60
*)1/0&01/+ /10+// +)1#)&), $)+ 2(0(0+/+ 0#,+1 ,/( $)+)+ 3/+ ) $/1 .,+#1 3&0 .0#/ $(, 3#/1 *)1/0&01/ ,/( 10 10 &11 &(&010 .0#/ ,&(, .), 1, &(,1 $) .0##/ $/1 3(,1 $)+, 3/+ 01(00&/( *%32-2%3* ''-2 "-"-'%"*"* ' '%'"-'%"*"* .2..3-32 !-!2.3*2 33* 2%!22-3! www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 51 28 Ocak 2018 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) ''-2.3-32 $* 2!23* .2..3 '-!'"* .2..3-3 2.-3!322 2.-3!32 3$3%-33*2 3$3%-33 3.2 3'*22 %% .2..3 '-!'"*

2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 51

28 Ocak 2018Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Page 2: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 536 93 45

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

GELENEK SAHİBİ OLMAK GELECEK SAHİBİ OLMAKTIR!

TEK BAŞINA DA OLSA DİRENMEK DEV-GENÇ GELENEĞİDİR,DEV-GENÇ İSE GELECEKTİR!

Hamiyet, faşistlere karşı durup Basın-Yayın Yüksek Okulu’ndaişgal başlattığında tek başınaydı.

Neslihan Uslu, 17 Nisan Direnişi ve katliamı yaşandığında molotoflamalar yapıp hesap sorarken tek başınaydı.

Toprak işgallerinde, 1 Mayıslarda, Nisan yürüyüşlerinde,6 Kasımlarda onlarca, yüzlerceydiler.

Her koşulda saldırılara karşı direnmek Dev-Genç geleneğidir.Tüm bedellerini göğüsleyerek vazgeçmemek Dev-Genç geleneğidir.BİR PANKART İLE ZULME MEYDAN OKUYAN DEV-GENÇ VE

DEV-GENÇ’LİLER BU HALKIN ONURUDUR!

Page 3: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

ii ç i n d e k i l e rkorkutamayacaksınız!Örgütleneceğiz, savaşacağız!

23 Halk Meclisleri:Yaptıklarımızı kendimizesaklamayalım

25 Halkın sanatçılarına, halkınavukatlarına özgürlük!

26 Milisler MahalleninŞahanlarıdır: Her şey silahhaline getirilebilir

27 Kelimelerimiz: Karargahideolojimizdir

28 Faşizm Bize Engel Olamaz:Tarihin gücü halkların ısrarı

30 Zehirde Şifa Kahpede Vefa Yoktur:Hiçbir hain cezasızkalmayacak

32 1900’lerden 2000’lereKurtuluş Savaşımız: İlkkurşun, zaferin ilk müjdesidir

34 Kamu Emekçileri Cephesi:Ayşenur Şimşek KamuEmekçileri Kurultayıtoplanıyor

37 Anadolu’dan haber yorum

39 Kondumuzu Yıkanın VillasınıYıkarız: Küçükarmutlu bir“arsa” değil, halkın yaşadığıbir mahalledir

41 Halkın Sanatçıları: Halktır

42 Halk Cephesi’nden çağrı:

14 Biz Diyoruz ki: Amerika’nın

desteklediği hiçbir olaydahalkların yararına bir şeyyoktur

16 Bizden... Bizden... Bizden...

18 Haklar ve Özgürlükler İçinMücadele Terörizm Değildir:Emperyalizm ve işbirlikçilerigerçekleri halklardan gizler,kavramları bilerek çarpıtır.Onlar için teröristler“özgürlük savaşçısı”, halkkurtuluş savaşçıları ise“terörist”tir

20 Mahalleler: Hedefimiz tüm

halkı örgütlemek

22 Gençlik Federasyonu’ndan:Yıldıramayacaksınız,

4 Sessizlik teslimiyete, teslimiyetişbirliğine, işbirliği ise ihanetegötürür. Sessiz kalmayın! Halkdüşmanlarının asla tahammüledemeyecekleri ses, direnişinsesidir. Bu ses bizimsesimizdir... Direnişin sesini,Nuriye - Semihler’in sesinihayatın her alanına taşıyaraksansür ablukasınıparçalayalım!

SESSİZ KALMAYIN!

Halkımız birleşelim, direnelim! 28

Ocak’ta Nuriye, Semih için tek

ses tek yürek olalım!

43 Nuriye ve Semih’in adalet talebine

ses olalım!

44 Devrimcilik Yapmak Suç Değil,

Görevdir: Fransız yargısı da

bütün emperyalist ülkelerdeki gibi

bağımsız değil, tekellerin

hizmetindedir. Tekellerin çıkarı

için işgalden katliama her yol

açıktır!

48 Yeni İnsan: Çatışabilen insandır

49 AKP’nin tutuklama terörünü boşa

çıkaracağız! Devrimcilik yapmak

suç değil, görevdir!

50 Haberler...

51 Emperyalizm yenilecek, direnen

halklar kazanacak! Emperyalizme

ve siyonizme karşı savaşmak

onurdur, görevdir!

53 Avrupa’da Yürüyüş

56 Yitirdiklerimiz

58 Armutlu direniş evi günlükleri

Dergimiz yayına hazırlanırken Nuriyeve Semih’in direnişi kazandıklarıhaberini aldık...

FAŞİZME KARŞI HALKIN DİRENİŞİNİ VEHALK ÇOCUKLARININ

ZAFERİNİ SELAMLIYORUZ DİRENMEK VE ZAFER SİZE,

HALKA YAKIŞIYOR BİN SELAM! KU

RU

LTA

Y AYŞENUR ŞİMŞEK04 ŞUBAT 2018

ANKARAİhraçlar ve KHK’lar

Dünden Bugüne KamuEmekçilerinin Mücadele

GeleneğiFaşizme Karşı Direniş

Mevzimiz: Yüksel CaddesiKonser: Grup Yorum, CevdetBağca, Hüseyin Turan, Tolga

Sağ, Tersname, Mazlum BageriGüncel bilgi: twitter @emeclisi

facebook: kamu emekçileri cephesi

Page 4: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Biz şiarlarımızı, slogan‐larımızı bazen dağlara, taş‐lara... Bazen suyla kaldırım‐lara, bazen kanımızla tariheyazarız... Bizim öyle genişbir haber alanımız vardır kihiçbir yasak işlemez, hiçbirsansür yayınımızı kesemez.Çünkü bizim alanımız tümvatanımızdır. Nuriye Semihdemeyi yasakladıklarındabunun için Urfa'dan Eski‐şehir'e tüm Anadolu'ya Nu‐riye‐Semih yazdı insanları‐mız. Hem de bedel ödemeyigöze alarak yaptılar bunuve kimileri bu yüzden tu‐tuklandılar. Zafer işte budur,yani halkın direnişi, direnişşahsında siyasi gerçeklerisahiplenmesidir. Gerici‐fa‐şist AKP'yi tahammülsüzlükkudurganı yapan da bu ol‐muştur.

Bakın büroları basıldığın‐da iki kadın avukat çıkıpbalkona tüm Ankara'yı in‐lettiler.

Nuriye Semih...

Nuriye Semih...

Nuriye Semih... dedilerve demeye devam edecek‐lerini ilan ettiler.

Halk duydu, yoldaşlarıduydu, tutsaklar duydu,dünya duydu

"... Hayatın gerçekleri, safsatalara karşıher zaman muzaffer olmuştur, olacaktırda." (Mahir ÇAYAN)

Faşist AKP, bütün gücüne ve tüm saldı-rılarına rağmen tek bir adım bile gerilete-mediği Nuriye-Semih ile sembolleşen dire-nişimiz karşısında yenilmiştir. Halk ve halkdüşmanlarının karşı karşıya geldiği, halkınbu temelde saflaştığı direnişimizi kıramayanAKP faşizmi, siyasal ve tarihsel olarak dire-nişimiz karşısında ezilmiştir. Bu zafer hal-kındır. Zaferin bayraktarı ve kahramanlarıNuriye, Semih, Esralar'dır. Ve tarih bir kezdaha, halkın yenilmeyeceğini kaydetmiştironur sayfalarına...

Nuriye-Semih'in 320'li günlerde sürdür-düğü açlık grevi... Esra'nın açlık grevi...Yüksel Caddesi'nde her gün gözaltı ve iş-kenceye rağmen "İşimizi Geri İstiyoruz" ta-lebiyle sürdürülen eylemimiz... Tayad’lıMehmet Güvel ve Feridun Osmanağaoğlu'nundayanışmalarını açlık grevi boyutuna çıkartıpdirenişin asli unsurlarından olmaları... İhraçedilmiş üyelerine sırtını dönen KESK'i ihraçlarkuraltayında alınan kararları uygulaması içingenel merkezinde otruma eylemine başlayarakgöreve davet eden KEC'liler... Nuriye-Se-mih'in avukatlığını yaptıkları için tutsakalınan halkın avukatlarının direngenliği...Direnişe destek verdikleri için tutuklananhalkın sanatçıları, Grup YORUM üyeleri...

Sokaklardan tribünlere uzanan, tiyatro sah-nelerinden mezuniyet törenlerine... sosyalmedyaya yayılan sayısız destek ve dayanışmaeylemleri...

İşyerlerinde, sokaklarda, okullarda, ha-pishanelerde, hayatın her alanında yapılanNuriye-Semih eylemleri ile AKP faşizmininOHAL saldırısına karşı güçlü bir direniş ba-rikatı örülmüştür. Elbette böyle bir barikatıkurup tuğla tuğla yükseltmek sadece Kızılderedireniş çizgisinin eseri olabilirdi. Nitekimöyle de oldu...

Çünkü Kızıldere direniş çizgisinin ma-yasında kararlılık vardır, uzlaşmazlık vardır,düşmanını tanıma ve sınıf bilinciyle hareketetme vardır, halk sevgisi vardır, bedel ödemeyikuşanma ve feda ruh hali vardır. Ki Kızıldereçizgisi bu toprakların faşizme karşı direnmeve kurtuluşa kadar savaşma çizgisidir.

AKP faşizmi OHAL ablukasıyla halkınbilincinde sola malolan "Hak Verilmez Alınır"düşüncesini, "Direne Direne Kazanacağız"iradesini ezmek istedi. Halka zulüm karşı-sında, haksızlık karşısında, adaletsizlik kar-şısında teslimiyet dayatıldı. AKP faşizmi bukonuda en büyük desteğini Kürt milliyetçilerive reformist kesimlerden gördü. Bunlarınyönetiminde oldukları sendikalar, odalar,partiler bir tane bile direniş örgütlemedi.Üyeleri ihraç edilmiş olmasına rağmen, ken-

SESSİZLİK TESLİMİYETE,TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,

İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR! SESSİZ KALMAYIN!

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,44

Page 5: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

dileri saldırıya uğramalarına rağmendirenmediler. Direnilmesini örgütle-mediler. Ve böylece bulundukları heryerde direnmeyerek, direniş örgütle-meyerek OHAL saldırılarının yolunudüzlediler.

DİSK'inden KESK'ine... TMMOB'den HDP'sine... ÖDP'sinden TKP'sine,EMEP'ine... hepsini toplayın, direnişiradesi olarak bir Nuriye etmezler.Neden? Çünkü, Nuriye-Semih Anadolutopraklarının direniş çizgisi olan Kı-zıldere çizgisini, kültürünü kuşanarakçıktılar meydana. Tek başlarına amayalnız olmadıklarını bilerek çıktılar.Güçlerini, halktan ve tarihsel haklı-lıklarından aldılar.

Önce tek başlarına çıktılar ama gi-derek dalgalandırdıkları direniş bay-rağının altında değişik halk kesimleritoplanmaya başladı. Ki AKP faşizminiürküttü bu tablo. Tekel direnişindeAnkara'nın ortasında kurulan direnişçadırlarının, Haziran ayaklanmasınınkabuslarını görmeye başladı. Ve sal-dırıya geçti.

Bir yanda Nuriye, Semih, Esra veYüksel Direnişçileri şahsında HALK...diğer yanda AKP'nin HALK DÜŞ-MANLIĞI karşı karşıya geldi. AKPelindeki tüm imkanlarla saldırıya geç-

ti... Halk safları ise tarihsel olarak bil-dikleri en iyi şeyi yaptı: Birbirlerinekenetledip direndiler. AKP faşizmininhiçbir saldırısı bu bağlılığı, bu kenet-lenmeyi çözemedi. KEC’liler baştaolmak üzere direnişe ses olmaya çalı-şanlar bedel ödemeyi göze alarak biradım öne çıktılar. Direniş büyüdü.Nuriye ve Semih'i hapsetmelerine rağ-men direniş büyüdü. Tecrit işkencesiNuriye-Semih'in direnişini çözemedi.Aksine, tecrit bile halkla biraz dahabütünleşmelerini sağladı. Duruşmalarısahiplenildi.

Direniş, aşılmaz bir barikat, ezilmezbir mevzi haline dönüştü. Giderekvarlığı ve kesintisizliğiyle faşizminhalka yönelik saldırısına karşı diren-menin karargahına dönüştü. Artık ül-kemiz ve dünya halklarının elinde zul-me karşı mücadele tarihinde yeni birdireniş bayrağı, tarihsel bir örnek dahavardır. Dünya durdukça Nuriye-Semihdirenişi hatırlanıp halklara ilham ve-recektir.

Direnişçiler HalkınKahramanlarıdır...

Direnişin Nuriye Semih'ten başla-yarak her bir unsuru halkın kahrama-nıdır. Onlar direniş boyunca kuşan-dıkları bedel ödeme cüreti, emekçi-likleri, bağlılıklarıyla, teslimiyeti red-detme güçleriyle AKP faşizminin kar-şısında kahramanlaşmışlardır. Sözko-nusu olan Fidanların, İbili ve 122'lerinyarattığı Büyük Direniş ruh halinin,kararlılığının, en zorlu koşullarda biledirenilebileceği bilincinin halklaşma-sıdır.

Kahramanlık, zulme karşı mücadaleeden halkın tarihsel halidir. Zulmekarşı dağa çıkan efelerden Sierra Ma-estra'ya çıkan Binbaşı Ernesto CHEGuevara'ya böyledir bu. Kahramanlık;zulme boyun eğmeme, onurunu ez-dirmeme, hak ve özgürlüğünden vaz-geçmemendir. Tarihsel bir gerçektirki direniş çağlar boyunca kendisinigerçekleştiren herkesi kahramanlaştırır.

Bu yanıyla Nuriye, Semih, Esra, Ta-yad’lı Mehmet Güvel ve Feridun Os-manağaoğlu, genç-yaşlı bütün YükselDirenişçileri halkın direniş kahraman-larıdır. Halkın onurunu savunmuş,umudunu ezdirmemişlerdir.

Halkın kahramanlarının karşısındakim var bir de onlara bakın... SoysuzSüleyman'dan Bekir Bozdağ'a... TayyipErdoğan'dan onun paralı askerlerinebir avuç AKP'li katil, hırsız... İşte buhalk düşmanları ellerindeki devlet im-kanını kullanmalarına rağmen direnişibir türlü kıramadılar. Bu tablo halkdüşmanlarının yenilgisi, halkın zafe-ridir.

Direniş kesintisizliğiyle faşizminiçinde debelendiği yönetememe krizinidaha bir derinleştirmiştir. Faşizm, yö-netememe krizini hafifletebilmek için,halkın direnme dinamiğini tasfiye et-mek istemiştir. İşte bu noktada Nuri-ye-Semih direnişi halkın zulme karşıdireniş dinamiğini canlı tutarak tasfiyeedilmesini engellemiştir. Böylece fa-şizmin politikası bozguna uğratılmıştır.Zafer budur.

Faşizm İçin "Hedef BütünHalkın Zihni"niEle GeçirmektirSansür Bu HedefeUlaşmanın Aracıdır

AKP faşizmi değişik biçimlerdesaldırarak yok edemediği Nuriye-Se-mih direnişini, sansür ile kuşatıp boğ-mak istiyor. Ancak bunu da başara-mayacak... Çünkü faşizmin sansürükarşısında halkın çoğalan öfkeli, onurlu,umutlu sesleri vardır. Şimdi gerekliolan; bu seslerin tek bir hedef doğrul-tusunda ve aynı anda harakete geç-mesini örgütleyebilmektir. İşte o zamanpatlar direnişin narası ve titreyip çatlarzulüm sarayının camları da, tahtlarıda... Bu sorumluluk hepimizindir. Ha-yatın değişik alanlarındaki Nuriye-Semih dostlarınındır. Anti-emperyalist,anti-faşist halktan insanlar olarak ses-

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

5İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 6: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin sesiniyükseltmeliyiz.

Bilindiği gibi, faşizm, sansür ilehalkın haber alma özgürlüğünü yokeder. Böylece halkın gerçeklere, ger-çeklerin halka ulaşmasını engellemişolur. Ve gerçeğin yerine, kendi çıkarınauygun olarak çarpıtılmış yalan ve ka-ralama içeren haberler imal ettirir.Böylece halkı bu yalan haberler ek-seninde, bir diğer ifade ile kendi çı-karları kapsamında saflaştırmaya ça-lışır.

Amaç gerçeğin halka, halkın zih-nine ulaşmasını engellemektir. Çünkühalka ulaştırılan her bir gerçek, halkınolan biteni sorgulamasına yol açacaktır.Tam da bu nedenle, faşizm için ger-çeklerin sansürlenmesi ve yerlerineyalan haber yapılması yaşamsal önem-dedir.

Emperyalizmin karşı devrim ka-rargahı olan CIA'nın Nikaragualı fa-şistler için hazırladığı bir kontrgerillael kitabında şöyle denir: "...İnsanınen kritik noktası zihnidir. Zihnine birkez ulaşıldı mı, 'siyasal hayvan' mer-milere bile gerek kalmadan yenilgiyeuğratılabilir. Hedef bütün halkın zih-nidir..."

Devrimcilere düşünce değişikliğidayatan emperyalizm ve işbirlikçileri,aynı zamanda bütün halkın zihniniele geçirmek ister.

"Bütün halkın zihnini ele geçir-mek"ten ne anlaşılmalı sorusunun ce-vabı açıktır: Zulme, adaletsizliğe karşıNuriye-Semihleri kendi içinden çı-kartamayan bir halk demektir bu...İşte ancak o zaman halkın yenilgisindensöz edilebilir.

Eğer bir halk içinden Nuriye-Se-mih-Esraları çıkartıyorsa... Nuriye-Semih'in anne, babası gibi o günekadar sıradan bir hayat süren halktaninsanlardan direnişçi yaratabiliyorsa...İçinden Yüksel Direnişçilerini çıkar-tabiliyorsa... "Nuriye-Semih Yaşasın"diyebilmek için bedel ödemeyi gözealan insanları kendi içinden çıkartabilenbir halk gerçeğimiz var bizim... Yani"Hedef bütün halkın zihnidir" diyenemperyalistler ve onların AKP'li faşistuşakları hedeflerine ulaşamamış de-

mektir. Söz konusuolan faşizmin başa-rısızlığı, halkın za-feridir. Bu zaferi can-lı tutup kuşaktan ku-şağa taşıyan, bu top-rakların direniş çiz-gisi olan Kızılderegeleneğidir. Bu ge-leneği kuşanıp gereğini yapanlar isehalkın kahramanlarıdır.

Ne diyordu halk düşmanı karşı-devrimciler: "İnsanın en kritik noktasızihnidir." Sansür, işte bu kritik noktayıyani halkın zihnini ele geçirmeninkirli araçlarından birisidir. Sansürünamacı, sadece halkın hangi haberi öğ-renip öğrenemeyeceğinin denetlen-mesinden ibaret değildir. Haberlerindenetlenip kimisinin yasaklanmasısansürün işlevidir. Bununla birlikte;sansürün hedefi, halkın zihninin elegeçirilmesinde tetikçilik yapmaktır.

Böyle olduğu içindir ki, AKP yö-netimi burjuva medyada Nuriye-Semihhaberlerini yayınlatmamakla kendisinisınırlamamıştır. Bununla birlikte halkınNuriye-Semih hakkında ne düşünmesigerektiğini de şekillendirmek için birbroşür çıkartmıştır.

Sansür, halkın gerçekleri öğren-mesini engellemek için uygulanmak-tadır. Bu ilk adımdır. Bunu izleyenikinci adım gerçeğin yerine yalanınkoyulmasıdır. Böylece bir yandan Nu-riye-Semih direnişi yok sayılmakta...Ama yok edilemediği oranda da Nu-riye-Semih hakkında yalan haberleryayınlatılmaktadır. Bu pis işi döneminİçişleri Bakanı Soysuz Süleyman üst-lenmiştir. Bu yanıyla, Süleyman SoyluNazilerin propaganda bakanı Göbelsgibi çalışmıştır.

Sansür sadece gerçeği yasaklamaz,gerçeğin yerine yalanın koyulmasınıda içerir. Böylece halkın zihnine yalanıempoze ederek kendisini gerçekleştirir.İçişleri Bakanlığı’nın Nuriye-Semihdirenişinin aleyhinde çıkarttığı broşürbu yanıyla tarihe geçecek bir örnekolmuştur. İçeriğinden kullanılan fo-toğraflara kadar her şeyi yalandır.

Halk Düşmanlarının AslaTahammül Edemeyecekleri

Ses, Direnişin SesidirBu Ses Bizim Sesimizdir...

Bütün faşist saldırılara rağmen, sü-regiden direniş boyunca halka halkayayılıp ulaştı halkın kulaklarına Nu-riyeler'in sesi. Haklılığın, haysiyetin,hakikatin ve bütün bunları kuşanmışolan halkın direngenliğinin sesiydibu. Halk düşmanları karşısında hizayageçmemenin, boyun eğmemenin, diliniyutmamanın o gür sesi kulaklarınındibinde patladıkça büyüyordu korku-ları. Nuriye-Semih'in direnişinin sesiyayıldıkça kabus görmeye başladılar.

Nuriye-Semih direnişi, faşizminOHAL ablukasında gedik açmayı ba-şardı ve o gedik giderek büyüdü. Yük-sel Caddesi artık kitlesel buluşmanınmerkezi haline geldi. Gerici-faşistAKP'nin halkı sindirmeye yönelikOHAL politikası bozulmuş oldu.

Halk düşmanlarının asla tahammüledemeyecekleri yegane ses işte budur:Zulüm karşısında sinmeyen, hak veözgürlüklerini savunan, icazet dilen-meyen, hakkını isteyen yani direnenhalkın sesi, faşizme korku verir. Çünkübu ses, halkın içinden gelen, halk ol-manın tarihselliğinden yükselen gerçeksesidir.

Faşizm, bunun için kopkoyu birsansür ile bu sesi boğmak istedi, istiyor.Bu sesi boğmak için Nuriye-Semih'isayısız kez işkenceyle gözaltına alarakyıldırmak istediler. Haklarında resmiyalanlar üretip karalamalar yaptılar,hatta İçişleri Bakanlığı damgasıylabroşür bastılar. Hapsettiler. Yetmedihapishanede tecrit uyguladılar. Nuri-ye'nin davaya katılıp konuşmasını bileengellediler. "Nuriye-Semih Yaşasın"diyen halktan insanlar hakkında taki-batlar başlatıp gözaltına aldılar, tehditettiler, kimisini tutukladılar. Çünkühalk düşmanı olmanın o alçak duyar-lılığıyla biliyorlardı ki "Yaşasın Nu-riye-Semih" demek aynı zamanda

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,6

Page 7: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

"Kahrolsun Faşizm" demektir.

İşte bunu dedirtmemek için sansürsilahını devreye soktular. Öyle ki,artık Nuriye-Semih demek bile "suç"kapsamına alındı. Basın açıklamasıyapan kesimleri "Onlardan bahseder-seniz saldırırız" diye tehdit etmeyebaşladılar. Öyle ki Nuriye-Semih fo-toğrafları taşımak bile saldırıya uğra-mak için yeterli sayılır oldu. Ellerindengelse Nuriye-Semih isimlerini bileyok etmeye çalışırlardı.

AKP, NuriyelerinDirenişine Karşı Sansür Silahını Kullanıyor

AKP faşizmi direniş karşısındasansür silahını kullanmaya devam edi-yor. Bakın nice TV kanalı, haberkanalı, radyo... var. Ama burjuva med-ya Nuriyelerin direnişini görmezdengelmeye devam ediyor. Haber değeriolmadığı için değil, haber yapmamalarıyönünde talimat aldıkları için direniştenbahsetmiyorlar. Ki bu yanıyla direnişinkarşısındadırlar. Halk kesimleri "NuriyeSemih Yaşasın" derken, burjuva medyauyguladığı sansür ile Nuriye Semih'insessiz imhasının tetikçiliğini yapmak-tadır.

Biz faşizmin direnişlerimiz hak-kında en üst düzeyde aldığı sansürkarar ve uygulamalarını, direnişlerimizve yoldaşlarımız hakkında üretilenyalan haberleri gayet iyi biliyoruz.Örneğin, 2000-2007 Büyük Direnişi-miz bu konuda faşist sansürün en ko-yusunu ama aynı zamanda sansürüdelen sabrın, ısrarın ve kararlılığın enbüyüğünü de yarattı. Sansürü param-parça etti, sansürü oturduğu tahttanalaşağı etti. Sansürün halkın zihnininele geçirilmesi hedefi kapsamındakiişlevini boşa çıkarttı.

Direnişimizin kararlılığı, sahiplen-memiz ve dayanışmanın değişik bi-çimlerdeki sürekliliği sansürün pan-zehiridir.

Varsın televizyonların yalan ek-

ranları onların olsun, yoksul mahal-lelerin duvar matbaaları bizimdir.

Sansür duvarını yine aşacağız.Daha önce de aştık, yine aşacağız.Faşizmin OHAL saldırısına karşı ger-çekleştirdiğimiz direnişi Nuriyeler'inrehberliğinde ileriye taşırken sansürüde ezip geçeceğiz.

Direnişe Sansür UygulamakHalk Düşmanlığıdır

Bilinmelidir ki, sansür en az zulmünkendisi kadar suçtur. Sansürcü suçludur.En az zalimler kadar suçludur.

TVler, basın direnişten söz etmiyor.Çünkü, bu sansürcü medya, sansürbaskısının "mağduru" değil, zulmünve sömürünün ortağıdır. Sınıfsal an-lamda halkın ve gerçeğin "düşmanı"dır.Burjuva medyaya düşman gözüylebakmak durumundayız.

Burjuva medya gelinen aşamadaneredeyse bir bütün olarak AKP'nintetikçisi durumundadır. AKP iktidarıboyunca bu alanda da adım adım ha-kimiyet kurdu. Bizzat bünyesine aldığıya da tehdit, şantaj ya da gönüllüolarak etki alanında tuttuğu devasabir medya gücüne sahiptir.

Faşist AKP'nin basın alanındakibu devasa gücü oluşturma süreci önceUzanlar'ı çökertmeleriyle başladı. Stargazetesi AKP'li bir gruba geçti. SonraSabah ve ATV'ye bir operasyon dü-zenleyip bunları da AKP yörüngesin-deki Çalık'a verdiler. Anadolu Ajansıve TRT zaten tümüyle AKP'nin dene-timine girdi. Diğer yandan FethullahGülen benzer şekilde medya içindeoperasyonlar yaptı. VE onların elindede belli bir medya gücü oluştu. Ancak2016'daki darbe girişimi sonrası Gü-len'e bağlı tüm medya kuruluşlarınıAKP kapattı. AKP karşısında devletideolojisini temsil eden, bunun simgesiHürriyet ve Doğan grubu zaman zamanyükselen şantajlarla, tehditlerle denetimaltına alındı ve hatta AKP’li yazarlar,programcılar bu gruba bağlı medyakuruluşlarında çalışmaya başladılar.

Sonuçta 300'e yakın televizyon, 1000'inüzerinde radyo, 100'ü aşkın ulusal ga-zete ve dergi AKP'nin tetikçiliğiniyapmaktadır. Ve bunların yegane ama-cı, halkın zihnini ele geçirmektir. Hal-kın gerçeklere ulaşmasını engelleyipyalanın empoze edilmesine çalışıyorlar.

Faşizme tetikçilik yapan burjuvamedyanın köşe yazarları ise esas olarakburjuvazinin ideologlarıdır. Halkınnasıl düşünüp ne yapması gerektiğineilişkin her gün yazılar yazarak halkındavranışlarını şekillendirmeye çalışırlar.Bunların çoğu dolar üzerinden yüksekmaaş alırlar. Maaşlarının 12 bin do-lardan 65 bin dolara kadar olduğu be-lirtilmektedir. Korumalarla dolaşırlar.Çünkü halktan aynen işkenceciler gibikorkarlar. Çünkü doğrudan ellerinecopu almasalar da, yazdıklarıyla o co-pun kullanılmasını savunur, kullanıl-dığında onu saklama ve aklama gör-evini üstlenirler.

Bütün bu yanlarıyla burjuva medya,faşizmin hem tetikçisi hem de kağıtmendilidir. Tetikçi; çünkü amacı ger-çeği katletmektir. Kağıt mendilidir,çünkü halk düşmanı AKP bütün kirlive kanlı işlerinden sonra burjuva med-yanın yalanları ile ellerini temizle-mektedir.

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

7İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 8: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Başlangıcından bugüne,yaşanan her bir aşamasıylaNuriye-Semih direnişininhaber değeri vardır. Amaburjuva medya için böyleolmamıştır. Burjuva medyafaşizmden aldığı talimatlardoğrultusunda, bu direnişisatırlarına, ekranına taşı-mamayı seçmiştir. Bu birtercihtir ve bu tercih Nuriye-Semih'insansürle boğulmasının tercih edilme-sidir.

O kadar saldırıya uğradılar, haberolmadı. Sayısız kez gözaltına alındılar,haber olmadı. Tutuklandılar, haber ol-madı. Tecrit edildiler, haber olmadı.Duruşmalarına katılmak istediler ama"güvenlik" gerekçesiyle getirilmediler,haber olmadı. Duruşma günleri Ankarasokakları gaz bulutuna, işkence sesle-rine boğuldu, haber olmadı. Duruşmaya400 bin kişilik polis gücü ve 850 binkişilik ordu gücünün "güvenlik" ala-maması nedeniyle getirilmediler, haberolmadı. Mahkeme ertelendi, gerekçeduruşmaya katılıp ifade vermemeleri.Oysa duruşmaya kendileri götürmedive bu çarpık durum, haber olmadı.Duruşma, aleni yargılanma haklarınabir saldırı olan Sincan Hapishanesi'netaşındı, haber olmadı. Duruşmadan ikigün önce Nuriye ve Semih'in avukat-larına operasyon yapıldı. 16 avukatınbüroları, evlerinin kapıları kırılarakbasıldı. Yazılı ve görsel medyada teksatır haber yazılmadı ya da ufak birkutucuk olarak yer verilip geçiştirildi.

Nuriye-Semih'in avukatları iki haftagözaltında tutuldu, tutuklandı, haberolmadı. Nuriyeler’e destek açlık gre-vinin 27. gününde gözaltına alınanEngin Gökoğlu başta olmak üzere avu-katlara işkence yapıldı, tek satır yerbulamadı kendine burjuva medya da.

Halkın sanatçıları aynı amaçlarlakendi albümlerini imzalarken kurumlarıbasıldı, gözaltına alındılar, tutuklandılar,haber olmadı.

Muhalifliğe soyunan sol basın daaynı sansüre ortak oluyor. Avukatlarındurumu hakkında gördükleri işkencenedeniyle bile haber yapmıyor, gör-mezden geliyorlar. Semih duruşmayakatılıyor ama haber olmuyor. Nuriye

bir kez bile duruşmaya getirilmedi,haber olmadı. Nuriye, "Segbis" denilensistemle duruşmaya tutulduğu hücredengörüntülü bağlanıp açıklamalar yaptı,haber olmadı. Nuriye'nin ailesi linçedilmekle tehdit edildi, haber olmadı.Tahliye edildiler, haber olmadı. Direnişisürdürerek 300'lü günlere ulaştılar yinehaber olmadı... Yüksel caddesinde hergün iki kez kafaları, gözleri yarılayarıla eylemlerini sürdüren direnişçilerhiç yer almadı medyada. Daha da ço-ğaltabiliriz HABER OLMAYANLA-RI… Haber olmayanlar tarihin kayıtaltına aldıklarıdır. Hafızadan silinme-yecek olanlardır.

Oysa, burjuva medyanın kendi öl-çüleri, mesleki ilkeleri bile esas alınsabütün bunların haber değeri vardır.Ancak burjuva medyanın bu türdenmesleki ölçülerinden çok daha geçerliolan bir başka ölçüsü daha vardır ki, oda faşizmin “haber yapma” dedikleriniyapmazlar. Emir büyük yerdendir vefaşizmin görüp gösterme dediklerinigöstermezler.

Bu yanıyla, burjuva medyanın Nu-riye-Semih direnişinin karşısındaki po-zisyonu direnişin sesini boğmaya ça-lışmaktan başka bir şey değildir. Gör-mezden duymazdan gelip esas olarakgörülmesini, duyulmasını engellemeyeçalıştılar.

Bu konuda onlarca, yüzlerce örnekyazabiliriz. Yazacaklarımız da dergi-mizin sayfalarına sığmaz. Her günYüksel'e tüm işkence ve gözaltılararağmen ısrarla çıkan insanlarımızınyaşadıklarından dünyanın dört bir ya-nına taşınan destek pankartlarına, açılançadırlardan duvarlara yazılan slogan-lara... tüm bedeller göze alınarak ya-pılan eylemlere, abartısız yüzlercehaber sıralayabiliriz.

Bunlar sadece Nuriye ve Semih ileilgili olanlardır. Ki “kentsel dönüşüm”

nedeniyle yoksul mahallelere ya-pılan saldırılardan sokak ortasındakaçırılarak gözaltına alınan dev-rimcilere, Kürdistan'da SİHA'larlayapılan halka yönelik katliam-lardan mevsimlik işçilerin uğra-dıkları saldırılara, binlerce Sayaişçisinin grevine, başka şehirlerdeyapılan grevlere yönelik saldırı-larda halkı doğrudan ilgilendiren

hiçbir olay burjuva medyanın gündemiolamıyor. Çünkü bu medya propagandaedildiği gibi "özgür ve bağımsız" de-ğildir.

Sansür Ablukasını AşmanınSorumluluğu Hepimizindir

Burjuva medya, uyguladığı sansürile halk saflarının düşmanları arasın-dadır. Burjuva medya tetikçi haliylesansürün mağduru olmaktan çoktançıkmış, sansürcülüğü meslek olarakuygulamaktadır. Hedefleri halka ger-çekleri taşımak değil, gerçeği sansüryoluyla katletmektir.

Bu noktada devrimcilerin medyadanyakınma lüksü yoktur.

Burjuva medyanın bu gerçeğini bi-lerek hareket edip sansürü aşmanınyolunu, yöntemlerini bulmak, devrimcibir görev olarak şekillenmektedir.

Burjuva medyanın sansürü varsa,halkın da duvar matbaası vardır. Böylederken, kastımız sadece yazılama yap-mak değildir. Dikkat çekmek istediği-miz yaratıcılıktır. Sansürün amacınıyaratıcı yöntemlerle ters yüz etmektir.

Yanlış anlaşılmamalı, amaç burjuvamedyaya haber olmak için her şeyiyapmak değil. Bunu reformistler ya-pıyor. Kimi zaman hoplayıp zıplıyor,kimi zaman soyunup uzun eşşek oy-nayabiliyorlar.

Oysa görülmesi gereken sansür ilene hedeflendiğidir. Sansür, halkın zih-nini ele geçirmenin bir aracı olarakkullanılmaktadır. Böylece halkın zih-nine yılgınlık, karamsarlık empozeedilmek istenmektedir. İşte bu noktadaesas olan bu politikayı bozarak halkınbilincini direngen kılmaktır. Nuriyelerinaçlık grevinden tribünde açılan birpankarta yapılan da bu olmuştur. Uçu-rulan umut fenerlerinden faks yazmaeylemlerine hepsi halkın direngen bi-

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,8

Page 9: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

lincinin eseri olarak şekillenmiştir.Bunun tek bir biçimi yoktur. Ola-maz. Herkes yapabileceğini yap-tıkça çok çeşitli biçimler ortayaçıkarak hayata direniş havası taşı-nacaktır.

İşte bu kapsamda devrimciler,hepimiz, bütün Nuriye-Semih dost-ları sansürü aşmanın yollarını bul-manın sorumluluğunu kuşanma-lıdır. Aslolan direniştir... Aslolan ıs-rardır... Aslolan sabırdır... Aslolan ya-ratıcılıktır... Aslolan herkesin yapabi-leceği bir şey olduğu gerçeğidir... As-lolan halkın zihninin ele geçirilmesinekarşı halkın direngen bilincinin açığaçıkartılmasıdır.

Hiç unutulmamalı ki, direnişle, ısrarve sabırla sansür duvarlarını yıkacağız.Hep böyle yıktık. Çünkü sansürünboyu direnişin tarihselliği karşısındadaima alçak kalmaktadır.

Sessizlik Teslimiyete,Teslimiyet İşbirliğine, İşbirliği İse İhanete Götürür,Sessiz Kalmamalıyız

"...

Yağmur çiseliyor.

Serez çarşısı dilsiz,

Serez çarşısı kör.

Havada konuşmamanın, görmeme-nin kahrolası hüznü

Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyleyüzünü..."

Devrimci şairimiz Nazım Hikmet,Şeyh Bedreddin Destanı'nda halkınhakkını ve hakikati savunduğu içinkatledilen Bedreddin'in asılmasınıngörmezden, duymazdan gelinmesinibu dizeleriyle eleştirir.

Bilinir; çarşılar dilsiz olmazlar, çün-kü alışverişin bağırış çağırış hali çokcanlı bir biçimde yaşanır. Çarşılar körolmazlar, çünkü çarşıya getirilen eşyalaralıcı gözüyle incelenir. Çarşılar hayatınen canlı akışının olduğu yerlerdir, körve dilsiz olamazlar. Ancak, ne zaman

ki, haklılığından geri adım atmayanBedreddin'in katledilmesine ses çıkar-tılamaz, işte o zaman "çarşı" dilsiz vekör olur. Ve işte o zaman çarşı kapatırelleriyle yüzünü... Geriye kalan ko-nuşmamanın, görmemenin kahrolasıgerçeğidir.

Böyle bir durumda konuşmamak,görmemek kahrolmalıdır gerçektende... Bedreddin katledilirken susuyorsa,gözlerini kaçırıp kör oluyorsa o "çarşı"gerçekten de kahrolmalıdır. Çünkü ter-cih edilen bir değersizleşmedir sözkonusu olan. Şairin konuşmamanın,görmemenin kahrolması gerektiğinivurgulaması, esas olarak bu değersiz-leşmeye yöneliktir. Ki zulme karşı di-renişin, haksızlığa karşı haklılığın, ya-lana karşı gerçeğin yanında yer alma-mak, gerçekten de kahrolması gerekenbir tercihtir. Bu tercihin sonucu de-ğersizleşmedir.

Bugünün dünyasındaki 'Serez Çar-şısı'nda darağacına çekilmeye çalışılanhaklılığın ve hakikatin adı Nuriye-Se-mih'tir. Ve Nuriye-Semih, "çarşı"yaseslenerek "alışmayın" demektedir.

Nuriye-Semih'in 300'lü günlerindeilerleyen açlık direnişleri için "alış-mayın" uyarısı yapmaları bu kapsamdaele alınmalıdır. Konuşmamanın, gör-memenin kahrolası alışkanlığına kap-tırmayın kendinizi diye uyarıyor Nu-riye-Semih.

Nuriye-Semih'in vurguladığı "alış-mak" nedir?

Gün gün, hücre hücre dayatılanölüme sessiz kalmaktır. Duymazdan,görmezden gelmektir. Nuriye-Semihhep böyleymiş ve hep böyle kalacak-

larmış gibi sıradan dav-ranmaktır. Oysa, ölümleresessiz kalmak da suça or-tak olmaktır ki AKP fa-şizmi Nuriyeler'i hücrehücre öldürüyor. Cinayet,Serez Çarşısı'nın yani ha-yatın ortasında işlenmek-tedir. Ve hiç kimse habe-rim yoktu diyemez. Fa-

şizmin, Nuriye-Semih'i katletmeye ça-lışması herkesin gözlerinin önündegerçekleşmekte, Nuriye-Semih'in "alış-mayın, bir adım atın" çağrısı bütünkulaklara ulaşmaktadır. Hal bu iken,Nuriye-Semih'in ölümüne izin verenlerde bu suça ortak oluyor demektir.

Soruyoruz üyeleri böylesi onurlubir direniş sergilerken KESK ne yapı-yor? Eğitim-Sen ne yapıyor? Emekörgütü iddiasındaki DİSK ne yapıyor?Üyesi olan mimar Alev Şahin YükselCaddesi'nde saldırıya uğrarken TMMOBne yapıyor? Mimarlar Odası ne yapı-yor?

Biz söyleyelim: Serez Çarşısı'ndanda beter bir dilsizliği ve körlüğü tercihederek konuşmamanın, görmemeninkahrolası tavırsızlığı ve hatta arsızlığınısergilemektedirler. Gidin bakın KESKgenel merkez yöneticilerin direniş dı-şında her şeyin "muhabbetini" yaptığınıama direnişe dair hiçbir şey diyeme-diklerini görürsünüz. Ve bu tavırsız-lıklarıyla AKP faşizminin dayattığısessiz imhanın suç ortağı olmaktadır-lar.

Bilinmelidir ki, Nuriye-Semih'infaşizm tarafından sessiz imhasını gör-memenin, konuşmamanın kahrolasıtavırsızlığıyla karşılamak tüm değerlerinyok olması anlamına gelir. Solcu ol-manın, anti-emperyalist, anti-faşist ol-manın belli değerleri vardır. Açık kihaksızlığa karşı çıkacaksınız... Zulmeboyun eğmeyeceksiniz... Direnenlerile dayanışma içine gireceksiniz... Yerigelince direnenlerin yanında "hepimizbirimiz için, birimiz hepimiz için" di-yerek boylu boyunca kavgaya girebi-

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

9İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 10: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

leceksiniz... Bunlar solun değerleridirve eğer gereğini yapmıyorsanız, çü-rümüşsünüz demektir. Ve sorun sadecesizin çürümeniz değil, sol adına buçürümeyi halk saflarına taşıyor olma-mızdır. İşte buna tarihimiz boyuncaizin vermedik. Yine vermiyoruz.KESK'i direnişe zorlamak için genelmerkezde eylem yapan KEC'li emek-çiler bu değerlere sahip çıktıkları içinorada olduklarını açıklıyorlar.

Herkes bilmeli ki, tasfiyeci solcu-luğun değersizleşmesinin, çürümesininhalkın direnme dinamiğini zehirleme-sine izin vermeyeceğiz. Değersizleş-melerini açığa çıkartıp sol adına ser-gilenen bu çürümenin yüzüne emek-çilerin tükürmesini sağlayacağız.

Bakın, Yüksel Caddesi'nde her güniki kez direniş sloganları atılmaktadır.Ve bu sloganlar, Ankara'daki KESKbinasından da, Mimarlar Odası'ndanda duyulmaktadır. Ama KESK ve Mi-marlar Odası yönetimleri bu seslere okadar alışmışlardır ki, dönüp bakmı-yorlar bile. "Alışmak" işte budur. Slo-gan sesleri gelirken nasıl öyle durabi-lirler? Nasıl bu kadar duyarsız bir şe-kilde davranabilirler? Çay, kahve içereksohbetlerine devam edebilirler... İştedeğersizleşme budur. Anti-faşist ol-manın, ilerici, devrimci, demokrat,sosyalist... olmanın değerlerinden uzak-laşmadan Serez Çarşısı gibi kör vedilsiz olunamaz.

Faşizmin Sansür UyguladığıZaman, Akıllı SolculukOtosansür Uygular

Ülkemiz tarihinde yaşanan en koyusansür uygulamasından birisi, faşizmtarafından Büyük Direnişimiz'e yö-neltilmiş olandır. Faşizm bu konudaMGK'da karar almış ve direniş boyuncauygulamıştır. Onca şehit verilmesine

rağmen, burjuva medya tarafından di-reniş yok sayılmış, görmezden gelin-miştir. Arşivlerine girip burjuva med-yaya bakacak olsanız, o yıllar da buülkede böyle bir direniş neredeyse ya-şanmamış gibidir.

"...122 insanı ölduren hiç kuşkuyok ki, sadece kurşunlar, sadece uze-rinde “insan bulunan yere atmayınız”yazılı gaz bombaları değildi. 122 in-sanımızı sadece hucrelerin dört duvarıda öldurmedi. Onların katilleri arasındayalan vardı, sansur vardı. İnsanlarımızınbedenlerinde kurşunlar kadar kanlıdelikler açtı sansur. Yalanlar, herbirininbedeninde bombalar kadar buyuk tah-ribatlar yarattı. Yakıldılar, ezildiler,eridiler... Bombaları ve kurşunları,yuzleri kar maskeli asker ve polisleratıyordu. Yalanları ortaya atanların,yalana kursu olanların, sansur ope-rasyonlarını yurutenlerin ise yuzleriaçıktı. Ve onlar “gazeteci” sıfatını ta-şıyordu.” (26 Kasım 2006-Bağımsızlık,Demokrasi, Sosyalizm için Yürüyüş)

Böyle demiştik Büyük Direnişi-miz'in zaferinden iki ay önce. Gerçekbuydu ve direniş, bu sansüre rağmenzaferine ulaştı. Görmezden, duymazdangelseler de kendi rotasında kararlılıklailerleyen direnişimizin zafere ulaşma-sını engelleyemediler. Direniş tamyedi yıl sürdü. Hiç kuşku yok ki,sansür ile kuşatılmamış olsa çok dahakısa sürede zafer ilan edilebilirdi. İştetam da bu nedenle faşizm elindekisansür silahının namlusunu hiç soğut-madan halk saflarına karşı kullanmak-tadır.

2000-2017 arasındaki Büyük Di-renişimiz dönemi, burjuva medyanınçok koyu bir sansürü, sol-demokratbasının ise varlık nedenini inkar anla-mına gelen otosansürünün yaşandığıbir dönemdi. Bu koyu sansürün altında,tam tamına 122 devrimci, hapishanedeya da özgürlükte şehit düştüler. Nevarlıkları ve ölümüne direnişleri nede daha sonradan ABD'nin yayınla-yacağı listelerde "yedi yıl bir direnişmi sürer" diye değerlendireceği fedayılları üç satır bile haber olmadı burjuvamedyada. Sol basın da bu konuda bur-juva medyayı taklit ederek direnişekarşı otosansür uyguladı. Çünkü di-

renişin sürüyor olması, onların direnişkaçkınlığını teşhir ediyordu. İşte buyüzden direnişi yok saydılar. Halkdüşmanlarıyla akıllı solculuğun direnişkarşısında buluştuğu nokta direnişigörmezden gelip yok sayma oldu. Fa-şizm gibi akıllı solculuk da direnişinsırtına sansür hançerini sapladı.

Bu da ödenen bedelleri, verilencanların sayısını arttırdı.

Açık olan şudur ki, halk düşman-larının sansür uyguladığı bir direnişkarşısında, akıllı solculuğun tavrı oto-sansür uygulamak olmaktadır. BüyükDirenişimiz zamanında olan durumbuydu. Nuriye-Semih direnişi kapsa-mında da yaşanan bu olmuştur.

Esasında bugün de durum pek farklıdeğildir. Özellikle 300'lü günlerinisürdüren direniş içinde tıpkı o gün-lerdeki gibi her an direnişçilerimizinölüm haberlerini alabiliriz. Bu kanlıgerçekliğe rağmen, öyle ki Nuriye veSemih, yine onlara destek için ikiyüzlü günleri aşmış Esra ve MehmetGüvel ile Feridun Osmanağaoğlu sankibu ülkede yaşamıyormuş gibi sunulu-yor haberler, basılıyor gazeteler. Yoksayılıyor girmezden geliniyorlar. Böy-lece Nuriye-Semih direnişi kapsamındayaşanan saflaşmada faşizmin safındayer alarak görmezden, duymazdan,bilmezden geliyorlar.

Büyük Direnişimiz sırasında direnişkaçkınlıkları yüzünden otosansürü ter-cih edenler, Nuriye-Semih karşısındada aynı direniş kaçkınlığı teşhir olacağıiçin görmezden gelerek göstermemeyeçalışmaktadır.

Adaletsizliğe BoyunEğmeyin, Sessiz Kalmayın!

AKP faşizminin Nuriye-Semih' edayattığı sessiz bir imhadır. Buna izinvermeyelim. Nuriyeler'in adalet çağ-rılarının, hak arayışlarının sessizliğegömülmesine izin vermeyelim.

Bilinmelidir ki, direnişin sesini ço-ğaltmıyorsak sansüre ortak oluyoruzdemektir. Sansürü parçalamanın BİNyolu ise mutlaka vardır. Kimisi şuyolu diğeri bu yolu seçer ama sonuçtabütün yollar direniş meydanına çıkar.Öfkemizi, taleplerimizi, desteğimizi,dayanışmamızı, selamımızı, hal hatır

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,10

Page 11: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

sormamızı... açığa çıkartalım.

Hepimizin, herkesin yapabileceğibir şeyler vardır. Yapabileceklerimizhalk kadar çok, halk gibi çeşitlidir as-lında. Neler yapabiliriz? Sormalıyızbunu: Neler yapabiliriz?

Bu sorunun cevabı bellidir: Gücü-müz, neyi ne kadar yapmaya yetiyorsa,onu yapacağız... Direniş ile dayanış-manın tek bir biçimi yoktur. Önemliolan, direnişin bir parçası olarak fa-şizme karşı direniş saflarını güçlen-dirmek, direnişin sesini çoğaltmaktır.İşte böylece AKP faşizminin dayattığısansürün de bir hükmü kalmayacak-tır.

- Nuriye-Semih diye slogan atabi-liriz.

- Tencere tava çalabiliriz.

- Düdük öttürebiliriz.

- Maile mesaj atabiliriz.

- Umut feneri uçurabiliriz.

- Resimlerini yapıştırabiliriz.

- Nuriye-Semih yazılamaları ya-pılabilir.

- Evimizin ışığını açıp kapatabili-riz.

- İşçiler, kamu emekçileri işlerindeNuriye Semih için bir açıklama ya-pabilirler veya toplu olarak sloganatarlar.

- Ve daha yapılabilecek nice şeyvardır. Yeterki yüreğimizden geçenlerimeydana çıkartalım.

Evet, herkes ne yapabiliyorsa onuyapmalı, ne kadar yapabiliyorsa okadar yapmalı. Milyonların parmağıyerinden oynasa zulmün beyni sarsılır,ki bugün bir avuç insanın sesiyle ka-buslardan uyanamıyorlar.

Tarafsız Medya Yoktur,Medya Tekelleşmiştir...Düzenin ÇarklarındanBiri Değil, Düzenin KendisiOlmuştur

Anlam olarak yazılı, görsel, işitsel

değişik biçimlerdeki iletişim ve yayınaraçlarının tümünü birden ifade edenMEDYA 1980 sonrası tekellerin ilgisinicezbeden bir sektör haline gelmeyebaşladı.

Mesele tek başına bu olanağın ya-rattığı reklam gelirleri, ekonomik im-kanlar değildi. Sonuçta ekonomik açı-dan kara da dönüşecek olan politikbir güç olma çabası medya alanındatekelleşmeyi, ya da tekellerin medyayıkendi bünyelerine katmasını birliktegetirdi. Tekeller arası savaş, oligarşiiçi çelişkiler, devletin organize edilmesi,devlet içindeki egemen sınıfların sa-vaşları vb. hemen her konuda medyayıbirbirlerine karşı bir silah olarak kul-lanırlar.

Ancak halka karşı savaş, devrimmücadelesi, halkın özgürlükleri, haklarısöz konusu olduğunda burjuva medya,sol içerikli yayınları da yanına alarakdevrimcilere, direnişlere ve direnişçilerekarşı ortak bir savaş yürütür. Halkayönelik, devrimcilere ve direnişlereyönelik saldırılar medya eliyle başla-tılır.

Örneğin, 5 Kasım 2001 tarihli Kü-çük Armutlu'daki direniş evlerinin ku-şatılıp direnişçilerin katledilmesininişaret fişeği Tayfun Hopalı isimli alçakbir gazetecinin "burası filistin değil"başlıklı bir haberi olmuştur. Ki bu türhaberleri polis yaptırmaktadır.

Aynı şekilde halk saflarına yönelikkarşı devrimci saldırılar ve katliamlarmedya aracılığıyla aklanır.

Yukarıda örneğini verdiğiniz BüyükDireniş süreci, F tipi saldırısı bu açıdançarpıcı bir süreç olmuştur. Bir yıl bo-yunca devlet gizli operasyon hazır-lıklarını sürdürürken, medya da ha-pishaneler, F tipleri konusunda katliamve tecrit politikasına zemin hazırlayaniçerikteki yayınlarını yapmaya başla-mıştır. Ki 19-22 Aralık katliam saldı-rılarında "sahte oruç, kanlı iftar" gibibinyıllarca unutulmayacak yalan man-şetlerle 28 tutsağın katledildiği, diridiri yakıldığı saldırıları aklamaya ça-lışmış ve psikolojik savaşı çok yönlüolarak yedi yıl boyunca yürütmüştür.

Ecevit'in katliamdan hemen önce“hapishaneler sorunu”nu çözmedendünya bankası ve İMF'nin istediği ya-saların meclisten geçirilemeyeceği"niifade eden konuşması medyanın mis-yonunu anlatmak açısından yeterlidir.Ekonomi gerektirmiş, emperyalizmistemiş, oligarşi için yaşamsal birsorun haline gelmişse, medya temsilciolduğu oligarşik kesimin sesi olmuş-tur.

Halk ve halk düşmanlarının ara-sındaki uzlaşmaz çelişki de burjuvamedya, doğası gereği faşizmin silahıhaline dönüşmektedir.

Burjuva medyanın bağımsızlığınınsınırlarını burjuvazinin çıkarları belirler.Burjuva medyanın tarafsızlığını be-lirleyen de emperyalizmin, faşizmintalimatlarıdır. Burjuva medyanın amacı;halkın mevcut düzene rıza gösterme-sini, faşist iktidara boyun eğmesinisağlayıp gerçekleri görmesini engel-lemektir. Sokaklarda Haziran Ayak-lanması yaşanırken ana akım denilenburjuva medyanın ayaklanmayı gös-termemek için penguen belgeseli gös-termesi yukarıda vurguladıklarımızınen bariz örneklerinden birisidir.

Burjuva medyanın amacı gerçeklerigöstermek değildir. Çünkü gerçeklerdevrimcidir, sorgulatıcıdır. Bu yanıylaburjuva medya gerçekleri görmezdengelir. Onun işi budur.

Gerçeklerin halka ulaşmasını en-

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

11İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 12: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

gellemek için yayın yaparlar. Mutlakadeğinmesi gerekiyorsa bu kez gerçeğiçarpıtarak kendi çıkarlarına uygun birbiçimde işler. Bir diğer ifadeyle yalanimal edip halk saflarında yaygınlaş-masını sağlar. Durmaksızın buna devameder, tekrar tekrar yayınlar. ÖrneğinKore Demokratik Halk Cumhuriyetiile ilgili hemen her hafta bir yalanhaber, CNN, BBC gibi ciddi sayılanburjuva medya kuruluşları tarafındanservis edilmektedir.

Geçen hafta, Başbakan Binali Yıl-dırım AKP'nin Afrin saldırısıyla ilgiligenel yayın yönetmenlerini toplayıpneyi nasıl haber yapacaklarını ya dayapmayacaklarının talimatlarını ver-miştir. Bir diğer ifade ile medyaya ger-çeğe sansür uygulamalarının yani yalansöylemelerinin talimatını vermiştir.Genel yayın yönetmenlerinin bir taneside çıkıp "ne hakla bizim işimize karı-şıyorsunuz... Neyi yazıp yayınlayaca-ğımıza karışmak sizin haddinize mi..."diyememiştir. Diyemezler de.

İşte bunlar yeri geldiğinde burjuvamedyanın bağımsızlığından, tarafsız-lığından dem vururlar. Oysa medyanıngerçeği açıktır: Faşist AKP, burjuvamedyayı tepeden tırnağa ele geçiripçıkarlarının tetikçisi haline getirmiştir.

Bizim YolumuzManzana'dan Şafaklara Üç Dakikalık Gerçek İçinÖlenlerin Yoludur

"Henüz 24 yaşında olan Manzana,tarihsel bir olgunlukla şöyle diyordu:"...Eylemimizin başarılı sonuçlanmasıkadar, vurulup düşmemiz bile zaferyolunda ileri bir adım olacaktır."

Kafası net olan insanların aydınlığıile bakıyordu hayata. Gerçeği görüyorve gördüklerini halka taşımak için ger-çeğin ta kendisi olması gerektiğini bi-liyordu. Aynı Şafaklar, Çiğdemler,Onurlar gibi... Gerçeğe ses olmak, ha-kikat deryasının bir damlası olmaktırPir Sultanca. İşte ancak o zaman ger-çeklik yeniden kurulur ve başka birgerçeklik yaşanmaya başlanır. Man-zana'nın ve Şafaklar'ın eylemindenönce ve sonra olduğu gibi. Manzanave Şafaklar, düşman kurşunuyla kat-

ledildiler ama can verdikleri gerçekler,artık hiçbir yalan betonuyla örtüleme-yecek kadar diridir. Manzana'nın dediğigibi: “Vurulup düşmemiz bile zaferyolunda ileri bir adım olacaktır...”(Kurtuluş-Haziran 2016)

Kübalı devrimci gençlik önderiManzana, halkına gerçekleri üç daki-kalık bir radyo yayınında anlatmakiçin canını verdi... Şafaklar sadece bir-kaç saat tüm halka Berkin'in katillerininnasıl korunduğunu göstermek için fedaettiler hayatlarını...

1956'dan 2015'e teknoloji devasabir gelişim gösterdi.

1956'dan 2015'e gazetelere, radyo-lara, televizyonlara sosyal medya de-nilen dünyanın dört bir yanına ulaşmayısağlayan bir iletişim yolu da eklendi.Ancak, dünden bugüne halka gerçeklerianlatmanın yolu bizim için, devrimcileriçin değişmedi. Ki bu yol bazen can-larımızı istedi, yüzlerce vermekten çe-kinmedik.

Kimi zaman oligarşi içi çekişmelerarasında haber olabiliriz. Ama bizimamacımız asla bu birkaç dakikalık, birdönemlik, başını-sonunu bizim belir-leyemediğimiz o zemini bulmak olmadıhiçbir zaman. Olamaz. Devrimci herşeyiyle düzenin, her şeyiyle emperya-list-kapitalist düzenin dışında kendiyolunu bulmak zorundadır. Halka ulaş-mada, gerçekleri halka açıklamada, bugerçekler üzerinden halkı örgütlemedekendi yolumuzu bulmak zorundayız.

Biz devrimciyiz ve hiçbir zamandüşmanın dayattığı zeminde haber ol-maya çalışmadık. Biz yaptığımız ey-lemleri “olaysız dağıldılar” diyerekgayri-meşru göstermeye çalışan, iş-kenceleri “orantısız güç” diye adaletsizbir ölçüye vurmaya çalışan ve özündehalka karşı olan bu ikiyüzlülüğe teslimolmadık. Biz ancak işkence gördüğü-müzde belki haber olacağımız burjuvamedyayı haberimizi ulaştıracağımızmerkez olarak da seçmedik. Bizim ha-berlerimizin ölçüsü burjuva medya de-ğildir. Bizim ulaşacağımız yer halktır.Burjuva medya bizim muhatabımız da,ölçümüz de değildir.

Bizim matbaamız duvarlardır...

Kalemimiz boyalarımızdır, tebeşir-

lerimizdir.

Biz gerçekleri, faşist baskıları, ya-sakları, direnişlerimizi, çağrılarımızıkulaktan kulağa fısıldarız... Biliriz kihalkımızın CAN KULAĞI vardır. Biziişte o can kulağı ile dinler halkımız.Ve ilettiğimiz haber çığ gibi büyür,yayılır. Sokaklardan geçer umutla halkınkapılarını çalarak. Kimi zaman bebesiniemziren bir anne taşır haberimizi ku-laktan kulağa: “Duydun mu bizim ço-cuklar…” diye başlar anlatımlar... Kimizaman mahallenin yaşlıları arasındadolanır gerçeğin sesi... Akşam evinedönen emekçi mahalle kahvesinde öğ-renir gerçeği... Okullarda tenefüslerde...Emekçilerin yorgunluk çayları payla-şılırken paylaşılır devrimin haberleri...Akıllardan geçer Nuriye-Semih'in du-rumu... Kaygılar, öfkeler, özlemler pay-laşılır. Ve boyasını yüklenen birisi hiçkimse kendisine böyle bir talimat ver-memişken mahallesinin duvar matbaa-sını çalıştırmaya başlar.

Biz şiarlarımızı, sloganlarımızı bazendağlara, taşlara... Bazen suyla kaldı-rımlara, bazen kanımızla tarihe yazarız...Bizim öyle geniş bir haber alanımızvardır ki hiçbir yasak işlemez, hiçbirsansür yayınımızı kesemez. Çünkü bi-zim alanımız tüm vatanımızdır. Nuri-ye-Semih demeyi yasakladıklarındabunun için Urfa'dan Eskişehir'e tümAnadolu'ya Nuriye-Semih yazdı in-sanlarımız. Hem de bedel öemeyi gözealarak yaptılar bunu ve kimileri buyüzden tutuklandılar. Zafer işte budur,yani halkın direnişi, direniş şahsındasiyasi gerçekleri sahiplenmesidir. Ge-rici-faşist AKP'yi tahammülsüzlük ku-durganı yapan da bu olmuştur.

Bakın büroları basıldığında iki kadınavukat çıkıp balkona tüm Ankara'yıinlettiler.

Nuriye Semih...

Nuriye Semih...

Nuriye Semih... dediler ve demeyedevam edeceklerini ilan ettiler.

Halk duydu, yoldaşları duydu, tut-saklar duydu, dünya duydu ama duy-mayanlar da vardı.

Biri burjuva medya diğeri ise bur-juva medya hapşırsa hasta olan sol-demokrat-ilerici basın. Onlardan da

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,112

Page 13: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

bir beklentimiz olmadığını ayrıcabelirtmek isteriz. Ama tarih kar-şısında elbette doğruları hatırlat-maya yükümlüyüz.

Ülkemiz kan gölüne çevrilmiş,faşizm AKP iktidarı ile baskı vezulmünü artırırken bu zulme di-renen sadece Nuriye-Semih veonların yoldaşlarıdır.

Nuriye ve Semih'i yayın çiz-gisinin odağına oturtmayan hiçbiryayıncılık ilerici, devrimci ola-maz, demokrat dahi olamaz. Bur-juvazi ne zaman sansür koysa enağır otosansürü kendisine uygu-layan böyle bir yayın anlayışıhalktan yana olamaz.

Nuriye ve Semih'i halka taşı-mayanlar, faşizmin ürettiği gün-demlerle manşetlerini atanlar Nu-riye ve Semih'in ÖLMEK İÇİNDEĞİL İŞLERİNE GERİ DÖ-NEBİLMEK İÇİN başlattıklarıbu direnişte yaşanabilecek birölümden sorumlu olacaklardır.

Biz aşarız sansürü. Büyük Di-renişimizle aştık. Yedi yıl, 122ölüm pahasına aştık. Şimdi deaşarız. Onar onar tutuklanıyordevrimciler. Ölümle burun burunadireniyor Nuriye ve Semih. Bizaşarız.

Burjuvazinin tarihsel sorum-luluğunu yani halk düşmanlığısuçunu elbette halkın adaleti çö-zer.

Halk için gazetecilik, yayın-cılık yaptığını söyleyenlerin oto-sansür yoluyla direnişe duyar-sızlıklarını ise tarih değerlendi-recek ve çözecektir.

Sonuç olarak;

1- Burjuva medya oligarşidenayrı bir güç değildir. Onun ken-disidir. Medyayı ekonomik, siyasi,kültürel birçok başka etkenle elealabiliriz. Ancak ayrı bir güç ola-rak ele alamayız. Medya artıktekellerin medyası olmuştur.

2- Dünyada iki elin parmak-larını, ülkemizde ise bir elin par-maklarını geçmeyen sayıda grup,aile medya tekeline de sahiptir.Ancak ülkemizde artık neredeysetüm medya ya AKP'nin eline geç-miş ya da AKP bunları tehdit veşantaj ile gönüllü propagandisti,tetikçisi yapmıştır.

3- Sansür burjuva medyanınhalka karşı savaşta başvurduğuen önemli silahlarından biridir.Bu sansürü Büyük Direniş'te 122şehit ile aştık, bugün de bedellerile aşacağız. Biz üç dakikalıkgerçek için ölmeyi göze alanManzanalar'ın, Şafaklar'ın soyun-dan geliyoruz.

4- Bizim haber alanımız tümvatandır. Bizim habercilerimizhalkın kendisidir.

Bizim matbaamız duvarlar,haber metinlerimiz bildirilerimiz-dir. Dergilerimizdir. Sloganlarımızen güzel şarkılarımızdır. Evdeneve, kulaktan kulağa gerçeği yay-mak için harcayacağımız heremek karşılığını örgütlülük olarakverecektir.

5- Burjuva medyanın sansü-rünü otosansür olarak uygulayansol-demokrat basın Nuriye ve Se-mih'in başına geleceklerden de,ödeyeceğimiz tüm bedellerdende sorumlu olacaktır.

6- Gerçekler asla yok edile-mez. En koyu sansür de gerçeklerigizleyemez. Gerçek eninde so-nunda halka ulaşır. Çünkü halkınkulakları gerçeği duymaya, gözlerigerçeği görmeye, elleri gerçeğihissetmeye ayarlıdır. Yalanlar,sansürler bunu geciktirebilir amasonsuza kadar engelleyemez.

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

113İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

Page 14: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

��Biz diyoruz ki; Emperyalizmin üçüncü bunalım döneminde ilerici ya da gerici olmanın, doğru ya dayanlış olmanın tek ölçütü vardır, o da anti-emperyalist olmaktır. Çünkü artık emperyalizm ve işgal içsel birolgudur, çünkü baş çelişki halklar ve emperyalizm arasındadır ve aslolan da bu çelişkinin çözümüdür. Em-peryalizme karşı olan kim olursa olsun desteklenmelidir.

�Biz diyoruz ki; ABD’nin Tunus’tan başlayarak tüm Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kendi emperyalistçıkarlarına göre düzenleme, yeryüzünde kendisine karşı çıkan kimseyi bırakmama üzerine kurulu saldırıplanlarında sıra İran’a gelmiştir. Tunus’ta, Libya’da ne yaşanmışsa, Suriye’de ne yaşanmışsa, dün Irak’tane yaşanmışsa, bugün İran’da da yaratılmaya, yaşatılmaya çalışılan aynısıdır.

�Biz diyoruz ki; Ortada hiç kimse için, ne dünya halkları için, ne kendisine sol, ilerici, devrimciörgütler için sır olan, giz olan bir şey yoktur. ABD zaten İran’ı önünde engel olmaktan çıkaracağınıyıllardır ilan etmiştir. Bunun için yıllardır ambargo altındadır İran. Bunun için sürekli nükleer silahlarıolduğu anti-propagandasıyla ABD İran’ı dünya halklarından tecrit ederek, saldırılarına meşrulukkazandırmaya çalışmaktadır.

�Biz diyoruz ki; İran’da iktidarda emperyalizmin işbirlikçisi bir iktidar yoktur, işbirlikçi olmayı, em-peryalizme boyun eğmeyi reddeden her iktidar niteliği ne olursa olsun desteklenmelidir. Dünyanınbaşçelişkisi emperyalizimin karşısında halklar cephesinde yer alan her hareket, her iktidar desteklenmelidir.Bunun için bugün yerimiz ABD’nin yanı değil, İran halklarının yanıdır. Tarafsızlık yoktur. Her tarafsızlıkyanlıştan taraf olmaktır. Türkiye solu bu konuda Çavuşesku’dan, 1991 Körfez Krizi adı verilen Irakişgalinden bu yana kötü bir sınav vermiştir. Son İran provakasyonundaki tavrı tarihten ders çıkarmadığınıgöstermiştir. Yine emperyalizmin hesapları unutulmuş, başçelişki olduğu unutulmuş ve İran iktidarınınhalkına yönelik baskı ve zulmü alınan tavrın odağına konulmuştur.

�Biz diyoruz ki; Bir iktidar halkını baskıyla, sömürüyle yönetiyor olsa da dışarıdan hiçbir gücün bunamüdahale etme hakkı yoktur. Meşru değildir. Özgürlük, bağımsızlık ve sosyalizm ancak o halkın kendisavaşıyla, örgütlenmeleriyle elde edilebilir. Bunlar dışardan niteliği ne olursa olsun hiçbir güç tarafındanbahşedilemez. Hele ki emperyalizme bu noktada bir rol biçmek tarihsel bir yanılgıdan öte, ideolojik olarakçürümenin, ideolojik olarak M-L dışına savrulmanın, düşman saflarına sol cepheden destek vermenin takendisidir. İlerici değil gerici, devrimci değil uzlaşmacı birtavırdır. İran’da Ocak ayı başında yaşanan gelişmelerde de ül-kemiz solunun tavrı devrimden, devrimcilikten uzak bir tavır-dır.

�Biz diyoruz ki; ABD’nin “ABD barışçıl göstericilerintutuklanmasını sert bir şekilde kınıyor. Bütün ülkelere İranhalkını ve onların temel haklarına sahip çıkma ve yolsuzluğason verme çabalarını açıkça desteklemeleri çağrısında bulunu-yoruz.” açıklaması yeterlidir hangi tavrı alacağımızı belirlemeye.Çünkü emperyalizm ne diyorsa tersini düşünmek devrimciolandır. Binlerce yıllık dünya halklarının direniş tarihi bizeöğretmiştir ki egemenler ile halkların çıkarları asla yanyanagelemez. Birinin olduğu yerde diğerine ölüm vardır. 150 yıllıksosyalizm uğruna mücadeleler tarihi göstermiştir ki “bir çocukağlarsa dağ başında/gözyaşında Amerika akar... Kişi kişiyeköle tutulduysa, asıldıysa/darağaçlarında Amerika var”. Ame-rika’nın desteklediği hiçbir olayda halkın yararına bir şeyyoktur. Olamaz.

�Biz diyoruz ki; Dört bir yanı Amerikan üsleriyle çevrilipetrol ve doğalgazdan zengin büyük bir bölgedir İran. Denetimidışındaki bu bölge elbette hem emperyalizmin ekonomik çıkarları

AMERİKA’NIN DESTEKLEDİĞİ HİÇBİR OLAYDAHALKLARIN YARARINA BİR ŞEY YOKTURBiz diyoruz ki;�

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,14

Page 15: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

hem de dünya halkları üzerinde kurduğu hegamonyayı zedelemesiaçısından bir hedeftir. ABD her hedefi gibi onyıllardır uyguladığıambargo ile ekonomik dara düşürüyor. Halkın bir yandan em-peryalizmin ambargosu, diğer yandan İslamcı kapitalist iktidarınsömürüsü altında yoksullaşmasını bir fırsata çevirmeye çalışıyor.Sokağa çıkan halkın içine yüzlerce ajanını salıyor. Ve bununadı halk devrimi oluyor. Bu kez başaramadı. Ama başaramamasıvazgeçtiği anlamına gelmiyor. Nitekim sokaktaki eylemler dur-duktan sonra CIA’nın utanmadan sürecin bitmeyeceği açıklamasıyapması dahi gerçekleri anlatmaya yeter. Emperyalizmin heryer halklar için zindandır, karanlıktır. Emperyalizmin desteklediğiher olay halklar için darağacıdır, ölümdür.

��Biz diyoruz ki; ne zaman dünyada bir halk hareketliliğiolsa, ne zaman dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi birhalkın iktidarına karşı sokağa döküldüğünü, silaha sarıldığınıduyarsanız bir yargıya varmadan önce bakacağınız ilk şeyemperyalistlerin ne dediği olmalıdır. Emperyalizm olumluyorsa,orada hakların çıkarına hiçbir şey olmadığını bilmeliyiz. Em-peryalizm “insan hakları”ndan, “özgürlük”ten, “refah”tan bah-sediyorsa orada bizzat onun bir sömürü ve bağımlılık planıolduğunu anlamalıyız. Çünkü M-L derki egemen sınıflarla,ezilen sınıflar arasındaki çelişki asla ve asla birbiriyle uzlaşamaz.Birinin kazanımı diğerinin kaybıdır. Eğer kazanan halklar iseorada emperyalizm için sevinilecek, desteklenecek bir şeyyoktur. Gölgesini satamadığı ağacı kesen emperyalizmin heradımı, her açıklaması, nefes alışı dahi halk düşmanlığı üzerineprogramlıdır. Trump ne bir “deli” ne bir “çılgın”dır, ne deTrump politikadan anlamayan bir “aptal”dır. Bunlar sadecehalklara saldırgan politikaları kabullendirme yoludur. Biroyundur. Hitler bir deli değil basbayağı emperyalizmin sosya-lizmi yok etme politikasının uygulayıcısı bir faşist ise, Trumpda dünyada emperyalizmin çıkarlarına “zarar” veren tüm ülkeve halkları yerin dibine gömmeye and içmiş bir halk düşmanıemperyalisttir. Trump halka “bok çukuru” diyen aşağılık birhalk düşmanı, bir katildir. Her emperyalist gibi, her tekelcigibi ırkçı bir faşisttir.

BESİC NEDİR?Gönüllülerdan oluşan milis

kuvvetleri. İran devrimindensonra Mollaların iktidarını ko-rumak üzere kurulmuş. Düzenlimaaşları yok, ödüllendiriliyor-lar ve bazı ayrıcalıklara sa-hipler. Besic üyesi olmak için7 yaşından büyük olmak ye-terli. İlkokullar dahil örgütle-niyorlar, her işkolunda, hermeslekte örgütleniyorlar.

Kitlesel eylemlerde düzeninkoruyucusu olarak sopaları vesilahlarıyla görev alıyorlar.

İran anayasası devleti tümvatandaşlarına İslami ölçüleregöre askeri eğitim sunmaklayükümlü. “Çünkü halkın düzenisilahlı savunma yetisine sahipolsun”.

Başkomutan:Dini Lider Ali HamaneyCumhurbaşkanı: Hasan RuhaniGenelkurmay Başkanı:Muhammed Bakıriİran Devrim MuhafızlarıOrdusu Komutanı:Muhammed Ali Caferi

TRUMP’IN TWİTTERHESABINDAN YAPTIĞI AÇIKLAMA:“İran, Obama yönetiminin ken-dileriyle yaptığı berbat anlaşmayarağmen her seviyede başarısız olu-yor. Mükemmel İran halkı yıllardırbaskı altında bulunuyor. (Onlar)yiyecek ve özgürlüğe açlar. İnsanhaklarıyla birlikte, İran’ın varlığıyağmalanıyor. DEĞIŞİMİN ZA-MANI”

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

15İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 16: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

DEVRİMCİLİK SEBEBİ1- Silivri’de tutuklu bulunan 2

tutsağımız tek tip dayatmasını red-dettiği için gardiyanlar tarafındansaldırıya uğramış. Halk düşmanları,bu saldırılarla insanlarımızı teslimalmaya çalışıyorlar. Başaramaya-caklar. Bu saldırılar faşizmin sonuolacak. Onların bu aşağılık düzeninihem içeride hem dışarıda yıkacağız.Faşizmin kökünü kazımak için...

2- Küçükçekmece Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçtegelen yaşları 18'in altında olan 115çocuğun hamile olduğu tespit edilmiş.Hamile olan 115 çocuktan 38 tanesi 15 yaşın altında. Rakamlar böyleolunca Sağlık Bakanlığı soruşturma başlatmış. Ahlaksızlar bu sadecebir hastaneden gelen rakamlar. Bunun gibi kaç hastanede bu sonuçlarkarşımıza çıkacak? Kaç çocuğun geleceği ayaklar altına alınacak? Oçocuklar, o kızlar bizim kızlarımız. Bu aşağılık sistem onları mal gibipazarlıyor ya da savunmasız bırakıyor. Bunun tek nedeni ahlaksız birdüzenin varlığı ve AKP'nin ahlaksızlığıdır. Küçücük çocuklara nikahdüşer açıklamaları yozlaşmış, eğitimsiz, doğru düşünemeyen birtoplum daha kötülerine de gebedir. Bundan kurtulmanın tek yoludevrimdir. Çocuklarımızın kurtuluşu için... Onların bu zulmüyaşamasına neden olan ne varsa yok etmek için...

3- Faşizm sanki demokrasiyle yönetiyormuş gibi OHAL'i 3 aydaha uzattı. Korkaklar; devrimcilerden, halktan ödleri patlıyor.Korkuyla yönetebileceklerini sanıyorlar. Ahlaksızlıklarının üstünüörteceklerini sanıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar onları da yıkılacakolan iktidarlarıyla gömeceğiz. Faşizmin halka karşı işlediği suçlarınhesabını sormak için. Faşizmi yıkıp sosyalist iktidarı kurmak için...

4- Adaletsiz bu düzen insanlarımızı aç bırakıyor. Çocuklarımızıaç susuz bırakıyor. Meclis önünde kendini yakan işçi, İŞKUR önündesoyunan işçi, inşaattan düşüp kemikleri tuz buz olan işçi, fabrikalardakolu kopan işçi, madende kayaların altında can veren işçi, işçi, işçi,işçi... yani üreten var eden biz, ezilen sömürülen biz, yanan yakılanbiz, yapan biz üstüne çıkıp oturan onlar. Bu adaletsiz düzenikökünden kurutup atacağız. Tüm işçi sınıfının tek kurtuluşu sosya-lizmdedir. Kavgasını verdiğimiz iktidarı almak için. Herkesin ihti-yacının karşılandığı bir ülke için...

5- Antalya’nın Serik ilçesinde inşaatta elektrik akımına kapılan2 Suriyeli işçiden biri öldü, diğeri ağır yaralandı. Bunun tek sorumlusuemperyalizmdir. İnsanları ülkelerinde yaşatmaz hale getiren, savaşçıkartarak insanları ülkelerinde açlığa, yoksulluğa mahkum eden,göç etmesine sebep olan emperyalizm denen canavardır. Biz 2. em-peryalist paylaşım savaşında dünyanın 3'te 1'ini kurtarmış birideolojiye sahibiz. Dünya halklarının başına bela olan emperyalizmiyok etmek için, tüm dünya halkları için. Daha iyi bir dünya kurmakiçin...

DEVRİMCİLİK ZORUNLULUKTUR* Van'da köylülere işkence yapanhalk düşmanlarından hesap sor-mak için devrimcilik zorunluluk...

* Halkmızın biriken öfkesini ör-gütlemenin tek yolu devrimci ol-mak...

* Zaferi kazanmak için devrimciolmak lazım. Devrimcilik sadeceparti cephe ile özdeşleşmiştir...

* Her saatte üç bomba düşüyorhalkların üzerine. Sadece devrim-cilik yaparak halkları bombalayanemperyalizmi ve uşaklarını yene-biliriz...

* Sokaktan kağıt toplayan, buzgibi havada gecenin bir yarısı do-laşan kağıtçılar artık sıcak evle-rinde otursunlar diye...

* Deprem korkusu yayarak, hal-kımızın evlerini başına yıkıp, gaspetmeye çalışan hırsız iktidarlarakarşı savaşabilmek için...

BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,16

Page 17: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

“DTK, DBP, HDP ve TJA'nın çağrısıyla Kuzey SuriyeFederasyonu'nun Afrîn Kantonu'na yönelik TSK veÖSO gruplarınca başlatılan saldırıları protesto etmekamacıyla HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde yapılmakistenen açıklama öncesi yüzlerce polis il binasını ab-lukaya aldı. Açıklamanın yapılacağı binanın kapısıönünde etten duvar ören polisler, burada açıklamayapılmasına izin verilmeyeceğini bildirdi. Açıklamaiçin binadan dışarı çıkmak isteyen DTK EşbaşkanlarıLeyla Güven ve Berdan Öztürk, DBP Eş Genel BaşkanıMehmet Arslan, HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir,HDP ve DBP il yöneticileri ve yüzlerce yurttaş,polislerce engellendi.

Polis, açıklama için dışarı çıkmak isteyenlere,OHAL nedeniyle parti binası önünde açıklama yap-manın yasak olduğunu ileri sürerek, “çıkamazsınız,müsaade etmeyeceğiz” diyerek müdahale tehdidindebulundu. (Artı-Gerçek/21 Ocak 2018)

Diyarbakırda polisler toplu halde HDP kapısınıkapatmışlar, açıklama yapmak isteyen vekillereizin vermemişler. Sebebi “Savaşa Hayır” açıklamasıyapmaları... Diyarbakır gibi bir yerde halk bunaizin vermezdi. Buna cesaret edemezdi polis. Amaburaya getiren HDP’dir.

Hadi dışarı çıkamadılar, pencere var, penceredenhalka seslenin. Onu da yapmadılar...

Erdoğan HDP’yi “...adım adım takip ediliyorsunuz,sokağa çıkarsanız...” diye tehdit ediyor. “Sokağa çı-karsanız güvenlik güçlerimiz ensenizdedir” demiş...Bu tehditteki cüreti sağlyan da HDP’dir. PROVO-KASYONA GELEMEYECEĞİZ Mİ DİYECEKLERACABA?

BİR HAYAL

...Devrimden sonra bakkalkapitalizmin uyuşturucuya, hır-sızlığa ittiği, işe yaramaz insan-ları yönetici yapabileceğimiz ha-yali... Hapishane yerine eğitimevlerimiz olacak, orada insan-ların düşünsel ve fiziksel tümözelliklerini geliştireceğiz.

...Bir insanı maddi ve maneviyönden besleyebildiğimizde ken-dini halka sunacaktır.

...Kapitalizmin işe yaramazdediği kişiler, sosyalizmi inşaedecek...

CHP yüzünü belli etti, zeytin dalı,doğru bir harekkattır demeyebaşladılar. ABD işi olduğunuanladılar. Oyun bozmuyorlar...

İzmit Osmangazi köprüsünde günlük40 bin araç garantisi tutmayıncahazine bir yılda 1.3 milyar liraişletmeci firmaya ödeme yaptı.Hazine parası halkın parasıdır oysa.Şirketlere gidiyor böylece...

Faşizm halkın evlerini kaçak diye yıkıpduruyor...Beşiktaş’taki Akmerkez; 419.2 metre karesikaçakmış.

SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERSAHİPLENMEMEK:Bizler devrimciyiz. Her gün birçok zorlu engellekarşılaşıyoruz. Bu engelleri yoldaşlarımızla, ör-gütümüzle bir bir aşıyoruz. Bir arkadaşımız birkonuyla ilgili yanlışı ya da eksiği varsa onu sa-hiplenmeliyiz. Kızarak, itekleyerek, sadece eleş-tirerek çözüm üretemeyiz. Eğer yoldaşımızıneksiğini görüp onu düzeltmesi için sahiplenmi-yorsak devrim yapma iddiamızdan vazgeçmişoluruz. Emek harcamalıyız. Yoldaşımıza, insan-larımıza emek vermeliyiz. Emek demek sevgidemektir, değer demektir. Emek harcamak sa-hiplenmektir.

BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

17İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 18: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

AKP, 'Zeytin Dalı Operasyonu' adıyla Afrin'e askerisaldırı başlattı. Emperyalizmin ve AKP'nin amaç ve çıkarlarıbu yazının konusu olmadığı için girmeyeceğiz. Ancak bilinmesigereken temel nokta, bu saldırının KESİNLİKLE haklı vemeşru yanı yoktur.

AKP, Suriye' de kullandığı araç, silah ve SİHA'ları böbür-lenerek anlatırken; düzen partileri burjuva basın bu harekatınne kadar önemli ve gerekli olduğu yalanını yayıyor. Dahası,desteklemeyenleri vatan haini-terörist ilan ediyor. Faşizmböyle yönetiyor; yalan, çarpıtma, komplo, provokasyon, iftira,karalama, sansür, halklara karşı terör... Terörünü meşrulaştırmakiçin, göze hoş görünecek, kulağa yumuşak gelecek biçimlerbulur. Bazen de tam tersine, halklarla alay edercesine isimlerkullanırlar. Afrin'deki 'Zeytin Dalı' adının kullanılması daböyledir.

MÖ 5000 yıllarına kadar dayanan buluntularına rastlananzeytin, halklar arasında bereket ve bolluğu simgelediği söylenir.Kutsal kitaplarda zeytin ağacı; kutsallığın, bolluğun, adaletin,sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanınve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem vedeğerlerin sembolü sayılır. Daha sonraları zeytin dalı barış ileözdeşleştirilmiştir. Suriye'nin zeytin ihtiyacının çoğunluğunukarşılayan Afrin'in sembolü de zeytin dalıdır. İşte halklarınböyle anlamlar yüklediği zeytin dalı, şimdi AKP'nin Suriye

topraklarına yaptığı haksız ve gayrimeşru saldırganlığın adıyapılmıştır.

Tıpkı 2000 yılının 19 Aralık'ında, 20 hapishaneye birdensabaha karşı yapılan katliam gibi. Türkiye, Kıbrıs harekatındansonra en büyük askeri operasyonu hapishanedeki devrimcitutsaklara karşı yapmıştır. 4 gün boyunca kimyasallar, ateşlisilahlar, iş makinaları ve bugün hala ne olduğu tam bilinmeyenkimyasallarla, gazlı battaniyelerle devrimcileri yaktıkları kat-liamın adına "Hayata Dönüş" operasyonu denmişti. 28devrimci 'hayata dönüş' ile katledildi. Daha sonra oligarşininbinbaşısı, bu katliamın DHKP-C’yi bitirmek için yapıldığınıitiraf etti.

1990'lı yıllarda REFAH-YOL hükümeti döneminde biryandan hayat pahalılığı, enflasyon, kayıplar ve katliamlarsürekli artarken bir yandan da rüşvet ve yolsuzluklar ortayaçıkıyordu. Özellikle Susurluk sonrası halkın büyüyen tepkisinitörpülemek için 'Temiz Eller Operasyonu' başlatıldı. Güyahalka rüşvet ve yolsuzlukla nasıl mücadele edildiğini ispatlı-yorlardı.

Ama açığa çıkan onca şeye rağmen ortada ne tutuklanan,ne de görevden alınanlar vardı. İktidar beş koldan, on birkoldan soruşturuyoruz diyerek halkı oyalama görevini üstle-niyordu. Poliste "temiz eller operasyonu" başlatılmıştı.TÜSİAD, hatta Kenan Evren bile durumdan rahatsızdı, çetelerekarşı olduğunu söylüyordu. Yalanın, demagojinin bini birparaydı, herkes temiz toplum nakaratını tekrarlıyordu.

AKP de kendinden öncekilerinin mirasını devam ettir-mektedir. Yaptığı her açılım-saçılım ve çalıştay manevrasınınardından zam, zulüm, işkence, provokasyon çıkmıştır. AKP'ninve Tayyip'in her yalanı ispatlanmasına rağmen söylemeyedevam etti: '12 yaşındaki Uğur, polisle çatışmaya girmişti,Berkin sapanlı teröristti. Haziran ayaklanmasına katılanlardış mihrakların desteklediği çapulculardı. Camiye ayakkabıve içkiyle girip, üstlerini soyup başörtülü bacımıza saldırmışlardıvb.' Her türlü ahlaksızlığın ve yozluğun da hamisi olan AKP,halkın değer yargılarıyla da oynuyordu. İnandırıcılığı az yada çok, yalan olduğu ortaya çıkmış ya da çıkmamış aldırmadanyalanlarına devam eder faşizm.

Çürüyen ve Yozlaşan Düzenin KarakteriYalan, Demagoji ve TerördürÇürüyen ve Yozlaşanlar Kimseye TeröristDiyemez

Türkiye faşizmi, bunları efendisi emperyalistlerden öğ-renmiştir. Emperyalizm, basın ve sanatı da kullanarak, Rusya'dakomünistler için "gerici-muhafazakar", kapitalist restorasyon

EMPERYALİZM ve İŞBİRLİKÇİLERİGERÇEKLERİ HALKLARDAN GİZLER,KAVRAMLARI BİLEREK ÇARPITIR

ONLAR İÇİN TERÖRİSTLER“ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI”,

HALK KURTULUŞ SAVAŞÇILARI İSE“TERÖRİST”TİR

“Sandinistalar 1979 yılında Somoza diktatörlüğünüyıktıklarında, Washington uzun süredir korktuğu şeyle,"bir Küba daha" ile karşı karşıya geldiğinden emindi.Başkan Carter yönetiminde, devrimi sabote etme ça-baları diplomatik ve ekonomik biçimler aldı. Reaganyönetiminde ise seçilen yöntem şiddet oldu. Sekiz kor-kunç yıl boyunca Nikaragua halkı Somoza'nın zalimUlusal Muhafızlar’ından ve diktatörün diğer destek-leyicilerinden oluşturulmuş, Washington'un gizli ordusukontraların saldırılarına uğradı. Hükümetin ilerici,sosyal ve ekonomik programını imha etmeyi amaçlayanbir ölüm kalım savaşına giriştiler. Okulları ve hastanelerikundakladılar; ırza geçtiler; işkence yaptılar, limanlarımayınladılar; bombalama eylemlerinde bulundular;uçaklardan bomba ve kurşun yağdırdılar. Ronald Rea-gan'ın, "özgürlük savaşçıları" olarak söz etmektenhoşlandığı sevimli adamlar işte bunlardı.”

(Haydut Devlet kitabı sf 178-179)

Haklar ve Özgürlükler İçin MücadeleTERÖRİZM DEĞİLDİR

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,18

Page 19: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

savunucularını "ilerici-yenilikçi" olarakadlandırmıştır. Düzen için tehlikesizgördüğü kesimlere bol keseden devrimci,sosyalist sıfatlarını vermeyi ihmal et-meden devrimcileri terörist olarak niteler.Yani savaş, sadece bombalarla başkaülke topraklarında değil, yeni-sömür-gecilikle birlikte ideolojik olarak halklarınkendi topraklarında, hatta beyinlerdesürmektedir.

Emperyalizm, Irak halkını katletmekiçin havalandırdıkları uçakların üzerine"Free Kuwait" (Özgür Kuveyt) yazı-yordu. Amerikan emperyalizmi, Soma-li'deki işgalin adını “Umut Operasyonu”koymuştu. "Somali'deki petrol yatak-larına göz diken emperyalistler "açlıktehlikesine ve ülkede var olan huzur-suzluğa karşı" umut olacaklarını iddiaedip açık bir işgale girmişlerdi.

Somali'de yaşananlar ABD emper-yalizminin denetiminde hareket etmektenbaşka bir işlevi olmayan BM çetesininve "Yeni Dünya Düzeni"nin yüzünübir kez daha tüm çıplaklığıyla ortayakoydu. "Huzur" diye, "demokrasi"diye tanıtılan ve milyarlarca dolarlıkaskeri harcamalarla desteklenmeye ça-lışılan operasyonun her ne kadar adıumut olsa da, bunun umut değil açıkbir emperyalist işgal provası olduğuapaçık ortadaydı. Ve dünya halklarıemperyalist propagandaya rağmen bunutüm açıklığıyla gördüler. Çünkü yalanlarSomali halkının direnişiyle tuz-buzoldu." (Emperyalizme ve OligarşiyeKarşı Kurtuluş, Sayı 6, 11 Mart 1995)

2000'li yıllarda ABD, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) da-hilinde 22 ülkenin haritasını değiştireceğini açıkladı. Irak'tanbaşlayarak Ortadoğu halklarına barış ve özgürlük getirmek,halkı diktatörlerden kurtarmak için binlerce insanı katletti,işbirlikçi iktidarlarını kurdu ve milyonlarcasını göç yollarınasavurdu.

Bugün nerede ABD'nin, NATO'nun, BM'nin bir em-peryalist müdahalesi varsa orada 'barış, kardeşlik, refah,huzur, özgürlük, terörle mücadele' sözcüklerini kullanırlar."Barış", "güvenlik" emperyalizmin halklara terörünügizlemenin aracıdır. Bahsedilen güvenlik emperyalistleringüvenliğidir. Onların güvenliği için devrim mücadelelerininve halk kurtuluş savaşlarının bastırılmasıdır. Emperyalizminanladığı barış da emperyalizme karşı savaşmamaktır. Oysa

Irak'a, Somali'ye, Haiti'ye, Panama'ya, Vi-etnam'a ve daha onlarca ülkeye saldıran,binlerce insanın kanını döken emperyalizmdir.Dünya halklarının güvenlik ve barış içindeözgürce, kendi topraklarında yaşamalarınıengelleyen emperyalizmdir.

Emperyalistler İçin Barış,Halklar İçin Kan ve Gözyaşıdır

ABD'nin Haiti depremini fırsat bilerekkısa sürede asker sayısını 16 bine çıkarmasıçarpıcı örneklerden biridir. Haiti’yi 'yardım'adı altında fiilen işgal eden ABD, artık tümhava trafiğini bile kendi uçaklarının inişönceliği temelinde düzenliyordu. Milyonlarcainsan açlık ve susuzluk içindeyken, Haiti’yegönderilen yardımları ABD açıkça engelli-yordu. Marmara ve Van depremlerinde oli-garşinin halkımıza yaşattığı farklı değildir.

1999'da, depremzedelere yurtdışındankan bağışı yapmak isteyenlere, döneminSağlık Bakanı, gavur kanı bulaşmasın diyeihtiyaç olmadığını açıklamıştı. Aynı gerek-çeyle çadır ve diğer yardımlar da engellen-mişti. Yıkımların arasından insanlarımızıçıkarmaya çalışan, yardım götüren devrim-ciler tutuklanmıştı. Van depreminde, halkındişinden tırnağından artırıp gönderdiği yar-dımlar depolarda bekletilmiş ve ardındanyakılmıştı. Soma'da katledilen madencilerinyakınlarıyla dayanışma çalışmaları yürütendevrimciler 'terörist' denilerek tutuklanmış-tı.

Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya, Kore'denAnadolu'ya dünyanın neresinde emperya-listler ve işbirlikçileri "barış operasyonu","güvercin harekatı" gibi adlar kullanıyorsa

bilin ki orada yalan, çarpıtma, dezenformasyon (bilgisizleş-tirmek) vardır. Çünkü egemenler için barış, halklar için kanve gözyaşıdır. Onlar kendi çıkarları için alın teri ve kanımızınüzerinde tepinirler.

Halkların yararına, bizim çıkarımıza hiçbir şey yapmaz,yapamazlar. Bilmeliyiz ki neyin propogandasını yapıyorlarsao mutlaka bizim aleyhimizedir.

Karalanan ne varsa orada bizim çıkarlarımız söz ko-nusudur. Ne zaman "terör" demagojisi yapıyorlarsaorada halkın kurtuluş savaşına vurulan bir darbe vardır.“Terör” dedikleri kurtuluş kavgamız, “terörist” dedikleribizizdir.

Sonuç olarak; emperyalizm ne diyorsa tam tersini düşünmeyiköşe haline getirmek zorundayız.

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

119İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Terör; “kendini hiçbiryasa ve kuralla

sınırlandırmadan, baskı,işkence ve katliam gibi

yöntemlerle halkıkorkutarak sindirmek ve

bu zeminde yönetmekveya siyasi amaçlarınıgerçekleştirmektir.”

BUGÜN DÜNYADAEMPERYALİZM veİŞBİRLİKÇİLERİ

DIŞINDA TERÖRİSTYOKTUR!

Terörist değildevrimciyiz!

Mücadelemiz terörizmdenilerek yaftalanamaz;biz halk kurtuluş savaşı

veriyoruz.

Emperyalizme KarşıBağımsızlık, Faşizme

Karşı Demokrasi,Kapitalizme Karşı

Sosyalizm MücadelesiVermenin Onurunu

Taşıyoruz!

Page 20: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Mahalleler, oligarşinin zayıf kar-nıdır.

Ne yaparsa yapsın, mahallelerdekiçelişkileri çözemez ve yumuşatamaz.

Mahalleler, hep bir ayaklanmaalanıdır. Mahalleler halk hareketininana kucağıdır. Mahalleler milis vesavaşçı kaynağıdır.

Böyle olduğu için de faşist devlet,mahallelerde halkın örgütlenmesiniengellemek için sürekli bir saldırıhalindedir.

Mahalleler bizim olacak, devriminolacak. Bu sadece bir çalışma alanınailişkin herhangi bir iddia olmayıp,devrim iddiasının bir parçasıdır.

Oligarşi, “kentsel dönüşüm” pro-

jeleriyle, bu devrim ocağını, ayak-lanmaların ana kucağını yok etmek,dağıtmak istiyor. Bu nedenle kent-

sel dönüşüm saldırısına sadace rantaçısından, sadece tekellerin karı açı-sından bakmak eksik bir yaklaşımdır.

Oligarşi ne yaparsa yapsın, ma-halleleri kazanamayacağını bildiğiiçin, mahalleleri topyekün yok etmeyihedefliyor. Biz de bunun karşısınatüm mahalleyi, mahalledeki tüm halkıörgütleme iddiasıyla çıkmalıyız

Temiz Kalmışı da, Yozlaşmışı daÖrgütleyeceğiz

Yozlaşmanın batağında örgütle-niyoruz. Düzen tüm silahlarıyla in-sanları yozlaşmanın şu veya bu bi-çimine sürüklüyor. İnsanlar karşımıza

birçok zaafla birlikte çıkıyor. Onlarıdıştalarsak, sadece “temiz”, “hiçbirpisliğe bulaşmamış”, “pür-i pak” in-sanlar ararsak, orada bir örgütlenmeyapamayız.

Böyle yapmak, düzenin yozlaş-tırdığı insanları, yine düzene teslimetmektir. Biz asıl onları kurtarmalı,onları örgütlemeliyiz.

Şurası da bir gerçek ki; düzenleen yoğun çelişkileri olan, düzenindarbesini en çok yemiş ve düzenekarşı en öfkeli olanlar, bu kesimlerdir.Dolayısıyla:

Yozlaşmaya sürüklenmeyen, entemiz kalmış kesimleri de,

Yozlaşmanın dibine vurmuş olan-ları da örgütleyeceğiz.

Yozlaşmış kesimleri örgütlemek-ten vazgeçmek, halkı örgütlemektenvazgeçmektir.

Devrimciler, şunları ya da bunlarıörgütlemeyiz diye bir sınırlama ya-pamaz. Çünkü, devrimcilerin hedefitüm halkı örgütlemektir.

O halde, “korkak cesur cahil”,veya “yozlaşmış”, kumar oynayan,uyuşturucu kullanan, kadın-erkek

Nuriye Semih için 28Ocak’ta bir sahiplenme çağrısıyapıldı.

Her mahallenin koşulları,örgütlenme düzeyi farklı fark‐lı. Ama bu farklılıklar, 28Ocak’ta her mahallemizle as‐gari bir eylem yapılmasınaengel olmamalı.

Bir mahalle gösteri yapa‐bilir, bir diğeri tencere tava

çalma eylemi örgütleyebilir,bir diğeri bildiri dağıtabilir;ama 28 Ocak’ta her mahal‐lemizde bir eylem olabilmeli.

Bu, Nuriye Semih’e ve on‐larla birlikte açlığa yatanlaraborcumuzdur.

Kimse “adam yok” deme‐meli. Kimse yoksa, “ben va‐rım, ben tek başıma yapabi‐lirim” diyebilmeli.

TTüm halkı örgütleme iddiası, faşizmin halkı Alevi Sünni diye bölmesine,milliyetler temelinde bölmesine,hemşericilik temelinde bölmesine,düzen partilerinin taraftarlığı temelindebölmesine karşı, TÜM HALKI BİRLEŞTİRME iddiamızdır.

İLLEGALİTENİNZORUNLULUĞUSavaşımız büyüdükçelegal mücadelealanları ortadankalkabilir. Bu nedenleher çalışma alanınınyeraltı örgütlenmesioluşturulmalıdır. Bunuyarattığımız oranda,örgütlenmemiz oalanda büyümeyedevam edecektir.

Pratiğimiz: Her yerde bir eylem

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,20

HEDEFİMİZTÜM HALKI

ÖRGÜTLEMEK

Page 21: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

ilişkilerinde zaaflı... demeden herkesiörgütleme, eğitme ve dönüştürmeiddiasında olmalıyız.

Buradaki ölçümüz, yozlaşmayısaflarımıza taşımamak ve onları meş-rulaştırmamaktır. Fakat bunun dışında,insanların bu bataklıktan çıkmaları,bu alışkanlıklardan kurtulmaları, biriki konuşmayla, kural koymakla değil,eğitim ve emekle ve onlara düzeninvermediği değeri vermekle mümkünolabilir. Örgütlenmek, o eğitim, emekve değeri vermektir.

Her İnançtan,Her MilliyettenHalk Bizimdir

Oligarşi devrimcileri, sadece Al-evilerle sınırlamak istiyor. Örgütlen-mede, hiçbir inançla, hiçbir milliyetlesınırlanmayı kabul etmemeliyiz.

Sünni halkımız da en az Alevihalk kadar örgütlenmeye açıktır. Alevihalkın tarihsel bazı gelenekleri, onlarıdevrime daha yakın hale getiriyor;fakat yoksulluk, adaletsizlik, eşitsizlik,Sünni halkın da yaşadığı gerçeklerdirve halkın politikleşmesinin, müca-deleye katılmasının maddi zeminide budur. Sünni halk daha az sömü-rülüyor değil.

Dolayısıyla, Sünni hal-kımıza karşı, “onların dev-rimcileşmesi zor”, “onlarıörgütlemek zor” önyargı-sını yıkarak gitmeliyiz.

Halkın bölünüp parça-lanması, her zaman sömü-rücü egemen sınıfların işi-ne yarar. Biz halkı birleş-tirdiğimiz ölçüde, devrimgüçlenir.

Meclisler her inançtan,her milliyetten, her meslekten, heryaştan, her bölgeden insanlarımızınbirleşmesini sağlayacak bir örgüt-lenme biçimidir. Egemen sınıflar,yüzlerce yıldır, halkın çeşitli kesimleriarasında düşmanlıklar, önyargılar ya-rattılar. Bu önyargılar bazen deyiş-lerde, bazen fıkralarda, bazen linçsaldırılarında karşımıza çıkıyor.

Halk örgütlenmeleri içindehalkın çeşitli kesimlerinin bir-birlerine karşı olan bu tarihselönyargılarını yıkmak mümkünolacaktır.

Halk örgütlenmelerini güç-lendirmek, düşmanı güçsüzleş-tirmektir. Halk örgütlülükleri,mahallelerin ana gücüdür. Mec-lisler, komiteler, gelişip yay-

gınlaşmaya açıktır. Halk örgütlülüklerigelişip yaygınlaştıkça, faşizmi çaresizbırakır. Faşizm, kimi tutuklayacağını,nereye saldıracağını şaşırır.

Sözün özü; halkın her kesiminiörgütleyeceğiz ve birleştireceğiz. ma-halleler bunu yaptığımız ölçüde bi-zimdir.

CEPHE, devrimin kitle kuvvetininörgütlendiği çatıdır.Demokratikörgütlenmelerden halkörgütlülüklerine,milisten gerillakuvvetlerine kadar heralanda ve her biçimdekiörgütlenmeleri,işçisinden memuruna,küçük burjuvazidentopraksız köylüye,okumuşundan cahilinekadar halkın herkesiminikucaklayabilecek, tekbir hedef etrafındabirleştirebilecek birmuhtevaya sahiptir.Cephe’yi ve cephegerisini inşa ederkendarlıktan çıkmalıyız.

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

21İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 22: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

"toprağımızın mayası kandırçokça biter gelincik çiçekleribizim canlar başka candırgecede ateşböcekleritutuşturmuş ocakları günbugündür doğmalı dağlanmışşafaklara sarılıp asi tüfekleredağlara yaslanmalıdırdostlara seslenmelidir"Bizim mücadelemiz, emperyalizmle halkımızın, uşaklıkla

vatanseverliğin, onurla namusun, adaletle adaletsizliğin,iyiyle kötünün, haklıyla haksızın, doğruyla yanlışın, vatanınıve halkını sevenlerle, vatanını satıp halkı soyanların sava-şıdır.

Ortada, arada bir yer yoktur bu savaşta.

Bu savaşta Ya biz kazanacağız ya da faşizm.

Bu savaşta bir yanda halk bir yanda halk düşmanlarıvar.

Bu savaşın tarafları onuru, namusu vatanseverliğinintemsili devrimciler bir yanda halk düşmanı eli kanlı katillervardır.

O yüzden sormuyor, şaşırmıyoruz düşmanın süreklibize saldırmasına.

Evet savaşma ve örgütlenme kararlılığı ile mücadeleediyoruz etmeye devam edeceğiz.

Binamız yakılsa da, yıkılsa da biz mücadele etmektenvazgeçmeyeceğiz.

Faşizmin Türkiye’sinde mücadele etmek en küçük haklariçin bile, en büyük bedeller ödemeyi gerekli kılıyor, bunu bi-liyoruz. Şimdi faşizm bu kadar azgınca saldırıyor, açıkfaşizmini uyguluyorken biz DEV-GENÇ’LİLER her koşuldaörgütlenme kararlılığımızın bedeller gerektirdiğini bilerekmücadele ediyoruz. Mücadele bedellerle büyüyor. Tarih kanlayazılıyor. 48 yıllık tarihimizde biz çok ateşlerden geçtik. Çokyandık çok yakıldık. Katledildik, bir bir biner biner öldük.Öldük de yine vazgeçmedik mücadelemizden.

Oligarşinin temsilcileri, hiç sevinmeyin. Anadolu’nunher karış toprağında örgütleneceğiz.

Yakılan yıkılan kurumlarımızdır, binalardır. Binalartaştan duvardandır bizim teslim olmaz irademiz ise baştanayağa bilinçtir. Binalar yakılır ateş yakıcıdır ancak bizimhalk ve vatan sevgimizi kimse söndüremez. İçimizdekikini, öfkeyi kimse durduramaz. Bizim harcımız sağlamdırideolojimizden devrime olan inancımızdan hiçbir baskı

döndüremez bizi.

Hodri meydan diye sahneye çıkalı biz 48 sene oldu.Her savaş davetiniz kabulümüz oldu. Bugün de öyleolacak. Savaş davetiniz kabulümüzdür. Biz Dev-Gençliyiz.Kızılderelerde yok olmayı göze almış, yeniden doğmuşolanlarız.

Dev-Gençliler düşmanla karşı karşıya gelindiğinde ya-pılması gerekenler, alınması gereken tavır hepimizce nettir.Hepimiz düşmanla karşı karşıya geldiğimizde direniriz.Düşman ne diyorsa tersini yapmak ilkemizdir. Şimdidüşman bize örgütlenmeyeceksiniz diyor. Mahallede bildiridağıtmayacak, liselere gitmeyecek, afiş asmayacak, ör-gütlenme çalışması yapmayacaksınız diyor. Kurum açma-yacaksınız, yaktım olmadı yıktım şimdi susup oturundiyor. Yapmayacağız, durmayacağız, durulmayacağız. Al-dığımız her darbe içimizdeki öfke ateşine daha fazla oduntaşımalı. Sınıf kinimizi büyütmeli. Bize yaptıklarının, hal-kımıza çektirdiklerinin hesaplarını sormaya daha fazla ka-rarlılıkla örgütlenme ile cevap verelim.

Okullar, üniversiteler, liseler bizimdir. Mahalleler bi-zimdir. Milyonlarca genç bizimdir. Enerjimiz, coşkumuz,kararlılığımız karşısında düşman şaşıp kalmalı. İddiamızinadımız her işimize yansımalı. Düşman bizi bulmamalı,düşman bizi görmemeli her gün örgütlenmeliyiz. Her gü-nümüzü birini örgütlemek için geçirmeliyiz. Düşmanın enbüyük korkusu örgütlenmemiz, milyonlarca umutsuz,adalet arayan gencin karşılarına dikilmesidir, bunu yapacağız.En büyük korkuları olacak, cellatları olacağız.

Birken iki olacağız binler milyonlar olacağız. Bir kişi,yeterince isteyen inanan bir tek devrimcinin iradesikarşısında bile düşman acizdir.

Tek kişi bile kalsak örgütlenmekten vazgeçmeyeceğiz.Bir devrimci için nefes alıp vermektir örgütlenme yapmak,örgütlenmeliyiz. Hayatta kalmamız ancak bununla mümkün.

Mükemmeli aramayacağız, kendi yağımızda kavrula-cağız. Önce en yakınlarımızdan çevremizde kim varsa on-lardan başlayacağız. Bir düzen, bir program çerçevesindeçevremizdeki insanlarımızla ilgilenecek, bir adım ileri at-tırmaya çalışacağız. Bir okul, bir lise belirleyip oradanbaşlayacağız, her gün gideceğiz, yılmadan usanmadan gi-deceğiz. Mahallemizdeki gençlerle ilişki kuracağız. Bizimolanlardan başlayacağız. En yakınlarımızdan planlı programlıdisiplinli. Unutmayacağız disiplin eşittir ideolojik netliktir.Düşmanı yenmekte ne kadar netsek bu pratiğimize disiplinolarak yansımalı.

Ülkemizde Gençlik

GGençlik Federasyonu’ndan

Yıldıramayacaksınız, KorkutamayacaksınızVazgeçmeyeceğiz,

Örgütlenecek, Savaşacağız

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,22

Page 23: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Deneyim, gördüklerimizden, iz-lediklerimizden, okuduklarımızdan,yaşadıklarımızdan gelir. Bilgi, deneyve gözlemdir. Kendi yaşadıklarımıziyi bir deneyimdir kuşkusuz. Ancaksadece kendi yaşantımızdan, sadecekendi görüp izlediklerimizden dene-yim kazanamayız.

Daha fazla deneyim kazanmak,yani daha fazla bilgi için, okumalıyız,okutmalıyız, yaşadıklarımızı an-latmalıyız, anlatılanları dinleme-liyiz, kendi deneyimlerimizi baş-kalarıyla paylaşmalıyız.

Başardıklarımız kadar başarama-dıklarımız, yaptıklarımız ve yapa-madıklarımız da öğreticidir. Nasılbaşaracağız, nasıl yapacağız sorusunabunlardan cevap buluruz.

Halk Meclisi olarak halkın so-runlarına çözüm olmak, halka umutolmak istiyoruz. Halkın sorunlarınasahip çıkmalarını, mahalleyi sahip-lenmelerini yani kendi geleceklerinesahip çıkmalarını istiyoruz.

Halk Meclisi neyi neden yaptı,ne sonuç aldı, hangi sorunları yaşadı?Neye ihtiyaç duyuyor, sorunlara yak-laşımları nasıldır?

Yaptığımız faaliyetleri, gerek bu-lunduğumuz mahalledeki halkımıza,gerekse de tüm halka duyurmadaeksik kalabiliyoruz. Halk Meclisle-rinin bulunduğu bütün mahallelerde,meclisler tarafından onlarca sorunçözülmüştür, onlarca eylem, ziyaret,etkinlik, eğitim yapılmıştır.

Yeterince anlatmadığımız, yete-rince propagandasını yapmadığımıziçin, hangi sorunun nasıl çözüldüğünü,hangi faaliyetlerin yürütüldüğünü sa-dece meclis üyeleri ve yakın çevresibilmektedir.

Yaptıklarımızın propagandası ile:

- Baskılara teslim olmayan, so-runlar karşısında çözüm yolları bulan,halkı çaresiz bırakmayan bir örgüt-lenme olduğumuzu gösteririz. Halkaumut oluruz.

- Sorunlara nasıl yaklaşmak ge-rektiğine ilişkin, bakış açısı ve yöntemsunmuş oluruz.

- Halka hesap veren bir kültürüntemsilcisi olduğumuzu göstermiş olu-ruz. Bu yanıyla güven veririz.

- Geleceği nasıl inşa edeceğimizigöstermiş oluruz.

O HALDE: Yaptığımız her faaliyeti, toplantıyı,

etkinliği, hem öncesinde, hem son-rasında halka duyurmanın bir yolunubulmalıyız.

Bir eylemi, bir kampanyayı, kül-türel bir faaliyeti, yapmak ne kadarönemli ise, bunların propagandasınıyapmak da o kadar önemlidir.

ÇÜNKÜ;Meclisler, yaptıkları ve yarattıkları

ile, bugün sadece yoksul mahallelerdedeğil, işçi alanında da, memur ala-nında da, gençlikte de, alternatif

olma gücü taşıyan bir örgütlenmedir.

Halkın kendi kendini yönetebile-

ceğini, sorunları çözebileceğini pra-

tikleri ile yaşadılar ve gösterdiler.

Güçlü bir devrimci propaganda ile

bunu herkesin, halkın her kesiminin

yapabileceğini göstermiş olacağız.

Halkın mücadelesinde, ajitasyon

ve propaganda bu nedenle önemlidir.

Tek bir haber, bir açıklama, ideo-

lojik mücadelenin bir parçasıdır. Her

haberimiz, açıklamamız, röportajımız,

burjuvazinin yalanlarını yerle bir

edecek araçlardır.

Sınıf mücadelesi, unutmayalım

ki, ideolojilerin savaşıdır.

Burjuvazinin ideolojisi der ki,

halk yapamaz, yönetemez, sorunlarını

kendisi çözemez.

Biz bunun tersini göstermeliyiz.

Pratik olarak göstermeli, pratikteki

her adımımızı, başarımızı bütün halka

duyurmalıyız. İdeolojimizle, yaptık-

larımızla, yayınlarımızla, Halk Mecl-

islerini büyüteceğiz.

YYAPTIKLARIMIZI KENDİMİZESAKLAMAYALIM!

EYLEMİ YAPMAK KADAR,ONU DUYURMAK DA ÖNEMLİDİR

HER EYLEM,İNSANLARA UMUT TAŞIR

HER EYLEM,BİLGİ VE DENEYİM TAŞIR

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

23İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 24: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

BİR ÖRNEK,Esenler ilçesinde yıkımların olduğu bir dönemde

Turgut Reis Mahallesi’nde de yıkımların olduğu, evlerininyerine yeni konutların yapıldığı bilgisini aldık. Aynı dö-nemde yıkımların yaşandığı ya da yaşanabileceği herbölgeye gidip insanlarla görüşüyorduk.

Buraya da gitmek istedik. Bölgeyi araştırmaya başladık.Evlerin yıkılacağı bölgede oturan halkın büyük çoğunlu-ğunun Karadenizli olup sağ partilere oy verenlerden oluş-tuğunu öğrendik.

Halkı bir araya getiren, öncüsü olan, mahkemeye baş-vuruyu yapan ve halkı yönlendiren bir dernek vardı. Budernek yöneticileri ile görüşmek istedik. Ancak bize bilgiverenler, “görüşeceğiniz kişiler MHP'ye oy veriyorlar,anlaşamayabilirsiniz” diye bizi uyardılar.

Biz, “insanlar yıkım sorunu yaşıyor, burada anlaşa-mayacağımız bir durum yok, birlikte çalışma koşulumuzyoksa en azından bilgi alırız” dedik ve görüşmek içingittik. Nereden geldiğimizi, yıkımlara bakışımızı, direnmekgerektiğini anlattık.

Onlar da bizimle hemen hemen aynı şeyleri anlattılar,

yıkımların rant için yapıldığını, halka bir yararı olmadığını,direnmek gerektiğini söylediler.

Bir diğeri söze şöyle devam etti; aşağı mahallede(devrimcilerin etkin olduğu bölgeyi kastediyor) sürekliyolu trafiğe kapatıyorlar, su, elektrik sorunlarını öyle çö-züyorlardı. Biz anlamıyorduk ya da karşı çıkıyorduk. Buyıkım konusu başımıza gelince biz de yolu trafiğekapatalım, lastik yakalım diye önerdik. Aşağı mahalledehaklarını böyle aldılar, bizim de başka çaremiz kalmadı,direneceksen öyle direneceksin, dedi.

Saldırı kapımıza kadar geldiyse, orada artık aklın yolubirdir. Düzen çok çeşitli propagandalarla kitleleri aldatıyor,fakat, bir noktada MHP’lisinin de, AKP’lisinin de, CHP’li-sinin de düzenin karşısına çıkmasını engelleyemez.

Meclisler, bu nedenle halkın her kesimini örgütlemelidir.

DERGİYE KATKIBu söylendiğinde herkesin

aklına öncelikle maddi katkıgeliyor. Bu da olmalı elbette.Ama bizim söyleyeceğimiz budeğil.

Derginin içeriğine de kat-kımız olabilmelidir. Bununilk akla gelebilecek olanı okurmektupları ve alanımıza, bi-rimimize ilişkin haber akta-rımıdır. Dergiye yazmak içinilla "teorisyen" olmak, illa şuya da bu alanda sorumlu, yö-netici olmak gerekmiyor.

Her insanımız, yaşlı, genç,militan, kitle ilişkimiz, herkesyazabilmelidir dergiye. Biz biraileyiz. Dergimizin okurlarıbu büyük ailenin fertleridir.Bu büyük aileyle paylaşmakistediğimiz duygularımız, dü-şüncelerimiz olmuyor mu hiç?Mücadele tecrübelerimizi, ala-nımızda yapılan güzel işleri,başarılarımızı ya da bir ba-şarısızlıktan çıkardığımız ders-leri ailemize niye aktarmıyo-ruz?

Soruyu şöyle de sorabiliriz;Niye aynı hatalar başka yer-lerde de yapılsın? Ya da bizimbaşardıklarımız niye başkayerlerde de başarılmasın?

İşte bunu sağlayacak olanbirimlerden, alanlardan yoğunbir haber akışıdır. Ben iyi ya-zamam diye düşünmemelikimse. Eğer o satırlarda ak-tarmak istediğimiz varsa, ötesio kadar önemli değil. Çünküo yazı, bir edebiyat yarışmasıiçin değil, mücadeleye bir kat-kıda bulunmak için yazılıyor,öyle düşünmeli herkes. Sonraözellikle belli bir örgütlülüğünolduğu her birim, her alandergiyi düzenli biçimde oku-manın, tartışmanın bir ürünüolarak, dergiye eleştirilerini,önerilerini, değerlendirmele-rini iletmelidir.

Bunu yapmamak dergiyipropaganda ve ajitasyon açı-sından güçsüzleştirmek de-mektir.

Bulunduğumuz birimde,alanda ihtiyaç ne, insanlarhangi konularda yazılar gör-

mek istiyorlar, derginin üslubuonlarla ne kadar bütünleşiyor,bütün bunlar birimlerin ak-tarması olmaksızın bilinemez.İçeriğiyle, gündemiyle, sun-duğu gerçekler ve devrimcipolitikalarla dolu dolu bir der-gi; düşmanın her tür engeliniaşıp okuruna ulaşmayı başa-ran bir dergi; ideolojik birgüçtür. Maddi bir güçtür, ör-gütsel bir güçtür.

... açıkça görülüyor ki, atı-lacak çok küçük adımlarla,çok basit organizasyonlarlabu güç çok daha etkili kulla-nılabilir. Çabamızla, doğrudanonun herhangi bir yasal dergigibi satışını arttırmaktan, onuörgütlenmenin bir aracı halinegetirmeye değin çok yönlü birzenginliği de hayata geçirdi-ğimizde, o artık yalnız herhafta dört gözle beklenen biryayın değil, tüm faaliyetlerinde ayrılmaz bir parçası ola-caktır.

(Kurtuluş, Eğitimi Halk-laştırmalıyız, 17 Ağustos 1996)

ha

be

rin

ön

em

iYürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

24

Page 25: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Devrimci avukat kendisini mahkeme salonlarına hapsetmez, demokrasi mücadelesine katkısını davalaragirmek ile sınırlamaz. Devrimci avukat statüleri yıkanolmalıdır. Ben de böyle yaptım. Çalıştığım büro olanHalkın Hukuk Bürosu’nda haklar ve özgürlüklermücadelesinde yer almaya çalıştım. Bazen DGM salon-larında, bazen eylemlerde, mitinglerde yerimi aldım.Katliamlara tanıklık ettim. Yüzlerce cenaze kaldırdım.Ki her biri ayrı birer değer olan insanlardı, onlarıbirer birer ölümsüzlüğe uğurladım. Acılarımı içimegömdüm, yine koşturdum. Çünkü ben bir devrimciidim, avukattım…” (Av. Behiç AŞÇI’nın 5 Nisan 2006’daÖlüm Orucuna başlarken yaptığı konuşmadan)

SSanat halka aittir, en derin kökleriylebirlikte geniş emekçi kitlelerinin yüreğinegitmelidir. Kitleler tarafından anlaşılmalı ve

sevilmelidir. Kitlelerin duygularını, düşüncelerini veiradesini yansıtabilmeli, anlam yüceltmelidir. Onlararasında sanatçılar oluşturmalı ve onları eğitmelidir.’’(Lenin)

HALKIN SANATÇILARINA ÖZGÜRLÜK

TUTSAK GRUP YORUM ÜYELERİ VE İDİL KÜLTÜR MERKEZİ ÇALIŞANLARI: Meral Gökoğlu,Özgür Gültekin, Bahar Kurt, Dilan Ekin, Dilan Poyraz, Bergün Varan, Betül Varan, Helin Bölek, Sultan Gökçek,

Fırat Kıl, Taylan Gültekin, Seher Adıgüzel, Eren Erdem

TUTSAK HALKIN AVUKATLARI: Şükriye Erden, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı,Ayşegül Çağatay, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Yağmur Ereren, Aytaç Ünsal, Didem Ünsal,

Engin Gökoğlu, Ahmet Mandacı, Naim Eminoğlu, Selçuk Kozağaçlı, Yaprak Türkmen, Buket YILMAZ

HALKIN AVUKATLARINA ÖZGÜRLÜK

25

Page 26: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Birçok yerde şöyle konuşulduğunu duyuyoruz: "Sa-dece silahımız eksik, ahh bir silahımız olsaydı!" Halkdüşmanlarına karşı halkımızın öfkesi giderek büyüyor.Faşist polis terörünün yanı sıra, sivil faşist çetelerinhalkın kapısını çalması da çok uzak ihtimal değil."Kapıma gelirlerse sıkarım" diyerek evine silah alanlarıda biliyoruz.

Ancak şunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor,yoksul halkımızın, hiçbir zaman emperyalizmle, faşizmleboy ölçüşecek silahları olmayacaktır.

Halkların devrimi, tanklara, toplara, uçaklara, bom-balara karşı, molofların, 7.65’lerin devrimidir.

Mahallelerimizde zırhlı tenekeleriyle, kameralı dinlemearaçlarıyla, yüzlerinde kar maskeleri, ellerinde otomatiksilahlarıyla kovboy edasında geziyorlar.

AKP kamplar kurarak çetelere silah eğitimi veriyor.Her türlü silahla donatıyor çetelerini.

Şahanların böyle bir eğitim yapma imkanı yok.

Ancak şahanların bulundukları her yeri eğitime dönüş-türebilecek yaratıcılığı var.

Ülkemizde de, dünya tarihinde de halkların yaratıcılığıher zaman üstün gelmiştir. Amerika'nın milyon dolarlıkorduları, bombaları vardı. Doğrudur, onlara karşı koya-bilecek silahları yoktu Vietnamlıların. Ama halkın ya-ratıcılığı vardı. Kararlılığı vardı. Cüret ve fedakarlığıvardı.

İşte basit bir yöntem: Vietnam'da köylüler, zehirliarıların kovanlarını düşmanın yol güzergahına yerleşti-

riyorlar. Kovanlara sopalarla vurup arıları kızdırıyor vedüşman oradan geçerken de kovanların açılmasını sağ-lıyorlar; kızgın arılar kovanlarının yanından geçen Yan-kelere saldırıyorlar.

Evet şahanların büyük askeri kampları olmayacak.Ama mahallesini en iyi tanıyan şahanlardır. Her şeyisilah yaparak düşmana saldırmayı kafasına koyarsa,bütün yaratıcılığını kullanacaktır.

Özel Harekat dişinden tırnağına otomatik silahla do-nanmış olarak gelebiliyor mahalleye, şahanlar, bir ikisilahla, havai fişeklerle karşı koyabiliyor.

Bu koşullarda, şahanların hiçbir şekilde kazanmaimkanları yok gibi görünebilir. Ancak halkların direniştarihi öyle söylemiyor. Şahanların gücü, her şeyi silahyapmalarından gelir.

Böyle olduğu içindir ki, katiller, tüm silah üstünlük-lerine rağmen korkarlar mahallelere girmekten. Önlem-lerini almadan giremezler.

Taksim Meydanı polis kaynıyor. Atatürk Kültür Mer-kezi önünde onlarca polis ekip otosu var. İşkencecikatiller burada polis bayramını kutluyorlar. AKM’ninyanındaki binanın üzerinde de polisler cirit atıyorlar.Bayramları için astıkları pankartı topluyorlar. Polisleriniyor binadan ve aynı binanın çatısına bu kez DevrimciSolcular çıkıyorlar. Taksim Meydanı’na bakan tarafınayerleştirdikleri bayrak ses bombası patlatılarak açılıyor.

Bir sigaraya bağlanmış ip yanınca, pankart da aşağısallanıyor. Basit bir düzenekle hazırlanan pankart düş-manın tam kalbine isabet ediyor.

Yeter ki isteyelim. Şahanlar sır olup kaybolurken,pankartlar burunlarının dibinde açılır.

Yine dünyadan bir örnek; Cezayir'de Fransa büyükkatliamlar yapmaktadır. Ancak hesap sormak isteyen dire-nişçilerin ellerinde hiçbir şey yoktur. Herkesi ihbar edenbir işbirlikçi tespit ediyorlar. Ama nasıl cezalandıracaklar!Ellerinde hiçbir şey yok. İlk cezalandırma eylemlerinibasit bir ip ile yapıyorlar.

Evet, bir ip de gerektiğinde bir silahtır.

Sapanlarla, soda şişeleriyle hiç beklemedikleri andanereden geldiğini bile bulamayacakları şekilde halkdüşmanlarını asla rahat bırakmamalıdır. Burunlarını çı-karmaya korkmalılar mahallelerimizde. Mahallelerimizbizim. Her duvarı, her çatıyı biz biliyoruz. Halkınşahanları yaratıcılıklarını konuşturacak ve mahallelerifaşistlere, katillere dar edeceklerdir. Şahanlar, düşmanavurmak için silah beklemez, her şeyi silah haline geti-rir.

Berkan ABATAY:

“Hala dimdik ayaktayım ve yürüyo-rum. Yürüyebileceğim yere kadar değil,varmak istediğim yere kadar dimdikyürüyeceğim.”

“Bu ülkede kanla yazılan tarihi, dev-rimi-mizle taçlandıracağız. Her koşuldave her şeye rağmen.”

Şahanlar, şehitlerimizinsize diyecekleri var:

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

HER ŞEY SİLAHHALİNE

GETİRİLEBİLİR

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,26

Page 27: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

48 yıldır emperyalizmin ve işbir-likçilerinin ülkemizi teslim alma poli-tikalarına karşı bir an bile tereddüt et-meden savaşıyoruz.

Eğer bu kadar yıl, her türlü saldırıya,bütün büyük alt üst oluşlara rağmen,savrulmadıysak, bunda güçlü bir ka-rargaha sahip olmamız temel neden-lerden biridir.

Karargah ideolojimizdir.

Bizim karargahımız Marksist-Le-ninist ideolojimizdir. Bizim ideolojimiz48 yıllık siyasal ve tarihsel haklılığı-mızdır. Bir örgütün gücünü zırhlı araçlar,son model silahlar, binlerce savaşçıbelirlemez, ideolojisi belirler. Düşmanaiktidar hedefiyle vurmadığın sürece,halka iktidar hedefini gösteremediğinsürece, askeri gücün bir önemi yoktur.

Dünyada birçok devrimci harekethedeflerinden, devrim ve sosyalizmdenvazgeçip silah bırakırken, emperya-lizmle işbirliğine giderken halkınınçektiği acılara, katliamlara sırtını dö-nerken, şehitlerini ve değerlerini si-lahlarıyla beraber toprağa gömerken,biz karargahımızda umudu büyütmeyedevam ediyoruz.

Binlerce gerillasıyla karargahlarındaemperyalizmin bayrağını dalgalan-dıranlara "biz buraya dönmeye değilölmeye geldik" diyen silahsız 3 geril-lamızla cevap veriyoruz.

Katil ABD'nin jandarmalığına so-

yunanlara emperyalizmin beynindepatlayan Alişan'larımızla cevap veri-yoruz. Bizim karargamızda uzlaş-maya, teslimiyete, emperyalizminkuyrukçuluğuna yer yoktur. Bizimkarargahımız emperyalizme ve faşizmekarşı tek yol devrim diyenlerin karar-gahıdır.

Bizim karargahımızın temelinde sı-nıf kini vardır. Vatan sevgisi, halksevgisi, örgüte bağlılık vardır.

Hiç karanlıkta kalmadık, sokak-larda evsiz barksız kalan çocuklarımızıngözlerindeki parıltı ışık oldu kararga-hımıza.

Hiç üşümedik, soğukta kalmadık.Halkımıza yoldaşlarımıza olan sevgi-miz, yüreğimizde yaktığımız devrimateşi hep ısıttı karargahımızı.

Hiç yalnız kalmadık. Dünya halk-larının tüm mirası bizimleydi.

*

Faşizm hiç durmadan saldırıyor.Mahallelerimizi, evlerimizi, dükkan-larımızı basıyor. Kurumlarımızı yıkarak,yoldaşlarımızı tutuklayarak bizi biti-receğini sanıyor.

Bizim karargahımız bir binayabir mekana sığmaz. Faşizmin gücübir binayı yıkmaya, hatta yerle bir et-meye yetebilir ama ideolojimizi yık-maya asla güçleri yetmez.

Ne bombalar, ne kurşunlar sıktılar,ne işkenceler, ne katliamlar yaptılar;

hiçbiri karargahımızı yıkamadı. Hiçbiriideolojimizi sarsamadı.

Reformizm, oportünizm düzen po-litikalarıyla halkın gözünü boyamayaçalışıyor. Reformizmin ve oportünizminkarargahını kuran burjuvazinin kültürüve değerleridir.

Reformizm ve oportünizm korku-larını, korkaklığını halkın savaşmasınıengellemeye çalışarak ortaya koyuyor.Halk savaşırsa onların keskin söylemleri,yalanları, korkuları ortaya çıkacak.

Bu yüzden reformizm ve oportü-nizm halkın yaşadığı acılara, sorunlaragözlerini kapatıyor. Halkı coplayan,gaz sıkan polise gül uzatıyor.

Bir solucan gibi halkın arasındakıvranıp yaşamaya çalışıyor. Bu düzengençlerimizi uyuşturucu, fuhuş batağınasürüklüyor. Tekeller, büyük patronlardaha çok kar yapmak için İşçileri,emekçileri iş cinayetlerinde katlediyor.Faşizm halkın üzerine kurşun yağdırıyor,yoksul mahallelerimizi basıp evlerdeinsanlarımızı katlediyor, küçücük ço-cuklarımızı zırhlı araçlarla eziyor. Buadaletsizlikler yaşanırken reformizm,oportünizm silahlı mücadeleyi karalıyor,bedel ödemekten kaçıyor. Marksizm-Leninizm öldü bitti diyen düzen artık-larına halk bitmez, halk yenilmez diyemeydan okuyoruz.

Bizim karargahımızın silahı da,zırhı da, savaşçısı da ideolojimiz vehalkımızdır. Silahların, uçakların, tank-ların, topların en güçlüsü halktır. Halktangüçlü ordu yoktur.

Marksist-Leninist ideolojiden dahagüçlü bir karargah yoktur.

Tüm Türkiye halklarını kurtuluşataşıyacak olan hepsini bir çatı altındabirleştirecek olan bizim karargahımız-dır.

�DİLİMİZİGÜÇLENDİRELİM, ZENGİNLEŞTİRELİM!�Karargahımız Marksist-Le-ninist ideolojimizdir.

�Karargahında muğlaklık, bula-nıklık olanlar savrulmaktan kurtu-lamaz.

�Karargahımız, devrim ve sosya-

lizmin karargahıdır.

�Karargahımızı hiçbir saldırı yı-kamaz.

kavganın ve hayatınSAVAŞÇILARI

Karargah ideolojimizdir

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

27İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 28: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

YENİLECEĞİZ,YİNE SAVAŞACA-ĞIZ, YİNE YENİ-LECEĞİZ, YİNESAVAŞACAĞIZ...

- “Tupac Amaru,Vilcabamba dağlarındaİspanyol “fatihler”ekarşı isyan etti. İnka’la-rın son isyanıydı bu.

Tupac Amaru 1572’de Cuzco’da idamedildi.

- Onun torunu Josö GabrielCondorcanqui Tûpac Amaru,1780’de Viceray'a karşı ayaklandı.O, 19. yüzyılın öncesindeki bağım-sızlık mücadelesinde ilk kurtarıcı ola-rak kabul edilir. O da, 1781’de, de-desiyle aynı yerde, Cuzco’da idamedildi. Kendisine önce karısı, çocuk-ları ve en yakın yoldaşlarının idamıizletildi. Ardından önce dili kesildi,sonra vücudu yabani atlara parçalat-tırıldı.

Bir daha yeni bir Tupac çıkmasındiye idi bütün bunlar.

Ama çıktı!

- 1820’lerin başlarında Uruguay'ınbağımsızlığı için silahlı savaşa baş-layan Josö Artigas ve savaşçıları,kendilerine “Tupamaro" adını ver-diler.

Onlar da yenildi. Ama isim tarihtensilinmedi.

- Bu ad, daha sonra Uruguay şehirgerilla hareketi tarafından benimsen-di.

***Sandino, 1920'lerde Meksika'da

bir maden işçisi olarak çalışıyordu.

1927'de başlayan ayaklanmada birkesimin ABD'yle uzlaşıp silahlarınıteslim etmeleri üzerine bunun birihanet olacağını söyleyen Sandino,ülkeden işgalci ABD birlikleri ko-vulmadan silahını bırakmayacağınıaçıkladı ve gerilla savaşını başlattı.

Örgütlenme faaliyetlerini özellikle,maden işçileri arasında, çiftliklerdeve orman sanayi tesislerinde sürdürenSandino, denetimi altındaki bölgelerdetopraksız köylülere toprak dağıtıyor,işinden atılan ve parası ödenmeyenişçilerin parasını ödettiriyor, zenginmülk sahiplerinden alınan vergilerlehalka giyecek ve yiyecek dağıtıyordu.Ayrıca bulunduğu yerlerde koope-ratifler örgütlüyordu.

Kısa sürede Sandino'ya karşı bü-yük bir sempati ve destek oluştu.ABD, isyanın yayılması karşısındaişgali ve savaşı bu şekilde sürdüre-meyeceğini anlayınca "milli" etiketinitaşıyan bir askeri güç olarak UlusalMuhafızları örgütledi. 1932'de dü-zenlenen seçimleri liberal aday Sacasakazandı ve ülkenin başına getirildi.

ABD Ulusal Muhafızlar'ı örgüt-leyip güveneceği bir başkan seçtirerekülkeden askerlerini çekti. Savaşınınasıl hedefinde ABD'yi ülkeden kov-mak olan Sandino önderliğindekigüçler de bu gelişmeler üzerine silahbırakmaya karar verdiler. Sacasa ileanlaşan Sandino Managua'daki baş-kanlık sarayına davet edildi ve davetikabul ederek gittiği Managua'da Ulu-sal Muhafızların başında bulunan So-moza tarafından tuzağa düşürülerek21 Şubat 1934'te katledildi. Çokgeçmeden Sandinist hareket de büyükölçüde dağıldı.

1956'da Nikaragua'da Somoza'ya

TARİHİN GÜCÜ Halkların Israrı

LLegal İllegalYasal YasadışıSilahlı SilahsızKavgamız Sürer

Her şart altında örgütlenmenin ve mücadelenin

BİR YOLU VAR

FAŞİZM BİZE

ENGEL OLAMAZ!

FAŞİZM BİZE

ENGEL OLAMAZ!

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,28

Bu köşede dünya halklarınınyüzlerce yıllık mücadele de-neylerinden özellikle bugüneışık tutacak olan deneyimleripaylaşacağız. Gizlilik koşulla-rında mücadele, kitle çalışması,kuryeler ve haberleşme...

Engellere rağmen kitlelereulaşmanın sayısız yolunu ak-tarmaya çalışacağız burada.

Görülecektir ki, "aklın yolubirdir". Sınıflar mücadelesininihtiyaçları birdir. Örgütlenmeve gizli çalışma ihtiyacı olanher yerde, benzer yöntemler veyaklaşımlar ortaya çıkmıştır.

Bize ne kadar çok benze-diklerini göreceğiz.

Çünkü sınıflar mücadelesi-nin özü, esası bin yıllardır aynı.

Sömürenler, sömürülenlerinörgütlenmesini, düşünceleriniyaymasını engellemek için heryola başvururken, ezilenler de,tüm yaratıcılıklarını, hünerle-rini, halk olarak güçlerini, avan-tajlarını kullanarak, bu engel-leri aşıyorlar. Bu yöntemler,halkların zenginliğidir.

Page 29: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

karşı mücadele eden19 silahlı hareket vardı.Bu gruplar arasındadiktatörlüğe karşı sa-vaşan ve demokratikbir iktidar isteyenlerinbirleşmesiyle FSLNdoğdu. Açık adı San-dinist Ulusal KurtuluşCephesi idi.

Sandino yaşıyor-du.

***Sandino'nun yanında savaşan biri

daha vardı: El Salvadorlu MARTİ,AGUSTİN FARABUNDO.

Farabunda Marti, 1925’te kurulanOrta Amerika Sosyalist Partisi'ninkurucuları arasındaydı.

1928 ilkbaharında Anti-emper-yalist Birlik toplantısına katılmakiçin gittiği New York'ta polisin buuluslararası örgütün bürosuna yaptığıbaskında bir süre gözaltında tutuldu.

Bu olayın ertesinde önce El Sal-vador’a, oradan da Nikaragua'ya ge-çerek Augusto Cesar Sandino’nunyanında Amerikan emperyalizminekarşı silahlı mücadeleye katıldı.

"Eğer tarih kalemle yazılamı-yorsa, silahla yazılmalıdır!” görü-şündeydi.

Aralık 1930'da, başkanlık seçim-leri arefesinde düzensizlik yaratır

kuşkusuyla tutuklandı. Bunun üzerineaçlık grevine başlayan Marti, bir ge-miye bindirilerek sürgüne gönderil-di.

Ocak 1932’de seçim aldatmaca-sından sonra, kitlelerin darbeyle ik-tidara gelmiş olan askeri yönetimekarşı büyümekte ve yaygınlaşmaktaolan tepkileri El Salvador KomünistPartisi’nin ayaklanma kararı al-masına yol açtı. Askeri önderliğeMarti getirildi. Ayaklanmadan birkaçgün önce yakalandı. Ayaklanmanınkanla bastırılmasından sonra iki ar-kadaşı ile birlikte 1 Şubat 1932'dekurşuna dizdirilerek katledildi.

Marti öldü mü?

Tarih hayır cevabını verdi.

- 1970'de El Salvador'da FPL/Fa-rabundo Marti Halk KurtuluşGüçleri adlı gerilla gücü kuruldu.

***Bolivya'da gerilla mücadelesinin

Che'nin katledilmesiyle bittiği sanılırgenellikle. Oysa sonrasında da gerillamücadelesi konusunda tarihi bir ıs-rar vardır.

- Ernesto Che Guevara, 1967 ba-şında Bolivya'ya gelip Coco kar-deşler ve Inti Peredo ile UlusalKurtuluş Ordusu ELN'yi kurdu. ELNsavaşçıları Santa Cruz eyaletindekiNancahuazuu dağlarına çıktılar.

Burada gerillayla devletin ordusu

arasında çarpışmalar ya-şandı.

8 Ekim 1967’de CheGuevara yakalandı vekurşuna dizildi. Sadece6 ELN savaşçısınınölümden kurtulabildiğiNancahuazu'da CocoPeredo da şehit düştü,yaşayan altı savaşçıdanbirisi Inti Peredo idi.

İnti Peredo, yenidengerillanın başına geçti

ve "yeniden dağlara" sloganını or-taya attı.

Maden işçileri ELN'nin yenidenoluşturulması için bir günlük ücret-lerini tamamen bağışladılar. İki yılsonra, 9 Eylül 1969'da kaldığı yerdeİnti, kurşunlanarak katledildi.

Bitti mi gerilla?

Hayır!

Inti'nin kardeşi Chato Peredo tıpokuduğu Sovyetler Birliği’nden geridönmüştü, kardeşinin katledilmesin-den sonra ELN'nin önderliğini o üst-lendi.

Chato, gerilla savaşını yenidenbaşlatmak için yoğun bir çabayagirdi. 18 Temmuz 1970'de 70 ELNsavaşçısından oluşan bir birlik ülkeninderinliklerindeki Beni eyaletinde bu-lunan Teoponte'ye çıktı.

Yeniden dağlardaydılar.

Ordunun bir saldırısında, 67 ge-rilladan 59'u katledildi.

***Latin Amerika gerilla hareketleri,

halkların 1500, 1600’lardaki bağım-sızlık savaşının önderlerini, 20. yüz-yılın gerilla savaşlarında yaşattılar.

Aralarında yenilenler oldu, teslimolanlar oldu. Fakat, gerçek şu ki,Tupac Amaru’nun, Sandino’nın, Fa-rabunda Marti’nin savaşı, o dağlardasürüyor. O dağlarda yine onların mi-raslarının klavuzluğunda yeni isyanlarmayalanıyor.

tarih doğruluğun,zorbalara ve sömürücülcrckarşı haklı bir dava uğrunaisyanların yarattığı büyükbir gelenektir.. “Tarihi boyutlar içindedüşünme alışkanlığı”,büyük bir güç veriyor, tarihher zor durumdan çıkışıgösteriyor..

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

29İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 30: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

HİÇBİR HAİNCEZASIZ KALMAYACAK

Bu sayımızda da Devrimci Hare-ket saflarında bulunup ihanet eden-lerle ilgili yayınımızı sürdürüyoruz.Hainler konusunda devrimci hareketintavrı nettir ve bu konuda çeşitlikereler açıklamalar yapmıştır. Birdüşmanla savaşılıyor. Düşman doğalki, düşmanlığını yapacak ve devrimcihareket saflarında çıkarcıları, zayıfkişilikleri hainleştirerek devrimci ha-rekete zarar vermeye çalışacaktır.Kendi sınıflarının çıkarlarını korumakiçin insanları hainleştirmeye devamedeceklerdir.

Devrimci hareket de buna karşıdevrimin çıkarlarını korumak içininsanların hainleşmelerini engelle-yecek, engelleyemediklerini de ortayaçıkaracak, bulacak ve hak ettiklericezayı verecektir. Bu savaşın bir ya-sasıdır.

Şimdi böyle üç örneği inceleye-lim;

Karadeniz bölgesinde gerilla faa-liyetleri içinde olan, gözaltına alın-dıktan sonra yoldaşlarına sırtını dö-nüp, katledilmelerine sebep olan Ah-met Celal Özkul ile ilgili Devrimci

Sol'un açıklaması söyledir:

AHMET CELAL ÖZKUL: BİRHAİN

Karadeniz Bölgesi’nde çeşitli so-rumlulukları olan ve Karadeniz KırGerilla Birliği ile ilişki sürdüren, ör-gütümüzün üyesi Ahmet Celal Özkul,Şubat ayında bölgede yapılan biroperasyon sonucu gözaltına alınmış-tır.

Gözaltına alındığı ilk andan iti-baren örgütsel ilişkilerimize ve dev-rimci değerlerimize bağlı kalmayarakyaşam kaygısına düşmüş, düşmanaörgütsel ilişkilerimizden başlayaraktüm ilişkilerimizi deşifre etmiştir.

Gözaltına alınmasının ikinci gü-nünde Gerilla Birliğimizin sığınak-larının bulunduğu bölgeyi bizzat gös-termiş, 9.2.1994 sabahı Gerilla Bir-liğimizin sığınaklarının bulunduğubölge Ahmet Celal Özkul'un rehber-liğinde kuşatılmış, çıkan çatışmadaBirlik Komutanımız Bahattin Anıkşehit düşmüştür. Düşman refakatındabulunan ve düşmanla işbirliğinin so-nuçlarını gören hain Ahmet CelalÖzkul, silah seslerinin gerilla üslerinesaldırı olduğunu ve bu saldırının so-nucunda şehitlerin olabileceğini bil-diği halde silah sesleri arasında ra-hatlıkla düşman güçlerinin verdiğiyemeği yiyebilmiştir.

Bahattin Anık'ı şehit vermeklebirlikte düşman kuşatmasını yarmayıbaşaran birliğimiz, düşmanın yoğunoperasyonu ve takibi sonucu,12.3.1994 günü tekrar düşman sal-dırısına uğramış ve çıkan çatışmadaYücel Maral, Yavuz Yazlı, Barış Ata-lay, İrfan Yenilmez ve Ali Faik Özkanyoldaşlarımız şehit düşmüştür.

Süregelen operasyonlarda birçoksavaşçımız ve bölgede faaliyet gös-teren kadrolarımız tutsak düşmüş-tür.

Ahmet Celal Özkul, ihaneti so-nucu, bildiği ve dolaylı bilgi sahibiolduğu birçok taraftarı, dost ilişkile-rimize kadar hemen her şeyi düşmanavermiştir. Raporlardaki şifreleri çöz-

müş, polisin ortaya çıkıp da bula-madığı ilişkileri bulmasına da yar-dımcı olmuştur.

Özetle, Ahmet Celal Özkul, göz-altına alındığı andan itibaren, bilgisahibi olduğu tüm ilişkileri düşmanavermiştir. Altı gerillamızın şehit ol-masında ve birçok yoldaşımızın tutsakdüşmesinde birinci dereceden suç-ludur.

Tutuklandıktan sonra örgütümüzekarşı açık olmamış, işlediği ağır suç-ların hesabını vermekten kaçmıştır.Yoldaşlarımızın şehit olmasında düş-manla işbirliğini gizlemeye çalışarak,düşmana verdiği bilgileri örgütümüzedoğru bir şekilde anlatmayarak, böl-geyi operasyona açık halde tutmuştur.Bütün bunlara neden, ağır suç işle-mediği kanısı yaratarak ağır cezadankurtulmaktır. Yaşam kaygısıdır.

Ancak soruşturmanın ilerleyengünlerinde belli oranda bu suçlarınıitiraf etmiştir. Bunu yaparken de yineyaşam kaygısı taşıyor olup bir yandan"örgütün adaletine sığmıyorum" der-ken bir yandan da "düşman banabaşka cezaevine gitme olanağı tanı-mıştı ama yapmadım" demek iste-mektedir. Böylece hem düşman nez-dinde hem de devrimci adalettenkurtularak yaşamaya devam edecektir.Düşmana sığınmanın kurtuluş olma-dığını bilmektedir. Bütün bunlar gös-termektedir ki, Ahmet Celal Özkul'undevrimci adalete sığınması adaletintecellisi için değil, kendi can kaygısınedeniyledir.

Ahmet Celal Özkul'un gözaltınaalındığı tarihten itibaren düşman kar-şısındaki tutumu, altı yoldaşımızınşehit olmasına ve birçok yoldaşımızıntutsak düşmesine ve bölgede birçokilişkimizin açığa çıkmasına nedenolan işbirliği tavrı uzun bir süre ay-rıntılı bir şekilde sorgulanmıştır.

Bu sorgulamada Ahmet Celal Öz-kul'un kendi anlatımları, birlikte vedaha sonradan gözaltına alınan in-sanlarımızın anlatım ve değerlendir-meleri, sorgulamayı bizzat sürdürenyoldaşlarımızın değerlendirme ve

(...)Satılmışlığın, kahpeliğin,

riyakarlığın, adiliğin ve her çeşitaşağılık ve her çeşit

yabancılaşmanın karışımı olanKaranlık Denizi'nin ortasında,

Güneşi batmayan bir ada.Ben ne şuralıyım ne buralı,

Adalıyım adalı,Adam ormanlıktır.

Dostluk yoldaşlık, mertlik ormanı,bütün Ada'mı kaplar.

Erdemin güneşi yirmidört saataydınlatır adamı

Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.Ben adalıyım ey kahpe hücre, Ada'lı

(...)MAHİR ÇAYAN

ZZEHİRDE ŞİFA

KAHPEDE

VEFA YOKTUR

DÜNDEN BUGÜNE İBRET OLSUN DİYE HAİNLERİN LANETİ, UFUK OLSUN DİYE

KAHRAMANLARIN DESTANLARI ULAŞIR

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,30

Page 31: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

sorgulama tutanakları incelenmiş veAhmet Celal Özkul'un yukarıda açık-ladığımız şehitlerimiz, tutsak düş-meler ve ilişkilerin deşifre olmasındanbirinci dereceden sorumlu olduğu,düşmanla işbirliği yaptığı sonucunavarılmıştır.

Ahmet Celal Özkul, düşmanla iş-birliği yaparak ölümlere neden olacakdüzeyde suç işlemenin devrimci hu-kuk içerisindeki karşılığını bilmeyen,bilinçsiz, sıradan biri değildir. Ör-gütsel ilke ve değerleri, devrimciadaletin kıstaslarını bilmektedir. Bütünbunları bilmesi işlediği ağır suçunbilincinde olduğunu göstermektedir.

Düşmanla işbirliği yaparak, ör-gütüne, yoldaşlarına, vatanına ihanetettiğinden, 21.8.1994 tarihinde ölümlecezalandırılmıştır.

***

Kontrgerilla tarafından ajanlaştı-rılan Şimel Aydın küçük yaştan iti-baren harekete girip sırlara vakıf ola-cağı görevlere gelebilmesi için eği-tilmiştir. Açığa çıkmaması için ol-dukça çaba sarfedilen Şimel Aydınsonunda deşifre olmuştur. İlkeli-ku-rallı, köşeli, gelenek ve değerleriyleyaşayan bir örgüte ajan sokabilirsiniz,hain yaratabilirsiniz ancak karbeyazüzerinde kara bir leke gibidir o ajan-hain. Kısa sürede fark edilir. ŞimelAydın da öyle olmuştur:

BİR KONTRGERÎLLAAJANI: ŞİMEL AYDIN

İstanbul mahalli bölgelerde faa-liyetimiz içinde yer alan Şimel Aydın,birçok operasyonun yapılmasındakontrgerilla ajanı olarak çalışmış veörgütümüze zarar vermiştir.

Birçok operasyonun, tutuklanma-nın O'nun çevresinde oluşması veO'na bir şey olmaması şüpheleri üze-rinde yoğunlaştırmıştır. Polis de ŞimelAydın'ın artık dışarıda fazla işe ya-ramayacağını düşündüğünden sonbir operasyonla yeni tutuklamalarlabirlikte Şimel Aydın'ı da tutukladı.

Tutuklamaktaki amaç cezaevindeajan faaliyetini sürdürmek ve ŞimelAydın üzerindeki kuşkuları kaldırarakyeniden dışarıdaki mücadelede ajanolarak kullanmak istemesiydi. ŞimelAydın'a "cezaevinde seni sorgulaya-caklardır ama, dişini sık sana inana-caklardır" diye telkinde bulunulmuş-tur.

Şimel Aydın, daha lise birinci sı-nıftan itibaren ajanlaştırılmış ve herkonuda eğitilmiştir.

Şubat 1994'te tutuklanmasındanitibaren cezaevinde yapılan sorgu-sunda, sürekli olarak yalan söyleye-rek, masum ve hasta roller takınarak,oyalama yolunu seçmiştir. Ancak,29 Temmuz'dan itibaren kontrgeril-lanın O'na verdiği eğitim, gerçeklerkarşısında O'nu kurtaramamış vesuçlarını itiraf etmiştir.

Lise birden itibaren nasıl ajan-laştırıldığını, polisin eğitim yöntem-lerini, nasıl çalıştıklarını, örgütümüziçerisindeki rolünü, polisin planlarını,verdiği zararları itiraf etmiştir. Bütünbu itirafları, ses bantları ve kendi elyazmalarıyla belgelenmiştir. Yapılansorgusunda verdiği tüm ifadeler, ilgiliinsanların anlatımları, mahalli böl-gelerdeki operasyonların gelişimi in-celenerek Şimel Aydın'ın polis ajanıolduğu kesinleşmiştir.

Bu nedenle, Şimel Aydın'ın ajanfaaliyeti sürecinde birçok insanımızıyakalattığı ve cezaevinde bu ajanfaaliyetini bilinçli bir şekilde sür-dürmek istediği kesinleştiğinden20.8.1994 tarihinde ölümle cezalan-dırılmıştır.

***

Onu suça götüren zaaflarını aşmasıiçin olanak tanıdık ama suç işlemeyisürdüren H. Huluse Kulak DevrimciSol tarafından ölümle cezalandırıldı.Devrimcilik gönüllülük işi. Gönül-lülük zorlu koşullarda mücadeleyisürdürme kararlılığına ilişkindir. Gö-nüllülük istediğin zaman bırakıp, yol

arkadaşlarını satmak değildir. Yolarkadaşlarını satanların, ihanet eden-lerin sonu tarihler boyunca aynıdır.ÖLÜM

H. HULUSİ KULAK:YOLDAŞINI BEŞ DAKİKADASATAN BİR KATİL

1988 tarihinde Ankara'da gözaltınaalındığında bildiği tüm örgütsel iliş-kileri polise vererek çözülmüştür.Tahliyesi ile birlikte kendini aşıp ka-nıtlayacağını belirttiğinden, alt dü-zeyde görev verilerek kendisini ka-nıtlaması istenmiştir.

22 Nisan 1993 tarihinde İstan-bul'da Silahlı Devrimci Birlikler(SDB) Komutanı İbrahim Yalçın'ınkurumlaşması ve kuryeliği görevinisürdürürken yakalanmıştır. Yakalan-dığı ilk dakikalardan itibaren -dahasokaktayken- işbirliği yapmaya baş-lamıştır. Polisle birlikte İbrahim Yal-çın'a telefon ederek takipte olduğunu,gelemeyeceğini belirterek İbrahimYalçın'ın kurtulmasını engellemiş vekatledilmesini sağlamıştır. Cezaevindebu ağır suçuna rağmen ciddi bir he-saplaşmaya girmemiş, olumsuz tavrınısürdürmüştür.

Bu nedenle, 20.8.1994 tarihindeölümle cezalandırılmıştır.

Zorla veya kendi çıkarları içindüşmanla işbirliği yapanları, itirafçıhainleri, ideolojik baskı altında ör-gütümüze zarar verenleri, hedef sap-tırmaya çalışanları bulacak, ortayaçıkaracak ve cezalandırmaya devamedeceğiz. Örgütümüzün tarihi bilinir.Şimdiye kadar hiçbir halk düşmanını,haini unutmadık, yıllar geçse de bul-duk ve cezalandırdık. Hafızası zayıfolanlar yeniden hatırlatmamızı uyarıkabul etmelidirler. İhanet yolundanvazgeçmelidirler. Aksi halde sonuç-larına katlanacaklardır.

BÜTÜN HAİNLER DEVRİM-Cİ ADALET KARŞISINDA HE-SAP VERECEKLERDİR!

DEVRİMCİ SOL

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

331İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 32: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Sevr Anlaşmasının ar-dından vatanımızın birçokköşesi Emperyalistler ta-rafından işgal edilir. Vatantopraklarını işgal eden em-peryalist güçler halka zul-mederek, insanlarımızı katletmeye başlarlar.

Emperyalist işgale karşı bir direniş ge-liştirildi işgal altındaki Anadolu topraklarında.Bu işgale karşı ilk kurşunlar sıkıldı birçokbölgede...

Bu ilk kurşunu sıkanların eline sağlıkdiyoruz, önemli olan o kurşunları sıkmaktır,habir gün önce ha bir gün sonra. O kurşunlarkurtuluş yolunu gösteren, kurtuluşa götürenilk kurşunlardır...

Vatansever Gazeteci Hasan Tah-sin'in 'İlk Kurşun'u:

İngiliz emperyalizminin desteği altında,Sevr anlaşması gereğince, Osmanlı PadişahiVahdettin'in de onayıyla, emperyalizmin iş-birlikçisi Yunan Ordusu İzmir'i işgal ederler.Tarih 15 Mayıs 1919'dur.

Padişah, İzmir Valisi ve Alay Kumandanıaracılığıyla, işgale karşı çıkılmamasını, birdireniş gösterilmemesini, anlaşma gereğiyaptırımlara uyulmasını emreder. Saltanatınınsürdürülmesi karşılığında vatan topraklarını,yeraltı-yerüstü zenginliklerimizi, halkın ya-şayacağı zulmü bile bile, emperyalistlereve işbirlikçilerine peşkeş çeker.

Yunanistan ordusu, bando mızıka ile birbayram havası içinde, İzmir-Kordonboyundakaraya çıkarak işgali gerçekleştirir. Esiralınan askerler ve kumandanlarının halkıngözü önünde, tek sıra halinde dipçik, süngüdarbeleri altında "Zito Venizelos" (YaşasınVenizelos-Yunan Başbakanı) diyerek bağır-

maları dayatılarak yürütülür. Bağırmayanlar,direnenler süngülene süngülene, dövüle dö-vüle, geçit töreninde kanları akıtılarak yü-rütüldükten sonra, bir Yunan gemisine ölü-yaralı halleriyle atılırlar.

Bu işgalin böyle sessizlik içinde kabul-lenilemeyeceğini göstermek ve ulusal onurasahip çıkmak için birkaç gün öncesindenberi, İzmir halkının en duyarlı kesimleriniörgütlemeye çalışan bir vatansever çıkar,işgalcilerin tam karşısına...

Hasan Tahsin; kendi çıkardığı ve başya-zarlığını yaptığı Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları)isimli gazetesi aracılığıyla halkı işgale karşıçıkmaya ve ulusal bir direnişe çağırıyordu.

Daha direniş hazırlık-ları tamamlanmadan ger-çekleşen işgale, tek başınada olsa karşı koyma kararıalır... Halkın bu direnişi sa-hipleneceğinden onuruna,namusuna ve vatanına sahipçıkacağından emindir. Bu

güvenle yola çıkar...Çeker kurtuluşun yolunu gösteren silahını

ve dikilir işbirlikçi Yunan ordusunun EfsunAlayı'nın karşısına... İlk Kurşun'u olayınbayraktarlığına sıkar ve işgalci askeri, san-cağıyla birlikte yere devirir... Peşisıra işgal-cilerle çatışmayı ve son mermisine kadarsürdürür orada şehit olur.

Hasan Tahsin'in, İzmir-Kordonboyu'ndasıktığı 'ilk kurşun'un sesi dağlarda yankıla-narak, yüzlerce yıllık, yiğitler, efeler, zeybeklerdiyarı Ödemiş'e ulaşır...

Ödemiş-Hacı Ellez TepesiDirenişi; Sıkılan İlk Kurşun:

Ödemiş; yiğitler, efeler, zeybekler diya-rıdır. Bağrından nice efeyi dağlara çıkarmış,halka zulmeden zenginlerin, ağaların karşısınadikilip, halkın hakkını-hukukunu koruyanefelerin yatağı olmuştur. Atçalı Kel MehmetEfe, Çakırcalı Mehmet Efe, Postlu MestanEfe, Hüseyin Gökçen Efe, Molla HüseyinEfeler Ödemiş’ in ekmeğini yemiş suyunuiçmiş, kanını bu bereketli toprağa dökmüşefelerdir...

Yiğitler yatağı Ödemiş, İzmir'in işgalinive işgalde yaşanan zulmü duyunca yerindeduramaz. Gençler, yaşlılar kendi aralarındatoplanırlar. Bilirler ki; düşman İzmir'in iş-galiyle kalmaz, bütün Ege'yi işgal etmekister. İzmir ve çevresinde yaptıkları zulüm,katliamlar, tecavüzler kulaktan kulağa yayılır.İşbirlikçi Padişah ve taraftarları, yaşananları

İLK KURŞUNZAFERİN

İLK MÜJDESİDİR

Sınıf bilinci, halk sev-gisi, tarih bilinci ise vatansevgisidir.

Vatan, büyük evimizdir.

Vatan, tarihimiz, isyan-larımız, bağımsızlık ve öz-gürlük şiarımız, namusu-muz, onurumuz, şehitle-rimiz ve mezarlarımız, yer-altındaki ve yerüstündekizenginliklerimiz, türküle-rimiz ve oyunlarımız, ye-diğimiz yemek, içtiğimizsu, içimize çektiğimiz ha-vadır.

Peki ne kadar tanıyoruzvatanımızı? Tarihini ne ka-dar tanıyoruz? Hangi zen-ginliklere sahip olduğu-muzu biliyor muyuz ger-çekten?

Bu vatanın vatan ol-masındaki önemli döne-meçlerden biri, 1919-1923Anadolu Kurtuluş Sava-şı’dır.

Vatanımız bugün yineemperyalist işgal altında.KURTULUŞ SAVAŞIMIZsürüyor.

1900’lerde ve 2000’ler-de, bu savaşın her ikisin-de de, kahramanlarımızvar, kahramanlıklar var.Bu sayfada işte onları an-latmaya devam ediyoruz.

1900’lerden 2000’lere

KURTULUŞ SAVAŞIMIZ

Destan Destan Anadolu

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,32

Page 33: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

padişahın saltanatının selameti uğruna sessizce kabullenirken,başta gençler olmak üzere tüm vatanseverler öfkelidir. Birşeyler yapmak ve böyle eli-kolu bağlı, çaresiz teslim olmayıbeklemek gerektiğine inanırlar.

Hasan Tahsin'in sıktığı 'İlk Kurşun' hedefine ulaşmıştır...Gençler, gizliliğe de önem vererek biraraya gelirler ve yaptıklarıtoplantılarda silahlı direniş kararı alırlar.

Padişah yanlısı olan Ödemiş Kaymakamıyla yaptıklarıkonuşmalar sonucu, saf değiştirip, direnişi desteklemesinisağlarlar.

Askerlik Şubesi'ndeki komutan da vatanseverdir, direniştenyanadır. Askerlik şubesindeki tüm silahlar savaşmaya gönüllümilislere dağıtılır. Depoda bulunan tüm silahları da halka da-ğıtırlar...

Gençler ve yedek subaylar, bir yandan halkı ölüm-kalımsavaşına kazanırken, ev ev dolaşıp savaşacak milisleri toplarken,bir yandan da Yüzbaşı Tahir Fethi Bey'in komutası altındagerçekleştirdikleri çarpışmanın planlarını yaparlar...

30 Mayıs günü ilk Yunan birliğini getiren tren, 60 kişilikbir milis gücü ile durdurulur. Trende Yunan askerleriylebirlikte siviller de vardır. Treni durduran Milis Komutanı,Yunanlı komutana demir yolunu tahrip ettiklerini, bu yüzdenilerleyemeyeceklerini, eğer geri dönmezlerse, treni tümüyleimha edebilecek güce sahip oldukları" mesajını yollar. Budurum karşısında Yunan birliğinin komutanı çatışmadan çekilirve birliğini trenle birlikte geri çeker.

Bu zaferin etkisi büyük olur. Ancak rehavete kapılmazlar.Düşmanın takviyeli güçlerle yeniden geleceğine kuşkuduymazlar ve buna göre hazırlıklar yaparlar.

31 Mayıs 1919 gecesi tüm hazırlıklar tamamlanır. 1 Haziran1919 sabahı ilk çatışma, Zincirlikuyu mevkiinde başlatılır...

Bugün "ilk kurşun" adıyla resmi kayıtlarda geçen köy,düşmana ilk kez, örgütlü bir halk olarak, halk ordusu biçiminedönüşecek olan ilk silahlı birliğin düşmana "Dur" dediği, ilkkurşunları sıktığı yerdir.

H. İzettin Dinamo, "Kutsal İsyan" adlı,Kurtuluş savaşınıanlattığı eserinde bu süreci şöyle anlatıyor:

"Yemyeşil dağların namuslu ya da yiğit efelerin, tekirdenilen Ege ormanları kaplanının en eski cenneti olan Ödemişkasabası düşmanın İzmir işgalinde işlenen cinayetleri duymuşkara kara düşünüyor, yapacağını kestiremiyordu. İşe Ödemiş'inyetiştirdiği aydınlarla Ödemiş dağlarının, yetiştirdiği yiğitköylüler el koymuştu. Ödemiş'te atılan kurşunların yankısıdaha gür çıktı. Halk ordusunun düşmana ilk kurşunu attığıköy ve istasyona "ilk kurşun" adı verildi (H. İzettin DinamoKutsal İsyan syf 104)

Hasan Tahsin'in İzmir'de düşman sancaklarına sıktığı "İlkKurşun" nasıl Ödemiş halkını ayağa kaldırıp, silahlı bir halkolarak düşmana "ilk kurşun"u sıkmışsa, Ödemiş halkınınverdiği bu mücadelede, Anadolu'da birçok vatanseverin silahasarılıp dağlara çıkmasına ve bulunduğu yerde düşmana karşı

savaşmasına neden olmuştur...Ödemişli yiğitlerin sıktığı "İlk kurşun" un sesleri; Alaşehir'de,

Tire'de, Afyon'da, Antep'te, Maraş'ta, Karadeniz'de duyuluyor...

Maraş'ta Düşmana Sıkılan İlk Kurşun;Fransızlar, 25 Ekim 1919 günü iki bin kişilik kuvvetle

Maraş’a girdi. Cizvit papazları onları bando ile karşıladı.Ertesi gün beş yüz Cezayirli vs. asker daha geldi. (...)

Sütçü İmam, Fransız askerinin şehre girdiğinin ikinci günü,dükkânda işleriyle uğraşırken sokakta bir gürültü işitti. Karşıhamamdan çıkıp evlerine dönmekte olan üç çarşaflı ve peçeliTürk kadınıyla onların bohçasını taşıyan bir oğlan çocuğu, üçFransız askerinin saldırısına uğramıştı. Silâhlı ve süngülü üçkişilik devriye, kadınların hamamdan çıktığını görünce yanlarınasokulmuş ve içlerinden biri kadınlardan birinin peçesini açmakistemişti. Kadınla asker itişip dururken erkek çocuk elindekibohçayı bir yana fırlatarak hemen askerin bacaklarına bir dalışyapmıştı. Karşı kahvede kağıt oynayan Maraşlı birkaç erkek,yerinden fırladığı gibi kadınlarla çocuğun yardımına koşmuştu.İşte, tam bu sırada elinde tabancasıyla sokağa fırlayan Sütçüİmam, tetiğe dokununca kadıncağızın peçesini açmağa çalışanaskerin bir çığlık kopararak yere yuvarlandığı görüldü. Sağkalan iki asker, tabanları kaldırarak karargâha doğru kaçtı.

Sütçü İmam, hemen boş güğümlerini atının terkisine attı,kendisi de üstüne atlayarak Ahırdağları’nın yolunu tuttu.

Sütçü İmam, artık, Maraş’a yapılacak genel Türk saldırısınadek şehre dönmeyecekti.

Sütçü İmam’ın, kötü yabancıya ilk kurşunu yapıştırdığıgün tarih olmuştu 31 Ekim 1919.

HATAY-DÖRTYOL-Karakese KöyüDirenişinde düşmana sıkılan İlk Kurşun;

Fransız işgaline karşı Hatay ili Dört yol ilçesine bağlıKarakese köylüleri tarafından ilk silahlı direniş gerçekleştirildi.Düşmana İlk Kurşun sıkıldı.

Tarih, 19 Aralık 1918 Karakese köylüleri, köylerini, ırzve namuslarını korumak için savunma amaçlı barikatlarkurarlar. İşgalci Fransız ordusu ile girilen çatışmada onbeşFransız askeri öldürülürken, Karakese Köylüleri de 10 şehitvererek dağlara çekilirler.

Bu bölgede, Anadolu halkının işgale karşı İLK SİLAHLIdirenişi burada gerçekleşir.

Hatay-Dörtyol-Karaköse köylülerinin, Hasan Tahsin'in,Ödemişliler'in "yiğit Ordusu"nun, Sütçü İmam'ın Maraşlıların,sıktığı "ilk kurşun"ların sesleri yıllar sonra, Maltepe'den Kı-zıldereye, Dersim dağlarından Canikler'e, Toroslar'a, Gölgelidağlarına yayıldı... Leyla Komutanların, Bilgehanlar'ın, KemalAskeriler'in, Bahattin Anıklar'ın... silahlarından çıkan seslerdeyankılanıyor...

Bu sesler hiç susmayacak! Taa ki ülkemiz emperyalizmeve oligarşiye karşı verdiği Kurtuluş savaşında bağımsız, de-mokratik, sosyalist bir ülke oluncaya dek...

31 Aralık2017

Yürüyüş

Sayı: 47

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

333İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 34: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

HaklarımızıKazanmak İçin

HEP İLERİ!Ayşenur Şimşek Kamu Emekçileri

Kurultayı, 3-4 Şubat’ta Ankara’da top-lanıyor.

Kamu Emekçileri Cephesi’nin ön-derliğinde düzenlenen kurultayda,kamu emekçilerinin örgütlenmesindeve direnişinde daha ileri adımlar atıl-ması hedefleniyor.

Kurultay, iki gün boyunca açıkoturumlar, paneller şeklinde gerçek-leştirilecek.

Bu toplantılarda, kamu emekçile-rinin mücadelesinde son bir yılda Nu-riye Semih direnişi başta olmak üzere,yaratılan direnişler, direnişin çeşitlialanlardaki yansımaları, OHAL veKHK’lara karşı kamu emekçilerininmücadelesinin nasıl şekillendirileceğiele alınacak.

KURULTAY’IN HEDEFİ NE-DİR?

Kamu emekçileri, AKP faşizmi ta-rafından ekonomik, sosyal, ailevi, siyasal,örgütsel olarak tarumar edilmektedir.Hak arama yolları tıkanmıştır. Hak ara-manın tek yolu direnmektir.

Hiçbir direniş, örgütsüz zafere ulaş-maz.

İşte bu iki nokta, Ayşenur ŞimşekKurultayı’nın amacını da ortaya koyuyor:

DİRENMEK ve ÖRGÜTLENMEK!

OHAL’e, KHK’ya teslim olmaya-cağımızı, işimizi, emeğimizi sonunakadar savunacağımızı söyledik ve bunuyapıyoruz.

Şimdi kurultayla bu direnişimizi biradım daha ileri taşımak istiyoruz; bukurultayla örgütlenme açısından mevcutstatükoların dışına çıkmak istiyoruz.

3 milyona yakın kamu emekçisi var.Milyonları örgütleme iddiamız var. Ku-rultay’ı da bu iddiamızın gerçekleştiril-mesinde bir adım olarak görüyoruz:

Adımlarımız HEP İLERİ!

BU KURULTAY, “DÜNYAYIAYAĞA KALDIRAN” BİR DİRE-NİŞİN ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞ-TİR

BÜYÜK KEC DİRENİŞİNİNAÇTIĞI YOLDAN DAHA İLERİGİTME HEDEFİYLE TOPLAN

OHAL ile birlikte 130 bin kamuemekçisi tüm hakları ellerinden alınarakkapı önüne konulmuştur. KESK’in4099 üyesi işten atılmıştır. Yıllarcaemek verdiği işinden atılarak çaresizbırakılan emekçilerin kimi intiharetmiş, kimi seyyar satıcı olmuş, kimibunalımlara düşmüştür. Sebebi, ör-gütsüzlüktür.

İşten atılan KEC üyesi kamu emek-çileri, kamu emekçilerinin bunlaramahküm olmadıklarını gösterdiler. Aç-lığa yatarak, meydanlarda oturma ey-lemleri başlatarak, OHAL saldırılarıkarşısında en güçlü direnişi yarattılar.

Kamu emekçileri açısından üç farklıtarih yazıldı:

Biri KESK’in, “OHAL var direnişolmaz” diyerek yazdığı teslimiyetçitarih.

İkincisi: Örgütsüz on binlerce kamuemekçisinin yazdığı çaresizliğin tarihi.

Üçüncüsü: KEC üyesi kamu emek-çilerinin yazdığı direniş tarihi.

Nuriye Semih direnişi, AKP faşiz-minin de itiraf etmek zorunda kaldığıgibi, “dünyayı ayağa kaldıran” bir di-reniş olmuştur.

İki direnişçi, Türkiye’yi de, dünyayıda ayağa kaldırmıştır.

Bu, ideolojik politik kararlılığınve netliğin sonucudur.

Kamu Emekçileri Cephesi olarak,bu direnişle, her koşul altında direni-lebileceğini gösterirken, biz de bu di-renişten çok şey öğrendik.

Kurultayımız işte bu direnişin açtığıyoldan daha ileriye doğru gidecektir.

KURULTAY PROGRAMI:- 1. Oturum: Kamu Emekçileri-

nin Temel Sorunu: Örgütlenme

MECLİSLER, KOMİTELER VEDİRENİŞ

On binlerce kamu emekçisinin hak-larını savunabilmek için, kamu emek-çilerinin faşizme, emperyalizme karşımücadelesini büyütebilmek için, örgüt-lenmeliyiz.

Kamu emekçileri ancak örgütlenerekgüç olabilirler. Örgütlenerek çaresizliğiaşabilirler.

Peki nerede, nasıl örgütleneceğiz?

KESK, KHK ile işten atılan 130 binkamu emekçisinin haklarını savunma-yarak,

KHK ile işten atılan 4099 üyesi içinhiçbir direniş örgütlemeyerek,

“İhraçlar Kurultayı” yapmasına rağ-men, aldığı kararlara sahip çıkmayarak,

KAMU EMEKÇİLERİNİN İÇİNDEHAKLARINI SAVUNABİLECEĞİBİR SENDİKA OLMAKTAN ÇIK-MIŞTIR. ÖRGÜTLENME AÇISIN-DAN KESK ARTIK BİR ALTERNATİFDEĞİLDİR.

KESK’İN BU HALİYLE DÖNÜŞ-MESİ, DEVRİMCİLEŞMESİ DEMÜMKÜN DEĞİLDİR.

KESK bir şey yapmıyor. Ancakbizler KESK’e mecbur değiliz. Kendi

0

04

ANK AARK

AAYŞENUR ŞİMŞEKKAMU EMEKÇİLERİ KURULTAYI

TOPLANIYOR

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,34

Page 35: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

yolumuzun taşlarını kendi ellerimizleöreceğiz. Memur meclislerimizi kurmakve yaygınlaştırmak bugün için çok dahafazla aciliyet isteyen bir durumdur. Mecl-islerimizi kurmalı ve yaygınlaştırmalıyız.

Bizler 90’lı yılların devlet terörününen yoğun olduğu zamanlarda örgütle-nerek sendikalarımızı kurduk. Bugünde tarihimizden aldığımız bu güçle mecl-islerimizi kurarak kamu emekçileriniörgütleyeceğiz. Bugün direnen bir tekbiz varız. Bu direnişi tüm kamu emek-çilerine mal etmek için, birebir kitle ça-lışmasıyla işyerlerindeki çalışmalarımızla,içlerinde olmalı ve örgütlenme yapma-lıyız.

Kamu emekçilerinin kendi sorunla-rına sahip çıkması, OHAL’e, KHK’larakarşı haklarını arayacak hale gelmelerinintek yolu meclislerde örgütlenmektir.Meclislerimizi tanıtmak, işleyişimizi an-latmak, kamu emekçilerini bu meclisinbir parçası haline getirmek, AKP’ninpolitikalarına karşı vurulacak en büyükdarbe olacaktır.

KESK’in içinde örgütlü ama aslındaörgütsüz olan ya da hiçbir kuruma bağlıolmayan milyonları örgütlü hale getirecekolan meclislerimizle direnişimizi büyü-teceğiz.

- 2. Oturum: Direnişin Yarattık-ları

KARARLILIK, İDEOLOJİK NET-LİK, YARATICILIK EN YAKINLA-RINDAN BAŞLAYARAK, HALKAHALKA HER ALANI HAREKETEGEÇİREN POLİTİKALARIMIZ

Nuriye direnişe başladığında tek ba-şınaydı. İnsanlar ona uzaktan bakıyorlar,yanına dahi yaklaşmaya korkuyorlardı.Sonra adım adım geldiler. Direnişin birparçası oldular.

Onların direnişi AKP’nin teslim alma,halkın tüm direnme yanlarını köreltmepolitikasını boşa çıkardı. Tek başına daolsa direnilir düşüncesini yerleştirdi.

AKP faşizminin göründüğü kadargüçlü olmadığını gösterdi. AKP bir yılı

aşkın süre boyunca, bu direnişi kırmakiçin işkenceden gözaltında tutuklamalara,psikolojik savaş yöntemlerine kadar heryola başvurdu.

Bu düşünce, işçilerden aydınlara,sanatçılara her alanda etkisini gösterdi.Çünkü direnmek yaşatır, direnmek güçverir. Halkımız, sanatçılarımız bu dire-nişten güç aldılar.

Direnişin yaydığı umutla karamsarlıkdağıtıldı.

Düne kadar kendi dünyasında yaşa-yan eşler, anneler, arkadaşlar, dostlarbugün direniş ailesinin bir parçası halinegeldiler. Kimi zaman yerlerde sürükle-niyor, gaza boğuluyor, gözaltına alını-yorlar. Direnişi sahiplenmek, direnişinbir parçası olmak en sıradan insanı dahibugün kahramanlaştırıyor. Bunu yaratanKEC’tir. Bizim politikalarımızdır. Umut-suzluk nasıl ki insanda, sanatta ve yaşa-mın her alanında yozlaşmayı getirirse,direnme de kendi kültürünü ve sanatınıoluşturuyor. AKP’nin yıkmak, yok etmekistediği bu kültürdür. Direnişimiz buyönüyle yozlaşmaya karşı barikatımızdır.

Bu oturumda, işte bütün bu siyasalsonuçlar ele alınacak.

- 2. Gün, 1. Oturum:

NURİYE SEMİH DAVASI VE KA-NUN HÜKMÜNDE KARARNAME-LER SALDIRISI

AKP faşizmi en başından beri direnişikırabilmek için hemen her yolu denedi.Direnişçiler haklarında broşür çıkardı,olmadı gözaltına aldı, olmadı tutukladı.Uydurma deliller, itirafçıların iftirayladirenişin meşruluğunu gölgelemek istedi.

Ne yapsalar, ne söyleseler boşa çı-kardık. Haklı ve meşru olan direnişimizdi.Nuriye de, Semih de tutuklulukları bo-yunca tecrit edildiler. Güneş bile onlarayasaklandı. Direnişi kırabilmek için he-men her yolu denediler. Ancak başara-madılar. KEC olarak tutuklandıklarıgünden itibaren Nuriye ve Semih’i dahafazla sahiplendik. Eylemlerimizle, çağ-rılarımızla halkımızı bu direnişin ve sa-

hiplenmenin bir parçası haline getirdik.

Milyonlarca insan çok çeşitli biçim-lerde Nuriye ve Semih’in serbest bıra-kılması için mesaj ses verdi. Sanatçılarhazırladıkları videolar aracığıyla NuriyeSemih davasını sahiplendi.

Tutuklulukları boyunca gündemdeyine hep onlar vardı. Duruşmalarda sa-vunmaları ile faşizmin hukuksuzluğunuteşhir ettiler.

Semih Özakça savunmasında şöylediyordu:

“Süleyman Soylu bizimle ilgili çokşey söyledi, inandıramadı insanları. Ba-kanlık eliyle kitapçık yayınladı. Soylubizi hedef gösterdi zaten, terörist ilanetti. Peki, bu mahkeme niye kuruldu?Asıl suç olan budur. ...Amaçları biziunutturup zorla müdahale edip, bizi ya-şayan ölü haline getirmekti. Son olarakşunu söylemek istiyorum: Verin kararınızıperde kapansın.”

Nuriye’ye ise verdikleri ceza ile di-renişi cezalandırdıklarını sandılar. OysaNuriye tahliye olduktan sonra şöyle di-yordu direniş için:

“Kendi geleceğimiz için bir şey yap-mak zorundayız. Bizim için insanlargüzel bir sahiplenme gösteriyorlar amabelki bir adım daha atmamız gereki-yordur. Onun dışında bizim için olarakgörmesinler herkes kendisi için yapı-yor.”

Bu oturumda, Nuriye Semih dava-sının hukuki boyutunu, direnişin meş-ruluğunu ele alacağız.

Bugün bu büyük direnişten dolayı,Nazife Onay ve Celal tutukludur.

- Nazife Onay’ı ve Celal’i faşizminelinden çekip almak

- Yüksel direnişini her koşul altındasürdürmek bu kurultayın amaçlarındanbiri olacaktır.

- 2. Gün, 2. Oturum:

İHRAÇLAR KARŞISINDA İKİTAVIR: KESK VE KEC

Bu oturumda ihraçlar karşısında iki

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

335İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 36: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

farklı tavır tüm yönleriyle ele alınacak.

Nuriye ve Semih direnişi başladığındaKESK, direnişi görmezden geldi. Yok saydı.Direniş güçlendiğinde, halkı, kamu emek-çilerini etkiler hale geldiğinde, KESK,OHAL’e teslim olmamaktan, direnmekten,Nuriye ve Semih’e sahip çıkmaktan sözetti.

Ancak bunun hiçbir pratik karşılığı yoktu.

Yapmak istediği mitinglere izin verilmedi.Peki, KESK ne yaptı? Yasaklara boyun eğdi.

İşten atılan kamu emekçileri için “İhraçlarKurultayı” düzenledi. Bol bol “ceğiz-cağız”diyerek vaatlerde bulundu. Tipik burjuvapolitikası ile günü kurtarmaya çalıştı.

Oysa kurtardığı bir şey yoktur.

Nuriye ve Semih her geçen gün ölümebiraz daha yaklaşıyor. Hala kamu emekçileriişten atılıyor. OHAL devam ediyor ve güneyeni çıkarılan bir KHK ile başlıyoruz.

KEC’li memurlar, KESK genel merkez-lerinde oturma eylemi sürdürüyor. KESK,orada dahi Nuriye ve Semih’in sesini duy-muyor!

KEC olarak başından beri bu saldırılarabarikat olduk. Direnme geleneğimize yenihalkalar ekledik. Yüksel Caddesi direnişimizehiç ara vermedik.

Susmak, sahiplenmemek, direnenlerinyanında olmamak ancak AKP’yi güçlendirir.

Bu nedenle KEC önderliğinde düzenlenenbu kurultay önemlidir.

KEC olarak aldığımız kararların arkasındaduruyoruz. Hiçbir kararımızı sahipsiz bı-rakmıyoruz. Bu nedenle bugün çok açık bi-çimde biz ve onlar diyebiliyoruz. Biz dire-niyoruz, onlar ise rahat koltuklarında günlerinigün ediyor.

Biz direnerek kendi yolumuzu yapıyoruz.Tüm kamu emekçilerini bu yolda birleşmeyeçağırıyoruz.

Alacağımız kararların hepsini hayata ge-çirme kararlılığımızla, kurultayımızda dahagüçlü bir direniş hattı ve daha güçlü bir ör-gütlenme yaratacağız.

Kurultayımız AKP faşizminin karşısınadaha güçlü bir şekilde çıkmanın bir aracıdır.

Tüm KEC’liler’e çağrımızdır:

3-4 Şubat Ayşenur Şimşek kurultayımızıbu bilinçle sahiplenmeliyiz.

AYŞENUR KİMDİR?BİR YOLDAŞI ANLATIYOR: AYŞENUR OLMAK HER KOŞULDADİRENMEKTİR

Tek başınaydı ama o bir Cepheliydi.

Kimi zaman çalıştığımız yerde tek olmak,bir şey yapmamanın gerekçesi olur. Oysabir cepheli tek başına da olsa orada çok kişiolmayı becerebilmeli, örgütçülüğün cepheliolmanın önemli bir özelliği olduğunu görmelidir. Ayşenur da tek başınaolanlarımızdandır. Hareket ona bulunduğu alanda sendika çalışmasıyapmasını söylemiştir. Onunla birlikte koşturacak, iş yapacak kimseyoktur. Ama gelen emirleri, verilen görevleri harfiyen yerine getirme so-rumluluğu hiçbir zaman "bu iş olmaz, kimse yok" dedirtmemiştir Ayşenur'a.Sessiz, sakin kurulmuştur Sağlık-Sen. Ayşenur'un emeğiyle, sabrıyla ku-rulmuştur. Tek tek ilgilenir insanlarla. Konuşur anlatır, eğitir insanları,her gece bir başka ilişkisinin evinde kalır Ayşenur ve hayatı paylaşırinsanlarla. Çalışmaları sonuç verir. Çevresindeki insanlar netleşir ve Sağ-lık-Sen'in kurucuları haline gelir.

Parçacı değil, Cepheyi düşünendir Ayşenur. Devrimci Memur Hareketisağlık iş kolunda yeni örgütleniyordur, ama o insanlarıyla, tüm gücüylehareketin genel kampanyalarına katılır. Kampanya içinde en aktifbirimlerden biridir. Yine Ayşenur'un hareketi sahiplenişi ve bağlılığı onungünlük yaşamda verdiği tüm kararlarda kendini hissettirir. Örneğindarbecilik sürecinde yaşanan tartışmalarda doğru tavrı alıp gelişmelerideğerlendirerek, diğer insanların da kavramasını sağlamıştır. Ve zorsüreçlerin insanı olduğunu kanıtlamıştır.

İnsanları tüm yönleri ile değerlendirme ve sonuç çıkarma yeteneğinesahiptir Ayşenur. İlgilendiği insanların olumsuzlukları vardır, bilir. Ancakolumlulukları onun için asıl öne çıkarılan yandır. Olumlu yönlerini değer-lendirip geliştirmesini bilendir. Hareketi geliştirmenin insanları geliştirmektengeçtiğinin bilincindedir.

Hırslıydı, yani Cepheliydi Ayşenur. Biliyordu ki yeni bir dünya kurmak,dünyayı fethetme coşkusu ve hırsıyla dolu olmak demektir. Dolu dolu ya-şıyordu bunu. Bu hırsla sarılıyordu işlerine. Planlı programlı olması, herinsanda bir olumlu yan görüp oradan yaklaşması, işlerini sonuç almadanbırakmaması bundandı.

Cephe kültürünü kavrayandır Ayşenur. Mütevazidir örneğin. Demokratikalanda yeraltı çalışmasını ustaca yapıyor olmasının bir nedeni de budur.Tavır ve davranışlarında, konuşmalarında kimse hissetmemiştir onunsorumlu olduğunu. Sıradan bir insan gibi girip çıkmıştır kurumlara.

Ve işkencede ser verip sır vermeyendir Ayşenur. Onun direngenliği,hareketi sahiplenişi çileden çıkarmıştır işkencecileri. Ölüm korkusunu,çoktan yenmiştir Ayşenur. Ailesine olan duygusallığını halka duyduğusevgiyle Cephenin bir savaşçısı olmanın bilinciyle yenmiştir.

Ve zaferi kazanan olmuştur Ayşenur. Zafer milyonlarca emekçinin ya-şaması için ölmeyi bilmektir. Zafer, düzenin yozluğundan, bencilliğinden,çürümüşlüğünden çekip almaktır insanları. Zafer, umudun adını nakışnakış işlemektir hastane duvarlarına. Dalgalandırmaktır orak çekiçlibayrağı alanlarda.

Zafer özgürlük için, gelecek için, milyonların kurtuluşu için düşebilmektiryollara emin adımlarla. Ve zafer haykırabilmektir inancını kurşunadizilirken bile. Tanya ve Ayşenur gibi.

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,36

Page 37: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

- ÜNİVERSİTE ETKİNLİĞİN-DE TEŞEKKÜR PLAKETİ NİYE-TİNE 'UZUN NAMLULU SİLAH'

* Ülkü Ocakları'nın Konya SelçukÜniversitesi Süleyman Demirel Kül-tür Merkezi'nde düzenlediği etkinlikteverilen hediyeler arasında uzun nam-lulu silahlar yer aldı.

14 OCAK BİRGÜN� MHP’lilerin vereceği hediye

ancak silah olur. Çünkü faşizmsadece yok etmeyi bilir. Ve o si-lahlarla ülkemizde onlarca biliminsanını katlettiler. Onlarca halkçocuğunu katlettiler.

- TRAFİK ÇEVİRMESİNDENKAÇINCA VURULAN 16 YAŞIN-DAKİ GENÇ YAŞAM SAVAŞINIYİTİRDİ

* Gaziantep’te yılbaşı akşamı çe-virme noktasından kaçtığı için polisinaçtığı ateş sonucu ağır yaralanan16 yaşındaki Ekrem Görkem Kara-kan, 13 gün süren hayat mücadelesinikaybetti. Liseli Karakan’ın organlarıailesi tarafından bağışlandı.

14 OCAK CUMHURİYET� AKP’nin polisine sınırsız

katletme izni devam ediyor. AKP’limilletvekilinin çocuğunu dövdülerdiye tüm polisleri sıraya dizenlerhalkın çocuklarını katledenlerinsırtını sıvazlıyor.

- AKP'NİN YENİ 'TARİH YA-ZIMI' PROJESİ

* AKP, tarihi bilim değil kitlelereulaşmak için bir araç olarak görü-yor.

16 OCAK CUMHURİYET� Dizi filmlerle tarih yazımı

yapıyor AKP. Yeni Osmanlıcılıkgibi bir ideoloji yaratmaya çalışı-yor. Ancak AKP’nin eski Osmanlı’dan hiçbir farkı yoktur. Tıpkı Os-

manlı gibi vakıflar açıp rüşvettopluyorlar, ülkemizin zenginlik-lerini emperyalistlere peşkeş çe-kiyorlar, halk aç ve yoksulkentıpkı Osmanlı gibi kendilerine de-vasa saraylar yapıyorlar. Osmanlınasıl çöktüyse bu yozlaşmanın ar-dından AKP iktidarı da öyle çö-kecektir. Temeli çürük düzenlerinidizileri de kurtaramaz.

-AKADEMİYE AKP AYARI* Yargıda olduğu gibi akademide

de kendi kadrolarını oluşturmak içinharekete geçen hükümet yeni modelledil bilmeyen doçentler, makale ya-yımlayamayan hocaları üniversitelereyerleştirecek

16 OCAK BİRGÜN� AKP’nin ülkemizde bilim

insanı yetiştirmek gibi bir derdiyoktur. Tek kıstası kendisine gö-bekten bağlı olmaları… O nedenlede ne dil bilmelerinin ne de makaleyayınlamalarının hiçbir önemiyoktur.

- BİR ZAHMET: SAĞLIK BA-KANLIĞI ‘HAMİLE ÇOCUK’ LİS-TESİNİ İNCELEYECEK

* Küçükçekmece ilçesindeki Ka-nuni Sultan Süleyman Eğitim veAraştırma Hastanesi’ne beş aylıksüreçte yaşı 18’in altında 115 çocu-ğun hamile olarak geldiği, 38 çocu-ğun 15 yaşından küçük olduğu, va-liliğin soruşturma izni vermediği,dahası durumu ortaya çıkaran me-murun sürgün edilip hakkında ince-leme başlatıldığı ortaya çıkmıştı.

17 OCAK DİKEN� Bu haberin gösterdiği tek

bir gerçek vardır. O da yozlaşma.AKP dönemi Türkiye’si tam an-lamıyla toplumun çökertilmesi içinçalışıyor. Hiçbir ahlaki değer bı-

rakılmamacasına halka saldı-rılıyor. Bu durum AKP’nin bi-linçli politikasının bir sonucu-dur. Halkı yozlaştır, din adı

altında çürüt ve istediğin gibi yö-net…

- TÜSİAD ‘CİNSİYET EŞİTLİ-Ğİ’ DİYEREK İSİM DEĞİŞTİRDİ:‘İŞADAMLARI’ GİTTİ, ‘İŞ İN-SANLARI’ GELDİ

18 OCAK DİKEN� Adı ister işadamı ister işka-

dını olsun. TÜSİAD halk ve vatandüşmanı bir örgütlenmedir. Ülke-mizin emperyalizme göbekten ba-ğımlı olmasının baş sorumlusudur.AKP ile ortak çalışarak halkakarşı alınan tüm kararlarda bir-likte hareket edendir. Kısacası TÜ-SİAD adını ne yaparsa yapsın tekbir gerçeği değiştiremez. O dahalk düşmanı olduğu gerçeğini.

-AKP'YE ÖDENEK DAYAN-MIYOR: BAŞLANGIÇ ÖDENE-ĞİNİ DİNLEYEN KURUM YOK

* Maliye Bakanlığı MuhasebatGenel Müdürlüğü’nün açıkladığıkamuda 2017 yılı harcama rakam-ları, “israfı bitireceğiz” şeklindeaçıklamalar yapan hükümeti yalanlarnitelikte. Muhasebat Genel Müdür-lüğü’nün açıkladığı rakamlara göre,aralarında Cumhurbaşkanlığı, Baş-bakanlık, Diyanet İşleri Başkanlığıve birçok bakanlık, TBMM tarafındanbelirlenen başlangıç ödenekleriniyıl içinde artırdı.

18 OCAK BİRGÜN� “Devletin malı deniz yeme-

yen domuz” Bu söz AKP politika-sının özetidir. Çalıp çırptıkları,babalarının malı gibi kullandıklarıhalkın malı halkın parasıdır. AKPsözde dindar, sözde Müslümandır.Ancak bu kadar israfa denilecektek bir söz vardır: AKP haramdenizinde yüzüp halka din satı-yor.

ANADOLU’DAN HABER-YORUM

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

37İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 38: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

- AKŞENER SAVCILIĞA BİLGİVERDİ: Kamp varsa devlet bunlarıtespit edebilir

* İYİ Parti Genel Başkanı MeralAkşener, “Tokat ve Konya’da silahlıeğitim kampları bulunduğu” iddia-sıyla ilgili soruşturma açan ve bil-gisine başvuran Ankara CumhuriyetBaşsavcılığı’na değerlendirme yap-tı

18 OCAK CUMHURİYET� Akşener bu işleri iyi bilir.

Ne de olsa Tansu Çiller ve MehmetAğar ile birlikte organize ettiklerisayısız kontrgerilla katliamınaimza attı. Bugün AKP’nin sivilfaşistleri eğitmesi onun hiç de ya-bancısı olmadığı bir durumdur.AKP yerine kendisi iktidarda olsaçok daha fazlasını yapacağındankuşkumuz yoktur. Bugün yaptık-ları ile kendi suçlarını aklayamaz.

- ABDÜLKADİR SELVİ: TÜR-KİYE İNCİRLİK'İ KAPATMAK

İÇİN AMERİKA'YA MESAJ İLET-Tİ!

* Hürriyet yazarı Abdulkadir Sel-vi, Türkiye'de bulunan İncirlik veKürecik üsleri ile ilgili olarak ABD'yemesaj iletildiğini söyledi.

19 OCAK YURT� AKP iktidarı İncirlik Üssünü

kapatamaz. Emperyalizme gö-bekten bağlı bir iktidar olarak sü-rekli ABD’nin desteğine ihtiyaçlarıvar. Ne de olsa halka karşı savaştabirlikte hareket ediyorlar. İncirliküssünü kapatma işi AKP’nin değildevrimcilerin yapabilecekleri birşeydir. Çünkü gerçek anti-emper-yalistler devrimcilerdir. AlişanŞanlılar’ dır. AKP ise ancakABD’nin kuklasıdır.

- PİYASA ÇOKULUSLU ŞİR-KETLERLERDE, YEREL TOHUMİSE ENGELLENİYOR

* Türkiye’de toplam 791 tohumşirketi bulunuyor. Bunların 739’uyerli, 30’u yabancı, 22’si ise yerli

ve yabancı ortaklı şirketler. Nicelikolarak her ne kadar yerli sayısıfazla gözükse de önemli olan şir-ketlerin niteliği. Başka bir deyişleaz sayıdaki yabancı ve yabancı or-taklı şirketin toplam pazardan al-dıkları pay.

Yabancı şirketlerin payı yüzde90’a ulaşıyor.

19 OCAK BİRGÜN� AKP ağzından milli ve yerli

sözünü hiç eksik etmiyor. Bu kadarçok yalanın ardında yatan iseAKP’nin gerçek yüzünü örtmeçabasıdır. Sürekli milli ve yerliüretim diyorlar. Ama tarımda to-humu dahi yabancı şirketlerdenalıyorlar. Öyle ki bu şirketlerinpayı yüzde 90’a ulaşmış durumda.AKP’nin hiçbir yerli ve milli yanıyoktur. Öyle bir derdi de yoktur.Tek dertleri çalmak, daha çok çal-maktır. Yerli tohum üretmek dedevrimcilerin işidir.

İzmir Halk Cephesi’nin de aralarında bulunduğubileşenler 19 Ocak'ta Türkan Saylan Kültür Merkeziönünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıkla-mada; “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça bugünaçlık grevinin 317. günündeler. Tam 317 gündüraçlık grevinde olan iki eğitimcinin durumları gittikçekötüye gitmekte denilerek Ankara Tabib odasınınyaptığı son açıklama ile açlık grevinin 241. günündeolan Esra Özakça’nın 57 kilodan 37 kiloya, 317.gününde olan Semih özakça’nın 86 kilodan 45kiloya, Nuriye Gülmen’in ise 59 kilodan 33 kiloyadüştüğü bilgisi verilerek Nuriye ve Semih’in güngeçtikçe ölüm riskleri artmaktadır. Nuriye ve Semih’ineriyen sadece bedenleridir. İnançları, karanlığa karşıcesaretleri, işleri için direnme kararlılığı ise gün geçtikçeartmaktadır” denilerek açıklamaya her gün biz halklarayönelik saldırılar artmakta iktidardakiler korkularını çı-kardıkları KHK’lar ile biz halklara bulaştırmak istemek-tedirler. Bu çıkardıkları yasalar ve bu kadar saldırmalarınında onların çürümüş sistemlerinin ömrünü tamamladığınıbelirterek devam edildi. Tüm bu saldırılarına ve çürü-

müşlüklerine en güzel yanıtı bizler Nuriye ve Semih’tenaldığımız derslerle, iki emekçinin direnme kararlılıklarını,umutlarını örnek alarak verebiliriz. Nuriye ve Semih’inyoldaşları olarak buradan onların işe bir an önce iadeedilmelerini ve taleplerinin kabul edilmelerini istediğimizihaykırıyoruz" denildi. İzmir Emek ve demokrasi güçleri,Kadın meclisleri destek vererek katılım sağladı. Açıklamaya150 kişi katıldı.

NU-SE'NİN DİRENME KARARLILIĞINI,UMUDUNU ÖRNEK ALABİLİRİZ

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,38

Page 39: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

HALKIN MÜHENDİS Mİ-MARLARI 21 OCAK’TA KENT-SEL DÖNÜŞÜM PROJESİ’NİNBİR YAĞMA, İSTİLA POLİTİ-KASI OLDUĞUNU BELİRTE-REK ŞU AÇIKLAMAYI YAPTI-LAR:

“Ülkemizdeki pek çok yoksul ge-cekondu mahallesi, kapitalist yönetimanlayışının ekonominin lokomotifiolarak benimsediği inşaat sektörüyatırımlarının sürekli artışını sağlamakadına resmi yıkım aracı olarak kul-landığı “kentsel dönüşüm projeleri”ile yok edilmeye çalışılıyor. Bu ma-hallelerden birisi olan Küçük Armutlu,İstanbul’un kolektif emekle kurulmuşdiğer gecekondu mahallelerinden,barındırdığı sosyal örgütlenme vekültürel yapısıyla, diğer direngenmahallelerden ise, boğaza hakim ko-numuyla oluşan “rant değeri” nede-niyle farklılaşarak ayrı bir önem ka-zanmaktadır. Bu anlamda yayınlananprojenin modelleme görüntülerinin,ilk bakışta göze çarpan mahalleninmevcutta sahip olduğu bağlamı red-deden, yapılaşmanın kendine özgükimliğinden ve orada süren yaşamniteliklerinden kopuk, mahalleninkullanıcısını yok sayan, teknik an-lamda ise en temel tasarım ilke ve

duyarlılıklarından dahi uzak içeriğiniortaya koymak gerekmektedir…

Bahsi geçen proje 140 hektar bü-yüklüğünde; mahallenin tamamınınyıkılması ve yerine lüks bloklarıninşa edilmesinin planlandığı sadecebu büyüklükten dahi çıkarılabilir.Proje mükellifi ekibin tasarımlarınıaçıklarken kullandıkları bazı ifadelerşu şekildedir:

“…mevcut arazi dört tarafı yol-larla çevrili bir adayı andırmaktadır.Topoğrafyası ise ada konsepti ileuyumlu… suyun içinden yükselen te-peler karakterindedir… Araziyi oluş-turan üç tepe, aynı zamanda projeninde üç ana bölümünü oluşturmakta-dır… Eteklerdeki yerleşime uygunolmayan alanlar, ‘yeşil alan’ ve ‘rek-reasyon alanı’ için ayrılmış, mevcutsu peyzaj elemanı olarak kullanıl-mıştır.”

Tektonika Mimarlık:

Fatih Sultan Mehmet MahallesiKentsel Tasarım Projesi AçıklamaRaporu

Proje açıklamasında “ada” ile ta-riflenen bölge, esasen bir“mahalle”dir. Bir diğer deyişle, projeekibinin bir yapı adasında çalıştığınızannettiği alan, bir mahalledir…Önerilen projenin açıklama raporunda“eteklerdeki yerleşime uygun olmayanalanlar” olarak tariflenen ve “mevcutsuyu peyzaj elemanı olarak kullan-

dığı” iddia edilen alanlar ise aslındahalihazırda aktif olarak (ve eğimliarazide kademeli yerleşime sahipyerleşim birimleri olarak) kullanıl-maktadır. Mahalleli, sözü edilen yeşilalanlarda bahçecilik yapmakta, yazve kış ayları boyunca meyve-sebze-lerini buralarda yetiştirmektedir…

Küçükarmutlu Mahallesi çeşitlitasarım kararları ile iradi olarak ku-rulmuştur. Bir diğer deyişle, organikve tesadüfi oluşmuş bir yerleşim bi-rimi değildir. Hem kurulum aşama-sında hem de on yıllar içerisindekibüyüme sürecinde kontrol edilen (vesözlü kültür aracılığıyla nesiller ara-sında aktarılan) tasarım kriterleri bu-lunmaktadır… Önerilen projede isebloklar bitişik nizamda konumlan-mıştır. Her parselde bir bahçe olmasıgibi net bir tasarım kararını bir kenarakoyalım, herhangi bir yeşil alan aktifbir mekân olarak kurgulanmamıştır.Proje görsellerinde görülen yeşil alanve ağaçlar bir imge niteliğinde olup,projenin göz boyaması için kullanıl-mış, nitelikten yoksun boş alanlar-dır.

Mahallede var olan sosyal yapınınoluşmasında hemşerilik, ortak bir ta-rihe sahip olma, birlikte yaşanmış-lıkların sağladığı birikimin yanı sıra,mekânsal düzenlemenin de etkisivardır. Öyle ki neredeyse tüm ko-nutlar, birbiri ile sıkı ilişkili, görselve işitsel bağ kurulabilecek nitelikte

Küçükarmutlu bir“arsa” değil, halkın

yaşadığı bir mahalledir

Kentsel Dönüşümün Kent Yaşamınıİstilasında Bir Diğer Durak: Küçük

Armutlu Mahallesi Kentsel DönüşümProjesinin Yağmacılığı

Mimar meclisi olaraktüm mimarları,

mimarlık öğrencilerini,akademisyenleri “rant içindeğil halk için mimarlık”

yapmaya çağırıyoruz!

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

39İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 40: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

tasarlanmıştır...

Yer ile bir ilişki kurmayan, mahallede yaşayan halkınsınıfsal durumunu, gelir düzeyini, kültürel yapısınıtasarım girdisi olarak kabul etmeyen, yani bir iyileştirmeprojesinde en temel çıkış noktası olması gereken verileriyok sayan bir proje önerisinin amacının fiziki şartlarıiyileştirme olmadığı, aksine bir mutenalaştırma (soylu-laştırma) girişimi olduğu açıktır…

Projeye dair yayınlanan bilgiler ve mimarlık şirketininsunduğu çeşitli görseller, bu projenin de Türkiye’dekive özellikle İstanbul’daki diğer kentsel dönüşüm projelerigibi rant odaklı ve bölgenin demografik yapısını bilinçlive kasıtlı biçimde değiştirmeyi amaçlayan bir girişimolduğunu her yönüyle göstermektedir…

Küçük Armutlu mahallesinin kentsel dönüşüm aracılığıile yok edilmesiyle karşı karşıya kalması bu mahalleyeözgü bir örnek değildir. Benzer süreçler ülkenin pek çokfarklı mahallesinde de yaşanmaktadır. Tüm Türkiye ge-nelinde 1950’li yıllarda başlayan kırdan kente göçdalgaları nedeniyle, kırsal alanlardan büyük şehirlereçalışmaya gelen yoksul halkın, en temel insani haklardanolan “barınma hakkı” dahilinde kendi imkanları ile inşaettikleri Küçük Armutlu ve benzeri pek çok yerleşimyeri oluşmuştur… Bugün, bu mahalleler benzer yaşamalanlarından çıkıp kente dahil olmuş ve gündelik uğraşlarile sermaye düzeninin getirdiği çeşitli sanal zorunluluklarınbaskısı altında kendilerine ve birbirlerine yabancılaşmışinsanların, ortak dayanışma geçmişine dair birer izolması nedeniyle de değerlidir. Hatta tam da bu yüzdenbu nirengi noktalarının, dayanışmanın mümkünlüğünügösteren bu yaşam alanlarının iktidar sahipleri tarafından,öncelikle yok edilmesi, hafızalardan silinmesi ve sunu-landan daha iyi bir kentsel yaşama dair umutlarınivedilikle bertaraf edilmesi hedeflenmektedir.

Mimar Meclisi olarak, sermaye sistemi altında veemperyalist politikalar tahakkümünde, yoksul mahallelerdeyapılmış, yapılmakta ve yapılması planlanan kentseldönüşüm projelerinin, mimari nitelikleri ne olursa olsun,üretilen görseller ne kadar göz boyayıcı olursa olsun,sistemin iç ilişkileri nedeniyle hiçbir şekilde kamu yararıodaklı olamayacağının tekrar altını çizmek isteriz. Buyüzdendir ki ülkemizde uygulanan kentsel dönüşümprojelerinin anlamı, işleyişi... sorgulanmadan girişilecekolan her proje halka yararlı olmaktan uzak, meslekahlakına zıt bir proje olmaya mahkumdur. Mimar meclisiolarak tüm mimarları, mimarlık öğrencilerini, akade-misyenleri “rant için değil halk için mimarlık” yapmayaçağırıyoruz!”

Grup Yorum’ un Hasta Tutsak ÜyeleriSerbest Bırakılsın!

Grup Yorum’un tutsak hasta yoldaşlarının durumunailişkin yaptığı açıklamadan bölümler yayınlıyoruz:

“Bir kültür merkezi düşünün; halk için sanat yapan,yaptığı tüm üretimleri halkın yararına olan ve sürekliolarak polis tarafından tacize uğrayan, 1 yıl içerisinde de 4defa basılan ve 14 çalışanı tutuklanan!

Haklı olan, doğru olan, halktan yana olan biziz; bundandırki baskıları hız kesmiyor ve işkencelerine devam ediyor-lar.

Grup Yorum’un tutsak elemanlarının tedavi hakkıengelleniyor! AKP faşizmi suç işlemeye devam ediyor!Tutsaklarımızın başına gelebilecek her şeyden AKP fa-şizmi sorumludur!

Hasta tutsaklarımız Dilan Ekin ve Dilan Poyraz’ın biran önce tahliye edilmesi gerekiyor. Dilan Ekin her an felçriski taşıyor, Dilan Poyraz ise kanser riski ile karşı karşıya.Daha 18 ve 20 yaşında iki gencecik insan, faşizmin zin-danlarında hastalıkları ile baş başa bırakılmaya çalışılıyor.İkisi de sağlık olarak riskli durumdadırlar, bir an öncetahliye edilip tedavilerinin yapılması gerekiyor.

Tutsaklarımız aylardır keyfi olarak hapishanelerde tu-tuluyor. Birçok hakları gasp ediliyor. Gönderdiğimiz kitaplardahi verilmiyor. Son çıkardığımız albümün kapağını bilevermediler Grup Yorum üyelerine. Sohbet hakları ellerindenalınıyor. Mektupları engelleniyor. Son KHK ile Tek TipElbise dayatılıyor. Her gün işkence görüyorlar. Her görüşsonrası ailelerden öğrendiklerimiz işkencenin boyutunubizlere anlatıyor.

Bizler, sanatımıza yapılan tüm saldırıları, gözaltı ve tu-tuklamaları, onursuzca, ahlaksızca yapılan işkenceleri teşhirediyoruz. Kültür merkezi çalışanımız Taylan’ın baskın es-nasında gördüğü işkencenin kanıtıdır kanlı gömleği. BergünVaran’a yapılan işkenceyi hatırladınız mı? Saçlarınıkökünden kopardılar ve bunu yapan polis hala ceza almadıve Bergün saçları yolunduktan 2 hafta sonra Grup Yorum’aÖzgürlük istediği için gözaltına alındı ve tutuklandı. Tah-liyesinden 2 gün sonra tekrar gözaltına alındı ve tekrar tu-tuklandı. Neden? Henüz ne mahkemesi açıldı ne de somutbir delil var. Grup Yorum üyeleri haksız ve hukuksuzca tu-tuklandılar. Bu baskıya son verilmesi ve bu yapılan adalet-sizliklere ses çıkartmamız gerekiyor. Bizler bu işkenceyigözler önüne serdik ve teşhir ettik. Peki ya siz basın emek-çileri? Türkiye’de Grup Yorum’a yapılan bu baskıları gör-mezden gelmeye devam mı edeceksiniz?

Unutmayın; suçlu değil devrimci sanatçıyız biz. Bu ül-kenin, bu halkın sesi, bu halkın susmayan dili, sizlerin dedilidir. Grup Yorum her daim halkın yanında olmaya,halktan yana sanat yapmaya devam edecek!

Grup Yorum’un Hasta Tutsakları Serbest Bırakılsın!Grup Yorum’a Özgürlük!

GRUP YORUM

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

440

Page 41: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Ülkemizde Ruhi Su'dan, Mah-suni Şerif'ten, Aşık İhsaniler’densonra devrimci sanat geleneğinisürdüren sadece Grup Yorum kal-mıştır. Ruhi Su 1985'te ölmedi.1985'te Grup Yorum'un kuruluşuile birlikte bugün mücadelemizdehalen yaşamaktadır Ruhi Su. Çün-kü bu gelenek 33 yıldır sürüyor.

33 yıldır bedeller ödüyor vehalk için türküler söylemeye devamediyor Grup Yorum. Bu 33 yıl içe-risinde 65 tane insan geldi geçtiama Grup Yorum halen duruyor.Neden? Çünkü Grup Yorum'u ya-ratan kişiler değildir. Grup Yo-rum'u yaratan halkın mücadelesive halkın ta kendisidir. Grup Yo-rum halkındır ve bu yüzden deGrup Yorum'u asla bitiremezler,çünkü halkı bitiremezler.

Bu gruba 33 yıl içerisinde400'den fazla dava açılmıştır, ...tut-saklık yaşamıştır ve bugün de üye-leri yine tutsaktır. Kürtçe türküsöylediği için albümleri kurşun-lanmıştır. Dünya çapında ilk kadınölüm orucu şehidi yine bu grubunüyesidir. Ayçe İdil Erkmen İdilHalk Tiyatrosu oyuncusudur ve1996 Ölüm Orucu direnişinde şehitdüşmüştür. Madenciler katledildi-ğinde unutmayacağız demiş ve tür-külerini yapmıştır. 33 yılda tümbaskılara, işkencelere, gözaltılarave tutuklamalara rağmen bir milimbile sapmamıştır siyasi kimliğinden.Halkın mücadelesinin türküleriniyapmaktan, bu mücadelenin içindeyer almaktan hiç geri durmamıştır.Nerede bir eylem varsa orada GrupYorum türküleri çalınmıştır ve ha-len çalınmaktadır. Grup Yorum'unüretim kaynağı halktır ve halklahep iç içe mücadele etmiştir. Bugünde etmeye devam ediyor. 11 üyesi-nin tutsak olmasına ve diğer üye-lerinin aranmaları olmasına rağ-men, Grup Yorum çıkıyor ve kon-

ser veriyor. Bunu nasıl yapıyor?Grup Yorum sadece 20 üyedenoluşan bir grup değildir, bu yüzdenyapabiliyor. Grup Yorum halktır,halkındır ve halk sahipleniyor sa-natçılarını. Gerektiğinde çıkıp ken-disi de söylüyor türkülerimizi.

Ülkemizde 87 tane müzik grubuvar ama sadece Grup Yorum üye-leri tutsak. Neden? Çünkü GrupYorum türküleri mücadeleye çağrıyapıyor, birleştiriyor. Halkın acı-larını umuda çeviriyor. Birleştire-rek halka kendi gücünü gösteriyor.Örgütlenmeye çağrı yapıyor. Tür-küleriyle ateş ediyor para babala-rına, bizi sömürenlere. Faşizmemeydan okuyor. Halkı hareketegeçiriyor. Bu da zalimleri, katillerikorkutuyor. Bu yüzden tutukluGrup Yorum üyeleri.

Bizim yani halkın sanat anla-yışımızı tasfiye etmek istiyorlar.Bize tahammül edemiyorlar, çünkügücümüzün farkındalar. Biz mil-yonları bir araya topluyoruz. On-ların hangi sanatçısı bunu yapa-biliyor. Hiçbiri! Biz olanaklarımızıher şeyimizi halkımızla örgütlü-yoruz ve halkımızla yapıyoruz.Onlar tüm olanaklara sahip olma-larına rağmen televizyon, radyo,reklam, para. Ona rağmen yapa-mıyorlar ve bu yüzden de taham-mül edemiyorlar bize. Çünkü bizbu olanaklar olmadan da kendiolanaklarımızla halkımıza ulaşa-biliyoruz.

Neden mi? Çünkü biz halkınve mücadelenin içindeyiz. Halkı-mızla iç içeyiz. Halkımızın ne his-settiğini, hangi duyguları yaşadı-ğını, ne düşündüğünü en iyi bizbiliriz. Halktan uzak, gizli saklıyerlerde yaşayanlar bilemezler. Buyüzden biz milyonları toplayabili-yoruz ve onlar toplayamıyorlar.

Bizler güçlendikçe onların kor-kuları da büyümeye başladı ve bi-zim konser yapmamızı engellemeye

çalıştılar. Biz onların bu politika-larını da boşa çıkardık. Nasıl mı?Kamyonların üstüne çıktık ve tür-külerimizi söyledik. Nasıl mı? Dam-lara çıktık ve kavga eden türküle-rimizi söylemeye devam ettik. Okadar çaresizler ki gelip enstrü-manlarımızı kırdılar ama bizi sus-turamadılar. Susturamazlar! Bütünpolitikaları boşa çıkınca bu seferçareyi tutuklamada buldular ve11 ayda 4 kere bastılar İdil KültürMerkezimizi.

Şu anda Grup Yorum üyele-ri'nin 11'i tutsak ve diğerlerininde aranmaları var ama türkülersusmuyor. Türkülerin sesi her geçengün daha da yükseliyor. Çünkütürküler tutsaklık, hapis tanımaz.Yankılanır ve kulaktan kulağa ula-şır bütün halkımıza. Bugün de öyleoluyor, Grup Yorum halen üretiyorve hem türküleriyle hem de mü-cadeleleriyle cevap veriyor. AKPFAŞİZMİ'NİN GÜCÜGRUP YORUM'A YET-MEZ!

Halkımız! Grup Yorum bizimve biz bugün Grup Yorum'u sa-hiplenmeliyiz. AKP faşizmine GrupYorum'un sahipsiz olmadığını gös-terelim. Sanatçılarımıza mektupyazalım, fakslar çekelim. Eylemlerörgütleyelim. Bulunduğumuz heryerde Grup Yorum türküleri söy-leyelim. Grup Yorum'a özgürlükdiye haykıralım. OHAL’i birliktedelip geçeceğiz. Grup Yorum'u bir-likte alacağız faşizmin elinden.Herkesi Grup Yorum’ u sahiplen-meye çağırıyoruz.

KAHROLSUN FAŞİZM- YAŞASIN TÜRKÜLERİ-MİZ

KURTULUŞA KADARSAVAŞ

KIZIL MASKELİLER

HALKTIRHALKIN SANATÇILARI

41

Page 42: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

HALK CEPHESİ'NDEN ÇAĞRIHALKIMIZBİRLEŞELİM DİRENELİM28 OCAKTANURİYE SEMİH İÇİN TEK SES TEK YÜREK OLALIM! ŞUNU HEPİMİZ BİLMELİYİZ: NURİYE'NİN, SEMİH'İN HAK-

KINI ALAMADIĞI BİR ÜLKEDE, HALKIN HİÇBİR KESİMİ HAK-

KINI ALAMAZ.

Nuriye-Semih 24 Ocak'ta Açlık gre-vinin 322. günündeler.

113 bin kamu emekçisinin işten atıl-masına, çoluk çocuklarıyla birlikte iş-sizliğe, yoksulluğa, açlığa, onursuzluğaitilmelerine karşı direniyoruz.

Açlığımızla direniyoruz.Nuriye ve Semih'in açlık grevlerini,

açlık grevleriyle destekleyerek direni-yoruz.

Her gün gözaltına alınmamıza rağmen,"işimizi geri istiyoruz" talebini haykırmayadevam ediyoruz.

Eğer ki, işçi konfederasyonları, kamuemekçilerinin, öğretmenlerin, doktorların,mimar mühendislerin kitle örgütleri, ken-dilerini devrimci, demokrat, ilerici olarakadlandırıyorlarsa, ellerini taşın altınakoymalarını istiyoruz.

28 Ocak'ta sen de Nuriye-Semih içinses ver.

28 Ocak'ta sen de ekmek ve adaletmücadelesi için yüreğini ve sesini ortayakoy.

- Halen çalışan ve atılmış tüm kamuemekçileri, gösteri, yürüyüş, faks çekme,mail gönderme, ne yapabiliyorsanız, onuyapın.

- Grevdeki, direnişteki işçiler, 28

Ocak'ta direnişin 10 dakikasınıNuriye ve Semih'e ayırın.

- Yoksul gecekondu hal-kımız! Mahallelerden o günNuriye ve Semih'i kucaklayan güçlü birses yükseltebilmeliyiz.

- Gazeteciler, o gün Nuriye Semihdirenişinin haberini yapın.

- Köşe yazarları, o gün Nuriye Semihdirenişini yazın.

- Liseliler, Üniversiteliler, sınıf tah-tasına Nuriye-Semih yazmaktan okuldabildiri dağıtmaya, okulun etrafına afişasmaktan duvar yazılamalarına kadar,siz de genç yüreklerinizle Nuriye ve Se-mih'in yanında olabilmelisiniz.

- Tiyatrocular, gün oyununuzu Nuriyeve Semih diyerek bitirin.

- Aydınlar, sanatçılar, demokratikkitle örgütlerinin temsilcileri, direniş ev-lerinin önünden bu haklı ve meşru talebidile getirebilirler.

- Herkes o saatte bulunduğu yerde,sadece "Nuriye-Semih" diye bağırabilir.

- Yurtdışındaki halkımız, yurtdışındakiHalk Cepheliler, 28 Ocak, saat 13.00'daalanlarda, evlerde, derneklerde, Nuriyeve Semih için tek ses tek yürek olalım.

28 Ocak saat 13.00'da oturma eylemi,slogan atma, gösteri, bildiri dağıtma,herkes, nerede hangisini yapabiliyorsa,onu yapabilir.

ŞUNU HEPİMİZ BİLMELİYİZ: NURİYE'NİN, SEMİH'İN HAKKINI

ALAMADIĞI BİR ÜLKEDE, HALKIN HİÇBİR KESİMİ HAK-

KINI ALAMAZ. AKP faşizmi, bu direnişi kırmak,

benzer direnişlerin örgütlenmesini en-gellemek için, Halk Cephesi'ne karşısaldırıya geçti.

Nuriyelerin, Semihlerin, direnen her-kesin, halkın haklarını savunan halkınavukatları tutuklandı.

Halkın türkülerini söyleyen Grup Yo-rum üyeleri tutuklandı.

Tekellerin değil, halkın hizmetindekimimarlar, mühendisler tutuklandı.

Düzenin yozlaşmış gençliği olmakyerine, halkının özgürlüğü, vatanının ba-ğımsızlığı için müceadele eden gençlertutuklandı.

BU SALDIRI, TARTIŞMASIZ VEİSTİSNASIZ HALKIN TÜMÜNE SAL-DIRIDIR.

O HALDE ŞU GERÇEK AÇIKTIR: Yoksullar, Nuriye ve Semih demeden,

bu tutuklamalara karşı çıkmadan ekmeğiniçoğaltamayacak.

Müzisyenler şarkılarını söyleyeme-yecek.

Avukatlar, avukatlık yapamayacak. Yönetmen filmini gösteremeyecek.İşçi işten atılmayı durduramayacak. Memur ihraç edilmeyi önleyemeye-

cek.Bu direniş, İKİ KİŞİNİN DİRENİŞİ

değildir. Gücümüzü birleştirirsek yumruk ola-

biliriz.

HALKIMIZ30 OCAK SAAT 13.00'daNURİYE VE SEMİH İÇİN TEK SES TEK YÜREK OLALIM Gazetelere, televizyonlara bakın; her-

gün intihar edenler, kendini asanlar, ken-dini yakanlar, cinnet geçirip ailesini öl-dürenlerin haberleriyle doludur. Halkçaresizleştirilmiştir. Bunalıma sürüklen-miştir. Yaklaşık 7 milyon işsizin ailesi,çocukları ne yiyor, ne içiyor, AKP faşiz-minin umurunda değildir.

AKP faşizmi, şimdi de “Afrin'e savaş”gerekçesiyle, ülkemizdeki açlık, yok-sulluk, adaletsizlik, yolsuzluk, soygungerçeğini örtbas etmeye çalışıyor.

Savaş bahanesiyle tüm halkı sustur-mak ve sindirmek istiyor.

DİRENMEK, işte bu nedenle de hal-kımız için varlık yokluk nedenidir.

Türkiye halkları, uzun bir direnişehazırlanmalıyız.

Direnenler kazanır. Bundan da eminolmalıyız.

AKP Faşizmi Defol! TARİHTE SON SÖZÜ DİRENEN-

LER SÖYLERDİRENİYORUZ KAZANACA-

ĞIZ!HALK CEPHESİ

HALK CEPHESİ'NDEN ÇAĞRIHALKIMIZ! BİRLEŞELİM DİRENELİM28 OCAKTA NURİYE SEMİH İÇİN TEK SES TEK YÜREK OLALIM!

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

42

Page 43: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

NURİYE VE SEMİH’İN ADALET TALEBİNE SES OLALIM!SESSİZLİK TESLİMİYETE,TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,İŞBİRLİĞİ İHANETE GÖTÜRÜRNURİYE VE SEMİH’İN DİRENİŞİNESESSİZ KALMA!

BİR KARANFİL İLE DİRENİŞÇİLERİ ZİYARET EDELİM!BİR MESAJ İLE SELAMLARIMIZI İLETELİM!

43

Page 44: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Türkiye aydınlarının gelenekselyanılgısıdır; Avrupa’daki burjuva de-mokrasisi abartılır ve demokratikhakların olduğuna inanılır. Bu inançtemelinde, bazıları, başlıca siyasaletkinlik olarak Avrupa Birliği’ne gir-mek için uğraşır ve Avrupa Birliğinegirilirse ülkemize demokrasinin ge-leceğini savunurlar. Kimileri de Kürtsorununa çözüm için Avrupa kapıla-rından ayrılmazlar.

Avrupa burjuva demokrasisinegüvenen küçük burjuva aydınlarınyanlış değerlendirmelerden biri deburjuva yargı sisteminin bağımsızolduğuna inanmalarıdır.

İnsan hakları konusunda hemenherkese ders vermek için öne çıkan,hak ve özgürlüklerin beşiği olmaklaövünen Fransa’yı ele alalım. Fran-sa’nın sömürgeci tarihi katliamlartarihidir. Afrika’da, Güney Asya’dakatliamlarla dolu bir tarihtir. Ceza-yir’in özgürlük savaşı sırasında birmilyondan fazla Cezayirli’nin kat-ledilmesi en yakın suçlarından biridirve sözde insan haklarının beşiği Fran-sa inkar edemediği bu katliamlarınsorumlularını yargılayamamıştır. Ru-anda’da 1994 yılında 800 bin Huti’yi

katleden Tutsilerin yanında Fransızgeneralleri ve Fransız silahları vardır.Bunlar açık ve net ortaya çıkmıştır.Ama Fransız yargısı bu halklara karşıişlenen bu suçlarının üzerine gitmemişve suçluları yargılayamamıştır.

Sözde insan hakları savunucusuFransa’nın bugününe bakalım; ön-celikle Fransız yargısının bağımsızolduğu iddiası tümüyle gerçekdışıdır.Hatta kendi yasalarına uyduğu iddiasıbile doğru değildir. Bunun en açıkgöstergesi siyasal davalardır.

DHKP-C davası, Basklıların, Kor-sikalıların davaları, George İbrahimAbdallah davası siyasal içerikli da-valardır ve hukuk yerine siyasal ka-rarların etkisi ile sonuçlanmıştır. Hü-kümette ister Sosyalist parti olsunisterse Cumhuriyetçi Birlik partisiolsun Fransız hükümetleri değişikpartilerden kurulsa da, siyasal ka-rarların değişmeyen niteliği Fransızemperyalizminin, tekellerin çıkarla-rının savunulmasıdır.

2008 yılında başlayan DHKP-Csoruşturması 2012 yılında Fransız yar-gısının önüne getirilene kadar yaşa-nanlar ilginçtir. Operasyon ile gözaltınaalındıktan hemen sonra, dosyayı ince-

Fransa’nın Sömürgeci Tarihi Katliamlar TarihidirAfrika’da, Güney Asya’da Halkların Kanıyla

Sulanmış,Katliamlarla Dolu Bir Tarihtir

FRANSIZ YARGISI DA BÜTÜNEMPERYALİST ÜLKELERDEKİ GİBİ;

BAĞIMSIZ DEĞİL,TEKELLERİN HİZMETİNDEDİR

TEKELLERİN ÇIKARI İÇİN İŞGALDENKATLİAMA HER YOL AÇIKTIR

Emperyalizmin Devrimcilere Karşı Savaşıyazı dizisi / bölüm 7

Devrimcilik YapmakSUÇ Değil,

GÖREVDİR

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,44

- Emperyalizm Katildir,İşkencecidir, İşgalcidir,Sömürücüdür.

- Emperyalizm,İnsanlıktan Çıkmıştır,Kimseye İnsanlığıÖğretemez.

- Emperyalizm,Özgürlüğe veBağımsızlığa Düşmandır,Özgürlük Götüremez

- Dünyayı Kan Gölüneve Hapishaneye ÇevirenEmperyalizm,DemokrasiyiSavunamaz.

- Halklara SoykırımUygulayanEmperyalizm, İnsanHaklarını Savunamaz.

- Emperyalizmin“Medeniyetinin”Temelinde DünyaHalklarının Kanı-Canı Vardır.

- Emperyalizm, YüzyılÖnce Ölümcül HastalığaYakalanan, Can ÇekişenKapitalizmdir.

- Emperyalist Çağ,Proleter DevrimlerÇağıdır

- Çaresi Yok!Emperyalizm Yenilecekve HalklarÖzgürleşecektir

Page 45: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

leyen avukatların ilk söyledikleri şudur;“Dosyada hiçbir suç unsuru yok, budava boş bir davadır, tutuklanan herkesilk dosya incelemesinde bırakılacak”.Avukatların baktıkları dosyalarda ger-çekten de Fransız yasalarını ilgilendirenbir ihlal durumu yoktur. Ama beklenentahliyeler olmadı. Avukatlar bu kez ikinciincelemede dosya üzerinden detaylı de-ğerlendirme yaparak tahliye talebindebulunurlar, ama yine tahliye olmaz. So-nuçta 2012 yılında dosya yargıçlarınönüne gelir.

Avukatları yanıltan, dosyada suçsayılacak belge-bilgilerin olmaması,dosyanın boşluğu-doluluğu değil, yar-gıçların bağımsız olduğunu sanmala-rıdır. Yargılama sırasında suç olaraknitelenen etkinliklerin tamamı yıllardıryapılan yasal etkinliklerdir. Konserler,yürüyüşler, basın açıklamaları, pikniklerve hatta yaz kampları 2012 yılındaörgütsel faaliyet olmuştur. Uzun yıl-lardır ifade özgürlüğü kapsamında de-ğerlendirilen bu eylem ve etkinliklerneden 2012 yılında suç olmuştur?

Anti-Emperyalist OlmakFransız Emperyalizmi İçinBüyük Tehlikedir

2012 yılı Türkiye ile Fransa arasındaairbus uçakları alımının gündemde ol-duğu, Suriye’ye müdahale etmek içinişbirliği yapıldığı bir yıldır.

AKP faşizmi sık sık Avrupa ülke-lerinde faaliyet gösteren muhaliflerini,devrimcileri, sosyalistleri terörist olaraknitelendiriyor ve hedef gösteriyordu.Fransız hükümeti AKP iktidarıyla bukonuda açık işbirliği yapıyordu. Yar-gılamalar sırasında da görülmüştür ki,Fransız yargıçları Türkiye’ye giderek,Fransa’daki dava ile ilgili olarak İs-tanbul polisinden brifing almış, işineyarayacak “gizli tanık” ifadeleri top-lamıştır.

Açılan bu davanın tek nedeni AKPfaşizminin isteği değildir. Davaya konuolan Anadolu Kültür Ve Dayanışma

Derneği’nde “ele geçirilen” yayınlaraçıkça anti-emperyalist içeriklidir. Dahada açıkçası dava konusu olan kişilerinsavunduğu DHKP-C düşüncesi anti-emperyalisttir. Anti-emperyalist olmakFransa için büyük tehlikedir.

Devrimcileri yargılama görevi ve-rilen yargıç bir duruşma arasında bunu:“Siz İslamcılardan daha tehlikelisiniz,çünkü İslamcılarla eninde sonundaanlaşırız, ama sizinle anlaşamayız”diyerek itiraf eder.

Duruşma yargıçlarının hassas ol-dukları bir başka konu da silahlı mü-cadeledir. Duruşmaların her aşamasındadevrimciler, Türkiye’de yapılan silahlıdevrimci eylemlerin propagandasınıyapmakla itham edilmişlerdir. Dev-rimcilere silahlı eylemleri destekleyipdesteklemedikleri sorulmuştur.

Türkiye’de faşizm vardır. Ve Naziişgali sırasında silahlı mücadele kararıalan Fransız direnişçilerinin yaptıklarıgibi faşizmle yönetilen her ülkede hal-kın silahlı direniş yapması meşrudur.Fransız yargıçları Türkiye ile Naziişgali sırasındaki Fransa’yı karşılaş-tırmaya karşı çıkmışlardır. Türkiye re-jimini faşist olarak görmedikleri içinbenzerlik kurulmasını istememişlerdir.Türkiye faşizmi ile işbirliği yapanFransa’nın, yargıçlarının Türkiye’dedemokrasinin olduğunu düşünmelerikimseyi şaşırtmamıştır. NATO üyesiTürkiye’ye 12 Eylül faşist cuntası za-manında bile tavır alamayan Fransa’nın,Türkiye’ye faşist demesi beklenemezdi.

Dava sonunda avukatlar yine dosyanınboş olduğunu söyleyerek “tutukluluk za-manına göre bir ceza verebilirler” bek-lentisi içine girerler. Ama verilen cezalarbeklenenin çok üzerindedir. Yargıçlaradeta ne dosyaya bakmış, ne de yapılansavunmaları dinlemiştir. Fransa’nın Tür-kiye faşizmiyle arasındaki işbirliğine veFransız emperyalizminin çıkarlarına uy-gun olarak anti-emperyalist devrimcilereceza yağdırmışlar, önceden belirlenmişcezaları açıklayıp yargılama tiyatrosunubitirmişlerdir.

Emperyalist Fransa’nınHukukuna Göre İsrailİşgaline Direnmek Suçtur

George İbrahim Abdallah Lübnan

"Emperyalizm:- Kapitalizmin özel birtarihsel aşamasıdır.- Tekelci kapitalizmdir, - Asalak ya da çürüyenkapitalizmdir, - Can çekişenkapitalizmdir"

LENIN***********

EMPERYALİSTLER KAĞITTAN KAPLANDIR

“Tüm sözde güçlügericilerin sadece kâğıttankaplan olduklarınısöylemiştim. Bunun nedenionların halktan kopukolmasıdır. Bakın! Hitler kâğıttan birkaplan değil miydi? Hitlerdevrilmedi mi? Yine RusÇarı’nın, Çinİmparatorunun ve Japonemperyalizminin dekâğıttan kaplanlarolduklarını da söyledim. Hepsinin devrildiğinibiliyoruz. ABDemperyalizmi henuzdevrilmedi ve atombombasına sahip.İnanıyorum ki, o dadevrilecek. O da birkâğıttan kaplan.(18 Kasım 1957)

MAO

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

445İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 46: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Komünist Partisi üyesi olarak 1984yılında silahlı bir eyleme karıştığıiddiası ile yargılanmış ve müebbethapis cezası almıştı. George İbrahimAbdallah müebbet hapis cezasınınnormal süresini bitirmiş, tahliye ol-ması gerekirken tahliye edilmemiştir.Tahliyesine ilişkin karar alınacakmahkemede sorulan “İsrail Lübnanıişgal etse ne yaparsınız?” sorusunaAbdallah; “Lübnan’a gidip savaşı-rım” diye cevap vermiştir. Bu ne-denle mahkeme Abdallah’ın hapis-hanede kalmasına karar vermiştir.Abdallah toplum için tehlikeli olaraknitelenmiştir. İsrail işgaline karşı di-renme düşüncesini taşımak Fransızyargısı tarafından tehlikeli bulun-muştur.

Fransız yargısının kararı tümüylesiyasallaşmış bir karardır ve dahasıNazi işgali sırasında direnişçileriyakalayıp yargılayan işbirlikçi yar-gıdan bir farkı yoktur.

Fransa’yı İşgal eden AlmanFaşizmine DirenenleriYargılayan Fransız Polisve Yargıçlarıdır

Nazilerin Paris’te olduğu yıllarıanlatan filmlerden hatırımızdadır;işgale direnenleri yakalayan ve yar-gılayanlar da işbirlikçi Petain hü-kümetinin polis ve yargıçlarıdır.Çoğu insan buna şaşırır. Kendi in-sanlarını Naziler adına yakalayanve yargılayanlara insan bile demekzordur. Aslında Nazi işgalcileri ileFransız işbirlikçileri buluşturan ortakpayda sadece emir komuta ilişkisideğildir. Fransız burjuvazi Nazileregönüllü hizmet eder, kendi komü-nistlerini de gönüllü yakalar.

Bugün Fransız yargısı açıktırki Fransız büyük şirketlerinin,Fransız burjuvazisinin hizmetin-dedir. Kamuoyuna kendisinin ba-ğımsız olduğunu söylerler, ancakdevrimcileri yargılarken gerçek yüz-leri ortaya çıkar; İnsan haklarını veözgürlükleri savunurken ikiyüzlü-dürler. Devrimcilere ve anti-emper-yalistleri susturmak, bastırmak içinellerinden geleni yaparlar.

Suriye’de destekledikleri kontraçetelerin IŞID diye bir örgüt kurup,daha sonra Avrupa başkentlerindeeylem yapmalarından da Fransa baştaolmak üzere emperyalist ülkeler so-rumludur. Fransa IŞID ile Suriye’demücadele etmek yerine, IŞID’i ba-hane ederek yeni anti-terör yasalarıçıkararak devrimcileri hedef almışve almaktadır. IŞID korkusu kulla-nılarak kamuoyunda “terörizm teh-likesi” algısı yaratılmıştır. Öyle kigöçmen devrimciler, demokratik hakve özgürlükler mücadelesi verirkendayanışma için gittikleri birçok ül-keden “terörizm” bahanesi ile geriçevrilmektedir. Sanki IŞID çeteleriniemperyalistler değil, devrimciler ör-gütlemiş gibi.

Fransız Solunun daDevrimcilere Yaklaşımında“Terörizm” DemagojisininEtkisi Vardır

Komünist Parti’nin ya da diğersol partilerin bu konuda birbirindenfarkı yoktur. Hapishanelerdeki yoğunişkence ve katliamlar için FransızKomünist Partisinin kapısını çalandevrimcilere şu cevap verilmiştir;“Siz ülkenizde silahlı mücadele verenbir partiyi savunuyorsunuz, biz de-mokratik mücadele veren sol parti-lerle ilişkiyi tercih ediyoruz”

Terörizm algısı Fransız KomünistPartisi’ne kendi tarihini bile unutturupinkar ettirmiştir. “Siz Nazi işgali sı-rasında Nazi komutanına vermeküzere imza kampanyası düzenleyerekmi mücadele ettiniz, Nazilere karşısilahlı direniş yapanlar kimin tarihi?”sorusuna cevap verememişlerdir.

Fransız solu ayrı bir tartışma ko-nusudur. İçlerinde doğru tavrı gös-teren namuslu bir azınlık olsa da,bir bütün olarak Fransız solu, sözdeFransız demokrasine vitrin figüranıolmanın ötesine gidememektedir.Libya’da, Suriye’de gerçekleştirilenkatliamlarda rolü olan Fransız ikti-darına Fransız solu ciddi bir karşıtavır göstermeyerek ortak olmuştur.

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,446

EMPERYALİZMİNEKONOMİKÖZELLİKLERİ: 1) Üretimin ve sermayeninyoğunlaşması, tekellerinortaya çıkması 2) Emperyalizmdebankaların önemi 3) Sermaye ihracı 4) Dünya pazarının tekellertarafından paylaşılması 5) Emperyalist ülkelerindünya topraklarınıpaylaşması

EMPERYALİZMİNTARİHSELÖZELLİKLERİ 1) Emperyalizm, tekelcikapitalizmdir. 2) Asalak ya da çürüyenkapitalizmdir. 3) Can çekişenkapitalizmdir

***********

"... Eğer yeryüzündeanlamlı ve güzel bir şeyaranacaksa, işte enanlamlısı; isyan... Doğal bir şey aranıyorsa,işte en doğal olanı;Emperyalizme isyan etmehakkı! Eğer yeryüzünde uğrunaher fedakarlığın yapılacağıbir ideal aranıyorsa, işte ensade olanı; Emperyalizmin,baskının, sömürününolmadığı bir dünya...Emperyalizmden nefretetmek ve asla boyuneğmemek için milyonlarcanedenimiz var..."

Ölüm Orucu ŞehidiGülnihal YILMAZ

Page 47: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

EMPERYALİZMİN TARİHİ, İŞGALLERVE KATLİAMLAR TARİHÎDİRBAŞ KATLİAMCILARDAN FRANSIZEMPERYALİZMİNİN SUÇLARI:

Özellikle Ortadoğu ve Afrika halk-larına yönelik saldırı, işgal, katliam,sabotaj, suikast ve sömürüde öndegelen devletlerdendir. Lejyonerleri,gizli servisleri bu tür işgal ve saldırıfaaliyetleri için örgütlenmiştir. Fransa,sömürge pazarları söz konusu oldu-ğunda Hitler'den hiç de aşağı kalma-dığını göstermiştir.

- İşkence yöntemleri konusundadünyaya rehberlik edecek denli ilerigitmiş bir ülkedir.

- Avrupa'da, yabancı düşmanlığave ırkçılığa en fazla destek veren ül-kelerden biridir.

- 25 Temmuz 1920'de büyük kısmıSenegal ve Mağrip'ten devşirilmişFransa ordusu, 90 bin askerle Şam'ıişgal etti.

- Aynı yıl Sovyetler Birliği'ne karşıişgalci askerler gönderdi.

- Anadolu'da, Antep-Maraş bölge-sini işgal ederek yüzlerce köyü yakmış,binlerce kişiyi öldürmüştür.

- Ortadoğu'da yönetimi altında bu-lunan bölgeler 1925 yılına kadar sıkı-yönetim altında kaldı. Bölgeye yapılanaskeri yatırımlar sivil amaçlı yatırım-ların 10 misliydi.

- 1946'da çekilmeden önce Şam'ıbombalayan Fransız ordusu, 500 kişiyiöldürdü.

- Lübnan'da uzun yıllar sömürgecibir güç olarak kaldı. Bu sürece ilişkintüm sömürü ve katliamlarda pay sa-hibidir.

- 1950'lerin ikinci yarısında İsrailile özel ilişki geliştiren Fransa, İsrail'inArap halklarına karşı başlıca silahkaynağı oldu,

- Madagaskar'da 1947 yılında öz-gürlük talebiyle ayaklanan halka karşıkatliam yaptı. 40.000 Madagaskarlı’yıkatletti.

- 1952 yılında başlayan CezayirUlusal Kurtuluş hareketinin üzerinebütün vahşetiyle gitti. 10 yıllık savaşsonunda 1.5 milyon Cezayirli yurtseveri

katletti.Yüzlerce köy ve kasaba yerle bir

edildi.- 2. Paylaşım Savaşı sırasında Al-

man faşizmiyle işbirliği içine girerekbinlerce Fransız devrimci ve yurtse-verin katledilmesine seyirci kalmıştır.

- Kongo'nun yurtsever lideri PatrioiaLumumba'yı başkanlık sarayındanünlü suç örgütü "Paraşüt Birlikleri"eliyle kaçırmış, uçakta işkence ile öl-dürmüş ve cesedini Cezayir'e indir-miştir.

- 1956'da İngiltere ile birlikte Sü-veyş kanalını işgal etti.

- 1967-68 yıllarında Fransız işçilerive öğrencilerine karşı kitle halindeşiddet uyguladı. Yüzlerce kişi yaralandıve tutuklandı.

- Vietnam'ı işgal etti. 1975'te savaşsona erdiğinde, 2 milyon kişinin öl-dürülmesinde pay sahibi oldu. Geri-sinde ünlü "Kaplan Kafesleri" ve yan-mış yıkılmış bir ülke bıraktı.

- Irak'a yönelik 1991 yılında ger-çekleştirilen "Çöl Fırtınası" harekatınaABD'li emperyalistlerin peşinden ka-tıldı ve 100.000 Iraklı’nın katledil-mesinde suç ortağı oldu.

- Ruanda'yı işgal ederek kabilelerarası savaşı körüklemiştir. Bu işgalsırasında sadece bir ay içerisinde500.000 Ruandalı katledildi.

- Yeni Kaledonya'da Machoro'nunkatledilmesinden, Green Peace gemi-sinin batırılması ve bir gazetecininöldürülmesinden sorumludur.

- Dünya çevre kirliliğinin öndegelen sorumlularından biridir. Pasifikokyanusunda nükleer denemelerinihalen sürdürmektedir.

- Yugoslavya'yı parçalayan ve halenYugoslavya halklarının katledilmesineyol açan savaşta politik ve askeriolarak rol aldı.

- DHKP-C önderi Dursun Karataş'ıtutukladı.

- Bask bölgesinin bağımsızlığı içinsavaşan ETA'ya İspanya ile birlikteortak operasyonlar düzenledi.

- Cezayir ulusal kurtuluş savaşçı-larına terör, işkence ve tutuklama kam-panyaları düzenledi.

Biz Geçmişin Mirasçıları,Geleceğin HabercileriyizBaskılarla Tutuklamalarla Bitmeyiz

Halkın Mühendis Mimarları, hukuksuzcatutuklanan arkadaşları için yaptığı açıkla-mada şunları söyledi:

“...Halk için mühendislik mimarlık yap-tığımız için tutuklanıyoruz;

Halkın sorunlarını bilimin ve tekniğinimkânlarıyla çözebilmek için halk için mü-hendislik mimarlık projeleri geliştiriyoruz.Süpermen değiliz sadece halkın bugünegetirdiğini yine halka ulaştırmak sorumlu-luğumuz. Gıdadan enerjiye, mimarlıktantarıma birçok proje ortaya koyduk. Karşımızagerçeklerle çıkamadı faşizm. Rüzgar türbiniüretmek, halk bahçelerinde çapa yapmak,cemevi projesinde mühendislik yapmak,mimari fikir yarışması düzenlemek iddia-namelere suç delili olarak girdi. KenanEmre Üstündağ, halk için mühendislik yap-tığından tutuklandı. Bu düzenin halk düş-manlığı mahkemelerce tescillendi. Hepsinibiz yaptık daha fazlasıyla geliyoruz. Kanemicilerin emrinde çalışmaktansa halk içinmühendislik mimarlığı onur biliyor bütünmeslektaşlarımızı “bağışlanamaz korkunçsuçumuza” ortak olmaya çağırıyoruz.

Nuriye ve Semih için açlık grevi yaptı-ğımızdan yargılanıyoruz;

Direnme hakkı emperyalizm çağındacan bedeli korunmaktadır. Nuriye veSemih zulmün karşısında direnme hakkıönünde barikat olurken biz de bu barikatınarkasında aldık yerimizi. Üç günlük açlıkgrevi eylemimize polis saldırdı ve gözaltınaalındık. Hakkımızda dava açıldı. Nuriyeve Semih’in yoldaşlarıyız, ekmek kavgasınıntaraflarıyız. Nu-Se’nin kurduğu barikatınarkasındayız.

Sınıfların olduğu dünyada herkes sınıfsavaşımının tarafıdır. Bizim safımız emeğiyleyaşayanların yanıdır. İşçilerin emekçilerinyanında olmayı sözlerimizle değil pratiği-mizle ortaya koyuyoruz. Yeni günü birliktekarşılayacağımız işçi sınıfıyla birlikte faşizmekarşı mücadele ediyoruz. Değil sadece bireylem sömürü düzeni yıkılana kadar sa-vaşmayı görev biliyoruz. Onur duyuyo-ruz.

Kenan Emre Üstündağ veAli Olcayto Öğretmen Serbest Bı-

rakılsın!

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

47İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 48: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Koşullar hiçbir zaman dört dörtlükistediğimiz gibi olmayacak. Bizi zor-layan koşulları biz değiştireceğiz. Bireylem hazırlığında veya bir direniştehep istediğimiz sonuçları alamayabilirizama ısrar edersek ve koşullara teslimolmazsak sonuçları değiştirebiliriz.

Bunu nasıl yapacağız?

Bunu emeğimizle, çabamızla, ıs-rarımızla ve hazırlığımızla yapacağız.Yönetmek denetlemektir, hazırlıklı ol-maktır. Bir işten sonuç alamıyorsak,başa dönüp nedenlerini bulup değişti-receğiz. Yeni yöntemler bulacağız vebilgimizi arttıracağız.

Yönetmek ilgilendiğimiz insanlarındünyalarına girebilmektir ve bir güvenoluşturmaktır. Bunu başaramazsak yö-nettiğimiz insanları da harekete geçi-remeyiz. Arkadaşlarımızın duygu dün-yalarına girebilmeyi başarmalıyız. He-pimiz düzenin içinde yaşıyoruz ve dü-zene karşı bir savaş veriyoruz. Binbirtürlü çelişkiler yaşanıyor çevremizdeve bu arkadaşlarımızı da anlamak zo-rundayız.

Hem kendimiz hem de çevremiz-deki ilgilendiğimiz insanlar süreklidüzenin koşullarının içindeyiz. Bu şudemektir, sürekli düzen ile karşı kar-şıyayız ve bir savaş halindeyiz.

Biz attığımız her adımda düzenleçatışmalıyız çünkü düzen sürekli bizitakip ediyor ve bizi kendine çekmeyeçabalıyor. Bize devamlı bir uzlaşmazemini hazırlıyor. Bunu hep göz önündebulundurmak gerekir, çünkü en ufakbir dalgınlık bizi uzlaştırır ve sıradan-laştırır. Biz uyanık olmalıyız ve düzenebizim yanımızda asla nefes aldırtma-malıyız.

Konuşma üslubumuza dikkat et-meliyiz, düzenin bize edindirdiği ko-nuşma alışkanlıklarını kabul etmeme-liyiz. Örneğin “kanki, moruk, canımcicim veya inanamıyorum” gibi yozbir üslübu ve argo kelimeleri kullan-

mamalı ve kullanan arkadaşlarımızıda uyarmalıyız. Buna izin vermeme-liyiz. Bu düzenin içimize girdiği an-lamına gelir, ne kadar basit görünsede zamanla varacağı yer düzendir.

Giyimimize dikkat etmeliyiz. Dü-zenin sunduğu ve moda adı altındapazarladığı giyisilere aldanmamalıyız.Biz kendi tarzımızı yaratmalıyız vearkadaşlarımızı da kendimize özen-dirmeliyiz. Düzenle devrim arasınakocaman bir çizgi çizmeliyiz. Bunugiyimimizle de göstermeliyiz. Erkeklerikadın haline getiren bir giyim tarzımoda olamaz ve kabul edilemez. Da-racık pantolonlar, el çantaları bir er-keğin giyeceği giysiler değildir. Cin-selliği ön plana çıkaran dekolte giysilerde bayanlar için uygun değildir. Buyozlaştırmadır ve bayanları pazarla-madır erkeklere. Bir insan giysisiylegüzel veya çirkin olmaz. Bir insanyaptıklarıyla ve değerleriyle güzelveya çirkindir.

Bize mizah diye gösterdikleri si-nema veya dizilerin mizahla bir ilgisiyoktur. Kendi kültürünü aşağılayanve hakaret eden bir mizah olamaz.Halkın güzel yanlarını görmeyip onlarladalga geçmek doğru değildir. Biz birRecep İvedik'e gülemeyiz. Bilgisiz veterbiyesiz birini canlandıran bu karakterhalkımızı simgeliyemez. Biz birliktegüleriz yaptığımız hatalara veya ek-siklerimize ama birisi çıkıp da biziaşağılayamaz ve bize hakaret edemez.Bizim mizahımız da sınıfsaldır ve biz,bizi ezenlere güleriz. Ellerinden hiçbiriş gelmeyen bu asalaklara güleriz.Eğer yapabiliyorlarsa onlarla dalgageçsinler, ellerinden hiçbir iş gelmeyenbu aptallarla. Yapamazlar! Çünkü bunuyaptıklarında kariyerleri hemen biterve bu yüzden de cesaret edemezler.

Biz yanımızdaki, çevremizdeki veilgilendiğimiz arkadaşlarımızı bu yöndeeğitmeliyiz ve düzenle sürekli çatışma-lıyız. Bizim eleştirmediğimiz her anmeşrulaşır ve düzeni içimize sokar. Bunaçok dikkat etmeliyiz. Biz bulunduğumuzher yerde bizim ilke ve kurallarımızı,bizim değer ve geleneklerimizi öğret-meliyiz. Bunu yapmazsak, yanımızda-kileri eğitmezsek, kendimizi eğitmezsekdüzene doğru sürükleniriz. Bu yüzden

kendimizi ve yanımızdakileri süreklieğitme sorumluluğunu taşımalıyız. Eğerbiz biliyorsak öğretmeliyiz, çünkü bilgibilenin bilmeyene borcudur. UYANIKOLALIM.

Sonuç olarak:

1- Koşullara asla teslim olmamalıyızve koşulları değiştirmek için çatışmalıyız.Asla liberal olmamalıyız düzen karşı-sında. Bizim yıkmak istediğimiz birdüzen karşısında liberal olmak uzlaşmakdemektir. Bizim düzenden öğreneceğimizhiçbir şey yoktur.

2- Düzenle gün be gün çatışıyoruz.Attığımız her adımda, karşımızda biryerde pusuda bekliyor. Zayıf bir anımızıarıyor. Kendimizi ve çevremizi tanı-malıyız, bilinçlendirmeliyiz kendimizive düzeni bizden ayırt edebilmeliyiz.

3- İlgilendiğimiz veya yakınımız-daki arkadaşlarımızı da eğitmeliyiz vedüzenden arındırmalıyız. Eğer değerveriyorsak arkadaşlarımıza ki veriyoruz,o zaman onlarla da çatışmalıyız veikna etmeliyiz. Bilgi bilenin bilmeyeneborcudur, bunu akıldan çıkarmamalı-yız.

4- UYANIK OLMALIYIZ. Düş-manın ne zaman, nereden geleceğiniöngörebilmeliyiz.

ÇATIŞABİLEN İNSANDIR

Dergimizi Halkın Güveni veDesteğiyle Her Yere Ulaştırıyoruz

Umudun Sesi Yürüyüş Dergisi,okurlarımız tarafından yeni okurlaraulaştırılmaya devam ediyor.

Antakya: Sümerler, Çekmece,Elektrik ve Armutlu mahallelerindeNuriye Gülmen, Semih Özakça’nınve direnen tüm kamu emekçilerinindirenişini halkımıza taşıdık. Halkımızdirenişi başından itibaren takip et-mektedir ve Halk Cephesi'ne olan gü-ven tamdır. Bir esnafımız; eğer tümesnaflar Halk Cephesi etrafında birle-şirsek bizi tepeden tırnağa soyan hü-kümete 1 lira bile vergi vermeyiz dedi.Gerçekten esnafımızın tüm alın terivergilere gitmektedir. Nuriye Gül-men’in başlattığı direniş halka, tümemekçi halklara yayılmakta. 24 Ocak'tayapılan çalışmada toplam 120 dergihalkımıza ulaştırıldı.

YENİYENİİNSANİNSAN

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,448

Page 49: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Gazi Halk Cephesi, mahallele-rine yönelik saldırılarla ilgili 18Ocak’ta bir açıklama yaptı. Açık-lamada şunlar ifade edildi: “Sizide, iktidarınızı da, soyunuzu so-punuzu da atacağız mahalleleri-mizden.

Gazi denince akla Cepheliler,Cephenin adaleti gelir. Biz bu ma-hallelerimizi dişimizle tırnağımızlakurduk. Kanımız aktı bu sokak-larda. Biz halkız, bizi sindireme-yeceksiniz. Her geçen gün korku-larınızı büyüteceğiz. Gazi’nin onur-lu evlatlarını tutuklayarak bizi sin-diremeyeceksiniz çünkü yeni genç-ler geliyor devrimcilerin ayak iz-lerine basa basa. Yeni Tarıklar yeniHüseyinler geliyor arkadan. Hal-kımız Gazi halkı bu düzen AKPnezdinde iflas etmiştir, yönetenlerartık yönetemez hale gelmiştir. Tekçare vardır o da bu alçak düzene,bu soysuzlara karşı örgütlenmeliyiz.Yeni Hasan Feritler, yeni HalkMeclisleri kurma zamanıdır.

Bizler suçlu değil devrimcileriz.Bu süreçte mahallemizde 40’tanfazla insanımız gözaltına alındı,işkence gördü. Şimdi de Tek TipElbise adı altında bizi ve çocukla-rımızı teslim almak istiyorlar. Ge-çen hafta onurlu Gazi evlatlarınınmahkemesi vardı, onlar hiç tereddütetmeden şu sözleri söylediler aile-lerine: ‘Bizi belki son görüşünüzolacak ama gözünüz arkada kal-masın tek tip elbiselerini giyme-yeceğiz’.

İşte onlar özgür tutsaklar, onlarGazi’nin onurlu evlatları. Onlar bizyataklarımızda daha rahat uyuyalımdiye bedel ödüyorlar. Onlar çocuk-larımızın geleceği için bedel ödü-yorlar. Şimdi sıra bizde, Gazi hal-kında. Gün faşizme karşı, AKP’ninterörüne karşı onları faşizmin elindençekip alma günüdür.

Biz diyoruz ki, mahallelerimizesaldırılarınız boşadır. Çünkü biz

seksen milyonuz. Biz KHK’larlaihraç edilen 111 bin kamu emek-çisiyiz. Emeğini çaldığınız çiftçiyiz.3 milyon 251 bin işsiz. Biz madenişçileriyiz. Ölen 970 bin işçiyiz,yani biz HALKIZ. Halkımız po-tansiyel bir devrimcidir.

Bizi bitiremeyeceksiniz. Cephehalk hareketidir. Ve halkıyla Bü-tünleşmiş Bir Örgütü Yok Ede-mezsiniz Bitiremezsiniz!”.

Ayrıca Gazi Halk Meclisi deaynı gün, konuyla ilgili şu açıkla-mayı yaptı: "AKP faşizmi eylülayından beri doğrudan Halk Cep-helilere, Halkın Hukuk Bürosu ça-lışanlarına, Grup Yorum üyelerine,Halk Meclisi çalışanlarına saldır-makta.

AKP diyor ki: Örgütlenmeye-ceksin Direnmeyeceksin. Ekmek,adalet, bağımsızlık ve demokrasiistemeyeceksin. Biz ise diyoruzki: Örgütleneceğiz. Direneceğiz.Ekmek ve adalet için, bağımsızlıkve demokrasi için mücadelemizedevam edeceğiz!

Bu saldırılardan mahallemizdeHalk Meclisi çalışması yürüten Gazihalkının deyimiyle Efo dayımız datutuklanmıştır. Mehmet Yücetepekimdir? Efo dayımız yıllardır kendimahallesinde mahallesine sokağınasahip çıkmış, bu uğurda bedellerödemiş, halkın acısını acısı bilmiş,sevincine ortak olmuştur. Halk mec-lisi çatısı altında yeri gelmiş uyuş-turucu satıcılarına karşı durmuş,yeri gelmiş halkın sorunları içinkapı kapı dolaşmış, halkı bir arayagetirmiş, yıkımlara karşı durmuş,devrimcilere sahip çıkmış, ekmeğinibölüşmüş. İşte Efo dayımız bu yüz-den bedel ödüyor. Şimdi sıraAKP’nin tutuklama terörüne karşıtutsaklarımızı, Efo dayımızı sahip-lenme AKP’nin tutuklama terörünüde boşa çıkartma zamanıdır.

Keyfi Tutuklama ZulmüneSon!

Örgütlenme ÇalışmalarımızHız Kazanacak

Okmeydanı Halk Meclisi, her hafta dü-zenli olarak yaptığı toplantısını 17 Ocak'tageçekleştirdi. Toplantıda alınan kararlarışığında örgütlenme çalışmaları hız kaza-nacak. Ayrıca açlık grevindeki eğitimcilerNuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destekolmak için süresiz açlık grevine başlayanve şu an açlık grevinin 164. gününde olan‘Feridun Osmanağaoğlu’nu ziyaret ediyo-ruz’ kampanyası başlatılması kararı alındı.Toplantı yaklaşık 2 saat sürdü.

KEC: Faşizme Karşı DemokrasiKeyfi Tutuklamalara Karşı Adaletİstiyoruz!

Kamu Emekçileri Cephesi 23 Ocak'ta, keyfitutuklamalarla ilgili açıklama yaptı. Açıkla-malarda şunlar ifade edildi: "Sanatçılar, avukatlar,gazeteciler, öğretmenler, öğrenciler, halkın herkesiminden binlerce aydın insan türlü gerek-çelerle hapishanelerde. Öyle ki, hapishanelerdetutsakları yatıracak yer bulmakta güçlük çekiyor,çözümü yeni hapishaneler inşa etmekte bulu-yorlar. Hapishanelerdeki siyasi tutsak sayısı80 faşist cuntasındakinden çok çok ötede.Halkı hapishanelere kapatmakla öfkesini ata-mayan iktidar, şimdi de tek tip elbise dayat-masıyla on yıllardır teslim alamadığı özgürtutsakların iradesini teslim almayı deniyor.

OHAL’le sağlamak istedikleri korku im-paratorluğuna karşı Nuriyeler, Semihler çı-kıyor, bedenlerini zulme siper ediyor. Yükselcaddesinde direniş bir yıldan fazladır devamediyor, her gün yaşanan işkenceye, gözaltınarağmen alan bir gün bile boş kalmıyor.Yüksel caddesinde, ekmeğini, onurunu, yol-daşlarını savunan kamu emekçileri deAKP’nin tutsakları arasında yer alıyor. Öğ-retmen Nazife Onay ve Sağlıkçı Celal Akgünişlerini geri istedikleri için, yoldaşları Nuriyeve Semih’e destek oldukları için tutuklanarakaylardır tecritte tutuluyorlar. Nazife Onay’ınsağlığı için son derece önemli kontrolleriniyaptırması keyfi biçimde engelleniyor.

Bir kez daha söylüyoruz: “Faşist AKPiktidarının korkularını büyüteceğiz. Baskıyla,zulümle teslim olmadık, olmayacağız.”

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

449İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

AKP’nin Tutuklama Terörünü de Boşa ÇıkartacağızDevrimcilik Yapmak Suç Değil, Görevdir!

Page 50: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,550

Küçük Armutlu Halkı MahallesiniTerk Etmeyecek!

Armutlu halkının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne,kentsel dönüşüm kapsamında hazırlanan ve mahalleyiboş arazi olarak gösteren 1/1000 ve 1/5000’lik imarplanlarının iptali için binlerce kişiyle verilen itiraz di-lekçelerine red cevabı geldi.

Armutlu halkı da verilen itiraz dilekçelerine gelenred cevabının ardından Bölge İdare Mahkemesi’ne baş-vurmak ve dava açmak için 21 Ocak'ta 300 kişi ile mah-kemeye gitti. Mahkeme sonrası bir basın açıklaması ya-pıldı. Armutlu halkı ellerinde “Armutlu Halkındır Rant-çıların Olmayacak”, “Tapularımızı İstiyoruz” ve “ArmutluBizimdir Bizim Kalacak” yazılı dövizler taşıdılar.

Çayan Halkını Yıldıramayacaksınız!Çayan Halk Cephesi 20 Ocak'ta mahalledeki polis terö-

rüyle ilgili bir açıklama yaptı. "AKP’nin halk düşmanıkatil polisleri 1 Ocak’tan bu yana hemen her gün mahalleyibasıp dükkânlara, esnaflara, devrimcilerin çay bahçelerineoperasyon düzenliyor. 19 Ocak tarihinde mahalleyi bir kezdaha basan halk düşmanları 55 yaşındaki AbdülkadirGülüstün adlı bir amcamızı operasyonla evinden gözaltınaaldı. Korkuları o kadar bellidir ki yürürken sorun yaşayanKadir amcamızı ordular eşliğinde almaya gelmiş halk düş-manları. Bu operasyonlarla Çayan halkını yıldırmak, sin-dirmek isteyen halk düşmanı polislere karşı çay bahçelerimiziaçacağız, operasyonlara boyun eğmeyeceğiz."

İzmir’de Afiş Çalışmalarıİzmir Halk Cephesi 21 Ocak günü Buca, Konak

Varyant’ta “Suçlu Değil Devrimciyiz, Tek Tip Elbise Giy-meyeceğiz” Halk Cephesi pankartı asıldı. Ayrıca TAYADimzalı üç adet “Yakmakla Yıkmakla Dev-Genç'i Bitire-mezsiniz” ozaliti, iki adet Dev-Genç imzalı ozalit ve ÇiğliGüzeltepe ve Doğançay Köyü’nde üç adet “Nuriye veSemih İşe Geri Alınsın” temalı Halk Cephesi, Dev-Gençve Kamu Emekçileri Cephesi imzalı ozalitler asıldı.

TAYAD’lı Aileler hapishanelerde uygulanmak istenenTTE dayatmasına karşı 20 Ocak'ta Galatasaray Lisesiönünde basın açıklaması yaptılar.

Çağdaş Hukukçular Derneği genel başkanı Av. SelçukKozağaçlı ve Halkın Hukuk Bürosu avukatı YaprakTürkmen’in tecritte tutulması ve TTE Dayatmasına karşıtutsak “HHB avukatları 22 Ocak’ta 1 hafta süreyle açlıkgrevine başlayacaklar” denildi.

Açıklama düşüncelerimizden soyunmayacağız tek tipelbise giymedik giymeyeceğiz, hiçbir zaman özgür tutsakevlatlarımız faşizme biat etmediler etmeyecekler denilereksloganlarla bitirildi. Eyleme, çevredeki halk da alkışlarıyladestek verdi.

İzmir’de “TTE Karşıtı Koordinasyon: “FaşizmeGeçit, Tek Tip’e İzin Vermeyeceğiz!”

23 Ocak’ta, TTE Karşıtı Koalisyon tarafından biraçıklama yapıldı ve şunlar söylendi:

Tek Tip Elbise dayatması; ikinci bir cezalandırma, boyuneğdirme, biat ettirme, hem onları genelde dışarıdakileri tektipleştirme amaçlıdır. TTE, üst üste verilen disiplin cezalarıylamahpusların infazlarının yanmasına, şartlı tahliye haklarınınellerinden alınmasına neden olacaktır.

TTE giymeyi kabul etmeyen mahpusların mahkemeyeçıkarılmamasına ve adil yargılanma haklarının ellerindenalınmasına ve mahkemeye çıkarılmadan haklarındahüküm verilmesine sebep olacaktır.” denilerek açıklamayason verildi.

Suçlu De�il Devrimciyiz, ek Tip Elbise Giymeyece�iz!

20 Ocak günü, Ankara Sakarya Caddesi’nde 20Ocak'ta tek tip elbise ile ilgili açıklama yapmak isteyenTAYAD’lı Ailelere polis saldırarak ozaliti parçaladı.Slogan atmaya başlayan aileleri, polis zorla alandanuzaklaştırdı. Aileler: “Altı haftadır ısrarla evlatlarına,devrimci tutsaklara sahip çıkan, “Suçlu Değil DevrimciyizTek Tip Elbise Giymeyeceğiz” diyen ve Sakarya Cadde-si’nde açıklama yapmaya gelen TAYAD’lılara saldıranişkenceci polisler bu şekilde aileleri vazgeçirebileceğinisanıyor. İçeride evlatlarımız, dışarıda biz teslim olmaya-cağız! Vazgeçmeyeceğiz!” açıklaması yaptı.

Ankara’da KEC Dergisi DağıtımıKamu Emekçileri Cepheliler 19 Ocak'ta Çankaya

Toplum Sağlığı Merkezi’nde 16 adet KEC dergisiniemekçilere ulaştırdı. Ayrıca emekçilere Nuriye-Semihve Yüksel Direnişi anlatılıp AKP faşizminin KamuEmekçilerine yönelik saldırıları üzerine sohbet edildi.

Tek Tip Elbise Giymeyeceğiz!

Page 51: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Anti-Emperyalist Cephe 19 ve 20Ocak tarihleri arasında Lübnan’ın baş-kenti Beyrut’ta “Anti-Emperyalist Cep-he’yi Büyütelim” başlıklı 2. toplantısınıdüzenledi. Suriye, Lübnan, Irak, Bul-garistan, Fransa, Yunanistan, Almanya,İngiltere, İrlanda’dan katılımcıların biraraya geldiği toplantıda ana başlık mad-deleri olarak; “Enternasyonalizm, Ame-rikan Emperyalizmi, NATO Üsleri, Em-peryalizmin ve Siyonizm’in Saldırıları,Medya ve Emperyalizm, Emperyalizme,Siyonizme ve Faşizme Karşı MücadeledeTutsak Düşen Devrimci Tutsaklarla Da-yanışma, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça” ve son olarak “Avrupa’daTutsak Edilen Devrimciler” konularıele alındı.

19 Ocak, Toplantının birincigünü: Sabah 10.00’da Anti-EmperyalistCephe (AEC) adına yapılan konuşmaile açılış yapıldı. Konuşmada genelolarak şu sözler yer alıyordu;

“Biz de diyoruz ki, Günümüz Dün-yasında, Devrimcilik, İlericilik, Demo-kratlık, Vatanseverlik, Anti-Emperyalistve Siyonizme Karşı Olmaktan Geçer!

Uluslararası çapta anti-emperyalistbir Cephe’nin Enternasyonali kurmasınadoğru bir adım olarak görüyoruz biz butoplantıyı. Böyle bir cephe gerçekleşin-ceye kadar da adımlarımız, ısrarımızdevam etmelidir. Çünkü bu çok açık birihtiyaçtır. Anti-emperyalizm, halklarınmücadelesinin en temel yanlarından biriolmalıdır. Anti-emperyalist ve Siyonist-lere karşı mücadele bayrağını yükselt-meden, dünya halkları zaferler kazana-maz. Bu, bu kadar açıktır.

Anti-Emperyalist Cephemizin ku-rulmasında büyük emeği olan ve şuanda ABD ve Siyonizm işbirlikçisi AKPfaşizmi tarafından tutsak edilen yoldaş-larımız şahsında, halkları ve vatanlarıuğruna tutsak düşenleri saygıyla selam-lıyoruz. Dünyanın her yerinde silah eldedağlarda ve şehirlerde savaşan tüm sa-vaşçıları selamlıyoruz.”

AEC adına yapılan açılış konuşma-sının ardından, Lübnan ve Filistin’in

ilerici örgüt ve parti temsilcileri ve üye-lerinden olan davetliler sabah ve öğledensonraki oturumlarda söz alarak şu baş-lıklarda düşüncelerini belirtti;

Silahlanma ve Silah, Basın – Medya,Emperyalizm ve Siyonizm ArasındakiRoller, Özgürlük Hareketleri ve Em-peryalizm Arasındaki Çelişkiler, Em-peryalizm ve Halklar Arasındaki KültürelDireniş, Bölgedeki (Ortadoğu) SiyasiÇatışmalar

Konuları ise ülkede siyasi olarakhem iktidarda olan, hem de emperyalizmeve siyonizme karşı olan şahsiyetlerkatıldı. Katılımcılar Zaher Al Khatiyb,Merwan Abdalaal, Nejah Wekiym, Mu-hammed Hawaja, Bessam Al Haşim,Galip Abu Muhlis, Muhammed Kasımve Muhammed Haşiyşu idi.

Toplantının sabah oturumunun ar-dından AEC olarak, Lübnan KheyamDerneği’nin Birleşmiş Milletler önündeyaptığı Filistinli tutsaklar ve Filistinhalkı ile dayanışma amaçlı düzenlediğieyleme gidildi. AEC adına Filistin hal-kıyla bir olunduğu ve her zaman zulmeuğrayan halkların ve hukuksuz yere tu-tuklanan direnişçilerin yanında olunacağısöylendi.

Toplantının ikinci günü: Sabahilk olarak araçlarla Güney Lübnan’a gi-dildi. Toplantının bir parçası olan KheyamToplama Kampı ve Mliyta Savaş veDireniş Müzesi gezildi.

Kheyam Toplama Kampı, siyonistİsrail’in Lübnan’ı işgali sırasında birçokLübnanlı ve Filistinli vatansever dire-nişçileri tutukladığı ve en ağır işkenceleriyaptığı bir yerdir. Toplama kampı eskiesirlerden olan ve şu an Hizbullah’ıntutsak ve şehit aileleri komitesindegörevli biriyle dolaşıldı. Kendisinin dedahil birçok kişinin işkence gördüğü ve10 kişinin de katledildiği işkence avlu-sunu o günleri yaşarmışçasına anlattı.Ve yine aynı zamanda İsrail askerlerininbırakıp kaçtığı askeri araçların nedenburada olunduğu sorulduğunda, burayaçocukların üzerine çıkıp oynaması veİsrail’in temsili şekilde ayaklar altına

alınması için bulunduğu söylendi. AECde bunun üzerine araçların üzerine çı-karak, açlık grevi direnişinde olan NuriyeGülmen, Semih - Esra Özakça, FeridunOsmanağaoğlu, Mehmet Güvel’in, Av-rupa’da tutuklu bulunan Devrimci ÖzgürTutsak Musa Aşoğlu, Erdal Gökoğluve Yunanistan’da tutuklanan 9 devrim-cinin fotoğrafları tutularak hatıra fotoğrafıçektirildi ve onlarla dayanışma içindeolunduğu vurgulandı.

Sonrasında Mliyta’ya geçilerek birrehber eşliğinde müze gezisi yapıldı.Mliyta bölgesi, Hizbullah’ın siyonistİsrail’e karşı uzun ve inançla verilensavaşın ardından zaferi kazandığı yerdir.Kazma, kürekle zor şartlar altında kazılanbarikat tünelleri gezildi. İsrail hezimeteuğratıldıktan sonra savaş bölgesi tarihetanıklık ettiği için müzeye çevrilmiş.

Gezilerin ardından AEC üyeleri Bey-rut’a dönerek toplantılarını devam ettirdi.Toplantıda, 1-3 Eylül 2017 tarihinde İs-tanbul’da yapılan AEC toplantısında alınankararlar ve sonrasında yapılanlar tartışıldı.Genel olarak alınan kararlar, AEC’ninNU-SE kampanyası çalışmaları, AEC’ninsüreli ve İngilizce yayın yapan dergisiiçin hangi adımların alındığı, NATO veABD üslerine karşı başlatılması düşünülenkampanya üzerine konuşuldu.

Toplantının sonunda AEC üyeleritoplantının sonuç bildirgesini yazmaküzere son önerileri kararlaştırdı. Sonuçbildirgesinin yazılmasının ardından top-lantının örgütlenmesinde yardımcı olanlarave katılımcılara teşekkür edildi. Alınankararlarda ise öne çıkanlar, Nuriye veSemih için AEC üyelerinin bir haftaaçlık grevi yapması ve dünyadaki devrimcitutsaklarla, ezilen halklarla dayanışmaiçinde olunma çağrısı. Ve yine bir öncekitoplantıda alınan kararlar gözden geçirildive hangisinin hayata geçirilmediği tartışıldıve yeniden komite belirlenerek iş bölü-şümü yapılarak Anti-Emperyalist Cep-he’nin toplantısı sonlandırıldı.

Hedefimiz; Halkların Birliği Anti-Emperyalist Cepheyi Büyütmek, En-ternasyonali Kurarak, Dünya HalklarınıBirleştirmektir...

Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar KazanacakEmperyalizme ve Siyonizme Karşı Savaşmak Onurdur Görevdir

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

551İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Page 52: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,552

Anti Emperyalist Cephe’nin, “Anti-Emperyalist Cephe’yi Büyütelim” baş-lıklı toplantısı, 19-20 Ocak tarihlerindeLübnan’ın başkenti Beyrut’ta gerçek-leştirildi. Yunanistan, Bulgaristan, İtalya,Fransa ise Ukrayna, İrlanda, Irak veSuriye’den örgütlerin temsilcilerinin dekatılımıyla 30’u aşkın katılımcının olduğuve 2 gün süren toplantıda, ilk gün ayrıcasaat 12.00’da Beyrut’taki Birleşmiş Mil-letler binası önünde Filistinli tutsaklarladayanışma eylemi yapıldı. İkinci günise Lübnan’daki ilerici, vatansever, sos-yalist örgütlerle toplantılar yapıldı veayrıca Güney Lübnan’daki müze ve ha-pishanelere ziyaretler yapıldı.

Toplantının sonuç bildirgesi:“ANTİ-EMPERYALİST CEP-

HE’NİN VE LÜBNAN’DAKİ YOL-DAŞLARIN EMPERYALİZME VESİYONİZM’E KARŞI AÇIKLAMA-SI

Biz, Anti-Emperyalist Cephe ve on-ların Lübnan’daki yoldaşları olarak biraraya geldik ve dünyadaki gelişmelerve özellikle Arap dünyasındaki gelişmelerve sorunlarla ilgili ne yapabileceğimizitartıştık. Lübnanlı ulusal partilerin tem-silcileriyle birlikte, emperyalizmin, Si-yonizm’in ve işbirlikçilerinin, Bah-reyn’deki barışçıl halk hareketinin ezil-mesi de dahil, bölgedeki saldırganlığınıtartıştık. Ayrıca Türkiye halklarının, Er-doğan’ın acımasız otoritesiyle süreklibaskı altında olmasını tartıştık.

Özgürlük ve adalet için savaşan bir-çok ilerici partiyi ve güçleri katarak vedünyadaki emperyalist komploları boşaçıkararak Cepheyi nasıl genişleteceğimizitartıştık.

Anti-Emperyalist Cephe olarak aşa-ğıdaki sonuç bildirisini yayınlıyoruz…

Sonuç olarak, aşağıdaki maddelerdekarar kılındı:

1- Amerikan emperyalizminin sö-mürgeci politikalarını ve başta Venezuela,Küba ve İran İslam Devleti olmak üzerebağımsız devletlerinin iç ilişkilerine mü-dahale girişimlerini kınıyoruz.

2- Özellikle ABD ve İsrail gibi em-peryalist ve Siyonist güçler tarafındandesteklenen, başta tekfirci terörizm olmaküzere her türlü terörizmi kınıyoruz.

3- Filistin’deki devam eden İsrailişgalini ve Filistin halkının yerlerindenedilmesini kınıyoruz. Uluslararası ör-

gütlerden, İsrail’in Filistin halkınayaptığı Siyonist uygulamaları teş-hir etmelerini, İsrail’in Suriye’deişgal ettiği Golan tepelerinden,Lübnan’daki Şeba Çiftlikleri’ndenve Kafr Şuba tepelerinden çekil-mesi konusunda zorlayıcı olma-larını talep ediyoruz.

4- Savaşlara doğrudan hedefolarak tanıklık eden Yemen, Su-riye, Irak, Filistin, Lübnan veDonbass başta olmak üzere, dün-yadaki direniş hareketlerinin ya-nındayız.

5- Siyonist işgalcilerin hapis-hanelerinde bulunan Filistinli tut-sakların ve özgürlük ve adaletisavundukları için tutuklanan tümtutsakların yanındayız.

6- Tüm dünyadaki savaş vevicdan tutsaklarıyla dayanışma için-deyiz. İşlerine geri dönmek içinaçlık grevine devam eden yoldaş-larımız Nuriye ve Semih’in yanındayız.

7- Yabancı işgalci birliklerin bölgedençekilmesini ve ABD/NATO güçlerinindünyanın dört bir yanından çıkarılıpatılmasını talep ediyoruz.

8- Siyonist güçlerin sahip olduğu,bölge halkları için gerçek bir tehditoluşturan, insanlığı yok edebilecek olannükleer silahların yürürlükten kaldırıl-masını talep ediyoruz.

9- Dünya halklarını, emperyalizmeve siyonizme karşı birleşmeye ve da-yanışmaya çağırıyoruz.

10- Faşizmle her nerede ortaya çıkarsaçıksın savaşacağız. Başta Trump’ın yap-tıkları olmak üzere ırkçılığın karşısındaolacağız.

11- Fransa’da yasadışı biçimde tutsakedilen Georges İbrahim Abdullah iledayanışma içindeyiz.

12- ABD emperyalizmi tarafındanhedef gösterildiği için Almanya’da tutsakedilen Türkiyeli devrimci Musa Aşoğ-lu’nun serbest bırakılmasını talep edi-yoruz.

13- Yerine getireceğimiz sözün sa-hibini anıyoruz; Halkız, haklıyız, kaza-nacağız.

14- Direnişin başkenti Beyrut’a veFilistin’in kurtuluşu hayalini mümkünkılan tüm onurlu direniş savaşçılarınateşekkürlerimizi sunuyor, onları saygıylaanıyoruz.

Yaşasın Ortadoğu Halklarının BirliğiVe Dayanışması!

İstanbul Okmeydanı Halk Meclisi 24Ocak’ta, Afrin’deki çatışmalar ile ilgiliyazılı açıklama yayınlayarak kısaca şu söz-lere yer verdi;

“Türkiye Halkları; Afrin işgalini savun-mak, Amerikan emperyalizminin Ortado-ğu’daki çıkarlarına destek olmak demektir.Bu savaşın kazananı halklar açısındanyoktur. Tek kazanan emperyalizm olacaktır.

Kürt Halkımız; Emperyalizmin ipiylekuyuya inilemeyeceğini bugün bir kezdaha gördük. Emperyalizm için o-bu-şuyoktur, çıkarları vardır. Bunun için herkesisatabilir. Yüzünüzü onlara değil, devrimedönün.

Türk Halkımız; faşist AKP iktidarı dünitibarıyla Amerikan emperyalizmine ken-disini ispatlamak için Afrin’de Kürt halkınınüzerine bombalar yağdırıyor. Bu durumbir ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından mey-danlarda ‘kıymetimizi anlayacaklar’ diyepazarlanıyor. Ulusal onur, bunun neresin-de?

Ortadoğu halklarının barış içinde yaşa-malarına en büyük engeli emperyalizm veişbirlikçileridir. Emperyalizmi defetmedenve işbirlikçileri etkisiz hale getirmedenhalklara özgürlük gelmez. Halkların birbirineçatıştırılıp düşmanlaştırılması oyununa gel-meyelim, asıl düşmanımız olan emperya-lizme yönelelim.”

“Anti-Emperyalist Cephe’yi Büyütelim” Toplantısı Sonuç Bildirgesi

Page 53: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

� ALMANYAKöln’de Grup Yorum Üyelerinin

Tutsak Edilmesi, Almanya ve Türkiye’de Grup Yorum ÜzerindekiBaskı Ve Yasaklar Protesto Edildi

17 Ocak tarihinde, WDR (KuzeyAlmanya Radyo ve Televizyonu) önündegerçekleştirilen eylem saat 17.00’dan18.00’a kadar sürdü. Eylemde Almancaolarak “Türkiye’de Tutsak Grup YorumÜyelerine Özgürlük” pankartı açılıp bil-diriler dağıtıldı.

Gelecek hafta yine aynı saatte aynıyerde buluşarak bir kez daha Grup Yo-rum’a destek eylemi yapmak üzere söz-leşilerek eylem saat 18.00’da bitirildi.

Duesseldorf’ta Bulunan TürkiyeCumhuriyeti BaşkonsolosluğuÖnünde Gösteri Düzenlendi

17 Ocak Çarşamba günü Köln SanatAtölyesi olarak saat 10:00-12:00 arasıdüzenlenen eylemde, konsolosluğunönünde pankart ve dövizler açıldı. Yarımsaatte bir “Nuriye-Semih Onurumuzdur,Nuriye-Semih İşe Geri Alınsın, Nuri-ye-Semih Yalnız Değildir, Yaşasın YükselDirenişimiz, AKP Halka Hesap Verecek”sloganları atıldı. Sonraki eylem 24 Ocak2018 Çarşamba saat 10:00-12:00 arasındaDusseldorf Başkonsolosluğu önündeyapıldı.

Uzun Yürüyüşün 3. Gününde Hamburg’da Musa Aşoğlu bürosunda

toplanarak ilk olarak eksiklerimizi ta-mamlamak için görev dağılımı yapıldı.Gün içerisinde 17.30’dan 19.00’a kadarStern Schanze durağında soğuğa rağmenbildiriler dağıtıldı. Akşamüstü ise biraile ziyaret edildi.

Uzun Yürüyüşün 4. Günü"Devrimcilik Yapmak Suç Değil,

Görevdir." kampanyası kapsamında baş-latılan Musa Aşoğlu’na Özgürlük-Uzun

Yürüyüşünün 4.gününde Hamburg’da çalışmalar yapıl-dı.

Gün boyu çalışmaya katılan Dev-Gençli’lerle birlikte 2 saat boyu 300’eyakın bildiri dağıtıldı. Daha sonra semtesnafları gezilerek kampanya anlatıldıve 25 Ocak günü mahkemenin ilk du-ruşmasına katılmaları istenildi.

Akşamüstü bir aile ziyaret edilerekonlarla güncel konular üzerine sohbetedildikten sonra gece yarısı Hamburg’danayrılarak 700 km uzağı Stuttgart’a yol-culuk edildi.

Uzun Yürüyüşün 5. günü yürüyüş-çüler Stuttgart’taydı.

Uzun Yürüyüşün 6. GünüBugün Uzun Yürüyüşümüzün altıncı

gününde Karlsruhe’deydik. İlk olarakMannheim Nuriye ve Semih komitesinin;Karlsruhe Türk konsolosluğunun önündeyaptığı gösteriye katınıldı.

Daha sonra anayasa mahkemesi, fe-deral yüksek mahkemelerin ana mer-kezine gidildi.

Hamburg, Centro Sociale"Devrimcilik yapmak suç değil,

görevdir!"Musa Aşoğlu’nun mahkemesi 25

Ocak günü Hamburg’da başlıyor. Budava sadece bir devrimcinin yargılanmasıdeğil, halkın geleceğinin yargılanması-dır.

Bu doğrultuda Musa Aşoğlu’nu sa-hiplenmeli, ona yönelik saldırılar karşı-sında saf tutulmalıdır.

10-11 Şubat günleri Hamburg’dagerçekleştirilecek Uluslarası konferansakatılınarak Musa Aşoğlu sahiplenilme-lidir.

Program:- 10 Şubat 2018 Cumartesi12.00-12.30 hapishane önü miting14.00 – 14.30 açılış konuşması14.30 – 17.00 129-b yasası, G20

eylemlerinden sonra yürüyüş ve eylemhakkı kanununa getirilen kısıtlamalar,baskılar, anti-terör paragrafları.

18.30 – 21.00 Amerikan emperya-lizmin devrimcilere yönelik saldırıları,kelle avcılığı ve Musa Aşoğlu’nun başınakoyulan 3 milyon dolar.

11 Şubat 2018 Pazar10.00 – 12.00 Tutsaklara ve siyasi

örgütlere, yapılara karşı uygulanan tec-rit

13.00 – 15.00 Musa Aşoğlu için pra-tikte ne yapılabilir, eylemler ve halkıbilgilendirme çalışmaları konularındaöneri ve teklifler. Pratik çalışma içerisinde,farklı yapılarla, güçlü bir ortak çalışmanasıl planlanabilir?

15.30 – 16.00 Sonuç bildirgesi

Musa Aşoğluna Özgürlük Komitesi Bremen’de Panel Yaptı

18 Ocak Cuma günü gerçekleşenpanel Bremen’deki Paradox derneğindeyapıldı.

Panele Musa Aşoğlu’na özgürlükkomitesinden bir kişi ile Almanya PolitikTutsaklara Özgürlük Sözcüsü katıldı.Almanya Politik Tutsaklara ÖzgürlükSözcüsü ilk önce Musa Aşoğlu’nun tut-saklık durumu ve mahkemesi hakkındabilgilendirme yaptı.

Musa Aşoğlu’nun 23 saatini hücre-sinde geçirdiğini, bir saatlik havalan-dırmada tek başına olduğunu söyledi.Aynı hapishanede Erdal Gökoğlu’nunve bir Kürt tutsağın olduğunu belirtentemsilci, tutsakların ayrı bölümlerdekaldığını ve birbirleri ile görüşmesininengellendiğini, dolayısı ile ağır tecritkoşulları yaşadığını söyledi. Buna rağmenmoralinin yüksek olduğunu belirtti.

Musa Aşoğlu Özgürlük komitesindenkonuşmacı, terör nedir ve Avrupa de-mokrasisi konularında konuşma yaptı.Terörün anlamını açıklayıp halklara

Av ru pa’da

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

53İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

Almanya

Page 54: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

korku ve panik yaptıran ve saldırı ya-panların kimler olduğunu, dolayısı ileterörü kimlerin yarattığını açıkladı. Av-rupa’nın kendisini lanse ettiği gibi de-mokratik olmadığı USA, Fransa, Yuna-nistan, Almanya gibi ülkelerin hapishaneve hukuk sistemlerinden örnekler veri-lerek anlatıldı.

Panel sonunda Türkiyeli devrimcilerinneden tek tip elbiseye karşı olduğu, Av-rupa’da birçok komünist partisinin par-lamentoda olmasına rağmen neden sal-dırıya uğramadığı, Türkiyeli devrimcilereneden bu kadar çok baskı ve saldırı ol-duğu soruldu.

Musa Aşoğlu Komitesi konuşmacısı,tek tip elbisenin bir diz çöktürme, teslimalma politikası olduğunu, parlamentodaolan komünist partilerin ismen komünistolduklarını, sistemi bizzat koruduklarınısöyledi. Türkiyeli devrimcilerin, dakikadaaçlıktan ölen çocukların olmaması, ge-netiği değiştirilmiş yiyeceklerin yen-memesi, barınma, eğitim ve seyahatgibi hakların, sadece insan haklarındayazılı bir beyanname olmadan hayatageçirilmesini, baskı zulüm ve sömürününsona ermesi için mücadele ettiklerinisöyledi. Bütün bunların sistemin çıkar-larına ters düştüğü için Türkiyeli dev-rimcilerin baskı ve saldırıya uğradığınıanlattı.

Panelde Musa Aşoğlu’na gönderil-mek üzere kendi afişinin arkasına destekmesajları yazıldı. Panele katılanlardanMusa Aşoğlu’nun mahkemesine gel-meleri çağrısı ve yine Musa Aşoğlu’naözgürlük komitesinin hazırladığı 10-11Şubatta yapılacak olan konferansa davetçağrısı yapıldı.

Hamburg’da Yayın Yapan ÖzgürRadyo Hamburg’da Söyleşi Yapıl-dı

Radyoda yapılan söyleşide 28 Ocaktarihinde Hamburg’da yapılacak olanGrup Yorum konserine davet çağrısıyapıldı. İki saat süren radyo söyleşisinde

dünyadaki politik gelişmeler, tutsaklarve emperyalizm konularında konuşul-du.

Türkiye’de ve dünyada tutsaklaradayatılan tek tip elbiseye devrimcilerinneden karşı çıktığı anlatıldı. Afrin’e em-peryalistlerin ve işbirlikçilerinin nedensaldırdığı, NATO’nun işgal ordularınınneler yaptığı, savaşa karşı yine savaşarakbarış getirileceği konuşuldu. Avrupa de-mokrasisinin ne olduğunun anlaşılmasıiçin Almanya’nın uygulamalarından ör-nekler verildi.

Halkın sanatçılarının sanat ve devrimçizgilerinin dünyanın her yerinde aynıolduğu Victor Jara örneği ile verildi.

Haftada iki kez, Çarşamba ve Pazargünleri Türkçe yayın yapan Özgür RadyoHamburg’da, Çarşamba günü de MusaAşoğlu’nun mahkemesine katılım çağrısıyaptı.

Stuttgart’ta Nuriye Semih İçinEylem

Nuriye ve Semih’i sahiplenmeye de-vam edildi.

20 Ocak Cumartesi akşamı StuttgartAnadolu Federasyonu olarak yine alan-daydı.

AKP faşizmini teşhir ederek, GrupYorum’un Enternasyonal Marşları eşli-ğinde bildirilerimizi dağıtarak yoldangeçenler bilgilendirildi. 2 saat süren ey-leme 10 kişi katıldı.

� BELÇİKA“Nuriye ve Semih’in sesi olduk

Açlığa alışılmaz ALIŞMADIK ALIŞMAYACAĞIZ”

Belçika’nın başkenti Brüksel’de herhafta cumartesi olduğu gibi bu hafta dabir eylem gerçekleştirildi. Saat 14.00’datoplanan kitle sloganları ve dağıttıklarıbildiriler ile Nuriye ve Semih’in direnişiniduyurdu.

Brüksel santral istasyonunun önündeyapılan eylem yaklaşık 2 saat sürdü.

OHAL ile mücadele komitesi çalı-

şanları direnişi duyurmak ve NuriyeSemih’in sahiplenilmesini sağlamak içinher hafta yaratıcılık örnekleri sergiliyorlar.Bu hafta üzerinde Fransızca BEN SE-MİH’İM ve BEN NURİYE’YİM yazılıkartonlar hazırlanmıştı. Gelen geçenilgili insanlara direniş anlatılarak hazır-lanmış kartonlarla fotoğraf çektirmeleriteklif edildi. “Çekilen fotoğraflar Nuriyeve Semih’i sahipleniyorum anlamınageldiği gibi canlarımız Nuriye Semih,Esra, Mehmet amca, Feridun amca vetüm yüksel direnişçilerini çok sevindi-recektir” denilerek fotoğraf çektirmeteklifi birçok insan tarafından olumlukarşılandı. Grup Yorum parçalarının hiçsusmadığı eylemden sonra Komite ça-lışanları toplanarak kısa vadeden neleryapabileceklerini ve nasıl eylemlilikleryapabileceklerini konuştu.

17 Ocak Çarşamba günü Brük-sel’de, Press Club’de yapılan basıntoplantısına Dünyanın tanınmış üni-versitelerinden biri olan Leuven üni-versitesi (KULeuven) Felsefe profesörüLieven de Cauter katıldı

Saat 11.00’da başlayan basın toplantısısunucunun direniş boyunca Nuriye veSemih’in yanında olan bu konuda ey-lemliliklere de katılan Brüksel üniversitesi(ULB) profesörü Anne Morelli’nin elindeolmayan sebeplerden dolayı katılama-yacağını duyurması ile başladı.

Leven de Cauter’in yaptığı konuş-mada Nuriye ve Semih’in direnişininönemini anlattı. Leven de Cauter Tür-kiye’de yaşanan hak gasplarına, avu-katlara, gazetecilere ve muhalif kesimeyapılanlara değindi. Türkiye’de mevcutrejimin kendisi gibi olmayan herkesiterörist ilan ettiğini ve cezaevine attığınıanlatan profesör Türkiye’de görülmekteolan mahkemelere de katıldığını belirtti.Nuriye ve Semih’in direnişinden çokgeç haberdar olduğunu ancak çok hızlıcaakademik çevrede bir duyarlılık yarata-cağını belirten Leven de Cauter 20

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,554

Almanya Belçika

Page 55: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

dakika süren konuşmasını İngilizce yap-tı.

Devrimci sanatçı Karikatürist İsmailKIZILDOĞAN’ın sosyal medya aracılığıile başlattığı dünya Nuriye ve Semihkarikatür gününü anlattığı kısa konuş-masında önümüzdeki günlerde bir sergiyapılacağını duyurdu.

Nuriye ve Semih’in tele konferansile görüntülü katıldığı toplantıda gaze-teciler ve Leven de Cauter sorular yö-nelttiler.

Belçika’nın devlet radyo ve te-levizyonu RTBF’de yayınlanan basıntoplantısı saat 12.30’da sona erdi.

� İNGİLTERELondra’da AKP Faşizmini ve

Emperyalizmi Teşhir Etmek ve Dev-rimcileri Sahiplenmek İçin Pullamave Afişlemeler Yapıldı

Musa Aşoğlu’na Özgürlük Komitesi,“Musa Aşoğlu’na Özgürlük” ve “Dev-rimcilik Yapmak Suç Değil Görevdir”İngilizce yazılı pullama ve afişlemeleryapıldı.

Türkiyelilerin yoğun yaşadığı; Dals-ton, Haringay, Leyton, Woodgreen, Tot-tenham, Hackney, Leyton Mahallelerine“FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ,KEYFİ TUTUKLAMALARA KARŞIADALET İSTİYORUZ!, Halk DüşmanıAKP, Defol!”, “KEYFİ TUTUKLA-MALARA SON!, DEVRİMCİ TUT-SAKLARA ÖZGÜRLÜK!, Halkız BizFaşizmi Yeneceğiz!”, “AKP’nin FaşistTerörüne, Boyun Eğmeyeceğiz!, HalkızBiz Faşizmi Yeneceğiz!” sloganlarınınyazılı olduğu Türkçe pullamalar ma-hallelere yapıştırıldı.

Bir yazıdan, bir pullamadan, bir gös-teriden bir şey olmaz demeden herkesinkendi el yazısı ve soluğu ile direnişlere

katılmalıyız. Tüm emekçi halkımızı bu-lunduğu yerlerde “Kahrolsun Faşizm,Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Mü-cadelemiz!, “Yaşasın Halkın Adaleti”demeye çağırmalıyız.

İNGİLTERE HALK CEPHESİ

� YUNANİSTAN19 Ocak günü Selanik’te Yunanis-

tan’da tutuklanan dokuz Halk Cepheliile ilgili panel düzenlendi. Tutsaklarladayanışma komitesinin düzenlediği panelSelanik İşçi Merkezinde yapıldı. Saat18.30’da slayt gösterimi ile başlayanpanel konuşmalarla devam etti. HalkCephesi, NAR, KKE-ML ve Anarşistörgütler adına bir temsilcinin konuşmacıolarak katıldığı panel boyunca tutsaklarlaekonomik, siyasi ve sosyal olarak da-yanışma içinde bulunulması gerektiği,sağlık durumları gittikçe kötüye gidenNuriye ve Semih’e destek verilmesi,Türkiye’de faşizmin olduğu ve bunakarşı mücadele edenlerle dayanışmanınönemi vurgulandı.

Dokuz tutsak serbest bırakılana kadartutsaklarla dayanışma komitesinin kam-panyaya devam edeceği belirtildi.

Panel öncesi Selanik genelinde paneleve yürüyüşe çağrı için sekiz yüz adetafiş asıldı.

Otuz kişinin katıldığı panel saat19.30’da 25 Ocak’ta tutsaklar için ya-pılacak olan yürüyüşe çağrı ile son bul-du.

20 Ocak Cumartesi günü Yuna-nistan Parlamentosunun önündenbaşlayan Filistin ile dayanışma yü-rüyüşüne Yunanistan Halk Cephe-liler de Katıldı

Yaklaşık beş yüz kişinin katıldığıyürüyüşte Halk Cepheliler Yunanistan’da

Komplo Sonucu Tutuklanan 9 Devrim-cinin Serbest bırakılmasına ilişkin pankartaçarak, kızıl bayraklar taşıyarak yürüyüşteyerlerini aldılar.

Yürüyüş kolu Türkiye konsoloslu-ğunun önünde durarak

İŞTE BURASI KATİLLERİN YU-VASI,

KAHROLSUN FAŞİZM, ZAFERDİRENEN HALKLARIN OLACAK,HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACA-ĞIZ, KATİL DEVLET HALKA HESAPVERECEK sloganları atıldıktan sonrayürüyüş halkların katili ABD konsolos-luğuna doğru sloganlarla devam etti.ABD konsolosluğunun önünde atılansloganlarla, iki saat süren etkinlik son-landırıldı.

Atina Hukuk Fakültesi’nde PanelKonuşmacı olarak Hukuk Fakültesi

çalışanı, Avukat Aleka Zorbala, AvukatYuanna Kurtovik ve Avukat DimitrisSarafyanos katıldılar.

Seksen kişinin katıldığı panelde ilkönce DHKC ile ilgili dar tabanı olmayanterörist bir yapı değil aksine bir halkhareketi olduğunu anlatan video filmizlendi.

Daha sonra Hukuk Fakültesi çalışanıve avukatlar sırayla söz alarak 2013 yı-lından bu yana Yunanistan hükümetleritarafından Türkiye faşizmini desteklernitelikte onlarca Türkiyeli devrimcilerintutuklamasını ve bu konudaki gelişmelerianlattı.

Avukatların konuşmalarından sonrasalondaki Yunanistanlı Parti ve örgütve dernek yöneticilerinin gelişmelerikonu alan konuşmalarından sonra, yak-laşık iki buçuk saat süren panel bitiril-di.

28 Ocak2018

Yürüyüş

Sayı: 51

Dergimizin 51. sayısının yayınlandığı 28 Ocak 2018 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 326. günündeler

*Yüksel Direnişi 446. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 251. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 335. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 211. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 168. gününde

555İŞBİRLİĞİ İSE İHANETE GÖTÜRÜR, SESSİZ KALMAYIN!

İngiltere

Yunanistan

Yunanistan

Page 56: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

5 Şubat - 11 Şubat

Ayten KORKULU, Meral AKPINAR,Fuat PERK:9 Şubat 1996 İstanbul

Bahçelievler’de kaldıklarıevde polis tarafından kat-ledildiler.

Fuat Perk, 1971 Der-sim-Ovacık doğumluydu. Lise yıllarında DLMK içinde mücadeleetti. Daha sonra Esenler-Bağcılar mahalli çalışması içinde yer aldı.

Meral Akpınar, 1974 İstanbul doğumluydu. Aslen Erzurumluolan Meral, 92 sonunda devrimci hareketle tanıştı. Çeşitli defalargözaltına alındı, direndi. 95 Mayıs’ında bir savaşçı olarak görev aldı.

Ayten Korkulu, 1975 Erzincan, Çayırlı İlçesi Gelinpertek Köyüdoğumluydu. 1992’den itibaren devrimci hareket içinde yer aldı. Oda mücadelesi içinde işkencelerden geçti, yılmadı, direndi, kavgayadevam dedi.

Ayten Korkulu Meral Akpınar Fuat PerkAli KILIÇ:12 Eylül sonrası başka bir siyasi hareketin

taraftarı olarak yıllarca cunta hapishanele-rinde kaldı. Safı hep direnenlerin yanı oldu.Gittiği Almanya’da Devrimci Hareket içindemücadelesini sürdürdü. Yakalandığı ölümcülhastalığa karşı büyük bir iradeyle direndi.Felç olup yatağında yaşam mücadelesi ver-

diği zaman da moralini hiç bozmadı. Mücadeleden kop-madı. “Ben bu hastalığı yenip ayağa kalkacağım, ülkemede gideceğim” dedi son anına kadar. 6 Şubat 2002’dearamızdan ayrıldı.

Ali Kılıç

Bahattin ANIK:1962’de Trabzon Çarşıbaşı’nda doğdu.

Laz milliyetindendi. 1976-77’de daha çocukdenilecek yaşta mücadeleye katıldı. 12Eylül döneminde tutuklandı. Tutsaklığı bit-tiğinde, ‘88’de yine örgütlenme içinde yeraldı. 1992’de Sivas-Tokat dağlarındaydı.1993 sonlarında Karadeniz dağlarında kır

birliğini kurmak ve geliştirmek görevine atandı. Birliğinioluşturdu. O artık bir komutandı. Bu görevini sürdürürken,9 Şubat 1994’te Ordu’nun Kumru ilçesine bağlı Eski-çokdeğirmen köyüne girerken oligarşinin katillerinin kur-duğu pusuda katledildi.

Bahattin Anık

Ömer AYDOĞMUŞ:1953’te Yozgat Boğazlıyan’da doğdu.

Lise yıllarında Boğazlıyan halkının anti-faşistmücadelesinde yeraldı. Bursa’da devrimcihareketin örgütlenmesinde görevler üstlendi.Anti-faşist eylemlerde yer aldı. Ege bölgesinde,önce Bölge Komitesi üyesi, daha sonra BölgeSorumlusu olarak mücadeleye önderlik etti.

12 Eylül cuntasına karşı direnişi örgütleyen önder kadrolardanbiriydi. 1981 Şubat’ında Kemeraltı polis karakoluna yönelikbir eylem sonrasında gözaltına alındı. 12 Şubat 1981’deİzmir Emniyet Müdürlüğü’nde işkencede katledildi.

Ömer Aydoğmuş

Ali AYGÜL:1968 yılında Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde

doğdu. Emekçi bir ailenin çocuğuydu. Ve kendiside yaşamının her anında bir emekçiydi. İstanbulÜniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisiykenörgütlü ilişkiler içinde yer aldı. Fakültenin 3. sını-fından ayrılarak profesyonel ilişkiler içinde yer aldı.Devrimci Gençlik onu iyi tanır. O, ‘80 sonrası Dev-

rimci Gençlik kuşağının kararlı insanlarından biriydi. Oligarşi ta-rafından “başına ödül konulan” bir devrimci olarak afişe edildi.Onun için devrimcilik bir yaşam biçimiydi. Afişe edilmesi yaşamınıdeğiştirmedi. Şehitlerimizden Hamdi Aygül ile akrabalığı vardı.O, yöneticiliğin özveri, fedakârlık, sabır ve inanç gerektirdiğininyaşayan bir örneğiydi. 6 Şubat 1992’de Adana’da Çevik KuvvetŞube Müdürlüğü'nün basılması eyleminde şehit düştü.

Ali Aygül

Ali İNAN:Yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak

8 Şubat 1991’de aramızdan ayrıldı.

Ali İnan

“Bu kadar pisliği, insanlara yapılan eziyeti gördükten sonrabu düzen içinde yaşayamam. Devrimci mücadele benim herşeyim” Meral Akpınar

BaşsağlığıHalkımız, Gazi HalkıKemal abimiz ne yazık ki geçirdiği

trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı.Kendisi emekçi ve aynı zamanda emek-çinin yanında olan, her türlü hak almaeyleminde grevlerde direnen biriydi.Yıllardır devrimcilerle iç içe olan, ek-meğini, aşını paylaşan biriydi. Gazi ba-rikatlarından ayaklanmaya kadar hertürlü saldırıya karşı mahallesine sahip çıkan, barikat arkasındayerini alan biriydi. Kemal abimizi mahalle halkı iyi tanırdı.Kendine has konuşmasıyla gür bıyıklarının altında kocamangülüşlü abimizdi. Uyuşturucuya, yozlaşmaya karşı mahallesini,sokağını sahiplenen Halk Meclisi içinde emekçiliğiyle öneçıkan abilerimizdendi. Ailemizin acısını paylaşıyoruz. Baştaannesine, eşine, oğluna ve özgür tutsak olan kızı Hazal’abaşsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Acınız acımızdır. TekrarGazi halkının ve bizlerin başı sağ olsun.

Gazi Halk Meclisi

Page 57: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Annesi Anlatıyor: “Onuruna çok düşkündü oğlum”Dersim'den 1985’te göç ettik, yoksulduk, kalabalık bir

aileydik. 10 çocuğumun 6’ncısıydı Fuat. Yoksul bir aileydik.Babalarını Fuat küçük yaştayken yitirmiştik. İyi bir hayatyaşamaya gücümüz yetmiyordu. O da eve katkıda bulunmakistemişti. Bu nedenle kendisi çalışmak zorunda olduğununsorumluluğuyla hareket ederek çalışmaya küçük yaşlardabaşlamıştı. Çok iyi bir öğrenci olmasının yanı sıra emekçide bir insandı. Aynı zamanda duygulu ve onurluydu. Fuatküçüklüğünde verdiğim parayla yetinen, fazla para harca-mamaya dikkat eden bir çocuktu. Lise yıllarında kendi mas-raflarını çıkarmak ve eve katkıda bulunmak için işe giripçalışmaya başladı. Çalışmak zorunda olduğu halde eğitiminiyarım bırakmadı, her zaman başarılı bir öğrenci oldu. Takdir,teşekkür getirirdi.

Evde herkes onun üzerine titrer, en iyilerini ona vermeyeçalışır. Evin en nazlısıydı. Beni üzmemek için, hiç üzecekşeylerden bahsetmezdi. Kardeşlerini düşünürdü.

Son lokmasına kadar paylaşırdı. Kendi parası olmazdı,kardeşlerine sorardı. Birbirlerine para verirlerdi. Çocuklarıve yeğenlerini de çok severdi, onlara para vermek çokhoşuna giderdi. Yalancılıktan nefret ederdi. Onuruna çokdüşkündü oğlum.

*

Kardeşi Zafer Anlatıyor:Mükemmel bir insandı. Mücadelesinde hiç geri adım at-

madı. Onun için ailesinden önce Parti geliyordu. Yalancılıktannefret ederdi. Onun en güzel yönü ise paylaşımcılığıydı.

Ölümden hiç korkmadı. Mücadelenin zorluklarını biliyordu.Tüm ısrarlarıma rağmen kararından vazgeçmedi. Ona dava-sında haklı olduğunu ancak insanların onu anlamadıklarınıve çıkarcı olduklarını söylerdim. Bana 'Halkımız onurludur,çok değerli insanlarımız var. Biz onlar için savaşıyoruz.'derdi. Onu asla ikna edemezdim, hep o üste çıkardı. Gideceğizaman eve bir mektup bırakmış. Mektupta neden bizlerdenayrı kalmak zorunda olduğunu anlatıyordu. ‘Kanımızı emensülüklere artık dur demenin zamanı geldi. Önce partiyelayık olmam gerekiyor’ diyordu.

Fuat için devrime ve devrimci mücadeleye yön veren mü-cadelenin yanı sıra insan sevgisiydi. Güven verici kişiliği onuev halkı arasında en çok sevilen insan yapmıştı. Canlı, dinamikve coşkulu yapısı, mücadelede tereddütsüzlüğü ve cesareti,insan ilişkilerinde sevecen tavırları ona çevresinde hep saygıve sevgi kazandırmıştı. Onu tanıyıp da sevmeyen yoktu. Ölü-münden sonra işyerindeki arkadaşları çok şaşırdılar. Gümrükteçalışıyordu. İşten ayrılmıştı. Ayrılmasını istemiyorlardı. Devamlıevi arayıp soruyorlardı. Bir türlü ikna olmuyorlardı. Ölümünügazeteden öğrenmişlerdi. Evi aradılar. ‘Biz devrimci insanlarıterörist diye bilirdik. Şaşırdık. Fuat’a 250-300 milyon verirdik,uzak yerlere giderdi. Gümrükten mal çekerdi. Üzerinde devamlıfazla parayla dolaşırdı. Ona güveniyorduk. İstese paraları alıpgidebilirdi ama yapmadı.’ dediler.

‘And içtim mücadeleyi sonuna kadar götüreceğim’ demişti.Bana ‘Tarafsızlık taraf olmayı getirir, düşmana hizmet eder’demişti. ‘Susmayın sustukça sıra size de gelecek’ derdi.Ölümden hiç korkmadı, her şeyi göze almıştı.

O başkalarının mutluluğunda mutluluk duyabilmeyi bilenbir insandı. Hırsların, açgözlülüğün ortadan kaldırılmasınıisterdi. Bu nedenle evini, çok sevdiği annesini ve bizleribırakıp savaşmak üzere gitmişti.

Fuat PERK'i Yakınları Anlatıyor:

Anıları Mirasımız

Devrimci Tutsaklar Yalnız Değildir!Hapishanelerde tecrit, işkence, hak gaspları, TTE dayatması

devam ediyor. Hiçbir tutsağımızı, dört duvar arasında,faşizmin elinde çaresiz ve yalnız bırakmayan TAYAD’lılarınAdalet Bakanlığı’na çektiği faks metninden alıntı:

“Bizler hapishanelerdeki devrimci tutuklu ve hükümlülerinanne, baba ve yakınlarıyız. Hapishanelerde her geçen günağırlaştırılan tecrit koşulları, sürgün sevkler, infaz yakmalar,yaşanan hak ihlalleri yeni KHK’larla Tek Tip Elbise (TTE)giyme zorunluluğuyla daha da üst boyutlara çıkarılmak is-teniyor. Türkiye hapishaneler tarihinde TTE dayatması ilkdeğildir. 12 Eylül darbecilerinin 1983-1984 yıllarında uy-gulamaya çalıştığı TTE’ye karşı hapishanelerde direniş açlıkgreviyle sürmüş, dört tutsağın şehit düşmesi sonrasında uy-gulamadan kaldırılmıştır. TTE 1987 ve 2003 yılları arasındatekrar gündeme getirilmiş. 2003 yılında ise F Tipi hapishanelerekarşı sürdürülen açlık grevi direniş sonrasında TTE genelgesibir kez daha uygulamadan kaldırılmıştır. Bu süreç ise onlarcainsanın yaşamına mal olmuştur.

2017 yılında TTE bir kez daha gündeme getirilmiştir. Bukez FETÖ davasından yargılanan bir tutuklunun üzerindepolitik gönderme olan bir kıyafetle (‘HERO’ yazan bir

tişörtle) mahkemeye gelmesi gerekçe gösterilmiştir. Bununlabirlikle 24 Aralık 2017 günü yayınlanan 696 sayılı KHK ileTTE uygulamasının tüm politik tutukluları kapsayacakşekilde düzenlendiği ilan edilmiştir. TTE ilgili olarak yetki-lilerce örnek gösterilen Amerika’nın Guantanamo hapishanesiise insanlık dışı uygulamaları, vahşet görüntüleri ve uygula-malarıyla ünlüdür, bizlerin ve tüm insanlığın lanetlediği birişkencehanedir.

Page 58: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

Yürüyüş

28 Ocak2018

Sayı: 51

SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,558

17 Ocak: Bugün 17 Ocak ve Nuri-ye-Semih’in açlık grevinin 315. gününde.Esra Özakça 240, Mehmet Güvel 201ve Feridun Osmanağaoğlu 160 gündüraçlık grevini sürdürüyor.

Mehmet amcayı arayıp sohbet ettik.Sloganlarımızı Dev-Genç’liler ile birlikteattık. Yunanistan’dan özgür Tutsak ŞadiÖzpolat aradı, direnişçimiz ile sohbetetti, başarılar diledi. TAYAD’dan birarkadaşımız ziyaretimize geldi.

18 Ocak: Direniş evimizin temizli-ğini yaptık, çayımızı demledik. Feridunabi kalktı, sağlık kontrollerini yaptık,herhangi bir sorun yok. Feridun abiyürüyüşe çıktı. Sloganlarımızı hep bir-likte attık. Okmeydanı’ndan en 2 gençarkadaşımız ziyaretimize geldi bugün.Hava yağmurlu ve soğuk. Biz de dire-nişçimiz ile birlikte evde yazı okuduk.

19 Ocak: Direniş evimizin temizli-ğini yaptık, çayımızı demledik. Feridunabi kalktı, sağlık kontrollerini yaptık,herhangi bir sorun yok. Direnişçimizile birlikte halk sınıfından yazı okuduk.Feridun abi yürüyüşe çıktı. MahalledenZeynep ziyaretimize geldi. Sloganları-mızı Gazilerimiz ve Dev-Genç’liler ilebirlikte attık. Sloganlarımızı Dev-Genç’liler ile birlikte attık.

20 Ocak: Direnişçimizle birlikteişçi sınıfı kimdir üzerine bir çalışmayaptık. Ameliyat olan arkadaşımız Ezgiziyaretimize geldi. Sloganlarımızı hepbirlikte attık. İdil Kültür Merkezi emek-çileri ziyaretimize geldiler. Sloganları-mızı DEV-GENÇ’lilerle birlikte attık.

21 Ocak: TAYAD’lı Ailelerden zi-yaretimize geldiler. Sloganlarımızı hep

birlikte attık. Sarıgazi Halk Meclisi’ndenbir kişi ziyaretimize geldi. Sloganlarımızıhep birlikte attık. Yenibosna Zafer Ma-hallesinden arkadaşlarımız bizimle.

22 Ocak: Günlük işlerimizi yaptık.Sloganlarımızı hep birlikte attık. Feridunabinin kızkardeşi ve torunu İzmir’denziyaretimize geldiler. Gazi mahallesindenbir arkadaş ziyaretimize geldi. Slogan-larımızı hep birlikte attık. Anadolu ya-kasından bir abimiz ziyaretimize geldi.

23 Ocak: Direniş evimizin temizli-ğini yaptık, çayımızı demledik. TA-YAD’dan bir arkadaşımız ziyaretimizegeldi. Sloganlarımızı hep birlikte attık.TAYAD’lı Aileler ve Sarıgazi’den ar-kadaşlarımız ziyaretimize geldiler. Di-renişçimiz ile birlikte Gökkuşağı Sa-vaşçıları filmini izledik.

� Nuriye Semih'i HerkeseDuyuruyoruz

Nuriye ve Semih için Ankara Dev-Genç Batıkent’te bildiri dağıttı. Halkınyoğun olarak bulunduğu yollarda açlığın300’üncü günlerindeki Nuriye ve Se-mih’ten bahsedildi. Onlara destek olmaamacıyla süresiz açlık grevine girenFeridun ve Mehmet Amcanın da anla-tıldığı çalışma 2 saat sürdü. Halklasohbet edilerek yapılan çalışmada 200bildiri dağıtıldı.

� Çayan'da Nuriye ve Semih İçinOzalit Asıldı

Halk Cepheliler 17 Ocak'ta İstanbul-Nurtepe Sokullu Caddesi üzerine, Nuriye

ve Semih’in açlık grevinin 314. günündeNuriye Gülmen, Semih-Esra Özakça,Mehmet Amca ve Feridun Amca için 4adet ozalit asıldı.

� Her Şey Nuriye ve Semih İçinTAYAD'lı Aileler 23 Ocak'ta Kü-

çükarmutlu Mahallesi’nde Nu-Se açlıkgrevi direnişini duyuran 5 ozalit astı.

� Nu-Se Açlık Grevi Direni�Evine TAYAD’lı Aileler’denZiyaret

TAYAD'lı Aileler 23 Ocak’ta Anka-ra’da açlık grevi evlerine ziyaret düzenledi.TAYAD’ın koca çınarı Mehmet Güvelile birlikte fotoğraf çektiren aileler ziya-retlerini bitirdiler.

Küçükarmutlu Nu-Se İçin Açlık Grevi Direniş Günlükleri

Page 59: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Gündemsizlikleri yalanSorun risk almak

Sorun icazet dışına çıkmaktır.

Bir eylemden değil bir tarzdan söz ediyoruz.Tarz ise kendi başına var olan bir şey

değildir. Kaynağını ideolojiden, politikadan,örgüt, mücadele ve savaş anlayışından,

çalışma tarzından alır.

Mesele sadece Ö.O. yapmak, direnmek, açlıkgrevi yapmak değildir, bu tarza sahip olmakdeğildir, sağa sola savrulmadan ideolojik ve

fiziki direnişi kararlılıkla sürdürmek...Tarzın da burada somutlandığı görülür.

Biz direnişimizle yarını belirliyoruz. Tabiibaşkaları da kendi yarınlarını belirlemişoluyorlar... Biz alnımız ak, başımız dik

olacağız halkımızın karşısında.

GELENEK SAHİBİ OLMAK GELECEK SAHİBİ OLMAKTIR!

TEK BAŞINA DA OLSA DİRENMEK DEV-GENÇ GELENEĞİDİR,DEV-GENÇ İSE GELECEKTİR!

Page 60: 2 .3 -3 24$ *42 !2 3* 4 .2..3 4 '-!' * - Yürüyüş Dergisiyuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY051.pdf · 2018-01-29 · lerimizi birleştirip çoğaltarak bulun-duğumuz her alanda direnişin

yu

ruy

us

.biz

@g

ma

il.co

mw

ww

.yu

ruy

us

-info

.org

YOKSULLUĞUMUZUN ACILARIMIZIN TEK NEDENİ EMEĞİMİZLE ZENGİNLEŞEN

ASALAKLARDIRYANGINIMIZLA ONLARI YAKALIM!ÖRGÜTLENMEMİZ, BİRLEŞMEMİZ,

MÜCADELE ETMEMİZ AKP FAŞİZMİNİ YOK EDECEK

EN BÜYÜK YANGINDIRYANGINI BÜYÜTELİM!

Bu ateş harlar!Közü canrüzgarı öfkeninçığlığıdır