38

2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir
Page 2: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler:

Jeo-Politik İklim Değişikliği

Risklerin tahmin edilmesi, analiz edilmesi ve istikrarsızlık, kötüleşen uluslararası ilişkiler,

çatışma ortamları, ihtiyatlı davranılması gereken ya da güvenli olmayan bölge ve piyasalar

ve dünyada olup bitenin aktörleri nasıl etkileyeceği veya etkilediği gibi risk ve tehlike

durumlarına karşı nasıl pozisyon alınacağının bilinmesi bu anlamda hayati öneme sahiptir.

Krizlerin olumsuz etkilerinden kaçınmak hatta krizleri fırsata çevirmek için bu bilgilerin

elde edilmesi, güncel analiz ve takiplerin yapılması, anlaşılması, yorumlanması ve nasıl

kullanılacağının bilinmesi gerekliliği hem oyuncunun kendisi hem de rakipleriyle ilişkisi

açısından aşikardır. Bu riskler sadece siyasi ilişkilerden, iç çalkantılardan ya da hükümet

politikalarından değil aynı zamanda toplumsal olaylardan, yeni trendlerin eskileri gölgede

bırakmasından, ekonomik gelişmelerin farklılığından ve kültürel farklılıklardan da

kaynaklanmaktadır. Bu anlamda ekonomi ve politika arasında ayrılmaz bir bağ ve bu

ikisinin birbirlerini etkilemeleri ve belirlemeleri durumu mevcuttur. Hangisinin hangisini ne

zaman, nasıl ne şekilde, neden ve hangi koşullar altında ve ne kadar etkilediğinin bilinmesi

ve öngörülmesi ve buna göre pozisyon alınması gerekliliği de artık küresel dünyamızda

görünür bir noktadadır.

Bu anlamda sadece risk ve tehlikeler değil “nerede, ne iş yapılabileceğinin” bilinmesi

açısından fırsatların da bilinmesi gerekliliği açıktır. Öyle ki politika -ekonomi-toplum

arasındaki ilişki, uluslararası ilişkilerdeki gelişme ve politikalar, hükümet politikaları, ülkeler

ve bölgeler arası ilişkiler, toplumsal olaylar, yeni trendler ve kültürel farklılıklar ve bunların

bilinmesi ve sektörlere göre doğru analiz edilmesi aynı zamanda farklı pozisyonlarda fırsat

da doğurabilir. Politik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler takip edildiğinde fırsat

oluşturabilecek alanlar, sektörler, yatırım planları, büyüyen ve genişleyen piyasalar, yatırım

yapılabilecek ya da yatırımcı çekilebilecek sektör ve ülkeler tespit edilebilir ve doğru bir

bakış ve yorumlamayla “işe yarar” bilgi ve hatta strateji kaynağı haline getirilebilir.

Risklerin ve fırsatların tahmin edilmesine binaen hazırlanan bu rapor 2019 yılında ön plana

çıkabilecek riskleri ve fırsatları sistemik/genel bir perspektifle sunmayı hedeflemektedir.

Page 3: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Haritanın ‘’Diğer’’ Tarafı: Asya-Pasifik .................................................. 3

Beyaz Saray’ın Dayanılmaz Ağırlığı ......................................................10

İnşa, Yeniden............................................................................................. 15

Küresel Popülizm ve Konsensüs Riski ................................................. 20

Yükselen Duvarlar................................................................................... 24

Çin’in İkilemi ............................................................................................ 27

Enerji Güven(siz)liği: Yeni Rotalarda Krizin Ayak Sesleri ................ 30

Çığa Dönüşen Kartopu: Uluslararası Göç Krizi ................................... 35

@politiconworld

[email protected]

https://politiconworld.com

Page 4: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

Haritanın ‘’Diğer’’ Tarafı: Asya-Pasifik

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski Başkanı Barack Obama, 2009 yılında Asya -Pasifik

Bölgesini ziyareti sırasında yaptığı açıklamada açık bir şekilde kendisini Pasifik’in lideri

olarak tanımlamış ve ABD dış politikasının yeni yüzyıldaki önceliklerini deklare ederken

ABD’nin odağının artık Asya-Pasifik Bölgesi olacağını belirtmiştir. Yine aynı dönemde ABD

Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Hillary Clinton’ın “Amerika’nın Pasifik Yüzyılı” isimli

makalesinde vurguladığı ABD dış politikasının yeni odağı olarak belirlenen Asya -Pasifik

Bölgesi, dünyanın yeni cazibe merkezi konumuna yerleşmiştir. Kuşkusuz uluslararası

politikada ve uluslararası ekonomide 20. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren izlenen ve 21.

Yüzyılın başından itibaren kendini iyice gösteren, dünyada güç dağılımının ve dengesinin

değişimi tablosu, Soğuk Savaş sonrası dönemin tek küresel hegemonu için dış

politikasında yeni odaklar ve eksenler belirlemesi ihtiyacının doğduğuna işaret ediyordu.

Soğuk Savaş’ın bitimi ile Sovyetler Birliği Blokuna karşı kesin bir zafer kazanan Batı

medeniyeti ve tek kutuplu dünyanın hegemon lideri ABD, 21. Yüzyılın gelişi ile yeni meydan

okumalar ile karşı karşıya kalmıştır. Soğuk Savaş’ın bitişini takip eden 10 yılda kendini

açıkça gösteren ABD ve NATO ittifakının “tek kutuplu anı”, kendini hızla toparlayan ve güç

konsolidasyonunu sağlayan Rusya, hızla ve katlanarak büyüyen Asya ekonomileri ve geçiş

aşamasına geçen dünya düzeninin hızla değişen konjonktürü tarafından tehdit altında

girdi. Kuşkusuz 1990’ların dünyası, dünyadaki tartışmasız en büyük süper güç olarak

Page 5: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

ABD’yi “rakipsiz” olarak tanıdığımız bir dünyaydı ve bütün veriler de bu yargıyı

destekliyordu. Ancak ABD’nin uzun sürecek “süper güç” konumu ve güç hiyerarşisindeki

liderliği göreli olarak devam etse de, dünyanın başka yerlerinde ekonomisi ve teknolojisi

ve tabi ki buna koşut askeri gücü ve siyasal etki alanı büyüyen ve gelişen diğer küresel ve

bölgesel güç odaklarının kendini göstermesi uzun sürmedi. Özellikle 90’ların ortalarından

itibaren Rusya’nın büyük enerji kaynaklarını elinde tutan bir askeri güç olarak kendini

toparlamaya başlaması, çok büyük bir ivme ve istikrarla büyüyen Çin ekonomisinin

verilerinin ABD’ye yaklaşması, Hindistan, Brezilya ve Uzak Doğu ekonomilerinin hızla

büyük bölgesel güçler haline gelmesi, küreselleşme olgusunun hız kazanması gibi

gelişmeler artık çift kutuplu dünyanın katı politik-ekonomik-askeri-diplomatik sınırlarında

yaşamayan, çok kutuplu ve çok-taraflı uluslararası ilişkilerin sisteme hakim olduğu, daha

esnek, daha değişken ve “küresel” bir dünyayı karşımıza çıkarıyordu. Bu noktada çok

kutupluluk ya da çok taraflılık olgusu, sadece klasik anlamda devletler düzeyin de

yaşanmıyordu. ABD menşeli olmayan, özellikle Asyalı şirketlerin ve sermaye gruplarının

hızla büyümesi ve sınır-ötesi topraklarda, ekonomik faaliyetler ve yatırımlar icra etmesi,

ABD hegemonyasının sadece siyasal anlamda değil, ekonomik ve sosyo -kültürel

düzeylerde de tehdit altında olduğunun altını çizmekteydi.

Tarihin bu geçiş dönemi anında, iki nokta net olarak uluslararası sistemde izlenir hale geldi.

Birinci ve geçiş döneminin ana nedenini teşkil eden nokta, güç mücadelesinin ve ekonomik

faaliyet merkezinin Atlantik’ten Asya Pasifik eksenin kayması ve küresel hegemonun esaslı

rakiplerinin ya da ekonomik iktidarını destekleyecek muhataplarının Asya-Pasifik

bölgesinde yoğunlaşması vakaları idi. İkinci nokta ise küresel ekonominin temelden

yaşadığı bir eksen kayması eğiliminin, 20. Yüzyılın gelişmiş ülkelerinde kendini gösterecek

ekonomik kriz ve açmazların, dünya genelinde radikal ve revizyonist, yani mevcut

statükonun değişiminden yana, popülist sağ ve sol iktidarların iş başına gelmesi

gelişmelerinde kendini göstermekteydi. Öyle ki ekonomik payların dağılımı ve güç

dengelerindeki değişim küresel düzeyde ise, siyasi iktidarların da değişimden yana, radikal

ve revizyonist olması kaçınılmazdı. Günümüzde siyaset kurumu, gelişmiş Batı ülkeleri dahil

dünya genelinde değişimden beslenerek popülist ve revizyonist tabanını bulan ve

sonrasında bu değişimi yönetecek ve yönlendirecek araçsal bir odak halinde karşımıza

çıkmaktadır. Küresel ekonomi ve güç dengesindeki bu değişim, düzenin eski

Page 6: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

egemenlerinde dahi sistemi yeniden dizayn etme ihtiyacına cevap verecek iktidar

figürlerini iş başına getirmiştir. Bu yüzdendir ki bu “geçiş anında” radikal revizyonist

iktidarlar her düzlemde ve bölgede güçlü bir şekilde desteklenmekte ve karşımıza

çıkmaktadır.

Liderin Refleksi

Peki ABD, bu değişime nasıl tepki vermiştir? Soğuk Savaş sonrası gücünü Atlantik

ekseninde, Asya’nın güneyinde ve Orta Doğu’da yoğunlaştıran ABD, siyasal, askeri ve

ekonomik varlığının odak noktası olarak bu bölgeyi belirlemişti. Ancak Asya -Pasifik’in yeni

güç dengesi merkezi haline gelmesi ve Rusya’dan sonra onunla göreli bir ittifak halinde

olan Çin’in ivmeli büyüme performansı ile GSYİH tablosunda ABD’nin ardından kesin

olarak 2. sıraya yerleşmesine ek olarak, Asya’da ve Afrika’da nüfuzunu arttıracak yatırımlar

ve yükselen yeni dünya ekonomileri ile kurumsal ittifak ilişkileri içerisine girmesi, ABD

karşısında oluşan yeni bölgesel güç bloklarının yanında küresel hegemon adaylığına da

yeni bir rakibin ilan edilmesini beraberinde getirdi. ABD etkisinde olmayan güç merkezleri

ivmesini sürdürürken, sadece Çin’in, yıl bazlı büyüme serileri incelendiğinde, 2030 yılı

projeksiyonunda birçok kurum ve kuruluş tarafından ekonomik büyüklük anlamında

ABD’yi geçmesi beklenmektedir. Çin’in ekonomik bir güç olarak ilk sıraya yükselmesi, onun

yeni bir hegemon olma iddia ve talebine sahip olacağı anlamına gelmez nitekim Çin bugün

bunu istese bile daha çok yolu ve tamamlaması gereken çok eksiği bulunmaktadır. Ancak

üretimini ve tüketimin yeni merkezi olarak Çin ve Doğu Asya pazarları, Pasifik bölgesinin

elinde tuttuğu enerji kaynakları potansiyeli ve ABD liderliğine ciddi meydan okumaların

yeni merkezi olması, ABD’nin de ilgisini Asya Pasifik bölgesine kaydırmasına yol açtı. Bu

anlamda Obama’nın ve Hillary Clinton’ın 21. Yüzyılın başında yaptığı açıklamalar anlık

kararların değil, dünyadaki değişimi gören ABD siyaset kurumlarının geliştirdiği makro

konumlanma politikalarının ve hegemonun gücünü koruma refleksinin doğal bir

sonucuydu.

2019 Nasıl ve Neden Kilit?

ABD’nin, gücünü ve politik odağını Asya-Pasifik bölgesine kaydırması, jeopolitik riskleri ve

fırsatları yakından ele almak ve değerlendirmek amacını güden bir makro-politik stratejinin

sonucudur. 2019 yılı ise bu girişimlerin pratik sinyallerinin alınmaya başlanacağı yıl

Page 7: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

olacaktır. Temelleri çok önce atılan bu politikanın ilk adımlarının Başkan Donald Trump

dönemine denk gelmesi ise tesadüf değildir. Siyasal iktidarını popülist söylem ve ABD

halkının büyük kesiminin etkisini halen hissettiği ekonomik krizin toplumda yarattığı

mevcut düzene karşı reaktif negatif eğilimden alan Trump yönetimi, revizyonist politikaları

iktidara geldiği ilk günden bu yana uygulamaya koymaya devam etmekte. Bu anlamda

küresel ticaret düzenin en kârlı üyesi konumunda bulunan Çin’e karşı başlattığı ticaret

savaşı, gümrük duvarlarının yükseltilmesi ile vuku bulan korumacılık politikası, bir dizi

uluslararası anlaşmadan anlık kararlar ile tek yönlü olarak çıkması, İran’a karşı yaptırımların

yeniden uygulanması ve etkisinden çıktığını düşündüğü Türkiye gibi bir NATO müttefikine

bile karşı kriz çıkaran, dışlayıcı politikalar uygulaması, küresel değişimin Trump yönetimine

verdiği revizyonizm ve ABD’nin gücünü koruma görevleri ile birlikte daha geniş bir

perspektifte düşünüldüğünde anlam kazanmaktadır. ABD gücünü ve hegemonyasını

korumaya çalışmakta ve bu anlamda son iki yılda radikal ofansif tepkiler ve kararlar

vermekten geri durmamaktadır.

ABD’nin Suriye’den “DAEŞ tehlikesi bitti” söylemi gerekçesiyle çekilme kararı ile

Afganistan’da askeri varlığını kademeli olarak azaltma kararının kaynağı, yine aynı şekilde

ABD’nin birincil önceliğinin Asya-Pasifik Bölgesi ekonomileri olduğu ve hem Orta Doğu’ya

hem de Asya-Pasifik Bölgesi’ne aynı ağırlığı vermesinin ekonomik ve askeri açıdan güç

bölünmesi yaratacağı için mümkün olmadığı gerçeğinde yatıyor. Öyle ki ABD halen dünya

lideri ancak Çin ve müttefikleri ile baş edebilmek için tüm odağını o bölgeye vermek

durumunda.

ABD’nin Orta Doğu’yu ikinci planda gören ve Asya-Pasifik bölgesindeki mücadele alanını

merkeze alan dış politika tercihi mutlaka karşı tepkilere de açıktır. Öyle ki; Orta Doğu’da

olası bir güç boşluğunun ihtimali bile başta Çin olmak üzere Asya güçlerinin Orta Doğu

politikasına doğrudan girişi için iştah kabartacak mutlaka ; bu hamlelerin Çin’e ve diğer

Asya ülkelerine sağlayacağı olası ekonomik getiriler ve pazar imkanları ABD için yeni riskler

doğururken, söz konusu ülkeler için jeopolitik fırsat olarak değerlendirilebilecektir. Esasen

rakibi kendi evinde durdurmak isteyen ve hegemonyasının süresini uzatmak isteyen ABD,

yola temelli çıkmaya karar verdiğinde kendi bahçelerinde rakiplerin uzantılarının yayıldığını

görebilir. Bu hem ABD hem de küresel konjonktür için başlı başına hem yeni riskler hem de

yeni fırsatlar kuşağını önümüzdeki yıllarda kademeli olarak karşımıza getirecektir.

Page 8: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

2019 yılı ise bu odak değişiminin ilk kritik yılı olacak. Orta Doğu’da vekil güçler ile çıkarlarını

korumak amacı güden ABD, askeri gücünü ve tesislerini Asya-Pasifik Bölgesi’ne kaydırmak,

Güney Çin Denizi’ndeki donanma varlığını, Çin çevresindeki denizlerde ekonomik bölge

hakkı iddialarını ve doğal olarak bölgedeki jeopolitik gerilimi arttırmak, Asya -Pasifik

ülkeleri ile Çin’i ve Kuzey Kore’yi çevreleyecek şekilde ittifaklar tesis etmek ve bölgenin

enerji kaynakları üzerinde hem devlet eli ile hem de özel şirketler yoluyla yatırımlarını

artırmak ve bölge pazarlarını ABD kültürüne ve şirketlerine açık hale getirmek yönündeki

politikalarına tam konsantre bir şekilde hız verecek. Bu anlamda 2019 yılı resmi olarak,

Orta Doğu’nun kademeli şekilde ikinci plana düşmeye başlayacağı, Asya -Pasifik Bölgesi’nin

ise ABD’nin net yoğun ilgisine muhatap olacağı kırılma yılı olacak.

Riskler

o Asya Pasifik bölgesinde jeopolitik gerilimin ve güvenlik risklerinin artması.

o Ekonomik korumacılık politikalarının domino etkisi yaratması ve küresel serbest

ticaretin, revizyonist politikalar sebebiyle zarar görmesi.

o ABD sınırlarına çekilen USD’nin, genel düzeyde yabancı paralar cinsinden değer

kazanma eğiliminin artması ve rezerv para üzerinden üretimin-ticaretin maliyetinin

artış göstermesi.

o Revizyonist politikalar sebebiyle, bloklaşmanın karşılıklı olarak artması ve

pazarların görece politik ve operasyonel risklerinin ivmeli bir artış göstermesi.

o ABD’nin hegemonya koruma refleksi ve odak değiştirmesi pratiğinin sonucu

olarak, ABD ve etkisi altındaki ülkelerin ve karşısında yer alan ülkelerin karşılıklı

olarak, pazar risklerinin, operasyonel ve finansal maliyetlerinin, kur risklerinin

artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması.

o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

ve küresel düzeyde genel bir artış eğilimi gösterebilir).

Fırsatlar

o ABD’nin yoğunlaşması ile Asya-Pasifik bölgesinde artan ekonomik faaliyet hacmi ve

yeni büyüyen pazar imkanları.

o Orta Doğu’da oluşacak güç boşluğu için konumlanma stratejisi üretme imkanları.

Page 9: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

o ABD’nin daha çok ikili anlaşma ile müttefik sağlama hamlesi ile birlikte aynı

ekonomik anlaşma sağlama eğiliminin Çin’de de artması ile yeni pazarlara giriş ve

hem devletlere hem de şirketlere ekonomik ticaret anlaşmaları sağlama imkanı.

Türkiye İçin Konumlanma Önerileri

o Türk şirketleri, Asya pazarlarında büyüyen mücadelede hem tedarikçi hem de

bölgesel ortak olarak riski fırsata çevirme imkanına sahip olacaktır.

o ABD’nin göreli olarak çekilmesinin Orta Doğu bölgesinde yaratacağı güç boşluğu,

bölgesel ittifakları geliştirebilecek Türk ekonomisi için kısmi bir fırsat doğurabil ir.

o ABD’nin hegemonya koruma refleksi ile ofansif ve revizyonist hamleleri, Türkiye ve

ABD arasındaki ilişkileri dönemsel olarak gerginleştirmeye ve zaman zaman kriz

noktasına getirmeye devam edebilir. Bunun yanında Türkiye’nin ABD karşısında

görünen odaklarla dönemsel yakınlaşmaları, ABD’nin sert tepkisi ile karşılaşacak ve

Türk ekonomisine zarar verecek sonuçlar ortaya çıkabilir. Özellikle Irak, Suudi

Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır pazarları Türk şirketleri için hem ABD

hem de bu ülkeler ile ilişkiler anlamında Türkiye için daha da riskli konuma

gelecektir.

o USD’nin ABD sınırlarına çekilmesi, piyasalarda USD arzını sınırlandırarak, USD-TL

paritesinde, Türk Lirası aleyhine negatif yönlü hareketlenmeleri meydana getirecek

ve kur atakları 2019 yılı içerisinde hem ABD’nin makro politikası hem de ikili

ilişkilerde Türkiye-ABD arasında yaşanacak gerilimlere koşut olarak devam

edecektir.

o Türk ekonomisinin güncel durumu ve kur ataklarının devamı öngörüsü

birleştiğinde, ihracata yönelik ekonomik faaliyetler Türk ekonomisi ve şirketleri için

daha da hayati önem kazanırken, ihracat ve dış yatırım faaliyetlerinin planlı,

istikrarlı, güvenli hareket etmesi noktasına politik risklerin takip edilmesi,

hesaplanması, değerlendirilmesi ve öngörülmesi faaliyeti de kârlı ve verimli bir

ekonomik büyüme için daha da kritik konuma gelecektir.

o Türk şirketlerinin dış pazarlardaki operasyonları için, bölgesel ve küresel

bloklaşmalara Türkiye’nin taraf olduğu ölçüde karşı blok ülkeleri riskli hale

gelecektir.

Page 10: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

o Kırılma yılı olarak gördüğümüz 2019 yılı, dünya genelinde politik ve diplomatik

riskleri arttıracağı için, Türk şirketlerinin her ülke ve bölge için, bölgesel ve küresel

düzeyde politik, ekonomik ve diplomatik riskleri anlık ve sürekli olarak takip

etmesi-değerlendirmesi ihtiyacı artacak, tersi durum ise dış pazarları Türk şirketleri

için oldukça riskli, istikrarsız ve yer yer zararlı hale getirebilecektir.

Page 11: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Beyaz Saray’ın Dayanılmaz Ağırlığı

2016 yılında göreve gelen ABD Başkanı Donald Trump ve ekibi, görevlerini icra ederken

ABD makro politikasının gerekliliklerini yerine getirme sorumluluğu ile küresel

konjonktürün Trump’ın ofansif politik tarzına sağladığı alanın konsolide edilmiş halini

ortaya koydular. ABD dış politikasının öncelikleri ile yükselen ve ABD’nin karşısına dikilen

güç odakları, ekonomik veriler ile birleşince, Trump yönetimi görev süresi boyunca

revizyonist ve ani radikal kararlar alma refleksi ile hareket eden öngörülmesi zor bir dış

politika anlayışı izledi ve izlemeye de devam edecek gibi görünüyor. ABD’nin

hegemonyasının bölgesel ve küresel çapta korunması, Asya-Pasifik Bölgesi’ne

odaklanılması, Orta Doğu’da bataklığa saplanmaktan kaçınmak ve vekil güçler ile bölgede

çıkarlarını korumaya devam etmek, küresel ticaret sisteminin yeniden ABD çıkarlarına

uygun, ABD dışındaki güçlerin avantajlarını ise azaltacak şekilde dizayn edilmesi, ekonomik

verilerde Çin gibi ülkelerin ABD’nin önüne geçmesinin engellenmesi, askeri ve teknolojik

üstünlüğün devam ettirilmesi, bölgesel ittifaklar ile ABD’nin okyanus ötesindeki bölgesel

hakimiyet alanlarının güçlendirilmesi Trump yönetiminin önündeki öncelikli dış politika

ajandası gündem maddeleri olarak dururken, içeride ise sağ popülist siyasetin temsilcisi

Page 12: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

konumumda bulunan Başkan Trump, söylemini ekonomik krizin kaybedeni konumundaki

halk kesimlerinin talepleri, göçmen karşıtlığı ve popülist bir anlayışla Amerikan

üstünlüğünü yeniden inşa etmek gibi unsurlar üzerinden inşa etti.

Gerek göreve geldiği dönemin uluslararası konjonktürü ve ABD’nin acil olarak aksiyon

almasını gerektiren öncelikleri, gerekse Donald Trump’ın kendine özgü söylem ve politik

eylem tarzı, Trump yönetiminin alışılagelmedik bir ABD Başkanı imajı çizmesi sonucunu

verdi. Revizyonist ve radikal tavrı ile uluslararası anlaşma ve teamüllere uygun hareket

etmeyen bir Başkan görünümdeki Trump, ABD iç siyasetinde de benzer bir tavrı

sürdürürken; her ne kadar popülizmden doğan halk desteği tabanda devam etse de

söylemleri ve kararları birçok ABD’li toplum kesimini ve kurumunu zor durumda

bırakırken, vaatlerinin de yeterli ölçüde gerçekleşmemesi, üzerine Trump ve ekibi

hakkında açılan davalar ve soruşturmalar Trump yönetimine ilişkin içeride de sert bir

tepkinin oluşmasına yol açtı.

Bu tepki, ABD’de kurumlar ve toplumun Trump yönetiminden rahatsız olan farklı

kesimlerinden gelince, hukuki boyutlara varan süreçler Trump yönetiminin elini zayıf

konuma getirdi. 2018 ara seçimlerinde, Demokratların 2020 genel seçimlerine göz kırpar

şekilde başarı kazanması, Temsilciler Meclisi’nde Demokratların çoğunluğu sağlaması ile

birleşince Trump yönetimi ve ABD iç politikası için istikrarsızlık çanları çalmaya başlamış

Kaynak: BBC

Page 13: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

oldu. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi çoğunluğun desteği ile revizyonist

politikalarını rahatlıkla uygulama alanı bulan ve politikalarına karşı gelenlerin tasfiye

edilmesi konusunda eli rahat olan Trump, kendini 2018 ara seçimlerinden sonra ve 2020

genel seçimleri öncesi zor bir iki yıllık sürecin içerisinde buldu.

2018 ara seçimleri sonrası ABD iç siyasetinde Trump yönetimi için artan istikrarsızlık riski,

Trump’ın başını ağrıtacak gelişmeler ile birlikte düşünüldüğünde daha iyi anlaşılabilir.

Avukatının yargılanması ve hakkındaki bazı suçlamaları kabul etmesi, ara seçimlerde

Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi üzerinden kısmi güç kaybı yaşaması, Cemal Kaşıkçı

olayı sonrası Suudi Arabistan’a yaptırım uygulamamakta kararlı olan Trump’ın Senato’da

alınan ve Prens Selman’ı Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutan ve de bununla birlikte benzer

şekilde ABD ,Senatosu’nun 41’e karşı 56 oyla (tasarıya Cumhuriyetçi 10 senatörün de ortak

olduğu bilinmektedir) Rusya ve Çin’den askeri ekipman tedarik ederek ABD-Suudi

Arabistan askeri ilişkilerinin bütünlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle Suudi Arabistan’a Yemen

operasyonunda verilen ABD askeri desteğinin kesilmesi yönündeki kararları gibi Trump

yönetimini iç politikada muhalefete alan açacak şekilde zor durumda bırakan gelişmeler

tüm hızıyla devam etmektedir. Yine Trump yönetiminin, bütçenin onaylanması ve Meksika

sınırına inşa edilen duvara ek fon sağlanması onayının alınması konularında Demokratlar

ile sorun yaşandığı takdirde ABD Hükümetinin aylarca kapalı kalacağı yönündeki tehdidi de

bu olayların üzerine düşünüldüğünde, 2019 yılında Trump yönetiminin ve ABD iç

siyasetinin farklı düzeylerdeki kriz ve istikrarsızlık risklerinin muhatabı olacağını

düşünmekteyiz. Özellikle yaklaşan genel seçimlerin kritik durumu, ABD siyasal

kurumlarının ve piyasa aktörlerinin Trump’ı zor durumda bırakmaya yönelik suçlama,

soruşturma, itham ve tepkileri, Trump’ın içeride iktidarını koruma refleksi ile hamle ve

söylemlerini sertleştirmesi ihtimali, dış politikada meydan okumalar ile karşı karşıya olan

ABD’nin revizyonist öncelikleri Trump’ın radikal, popülist ve tepki doğuran farklı şahsi tarzı

ile birleşince ABD iç siyasetinin kaynamakta olduğunu analiz etmek ve küresel bir risk

noktasını tespit etmek de bizce kaçınılmaz oluyor.

Trump yönetiminin 2019 yılında karşı karşıya kalmak durumunda olduğu sorunlar:

o Yeniden seçilme kaygısı

o Çin ile gerçekleşmekte olan ticaret savaşları ve küresel ticaret düzeyinin yeniden

dizaynı

Kaynak: BBC

Page 14: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

o Göçmen politikası ve Meksika duvarının inşası

o İçeride çizilen ve demokratikleşmeden uzaklaşan imaj

o ABD anayasal kurumlarından gelen itham ve suçlamalar ile rahat hareket edememe

durumu

o Vergilerin nereye harcandığına ilişkin sorgulamalar ve denetlemeler

o Para aklama konusu ve medyanın Trump yönetiminin peşine düşen takibi

o Trump’ın şirketlerinin ve şahsi servetinin aldığı yaralar ve ithamlar ile birlikte Trump

Towers binalarının muhaliflerin hedefinde olması

o Uluslararası politikada makro ve bölgesel düzeylerde dünyanın her tarafında ABD

liderliğine karşı meydan okumalar

o Küresel terörizm

o Asya-Pasifik’te gerilimler ve Orta Doğu’da çıkarların korunması sorunsalları

ABD iç siyasetinde yaşanan büyük çaplı krizler ve istikrarsızlık belirtileri, hükümetin aylarca

kapalı kalmasına yol açacak bir sürece evrildiği takdirde, dünyanın lideri ve ekonominin

merkezi konumunda bulunan ABD’nin hükümetinden, FED'den ve ABD Borsasından

yayılacak bir siyasal krizin ekonomik krize dönüşmesi ve tüm ekonomileri etkileyecek bir

risk dominosuna dönüşmesi kaçınılmazdır. Öyle ki Trump son dönemde FED’in de

statüsüne ve işleyişine muhalefet etmiş ve “ekonominin tek sorunu” olduğunu söylediği

FED’in hükümetin sıkı denetimi almasına girmesine varacak bir söylem geliştirmiştir. ABD

çıkarlarına/Trump’ın küresel politikalarına uygun düşmeyen FED’in piyasa hamlelerinin

hatalı ve anlamsız hatta zarar verici olduğunu belirten Trump, FED’i sert bir dille

eleştirmiştir ki bu, kurulu ekonomik düzenin yapısına ve küresel sistemin doğasına ilişkin

ABD iç siyaseti ve Trump kaynaklı bir politik riskin var olduğunu ve artmakta olduğunu

açıkça göstermiştir. Ayrıca, Trump’ın bu açıklamasının ve Meksika duvarına ilişkin

anlaşmazlık sonucu hükümetin kısmi olarak kapanmasının piyasalarda neden olduğu

olumsuz etki çok çabuk kendini göstermiştir. Şu bilinmelidir ki küresel siyasetin liderinin iç

riski aslında küresel siyasetin ve uluslararası ekonominin de riski anlamına gelmektedir.

2019 yılı bu anlamda politik riskin artış gösterdiği hareketli bir yıl olacaktır.

Fırsatlar

o Trump’ın içeride yaşadığı sorunlar hareket serbestisini kısıtlayabilir ve Trump’ı daha

makul bir çizgiye yönlendirebilir.

Page 15: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

o Trump, iç ve dış politikada yaşadığı güçlükleri ancak içeride ve dışarda daha çok

müttefik bulma güdüsüyle aşmaya çalışacaktır ve bu da ABD’yi ortak olarak

görmek isteyecekler için alan açacaktır.

Riskler

o Trump’ın iç ve dış politikada radikal söylemlerinin ve sert değişim politikalarının

artması küresel ticarete ve finansal piyasalara darbe vurabilir.

o ABD Hükümetinin uzun süreli kapalı kalma riski ve FED’in politik risklere muhatap

olması küresel piyasa ve tüm borsalarda derin etkili ve negatif yönlü hareketler

izlenmesine sebep olabilir.

o Finansal piyasalar ve kurumlar politik riskin olumsuz etkileri ile karşı karşıya

kalacaklardır.

o ABD iç siyasetindeki riskler, küresel düzeyde tüm bölgelerde politik ve ekonomik

riskleri genel toplamda arttıracaktır.

Page 16: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

İnşa, Yeniden

2019 yılı, geniş perspektifte düşünüldüğünde Orta Doğu’nun riskli ve sorunlu dönemler

yaşayan iki ülkesi için bir dönüşümün başlangıcına sahne olacak. 2003 yılı ABD’nin Irak

askeri müdahalesinden bu yana siyasal istikrarını ve kurumsallaşmasını oturtamamış

Irak’ın ve Arap Baharı sonrası 2011 yılında Esad rejimine karşı başlatılan muhalif

ayaklanmanın iç savaşa dönüşmesi sonrası adeta yangın yerine dönen Suriye’nin hikayesi

artık yeni bir evreye girmiş görünüyor.

Irak’ın Güncel Durumu

Uzunca bir süre, etnik ve mezhep kaynaklı çatışmalara, bölgesel olarak bölünme riskine ve

siyasal birliğini sağlayamama konusunda sorunlara muhatap olan Irak, geçtiğimiz yakın

dönemde Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ile olası bir Kuzey Irak’ta Bağdat’tan ayrı bir

Kürt Devleti riskine ve DAEŞ terörüne ev sahipliği yaptı. Fakat Kuzey Irak’ta bağımsız bir

Kürt Devletinin kurulması fikrine Bağdat yönetimiyle birlikte Türkiye ve İran’ın verdiği sert

cevap ve ortaya koyduğu hamleler, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) bağımsızlıktan

ziyade, Bağdat ile diyalog zemininde ılımlı bir politika gütmeye yönlendirirken, halen

riskler devam etmekle birlikte, Irak’ın güneyinde yoğunlaşan Şii nüfuslu bölge ve

kuzeyindeki Kürt bölgesi için görece bir stabilizasyon meydana getirdi. Esas problem

ülkenin batısında yoğunlaşan ve Irak devlet otoritesinin tesis edilemediği birçok şehri uzun

Page 17: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

süre baskı ve şiddet ile elinde tutan DAEŞ terörünün teritoryal bir nitelik ve alan

kazanmasıydı. Şehirleri ve tesisleri yağmalayan ve bölgeleri elinde tutarak İslam Devleti’ni

ve hilafeti ilan eden DAEŞ, Irak ve Suriye’de teritoryal bir alanı elinde tutmakta hatta

zaman zaman Türkiye’ye karşı da saldırılar düzenlemekteydi. Dahası, enerji tesislerinde ve

hatlarında tahribat gerçekleştiren DAEŞ terörü, sosyolojik olarak da Sünni nüfusu Irak

yönetimine karşı isyana ve iş savaşa davet etmekte, huzur ve güven ortamını sürekli tehdit

etmekte ve Irak’ın sadece batı bölgelerini değil, tüm ülkeyi riskli ve istikrarsız hale

getirmekte, dengeleri alt üst etmekteydi. Ancak ABD’nin ve Bağdat yönetiminin başarılı

askeri operasyonları ve Türkiye’nin DAEŞ’e karşı yürüttüğü başarılı hamleler DAEŞ’in

Irak’ta etkisiz kılınmasını, güneye çekilmeye zorlanmasını ve görece bitme noktasına

gelmesini sağladı. Irak’ta DAEŞ’in elinde tuttuğu şehir ve tesisler yeniden devlet

otoritesinin altında girerken, DAEŞ’in yaratttığı tahribat ve yıkımlar, görece yeniden

güvenli bölge haline gelen şehirler ve bölgeler için bir yeniden inşa ve yatırım ihtiyacını da

beraberinde getirdi.

Suriye’nin Güncel Durumu

Arap Baharı olarak adlandırılan ve domino etkisi gösteren halk hareketlerinin etkisiyle

başlayan ve 2011 yılı itibariyle Suriye’de bir iç savaşa sebep olan iç ayaklanma, ülkeye uzun

süreli bir yıkımı beraberinde getirdi. Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve yerine daha

demokratik bir rejim kurulması yönündeki istek ile yola çıkan Suriye muhalefeti kısa sürede

ülkenin büyük bir bölümünde etkinlik kazanarak ABD ve müttefiklerinin desteği ile rejim

güçlerini çekirdek bölge olarak adlandırılabilecek bir alana hapsetme noktasına kadar

ilerledi. Esad rejimi ise başta Rusya’nın yoğun askeri, iktisadi, küresel diplomatik desteği ve

İran’ın Hizbullah üzerinden geliştirdiği askeri ve ekonomik destek ile muhaliflere karşı

savaş yürütebilecek güce erişti. Bütün bunların neticesinde Esad rejimi zaman içerisinde

dezavantajlı bir konumdan Suriye’nin toprak bütünlüğünü muhafaza edebilecek ve rejimi

konsolide edecek zaferlere ardı ardına imza atarak Suriye iç savaşının nihai kazananı

olmaya oldukça yaklaşabildi. Özellikle Trump yönetiminin, öncelikle iç politikada yaşadığı

zorluklar dolayısıyla ABD makro politikası ile senkronize olmak durumunda kalması ve

Suriye muhalefetinin rejim güçleri karşısındaki avantajlı pozisyonlarını kaybetmeleri

neticesinde Suriye’deki ABD askeri varlığını sonlandırma yönünde bir irade ortaya koymak

durumunda kalması ile Suriye iç savaşı nihayete ermeye 8 yıldan beri hiç olmadığı kadar

Page 18: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

yakınlaşmış oldu. Suriye rejim güçlerinin hızlı ilerleyişi, Astana süreci ile başlayan, İdlib

uzlaşısı ile devam ederek sonunda Cenevre Uzlaşısı ile zirveye ulaşan olaylar silsilesi ile

muhaliflerin önemli destekçisi Türkiye tarafından da kabullenilmek durumunda kaldığında

geriye yalnızca Kürt güçlerinin iç savaşın yarattığı güç boşluğunu değerlendirerek elde

ettiği bölgeler ve Fırat Kalkanı ve sonrasında Afrin operasyonu ile Türkiye’nin Özgür Suriye

Ordusunu (ÖSO) konuşlandırdığı bölgeler öncelikli çözümlenmesi meseleler olarak Esad

Rejiminin ajandasında yerini aldı. ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını sonlandırma

yönündeki deklarasyonu her ne kadar aksiyon alımında gecikmeler olacağı yönünde ilave

açıklamalar ile revize edilmiş olsa da Kürt güçlerinin pozisyonunu Türkiye’nin anti-PYD

stratejisi de göz önüne alındığında bir hayli zayıflattı. Türkiye’nin Cenevre Uzlaşısı’nda

Suriye’nin toprak bütünlüğünü gözeterek ülkenin yeniden demokratik inşası yönünde

Rusya ve İran ile senkronize tavır sergilemesi durumu da göz önüne alındığında

konsensüse dayalı çözüm, iç savaşın başlangıcından beri ilk defa gerçek bir seçenek olarak

kendine yer bulabildi. Hal böyleyken iç savaşın yarattığı tahribatın ortadan kaldırılması ve

Suriye’nin özellikle büyük kentlerinden başlamak üzere yeniden yaşanabilir bir Suriye inşa

edilebilmesi de Esad Rejiminin ajandasında yer bulabildi. Böylece yeniden inşa için

gerçekleştirilecek büyük çaplı alt-yapı ve üst-yapı yatırımları Cenevre süreci ile çözümün

paydaşı olan ülkeler olarak Rusya, İran ve Türkiye için bir fırsat alanı olarak belirebildi. 2019

yılının Suriye özelinde gündeme taşıyacağı sorular ise konsensüsün kapsayacağı taraflar ve

bu taraflar nezdinde optimum memnuniyetin nasıl sağlanacağı ve yeniden inşanın

kapsamı, yatırımların tarafları, tarafların yeniden inşada edineceği pay olacaktır.

Riskler – Irak

o Mevcut durumda henüz ılımlı bir evreye girmiş olsa bile, Bağdat yönetimi ile IKBY

arasında yaşanacak gerilimler her daim bir risk kaynağı olarak kalmaya devam

edecektir. ABD’nin Orta Doğu’yu gelecek projeksiyonunda dış politikada ikinci

öncelikli bölge konumuna alma durumu da eklendiğinde, Kuzey Irak Kürt bölgesi

aktörlerinin ve Bağdat yönetiminin birbirlerine karşı daha serbest hareket etme

alanı bulması, bunun da ülke içi riskleri arttırması kaçınılmaz olacaktır.

o Ülkede etkinliği azalan DAEŞ ve türevi cihatçı terör örgütlerinin, olası bir otorite

boşluğu oluşacak ana kadar uyuyan hücrelere dönüşmesi ve fırsat oluştuğunda

Page 19: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

yeniden terör örgütlenmeleri ve saldırılarına ortam hazırlaması uzun dönemli bir

risk faktörü olarak önümüzde durmaktadır.

o ABD’nin ağırlıklı ve birincil konumda etkisinin hissedildiği Irak’ta alınacak her

pozisyon, doğrudan ABD’ye karşı alınan pozisyon ile birlikte değerlendirilmelidir.

Benzer şekilde İran’ın etkisi altında bulunan Şii örgütlenmelerin hakim konumda

bulunduğu şehirlerde yürütülecek faaliyetlerin güvenliği ve devamlılığı İran ile

geliştirilen ilişkilerden doğacak risklere bağlı olarak değerlendirilmelidir.

Riskler - Suriye

o Suriye’nin mevcut durumu, geleceği ve yeniden inşa sürecine ilişkin, Esad rejimi ile

yürütülecek uzlaşma, uzlaşmanın kapsamı ve tarafların pozisyon alışları göz

önünde bulundurulduğunda hassas ve her an bozulabilir bir diplomatik denge

üzerinde ilerlemektedir.

o Suriye üzerinde varılacak bir uzlaşı zemini ve Suriye’nin kuzeyi dahil genelini

kapsayan bir göreli güvenlik ve barış ortamında, Esad rejiminin konumu görece

stabilken, Esad rejiminin içerideki ve dışarıdaki muhatapları hızlı bir şekilde

bloklaşma, politika değiştirme, kutuplaşma ve karşı karşıya gelme risklerini

taşımaktadırlar.

o DAEŞ teröründen ve muhalifler ile Esad rejimi arasında süren iç savaştan görece

arındırılan Suriye’nin tahribata ve yıkıma uğramış çok sayıda şehir ve bölgesi

yeniden inşa ve yatırım alma sürecine ihtiyaç duyarken, benzer şekilde halen

sorunları çözümlenememiş, politik risklere ve güvenlik risklerine ortam hazırlayan

riskli şehir ve bölgeler de ülkede halen bulunmaktadır.

o Suriye’ye ilişkin uzlaşı ve barış ortamı tesis edilse bile, oldukça uzun süredir

Suriye’de yuvalanmış terör gruplarının yer altına çekilme ve fırsat bulduğunda

tekrardan asimetrik terör eylemlerine geçme riski bulunmaktadır. Esad rejimi,

otoritesini tüm ülkede tekrardan tesis etse bile, Suriye’nin tamamen güvenli ve

istikrarlı bir ülke konumuna gelmesi kısa bir zaman almayacaktır. Halihazırda, İdlib

ve Fırat’ın doğusunda süren Türkiye-PYD-ABD restleşmesi ve Kürtlerin statülerinin

geleceği konuları 2019’da da problemli konular olarak görülmeye devam edecektir.

o Ülkede, Esad rejimine sağladığı destek noktasında Esad rejiminin kontrolü altında

bölgelerde Rusya’nın, ABD’nin güdümündeki örgütlerin bulunduğu bölgelerde ise

Page 20: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

(Kürtlerin tamamıyla Kremlin ve Esad ile anlaşmaya varmadığı senaryoda) ABD’nin

etkisi hissedildiği için, bu bölgelerdeki yatırımlar ve ticari faaliyetler tamamiyle bu

iki güce karşı nasıl konumlanıldığına ve ilişkilerin seyrine bağlı olarak riskli ya da

yatırıma, ticari faaliyete elverişli hale gelecektir.

Fırsatlar

o Irak ve Suriye’nin göreli olarak yeniden inşaya ve yatırıma ihtiyaç duyan şehir ve

bölgeleri, inşaat, hizmet, enerji, altyapı, telekomünikasyon, inşaat bağlantılı

malzeme, maden, işçilik tedariği, gıda, tekstil ve lojistik sektörleri için karlı

pozisyona geçecektir. Tabi bu karlılık ve verimlilik fırsatı değerlendirilirken, politik

ve diplomatik risklerle birlikte değerlendirilmeli ve güvenlik sektörünü

besleyebilecek güvenlik risklerini dikkate alınmalıdır.

o Suriye ve Irak’ta göreli, terör ve iç savaştan arındırılmış bir stabilizasyon durumu,

başka ülkelerde yaşayan Irak ve Suriye vatandaşlarının kademeli olarak ülkelerine

dönmelerini sağlayabilir. Bu halde, göçmen ve mülteciler ile problem yaşayan

ülkeler kısmi bir rahatlama dönemine girebilirler.

o Irak ve Suriye’nin yeniden inşası süreci, finans sektörünü de olumlu etkileyebilir.

Finansal kredilendirme, yatırımlar ve sigortalama faaliyetleri, bölgede gelişecek

sektör ve ekonomilerin talebini karşılayabildiği ölçüde, bölgedeki potansiyelin

kinetik fırsatlara dönüşmesinden pozitif yönlü beslenebilecektir. Mutlaka ki bu

fırsatlar, bölgedeki politik, diplomatik, sosyal, ekonomik ve güvenlik kaynaklı

risklerin düzenli ve güncel olarak izlenmesi ile değerlendirilebilecektir.

Page 21: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Küresel Popülizm ve Konsensüs Riski

Sistemik krizler, 2008 krizi etkilerinin varlığını devam ettirmesi, neo-liberal ekonomik

uygulamalar, gelir ve fırsat eşitsizliği, post-modern yaşamsal ve yönetimsel faktörler,

düzen karşıtlığı, küreselleşme ve karşıtlığı, iletişim ve teknolojideki ataklar, sosyal ağlarda

viral bulaşıcılık sorunu, zenofobi, islamofobi, göç ve göçmen karşıtlığı, askeri çatışma

ortamlarının varlığı, aidiyete yönelik artış, seçmen kutuplaşması sonucu alternatif

bulamama, korumacılık ve yeni-milliyetçilik radikomobil hareketlerin iktidar olmaya

oynamasının, hatta iktidar alternatifi olma haddinin yolunu açmıştır. Popülizm ise kanalize

olmak adına kullanılan en etkili faktördür. PCW için dünyayı tehdit eden en büyük

risklerden birisi popülizmdir.

Siyasal temeli demokrasiye, hukuki temeli kuvvetler ayrılığına, toplumsal temeli tüketime/

bireyselliğe, sosyal temeli kentlileşmeye, ekonomik temeli sanayileşmeye, teknolojik

temeli inovasyona karşılık gelen bu içinde yaşadığımız dönemin, 2008 krizi sonrası,

sağlanması seneler sürmüş olan uluslararası konsensüsün gerek uluslararası komitedeki

isyanlarla gerekse yönetsel bağlamda otoriter ve rasyonel aklı dinlemeyen politikalarla

bozulma riski bulunmaktadır. Konsensüs reddi her açıdan çözümden uzak, çatışma ve

süreç uzatan ve daha büyük problemlere neden olan büyük ve ağır bir risk faktörüdür.

2008 krizinin nüvelerinin hala toplumlarda, finans piyasasında, ekonomik boyutta

kendisini hissettirdiği artık sadece detaylarda değil, makro bakış açısıyla küresel bir siyasal

Page 22: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

dönüşümün, ülkeler ve sistemik boyutta yaşanmakta olduğu bununla beraber

gözlemlenebilmektedir.

Bu tür sistem içi küresel krizlerden sonra gözlemlenen toplumsal, sosyal, ekonomik

reaksiyonlar hem önlem hem de etki tepki açısından benzerlik göstermektedir. Bu

bağlamda merkez ve yarı-çevrelerde ülkelerde yükselen radikal tepkiler ve popülizm

dalgaları tesadüf olmamaktadır. Demokrasilerin krize girmesi için yani bu olguya kriz

denebilmesi için öncel olarak merkez ülkelerden bu sinyallerin yayılmaya başlaması

gerekmektedir. Bu bağlamda demokrasinin krizde olduğunun kanıtı Avrupa’da yükselen

aşırı sağ ile beraber ABD’deki popülist yönetimdir. Bu duruma ek olarak Güney Amerika’da

otoriteryanizm/yeni-milliyetçilik (özellikle Venezuela’nın kritik ve yüksek politik riskli

konumu) ve yüksek yetkilerle donatılmış devlet başkanları ile Yakın Doğu yönetimlerinin

içindeki radikal ve güçlü popülizm (özellikle Türkiye ve Rusya gibi yakın zamanda güç

kaybetmesi beklenmeyen popülizmin olduğu ülkeler), demokrasi krizinin sadece

destekleyici ülkeleri olabilirler.

Ekonomisi sallantıda olan ülkelerle beraber, ekonomisi sağlam olan, endüstri ve teknoloji

merkezli olan ülkeler bile bu süreçte büyük çalkalanmalar yaşamaktalar. ABD, İngiltere,

Japonya, Almanya, Fransa, Hollanda, İsveç, İtalya, Avusturya ve İspanya, Filipinler

Venezuela, Brezilya, Rusya, Türkiye, İtalya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti,

Polonya, Yunanistan başlıca örneklerdir.

Bunlara ek olarak Brexit ile alakalı karışıklıklar, sonucuna dair öngörülerin Brexit

taraftarlarınca dahi yapılamaması, Avrupa’da popülizm tehlikesinin devletler bazında

yarattığı sorunu gözler önüne sererken, 2019 Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan Avrupa

Parlamentosu seçimleri de AB çapında büyük bir riskin gerçekleşebileceği ihtimalini

güçlendirmektedir. Nitekim günümüzdeki Avrupa Parlamentosunun başkanının seçimi

esnasında da görüldüğü üzere tarihsel merkez sol ve merkez sağ ittifakı son bularak

merkez sağ parti olan EPP, Avrupa şüpheci olan, hükümetlerarasıcılık fikrine sıkı sıkıya

bağlı olan AECR ile ittifak oluşturarak yeni AP başkanını seçti. Avrupa’da artış gösteren

Avrupa Şüphecisi ve popülist söylemin merkez sağı da kendi politik çizgisine doğru

çekmeye başlaması 2018 yılından 2019 yılına Avrupa siyaseti için en büyük risk

bakiyelerinden birini teşkil etmektedir. Bu durum artık sadece popüler çoğunluğun

Page 23: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

tercihlerini tatmin etmekten ibaret değil, bu tercihlerle ilgili beklentileri de giderek

arttırmaktadır.

Riskler

o Küresel popülizm, PCW endeksine göre, 2019 yılı için %35 civarı öngörülmüştür. Yine

PCW endeksine göre, 1930-1945 yılları arası popülizm endeksi %45-%50 arasıdır.

Çoktan sinyal vermiş olan ve alarm derecesi kırmızıya yakın bir risktir.

o Popülist hareketler ve partilerde ve hatta liderde Kartezyen İkilik Anlayışı hâkim,

siyah ve beyaz var sadece, ortası olamaz. Bu uçlarda politika yapıcı anlayışı,

irrasyonaliteyi beraberinde getirerek piyasalar adına güven vermeyen yapıların

oluşmasına zemin hazırlayabilir.

o Küresel popülizmin gerçek anlamda demokrasiyi krize sokmuş olmasıyla beraber

esas riskin toplumsal-sosyal hareketlerin yönelimi ile oluşması beklenmektedir. Bu

hareketler temsiliyetlerini ve oy oranlarını, mahalli ve ulusal seviyelerde artırmış

hatta kartopu gibi büyüyen popülist destek bölgesel seviyelerde konsensüs bozup,

yeniden yaratacak kadar tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Suriye denklemi

örneklerinden de görüleceği gibi, konsensüs bozulması sadece fonksiyonu yeniden

yazmaya yaramakta ve çözüm üretmeyen çatışma ortamının devamlılığına katkıda

bulunmaktadır.

o Radikalizm, yeni-milliyetçi popülizm, sağ aşırılık, otoriteryenizm, irrasyonalite

bağımlılığı, toplumun çeşitli katmanlarının marjinalleşmesi toplumsal yaşamda bir

öteki ve suçlu bulunmasına sebep olabilir. Aşırı sağın kullandığı retorik sağ

politikacıların ve siyasetin önüne geçerek kendisini hemen her alanda var

etmektedir. Batılı olmak ve Batı değerleri her fırsatta popülist amaçlarla kullanılsa

ve üzerinden politika geliştirilse de ötekileştirme, yabancılaştırma ve faşizm de

köken itibarıyla Avrupalıdır. Bu sebeple popülizmin bu denli yüksek seviyelerde

Avrupa’da ve hemen her ülkede yaşanıyor olması küresel politik risklerde alarm

veren en önemli risklerden biridir.

o Brexit’in sonuçlarının öngörüsünün dahi yapılamamış olması başlı başına küresel

ticaret adına bir risk olmakla beraber aynı zamanda uzun ve kısa vadede bu

bilinmezliğin piyasalara da olumlu yansımaması riski mevcuttur.

Page 24: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

o 2019 Mayıs Avrupa Parlamentosu seçimleri klasik merkez ittifakının

gerçekleşmediği ve Avrupa şüphecileri, aşırılar ve popülistlerin başı çekeceği ve

koltuk sayılarını artıracağı bunun ise hem Avrupa özelinde hem de küresel riskler

üzerinde politika yapma ve uygulama süreçleri açısından PCW politik risk

endeksinde yüksek değere ulaşmış bir durumdadır.

o Alternatif konumda olan radikal hareketler lidersiz varlığını sürdürebilecek

seviyede olduklarında toplumların sorgusuz hareket takibi başlama riski

bulunmaktadır. Bu hareketlerin, kendilerini potansiyel enerjiden kinetik ener jiye

çevirmelerinin riski bulunmaktadır. Bu risk hem piyasalar hem diplomasi hem

uluslararası ilişkiler hem de sistem adına varlığını sürdürmektedir.

o Radikomobil hareketlerin iktidar olmaya oynamasının, hatta iktidar alternatifi olma

haddinin yolunu açılmıştır. Kitlesel dönüşüm ve mobilizasyon daha önceleri lider

temelli hareketlerin peşinden gitmiştir. Günümüzde daha korkutucu olan durum

ise lider değil irrasyonel hareketleri takip eden ve kendisini temsil krizi içerisinde

bulup alternatif arayan kitlelerin oluşmuş olmasıdır. Alternatif arayışı, aşırı uçsal

hareketlerin ve partilerin destek oranını arttırmış ve artırmaya da devam

etmektedir.

o Popülizmin ve eklektik yeni-milliyetçiliğin sonucu olarak göçmenler, sığınmacılar,

Müslümanlar ve Yahudiler bulundukları ülkelerde ötekileştirme ve dışlanma

pratikleriyle daha sık karşı karşıya kalabilirler.

Page 25: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Yükselen Duvarlar

1870’lerden bu yana küresel ticarette üç büyük dönüşüm yaşandı. Gerçekleşen bu

dönüşümlerde her yükselme/genişleme döneminin ardından azalma/daralma dönemi

meydana geldi. 1870-1913 arası yaşanan büyümeyi 1913-1950 arası yaşanan daralma, 1950-

1970 arası genişleme sonrası 1973-1988 arası dönemde yaşanan daralma takip etti. Son

olarak 2008’e kadar yaşanan genişleme, 2008 krizi ve onun olası etkilerinin devam

etmesiyle son dönüşümün daralma aşamasını gösteriyor. Serbest ticaret ve korumacılık

sarkacındaki genişleme dönemleri (kendi iç dinamikleri içerisinde düşünüldüğünde)

ardından bir düşüş getiriyor. Bunu neden-sonuç bağlamı dışında değerlendirsek de

genişlemenin daralmayla sonuçlanması bize sistemsel kriz döngüsünün süreğen olduğunu

gösteriyor. 2008 krizinin etkilerini hala hissettiğimiz bu yıllarda devletlerin sarkacın

korumacılık tarafına yönelerek gümrük duvarlarını yükselttiğini gözlemliyoruz ve bu

yükselişin sınırlı kalmayacağını; 2019 yılının küresel gelişmelerini etkileyecek en önemli

olaylardan biri olacağını söyleyebiliriz.

Yeni korumacılığın kökenleri: Ticaret Savaşları yeni mi?

İkinci Dünya Savaşından sonra ABD’nin inşa ettiği küresel politik ekonomik düzenin artık

ABD’nin çıkarlarına uygun düşmediği düşüncesiyle, Trump’ın ‘’Ticaret savaşları iyidir’’

söylemiyle başlayan süreç, ABD-Çin arasında başlayan ticaret savaşları ile 2018 yılının

Page 26: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

gündemine girmiş oldu. Trump’ın dış ticarette açık verildiğinin altını çizip, ABD’nin

‘’yeniden’’ ihracatçı ülke konumuna gelmeyi hedeflemesi gerektiğini söyleyerek başta

alüminyum ve çeliğe, ardından da Çin menşeili ürünlere çeşitli sektörlerde ek gümrük

vergileri getirdi.

Kaynak: Bob Davis ve Jon Hilsenrath, What Happened to Free Trade, WSJ, 2018

https://www.wsj.com/articles/whatever-happened-to-free-trade-1490800293

Bundan 90 yıl önce, 1929 yılında yaşanan küresel buhrandan sonra ABD ve İngiltere gibi

ülkeler “beggar thy neighbour” politikasıyla krizin etkilerinden kurtulmak için korumacı

politikalarını arttırdılar. Bugün yaşadığımız ticaret savaşları ve yeni-korumacı politikaları da

2008 krizinden bağımsız düşünmemiz mümkün değil. Krizin etkilerinden kaçınmak isteyen

devletler ve mütekabiliyet ilkesi gereği ile karşılıklı bir şekilde ticareti kısıtlayıcı önlemleri

arttırıyorlar. DTÖ’nün raporuna göre her zirvesinde serbest ticaret vurgusu (Hambur g

zirvesinde ABD’nin itirazıyla karşılaştı) yapan G20 ülkelerinin 2018 yılında Mayıs ayından

Eylül ayına kadarki dönemde 481 milyar $ değerinde 40 yeni ticaret kısıtlaması koyduğu

vurgulandı. Bu rakam bir önceki dönemin 6 katı ve bugüne kadarki en yüksek seviye.

Page 27: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Kaynak: World Trade Organization Secretariat

G20 ülkelerinin ithalat kısıtlamalarının ve teşviklerinin ticari kapsamını göstermektedir.

İthalat kısıtlamalarının yaklaşık %79’u ABD ve Çin arasındaki karşılıklı ticaret kısıtlayıcı

önlemlerden kaynaklanmaktadır.

2008 krizi sonrası girdiğimiz düşüş aşaması bu yılda devam ederken küresel ve bölgesel

krizlerden korunmanın yolunun korumacılık olduğu inancının güçleneceğini söyleyebiliriz.

Ancak günümüz korumacılık anlayışı kalkınma anlayışı ile beraber düşünüldüğünde farklı

bölgelerde farklı kalkınma/büyüme anlayışlarının oluştuğu, devletlerin piyasaya daha fazla

müdahale ettiği, yatırım-ticaret kanallarının devletler aracılığıyla oluşturulduğu bir ortamın

öne çıkacağı görünmektedir.

Riskler

o İthalata getirilen kısıtlamalar ihracata dayalı şirketlerin ağır vergiler ödemesini

gerektirebilir.

o Ticarette yaşanan bu gerileme şirketlerin kazançlarının düşmesiyle sonuçlandığında

bölgesel krizler ortaya çıkabilir.

o Ticaret savaşlarına katılan ülkelerin artmasıyla, politik risklerin artmasının

paralelinde küresel resesyon dönemi yaşanabilir.

Page 28: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

Çin’in İkilemi

Çin’in büyümesi her ne kadar yavaşlıyor olsa da 2019 yılında Çin’in dış politika tercihleri

bölgesel ve uluslararası krizlerin ve fırsatların ana odağı olmaya devam edecek. Gerek

gelişmekte olan ülkelere sağladığı fırsatlarla gerekse de neden olabileceği risklerle Çin’in

dış politikada ikili tercihi gelişmekte olan ülkeler ve piyasaları için risk ve fırsatları beraber

barındırmaktadır.

Fırsatlar ya da Eski Güzergahlar Yeni Yollar

Tarih boyunca en önemli ticaret güzergahlarından biri olan İpek Yolu aynı zamanda

fikirlerin, dinlerin, kültürlerin etkileşimlerine zemin hazırlayan bir sosyal leşme aracı

olmuştur. İpek Yolu’nun bu tarihsel önemine atıfta bulunarak 2013 yılının sonunda Çin

devlet başkanı Xi, Kuşak ve Yol projesini ilan ederken mevcut küresel ticaret ve yatırım

ortamında Çin’in en etkili aktörlerden biri olacağını vurguluyordu ve 21. yy.’ın küreselleşme

sürecine katkıda bulunacağını belirtiyordu. Çin, Kuşak ve Yol projesiyle hem bölgeler arası

ticaretin ve yatırımın geliştirilmesini hem de Avrupa, Asya, Afrika’ya düşük gümrük

bedelleriyle hızlı bir şekilde ulaşımın sağlanarak kendi ihracat hacmini genişletmeyi

amaçlıyor.

Kuşak ve Yol’un kara bağlantısı da tıpkı İpek Yolu gibi Xian’dan başlıyor ve Rusya ve

İran’dan ikiye ayrılarak Avrupa’ya ulaşıyor. Deniz bağlantısı ise Güney Çin Denizinden

Page 29: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

başlayarak Afrika’ya ve oradan da Avrupa’ya ulaşıyor. Projenin pek ortaya konulmayan

diğer bir ayağı ise buzulların erimesiyle tartışmalı bölgelerden biri haline gelen Arktik

üzerinden geçen Kuzey İpek Yolunun inşa edilmesi. Nitekim bu yol oluşturulduğunda

Avrupa’ya giden alternatif bir güzergah olacak ve Süveyş Kanalı’na nazaran 20 gün daha

kısa bir sürede Avrupa’ya ulaşılacak. Yolun geçtiği bölgelerde ulaşımı kolaylaştırmak için

karayolları, demiryolları ve enerji hatları yapılması planlanmakta.

Projenin başladığı 2013 yılından günümüze hem deniz güzergahında hem de kara

güzergahında 60’tan fazla ülkede yatırım ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için işbirliği

anlaşmaları yapıldı. Kuşak ve Yol’un doğrudan kapsadığı alan dünya nüfusunun yaklaşık

%70’ini, küresel ticaret hasılasının %55’ine tekabül etmektedir.

Ulaşımın kolaylaştırılması, kredi teşviklerinin sağlanması, gümrük tarifelerinin düşmesi gibi

avantajlar Kuşak ve Yol girişimini piyasadaki aktörler için önemli bir fırsat haline getiriyor.

Riskler ya da Eski Politikalar Yeni Kurumlar

Kuşak ve Yol projesi kapsamında Çin birçok ülkede altyapı yatırımları ve bu yatırımlara

kredi imkanları sağladı. Başlangıçta açılan bu kredilerin kullanım amaçları sorgulanmıyor

ve diğer kredi veren kurumlar gibi amaç doğrultusunda verilmediği söyleniyordu. Özellikle

Afrika’ya verdiği kalkınma yardımları ve düşük faizli kredilerle Çin hem küresel düzlemde

stratejik hamlelerde bulunuyor hem de bölgede güven depoluyordu. Ancak madalyonun

diğer yüzünde Çin’in yürüttüğü bu politika, borç diplomasisini barındırıyor. Bunun ilk

olarak ortaya çıktığı yer ise Sri Lanka oldu. Sri Lanka, Çin’den aldığı krediyi ödeyemeyince

Hambantota limanının kullanım hakları 99 yıllığına China Merchant Group’a geçti. Kuşak ve

Yol projesinin en önemli ayağını oluşturan Çin – Pakistan Ekonomik Koridoru kapsamında

Çin Pakistan’a yüksek oranlarda kredi vermişti. Pakistan yakın zaman önce dış borçlarını

ödeyemeyeceğini belirtip IMF’ye başvurdu. Yine Brezilya’da başkanlık koltuğuna oturan

Bolsanaro da Çin’in borç diplomasisi politikasını eleştirip Çin ile ilişkilerini yeniden

değerlendireceğini söyledi. Böyle durumların yaşanması sonucu tepkilerin artması, Çin’in

öne sürdüğü gibi yumuşak bir politika izleyip izlemediği sorularını beraberinde getirdi ve

Çin’den kredi alan birçok ülke Çin ile ilişkilerini gözden geçirmeye başladı.

Çin’in dış politikasının en önemli sac ayağı olan Kuşak ve Yol projesinin lansmanında

olduğu gibi ticaret ortaklığının geliştirilmesi, kültürel etkileşimin artması gibi politikaların

Page 30: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

ardında kredi verilen ülkelerin gelecekte bir borç krizine girmesi ve bunun yine borçla

aşılmaya çalışılması ile bir borç sarmalı riski oluşturması beklenmektedir. 2019 yılı bu

açıdan bakıldığında Çin’in Kuşak ve Yol girişimi ve dış politikası çerçevesinin daha

netleşeceği ve gelişmekte olan kuzey ülkelerinin egemenliklerine yönelik tavrının

şekilleneceği bir yıl olacaktır.

Dolayısıyla, Çin’in Kuşak ve Yol girişiminin hem fırsatı hem de riski barındıran ikilemi; Çin’in

tercihleri ve hedef ülkelerin bu girişime yaklaşımlarıyla ortaya çıkacak.

Page 31: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

Enerji Güven(siz)liği: Yeni Rotalarda Krizin Ayak Sesleri

2019 yılı, enerji konusunda ciddi gerilimlerin yaşanacağı bir yıl olarak önümüzde

durmaktadır. Küresel anlamda enerji arz ve talep güvenliği, hiçbir ülkenin riske atmak

istemediği bir konu olmakla birlikte, dünya ekonomisinin bu can damarı, küresel rekabet

ve güç mücadelesinin yaşandığı en önemli alanlardan birini oluşturmaktadır. 2019 yılında

enerji alanına özel küresel risk izleniminde iki temel nokta üzerinden artış beklenmektedir.

Bu iki nokta, Rusya ile ABD arasındaki doğalgaz boru hatları üzerinden yaşanan çıkar

çatışması ve Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmaları sonucunda yaşanan

gerilim olarak önümüzde belirmektedir.

Rusya ve Avrupa’nın Doğalgaz Arz Güvenliği

Rusya, Avrupa’nın ve özellikle de Almanya’nın, enerji arz güvenliğini sağlama konusunda

önemli tedarikçilerinden birisidir. Halihazırda yaşanan Rusya-Ukrayna gerilimi, Avrupa’nın

Rus gazına ulaşmada yaşayabileceği sorunların minimize edilebilmesi için, hem Avrupa

ülkelerinde hem de Rusya tarafında alternatif doğalgaz boru hatlarının inşası için

motivasyon yaratmaktadır. Bu noktada Rusya, Karadeniz ve Türkiye üzerinden Türk Akımı,

Baltık Denizi üzerinden de Kuzey Akım projelerini faaliyete geçirerek, Avrupa Enerji arz

piyasasındaki payını arttırmaya çalışmaktadır.

Page 32: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

Rusya enerji arzını bir diplomasi enstrümanı olarak kullanmakta ve Avrupa ülkeleriyle olan

ilişkilerinde enerji tedarikçisi olma rolünü, bir gözdağı verme yöntemi olarak öne

çıkarmaktadır. Bu noktada söylenebilir ki ne Avrupa ülkeleri Rus gazından, ne de Rusya

Avrupa pazarından tamamen vazgeçmeyi göze alabilir. Karşılıklı bağımlılığın üst seviyede

gözlemlendiği bu ticaret ilişkisi, tüketicilerin tedarikçiyi tolere ettikleri, tedarikç inin de

tüketicileri doğrudan karşısına almaktan çekindiği bir denkleme oturmaktadır. Ukrayna

krizinde de somut olarak görüldüğü üzere, bu denge durumu, başta Almanya olmak üzere

Rusya’dan doğalgaz ithal eden Avrupa devletlerinin, Rusya’nın müdahil olduğu

uluslararası krizlerdeki agresif tutumuna karşı, Rusya ile diyalog ortamını ortadan

kaldırabilecek sert tepkilerden kaçınmasını sağlamaktadır.

Avrupa ile Rusya arasında oluşan bu denge, elbette ki hem Avrupa içinden, hem de Avrupa

dışından muhalefetle karşılaşmaktadır. Özellikle Kuzey Akım Doğalgaz Boru Hattı

projesinin yapımına, ABD ciddi bir muhalefet göstermektedir. Doğrudan bu muhalefet

enerji piyasasındaki en ciddi kriz riskini barındırmaktadır. Öyle ki ABD, Rusya’nın enerji

tedarikçisi olma durumu üzerinden, ticari ortaklığı bulunan ülkeler ile olan ilişkilerinde

pazarlık kozu etkisini artırmasına şiddetle karşı çıkmaktadır. Rusya’nın etki kapasitesini

arttırmasının önlenmesi amacını taşıyan bu karşı çıkış aynı zamanda, uluslararası enerji

piyasasının en önemli oyuncularından olan ABD menşeili şirketlerin, Avrupa’nın artan

enerji ihtiyacının karşılanması gerekliliğinden doğan ekonomik çıkarlarının da korunması

amacını taşımaktadır. ABD yönetimi, Kuzey Akımına teknik, lojistik ve finansal alanlarda

destek verecek olan Avrupalı şirketleri ekonomik yaptırımlar listesine alma tehdidinde

bulunarak, projenin gerçekleştirilme olasılığını zorlaştırmaya çalışmaktadır. Fakat bu

noktada kriz riskini arttıran durum, Avrupa Ülkelerinin enerji arz güvenliğinin

sağlanmasında Rusya’yı önemli bir aktör olarak ele almaları ve aynı potansiyeli

gerçekleştirebilecek bir alternatifin bölgede bulunmamasıdır. Rusya’dan alınması

planlanan doğalgazın, gerek alternatif boru hatlarıyla gerekse de, LNG yöntemiyle, Avrupa

pazarına ulaştırılma olasılığı, verimlilik ve maliyet beklentilerini karşılamamaktadır. Bu

durum, Avrupa ülkelerini Rus gazına ulaşma noktasında motive etmektedir. Fakat ABD

yönetiminin, Avrupalı müttefiklerinin bu taleplerine anlayış göstererek geri çekilmesi de

beklenmemektedir. ABD’nin Kuzey Akım projesini engelleme çabalarına 2019 yılında

Page 33: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

devam edeceği öngörülmektedir. Bu durum enerji piyasasında çok yönlü bir kriz riskini

barındırmaktadır.

Doğu Akdeniz’de Petrol ve Doğalgaz Arama Faaliyetleri

Doğu Akdeniz’de bulunan enerji rezervleri, uzun bir süredir Münhasır Ekonomik Bölge

(MEB) anlaşmazlığı nedeniyle Mısır, Lübnan, Suriye, İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye arasında içinden çıkılmaz bir sorun olarak küresel

enerji politikasında fay hatlarından biri olmayı sürdürmektedir. Halihazırda Türkiye ve

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin etki alanında yer alan Doğu Akdeniz’de, bu ikilinin

dışında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail, Mısır, İtalya ve Bulgaristan’ın blok halinde

sürdürdüğü ve Suudi Arabistan’ın da söylem bazında desteklediği petrol ve doğalgaz

arama-çıkarma-işleme-taşıma faaliyetleri Türkiye’nin şiddetle karşı çıktığı bir enerji

saflaşması olarak Türkiye’nin önünde durmaktadır.

Rusya’nın Kuzey Akım ve Türk Akımı projelerine karşı, ABD’nin Orta Doğu’daki sadık

müttefiki olan Suudi Arabistan’ın petrol arzının ivmelendirilmesi ya da baskılanması

hamlesi ile enerji kaynağı taban fiyatlarında oluşturulabilecek olası dengesizlik; enerji

denkleminde küresel bir risk boyutuna taşınırken, Türkiye’nin de risk potasında ekonomik

risklere ve enerji güvenliği risklerine muhatap olması ihtimali değerlendirilmesi gereken bir

noktadır. Henüz kimsenin hakim olmadığı ve çatışma riskinin yüksek olduğu Doğu

Akdeniz’de bölgesel/küresel enerji saflaşması, denklemin kaynama noktasıdır. ABD,

Türkiye’nin şiddetle karşı çıktığı Doğu Akdeniz petrol arama bloğuna destek vererek, hem

Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini kırmayı hem de Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlılığını

azaltmayı hedeflemektedir.

Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz araması çalışmalarının devamında, Doğu Akdeniz

enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınması için 3 alternatif bulunmaktadır. Bunlar, enerji

kaynaklarının Mısır’da LNG (Liquid Natural Gas) haline getirilerek, tankerler ile pazar lara

taşınması, East-Med projesi kapsamında Yunanistan üzerinden boru hattı ile enerjinin

Avrupa’ya taşınması ve bir ihtimal de anlaşmaya varılabildiği takdirde Türkiye üzerinden

boru hattı ile Avrupa’ya taşınması alternatifleridir.

Bu alternatiflere baktığımızda, Doğu Akdeniz’de hak iddia eden Türkiye ve KKTC’nin ilk iki

alternatife, donanma ile müdahale dahil tüm askeri ve ekonomik tedbirleri uygulayacağı

Page 34: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

uyarıları ile karşı çıktığı görülmektedir. East-Med projesi bağlamında Türkiye’nin esas karşı

çıktığı nokta, proje dahilinde rezervleri kullanılacak olan ihtilaflı parsellerin Türkiye’nin

Münhasır Ekonomik Bölge alanında kalması konusudur. East -Med projesi kapsamında

Mayıs 2018’de Lefkoşa’da bir araya gelen Yunanistan, İsrail, GKRY, Bulgaristan ve

İtalya’nın bulunduğu konsorsiyum tarafından 34.5 Milyar Euro bütçe ayrılmıştır. Ancak

Türkiye’nin bu projeye şiddetle karşı çıktığı bilinmektedir. Benzer şekilde Türkiye’nin ve

KKTC’nin hak iddia ettiği parsellerden çıkarılacak rezervlerin Mısır üzerinden LNG ha line

getirilerek dünya pazarlarına taşınması Türkiye’nin karşı çıktığı diğer alternatif olarak

karşımızda durmaktadır. Dahası Türkiye’nin bu karşı çıkışı sadece söylem bazında değil

eylem bazında da kendini göstermekte ve Doğu Akdeniz’de çatışma riskini arttırmaktadır.

Bununla birlikte, üçüncü alternatif yani Türkiye’nin de projeye dahil edilerek, transport

rotasının bir parçası haline getirilmesi, Türkiye için bir fırsat kapısı doğurabilir ve Türkiye

şartlarını masada kabul ettirebilirse, bu alternatif Doğu Akdeniz’de çözümün sağlanması

için tek yol gibi gözükmektedir

Fırsatlar

o Arz ve Talep güvenliğinin elzem oluşu, taraflar arasında bir diyalog ortamının açık

tutulmasını gerektirdiğinden, bir uzlaşma zemini oluşturulabilir.

o Türkiye, bu çoklu enerji denkleminden, enerji koridoru olma rolü dolayısıyla fayda

sağlayabilir. Bu rolü dolayısıyla etki kapasitesini arttırabilir.

Riskler

o ABD, Rus doğalgazının Avrupa’ya taşınması için planlanan projeleri engellemek

için, yaptırımlar getirebilir, diplomatik baskı çabalarına girişebilir. Bu durum ciddi

bir kriz riski barındırmaktadır.

o ABD’nin Rusya’ya karşı giriştiği engelleme çabalarına, Rusya halihazırda işletilen

gaz tedarikini sonlandırma tehdidi ile karşı çıkabilir. Bu durum çok katmanlı bir kriz

riski barındırmaktadır. Böylesi bir durum, Hem Avrupa ülkelerinin enerji arz

güvenliğini tehdit edeceğinden Avrupa ekonomisini, hem de temel gelir kaynağı

petrol ve doğalgaz arzına dayanan Rusya ekonomisini olumsuz etkileme riski

taşımaktadır.

Page 35: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

o Enerji arzı konusunda yaşanabilecek bir gerilim, enerji piyasalarında bir

dalgalanmayı tetikleyebileceğinden ötürü, enerji fiyatlarında artış riski

taşımaktadır.

o Türkiye, Rus gazının taşınmasında üstlendiği rol dolayısıyla, diplomatik baskı görme

riski taşımaktadır. Aynı zamanda Rus gazına alternatif olarak çıkarılması planlanan

Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz rezervlerin taşınmasından dışlanarak, enerji

koridoru olma stratejisini kaybetme riski taşımaktadır.

Page 36: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

Çığa Dönüşen Kartopu: Uluslararası Göç Krizi

Uluslararası Göç ve Göçmenlerin Konu Edildiği Krizler

Son yıllarda dünyanın en önemli sorunlarından birini oluşturan uluslararası göçmen

krizlerinin, 2019 yılında da dünya gündemini önemli oranda işgal etmesi beklenmektedir.

Daha iyi bir hayat umuduyla bulundukları ülkeleri terk eden göçmenlerin hukuki açıdan

mülteci-sığınmacı olmaları üzerine gerçekleştirilen teknik değerlendirmeler bir kenara

ayrılırsa, yaşadıkları zorlukların, karşılaştıkları muamelelerin ve gittikleri ülkelerdeki yaşam

koşullarının zorluğu, uluslararası düzeyde kamu vicdanını yaralayacak nitelikler

göstermektedir.

Dünya’da insanlığın tarihiyle özdeş bir konsept olan göç olgusu son yıllarda, zorunlu olarak

yerinden edilmiş göçmenlerin, gittikleri ülkelerde karşılaştıkları olaylar ve yine aynı

ülkelerin siyasi iklimini etkilemeleri durumu dolayısıyla, uluslararası bir kriz ortamı

yaratmaktadır. Öncelikle söylenmesi gereken kriz durumu, zorluklar içerisinde yaşam

mücadelesi veren göçmenlerin sorumluluğunda değildir. Bilakis krizin müsebbibi, göçmen

hareketliliğini, insani yardım ve dayanışma bağlamından çıkarıp, bir güvenlik sorunu olarak

ele alan bakış açısının temsilcileridir.

2019 yılının, göçmen meselesinin bir güvenlik sorunu olarak ele alındığı son yıllardan farklı

olması beklenmemektedir. Bu bakış açısının bir sonucu olarak da, 2019 yılında göçmenler

Page 37: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Jeo-politik İklim Değişikliği 2019

üzerinden yaşanabilecek olan krizler, hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde risk

olasılığını arttırmaktadır.

Bu minvalde kriz riskinin artmasının beklendiği öncelikli ülke Amerika Birleşik

Devletleri’dir. Trump yönetimi halihazırda göçmen karşıtı bir tutum izlemektedir. Bu

tutum gerek bazı ülkelere uygulanan seyahat yasaklarıyla, gerekse Meksika sınırına

örülmek istenen duvar dolayısıyla yaşanan gerginliklerle, kriz riskini arttırmaktadır. Trump

yönetimi her ne kadar, Meksika sınırına yapılmak istenen duvarın, uyuşturucu ile mücadele

etmede etkin olacağına dair bir söylemde bulunsa da, duvarın yasadışı göçmenleri

engelleme konusunda kullanılacağı da sık bir şekilde belirtilmektedir. Bu durum, bir

yandan ABD içinde göçmen karşıtlığını körüklemekte, bir yandan da ülke siyasetinde

hükümetin kapanmasına varacak bir gerilim hattının oluşmasına yol açmaktadır.

22 Aralık tarihinde, Meksika sınırına örülmek istenen duvarın bütçesi hakkında yaşanan

uzlaşmazlık sonucunda ABD hükümeti, acil olmayan birçok kamu hizmetini geçici süreyle

kapatma refleksini göstermiştir. Yaşanan bu kriz yakın gelecekte çözüme kavuşturulsa

dahi, Trump yönetiminin uzlaşmaz tavrı ile Demokratların çoğunluğu sağladığı Temsilciler

Meclisinin Trump yönetimine olan muhalif tutumu, ABD siyasetinde 2019 yılında başka

yönetim krizlerinin çıkma olasılığını arttırmaktadır. Özellikle de, Latin Amerika

ülkelerinden, ABD’ye yönelen göç dalgalarının sürmesi, bu gerilimlerde göçmenlerin konu

edilme olasılığının yükselmesine yol açmaktadır. Latin Amerika ülkelerinden, ABD’ye

yönelen göç, bir yandan ülkede iç politika bağlamında siyasi riski arttırırken, bir yandan d a

ABD ile Latin Amerika ülkeleri arasındaki ilişkilerin gerginleşme riskini barındırmaktadır.

Her ne kadar ABD yardımlarının ve yatırımlarının çok önemli oranlarda etkili olduğu bu

Latin Amerika ülkelerinin, ABD ile ikili ilişkilerine zarar vermek istemedikleri gözlemlense

de, 2019 yılında Amerikan karşıtı söylemlerin, bu ülkelerde güç kazanması beklenmektedir.

Göç hareketleri sonucunda kriz riskinin artacağı bir diğer bölge de Avrupa’dır. Avrupa

ülkelerinin hem kendi aralarındaki ilişkiler, hem de iç siyasal dinamikleri göç

hareketlerinden ciddi oranda etkilenmektedir. Son yıllarda popülist yeni-sağ hareketler,

göçmen karşıtı söylemleri de kullanarak, siyasal etki kapasitelerini artırmaktadır. Bu durum

halihazırda yönetimde bulunan merkez yönetimleri de, oy kaybetme kaygısı üzerinden,

radikal sağ siyasete ve göçmen karşıtı söylemlere yaklaştırmaktadır. 2019 yılında, Avrupa

ülkelerinde göçmen karşıtlığının konu edilebileceği seçimler olarak, Polonya, İspanya,

Page 38: 2019 Küresel Fırsatlar ve Riskler · artması, pazara giriş imkanlarının kısıtlanması. o Küresel düzeyde artan politik ve ekonomik riskler (risk sıfır toplamlı oyun değildir

Küresel Fırsatlar ve Riskler Raporu 2019

Belçika seçimleri ile, Avrupa Parlamentosu seçimleri öne çıkmaktadır. Bu seçimlerde,

göçmen karşıtı söylemlerin yoğun bir şekilde kullanılması beklenmektedir. Bu durum hem

ülkelerin iç siyasetlerinde göçmen karşıtı iklimin güçlenmesine, hem de ülkeler arası

ilişkilerde krizlerin çıkma olasılığının artmasına yol açacaktır.

Bu noktada Belçika’da koalisyon ortaklarının, Fas’ta imzalanan BM Küresel Göç Sözleşmesi

sonucunda yaşadıkları ayrılık, yaşanabilecek siyasal krizlerin bir örneğini oluşturmaktadır.

Bu duruma bir diğer örnek de, İtalya Başbakan Yardımcısı Luigi Di Maio’nun, doğrudan

Fransa’yı Afrika ülkelerini sömürerek göçü tetiklemekle suçlamasından ötürü yaşanan

uluslararası gerilim gösterilebilir. Bu örneklerden de anlaşılabileceği üzere, 2019 yılında

göçmenlerin konu edildiği krizlerin risklerinin yükselmesi beklenmektedir.

2019 yılında, göçmenlerin konu edildiği kriz riskini arttıran bir diğer faktör de, göç veren

ülkelerde yaşanabilecek olan istikrarsızlık artışıdır. ABD’nin Suriye’den askerlerini çekmesi

ve Afganistan’daki askeri varlığını küçültmesi kararı, Irak’ta Bağdat yönetimi ve Kuzey Irak

yönetimi arasındaki sorunların çözülememiş olması ve Suriye denkleminin henüz çözüme

kavuşamamış olmasından kaynaklanan kriz riski, halihazırda milyonlarca insanın terk ettiği

bu ülkelerde, istikrarsızlığın derinleşmesine yol açabilecektir. Bu istikrarsızlık durumu da

yeni göçmen dalgalarının oluşmasına ve uluslararası göç kaynaklı risklerin büyümesine

neden olacaktır.

Riskler

o ABD’de yaşanan hükümet ve bütçe krizlerinin derinleşmesi ve göçmenlerin konu

edildiği yeni siyasi krizlerin çıkması.

o Orta Doğu ülkelerinde yaşanan istikrarsızlıkların derinleşmesinin yeni göç dalgaları

yaratması.

o Göçmenlerin yoğun olarak ulaşmaya çalıştıkları Avrupa ülkelerinde, göçmen karşıtı

siyasetin yükselmesi ve buna bağlı olarak hem iç hem de uluslararası siyasette

krizlerin ortaya çıkma olasılığının artması.

o Uluslararası siyasette göçün güvenlik sorunu olarak ele alınmasından ötürü,

yabancı karşıtlığının artışı. Bu duruma bağlı olarak da, ülkeler arasında ortak

güvensizlik ikliminin yaygınlaşması.