum. Fransa’n›n kültür korumac›l›¤›na aityasas›n› Victor Hugo haz›rlam›flt›r. Ve ad›n› “An›lar ‹çin Yasa” koymufltur. Biz de bu-radan esinlenerek, bu merkezi ayn› zamanda eski yap› kültürünün canl› örneklerinisunan bir aç›k hava müzesi haline getirmek istedik. Kurtulufl Savafl›n›n mizanse edil-di¤i fierife Bac› An›t›, köy f›r›n›, su de¤irmeni, serender, keten tohumundan bezir ya-¤› üretim yeri, yayla evi, dövme demir iflleme atölyesi gibi yap›lar burada kurulmufl-tur.

– Bu merkezde eski yap›lar›n onar›m›n› bizzat yapacak ustalardan oluflan ekipoluflturulmufltur. Köy ustalar› ile Meslek Lisesi Ahflap Bölümü mezunlar› birlikte ça-l›flmaktad›rlar. Bu merkezin oluflumuna ‹l Özel ‹daresi, arsa, bina, personel ve mad-di katk›da bulunmufltur. fiapka ve K›yafet Bayram›nda bir hafta müddetle 20 ilçeninel sanatlar› buradaki standlarda teflhir edilmektedir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

36

– Kastamonu flehir merkezine yürüme mesafesindeki Toklutepe Orman›nda ise,Botanik Park› oluflturulmufl, 25000 a¤aç fidan› dikilmifl, köy yaflant›s›ndaki yap›largetirilmifltir. Örne¤in Tosya Ba¤ Evi (Gömele), Serender, Çoban Evi, köy f›r›n› inflaedilmifltir. Orhun an›t›n›n bir örne¤i yap›lm›flt›r. Ayr›ca halk›n yararlanaca¤› bir sos-yal tesis olarak Kuleli Konak ismiyle bir konak inflaas›na bafllanm›flt›r.

Di¤er taraftan, köy yaflant›s›n›n tan›t›lmas› ve köy turizminin bafllat›lmas› için,Küre ilçesinin Belören köyü örnek köy olarak seçilmifltir. Bu köyün, yol, su, kanali-zasyon, telefon, WC ve kadastro gibi altyap› çal›flmalar› tamamlanm›fl olup, sosyaltesis ve konaklama üniteleri yap›lm›flt›r. Eski köy yaflam›n›n canland›r›ld›¤›, aç›k ha-va köy müzesi fleklinde, bir oluflum hedeflenmifltir.

Hükümet Kona¤›n›n zemin kat› metruk halder kurtar›larak, Kastamonu KentTarihi Müzesi olarak onar›m› yap›lm›flt›r. Kente iliflkin kitap, foto¤raf, maket, dokü-man ve folklorik de¤erler sergilenmifl ve 29 Ekim 2002 tarihinde halk›n kullan›m›naaç›lm›flt›r.

Atatürk taraf›ndan da 24 A¤ustos 1925 tarihinde ziyaret edilen Memleket Kü-tüphanesi, önce lojman, sonra yemekhane olarak kullan›l›rken 2001 y›l›nda boflal-t›lm›flt›r. ‹l Özel ‹daresine ait bu tarihi bina, Resim ve Foto¤raf Müzesi olarak düzen-lenmifltir. Say›n Nail TAN taraf›ndan orijinal resimler ba¤›fllanm›flt›r. Aç›l›fl› 10 Ara-l›k 2002 tarihinde yap›lm›flt›r.

3 Haziran 2000 tarihinde Çekül ve Türkiye Mimarlar Odas› ile birlikte Kastamo-nu’da Kültürel De¤erlerin Korunmas›nda Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sorumlulu¤ukonulu Sempozyom düzenlenmifltir. Dönemin ‹çiflleri Bakan› ve 10 ‹l Valisinin kat›l-d›¤› toplant› sonunda “Kastamonu Kültür Bildirgesi” yay›nlanm›flt›r. Ayr›ca Sempoz-yumda sunulan tebli¤ler kitap haline getirilmifltir. Bu toplant›n›n arkas›ndan 20Temmuz 2002 günü Bursa’da Tarihi Kentler Birli¤inin kuruluflu gerçekleflmifltir.

Kültürel de¤erlerin ö¤rencilerimize ve insan›m›za tan›t›lmas› için özel çaba sar-fedilmifltir. Bu amaçla ‹l Özel ‹dare Müdürlü¤üne 2000 y›l›nda 30 kiflilik bir otobüssat›n al›narak e¤itim ve ö¤retim y›l›nda, her gün iki s›n›fa üçer saatlik gezi program›yap›lm›flt›r. ‹ki y›l içerisinde bu geziye kat›l›m say›s› 15 bin ö¤renciye ulaflm›flt›r. Buprogram d›fl›nda vatandafla da ücretsiz gezi düzenlenmektedir.

Kastamonu halk müzi¤inin derlenerek yaflat›lmas› ve tan›t›lmas› için ‹l Özel ‹da-re Müdürlü¤ünün finans›yla üç bölümlük tak›m halinde 9000 adet kaset ve 3000adet CD geleneksel tarzda haz›rlat›lm›fl ve ücretsiz da¤›t›lm›flt›r. Yine Özel ‹dare Mü-dürlü¤ünün maddi katk›s›yla alt› okulda Sepetçio¤lu, alt› okulda ise Anadolu’nunde¤iflik yöreleri folklor elbiseleri haz›rlat›lm›flt›r.

Kastamonu Valili¤i ile Gazi Üniversitesi Kastamonu E¤itim Fakültesi taraf›ndanortaklafla 2000 May›s ay›nda 1. Kültür Sempozyumu düzenlenmifltir. Tebli¤ler kitaphaline getirilmifltir. Kastamonu’da yap›lan kültür çal›flmalar› “Koruma Kültürü veKastamonu” isimli kitapta toplanm›flt›r.

Son olarak belirtmek istedi¤im husus, ilde bulunan ve koruma alt›ndaki yap›la-r›n envanterinin ç›kar›larak Bilgi Bankas› oluflturulmas›d›r. Tüm eserlerin, yer, bü-

KASTAMONU VAL‹L‹⁄‹ TARAFINDAN KÜLTÜREL DE⁄ERLER‹N KORUNMASI VEHALK KÜLTÜRÜ MÜZEC‹L‹⁄‹NE YÖNEL‹K ÇALIfiMALAR

37

yüklük, mülkiyet durumu, özellikleri, varsa restitüsyon, röleve ve restorasyon proje-leri ile foto¤raf› bilgisayar ortam›na al›nm›flt›r. Ayr›ca bu eserlerin cephelerine, koru-ma alt›nda olduklar›n› gösteren levhalar as›lmaktad›r. Yine koruma alt›ndaki mima-ri de¤eri yüksek eserlerin, özellikleri ve foto¤raflar›n› bir katalogda toplama çal›flma-lar› yürütülmektedir.

Ayr›ca Kastamonu’da Gazi Üniversitesi bünyesinde Restorasyon ve ‹ç Mimarl›kMeslek Yüksek Okulunun aç›l›fl›na dair Senato Karar›, 8 May›s 2002 tarihinde al›n-m›flt›r. Say›n Rektöre ve senato üyelerine teflekkür ediyorum. Karar›n bir an önceuygulamaya konulmas›n› bekliyoruz.

Kültürel zenginlikten yoksun maddi geliflmenin, ruhsuz bir cesetten farks›z ol-du¤una inan›yoruz. Kültürel zenginlik ise, müziktir, edebiyatt›r, folklördür, el sanat-lar›d›r, mimaridir, yap› örnekleridir.

Thomas Friedman Küreselleflmenin Gelece¤i isimli eserinde flöyle demektedir:“Kültürel koruman›n de¤erini anlayacak ve gayret gösterecek, gerekti¤inde el-

lerini ceplerine atacak, kadar toplumsal eylemcili¤e dönük, bir orta s›n›fa ve seçkin-lere ihtiyac›m›z var. Yerli halk›, bir yerin karekterini ve gelece¤ini korumaya özen-dirmede, turizm önemli bir rol oynayacakt›r.”

Büyük Önder Atatürk’de Onuncu Y›l Nutkunda, milli kültürün ve güzel sanatla-r›n önemine iflaret etmifltir.

Konuflmama son verirken, bu toplant›y› düzenleyen Gazi Üniversitesine, katk›sa¤layanlara ve kat›l›mc›lara teflekkür eder, flükranlar›m› sunar›m.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

38

BEYPAZARI’NDA GEÇM‹fiE YOLCULUK

Mansur YAVAfi

De¤erli Kat›l›mc›lar;Beypazar› çok uzak de¤il Ankara’ya, 100 km uzakl›kta. Ama önceki konuflma-

c›lardan da duydu¤um kadar›yla hep Cumal›k›z›k’tan, Safranbolu’dan bahsediliyor.Demek ki bu konuda çok büyük eksikliklerimiz var.Henüz Beypazar›’n› o kadar ta-n›tamam›fl›z. Oysa Beypazar›’nda 3500 ahflap ev var. Ülkemizin hiçbir yerinde bukadar ahflap ev yok ve 3500 kadar evin tümünde yaflan›lmaktad›r ve kentin doku-su da hiç bozulmam›flt›r. Türkiye’de biliyorsunuz apartmanlar aras›nda ahflap evvard›r. Ama Beypazar›’nda ahflap evlerin aras›nda apartmanlar var Yapt›¤›m›z res-torasyon çal›flmalar› içerisinde biz o apartmanlar› da yok ediyoruz. fiimdi dokusubozulmadan duran bu evlerin Türkiye’deki evlerden bir fark› daha var ve bugünkükonumuzla da büyük bir ilgisi var. Bu evlerin tümünde insan yafl›yor. Tümünde in-san yaflamas› demek, kültürün yaflamas› demek. Asl›nda amaç evlerin d›fl görünü-flünü yenilemek de¤il tabi bu evlerin güzelini, yenisini de yapabilirsiniz. Ama içinde-ki yaflam› asla geri getiremezsiniz. ‹flte bugünkü halkbilim bu evlerin içersindeki, bueski kentlerin içersindeki kültür yaflam›n› araflt›r›yor.

Ben de o evlerden birinde yaflayan birisi olarak o kültürün asla yok olmamas›için çal›fl›yorum. Bundan dolay› da böyle bir sorumluluk yüklendim. Beypazar›’ndagörüntülerini de izledi¤iniz bu evlerden tam 425 tanesinin d›fl görünüflünü asl›na uy-gun olarak yeniledik. Amac›m›z Beypazar›’n› efli benzeri görülmedik bir Aç›k HavaMüzesi haline getirmektir. Çünkü Restorasyon çal›flmalar›n› yapt›ktan sonra Müzerakamlar›yla Beypazar›’na gelen 2.500 turist 2,5 y›l içerisinde 25.000’lere dayand›.‹nsanlar›m›z kültürüne merakl›, geçmifline merakl›... Beypazar›’na gelen insan ma-cera için gelmiyor. Bir fleyleri görmek, bir fleyler sat›n almak, bir fleyleri anlamak,ö¤renmek , birtak›m lezzetleri tatmak istiyor. K›sacas› bizim üretti¤imizi, halk bilimdedi¤imiz ne varsa onu yerinde yaflamak istiyor. Zaten Geçmifle Yolculu¤un en sonaflamas›nda ben Beypazar›’na gelen insanlar›n;150-200 y›l öncesinde Beypaza-r›’nda yaflayan insanlar›n nas›l yaflad›klar›n› neler giydiklerini, neler hissettiklerini bi-rebir görmesi için u¤rafl›yorum.Bunu destekleyen çal›flmalar›m›z var;

Yemeklerimize patent ald›k. Bundaki amac›m›z kültürümüzü korumak bununyan›nda tüketiciyi korumak ve taklitlerden kaç›n›lmas›n› sa¤lamakt›r. Türkiye’de ilkdefa Resmi gazetede yemek tarifleri yay›mland›. Yine ilçemizde aç›lacak olan iflyer-lerinin isimlerinin Türkçe olmas› için çal›flma bafllatt›k ve yabanc› isimli iflyerlerine

39

ruhsat vermemeye karar verdik. Bununla dilimizi korumay› amaçl›yoruz. Canlananturizmle birlikte otomatik olarak çarfl›da bulunan yorganc›m›z, elle ayakkab› dikenesnaf›m›z sanatkar›m›z, bak›rc›m›z, kuyumcumuz bunlar›n hepsi geliflmeye bafllad›.Hepsi mesle¤ini b›rakmak üzereyken yeniden mesleklerine döndüler. Tabi ki bizdeBelediye olarak yeni aç›lan iflletmelere kolayl›k gösteriyoruz en az›ndan ç›rak yetifl-mesi için Halk E¤itim Merkezi ile iflbirli¤i yaparak yeni kurslar aç›yoruz.

Tarihi mekanlarda baz› k›s›tlamalar yapt›k. Bu k›s›tlamalar halk taraf›ndan ilkanda tepki görse de bunun bir k›sm›n› referandumlar yaparak çözüyoruz ve netice-de halk›m›z›n ileride yaflayaca¤› mutluluk için bunlar gerekli oluyor.

Restorasyon çal›flmalar› ile birlikte kültürümüze yönelik baflka çal›flmalar dayapt›k. Bunun da halkbilimini ilgilendirdi¤ine inan›yorum. Yemek Yar›flmalar› yap-t›k. Beypazar›’nda kullan›lan Beypazar›’na has kelimelerin ortaya ç›kt›¤› yar›flma dü-zenledik, Skal, ‹nternational iflbirli¤i ile “Beypazar›’n› Siz Olsayd›n›z Nas›l Tan›t›rd›-n›z?’’ adl› bir yar›flma düzenledik. Yine flu anda devam eden bir yar›flmam›z da ‘’SizOlsayd›n›z Köyünüzü Nas›l Tan›t›rd›n›z?’’ yar›flmas›d›r. Bu yar›flmadaki amaç da ge-len misafirlerimizi varolan di¤er yaflamlara götürmektir. Çünkü Ankara’dan gelenbirçok insan›n çocuklar› yaflad›¤› yerde inek, tavuk vb. görmeden büyüyorlar. Enaz›ndan bir köy yaflam› yerinde görülsün istiyoruz. Bu nedenle her köyün kendinehas özelli¤i ne ise onu tespit etmek için ödüllü bir yar›flma düzenledik.

- Evliya Çelebi’nin geldi¤inde 21 Mahalle 3560 ev varm›fl- Bugün de bunlardanilçemizde 3500 kadar ev var ve ben bunlardan bir mahallenin tümünü turizm firma-lardan birisine vermek istiyorum. Bugün bir turizm firmas›n›n deniz kenar›nda 1000-1500 yatakl› tatil yeri için yapaca¤› asgari harcama 50 milyon dolard›r. Fakat 5-10milyon dolarl›k bir bütçeyle Beypazar›’nda bir mahallenin restore edilip 1500-2000yatak kapasitesi sa¤lamak mümkündür. Hem de de¤irmeniyle, camisiyle, hama-m›yla, türbesiyle, mahalle f›r›n›yla, dibek tafl›yla her fleyi geleneksel hiçbir fleyinedokunulmam›fl flekilde. Böyle bir uygulamay› duymad›m yani sonradan oluflturulande¤il var olan, içinde yaflam olan bir kentin müzelefltirilmesi ve hatta buraya gelenturistlerin o eski k›yafetleri giymeleri sa¤lanmas› da düflünülebilir. Böyle bir Aç›kHava Müzecili¤ini yerinde gerçeklefltirmek istiyoruz.

Bugün Türkiye’yi kurtaracak olan kültür turizmidir. Avrupa’dan gelen turistlerinbirço¤u cebinden para ç›kmadan otellerden de para ç›kmadan her fley dahil uygu-lamas› ile geliyor. Ama bizler Hollanda’ya, ‹ngiltere’ye bir baflka yere gitti¤iniz za-man oran›n kültürünü yans›tan bir müzenin kap›s›ndan girmek için bugünkü bizimparam›zla 100 –150 milyon lirayla iki – üç saat kuyrukta bekliyoruz. Ama Türki-ye’de bulunan tarihi de¤erlerimizin hiçbirinin böyle bir özelli¤i yok. Ben Turizm Ba-kanl›¤›’n›n 3. yafl grubu ad› alt›nda yeni bir Kültür Turizmi bafllatma hamlesi oldu-¤unu biliyorum ve bunun da eski ‹pek Yolu üzerinde olan Beypazar›’ndan geçmesiiçin çal›flmalar yap›yorum.

Böyle yaparsak hem Türk Halkbilimi daha geliflmifl olacak hem insanlar›n eko-nomik durumu daha kalk›nm›fl olacak hem de ülkemiz bir fleyler elde etmifl olacak-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

40

t›r. Yani karfl›l›kl› bir yarar söz konusudur. Restore olan evlerin fiyatlar› 2-3 milyar-ken flu anda 40-50 milyar ediyor. Çünkü ziyaretçi ilgisini görüyorlar. ‹nsanlar›n ma-alesef bu konuda bilinçlenmesi cebine giren parayla elde ettikleri de¤erle eflit olu-yor. Ama neticede bunlar Türkiye ‘de olumlu fleyler oldu¤unu gösteriyor.

fiunlar› söylemeden de geçemeyece¤im yapt›¤›m›z restorasyonlar› Özel Sektör-le birlikte yapt›k yani devletten ve Belediyeden bir kurufl para ç›kmadan yapt›k. De-mek ki niyet edilince Türkiye’de çok güzel fleyler yap›l›yor. Ama flunu ifade edeyim:ben bu çal›flmada e¤er baflar› olarak kabul edilirse ortaya ç›kan neticeyi üniversite-lerle birlikte yapt›m. ODTÜ ve Gazi Üniversitesinden bir çok ö¤retim eleman› gele-rek bize gönüllü olarak projeler haz›rlad›lar. Çünkü bilim olmadan hiçbir yere var-mak mümkün de¤il. Yine bu arada Gazi Üniversitesinin Beypazar›’nda Gümüfl – Ta-k› Tasar›m ile ilgili bir Yüksekokulu var. Burada tarihten gelen telkari ifllemecili¤i-mizde bir di¤er kültürel de¤erimizdir ve Türkiye’de sadece Beypazar›’nda üretiliyor.Yine Beypazar›’nda Gazi Üniversitesinin Moda Tasar›m bölümü var. E¤er o da ken-di kültürümüzü yans›tan giysilerimize yönelik çal›flmalar›n› h›zland›r›rsa umuyorumki üniversiteyle bir yerel yönetim olarak sadece Türkiye’ye de¤il dünyaya da örnekteflkil edebilece¤iz. Ben Beypazar›’nda üniversite ile yap›lacak her türlü çal›flmayahaz›r›m. Yer göstermeye de haz›r›m. Tarihi mekanlar›n içersinde gösterilebilecekmekan içinde çal›flmaya haz›r›m.

Hepinize teflekkür ederek sayg›lar sunuyorum ve hepinizi Beypazar›’nda Geç-mifle Yolculu¤a bekliyorum.

BEYPAZARI’NDA GEÇM‹fiE YOLCULUK

41

POLATLI BELED‹YES‹ TARIM MÜZES‹

Sami ÇAY

Türkiye’de Halkbilim Müzecili¤i ve Sorunlar› Sempozyumu ve Türk HalkbilimiMüzesine do¤ru sergisini düzenleyen Gazi Üniversitesine, Gazi Üniversitesi TürkHalkbilimi Araflt›rma ve Uygulama Merkezine ve eme¤i geçen herkese teflekkürederek sözlerime bafllamak istiyorum. Teflekkür ediyorum çünkü, sahip oldu¤umuzbunca zengin bir potansiyel varken bu alanda göz dolduran bu çal›flma bir eksiklik-ti. Teflekkür ediyorum çünkü, biraz sonra aç›klayaca¤›m nedenlerden dolay› beledi-yeleri davet ettikleri için. Teflekkür ediyorum çünkü, ömrümüzü, çevremizi, zaman›-m›z› hatta de¤erlerimizi h›zla tüketti¤imiz ›fl›k h›z› ile de¤iflen bilgi ça¤›nda geçmifllegelecek aras›nda köprü olabilecek çal›flmalar› gündeme getirdikleri için.

Dünle bugün aras›nda bile teknolojik farkl›l›k yaflad›¤›m›z bu ça¤da, üretiminekonomik ve kaliteli olmas›, verimlili¤in artmas›, bilgi ak›fl›n›n hareketi, yar›nlar›ndo¤ru tan›mlanabilmesi, ö¤renmenin ve kazan›lan bilgilerin uygulanmas›n›n bir ya-flam felsefesi haline getirilmesi, sa¤l›kl› ve temiz bir çevrenin dolay›s›yla kentleflme-nin sa¤lanmas› birey ve toplumun olmazsa olmaz hedefleri olmal›d›r. Eksik ya dayanl›fl uygulamalardan dolay› yitirdiklerimiz kazand›rd›klar›m›zdan fazla oldu¤u tak-dirde, kendimiz çevremiz ve ülkemizin kay›plar›n› gelece¤in kay›plar› olarak görü-yorum.

1580 say›l› Belediye Yasas› 1930 y›l›ndan beri yürürlüktedir. Bu yasan›n birin-ci maddesinde görev olarak verilen müflterek ve medeni ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›cümlesinden olmak üzere, belediye, insanlar›n beflikten mezara birçok alan›n› dol-durmaktad›r. Zorunlu ve ihtiyarî görevleri yerine getirirken, belediye baflkanlar› siya-si, ekonomik ve öteden beri maalesef tamamlanmam›fl her türlü altyap› ihtiyaçlar›nöncelikle karfl›lanmas› gibi nedenlerden dolay›, sosyal ve kültürel hizmetleri genel-likle ikinci plana atm›flt›r. Ancak, belediyelerin son dönemlerdeki sosyo-kültürel ha-reketlere ciddi bir flekilde e¤ilmesi, kültür ve sanat›n önemsenmesi, bu alandaki arztalep e¤rileri, insanlar›n do¤al ihtiyac› sonucunda yükselen de¤erler olmufltur. Hat-ta, yöre ekonomisinin can damarlar›ndan birini oluflturma yolunda ciddi potansiyelolarak görülmektedir. (Örne¤in uluslararas› Gordion Kültür Tar›m Turizm Festivaligibi.)

Genel nüfusumuzun yaklafl›k %82’si belediye s›n›rlar› içinde yafl›yor. Belediye-ler kadar insanlarla iç içe yüz yüze birebir dinamizm yaflayan baflka bir kurum dü-flünemiyorum.

42

Öyleyse, flu anda Gazi Üniversitesinin yaklafl›m›nda oldu¤u gibi, ülkenin tümmilli politikalar›nda, çözümlerinde, ileriye do¤ru yap›lacak siyasi, sosyal, ekonomikve kültürel planlamalar içinde belediyeler mutlaka göz önünde bulundurulmal›d›r.Dolay›s›yla sempozyuma konu olan “Türkiye’de Halkbilimi Müzecili¤i” gibi tüm sos-yal, sanatsal ve kültürel hizmetlerin verilmesinde, belediyeler için daha öncelikli, da-ha esnek, ulusal ve uluslararas› politikalara uygun yasal düzenlemeler mutlaka ya-p›lmal›d›r.

Bir e¤itimci dostum Say›n Erhan B‹LG‹Ç bireysel ve gönüllü yaklafl›m›yla, Po-latl›’n›n tar›m kimli¤iyle bilinmesinden dolay› Tar›m Müzesi kurulmas› önerisini ha-yata geçirdik. ‹lgili organlar›m›zdan ald›¤›m›z kararlarla uygulamay› bafllatt›k. Yapa-ca¤›m›z iflin do¤ru temeller üzerine oturmas› için birçok yüz yüze görüflmeleri müte-akip, Anadolu Medeniyetleri Müzesinde görev yaparken görüfllerine baflvurdu¤umuzSay›n ‹lhan TEM‹ZSOY’a ve Say›n Erhan B‹LG‹Ç’e flükranlar›m› sunmadan geçeme-yece¤im.

E-90 karayolu üzerindeki yaklafl›k 7000 m2’lik alan› kapsayan Zafer Park›n Ta-r›m Müzesi olarak düzenlenmesi için, malzeme materyal toplanmas› amac›yla duyu-rular görevlendirmeler yapt›k. Polatl›, Sivrihisar, Günyüzü, Haymana, Kayakent vePolatl›’n›n tüm köylerinde bulabildi¤imiz, ulaflabildi¤imiz, tar›m yaflant›s›na ait tümmateryalleri toplamaya bafllad›k. ‹nsanlar› ikna etmek için ciddi bir u¤rafl verdik.Baz›lar› gönüllü olmakla beraber, baz›lar› an›lar›n› saklad›¤› bu alet ve makinelerivermemekte hayli direndi. Toplanan materyaller Makine ‹kmal Bak›m Onar›m Mü-dürlü¤ümüzde orijinaline uygun bak›m ve onar›m› yap›ld›ktan sonra amatör bir ruh,bilgi ve görgülerimiz do¤rultusunda belli kompozisyonlarla alana yerlefltirildi. Tar›mMüzemizde karabasandan düvene, yabandan anaduta, sand›kl› atmibzerinden, çiftliat pullu¤una, ka¤n›dan at arabas›na, ilk üretilen traktörden bugünkü traktörlere, çe-kili biçim makinesinden ilk biçerdövere, pancar makinesinden gavuz temizleme a¤›-na, evlerde kullan›lan eski bak›r tabak ve sinilere, kandillerden eski gaz lambalar›-na, heybelerden çoban kepeneklerine, üzüm fl›ra oluklar›na, küplerden yay›klara,bulgar tafllar›ndan dibeklere, yay›k turan›ndan süt makinesine kadar genifl bir yel-pazeden oluflmakta ve gün geçtikçe zenginleflmektedir.

Bütün bu çal›flmalar›n yan›s›ra tar›m müzemizin bir köflesinde köy yaflam›n› an-latan bir kompozisyon bulunmaktad›r. Bu kompozisyonu olufltururken geçmiflteköylerimizde kullan›lan araç ve gereçlerden yararland›k. Eski köy yaflam›n› anlatanevlerimizin bahçesini mini bir hayvanat bahçesi ile güzellefltirdik.

Ve yan›lm›yorsam, küçük çapl› da olsa, Polatl›’n›n tar›m kimli¤ine, kültürüneuygun ilk Tar›m Müzesini kurduk. 2001 Haziran›nda hizmete açt›k.

Konuflman›n bundan sonraki bölümünde ise, kendi ad›ma ve kurumum ad›na,ço¤unlu¤unu akademisyen ve konusunda uzmanlar›n bulundu¤u bu sempozyumdamütevazi de¤erlendirmelerimi hoflgörüyle karfl›lamalar›n› diliyorum.

Mesle¤i mimar olan bir belediye baflkan›y›m. Çok yer gezip görmenin de verdi-¤i avantajla her alandaki estetik yaklafl›mdan büyük haz duyuyorum.

POLATLI BELED‹YES‹ TARIM MÜZES‹

43

Olmazsa olmaz yaklafl›m›yla, sanattan, kültürden yana açl›k hisseden gereksi-nim duyanlar›n ço¤almas› ad›na kiflisel ve kurumsal çabalar› hem sürdürmeye, hemde desteklemeye çal›flt›k. Bu ba¤lamda Halkbilim Müzecili¤inin de kültür ve turizmalan›nda tart›flmas›z yer almas› gerekti¤ine inan›yor ve tespitlerimi arz ediyorum.

• Art›k gelece¤in özgürce konuflulmas› gerekiyor. Ço¤umuz nas›l geçmiflin uy-garl›¤›n› koruyamamaktan suçluysak, bugünün ve gelece¤in uygarl›¤›n› haz›rlaya-mamaktan da suçluluk duymamak için oluflturulacak bilinçle kültürel hareketlerdesteklenmeli, çaresizliklere çözüm üretilmeli, asla ertelenmemelidir.

• Halkbilim Müzecili¤i için inan›lmaz potansiyele sahip yurdumuzda, kay›p za-manlar en k›sa sürede telafi edilmelidir.

• Yaflan›lan uygarl›klar› ya da uygarl›klar›n herhangi bir yüzünü korumak birkültürel yaflam, gelecek ise yarat›c›l›k bekler. Bu yarat›c›l›k için genifl platformlardaf›rsatlar yarat›lmal›d›r.

• Anadolu, Hititlerden Osmanl›ya üst üste uygarl›k katlar›yla dolu, potansiyelaç›dan zengin bir co¤rafya. Halkbilimi Müzecili¤i için yeteri kadar eleman ve bütçeolanaklar› sa¤lanmal›d›r.

• Geliflen teknolojinin ve ba¤l› olarak kentleflmenin yan› s›ra, milli kültürlerin deayn› oranda sahip ç›k›lmas› ve korunmas› sa¤lanmal›, globalizm diye bir fley günde-me oturmuflsa, ilk s›rada uygarl›klar kültürler gelmelidir.

• Türkiye’de bir kültür sektörü oluflturulmal›, tüm kültür varl›klar›n›n envanteriç›kar›lmal›d›r. Bildi¤im kadar›yla Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) böyle bir ça-l›flma içindedir. Oluflturulacak sistem ve sistematik bir çal›flmayla bilgi bankas› olufl-turulmal›d›r.

• Folklor Aç›k Hava Müzeleri ile halen yaflayanlar›n yan›s›ra, ölü kültür varl›k-lar›n›n aktiflefltirelerek ekonomiye kazand›r›lmal› ve projeler gelifltirilmelidir.

• Düflünülen hedeflere ulaflmak için, Polatl› olarak üyesi oldu¤umuz TarihiKentler Birli¤i gibi birlikler, dernekler, üniversiteler, gönüllüler, belediyeler ve ilgilitüm kurumlarla iflbirli¤i yap›lmal›, projeler üretilmelidir.

Son olarak, Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sanata ve kültüre bak›flaç›s›n› an›msatarak, “At›lacak her ad›m, verilecek kararlar, gerçeklerden, ihtiyaçlar-dan do¤mal›, gerçeklere ihtiyaçlara dayanmal›, ayr›ca mutlaka bir geliflme amac›nayönelmeli” fleklindeki sözlerini sizlere aktar›rken, Uygarl›k tarihi kal›c› ve ilerici de-¤iflimlerin tarihidir diyor, hepinizi sayg›yla selaml›yorum.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

44

OTANT‹K B‹R UYGULAMALI HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹: ‹SK‹L‹P*

Ali YAKICI

‹skilip, Çorum ilinin Çank›r› yönünden gelindi¤inde Ankara’ya en yak›n ilçele-rindendir. Do¤usunda; ba¤l› bulundu¤u 55 km. uza¤›ndaki Çorum flehri ve Osman-c›k ilçesi, güneybat›s›nda Bayat ve kuzeybat›s›nda Kastamonu’ya ba¤l› Tosya ilçe-leri, güneyinde Sungurlu, kuzeyinde Karg› ilçeleriyle çevrili bulunan ‹skilip, s›rt›n› da-yad›¤› da¤ ve flehri çevreleyen küçük tepelerle görüntüledi¤i “vadi-flehir” konumuve flehri süsleyen otantik Türk evleriyle Aç›k Hava Müzesi görüntüsü vermektedir.Fakat, hâlâ yaflatmakta oldu¤u otantik mutfa¤›, gelenek-görenekleri, giyim-kuflam›,el sanatlar›, meslekleri vb. halkbilim unsurlar› bak›m›ndan da ‹skilip, bizce otantikbir Uygulamal› Halkbilim Müzesi olarak düflünülmelidir.

‹skilip’e gidifl amac›m, içinde Türk kültürü bak›m›ndan k›ymetli cönk, mecmuave yazmalar›n bulundu¤unu ö¤rendi¤im Kütüphanesinden yararlanmakt›. Fakat, kü-tüphaneden önce, Temmuz ay›nda, ilk defa gelmifl oldu¤um flehrin otantik büyüsü-ne kap›lmaktan kendimi alamad›m.

Kütüphaneye yak›n bir yerden akan derenin otantik köprüsünü geçince otantikbir çeflmeyle karfl›lafl›lmaktad›r. ‹skilip’te orijinal kabul edilebilecek birçok “çeflme”ve “yunak” görmek mümkündür. Fakat bu çeflmenin özelli¤i, tafl›nda bir kitabenin,Emrah’a ait bir dörtlü¤ün yaz›l› olmas›d›r.

Dikdörtgen biçiminde, flehrin yap›s›na uygun olarak infla edilmifl olan Halk E¤i-tim Merkezi, sanki “müze içinde müze”görünümü vermektedir. Bu merkez, bütünodalar›n avluya aç›ld›¤›, her odan›n geleneksel bir mesle¤in uygulamal› olarak icra-s› ve ürünlerin sergilenmesi için kullan›ld›¤› onlarca odadan teflekkül eden bir “uy-gulamal› geleneksek giyim-kuflam müzesi” olarak düflünülebilmektedir.

“Erenler Tepesi” ve 100 metre yükseklikteki bir kaya üzerine kurulmufl ve üçtaraf› da kayal›k olan “Kale”, bu otantik müzeye ihtiflaml› bir görüntü kazand›rmak-tad›r. “Evliya Çelebi”ye göre zaman›nda bu Kalenin içinde 30 kadar evle birlikte sudepolar›, imaretler, yer alt› zindanlar› ile gizli geçitler bulunmaktayd›.

Kalenin güneyindeki kayaya oyulmufl üç adet “Kaya Mezar›” bulunmaktad›r ki;bo¤a bafll›kl› bu mezarlar üçer metre yüksekli¤indedir. Ayr›ca flehirde, Kaleye ulafl-t›¤› belirtilen iki adet ma¤ara yer almaktad›r.

fiehirde bulunan tarihî nitelikli 29 camiden fieyh Yavsi Camisi ve avlusunda bu-lunan “Karaa¤aç” ile ahflap yap›l› Nuru’l-Hüdâ(Akflemseddin) Camisi ve bitifli¤inde-ki “Deli Dolab›”**, günümüzde de “halkbilim” amaçl› olarak da ziyaret edilmekte-dir. Caminin yak›n›ndaki “yunak”ta insanlar “sinir bozuklu¤u”nu yok etmek için y›-

45

kan›rken, külliyenin yak›n›nda yer alan kuru “a¤aç”ta anneler “çocuk olmas›” içinçareler aramaktad›rlar.

‹skilip “uygulamal› halk mutfa¤›”n›n ürünlerinin bafl›nda “dolma” gelmektedir.‹lçenin önemli imgesi olarak da kabul edilebilecek olan ‹skilip dolmas›, kullan›lanözel araç-gereçler, piflirilmesinde uygulanan özel yöntemlerin yan› s›ra özel bir tatve lezzete sahiptir. Dolman›n en önemli arac› bak›rdan, içi kalayl› “dolma kazan›”d›r.

Dolma yap›m›nda kullan›lan ikinci önemli araç “ca¤”d›r. Ca¤, pirincin et suyu-na kar›flmadan buhar›nda piflmesini sa¤lamak amac›yla kullan›lan bez torbad›r.“Saç aya¤›”, “ca¤”›n et suyuna de¤mesini önlemek için “dolma kazan›”na yerleflti-rilir. Kazanda piflen dolma, servis yap›lmak üzere “lenger”e boflalt›l›r ve bak›r “len-ger”ler ikram için büyük bak›r “sini”lerin ortas›na konur.

fiehrin imgesi durumunda olan “dolma”n›n yap›l›fl› uygulamal› olarak görül-mekte, haz›rlan›fl›ndan piflmesine kadar sab›r gerektiren bu yemek yine otantik araçgereçlerle otantik ortamda yenilmektedir.

‹skilip “uygulamal› halkbilim mutfa¤›”n›n ikinci önemli yiyece¤i “keflkek”tir. ‹s-kilip sokaklar›nda “keflkek f›r›nlar›”na s›kca rastlamak mümkündür. Ayr›ca “keflkekçölmekçili¤i” de önemli bir meslek dal› haline gelmifltir. Bu mutfa¤›n bir baflka ürü-nü de “y›rtma yeme¤i” dir ki bunun da malzemesi içinde keflkekte oldu¤u gibi et veso¤an›n önemli bir yeri vard›r. Uygulamal› ‹skilip halk mutfa¤›nda bu yiyecekleri ta-mamlayan unsur ise “yazma ekme¤i”dir.

Otantik bir Türk kültür merkezi durumunda bulunan ‹skilip’te, baz› el sanatlar›ve meslekler hâlâ devam ederken, bunlara ticarî ve turistik amaçl› yenileri de eklen-mifltir.

Devam etmekte olan mesleklerin bafl›nda “semercilik” gelmektedir. Usta-ç›rakmetoduyla yaflat›lmakta olan bu mesle¤in bugün ‹skilip’teki en önemli ismi; 50 y›l-d›r bu iflle u¤raflan ve bu mesle¤i sanata dönüfltürmüfl olan “Osman Usta”, yani “Os-man Siyakufl”tur. (Foto¤raf 14-15)

“Bak›rc›l›k” ve bunu tamamlayan “kalayc›l›k” da bu müze flehrin önemli meslekve sanat dallar›ndand›r. Bu alanda genellikle “‹skilip dolmas›”na yönelik olarak araçgereçler yap›lmaktad›r. Yüksek seviyede el becerisi isteyen bu meslek ve sanat da-l›nda günümüzde usta say›s›n›n befli geçmedi¤i vurgulanmaktad›r. (Foto¤raf 16)

Henüz yaflam›n› yitirmeyen meslek dallar›ndan biri de “ayakkab›c›l›k”t›r. Ken-disiyle konufltu¤umuz ve ilçenin en eski ayakkab› ustas› oldu¤u belirtilen ad› sakl›kifli, bunca fabrika imalat› ve ucuz mala ra¤men bu mesle¤in hâlâ yaflamas›n›n se-bebinin ‹skiliplinin zevk ve arzusuna göre ayyakkab› yap›lmas›ndan kaynakland›¤›-n› belirtmifltir. (Foto¤raf 17)

‹skilip’te yaflamakta olan bir baflka meslek dal› ise “çit(sepet)çili”tir. Sepetçili-¤in turistik olmaktan çok ihtiyaca yönelik olarak hayat›n› sürdürdü¤ü kabul edil-mektedir. (Foto¤raf 18-19)

Günümüzde, ihtiyac› karfl›lamaya da yönelik olmakla birlikte daha çok turistikamaçl› ve çocuk oyuncakç›l›¤› alan›nda üretim yapan meslek ve sanat dal› “ç›kr›k-ç›l›k”t›r. Bu alanda daha çok el iflçili¤iyle ortaya ç›kar›lan turistik amaçl› sembolik

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

46

süs eflyalar›, ihtiyaca yönelik sini altl›¤›, elek, oklava, piflirgeç, beflik vb. araç gereç-lerle çocuklara için yap›lan eflyalar görülmektedir. (Foto¤raf 20-21)

Halk E¤itim Merkezi’nde onlarca genç k›z›n el eme¤i göz nuru olarak meydanagetirilen ve sat›fla sunulan otantik giysi ve ifllemeler de, uygulamal› halkbilim müze-si olarak kabul etti¤imiz ‹skilip’in bir baflka alan›n› oluflturmaktad›r.

Uygulamal› halkbilim müzelerinin kültürel yap›lar›na göre sergilenebilecek bafl-ka unsurlar› da ‹skilip’te görmek mümkündür. Bunlar›n bafl›nda köy seyirlik oyunla-r› gelmektedir. Günümüzde de dü¤ün benzeri önemli toplant›larda, genellikle aç›khavada oynanan ve ‹skiliplinin yaflant›s›ndan bir kesit olarak düflünülebilecek buoyunlardan baz›lar› flunlard›r: Ç›kr›k oyunu, Sinsin oyunlar›, Kalayc›n›n Körü¤ü oyu-nu, Garip Ölüsünü Kald›rma oyunu, G›d› G›d› oyunu, Yatt› Kalkt› Kabak oyunu,Tu-ra oyunu vb.

Bu müze flehrin, halk edebiyat› bak›m›ndan da önemli bir güce sahip oldu¤u gö-rülmektedir. Bugün ‹skilip’te masal, halk hikayesi, efsane, f›kra anlatan, bilmece so-ran, türkü, a¤›t, ninni, atasözü, deyim, tekerleme, haz›r söz, alk›fl ve karg›fl söyleyenbir çok kaynak kiflinin bulundu¤u bilinmektedir. Bu kaynak kiflilerden baz›lar› iseisim s›ras›na göre flunlard›r: Adil Uyan›k, Ayfle Ç›nar, Emine Kendirci, Güldane Ak-çakaya, Huriye Güngör, Leyla Gökçe, Mehmet Akkafl, Mehmet Punar, Melahat Ha-z›r, Metin Kalyoncu, Mustafa M›hç›, Sefure M›hç›, fievkiye Karacao¤lu, fiakir Civan,Zekiye Haz›r, Zeliha Kaday›fç›.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; anayol üzerinde bulunmamakla birlikte, Ankara’yayak›n oluflu sebebiyle özel bir gezi mekan› olabilece¤i düflüncesinden hareketle, za-ten otantik bir uygulamal› halkbilim müzesi durumunda olan ‹skilip, ticari amaç vebilimsel yöntemlerle günün flartlar›na uygun olarak turistik bir gezi-gözlem ve din-lenme yeri haline getirilebilir. “Otel” görevi üstlenecek birkaç otantik yap›n›n onar›mya da inflas›yla bu müze flehre gezi amaçl› gelecek olan insanlar, alaca¤› hediyelikeflyadan tadaca¤› lezzete kadar bütün ürünleri uygulamal› olarak görüp yaflayabile-ceklerdir. Gürültüden uzak bir ortamda, büyük flehirlere göre daha uygun fiyatlarla,farkl› mekanlarda yeni lezzetler tadacak, farkl› eflyalar sat›n alacak, farkl› seslerdende¤iflik türkü, ninni, masal, efsane vb. dinleyecek olan insanlar, bu müze flehirdenmemnun bir biçimde ayr›lmakla kalmayacak, yeni insanlar›n bu güzelliklere ak›n et-mesine vesile olacakt›r.

NOTLAR* ‹skilip hakk›ndaki bilgilerimizi destekleyen çal›flmalar› ve konumuzla ilgili eli-

mizde bulunmayan baz› resimleri temininden dolay› Tu¤ba GÜNGÖR’e teflekkür edi-yorum.

** Camiye bitiflik olarak infla edilmifl olan bu mekanda Akflemseddin, inzivayaçekilir, yorgunlu¤unu orada atar, orada dinlenirmifl. Günümüzde de, kendini sinirselolarak yorgun hissedenler ya da halk›n “deli” olarak vas›fland›rd›¤› kifliler, tedaviamaçl› olarak “Deli Dolab›”na girdirilmektedir.

OTANT‹K B‹R UYGULAMALI HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹: ‹SK‹L‹P

47

MASAL VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹

Saim SAKAO⁄LU

Masal ve müze!... Do¤rusu bu iki kavram› bir araya getirmekte güçlük çekiyo-rum. Biri anlat›ld›kça biraz de¤iflen ama daha çok güzelleflen, öbürü ise dura¤anl›-¤›n ve de¤iflmezli¤in temsilcisi olan iki kavram. Bu sat›rlar›n yaz›lmas› belki büyükaraflt›rmalar›n de¤il ama büyük u¤raflmalar›n sonucunda ortaya ç›km›flt›r. Buradakibütün görüfller bize aittir. Onun için, ne sat›r aras› notuna, ne de sayfa alt› notunabaflvurulmufltur. Hatta bu konuflma metnimin sonunda, “Yararlan›lan Kaynaklar” di-ye bir kitap ve makale listesi bile yoktur. Her fley bizim da¤arc›¤›m›z›n s›k›nt›lar›n›nsonucunda oraya ç›km›flt›r.

Önce masal› m› dinledim, yoksa bir müzenin mi önünden geçtim, hat›rlam›yo-rum. Belki ikisi de ayn› y›llar›n olaylar› olabilir. ‹lk masal› ninem Safiye Sakao¤-lu’ndan dinledi¤imi çok iyi hat›rl›yorum. Hat›rlad›¤›m ilk müze ise, bir Konyal› olma-ma ra¤men Mevlâna Müzesi olmay›p Arkeoloji Müzesi idi. Tabiî ben onun ArkeolojiMüzesi oldu¤unu çok sonralar› anlayacakt›m. Ancak kap›s›n›n önünde yer alan biriaslan, biri insan iki heykeli bugün bile hat›rl›yorum. Ya masallar›? Onlardan en iyihat›rlayabildi¤im birini 35 y›l önce yay›mlam›flt›m bile...

Böyle kar›fl›k ve da¤›n›k hat›ralar›n kafamda y›llarca sakl› kalmas› elbette ben-de baz› izler b›rakmalar›yla ilgilidir. fiimdi ise onlar›n baz›lar›n›, meselâ Gençlikte mi,Kocal›kta m›? masal›n› bir müzede düflünüyorum. Acaba onca maddî ögenin, tafl›n,topra¤›n, tahtan›n, yan›nda benim masal›m›n yeri neresi olacakt›r? Bir raf m›, bir ca-mekân m›, yoksa baflka bir yer mi? Belki de hiçbiri olmayacak. Bir fon müzi¤i eda-s›yla, onu, müzenin lofl, tarih ve medeniyet kokan koridorlar›nda dolaflan insanlaradinletece¤iz. Bilmem dünyada flu türden müzeler var m›d›r? Önünde durdu¤umuz birtaht›, bir heykeli, ne bileyim bir para camekân›n› seyrederken basaca¤›n›z dü¤me-ler size bildi¤iniz dilden bilgiler verecek! Olur mu? Para ile size istedi¤iniz müzik par-ças›n› dinleten müzik kutular›n›n yan›nda niye böyle müzeler olmas›n! Ya masallar?

Bunu düflünürken akl›ma iki müze geldi. Biri 1964’te, üniversite son s›n›f ö¤ren-cisi iken gezdi¤im, Münih’teki Deutsch Museum, öbürü ise on y›l sonra, 1974’teAmerika Birleflik Devletleri’nin Texas eyaletinin Lubbock flehrindeki, ad› belki “Ta-biat Tarihi” olan müze. 30-40 y›l›n ötesinde kalan bu müzelerin benim kafamdaki iz-leri hâlâ canl›l›klar›n› korumaktad›r.

Y›llar sonra ziyaret edebilece¤im birkaç müzenin adlar› da ilgi çekici. ‹lkini1989’da Oslo’da gezmifltim. Dört dörtlük bir aç›k hava müzesi olan, bu sonsuz ge-

48

niflli¤e yay›lan müze, belki de bende en derin izleri b›rakan mekân oldu. Ertesi y›l ikimüzeyi birden gezme f›rsat›n› yakalam›flt›m. Bunlardan biri, Oslo’dakini hat›rlatan,Budapeflte’nin 40 km. kuzeyindeki aç›k hava müzesi, öbürü ise, binlerce km. do¤u-sunda, Kazakistan’›n o zamanki baflflehri Almat›’da bulunan müzik müzesi idi. Viya-na’da, Berlin’de, Newyork’ta, Varflova’da, Köstence’de, Bakû’de ve daha nice flehir-lerde gördü¤üm baflka müzeleri ayr› ayr› adland›rmak istemiyorum. Asl›nda bunlar›teker teker sayarken, her biri ile olan yak›nl›¤›m› göz önüne getirmeye çal›fl›yor, as›lkonumuza geçebilmek için uygun bir ortam› haz›rlamaya çal›fl›yorum.

Evet, masal ve halkbilimi müzesi!.. Nas›l edece¤iz de, hâlâ kuramad›¤›m›z birhalkbilimi müzesinde masala yer verece¤iz? Masal anlatan kaynak kiflilerle onlar›dinleyen her yafltan insanlar haz›r bulunacaklar m›? Anlat›lan masalla ilgili herhan-gi bir yard›mc› araç kullan›lacak m›? Bence halkbilimi müzesi kurulurken elbettemasala da bir yer ayr›lmal›d›r. Bu bölüm belki a¤›rl›kl› olarak bir arfliv görünüflündeolacakt›r. Ancak, masal› masal yapan as›l unsur olan anlat›lma ifllemi gerçeklefltiril-melidir. Lubbock halk kütüphanesinin çocuk bölümünde çocuklara masal anlatangörevlinin yapt›¤› ifl, masalla müze ars›ndaki ba¤ say›labilir mi? Bize göre bu iki kav-ram aras›nda flöyle bir ba¤ kurulmal›d›r.

Son y›llarda büyük otellerde moda olan bir “flark köflesi” vard›r. Bunun bir ben-zeri olacak flekilde müzenin bir, belki iki üç odas› masala ayr›lmal›d›r. Burada, mut-laka masal›n anlat›lma ortam› haz›rlanmal›, bir de anlat›c› bulundurulmal›d›r. Oda-n›n havas› tam bir masal odas›n› yans›tmal›, kahraman›m›z da k›yafetinden konufl-mas›na var›ncaya kadar tam bir masal anas› veya masal atas› olmal›d›r. Bu anlat›-c›lar, ziyaretçiler gelince anlatmaya bafllamal›, onlar›, belirli bir süre meflgul etmeli-dir. Budapeflte’nin kuzeyindeki müzede gördü¤ümüz iki çocuk, biz yanlar›na gelin-ce ifle bafllam›fl, biz merakl› bak›fllarla seyrederken ifllerini yapm›fllard›. ‹ki ayr› yer-de gördü¤ümüz bu çocuklardan biri tahminen 30-35 santimetre karelik bir kilimi,öbürü de çamurdan bir çana¤› haz›r hâle getirivermiflti. Her ayr› gezgin grubu için buifl aynen tekrar ediliyordu.

Konya Mevlâna Müzesi’ndeki metalden haz›rlanan dervifllerin, elektrik ak›m› ve-rildi¤i zaman dönmelerinin yan›nda çok özel misafirlere gerçek dervifllerin gösteriyapt›¤›n› da hat›rlatmak isteriz.

E¤er ben böyle bir müzenin masal anlat›c›s› olsayd›m nas›l davran›rd›m? Beni,tabiî ortam› en iyi biçimde yans›tan bu yapma ortamda dinlemeye gelenlere neleranlat›r, neler gösterirdim?

Kendinizi bir an için resim sergisinde, tablolar› seyrederken düflününüz. Acabaher tablo için ayn› dakikalar› m› ay›r›rs›n›z? Elbette hay›r. Önünden çabucak geçti-¤iniz tablolar›n yan›nda dakikalarca seyrettikleriniz de olacakt›r. Bir etnografya mü-zesinde de ayn› fleyleri yaflars›n›z, bir arkeoloji müzesinde de...

O hâlde, müzeye gelenlerin masal odas›nda belirli bir zaman dilimi içinde kala-caklar› bilinmelidir. Belki de, özellikle gruplar hâlinde gelenlerin k›lavuzlar›na, bu bö-lüm için ne kadar zaman ay›rabilecekleri sorulmal›d›r. Böylece masal anas› / atas›,

MASAL VE HALK B‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹

49

o zamana s›¤d›rabilece¤i bir masala bafllamal›d›r. Elbette böyle bir ortamda yar›msaat süren bir masal anlat›lmayacakt›r. Veya iki üç masal odas›nda de¤iflik uzunluk-ta masal anlatan farkl› anlat›c›lar bulundurulacakt›r.

Ayr›ca, kasetlere kaydedilmifl baz› masallar da özel kulakl›klar arac›l›¤›yla is-teklilere dinletilebilir. Hatta bu kasetlerde yer alan masallar›n de¤iflik dillerdeki me-tinleri de ziyaretçilere sunulabilir. Onlar, bir yandan da konusu hakk›nda bilgi sahi-bi olabilecektir.

Asl›nda bu konuda nelerin yap›labilece¤ini, bilim adamlar›n›n görüflleriyle bir-likte ziyaretçilerin dolduracaklar› soru formlar›yla da çözümleyebiliriz. Konuya ilgiduyanlar›n bizlere iletecekleri görüflleri de dikkate alarak halkbilimi müzelerinde ma-sallara verilecek yer, tarz ve oran belirlenebilecektir.

Sonuç olarak flunu söyleyebiliriz. Klâsik kültür müzeleri maddeye dayand›r›ld›-¤› için masallara yer verilmemesini yad›rgamamak gerekir. Ancak, genifl kapsaml›müzelerde, masal anlatan, ninni söyleyen, türkü ça¤›ran insanlar›n da yer almas›,hem konuya zenginlik kazand›racakt›r, hem de anlat›lma / söylenilme esas›na da-yal› halk kültürü ürünleri de canl›l›k kazanacakt›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

50

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹TBELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

Abdurrahman GÜZEL

Tarihi seyir içinde Viyana’ya Türkler taraf›ndan, Kanunî Sultan Süleyman(1529) ve Merzifonlu Kara Mustafa Pafla (1683) taraf›ndan seferler yap›lm›flt›r. Amaher ikisinde de fetih mümkün olamam›flt›r. Fakat buna ra¤men bugün Viyana’da buseferlerden arta kalan Türk Kültürüne ait pek çok eseri, motifi, müzelerde, saraylar-da, kütüphanelerde, halka aç›k bölgelerde, kitaplarda..vb yerlerde görmek müm-kündür. Ayr›ca bu seferler, Avusturya halk› üzerinde birçok yönlerden derin izler b›-rakm›flt›r ve hâlâ da bu izler devam etmektedir.

Bilindi¤i gibi, bu seferler dolay›s›yla Türk Kültürü bir yandan Avusturya kültü-rüne etkide bulunmufl, di¤er yandan da pek çok Türk eflyas› buralarda kalm›flt›r. ‹fl-te bunlar zamanla bir araya getirilerek Avusturya müzelerinde, kütüphanelerinde..vb yerlerde toplanm›flt›r.

Bugün Avusturya’l›lar turizm alan›nda Türk harp malzemelerini pazarlayarakbol kazançlar elde etmektedirler. fiimdi zaman elverdi¤i takdirde müzelerde, saray-larda, kütüphanelerde bulunan bu Türk malzemeleri hakk›nda k›sa bilgiler vermeyeçal›flal›m.

I. Müzeler’de, Saraylar’da, Kütüphaler’de Bulunan Türkler’e Âit MotiflerA. Müzeler’de Bulunan Türkler’e Âit Motifler

Bugün Avusturya müzelerinde ve hususi koleksiyonlarda pek çok Türk eflyas›bulunmaktad›r. Bunlardan muharebe meydanlar›nda kalm›fl çeflitli silah, bayrak,sancak, at tak›mlar›, çad›r, matara, giyim eflyas› vb. harp malzemeleri çok say›da-d›r. Bunlardan bir k›sm› k›ymetli madenlerden yap›lm›fl ve gayet ince ifllenmifl lükseflya intiba›n› veriyor, bir k›sm› da, 1683 muharebe meydanlar›nda ölen sadrazam›nsaltanat mührü ile yine 1664 Muharebe meydan›nda muharebenin devam etti¤i gün

ve saatinde durmufl bulunan, (gün-hafta-ay ve y›l› gösteren) cep saati bu koleksi-yonlar›n en k›ymetli hazineleridir.

Bu cümleden olarak Viyana’daki; müze, saray ve hususî koleksiyonlarda bugündahi Türk Kültürü’nün izlerini en aç›k bir flekilde görmekteyiz. Bilhassa Kara Musta-

fa Pafla’n›n çad›r› (ota¤›), muhtelif z›rh, tüfek... vb.’lerinin bulundu¤u, T.C. ViyanaBüyük Elçili¤imize de çok yak›n olan Südbahnhof (Güney Tren ‹stasyonu) Park›’n›nnihayetindeki Heeres Geschichichthiches Museum (Askerî Tarihî Müze) bu tür bel-

51

geler için son derece önemlidir. Bu müzede Türklerle ilgili eflyalar, müzenin ilgili kat-lar›nda ayr› ayr› yerlerde sergilenmifl durumdad›r. Bunlar› flimdi s›ras›yla vermeyeçal›flal›m:

a. Heeres Geschichtliches Museum: Bu müzenin zemin kat›nda Avusturya’yaait tarihî eserlerin yan›nda, birinci ve ikinci Viyana muhasaralar›ndan kalma Osman-l› askerlerine ait; elbiseler, üzerlerinde kan lekeleri, k›l›ç yaralar› belli olan askerî k›-yafetler ayn›yla muhafaza edilmektedir. Bu k›yafetler burada fazla miktarda bulun-maktad›r.

‹kinci kat; Napolyon Bonapart ile Osmanl› tarihi eserlerine hasredilmifltir. Bura-daki Türkler bölümüne giren bir Türk, kendisini âdeta bir cami veya türbenin mane-vî havas› içinde hissediyor. Zira girifl kap›s›ndan içeri girildi¤inde kap›n›n üstündedokuz adet rengarenk sancaklar as›l› durur. ‹nsan bu sancaklar alt›nda müzenin içi-ne girerken, bambaflka bir hava teneffüs ediyor. Bilhassa ‹kinci Viyana seferindenkald›¤› söylenen bu dokuz sanca¤›n güve yenen yerleri hemen zaman›nda tamiredilmektedir. Bu bölümler üzerinde rahmetli Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çal›flma-lar yap›p eserler neflretti¤ini de flükranla ifade etmeliyim.

fiimdi s›ra ile bu sancaklar üzerindeki yaz›lar› okumaya çal›flal›m:1. ‹ki taraf› kurflunî, ortas› yeflil olan sanca¤›n, yeflil k›sm›n›n üzerinde “Kelime-

i fiehadet” ile Fetih ayeti yaz›l› bulunmaktad›r.

2. ‹ki taraf› bej rengindeki sanca¤›n ortadaki k›rm›z› zemin üzerine üç defa “Al-lah” ve bir defa da “Kelime-i fiehadet” yaz›l›d›r.

3. ‹ki taraf› k›rm›z› olan ve üç taraf›nda ay-y›ld›z bulunan sanca¤›n ortadaki bej

zemin üzerinde de “Besmele” bulunmaktad›r.

4. ‹ki taraf› k›rm›z› olan sanca¤›n ortadaki yeflil zemin üzerinde de “Fetih aye-ti” yaz›l›d›r.

5. Her taraf› yeflil renkli sanca¤›n üzerinde de “Kelime-i fiehadet” nakfledilmifl-tir.

6. Ortas› k›rm›z› kare fleklindeki sanca¤›n ortas›ndaki k›rm›z› zemin üzerinde

“Fetih ayeti” ile Kelime-i fiehadet” vard›r. 7. Kenarlar› yeflil olan kare fleklindeki sanca¤›n ortas›ndaki k›rm›z› zemin üze-

rinde “Besmele ve Kelime-i fiehadet” vard›r. 8. Kenarlar› k›rm›z› olan sanca¤›n ortadaki yeflil zemin üzerine “Fetih ayeti” ya-

z›lm›fl bulunmaktad›r.

9. Kurflunî, bej ve k›rm›z› renkteki bu sanca¤›n üzerinde ise hiçbir yaz› yoktur.

10. Yine ayn› kat›n salonundan içeriye girildi¤inde salon ortas›ndaki vitrin’de;Türk oklar›, yaylar›, k›l›çlar›, sar›klar›, okluk ve kamalar› bulunmaktad›r. Ayr›ca buvitrin üzerinde kenarlar› yeflil bir örtü ile örtülmüfl ve ortas›nda Hz. Ali’nin çatal Zül-fikar k›l›c› bulunan büyükçe bir sancak da göze çarpmaktad›r. Sanca¤›n üzerinde“Besmele ve Nasr Suresi” bafltan sona kadar yaz›l›d›r. Yine bu vitrinin arkas›nda1609-1680 senelerine ait çeflitli boylarda bugünkü insan›m›z›n bile kald›ramayaca-¤› a¤›rl›kta ve boyda harp tüfekleri ve z›rhlar› vard›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

52

11.Fâz›l Ahmed Pafla’ya âit Cep Saat›; bu saat, 1664 tarihini tafl›yan Osmanl›-lara ait ve Osmanl›lar taraf›ndan yap›lm›fl öyle bir gümüfl cep saati’dir ki1 ne zamanViyana’da bu müze’ye u¤rasam hep bu saatin önünde dakikalarca durur, duygula-n›r ve derin derin düflüncelere dalar›m. Beni orada ne Napolyon’un bir çocuk göv-desi için yap›lm›fl gibi duran c›l›z elbisesi, ne de baflkalar› ilgilendirir …

Ancak beni ilgilendiren, atalar›mdan kalma ifllemeli çad›r›n kubbeye dayanan,tasal› gösterifli, atefle haz›r olan silahlar›n atefl almay›fl›, hançerlerin dayand›¤› z›rh›nac›l› göz yafllar› ilgilendirir, a¤lat›r. Daha ac›s›, ben tarihî müzeye u¤rad›¤›m zaman,azarlanmam›za ra¤men, bir küçük saatin önünde dakikalarca bakar kal›rd›m.

Bu saat Faz›l Ahmet Pafla’n›n Sen Goter harbinde kendi zat›na mahsus “cep sa-ati”dir. Bu saat; günleri, haftalar›, aylar› ve y›l› beraberce gösterir. Teknolojinin iler-ledi¤i 21. yüzy›la kadar bile böyle bir saat henüz yap›lamam›flt›r. Bu saat, Harp mey-dan›nda 1075/1664 Muharremi’nin 8’inde Cuma günü saat 3’te durmufltur. Bu sa-at’›n, küçücük gö¤süne 321 (?)veya (339) y›l› m›hlam›flt›r. Sahibinin eliyle kalbinedokunuversen üç asr›n ötesinden bize haberler verecektir. fiu anda tarihî müzedemuhafaza alt›ndad›r.

12. Osmanl› Sanca¤›; di¤er tarafta, salonun tam ortas›nda ise, k›rm›z› renkli çok

büyük bir sancak as›lm›fl olarak duruyor. Sanca¤›n ortas›nda yine Hz. Ali’nin Zülfi-kar› resmedilmifl, Zülfikar’›n kabza k›sm›na da;

”Sen fatihlerin en hay›rl›s›s›n” sözü Arapça olarak alt› defa yaz›lm›flt›r. Bu salonda bunlardan baflka ayn› flekilde alt› yerde daha sancak vard›r. Ufak

tefek farklarla yine ayn› yaz›lar yaz›lm›flt›r. 13. Ota¤ ve Harp silahlar›; biraz daha ileriye gidildi¤inde, 1683 ikinci Viyana

Muhasaras›’na ait büyükçe bir çad›r ile çakmakl› büyük ve a¤›r tüfekler göze çarp-maktad›r.

14. Mühür; bu k›s›mdaki di¤er vitrinlerde de Sultan II. Mustafa ile vezir-i azamElmas Mehmet Pafla’ya ait iki mühür2 görülmektedir.

15. Türk Devlet Ota¤›; nihayet bu salonun en sonunda ise, 5 A¤ustos 1716 ta-rihinde Peter-Verdayn Muharebesinde “Vezir-i azam Damat Ali Pafla’ya ait Türk Dev-

let Ota¤› (çad›r›)” dikkatleri çekmektedir. Bütün bunlara ra¤men, bu eflyalar›n harp ganimeti olarak al›nd›¤› kanaatinde

de¤iliz. Ancak bunlar sonradan getirilmifl eflyalar olabilir. b. Stadt Wien Historisches Mussum: Osmanl› eserlerinin muhafaza edildi¤i

ikinci müze ise Viyana’n›n 4. m›nt›kas›ndaki Karlplatz’da Viyana Müzesi-Stadt WienHistorisches Museum’dur.

1. Sancak; bu müzenin ikinci k›sm›n›n sa¤ taraf› da tamamen Osmanl›lara has-redilmifltir. Yine ilk göze çarpan önemli nokta ise, duvara as›lm›fl kurflunî, bej ve k›r-m›z› renkli, ortas›nda Hz. Ali’nin Zülfikar›, kabza taraf›ndan el ve kan damlalar› tas-

vir edilmifl büyük bir sancak bulunmakta, sanca¤›n üst k›sm›nda, Fetih ayeti; sa¤

k›sm›nda Besmele; sol taraf›nda Kelime-i fiehadet ve Fetih ayeti yaz›lm›fl olarak sa-hiplerini beklemektedir.

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

53

2. Di¤er harp malzemeleri; sanca¤›n alt›nda Osmanl›lara ait üç adet kalkan,onun önündeki vitrinde bafla giyilen demir mi¤fer, iki k›l›ç, çakmakl› tabanca, yineonun yan›ndaki vitrinde; harplerde çal›nan kösler, davul ve darbukalar, büyük birharp borusu, alarm feneri asmak için tel dikenli uzun bir direk vard›r.

3. Kara Mustafa’n›n Ota¤›; yine duvarda resim ve plân hâlinde vezir-i azam Ka-ra Mustafa Pafla’n›n ota¤› (çad›r›) gayet güzel gözükmektedir. Çad›r›n üstünde hilal-li Türk Bayra¤›n›n iki kanatl› ucu rüzgârdan âdeta dalgalanmaktad›r. Bunun yan›n-da insan ayr› bir his alt›nda yaflamaktad›r.

4. Sancak ve di¤er harp âletleri; yine duvarlarda tespit edilmifl, ayn› üslûpta birSancak daha var ki üzerinde “Besmele ve Kelime-i fiehadet” yaz›lm›flt›r. ‹kinci k›s›m-da; oklar, yaylar, çakmakl› tüfekler, tabancalar, k›l›çlar ve iki taraf› tupan fleklindetahta sapl› uzun harp aletleri nazar› dikkati çekmektedir.

c. Avusturya Kalay Figürleri Müzesi: Bu müze, Sankt Pölten civar›ndaki Pot-

tenburg Saray› içinde bulunmaktad›r. Türk-Avusturya karfl›laflmalar›na ait muhtelifsahneleri tasvir eden birçok figürleri bu müzede görmek mümkündür. Bunlar kültürtarihi bak›m›ndan büyük de¤ere haizdir. Burada yeniçeri ile askerî komutanlar› tem-sil eden figürlerin yan› bafl›nda baz› sivil kiflileri de gösteren diyorama, resimlerle“Mostar fiehri”nin bir kahvehanesinden al›nm›fl ve kalay figürlerle düzenlenmiflsahneler de görülmektedir.

Ad› bilinmeyen bir Avusturyal› ressam da, Osmanl› Saraylar›ndan ve Osmanl›-lar›n günlük hayat›ndan baz› sahneleri Türk tarz›nda, yani minyatür fleklinde tespitetmifltir. Bu enteresan resimler, Avusturya Diplomat› Graf Kufstein’›n 1628 senesin-de ‹stanbul’a yapt›¤› ziyaret esnas›nda al›narak Avusturya’ya getirilmifltir. Bu min-yatürler bugün Viyana civar›ndaki Perchtolsdorf ve Burg Greinstein Müzelerinde tefl-hir edilmektedir.

b. Saraylarda Bulunan Türkler’e âit Motiflera. Belvedere Saray›

Belvedere Saray› (1613-1717): Bu saray›n çat› flekli, Osmanl› savafl çad›r’lar›-n›n çat›s›n›n bir taklidi fleklindedir.

b. Schönbrun Saray›

Schönbrun (Güzel Çeflme); Maria Theresia taraf›ndan yapt›r›lan yazl›k sarayd›r.Yap›, bizim Galatasaray Lisesi’ni and›r›r. Fakat as›l emek ve ihtiflam bahçededir. Busaray›n bizim aç›m›zdan en dikkat çekici yeri alt›n oda, milyonlara mal oldu¤undande¤il, orada Türk sanat›n›n mucizesinin bulundu¤undand›r. Türk Devlet Baflkan›’n›ngönderdi¤i minyatürler, Maria Therisia taraf›ndan alt›n çerçeveye al›nm›fl ve duvar-lara as›lm›flt›r. Yani iç bizim, d›fl onundur. Fakat hangi maden sanattan de¤erli? Çer-çevelerinin içindeki sanat›n haflmeti, bütün alt›nlar› bak›ra indirmifl gibidir.

Ayr›ca burada bir de mescid tipinde oda da bulunmaktad›r. Saray›n muhtelifyerlerinde Türk minyatürleri her taraf› fazlas› ile süslemektedir.

C. Kütüphaneler’de Bulunan Türkler’e âit Motiflera. Österreichische National Bibliothek(Avusturya Millî Kütüphanesi)3

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

54

Viyana Millî Kütüphanesi ile Avusturya müzelerinden baz›lar›; savafl meydanla-r›nda veya terk edilmifl yerleflme yerlerinde Türkler taraf›ndan b›rak›lm›fl Türk-‹slâmKültür ürünlerinin toplanmas› ve muhafaza edilmesi hususunda önemli rol oyna-maktad›r. ‹mparatorluk ve Kraliyet Saray kütüphanelerinin el yazmalar› Papirus veminyatürlerden ibaret zengin Türk-‹slâm Kültürü hazinelerinin mevcudiyeti savaflganimetlerinden ayr› olarak sat›n al›nma suretiyle de bir hayli zenginlefltirilmifltir.

1. El Yazmalar›; Saray Kütüphanesi’ne Türk-‹slâm kültür dünyas›ndan ilk elyazmalar›n› verenler aras›nda XVI. yüzy›lda flark› gezmekle flöhret kazanm›fl olanHans Dernschwam’la Ogier Ghislen von Busbeck’tir. XVI. yüzy›ldan XVII. yüzy›la ge-çifl döneminde bu kurum içinde flarkiyatç› Sebestian Tengnagel çal›flm›flt›r. Arapça,Farsça ve Türkçe El Yazmalar›n› toplamak üzere Türkiye üzerinden Suriye’ye kadarseyahat etmifltir.

2. El Yazmalar›; fiah Cihan (1628-1658)’dan kalma tek bir parça ipek kumafl(turban) üzerine nefis bir Arap yaz›s›yla yaz›lm›fl bir Kur’an-› Kerim, Millî Kütüpha-ne’de bulunan pek k›ymetli eserlerden birisidir. Kûfî yaz›s›yla parflömen üzerine ya-z›lm›fl olan bu Kur’an-› Kerim’den yapraklarla beraber 1683’te Viyana civar›ndaTürk ordugâh›nda bulunmufl oldu¤u söylenilen, yaz›s› fevkâlade güzel, sekizgen fle-kilde bir mushaft›r.

1131 senesinde el-Harîri’nin “Makameler”inin bir el yazmas›, Koca Niflanc›’n›n

Kanunî Sultan Süleyman hakk›nda (1555/1556 senesine kadar) yazd›¤› tarih, birTürk olan Muhammed ‹bn fieyh Ramazan’›n 102 tane nefis minyatürle süslü “Sub-

hatü’l Ahbar” adl› eseri ve nihayet el-Herevî’nin 1056 senesinde yazd›¤› ve en eskiyeni Farsça el yazmas› say›lan bir ilaç kitab› çok nadir bulunan eserlerdendir.

3. El Yazmas› Destan; Viyana’da Hz. Muhammed’in amcas› Hz. Hamza hakk›n-daki minyatürlü destan›n büyük bir k›sm› muhafaza edilmektedir. Di¤er taraftanSchönbrunn Saray›’nda Mo¤ol ressam okulundan ç›km›fl olan birtak›m nefis duvartablolar› da etraf› süslemektedir.

4. Halk Hikâyeleri; Viyana Millî Kütüphanesi’nde Halk Edebiyat› eserlerindenBinbir Gece Masallar› ile “K›rk Vezir Hikâyeleri”nin yan›bafl›nda efsaneler, Hayvanmasallar›, menk›beler, Kutadgu Bilig’in Uygurca nüshas› ve Flügel Katalo¤u’nda

yer alan yüzlerce Türkçe yazma, orijinal flekilleriyle bulunmaktad›r. Halk filozofu vemizahç›s› Nasreddin Hoca’n›n f›kralar› da gayet tabii ki bu bölümde büyük bir ye-kün tutmaktad›r.

Avusturya’l› Türk-islâm bilginleri flarkiyatç›lar ve flark› sevenlerin ve keza baz›diplomatlar›n gayretleri neticesinde ‹stanbul ve Bulag’ta 1918’e kadar Arapça, Türk-çe ve Farsça neflredilmifl eserlerin hemen hemen hepsi Avusturya Millî Kütüphane-

lerinde bilhassa Viyana Millî Kütüphanesi’nde bulunmaktad›r. Son derece k›ymetli Türk-‹slâm el yazmalar› Viyana Millî Kütüphanesi’nden

baflka devlet kütüphanesi ve St. Florion Vakf›’nda muhafaza edilmektedir.4

Bilhassa Avusturya’n›n büyük kütüphaneleri zengin bir fiark kitap koleksiyonu-na sahiptir. Bunlar aras›nda; divan, f›kra koleksiyonlar›, tarih kitaplar›, lisan, t›p,

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

55

fen, felsefe, ilâhiyat ve hukuk eserleri, masal ve hikâyeler..vb eserler çok say›dad›r.Bu hazine, Avusturya Millî Kütüphanesi’ni idare eden ve gelifltirenlerin fevka’l-be-fler ilim aflk› ve anlay›fl›n› gözler önüne sermektedir. Türk-‹slâm klâsik flâirlerindenFirdevsî, Hâf›z, Yunus Emre, Bâkî, Nedim, Nergisi, Mütenebbî ve Ebu Nuvas’la bir-likte ‹slam öncesi Arap flairleri, ayn› kütüphanenin Josefplatz meydan›nda bulunanPalatina’da kendilerini flefkatle kucaklayan bir ilim merkezi buldular. Bu flâirleri, ter-cüme eden ve yorumlayanlar›n hepsi büyük simalard›r. Josef von Hammer-Purgstall,Johan Wolfgang von Goethe, Jacop von Wallenburg, Friedrich Rückert, Victor Ro-

manoviç Rosen... vb. bunlardan sadece birkaç›d›r. Goethe’nin Bat›-Do¤u Divan›’n›n biri de, Avusturya Millî Kütüphanesi’nde bu-

lunuyor. Kapa¤› bizzat flâir taraf›ndan çizilmifltir. Papirüsler bölümünde ise eski M›s›r ve Arap Papirüsleri bir gün onlar› da ele ala-

cak ilim adamlar›n› bekliyor. fiu ana kadar bunlar üzerinde herhangi bir araflt›rmayap›lmam›flt›r. Arflidük Rainer’in mevcudu yüz bini bulan bu hazinenin muhafazas›-na yapt›¤› yard›m dünyaca bilinmektedir. El yazmalar› koleksiyonunun 1867’denberi yeni temin edilen eserler aras›nda dünyada efli bulunmayan ve varl›¤› bile bilimdünyas›nda yak›n zamana kadar bilinmeyen çok k›ymetli flark el yazmalar› vard›r.Arap Codekslerinin Helene Loebenstein taraf›ndan haz›rlanan bir katalo¤u 1970’teyay›mlanm›flt›r. Türk-‹ran el yazmalar›n› da merhum Viyana Millî Kütüphanesi fiark

Eserleri Bölümü Dr. ‹smail Baliç yay›na haz›rlay›p bast›rm›flt›r. 5. Türk Haritalar›; Kartografya Koleksiyonuna gelince bu bölümde eski seyahat

rehberleri ile seyahatnamelerden baflka ilginç Türk Haritalar› da bulunmaktad›r. Bil-hassa bunlar aras›nda tahminen 2. Viyana Kuflatmas› s›ras›nda yap›lm›fl bir haritavard›r ki bu haritada gayet enteresan bir durum göze çarpmaktad›r. O da bugünküAvusturya’n›n baflkenti Viyana’n›n, Osmanl› ‹mparatorlu¤u hudutlar› içinde yer al-mas› hususudur.

6. Ders Kitaplar›; Birinci Dünya Harbinden önce Türkiye’de kullan›lan okul ki-taplar›n›n hemen hemen hepsinin Avusturya Saray (bugün Millî) Kütüphanesi’ndetoplanm›fl olmas› Avusturyal› flarkiyatç›lar›n sarf ettikleri çabalar›n bir neticesidir.Katalo¤un el yaz›s›yla yaz›lm›fl fifllerinde s›k s›k Beyzavi, Halebi, Molla Cami, Hüs-

rev, Cami Birgivi gibi ilim otoritelerinin isimlerine rastlanmaktad›r. Eski Türk mede-nî kanunu olan Mecelle, Türkçe, Arapça, Almanca ve Boflnakça olarak kütüphane-lerde bulunmaktad›r. Osmanl› Gazete ve Y›ll›klar› da ayn› flekilde büyük bir ihtimam-la toplanm›flt›r.

7. Burada, Kanuni Sultan Süleyman’›n Nemçe Kral›na yazd›¤› 36 mektup, Ba-yazid’in 34 mektubu, Rusya’dan kaçan Türk harp esirlerinin 683 notal› esaret türkü-

lerinin orijinalleri bulunmaktad›r. II. E¤itim-Ö¤retim Kurumlar›, Bas›l› Eserler ve Güzel Sanat’larda Görülen

Türkler’e Âit Motiflera. E¤itim-Ö¤retim Kurumlar›

1. fiark Dilleri Yüksek Okulu: Viyana Üniversitesi fiarkiyat Enstitüsü’ne ba¤l›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

56

olarak kurulan “fiark Dilleri Yüksek Okulu” XVII. yüzy›lda ö¤retime bafllam›flt›r. Ay-r›ca bu dönemde “Avusturya Lisan Okulu”nun kurulmas› daha deneme safhas›ndaiken savafllar sebebiyle baflar›s›zl›¤a u¤ram›flt›r. Ancak bu Akademi 1851 y›l›ndaö¤retime bafllay›p, aral›ks›z 1948 y›l›na kadar faaliyette bulunmufltur. Daha sonra1962’de kurulan “Diplomatlar Akademisi” bu ö¤retim kurumunun görevlerini üzeri-ne alm›flt›r.

2. fiarkiyat Enstitüsü (Orientalisches Institüt an der Universität zu Wien):

Benim de mezun oldu¤um bu Enstitü, Viyana Üniversitesi Edebiyat Fakülte-si’ne ba¤l› olarak 1886 tarihinde kurulmufltur. O günden bugüne kadar hâlâ ö¤reti-mine devam etmektedir. Bu enstitüde; Türkoloji-‹slami Bilimler, Arabistik, Sümero-loji, ‹branice ve ‹ran Kültürlerine ait Bölümler yer almaktad›r.

Bu enstitünün Viyana Üniversitesi’ndeki yeri son derece mühim, hocalar› daayn› üniversitenin k›ymetli bilim adamlar›d›r. Dünden bugüne kadar daima tekâmülfikrini benimseyen bu Enstitü’de Türk Kültürü’ne ait dersleri ana kolda hülasa ede-biliriz:

- Türk Dili ve Edebiyat›

- Türk Tarihi ve Türk Kültür Tarihi- Türk Halk Edebiyat›

- ‹slâmî ‹limler

- Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyat›...vb’leri. Yap›lan seminer çal›flmalar› ve Enstitü nezdinde çal›flan ilim adamlar›n›n neflri-

yat› müspet yönde hep bu merkezdedir.5

3. Osmanl› ‹mparatorlu¤unun Viyana’da elçilik ihdas etmesine karfl›l›k, Avus-turya ‹mparatorlu¤u da Bab-› âli’de bir elçilik ile temsil ediliyordu. Yine Viyana’da ilkOrientakademie (1754)’nin kurulmas› bu devreye rastlamaktad›r. Bu müesseseningayesi, devlet ifllerinde çal›flacak tercümanlar›n yetifltirilmesi idi. Bu Türkçe için iseçok geçerli idi.

4. Orientakademie (Hammer-Purgstallgeselschaft)ise; 1958 y›l›nda hocamProf.Dr. Herbert Jansky taraf›ndan ayr›ca kurulmufltur. Burada; Türkiye, Arabistan,‹ran, Irak vb. flark ülkelerinden gelen ö¤renci ve ilim adamlar›na her sahada yard›m-c› olunur. Bu cümleden olarak her sömestir de Türk, Arap ve ‹ranl›lar için Almancakurslar da düzenlendi¤i gibi, Avusturyal›lar›n veya baflkalar›n›n, Türkçe, Arapça,Farsça ö¤renmek isteyenlere de bu dillerde bizzat Avusturyal› ilim adamlar› taraf›n-dan kurslar yap›lmaktad›r. Türk Kültürü sahas›ndaki çal›flmalar›n›n fazlal›¤›n› da bu-rada zikretmek yerinde olur. Ayr›ca Türkiye’den gelen ö¤renci ve ilim adamlar›na dabirçok sosyal hizmetleri uhdelerine al›rlar ki bu bak›mdan da teflekküre de¤er hiz-metleri vard›r.

5. fiarkiyatç›lar: 1803-1809 tarihleri aras›nda Palatina’y› idare eden BernhardFreiherr von Jenisch’in çal›flmalar›yla Avusturya’da flarkiyat parlak bir devreye gir-mifltir. Meninski’nin “Büyük Türk Sözlü¤ü”nün yeniden bas›lmas›, Jenisch’in hiz-metlerindendir. Ayr›ca ‹slâmî-fiark hakk›nda birkaç eseri mevcuttur.

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

57

Fakat flarkiyat sahas›nda dünya çap›nda bir üne ulaflmak Jenisch’in genç mu-as›rlar›ndan olan ve 1856’da ölen Josef von Hammer-Purgstall’a nasip olmufltur. Ge-nifl tercüme faaliyetleriyle Türk-‹slâm Kültürünün o zaman kadar bilinmeyen hazine-lerini ortaya ç›karm›flt›r.

Eserlerinde birçok yerde ‹slâmiyetten sitayiflle bahseden Goethe de ‹slâm’laolan ilk temaslar›n› bu flarkiyatç›lara borçludur.

Hammer’den sonra bir grup Avusturyal› flarkiyatç› bu sahada faaliyette bulun-mufllard›r. Onlardan baz›lar›, Alfred Freiherr von Kremer (öl.1889) ve AvusturyaLawrence’i olarak tan›nan Alois Musil (öl.1944)’dür.

Türk-‹slâm Kültürü üzerinde çal›flm›fl pek çok Avusturyal› ilim adamlar› bulun-maktad›r. Mesela bunlardan;

Josef von Karabacek (öl.1918), Dawid Müller (öl.1912), Avusturya Millî Kütüp-hanesi’nde bulunan el yazmalar›n› tarayarak bugün için dahi son derece k›ymetli üçciltlik bir katalog meydana getiren ve bugün “Flügel Katalo¤u” olarak bilinen eserinsahibi Gustav von Flügel (öl. 1970) Rudolf Geyer (öl. 1929), Friedrich von Kraelitz-Greifenhorst (öl. 1932), Hans Mzik (öl. 1947), Theodor Seif (öl. 1939), Adolf Groh-

mann, Friedrich Wilhelm König, Gustav E. Von Grünebaum (öl. 1972), Herbert W.Duda (öl. 1975), Herbert Jansky (öl. 1982), Andreas Tietze, Anton C. Schaendlinger,

‹smail Baliç, Markus Köcbach... gibi mümtaz simalar› zikredebiliriz. Franz von Dombey (1758-1810), Avusturya D›fl ‹flleri Bakan› olan Franz Maria

Freiherr von Thugut (1736-1818) ve Josef Freiherr von Hammer-Purgstall (1777-

1856) gibi meflhur flarkiyatç›lar bu flark akademisinden mezun oldular. Bu cümle-den olarak flu anda Viyana’da birkaç Enstitü ve Dernek, Türk-‹slâm Kültür miras›y-la do¤rudan do¤ruya ya da dolayl› olarak ilgilenmektedir.

b. Bas›l› Eserlerde Türklerle ‹lgili Motifler

1. Hammer, “Geschichte der Osmanischen Dichtkunst bis auf unsere Zeit, Bd.

1-4, Pesh 1836-1838” (Zaman›m›za Kadar Osmanl› fiiir Sanat› Tarihi) adl› dört ciltlikeseri, Osmanl› Kültür Tarihi için son derece önemlidir. Hâlâ hepimiz bu eseri kay-nak olarak kullanmaktay›z. Hammer, ayr›ca Osmanl› Tarihi üzerinde yapt›¤› çal›fl-malarla ve Türkçeye de tercüme edilen “Osmanl› Tarihi” adl› eseri de bu ciddî ça-l›flmalar›n mahsülü olarak biliyor ve hâlâ da faydalan›yoruz.

2. Karl Teply, “ Türkische Sagen und Legenden um die Kaiserstadt Wien6- Kra-liyet flehri Viyana etraf›nda teflekkül eden Türk f›kra ve menkabeleri”dir. Teply, bueserinde Avusturya’n›n büyüklü küçüklü yerlerinden derledi¤i, Kraliyet flehri Viyana

etraf›nda teflekkül eden Türk menkabe, f›kra ve halk efsanelerini toplam›flt›r. Bun-lardan örne¤in, falan yerde bir da¤›n ete¤inde duran acaip flekilli bir kayaya Türk-

bafl› denirmifl, falan köyün delikanl›lar› y›l›n muayyen günlerinde bir çeflit k›l›ç kal-kan oyununu yaparlarm›fl. Kimi yerde Türk kuyusu denilen bir kuyu veya “Türken-

linde Türk Ihlamuru” denilen ulu bir a¤aç varm›fl..vb. Bu eser, sefirlerin Türkiye’den getirdikleri çiçeklerden, Kahvehanelerin Viya-

na’da kök salmas›ndan, Belgrad’dan Viyana’ya getirilen güzel mezar tafllar›n›n ma-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

58

ceras›ndan ve birçok baflka yerlerden malumat verir. Bu cümleden olarak; “fiam’daSafa’n›n Kehaneti, K›z›lelma, Day› Çerkez Menkabesi, Sultan Süleyman’›n rüyadagördü¤ü hayali çehre, Sultan Süleyman’›n harp çad›r›, Kas›m Be¤ ve k›rk bin flehid,Sultan Süleyman’›n Viyana surlar›nda açt›¤› mucizevi gedik, M›s›rl› Kahraman De-likanl›, Viyana Kalesi’nin eski kap›s› niçin duvarla örülü idi? Deli Seyyid Pafla’n›n

abidesi...vb’leri gibi hususlar› detayl› bir flekilde ele alm›flt›r. 3. Josef Beuer, Die Türken in Österreich7 Avusturya’da Türkler- adl› eserinde,

Türklere ait tarihî olaylar, f›kra ve menkabeleri neflretmifltir.Bu eser, Viyana’n›nTürkler taraf›ndan Muhasaras›n›n 300. y›l› münasebetiyle neflredilmifltir. Yazar bueserinin önsözünde Türkleri “Do¤udan Gelen Düflman” fleklinde dünya kamu oyunatakdim etmifltir. Acaba bu sebepten midir ki, Avusturya’l›lar 300 seneden bu yana“Türkler geliyor korkusuyla m› yaflamaktad›rlar?” cümlesiyle kitab›na bafllam›flt›r.Yazar eserinde, Avusturya’daki Türklerle ilgili menkabe ve f›kralar› Viyana’ya mün-has›r b›rakmay›p, Avusturya’n›n; Steiermark, Kaernten Burgenlard, Nieder Österre-ich eyaletlerindeki Türklerle ilgili f›kra ve menkabeleri de toplam›flt›r. Bunlar 360 ci-var›ndad›r.

4. R. Rubina Möhring, “Türkische Wien-Türk Viyana’s›”8 adl› bir eser yay›nla-m›flt›r. O da bu eserinde birinci ve ikinci Viyana muhasaralar› ile ilgili hat›ra, f›kra vemenkabeleri tarihî belgelere dayal› olarak haz›rlam›flt›r. R. Möhring, bu eserinde me-seleyi 1960’l› y›llara kadar götürmüfltür. Bu arada bugünkü Avusturya’da çal›flmak-ta olan Türk iflçilerini de ele alm›flt›r. 17. yüzy›l Türkleriyle bunlar› mukayese etmifl-tir.

5. “Wien Magazin” adl› Viyana Belediyesi’nin yay›nlad›¤› derginin, Heft III, Juli1983 tarihli say›s›, “300 sene önce Viyana’n›n Türkler taraf›ndan 2. iflgaline tahsisetmifltir. Bu say›da çeflitli makaleler, yorumlar, röportajlar, resimler ve belgeler renk-li olarak neflredilmifltir. Hatta dergi paras›z olarak da¤›t›lm›fl, tramvay ve otobüsler-de herkesin okumas›na b›rak›lm›flt›r.

6. Flügel Katalo¤u;Türkçe-Farsca-Arapca el yazmalar› kataol¤udur.7. Herbert Jansky, Lehrbuch der Türkishen Sprache, Wiesbaden 19868. Herbert Jansky, Deutsch-Türkishes Wörterbuch, Wiesbaden 1961.9. Robert Lach, Gesaenge russischer Kriegsgefangener, Wien 1930.10.Anton C. Schaendlinger, Die Schreiben Süleymans des Praechtigen an Karl

V., Ferdinad I. Und Maximilian II. Aus dem Haus-Hof- und Staatsarschiv zu Wien,Band I-II, Wien 1983

a. a. Güzel Sanatlar’da Türkler’le ‹lgili Motifler

Türkler, güzel sanatlar sahas›nda Avusturya’l›lara en baflta alegorik barok re-simlerinden örnekler göstermifllerdir. Bilhassa ‹kinci Viyana Muhasaras›ndan sonra,Osmanl› tehlikesinin Avusturya’dan uzaklaflt›r›lmas›yla, imparatorlar›n veya meflhurgenerallerin zaferlerini kutlayan tipik tablolar› bugün dahi Viyana ve çevresinde gör-mekteyiz. Zafer Tanr›ças›’n›n, bafl›na bir çelenk koydu¤u kahraman atl›, yere y›k›l-m›fl sar›kl› ve b›y›kl› bir Osmanl›’n›n tepesinde durur. Dökümanter mahiyette resim-ler de vard›r. Mesela:

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

59

1529’da Viyana’y› Kanuni’ye karfl› savunan Niklas Graf Salm’in flimdi Viya-na’da Motivkirche’de bulunan mezar tafl›nda muhasaraya ait tasvirler yer almakta-d›r.

Leopoldsberg’teki kilisenin girifl kap›s› üstündeki heykelin, Heldenplatz der Hof-burg’da, Nationalbibliothek’in önündeki karfl›l›kl› iki atl› heykelin birisinin, Step-hansdom’un arkas›ndaki baflka bir heykelin ayaklar› alt›nda Osmanl› sanca¤› yeredüflürülmüfl ve Osmanl› askeri hançerlenmifl vaziyette heykelleflmifl olarak durmak-

tad›r. Ayr›ca muhtelif kitabe ve tablolarla da Viyana muhasaralar› gelecek nesillereheykellerle miras olarak b›rak›lm›flt›r.

a1. Mimari:

Osmanl›larla Avusturya aras›nda cereyan eden harpler dolay›s›yla, her sahadaoldu¤u gibi mimari sahas›nda da Osmanl›lar›n Avusturya mimarisi üzerindeki tesir-leri görülmektedir. Bu tesirleri Prof.Dr. Renate Wagner Wieger en güzel bir flekildeanlatm›flt›r. Bilhassa 1683’te Osmanl›lar›n Viyana’dan çekilmesiyle bütün Avustur-ya’da barok mimari stili önem kazanm›flt›r.

Avusturya’n›n yüksek sosyetesi, kendi özel saraylarlar›n›n bahçesinde Türk-‹s-lâm sanat› tarz›nda birçok eserler yapt›rm›fllard›r. Mesela; Eisburg (bugün Lednice,Çekoslovakya hudutlar› içindeki flehrin) Saray Park›nda bir minare vard›r. Türk çefl-melerini örnek alarak pek çok çeflmenin de Avusturya’da yap›lm›fl oldu¤unu zikre-debiliriz.

a2. Karlkirche (1722) ise, yanlardaki kuleler, destek kulesi vazifesi görmekte veOsmanl› mimarisindeki çifte minareleri and›rmaktad›r. Menkabeye göre bu kilise, 2.Viyana seferi istihkamlar› için haz›rlanan tafllardan yap›lm›flt›r. Bu yüzden de Os-manl› mimarisi örnek al›nm›flt›r.

a3. Müzik

Osmanl› ordular›yla seferlere ç›kan mehter tak›mlar›n›n hem müzi¤i, hem çal-g›lar› Avrupa’daki askerî bandolar ve dolay›s›yla Avrupa müzik sanat› üzerinde ol-dukça derin tesirler b›rakm›flt›r. Mesela mehtercilerin kulland›¤› ziller ilk defa1680’de bir Alman operas›nda kullan›l›r.

18. as›rda Türk Müzi¤ine ait pek çok motifler, birçok Avrupa operalar›nda yeral›r.

19. as›rda Avrupa müzi¤inde de, Türk davul, ziller ve zilli mafla gibi mehter çal-

g›lar›ndan istifade edilir. Bilhassa 1683 ‹kinci Viyana Kuflatmas›’ndan sonra bir sürü “Türk Operas›” ile

“Müzi¤i”ni takliden “Musica alla Turca” ad› verilen müzik türü ortaya ç›kt›. Bunlar-dan; Mozart’›n “Saraydan K›z Kaç›rmas›”, Baethoven’in “Atina Harabeleri”,Haydn’in “Askerî Senfonisi” gibi meflhur eserler bat› müzik kültürünün ayr›lmaz bi-rer parças› oldular. Bundan baflka, Gluck’un “Mekke Hac›lar›”, “Aldat›lm›fl Kad›”,Haydn’in “Beklenmeyen Karfl›laflma”, Heefe’nin “Weltheimli Adelheit” ve We-ber’in “Abu Hassan” ad›ndaki eserleri Türk Operas›n›n tesiri ile meydana gelmifl bi-rer örnek eserlerdir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

60

Ayr›ca Avusturya’l› yazarlardan Emanuel Schikunder (öl.1812), Christopt Mar-tin Wieland (öl.1813), Mozart’›n “Sihirli Fülüt” adl› “Opera Librettosu”nu; Ferdi-nand Raimunel (öl.1836), “”Cinler Kral›n›n Elmas›” ile “Sihirli Adada Baromet-re Yapanlar” adl› mizahî sahne eserlerinin; Adalbert Stifter (öl.1868), Frans Grillpar-zer (öl.1829) gibi birçok yazarlar, Türk-‹slâm Kültürü’nün tesirlerini bu eserlerinde,bazen aç›k, bazen de kapal› bir flekilde göstermektedirler.9

Türk Müzi¤i’nin tesirinde geliflen Avusturya Müzi¤i sahas›nda bugün dahi baz›eserler yaz›lm›fl, Türk-Avusturya müzi¤i karfl›laflt›r›larak müflterek ve ayr› yönleribelirtilmifltir. Bu hususu meslektafl›m ve dostum Viyana Üniversitesi Halk Bilimi(Folklor) Enstitüsü Baflkan› Prof.Dr. Filhauer de bir sohbetimizde do¤rulam›flt›r.

c. Dil ve Edebiyat

c1. Dil

Bugünkü Avusturya halk›, Türkçe’den Alman diline geçmifl pek çok kelimeleriaynen veya biraz de¤iflik flekliyle kullanmaktad›r. Bunlardan baz›lar› ya do¤rudando¤ruya Türkçe’den al›nm›fl, ya da bir Slav dili veya Macarca vas›tas›yla Almanca-ya girmifltir. Bu girifl 16. yüzy›ldan bu yana da devam etmektedir. Yani bugünküAvusturya dilinde yaflayan Türkçe kelimelerinin girifl zaman› 16. asra kadar uzand›-¤› gibi, bir k›sm› da 20. yüzy›la aittir.

“Tülbend”den gelen “Turban” ve ona benzetildi¤i için “Tulpe-Lale” kelimelerieskidir. Zira lale çiçe¤i, ilk defa 16. asr›n ortas›nda Türkiye’den Avrupa’ya getiril-mifltir.

Yo¤urt kelimesi 1930’lardan sonra gelmifltir. Cevapçici ise, S›rpça’dan Alman-caya giren ve bugün çok yayg›n olan bir ›zgara çeflididir. Bunun asl› Türkçe’deki“Kebap”t›r. Cevapçici du bunun ifadesidir. Bu kelime Avusturya’ya son 30-40 seneiçinde sokulmufltur.

Türk isimlerinin Alman isimlerine benzetilerek bugün dahi yaflayanlardan bir-kaç örnek verebiliriz.10

Ayr›ca Avusturya Kiliseler Hukuku’nda 15 Temmuz 1912 tarih ve 159 say›l›Kanunla ‹slâm Dini Mensuplar›na Dair Bir Kanun ç›kar›lm›fl ve bugün de yürürlükte-dir.

c2. Edebiyat

Türk Edebiyat› bir bütün hâlinde Avusturya Edebiyat›’na da tesir etmifltir. Bu te-siri bugün dahi görmek mümkündür. Çünkü bu sahada bugüne kadar pek çok arafl-t›rma yap›lm›fl ve eserler yaz›lm›flt›r. Örne¤in 16. as›rda Türklere dair yay›mlananpropaganda gazeteleri hakk›nda Viyana Üniversitesi fiarkiyat Enstitüsü’nde 1968’debir doktora tezi yap›lm›flt›r. Ayr›ca “16. as›rdan 20. asra kadar Alman fiark›lar›ndaTürkler” bafll›¤› alt›nda bir doktora çal›flmas› da Münih’te 1972 y›l›nda fienol Özyurt

taraf›ndan yap›lm›flt›r. Eski dinî edebiyatta, Katolik papazlar›n vaazlar›nda Türkler; günah iflleyen kifli-

leri dünyada cezaland›rmak üzere Allah taraf›ndan gönderilen birer “bela” olarakgösterilmektedir. Dolay›s›yla halk› Türk tehlikesine karfl› uyaran bu vaazlar›n tarih-

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

61

çesi hakk›nda 1949 y›l›nda Viyana Üniversitesi’nde yap›lm›fl bir doktora tezi vard›r.Hatta Josef Bauer’in “Die Türken in Österreich” adl› eserinin önsözünde “Do¤udanGelen Düflman Türk” hitab›n› bugün dahi görmekteyiz.

1902 y›llar›nda Türklerden bahseden Almanca dram ve piyesler üzerine pekçok kitaplar ç›km›flt›r. Piyeslerin ilki 1454 y›l›nda, yani ‹stanbul’un fethinden bir y›lsonra, sahneye konmufltur. Bugün ise bu tür eserlerin say›s› üç binin üzerindedir.

Bilhassa 1683 ‹kinci Viyana Muhasaras›n›n yüzüncü y›ldönümlerinde, yani1783, 1883, 1983’te ondan ilham alan pek çok piyesler yaz›lm›fl ve sahneye kon-mufltur. Ayr›ca Radyo ve Televizyonda da bu konular ayn› flekilde ifllenmifltir. Bil-hassa 1983 y›l› bunun en bariz taze örne¤idir. “Baflar›s›z Bir Muhasaran›n Neticele-ri” adl› bu oyunlarda Türklerin ma¤lubiyet flekilleri, Viyana’l›lara yapt›klar› eziyetlervb. dile getirilmektedir. Bu piyeslerde Türkler taraf›ndan Viyana’ya getirilen “TürkKahvesi”ne de bir motif olarak yer verilmektedir. Ayr›ca “Ay Çöre¤i Mondgipfel”dende bahsedilmektedir.

c3. Halkbilimi (Folklor)

Avusturya halk›n›n günlük yaflay›fl›nda, gelenek-görenek, müzik ve folklorundaTürk Kültürü’ne ait birçok motifleri bugün de görebiliriz. Hatta bu hususta birçokaraflt›rmalar da yap›lm›flt›r. Kowalsky, Avusturya’da yaflayan Türk atasözleriyle ilgi-li bir çal›flma yapm›flt›r. Daha baflka çal›flmalar›n da varl›¤›ndan haberdar›z.

Bugünkü Avusturya’da yaflayan Türk Kültürü’ne ait motiflerden birkaç› flunlar-d›r:

1. Türk Gibi Oturmak: Kindergarten denilen 3-5 yafllar›ndaki çocuklara ait “AnaOkulu’nda ö¤retmenleri taraf›ndan çocuklara Türkler’in ba¤dafl kurarak oturmalar›ö¤retilmektedir. “Türk gibi oturun” sözü söylendi¤i zaman bu oturufl sitili ve rahatl›-¤› gösterilmektedir.

2. Kahve ve Su: Viyana’ya dolay›s›yla orta Avrupa’ya kahveyi ilk defa Türklergötürmüfltür. Avusturya’l›lar bunu bugün de kabul etmektedirler. Hatta kahvehane-lerde bu hususu canland›ran resimleri her zaman bulabilirsiniz. Kahveciler, bir fincankahvenin yan›nda bir bardak suyu da beraberinde getirmeyi ihmal etmezler. Bu ge-lenek dünden bugüne devam etmektedir. Kahve Viyana’ya Türkler taraf›ndan götü-rülmüfltür. Baz› art niyetli kifliler taraf›ndan, Ermeniler vas›tas›yla geldi¤i söyleniyor-sa da bu yalan tutmam›flt›r.

3. Sigara, Nargile, Tonbeki ve sigara içimindeki serbestiyet ve rahatl›k, kahve ilesigara, yemekten sonra kahve ve sigara içimi hususlar›n›n da Türkler’den kalma birâdet oldu¤u belirtilmifltir.

4. Ayr›ca iskambil k⤛tlar› ve bu k⤛tlar üzerindeki resimler, grafikler, resim-de ton ve flekiller, karikatür, figür, hiciv ve istihza figürleri, el ilanlar›, seramikler üze-rindeki motifler gibi pek çok zihin ve el iflleri Türkler’den kalma miraslard›r.

5. Türk bacas›, Türk fesi, z›rhlar, k›l›çlar meydanlarda kurulan sebil Türk çefl-mesi, Türk banyosu, Türk tuvaleti, cenaze merasimlerinde uygulanan usuller gibisosyal hizmete ait Türk motiflerinin de hâlâ yaflamakta oldu¤unu görmek mümkün-dür.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

62

d. Menk›be ve F›kralar:

Bugünkü Avusturya’da Türklerle ilgili pek çok f›kra, menkabe ve efsaneye rast-lamam›z mümkündür. Yedisinden yetmifline bütün Avusturya’l›lar Türkleri Viyanamuhasaralar›yla tan›rlar. Elbette ki bunlar aras›nda pek çok f›kra ve menkabe deolacakt›r. Bunlar›n bir haylisi toplanm›fl, kitap hâlinde bas›lm›flt›r. Münferit kitaplar-da yer alan Viyana muhasaralar›yla ilgili f›kra ve menkabeleri de tespit ettik. Bunla-r› ayr›ca neflredece¤iz.

d1. Türk Kurflunu:

‹kinci Viyana muhasaras›n›n hat›ras›n› tazeleyen bir simge de I. Viyana’n›n Am-Hof Meydan›n›n nihayetindeki büyük bir apartman›n girifl kap›s›n›n tam üstünde“Türken Kugel-August 1683- A¤ustos 1683 Türk Kurflunu”dur. Bu simge yaz›n›n üs-tünde de yumruk büyüklü¤ünde yumurtavari bir top mermisi muhafaza edilmekteve ziyaretçilere aç›k tutulmaktad›r. Viyana’n›n en büyük silah ve barut deposu bura-dad›r. Bir Türk humbaras›n›n ç›kard›¤› yang›n bu depoya ulafl›rsa flehir birden yokolacakt›r. Viyana’l›lar yediden yetmifle buraya kofltular. Harp burada iki gün devametti. Türkler’in harbi kazand›¤› bir dönemde, d›fltan gelen kuvvetler sebebiyle rüzgârde¤iflti, bir hava dönüflü, hilalle haç›n talihini bir yel de¤irmeni gibi döndürüverdi.Harbi Türkler kaybetti. Bu sebeple de, hat›ras›n›n tazeli¤ini daima muhafaza etmeküzere bu “Türk Kurflunu”nu buraya koydular.

d2. Türk Kurflunu:

Üçüncü Viyana’da Land. Stresse-Hauptstresse’deki Wiener Wald lokantas›n›nbulundu¤u eski binan›n kap›s›na “Türken Kugel von 1683” olarak rapt edilmifltir.

Tahsil hayat›m›n bir bölümü Viyana Üniversitesi’nde geçti. Evim de bu semtteidi. Her gün oradan geçerdim. Hiçbir zaman o binada Türklerle ilgili bir eser görme-dim. Fakat 1984 senesinde tekrar oraya tesadüfen u¤rad›¤›m zaman bu ahflap veeski binaya Wiener Wald’›n kap›s›na bir mermer monta edilerek üzerine de 1683 Vi-yana’n›n Türkler taraf›ndan muhasaras›na ait Türk Kurflunu levhas›n› as›l› gördüm.Hayretler içinde kald›m. Çünkü daha önceleri bu levha orada yoktu. Ancak 1983 y›-l› dolay›s›yla konmufl oldu.

d3. Mermi:Yedinci Viyana’da (Wien 7, Zieglergasse 23, Hat Fabrik) fiapka Fabrikas›n›n

duvar›na, Viyana Kuflatmas› esnas›nda isabet etti¤i iddia edilen bir mermi buradatemsili olarak muhafaza edilmektedir.

d4. Top Güllesi:Viyana yak›nlar›ndaki Perc Htoldsdorf köyünde bir meyhane vard›r. Bu meyha-

nenin duvarlar› aras›nda 300 y›l önce Viyana Kuflatmas› esnas›nda Türkler taraf›n-dan at›lm›fl oldu¤u iddia edilen iki top güllesi vard›r. Bu güllenin, Kara Mustafa Pa-fla yönetimindeki askerler taraf›ndan at›lm›fl oldu¤u söylenir ve propaganda böylebafllar. Viyana Kuflatmas›’n›n 300. y›ldönümü münasebetiyle Avusturya’da düzenle-nen çeflitli sergilerin yan› s›ra, Viyana’dan 6 km. uzakl›kta bulunan bu meyhaneninsahibi güllelere özel bir köfle ay›r›r. Daha önceleri müflteri azl›¤›ndan yak›nan mey-

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

63

hane sahibi, gülleleri görmek için çok say›da ziyaretçinin geldi¤ini ve bu sebeplemeyhanenin gelirinin artt›¤›n› söyler.

d5. Meçhul Asker Abidesi:Bu abide, 1683 ‹kinci Viyana Muhasaras›na ait olmak üzere birinci Viyana’n›n

Burgring’inde bulunmaktad›r. Anlat›ld›¤›na göre Türkler, Muhasara esnas›nda bura-da Viyana’n›n esas merkezine girmek istemifller, fakat kale kap›s› kapand›¤› içinTürklerin merkeze gifliri mümkün olmam›flt›r. Fakat her iki taraf da kay›plar vermifl-tir. Avusturyal›lar, kendi taraflar›ndan kaybedilen askerlerin hat›ras›na izafeten bu-rada bir Meçhul Asker Abidesi dikmifllerdir. Dinî ve millî bayramlar›nda buras› hal-ka aç›k tutulur ve herkes çocuklar›yla beraber ziyarette bulunup dualar ederler. Abi-denin üzerindeki sütunda Latince olarak Iustitia Regnlorum Fndamentum “AdaletMülkün Temelidir” sözü mermere nakfledilmifl olarak duruyor.

d6. Çikolatalar:Hususi bir flekilde kurflun tipinde çikolatalar yap›l›r ve üzerine iki hilal esasen

“Türken Kugel-Türk Kurflunu” yaz›l›d›r. Bu çikolatay› Almanya’dan alarak Türki-ye’ye getirdim ve hâlâ da muhafaza etmekteyim.

d7. Mond Gibfel (Ay Çöre¤i):Bunun menak›b› da flöyledir. ‹kinci Viyana Muhasaras› esnas›nda befl Türk as-

keri flehre yer alt›ndan tünel açmak suretiyle girmek isterler. Kaz› günlerce devameder. Askerler flehir içine girildi¤i kanaatine vararak yukar› ç›kmak isterler ve ç›kar-lar. Fakat ç›kt›klar› yer ise bir f›r›nd›r. F›r›nda piflmekte olan ekmekler yere düfler.Böylece ç›kmakta olan Türkler Avusturyal›lar taraf›ndan yakalan›r ve öldürülürler.Bu hat›ray› zinde tutabilmek için mükafat olarak zaman›n kral› taraf›ndan f›r›nc›yabu ekme¤in (Mondgibfel) lisans› verilir. F›r›nc› da bundan sonra, hilal biçimindeki buekme¤i yapar ve devam ettirir. Manas› da flu oluyor: Biz Türkleri hamur eder yo¤u-ruruz, f›r›na verir pifliririz, sonra da onlar› böylece yeriz fleklinde anlat›rlar. Bugün buAy Çöre¤i Almanya, ‹sviçre, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya’da hâlâ devametmektedir. Bu menkabeyi Avusturya, Almanya ve ‹sviçreli dostlar›mdan ayn› flek-liyle dinledim.

d8. Hainburg’da Blutgasse (Kan Soka¤›):Rivayete göre, 2. Viyana muhasaras› esnas›nda burada 25 bin Avusturyal›n›n

boynu kesiliyor. Bunlardan akan kanlar bu soka¤› dolduruyor. Ancak bu gruptan 8kifli bir bacaya gizleniyor ve öylece kurtuluyorlar. Bu hadisenin hat›ras›na binaen, busoka¤›n ad› “Blutgasse-Kan Soka¤›” ad›n› al›yor.

d9. Ayy›ld›z:Üçüncü Viyana’da Kloniztzplatz’daki Pfarrkirche St. Othmer, Turmapitz’de, Tür-

kenschanzpark’›n 8 kap›s›nda hâlâ yerlerini muhafaza etmektedirler. d10. Türk Kafas› ve Yeniçeri: Birinci Viyana’da Stephanedom’un Südturm, sekizinci Viyana’daki Lenaugasse

3’teki bir evin kap›s› üzerinde “Türk Kafas›” heykelleflmifltir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

64

Ayr›ca 1. Viyana’da “Heidenschuss” heykeli ile de ata binmifl, eli k›l›çl›, savaflagiden Yeniçeriyi temsil eden bir heykel bugün hâlâ yerinde durmaktad›r.

Netice olarak diyebiliriz ki; Viyana’n›n Türkler taraf›ndan muhasara teflebbüs-leri Avusturya Kültürü üzerinde müspet tesirler b›rakm›flt›r.

Avusturya’da Osmanl›lara ait pek çok örf ve âdetler yerleflmifltir. Hatta bütünAvrupa’ya yepyeni bir medeniyet imzas› at›lm›flt›r. Zira muhasaray› müteakip baz›Avrupa devletlerine yay›lan harp esirleri, oralarda yerleflerek nesillerini, dil, din, mil-liyet, örf ve âdetlerini ayn›s›yla muhafaza ederek bugüne gelmifllerdir. Bunlar›n bu-gün Avusturya d›fl›nda Almanya ve Belçika’da baz› örneklerini görmekteyiz. Bilhas-sa Almanya’n›n çeflitli eyaletlerindeki Türk Köylerinden tutunuz da Hessen Eyaletin-de Fulda’ki “Kahraman Türk Mahallesi” bunlardan biridir. 1984 fiubat’›nda üç Hilal-li Bayra¤› tafl›yan, eski gelenek ve göreneklerine ba¤l› bir “Türk Köyü” Belçika’dabulunmufltur. Bunlar kendilerinin Viyana muhasaras›ndan sonra buralara gelip yer-lefltiklerini ifade etmifllerdir. Bunlar; müslümand›rlar ve Türk millî duygular›n› ayn›-s›yla muhafaza etmektedirler. Bu mahalle ve köy bile bize ayr› bir dünyay› göster-mektedir. Ayr›ca Viyana muhasaralar›, Avusturyal›lar için bugün büyük bir gelirkayna¤› olmufltur. Bu bak›mdan Avusturyal›lar çok memnundurlar. Zira, Avusturyatarihi, müzesi, heykelleri, tiyatrosu, müzi¤i, edebiyat›, mimarisi, âdet ve gelenekleribütünüyle Türk damgas›yla doludur. Kanaatimce, Viyana muhasaralar› olmasayd›,Avusturya kültürü bu kadar zengin olamazd›.

Demek oluyor ki Viyana surlar›na kadar varan atalar›m›z, hiçbir zaman kendigelenek ve göreneklerinden ayr›lmam›flt›r. Üçüncü Avrupa Seferi dedi¤imiz “‹flçi Klo-nosi” de bu geleneklerini aynen muhafaza etmifllerdir. Hatta Türk Kültürünü Avru-pa’ya bu “avam grubu” daha iyi yerlefltirmifltir; yaln›z bu üçüncü seferde iki nesilkaybetmifl oldu¤umuzu da unutmamam›z gerekir. Bunlar da, 40 yafl›n alt›nda Avru-pa’ya gelenlerle bunlar›n ve 40 yafl yukar›s›ndaki vatandafllar›m›z›n çocuklar›ndan.Zira. Bunlara dinî ve millî bir kültür formu verilememifltir; yaln›z bafl›na yabanc› birkültüre teslim edilmifltir. Sadece “döviz kayna¤›” olarak düflünülmüfltür. Bu ise yan-l›fl bir düflüncedir. Bu insanlar›n, e¤itim-ö¤retim, millî ve dinî kültürleriyle devletinbizzat meflgul olmas› ve onlar› kompitur gibi takip etmesi vazifesidir. fiu anda kay-betti¤imiz bu iki nesil için daha baflka tedbirler alabiliriz. Akl-› selim, sosyo-ekono-mik, millî-dini kültürün baflaramayaca¤› bir engel yok olur. Viyana için hocam›Prof.Dr. fiükrü Elçin’in diliyle deriz ki;

Bir nihavend hüznü çöktü içerimeSalzburg, Grez, Viyana, kal selamet.

Viyana üstüne bir ay do¤du bu akflam

Bak›r m› desem mor mu?Salzuer’in Vitrininde a¤layan çocuk

Uyuyor mu? 11

AVUSTURYA MÜZELER‹’NDE GÖRÜLEN TÜRK KÜLTÜRÜ’NE A‹T BELL‹ BAfiLI MOT‹FLERDEN ÖRNEKLER

65

NOTLAR1 Rubine Möhring, Türkisches Wien, Wien-Herold, 1983, s. 46-47.2 R.Möhring, a.g.e., s.63.3 Bak. Dr. ‹smâil Baliç, Avusturya ve ‹slam Kültürü,Ankara 1975,s.5-6.4 Avusturya’da bulunan Türk El Yazmalar› hakk›nda bak›n›z: “ Mitteilungen zur

osmanischen Geschihte Wien, 1/1922; Franz Szinka, Die türkischen Urkunden derWiener Sammlungen,”Körösi Csomani-Archiv, Budapest, 1/192.

5 Daha fazla bilgi için bak›n›z: Abdurrahman Güzel, Ord. Prof. Dr. Herbert Duda,

Türk Kültür Araflt›rmalar›, Ankara 1976, XV/1-2, s. 230-238.6 Bak: Karl Teply, “ Türkische Sagen und Legenden um die Kaiserstadt Wien,

Wien 1980.7 bak: Josef Beuer, Die Türken in Österreich -Geschichte Sagen Legende-, Wi-

en 1982.8 Dr. Rubina Mönrinf, Türkische Wien 1983.9 Bu husus için bak: Reingrad, Wietzmann, Alla Turcica von Krieg zur Mode, Wi-

en Aktuell Magazin, Heft. III, Juni 1983, s. 10-11.10 Daha fazla bilgi için bak: Wilfried Seibeke, Deutsches Lexikon.11 fi.Elçin. Dünya Edebiyat›ndan Seçmeler, Kültür Bakanl›¤›, Nisan 1977. Say›:

2, s. 47.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

66

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

Mustafa ARLI

‹nsano¤lu varoldu¤u tarihten günümüze kadar el sanatlar›yla içiçe yaflam›fl veyaflamaktad›r. Giyinme, bar›nma, beslenme, süslenme, e¤lenme gibi ihtiyaçlar›nkarfl›lanmas›nda el sanatlar›ndan ve onun ürünlerinden yararlan›lm›flt›r. Denebilir kiinsan gitti¤i her yere ve egemenlik kurdu¤u her alana el sanatlar›n› ve bu sanatlarailiflkin kültürünü de birlikte tafl›m›flt›r.

Tarih boyunca say›s›z kültürlerin befli¤i say›lan, üzerinde yaflad›¤›m›z bu top-raklar bir zamanlar çok çeflitli ve zengin el sanatlar›n›n merkezi olarak büyük bir ünesahipti. Anadolu’nun böylesi sanat merkezi olarak tan›nmas›, üzerinde yaflayan bizTürkler’in yetenekli, zevkli ve çal›flkan olmas›n›n yan›s›ra, onun eflsiz co¤rafi konu-mundan da kaynaklan›yordu.

Fakat ne yaz›k ki bilim ve teknolojideki geliflmeler, yeni ticaret yollar›n›n bulun-mas›, yabanc›lara ve yabanc› mallara tan›nan ayr›cal›klar, zanaat örgütlerinin yoz-laflmas› ve bozulmas›, köyden kente olan göçler, baz› el sanatlar›n›n ça¤lar›n› ta-mamlamalar›, nüfusun artmas›, ihtiyaçlar›n çeflitlenmesi ve ço¤almas›, kifli al›flkan-l›klar›n›n de¤iflmesi, moda, kullan›lan hammaddelerin azalmas› ya da ortadan kalk-mas› ve bilinen baflka nedenlerden dolay› bu el sanatlar›n›n bir k›s›m gerilemifl, birk›sm› de¤erini kaybetmifl, bir k›sm› üretim biçimlerini de¤ifltirmifl, bir k›sm› da tü-müyle ortadan kalkm›flt›r. Bütün bunlara ra¤men bir k›sm› da varl›klar›n› sürdürmeçabas› içindedirler. Ama nereye kadar?

El sanatlar›n› tehdit eden bunca etmene son y›llarda yenileri de eklenmifltir. Ha-l›lar, kilimler, bak›rlar, peflkirler, ifllemeler, bindall›lar, tak›lar, kilitler, kap› tokmak-lar›, kafl›klar, tesbihler, çiniler, ahflap kap› ve pencere kanatlar›, ç›kr›klar, tezgahlarve akl›m›za gelmeyen pek çok ürün, yerlerinden al›narak, sökülerek, parçalanarak,da¤›t›larak, haraç-mezat sat›lmakta, daha kötüsü eritilerek veya yak›larak yok edil-mektedir. Bu talandan kurtulanlar ise bilinçsizce, s›n›fland›r›lmadan, bak›m› bile ya-p›lmadan kadir k›ymet bilmez kifliler ve arac›lar taraf›ndan depolanmaktad›r.

Daha flansl› olanlar ise kamuya ait etnografya müzelerinde, baz› özel müzeler-de uygun olmayan ya da yetersiz koflullarda muhafaza edilmekte, çok az› da sade-ce statik olarak sergilenmektedir.

El sanatlar›n›n ve ürünlerinin, dünyada örnekleri çok olan “Folklor Aç›k HavaMüzesi”, “Uygulamal› Halkbilim Müzesi” veya “Halkbilim Müzesi” adlar›yla an›lan;

67

ça¤dafl müzecilik anlay›fl›yla kurulan müzelerde yerini alma tart›flmalar›n›n yenidengündeme gelmesi sevindiricidir.

Bat›da örnekleri yüzy›l› aflk›n bir süre önce kurulan böyle müzelerin ülkemizdekurulmas› olanaklar› üzerine düzenlenen bu ikinci sempozyumu her bak›mdan an-laml› buluyorum.

Bu sempozyumda müzelerin nerelerde, hangi boyutlarda kurulmas› gerekti¤i,kapsam›, özellikleri, hangi halk kültürü ürün ve faaliyetleri kapsayaca¤›, iflletmesi,finansman› ve yönetimi tüm ayr›nt›lar›yla tart›fl›lacakt›r.

Ne flekilde olursa olsun kurulacak Halkbilim Müzelerinde gerek statik gereksedinamik olarak el sanatlar› ürün ve gösterimlerinin yer alaca¤› kuflkusuzdur.

Halkbilim Müzelerinin genel özelliklerine ilave olarak birkaç söz söylemek isti-yorum:

• Ülkemizin do¤usundan bat›s›na, kuzeyinden güneyine, adalar› dahil çok bü-yük ve muhteflem bir Halkbilim Müzesi oldu¤unu düflünüyorum:

Türkiye; evleri, köprüleri, r›ht›mlar›, konaklar›, camileri, kahvehaneleri, halkodalar›, çarfl›lar›, çeflmeleri, saat kuleleri, bedestenleri, arastalar›, hanlar›, hamam-lar›, a¤›llar›, de¤irmenleri, yal›lar›, türbe ve mezarl›klar›yla bir do¤al müze cenneti-dir.

Ayr›ca do¤al halkbilim müzesi olan say›s›z köyü, çarfl›s›, yaylas›, ilçe ve il mer-kezi bulunmaktad›r. Yüzlerce örnekten baz›lar›:

Do¤u Karadeniz Yaylalar›, Amasra, Bart›n, fiirince, Safranbolu, Fethiye Kaya-köy, Kula, Harran, Mardin, ‹stanbul (Kapal›çarfl›), Kapadokya, Ankara (Kaleiçi, At-pazar›, Ç›kr›kç›lar yokuflu, Çukurhan vs), ‹zmir (Kemeralt›) , Beypazar› ve daha ni-celeri.

Böylesine çok ve güzel müze köyleri, müze çarfl›lar›, müze bedestenleri, müzeilçe merkezlerini ve müze il merkezlerini korumak varken k›ymetini bilmeyerek, ya-karak, y›karak, yozlaflt›rarak, betonlaflt›rarak, içini boflaltarak elden ç›kard›ktan son-ra yeniden baflka yerlerde taklitlerini, benzerlerini yapmaya çal›fl›yoruz. Hem de ‹s-veç’ten yüz küsur y›l sonra. ‹flte bunu da anlaml› buluyorum.

• Halkbilim müzeleri çok farkl› materyal ve kültür varl›klar›n› derleme, s›n›flan-d›rma, onar›m, depolama, koruma ve sergileme görevleri üstlenmifllerdir. Bunlardanbaflka kurulacak müzelerin araflt›rma, e¤itim-ö¤retim ve yay›m hizmetlerini de ya-pabilecek (üstlenebilecek) bir yap›ya kavuflturulmalar› ve gelifltirilmeleri gerekir.

• Müzelerin projelendirilmesi, kurulmas› iflletilmesi s›ras›nda bilinen, as›l ele-manlar›n yan›s›ra ziraat mühendisi, peyzaj mimar› ve çevre mühendislerinin de bil-gilerine baflvurulmal› ve görev almalar› sa¤lanmal›d›r.

• Müzelerde sahte, uyduruk, yozlaflm›fl, abart›l› kültür ürünü ve gösterilere ke-sinlikle yer verilmemelidir.

Halkbilim Müzelerinde el sanatlar›n›n ve ürünlerinin sergilenmesine gelince:• Öncelikle Türkiye’nin “el sanatlar› atlas›”n›n yap›lmas› gerekir. Böyle bir at-

las haz›rlanmad›kça, kaybolan, kaybolmakta olan, üretim biçimlerini de¤ifltiren,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

68

yozlaflan, varl›¤›n› sürdüren el sanatlar› tespit edilmeden el sanatlar›n›n yöre, ham-madde, tar›m, ekoloji, ekonomi, endüstri, nüfus hareketleri ve flehirleflme ile olaniliflkileri sa¤l›kl› araflt›r›lmad›kça; el sanatlar›n›n halk biliminin di¤er malzemeleriyleolan kültürel ba¤lar› ve iliflkileri saptanmad›kça bu atlaslar›n di¤er halk kültürü at-laslar›yla çak›flan ve ayr›flan kesimleri belirlenmedikçe yap›lan ve sergilenen ifllereksik olacakt›r.

• Halkbilim müzelerini yaflayan geçmiflin sergilendi¤i ve gösterildi¤i yerler ola-rak düflünürsek el sanatlar› bu müzelerin vazgeçilmez unsurlar› olacakt›r. Ancakkaybolan baz› el sanatlar› (lülecilik, k›l›ç ve hançer yap›mc›l›¤›, ok yap›mc›l›¤›, yayyap›mc›l›¤›, z›rh yap›mc›l›¤›, kum saati yap›mc›l›¤›, kalpakç›l›k, fesçilik, mürekkep-çilik, divitçilik, mühürcülük, k›nc›l›k gibi) dinamik ve gösteriye dayal› olmayacak fle-kilde statik olarak sergilenebilir. Bu sergilemede her bir zanaat›n hammaddesi, araç-lar›, yap›m ve üretim aflamalar›, meflhur ustalar› hakk›nda ayr›nt›l› bilgiler verilmelive seçkin örnekleri sergilenmelidir.

• El sanatlar›n›n bu müzelerde nas›l, ne flekilde yer almas› gerekti¤ini müzele-rin karakteri belirleyecektir. Yani müzelerin yerel, bölgesel ve ulusal özellikler tafl›-mas›na göre yer alacak el sanatlar› belirlenecektir. Bu el sanatlar› hal›c›l›k, kilimci-lik, örgü iflleri, dokumac›l›k, Siirt Battaniyesi dokumac›l›¤›, keçecilik, mutaf iflleri,dantel ve ifllemeler, urganc›l›k, a¤aç (ahflap) iflleri, çekicilik (a¤aç tornac›l›¤›), bas-ton yap›m›, kafl›kç›l›k, müzik araçlar› yap›m›, adi tafl ifllemecili¤i, oltu tafl› ifllemeci-li¤i, Eskiflehir tafl› ifllemecili¤i, onyx ifllemecili¤i, süs tafllar› ifllemecili¤i, çanak-çöm-lek iflleri, çinicilik, dövme bak›rc›l›k, basit kuyumculuk, oya iflleri, basit dökümcü-lük, cam iflleri (göz boncu¤u vs), semercilik, deri iflleri, yemenicilik, b›çakç›l›k, ke-mik-boynuz iflleri, kakma sanat› ve bitkisel örücülük fleklinde s›ralanabilir.

• Bunlardan hal›c›l›k, kilimcilik, örgü iflleri, dokumac›l›k, dantel ve ifllemeler,oya iflleri yerel karakterdeki müzelerde yer alan k›rsal alan yaflant›s›n›n do¤al u¤ra-fl› olarak sergilenmelidir. Di¤erleri birçok etkinli¤in yer ald›¤› bölgesel karakterdekimüzelerde çarfl›, iflletme, iflyeri, atölye olarak sergilenebilir.

• Halkbilim müzelerinin baflta gelen özelliklerinin aktif ve dinamik olmalar› gö-zönüne al›nd›¤›nda yaflayan, canl› müzeler oldu¤u söylenebilir. El sanatlar›n›n sergi-lenmesinde de bu ilke gözönünde bulundurulmal›d›r. Bunun için konular vurulan kir-kitlerle, gidip gelen mekiklerle, bas›lan kal›plarla, dönen ç›kr›klarla, flekillenen ça-murla, dövülen ve flekillenen bak›rla, eritilen camla, soyulan bir sö¤üt dal›yla veyaboyanan yünler ve ipeklerle sergilenmelidir. Canl› olmal›d›r. Ziyaretçiler istediklerizaman soru sorabilmeli, yan›t alabilmeli, bizzat üretime kat›labilmelidir.

• Üretilen tüm ürünlerin sat›fl› yap›labilmelidir. Ziyaretçilere gözleri önünde fle-killenen ve üretilen ürünlerin sat›fl›ndan elde edilecek gelir müzeler için önemli birmaddi kaynak olacakt›r. Talebi karfl›lamak amac›yla müze d›fl›ndaki üretim merkez-lerinden ürün takviyesi yap›labilir.

• Üretilen ürünlerde fonksiyonel olma özelli¤i ön planda tutulmal›d›r. Sözgeliflitaban hal›s› yerine seccade veya sandalye hal›s›, kepenek yerine keçe yelek, met-relerce ipek kumafl yerine mendiller, baflörtüler, kravatlar gibi.

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

69

• Pazarlanan ürünler aras›na el sanatlar›yla ilgili kartpostallar, görüntü bantla-r›, afifller, CD-ROM’lar ve kitaplar da dahil edilmelidir.

• El dokumac›l›¤› kumafl veya bez gibi ara materyal üretir. Bunlar›n gömlek,kravat, bluz, masa örtüsü, minder yüzü, çanta, sehpa örtüsü gibi ürünlere dönüflme-si için de ayr› atelyeler kurulmal›d›r.

• El sanatlar› ve ürünleri sonsuz bir zenginli¤e sahiptir. Sözgelifli ince bir atasanat› olan dokumac›l›kla bezler, bürümcükler, battaniyeler, flallar, baflörtüler, eh-ramlar, ikat dokumalar, pefltemallar, fiile bezleri, Rize bezleri, Eflani çemberleri, Az-davay kuflaklar›, Beledi dokumalar›, yazmalar, dimiler, kolanlar, flayaklar dokuna-bilir. Kemhalar›, kutnular›, flitarileri, kadifeleri, çatmalar› ve alt›parmaklar› saym›yo-rum. Sözgelifli dokumac›l›k ünitesi olan bir müzede bunlar›n hangisi dokunacakt›r.Hepsi bir atelyede mi, yoksa her biri ayr› birer atelyede mi? Bu durumun nas›l çö-zülmesi gerekti¤ini de takdirlerinize arzediyorum.

• El sanatlar› karakterleri gere¤i bir bütündür ve hammadde ile çok s›k› iliflki-leri vard›r. Sözgelifli koyunun olmad›¤› bir yerde hal›-kilim ve keçeden, pamuk, yünve ketenin olmad›¤› bir yörede el dokumac›l›¤›ndan, uygun topra¤›n olmad›¤› birköyde çanak-çömlek ifllerinden diflbudak, flimflir veya gürgenin olmad›¤› bir yerdeise bastonculuk veya kafl›kç›l›ktan söz edilemez.

Bu bak›mdan Halkbilim Müzelerinde yer alan el sanatlar›n›n s›radan bir-iki tez-gah veya kuru bir atelye ve standlar fleklinde sergilenmesi düflünülemez. Bu konu-da iki örnek vermek istiyorum:

‹pekli dokuma:Dutluklar, ipekböce¤i yetifltirme (tüm evreleri) koza elde etme, koza bo¤ma,

kozadan ipe¤in çekilmesi, ipe¤in boyanmas› ve piflirilmesi, büküm, çözgü çözme,çözgünün tezgaha nakledilmesi, tezgahtaki di¤er ifller (gücülerden geçirme, tarak-tan geçirme, ayaklar›n ba¤lanmas›), dokuma ifllemi, kumafl›n kesilmesi, son ifllem-ler fleklinde birbirini takip eden bir dizi ifllem ve faaliyetleri kapsamal›d›r.

Hal› dokuma ise koyun yetifltirme, k›rkma, yün temizleme-tarama, iplik bükme,boyama (bitkisel boya kullan›lacaksa gösteriler ve ifllemler daha da artar), çözgü veatk› ipli¤i haz›rlama, çözgü çözme, çözgünün tezgaha nakledilmesi, çiti örgü-kilimörgü, dü¤ümleme, atk› at›lmas›, s›k›flt›r›lmas›, k›rk›m, tezgahtan ç›karma, son ifllem-ler gibi bir dizi ifllem ve gösteriyi ihtiva etmelidir.

• Müzelerde el sanat› ürünlerinin bak›m›, onar›m›, temizlenmesi, yenilenmesive korunmas› için bir ünite kurulmal›d›r. Bu ünite müzede depolanan, sergilenen,üretilen ürünlere hizmet verdi¤i gibi ziyaretçilerin özel ürünlerine (hal›, bak›r, doku-ma, kilim, ahflap eflya, deri eflya vb) de ücreti karfl›l›¤›nda bak›m, onar›m, temizle-me hizmetleri de verilmelidir.

El sanatlar›n› ve ürünlerini müzelerde düflünemiyorum. Onlar› yerlerinde; atel-yelerde, iflliklerde, avludaki dut a¤ac›n›n dibinde, sundurman›n alt›nda, çarfl›lardapazarlarda ve do¤al ortamlar›nda da yaflayan ve u¤raflanlara gelir getiren de¤erlerolarak düflünmek istiyorum.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

70

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

H. Örcün BARIfiTA

“Belli bir ülkede yaflayan halk›n kültür yaratmalar›n› geleneklerini, adetlerini,inanmalar›n›, törelerini, müzi¤ini, oyunlar›n›, masallar›n›, türkülerini, geleneksel ti-yatrosunu, el sanatlar›n›, konut yap›m›n›, araç gereçlerini inceleyen bir bilim1”, ola-rak tan›mlanan halkbiliminin (etnoloji) maddi kültür alan›nda ilgi çeken bir dal› elsanatlar›d›r(el iflleri).Büyük bir grubu halk plastik sanat› olarak da isimlendirilebile-cek2 bu sanatlar klasik estetik kurallar›na göre resim, heykel, mimari d›fl›nda kalan,hem güzel hem yararl› olma niteli¤ini tafl›yan, bir ya da birden fazla kiflinin olufltur-du¤u yinelebilen, farkl› estetik kategoriler düzeyinde ürünleri kapsayan bu plastiksanat dal› genifl bir alana yay›lmaktad›r.Bu alanda çeflitli co¤rafi bölgeler, yörelerdefarkl› etnik kökenli uluslarca yap›lmakta olan ürünlere önceden yap›lm›fl ürünlerbaflka deyiflle tarih boyutu da eklenince zengin bir kültür varl›klar› repertuvar› göz-ler önüne serilmektedir.Bilindi¤i gibi bu zengin repertuvar dünya kültürünün bir da-l›n› oluflturmaktad›r. Bu genifl co¤rafyada çeflitli bölgeler, ça¤ olarak isimlendirilentarihsel bir zaman dilimi ve ulus di¤er bir anlat›mla yer, zaman ve kültürel kiflili¤i iledi¤erlerinden ay›rt edilebilen kültür ve sanat› bulunan devlet kurmufl insan toplulu-¤u olarak s›n›fland›r›larak isimlendirilen bafll›klar alt›nda ele al›narak incelenmekte-dir. Bunlar aras›nda ortaça¤dan günümüze dek hiç kopmadan izleyebildi¤imiz Ana-dolu ve çevresinde süregelen Selçuklu Dönemi, Beylikler Dönemi, Osmanl› ‹mpara-torlu¤u Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemi gibi dört dönemi kapsayan Türk elsanatlar› ailesi içinde Türk halk plastik sanat›n›n ayr› bir yeri vard›r. Bu dönemlerleilgili zengin ürünlerin bir grubu Atatürk evi, arkeoloji, arkeoloji ve etnografya, etnog-rafya vb. gibi isimler tafl›yan müzelere da¤›larak korumaya al›nm›fl ve konuya ilgiduyanlar›n yarar›na ve sanatseverlerin be¤enisine sunulmufltur.Bu müzeler üzerindeçeflitli çal›flmalar yap›lm›fl ve bu alanda çok ifllevli bir müze tasla¤› Unesco’nunXXIII. Genel Konferans›nda uluslar aras› platformda ele al›nm›flt›r.3

Bu bildiride amac›m›z : 1)-Ükemizde “çeflitli halklar›n yaflama tarzlar›n›, düflüncelerini, yaratm›fl olduk-

lar› maddi ve manevi kültür ö¤elerini sistemli bir flekilde tasvir eden etnolojinin birdal› olan etnografya‘ya tasviri etnoloji de denilmektedir,” fleklinde tan›mlanan et-nografya4 (halk kültürünü yazmak çizmek) teriminden yola ç›k›larak kurulmufl Türkel sanatlar› ürünleri bulunan müzelere e¤ilerek bu müzelerin günümüzdeki durumukonusunda Kültür Bakanl›¤› An›tlar Müzeler Genel Müdürlü¤ünün 2002 y›l›nda ya-

71

y›nlad›¤›” Türkiye Müzeleri”, isimli kitaptaki bilgilerle s›n›rl› bir durum saptamas›yapmak,

2)- Cumhuriyetimizin sekseninci y›l›na do¤ru yol ald›¤›m›z günümüzdeki müze-lerin oluflumu, adland›r›lmas›, yay›l›m› ve say›s›yla bir belirleme yapmak bu yolla et-nografya müzelerinin genel da¤›l›m›n› ortaya koymak, baz›lar›ndan görüntüler ser-gilemek,

3)- Burada getirilecek önerilerle beslenecek bir tasla¤a günümüzdeki farkl› ifl-levli ve isimli müzelerin dökümü aç›s›ndan bir veri taban› sunmak,

4)- Daha genifl bir bak›fl aç›s›yla halkbilimi müzecili¤ine e¤ilerek bünyesinde elsanatlar› ürünleri bulunan müzelerin bünyesinde ya da yeniden düzenlenebilecek et-nografya müzelerinde yer alacak Türk halk plastik sanatlar› seksiyonlar›na yönelikbir pilot projeye katk›s› olabilecek düflünceler aktarmak,

5- Sergi salonundan öte bünyesinde bir deney iflli¤i (atelyesi) yan› s›ra bak›mve onar›m laboratuar› ve yaz›l› belgeler, görsel belgeler ve sanal belgelerden oluflanbir arflivi bu ba¤lamda bir bilgi bankas›yla da yüklü bulunan bir kültür istasyonu ni-teli¤i arz eden çok ifllevli bir Halk Sanat› Müzesi bünyesinde Türk halk plastik sana-t› ünitesinin oluflturulmas› gere¤ini ortaya koymak,

6-11.11.1992 tarihinde 10 say›l› kararla Gazi Üniversitesi Senatosunda al›nm›fl1992/98 say›l› karar do¤rultusunda faaliyete geçmifl olan Gazi Üniversitesi Türk ElSanatlar›n› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi Yönergesinin amaçlar› Madde 3 (¤) ben-dinde yer alan “Türk Halk Sanat› Müzesini”, kurar hükmünü yerine getirebilmek içinbir pilot proje ba¤lam›nda Gazi Üniversitesine bir öneride bulunmak,

7)- Böylece bir üniversitenin bünyesinde bulunan Türk halk plastik sanatlar› ö¤-renimi de görmüfl sanat tarihçi, halkbilimci yan› s›ra teknolog, sanatç› ve çeflitli elsanatlar› alanlar› uygulamac›lar›n interdisipline çal›flmas›yla oluflacak kültürel bir or-tamda bilim ve sanat›n bütünleflti¤i izleyicinin estetik aç›dan duyaca¤› haz yan› s›rade¤iflik disiplinlerle ilgili bilgi edinebilece¤i, görgü ve bilgisini artt›rabilece¤i, belli birsanat e¤itimi alabilece¤i çok ifllevli bir Türk Halk Sanat› Müzesi ve onun bünyesin-de oluflacak Türk Halk Plastik Sanatlar› ünitesinin yap›lanma aflamas›nda do¤ru yolalmak için bir zemin haz›rlamakt›r.

Kültür Bakanl›¤›nca yay›nlanan önceden de¤inilen kitaba dayanarak TürkiyeCumhuriyeti müzeleri Kültür Bakanl›¤›nca oluflturulan etnografya müzeleri, özel ida-relerce oluflturulan etnografya müzeleri, kaymakaml›klarca oluflturulan etnografyamüzeleri, köylerce oluflturulan etnografya müzeleri, e¤itim kurumlar›nca oluflturulanetnografya müzeleri, vak›flarca oluflturulan etnografya müzeleri, özel etnografyamüzeleri., bafll›klar› alt›nda alfabetik iller dizisiyle flöyle s›ralanabilir.

Bu s›ralamaya Kültür Bakanl›¤›nca oluflturulan Atatürk Evleri, arkeoloji tamla-mas›yla adland›r›lan müzeler, il adlar›yla isimlendirilen müzeler, Kültür Bakanl›¤› veMilli Saraylara ba¤l› yap› adlar›yla isimlendirilen müzeler, askeri kültür varl›klar›ylailgili müzeler ve islami Türk kültürü ile ilgili baz›lar›n bünyesinde Türk el sanatlar› ör-nekleri de bulunan bu müzeler de eklenerek ülkemiz müzelerinin toplu bir dökümüyap›labilir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

72

Kültür Bakanl›¤›nca Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Adana Etnografya Müzesi (1983), Amasya Hazeranlar Kona¤› (1984), Ankara

Etnografya Müzesi (1927), Alanya K›z›l Kule(1979), Burdur Tafloda Etnografya Mü-zesi, Bursa Osmanl› Evi Müzesi, Denizli Atatürk ve Etnografya Müzesi(1999), Diyar-bak›r Cahit S›tk› Taranc› Kültür Müzesi (1973), Edirne Arkeoloji ve Etnografya Mü-zesi, Elaz›¤ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (1982), Erzurum Türk ‹slam Eserleri veEtnografya Müzesi(1994), Gaziantep Hasan Süzer Etnografya Müzesi (1985), ‹zmirEtnografya Müzesi, Kastamonu Liva Pafla Kona¤› Etnografya Müzesi (1997), Kay-seri Güpgüpo¤lu Kona¤› Etnografya Müzesi, ‹zmit Kocaeli Saatçi Ali Efendi Kona¤›Etnografya Müzesi (1987), Konya Etnografya Müzesi (1975), Nevflehir Hac› BektaflArkeoloji ve Etnografya Müzesi, Ordu Paflao¤lu Kona¤› ve Etnografya Müzesi(1987), Rize Müzesi (Sar› Ev) (1998), Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi(1981), Sinop Arslan Torunlar Evi Etnografya Müzesi, Sivas Atatürk-Kongre ve Et-nografya Müzesi (1990 ), Tokat Latifo¤lu Kona¤› 1990, Uflak Atatürk ve Etnograf-ya Müzesi(1987).

Özel ‹dare (Valiliklerce) Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Ankara Beypazar› Kültür ve Tarih Müzesi (1997), Eskiflehir Lüle Tafl› Müzesi

(1991), Eskiflehir Yunus Emre Etnografya Müzesi, Sivas ‹nönü Etnografya Müze-si(1945),

Kaymakaml›klarca Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Çanakkale Bayramiç Had›mo¤lu Kona¤› Türk Evi Etnografya Müzesi(1995-

96).Belediyelerce Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Afyon-Bolvadin Müzesi (1987), Çanakkale Yenice Belediyesi Türk Evi Etnog-

rafya Müzesi, ‹stanbul fiehir Müzesi, Tavflanl› Belediye Müzesi (1986), Kula KenanEvren Etnografya Müzesi (1985).

Köylerce Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Kemaliye Ocak Köyü Özel Müzesi.E¤itim Kurumlar›nca Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Ankara Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi Müzesi (1974) Ankara 100. Y›l K›z Teknik Ö¤retim Müzesi (1989).Bankalarca Oluflturulan MüzelerÖzel Yap› Kredi Vedat Nedim Tör MüzesiVak›flarca Oluflturulan Etnografya Müzeleri:Ankara ‹nönü Vakf› Pembe Köflk Müzesi, Malkara E¤itim ve Kültür Vakf› Özel

Müzesi.(1992).‹stanbul Sadberk Han›m MüzesiÖzel Etnografya Müzeleri:Band›rma S›d›ka Erke Edremit Etnografya Müzesi.Kültür Bakanl›¤›nca Oluflturulan Atatürk Evleri:Adana Atatürk Müzesi, Ankara Atatürk Evi ve Müzesi (1981), Antalya Atatürk

Müzesi (1986), Alanya Atatürk Evi (1987), Bursa Atatürk Müzesi(1973), Diyarba-

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

73

k›r Gazi Köflkü(1981), Erzurum Atatürk Evi Müzesi, Giresun fiebinkarahisar AtatürkEvi Müzesi, Mersin Atatürk Evi Müzesi (1992), Silifke Atatürk Evi Müzesi (1987), ‹s-tanbul Büyükflehir Belediyesi Atatürk Müzesi, ‹zmir Atatürk Müzesi(1978), KonyaAtatürk Müzesi, Malatya Atatürk Müzesi, Nevflehir Hac›bektafl Atatürk Evi,(2001);Rize Atatürk Evi.

Özel ‹darelerce Oluflturulan Atatürk Evleri:Samsun Havza Atatürk Evi Müzesi.Belediyelerce Oluflturulan Atatürk Evleri:Trabzon Atatürk Müzesi.T.B.M.M. Milli Saraylarca Oluflturulan Atatürk Evleri:Yalova Atatürk Köflkü.Arkeoloji Tamlamas›yla Adland›r›lan Müzeler:

Adana Arkeoloji Müzesi, Afyon Arkeoloji Müzesi, Alanya Arkeoloji Müzesi, Ban-d›rma Arkeoloji Müzesi, Burdur Arkeoloji Müzesi, Bursa Arkeoloji Müzesi, Çanakka-le Arkeoloji Müzesi, Hierepolis Arkeoloji Müzesi, Diyarbak›r Arkeoloji Müzesi, Erzu-rum Arkeoloji Müzesi, Eskiflehir Arkeoloji Müzesi, Gaziantep Arkeoloji Müzesi, ‹s-tanbul Arkeoloji Müzesi, ‹zmir Arkeoloji Müzesi, Karaman Arkeoloji Müzesi, Kasta-monu Arkeoloji Müzesi, Tafl Medrese Akflehir Arkeoloji Müzesi.

Kültür Bakanl›¤›nca ‹l Adlar›yla ‹simlendirilen Müzeler:Ad›yaman Müzesi, Misis Müzesi, Aksaray Müzesi, Amasya Müzesi, Gordiyon

Müzesi, Antalya Müzesi, Side Müzesi, Ayd›n Müzesi, Milet Müzesi, Amasya Müzesi,Ahlat Müzesi, Bolu Müzesi, ‹znik Müzesi, Çank›r› Müzesi, Çorum Müzesi, AlacahöyükMüzesi, Bo¤azköy Müzesi, Konuralp Müzesi, Harput Müzesi, Erzincan Müzesi, Seyit-gazi Müzesi, Yunus Emre Müzesi, Giresun Müzesi, Hatay Müzesi, ‹sparta Müzesi, Yal-vaç Müzesi, Mersin Müzesi, Anamur Müzesi, Silifke Müzesi, Tarsus Müzesi, Silifke-Taflucu Amphora Müzesi, Ödemifl Müzesi, Tire Müzesi, Çeflme Müzesi, KahramanMarafl Müzesi, Kars Müzesi, Ere¤li Müzesi, Kütahya Müzesi, Malatya Müzesi, ManisaMüzesi, Salihli Müzesi, Mardin Müzesi, Mu¤la Müzesi, Fethiye Müzesi, Marmaris Mü-zesi Milas Müzesi, Nevflehir Müzesi, Ürgüp Müzesi, Nigde Müzesi, Sakarya Müze-si, Sinop Müzesi, fianl› Urfa Müzesi, Tekirda¤ Müzesi, Tokat Müzesi, Trabzon Müze-si, Uflak Müzesi, Van Müzesi.

Kültür Bakanl›¤› ve Milli Saraylarca Yap› Adlar›yla ‹simlendirilen Müzeler:Topkap› Saray› Müzesi, Çinili Köflk Müzesi, Y›ld›z Saray› Müzesi, Aynal› Kavak

Kasr›, Beylerbeyi Saray›, Dolmabahçe Saray›, Ihlamur Kas›rlar›, Küçüksu Kasr›,Maslak Kas›rlar›, Y›ld›z Saray› –fiale.

Askeri Kültür Varl›lar›yla ‹lgili Müzeler:Askeri Müze, Deniz Müzesi, Gölcük Deniz Müzesi.‹slami Türk Kültürü ‹le ‹lgili Müzeler:Bursa Türk ‹slam Eserleri Müzesi, Edirne Türk ‹slam Eserleri Müzesi, ‹stanbul

Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi.Bütün bu s›ralamalara göre ülkemizdeki müzelerin dökümü flöyledir:

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

74

‹sminde etnografya kelimesi geçen k›rk bir (41) müze vard›r. Bunlardan yirmiüçü (23) Kültür Bakanl›¤›, dördü (4) Özel ‹dareler, biri (1)i kaymakaml›klar, befli (5)belediyeler, biri(1) köyler, ikisi (2)e¤itim kurumlar›, biri (1)bankalar, üçü (3) çeflit-li vak›flar ve biri (1) özel kifli taraf›ndan kurulmufltur.Bunlara söz konusu kitapta yerverilmeyen ve bünyesinde bulunan bir ürünün ad›ndan yola ç›k›larak kurulmufl iki(2) Baflbakanl›k Vak›flar Hal› Müzesi de eklenince bu say› k›rk üçe (43 ) ç›kmakta-d›r.

Kültür Bakanl›¤›nca oluflturulan Atatürk Evlerinin say›s› on alt› (16), özel idare-lerce oluflturulan Atatürk Evinin say›s› bir(1), belediyelerce oluflturulan Atatürk Evi-nin say›s› bir(1) ve TBMM.Milli Saraylarca oluflturulan Atatürk Evinin say›s› bir(1)olmak üzere toplam on dokuz (19 )Atatürk Evi bulunmaktad›r.

Kültür Bakanl›¤›nca Arkeoloji tamlamas›yla adland›r›lan müzelerin say›s› on ye-di (17), il adlar›yla isimlendirilen müzelerin say›s› elli yedi(57)dir.Bu müzelerin top-lam say›s› yetmifl dört dür (74)

Kültür Bakanl›¤›na ba¤l› yap› adlar›yla isimlendirilen müzelerin say›s› bir (1)TBMM Milli Saraylarca yap› adlar›yla aç›lan müzelerin say›s› ise dokuzdur (9).Bumüzelerin toplam say›s› da ondur (10).

Askeri kültür varl›klar›yla ilgili müzelerin say›s› üçtür (3).Bu say›ya An›t Kabireklenince say› dörde(4) yükselmektedir.

‹slami Türk Kültürü ‹le ‹lgili Müzelerin ise say›s› üçtür(3).Bu s›ralamada beliren müzelerin dökümünden seksen bir ili olan ülkemizde yüz

elli (150) müze bulundu¤u bunlar›n k›rk üçünün (43) etnografya müzesi oldu¤u bu-rada el sanatlar› yan› s›ra halk plastik sanatlar›n›n sergilendi¤i di¤erlerinin(107) debüyük bir grubunda ço¤unlu¤u Türk el sanatlar›ndan oluflan etnografik ürünlerin di-¤er eserler ve kültür varl›klar›yla kar›fl›k bir biçimde bulundu¤u ve günümüze dek ül-kemizde halkbilimi (etnoloji) müzesi ve Türk halk sanat› ad›yla bir müze oluflturul-mad›¤› anlafl›lmaktad›r.

Öte yandan bu döküm Türk el sanatlar›n› ve halk plastik sanatlar›n› bünyesin-de bulunduran müzelerdeki örneklerin di¤er eserler ve kültür varl›klar›ndan ayr›larakTürk kültürünün etnografik ürünlerini bulunduran müzelerdeki örneklerin yan›naal›nmas› ve onlar›n bir çat› alt›nda toplanmas›n›n gerekli oldu¤unu ortaya koymak-tad›r.Buna ba¤l› olarak yeniden yap›lacak personel da¤›t›m›nda uzmanl›k alanlar›nayeniden göz atmak, yeni personel almak, örnekleri bir senaryo kurgusuyla sergi gra-fi¤ine bafl vurarak yeniden sergilemek, örnekleri depolamak ve depo ünitelerini ser-gileme salonuna dönüfltürmek, laboratuar ve ifllik (atelye-stüdyo) ortam›na e¤ilmekve kay›t sistemlerini ele almak, arfliv düzenlemek5 vb. gibi ça¤dafl teknoloji ile güç-lendirilmifl yap›lanma zorunluluklar› getirmektedir.

K›saca bu de¤erlendirme sonucunda ulafl›lan durum 20.yüzy›lda çok yol al›nanmüzecilik alan›n›n etnografya dal›na ça¤dafl bir vizyon kazand›rmak gere¤ini ortayakoymaktad›r.Bunun için bünyesinde de¤erli uzmanlar bulunan Kültür Bakanl›¤› HalkKültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ünün katk›s›yla, bu alanda ye-

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

75

tiflmifl insan gücünden yararlanarak söz konusu görsel kültürel birikimi hem estetikhem çok disiplinli bir yap›lanma modeliyle tasarlanan bilimsel boyutu ile ya kurul-mufl bir etnografya müzesi üzerine eklemeler yaparak ça¤dafl bir vizyonla güncel-lefltirmek yada Türk Halk Plastik Sanatlar› ünitesi de bulunan yeni bir Türk Halk Sa-nat› Müzesi kurmak arac›l›¤›yla 21.yüzy›la tafl›man›n zaman› gelmifl oldu¤una iflaretetmektedir.

Bu durum üniversitelerin de Kültür Bakanl›¤›na katk›da bulunarak bu alandayeni yap›lanma çal›flmalar›na yönlenmesini gündeme getirmektedir.Bu ba¤lamdaköklü bir geçmifli olan ve oluflumunda el sanatlar› ile ilgili ö¤renim veren Gazi E¤i-tim Enstitüsü, K›z Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulu, Yüksek Teknik Ö¤retmen Oku-lu vb. gibi güçlü yüksek ö¤retim kurumlar› bulunan Gazi Üniversitesine de görevlerdüflmektedir.Kuflkusuz bu görev içerdi¤i özgün ve orijinal çizimler, derlenen ürünler-le belli dönem, belli yöre ve belli bölgelerle ilgili el sanatlar› konusunda bilgiler içe-ren ayn› zamanda görsel belge niteli¤i arz eden Gazi E¤itim Enstitüsü Resim-‹fl E¤i-timi Bölümü bitirme tezleri6 ile içerdi¤i bilgiler yan› s›ra bire bir ölçekle ilgili sanatdal›n›n gerektirdi¤i sistematikle yap›m ve süsleme aflamas›ndaki teknik çizimleri ya-p›lm›fl, kal›plar› ç›kar›lm›fl ve bir örne¤inin reprodüksiyonu uygulanm›fl, Mesleki E¤i-tim Fakültesine ba¤lanan Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesinin interdisipline bir yak-lafl›mla haz›rlatt›¤›, Türk kültürünün maddi alanlarda oluflturdu¤u ürünleri konu alan,uygulamal› lisans tezlerini bir merkezde toplayarak bir belgeli¤in temelini atmak ve1974 de kurulan, K›z Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulu Müzesine baflka deyiflle ad›sonradan de¤ifltirilerek Mesleki E¤itim Fakültesi Müzesi’ne7 dönüflen Gazi Üniversi-tesi müzesine yeni bir boyut kazand›rmak olmal›d›r.Bu yolla Gazi Üniversitesi El Sa-natlar› Merkezi8 oluflturarak sergi salonu yan›s›ra dokümentesyon ünitesi, dizaynünitesi, reprodüksiyon ünitesi, konservasyon ünitesi, restorasyon ünitesi, araç gereçünitesi, sergi sat›fl ünitesi ve idari birimler ünitesinden meydana gelen çok ifllevli birTürk Halk Sanat› Müzesinin halk plastik sanatlar bölümünün alt yap›s›n› haz›rlamakve Gazi Üniversitesi El Sanatlar›n› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi yönergesininamaçlar›ndan biri gere¤i9 Türk Halk Sanat› Müzesini kurmakt›r.

NOTLAR1 Sedat Veyis, Örnek., Etnoloji Sözlü¤ü, A.Ü.D.T.C.F., Ankara, 1971, s.88.2 Halk plastik sanatlar› tamlamas› el sanatlar› (el ifli) örneklerini halk sanat›n›n

fonetik ve dramatik sanatlardan ay›rabilmek için kullan›lm›flt›r. Bk. H.Örcün Bar›fl-ta., Cumhuriyet Dönemi halk Plastik Sanatlar›, Celal Esat Arseven An›s›na, SanatTarihi Semineri Bildirileri, 7-10 Mart, 1994, Mimar Sinan Üniversitesi, ‹stanbul,2000, s. 85-90.

3 Bk.Unesco XX111. Genel Konferans›, 8.10.1985-9.11.1985 ‹lgili kitap, s.123,125, 133, 135 ve belgeler yan› s›ra delegelerden H.Örcün Bar›flta’n›n düflünceleriniaç›klad›¤› metin.

4 Örnek., A.g.e., s.80.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

76

5 Bu konuda El Sanatlar› Merkezi ba¤lam›nda bir taslak proje yay›nlanm›fl-t›r.Bk.H.Örcün, Bar›flta., ‹sparta Hal›c›l›¤› Üzerine, Kamu ve Özel Kurulufllarla OrtaÖ¤retimde, Üniversitelerde El Sanatlar›na Yaklafl›m ve Sorunlar› Sempozyumu Bil-dirileri, Kültür Bakanl›¤›, Ankara, 1994, s.53-63.

6 Gazi Üniversitesine ba¤lanarak ad› Gazi E¤itim Fakültesi olarak de¤ifltirilen buyüksek okulun Resim-‹fl E¤itimi Bölümü bitirme tezleri o tarihlerde Fakülte Sekrete-ri olan Ahmet Tuncel’in özverili çal›flmalar› ile toplanm›fl ve ç›kar›lan döküm listele-ri yay›mlanm›flt›r. Gazi E¤itim Enistitüsü Resim-‹fl E¤itimi Bölümü lisans tezleri içinBk. H.Örcün, Bar›flta., Gazililerin ‹fl E¤itiminde Dayand›¤› Baz› Geleneksel Kaynak-lar, Yaflatt›klar› Teknikler, Kulland›klar› Yöresel Gereçler ve Yans›tt›klar› Özgün Bi-çimler, 3.Ulusal El Sanatlar› Sempozyumu Bildirileri, Dokuz Eylül Üniversitesi GüzelSanatlar Fakültesi, ‹zmir, 1984, s.73-92.

7 Bu konuda bilgi için Bk.otuz bir sayfadan oluflan broflür, K›z Teknik YüksekÖ¤retmen Okulu Koleksiyonu K›lavuzu, Yüksek Teknik Ö¤retmen Okulu Matbaas›,Ankara, 1981.

8 Bk. Bar›flta, ‹sparta Hal›c›l›¤› Üzerine, A.g.m., s.60.9 Bk.2547 say›l› Kanunun 2880 Say›l› Kanunla de¤iflik 7/d-2 maddesi uyar›nca

kurulan Gazi Üniversitesi Türk El Sanatlar›n› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi ‘ninÜniversite Senatosunun 11.11.1992 tarih ve (10) say›l› toplant›s›nda al›nm›fl bulu-nan 1992/98 Say›l› Kararla kabul edilmifl Yönergesi Madde 3( ¤) fl›kk›.

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE EL SANATLARI

77

HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹NDE BULUNMASI GEREKEN EL SANATLARI ÜRÜNLER‹ VE ÖZELL‹KLER‹

Taciser ONUKH. Feriha AKPINARLI

H. Serpil ORTAÇ

Halkbilimi; bir ülkenin, toplumun ya da belirli bir bölgede yaflayan halk›n özgünolan maddi, manevi alandaki kültür ürünlerini konu edinen, bu ürünleri bilimsel yön-temlerle derleyen, çözümleyen, s›n›fland›ran, yorumlayan di¤er kültürlerle etkilefli-mini ortaya koyan ve bir bütünlük içinde sunan bilim dal›d›r.

Böyle kapsaml› bir görevi ve amac› üstlenen halkbilim etnoloji, toplumbilim,sosyal ve kültürel antropoloji, edebiyat, ruhbilim, dilbilim, dinbilim, sanat tarihi, co¤-rafya bilimleriyle çok yak›ndan iliflkilidir (Örnek, 2000: 16). Halkbilimi bu bilim dal-lar›yla çeflitli boyutlarda iliflkiler kurarak, yöntem ve bulgulardan yararlanarak fark-l› ülkelerin halkbilimi de¤erlerini karfl›laflt›r›r, köklerine iner ve halkbilimi konusundayöresellikten, ulusall›¤a ve evrenselli¤e do¤ru bir geçifl sürdürerek Dünya’da varolan kültür de¤erlerine katk›da bulunur.

Bu konu ile ilgili olarak Atatürk (19 Aral›k 1930’da K›r›kkale’de) flu sözleri söy-lemifltir.

“Baz›lar› kültür ve medeniyeti ay›ramazlar. Bilindi¤i üzere her milletin kendineözgü bir karakteri vard›r. Kültür, bu özellik ve karakterle ifade edilir. Bence en ilmiolan kültür ve medeniyeti bir arada yürütmektir” (Tan, 2000: 123).

Halkbiliminin konular›ndan biri olan halk sanatlar›nda ve süsleme sanatlar›ndade¤iflik çal›flmalar yap›lm›flt›r. Ancak bugünkü durumunu incelersek bu çal›flmala-r›n çok a¤›r yürüdü¤ünü ve bir çok alanda eksikliklerinin oldu¤unu görmekteyiz.Özellikle el sanatlar› konusunda tam anlam›yla derlemelerin yap›lmad›¤›, yap›landerlemelerin sistemli bir biçimde arflivlenmedi¤i veya çözümlenmedi¤i, bu amacayönelik baz› giriflimlerin maddi destek almad›¤›ndan yap›lamad›¤› tespit edilmifltir.El sanatlar› bir milletin yaflam biçimini, inançlar›n›, duygu, düflünce becerisini yanikültürünü ifade eden en önemli belgelerdir.

Bu nedenle derlenmeleri, bilimsel yay›nlarla ve geçmiflten günümüze yap›lanürünlerin sergilenmesi ile tan›t›m› yap›lmal›d›r. En önemlisi de kültürel varl›klar›m›-z› ça¤›m›z›n teknolojik imkanlar›ndan da yararlanarak yeni kuflaklara aktarmak zo-runlulu¤udur.

El sanatlar› ürünlerimiz teknolojik geliflmelerden ve sanayileflme sürecinin top-

78

lumsal yaflamda meydana getirdi¤i de¤iflimlerden etkilenmifltir. Günümüzde el sa-natlar› daha çok çeyiz gelene¤ine dayal› olarak sürdürülmektedir. Bu nedenle geç-miflle günümüz aras›nda kültürel anlamda ba¤lar kopmaktad›r. Geçmiflten günümü-ze de¤iflim sürecinde el sanatlar› ürünlerinin, ürünlere ait aç›klay›c› bilgilerin iyi ser-gilenmesiyle toplumun yap›s›n› kopmadan günümüze kadar getirebilme bilinci ileyaflat›lmal›d›r. Bunda da en büyük görev araflt›rmac›lar›n çal›flmalar› ve bunun ya-n›nda müzecilikle sa¤lanabilir.

Müzelerde kültürel de¤eri olan ürünlerimizin çeflitli yollarla ve kaynaklarla top-lanarak, incelenerek, çözümlenerek ve de¤erlendirilerek toplumun geçmiflini göste-rerek yeni kuflaklar› e¤itmek gere¤i ortaya ç›kmaktad›r. Çünkü müzelerin ifllevlerisadece toplama ve koruma de¤il ayn› zamanda belgeleme ve sergileme, bunlaraba¤l› olarak da görsel e¤itimdir (Atagök, 1999: 75). Sergilenen el sanatlar›n› izle-yenler eski örnekleri görerek, bunlar hakk›nda edindikleri teknik bilgilerin yan›ndakullan›m alanlar› ve motiflerin anlamlar›yla da kültürel yönden de bilgi sahibi ola-cakt›rlar.

Batur; müzecilikle ilgili bir çal›flmas›nda “Hem ça¤dafl dünya ile ayn› çizgiye ge-leceksiniz hem de kendi kültürünüzle dünyay› alg›lama imkan› veren o bilince sahipolacaks›n›z” diyerek ça¤dafl dünya ile geleneksel kültür iliflkilerini vurgulamaya ça-l›flmaktad›r.

Asya’dan Avrupa’ya birçok bölgede yaflayan Türkler tarihsel süreç içerisindebirçok medeniyetleri bünyesinde bar›nd›rm›flt›r. Bu nedenle Türk el sanatlar›n›n ya-y›ld›¤›, yap›ld›¤› ve kullan›ld›¤› alan çok genifltir. Bu da Türk el sanatlar›n›n ve eskiörneklerinin derlenmesinin, belgelenmesinin ve müzelerde sergilenmesinin öneminiart›rmaktad›r.

Günümüzde Türkiye’deki müzelerde bulunan el sanat› ürünleri sadece o müze-nin bulundu¤u il veya yöreye ait olmay›p, farkl› yöreden de gelmifl olabilmektedir.Bu ürünler teflhir salonlar›nda sergilenirken herhangi bir tan›t›m belgeleri bulunma-d›¤› için izleyenler ürünlerin nereye ait oldu¤unu bilememekte, bu bilgiler genellikleenvanter kay›tlar›nda yer almaktad›r. Envanter kay›tlar›na ulaflamayanlar bölgeselözellikler hakk›nda yanl›fl bilgi sahibi olabilmekte, ülke genelinde karfl›laflt›rma ya-parken hatal› yorumlara neden olmaktad›r.

Bugün Türklerin yaflad›¤› bir çok ülkenin müzesinde Türklere ait giyim, kuflam,hal›, kilim, iflleme, bak›r, a¤aç oyma, sepet vb. örnekler yer almaktad›r. Ancak ba-z› ülkelerin müzelerinde Türk el sanatlar›n›n en güzel örnekleri arflivlerde tutulmak-ta, teflhirlerde y›pranm›fl ve sanatsal önemi daha az olan ürünlere yer verilmektedir.Türk el sanatlar›n› dünyaya do¤ru tan›tmak amac›yla sadece Türkiye’deki müzeler-de de¤il, Türklerin yaflad›¤› bölgelerdeki müzelerin de incelenmesi, ilgili ülkelerleiliflki kurarak tan›t›m›n yap›lmas› gerekmektedir.

Örnek olarak Akp›narl›’n›n 2002 Nisan ay›nda K›r›m’da el sanatlar› ile ilgili biraraflt›rmas›nda flunlar› gözlemlemifltir; “Simperepol müzesinde K›r›m yar›madas›ndayaflayan bir çok ulusun (Bulgar, K›pçak, Alman, Frans›z, Ermeni, Beyaz Rus ve K›-

HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹NDE BULUNMASI GEREKEN EL SANATLARI ÜRÜNLER‹ VE ÖZELL‹KLER‹

79

r›m Türkleri) el sanatlar›, giyim, kumafl vb. ürünlerinin sergilendi¤i köfleler bulun-maktad›r. K›r›m Türkleri’ne ait köflede y›pranm›fl ve sanat de¤eri düflük olan eserleryer almaktad›r. Bölgede yaflayan Türkler müze deposunda çok güzel örneklerin bu-lundu¤unu fakat teflhir edilmedi¤ini belirtmektedirler. Di¤er uluslara ait köflelerdeürünleri aç›klay›c› Rusça ve ‹ngilizce haz›rlanm›fl broflürler bulunurken Türk köflesin-de böyle bir broflür de yer almamaktad›r”.

Yurt d›fl›ndaki müzelerde Türklere ait eserlerin bulundu¤u ülkelerle temas kura-rak düzenlemeler yap›lmas› Türk kültürü ve kültürümüzün tan›t›lmas› bak›m›ndanönem tafl›maktad›r.

Müzelerde sergilenecek el sanatlar› ürünleri ile ilgili flu çal›flmalar yap›labilir:El sanatlar› ürünlerini hammaddesi lif, tafl, a¤aç, toprak, deri olarak grupland›-

r›p incelendi¤inde her bir el sanat› ürününün kendine özgün özellikleri bulunmakta-d›r. Bu nedenle müzelerimizde bulunan el sanatlar›n›n özelliklerine göre haz›rlanm›fl“ürün tan›t›m formlar›” ile (Ek 1, 2 3) de¤erlendirilmelidir.

El sanatlar› ürünlerinden müzelerde sergilenenler özellikle günümüzde yap›lma-yan veya art›k çok az yap›lmakta olanlara öncelik verilmesi gerekmektedir. Eski ör-neklerin sergilenmesi ve tan›t›lmas› ile üretilen el sanatlar› ürünlerindeki yozlaflma-da belirli oranda önlenmifl olacakt›r.

Müzeler, sergilenecek eserlerin özelli¤ine göre farkl› yap› ve sergileme alanlar›-na sahiptir. Eserlerin genel yap›s›na göre müzeler yaflayan ve yaflat›lan olarak dü-zenlenmelidir. Yaflayan müzeler müze alan› içinde eski eserlerin sergilendi¤i alanla-r›n yan›nda ailelerin oturdu¤u, ayn› mekanda eskisinin ayn›s› yap›l›rken, ça¤›n ge-rektirdi¤i yeni tasar›mlar›n da üretiminin yap›ld›¤› alanlard›r. Yaflat›lan müzeler ise elsanatlar› ürünlerinin sergilendi¤i alanlard›r. Sergilenen ürünler ait oldu¤u döneminyaflam biçimi, sosyal, ekonomik, kültürel, estetik ve sanat düzeyini gösterdi¤i gibi,maddi ürün olarak sergi mekan›nda kimlikte kazanarak yaflat›lmaktad›r.

Günümüzde el sanatlar› ürünlerinin sergilenmesi art›k yaflat›lan müzelerde de-¤il, yaflayan müzelerde yap›lmal›d›r. Özellikle böyle bir yaflayan müze; ülkemizin herbölgesini kapsayacak flekilde Baflkent Ankara’da yer almal›d›r.

Genifl bir alan üzerinde kurulmas› gereken müzede her bölgenin özelli¤inden ev-ler infla edilerek ayn› özellikte döflenmeli, o bölgenin el sanatlar› ürünleri “dokuma-c›l›k, örücülük, kuyumculuk, ifllemecilik, sepetçilik vb.) sergilenmeli ve üretimleri-nin de yap›labilmesi için mekan olmal›d›r. Ayn› zamanda müze alan› giriflinde al›fl-verifl merkezi kurulmal›, yöresel el sanat› ürünleri bu çarfl›larda sat›lmal›d›r.

Sonuç olarak; kurulacak yaflayan müzelerde veya etnografya müzelerinde bu-lunan el sanat› ürünlerinin özellikleri farkl› ve çeflitlidir. Bu özellikleri yans›tabilmesiiçin ürünler el sanatlar› uzmanlar› taraf›ndan incelenerek haz›rlanan ürün tan›t›mformlar›yla birlikte teflhir edilmelidir. Müzeye giden ziyaretçilere çok güzel bir hal›göstermekle yetinilmemeli, o hal›n›n yöresel, teknik, motif ve sosyal özellikleri de ta-n›t›lmal›d›r. Yeni üretilen ürünlerde günümüz flartlar›na göre yap›lan tasar›mlarda,desen, motif, renk özelliklerinin bozulmamas›, ayr›ca el sanatlar› ürünlerinin bu ko-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

80

nuda çal›flanlara sunulmas› için müzelerimizde çal›flma salonlar›n›n yap›lmas›, ürün-lerin slayt, resim ve bilgisayarla görüntülerinin haz›rlanarak müze çal›flma odalar›n-da halka sunulmas› gerekmektedir.

Eflsiz güzellikte olan el sanatlar› ürünlerimizin gelecek kuflaklara tan›t›lmas› kül-türümüze sahip ç›kmak ve geçmiflle gelecek aras›nda kurulan ba¤ aç›s›ndan gerek-lidir.

KAYNAKÇAAtatürk’ün ‹zmir Bölge Sanat Okulu Ziyaret Defterine Yazd›¤› Cümle, 13 fiubat

1923). “Eriflmeye mecbur oldu¤umuz seviyeye, bugünkü kadar uzak kal›fl›m›z›nönemli sebeplerinden biri sanata ve sanatkarl›¤a lay›k oldu¤u derecede önem ve-rilmemifl olmas›d›r”.

Atagök, Tomur. Yeniden Müzecili¤i Düflünmek. Y›ld›z Üniversitesi Yay›n›, ‹stan-bul 1999.

Batur, Salahattin. Ça¤dafl Müzecili¤in Sorunlar›. Müzeler ‹çin Düfl Bilançosu,Tutkular ve Nesneler, ‹stanbul 1983.

Örnek, Sedat Veyis. Türk Halk Bilimi, Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›: 1629, II. Bas-k›, Ankara: 2000

Tan, Nail. Atatürk ve Türk Halk Kültürü. Folklor Araflt›rma Yay›nlar›: 28, An-kara: 2000.

HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹NDE BULUNMASI GEREKEN EL SANATLARI ÜRÜNLER‹ VE ÖZELL‹KLER‹

81

EK IÜRÜN TANITIM FORMU (DOKUMACILIK)

Foto¤raf No :Envanter No :Çizim No :‹nceleme Tarihi :Müzeye Gelifl Tarihi :Bulundu¤u Yer :Türü :Boyutlar›

En :Boy :Atk› S›kl›¤› :Çözgü S›kl›¤› :Hav Yüksekli¤i :Kalitesi :

Yörede Verilen ‹sim :Kullan›lan Gereçler

Atk›da :Çözgüde :Desende :

Kullan›lan TekniklerZeminde :Desende :

Kullan›lan RenklerZeminde :Desende :

Seçilen KonuGeometrik Bezeme :Sembolik Bezeme :Nesneli Bezeme :Figürlü Bezeme :Bitkisel Bezeme :

Kompozisyon :

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

82

EK IIÜRÜN TANITIM FORMU (ÖRÜCÜLÜK)

Foto¤raf No :Envanter No :Çizim No : ‹nceleme Tarihi :Müzeye Gelifl Tarihi :Bulundu¤u Yer :Türü :Ürün Boyutlar›

En :Boy :Çap :Yükseklik :

Motif Boyutlar›En :Boy :Çap :

Yörede Verilen ‹sim :Kullan›lan Gereçler

Zeminde :Örgüde :

Kullan›lan TekniklerKullan›lan Renkler

Zeminde :Desende :

Seçilen KonuGeometrik Bezeme :Sembolik Bezeme :Nesneli Bezeme :Figürlü Bezeme :Bitkisel Bezeme :

Kompozisyon :

HALKB‹L‹M‹ MÜZES‹NDE BULUNMASI GEREKEN EL SANATLARI ÜRÜNLER‹ VE ÖZELL‹KLER‹

83

EK IIIÜRÜN TANITIM FORMU (‹fiLEMEC‹L‹K)Foto¤raf No :Envanter No :Desen No : ‹nceleme Tarihi :Müzeye Gelifl Tarihi :Bulundu¤u Yer :Türü :Ürün Boyutlar›

En :Boy :

Motif Boyutlar›En :Boy :Çap :

Yörede Verilen ‹sim :Kullan›lan Gereçler

Zeminde :‹fllemede :Kenar Temizlemede :

Kullan›lan TekniklerZeminde :‹fllemede :Kenar Temizlemede :

Kullan›lan RenklerZeminde :‹fllemede :Kenar Temizlemede :

Seçilen KonuGeometrik Bezeme :Sembolik Bezeme :Nesneli Bezeme :Figürlü Bezeme :Bitkisel Bezeme :

Kompozisyon :

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

84

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE TÜRK HALK ‹LÂÇLARI

Ekrem SEZ‹K

G‹R‹fiTabiat, insano¤lu için daima flifa kayna¤› olmufltur.‹nsanlar, muhtemelen, önce

vücutlar›ndaki de¤iflik yaralara karfl› çevrelerindeki bitkileri kullanmaya bafllam›fl;rahats›zl›klar›n› ve hastal›klar›n› fark ettikçe tabiattan yararlanmaya devam etmifller-dir.

‹lk yaz›l› kaynaklar, bitkilerin sa¤l›¤› korumak ve tedavi amac› ile yayg›n bir fle-kilde kullan›ld›¤›n› bize nakletmektedir.Mezopotamya Medeniyetinde 250, Greklerde600, ‹slâm medeniyetinde 4.000 civar›nda bitkinin tedavi alan›nda kullan›ld›¤›n› bil-mekteyiz.On dokuzuncu asr›n bafllar›nda ise, bu say› 19.000 e ç›km›flt›r. Hâlen, de-¤iflik ülkelerde halk ilâc› ve ilâç olarak 80.000 – 100.000 bitkinin tedavi edici ve ko-ruyucu amaçlarla kullan›ld›¤› tahmin edilmektedir.

Bitkiler, ilâçlar için önceleri tek hammadde kayna¤› olmufllard›r. Halk ilâc› ve-ya geleneksel t›p sistemlerinde ilâç olarak kullan›lan bitkiler üzerinde, kimyan›n ge-liflmesine paralel olarak, kimyasal araflt›rmalar yap›lm›fl ; etkilerinden sorumlu mad-deler elde edilmifl ve elde edilen bu saf maddeler do¤rudan ilâç olarak kullan›lmayabafllanm›flt›r. Bugün hâlâ kullan›lan morfin, kodein, digitoksin gibi maddeler bu dö-nemin ürünlerindendir. Daha sonra, tabiattan elde edilen maddeler sentetik olarakçok miktarda üretilmeye bafllanm›flt›r.Bunun en güzel örne¤i, bir as›rd›r modas› geç-meyen ve yeni yararl› etkileri bulunan, aspirindir. Aspirin, sö¤üt a¤ac›n›n kabukla-r›nda bulunan salisin adl› maddeye benzetilerek üretilen sentetik bir maddedir. Sö-¤üt kabuklar›, ateflli hastal›klarda atefl düflürücü ve a¤r› giderici olarak kullan›lan birhalk ilâc› idi ve hâlâ ayn› amaç için kullan›lmaktad›r.

Halk ilâçlar›ndan, yeni ve yararl› ilâç hammaddelerinin elde edilmesi araflt›r›c›-lar› bu konuda araflt›rmalar yapmaya yönlendirmifltir.Avrupal› araflt›r›c›lar, kendi ül-kelerindeki halk ilâçlar›n› incelemenin yan›nda, yeni keflfedilen k›t’a ve ülkelerdeki-leri de incelemeye bafllam›fllard›r. ‹ncelemeler hâlâ devam etmektedir. ‹ncelemelersonucu yeni ilâçlar bulunmaktad›r

Bilimin geliflmesi, inceleme yöntemlerini de etkilemifl ve bu konu ile ilgilenenetnofarmakognozi, etnofarmakoloji gibi yeni bilim dallar› do¤mufltur.

GENEL B‹LG‹LERHalk ‹lâc› Araflt›rmalar›Halk ilâçlar› üzerindeki araflt›rmalar, halk ilâc› olarak kullan›lan bitkilerin ve ay-

85

r›nt›l› kullan›l›fl flekillerinin tespiti ile bafllar. Biz bu tip çal›flmalara “ envanter çal›fl-malar›” “ diyoruz. Envanter çal›flmalar›, daha sonra yap›lacak araflt›rmalar›n bilim-sel bafllang›c› olmas› bak›m›ndan son derece önemlidir. Yap›lacak biyolojik aktivi-te,kimyasal, morfolojik ve anatomik çal›flmalar envanter çal›flmalar› üzerine inflâedilir.

Envanter çal›flmalar›nda neler yap›ld›¤› afla¤›da ana hatlar› ile verilmifltir.

• Saha (Arazi) Çal›flmalar›o Köylerde yap›lan mülâkat,materyal toplama,resim çekimi,video kayd›…

• Halk ‹lâc› Olan Bitkilerin Tayinio Herbaryum örne¤i haz›rlanmas›,bilimsel isimlendirme(tayin)

• Bilgi Birikimio Herbaryum örnekleri ve di¤er materyalin s›n›fland›r›larak saklanmas›o Toplanan bilginin saklanmas›

♦ Dosya → → → bilgisayar ortam›

Envanter Çal›flmalar›n›n Ana Hatlar›

Halk ‹lâçlar› Farmakognozi ‹liflkisiEnvanter çal›flmalar›ndan sonra yeni bir ilâca ulaflabilmek için önce biyolojik

aktivite deneyleri ard›ndan da biyolojik aktivite ile yönlendirilmifl fraksiyonlamayöntemi kullan›larak, etkili madde veya maddeler elde edilmeye çal›fl›l›r.

‹flte, Farmakognozi’nin halk ilâçlar› ile ilgisi bu noktada bafllamaktad›r. Farma-kognozi, “ tabiattan elde edilen ilâç ve ilâç hammaddeleriyle ilgili eczac›l›k dal›” ola-rak tarif edilir. Halk ilâçlar›n›n, ilâca giden yolda önemli bir kaynak ve maliyetinindi¤er yollardan daha az olmas›, halk ilâc› araflt›rmalar›n›, Farmakognozinin anaaraflt›rma konusu haline getirmifl hattâ bir alt dal›n›n (etnofarmakognozi) do¤mas›-n› sa¤lam›flt›r.

Etkiden sorumlu madde elde edildikten sonra, bu maddenin yeni bir ilâç olabil-mesi için gerekli di¤er deneylere (toksisite, insan üzerinde denemeler…) geçilir.

Türk Halk ‹lâçlar› Üzerindeki Araflt›rmalar›m›zAnadolu’da kullan›lan halk ilâçlar› üzerindeki envanter çal›flmalar›m›zda, halk

bilimi ile ilgili temel bilgiler de kullan›lm›flt›r. Bunun yan›nda, bu güne kadar ülke-mizde halk bilimciler taraf›ndan yap›lan halk ilâc› ve benzeri çal›flmalar›n tamam›nasahip bir arflivimiz de bulunmaktad›r. Di¤er taraftan, taraf›m›zdan yap›lan araflt›rma-larda elde edilen, halk ilâc› olarak kullan›lan bitki, bitki k›s›mlar› (kök, yaprak, çi-çek, meyve,..) veya bitkilerden bir ifllem sonucu elde edilen materyal (katran, uçu-cu ya¤, sabit ya¤, zamk..) de koleksiyonumuzda saklanmaktad›r.

Türkiye‘de bitkiler halk aras›nda de¤iflik amaçlarla ilâç gibi kullan›lmaktad›r.‹lâç gibi kullan›l›fllar genellikle halk ilâc› halindedir..

Halk ilâçlar› ve biyolojik aktivite ile ilgili çal›flmalar›m›z, daha önce çal›flt›¤›m,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

86

Hacettepe Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi kuruluflu ile beraber bafllam›fl ve GaziÜniversitesi‘nde devam etmektedir. Bu konudaki ilk yay›n›m›z 1982 y›l›nda yap›l-m›flt›r. De¤iflik alanlardaki yay›nlar›m›z afla¤›daki tabloda grupland›r›larak gösteril-mifltir.

Konu say› ilk yay›n son yay›nMorfoloji-Anatomi 9 1983 1997Envanter-G.Bilgi 19 1988 2002Kimyasal 25 1984 2001Biyolojik aktivite 27 1982 2002Toplam 80 1982 2002

Halk ‹lâc› Bitkiler Üzerindeki Araflt›rmalar›m›z

Envanter çal›flmalar›m›z›n belli bafll› olanlar› (1-19), bir kaynak teflkil etmeküzere, Kaynaklar bölümünde verilmifltir.Halk ilâc› olan bitkiler üzerindeki morfolojikve anatomik, kimyasal ve biyolojik aktivite çal›flmalar›n›n önemli olanlar› da “ Tür-kiye’de Bitkilerin Halk ‹lâc› olarak Kullan›l›fl› “ adl› yay›n›m›zda (17) bulunmaktad›r.

Türkiye’de Halk ‹lâçlar› - Genel DurumBitkilerin ilâç gibi kullan›m›n› flehirlerde ve k›rsal alanda olmak üzere 2 grupta

incelemek mümkündür.Bu kullan›m›n afla¤›da bafll›klar› verilmifltir.Ayr›nt›l› bilgininde¤iflik yay›nlar›m›zdan(1,3,17,19) sa¤lanabilir.

K›rsal alanda

�� Köylerde - kendi bilgileriyle - yafll›lar›n tavsiyesi ile�� Yar› Dini Kifliler�� Halk Hekimleri�� Ocaklar� Di¤erleri

-ot doktoru, çoban doktorfiehirlerde

� Aktarlar.baharatç›lar,herbalistler vb…

Araflt›rmalar›m›z sonucu halk ilâc› olan yüzlerce bitki ve kullan›l›fl› hakk›nda ay-r›nt›l› bilgi elde edilmifltir. Köylüler bu bilgileri anne baba veya di¤er büyüklerindenö¤renmifllerdir. Halk hekimleri ve ocaklar›n bilgileri de ayn› flekildedir. Yani, bilgifolkloriktir ve atalardan gelmektedir.Di¤erlerine, ‹slâmî T›p, Avrupa tipi fitoterapi,geleneksel t›p sistemleri vb kaynaklardan bilgi bulaflmas› oldu¤u için folklorik bilgisay›lamazlar.

MüzelerAvrupal› araflt›r›c›lar›n Amerika, Afrika, Avusturalya gibi yeni k›talara yapt›kla-

r› bilimsel gezilerden toplad›klar› materyal, müzelerde özel bölümlerde veya özel

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE TÜRK HALK ‹LÂÇLARI

87

müzelerde ve botanik bahçelerinin bu amaç için ayr›lm›fl bölümlerinde teflhir edil-mekte ve araflt›r›c›lar›n yararlanabilmesi sa¤lanmaktad›r.Bunun güzel örneklerindenbiri Londra’da “ Kew Botanic Garden” (Kew Botanik Bahçesi) ‘da bulunan ok zehir-leri, uçucu ya¤lar vb bölümlerin bulundu¤u müzedir. Ok Zehirleri Bölümünde, ok ze-hirlerinin nas›l yap›ld›¤›, hangi bitkilerin kullan›ld›¤› vb bilgiler Afrika ve Amerikayerlilerinden toplanan materyale beraber teflhir edilmektedir.Ayr›ca bu ok zehirlerin-den ç›kar›lan ilâçlar hakk›nda da bilgi verilmektedir.

Japonya’da, Toyama Farmasötik Bilimler Üniversite’sinde Profesör Namba’n›nkurmufl oldu¤u 3 katl› bir müze bulunmaktad›r.Bu müzede, baflta Çin olmak üzereDo¤u Asya ülkelerinden, y›llarca süren araflt›rmalar sonucu, toplanm›fl halk ve ge-leneksel t›p ilâçlar›na ait çok say›da numune, alet vb malzemenin yan›nda bilgi veçok say›da kitap, yay›n bulunmaktad›r.

SONUÇTürk Halk ‹lâçlar› ile ilgili bilgi ve numuneler koleksiyonumuzda saklanmakta-

d›r. Türk Halk Bilimi Araflt›rma ve Uygulama Merkezi bünyesinde “ Halk Bilimi Mü-zesi “ kuruldu¤u takdirde, bu müzede“Halk ‹lâçlar›” bölümüne de yer ayr›lmas›ndayarar görmekteyim.Halk ilâçlar› bölümünün kurulmas›na yard›mc› olman›n yan›nda,Anadolu’dan toplad›¤›m›z numuneleri ve koleksiyonumuzdaki ayr› bask›lar›n foto-kopilerini de vermeye haz›r oldu¤umuzu belirtmek isterim.

KAYNAKLAR1. A Report on Traditional Medicine and Medicinal Plants in Turkey (1986), M.

Tabata, G.Honda, E. Sezik, Faculty of Pharmaceutical Sciences, Kyoto University(1988).

2. Traditional Drugs Used in Turkey, E. Sezik,,Int. Pharmacy Journal, CongressSupplement, CS92 (1990).

3. Traditional Medicine in Turkey I. Folk Medicine in Northeast Anatolia (E. Se-zik, M. Tabata, E. Yeflilada, G. Honda, K. Goto, Y. Ikeshiro) J. of Ethnopharmalogy,35, 191-196 (1991).

4. Present Status of Folk Medicine in Turkey, E. Sezik, Proceedings of the In-ternational

Symposium on Traditional Medicine in Toyoma 92 ‘,169 - 177 (1992).5. Traditional Medicine in Turkey III.Folk Medicine in Kastamonu, E.Sezik ,

M. Zor, E. Yeflilada, J.Crude Drug Reseach 30,11 (1992)6. Traditional Medicine in Turkey IV. Folk Medicine in Mediterranean Region, E.

Yeflilada, G.Honda, E.Sezik, M. Tabata, K.Goto, Y.Ikeshiro, J. of Ethnopharmaco-logy 39,31 - 38 (1993)

7. A Report on Traditional Medicine and Medicinal Plants in Turkey, M.Tabata,G. Honda, E. Sezik, E. Yeflilada, Kyoto Univ., Fac. Pharm. Sciences,Kyoto (1993).

8. Traditional Medicine in Turkey II. Folk Medicine in East Anatolia : Van and Bitlis Provinces, M.Tabata, E. Sezik, G. Honda, E. Yeflilada, H. Fukui, K. Goto,Y.Ikeshiro, Int. J. of Pharmacognosy 32,3 - 12 (1994).

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

88

9. Traditional Medicine in Turkey V. Folk Medicine in Inner Taurus Mountains,,E. Yeflilada, G. Honda, E. Sezik, M. Tabata, T. Fujita, T, Tanaka, Y. Takeda, Y. Ta-kaishi, J. of Ethnopharmacology, 46, 133 - 152 (1995)

10. Traditional Medicine in Turkey VII. Folk Medicine in Middle and West Black Sea Regions, T. Fujita, E. Sezik, M. Tabata, E. Yeflilada, G. Honda, Y. Takeda, T.Tanaka, Y. Takaishi, Economic Botany, 49, 406 - 422 (1995)

11. A Report on Traditional Medicine and Medicinal Plants in Turkey,G. Honda,Y.Takeda,T.Tanaka,Y.Takaishi,E. Sezik,E. Yeflilada,,Fac.of Pharm.Sc. Kyoto Univ. (1996)

12. Traditional Medicine in Turkey VI. Folk Medicine in West Anatolia, G. Hon-da, E. Yeflilada, M. Tabata, E. Sezik, T. Fujita, Y. Takeda, T. Tanaka, Y. Taka-ishi, J. of Etnopharmacology, 53,75 -87 (1996).

13. Traditional Medicine in Turkey VIII.Folk Medicine in East Anatolia ;Erzu-rum, Erzincan, A¤r›,I¤d›r, Kars,Ardahan Provinces,E.Sezik,E.Yeflilada, M.Taba-ta,G.Honda,Y.Takaishi,T.Fujita,T.Tanaka,Y.Takeda, Economic Botany 51,184-200(1997).

14. Phytotherapie in der Türkei, E.Yeflilada,E.Sezik, Zeitescrift für Phytothera-pie 19,132-8 (1998)

15.Traditional Medicine in Turkey IX.Folk Medicine in North-West Anatolia ;Sa-karya,

Kocaeli, Bolu, Zonguldak,Bart›n, Karabük Provinces,E.Yeflilada, E.Sezik,G.Honda, T.Tanaka,Y.Takeda Y.Takaishi, J. of Ethnopharmacology 64,199-206(1999)

16. Uçucu Ya¤ Tafl›yan Türk Halk ‹lâçlar›, E.Sezik, E.Yeflilada, Uçucu Ya¤larEd.:N. K›r›mer,A. Mat,98-131,Eskiflehir (1999).

17. Türkiye’de Bitkilerin Halk ‹lâc› Olarak Kullan›l›fl›,E.Sezik, E. Yeflilada, XI-II.Bitkisel ‹lâç Hammaddeleri Toplant›s› Bildiri Kitab›,103-112(2001)

18. Traditional Medicine in Turkey X. Folk Medicine in Central Anatolia, E.Se-zik E.Yeflilada, G.Honda, Y, Takaishi, Y.Takeda, T. Tanaka, J. of Ethnopharmaco-logy 75, 471- 478 (2001).

19.. A Survey on the Traditional Medicine in Turkey: Semi-Quantitative Evolu-tion of the Results, E.Yeflilada, E.Sezik, Recent Progress im Medicinal Plants, VII.Cilt,Etnomedicine and Pharmacognosy, Edt.V.K.Singh,J.N.Govil,Gurdip Singh, SCITech Publishing LLC, Houston, Texas (2002).

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE TÜRK HALK ‹LÂÇLARI

89

TARIM VE KÖY‹fiLER‹ BAKANLI⁄INDA ELSANATLARI ÇALIfiMALARI VE MÜZELENMES‹

Kaflif SA⁄LAMÖZ

G‹R‹fi:

Halkbilimi ve san’at›n bir kolu olan elsanatlar›nda en güzel tezahürlerini buldu-¤u gibi San’at, tarih boyu insano¤lunun hicranlar›n›, coflkular›n›,hayallerini,hüzünle-rini ve hasretlerini dile getirmifltir. fiiir olur, destan olur, dilden dile gönülden gönüleakarak yaflar.Hal› olur, kilim olur,üzerinde oynan›r. Oyal› bir mendil olur, sevgiylesallanan...

Milletlerin ve meydana getirdikleri medeniyetlerin gücünün, sadece kazand›kla-r› savafl ve fethettikleri co¤rafya ile ölçülemeyece¤i ; o medeniyetlerden kalan san’ateserlerini bilip, anlaman›n da gerekli oldu¤u bilinen bir husustur. Tabii ki, halkbilimive di¤er alanlardaki katk›lar› da...

Anadolu’muz, insano¤lunun en eski yerleflim alanlar›ndand›r ve üzerinde mede-niyetler do¤up-batm›fl, çok çeflitli milletleri ve uygarl›klar› ba¤r›na basm›flt›r. Bun-dan dolay› ülkemizde elsanatlar› hem hammadde hem de motif, desen aç›s›ndançok zengindir. Haliyle elsanatlar›m›z› üreterek yaflat›p, ekonomiye kazand›rmam›z,ayr›ca bu otantik güzellikleri dünyaya gösterip, hem sosyal, hem de kültürel mana-da haketti¤imiz seviyeye gelmemiz için elsanatlar›na gerekli alakay› ciddiyetle gös-termemiz gerekmektedir. Ayr›ca, insan›m›z› do¤duklar› yerde istihdam etmekle, göçve çarp›k flehirleflmenin de önüne geçilmesine hizmet edilecektir.

Bakanl›¤›m›z; bu gerçeklerden yola ç›karak, k›rsal alanda iflsizli¤i önlemek, boflzamanlar› de¤erlendirerek çiftçilerimizin ekonomik yönden kalk›nmas›na yard›mc›olmak ve istihdam sa¤lamak için elsanatlar› çal›flmalar›n›; Elsanatlar› E¤itim mer-kezleri ve Gezici Köy Kurslar› vas›tas› ile yürütmektedir. Bu çal›flmalar ile,maddi im-kanlar› çok k›s›tl› çiftçi çocuklar› olan gençleri, elsanatlar› konular›nda e¤itmenin ya-n›nda; befleri iliflkileri, üretmenin insana sa¤layaca¤› özgüveni, hijyeni ve beslenme-yi, k›sacas› beraber yaflamadaki sevgi ve sayg›y› ö¤retip, örnek bireyler olarak ha-yata haz›rlamaktay›z ki, milli ve manevi de¤erlerin korunmas› ve gelifltirilmesine dekatk›da bulundu¤umuzu düflünüyoruz.

TAR‹H‹ GEL‹fi‹M‹:

El sanatlar›, 1960’l› y›llar›n bafllar›nda Sanayi Bakanl›¤› kurulufl kanununda yeralan, genel bütçe ödeneklerinden Küçük Sanatlar Daire Reisli¤ine tahsis edilen öde-

90

ne¤in, Köyiflleri Bakanl›¤› ile yap›lan protokol ile, köylerde yap›lacak konu ile ilgiliçal›flmalar›n Bakanl›¤›m›za devri ile bize intikal etmifl, 1965 y›l›nda Köyiflleri Bakan-l›¤› bünyesinde Kooperatifler ve El sanatlar› Genel Müdürlü¤ü ad› alt›nda, Genel Mü-dürlük olarak temsil edilen El sanatlar›, bugün Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›n›n Tefl-kilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlü¤ü bünyesinde Daire Baflkanl›¤› olaraktemsil edilmektedir.

AMAÇ :Bakanl›¤›m›z›n kuruluflu ile ilgili 441 say›l› kanun hükmünde kararnamede El-

sanatlar› çal›flmalar› flu flekilde tan›mlanmaktad›r. ”Projeler çerçevesinde köylerdeistihdam imkanlar›n› gelifltirmek amac›yla elsanatlar›n›n gelifltirilmesini, yay›lmas›n›ve tan›t›lmas›n› sa¤lay›c› ve elsanatlar› mamüllerinin pazarlanmas›n› kolaylaflt›r›c›tedbirleri almak, bu konuda taflra teflkilat›na yard›mc› olmakt›r”.

Önceki kanunlarda da,ayn› görevler Bakanl›¤›m›za verilmifl, çeflitli dönemlerdeyap›lan reorganizasyon neticesinde görevin esas› ve çal›flma sistemi hiç de¤iflme-mifltir.

Bakanl›¤›m›z elsanatlar› çal›flmalar›, uzun y›llar boyu genel bütçenin yat›r›mödeneklerinden al›nan ve “El sanatlar› Fonu”dedi¤imiz ödenekten karfl›lanm›fl, 2000y›l› sonu itibariyle fonlar›n kald›r›lmas›yla da, yine genel bütçeden kanunun ifadesi-ne uygun olarak 5 proje karfl›l›¤› bu ödenek Bakanl›¤›m›za verilmektedir.

Bunlar : 1- Elsanatlar› E¤itim Merkezleri Faaliyetleri,2- Elsanatlar› Gezici Köy Kurslar› çal›flmalar›,3- Pazar ‹mkanlar›na Göre Elsanatlar› Ürünlerinin Yönlendirilmesi,4- Elsanatlar› Modelleri Üretim-Araç ve Gereçleri Al›mlar›n›n Yap›m› ve Da¤›t›-

m›,5- Elsanatlar› E¤itim Merkezleri ‹dare ve Yenilenmesi;

projeleridir.Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yap›s› içinde köy elsanatlar›n›n eskiden

beri önemi büyüktür. ‹nsan›m›z›n yap›s›na uygun olmas› dolay›s›yla ülkenin ekono-mik ve sosyal hayat› üzerindeki olumlu etkileri flöyle s›ralanabilir:

a) Köy elsanatlar› bir gelir sa¤lad›¤›ndan çiftçi ailesinin hayat düzeyini yüksel-tir.

b) Bofl zamanlar›n› ve ifl gücünü de¤erlendirir.c) Yöredeki hammaddeyi ve tar›msal baz› hammadeleri de¤erlendirir.d) Tar›msal ve Endüstriyel art›klar› de¤erlendirir.e) ‹flsizli¤in çözüme yard›mc› olur. f) Do¤al afet zararlar›n› k›smen de olsa önler.g) Gelenek ve göreneklerimizi yaflat›r.h) Turizme katk› sa¤lar.i) Toplumdaki sosyal dayan›flmay› art›r›r. Ve bütün bunlar, büyük sabit yat›r›m ve tesis sermayesi gerekmeden yap›labil-

mektedir.

TARIM VE KÖY‹fiLER‹ BAKANLI⁄INDA ELSANATLARI ÇALIfiMALARI VE MÜZELENMES‹

91

ÇALIfiMALAR:

Köylerde gizli iflsizli¤i önleyerek, çiftçimizin ekonomik kalk›nmas›na yard›meden el sanatlar›n› gelifltirmek maksad›yla Bakanl›¤›m›zca yap›lan çal›flmalar ara-s›nda önemli yer tutan El sanatlar› E¤itim Hizmetleri, El sanatlar› E¤itim Merkezlerive Gezici Köy Kurslar› kanal› ile olmak üzere iki flekilde yap›lmaktad›r.

1-Elsanatlar› E¤itim MerkezleriElaz›¤, Bilecik, Kastamonu, Mufl, Sivas,Mersin (Silifke) ve Düzce’ de olmak

üzere yurdumuzun muhtelif yerlerine da¤›lm›fl 7 elsanatlar› e¤itim merkezimiz bu-lunmaktad›r. Bu e¤itim merkezlerimizde hal›, kilim, a¤aç ve tafl iflleri konular›nda 8ay süre ile iafle ve ibateleri devletçe karfl›lanmak suretiyle 14-20 yafl aras›nda köy-lerden gelen k›z ve erkek çocuklar e¤itilmektedir.

E¤itim Merkezlerimizde e¤itimini baflar›yla tamamlayan ö¤rencilere 2. kademee¤itimi verilmesine de devam edilmektedir..

Sivas ilinde tekstil alan›nda son y›llarda büyük bir geliflme kaydedilmifltir. Busebeple, geliflmekte olan sektöre ara eleman yetifltirmek amac›yla, Sivas El sanat-lar› E¤itim Merkezinde faaliyette olan hal› ve kilim konular›na ek olarak konfeksiyonbölümü aç›lm›fl olup, 2000-2001 e¤itim ö¤retim döneminde e¤itime bafllanm›fl-t›r.2002 y›l›nda mezun olan 46 ö¤renciden isteyenler Sivas ilindeki tekstil ma¤aza-lar›nda ifle bafllam›flt›r.

Elaz›¤ Elsanatlar› E¤itim Merkezi Müdürlü¤ünde, yöredeki mermer yataklar› vemermerin çeflitlili¤i dikkate al›narak hal› ve kilim konusu yan›nda a¤aç ve tafl iflle-me bölümleri aç›lm›flt›r. Merkezimizden mezun olan kursiyerlerimiz mermer ocakla-r› ve mermer iflleme atölyelerinde istihdam edilmektedir.

Mersin-Silifke Atatürk Kooperatifçilik ve Elsanatlar› E¤itim Merkezi Müdürlü¤ü-müzde unutulmaya yüz tutmufl do¤al boyamac›l›kla ilgili laboratuar,ipek ifllemecili-¤i entegre tesisleri ve turistik bölge olmas› sebebi ile geleneksel bez dokumac›l›¤›bafllat›lm›fl olup,ürünlerin pazarlamas› kolayca sa¤lanm›flt›r. Bu e¤itim merkezimiz-de hal› ve kilim dokumac›l›¤›na ilaveten, erkek ö¤renciler için a¤aç ve tafl ifllemeci-li¤i bölümleri de faaliyete geçirilmifltir.

Düzce Kooperatifçilik ve Elsanatlar› E¤itim Merkezimizde ise, deprem sonras›yaralar sar›lm›fl, y›k›lan çat›lar onar›lm›fl ve a¤aç–tafl ifllemecili¤i yan›nda gümüfl ifl-lemecili¤i, makrome bölümleri de aç›lm›flt›r.

Elsanatlar›m›z konusunda araflt›rma yap›lmas› amac›yla 1989’da araflt›rma ça-l›flmalar› bafllat›lm›fl ve bu maksatla Kastamonu Elsanatlar› E¤itim Merkezi, Araflt›r-ma Enstitüsüne dönüfltürülmüfltür. Nitekim, bu çal›flmalar, Valili¤in de katk›lar› ilek›sa zamanda meyvelerini vermifl, elsanatlar›, adeta Kastamonu iline damgas›n›vurmufltur.

2001-2002 ö¤retim y›l›nda 534 ö¤renci mezun olmufl, 2002-2003 dönemindeise 538 kursiyer ö¤renime bafllam›flt›r. E¤itim Merkezlerimiz 320’si k›z, 350’si erkekolmak üzere 670 ö¤renci kapasitelidir. Bu e¤itim merkezlerimizden 1965 y›l›ndanbugüne kadar 17.655 kifli mezun olmufltur.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

92

2-Gezici Köy Kurslar›3 ay temel, 3 ay tekamül olmak üzere 6 ay süreli bu kurslar›m›z hal›, kilim, bat-

taniye konular›nda il müdürlüklerimiz taraf›ndan aç›lmaktad›r. Gezici Köy Kursu ola-rak bugüne kadar açt›¤›m›z 5.832 kurstan 104.638 kursiyer mezun olmufltur.

El sanatlar› konusunda e¤itilen ve sanat sahibi yap›lan kifliler, e¤itim gördükle-ri konularda üretim yapmalar›, ö¤rendikleri sanat› devam ettirmeleri maksad›yla tez-gah ve desen yönünden desteklenmektedirler. Bakanl›¤›m›zca orijinallerine sad›kkal›narak üretti¤imiz hal›, kilim desenleri düflük fiyatlardan e¤itti¤imiz kiflilere veril-mektedir. Bu güne kadar 18.641 tezgah ve 38.670 hal› ve kilim deseni da¤›t›lm›flt›r.

Mali, teknik ve e¤itim yönünden destekledi¤imiz ve hizmet götürdü¤ümüz ko-operatifler ile gezici köy kurslar›ndan mezun olan kursiyerler taraf›ndan üretilen el-sanatlar› mamullerinin iç ve d›fl pazarlarda tan›t›lmas›, sat›fl imkan› sa¤lanmas›maksad›yla yurtiçinde ve d›fl›nda sergiler aç›lmakta, di¤er kurulufllarca aç›lan sergive fuarlara ifltirak edilmektedir.

Di¤er taraftan, gezici köy kurslar›nda ve elsanatlar› e¤itim merkezlerimizde üre-tilen mamuller ile Bakanl›¤›m›z›n desteklemifl oldu¤u kooperatiflerin ürettikleri elsa-natlar› ürünleri Genel Müdürlü¤ümüz zemin kat›nda aç›lan bir sat›fl ma¤azas› ile 7Elsanatlar› E¤itim Merkezinde sat›fl› yap›lmaktad›r.

ÇALIfiMA KONULARIMIZ:

1- Kirkitli El Dokumalar›a) Hal›c›l›kb) Kilimcilik

2-Mekikli Yöresel El Dokumalar›a) Siirt Battaniyesib) Yöresel Bez Dokumac›l›¤›

3- ‹pek ‹fllemecili¤i4- Do¤al Bitkilerle Boyama5- Dikifl,Nak›fl,‹¤ne Oyas›6- Makrome7- A¤aç ‹fllemecili¤i8- Yakma-Boyama9- Tafl ‹fllemecili¤i

a) Mermer ‹fllemecili¤ib) K›ymetli ve Yar› K›ymetli Süs Tafllar› ‹fllemecili¤i

10- Gümüfl ‹fllemecili¤i

PROBLEMLER VE ÇÖZÜM ÖNER‹LER‹:

Her fleyden önce, el sanatlar› hizmetleri bütün bakanl›¤›n tabi oldu¤u 441 say›-l› kanun hükmünde kararnameye ba¤l› olarak yürütülmektedir. Fonlar›n kald›r›lma-s›yla elsanatlar› faaliyetleri aksamakta, genel bütçe içerisinde tasarrufa teflvikte ilk

TARIM VE KÖY‹fiLER‹ BAKANLI⁄INDA ELSANATLARI ÇALIfiMALARI VE MÜZELENMES‹

93

akla gelen yer olmas›ndan yeterli kaynak ayr›lamamaktad›r. Nitekim, 7 adet Elsa-natlar› e¤itim merkezi ve yüze yak›n gezici köy kurslar› için 2002 mali y›l›nda 1 tril-yon 400 milyar TL.olan toplam bütçemiz, 2003 mali y›l›nda da, 1 trilyon 750 milyarile s›n›rl›d›r. Sa¤l›kl› bir hukuki temele dayanmad›¤› gibi, yat›l› olarak okuyan kursi-yerlerimizin iafle ve ibatelerin karfl›lanmas›nda zorluklar ç›kmakta, yayg›n e¤itimkapsam›nda bulunmam›zdan dolay› da, statü aç›s›ndan s›k›nt›lar yaflanmaktad›r.Yetiflmifl ö¤reticilerimiz ö¤retmen hüviyetinde olmad›¤›ndan, ço¤u zaman ek dersücreti ile çal›flt›r›labilmekte, böyle olunca da sigorta kapsam› d›fl›nda kalmaktad›r-lar. Kursiyerlerimiz de ö¤renci statüsünde olmad›¤›ndan sa¤l›k hizmeti alamamak-ta, makinalar ile çal›flan ö¤retici ve kursiyerlerin bir ifl kazas› sonras›nda sosyal gü-vencesi bulunmamaktad›r. Ayr›ca, e¤itim merkezlerimiz teknik ve e¤itim yönündenbaflkanl›¤›m›za, idari ve mali yönden il müdürlüklerine ba¤l›d›r ki, bu durumda pro-sedürün uzamas›,bürokratik ifllemlerin zaman›nda gerçekleflmemesi sebebiyle yete-rince verimli olunamamaktad›r.

Çözüm önerilerinde ise, öncelikle elsanatlar› faaliyetlerinin da¤›n›kl›¤›n›n gide-rilmesi gerekmektedir.Alt› ayr› bakanl›kta (Tar›m, Kültür, Milli E¤itim, Adalet, Sana-yi ve Turizm) sürdürülen elsanatlar› faaliyetlerinin tek bakanl›k çat›s› alt›nda toplan-mas› zarurettir. Devletin k›t kaynaklar›n› heba etmeden güçlü bir yap›ya kavuflturul-mal› ve ‹talya’n›n ayakkab›da, ‹sviçre’nin saatte sa¤lad›¤› baflar›n›n, Türkiye’de el-sanatlar›nda yakalanabilece¤i gerçe¤i unutulmamal›d›r. Ayr›ca, elsanatlar›n› yayg›ne¤itimden kurtarmadan problemlerin afl›lamayaca¤› görülmektedir.E¤itim Merkez-lerinin, acilen Elsanatlar› Meslek Lisesine dönüfltürülmesi gerekmektedir. Örgün e¤i-tim bünyesine kat›lan bu liseler sayesinde müzecilik konusunda ciddi ad›mlar atmakda mümkün olabilecektir.

DE⁄ERLEND‹RMELER:

Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› 1970‘li y›llarda ortaya koydu¤u projelerle Türk El-sanatlar›na önem vermifltir. Türkiye k›rsal›nda yaflayan, insanlar›m›z k›t gelir kay-naklar› ile geçimlerini sa¤lamak durumundad›r. Ülkemizde f›rsatlar;k›rsalda yaflayaninsanlar›m›z›n hep aleyhine geliflmifl bulunmaktad›r. ‹flte bu zemindeki ihtiyaçlar ül-ke kaynaklar›n›n, bilginin ve tekni¤in buralara aktar›lmas›n› gerekli k›lm›flt›r. Tar›mve Köyiflleri Bakanl›¤› büyük flehirden ülkemizin en ücra köflesindeki en küçük ilçe-sine kadar teflkilatlanm›fl bulunmaktad›r. Böylesine yayg›n bir teflkilatlanma ülke ta-r›m›n› dünden bugüne getirmifltir. Y›llar içerisinde göçün ar›t›fl› ya da minimuma ini-fli Tar›m Bakanl›¤›n›n baflar›l› çal›flmalar›yla yak›ndan ilgili olmufltur. K›rsalda, köy-de yaflayan çiftçilerimizin bulundu¤u bölgede göç etmeden yaflamas›n› devam ettir-meyi baflarmak, devletin asli görevlerinin bafl›ndad›r. ‹flte göçün önlemesi noktas›n-daki baflar›n›n büyüklü¤ü, ülkenin vatandafl›na sahip ç›kmadaki gayretidir. Göç ol-gusunda baflar›y› yakalamak için ülkenin bütün noktalar›nda etkili ve isabetli proje-lerin uygulanmas› zorunludur. Tar›m Bakanl›¤› bu gerçekten hareketle köylerde-k›r-salda El sanatlar›n›n araflt›r›lmas› ve gelifltirilmesi projelerini bafllatm›flt›r.

El sanatlar› e¤itim ve üretim çal›flmalar›, 1965 y›l›ndan beri,y›llar›n özelliklerine

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

94

göre günümüze kadar süre gelmifl bulunmaktad›r. Di¤er tar›msal faaliyetlerin ve hiz-metlerin yan›nda Türkiye’nin bütün ‹lleri ve ‹llerin ‹lçeleri vas›tas›yla elsanatlar› ça-l›flmalar› en ücra köylere kadar uzanm›flt›r.Tar›m ‹l Müdürlükleri kanal›yla yürütülenbu çal›flmalar›n yan›nda, Bakanl›k ayr›ca Türkiye’nin de¤iflik bölgelerinde 7 (yedi)adet El sanatlar› E¤itim Merkezi kurmufltur. Paras›z yat›l› olarak hizmet veren buE¤itim Merkezleri, f›rsat eflitsizli¤i nedeniyle okula devam etme imkan› bulamayançiftçi (k›rsal) çocuklar›n›n ve gençlerinin göçlerini önlemeyi hedef tutarak yöresindeköyünde bir el sanat› faaliyeti ile geçimini sa¤lamas›n› amaçlam›flt›r. E¤itim Merkez-lerimiz yedi bölgeye yay›lm›fl durumdad›r ve her merkez kendi yöresindeki elsanat-lar› kültürünü araflt›r›p inceleyerek o yörede yüzy›llar boyunca devam ede gelen el-sanatlar› türlerini, çeflitlerini ve kültürünü ortaya ç›kararak o yörede bu elsanatlar›-n›n günün ihtiyaçlar›na göre ve üretime ne flekilde dahil edilebilece¤i ve neticedeekonomiye nas›l kat›labilece¤inin, plan ve uygulamalar› üzerinde durmufltur.

Y›llar içinde çok büyük çal›flmalara imza at›lm›flt›r. Bu flekildeki planl› ve prog-raml› çal›flmalar neticesinde bugün gelinen nokta çok önemlidir. Bu sayede yüzy›l-lar boyunca atalar›m›z›n tarihin derinlikleri içersinde binlerce y›ld›r gelifltirerek günü-müze kadar getirdikleri bir çok elsanatlar› çal›flmalar›, bugün ça¤›n flartlar›na uygunolarak yeniden ele al›nm›fl,bunlar günümüzde kültürel ve ekonomik olarak nas›lgüncellefltirilerek ve fonksiyonel hale getirilerek istihdamla neticelendirilebilir ? so-rusuna cevap verebilmek gayesiyle çal›flmalar yap›lm›flt›r. Gerçekten de Mufl’tan,Bilecik’e kadar Elsanatlar› E¤itim Merkezi faaliyetleri y›llar boyunca önemli hedefleryakalam›flt›r. Anadolu Türkmenlerinin as›rlar boyunca hal›ya, kilime bugüne kadargetirdi¤i binlerce desen ve motif bugün Ülkemizin bir çok köflesinde Elsanatlar› E¤i-tim Merkezlerinden mezun ustalar›n istihdam kayna¤› olmufltur. Geliflerek istihdamkayna¤›na dönüflen ürünler tabi ki insanlar›n yo¤un talep ettikleri ve sat›n ald›klar›elsanatlar› ürünleridir. ‹flte bu flekilde Tarih ve Kültürü bir araya getirerek üreten, is-tihdam gelifltiren ve netice de ekonomik aktivitenin yakalanmas› mükemmel bir ne-ticedir. Bu netice, Bakanl›¤›m›z›n deste¤iyle Elsanatlar› E¤itim Merkezlerinin yo¤unçal›flmalar›yla yakalanm›flt›r.

ELSANATLARININ MÜZELENMES‹ :

Kastamonu ‹linde 1976 y›l›nda kurulan El sanatlar› Araflt›rma Enstitüsü Müdür-lü¤ü kuruluflundan bu güne elsanatlar›n›n geliflimi noktas›nda bölgesinde önemli birfonksiyon icra etmifltir. Geçmiflten günümüze kadar Kastamonu ve yöresi sanayidennasibini alamam›flt›r,ama elsanatlar›n›n bu gün geldi¤i nokta çok önemlidir.Yöredeekonomiye kat›labilecek ve bugünkü sempozyumun amac›na uygun geçmiflten gü-nümüze tafl›nan “müze” de¤erinde ve anlam›nda el sanat› çeflitlerinden bir ço¤unuaraflt›rm›flt›r. Bunlardan birkaç› ele al›narak e¤itime al›nm›fl ve arkas›ndan üretilerektan›t›m› yap›lm›flt›r. Bugün ortaya ç›kar›larak üretim al›nan bu elsanatlar›, ‹limizinbafll›ca ekonomik girdi kaynaklar›ndan olmufltur. Dün müzelik de¤ere haizolan”Kastamonu el dokumalar›”çok yo¤un çal›flmalarla köy köy araflt›r›larak bugün200 tezgahl›k ekonomik aktiviteye ulaflm›flt›r. Bundan sonraki hedef 1000 tezgaha

TARIM VE KÖY‹fiLER‹ BAKANLI⁄INDA ELSANATLARI ÇALIfiMALARI VE MÜZELENMES‹

95

ulaflmakt›r. Projeye önce araflt›rma hedefinden girilmifl, sonra e¤itim yap›lm›fl, oriji-nal desenler yozlaflt›r›lmadan üretime geçilmifltir. Kastamonu’da el dokumalar›n›n600 y›ll›k geçmifli müzelenme için uygundur. Bu amaçla Kastamonu Valili¤ince birkonak sat›n al›narak buras› restore edilmeye bafllan›lm›flt›r. ”Ellezler Kona¤›” ad›n-daki bu konak bitirildi¤inde Kastamonu El dokumalar› müzesi haline getirilecek veburada geçmifl tarihin derinliklerinden bu yana birikim yapan Kastamonu El doku-ma örnekleri sergilenecektir. El dokumalar› de¤erlerin, bugün yozlaflt›r›lmadan vedesenlere bire bir uyarak üretime al›nmak suretiyle pazara sunulmas› çal›flmalar›çok önemlidir.

Ahflap ve tafl oymac›l›¤› Kastamonu yöresinde Selçuklular öncesine dayan›r.Bugün Türkistan’daki Ahflap ve Tafl oyma örneklerinin bir ço¤una Kastamonu darastlamak mümkündür.Tafl ve a¤açta (ahflapta)ustaca uygulanan bu sanat harika-lar› da, t›pk› el dokumalar›nda oldu¤u gibi,bugün yörede hayat bulmufltur. Yöredekie¤itim merkezimizde her y›l 80-100 adet ö¤renci e¤itim görerek mezun olmaktad›r.Atölyeler kurulmas› suretiyle oluflturulan alt yap› bugün ilde istihdam kayna¤›n›oluflturmaktad›r.Bu y›l tafl oymac›l›¤› e¤itim atölyesi faaliyete geçmifltir.Bu iki atöl-ye yöredeki elsanatlar›n›n hayat damar›d›r. Çünkü atölye kal›c›l›k demektir,devam-l›l›k demektir.

Bu atölyeler ve arkas›nda da özel sektörün kurdu¤u atölyeler ileriye do¤ru umutvaat etmektedir.T›pk› el dokumalar›nda oldu¤u gibi ahflap ve tafl oymac›l›¤›n›n dageçmifl örneklerinin müzelenmesi için mevcut bir gayret vard›r. Bu konuda neler ya-p›labilirin planlar› yap›lmaktad›r. Müzeleflmeye mekan olarak (Kastamonu Elsnatla-r› Kona¤›) düflünülmektedir. Kastamonu bir tarih ve kültür flehridir ve bu özelli¤iylebir aç›k hava müzesidir. Yörede zengin tarihi konaklar ve tafl yap›lar mevcuttur.

Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›n›n bu ‹ldeki Elsanatlar› Müdürlü¤ü tarihi mirasasahip ç›kma noktas›nda kendini görevli saym›flt›r ve konunun sahibidir. KastamonuValili¤i 5 y›ld›r bu tarih ve kültür varl›klar›na el atm›flt›r. Bu konuda yap›lan çal›flma-lar çok kapasitelidir. Bugün art›k Kastamonu bu çal›flmalar›n bir flantiyesi haline gel-mifltir. Valilikle beraber Kastamonu Belediyesinin de bu konudaki duyarl›l›¤› ileri saf-hadad›r. Belediye’de kendi alan›nda konuya girmek suretiyle ‹lde gerçek anlamdatarih ve kültür miras›na sahip ç›kma ve bunu gelecek nesillere aktarma nihayet tu-rizme ve dahas› ekonomiye katma çabalar› sonuç verme noktas›ndad›r. KastamonuValili¤inin öncülü¤ünde kurulan ve içerisinde Elsanatlar› Müdürlümüzün de aktif rolald›¤› “ Mimar Vedat Tek An› Sanat ve Restorasyon Merkezi” yukar›da bahsedilençal›flmalar›n içerisinde yer almaktad›r.

Bu yo¤un çal›flmalar Kastamonu’nun gelece¤ini kurtaracakt›r. Bu gelecek git-gide artan turizm potansiyeli ile ilin ekonomik kaynaklar›ndaki rahatlamayla kendi-ni gösterecektir. Zaten bu iki olgu birbirinin devam›d›r. Yöre, ekoturizm için çok uy-gun bir mekand›r.Son y›llarda yayg›nlaflan ekoturizm anlay›fl› bu yöre için oldukçacaziptir.Yukar›da bahsedildi¤i üzere Kastamonu ilinin bir canl› tarih ve kültür müze-sini and›rmas› ve ayr›ca kuzeydeki Ilgaz da¤lar›ndan Karadeniz’e kadar olan mesa-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

96

fede harika bir ekolojik yap›n›n bulunuflu ekoturizm için bulunmaz bir mekan olufl-turmaktad›r.

Bakanl›¤›m›z bünyesindeki Elsanatlar› E¤itim Merkezlerinden bahsederken bukonuda nadide bir yeri olan Kastamonu Araflt›rma Enstitümüzden bahsetmemekmümkün olmad›¤› gibi, Kastamonu valimiz Say›n Enis YETER’den bahsetmemek demümkün olmaz. Çünkü Kastamonu Valili¤inin teflvik ve destekleri teflekkürle geçifl-tirilemeyecek büyüklükte olmufltur.

Sempozyumumuzun ana konusu olan, camekan müzecili¤inden uygulamal›müzecili¤e geçiflte tipik bir örnek olan Restorasyon Merkezi, Valili¤in önemli bir ese-ri olmufl, biz de buraya katk›da bulunmaktan onur duymufluzdur. Halende, Araflt›r-ma Enstitümüzün Müdürü Say›n Basri YAVUZ, Valilik Görevlendirmesi ile buradaki3 kiflilik Yönetim Kurulunun bir üyesidir.

Kastamonu tarihi konaklar›n›n günümüze aktar›lmas›na önemli bir örnek teflkileden El Sanatlar› Araflt›rma Enstitümüz bünyesindeki “Kastamonu El Sanatlar› Tefl-hir Merkezi” nin yap›m› için gerekli kayna¤›n tamam›n› Valilik karfl›lam›flt›r.

Ocak ay› itibariyle hemen faaliyete geçecek olan, tafl iflleme atölyesi de, Arafl-t›rma Enstitümüz bünyesinde kurulmufl, makinalar› yerleflmek üzeredir. Tafl ifllemebölümünü bize kazand›racak olan bu bina ve makinalar›n maddi kayna¤› olan 110milyar TL.’ n› da yine Kastamonu Valili¤i karfl›lam›flt›r. Çok önemsedi¤imiz bu tafliflleme atölyesi, Aç›k hava müzecili¤inde büyük bir fonksiyon icra edecektir.

‹flte yörenin bu zengin cezbedici ekolojik flartlar›, tarihi ve kültürel de¤erleri in-sanlar› buraya çekmek için iyi bir avantajd›r. ‹nsanlar yöreye geldiklerinde zengin vecezbedici elsanatlar› çarfl›lar›n› ve müzelerini gezip görmek isteyeceklerdir. Bu ne-denle ileriye dönük projeler bu noktada gelifltirildi¤inde hem yörenin gelece¤i kurtu-lacak ve hem de konumuza bafll›k teflkil eden ve son derece öneme haiz bir kültürve tarih sorumlulu¤unun gere¤i yerine getirilmifl olacakt›r.

SONUÇ :

El eme¤i, göz nuru, sab›r ve al›nteriyle yo¤rulmufl, muhteflem geçmiflimizdengelen ve hayal etti¤imiz daha muhteflem bir istikbale aktar›lmas› zaruri olan EL SA-NATLARI’n›n yaflat›lmas› ve gelifltirilmesi için her kurum ve kifli, vicdani sorumlulukhissetmelidir.

Sayg›lar›mla...

TARIM VE KÖY‹fiLER‹ BAKANLI⁄INDA ELSANATLARI ÇALIfiMALARI VE MÜZELENMES‹

97

FOLKLORDA ÜÇÜNCÜ BOYUT MESELES‹ VE AVUSTRALYA KOALALARI ÖRNE⁄‹

Ruhi ERSOY

Bilindi¤i gibi folklor araflt›rmalar›; derleme, s›n›fland›rma, inceleme de¤erlendir-me ve uygulama gibi safhalarla gerçekleflir. Biz bu çal›flmada folklorun uygulamasafhas› ile ilgili bölümünün ne anlam ifade etti¤i ve ne ifle yarad›¤› gibi konular üze-rinde duraca¤›z. Ayr›ca küreselleflip bir köy haline gelme yolunda olan dünyada, sözkonusu bu uygulamay› yapan bir ülkeden yola ç›karak ve baz› örneklerle birlikte,Türk Kültürü, kendi ulusal kal›t›n›n küreselleflmesi ile ilgili neler yapabilir sorusunuele al›p tart›flmaya çal›flaca¤›z. (O¤uz 2001a : 5-9)

Folklorda üçüncü boyuttan maksat, folklor mahsulü olan pek çok ürünün gün-lük hayata sokulabilmesi ve bu ürünlerin; sosyal yap›y› tan›mada, sanayi ve tekno-lojiden do¤an yeni hayat›n getirdi¤i problemleri çözümlemede, kitleler aras›nda ile-tiflimi ve dayan›flmay› gelifltirmede, kimli¤imizi yeni ihtiyaçlara göre asl›n› kaybet-meden oluflturmada, kalk›nma hamlemize h›z kazand›rmada, sanayinin bütün dalla-r›nda orijinal sentezlerden do¤acak mallar üretmede, modalar gelifltirmede, iç ve d›flpazarlamada, e¤itim ve e¤lence hayat›m›zda folklor ürünlerinden ve bu ürünler üze-rine yap›lm›fl araflt›rmalardan istifade etme düflüncesidir. Geliflmifl ülkeler sadecepazarlama için de¤il di¤er stratejik konular›n anlafl›lmas›nda, hedef seçilen ülkeyenüfuz etme konusunda kendi kültürünü yaymada hedef ülkenin insanlar›yla sa¤l›kl›iletiflimler kurmada folklor ürünlerinden genifl ölçüde yararlanmaktad›rlar (Y›ld›r›m1998: 76-80; Ero¤lu 1991: 36-38 ). Söz konusu olan bu geliflmifl ülkelerde folklordisiplini insanl›¤›n hayat›n› kolaylaflt›rma, toplumsal düzeni sa¤lama ve o toplumunkendine ait de¤er yarg›lar› etraf›nda yaflam›n› sürdürmesi için kolektif bilinç afl›lamagibi ifllevler üstlenmenin yan› s›ra, halkbilimsel yaklafl›m›n ticari iliflkilere katk›s›n-dan bu iliflkinin medyada kullan›m›na kadar pek çok olguyu uygulamaya koyma ifli-ni üstlenmektedir.(Öcal 2000 ; Aygün Cengiz 1999; Özdemir 2001) Mesela bir böl-geye yat›r›m yapmadan önce o bölge üzerinde yap›lan sosyo-kültürel doku analiziile folklor verilerinden faydalanarak kurulacak olan tesisin veya herhangi bir yat›r›-m›n yöre insan›n› nas›l etkileyece¤i veya o yörenin insan kaynaklar›ndan nas›l isti-fade edece¤i gibi konular öncelikli olarak araflt›r›l›r ve sonuç raporlar›na göre gerek-li ifllemler bafllat›l›r. (O¤uz 2001b: 46-50) Türkiye ölçe¤inde ise bu kavramlar tamolarak henüz anlafl›lmam›flt›r. En basit örne¤i ise Keban Baraj Gölü yat›r›m›nda yö-

98

re insan›n›n sosyal dokusu ve yaflama biçimi göz önüne al›nmadan, evleri baraj gö-lü içerisinde kalan vatandafllar› baflka bir yörede apartman tarz›nda infla edilmifl ko-operatif evlerinde oturtma yanl›fll›¤›d›r. Yanl›fll›k diyoruz, çünkü bu insanlar bu da-irelerin balkonlar›nda tavuk beslemifller ve apartman bahçesinde de ineklerini bes-lemeye kalk›flm›fllard›r.

Ancak günümüzde Türkiye’de de olumlu geliflmeler yer yer kendini göstermek-tedir. Baflbakanl›k toplu konut idaresinde Türk sosyo-kültürel dokusuna uygun Türktipi ev tasar›mlar›n›n tart›flma konusu yap›lmas› bu geliflmelerden birisidir. Çünküça¤dafllaflmay› bat›l›laflma olarak anlayan zihniyet Bat› tarz› mimariyi Türkiye ölçe-¤ine uyarlamadan aktarma yanl›fll›¤›na düflmüfltür. Oysa yap›lmas› gereken gele-neksel Türk yaflama biçimi göz önünde bulundurularak Türk evinin yap›sal ve ifllev-sel olarak tüm fonksiyonlar›n›n belirlenmesi, ayn› zamanda, ça¤dafl tasar›m ve mal-zemelerle yeni bir terkip olarak infla edilmesidir. Di¤er taraftan söz konusu olan buuygulama Bat› ölçe¤inde bütün tasar›mlar için uygulanmakta, hatta Bat›l› yat›r›mc›-lar Türkiye’de kurmay› düflündükleri tesisleri infla etmeden önce de bu araflt›rmay›yapt›rmaktad›rlar. Bunlardan bir tanesi 1 Temmuz 2001 tarihli Milliyet gazetesinde[dünyan›n en ünlü mimar ve tasar›mc›s› Philippe Starck önce ‹stanbul’da bir otel ya-ratacak, ard›ndan da güneyde çok özel bir tatil köyü] bafll›kl› haberde yer alm›flt›r.Haberin gerisinde ise bu otelin ve tatil köyünün hizmet verece¤i hedef kitlenin sos-yo- kültürel doku unsuru olan zevk anlay›fllar›ndan hobilerine, dini inan›fllar›ndan ai-le anlay›fllar›na ve hatta bat›l inançlar›na kadar bir alan araflt›rmas› yap›lmas› gerek-ti¤i tasar›mc›n›n istekleri olarak bildirilmifltir.

Folklorda üçüncü boyutla ilgili di¤er bir husus ise ulusal kal›t verileri do¤rultu-sunda kolektif bilinç oluflturma ve toplumun yaflam›n› kendi de¤er yarg›lar› ile sür-dürebilmesini sa¤lama meselesidir (O¤uz 2001a ; Bostanc› 1999).

Bilindi¤i gibi içerisinde yaflad›¤›m›z günler küreselleflme kavram› ile dünyan›ntek tipe dönüfltürülme çabas›nda olundu¤u günlerdir. Belki ekonomi ve teknolojidedünya ile bütünleflme kaç›n›lmaz ama güçlü olan›n kendi yerel kültürünü evrensel-lefltirme mücadelesinde de oldu¤unu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ayr›cason dönemlerde dünyay› saran ve tamam› bat› dini ve milli mitlerin kökeninden kay-naklanan “özel gün” uygulamalar›n›n da yine kapitalist sermayenin tüketim toplum-lar› yaratma çabalar›n›n ürünü oldu¤unu görmemiz mümkündür (Çetin 1991:35;O¤uz 2002a:5-9). ‹flte bu ba¤lamda biz kendi yerel yani milli olan mitlerimizin yok-sullaflt›¤›n› ve bunlar›n yerini yabanc› mitlerin ald›¤›n› görüyoruz.

Biz, Türk milleti olarak neden kendi mit kaynakl› günlerimizi ortaya ç›kar›p ürünolarak sunmayal›m ve kendi folklorumuzu ça¤dafl kültürümüzün flekillendirilmesin-de veri taban› olarak de¤erlendirmeyelim (Y›ld›r›m 1998: 76-80). Öcal O¤uz’unönerisinde oldu¤u gibi neden Ren Geyikli Noel Baba’n›n yerini Boz Atl› H›z›r alma-s›n? (O¤uz 2000:117-128).

Türk halk felsefesinin ürünü olan pek çok olgular› günümüz sorunlar›n›n çözü-münde kullanabilmeliyiz (Çobano¤lu 2000:12). Zaman›n de¤iflimi, dönüflümü ile

FOLKLORDA ÜÇÜNCÜ BOYUT MESELES‹ VE AVUSTRALYA KOALALARI ÖRNE⁄‹

99

halk bilimi kavram› da tan›m›n› de¤ifltirip dönüfltürmektedir. 19. Yüzy›ldaki halkabak›flla 20. yüzy›ldaki halka bak›fl çok farkl›d›r (Ekici 2000:2; Çobano¤lu 2001). Te-kamüle u¤rayan hem halkt›r hem de bak›fl aç›s›d›r. ‹flte bu ba¤lamda her dönemdeyeni bir terkibe u¤rayan halk, bu terkip do¤rultusunda yeni yeni folklor mahsulü üre-tecektir (Dan›fl, 1998 : 84). Zira halk inanc› merkezli olan nazara, fevkalade bir bon-cuk yap›p nazar boncu¤unu ve nazarl›klar› piyasaya sürdük. Bölgesel k›yafetleri giy-dirip minyatür bebekler de yapt›k. ‹flte bu yapt›klar›m›za ilave olarak “Baflka neleryapabiliriz?”i tart›flan ve üreten bir bak›fl aç›s›na ve bunu destekleyen zihniyetlere ih-tiyac›m›z var. Mesela Nevruz Bayram› kutlamalar›nda Nevruz çiçe¤imizi hediyelefl-me kültürümüze yeni bir ürün olarak kazand›rsak, 21 Mart tarihinde çiçekçi piyasa-s›nda “Nevruz Çiçe¤i” yer alsa, ne kadar iyi olur.1 Di¤er taraftan efsane ve mitleri-mizin insanlar üzerinde b›rakaca¤› etkileri göz önünde bulundurarak baz› mekanla-r›n tan›t›m› ve bu mekanlara turizm aç›s›ndan ilginin çekilmesi sa¤lanabilir. Bunlar-dan bir tanesi Ayval›k’ta “fieytan Sofras›” adl› bir mekand›r ki buras›n› iflleten vatan-dafl orada bulunan ve ayak izini and›ran büyük çukurun fleytan›n ayak izi oldu¤unuiddia ederek söz konusu iz üzerinde bir efsane oluflturmufl bu da halka halka yay›-larak buray› ünü s›n›rlar›m›z› aflan ola¤anüstü bir turizm mekan›na dönüflmüfltür(Çobano¤lu 1999:15-25)

Buraya kadar folklorda üçüncü boyut kavram›ndan ne anlad›¤›m›z› tart›flmayaçal›flt›k. fiimdi de arka planda milli kültürü, ulusal kal›t›, mitolojisi v.b. unsurlar›ntam olarak bulunmad›¤› çeflitli milletlerin bir araya gelerek kurduklar› bir ülke olanAvustralya’n›n Koala adl› küçücük bir yarat›¤›, bu yarat›¤›n kendisine nas›l bir folk-lor ürünü oluflturdu¤u ve ülkenin bu üründen nas›l istifade etti¤inin serüvenine ge-çelim. Serüvenin folklor oluflumu öyküsünden önce, sembol seçilmifl olan Koala ad-l› sevimli yarat›¤›n özelliklerine k›saca bir temas edelim:

Koala zehirli okaliptüs a¤açlar›nda yaflayan ve bu a¤açlar›n yapraklar›yla bes-lenen memeli bir hayvand›r. Koala okaliptüs a¤açlar›na t›rmanabilecek ve okaliptüsyapraklar›n› yiyebilecek bir flekilde yarat›lm›flt›r. Mideleri, bir çok memeli için zehir-li olan bu a¤ac›n yapraklar›n› sindirebilecek özel bir yap›ya sahiptir. Bu yüzden birkoala her gün 1 kg. zehirli yapra¤› hiçbir problem yaflamadan yiyebilir. Ayr›ca ihti-yaçlar› olan suyun büyük bir k›sm›n› da bu yapraklardan karfl›larlar. Okaliptüs a¤aç-lar›n›n tepeleri oldukça rüzgarl› oldu¤undan Koalalar›n s›cak kalmalar›n› sa¤layançok kal›n bir kürkleri vard›r. Görüldü¤ü gibi Koalalar, okaliptüs a¤açlar›yla tam biruyum içerisindedirler.2

Bundan sadece 200 y›l önce, beyazlar›n Avustralya’ya gelmesinden sonra, mil-yonlarcas› kürkleri için öldürülen Koalalar›n flu anki say›s› yüz bini geçmemektedir.Bugün gerek turistlerin gerekse Avustralyal›lar›n görmek ve dokunmak için can at-t›¤› bu savunmas›z ve zarars›z hayvanlar›n halen en büyük düflman›, onlar›n yafla-mak için tek ihtiyac› olan okaliptüs ormanlar›n› yok eden insano¤ludur.

Koalalar›n kurtulmas› için Avustralya’da çeflitli kurulufllar bulunmaktad›r, bun-lardan bir tanesi de Avustralya’n›n en büyük Koala hastanesi olan Moggill KoalaHastanesi’dir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

100

Koala: Avustralya’n›n sembollefltirdi¤i tan›t›m elçisi‹nsanlar hep duygusal ba¤larla birbirine ba¤l› genifl topluluklarda yaflad›lar (ör-

ne¤in, kabileler ve klanlar) ve her grubun, bilinçli veya bilinçsiz, ihtiyaç ve arzular›-n› yans›tan baz› sembolleri vard›. Bu semboller zamanla ortak kimlikleri canl› tutanve grubun gerçekçi olan ve olmayan tarihini yans›tan renklere, bayraklara, flark›la-ra ve di¤er kültürel göstergelere dönüfltü. (Cohen 1999)

Avustralya, di¤er pekçok ülke gibi, bir taraftan ekonomik hamlelerini gerçek-lefltirirken bir taraftan da dünya platformunda kendisini temsil edebilecek cazip, se-vimli, herkesin akl›nda kolayca kalabilecek modeller peflinde kofltu. So¤uk savafl›nda bitmesiyle birlikte bu tür ülkeler, asl›nda dünya çap›nda daha da h›zlanmaktaolan “Dünya milletlerine sevimli görünme” politikas›n›n da bir gere¤iyle, kendilerineülkelerini tan›tabilecek amblem niteli¤inde belirli semboller aramaya bafllad›lar. An-cak Avustralya ve benzeri ülkeler için bu, köklü medeniyetler kadar kolay olmad›.Fransa, ‹ngiltere , Almanya gibi eski ve köklü medeniyetlere sahip pek çok ülkeninkendi tarihleri içerisinde kendilerine özgü olarak ortaya koyduklar› pek çok sözlü vesözsüz halkbilimi ürünü ya da yaln›zca kendi ülkelerini tan›tan belirli sembolleri var-d›. ‹talya’n›n pizzas›, Frans›z bayra¤›ndaki horoz, Paris’teki Eyfel Kulesi, ‹sviçre’ninsaatleri ve bunun gibi daha pek çok fley ülke ad›yla özdefllefltirilmifl ve sembolleflti-rilmifl, insanlar›n o ülkenin ad› an›ld›¤›nda ak›llar›na ilk olarak gelen tan›t›m gönül-lüleri olmufllard›r. Bu gönüllü tan›t›m elçileri, ülkenin d›fl arenada temsilini sa¤la-makla kalmamakla birlikte, ayn› zamanda da temsil ettikleri ülkenin bir kimlik ka-zanmas›n› sa¤lay›p yeri geldi¤inde turizm paylar›n›n artmas›na katk›da bulunmufl,ihracatlar›n› ve ekonomilerini gelifltirmede birer vas›ta, hem de iyi birer vas›ta ola-rak ifle yaram›fllard›r.3

Avustralya’ya gelerek burada yerleflen bat› kökenli halklar, hem geldikleri yer-lerin özelliklerini tafl›yorlar hem de di¤er köklü medeniyetlerden farkl› olarak yenikurulan bir devletin, geçmifli çok k›sa olan ve henüz ad›na millet denilemeyecek birtoplumun, millet olma sürecini yapay da olsa canland›rmaya çal›fl›yorlard›. Avru-pa’daki tecrübeleri, onlara geçmiflten tan›y›p bildikleri sistemleri tekrar kurma gay-retini veriyordu. ‹flte bu yüzden Amerika ve Avustralya, belki gönüllü olarak veyakendi ›rklar›ndan zoraki sebeplerle vazgeçip umutlar peflinden koflarak gelen farkl›milletlere mensup insanlar›n meydana getirdikleri insan y›¤›nlar›n›n, zorlamayla daolsa, k›sa bir sürede nas›l bir millet olma bilinci içerisine girebildiklerinin birer tem-silcisi; ayn› zamanda bu millet bilincini kendi içine sindirme ve di¤er milletleri ince-leyerek onlar›n deneyimlerinden yararlanabilme özelliklerini bir araya getirmeninyaflayan kan›t›d›r. Bu milletleflme bilinci devam ederken, reklam elemanlar›na ihti-yaçlar› oldu¤unu fark ettiler ve bu düflünceyi de çeflitli yollarla uygulamaya koydu-lar.

Avustralya kendine özgü sembolü ararken, olmayan bir geçmiflten yaralanama-yaca¤›n› bildi¤inden çok zekice bir hamle ile, ülkenin iyi tan›t›m›nda geldikleri bu ye-ni topraklara özgü semboller seçmeye bafllad›. Avustralya ülkesinin dünya çap›nda

FOLKLORDA ÜÇÜNCÜ BOYUT MESELES‹ VE AVUSTRALYA KOALALARI ÖRNE⁄‹

101

tan›t›m›nda bu yaklafl›m oldukça baflar›l› bir politika oldu. Bu politika hem Avustral-ya’n›n daha sevimli, daha cana yak›n tan›nmas›n›, hem de turistleri çeken bir mer-kez olmas›n› sa¤lad›.4 Bu sembollerin en önemlileri olarak o yörede yaflayan kangu-ru, koala vb. hayvanlar bulunuyordu. Bu sembollerin yan› s›ra Avustralya yerlileri-nin kulland›¤› boomerang da bir sembol gibi kullan›lmaya baflland›. Günümüzde bo-omerang atma yar›flmalar› bir spor faaliyeti fleklinde lanse edilmekte ve olimpiyat-lar› yap›lmaktad›r.

Reklam›n ifle yaramaya bafllamas›yla birlikte dünya çap›nda ünü duyulmayabafllayan semboller üzerinde daha da fazla durulmaya baflland›. Bu reklamlar hemülkelerinin ad›n› duyurdu hem de aralar›nda s›k s›k problemler yaflanan Avustralyahalk›n›n da etraf›nda toplanabilece¤i yeni bir unsur oluflturmufl oldu.

2000 y›l› Sidney Olimpiyat oyunlar›nda da benzeri bir tan›t›ma giden Avustral-ya’n›n, ülke tan›t›m›nda kulland›¤› semboller yine kangurular ve koalalard›.5

Koalalar› konu alan çal›flmalarKoalalar›n, sadece kendi yaflad›klar› topraklarda yaflayan bir tür oldu¤unun ve

bunun tüm dünyan›n ilgisini çekece¤inin fark›na varan Avustralyal›lar, dikkatleri ko-alalar›n üzerine çekebilmenin yollar›n› aramaya bafllad›lar.

Öncelikle bu hayvan›n soyunun tükenmekte oldu¤unun dünya bilim çevreleri-ne duyurulmas› sa¤land›. Bu haberin duyulmas›ndan sonra pek çok zoolog ülkeyeak›n ederek koalalar› inceleme talebinde bulundu. Bu inceleme süreçleri ülkeye ilkturistlerin de gelmesi demek oluyordu.

Daha sonra koalalar›n soyunun tükenmekte oldu¤u ve koruma alt›na al›nmala-r› gerekti¤i ortaya kondu ve pek çok hayvansever kuruluflun buraya yard›m etmele-ri sa¤land›. Art›k dünya çap›nda yavafl yavafl tan›nmaya bafllayan bu sevimli hay-vanlar›n hem ziyaretçiler taraf›ndan rahatça görülebilmesi hem de koruma alt›naal›nm›fl olmalar› için “Vahfli Hayat› Koruma Park›” bünyesine yerlefltirilmelerine ka-rar verildi. Bu da yeni turistler demek oluyordu. Koalalar›n rahatça görülebilmesi vegereken tesislerin yap›lmas› hayvanlar›n cazibesini artt›rm›fl oluyordu.

1994 y›l›nda dünya çap›nda Koalalarla ilgili çal›flmalar› yürütmek amac›yla “Australia Kuala Foundation” ad›yla bir dernek kuruldu ve dernek önce Avustral-ya’da daha sonra da dünyan›n pek çok ülkesinde çal›flmalar›na bafllad›.6 Bu çal›fl-malar›n sonucunda Sidney’e sadece 30 km mesafede bir “Sidney Quala Park” inflaedildi ve bu yeni parkta Koalalar misafirlerini a¤›rlamaya bafllad›lar.7

Bu arada Koalalarla ilgili dünya çap›nda farkl› araflt›rmalar yap›lmas› sa¤lan›-yordu. Avustralya her platformda yeni buldu¤u hazineyi de¤erlendirmeyi çok iyi bil-di. Avustralyal›lar›n en büyük zaferi ise Koalalar› ve onlar›n yaflad›¤› ortam›n korun-mas› meselesini, Habitat konferanslar›n›n her birlefliminde konuflulacak yeni bir ko-nu bafll›¤› haline getirmeyi baflarm›fl olmalar›yd›.

Bunu takip eden y›llarda Koala Park’ta dünya çap›nda ün kazanan “Koala Yü-rüyüflleri” tertiplenmeye bafllanm›flt›r. Ayr›ca dünya çap›nda bir “Koala Karnaval›”her y›l yap›l›r hale getirilmifl ve hatta y›lbafl› törenlerinde Koalalara Noel Baba kos-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

102

tümü giydirilerek Koala Noel Babalar› piyasaya sürülmüfltür.8 Bunun yan› s›ra her y›l26 Haziran tarihi dünya çap›nda “Koala Günü” olarak kutlan›lmaya bafllan›lm›fl vebunun gibi daha pek çok aktiviteyle koalalar›n dünya çap›nda tan›t›m› baflar›ylasa¤lanm›flt›r.

Çektikleri turistler, her y›l bas›lan binlerce Koalal› tiflört, yap›lan Koala çantala-r›, tüm dünyaya Avustralya’dan ihraç edilen Koala oyuncaklar›9 ve sevimlilikleriylekoalalar, isim babas› olduklar› Avustralya’n›n ihracat›nda önemli bir yer tutmaktaolan pek çok flirketin kurulmas›na ilham kayna¤› oldu. Bu flirketlerin hepsi de bafla-r›l› bir ekonomik planlaman›n , çok iyi bir tan›t›m zincirinin ve azimli insanlar›n ufa-c›k bir hayvandan yola ç›karak baflard›klar› ekonomik hamlenin sadece basit birerörne¤idir.10

Bu park› ziyaret eden bir Türk’ün kaleminden Koalalar› okumak da ilginç ola-cakt›r. 1999 y›l›nda gazeteci yazar Haluk fiahin Koalalar› ve yaflad›¤› mekana dairgörüfllerini Hürriyet gazetesine yazd›¤› yaz›s›nda flöyle anlatm›flt›r:

“Enformasyon bombard›man› alt›nda her fleyin fevkalade karmafl›k göründü¤üdünyam›zda simgelerin önemi çok büyük. Çünkü simgeler hem olgular› basitlefltiri-

yor, hem de ak›lda kal›yorlar. Rus’un ‘ay›’s›, Amerika’n›n ‘kartal’›, Fransa’n›n ‘ho-roz’u gibi... Avustralya’n›n simgesinin ‘kanguru’ oldu¤unu hep biliyoruz. Peki,

Avustralya’da kangurudan daha çok sevilen, ülkenin simgeleri aras›nda yer alanbaflka bir hayvan oldu¤unu da biliyor muyuz? ‘Koala’ ay›lar›ndan söz ediyorum.

Belki televizyonda görmüflsünüzdür: Oyuncak ay› büyüklü¤ünde, boz renkli, siyahburunlu, boncuk gözlü, tombik yarat›klar bunlar. Dünyan›n en sevimli hayvan› ya-

r›flmas›n› aç›k farkla kazan›rlar. Dünyan›n baflka hiçbir ülkesinde yaflayamayanKoalalar›n anayurdu, Avustralya’n›n Do¤u k›y›lar›; yani Brisbane’in Kuzey ve Gü-

ney’indeki yar› tropik, ›l›man bölgeler. Daha do¤rusu okaliptüs ormanlar›. Bu, ken-disini savunmaktan aciz sevimli yarat›klar, yaln›z okaliptüs yapra¤› yiyorlar. Ama

her yapra¤a tenezzül etmeyip, inceden inceye seçiyorlar. Me¤er burada 800 çeflitokaliptüs a¤ac› varm›fl! Bunlar›, ziyaret etti¤im Koala s›¤›na¤›nda ö¤rendim. Afl›r›

yap›laflma nedeniyle okaliptüs ormanlar› azal›nca bu türden koruma bölgelerine ih-tiyaç duyulmufl. Günde befl saat yaprak yiyip, 19 saat uyuyan yumuflak postlu

tombikler, ziyaretçilerin kucaklar›nda poz verip, s›¤›na¤a para kazand›r›yorlar. Amabu ifl, çok özenli bir biçimde yap›l›yor. Bir Koalan›n günde en fazla yar›m saat poz

vermesine izin var. Üç günde bir hiç foto¤rafa ç›km›yorlar. Fazlas› stres yap›yormufl!Ziyaret etti¤imiz Lone Pine Koala S›¤›na¤›’n›n kap›s›nda söyle yaz›yor: ‘Yeryüzü yal-

n›z insanlar›n de¤ildir. Koala deyip geçmeyin... Brisbane’in baflkenti oldu¤u Qu-eensland eyaletinde iki y›l önce Koalalar yüzünden iktidar el de¤ifltirmifl. ‹ktidarda-

ki ‹flçi Partisi turistik sahil yolunu okaliptüs ormanlar›n›n içinden geçirmekte ›sraredince, seçmenler kap›y› göstermifller. Art›k politikac›lar bol bol okaliptüs a¤ac› di-kiyormufl! Asl›nda bu ifle ilkokulda ö¤renciyken bafllan›yormufl. Her ö¤renci her y›l

diyelim bir a¤aç dikip onun y›llar boyu bak›m›ndan sorumlu oluyormufl. Do¤ayaözen göstermesini sorumluluk üstlenerek ö¤reniyormufl. Özen göstermek... Bence,

FOLKLORDA ÜÇÜNCÜ BOYUT MESELES‹ VE AVUSTRALYA KOALALARI ÖRNE⁄‹

103

flu hoyrat ça¤›m›zda en çok ihtiyac›m›z olan kavram bu. Kentlere özen göstermek,iliflkilere özen göstermek, do¤aya özen göstermek. Koala s›¤›na¤›n› gezerken bu kav-

ram›n önemini bir kez daha an›msad›m. Boncuk gözlerinden bu mesaj› ald›m!”11

Dünyadaki pek çok turist gibi Haluk fiahin de Koalalardan ve onlar›n yaflad›k-lar› özel ortamdan oldukça etkilenmifl. Bu düflünceden yola ç›karak akl›m›za baz›sorular tak›l›yor. Türkiye Avustralya’ya çok mu uzak? Hay›r çok yak›n... Hem deorada yaflayan soyu tükenmekte olan bir hayvan› tan›yacak kadar yak›n. Avustral-ya teknolojik kültür ortam› sayesinde burnumuzun dibinde, belki de sevimli masko-tuyla ço¤umuzun gönlünde yer tutmay› baflarm›fl bir ülkedir. Asl›nda merak edilme-si gereken bir fleyler daha var ; yar›n öbür gün sevimli bir maskotu olan bu ülkeylesavaflmak zorunda kal›n›rsa, savaflanlar, o sevimli yarat›klar› karfl›lar›nda bulmazlarm›? Ya da farkl› ülkelerin mallar›n›n sat›ld›¤› bir ma¤azada, ad› zihinlerde aflinalafl-m›fl bir ülkenin mal› m› yoksa hiç tan›nmayan bir ülkenin mal› m› tercih edilir? Se-vimli bir maskotun ad›n›n oldu¤u bitkisel çaylardan içmeyi veya o sevimli hayvan-c›klar›n oyuncaklar›na sahip olmay› kim istemez ki? Peki yurt d›fl›na tatil için ç›ka-cak olan birisi gidece¤i yerin hangi özelliklerini göz önünde bulundurur? Bütün busorulara verece¤imiz cevaplar kendi sembollerimizi iç dinamiklerimizle destekleyipgüncelleyerek küreselleflme gerçe¤inin karfl›s›na kendimiz olarak ç›kmam›z gerek-ti¤i gerçe¤ini ortaya koyacakt›r(O¤uz:2002b).

Belki de reklam, günümüzün en önemli siyasi oyunca¤›. Bir illüzyon, bir aldat-maca, ilgiyi baflka tarafa çekme oyunu, kalplere fark edilmeden girmenin en kolayyolu, zihinlerde yer etme mücadelesinin son basama¤›...Kural›na göre oynand›¤›n-da elinizdeki en güçlü silah...Görünür bir örnek olan Koala, Avustralya’n›n önünekonan bir pembe çerçeveli gözlüktür. Bu aç›dan düflündü¤ümüzde sembollerle ha-f›zalara kaz›nan ne kadar çok unsur oldu¤u ve bunu uygulayan birçok ülkenin gün-lük hayat›m›zda ne denli ön planda oldu¤u ortaya ç›kar.

Bildirimizin bu bölümünde size küreselleflmenin nerelerde ve ne derecedemümkün olabilece¤ini gösteren sembollere dair uluslararas› boyutta yaflanan çokçarp›c› bir tart›flma örne¤i sunmak istiyorum: “Uzun süren tasar›m çal›flmalar›n›n ar-d›ndan bas›lan Yuro’lar öncelikle Yuro bölgesindeki ülkeler olmak üzere tüm dünya-ya da¤›t›l›yor. 5, 10, 20, 50, 100, 200 ve 500 Yuro de¤erindeki banknotlar›n üzerin-de Avrupa tarihini ve kültürünü simgeleyen eserler yer al›yor. 1 Cent’ten 2 Euro’yakadar olan, 8 farkl› de¤ere sahip, madeni paralar›n tura yüzlerinde yer alacak sem-boller ise 12 ülke taraf›ndan kendi seçeneklerine göre belirlendi. Ülkeler, madeni pa-ralar için önceden oldu¤u gibi kendi sembolleri olan isimleri ve figürleri tercih etti.

Almanya ba¤›ms›zl›¤›n›n sembolü olan kartal›, Avusturya ünlü besteci Mozart’›,Belçika monarfliyi simgeleyen Kral ‹kinci Albert’i seçti. ‹spanya ülke için gurur kay-na¤› olan Cervantes’in ve monarfliyi simgeleyen Kral Juan Carlos’un, Finlandiyaulusal kufl olan ku¤unun, Fransa “hayatta devaml›l›k ve büyümeyi” simgeleyen a¤a-c›n madeni paralar›n üzerinde yer almas›n› istedi. Yunanistan Tanr› Zeus’u, ‹talyaLeonardo Da Vinci’yi, ‹rlanda ise krallar›n sembolü olan müzik aleti “Harp”› seçti.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

104

Lüksemburg Ekim 2000’de tahta ç›kan Dük Henri’nin, Portekiz ilk Kral Alphonse’un,Hollanda da devletinin flefi say›lan Kraliçe Beatrix’in madeni Euro’lar›n üzerinde yeralmas›n› istedi. Tura yüzleri de¤iflik olmas›na ra¤men, Euro kullanan bir ülkede ba-s›lan paralar di¤er ülkelerde de geçerli olacak.”

Var oldu¤unun bilincine varan her ülke , varl›¤›n›n devaml›l›¤› için sonuna ka-dar çal›flmaya devam edecektir. Tarihte kendilerinden geriye sadece tek bir kelimekalaca¤›n› bilseler dahi, mutlaka o kelimenin, o sembolün kendilerini en iyi tan›ta-cak bir malzeme olmas› için u¤rafl verirlerdi. ‹flte bu noktadan itibaren hem günlükyaflam› kolaylaflt›rmada hem gelece¤i flekillendirmede hem de geçmifle anlaml› ka-l›tlar b›rakma hususunda Türk Halkbilimcilere çok ifl düflüyor diyor ve Halkbilimci-lerin ürettiklerini uygulamaya koyma hususunda da sorumluluk sahibi olan herkesiüzerine düflen görevi yerine getirmeye davet ediyoruz. Zira flu gerçek hiçbir zamanunutulmamal›d›r ki ilim hikmettir ve raflardan hizmet olup eyleme dönüflmedikçesosyal sistemlerin düzelmesi de beklenemez. Do¤ru yollara konulan do¤ru yön lev-halar› neden istediklerimizi bizim kap›m›za kadar getirmesin?!!

KAYNAKÇAAygün Cengiz, Serpil (1999), Folklor, Poplor ve Kitle ‹letiflim Araçlar› Folk-

lor/Edebiyat Cilt V. Say›:19, s.5-11. Bostanc›, M.Naci (1999),Bir kolektif bilinç olarak milliyetçilik, Do¤an kitapç›-

l›k yay,‹stanbul.Cohen,Anthony Paul (1999),Toplulu¤un Simgesel Kuruluflu, çev.M.Küçük,

Dost Kitabevi, Ankara.Çetin, ‹smet (1991),Papaz Valantine, Milli Folklor say›.9,s.35, Ankara.Çobano¤lu,Özkul (1999),Halkbilimi Aç›s›ndan Gelenek, Turizm ve ‹cad Edilmifl

Gelenek Ba¤lam›nda Ayval›k fieytan Sofras› Örne¤i, Milli Folklor,say›:43,s.15-25,Ankara.

Çobano¤lu,Özkul (2000),Geleneksel Dünya Görüflü veya Halk FelsefesininHalkbilimi Çal›flmalar›ndaki Yeri ve Önemi Üzerine Tespitler, Mili Folklor, sa-y›:45,s.12,Ankara.

Çobano¤lu,Özkul (2001),Sosyo-Kültürel De¤iflme, Ekonomik Geliflme ve Zihni-yet Ba¤lam›nda Halk Bilimi Çal›flmalar›n›n Yeri ve Önemi, Do¤u Çukurova-KörfezBölgesi Sosyo-Ekonomik Sorunlar› ve Çözüm Önerileri Sempoztumu (19-21 Ni-san,Osmaniye,bask›da)

Dan›fl,Ö.‹rem (1998),Türk Balesi’nde Folklor Unsurlar›ndan Yararlanma, MilliFolklor, say›:38,s.84, Ankara.

Ekici,Metin (2000) Halk,Halk Bilimi ve Halk Bilgisi Üzerine Bir Deneme, MilliFolklor, say›:45,s.2,Ankara.

Ero¤lu, Türker (1991), Folklor ve Turizm, Milli Folklor,say›:9,s.36-38, Ankara.O¤uz,Öcal (2000), Bozatl› H›z›r ve Rengeyikli Noel Baba ikileminde Türklerde

y›lbafl› ve Bir Yaklafl›m Denemesi,Türk Dünyas› Halkbiliminde Yöntem Sorunla-r›,s.117-128, Akça¤, Ankara

FOLKLORDA ÜÇÜNCÜ BOYUT MESELES‹ VE AVUSTRALYA KOALALARI ÖRNE⁄‹

105

O¤uz,Öcal (2001a), Küreselleflme ve ulusal kal›t kavramlar› aras›nda TürkHalkbilimi, Milli Folklor, say›:50, s.5-9,Ankara

O¤uz, Öcal (2001b),Kentlerin oluflumu ve geliflimi süreçlerinde Türk Halk-bilimi, Milli Folklor, say›:52,s.46-50, Ankara.

O¤uz,Öcal (2002a),Ulusal Kal›t›n Küresellefltirilmesi ve Türk El Sanatlar›, MilliFolklor,say›:54,s.5-9, Ankara.

O¤uz,Öcal(2002b)Küreselleflme ve Uygulamal› Halkbilimi,Akça¤,AnkaraÖcal, Derya (2000), Halk Bilimsellikten Ticari ‹liflkilere Bir Kavram›n

Anatomisi, Folklor/Edebiyat, C.6, Say›: 24, s.53-60Özdemir, Nebi (2001), Türkiye’de Halk Bilimi/Kültür Bilimi-Medya ‹liflkisi,

Türkbilig, Say›:2, s.110,117fiahin,Haluk (1999).Hürriyet gazetesi arflivi.Y›ld›r›m, Dursun (1998), Folklor ve ça¤dafl kültür modelimiz üzerine görüfl ve

düflüncüler, Türk Biti¤i, s.76-80, Akça¤, Ankara

NOTLAR1 Bu fikir; Doç.Dr. Metin EK‹C‹’ye aittir.2 Bkz. www.enchantedlearning.com/subjects/mammals/marsupial/Koalaprin-

tout3 Bkz. www.koala.sk4 Bkz. www.yolfilm.com.tr/5film1.htm5 Bkz. www.students.mis.boun.edu.tr/Hekimoglu/basak/yansydney.htm6 Bkz. www.koala.net7 Bkz. www.students.mis.boun.edu.tr/Hekimoglu/basak/koala_park.htm8 Bkz. www.thekoala.com/chiristmas.htm9 Bkz. www.koalaexpress.com.au10 Bkz. www.thekoala.com11 Bkz. www.radikal.com.tr/2000/12/30/ozet.shtml

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

106

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ KAPSAMINDA GELENEKSEL YAPILARIN YER‹

Emre MADRAN

Halkbilimi sözcü¤ünü, halk/kamu’nun yaflam›yla ilgili her türlü ögeyi inceleyen,yorumlayan ve bu bilgileri daha iyi bir yaflam›n elde edilmesi için kullanan bir bilimdal› olarak düflünürsek, bu sözcük alt›nda yaflam›m›zla ilgili her tür etkinli¤i ve buetkinlikleri gerçeklefltirmek için gerekli her tür arac› ele alabilece¤imiz ortaya ç›k-maktad›r. “Folklor” olarak da an›lan halkbilimi bir baflka tan›ma göre(1) “bir ülke yada belirli bir bölge halk›na iliflkin maddi ve manevi alanlardaki kültürel ürünle-ri konu edinen, bunlar› kendine özgü yöntemlerle derleyen, s›n›fland›ran, çö-zümleyen, yorumlayan ve son aflamada bir bireflime vard›rrmay› amaçlayan bir

bilim dal›d›r”. Bu tan›m da kültür ürünlerini oda¤›na ald›¤› için yukar›daki tan›m›desteklemekte ve zenginlefltirmektedir.

Bu tan›mlar bizi, tüm kültür ürünlerini incelemeye ve çözümlemeye götürebil-mektedir. Bu ürünlerin incelenmesi, s›n›fland›r›lmas›, çözümlenmesi sürecinin ka-muoyuna sunulmas› ise en az araflt›rma yap›lmas› kadar önem tafl›maktad›r. Bu su-numun yap›labilmesi için yay›n, medya vb. yaz›l› ve görsel ortamlar›n kullan›lmas›,seminer, sempozyum, konferans vb. sözlü aktar›mlar›n yap›labilmesinin yan›s›ra su-numun sürekli olmas› da istenen bir di¤er husustur. Süreklili¤in yan›s›ra, izlenebilir-lik ve alg›lanabilirlik ögeleri de düflünüldü¤ünde, bu ürünleri fiziki bir ortamda sun-mak yaklafl›m› ortaya ç›kmaktad›r. Bugün bu sunufl biçimini müze olarak adland›-rabiliyor ve halkbilimine konu teflkil eden her tür tafl›n›r ve tafl›nmaz›n sergilendi¤ialanlar› da Halkbilimi Müzesi (HBM) olarak tan›mlayabiliyoruz.

Geleneksel yap›lar›n HBM kapsam›ndaki yerini tart›flmak için öncelikle “müze”sözcü¤ünü tan›mlamak gerekmektedir. Müze, ICOM (Uluslararas› Müzeler Konseyi)taraf›ndan“ toplumun ve gelifliminin hizmetinde olan, halka aç›k, insana ve ya-flad›¤› çevreye dair tan›kl›k eden malzemelerin üzerinde araflt›rma yapan, topla-yan, koruyan, bilgiyi paylaflan ve sonunda inceleme, e¤itim ve zevk alma do¤-rultusunda sergileyen, kar düflüncesinden ba¤›ms›z, süreklili¤i olan bir kurum”

olarak tan›mlanm›flt›r(2). Bu tan›m müzenin tasarlanm›fl bir mekan ya da mekanlardizisi içerisinde yer almas› gerekti¤ini öngörmektedir.

Akla gelen bir soru, bu tasar›m mutlaka bir müze oluflturmay› m› amaçlamak-tad›r ? Bir di¤er deyiflle özgün tasar›m› ve ifllevi müze olmayan ancak müze olarak

107

kullan›lan yap›lar yok mudur ? Bunun böyle olmad›¤› ulusal ve uluslararas› ölçekte-ki birçok örnekten bilinmektedir. Ülkemizdeki müzelerin en görkemlileri kültür var-l›¤› niteli¤i tafl›yan yap›larda yer almaktad›r. Bu yaklafl›m› ve dolay›s›yla müze/ge-leneksel yap›(3) iliflkisini daha iyi anlayabilmek için bu tür yap›lar grupland›r›labilir.‹lk ana grubu, “formatlanm›fl yap›lar” olarak tan›mlamak olas›d›r. Bu yap›lar müzeifllevi verilmek üzere seçilmifl ve daha önceden belirlenmifl bir eylem plan› do¤rultu-sunda ele al›nm›fllard›r. Ülkemizde bu tür yap›larda özgün ifllev/yeni ifllev iliflkisiaraflt›r›ld›¤›nda 3 de¤iflik müze türü ile karfl›lafl›lmaktad›r:

1. Özgün ifllevine koflut olmayan bir ifllev verilen geleneksel yap›lar:Bu grupta Ülkemizdeki birçok müze yer almaktad›r. Topkap› Saray› Müzesi bir

sarayd›r. Türk ‹slam Eserleri Müzesi da bir pafla saray›d›r. Afyon Müzesi bir medre-sedir.

2. Özgün ifllevinin yan›s›ra, baflka objelerin de sergilendi¤i yap›lar:Karadeniz Ere¤lisinde halen Müze olarak kullan›lan yap›n›n bir bölümü gelenek-

sel Ere¤li konutunun eflyalar›yla döflenmifl ve yaflamdan bir kesit vermeyi amaçla-m›flken, baz› katlar›nda arkeolojik ve etno¤rafik nitelikli objeler sergilenmektedir.

3. Özgün kullan›m›n› sürdüren yap›lar:Bu grupta ise özgün tasar›m ilkelerinin bir “müze” format›nda sunuldu¤u yap›-

lar yer almaktad›r. Ço¤unlu¤u konut olarak infla edilmifl bu yap›lar bu ifllevleri can-land›r›larak kullan›lmaktad›rlar. Ülkemizde Kültür Bakanl›¤›nca kamulaflt›r›larak ye-rel yaflam ögeleriyle donat›lm›fl geleneksel yap›lar›n yan›s›ra baflka kurumlar tara-f›ndan da çeflitli müzeler oluflturulmufltur(4). Bunlara örnek olarak Beypazar›nda ‹lÖzel ‹daresi taraf›ndan yerel yaflam› yans›tacak biçimde döflenmifl geleneksel bir ev,Mu¤la Saburhane Mahallesinde Tabip Odas› taraf›ndan “Mu¤la Evi” olarak yenidendüzenlenen yine geleneksel bir yap› say›labilir.

‹kinci ana grubu “formatlanmam›fl yap›lar” olarak tan›mlamak olas›d›r. Bu ya-p›lar bir müze’nin, özellikle bir halkbilimi müzesinin hemen hemen tüm gerekleriniyerine getirmekte, ancak müze olarak an›lmamakta, sergilenmemekte, izlenme-mekte ve yönetilmemektedirler. Bu türe en güzel örnek, Anadolu kent ve kasabala-r›n›n tarihi/geleneksel ticari merkezlerindeki geleneksel atölye ve dükkanlard›r. Bumerkezlerin büyük bir bölümü özgün mekansal niteliklerini ve bu mekanlarda yürü-tülen geleneksel üretim ve sat›fl etkinliklerini korumaktad›r. Tire’de keçeciler, Mu-durnu’da bak›rc›lar, Beypazar›nda gümüflçüler, Kula’da göz boncukçular› ve dahabirçok sanat türü, kendilerine özgü geleneksel mekanlarda yaflamlar›n› sürdürmeyeçal›flmaktad›r. Bu yap›lar ve içindeki yaflam:

• Bulunduklar› yerleflmenin yap› sanat› niteliklerini tafl›yan geleneksel bir yap›-y› kullanarak,

• Bu yap›da bir halk sanat›n› özgün yap›m ve üretim teknikleriyle sürdürerek,• Bu eylemi en do¤al bir biçimde ve hiçbir aflamas›nda yapayl›¤a kaçmadan

gerçeklefltirerek,• ‹lgi duyuldu¤u takdirde kiflilerin bilgilenme ve merak gereksinimlerini gidere-

rek bir “halkbilim müzesi” olma nitelik ve hakk›n› kazanmam›fllar m›d›r?

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

108

Yaflam biçimindeki de¤iflmelere koflut olarak say›lar› giderek azalan bu iflyerle-rinin de “halkbilim müzecikleri” olarak de¤erlendirilmesi, en az›ndan envanterlerininyap›lmas›nda yarar görülmektedir(5). Ayr›ca, Ülkemizdeki kentsel koruma etkinlikle-ri ba¤lam›nda, bu yap›lar›n toplu olarak bulunduklar› tarihi ticari merkezlerin bir bü-tün olarak ele al›nmalar›, korunmalar› ve gelifltirilmeleri sa¤lanmal›d›r.

Halkbilimi Müzecili¤inin örgütlenmifl bir düzeyde ve bu amaca yönelik yap› vemekanlarda gerçeklefltirilmesi ve bu ba¤lamda geleneksel yap›lar›n yeri ve önemikonusu ele al›nd›¤›nda ise flu saptamalar› yapmak olas›d›r:

1. 1985 y›l›nda Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi ta-raf›ndan ortak olarak düzenlenen “Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Ku-rulma ‹mkanlar›” konulu sempozyumda, konu de¤iflik yönleriyle ele al›nm›fl, baz›sunufllarda ise böyle bir müzenin hangi yap›lardan oluflmas› gerekti¤i tart›fl›lm›flt›r.Bu tart›flmalarda(6):

• Anadolu’nun çeflitli yerlerinden seçilmifl yap›lar›n belirlenecek bir müze alan›-na tafl›narak yeniden kurulmalar›(Uysal, Madran, Bak›rer),

• Kasaba ve flehir içindeki binalar›n da halkbilimi müzesinin bir parças› olarakkabul edilmesi (Uysal, Karpuz),

• Mevcut örnekleri kalmam›fl yap›lar›n eski bilgi ve belgelerden yararlan›larakyeniden yap›lmas› (Uysal)

• Anadolu’nun çeflitli yerlerinden seçilmifl yap›lar›n rölövelerinin ç›kart›larak buyap›lar›n müze alan› olarak belirlenen bir yerde yeniden infla edilmeleri (Tan, Kor-tan, Madran,Bak›rer)

• Yap›n›n mimari elemanlar› olan kafes, kap› tokma¤›, tavan, kap› kanad›, do-lap kapa¤› vb. ögelerin y›k›mlardan toplanarak belli bir yerde sergilenmelerinin sa¤-lanmas› (Toygar) vb.hususlar ele al›nm›flt›r.

Görüldü¤ü gibi, hemen tüm yaklafl›mlar bir geleneksel yap›y› sergilemeninhalkbilim müzesi oluflturman›n “olmazsa olmaz” koflulu olarak görmektedir.

2. Geleneksel yap›lar›n bulunduklar› yöreden, müze olarak tan›mlanan yeni biralana tafl›nmalar› konusunda ise iki sorun bulunmaktad›r:

• Kültür varl›klar›n›n korunmas›yla ilgili ça¤dafl yaklafl›mlar, mimari yap›tlar›nve onlar›n tamamlay›c› parçalar›n›n, ölçek ve niteli¤i ne olursa olsun (bir konut, birarkeolojik kal›nt›, bir çeflme vb.) olufltu¤u do¤al ortam›nda bulunmaktan dolay›“çevresel de¤er” olarak tan›mlanan yeni bir de¤er kazand›¤›n› ve bu nedenle yafla-m›n› bu ortamda sürdürmesi gerekti¤ini belirtmektedir. Bu kural ancak, o yap›t›ndo¤al ortam›nda korunamamas› ve bu hususun ilgili tüm uzmanlarca kabul edilme-si halinde de¤iflebilecek ve yap›lar tafl›nabilecektir. Yap›lar›n bir halkbilimi müzesioluflturmak amac› ile de olsa yeni bir ortama tafl›nmalar› bu ilke do¤rultusunda ka-bul edilebilir gözükmemektedir.

• Anadolu’da özellikle geleneksel konutlar için uygulanan moloz tafl duvar veahflap karkas gibi yap›m teknikleri bu yap›lar›n tafl›nmas›na olanak sa¤lamamakta-d›r. Güneydo¤u Anadolu Bölgesinde hakim yap› eleman› olan kesme tafl yap›larda

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ KAPSAMINDA GELENEKSEL YAPILARIN YER‹

109

ise zayiat en az % 60-70 düzeyinde olacakt›r. Bu husus yap›lar›n tafl›ma iflleminingeçerli olmayaca¤›n› göstermektedir,

3.Yap›lar, içinde bulunduklar› fiziki çevreye göre biçimlenmifllerdir. Arazininmeyilli olmas›, parselin formu, hakim günefl ve rüzgar yönü, manzara, komflu yap›-lar›n yükseklik ve konumlar› vb. birçok girdi, yap›n›n tasar›m özelliklerini etkilemek-tedir. Yeni bir müze alan›nda bu girdiler olmayaca¤›na göre, geleneksel yap›/özgünçevre iliflkisi kopart›lm›fl olacak, yap› baz› de¤erlerini sergileyemez hale gelecektir.

4.Bir halkbilimi müzesinde, ülkenin de¤iflik noktalar›ndan derlenen gelenekselyap›lar› tafl›ma eylemine konu etmeden rölövelerini alarak seçilecek bir müze ala-n›nda yeniden infla etmek de bir seçenek olarak tart›fl›lmaktad›r. Bu yaklafl›m›n daistenen sonucu vermeyece¤i düflünülmektedir. Çünkü bu sunum, yap›lar do¤al or-tamlar›ndan kopar›ld›¤› için yapay bir ortam yarat›larak gerçeklefltirilmeye çal›fl›la-cak, yap›lar birer “replika” olman›n ötesine geçemeyecek, özgünlüük (authenticity)olarak an›lan de¤er tümüyle yitirilmifl olacakt›r.

Bu noktada, yukar›da s›ralanan handikaplar› da gözönüne alarak halkbilim mü-zecili¤inde geleneksel yap›lar›n üstlenebilece¤i rolü bir baflka aç›dan tan›mlamayaçal›flal›m. Müze insana ve yaflad›¤› çevreye tan›kl›k eden malzemeleri..... incele-me, e¤itim ve zevk alma do¤rultusunda sergileyen bir kurum olarak tan›mland›-¤›na göre:

• kifliler kendi ya da kendilerinden önceki dönemlerin yaflam biçimleri ve buyaflam›n içinde yer ald›¤› çevreye ilgi duymaktad›r,

• bu ilgi onu, yaflam ve çevreye tan›kl›k eden malzemelerle ilgilenmeye götür-mektedir,

• bu ilgilenme, inceleme, e¤itim ve zevk alma do¤rultusunda olmaktad›r.Bu basit analizden anlafl›laca¤› gibi, inceleme ve e¤itim (buna merak giderme

de eklenebilir) zevk alma kadar önemli girdiler olmaktad›r. Geleneksel yap› bir mü-ze malzemesi olarak düflünüldü¤ünde bu malzeme, kiflilerin incelemesi, e¤itilmesive zevk almas› amac›yla düzenlenmek ve sergilenmek durumundad›r. Bu düzenle-me ve sergileme mutlaka geleneksel yap›n›n tümünün yeniden düzenlenmesi ve ser-gilenmesi olarak m› anlafl›lmal›d›r ?

Bilindi¤i gibi, yap› üretiminin 3 temel ögesi bulunmaktad›r. Bunlar mimari tasa-r›m, yap›m(infla) teknikleri ve malzeme kullan›m›d›r. Bu 3 ögeden yap›m tekniklerive malzeme kullan›m› ele al›nd›¤›nda, Ülkemizin çok zengin bir “porföy” e sahip ol-du¤u görülecektir(7). Ana yap› malzemeleri olan tafl, ahflap, tu¤la ve kerpiç, bölge-sel özellikler, de¤iflik yaflam biçimleri, iklim vb. birçok de¤iflik girdiye ba¤l› olarakçok zengin varyasyonlarla kullan›lm›flt›r. Y›¤ma, ahflap karkas vb. tafl›y›c› sistemlerkimi zaman birlikte, kimi zaman tekil olarak ele al›nm›flt›r. Kiflilerin bir müzeden nebekleyebilecekleri bir kez daha düflünüldü¤ünde, içinde bir ömür geçirdikleri yap›-lar›n hangi malzeme ve teknik ile infla edildi¤ini, bu teknik ve malzeme kullan›m›n›nyöreden yöreye nas›l de¤iflti¤ini, tarihteki de¤iflik teknikleri ve malzeme kullan›m›n›incelemek, ö¤renmek, merak gidermek isteyeceklerini ileri sürmek yanl›fl m› ola-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

110

cakt›r ? Bu konu geleneksel yap›lar› bir müze alan›na tafl›yarak ya da onlar› yenideninfla ederek çözümlenemez. fiöyle ki:

• ‹nfla ifllemi tamamland›ktan sonra yap›m tekni¤ini ve malzeme kullan›m›n›gösteren birçok detay s›va alt›nda ya da kaplama alt›nda kalaca¤› için izlenemeye-cektir,

• Anadolu’nun yap› infla teknikleri ve malzeme kullan›m zenginli¤ini ana hat-lar›yla da olsa anlatabilmek için birçok örne¤in sergilenmesi gerekecektir. Oysa birhalkbilim müzesinde bu örnekleri içeren çok say›da yap›n›n yer almas› beklenemez.

Bu durumda, halkbilimi müzecili¤i kapsam›nda geleneksel yap›lar›n üstlenece-¤i rolü, bu yap›lar›n kendilerini de¤il, onlar›n infla tekniklerini ve malzemelerini ser-gileyerek tan›mlamak önerilebilir. Geleneksel yap›lar bu ba¤lamda analiz edildi¤in-de, infla teknikleri ve malzemeler de¤iflik bafll›klara ve senaryolara göre sergilenebi-leceklerdir(8). Örne¤in, yap›m sistemleri esas al›nd›¤›nda, y›¤ma / ahflap karkas /dikme-kirifl örnekleri, duvar eleman› tek olarak ele al›nd›¤›nda malzemeye göre tafl(moloz tafl, taslak kaplama, kaba yonu, ince yonu vb.) tu¤la, kerpiç, ahflap örnek-ler ele al›nabilecek, yine duvar yap›m tekniklerine göre çift yüzlü, tek yüzlü, karma-fl›k, hat›ll›/hat›ls›z vb. özellikler sergilenebilecektir. Döflemeler, üst örtüler (düz dam,ahflap k›rma çat› vb.), ç›kmalar, kap›lar, pencereler, tavanlar, ocaklar, f›r›nlar; bi-çimsel, malzeme ve teknik olarak çok de¤iflik örneklerle anlat›labilecek mimari ele-manlar içinde ilk akla gelenlerdir. Geleneksel yap›lardaki iç ve d›fl kap›larla ilgili ola-rak bugüne de¤in bilinen ve belgelenen 20’den fazla de¤iflik yap›m tekni¤inin bulun-mas›, ele al›nacak konunun zenginli¤ini göstermektedir. Örne¤in kap›lar ele al›nd›-¤›nda, yap›mda kullan›lan de¤iflik teknikler, kap› yar›dan kesilmifl olarak sunulabi-lir. Ayr›ca, geçmeli/süslemeli kap›larda parçalar›n birbirleriyle nas›l birleflti¤i model-lerle ayr›ca anlat›labilir, çizim ve foto¤raflarla desteklenebilir. Mimari elemanlar›nyan›s›ra harç, s›va ve badana yap›m teknikleri de ilgi çeken konular aras›nda yeralabilecektir.

Yap›m(infla) teknikleri ve malzemesinin sergilenece¤i bir halkbilim müzesindebu konular›n anlat›m›nda de¤iflik yollar izlenebilir. Bunlardan ilki, tafl›nabilecek nite-likte olan yap› elemanlar›n›n (kap›, pencere, dolap kapa¤›, tavan vb.) Anadolu’nunçeflitli yerlerinden derlenmesi ve müzede özgün olarak sergilenmesidir. Bu tür ele-manlar›n nas›l yap›ld›¤›na iliflkin süreç ise yeni üretilmifl detaylarla çözümlenebilir veanlat›m pekifltirilebilir. Duvar, döfleme vb. ögelerin yap›m teknikleri ise, sanatkar us-talar taraf›ndan müze alan›nda do¤rudan infla edilmek durumundad›r.

Belirlenen konu çerçevesindeki bu müze malzemeleri nerede sergilenecektir ?Yap›m teknikleri ile ilgili hususlar›n birebir ölçekte anlat›m› gerekti¤inden, aç›k birsergileme alan›na gereksinim vard›r. Özgün elemanlar›n ise (özgün, kap›, dopal ka-pa¤› vb.) kapal› mekanlarda sergilenmesi ye¤lenebilir. Bu durumda, yap› sanat›m›-z›n zenginli¤i ve çeflitlili¤i düflünüldü¤ünde tek bir müze yerine “bölgesel halkbilimimüzeleri “ oluflturulabilece¤ini, böylece o bölgeye özgü yap› sanat›n›n yine o yöreözelliklerini tafl›yan bir ya da birkaç geleneksel yap›da sergilenip sunulabilece¤iniakla getirmektedir(9).

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ KAPSAMINDA GELENEKSEL YAPILARIN YER‹

111

Yukar›da s›ralanan yaklafl›mlar çerçevesinde geleneksel yap› / HBM iliflkisi ko-nuunda flu öneriler gelifltirilebilmektedir:

1. Bilgilenme ve ö¤renme iste¤i söz konusu oldu¤unda kifliler, sadece gelenek-sel bir yap›y› görmenin yan›s›ra bu yap›n›n nas›l infla edildi¤ine iliflkin bilgiye de ge-reksinim duyabilirler. “Geleneksel Yap›m Teknikleri ve Malzeme Müzesi”, bu gerek-sinmeyi karfl›layabilecek bir kurum olarak de¤erlendirilmelidir.

2. Geleneksel yap›lar›n, seçilecek tek bir merkezde (hangi formatta olursa ol-sun) sergilenmesinde yads›namayacak sak›ncalar bulunmaktad›r.

3. ICOM, müze türlerini verirken “Toplum ve çevresiyle ilgili malzemeyi su-nan, koruyan, müze karakterindeki sit alanlar› ve tarihi an›tlar” › da müze kap-sam›na alm›flt›r. Bu durumda geleneksel yap›lar› hedefleyen bir halkbilim müzesineden yapay bir ortamda yeni bir kurguyla ele al›nmak yerine örne¤in Safranbolu,Kula, Mu¤la, Urfa, Antakya, Tarsus vb. geleneksel niteliklerini yitirmemifl yerleflme-lerimizdeki kimi geleneksel yap›lar ya da bunlar›n bir araya gelerek oluflturduklar›birer soka¤›, “halkbilimi müzecikleri” olarak ele almamaktad›r ?

4. Formatlanmam›fl müze olarak tan›mlamaya çal›fl›lan ve geleneksel el sanat-lar›n›n halen geleneksel yöntemlerle sürdürüldü¤ü atelye ve dükkanlar da potansi-yel HBM de¤ilmi dir?

NOTLAR:1.Sedat Veyis Örnek.2.Burçak MADRAN, “Müze Türleri”, Yeniden Müzecili¤i Düflünmek, ‹stanbul

1999, s.6.3.Buradaki geleneksel yap› sözcü¤ü kültür varl›¤› niteli¤i tafl›yan tüm yap›lar

için kullan›lm›flt›r. Geleneksel yap› kavram›n›n daha çok konut yap›lar›n› tan›mlad›-¤› günümüzde, bu hat›rlatman›n yap›lmas› zorunlu olmufltur.

4.Kültür Bakanl›¤›nca yönetilen bu yap›lardan baz›lar› flunlard›r:Alanya- Ata-türk Evi Müzesi; Birgi-Çak›ra¤a Kona¤›;Burdur- Tafl Oda; Burdur- Baki Bey Kona¤›;Bursa- 17. yüzy›l Osmanl› Evi Müzesi; Diyarbak›r- Ziya Gökalp Müze Evi; Denizli-Atatürk Evi; Eskiflehir- Yeflil Efendi Evi; Gaziantep- Hasan Süzer Etno¤rafya Müze-si; Mersin Atatürk Evi; Kastamonu- Liva Pafla Kona¤›; Kayseri- Güpgüpo¤lu Kona-¤› Etno¤rafya Müzesi; Gebze- Osman Hamdi Bey Evi; ‹zmit- Saatçi Ali Efendi Kona-¤›; Kütahya- Kossuth Evi Müzesi; Mudanya- Tahir Pafla Kona¤›; Silifke- Atatürk Evi;Uflak- Atatürk ve Etno¤rafya Müzesi; Yeniflehir- fiemaki Evi Müzesi.

5.Ahmet Edip Uysal, “Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹m-

kanlar› Sempozyumu “na sundu¤u bildirisinde, kent ve kasabalarda bulunan ve mü-ze alan›na tafl›nmalar› olas›l›¤› bulunmayan tarihi yap›lar›n da bir aç›k hava müzesibirimi say›labilece¤ini söylemektedir.

6.Parantez içindeki isimler, sempozyumda bu konudaki öneriyi getiren kifliler-dir.

7.Bu konuda çok say›da yay›nlanm›fl malzeme bulunmakla beraber, k›sa bir

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

112

özet için bkz: Ömür BAKIRER-Emre MADRAN, “Anadolu’da Konut Mimarisi ve BirAç›k Hava Müzesinde Yer Alabilecek Konutlara ‹liflkin Gözlemler”, Folklor Aç›k Ha-va Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bidirileri, Ankara 1985,s. 77-83.

8.Bu flema çok daha ayr›nt›l› hale getirilebilir. Özellikle Anadolu’nun çeflitli yö-relerindeki geleneksel yap› infla tekniklerinin belgelenmesi, kullan›lan malzemelereiliflkin envanterlerin ç›kart›lmas› ve yap›m sanat›na iliflkin yerel sözcüklerin derlen-mesi çok önemli bir halkbilim konusu olarak görülmektedir.

9.Bu husus“Folklor Aç›k Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sem-pozyumu “nda Dr. Haflim Karpuz taraf›ndan da önerilmifltir.

KAYNAKÇA:Tomur ATAGÖK Müze Mimarisi, Yeniden Müzecili¤i Düflünmek, Der: Tomur

Atagök, ‹stanbul 1999, s. 71-86.Ömür BAKIRER Anadolu’da Konut Mimarisi ve Bir Aç›k Hava Müzesinde YerEmre MADRAN Alabilecek Konutlara ‹liflkin Gözlemler Folklor Aç›k-Hava Mü-

zelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara 1985, s.77-84,

Haflim KARPUZ Türkiye’de Bölge Aç›k Hava Müzeleri Kurma ‹mkanlar›, FolklorAç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri, An-kara 1985, s.97-106.

Enis KORTAN Folklor Müzesindee Yer Alabilecek Yap› Türleri, Folklor Aç›k-Ha-va Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara 1985,s.71-72

Burçak MADRAN Müze Türleri, Yeniden Müzecili¤i Düflünmek, Der: Tomur Ata-gök, ‹stanbul 1999, s. 3-20.

Emre MADRAN Tarihi Miras Niteli¤indeki Yap›lara Müze ‹fllevinin VerilmesindeKullan›lacak De¤erlendirme Ölçütleri, Yeniden Müzecili¤i Düflünmek, Der: TomurAtagök, ‹stanbul 1999, s. 87-98.

Nail TAN Türkiye’de Bugünkü ‹mkanlarla Bir Folklor-Aç›k Hava Müzesi Nas›lKurulabilir ?, Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempoz-yumu Bildirileri, Ankara 1985, s.27-34

Kamil TOYGAR Türkiye’de Folklor-Aç›k Hava Müzeleri Nerelerde Kurulabilir?,Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildiri-leri, Ankara 1985, s.35-44

Ahmet E. Uysal Folklor-Aç›k Hava Müzelerinin Kurulmas›nda Gözönünde Bu-lundurulmas› Gereken ‹lkeler, Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara 1985, s.21-26

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ KAPSAMINDA GELENEKSEL YAPILARIN YER‹

113

MÜZEC‹L‹K VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ SERG‹ MEKANI TASARIMI VE BA⁄LAM ÜZER‹NE NOTLAR

Ayflen SAVAfi

Seksenli y›llarda akademik ortam›n söylemine bir sene ara ile yap›lan iki sem-pozyumla giren konunun bugün tekrar gündeme gelmesi, projenin henüz haz›rl›kaflamas›n› geçmedi¤ini belgeliyor: 26 Ekim 1984 tarihinde Konya’da toplanan“Uluslararas› Türk Folklor ve Halk Edebiyat› Kongresi” ve 13-15 Haziran 1985 y›l›n-da gerçeklefltirilen “Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar›Sempozyumu.”1 Ad› geçen sempozyumlardan elde edilen somut sonuç, Kültür Ba-kanl›¤› deste¤i ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi (O.D.T.Ü.) arazisi içinde, Mimar-l›k, Fen-Edebiyat ve E¤itim Fakülteleri’nin iflbirli¤i ile bir “folklor aç›k-hava müzesi-nin” kurulmas›d›r.2

1985 y›l›nda derlenen ve sempozyum sonras› yay›nlanan kitapta aç›kça belir-tildi¤i gibi, kat›l›mc›lardan beklenen, kuramsal önermeler ve akademik bir tart›flmade¤il, yer seçimi, projelendirme ve fizibilite konular›, kurulufl modeli önerileri ve butür müzelerin ifllevlerinin saptanmas›, finansmanla ilgili problemlerin çözümü, iç ved›fl gelir kaynaklar›n›n belirlenmesi gibi somut sorular›n yan›tlar›n›n verilmesidir. Ka-n›mca sempozyum kat›l›mc›lar› bu beklentileri fazlas› ile karfl›lam›flt›r. Hatta, müze-nin fikir ve uygulama projeleri Prof. Dr. Haluk Pamir taraf›ndan gelifltirilmifl, ilk yap›E¤mir Gölüne infla edilmifltir. Yaklafl›k yirmi y›l sonra tekrar benzer bir gündemle biraraya gelmek ve tüm bu tart›flmalar hiç yap›lmam›fl gibi gündemi belirlemek salt fi-zibilite ile ilgili de¤il ayn› zamanda meslek eti¤i ile ilgili sorunlar› da gündeme geti-recektir. 2002 y›l›n›n son günlerinde, yine bir üniversitenin çat›s› alt›nda yap›lan butoplant›da irdelenmesi gereken, pragmatik olarak ana kurulufl çerçevesi y›llar öncenetli¤e kavuflan halkbilimi müzesinin neden oluflamad›¤› ve konunun hala nedengündemde oldu¤udur. Bunun yan›tlar› yine pragmatik etkenlerde aranabilir: ekono-mik k›s›tlar ve üst yönetimlerdeki de¤iflimler Türkiye’de birçok projenin “rafa kalk-mas›n›n” s›k tekrarlanan nedenleridir. Konunun bugün gündemde oluflu, o gün içingeçerli olan nedenlerin bugün hala var olufluna ba¤l› olarak aç›klanabilir. Bu bir an-lamda totolojik aç›klama, sonuçta yirmi y›l sonra ayn› noktada olaca¤›m›z varsay›-m›n› da birlikte getirebilir.

Geçmiflte yap›lan çal›flmalara de¤inmemin bir nedeni, halkbilimi müzesinin na-s›l kurulmas› gerekti¤inin ulusal ve uluslararas› boyutta çözülmüfl bir sorun oldu¤u-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

114

nu ve bugün art›k böyle bir belirsizli¤in olmad›¤›n› aç›kça vurgulamakt›r. Halkbilimimüzelerinin minimum standartlar› ve araçlar› son yüzy›lda oluflmufl, ICOM arac›l›¤›ile tan›mlanm›fl ve kurumsallaflt›r›lm›flt›r. ‹kinci sorunun yan›t› bu denli net olmaya-bilir ve ICOM bunu bizim için netlefltiremeyebilir: Bu konu neden hala gündemde?Sorunun yan›t› günlük yaflant›n›n prati¤inde ya da ideolojide aranabilir.3 Günlük ya-flant›n›n prati¤i k›saca “kaybolan de¤erlere sahip ç›k›lmas›” olarak özetlenebilir. Buözellikle kuzey Avrupa için endüstrileflmenin at›l k›ld›¤› yaflant›y› ça¤r›flt›r›rken, Ja-ponya için kültür emperyalizminin yok etti¤i geleneksel de¤erler olarak ele al›nabi-lir. Türkiye’de böyle bir dönüflümden ve bilinçten söz etmek mümkün olmad›¤› için2002 y›l›nda kaybolan de¤erlere sahip ç›kma iste¤i de ancak ideoloji ile aç›klanabi-lir.4

Burada tart›flmak istedi¤im konu 1985 y›l›nda bilinçli olarak ertelen “kuramsal-laflt›rma” ve “akademiklefltirme” sürecinin yaflanmas› gerekti¤ine iliflkin olacakt›r.Düzenlenen sempozyumlarda sunulan bildirilerin bilinçli olarak de¤inmedi¤i kav-ramlar gelifltirilemedi¤i için müzenin pratikte kurulma süreci gerçekleflememektedir.Kavramlar›n gelifltirilmesi, farkl› disiplinlerin oluflturdu¤u meta-dillerin (üst-dil) kul-lan›lmas› ve Türkiye Halkbilimi Müzesi’nin yeniden düflünülmesi gereklili¤ini ortayaç›karacakt›r. Kuramsallaflt›rma süreci, müzenin ideolojik bir nesneden, akademik birkamu yap›s›na dönüflmesine katk›da bulunacakt›r. Ancak bilgiye yönelik bir kurum,halk biliminin arflivi ve temsili olabilir.5

Sözünü etti¤imiz süreç müzecili¤in farkl› eylemlerinde somutlaflabilir. Örne¤inneyin müze nesnesi olaca¤›, bir baflka de¤iflle, “seçim” bir müzecilik eylemidir. Ben-zer biçimde s›n›fland›rma, koruma, restorasyon, sergileme ve yay›nlama da müze-nin etkinlikleridir ve bilgisi kuramsallaflt›r›labilir. Benim üstünde durmak istedi¤imve hiç de¤ilse kavramsallaflt›rmaya çal›flaca¤›m etkinlik “sergi mekan›n›n tasar›m›”olacakt›r. Halkbilimi müzesinin koleksiyonunu günlük hayat›n nesneleri oluflturur.‹ster bir çeflme, ister bir kap›, isterse bir bardak olsun, müze ortam›na tafl›nd›¤›ndaya da var oldu¤u ortam müzeye dönüfltürüldü¤ünde günlük hayatla iliflkisini farkl›bir biçimde kurmaya bafllar. Bu dönüflüm kaç›n›lmazd›r ve ancak bunun kabulü ilehalkbilimi müzesi mümkün olabilecektir.

Bir kez daha 1985 y›l› bildirilerine dönersek, birçok kat›l›mc›n›n dile getirdi¤ikonunun sergi mekan› ile do¤rudan iliflkili oldu¤unu görürüz. Kat›l›mc›lara göre halkmüzesinin kapsaml› bir aç›k hava müzesine dönüfltürülmesi kaç›n›lmazd›r. Çünkümüze ortam›na tafl›nmas› gereken malzeme farkl› ölçeklerde olabilir. Örne¤in halkkültürünün üretti¤i tart›flmas›z kabul edilen nesnelerin aras›nda sivil mimari yap›la-r›, de¤irmenler, kuyular, sarn›çlar, köprüler, ambarlar, a¤›llar, zeytinlikler, flarapl›k-lar, f›r›nlar, köy odalar›, dükkanlar, mescitler, çad›rlar say›lmaktad›r. Maliyet ve tek-nik detaylar bir an için göz ard› edilirse, ad› geçen nesneler tek bir çat› alt›nda top-lanabilir ve sergilenebilir. Bir yap›y› müzenin içinde, hatta geçici olarak, sergilemekrastlanmad›k bir yaklafl›m de¤il. (Foto¤raf 22) Ancak kat›l›mc›larca “bu müzelerinkuruluflunda göz önünde bulundurulmas› gereken en önemli ilkelerden biri ‘çevreye

MÜZEC‹L‹K VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ SERG‹ MEKANI TASARIMI VE BA⁄LAM ÜZER‹NE NOTLAR

115

uygunluk’ olarak belirlenmifltir.”6 “Çevre”, “müze” ortam›nda “sergi mekan›” ile ça-k›flmaktad›r. Halkbilimi müzesinin oluflturdu¤u çevre sergi mekan›n›n kendisidir.Müze yap›lar›nda sergi mekanlar›n›n koleksiyonlara göre kurgulanmas› ve ayd›nlat-ma, iklimlendirme gibi gerekli alt yap›n›n sa¤lanmas› uzmanlarca yap›lmaktad›r.Uzun y›llard›r müzelere gönül vermifl kiflilerin bireysel ve kurumsal çabalar› ile, bu-gün Türkiye’de de örnek çal›flmalara rastlanmaktad›r. Tüm müze ifllevlerinde olma-sa da, sergi için ayr›lan mekanlarda minimum standartlar sa¤lanmakt›r. Sergilememekan›n›n tek bir müze yap›s› de¤il de bir “çevre” olmas›, yeni bir yorum yeni birbak›fl aç›s› gerektirir mi? Yan›t›m k›saca hay›r olacak ve nedenini aç›klamaya çal›-flaca¤›m.

Birçok müzenin sergi mekan› ayn› zamanda depo alanlar›n›n do¤al bir uzant›s›olarak davran›r. Arfliv ve koleksiyonlar sergilenen nesnelerle birlikte araflt›rmac›la-r›n yorumlar›na sunulur. Sergi mekan›n›n mimarisi koleksiyonun fiziksel özellikleriile birlikte ele al›n›r. Bir baflka de¤iflle sergilenecek nesnelerin boyutlar›, malzeme-leri, renkleri, ›fl›¤a duyarl›l›klar›, dokular› sergi mekan› tasar›m›n›n verileri olur. Ko-leksiyonu ve arflivi belli olmayan bir müzenin sergi mekan›n›n ölçe¤ini ve kapsam›-n› belirleyen ne olacakt›r? Müze sözcük olarak bir yap›ya referans verdi¤inde, sorun,yap›n›n depo, arfliv ve sergi mekanlar›n›n boyutlar› ile s›n›rl› olarak çözülebilir. Mü-ze sözcü¤ü bir “çevreye” referans veriyorsa, sergi mekan›n k›s›tlar› “yer”le nesnearas›nda belirlenecektir. Yer ayn› anda çevre ve müzenin sergi mekan›d›r.

Sempozyumlarda yap›lan tart›flmalarda yerin oluflturulmas› ile ilgili olarak ikisomut öneri seçenek olarak sunulmaktad›r: var olan bir ya da birden fazla çevreyimüzeye dönüfltürmek ya da uygun bir arazi seçerek müzeyi oluflturmak. Müzeye dö-nüfltürülmeye de¤er “yerler” net olarak önerilmektedir. Safranbolu, Göynük, Kula,Do¤u Karadeniz Köyleri, Kayseri iç kale, Mardin ve Urfa’da uygun görülen yerlerinbugünkü konumlar› karar›n gözden geçirilmesini gerektirebilir. Seçilen bir arazi üze-rinde müzeyi oluflturmakla ilgili dile getirilen yöntemler, ya nesneleri bu yere “tafl›-mak” ya da “özgün nitelikleri korunarak yeniden üretmek” olarak özetlenebilir.7 Be-nim öne sürmek istedi¤im görüfl, müzenin oluflumu ve yer seçimi ile ilgi önerilerindaha üst bir çerçeveden bak›ld›¤›nda, halk kültürünün bilgisini toplamak, saklamakve aktarmak ad›na, birbirinden farkl› olmad›¤›d›r. ‹ster var olan bir yerleflim müzeyedönüfltürülsün isterse var olan yerleflimlerden seçilmifl yap›lar düzenlenmifl bir ala-na tafl›ns›n, isterse seçilmifl bir alanda yeniden infla edilsin, sergileme ve temsil aç›-s›ndan kavramsal ve ifllevsel hiç bir farkl›l›k olmayacakt›r.

Bir kez daha bafla dönersek, yirmi y›l önceki tart›flmalarda sat›r aralar›nda gizliolan kavramlar ve; varl›¤›ndan söz edebiliyorsak e¤er, temsile dayal› kuramlar, or-taya ç›kar›l›p tart›fl›lmadan, günümüz halkbilimi müzesinin Türkiye’de nas›l olmas›gerekti¤i ile ilgili sa¤l›kl› bir sonuca var›lamaz. Sat›r aralar› yoruma aç›k önermeler-den birkaç›n› s›ralamak gerekirse:

Bu müzeler k›rsal alan› temsil eden uygun bir çevre içinde o çevreye uygun halkmimarisi örnekleri ile onlara mahalli özellikler ve fonksiyonlar› bak›m›ndan uyumiçinde bulunan çeflitli eflyadan ibarettir.8

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

116

Ankara’daki Folklor Aç›k Hava Müzesinde Türkiye’nin yedi bölgesinin yap› zen-ginli¤i gözler önüne serilmelidir. Mimar ve folklor araflt›rmac›lar›ndan oluflan ekiple-rin bölgeleri gezerek tespit edecekleri yap›lar›n planlar›, rölöveleri ç›kart›ld›ktan son-ra ayn›s›n›n müze alan›nda yap›lmas› yoluna gidilmelidir. Kap› tokmaklar›, kilitler,tavan süslemeleri sökülerek yeniden yap›lacak binalara monte edilebilecektir.9

‹kinci seçenek “belli k›staslara göre seçilmifl örneklerin, salt bu amaca ayr›lm›flbir mekanda, yeni bir planlama ile düzenlenmesidir. Bu durumda yap›lar kendi do-¤al çevrelerinden ayr›lm›fl olacak, yeni yarat›lan “çevre” de hiç bir zaman tam anla-m›yla “geleneksel” ö¤eler içeremeyecek “yapay” olacakt›r.10

Müze binalar›n›n müze alan› içinde yerlefltirilmesinde veya da¤›l›m›nda binala-r›n birbiri ile olan iliflkileri, çevreye uyumlar› ve tarihi gerçeklere uygunluklar› üze-rinde titizlikle durulmal›d›r.”11

Müze alan›ndaki suni ve tabii bitki örtüsü de çevreye uygunluk göstermelidir.12

Yap›lar›n içine yerlefltirilecek eflyalar, yap›n›n yöresinden temin edilmekle bera-ber, müzede baz› mekanlarda Türkiye’nin bütün yörelerinden derlenmifl eflyalar tefl-hir edilebilir. Sözgelimi ah›rda Türkiye’de kullan›lan bütün e¤er, semer tipleri bulu-nabilir. Bütün araba türleri bir sundurman›n alt›nda toplanabilir.13

Evlerde baz› odalar›n gelin odas›, lo¤usa odas›, sünnet odas›, misafir odas› bi-çiminde düzenlenerek ilgili eflyalar›n bu odalara yerlefltirilmesi fonksiyonel teflhirisa¤layacakt›r.14

K›sacas› günlük hayata ait nesnenin kültür malzemesine dönüflmesinin mekan›müzedir. Yöntem farkl›l›klar› sonucu de¤ifltirmez. Ve ancak böyle bir önerme ile yo-la ç›k›ld›¤›nda, halk müzelerinin do¤as› gere¤i çözümleyemeyece¤i “orijinal” olan›“otantik” ortam›nda sergileme sorunu sorun olmaktan ç›kacak, belge birikiminin vebilgi üretiminin arac› haline gelecektir.

Müzecilikte s›k kullan›lan “orijinal” ve “otantik” sözcüklerinin Türkçe karfl›l›kla-r› üst üste çak›flt›r›larak kullan›l›r. “Özgün”, “as›l” ve “hakiki” olma durumu bir sanatmüzesi için nas›l karmafl›ksa, bir halkbilimi müzesi için de ayn› derecede içinden ç›-k›lmaz hale gelebilir. Öyle ki yirmi y›l daha tart›fl›lsa da neyin nas›l toplanmas›, ko-runmas› ve sergilenmesi gerekti¤i konusunda ortak bir görüfl üretmek oldukça zorolacakt›r. Yalanc› ve taklit olmayan, özgün olanla k›yaslanabilecek kadar kusursuzbir flekilde yeniden üretilmifl olan nesne hakk›ndaki yarg›, malzeme, teknik, ara ele-manlar, üreticisinin el izleri gibi bilgileri içerecek çok detayl› haz›rlanm›fl bir “kontrollistesini” (check list) gerekli k›lacakt›r.

Müzecilikte otantifikasyon, hakiki olan› tespit ifllemi, genellikle nesnenin üreti-cisinin ya da sanatç›n›n kimli¤inin saptanmas› ile bafllar.15 Halk kültürünün nesne-leri ço¤unlukla anonimdir. Sanat nesnesi toplayan müzelerin bilimselliklerini kan›t-lamalar›n›n önemli arac›, nesnenin üretim tarihinin kesin olarak saptanmas›d›r. Nes-nenin hangi tarihte, nerede ve kim taraf›ndan üretildi¤inin bilgisi nesneyi belge nite-li¤ine tafl›yacak, ve bir belge olarak kurumsallaflt›racakt›r. Ancak üretimi gelenek-selleflen ve “zamans›z” (timeless) bir de¤er tafl›yan halk kültürü nesneleri hep her

MÜZEC‹L‹K VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ SERG‹ MEKANI TASARIMI VE BA⁄LAM ÜZER‹NE NOTLAR

117

zamana aittir. Özgünlü¤ü üreticisinden ba¤›ms›z olarak saptan›r. Halk kültürününözgün nesnesinin arkas›nda bir imza aranmaz.

Bu koflullarda, kurulacak olan müzedeki herhangi bir nesne, do¤as› gere¤i, ye-niden üretime (reproduction) aç›kt›r denebilir. Halk sanat›n›n nesilden nesile, usta-dan ç›ra¤a aktar›lan üretim biçimlerinin, estetik de¤erlerinin gelenekselleflmesi ye-niden üretilmesi ile mümkün olur. Ancak röprodüksiyon, taklit (imitation) gibi, mü-zecilikte kula¤a çokta hofl gelmeyen bir nesne tan›m›d›r. En mükemmel röprodük-siyon bile orijinal kadar “de¤erli” de¤ildir. Burada alt› çizilmesi gereken sözcük de-¤erdir. Halkbilimi müzesinde yer alacak herhangi bir nesnenin de¤eri farkl› kriterler-le ölçülecektir. Bu de¤erlerin neler olabilece¤ini konusu do¤rudan halkbilimi müze-si ile iliflkili olmayan bir örnekle aç›klanabilir.

Sözünü edece¤imiz, 1929 y›l›nda, Barselona’da Uluslararas› bir fuar kapsam›n-da üretilen, 1930 y›l›nda y›k›lan ve 1983-86 y›llar› aras›nda, ayn› alanda yeniden in-fla edilen bir sergi yap›s›. Alman Pavyonu olarak an›lan yap›n›n tasar›m› Alman Hü-kümeti taraf›ndan, bugün hemen her mimarl›k ö¤rencisinin tan›d›¤›, Mies van derRohe ve Lilly Reich’e verilmiflti. Yap›n›n bir süre için yok oluflundan da anlafl›laca¤›gibi geçici bir süre için düzenlenen sergi ve tasarlanan sergi yap›s›, o günün koflul-lar› ile çok kifli taraf›ndan gezilmese de Mies’in Barcelona Pavyonu modern mimar-l›¤›n temel tafllar›ndan biri olarak tarihe geçti.16 (Foto¤raf 23-24) Siyah beyaz fotog-raflar› ile zaman›n mimarl›k tarihçileri ve elefltirmenleri taraf›ndan her vesile ile gün-deme gelen bu yap›, üzerine oturdu¤u platform, plan düzenlemesi, tafl›y›c› sistemi,malzemesi, detaylar› ve hatta mobilya ve d›fl mekandaki heykeli ile modern mimar-l›k anlay›fl›n›n sembollerinden biri haline geldi. Barcelona pavyonun yeniden infla-s›ndan sonra yap›lan istatistiklere göre sonuç hiçte beklendi¤i gibi olmad›. Bekleni-lenin aksine, yap› ö¤rencilerin ve modern mimarl›k araflt›rmac›lar›n u¤ra¤› halinegelmedi. ‹lk üretildi¤i y›lda da çok ziyaretçisi olmayan yap›n›n y›llar içinde oluflanflöhreti yeniden infla edildi¤inde artmad›. Bir ülkeyi temsil etmek amac› ile 1929 y›-l›nda tasarlanan yap›n›n röprodüksiyonu, modern mimarl›k söylemini temsil ediyor-du ve bilgisi çoktan tarihe geçmiflti.

Bu bak›fl aç›s›ndan yola ç›karak, amaç temsil edilen bilginin belgelenmesi veço¤alt›lmas› ise, nesnenin bu belgelerle yeniden üretilmesi oldukça gereksiz bir ça-ba olarak yorumlanabilir. Yeniden üretim, ancak bilginin aktar›lmas›nda seçilecekyöntemlerden biri olabilir. Bir baflka de¤iflle, yeniden üretilen yap› bir amaç de¤il biraraçt›r. De¤eri “hakiki” oluflunda de¤il, tafl›d›¤› bilgi zenginli¤inde ve do¤rulu¤unda-d›r.

Barcelona Pavyonu yeniden üretildikten sonra yak›n çevresinin de özgün duru-muna getirilmesi üzerine çal›fl›lm›fl, hatta 1980’li y›llarda yap›lan tart›flmalarda tümalan›n yeniden üretilmesi de önerilmifltir. Bugün yeniden üretilen yap›n›n fotografla-r›n›n çerçeveledi¤i alanda bu baflar›lm›flt›r. Ancak bu da durumu de¤ifltirecek bir et-ken olmayacakt›r.

1985 y›l›nda düzenlenen Sempozyum bildirilerine geri dönersek, Mimarl›k tarih-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

118

çisi ve Restorasyon uzman› Ömür Bak›rer ve Emre Madran bildirilerinde, somut ve-rilere dayanarak, önerilerini gelifltirmifl ve bir aç›k hava müzesinde olmas› gerekenyap› tiplerini belirlemifllerdir. Bu yap›lar›n nas›l bir ortamda sergilenece¤i ile ilgili ka-rar korumac› bilincinin süzgecinden geçerek verilmifltir.

Sivil mimari örnekleri iki de¤iflik biçimde sunulabilir. Bunlardan birincisi, bu ör-neklerin kendi do¤al ve insan eliyle yap›lm›fl çevrelerinde, yüzy›llarca al›fl›lagelmiflbiçimlenmeler ve dokular içinde ele al›nmas› ve düzenlenmesidir. Bu durumda, ve-rilecek karar, Ülkenin bu içeri¤e uygun bir yöresinin seçilmesi yönünde olacakt›r.Daha sonraki aflamalar ise, bu çevrenin tüm ö¤eleriyle sa¤l›klaflt›r›larak yeni iflleveuygun olarak kullan›lmas›n›n sa¤lanmas›d›r. Tüm ö¤eler deyimi ile, salt yap›lar de-¤il, bunlar›n yan› s›ra, yerleflmenin genel dokusu, avlu duvar›, elektrik dire¤i, çeflmevb sokak mobilyas›, floras› vb. anlafl›lmaktad›r.17

Daha önce de söz etti¤imiz gibi, otantifikasyon iflleminin en önemli bilgi kay-naklar›ndan biri nesnenin üretildi¤i yerdir.18 Benzer biçimde, yöresellik ve co¤rafibölgelere göre farkl›laflan üretim biçimleri, halkbilimcilerin araflt›rmalar›na yön ve-ren önemli etmenlerdir. S›rf bu nedenle bugüne kadar yap›lan tart›flmalarda co¤rafiözellikler yap›lan seçimlere ve s›n›fland›rmalara ›fl›k tutmufltur. Ancak sergileneceknesnelerin üzerine yerlefltirilece¤i “yer” de serginin parças› olacaksa, tüm al›nt›lardasözü geçen “çevre”de bir sergi nesnesine dönüflecektir.

Güzel bir çay bahçesi, içinde su kaynaklar›n›n yüzdü¤ü küçük bir gölcük, köyspesiyaliteleri satan, aflhane, çayhane, hat›ra eflya dükkanlar› ve piknik alanlar›.19

Tüm bu ad› geçen nesneler birer sergi eleman› ve sergi “objesi” olarak ikili ya-flant›lar›n› müze mekan›nda süreceklerdir ve halkbilimi müzesinde bir sergi nesnesi-ne dönüflen “yer” yeniden üretime aç›kt›r.

Daha önce de belirtildi¤i gibi, halk kültürünün üretti¤i nesneler yeniden üretile-bilirlikleri garantiye al›nmak üzere tasarlanm›fllard›r. Halka mal olmufllu¤u tart›fl›l›r,ancak hat sanat›, ç›ra¤›n ustal›kta daha do¤rusu, “kopyalamakta” ustas›n› geçti¤ikadar baflar›l› say›ld›¤› bir “el sanat›d›r”. Sergi mekan›n›n nesneye dönüflümü yeni-den üretimini meflrulaflt›r›r ve bu yorumla halkbilimi müzesinin oluflturuldu¤u “çev-re”, “yer”, var olan bir alan›n dönüflümü ya da yeniden üretimi ile elde edilebilir.20

Nesneler tafl›nabilir ya da özgün malzemeler ve tekniklerle yeniden üretilebilir, seçi-len yöntem sonucu ve yorumu de¤ifltirmeyecektir.

Burada yeniden üretimin ortam› temsildir. Temsil, ancak hakiki olan›n yoklu-¤unda var olabilir. Müzenin kurgulanaca¤› “yer”, korunmaya al›narak dönüfltürülenbir çevreden elde edilse bile art›k “o eski” çevre de¤ildir ve otantik olan›n ancaktemsilidir. (Foto¤raf 25-26) Temsil müzecilikte düflünülebilecek en kusursuz röpro-düksiyon, yeniden üretim arac›d›r ve sergi onun mekan›d›r. Yap›lar ve di¤er nesne-ler yeniden üretilebilir ya da tafl›nabilir. Her iki koflulda da ba¤lamla kurulan iliflki-nin kurgulanm›fll›¤› de¤iflmez. Yap›lar yerinde korunarak müze nesnesi haline geti-rilse de ba¤lamla kurulan iliflkinin yorumu de¤iflmeyecektir. Sergi mekan olarakba¤lam ba¤›ms›zd›r.

MÜZEC‹L‹K VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ SERG‹ MEKANI TASARIMI VE BA⁄LAM ÜZER‹NE NOTLAR

119

Sonuç olarak halkbilimi müzesinin nesnesi sokak, mahalle, konut, kahve, f›r›n,kundurac›, köy odas›, dükkan, mescit, çad›r, de¤irmen, kuyu, sarn›ç, köprü, ah›r,ambar, zeytinlik, flarapl›k, a¤›l gibi büyük ölçekli; ya da müzik aletleri, kilimler, ma-sa, sedir, tart› aletleri, ayd›nlanma ve ›s›nma gereçleri, oyuncaklar, k›yafetler ve ta-k›lar gibi küçük ölçekli olabilecektir.21 Bu çok kapsaml›l›k içinde, müzenin oluflturu-laca¤› çevre, do¤as› gere¤i, ayn› anda hem serginin mekan› ve hem de nesnesi ola-cakt›r. Serginin yarataca¤› ba¤lam ba¤›ms›z mekanda belge de¤eri tafl›yan her nes-nenin bilgisi do¤ru iletildi¤i sürece özgün ya da taklit, otantik ya da yapay tart›flma-s› anlams›zlaflacakt›r. (Foto¤raf 27)

B‹BL‹OGRAFYA- Agrest, Diana ve Mario Gandelsonas. “Semiotics and Architecture: Ideologi-

cal Consumption or Theoretical Work,” (Dilbilimi ve Mimarl›k: ‹deolojik Tüketim yada Kuramsal Çal›flma) Oppositions, vol. 1, Eylül 1973, sy.94-100.

- Angotti, Thomas. “Planning the Open-Air Museums and Teaching the His-tory: The United States in the World Context,” Museum, vol.34, no.3, 1982, sy.180-185.

- Architectureproduction, (Mimarl›k Yeniden Üretim) New York: PrincetonArchitectural Press, 1988.

- Asatekin, N. Gül. “Genelde Aç›k Hava Müzeleri ve Türkiye’de Bir Aç›k-HavaMüzesi Kurulmas› Konusunda Baz› Öneriler,” Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türki-ye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozumu Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› MilliFolklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›: 64, Seminer, Kongre Bildirileri Dizisi: 18, Anka-ra: Ankara Üniversitesi Bas›m Evi, 1985, sy.53-60.

- Bak›rer, Ömür ve Emre Madran. “Anadolu’da Konut Mimarisi ve Bir Aç›k-Hava Müzesinde Yer Alabilecek Konutlara ‹liflkin Gözlemler,” Folklor Aç›k-Hava Mü-zelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozumu Bildirileri, Kültür ve Turizm Ba-kanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›: 64, Seminer, Kongre Bildirileri Dizi-si: 18, Ankara: Ankara Üniversitesi Bas›m Evi, 1985, sy.77-84.

- Bendix, Rejina. In Search of Authenticity: The Formation of Foklore Studies,(Otantiklik Aray›fl›: Halk Bilimi Çal›flmalar›n›n Oluflumu) Madison: University of Wis-consin Press, 1997.

- Folklor Aç›k-Hava Müzelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› SempozyumuBildirileri, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›: 64,Seminer, Kongre Bildirileri Dizisi: 18, Ankara: Ankara Üniversitesi Bas›m Evi, 1985.

- Hooper-Greenhill, Eilean. Museums and the Shaping of Knowledge. (Müze-ler ve Bilgiyi fiekillendirmek) London & New York: Routledge, 1992.

- Koflay, Hamit Zübeyr. Aç›k Hava Müzeleri, Ankara: M.E. Bakanl›¤›, 1958. “Türkiye’de Aç›k Hava Müzeleri Kurulmal›d›r,” Önasya Dergisi

- Makaleler ve ‹ncelemeler, Ankara, 1974.- Matvienko, Anatole. “The Museum of Folk Life and Architecture,” Museum,

vol. 34, no.3, 1982, sy.162-170.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

120

- Mette Skougaard. “The Ostenfeld Farm at the Open-Air Museum; Aspects ofthe Role of Folk Museums in Conflicts of National Heritage,” (Aç›k Hava Müzesin-deki Ostenfeld Çiftli¤i; Halk Bilimi Müzelerinin Milli Miras Çeliflkilerinde Oynad›¤› RolÜzerine) Nordisk Museology, no.2, 1995, sy. 23-32.

- Phillips, David. Exhibiting Authenticity, (Otantikli¤i Sergilemek) Manchester:Manchester University Press, 1997.

- “Principles for the creation and operation of open-air museums,” (Aç›k-Ha-va Müzelerinin Yarat›lma ve ‹flleyifl Prensipleri) 1957 ICOM deklarasyonuna ek.

- Toygar, Kamil.”Aç›klamal› Folklor Aç›k-Hava Müzeleri Bibliyografyas›,”Halk Kültürü, 1984/4, ‹stanbul, 1985.

- Türko¤lu, Sabahattin. I. Milli Kültür fiuras›, sunulan bildiri, Ankara 1982. - Uysal, Ahmet E. “Aç›k-Hava Müzelerinin Kurulmas› ve ‹flletilmesi Hakk›nda

ICOM’ca tespit edilen ilkeler,” Türk Folkloru Araflt›rmalar›, Ankara, 1984.

NOTLAR1 Konunun çerçevesi ilk olarak Turizm ve Kültür Bakanl›¤›nca 1982 y›l›nda An-

kara’da düzenlenen I. Milli Kültür fiuras› s›ras›nda çizilmifltir. Dr. Hamit Zübeyr Ko-flay’›n bireysel çabalar›n›n yan› s›ra, 6-9 temmuz 1956 tarihleri aras›nda ‹stanbul’datoplanan Müzeler Dan›flma Kurulu ve ayn› y›l Türkiye’nin kat›l›m› ile ‹sviçre’de ger-çekleflen ICOM Konferans› “Halk Bilimi Müzecili¤inin” kurumsallaflmas›na katk›dabulunmufltur.

2 Rektör, Prof. Dr. Mehmet Gönlübol, Aç›l›fl Konuflmas›, Folklor Aç›k-Hava Mü-zelerinin Türkiye’de Kurulma ‹mkanlar› Sempozyumu Bildirileri, Kültür ve TurizmBakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Yay›nlar›: 64, Seminer, Kongre BildirileriDizisi: 18, Ankara: Ankara Üniversitesi Bas›m Evi, 1985, sayfa 2.

3 Bir ilki gerçeklefltirdi¤i için ad›ndan s›k söz edilen Kopenhag’da 1885 y›l›ndahalka aç›lan Danimarka Halk Müzesi’nin bilimselli¤i, kurucusu Bernard Olsen’intemsil etti¤i patriyotik ideolojinin gölgesinde kalm›flt›r. Danimarka Ulusal Müzesi’ninküratörlerinden Mette Skougaard’›n belirtti¤i gibi, 1901 y›l›nda Danimarka köy kül-türünün örneklerini görmek için müzeyi ziyaret edenler flaflk›nl›k veren bir gerçeklekarfl›lafl›yorlard›. Asl›nda müzede sergilenen çiftlik evleri Danimarka köylerinden de-¤il 17. Yüzy›lda ‹sveç ve 1864 Prusya savafl› ile Almanya hakimiyetine geçen top-raklardan getirilmiflti. Evlerin sat›n al›nma ve tafl›nma öykülerindeki detaylar Osten-feld Çiftli¤i ve benzeri oluflumlar›n arkas›nda yatan milli kimlik aray›fllar›n› aç›kçaortaya sermektedir. Detayl› bilgi için bak›n›z; Mette Skougaard. “The OstenfeldFarm at the Open-Air Museum; Aspects of the Role of Folk Museums in Conflicts ofNational Heritage,” (Aç›k Hava Müzesindeki Ostenfeld Çiftli¤i; Halk Bilimi Müzeleri-nin Milli Miras Çeliflkilerinde Oynad›¤› Rol Üzerine) Nordisk Museology, no.2, 1995,pp. 23-32.

4 Diana Agrest and Mario Gandelsonas. “Semiotics and Architecture: Ideologi-cal Consumption or Theoretical Work,” (Dilbilimi ve Mimarl›k: ‹deolojik Tüketim yada Kuramsal Çal›flma) Oppositions, vol. 1, September 1973, pp.94-100.

MÜZEC‹L‹K VE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ SERG‹ MEKANI TASARIMI VE BA⁄LAM ÜZER‹NE NOTLAR

121

5 Eilean Hooper-Greenhill, Museums and the Shaping of Knowledge. (Müzelerve Bilgiyi fiekillendirmek) London & New York: Routledge, 1992.

6 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 21.7 Halk bilimi müzesinin kurulmas› uygun görülen yerler: Ankara ve yak›n çevre-

sinde; Atatürk Orman Çiftli¤i, Sö¤ütözü, Seyitgazi, Mogan, E¤mir Gölleri; AfyonDevlet Fidanl›¤›, Elaz›¤’da Harput; Urfa, Çukurova, Konya Selçuk Üniversitesi,Ege’de Yund da¤lar›, Side olarak örneklenebilir.

8 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 21.9 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 28.10 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985. Sayfa 80.11 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 23.12 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 24.13 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 28.14 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 31.15 David Phillips. Exhibiting Authenticity, (Otantikli¤i Sergilemek) Manchester:

Manchester University Press, 1997.16 Architectureproduction, (Mimarl›k Yeniden Üretim) New York: Princeton Arc-

hitectural Press, 1988.17 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 80.18 Rejina Bendix. In Search of Authenticity: The Formation of Foklore Studies,

(Otantiklik Aray›fl›: Halk Bilimi Çal›flmalar›n›n Oluflumu) Madison: University of Wis-consin Press, 1997.

19 Kongre Bildirileri Dizisi, 1985, Sayfa 48.20 Müzenin yeniden kurgulanaca¤› “yer” hep bir müze yap›s›ndan daha fazla bir

yap› kompleksi bir “çevre” olarak adland›r›lm›flt›r. Özellikle kuzey Avrupa’da buçevrenin endüstri alanlar›ndan mümkün oldu¤unca uzakta olmas› gerekti¤ine de¤i-nilmifltir. Çünkü müzelerin kurulmas›ndaki amaç kaybolmakta olan el sanatlar›n›nkorunmas›d›r. El sanatlar›n›n at›l kalmas›n›n nedeni seri üretim ve onun araçlar›d›r.Buda az önce sözünü etti¤imiz röprodüksiyondan farkl› alg›lanmal›d›r.

21 Rektör Prof.Dr.Gönlübol’un 1985’de gerçekleflen sempozyumun aç›l›fl konufl-mas›nda kurulacak olan müzeyi “müzi¤i, mutfa¤›, halk tiyatrosu, giyim kuflam ve ta-r›m aletleri koleksiyonlar›, karagöz perdesi ve Türk Folkloru Dokümantasyon mer-kezi ile hem sosyal bilimlerin bir uygulama alan›, hem ö¤retim ve hem de tan›tmafonksiyonlar›n› bünyesinde kaynaflt›ran örnek bir kurulufl” olarak tan›mlamaktad›r.‹ktidardaki Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Müsteflar› Kemal Gökçe’nin tan›m› farkl› birson ürün ça¤r›flt›rmaktad›r. Gökçenin kendi sözleri ile “Halk›n geleneksel yaflay›fl›-n›, ekonomik faaliyetlerini, zanaat ve sanatlar›n›, k›sacas› Folklorunu genifl kitleleregöstermek, kaybolmakta olan kültürel miras› korumak, bilhassa halk mimarisinin ti-pik örneklerini genelde veya seçmeli olarak korumak düflüncesi ile gelifltirilen bumüzelere Folklor Aç›k Hava Müzeleri” ad› verilmektedir; sayfa 3.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

122

GELENEKSEL TÜRK T‹YATROSU MÜZEC‹L‹⁄‹N‹N ÖNEM‹

Mevlüt ÖZHAN

Genel olarak müze; sanat yap›tlar›n› ve do¤a nesnelerini toplayarak bunlar› top-lumun geliflmesi ve e¤itilmesi amac›yla inceleyen, sergileyen, koruyan kurum ola-rak ifade edilir. Onsekizinci yüzy›lda ortaya ç›kan müzecilik kavram› daha sonrakiy›llarda geliflme göstermesine karfl›n ancak yirminci yüzy›lda bilimsel yaklafl›mla eleal›nmaya bafllar. Ülkemizde ise ondokuzuncu yüzy›l›n ortalar›nda bafllayan müzeci-lik Cumhuriyetin ilan›ndan sonra geliflip yayg›nlafl›r. Önce büyük kentlerimizdenbafllamak üzere müzeler kurulur. Bu müzelerden baz›lar›nda (Topkap› Saray› Müze-si’nde oldu¤u gibi) hem arkeolojik hem etnografik malzemeler birlikte sergilenir. Ba-z›lar›nda ise sadece arkeolojik eserler sergilenir.

Üzerinde pek çok medeniyetin filizlenip geliflti¤i, Anadolu, bu medeniyetlerinyaratt›¤› kültür ve sanat de¤erlerinin ço¤unu günümüze kadar yaflatm›flt›r. Bu zen-gin de¤erlerin korunarak gelecek kuflaklara aktar›lmas›, ça¤dafl müzecilik anlay›fl›içerisinde sergilenmesiyle mümkün olacakt›r.

Son y›llarda ça¤dafl müzecilik anlay›fl›na uygun müzeler yap›lmakta, kültürelde¤erlerimiz bu müzelerde en iyi flekilde sergilenmektedir. Ancak ülkemizde folkloraç›k hava müzeleri ile ihtisas müzelerinin olmay›fl› büyük eksiklik olarak gözümüzeçarpmaktad›r. Avrupada ondokuzuncu yüzy›l›n sonlar›na do¤ru kurulmaya bafllayanve bugün bütün Avrupa ülkelerinde yayg›nlaflan folklor aç›k hava müzeleri ülkemiz-de henüz kurulamam›flt›r. Kültür Bakanl›¤› ve Ortado¤u Teknik Üniversitesi iflbirli¤iile 1985’lerde bafllat›lan çal›flmalar ne yaz›k ki çeflitli nedenlerden dolay› sonuçlan-d›r›lamam›flt›r. Oysa dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de sosyal yaflamdaki ve tek-nikteki geliflmeler pek çok folklorik de¤erleri yok etmektedir. Bu de¤erlerin zamankaybedilmeden toplan›p ça¤dafl bir anlay›flla sergilenerek gelecek kuflaklar›n hiz-metine sunulmas› gerekir. Geleneksel Türk tiyatrosu olarak nitelendirdi¤imiz kara-göz, kukla, ortaoyunu, meddahl›k, dramatik köy seyirlik oyunlar›da geleneksel kül-türel de¤erlerimiz içerisinde önemli yer tutmaktad›r. ‹nsanl›¤›n varoluflundan itibarenüretim iliflkilerinden ve inançtan kaynaklanan dramatik köy seyirlik oyunlar› ifllevi-ni kaybetti¤i için günümüzde art›k oynanmamaktad›r, oynananlar da e¤lenmekamac›yla oynanmaktad›r. Ortaoyunu, meddahl›k günümüzde klasik biçimiyle oy-nanmamaktad›r. Karagöz ve kukla ise çok az say›daki kurum, kurulufl ve sanatç›n›n

123

çabas›yla yaflat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu kültürel de¤erlerimizle ilgili malzeme vedokümanlar›n toplu olarak sergilendi¤i bir müzeye sahip de¤iliz. Yaln›z karagöz tas-virleri de¤iflik kurumlarca arflivlenmekte veya sergilenmektedir. Kültür Bakanl›¤›Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü Halk Kültürü Arflivi enzengin karagöz tasviri koleksiyonuna sahiptir. Katip Salih, Hayali Memduh, HayaliNazif, Hayali Küçük Ali, Rag›p Tu¤tekin, Metin Özlen, Kemalettin Sevilen ve isimle-ri bilinmeyen baz› sanatç›lar›n tasvirlerinden oluflan binbeflyüze yak›n tasvir HalkKültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü Arflivinde korunmaktad›r. Ay-r›ca Topkap› Müzesinde, Y›ld›z Saray› Müzesinde ve ‹stanbul Belediye Müzesinde ba-z› sanatç›lar taraf›ndan yap›lan tasvirlerle, ortaoyunu kostümlerinin bir bölümü ser-gilenmektedir. Sözünü etti¤imiz yerlerdeki dokümanlar daha çok arflivlik malzemeolarak korunmaktad›r. Oysa bu malzemelerin çeflitlendirip zenginlefltirilerek bir mü-zede en iyi flekilde sergilenmesi gerekir. Pek çok Avrupa ülkesinde ve Sovyetler Bir-li¤i’nin da¤›lmas›yla oluflan ülkelerin baz›lar›nda kukla ve gölge oyunu müzeleri ku-rularak kendi kuklalar› sergilenmektedir. Fransa ve Almanya gibi ülkeler ise kendikuklalar›n›n yan›s›ra di¤er ülkelerin kukla ve gölge oyunu malzemelerini toplayaraksergilemektedirler.

Geleneksel tiyatro malzemelerinin sergilenmesi bu kültür de¤erimizin gelecekkuflaklara aktar›lmas› bak›m›ndan önem tafl›d›¤› gibi ça¤dafl tiyatro rejisörlerinin,sanatç›lar›n›n oyun yazarlar›n›n, sahne tasar›mc›lar›n›n yararlanmalar› için de önemtafl›maktad›r.

Her ulusun geleneksel tiyatrosu o ulusun edebiyat›, halk müzi¤i, halk oyunlar›,el sanatlar› giyim kuflam›, sosyal iliflkileri, üretim iliflkileri, yaflam biçimleri, estetikve sanat anlay›fllar› konusunda bilgiler verir, ait oldu¤u dönemin bütün bu bilgilerinigelece¤e yans›t›r. Örne¤in karagöz oyunlar›nda canland›r›lan tiplerin yaflad›¤› döne-min insan iliflkileri, davran›fl biçimi, edebiyat›, giysileri, müzi¤i ve sanat anlay›fl› hak-k›nda bilgiler ediniriz. Kukla, ortaoyunu, meddahl›k ve köy seyirlik oyunlar› için deayn› fley sözkonusu. Bu anlamda geleneksel tiyatro müzeleri bize folklorumuzun he-men her alan›nda bilgi sunma özelli¤ini tafl›rlar.

Geleneksel Tiyatro Müzesinde neleri nas›l sergilemeliyiz. Öncelikle karagöz,kukla, ortaoyunu, meddahl›k köy seyirlik oyunlar›yla ilgili bugüne kadar yap›lanaraflt›rmalar sonucunda elde edilen yaz›l› ve görsel dokümanlar› bir araya toplama-l›y›z. Bu dökümanlar› inceleyerek neleri, nerelerden, kimlerden ve nas›l bulaca¤›m›-z› tespit etmeliyiz. Bu tespitten sonra karagözle ilgili olarak; de¤iflik sanatç›lar›n tas-vir örnekleri, tasvir kal›plar›, tasvir yap›m›nda kullan›lan deri, tasvir kal›b›, b›çaklar(nevregan tak›m›), boyalar, karagöz perdesi (de¤iflik dönemlere ait) ayd›nlatmaaraçlar›, oynat›m çubuklar›, malzeme sand›¤›, kuklayla ilgili olarak; kukla yap›m›n-da kullan›lan a¤aç, kumafl, ka¤›t, tutkal, a¤aç kesmeye-oymaya yarayan aletler,boya, kukla perdesi, ayd›nlatma araçlar›, yap›m› tamamlanm›fl el kuklas›, ipli kuk-la ve di¤er kukla türleriyle ilgili örnekler, ortaoyunuyla ilgili olarak; Kavuklu, Piflekarve di¤er tiplerin giysileri, dekor olarak kullan›lan iskemle ve yeni dünya ad› verilen

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

124

paravan, müzik aletleri, ortaoyununun sahne ve seyir yerini gösteren bir maket, vb.meddahl›kla ilgili olarak; meddah›n giysisi, bastonu ve mendili, köy seyirlik oyunla-r›yla ilgili olarak; de¤iflik yörelerde sergilenen oyunlarda yap›lan deve, at, ay›, tilki,vb. hayvanlar› yapmada kullan›lan araç ve gereçler, hayvanlar›n yap›lm›fl maketle-ri, oyuncular›n kulland›klar› giysiler, maskeler, tesbih, ayna, baston vb. gibi aksesu-arlar, oyun müziklerinde kullan›lan enstrumanlar sergilenmelidir.

Bu malzemeleri daha önceden planlanarak yap›lan müzenin ilgili bölümlerindesergilemeliyiz. Sergileme, her konunun bafllang›c›ndan en son geldi¤i aflamaya ka-dar geliflimini gösterecek flekilde s›ralanmal›d›r. Her objenin yan›nda aç›klay›c› bil-giler, ifllerli¤ini gösteren foto¤raf hatta film gösterisi olmal›d›r. Ortaoyunu, meddah-l›k, hokkabazl›k ve köy seyirlik oyunlar›yla ilgili k›yafetler mankenler üzerinde ser-gilenmelidir.

Müzeyi gezenler her seksiyonda bulunan malzemelerin yan›s›ra malzemelerle il-gili aç›klay›c› bilgileri, foto¤raflar› ve filmleri izleyebilmelidir.

Müzenin bir bölümünde oluflturulan kütüphanede geleneksel Türk tiyatrosuylailgili kitap, dergi, broflür ve gazeteler hizmete sunulmal›d›r. Önceki y›llarda kurum vekifliler taraf›ndan çekilen akar filmler, video filmler, slayt ve foto¤raflar, ses kasetle-ri, müzik kasetleri, notalar, yap›lan afifller, programlar, tasvir kal›plar› vb. doküman-lar›n örnekleri al›narak arfliv oluflturulmal› ve ilgililerin hizmetine sunulmal›d›r.

Müzenin bir bölümünde tasvir yap›m ustalar› taraf›ndan canl› olarak tasvir ya-p›m› izleyicilere gösterilmelidir. Bu bölüm; derinin iflleniflinden bafllay›p kal›p çizimi,derinin kal›plara göre kesimi, hareketli organlar›n birbirine ba¤lanmas›, boyanmas›,sopa deliklerinin yap›lmas› ve sopalar›n tak›l›p perdede oynat›lmas›na kadar aflamaaflama gösterilmelidir. Bir baflka bölümde kukla yap›m› ve oynat›m› bütün aflama-lar›yla gösterilmelidir. Bu bölümlerde yap›lan tasvirler ve kuklalar müzenin baflka birbölümünde sat›fla sunulmal›d›r.

Müzede ayn› zamanda belirli gün ve saatlerde izleyicilere karagöz, kukla, orta-oyunu, meddahl›k ve köy seyirlik oyunlar›ndan örnekler sunulmal›d›r. Karagöz, kuk-la gösterilerinde klasik oyunlar geleneksel özellikleriyle sunulmal›d›r. Meddah, kla-sik hikayelerini özel olarak haz›rlanan kahve ortamlar›nda sunmal›d›r. Bu gösterilerk›fl›n kapal› salonda yaz›n akflamlar› aç›k havada yap›lmal›d›r. Ortaoyunu ve seyir-lik oyun gösterileri de yine aç›k havada yap›lmal› her taraftan izlenebilecek flekildehaz›rlanm›fl alanlarda oynanmal›d›r. Seyirlik oyun örnekleri oyuncular›n haz›rlanma-s›ndan itibaren seyircilerin önünde gerçeklefltirilmelidir.

Halk kültürünün di¤er konular›nda oldu¤u gibi geleneksel Türk tiyatrosu müze-sinin de gecikilmeden kurulmas› ve hizmete sunulmas› kaç›n›lmazd›r. A¤›r hareketedilir ve müze kurulmas› geciktirilirse sergilenecek malzeme bulmada güçlükler çe-kilebilir. Bu durumda ilgili kurum kurulufl ve kiflileri iflbirli¤i yaparak GelenekselTürk Tiyatrosu Müzesini hayata geçirme çal›flmalar›na gecikmeden bafllamal›d›rlar.

GELENEKSEL TÜRK T‹YATROSU MÜZEC‹L‹⁄‹N‹N ÖNEM‹

125

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

Nebi ÖZDEM‹R

G‹R‹fi:Müzecilikle ilgili bilinçli çal›flmalar, çocuk kültürü araflt›rmalar›ndan daha önce

bafllam›flt›r. Bununla birlikte modern müzecili¤in altyap›s›n› oluflturan koleksiyonlar-da çocuklarla ilgili motif ve unsurlara rastlamak mümkündür. Müzecilik kapsam›n-da çocu¤un önemi de yine çok yak›n dönemlerde kavranm›flt›r. Dolay›s›yla çocuk-lu¤un keflfi, ça¤dafl müzecilik anlay›fl›nda önemli bir de¤iflim dinami¤i olarak orta-ya ç›km›flt›r.

Müze-çocuk iliflkisi “yetiflkin ya da klasik müzelerde bir ziyaretçi kitlesi olarakçocuk, e¤itim müzeleri ve çocuk, çocuk kültürü ve oyuncak müzeleri” gibi birbirin-den farkl› ba¤lamlarda de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Bu olgular›n her biri ayr› veba¤›ms›z araflt›rma alan ve konular› olmakla birlikte, afla¤›da özet aç›klamalarda bu-lunulmas› makalenin amac› gere¤idir.

Yetiflkin ya da klasik müzecilik anlay›fl›nda çocuklar, kad›nlar ve yafll›lar uzunsüre ziyaretçi kitlesi olarak kabul edilmemifltir. Genel olarak müzeler, sadece belirlibir ilgili ya da uzman kümesine hizmet eden kurumlar olarak düflünülmüfltür. Bu“seçkinci” anlay›fl›n özellikle 1960’lardan itibaren terk edilmesinden ve müzelerin“halka aç›lmas›” anlay›fl›n›n genel kabul görmesinden sonra, çocuklar da müzelerinen önemli ziyaretçileri say›lmaya bafllanm›flt›r. Hatta müze biliminin bugünkü ça¤c›lkabuller dünyas›nda, çocuklar›n hedef kitle olarak seçildi¤i görülür. Müzeciler, as›lziyaretçilerinin yetiflkin erkeklerden çok, çünkü onlar di¤er üretim alanlar›nda za-manlar›n› tüketmektedirler, çocuk, kad›n ve emeklilerin/ yafll›lar›n oldu¤unu geç deolsa fark etmifllerdir. Dünyada yap›lan müze ziyaretçi anketleri, söz konusu grupla-r›n toplam ziyaretçi say›s›n›n büyük bir bölümünü oluflturdu¤unu ortaya koymufltur.Yine müzeciler, gelece¤in yetiflkin ziyaretçi kitlesinin yarat›lmas›nda da çocuklar›nönemini kavram›fllard›r. Bu nedenle bugünkü müzeler çocuklara yönelik e¤itim veö¤retim programlar› ve projeleri üretip uygulama, bak›m-onar›m ve üretim birimle-rini çocuklara açma, rehberlik hizmetlerinde çocuklardan yararlanma, koleksiyonla-r›n› okullara tafl›yarak hizmeti çocuklar›n aya¤›na götürme, çocuklara müzelerdekendi sergi ve gösterimlerini yapma, hatta çocuklar›n kendi müzelerini oluflturmala-r›na olanak tan›ma gibi yöntemleri etkin bir flekilde kullanmaya çal›flt›klar› belirlen-

126

mifltir. Ça¤dafl müze yönetiminde ö¤retmenlere, arkalar›ndan binlerce ö¤renciyi sü-rükleyece¤i için, büyük önem verilmektedir.

Dünyadaki bütün bu geliflme ve de¤iflmelere karfl›n Türkiye’deki durum iç aç›-c› görünmemektedir. Bugün Türkiye’de yüz elliye yak›n müzenin büyük bir bölümü,forum olmaktan çok, “korumac›l›k” merkezli anlay›flla yönetilmektedir. Türkiye’deba¤›ms›z müze biliminin akademik ortamda geliflememesi yüzünden, modern müzeyönetim yöntem ve teknikleri ile anlay›fllar› bir türlü yayg›nlaflamam›flt›r. Sanat tari-hi ve arkeoloji, çok az da olsa geleneksel maddi kültür temelli müzelerin büyük birbölümünde “klasik” kamu yönetimi anlay›fl›n›n geçerlili¤i, halkbilimcilerin de ütop-yaya dönüflen “aç›k hava müzecili¤i” anlay›fl›ndan “ça¤dafl kültür araflt›rma, uygu-lama ve gösterim merkezleri” anlay›fl›na geçememeleri, bu türden geliflmelerin olufl-mamas›ndaki pek çok nedenden sadece ikisidir. Bu nedenle yukar›daki ve dahasonra yap›lacak yorumlar›n dünyadaki ça¤dafl müze bilimi kapsam›nda de¤erlendi-rilmesi gerekmektedir.

Müze-çocuk iliflkisinin tart›fl›ld›¤› bir di¤er alan da “e¤itim müzeleri”dir. Okul-müze ve çocuk üçgeni, ça¤dafl müzecilik anlay›fl›nda temel kabul edilmektedir.“müzenin okula/ e¤itim kurumuna dönüflmesi ve müzenin okula tafl›nmas› ya daokulun müze haline getirilmesi/okulda müze kurulmas›” gibi birbirinden oldukçafarkl› ve ayr›nt›l› incelemelerle ortaya konulan uygulamalar, söz konusu iliflkiyi ka-n›tlamaktad›r. Ça¤dafl dünyada, çok de¤il 1800’lerin bafl›ndan itibaren, çocuklu¤unbilinçli keflfi, çocuk e¤itimi, pedagojinin ba¤›ms›z bir bilim dal› olarak ortaya ç›k›fl›,e¤itimin çocuklara yönelik hale gelmesi (e¤itimin yayg›nlaflmas› ve uzmanlaflmas›),ö¤retmen-kitap merkezli teorik e¤itim sisteminin ifllevsizli¤inin anlafl›l›p çocuk mer-kezli araflt›rma-uygulama egemen e¤itim sistemine yönelifl gibi pek çok geliflmeninbu uygulamalar›n zeminini oluflturdu¤u unutulmamal›d›r. Müzeciler taraf›ndan, mü-zelerin çocuklara yönelik bir e¤itim kurumu olarak alg›lan›fl› oldukça zor geliflen birolgudur. Daha do¤ru bir ifadeyle, genelde e¤itim, çok az da olsa müze bilimi alan›n-daki öncü bilim insanlar›n›n katk› ve yönlendirmeleriyle müzeler, e¤itim ifllevini ka-zanm›fllard›r. Hatta baz› e¤itimciler, “e¤itim müzelerini”, “klasik” müzelerin kapsa-m›ndan çok “e¤itim kurumlar›, yani okullar›n” bir bölümü olarak düflünmüfllerdir. Bunedenle de ço¤unlu¤u küçük – amatörce “okul/e¤itim müzeleri” oluflturmufllard›r.Türkiye’de Sat› ve Ismay›l Hakk› Beylerin giriflimleri bu türdendir. Daha sonra kuru-lan genel e¤itim müzeleri ise, daha çok e¤itim tarihini betimlemektedirler. Eskininokul müzelerinin ifllevini, bugün genellikle “bilim ve teknoloji müzeleri” üstlenmifltir.

“Çocuk müzesi, çocuk kültürü müzesi” gibi adlarla an›lan müze türünde ise, ço-cuklu¤un yükselen de¤eri(ne yaz›k ki “ekonomik ifllev” temelli), çocuk merkezlitoplumsal yap›lanman›n ortaya ç›k›fl› gibi dinamiklerin etkisiyle, çocuklu¤un tarihive kültürü aç›klanmaya, bazen de tart›fl›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Müzelerin, yafl ölçü-tüne göre tan›mland›¤› ve s›n›fland›r›ld›¤› bu sistematikte, çocuk müzeleri, henüz or-taya ç›kmam›fl veya yayg›nlaflmam›fl olan “ergenlik, gençlik, yetiflkinlik ve yafll›l›k”müzelerinin öncüleri olarak alg›lanabilir. Müzelerin çeflitlenme sürecinde, “malzeme

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

127

ve tarih”in yan›nda di¤er baz› ölçütlerin de dikkate al›nmas›n›n gerekti¤inin, ki bumüzelerin yaflamas› ve etkinleflmesi için kaç›n›lmaz bir durumdu, savunulmas›, “ço-cuk müzeleri”ni yaratan önemli bir geliflmedir. Çocuk kültürü, çocuklar›n kendileri-nin(oyun, oyuncak, mizah, sözel yarat›lar, inançlar vb.) ve yetiflkinlerin çocuklar içinyaratt›klar›ndan(do¤um öncesinden bafllay›p çok kere gençlik dönemini de içeren-ya da askerli¤e gidifle kadar geçen dönemde, ço¤u ana merkezli gelenek, göre-nek,inanç, giysi, yemek, müzik, edebiyat alan›ndaki çeflitli unsur ve uygulamalar)oluflmaktad›r. Yaflam›n bu ilk dönemiyle ilgili unsurlar›n daha çok saklanmas›, ye-tiflkinlerin bu döneme önem vermeleri ya da dönme özlemleri, çocuk müzelerininkurulufl dinamiklerindendir. Tarihsel çizgide bu yarat›mlar›n oluflturdu¤u birikim, ço-cuk kültürü müzelerinin temelini meydana getirmektedir. “Çocuk kültürü müzesi”,“çocuklar›n müzesi” olmaktan çok, yetiflkin gözüyle çocuklu¤un sergilendi¤i bir mü-ze olarak alg›lanmaktad›r. Dünyada pek çok müzenin “çocuklar›n müzesi” olmakiçin çabalad›klar› günümüzde, çocuk kültürü müzelerinin “yetiflkin” kalmas›, anlafl›l-mas› zor bir karfl›tl›kt›r. Çocuk ya da çocuk kültürü müzelerinden, çok kere tarihinnoksan, silik haritas›n›n tamamlanmas› ve netlefltirilmesi kapsam›nda yararlan›ld›¤›görülmektedir. Bir anlamda bu, yetiflkinci ve seçkinci tarihin tamamlanmas›nda“çocukluk”tan yararlanmakt›r. Di¤er bir ifadeyle, çocuk kültürü unsurlar›ndan hare-ketle, sosyal tarihin aç›klanmas›d›r. Tarih alan›nda, belge merkezli siyasal tarihten,sosyal, ekonomik tarih anlay›fllar›n›n ortaya ç›kmas›, çocuk ve çocuk kültürü arafl-t›rma ve dolay›s›yla müzesi çal›flmalar›n›n yayg›nlaflmas›na neden olmufltur. Bu tür-den müzecilik faaliyetlerinin daha çok, e¤itim bilimleri ile toplumsal tarih kapsam›n-da yürütüldü¤ünü de belirtmek gereklidir. Gelece¤in kültür biliminin merkezinde yeralmas› gerekti¤i savunulan halkbilimciler ise, hala “aç›k hava müzecili¤i” tak›nt›la-r›n› aflamad›klar› için bu ve benzeri geliflmelerin fark›nda de¤illerdir.

Genel çocukluk tarihi ve kültürü üzerine kurulan müzelerin yan›nda, geçen as›r-da yayg›nlaflan ve daha çok “oyuncak müzesi”, nadiren de “oyun müzesi” adlar›ylaan›lan farkl› bir müze türü daha ortaya ç›km›flt›r. Genellikle geçmiflteki oyuncak (ge-nellikle bebek, top ve evcilik oyunu araçlar› gibi) koleksiyonlar›ndan hareketle ku-rulan bu müzeler, müzecilik alan›n›n h›zla geliflen türlerinin bafl›nda gelmektedir. Elyap›m› oyuncaklar›n yerini h›zla sanayi ürünü oyuncaklara b›rakmas›yla birlikte, butür müzelerin de koleksiyonlar›ndaki malzemenin say›s› binlerle ifade edilmeye bafl-land›. Bu nedenle de nicelik ve nitelik bak›m›ndan yenilenmeye en aç›k müze kolek-siyonlar›n›n bafl›nda, oyuncak müzeleri gelmektedir. “Bebek, bebek evi, tren, tene-ke oyuncak, lego, yap-boz gibi” pek çok oyuncak, müstakil müzelerde sergilenmek-tedir. Burada, çocuklar› çekmek amac›yla oyun ortam›na dönüfltürülen ya da baz›bölümleri bu iflleve yönelik olarak haz›rlanan ve kullan›lan bilim-teknoloji, arkeolo-ji, sanat vb. türdeki müzeler, bu de¤erlendirmelerin d›fl›nda tutulmufltur.

ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER:Bu projede, “araflt›rma, uygulama ve gösterim” birimlerinden oluflan çocuklar-

la ilgili bir kültür bilimi merkezinin oluflumu tart›fl›lmaya ve tasarlanmaya çal›fl›la-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

128

cakt›r. Verilerinin büyük k›sm› internet ortam›ndan(ana sanal kaynak için bkz.www.hands-on-europe.net /Europe Association of Children’s Museums). veOnur’un (1992, 1993, 1994) çal›flmalar›ndan elde edilen bu tart›flmalar, de¤erlen-dirmeler daha çok ça¤dafl müze yönetimi bak›fl aç›s›ndan hareketle yap›lacakt›r.(Bu konuda ayr›nt›l› bilgi için bkz. Ambrose 1993; B. ve G.D. Lord 1997; Burcaw1997; Moore 1994). Bu denemenin amac›, çocuk kültürü merkezi veya müzesi ör-neklemesinden hareketle bir kültür bilimi merkezinin ya da müzenin örgütlenmesihakk›nda bir tart›flma zemini oluflturmakt›r. Çocuk kültürü merkezi/müzesi de kül-tür bilimi merkezi (kültür merkezi) içinde kabul edildi¤inden de¤erlendirmelerdeki”merkez” teriminin her iki kurumu ça¤r›flt›racak flekilde alg›lanmas› yerinde olacak-t›r.

Herhangi bir merkez ya da müze gibi çocuk kültürü araflt›rma merkezi veya mü-zesinin kuruluflundan önce baz› sorular›n cevapland›r›lmas› gereklidir: Bu sorulardanbaz›lar›n› flu flekilde s›ralamak mümkündür:

* Merkezin/Müzenin felsefesi, misyonu, amac›, di¤erlerinden fark›, yeri nedir?* Merkez/Müze nerede, niçin burada kurulacakt›r?* Merkezin/Müzenin rolü veya ifllev/leri nelerdir?* Merkezin/Müzenin sahibi/sahipleri kim/lerdir?* Merkez/Müze kimlere, ne flekilde hizmet sunmal›d›r ve ya kimler için ne üret-

melidir?* Merkez/Müzede kim/lerin öyküleri anlat›lacakt›r?* Merkez/Müzede kimler, hangi görevde çal›flacakt›r?*Merkez/Müze kim/ler taraf›ndan nas›l, hangi yönetim stratejisi/leri, plan› izle-

nerek yönetilecektir?* Merkezin?Müzenin binas› ile iç-d›fl mekan düzenlemeleri nas›l olacakt›r?* Merkez/Müze hangi bölümlerden oluflacakt›r ve bu bölümlerin oluflum ve ifl-

letimleri hangi esaslar/ilkeler ve teknikler do¤rultusunda gerçeklefltirilecektir?* Merkezin/Müzenin etkinlikleri neler olacakt›r?Bütün bu ve benzeri sorular›n cevaplanmas› farkl› alanlarda, çeflitli uzman ya da

uzman olmayan kiflilerin belki de yap›mdan daha uzun zaman alan zihinsel katk›la-r›yla sa¤lanacakt›r.

A. AD: Bu merkezin ad›, Çocuk Kültürü Merkezi’dir. Müze terimi, Türkiye’deki pek de

olumlu olmayan(statik yap›l›, halka aç›lmam›fl, gereksiz ciddiyetle kapl› atmosferi,sadece uzaktan ve ayakta izlenen malzeme depolar›) ça¤r›fl›mlar› nedeniyle bu pro-jede seçilmemifltir. Böyle bir ad›n seçilmesi, yukar›da aç›klanan “çocukluk tarihi veçocuk kültürü, e¤itim, oyun ve oyuncak” gibi birbirinden farkl›, ancak yak›ndan ilifl-kili alanlar›n ayn› çat› alt›nda de¤erlendirilmesine olanak sa¤layacakt›r. Bu ad, ye-terli aç›kl›kta ve istendik ça¤r›fl›m gücü ve çeflitlili¤ine de sahiptir. Ad seçimi, ayn›zamanda kurulan merkezin içeri¤ini, ifllevlerini, misyonunu, politikalar›n› da belirle-di¤i unutulmamal›d›r. Bu ba¤lamda seçilen ad, “çocuklara, çocuklu¤a aitli¤i, arafl-

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

129

t›rma-uygulama vurgusunu, aktif/kat›l›mc› müzecilik anlay›fl›n›, dönüflümcü ve de-¤iflimci yap›lanmay› ve yönetimi, bilimselli¤i, bilimler aras›l›¤›, çok katmanl› tarihi,e¤lendiricili¤i, rahat ortam›, etkinlik merkezlili¤ini vb.” olumlu ça¤r›fl›mlar›n ortayaç›kmas›na arac› olmaktad›r. Seçilen ad, çal›flan, destekleyen ve yararlanan insanla-r›, kafalar›ndaki sorular› ortadan kald›rarak bilinçlendirici, güdüleyici ve haz›r halegetirici nitelikte olmal›d›r. ‹fllevler hakk›nda bilgilendirilmemifl kitle, merkezin henüzulaflamad›¤› kitledir. Bu aç›dan de¤erlendirildi¤inde, seçilen ad›n(Çocuk KültürüMerkezi) yetkin oldu¤u söylenebilir. Son dönemdeki ad seçimlerinde, anketlerdendi¤er bir ifadeyle hedef kitlenin seçimlerinden yararlan›lmaktad›r.

“Oyuncak Müzesi (Sintra- Portekiz); Londra Oyuncak ve Model Müzesi, Pol-locks Oyuncak Müzesi, Lilliput Antik Bebek ve Oyuncak Müzesi, Chester OyuncakMüzesi (‹ngiltere); Oyuncak Müzesi (Poissy- Fransa); Sanat E¤itimi Oyuncak Müze-si, Oyuncak Yap›m› Araflt›rma Enstitüsü (Zagorsk-Rusya); Teneke Oyuncak Müze-si (Deventer- Hollanda); Mechelen Oyuncak Müzesi, Oyuncak ve Folklor Araflt›rmaMerkezi (Mechelen-Belçika); Oyuncak Müzesi (Milano- ‹talya); Büyüleyici DünyaBebekleri Müzesi, Washington Bebek Evi ve Oyuncak Müzesi, Oyuncak Tren Müze-si (A.B.D.); Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürünü Araflt›rma ve Uygulama Merkezi-Oyuncak Müzesi, Bademler Köyü Çocuk Oyunlar› ve Oyuncaklar› Müzesi (Türkiye)vb.” bu ba¤lamda seçilmifl baz› adlard›r.

B. AMAÇ, M‹SYON, ‹fiLEV, TÜR VE KAPSAM:Bu projenin belki de en önemli aflamas›n› kurulacak merkezin amaçlar›n›/he-

deflerini, rolünü ya da rollerini, ifllevlerini, misyonunu belirlemek oluflturmaktad›r.Bu tespitler, ayn› zamanda yönetim politika/lar›n›n ve di¤er yöntem ve tekniklerininde nicelik ve niteli¤ini belirleyecektir. Bu merkez, “e¤itmek, bilgilendirmek, kültür-lemek, araflt›rmak, e¤lendirmek, gelece¤e haz›rlamak, korumak, gelecek için sak-lamak, uygulamak, yarat›c›l›¤› gelifltirmek, para kazanmak” gibi say›lar› art›r›labile-cek ifllevlerden hangisi ya da hangilerine sahip olacakt›r, sorusunun cevaplanmas›,daha sonra at›lacak olan ad›mlar hakk›nda kurucu ve çal›flanlar› bilinçlenmesinisa¤layacakt›r. Belki de bu merkez, say›lan bütün ifllevleri yerine getirecek flekildekurulacak ve “iflletilecektir”(bu eylem “müze yönetimi” kapsam›nda bilinçli olarakseçilmifltir). Örne¤in Japonya’daki Hiroflima Çocuk Müzesi’nin amac› “çocuklara,bilime ve kültüre iliflkin bilgilerini ve ilgilerini derinlefltirmede yard›mc› olmak, ço-cuklar›n bofl zamanlar›n› müzede geçirmelerini sa¤lay›c› program ve sergiler düzen-lemek” fleklinde aç›klanm›flt›r. Bu ön kabuller, merkezin “insan, koleksiyon, etkin-lik, mimari, gösterim vb.” alanlar›n›n nas›l planlanaca¤›/kurgulanaca¤› ve çal›flt›r›la-ca¤› hakk›nda da politikalar oluflturulmas› konusunda belirleyici ve biçimlendiricigüce sahiptir.

Bu belirlemelerin temelde bir “anlay›fl›/bak›fl aç›s›n›” temsil etti¤i unutulmama-l›d›r. “Saklama, camekanlar ard›ndan veya ipler arkas›ndan seyrettirme, uzun aç›k-lama notlar› okutturma” gibi oldukça dura¤an, ziyaretçiyi etkinsizlefltiren, ortam d›-fl›na iten ve dolay›s›yla s›kan bir anlay›fl m›, yoksa Okazaki Dünya Çocuklar› Sanat

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

130

Müzesi’nde oldu¤u gibi “düflün-gör-dokun-yap”› temel alan“ça¤dafl bir araflt›rma-uygulama/gösterim merkezi anlay›fl›” m› tercih edilecektir? Bu seçim, baflar› ve ba-flar›s›zl›¤›n öngörülmesini sa¤lamaktad›r.

Önceki maddede aç›kland›¤› gibi, merkez için seçilen ad, ayn› zamanda “tür,kapsam, malzeme ve di¤er alan ve unsurlar›n, yöntem ve tekniklerin de” ifadesidir.Tesadüfler, bilimsel olmayan be¤enilerle seçilen bir ad, yanl›fl ça¤r›fl›m ve olumsuzsonuçlar›n do¤mas›na neden olacakt›r. Ad, birkaç kelime gibi küçük, ancak can al›-c› öneme sahiptir. Yine, merkezin misyon ve politikalar› bir taraftan ad›n seçiminde,di¤er taraftan da tür, kapsam gibi sorunlar›n da çözümlenmesine yard›mc› olmakta-d›r.

Özetle, ad, ifllev, misyon, tür, yönetim politikas› gibi birbiriyle ba¤lant›l› konu-larda farkl› kaynaklardan elde edilen (ziyaretçi, müze bilimi, halkla iliflkiler, mali ya-p›, mimari, tarih, resmi ve resmi olmayan di¤er kurum vb.) veriler do¤rultusunda,bilinçli, istendik sonuçlar do¤uracak kararlar›n al›nmas›, ilgili kurum ve sistem içinyaflamsal öneme sahiptir. Dolay›s›yla bu türden kararlar›n, uzun tart›flmalar›n sonu-cunda ç›kmas› beklenir. Aksi takdirde, söz konusu kurumun yaflam›na bir türlü so-nuçland›r›lamayan düzeltme çal›flmalar› egemen olur. Ne yaz›k ki baz› ülkelerde ol-du¤u gibi Türkiye’de de müze ve benzeri kurumlar›n, en az, hatta hiç emek verilme-yen dönemlerini, “misyon, strateji, politika vb.” belirleme dönemi oluflturmaktad›r.

Kuruluflun bu bafllang›ç evresindeki belirlemelerin, de¤iflmezli¤ini savunmak dadinamizm tart›flmalar›n›n do¤mas›na neden olur. Genelde kültür merkezleri ve özel-de de çocuk kültürü merkezleri, kültürün do¤as› gere¤i “de¤iflmek” zorundad›r. Ohalde, kurulufl ilkelerinin ba¤lama göre yeniden gözden geçirilmesi, duruma görebaz›lar›n›n tasfiyesi ve yenilerinin eklenmesi gereklidir. Kendini sürekli tart›flmayankurumun, toplumun sorunlar›n›n tart›fl›ld›¤› bir “forum”a dönüflmesi beklenemez.Kültürün dönüflümcü niteli¤i ve özellikle de çocuklar›n “de¤iflimin bayraktarl›¤›”n›yapmalar› göz önünde tutulursa çocuk kültürü merkezinin esnek ve dinamik bir ya-p›ya sahip olmas›, “do¤al” bir durum olarak kabul edilmelidir. Toplumun belki de enh›zla de¤iflen kültürel alan› olan, çocuk kültürü merkezinin, “de¤iflmezli¤i” hangi ge-rekçe ile olursa olsun savunulamaz.

Bina, koleksiyon, yönetim, sat›fl vb. alanlarla ilgili de¤erlendirmeler, ilgili bö-lümlerde yap›laca¤›ndan burada verilmemifltir. Ancak bu ve di¤er konu veya alan-larla ilgili ilke, yöntem ve politikalar›n da önceden belirlenmesi gerekti¤i hat›rda tu-tulmal›d›r.

C. ‹NSAN:‹lkelerin belirlenmesinden sonra, en önemli tart›flma alan›n› “insan alan›” mey-

dana getirmektedir. Keza, ilk aflaman›n belirleyicilerinin de bu alan içinde de¤erlen-dirilmesi gerekti¤i unutulmamal›d›r. Çocuk kültürü araflt›rma merkezi fikrini ortayaatan kifli, lider de, müdür de olsa belirlenen alan içinde sadece tek bir unsurdur. ‹n-sani alan, ortak bir fikrin gerçekleflmesini sa¤layan, farkl› bireylerden oluflur. “Kuru-cu/lar, destekçiler, çal›flanlar, ziyaretçiler”, bu alan›n temel aktörleridir.

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

131

1.Kurucular:Çocuk kültürü merkezinin kurulmas› fikrini ortaya atanlar ve bunu gerçeklefltir-

me çabas› içinde olanlar, kurucu ya da kuruculard›r. Kurucular, flah›s ya da kurum-lardan (belediye, bakanl›k, dernek, vak›f, merkez, enstitü vb.) oluflabilir. Bazen deher iki türden kurucular›n eseri olan kültür merkezleri, müzeler de bulunmaktad›r.Bat›’da ilk zamanlarda (19.as›r)genellikle çocuk müzelerinin kurucular›n›n, amatörya da profesyonel koleksiyoncular›n oldu¤u belirlenmifltir. Örne¤in Londra Oyuncakve Model Müzesi’nin sürekli gösterim malzemeleri, Allan Levy, Narisa Chakrabong-se ve David Presslend adl› koleksiyoncular taraf›ndan ba¤›fllanm›flt›r. Bu kifliler,“malzeme” ba¤›fllayarak, bu müzenin kurulmas›n› sa¤lam›fllard›r. Zamanla koleksi-yonculara, farkl› alanlarda (arkeoloji, sanat tarihi ve di¤er teknik, sosyal ve idari bi-limler) yetiflen uzmanlar kat›lm›flt›r.

Kurucu ve destekleyici rollerini bazen, gönüllü kurulufllar üstlenmektedir. Pekço¤unu amatör koleksiyoncu ya da merakl›lar›n oluflturdu¤u bu kurulufllar, bazenbir merkezin oluflumundan sonra, genellikle de merkezin kuruluflundan önce faali-yete geçerler. Bu gönüllü kurulufllar›n yan›nda belediye, valilik, kaymakaml›k gibiyerel yönetimler veya merkezi idareler ile bilimsel(üniversite, araflt›rma merkezi,enstitü vb.), özel sektör (ticaret odalar›, flirketler vb.) ve di¤er yerel, ulusal veyauluslar aras› kurulufllar›n (hemflehrilik dernekleri, vak›flar, UNESCO, Avrupa Birli¤ivb.) da, benzer ifllevleri yerine getirdikleri görülmektedir.

Bu türdeki kurucu ve destekleyicilere, dünyan›n pek çok ülkesinde rastlanmak-tad›r: Yaklafl›k k›rk bin parçal›k koleksiyona sahip Sanat E¤itimi Oyuncak Müze-si’nin bulundu¤u Rusya’n›n Zagorsk adl› kentinde, ayn› zamanda Oyuncak Yap›m›Araflt›rma Enstitüsü de mevcuttur. Müze enstitüyü, enstitü müzeyi desteklemektedir.Yine, Deventer’deki (Hollanda) Teneke Oyuncak Müzesi’nin geliflmesinde MekanikOyuncak Dostlar› Derne¤i’nin katk›s› büyüktür. Belçika’n›n Mechelen flehrinde iseOyuncak Müzesi, Oyuncak ve Folklor Araflt›rma Merkezi’nin bir bölümü olarak hiz-met vermektedir. Amerika Birleflik Devletleri’nde, oyuncak tren alan›nda dahi, birdergi yay›mlayan birli¤in (Yardley Tren Koleksiyoncular› Birli¤i/ The Train Collec-tors Association) ve dolay›s›yla bu ve benzeri gönüllü kurulufllar›n deste¤inde tren,bebek, oyuncak müzelerinin bulunmas›, bu alandaki kurumsal deste¤i aç›klar nite-liktedir. Son olarak, Türkiye’nin tek Oyuncak Müzesi’nin de, Ankara ÜniversitesiE¤itim Fakültesi bünyesindeki Çocuk Kültürünü Araflt›rma ve Uygulama Merke-zi’nin bir bölümü olarak faaliyet gösterdi¤ine dikkat çekmek gerekir.

Bunlar, belirtilen aç›k ifllevlerinin yan›nda, merkezin “halkla bütünleflmesine vede¤iflen ba¤lama göre dönüflümüne” de katk›da bulunurlar. Özellikle kamu kurum-lar›n›n deste¤ini arkas›na alan merkezlerin veya müzelerin, resmi ifllemlerin yürütül-mesinde sorun yaflamad›klar› belirlenmifltir. Buna karfl›l›k kurucu veya iflleticisininresmi kurum oldu¤u merkez ve müzelerin de toplumsal yaflamda istendik konumagelemedikleri görülmüfltür. Gerek gönüllü ve gerekse görev gere¤i kurucu veya des-tekleyici durumundakilerin, kendilerinin de¤il, merkezin/müzenin hedeflerini gözet-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

132

meleri beklenir. Bu nedenle merkezin yönetim kurulunda küratörlerin(müzecilik e¤i-timi alm›fl uzmanlar›n) yan›nda bu kiflilere de ifllevleri do¤rultusunda yer verilmesiak›lc› bir yaklafl›md›r.

2. Destekçiler: Merkezin sadece kurulufl aflamas›nda de¤il, bütün evrelerinde maddi ve mane-

vi (mali, akademik, koleksiyon, emek vb.) çeflitli konularda sürekli ya da geçici des-tekleri bulunan kifliler, bu kümede yer almaktad›r. Bunlar›n büyük bir bölümü, mer-kezin çeflitli nitelikteki “üyeleri”dir. Bu kifliler, merkezden almaktan çok vermeyikendilerine ilke edinmifl gönüllülerden oluflmaktad›r. Merkeze yüklü miktarda paraya da bir parça malzeme ba¤›fllayan da, ö¤leden sonras›n› merkezin malzeme de-posunda veya gösterim alan› düzenlenmesinde, veyahut kütüphanesinde görev ya-parak geçiren de merkez için büyük öneme sahiptir. Merkezin yaflayabilmesi için,bu destekçilerin katk›lar›n›n süreklili¤inin sa¤lanmas› gerekmektedir. Bu da ancak,geliflmifl, etkin bir halkla iliflkiler sistemine sahip olmakla gerçeklefltirilebilir. Destek-çiler, niçin bu merkezi desteklemeleri konusunda bilinçlendirilmeli ve ikna edilmeli-dir. Bunun da temeli, yüksek bir ziyaretçi say›s›na ulaflt›r›c›/halkla bütünlefltirici po-litika, yöntem ve tekniklerinin uygulanmas› ile mümkündür. Çok kifli taraf›ndan ta-lep edilen bir merkezin, destekçilerini bulmak konusunda fazla zorlanmayaca¤›aç›kt›r. Halkla iliflkiler alan›nda, di¤er uygulamalar›n yan›nda özellikle kitle iletiflimaraçlar›ndan etkin bir flekilde yararlan›lmal›d›r.

3. Çal›flanlar:“Yönetici(CEO)/Genel müdür, yönetici sekreter, yönetici/genel müdür yard›m-

c›s›, yönetim kurulu üyesi, küratör/müze uzmanlar›, bölüm baflkan›(koleksiyon, halkprogramlar›, yönetim vb.), bölüm baflkan yard›mc›s›, insan kaynaklar› yöneticisi, ar-ge yönetici ve eleman›/lar›, kay›t görevlisi, güvenlik flefi ve görevlisi/leri, kütüpha-neci, belge üretici ve yöneticisi, dijital veri girifl ve iflletim uzman›, foto¤rafç›, malze-me koruma uzman›, arflivci, bilgisayar uzman›, halkla iliflkiler uzman›, dan›flman ve-ya uzmanlar, derlemeci, bak›m-onar›mc›, sergileyici/sergi tasar›mc›s›/haz›rlay›c›,grafiker, müze tiyatrosu yöneticisi, film programc›s›, projeksiyonist/ ›fl›k ve ses tek-nisyeni, medya sorumlusu, e¤itim sorumlusu, okul programlar› yöneticisi, e¤itim-ci/okutman, özel etkinlik yöneticisi, irtibat memuru, gönüllüler yöneticisi, pazarlamayöneticisi, halkla iliflkiler uzman› ve memuru, de¤er belirleme/ fiyatland›rma uzma-n›, yay›n yönetici ve görevlisi, finans uzman›, muhasebeci, bina operasyonlar› yöne-ticisi/ gayri menkul al›m-sat›m yöneticisi, kiralama yöneticisi, ziyaretçi servisleri yö-neticisi, vestiyer eleman›, resepsiyonist/ön büro eleman› (ön bilgi dan›flma ve biletsorumlusu), yemek ve içecek servisleri yöneticisi ve eleman›/lar›, bina bak›m-ona-r›m eleman›, stüdyo sorumlusu, temizlik görevlisi, sat›fl yöneticisi ve eleman›/lar›(toptan ve perakende), yay›nc›, üyelik bölümü sorumlusu ve eleman› vb.” farkl›alanda yetiflmifl kiflilerin oluflturdu¤u topluluk, müze ya da kültür merkezinin yöne-tici ve çal›flanlar›d›r. Bunlar, sürekli-geçici(misafir çal›flanlar), gönüllü-görevli perso-nel gibi farkl› ölçütlere göre s›n›fland›r›labilir. Müzelerde ya da kültür merkezlerinde

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

133

personel politikas›n›n belirlenmesinde “etkinlik ve varl›klar” temel belirleyiciler du-rumundad›r. Müzenin/Merkezin büyüklü¤ü (bina, etkinlik ve ziyaretçi say›s›, kolek-siyonlar, di¤er araflt›rma-uygulamalara göre tan›mlanan büyüklük) personelin nite-lik ve niceli¤ini tayin eder (B. ve G.D. Lord 1997: 25-44, 203-224).

Müzeler ve kültür merkezleri, tek alanda uzmanlaflm›fl bireylerce yönetilecekkadar basit yap›lar de¤ildir. Di¤er bir deyiflle, bu tür merkezler ayn› hedefler etraf›n-da toplanm›fl farkl› alanlar›n uzmanlar›nca yönetilecek “iflletmeler”dir. Nas›l ki, heriflletmede farkl› görev tan›mlar› ve çal›flanlar› bulunmaktaysa, bu tür merkezlerde debenzer örgütlenme yap›lar› ve iflletme sistemleri bulunmaktad›r. Arkeolog, etnolog,antropolog ya da sanat tarihçi gibi tek alanda yetiflmifl uzmanlar›n hakim oldu¤umerkez veya müzeler, çok kere “ifllet-ME!” esas›na göre yönetilir. Oysa, istendik birözel sektör iflletmesinde “verimlilik esas olan ‹fiLETME” mant›¤› esast›r.

Çok fazla say›da ve çok uzmanlaflm›fl personelin de müze ya da kültür merkez-lerinin önündeki tuzaklar olarak nitelenmifltir ve bu nedenle personel politikas›n›nde¤iflen flartlara göre yeniden düzenlenmesi gerekti¤i belirtilmifltir (Levy 2001:83).Bazen çok say›da farkl› alan›n uzman›na sahip olmak, karmafla ve dura¤anl›k nede-nidir. Sonuç olarak, çocuk kültür merkezinde ifllevsellik ve verimlilik ilkeleri do¤rul-tusunda “yeterince” personel görevlendirilmelidir. Türkiye’deki ÇOKAUM’da etkinolan grupta, befl fakülte ve 12 bölümden seçilen psikoloji, antropoloji, sosyoloji, ta-rih ve e¤itim uzmanlar› bulunmaktad›r. Bu kurumun etkinli¤inin belirlenmesi için ön-celikle ziyaretçi say›s›, faaliyet say›s› gibi farkl› ölçütlerden yararlan›labilir. E¤er is-tendik geliflmeler sa¤lanamam›flsa bu kurumun personel politikas› yeniden gözdengeçirilmelidir. Tek ya da bu tek kiflinin çevresindeki birkaç ilgiliden ibaret kadronunbaflar›ya ulaflmas›, bugünkü yönetim bilimi ilkelerine göre oldukça güçtür.

Günümüzde müzecilerin çocuklar› müzelerine çekmek amac›yla onlar› rehberolarak görevlendirdikleri düflünüldü¤ünde, çocuk merkez ya da müzelerinin temelçal›flanlar›n›n bafl›nda çocuklar ile onlar›n aile ve ö¤retmenlerinin gelebilece¤i aç›k-t›r. Müzelerin koleksiyon depolar› olmaktan ç›kar›l›p kültürel ve e¤itimsel alanlarolarak tan›mlanmas›yla çocuklara müzelerde önemli roller verilmeye bafllanm›flt›r.Bu durum, bir anlamda müzecili¤in uzmanlar›n tekelinde olmad›¤›na da vurgu ya-p›lmas› olarak yorumlanabilir. Çocuk merkez ve müzeleri öncelikle “çocuklara” ait-tir. Bu nedenle çocuklar, bu tür kurumlar›n hem üretim, hem sunum, hem de tüke-tim aflamalar›nda aktif rol üstlenirler.

Bu tür merkezlerin önemli çal›flanlar›n›n bafl›nda üyeler ve gönüllüler gelmekte-dir. Türkiye’de pek s›k rastlanmayan bu durum, ça¤dafl toplumlarda en önemli boflzaman de¤erlendirme etkinli¤i olarak tan›mlanmaktad›r. Bazen bu gönüllü ve üye-ler kendi aralar›nda dernek vb. kurarak, kurumsal ba¤lamda da bu tür kurumlar›desteklemektedirler(Hollanda-Deventer, Mekanik Oyuncak Dostlar› Derne¤i, ABD-Yardley Tren Koleksiyoncular› Birli¤i vb.). Türkiye’de Topkap› Saray› Müzesi’ni Se-venler Derne¤i 1966 y›l›nda kurulmas›na ra¤men (Madran ve Önal 2000: 182), butürden derneklerin sivil toplumun pek ilgi alan›na girmedi¤i sonralar› görülmüfltür.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

134

Ancak, Oyuncak Müzesi Kurma Derne¤i, Türkiye’nin son dönemdeki bu kapsamda,küçük bir giriflim de olsa, önemli bir sivil hareketi olarak nitelenebilir.

c.4. Ziyaretçiler:Müze biliminin ba¤›ms›z bir disiplin olarak ortaya ç›kmas›, bu yap›n›n farkl› bo-

yut ve ba¤lamlarda incelenmesini gerekli k›lm›flt›r. Müzeler, koruma ve belgelemegibi içe dönük stratejileri bir kenara b›rak›p halka aç›lma, ulaflma, yerel kurum vekiflilerle iflbirli¤ine girme gibi d›fla dönük politika ve gündemleri benimsemifllerdir.Çünkü son dönem müze bilimcileri, müzelerin farkl› olgular›n, dahas› halk›n bask›-s›(Gervereau 2000: 152) alt›nda oldu¤unu fark etmifllerdir. Müze ya da kültür mer-kezlerini foruma dönüflmesi, ziyaretçilerin birbirleriyle ve müze çal›flanlar› ya da mü-ze için çal›flanlarla etkileflime girmeleriyle mümkündür. Yine, sergilenen veya sunu-lan hizmetin anlam›n› ya da yorumu belirleyenin de tek tek ziyaretçiler oldu¤u unu-tulmamal›d›r.

Ziyaretçiler, bu merkez veya müzelerin temel dinamikleri aras›ndad›r. Öncelik-le kurulufl aflamas›nda ve sonras›nda, çocuk kültürü merkezinin veya müzesinin olu-flumu, ifllevleri konusunda haz›r, istekli, bilinçli ve dahas› duyarl› olmas› beklenir.Böyle bireylerden oluflan topluluklarda bu tarzda bir merkez veya müze, kolayl›klageliflebilir. Yine toplumlar, farkl› dönemlerde farkl› e¤ilimler göstermektedir. Örne-¤in 1930’lu y›llara kadar Hollanda’da müzelerin çocuk kültürü ve oyun ya da oyun-caklar›na fazla ilgi göstermedikleri bilinmektedir. Buna karfl›l›k son dönemde oyun-cak bebek koleksiyonculu¤unun hobi s›ralamas›nda ikinci oldu¤u Amerika BirleflikDevletleri, oyuncak bebek müzeleri bak›m›ndan dünyan›n en geliflmifl ülkesidir.

Di¤er bilim dallar›ndaki geliflmeler, uluslar aras› düzendeki yeni oluflumlar, top-lumsal yaflamda farkl› hareketlerin ortaya ç›kmas› gibi, d›fl nedenler de müzelerin zi-yaretçilere bak›fl›n› de¤ifltirmifltir. Sosyal ve ekonomik tarih, sözel tarih gibi farkl› altalanlar›n genel tarih alan›ndaki etkinli¤i, insan haklar›, kad›n haklar›, çocuk haklar›gibi uluslar üstü de¤erlerin tan›mlanmas›, kurumlar›n insanlar için var oldu¤u düflün-cesinin yayg›nl›k kazanmas›, So¤uk Savafl Dönemi’nin sona ermesi, küresel devlet-lerin kültürü ikinci etkinlik alan› olarak kullanmalar› vb., bu türden kültür merkezle-rinin/müzelerin ziyaretçiye karfl› tutum ve davran›fllar›nda köklü de¤iflikliklere nedenolmufltur. Koleksiyonlar›n, araflt›rmalar›n “insanlar”(hatta gelecektekiler için de¤ilbugün yaflayan insanlar) için var oldu¤u anlay›fl› yayg›nlaflm›flt›r. Bir di¤er deyiflle,kültür merkezleri/müzeler koleksiyonlar için de¤il, insanlar/ziyaretçiler içindir(Mer-riman 2000: 69). Bu yeni durumlar, kavramlar kültür merkezlerinin/müzelerin etki-leflimci tekniklerden yararlanarak çok kültürlü ve demokratik bir yap›ya kavuflma-lar›n› sa¤lam›flt›r.

Ziyaretçiler, müze yönetimi kapsamandaki tan›m›, “hedef kitle”dir. Sunulan hiz-met/lerden yaralanmas› beklenen/istenen insanlar›n oluflturdu¤u topluluktur. Hedefkitleyi oluflturan bireyler, pasif veya ne sunarsan onu tüketen ya da onunla yetinende¤il, ilgili kurumun kurulufl aflamas›ndan son durumuna kadarki süreçte aktif ola-rak yer alan bir niteli¤e sahiptirler. Ziyaretçiler, böyle bir merkez ya da müze fikri-

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

135

nin do¤mas›nda, hangi ad›, ifllevi, misyonu üstlenece¤inde, merkez ya da müze tü-rünün, dolay›s›yla araflt›rma-uygulama ve gösterim alanlar›n›n, sergilerin, koleksi-yonlar›n, çeflitli teknik, yöntem ve politikalar›n belirlenmesinde ve seçiminde, ba¤-lama uygun de¤ifliklikler ve dönüflümlerin gerçeklefltirilmesinde, hatta ilgili merke-zin ya da müzenin yönetiminde etkin rol üstlenirler ve görev al›rlar. Ziyaretçisine gü-venen ve onu sisteminin temel bir dinami¤i olarak gören böyle bir kurumun baflar›oran› oldukça yüksektir. ‹flletme ya da ça¤dafl müze yönetimi ilkesine göre, hedefkitleye göre oluflum ve üretim esas olmal›d›r. Yani “hedef kitleyi seçmeden ve ihti-yaçlar›n› do¤ru tespit etmeden, bir müzenin do¤ru ürünü üretmesi olanakl› de¤ildir”(Birkan 2001: 242).

Uzun süre müze ve merkezler, seçkinci bir anlay›fl›n etkisiyle toplumun belirlibir kesimine hitap etmeyi ilke edinmifllerdir. Bu kurumlar›n sadece belirli bir araflt›r-mac›/uzman kümesine(arkeolog, sanat tarihçi, tarihçi vb.) veya orta ve üst s›n›füyelerine hizmet verdi¤i düflüncesi, bu asr›n büyük bir bölümünde de taraftar bul-mufltur. Bu müzelerden büyük bir bölümünün etkisizlik ve mali sorunlarla karfl› kar-fl›ya kalma gibi sorunlar› aflabilmek için “halka aç›lma” program ve politikalar› izle-meye bafllam›fllard›r. II.Dünya Savafl› sonras›nda ve özellikle küreselleflmenin etki-sinin artt›¤›, dolay›s›yla yerelli¤in bilinçli keflfinin bafllad›¤› 20. yüzy›l›n son çeyre¤in-de kurulan müzeler, ziyaretçi merkezli bir yönetim stratejisini benimsemifllerdir. Budurum, “koleksiyon merkezli anlay›fltan ziyaretçi merkezli” dönüflümün bir göster-gesidir. Tavandan tabana de¤il, tabandan tavana bak›fl taraftar bulmaya, seçkinle-rin de¤il, s›radanlar›n yaflam› ilgi görmeye bafllam›flt›r. Çocuk kültürü merkezi demüze biliminin gerçeklerini göz önünde tutan “ziyaretçi” merkezli bir anlay›flla kur-gulanmal› ve iflletilmelidir. Bu nedenle merkezin her türlü unsur ve alan›n›n (yap›,sergileme teknikleri, kütüphane iflletim sistemi, ücret politikas›, koleksiyon oluflu-mu, yönetim anlay›fl›, çal›flma saatleri, proje üretimi, kurs aç›m› vb.) düzenlenme-sinde ziyaretçinin/ hedef kitlenin aktif kat›l›m› sa¤lanmal›d›r. Araflt›rma ve uygula-may› gerçeklefltiren ile ziyaretçi ya da hedef kitle ayn› dili konuflmalar› gerekmekte-dir.

Hedef kitlenin müze ya da merkezin türüne göre belirlenmesi uzun süredir tar-t›fl›lan bir konudur. Bu kapsamda, her merkez ya da müzenin “yafl, cinsiyet, toplum-sal s›n›f, meslek, ekonomik yap›, e¤itim düzeyi, köken gibi” ölçütlere göre belirlen-mifl bir ziyaretçi kitlesinin olaca¤› savunulmaktad›r. ‹nsanl›¤›n geliflimiyle birliktemüzelerin de çeflitlendi¤i görülür. Tap›nak, kilise, cami, saray, flato gibi tarihi ve din-sel yap›lardaki seçkin müzelerine zamanla ço¤u klasik Yunan mimarisi üslubunda-ki arkeoloji ve sanat tarihi müzeleri eklenmifltir. Günümüzde ise “kahve, aile, HarleyDavidson, tuz madeni, tren, oyuncak bebek, buz, su, ka¤›t, para, minyatür, halk he-kimli¤i, votka, flarap, sihir, kent, kufl, çiçek, karikatür vb.”nin müstakil müzeleri bu-lunmaktad›r. Müzecilik alan›ndaki yönetim anlay›fl›nda geçerli olan ilke, ziyaretçi sa-y›s›n› ve türünü oldu¤unca geniflletmek, olabildi¤inde çok kifliye ulaflmakt›r. Bu ne-denle kurulacak merkezin, sadece çocuklara de¤il, toplumun tüm kesimlerine hitap

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

136

edecek flekilde kurulmas› ve iflletilmesi gerekir. Ayr›ca, çocuk, çocukluk, çocuk kül-türü olgular›n›n toplumsal yaflamda, hele de çocuk merkezli aile sisteminin geçerlioldu¤u bugünkü toplumlarda, sadece çocuklarla ilintilendirilemeyece¤i aç›kt›r. Ço-cuklu¤un tarihi, çeflitli aç›lardan bak›ld›¤›nda insanl›¤›n tarihidir. Dolay›s›yla merkez,toplumun tüm kesimlerinin ilgilerine yönelik program ve etkinlikler, sergiler düzen-leyerek gerçek anlamda o yerleflim birimi ya da ülkenin “merkez”i gibi ifllev görebil-melidir.

D. MEKAN:Merkezin ya da müzenin faaliyet gösterece¤i bina ya da yap›lar bileflkesi, bu ya-

p›/lar›n içinde yer ald›¤› genifl çevre, iç-d›fl yap› unsarlar› vb. mekan alan›n› meyda-na getirmektedir. Bu alan›n oluflumu, çok fazla maliyet, emek, uzmanl›k ve zamangerektiren alanlar›n bafl›nda gelmektedir. Bu kapsamda “merkez hangi yerleflim bi-riminde ve bu yerin neresinde (üniversite yerleflkesi, meydan, park, yazar yeri, kaleiçi, kent içi ya da d›fl› vb.) kurulacakt›r, aç›k-kapal› mekanlar nas›l planlanacakt›r,iç-d›fl mekan nas›l düzenlenecektir (renk, duvar, döfleme, tavan, pencere, kap›,oturma-çal›flma-sunum tak›mlar›, biçim, süsleme vb.), yap› ya da yap›lar bileflkesikaç odal› ve katl› olacakt›r” gibi sorular›n çok önceden cevaplanmas›, yaflamsal birgerekliliktir.

Tarihi yap›lar (saray, kilise, cami, kale, medrese vb.), uzun süre bu türden mer-kez ve müzelere ev sahipli¤i yapm›flt›r. Müze ya da kültür merkezi denilince akla he-men tarihi yap›lar gelmektedir. Genellikle bilim ve teknoloji müzeleri hariç, bu tür-den kurumlar hep tarihsel mekanlarda faaliyet göstermifllerdir. Herhalde, tarihselli-¤e, geçmifle aitli¤e vurgu yap›lmaktad›r. Modern yap›lar içinde tarihsel yarat›lar veunsurlar sergilenemez, araflt›r›lamaz diye bir kural hala geçerlili¤ini sürdürüyor gibi-dir. Nitekim Londra Oyuncak ve Model Müzesi, 1860’l› y›llardan kalma bir binadahizmetini sürdürmektedir. Daha sonra di¤er ev, köflk, konak, flato gibi daha küçüközel yap›lar, bu türden kurumlar›n geliflti¤i mekanlar olmufltur(tarihsel miras›n uyar-lanarak kullan›m›/mimari mirasa yeni ifllev kazand›rma ve müzeni mekansal kulla-n›mlar› konusunda bkz. Birkan 2001: 250-252; Eldem 2001: 124-131; Albaneze2001: 132-136; Koltomova 2001: 137-140; Wehdorn 2001: 141-145). Son y›llardaise farkl› ifllevlerle kullan›lm›fl ya da kullan›l›r durumdaki bina/lar müze/kültür mer-kezi olarak düzenlenerek halk›n hizmetine sunulmaktad›r. Özellikle eski dönem bu-luntular›n›n sergilenmesi için Eski Yunan ve Roma mimarisi özelliklerini tafl›yanmüstakil mekanlar›n, binalar›n infla edilmesi 19.asr›n e¤ilimlerindendir (örne¤in, ‹s-tanbul Arkeoloji Müzesi). 20.asr›n ikinci yar›s›ndan itibaren ise varl›klar ve etkinlik-ler göz önünde tutularak özgün mimari özelliklere sahip merkez ve müzeler infla edil-mifltir.

Çocuklar›n konu edildi¤i merkez ve müzelerin mekan düzenlemeleri, çok önemtafl›maktad›r. Öncelikle bina ya da binalar›n genifl bir alan içinde infla edilmelidir. Bi-nalar›n büyük bahçe ya da aç›k alanlara sahip olmal›d›r. Fazla yüksek olmayana¤aç, çiçek ve çimlerle bezenmifl genifl alanlar, d›fl mekan etkinlikleri (sergi, oyun,

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

137

müzik, dans, sanatsal etkinlik vb.) için de elverifllidir. D›fl ve aç›k mekan etkinlikle-ri, bu türden merkezlerin belki de iç mekan etkinliklerinden daha büyük önem sa-hiptir. Mevsim flartlar›, aç›k-kapal› mekan seçimlerinde etkili olsa da hedef kitlenindaha çok aç›k mekandaki etkinliklere ilgi gösterdikleri yap›lan anketlerde ortayaç›km›flt›r. ‹ç mekan›n düzenlenmesinde “fleffafl›k” ilkesine ba¤l› kal›nmal›d›r. Çocukiçin kapal› her kap› bir merak unsurudur. Bu nedenle yönetim ve araflt›rma bölüm-leri, bak›m onar›m birimleri, atölyeler, sergi haz›rlama odalar›, depolar ve di¤er bö-lümler mutlaka d›flardan rahatl›kla görülebilecek ve kolayl›kla girilebilecek flekildedüzenlenmelidir.

Sergi ve di¤er araflt›rma- uygulama/gösterim galerilerinin, “dokunulmazl›k ilke-sine göre de¤il”, “DOKUNULAB‹L‹RL‹K” ilkesine göre oluflturulmas› gereklidir. Ör-ne¤in ‹ngiltere’de Liverpool Müzesi-Do¤a Tarihi Merkezi, York’taki Arkeolojik Kay-naklar Merkezi’nde dahi paha biçilmez nesnelere ziyaretçiler rahatl›kla dokunabil-mektedirler (Merriman 2000:71-74). “Özgün nesnelerin t›pk› yap›mlar›n›n sergilen-mesi ya da özgün nesnelerin fleffaf koruyucu tabakalarla kaplanmas›”, do¤abileceksorunlar› büyük ölçüde çözümleyecektir. Dinazor kemiklerinin okullara tafl›n›p elledokunarak incelenebildi¤i günümüzde, “dokunmay›n›z” tabelalar›n›n gereksizli¤i or-tadad›r. Amaç bilginin gelece¤e aktar›lmas› ise, öncelikle bugünküler taraf›ndan iç-sellefltirilmesi gerekmez mi? Bir oyuncak müzesi düflünün, camekanlar›n ard›ndayüzlerce oyunca¤›n gösteriminden ibaret. Böyle bir müze, nesne deposu olmaktanbaflka bir iflleve sahip de¤ildir. Özetle, bu tür kurumlar›n fiziksel mekanlar›n›n, ziya-retçi ile sergi ya da di¤er etkinlikler aras›ndaki her türlü engellerin kald›r›lmas› esa-s›na göre oluflturulmas› gerekmektedir, di¤er bir deyiflle “fiziksel eriflim” (Merriman2000:71-74) her fleyin temelidir. Ziyaretçi ile bu kurumlar aras›ndaki duvarlar›n y›-k›lmas›, oldukça zordur ve öncelikle zihinlerdeki duvarlar›n y›k›lmas› gereklidir. Bukapsamda, pek istenmese de vitrinlerin yükseklikleri, nesneler aras›ndaki mesafe,galeriler aras›ndaki ba¤lant›, ›fl›k, ›s›, havaland›rma, ihtiyaç birimleri gibi alanlar›ndüzenlenmesinde, ziyaretçilerin nitelik ve nicelikleri dikkate al›nmal›d›r. Örne¤in buçal›flmalar s›ras›nda, engellilere göre (duyu, zihin ve fiziksel engelliler için) ek ayar-lamalar (etkileflimci tekniklerin engellilere göre yeniden gözden geçirilmesi sonu-cunda) yap›labilir.

‹ç mekan›n düzenlenmesindeki her aflamada “kolayl›kla eriflilebilirlik” ilkesi gözönünde tutulmal›d›r. D›fl ve iç mekanla ilgili renk seçimlerinde, sadece uzmanlar›nde¤il, hizmetten yararlananlar›n da be¤eni ve görüflleri önemsenmelidir. Çocuk mer-kez ya da müzesinin seçimlerinde öncelikle çocuklar›n önerilerinden mutlaka yarar-lan›lmal›d›r. Yetiflkin düflüncesi “standartlar›n”, çocuklar›nki ise “çok türlülü¤ün,farkl›l›¤›n, özgünlü¤ün” peflinden gider. Yetiflkinli¤in bedelini insano¤lu, sanki ço-cuklu¤un bu renkli dünyas›ndan ayr›larak ödemek zorunda kalmaktad›r. Bu merkez,çocuklara aitse, iç ve d›fl mekan›n düzenlenmesinde de söz sahibi olmal›d›rlar.

Sonuç olarak, “tasar›m, malzeme ve iflçilik alanlar›ndan oluflan bir özgünlük, içmekan- d›fl mekan iliflkisi, müze imaj›- mekan uyumu, koruma-ifllev uygunlu¤u,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

138

mekansal organizasyonda görev yapanlar›n iflbirli¤i ve uyumu, zarf ve mazruf den-gesi, fiziksel eriflim kolayl›¤›, binalar›n anlat›m ve ça¤r›fl›m gücünden yararlanma,koleksiyon- yap› uyumu, mekan- ulafl›m kolayl›¤›, mekan›n farkl› alanlar için kulla-n›m yetene¤i, mekan›n do¤al afetlere- kazalara karfl› durumu, mekansal kurgunundolafl›m ve sergilemeye yatk›nl›¤›, mekan›n dönüflüm ve bak›m-onar›m esneklik,kolayl›k ve potansiyeli, mekansal bütünlük, mekan›n kullan›m kapasitesi, mekan›nkentsel/semtsel dokudaki yeri ve önemi, mekan›n yarat›m›nda korumac›-yat›r›mc›-kullan›c› iflbirli¤i” gibi pek çok konunun bu tür merkezin projelendirilmesi, gerçek-lefltirilmesi ve iflletilmesi aflamalar›nda öngörülmesi ve gere¤inin yap›lmas› söz ko-nusudur. Çocuk kültürü merkezi ya da müzesi, özgün mekan tasar›mlar›yla (belki debu nedenle eski yap›lardan çok yeni yap›lar seçilir) dikkat çeken yap›lar içinde fa-aliyet göstermelidir.

E. YÖNET‹M:Bu türden araflt›rma merkezleri ya da müzelerin, ça¤dafl yönetim ilke ve teknik-

leri do¤rultusunda yönetilmesi, yaflamsal bir öneme sahiptir. Müze yönetimi, “hedef-ler (yönetimin amac›, amac›n ifadeleri, müzede yönetim rolleri), müzenin örgütlen-me yap›s› (yönetim flekilleri, yönetim kurulu, müze personeli, gönüllülerin rolü) vemüze yönetim metotlar› (yönetici rolü, koleksiyon yönetimi, halk programlar› yöne-timi, mekan yönetimi, finans yönetimi)” gibi farkl› alan ve konulardan meydana ge-len karmafl›k bir sistemdir (B. Ve G.D. Lord 1998). Öncelikle bu sistemin intendikbir flekilde kurgulanmas›, inflas› ve iflletilmesi do¤ru görevlere do¤ru insanlar›n se-çilmesiyle mümkündür. Bu da görev tan›mlar›n›n aç›kça yap›lmas› ve yönetim a¤›-n›n sa¤l›kl› oluflumu ve çal›flmas› sayesinde gerçekleflebilir.

Timothy Ambrose (1993), “ilk ad›mlar (müze tan›m›, alternatif yaklafl›mlar, ye-ni bir müzenin kuruluflu, kaynaklar, network/flebeke ve di¤er yard›m kaynaklar›,resmi statü, politika gelifltirme, ön planlama), koleksiyon yönetimi (elde etme ve el-den ç›karma politikalar›, saha çal›flmas›, derleme ve araflt›rma, ba¤›fl, sat›n alma veödünç verme, müze koleksiyonlar›n›n bak›m›, koleksiyonlar›n kayd› ve belgelenme-si, foto¤raf kay›tlar› ve koleksiyonlar, sözel tarih kay›tlar›, önleyici koruma, nem ve›s› sistemleri, koruma, güvenlik-riskler ve çözümler) ile müze ve kullan›c›lar› (müzekullan›c›s›, pazarlama ve halkla iliflkiler, kullan›c›lar›n a¤›rlanmas›, hizmet saatleri vegirifl ücretleri, gösterimler, sergiler, e¤itim programlar›, bofl vakit de¤erlendirmeprogramlar›, soruflturma ve araflt›rma kolayl›klar›, dükkan ve sat›fl noktalar›, ikram)bafll›klar› alt›nda çeflitli yönetim konular›n› aç›klad›ktan sonra, “bina, finans, insanyönetimi, sermaye planlar›, müze kay›t ve standartlar›, e¤itim ve personel geliflimi,sa¤l›k ve güvenlik, idari prosedürler, bilgisayarlar, sigorta” gibi olgular› da genel mü-ze yönetimi içinde de¤erlendirmektedir.

Yukar›da çeflitli bafll›klar alt›nda de¤erlendirilen konular›n kurulacak olan mer-kez ya da müzenin türüne göre belirlenmelidir. Gerek maddi varl›klar, gerekse etkin-lik ve insani alanla ilgili yönetim sistemleri aç›k bir flekilde oluflturulmal› ve iflletil-melidir. Maddi alan›n (bina, koleksiyon vd.) planlanmas› yeterli de¤ildir. Bu merkez

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

139

ya da müze varl›klar›n› belirli bir etkinlik program› do¤rultusunda üretip sunacak in-sani alan›n da çok iyi örgütlenmesi gerekmektedir. Bu örgüt yap›s› içindeki her ki-flinin görev tan›mlar›n›n yap›lmas› ve bu do¤rultu da huzurlu bir çal›flma ortam› için-de verimli olmas› beklenmelidir. Yöneticinin görevi, denetlemekten çok, bu sistemiçinde görev yapan çal›flanlar›n ifllerini daha rahat yapmalar›na sa¤lamakt›r. Düzen-lenen hizmet içi e¤itimlerle çal›flan›n kendini denetleme bilincine ulaflt›r›lmas› hedef-lenmelidir.

Genel yönetim sisteminin bütün alt dallar›yla bir bütün oldu¤u unutulmamal›d›r.Baflar›, bu alt sistemlerin sa¤l›kl› ve uyumlu çal›flmalar›yla mümkündür. Aksak-l›k/lar, bütünün sa¤l›kl› çal›flmas›n› engeller. Bu nedenle aksaman›n büyüklü¤ü-kü-çüklü¤ü, sürecin bafl›nda-sonunda olup olmamas› anlaml› de¤ildir. Çünkü en küçükaksakl›k, çok kere en tehlikeli ve y›k›c› oland›r (Örne¤in, ikram ve ihtiyaç gidermebirimlerindeki aksakl›klar yüzünden hedef kitlesini kaybeden pek çok merkez ya damüze bulunmaktad›r).

Yukar›daki yönetim sistemleri daha çok müzeler için önerildi¤inden, araflt›rmave uygulama merkezinin en önemli alanlar›ndan birini oluflturan akademik yöneti-me gerekli vurgu yap›lmam›flt›r. Çocuk kültürü merkezi, dünyadaki ve Türkiye’dekiörneklerinde görüldü¤ü üzere, araflt›rma, derleme, arfliv, bilimsel toplant›, kütüpha-ne, kurs, araflt›rma bursu, yar›flma, yay›n gibi çok türlü faaliyet yürüttü¤ünden sa¤-lam bir akademik sisteme ihtiyac› vard›r. Ancak, araflt›rma merkezinin bir özel sek-tör iflletme sistem/lerine göre yönetilmesi ve e¤er bu yönde bir e¤itim almam›flsa veifl tecrübesi yoksa genellikle bir akademisyenin genel yönetici olarak atanmas›, is-tendik sonuçlar do¤urmamaktad›r. Bu durumla ilgili gerek dünyada ve gerekse Tür-kiye’de pek çok örnek bulunmaktad›r.

Sonuç olarak, kurumun baflar›s› ve hayat›, yönetim sisteminin istendik iflletimiile mümkündür. Çocuk kültürü merkezinin kurulum aflamas›nda en iyi belirlenmesigereken alan, yönetimdir.

F. KOLEKS‹YON:Koleksiyon, müze ya da araflt›rma merkezinin sahip oldu¤u ve say›lar› binlerle

ifade edilen varl›klar›ndan oluflan bütündür. Koleksiyonlar, bu türden bir kurumunvarl›¤› esas olmakla birlikte yeterli de¤ildir. Genellikle varl›kl› ve ilgili kimselerinoluflturdu¤u koleksiyonlar, zamanla bir araflt›rma-uygulama merkezinin veya müze-nin nüvesini oluflturmaktad›r. Farkl› kaynaklardan ba¤›fl(burada ülke çap›nda ba¤›flkampanyalar› düzenlenebilir, oyuncak fabrikalar›ndan, yurt içi ve d›fl›ndan pek çokkurum ve flah›stan geçici veya sürekli ba¤›fllar kabul edilebilir) sat›n alma(müzaya-dede aç›k art›rma ya da flah›stan bizzat sat›n alma vb.), ödünç alma(di¤er müze yada koleksiyonculardan, merakl›lardan) gibi yöntemler kullan›larak elde edilen ko-leksiyonlar, müze yönetimi kapsam›nda özel bir alan ad›yla de¤erlendirilip yönetil-mektedir. Koleksiyonlar, ilgili merkez ya da müzenin türünü da belirlemektedir.

Çocuk merkezi ya da müzesinin koleksiyonlar›, çocuklar›n kendi (flark›, teker-leme, oyun araçlar›, oyuncaklar, k›zd›rmacalar, yan›ltmaçlar, resimler, seramikler,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

140

f›kralar, say›flmacalar, heykeller, fliirler,öyküler vb.) ve yetiflkinlerin çocuklara yöne-lik yarat›mlar›ndan (do¤um öncesi: k›s›rl›¤›n giderilmesine -muska, türbe ziyareti,bu¤uya/ buhara/k›zg›n tafla oturtma, yak›, kas›k çekme ve di¤er geleneksel hekim-lik kapsam›ndaki pratikler-, do¤acak çocu¤un cinsiyetinin belirlemesine - birleflmesonras›nda sa¤a dönüp yatma, erkek çocuk do¤uran kad›nla ekmek mayas› de¤ifl-tirme, tatl› ya da ekfli yeme, gebenin karn›n›n veya yürüyüflünün flekli, aflerme, ya-saklar- yönelik uygulamalar; do¤um-do¤umu kolaylaflt›r›c› uygulamalar, eflin gö-mülmesi ve göbek ba¤›n›n saklanmas›-; do¤um sonras›- ad verme, al bast›, k›rk ç›k-mas›, kaynar içme, a¤aç dikme, saç kesme, yafl günü, sünnet, beflik kertme, aske-re u¤urlama-; çocuk giyim-kuflam›, çocuk beslenmesi, bak›m› ve e¤itimi, çocukedebiyat›, oyun ve oyuncaklar, çocuk tiyatrosu, çocuk haklar›, çocuk istismar›, ço-cu¤a yönelik fliddet, çocukluk tarihi, ninni, flark›, atasözü, masal, flark›, deyim, ok-flama sözleri, alk›fl ve karg›fllar, biblo, folklorik bebek gibi di¤er alanlar) oluflabilir.Yap›lan taramalar sonucunda dünyadaki çocuk ve oyuncakla ilgili müzelerin kolek-siyonlar›n›n afla¤›daki unsurlardan(bazen tren, bebek gibi tek türden malzemeyle,bazen de tamam›yla) olufltu¤u belirlenmifltir:

“Bebek, bebek evi, Barbie bebe¤i, oyuncak tren, müzikli otomat, oyuncak si-lah, minyatür ev eflyas›, çay tak›m›, lego, bilye, sapan, at arabas›, uçurtma, topaç,ulafl›m arac›, küp, boyama kitab›, hayvan figürü, müzik aleti, kukla, kurflun asker,oyuncak tiyatro, optik oyuncak, müzik kutusu, kumbara, teneke kutu, bisiklet, kildüdük, çocuk kitab›, ka¤›t fener, de¤irmen, antik oyuncak, inflaat blo¤u, dans edenbebek, mekanik oyuncak, sokak ve meydan oyunu, kapal› mekan oyunu, folklorikbebek, savafl oyunca¤›, yoyo, iflportac› bebek, minyatür çiftlik, pilli oyuncak, min-yatür hayvanat bahçesi, kovboy, K›z›lderili, atl› kar›nca, kurmal› oyuncak, monopo-li vb.” Bu oyuncaklardan sadece bebe¤in “tafl, toprak, tahta, bez, alç›tafl›, emaye,tavuk derisi, deri, balmumu, plastik, cam, seramik, k›l, selüloit, kauçuk, keçe, çini,ka¤›t hamuru, porselen, kumafl, bisküit, m›s›r kabu¤u, kuru meyve ve sebze, f›nd›k,teneke, sünger, kil, vinil, tuz, deniz kabu¤u, a¤aç, yosun, çam kozala¤›, saman sa-p›, dantel vb.”den yap›lm›fl çeflitlemelerinin varl›¤› düflünülürse, oyuncak müzeleri-nin koleksiyon zenginli¤i daha iyi anlafl›labilir.

Bu koleksiyonlar›n derleme- bak›m-onar›m-araflt›rma-kay›t-arflivleme-seçim-sergi teknik ve yöntemlerinin planlanmas›- reyonlar›n haz›rlanmas›- sat›fl amaçl›taklitlerin yap›m›- sergileme öncesi sürecin aflamalar›d›r. Bu süreçte yer alan müs-takil birimlerde uzmanlar görev yapmaktad›rlar. ‹ngiltere’deki Chester Oyuncak Mü-zesi’nin ayn› zamanda bir de Oyuncak Bebek Hastanesi’ne sahip olmas›, bu süreç-teki birimlerin önemini ortaya koymaktad›r. Koleksiyonlar genellikle “temalar›na(bebek, tren koleksiyon ve sergisi gibi), tarihlerine (Antik Ça¤, Orta Ça¤, Yeni Ça¤vb.; eski dönemden yak›n döneme veya tersi- mekanik oyuncaktan elektroni¤e,elektronikten mekani¤e veya el yap›m› oyuncaklara, çöpten arabadan uzaktan ku-mandal› oyuncak yar›fl arabalar›na…) ve yap›m yeri (Eyüp, Nuremberg, Singapurgibi) ve hammaddesine (deri, keçe, ka¤›t, plastik, teneke, tahta, cam, porselen, me-

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

141

tal oyuncaklar), ifllevlerine (e¤itsel, tarihsel, sanatsal, kültürel vb.) göre düzenlene-rek sergilenebilir.

Bugün müzeler ve araflt›rma-uygulama merkezleri koleksiyon oluflturma konu-sunda s›k›nt›lar yaflamaktad›r. Pek çok müze, çeflitli mali ve türüne özgü nedenler-den kaynaklanan koleksiyonlar›n› zenginlefltirmekte çaresiz durumdad›r. Nitekimbaz› müzeler, sergi açabilmek için büyük sat›fl merkezlerinden ürün toplama yolunagitmektedirler. Di¤er bir deyiflle müzeler hazine odalar› olmaktan ç›k›p, yaflam›nmerkezinde yer almay› hedeflemektedirler. Çocuk ve oyuncak müze ya da merkez-lerinin bu konuda, genifl olanaklara sahip oldu¤u görülür. Kitleselleflen ve küresel-leflen dünya sanayi ve ticari yaflam›nda çocuklar, en önemli hedef kitlelerden biriolarak kabul edilir. Oyun ve oyuncak sektörü, sürekli yeni yarat›mlarla çocuklar›nde¤iflim h›zlar›n› yakalamaya çal›fl›rlar. Bu nedenle, müzecilik alan›nda sürekli de¤i-flim içinde olan müzelerin bafl›nda çocuk ve oyuncak müzeleri gelmektedir.

G. ARAfiTIRMA- GEL‹fiT‹RME VE E⁄‹T‹M:Bu birim, merkez ya da müzenin ba¤lama göre geliflim ve dönüflümünü sa¤lar.

Uzmanlar›n yönetiminde yeni projeler üretilip, uygulanmak üzere yönetime sunulur.“Çeflitli konularda seminer, konferans gibi bilimsel toplant›lar düzenlemek, yeni po-litikalar gelifltirmek, di¤er kifli ve kurumlarla veri al›flverifli sa¤lamak, bilimsel veyapopüler yay›n yapmak, burs vermek, proje desteklemek, kurs düzenlemek, dan›fl-manl›k hizmeti vermek, ziyaretçilerin bilinçlenmesini, bilgilenmesini, e¤itilmesini,yarat›c›l›klar›n›n gelifltirilmesini, kültürlenmesini, bireysel ve ulusal kimliklerininoluflmas›n›, tarihsel derinli¤i sahip olmas›n›, farkl›l›klar›n tad›na varmas›n›, farkl› ba-k›fl aç›lar› kazanmas›n› sa¤lamak, araflt›rma gezileri düzenlemek, yeni nesneler üret-mek” bu birimin ifllevleri aras›ndad›r. E¤itim alan› içinde halk e¤itimi, personel veuzman e¤itimi gibi farkl› alt alanlar da bulunmaktad›r.

H. YAYIN:Araflt›rma merkezinin d›fla aç›l›m ve tan›t›m görevini üstlenen birimi yay›n bö-

lümüdür. Araflt›rma-Gelifltirme bölümünde üretilen her türlü, yaz›l›, görsel, iflitselürün, bu birim taraf›ndan hedef kitleye (yurt içi ve d›fl›) çeflitli da¤›t›m ve sunum tek-nikleri kullan›larak ulaflt›r›l›r. “Broflür, kitap, gazete(genellikle haftal›k), dergi (bumerkezlerin periyodiklerinin bulunmas› zorunluluktur), poster, kartpostal, kaset, cd,foto¤raf, mikrofilm”, bu türden ürünlerdir.

Çocuk kültürü merkezi ya da müzesi kapsam›nda yay›n terimini farkl› anlamla-ra gelecek flekilde kullan›labilir. Bu tür bir merkezin internetin yan›nda kendisine aitbir televizyon ya da radyosu olabilir. Bu kitle iletiflim araçlar›n›n yay›nlar›n› doldura-cak pek çok yarat›, bu türden merkez ya da müzelerin koleksiyonlar›nda mevcuttur(bu konuda ulusal ya da yerel yay›n yapan televizyon ve radyo kanallar›n›n çocuk-lara yönelik programlar›, bir fikir verebilir). Müstakil çocuk televizyon kanallar›n›nkablolu sistemde yay›nda oldu¤u düflünüldü¤ünde, bu türden bir faaliyetin bilinçli,bilimsel ve yararl› bir uygulamas›n›n çocuk kültürü merkez ya da müzelerinde de ra-hatl›kla gerçeklefltirilebilece¤i aç›kça görülecektir. Böylelikle bu merkezin yaflama-s› için gerekli olan mali güç kolayl›kla yarat›labilecektir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

142

‹. SATIfi:Müze ya da bu tür merkezlerin amac› “ziyaretçiye hizmet ve bunu kamu deste-

¤i olmadan baflarmak, daha genifl kitleye ulaflmak ve e¤itim vermektir; daha daönemlisi bütün bunlar› gerçeklefltirebilmek için kar/gelir elde etmektir” (Gans 2001:91). Ba¤›fl, devlet deste¤i ve girifl ücretlerinin yan›nda sat›fl, müze finansman yöne-timinin temel kaynaklar›n›n en verimlilerindendir. Bu tür kurumlar ürettikleri hizmetve ürünleri satarak ya da kiralayarak ayakta kalabilirler. Ayr›ca, bir merkez ya damüzenin özerkli¤ini elinde tutabilmesi, bu kaynaklar›n dengeli yönetimiyle müm-kündür. Çünkü baz› mali aktörler, ilgili kuruluflun kendi amaçlar› do¤rultusunda fa-aliyet göstermesi için bask› yapabilirler. Ekonomik yeterlili¤e sahip olmayan mer-kez ya da müzeler, istendik toplumsal rollerini üstlenemezler. Bu nedenle bu türdenmerkezlerin en önemli bölümlerinin sat›flla ilgili oldu¤u hat›rda tutulmal›d›r. Giderle-rini karfl›layamayan bir kuruluflun yaflam›n› devam ettirme olana¤› yoktur. Yine sa-t›flla ilgili belirlemelerin hedef kitleden hareketle yap›lmas› gereklidir. Her türlü hiz-met ve ürün üretimi, hedef kitlenin be¤enileri do¤rultusunda gerçeklefltirilmelidir.Dünyada pek çok merkez ya da müze, bu konularla ilgili verilerin elde edilmesindeözel sektördeki “piyasa araflt›rma flirketleri”nden yararlanmaktad›r. Ayr›ca güçlü veetkin bir halkla iliflkiler birimi, bu türden kurulufllar›n sat›fl etkinliklerinin verimlili¤i-ni art›rmaktad›r. Hiç kimse, durdu¤u yerde enerjisini, zaman›n›, dikkatini ve dahas›paras›n› harcamaz istemez. Halkla iliflkiler ve pazarlama/sat›fl birimindekiler, önce-likle gerekli iste¤in zihinlerde yarat›larak giderilmesini ve daha sonra da bunun sü-reklilik kazanmas›n› çeflitli yöntem ve politikalarla sa¤lamaya çal›fl›rlar. Reklam vedi¤er tan›t›m faaliyetleri, bu ba¤lamda etkin bir flekilde kullan›labilir. Yine sat›fl›n ge-lifltirilmesi ba¤lam›nda ‹srail Müzesi’nde oldu¤u gibi dükkanlar aç›l›p ihracat firmas›kurulabilir (Gans 2001: 94).

Bu kapsamda cevaplanmas› gereken soru, hangi hizmetin ve ürünün üretilipsat›laca¤›d›r. Müzelerde s›n›rl› say›da sat›fl ürünü vard›r, iddias›na en güzel cevap400 ayr› sat›fl ürünü (lamba, ipek kravat, kitap, dergi, kaset, t-shirt, flapka, çanta,logolu bluzlar, kart, poster, çöp kutusu, adres-telefon defterleri, ajandalar, mücev-herler, parfümler, kozmetik malzemeleri vb.) bulunan ‹srail Müzesi’dir(Gans 2001:93). Müzelerde yaflam›n her türlü ürünü üretilip sat›labilir. Çünkü flu anda gündelikyaflamda kullan›lan her unsur, tarihseldir ve de¤erlidir. Sorun, ürüne dönüfltürme vegerekli pazarlama tekniklerinin kullan›lmas›d›r.

Hizmet Sat›fl›: Sergiler, e¤itim programlar›, kurslar, mekan kiralama, bilimseltoplant›lara ev sahipli¤i yapma, koleksiyon ve di¤er ürünlerin üretim ve ço¤alt›mhaklar›n›n sat›lmas›, hisse senedi ç›kar›lmas› (Michalopoulos 2001: 87-90) bu türmerkezlerin temel hizmet alanlar›d›r.

Ürün Sat›fl›: Koleksiyonlar›n en tutulan parçalar›n›n replikalar› (taklitleri) ve di-¤er ka¤›t (dester, poster, kart, kitap, bloknot vb.), tekstil (t-shirt, flapka, aksesuarvb.), deri (ceket, ayakkab›, kabartma vb.), cam (vazo, kül tablas›, süs eflyas› vb.),porselen, ahflap, plastik gibi hammaddelerden yap›lan ürünler.

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

143

Bu merkez ya da müze, sadece kendi ürününü kendi yap›lar›nda ya da baflkakurum ve kurulufllar›n bünyelerindeki ilgili birimlerde satabilece¤i gibi, di¤er efl ku-rumlar›n ürünlerini de kendi reyonlar›nda rahatl›kla satabilmelidir. Dünyada pek çokmüze, sadece kendi kentinin veya ülkesinin ürünlerini de¤il, farkl› ülkelerin yarat›la-r›n› da rahatl›kla pazarlayabilmektedir. Hele de kendi zenginli¤inin fark›nda olmayanve bunlar› ürüne dönüfltüremeyen ülkeler, bu müzelerin profesyonellerince adetaya¤malanmaktad›r.

D‹⁄ER:Kültür merkezi ve müzeler, toplumsal yaflam›n kalbi, merkezi olarak ifllev üst-

lenirler. Bu nedenle toplumsal yaflam› ilgilendiren her türlü etkinlik bu tür kurumla-r›n çat›s› alt›nda rahatl›kla gerçeklefltirilebilir. Bat›’da müzelerin, konuklar›n› 300 y›l-l›k flatolardaki yataklarda yat›rarak para kazand›klar› düflünüldü¤ünde, bu tür ku-rumlar›n hizmet alanlar›n›n zenginli¤i anlafl›l›r. “Konser, davet, parti, konaklama,müzayede, defile, yar›flma, dizi/film çekimi” gibi pek çok etkinlik de, bu tür kurum-lar›n imkanlar›ndan yararlan›larak gerçeklefltirilebilir.

SONUÇ:Bu çal›flmada yer alan ana bölüm bafll›klar›n›n müstakil makele ve kitaplara ko-

nu olabilece¤i aç›kt›r. Bu çal›flman›n, daha çok müze yönetimi ba¤lam›nda çeflitlitart›flma ve belirlemelerin yap›ld›¤› deneme olarak nitelenmesi do¤ru olacakt›r.

Küresel, hatta geç-küresel dönemin yafland›¤› günümüzde, yerel kültür merkezve müzelerinin say›s› h›zla artmaktad›r. Bu geliflmelerin yafland›¤› ülkelerin bafl›ndada küresel dünyan›n aktörleri (ABD, Almanya, Fransa, ‹ngiltere, Japonya vb.) gel-mektedir. Bu durum, yerelin ulusala, hatta küresele tafl›nmas› ba¤lam›nda aç›klana-bilir. Ancak as›l vurgulanmas› gereken, “küreselleflme sayesinde yerelin bilinçli kefl-fidir”(Ulrich Beck, bu durumu, dünyan›n McDonald’s’laflmas› kapsam›nda aç›klar-ken “kültürel küreselleflmenin dünyan›n McDonald’s’laflmas› ile hiçbir iliflkisi olma-d›¤›n›, her toplumun ve bireyin bu standartlaflmay› farkl› alg›lad›¤›n›, yorumlad›¤›n›vurgular; Beck 1997). Çünkü, küreselleflme çok kere “tek türlefltirme veya çok tür-lülü¤ün ortadan kald›r›l›fl›” olarak tan›mlanm›fl ve suçlanm›flt›r. Bu karfl› durufl, çokk›sa sürede etkisini yitirmifl, “farkl›laflman›n kayna¤› olarak küreselleflme” gibi fark-l› yorumlar ortaya ç›km›flt›r. Art›k pek çok yerel de¤er, küresel dünyan›n olanaklar›sayesinde çok h›zl› bir flekilde yayg›nl›k kazanabilmektedir. Konunun bir di¤er bo-yutu ise, h›zla küreselleflen dünyada yerelin durumunun ne olaca¤›d›r. 1980’li y›llar-dan sonra Almanya’da ve di¤er ça¤dafl ülkelerde müze say›s›nda büyük art›fllar ya-flanm›flt›r (Bieder-de Haan 2000: 157). Bieder-de Haan bu geliflmeyi, ulusal tari-hin(ve dolay›s›yla kültürün), uluslar ötesi ve özellikle Avrupa perspektifinden yans›-t›lmas›/Avrupa ba¤lam›nda bir Alman kimli¤ine ulafl›lmas› kapsam›nda de¤erlendir-mifltir. H›zla küreselleflen dünyada, bireysel kimli¤in saptanmas›n›n bile güçleflti¤igörülmektedir. Bu nedenle kültür merkezleri ve müzeler, bireysel ve toplumsal so-runlar›n çözüm alanlar› olarak ifllev görme misyonunu üstlenmifllerdir. McLe-od(1998)’un ifadesiyle, “ça¤›m›z, müzeler ça¤›d›r. Bu ba¤lamda öncelikle müze bi-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

144

liminin Türkiye’de kurulmas›/gelifltirilmesi, müzecilik bak›m›ndan oldukça zenginolan Türk halk›n›n bu konuda bilinçlendirilmesi ve h›zla farkl› türde müzenin(Türki-ye’de toplam, resmi-özel yaklafl›k olarak, aktif 150 müze varken, Almanya’n›n sa-dece bir eyaleti olan Baden-Württemberg’de 1000’e yak›n müze bulunmaktad›r;(Freudenreich 2003: 26) aç›lmas› gereklidir. Türk halk›, ça¤dafl yöntemlerle idareedilen bu tür merkez ve müzeler sayesinde gelece¤e sorunlar›n› çözmüfl bir flekildegüvenle, mutlulukla bakabilecektir. Asl›nda bütün bu bak›fl aç›lar›n›, öngörüleri Bü-yük Ata’n›n düflünce ve eylemlerindeki kültüre ve müzecili¤e karfl› gösterdi¤i duyar-l›l›¤›nda bulmak, O’nun neden asr›n›n “devlet adam›” oldu¤unu da aç›klamaktad›r.

Kaynakça:Ambrose, Timothy (1993) Managing New Museums, A Guide to Good Practice,

Edinburg: HMSO.Arslanyürek, fi. (2001), “ Müzenin Finansman› Hangi Kaynaklardan Sa¤lanabi-

lir?”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Eko-nomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 100-104.

Beck, U. (1997), Perspektiven der Weltgesellschaft, Suhrkamp, Franfurt.Beier-de Haan, R. (2000), “Ulusal Müzeler ve Küreselleflme: Alman Tarih Mü-

zelerinde Yeni Geliflmeler”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerellefl-

me, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 157-169.Bryan Jr., C. (2000), “Amerika Birleflik Devletleri’nde Müzelere Yeni ‹zleyiciler

Çekmek”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Eko-nomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 44-55.

Burcaw, G. E. (1997) Introduction to Museum Work, Walnut Creek, London,New Delhi: AltaMira Press.

Çelen, B. (2001), “28-30 Haziran 1995 Tarihleri Aras›nda Kent ve ToplumsalTarih Müzeleri Üzerine ‹stanbul’da Düzenlenen Üç Günlük Atölye Çal›flmas›nda Su-nulan Bildirilerin Önemli Noktalar›”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed.Burçak Madran), Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 235-254.

Freudenreich, J._O. (2003), “Baden- Württemberg”, Deutschland, 2/2003: 22-31.

Fleming, D. (2001), “ Kentler, Müzeler ve Toplum”, Kent, Toplum, Müze Dene-yimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›,‹stanbul: 25-33.

Gans, R. (2001), “ Müze Deneyimini Sat›fl Birimlerine Tafl›mak”, Kent, Toplum,

Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Ekonomik ve ToplumsalTarih Vakf›, ‹stanbul: 91-94.

Gervereau, L. (2000), “ Tarihin Bo¤du¤u Müzeler”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›m-lar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stan-bul: 151- 156.

Gonseth, M.-O. (2000), “ Tepedeki Dünya: Bir ‹sviçre Kentinde Etnografik Ser-

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

145

giler”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomikve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 85-93.

Kahn, D. M. (2001), “ Amerikan Kent Tarihi Müzelerinde Yeni Misyonlar”, Kent,

Toplum, Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Ekonomik veToplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 20-24.

Karp, I. ve S.D.Lavine (1991) Exhibiting Cultures, Smithsonian Institution.Korobar, K. (2001), “ Nas›l Ayakta Kalmal›?”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-

Katk›lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stan-bul: 95-99.

Levy, F. (2001), “ Toplumsal Tarih ve Halk Sanat› Müzelerine ‹liflkin Baz› Uya-r›c› Notlar”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), TürkiyeEkonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 47-51.

Lord, B. ve G. Dexter (1997) The Manual of Museum Management, London:The Stationary Office Limited.

Madran, B. ve fi. Önal (2000). “Yerellikten Küreselli¤e Uzanan Çizgide TarihinÇokpaylafl›ml› Vitrinleri: Müzeler ve Sunumlar›”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar, Küre-

selleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 170-186.

Madran, E. (2000), “ Kent Belle¤inin Oluflumunda Yap›lar: Kaynaklar ve Yo-rumlar”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekono-mik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 81.

Madran, E. (2001), “ Tarihi Miras Niteli¤indeki Yap›lara Müze ‹fllevinin Verilme-sinde Kullan›lacak De¤erlendirme Ölçütleri”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-Katk›-

lar (Ed. Burçak Madran), Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul:107-118.

McLeod, R. (1998) “Postcolonialism and Museum Knowledge: Revisiting thaMuseums of Pacific”, Pacific Science, No.52: 308-318.

Merriman, N. (2000) “Müzeler Koleksiyonlar ‹çin mi, ‹nsanlar ‹çin mi? ‹ngilte-re’de Müzelere Ulaflmada Artan Olanaklar Üzerine Son Geliflmeler”, Müzecilikte Ye-

ni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal TarihVakf›, ‹stanbul: 69-81.

Moore, K. (1994) Museum Management, London and New York: Routledge.Michalopoulos, D. (2001), “Finansal Olarak Kendine Yeterli Olabilmenin Zor-

luklar›”, Kent, Toplum, Müze Deneyimler-Katk›lar (Ed. Burçak Madran), TürkiyeEkonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul: 87-90.

O¤uz, M.Ö. (2002), Tunuseli ‹ncelemeleri, Milli Folklor, Ankara.O¤uz, M.Ö. (2002), Küreselleflme ve Uygulamal› Halkbilimi, Akça¤, Ankara.Onur, B. (1992), Oyuncakl› Dünya, V Yay›nlar›, Ankara.Onur, B. (1993), Tarih Boyunca Oyunlar ve Oyuncaklar, Ankara Üniversitesi

Bas›mevi, Ankara.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

146

Onur, B. (Haz.), (1994), Toplumsal Tarihte Çocuk, Türkiye Ekonomik ve Top-lumsal Tarih Vakf›, ‹stanbul.

Özdemir, N. (1997), “Türkiye’de Cumhuriyet Dönemi Çocuk Oyunlar›n›n Halk-bilimi Aç›s›ndan ‹ncelenmesi”, (Bas›lmam›fl Doktora Tezi), Hacettepe Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Öztürk, F. (2000) “Türk E¤itim Düflüncesi Tarihinde ‘Müze’ Kavram›n›n Düflün-sel Temelleri- Sat› Bey ve Ismay›l Hakk› Baltac›o¤lu Örne¤i”, Müzecilikte Yeni Yak-

lafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›,‹stanbul: 187-200.

Pomian, K. (2000), “ Ça¤dafl tarih Yaz›m› ve Ça¤dafl Müzeler”, Müzecilikte Ye-

ni Yaklafl›mlar, Küreselleflme ve Yerelleflme, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal TarihVakf›, ‹stanbul: www.hands-on-europe.net (Europe Association of Children’s Muse-ums).

MÜZE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹ VE ÇOCUK KÜLTÜRÜ MERKEZ‹ ‹LE ‹LG‹L‹ BAZI DE⁄ERLEND‹RMELER

147

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

Necati DEM‹R

De¤irmen, Türkçe bir kelime olup1 “ö¤üten araç veya alet, içinde ö¤ütme ifli ya-p›lan yer”2 manalar›na gelmektedir. Tarih boyunca çok say›da türü kullan›lm›flt›r.Arkeolojik araflt›rmalardan edinilen bilgilere göre ilk kullan›lan çeflidi muhtemelen“el de¤irmenleri”dir. Ayak de¤irmenleri, su de¤irmenleri, köle ve hayvanlar›n çevir-

dikleri de¤irmenler di¤er baz› ilk örneklerdir. Zaman içerisinde çeflitleri artm›fl, tek-nolojik olarak geliflmifl flekilleri kullan›lm›flt›r.

Kaynaklar›n verdi¤i bilgilere göre de¤irmenler, hemen hemen insanl›k tarihi ka-dar eskidir. Büyük ihtimalle insanlar›n sahip olduklar› ilk teknolojilerden biridir.

Türklerde de¤irmen kültürü, M.Ö. III. - M.S. III. as›rlara, Büyük Hun Devleti’nekadar inmektedir. Arkeolojik kaz›larda bulunan “hububat› ö¤ütmek veya ezmek için

kullan›lan tafllar”3, ilk örnekler olarak gösterilebilir. Göktürklere ait “de¤irmen taflla-

r›”4, Göktürklerle ayn› dönemde yaflayan K›rg›zlar›n “ayak de¤irmenleri”5, Hazarla-r›n “un ö¤ütmeye ait birçok aletleri”6, Koray ovas›nda ele geçen X. asra ait bir “el

de¤irmeni”7 Türklerin de¤irmen kültürünün süreklili¤ini gösteren malzemelerdir. Türklerin su de¤irmenleri’ne sahip olduklar› ve çal›flt›rd›klar›na dair ilk bilgiler

ise Uygurlar dönemine aittir, diyebiliriz. Çinli seyyah Wang Yen-t’ê’nin Befl-Bal›g’lailgili flu cümleleri, büyük ihtimalle daha önce var olan bir kültürün belki de ayr›nt›l›olarak yaz›yla ilk ifade edilifliydi: “... Sular, (Uygurlar›n) baflkentinin etraf›n› çevre-leyecek bir flekilde düzenlenmifltir. Bu sular, tarlalar ve bahçelerin sulanmas›nda ve

de¤irmenlerin iflletilmesinde kullan›l›r”8. Türk kültürünün en ince ayr›nt›lar›na kadararaflt›r›ld›¤› Dîvânü Lûgati’t-Türk’te de¤irmenle ilgili olarak çeflitli terimler ve atasöz-leri geçmektedir. Fakat bu kelimelerin su de¤irmeniyle ilgili olup olmad›¤› belli de-¤ildir9. Bununla birlikte Anadolu Selçuklu dönemine ait vakfiye kay›tlar›nda karfl›m›-za ç›kan âsiyâ / âsiyâb / âsyâb (su de¤irmeni) kelimeleri hem geçmifle, hem de odöneme ait meraklar›m›z› ortadan kald›rmaktad›r. Osmanl› devleti zaman›nda su de-¤irmenlerinin önemli bir sanayi say›ld›¤›n› ve bu kurulufllardan vergi al›nd›¤›n› tahrirdefterlerindeki kay›tlardan ö¤renmekteyiz10. Dede Korkut Kitab›11 ve Tarama Sözlü-¤ü’nde12 yer alan de¤irmen, de¤irmen toñuzlu¤u, de¤irmen bo¤az› terimleri konu-nun edebî eserlere aksediflinin en güzel örnekleri olsa gerektir.

Su de¤irmenleri, kültürümüzün önemli unsurlar›ndan biridir. Yukar›da da söyle-di¤imiz gibi belki de sahip oldu¤umuz ilk teknolojilerdendir. fiimdilik düflüncemiz, bu

148

biçimiyle Türkistan kaynakl› oldu¤u, dünya üzerine buradan yay›ld›¤›d›r. Yapt›¤›m›zaraflt›rmalara göre Türkiye’de ve Türklerin yaflad›¤› di¤er co¤rafyalarda yayg›n ola-rak bulunmaktad›r.13

Yüzy›llar boyunca insanlar, temel ihtiyaçlar›n›n en önemlilerinden biri olan unu,dolay›s›yla ekme¤i bu teknolojiden istifade ederek haz›rlam›fllard›r. Bunlar›n en çokkullan›lanlardan biri de su de¤irmenleridir. ‹lgi çekici bir yap›ya ve çok say›da teri-me sahip olan su de¤irmenleri hakk›nda flimdiye kadar, tespit edebildi¤imiz kada-r›yla, yeteri kadar çal›flma yap›lmam›flt›r.

Yapt›¤›m›z saha araflt›rmalar›, inceleme ve soruflturmalar›m›z sonucunda Türki-ye’deki su de¤irmenlerinin hemen hemen ayn› kurulufla sahiptir. Bununla birlikteOrta ve Do¤u Karadeniz bölgesinde yer alanlar birbirine daha çok benzemektedir.Biz bildirimizde çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rd›¤›m›z Orta ve Do¤u Karadeniz bölgesi(Sinop, Amasya, Samsun, Tokat, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) su de¤ir-menlerinin yap›l›fl› ile müzelenmesi üzerinde duraca¤›z.

Su de¤irmenlerinin Sinop, Amasya, Samsun, Tokat, Ordu, Giresun, Trabzon,Rize ve Artvin yörelerindeki son y›llardaki durumu hakk›nda kapsaml› denilebilecekderecede bir araflt›rma yapt›k. Bu bölgede yapt›¤›m›z saha araflt›rmas›nda sontajmetoduyla yüzlerce de¤irmeni inceledik. fiekil aç›s›ndan birkaç istisna hariç, de¤i-fliklik yoktur. Genellikle terimlerde de benzerlik göstermektedirler.

Yapt›¤›m›z incelemeler sonucunda su de¤irmenleri ile ilgili terimlerin bir ço¤u-nun daha önce tespit edilemedi¤ini belirledik. Bu yüzden terimlerin bir sözlü¤ünü ça-l›flmam›z›n sonuna ekledik.

Su De¤irmenlerinin KurulufluSu gücüyle çal›flan bu de¤irmenler; tah›l› ezerek, tercihe göre, un veya yarma

hâline getirmesi için yap›l›r. Un, insanlar›n temel ihtiyaçlar›ndan biri olan ekmek ya-p›m›nda kullan›l›r. Yarma ise hayvanlar›n yiyece¤idir.

Bir yere de¤irmenin yap›labilmesi için her fleyden önce suyun ihtiyac› karfl›la-yacak kadar bol ve gür olmas› gerekir. De¤irmen, bu yüzden ›rmaklar›n veya suyuyeterli olan derelerin kenar›na yap›l›r. Ulafl›m›n kolay olmas› için de yol kenar›ndaveya yola yak›n bir yerde bulunmas›na dikkat edilir. ‹nflaat için do¤al olarak arazi-nin de¤irmen binas› yap›m›, ulafl›m ve yeterli su bak›m›ndan müsait olmas› flartt›r.

Bir su de¤irmeninin çal›fl›r hâle gelebilmesi için birçok iflin yap›lmas› gerekmek-tedir. De¤irmenin binas›n›n inflas›, sistemin kurulmas›, suyun ba¤lanmas› ve taflla-r›n haz›rlan›p de¤irmene getirilmesi, de¤irmen yapmakta önemli problemlerdir.Bunlar›n yap›l›fl›nda kurallaflm›fl bir s›ra yoktur. Biz, en kolay anlafl›labilecek flekil-de izah etmeye gayret edece¤iz.

De¤irmen binas›n›n inflas›nda öncelikle d›fl duvarlar örülür. Duvar örme ifli, tafl-ç› (duvar ustas›) taraf›ndan gerçeklefltirilir. Duvarlar çeflitli malzemelerden yap›l-maktad›r. ‹nceleyebildi¤imiz de¤irmenlerde en fazla kullan›lan malzeme taflt›r. Tafl-tan yap›lan peylerin (duvar) müsait yerlerinde kap› ve pencere için boflluklar b›rak›-l›r. Peylerin üzerine çat› kurulur. Çat›n›n üstü eskiden ilkel usullerle a¤açtan elde edi-

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

149

len malzemeler olan karatahta veya hardama ile örtülürdü. Son zamanlarda ise ih-tiyaç kiremit veya saçlarla karfl›lanmaktad›r.

De¤irmen iki kattan oluflmaktad›r. Alt kat›na domuzluk denir. Domuzluk, çar-k›n bulundu¤u ve döndü¤ü yerdir. Buras›, tabanda suyun ak›fl yönüne göre yaklafl›k150 cm derinli¤inde, 200 cm geniflli¤inde kanal kaz›larak oluflturulur. Zemindenafla¤›da kalan bu k›sma de¤irmenin dönmesi için gerekli olan alt sistem kurulur. Su,d›flar›dan domuzlu¤a girer, sistemi çal›flt›r›r ve d›flar› ç›kar.

De¤irmenin çal›flmas› ile ilgili sistemin temeli domuzlukta at›l›r. Buraya boydanboya yaklafl›k 15x15 cm kal›nl›¤›nda, tabana paralel olarak dört köfleli bir a¤aç yer-lefltirilir. Buna taban a¤ac› denir. Taban a¤ac›, sürekli su içinde kalaca¤›ndan daya-n›kl› olmas›na dikkat edilir. Kestane ve pelidin özü (kara k›sm›) çabuk çürümedi¤iiçin özellikle tercih edilir.

De¤irmenin çal›flmas› ile ilgili olarak taban a¤ac›na üç ba¤lant› yap›l›r. ‹lk ve enönemli ba¤lant› e¤ercektir. E¤ercek, yaklafl›k 10 cm kal›nl›¤›nda, 150 cm boyunda,taban a¤ac› ile üst tafl aras›nda bulunan birçok aletin tak›ld›¤› yuvarlak bir a¤açt›r.E¤erce¤in alt ucuna i¤necik denilen bir demir çak›l›r. ‹¤necik demiri, taban a¤ac›naönceden yerlefltirilmifl olan kargac›k demirinin içine yerlefltirilir. Kargac›k demirindee¤erce¤in tak›labilece¤i üç delik bulunur. Bu deliklerden yaln›zca bir tanesi kullan›-l›r. Di¤er ikisi yedektir. Kargac›k demirindeki deliklerden biri afl›nd›¤›nda i¤necik di-¤er deliklerden birine geçirilir. Son zamanlarda kargac›k demirinin yerine daha kul-lan›l›fll› olan bilye veya alaman tafl› yerlefltirilmektedir.

E¤erce¤in taban a¤ac› ile ba¤lant›l› oldu¤u yerin üst k›sm›na çark tak›l›r. Çark,su çarpt›¤›nda dönen, e¤ercekle üst tafla ba¤l› olan ve üst tafl›n ayn› yönde dönme-sini sa¤layan demirden yap›lm›fl yuvarlak bir araçt›r. Çark›n ortas›na künt, suyunvurdu¤u peteklerine ise kepçe denir. E¤erce¤in üst ucunda demirden yap›larak ça-k›lan bo¤azl›k demiri bulunmaktad›r. Bo¤azl›k demiri, ya a¤ac›n ortas›na çak›larakya da flapka biçiminde tak›larak e¤erce¤in ucuna yerlefltirilir. Ucu dört köflelidir. Buk›s›m alt tafl›n ortas›na önceden aç›lm›fl delikten geçirilir ve baltac›kla üst tafla ba¤-lan›r. Alt tafl, çark›n yaklafl›k 50 cm yukar›s›nda yer al›r. Sabit durumdad›r. Orta k›s-m› kenarlar›na göre daha kal›nd›r. E¤erce¤in dört köfleli olan ucuna e¤ifl ismi veri-lir. Bu demire baltac›k tak›l›r. Baltac›k, yaklafl›k 25 cm uzunlu¤unda, 10 cm genifl-li¤inde 2 cm kal›nl›¤›nda, orta k›sm› dar, kenarlar› genifl demir parças›d›r. Haç flek-linde olanlar› da vard›r. Bu parça üst tafl›n alt›nda önceden aç›lm›fl yuvaya yerleflti-rilir. Böylece taban a¤ac›ndan bafllay›p üst tafla kadar olan k›s›m haz›rlanm›fl olur.

Taban a¤ac›na ba¤lanan bir baflka sistem de ayakt›r. Ayak, de¤irmenin üst ta-fl›n›n dönmesini veya durmas›n› sa¤layan yaklafl›k 200 cm uzunlu¤unda demir çu-buktur. Bir ucu taban a¤ac›na sabitlefltirilen demirin di¤er taraf› halka hâline getiri-lir. Bu halkadan yaklafl›k 100 cm uzunlu¤unda bir a¤aç geçirilir. A¤ac›n bir taraf› sa-bitlefltirilir. Bir ucu ise de¤irmenin üst tafl›n›n dönmesi gerekti¤i zaman yükseltilir.Durmas› için de afla¤› indirilir. De¤irmenin aya¤›n› indirmek ve de¤irmenin aya¤›n›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

150

kald›rmak denilen bu ayarlamalar ile ayr›ca zahirenin kal›n veya ince ö¤ütülmesi desa¤lan›r.

Alt savacak da ço¤unlukla taban a¤ac›na ba¤lan›r. Alt savaca¤›n orta k›sm›naçak›lan ve savacak denilen yaklafl›k 15 cm geniflli¤indeki bir tahta, gerekti¤i zamankullan›l›r ve suyun çarka vurmas›n› engeller. De¤irmenin durmas› gerekti¤inde sa-vacak suyun önüne gelecek flekilde dönderilir. Böylece çarka direkt olarak su vur-maz. De¤irmen tafllar› art›k dönmez.

Domuzluktaki yap›lacak ifller bitirildi¤inde üstü kapat›l›r. Buran›n üstü ço¤un-lukla kal›n tahtalarla örtülür. Son zamanlarda yap›lm›fl veya tamir görmüfl de¤ir-menlerde bu ifl betonla yap›lmaktad›r.

De¤irmenin ikinci kat›na ocak denir. Ocak, de¤irmenle ilgili önemli ifllerin ya-p›ld›¤› bölümdür. Gelen zahirenin s›raya koyuldu¤u, ö¤ütüldü¤ü, insanlar›n keflik

bekledi¤i geniflçe yerdir. De¤irmenci bu bölümde bekler. Burada atefl yakmak içinbir de ocak vard›r. Bekleyen insanlar bu ocakta ›s›n›rlar, çok çeflitli mevzular›n eleal›nd›¤› de¤irmen sohbeti yaparlar. Bazen de gilik veya kül çöre¤i piflirip yerler.

De¤irmenin üst bölümünün oluflturulmas› için öncelikle tafl›n çevresine dört di-rek dikilir. De¤irmen dire¤i denilen bu a¤açlar›n alt k›sm› yere, üst k›sm› çat›ya sa-bitlefltirilir. Dört a¤aç, ortalar›na lâta çak›larak ikifler ikifler birbirine ba¤lan›r. Lâta-lar›n üzerine, üst k›sm› genifl (yaklafl›k 100 cm), alt k›sm› ise oldukça dar (yaklafl›k3 cm) üst tekne yap›l›r. Üst tekne, ö¤ünecek zahirenin koyuldu¤u yerdir.

Üst teknenin alt›na bir alt tekne yap›l›r. Alt tekne, üst tekneden düflen zahireyiüst tafl›n ortas›na ulaflt›ran oluk biçiminde bir a¤açt›r. Üst tekneden zahirenin düfltü-¤ü k›s›m genifl, zahirenin üst tafl›n ortas›na düfltü¤ü uç k›sm› ise oldukça dard›r. Altteknenin üç yerle ba¤lant›s› vard›r. Düz bir flekilde durmas› için iple iki yerden üsttekneye; bir kenar›ndan da a¤açla, di¤er bir a¤aca ba¤lan›r. Ba¤lant› a¤ac›n›n orta-s›ndan üst tafl›n üzerine bir kol iner. Tanelerin de¤irmen tafl›na düzenli akmas›n› sa¤-layan bu tahta çubu¤a tak›lcak denir. Üst tafl›n hareketine ba¤l› olan tak›lcak saye-sinde alt tekne sallan›r. Alt tekne salland›kça zahire yavafl yavafl kayar ve üst tafl›nortas›nda bulunan deli¤e düfler. Alt teknenin ön k›sm›na ba¤lanan ve f›r›ldak deni-len ip, önce üst teknede bulunan makaradan geçirilir, daha sonra kenarda bulunanön direkteki bir kola dolan›r. Bu ip, alt teknenin ucunun afla¤› inmesi veya yukar›ç›kmas› içindir. De¤irmenin dönme h›z›na göre zahirenin ayarlanmas› bu iple yap›l-maktad›r. ‹pin ucuna bir ayar tafl› ba¤lan›r ve çelike sar›l›r. Ayar tafl›, bahsedilen ipinayarland›¤› gibi kalmas›n› sa¤lar.

Bütün bunlar yap›ld›ktan sonra, alt ve üst tafl›n çevresine muhafaza tahtalar›

çak›l›r. Ayr›ca bir ön tekne haz›rlan›r. Kenarlara çak›lan tahtalar›n vazifesi unun d›-flar› düflmesini engellemektir. Un, ç›kt›ktan sonra tafl çevresinde bir veya birkaç keztur atar. Ön k›s›mda b›rak›lm›fl bir delikten ön tekneye düfler.

De¤irmen kuruldu¤unda tafl›n kenarlar›na çak›lan koruma tahtalar› ile üst tafl›naras›ndaki bofllu¤a un birikir. Tafl›n çevresinde bulunan ve yöre ad› verilen bu k›s-ma kimse dokunmaz. Burada bulunan un sürekli muhafaza edilir.

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

151

De¤irmen Tafllar›n›n Haz›rlanmas›De¤irmen tafl›, alt ve üst olmak üzere iki tanedir. Alt tafl, zahirenin un hâline gel-

mesinde zemin görevi yapar. Sabittir, kenarlar› orta k›sm›na göre daha incedir. Alttaflla ayn› büyüklükte olan ve üzerine koyulan di¤er parça ise üst taflt›r. Alt tafl›n ak-sine kenarlar› kal›n, orta k›sm› incedir. ‹nce yeri, altta kalan bölümdedir. Bahsedileniki tafl›n orta k›s›mlar›nda yaklafl›k bir cm aral›k vard›r. Bu aral›k tafllar›n kenar k›s-m›na yaklaflt›kça daral›r. ‹ki tafl uç bölümlerde birbirine iyice temas edecek flekildeayarlan›r. Üst tafl, suyun çarka vurmas›yla döner. Döndükçe alt tekneden zahire dü-fler. Aral›¤›n bir cm oldu¤u yerden giderek kenara yaklafl›r. Kenara yaklaflt›kça ön-ce büyük parçalara bölünür, daha sonra iyice küçülerek un hâline gelmeye bafllar.

De¤irmen tafl›n›n haz›rlanmas›na, tafl kesmek denilir. Tafl kesme iflini taflç›, (taflustas›) yapmaktad›r. Kesilecek tafl›n çok sert olmas› gerekir. Ayr›ca çatlak ve da-marl› olmamas› flartt›r. ‹ki tafl›n sürekli birbirine sürtmesi, sert olmayan tafllar›n ko-layca afl›nmas›n› sa¤lamaktad›r. Bununla birlikte afl›nan parçalar›n una kar›flmas›kötü sonuçlar ortaya ç›kartmaktad›r. Çatlak ve damarl› tafl ise çok k›sa bir zaman-da k›r›laca¤›ndan ihtiyac› karfl›lamaz.

Tafl kesmeye yukar›da bahsetti¤imiz vas›flara sahip tafl›n tespit edilmesiylebafllan›r. Gerekli flekli vermek için çekiç ve iye demiri kullan›l›r. De¤irmen tafllar›n›na¤›rl›¤› 300-500 kg aras›nda de¤iflir.

De¤irmene getirilen tafllar bir müddet kullan›l›r. Zamanla iki tafl›n birbirine ba-kan yüzlerindeki difller afl›n›r. Afl›nan tafllar kaliteli un ç›karmaz. Bu durumda üst taflkald›r›l›r. Çekiç veya çelikten yap›lm›fl ucu sivri bir araçla difller yeniden aç›l›r. Difle-

mek ad› verilen bu ifl, çok say›da tekrarland›¤›nda tafl gittikçe incelir ve ifle yaramazhâle gelir.

Suyun Ba¤lanmas›‹nflas› bitirilen de¤irmene su ba¤lama çal›flmalar› bafllar. Müsait bir yerden akar

suyun önü kesilir. Suyun ak›fl yönünün de¤ifltirildi¤i ve baflka kanala ba¤land›¤› ye-rin ad› ba¤lkt›r. Suyu de¤irmene götüren su yoluna ise ana denir. Ana, de¤irmeninüst savaca¤›na kadar suyun gelmesini sa¤layan kanald›r. Üst savacak, suyun de¤ir-mene veya bofla akmas›n› sa¤layan a¤açtan yap›lm›fl kapakt›r. Su, de¤irmene ba¤-land›¤›nda arkuru (düz) oluktan geçer. Arkuru oluk, üst savacakla dik oluk aras›n-daki mesafedir. (Baz› de¤irmenlerde bu k›s›m yoktur). Su, arkuru oluktan sonra dik

oluka ulafl›r. Oradan h›zla afla¤› iner. Dik olu¤un üst k›sm› yani suyun girdi¤i bölümde¤irmenden de¤irmene farkl›l›k göstermekle beraber yaklafl›k 50x50 cm ölçülerin-dedir. Gittikçe daral›r. Alt k›sm› yani suyun ç›kt›¤› bölüm, suyun durumuna göre 6-9 cm aras›nda de¤iflmektedir. Suyun d›flar›ya ç›kt›¤› deli¤e, düdük ismi verilmekte-dir.

Dik olu¤un yaln›zca üst ve alt k›sm› deliktir. Gövde k›sm›n›n dört taraf› da ka-pal›d›r. Eskiden büyük a¤açlar›n oyulmas› veya kal›n tahtalar›n birbirine çak›lmas›ile temin edilirmifl. Son zamanlarda betondan yap›lmaktad›r. Bir de¤irmende ise va-rillerin birbirine geçirilmesi ile ihtiyac›n karfl›land›¤›n› gördük.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

152

Suyun bol oldu¤u yerlerde de¤irmenler, iki yerde tafl dönecek flekilde yap›l›r.Bu flekilde olanlara çift göz de¤irmen denir. Çift gözlü de¤irmenlerde taban a¤ac›n-dan üst savaca¤a kadar olan k›s›m iki kez kurulur.

Yap›lacak ifller bittikten sonra sistem flu flekilde çal›fl›r: De¤irmene su ba¤lan-d›¤›nda anadan, üst savacaktan, (akuru oluktan), dik oluktan geçer. Dik olu¤unucundaki düdükten ç›karak çarka çarpar. Çark dönmeye bafllar. Çarka e¤ircekleba¤l› olan üst tafl dönmeye bafllar. Üst tafla çarpan tak›lcak, buna ba¤l› olarak da alttekne hareketlenir. Zahire alt olu¤un ucundan üst tafl›n ortas›nda bulunan deli¤e dü-fler. ‹ki tafl›n aras›nda ezilen zahire un hâline gelerek ön teknede birikir.

Tah›l›n / Zahirenin Ö¤ütülmesiZahire; “gerekti¤inde kullan›lmak için saklanan tah›l” demektir. Gerekti¤inde

kullan›lmak üzere saklanan tah›l veya zahire bu bölgede m›s›r ve bu¤dayd›r. Zahire, iyice y›kan›p kurutularak de¤irmenlik hâle getirilir. Kurutulmayan zahi-

re de¤irmeni s›var. S›vamak, yafl olan tah›l›n un hâline geldikten sonra tafla yap›fl-mas›d›r. Bu durumda kaliteli bir un elde etmenin imkân› yoktur. Zahire s›vad›¤›ndaeski kalite ancak de¤irmen tafllar›n›n diflenmesiyle elde edilebilir.

De¤irmene getirilen zahire üst tekneye boflalt›l›r. De¤irmenin aya¤› kald›r›l›r.D›flar›da bulunan üst savaca¤›n yeri de¤ifltirilir, su de¤irmene ba¤lan›r. Alt savacakdüdü¤ün önünden çekilir ve üst tafl dönmeye bafllar.

Yaz günlerinde gelen suyun çark› döndürmeye gücü yetmedi¤i için de¤irmendönmez. Bu durumda halka vurulur. Halka vurmak, dik oluktan suyun ç›kt›¤› yer-deki geniflli¤in daralt›lmas› için a¤açtan yap›lm›fl çember veya çemberlerin düdü¤eyerlefltirilmesidir.

Üst tafl›n dönmesiyle tak›lcak hareketlenir. Bu hareketten etkilenen alt teknesallan›r. Taneler yavafl yavafl üst tafl›n ortas›na düfler, k›sa bir zaman sonra un hâ-linde kenara ç›kmaya bafllar. Yöre ile tafl aras›nda bir kaç kez tur att›ktan sonra öntekneye düfler. Un burada birikir. Ön teknede demirbafl olan iki araç bulunur. Bun-lardan biri bir tutam süpürge dar›s›n›n ba¤lanmas›ndan oluflan süpürgecik, di¤eri isea¤açtan yap›lm›fl kapakt›r. Ön teknede un ço¤ald›kça süpürgecikle bir araya topla-n›r. Kapakla, çuvala doldurulur.

Zahirenin tamam› ö¤ündü¤ü zaman de¤irmeni döndürürken gerçeklefltirilen ifl-lerin tersi yap›l›r. Alt savacakla, suyun çarka vurmas› engellenir. Böylece de¤irmen

durur. Daha sonra üst savaca¤›n yeri de¤ifltirilir ve su sav›l›r. Bu flekilde su bofla ak›-t›l›r.

De¤irmenlerin ‹flletilmesiSu de¤irmenleri birkaç flekilde iflletilmektedir. ‹ncelemeler yapt›¤›m›z bölgede

de¤irmenlerin mülkiyeti ya köye ya da flahsa aittir. Eskiden vak›f de¤irmenleri devarm›fl. Günümüzde hiç kalmam›fl.

De¤irmen köyün ortak mal› ise, köy ihtiyar heyeti maaflla bir de¤irmenci/hak-ç› tayin eder. De¤irmenci/hakç›, de¤irmenin iflletilmesinden sorumlu kiflidir. Gelenzahireleri de¤irmene gelifl s›ras›na göre ö¤ütür, ö¤ütme bedeli olarak da zahireden

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

153

belli bir oranda hak al›r. De¤irmen hak› denilen bu bedelin miktar›n› ihtiyar heyetibelirler. Zahire sahibi hak olarak al›nacak miktar›n karfl›l›¤›n› para olarak da ödeye-bilir.

Köyün ortak mal› olan de¤irmenlerin baflka bir iflletilifl tarz› daha vard›r. Zahiresahibi kendi zahiresini kendisi ö¤ütür. Bu durumda hak verilmez. De¤irmenin ona-r›m iflleri imece usulüyle gerçeklefltirilir, maddî meseleler ise köye salma salmak yo-luyla karfl›lan›r.

fiah›slar›n iflletti¤i de¤irmenlerin geliri tamamen sahibine aittir. Hak oran›n› ken-disi belirler. Masraflar›n› da kendisi karfl›lar. ‹sterse bir baflka flahsa kiraya verebilirveya satabilir.

Zahire sahiplerinin de¤irmenciye hak verdi¤ini, hak miktar›n›n köyün ortak ma-l› olan de¤irmenlerde ihtiyar heyeti, flah›slara ait olanlarda ise de¤irmen sahibi tara-f›ndan belirlendi¤ini, yukar›da belirtmifltik. Hak miktar› farkl› kifli veya kifliler taraf›n-dan belirlendi¤i için do¤al olarak ölçü birli¤i söz konusu de¤ildir. Oranlar zahireninyüzde yedisi ile onu aras›nda de¤iflmektedir.

Su De¤irmenlerinin Bugünkü DurumuSu de¤irmenleri ile ilgili olarak araflt›rmalar yapt›¤›m›z bölgede çeflitli sebepler-

den dolay›, de¤irmen say›s› tahmini bir rakamla yüzde seksen oran›nda azalm›flt›r.Bu rakam un fabrikalar›n›n yayg›nlaflt›¤› Amasya, Samsun ve Tokat yöresinde da-ha da yüksektir.

Teknolojinin geliflmesine ba¤l› olarak de¤iflik de¤irmenler de kurulmaya baflla-m›flt›r. Önce mazotla, elektri¤in köylere ulaflmas›yla da elektrikle çal›flan de¤irmen-lerin say›s› zaman geçtikçe artm›flt›r. Atefl de¤irmeni ad› verilen bu fabrikac›k, az za-manda çok zahireyi un hâline getirdi¤i için daha fazla tercih edilmifltir.

M›s›r üretiminin azalmas›ndan ve atefl de¤irmenlerinin ço¤almas›ndan dolay› sude¤irmenlerinin say›s› zaman geçtikçe azalm›flt›r. Su de¤irmenlerinin sahipleri veyade¤irmenciler art›k yevmiyesini bile ç›karamaz duruma gelmifllerdir. Yani de¤irmen-cilik yavafl yavafl yerini baflka mesleklere b›rakmaktad›r. Neticede çok say›da de-¤irmen kaderine terk edilmifl ve harabe hâline gelmifltir.

fiu anda çal›flan su de¤irmenleri, çal›flmas›n› ç›kard›¤› unun lezzetine borçludur.H›zl› dönmesinden dolay›, atefl de¤irmenlerinde elde edilen unun lezzeti kaybolmak-tad›r. Su de¤irmenlerinden ç›kan unun tad›n› verebilmesi mümkün de¤ildir. Bu yüz-den birçok kifli, su ile yavafl yavafl dönen, unun lezzetinden bir fley kaybettirmeyende¤irmenleri tercih etmektedir.

Bir mucize olmazsa, tahminen önümüzdeki yirmi y›l içerisinde su de¤irmenleri-nin tamam›na yak›n› yok olacak gibi görünmektedir. Bir baflka tehlike de de¤irmenyap›p çal›fl›r duruma getirecek usta s›k›nt›s›d›r. De¤irmen ustalar›n›n say›s› da azal-makta ve yenileri yetiflmemektedir.

Su de¤irmenleri ile ilgili geliflmeler bu durumdad›r. Yak›n zamanlarda yok ola-ca¤› ortadad›r. Türkün ilk teknolojilerinden biri olan su de¤irmenlerinin gelecek ne-sillere ulaflt›r›lmas› için ilgili kamu kurulufllar›n›n gerekli çal›flmalar› yapmas› beklen-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

154

mektedir. Su de¤irmenlerinin gelecek nesillere ulaflt›r›lmas›n›n bir yolu da müzelen-mesidir. Gazi Üniversitesinin böyle bir çal›flma yapmas› durumunda, bildi¤imiz ka-dar›yla, bir ilki gerçeklefltirecektir. (Foto¤raf 28-32)

Su De¤irmenleri ‹le ‹lgili Terimler(Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesi) akarsu Yeryüzünde belirli bir yatak içinde, e¤im boyunca sürekli veya zaman

zaman akan su. alaman tafl› De¤irmenlerde i¤, yi¤, kermen, e¤ircek’in taban a¤ac›na yerlefltiril-

di¤i yuva. alt savacak [savacak kolu] De¤irmenlerde yaklafl›k 15 cm geniflli¤indeki bir

tahta, gerekti¤i zaman kullan›l›r ve suyun çarka vurmas›n› engeller. taban a¤ac›naba¤l›d›r. de¤irmenin durmas› gerekti¤inde suyun önüne gelecek flekilde döndürülür.Böylece çarka direkt olarak su vurmaz ve de¤irmen tafllar›n›n dönmesi engellenmiflolur.

alt tafl De¤irmenlerde üst taflla temas ederek zahireyi ezip un durumuna geti-rir. Zahirenin un hâline gelmesinde zemin görevi yapar. Sabittir, kenarlar› orta k›s-m›na göre daha incedir.

alt tekne [denelik / tenelik, kepçe, oluk, tane olu¤u] De¤irmenlerde üst tekne-den düflen zahireyi üst tafl›n ortas›na ulaflt›ran oluk biçiminde bir a¤açt›r. Üst tekne-den zahirenin düfltü¤ü k›s›m genifl, zahirenin üst tafl›n ortas›na düfltü¤ü uç k›s›m› iseoldukça dard›r.

ana [anaç, göl] Suyun ak›fl yönünün de¤ifltirilip de¤irmene döndürülen yer. anaç bk. ana.ark [ba¤lak, bent, hark, su kanal›] Suyu de¤irmene götüren su yolu. arkuru oluk [düz oluk] üst savacakla dik oluk aras›ndaki mesafe. Baz› de¤ir-

menlerde bu k›s›m yoktur. atefl de¤irmeni Elektirikle çal›flan bir tür de¤irmen. ayak De¤irmenin üst tafl›n›n dönmesini veya durmas›n› sa¤layan yaklafl›k 200

cm uzunlu¤unda demir çubuk. Bir ucu taban a¤ac›na sabitlefltirilen demirin di¤er ta-raf› halka hâline getirilir. Bu halkadan yaklafl›k 100 cm uzunlu¤unda bir a¤aç geçi-rilir. A¤ac›n bir taraf› sabitlefltirilir. Bir ucu ise de¤irmenin üst tafl›n›n dönmesi gerek-ti¤i zaman yükseltilir. Durmas› için de afla¤› indirilir. de¤irmenin aya¤›n› indirmekve de¤irmenin aya¤›n› kald›rmak denilen bu ayarlamalar ile ayr›ca zahirenin kal›nveya ince ö¤ütülmesi de sa¤lan›r.

ayar tafl› De¤irmenlerde alt teknenin ön k›sm›nda bulunan f›r›ldak, kald›raç ve-ya tane ba¤› ad› verilen ipin ucuna ba¤lanan tafl. Tane ba¤›n›n ayarland›¤› gibi kal-mas›n› sa¤lar, sürekli sallan›r durumdad›r.

ay›omzu çat› Karadeniz Bölgesi’nde binalarda kullan›lan bir çat› türü. Bu tür ça-t›larda ok a¤ac› bulunmaz. Bütün dökmelerin ucu bir araya getirilerek çak›l›r. Bu du-rumda çat›n›n zirvesi tek noktada toplan›r.

ba¤lak 1. [ba¤lak a¤ac›] Ahflap binalarda yatay olarak kullan›lan a¤aç; 2. De-¤irmenlerde ana ile ark›n birleflti¤i yer. Ayr›ca bk. ark.

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

155

ba¤lak a¤ac› bk. ba¤lak.baltac›k [köprü] De¤irmenlerde yaklafl›k 25 cm uzunl›¤unda, 10 cm geniflli¤in-

de 2 cm kal›nl›¤›nda, orta k›sm› dar, kenarlar› genifl demir. Haç fleklinde olanlar› davard›r. Bu parça üst tafl›n alt›nda aç›lm›fl baltac›k yata¤› veya yuva ad› verilen veönceden haz›rlanm›fl bofllu¤a yerlefltirilir.

baltac›k yata¤› De¤irmenlerde baltac›k demirinin yerlefltirildi¤i üst tafl›n alt›n-daki yuva.

bent (F. bend) bk. ark.beflikörtüsü çat› Karadeniz Bölgesi’nde genellikle ahflap binalarda kullan›lan bir

çat› biçimi. ba¤laklara çapraz çat› a¤ac› ve dökme ismi verilen a¤açlar çak›l›r. Dök-melerin ucu zirvede düz bir flekilde yerlefltirilmifl ok a¤ac›na tutturulur.

bilye (‹t.) De¤irmenlerde köprü / taban a¤ac› ile i¤ a¤ac›n›n birleflti¤i yerde kul-lan›lmaktad›r.

bo¤az 1. De¤irmenlerde zahirenin iki tafl›n aras›na düfltü¤ü üst tafl›n ortas›nda-ki delik; 2. Zahirenin un durumuna geldikten sonra unluka düflmesi için ön koruma

tahtas›n›n alt k›sm›ndan aç›lan delik. bo¤azl›k demiri [çevirge, üst i¤] De¤irmenlerde e¤ircek a¤ac› ile baltac›k demi-

rini birbirine ba¤layan demir. bolatlan- (<Fa. bûlâd) Çeliklenmek. Kesici aletler ifl göremez duruma geldi¤i

zamanlarda ucuna çelik eklenerek keskinlefltirilmek. cablama a¤ac› bk. çaplama a¤ac›.

çakatura Tafl, toprak veya harç ile yap›lm›fl dolgu duvar.çakçak [çak›ldak, garganak, tak›lcak] Tanelerin de¤irmen tafl›na düzenli akma-

s›n› sa¤layan tahta araç. üst tafl›n hareketine ba¤l› olan tak›lcak sayesinde alt teknesallan›r. alt tekne salland›kça zahire yavafl yavafl kayar ve üst tafl›n ortas›nda bulu-nan deli¤e düfler.

çak›ldak bk. çakçak.çaplama a¤ac› Çat›da sac veya kiremitlerin alt›na çak›lan ince, uzun ve dar tah-

ta. çapraz Binalarda direklerin oynamamas› için e¤ik olarak çak›lan a¤aç. çark (<F. çark)Su çarpt›¤›nda dönen, e¤ercekle üst tafla ba¤l› olan ve üst tafl›n

ayn› yönde dönmesini sa¤layan demirden yap›lm›fl yuvarlak araç. Su de¤irmenleri-nin en önemli parçalar›ndand›r. Çark›n ortas›na künt, e¤ircek a¤ac›yla birleflti¤i ye-re yuva, suyun vurdu¤u peteklerine ise kepçe veya kafl›k denir.

çat› a¤ac› Çat›n›n en üstünde düz durumda bulunan a¤aç. çat› kur- Binalarda çat› oluflturmak. çekiç Çivi çakmak, madenleri dövmek gibi ifllerde kullan›lan ve bir sapla döve-

cek bir maden bölümünden yap›lm›fl araç. çelik ayar ipinin sar›ld›¤› a¤aç. çevirge bk. bo¤azl›k demiri. ç›kr›k De¤irmen tafllar›n› haz›rland›¤› yere getirmek için kurulan düzen.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

156

çift göz de¤irmen [çift ocakl› de¤irmen] Dönen iki tafl› bulunan de¤irmen. çift ocakl› de¤irmen bk. çift göz de¤irmen.çuvall›k [oturak] üst teknenin kenar›na zahire çuval› yerlefltirmek için yaklafl›k

30 cm geniflli¤inde ç›k›nt›. de¤irmen [de¤irmen binas›] Ö¤üten araç veya alet, içinde ö¤ütme ifli yap›lan

yer.de¤irmen alt› bk. domuzluk.de¤irmenci De¤irmen yapan veya iflleten kimse.de¤irmencilik 1. De¤irmen yapma ifli; 2. De¤irmen iflletme ifli.de¤irmen dire¤i üst tekneyi tutturmak ve koruma tahtalar›n› çakmak üzere de-

¤irmen tafl›n›n çevresine çak›lan a¤açlar. A¤açlar›n alt k›sm› yere, üst k›sm› çat›yasabitlefltirilir. Dört a¤aç, ortalar›na lâta çak›larak ikifler ikifler birbirine ba¤lan›r.

de¤irmen dur- De¤irmen dönmez duruma gelmek. de¤irmen hak› De¤irmencinin zahireyi un durumuna gtirmesiyle ortaya ç›kan

emek karfl›l›¤›. de¤irmeni döndür- 1. De¤irmen tafl›n›n dönmesini sa¤lamak; 2. De¤irmenin

çal›flmas›n› sa¤lamak. de¤irmenin aya¤›n› indir- Unun biraz daha ince olmas› ve de¤irmen tafl›n›n bi-

raz daha yavafl dönmesi için de¤irmen aya¤›n›n›n afla¤› inmesini sa¤lamak. de¤irmenin aya¤›n› kald›r- Unun biraz daha kal›n olmas› ve de¤irmen tafl›n›n bi-

raz daha h›zl› dönmesi için de¤irmen aya¤›n›n›n yukar› do¤ru kalkmas›n› sa¤lamak. de¤irmenin çal›flmas› De¤irmen tafl›n›n dönmeye bafllamas›. de¤irmenin dönmesi De¤irmenin çal›fl›r durumda olmas›. de¤irmenin durmas› De¤irmen tafl›n›n dönmez duruma gelmesi. de¤irmen ifllet- De¤irmeni çal›fl›r durumda bulundurmak, de¤irmencilik yap-

mak. de¤irmenlik 1. De¤irmende ö¤ütülecek k›vama gelmifl tah›l; 2. De¤irmende

ö¤ütülmek için ayr›lm›fl tah›l; 3. De¤irmen tafl›n› iflletecek güçte su.de¤irmen oca¤› De¤irmenlerin zemin kat›. Önemli ifllerin yap›ld›¤› bölümdür.

Gelen zahirenin s›raya koyuldu¤u, ö¤ütüldü¤ü, insanlar›n keflik veya s›ra bekledi¤igeniflçe yerdir.

de¤irmen tafl› 1. De¤irmen tafl› yapmakta kullan›lan çakmak tafl› türünden sertbir tafl; 2. Alt ve üst olmak üzre iki tanedir. alt tafl, zahirenin un hâline gelmesindezemin görevi yapar. Sabittir, kenarlar› orta k›sm›na göre daha incedir. Alt taflla ay-n› büyüklükte olan ve üzerine koyulan di¤er parça ise üst taflt›r. Alt tafl›n aksine ke-narlar› kal›n, orta k›sm› incedir. ‹nce yeri, altta kalan bölümdedir. Bahsedilen iki ta-fl›n orta k›s›mlar›nda yaklafl›k bir cm aral›k vard›r. Bu aral›k tafllar›n kenar k›sm›nayaklaflt›kça daral›r. ‹ki tafl uç bölümlerde birbirine iyice temas edecek flekilde ayar-lan›r. Kesilecek tafl›n çok sert olmas› gerekir. Ayr›ca çatlak ve damarl› olmamas›flartt›r. ‹ki tafl›n sürekli birbirine sürtmesi, sert olmayan tafllar›n kolayca afl›nmas›n›sa¤lamaktad›r. Bununla birlikte afl›nan parçalar›n una kar›flmas› kötü sonuçlar orta-

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

157

ya ç›kartmaktad›r. Çatlak ve damarl› tafl ise çok k›sa bir zamanda k›r›laca¤›ndan ih-tiyac› karfl›lamaz.

denelik bk. alt tekne.dik oluk Arkuru oluk ile çarka su vuran delik aras›ndaki dikey veya hafif e¤ri

durumda bulunan oluk. Üst k›sm› yani suyun girdi¤i bölüm de¤irmenden de¤irme-ne farkl›l›k göstermekle beraber yaklafl›k 50x50 cm ölçülerindedir. Gittikçe daral›r.Alt k›sm› yani suyun ç›kt›¤› bölüm, suyun durumuna göre 6-9 cm aras›nda de¤ifl-mektedir. Suyun d›flar›ya ç›kt›¤› deli¤e, göt, götlük, veya düdük ismi verilmektedir.

difle¤i [tarak] Çelikten yap›lm›fl iki taraf› genifl ve keskin araç. De¤irmen taflla-r›ndaki diflleri yeniden açmaya yaramaktad›r.

diflemek [taraklamak, kertmek] difle¤i ile ç›kartmak. Zamanla iki tafl›n birbirinebakan yüzlerindeki difller afl›n›r. Afl›nan tafllar kaliteli un ç›karmaz. Bu durumda tafl-lardaki difllerin yeniden aç›lmas› gerekir. Diflemek, taraklamak veya kertmek ad› ve-rilen bu ifl pek çok faaliyetten sonra gerçeklefltirilebilir.

dolgu Suyu de¤irmene döndürmek için akar suyun önüne yap›lan tafl ve di¤ermalzemelerle yap›lan engel.

domuzluk [de¤irmen alt›, doñuzluk, dovuzluk, karanl›k yer, su akama¤›, yer al-t›] De¤irmenin alt kat›d›r. Çark›n bulundu¤u ve döndü¤ü yerdir. Buras›, tabanda su-yun ak›fl yönüne göre yaklafl›k 150 cm derinli¤inde, 200 cm geniflli¤inde kanal ka-z›larak oluflturulur. Zeminden afla¤›da kalan bu k›sma de¤irmenin dönmesi için ge-rekli olan alt sistem kurulur. Su, d›flar›dan bu bölüme girer, sistemi çal›flt›r›r ve d›fla-r› ç›kar.

doñuzluk bk. domuzluk. dovuzluk bk. domuzluk. dökme Ahflap yap›larda taban ve tavanda kullan›lan a¤aç kirifl. dökme a¤ac› bk. dökme.

duvar örme Bina duvarlar›n› oluflturma. düdük [göt, götlük] De¤irmenlerde dik olukun ucu, suyun ç›k›p çarka yöneldi-

¤i delik. düz oluk bk. arkuru oluk.

e¤ircek [i¤, yi¤, kirmen] Yaklafl›k 10 cm kal›nl›¤›nda, 1,50 cm boyunda, tabana¤ac› ile üst tafl aras›nda bulunan birçok aletin tak›ld›¤› yuvarlak bir a¤aç. De¤irme-nin en önemli parçalar›ndan biridir. Halk taraf›ndan dönmesi bak›m›ndan ilgi kurul-mufl ve ip büken, iplik durumuna getiren araçlarla ayn› ad verilmifltir.

e¤ifl De¤irmenlerde e¤ircek a¤ac›n›n dört köfleli üst ucuez- Tah›l un durumuna gelmek. ezil- Tah›l un durumuna getirilmek.f›r›ldak bk. kald›raç.garganak bk. çakçak.gilik Eski de¤irmen tafllar› üzerinde kül içerisinde piflirilen küçük ekmek. göl bk. ana.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

158

göt bk. düdük.götlük bk. düdük.gözer Bu¤day, m›s›r, toprak vb. gibi fleyler elenen iri gözlü büyük kalbur. güns›rt› Nevruz, nevruz günü. hak al- Tah›l› un hâline getirdi¤i için de¤irmenci taraf›ndan para veya tah›l ola-

rak bedel almak.hakç› Tah›l› un durumuna getirdi¤i için bedel ödenmesi gereken kifli, de¤irmen-

ci. hak ver- Tah›l› un hâline getirdi¤i için tah›l sahibinin de¤irmenciye para veya ta-

h›l olarak bedel vermek. halka vur- [yelek vur-] Yaz günlerinde gelen suyun çark› döndürmeye gücü yet-

medi¤i için de¤irmen dönmez. Dik oluktan suyun ç›kt›¤› yerdeki geniflli¤in daralt›l-mas› için a¤açtan yap›lm›fl çember veya çemberlerin düdü¤e yerlefltirilmesidir. Budurumda delik küçülüp çarka daha fliddetle çarpmaktad›r.

hardama Kiremit yerine kullan›lan ince tahta. hark bk. ark. ig bk. e¤ircek.i¤i Ana direk.i¤necik e¤ercek ile taban a¤ac›n›n ba¤lant›s›n› sa¤layan demir. ince ö¤üt- Tah›l› daha ince un durumuna getirmek. iye demiri Ucu genifl ve keskin demir. kabiç De¤irmenlerde hak alma ölçüsü. kald›raç 1. [f›r›ldak, tane ba¤›] alt teknenin ön k›sm›na ba¤lanan ve de¤irmenin

dönme h›z›na göre tah›l›n düflmesini ayarlayan ip. Önce üst teknede bulunan maka-radan geçirilir, daha sonra kenarda bulunan ön direkteki bir kola dolan›r. Bu ip, altteknenin ucunun afla¤› inmesini veya yukar› ç›kmas› içindir. 2. De¤irmen tafl›n› kal-d›rmak için kullan›lan uzun a¤aç.

kal›n ö¤üt- 1. Tah›l› kal›n un durumuna getirmek; 2. Tah›l› hayvan yiyece¤i bi-çimine getirmek.

kapak Un küre¤i, unu çuvala doldurmaya yarayan araç. kapiç De¤irmenlerde hak alma ölçe¤i. karanl›k yer bk. domuzluk.karatahta Kiremit yerine kullan›lan ince tahta. kar ba¤› Binalar›n çat›lar›na, karda çat›n›n çökmemesi için dik veya çapraz ça-

k›lan a¤aç.kargac›k demiri De¤irmenlerde i¤neciki takmak için taban a¤ac›na çak›lan de-

mir. Ço¤unlukla üç gözlüdür. kafl›k bk. kepçe.kepçe 1. bk. alt tekne ; 2. [kafl›k] De¤irmenlerde çark›n içindeki petekler. Su

düdükten ç›kt›ktan sonra kepçeye vurur ve çark›n dönmesini sa¤lar. kertmek 1. Bir fleyin kenar›nda kertik açmak, tahtalar› birbirine ba¤lamak için

uç k›sm›ndan oymak; 2. bk. diflemek.

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

159

kesecek Suyun de¤irmene veya bofla akmas›na yön veren a¤açtan yap›lm›flkapakt›r.

kestane Dayan›kl›l›¤›ndan dolay› bina yap›m›nda tercih edilen a¤aç türü. keflik (Mo¤.) S›ra, nöbet. De¤irmende tah›l› ö¤ütme s›ras›. kiremit Çat›lar›n üzerini kapatmada kullan›lan piflirilmifl balç›k levha. kirmen bk. e¤ircek.kirpi Duvarla çat›n›n birleflti¤i yer. koruma tahtalar› De¤irmenlerde alt ve üst tafl›lar› çevreleyen korumal›klar. Ke-

narlara çak›lan bu tahtalar unun d›flar› düflmesini engellemektedir. Tafl›n çevresindebulunan yöre, üre unu bu tahtalar›n kenar›nda toplan›r.

köprü bk. baltac›k.köprü a¤ac› 1. de¤irmen tafl›n›n diflenmek üzere yerinden al›nmas›ndan önce

unlukun üzerine yerlefltirilen a¤açlar; 2. bk. taban a¤ac›. körükçü Demirci, de¤irmenin demir araçlar›n› haz›rlayan ve geçimini demirci-

likle sa¤layan kifli. kül çöre¤i De¤irmenlerde tah›l›n ö¤ünmesi beklenirken yak›lan ateflin külünde

piflirilen küçük ekmek. künt De¤irmenlerde çark›n iç k›sm›. küre- Küreklemek, kürekle çuvala doldurmak. m›s›r (A. m›sr) M›s›r ocak 1. Atefl yakmaya yarayan, piflirme, ›s›tma, ›s›nma gibi amaçlarla kullan›-

lan yer. 2. De¤irmenin döndü¤ü, tah›l›n ö¤ütüldü¤ü ve de¤irmenle ilgili önemli iflle-rin yap›ld›¤› bölümdür.

ocakl›k Atefl yak›lan yer, ocak. oka¤ac› beflikörtüsü çat›larda, çat›n›n en üstünde düz olarak duran a¤aç. oluk 1. bk. alt tekne; 2. bk. arkuru oluk; 3. bk. dik oluk.

oturak bk. çuvall›k. ö¤üt- Tah›l› un veya yarma durumuna getirmek. ö¤ütül- Tah›l un veya yarma durumuna getirilmek. ön koruma de¤irmen tafllar›n›n önüne çak›lan ve unun alt k›sm›ndan akt›¤› tah-

ta. ön tekne bk. unluk.

pey Tafl duvar.sac Çat› kaplamaya yarar yass› demir. saçak Bir yap›n›n herhangi bir bölümünü günefl ve ya¤murdan korumas› için,

o bölümden d›fla taflk›n ve alt› boflta olarak yap›lan çat› ç›k›nt›s›. saçakl›k Çat› uçlar›na çak›lan ince tahta, yellik. salma sal- Köylerde, ihtiyaç durumunda halktan toplanacak paray› belirlemek

ve toplamak.sarma ‹yi kurumam›fl tah›l›n ö¤ütülme s›ras›nda de¤irmen tafl›na yap›flmas›. savacak kolu bk. alt savacak.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

160

s›vamak Yafl olan tah›l›n un hâline geldikten sonra tafla sarmas›. söve [söye] Ahflap yap› yap›l›rken duvarlar›n ve kap›lar›n tutmas› için dikilen di-

rekler. söye bk. söve.su akama¤› bk. domuzluk. su de¤irmeni Su gücüyle çal›flan de¤irmen.su kanal› bk. ark. su sav- Suyun de¤irmene gitmesini önlemek, daha önce haz›rlanm›fl yerlerden

bofla akmas›n› sa¤lamak. su sava¤› Suyun de¤irmene veya bofla akmas›na yön veren a¤açtan yap›lm›fl

kapak. süpürgecik Unlukta unlar› bir araya toplamaya yarayan küçük süpürge. süpürge dar›s› Bu¤daygillerden, s›cak bölgelerde yetiflen ve çiçek saplar›ndan

süpürge yap›lan bitki. taban a¤ac› [köprü a¤ac›, yast›k] Su de¤irmenlerinde bütün sestemi üzerinde

tafl›yan, yaklafl›k 10x10 cm kal›nl›¤›nda, tabana paralel olarak yerlefltirilen dört kö-fleli bir a¤aç. Sürekli su içinde kalaca¤›ndan dayan›kl› olmas›na dikkat edilir. Kesta-

ne ve meflenin özü (kara k›sm›) çabuk çürümedi¤i için özellikle tercih edilir. tah›l Bu¤day, arpa, m›s›r, yulaf, çavdar, pirinç gibi ürünlerin genel ad›. takaz Yaklafl›k 10 cm geniflli¤inde, 2 cm kal›nl›¤›ndaki ba¤lant› tahtalar›. tak›lcak bk. çakçak.tane ba¤› bk. kald›raç.tanelik bk. üst tekne. tane olu¤u bk. alt tekne.tarak bk. difle¤i.taraklamak 1. Tahta uçlar›n› kertme yoluyla birbirine geçirmek; 2. bk. difle-

mek.

tafl bk. de¤irmen tafl›.

taflç› 1. De¤irmen tafllar›n› haz›rlayan usta; 2. De¤irmenlerin duvarlar›n› tafltanören usta kifli.

tafl kesmek De¤irmen tafl› haz›rlamak. teker Üst tafl›n kald›r›lmas› s›ras›nda iki tafl›n aras›ndaki mesafe kald›raç vas›-

tas›yla yeteri kadar aç›ld›¤›nda araya yerleflterilen a¤açtan yap›lm›fl araç. tekerlek bk. teker. t›kaç Tah›l›n akmas›n› engellemek için üst teknenin alt deli¤ine t›kanan yumur-

ta biçimindeki a¤açtan yap›lm›fl araç. tunç bk. i¤necik.un Ö¤ütülerek toz durumuna getirilmifl tah›l ve baflka besin maddeleri. ‹nsanla-

r›n temel ihtiyaçlar›ndan biri olan ekmek yap›m›nda kullan›lmaktad›r. un birik- Tah›l›n un durumuna geldikten sonra unlukta birmkesi. un küre¤i Biriken unlar› çuvala doldurmaya yarayan araç.

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

161

unluk Tah›l ö¤ünüp un durumuna geldikten sonra birikti¤i yer.ül bk. yöre. üre (<yöre) bk. yöre.üst i¤ bk. bo¤azl›k demiri. üst savacak Suyun de¤irmene veya bofla akmas›na yön veren a¤açtan yap›l-

m›fl kapakt›r.üst tafl De¤irmende tah›l› ezerek un durumuna getiren araç. Suyun çarka vur-

mas›yla döner. Döndükçe alt tekneden zahire düfler. Aral›¤›n bir cm oldu¤u yerdengiderek kenara yaklafl›r. Kenara yaklaflt›kça önce büyük parçalara bölünür, dahasonra iyice küçülerek un hâline gelmeye bafllar.

üst tekne [yüklük] De¤irmenlerde, üst k›sm› genifl (yaklafl›k 100 cm), alt k›s-m› ise oldukça dar (yaklafl›k 3 cm), tahtadan yap›lm›fl ambar. Sabit de¤ildir. Gerek-ti¤inde ileri geri hareket ettirilebilir.

yarma De¤irmende kal›nca ö¤ütülen hayvan yiyece¤i.yast›k bk. taban a¤ac›. yelek vur- bk. halka vurmak.yer alt› bk. domuzluk. y›ls›rt› Nevruz. yig bk. e¤ircek.

yöre [batkal, ül, üre] De¤irmen tafllar› ile koruma tahtalar› aras›nda bulunan veyenilemeyen art›k un.

yulaf Bu¤daygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetifltirilen otsu bitki. yuva üst tafl›n alt›nda, baltac›k demirinin yerlefltirildi¤i boflluk. yü¤le-/yüle- Balta, keser, çapa gibi gereçlerin a¤z›n› düzeltmek, inceltmek, bi-

lemek, çelikleme. yüklük bk. üst tekne. zahire (A.)Gerekti¤inde kullan›lmak için saklanan tah›l.zal›t bk. süpürge dar›s›.

NOTLAR1 Necati DEM‹R, “De¤irmen Kelimesi Üzerine”, Türk Dili, S. 607, Temmuz 2002,

s. 209-213.2 Türkçe Sözlük, C.1, TDK yay, Ankara 1998, s. 540.3 Bahaeddin ÖGEL, ‹slâmiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, TTK yay., Ankara

1988, s. 89.4 Bahaeddin ÖGEL, age, s. 146.5 Bahaeddin ÖGEL, age, s. 208.6 Bahaeddin ÖGEL, age, s. 226.7 Bahaeddin ÖGEL, age, s. 299.8 Bahaeddin ÖGEL, Türk Kültür Tarihine Girifl, Kültür Bakanl›¤› yay., Ankara

1991, s. 50’den naklen.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

162

9 Divanü Lügat-it Türk, (Çeviren: Besim ATALAY), Cilt I, II, III, Ankara 1985;Besim ATALAY, Divanü Ligat-it Türk Dizini “Endeks, TDK yay., Ankara 1986. s.594.

10 Bahaeddin YED‹YILDIZ, Ordu Kazas› Sosyal Tarihi, Kültür ve Turizm Bakan-l›¤› yay., Ankara 1985, s.128.

11 Muharrem ERG‹N, Dede Korkut Kitab› I, TDK yay, Ankara 1989, s. 77, 235.12 Tarama Sözlü¤ü, TDK yay., s. 1043-1044.13 Genifl bilgi için bk. Necati DEM‹R, “Ordu yöresinde Su De¤irmenleri ve ‹lgili

Terimler”, Türk Halk Kültürü Araflt›rmalar› 1997, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara1998, s. 28-46; ayn› yazar, “De¤irmen Kelimesi Üzerine”, Türk Dili, S. 607, Tem-muz 2002, s. 209-213; Mehmet ÖZMEN, “Hatay-Erzin’de ve Genel Olarak Anado-lu’da De¤irmen ve De¤irmencilikle ‹lgili Kelimeler”, Erdem, C. 5, S. 14, May›s 1989,s. 463-502; Recai KARAHAN, “Van Bölgesinde Bulunan Su De¤irmenlerinin Etnog-rafik Aç›dan ‹ncelenmesi”, Van Gölü Çevresi Kültür Varl›klar› Sempozyumu Bildiri-

leri, Van 1996, s. 160-176.

SU DE⁄‹RMENLER‹N‹N MÜZELENMES‹

163

ESK‹ ESERLERLE ‹LG‹L‹ YASALARDA ETNO⁄RAF‹K ESER ANLAYIfiI

Halit ÇAL

Bilimsel araflt›rmalar uygulamadaki kolayl›¤› bak›m›ndan pek çok dala ayr›l-m›flt›r. Ancak ço¤u dal keskin s›n›rlarla birbirlerinden ayr›lmazlar. Özellikle sosyalbilimlerde bu daha s›k görülür. Sanat tarihi ve halkbilimi dallar› da bunlardan ikisi-dir.

Etno¤rafik eser kavram›nda tart›flmalar sürmektedir. Biz bu tart›flmalara girme-yece¤iz. Kaba bir ay›r›mla, halkbilimi dal›n›n daha çok eserlerin anlam› ve kullan›-m›n› araflt›rd›¤›n›, bu eserlerin fiziki biçimlerini ise sanat tarihçilerin belirlemeye ça-l›flt›¤›n› söyleyebiliriz. Problem de bu noktada bafllamaktad›r. Baz› sanat tarihçiler butür eserlerin ço¤u sanat de¤eri tafl›mad›klar› için, bunlar›n sanat tarihinin ilgi alan›-n›n d›fl›nda kalmas› gerekti¤ini belirtmektedirler. Burada da devreye sanat de¤eri ta-fl›man›n neye göre belirlenece¤i konusundaki esneklik-belirsizlik girmektedir. Çün-kü her örnekte bu ay›r›m kolayca yap›lamamaktad›r. Bu yüzden her iki daldaki arafl-t›rmalarda birbirine girmeler vard›r.

Bu durum, ilgili yönetmelikteki etno¤rafik eser tan›m›nda da kendini hissettir-mektedir. Yönetmeli¤in 2. maddesi b f›kras›ndaki tan›m flöyledir: “Etno¤rafik nite-likteki kültür varl›klar›; Halk›n sosyal hayat›n› yans›tan insan yap›s› araç ve gereçlerdahil bilim, din ve mihaniki sanatlarla ilgili tafl›n›r varl›klar›n›“ ifade eder.1 Tescille il-gili yönetmelikte bu tan›ma, “… belge de¤eri bak›m›ndan korunmas› gerekli insanyap›s› tafl›n›rlard›r.“ ifadesi eklenmifltir2. Yine etno¤rafik eserlerle ilgili yönetmeli¤in4. maddesine göre “…Türk Milletinin gelenek ve göreneklerini, dini inançlar›n› sem-bolize eden, nadir olan, müze koleksiyonlar›n› tamamlay›c› nitelikte bulunan, belgede¤eri tafl›yan Etno¤rafik nitelikteki kültür varl›klar› ile Milli Mücadeleye, TürkiyeCumhuriyeti Tarihine ve Atatürk’e ait korunmas› gerekli tafl›n›r kültür varl›klar› yurtd›fl›na ç›kar›lamaz.”3

Tescille ilgili yönetmelikte etno¤rafik eser ve güzel sanat eserleri diye iki ayr› ta-n›m yap›lmas›na karfl›l›k bu uygulama çok kolay olmamaktad›r. Saray yap›m› birkaftan ile köyde dokunan bir üçetek, cepken etno¤rafik eser tan›m› içinde ele al›n-maktad›r. Etno¤rafik eserlerin ise her ne kadar teoride denetlenece¤i ön görülse depiyasada sat›labilir olmas› bir kar›fl›kl›k yaratmaktad›r.

Türkiye’de tafl›nmaz eserler Selçuklulardan beri büyük ölçüde vak›f düzeni için-de korunmufltur. Osmanl›larda tafl›nmaz eserlerin restorasyonlar›nda baflka uygula-

164

malar›n yan› s›ra eserin asl›na ba¤l› kal›nmaya dikkat edildi¤ini de biliyoruz4. Ancaktafl›n›r eski eserler hakk›nda ne düflünüldü¤ünü ve nas›l korunmaya çal›fl›ld›¤›n›, birhukuki alt yap›s›n›n olup olmad›¤›n› bilmiyoruz. ‹nsanlar›n devlet kurmaya bafllad›k-lar› dönemden itibaren ganimet, hediye vb. yollarla k›ymetli madenlerden yap›lanveya güzel bulunan tafl›n›r eserlerin saraylarda toplanmas› hemen her uygarl›kta gö-rülmektedir. Osmanl›larda da Dar ül Esliha ad› verilen müzede eski silahlar›n top-land›¤›, ‹stanbul’un fethi s›ras›nda Halic’e gerilen zincirin korundu¤u, Topkap› Sara-y›’nda hanedana ait kiflilerin k›yafetlerinin bohçalar içinde sakland›¤› bilinmektedir.Ancak daha ayr›nt›l› bilgilerimiz yoktur.

1869, 1874, 1884, 1906 asar-› atika nizamnameleri, 1973 tarih ve 1710 say›l›Eski Eserler Kanunu, 1983 tarih ve 2863 say›l› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› KorumaKanunu olmak üzere 6 kanun ve 1921, 1944 ve 1961 y›llar›nda 3 tane kanun tasa-r›s› haz›rlanm›flt›r. Bunlarla ilgili de¤erlendirme daha önce yap›ld›¤› için burada k›sabir özet yapmakla yetiniyoruz5. Osmanl›da eski eser kavram›n›n ortaya ç›k›fl›, Avru-pal›lar›n Osmanl› devleti s›n›rlar› içinde kaz› yapmak istemeleri ve Osmanl› devleti-nin de bunun hukuki alt yap›s›n› haz›rlamaya çal›flmas›yla bafllam›flt›r. Özellikle1869 nizamnamesi basit bir kaz› yönetmeli¤i gibidir ve 1874 nizamnamesi de dahaçok tafl›n›rlarla ilgili hükümlere yer vermifltir. Kaz›lar dolay›s›yla tafl›n›rlara öncelikverilmesine karfl›l›k, uygulamada etno¤rafik eser olarak kabul edilmesi gereken ‹s-lami dönem tafl›n›r eserlerin durumu da çok aç›k de¤ildir. 1884 nizamnamesinin bi-rinci maddesindeki tan›mda verilen örnekler aras›nda tafl›n›rlar da vard›r. Ancak ni-zamnamenin genelinin incelenmesinden bu tafl›n›rlardan ‹slami dönem öncesininkastedildi¤ini söyleyebiliriz. ‹slami dönemin tafl›n›r ve tafl›nmazlar› ilk defa ancak1906 nizamnamesi 4. maddesi ile yasa kapsam›na al›nm›flt›r. Buna karfl›l›k bununetno¤rafik eserler bak›m›ndan uygulamada neyi de¤ifltirdi¤ini de bilmiyoruz.

MÜLK‹YET :1874 nizamnamesinden beri tafl›nmaz eserler devlet mal›d›r. Duruma göre ka-

z›da ç›kan eserlerin 1/3’ü kaz›y› yapana verilebilir. 1884 nizamnamesinde bu payla-fl›m da kald›r›lm›flt›r. Ancak muhtemelen unutulmufl olsa gerek, bulunan eseri haberverenlere eserlerin % 50’sini verebilen madde bu nizamnamede devam etmifltir.1906 nizamnamesi ile bu da kald›r›larak eserler tamamen devlet mal› say›lm›flt›r.Fakat daha önce de belirtildi¤i gibi 1906 nizamnamesi ile ‹slami eserler de yasakapsam›na al›n›nca, elinde eski eser niteli¤i tafl›yan eser bulunan kifliler için birproblem do¤mufltur. Çünkü kiflilerde mülkiyetindeki tafl›nmazlar için tapu gibi, dev-letin verdi¤i bir belge bulunmaktad›r. Ancak tafl›n›rlar için böyle bir fley söz konusude¤ildir.

Etno¤rafik eserler yönetmeli¤inin 3. maddesine göre müzeye sat›lmak üzeregetirilen eserlerden müzeye al›nmayanlar›n al›m› sat›m› serbesttir. Ancak al›nmakistenip de sahibinin de¤erine raz› olmamas› durumunda eser bir belge ile sahibinegeri verilir. Yani mevcut durumda bir vatandafl›n evinde eski eser bulundurabilmesi-nin iki yolu vard›r. Birincisi koleksiyoncu olmas›, ikincisi ise müzenin o eseri sat›nalmad›¤›na dair bir belge.

ESK‹ ESERLERLE ‹LG‹L‹ YASALARDA ETNO⁄RAF‹K ESER ANLAYIfiI

165

Halbuki pek çok ailede ata yadigar› tafl›n›r eski eser niteli¤i tafl›yan örneklervard›r. ‹nsanlar bunlar› satmak veya koleksiyoncu olmak, ama söz gelifli bir kaçak-ç›l›k iddias› durumunda da yasalarla karfl› karfl›ya gelmek bir s›k›nt› yaflamak iste-miyorlar. Bu durumu çözecek bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vard›r.

MÜZEYE ESER SATIN ALMA Tasnif-Tescil Müzeye Alma Yönetmeli¤ine göre bir eser müzeye getirildi¤inde

yetkililerce kültür varl›¤› olup olmad›¤›na karar verilir. Sonra emanete alma ve de-¤erlendirme komisyonu kurulur. De¤erlendirme komisyonunun tekrar bir elemeyapma hakk› bulunmas›na karfl›l›k ilk getiriliflteki karar verme de asl›nda bir ön ele-medir ve nas›l yap›laca¤›n›n ayr›nt›s› belli de¤ildir. Müzelerimizde büyük bir uzmans›k›nt›s› vard›r. Mesela halkbilimi ve sanat tarihi uzmanlar› olmayan bir müzeye et-no¤rafik eser getirildi¤inde bu ön elemeyi kim yapacakt›r?

T‹CARET 2863 say›l› yasan›n 27. maddesine göre müze taraf›ndan tasnif ve tescil d›fl› b›-

rak›lan eserler izin al›nmak kayd›yla sat›labilirler. Eski eser ticareti ile ilgili yönetme-li¤in 5. maddesine göre ise tescil edilen fakat müzeye al›nmayan eserler de sat›labi-lir6. Burada yasan›n 27. maddesi ile yönetmelik aras›nda çeliflki vard›r. Asl›nda 27.madde 1710 say›l› yasada oldu¤u flekliyle korunmufltur, de¤ifltirilmesi unutulmufl-tur. Çünkü tasnif ve tescil d›fl› b›rak›ld›¤›nda ortada zaten hukuken eski eser diye birfley kalmayaca¤› için eski eser ticareti diye bir fley de söz konusu olamaz. 2863 sa-y›l› yasa ç›kmadan önce de bu konu hakk›nda elefltiriler yap›lm›flt›7. Ancak yeni ya-san›n haz›rlanmas›nda bunlar unutuldu¤u için madde eski flekliyle al›nm›fl, sonradanfark›na var›ld›¤›nda ise bu durum yönetmelikle afl›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Fakat yasalaryönetmeli¤in üzerinde oldu¤una göre bu çeliflkinin derhal giderilmesi gerekir.

SERG‹ 2863 yasaya göre korunmas› gerekli kültür ve tabiat varl›klar› yurt d›fl›na ancak

sergi amaçl› olarak ç›kar›labilmektedir8. Etno¤rafik eserlerden özellikle sanat tarihi-ni ilgilendirenlerin sergi amaçl› olsa bile yurt d›fl›na ç›kar›lmas›n› do¤ru bulmuyoruz.

UZMAN VE ESER SAYISIMüzeler teflkilat› son y›llarda büyük bir eleman s›k›nt›s› çekmektedir. Bafl›ndan

beri bu teflkilatta bir personel planlamas› hiçbir zaman gerçeklefltirilemedi¤i için bueleman s›k›nt›s› olmas› gerekti¤inden daha fazla zarara yol açmaktad›r. Bu zararmüzelerin iç iflleyiflinin aksamas›, eserlerin envanterinin iyi yap›lamamas›, koruna-mamas›, teflhirin de¤ifltirilememesi gibi pek çok alanda görülmektedir. Müzeler tefl-kilat›nda hep arkeologlar çok fazla olmufltur. 1923-1983 y›llar› aras›nda müze uz-manlar› aras›nda arkeologlar›n oran› % 22 – 52 aras›ndad›r. Ayn› dönemde sanat ta-rihçilerin oran› % 5 – 17 aras›nda de¤iflirken etnologlar›n say›s› bir orana bile girme-mektedir9. Bu durum bugün de de¤iflmemifltir. Teflkilat›n yönetimi hep arkeologlar-da oldu¤u için bunlar teflkilatta ayr›cal›kl› bir s›n›f oluflturmufllard›r. Müzelerde bu-lunmas› gereken uzmanl›k alanlar›na göre uzman al›m› sa¤lanmal›d›r. Bu durummüzelerdeki eser say›s›n› do¤rudan etkilemektedir. Ülkemiz arkeolojik eserler bak›-m›ndan oldu¤u kadar etno¤rafik eserler bak›m›ndan da son derece zengindir. Ancakülkemizin de¤iflik bölgelerinden verilecek üç örnek müzelerimizde etno¤rafik eserle-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

166

rin ne kadar az oldu¤unu ortaya koymaktad›r : 2000 Y›l› kültür istatistiklerine göreMu¤la Müzesi’ndeki toplam 51.765 eserin 2307 tanesi, Samsun Müzesi’ndeki top-lam 15.581 eserin 826 tanesi, fianl›urfa Müzesi’ndeki toplam 71665 eserin 2645 ta-nesi etno¤rafik eserdir. 2000 y›l› için müzelere giren toplam 31.332 eserin 18.836tanesinin sat›n al›nma, 6.611 tanesinin ise kaz›lar yoluyla gelmesi, müzelerin eserkayna¤›n›n kaz›lardan çok sat›n alma oldu¤unu aç›kça göstermektedir10. Bu durumda do¤rudan uzmanl›k alanlar›yla ilgilidir. Müzelerimizde arkeolog say›s› di¤erlerin-den çok oldu¤u için, do¤al olarak bir arkeolog alan çal›flmas›yla müzeye etno¤rafikeser kazand›rmay› düflünmemektedir, görevi de de¤ildir. Bu ifli yapmas› gereken sa-nat tarihçiler ve halkbilimcilere ise An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü yeterince yervermemektedir.

NOTLAR1 Eski Eserler ve Müzelerle ‹lgili Mevzuat, Ankara, 1996, Etno¤rafik Nitelikteki

Tafl›n›r Kültür Varl›klar› Hakk›nda Yönetmelik, 148.s.2 Eski Eserler ve Müzelerle ‹lgili Mevzuat, Ankara, 1996, Korunmas› Gerekli Ta-

fl›n›r Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n Tasnifi Tescili ve Müzelere Al›nmalar› Hakk›ndaYönetmelik, 39.s.

3 Eski Eserler ve Müzelerle ‹lgili Mevzuat, Ankara, 1996, Etno¤rafik NiteliktekiTafl›n›r Kültür Varl›klar› Hakk›nda Yönetmelik, 150.s.

4 Halit Çal, Türkiye’nin Cumhuriyet Dönemi Eski Eser Politikas›, A.Ü. Sosyal Bi-limler Enstitüsü, Yay›mlanmam›fl Doktora Tezi, Ankara, 1990, 29-34.s.

5 Bunlardan Osmanl› dönemindekiler Halit Çal, “Osmanl› Devletinde Asar-› Ati-ka Nizamnameleri”, Vak›flar Dergisi,26. Say›, Ank, 1997,391-400. sayfalar adl›makalede, tamam› ise Prof. Dr. Kaz›m Yaflar Kopraman Arma¤an kitab›nda yay›m-lanmak üzere olan “ Osmanl›dan Cumhuriyete Eski Eser Kanunlar›” adl› makalemiz-de de¤erlendirilmifltir. Nizamname metinleri içi ayr›ca bkz. Feridun Akozan., Türki-ye’de Tarihi An›tlar› Koruma Teflkilat› Ve Kanunlar, ‹st. 1977 ; Nurettin Can Gülek-li, Eski Eser Ve Müzelerle ‹lgili Kanun Nizamname Ve Emirler, Ankara, 1948 ; Fer-ruh Gerçek., Türk Müzecili¤i, Ankara, 1999.

6 Eski Eserler ve Müzelerle ‹lgili Mevzuat, Ankara, 1996, Tafl›n›r Kültür Varl›¤›Ticareti Ve Bu Ticarete Ait ‹flyerleri ‹le Depolar›n Denetimi Hakk›nda Yönetmelik,46-49.s.

7 Bilge Umar, Eski Eser Hukuku, ‹zmir, 1980,117.s.8 Eski Eserler ve Müzelerle ‹lgili Mevzuat, Ankara, 1996, Korunmas› Gerekli Ta-

fl›n›r Kültür Ve Tabiat Varl›klar›n›n Yurt D›fl›na Ç›kar›lmas› ve Yurda Sokulmas› Hak-k›nda Yönetmelik,72-76.s.

9 Halit Çal, Türkiye’nin Cumhuriyet Dönemi Eski Eser Politikas›, A.Ü. Sosyal Bi-limler Enstitüsü, Yay›mlanmam›fl Doktora Tezi, Ankara, 1990, 283-284.s.

10 Kültür ‹statistikleri 2000, T.C. Baflbakanl›k Devlet ‹statistik Enstitüsü Yay›n›,Ankara, 2002, 60-85.s.

ESK‹ ESERLERLE ‹LG‹L‹ YASALARDA ETNO⁄RAF‹K ESER ANLAYIfiI

167

TÜRK‹YE’DE ETNO⁄RAFYA MÜZELER‹

P›nar AYDEM‹R

Geleneklerin bir ulusun kiflili¤inin, kimli¤inin belirlenmesindeki belli bafll› ö¤e-lerden biri oldu¤u gerçe¤i herkesçe bilinmektedir. Özellikle geleneksel kültürün kök-lü ve yayg›n oldu¤u Türkiye gibi ülkelerde bu kültürün korunmas›nda devletin rolü-nün ne denli önemli oldu¤u görülmektedir. Devlet eliyle bu miras›n saptanmas›,araflt›r›lmas›, belgelenmesi, korunmas› için programlar yap›lmas› e¤itim ve bilinç-lendirme yollar›yla sürekliliklerinin sa¤lanmas›na yönelik çal›flmalar Kültür bakanl›-¤›na ba¤l› çeflitli birimlerce yap›lmaktad›r.

Kültür Bakanl›¤›, An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü bünyesinde bulunan Et-no¤rafya Müzeleri, Arkeoloji Müzeleri içerisindeki seksiyonlar ve Müze-Ev’lerle yu-kar›da belirtilen amaçlara hizmet etmektedir.

Ülkemizde 99 Müze Müdürlü¤ü bulunmaktad›r; bunlardan büyük ço¤unlu¤u Ar-keoloji Müzeleridir. Etno¤rafya Müze Müdürlü¤ü ad› alt›nda 2 müze mevcuttur (An-kara Etno¤rafya Müzesi, Ordu Paflao¤lu Kona¤› Etno¤rafya Müzesi).

Türkiye’de gerçek anlamda müzecilik çal›flmalar› Sultan Abdülmecit (1839-1861) zaman›nda Tophane-i Amire müfliri Ahmet Fethi Pafla’n›n giriflimleriyle1846’da bafllam›flt›r. Ancak Cumhuriyet’in ilan›ndan sonra Atatürk’ün destekleriyleTürk müzecili¤i büyük geliflim göstermifltir. Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda Türk toplumyap›s›n› ve Folklorunu yans›tacak Ankara Etno¤rafya müzesi ile ilgili çal›flmalarbafllat›lm›flt›r.

Zaman›n Milli E¤itim Bakan› Hamdullah Suphi Tanr›över ‹stanbul Darülfünü-nunda görevli Macar Türkolo¤u Meszaros’tan yararlanm›fl ve Ankara’da bir Milli Mü-ze kurulmas›na yönelik bir yer seçimi yap›lm›fl o zamanlar Namazgah denilen yeruygun görülerek planlar›n› Arif Hikmet Koyuno¤lu’nun çizdi¤i müzenin yap›m›na 25Eylül 1925’de bafllanm›fl, 1930’da ziyarete aç›lm›flt›r. Selçuklu Döneminden günü-müze kadar olan süre içinde üretilen ve Anadolu’nun çeflitli yörelerine ait gelenek-sel sanat ürünlerinin ince örneklerini müzede izlemek mümkündür. Bu nedenle bel-ki de baflkentte bulunmas›ndan da ötürü tüm Türkiye’den toplanm›fl seçkin malze-melerin birarada görülebilece¤i bir merkez ‘Etno¤rafya’ ya da ‘Sanat Tarihi’ Müzesiolarak alg›lanmal›d›r.

Müzede çeflitli meslek gruplar›ndan 15 (Etnolog, Sanat Tarihçi, Arkeolog, Ant-ropolog) uzman görev yapmaktad›r. Otuzbin eser mevcuttur.

168

Ordu Paflao¤lu Kona¤› ve Etno¤rafya müzesine 1896 y›l›nda yap›lm›fl bir konakev sahipli¤i yapmaktad›r. Üç katl› kona¤›n birinci kat› etno¤rafik eserler seksiyonu,ikinci kat› sofa, paflanine odas›, günlük oda, misafir odas› ve yüklük olarak düzen-lenmifl. Teflhir 19. yüzy›l konak özelliklerini yans›tacak flekilde tasarlanm›flt›r.

Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi, Türk ve ‹slam eserlerini kapsayan ilk Türk mü-zesidir. 19. yüzy›l›n sonunda bafllayan kurulufl çal›flmalar› 1913 y›l›nda tamamlan-m›fl ve Müze Mimar Sinan’›n en önemli yap›lar›ndan biri olan Süleymaniye CamiiKülliyesi içinde yar alan ‹maret binas›nda 1914’de ‘Evhaf-› ‹slamiye Müzesi” ad› ileziyarete aç›lm›flt›r. Cumhuriyetin ilan›ndan sonra ise ‘Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi’ad›n› alm›flt›r. Müze Süleymaniye ‹maret binas›ndan, bugün içinde bulundu¤u ‹bra-him Pafla Saray›na 1983’te tafl›nm›flt›r.

Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi içindeki Etno¤rafya bölümü Müzenin en genç bö-lümüdür. 1970’li y›llarda bu bölümde yer alan koleksiyon’un oluflturulmas›na bafl-lanm›flt›r. Burada amaç özellikle 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde giderek artan köydenkente göç olgusunun yaratt›¤› geleneklerin h›zla yok olmas› ya da flekil de¤ifltirme-sinin sonucu kaybolmaya yüz tutmufl de¤erleri tespit ve toplamad›r. Güney ve Bat›Anadolu, Bursa ve Trakya bölgesindeki köylerden, Adana Toros’lardaki çeflitli afli-retler ile Bergama, Bal›kesir, Manisa, Uflak bölgelerinden derlenmifl malzeme çeflit-li yollarla müzeye al›narak teflhire sunulmufltur. 19. yüzy›l Bat›lalaflma Dönemi giy-sileri ‹stanbul’un eski ve köklü ailelerinden sa¤lanarak müzeye kazand›r›lm›fllard›r.

Bat› Trakya Türklerine ait giysiler, K›r›m Türkleri dü¤ün k›yafetleri, Karagöz fi-gürleri ve yap›m aletleri, tesbih yap›m› ile ilgili araç-gereç ve ürünler, 18.-19. yüzy›l‹stanbul ifllemeleri Etno¤rafya Bölümünü zenginlefltiren di¤er malzemelerdir. Afyon-Emirda¤’da yak›n zamana kadar kullan›lan ve bir örne¤i müze için sat›n al›nan Ke-çe Çad›r orijinal konsepti içinde sergilenmektedir.

Di¤er Türk ‹slam Eserleri müzeleri Bursa (Yeflil Medrese), Edirne (Dar-ül Kurr’aMedresesi), Erzurum (Yakutiye Medresesi)’da bulunmaktad›r. Bu müzelerde bölge-lerinden derlenen Etno¤rafik eserlerde yeralmaktad›r.

Etno¤rafik malzemelere ev sahipli¤i yapan Müze-ev’ler, koruma alt›na al›nm›flsivil mimari örneklerinden olup, ço¤unlukla geleneksel tarzda döflenmektedirler. Ör-ne¤in Ödemifl-Birgi Çak›ra¤a Kona¤› bölgenin, mimari üsluu günümüze kadar ko-runmufl ender yap›lar›ndan biridir. Plan›, inflaa tekni¤i, ahflap, iflçili¤i, birçok renginkullan›ld›¤› süslemeleri ile dönemsel özellikleri yans›tan ve yaflatan bir örnektir. Ko-na¤›n baz› mekanlar› ifllevlerini ifade edecek flekilde düzenlenmifltir.

Baz› Atatürk Müzelerinde de Etno¤rafya seksiyonlar› vard›r. Denizli Atatürk veEtno¤rafya Müzesi Atatürk’ün Denizli’ye gelifllerinde kald›¤› 19. yüzy›l sonlar›na ta-rihlenen bir binad›r. Atatürk’ün kulland›¤› eflyalar›n yan›s›ra etno¤rafik malzemenin-de sergilendi¤i bölümler olarak düzenlenmifltir. Denizli’nin 60-70 y›l öncesi günde-lik hayat›n›n, aile yap›s›n›n ve yaflam tarz›n›n canland›r›ld›¤› seksiyonlarda bulun-maktad›r.

Özellikle endüstrileflme ile birlikte kaybolmaya yüz tutan tenekecilik, nal›nc›l›k,

TÜRK‹YE’DE ETNO⁄RAFYA MÜZELER‹

169

çömlekçilik, gözboncukçulu¤u, tahta bask›c›l›k, hal› dokumac›l›¤›, urganc›l›k, keçe-cilik ve saraciye gibi el sanatlar›’n›n genç kuflaklara somut belgelerle gösterilereksunulmas›n› sa¤layan bir müzemizde ‹zmir Arkeoloji Müzesine ba¤l› Etno¤rafya Mü-zesidir. Hizmet binas› 19. yüzy›l bafllar›nda neoklasik üslupta infla edilmifltir. ‹zmir veçevresinin 19. yüzy›ldaki sosyal yaflam›n› tan›tmaya yönelik teflhir çerçevesinde ‹z-mir’in ilk Türk eczanesi, meflhur flerbetçisi, deve gürüflleri, ‹zmir gelin odas›, sünnetgelene¤i gibi konularda izleyiciye gerek bilgi panolar› gerekse foto¤raflarla destek-lenmifl olarak verilmektedir.

Etno¤rafya teflhirlerimiz canland›rmaya çal›flt›¤›m›z arkeolojik veriler ile yafla-yan etno¤rafik belgelerin kefliflti¤i noktalard›r. Ege bölgesindeki kaz›larda ortaya ç›-kan zeytinya¤› iflliklerinden uzun süreçte ayn› gelene¤in devam etti¤i anlafl›lmakta-d›r. Hitit kabartmalar›nda günümüzde Anadolu kad›n›n›n hâlâ kulland›¤› i¤ görül-mektedir. Bugün ço¤u bölgelerimizde varolan demircilik, bak›rc›l›k, çömlekçilik, se-petçilik gibi zenaatlar›n ilk örneklerine o yörede yap›lan arkeolojik kaz›larda rastlan-maktad›r. Geçmiflteki kültürlerle, varolan kültürü ba¤daflt›rarak ve birlefltirerek e¤i-tici-ö¤retici biçimde oluflturulacak bir sergilemenin toplumun içinde yaflad›¤› kültü-re yabanc› kalmamas›na ve kültürü gelifltirip olgunlaflt›rmas›na vesile olaca¤› inan-c›nday›m.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

170

HALK KÜLTÜRÜ ARfi‹VLER‹NDE YEN‹DEN YAPILANMA

Cesim ÇELEB‹

‹letiflim; “bilgi üretme, aktarma ve anlamland›rma süreci” olarak tan›mlanabilir.Sibernetikte bir bilgi kayna¤›ndan tek yönlü bilgi iletimine “enformasyon” kar-

fl›l›kl› bilgi al›flverifline ise “komünikasyon ya da iletiflim” ad› verilir. ‹nsanlar aras›ndaki do¤rudan iletiflim zaman ve mekan ile s›n›rl›d›r. S›n›rl› olan

bu iletiflimin kal›c› olabilmesi ve gelecek nesillere aktar›lmas›, iletiflimden sonra b›-rak›lacak ize ba¤l›d›r. ‹letiflim sonucunda elde edilen bilginin herhangi bir tafl›y›c› or-tam üzerine kaydedilmesi, belge haline getirilmesi ile bilgi iletiflimi kal›c› de¤er ka-zanabilmektedir.

‹nsanl›k tarihi ile bafllayan bilgi iletiflimi ve iletilen bilginin tafl›nmas› ihtiyac› ile-tiflim izlerinden oluflan objelerin k›saca belgelerin oluflumunu sa¤lam›flt›r. Bilgininsomut tafl›y›c›s›, bilgi veren bir nesne ve insanl›¤›n belle¤i olan belgelerin kay›t edil-dikleri malzemeler de zaman içerisinde büyük de¤iflikliklere u¤ram›flt›r.

Önceleri tafl, kil, tahta, deri, dokuma gibi malzemeler kay›t için kullan›lm›fl, za-man içerisinde yerini daha kullan›fll› ka¤›da b›rakm›fl ve kay›t için ka¤›t kullan›m›tercih edilmifltir. Günümüzde kay›t malzemesi olarak kullan›lan ka¤›d›n yan›nda tek-nolojik geliflmelere paralel olarak her geçen gün yeni kay›t malzemeleri kullan›magirmektedir. Plastik (diskler), Manyetik malzemeler (Ses bantlar›, video bantlar, bil-gisayar diskleri vb.) Ifl›¤a dayan›kl› kimyasal malzemeler (Film, foto¤raf vs.)

Çok say›daki belge türünü kaydedildikleri malzeme ve fiziksel özellikleri yan› s›-ra nitelikleri bak›m›ndan da yaz›l› ve görsel- iflitsel belgeler olarak s›n›fland›rmakmümkündür.

Yaz›l› belgeler, ihtiva ettikleri bilgileri tamamen veya büyük ço¤unlukla okun-mak üzere yaz›l› biçimde sunan belgelerdir. (Kitap, süreli yay›n, gazete, dergi vs.)

Yaz›l› olmayan belgeler ise baz› sözel nitelikli bilgiler bulunmakla birlikte bu türbelgelerde bilginin büyük bölümü görülmek, iflitilmek veya el ile iflletilmek üzere ha-z›rlanm›fl olan belgelerdir. Bunlara, Sesli, Görsel-‹flitsel, Kar›fl›k, Manyetik, ‹konikbelgeler örnek gösterilebilir.

Belgelerin gelece¤e güvenli biçimde aktar›m› bak›m›ndan kay›t malzemelerininfiziksel ve kimyasal yap› özelliklerine uygun flartlarda korunmas› ve belge kullan›m›-na yönelik problemler ile ihtiyaçlar, arflivleri ve arfliv sistemlerinin oluflumunu gün-deme getirmifltir.

“Kurumlar›n, gerçek veya tüzel kiflilerin gördükleri hizmetler, yapt›klar› haber-

171

leflme veya ifllemler sonucu meydana gelen (toplanan, biriken) ve bir maksatlasaklanan Dokümantasyon; bunlara bakan kurum ve bunlar› bar›nd›ran yerler-dir.”(1) diye tan›mlanan arflivler, oluflumlar›yla geçmifl ile bugün aras›nda ba¤lant›,gelece¤e haz›rl›k görevlerini üstlenerek devlet varl›¤›n›n haf›zalar› olmufllard›r.

Arflivlerde bulunan belgeler bir yönü ile sahibi oldu¤u kifli yada kurumu ilgilen-dirdi¤i gibi bir di¤er yönü ile toplum yarar›na ilmi araflt›rma ve incelemelere kaynakolma özelli¤i tafl›rlar. Dolay›s›yla toplumu ve tüm insanl›¤› ilgilendiren korunmas›gerekli kültür varl›klar›d›rlar.

Arflivler bünyelerinde bulundurduklar› belge türlerine veya konular›na göreDevlet arflivleri, fiehir arflivleri, Noter arflivleri, Dini arflivler, Özel arflivler, Ekonomikarflivler, Folklorik arflivler gibi isimlerle adland›r›labilmektedirler.

Folklorik arflivler bir di¤er adland›rma ile “halk kültürü arflivleri” bünyelerindehalk kültürü konulu belgelerin bulundu¤u arflivlerdir.

Ülkemizde halk kültürü çal›flmalar› ile flekillenen halk kültürü arfliv çal›flmalar›;kifli, kurum ve kurulufllarca klasik belge toplama, koleksiyonculuk biçiminde baflla-m›fl daha sonra yerini arfliv sistemati¤inde oluflturulmufl halk kültürü arfliv çal›flma-lar›na b›rakm›flt›r. Yap›lan halk kültürü arfliv çal›flmalar› içinde en kapsaml›s› veönemlisi 1966 y›l›nda Milli Folklor Enstitüsü olarak kurulan günümüzde ise HalkKültürlerini Araflt›rma Ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü ad› alt›nda hizmetlerini yürü-ten HAGEM halk kültürü arflividir.

Mevcut halk kültürü arfliv sistemlerinde, belgeye ulafl›m, arfliv görevlilerindenyard›m al›nmas› veya demirbafl defterlerinin taranmas› ile mümkün olabilmektedir.Bu sistemler de¤iflik belge bilgisine ayn› zamanda ve k›sa sürede ulafl›m› mümkünk›lmayan ve her zaman baflar›l› sonuçlar vermeyen klasik uygulamalar›n bulundu¤usistemlerdir.Bu tip arflivlerde genellikle belgeler derlendi¤i haliyle (ham) tutuldu¤uve belge içerik çözümlemeleri yap›lmad›¤› için detayl› belge bilgisine ulafl›m güç,hatta imkans›zd›r.

Oysa ça¤dafl arfliv sistemleri insanlar›n belleklerine göre de¤il insanlar›n düflün-celeri ile üretti¤i veri modellerine dayanan, veri tabanlar›n›n oldu¤u bilgisayar sis-temleri üzerinde uygulanmaktad›r. Bilgiler yeterli ayr›nt›da belge içerik çözümleme-leriyle ifllenerek uygulamaya geçirilmekte, hizmetler dijital ortamda belge kopyalar›üzerinden verilmektedir.

Belge içerik çözümlemesi, tamamen bir üst veri üretimi, dizinlemesi ve yöneti-mi olarak tan›mlanabilir. Ça¤dafl arfliv sisteminde, üst veri hemen her fley demektir.Klasik arfliv sistemlerinde en önemli sorunlardan birisi de üst verinin yeterli ayr›nt›-da oluflturulamamas›d›r.

(1) ‹smet Binark : Arfliv ve Arflivcilik Bilgileri Ankara 1980.4.s.Teknolojinin geliflimiyle birlikte, çok yak›n bir zaman içerisinde otomatik olarak

üst veri üretmek kolaylaflacakt›r. Örne¤in ses iflaretinin bilgisayar arac›l›¤›yla met-ne çevrilmesi gibi, ifllemler uygulanabilir hale gelecektir. (Türkçe üst veri üretimineyönelik talep ve geliflmeler henüz laboratuar aflamas›ndad›r.)

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

172

Geliflen iletiflim teknolojisine paralel olarak küçülen dünyam›zda sahip olunankültürel zenginliklerimizin korunmas›, gelecek kuflaklara sa¤l›kl› bir flekilde aktar›m›ve tan›t›m› ihtiyac› arfliv ve arfliv sistemlerindeki yeniden yap›lanmay› gerekli k›l-maktad›r. Aksi halde flükranla and›¤›m›z özverili çal›flmalar sonucu günümüze ka-zand›r›lan kültürel de¤erlerin korunmas› ve gelece¤e aktar›lmas› mümkün olamaya-cakt›r.

Bu duygu ve düflüncelerle Kültür Bakanl›¤› Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Ge-lifltirme Genel Müdürlü¤ü halk kültürü arflivinde 2000 y›l›nda bafllat›lan yeniden ya-p›lanma çal›flmalar› çerçevesinde Arfliv Bilgi Sistem Projesi (ARB‹S) haz›rlanarakuygulamaya geçilmifltir.

Halk kültürü konulu arflivlerde uygulanabilme özelli¤inde ki bu proje ile;-Öncelikle, araflt›rma sürecinin son aflamas›nda, elde edilen belgenin emanet

edildi¤i bir yer konumundaki halk kültürü arflivinin; Araflt›rmalar›n merkezinde, fik-rin yarat›lmas›ndan uygulanmas›na, araflt›rman›n yap›lmas›ndan, baflvurucuya ulafl-mas›na kadar olan her aflamada yararlan›lan bir araflt›rma birimi haline getirilmesive araflt›rma uygulamalar›n›n orta ve uzun vadede uluslararas› standartlara ulaflt›r›l-mas›,

-Arfliv belge ve belge bilgisini arama, bulma ve edinme süresi en aza çekilerek,arfliv belge bilgisine en kolay, en h›zl›, en güvenilir bir flekilde ulafl›m›n sa¤lanmas›,

-Arfliv malzemesi, bilgisayar ortam›nda izlenece¤i için, belge as›llar› üzerindenyap›lan izlemelere iliflkin yaflanan tüm problemlerin ortadan kald›r›lmas› ve belgekoruma güvenli¤inin sa¤lanmas›,

-Mevcut problemlerin en aza indirilmesi ve HAGEM’in yaln›zca Türkiye’de de¤ilAvrupa’da da örnek gösterilebilecek bir arfliv sistemine sahip olmas› için gerekli altyap›n›n oluflturulmas› hedeflenmifltir.

K›saca, proje ile ortaya konulan hedeflerin tümünü, yeniden yap›lanma çal›fl-malar› sonucunda ulafl›lmas› düflünülen, “Ça¤dafl Türkiye’nin Ça¤dafl ve Örnek Ka-mu Halk Kültürü Kurumu’ ilkesi ile özetlemek mümkündür.

HAGEM Halk Kültürü Arfliv Projesi Çal›flmalar›,A-HAZIRLIK, 1)- ‹dari haz›rl›klar;-Yönetmelik: HAGEM Arfliv Hizmetleri Yönergesi, yerine ihtiyaçlara uygun ha-

z›rlanarak 22Nisan 2000 tarih ve 24028 say›l› Resmi Gazetede yay›nlanan “HalkKültürü Arflivi Belge Kabul, Kay›t ve Yararlanma Yönetmeli¤i” uygulamaya konmufl-tur.

- Kümeleme K›lavuzu: Belge tasnifi için daha önce haz›rlanan ancak hayata ge-çirilemeyen kümeleme k›lavuzu geliflmelere aç›k, ihtiyaçlara uygun bir yap›da yeni-den haz›rlanarak belge tasnifinde kullan›lmaya bafllanm›flt›r.

Halkbilim konulu bilgilerin onlu sistemde üç aflamada kümelenmesi plan› yap›l-m›flt›r. Birinci aflamada 19 harf bafll›¤› alt›nda kadrolar belirlenmifltir. ‹kinci aflama-da ise her kadro onlu sistem kullan›larak kategorilere ayr›lm›flt›r. Üçüncü aflamada

HALK KÜLTÜRÜ ARfi‹VLER‹NDE YEN‹DEN YAPILANMA

173

da kategoriler yine onlu sisteme göre kümelere, s›n›flara, bölümlere, alt bölümlereve tiplere ayr›lm›flt›r. Sistemde kümeleme flemalar›ndan konulara gidifl yerine konu-lardan kümeleme flemalar›na gidifl denenmifltir. Bu deneme aç›k uçlu haz›rlanan fle-matik s›n›flama yap›s› ile sistematik say›sal yap› üzerinde uygulanm›flt›r.

2)- Arfliv Sistemiyle ilgili haz›rl›klar;-Analiz ve tasar›m çal›flmalar›: ‹htiyaçlara ve geliflmelere uygun ça¤dafl ve mo-

dern bir yap›lanma için ayr›nt›l› analiz ve tasar›m çal›flmalar› yap›larak gerekli ihti-yaçlar rapor edilmifltir.

-Donan›m: Arfliv belgelerinin say›sallaflt›r›labilmesi için ilk etapta ihtiyaç duyu-lan donan›m malzemeleri al›narak a¤ ba¤lant›lar› yap›lm›flt›r.

-Uygulama Yaz›l›m› ve Veritaban›: Projenin en önemli bölümü, ihtiyaçlara uy-gun güvenilir, kullan›m kolayl›¤› bulunan teknolojik geliflmelere uygun “Uygulamayaz›l›m› ve veri taban›” seçimi ve al›m›n›n yap›lmas›d›r.

-Arfliv bilgi sistemi: Arflivde izlenecek belgelerin baflvuru aflamas›ndan baflla-y›p arflive kabul edilmesi, içerik çözümlemesinin yap›lmas›, sorgulamaya aç›lmas›ve kullan›ma sunulmas› aflamalar›n› kapsamaktad›r.Befl ana ifllemden oluflan sis-temde;

1- Baflvuru ifllemleri : Yap›lan araflt›rmalar›n, sat›n al›nan yada ba¤›fllanan bel-gelerin komisyonlarca de¤erlendirilerek arflive al›nabilmesi yap›lacak ifllemlerin iz-lendi¤i bölümdür.

2- Arfliv ifllemleri : Arfliv belgelerinin, arfliv bilgi sistemine girifli, önceden giril-mifl olan bilgi yanl›fll›klar›n›n düzeltildi¤i, kümeleme k›lavuzuna göre belge -bilgi içe-rik çözümleme ifllemleri yap›ld›¤› ve belgeden yararlanan kiflilerin izlendi¤i bölüm-dür.

3- Sorgulamalar : Arflivde bulunan belgelerin ihtiyaç duyulan sorulara göre veözellikle kümeleme k›lavuzuna göre sorgulanmas›na imkan sa¤land›¤› bölümdür.

4-Raporlar: Arfliv belgelerinin de¤iflik kriterlere özellikle kümeleme k›lavuzunagöre istatistiki raporlar›n al›nd›¤› bölümdür.

5-Parametreler : Arfliv bilgi sistemine iliflkin parametre tan›mlamalar›n›n (Kod-lu alan içerikli kümeleme k›lavuzu, arfliv belge türleri ve özellikleri, genel paramet-reler kurma ve kifli tan›mlamalar› gibi) yap›ld›¤› bölümdür.

B)- UYGULAMA ÇALIfiMALARI;1-Belge ‹le ‹lgili Uygulamalar;- Defter bilgilerinin bilgisayar ortam›na aktar›lmas›: Mevcut 9 tür demirbafl def-

terindeki 117.497 belge bilgisi, May›s 2001 tarihi itibariyle bilgisayar ortam›na ak-tar›lm›flt›r. Defter bilgilerinden belgeye ulafl›m yerine bilgisayar yard›m› ile belgeyeulafl›m hizmeti verilmektedir.

-Belgelerin tasnifi: Belgelerin gerekli de¤erlendirilmeler yap›lmadan arflivlen-mesi, arflivlik de¤erde olmayan belgelerin de arflivlerde tutulmas›na sebep olmakta-d›r. Arfliv 2000 Projesi uygulamas› ile al›nan stratejik kararlardan birisi de, yeni bafl-tan tüm belgelerin izlenmesi suretiyle, arflivlik de¤eri olan belgelerin kümeleme k›-lavuzu ölçülerinde tasnifinin yap›lmas›d›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

174

-Belgelerin dijital ortamda yedeklenmesi: Arfliv belgeleri say›sallaflt›r›larak ser-ver üzerinde yedeklenmekte ayr›ca CD ortam›nda ikinci arfliv oluflturulmaktad›r.

-Belge ‹çerik Çözümlemesi: Halk kültürü arflivlerindeki en önemli sorun, arflivbelge bilgilerinin yani içerik çözümlemesinin yap›lmamas›d›r.

Halk kültürü arflivlerindeki belgeler kendi içlerinde oldu¤u gibi konu gere¤i fark-l› türde birden fazla belge ile iliflkili olabilmektedir. Bu özellik halk kültürü arflivini ev-rak arflivlerinden ay›ran belirgin özelliklerdendir. Bu arflivlerde bilgi ak›fl›n›n aksakve kesintisiz olmamas› belge içerik çözümlemesi ve tasnifine ba¤l›d›r.

2-Arama, Sorgulama Ve Ödünç Verme ‹fllemleri;Arama, sorgulama ve ödünç verme ifllemleri arflivcilik hizmetleri gere¤i ortaya

ç›km›fl ihtiyaçlard›r. ‹htiyaçlar›n üst verimlilikte karfl›lanmas› arfliv belgelerinin kul-lan›ma haz›r hale getirilmesi ile mümkündür.

Arfliv hizmetlerinde amaç, arfliv kullan›c›lar›n›n baflvuru ve araflt›rma sürecindeihtiyaç duyduklar› malzemeye en kolay, en k›sa sürede ulaflabilmelerini temin et-mektir.

Bunun için, kümeleme k›lavuzu de¤erlerinde belge bilgilerini tan›mlay›c› bilgi-lere sahip olmak zorunludur. Bu var olan arfliv birikiminin tekrar taranarak, içerikbilgilerinin yeni say›sal alt yap›ya uygun flekilde oluflturulmas› demektir. Buda uzunvadeli yo¤un bir çal›flma gerektirmektedir.

3- Teknik ‹fllemler:Halk kültürü arflivimizde farkl› yafl ve farkl› formatlarda çok say›da materyal bu-

lunmaktad›r. Özellikle makara bant, tafl plak ve görüntü belgelerinin okunabilece¤icihazlar art›k pazar ömrünü doldurmufl ve abart›s›z müzelik hale gelmifltir.

Arfliv malzemelerinin k›ymetini belirleyen özelliklerden birisi de malzemenin ya-fl›d›r. Teknik olarak kullan›lamaz durumda olan söz konusu malzemelerin acil ola-rak yeni formatlara (dijital) transferi gereklidir.

Unutulmamal›d›r ki, yok olan her belge ile birlikte kaybedilen de¤er sadece birgörüntü veya ses olmaktan öte ulusal ve evrensel kültürümüzün geri kazan›lmas›mümkün olmayan önemli bir parças›d›r.

Bu konuda akademik yaklafl›m belgenin t›pk› bir mimari eserde oldu¤u gibi res-torasyonudur. Restorasyon ve transfer terimleri genellikle birbirine kar›flt›r›lmakta-d›r.

Restorasyon teriminden, görüntü kalitesi (gürültülü, üzerinde çizgi, titreme yada toz parçac›klar› gibi bozucu etkiler olan) ya da ses kalitesi düflük olan belgenin,bilgisayar destekli sistemler arac›l›¤›yla tekrar eski kalitesine sahip olacak flekildeiyilefltirilmesi anlafl›lmal›d›r.

Transfer (ya da aktarma) terimi ise materyalin üzerinde herhangi bir görüntü yada ses iyilefltirilmesi yap›lmaks›z›n daha nitelikli ve her zaman kullan›labilir (say›sal)bir formata oldu¤u gibi aktar›lmas›d›r.

Arflivde bulunan, yafl› eski materyallerin büyük bir k›sm›nda, restorasyon vetransfer ihtiyac› vard›r.

HALK KÜLTÜRÜ ARfi‹VLER‹NDE YEN‹DEN YAPILANMA

175

4- Güvenlik:Arfliv flartlar›n›n istenilen düzeyde bulunmad›¤› HAGEM Halk Kültürü arflivinde

olumsuz flartlar›n etkisi ile baz› belgelerin kullan›lamaz duruma geldi¤i ac› bir ger-çektir. Son olarak Ulusumuzu derinden yaralayan 17A¤ustos deprem felaketinde,Bolu ili halk kültürü arfliv malzemesi büyük ölçüde zarar görmüfl ve 52 belge yok ol-mufltur.

Bir daha üretilmesi mümkün olmayacak kültür hazinesi arfliv belgelerinin koru-narak gelecek nesillere aktar›m›n›n sa¤lanmas› amac› ile öngörülen çözümler:Belgeas›llar›n›n arfliv d›fl›na ç›k›fl›n›n önlenmesi, hizmetlerin belge kopyalar› üzerinden ve-rilmesi, belgelerin üzerine kalite ve içeri¤ini bozmadan kurum logosu (Su izi) kon-mas› fleklinde özetlenebilir.

5- Uluslar aras› iliflkiler, tan›t›m ve telif hakk› :HAGEM, kamu hizmeti yapan bir kurum olmas› nedeniyle arfliv malzemesine ti-

cari bir meta olarak bakmamakta ve hizmetler ücretsiz verilmektedir. Arfliv birikimi korunmas› ve gelecek nesillere intikali gerekli bir kültürel miras-

t›r. Ancak arflivdeki her materyalin bir maliyeti vard›r. Kurum d›fl› müracaatlarda ve-rilecek hizmet karfl›l›¤› yeni malzeme kazan›m› ve koruma flartlar›n›n iyilefltirilmesin-de kullan›lmak üzere belge bilgisi sat›fl›n›n yap›lmas›nda yarar görülmektedir.

Evrensel de¤er tafl›yan arfliv belgelerinin kullan›lmas›, saklanmas› ve de¤erlen-dirilmesi anlam›nda gerekli her türlü yenili¤in uygulanmas› için zorunlu olan ulusla-raras› iliflkilerin gelifltirilmesi yan›nda, genel olarak halk kültürü arflivlerinde çözümbekleyen problemlerden birisi de Hak ve Yetki devri ile ba¤lant›l› haklar (komfluhaklar›) gibi yasal yükümlülüklerdir.

Proje uygulamalar› ile gerek teknolojik gerekse iflbirli¤ine yönelik uluslararas›çal›flmalar ile yasal düzenlemelere iliflkin çal›flmalar yap›lmas› planlanmaktad›r.

Sonuç:Belgelerin arfliv bütünlü¤ünde saklanmas›n›n ve korunmas›n›n önemi ülkemiz-

de ancak son y›llarda fark edilmifl olup, teknoloji ve ayg›t üreticilerini araflt›rma ge-lifltirme etkinliklerine yöneltmifltir. Teknolojinin geliflme aflamas›nda olmas›, uluslararas› standartlar›n henüz oluflturulma çal›flmalar›, halk kültürü arflivlerinin iyilefltiril-mesine yönelik olarak haz›rlanan proje uygulamalar›nda baz› yeniliklerin ve de¤i-flimlerin yap›lmas›n› gündeme getirecektir.

HAGEM, arfliv proje uygulamas› ile teknolojinin son imkanlar›n› kullanan, ça¤-dafl ve ifllerlik kazanm›fl bir arfliv sistemine kavuflmufltur. Ancak aç›k olarak bilinenbir ilke, teknolojinin tek bafl›na, e¤itilmifl nitelikli insan gücü olmaks›z›n hiçbir ifle ya-ramayaca¤›d›r.

Yeni arfliv sisteminin etkin ve verimli kullan›labilmesi ve bu proje içerisinde de-¤inilen hedeflere ulaflarak, amaçlanan kazan›mlar›n sa¤lanabilmesi için, yetiflmifl venitelikli insan gücüne ihtiyaç duyulmaktad›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

176

KÜLTÜRÜN KORUNMASI VE TUR‹ZM SEKTÖRÜ ‹Ç‹N MÜZEC‹L‹⁄‹N ÖNEM‹

Yener ALTUNTAfi

‹nsanlar; e¤risiyle, do¤rusuyla, iyisiyle, kötüsüyle ömürleri boyunca birçok fleyyaflarlar. Yaflad›klar› uyduklar› fleyler ya önceki nesilden kalan ya da yaflad›¤› dö-nemde oluflan olgulard›r. ‹flte bu maddi ve manevi olgular›n bütünü kültürü olufltur-maktad›r.

De¤iflen ve geliflen zaman sürecinde bazen bu olgular kaybolup gitmekte, ba-zen de yüzy›llar boyu insan yaflam›nda yerini korumaktad›r. ‹nsan do¤as›nda geç-miflini bilmek, gelece¤ini ö¤renebilmek tutkusu her zaman mevcuttur.

Toplumlar›n kimliklerinin en önemli göstergelerinden birisi kültürel yap›lard›r.De¤iflen ve geliflen dünyada özellikle kitle iletiflim araçlar›n›n ve bunu sa¤layan tek-nolojinin h›zla geliflmesi kültürler aras›ndaki etkileflime ivme kazand›rmakta, kay-bolma veya de¤iflikliklere u¤rama süreçlerini h›zland›rmaktad›r.

Bunlara ek olarak globelleflme yolunda olan dünyam›zda yerel kültürel de¤er-lerin korunup saklanmas›n›n önemi daha da artmaktad›r.

Öncelikle yap›lmas› gereken ise yaflayan kültürel de¤erlerin araflt›rma ve derle-meleri yap›larak tespit edilmesidir. Yap›lan çal›flmalar sonucu elde edilen verilerintasnifi yap›larak konservasyonu sa¤lanmal›, daha sonrada yaflam›n içinde günceltutulmak amac›yla yap›lacak uygulamalara haz›rlanmal›d›r. Bu çal›flmalar müzeci-li¤i zorunlu k›lmaktad›r.

Dünyada bu konuda birçok örne¤i bulunan, ancak ülkemizde hala nas›l ve ne-rede, ne flekilde olaca¤› tart›flmalar› gündemde olan “Folklor Aç›k Hava Müzesi”“Uygulamal› Halkbilimi Müzesi” veya baflka bir adla da adland›r›labilecek müze uy-gulamalar› gelmektedir. Özellikle maddi kültür ürünlerinin geçmiflte oldu¤u gibi vit-rin müzecili¤inden farkl› bir müzecilik anlay›fl›yla sergilenmesinin gereklili¤ini orta-ya koymaktad›r. Çünkü sergilenen malzemelerin fonksiyonlar›n›n da ne oldu¤ununortaya konulmas› gerekmektedir.

Yap›lan örnek uygulamalar›nda (görme imkan›na sahip oldu¤um Romanya,Norveç ve Avusturya) çeflitli bölgelerin kültürel özelliklerini tafl›yan mimari örnekle-rinin orijinalleri ya da röprödiksiyonlar› belli bir bölgede, getirildi¤i bölgenin fizikyap›s›na da uygun yerlere kurularak donan›mlar› sa¤lanmakta fonksiyonlar ilaveedilerek, restoran, kafe, sat›fl reyonu, uygulama atölyesi vb. içerisinde yaflanmas›na

177

da ortam haz›rlanmaktad›r. Bir baflka uygulamas› ise sadece birebir ayn› flekilde dü-zenlenerek izlenmeye sunulmas›d›r. Bu uygulamalar hem kültürel yap›n›n korun-mas› hem de turizm sektörü için önemlidir. Fakat art›k yaln›z izlenerek kültürlerintan›nmas› yani dura¤an müzecilik yerine, özellikle sanayi toplumlar› kültür turizmi-ni tercih ederken do¤al ortamda yaflayarak o ülkeyi ve kültürünü tan›may› tercih et-mektedirler. Bu turizmin en önemli örnekleri Afrika ülkelerinde yaflanmaktad›r. Çokdikkati çeken bir durum gibi görünmese de kültür turizminin en çarp›c› fleklidir.

Ülkemizdeki uygulamalar›na flöyle bir göz gezdirdi¤imizde; özellikle turizm böl-gelerindeki tesislerde yap›lan uygulamalar herhangi bir sistematikten uzak ne bulu-nabildiyse bir araya getirilerek teflhir edilmektedir. Yine baz› turizm firmalar›ncahaz›rlat›lan ve bir tur program› çerçevesinde turistlerin götürüldü¤ü yapay köy or-tamlar› tamamen ticari amaçla düflünülmüfl, planlanm›flt›r ve bir sistemi bulunma-maktad›r. Ayn› flekilde özellikle animasyon programlar›n›n yap›ld›¤› ortamlar da buflekilde planlanm›fl ortamlard›r. Yap›lan teflhirler ve uygulamalar ço¤u zaman yanl›flve yetersiz yap›ld›¤›ndan as›l amaca hizmet edememektedir.

Günümüzde turizm sektöründeki hareketlere bakt›¤›m›zda, önceki y›llarda ol-du¤u gibi deniz turizminin yavafl yavafl yerini baflka turizm hareketlerine b›rakt›¤›n›görebiliyoruz. Bunda da en önemli yeri do¤a ve kültür turizminin ald›¤›n› görmekmümkün olmaktad›r. Daha önce bahsetti¤im gibi özellikle sanayi toplumu ülke in-sanlar›n›n do¤al yaflam özlemiyle bunu tercih etti¤ini söyleyebiliriz. Tabi bu tür tu-rizm için en önemli unsur ça¤dafl yaflam›n gerektirdi¤i kolayl›klardan kopmadando¤al ortamlar›n haz›r hale getirilmesidir. Yani do¤al yaflam ortam› haz›rlan›rkenbaz› gereksinimlerin de göz ard› edilmemesidir. Bu tür ortamlarda turistlerin maddikültür de¤erlerini görmek, tan›mak ve kullanmakla birlikte etraflar›nda oluflan ma-nevi kültür de¤erlerini de anlamak istekleri olacakt›r. Yine içerisinde bulunduklar› veyaflad›klar› toplulu¤un gelenek, görenek, hatta inanç uygulamalar›n› kat›larak, yanibirebir yaflayarak ö¤renme yolunu tercih etmektedirler. Bunun en çarp›c› örne¤i sonbirkaç y›ld›r. Özellikle Japon turistleri küçük gruplar halinde ülkemize getirerek ön-ceden tesbiti yap›lan bir köyde konaklatarak günlük yaflam›n içerisine sokarak Türkkültürünün tan›t›m›n› yapan ve halen ‹sviçre’de yaflayan bir Türk organizatördür.Kendisi bu konudaki taleplerin son y›llarda yo¤un bir flekilde kendisine geldi¤ini bu-nun en önemli nedeninin turistlerin tan›mak istedikleri toplumun ve kültürünün otoplumun bir bireyi olarak yaflamak yoluyla daha net ve do¤ru alg›lad›klar›n› ifadeetmektedirler.

Bu tür uygulamalar, yani hem kültürün yaflat›larak korunmas› hem de turizmekatk› sa¤lamas› nas›l olmal›d›r.

Birinci olarak öncelikle maddi kültür ürünleri için ihtisas müzeleri yani vitrinmüzecili¤i fleklinde olabilir.Tabi yaln›z el sanatlar› olarak de¤erlendirmemek gerekir,bu çal›flmalar her konuda olabilir. Birkaç örnek verecek olursak; Tekstil ürünleri mü-zesi, tar›m aletleri müzesi, avc›l›k ve av aletleri müzesi, tiyatro müzesi, matbaac›l›kmüzesi, küçük sanayi ifl kollar› müzesi vb. örnekler ço¤alt›labilir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

178

‹kinci flekilde; bu kurulacak müzeler ayn› zamanda uygulama atölyeleri, fleklin-de organize edilebilir. Yani gösterime yönelik olabilir, böylece hem izlenilmeye mü-sait olacakt›r, hem uygulamalar yap›labilecektir, hem de pazarlama yap›labilecek-tir.

Üçüncü flekil olarak da çok zengin ve de¤iflik karakteristik özellik gösteren ül-kemiz kültürünün çarp›c› olabilecek nitelikte merkezler seçilerek burda yaflayan in-sanlar›n altyap› haz›rl›klar› için destek kredileri sa¤layarak ve yönlendirilerek günlükyaflamlar›ndan koparmadan ve müdahale etmeksizin geleneksel kültürlerini yaflat-malar›na, beraberinde de ikinci bir ifl olarak kültür turizminden gelir sa¤lamalar›naimkan yaratmak san›r›m ülke ekonomisinde büyük katk› sa¤layacakt›r.

KÜLTÜRÜN KORUNMASI VE TUR‹ZM SEKTÖRÜ ‹Ç‹N MÜZEC‹L‹⁄‹N ÖNEM‹

179

DÜNYADA VE TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ÜZER‹NE GENEL B‹R DE⁄ERLEND‹RME

Haflim KARPUZ

1. G‹R‹fi:Konunun Tan›m›: Halkbilimi Müzeleri (HM), toplumlar›n halk kültürü ve sana-

t›na ait maddi kültür varl›klar›n› özgün yerlerinde ve mekânlarda veya buna en ya-k›n ortamlarda bütüncül bir yaklafl›mla koruyan ve sergileyen müzelerdir. Kuzey Av-rupa ülkeleri baflta olmak üzere, dünyan›n birçok ülkesinde ça¤dafl ve teknolojikyozlaflmalara karfl›, köy, kasaba ve flehir ölçe¤inde geleneksel hayat› bütün unsur-lar›yla anlatacak flekilde, köy evi, kasaba evini do¤al ve kültürel çevresi ile birliktekoruyup sergileyen HM kurulmufltur. Bildirimde kulland›¤›m Halkbilimi Müzesi kav-ram›, gerçekte müze türleri içinde halk›n maddi ve manevi kültür de¤erlerinin sergi-lendi¤i Aç›k Hava Müzesi’nin karfl›l›¤›d›r. Bafllang›çta ülkemizde bulunmayan Aç›kHava Müzesi kavram› yanl›fl kullan›lmaktad›r. Mezarl›klar, antik kentler, kent doku-lar› için Aç›k Hava Müzesi terimi kullan›lmaktad›r. HM’nin kurulmas›ndaki düflünce,köy evi ve çevresindeki yap›lar›n esas unsurlar›yla birlikte korunup yaflat›lmas› ol-mufltur. Aç›k Hava Müzelerinin kurulmas›na 19.yüzy›l›n sonundaki h›zl› sanayilefl-me, k›rsal alanlardan, köylerden kentlere h›zl› göçler, de¤iflen konut mimarl›¤›, sos-yal ve kültürel çevre karfl›s›nda köy ve kasaba hayat›yla birlikte geleneksel giyim-kuflam, el sanatlar›, halk edebiyat› ve bütün kültür varl›klar›n›n yok olma tehlikesiile karfl› karfl›ya kal›nmas› sebep olmufltur. Bu flekilde HM’ni kuran ülkeler, sosyalve kültürel tarihlerine ait kal›c› belgeler b›rakmay› baflarm›fl, gelecek nesillere atala-r›n›n nerelerde, nas›l yaflad›klar›n›, hangi giysileri giyip aletleri kulland›klar›n› göster-me imkanlar›na da kavuflmufllard›r.

Halkbilimi Müzeleri, di¤er müzeler gibi çok yönlü çal›flmalar yaparlar. Temelgörevlerinin bafl›nda, müzede yer alan köy, kasaba ve flehir evlerini içlerindeki öz-gün eflyalarla birlikte sergilemek gelir. Bunun yan› s›ra koleksiyonlar›n oluflturulma-s› ve zenginlefltirilmesi, mimari yap›lar ile depolanan-sergilenen eflyan›n bak›m veonar›m›, araflt›rma, e¤itim, dinlenme ve di¤er sosyal faaliyetleri gerçeklefltirmektir.

1891 y›l›nda ilk Halkbilimi Müzesi Skansen (Stokholm)’de ziyarete aç›lm›fl, bu-nu Oslo-Folkemuseum izlemifltir. Daha sonra Danimarka, Finlandiya, Almanya gi-bi birçok Avrupa ülkesinde Aç›k Hava Müzeleri kuruldu. Amerika’da 20.yüzy›l›n bafl-lar›ndan itibaren çok say›da bu tür müzeler gerçeklefltirildi. Bu arada Rusya ve Sov-

180

yet blo¤u ülkelerde de Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristanülkelerinde Aç›k Hava Müzesi yani bu tür müzeler kuruldu.

Türkiye’de ise, ilk müzenin Osmanl› döneminde 1846 y›l›nda kurulmas›na vebugün ülkemizde 150’ye yak›n müze olmas›na ra¤men, de¤iflik giriflimler yap›ld›¤›halde Halkbilimi Müzelerinin kurulmas› mümkün olmam›flt›r. Bildirimde baz› halkbi-limi müzelerinin çal›flmalar›n› örnek vererek, genel de¤erlendirmelerle Türkiye’de butür müzelerin kurulmas› için neler yap›labilir konusundaki görüfllerimi aç›klamayaçal›flaca¤›m.

2. DÜNYANIN ÖNEML‹ HALKB‹L‹M‹ MÜZELER‹NDEN ÖRNEKLER1. SKANSEN-STOKHOLMBu müze, müzecilik tarihinde ilk aç›k hava müzesidir. 1872 y›l›nda ‹sveçli Art-

hur Hazelius taraf›ndan kurulmufltur. Köy, kasaba, flehir hayat›na ait çok say›da ta-fl›nabilir kültür varl›¤› ile, ‹sveç’in de¤iflik bölgelerinden derledi¤i çok say›da yap›y›baflkent Stokholm’e tafl›may› baflard›.

Tafl›nan binalar Skansen semtindeki yar›madada ormanl›k ve kayal›k bir alan-da tabii ortamlar›nda oldu¤u gibi kurulup sergilenmifltir. Burada de¤iflik bölgelerdengetirilen evler ayr› mahalleler / birimler halinde kuruldu. Yap› gruplar›nda sadeceköy evleri de¤il, ortak kamu yap›lar›, kiliseler, de¤irmenler, dükkanlar eklendi. Da-ha sonra flehrin evi, hayvanat bahçesi vb. birimler tafl›nd›.

Bu müze k›sa sürede Stokholm’un en önemli kültür merkezi olmufltur. Müzeninkoruma ve sergileme çal›flmalar›n›n yan› s›ra dü¤ün, bilimsel toplant›, festival gibisosyal etkinliklerin de merkezi haline geldi¤ini görüyoruz.

2. FOLKEMUSEUM–OSLOKurulufl tarihi 1884 olarak kabul ediliyor. 1902 y›l›nda ziyarete aç›lm›flt›r. Kuru-

cusu Hans Aall’d›r. Etkili çal›flmalar›yla k›sa sürede Oslo Bygdöy’deki araziye ülke-nin dört bir yan›ndan birçok çiftlik–köy evi, ahflap kilise, su de¤irmeni, su h›zar› gi-bi yap›lar tafl›nm›flt›r. ‹dari binalar›n yan›s›ra, flehir evi vb. yap›larla büyük bir alanayay›lm›flt›r.

35 hektarl›k bir arazi üzerine kurulmufl olan müze adeta bir köy manzaras› ar-zetmektedir. Girifl bölümünde, genifl bir avlu etraf›nda idare ve kapal› sergileme sa-lonlar›na yer verilmifltir. Giriflin do¤usundaki bölümde flehirden getirilen kagir büyükevler ve kenar mahalle evleri sergilenmektedir. Yine giriflin bat›s›nda birkaç flehir eviile köy ilkokulu ve bir aç›k hava konser salonu bulunmaktad›r.

Müzenin esas›n› Norveç’in de¤iflik bölgelerinden getirilen köy ve kasaba evleri-nin kuruldu¤u aç›k hava sergisi oluflturmaktad›r. Bugün müzede 200’e yak›n iriliufakl› köy-çiftlik ve kasaba evi bulunmaktad›r. Her bölgeden getirilen evler, ister or-ta halli, ister zengin evi olsun orijinal iç donat›lar› ile sergilenmektedir.

Köy evlerinin büyük bir k›sm› ahflap y›¤ma oldu¤u için çok uzaklardan sökülüptafl›nmalar› ve yeniden kurulmalar› kolay olmufltur. Her bölgenin,vadinin evleri birarada görülüyor. Sedestal (Güney Norveç’te bir vadi), Mumedal (Orta Norveç), Os-terdal (Günaybat› Norveç-Oslo), Telemark (Güney Norveç), Hallingdal (Orta Nor-

DÜNYADA VE TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ÜZER‹NE GENEL B‹R DE⁄ERLEND‹RME

181

veç) ve Trondelag (Kuzey Norveç) v.b. farkl› co¤rafi flartlara sahip bölgelerden ge-tirilen evler, çevrelerinde bulunan yard›mc› yap›larla sergilenmektedir. Yap›lar mü-zede kurulurken yer darl›¤› yüzünden flüphesiz birbirine olan normal uzakl›klar› ko-runamad›. Fakat, bir ço¤unun genifl tarla, bahçesi ve otla¤›na asl›ndaki gibi yer ve-rilmifltir. Müze idaresi bu otlaklarda tabii hayat› yans›tmak için 20 civar›nda koyun,5-10 inek ve birkaç at beslemektedir.

Bu aç›k hava sergilemesinin yan› s›ra, kapal› sergileme salonlar›ndan flu bölümsergilemelere yer verilmektedir.

1- fiehir Kültürü2- Kilise Sanat›3- Halk Sanat›4-Lâp Kültürü (Kuzey kutbunda yaflayan Lâponlarla ilgili k›s›m)5- Çocuk Müzesi6- Adliye Bölümü3. D‹⁄ER AVRUPA ÖRNEKLER‹1- Danimarka: Kopenhagen – Lyngby’deki Frilandsmuseet Bernhard Olsen ta-

raf›ndan kuruldu (1901)2- Finlandiya: Helsinki yak›nlar›nda Sevrasaari’de 1909 y›l›nda Axel Olai Heikel

taraf›ndan kuruldu. 18-20.yüzy›la ait 85 yap› sergileniyor.3- Hollanda: Arnhem flehri yak›nlar›nda Rijkmuseum,1912 y›l›nda F.A. Hoefer

taraf›ndan kuruldu.4- Almanya: Cloppenburg, 1922 de Heinrich Ottenjann taraf›ndan kuruldu.5- Macaristan: Szententre, 1974’de ziyarete aç›ld›. Yaklafl›k olarak 300 yap› ile

80.000 etno¤rafik eser sergileniyor.6- Rusya: Kizhi halk hayat› ve mimarisini korumak için 1945 y›l›nda kuruldu.

70 yap› ile yaklafl›k 30.000 eser sergileniyor. Kütüphanesinde 10.000 kitap bulunu-yor.

7- Romanya: Bükrefl Aç›k Hava, 1936 y›l›nda kuruldu.8- Gürcistan: Tiflis Aç›k Hava Müzesi, geleneksel yap›larla etnografik eserler

birlikte sergileniyor.Belirtti¤imiz bu örnekler gibi, ‹ngiltere, Amerika’da ve di¤er Avrupa ülkelerinde

çok say›da HM’si kurulmufltur. Bu ülkeler Halkbilimi müzeleri sayesinde çok say›dahalk mimarisi örne¤ini ve kültür varl›¤›n› koruyup sergiliyorlar.

4. TÜRK‹YE’N‹N DURUMUTürkiye zengin halk kültürü varl›klar›na sahip ülkelerin bafl›nda gelmesine ra¤-

men, müzecilik çal›flmalar›nda arkeoloji müzelerine önem verilmifl, kendi kültür var-l›klar›m›z, etno¤rafik eserlerimizin müzelere kazand›r›lmas› ihmal edilmifltir. Avru-pa’daki örneklerinde oldu¤u gibi ülkemizde de Aç›k Hava Müzelerinin kurulmas› ko-nusunda projeler haz›rlanm›fl, giriflimlerde bulunmufl bir müzecimiz vard›r. Rahmet-li Hamit Zübeyr Koflay bu konuda 1950’li y›llarda çok çal›flm›fl ve sonuç alamam›fl-t›r. ‹flin ilginç taraf› bu konuya Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlü¤ünün mesa-feli durmas› olmufltur.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

182

1985 y›l›nda konu yeniden gündeme getirilmifl Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Mil-lî Folklor Araflt›rma Dairesi Baflkanl›¤› ile ODTÜ Rektörlü¤ünce Folklor Aç›k-HavaMüzelerinin (FAHM) Türkiye’de kurulma imkanlar› konusunda 13-15 Haziran 1985tarihinde ODTÜ’de bir sempozyum düzenlenmifltir. Bu sempozyumda Ankara’daODTÜ arazisinde bulunan Eymür Gölü civar›nda böyle bir müzenin kurulmas›na ka-rar verilmifltir. Bildi¤im kadar›yla bu müze için baz› etno¤rafik malzemeler toplan-m›fl, sat›n al›nm›fl, ancak herhangi bir yap› bu araziye tafl›nmam›flt›r. Bu tarihtensonra da baz› Kültür Bakanl›¤› mensuplar› incelemelerde bulunmak üzere ‹skandi-nav ülkelerine gitmifl, bu müzelerin gereklili¤i üzerinde raporlar haz›rlam›fl yaz›laryazm›fllard›r.1

Geçen zaman içinde bu müzelerde yer alabilecek çok de¤erli yap›lar y›k›l›p yokoldu. El sanat› örnekleri gereksiz diye at›ld› veya yurt d›fl›na sat›ld›. Halkbilim Müze-lerinin kurulmas› Milli Kültürümüz bak›m›ndan büyük önem tafl›yor. Mevcut Bakan-l›k yap›s›yla organizasyonuyla bu müzenin kurulmas› mümkün görünmüyor. Bu ko-nudaki tekliflerimi sonraya b›rakarak neden kuramad›k sorusuna cevap vermek is-tiyorum:

1.Antikite hayranl›¤›na kap›lm›fl bir müze teflkilat› hiçbir zaman bu konuyu gün-demine öncelikli olarak almad›, gereklili¤ini anlamad›.

2.Bu konunun önemi baflta müzeciler olmak üzere siyasilere ve halka anlat›la-mad›.

3.Bu müze için yeterli kaynak ayr›lmad›.3. GENEL DE⁄ERLEND‹RME1. Dünya Halkbilimi Müzeleri:

Bugün dünyada say›lar› 300’e varan Halkbilimi Müzelerinde ait olduklar› ülke-lerin mimarl›k tarihi, kültür, sanat ve halkbilimi tarihi bak›m›ndan çok de¤erli eser-ler sergilenmektedir. Bu müzeler, müzecilik ve halkbilimi de¤erleri bak›m›ndan anabafll›klar halinde flöyle de¤erlendirebiliriz.

1. Mevcut Halkbilimi Müzeleri ait olduklar› ülkelerde zaman›nda kurulmufl, mi-mari yap› (köy, kasaba ve flehir örnekleri) seçilmifl ve özgün kullan›m eflyalar› ilebirlikte ziyarete aç›lm›flt›r. Hem yap› hem de kullan›lan kültür varl›klar› bak›m›ndanzengin örnekler toplanm›fl ve eflsiz koleksiyonlar oluflturulmufltur.

2. Bu müzelerde, halkbilimi alan›nda genifl araflt›rmalar yap›larak müzelerin ek-sikleri h›zla tamamlanm›fl, bu müzeler önemli yay›nlar yapm›fllard›r.

3. Müzeler sergiledikleri yap›lar ve koleksiyonlardaki kültür varl›klar›n›n bak›mve onar›m konusunda atölyeler kurup uzmanlar yetiflmifllerdir.

4. Halk kültürüne ait çok de¤erli varl›klar müzeye kazand›r›lm›fl olup, bunlar›nbüyük bir bölümü sergilenmektedir. Sergileme yoluyla ziyaretçilerin ve ö¤rencilerine¤itimine yard›m edilmektedir. Bu müzelerde sergilenen Halkbilimi varl›klar› sosyaltarihin bir belgesi, bir sanat eseri olarak tarihin yaz›lmas›na katk› yapmaktad›r.2

5. Çok de¤iflik e¤itim faaliyetiyle ülkelerinin e¤itimine önemli katk›lar sa¤la-maktad›rlar. Müze s›n›flar›nda okul öncesi, ilk, orta hatta yüksek ö¤retimin ö¤renci-

DÜNYADA VE TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ÜZER‹NE GENEL B‹R DE⁄ERLEND‹RME

183

lerine dersler verilmektedir. Zengin kütüphane bütün yaflta okurlara, araflt›rmac›la-ra aç›kt›r. Konferanslar, bilimsel toplant›lar, kültürel etkinliklerle toplumun bütün ke-simlerine hitap edilmektedir.

6. Halkbilimi Müzelerinin önemli bir fonksiyonu da dinlenmedir. Genifl bahçele-ri, parklar›yla insanlar›n günlük s›k›nt›lardan, flehirlerin gürültüsünden uzakta do¤albir ortamda bulunmalar›n› sa¤lar. Bu flekilde insanlar kültür varl›klar›n› izlerken, din-lenirler. Bu tür müzelerin kafeteryas›d›r bir fleyler yemek ve içmek için en ideal yer-lerdir

Halkbilimi Müzeleri kuran ülkeler, halk kültürü bak›m›ndan çok de¤erli kültürvarl›klar›n› koruma ve sergilemeye alm›fllard›r. Do¤al çevre, Mimarl›k tarihi, el sa-natlar›, halk teknolojisi, etno¤rafya, di¤er bütün alanlar hakk›nda çok de¤erli kaza-n›mlar elde edilmifltir. HM’nin etno¤rafya müzelerine göre çok etkili, bütüncül bir ko-ruma ve sergileme yaratt›¤› aç›kt›r. Sergilemede ve e¤itimde teknolojik yenilikleritakip ediyorlar. Hemen hemen hepsi bilgisayar teknolojisi kullan›yor ve hepsininweb siteleri var.

2. Türkiye’de Durum

Yukar›da k›saca fonksiyonlar›n› özetlemeye çal›flt›¤›m›z Halkbilimi müzeleri kü-reselleflen ve büyük bir köy haline gelen dünyam›zda millî kültürler bak›m›ndan nekadar önemli oldu¤u aç›kça görülmektedir.

Türkiye’de halkbilimi müzelerinin gereklili¤i konusunda duyarl› bir kamuoyuoluflmaktad›r. Son y›llarda, halkbilimiyle ilgili kültür varl›klar› yurt d›fl›na tafl›nm›fl ol-mas›na ra¤men elimizde yeterli eser bulunmaktad›r. Baz› illerimizde tek yap› veyayap› gruplar› tafl›narak küçük çapta sergilemeler yap›lmaktad›r (Kastamonu). Hat-ta, birçok kifli ifl yerlerinde, köylerinde küçük ölçekte Halkbilim müzeleri kurmayabafllam›flt›r. Antalya Dim Çay› vadisinde Anadolu Evi, ‹brad› köy meydan›na tafl›nanseranderler buna iyi birer örnektir.

Halkbilimi Müzesinin Türkiye’de kurulabilmesi için öncelikle flu çal›flmalar›n ya-p›lmas› gerekti¤ini düflünüyorum:

1. Bu konuda yap›lacak çal›flmalar› neticelendirmek için gerekli maddi kaynaktemini restaratör, mimar, müzeci, sanat tarihçi, etnolog vb. uzmanlardan bir ekipoluflturulmal›d›r.

2. Ankara’da bafllat›lan merkezi bir Halkbilimi Müzesi için yap›lan çal›flmalarsonuçland›r›lmal›d›r.

3. Bu müzelerin, bölgesel halkbilimi müzeleri olarak kurulmas› daha ekonomikve kolayd›r. Yap›lar› yerinde koruyarak bu tür müzelere bölge zenginlerinden maddidestek yan›nda eser yard›m› da sa¤lanabilir.3

4. Halkbilimi Müzelerinin kurulabilmesi için ilgili kurumlar aras›nda etkin iflbir-li¤i yap›lmal›, iflbirli¤i sürüncemede b›rak›lmamal›d›r.

5. Bu tür müzelerin kurulaca¤› yerleflmeler-yap›lar tespit edilip koruma alt›naal›nmal›, müzelerde sergilenecek kültür varl›klar› halktan, antikac›lardan sat›n al›na-rak h›zla kay›plar önlenip, koleksiyonlar oluflturulmal›d›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

184

6. Türk Halkbilimi Müzesinin kurulmas› ve gereklili¤i konusunda medya deste-¤i sa¤lanarak halk bilgilendirilmelidir. Bu flekilde çok say›da eser hediye olarak al›-nabilir.

7. Gerekirse, Kültür Bakanl›¤›’nda yeni bir düzenleme yap›larak Halkbilimi Mü-zeleri için ayr› bir birim oluflturulmal›d›r. Bu birime maddi kaynak ve yeterli uzmanverilmelidir.

4.SONUÇGünümüzde müze vitrininde izlenen eser, kültür varl›¤›, biçimsel ya da fonksi-

yonel özellikleriyle de¤erlendirilmiyor. Kullan›ld›¤› zaman›n gündelik hayat›na ›fl›ktutan sosyal ve kültürel bir varl›k-belge olarak bütüncül bir yaklafl›mla de¤erlendiri-liyor. Aksi takdirde müzeler, eski yap›lar veya eserler deposu olmaktan öteye geçe-mezler. Son y›llarda müzecilik alan›nda büyük de¤iflimler oldu. Müzeciler kültürelmiras›n toplum bilincine kazand›r›lmas› için hem ilmi disiplinlerden elektronik or-tamlardan hem de medyadan en ileri seviyede yararlanma yoluna gitmektedir.

Türkiye’de müzeler, daha fazla ziyaretçiye ulaflmak için çok az etkinlik düzen-leyebiliyorlar; HM kuruldu¤unda bu müzelerin ziyaretçileri art›r›lacakt›r. Bu müzeler-de, neden halk ozanlar› çal›p söylemesin, konserler vermesin? Pekalâ bilmece so-ran, masallar anlatan, anlat›c›lar olabilir...

Ancak Kültür Bakanl›¤›’n›n Türkiye’de Aç›k Hava Müzelerinin kurulmas› yönün-de etkin bir giriflimi yok. Bu alanda yetiflmifl insanlar› da bulunmuyor. Bu konudaçok h›zl› davran›p, küreselleflme ve Avrupa Birli¤i olgusu karfl›s›nda “Selin önündenkütük kaparcas›na”, gelece¤imiz için büyük bir de¤er olan kültür ve halkbilim mira-s›m›za ait ne varsa toplay›p koruma alt›na al›p Aç›k Hava Müzelerinde de¤erlendir-meliyiz.

Uygarl›klar›n befli¤i olan Anadolu’da çok zengin bir halk kültürü miras› bulun-maktad›r. Küreselleflen dünyam›zda, kültür varl›klar› uluslar›n kültürel kimliklerininve tarihlerinin belgesi-temel tafl› konumundad›r.

Ümit ederim, 1985 y›l› Sempozyumunda oldu¤u gibi buradaki düflüncelerimizka¤›t üzerinde kalmaz, y›llar bofluna geçmez, çok de¤erli kültür varl›klar›m›z yok ol-maya devam etmez. Aksi takdirde, kültürümüze, tarihe ve gelecek nesillere karfl› so-rumlulu¤umuz devam edecektir.

Küreselleflen dünyam›zda, yeni kültürel oluflumlar, e¤ilimler, bir 盤 gibi atala-r›m›z›n evlerini içindeki kültür varl›klar› ve bütün hat›ralar›m›zla silip süpürmek üze-redir. fiüphesiz bu yok olufl sadece maddi kültür varl›klar›m›zla ilgili de¤ildir. Dilimiz,halk edebiyat›m›z, inançlar›m›z, geleneklerimiz her fleyimiz yok olup gidiyor.

NOTLAR1 Santur, A., “Aç›k Hava Müzelerine Bir Örnek Norveç Halk Müzesi”, Türk Halk

Kültürü Araflt›rmalar› 1998, Ankara, 2002, s.49-58.2 Halkbilim Müzelerinde binalar içinde yap›lan sergileme yan›nda modern müze

binalar› kurulup vitrinlerinde de sergileme yap›lmaktad›r. Böylelikle, çok zengin elsanat› eserler ve etno¤afik eflya korunup sergilenmektedir.

DÜNYADA VE TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ÜZER‹NE GENEL B‹R DE⁄ERLEND‹RME

185

3 Bir ev ve serander ölçe¤inde böyle bir müzeyi Trabzon, Düzköy-Tafloca¤› Kö-yünde kurma giriflimimiz sürmektedir. (Bkz. Karpuz, H.-Sümerkan, M.R., Agy,s.797-809.

B‹BL‹YOGRAFYAASRATEK‹N, G., “Genelde Aç›k-Hava Müzeleri ve Türkiye’de Bir Aç›k Hava

Müzesi Kurulmas› Konusunda Baz› Öneriler”, FAHM’nin Türkiye’de Kurulma ‹mkân-lar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1985, s.53-61

KARPUZ, H., “Türkiye’de Bölge Aç›k Hava Müzelerini Kurma ‹mkânlar›”, FAHMBildirileri, Ankara, 1985, 97-106

KUDAR, A., Tahtakufllar Köyü Özel Etno¤rafya Galerisi, ‹stanbul, 1994KARPUZ, H., “Norveç Aç›k Hava Halk müzesi” TED, Say›:20, Ankara, 1997,

s.115-129KARPUZ, H., “Köy Müzeleri veya Aç›k Hava Müzelerini Nas›l Kurmal›y›z”. Türk

Folkloru, Say›:61, Ankara, 1984, s.27-28KARPUZ, H., Etno¤rafik Eserlerin Müzelere Kazand›rd›klar› ve Aç›k Hava Müze-

sinin Kurulmas›”, Millî Kültür, Ankara, 1984, s.80-82KARPUZ, H. SÜMERKAN, M.R., “Trabzon Köy Evi Müzesi”, Trabzon ve Çevresi

Uluslararas› Tarih-Dil ve Edebiyat Sempozyumu, Cilt:1, Trabzon 2002, s.797-809.ANON‹M, Norwegian Folkemuseum (Guide to the Open Aid Museum), Oslo,

1982KJELLBERG, R., “Scandinavian Open-Air Museums”, Museum News, Vol. 39,

Number:4, (1960-1961), p.18-22HOFFMAN, M., “On the History of the Norsk Folkemuseum”, Report of the

Conference, 1980, Oslo, 1982, p.97-103KOfiAY, H.Z., Makaleler ve ‹ncelemeler, Ankara, 1974KARPUZ, H.-SEV‹M, A., “Do¤u Karadeniz Yöre Müzesi Kurulmal›”, Arkeoloji ve

Sanat, Say›:8-9, ‹stanbul, 1980, s.14-16SANTUR, A., “Aç›k Hava Müzelerine Bir Örnek Norveç Halk Müzesi”, Türk Halk

Kültürü Araflt›rmalar› 1998, Ankara, 2002, s.49-58POMA‹N, K., “Ça¤dafl Tarih Yaz›m› ve Müzeler”, Müzecilikte Yeni Yaklafl›mlar,

‹stanbul, 2002, s.15-28

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

186

TÜRK‹YE’DEK‹ ÖZEL HALK KÜLTÜRÜ MÜZELER‹NDEN B‹R DEMET

Pakize AYTAÇ

Türk insan›n›n eflya üzerindeki tasarruf kabiliyeti, eflyay› özel bir itina ile muha-fazas›ndaki hassasiyeti, eflyâdan hareketle kompozisyondaki Türk rûhunu görmemi-zi sa¤lamas› aç›s›ndan çok önemlidir.

Türk milletinin hislerindeki zarafet ve inceli¤i, rûhundaki estetik tekâmülü kav-rayabilmek için “eflyâ-insan” münâsebetini ciddiyetle incelemek gerekir.

Samiha Ayverdi’nin “‹brahim Efendi Kona¤›’nda, objelerin nas›l iflâret de¤erikazand›¤›n›, giderek nas›l toplumsal- kültürel ve tarihi referansa dönüfltü¤ünü, nas›lmitleflti¤ini, nas›l büyük bir ifllev yüklendi¤ini görme f›rsat›n› buluruz.

Abdülhak fiinasi Hisar’›n “Geçmifl Zaman Köflklerini okurken; eflyada ve cans›zvarl›klarda da bir kiflilik oldu¤unu, millilik ve mahallilik unsurlar›n›n birey ve toplumhayat›n›n nas›l ayr›lmaz bir parças› haline geldi¤ini, eflyâ ve ona ait ayr›nt›lar›n kül-tür ve sosyal hayat gibi kavramlarla nas›l bir ba¤ oluflturdu¤unu görürüz.

Nesneler sadece maddi ve somut varl›klar›yla hiçbir fley ifâde etmezler. Onlaramânâ veren, de¤erli veya de¤ersiz k›lan insanlar›n bak›fl aç›lar›, ruhlar› ile iç dünya-lar›yla bütünlefltirdikleri özellikleridir.

Medeniyet tarihimizi yans›tan, eski kültürümüzün unsurlar› ve de¤erleriyle yük-lü olmalar› bak›m›ndan ayr› bir önem tafl›yan eflyâlar, arka plan›ndaki dünyay› yan-s›tan birer sembol olduklar› için sahiplerine çok fley ifâde ederler.

“ Mânevi kültürün uygulama an›nda büründü¤ü bu maddi formlar” Anadolu in-san›n›n elinde bir sevda türküsü gibi ifllenir, nak›fllarla sessiz renkli bir dilin yarat›c›motifleri olur, zaman içinde bir kültür endüstrisine dönüflür.

Kültürel bir fenomen olan bu renkli, canl› dünya insanlar›n zihin yap›lar›n›n veiç zenginliklerinin bir yans›mas›d›r.

Bu sebeple, yeni kuflaklar kültür de¤erlerimiz konusunda bilinçlendirilmelidirler.Cemil Meriç, “kendi üzerinde düflünmekten vazgeçen bir toplumda kültür; bir

tortu, bir tefarrûattan ibârettir” diyor.Mazisiz hâl, hâlsiz istikbâl yoktur. ‹stikbâl tepesi, mazi kaidesi üzerinde yükse-

lir.Bu gerçe¤e göz yuman; kal›plara, flablonlara, flemalara göre yaflamay› kendisi-

ne rehber edinen sömürge ayd›nlar›, esiri olduklar› sanayi kapitalizmin a¤›na yaln›zkendilerini mahkûm etmemifller, yeni nesilleri de pefllerine takm›fllard›r.

187

Modernizm ad›na, zaman parçalanm›fl kültürel süreklilik ve bütünlük k›r›lm›fl,kitle kültürünün öznesi olan y›¤›nlar ruhlar›n› kaybetmifllerdir.

Kitleleflme, geleneklerin koruyucu, yön verici ve yönetici çerçevelenmifl yap›s›-n› k›rm›fl, ferdi kalabal›klar içinde yaln›z b›rakm›flt›r.

Oyun, e¤lence, gösterifl, zevk gibi hedonistik nitelik arzeden “popkültürü” öneç›kar›larak yarat›c› “halk kültürü” yol edilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Milli kültürümüzü tehdit eden ve enformasyon ça¤›n›n uygulamalar›yla güç ka-zanan kitle kültürü, sosyolojik aç›dan milletleflme kimli¤inde yar›lmalara sebep ol-makta ve bu da halk kültürünün tüketilmesi anlam›na gelmektedir. Bu sebeple, kit-le kültürünü bir “karfl›t kültür alan›” olarak ciddi bir biçimde sorgulamak halkbilimiuzmanlar›na düflmektedir.

Kültürel topo¤rafyan›n, kültürel ekolojinin tespiti, halk kültürünün yap›s› ve do-kusu nedir? Sorusuna cevap vermek bak›m›ndan son derece önemlidir.

Mensûbiyet fluuruna dayal› kimlik oluflturma ve bu muhafaza etme yönünde herbirey öz kültürünü kendinde derinlefltirmeli, flahsiyetini darl›ktan kurtar›p genifllet-melidir. Bin y›ld›r rûhuyla beslendi¤imiz medeniyetimiz bir sosyo-kültürel varl›k ala-n› bir kültür tarihi, bir sosyal tarih olarak bize eflsiz malzemeler sunmaktad›r. Ana-dolu topra¤›n›n bir efli daha bulunmayan bu kültürel zenginli¤ine, bu büyük potan-siyel imkanlara kap› açt›¤› için bu toplant›y› yeni ve yarat›c› hedeflere ulaflma yö-nünde bir “sosyal take off” olarak gördü¤ümüzü arz etmek isteriz.

Arflivleri, belgelikleri, kütüphaneleri, gösterim salonlar› ile Türk halk kültürünüba¤›ms›z folklor müzeleri içinde sergileyece¤i günleri flimdiden görüyor, bu yap›n›nnas›l bir milli kültür okulu olaca¤›n› ve gençlerimiz aç›s›ndan nas›l bir uygulama ala-n› do¤uraca¤›n› biliyoruz.

Kültürün yeniden keflfi bireylerin kendi dima¤›n› ifllemesi anlam›na geldi¤i gibi,hayat› yaflanmaya de¤er k›lan bir anlay›fl› da sa¤layacakt›r.

Art›k mekanik akla dayal›, ça¤dafl insan tipi yerini postmodern insan tipininmekanik ak›l kadar duygusal ak›l› da baz alarak yeni sentezlere ulaflabilen insan ti-pine b›rakmaktad›r.

Yaln›z bu noktada dikkat çekmeyi istedi¤imiz önemli bir husûs var.Sanatlar daima kendi yarat›c› geleneklerini izler. Gelenek bir ruh ve duyarl›k so-

runudur, eski biçimlerin tutucu bir ›srarla kendilerini sürdürmeleri anlam›na gelme-melidir.

Gelenekleri ça¤dafl biçimlerde yaflatmak kiflisel sezgi ve güce ba¤l›d›r. Kültürü-müzün içindeki, derinlerde bulunan yarat›c› dinami¤i kavrayan bireyler yeniden ya-ratma bilincini, modern bir sosya-kültürel sistem üreterek baflarabilirler.

Ziya Gökalp, “deha halktad›r”, “... bir sanatkâr, ancak halktaki estetik zevkincanl› müzesinden” istafade ederse sanat dehâs› olabilir” derken bir yandan aslî ola-na, öte yandan tezhib anlay›fl› ile evrensel olana kap› açmaktad›r.

Dileriz, Türk Halk Kültürünü Araflt›rma ve Uygulama Merkezi bu iki ifllevi göre-cek çal›flmalara imza ats›n.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

188

Özel Müzeler, genellikle hayat› ve düflünceyi bizi idare eden de¤erleri kutsal biremanet olarak nesilden nesile tafl›may› hedefleyen amatör derleyiciler taraf›ndanoluflturulmaktad›r.

Ankara ‹l s›n›rlar› içinde bulabildi¤im ilk özel müze say›n Yurdusev Ar›¤’a aitti.Yurdusev Ar›¤ “ Eski Türk Giysileri, Eliflleri ve Tak›lar› Müzesi” 1996 y›l›nda ku-

rulmufltur.Yapt›¤› her iflle kendi bilgi, inanç, duygu, düflünce, zevk ve heyecanlar› kadar,

içinde yaflad›¤›n› toplumun bütün de¤erlerini dile getiren, hayata bak›fl aç›lar›n› fel-sefelerini büyük bir baflar› ile sergileyen say›n Yurdusev Ar›¤’›n Müzesi son derecek›ymetli eserlere ve ev sahipli¤i yapmaktad›r. Bu müzeye ait resimlerden bir k›sm›foto¤raflar bölümünde sunulmufltur. (Foto¤raf 33-38)

Kavakl›dere’de ikâmet eden emekli avukat bir han›mefendi’nin “sand›k” kolek-siyonu ulaflabildi¤imiz ikinci koleksiyon oldu. 12 sand›k toplad›¤›n› ifade eden Mu-alla Güleç, “sand›k kad›n›n namusudur” anlay›fl›yla, elindeki çeyiz sand›klar›, erzaksand›klar›, gizli çekmece ve raflar›yla mücevher sand›klar›n›n yaklafl›k 150 y›ll›kmazisi oldu¤unu belirtti.

Kad›n›n dünyas›n› yans›tan estetik ayr›nt›lar› anlat›rken, eflyadan bize yans›yanonu de¤erli k›lan, insanlar›n bak›fl aç›lar›, ruhlar› ve iç dünyalar› oldu¤unu bir kez da-ha görme flans›n› elde ettik.

Bu konuda söyledikleri, Abdülhak fiinasi Hisar’›n flu cümlelerini hat›rlat›yordu:Hisar, bir sand›ktaki objeleri dile getirirken, adeta bir devrin sand›¤a yans›yan

estetik zevkini ifâde ediyordu.“Kumafltan, kat kat aç›lan mendil bohçalar›, güzel kumafl ve kadife bohçalar

içinde renkli ipek mendiller, yemeniler, örtüler, hilâlî gömlekler, kurdelalar, yald›zl›çevreler, s›rmal›, ifllemeli hamam tak›mlar›, oyalar, yazmalar, bir hotoz kenar›ndaoyalar, lavanta kutular›, mineli bir kutu, ba¤l› anahtarlar› yan›nda bir taraf› billûr, birtaraf› mineli bir saat, sedef kakmal› nal›nlar; zarif, ufak hamam taslar›, yaz›n süslüelbiseler yan›nda aç›lacak bir yelpaze, k›fl›n koldan aç›larak gö¤üsden tafl›nacak vekenarlar›ndan elleri muhafaza edecek beyaz kürkten bir manflon, hattâ bir çocukoyunca¤›...” (Geçmifl Zaman Köflkleri,s.143)

Eski eflyalar ve bu eflyalar›n bar›nd›¤› mekânlar, anlaml› bir hayat görüflününmaddeye yans›mas›d›r.

Mekân›n tarihi bütünlük içinde ve fiziki çevrenin tamam›yla nas›l bir beraberliksergiledi¤ini gezdi¤im müze haline getirilmifl bir evde yaflad›m.

Ev, çiçekli a¤açl› bahçeli avlusuyla mahremiyeti sembolize eden, sa¤lam yap›-s›yla ebed-müddet inanc›n› sergileyen, birliktelik inanc›n› besleyen, çat›-kafes-teras,mahalli duvar dokular› ve iç süslemeleriyle bir rûh zenginli¤ini, Türk’ün mimarl›k ge-lene¤inin sükünet, tevâzu, a¤›rbafll›l›k tabiilik ve koruma gibi husûsiyetlerini ortayakoyacak de¤erdeydi.

Mahalle, toplum münâsebetlerinin en yo¤un flekilde yafland›¤› yüce bir varl›kgörüflünün insanî, vakur, zarif ve mütevâzi ifâdelerini bir arada ihtivâ eden, kullana-

TÜRK‹YE’DEK‹ ÖZEL HALK KÜLTÜRÜ MÜZELER‹NDEN B‹R DEMET

189

n›n, çevresinin ve varl›¤›n fluuruna vararak yaflad›¤› canl›, sakin, parlak, ayd›nl›k,asûde ve ciddi bir afliyan bir yuva olan bu ev, dileriz betondan kibrit kutular›na düfl-tü¤ümüz bu günlere, rehberlik etsin.

Say›n Yurdusev Ar›¤’›n Müzesini gezerken kap›n›n üstünde bir eski yaz› dikka-timi çekti: “Ömrümü Allah’a havale ettim, zira yüce Allah kullar›na yard›m eder”.

Türk kad›n› evini düzenlerken sadece eflyan›n güzelli¤ine de¤il, mânâ güzellik-lerine de kap› açacak malzemeye yer veriyor. ‹flte bir iflleme, (eski yaz›):

Edeb bir tac imifl Lütf-i Hüda’dan Giy ol tac› emin ol her hatadanSözlerimi, Ar›¤’›n içtenlikle söyledi¤i flu cümlelerle bitirece¤im:“Anneanemin k›rp›nt› bohças›ndan gelen malzemede ben, bir insan yap›s›nda-

ki eskiye vefa hissiyle berâber, takdir hissiyle berâber, eflyâ ile birleflmesiyle berâ-ber, anlam kazanmas›yla beraber, Osmanl› elifllerine olan tutkumla beraber, sayg›y-la bütünleflen bir mânâ derinli¤i yaflad›m, hâlâ da yafl›yorum.

Elinizdeki antikalara lütfen sahip ç›k›n›z, evinizin en güzel köflesinde muhafazaediniz. Evlâtlar›n›za, torunlar›n›za aktar›n›z. ‹nsanlar›n öldükten y›llarca sonra bileeflyalarda yaflad›klar›n› biliniz. Mazimizdeki o kutsal Türk kad›n›n›n sanat anlay›fl›n›görünüz ve gösteriniz”.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

190

KIRGIZ‹STAN’DA HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹

Naciye YILDIZ

15 Aral›k 1990’da egemenli¤ini, 31 A¤ustos 1991’de de ba¤›ms›zl›¤›n› ilaneden K›rg›zistan, Türkistan’›n kuzey do¤usunda bulunmaktad›r. Kazakistan, Tacikis-tan, Özbekistan ve Çin Halk Cumhuriyeti ile s›n›rdafl olup, yüzölçümü 198.500 kilo-metrekaredir. Baflkenti Biflkek flehri olan K›rg›zistan’›n nüfusu 1994 itibariyle,4.472.000 civar›ndad›r ve Biflkek, ayn› zamanda K›rg›zistan’›n nüfusu en fazla olanflehri durumundad›r. Nüfusun yar›ya yak›n›n› K›rg›z Türkleri, di¤er yar›ya yak›n k›s-m›n› da nüfus oran›na göre Ruslar, Özbekler, Ukraynal›lar ve di¤er Türk boylar› ilebaflka milletler oluflturmaktad›r. K›rg›zistan, idarî olarak, Calal-Abad, Iss›k-Göl, Na-r›n, Talas, Ofl ve Çüy eyaletlerinden meydana gelmektedir. Bu eyaletlerden Iss›k-Göl’ün merkezi Kara-Kol, Çüy’ün merkezi de Biflkek flehridir. Di¤er eyaletlerin mer-kez flehirlerinin isimleri ayn› zamanda eyalet isimleridir.

K›rg›zistan’da, on civar›nda büyük müzenin yan›s›ra, genellikle arkeolojik mal-zemelerin sergilendi¤i küçük flehir müzeleri ve Muhtar Avezov, Toktogul Sat›lganovgibi bilim adam› ve sanatç›lar›n ad›na ithafen kurulan, malzemesi dile dayal› eser veçal›flmalar›n yer ald›¤› müzeler de bulunmaktad›r (K›rg›z Sovet Entsiklopediyas›4/333). Halkbilimi müzecili¤i ayr› bir kol hâlinde geliflmemifltir; ancak halkbilimi vehalk kültürü malzemelerinin tarih, etnografya, arkeoloji malzemeleriyle birlikte ser-gilendi¤i uygulamalara flu örnekleri verebiliriz:

K›rg›zistan’›n çeflitli bölgelerinde bulunan ve M.Ö.3000-2000 y›llar›na ait oldu-¤u tahmin edilen kaya resimleri, çeflitli hayvanlar›n avlanma merasimlerini, kullan›-lan arabalar› ve dinî törenleri tasvir etmeleri bak›m›ndan halk kültürü ile ilgilidir. Buresimlerin büyük k›sm› Iss›k-Göl’ün k›y›s›nda yer alan Çolpon-Ata flehrinde, bir k›s-m› da Ofl bölgesinin ancak helikopterle ulafl›labilen k›s›mlar›nda yer almaktad›r. Do-lay›s›yla, bu ikinci k›s›mdaki alanlar›n, bugün için halkbilimi müzecili¤i aç›s›ndankullan›lmas› mümkün de¤ildir. Çolpon-Ata’da bulunan kaya resimleri ise, Çolpon-Ata Müzesi taraf›ndan foto¤raf hâlinde müzede sergilenmekte ve kaya resimlerininbulundu¤u arazi çitle çevrilerek korumaya al›nm›fl bulunmaktad›r.

Baflkent Biflkek’in 60 km. do¤usunda ve Tokmok flehrinin 12 km. güneyindekiBurana Minaresi, K›rg›zistan’›n kültürel ve tarihî kimli¤i aç›s›ndan en önemli yerler-den birisidir. Bu minare ve etraf›ndaki yap›lar, 10-12. as›rlarda en parlak döneminiyaflayan, ‹pek Yolu’nun da en önemli merkezlerinden oldu¤u bilinen Karahanl›lar’›nbaflkenti Balasagun flehrinden günümüze kalan an›tlard›r. Bu civarda aç›kta sergile-

191

nen seksen kadar mezartafl› ve elli kadar kaya resmi de bulunmaktad›r. Ayr›ca Bu-rana Müzesinde sergilenen o döneme ait bulgular, halkbilimi aç›s›ndan önem arz et-mektedir. Balasagun, ayn› zamanda Yusuf Has Hacib’in do¤du¤u flehirdir. Müzede,di¤er eflyalar›n yan›nda Kutadgu Bilig’in el yazma nüshas›, Yusuf Has Hacib’in kü-çük bir heykeli ve Kutadgu Bilig’in yay›mlanm›fl nüshalar› sergilenmektedir (Tü¤en2002:55-56).

Tafl heykel figürleri olarak tan›mlayabilece¤imiz balballar da K›rg›zistan’›n bir-çok yerinde bulunmakta ve Türk savaflç›lar›n› canland›rmaktad›r. Bu topraklarda 6.ve 12. yüzy›llar aras›nda yaflayan Türk boylar› taraf›ndan yap›ld›¤› tahmin edilenbalballar, Burana Arkeoloji Park› baflta olmak üzere, Yedi-Su, Iss›k-Göl, Talas veTanr› Da¤lar› bölgelerinde de yer almaktad›r. Balballar›n sergilendi¤i Burana Arke-oloji Park›, do¤rudan halkbilim müzecili¤i ile ilgili olmasa da aç›k hava müzecili¤iaç›s›ndan kayda de¤er bir yap›lanmad›r. Boylar› bir metre civar›nda olan bu balbal-lardan K›rg›zistan’da 400-500 civar›nda bulundu¤u tahmin edilmekte; a¤›rl›klar› se-bebiyle, yerlerinden oynat›lmas› zor olan bu tafl heykeller, bulunduklar› yerlerde ser-gilenirken bir k›sm›n›n Finlandiya’ya kaç›r›lm›fl oldu¤u da bilinmektedir.

M.Ö. 7. yüzy›l ile, M.S.2. yüzy›llar aras›nda flimdiki K›rg›zistan topraklar›nda ya-flayan ‹skitlere ait mezarlar, mezarlar›n yan›nda bulunan ve törenlerin yap›ld›¤› tah-min edilen tafl yap›lar Çuy vadisinde, Sokuluk ve Kemin bölgelerinde, Tanr› Da¤la-r›nda, Son-Göl çevresinde arkeolojik bulgular olarak önem arz ederken, 19. yüzy›l-dan itibaren yap›lmaya bafllayan Müslüman K›rg›zlar›n gömülü oldu¤u mezarlar dainfla tarzlar›, tafl veya mermer üzerindeki metal süslemeleri ile, halk sanatlar› aç›s›n-dan önemlidir (K›rg›zistan s.8).

Süleyman Da¤› veya Süleyman Tepesi olarak adland›r›lan yer de, SüleymanPeygamber’e ba¤lanan efsanesi ile halkbilimi aç›s›ndan önemlidir. Burada, Hz. Sü-leyman’›n Allah’a secde ederken aln›n› ve dizlerini dayam›fl oldu¤u rivayet edilen taflile müze haline getirilmifl bir ma¤ara bulunmaktad›r. Bahsedilen tafl›n bulundu¤u ye-re, Babür Sultan taraf›ndan mihrapl› bir türbe yap›lm›flt›r. Daha sonra y›k›lm›fl olantürbenin yerine baflka bir türbe infla edilmifl ve Taht-› Süleyman olarak tan›nm›flt›r.Müze haline getirilen ma¤arada bölgede yap›lm›fl olan kaz›lar sonunda elde edileneflyalar sergilenmektedir (Tü¤en 2002:104). Bölge, sit alan› olarak çevrilmifltir. Sitalan›n›n d›fl›nda ise, ak-üy olarak bilinen ve 1600-1700 y›llar› aras›nda yap›ld›¤› tah-min edilen tek odal› bir mescit, geleneksel yap›yla ilgili en eski örneklerdendir.

Celal-Abad yolu üzerinde bulunan Özgen’deki Uzun Türbe ve minaresi ile Hz.Eyüp’ün makam›, konumuz aç›s›ndan önemli merkezlerdendir (Tü¤en 2002:102).Calal-Abad Tarih Müzesinde de antik hâle gelmifl baz› halk kültürü malzemeleri, s›-n›rl› ölçüde de olsa, tarihî malzemeyle birlikte sergilenmektedir.

Biflkek’in güneyinde, Alada¤ eteklerinde Çong-Tafl denilen yerde bulunan Ata-Beyit, ata mezarlar›n›n, flehitli¤in de içinde bulundu¤u bir mesiredir. 1938 y›l›ndaStalin taraf›ndan rejim aleyhtarl›¤› ile suçlanarak flehit edilen 137 kiflinin mezar›n›nbulundu¤u bu yerde, infla edilmifl olan müzede, flehitlerin bulunabilen kiflisel eflya-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

192

lar› sergilenmektedir. Ünlü K›rg›z yazar› Cengiz Aytmatov’un flehit edilen babas›n›nmezar› ve üzerinden ç›kan eflyalar da bu müzede yer almaktad›r.

1995 y›l›nda Manas Destan›n›n 1000. y›l› dolay›s›yla düzenlenen uluslar aras›kutlama program› çerçevesinde, Manas’›n do¤du¤u yer olarak bilinen Talas’ta Ma-nas Destan›n›n çeflitli epizotlar› canland›r›lm›flt›r. Edebî malzemenin gösteri mahi-yetli de olsa, bu flekilde halka ulaflt›r›lmas›, konumuz aç›s›ndan üzerinde durulmas›gereken konulardan biridir. Bu törenler s›ras›nda, Talas vadisine, boz üyler kurul-mufl, gelen misafirler bu boz üylerde a¤›rlanm›flt›r. Boz üy, kerege denilen iskeletk›sm› a¤açtan, iç ve d›fl duvarlar› ise keçeden yap›lan konar-göçer evlerdir. Bu ev-lerin her biri hem d›fl hem de iç yap›s›yla birer el sanatlar› abidesidir. Art›k K›rg›zTürklerinin hayat›nda da, yaflay›fl tarz›n›n de¤iflmesiyle birlikte eski yerini yavafl ya-vafl kaybeden boz-üylerin ve geleneksel yap› ustal›¤›n›n gelecek nesillere aktar›lma-s›nda, bu tür faaliyetler büyük önem arz etmektedir. Bu boz üylerin içinde gelenek-sel yemeklerin ikram edilmesi ve geleneksel k›yafetli mahallî sanatç›lar›n gelenek-sel K›rg›z müzi¤inden örnekler vermeleri, törensel mahiyette olmakla birlikte, aç›khava müzelerinde gerçeklefltirebilecek olan bu tür faaliyetlere örnek teflkil edebile-cek niteliktedir.

Yine Talas’ta bulunan Manas Edebî-Etnografik Müze (Manas-Adabiy-Etnogafi-yal›k Müzesi) de, halkbilimi müzecili¤i aç›s›ndan K›rg›zistan’da zikredilmeye de¤ernadir çal›flmalardan birini teflkil etmektedir. 1976 y›l›nda, Manas Kümbözünün ya-k›n›nda kurulan bu müzede sergilenen malzeme iki gruptan meydana gelmektedir.Birinci grubu 19. yüzy›l sonu ile 20. yüzy›l bafllar›na ait etnografik malzeme teflkil et-mektedir. Bunlar›n aras›nda geleneksel K›rg›z giyimi, ev içi süslemeleri, keçeden ya-p›lm›fl ev eflyalar›, müzik aletleri ve kap kacaklar bulunmaktad›r1. ‹kinci grup mal-zemeyi ise, Manas destan›n›n sinema, tiyatro, resim, heykel alanlar›nda malzemeolarak kullan›lmas›yla meydana getirilen eserler oluflturmaktad›r. Her iki gruba ait500’den fazla malzeme, foto¤raf ve grafik müzede sergilenmektedir. Müzenin ismi,1988 y›l›nda Manas Mamlakettik Müzey-Korugu olarak de¤ifltirilmifltir. Bu müzeninfaaliyetleri çerçevesinde destanla ilgili çal›flmalara da yer verilmifltir. Müzenin çal›fl-malar› aras›nda, Manas Destan›ndan faydalanarak millî ruhun flekillenmesine, inançve pratiklerin canland›r›lmas›na ve estetik terbiyenin gelifltirilmesine yönelik propa-gandalar yer almaktad›r (Manas Entsiklopediya, 1995:I/419).

K›rg›zistan’›n bir çok bölgesinde, baflta Manas olmak üzere, birçok destan kah-raman› ile ba¤lant›l›, aç›k havada koruma alt›na al›nm›fl ve halk taraf›ndan ziyaretedilen Manas’in çakmak tafl›, Manas’›n at›n›n ayak izinin bulundu¤u tafl gibi, bir çoktafl bulunmaktad›r.

1925 y›l›nda o zamanki ad› Frunze olan flimdiki Biflkek flehrinde kurulan Tarihmüzesinin bir k›sm›nda, klasik müzecilik anlay›fl›yla, K›rg›z kültürüne ait malzeme-ler de sergilenmektedir.

Kanada’da bulunan Tekstil Müzesinde, di¤er Türk boylar›n›n malzemeleriylebirlikte K›rg›z Türklerine ait iflleme- nak›fl örnekleri, hal› ve kilimler sergilenmekte-dir.

KIRGIZ‹STAN’DA HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹

193

Virginia’daki Sanat Müzesinde de K›rg›z ve Kazak Türklerinin yurt ve ev içi dö-fleme malzemeleri ile ilgili bir stand bulunmaktad›r.

Rusya’da Sanat Eserleri Müzesinde (Russian Famaus Arts Museum) K›rg›z kül-türü ile ilgili malzemeler klasik müzecilik anlay›fl› çerçevesinde sergilenmektedir.

Halkbilimi müzecili¤i ile ilgili K›rg›zistan’dan çok olumlu bilgiler aktaramamak-la birlikte, hikâye, roman, opera, tiyatro, resim ve heykel gibi sanat eserlerinde halkedebiyat› ve halk kültürü malzemelerinden faydalan›lmas›, geleneksel motiflerdenhareketle ça¤dafl eserler ortaya konulmas› ve bu yollarla, halk kültürünün geleceknesillere ulaflt›r›lmas›, bizim ülkemizde henüz sanatç›lar›m›z›n bir ço¤unun baflara-mad›¤› güzellikte ve seviyedeki çal›flmalar olarak, üzerinde durmamazl›k edemeye-ce¤imiz bir konudur.

Sonuç: K›rg›zistan’da halk kültürünün kaybolmak üzere olan de¤erlerini kurtar-mak üzere, asl›na uygun bir flekilde, bir arazi üzerinde sergilenmesi tarz›nda, Halk-bilim Müzecili¤i ile ilgili olarak müstakil, planl› ve sistemli çal›flmalar bulunmamak-ta; ancak, halkbilim, tarih, arkeoloji ve etnografyayla ilgili malzemelerin bir aradasergilenmesiyle ilgili, baz› uygulamalar gözlemlenebilmektedir. Kazakistan’daki ge-leneksel müzik aletleri müzesi, Türkmenistan’daki hal› ve kilim müzesi gibi müzelerde K›rg›zistan’da yoktur. Ülkemizde oldu¤u gibi, K›rg›zistan’da da K›rg›z tarihi, el sa-natlar› ve giyimleri için ya klasik müzecilik anlay›fl›yla sergilenen s›n›rl› say›daki vit-rinlere, yahut da kitaplara baflvurmak gerekmektedir2.

Kaynaklar:K›rg›z Sovet Entsiklopediyas› (1982), Biflkek.K›rg›zdar (1993), Haz. Kenefl Yusupov, 2 Cilt, Biflkek.K›rg›zistan (2001), Ankara.Manas Entsiklopediya (1995), 2 Cilt, Biflkek.Üy Tiriçiliginin K›skaça Entsiklopediyas› (1989), Biflkek.TÜGEN, Kamil (2002), K›rg›zistan’dan Notlar, Biflkek.

NOTLAR1 Ev hayat› ile ilgili kültür unsurlar› aç›s›ndan bilgi için bkz. Üy Tiriçiliginin K›s-

kaça Entsiklopediyas› (1989), Biflkek.2 K›rg›z kültürü ile ilgili genifl bilgi için bkz. K›rg›zdar (1993), 2Cilt, Biflkek.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

194

‹NG‹LTERE’DE BEAM‹SH AÇIK HAVA MÜZES‹

Ayfle YÜCEL ÇET‹N

Müzeler için en do¤ru yorum “kültürel ve bilimsel önemi olan eflyalar için arac›olmak” fleklinde yap›labilir. (Tapan; 1984:545) Dolay›s›yla kültürel bak›mdan k›y-metli olan nesnelerin halka ulaflmas›nda en etkili olan kurulufllard›r. Aç›k hava mü-zeleri kuruldu¤u yerleflim bölgelerinin, hayat tarz›n›, ekonomik ve sosyal yap›s›n›,kültürel dokuyu göstermek üzere kurulmufllard›r. Bunlar, malzemelerin korunmas›-n›, günümüze ulaflmas›n› amaçlaman›n yan› s›ra yaflan›lan zamandaki durumlar›n›da ifade etmesi bak›m›ndan önemlidir. Bu yönüyle e¤itici ve e¤lendirici fonksiyon-lar›n› da yerine getirmifl olurlar.

Türkiye’nin de dahil oldu¤u Uluslar aras› Müzeler Konseyi (‹nternational Coun-cil of Museums-‹COM) 1956 y›l›nda müzelerle ilgili ana prensipleri ve teknik mese-leleri görüflürken aç›k hava halk müzelerinin kurulmas› hakk›nda üye devletlere tav-siyede bulunmay› da karar alt›na alm›flt›r. Bu kararlar;

1. Hak kültürünün kaybolmak üzere olan de¤erlerini kurtarmak için, çeflitli ya-flay›fl tarzlar›n› yans›tan mimarî eserlerin, adetlerin, ziraî faaliyetlerin, vs. tipik unsur-lar› seçilerek, yerlerinden sökülerek ve eskisi gibi tekrar kurularak bir “site” halindeaç›k hava halk müzeleri kurulmal›d›r

2. Bu çeflit müzeler mevcut baflar›l› örneklere göre, ilmî ve e¤itici amaçlarla veson derce somut bir flekilde kurulacaklar ve halk kültürünün en de¤erli k›s›mlar›n›ihtiva edeceklerdir. (Koflay;1974: 152)

‹lk örne¤i ‹sveç’in Stockholm flehrindeki Skansen müzesi olan folklor müzele-rini sonraki y›llarda Danimarka, Norveç, Hollanda, ‹skoçya, Almanya ve di¤er Av-rupa ülkelerindeki folklor aç›k hava müzeleri ya da aç›k hava müzeleri takip eder.‹ngiltere’de varl›kl› insanlar taraf›ndan 1938’lerden itibaren temelleri at›lan aç›k ha-va müzeleri ve aç›k hava folklor müzeleri, daha sonraki y›llarda organize bir flekildepefl pefle kurulmaya bafllan›r. Wales, Castle, Beamish, Weald ve Chiltem baflta ol-mak üzere çeflitli bölgelerde kurulan müzeler bunlardan birkaç›d›r.

Konumuz olan Beamish Aç›k Hava Müzesi, ‹ngiltere’nin Kuzey Do¤u bölgesin-de bulunmaktad›r. Manchester ile Glasgow aras›nda Newcastle flehri yak›nlar›nda,County Durham’dad›r. Tarihi Durham flehrinin Kuzey bat›s›na 12 mil, Newcastle’ingüney bat›s›na 8 mil uzakl›ktad›r.

Beamish, 121, 2 hektarl›k bir kasaba arazi üzerine kurulmufltur. 1800 ve1900’lerin bafl›ndaki Kuzey ‹ngiltere hayat›, bölgenin yak›n tarihini canl› bir flekildesunan her yaflta ve ilgide ziyaretçinin e¤itimini de sa¤layan bir müze olma özelli¤i-

195

ne sahiptir. Bu bak›mdan ‹ngiltere ve y›l›n Avrupa Müzecilik ödüllerini almaya hakkazanm›flt›r..

Aç›k hava müzeleri, k›rsal, bölgesel ve ulusal olmak üzere üç grupta toplan›rBir bölgesel aç›k hava müzesi olan. Beamish, 1970 y›l›nda kurulmufl ve Kuzey-do-¤u flehri ile bölge konseyi ad›na Joint Commitee taraf›ndan yönetilmeye bafllanm›fl-t›r.

Beamish, ‹ngiltere’de flehir yönetiminin oluflturdu¤u konsorsiyum taraf›ndanidare ve finanse edilen ilk müze olma özelli¤ine sahiptir. Ayr›ca ‹ngiltere’deki bölge-sel ilk aç›k hava müzesidir.

Bu bölge müzesinin geliflimi üç kademede tan›mlan›r; 1958-1970 aras› proje fik-rinin ortaya at›lmas› ve planlama dönemi; 1970-1974 aras› dokuz bölge otoritesininbirleflerek oluflturduklar› komite taraf›ndan finanse edilerek projenin hayata geçiril-mesi; 1974’ten itibaren ise müze yönetimi dört mali konseyden oluflan yeni bir komi-te taraf›ndan üstlenilmifltir. Hali haz›rda bu komite taraf›ndan idare edilmektedir.

Bu proje, Cleveland, Durham, Northumberland, Tyne ve Wear bölgelerini kap-sayan zengin bir koleksiyona sahiptir ve bu yönü ile bölgesel öneme sahiptir.

Müzede görev yapan elemanlar 1970 y›l›nda ifle al›nm›fllar ve Beamish Hall(Galeri) tan›t›ma yönelik bir gösteri ile aç›lm›flt›r. 1971 y›l›nda 20 hafta sonu boyun-ca bu aç›l›fl gösterileri devam etmifltir. 1972’ye gelindi¤inde bu müzenin küçük birbölümü ziyarete aç›lm›flt›r. 1972’den beri gelifltirilmeye çal›fl›lan müze, bugün 212.1hektarl›k genifl bir alana ulaflm›flt›r.

Bu kompleksin geliflimi, iyi bilinen ‹skandinav aç›k hava veya halk müzeleri çiz-gisinde planlanm›flt›r. Önce binalar kurulmufl, daha sonra onlar›n restorasyonlar› veiç mimar› düzenlemeleri yap›lm›flt›r. Daha sonraki dönemlerde ise önemli binalar›nendüstriyel ve sosyal ihtiyaçlar› karfl›lanm›flt›r. Bu müzelerin tamamlay›c› materyal-lerinin çevre ile uyum içinde olmas›na çal›fl›lm›fl ve bunda baflar›l› olunmufltur. Bu-rada, aç›k hava folklor müzelerinin düzenlenmesinde dikkate al›nan ilkelerden hare-ket edilmifltir. Bu ilkelerin belli bafll›calar› bölgenin özel kültür tarihini, etnografyas›-n›, sosyo-ekonomik tarihini, fizikî ve beflerî co¤rafyas›n› çok iyi bilmek ve bunlarlauyum içinde olmas›n› sa¤lamakt›r.Bu ilkelere riayet edildi¤i zaman görülecektir ki,çevrenin tarihî dokusu,, sosyal davran›fllar› ve müesseseleri, geleneksel unsurlar›,inanç ve inanmalar, sanat anlay›fllar›; k›saca dünyay› idrak ediflleri söz konusu mü-zede sergilenmifl olacakt›r. (Uysal; 1984: 182) Zira aç›k hava müzelerinin fonksi-yonlar›, sadece folklor müzesi veya etnografya müzesi olmaktan baflka, millî kültü-rün farkl› yaflama biçimlerinin sergilendi¤i yerler olma özelli¤ini de tafl›mak zorun-dad›rlar.

Beamish müzesinin ekonomik kayna¤› birkaç yolla temin edilmektedir. Müze-nin y›ll›k masraf› yaklafl›k 3 milyon dolar civar›ndad›r. Müze, merkezî hükümettenhiç para almamaktad›r. Yanl›zca bölgesel yönetimden az miktarda bir destek gör-mektedir. Masraflar›n›n yüzde doksan befli; girifl ücretleri, sat›fllar, kira gelirleri,sponsorlar ve hizmet sat›fllar›ndan karfl›lan›r. K›saca müze gelirleri, hizmet, sat›fl,burs ve yard›mlardan temin edilmektedir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

196

Beamish müzesinde tam gün çal›flan eleman say›s› elli civar›nda olup, turizmmevsimi olan yaz aylar›nda ortalama 150 kifli hizmet vermektedir. Bu müze çal›flan-lar›, mahallî k›yafetleri ile hizmet vermektedirler.

Y›lda ortalama 350 bin kiflinin ziyaret etti¤i müze misafirlerinden yüzde yetmifl-lik k›sm› bölge d›fl›ndan, di¤eri ise bölgeden gelmektedir.

Müzenin ziyaretçilere sundu¤u önemli iki hizmet bulunmaktad›r. Bunlar, e¤itimve e¤lencedir.. Öyle ki, y›lda yaklafl›k 50 bin çocuk ziyaretçisi ile de bu fonksiyon-lar›n› yerine getirmifl olur.

Müzenin amaç ve ilkeleri flu flekilde s›ralanmaktad›r:1. Tarihî bütünlü¤ü tehlikeye atmadan ziyaretçileri e¤lendirmek ve bilgilendir-

mek, 2. Özellikle 1820 ve 1920 dönemini yans›tan yerler de dahil olmak üzere bütün

Kuzey Do¤u ‹ngiltere bölgesinin sosyal tarihini göstermek,3. Yap›lan müzecilik iflinde, her bak›mdan ziyaretçi hizmetlerini en yüksek stan-

dartta tutmak ve araflt›rmay› hedeflemek,4. Malî güvence, ifl birli¤i ve kal›c›l›¤› sa¤lamak,5. Ziyaretçilere sevgi ve sayg› ölçülerinde davranmak,6. Yenilikleri teflvik etmek7. Yap›lan her türlü yard›m›n ve bu projede yer alan her ferde de¤er vermek,8. Çal›flanlar aç›s›ndan mutlu ve güvenli bir çal›flma ortam› sa¤lamak,9. Region’s Müzesi (Bölgesel Müze) olarak kimli¤i ekonomik yap›lanmay›, ha-

yat boyu ö¤renmeyi, e¤itimi, sosyal kat›l›m› ve bölgenin kimli¤ini korumay› sa¤la-mak,

10. Bölge s›n›rlar› içinde ifl birli¤i fluurunu gelifltirmek,11. ‹liflkide bulunulan topluluklar› Kuzey do¤u ‹ngiltere bölgesi ile bir bütün ola-

rak görmeyi sürdürmek,12. Uluslar aras› önemli koleksiyonlara sahip yüksek standartlarda müze olma-

s›n› sa¤lamak için çal›flmalara devam etmek.Kuzey ‹ngiltere’deki hayat tarz›, tar›m ve endüstriyel geliflimi sergileyen, çal›fl-

mak, biriktirmek, yorumlamak ve bunlar› sergilemek amac›n› güden binalar fleklin-de makinalar, nesneler, bilgi örnekleri tafl›yan bir aç›k hava müzesi olma özelli¤initafl›maktad›r. Beamish, dünyaca tan›nan bir aç›k hava müzesidir. Kuzey-Do¤u ‹ngil-tere’deki insanlar›n hikâyesini iki önemli noktadan yola ç›karak anlatmaktad›r. 1825ve 1913.

1825’te nüfus az ve insanlar k›rsal alanda yaflamaktad›r. Endüstri devrimindeözellikle demir yolu ulafl›m›n›n geldi¤i dönemde büyük bir de¤ifliklik olur. 1913’tebölgenin a¤›r endüstrisi en üst noktaya ulafl›r.

Beamish geleneksel bir müze özelli¤ini tafl›maz. Buran›n özelli¤i, geleneksel mi-marî tarz› ve bu mimarî tarzda yaflan›lan hayat› yans›tmak üzere, evler, al›fl-veriflmerkezleri, çevredeki örneklerden hareketle yeniden kurulmufltur.

Maden oca¤›, çiftlik evi, Pockerly Mâlikânesi gibi bir kaç› da burada müzenin te-melini teflkil etmektedir. Bu binalar›n içi yo¤un koleksiyonlardan, mobilya, makine,araç-gereç gibi gerçek nesnelerle doludur.

‹NG‹LTERE’DE BEAM‹SH AÇIK HAVA MÜZES‹

197

Bugün müzenin merkezinin bulundu¤u arazi yaklafl›k 300 dönümdür. Beamishmüzesinde, demir yolu, küçük bir malikâne ve ah›r olan antik bir koruma sitesi bu-lunmaktad›r. fiimdiki sahibi, ailesi, hizmetçileri ve sakinleri ile çevre, çiftlik, bahçeve ev 1820 y›llar›ndaki tarz› ile korunmaktad›r. Eski ev daha önceki mâlikâneninsa¤lam bölümünü oluflturmaktad›r. Evin ›fl›kland›r›lmas› mum ›fl›¤› vas›tas›yla olup,hali haz›rda mum yap›m› sergilenmektedir.

Pockerley mâlikânesi sebze ve kültür bitkileri parsellerini içeren klasik bahçele-re sahiptir. Burada bulunan bütün bitki türleri, 1820’li y›llardan itibaren varl›¤›n› ko-rumaktad›r.

Müzenin ah›r bölümü de bulunmaktad›r. Burada aç›klay›c› bilgi olarak,1800’lerde atlar, arazide yük hayvan› ve at arabalar›nda kullan›ld›¤› belirtilmektedir.‹ngiltere’nin kuzey bölgesinde meflhur olan Clydesdale cinsi atlar ve nadir bir cinsolan Cleveland Bay cinsi atlar da bulunmaktad›r. Ayr›ca ah›rda yük hayvan› olarakkullan›lan Dale midillileri bulunmaktad›r.

Bahsetti¤imiz demir yolu gerçek boyutta, 1800’lü y›llar›n kay›p lokomotifininkopyas› The Steam Elephant (Buhar Fili) 2002 y›l›nda sergilenmeye bafllam›flt›r.1815 y›l›nda William Chapman taraf›ndan yap›lan ve Wallsend Colliery ve Tyne ara-s›nda 1940’lara kadar Washington ve Hetton Collieries aras›nda çal›flan, daha son-ra hiç iz b›rakmadan kaybolan lokomotiftir. Ziyaretçiler bu lokomotifin kopyas›na bi-nebilmektedirler

1825’te George Stephenson taraf›ndan yap›lan “Hareket No:1” adl› lokomotiflitren Stockton – Darlington demiryolunda çal›flan dünyan›n ilk yolcu tafl›yan buharl›tren ünvan›na sahip lokomotif de müzede yer almakta ve ziyaretçilere sergilenmek-tedir. Yine 1822 y›l›nda George Stephenson taraf›ndan yap›lan ve rivayete göre dün-yadaki en yafll› üçüncü demir yolu lokomotifi de buradad›r.

Bu k›sa bilgilerden sonra flunlar› söylemek mümkündür: Halkbilimi ürünleri,do¤ru ve sistemli bir flekilde, ilmî disiplinle araflt›r›l›p topland›¤›; dün ve yaflan›langündeki fonksiyonlar› ile sergilendi¤i zaman bir anlam ifade eder. Bu tür müzelerdesergilenen nesneler, sadece seyredilen ilginç malzeme olmaktan öte, farkl› sosyalyap›lardaki kullan›m ve hayat tarz›n›n tekamülünü gösteren unsurlar ve tarihî bilgi-ler de veren malzemeler olmal›d›r.K›saca aç›k hava folklor müzeleri, millî kimli¤inoluflumunda ve millî fluurun teflekkülünde fonksiyonel olmal›d›rlar.

KAYNAKLARKOfiAY, H. Zübeyr, 1974, Makaleler ve ‹ncelemeler, AnkaraTAPAN, Nazan, 1984, Müzelerin Etnografik Çal›flmalar› ve Kurulacak Bir Etnog-

rafya Müzesi ‹çin Düflünceler, Folklor ve Etnografya Araflt›rmalar›, ‹stanbulUYSAL,A. Edip, 1984, Aç›k Hava Müzelerinin Kurulmas› ve ‹flletilmesi Hakk›n-

da (‹COM)’ca Tespit Edilen ‹lkeler, TFA 1984, Ankara www.beamish.org.ukwww.countydurham.com/beamish/

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

198

KORKUT ATA MÜZES‹

‹smet ÇET‹N

Korkut Ata veya Dede Korkut adlar›yla an›lan Ulu¤ Türk, Kitâb-› Dede Kor-kut’ta anlat›ld›¤› gibi her an, her yerde bulunabilen, zor anlarda insanlara yard›mc›olan, ad veren, boy boylayan, soy soylayan ve en iyi sözü söyleyen bilge bir kifli ola-rak an›lmaz. Kimi zaman ustaca söz söyleyen bir fieflen, kimi zaman ölüme meydanokuyan kahraman, kimi zaman Azrail’i aldatacak kadar kurnaz bir flah›s, kimi za-man nüktedan bir insan olarak Türkistan ahalisin zihninde yer edinmifltir.

Kazak Türkleri aras›nda Korkut Ata, sadece söz ustas› olarak an›lmaz. Dahaçok küy atas› olarak an›l›r. Bütün küylerin ve j›rlar›n atas›d›r. Bunun yan›nda kade-re karfl› ç›kabilecek kadar kahramanl›k sergiler. Bu yönü ile Gök-Tanr› inanc›ndan‹slamiyet’e geçifl sürecinde toplumun iman edifl biçimindeki de¤iflimi ve bu de¤iflim-deki toplumun direnmesini ifade eder. (ABDULLAH,1979,) Korkut Ata, insan haya-t›n›n s›n›rland›r›lmas› ile mücadele eder. Ölümsüzlü¤ü arar. Efsaneye göre korkutAta gö¤e yükselir, dünyay› dolafl›r. Buna ra¤men nereye giderse gitsin önüne hepu¤uldayan mezarlar ve mezarl›klar ç›kar. Kimin mezar› oldu¤unu sordu¤unda, ald›-¤› cevap hep “Korkut”un mezar› olmufl. Kazak Türk düflüncesinde bu mezar sembo-liktir. Mezar›n kendisi de¤ildir. Bu, eskiyen, geçerli¤ini yitiren, insan ve toplum ha-yat›ndan ç›kan, yok olmaya mahkum olan düflüncenin ifadesidir. Uçan kufllar›n, ko-flan hayvanlar›n leflleri, kuruyan otlar, devrilen a¤açlar, bu yok oluflun ifadesidir. Buyok olufllar, insan›n, insan›n içine do¤du¤u dünyan›n fanili¤inin de ifadesi anlam›n-dad›r.

Bilge kifli olan Korkut Ata, ç›kar yol olarak suya serdi¤i kilimin üzerinde ölüm-süzlü¤ün çaresini bulmay› amaçlam›fl, suyun akt›¤› yöne akm›fl, hayat›n ak›fl›n›sembolize etmifl, kendi yapt›¤› Kob›z / k›lkob›z› ile küy seslendirmifl, onun uzun na¤-melerinde dünyada mutlulu¤un yakalanabilece¤ini ispatlam›flt›r. Korkut’un yakala-d›¤› ebedî mutlulu¤un di¤er insanlara da yay›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Ebedî mutlulu¤uns›rr› ise Kob›z›n tellerinden ç›kan ezgiler olmufl. Öyle ki, Korkut Azrail ile karfl›laflt›-¤› zaman kü¤ü ile Azrail’in tabuta girmesini sa¤lam›fl, kapatt›¤› tabutu s›r deryayasalm›fl, ancak tabutu sudan ç›kar›p açan bir köylü, Azrail’in ilk kurbanlar›ndan ol-mufl.

Korkut, ölüme karfl› yaflamak gere¤ini anlatt›¤› küyünü çalarken, bütün mahlûktoplan›r, Korkut Ata kü¤ünü dinler. ‹nsanlar, hayvanlar, bitkiler s›r kenar›na topla-n›rm›fl, Korkut Ata’y› dinler, söylediklerinin do¤rulu¤unu kabul ve tasdik ederlermifl.

199

Hayatta kalman›n, canl›n›n yaflama hakk›n›n varl›¤›n› ortaya koyan Korkut Ata, bu-nun içindir ki, ölümsüzleflmifltir. Küy atas› olarak an›lan ve bilinen Korkut Ata ile il-gili birçok efsane teflekkül etmifltir. Bunlardan biri; Onun küyünü duymak için Ka-rakurum Çölü’nden gelen k›rk k›z›n, bu u¤urda ölmesidir. Bunlar›n mezarlar›n›n S›rboyunda bulundu¤una inan›lmaktad›r

Baflka bir rivayete göre beyge oyununda birinci olana ödül olarak bir k›z verile-cektir. Beyge oyunundan daha önemli bir sanat icra eden Korkut Ata’n›n kopuzuy-la küy seslendirmesi sonunda k›z› ald›¤› inanc›d›r. Bu k›z›n Barfl›n K›z oldu¤u rivayetedilmekte ve türbesi kutsal say›lmakta, sevginin, anal›¤›n iyesi olarak kabul edil-mektedir. (KONURATBAYEV, 1987,103)

Korkut Ata’n›n flahsiyeti etraf›nda teflekkül eden anlatmalar ve özellikle Korkutkültü sebebiyle, kötülüklere karfl› savaflan Bahfli ve Kamlar, ellerinde kopuzlar› ileKorkut Kü¤ünü çalm›fllar, kötülükleri küyleri ile uzaklaflt›rm›fllar, Korkut Kü¤ünü ça-larak ölümle mücadele etmifllerdir.

Korkut Ata’dan gelen Kü¤, Asan Kayg›’ya, Kurmangazi Sa¤›rbayo¤lu, DinaNurpeyisova, Tetimbet Biy’e kadar gelmifl, Kazak Türkleri aras›nda varl›¤›n› sürdür-müfltür. (⁄ABDUL‹N, 1996,106; BEKENOV,1981; JUBANOV,1960; KIRAVIAYKI-ZI,, 1999, 679-679)

Küyün tarihi geliflimi ve Korkut Ata’n›n fonksiyonu, Türkistan’da Türk kimli¤i-nin var olmas›n›n sa¤lanmas›na Korkut Ata katk›s›, Kazak Türklerini Korkut Ata’yaflükran borcunu ödemeleri için harekete geçirmifl, bu sebeple de K›z›lorda/ Akmes-cit flehri ile Korkut Ata aynileflmifl.

K›z›lorda flehir giriflinde Korkut Ata an›s›na yap›lan an›t, Korkut Ata Devlet Üni-versitesi’nde bafllayan adland›rma, onun ad›na caddenin aç›lmas› ile bafllam›fl ve K›-z›l Orda ile Aral Gölü aras›nda, S›r boyunda Korkut Ata’n›n mezar›n›n bulundu¤u,ancak 20. yüzy›l›n bafllar›nda sular›n yok etti¤i bölgeye, K›z›lkum Çölü ile TuranOvas›’n›n birleflti¤i bir bölgeye an›t yap›lmas›na kadar götürmüfl. (Foto¤raf 39-40)

Burada anlataca¤›m›z an›t, an›t mezar ve müze ile büyük bir kompleks olanalan, K›z›lorda-Baykonur yolunda, K›z›lorda’ya 190 km mesafede, Karmakfl› yak›n-lar›nda bulunmaktad›r.

Karmakfl› Kasabas›, Aral Karakumu diye adland›r›lan düzlük ile K›z›lkum Çö-lü’nün devam› olan Turan Ovas›’n›n kesiflme s›n›r› olan Seyhun ›rma¤› (S›rderya)boyundad›r.

Korkut Ata mezar›n›n bulundu¤u rivayet edilen bir yükseltide yap›lan kompleksiçinde; Dede Korkut An›t›, sembolik mezar, müze ve tesisler bulunmaktad›r.

Korkut Ata müzesinin giriflinde, geleneksel kazak motiflerinin ifllendi¤i, rüzgarile ses ç›karan ç›ng›raklar›n bulundu¤u büyük bir kap› bulunmaktad›r.

Çevrenin etnografik eflyalar›n›n sergilendi¤i müzede, küçük el sanat› ürünlerininsat›ld›¤›n› ve çeflitli ikramda bulunulan bir kafeterya bulunmaktad›r. Ayr›ca çal›flan-lar›n bar›naca¤› bir yer de bulunmaktad›r.

Müzede, K›z›lorda (Akmescid), ve Kompleksin bulundu¤u harita ve krokiler ser-gilenmektedir. (Foto¤raf 41-42)

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

200

Dede korkut döneminde kullan›ld›¤› rivayet edilen, ancak yak›n zamanlara aitoldu¤u flüphesiz olan baz› etnografik eflyalar, savafl âletleri ve Korkut Ata döneminianlatan tablolar müze koridorunda sergilenmektedir.

Ayr›ca Korkut Ata mezarlar›n›n daha önceki y›llarda çekilmifl foto¤raflar› veçizimleri yer almaktad›r. (Foto¤raf 43-44-45-46)

Müzenin d›fl›nda, çevreyle uyumlu bir an›t yap›lm›flt›r ki, bu an›t Korkut Ata hak-k›nda anlat›lan efsaneye uygun olarak Kob›z maketlerinden meydana gelmektedir.Betondan yap›lan dört kob›z maketi, çöl rüzgarlar›yla ses ç›karmaktad›r. Her kop-uzun ortas›nda bulunan delikten içeriye giren rüzgar, kopuzlar›n içine saklananmetal düzene¤e çarp›p, oradan yerde bulunan yine demir bir düzene¤e ulaflmaktave bundan kopuz sesi ç›kmaktad›r. (Foto¤raf 47-48-49)

Çöle yay›lan kopuz sesinden baflka müze içinde Korkut Ata’n›n sembolik alt›nkopuzunun sesi de teypten verilmektedir. (Foto¤raf 50)

An›t›n bat› yönünde Korkut Ata’n›n sembolik mezar› bulunmaktad›r. (Foto¤raf51) Bu mezar›n sembolik oldu¤u unutulmufl, baz› ziyaretçiler taraf›ndan gerçekmiflgibi alg›lan›p fatihalar›n gönderildi¤i gerçek bir mezar gibi anlafl›ld›¤›n› burada belirt-mekte fayda var. Korkut Ata An›t›n› süsleyen bir baflka heykel de Koçkar (Koç)heykelidir. Burada özellikle Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemi an›tlar›na benzerli¤idikkatimizi çekmelidir (Foto¤raf 52).

Verdi¤imiz bu k›sa bilgiler, edebiyât eserlerinin nas›l hayata kazand›r›laca¤›konusuna örnek teflkil etmesi bak›m›ndan önemlidir. Dede korkut hakk›nda an-lat›lan efsâne ve menkâbelerin heykele, resme, müzi¤e ve mimariye yans›mas›,güzel sanatlar›n bu yönü ile ifade edilmesi, dün sahip olunan de¤erlerin yaflan›lanzaman içinde hayata nas›l kat›laca¤› konusunda önemli örnektir.

Sözel kültür ortam›ndan yaz›l› kültür ortam›na tafl›nan edebiyat eserinin, yaz› vesözün d›fl›nda farkl› flekillerde de yorumlanabilece¤inin güzel ifadeleridir.

Mahallî olandan millî olana ulaflan kültür unsurlar›n›n, beynelmilel seviyeyeulaflmas›na örnek teflkil eden bu tür çal›flmalara Korkut Ata Müze kompleksi bir bafl-lang›ç olabilir., Ayn› zamanda toplumun geçmifli ile ilgili bilgilenmesini ve daha daönemlisi ak›l ile gönül aras›nda köprü kurulmas›n› sa¤larken, bilinçlenmeyiberaberinde getirmektedir.

KAYNAKLARABDULLAH, Kemal, 1997 (Türkiye Türkçesine Aktaran:Ali DUYMAZ), Gizli

Dede Korkut,‹stanbulBekenov, Vali, 1981, Kazak Muzikal›k Terminologiyal›k Sözdi¤i, Almat›⁄abdulin, Melik, 1996, Kazak Halk›n›n Av›z Edebiyat›, Almat›Jubanov, Ahmet, 1960, Kurmangazi Küyleri, Almat› JUMAL‹YEV, K.J., Kazak Eposu men Edebiyet Tarihinin Meseleleri I.Tom, Al-

mat› 1958KIRAVIAYKIZI, A., 1999, Korkut Ata Ensiklopediyal›k J›nak, Almat› Kon›ratbayev, 1987, Kazak Eposu jene Türkologiya, Almat›

KORKUT ATA MÜZES‹

201

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

A. Yavuz KILIÇÇi¤dem KARA

Yaklafl›k dört y›l önce, bir tasar› olarak ortaya at›lan, daha sonra halkbilimselbir araflt›rma projesine dönüfltürülen Eskiflehir geleneksel yemek kültürünün ince-lenmesi çal›flmalar›, 2000-2001 y›llar› aras›nda, Eskiflehir genelinde, 13 ilçeye ba¤-l›, 104’ü köy, 8’i belde, toplam 112 yerleflim yerinde yürütülmüfltür.

Proje, Eskiflehir’in bugünkü geleneksel yemek kültürünün durumunu saptamakamac›yla etkin/sürmekte olan yemek kültürüne odaklanm›flt›r. Çal›flmada, ilin etnik,bölgesel/ilçelere ba¤l› farkl›l›klara da dayanan kültürel zenginli¤i ile yemek kültürü-nün teknolojik ve ekonomik geliflmelerle olan etkileflimi de ortaya konmaya çal›fl›l-m›flt›r.

Projenin önemli bir aya¤›n› da, yemek kültürüne ait maddi kültür ürünlerinintoplanarak sergilenmesi çal›flmalar› oluflturmufltur. Sat›n alma ya da hibe yolu iletoplam, 216 parça yemek kültürüne ait maddi kültür ürünü toplanm›fl ve 179 adetürün bilgi fifline kaydedilmifltir.

Proje sonuç raporu tamamlanm›fl olup flu an, kitaplaflt›r›lma aflamas›ndad›r. Buaflaman›n da tamamlanmas›ndan sonra, kitaplaflan bilgi ve veriler, görece, süresizolarak halkbilimcilerin ve konuya ilgi duyanlar›n hizmetinde olacakt›r. Ancak, top-lanan maddi kültür ürünleri flu an bir depoda bulunmaktad›r. Söz konusu ürünler sa-dece, projenin yürütüldü¤ü ilk y›l içerisinde, sekiz gün aç›k kalan bir sergide tan›t›-labilmifltir. 18-25 Nisan 2001 tarihleri aras›nda aç›lan sergide, söz konusu maddikültür ürünleri sunulmufl, sekiz ana bafll›k alt›nda 30 adet poster haz›rlanm›fl (F›r›n-lar, Ocaklar, Ekmekler-Çeflitli Hamur ‹flleri, K›fl Haz›rl›klar›, Süt Ürünleri, Özel Ye-

mekler, Yenen Yabani Otlar, Çeflitli Maddi Kültür Malzemeleri) ve bir saydam göste-risi yap›lm›flt›r.

Bu konuflmada, toplanan maddi kültür ürünlerinin, sürekli aç›k bir sergi ile, pro-jenin di¤er verileri gibi görece süresiz olarak bilgiye hizmet etmesi konusu ele al›na-cakt›r. Serginin niteli¤i ve nas›l düzenlenebilece¤ini daha iyi anlatabilmek için önce,Eskiflehir yemek kültürünün yap›s› ve nitelikleri ortaya konacakt›r. Ard›ndan, sekizgünlük serginin de yard›m›yla, sekiz günün s›n›rs›z günlere nas›l dönüfltürülebilece-¤inin düflünsel tasar›lar› üzerinde tart›fl›lacakt›r.

202

Eskiflehir Yemekleri Üzerine Yemek kültürü araflt›rmalar› oldukça popüler, zevkli ve hatta ifltahl› bir konu ol-

mas›na ra¤men asl›nda alt›ndan kalk›lmas› hiç de kolay olmayan, çok farkl› alan vekonularla birlikte, dikkatle, ayr›nt›l› bir biçimde yürütülmesi gereken, oldukça geniflkapsaml› inceleme konular›ndan biridir. Halkbilimci Don Yoder, yiyece¤i fiziksel,toplumsal (iletiflimsel), kültürel, ekonomik, ruhani ve estetik ile ilgili bir eylemler vesistemler a¤› olarak niteleyerek, yiyece¤in yaflam›n her görünüflüne ve an›na dokun-du¤unu söylemektedir (Long 1998:182-183). Projede de yemek/yiyecek, bu çokyönlü yap›s› içinde ele al›nd›¤›ndan, derlenen veriler üç çerçevede de¤erlendirilmifl-tir: 1) Yemek tarifleri, yiyecekler ve yemek malzemeleri esas al›narak düzenlenmiflyemek türleri; 2) Bir toplumsal konu, olay ve ba¤lamda yiyecekler; 3) Maddi kültürürünlerinin tan›mlamas›.

Buna uygun olarak da, -maddi kültür ürünleri hariç- Eskiflehir yemek kültürü flubafll›klar alt›nda incelenmifltir:

1. YEMEKLE B‹RL‹KTE: Yeme Biçimleri; Yeme¤i Yapanlar; Kahvalt› ‹çin Haz›r-lanan Yiyecekler; Baharat ve Soslar; Ara/So¤uk Yiyecekler, So¤ukluklar; Çerezler;‹çecekler.

2. YEMEKTEN ÖNCE: Hamur ‹flleri; Süt ve Süt Ürünleri; K›fl Haz›rl›klar›; Yenen

Yabani Ot ve Meyveler.3. ÇORBALAR VE YEMEKLER: Geçmiflten Bugüne Direnen Yemek Al›flkanl›k-

lar›; Çorbalar; Yumurta Yemekleri; Sebze A¤›rl›kl› Yemekler; Dolma ve Sarmalar;Köfteler; Tah›l ve Baklagillerden Yap›lan Yemekler; Pilavlar; Makarna ve Mant›lar; Et

ve Et Yemekleri; Tatl›lar.4. ÖZEL YEMEKLER: Özel Yemekler ve Misafirlere Haz›rlanan Sofralar: Haber-

siz Gelen Misafirler ‹çin “Acil” Haz›rlanan Sofralar, Özel-Beklenen Misafirler ‹çin Ha-z›rlanan Sofralar; “K›rda” Yenen Yemekler; Bayram, Özel Gün ve Tören Yemekleri:Kandil/Namaz/Arifeler, Muharrem Ay› ve Aflure, Ramazan Ay›, Bayram Sofralar›,H›drellez, Nevruz Bayram›, Ya¤mur Duas›, Baz› Özel Gün-Tören ve E¤lence ile Bun-larla ‹lgili Özel Yiyecekler; Geçifl Dönemleri: Mevlit Yemekleri, Do¤um ve Çocuk, Ho-roz Telleme, Askere U¤urlama, Evlenme, Ölüm.

Bu yaklafl›m›n yan› s›ra ve ayn› zamanda bu yaklafl›ma ba¤l› olarak, yemekkültürü çeflitli de¤iflkenler ve belirleyici nitelikler göz önüne al›narak da incelenmifl-tir. Örne¤in, Eskiflehir yemek kültürü ilçeler ve etnik gruplar aç›s›ndan de¤erlendi-rildi¤inde flunlar› söylemek mümkündür: ‹lde yaflayan topluluklardan baz›lar›n›nbask›n özellikler gösterdi¤i, baz›lar›n›n ise Eskiflehir genelindeki yemek kültürününözelliklerini tafl›d›klar› görülmüfltür. Örne¤in, Manav olarak nitelendirilen toplulu¤unkültür özelliklerinin bask›n oldu¤u iki ilçede, birkaç yeme¤in ve birkaç yiyecek ha-z›rlama biçiminin ilçe kimli¤inin ayr›t edici özelliklerini oluflturdu¤u belirlenmifltir. ‹l-çelerden özellikle Seyitgazi ve Sivrihisar, kendine has nitelikler tafl›maktad›r. Ancak,ilçe içinde kendi etnik özellikleri daha bask›n olan gruplar›n ilçe kültürüyle uyumluolmad›¤› da anlafl›lm›flt›r (Tatar, Muhacir, Pomak). Topluluklar aras› farkl›l›klar›n,

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

203

kullan›lan ocak tiplerinin (tand›r, baca, kuzine soba vb.) yan› s›ra ekmek piflirilen f›-r›nlarda, ekme¤i haz›rlama ve piflirme biçimlerinde de ortaya ç›kt›¤› görülmüfltür.Farkl› topluluklar›n bir arada yaflad›¤› ilçelerde ise ilçeye özgü bask›n niteliklerin ol-mad›¤› görülmüfltür.

Yemek kültürüne göç ve farkl› topluluklarla iliflki kurma çerçevesinden bak›ld›-¤›nda ise, yerleflim yerine ya da yerleflim yerinin d›fl›na yaflanan göçlerin yan› s›ra,farkl› çevrelerde yaflayan kiflilerle komfluluk, pazar al›fl-verifli, yolculuk, misafirlikgibi çeflitli ortam ve iliflki biçimlerinde girilen etkileflimler sonucunda, yemek kültü-rünün de¤iflti¤i görülmüfltür. Söz konusu de¤iflikliklerin sofra düzeninden, temizlikanlay›fl›na, sebze piflirmeden, yeni tariflere kadar çok yönlü oldu¤u anlafl›lm›flt›r.

Yukar›da ana hatlar›yla anlat›lmaya çal›fl›lan yemek kültürünün, süresiz aç›kkalmas› planlanan sergide de bu yaklafl›mlar içerisinde sunulmas›n›n do¤ru olaca¤›düflünülmektedir. Yemek kültürü, söz konusu bafll›k ve süreçlerin toplam›ndan olufl-maktad›r. Serginin, sadece mutfa¤a ait maddi kültür ürünlerinin teflhiriyle s›n›rlan-mas›, yemek kültürünü de, tüm so¤ukluklar›yla nesnelerin her birinin somut s›n›rla-r› ve biçimleri içine, dura¤an ve ifllevsiz bir biçimde hapsedecektir. Ancak kültürünelden geldi¤ince tüm yönlerinin, kullan›m, iflleyifl ve yaflay›fl biçiminin görüntü, can-land›rma ve metinler arac›l›¤›yla yans›t›lmas›, yemek kültürüne yaflam verecek,onun daha iyi tan›t›lmas›n› sa¤layacakt›r.

Yemek Kültürüne Ait MateryallerAlan çal›flmalar› s›ras›nda maddi kültür ürünleri saptan›rken, etkin gelenekte

kullan›lanlar›n yan› s›ra art›k kullan›lmayanlar da dikkate al›nm›flt›r. Sahip olunan,kullan›lan aletlerin karmafl›kl›¤› ifl bölümü, teknoloji gelifltirme ve/veya teknolojiyikullanma bilgi ve beceresi, uzmanlaflma, iletiflim, ulafl›m, ticari al›fl-verifl, karmafl›kdüflünme yetene¤i gibi ekonomik ve sosyal yap›daki geliflme, örgütlenme ve çeflit-lili¤i de yans›tmaktad›r (Childe 1988:13-14). Kullan›lan ve kullan›lmayan yemekkültürüne ait materyaller, toplumsal ve kültürel yap›daki de¤iflmelerle gelinen, için-de bulunulan durumun anlafl›lmas›na da yard›mc› olmaktad›r.

Materyal toplanmas› s›ras›nda oldukça ilginç sorunlarla karfl› karfl›ya kal›nm›fl-t›r. Bunlardan biri hurdac›lard›r. Görece-yeni mutfak eflyas› ile takas edilen ya dapara karfl›l›¤›nda sat›lan bak›rdan materyallerin büyük bir k›sm›n›n, sat›lmadan daönce, yaklafl›k son on y›ld›r kullan›lmad›klar›, tavan aras›nda ya da ambarlarda tu-tulduklar› ö¤renilmifltir.

Çömlekler ise, kullan›m süresinin k›sa olmas› ve çömlek sat›c›lar›n›n “eskidenoldu¤u gibi” köylere s›k u¤ramamas› yüzünden yenilenemeyen, dolay›s›yla da güçbulunan eflyalardan olmufltur.

Karfl›lafl›lan bir baflka durum da, bak›r ve çömlekten materyallerin süsleme efl-yas› olarak kullan›lmas›yd›. Ancak, daha çok kentlere, il ve ilçe merkezlerine göç et-mifl kuflaklar›n bu e¤ilim içersinde oldu¤u ve bu eflyalarla kendi evlerinde “flark kö-flesi” ya da “flark köflesi gibi” köfle haz›rlad›klar› ö¤renilmifltir. Ayr›ca, kentte yafla-yan ve köylerle hiçbir ilgisi olmayan, gelir durumu iyi insanlar›n da bazen köylere

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

204

gelip dekoratif kullan›mlar için çeflitli eflyalar sat›n ald›klar› görülmüfltür (ki bunlararas›nda, at arabas› tekerle¤i gibi d›fl mekanlar›n dekorasyonunda kullan›lacak ma-teryaller de vard›r).

Bir di¤er sorun ise “istenilenin k›ymetlenmesi”ydi. Örne¤in, tavuklara yem vesu vermekte kullan›lan delinmifl, çinkosu düflmüfl, sap› k›r›lm›fl tabak ve tencereler,avlunun bir köflesinde kaderine terk edilmifl çaydanl›k, helke, tabak vb. eflyalar,köydeki arazilerden birinde gövdesi k›r›lm›fl, yüzeyi bozulmufl, içi toprakla dolmuflve art›k bir kaya görüntüsünde olan dibekler, içine hayvan yemi ya da tohum konankazan, helke vb. eflyalar, karfl›l›¤› da ödenerek al›nmak istendi¤inde, söz konusu efl-yan›n ne kadar gerekli, sat›lamaz, onun yerinin baflka bir fleyle doldurulamaz oldu-¤u da ortaya ç›k›yordu. Bu durum, sat›lacaksa ya da elden ç›kar›lacaksa bile nes-nenin de¤erini kat be kat artt›r›yordu. Ancak tüm bu zorluklara ra¤men, insanlardanEskiflehir yemek kültürü hakk›nda bir izlenim uyand›rabilecek kadar malzeme eldeedilebilmifltir.

Köy bakkallar›n›n yan› s›ra gezici sat›c›lar (bakkal, ekmekçi, manav, kasap, hertürlü ev eflyas› sat›c›s› vb.), görece artan al›m gücü, ulafl›m sorunun azalmas› gibiçeflitli nedenlere ba¤l› olarak tüketim ve sat›n alma al›flkanl›klar› de¤iflmifl/geliflmifl-tir. Yeni sat›n alma al›flkanl›¤› sonucunda edinilmifl maddi kültür ürünleri, günümüzkoflullar›na uygun olarak de¤iflmekte; teknolojik geliflmeler köy yaflam›na “do¤rukullan›m bilgileri” ile birlikte girmektedir. Bunlardan, buzdolab› vazgeçilmez bir efl-ya konumundayken, tüplü ocaklar, elektrikli f›r›n, elektrikli yay›k, mutfak robotu,haflhafl vb. fleyleri ezmek için elektrikli dibek, kullan›m› giderek yayg›nlaflan mutfakeflyalar› aras›ndad›r.

Geçmiflten getirilen mutfak araç-gereçlerinin ise kullan›mlar›na ba¤l› bir ömür-leri oldu¤u anlafl›lm›flt›r. Çok s›k yap›lan yemeklerin piflirme ve haz›rlama alet, araç-gereçleri rahatl›kla bulunabilirken, yiyece¤in haz›rlanma s›kl›¤› azald›kça bu araçlarda kaybolmaktad›r. Örne¤in, kuskus hemen hiç haz›rlanmad›¤›ndan kuskus yap›lantekne de kalmam›fl ya da köy genelinde sadece bir tane kalm›flt›r. Ancak, bir yeme-¤i hat›rlatan ya da yap›m› için varl›¤› gerekli tutulan materyallerin yerini zamanla ye-nisi de alabilmektedir. Birkaç örnek vermek gerekirse: Bazlama, toprak sacda yap›-l›r ama, art›k demir sac ve yanmaz tavada da yap›labilmektedir. Et, eskiden kavur-ma, kurutma ve f›ç›ya tepme gibi tekniklerle sonraki kullan›mlar için saklan›rken,günümüzde daha çok buzdolaplar›nda saklanmaktad›r. M›hlama yeme¤i, eskidenbak›r sahan›nda piflirilip yine bu sahanda yenirken, art›k tavada yap›l›p tabaklaraal›narak yenmektedir. Kat›k peyniri kuzu derisinin yan› s›ra cam kavanozlara da te-pilmektedir.

Kültürlerin, bir yerden bir baflka yere geçerken kendilerine ait maddi kültürürünlerini de tafl›d›klar›, böylece yeni yerde de geleneklerini sürdürebildikleri görül-müfltür. Tatarlar›n k›zartma yap›m›nda kulland›klar› flö¤ün kazan›; Trabzonlular›nkaralahana yeme¤inden kulland›klar› “gudal” ile minci ve civil peynirin tepildi¤ia¤aç “f›ç›” gibi eflyalar örnek olarak verilebilir.

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

205

Mutfakta kullan›lan materyallerle ilgili olarak ayr›ca flu saptamalar da yap›labi-lir:

-A¤›rl›kl› olarak çinko ve melamin tabak kullan›lmaktad›r ama, porselen tabakkullan›m› da yayg›nlaflmaktad›r. Çelik tencereler de alüminyumlar›n yerini almakta-d›r.

-Link ve el de¤irmeni, bulguru sat›n alma e¤iliminin yan› s›ra elektrikli dibek vede¤irmenlerin kullan›m›n›n etkisiyle art›k hemen hiç kullan›lmamakta, ortadan kalk-maktad›r. Ezilmifl haflhafl sat›n alma e¤ilimi dolay›s›yla benzer bir durumun haflhafltafl›nda da görülebilece¤i tahmin edilmektedir.

-Yeme al›flkanl›¤›n›n de¤iflmesine ba¤l› olarak yer sofras›, sini, sofra altl›klar› vetek tabaktan yemek yeme gelene¤inin bir parças› olan çinkodan büyük yemek ta-baklar› da mutfak maddi kültür yaflam›ndan zamanla çekilecek eflyalar aras›ndad›r.

-Yo¤urt biriktirilen tuluklar›n yerini bez torba almaktad›r. ‹çine peynir tepilen tu-luklar›n ise, tuluk için haz›rlanan peynir oldukça masrafl› oldu¤undan, kullan›m› gi-derek azalmaktad›r. Kar›n ve yay›k gibi süt ürünleri için kullan›lan araçlar›n kader-lerinin; süt ürünlerinin daha az ifllenmesi, sat›n alma e¤ilimi, yeni saklama teknikle-ri (tereya¤› için buzdolab›, çinko tencereler), elektrikli aletlerin yayg›nlaflmas› gibietkenlere ba¤l› olarak; tamam›yla kullan›c›lar›n›n elinde oldu¤u söylenebilir.

-Manav, Muhacir ve Tatar topluluklar›nda su tafl›ma ve koyma, et tepme, kurug›da saklama gibi çeflitli amaçlarla kullan›lan a¤açtan eflyalar›n art›k hemen hiç kul-lan›lmad›¤› görülmüfltür. Ancak, Karadenizlilerde civil ve minci peynirler, hala f›ç›-lara bas›lmaktad›r.

Yeme¤in yap›ld›¤› mekanlara de¤inilecek olursa, rahatl›kla flunu söylemekmümkündür; geleneksel mutfak hiçbir flekilde sadece bir mekana s›¤mamaktad›r.Üretilen ürünlerin ve yap›lan yemeklerin çeflitlili¤ine göre mekanlar da artmaktad›r.Ayr›ca, iklim ve evlerin durumuna göre de¤iflen oturma al›flkanl›klar› da bu mekan-lar›n çeflitlenmesinde etkili olmaktad›r. Mutfakla ilgili/mutfa¤a ait mekanlar› birkaçflekilde s›n›flamak mümkündür:

-Evin içinde, sobas› (ço¤unlukla kuzine), bacas› (baz› evlerde y›k›lm›flt›r), tüp-lü oca¤›, elektrikli f›r›n›, raflar›, (özellikle yeni betonarme evlerde) dolaplar›, buzdo-lab›, bulafl›k y›kama muslu¤u ve tezgah› bulunan, baz› köylerde oturma odas› ola-rak da kullan›lan, baz›lar›nda ise evin giriflinde-ilk oda da kurulmufl olan mutfak;

-‹çinde genellikle sadece bir bacan›n bulundu¤u baz› yerlerde ise bacan›n yan›s›ra, kuzine soba, musluk, tezgah, dolap ve raflar›n oldu¤u, özellikle yaz aylar›ndayazl›k oturma odas› olarak kullan›lan, avlu içinde evden ayr› infla edilmifl tek katl›yap› (“yazl›k” denir);

-Evin içinde, aile üyelerinde oturma amaçl› kullan›lmayan, çeflitli k›fll›k yiyece-¤in ya da dayan›kl› g›dan›n sakland›¤›, fazla ›fl›k almayan, “serin” bir oturma odas›(“serin oda” denir);

-Ambar olarak kullan›ld›¤›nda içine, basit tar›m alet ve araçlar›ndan, k›fll›k çe-flitli yiyeceklere, dayan›kl› g›dalardan, yiyecek haz›rlama alet ve araçlar›na, ocaktan,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

206

çuval gibi çeflitli tafl›ma eflyalar›na kadar mutfak, yiyecek, tar›mla ilgili fleylerin kon-du¤u, evin alt kat›nda ya da giriflindeki, baz› köylerde ise evden ayr› bir yap› olarakinfla edilmifl büyük, penceresiz ya daküçük pencereli serin oda;

-Evden ayr› infla edilmifl, tek katl›, içinde baca, kuzine soba, tand›r, ekmek f›r›-n› gibi ekmek ve çeflitli hamur ifllerinin piflirildi¤i ocak ve f›r›n ile hamuru yo¤urma,flekil verme, piflirme ifllemlerinde kullan›lan alet ve araçlar›n bulundu¤u yap› (tand›-revi, f›r›nevi vb.);

-Evin d›fl›nda, avlunun çeflitli yerlerinde, verandada bulunan her türlü piflirme,kaynatma iflinde kullan›lan kuzine soba; k›zartma yap›lan, su, bulgur, süt vb. fleyle-rin kaynat›ld›¤› tafllarla yap›lm›fl basit ocaklar ya da tafl, kerpiç ve toprakla yap›lm›flgeçici bacalar/ocaklar; her türlü piflirme ve kaynatma iflinde kuzine sobaya benze-yen ama kerpiç, tafl ve çamurla yap›lan geçici/yazl›k sobalar;

-Avlunun her hangi bir yerinde ve aç›kta bulunan ekmek f›r›nlar›.Yukar›da anlat›lmaya/tan›t›lmaya çal›fl›lan Eskiflehir yemek kültürünün maddi

yönü, sergilemede basit ve klasik anlay›fltaki bir düzenleme anlay›fl›yla ile yetinile-meyece¤ini de göstermektedir. Süresiz aç›k kalmas› tasarlanan sergiye maddi kül-tür ürünlerinin gösterdi¤i çeflitlilik ve de¤iflme yans›t›labildi¤i derecede, Eskiflehiryemek kültürünün tan›t›labilece¤i/anlat›labilece¤i düflünülmektedir.

Yemek Kültürünü Sergileme Tasar›lar› Bu k›s›mda, bir önceki s›n›rl› süreli sergileme deneyiminden de yararlan›larak,

yemek kültürünün nas›l sergilenebilece¤i konusu üzerinde düflünsel tasar›lar geliflti-rilmeye çal›fl›lacakt›r. Sergi kelimesinin kullan›m›n›n tercih edilme nedenleri, bir mü-zenin kurumsal yap›s›n› kald›rabilecek imkanlardan yoksunluk (müze alan› ve bina-s›, iflletme özellikleri, maddi kaynaklar vb.) ve konu ile ilgili tasar› ve beklentilerin,projenin bafl›ndan beri hep küçük ölçekli/mütevaz› olufludur. Ancak, serginin düzen-lenebilmesi, niteli¤inin anlafl›labilmesi için, müze tan›m ve yap›lanmas›na baflvur-mak yararl› olacakt›r.

Müzeler, akademik çal›flma, e¤itim ve zevk verme amac›yla, insanlar›n ve on-lar›n yaflam çevrelerindeki görünür maddelere sahip olan, bunlar› koruyan, üzerin-de araflt›rma yapan, sergileyip anlatan, kamuya aç›k, topluma ve onun geliflmesinehizmet eden, kar amac› gütmeyen, kal›c› kurumlard›r. Müzenin mimarisi, kurulu ol-du¤u alan, ba¤l› oldu¤u kurum, bütçesi, çal›flma saatleri, müzede çal›flanlar, müze-yi d›flar›dan destekleyenler, müze içinde kullan›lacak gerekli yard›mc› malzeme,araç ve gereçler gibi koflullarla durumlar müzenin nitelik ve gücünü belirlemektedir.Müzenin yap›s› ve türü, amaçlar›n› çeflitlendirmektedir. Türü ve amaçlar› çok iyi be-lirlenmifl müzelerin iflleyifli, faaliyet ve etkinliklerinin yan› s›ra müzenin binas› da da-ha verimli bir biçimde tasarlan›p düzenlenebilir (Amborse 1993:2, 7-8, 13-19; El-dem 1993:90, 91, 93, 94).

Merkez için tasarlanan sergide, mümkün oldu¤unca, bir müzenin temel nitelik,amaç ve ifllevlerine uygun bir düzenlemenin yap›lmas›na önem verilmektedir. Busayede sergi, daha ifllevsel ve kal›c› bir konuma sahip olabilecektir. Böyle bir sergiiçin yap›lmas›, göz önünde bulundurulmas› gerekenler flöyle s›ralan›p aç›klanabilir:

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

207

1. Yukar›da, ana bafll›klar› ile verilmeye çal›fl›lan yemek kültürünün olas› birsergisi, do¤ru ve oldukça tam bir bilgi sunabilme kayg›s›na sahipse, yemek kültürü-nünki kadar zengin ve ayr›nt›l› bölümlere/alt bafll›klara sahip olmal›d›r. Belirlenenkonu bafll›klar› sergileme biçimi ve çeflitlili¤ini de etkileyecektir.

2. Sergi, aç›k hava ve etnografya müzesinin bir kar›fl›m› ya da biraradal›¤›n›nbir örne¤i olacak flekilde tasarlanmal›d›r. Ça¤dafl müzelerdeki sat›fl birimleri ya dauygulamal› halkbilim müzelerindeki gibi unsurlar›n ziyaretçilerin önünde ya da on-larla birlikte yap›lmas› gibi yarat›m süreçlerinin tan›kl›¤›na olanak sa¤layan birimle-rin, -sahip olunacak tahmini olanaklar›n s›n›rl›l›¤› dolay›s›yla- olmayaca¤› tahminedilmektedir. Ancak nesne ve etiketinden oluflan basit bir sergileme anlay›fl›yla dahareket edilmemelidir. Tüm maddi kültür ürün malzemeleri, elden geldi¤ince ifllev-sel ve kullan›m özelliklerine uygun düzenlemeler içerisinde, foto¤raf ve ö¤retici bil-gi fiflleriyle de birlikte sergilenmelidir. Bu durum tar›m aletleri, ifl yeme¤i, özel günve tören yemekleri, baharatlar, içecekler vb. di¤er konu bafll›klar› için de geçerlidir.Çeflitli konulu kompozisyonlar›n, yemek kültürünün kültürel ve toplumsal de¤erler-le örülü, çok boyutlu yap›s›n› daha anlafl›l›r k›laca¤› düflünülmektedir. Ancak, kom-pozisyonlar›n yetersiz kald›¤› yerde, kültürel de¤erlerle hayat bulan eylem ve nesne-leri tan›tma iflini, posterler üstlenmelidir.

3. Sergi alan› olarak üniversite içinde verilecek herhangi bir yer/mekan kullan›-laca¤›ndan, aç›k hava müzelerinin önemli bir parças›n› oluflturan tamamlanm›fl yada örnek olarak yar›m b›rak›lm›fl f›r›n ve ocak tipleri ile mutfak, ambar ve yemekkültürüyle iliflkili di¤er yap›lar›n örneklerinin yer alamayaca¤› ya da çok s›n›rl› bir fle-kilde yer alabilece¤i tahmin edilmektedir.

Projenin ilk y›l›nda aç›lan sergide, projede yer alan bir araflt›rmac› ve Merkez ça-l›flanlar›n›n gayretiyle yap›lan basit bir baca örne¤inin d›fl›nda, alanda saptanan ya-p›, f›r›n ve ocak tipleri sadece poster ve saydamlarla gösterilip anlat›labilmiflti. An-cak, f›r›n tipleri ile ilgilenen bir ziyaretçinin yönlendirdi¤i sorular görüntünün tek bo-yutlulu¤unun yaratt›¤› eksikli¤in çok iyi anlafl›lmas›n› sa¤lam›flt›. Bu nedenle, süre-siz bir sergide tüm yap›lar, elden geldi¤ince ifllevsel özelliklerinin en iyi flekilde vur-guland›¤› kompozisyonlar içerisinde ve mümkünse maketleriyle örneklendirilmeli-dir.

4. Eldeki olanaklar›n s›n›rl›l›¤› dolay›s›yla, piflirilmifl örneklerine yer verilemeye-cek olan yemeklerin tan›t›lmas›n›, metinler üstlenmelidir. Bu durum, metinlerin ifli-ni, sorumlulu¤unu ve de¤erini artt›rmaktad›r.

Sergi salonunun uygun olmas› ve gerekli düzenlemelerin yap›labilmesi halinde,yaz›l› kaynaklardan oluflan bir birim/köfle de oluflturulmal›d›r. Serginin e¤itim vearaflt›rma amac›n›n gerçeklefltirilmesi kadar, konuya ilgi duyanlara sa¤layaca¤› ko-layl›klar aç›s›ndan da böylesi bir birim/köfle gerekli görülmelidir. Merkez arflivinde-ki, kitaplaflt›r›lm›fl proje sonucu; alanda çekilen foto¤raf ve saydamlar ile bunlara aitbilgi fiflleri; proje verileri temel al›narak haz›rlanm›fl çeflitli bilimsel çal›flmalar›n yan›s›ra yemek kültürüyle ilgili kitaplarla broflürlerin de yer alaca¤› birimin sergi salo-nunda bulunmas›, konunun bütünlü¤ü aç›s›ndan önemlidir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

208

5. MacDowell, ‘halk müzesi’, ‘aç›k hava’ ya da ‘yaflayan tarih’ müzesi olarakadland›r›lan müzelerin temel eksikli¤inin, kent yaflam› ve günümüz etnografisinin ör-neklerinden çok, tarihsel geçmifle ve k›rsal yaflama ait materyallerin tan›mlanmas›-na a¤›rl›k vermeleri oldu¤unu söylemektedir (1997:569).

Yukar›da temel nitelikleri verilmeye çal›fl›lan Eskiflehir yemek kültürünün çizdi-¤i resim, sadece maddi ürünler de¤il, yeme¤e iliflkin süreçler aç›s›ndan da, sergininartsüremli bir yaklafl›mla düzenlenmesinin do¤ru olaca¤›n› göstermektedir. Göçler,iletiflim kanallar› ve çeflitli kurumlar›n köylerde yürüttükleri e¤itici kurslarla kesinti-siz devam eden ö¤renme süreci, tariflerin, yeme¤i haz›rlama, piflirme ve sunma bi-çimlerinin yan› s›ra kullan›lan alet, araç ve gereçlerin de de¤iflmesine yol açmakta-d›r. Sergide, yemek kültürünün sahip oldu¤u bu devingen yap› gösterilmelidir. Aksidurumda, hangi zaman›n, hangi kesitinin, nas›l al›narak sunulaca¤›, zaman›n nas›ldondurulaca¤› sorunu ortaya ç›kaca¤›, eksik ve tan›mlanamaz bir manzara içine s›-k›fl›laca¤› aç›kt›r.

Yukar›da dile getirilen görüfl çerçevesinde, Merkez koleksiyonunda bulunanyanmaz tava, cam limonluk ve hac ziyareti s›ras›nda getirilmifl bir su tas› ile bir ba-k›rdan ‘çoban tavas›’ ya da bir bak›rdan ‘pilav taba¤›’ ayn› öneme sahiptir. Örne¤in,ekmek piflirme f›r›nlar›n›n sergilenmesinde bir tafl ekmek f›r›n› kadar bir kuzine so-baya ve bir elektrikli f›r›na da yer verilmelidir. Ad› geçen örnek materyallerin hepsi,kültürün tariflerde yer almayan yönlerinin anlafl›lmas› ve kültürel de¤iflim/geliflimçizgisinin görülebilmesi aç›s›ndan sergilenmesi gereken, gösterdikleri parasal de¤erfarkl›l›klar›na ra¤men, toplumsal ve kültürel de¤erleri birbirine eflit olan materyaller-dir.

6. Yemek kültüründeki de¤iflmeler tar›m aletlerinden, yiyece¤in ana malzeme-sini iflleyen alet, araç ve gereçlere, yeme¤in sunum biçiminden sofra düzenine ka-dar çok çeflitli boyutlarda gerçekleflti¤inden, süresiz aç›k kalmas› tasarlanan sergi-de, her konu ya da her nesne, geçirdi¤i evre ve de¤iflmeler belirtilerek verilmelidir.Örne¤in sergide, yemeklerin tek tabaktan yendi¤i sinili bir yer sofras›, birkaç kiflininortak tabaktan yedi¤i sinili bir yer sofras›, herkesin yeme¤ine kendisine ait bir ta-baktan yedi¤i masal› bir sofra örne¤i bulunmal›d›r. Bu sofralar, yeme¤in konufl s›ra-s›, yeme¤i koyan kifli, yeme¤i yiyecek olanlar›n sofraya flekli ve s›ras›n›n gösterile-bilmesi aç›s›ndan da önemlidir. Bir baflka örnek olarak, köylerde, evin avlusunda si-nili yer sofralar›nda ya da muhtarl›¤a/camiye ait plastik masa ve sandalyelerde ka-d›n ve erkeklerin ayr› ayr› yedi¤i dü¤ün yemekleri, dü¤ünün art›k ticari çal›flan dü-¤ün salonlar›nda yap›lmas›n›n tercih edilmesi dolay›s›yla giderek azalmaktad›r. Sü-resiz olmas› tasarlanan sergide, bu de¤iflim süreci elden geldi¤ince yans›t›larak kül-türün de¤iflen yüzü de ortaya konmal›d›r.

7. Sergiye gelen ziyaretçilerin bilgi ve belgelere an›nda kat›l›m› sa¤lanmal›d›r.Bu konunun öneminin vurgulanmas› aç›s›ndan, projede temel al›nan ve serginin bi-çimlenmesinde de temel al›nmas› gerekli görülen görüfllerin baz›lar›n› burada aktar-mak yararl› olacakt›r. Bu üç temel görüflü, k›saca ‘tarih’, ‘tat’ ve ‘yeme¤in yarat›c›-lar›’ olarak nitelendirmek mümkündür.

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

209

Tarih: “Merkezî konumu nedeniyle yemek tarihi ‘di¤er’ tarihlerle birlikte ilerler,onlar› belirler ve onlar taraf›ndan belirlenir” (Montanari, 1995:13). Sadece yemekreçetelerinden oluflan bir çal›flma hiçbir flekilde yöre ve dönem yemek kültürünütam olarak yans›tamaz. Tariflerde yer al(a)mayan ama yemek kültürünü biçimleyenbilgiler, insanlar›n an›lar›nda, deneyimlerinde yer almaktad›r. Yemek kültürünün ge-çirdi¤i evrelerin anlafl›labilmesi için projenin alan çal›flmalar› s›ras›nda, tarifler kadarkiflilerin, genellikle tarifleri verirken aktard›klar› an›lar› ile eski uygulamalar da der-lenmifltir.

Tat: Damak tad›n›n, yemek kültürünün -bazen de¤iflerek bazen de zamana uya-rak- zamana direnen en önemli k›s›mlar›ndan biri oldu¤u düflünülmektedir. Yemek-lerden söz edilirken tad›n ve kokunun, toplumsal ve kültürel yap›lanma, döneminekonomik durumu hakk›nda da bilgiler içeren an›lar› canland›rd›¤› görülmüfltür. Tat,ayn› zamanda statüseldir. Çünkü belli yemekler, belli rol ve statüdeki kiflilerce yen-memekte, be¤enilmemektedir. Ayr›ca, damak tad›n›n yaratt›¤› tutkunun, baflka ge-rekçelerle de birleflerek, geleneksel yemeklerin modern dünya içinde yaflamas›n›sa¤lad›¤› görülmüfltür. Örne¤in, yenen yabani otlar pazarlarda sat›lmakta; bir gele-nek icad› süreci içinde de de¤erlendirilebilecek olan çi¤ börek, ticari yemek salon-lar›na tafl›nmaktad›r.

Damak tad› ve yeme al›flkanl›klar› da kiflilere özel bilgilerdir. Bunun için insan-lar› dinlemek, onlara kulak vermek, onlara söz hakk› vermek gerekir. Alan çal›flma-lar› s›ras›nda elden geldi¤ince, f›rsat bulundukça, damak tad›nda gizlenen an›lara,statüsel iliflkilere, ekonomik koflullara, yeme al›flkanl›klar›na de¤inilmifltir.

Yeme¤i Yaratanlar: Her yeme¤in, söz konusu yeme¤i pifliren kifli kadar varyan-t› oldu¤u düflünülmektedir. Yemeklerin piflirilmesinde, tatlar›n›n de¤erlendirilmesin-de ve geleneksel mutfa¤›n özelliklerinin sürdürülmesinde bir yerleflim yerinin içindede farkl›l›klar ortaya ç›kmaktad›r. Derlemeler s›ras›nda; yemek yapan her kad›n›n,kendi ve ailedeki di¤er kiflilerin -ço¤unlukla da bu kiflilerin istekleri kendininkininönüne geçmektedir- istek ve be¤enileri ile ailesinin imkanlar› do¤rultusunda yemek-lerini haz›rlad›¤› anlafl›lm›flt›r. Bunlara ba¤l› olarak biçimlenen tariflerin gösterdikle-ri farkl›l›klar da artmaktad›r. Bu durum, proje metnine, tariflerin standartlaflmadan,tüm farkl› uygulamalar›yla birlikte gösterilmesi fleklinde vurgulanm›flt›r.

Tasarlanan sergide de, yemek kültürünün tamamlay›c›s› olan ancak yemek ta-rifleri kadar derlenmesi popüler ve kolay olmayan, damak tad› ve an›lar›n gizledik-lerinin vurgulanmas› amaçlanmaktad›r. Damak tad› ve an›lar›n paylafl›lmas›, yemekyapanlara özel olarak yaflayan farkl›l›klar›n saptanabilmesi için, ziyaretçilerin kenditariflerini, an› ve deneyimlerini aktarabilecekleri, yazabilecekleri ortamlar sa¤lanma-l›d›r. Böylesi bir ortam›n oluflturulmas›, verilerin yenilenmesi, toplumsal kat›l›m sa¤-lanmas› ve yemek kültürü konusunda daha ayr›nt›l› bir yaklafl›m›n gelifltirilmesi aç›-s›ndan da önemli görülmektedir.

8. Saptanabildi¤i kadar›yla Eskiflehir’de 10 farkl› topluluk yaflamaktad›r (Aba-za, Boflnak, Çerkez, Kürt, Manav, Muhacir, Pomak, Tatar, Türkmen ve Yörük).

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

210

Barth, etnik grubu, sosyal varl›klar›n içinde yaflad›klar› gruplara iliflkin yapt›klar› ta-n›mlamalar sonucunda oluflan toplumsal kategoriler olarak kabul etmektedir. Etnikkimlik ise, k›smen de¤er yarg›lar›yla belirlenen kültürel bir oluflumdur. Gruplar ara-s›ndaki farkl›l›klara yol açan kültürel unsurlar ise yemek ve giysi gibi görünür iflaretve simgelerin yan› s›ra ahlaki de¤erler gibi soyut bak›fl aç›lar›d›r (Barth 2001:13, 16,17, 20-21, 28). Yeme¤in kimlik göstergesi oluflu niteli¤i dolay›s›yla Longs da, ye-mek gelene¤i ba¤lam›nda befl kategori önermektedir: Ulusal ya da kültürel kimlik,bölge, zaman, ethos/din ve sosyo-ekonomik s›n›f (Long 1998:183). Gerçeklefltirilenprojede de yemek kültürüne bu kategoriler çerçevesinde bak›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Et-nik ve bölgesel/ilçelere ba¤l› özellikler ba¤lam›nda ele al›nd›¤›nda, bu kategorininEskiflehir yemek kültürü konusunda temel belirleyici etken olmad›¤› görülmüfltür.Ancak, topluluk kimli¤inin yan› s›ra yaflan›lan co¤rafya, göç tarihi, ekonomik ko-num, Alevilik-Sünnilik gibi di¤er kategoriler birlikte ele al›nd›¤›nda yemek kültürü ileilgili sa¤l›kl› de¤erlendirmeler yap›labilece¤i anlafl›lm›flt›r. Araflt›rmada, belli toplu-luklar›n kendilerine has kültürel yap›lar› oldu¤u ve bask›n kültürel özellikler göste-ren ilçe kültürleri için de bile bu özelliklerini koruduklar› anlafl›lm›flsa da, öne ç›kankavram “kültürel etkileflim” olmufltur. Etnik grup tarihinin, kültür tarihiyle özdefl ol-mad›¤›, kültürün, etnik gruplar›n örgütsel yap›s›ndan daha fazla de¤iflime u¤rad›¤›göz önüne al›n›rsa, birbirlerini etnik grup niteliklerine göre tan›mlay›p ay›ran köyle-rin yemek kültüründe “etkileflim” kavram›n›n öne ç›kmas› daha iyi anlafl›lacakt›r(Barth 2001:40).

Konuyu biraz daha vurgulamak için Oring’in görüflünü yinelemek yerinde ola-cakt›r. Ona göre, halkbilimi çal›flmalar› ilk bafllad›klar› dönemden bu yana kimlikkonusunu ifllemektedir ancak, çal›flmalar kimlik araflt›rmas› iddias›yla ortaya ç›k-mamakta ve kimlikle ilgili bir literatürü kullanmamaktad›r (Oring 1994:223, 224).Ona göre; “kimlik, bir tür s›k›flt›r›labilir düzen içinde bizim farkl› ilgilerimizi birleflti-ren bir fley gibi görünür. Kimlik, bir halk (folk) düflüncesini bir bilgi (lore) fikrine ba¤-layan fleydir” (Oring 1994:225). Serginin konusunu oluflturan yemek kültürüne, et-nik yap› çerçevesinde ve -belirtilmese de- bir kimlik konusu olarak yaklafl›ld›¤›nda,tasarlanan serginin de bir kimlik yans›mas› oldu¤u görülecektir.

Gerçeklefltirilen proje ve tasar›s› üzerinde tart›fl›lan sergi, birbirinden habersiz yada daha çok duyarak edinilmifl bilgiler çerçevesinde birbirlerini tan›yan topluluklar›bir çat› alt›nda toplamakta, Eskiflehir yemek kültürünü ve Eskiflehir kimli¤inin birgöstergesini oluflturmaktad›r. Eskiflehir’in toplumsal yap›s› ve topluluklar aras› kül-türel fark ve bezerliklerin görülebilmesi bak›m›ndan, eldeki materyaller sergide, hemkendi tarihleri, hem de içinde yaflam bulduklar› toplulu¤un tarihiyle de iliflkilendiri-lerek verilmelidir. Önemli olan nokta, bu oluflumun parçal›, çoketnikli, çokkültürlüyap›s›n› ifade eden kimlik göstergelerini do¤ru anlay›p düzenlemek ve yans›tmakta-d›r.

9. Sergileme sorununun daha çok yeme¤in malzemeleri konusunda yaflanaca-¤› aç›kt›r. Uygun ortam koflullar›n›n sa¤lanmas› durumunda, dayan›kl› malzemeler

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

211

–belirli aral›klarla yenilenerek- sergilenebilir. Ancak, foto¤raf ve bilgi kartlar›ndanoluflan posterler de bu konuda büyük yarar sa¤layacakt›r. Bu durumu, yenen yaba-ni otlarla örneklendirmek mümkündür: Derlemeler s›ras›nda 12’si sadece piflirilerek,22’si çi¤, 14’ü hem çi¤ hem piflirilerek yenen 48 yabani ot ve 7 çeflit yenen yabanimeyve tespit edilmifltir. Öncelikle Türkmen, ikinci olarak da Yörük ve Manav köyle-rinde yenen otlar›n çeflidinin artt›¤› görülmüfltür. Proje sürerken aç›lan sergide, ye-nen yabani otlar, baz›lar›n›n tek baz›lar›n›n grup halinde çekilmifl foto¤raflar› ve fo-to¤raflar›n bilgi fifllerinden oluflan oldukça s›n›rl› posterler halinde yer alm›flt›. Foto¤-raflardan bitkinin tam olarak seçilememesi, bilimsel ortak bir dilin gereklili¤i ve pos-terlerin bitki hakk›nda çok s›n›rl› bir bilgi aktarmas› as›l sergileme aflamas›nda flun-lar›n gerekli oldu¤u görüflünü do¤urmufltur: -Botanikçilerden de yard›m al›narak-Her otun tek tek çekilmifl foto¤raf, çizim, bilimsel künye ve –mümkünse- kurutul-mufl bir örne¤inin yan› s›ra onunla yap›lan yemeklerin reçetelerinden oluflan poster-ler halinde sunulmas› bitkinin daha ayr›nt›l› bir biçimde tan›t›lmas›n› sa¤layacakt›r.

Konuflmay› toparlamak gerekirse; Eskiflehir örne¤inde görüldü¤ü ve anlafl›ld›¤›kadar›yla, yiyecek/yemek kültürü, kendisini iflleyenlere ve tüketenlere hem kültürelhem de yaflamsal olarak can veren, ayn› zamanda kendisi de ‘canl›’ olan bir unsur-dur. Co¤rafyaya, iklime, yaflad›¤› dönemin ekonomik, toplumsal ve do¤al koflullar›-na, kendisini iflleyen toplulu¤a ve kiflilere göre farkl›laflarak çeflitlenmektedir. Sa¤-l›k sorunlar›, göç, teknik geliflmelerden yararlanma, sat›n alma gücünün görece art-mas› gibi hayat›n hemen her alan›ndaki durum ve de¤iflmelerden etkilenerek yeni-den biçimlenmektedir. Önemli olan, sergide, yeme¤in yaflam damarlar›n› kurutma-mak, onun farkl› bir boyutta da olsa, bizim kadar canl› oldu¤unu anlatabilmek/yan-s›tabilmektir.

KaynaklarAmbrose, Timothy 1993 Managing New Museums. Edinburg: Scottish Muse-

ums Concil.Barth, Fredrik 2001 “Girifl”, Etnik gruplar ve S›n›rlar› içinde. Fredrik Barth

(ed.), Ayhan Kaya, Seda Gürkan (çev.), ‹stanbul: Ba¤lam Yay›nc›l›k, 9-40.Childe, Gordon 1988 Kendini Yaratan ‹nsan. Filiz Ofluo¤lu (çev.), ‹stanbul: var-

l›k Yay›nlar›.Eldem, Nezih 1993 “Dünya’da ve Türkiye’de Müze Mimarl›¤›”, Müzeler ‹çin Düfl

Bilançosu içinde. ‹stanbul: YKY, 85-97.Long, Lucy M. 1998 “Culinary Tourism: A Folkloristic Perspective on Eating

and Otherness”, Southern Folklore, Vol. 53, Num. 3, 181-204.MacDowell, Marsha 1997 “Museum, Folk” maddesi, Folklore-Vol. II, Thomas

A. Gren (ed.), Santa Barbara: ABC CLIO, 567-570.Montanari, Massimo 1995 Avrupa’da Yeme¤in Tarihi. Mesut Önen, Biranda

Hinginar (çev.), ‹stanbul: Afa ‹ntermedia.Oring, Elliott 1994 “The Art, Artifacts, and Artifices of Identity”, Journal of

Amerikan Folklore, 107 (424), 211-233.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

212

EK:Proje kapsam›nda sergilenmek üzere alandan derlenen maddi kültür ürünleri

flunlard›r: -Büyük Zini/(Sini), Küçük Zini/(Sini), Büyük Sofra, Sofra Aya¤›, Kasnak Sofra

Aya¤›, -Dibek, Bulgur Tafl›, Haflhafl Tafl›, Tokmak, Tarhana Tokac›,

-Mayal›k, Un Ele¤i, Hamur Teknesi, Ekmek Tahtas›, Ekmek Tahtas› (ekmekdo¤rama), Oklava, Unevi, K›g›fl, Esran, Bükürgeç, Çevirgeç, Tablama, Tablak, Sac,Toprak Sac (küçük), Hamur Taba¤›, Ekmek Tavas›, Sac Aya¤›,

-Sütlük, Süt Makinesi, Yay›k ve Tokmak/El, Tuluk (yay›k olarak kullan›lan) ve

“Piflek”/“Elcik”, Kuzu Karn›, Tuhran, Tuluk (yo¤urt biriktirmek için), Tuluk (peynirtepilen), Helke,

-Susak, Kepçe (a¤aç), Yemek Çatal Ve B›ça¤›, Tahta Kafl›k, Kepçe ve Çatal, Ka-ma ve K›l›f›, Limonluk, Tuzluk, Baharat Tak›m›, Çatal Mafla, Çark, ‹listir, Delikli Kep-çe, Çerez Dibekleri,

-Tec, Kazan, Harana, Kaymak Tenceresi, Tava, fiö¤ün Kazan›, Kapakl› Tava, Ka-vurma Tavas›, Çorba Sahan›, Çoban Tavas›, Küçük Saps›z Tava, Yanmaz Tava, Ten-

cere, Kapaks›z Tencere, Küçük Tencere Kapa¤›, Çömlek Tencere, Kapama Sahan›,

Sahan, Derin Tepsi, Tepsi, -Tas, Karavana (büyük tas), Tabak, Tatl› Taba¤›, Pilav Taba¤›, Salata Taba¤›,

M›hlama Taba¤›, Nalbenki, Sefer Tas›,

-Ölçü Tas›, Terazi, Kantar,

-Dokuma Çuval, Denk, Sepet, -Testi, Su A¤ac› (büyük ve küçük), ‹mbikli Gü¤üm, Yat›k (büyük ve küçük), ‹b-

rik, Gü¤üm, ‹stemli, Cezve Tak›m›, Kahve De¤irmeni, Demlik, Su Tas›, Su Kasesi, SuBarda¤›, Bardak Altl›¤›, Maflrapa, P›nar Kovas›,

-Güllü Süpürge, Süpürge,

-Gözer, Kalbur, Boyunduruk, Annat, Diren, Yaba,

-Le¤en (el-yüz y›kama) ve Le¤en Kapa¤›, -Gaz Oca¤›

-Karakovan.

ESK‹fiEH‹R YEMEK KÜLTÜRÜNÜN SÜRES‹Z SERG‹LENEB‹LMES‹ ÜZER‹NE DÜfiÜNSEL TASARILAR

213

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE HALK ‹NANÇLARI

Yaflar Kalafat

G‹R‹fiBiz bu k›sa bildirimizi “Yerleflme Yap›lanmas›” ve “Alana Yerleflme” bafll›klar›

alt›nda ele alaca¤›z. Daha sonra da Madurodam Aç›k Hava Müzesine de¤inece¤iz.Yerleflme Yap›lanmas›nda, inanc›n geçmiflte veya halen yaflamakta oldu¤u yerleflimyeri ve yerleri ile ilgili inanç müzesinin kurulmas› üzerine duraca¤›z. Alana Yerleflmebölümünde ise, müzenin ifllevine ve iflleyifline dair görüflmelerimizi aç›klayaca¤›z.Daha sonra da bu kapsama giren bir iki ayr›nt›ya de¤inece¤iz.

YERLEfiME YAPILANMASI‹nanç içerikli müzelerin yerleflim yap›lanmas›nda müzenin yap›laca¤› yer olarak

o inanc›n yaflad›¤› bölge veya yöre seçilmelidir. Mesela esnafa kuflak kufland›rmauygulamas› sadece K›rflehir’de de¤il, bu uygulaman›n yaflamakta oldu¤u Siirt’teSamsun’da yap›labilmeli. Bu münasebetle kullan›lan Ahi teflkilat› aksesuar›, mera-sim salonunun döflenifli, ikram ve dua gereksinimleri canl›l›klar›n› sürdürebilmeli.Anadolu sath›na yay›lm›fl bu müzeler Ankara gibi büyük kültür merkezlerinde Ana-dolu’daki örnekleri ile birlikte toplu halde görülebilmeli. Toplu halde yap›lan sergile-melerde, zaman ve yerel nüanslar da gözlenebilmeli.

ALANA YERLEfiME Alana oturtulmufl inanç müzesinde flu hususlar aran›lmal›; a. Müze uygulamaya aç›k olmal›.Mesela beflik toyu, saç toyu, difl toyu yap›labilmeli. Bu tür uygulamalar tüm

mevsim boyunca yap›lamayabilir. Ancak muayyen dönemlerde bazen bir takvimeba¤l› olarak ve bazen de özel hallerde yap›labilmeli.

b. Uygulama gelir getirici olabilmeli. Mesela difl hedi¤i yap›lm›fl ise, sa¤l›kl›flartlarda hedik sat›fla sunulabilmeli, hedi¤in yerini pofletlenmifl gelin sac›s› veya birbaflkas› da alabilir.

c. Uygulama tafl›nabilir argumanlara dönüfltürülebilmeli. Mesela k›na gecesi re-sim albümleri, kaset ve disketleri sat›labilir.

d. Uygulamal› müzeye gelenler uygulamaya kat›lma imkan› bulabilmeli. Mese-la bir seyirci damat t›rafl› merasimini yaflamak isteyebilir. Veya gelin bafl› bezeme-sini kendi bafl›nda denemek isteyebilir.

e. Uygulama esnas›nda dozunda ve usulünce e¤itim de verebilir, türbe ziyaretiMünasebeti ile adap ve erkan›n mistik folklor boyutu anlat›l›rken bid’ad, flirk ve hu-rafe ile olan fark› anlat›lm›fl olabilir.

214

f. Karfl›laflt›rmal› halk inançlar› albümleri ç›karabilir. Bunlar Anadolu halk inanç-lar›nda birli¤i gösterirken yerel nüanslarla seyirciye vernekuder renklili¤in oluflumu-na dair fikir verebilmeli. Bu tür malzeme gerekiyorsa ço¤alt›larak teflhir edilebilirken,karfl›laflt›rmay› sergileyen albümler sat›fla da sunulabilir. Mesela Anadolu’nun muh-telif yerlerinden derlenilmifl “K›rk Tas›” ile bir salon süslenebilece¤i gibi bunlar›n re-simlerinden oluflmufl toplu albümler sat›fla da sunulabilir.

g. Sadece çocuklar›n, sadece han›mlar›n veya sadece yafll›lar›n ilgisini çekebi-lecek uygulamalar›n teflhiri yap›labilir. Mesela mektebe ilk ilahili gidifl, ilk okumay›sökme, ilk karneyi alma ile ilgili inançlar veya bayanlar için gelin hamam›, gelin ta-s›, gelin bohças›, gelin takunyas›, gelin hal›s› ile ilgili uygulamal› inançlar sergilene-bilir.

h. Genifl co¤rafi alanda hayat›n do¤umla ilgili safhalar› inanç a¤›rl›kl› bir bütün-lük içerisinde sergilenebilir. Böylece ayr›lm›fl belirli bir alanda ebe ana bütün fonk-siyonu ile bir di¤er belirlenmifl alanda çeyiz sergisi ile ilgili inançlar ve ayr›ca ya¤-mur duas› gibi döneme ba¤l› toplu uygulamalar orjinaline uygun, maketlenebilir, oy-nan›labilir, teknik dokümantasyonlar› sa¤lanabilir.

Böylece müze alan›n bir kap›s›ndan grip bütün alan› dolaflan gezici di¤er kap›-s›ndan ç›karken otantik hayat› sadece inanç boyutu ile yaflamak istemesi halindeyan›nda kal›c› hat›ralar da sat›n alm›fl olacakt›r. ‹nançlar canl› olarak yaflanabilecek,yaflan›lan inançlara gözlemciler de bizzat yaflayarak kat›lacak, müzeye katk›lar› ilemüzenin dolay›s›yla halk inançlar› kültürümüzün yaflanmas›n› sa¤lam›fl olacaklar.Bu bize kimli¤imizin derinliklerine inebilmeyi sa¤layacakt›r. Bununla bize ait olan›yaflayarak sahiplenmifl olaca¤›z. Bize ait olan›n unutulmamas›n› sa¤lam›fl olaca¤›z.Geçmiflimizden kopmayaca¤›z. Ve halk ile ayd›n aras›ndaki kimlik farkl›laflmas›n›önlemifl olaca¤›z. Ayn› zamanda bir olan kültür zemininden birden fazla kültür ara-y›fl›n›n gerçe¤i zorlamak oldu¤unu göstermek imkan› bulaca¤›z Folklorik inanç kül-türümüzün yozlaflt›r›larak, irticaya, misyonerli¤i ve ataizme geçit vermesini önlemeimkan› bulabilece¤iz.

Madurodam’a gelince; VI. Dünya Azerbaycanl›lar Kongresi münasebeti ile Ma-durodam’› gezme imkan› buldum. Buras› Hollanda’da dünyaca ünlü bir aç›k havamüzesi. Hollanda’n›n ne kadar tarihi ve modern kültür yap›t› var ise, sosyal fonksi-yonlar› bitki örtüsü kufllar gibi hayvan dokusu ile birlikte yapt›klar› maketlerle bütünHollanda’y› bu birkaç dönümlük alana tafl›m›fllar. Hollanda’daki orta ça¤dan kalmabir flatoyu veya Hollanda’n›n en eski kilisesini görmek istiyorsan›z; kilometrekareler-ce seyahat yapm›yorsunuz. Çok kere bu maketler flehrini dolaflt›ktan sonra, orjina-line ulaflmak için, seyahat yapmaya karar veriyorsunuz. Hollanda’n›n bütün ünlüle-rini bu müzede orijinal heykellerinden görebilirsiniz. Zira Hollanda heykelt›raflc›l›¤›da bu heykellerle müzeye tafl›nm›fl. Maket insanlar müzede bu heykelleri seyreder-ken siz de onlar› inceleme imkan› buluyorsunuz. Burada flelaleleri ve su kanallar›n›üzerinde hareket halinde olan gemilerle birlikte görebilirsiniz. Trafik kara ve demiryollar›nda bütün canl›l›¤› ile yaflat›lm›fl. Müzeye bir hediye salonu ve bir de ikram sa-

HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ VE HALK ‹NANÇLARI

215

lonu eklenilmifltir. Aç›k hava müzesinin bütün sokak, cadde, park ve meydanlar› nu-maraland›r›lm›fl. Keza ünlü binalar›n da do¤al olarak numaralar› var. Girerken ald›-¤›n›z broflürle müzede neyi izledi¤inizi veya neyi izleyece¤inizi takip edebiliyorsunuz.Böylece 170 ayr› yap›y› bir aç›k hava müzesinde gezerek, ülkenin el sanatlar›ndansanayi sektörüne, enerji merkezlerinden inançlar›na kadar herfleylerini görebiliyor-sunuz. Hollanda kendini anlatma imkan› buluyor. Siz de Hollanda’y› anlama imkan›elde ediyorsunuz. Ayr›ca Hollanda güzelliklerini sergileyerek para kazanm›fl oluyor.

Böyle bir müzeyi Türkiye’de yapmak istesek ‹sak Pafla Saray› ile Topkap› Sa-ray›n› ayn› anda sergileme imkan› bulurduk, insanlar› K›rflehir, Konya, Ankara, Bur-sa, ‹stanbul derken bütün Anadolu ulular›n› gezdirebilirdik. Anadolu’nun sahne oldu-¤u bütün dinlerin mabetlerini sergileyebilirdik. Minare kandilleri ile kilise çanlar› nemuhteflem bir birliktelik sergilerdi. Farkl› yüzy›llarda ve farkl› inanç çevrelerindekifolklorik islam› otantik hali ile sergileyebilirdik.

Bildirimize girerken bir iki ayr›nt›ya da de¤inece¤imizi aç›klam›flt›k. Bununlamüzecili¤i sadece müzecilerin ifli olarak düflünmemek gerekti¤ini kastetmifltik. Me-sela Tar›m Bakanl›¤› uygun aç›k ve kapal› alanlarda Türk tar›m etno¤rafyas›n› ser-gilerken, bereketle ilgili malzemeyi de koruma alt›na alm›fl olur. Bu cümleden hasatmerasimleri horaveller, ayalar, ya¤mur merasimleri ile ilgili malzeme korunulmufl vesergilenmifl olur. Keza Diyanet ‹flleri Bakanl›¤› dini folkloru aç›k ve kapal› alanlardakoruma ve teflhire sunabilir. ‹lahiyat Fakültelerini çeflitli din erkan›n›n giysi ve muzi-ki envanteri ç›kar›p sergileyerek halk inançlar› kültürümüze katk›da bulunmalar›sa¤lanabilir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

216

1995-2001 YILLARI ARASINDA MESLEK‹ YAYGIN E⁄‹T‹M FAKÜLTES‹ PROGRAMLARINDA YER ALAN UYGULAMALI

MEZUN‹YET TEZLER‹N‹N UYGULAMALARI ÜZER‹NE

Tevhide ÖZBA⁄I

Sanat toplumun kültürünü yans›tan bir olgudur. Türk milletinin sanat› da tarihikadar eski ve göz al›c›d›r. Sanat kapsam›nda el sanatlar›n›n da çok eski bir geçmi-fli ve çok zengin örnekleri vard›r. Milli folklorumuzun de bir parças› olan el sanatla-r›, sanatç›n›n yarat›c› gücünün yan› s›ra, atadan kalma ve aile içinde geleneksel yol-la ö¤renilmifl süregelen teknik, motif ve kompozisyon özelliklerine sahiptir.

Geliflen ve de¤iflen teknolojiye paralel olarak ülkemizde toplumsal, ekonomikve kültürel de¤iflmeler görülmektedir. Köylerden kentlere göçler ve nüfus dengesiz-li¤i do¤al olarak geleneksel yap›da büyük farkl›l›klar do¤urmaktad›r.

Ülkemizde bu de¤iflim sürecini izlemesi gereken kurumlar vard›r. Bunlar›n için-de en önemlileri üniversiteler bünyesinde e¤itim ve araflt›rma hizmetleri veren fakül-te, yüksekokul, enstitü ve araflt›rma merkezleridir.

Bu merkezlerden birisi de Gazi Üniversitesi bünyesinde yer alan Mesleki E¤itimFakültesi ile Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi’dir. Dublikasyon nedeniyle 2000 y›l›n-da Mesleki E¤itim Fakültesi ile birleflen Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi, 1992 y›l›n-da kurulmufl bir fakülteydi. Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi El Sanatlar› Yayg›n E¤i-timi Bölümü, Giyim Yayg›n E¤itimi Bölümü, Resim Yayg›n E¤itimi Bölümü, ÇocukGeliflimi ve Aile Ekonomisi Yayg›n E¤itimi Bölümü, Kuaförlük ve Güzellik BilgisiE¤itimi Bölümü ve E¤itim Bilimleri Bölümü olmak üzere alt› bölümden oluflmaktay-d›. E¤itim Bilimleri Bölümü hariç her bölüm kendi içinde Anabilim-Anasanat dallar›ve kapsamlar›nda ö¤retmenlik programlar› vermekteydi. Ö¤retmenlik ders prog-ramlar›; alan dersleri, alan› destekleyici dersler, YÖK dersleri ve ö¤retmenlik for-masyon derslerinin yan› s›ra “Mezuniyet Tezi” derslerini de içermekteydi.

1992 kurulan Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi programlar›nda yer alan “Mezu-niyet Tezi” dersinin yap›lacak örnek uygulamalarla maddi kültürümüzün, orijinalininyok olmas› durumunda yeni ürünlerle görsel olarak da yaflat›lmas› ve tan›t›lmas› dü-flüncesiyle dönemin dekan› Prof. Dr. H. Örcün Bar›flta programlarda “Uygulamal›Mezuniyet Tezi” olarak yer almas›n› önermifltir. Bu öneri çerçevesinde tez için yap›-lacak araflt›rmalarda, mevcut durumun belgelenmesi maddi ve manevi kültürümü-zün gere¤i gibi incelenmesi, araflt›r›lmas› ve geçerlili¤i için, sanat tarihçileri, halkbi-

217

limcileri atölye hocalar›, sanatç› ve teknologlar birlikte çal›flarak “Uygulamal› Mezu-niyet Tezi” dersinin haz›rl›klar›n› yaparak 1995 y›l›nda uygulanmaya bafllam›flt›r.

Bu dersin genel amac›; kültür tarihi içerisinde yer almas› gerekirken giderekkaybolmaya yüz tutmufl geleneksel yaflamda ifllevsel olan, ancak günümüzde sade-ce sand›klarda saklanan el sanatlar›m›z ile günümüzde de üretilen el sanatlar›m›z›n,giyim kuflamlar›m›z›n, geleneksel yemeklerimizin, geleneksel çocuk oyun ve oyun-caklar›n›n derlenmesi belgelenmesi bu de¤erlerin, görsel olarak da ç›kart›l›p tan›t›l-mas› ve gelecek kuflaklara aktar›lmas›d›r.

Bu bildirimizde; 1995-2001 y›llar› aras›nda; sadece El Sanatlar› Yayg›n E¤itimiBölümü’ne ba¤l› Nak›fl, Çiçek-Örgü-Dokuma ve Geleneksel Türk El Sanatlar› Ö¤-retmenli¤i Programlar› çerçevesinde yürütülen “Uygulamal› Mezuniyet Tezleri” üze-rinde durulacakt›r.

Uygulamal› Mezuniyet Tez çal›flmalar› tamamen alan çal›flmas›na yönelik halkbilimi a¤›rl›kl› uygulamas› da olan bilimsel bir çal›flmad›r. Tez konular›n›n seçimi, 3.s›n›f›n II. Yar›y›l›nda yap›lmaktad›r. Konu seçiminden sonra yöreye gidilmekte, herkonu için ayr› ayr› haz›rlanm›fl olan görüflme ve inceleme formlar› do¤rultusundaaraflt›rmaya al›nan örnekler foto¤raflar›yla birlikte, üretim tarihi, kullan›m yeri, biçi-mi, amac›, boyutlar›, uygulanan teknik, kullan›lan renk, motif özellikleriyle kaynakkiflilerden elde edilen bilgiler yöresel isim ve anlamlar›yla de¤erlendirmeye al›nmak-tad›r. Tez iki aflamada gerçekleflmekte; birinci aflamada belgelenen ürünlerle kata-log haz›rlamakta literatür deste¤i ile de veriler ve de¤erlendirmeler sonucunda di¤eralanlarda oldu¤u gibi tez rapor haline getirilmektedir. ‹kinci aflamada ise, tezin ad›n-dan da anlafl›laca¤› gibi uygulamaya yöneliktir. Araflt›rma kapsam›na al›nan örnek-lerden konunun özelli¤ine göre bir veya birkaç› bazen de bir bölümü (bu büyük bo-yutlu örnekler için geçerlidir) uygulamaya al›nmaktad›r. Bütün özellikleriyle orijina-line uygun biçimde haz›rlanan örnekler bir arflivde muhafaza edilmektedir.

1995-2001 y›llar› aras›nda El Sanatlar› Yayg›n E¤itimi Bölümüne ba¤l› Nak›fl,Çiçek-Örgü-Dokuma ve Geleneksel Türk El Sanatlar› Ö¤retmenli¤i Programlar›ndatoplam 534 adet tez yürütülmüfltür. Tezlerin 258 adedi farkl› teknik gösteren çeflitliifllemeler üzerinedir. 81 adedi, hal›, kilim, cicim, sumak, kolon dokuma gibi de¤iflikdokumalar üzerine, 78 adedi oyalar üzerinedir. Örgü üzerine 60 adet tez yürütülmüfl-tür. 38 adedi flifl ile örülmüfl çorap, eldiven ve patik üzerine, 17 adedi t›¤ ile örülmüflpara keseleri ve danteller üzerine, 4 adedi sepet örücülü¤ü üzerinedir. Ayr›ca havluve çarflaf ba¤lama üzerine 2 adet tez bulunmaktad›r. Geleneksel Türk El sanatlar›-m›zdan yap›lan tezlerin 19 adedi tafl iflçili¤i, 10 adedi ahflap iflçili¤i, 14 adedi ise çi-ni seramik üzerinedir. Bunlar›n d›fl›nda 1 adet yazmac›l›k, 2 adet bak›rc›l›k, 3 adettelkari, 4 adet geleneksel gümüfl ve alt›n tak›lar üzerine tez yürütülmüfltür. Yap›lantezlerde el sanatlar›m›z›n hemen hemen bütün konular›na yer verilmifl, konular›nfarkl› yörelerden seçilmesine de özen gösterilmifltir.

1995-2001 y›llar› aras›nda El Sanatlar› Yayg›n E¤itimi Bölümünde yürütülenuygulamal› mezuniyet tezlerinin; konular›, y›llar› ve yörelerini gösterir tablolar EK 1-7’de yer almaktad›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

218

El sanatlar›n›n çeflitli konular›nda yürütülmüfl olan tezlerin kataloglar›nda yeralan örneklerin orijinaline ba¤l› kal›narak haz›rlanm›fl tez say›s› kadar toplam 534adet uygulanm›fl örnekler Fakültemizin arflivinde muhafaza edilmektedir. Bu örnek-ler, el sanatlar›m›z›n etno¤rafik belgeleri oldu¤u gibi müzecilik aç›s›ndan da son de-rece önemlidir.

Tezlerde yer alan orijinaline uygun biçimde haz›rlanm›fl; çeflitli iflleme, dokuma,örgü, oya gibi örneklerden bir kaç› Foto¤raf 53-62’de tan›t›lmaya çal›fl›lm›flt›r.

Sonuç olarak; çok zengin el sanatlar›m›z›n sand›klardan gün ›fl›¤›na ç›kar›laraksistemli ve bilimsel olarak ele al›nmal›, araflt›r›lmal›, belgelenmelidir. Belgelenen ör-nekler, orijinaline uygun biçimde haz›rlanmal› ve etno¤rafik eser olarak müzelerekazand›r›lmal›d›r.

E¤itim kurumlar›n›n bu tür çal›flmalara a¤›rl›k vermesi geçmiflten gelece¤e köp-rü niteli¤i tafl›yarak, maddi kültürümüzün yaflat›lmas› aç›s›ndan önemli olacakt›r.

Dile¤imiz tez konular› gere¤i, haz›rlanm›fl olan uygulama örneklerinin sa¤l›kl›bir arflive kavuflturulmas› ve bu örneklerden daha genifl kitlelerin yararlanmalar›n›nsa¤lanmas›d›r.

KAYNAKÇABAYKAN, Vildan “Dursunbey ‹lçesi Boncuk Oyas› Araflt›rmas›”, G. Ü. Mesleki

E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 1995.B‹RKAN, Gurçin “Azdavay ‹lçesi Azdavay Kad›n Takkeleri”, G. Ü. Mesleki E¤i-

tim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 1995.BABAO⁄LU, Yeflim “‹zmir ‹li Menemen ‹lçesi Bitkisel Örücülü¤ü”, G. Ü. Mes-

leki E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 2000.BARIfiTA, H. Örcün “Türk El Sanatlar›”, Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›, Ankara,

1999.ÇAKMAK, Songül “Sivas ‹li Çorap Örücülü¤ü”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fakültesi

Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 1998.Ç‹NE, Sibel “Manisa ‹li Merkez, ‹lçe ve Köyleri Tenteneleri Üzerine Bir Araflt›r-

ma”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 2000.ERDEM, Selda “Kocaeli ‹li, Körfez ‹lçesi Kirazl›yayla Beldesi, Hesap (Say›l›) ‹fl-

lemeleri”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 1999.ERDO⁄AN, Hatice “Antalya ‹li Müzesi ve Kafl ‹lçesine Ba¤l› Köylerin Kilim Do-

kumas›”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 1997.KAfiIKÇI, Gülcan “Kastamonu Çarflaf Ba¤lamalar›”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fa-

kültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 2001.KUNDAKÇI, S›d›ka “Denizli ‹li Çal ‹lçesi Balkançak›rlar Köyü Yan›fll› Kilimleri

Teknik ve Desen Özellikleri”, G. Ü. Mesleki E¤itim Fakültesi Yay›nlanmam›fl LisansTezi, Ankara, 1999.

ÖZBA⁄I, Tevhide “Geleneksel Türk El Sanatlar›ndan Oyalar›n Dünü BugünüGelece¤i Sorunlar›”, El Sanatlar› Dergisi, Say›: 1, Konya, 1997.

fiAH‹N, Serap “Ayd›n ‹li Erkek Oyalar›ndan Örnekler”, G. Ü. Mesleki E¤itimFakültesi Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi, Ankara, 2000.

1995-2001 YILLARI ARASINDA MESLEK‹ YAYGIN E⁄‹T‹M FAKÜLTES‹ PROGRAMLARINDA YER ALAN UYGULAMALI MEZUN‹YET TEZLER‹N‹N UYGULAMALARI ÜZER‹NE

219

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

220

1995-2001 YILLARI ARASINDA MESLEK‹ YAYGIN E⁄‹T‹M FAKÜLTES‹ PROGRAMLARINDA YER ALAN UYGULAMALI MEZUN‹YET TEZLER‹N‹N UYGULAMALARI ÜZER‹NE

221

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

222

1995-2001 YILLARI ARASINDA MESLEK‹ YAYGIN E⁄‹T‹M FAKÜLTES‹ PROGRAMLARINDA YER ALAN UYGULAMALI MEZUN‹YET TEZLER‹N‹N UYGULAMALARI ÜZER‹NE

223

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

224

1995-2001 YILLARI ARASINDA MESLEK‹ YAYGIN E⁄‹T‹M FAKÜLTES‹ PROGRAMLARINDA YER ALAN UYGULAMALI MEZUN‹YET TEZLER‹N‹N UYGULAMALARI ÜZER‹NE

225

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

226

GELENEKSEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAP VE PAT‹KLER‹N ATLASLARININ OLUfiTURULMASINDA UYGULANACAK

YÖNTEM VE ÖNER‹LER

Fatma KOÇRemziye SEZG‹N

El sanatlar›, insano¤lunun var oluflundan bu yana gelenek göreneklerinin yan›s›ra duygu, düflünce ve yaflad›¤› yörenin özelliklerini yans›tt›¤› tarihten günümüzetafl›d›¤› en önemli kültür hazinelerinden birisidir.‹nsanlar›n süslenme, iklim ve di¤erd›fl etkenlere karfl› korunma gibi ihtiyaçlar›ndan do¤an eski bir sanat dal›d›r.

Ülkemiz, yüzy›llard›r pek çok uygarl›¤› topraklar›nda bar›nd›rm›flt›r. Bu nedenlede Anadolu’nun pek çok yöresinde, zengin bir çeflitlili¤e sahip, sanat eseri niteli¤in-de pek çok el sanat› ürününe rastlamak mümkündür.

Geleneksel el sanatlar› içerisinde yer alan örmecili¤in bir dal› da el örücülü¤ü-dür.El örücülü¤ü çeflitli materyallerden yap›lm›fl ipliklerin flifl arac›l›¤› ve t›¤ ile ken-di üzerine bükülüp k›vr›larak meydana getirdi¤i ilmeklerle tutturulma tekni¤idir (Ak-p›narl›, 1997: 157). Ülkemizde el örücülü¤ünün en önemli örnekleri ise çorap vehalk aras›nda patik olarak bilinen konçsuz çoraplard›r.

El örgüsü çoraplara tarihsel aç›dan bak›ld›¤›nda,çok eski ça¤lara uzanan bir ta-rihi oldu¤u ve Türklere ait olan ilk belgelerin Orta Asya’da yap›lan Arkeolojik kaz›-larda bulundu¤u görülür.M.Ö. VII. ve VIII. yüzy›llarda Orta Asya ‘da yaflayan Hunla-ra ait Paz›r›k 2.kurgan›ndaki bulgular aras›nda konç k›sm› koç boynuzu motifleri ilesüslü çoraplar bulunmufltur (Diyerbekirli, 1972 : 12). Priscilla A.Gibson-Roberts’egöre ise; ilk örgü örne¤i M. Ö. 800-1000. yüzy›llara ait M›s›r kaz›lar›nda bulunan pa-tik örne¤i bulunmufltur.

Kültür de¤erlerimizi motif, bordür ve kompozisyon özellikleri ile gelecek nesil-lere tafl›yabilecek niteliklere sahip el örgüsü çorap ve patiklerimiz, halk kültürümü-zün de önemli yap› tafllar›ndan birini oluflturmaktad›r.

Yüzy›llard›r insan›m›z çeflitli nedenler ile dile getiremedi¤i duygu ve düflüncele-rini, el sanatlar› ürünlerine aktararak dile getirme¤e çal›flm›flt›r.Anadolu insan›n›ngünlük yaflant›s›n›n en önemli giysi parçalar›ndan biri olan el örgüsü çorap ve pa-tiklerde bulunan motif, bordür, kompozisyon ve renkler bir çok anlam yükünü de be-raberinde tafl›maktad›r.

Günümüzde pek çok yörede özellikle k›rsal kesimde halen kullan›lmaya devam

227

eden el örgüsü çorap ve patiklerde bulunan motif, bordür, kompozisyon, biçim,mal-zeme ve örgü tekniklerinde yöreler aras›nda farkl›l›klar›n oldu¤u yap›lan araflt›rma-lar sonucu ortaya ç›km›flt›r.

Ancak, teknolojinin ilerlemesi, iletiflim araçlar›n›n yay›lmas›, göçler, k›z al›p, k›zverme, malzemelerin orijinal özelliklerini yitirmesi,giyim anlay›fl›n›n de¤iflmesi vemoda gibi etkenlerle erozyona u¤rayarak baz› özelliklerini yitirmeye ve giderek yokolmaya bafllad›¤› gözlenmektedir. Zamanla kaybolmaya bafllad›¤›n› ve yozlaflt›¤›n›gözledi¤imiz söz konusu eserleri korumak ve tan›tmak bizlerin bilimsel sorumlulu-¤undad›r.

Bir kültür ürününün yaflamas›n› sa¤layan etmenlerin ve ba¤lant›lar›n› saptan-mas› ancak güvenilir bir atlas çal›flmas› ile elde edilebilir. Bu bildiride amac›m›z; elsanatlar› içerisinde önemli bir yeri oldu¤unu belirledi¤imiz, motif, bordür, kompozis-yon, kullan›lan malzeme, renk, biçim ve yap›m teknikleri aç›s›ndan yörelere görezengin bir çeflitlili¤e sahip el örgüsü çorap ve patiklerimizin, alan›n gerektirdi¤i bi-limsel sistematikte incelenmesinde, elde edilen bulgular›n belgelendirilmesinde vebölgesel atlas›n oluflturulmas›nda uygulanacak yöntemler hakk›nda öneriler sun-makt›r.

El örgüsü çorap ve patikler hakk›nda yay›nlanan yay›nlar›n ve yap›lan araflt›r-malar›n azl›¤› dikkat çekmektedir.G. Ü. Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesinde 1993 –2000 y›llar› aras›nda Örcün BARIfiTA‘n›n katk›lar› do¤rultusunda pekçok el sanat›ürünleri ile birlikte, ülkemiz el örgüsü çorap ve patiklerinin atlas›n›n oluflturulabilme-si amac› ile, trikotaj ana sanat dal› ö¤retim elemanlar› ve ö¤rencileri ile birlikte ça-l›flmalar bafllat›lm›flt›r. Bu çal›flmalarda ülkemizdeki pek çok il, ilçe, köy taranarakalan›n gerektirdi¤i sistematik ve estetik bir yaklafl›mla ürünler incelenmeye çal›fl›l-m›flt›r. Ancak maddi yetersizlikler, bu konudaki çeflitlili¤in fazlal›¤›, eleman eksikli-¤i,sürenin yetersizli¤i, ve ülkenin geniflli¤i gibi nedenler ile pek çok kazaya ve köy-lere ulafl›lamam›fl ve yap›lan çal›flmalar tamamlanamam›flt›r. Her ne kadar yap›lançal›flmalar tamamlanamasa da konuya iliflkin daha sonra yap›lacak çal›flmalara ›fl›ktutacak, oldukça zengin bir veri taban›na sahip olunmufltur.

Maddi kültürümüzün önemli ö¤eleri aras›nda say›lan söz konusu el sanat› ürün-lerimiz geleneksel üretim teknikleri,ülkemizdeki yay›lma alanlar›, bugünkü duru-mu,geçmifli (tarihi) ile gelece¤i aç›s›ndan toplumumuzu çok yak›ndan ilgilendir-mektedir (Arl›, 1992 : 24).

Bu nedenle; geliflen teknoloji do¤rultusunda haz›rlanacak olan yöresel atlaslarel örgüsü çorap ve patiklerimizin geleneksel üretim flekillerini korumakla birliktealan›n içerdi¤i teknik bilgilerin ve alan terminolojisinin belirlenmesi aç›s›ndan daönem kazanmaktad›r.Atlaslar bir bak›ma kaynak malzemelerin düzenli ve do¤ru fle-kilde derlendi¤i koleksiyonlar gibidir (Wildhaber, 1996: 157).

Bunun d›fl›nda da çorap ve patik örücülü¤ünün halkbilim ve sanat tarihi gibi di-siplinlerin yan› s›ra plastik sanatlar kapsam› içerisinde disiplinler aras› ve sanatlararas› bir yaklafl›mla ele al›nmas›, estetik problemlerin çözülmesi gerekmektedir (Ba-r›flta, 1986 : 887).

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

228

Uygulamas› az olan, kullan›m alan› dar olan, sand›k çeyizinde sakl› kalan, örenkiflinin ve yörenin özelliklerini yans›t›rken, kültür de¤erlerimizi de beraberinde tafl›-yan bu eserler yok olmadan bilimsel ölçütlere göre incelenmeli ve bölgesel atlasla-r›n›n haz›rlanarak bizden sonraki kuflaklara aktar›lmas›n›n sa¤lanmas› gereklili¤i du-yulmaktad›r.

El örgüsü çorap ve patiklerin atlaslar›n›n oluflturulabilmesi için belirlemeye ça-l›flt›¤›m›z gerekçeleri flöyle s›ralayabiliriz.

El Örgüsü Çorap Ve Patiklerin Atlaslar›n›n Haz›rlanmas›n›n Gereklili¤i• Motif, bordür ve kompozisyonlar›n yozlaflmas›n önlemek,• Kullan›lan tekniklerin kal›c›l›¤›n› ve süreklili¤ini sa¤layabilmek,• Yöresel özelliklerinin kaybolmas›n› önlemek,• Kültürel kimli¤imizin oluflturulmas›na ve gelece¤e aktar›lmas›na yard›mc›

olmak,• Elde edilen verilerden yararlanarak bölgesel motif, kompozisyon ve bordür

kataloglar›n›n oluflturulmas›n› sa¤layarak alana yönelik tasar›mc›lara kay-nak oluflturmak,

• Alan terminolojisini belirlemek.• Tür, biçim, süsleme ve teknik özelliklerinin belirlenmesiHaz›rlanmas› gereklili¤i duydu¤umuz atlasta ele al›nacak konular› flu flekilde s›-

ralayabiliriz.

‹rdelenecek Konular• Tür ve biçim özellikleri• Malzeme çeflitlili¤i ve özellikleri• Örgü tekni¤i ve çeflitlili¤i• Süsleme özellikleri• Bölgesel özellikleri,• Kullan›lan teknik terimler ve terminoloji

Araflt›rmada ‹zlenecek YöntemEl örgüsü çorap ve patiklerin atlas›n›n haz›rlanabilmesi üç aflamada gerçeklefl-

tirilebilir.1. Araflt›rma öncesi (Haz›rl›k)2. Araflt›rma an› (Derleme)3. Araflt›rma sonras› (Atlaslar›n oluflturulmas›)

Araflt›rma Öncesi Yap›lacak Çal›flmalar (Haz›rl›k)• Konuyla iliflkin uzman araflt›rmac›lardan oluflan bir ekip oluflturulmas› sa¤-

lanmal› (sanat tarihçi, halkbilimciler, sanatç›lar ve teknik elemanlar)

GELENEKSEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAP VE PAT‹KLER‹N ATLASLARININ OLUfiTURULMASINDA UYGULANACAK YÖNTEM VE ÖNER‹LER

229

• Araflt›rma yap›lacak yöreler belirlenerek, araflt›rmaya destek olabilecek ki-flilerle iletiflim kurulmal›

• Araflt›rma yap›lacak yöre hakk›nda bilgiler edinilmeli• Araflt›rma yap›lacak yörelerde daha önce inceleme yapan kifli ve kurulufllar-

la mümkünse irtibata sa¤lanmal›, daha önce yap›lan çal›flmalar, araflt›rmave incelemelerle ilgili bilgiler edinilmeli

• Araflt›rmac›lar›n, araflt›rma süresince oluflacak olas› tüm ihtiyaçlar› belirle-nerek önlemler al›nmal› (ulafl›m, kalacak yer, yemek, vb.)

• Araflt›rma s›ras›nda kullan›lacak araç gereç (foto¤raf makinesi, ses kay›t ci-haz›, kamera, film v.b.) herhangi bir aksilik ile karfl›lafl›lmamak aç›s›ndanyedekli olarak bulundurulmal›,

• Anketler veya ürün inceleme formlar› araflt›rman›n en önemli unsurlar›ndanbiridir. Sorular veya belirlenecek konular bütün olas›l›klar› hesaba kat›larakayr›nt›l› ve aç›k bir flekilde ürünün özelliklerini belirleyecek flekilde haz›rlan-mal›,

• Sorular kaynak kiflinin zaman ve sabr›n› tafl›rmayacak flekilde haz›rlanmal›

Araflt›rma An›nda Yap›lacak Çal›flmalar (Derleme)• Mümkün oldukça, ayr›nt›lara inilerek gidilebilecek bütün bölgelere ulafl›lma-

l›, yöredeki gerek müze gerekse özel koleksiyonlar incelenmeli• Soru sorulacak kiflilerin özel durumlar› ve ifl yo¤unlu¤u dikkate al›narak gö-

rüflmeler mümkün oldu¤unca k›sa tutulmal›• Eserlerin çeflitli aç›lardan kay›tlar›n› yapabilmek için teknolojiden yararlan›l-

mal› (foto¤raf mak.,ses kay›t cihaz›, video v.b.), ürünlerin görüntüleri tümaç›lardan al›nmal›, sorulan sorular›n cevaplar› ses kay›t cihazlar›na al›nmal›,uygulamalara iliflkin veriler görüntülenmelidir.

• Yöreyi tan›yan ve alana ilgi duyan kifliler tespit edilerek elde edilen verilerindo¤rulu¤u kontrol edilmeli.

Yörede derlenen el örgüsü çorap ve patiklerin incelenmesi s›ras›nda EK 1‘desunulan, “ürün inceleme formu” afla¤›daki noktalara dikkat edilerek ifllenmelidir.

• Ürünün detaylar›na dikkat edilerek farkl› aç›lardan foto¤raf› çekilmeli • Ad› ve yöresel ad› tespit edilmeli• Ürün ayn› kifli taraf›ndan daha önce incelenmiflse inceleme tarihi belirlenme-

li.• Ürünün koleksiyona gelifl flekli ile ayr›nt›l› bilgi edinilmeli(tarihi,gelifl biçimi

ve yeri).• Ürünün onar›m görüp görmedi¤i tespit edilmeli.• Ürünün bugünkü durumu belirlenmeli.• Ürünün yap›ld›¤› tarih belirlenmeli.• Ürünün yap›m›nda kullan›lan araç ve gereçler belirtilerek kullan›lan araç ve

gerecin yöredeki ad› tespit edilmeli.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

230

• Üründe uygulanan örgü teknikleri ürünün k›s›mlar› belirtilerek tespit edilme-li ve yöresel isimleri tespit edilmeli.

• Ölçüler cm/ilmek, cm/s›ra olarak tespit edilmeli.• Ürünün örülme tekni¤i alan terminolojisine ba¤l› kalarak aç›klanmal›• Ürünün boyutlar› cm/ilmek, cm/s›ra fleklinde belirlenmeli• Üründe kullan›lan renklerin da¤›l›m›,ürünün k›s›mlar› ayr› ayr› belirtilerek yö-

resel adlar› belirlenmeli • Teknik çizimi yap›l›rken; ürünün bafllang›ç noktas›ndan bitim noktas›na

do¤ru çizilmeli.• Üründe kullan›lan süsleme konular› ve üslup özellikleri uzmanlarca tespit

edilmeli• Üründe kullan›lan motif, bordür ve kompozisyon özellikleri belirtilmeli• Üründe kullan›lan her motif ayr› ayr› tespit edilerek varsa yöresel adlar› ile

grupland›r›lmal›• Atlaslar›n oluflturulabilmesi için elde edilen veriler alan›n gerektirdi¤i siste-

matik do¤rultusunda belgelendirilmeli• Yöreyi tan›yan ve alana ilgi duyan kifliler tespit edilerek elde edilen verilerin

do¤rulu¤u kontrol edilmeli.

Araflt›rma Sonras› (Atlaslar›n Oluflturulmas›)• Derlenen bilgiler kontrol edilmeli,gerekirse alana tekrar gidilmeli• Elde edilen veriler ana hatlar› ile grupland›r›larak çözümlemeye gidilmeli• Derlenen ürünlerin, biçim ve kompozisyon özelliklerini belirleyen teknik çi-

zimleri ile motif çizimleri alan›n gerektirdi¤i sistematik ile günümüz teknolo-jisinden de yaralanarak kaydedilmeli

• Elde edilen veriler kartografi tekni¤i ile düzenlenmeli• Araflt›rma yap›lan yöreler haritalara aktar›lmal›• Atlas›n gereksiz iflaretlerle dolup taflmamas› için her bir ayr›nt› sembollerle

belirlenmeli ve bu semboller atlaslar›n aç›klama bölümünde belirtilmeli• Ürünlerin farkl› özellikleri ayr› sembol ve renklerle belirtilmeli, seçilen sem-

boller uygun büyüklükte, renkler seçici olmal›, anlafl›l›rl›¤›n› yitirmemeli• Ürünlerde incelenen ve teknik olarak grupland›r›lan, özellikler ayr› ayr› de-

¤erlendirilerek belgelendirilmeliHaz›rlanacak olan atlas›n ülkemize ve maddi kültür varl›klar›m›z›n belgelendiril-

mesine getirebilece¤i yararlar›n› göz ard› edemeyiz. Bunlardan biri de el örgüsü ço-rap ve patiklerimizde kullan›lan motiflerin farkl› alanlarda kullan›labilirli¤idir. ‹nsan›-m›z›n kendini ifade etti¤i ve çok say›da özelliklerle dolu olan motif, bordür ve kom-pozisyonlar›n geliflen teknolojiye tafl›nabilmesi halinde, tekstil sanayiimizin pek çokalan›na oldukça önemli katk›lar sa¤lanacakt›r. Günümüzde kullan›m kolayl›¤› ve ra-hatl›¤› aç›s›ndan, triko (örgü) kumafllar›n kullan›m alanlar› oldukça genifl bir yer tut-maktad›r. Buna ba¤l› olarak trikotaj sanayi geliflen endüstri paralelinde çok h›zl› bir

GELENEKSEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAP VE PAT‹KLER‹N ATLASLARININ OLUfiTURULMASINDA UYGULANACAK YÖNTEM VE ÖNER‹LER

231

geliflme göstermektedir. Ancak gerek ülkemizde, gerekse di¤er ülkelerde kullan›lanmotifler genellikle makineyi üreten ülkelerin özelliklerini veya desen tasar›mc›lar›n›ngörüfllerini yans›tmaktad›r. Atlaslar›n oluflturulmas› ile birlikte sahip olaca¤›m›z mo-tifleri teknolojinin gerektirdi¤i niteliklerle çeflitli ortamlarda de¤erlendirmek müm-kündür. Trikotaj makinelerinde kullan›labilecek desen kataloglar›n›n haz›rlanmas›-n›n yan› s›ra Türk çorap desenlerinin kullan›ld›¤› bir moda oluflturulmas›na kaynakolaca¤› bir gerçektir.

‹nsanlar geçmifl kültürlerine sahip ç›kt›klar› sanat eserlerinin anlamlar›n› kavra-d›klar› ve onlar› koruduklar› sürece öz kimliklerine kavuflur ve h›zla geliflen dünya-ya ayak uydurabilirler. Sahip oldu¤umuz kültürü gelecek nesillere aktar›rken asl›n›kaybetmemesi ve özünden uzaklaflmamas› için bilimsel ölçütlerle incelenerek der-lenmesine özen göstermeliyiz.

KAYNAKÇAAKPINARLI, Feriha (1997). “Geleneksel El Örgüsü Çoraplardan Ça¤dafl Yakla-

fl›mlar”, Türkiye’de El Sanatlar› Gelece¤i ve Ça¤dafl Sanatlar ‹çindeki Yeri Sem-pozyum Bildirileri. Kültür Bakanl›¤› HAGEM Yay›nlar›. Ankara. s. 157-162.

ARLI, Mustafa (1992 a). “Türk El Sanatlar› Atlas› Üzerine Yöntem Ve Öneriler”.lV. Milletleraras› Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, V. Cild, Maddi Kültür, Kül-tür Bakanl›¤› HAGEM yay›nlar›.Ankara. s.23 – 27

BARIfiTA, H. Örcün (1986). “Türk El Sanatlar›ndan El Örgüsü Çoraplar”, Er-dem. Atatürk Kültür Merkezi Dergisi. Türk Tarih Kurumu Bas›mevi. Ankara.s. 866-886

ÖZBEL, Kenan. Türk Köylü Çoraplar›. Türkiye ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar› 164,Apa Ofset Bas›mevi.

W‹LDHABER,Robert (1996), (çev. Hadiye NUGAY). “Folklor Alan›nda AtlasDenemeleri”, Türk halk Kültürü Araflt›rmalar›. Kültür Bakanl›¤› HAGEM yay›nlar›.267 Ankara. s. 156-165

ROBERTS, Priscilla A.Gibson (1995). Ethnic Socks And Stockings, A Com-pendium of Eastern Design And Technique. Singapore.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

232

Ek 1 ÜRÜN ‹NCELEME FORMU

Ürünün foto¤raf›ÖRNEK NO : ADI :YÖRESEL ADI :KULLANILDI⁄I YÖRE :‹NCELEME TAR‹H‹

Birinci inceleme :‹kinci inceleme :Di¤erleri :

FOTO⁄RAF NO :Ç‹Z‹M NO

Teknik çizim no :Kompozisyon çizim no :Motif çizim no :

‹LG‹L‹ KOLEKS‹YON / KAYNAK :KOLEKS‹YONA / KAYNA⁄A GEL‹fi TAR‹H‹ :KOLEKS‹YONA / KAYNA⁄A GEL‹fi B‹Ç‹M‹ :KOLEKS‹YONDAK‹ / KAYNAKTAK‹ YER‹ :ONARIM GÖRÜP GÖRMED‹⁄‹ :BUGÜNKÜ DURUMU :ÜRÜNÜN YAPILDI⁄I DÖNEM / TAR‹H :ÜRÜNÜN KULLANIM YER‹ :ÜRÜNÜN KULLANILDI⁄I MEVS‹M :ÜRÜNÜ KULLANANIN C‹NS‹YET‹ :B‹LG‹Y‹ K‹MDEN ALDI⁄I :KAYNAK K‹fi‹ KÜNYES‹ :

♦ Do¤um yeri ve y›l› :♦ Mesle¤i :♦ Ad› Soyad› :♦ ‹kamet adresi :♦ Ö¤renimi :

GELENEKSEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAP VE PAT‹KLER‹N ATLASLARININ OLUfiTURULMASINDA UYGULANACAK YÖNTEM VE ÖNER‹LER

233

KULLANILAN ARAÇ – GEREÇ Ad› Yöresel Ad› ÖzellikleriARAÇLAR :GEREÇLER :TEKN‹K ÖZELL‹KLER Ad› Yöresel Ad›UYGULANAN ÖRGÜ TEKN‹KLER‹:

Bafllama :Burun :Taban :Topuk :Bilek :Konç :Konç a¤z› (Bafll›k) :Ayak üstü (Patik için)

ÜRÜNÜN ÖRÜLMES‹Ürün örülürken uygulanan ifllem s›ras›, Uygulana teknik, biçim verme özellikle-

ri s›ras›yla belirtilmelidir. BOYUTLARIGEN‹fiL‹K ÖLÇÜLER‹ cm. ‹lmek say›s›

Burun Geniflli¤i :Ayak Üstü Geniflli¤i :Taban Geniflli¤i :Bilek Geniflli¤i :Topuk geniflli¤i :Konç Geniflli¤i :Konç A¤z› Geniflli¤i :

UZUNLUK ÖLÇÜLER‹ cm. S›ra say›s›Burun boyu :Taban boyu :Topuk yüksekli¤i :Konç yüksekli¤i :Konç a¤z› yüksekli¤i :

ÜRÜNDE KULLANILAN RENKLER‹N DA⁄ILIMI Zemin Yöresel Ad› Süsleme Yöresel Ad›

Bafllama :Burun :Taban :Ayak üstü (Patik için) :Topuk :Konç :Konç a¤z› :SÜSLEMEDE SEÇ‹LEN KONULAR :

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

234

SÜSLEMEDE KULLANILAN ÜSLUP :SÜSLEMEDE UYGULANAN KOMPOZ‹SYON :

TEKN‹K Ç‹Z‹M (ÇORAP)♦ Çorab›n teknik çizimi yap›l›rken çorab›n biçimi ve yap›m tekni¤i göz önün-

de bulundurulmal›d›r.♦ Çoraba ait tüm ilmek ve s›ra say›lar› ile metrik ölçüleri çizimin üzerinde be-

lirtilmelidir.♦ Üzerinde gösterilen oklar bafllang›ç noktas›ndan bitim yerine do¤ru, örgü

yönü do¤rultusunda iflaretlenmelidir.

TEKN‹K Ç‹Z‹M(PAT‹K)♦ Pati¤in teknik çizimi yap›l›rken pati¤in biçimi ve yap›m tekni¤i göz önünde

bulundurulmal›d›r.♦ Pati¤e ait tüm ilmek ve s›ra say›lar› ile metrik ölçüleri çizimin üzerinde be-

lirtilmelidir.♦ Üzerinde gösterilen oklar bafllang›ç noktas›ndan bitim yerine do¤ru örgü

yönü do¤rultusunda iflaretlenmelidir.

KOMPOZ‹SYON Ç‹Z‹M‹♦ Kompozisyon çizimlerinde çorap ve patikler örülürken motiflerin özellikle-

rini yitirmemesine dikkat edilmelidir. ♦ Çorab›n ve pati¤in tüm yüzeyinde yap›lan motiflerin,hatta yap›lan hatalar›n

bile belirtilmesi gereklidir.♦ Kompozisyon çizimlerinde motiflerin kullan›m yerleri ve çorab›n örgü yönü

do¤rultusunda tüm detaylar› belirtilerek çizimler yap›lmal›d›r.

MOT‹F Ç‹Z‹M‹♦ Motif çizimleri yap›l›rken ürünün üzerinde yap›lan tüm motiflerin çizimleri

yer almal›d›r. ♦ Yörede kullan›lan isimleri belirtilmelidir

GELENEKSEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAP VE PAT‹KLER‹N ATLASLARININ OLUfiTURULMASINDA UYGULANACAK YÖNTEM VE ÖNER‹LER

235

AMER‹KA B‹RLEfi‹K DEVLETLER‹’NDE HALKB‹L‹M‹ (FOLKLOR) MÜZEC‹L‹⁄‹

Doç. Dr. Metin EK‹C‹

Günümüz dünyas› halkbilimi (folklor) alan›nda araflt›rma, derleme, arflivlemeinceleme ve müzeleme çal›flmalar›nda, di¤er pek çok alanda oldu¤u gibi ço¤u ülke-yi geride b›rakan ülkelerden biri de Amerika Birleflik Devletleri’dir. Halkbilimi çal›fl-malar›n› uzunca bir süre politik gerekçelerle desteklemeyen, ancak 1950’li y›llardansonra bu alanda yo¤un bir çal›flma bafllatan Amerika Birleflik Devletleri’ndeki halkbilimi çal›flmalar›, bugün bu alanda dünyay› yönlendirme noktas›na ulaflm›flt›r.

Bu bildirinin amac›, Amerika Birleflik Devletleri’nde “Halk Kültürü Araflt›rma veSergileme Merkezleri”nin kurulufl ve amaçlar›n› tan›tmak ve bunlar›n d›fl›nda halkbilgisi ile ilgili, özellikle belirli grup veya kifliler taraf›ndan oluflturulmufl müzelerinyap›s› hakk›nda bilgi vermek ve Türkiye’de kurulmas› gerekli olan ve bu sempozyu-mun ana temas›n› oluflturan “Halkbilimi Müzeleri” için baz› teklifler sunmak hakk›n-da olacakt›r.

Bu amaçla ilk olarak Amerikan toplumunun genel yap›s› hakk›nda baz› bilgilerverip, Amerikan halkbilimi anlay›fl›n›n tarihi geliflimi k›saca özetlenecektir. Dahasonra, “Amerikan Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Sergileme Merkezi” kurulmas› hak-k›ndaki kanun hakk›nda bilgi verilecek, bu çerçevede kurulan baz› müze örneklerive di¤er baz› müzeler tan›t›lacakt›r. Son olarak da, Türkiye’de kurulmas›n› arzu etti-¤imiz “Halkbilimi Müzeleri”yle ilgili tekliflerimize yer verilecektir.

“Göçmenler Ülkesi” veya “Yeni Dünya” olarak adland›r›lan Amerika BirleflikDevletleri, dünyan›n çeflitli yerlerinden bu ülkeye çeflitli tarihlerde göç ederek yer-leflmifl ve ayn› zamanda “köle” ve “iflçi” olarak bu ülkeye zorla getirilmifl farkl› etnikgruplardan oluflmaktad›r. Bu etnik gruplar ülke içindeki çeflitli eyaletlere da¤›lm›fldurumdad›r. Kuruluflundan itibaren daha yak›n zamana kadar uygulanan renk ayr›-m›, ülkeye Avrupal›lar›n göçünden önce o topraklarda yaflamakta olan yerlilerlemeydana gelen çat›flmalar, Amerika Birleflik Devletleri topraklar›nda uzun sürenkarmafla ve belirsizliklerin yaflanmas›na yol açm›flt›r. Halk›n›n büyük bir k›sm›n›ngöçmenlerden oluflmas› dolay›s›yla, heterojen bir toplumsal yap›ya sahip olan Ame-rika Birleflik Devletleri’nde, her etnik grup, göç etti¤i ülke ve sahip oldu¤u kökeneait etnik de¤erleri korumak ve sürdürmek istemifl ve bu durum da, göç edilen ülke-ye ve etnik gruba ba¤l›l›¤› uzun süreli k›lm›flt›r.

236

‹ngiltere’ye ba¤l›l›ktan kurtulup, kendi ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etmesinin ard›ndan bi-le, ülkede uzun süren iç savafllar ve daha yak›n zamana kadar devam eden Afrika-l›lara karfl› köle muamelesi ve ›rkç› uygulamalar, Amerikan yerlilerini asimile etmeçal›flmalar›, Uzak Do¤u’dan ve özellikle Çin’den göç edenleri de, t›pk› siyah derili Af-rikal›lar gibi, ikinci s›n›f vatandafl görme ve hatta köle olarak kullanma arzusu, Ame-rika Birleflik Devletleri topraklar›nda her zaman tart›fl›lan konular olmufltur.

I. Dünya Savafl›’na kadar sürüp giden bu tart›flmalar, savaflta uzun süre tarafs›zbir Amerika Birleflik Devletleri olmas›na yol açm›fl; II. Dünya Savafl›’nda ise, k›sa sü-ren bir tarafs›zl›ktan sonra, kendi topraklar› d›fl›nda savaflan bir Amerika BirleflikDevletleri’nin ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r. II. Dünya Savafl›’ndan sonra AmerikaBirleflik Devletleri sadece savaflan bir taraf olmakla yetinmemifl, dünya üzerinde ha-kim güç olma yönünde ilerlemifl ve bugün gelinen noktada ise, dünyan›n tek kutup-lu süper gücü olmay› baflarm›flt›r.

Bafllang›çtaki iç karmafla, kaos ve iç savafl› tamamlayan ve bundan sonra d›fldünyaya ciddi biçimde hakim olmak için mücadele eden Amerika Birleflik Devletle-ri’nde, 1950’li y›llara kadar hep bir çözülme korkusu yaflanm›flt›r. Çünkü, yönetici-ler taraf›ndan, mevcut heterojen etnik yap› her zaman göz önünde bulundurulmufl veeski sorunlar›n yeniden alevlenmesinden her zaman endifle edilmifltir.

1950’li y›llardan itibaren Amerika Birleflik Devletleri’ndeki heterojen yap›n›n,homojen bir yap›ya dönüfltü¤ü görüflü benimsenmifl ve eski korkular›n yerine eko-nomik ve askeri bak›mdan güçlü hale gelmifl ve dünyada en etkin ve söz sahibi birülke olman›n getirdi¤i rahatl›kla, Amerikan toplumsal hayat›nda da yeni düzenleme-lere gidilmesi konusundaki politikalar tart›fl›lmaya ve uygulanmaya bafllanm›flt›r.

Avrupa’da 1840’l› y›llar›n sonunda bafllayan halkbilimi (folklor) çal›flmalar›,1860’l› y›llardan itibaren Amerika Birleflik Devletleri’nde de bafllam›fl ve 1888 y›l›n-da “American Folklor Society (Amerikan Folklor Kurumu)” özel bir kurulufl olarakçal›flmaya bafllam›flt›r. 19. yüzy›l sonlar›nda kurulan bu dernek, temeli itibariyle ant-ropoloji ve ‹ngiliz Edebiyat› alanlar›ndan gelen bilim adamlar› taraf›ndan yönlendiril-mifltir. Bir taraftan antropologlar, Amerikan yerlilerinin hayatlar›n› ve özellikle yerli-lerin sosyal kurumlar›n› ve mitlerini araflt›r›p, derleyip, incelerken, di¤er taraftan ‹n-giliz Edebiyat› alan›ndan gelenler de Avrupa kökenli ve özellikle Anglo-Saksongruplar›n sözlü kültür ürünlerini derleme, inceleme ve yay›nlama ifli ile meflgul ol-mufllard›r. Bu dönemdeki çal›flmalar, genellikle Avrupa ve “Eski Dünya”yla ba¤ kur-ma temeli etraf›nda dönüp durmufltur.

Federal hükümetler halkbilimi çal›flmalar›na bu dönemde çok fazla destek ver-memifl, Amerikan üniversitelerinde halkbilimi (folklor) anabilim dallar› ve bölümleriuzunca bir süre kurulamam›fl, etnik konularda çok fazla derinleflme bir flekilde en-gellenmifl veya çok yüzeysel olarak yürütülmüfltür. Federal hükümetler ve eyaletyöneticileri taraf›ndan halkbilim araflt›rma ve incelemeleri kurumsal bir düzeye geti-rilmemifl ve e¤itim sistemi içinde özel bir alan olarak halkbilimi bölümleri kurulma-m›fl olsa da, Amerikan toplumunu oluflturan çeflitli gruplar, kendi kültürel varl›klar›-

AMER‹KA B‹RLEfi‹K DEVLETLER‹’NDE HALKB‹L‹M‹ (FOLKLOR) MÜZEC‹L‹⁄‹

237

n› korumak ve sürdürmek ad›na hemen her eyalet içinde dernekler kurmufl, birey-sel olarak veya küçük gruplar halinde çeflitli festivaller düzenleyip, kendi kültürelgeçmifllerini gelecek kuflaklara aktarmak amac›yla çeflitli adlar alt›nda araflt›rmamerkezleri ve müzeler oluflturmufllard›r.

Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi 1950’li y›llardan itibaren, Amerikan Federal Hü-kümetleri farkl› etnik kökenlerden gelen Amerikan toplumunun sahip oldu¤u yap›-n›n art›k ülkenin gelece¤i için bir tehlike oluflturmad›¤›n›, ekonomik ve askeri alan-da ulafl›lan nokta ve teknolojik alandaki yeni bulufl ve icatlarla her geçen gün güç-lenen bir ülke yap›s›na ulaflt›¤›n› görmüfl ve “Amerikan” olma fluurunun bu göçmen-ler ülkesinde bütün gruplar taraf›ndan bir “üst kimlik” flekline dönüfltü¤ünü kabul et-mifl ve yeni kültür politikalar›n› uygulamaya bafllam›fllard›r. Bu politikalar›n temelin-de ise bireysel yarat›c›l›klar›n desteklenmesi ve mensubu olunan etnik fluurun“Amerikan” olma arzusuna çevrilerek gelifltirilmesi ve bu çerçeve temelinde flekil-lendirilmesi vard›r.

Amerikan halkbilimi anlay›fl›nda, halk bilgisini araflt›rmak ve incelemek, ro-mantik flekilde geçmifl as›rlarla ba¤ kurmaya çal›flmak ve eski unsurlar› ortaya koy-mak düflüncesi çerçevesinde geliflen Avrupa halkbilimi çal›flmalar›n›n tersine; Ame-rikal› olma fluurunu yerlefltirmeye yönelik bir yaklafl›m benimsemifltir. Bu halkbilimiyaklafl›m›; “çeflitli geleneklere ba¤l› olarak, halen ABD’de sürdürülen toplumsal ya-flam›n›n ne oldu¤unu, ça¤dafl Amerikan toplumundaki geleneksel de¤erlerin neleroldu¤unu ve bunlar›n nas›l ve hangi yollarla ifade edildi¤ini” araflt›rma ve incelemeifli fleklinde özetlenmifltir. Bu yeni yaklafl›m halkbilimi araflt›rma ve inceleme alan›-n›; “eski toplumlar›n, etnik gruplar›n ya da sadece köylülerin geçmiflte nas›l yaflad›-¤›n› ve ne gibi günü geçmifl de¤erlere sahip olduklar›n› araflt›rmak anlay›fl›n› reddet-mifl, bunun yerine, geleneksel ba¤lam içinde olmak flart›yla, ça¤dafl Amerikan top-lumu taraf›ndan yaflanan ve yaflat›lan de¤erlerin, k›rsal ve kentsel kesim ayr›m› yap-madan araflt›r›lmas›, incelenmesi, sergilenmesi ve paylafl›lmas› düflüncesi üzerinekurmufltur.”1

“Amerikan Halk Kültürü ve Yaflam›” 1976 y›l›nda Amerikan Kongresi taraf›ndankabul edilen “Amerikan Halk Kültür ve Yaflam›n› Koruma Kanunu” ad›yla kabul edi-len “94-201” nolu kanunda flöyle tan›mlanm›flt›r: “Amerikan Halk Kültür ve Yafla-m›’n›n anlam›; Amerika Birleflik Devletleri içindeki aile, etnik, meslek, din ve bölge-sel olarak, çeflitli gruplar taraf›ndan paylafl›lan geleneksel kültür tarz›n› ifade eder vebu kültür tarz› da âdetler, inanmalar, teknik beceriler, dil, edebiyat, sanat, mimari,müzik, oyun, dans, drama, ayin, yemek yapma ve el sanatlar› gibi, yaratmaya da-yal› ve sembolik anlaml›, genifl bir alandaki türleri içerir ve bu tür yaratmalar, esas-lar› itibariyle sözlü, gösterim ve taklit yoluyla ve de icra (performans) yoluyla ö¤re-nilir ve aktar›l›rlar. Bunlar genellikle kurumsal yönlendirme veya resmî ders müfre-dat›ndan çok, gayri resmî yollarla aktar›larak sürdürülürler.” Bu kanun, Amerikantoplumu içinde büyüyerek geliflen bir kültürel çeflitlili¤i vurgulad›¤› gibi, bireysel vetoplumsal farkl›l›¤a gönderme yaparak bir “millet” olma yolunda bireylere ve çeflit-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

238

li etnik gruplara önem vermek gerekti¤ini ve bu önemin de bireysel ve toplumsal ya-ratmalar›n araflt›r›lmas›, incelenmesi ve korunmas› için yap›lacak çal›flmalarla ifadeedilece¤ini belirtmektedir.

“Amerikan Halk Kültürü Araflt›rma ve Koruma Kanunu” kaybolan de¤erlerinmuhafaza edilip, saklanmas› giriflimi de¤il, günümüzde yaflamakta olan halk kültür-lerinin önemini ve onlar› araflt›rarak, incelemeyi ve sergileyerek daha genifl kitlele-re tan›tman›n gereklili¤ini ve bu suretle “Amerikan” olma bilincinin yarat›lmas› ge-rekti¤ini vurgulamaktad›r. Halkbilimci Mary Hufford’a göre bu kanun, “kültürel çe-flitlili¤i korumaya yönelik bir kanundur ve daha önceleri savunulan; Amerikan olma-n›n, ancak ve ancak farkl› etnik kökenlere mensup olanlar›n tek bir potada eritilme-siyle mümkün olaca¤› düflüncesinden uzaklafl›p, farkl› etnik kökenlere mensup ol-man›n çözülmesi gereken bir problem olarak görülmemesini, aksine bunun pek çokf›rsat yaratt›¤›n›, geleneksel türler ve kültürel temeller bak›m›ndan mevcut olan fark-l›l›¤›n Amerikal›lar için zengin bir kaynak olarak görüldü¤ünü ve böylece Amerikanhalk›n›n çeflitli kültürler içinde yeniden flekillenip geliflti¤ini” ifade etmektedir.

Bu düflüncelerle 1976 y›l›nda Amerikan Kongresi taraf›ndan kabul edilen “94-201” nolu kanunun gerekçe ve amaçlar›na k›saca bakal›m;

“1. Amerikan halk yaflam›n›n miras› olan çeflitlilik, milletimizin kültürel zengin-li¤ine büyük bir katk›da bulunmakta ve ay› zamanda Amerikan toplumunda birey-sellik anlay›fl ve kimli¤ini beslemektedir.

2. Amerikan tarihi etkin bir flekilde ortaya koymaktad›r ki; güçlü bir millet olufl-turmak, kültürel farkl›l›klar› kurban etmeyi gerektirmemektedir.

3. Amerikan halk yaflam›, Amerikan toplumunun istek ve arzular›, de¤erleri vekarakteri üzerindeciddibir etkiye sahiptir.

4. Hem k›rsal hem de kent kesimindeki Amerikan halk›n›n arzu ve istekleri,inançlar› ve de¤erlerindeki karmafl›k yap›y› anlamaya katk›da bulunacak, Amerikanhalk yaflam› için yap›lacak e¤itim ve araflt›rmalar›n Federal Hükümet taraf›ndandesteklenmesi zorunlu hale gelmifltir.

5. Esaslar› itibariyle bireysel ve yerel giriflimcilerin bir sorunu olagelen Ameri-kan halk yaflam›n› desteklemek ve teflvik etmek, ayn› zamanda Federal Hükümettaraf›ndan da ele al›nmas› gerekli bir sorundur.

6. Amerikan halk yaflam› gelenek ve sanatlar›n› muhafaza etmek, destekle-mek, yeniden gözden geçirmek ve yaymak milletin genel ilgi ve yarar›nad›r.

7. Amerikan halk yaflam›n› koruma, gelifltirme ve temsil için Amerikan KongreKütüphanesi’nde bir Amerikan Halk Kültürü ve Yaflam› Merkezi kurmak bu kanununamac›d›r.”

Kanunda görüldü¤ü üzere, Amerikan Federal Hükümeti kendi bütçesinden des-tek sa¤layarak, baflta Amerikan Kongre Kütüphanesi bünyesinde olmak üzere, bü-tün eyaletlerde “Halk Kültürü ve Yaflam› Araflt›rma ve Gelifltirme Merkezi” aç›lmas›-n› hedeflemektedir. Kanunda dikkat çekici olan baz› önemli noktalar ise flunlard›r:kültürel çeflitlili¤in araflt›r›lmas› ve desteklenmesi; geçmiflteki kültürel olgular yerine

AMER‹KA B‹RLEfi‹K DEVLETLER‹’NDE HALKB‹L‹M‹ (FOLKLOR) MÜZEC‹L‹⁄‹

239

halen yaflamakta ve Amerika Birleflik Devletleri’nde sürdürülmekte olan mevcuthalk kültürleri yaratmalar›n›n araflt›r›lmas›, incelenmesi, derlenmesi, sergilenmesi,tan›t›lmas›, paylafl›lmas› ve gelifltirilmesi.

1976 y›l›ndan itibaren Amerika Birleflik Devletleri’nin hemen her yerinde “Ame-rican Folklife Center” (Amerikan Halk Kültür ve Yaflam› Merkezi) ad› alt›nda mer-kezler kurulmufltur. Bu merkezler, bir taraftan kendi bölgelerindeki halk bilgisi ya-ratmalar›n› araflt›r›p, derleyip, incelerken, bir taraftan bir tür “Folklor Müzesi” halinegelmifltir. Ancak bu müzelerde sadece geçmifle ve sadece k›rsala ait ve ço¤unluklageçmifl yüzy›llarda kullan›lan çeflitli maddi halk kültürü unsurlar› sergilenmemifl, gü-nümüz Amerikan toplumunu oluflturan çeflitli gruplar›n sahip olduklar› sözlü, görselve materyal alana ait halk bilgisi yaratmalar› hem k›rsal hem de kent kesimindenderlenip, incelenmifl, arflivlenmifl ve sergilenmifltir.

Bu merkez-müzelerden bir tanesi de doktora e¤itimi için gitti¤im WisconsinEyaleti’nde Prof. Dr. James P. Leary ve efli Janet Gilmore taraf›ndan kurulan “Wis-consin Folklore Museum” (Wisconsin Halk Bilim Müzesi)dur. Madison flehri yak›n›n-daki Mount Horeb kasabas›nda, ilk temeli Phil Martin ve Jean Jhonson adl› halk bil-gisi araflt›rmac›lar› taraf›ndan at›lan bu müze, sadece Wisconsin eyaletinde yaflayançeflitli etnik gruplar›n el sanat› veya maddi kültür yaratmalar›n›n sergilendi¤i bir yerde¤il, ayn› zamanda sözlü gelenekten derlenmifl masal ve efsanelerin, f›kra ve anek-dotlar›n, türkü ve flark›lar›n dinlenip okunabildi¤i, incelenebildi¤i çok yönlü bir e¤i-tim kurumu niteli¤indedir. Müzede sergilenen maddi alana ait halk bilgisi ürünleri iseait olduklar› grup veya yörenin temel özellikleri ve bu sanatlar› devam ettiren sanat-ç›lar›n kimlik ve biyografileri ile birlikte sergilenmektedir. Yine, gerek halk müzi¤iustalar›, gerekse masal veya f›kra anlat›c›lar›, zaman zaman bu merkezde kendi sa-natlar›n› icra edip, genç kuflaklara aktarmaktad›r. Ayn› flekilde; el sanat› ustalar› bel-li bir program çerçevesinde bu merkeze davet edilip, kendi sanatlar›n› nas›l icra et-tiklerini göstermekte ve farkl› etnik gruplara mensup kiflilere kendi kültürel unsurla-r›n› tan›tarak paylaflmaktad›r.

Bir baflka müze ise; “Old World Wisconsin” (Eski Dünyada Wisconsin) ad›ylayine Wisconsin eyaleti içinde Madison ve Milwaukee flehirleri aras›nda k›rsal alandave genifl bir arazi üzerinde kurulmufl olan ve 1980’li y›llarda Türkiye’de kurulmas›için giriflimde bulunulmufl, ancak sonuçsuz kalm›fl “Folklor-Aç›k Hava Müzesi” dü-flüncesine uygun bir müzedir. Yaklafl›k 50 dönümlük bir alan üzerine kurulmufl olanOld World Wisconsin Müzesi, eyalette yaflam›fl ve yaflamakta olan çeflitli etnik grup-lar›n geçen yüzy›ldaki küçük yerleflim birimleri fleklinde tasvir edilmesiyle oluflturul-mufltur. Bu müzede bir Alman, bir Norveç, Finlandiya, ‹ngiliz, ‹rlandal› kasabalar›n›nküçük ölçekli prototipleri oluflturulmufl ve bu gruplar›n evleri, dükkanlar›, el sanat›ustalar›yla canl› olarak gösteriminin yap›lmas› sa¤lanm›flt›r. Müze, küçük bir trenledolafl›lmakta ve s›ras›yla bütün kasabalarda durup, bu kasabalarda eski hayat tarz›-n› canland›ran insanlarla tan›flma, onlar›n kültürleri hakk›nda bilgi alma ve hatta tar-la veya bahçede, berber veya terzi dükkan›nda veyahut da bir demirci dükkan›nda

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

240

eski hayat› canl› olarak yaflama zevkini tatt›rmaktad›r. Bu müze içinde kendinizi birtür film setinde veya sahnede hissetmeniz için gerekli her türlü düzenek kurulmufl-tur. Geleneksel k›yafetlerle bir köylü gibi bu müzede çal›flan insanlar, asl›nda bir me-sai saati içinde kimlik ve zaman de¤ifltirmifl birer oyuncudan baflka bir fley de¤ildir.

Baflta Wisconsin eyaleti içinde olmak üzere, Amerika Birleflik Devletleri’nin he-men her yerinde, bunlar›n d›fl›nda resim-heykel, tarih, arkeoloji müzeleri ve bireyselolarak oluflturulmufl ve flah›slara ait müzelerin de var oldu¤unu belirtelim. Ancak bumüzeler konumuz d›fl›nda kald›¤› için onlardan bahsetmeyi uygun bulmuyorum.

Amerika Birleflik Devletleri’ndeki halkbilimiyle ilgili müzecilik ve müzeleri Wis-consin eyaleti örne¤i çerçevesinde bu flekilde tan›tt›ktan sonra, Türkiye’de kurulma-s›n› hedefledi¤imiz veya en az›ndan arzu etti¤imiz Halkbilim Müzeleri konusunda k›-sa bir de¤erlendirme yaparak sözlerimi noktalamak istiyorum.

Her fleyden önce flunu belirtmek istiyorum ki, Amerikan Halkbilimi Müze mo-delini, Türkiye’de tan›mak ve bilmek gereklidir, ancak bu modelin birebir taklit edil-mesi uygun de¤ildir. Çünkü Türkiye; Türk unsuru üzerine bina edilmifl, Türk insan›-n› temsil eden devleti ve Türk olan kültürel yap›s› ise homojen bir toplumsal ve kül-türel yap›ya sahiptir. Halkbilimi müzecili¤i ba¤lam›nda da bunu çarp›tmak isteyen,“Türkiyeliler kültürleri”nden bahsetmek ve onlar› sergilemek isteyenler ç›kacakt›r veç›kmaktad›r, ancak bu tür niyetlere izin verilmemelidir. Amerikan modelinden sergi-leme teknikleri bak›m›ndan yararlanmak mümkündür.

Günümüz Türkiye’si müzecilik çal›flmalar›nda ulafl›lan nokta, hiç de küçümsen-memesi gereken bir seviyededir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun son döneminde baflla-t›lan ve Cumhuriyetle birlikte çeflitlenen ve say›lar› artan müzelerimiz, hem yerli,hem de yabanc› pek çok ziyaretçinin ilgisini çekmekte ve onlar› a¤›rlamaktad›r.Bunlar içinde konumuzla ilgili olan müzeler ise “Etnografya Müzeleri”dir. Maalesefülkemizde en az geliflmifl olan ve an az ziyaret edilen müzeler etnografya müzeleri-dir. Bu konuda ciddi bir istatistik bilgi veya veriye sahip de¤ilim, ancak gerek ‹zmirve gerekse daha baflka illerimizde bulunan etnografya müzelerini gezerken gördü-¤üm manzara ve ziyaretçi say›s› bak›m›ndan, etnografya müzeleri pek iç aç›c› du-rumda de¤ildi. Belki Ankara’daki müze bir istisna olabilir, ancak di¤er illerdeki et-nografya müzelerinin de ‹zmir’deki müzeden çok farkl› bir konumda oldu¤unu zan-netmiyorum. Bizim bu konudaki düflünce ve teklifimiz bu müzelerin ad›n› ve sergi-leme tekniklerini de¤ifltirmek. Her fleyden önce “etnografya” kelimesi Türk insan›taraf›ndan anlam› tam olarak anlafl›lm›fl bir kelime de¤ildir. Bu müzelerin ad›n› “HalkBilim Müzesi” ad›yla de¤ifltirmenin daha uygun olaca¤›n› san›yorum. ‹kinci ve dahaönemli olan ise, bu müzelerde neleri ve nas›l sergiledi¤imizle ilgilidir. Bu müzelerde-ki sergileme ve mekan kullanma anlay›fl›n› afla¤›da teklif edece¤imiz hususlara gö-re düzenlersek ciddi bir geliflme yarat›labilece¤ine inan›yoruz.

“Türk Halkbilimi Müzeleri”ne dönüfltürülecek bu müzeler bölgesel ve yöreselhalk bilgisi yaratmalar›na dayand›r›lmal›d›r. Ancak bu noktada, sadece köye ve k›r-sal kesime ait yaratmalar›n sergilendi¤i müzecilik anlay›fl› veya köylü müzeleri flek-

AMER‹KA B‹RLEfi‹K DEVLETLER‹’NDE HALKB‹L‹M‹ (FOLKLOR) MÜZEC‹L‹⁄‹

241

linde bir sergi anlay›fl›ndan kaç›n›lmal›, ça¤dafl halk bilim yaklafl›mlar›n›n iddia etti-¤i gibi gibi, hem k›rsal hem de kent kesiminde mevcut olan halk bilgisi yaratmala-r›n›n sergilendi¤i, yafland›¤› ve yaflat›ld›¤› canl› mekanlar fleklinde düzenleme yap›l-mal›d›r.

Türk halkbilimi müzecili¤i bir tür eser dondurma mekanlar›, cans›z baz› el sa-natlar› ürünlerinin renklerini ve dokular›n› kaybetmeye b›rak›ld›klar› bir tür mezaryerleri anlay›fl›ndan uzaklaflan, halk bilgisi yaratmalar›n›n canl› olarak sergilendi¤i;birey, toplum ve eflya; sanatç› ve sanat eseri birlikteli¤i düflüncesi etraf›nda yo¤un-laflan, sadece seyredilen de¤il, ayn› zamanda yöresi, sanatç›s› ve toplumu hakk›n-da bilgi edinilen, canl› gösterimlerle her zaman ziyaretçi çekebilen nitelikte mekan-lar olarak düzenlenmelidir.

Sonuç olarak; Türkiye’de halkbilimi müzeleri kurulmal› ve bu müzeler, mevcutetnografya müzelerinin ad ve sergileme flekli ve anlay›fl›n›n yeniden düzenlenmesiüzerine bina edilmelidir. Kurulacak olan Türk halkbilimi müzelerinde, sadece geç-mifl yüzy›llardaki hayata ait el sanatlar› ürünleri ve k›rsal kesime ait halk yaratma-lar› de¤il, günümüz Türk insan›n›n sözlü, görsel ve maddi halk bilgisi alanlar›nda ya-ratt›¤› ürünler, hem k›rsal hem de kent kesiminden örneklerle sergilenmelidir. Kuru-lacak olan müzeler sadece donuk eserlerin sergilendi¤i mekanlar olarak düzenlen-memeli; yaflayan, yaflat›lan, tecrübe edilebilen ve gerçek anlamda yaflayarak bilgiedinilen mekanlar fleklinde düzenlenmelidir.

NOTLAR1 Mary Hufford. American Folklife: A Commonwealth of Cultures. New Jersey.

N.J. Folklife Center Press, 1986.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

242

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VEBELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R

DOKÜMANTASYON DENEMES‹

Fatma KOÇBeyhan PAMUK

‹nsano¤lunun var oldu¤u tarihten günümüze kadar uygarl›k, el sanatlar›yla içiçe yaflam›flt›r ve yaflamaktad›r. Genel olarak insan beslenme, bar›nma, giyinme,süslenme, evlenme gibi ihtiyaçlar›n› karfl›larken hep el sanatlar›ndan ve onun ürün-lerinden yararlanm›flt›r. Denilebilir ki insan her gitti¤i yere veya egemenlik kurdu¤uyöreye el sanatlar›n› ve bu sanatlara iliflkin kültürünü de birlikte tafl›m›flt›r (Arl›1992: 23).

Bir toplumun kültürel kimli¤inin belirlenmesinde, sanatsal ve kültürel miras bi-rinci s›rada etkili rol oynar. Bunlardan; yap›ld›klar› dönemin yaflam biçimlerini, gö-rüfllerini, teknik, estetik düzeylerini ve dolay›s›yla dünya görüfllerini yans›tan gele-neksel el sanatlar› ve dolayas›yla giyim kuflam kültürü bu rolde önemli bir yer tutar.

Farkl› co¤rafi konum, politik yap›, ekonomik durum, kültürel etkenler ve tarih-sel olaylar her ulusun kendine ait özellikte bir giyim tarz› oluflturmas›na neden ol-mufltur. Bu giysiler çok fazla de¤iflikli¤e u¤ramadan pek çok kuflak taraf›ndan uzuny›llar kullan›lm›flt›r. Her ulusun tarihsel evrimi farkl› olarak geliflmifl, bu geliflim giy-silerine de yans›tm›flt›r.

Bir kültür ne kadar karmafl›k ve geliflken ise, geleneksel giyim tarzlar› da o öl-çüde hiyerarflik ve çeflitli olarak geliflim göstermifltir. Bölgesel nitelikler kaybolma-ya bafllad›¤›nda ise bunun yerini kent tutkusu ve modas› alm›fl geleneksel giysileryerini günün modas›na uygun giysilere b›rakm›flt›r. Etnik gruplaflmalar›n parçalan-mas› beraberinde geleneksel giysilerin güncelli¤ini yitirmesine yol açm›flt›r (Koç,1997:2).

Türk milletinin kültür tarihi inceledi¤inde, Orta Asya’dan, Anadolu’ya kadaruzanan göç yollar›nda karfl›laflt›klar› kültürlerden de etkilenerek günümüze kadaruzanan zengin bir giyim kuflam potansiyeline sahip oldu¤u görülür.

Günümüzde maddi kültürümüzün önemli ö¤eleri aras›nda yer alan gelenekselgiysilerimizin bir k›sm› özelli¤ini yitirmifl, bir k›sm› de¤erini kaybetmifl, bir k›sm› ta-mamen ortadan kalkm›fl, bir k›sm› da biçim ve kullan›m özelliklerini de¤ifltirerek ve-ya yozlaflarak varl›klar›n› sürdürmeye çal›flmaktad›r (Arl› 1992 :23).

243

Bunlar›n günümüze kadar gelebilen örnekleri tarihi de¤er ve eski eser niteli¤initafl›mas›n›n yan› s›ra, etnografik aç›dan el sanatlar›n›n da k›ymetli parçalar›n› olufl-turmaktad›r. Her ne kadar fonksiyonelli¤i, kullan›lan malzeme, çeflitlilik, dikim ve bi-çim özellikleri gibi farkl› aç›lardan de¤iflikliklere u¤rayarak, günümüze kadar ulafla-bilmifl olsalar da, ne yaz›k ki son dönemlerini yaflad›klar›na flahit olmaktay›z.

Bu konuda bilimsel denetimin tek merkezde toplanamay›fl›, ilgili disiplinler ara-s›ndaki kopukluk baz› araflt›rmac›lar›n bilimsel bir araflt›rman›n sistemati¤indenuzak kendi de¤er yarg›lar› ve be¤enileri ile seçtikleri verileri gelifligüzel sergilemele-ri kargaflaya neden olmaktad›r. Bu kargafla sanat tarihine, halkbilimine, sanata vetekni¤e katk›da bulunmak isteyen baz› ilgililerin belli bir yöntem izlemeden yapt›k-lar› incelemelerini yay›nlamalar›, baz› eksikliklerin ve hatalar›n daha sonraki kay-naklara aktar›lmas›n›, dolay›s›yla sanat›m›z›n gere¤i flekilde tan›t›lamamas›na nedenolmufl, hem de gerçek kültür varl›klar›m›zdan yararlanmaktan bizleri yoksun b›rak-m›flt›r (Bar›flta 1981 : 86).

Bu bildiride amac›m›z; maddi kültür varl›klar›m›z›n önemli ö¤elerinden biri olangeleneksel giyim kuflam ürünlerinin, alan›n gerektirdi¤i belli bir sistematik ve este-tik aç›dan derlenmesi ile elde edilen ürünlerin incelenmesi, belgelendirilmesi, sak-lanmas›, korunmas› ve sanal ortamda sürekli olarak sergileme yap›labilmesinin,sa¤lanmas›na yönelik bir öneri sunmakt›r.

Araflt›rma, el sanatlar›n›n en karmafl›k alanlar›ndan birisini oluflturmaktad›r(O¤uz, 2002 : 34). Giysilerin ve onlar› tamamlayan giysi aksesuarlar›n›n çok parça-dan oluflmas›, her bir giysi parças›nda el sanat›n›n farkl› özelliklerinin yer almas›,giysi parçalar›n›n ayr› ayr› ve detayl› bir flekilde incelenmesi gereklili¤i ve yörelerdebulunan giysilerin tüm parçalar›n›n ayn› kiflilerde bulunamamas› giysilerin araflt›r-mas›n›n yap›lmas›n› daha da güçlefltirmektedir.

Geçmifle ait de¤erlerimizi saklaman›n, koruman›n ve arflivlemenin bir çok aç›-dan güç oldu¤u bilinmektedir. Bu nedenle de kültür varl›klar›m›z›n bir k›sm›n›n kay-boldu¤u veya y›pranarak kullan›lamaz duruma geldi¤i ve zaman içerisinde yok olupgidece¤i bilinen bir gerçektir. Ülkemizin günümüze de¤in giyim kuflam özellikleriaç›s›ndan incelenmemifl olan il, ilçe ve köylerinde yap›lan baz› araflt›rmalarda gele-neksel giysiler halen, yörenin kendine özgü özelliklerini içeren flekil ve yap›lar›ylakarfl›m›za ç›kmaktad›r.

Günümüzde yörelere ait baz› giysi çeflitlerine ulafl›labilmektedir. Ancak giysile-rin baz› parçalar› yok olmakta, baz› parçalar› kullan›lmamakta, bulunamayan baz›giysi parçalar› yerine farkl› giysi parçalar› kullan›lmakta ve baz› giysi parçalar› iseyozlaflarak biçim de¤ifltirmektedir. Giysilerde kullan›lan yörelere has özellikteki ku-mafllar›n, aksesuarlar›n, yap›m ve süsleme tekniklerini bilen sanatkar say›s›n›n gi-derek azalmas› ile birlikte giysilerin oluflturulmas›nda, uygun malzemeler bulunma-s›nda güçlük çekilmektedir.

Tüm el sanat› ürünleri gibi, geleneksel giysiler de kullan›ld›¤› yörenin özellikle-rini oldu¤u gibi korudu¤u için de¤erlidir. Ayr›ca kullan›lan malzeme, yap›l›fl tekni¤i,

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

244

kullan›m yeri, kullan›m flekli ve süsleme tekni¤i ile birlikte de¤erli özellikler kazan-maktad›r. Bu eserler zaman içerisinde el de¤ifltirir, kaybolur veya bozulur ise bunla-r› ne yaz›k ki bir daha orijinal halleri ile tespit etmek mümkün olamayacakt›r.

Yüksek gelire ve ileri teknolojiye sahip ülkeler h›zl› de¤iflimin, de¤ifltirme tutku-sunun insan üzerindeki etkisinin fark›na vararak toplumun yaflam›nda kullan›mdankalkan ürünleri müzelerde günümüz insan›n›n bilgisine sunmufllard›r. Ancak ülke-mizdeki maddi kültür ürünlerimizin gelecek kuflaklara iletilmesinin gere¤inin fark›naoldukça geç var›lm›flt›r (Öztürk, 2000 : 221).

Küresel geliflim h›z kazan›rken kültür tarihimiz aç›s›ndan önemli bir yeri olangeleneksel giysilerimiz ve bunlara ba¤l› kuflamlar›, alan›n gerektirdi¤i bir flekildekayda geçirilmez ise zaman içerisinde yok olup gidece¤i bir gerçektir.

Kültür varl›klar›m›z›n önemli parçalar›ndan olan geleneksel giysilerimizin geçolmadan gerçek kullan›m flekilleri ile belirlenerek tespit edilmesi gereklili¤i kültürde¤erlerimizin korunmas› aç›s›ndan oldukça önemlidir.

Pek çok uygarl›¤› üzerinde bar›nd›rm›fl olan Anadolu’da toplumlar›n örf, adet,gelenek ve görenekleri giyimlerine de yans›m›flt›r. Dolay›s›yla her yörede o yöreyeait giyinme, bafl ba¤lama flekli ile birlikte çeflitli giysi parçalar› ve giysi aksesuarla-r› ile karfl›lafl›lmaktad›r.

Eskiye ait de¤erlerimizi saklamay› ve onlar› arflivlemekte geç kal›nd›¤› için yokolmaya bafllayan bu giyim kuflam›n az say›da da olsa yaflat›lmas› bizlere Anadoluve çevresinde geliflen sanat›n yarat›c›l›¤›n›, zevkini ve yörelere ait özelliklerini gör-memizde canl› örnek oluflturmaktad›r.

Türk giyim kuflam› model, biçim birlefltirme, astarlama teknikleri yan› s›ra süs-leme, iflleme teknikleri ve giysi aksesuarlar› çeflitleri ile çok genifl bir alan› kapsa-maktad›r (Bar›flta, 1994 : 491). Önemli bir tarihi geçmifli ve bölgesel çeflitlemeleribulunan Türk giyiminin resmi ve sivil, günlük ve özel günler için haz›rlanm›fl pek çokparçadan oluflan çeflitlemeleri bulunmaktad›r. Etnografik malzemeler içerisinde yeralan kavram ve tipolojik kargaflas›nda gerekli yerini alamam›fl olan Türk giyim ku-flam›n›n yurt d›fl›nda ve yurdumuzda birçok resmi ve özel müze ve koleksiyonlardapek çok örnekleri bulunmaktad›r (Bar›flta, 1996 : 17).

Ancak ulusal ve evrensel boyutlara ulaflmam›fl olan bu müze ve koleksiyonla-r›m›z›n içeri¤inin gere¤i gibi bilinemeyifli kuflkusuz bu alanda çal›flma yapanlar›ngördükleri, bulduklar›, parçalarla ilgili bilgilerin alan›n gerektirdi¤i sistematik içeri-sinde incelenip, yay›nlanamamas›ndan dolay› Türk giysilerinin özellikleri ve kullan›l-d›klar› yöreler ile ilgili bilgiler yeterli düzeye ulaflmam›flt›r. Gerek Anadolu sanatlar›-na gerekse geleneksel Türk sanatlar›na ait pek çok eser yurt d›fl›na ç›kar›lm›fl, ha-len de ç›kar›lmaya devam edilmektedir. Dünyan›n pek çok yerinde bulunan müze-lerde kültürümüze ait pek çok eserden oluflan etnografik sanat eserlerinin varl›¤› bi-linmektedir.

Oldukça zengin bir giyim kuflam kültürüne ve bir o kadar da giysi çeflitlili¤inesahip olan ülkemizde ne yaz›k ki maddi imkans›zl›klar, zaman, uygun ekibin kuru-

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

245

lamay›fl› ve bafllat›lan projelerin tamamlanamay›fl›, konu ile ilgili kurum ve kurulufl-lar›n konuya yeterli ilgiyi göstermeyiflleri vb. gibi nedenler ile giyim kuflamlar›na ilifl-kin yeterli ve ayr›nt›l› çal›flmalar oldukça az say›dad›r. Dolay›s›yla genifl bir yüzölçü-müne sahip olan ülkemizde kaç farkl› giysi türü oldu¤u ve bunlar›n halen kullan›lanörneklerinin hangi bölgelerde kullan›ld›¤›, giysilerin kullan›m ve teknik özellikleri be-lirlenememifltir. El sanatlar› aç›s›ndan da farkl› pek çok özelli¤i üzerinde bar›nd›rangiysiler üzerine yap›lacak olan araflt›rmalar›n, el sanatlar›n›n farkl› pek çok alan›nada aç›kl›k geçirece¤i bir gerçektir.

Bu konuda oldukça önemli çal›flmalar›n yap›ld›¤› bilinmektedir. Özellikle KültürBakanl›¤›na ba¤l› Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Merkezi (HAGEM) tara-f›ndan yap›lan çal›flmalar oldukça önemli say›labilecek niteliktedir. Ayr›ca Gazi Üni-versitesi Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi’nde 1993 –2000 y›llar› aras›nda H.ÖrcünBar›flta‘n›n katk›lar› ve görüflleri do¤rultusunda bölgesel giyim özelliklerinin belirlen-mesi ve incelenmesi ile ilgili fakülte ö¤retim elemanlar› ve ö¤rencileri ile birlikte ça-l›flmalar bafllat›lm›flt›r. Yap›lan bu çal›flmalar çeflitli nedenler ile tamamlanamam›flve gerekti¤i flekilde belgelendirilememifl, bu konuda yap›lan lisans ve yüksek lisanstezleri de gere¤i gibi de¤erlendirilememifltir. Elde edilen veriler, daha sonra yap›la-cak olan çal›flmalara belgelik olacak niteliktedir.

Kültürün maddi ürünleri olarak, baz› bilim dallar›nca etno¤rafik eflya ad›yla in-celeme konusu olan giyim kuflam ürünlerimizin çeflitleri kültür tarihi aç›s›ndan öne-mini korurken bu alanda yap›lan adland›rmalarda kavram birli¤i sa¤lanamam›flt›r.

Özellikle giysilerin isimleri gerekti¤i flekilde veya yörenin gerektirdi¤i termino-loji ile kullan›lmamaktad›r. Baz› giysi tan›t›m› kataloglar›nda ve yurdumuzu özellik-le yurtd›fl›nda tan›t›c› bas›n yay›n organlar›nda giysi araflt›rmac›s› olmayan veya bukonuda bölgesel giysi ve aksesuar adlar›n› ayr›nt›lar›yla araflt›rmayan kiflilerce pekçok giysi ve giysi aksesuarlar›n›n terminolojilerinin belirlenememifl olmalar› çeflitlikar›fl›kl›klara neden olmufltur. Örne¤in; Zeybek donuna, Karadeniz z›pkas›na, Erzu-rum z›vkas›na da flalvar, Bart›n üskufesine, Afyon delmesine de yelek denilmesi,pek çok yöremizde kullan›lan baz› özelliklerinden dolay› salta, sarka, camedan, fer-mene, libade vb. isimler verilen üst giysilerin tümüne cepken denilmesi, bu kavramkargaflas›na verilen örneklerden sadece bir kaç›d›r.

K›saca aç›klamaya çal›flt›¤›m›z pek çok nedenden dolay› geleneksel de¤erleriolmas› gerekti¤i gibi araflt›rmak, incelemek, belgelendirmek, kal›c›l›¤›n› gelece¤e veküresele aktarmak gereklili¤i, kültür de¤erlerimizin yaflat›lmas› aç›s›ndan oldukçaönemlidir. Ayr›nt›l› araflt›rma yapmak gerçek ve do¤ru bilgilere ulafl›lmas›nda en bü-yük etkendir.

Geleneksel Giyim Kuflam Ürünlerinin DerlenmesiHaz›rl›k Aflamalar›• Öncelikle iyi bir araflt›rma ve de¤erlendirme ekibi kurulmal›d›r. Kurulacak

olan bu ekipte, özellikle giyim ve giyim tarihi, sanat tarihi ile ilgili vb. alanlarda e¤i-tim alm›fl kiflilerin ve uzmanlar›n kat›l›m› sa¤lanmal›d›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

246

• Konu ile ilgili yay›nlar taranmal›, araflt›r›lmas› yap›lacak olan bölge ile ilgilibilgiler ile daha önce yap›lan teorik ve uygulamal› araflt›rmalar incelenmelidir.

• Yöre insan› ve yöre hakk›nda bilgi edinilmeli zamandan kazanmak için konu-ya iliflkin kifliler ve kurulufllarla temasa geçilmeli ve ulafl›labilir ise giysilerin bulun-du¤u bölgeler önceden belirlenmelidir.

• Giysiler ve onlara ba¤l› olarak kullan›lan giysi aksesuarlar› incelenirken kul-lan›lacak olan “giysi inceleme formlar›” ile giysiler hakk›nda yöre halk›na sorulacakolan sorular tüm ayr›nt›lar dikkate al›narak önceden haz›rlanmal›d›r.

• Giysilerin görsel kay›tlar›n›n yap›labilmesi için foto¤raf makinesi, video kay›tcihaz›, ses kay›t cihaz› ile bunlara iliflkin malzemeler yedekli olarak bulundurulmal›-d›r.

• Giysilerin görsel kay›tlar›n›n uygun ortamda yap›labilmesinin sa¤lanmas› içinfarkl› tonlarda,düz renkli zemin kumafllar›, giysi ölçülerini alabilmek için mezür, cet-vel vb., giysilerin üzerindeki süslemelerin çizimlerini yapmak için uygun malzemebulundurulmal›d›r.

Araflt›rma Verilerinin Toplanmas›• Araflt›rma yap›lacak giysiler ile ilgili ön veri toplanmal›d›r.• Yöre ve yörede kullan›lan giysiler ile ilgili yöre insan›ndan bilgiler edinebil-

mek için önceden haz›rlanm›fl olan sorular sorularak giysilerin kullan›m› ve yap›m›-na iliflkin bilgiler toplanmal› gerekiyor ise not edilmelidir. E¤er not edilemiyor ise gö-rüflülen kiflilerden izin al›narak ses kay›t cihaz›na kay›tlar›n›n yap›lmas› sa¤lanmal›-d›r.

• Giysi parçalar› toplu halde de¤il ise, kullan›m ve giyinme flekli ile ilgili özel-liklerinin belgelenmesi amac›yla, toplanmas› sa¤lanmal›d›r.

• Önceden haz›rlanan giysi inceleme formlar› do¤rultusunda giysiler inceleme-ye al›nmal› (EK : 1- ve EK: 2), gerekli tüm ayr›nt›lar sorularak not edilmeli, giysile-rin giyinilmifl flekli ile foto¤raflar›n›n çekilmeli, daha sonra kullan›lan her giysi par-ças› ile giysi aksesuarlar›n›n foto¤raflar› çekilmeli ve giysi inceleme formlar›na ifllen-melidir. Giysi inceleme formlar› giysilerin özellikleri göz önünde bulundurularak giy-si parçalar› için ve giysi aksesuarlar› için ayr› ayr› haz›rlanmal›d›r.

Giysi inceleme formlar›na bilgiler ifllenirken Giysilerin olmas› gereken tüm parçalar› veya bulunabilen parçalar›, öncelikle

yöre halk›ndan birine giydirilerek foto¤raflar›n›n çekilmesinin sa¤lanmal›, yöre halk›foto¤raflar›n›n çekilmesini istemiyor ise, ekip içinde bulunan uygun kiflilere giydiri-lerek görüntülerinin al›nmas› sa¤lanmal›d›r.

Giysilerin foto¤raflar› çekildikten sonra giysi parçalar› kiflinin üzerinde ve uygunbir yere serilerek tek tek tüm detaylar› al›narak görüntülenmesi sa¤lanmal›d›r. Giy-silerin giyinme flekilleri ile kullan›m›na yönelik özelliklerinin belirlenmesinde videokay›t cihaz› kullan›lmal›d›r. Giysi parçalar›n›n üzerinde bulunan ve özellik gösterenayr›nt›lar›n farkl› aç›lardan görüntülenmesi sa¤lanmal›d›r.

Giysinin dikifl, dikim ve süsleme özelliklerine iliflkin ayr›nt›lar tek tek not edile-rek bunlar›n yap›m teknikleri ve uygulama flekillerine iliflkin bilgiler edinilmelidir.

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

247

Giysilerin ölçüleri tam ve do¤ru olarak al›nmal›, giysinin teknik çizimi yap›laraksonradan eklenen parçalar dahil olmak üzere tüm detaylar›n›n ölçülerinin al›nmas›sa¤lanmal›d›r, Gerekli görülüyor ise giysilerin kal›p çizimleri giysinin üzerinden uy-gun materyal üzerine ç›kar›lmal›d›r.

Giysilerin üzerinde bulunan aksesuar ve süsleme parçalar›n›n özellikleri ile tek-nikleri not edilmeli, giysi parças› üzerine yap›lm›fl süsleme motif ve kompozisyon çi-zimleri uygun materyaller üzerine çizilmelidir.

Giysilerin üzerinde uygulanan Dikifl, dikim ve süslemesine ait tüm detaylar in-celenmeli ve yörede uygulama flekilleri tespit edilerek uygulamas›n›n belirlenmesisa¤lanmal›d›r.

Araflt›rma Verilerinin Belgelendirilmesi• Araflt›rma tamamland›ktan sonra, tüm veriler ortaya konularak her giysi par-

ças› için ayr› ayr› giysi inceleme formlar› s›ras› ile dikkatlice gözden geçirilerek ge-rekli ayr›nt›lar ifllenmelidir.

• Giysi parçalar›n›n foto¤raflar› da göz önünde bulundurularak, 1/1 ölçekli ve-ya ölçekli cetvel ile, giysi üzerindeki süsleme, form, dikim ve dikifl özellikleri tüm de-taylar› ile belirtilerek farkl› aç›lardan teknik çizimlerinin yap›lmas› sa¤lanmal›d›r.

• Giysinin teknik çizimi ve foto¤raflar› da göz önünde bulundurularak, 1/1 öl-çekli veya ölçekli cetvel ile giysilerin kal›p çizimleri yap›lmal›d›r. Giysilerdeki ek, ya-ma, asimetrik yap›lan detaylar gibi ayr›nt›lar› atlamamak için kal›plar tüm olarak çi-zilmelidir.

• Giysilerin üzerinde bulunan süsleme özelliklerinin motif ve kompozisyon çi-zimleri uygulama tekniklerine uygun olarak yap›lmal›d›r.

Geleneksel giyim kuflam›n kültür tarihi aç›s›ndan önemi nedeni ile kaybolmas›,kaybolmaya yüz tutmas› veya yozlaflma ve ça¤dafllaflt›rma ad›na yap›lan giriflimler-le de¤iflime u¤ramas›, bu alanda koruma ve onar›m yan›nda müzecili¤in geliflmesi-ni de beraberinde getirmektedir (Öztürk, 2000 : 224).

Günümüzde son y›llarda her alanda kullan›lan özellikle son y›llarda geliflim gös-teren bilgisayarlar›n de¤iflik amaçlarla kullan›m alan› artm›flt›r. Bilgisayar teknoloji-si yaflam›n pek çok alan›nda, kullan›c›lar›n yapm›fl olduklar› ifllerde oldukça önem-li say›labilecek ölçüde kolayl›klar ve yararlar sa¤lamaktad›r. Zengin kültür varl›kla-r›m›z›n pek çok özellikleri ile birlikte belgelendirilerek söz konusu eserler ile ilgili do-kümanlar›n oluflturulmas›nda bilgisayar teknolojisinden yararlanmak gereklili¤i du-yulmaktad›r. Haz›rlam›fl oldu¤umuz bu çal›flman›n gerçeklefltirilmesi ile gelenekselgiyim kuflam araflt›rmalar›ndan elde edilen verilerin bir merkezde toplanabilmesininsa¤lanaca¤› düflünülmektedir. Ayr›ca halen faaliyetlerini sürdüren müzelerde veyayeni kurulacak olan halkbilimi veya etnografya müzelerinin koleksiyonlar›nda yeralan giyim kuflam ürünlerinin, alan›n gerektirdi¤i flekilde envanterlerinin oluflturul-mas›, bu alanda araflt›rma yapanlara belgesel nitelikte dokümanlar›n sa¤lanmas›,sanal ortamda sürekli bir serginin sunulmas› ve müzelerin depolar›nda yer alan giy-siler ile giysi parçalar›n›n da gün ›fl›¤›na ç›kar›lmas› sa¤lanacakt›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

248

Geleneksel giyim kuflamlar›n alan›n gerektirdi¤i flekilde araflt›rmas›n›n yap›la-rak, belgelendirilmesinde ve genifl kitlelere ulaflt›r›labilmesinde, günümüzde kulla-n›m alan› genifl kitlelere ulaflm›fl olan bilgisayar teknolojisinden, yararlanarak yap-may› planlad›¤›m›z doküman çal›flmas› baz› aç›lardan yetersiz olabilir. Ancak bu ça-l›flmalar›n geleneksel kültür de¤erlerimizin belgelendirilmesinde ve gelecek kuflak-lara aktar›lmas› aç›s›ndan gelifltirilmesi ile gerekli olan alt yap› oluflturularak yap›la-cak olan çal›flmalara basamak olaca¤› düflünülerek haz›rlanm›flt›r.

Geleneksel Türk giyim kuflam özelliklerinin belgelendirilerek dokümanlar›n›noluflturulabilmesi için bilgisayar ortam›nda haz›r paket programlar veya haz›rlana-cak yeni bir yaz›l›m program› kullan›larak haz›rlanmas› planlanm›flt›r. Ek-3’ te ay-r›nt›l› bir flekilde aç›lacak olan sayfalar›n olas› link ba¤lant›lar›n›n gösterildi¤i çal›fl-ma kurum içerisinde veya kurumlar aras›nda kurulacak bir bilgisayar a¤›nda olufl-turulacak web sayfas› niteli¤inde düflünülmüfltür. Elde edilen tüm verilerin, haz›rla-nan bu sayfadaki ilgili bölüme yerlefltirilerek genifl bir giyim kuflam belgeli¤ininoluflturulmas› ile alana önemli katk›lar sa¤layaca¤› bir gerçektir.

Yap›lmas› planlanan bu çal›flman›n as›l amac› giysilerin sanal ortamda belge-lendirilmesi ve böylece sürekli olarak sergilenmesinin sa¤lanmas›d›r. Bunun için,Microsoft Office programlar› yard›m›yla özellikle Power Point kullan›larak sanal or-tamda giysilerin bölgelere göre-ilçeye kadar inilerek belgelendirilmesi için bir örnekoluflturulmufltur. Oluflturulan bu örnek Ek-3’ te sunulan flema do¤rultusunda tasar-lanm›flt›r. Buna göre:

Ana sayfada,Türkiye haritas› üzerinde geleneksel giysilerin bulundu¤u flehirleryer al›r. Ulafl›lmak istenen il seçilir ve seçilen bu ilin ilçelerine ulafl›l›r. ‹lçeye ulafl›l-d›ktan sonra giysiler öncelikle kad›n, erkek ve çocuk giysileri grupland›r›lmas› yap›-l›r. Daha sonrada her kategori kendi aras›nda iç giyim, d›fl giyim, üst giyim ve giysiaksesuarlar› kategorisinde tekrar grupland›r›l›r. Giysi gruplar›ndan herhangi biri se-çildi¤inde yöreye ait giysi parçalar›n›n bulundu¤u sayfa aç›l›r. Seçilen giysi parças›-n›n bilgilerine ulaflabilmek için ise ulafl›lmas› istenen giysi parças› seçildi¤inde giy-sinin envanter bilgileri, teknik çizimi, kal›p çizimi ile varsa giysi üzerindeki motif çi-zimlerine ulafl›l›r. Her giysi kategorisindeki, giysi parças› için farkl› bir sayfa aç›l›r.Giysi parças›n›n kullan›ld›¤› di¤er giysi parçalar›na da ba¤lant›lar kurularak bölgedekullan›lan giysilerin tüm özelliklerine ulafl›lmas› sa¤lan›r.

Geleneksel giyim kuflam ürünlerinin belgelendirilmesi, saklanmas› ve sanal or-tamda sürekli bir sergi fleklinde sunulmas›na yönelik olarak bir örne¤i oluflturulan buçal›flma ile;

• Giysilerin belirli bir sistematik ve estetik bir yaklafl›mla, tür, biçim, malzeme,süsleme, dikim ve dikifl tekni¤i vb. özellikler aç›lar›ndan belgelendirilmesi, korun-mas› ve saklanabilmesi,

• Elde edilen ürünlerin arflivlenmesinde önemli ölçüde kolayl›k sa¤layabilmesi,• Koleksiyonlarda çeflitli nedenler ile sergilenemeyen ve depolarda koruma al-

t›na al›nm›fl olan giysi ve giysilere iliflkin parçalar›n tüm özellikleri ile birlikte sanalortamda sürekli olarak sergilenebilmesi,

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

249

• Giysilerin kronolojik olarak s›n›flanabilmesi,• Giyim kuflam türlerinde kullan›lan ürünlerin terminolojisinin belirlenerek, kav-

ram birli¤ine var›larak belgelik oluflturulmas›• Toplanan verilere kolay ve h›zl› bir flekilde ulafl›labilmesinin sa¤lanmas›,• Araflt›rmac› ve bilim adamlar›na gerekli dokümanlar›n sa¤lanabilmesi,• Müzelerde bulunan giyim kuflam ürünlerinin envanterlerinin güncellenmesinin

sa¤lanabilmesi,• Müze veya koleksiyonu ziyaret eden kifliler ile araflt›rma sonuçlar›n› inceleyen

kiflilere yeterli ve do¤ru bilgilerin kolayl›kla ulafl›lmas›n›n sa¤lanabilmesi,• Bölgesel giyim özelliklerinin belirlenmesi ile giyim kuflam atlaslar›n›n olufltu-

rulmas›na alt yap› oluflturulmas›,• Ülkemizin tüm bölgelerinde kullan›lan giysilerin kullan›m flekilleri ve kullan›m

yerlerinin belirlenebilmesinde önemli ölçüde yararlar sa¤layaca¤›,• Kurulacak olan halkbilimi müzelerinde kullan›lacak giysilerin, özelliklerinin ve

kullan›m flekillerinin belirlenmesinde kaynak oluflturulmas› sa¤lanacakt›r.

KAYNAKÇAARLI, Mustafa (1992 a). “Türk El Sanatlar› Atlas› Üzerine Yöntem Ve Öneriler”.

lV. Milletleraras› Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, V. Cild, Maddi Kültür, Kül-tür Bakanl›¤› HAGEM yay›nlar›.Ankara. s.23 – 27

ARLI, Mustafa (1992 b). “El Sanatlar›nda Yozlaflma Örnekleri”. Kamu ve ÖzelKurulufllarla Orta Ö¤retimde, Üniversitelerde El Sanatler›na Yaklafl›m ve Sorunla-r› Sempozyumu, Kültür Bakanl›¤› HAGEM – Dokuz Eylül Üniversitesi. ‹zmir. s.19–23.

BARIfiTA, H. Örcün, (1981). “Türk ‹fllemeleri Üzerinde Yap›lacak Araflt›rmalar-da ‹zlenecek Bilimsel Yöntem”, l. Ulusal El Sanatlar› Sempozyumu Bildirileri. ‹zmir.s. 86-95.

BARIfiTA, H. Örcün, (1994). ” Burdur Çeltikçi Arvall›’dan Damat Giyimi”. Er-dem, Atatürk Kültür Merkezi Dergisi. Ankara, s. 491- 497.

BARIfiTA, H. Örcün, (1996). “Sadberk Han›m Müzesi’ndeki Türk ‹fllemeleri,Özel Müzelerimiz ve Koleksiyonlar›m›z”, Kültür ve Sanat. ‹fl Bankas› Kültür Yay›n-lar›.

KOÇ, Fatma (1997). Osmanl› ‹mparatorluk Dönemi Çocuk Giysileri Üzerine BirAraflt›rma. Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi, G. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara

O⁄UZ, M. Öcal (2002). Küreselleflme ve Uygulamal› Halk Bilimi. Ankara. Ak-ça¤ Yay›nlar›.

ÖZTÜRK, ‹smail (2000). “Günümüzde, Türkiye’de Geleneksel El Sanatlar›n›nBaz› Sorunlar›” Türk Dünyas› Kültür Ve Sanat Sempozyumu. Süleyman DemirelÜniversitesi. Isparta. s.219 –224.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

250

EK - 1G‹Y‹M KUfiAM ÜRÜNLER‹N‹N DERLENMES‹NDE

KULLANILACAK G‹YS‹ ‹NCELEME FORMU(G‹YS‹ PARÇALARI ‹Ç‹N)

Ürünün farkl› aç›lardan çekilmifl foto¤raflar›ÜRÜN NO : G‹YS‹N‹N ADI (Yöresel ad›) :G‹YS‹N‹N YÖRES‹ : G‹YS‹N‹N TÜRÜ :KOLEKS‹YONA GEL‹fi TAR‹H‹ :KOLEKS‹YONA GEL‹fi B‹Ç‹M‹ : KAYNA⁄I : B‹LG‹Y‹ K‹MDEN ALDI⁄I : G‹YS‹N‹N KOLEKS‹YONA GEL‹fi‹NDEK‹ DURUMU :ONARIM GÖRÜP GÖRMED‹⁄‹ : BUGÜNKÜ DURUMU : G‹YS‹N‹N YAPILDI⁄I DÖNEM / TAR‹H : G‹YS‹N‹N KULLANILDI⁄I DÖNEM :HANG‹ C‹NSE A‹T OLDU⁄U : KULLANILAN MEVS‹M :ENVANTER B‹LG‹LER‹N‹ ‹fiLEYEN‹N K‹ML‹⁄‹ :KAYNAK K‹fi‹ KÜNYES‹Ad› Soyad› :Do¤um yeri ve y›l› :Mesle¤i :Ö¤renimi :‹kamet adresi :ZEM‹N KUMAfiI ÖZELL‹KLER‹ KUMAfiIN ADI (YÖRESEL ADI) :C‹NS‹ :RENG‹ :DESEN ÖZELL‹⁄‹ :ASTAR KUMAfiI ÖZELL‹KLER‹KUMAfiIN ADI (YÖRESEL ADI) :

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

251

C‹NS‹ :RENG‹DESEN ÖZELL‹⁄‹ :D‹K‹fi, D‹K‹M VE B‹Ç‹M ÖZELL‹KLER‹ZEM‹N KUMAfiI D‹K‹fi TEKN‹⁄‹ :ASTAR KUMAfiI D‹K‹fi TEKN‹⁄‹ :ASTARLAMA TEKN‹⁄‹ :G‹YS‹N‹N D‹K‹M ÖZELL‹⁄‹ :G‹YS‹N‹N B‹Ç‹M / FORM ÖZELL‹⁄‹ :SÜSLEME ÖZELL‹KLER‹ :SÜSLEMEDE KULLANILAN MALZEME :UYGULANAN TEKN‹K :RENK :SÜSLEME KONUSU :MOT‹F :USLUP :KOMPOZ‹SYON :G‹YS‹N‹N KULLANIMINA ‹L‹fiK‹N ÖZELL‹KLERG‹YS‹N‹N G‹Y‹NME fiEKL‹ :G‹YS‹N‹N G‹Y‹N‹fi SIRASI :G‹YS‹N‹N G‹Y‹LMES‹NDE KULLANILAN D‹⁄ERG‹YS‹ PARÇALARI :KULLANIM YER‹ VE AMACI :

TEKN‹K Ç‹Z‹M‹• Giysinin teknik çizimi yap›l›rken giysinin tüm detaylar› farkl› aç›lardan yap›l-

mal›d›r• Giysi üzerinde bulunan dikifl ve dikim özellikleri belirtilmelidir (dikifl çeflitle-

ri, manflet, yaka, cep, kup vb.)• Giysi üzerinde bulunan detaylar belirgin bir flekilde belirtilmeli, gerekti¤inde

detaylar farkl› bir flekilde çizilmelidir.KALIP Ç‹Z‹M‹• Giysinin kal›b› sa¤ ve sol bedenin tüm ayr›nt›lar› tüm olarak çizilmelidir. Böy-

lece giysilerin sa¤ ve sol taraflar›nda yap›lan farkl›l›klar›n belirlenmesi sa¤lanacak-t›r (sonradan yap›lan eklemeler, yamalar, kumafl yetmedi¤inde kullan›lan ekleme-ler vb.)

• Giysi kal›b›nda tüm ölçüler bafllang›ç noktas›ndan bitim noktas›na do¤ru ok-larla gösterilerek belirtilmelidir

• Giysilerin bölümlerine ait isimlendirmeler kal›plar›n üzerine yaz› ile belirtil-melidir

SÜSLEME MOT‹F VE KOMPOZ‹SYON Ç‹Z‹M‹• Motiflerin özelliklerini yitirmemesine dikkat edilmeli ve iflleme özellikleri do¤-

rultusunda çizimleri yap›lmal›d›r• Giysilerin üzerindeki motifler kompozisyon özellikleri ile birlikte çizilmelidir

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

252

EK 2G‹Y‹M KUfiAM ÜRÜNLER‹N‹N DERLENMES‹NDE

KULLANILACAK G‹YS‹ ‹NCELEME FORMU(G‹YS‹ AKSESUARLARI ‹Ç‹N)

Ürünün farkl› aç›lardan çekilmifl foto¤raflar›ÜRÜN NO :ADI (Yöresel ad›) :YÖRES‹ :TÜRÜ :KOLEKS‹YONA GEL‹fi TAR‹H‹ :KOLEKS‹YONA GEL‹fi B‹Ç‹M‹ :KAYNA⁄I :B‹LG‹Y‹ K‹MDEN ALDI⁄I :KOLEKS‹YONA GEL‹fi‹NDEK‹ DURUMU :ONARIM GÖRÜP GÖRMED‹⁄‹ :BUGÜNKÜ DURUMU :YAPILDI⁄I DÖNEM / TAR‹H :KULLANILDI⁄I DÖNEM :HANG‹ C‹NSE A‹T OLDU⁄U :ENVANTER B‹LG‹LER‹N‹ ‹fiLEYEN‹N K‹ML‹⁄‹ :KAYNAK K‹fi‹ KÜNYES‹Ad› Soyad› :Do¤um yeri ve y›l› :Mesle¤i :Ö¤renimi :‹kamet adresi :KULLANILAN MALZEME ÖZELL‹KLER‹ADI (YÖRESEL ADI) :C‹NS‹ :RENG‹ :DESEN ÖZELL‹⁄‹ :SÜSLEME ÖZELL‹KLER‹

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

253

SÜSLEMEDE KULLANILAN :MALZEME ADI (YÖRESEL ADI) :UYGULANAN TEKN‹K :RENK :SÜSLEME KONUSU :MOT‹F :USLUP :KOMPOZ‹SYON :G‹YS‹N‹N KULLANIMINA ‹L‹fiK‹N ÖZELL‹KLERKULLANIM fiEKL‹ :KULLANIM SIRASI :KULLANIM YER‹ VE AMACI :TEKN‹K Ç‹Z‹M‹KALIP Ç‹Z‹M‹SÜSLEME MOT‹F VE KOMPOZ‹SYON Ç‹Z‹M‹

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

254

EK- 3GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ SANAL ORTAMDA

SERG‹LENMES‹NDE KULLANILACAK B‹LG‹SAYAR A⁄I

GELENEKSEL TÜRK G‹Y‹M KUfiAMININ DERLENMES‹ VE BELGELEND‹R‹LMES‹NDE UYGULANACAK B‹R DOKÜMANTASYON DENEMES‹

255

ALMAN HALK TÜRKÜSÜ ARfi‹V‹

Ali Osman ÖZTÜRK

Alman Halk Türküsü Arflivi, edebiyat uzman›, halkbilimci ve o zamanlar ’AlmanFolklor Dernekleri Birli¤i’nin baflkan› olan Prof. Dr. John Meier (1864-1953) taraf›n-dan kurulmufl ve 1953’ten beri “hür ve ba¤›ms›z bilimsel bir araflt›rma enstitüsü”olarak hizmet vermektedir.

Böyle bir arflivin kuruluflundaki esas amaç Alman halk türkülerini bilimsel ola-rak ele alan bir külliyata duyulan gereksinme idi. Bu nedenle Alman Halk TürküsüArflivi bafltan beri Alman dilinde söylenen halk ve popüler flark›lar›n derlenip-toplan-mas›, belgelenmesi ve araflt›r›lmas› için bir merkez olarak ifllev görmüfl ve flark›-tür-kü ad›na ne söyleniyorsa her fleyi, yabanc› paralel metinler ve halk müzi¤i ve dan-s›yla iliflkileri de araflt›rma alan›na dahil etmifltir. Di¤er eyaletlerden bilim adam› veenstitülerle s›k› iflbirli¤i halinde Baden-Württemberg eyaletine ba¤l› Freiburg kentin-deki bu arfliv y›llar içinde uluslar aras› halk türküsü araflt›rmalar› için bir çal›flmamerkezi olarak kendini kabul ettirmifltir. Arflivde bugün yurt içi ve d›fl›ndan çok sa-y›da ziyaretçi / araflt›rmac›ya dan›flmanl›k hizmeti verilmektedir.

Arfliv, popüler türkü ba¤lam›nda çok kapsaml› derlenmifl malzemeye sahiptir.A¤›zdan derlenerek belgelenen türkü say›s› afla¤›-yukar› 250.000’dir; bunun çekir-de¤ini 1912-1930 y›llar› aras›nda tüm Almanca konuflulan yörelerde yürütülen der-leme faaliyetinin ürünleri oluflturmaktad›r. Ayr›ca yaklafl›k 15-19. yüzy›ldan 14.000türkü kitap盤› ve destan yapraklar›, 20.000 adet ses kayd›, posta kartlar›na bas›l-m›fl özel bir koleksiyon ile halk müzi¤i prati¤i ile ilgili resim döküman› mevcuttur.

Bugün Alman Halk Türküsü Arflivi’nde 16.000 türkü dosyas›nda tipolojik ve te-matik aç›dan tasnif edilmifl (türkü dokümantasyonu-belgeli¤i) ve çeflitli kataloglar-la aç›mlanm›fl bas›l› ya da bas›l› olmayan türkü belgesinin say›s› befl yüz bini afl-maktad›r.

Tüm bu türkü malzemesi san›ld›¤› gibi sadece a¤›zdan derleme olmay›p, bila-kis yaz›l› kaynaklardan da elde edilmifltir: eski el yazmalar›, türkü kitaplar›, destanyapraklar› 15-16.yy. dan kalma bas›l› belgeler 1780’den bu yana piyasa kitaplar›,ses kay›tlar› vs. bunlardand›r. Her türkü türü bu malzemede yerini almaktad›r.

Prof. Dr. John Meier’den sonra, Prof. Dr. Erich Seemann, Prof. Dr.Wilhelm He-iske, Prof. Dr.Lutz Röhrich, Prof. Dr. Otto Holzapfel gibi müdürlerin yönetiminde hiz-mete devam etmifltir. Arflivde ayr›ca Prof. Dr. Gerhard Heilfurth, Prof. Dr. Hinrich Si-uts, Prof. Dr. Wilhelm Brednich gibi birçok isim yapm›fl dilbilimci ve folklorcular ve

256

Prof. Dr. Walte Wiora, Prof. Dr. Walter Salmen Prof. Dr. Wolfgang Suppan gibi ünlümüzikologlar görev yapm›fllard›r. Amerikal› müzikolog Prof. Dr. Philip Bohlmann gi-bi yabanc› bilim adamlar›n›n da al›flmalar›yla arfliv uluslararas› halk türküsü araflt›r-malar›nda ad› hep ön planda an›lan bir kurum olmufltur.

Freiburg (im Breisgau), Silberbachstrasse No: 13 adresindeki arfliv binas›,gençlik üslubunda güzel bir villa olup, içinde özel olarak tüm Avrupa dillerinde söy-lenen halk ezgileri ile ilgili literatürü içeren çok zengin ve sistematik bir uzmanl›k kü-tüphanesini bar›nd›rmaktad›r. D›flar› kitap ç›kar›lmamas› kofluluyla halka aç›k veyaklafl›k 60.000 ciltlik bu kütüphanede türkü ad›na ne ararsan›z bulabilirsiniz. Art›kTürkiye’den gönderdi¤imiz kitaplar da bu hazinenin parçalar›ndand›r.

Arflivdeki dosya ve kataloglar büyük ölçüde (yabanc› kütüphane kay›tlar›na gö-re yap›lan kopyalar da dahil olmak üzere) özenle bir araya getirilmifl ve çok çeflitlififllerle tek bir türkü metninin ç›k›fl ve geliflme tarihi kolayl›kla takip edilebilecek fle-kilde sistematize edilmifltir. Metinlere ait ezgiler, flairleri, bestecileri ve söylendikleriyerler, ses kay›tlar› vs. hakk›nda bilgiler hemen elde edilebilir durumdad›r. Arfliv buflekilde, geçmifl yüzy›llardan günümüze intikal eden 500 000 türkü metnini topla-makla kalmam›fl, bu muazzam materyali bilimin hizmetine sunmufl, ve yaflamas›n›sa¤lam›flt›r.

Kendi yay›nlar›, zaten hiç de küçümsenemeyecek bir kütüphaneyi doldurmak-tad›r. Arflivin beraber çal›flt›¤›, türkü yapra¤›ndan okul kitab›na, ansiklopediden plakve televizyon yay›n›na, sergiden telif dan›flmanl›¤›na kadar, katk›da bulundu¤u ki-taplar›n say›s› oldukça fazlad›r. Uzun y›llardan beri özenle ç›kar›lan bir dizi önemlibilimsel yay›nlar› mevcuttur. Örne¤in, 1928’den beri, makaleleri ve tan›tma yaz›la-r›yla “Halk Türküsü Araflt›rmalar› Y›ll›¤›“n› (Jahrbuch für Volksliedforschung) ç›kar-maktad›r (2003’te 47.say›s› yay›mlanacakt›r).

1935’den bu yana Alman halk baladlar›n›n de¤erlendirilmesini içeren büyük biryap›t bas›ma haz›rlanm›flt›r: “Deutsche Volkslieder mit ihren Melodien: Balladen(Melodileriyle Alman Halk Türküleri: Baladlar; 10. ciltle yay›m› tamamlanm›flt›r).Burada Geç Ortaça¤’dan günümüze kadar toplanan materyal, tarihi ve elefltirel an-lay›flla, bundan sonraki daha popüler karakterli çal›flmalara temel olmak üzere ya-y›nlanm›flt›r. Bu bir baflka deyiflle halkbilimin temel araflt›rmas› idi. Söz konusu mal-zemenin gerçekten ne kadar muazzam oldu¤unu, 1771’den 1985’e kadar say›s›2000’i aflan belgeyle geleneksel Alman halk balad›n› bilimsel aç›dan de¤erlendiren8. cilt kan›tlamaktad›r. En son yay›nlardan biri de, binlerce ezgiyi sistematik bir fle-kilde kullan›labilecek hale getiren dört ciltlik melodi tipolojisidir. (1976-83). 1988’de3.cilt olarak“Studien zur Volksliedforschung” adl› kitapta, Alman Halk Türküsü Ar-flivi üzerine bilimsel tarihi bir tan›t›m yay›nlanm›flt›r; burada Freiburg halk türküsüaraflt›rmalar›n›n, Nasyonal Sosyalizm döneminde ideolojik amaçlar için kötüye kul-lan›lmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Bu da arflivin tarihi aç›s›ndan önemlidir.

John Meier’in halefi halk türküsü araflt›rmac›s› Erich Seemann’n›n yönetimindearfliv, yay›mlar›nda çok dilli bir karakter kazanm›fl ve 1970’de Skandinavist Otto

ALMAN HALK TÜRKÜSÜ ARfi‹V‹

257

Holzapfel’i, 1972’de de Slavist Jürgen Dittmar’› kadrosuna katarak uluslar aras› ol-ma yolunda bir ad›m daha atm›flt›r. Ayn› flekilde 1935’te, türkülerin tarihi-elefltirel,folklorik-dilbilimi ve müzik bilimi aç›lar›ndan de¤erlendirilmesi fleklinde yay›m›nabafllanan “Deutsche Volkslieder mit ihren Melodien: Balladen” (Melodileriyle AlmanHalk Türküleri) dizisi de, sadece Almanca malzemeyi dikkate alan yay›mlar›n çer-çevesini çoktan aflm›flt›r. Dolay›s›yla bu edisyonun son iki cildi, dizinin bir bölümüolmaktan çok, kültür tarihi aç›s›ndan özellikle ilginç olan “halk ballad›” türü üzerin-de yap›lan genifl yelpazeli uluslar aras› araflt›rmalar› birlefltirici niteliktedir. Nitekimson projelerde taraf›m›zdan verilen bilgilerle Türkiye’de tespit edilmifl, paralel türkübelgelerine de göndermeler yap›lmakta ve de¤erlendirmeler de bulunmaktad›r.

Bugün için arflivdeki hakim görüfl, bilimsel dikkatin bu malzemeler üzerinde yo-¤unlaflt›r›lmas›n›n ve böylece sorular›n belli noktalara yönlendirilmesinin prestij sa¤-layaca¤› umulan, her zaman ve mekanda geçerlilik iddias›ndaki yay›mlardan dahagerekli oldu¤u fleklindedir; çünkü yeni elde edilen belgeler ve de¤iflen bilimsel yön-tem ve görüfller sonucunda evvelki yay›mlar yetersiz kalabilmektedir. Nitekim yu-kar›da ad› geçen serinin ilk ciltleri bugünkü perspektiften bak›l›nca sonunculara gö-re tamamlamalara ve düzeltmelere muhtaç görünmektedir.

Son olarak sözü bizdeki türkü araflt›rmalar›na getirmek istiyoruz: Bu konudakiilgi ve becerilerin, yeterli derleme malzemesinin varl›¤›ndan kimse flüphe edemez.Fakat bireysel alandan s›yr›l›nca iflbirli¤ine dayanan projelerin bu alanda eksik ol-du¤unu görüyoruz. Bir “Türk Halk Türküsü Arflivi”de bireysel bir çaban›n sonucun-da kurulacak bir fley de¤il. Türkiye çap›nda da¤›n›k bir durumda bulunan çok de-¤erli malzemenin ilk aflamada bir bilimsel koordinatörün denetiminde, her ne flekil-de olursa olsun (orjinal belge, kopya, el yazmas› v.b.) bir çat› alt›nda bir araya ge-tirilmesinde çok büyük yarar vard›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

258

HALK ÇALGILARI MÜZES‹N‹N KURULMASININ GEREKL‹L‹⁄‹

Murat KARABULUT

Çalg›lar›n tarihi gelifliminin incelenmesi veya çalg› bilimi konusu, kültür tarihi vehalkbilimi araflt›rmalar›nda üzerinde en az çal›fl›lan ve incelemeye tabi tutulan biraland›r. Bu bak›mdan çalg› bilimi konusunda yap›lacak inceleme ve de¤erlendirme-ler oldukça s›n›rl› bir çerçevede olmaktad›r. Ülkemizdeki durumu pek ayd›nl›k olma-sa da yurt d›fl›ndaki bir çok müzede ülkelerin, kendi kültürel ürünlerinin yan›nda,Türk halk çalg›lar›n› da ayr› bir bölüm olarak sergiliyor olmalar›, alan›n önemininvurgulanmas› bak›m›ndan son derece dikkat çekicidir. Dünyadaki bir çok ulusunkendi kültürel miraslar›n› korumaya yönelik ciddi çal›flmalar yapt›klar› bu amaçdo¤rultusunda çeflitli sanat, etnografya, askeri, tarih, insan, folklor, v.b müzeler aç-t›klar› bilinmektedir. Bu müzelerde kültürün bütün yönlerini yans›tan k›ymetli eser-ler sergilenmektedir. Söz konusu müzelerde ayr›ca Türk kültürüne ait bir çok mal-zeme de bulunmaktad›r. Yurt d›fl›nda tebli¤ konumuzu ilgilendiren, Türk çalg›lar›n›nbulundu¤u müzelerden baz›lar›n› belirtmek gerekirse, Berlin Etnografya Müzesi’ninTürkiye ile ilgili bölümünde “Anadolu’nun bir çok yerinden derlenen davul,zurna,kaval, ut, cura, kanun,tanbur, zil, darbuka, gibi müzik aletleri bulunmaktad›r. Ayr›-ca Berlin Hür Üniversitesi Müzikoloji Enstitüsü arflivinde Türk müzi¤ine ait çalg›larda bulunmaktad›r”(Önder:1983). Yine “Münih Devlet Halk Sanatlar› Müzesinde Türkmüzi¤i çalg›lar›ndan bir gurup yer almaktad›r” (Önder:1983) Fransa’da Louvre Mü-zesinde “yazma eser ve minyatürlerin bulundu¤u vitrinlerde, XVI yy’da ‹stanbul’dayap›lm›fl (bahçede bir müzik meflki) adl› minyatür gerçek bir flaheser olarak sergi-lenmektedir”(Önder:1983) Benim de görme ve inceleme imkan› buldu¤um Buda-peflte Etnografya Müzesi Halk Müzi¤i bölümünde, 1932-1936 y›llar› aras›nda özel-likle Adana ve civarlar›nda halk müzi¤i derlemeleri yapm›fl olan tan›nm›fl Macar bes-tecisi ve müzikologu Bela Bartok’un zengin bir arflivi bulunmaktad›r.Bu arflivde Tür-kiye’nin çeflitli bölgelerinden derlenen müzik aletleri, nota, plak, ve folklorik belge-ler bulunmaktad›r. Bunlar›n yan›nda “Polonya Varflova Milli Kütüphanesi Yazma Es-reler Bölümü’nde halk çalg›lar›n› gösteren çeflitli minyatürler, Çek Cumhuriyeti’ninbaflkenti Prag’daki Milli Müze’de Asya Müzik aletleri bölümünde de Türk halk müzi-¤i çalg›lar›na yer verilmifltir”(Önder:1983).

Bunlar›n yan›nda di¤er bir çok Avrupa ülkeleri ile M›s›r, Suriye veya baflka ül-

259

kelerde de bir çok Türk halk çalg›s›n›n bulunmas› kuvvetle muhtemeldir. Bu durumaç›kça flunu göstermektedir ki her ulus kendi kültürü de¤erlerini koruyarak, gelece-¤e tafl›ma gayreti içerisindedir. Kültürel miras›n korunmas›, muhafaza edilmesi içinen önemli yer flüphesiz müzelerdir.

Türkiye’de, geçmifl dönemlere ait halk çalg›lar›n› bir arada bulunduran, çalg›la-r› her bak›mdan tasnif ve de¤erlendirmesi yap›ld›¤› bir müzenin olmad›¤› öteden be-ri bilinmektedir. Isparta, Ankara Etnografya veya baflka yerlerdeki müzelerde bulu-nun birkaç örnek bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Türk kültür tarihinin en zengin yönlerindenbirisi de flüphesiz müzik folkloru dolays›yla halk çalg›lar›d›r. Bahaeddin Ögel taraf›n-dan Türk Kültür Tarihine Girifl adl› çal›flmas›n›n sekiz ve dokuzuncu ciltlerinde Türk-lerde kullan›lan halk çalg›lar› genifl olarak anlat›lm›flt›r. Organolojik aç›dan bugünçalg›lar›n tarihi geliflim süreci, teknik yap›lar›n›n nas›l, ne flekilde oldu¤u, ses sistem-lerinin nas›l oldu¤u v.b hususlar tam olarak bilinmemektedir. Bugün için en az›ndanböyle bir çal›flman›n olmas› Türklerdeki müzik kültür hayat›n›n ve kullan›lan çalg›-lar›n ne kadar zengin oldu¤unun bilinmesi bak›m›ndan son derece önemli bilgilerdir.Bunun yan›nda, P›chen, Usbeck gibi yabanc› Gazimihal v.b. bilim adamalar›n›n Türkhalk çalg›lar› konusunda yapm›fl olduklar› çal›flmalar da dikkat çekicidir ki Lauren-ce P›cken bütün Türkiye’yi kar›fl kar›fl dolaflarak derledi¤i halk çalg›lar› hakk›ndagenifl bilgi toplam›fl ve yay›nlam›flt›r. (P›cken:1975) Bütün bunlar flunu göstermek-tedir ki geçmiflten günümüze oldukça zengin bir potansiyele sahip halk çalg›lar›n›ntarihi geliflim sürecindeki durumu hakk›ndaki araflt›rmalar dolays›yla çalg› bilimi(Türk Organolojisi) konusu oldukça ihmal edilmifltir. Bugün için halk çalg›lar›n›ngeçmiflten günümüze nas›l bir seyir takip etti¤i, çeflitli dönemlerde ki yap›s›, ses sis-temi v.b hususlarda tam olarak aç›klay›c› bilgi, belge ve malzemelerin olmamas›çalg›lar›n de¤erlendirilmesi noktas›nda bir çok yönünü karanl›kta b›rakmaktad›r.

Bu ba¤lamda kültürel al›flverifllerdeki etkilenmeler veya baflka sebeplerden do-lay› “tarihi süreçte sazlar›n baz›lar›n›n belirli bir zaman diliminde kullan›ld›¤›, baz›la-r›n›n ortadan kayboldu¤u, baz›lar›n›n da flekil ve yap› itibar›yla de¤iflerek, zenginle-flerek günümüze kadar ulaflt›¤›n›”(Karabulut:1996) söylemek mümkündür. 1988 y›-l›nda Kültür Bakanl›¤› ad›na yapm›fl oldu¤umuz Türk Halk Çalg›lar›ndan Örnekleradl› sergide iki yüzü aflk›n halk çalg›s› tespit edilmifl ve sergilenmifltir. Bu durumTürk halk çalg›lar›n›n ne kadar zengin oldu¤unun bir göstergesidir.

Halk Çalg›lar›, Kültürel Turizm, Uygulamal› Halkbilimi ve Müze

Halk çalg›lar›n›n bir baflka boyutu ise kültürel turizm ba¤lam›nda de¤erlendiril-mesi, tarihi ve kültürel miras ba¤lam›nda müzelerde sergilenmesidir. Bu durum biranlamda “Uygulamal› Halk Bilimi”nin de farkl› bir yönünü yans›tmas› bak›m›ndan dason derece önemlidir. Dünyadaki geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerde turizmin,halk bilimin ba¤lam›ndaki araflt›rmalar›n›n ihmal edildi¤i ve kültürel potansiyelingözden kaçt›¤› fleklinde bir kanaat vard›r. Bu bak›m›ndan böyle bir potansiyelin kül-türel turistik ürün olarak faydalanma yollar›n›n aç›k tutulmas› ve alternatif turistikürün olarak de¤erlendirilmesi ve ihmal edilmemesi gereken bir husustur. Son y›llar-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

260

da turizm alan›nda h›zl› bir flekilde geliflme gösteren ülkelerin kültüre dolays›yla et-nografik, folklorik ve tarihsel mirasa karfl› son derece duyarl› olduklar› bilinmekte-dir.(Amerika, Avusturalya, Yeni Zelanda, Almanya, ‹ngiltere, Kanada v.b) Bu çerçe-vede “Alternatif Turizm” veya “Özel ‹lgi Turizmi” ad› alt›nda kültürel mirasa dayal›bir bak›fl aç›s› getirilerek, kültürel miras›n ekonomik yönü dikkatlere sunulmaktad›r.kültürel turizm, bir anlamda kültürel etkinlikleri de özel önemi içine al›r. Etkinlikler-den kastedilen çeflitli sanat olaylar› ile tarihi mekanlar ve aç›k hava müzeleri, müze-lerdir. Geliflmifl yerlerde kültürel etkinlikler olarak çeflitli konserleri, sanat müzeleri-ni, folkorik olaylar› ve sosyal ve kültürel bütün organizasyonlar› içine al›r. Bu etkin-likler olay›n kültürler aras› iletiflim ba¤lam›ndaki önemini vurgular. Örne¤in pasif birkültürel etkinlik kabul edilen müze gezileri, turizm hareketlerinin can damar›n› olufl-turur ki buna en aç›k örnek olarak ‹ngiltere’deki Britsch Müzesi, Fransa’daki LouvreMüzesini vermek mümkündür. Ad› geçen yerler günde binlerce ziyaretçinin u¤rakmerkezi olmas› bak›m›ndan önemli bir kültürel çekim yerlerindendir. Buna benzerfarkl› ülkelerde yüzlerce müze bu amaca hizmet etmektedir.

Bu ba¤lamda söz konusu ülkelerce kültürel turizmi içine alan, Ulusal Müzelerinkurulmas›na önem verilerek yeni stratejiler gelifltirilmektedir. Baz› modern müzele-rin (burada modernlikten kastedilen günümüzün teknik imkanlar› ile donan›ml› mü-zeler) günümüzde farkl› bir yaklafl›mla geleneksel stil ve nesneleri korumakla birlik-te, müze dükkanlar›nda ve kendi ma¤azalar›nda geleneksel objelerin kopyelerini ya-parak, kültürel ürünlerden büyük bir ekonomik gelir elde ettikleri bilinmektedir. Ül-kelerin kalk›nmalar›nda en önemli itici güç olarak turizm endüstrisi görülmektedir.Alternatif turizm ürünlerinin ve turizmin çeflitlenmesi alternatif olabilecek faktörleraras›nda ulusal müze projeleri öne ç›kacakt›r. Bu bak›mdan ulusal müze modelleri-nin bir an önce hayata geçirilmesinde fayda görülmektedir.. Ulusal müzeler bir yan-dan kültürel tarihi miras› korur ve yaflat›rken di¤er taraftan da flehir turizminin gelifl-mesine katk› sa¤lar. Bütün dünya da turizm alan›nda yap›lan araflt›rmalardaki dur-gunlu¤a ra¤men flehir ba¤lam›nda tarihsel ve kültürel turizme artan bir ilgi vard›r.Ülkemizde böyle müzelerin kurulmas› için flüphesiz devlet deste¤ine ihtiyaç vard›r.Müze, sanat, tarihsel miras ve kültürün korunmas›, desteklenmesi noktas›nda dev-letin rolü çok önemlidir. Devletin bak›fl aç›s› ne kadar genifl olursa ve desteklenirsebu tür projelerin de baflar›l› olma flans› çok yüksektir. Belirli bir zamana kadar dev-let deste¤i gerektiren müzeler yeteri kadar tan›t›m ve ciddi bir pazarlama ile ileri kiy›llarda kendi kendini finans eder hale gelecektir.

Halk Çalg›lar› Müzesi için önerilerHer müzede yap›lmas› gereken, bilgilendirme konusu çalg› müzesi içinde geçer-

lidir. Bunun için gelen ziyaretçilere poster, broflür, el ilan›, telefon posta v.b. yollagezilecek yer hakk›nda önceden bilgi verilerek, varsa sorular cevapland›r›larak ziya-retçilerin yönlendirilmesi sa¤lanm›fl olur. Ayn› zamanda görevli uzman müzecileresorular sorularak müze hakk›nda bilgi verilmesi sa¤lanmal›d›r. Üçüncü olarak mü-zelerin bir veri taban›n›n kurularak internet ortam›nda tan›t›m› sa¤layacak sisteminkurulmas›nda fayda vard›r.

HALK ÇALGILARI MÜZES‹N‹N KURULMASININ GEREKL‹L‹⁄‹

261

Böyle bir müze, flu yönlendirici plan do¤rultusunda yap›land›r›lmal›d›r.• Çalg›lar›n planlama aflamas›: Bu aflamada çalg›lar, tür, flekil,ses yap›lar›,

a¤aç cinsi v.b. teknik ve akustik özelliklere göre bir tasnifi yap›lmal›d›r. Böyle birtasnifde: çalg›lar telli, yayl›,nefesli, vurmal› (ritm), kendinden sesli ve çarpmal› flek-linde ayr›ma tabi tutularak yerlefltirilmelidir.

• Çalg›lar hakk›nda bilgi: Bilgilendirme yaln›z çalg›lara ait mekan için de¤il bü-tün müze mekanlar› ve müze için de son derece önemlidir. Önceden haz›rlanan bro-flür, CD, veya VCD gibi tan›t›m araçlar› ile gelen ziyaretçilerin önceden bilgilendir-mek faydal› olabilir. Çalg› Bilgi Sistemi (ÇBS) haz›rlanarak çalg›lar› tan›tan, tarihigeliflimini k›saca anlatan Türkçe ve ‹ngilizce bilgilere yer verilmelidir. Gelen ziyaret-çilerin uzun yaz›lar› zaman bak›m›ndan okuyamayaca¤› göz önüne al›narak bilgilerk›sa, aç›klay›c› ve net olmal›d›r.

• Çalg›lar›n tasnifi: Çalg›lar›n tasnifinde her çalg›n›n teknik ve yap›m fleklifarkl› oldu¤undan tasnif edilmesinde zaman zaman kar›flt›r›labilmektedir. Örne¤in:Telli çalg›lar›n farkl› flekli olan dombra, dutar v.b. el ile (yayg›n ad›yla flelpe tekni¤i)çal›nan çalg›lar, m›zrapla.çal›nan çalg›lar ile ayn› aileden çalg›lar olmas›na ra¤menkullan›ld›¤› yerler ve çalma tekni¤i bak›m›ndan farkl›l›klar vard›r. Dolays›yla tasnifedilirken çalg›lar›n menflei hakk›nda aç›klay›c› bilgilere yer verilmelidir.

• Çalg›lar›n sergilenmesi: Çalg›lar sergilenirken müze ortam›n›n uygunlu¤u,odan›n s›cakl›k derecesi gibi kriterler göz önünde bulundurulmal›d›r. Bilindi¤i üzerea¤açtan veya deriden yap›lan çalg›lar belirli bir s›cakl›k derecesinde tutulmazsa ya-p›s›nda h›zl› bir de¤ifliklik olmaktad›r. Bu yüzden bozulma riski de oldukça yüksek-tir. Metal çalg›lar daha uzun ömürlü olmas›na ra¤men yeteri derecede ›s› ortam› sa¤-lanmazsa bunlar›n da bozulma riski vard›r.

• Çalg›lar›n yorumlanmas›: Bu bölümde her çalg›n›n ses ve t›n›s› gelen ziya-retçilere duyurulmal›, geçmiflte kullan›lan flekli ile bugün kullan›lan flekli aras›ndakifark dinletilerek aras›ndaki farklar sesten verilmelidir. Gelen ziyaretçilerin herhangibir çalg›y› inceleme imkan› verilmeli, gerekti¤inde de çalmalar› için f›rsat verilmeli-dir.

Ulusal Müze veya Türk Halkbilimi Müzesinin kurulmas› durumunda sa¤la-yaca¤› katk›lar:

1. Her fleyden önce kuruldu¤u yerin bir cazibe ve kültürel çekim merkezi olma-s›n› sa¤lar. Bu sayede iç ve d›fl turizme katk› sa¤layarak, çevresinde oluflan mekan-lar› ekonomik olarak destekler.

2. D›fl turizm yolu ile milli gelirde art›fl sa¤lar.‹ç turizm yoluyla ba¤l› oldu¤u ye-ri ekonomik olarak güçlendirir.

3. Projenin büyüklü¤üne ba¤l› olarak yap›m aflamas›nda istihdam yaratarak, k›-sa ve uzun vadede yeni ifl imkanlar›n›n do¤mas›na yol açar.

4. Kültürler aras› iletiflim yolu ile farkl› kültürleri yak›ndan tan›ma imkan› yara-t›r.

Sonuç olarak bu tür yerleri ziyaret eden kiflilerin, çeflitli müzelerde gördükleri

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

262

yöresel el yap›m› eflyalar, fotograflar, halk çalg›lar› v.b kültürel mirasa ait bilgiler,belgeler kiflinin kültür dünyas›n›n derinliklerinde kal›c› izler b›rakacak ve seyahat, zi-yaret eden kiflinin çok özel deneyimler kazanmas›na yol açacakt›r.Ayr›ca bu tür yer-ler turizm endüstrisinin de can damar›n› oluflturan gelen ziyaretçilerin ödedikleri üc-retle ülke ekonomisinin gizli lokomotifidir. Bu bak›mdan böyle bir sepozyumun çokönemli buldu¤um müzecilik konusunu gündeme tafl›narak çok yönlü olarak de¤er-lendirilmesi imkan tan›yan ilgililere huzurlar›n›zda teflekkür etmeyi bir görev say›yo-rum.Bu vesile ile ümit edilir ki bu sempozyum ulusal müze ve halk çalg›lar› müzesi-nin kurulmas› aç›s›nda da bir bafllang›ç olur.

Mehmet ÖNDER, (1983), Yurt D›fl› Müzelerinde Türk Eserleri, Kültür ve TurizmBakanl›¤›, Baflbakanl›k Bas›mevi, Ankara

Laurence PPICKEN, (1975), Folk Music Instruman Of Turkey, London.Murat KARABULUT, (1994) “Türk Halk Kültürü Derlemelerinde Tespit Edilen

Halk Çalg›lar› ve Bunlar›n ‹çerisinde Cimon”, Kültür Bakanl›¤›,l.Türk Halk KültürüAraflt›rma Sonuçlar› Sempozyumu, Ankara,1996.

HALK ÇALGILARI MÜZES‹N‹N KURULMASININ GEREKL‹L‹⁄‹

263

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

HAKKI ACUN1950’de Yozgat’ta do¤du. ‹lkokulu I¤d›r’da ortaokulu Akflehir’de, liseyi Ço-

rum’da bitirdi. 1975-1976 Döneminde, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal ve ‹dari Bi-limler Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümünden mezun oldu. Ayn› bölümde 1977’de“Yüksek Lisans›”, 1983’de “Doktora” tamamlad›. 1976-1983 tarihleri aras›nda Ha-cettepe Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümünde asistan olarak, 1983-1988 tarihleriaras›nda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tarih Bölümü Baflkan› olarak çal›flt›. Ayr›caAtatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi Bölümü Baflkanl›¤›n› da yürüttü. 1991’de doçent,1997’de profesör oldu. 1988-1992 tarihleri aras›nda Gazi Üniversitesi Gazi E¤itimFakültesi, Resim-‹fl E¤itimi bölümünde çal›flt›. 1997-2000 tarihleri aras›nda dekanyard›mc›l›¤› ve ayn› tarihlerde ‹LESAM (‹lim Eserleri Sahipleri Meslek Birli¤i) yöne-tim kurulu üyeli¤i yapt›. Halen ayn› üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi, ArkeolojiSanat Tarihi Bölümü baflkanl›¤›n› ve 1988’den beri de Güzel Sanatlar Bölümü Bafl-kanl›¤›n› yürütmektedir. Vak›flar Genel Müdürlü¤ünün yay›mlad›¤› Rölöve ve Resto-rasyon Dergisi, Hoca Ahmet Yesevi, Türk-Kazak Üniversitesi’nin ç›kartt›¤› Bili¤ Der-gisi ve Gazi Üniversitesi’nin ç›kartt›¤› Sanat Dergisi ve Atatürk Kültür Merkezi (1995-1998) yay›n kurulu üyeli¤inde bulunmaktad›r.

FER‹HA AKPINARLIfianl›urfa’da do¤du. 1979 y›l›nda K›z teknik Yüksek Ö¤retmen Okulunu bitirdi.

Ankara Üniversitesi E¤itim Programlar› ve Gazi Üniversitesi El Sanatlar› E¤itimialanlar›nda yüksek lisans yapt›. 1987 y›l›nda sanatta yeterlik ald›. 1995 y›l›nda Ga-zi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde El Sanatlar› E¤itimi program›nda dokto-ras›n› tamamlad›.1989 y›l›ndan itibaren Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim FakültesiEl sanatlar› E¤itimi Bölümünde ö¤retim üyesi olarak çal›flmaktad›r.

fiER‹F AKTAfi15.02.1945 do¤umludur. 1963-1967 y›llar› aras›nda Atatürk Üniversitesi Ede-

biyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nde yüksek ö¤renimini tamamlad›.Prof. Dr. Kaya Bilgegil’in yönetiminde haz›rlad›¤› “Refik Hâlid Karay’›n Eserleri Üze-rine Bir Araflt›rma” adl› doktora tezi ile, 14 Aral›k 1973’te edebiyat doktoru unvan›-n› ald›. 1 Mart 1974’te Kâz›m Karabekir E¤itim Enstitüsü Edebiyat ö¤retmenli¤ineatand›. 19 Temmuz 1975’te Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne uzman ola-rak görev ald›. 1976’da, ayn› fakültede doktor asistan oldu. 6 May›s 1978 -26 Ara-l›k 1979 y›llar› aras›nda Atatürk Üniversitesi taraf›ndan Fransa’ya gönderildi. “Ah-

264

med Rasim’in Eserlerinde “‹stanbul” adl› tezi ile, 11 Ekim 1981’de doçent oldu. 20Ekim 1987’de profesörlü¤e yükseltildi. 25 May›s 1989’da Atatürk Üniversitesi Kâ-z›m Karabekir E¤itim Fakültesi Dekanl›¤›’na getirildi. 25 May›s 1995’e kadar bu gö-revde kald›. 1996-97 ö¤retim y›l›nda Kazakistan’da Ahmet Yesevi Üni. Rektör yar-d›mc›s› olarak çal›flt›. 1998 Ocak ay›nda K›r›kkale Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Di-li ve Edebiyat› bölümünde Ö¤retim Üyesi ve Bölüm Baflkan› olarak çal›flmaya bafl-lad›. Mart 2001’de Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edebiyat›’nageçti. Halen bu fakültede çal›flmaktad›r. fierif Aktafl’›n, bir k›sm› teorik olmak üzere,Yeni Türk Edebiyat› sahas›nda yay›nlanm›fl kitap ve yaz›lar› bulunmaktad›r. Evli veüç çocuk babas›d›r.

YENER ALTUNTAfi1955 y›l›nda Sivas’›n Y›ld›zeli ilçesinde do¤du. ‹lk ve ortaö¤renimini Tokatta ta-

mamlad›ktan sonra 1973-74 ö¤retim y›l›nda Tokat Ö¤retmen Okulunu bitirerek il-kokul ö¤retmenli¤ine bafllad›. 1975 y›l›nda Gazi E¤itim Enstitüsü Beden E¤itimi bö-lümünde yüksek ö¤renime bafllad›. Ayn› y›l kurulan Turizm Bakanl›¤› Devlet HalkDanslar› Toplulu¤unda dansç› olarak görev ald›. Gazi Üniversitesi E¤itim Enstitü-sünden mezun olduktan sonra da 1980 y›l›na kadar görevine devam etti. 1980 y›-l›nda bu görevinden ayr›larak Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlü¤ünde teknikressam olarak görev ald›. 1981 y›l›nda Kültür Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Da-iresi Baflkanl›¤›na folklor araflt›rmac›s› olarak atand›. Halk Kültürlerini Araflt›rma veGelifltirme Genel Müdürlü¤ü olarak teflkilatlanan bu birime 1989 y›l›nda El Sanatla-r› fiube Müdürü olarak atand›.1997 y›l›nda da ayn› kurumda Daire Baflkan› oldu.

MUSTAFA ARLI1945 y›l›nda Ankara Beypazar›’nda do¤du. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakülte-

sini bitirdi. Ayn› fakültede doktora, doçentlik ve profesörlük aflamalar›n› geçirdi. Da-ha sonra Ev Ekonomisi Yüksekokulunda müdür yard›mc›l›¤›, Ankara ÜniversitesiBas›mevi müdürlü¤ü, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi dekan yard›mc›l›¤› görev-lerinde bulundu. Halen Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu Köy El Sa-natlar› Anabilim Dal›nda ö¤retim üyesi olarak görev yapmaktad›r.

PINAR AYDEM‹R1958 y›l›nda Ankara’da do¤du. Ankara Üniversitesi DTCF Klasik Filoloji bölü-

münden mezun oldu.1980 y›l›nda Kültür Bakanl›¤›na ba¤l› olarak ‹zmir ArkeolojiMüzesinde çal›flmaya bafllad›. 2002 y›l›nda Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Ge-nel Müdürlü¤ünde Müzeler fiube Müdürü olarak göreve bafllad›. Halen ayn› görevdebulunmaktad›r

RIZA AYHAN1959-1970 y›llar› aras›nda ilk ve ortaö¤renimini Ankara’da tamamlam›fl-

t›r.1971 y›l›nda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmufltur.1985 y›-

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

265

l›nda Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora ö¤renimini tamamla-m›flt›r.1988 y›l›nda G.Ü.‹ktisadi ‹dari Bilimler Fakültesinde doçentlik ünvan›n› alm›fl-t›r.1994 y›l›nda ise G.Ü. Hukuk Fakültesinde profesör ünvan› alm›flt›r.2000 y›l›ndaGazi Üniversitesi Rektörlü¤üne atanm›flt›r. Halen ayn› görevi sürdürmektedir.

PAK‹ZE AYTAÇErzurum’da do¤du.‹lk ve Orta Ö¤renimini Erzurum’da tamamlad›. Atatürk Üni-

versitesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünden mezun oldu.Ayn› bölümde “Güvahi’ninPendname’sinin Halk Edebiyat› aç›s›ndan Önemi ve De¤eri” konusunda yüksek li-sans tezini haz›rlad›. “Halk Edebiyat›’n› Tenkid” konulu doktora çal›flmas›n›n biti-minde Selçuk Üniversitesi Fen edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümün-de 2,5 y›l yard›mc› doçent olarak bulundu.Daha sonra Gazi Üniversitesi Türk Dili veEdebiyat› Bölümünde çal›flmalar›na devam etti. “Asuman ile Zeycan Hikayesi” adl›doçentlik çal›flmas›n› tamamlayarak doçent ünvan› ald›. Halen çal›flmalar›na bu bö-lümde devam etmektedir.

H. ÖRCÜN BARIfiTA1942 y›l›nda Adana’da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini T.E.D. Ankara Kole-

ji’nde tamamlad›ktan sonra Ankara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden mezunoldu. ‹stanbul Topkap› Saray› Müzesi’nden “16. Yüzy›la Ait Bitkisel Bezemeli Boh-çalar” konulu master tezinden sonra ayn› üniversitede “16. Yüzy›ldan bu yana TürkSaray ve Saray D›fl› ‹fllemeleri Aras›ndaki Benzerlik ve Farkl›l›klar” konulu teziylesanat tarihi doktoru ünvan› ald›. Sanat tarihi doçenti olduktan sonra 1988 y›l›ndaprofesörlü¤e yükseldi. Meslek hayat›na 1970 y›l›nda Ankara Tevfik Fikret Lisesi veK›z Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulu’nda ö¤retmen olarak bafllad›. 1982-1983/1987-1988 y›llar›nda Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi Resim Bölümü Baflka-n›, 1989 y›l›nda Selçuk Üniversitesi Türk El Sanatlar›n› Uygulama ve Araflt›rma Mer-kezi Baflkan› olarak görev yapt›. 1992-1999 y›l›nda Gazi Üniversitesi Mesleki Yay›nE¤itim Fakültesi Dekan› olarak görev yapt›. 1992 y›l›nda Gazi Üniversitesi Fen-Ede-biyat Fakültesi Arkeoloji-Sanat Tarihi Bölümüne profesör ve Bölüm Baflkan› olarakatand›. 2001 y›l›na kadar bölüm baflkanl›¤›na devam etti. 1992 y›l›nda Gazi Üniver-sitesi Türk El Sanatlar› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi Baflkan› oldu. Ayn› görevedevam etmektedir.

HAL‹T ÇAL1959 y›l›nda Boyabat’ta do¤du.1980 y›l›nda Ankara Üniversitesi DTCF Sanat

Tarihi bölümünden mezun oldu.1981-1985 y›llar› aras›nda Kültür Bakanl›¤› EskiEserler ve Müzeler Müdürlü¤ünde müze araflt›rmac›s›,1985-1989y›llar› aras›nda Ga-zi Üniversitesi Mühendislik Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Mimarl›k TarihiAnabilim Dal›nda araflt›rma görevlisi,1989-1992 Y›llar› aras›nda ö¤retim Görevlisi,1992 y›l›nda Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bö-

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

266

lümü Sanat Tarihi Anabilim Dal›nda doçent, 2000 y›l›ndan itibaren de bu bölümdeprofesör olarak çal›flmaktad›r.

SAM‹ ÇAY1948 y›l›nda Polatl›’da do¤du. E¤itimini Polatl›, Denizli ve Ankara’da tamamla-

d›. Ankara Devlet Mimarl›k Mühendislik Akademisi Mimarl›k bölümünden 1973 y›-l›nda mezun oldu. K›sa bir memurluk hayat›ndan sonra serbest mimar müteahhitolarak uzun y›llar çal›flt›. Polatl›’da faaliyet gösteren birçok derne¤in ve vakf›n kuru-culu¤unu ve baflkanl›¤›n› yapt›. 1999 seçimlerinde Polatl› Belediye Baflkan› olarakseçildi. Toplumsal gönenci ciddi olarak önemseyen tüm bilgi, deneyim ve becerile-rini Polatl›’n›n de¤iflmesinde ve geliflmesinde kullanan Sami Çay evli ve üç çocukbabas›d›r.

CES‹M ÇELEB‹1956’da Bitlis’de do¤du. ‹lkö¤renimini Bitlis 8 A¤ustos ‹lkokulu’nda, orta ö¤re-

nimini ise Bitlis Ö¤retmen Okulu’nda tamamlad›. Çeflitli okullarda ö¤retmenlik veyöneticilik yapt›ktan sonra Selçuk Üniversitesi E¤itim Fakültesi’ni bitirdi. 1981 y›l›n-da bafllad›¤› amatör halkbilim çal›flmalar›yla Bitlis’e ait ürünleri derledi. 1996 y›l›n-da Bitlis ‹l Kültür Müdürü iken Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Mü-dürlü¤ü’ne genel müdür yard›mc›s› olarak atand›. “Vadideki Güzel fiehir Bitlis” ve“Yaflayan Kültür Ahlat” adl› eserleri yay›mlad›. Halen Kültür ve Turizm Bakanl›-¤›’ndaki görevine devam etmekte olup, evli ve dört çocuk babas›d›r.

AYfiE YÜCEL ÇET‹NSungurlu’da do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini ayn› yerde tamamlad›. 1983 y›l›nda

Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nden mezunoldu. Yüksek lisans ve doktora ö¤renimini G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ta-mamlad›. Nisan 1997’de G.Ü. Gazi E¤itim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› E¤itimiBölümü’ne yard›mc› doçent olarak atand›. 2000-2001 ö¤retim y›l›nda Ahmet Yese-vî Uluslararas› Türk-Kazak Üniversitesi’nde misafir ö¤retim üyesi olarak çal›flt›. Ha-len Gazi Üniversitesi’nde görev yapmaktad›r. Birçok ulusal ve uluslar aras› toplant›-ya kat›lan Çetin’in yaz›lar›, Millî Folklor, Türk Yurdu, Türk Kültürü gibi dergiler ilekongre ve sempozyum bildiri kitaplar›nda yay›nland›. Geleneksel Türk Tiyatrosu ad-l› bir kitab› bulunmaktad›r.

‹SMET ÇET‹N1957 y›l›nda Alacahan (Sivas)’da do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini Malatya’da ta-

mamlad›. 1980 y›l›nda F›rat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat›Bülümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktora ö¤renimini, Gazi ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamlad›. Kültür Bakanl›¤›’nda folklor araflt›rmac›s›olarak çal›flmakta iken 1986 y›l›nda Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi Türk Di-

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

267

li ve Edebiyat› E¤itimi Bölümü’nde ö¤retim görevlisi olarak çal›flmaya bafllad›.2001-2002 ö¤retim y›l›nda Ahmet Yesevi Uluslararas› Türk-Kazak Üniversitesi’ndemisafir ö¤retim üyesi olarak görev yapt›. 1996’dan beri G.Ü. Gazi E¤itim FakültesiTürk Dili ve Edebiyat› E¤itimi Bölümü’nde (fiimdi Orta Ö¤retim Sosyal Alanlar E¤i-timi Bölümü, Türk Dili ve Edebiyat› Ö¤retmenli¤i Anabilim Dal›) yard›mc› doçentolarak görev yapmaktad›r. Yaz›lar› Millî Folklor, Türk Yurdu, Millî Kültür, Türk Kül-türü, Erciyes gibi dergilerde yer alm›flt›r. K›z›l Elma, Türk Edebiyat›nda Hazret-i AliCenknâmeleri, Tursun Fakih adl› kitaplar› bulunmaktad›r.

NECAT‹ DEM‹R20 Nisan 1964 tarihinde Ordu’ya ba¤l› Ulubey ilçesinin Kumanlar köyü’nde

do¤du. 1983 y›l›nda kaydoldu¤u Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili veEdebiyat› Bölümünü 1987 haziran›nda bitirdi. Ayn› y›l Gaziantep Sar›lsalk›m Orta-okulunda ö¤retmenli¤e bafllad›. Yüksek lisans›n› Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bi-limler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyat› Ana Bilim Dal›, Yeni Türk Dili Bilim Dal›nda(1992); doktoras›n›, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araflt›rmalar› Enstitüsü, Türk Dilive Edebiyat› Ana Bilim Dal› Türk Dili Bilim Dal›nda (1996) tamamlad›. 1990 y›l›n-dan bu yana ö¤retmen olarak çal›flt›¤› Sivas Cumhuriyet Lisesinden 1994 y›l› kas›may›nda ayr›larak Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlük Türk Dili Okutmanl›¤›na baflla-d›. 13 Haziran 1996’da Cumhuriyet Üniversitesi E¤itim Fakültesi Türk Dili ve Ede-biyat› E¤itimi Bölümüne Yard›mc› Doçent olarak atand›. 30 Kas›m 2000’de Doçentoldu. Halen ayn› görevi sürdürmektedir.

MET‹N EK‹C‹1963 y›l›nda Denizli ili, Çal ilçesine ba¤l› Akkent kasabas›nda do¤du. Lisans

e¤itimini Atatürk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölü-mü’nde, 1984 y›l›nda, Yüksek Lisans e¤itimini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde, 1989y›l›nda, Doktora e¤itimini ise, A.B.D. Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde, 1996 y›-l›nda tamamlad›. 1998 y›l›nda Doçent olan Metin Ekici, halen E.Ü. Türk Dünyas›Araflt›rmalar› Enstitüsü, Halk Bilimi Anabilim Dal› ö¤retim üyesi olup, ayn› zaman-da E.Ü. Türk Dili Bölümü Baflkanl›¤› ve Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Enstitüsü’nde,Türk Dünyas› Edebiyatlar› Anabilim Dal› Baflkanl›¤› görevlerini yürütmektedir.

AHMET B‹CAN ERC‹LASUN1943 y›l›nda ‹zmir’de do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini ‹zmir’de tamamlad›. 1963’te

‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’ne girdi.1967’de Atatürk üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne asisitan olarak girdi.Kars’tan derledi¤i metinlere dayanarak haz›rlad›¤› “Kars ‹li A¤›zlar› - Ses Bilgisi” ad-l› teziyle 1971’de “doktor” ünvan›n› ald›. 1976 Haziran’› ile 1977 A¤ustos’u aras›n-da Amerika Birleflik Devletleri’nin Seattle flehrinde Üniversity of Washington’da mi-safir araflt›r›c› olarak bulundu. 1979 y›l›nda “Kutadgu Bilig’de Fiil” adl› teziyle doçent

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

268

oldu.1983’te ek görevli Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi’nde Türk Dili ve Ede-biyat› Bölümü’nün baflkanl›¤›na getirildi. 1986’da Gazi Üniversitesi Fen-EdebiyatFaktültesi’ne profesör olarak tayin edildi ve bu fakültenin Türk Dili ve Edebiyat› Bö-lümü’nü kurdu. 1992’de Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Ça¤dafl Türk Leh-çeleri ve Edebiyatlar› Bölümü kurulunca bu bölümün baflkanl›¤›na getirildi. Hacet-tepe Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyat› profesörü olarak görev yapan Bilge Erci-lasun’la evlidir; iki çocu¤u vard›r. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un Türk dili, ede-biyat›, Ça¤dafl Türk Lehçe ve fliveleri konusunda pek çok eseri ve kalesi bulunmak-tad›r.

RUH‹ ERSOY1972 y›l›nda do¤du.1995 y›l›nda Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat› Bö-

lümünden mezun oldu.Yüksek lisans›n› 1999 y›l›nda Çanakkale Üniversitesinde ta-mamlad›.

ABDURRAHMAN GÜZEL1942’de Antalya ‘da do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini Antalya’da tamamlad›ktan

sonra “Goethe-Institut Grafrath/Obb ve Rothenburg/Odt” de, Almanca (lisan) ö¤re-nimini yapt›. Lisans ö¤renimini, 1970 y›l›nda, Orientalisches Institut an der Univer-sitaet Wien ‘de (Viyana Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, fiarkiyat Enstitüsü, Türko-loji Bölümü) tamamlad›.Doktora ö¤renimini de ayn› üniversitede (OrientalischesInstitut an der Universitaet Wien),tamamlayarak 1973 tarihinde”Doktor” ünvan›n›ald›.1974 tarihinde Hacettepe Üniversitesi, Sosyal ve ‹dari Bilimler Fakültesi TürkDili ve Edebiyat› Bölümü’ne “Ö¤retim Görevlisi” olarak atand›. 1980 y›l›nda doçentolan Güzel, 1983 y›l›nda Giessen Üniversitesinde “Misafir Ö¤retim Üyesi” olarak ikisömestr ders verdi. 1985 y›l›nda profesör oldu. Ayn› y›l Gazi Üniversitesi ö¤retimüyeli¤ine atanan Güzel, çeflitli milletler aras› kurulufla üye seçildi. Millî E¤itim Ba-kanl›¤› Talim ve terbiye Kurulu Üyeli¤i de yapan Güzel, 1994-1998 y›llar› aras›ndaÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ‘nde “Rektör”lük yapt›.30 Eylül 1989 – Subat1994 tarihleri aras›nda da Milli Egitim Bakanl›¤› “Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi”olarak çal›flt›.Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’in Türk dili, edebiyat›, tarihi ve folklorukonular›nda 40 kitap, 200 civar›nda makalesi bulunmaktad›r.

YAfiAR KALAFATOrta tahsilini 1939 y›l›nda dünyaya geldi¤i Kars’ta yüksek tahsilini 1961-62 y›l-

lar›nda mezun oldu¤u Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapt›. 1986-87 güz döneminde Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› bö-lümünden fark dersleri vererek mezun oldu. 1989 y›l›nda Gazi Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünde Halk Tarihinden, 1987 y›l›ndaHacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih anabilim dal›nda masterler

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

269

yapt›. 1992 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi Atatürk ‹lkeleri ve ‹nkilap Tarihi Enstitü-sü Atatürk ‹lkeleri ve ‹nkilap Tarihi anabilim dal›ndan doktora yapt›. 1999 y›l›ndaemekli oldu. Halen ASAM Kafkasya Araflt›rmalar› Masas› Baflkan› olarak çal›flmak-ta ve halk inançlar› üzerinde araflt›rmalar yapmaktad›r.

Ç‹⁄DEM KARAAnkara Üniversitesi DTCF Halkbilimi bölümünde doktora yapmaktad›r.

1999’dan beri, Anadolu Üniversitesi Halkbilim Araflt›rmalar› Merkezi’nde ö¤retimgörevlisi olarak çal›flmaktad›r.

MURAT KARABULUT1959 Yozgat do¤umlu. 1980 y›l›nda Gazi E¤itim Fakültesi Müzik E¤itimi Bölü-

münden mezun oldu. Çeflitli liselerde müzik ö¤retmenli¤i yapt›. 1985 y›l›nda KültürBakanl›¤› M‹FAD Halk Müzi¤i (Folklor) Araflt›rmac›s› olarak atand›. Görev yapt›¤›1990 y›l›na kadar birçok türkü derledi, notaya ald›, yay›nlad›. TRT repertuvar çal›fl-malar›na kat›ld›. 1990-2000 y›llar› aras›nda Erciyes Üniversitesi Nevflehir Turizm ‹fl-letmecili¤i Yüksek Okulunda Ö¤retim görevlili¤i ve idarecilik yapt›. Müzik, Animas-yon ve Halk Kültürü dersleri verdi. 2002 y›l›nda Sakarya Üniversitesi Devlet Konser-vatuvar›na ö¤retim üyesi olarak atand›. Halen ayn› Üniversitede Türk Müzi¤i BölümBaflkan› olarak görev yapmaktad›r.

HAfi‹M KARPUZ5.2.1949 tarihinde Akçaaabat’›n Tafloca¤› Köyü’nde do¤du. ‹stanbul Üniversi-

tesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya ve Arkeoloji Bölümünü bitirdi (1972). Lisans te-zi “Anadolu’da Prostylos Plânl› Tap›naklar” d›r.1972/1973 ö¤retim y›l›nda fiiflli Lise-si’nde vekil ö¤retmenlik yapt›. 31.7.1973 tarihinde Kültür Bakanl›¤› Erzurum Müze-si asistanl›¤›na atand›. 1978 Haziran’›nda Trabzon Müzesi araflt›rmac›l›¤›na nakledil-di. Her iki müzede yönetici ve araflt›rmac› olarak görev yapt›. 1983 y›l›nda NorveçAç›khava Müzeleri konusunda alt› ay incelemeler yapt›. 5.11.1982 tarihinde SelçukÜniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Yard›mc› Doçentlik s›na-v›n› kazanarak üniversitedeki görevine bafllad›. 1988 y›l›nda Doçent, 1994 y›l›ndaProfesör oldu.Üniversitede birçok idari görevde bulundu. Sanat Tarihi Bölüm Bafl-kanl›¤›, Selçuk Üniversitesi, Selçuklu Araflt›rmalar› Merkezi Baflkanl›¤›, Sosyal Bi-limler Enstitüsü Müdürlü¤ü, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanl›¤› yapt›.Koruma, kültürve sanat alanlar›nda uluslararas› ve ulusal birçok kurum üyeli¤i yapt›. Kültür Bakan-l›¤›, Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Yüksek Kurulu üyeli¤i, Konya Koruma Ku-rulu Baflkanl›¤›, Milletleraras› An›tlar ve Sitleri Koruma Kurulu (ICOMOS) üyesidir.Ayr›ca Konya Fikir, Kültür ve Sanat Adamlar› Derne¤i, Türkiye An›tlar Derne¤i Kon-ya fiubesi üyesidir. Karpuz evli ve iki çocuk babas›d›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

270

FATMA KOÇ1966 Kütahya do¤umlu Yrd.Doç.Dr.Fatma KOÇ, ilk ve orta ö¤renimini Kütah-

ya’ da tamamlad›. Lisans derecesini Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi Gi-yim Endüstrisi ve Giyim E¤itimi Bölümünde ald›. Gazi Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü’ nde “Kütahya Geleneksel Kad›n Giysileri Üzerine Bir Araflt›rma”konuluyüksek lisans tezini 1991 y›l›nda ve ‘’Osmanl› ‹mparatorluk Dönemi Türk ÇocukGiysileri Üzerine Bir Araflt›rma’’ konulu doktora tezini 1997 y›l›nda tamamlad›. Ha-len Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi’ nde Ö¤retim üyesi olarak görev yap-maktad›r.

A. YAVUZ KILIÇAnadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümü profesörlerindendir. Ayr›ca,

1999’dan beri üniversitenin Halkbilim Araflt›rmalar› Merkezi Müdürlü¤ü görevini desürdürmektedir.

SEYHAN L‹VANEL‹O⁄LUAnkara Bahçelievler ilkokulunu bitirerek 1962 y›l›nda Deneme Lisesine girdi.

1968 y›l›nda mezun oldu. 1968-1969 ö¤renim y›l›nda Dil ve Tarih Co¤rafya Fakül-tesi Genel Türk Tarihi Bölümüne girdi. 1969 y›l›nda evlenerek okuldan ayr›ld›. Ana-dolu Üniversitesi Türkçe Bölümünü (4 y›ll›k) bitirdi. 1972 y›l›nda ö¤retmenli¤e bafl-lad›. 1992-1993 y›l›nda Devlet Lisan Okulunu (‹ngilizce) bitirdi. 1993 y›l›nda Lond-ra’ya dil e¤itimi için giderek International School’u bitirdi. 1995 y›l›nda UNICEF e¤i-tim program›nda çal›fl›rken Kültür Bakanl›¤› Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltir-me Genel Müdürlü¤ünde Daire Baflkan› olarak göreve bafllad›. Ayn› Genel Müdür-lükte 1997 y›l›nda Genel Müdür Yard›mc›l›¤›na atand›. Ayn› y›l Genel Müdür Vekilioldu. 1999 y›l›nda Genel Müdürlük görevine asaleten atand›. Öykü yazar› olan Sey-han Livanelio¤lu’nun Tepegöz adl› öyküsü ‹LKSAN öykü yar›flmas›nda 1.lik ödülüald›. De¤iflik dergilerde öykü ve makaleleri, baz› gazetelerde yaz› dizileri yay›nland›.Görevinin yan›s›ra yazarl›k yaflam› da devam etmektedir.

EMRE MADRAN 1944 y›l›nda do¤du. Orta Do¤u Teknik Üniversitesinde 1966 y›l›nda mimarl›k

lisans 1968 y›l›nda restorasyon yüksek lisans e¤itimini bitirdi. Ayn› üniversitede1996 y›l›nda doktor ünvan›n› ald›. 1968-1980 y›llar› aras›nda Vak›flar Genel Müdür-lü¤ü ile Kültür Bakanl›¤›nda kültür varl›klar›n›n belgelenmesi, onar›m› ve yeniden ifl-levlendirilmesi konusunda proje ve uygulama hizmetlerinde çal›flt›. 1980 y›l›ndan buyana ODTÜ Mimarl›k Fakültesi, Restorasyon Lisansüstü Program› ö¤retim üyesidir.Ço¤u kültür varl›klar›n› korunmas› konusuyla ilgili, 2 kitab› ve 100’den fazla maka-le ve yay›nlanm›fl bildirisi vard›r. Kültürel miras›n korunmas› ve de¤erlendirilmesineiliflkin olarak çeflitli uluslarars› toplant›larda Türkiye Delegesi olarak görev yapm›fl-t›r. E¤itim görevinin yan›s›ra çeflitli yap›lar›n ve arkeolojik alanlar›n onar›m› ile ilgili

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

271

proje ve uygulamalarda araflt›rmac› ve dan›flman olarak hizmet vermeyi sürdürmek-tedir.

ZÜMRÜT NAHYAAnkara Üniversitesi DTCF Antropoloji Bölümü Etnoloji Kürsüsünden mezun ol-

du. Kas›m 1970’te Milli E¤itim Bakanl›¤› Kültür Müsteflarl›¤› Milli Folklor Enstitüsün-de folklor araflt›rmac›s› olarak göreve bafllad›.1977 y›l›nda Gelenek-Görenek-‹nanç-lar fiube Müdürlü¤ünde çal›flmaya bafllad›.1991’den sonra Halk Kültürlerini araflt›r-ma ve Gelifltirme genel Müdürlü¤ünde 4 y›l genel müdür yard›mc›l›¤›na vekalet etti.7 y›l Gazi Üniversitesi Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesinde, 2 y›l Ankara Üniversite-si DTCF’de Halkbilim konusunda ders verdi. Kültür Bakanl›¤› Döner Sermaye ‹fllet-mesi Merkez Müdürlü¤ü El Sanatlar› Uzmanlar Kurulunda görev yapt›. Hâlen TürkKültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü Pertev Naili Boratav Halk Kül-türü ‹htisas Kütüphanesinde çal›flmaktad›r.

M. ÖCAL O⁄UZ1985-1988 y›llar›nda Kültür Bakanl›¤› Milli Folklor Araflt›rma Dairesi Baflkanl›-

¤›’nda (flimdiki ad›: Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü)Folklor Araflt›rmac›s› olarak görev yapm›flt›r. 1988-1992 y›llar›nda Gazi Üniversite-si Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nde Araflt›rma Görevlisiolarak çal›flm›flt›r. Lisans üstü ö¤renimini Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü-sü’nde (Yüksek Lisans 1987, Doktora 1991) yapm›flt›r. 1992 y›l›nda Hacettepe Üni-versitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halkbilimi Anabilim Dal›’na Yrd. Doç. olarak atan-m›flt›r. 1995 y›l›nda Halkbilimi Doçenti unvan›n› alm›flt›r. H.Ü. Edebiyat FakültesiTürk Dili ve Edebiyat› Bölüm Baflkan Yard›mc›l›¤›, Türk Halkbilimi Anabilim Dal›Baflkanl›¤›, Türk Halkbilimi Kulübü Baflkanl›¤›, Türkiyat Araflt›rmalar› Merkezi Halk-bilimi Anabalim Dal› Baflkanl›¤› gibi görevlerde bulunmufltur. 1998-2001 y›llar›ndaTunus Bir Üniversitesi’nde Lisans ö¤rencilerine Türk Dili (Türkçe), Yüksek Lisan veDoktora ö¤rencilerine Osmanl›ca (Türkçe-Frans›zca) ve Türk Kültürü (Frans›zca)derslerini vermifltir. 2002 y›l›nda Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne Profe-sör olarak atanm›flt›r. 8’i bas›lm›fl 9 kitab›, ulusal ve uluslar aras› bilimsel toplant›-larda sunulmufl 50 civar›nda bildirisi, 100 civar›nda makalesi vard›r. Uluslar Aras›indeksler taraf›ndan taranan Milli Folklor/Uluslar Aras› Halkbilimi Dergisi’niyay›mlamaktad›r.

TAC‹SER ONUKTarsus do¤du. 1964-1965 K›z Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulu Resim Bölümü

mezunu. 1968 R.C.D. Bursu ile ‹ran-Tahran’da Seramik Çal›flmas› yapt›. 1976 Dev-let Yabanc› Dil Okulundan Mezun (‹ngilizce). 1980 Ankara Üniversitesi E¤itim Fa-kültesi Güzel Sanatlar E¤itimi Bölümünden Mezun oldu. Ayn› yerde Master yap›t.1982 ‹ngiltere, Folkstone “School of English Studient” Dil Okulundan mezun oldu.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

272

1986 Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden (Sanatta Yeterlilik) diplomas›ald›. Resim Anasanat Dal›nda Yrd. Doçent, Doçent oldu (1987). 1990 Ankara Üni-versitesi Dil Tarih ve Arkeoloji Anabilim Dal›’nda doktora yapt›. 1992 Gazi Üniver-sitesi Mesleki E¤itim Fakültesi, Uygulamal› Sanatlar E¤itimi Bölümü Moda ve Süs-leme Tasar›m› E¤itimi, Sanat Tarihi Anabilim Dal›’nda Profesör oldu. Halen AtatürkDil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Baflkan›d›r. Yay›mlanm›fl 6 ki-tab› 20’ye yak›n da makalesi vard›r.

BEK‹R ONUR1944’te Adana’da do¤du. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi

Felsefe Bölümü’nü (1967) bitirdi. E¤itim Bilimleri Fakültesi’nin akademik kadrosu-na (1969) kat›ld›. Ankara Üniversitesi’nde Oyuncak Müzesi’ni (1990), Çocuk Kültü-rü Araflt›rma Merkezi’ni (1994), Müze E¤itimi Anabilim Dal›’n› (1997) kurdu. Aka-demik ilgi alanlar› geliflim psikolojisi, çocuk kültürü, çocuklu¤un tarihi ve müze e¤i-timidir. Telif ve çeviri birçok bilimsel yap›t ve deneme yaz›s› yay›mlad›.

SERP‹L ORTAÇ1986 y›l›nda Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi El Sanatlar› Bölümün-

den mezun olmufltur.1989 y›l›nda ayn› fakültenin El Sanatlar› Anabilim Dal›nda yük-sek lisans›n› tamamlam›flt›r.1994 y›l›nda ayn› anabilim dal›n›n doktora program›n-dan mezun olmufltur.Halen Gazi Ünivesitesi Mesleki E¤itim Fakültesi ElSanatlar›Anabilim Dal›nda yard›mc› doçent olarak görev yapmaktad›r.

TEVH‹DE ÖZBA⁄IElaz›¤’da do¤du. K›z Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulunu bitirdi. 1989’da Do-

çent, 1995’de Profesör oldu. Çeflitli dergilerde makale ve bildiriler yay›nlad›. Ulusalve Uluslararas› Kongre ve toplant›lara kat›ld›. ‹ki dönem Dekan Yard›mc›l›¤› yapt›.1992’den beri Gazi Üniversitesi Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi Senatörü, FakülteKurulu, Fakülte Yönetim Kurulu, El Sanatlar› Yayg›n E¤itimi Bölüm Baflkanl›¤› veçeflitli Yönetim Kurullar› görevlerini yürütmüfltür.

NEB‹ ÖZDEM‹RHacettepe Üniversitesi, Türk Halkbilimi Anabilim Dal›’nda “sözel edebiyat, kim-

lik, siyasal parti kültürü, kültür turizmi, müze bilimi, festival, flenlik, spor kültürü, e¤-lence, çocuk kültürü, popüler kültür, gelenek, medya, halk tiyatrosu vb.” alanlardaaraflt›rmalar yapmaktad›r.

MEVLÜT ÖZHAN1953 y›l›nda do¤du. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi Tiyat-

ro Bölümünü bitirdikten sonra 1978 y›l›nda Kültür Bakanl›¤›nda çal›flmaya bafllad›.De¤iflik kademelerde yöneticilik yapt›. Halen Kültür Bakanl›¤› Halk Kültürlerini

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

273

Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü’nde Genel Müdür Yard›mc›s› olarak görevyapmaktad›r. Geleneksel Türk Tiyatrosu (Karagöz, kukla, orta oyunu, köy seyirlikoyunlar›), folklorik çocuk oyunlar›, maske (mask) gelene¤i, kukla ve gölge oyunuteknikleri üzerine araflt›rmalar yapt›. Türkiye ve Türkiye d›fl›nda yapt›¤› araflt›rma veincelemeleriyle ilgili ulusal ve uluslar aras› sempozyum ve kongrelere kat›larak bil-diriler sundu. Çal›flma alanlar›yla ilgili yay›nlanm›fl altm›fla yak›n makalesi, alt› adetkitab› bulunmaktad›r. UN‹MA (Union Internationale de la Marionette) Türkiye MilliMerkezi’nin Kurucu üyesi olan Mevlüt Özhan ayn› zamanda bu kuruluflun baflkanl›-¤›n› da yapmaktad›r. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sa-natlar› Bölümünde Kukla ve Gölge Oyunlar› Tekni¤i dersi vermektedir.

AL‹ OSMAN ÖZTÜRK1960 y›l›nda d¤du.1977-1981 y›llar›nda Ankara Üniversitesi DTCF’de Germa-

nistik (Alman Dili veEdebiyat›) Ö¤renimi gördü. Doktoras›n› “Dil Yönüyle Türk veAlman Halk Türküleri” üzerine haz›rlad›. DAAD Bursuyla ‹ki y›l Alman Halk Türkü-sü Arflivinde araflt›rma yapt›. 1991’de yard›mc› doçent, 1994’te doçent oldu.Bern’de Almanca olarak yay›mlanm›fl “Das Türkishe Volkslied als SprchlichesKuntswerk” ad›nda Türk halk türküsünü dil yönüyle inceleyen bir kitab› vard›r. Sel-çuk Üniversitesi Halk Kültürü Araflt›rma ve Uygulama Merkezinde yönetim kuruluüyesidir. Halen ayn› üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesinde Alman Dili ve Edebi-yat› Anabilim Dal›nda ö¤retim üyesidir.

BEYHAN PAMUK1975 y›l›nda Kayseri’de do¤du.Lise e¤itimini Kayseri K›z Meslek Lisesinde ta-

mamlad›.1993 y›l›nda G.Ü. Mesleki Yayg›n E¤itim Fakültesi Giyim Yayg›n E¤itimiBölümünü kazand›.1998 y›l›nda ayn› fakültede Araflt›rma Görevlisi olarak görevebafllad›.2001 y›l›nda G.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Giyim E¤iti-mi Ana Sanat dal›nda yüksek lisans program›ndan mezun oldu.Halen G.Ü.MeslekiE¤itim Fakültesinde Araflt›rma Görevlisi olarak görev yapmakta ve doktora e¤itimi-ni sürdürmektedir.

KAfi‹F SA⁄LAMÖZ1957 Konya-Ilg›n do¤umludur. Makine Ressaml›¤›ndan sonra, Atatürk Üniver-

sitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Çeflitli kurulufllar sonras›nda, 12 y›ld›r Tar›m ve Kö-yiflleri Bakanl›¤›nda çal›flmaktad›r.

SA‹M SAKAO⁄LU1939 y›l›nda Konya’da do¤mufl, ilk ve orta ö¤renimini Konya’da tamamlam›fl-

t›r. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünden 1965y›l›nda mezun olmufltur. Tokat Gaziosmanpafla Lisesindeki edebiyat ö¤retmenli¤in-den sonra asistan olarak girdi¤i Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

274

1971’de doktor 1977’de doçent olmufltur. 1988 y›l›nda da profesör olarak SelçukÜniversitesine geçmifltir. Halen Fen Edebiyat Fakültesinde bölüm baflkan› olarakgörev yapmaktad›r.

ALPARSLAN SANTUREtnolog. 1987 y›l›ndan beri Kültür Bakanl›¤› (HAGEM)’nda Araflt›rmac› ve fiu-

be Müdürü olarak görevlidir. Araflt›rmalar›n› Kültür De¤iflimi, Halk inan›fllar› ve Aç›kHava Müzeleri konular›nda yo¤unlaflt›rm›flt›r. 40 kadar yay›mlanm›fl makalesi var-d›r. 25 kadar bilimsel toplant›ya bildiri ile kat›lm›flt›r. Orta derecede ‹ngilizce bilir.Evli olup, bir çocu¤u vard›r.

AYfiEN SAVAfi1984 y›l›nda ODTÜ mimarl›k fakültesinden ikincilikle mezun oldu.1985-1987

y›llar› aras›nda ayn› fakültede araflt›rma görevlisi olarak kald›.1987-1995 y›llar› ara-s›nda akademik çal›flmalar›na ‹ngiltere ve Amerika’da devam etti.1995 y›l›nda Tür-kiye’ye dönerek ODTÜ mimarl›k fakültesinde ö¤retim görevlisi oldu.Bir çok müze-cilik çal›flmas›nda görev yapm›fl olan Doç. Dr. Ayflen Savafl ODTÜ’de rektör dan›fl-man› olarak görev yapmaktad›r

REMZ‹YE SEZG‹N1956’da Ankara’da do¤du. 1977 y›l›nda M.E.B. K›z Teknik Yüksek Ö¤retmen

Okulu Elsanatlar› Çiçek Bölümünü bitirdi. G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü ElsanatlarE¤itimi Yüksek Lisans Program›n› 1990 y›l›nda tamamlad›. 1987 y›l›nda G.Ü. Sos-yal Bilimler Enstitüsünden “Sanatta Yeterlik” ünvan› ald›. G.Ü. Mesleki Yayg›n E¤i-tim Fakültesinde Dekan Yard›mc›l›¤›, Kuaförlük ve Güzellik Bilgisi E¤itimi BölümBaflkanl›¤›, Giyim Yayg›n E¤itimi Bölümü Trikotaj Yayg›n E¤itimi Anasanat Dal›Baflkanl›¤› görevlerinde bulundu.Halen Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi ElSanatlar› E¤itimi Bölümünde Ö¤retim Üyesi olarak görev yapmaktad›r.

EKREM SEZ‹K1964 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesinden mezun oldu. 1967 y›-

l›nda ayn› üniversitede Dr. ünvan›n› ald›.1969 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi Eczac›-l›k Fakültesine kurucu üye olarak gelmifl, 1982’de profesör olmufltur. 1986’da GaziÜniversitesi Eczac›l›k Fakültesine geçmifltir. 1972’den beri halk ilaçlar› ile ilgili ça-l›flmaktad›r. Bu konuda yetmifl civar›nda araflt›rmas› vard›r.

NA‹L TAN1941 y›l›nda Kastamonu’nun Araç-Kavac›k köyünde do¤du. Göl ‹lkö¤retmen

Okulu’nu, Bursa E¤itim Enstitüsü’nü, Türkiye ve Ortado¤u Amme ‹daresi Enstitü-sü’nü, Millî Güvenlik Akademisi’ni, Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat› Bö-lümü’nü bitirdi. Van Alparslan ‹lkö¤retmen Okulu Ö¤retmen ve Müdür Yard›mc›l›¤›,

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

275

Kastamonu K›z ‹lkö¤retmen Okulu Ö¤retmen ve Müdür Yard›mc›l›¤›, Mardin K›z ‹l-kö¤retmen Okulu Ö¤retmenli¤i görevlerinde bulundu. 1970 y›l›nda Millî E¤itim Yar-d›mc›l›¤›na atand›. 1973-1978 ve 1979-1984 y›llan aras›nda Millî Folklor Araflt›rmaDairesi Baflkanl›¤› görevinde bulundu. 1984-1988 y›llar› aras›nda Kültür Bakanl›¤›Güzel Sanatlar Genel Müdürlü¤ü’nde Genel Müdür Yard›mc›l›¤›, 1988-1997 y›llar›aras›nda da Ankara Devlet Türk Halk Müzi¤i Korosu’nda Uzman olarak görev yap-t›ktan sonra 1997’de Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme Genel Müdürlü¤ü’neatand›. Bu görevinden l Nisan 1998’de kendi iste¤iyle emekliye ayr›ld›. Hâlen TürkDil Kurumu’nda Uzman olarak görev yapmaktad›r.

F‹KRET TÜRKMEN1945 y›l›nda Yozgat’›n Bo¤azl›yan ‹lçesinda do¤du. 1967 y›l›nda Erzurum Ata-

türk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünden mezun ola-rak Konya’da ö¤retmenli¤e bafllad›.1968 y›l›nda Atatürk Üniversitesi Halk Edebiya-t› Anabilim Dal›nda asistan oldu.1969 y›l›nda doktora yapmak üzere ‹stanbul’a Prof.Dr. Mehmet Kaplan’›n yan›na gönderildi. 1972 y›l›nda “Afl›k Garip Hikayesi ÜzerineMukayeseli Bir Araflt›rma” isimli doktora tezini tamamlad›. 1974 y›l›nda Fransa’yagönderildi. Paris’te Prof. Dr. Prtev Naili Boratav ‘›n yan›nda Sorbonne’daki folklormetodolojisi ve halk edebiyat› ile ilgili ders seminerve konferanslara kat›ld›.1976’daTürkiye’ye döndü. 1978 y›l›na kadar Atatürk Üniversitesinde çal›flt›. 1978 y›l›ndaEge Üniversitesinde yeni aç›lan Sosyal Bilimler Fakültesine (fiimdiki Edebiyat Fa-kültesi ) naklen atand›.1980 y›l›nda “Tahir ile Zühre”isimli eseri ile doçent oldu.1986y›l›nda “Nasrettin Hoca F›kralar›” konulu tezi ile de profesör oldu. Halen HalkbilimiAnabilim Dal› Baflkan›d›r.

SÜHA UYAR08.07.1949’da Ankara do¤du. Çok iyi derecede Frans›zca, ‹talyanca, ‹spanyol-

ca, ‹ngilizce okur yazar. Befliktafl (genç), Feriköy, Hürriyet Spor, Gazi Osman Paflatak›mlar›nda kaleci olarak futbol oynad›. Erden Ener ve Üstün Asutay tiyatrolar›ndaçeflitli oyunlarda rol ald›. TRT televizyonlar›nda yay›nlanan “Tatil fians›” isimli yar›fl-ma program› ve “Haydi Tatile” isimli gezi programlar›n› haz›rlad›. “Türkiye”, “Kapa-dokya”, “7 Kiliseler” isimli tan›t›m filmlerini yapt›. 1968 y›l›ndan bu yana profesyo-nel turizmci, Seyahat Acentas› Yönetim Kurulu Baflkan›, Profesyonel turist rehberi,‹stanbul Skal Kulubü Genel Sekreter, Sayman, Yönetim Kurulu Üyeli¤i, Türkiye SkalKulüpleri Milli Komite Genel Sekreterli¤i Türkiye Seyahat Acentalar› Birli¤i (TÜR-SAB) II. Baflkan, Genel Sekreter, Sayman, Yönetim Kurulu Üyelikleri görevlerindebulundu. Nisan 2000 y›l›ndan bu yana TV8’de Genel Yay›n Koordinatörü ve TurizmProgramlar› Sorumlusu olarak kendi sundu¤u “2010 Y›l›nda Turizmden Türkiye’ye60 Milyar Dolar” program›n›n d›fl›nda “Tatil Rehberi”, “‹stanbul’un Sesi”, “YurdumPortresi” ve “Tatile Ç›k›yorum” programlar›n›n yap›mc›s›d›r.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

276

AL‹ YAKICIGazi Üniv.E¤itim Fak.Ö¤retim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Yak›c›, Konya’da do¤-

du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Konya’da tamamlad›. Atatürk Üniversitesi EdebiyatFakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nden mezun oldu. 1984 y›l›nda Gazi E¤itimFakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünde Araflt›rma Görevlisi olarak vazifeye bafl-lad›.Yüksek lisans ve doktora ö¤renimini Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüTürk Dili ve Edebiyat› Ana Bilim Dal›nda yapt›. Ayn› Fakültenin ad› geçen Bölümü-ne ö¤retim üyesi olarak atand›. Hâlen Gazi E¤itim Fakültesi Orta Ö¤retim SosyalAlanlar E¤itimi Bölümünde Ö¤retim Üyesi olarak görevini sürdürmektedir.

MANSUR YAVAfi1955 y›l›nda Beypazar›’nda do¤du.‹lk orta ve lise ö¤renimini Beypazar›’nda ta-

mamlad›. 1983 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Bey-pazar›’nda onüç y›l serbest avukatl›k yapt›. 1999 y›l›nda belediye baflkanl›¤›na se-çildi.Halen Beypazar› belediye baflkanl›¤›n› sürdürmektedir. Evli ve iki k›z çocuk ba-bas›d›r

EN‹S YETER1955 y›l›nda Elaz›¤’da do¤du. ‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.

Alaca, Hassa, Datça ve Diyadin Kaymakaml›klar›, Tunceli Vali Yard›mc›l›¤› görev-lerinde bulundu. 1985-1997 y›llar›nda ‹çiflleri Bakanl›¤› Mahalli ‹dareler Genel Mü-dürlü¤ünde görev yapt›. 15 Eylül 1997 den itibaren Kastamonu Valili¤i görevini yü-rütmektedir. Almanya ‹dari Bilimler Enstitüsünü bitirdi. Yay›nlanm›fl befl kitab› 55makalesi bulunmaktad›r.

DURSUN YILDIRIMProf. Dr. Dursun Y›ld›r›m, 15 Nisan 1946 tarihinde Rize ilinin Kalkandere (Ka-

radere) kazas›na ba¤l› bir da¤üstü köyü olan Kayabafl› (Hurmal›k) köyünde do¤-mufltur. ‹stanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölü-mü’nden 1968 y›l›nda mezûn olmufl 1969 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi, EdebiyatFakültesi (Sosyal ve ‹dari Bilimler Fakültesi) Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünde ö¤-retim görevlisi olarak atanm›flt›r. “Türk Edebiyat›nda Bektafli Tipine Ba¤l› F›kralar”adl› çal›flmas› ile, 25 Mart 1975 tarihinde “Üniversite Doktoru” derecesini alm›flt›r.Hacettepe Üniversitesi bursu ile, 14.15.1975 tarihinde yurtd›fl›na ç›kan Prof. Dr.Dursun Y›ld›r›m Seattle (Amerika)’da, University of Washington’da misafir ö¤retimüyesi statüsünde çal›flm›flt›r. H.Ü. Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölü-mü içinde aç›lan Türk Halkbilim Anabilim Dal› Baflkanl›¤›na atanan Prof. Dr. DursunY›ld›r›m, e¤itim/ö¤retim programlar›n› haz›rlay›p ö¤renci al›m› ve yerlefltirilmesinisa¤lam›flt›r. Tu¤rul ve Ça¤r› adl› iki çocu¤u olan Prof. Dr. Dursun Y›ld›r›m, iyi dere-cede ‹ngilizce, araflt›rmalar›nda yararlanacak ölçüde Rusça bilmektedir. Çuvaflça veYakutça d›fl›nda, Türk yaz› dillerine vâk›ft›r. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakül-

KATILIMCILARIN ÖZGEÇM‹fiLER‹

277

tesi, ö¤retim üyesi olan, Prof. Dr. Dursun Y›ld›r›m, 1996 y›l›ndan beri baflkan› oldu-¤u Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nde ilmi faaliyetlerini sürdürmektedir.

NAC‹YE YILDIZ13 fiubat 1958’de ‹stanbul’da do¤du. ‹lk ö¤renimini fieyhülislâm Hayri Efendi

‹lkokulunda, orta ö¤renimini Fatih K›z Lisesinde tamamlad›ktan sonra girdi¤i ‹stan-bul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin Türk Dili ve Edebiyat› Bölümünden 1979 y›-l›nda mezun oldu. 1980-1984’te Ankara’da Mamak ve Atatürk Liselerinde ö¤ret-menlik yapt›ktan sonra, Hacettepe Üniversitesinde 1996 y›l›na kadar Türk Dili Okut-man› olarak çal›flt›. Yüksek Lisans ve Doktoras›n› Gazi Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsünde tamamlad›. Yüksek lisans tezi olarak “Mutasavv›f Kad›n fiairler”; dok-tora tezi olarak da “Manas Destan› (W. Radloff) ve Destana Yans›yan K›rg›z Kültürüile ‹lgili Tesbit ve Tahliller” bafll›kl› çal›flmalar› haz›rlad›. 1996-1997 ö¤retim y›l›ndaGazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Ça¤dafl Türk Lehçeleri ve Edebiyatlar› Bö-lümünde Yard›mc› Doçent olarak göreve bafllad›. 1997 y›l›nda Bölüm Baflkan Yar-d›mc›l›¤› görevine getirildi. Halen bu görevini sürdürmekte ve Türk Destanlar›, Os-manl› Türkçesi, Türk Halk Edebiyat›, K›rg›z Halk Edebiyat›, Azerbaycan Halk Ede-biyat›, Özbek Halk Edebiyat› ve Uygur Halk Edebiyat› dersleri vermektedir.07.06.2002 tarihinde yap›lan Doçentlik s›nav›nda baflar›l› olarak Ça¤dafl Türk Leh-çeleri ve Edebiyatlar› Bilim Alan›nda Doçent unvan› ald›. Evli ve iki çocuk annesi-dir.

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

278

FOTO⁄RAFLAR

279

280

Foto¤raf 1: Aç›l›fl, ‹stiklâl Marfl› ve Sayg› Duruflu

Foto¤raf 2: Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R›za Ayhan konuflmalar›n› yaparken

FOTO⁄RAFLAR

281

Foto¤raf 3: Kat›l›mc›lar sempozyum sonunda, Prof. Dr. R›za Ayhan’la birlikte

Foto¤raf 4: Sempozyumda Bildiriler Dinlenirken

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

282

Foto¤raf 5: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisi Aç›l›fl›ndan

Foto¤raf 6: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisi Aç›l›fl›ndan

FOTO⁄RAFLAR

283

Foto¤raf 7: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisi Aç›l›fl›ndan

Foto¤raf 8: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisi Aç›l›fl›ndan

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

284

Foto¤raf 9: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisinden

Foto¤raf 10: “TürkHalkbilimi MüzesineDo¤ru” Sergisinden

FOTO⁄RAFLAR

285

Foto¤raf 11: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisinden

Foto¤raf 12: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisinden

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

286

Foto¤raf 13: “Türk Halkbilimi Müzesine Do¤ru” Sergisinden

Foto¤raf 14: Bir semer ustas›

FOTO⁄RAFLAR

287

Foto¤raf 15: Semerci dükkân›ndan bir görüntü

Foto¤raf 16: Bir bak›r ustas›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

288

Foto¤raf 17: Bir ayakkab›c›

Foto¤raf 18: Bir sepet ustas›

FOTO⁄RAFLAR

289

Foto¤raf 19: Sat›lmak üzere haz›rlanm›fl sepetler

Foto¤raf 20: Turistik amaçl› ve oyuncakç›l›k alan›nda üretim yapan bir ç›kr›kç› dükkân›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

290

Foto¤raf 21: Turistik amaçl› ve oyuncakç›l›k alan›nda üretim yapan bir ç›kr›kç› dükkân›

Foto¤raf 22: Ayflen Savafl Arflivi, 1992, Kanada.

FOTO⁄RAFLAR

291

Foto¤raf 23: ODTÜ Mimarl›k Fakültesi Slayt Arflivi

Foto¤raf 24: ODTÜ Mimarl›k Fakültesi Slayt Arflivi

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

292

Foto¤raf 25: Phillips, David. Exhibiting Authenticity, Manchester: Manchester University Press, 1997, sayfa 205.

Foto¤raf 26: Phillips, David. Exhibiting Authenticity, Manchester: Manchester University Press, 1997, sayfa 207.

FOTO⁄RAFLAR

293

Foto¤raf 27: Ayflen Savafl Arflivi 1993, Almanya

Foto¤raf 28: Su de¤irmenlerinin d›fltan görünüflü

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

294

Foto¤raf 29: Alt› ocakl› su de¤irmeni

Foto¤raf 30: Su de¤irmeninde ocak

FOTO⁄RAFLAR

295

Foto¤raf 31: Domuzluk ve çark

Foto¤raf 32: De¤irmen tafllar›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

296

Foto¤raf 33: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden gelenekselkad›n giysileri

Foto¤raf 34: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden gelenekselkad›n giysileri

FOTO⁄RAFLAR

297

Foto¤raf 35: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden geleneksel kad›n giysileri

Foto¤raf 36: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden geleneksel kad›n giysileri

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

298

Foto¤raf 37: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden geleneksel kad›n giysileri

Foto¤raf 38: Yurdusev Ar›¤, Eski Türk Giysileri El ‹flleri ve Tak›lar› Müzesinden gümüfl nal›n

FOTO⁄RAFLAR

299

Foto¤raf 39: K›zl›orda’da Korkut Ata An›t›

Foto¤raf 40: Korkut Ata An›t› Girifli

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

300

Foto¤raf 41: Müzedeki K›z›lorda (Akmescid) ve Kompleksin bulundu¤u harita ve krokiler

Foto¤raf 42: K›z›lorda(Akmescid) ve Kompleksin bulundu¤u harita ve krokiler

FOTO⁄RAFLAR

301

Foto¤raf 44: Korkut Ata Mezar›n›n Çizimleri

Foto¤raf 43: Korkut AtaMezar›n›n Çizimleri

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

302

Foto¤raf 45: Korkut Ata resimleri

Foto¤raf 46: M. Alintaraf›ndan Korkut Ataresmi

FOTO⁄RAFLAR

303

Foto¤raf 47: Çöl rüzgâr›yla ses ç›karan betondan yap›lm›fl bir kopuzdan görüntü

Foto¤raf 48: Çöl rüzgâr›yla ses ç›karan betondan yap›lm›fl bir kopuzdan görüntü

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

304

Foto¤raf 49: Çöl rüzgâr›yla ses ç›karan betondan yap›lm›fl bir kopuzdan görüntü

Foto¤raf 50: Korkut Ata’n›n Sembolik Alt›n Saz›

FOTO⁄RAFLAR

305

Foto¤raf 51: Korkut Ata’n›n sembolik mezar›

Foto¤raf 52: Korkut Ata An›t›n› süsleyen Koçkar (Koç) Heykeli

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

306

Foto¤raf 53: ‹flleme Ya¤l›k Tezin Konusu: Kocaeli-Körfez ‹lçesi Kirazl›yayla Beldesi Hesap (Say›l›) ‹flleri Y›l›: 1999 Tezi Haz›rlayan: Selda Erdem

Foto¤raf 54: Oyalarla Süslü Erkek Fesi Tezin Konusu: Ayd›n ‹li Erkek Oyalar›ndan Örnekler Y›l›: 2000 Tezi Haz›rlayan: Serap fiahin

FOTO⁄RAFLAR

307

Foto¤raf 55: Cicim, Dokuma Heybe Tezin Konusu: Denizli ‹li, Çal ‹lçesi Balkan Çak›rlar Köyü Yan›fll› Kilimleri Teknik ve Desen Özellikleri Y›l›: 1998 Tezi Haz›rlayan: S›d›ka Kundakç›

Foto¤raf 56: Zili Dokuma Minder Örtüsü Tezin Konusu: Antalya ‹li Müzesi ve Kafl ‹lçesi Köylerinin Kili Dokumas› Y›l›: 1997 Tezi Haz›rlayan: Hatice Erdo¤an

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

308

Foto¤raf 57: fiifl ile Örülmüfl Çorap Tezin Konusu: Sivas ‹li Çorap Örücülü¤ü Y›l›: 1998 Tezi Haz›rlayan: Songül Çakmak

Foto¤raf 58: Meyve Sepeti Tezin Konusu: ‹zmir ‹li Menemen ‹lçesi Bitkisel Örücülü¤ü Y›l›: 2000 Tezi Haz›rlayan: Yeflim Babao¤lu

FOTO⁄RAFLAR

309

Foto¤raf 59: T›¤ ile Örülmüfl Perde Tezin Konusu: Manisa ‹li Merkez ve Köyleri Tenteneleri Üzerine Bir Araflt›rma Y›l›: 1999 Tezi Haz›rlayan: Sibel Çine

Foto¤raf 60: Çarflaf Ba¤lama Örtü Tezin Konusu: Kastamonu Çarflaf Ba¤lamalar› Y›l›: 2001 Tezi Haz›rlayan: Gücan Kafl›kç›

TÜRK‹YE’DE HALKB‹L‹M‹ MÜZEC‹L‹⁄‹ ve SORUNLARI

310

Foto¤raf 62: BoncukOyal› Eflarp Tezin Konusu:Bal›kesir Dursunbey ‹lçesiBoncuk Oyas› Araflt›rmas›Y›l›: 1995 Tezi Haz›rla-yan: Vildan Baykan

Foto¤raf 61: GençK›z Takkesi Tezin Konusu:Azdavay Kad›n TakkeleriY›l›: 1995 Tezi Haz›rla-yan: Gülçin Birkan

FOTO⁄RAFLAR

311