512
Orman Mühendisleri Odası tarafından 2015 Yılında 1000 adet basılmıştır. 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU

2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

Orman Mühendisleri Odası tarafından 2015 Yılında 1000 adet basılmıştır.

2023’e DOĞRU3. DOĞA VE ORMANCILIK

SEMPOZYUMU

Page 2: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 3: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

3

SUNUŞ ......................................................................................................................................................9

SEMPOZYUM YÜRÜTME KURULU ................................................................................................. 112023’E DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU AMAÇ,

KAPSAM VE KONUSU ........................................................................................................................ 13

SEMPOZYUM KONULARIBİLDİRİLERDE İŞLENECEK KONULARIN AYRINTILARI VE BEKLENTİLER ......................... 14

I- ORMAN EKOSİSTEMİNDE ENVANTER ..................................................... 17

DOĞU AKDENİZ BÖLGESİNDEKİ YABAN KEÇİSİ (Capra aegagrus Erxleben) POPÜLASYON BÜYÜKLÜĞÜNÜN İRDELENMESİ (2010-2014) Abdülkadir YILDIZBAKAN ..................................................................................................................... 19

ORMANLARIMIZDA YAŞAYAN BÜYÜK MEMELİ YABAN HAYVANLARININ ENVANTERİ ve ÜLKEMİZİN AV TURİZMİ POTANSİYELİMustafa KANTARLI ................................................................................................................................ 37

ANTAKYA’DA YETİŞEN VE ÇALGI YAPIMINDA KULLANILAN ODUNSU BİTKİLER Yrd. Doç. Dr. Yelda GÜZELUzman Biyolog Mehmet KOCAMAN ...................................................................................................... 63

BRİYOFİT (KARAYOSUNU-CİĞEROTU) ENVANTER ÇALIŞMALARI Serhat URSAVAŞRecep SÖYLER ........................................................................................................................................ 69

TÜRKİYEDE ORMAN EKOSİSTEMLERİNİN SAĞLIĞININ İZLENMESİ PROGRAMISıtkı ÖZTÜRKMuhammet SAÇMA ................................................................................................................................. 85

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNDE TEK KAYNAK TÜR İÇİN ENVANTER YÖNTEMLERİNİN BELİRLENMESİSefa AKBULUTZafer YÜCESANMustafa KARAKÖSE ............................................................................................................................ 107

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

İÇİNDEKİLER

Page 4: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

4

KORUNAN ALANLARDA SURVEY VE ENVANTER ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ (KOZAN BARAJ GÖLÜ VE ÇEVRESİ YABAN HAYATI KORUMA SAHASI ÖRNEĞİ)Prof. Dr. Selçuk İNAÇUğur KARA ........................................................................................................................................... 119

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN ORMAN AMENAJMAN PLANLARINA SAYISAL OLARAK ENTEGRE EDİLMESİ Sedat KELEŞ ......................................................................................................................................... 135

ANTALYA’DA YABAN HAYATI GELİTİRME SAHALARINDA YABAN HAYATI ENVANTER ÇALIŞMALARI, FOTOKAPAN KULLANIMI VE AV TURİZMİUğur Melih ALKANProf. Dr. Selçuk İNAÇ ........................................................................................................................... 149

KARA AKBABA (AEGYPIUS MONACHUS L. 1766)’NIN KUZEY İÇ ANADOLU BÖLGESİ’NDEKİ YAŞAMA ALANLARI VE POPULASYON BÜYÜKLÜĞÜNÜN TESPİTİ Ali Uğur ÖZCANElif YAMAÇ ........................................................................................................................................... 163

DOĞAL YAŞLI ORMANLARIN ENVANTERİDr. Ercan OKTANYrd. Doç. Dr. Zafer YÜCESANProf. Dr. Ali Ömer ÜÇLER ................................................................................................................... 171

TEKNİK POTANSİYELİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK OPERASYONEL BİYOKÜTLE ENVANTERİDoç. Dr. Mehmet EKERProf. Dr. Ramazan ÖZÇELİKYrd. Doç. Dr. Nevzat GÜRLEVİKYrd. Doç. Dr. H. Oğuz ÇOBAN ............................................................................................................. 187

AMENAJMAN PLANLARININ YAPIM SÜRECİYLE İLİŞKİLİ BİTKİSEL KAYNAKLI ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNDE ENVANTERDr. Derya MUMCU KÜÇÜKER Prof. Dr. Emin Zeki BAŞKENT ............................................................................................................. 201

BAZI YABANİ MEYVELİ ORMAN AĞAÇLARININ ENVANTERİ: BAYBURT İLİ MASAT VE TAHT VADİSİ ÖRNEĞİHanife ERDOĞAN GENÇÖmer Suha CEYLAN ............................................................................................................................. 219

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 5: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

5

II- ORMAN EKOSİSTEMİ KAYNAKLI DOĞAL REKREASYON .............. 233

CAMİLİ BİYOSFER REZERVİ VE KIRSAL KALKINMADAKİ ÖNEMİ Erdoğan ERTÜRK ................................................................................................................................. 235

YÜKSEK DAĞ ALANLARINDA PLANLANAN YATIRIMLAR HAKKINDA YENİDEN DÜŞÜNME: DOĞU KARADENİZ YEŞİLYOL ÖRNEĞİYrd. Doç. Dr. Oğuz KURDOĞLU Yrd. Doç. Dr. Saliha ÜNVER OKAN .................................................................................................... 251

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ KULLANIMININ ÇEVRESEL, SOSYAL VE EKONOMİK ETKİLERİ: SAKLIKENT MİLLİ PARKI ÖRNEĞİYrd. Doç. Dr. Ayhan AKYOL Burak SÖNMEZ ................................................................................................................................... 263

KENT ORMANLARININ REKREASYONEL KULLANIMDAKİ İŞLEVLERİ VE PLANLANMASINDAKİ YAKLAŞIMLARProf. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Prof. Dr. Cengiz ACAR.......................................................................................................................... 277

KIRSAL PEYZAJ ÖGELERİNİN REKREATİF KULLANIMDAKİ ETKİNLİĞİ VE GELİŞTİRİLMESİ ÜZERİNE GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERProf. Dr. Cengiz ACAR Doç. Dr. Habibe ACAR Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER ................................................................................................................... 289

DOĞA KORUMA ALANLARI ARAZİ KULLANIM KARARLARININ BELİRLENMESİNDE ANALİTİK YÖNTEM OLARAK EŞİK ANALİZİCengiz ELTANDoç. Dr. M. Doruk ÖZÜGÜLProf. Dr. Semra ATABAY ....................................................................................................................... 301

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ YÖNETSEL, YAPISAL VE SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ: BAŞKONUŞ REKREASYON ALANI ÖRNEĞİYrd. Doç. Dr. Ömer EKER .................................................................................................................... 321

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ EKOTURİZM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: YUVARLAKÇAY ÖRNEĞİ (KÖYCEĞİZ-MUĞLA)Cansu YILMAZ Yrd. Doç. Dr. Ayhan AKYOL M. Murat TÜRKMEN............................................................................................................................ 331

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 6: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

6

DOĞAL KORUNAN ALANLARDA ZİYARETÇİ YOĞUNLUĞUNA BAĞLI ORTAYA ÇIKAN PROBLEMLER VE ALANIN SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİMİNE ETKİLERİ: DİLEK YARIMADASI-BÜYÜK MENDERES DELTASI MİLLİ PARKIMuhammet Murat TÜRKMEN Yrd. Doç. Dr. Ayhan AKYOL Cansu YILMAZ...................................................................................................................................... 345

III- ORMAN ENDÜSTRİSİNDE VERİMLİLİK, DIŞ TİCARETİNDE GÖZETİM VE KARANTİNA ........................................ 361

ORMAN ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNDE GÖZETİM, KARANTİNA VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİEşref GİRGİN ........................................................................................................................................ 343

ORMANCILIKTA KARANTİNA; ÖNEMİ, BAZI ÖRNEKLER VE ZİRAİ KARANTİNADAN FARKLILIKLARIProf. Dr. Mustafa AVCIAyşenur GÜMÜŞ ................................................................................................................................... 377

ULUSLARARASI TİCARETTE KULLANILAN AHŞAP AMBALAJ MALZEMELERİ İÇİN KARANTİNA AMAÇLI UYGULANAN İŞLEMLERİsmail AYDINAli TEMİZ ............................................................................................................................................. 385

ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİNİN İŞ ORTAMLARI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİDoç. Dr. Hasan SERİN Prof. Dr. İbrahim BEKTAŞ Dr. Muhammet DURGUN ..................................................................................................................... 399

TÜRKİYE’DE AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜKenan ARICI ......................................................................................................................................... 411

YERLİ AKSESUAR ÜRETİCİLERİNİN MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİNDEKİ ETKİNLİĞİMunis TEZBAŞARAN ............................................................................................................................ 421

MOBİLYA EKİPMANLARININ ÜRÜNE SAĞLADIĞI KATMA DEĞERAli Osman MERTÖZ ............................................................................................................................. 429

DESİGN CENTREAdnan SERBEST ................................................................................................................................... 435

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 7: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

7

ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN İMALAT SANAYİ İÇERİSİNDEKİ DURUMUNUN VERİMLİLİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİAytaç AYDINİbrahim YILDIRIM Sebahattin TİRYAKİ .............................................................................................................................. 441

KERESTE ENDÜSTRİSİNİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİHızır Volkan GÖRGÜN Prof. Dr. Öner ÜNSAL .......................................................................................................................... 451

ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİNDE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ UYGULAMALARININ PERFORMANS VE VERİMLİLİK ÜZERİNE ETKİLERİ İbrahim YILDIRIMKadri Cemil AKYÜZ Aytaç AYDINCumhur ALEVLİ ................................................................................................................................... 469

KALİTELİ HAMMADDE SEÇİMİNDE TAHRİBATSIZ TEST VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN KULLANIM OLANAKLARIProf. Dr. Türker DÜNDARProf. Dr. Nusret AS ................................................................................................................................ 481

GENÇ KESTANE SÜRGÜNLERİNİ VERİMLİ KULLANIM OLANAKLARIProf. Dr. Nusret ASProf. Dr. Türker DÜNDARUzman Hüseyin AKKILIÇ ..................................................................................................................... 501

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 8: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

8

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 9: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

9

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

 

SUNUŞ

Orman Mühendisleri Odası, Cumhuriyetin 100 üncü yılına (2023 yılı) kadar doğa ve ormancılığa ilişkin tüm konuların tartışılacağı, birden fazla sempozyumlar düzenleme kararı almıştır. Antalya’da 20-23/Kasım/2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 1’inci doğa ve ormancılık sempozyumda; Ormanclk Hizmetlerinin Yaplmasnda Serbest Ormanclk Bürolarnn Fonksiyonu, Türkiye Orman Endüstrisi ve Ağaç İşleri Endüstrisinin Gelişmesinde 5531 sayl Kanun ve Ormanclğmzn Yeri, Yenilenebilir Enerji Üretiminde Ormanlar ve Ormanclğmz, Doğa ve Ormanclğa İlişkin Uluslararas Sözleşmeler, Taahhütler ve Benzer Politika Araçlarnn Etkinleştirilmesi, Kaliteli Su Üretiminde Ormanlar ve Ormanclğmz olmak üzere beş konuda bildiriler sunulmuş, tartışmalar yapılmış, sonuç bildirisi kamuoyuyla paylaşılmış ve bildiriler kitap haline getirilmiştir.

Antalya’da 31/10/2013-03/11/2013 tarihleri arasında yapılan 2. sempozyumda; Orman Ekosistemi temelinde Türkiye ormanlarna yönelik odun dş bitkisel ürünler, Orman ekosistemi temelinde Türkiye’nin av ve yaban hayat, Türkiye orman ekosistemi ve yetişme muhiti analizi, envanteri, planlamas ve haritaclğ, Gerçek ve tüzel kişilerin 5531 sayl Kanuna yönelik hizmet almlar ve irdelenmesi olmak üzere Dünya’da ve Türkiye’de öne çıkan ve Türkiye orman ekosisteminde oldukça önemli bir yer tutan bu konular tartışılmıştır. Sonuç bildirisi kamuoyuyla paylaşılmış ve bildiriler yine kitap haline getirilmiştir.

Antalya’da 26/11/2015-29/11/2015 tarihleri arasında yapılacak 3’üncü doğa ve ormancılık sempozyumda;

1. Orman ekosisteminde envanter,

2. Orman ekosistemi kaynakl doğal rekreasyon,

3. Orman endüstrisinde verimlilik, dş ticaretinde gözetim ve karantina,

Konularında, uygulamaya yönelik bildiriler tartışılacaktır. Bildiriler kitap haline getirilmiştir.

Page 10: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

10

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

 

Bilindiği üzere, 1992’de yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı ile birlikte küresel müzakereler ve uluslararası sözleşmeler, çevre ve doğal kaynakların yönetimi konuları üzerinde yoğunlaşmıştır. Odamız, sempozyum serileri ile ormancılığımızın tüm konularını tartışmaya açmak istemektedir. Böylece Türkiye ormancılığında yapılması gerekenlere ışık tutmayı sürdürmeye devam edecektir.

Diğer taraftan, 29/6/2006 tarihli ve 5531 sayılı “Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakknda Kanun”da yasal yetkileri belirlenmiş olan Orman Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendislerinin daha da geliştirilmesi için Odamız hukuki, idari ve teknik alanlardaki mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir. Bu sempozyumda mesleki faaliyet konularımızın genişletilmesi, mesleki haklarımızın yalnızca meslektaşlarca kullanılması gerektiğine yönelik mesajlar verilecektir.

Bu sempozyumlar sürecinde ülkemiz ormancılığında yapılması gerekenlere katkıda bulunmak yöneticilere yol göstermek ve mesleki haklarımızın uygulanması gerekenler alanlara dikkat çekilmektedir. Sempozyuma bildirileriyle katkı sağlayan değerli bilim adamı, teknisyen ve meslektaşlarımıza, sempozyumun hazırlık aşamasından sonuçlandırılmasına kadar yoğun emek harcayan yürütme kurulu başkan ve üyeleri ile emeği geçen tüm arkadaşlarımıza yönetim kurulumuz adına teşekkür ederim. 25.Kasım.2015

Ali KÜÇÜKAYDIN Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı

Page 11: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

11

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

SEMPOZYUM YÜRÜTME KURULU Yürütme Kurulu Başkanı

Eşref GİRGİN

Or. Yük. Müh.&İşletmeci (E) Müsteşar Yrd. Ve OMO AR-GE Merkezi. Başkan

Yürütme Kurulu Üyeleri

İ. Hakkı BARI

Orman Müh. OMO Genel Mrk. Yön. Kur. II. Başkan

Prof. Dr. Aynur AYDIN İ.Ü. Orman Fak. Öğ. Üyesi OMO İstanbul Şb. II. Bşk.

Prof. Dr. Devlet TOKSOY KTÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

OMO Genel Mrk. Yön. Kur. Üyesi

Prof Dr. Nusret AS İÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

Prof. Dr. İsmail AYDIN

KTÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

Prof. Dr. Selçuk İNAÇ KSÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

Doç. Dr. Ramazan ÖZÇELİK

SDÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

Doç. Dr. Hüseyin FAKİR SDÜ. Orman Fak. Öğ. Üyesi

Cemal SUNAR

Orman Müh. OMO Genel Mrk. Yön. Kur. Üyesi

Dr. Sabit TUNCEL

Ağaç. İşl. End. Yük. Müh. OMO İstanbul Şubesi Yön. Kur. Üyesi

Mevlüt DÜZGÜN Orman Yük. Müh.

OMO Genel Sekreter V.

Zeki KAMACI Orman Yük. Müh.

OMO Yayn Kurulu Üyesi

Aynur GÜNEŞ YILMAZ Orman Müh.

OSİB Orman ve Su İşleri Uzman

Page 12: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

12

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 13: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

13

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU

26/KASIM/2015 - 29/KASIM/2015 ANTALYA AMAÇ VE KAPSAM

Orman Mühendisleri Odası, Cumhuriyetin 100 üncü yılına (2023 yılı) kadar “2023’ e DOĞRU DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU” ana başlığı altında, doğa ve ormancılığa ilişkin tüm konuların tartışılacağı birden fazla sempozyumlar düzenleme kararı almıştır.

Sempozyumun birincisi; 24-27/Kasım/2011 tarihleri arasında aşağıdaki beş konuda,

1-Doğa ve ormanclğa ilişkin sözleşmeler, taahhütler ve benzer politika araçlarnn geliştirilmesi, 2-Kaliteli su üretiminde ormanlar ve ormanclğmz, 3-Yenilenebilir enerji üretiminde ormanlar ve ormanclğmz, 4-Ormanclk hizmetlerinin yaplmasnda serbest ormanclk bürolarnn fonksiyonu 5-Türkiye orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisinin gelişmesinde, 5531 sayl Kanun ve ormanclğmzn yeri

Sempozyumun ikincisi; 31/Ekim/2013-03/Kasım/2013 tarihleri arasında aşağıdaki dört konuda,

1-Orman ekosistemi temelinde Türkiye Ormanlarna yönelik odun dş bitkisel ürünler, 2-Orman ekosistemi temelinde Türkiye’nin av ve yaban hayat, 3-Türkiye orman ekosistemi ve yetişme muhiti analizi, envanteri, planlamas ve haritaclğ, 4-Gerçek ve tüzel kişilerin 5531 sayl Kanuna yönelik hizmet almlar ve irdelenmesi

Antalya’da yapılmış, sempozyum bildirileri kitap haline getirilmiş, sonuç bildirileri ve çıktıları kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Bu kez, uygulamaya yönelik bildirilerin tartışılacağı sempozyumun üçüncüsü; 26/Kasım/2015-29/Kasım/2015 tarihleri arasında Antalya’da aşağıdaki üç konuda yapılacaktır.

Page 14: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

14

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

SEMPOZYUM KONULARI

“2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU” ana başlığı altındaki bildirilerde aşağıdaki konular işlenecektir.

Sempozyum konu başlıkları:

1- Orman ekosisteminde envanter 2- Orman ekosistemi kaynaklı doğal rekreasyon 3- Orman endüstrisinde verimlilik, dış ticaretinde gözetim ve karantina

BİLDİRİLERDE İŞLENECEK KONULARIN AYRINTILARI VE BEKLENTİLER

Sempozyum konularında hazırlanacak bildirilerde istenen ayrıntılar ve beklentiler aşağıdaki şekilde olacaktır.

“Orman ekosisteminde envanter” başlığı altında hazırlanacak bildirilerde; aşağıdaki konularda, kurumsal bilgi sistemleri ve klasik sistem kullanılarak envanter yapılması, değerlendirilmesi ve raporlanması konuları işlenmelidir.

a) Odun dışı bitkisel ürünler, b) Odun dışı hayvansal ürünler c) Biyolojik çeşitlilik

“Orman ekosistemi kaynakl doğal rekreasyon” başlığı altında hazırlanacak bildirilerde; 6831 sayılı Orman Kanunu, 2873 sayılı Milliparklar Kanunu, 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 5531 sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği, Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun ve bu kanunlara ilişkin ikincil mevzuat hükümleri dikkate alınarak aşağıdaki konular incelenmeli, değerlendirilmeli ve öneriler yapılmalıdır.

a) Ormanın sosyo kültürel yararları bağlamında doğal rekreasyon alanlarının belirlenmesine yönelik kriterler, planlama ve projelendirme esasları, b) Ülkemizin doğal rekreasyon potansiyelinin iç ve dış turizme kazandırılması, c) Ülkemizin doğal rekreasyon alan kullanımının ekonomiye katkıları,

Page 15: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

15

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

“Orman endüstrisinde verimlilik, dş ticaretinde gözetim ve karantina” başlığı altında hazırlanacak bildirilerde;

a) Orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisine yönelik üretimde verimliliğin artırılması, verim artışında 5531 sayılı Kanunda mesleki faaliyet konuları ile mesleki hak ve yetkileri düzenlenen, Orman Endüstri Mühendisi ile Ağaç İşleri Endüstri Mühendislerinin fonksiyonu, b) Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yürütülen orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisine yönelik ürünlerin ithalatında; dış gözetimi yapacak uluslar arası gözetim şirketlerinin oluşumu ve yetkili konu uzmanları, c) Ekonomi Bakanlığınca 4703 Sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatn Hazrlanmas ve Uygulanmasna Dair Kanun” hükümlerine göre yürürlüğe konulan dış ticarette ürün güvenliği ikincil mevzuatında; orman endüstri ürünleri ile orman bitkilerine ilişkin ithalat ve ihracat denetimlerinde yetkili konu uzmanları,

Hususlarında incelemeler yapılarak mevcut durumun tespiti, 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlğ, Gda ve Yem Kanunu”, orman idaresi mevzuatı ile 5531 sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği, Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak irdelenmeli ve öneriler yapılmalıdır.

 

Page 16: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

16

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMAN EKOSİSTEMİNDE ENVANTER

Page 17: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

17

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMAN EKOSİSTEMİNDE ENVANTER

1

Page 18: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

18

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 19: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

1

DOĞU AKDENİZ BÖLGESİNDEKİ YABAN KEÇİSİ (Capra aegagrus Erxleben) POPÜLASYON

BÜYÜKLÜĞÜNÜN İRDELENMESİ (2010-2014)

Abdulkadir Yıldızbakan Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Tarsus, MERSİN

[email protected] , [email protected] Özet

Bu çalışmada, Doğu Akdeniz (Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye ve Hatay İlleri) Bölgesinde 2010 ile 2014 yılları arasında 5 yıl boyunca mevcut olan Yaban Keçisinin (Capra aegagrus Erxleben 1777) popülasyonunun büyüklüğü incelenmiştir. Yaban keçisi (Capra aegagrus), Bovidae familyasına mensup 5 türden biri olup Capra cinsine ait; C. Hircus, C. ibex, C. caucasica, C.cylindricornis, C. pyrenaica,, C. falconeri, C.nubiana ve C. lervia ile beraber yayılış gösteren 9 türden biridir. Tür, dünyamızda değişik nedenlerle yakın gelecekte (3-4 kuşak) popülasyonunda azalma öngörüldüğü kabul edilen kırmızı liste kategorisinin “VU A2 cde” kısmında yer almaktadır. Ülkemizde yaban keçisinin dişi ve yavruları 1937, erkeği ise 1955 yılında koruma statüsüne alınmıştır. Ayrıca yaban keçisinin biyolojileri, yayılış alanları ve habitatları üzerinde durulmuş; ülkemiz av ve yaban hayatı açısından önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Türkiye de mevcut olan yaban keçisi popülasyonun yarısından fazlası bu bölgede yaşamaktadır. Bölgede, yaban keçisinin yaşadığı toplam alanı itibari ile yoğunluğu 4,26/100ha adet olup normal yoğunluğun (4/100ha adet) biraz üstünde bulunmuştur. Bölgedeki yaban keçisinin karşılaştığı sorunlar; usulsüz avcılık, yaşam alanlarının tahrip edilmesi, tarımda kullanılan zehirli ilaçlar, yaşam alanlarının habitatları arasında yapılan tesislerle kapatılması (otoban, baraj vb.), bazı korunan alanların bulunduğu yörelerde mülkiyet ile birden fazla koruma statüsünün verilmiş olması vb. tespit edilenlerdir. Bunun yanında, günümüzde avlanmanın kısmen daha düzenli hale getirilmesi, kaçak avcılığı önlemek için cezaların uygulanması, insanların doğa konusunda bilinçlenmeye başlaması ve kırsaldan kente göçün artması ile dünyadaki doğal kaynakların korunmasına yönelik gelişmelerin paralelinde biyolojik çeşitlilik, sürdürülebilir orman yönetimi, yerel katılım gibi kavramların benimsenmesi, yaban hayatı açısından olumlu gelişmeleri de beraberinde getirmiştir.

Anahtar Kelimeler: Doğu Akdeniz, Yaban Keçisi, Popülasyon Büyüklüğü, Yaban hayatı

19

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 20: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

20

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

Abstract

In this study, the population size of chevrotain (Capra aegagrus Erxleben 1777) existing in the easthern Mediterranean region (Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye and Hatay provinces) have been investigated through 5 years between the years 2010 and 2014. The chevrotain (Capra aegagrus) is one of the five species belonging to Bovidae family and one of the 9 species of Capra Genus ranging with together C. Hircus, C. ibex, C. caucasica, C.cylindricornis, C. pyrenaica,, C. falconeri, C.nubiana and C. lervia. Species takes place in the part “VU A2 cde” of the red list category having been accepted that a reduction has been predicted in its population in the near future (3-4 generations) with different reasons in our World. In our country, the females and off springs of the chevrotain were taken into protection statute in 1937 and in case of its males in 1955. The biologist ranges and habitats of the chevrotain have been also studied; its importance has been struggled to be put forth from the point of prey and wildlife of our country. More than the half of chevrotain population existing in Turkey lives in this region. In the region, according to the total area where chevrotain lives, its density being 4.26 number/100 ha has been found a little above the normal density (4 number/100 ha). The problems that chevrotain faces in the region have been fixated as; illegal hunting, destruction of its biotopes, venomous drugs using in agriculture, blocking its biotopes with the constructions (highway, dam, etc.) builded between its habitats, having made property and more than one protection statutes in the territories where some protection areas occur, etc. Besides these today, that hunting has been brought partly to more regular situation, performing punishments in order to prevent poaching and adoption of concepts like biological diversity, sustainable forest management, local participation to parallel to the developments oriented to the protection of natural resources in the world with that human beings begin to become conscious in nature subject and migration from rural areas to boroughs increases, brought together also positive developments from the point of wildlife.

Key Words: East Mediterranean, chevrotain, population size, Wildlife

1. Giriş

Türkiye doğu batı doğrultusunda uzanan ve kuzeyde Kuzey Anadolu Dağları ile güneyde Toros Dağları’nın biçimlendirdiği dağlık bir bölgededir. Ülkemizin %27’si orman, %35’i ekilebilir tarım alanları, %27’si çayır ve meraların yoğunlukta olduğu bozkırlar ve % 11’i ise yerleşim alanlarından oluşmaktadır. Bu alanlar, yaklaşık 15.000 bitki türü ile 22.000’den fazla omurgalı-omurgasız canlı türünü

Page 21: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

21

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

Abstract

In this study, the population size of chevrotain (Capra aegagrus Erxleben 1777) existing in the easthern Mediterranean region (Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye and Hatay provinces) have been investigated through 5 years between the years 2010 and 2014. The chevrotain (Capra aegagrus) is one of the five species belonging to Bovidae family and one of the 9 species of Capra Genus ranging with together C. Hircus, C. ibex, C. caucasica, C.cylindricornis, C. pyrenaica,, C. falconeri, C.nubiana and C. lervia. Species takes place in the part “VU A2 cde” of the red list category having been accepted that a reduction has been predicted in its population in the near future (3-4 generations) with different reasons in our World. In our country, the females and off springs of the chevrotain were taken into protection statute in 1937 and in case of its males in 1955. The biologist ranges and habitats of the chevrotain have been also studied; its importance has been struggled to be put forth from the point of prey and wildlife of our country. More than the half of chevrotain population existing in Turkey lives in this region. In the region, according to the total area where chevrotain lives, its density being 4.26 number/100 ha has been found a little above the normal density (4 number/100 ha). The problems that chevrotain faces in the region have been fixated as; illegal hunting, destruction of its biotopes, venomous drugs using in agriculture, blocking its biotopes with the constructions (highway, dam, etc.) builded between its habitats, having made property and more than one protection statutes in the territories where some protection areas occur, etc. Besides these today, that hunting has been brought partly to more regular situation, performing punishments in order to prevent poaching and adoption of concepts like biological diversity, sustainable forest management, local participation to parallel to the developments oriented to the protection of natural resources in the world with that human beings begin to become conscious in nature subject and migration from rural areas to boroughs increases, brought together also positive developments from the point of wildlife.

Key Words: East Mediterranean, chevrotain, population size, Wildlife

1. Giriş

Türkiye doğu batı doğrultusunda uzanan ve kuzeyde Kuzey Anadolu Dağları ile güneyde Toros Dağları’nın biçimlendirdiği dağlık bir bölgededir. Ülkemizin %27’si orman, %35’i ekilebilir tarım alanları, %27’si çayır ve meraların yoğunlukta olduğu bozkırlar ve % 11’i ise yerleşim alanlarından oluşmaktadır. Bu alanlar, yaklaşık 15.000 bitki türü ile 22.000’den fazla omurgalı-omurgasız canlı türünü

3

barındırmaktadır (UBSEP, 2007). Türkiye’nin sahip olduğu biyolojik çeşitlilik değerleri; tür zenginliğinin yanı sıra orman, sulak alan, dağ, bozkır, kumul, deniz, kıyı, kumsal, ada, lagün ve mağara, gibi farklı ekosistemlerle temsil edilmekte ve tüm bu zenginliğin korunması yönünde çaba harcanmaktadır.

Türkiye gerek coğrafi yapısı, konumu gerekse de taşıdığı habitat özellikleri ve sahip olduğu yaban hayatı çeşitliliğiyle Avrupa’nın en zengin ülkesidir. Orman ve Su İşleri Bakanlığınca Belirlenen Av ve Yaban Hayvanları Tür Listelerine göre ülkemizde 150 memeli, 477 kuş türü ve 129 sürüngen türü bulunmaktadır (Resmi gazete, 2014).

Hızla artan nüfus, plansız ve sağlıksız büyümenin ortaya çıkardığı çevre sorunlarının doğal kaynaklar üzerinde oluşturduğu baskılar, insanoğlunu bu kaynakların tahrip edilmeden gelecek kuşaklara aktarılması için birçok yönet ve çaba arayışına itmiş. Bu çabalardan biride uluslararası düzeyde kabul görmüş olan korunan alan sistemleridir.

Dünyadaki korunan alanlar sayısal olarak değerlendirildiğinde; 2000 yılında 30.000 adet, 2004 yılında bu sayı 100.000’e, 2005 yılında ise bu rakamın 113.707 ve Ekim 2010 itibariyle ise korunan alanların sayısı 161.000’i çıktığı görünmektedir. Alansal olarak 2000 yılında 13.250.000km²’lik bir alan, 2004 yılında 18.800.000 km², 2005 yılında 19.600.000km² yüz ölçümü ile dünyanın yaklaşık %12’sini, Ekim 2010 itibariyle ise bu oran dünya yüzölçümünün yaklaşık %13’ünü kaplamaktadır (WWF, IUCN, 2010).

Ancak ülkemizde, 2013 yılı sonu itibarıyla korunan alan sayısı 1760, alan büyüklüğünü 5 milyon 373 bin 162 hektar olup, korunan alanlara doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgeleri de eklenince ülke genelindeki korunan alan sayısı 3.049’a, alan büyüklüğü ise 7 milyon 883 bin 551 hektara ulaşıyor. Böylece, kara ve deniz üzerinde korunan alanların ülke topraklarına oranı 2013 yılında yüzde 10,11’e ulaşmış olmasına rağmen Dünya’nın (%13) gerisinde bulunmaktadır(DKMPG, 2014). Korunan alan sayısının ülkemizde arttırılması gerektiği açıktır. Korunan alanlar sayıca ve alanca artış göstermesine karşılık, biyolojik çeşitlilikte azalma devam etmektedir. Bugün korunan alanlar, doğa koruma işlevine ek olarak kırsal kalkınma, yoksulluğun azaltılması ve yerel halkın yerinde kalkındırılması için bir gelir kaynağını oluşturan alanlar olarak da kabul edilmektedir.

Ülkemizdeki Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarının yasal dayanağı, 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile 645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedir. Ülkemizde 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunun amacı yaban hayvanlarının doğal yaşam ortamları ile birlikte korunmaların, geliştirilmesi avlanmalarının kontrol altına alınmasını, avcılığın düzenlenmesini, av

Page 22: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

22

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak şekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliğini sağlamaktır.

Türkiye’de 81 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları için 1.201.212 hektarlık alan koruma altına alınmış olup Türkiye yüzölçümünün %1,5’ğunu kaplamaktadır. Bu 81 sahadan 21’si kuş türleri, 60 adette memeli türlerini kapsamaktadır. Bu 60 adet YHGS memeli türünde; 22 YGHS’de yaban keçisi, 4 YGHS’de çengel boynuzlu dağ keçisi, 15 YGHS’de Geyik, 7 YGHS’de Karaca, 4 YGHS’de ise Geyik-Karaca, 2 YGHS’de Yaban Koyunu ile birer adet Sırtlan, Karaca, Alageyik, Ceylan, Dağ Horozu ve Ayı için tesis edilmiştir. Bu sahalarda yaban hayvanları yanında onların yaşam alanları da etkin bir şekilde korunmaktadır. “Av Turizmi Kota Belirleme Esas ve Usulleri” isimli talimat ile korunan büyük memeli av hayvanlarının avlanma kotaları her yıl belirlenerek Av Turizmi Komisyonuna sunulmaktadır. Koruma çalışmalarına yapılan protokoller ile Köy Tüzel Kişilikleri ve Belde Belediyeleri de büyük destek vermektedir. Köy Tüzel Kişiliklerine aktarılan “katılım payı”nın korumaya olumlu yansıması nedeniyle son yıllarda köy katılım payı oranları artırılmıştır. Bu oran yaban domuzunda %40-65, Anadolu yaban koyunu ve ceylan da %82, diğer türlerde ise % 40-70 seviyesindedir. Ayrıca, yöre insanının organizasyonu yapanlar tarafından rehberlik ve kılavuzluk hizmetlerinde istihdam edilmesiyle de katılım payı etkisinin arttığı söylenebilir.

Bu çalışma ile Doğu Akdeniz Bölgesinin önemli bir av turizminin hayvanı olan yaban keçisinin yaşam ortamlarının ülke coğrafyasındaki önemi ile yaban keçisinin ülkemizdeki yaban hayatı için sürdürülebilir bir doğal kaynağın önemini vurgulamaktır.

2. Alanın Tanıtımı

Doğu Akdeniz Bölgesinde, Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye ve Hatay İlleri ile Kahramanmaraş İlinin bir kısmını kapsayan bu sahada özellikle koruma altına alınan çok sayıda flora ve faunaya ait tür bulunmakla birlikte yaban hayatı zenginliği açısından ülkemizin önemli alanlarındandır.

Page 23: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

23

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak şekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliğini sağlamaktır.

Türkiye’de 81 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları için 1.201.212 hektarlık alan koruma altına alınmış olup Türkiye yüzölçümünün %1,5’ğunu kaplamaktadır. Bu 81 sahadan 21’si kuş türleri, 60 adette memeli türlerini kapsamaktadır. Bu 60 adet YHGS memeli türünde; 22 YGHS’de yaban keçisi, 4 YGHS’de çengel boynuzlu dağ keçisi, 15 YGHS’de Geyik, 7 YGHS’de Karaca, 4 YGHS’de ise Geyik-Karaca, 2 YGHS’de Yaban Koyunu ile birer adet Sırtlan, Karaca, Alageyik, Ceylan, Dağ Horozu ve Ayı için tesis edilmiştir. Bu sahalarda yaban hayvanları yanında onların yaşam alanları da etkin bir şekilde korunmaktadır. “Av Turizmi Kota Belirleme Esas ve Usulleri” isimli talimat ile korunan büyük memeli av hayvanlarının avlanma kotaları her yıl belirlenerek Av Turizmi Komisyonuna sunulmaktadır. Koruma çalışmalarına yapılan protokoller ile Köy Tüzel Kişilikleri ve Belde Belediyeleri de büyük destek vermektedir. Köy Tüzel Kişiliklerine aktarılan “katılım payı”nın korumaya olumlu yansıması nedeniyle son yıllarda köy katılım payı oranları artırılmıştır. Bu oran yaban domuzunda %40-65, Anadolu yaban koyunu ve ceylan da %82, diğer türlerde ise % 40-70 seviyesindedir. Ayrıca, yöre insanının organizasyonu yapanlar tarafından rehberlik ve kılavuzluk hizmetlerinde istihdam edilmesiyle de katılım payı etkisinin arttığı söylenebilir.

Bu çalışma ile Doğu Akdeniz Bölgesinin önemli bir av turizminin hayvanı olan yaban keçisinin yaşam ortamlarının ülke coğrafyasındaki önemi ile yaban keçisinin ülkemizdeki yaban hayatı için sürdürülebilir bir doğal kaynağın önemini vurgulamaktır.

2. Alanın Tanıtımı

Doğu Akdeniz Bölgesinde, Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye ve Hatay İlleri ile Kahramanmaraş İlinin bir kısmını kapsayan bu sahada özellikle koruma altına alınan çok sayıda flora ve faunaya ait tür bulunmakla birlikte yaban hayatı zenginliği açısından ülkemizin önemli alanlarındandır.

5

2.1 Alanın Konumu ve Coğrafi Yapısı

Anamur Burnu’nun kuzeyinden başlayan Orta Toroslar, güneybatı-kuzeydoğu yönlü uzanan üç kütleden oluşur. Bunlar, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları ve Binboğa Dağları’dır. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Toroslar’dan başka Hatay–Kahramanmaraş istikametinde uzanan dağların oluşturduğu bir dış sıra halinde Nur (Amanos) Dağları uzanır. Dağların kıyıya paralel uzanması, dalga aşındırmasının fazla olmasına ve kıyılarda yalıyarların (falezlerin) çokluğuna neden olmuştur

Bu bölgenin dağlık kesiminde yağışın fazla olmasına karşın karstik yapısı nedeni ile suyun yeraltına sızmasından dolayı yerüstü sularının zayıf olmasına yol açar. Bu nedenle de bu yerlerde nüfus yoğunluğu azdır.

Dağlar kıyıdan itibaren yükseldiği ve kıyıya paralel olduğu için iç kısımlarla ulaşım ancak bazı geçitlerle sağlanabilmektedir. Bölgedeki başlıca geçitler: İç Anadolu’yu Silifke’ye bağlayan Sertavul Geçidi, Amik Ovası’nı İskenderun’a, hatta Suriye’ye bağlayan Belen geçidi ve Çukurova’yı İç Anadolu’ya bağlayan Gülek-Pozantı geçididir.

2.2. Alanın Vejetasyon Yapısı

Çalışmaya konu olan bölgede 500 m’ye kadar olan yüksekliklerinde tipik maki örtüsü hâkimdir. Akdeniz vejetasyon katları ve içerdikleri vejetasyon tipleri yükselti basamaklarına göre 0-500m arasında Ceratonia siliqua (keçiboynuzu), Olea europaea (zeytin), Olea europea var. sylvestris (delice), Pistacia lentiscus (sakız), Pistacia terebinthus (menengiç), Arbutus andrachne (sandal), Arbutus unedo (kocayemiş), Qercus coccifera (kermes mesesi), Quercus ilex (pırnal meşesi), Myrtus communis (mersin), Euforbia dendroides (sütleğen), Laurus nobilis (defne), Cercis siliquastrum (erguvan), Paliurus spinachristi (Karaçalı), Phillyrea latifolia (Akçakesme), Calyctome villosa (Keçi boğan, Keçi öldüren), Crataegus monogyna (Alıç, Akdiken), Pinus brutia (kızılçam) ve Pinus halapensis (Halep çamı) maki örtüsünün başlıca türleridir (Yıldızbakan ve Ark, 2010).

500–1000 m arasında Pinus brutia (kızılçam), Laurus nobilis (defne), Quercus ilex, ve Quercus infectoria gibi vejetasyon serileri ile temsil edilir. 1000–1500 m arasında Quercus cerris, Qercus infectoria ve Carpinus orientalis gibi yaprak döken meşe türleri ile Hatay Amanoslar da Kayın ve Gürgen ormanları ile temsil edilir. Ayrıca

Page 24: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

24

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

1100 m-1600 m’ler arasında karaçam (Pinus nigra) kuşağın tahrip görmüş alanlarında ise bozuk boylu ardıç (Juniperus excelsa) ormanları görülür. Sonrasında 1200 m-1700 m’ler arasında Toros sediri (Cedrus libani) ormanları yayılış göstermektedir. Bu ormanların tahrip gören yerlerinde de yine bozuk boylu ardıç topluluklarına rastlanmaktadır. Aynı yükselti kuşağının kuzeye bakan yamaçlarında ise Toros göknarı (Abies cilicica subsp. cilicica) ormanları bulunur. Ayrıca vadi içlerinde ve su gözlerinde ve yataklarında Platanus sp. (Çınar), Salix sp.(Söğüt), Junglas sp.(Ceviz), Populus tremula (Titrek Kavak), Pistracia terebenthus (Menengiç) türlerine de rastlamak mümkündür. (Yıldızbakan ve Ark, 2010).

Yaban keçileri yaşadıkları ortamda bulunan geniş bir besin çeşitliliğinden faydalanmaktadırlar. Sezona bağlı olmakla birlikte genel olarak otsu bitkiler menüde en geniş yer tutmaktadır. Kekik (Origanum sp.), sümbül (Hyacnthus sp.) gibi aromatik bitkilerin yanında çalı ve ağaçların yaprak ve sürgünleri, ince dalları, meyve ve tohumları ile mantar ve yosunları yedikleri bilinmektedir. Bu kapsamda meşe türleri(Quercus spp.), sakız (Pistacia lentiscus L.) ve menengiç(Pistacia terebinthus), ardıç (Juniperus sp.), sumak(Rhus sp.), akçakesme(Phillyrea sp.), karaçalı (Paliurus sp.), zeytin(Olea evrupaea), tespih çalısı(Sytrax officinalis L.), keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), ahlat (Pyrus elaeagrifolia), geyik dikeni(Crataegus monogyna), laden(Cistus creticus L.), sandal(Arbutus andrachne) gibi türler menüde yer almaktadırlar. Yaban keçilerinin ilkbaharda ana besini otsu bitkilerdir (Yıldızbakan ve Ark, 2010).

2.3. Alanın İklim Özellikleri

Akdeniz iklim kuşağı içerisinde bulunan araştırma bölgesinde bu iklim kuşağının “yazlar scak ve kurak, kşlar lk ve yağşl” özellikleri aynı şekilde görülür. Akdeniz ikliminde yağışların çoğu kış aylarında görülür. Yaz ayları ise çok sıcak ve kurak geçer. Bunun sonucu olarak akarsular kışın kabarır, yazın ise kuruyacak seviyeye gelir. Yıllık sıcaklık ortalaması 18°C’dir. Kıyıda yıllık yağış miktarının 1000mm’yi bulduğu yerler vardır. Akdeniz kıyıları kış mevsiminin en ılık geçtiği bölgemizdir. Buna yol açan nedenler, nemlilik miktarı, güneş ışınlarının düşme açısı ve Toros Dağları’nın doğrultusu ve yükseltisidir. Toroslar, kışın kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin kıyıya inmesini önler. Hatay Amanoslar da Karadeniz iklim özelliklerini göstermektedir.

Page 25: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

25

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

1100 m-1600 m’ler arasında karaçam (Pinus nigra) kuşağın tahrip görmüş alanlarında ise bozuk boylu ardıç (Juniperus excelsa) ormanları görülür. Sonrasında 1200 m-1700 m’ler arasında Toros sediri (Cedrus libani) ormanları yayılış göstermektedir. Bu ormanların tahrip gören yerlerinde de yine bozuk boylu ardıç topluluklarına rastlanmaktadır. Aynı yükselti kuşağının kuzeye bakan yamaçlarında ise Toros göknarı (Abies cilicica subsp. cilicica) ormanları bulunur. Ayrıca vadi içlerinde ve su gözlerinde ve yataklarında Platanus sp. (Çınar), Salix sp.(Söğüt), Junglas sp.(Ceviz), Populus tremula (Titrek Kavak), Pistracia terebenthus (Menengiç) türlerine de rastlamak mümkündür. (Yıldızbakan ve Ark, 2010).

Yaban keçileri yaşadıkları ortamda bulunan geniş bir besin çeşitliliğinden faydalanmaktadırlar. Sezona bağlı olmakla birlikte genel olarak otsu bitkiler menüde en geniş yer tutmaktadır. Kekik (Origanum sp.), sümbül (Hyacnthus sp.) gibi aromatik bitkilerin yanında çalı ve ağaçların yaprak ve sürgünleri, ince dalları, meyve ve tohumları ile mantar ve yosunları yedikleri bilinmektedir. Bu kapsamda meşe türleri(Quercus spp.), sakız (Pistacia lentiscus L.) ve menengiç(Pistacia terebinthus), ardıç (Juniperus sp.), sumak(Rhus sp.), akçakesme(Phillyrea sp.), karaçalı (Paliurus sp.), zeytin(Olea evrupaea), tespih çalısı(Sytrax officinalis L.), keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), ahlat (Pyrus elaeagrifolia), geyik dikeni(Crataegus monogyna), laden(Cistus creticus L.), sandal(Arbutus andrachne) gibi türler menüde yer almaktadırlar. Yaban keçilerinin ilkbaharda ana besini otsu bitkilerdir (Yıldızbakan ve Ark, 2010).

2.3. Alanın İklim Özellikleri

Akdeniz iklim kuşağı içerisinde bulunan araştırma bölgesinde bu iklim kuşağının “yazlar scak ve kurak, kşlar lk ve yağşl” özellikleri aynı şekilde görülür. Akdeniz ikliminde yağışların çoğu kış aylarında görülür. Yaz ayları ise çok sıcak ve kurak geçer. Bunun sonucu olarak akarsular kışın kabarır, yazın ise kuruyacak seviyeye gelir. Yıllık sıcaklık ortalaması 18°C’dir. Kıyıda yıllık yağış miktarının 1000mm’yi bulduğu yerler vardır. Akdeniz kıyıları kış mevsiminin en ılık geçtiği bölgemizdir. Buna yol açan nedenler, nemlilik miktarı, güneş ışınlarının düşme açısı ve Toros Dağları’nın doğrultusu ve yükseltisidir. Toroslar, kışın kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin kıyıya inmesini önler. Hatay Amanoslar da Karadeniz iklim özelliklerini göstermektedir.

7

3. Materyal ve Metot

3.1. Materyal

Bu çalışmaya konu alan, Doğu Akdeniz (Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Osmaniye ve Hatay İlleri ile Kahramanmaraş’ın bir kısmı) Bölgesindeki 2014 yılı sonu itibarı ile yaban keçisinin (C. aegagrus Erxleben 1777) popülasyonları materyal olarak ele alınmıştır.

Doğu Akdeniz Bölgesinde farklı büyüklüklerde ve büyük bir çoğunluğu yaban keçisinin yaşam alanı olan toplam 14 adet saha bulunmaktadır (Çizelge 1). Ayrıca bölge ülkemizde bulunan binin üzerinde endemik bitki türünün yaşam alanı olup bu oldukça ciddi bir rakamdır. Habitat yönünde var olan bu zenginlik sadece yaban keçisisin ve diğer memeliler için değil, diğer türlerin de korunması ve sürekliliği açısından önemlidir.

Çizelge 1: Doğu Akdeniz Bölgesinde illere göre Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları(YHGS) ile Avlakların alan büyüklükleri Table 1: Wildlife Development Areas) with Hunting Grounds in Eastern Mediterranean Region İLİ SAHA ADI HEKTARI

ADANA Karanfildağı YHGS 31020.0 Hançer Deresi YHGS 7894.0 Belemedik- Ekecik-Çakmak Avlağı 4349.0

MERSİN

Cehennemderesi YHGS 27610.0 Hopur Topaşır YHGS 5984.0 Kadıncık Vadisi YHGS 8712.0 Hisardağı-Gedikdağı YHGS 4309.0 Kesteldağı YHGS 4546.0 Azıtepe Devlet Avlağı 19665.7 Anamur Su Gözü Devlet Avlağı 31608.9

KAYSERİ Aladağlar YHGS 7567.0

NİĞDE Aladağlar Milli Parkı 54524.0 Demirkazık YHGS 18955.0

HATAY İskenderun-Arsuz YHGS 6778.0

Page 26: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

26

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

3.1.1 Yaban Keçisi (Capra aegagrus)

Yaban Keçisi ( Capra aegagrus aegragrus) Taksonomisi

Alem: Animalia, Şube: Chordata, Sınıf: Mammalia, Takım: Artiodactyla, Alttakım: Ruminantia, Familya: Bovidae, Altfamilya: Caprinae, Cins: Capra, Tür: aegagrus, Alttür: aegagrus, Otör: Erxleben, 1777

Yaban keçisi (Capra aegagrus) dünyada Capra cinsine ait dokuz türden birisidir (Weinberg, 2002; Luikart vd., 2000; Gündoğdu, 2006). Dünya üzerinde Kafkasya ve Asya’nın bazı ülkelerinde yayılış gösteren yaban keçisine yurdumuzda Güney Anadolu’da, özellikle Toroslar’da, Doğu Anadolu’da ve Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda ve Karadeniz dağlarında dağlarında rastlamak mümkündür (Şekil, 1).

Yaban Keçisi (Capra aegagrus) Yayılış Alanı Şekil 1: Yaban Keçisi (Capra aegagrus) Yayılış Alanı (IUCN, 2011)

Figure 1: Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777) Distribution Areas (IUCN, 2011)

Page 27: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

27

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

3.1.1 Yaban Keçisi (Capra aegagrus)

Yaban Keçisi ( Capra aegagrus aegragrus) Taksonomisi

Alem: Animalia, Şube: Chordata, Sınıf: Mammalia, Takım: Artiodactyla, Alttakım: Ruminantia, Familya: Bovidae, Altfamilya: Caprinae, Cins: Capra, Tür: aegagrus, Alttür: aegagrus, Otör: Erxleben, 1777

Yaban keçisi (Capra aegagrus) dünyada Capra cinsine ait dokuz türden birisidir (Weinberg, 2002; Luikart vd., 2000; Gündoğdu, 2006). Dünya üzerinde Kafkasya ve Asya’nın bazı ülkelerinde yayılış gösteren yaban keçisine yurdumuzda Güney Anadolu’da, özellikle Toroslar’da, Doğu Anadolu’da ve Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda ve Karadeniz dağlarında dağlarında rastlamak mümkündür (Şekil, 1).

Yaban Keçisi (Capra aegagrus) Yayılış Alanı Şekil 1: Yaban Keçisi (Capra aegagrus) Yayılış Alanı (IUCN, 2011)

Figure 1: Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777) Distribution Areas (IUCN, 2011)

9

a b Şekil 2: Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nde a) Yaşın Belirlenmesi b) Trofe Ölçüsünün Belirlenmesi Figure 2: Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777) in the a) Determination of age b) Identifying the Trophy Size Trofe Ölçüsü için Açıklamalar Sol Sağ 1.1 Boynuz kökünden boynuz ucuna kadar dıştan dışa yaş boğumları üzerinden ölçüm aleti bastırılmadan her iki boynuz uzunluğu

1.2 Her iki boynuzun çevresel olarak en kalın yeri 1.3 Boynuz uzunluğunun dörde bölünmüş yerlerindeki kalınlıklar

1.4 Boynuz uzunluğunun dörde bölünmüş yerlerindeki kalınlıklar

1.5 Boynuz uzunluğunun dörde bölünmüş yerlerindeki kalınlıklar

1.6 İçten içe iki boynuz arasındaki en geniş açıklık 1.7 Boynuz uçları arası açıklık

Çalışma alanlarında ergin bir yaban keçisi tekesinin boyu 130-180 cm, cidago yüksekliği 80-100 cm, kuyruk uzunluğu 15-20 cm ve ağırlığı 50-85 kg, dişinin ağırlığı ise 20-35 kg’dır. Boynuzlar, erkeklerde uzun olup 150 cm’ye kadar olabilmekte, dişilerde ise kısa olup 25-30 cm kadardır. Yaban keçisinin postu kısa, sık ve sert kıllı olup, yazın kızıl kahverengi, kahverengi-gri renkte, kış aylarında ve yaşlandıkça ise renkleri gri ve beyaza yaklaşmaktadır. Tekelerde omuz başından önayaklara, sırta ve enseye uzanan siyah renkte bir kuşak (kolan) bulunur. Dişilerde bu kuşak bulunmaz. Hem erkekte hem de dişide sakal mevcuttur. Kızışma devresi aralık-şubat arasıdır. Gebelik süresi 5 ay, doğumlar mayıs ayında başlamakta

Page 28: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

28

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10

Temmuz ayına kadar sürebilmekte ve genellikle ikiz doğurmakta seyrek olarak üçüz yavrulara da rastlanmaktadır (Gündoğdu ve Oğurlu, 2009).

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce yaban hayatı geliştirme sahaları ve diğer avlaklarda yapılan envanterlerde tespit edilen üreme yeteneği azalmış 8 yaş ve üzerindeki erkek bireylerin avlanmasına izin verilmektedir. Oğlaklar, dişiler ve 8 yaşından küçük erkeklerin avlanılmasına kesinlikle izin verilmemektedir. Yaş sayımı tespiti ve trofe ölçümünün nasıl belirleneceği Şekil 2’de verilmiştir.

Yaban keçisinin bölgedeki yırtıcıları; vaşak (Felis lynx), karakulak (Felis caracal), çakal (Canis aureus), tilki (Vulpes vulpes), Kaya Kartalı (Aquila chrysaetos), Şah kartal (Aquila heliaca), Büyük Orman Kartalı (Aquila clanca) bilinenlerdir. Hastalıkları ise; yaz ve sonbaharda “Çenel Hastalğ” (Enterotoksemi) ile tabak hastalığı (Şap) (Brucella melitensis) bilinenlerdir (Yıldızbakan ve Ark, 2010). Parazitleri olarak ise Ixodidae’ye mensup 6 kene türü, keçi akciğer kurdu (Muellerinus capillaris), Elmeria spp, protozoalar, nematodlar, sinekler( Simulium spp., Culex, Musca spp., Oestrus spp.), bitler(Bovicola spp., Linognathus spp.) ve akarlar( Psoreptes sp.,Chorioptes sp.), yaban keçilerinde olası iç ve dış parazitlerdir (Sarıbaşak ve Ark., 2011).

3.2. Metot

Envanterlerin esas amacı yaban hayatı populasyonun büyüklüğünü tahmin etmektir. Popülasyon tahminleri için başlıca iki tür sayım yapılabilir: 1) Tam sayım 2) Örnekleme (kısmi) sayımdır. Tam sayımda hedef popülasyonun tamamının kısa bir süre içinde (örneğin birkaç günde) sayılması esastır. Bu tip sayımlar birçok tür için özellikle bu çalışmanın kapsamındaki türler için çoğu zaman mümkün değildir.

Bu çalışmada kullanılan veriler, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) VII Bölge Müdürlüğünün döküm kayıtlarından faydalanılmıştır.

Sayımlar yaz ve kış olmak üzere yılda iki defa yapılmakta bu çalışmada kullanılan kış sayımlarının ise Kasım sonu ve Aralık ayının ilk iki haftasında yapılmıştır. Kış sayımları tüm gün yapılmıştır.

Page 29: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

29

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10

Temmuz ayına kadar sürebilmekte ve genellikle ikiz doğurmakta seyrek olarak üçüz yavrulara da rastlanmaktadır (Gündoğdu ve Oğurlu, 2009).

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce yaban hayatı geliştirme sahaları ve diğer avlaklarda yapılan envanterlerde tespit edilen üreme yeteneği azalmış 8 yaş ve üzerindeki erkek bireylerin avlanmasına izin verilmektedir. Oğlaklar, dişiler ve 8 yaşından küçük erkeklerin avlanılmasına kesinlikle izin verilmemektedir. Yaş sayımı tespiti ve trofe ölçümünün nasıl belirleneceği Şekil 2’de verilmiştir.

Yaban keçisinin bölgedeki yırtıcıları; vaşak (Felis lynx), karakulak (Felis caracal), çakal (Canis aureus), tilki (Vulpes vulpes), Kaya Kartalı (Aquila chrysaetos), Şah kartal (Aquila heliaca), Büyük Orman Kartalı (Aquila clanca) bilinenlerdir. Hastalıkları ise; yaz ve sonbaharda “Çenel Hastalğ” (Enterotoksemi) ile tabak hastalığı (Şap) (Brucella melitensis) bilinenlerdir (Yıldızbakan ve Ark, 2010). Parazitleri olarak ise Ixodidae’ye mensup 6 kene türü, keçi akciğer kurdu (Muellerinus capillaris), Elmeria spp, protozoalar, nematodlar, sinekler( Simulium spp., Culex, Musca spp., Oestrus spp.), bitler(Bovicola spp., Linognathus spp.) ve akarlar( Psoreptes sp.,Chorioptes sp.), yaban keçilerinde olası iç ve dış parazitlerdir (Sarıbaşak ve Ark., 2011).

3.2. Metot

Envanterlerin esas amacı yaban hayatı populasyonun büyüklüğünü tahmin etmektir. Popülasyon tahminleri için başlıca iki tür sayım yapılabilir: 1) Tam sayım 2) Örnekleme (kısmi) sayımdır. Tam sayımda hedef popülasyonun tamamının kısa bir süre içinde (örneğin birkaç günde) sayılması esastır. Bu tip sayımlar birçok tür için özellikle bu çalışmanın kapsamındaki türler için çoğu zaman mümkün değildir.

Bu çalışmada kullanılan veriler, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) VII Bölge Müdürlüğünün döküm kayıtlarından faydalanılmıştır.

Sayımlar yaz ve kış olmak üzere yılda iki defa yapılmakta bu çalışmada kullanılan kış sayımlarının ise Kasım sonu ve Aralık ayının ilk iki haftasında yapılmıştır. Kış sayımları tüm gün yapılmıştır.

11

4. Bulgular

Doğu Akdeniz Bölgesinde bulunan 11 tane YHGS biri dışında 1.nc. tür yaban keçisidir. Ayrıca, Belemedik- Ekecik-Çakmak Avlağı, Anamur-Su Gözü Devlet Avlağı, Azıtepe Devlet Avlağı ile Aladağlar Milli Parkında da yaban keçisi vardır (Çizelge,1).

Yaban keçisi, Türkiye’nin önemli av ve yaban hayvanlarından ve ekosistemin önemli bir parçası olması nedeni ile yaşam ortamı, civarındaki hayvan varlığı ve floraya ait her türlü bilgi ve özellikle yırtıcılar kaydedilmelidir. Bu bilgiler doğrultusunda yaban keçisinin bozuk habitatlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar planlanmalı ve her bir yaşam ortamında taşıma kapasitesi tespit edilerek populasyon fazlası av turizminde değerlendirilmelidir. Ayrıca yaban keçisinin bulunduğu, fakat 2014 yılına kadar envanter çalışması yapılmayan Azıtepe Devlet Avlağı ile Aladağlar Milli Parkının Niğde sınırlarında kalan alanda olduğu gibi yaban keçisinin bulunduğu fakat sayımın yapılmadığı Aladağlar milli parkının Kayseri sınırları içindeki alanda da sayımların bir an önce çalışma kapsamına alınıp yapılması gerekmektedir.

DKMPG Müdürlüğünce yapılan 2014 yılı sayımlarına göre Hancerderesi YHGS, Cehennemdere YHGS, Azıtepe Devlet Avlağı ile Anamur Su Gözü Devlet Avlağı’nda normal yoğunluğun altında olup kapasite yetersizliği nedeni ile özellikle av kotasını verirken dikkate alınması gerekir. Fakat Hisardağı-Gedikdağı YHGS, Demirkazık YHGS, Hopur Topaşır YHGS, Kadıncık Vadisi YHGS, Kesteldağı YHGS, Aladağlar YHGS ile Belemedik-Ekecik-Çakmak Avlağında kapasite fazlalığı bulunmaktadır. Diğer alanlarda ise mevcut kapasite yoğunluğuna yakın birey bulunmaktadır (Şekil, 3).

Page 30: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

30

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12

Şekil 3: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Kapasite

Durumu (2014-Yılı) Figure 3: Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777)’s Capacities in the Eastern Mediterranean Region

(2014-Year) Doğu Akdeniz Bölgesinde 2014 yılında yapılmış envanter sonuçlarına göre 10643 adet yaban keçisinin, %31’ni erkek, %49’nu dişi ve %20’sini yavru bireyler oluşturmaktadır (Şekil, 4).

Şekil 4: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Cinsiyet

Dağılımı (2014-Yılı) Figure 4: Gender Breakdown of Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777) in the Eastern

Mediterranean Region (2014-year)

Page 31: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

31

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12

Şekil 3: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Kapasite

Durumu (2014-Yılı) Figure 3: Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777)’s Capacities in the Eastern Mediterranean Region

(2014-Year) Doğu Akdeniz Bölgesinde 2014 yılında yapılmış envanter sonuçlarına göre 10643 adet yaban keçisinin, %31’ni erkek, %49’nu dişi ve %20’sini yavru bireyler oluşturmaktadır (Şekil, 4).

Şekil 4: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Cinsiyet

Dağılımı (2014-Yılı) Figure 4: Gender Breakdown of Wild Goat (Capra aegagrus Erxleben 1777) in the Eastern

Mediterranean Region (2014-year) 13

Literatürde yaban keçilerinin bir doğumda çoğunlukla 2, daha az oranda 1 ve nadiren de 3 yavru yaptığı belirlenmiştir. Yaban keçilerinde erkek bireyler çok sayıda dişiyle çiftleşebilmesine rağmen görünen yavru sayısının azlığı ve yavrusuz dişi oranındaki yükseklik dikkat edilmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bölgede üç sonucu ortaya çıkarır: 1) Envanter sayımında hata yapılmakta (özellikle dişilerde yavru ile yetişkin birey ayrımını tam olarak yapılamamakta), 2) Yaban Keçisi yırtıcılarının popülasyonundaki artış, 3) Kaçak avcılığın olduğunu ortaya çıkarır (Şekil,5).

Yaban keçisinin, Türkiye’nin önemli av ve yaban hayvanlarından ve ekosistemin önemli bir parçası olması açısından sürekliliğine ihtiyaç vardır. Bunun için, öncelikle yaban keçisinin popülasyon büyüklüğü yurt çapında yapılacak sistemli ve düzenli envanterlerle ortaya konulmalıdır. Envanter çalışmalarında, alanında uzman ve tecrübeli kişiler çalıştırılmalıdır. Envanter çalışmaları esnasında yaşam ortamı, civarındaki fauna ve floraya ait her türlü bilgi ve özellikle yırtıcıları kaydedilmelidir. Bu bilgiler doğrultusunda yaban keçisinin bozuk habitatlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar planlanmalı ve her bir yaşam ortamında taşıma kapasitesi tespit edilerek popülasyon fazlası av turizminde değerlendirilmelidir. Bir av sezonunda hangi hayvan türünden hangi yaş ve cinsiyetten kaç adet hayvanın, ne zaman, ne kadar bir süre içerisinde ve hangi usullerle ve kaç adet avlanılabileceğinin tespit edilerek, yıllık artım oranında fazlalıkların avlanılmasının sağlanması gerekmektedir. Burada önemli olan nokta fazlalıkların avlatılmasıdır. Yani avlanma olayının gerçekleşebilmesi için bir fazlalık olması gerekmektedir. Bir YHGS’nda taşıma kapasitesinin aşılması, yaban hayatında davranış bozukluğu, stres yer değiştirme gibi olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır (Şekil, 6). Yaban keçisinin var olduğu bilinen fakat bugüne kadar envanter çalışması yapılmayan alanlar da çalışma kapsamına alınmalıdır. Doğu Akdeniz Bölgesinde bugüne kadar envanter çalışması yapılmayan alanlardan Azıtepe Devlet Avlağı ile Aladağlar Milli Parkının Niğde sınırlarında kalan alanda ilk kez 2014 yılında yaban keçisi sayımı yapılmış olup bu milli parkın Kayseri sınırlarındaki sayımlarında bir an önce çalışma kapsamına alınıp yapılması gerekmektedir.

Page 32: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

32

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14

Şekil 5: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin YHGS ve Avlaklara Göre 2010-2014 Yılları Arasında Erkek-Dişi-

Yavru Sayılarındaki Değişim Figure 5: Changes in male-female-litter of wild goat (Capra aegagrus Erxleben

1777) by YHGS and Hunting grounds) in the Eastern Mediterranean Region

Page 33: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

33

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14

Şekil 5: Doğu Akdeniz Bölgesinde Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin YHGS ve Avlaklara Göre 2010-2014 Yılları Arasında Erkek-Dişi-

Yavru Sayılarındaki Değişim Figure 5: Changes in male-female-litter of wild goat (Capra aegagrus Erxleben

1777) by YHGS and Hunting grounds) in the Eastern Mediterranean Region

15

Şekil 6: Taşıma Kapasitesi ve İlişkili Olduğu Parametreler (Sarıbaşak ve Ark., 2011) Figure 6: Carrying Capacity and Associated with Parameters

Turizmin gelişmesi için, bir ülkede doğal, kültürel ve tarihi kaynakların varlığı sağlıklı bir turizm gelişimi için gerekli ancak bu kaynakların varlığı tek başına yeterli değildir. Bu kaynaklar işlenerek turistik çekim ögelerine dönüştürüldüğü ve turiste sunulduğu oranda turizmde başarı sağlanır. Dünyada son yıllarda özellikle turizme yönelik taleplerde farklılıklar gözlenmektedir. Turizm çeşitlerinin artması bunun en güzel örneğidir. Bu turizm çeşitleri incelendiğinde, yeni ortaya çıkan turizm çeşitlerinin daha çok doğa tabanlı kullanımlarla şekillendikleri görülmektedir. Turizm kullanımlarında meydana gelen bu değişimin en önemli nedeni turizm endüstrisinin ülkelerin ekonomileri üzerindeki büyük etkisidir. Özellikle küresel turizm pazarından daha fazla pay alabilmek için turizmin kullanımları çeşitlendirilmekte, kullanıcılar değişik alternatifler ile cezbedilmeye çalışılmaktadır. Turizm tercihlerindeki bu değişim birçok sorununu da beraberinde getirmektedir. Doğa tabanlı turizm kullanımlarında karşılaşılan en önemli sorun sürdürülebilirlik olarak gösterilmektedir. Özellikle özel bir statüye sahip korunan alanlarda gerçekleştirilen turizm aktiviteleri alanları tahrip edebilmekte, hatta alanın yok olmasına neden olabilmektedir.

Page 34: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

34

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

16

5. Sonuç ve Öneriler

Doğal alanlarda yaban hayatının yönetilebilmesi için öncelikle var olan yaban hayatı değerlerinin (bitki ve hayvan türü çeşitliliği, av hayvanlarının miktarı, ormanın kapalılığı ve yaş durumu, toprak türü, su kaynakları gibi) tamamının tespit edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de YHGS’lerin en önemli problemlerinin başında arazi kullanım hakkı gelmektedir. Hâlihazır durumda YHGS’lerin bulunduğu alanlardaki ormanlar OGM (Orman Genel Müdürlüğü), Su kaynakları DSİ (Devlet Su İşleri) ve Maden alanları ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yaban hayatı değerleri DKMPGM tarafından yönetilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca korunan alanların Turizm Teşvik Kanunu, Maden Kanunu gibi sektöre öncelikli kanunlar ile ilgili kanunların birbirine ters düşecek maddeler içermeleri, var olan korunan alan yasaların yeterince uygulanamaması ve mevcut korunan alan yasalarının bazılarının hâlihazırda uluslararası sözleşmeler ve AB direktifleri ile uyumlaştırılmamış olması ve bir korunan alan ilan etmek için tespiti ile ilan ve tescilinin farklı Bakanlıklarca yapılması sonucunda yönetimsel anlamda çatışmalar kaçınılmaz olmaktadır.

DKMPG Müdürlüğünce yapılan 2014 yılı sayımlarına göre Hancerderesi YHGS, Cehennemdere YHGS, Azıtepe Devlet Avlağı ile Anamur Su Gözü Devlet Avlağı’nda normal yoğunluğun altında olup kapasite yetersizliği nedeni ile özellikle av kotasını verirken dikkate alınmasını gerekir. Fakat Mersin-Hisardağı - Gedikdağı YHGS, Demirkazık YHGS, Hopur Topaşır YHGS, Kadıncık Vadisi YHGS, Kesteldağı YHGS, Aladağlar YHGS ile Belemedik-Ekecik-Çakmak Avlağında kapasite fazlalığı bulunmaktadır.

Doğu Akdeniz Bölgesinde 2014 yılında yapılmış envanter sonuçlarına göre 10643 adet yaban keçisinin, %31’ni erkek, %49’nu dişi ve %20’sini yavru bireyler oluşturmuştur(Şekil, 4). Literatürde yaban keçilerinin bir doğumda çoğunlukla 2, daha az oranında 1 ve nadiren de 3 yavru yaptığı belirlenmiştir. Yaban keçilerinde erkek bireyler çok sayıda dişiyle çiftleşebilmesine rağmen görünen yavru sayısının azlığı ve yavrusuz dişi oranındaki yükseklik dikkat edilmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bölgede üç sonucu ortaya çıkarır: 1) Envanter sayımında hata yapılmakta (özellikle dişilerde yavru ile yetişkin birey ayrımını tam olarak yapılamamakta), 2) Yaban Keçisi yırtıcılarının popülasyonundaki artış, 3) Kaçak avcılığın olduğunu ortaya çıkarır.

Yaban keçisi Türkiye’nin önemli av ve yaban hayvanlarından ve ekosistemin önemli bir parçası olması açısından sürekliliğine ihtiyaç vardır. Bunun için, öncelikle populasyon büyüklüklerinin tespiti için yurt çapında yapılacak sistemli ve düzenli envanter çalışmalarında, alanında uzman ve tecrübeli kişiler çalıştırılmalıdır.

Page 35: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

35

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

16

5. Sonuç ve Öneriler

Doğal alanlarda yaban hayatının yönetilebilmesi için öncelikle var olan yaban hayatı değerlerinin (bitki ve hayvan türü çeşitliliği, av hayvanlarının miktarı, ormanın kapalılığı ve yaş durumu, toprak türü, su kaynakları gibi) tamamının tespit edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de YHGS’lerin en önemli problemlerinin başında arazi kullanım hakkı gelmektedir. Hâlihazır durumda YHGS’lerin bulunduğu alanlardaki ormanlar OGM (Orman Genel Müdürlüğü), Su kaynakları DSİ (Devlet Su İşleri) ve Maden alanları ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yaban hayatı değerleri DKMPGM tarafından yönetilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca korunan alanların Turizm Teşvik Kanunu, Maden Kanunu gibi sektöre öncelikli kanunlar ile ilgili kanunların birbirine ters düşecek maddeler içermeleri, var olan korunan alan yasaların yeterince uygulanamaması ve mevcut korunan alan yasalarının bazılarının hâlihazırda uluslararası sözleşmeler ve AB direktifleri ile uyumlaştırılmamış olması ve bir korunan alan ilan etmek için tespiti ile ilan ve tescilinin farklı Bakanlıklarca yapılması sonucunda yönetimsel anlamda çatışmalar kaçınılmaz olmaktadır.

DKMPG Müdürlüğünce yapılan 2014 yılı sayımlarına göre Hancerderesi YHGS, Cehennemdere YHGS, Azıtepe Devlet Avlağı ile Anamur Su Gözü Devlet Avlağı’nda normal yoğunluğun altında olup kapasite yetersizliği nedeni ile özellikle av kotasını verirken dikkate alınmasını gerekir. Fakat Mersin-Hisardağı - Gedikdağı YHGS, Demirkazık YHGS, Hopur Topaşır YHGS, Kadıncık Vadisi YHGS, Kesteldağı YHGS, Aladağlar YHGS ile Belemedik-Ekecik-Çakmak Avlağında kapasite fazlalığı bulunmaktadır.

Doğu Akdeniz Bölgesinde 2014 yılında yapılmış envanter sonuçlarına göre 10643 adet yaban keçisinin, %31’ni erkek, %49’nu dişi ve %20’sini yavru bireyler oluşturmuştur(Şekil, 4). Literatürde yaban keçilerinin bir doğumda çoğunlukla 2, daha az oranında 1 ve nadiren de 3 yavru yaptığı belirlenmiştir. Yaban keçilerinde erkek bireyler çok sayıda dişiyle çiftleşebilmesine rağmen görünen yavru sayısının azlığı ve yavrusuz dişi oranındaki yükseklik dikkat edilmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bölgede üç sonucu ortaya çıkarır: 1) Envanter sayımında hata yapılmakta (özellikle dişilerde yavru ile yetişkin birey ayrımını tam olarak yapılamamakta), 2) Yaban Keçisi yırtıcılarının popülasyonundaki artış, 3) Kaçak avcılığın olduğunu ortaya çıkarır.

Yaban keçisi Türkiye’nin önemli av ve yaban hayvanlarından ve ekosistemin önemli bir parçası olması açısından sürekliliğine ihtiyaç vardır. Bunun için, öncelikle populasyon büyüklüklerinin tespiti için yurt çapında yapılacak sistemli ve düzenli envanter çalışmalarında, alanında uzman ve tecrübeli kişiler çalıştırılmalıdır.

17

Yaban hayatı açısından su kaynaklarının devamlılığının sağlanması çok önemlidir. Su kaynakları açısından sahanın oldukça iyi bir potansiyele sahip olduğu söylenemez. Bu açıdan özellikle şiddetli yaz kuraklıklarında su problemi yaşanma ihtimali yüksek olduğu

Bölgede yaban hayatının karşılaştığı sorunlar: Yaşam alanlarının tahrip edilmesi, tarımda kullanılan zehirli ilaçlar, habitatlar arasındaki koridorların yapılan tesislerle kapatılması (otoban, baraj vb.), aşırı ve yasadışı avcılık, bazı korunan alanların bulunduğu yörelerde mülkiyet sorunu ve diğer arazi kullanım taleplerine ne ölçüde yer verileceğinin tayin edilemeyişidir. Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında habitatların sadece fiziksel sürekliliği değil, biyolojik döngülerdeki süreklilik dikkate alınmalıdır. Türlerin dünya çapındaki azalışının birincil nedeni olarak habitat parçalanmaları gösterilmektedir. Habitat parçalanması, büyük habitat adalarının daha küçük parçalara ayrılması ve aralarındaki yalıtımın artması sürecidir. Bu kapsamda özellikle korunan alanların yakın çevrelerinden veya içerisinden geçen yollar, çitler, duvarlar ve benzeri diğer engeller ve özellikle son yıllarda sayıları artan enerji hatları, barajlar, madenler olarak değerlendirilebilir. Doğu Akdeniz Bölgesinde YHGS yakın çevresinde Mersin-Adana-Ankara otobanı ile Osmaniye-Gaziantep otobanı ve Mut-Karaman yolları yapay koridorlar oluşturup dolaşımda kontrolsüzlükler yaratabilmektedir. Aynı zamanda mevcut ekolojik geçitlerin sayısı da artırılmalıdır.

Bir av sezonunda hangi hayvan türünden hangi yaştan ve hangi cinsiyetten kaç adet hayvanın, ne zaman, ne kadar bir süre içerisinde ve hangi usullerle ve kaç adet avlanılabileceğinin tespit edilerek, yıllık artım oranında fazlalıkların avlanılmasının sağlanması gerekmektedir. Burada önemli olan nokta fazlalıkların avlatılmasıdır. Yani avlanma olayının gerçekleşebilmesi için bir fazlalık olması gerekmektedir.

Yaban keçilerinin bölge ormancılığı açısından faydası, özellikle maki alanlarında bir tarafta dipte biriken otları temizlerken diğer taraftan ağaçları üst dallarını 1,5-2 metreye kadar tırmanarak doğal olarak ağaçları budayarak yangından korur. Keçilerin orman içinde yarattıkları seyreltme olayı ve açtıkları patika yollardan dolayı hem yangın çıkması ve yayılması engellenmiş olmakta hem de yangın çıkması olasılığında iç alanlara ulaşılmasında yarar sağlayan etkisi bulunmaktadır.

Page 36: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

36

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

18

Kaynaklar

DKMPG, 2014: http://www.haberler.com/eroglu-ormanlik-alani-miktari-ve-korunan-alan-5617309-haberi/Erişim tarihi 28.07.2015

Gündoğdu, E., 2006: Isparta Yöresinde Yaban Keçisi Capra aegagrus Erxl. 1777’nin Populasyon Ekolojisi, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Isparta.

Gündoğdu, E., Oğurlu, İ., 2009: The Distribution of Wild Goat Capra aegagrus Erxleben 1877 and Population Characteristics in Isparta, TURKEY, Journal of Animal and Veterinary Advances, 8 (11): 2318-2324. ISSN: 1680-5593.

IUCN, 2011: http://www.iucnredlist.org/apps/redlist/Capra aegagrus Ulaşım tarihi 04.07.2012.

Luikart, G., Pidancier, N., Martin, J, F., Taberlet, P., 2000. Molecular Genetics, Systematics and Conservation of Capra Taxa. Workshop on Caprinae Taxonomy, 8-10 May, METU, Turkey.

Sarıbaşak, H., Başaran, M.A., Başaran, S., Kaçar, M.S., Şahin, T., 2011: Antalya Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777) Popülasyonu ve Habitatının Değerlendirilmesi. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yayın No: 57, Antalya.

UBSEP, 2007: Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı. Ankara.

Weinberg, P, L., 2002. Capra cylindricornis, Mammalian Species, No.695, 1-9.

WWF, IUCN, 2004: Forest for Life, The WWW/IUCN Forest Policy Book.

Yıldızbakan, A., Gündoğdu, E., Fakir, H., Akgün, C., Ulusoy., 2010: Cehennemdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Yayılışı ve Habitat Kullanımı. Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Teknik Bülten No:37, Tarsus.

Page 37: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

37

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMANLARIMIZDA YAŞAYAN BÜYÜK MEMELİ YABAN HAYVANLARININ

ENVANTERİ ve ÜLKEMİZİN AV TURİZMİ POTANSİYELİ

Mustafa KANTARLI

Orman Yüksek Mühendisi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

Özet

Uluslararası düzeyde av turizmi potansiyeli olan kızıl geyik, yaban keçisi, karaca, yaban koyunu, ceylan, alageyik gibi büyük memeli av ve yaban hayvanlarının av turizmi kapsamında avlanmasına envanter verilerine istinaden hazırlanan avlanma planlarıyla belirlenen yıllık avlanma kotaları çerçevesinde izin verilmektedir. Av turizminden elde edilen gelirin önemli bir bölümü kırsal kalkınmaya katkı amacıyla yaban hayatı kaynaklarının korunması karşılığında orman köylerimize verilmektedir. Ormanlarımız büyük memeli av ve yaban hayvanlarımız için en güvenli ve verimli yaşam ortamları olup bu hayvanların büyük bir kısmı orman arazilerinde yaşamakta-dır. Diğer ülkelerdeki büyük memeli hayvanların popülasyon büyüklükleri, yoğun-lukları ve habitatların taşıma kapasiteleri göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmalar, ülkemizdeki büyük memeli hayvan sayılarının olması gerekenin çok altında olduğu-nu göstermektedir. Bu bildiride, ülkemizde 2000 yılından beri yapılmakta olan en-vanter çalışmalarına istinaden av turizmine konu olan büyük memeli av ve yaban hayvanı popülasyonlarının durumları değerlendirilmiş ve bu popülasyonların gelişti-rilerek optimum yoğunluk seviyelerine çıkartılması durumunda ülkemizin sahip ola-cağı av turizmi potansiyeli tahmin edilerek tartışılmıştır.

Abstract

Big game species such as red deer, wild goat, roe deer, mouflon, gazelle, and fallow deer which have international potential for trophy hunting are permitted to be hunted within the scope of hunting tourism with quotas determined by game management plans based on inventory data. An important part of the revenue generated from hunt-

18

Kaynaklar

DKMPG, 2014: http://www.haberler.com/eroglu-ormanlik-alani-miktari-ve-korunan-alan-5617309-haberi/Erişim tarihi 28.07.2015

Gündoğdu, E., 2006: Isparta Yöresinde Yaban Keçisi Capra aegagrus Erxl. 1777’nin Populasyon Ekolojisi, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Isparta.

Gündoğdu, E., Oğurlu, İ., 2009: The Distribution of Wild Goat Capra aegagrus Erxleben 1877 and Population Characteristics in Isparta, TURKEY, Journal of Animal and Veterinary Advances, 8 (11): 2318-2324. ISSN: 1680-5593.

IUCN, 2011: http://www.iucnredlist.org/apps/redlist/Capra aegagrus Ulaşım tarihi 04.07.2012.

Luikart, G., Pidancier, N., Martin, J, F., Taberlet, P., 2000. Molecular Genetics, Systematics and Conservation of Capra Taxa. Workshop on Caprinae Taxonomy, 8-10 May, METU, Turkey.

Sarıbaşak, H., Başaran, M.A., Başaran, S., Kaçar, M.S., Şahin, T., 2011: Antalya Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777) Popülasyonu ve Habitatının Değerlendirilmesi. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yayın No: 57, Antalya.

UBSEP, 2007: Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı. Ankara.

Weinberg, P, L., 2002. Capra cylindricornis, Mammalian Species, No.695, 1-9.

WWF, IUCN, 2004: Forest for Life, The WWW/IUCN Forest Policy Book.

Yıldızbakan, A., Gündoğdu, E., Fakir, H., Akgün, C., Ulusoy., 2010: Cehennemdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777)’nin Yayılışı ve Habitat Kullanımı. Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Teknik Bülten No:37, Tarsus.

Page 38: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

38

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ing tourism is given to the forest villages for the purpose of contribution to the rural development. Our forests are safe and productive habitats for big game species and most of these animals live in forest land. Comparisons with other countries concern-ing population sizes and densities as well as habitat carrying capacities of big game species show that the number of big game species are less than it should be in our country. In this article, the populations of big game species subject to hunting tour-ism have been evaluated based on inventory data and the hunting potential of our country has been discussed in the case where these populations are improved and elevated to the levels of optimal densities.

1- Giriş

Av ve yaban hayatı yönetiminde doğru kararlar alabilmek için yaban hayvanı popü-lasyonlarının birey sayısı, bunların yaş ve cinsiyet durumları, doğan yavruların ya-şama oranları gibi popülasyon strüktürü ve dinamiğine ilişkin temel bilgilere gerek duyulmaktadır. Bu bilgilerin elde edilmesi etüt-envanter çalışmaları ile gerçekleşti-rilmektedir. Envanter genel anlamda mevcudun belirlenmesi olup, yönetimin plan-lanmasında ve ona işlevsellik kazandırmada temel ve belirleyici bir unsurdur. Envan-teri eksik veya yapılmamış bir planlamanın başarıya ulaşması mümkün değildir. Gü-nümüzde sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi kavramının ön plana çıkmasıyla etüt-envanter çalışmalarının önemi daha belirgin bir şekilde hissedilmiştir.

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu (KAK) av ve yaban hayvanlarının ülke genelinde etüt ve envanterinin yapılması yetkisini Orman ve Su İşleri Bakanlığına (OSİB) ver-miştir. Bu yetki OSİB adına Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) tarafından kullanılmaktadır. Kırsal kalkınmaya katkı amacıyla envanter çalışmalarında öncelik kızıl geyik, karaca, alageyik, yaban keçisi, yaban koyunu, ceylan ve yaban domuzu gibi av turizmi potansiyeli olan büyük memeli yaban hay-vanlarına verilmiştir. Ülkemizdeki büyük memeli yaban hayvanlarının envanter ça-lışmaları 2000 yılında başlatılmış ve günümüzde de büyük bir titizlikle sürdürülmek-tedir. Envanter çalışmalarında kırsal kalkınmaya katkı amacıyla belirli bir ücret kar-şılığında tecrübeli avcı ve köylüler de yerel rehberler olarak istihdam edilmektedir.

Bu bildiride, ülkemizde 2000 yılından beri yapılmakta olan envanter çalışmalarına istinaden av turizmine konu olan büyük memeli yaban hayvanı popülasyonlarının durumları değerlendirilmiş, bu popülasyonların geliştirilerek optimum yoğunluk seviyelerine çıkartılması durumunda ülkemizin sahip olacağı av turizmi potansiyeli tartışılmıştır.

Page 39: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

39

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2- Av turizmi ve kırsal kalkınma

Avcılığın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih öncesi dönemde beslenme kayna-ğı, orta çağda aristokratik bir haz ve soylu bir uğraş olarak değerlendirilen avcılık, eski Türklerde bir savaş sanatı olarak görülmektedir. Avcılık insanoğlunun yapısında gizemli bir şekilde sürekli ve derin bir özlem olarak varlığını günümüzde de sürdür-mektedir. Tanzimat’ın ilanından Cumhuriyet dönemine kadar yetersiz önlemlerle uzun yıllar başıboş sayılabilecek bir durumda bırakılmış olan avcılık ilk kez 1937 yılında çıkarılan 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile bir disiplin altına sokulmaya çalışılmıştır. Yayınlandığı tarihte bir reform niteliğinde sayılabilecek bu kanun za-manla değişen şartlar karşısında güncelliğini kaybetmiş ve günümüz ihtiyaçları karşı-sında yetersiz kalmıştır. Ülkemizin av ve yaban hayatı kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetimi için Dünyada ve ülkemizde değişen koşulla-ra cevap verebilecek yasal zemini sağlamak üzere uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği Mevzuatı da göz önüne alınarak KAK hazırlanmış, 11 Temmuz 2003 tarihin-de yürürlüğe girmiştir (Iğırcık, 2001; Kantarlı, 2013b).

Ülkemizde yaklaşık 8.8 milyon orman köylüsü bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar bu köylerin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmişlik düzeyinin ülke ortalaması-nın altında olduğunu göstermektedir. Orman köylerinde mevcut olan bu ekonomik ve sosyal yetersizliklere yeni kaynak ve üretim imkânlarıyla çözüm aranması gerekmek-tedir. Bu amaçla orman köylülerinin sosyo-ekonomik yapılarıyla uyumlu ve uygula-nabilir alternatif kırsal kalkınma stratejilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Av turizmi, av ve yaban hayatı kaynaklarının denetim altında yerli ve yabancı avcıla-rın kullanımına sunulmasını, bu kaynakların rekreasyonel ve turistik yönlerden de-ğerlendirilerek ülke turizmine ve ulusal ekonomiye katkıda bulunulmasını amaçlayan bir etkinliktir. Bu etkinlik tarıma elverişli olmayan alanların en iyi kullanımı olarak gösterilmektedir. Av turizmi faaliyetleri genellikle yaban hayvanlarının boynuz, diş, post ve benzeri hatıra değeri taşıyan ve trofe tabir edilen kısımlarına sahip olmak, değişik kültürleri tanıma ve değişik yerleri görme imkânını elde etmek maksadıyla yapılmaktadır. Bugün birçok ülkenin varlıklı avcıları, değişik yaban hayvanı türleri ile karşılaşmak ve serüven yaşamak amacıyla kendi ülkeleri dışında avlanmayı tercih etmektedirler. Yine birçok ülke, yabancıların taleplerini karşılamak ve döviz geliri elde etmek amacıyla avlaklarını yerli ve yabancı avcılara açmaktadır. Günümüzde Avusturya, Çekoslovakya, Romanya, Macaristan, Bulgaristan, Sovyetler Birliği, İspanya ve birçok Afrika ülkesi av turizmi aracılığıyla küçümsenmeyecek ölçülerde döviz elde etmektedirler.

Page 40: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

40

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1977 yılında yabancı avcıların ülkemizde seyahat acentesi aracılığıyla yaban domuzu avlayabilmeleri ile ilgili düzenlemelerle başlayan av turizmi süreci, 1981 yılında yaban domuzu dışındaki av hayvanlarının avına da izin verilmesiyle devam etmiş ve 1981 yılından itibaren de yerli turist avcıların da av turizmi kapsamında avlanabilme-si sağlanmıştır. 1994-1995 av döneminde elde edilen gelirlerden köy tüzel kişilikleri-ne katılım payı verilmesine başlanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığından (A) grubu seyahat acentesi işletme belgesi alan acenteler DKMP’den “Av Turizmi İzin Belgesi” alarak av organizasyonları, av ve yaban hayvanları gözlem turları ile fotoğraf ve film çekimleri yapabilmektedir. Yabancı bir avcı kişisel olarak veya acente kanalıyla 10 gün süreyle ülkemizde avlanabilmektedir.

Ulusal ve uluslararası av turizmi faaliyetlerinin geliştirilmesi ve devamlılığının temi-ni için uyulması gereken usul ve esaslar KAK’ın 15. maddesine istinaden hazırlanan “Yerli ve Yabancı Avcıların Av Turizmi Kapsamında Avlanmalarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiştir. Bu yönetmelik 08.01.2005 tarih ve 25694 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Av turizmi kapsa-mında avlanan avcıların avlayabilecekleri av hayvanlarının tür, cinsiyet ve miktarları ile alınacak ücretler yönetmelik hükümleri çerçevesinde DKMP’ce belirlenmektedir. Büyük memeli yaban hayvanları OSİB’ce koruma altına alınan yaban hayvanların-dandır. Koruma altına alınan türlerin avlanması yasaktır. Ancak, bu türlerimizin av turizmi kapsamında avlanmasına kırsal kalkınmaya katkı amacıyla avlanma planları çerçevesinde DKMP’ce izin verilmektedir.

Ormanlarımızda doğal olarak bulunan büyük memeli hayvanlarımızın av turizmi kapsamında değerlendirilmesiyle gerek ülke gerekse köy ve belde ekonomilerine önemli bir gelir kaynağı yaratılmaktadır. Av turizmi faaliyetlerinden elde edilen geli-rin önemli bir bölümü yaban hayatı kaynaklarının korunması karşılığında köy tüzel kişiliklerine verilmektedir. Yörede yaşayanlar aynı zamanda, av turizmi kapsamında yapılan av organizasyonlarında yemleme, çantacılık ve rehberlik hizmetlerinde istih-dam edilmektedir. Yaban hayatı kaynaklarının av turizmi kapsamında en iyi şekilde değerlendirdiğini gören köylüler yaban hayatı kaynaklarına sahip çıkmakta ve av hayvanı popülasyonlarının korunması ve geliştirilmesi yönünde taşra birimlerimizle işbirliği yapmaktadır.

3- Av turizmi kotalarının belirlenmesi

Yaban hayatının korunması, planlanması ve yönetimi popülasyonlar bazında yapıl-maktadır. Belirli bir alanı paylaşan ve aralarında üremenin gerçekleşebildiği bireyle-

Page 41: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

41

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

rin oluşturduğu topluluk popülasyon olarak adlandırılmaktadır. Popülasyonu mey-dana getiren fertlerin sayısı popülasyon büyüklüğü olarak tanımlanır. Popülasyon yoğunluğu birim alana düşen fert sayısı olarak ifade edilmektedir. Herhangi bir ya-ban hayvanı popülasyonu iki temel gücün etkisi ile şekillenir. Bunlardan birincisi üreme potansiyeli diğeri ise çevre direncidir (Oğurlu, 2001). Üreme potansiyeli türün biyolojisine özgü ve nispeten sabit bir değer olmakla beraber besin, su, üreme ve saklanma yerleri gibi habitat unsurlarının sınırlı olduğu izole olmuş popülasyonlarda birey sayısı taşıma kapasitesine yaklaştığında üreme potansiyelinde azalma gözlenir. Minimum üreme yoğunluğunun üzerinde ve gelişmekte olan bir popülasyonda birey-ler serbestçe beslenir, büyür, erginleşir ve çoğalırlar. Buna karşılık yoğunluğu artarak taşıma kapasitesine ulaşan bir popülasyon çevre direnci nedeniyle gerileme sürecine girer. Olumsuz hava koşulları, kaçak avcılık, besin için rekabet, hastalıklar ve yırtıcı-ların etkisi çevre direncini oluşturmaktadır.

Av kaynaklarından ekolojik prensipler çerçevesinde sürdürülebilir bir şekilde fayda-lanma popülasyonların büyüklük, yoğunluk ve strüktür gibi karakteristikleri ile do-ğum, ölüm gibi dinamiklerine ilişkin bilgilere istinaden hazırlanan avlanma planla-rıyla belirlenen yıllık avlanma kotalarıyla mümkün olmaktadır (Kantarlı, 2006; Kan-tarlı 2007a; ). Av turizmi faaliyetleri için hazırlanan avlanma planları yaban hayatı yönetim birimlerinin özellikleri göz önüne alınarak yapılmaktadır. Yaban hayatı ge-liştirme sahaları gibi korunan alanlar için hazırlanan özel avlanma planlarında temel amaç, hedef tür ve hedef türün yırtıcıları da dahil olmak üzere sahanın tüm yaban hayatı değerlerinin korunmasıdır. Bu nedenle, bu sahalar için hazırlanan özel avlan-ma planları, daha sağlıklı popülasyonlar oluşturmak amacıyla söz konusu popülas-yondaki zayıf, hasta, genetik deformasyonlara sahip ve üreme yeteneği düşük yaşlı bireyler ile evcil hayvanlarla çiftleşmeler sonucu oluşan melezlerin popülasyondan çıkarılmasını hedeflemektedir. Avlaklar için hazırlanan avlanma planlarında avlattı-rılması planlanan hedef tür popülasyonlarının avlak sahası ve çevresindeki biyolojik çeşitliliğe, ormana ve tarım alanlarına zarar vermeyecek bir yoğunlukta tutularak avlaklarımızdan maksimum av verimi elde edilmesi stratejisi benimsenmiştir (Kan-tarlı, 2013b). Bu nedenle, yırtıcı türlerin popülasyonlarının arttığı avlaklarda gerekir-se yırtıcı türlerin miktarında azaltmaya gidilerek av turizminde bu türler de değerlen-dirilmektedir.

4- Büyük memeli av hayvanlarının sayım teknikleri

Yaban hayvanları için envanter yöntemi seçimine türlerin biyolojisi ve ekolojisi, yaşam alanı özellikleri, sahanın vejetasyonu, arazi yapısı, mevcut ekipman gibi bilgi-

Page 42: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

42

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ler göz önünde bulundurularak karar verilmektedir. Literatürde (Oğurlu, 2003) büyük memeli av hayvanlarının sayımlarında kullanılan teknikler özet olarak Tablo 1’de gösterilmektedir. Tablo 1’in incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bu teknikler hayvanın doğrudan gözlenmesi veya dolaylı olarak dışkı, iz, vs. gibi hayvanın bırak-mış olduğu işaretler vasıtasıyla belirlenmesi, sahadaki hayvanların tamamının (total sayımlar) veya sadece bir kısmının (örnekleme metotları) gözlenmesi, tekniğin uygu-lanmasının yerden veya havadan yapılması ve tekniğin uygulanmasında kullanılan ekipmanlar göz önünde bulundurularak isimlendirilir. Örneğin, belirli bir sahada yaşayan yaban keçilerinin geçiş yollarının tespit edilerek, bu yollar üzerindeki belirli noktalara yerleştirilen gözlemciler ile popülasyondaki fertlerin tamamının doğrudan gözlenerek sayılması “Yerden Doğrudan Gözlem Metodu ile Total Sayım Tekniği” şeklinde adlandırılır.

Doğrudan sayım teknikleri popülasyonun tamamına ait bireyleri veya örnekleme yapılıyorsa bir kısmına ait fertleri doğrudan gözleyerek yapılan sayımlardır. Doğru-dan sayım tekniklerinde hareket noktası uzaktan da olsa hayvanın kendisinin görül-mesidir. Uçak, helikopter gibi vasıtalar ve termal fotoğraf gibi tekniklerin kullanıla-rak popülasyondaki bireylerin uzaktan görülmesi veya tespit edilmesi de doğrudan sayım tekniklerine girer. Total sayımlar belirli bir alanda yaşayan bir popülasyonun tamamını bir seferde sayabilme amacına yöneliktir. Yani tek bir sayım operasyonu ile popülasyon büyüklüğü tespit edilmeye çalışılır. Sayım ekibi araziyi yürüyerek veya belirli bir noktada bekleyerek gözleyeceği gibi (yerden sayım), uçak veya heli-kopterle havadan da tarayabilir (havadan sayım). Açık alanda yaşayan büyük memeli hayvanlar havadan başarılı bir şekilde sayılabilmekte, ancak ormanlarla kaplı saha-larda bu konuda başarı sağlanamamaktadır. Ayrıca, büyük memeli türlerin envante-rinde havadan alınan ve vücut ısıları vasıtasıyla hayvanların yerini ve sayısını tespit eden kızılötesi filimler kullanılmakta ve sağlıklı sonuçlar alınabilmektedir. Uzaktan algılamada en büyük sıkıntı kızılötesi ışınların ormanın tepe çatısı altına nüfuz ede-memesidir. Daha fazla emek ve zamana ihtiyaç duyulması nedeniyle, birçok durum-da total sayım gibi sahanın tamamını kapsayacak bir sayım tekniğinin uygulanması mümkün olmamakta veya çeşitli sebeplerle tercih edilmemektedir. Bu gibi durumlar-da sayım işinin pratik ve kolayca yapılabilmesi, mümkün olan en az sayıda eleman tarafından en kısa sürede tamamlanması için örnekleme metotları kullanılmaktadır. Örnekleme metotlarında sahadan belirli büyüklüklerde seçilmiş örnek alanlarda sa-yım yapılarak elde edilen veriler sahanın tamamına enterpole edilmektedir.

Büyük memeli yaban hayvanı türlerinin doğrudan sayım teknikleri ile envanterlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için bu hayvanların dolaşma, geceleme, beslenme, su içme yerleri vb. günlük aktivitelerinin zaman ve mekânları tespit edilmiş olmalı veya doğru bir şekilde tahmin edilebilmelidir. Bu bilgiler ışığında gözlem noktaları

Page 43: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

43

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ve gözlem zamanı isabetle seçilebilmekte ve envanter çalışmalarından sağlıklı sonuç-lar alınabilmektedir. Bütün bu şartlar sağlandıktan sonra dahi doğrudan gözlem ça-lışmasından sağlıklı sonuçlar almak için profesyonel tecrübe ve sabır isteyen uzun süreli bekleme ve izlemeler yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, büyük memeli yaban hayvanı türlerinin envanteri için dolaylı gözlem teknikleri geliştirilmiştir. Do-laylı gözlem tekniklerinde ayak izi, dışkı, ağaç kabuklarının soyulması, yiyecek ar-tıkları, eşinme yeri ve ses gibi belirtilerin örnekleme teknikleri kullanılarak incelen-mesi suretiyle doğrudan sayım tekniklerine kıyasla daha az emek ve zaman harcaya-rak envanter verileri elde etmek mümkündür. Ancak iz, dışkı vb. belirtilerin sıklığı ile popülasyonun gerçek büyüklüğü arasındaki oran ve ilişkiyi iyi bilmek gereklidir. Dolaylı gözlem tekniklerinin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için uzun süreli AR-GE çalışmaları sonucu geliştirilmiş endekslere ihtiyaç duyulmaktadır.

DKMP büyük memeli yaban hayvanlarının sayımı için gözlem yapmaya uygun saha-larda “Yerden Doğrudan Gözlem Metodu ile Total Sayım” gözlem yapmaya uygun olmayan kapalı ormanlık sahalarda ise “Örnek Alanlarda Sürek-Bek Metodu ile Doğ-rudan Sayım” tekniklerini kullanmaktadır (Kantarlı, 2007b). Yerden Doğrudan Göz-lem Metodu ile Total Sayım’dan bu yazımızda kısaca Gözlek Metodu, Örnek Alan-larda Sürek-Bek Metodu ile Doğrudan Sayım’dan da Sürek-Bek Metodu olarak söz edilecektir.

Ormanlık alanlarımızda yaşayan büyük memeli hayvanlarımıza yönelik olarak yapı-lan envanter çalışmaları hizmet alımı yoluyla da yaptırılabilmektedir. Orman Mü-hendisleri Odasının vermiş olduğu yaban hayatı envanteri ile alakalı eğitim seminer-lerine katılarak sertifika alan orman mühendisleri ve orman endüstri mühendisleri envanter ihalelerine katılabilmektedir.

4.1- Gözlek Metodu

Bu metot geniş görüş mesafesi sağlayan nispeten açık arazide yaşayan günlük belirli aktivite merkezlerine sahip yaban keçisi, yaban koyunu, çengelboynuzlu dağ keçisi, ceylan gibi türlerin envanteri için kullanılmaktadır. Uzak mesafelerin gözlenebilece-ği, orman içi açıklık ve otlakların bol miktarda olduğu sahalarda kızıl geyik, alage-yik, karaca türlerimiz için de sağlıklı bir şekilde kullanılabilen bu metot hayvanların günlük aktivitelerini gerçekleştirdiği sahaların tespit edilmesi ve bu sahalarda belirli noktalarda (Gözlekler) bekleyen gözlemcilerin popülasyondaki fertleri saymaları şeklinde uygulanmaktadır (Şekil 1).

Page 44: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

44

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bu kapsamda, sayımı yapılacak alanın 1/25.000 ölçekli, mümkünse tesviye eğrileri seyreltilmiş ve gereksiz detayları atılmış topoğrafik haritası temin edilir. Sahayı iyi tanıyan ve hayvanların barındıkları yerleri bilen tecrübeli avcılar tespit edilir. Bu rehberlerle saha genellikle orman yangın kuleleri gibi hâkim bir noktadan incelene-rek hayvanların bulunduğu muhtemel sahalar, bu sahaların gözlenebileceği noktalar (Gözlekler) ve görüş istikametleri haritaya işlenir (Şekil 1). Haritada belirtilen tepe ve dere isimleri rehberlere teyit ettirilir, isim uyuşmazlığı olması durumunda rehber-lerin verdiği isimler de haritaya işlenir.

Gözlek metodunda her gözleğe iki kişilik bir sayım ekibi görevlendirilir. Bir gözlek-ten gözlenebilecek saha en iyi arazi koşullarında dahi 400 hektardan daha büyük alınmamalıdır. Arazinin topografyası ve gözlenebilirlik durumuna göre en az 10 ve en fazla 15 gözlekten bir günde 3500-4000 hektarlık bir alanın sayılabileceği DKMP’nin yapmış olduğu çalışmalardan tecrübe edilmiştir. Envanter yapılacak sa-hanın daha büyük olması durumunda saha bir günde sayım yapılabilecek mümkünse doğal hatlarla ayrılmış 3500-4000 hektarlık ünitelere (bölmelere) bölünür. Her ünite-yi bir günde saymak suretiyle sayım işlemi birden fazla günde de yapılabilir. Burada esas olan mükerrer sayım yapmadan sahadaki hayvanların tümünün sayılmasıdır. Bu nedenle, sahanın tamamının sayımı birden fazla günde yapılacak ise günler arasında hiç ara vermeden sayım işlemi devam etmeli ve bitirilmelidir. Sayımda uygulanacak ilke ve prensipler detaylı olarak ekiplere açıklanır ve envanter karnelerinin ekiplere dağıtılması sağlanır. Envanter karneleri çalışma ünitesinin yeri ve türe özgü demog-rafik (yaş, eşey, sayı, v.s.) veriler ile habitat özelliklerini içermektedir. Her Gözlek için bir adet envanter karnesi düzenlenir. Gözlem sonunda ekiplerden envanter kar-neleri toplanarak envanter raporu hazırlanır.

Büyük memeli hayvanların sayımı için en uygun zaman “kızışma” veya “katım” olarak da tabir edilen çiftleşme dönemidir. Bu hayvanların avlanmaları da en kolay şekilde katım döneminde yapılır. Bu dönemde hayvanların dikkatleri çiftleşme üzeri-ne yöneldiğinden etraflarına olan ilgileri azalır ve daha kolay gözlenirler. Yaban keçilerinde diğer zamanlarda gözlenmesi zor olan ve av turizmi açısından çok değerli trofelere sahip olan yaşlı tekeler katım döneminde ortaya çıkarlar ve kolaylıkla sayı-labilirler. Yaban keçisi ve çengelboynuzlu dağ keçisinde sayım çalışmaları için en uygun zaman Ekim-Aralık, kızıl geyik ve alageyik için Eylül-Ekim, yaban koyunu için ise Aralık dönemidir. Sayım için görüşün açık olduğu sisli olmayan rüzgârsız günler tercih edilir. Gözlem için günün en uygun zamanı hayvanların hareket halinde olduğu ve günlük faaliyetlerini gerçekleştirdiği saatlerdir. Gözlek yeri olarak görüş şartları iyi, araziye hâkim ve hayvanların gözlemciyi fark edemeyeceği ve kokusunu alamayacağı sırt, tepe gibi yüksek yerler tecrübeli avcı ve köylülerin de görüşleri alınarak belirlenmektedir.

Page 45: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

45

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4.2-Sürek-Bek Metodu

Bu metot genellikle uzak görüş imkânı kısıtlı olan kapalı ormanlık sahaları tercih eden karaca, kızıl geyik, alageyik, yaban domuzu gibi hayvanlar için kullanılmakta-dır. Sürek-Bek sayımında sayım ekibinden bekçi olarak görev yapacaklar belli aralık-larla yan yana dizilerek hayvanların muhtemel kaçış yollarında bekletilir. Bekçilerin görevlendirileceği noktalar orman yolu, yangın şeridi gibi uzak görüş sağlayan açık-lıkların kenar kesimlerinden seçilmelidir. Süreği yapacak ekip (Sürekçiler) belirli bir mesafeden sesler çıkararak (teneke, haykırış, silah v.b.) hayvanları sayımı yapacak olan sayım ekibinin üzerine doğru sürerler. Sürek sırasında sürekçilerden geri kaçan hayvanlar sürekçiler tarafından sayılır. Geri istikamete doğru kaçan hayvanların mü-kerrer sayımının önlenmesi için sürek yapan kişiler sadece sol veya sağ tarafından kaçan hayvanları saymalıdır. Bu metotta orman amenajman planlarında “Bölme” tabir edilen ve birbirlerinden yol veya doğal hatlarla ayrılmış arazi parçaları örnek alanlar olarak seçilmektedir. Bölme büyüklüklerine tekabül eden örnek alanlar yakla-şık olarak 80 - 100 hektar büyüklüğünde olduklarından sağlıklı bir sayım yapılabil-mesi amacıyla envanter sahasındaki vejetasyonun kapalılık durumuna göre en az 20 ve en fazla 30 kişiden oluşan bir ekip ile çalışılması yapılan uygulamalar sonucu tecrübe edilmiştir. Metodun uygulanmasında sürek işlemi bu grubun 10-15 kişisi tarafından yapılmakta, diğer 10-15 kişi de yaban hayvanlarının muhtemel kaçış alan-larında bekletilerek sayım işlemini gerçekleştirmektedir.

Sürek-bek metodu ile sayımı yapılacak alanın 1/25.000 ölçekli, mümkünse tesviye eğrileri seyreltilmiş ve gereksiz detayları atılmış topografik haritası temin edilir. En-vanteri yapılacak saha içerisinden yerleşim yerleri, göl, gölet gibi su yüzeyleri v.b. Şe-kil 2’de küçük karelerle taranmış saha ayrılır. Envanteri yapılacak saha harita üzerinde Şekil 2’de gösterildiği gibi 400 hektarlık deneme alanlarına (Kare şeklinde gösterilen sahalar) bölünerek her kareye bir numara verilir. Saha yöreden temin edilecek tecrü-beli bir avcı ile gezilerek harita üzerinde işaretlenmiş olan 400 hektarlık deneme alan-ları içerisinden sürek yapmaya uygun yerler (Şekil 2’de karelerin içerisinde elips şek-linde gösterilen yaklaşık 80-100 hektarlık örnek alanlar) ve süreğin yapılacağı istika-met belirlenir. Bu işlem için 400 hektarlık deneme alanı belirli bir noktadan gözlene-rek hayvanların muhtemelen saklanabileceği vejetasyonla kaplı sahalardan Sürek-Bek yapılacak örnek alanlar belirlenir. DKMP’nin yapmış olduğu çalışmalar yoğun veje-tasyonla kaplı yürüme zorluğu olan engebeli arazilerde bir günde 2, seyrek vejetas-yonla kaplı yürümenin nispeten kolay olduğu sahalarda ise 4 örnek alanda sayım yapı-labileceğini göstermektedir.

Page 46: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

46

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Sürek-Bek Metodu ile sayımı yapılan sahada hayvanların sürek yapılan bir deneme alanından bu deneme alanına bitişik olan diğer bir deneme alanına geçerek mükerrer sayıma sebep olmamasına dikkat edilir. Bu nedenle, birbirine bitişik olan 400 hektarlık deneme alanlarında aynı gün sayım yapılmaz. Örneğin Şekil 2’de gösterilen 3500 hek-tarlık sahada yapılacak sayım çalışmasının ilk günü 1, 6 ve 7, ikinci gün 2, 4 ve 8, üçüncü gün ise 3, 5 ve 9 numaralı deneme alanlarına girilerek deneme alanları içerisin-den seçilen örnek alanlarda sayım işlemi gerçekleştirilir. Sayım işlemi sayım yapılan günler arasında hiç ara vermeden devam etmeli ve bitirilmelidir. Sürek-Bek metodu ile yapılan sayımlarda envanter karneleri her örnek alanda yapılan sürek işleminden sonra toplanır. Sahanın tamamının sayımı bitince bu karnelere istinaden envanter veri-lerinin dökümü yapılır. Sürek-Bek sayımı yapılan toplam 900 hektarlık 9 adet örnek alanda (Şekil 2) toplam 23 adet karaca sayımının yapıldığını varsayarsak 3500 hek-tarlık bir sahada 89 adet Karaca olacağı enterpolasyon yapılarak bulunur. Sayım sıra-sında görülen bireyler envanter karnelerine erkek, dişi ve yavru ayrımı yapılarak işlenir.

5- Av turizminin mevcut durumu

Bu bölümde son on yılda av turizmi faaliyetlerinden elde edilen verilere istinaden av turizminin mevcut durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır.

5.1-Avlanan Hayvan Miktarı

Av turizmi kapsamında avlattırılan hayvan sayıları türler bazında ve yıllar itibariyle Tablo 2’de verilmektedir. Tablo 2’nin incelenmesinden anlaşılacağı üzere, son on yılda avlattırılan yaban keçisi miktarı 2005-2006 av döneminde 117, 2014-2015 av döneminde ise 275 olup yılda ortalama 204.4 yaban keçisine tekabül etmektedir. Aynı şekilde, son 10 yılda her yıl ortalama 15.6 çengel boynuzlu dağ keçisi, 16.9 karaca, 31.6 kızıl geyik, 6.5 yaban koyunu, 14.2 ceylan ve 1509.7 yaban domuzu avlattırılmıştır. Av turizmi kapsamında avlattırılan yıllık ortalama 1789.8 av hayva-nının % 84 ünü yaban domuzu, % 11 ini yaban keçisi, % 0.9 unu, çengel boynuzlu dağ keçisi, % 0.9 unu karaca, % 1.8 ini kızıl geyik, % 0.4 ünü yaban koyunu ve % 0.8 ini ceylan oluşturmaktadır. Görüldüğü üzere yaban domuzu ve yaban keçisi ül-kemizde av turizmi kapsamında avlattırılan hayvanların % 95 ini oluşturmaktadır.

Page 47: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

47

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Diğer ülkelerde avlattırılan büyük memeli av hayvanları Tablo 3’de verilmektedir. Tablo 3’ün incelenmesinden anlaşılacağı üzere Almanya’da yılda yaklaşık 76 bin kızıl geyik, 1 milyon 151 bin karaca, 4800 çengel boynuzlu dağ keçisi ve 72 bin ya-ban koyunu avlattırılmaktadır. Diğer ülkelerde avlattırılan büyük memeli yaban hay-vanı miktarlarıyla kıyaslanınca ülkemizde avlattırılan büyük memeli yaban hayvanı sayılarının çok düşük olduğu görülmektedir.

5.2- Avcı Sayısı

Av turizmi kapsamında ülkemizde avlanan yerli ve yabancı avcı sayıları Tablo 4’de verilmektedir. Tablo 4’ün incelenmesinden anlaşılacağı üzere, son 10 yılda ortalama 1158.5 yabancı ve 317.4 yerli olmak üzere toplam 1475.9 avcı her yıl ülkemizde av turizmi kapsamında avlanmaktadır. Av turizmi amacıyla her yıl ülkemizi tercih eden ortalama 1158.5 yabancı avcının büyük bir çoğunluğunu Avrupalı ve Amerikalı avcı-lar oluşturmaktadır.

Avcılık ve Koruma Dernekleri Avrupa Federasyonu’nun (FACE) www.face.eu site-sinden elde edilen verilere göre göre her yıl yaklaşık 7 milyon Avrupalı avcı ülkele-rinin dışına çıkarak diğer ülkelerde avlanmaktadır. Görüldüğü üzere Avrupalı avcıla-rın çok az bir miktarı ülkemizde avlanmayı tercih etmektedir. Ülkemizi tercih eden avcılarla yapılan görüşmeler bu avcıların daha çok koleksiyoner olduğunu ve ülke-mizi eti için yapılan avcılıktan ziyade trofe avcılığı için tercih ettiklerini ortaya koy-muştur.

5.3- Av Turizmi Gelirleri ve Köy Tüzel Kişiliklerine Aktarılan Paylar

Av turizmi kapsamında avlanan avcılar av hayvanı türlerine ve trofe değerlerine göre belirlenen “Avlama Ücreti”, avına izin verilen av hayvanı türlerine göre her av yılı için belirlenen “Avlanma İzin Ücreti” ve Harçlar Kanunu kapsamında alınan “Avcı-lık Belgesi Harcı” olmak üzere 3 çeşit ücret ödemektedir. 4915 sayılı Kanunun 11. maddesi ve av turizmi ile alakalı yönetmeliğin 40. maddesi kapsamında özel avlaklar dışındaki avlaklarda sahası bulunan belde belediyesi ve köy tüzel kişiliklerine koru-ma, üretim, bakım ve avcılığın düzenlenmesi karşılığı yapılacak işbirliği protokolü çerçevesinde bu avlaklarda yapılacak av organizasyonlarından elde edilen gelirlerden katılım payları verilmektedir.

Page 48: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

48

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Yıllar itibariyle elde edilen av turizmi gelirleri ve köy tüzel kişiliklerine aktarılan paylar Tablo 5’te verilmektedir. Tablo 5’in incelenmesinden anlaşılacağı üzere, son 10 yılda her yıl ortalama 2.956.288 TL gelir elde edilmiş ve bu miktarın 910.081 TL’lik kısmı köy tüzel kişiliklerine aktarılmıştır. Av turizminden 2014-2015 Av Yı-lında elde edilen gelirin türlere göre dağılımı Tablo 6’da verilmektedir. Av turizmin-den elde edilen gelirin % 70.7’si yaban keçisinden, % 2.2’si çengelboynuzlu dağ keçisinden, % 0.7’si karacadan, % 6.5’i kızıl geyikten, % 13.8’i yaban koyunundan, % 1’i ceylandan ve % 5’i yaban domuzundan elde edilmektedir.

Av turizmi kapsamında avlattırılan av hayvanlarının % 84 ünü yaban domuzu oluş-turmasına rağmen av turizminden elde edilen toplam gelirin sadece % 5’i yaban do-muzundan elde edilmektedir. Av turizmi kapsamında avlattırılan av hayvanlarının sadece % 11 ini yaban keçisi oluşturmasına rağmen av turizminden elde edilen top-lam gelirin % 70.7 si yaban keçisinden elde edilmektedir. Ülkemizde av turizminden elde edilen gelirin % 91’i av turizmi kapsamında avlattırılan hayvanların % 13.2 sini oluşturan yaban keçisi, yaban koyunu ve kızıl geyikten elde edilmektedir. Diğer ül-kelerle kıyaslandığında ülkemizde av turizminden elde edilen gelirin çok düşük ve yetersiz olduğu görülmektedir.

6- Büyük memeli hayvanların mevcut durumları ve ülkemizin av turizmi potan-siyeli

Ülkemizdeki büyük memeli yaban hayvanlarının envanter çalışmaları 2000 yılında başlatılmıştır. 2000 yılından günümüze kadar olan sürede yapılan envanter çalışmala-rına istinaden ülkemizde yaklaşık olarak 6.000 – 7.000 kızıl geyik, 15.000 – 20.000 karaca, 100 - 150 alageyik, 4.000 – 5.000 Çengelboynuzlu dağ keçisi, 25.000 – 30.000 yaban keçisi, 500 – 1.000 yaban koyunu, 2.500 – 3.000 ceylan ve 250.000 – 300.000 yaban domuzu yaşadığı tahmin edilmektedir (Tablo 7).

Ülkemizde büyük memeli av hayvanlarımızın yaşamasına elverişli kızıl geyik için 2.5, karaca için 7.5, alageyik için 2.5, çengelboynuzlu dağ keçisi için 1.5, yaban ke-çisi için 3.5, yaban koyunu için 0.5, ceylan için 1, yaban domuzu için ise 15 milyon hektarlık bir sahanın söz konusu olduğu tahmin edilmektedir. Diğer ülkelerdeki bü-yük memeli av hayvanlarının popülasyon yoğunlukları ve habitatların taşıma kapasi-teleri göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmalar, ülkemizdeki büyük memeli av hayvanı sayılarının olması gerekenin çok altında olduğunu göstermektedir (Iğırcık, 2001; Kantarlı, 2007b). Büyük memeli av hayvanlarımız için hedeflediğimiz opti-mum popülasyon yoğunlukları ve hedeflenen yoğunluklara ulaşıldığı takdirde ülke-

Page 49: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

49

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

mizin barındıracağı büyük memeli av hayvanı sayısı Tablo 7’de verilmektedir. Tablo 7’nin incelenmesinden anlaşılacağı üzere ülkemizin barındırabileceği büyük memeli av hayvanı sayısı 1.750.000 civarında olması gerekirken bu sayı şu anda 300.000 – 365.000 civarındadır. Diğer bir deyişle, ülkemiz yaban hayatı kaynaklarından yete-rince faydalanamamaktadır.

Daha önce de belirtildiği üzere, herhangi bir yaban hayvanının boynuz, diş, post ve benzeri hatıra değeri taşıyan parçalarını tanımlamak için trofe sözcüğü kullanılmak-tadır. Av turizmi faaliyetlerinde bulunan yerli ve yabancı avcılar avladıkları hayvanın trofe değerine göre ücret ödemektedir. Herhangi bir hayvanın trofe değeri ise yaşıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. Diğer bir değişle en yaşlı hayvanlar en değerli tro-felere sahip hayvanlardır. Genellikle büyük memeli yaban hayvanı popülasyonların-daki hayvanlardan sadece % 2’si uluslararası talep gören değerli trofelere sahip ol-maktadır. Tablo 7’nin incelenmesinden anlaşılacağı üzere şu an ülkemizde barındığı tahmin edilen 300.000 – 365.000 büyük memeli hayvandan potansiyel olarak üretile-bilecek trofe miktarı 6000 - 7000 olarak tahmin edilmektedir. Ancak, büyük memeli hayvanlarımızın popülasyon yoğunluklarının optimum seviyeye ulaşmasıyla kızıl geyikte 2.000, karacada 12.000, alageyikte 2.000, çengelboynuzlu dağ keçisinde 1.500, yaban keçisinde 3.500, yaban koyununda 500, ceylanda 1.200 ve yaban do-muzunda 12.000 olmak üzere toplam 32.700 uluslararası talep gören trofe üretilebi-lecektir (Tablo 8). Ülkemizdeki büyük memeli av kaynakları potansiyelimizin tam olarak değerlendirilmesi halinde ülke ekonomisine yaklaşık 118 milyon TL değerin-de bir kaynak sağlanabilecektir.

7- Av turizminin geliştirilmesi

Ülkemiz av turizminden yeterince faydalanamamaktadır. Büyük memeli hayvanları-mızın popülasyonlarının geliştirilerek av turizmi gelirlerimizin arttırılması için öneri-ler aşağıda verilmektedir.

7.1- Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarının Etkin Korunması

1960’lı ve 1970’li yıllarda ülkemizdeki büyük memeli av hayvanlarının popülasyon-larının geliştirilmesi amacıyla kızıl geyik için 15 adet toplam 186.447 ha., yaban keçisi için 20 adet toplam 316.686 ha., karaca için 12 adet toplam 124.104 ha., yaban koyunu için 2 adet toplam 77.581 ha., ceylan için 1 adet 20.504 ha., alageyik için 1

Page 50: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

50

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

adet 28.972 ha. ve çengelboynuzlu dağ keçisi için 4 adet toplam 184.868 hektar Ya-ban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS) tesis edilmiştir. Büyük memeli av hayvanları için tesis edilen YHGS’ler toplam 939.162 hektar alan kaplamaktadır (Tablo 9). Tab-lo 9’un incelenmesinden anlaşılacağı üzere sadece yaban keçisi için tesis edilen YHGS’lerdeki popülasyon yoğunlukları tatmin edici seviyelere ulaşmıştır. Diğer türler için tesis edilmiş YHGS’lerdeki popülasyonların gelişimi yeterli düzeyde gö-rülmemektedir. Yaklaşık 940 bin hektar alan kaplayan YHGS’lerde 2014 yılı envan-ter verilerine göre toplam 20.056 adet hayvanı barınmaktadır. Günümüz itibariyle potansiyel olarak YHGS’lerimizden maksimum 400 adet uluslararası talep gören trofe üretilebilmektedir. Büyük memeli av hayvanlarımız için hedeflediğimiz opti-mum popülasyon yoğunluklarına ulaşıldığı takdirde YHGS’lerin barındıracağı büyük memeli av hayvanı sayısı yaklaşık 50 bin civarında olması gerekirken YHGS’lerimizde şu anda yaklaşık 20 bin civarında hayvan bulunmaktadır. Büyük memeli av hayvanlarımız için hedeflediğimiz optimum popülasyon yoğunluklarına ulaşıldığı takdirde YHGS’lerimizden 1000 civarında uluslararası talep gören trofe üretilebilecektir.

YHGS’lerin bazıları 60’lı bazıları ise 70’li yıllardan beri koruma altında olmalarına rağmen bu sahalardaki popülasyonlar maalesef tatmin edici düzeyde gelişememiştir. Bunun nedeni olarak da kaçak avcılık gösterilebilir. Ülkemizde büyük memeli yaban hayvanlarını etleri için kaçak olarak avlayan 1 milyon civarında kaçak avcı olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde av ve yaban hayatı kaynaklarının korunması faali-yetleri maalesef istenen düzeye ulaşmamıştır. Ülkemizde yaklaşık 20 milyon hektar alan kaplayan ormanlık alanlar Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait 1397 şeflik ve 5000 civarında muhafaza memuru ile korunurken, av ve yaban hayatı kaynakları ile biyolojik çeşitliliğimiz DKMP’ye bağlı 156 şeflik ve yaklaşık 300 civarında muhafa-za memuru ile korunmaktadır. DKMP’nin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile alakalı yetki ve sorumlulukları da göz önüne alınırsa DKMP taşra birimlerinin görev alanı 80 milyon hektar yani ülke genelidir.

YHGS’lerin esas amacı; nesilleri tehdit veya tehlike altında olan yaban hayvanlarımızın korunarak geliştirildiği çekirdek sahalar oluşturmak suretiyle bu sahalarda çoğalan yaban hayvanlarının bu sahaların dışında popülasyonlar oluşturmasını sağlayarak bu değerli türlerin tekrar ülkemizin yaban hayatı kaynaklarına kazandırılmasıdır. Nitekim, bazı YHGS’lerde popülasyonları artan bu türler bu sahaların dışına çıkarak popülasyonlar oluşturmuşlardır. YHGS’lerin OGM işbirliğiyle daha etkin korunması için çalışmalar yapılarak bu sahalardaki popülasyonların YHGS’lerin dışına da taşarak gelişmelerinin sağlanması ve YHGS’lerin dışında da popülasyonlar oluşturulması gerçekleştirilmelidir.

Page 51: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

51

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

7.2- Ormanların Yaban Hayvanlarının Ekolojik ve Biyolojik İstekleri Doğrultu-sunda İşletilmesi

Yaban hayvanı popülasyonlarının sağlıklı gelişebilmeleri; yaşadıkları alanların geniş-liğine, alanın sunduğu besinin kalitesine, düzeyine ve çeşitliliğine, besinlerin alana dengeli bir şekilde dağılımına, hayvanların aldığı günlük kalori düzeyine, habitatların uygunluğuna, yeterli otlak alanı varlığına, alanda barınan diğer hayvanlarla olan bes-lenme rekabetine göre değişiklik göstermektedir.

Ayrıca iklim koşulları, arazi yapısı ve toprak özelliği gibi değiştirilemeyecek unsur-lar da yaban hayvanlarının belli bir alanda var olması ve sağlıklı gelişmesi üzerinde etkili olmaktadır. Örneğin, soğuk kış koşulları ya da kuraklık hayvanların beslenme, barınma ve üreme koşullarını olumsuz yönde etkilemekte, özellikle de genç ve yaşlı bireylerin ölümlerine neden olmaktadır. Yaban hayvanlarının bu tür olumsuzluklar-dan etkilenmemesi için, yaşam alanlarında ve habitatlarda bazı teknik önlemler alın-mak suretiyle koşulların geliştirilmesi gerekebilmektedir.

Ormanlarımız büyük memeli av ve yaban hayvanlarımız için en güvenli ve verimli yaşam ortamları olup bu hayvanların büyük bir kısmı orman arazilerinde yaşamakta-dır. Ormanlarda barınan yaban hayvanlarının yaşama koşullarının düzeltilmesi ve gelişmelerinin sağlanması ormanlık alanlarda bir dizi önlemin alınmasını gerektir-mektedir. Ülkemizde ve diğer ülkelerde ormanlarda yürütülen odun üretimi etkinlik-lerinin ormanın özelliklerine göre düzenlenmesi ve ormandan sağlanması öngörülen üretimin planlanması orman amenajman planlarıyla sağlanmaktadır. Ancak ülkemiz-de bugüne kadar yapıla gelen amenajman planlarında av ve yaban hayatı ile alakalı hedeflere yer verilmemektedir. Her ne kadar son yıllarda fonksiyonel ormancılığa geçiş çalışmalarına hız verilmişse de, mevcut amenajman planları daha çok odun hammaddesi üretimine yönelik üretim etkinliklerini planlamaktadır. Halbuki orman-larda sürdürülen üretim etkinlikleri, ormanın kuruluş biçimi, işletme amacı ile or-manda yürütülen yol yapımı ve nakliyat gibi etkinlikler yaban hayvanlarının barınma beslenme ve üreme etkinlikleri ile yakından ilgilidir. Örneğin, orman kuruluşunda yapraklı ve meyveli ağaç türlerine ağırlık verilmesi ya da üretim etkinliklerinin plan-lanmasında, değişik noktalarda ormanın bir bölümünün olduğu gibi bırakılmasının öngörülmesi; yaban hayvanlarının aradıkları sessizlik, gizlenme ve barınma ihtiyacı-nı karşılayacağından popülasyonların korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmak-tadır.

Page 52: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

52

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ayrıca, yaşlı meşcerelerin bakım müdahalesi yoluyla küçük kümeler halinde alanda bırakılması da kapalı ve açık alanlar oluşturacağından, popülasyonların habitat ve beslenme ihtiyacının büyük oranda karşılanmasına hizmet edecektir. Diğer yandan hasat kesimlerinden sonra alanda dal, yaprak, kabuk gibi kalıntıların gevşek kümeler halinde alanda bırakılması; özellikle küçük yaban hayvanlarının gizlenme ve bes-lenme ihtiyacını karşılayacak bu da bu hayvanlarla beslenen ayı, kurt, karakulak ve vaşak gibi av turizminde değerlendirilebilen büyük yırtıcıların popülasyonlarını attı-racaktır. Bunun yanı sıra bazı dikili ölü ve yerde yatan ölü ağaçların alanda bırakıl-ması da, pek çok yaban hayvanının gizlenme ihtiyacını karşılayacağı gibi beslenme zincirinin oluşmasına da katkıda bulunacaktır.

Yaban hayvanları, koru ormanlarında uygulanan silvikültür uygulamalarından da olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Çeşitli yaban hayvanı türlerinin severek yaşadıkları baltalıkların koruya dönüştürülmesi ya da traşlama kesimi ve monokültür uygulamaları, popülasyonları olumsuz yönde etkilemektedir. Yaban hayvanlarının bir ekosisteme bağlı olarak yaşamlarını sürdürmekte olduğu unutulmamalıdır. Eko-sistemlerde meydana gelen ani değişiklikler hayvanların alanı kitle halinde terk etme-lerine neden olmaktadır. Ormanlarda uygulanan traşlama kesimleri orman ekosistem-lerinin fiziki, biyolojik ve mikro iklim özelliklerinde ani ve büyük değişimlere yol açmaktadır. Bu nedenle, traşlama kesimleri uygulamalarından yahut geniş alanda traşlama kesimlerinden olabildiğince kaçınılması gerekmektedir.

Ayrıca, bazı yaban hayvanı türleri yılın ve günün değişik zamanlarında ve yaşam evrelerinin değişik dönemlerinde farklı habitatlara ihtiyaç duymaktadır. Bu bakımdan habitat çeşitliliğinin korunması, söz konusu türler için yaşamsal öneme sahiptir. Bu nedenle genç ve yaşlı ağaçların, geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçların, meyveli ve tohumlu bitkilerin, küçük açıklık ve çayırlıklar ile sık ağaççıkların yan yana ve iç içe bulunması, böylece ormana mozaik bir yapı kazandırılması, habitatları, biyolojik çeşitliliği ve ormanın genel sağlığını arttırmaktadır.

Ormanda yaşayan yaban hayvanı türlerinin gelişmesinde, ağaçlandırma alanları da büyük bir öneme sahiptir. Bu alanların, fazla ışık almaktan ötürü tohumlu ot ve bitki çeşitliliği bakımından zengin olması, özellikle karaca, geyik ve küçük yaban hayvan-larının beslenmesinde önemli rol oynamaktadır. Ağaçlandırma alanlarında da biyolo-jik çeşitliliği arttırmak için monokültürden kaçınmak gerekmektedir. Küme, sıra, şerit ve küçük bloklar halinde karışmış bir şekilde, daha çok yerli ağaç türlerinden ve yerel ırklardan getirilen fidanların dikimi yoluyla oluşturulacak ağaçlandırma alanla-rı, yaban hayvanı popülasyonlarının beslenme ihtiyaçlarını karşılayacağından hay-vanların gelişmelerinde olumlu rol oynamaktadır. Ayrıca, ağaçlandırmalarda, imkânlar elverdiği ölçüde meyveli ve çok yönlü fayda sağlayan ağaç türleri ile hay-

Page 53: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

53

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

vanlara besin olabilecek bitki türlerinin kullanılmasına özen gösterilmesi gerekmek-tedir. Bu nitelikteki bitkiler estetik özelliklerine ek olarak, yaban hayvanları için beslenme, yuva yapma ve gizlenme ortamı olarak da görev yapmaktadır.

Baltalıklar, ağaçlandırma alanları gibi çeşitli yaban hayvanlarının beslenme, barınma ve üreme ihtiyaçlarını karşıladıkları alanlardır. Ancak, baltalıkların popülasyonların gelişmesine katkı sağlaması için kısa süreli periyotlarla rotasyona tabi tutulması ve ağaçların alçaktan budanması gerekir. Budama sonucu elde edilen ince dalların alan-da bırakılması, hayvanların kış mevsiminde beslenmelerine yardımcı olmaktadır.

Yukarıda verilen bilgiler ışığında, büyük memeli yaban hayvanı popülasyonlarının ormanlarımızda barınıp gelişebilmesi için ormanlık alanlarımızdan seçilecek uygun sahaların av ve yaban hayatının biyolojik ve ekolojik istekleri göz önüne alınarak işletilmesi, ormana yapılacak silvikültürel müdahalelerin de bu yönde yapılması ge-rekmektedir.

7.3- Yaban Hayvanı Üretimi ve Av Köşkleriyle Desteklenen Örnek Avlakların Oluşturulması

Görüldüğü üzere ülkemizdeki YHGS’ler etkin bir şekilde korunarak bu sahalarda barınan yaban hayvanı popülasyonları optimum yoğunluk seviyelerine getirilse dahi YHGS’lerden maksimum 1000 uluslararası talep gören değerli trofe üretilebilecektir. Bu nedenle, ülkemizde av turizminin geliştirilmesi için YHGS’ler dışında ormanla-rımızda barınan büyük memeli yaban hayvanı popülasyonlarının geliştirilmesi de gerekmektedir.

Korunan alanlar dışındaki büyük memeli av hayvanı popülasyonlarının geliştirilmesi yönünde Avrupa Birliği ülkeleri ormanlık alanlarında profesyonelce işletilen ve üre-tim yoluyla desteklenen avlaklar oluşturmuşlardır. Bu avlakların içerisinde bulunan ormanlar da av hayvanlarının biyolojik ve ekolojik istekleri doğrultusunda işletil-mektedir. Bu avlaklarda barınan hayvanlar sahada yapılan ekim çalışmaları ve saha dışından da getirilen yemlerle beslenmekte ve üretim teşvik edilmektedir. Profesyo-nelce işletilen bu avlaklar doğaya uygun şekilde tesis edilen av köşkleri ile de destek-lenmektedir.

Page 54: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

54

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

KAK’ın getirdiği belki de en önemli yenilik avlakların oluşturulması, avcılığın av-lanma planları çerçevesinde kontrollü ve sürdürülebilir bir şekilde yapılmasının ön-görülmesidir (Kantarlı, 2013b). KAK’da avlaklar özel avlak, devlet avlağı, genel avlak ve örnek avlak olmak üzere dört ayrı statüde tanımlanmaktadır. Devlet avlakla-rı ve genel avlaklar içerisinden popülasyonu yeterli olan türlere yönelik olarak özel veya tüzel kişilere işlettirmek üzere seçilen avlaklar örnek avlak olarak tanımlanmış-tır. Sürdürülebilir avcılık ve kırsal kalkınma için geliştirilmiş bu avlak modelinde av amenajmanına alınan türlerin avlak sahasındaki biyoçeşitliliğe, ormana ve tarım alan-larına zarar vermeyecek bir seviyede tutularak avlaklarımızdan maksimum av veri-minin elde edilmesi ve ekosistemlerimizin doğallıklarının korunması amaçlanmakta-dır. Örnek avlakların ülke geneline yaygınlaştırılması ve özel sektöre verilerek işletti-rilmesi büyük memeli hayvanların popülasyonlarının daha etkin korunmasını sağla-yacak ve ülkemizde av turizminin geliştirilmesine olumlu katkı yapacaktır. Böylece, yaban hayatı kaynaklarımızın korunması ve geliştirilmesi devlet ve özel sektör işbir-liği ile daha etkin bir şekilde gerçekleştirilebilecektir.

Ulaşımı zor alanlarda konaklama imkanı sağlaması, avcıların kendi içlerinde sosyal-leşmesi ve doğal güzelliklerden faydalanılması açısından av turizminin geliştiği ülke-lerde profesyonelce işletilen avlaklar av köşkleriyle desteklenmektedir. Avrupa Bir-liği ülkelerinde olduğu gibi av turizmi kapsamında avlanmak isteyen avcıların av yaptıkları sahada konaklamalarını sağlamak maksadıyla örnek avlaklarda av köşkle-rinin de tesis edilmesi ülkemizde av turizminin geliştirilmesi açısından önem arz etmektedir.

Ülkemizde büyük memeli av hayvanlarımızın yaşamasına elverişli sahaların büyük bir bölümünde bu hayvanlarımız yok olmuştur. OGM’nin 1950’li yıllarda başlatmış olduğu çalışmalar neticesinde yaban koyunu, geyik, alageyik, karaca, yaban keçisi, ceylan gibi büyük memeli yaban hayvanı türlerimizi üretip doğaya salma amacıyla yaban hayvanı üretim istasyonları kurulmuştur. Ülkemizde büyük memeli av hayvan-larımızın yaşamasına elverişli sahalarda üretme istasyonlarımızdan veya özel sektör üretiminden temin edilen hayvanların salımı yoluyla çekirdek popülasyonların oluş-turulması gerekmektedir. Örnek avlaklar, devlet ve özel sektör işbirliği ile etkin ko-runan alanlar olması nedeniyle, üretilen hayvanların doğaya yerleştirilmesi ve avlattı-rılması açısından ideal alanlardır. Devamlı av temini ve avın çeşitlendirilmesi mak-sadıyla gerekirse örnek avlaklar üretim yeri ve üretme istasyonları ile desteklenebil-melidir.

Page 55: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

55

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ormanlarımız büyük memeli av hayvanlarımız için en güvenli ve verimli yaşam ortamlarıdır. Büyük memeli av hayvanlarımızın büyük bir kısmı ormanlarımızda yaşamaktadır. Son derece değerli trofelere sahip büyük memeli av hayvanlarının avcılığı ülkemizde ve Dünyada önemi gittikçe artan bir etkinlik durumundadır. Çok sayıda avcı derneği, av ve kamp malzemesi ticareti ile uğraşanlar, av turizmi firmala-rı ve avlanma yörelerinde yaşayan köylüler bu sektörün ilgi grupları arasında yer almaktadır. Ormanlarımızda barınan büyük memeli av hayvanlarımızın daha etkin korunması ve popülasyonlarının geliştirilmesi amacıyla seçilmiş sahalarda örnek avlakların tesis edilmesi, örnek avlak sahalarındaki ormanların da av hayvanlarının biyolojik ve ekolojik istekleri doğrultusunda işletilmesi ve bu avlakların yaban hay-vanı üretimi ve av köşkleriyle desteklenmesi ülkemizde av turizminin geliştirilmesi için önem arz etmektedir.

Örnek avlakların ulusal veya uluslararası av ve yaban hayatı işletmeciliği yapan tec-rübeli firmalara kiralanması bu sahalardan faydalanılması için yapılacak planların etkinliğini arttıracak, aynı zamanda özel sektörün de koruma – kontrol faaliyetlerine katılmasıyla bu sahaların daha etkin korunması sağlanacaktır. OGM hüküm ve tasar-rufundaki sahalarda tesis edilen örnek avlaklar şu an yürürlükteki mevzuat gereğince özel veya tüzel kişilere tahsis edilerek kiralanamamaktadır. Sadece örnek avlak saha-sında barınan yaban hayvanlarının avlanma hakkı 10 yıllığına özel veya tüzel kişilere kiralanabilmektedir. Bu durum örnek avlakların yaygınlaşmasını engellemektedir. Örnek avlak sahalarının tahsis edilerek 30 yıllığına kiralanması için gerekirse 6831 sayılı yasada değişikliğe gidilerek ormanlık alanların av ve yaban hayatı işletmeciliği maksadıyla tahsis edilmesinin önündeki engeller giderilmelidir. Örnek avlak sahala-rındaki orman işletme şefliklerinde çalışan personelin eğitilerek av ve yaban hayatı-nın korunması, geliştirilmesi ve yönetimi hususlarında bilgi sahibi olması av turizmi-nin geliştirilmesi açısından önem arz eden diğer bir husustur.

8- Sonuç ve öneriler

Av turizmi, av ve yaban hayatı kaynaklarının denetim altında yerli ve yabancı avcıla-rın kullanımına sunulmasını, bu kaynakların rekreasyonel ve turistik yönlerden de-ğerlendirilerek ülke turizmine ve ulusal ekonomiye katkıda bulunulmasını amaçlayan bir etkinliktir.

Page 56: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

56

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Av turizmi faaliyetlerinden elde edilen gelirin önemli bir bölümü kırsal kalkınma adına yaban hayatı kaynaklarının korunması karşılığında orman köylülerine veril-mektedir. Ayrıca, köylülerimiz av turizmi kapsamında yapılan av organizasyonların-da yemleme, çantacılık ve rehberlik hizmetlerinde istihdam edilmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığından (A) grubu seyahat acentesi işletme belgesi alan acenteler DKMP’den “Av Turizmi İzin Belgesi” alarak av organizasyonları, av ve yaban hayvanları gözlem turları ile fotoğraf ve film çekimleri yapabilmektedir. Ya-bancı bir avcı kişisel olarak veya acente kanalıyla 10 gün süreyle ülkemizde avlana-bilmektedir.

Av turizmi faaliyetleri av hayvanı popülasyonlarının büyüklük, yoğunluk ve strüktür gibi karakteristikleri ile doğum, ölüm gibi dinamiklerine ilişkin bilgilere istinaden hazırlanan avlanma planlarıyla belirlenen yıllık avlanma kotaları çerçevesinde yaptı-rılmaktadır.

Diğer ülkelere kıyasla ülkemizde avlattırılan büyük memeli yaban hayvanı sayıları-nın çok düşük olduğu görülmektedir. Av turizmi kapsamında avlattırılan av hayvan-larının yaklaşık % 84’ünü yaban domuzu, % 11’ini yaban keçisi ve % 5’ini diğer büyük memeli av hayvanı türleri oluşturmaktadır.

Av turizminden elde edilen gelirin % 70.7’si yaban keçisinden, % 2.2’si çengelboy-nuzlu dağ keçisinden, % 0.7’si karacadan, % 6.5’i kızıl geyikten, % 13.8’i yaban koyunundan, % 1’i ceylandan ve % 5’i yaban domuzundan elde edilmektedir. Av turizmi kapsamında avlattırılan av hayvanlarının % 84 ünü yaban domuzu oluşturma-sına rağmen av turizminden elde edilen toplam gelirin sadece % 5’i yaban domuzun-dan elde edilmektedir. Ülkemizde av turizminden elde edilen gelirin % 91’i av tu-rizmi kapsamında avlattırılan hayvanların % 13.2 sini oluşturan yaban keçisi, yaban koyunu ve kızıl geyikten elde edilmektedir.

FACE’nin verilerine göre her yıl ülkesi dışında avlanan yaklaşık 7 milyon Avrupalı avcının çok az bir miktarı ülkemizde avlanmayı tercih etmektedir. Ülkemizi tercih eden avcılarla yapılan görüşmeler bu avcıların daha çok koleksiyoner olduğunu ve ülkemizi eti için yapılan avcılıktan ziyade trofe avcılığı için tercih ettiklerini ortaya koymuştur. Genellikle herhangi bir yaban hayvanı popülasyonundaki hayvanların sadece % 2’si uluslararası talep gören değerli trofelere sahip olmaktadır.

Page 57: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

57

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Diğer ülkelerdeki büyük memeli av hayvanlarının popülasyon yoğunlukları ve habi-tatların taşıma kapasiteleri göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmalar, ülkemizdeki büyük memeli av hayvanı sayılarının olması gerekenin çok altında olduğunu göster-mektedir. Ülkemizdeki büyük memeli av hayvanı popülasyonlarının optimum sevi-yelere çıkarılarak av turizmi potansiyelimizin tam olarak değerlendirilmesi halinde 32.000 civarında uluslararası talep gören değerli trofe üretilebilecek ve ülke ekono-misine yaklaşık 118 milyon TL değerinde bir kaynak sağlanabilecektir.

YHGS’lerde barınan büyük memeli yaban hayvanı popülasyonları tatmin edici dü-zeyde gelişmemiştir. YHGS’lerin OGM işbirliğiyle daha etkin korunması için çalış-malar yapılarak bu sahalardaki popülasyonların YHGS’lerin dışına da taşarak geliş-melerinin sağlanması ve YHGS’lerin dışında da popülasyonlar oluşturulması gerçek-leştirilmelidir.

Ormanlarda sürdürülen üretim etkinlikleri, ormanın kuruluş biçimi, işletme amacı ile ormanda yürütülen yol yapımı ve nakliyat gibi etkinlikler, yaban hayvanlarının ba-rınma beslenme ve üreme etkinlikleri ile yakından ilgilidir. Büyük memeli yaban hayvanlarının YHGS gibi korunan alanlar dışına taşarak popülasyonlar oluşturması ve bu popülasyonların ormanlarımızda barınıp gelişebilmesi için ormanlık alanları-mızdan seçilecek uygun sahaların av ve yaban hayatının biyolojik ve ekolojik istekle-ri göz önüne alınarak işletilmesi, ormana yapılacak silvikültürel müdahalelerin de bu yönde yapılması gerekmektedir.

Ormanlarımızda barınan büyük memeli av hayvanlarımızın daha etkin korunması ve popülasyonlarının geliştirilmesi amacıyla seçilmiş sahalarda örnek avlakların tesis edilmesi, örnek avlak sahalarındaki ormanların da av hayvanlarının biyolojik ve eko-lojik istekleri doğrultusunda işletilmesi ve bu avlakların yaban hayvanı üretimi ve av köşkleriyle desteklenmesi ülkemizde av turizminin geliştirilmesi için önem arz et-mektedir. Örnek avlakların ulusal veya uluslararası av ve yaban hayatı işletmeciliği yapan tecrübeli firmalara tahsis edilerek en az 30 yıllığına kiralanması için gerekirse 6831 sayılı yasada değişikliğe gidilerek ormanlık alanların av ve yaban hayatı işlet-meciliği maksadıyla tahsis edilmesinin önündeki engeller giderilmelidir.

Page 58: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

58

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 1: Yaban hayatı envanter teknikleri

Doğrudan Sayım Teknikleri

Dolaylı Gözlem Teknikleri

Total Sayımlar

Örnekleme Metotları

Belirtilerden Hareketle Tahmin Oran Değişiminin İzlenmesi

Yerden Sayım Havadan Sayım

Hat Boyunca Sayım Spot Işığı Tutup Sayma Belirli Noktalarda Bekleme Markalama Sürek - Bek

Tablo 2: Av turizmi kapsamında avlanan hayvan sayıları

Av Yılı Yaban Keçisi

Çengel boynuzlu

Dağ Keçisi

Karaca Kızıl Geyik

Anadolu Yaban

Koyunu Ceylan Yaban

Domuzu Toplam

2005-06 117 8 3 15 1208 1351 2006-07 164 21 11 37 8 1883 2124

2007-08 181 12 10 28 7 2202 2440

2008-09 196 20 15 35 9 1709 1984

2009-10 237 17 11 35 4 1151 1455

2010-11 187 8 21 16 4 1423 1659

2011-12 218 11 15 35 6 8 1255 1548

2012-13 235 21 20 40 6 17 1511 1850

2013-14 234 21 26 38 5 17 1167 1508 2014-15 275 17 37 37 10 15 1588 1979

Ortalama 204.4 15.6 16.9 31.6 6.5 14.2 1509.7 1789.8

Tablo 3: Diğer ülkelerde avlanan hayvan miktarları (*)

Ülkeler Kızıl Geyik Karaca Çengelboynuzlu Dağ Keçisi Yaban Koyunu Yaban Keçisi

Almanya 76 000 1 151 000 4800 72 000 Avusturya 40-50 000 250-300 000 500

Fransa 35-40 000 250-300 000 250 Kanada 350-400 000 İsveç 100-110 000

İspanya 100 000 1000-1500 15 000 700-1000 (*) Av Yönetimi Dairesi elemanlarından Ziraat mühendisi Muzaffer UYANIK’ın ülkemizde av turizmi

faaliyetlerinde bulunan seyahat acentelerinden kişisel iletişim yoluyla elde etmiş olduğu değerler

Page 59: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

59

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 4: Av turizmi kapsamında avlanan avcı sayısı

Av Yılı Yabancı Avcı Sayısı

Yerli Avcı Sayısı

Toplam Avcı Sayısı

2005-06 915 197 1112 2006-07 1404 290 1694 2007-08 1446 349 1795 2008-09 1205 251 1456 2009-10 1040 227 1267 2010-11 1058 235 1293 2011-12 1057 308 1365 2012-13 1094 444 1538 2013-14 1169 497 1666 2014-15 1197 376 1573

Ortalama 1158.5 317.4 1475.9

Tablo 5: Av turizmi gelirleri ve köy tüzel kişiliklerine aktarılan paylar

Av Yılı Av Turizmi Geliri ( TL )

Köy Tüzel Kişiliğine Aktarılan Pay

( TL ) 2005-06 1.618.824 232.060 2006-07 2.535.985 613.465 2007-08 2.775.837 771.157 2008-09 3.302.200 836.236 2009-10 3.645.362 1.073.678 2010-11 2.498.973 625.551 2011-12 2.129.538 778.663 2012-13 2.604.165 919.000 2013-14 2.532.000 877.000 2014-15 5.920.000 2.374.000

Ortalama 2.956.288 910.081

Tablo 6: Av turizmi gelirlerinin türlere göre dağılımı

TÜRLER Yaban Keçisi

Çengelboynuzlu Dağ Keçisi Karaca Kızıl

Geyik

Anadolu Yaban

Koyunu Ceylan Yaban

Domuzu Toplam

2014-15 Av Yılı Geliri (TL)

4185440 131424 40256 384800 819328 61568 297184 5920000

Toplam Gelirin Yüzdesi

(%)

70.7 2.2 0.7 6.5 13.8 1.0 5.0 100

Page 60: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

60

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 7: Büyük memeli av hayvanlarının aktüel durumları ve hedeflenen

OPTİMUM POPÜLASYON BÜYÜKLÜKLERİ

Tablo 8: Optimum yoğunluğa ulaşan popülasyonlardan elde edilecek trofe miktarı ve sağlanması hedeflenen yıllık gelirler

TÜRLER HEDEFLENEN TROFE MİKTARI (ADET)

ORTALAMA TROFE DEĞERİ (TL)

ELDE EDİLECEK TAHMİNİ GELİR

(TL) Kızıl Geyik 2.000 15.000 30.000.000

Karaca 12.000 1.000 12.000.000 Alageyik 2.000 2.500 5.000.000

Çengelboynu Dağ Keçisi 1500 2.500 3.750.000

Yaban Keçisi 3.500 10.000 35.000.000 Yaban Koyunu 500 40.000 20.000.000

Ceylan 1.200 4.000 4.800.000 Yaban Domuzu 12.000 600 7.200.000

TOPLAM 32.700 117.750.000

ürler Yaşam Or-tamı (Mil-

yon ha)

Aktüel Popülasyon Bü-

yüklüğü (Birey Sayısı)

Hedeflenen Optimum Yoğun-

luk (Birey Sayısı /100

ha)

Hedeflenen Op-timum Popülas-yon Büyüklüğü (Birey Sayısı)

Kızıl Geyik 2,50 6.000 – 7.000 4 100.000

Karaca 7,50 15.000 – 20.000 8 600.000 Alageyik 2,50 100 – 150 4 100.000

Çengelboynuzlu Dağ Keçisi 1,50 4.000 – 5.000 5 75.000

Yaban Keçisi 3,50 25.000 – 30.000 5 175.000 Yaban Koyunu 0,50 500 – 1.000 5 25.000

Ceylan 1,00 2.500 – 3.000 6 60.000 Yaban Domuzu 15,00 250.000 – 300.000 4 600.000

TOPLAM 300.000-365.000 1.735.500

Page 61: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

61

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 9: Yaban hayatı geliştirme sahalarında barınan popülasyonların aktüel ve hedeflenen optimal durumları

Türler YHGS Toplam Alanı (ha)

Aktüel Popülasyon Büyüklüğü

(Birey Sayısı)

Optimal Popülasyon Yoğunluğu

(Birey Sayısı/100 ha)

Hedeflenen Optimal

Popülasyon Büyüklüğü

(Birey Sayısı) Alageyik 28.972 120 4 1.159 Ceylan 20.504 214 6 1.230

Çengelboynuzlu Dağ Keçisi

184.868 295 5 9.243

Karaca 124.104 2.938 8 9.928 Kızıl Geyik 186.447 1.786 4 7.458

Yaban Keçisi 316.686 14.170 5 15.834 Yaban Koyunu 77.581 533 5 3.879

Toplam 939.162 20.056 48.731

Şekil 1: Gözleklerin Numaralandırılması ve Görüş Yönlerinin Haritaya İşlenmesi

12

3

4

5

6

78 9

Page 62: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

62

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 2: 400 Hektarlık Deneme Alanları (Kareler) İle Deneme Alanları İçerisin-den Seçilen 80-100 Hektarlık Örnek Alanlar (Elipsler) ve Hayvanların Sürüle-ceği İstikametlerin Harita Üzerine İşaretlenmesi

1

654

32

8

97

KAYNAKLAR

Iğırcık, M., 2001. Türkiye’nin Av Potansiyelinin Geliştirilmesine İlişkin Sosyoekonomik Çözümleme, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi. Oğurlu, İ., 2001. Yaban Hayatı Ekolojisi, Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No:19, Isparta. Oğurlu, İ., 2003. Yaban Hayatında Envanter, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayını, Ankara. Kantarlı, M., 2006. Keklik, Sülün ve Tavşan için Tesisi Düşünülen Örnek Avlakların Planlama ve İşletme Esasları.1. Bölüm, Av Doğa Dergisi sayı 43, Ankara. Kantarlı, M., 2007a. Keklik, Sülün ve Tavşan için Tesisi düşünülen Örnek Avlakların Planlama ve İşletme Esasları.2. Bölüm., Av ve Doğa Dergisi sayı 44,Ankara. Kantarlı, M., 2007b. Ülkemizdeki Büyük Memeli Av Hayvanı Popülasyonlarının Durumları ve Av Turizmi Potansiyeli, Av Tutkusu Dergisi sayı 109, İzmir. Kantarlı, M., 2013a. Türkiye’de Av ve Yaban Hayatı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlü-ğü Yayını, Ankara. Kantarlı, M., 2013b. Genel ve Devlet Avlaklarında Barınan Av Hayvanı Popülasyonlarının Değerlendi-rilmesi ve Yıllık Avlanma Kotalarının Belirlenmesi. 2023’e Doğru 2. Doğa ve Ormancılık Sempozyu-mu Bildirileri, Sayfa 499-518, Orman Mühendisleri Odası Yayını, Ankara.

Page 63: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

63

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ANTAKYA’DA YETİŞEN VE ÇALGI YAPIMINDA KULLANILAN ODUNSU BİTKİLER

Yrd. Doç. Dr. Yelda GÜZEL1, Uzman Biyolog Mehmet KOCAMAN1

1Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 31040, Antakya/HATAY

[email protected] Özet

Bu çalışma kapsamında, Antakya’nın doğal florasına mensup olan ve yöredeki çalgı imalatçıları tarafından doğadan toplanarak çeşitli müzik aletlerinin yapımında kullanılan odunsu bitkilerin envanteri çıkarılmıştır. 31 yerel çalgı imalatçısı ile görüşülerek tamamlanan çalışma sonucunda 19 familyaya mensup, ağaç, ağaççık ya da çalı formunda 35 bitki türü derlenmiştir. Bu bitkilerin 18 farklı çalgının yapımında kullanıldığı belirlenmiştir.

Sonuç itibariyle, doğal kaynaklarımızın az bilinen bir değerlendirme alanı incelenmiştir. Yerel florada bulunan pek çok türün ithal türler yerine kullanılabiliyor olması, ekonomik açıdan dikkate değer bulunmuştur.

Abstract

Woody plants that belongs to Antakya’s natural flora and are used for making musical instruments was determined. As a result of interviews with 31 local musical instrument manifacturer, 35 tree, shrubs or bushes belongs to 19 family and used for making 18 different musical instrument are determined.

As a result, alternative utilization of a natural resource is investigated. Substituting local species for importing ones is remarkable economically.

1- Giriş

Doğa, insanoğlunun hem en büyük ilham kaynağı hem de her tür gereksinimi ve aktivitesi için hammadde kaynağıdır. Müzik, insan uygarlığının en eski kültürel

Page 64: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

64

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

üretimlerinden biridir ve diğer insan aktiviteleri gibi gerek ilham gerekse hammadde açısından doğadan beslenir. Gerek eski tarihlerde gerekse günümüzde müzik aletleri olan çalgılar için başlıca hammadde odunsu bitkiler olagelmiştir. Bitkiler bazı enstrümanlarda bütün yapıyı teşkil ettiği gibi, bazılarında bir bölümde veya parça-aksam olarak kullanılabilmektedir. Bazı çalgılarda tek bir bitki kullanılırken bazılarında çok sayıda farklı bitki kullanılabilir. Örneğin bir kavalın tamamı bir bitkiden yapılırken (Örnek: Erik ağacı), bir gitarda 6-7 farklı bitki kullanılabilmektedir. Bunların yanı sıra asma davul tokmağı ya da bateri (davul) bageti çeşitli ağaçlardan elde edilmektedir. Bitkilerin müzikte vazgeçilmez bir ürünü de reçine adı verilen salgıdır. Yaylı çalgıların tamamında ses elde edebilmek yay ve tellere sürülen reçine ile mümkündür. Bitkilerin bu insanlık tarihi kadar eski kullanım şekli, popülaritesi oranında akademik araştırmaya konu olmamıştır. Yerel, az bilinen çalgıların hammaddeleri; nadir ya da yaygın çalgıların hammaddelerinin biyolojik özellikleri çok az çalışmaya konu olmuştur. Türkiye’de bu konuda sınırlı biyolojik referanslara rağmen önemli bazı çalışmaları Cafer Açın (1987; 1994; 1995) yapmıştır. Gerek kültürel gerekse floristik açıdan oldukça zengin bir ilimiz olan Hatay’da gerçekleştirdiğimiz bu çalışma konuyla ilgili biyolojik referanslarının artması sağlamıştır.

2-Metot

Çalışmamız kapsamında öncelikle Antakya ve çevresinde yaşayan çalgı icracıları, yapımcıları ve onarım-bakımcıları ile görüşülmüş ve kendilerinden icra ettikleri ya da yaptıkları çalgılarda kullanılan bitkiler ile ilgili bilgiler alınmıştır. Söz konusu bitkinin araziden temini esnasında yapımcılar ile birlikte gidilerek ilgili bitkiden tür teşhisi için numuneler alınmış, kişilerin sözlü bildirimleri ile yetinilmeksizin ilgili bitkinin doğal haliyle görülüp teşhis edilmiştir. Çalışmamızın temel materyali Antakya ve çevresinde flora elemanı olan ya da yetiştirilen bitkilerdir. Yapımcıların odun hammaddesini bölge hatta ülke dışından da getirtebilmektedirler. Nispeten az kullanılan bu örnekler çalışmamız kapsamına alınmamıştır. Çalışma bölgemiz dışında bulunan ve Antakya florasına ait bölge bitkilerini kullanan çalgı yapımcıları ve icracılarına da danışılmıştır. Çalgı yapımcılarının arazide gösterdikleri bitkilerin teşhisi için Flora of Turkey and The East Aegean Islands (Davis, 1965–1985; Davis ve ark., 1988, Güner ve ark., 2000)’dan yararlanılmıştır.

Page 65: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

65

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3-Sonuç

Antakya çalgı yapımında kullanılan ağaç, ağaççık ya da çalı formunda 20 familyaya ait 36 bitki türü teşhis edilmiştir (Çizelge 1). Bu bitkiler 18 farklı çalgının ve bu çalgılardaki yardımcı parçaların üretiminde kullanılmaktadır (Çizelge 2). Hangi odunun hangi çalgıda kullanılacağını belirleyen başlıca özellik odunun sertliğidir. Örneğin telli çalgılarda tekne kısmında işlenebilirlik düzeyi yüksek ağaçlar tercih edilirken, sap kısmında sert-dayanıklı ağaçlar, gövde kapağında ses iletkenliği yüksek olacak ağaçlar tercih edilmektedir.

Çizelge 1. Antakya çalgı yapımında kullanılan odunsu bitkiler

No Familya Bitkinin bilimsel adı Türkçe adı Kullanıldığı Çalgılar

1 Aceraceae Acer platanoides L. Akçaağaç 9,10,11,13 2 Apocynaceae Nerium oleander L. Zakkum 3

3 Buxaceae Buxus sempervirens L. Şimşir 9,10,11,12,16 4 Caprifoliaceae Viburnum opulus L. Dağdağan 2

5 Cupressaceae Juniperus excelsa M. BIEB. subsp. excelsa

Boz ardıç 9,10

6 Cupressaceae Juniperus foetidissima WILLD. Kokulu ardıç

Kokulu ardıç 9,10

7 Cupressaceae Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus L.

Dikenli ardıç

9,10

8 Cornaceae Cornus mas L. Kızılcık 8

9 Corylaceae Carpinus orientalis MİLLER Gürgen 9,10,11,12,14 10 Fagaceae Fagus orientalis LIPSKY Kayın 9,10,11 11 Fagaceae Quercus cocifera L. Meşe 8,14,16

12 Juglandaceae Juglans regia L. Ceviz 9,10,11,14

13 Moraceae Morus alba L. Akdut 9,10,11 14 Moraceae Morus nigra L. Karadut 9,10,11

15 Myrtaceae Myrtus communis L. subsp. communis

Murt

14

16 Oleaceae Fraxinus excelsior L. subsp. excelsior L.

Dişbudak

9,10,11

17 Pinaceae Abies cilicica (Ant. et Kotschy) Carr. subsp. cilicica

Göknar

9,10,11

18 Pinaceae Cedrus libani A. RICH var. libani

Sedir

9,10,11

19 Pinaceae Picea orientalis (L.) Link. Ladin 9,10,11, 13

20 Pinaceae Pinus halepensis MILLER Halep çamı 14,16 21 Pinaceae Pinus nigra J. F. ARNOLD

subsp. nigra Kara çam

14,16

Page 66: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

66

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

22 Poaceae Arundo donax L. Arundo donax L. 1,2,3,4,5,6,7,8

23 Platanaceae Platanus orientalis L. Çınar 9,10,11 24 Punicaceae Punica granatum L. Nar 14

25 Rosaceae Amygdalus communis L. Badem 14

26 Rosaceae Prunus armeniaca L. Kayısı 2,7,8 27 Rosaceae Prunus avium L. Kiraz 9,10 28 Rosaceae Prunus domestica L. Erik 2,7,8

29 Rosaceae Prunus persica (L.) Stokes Şeftali 11,12,16 30 Rosaceae Prunus spinosa L.

subsp. dasyphylla Yabani erik 2,7,8

31 Rosaceae Pyrus sylvestris Gray Elma 11,12,16

32 Rutaceae Citrus aurantium L. Turunç 14 33 Rutaceae Citrus limon (L.) Burm.f. Limon 9,10,14 34 Rutaceae Citrus sinensis (L.) Osbeck Portakal 14 35 Salicaceae Populus alba L. Kavak 14 36 Tiliaceae Tilia argentea DESF. EX DC. Ihlamur 9,10,11

Çizelge 2. Antakya’da üretilen ve çalışmada incelenen çalgılar

No: Enstrüman (Çalgı) adı

1 Ney 2 Mey 3 Kaval

4 Zurna 5 Zamır (Argın)

6 Zamır mıcvez (Çiftli argın)

7 Zamır tıvil (Uzun argın)

8 Şıbbebi (Çoban flütü)

9 Bağlama

10 Cura 11 Ud

12 Keman 13 Rebab (Kabak kemane) 14 Davul

15 Marakas 16 Kaşık 17 Düdük 18 Baget

Page 67: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

67

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Öneriler

Bu çalışma sonucunda, Hatay florasında bulunan odunsu bitkilerin az bilinen bir değerlendirme alanı incelenmiştir. Hatay florasındaki odunsu bitkiler, çalgı imalatçıları tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadırlar. Pek çok durumda, yerel floradaki bitkiler hammadde gereksinimini karşılamaktadır. Ancak ithal odun kullanımı da mevcuttur. Bazı imalatçılar, ithal odun kullanımının gerekli olmadığını, yerli hammadde ile üretilen çalgıların ses kalitesi bakımından her hangi bir fark arzetmediğini vurgulamışlardır. Örneğin Carpinus orientalis (Gürgen) florada mevcut olan ve pek çok enstrumanda, ithal odunların yerine rahatlıkla kullanılabilen türlerdendir. Bu gibi ağaç türlerinden kontrollü bir şekilde faydanılmasının teşviki ekonomik açıdan yararlı olacaktır. Arundo donax, çalışmamızdaki Poaceae familyasına mensup, odunsu olmayan istisnai bir örnek olsa da en önemli türlerden biridir. Çünkü, Samandağ’da Asi nehri’nin denize döküldüğü dar bir alanda yayılış gösteren populasyonlar ney yapımı için özellikle tercih edilmektedirler ve geçmişten bugüne değin, ses kalitesi açısından dünya çapında üne sahiptirler. Ses kaliteleri tamamen ortamın ekolojik koşulları ile ilgilidir ve tarımsal üretimle aynı ses kalitesine sahip kamışlar elde edilememektedir. Dar yayılışlı olan bu özel populasyonların habitatları çöp dökme, tarla açma gibi antropojenik baskılar altındadır ve bir an önce koruma altına alınmaları gerekmektedir. Kaynaklar 1. Açın, C., 1987. Halk çalgılarımızda kullanılan ağaçların önemi, 3. Milletlerarası Türk folklor

kongresi bildirileri, 1-10.

2. Açın, C., 1994. Enstrüman Bilimi (Organoloji). Yenidoğan basımevi, 500 s, İstanbul.

3. Açın, C., 1995. Organoloji 2, Yenidoğan basımevi, 205 s, İstanbul.

4. Davis PH (ed.), 1965-1985. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol. 1-9. Edinburgh: University Press.

5. Davis PH (ed.), 1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands (Supplement). Vol. 10. Edinburgh: University Press.

6. Güner A, Özhatay N, Ekim T & Bafler KHC (2000). Flora of Turkey and the East Aegean Islands, Second Supplement.Vol. 11. p. 656. Edinburgh: University Press.

Page 68: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

68

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 69: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

69

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

BRİYOFİT (KARAYOSUNU-CİĞEROTU) ENVANTER ÇALIŞMALARI

Serhat URSAVAŞ

Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 18200 Çankırı [email protected]

Recep SÖYLER Çankırı Karatekin Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği

Bölümü, 18200 Çankırı

Özet

Briyofit terimi; Ciğerotları, boynuzotları ve karayosunlarını da içerisine alan geniş bir bitki grubu için kullanılır. Briyofitler ile alakalı gerek envanter konularında olsun gerekse hasat ve ticareti konularında olsun yapılmış çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu konuda; Meksika, Büyük Britanya ve Amerika’nın güney doğusunda yapılmış bazı çalışmalar mevcuttur. Ülkemizde ise briyofit (Karayosunu) envanteri konusunda şimdiye kadar yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.

Türkiye’de 2014 yılında karayosunu envanteri ile alakalı ilk çalışma “Eldivan Dağı Kuzey Aklanı Karayosunu (Musci) Envanteri” adında, yüksek lisans tez çalışması olarak başlatılmış olup, arazi çalışmaları halen devam etmektedir. Araştırma alanının büyük çoğunluğu 60-70 yıl öncesinden kurulmuş olan, karaçam plantasyon sahalarından oluşmaktadır. Alanın az bir kısmında ise sarıçam ile ağaçlandırılmıştır. Lokal olarak ise doğal ve bozuk formda karaçam meşçereleri bulunmaktadır. Yaklaşık 4.200 ha bir alanı kapsayan çalışma alanında, 300 x 300 m’de bir deneme noktası alınarak toplamda 450 örnekleme noktasının alınması planlanmıştır. Yapılan bu çalışmada şimdiye kadar yaklaşık 150 noktadan karayosunu örnekleri alınmış ve teşhisleri yapılmıştır.

Bu çalışma ile; Ülkemizde ilk defa yapılan, karayosunu envanter çalışması hakkında bilgiler verilecektir. Çalışmanın tamamlanması ile alanın karayosunu tür çeşitliliği tespit edilecek, tespit edilen türlerden alanda ne kadar bulunduğu, yüzeysel olarak kapladıkları alanlar yaklaşık olarak tespit edilecek, bu türlerin ıslak ağırlıkları, hava kuru ağırlıkları ve fırın kuru ağırlıkları tespit edilerek türlere ait su tutma kapasiteleri hesaplanacaktır. Aynı zamanda; Türlerin alandaki dağılım haritaları oluşturulacak. Hangi bölmede zeminde (Toprak ve Kaya üzerlerinde) ve ağaç üzerlerinde hangi karayosunu türlerinden kaç kg bulunduğu tespit edilecektir. Eğer tespit edilen türler

Page 70: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

70

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

hasat yapılacak miktarlarda ise amenajman planlarına entegre edilebilecek şekilde hasat planları oluşturulacaktır.

Anahtar kelimeler: Eldivan Dağı, Karayosunu, Envanteri, Çankırı, Türkiye

Abstract The term Bryophytes define a wide group of plants including liverworts, hornworts and mosses. And very few studies have been carried on them in terms of its inventory, harvesting and trade. Some of the studies have been carried in Mexico, Great Britain and Southeast America. But there isn’t any studies on bryophytes inventory in Turkey so far. The first study on moss inventory in Turkey was carried out in 2014 as a master’s thesis under the name of “Moss (Musci) Inventory in the Northern Aspect of Eldivan Mountain", then field studies has proceeded. The majority of the research field consists of black pine plantation areas that were established 60-70 years ago while a small portion of which was planted with the Scots pine. Yet, natural and distorted form of the black pine stands can be seen locally. It has planned to take samples from a total of 450 points on a trial spot on the 300 x 300 m within an area of approximately 4,200 ha. In this study moss samples have been collected from approximately 150 points and diagnosed so far. This study will provide informations on moss inventory for the first time in Turkey. At the end of the study, first, it is aimed to detect roughly the moss species diversity of the field, the amount of species on the field, the areas they cover; then water-holding capacity of the species will be calculated by determining wet, air dry and oven dried weights of them. After that custom pin maps for the species on the field will be created. Later, the amount and type of mass species on which surface (soil and rock) and on trees will be examined. If mosses density of the area is suitable for harvesting, then a moss harvesting plan will be formed in a way to be integrated into the management plans. Keywords: Eldivan Mountain, Moss, Inventory, Çankırı, Türkiye.

Page 71: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

71

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1- Giriş

Karayosunları yeryüzündeki en eski kara bitkilerinden birisi olmasına karşın, bu bitkilerin kullanım alanları ve faydaları çoğu insan için bilinmemektedir. Karayosunları ne gerçek bir gövde, yaprak, kök ne de gerçek bir damar sistemine sahip bitkilerdir. Bu gurup bitkiler yüksek nem, bol yağış ve gölgeli alanları severler fakat içlerinde kurak ve yağış almayan ortamlara uyum sağlamış türlerde mevcuttur. Karayosunları dik bir gövde sistemine ve bu gövdeye spiral veya üst üste gelerek kiremit şeklinde bağlanmış yaprak benzeri yapılara sahiptirler. Kendi içlerinde iki gruba ayrılırlar birinci grup “Pleurocarpous” karayosunları (halı-şeklinde) dediğimiz dallanmış bir gövde yapısına sahip ve yan dallarından sporofit dediğimiz üreme organlarını oluşturan gruptur. İkincisi ise “Acrocarpous” (dik) karayosunlarıdır. Bunlar ise tek bir gövdeye sahip, dallanma yapmayan ve sporpfit yapıları ise bu gövdenin uç kısmından çıkan karayosunlarıdır. Pleurocarpous karayosunları gölgeli ve nemli yerleri daha çok tercih ederken, acrocarpous karayosunları kuraklığa daha dayanıklı türlerden oluşmaktadır. Bu küçük yapılı bitkiler kendi mikro iklimini oluşturarak topraktaki nemi korumakta, yamaç ve engebeli arazilerde toprak erozyonunu önlemekte ve ormanlık alanlarda ise tohum yastığı olarak ekolojik bir görev yapmaktadırlar (Saxena ve Harinder, 2004).

Geçmişte karayosunları, yastık kılıfların içerisinde veya tabut ve beşiklerdeki çatlakların tıkanması gibi amaçlar için kullanılırdı. Günümüzde ise bahçecilikte, ambalaj materyali olarak, yakıt olarak, konut yapımında, ev halkı tarafından, tıbbi amaçlı olarak, erozyon kontrol amaçlı olarak, hayvan yemi olarak, gösterge bitkiler olarak kullanımı, bunun yanında saksı bitkilerinde ticari amaçla kullanılmalarının yanında güzel sanatlar ve el sanatlarında da bir nesne üzerinde süs eşyası olarak kullanılmaktadır (Şekil 1). Kullanım alanları oldukça fazla olan karayosunlarının ülkeler arası ticareti de yapılmaktadır. Son yıllarda ticari olarak internet üzerinden de karayosunlarının satışı da yapılmaktadır (Peck ve Ark., 2011).

Page 72: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

72

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 1. Karayosunlarının evsel süs eşyası olarak kullanımı.

Peck ve Ark., (2011) bildirdiğine göre; ABD’nin Pensilvanya eyaletinde, orman ekosisteminden levha halinde karayosunları hasat edilmekte olduğunu ifade etmiş, bu karayosunu fiyatlarının ise; bölgeden bölgeye, yıldan yıla ve ürüne göre değişiklik gösterdiğini ve kilo başına birim fiyatı 0,50 $ dan 1,50 $ arasında değişim göstermektedir. Karayosunu alıcılarının genellikle yerel olarak bulunduğunu, ancak ülkenin dört bir yanından alıcıların ise internet üzerinden bu ürünleri satın alabildiğini ifade etmişlerdir.

Ülkemizde karayosunlarının toplanılmasına orman mevzuat çerçevesinde izin verilmektedir. Toplatılan karayosunlarından yurt dışındaki birim fiyatlar baz alındığında çok düşük bir ücret karşılığında satışı yapılmaktadır. Şimdiye kadar değişik miktarlarda, değişik zaman ve periyotlarda; Adana, Antalya, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, İstanbul, İzmir, Isparta, Kütahya, Kastamonu, Mersin, Muğla, Sinop ve Zonguldak Orman Bölge Müdürlüklerinden karayosunu materyali toplanılmıştır. Toplanan ürünler ülke içerisinde değerlendirilmiş, ticari amaçla yurt dışına herhangi bir satış yapılmamıştır (Ursavaş ve Ark., 2013).

Özellikle 2000 yılından günümüze kadar her yıl az ya da çok Balıkesir, İzmir ve Bursa Bölge Müdürlüklerinden karayosunu hasadı yapılmış, aynı zamanda bu bölge müdürlüklerimiz, Türkiye’de en fazla karayosunu hasadının yapıldığı bölgelerdir. Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığının verilerine göre; 1994 yılından bu yana karayosunları orman ekosisteminden hasadı yapılmaktadır ve her yıl ortalama 184 ton karayosununun hasat edildiği resmi verilerde kayıt altına alınmıştır (Ursavaş ve Ark., 2013).

Page 73: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

73

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Odun dışı ürünlerden olan karayosunlarının üzerinde bu denli bir baskı olmasına karşın envanter çalışmalarına yönelik herhangi bir çalışma şu ana kadar yapılmamıştır.

2- Araştırma Alanı

Araştırma alanı olarak Çankırı ili Eldivan ilçesinde bulunan Eldivan Dağının Kuzey Aklanı (İldivan Dağı) seçilmiştir. Eldivan ilçesi, Çankırı il merkezine yaklaşık 20 km, Ankara’ya ise 100 km mesafededir (Şekil 2). Alanın hakim ağaç türü Anadolu karaçamdır (Pinus nigra Arnold. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe). Çok az bir kısmı saf ve Anadolu karaçamı ile karışık sarıçam (Pinus sylvestris L.) meşcerelerinden oluşmaktadır. Bunun yanında alanda bozuk meşelik sahalarda yer almaktadır.

Şekil 2. Araştırma alanı.

Page 74: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

74

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Alanın belli başlı tepe ve sırtları şunlardır: İldivan Tepe (1809 m), Muraffa T. (1641 m), Lalelik T. (1332 m), Aliusta T. (1328 m), Ahlatlı T. (1435 m), Akkaya T. (1791 m), Hasanarkaç T. (1716 m), Kolaçsivri T. (1596 m), Elhamur T. (1422 m) alanda yer alan tepelerdir. Çıplak Sırtı, Çamevliya Sr., Çökeçük Sr., Gemlik Sr., Çakmaklı Sr., alanda yer alan belli başlı sırtlardır.

Alanın belli başlı akarsu ve dereleri şunlardır: Sakatçayı Deresi, Kamış D., Kelmahmut D., Karanlık D., Kara D., Taşlı D., Kiraz D., Eşşekyatan D., Çördüklü D., Evliya D., Arkoşan D., Sarıkkaya D. Karataçbağı D. ve Kavaklıbahçe D. alanda yer alan derelerdir.

Orman fonksiyonları bakımından alanın tamamı Muhafaza karakterli orman vasfındadır. Şahin Tepesi adı verilen küçük bir kısmı ise rekreasyon amaçlı kullanılmaktadır. Muraffa Tepesinde (1641 m) yangın gözetleme kulesi ve TV. verici anteni yer almaktadır. Kışlakonağı mevkiinde Karadere Sulama Göleti bulunmaktadır.

3- Materyal Metot

Ülkemizde karayosunlarının envanterinin nasıl çıkartılacağı konusunda yapılmış tam anlamıyla bir çalışma bulunmamaktadır. Fakat yurt dışında karayosunu hasadı ile ilgili çalışmalar incelendiğinde Amerikalı JeriLynn E. Peck’in bu konuda birkaç makalesi bulunmaktadır. Bunlardan biride “Commercial moos harvest in Northwestern Oregon: biomass and accumulation of epiphyttes” (Peck ve McCune 1998). Adlı çalışmasında alan büyüklüğüne göre 200 m veya 300 m mesafelerde örnekleme noktalarının belirlenerek yapılan envanter çalışmasının güvenilir bir yöntem olduğunu ifade etmiştir. Çalışma alanımız 4.200 ha ve oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır bu yüzden çalışmada 300 m de bir deneme noktası alınmıştır (Şekil 3). Demene noktaları sol üst köşeden başlamak üzere soldan, sağa ve yukarıdan, aşağıya doğru sırayla artmaktadır.

Page 75: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

75

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 3. Araştırma alanında 300 m de bir alanına deneme noktaları.

Alınan her deneme noktasındaki zemin üzerindeki briyofitlerin hesaplanması için birçok araştırıcı değişik alansal büyüklüklerde çalışmalar yapmışlardır. Örneğin: Fenton ve Frego (2005) 0.5 m x 0.5 m (0.25 m2), Vanderpoorten ve Ark., (2004) 1 m x 1 m (1 m2), Piessens ve Ark., (2008) 2 m x 2 m (4 m2 ) gibi. Biz bu çalışmada Piessens ve Ark., (2008) yapmış olduğu gibi 2 x 2 m (4 m2)’ lik örnekleme alanları alınmıştır (Şekil 4).

Şekil 4. Dört metre karelik örnekleme alanı (2 x 2 m2)

Page 76: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

76

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Örnek alanlar içerisine giren her bir karayosunu materyalinin ilk önce doğal ortamdaki fotoğrafı çekilecek, bir ölçüm aleti (Ağaç metre, Şerit metre vs.) yardımıyla kapladıkları alanlar cm2 cinsinden yazılarak not edilmiştir (Şekil 5).

Şekil 5. Örnekleme alanına giren karayosunu örneğinin en ve boyunun ölçülmesi

Her karayosunu materyalinden küçük bir poşet içerisine istasyon bilgilerinin yazılı olduğu bir etiket ile birlikte 1-2 veya 5 cm2 büyüklüğünde (Örnek büyüklüğüne göre değişmektedir) briyofit örnekleri alınacak ve daha sonra laboratuvarda bu örneklerin teşhisleri yapılacaktır. Ayrıca her istasyon noktası için: coğrafi koordinatlar, çevresindeki bitki örtüsü, rakım, tarih, karayosunu materyalinin toplandığı habitat (Kaya, toprak, ağaç), kapalılık, ağaç boyu, yaşı, eğimi, bakısı, alanda bulunan ağaçların kuru ve yaş dal yükseklikleri not edilmiştir.

Eğer istasyon noktası bir dere, akarsu, kaynak suyu, yol, ana kaya gibi örnek alınmasını güçleştirecek veya örnek alınma ihtimali olmayan alanlara denk gelirse, alınacak nokta yoldan veya dereden 50 m ilerisinden veya 50 m gerisinden alanı temsil eden bir lokaliteden alınmıştır. Örnekleme yapılan noktalardaki 4 m2 alanda karayosunu türünün kaç cm2 yayılış gösterdiği ve ağırlıkları hesaplandıktan sonra ha da ki yayılışı ve kg cinsinden ne kadar olduğu tüm deneme alanlarındaki veriler toplanıp hesaplanacaktır.

Deneme alanındaki ağaç üzerlerindeki karayosunlarının envanterinin hesaplanması için; Caners ve ark. (2013) yapmış olduğu çalışmadaki gibi 50 m2 bir alan (3.98 m yarıçapındaki bir daire) içerisindeki ağaç türlerin üzerlerindeki karayosunu örnekleri ölçülmüştür (Şekil 6). Alan içerisine giren ağaç, ağaççık, çalı gibi türlerin üzerlerindeki karayosunları bir ölçüm aleti (Ağaç metre, Şerit metre vs.) yardımıyla

Page 77: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

77

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

kapladıkları alanlar, eni ve boyu ölçülerek cm2 cinsinden yazılarak not edilecektir. Her karayosunu materyalinden küçük bir poşet içerisine istasyon bilgilerinin yazılı olduğu bir etiket ile birlikte 2 cm2 büyüklüğünde bir örnek alınacak ve bu örnek daha sonra laboratuarda teşhisleri yapılacaktır. Diğer hesaplamalar yine zemin üzerinden alınan örnekler gibi hesaplanacaktır. Bunun yanında 50 m2 önek alan içerisinde giren, üzerlerinde karayosunu olan ağaçların her birinin 1.30 cm seviyesinden ağaç çapı ve artım burgusu yardımıyla da yaşları hesaplanmıştır. Eğer deneme alanı içerisine giren ağaçlar üzerinde herhangi bir karayosunu olmadığı takdirde herhangi bir ölçüm işlemi yapılmamıştır.

Şekil 6. Ağaç üzerindeki briyofitler için 50 cm2 lik deneme alanı.

Deneme alanından toplanan örnekler laboratuara getirilerek doğrudan güneş görmeyen bir ortamda 1-2 gün kurutulmaya bırakıldı. Kuruyan örnekler çeşitli flora eserleri yardımıyla mikroskop altında teşhisleri yapıldı. Teşhisleri biten örneklerin üzerlerindeki toprak ve ibre artıkları gibi yabancı maddelerden temizlenmesi yapıldı. Küçük örnekler 2x2 cm, büyük örnekler 4x4 cm olarak kesilerek fazlalıkları temizlendi. Daha sonra her bir örnek hassas terazi yardımıyla hava kuru ağırlıkları ölçüldü, fırın kuru hale getirmek için etüvde 3 gün süresince bekledi. Etüvden çıkan örnekler yeniden tartılarak fırın kuru ağırlıkları ölçüldü. En son olarak bir fıs fır yardımıyla örnek emebileceği kadar suyu emdirerek yeniden ağırlıkları ölcüldü.

Page 78: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

78

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

Bu ölçümler bittikten sonra her deneme alanında hangi türlerin olduğu, bu türlerin kapladıkları alanların kaç m2 olduğu ıslak, hava kuru ve tam kuru ağırlıkları hesaplanmış oldu.

4- Bulgular

Araştırma alanında toplamda 450 noktadan deneme alanı alınacaktır. Şimdiye kadar toplam 150 deneme noktasından örnekler alınmıştır. Alınan bu deneme alanlarında toplam 296 örnek alınmış ve teşhisleri yapılmıştır.

Bu briyofit örneklerinin teşhis edilmesi sonucunda; toplamda 10 familya ve 15 cinse ait 36 takson teşhis edilmiştir. Takson sayısı bakımından en zengin familyalar sırasıyla şöyledir: Pottiaceae (8), Brachytheciaceae (8), Orthotrichaceae (6), Grimmiaceae (4), Hypnaceae (2), Bryaceae (2), Dicranaceae (2), Thuidiaceae (1), Amblystegiaceae (1), Hylocomiaceae (1). Takson sayısı bakımından en zengin cinsler şu şekildedir: Orthotrichum (6), Tortula (5), Brachythecium (4), Homalothecium (3), Syntrichia (2), Hypnum (2), Bryum (2), Dicranum (2), Schistidium (2), Grimmia (2), Tortella (2), Amblystegium (1), Pseudoscleropodium (1), Hylocomium (1), Abietinella (1) (Tablo 1).

Bunun yanında; 150 deneme alanından alınan 296 örneğin, 203 tanesi toprak üzerinden, 77 örnek ağaç üzerinden ve 16 örnek ise kaya üzerinden alınmıştır. Alanda toprak yüzeyinde tespit edilen tür sayısında bir üstünlük söz konusudur.

Page 79: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

79

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Tablo 1. Deneme noktalarından tespit edilen taksonlar Familya Sayısı Tür Sayısı Bulunuş

sayısı 1 Amblystegiaceae 1 Amblystegium serpens 1 5 2 Brachytheciaceae

8

Brachythecium velutinum

4

13 3 Brachytheciaceae Brachythecium erythrorrhizon 25 4 Brachytheciaceae Brachythecium glareosum 3 5 Brachytheciaceae Brachythecium albicans 4 6 Brachytheciaceae Homalothecium sericeum

3 5

7 Brachytheciaceae Homalothecium philippeanum 18 8 Brachytheciaceae Homalothecium lutescens 15 9 Brachytheciaceae Pseudoscleropodium purum 1 1 10 Bryaceae

2 Bryum caespiticium

2 1

11 Bryaceae Bryum capillare 5 12 Dicranaceae

2 Dicranum scoparium

2 16

13 Dicranaceae Dicranum tauricum 1 14 Grimmiaceae

4

Schistidium confertum 2

1 15 Grimmiaceae Schistidium apocarpum 2 16 Grimmiaceae Grimmia trichophylla

2 5

17 Grimmiaceae Grimmia funalis 1 18 Hylocomiaceae 1 Hylocomium splendens 1 1 19 Hypnaceae

2 Hypnum cupressiforme

2 20

20 Hypnaceae Hypnum lacunosum 6 21 Orthotrichaceae

6

Orthotrichum affine

6

6 22 Orthotrichaceae Orthotrichum striatum 4 23 Orthotrichaceae Orthotrichum speciosum 3 24 Orthotrichaceae Orthotrichum anomalum 3 25 Orthotrichaceae Orthotrichum tenellum 1 26 Orthotrichaceae Orthotrichum liellii 1 27 Pottiaceae

8

Syntrichia laevipila 2

1 28 Pottiaceae Syntrichia ruralis 38 29 Pottiaceae Tortula inermis

5

3 30 Pottiaceae Tortula subulata 6 31 Pottiaceae Tortula virescens 2 32 Pottiaceae Tortula vahliana 1 33 Pottiaceae Tortula caninervis var. gypsophila 1 34 Pottiaceae Tortella tortuosa

2 5

35 Pottiaceae Tortella densa 2 36 Thuidiaceae 1 Abietinella abietina 1 1 Deneme noktalarından şimdiye kadar en fazla rastlanılan taksonların listesi Tablo 2 de verilmiştir. Tablo 2 de tespit edilen türler aynı zamanda yurt dışında ticareti yapılan türleri oluşturmaktadır. Tablo 2’de görüldüğü üzere alanda en yaygın tür 38 nokta ile Syntrichia ruralis’tir. Syntrichia ruralis türünün 20,5 tonu ağaç üzerinden ve 985,7 tonu ise toprak üzerinden olmak üzere toplamda 1006,2 ton bioması hesaplanmıştır (Tablo 3).

Page 80: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

80

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Tablo 2. Deneme noktalarında en fazla rastlanılan türler. Tür Bulunuş sayısı 1 Syntrichia ruralis 38 2 Brachythecium erythrorrhizon 25 3 Hypnum cupressiforme 20 4 Homalothecium philippeanum 18 5 Dicranum scoparium 16 6 Homalothecium lutescens 15 7 Brachythecium velutinum 13

Tablo 3. Syntrichia ruralis’in 150 deneme noktasındaki toplam hava kuru ağırlığı (ton).

Deneme alan no Miktar (Ton) Substrat 1 115 0,3 Ağaç üzeri 2 118 9,3 Ağaç üzeri 3 143 0,6 Ağaç üzeri 4 146 9,5 Ağaç üzeri 5 289 0,8 Ağaç üzeri 6 54 30,1 Toprak üzeri 7 72 46,4 Toprak üzeri 8 73 1,1 Toprak üzeri 9 93 85 Toprak üzeri 10 118 0,7 Toprak üzeri 11 168 33,5 Toprak üzeri 12 170 8,4 Toprak üzeri 13 172 32,5 Toprak üzeri 14 173 3,1 Toprak üzeri 15 174 9 Toprak üzeri 16 198 2,7 Toprak üzeri 17 200 12,1 Toprak üzeri 18 201 354 Toprak üzeri 19 204 24,7 Toprak üzeri 20 228 64,6 Toprak üzeri 21 257 3 Toprak üzeri 22 258 27,2 Toprak üzeri 23 256 29 Toprak üzeri 24 260 6,5 Toprak üzeri 25 266 5,7 Toprak üzeri 26 284 0,6 Toprak üzeri 27 285 6,9 Toprak üzeri 28 289 81,9 Toprak üzeri 29 295 30,7 Toprak üzeri 30 319 9 Toprak üzeri 31 320 0,6 Toprak üzeri 32 322 43 Toprak üzeri 33 325 6 Toprak üzeri 34 344 9,8 Toprak üzeri 35 351 5,7 Toprak üzeri 36 353 4,7 Toprak üzeri 37 368 4,8 Toprak üzeri 38 370 2,7 Toprak üzeri

TOPLAM 1006,2 TON

Page 81: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

81

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

Yurt dışında ticareti yapılan briyofitler özellikle; halı şeklinde, zemini örten, iç içe geçmiş veya bir küme şeklinde, yastık formatında yayılış gösteren türler tercih edilmektedir. ABD’den kırktan fazla ülkeye ihracatı yapılan ve ülkemizde de bulunan bazı karayosunu türleri şunlardır:

Anomodon attenuatus, Antitrichia curtipendula, Aulacomnium androgynum, A. palustre, Brachythecium salebrosum, B. plumosum, Ctenidium molluscum, Dicranum scoparium, D. tauricum, D. fuscescens, Eurhynchium hians, E. praelongum, Homalothecium sericeum, H. aureum, H. philippeanum, H. lutescens, Hylocomium splendens, Hypnum cupressiforme, H. lacunosum, H. imponens, Isothecium myosuroides, Metaneckera menziesii, Orthotrichum lyellii, Plagiothecium laetum, P. undulatum, P. ellipticum, P. cuspidatum, Rhodobryum roseum Rhytidiadelphus loreus, R. triquetrus, Tetraphis pellucida, Thuidium delicatulum, Syntrichia ruralis, vb. (Muir, 2004).

Tablo 3’te görüldüğü üzere sadece akrokarp özellik gösteren Syntrichia ruralis 1006,2 ton olarak hesaplanmıştır. Sürdürülebilir bir briyofit hasadı için alandaki tespit edilen karayosunu miktarın 1/3 ünden fazlasının hasat edilmesi istenmez. Ağaç üzerinden hasat edilecek kadar yeterli miktarda örnek bulunmadığından ağaç üzerinden karayosunu hasadı yapılmamalıdır. Toprak üzerindekilerin ise 328,5 ton Syntrichia ruralis karayosunu hasat edilebilir durumdadır.

Alanda rastlanan ikinci büyük tür pleurocarp özellik gösteren Brachythecium erythrorrhizon dur. 150 deneme noktasından 24 noktada tespit edilmiştir ve alanda ki bireylerin hepsi toprak üzerinden kaydedilmiştir. Toplamda ise alanda 1103,2 ton Brachythecium erythrorrhizon bulunduğu saptanmıştır. Bunun ise 1/3’lük kısmı yani 367,7 tonu hasat edilebilir miktardadır.

5- Tartışma ve Sonuç

Ülkemizde karayosunlarının toplanılmasına orman mevzuat çerçevesinde izin verilmektedir. Şimdiye kadar değişik miktarlarda, değişik zaman ve periyotlarda; Adana, Antalya, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, İstanbul, İzmir, Isparta, Kütahya, Kastamonu, Mersin, Muğla, Sinop ve Zonguldak Orman Bölge Müdürlüklerinden karayosunu materyali toplanılmıştır. Toplanan ürünler ülke içerisinde değerlendirilmiş, ticari amaçla yurt dışına herhangi bir satış yapılmamıştır. (Ursavaş ve Ark., 2013).

Page 82: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

82

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 184 ton karayosunu resmi veriler doğrultusunda orman ekosisteminden toplanıp çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır (Ursavaş ve Ark., 2013). Orman ekosisteminden toplatılan briyofitlere yönelik şimdiye kadar herhangi bir envanter çalışması yapılmamıştır.

Araştırma alanından toplam 450 deneme noktasından veriler alınacak olup şimdiye kadar 150 deneme noktasından veriler toplanabilmiştir. Bu 150 noktadaki deneme noktasındaki verilere göre alanda en çok rastlanılan tür Syntrichia ruralis ve daha sonra sırasıyla; Brachythecium erythrorrhizon, Hypnum cupressiforme, Homalothecium philippeanum, Dicranum scoparium, Homalothecium lutescens, Brachythecium velutinum dur. Bu türler uluslar arası ticarette tercih edilen türlerdir.

Araştırma alanı İç Anadolu bölgesinde yarı-kurak bir alanda bulunmaktadır. Aynı zamanda 60-70 yıl önce plantasyonla ağaçlandırılmış bir bölgedir. Doğal orman olmadığından, iç Anadolu gibi kurak bir bölgede bulunduğundan dolayı ağaç üzerlerinde hasadı yapılacak kadar yeterli bollukta briyofit örneklerine rastlanılmamıştır.

Tablo 2’den de anlaşılacağı üzere toplamda 1006,2 ton hava kuru briyofit alanda bulunmaktadır, bunların 20,5 ton’u ağaç üzerinden ve geriye kalan 985,7 ton toprak yüzeyindeki briyofit miktarıdır. Sürdürülebilir bir briyofit hasadı için alandaki örneklerin en fazla 1/3 ü hasat edilmesi uygun olacağından 328.6 ton sadece Syntrichia ruralis türünden, 367,7 ton Brachythecium erythrorrhizon türünden hasat edilebilir karayosunu bioması bulunmaktadır.

Peck ve arkadaşları (2011) Pensilvanya’da, karayosunu fiyatlarının bölgeden bölgeye, yıldan yıla ve ürüne göre değişiklik gösterdiğini, kilo başına birim fiyatı ise 0,5 $ veya 1,5 $ arasında değişim gösterdiğini ifade etmişlerdir. Araştırma alanından tespit edilen Syntrichia ruralis’e ait 328.600 kg x 0.5 $ = 164.300 $ ile 328.600 kg x 1,5 $ = 492.900 $ arasında, Brachythecium erythrorrhizon’a ait 367,7 ton x 0.5 $ = 183.850 $ ile 367,7 ton x 1,5 $ = 551.550 $ arasında uluslar arası pazar değerine sahiptir.

Şimdiye kadar alandan alınana toplam 150 deneme noktasından 30 noktada briyofit örneğine rastlanılmamıştır. Briyofit örneklerinin bulunmadığı noktaların meşçere tiplerine bakıldığında; Çka, Çkcd3, Çkbc1, Çka0-E, OT-Z, Z, Bozuk Çk, Bozuk Çk-1, Bozuk Çk-E, Bozuk M, Bozuk M-E meşçere tiplerinde olduğu gözlemlenmiştir. Görüldüğü üzere briyofit örneklerinin bulunmadığı alanlar bozuk kapalılığı yok olmuş veya a çağında sık toprak yüzeyine güneş ışığının girmediği alanlardır. Bu alanlarda yapılacak olan silvikültürel müdahaleler ile alana briyofit örneklerinin gelmesi sağlanabilir. Böylelikle; Briyofitler Orman ekosistemi için kendi mikro

Page 83: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

83

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15 

iklimini oluşturarak topraktaki nemi koruyucu, yamaç ve engebeli arazilerde toprak erozyonunu önleyici, ormanlık alanlarda tohum yastığı olarak tohumun çimlenmesinde ekolojik görevlerini sürdürmeleri sağlanarak orman ekosistemini düzenleyici rol üstlenirler (Saxena ve Harinder, 2004). Yapılacak olan silvikültürel müdahaleler ile bozuk alanlar iyileştirilerek bu alanlara briyoritlerin gelmesi ve yayılış alanlarının arttırılması sağlanabilir.

Kaynaklar

Caners, R.T., Macdonald, S.E., Belland, R.J. 2013. Bryophyte assemblage structure after partial harvesting in boreal mixedwood forest depends on residual canopy abundance and composition, Forest Ecology and Management, 289, 489-500.

Fenton, N.J. Frego, K.A., 2005. Bryophyte (moss and liverwort) conservation under remnant canopy in managed forests, Biological Conservation, 122, 417-430.

Muir, P.S., 2004. An Assessment of Commercial “Moss” Harvesting from Forested Land in the Pacific Northwestern and Appalachian Regions of the United States: How Much Moss is Harvested and Sold Domestically and Internationally Which Species are Involved? Final Report to U.S. Finish and Wildlife Service and U.S. Geological Survey, Forest and Rengeland Ecosystem Science Center. Oregon State University, USA.

Peck J.E., Studlar S.M., Kuffman G. 2011. Nontimber Forest Products (INTFPs) From Pennsylvania. Forest Moss. Pennsylvania State University. An Outreach programme of the College of Agricultural Sciences.

Peck, J.E., and McCune, B.,1998. Commercial Moss harvest in nortwest Oregon: Biomass and accumulation of epiphytes, Biological Conservation 86, 299-305.

Piessens K., Stieperaere H., Honnay, O., Hermy, M., 2008. Efects of management and adjacent forest on the heathland bryophyte layer, Basic and Applied Ecology. 9, 253-262.

Saxena, D.K., and Harinder, 2004. Uses of Bryophytes. Resonance s. 56-65.

Ursavaş S., Birben Ü., Albayrak R.B., 2013. Odun dışı orman ürünü olarak karayosunlarının ülkemizdeki ve yurtdışındaki durumu, 2023’e doğru 2. doğa ve ormancılık sempozyumu. 31 Ekim-3 Kasım, 343-358, Antalya, Turkiye.

Vanderpoorten, A., Delescaille, L.M., Jacquemart, A.L. 2004. The bryophyte layer in calcareous grassland after a decade of contrasting mowing regimes, Biological Conservation. 117, 11-18.

Page 84: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

84

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 85: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

85

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  1 

TÜRKİYEDE ORMAN EKOSİSTEMLERİNİN SAĞLIĞININ İZLENMESİ PROGRAMI

Sıtkı ÖZTÜRK Orman Genel Müdürlüğü-

[email protected]

Muhammet SAÇMA Orman Genel Müdürlüğü-

[email protected]

Özet

Ormanların sunduğu ürün ve hizmetlerden sürekli ve optimum düzeyde yararlanma sürdürülebilir orman yönetiminin tanımında da belirtildiği şekliyle orman ekosistemlerinin ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarının devamlılığını gerektirmekte, bu da ancak biyolojik çeşitliliği, verimliliği, yenilenebilme kapasitesi ve potansiyel varlığının sürdürülebilmesi için ekosistemlerin sağlık ve hayatiyetinin devamlılığına bağlı bulunmaktadır.

Bu nedenle orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyetinin aktüel durumunun tespiti ve zaman içinde gelişiminin izlenmesi gerekmektedir.

Ülkemiz orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminde; ormanların ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarının entegre bir yaklaşımla, çok amaçlı faydalanma, koruma ve geliştirilmesi için orman yönetim planlarının düzenlenmesi, uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesi aşamalarında orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyeti kriteri öncelikle ele alınmalıdır.

Orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyetinin aktüel durumunun tespiti ve zaman içinde gelişiminin izlenmesi için Seviye 1 ve Seviye 2 programları uygulamaya konulmuştur.

SI Programı: Ormanlık alanlarda 16x16 km grid yoğunluğunda tespit edilen gözlem alanlarında uygulanmaktadır. 607 adet sabit gözlem alanında taç durumu ve hasar etmenleri, toprak vb. konularda çalışılmaktadır.

Page 86: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

86

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  2 

SII Programı: Ormanlarımızda en yaygın orman ekosistemlerinin sistematik olmayan örnekleme yöntemi ile temsil edilebilmesi için kurulan gözlem alanlarında yürütülmektedir. 52 adet sabit gözlem alanında taç durumu ve hasar etmenleri, toprak, fenoloji, meteoroloji vb. konularda çalışılmaktadır.

Gözlem alanlarında taç durumu ve hasar etmenleri görsel değerlendirmesi konusunda yapılan çalışmada ibre-yaprak kayıp durumu 2008 yılında ibrelilerde % 17, yapraklılarda % 24 iken 2014 yılında ibrelilerde % 17, yapraklılarda % 19..tesbit edilmiştir.

Ağaçlarda en fazla zarar yapanlar ökse otu, çam kese böceği, altın kıçlı kelebek olarak bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Seviye 1, Seviye 2, SOY, Toprak,

Abstract

Benefiting from the products and services provided by forests with a continuous and optimum level, as specified in the definition of sustainable forest management, requires the continuation of forest ecosystems' ecological, economic and social functions, which is only dependent to the maintenance of health and vitality of ecosystems in order to sustain biological diversity, productivity, renewability capacity and potential presence.

Therefore, it is necessary to determine the current status of forest ecosystem health and vitality and monitor the development over time.

Our country’s sustainable management of forest resources has stages for utilization, protection and development of ecological, economic and social functions of forests, with an integrated approach. In those stages of regulating the forest management plan, monitoring the implementation and evaluation, the criteria of forest ecosystem health and vitality should be addressed first.

To determine the current status of the health and vitality of forest ecosystems and to monitor the development over time, Level 1 and Level 2 programs are implemented.

LI Program: Implemented in 16x16 km grid density detected observation areas of forests. In 607 constant observation areas, it has been studied in the subjects of the petal status and its damage factors, soil, etc.

Page 87: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

87

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  3 

LII Program: Carried out in the observation area of our forests, which are established to be represented by unsystematic sampling of the most common forest ecosystems. In 52 constant observation areas, it has been studied in the subjects of the petal status and its damage factors, soil, phenology, meteorology, etc. The study on visual assessment of petal status and its damage factors has identified the loss of needle-leaf situation in the observation areas: In 2008, the loss was 17% in conifers and %24 in broad-leaved trees, whereas it was 17% in conifers and %19 in broad-leaved trees in 2014.

It is founded that mistletoe, pine processionary moth and brown-tail are the most detrimental forest pests.

Keywords: Level 1, Level 2, SOY, Soil,

1.Giriş

1.1.Programın Tanıtımı

Orman ekosistemleri sürdürülebilir yönetildiğinde, kendi içinde birbirleri ile ilişkisel ve dengeli bir düzende bulunan ekolojik, ekonomik ve sosyal-kültürel kapsamdaki fonksiyonları ile en önemli biyolojik kaynağı teşkil etmektedir. Bu doğal kaynak biyotik ve abiyotik etmenlerden dolayı etkilenmekte ancak yenilenebilir olma özelliğinden dolayı da ıslah edilebilmektedir. Fakat, orman ekosistemlerinin bozulması durumunda maliyeti yüksek restorasyon ve rehabilitasyon programları uygulansa bile orman ekosistemlerinin doğal unsurlarının ilişkisel dengesine yeniden kavuşması mümkün görülmemektedir. Bu nedenle orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyetinin aktüel durumunun tespiti ve zaman içinde gelişiminin izlenmesi gerekmektedir. Ormanların sağlık ve hayatiyeti sürdürülebilir orman yönetiminin en önemli kriterini oluşturmakta ve bu kriterin olumsuz etkilenmesi, ekosistemlerin kaynak potansiyelini ve bilhassa küresel karbon döngüsüne katkısını, biyolojik çeşitlilik yanında üretim, koruma ve sosyo-ekonomik fonksiyonları teşkil eden diğer kriterleri de olumsuz etkilemektedir.

Sürdürülebilir orman yönetimi kriterlerinin değerlendirilebilmesi için her bir kriteri oluşturan ölçülebilen göstergelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda ormanların sağlığı ve hayatiyetinin izlenmesi, biyotik ve abiyotik etmenlere dayalı göstergelerde çeşitli parametrelere ait verilerin derlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Page 88: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

88

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  4 

Orman ekosistemleri yakın zamana kadar odun ihtiyacının karşılandığı doğal kaynak olarak yönetilmiş, ancak ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ölçüsünde ve toplumların talepleri doğrultusunda ürün ve hizmet çeşitliliği artmıştır. Ürün ve hizmetlerden sürekli ve optimum düzeyde yararlanma sürdürülebilir orman yönetiminin tanımında da belirtildiği şekliyle orman ekosistemlerinin ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarının devamlılığını gerektirmekte, bu da ancak biyolojik çeşitliliği, verimliliği, yenilenebilme kapasitesi ve potansiyel varlığının sürdürülebilmesi için ekosistemlerin sağlık ve hayatiyetinin devamlılığına bağlı bulunmaktadır.

Bu nedenle ülkemiz orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminde; ormanların ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarının entegre bir yaklaşımla, çok amaçlı faydalanma, koruma ve geliştirilmesi için orman yönetim planlarının düzenlenmesi, uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesi aşamalarında orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyeti kriteri öncelikle ele alınmalıdır. Şekil 1 de SOY kriterleri ile ilişkiler belirtilmektedir.

Şekil 1: Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter Ve Göstergeleri ( Soy )

OE

EkonomikF.

AbiyotikEtmenler

SOY Kriterleri

Restorasyon

Sağlık ve HayatiyetKaynak Potansiyeli

Biyolojik Çeşitlilik

ÜretimKoruma

SosyoEkonomikRehabilitasyon

BiyotikEtmenler

Ekolojik F.

SosyalF.

Biyotik ve Abiyotik Etmenlere Dayalı GöstergelerParametrelerVeri

Küresel Karbon Döngüsü

SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMAN YÖNETİMİ KRİTER VE GÖSTERGELERİ(SOY)

Amaç: Orman Ekosistemlerinin İzlenmesi Seviye I ve Seviye II Programlarının amacı, daha etkin sürdürülebilir orman yönetimini sağlayabilmek için ihtiyaç duyulan strateji ve politikaların oluşturulmasında, özellikle ormanların sağlık ve

Page 89: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

89

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  5 

hayatiyeti konusunda ulusal bazda uzun dönemli büyük ölçekli ve yoğun izlemelere dayalı kaliteli bilimsel veriyi sağlamaktır.

Kapsam:

SI Programı:

Ormanlık alanlarda 16x16 km grid yoğunluğunda tespit edilen gözlem alanlarında uygulanmaktadır.

SII Programı:

Ormanlarımızda en yaygın orman ekosistemlerinin sistematik olmayan örnekleme yöntemi ile temsil edilebilmesi için kurulan gözlem alanlarında yürütülmektedir.

Dayanak

a) Ulusal Dayanak

1982-Anayasa Madde 169 1985- Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun No: 3234 Madde 2 a ) Madde 9 b ) Türkiye Ulusal Ormancılık Programı 2004-2023 Orman Genel Müdürlüğü-Stratejik Plan 2010-2014 / 2015-2017

b) Uluslar arası Dayanak:

Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) –Uzun Menzilli Sınırlar Ötesi Hava Kirliliği Sözleşmesi ( LRTAP)

1985 “Ormanlar Üzerine Hava Kirliliğinin Etkilerinin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi Uluslararası İşbirliği Programı (ICP Forests)”

1986 yılında Atmosferik Kirliliğe Karşı Ormanların Korunması konusunda (EEC) No. 3528/86 sayılı Konsey Tüzüğü,

2003 Forest Focus (EC No. 2152 /2003) 2007 Çevre İçin Mali Mekanizma (LIFE +) Tüzük (EC) No. 614/2007

Page 90: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

90

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  6 

2. Materyal ve yöntem

2.1. Materyal

Seviye I Programı:

2013 yılı sonuna kadar orman amenajman planlarındaki envanter verilerine dayanılarak yapılan değerlendirmede orman ekosistemlerinin alanının ülke toplam alanının % 27.6’sına tekabül ettiği ve 21.678.135 hektar olduğu belirlenmiştir. Orman ekosistemlerinin tamamının belirlenen 16 kmx16 km grid yoğunluğunda izlenebilmesi için öncelikle Türkiye haritası üzerinde grid ağı oluşturulmuştur.

Şekil 2. Tüm Seviye I Daimi Gözlem Alanlarının Dağılımı

Bu grid ağı esas alınarak ormanlık alana düşen Seviye I daimi gözlem alanlarının tespiti yapılmıştır. Bunun için Orman Harita ve Fotogrametri Müdürlüğü’nce 1963-1972 Orman Amenajmanı Envanteri verileri esas alınarak hazırlanmış 1/100 000 ölçekli meşcere haritası kullanılarak Seviye I noktaları belirlenmiştir. Ormanlık alana sınır 500 m enindeki tampon alanda, oluşabilecek hatayı minimuma indirmek için tampon alana isabet eden tampon Seviye I noktaları da değerlendirmeye alınmıştır. Seviye I noktaları veri tabanında 1= Geçerli, 2= Tampon, 3= Geçersiz kodlarıyla gösterilen noktalar Orman Bölge Müdürlükleri teknik elemanları tarafından mevcut altlıklara dayanılarak önce büroda ve sonra da arazide incelenerek “Orman Ekosistemlerinin İzlenmesi Seviye I Programı- Seviye I Daimi Gözlem Alanı Aplikasyon Kılavuzu” esasları dahilinde noktaların orman ekosistemlerine isabet edenleri üzerinde kurulumlar gerçekleştirilmiştir.

Teorik olarak, belirlenen 16 x16 km grid yoğunluğunda, 1 adet Seviye I Daimi Gözlem Alanı 256 km²’yi temsil ettiğinden 21.7 milyon hektar orman alanında

Page 91: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

91

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  7 

programın başında 840 adet Seviye I Daimi Gözlem alanı planlanmış olup, 2014 yılı itibariyle 820 adet gözlem alanı kurulumu tamamlanmıştır.

Seviye II Programı:

En yaygın orman ağacı türlerinin bulunduğu orman ekosistemlerini sistematik olmayan örnekleme yöntemi ile temsil edebilmek amacıyla Seviye II Daimi Gözlem Alanı kurulumu planlanmıştır. Buna göre 1 daimi gözlem alanı 430 bin hektar civarında orman alanını temsil etme durumunda olduğundan, en yaygın orman ağacı türleri listesinde yer verilen bir türün ülke ölçeğinde en az 430 bin hektar alandaki orman ekosisteminde dominant tür olması gerekmektedir. Ancak, gerektiğinde önemli bir tür, bu alan büyüklüğünde yayılış göstermese bile Seviye II Daimi Gözlem Alanı kurulumuna konu teşkil edebilecektir.

Seviye II Daimi Gözlem Alanı kurulumu, OGM-Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı uzmanlarının, Ormancılık Araştırma Enstitü Müdürlüklerinden ilgili araştırmacılar işbirliğinde “Seviye II Gözlem Alanları Kurulum Kılavuzu” esasları doğrultusunda yapılmaktadır.

Teorik olarak, 1 adet Seviye II Daimi Gözlem Alanının 430 bin hektar temsil edecek şekilde 21.7 milyon hektar civarındaki orman alanında 52 adet Seviye II Daimi Gözlem Alanı tesbiti yapılmış olup 52 adet gözlem alanı kurulumu tamamlanmıştır. Gerektiğinde ilave gözlem alanı kurulumları yapılacaktır.

2.2. Yöntem

Seviye I Programı:

16X16 km grid ağı üzerinde bulunan grid noktasından Kuzey, Doğu, Güney ve Batı istikametlerinde 25 m yatay mesafelerde belirlenen uydularda, uydu merkezine en yakın 1.30 m yükseklikteki çapı 5 cm ve yukarısı, Kraft’a göre 1,2 veya 3 konumunda ve % 50 den fazla mekanik zarar görmemiş 6’şar ağaç olmak üzere toplam 24 ağacın yer aldığı grid noktası ideal Seviye I Daimi Gözlem Alanı kurulumuna uygun bulunmaktadır. 24 ağacın yer aldığı grid noktasının yerinin tespiti ideal olduğundan, grid noktasının aynı meşçere tipi içinde maksimum 100 m yatay mesafe dahilinde kaydırılmasına özen gösterilmiş, ancak tüm çabalara rağmen minimum 10 ağaca ulaşılabiliyorsa da kurulum yapılmıştır.

Page 92: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

92

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  8 

Seviye I Daimi Gözlem Alanlarında;

1-Taç Durumu Ve Hasar Etmenleri Görsel Değerlendirmesi

2-İbre-Yaprak Örneklemesi Ve Analizi,

3-Toprak Örneklemesi Ve Analizi

4-Vejetasyon ve Biyolojik Çeşitlilik

5-Ağaç Büyümesi

konularında değerlendirmeler yapılmaktadır. Tüm veriler veri tabanına aktarılmakta ve veri tabanı üzerinden raporlanmaktadır.

Seviye II Programı:

Ülkemizin tüm fitocoğrafik bölgelerinde, en yaygın orman ağacı türlerinin oluşturduğu orman ekosistemlerinde, yeterli sayıda Seviye II Daimi Gözlem Alanlarının kurulumları esnasında en az 1 hektar (100mX100m) büyüklüğünde ve tür komposizyonu, vejetasyon, kapalılık, yaş, çap dağılımı, toprak/ana kaya, eğim, bakı vb. bakımından homojen ve çevre kirliliğinden yeterli uzakta orman alanına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yatay düzlemde en az bir hektar büyüklüğünde, örneğin kare şeklindeki bir alanda önce yatay mesafelerde 50mX50m boyutlarında 2500 m² büyüklüğünde çekirdek bir alan belirlenmekte ve bu alanın etrafında yatay mesafede 25m genişliğinde tampon oluşturularak yatay mesafelerde 100mX100m boyutlarındaki Seviye II Daimi Gözlem Alanı kurulumu tamamlanmaktadır.

Çekirdek alan içinde 1.30 m yükseklikteki çapı 5 cm ve yukarısındaki bütün ağaçlar konumlandırılarak, kayıt altına alınmaktadır.

Seviye II Daimi Gözlem Alanlarında;

1-Taç Durumu ve Hasar Etmenleri Görsel Değerlendirmesi,

2-Ağaç Büyümesi,

3-Fenolojik Ölçümler,

4-Vejetasyon ve Biyolojik Çeşitlilik,

5-Ozon Zararı Değerlendirmesi,

6-Meteorolojik Ölçümler,

Page 93: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

93

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  9 

7-Toprak Örneklemesi ve Analizi,

8-Toprak Çözeltisi Örneklemesi ve Analizi,

9-İbre-Yaprak Örneklemesi ve Analizi,

10-Döküntü Örneklemesi ve Analizi,

11-Çökelme Örneklemesi ve Analizi ile

12-Hava Kalitesinin İzlenmesi

konularında ICP Forests Kılavuzları esas alınarak hazırlanan Uygulama ve Denetim Kılavuzları çerçevesinde çalışmaların belirlenen sıklıkta düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Alınan örneklerin laboratuardaki analizlerinin ICP Forests Laboratuar Kalite Kontrolü Kılavuzu esaslarına uyularak zamanında yapılması esas olduğundan İzmir’de kurulu laboratuarda analizler belirlenen esaslara göre yapılmaktadır.

Bahse konu değerlendirme konularında zorunlu ve zorunlu olmayan parametreler bulunmaktadır. Zorunlu olmayan parametreler içinden ulusal önceliklerimiz açısından önemli olanlar belirlenmiş olup çalışma yapılmaktadır. Gözlem alanlarında gerçekleştirilen faaliyetlere ait tüm veriler oluşturulan veri tabanlarına aktarılmakta olup veri tabanındaki verilerden yararlanılarak sonuçlar raporlanmaktadır. Sonuçlar 5 yıllık dönemler halinde birleştirme yapılarak kitap halinde uygulayıcıların istifadesine sunulmaktadır. İlk 5 yıllık uygulama sonuçları Türkçe ve İngilizce olarak basılıp teşkilatın ve akademik birimlerin istifadesine sunulmuştur.

Şekil 3. Seviye I ve Seviye II Programlarında Uygulanan Yöntem ve Gözlem Alanlarının Üstten Görünümü

Seviye I Programı SI DGA

Seviye II ProgramıSII DGA

100 m.

100 m.

50 m.

50 m.

Çekirdek

-1 ha.’da tür kompozisyonu, vejetasyon,kapalılık, yaş, çap dağılımı, toprak/anakaya, eğim, bakı vb. bakımındanhomojen

- Lokal çevre kirliliğinden yeterli uzakta

Gövde Çapı: 1.30m ≥ 5 cm.Kraft 1,2,3Mekanik Zarar < %5024 Ağaç / Min. 10 Ağaç

Tampon

Page 94: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

94

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  10 

3. Uygulama-bulgular

3.1. Seviye I Programı

“Türkiye’de Sürdürülebilir Orman Yönetiminde Ormancılık Bilgi Sisteminin Geliştirilmesi” PPA 05/TR/7/7 Projesi kapsamında orman ekosistemlerinin izlenmesi faaliyetleri 2006 yılında başlatılmış ve özellikle de Seviye I Daimi Gözlem Alanları kurulumlarına ve taç durumu ve hasar etmenleri görsel değerlendirmelerine ağırlık verilmiş ve kurumsal yapı güçlendirilmiştir.

2009 yılında projenin tamamlanmasından sonra Seviye I ve Seviye II Programlarını kapsayan ulusal bazda Orman Ekosistemlerini İzleme Programı altında faaliyetler sürdürülmektedir.

Ülkemiz ICP Forests kapsamındaki faaliyetlere 2007 yılından itibaren katılmakta, orman ekosistemlerinin izlenmesi Seviye I ve Seviye II Programları kapsamında ulusal koordinasyon OGM-Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı Orman Ekosistemlerini İzleme Şube Müdürlüğü (UOM) kanalıyla yürütülmektedir.

41 ülkenin katılım sağladığı program uygulama sonuçlarına ait yıllık faaliyet raporları her yıl tek rapora dönüştürülmekte ve bu rapordaki veriler ülkeler tarafından paylaşılmaktadır.

Seviye I Daimi Gözlem Alanlarında taç durumu ve hasar etmenleri görsel değerlendirilmesinin yapılabilmesi için en az 10 ağacın 1.30 m yüksekliğindeki çapının 5 cm ve üzerinde olması, Kraft’a göre sosyal durumunun uygun ve %50’den fazla mekanik zarar görmemesi kriterlerine uyulması gerektiğinden, bazı grid noktalarının orman ekosistemleri içinde yer alması, fakat bu kriterleri sağlayamaması durumunda yine de gözlem alanları kurulumları Orman Bölge Müdürlükleri teknik elemanları tarafından yapılmış ve bu alanlar takibe alınmıştır.

2014 yılı itibarı ile 824 adet Seviye I Daimi Gözlem Alanı kurulumu yapılmış. 2007- 2014 yıllarında değerlendirmeye tabi tutulan gözlem alanları ve değerlendirilen ağaç sayıları Grafik 1 ve Grafik 2’de verilmiştir.

Page 95: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

95

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  11 

Grafik 1. Değerlendirilen Seviye I Daimi Gözlem Alanı (DGA) Sayıları 2007–2014

Grafik 1. Değerlendirilen Ağaç (DGA) Sayıları 2007–2014

Tablo 1’de ise Orman Bölge Müdürlüklerinin (OBM) 2014 yılı itibariyle takipte olan ve taç durumu ve hasar etmenleri görsel değerlendirilmesi yapılan Seviye I Daimi Gözlem Alanları sayıları görülmekte ve Şekil 4’de yerleri Türkiye haritası üzerinde gösterilmektedir.

48

398

563 557 563 578 585531

0

100

200

300

400

500

600

700

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Adet DEĞERLENDİRİLEN GÖZLEM ALANI SAYISI 

941

9.291

13.156 12.974 13.282 13.602 13.68812338

0

5000

10000

15000

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Yllar İtibariyle Değerlendirilen Ağaç Saylar

ağaç says

Page 96: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

96

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  12 

Tablo 1. Orman Bölge Müdürlükleri (OBM) İtibariyle Takipte Olan ve Değerlendirme Yapılan Seviye I Daimi Gözlem Alanı (DGA) Sayıları – 2014

Orman Bölge Müdürlükleri

Seviye 1 Gözlem Alanları Seviye 2

Gözlem Alanları

Toplam

1 2

Adana 21 1 2 24

Adapazarı 16 1 2 19

Amasya 52 24 3 79

Ankara 24 9 3 36

Antalya 33 18 3 54 Artvin 12 1 13 Balıkesir 42 8 4 54

Bolu 28 1 2 31

Bursa 20 8 1 29

Denizli 22 12 2 36

Elazığ 14 3 1 18

Erzurum 14 15 1 30

Eskişehir 20 6 2 28

Zonguldak 16 4 2 22

Giresun 13 1 2 16

Isparta 21 20 2 43

İstanbul 18 8 3 30

İzmir 16 3 19

Kahramanmaraş 15 16 2 33

Kastamonu 51 4 2 57

Kayseri 11 11 1 23

Konya 21 10 1 32

Kütahya 19 8 1 28

Mersin 28 6 3 37

Muğla 36 11 2 49

Şanlıurfa 9 2 1 12

Trabzon 16 4 1 21

Genel Toplam 608 212 52 872

Page 97: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

97

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  13 

Şekil 4. Kurulumu Yapılan Seviye I Daimi Gözlem Alanlarının (DGA) Yerleri - 2014

İbre-yaprak dökülmesi ve renk değişiminin belirlenmesini amaçlayan Tepe Durumu Değerlendirmesi; ilgili ICP Forests Taç Durumu ve Hasar Etmenleri Görsel Değerlendirmesi (Visual Assessment of Crown Condition and Damaging Agents) Kılavuzu ve buna dayanılarak hazırlanan Uygulama Kılavuzu esas alınarak yapılmakta ve biyotik- abiyotik zarar etmenlerinin semptomlarının tespit edilmesi durumunda kaydedilerek, tüm veriler oluşturulan veri tabanına aktarılmakta ve veri tabanı üzerinden ulusal ve uluslararası raporlama yapılmaktadır.

İlgili Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) ve Avrupa Birliği (EU) İbre-Yaprak Kaybı Sınıflandırmasına göre İbre-Yaprak Kaybı Sınıfları Tablo 2’de belirtilmiş ve bu sınıflandırma esas alınarak 2008 - 2014 yıllarındaki değerlendirme sonuçları ibreli, yapraklı ve tüm türler itibariyle Grafik 2’de verilmiştir. Tablo 2. UNECE ve EU (UNECE 2004) Sınıflandırmasına Göre İbre-Yaprak Kaybı Sınıfları

İbre-Yaprak Kaybı Sınıfı İbre-Yaprak Kaybı (%)

İbre-Yaprak Kaybı Derecesi

0 < 10 Yok 1 11-25 Hafif (Alarm) 2 26-60 Orta 3 61-99 Ciddi 4 100 Ölü

Page 98: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

98

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  14 

Grafik 2. İbre-Yaprak Kaybı Esas Alınarak İbreli, Yapraklı ve Tüm Türlerde Sağlık Durumu 2008–2014

İbre-yaprak kaybının %25’i aşması durumunda orman ekosistemlerinin sağlık ve hayatiyeti tehdit altında olabilmekte ve bu nedenle Seviye I Programı bir erken uyarı sistemi olarak kabul edilmektedir.

Seviye I Daimi Gözlem Alanı kurulumları, Orman Bölge Müdürlükleri Orman Zararlılarıyla Mücadele ve Koruma Şube Müdürleri tarafından bölgesel denetim ve Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı uzmanları tarafından da ulusal denetime tabi tutulmakta ve gerektiğinde belirlenen akademisyenlerce bilimsel otorite denetimleri de yapılabilmektedir. Seviye I ve Seviye II Daimi Gözlem Alanlarında taç durumu ve hasar etmenleri görsel değerlendirmeleri de ilgili değerlendirme konusu ulusal ve bölge sorumluları tarafından denetlenmektedir.

Seviye 1 gözlem alanlarında yapılan gözlemler sonucu elde edilen verilere ait grafik ve haritalar aşağıda gösterilmektedir.

0102030405060708090100

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

(İbre‐ Yaprak kayb % 0‐25) (İbre‐Yaprak kayb % >25‐<100)

Snf 0‐1 Snf 2‐4 Ortalama İbre‐Yaprak Kayb

Snflar İtibariyle Kayp Oranlar

İbreliler

Yaprakllar

Tüm Türler

Page 99: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

99

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  15 

Şekil 5 : 2008 - 2014 Yılları İbre – Yaprak Kayıp Oranları Haritaları ile Avrupa ile karşılaştırma Haritası

Page 100: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

100

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

G

rafik

3 :

Böl

ge M

üdür

lükl

eri İ

tibar

iyle

İbre

– Y

apra

k K

ayıp

Ora

nlar

ı

0510152025303540Adana

Antalya

Isparta

K.Maraş

Mersin

Bolu

Zonguldak

Kastamonu

Artvin

Giresun

Trabzon

Amasya

Elazğ

Erzurum

Şanlurfa

Denizli

İzmir

Kütahya

Muğla

Ankara

Eskişehir

Kayseri

Konya

Adapazar

Balkesir

Bursa

İstanbul

Türkiye Ortalamas

Yüzde (%

)Bö

lge Müd

ürlükleri İtib

ariyle İb

re‐Y

aprak Ka

yp Oranlar

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

Page 101: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

101

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Grafik 4 : İbreli ve Yapraklılar ve Tüm Türlerde İbre – Yaprak Kayıp Oranları

Grafik 5 : İbre – Yaprak Kayıp Oranları En yüksek Bölge Müdürlükleri

2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014İbreliler 17 19 19 16 17 15 17Yaprakllar 24 21 23 20 20 19 19Tüm Türler 22 20 21 19 18 17 18

0

5

10

15

20

25

30Yüzder (%) Ortama İbre‐ Yaprak Kayb

İbreliler

Yaprakllar

Tüm Türler

Zonguldak

Kastamonu Artvin Gires

unTrabzon

Amasya İzmir Muğla Ankar

aEskişehir

Kayseri

İstanbul

2008 31,8 31,8 33,6 23,5 22,5 36,7 25,8 30,7 26,4 29,72009 29 17,1 28,2 25,8 22,1 30,6 18,2 25,2 25,2 24,7 24,1 28,42010 22,6 20 28,2 28,2 24,2 26,7 23,2 23,2 22 19,4 21,3 24,62011 23,4 17,5 27,9 25,8 21,4 23,4 19,1 18,9 23,6 15,4 16,1 21,62012 20,7 16,2 23,1 24,3 20,4 23,1 16,1 15,9 23,3 20,5 23,5 27,52013 18,9 13,9 23,4 19,0 20,6 20,1 16,2 12,2 19,5 20,1 18,4 13,62014 24,1 14,16 23,3 21,35 19,86 20,97 14,62 23,17 20 17,77 13,3

0

5

10

15

20

25

30

35

40

İbre‐ Yaprak Kayp Durumu En Yüksek Bölge Müdürlükleri 200820092010201120122013

Page 102: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

102

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Gra

fik 6

: Za

rarlı

ların

Yıll

ara

Gör

e D

eğiş

imi

020

040

060

080

010

0012

0014

0016

0018

00

Viscum

albu

mThaume

topo

easp.

Lymantr

ia disp

arTortix

virid

ana

Tomicu

spinipe

rda

Loph

odermium

pini

İps.

Sexden

tatus

Rhyncha

enus

fagi

Apelasti

ca alni

Rhyacia

nia

buolian

a

Armillari

a melleaCrypho

necytia

parasitic

a

Diğer

Zararlla

r

2014

453

225

222

10

1115

833

00

1826

720

1334

142

030

9110

8766

8947

1114

2419

420

1226

113

311

594

5242

3327

2424

1816

9220

1129

546

112

469

369

222

2220

628

264

2010

212

527

171

7710

66

1948

18

3431

520

0910

910

176

390

44

015

00

515

3

Adet

Zararllarn

 Yllara Gö

re Değişimi

2014

2013

2012

2011

2010

2009

Page 103: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

103

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.2.Seviye II Programı

2014 yılı sonu itibariyle Seviye II Programı kapsamında hedeflenen 52 adet Seviye II Daimi Gözlem Alanının kurulumu gerçekleştirilmiştir.

Tablo 3. Seviye II Programı Konularında Değerlendirme Sıklığı

Şekil 5. Kurulumu Yapılan Seviye II Daimi Gözlem Alanlarının (DGA) Yerleri – 2014

Page 104: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

104

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  1 

Seviye II Daimi Gözlem Alanlarında Taç Durumu ve Hasar Etmenleri Görsel Değerlendirmesi yanında Ağaç Büyümesi, Fenoloji, Biyolojik Çeşitlilik, Ozon Zararı, Meteoroloji, Toprak Örneklemesi ve Analizi, Toprak Suyu Örneklemesi ve Analizi, İbre-Yaprak Örneklemesi ve Analizi, Döküntü Örneklemesi ve Analizi, Çökelme Örneklemesi ve Analizi ile Hava Kalitesi (Aktif ve Pasif) konularında Tablo 3’de belirtilen sıklıkta değerlendirmeler yapılması gerekmekte ve analize tabi konularda gözlem alanlarından toplanan örnekler Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü bünyesinde kurulan Toprak ve Ekoloji laboratuarında analizleri yapılmaktadır.

Seviye II değerlendirme konularına ait verilerin sonuçlarının veri tabanı üzerinden ulusal ve uluslar arası raporlamalarının yapılabilmesi için veri tabanı yönetim sistemi kurulmuştur.

Seviye II değerlendirme konularında veri kalitesinin sağlanabilmesi, ulusal sorumluların, bölge sorumlularının faaliyetlerini düzenli olarak denetlemesini gerektirmektedir

4. Mevzuat

Orman Ekosistemlerini İzleme Programı’nın devamlılığının sağlanması için, uygun mekanizmaların oluşturulması ve bu mekanizmalarda ilgili tarafların aktif katılımlarını gerektirmektedir. Bu amaçla bir tebliğ hazırlanmış olup uygulamaya konulması planlanmaktadır.

Bu nedenle Tablo 4’de belirtilen oluşumlara atfedilen sorumlu birimlerdeki sorumluların, sorumluluklarının ayrıntılı olarak yer aldığı tebliğ hazırlanmış ve ilgili tarafların katılımları ile geliştirilmiştir. Orman Genel Müdürlüğü Makamı onayından sonra ilgililere tebliğ edilecektir. Tebliğin onaylanıp yayınlanması ile daha kurumsal bir yapı sağlanmış olacaktır.

Page 105: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

105

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  2 

Tablo 4. Orman Ekosistemlerini İzleme Programı Organlar

Organlar

İcra Kurulu

Seviye I ve Seviye II Programları- Bilimsel Gelişim

Program Yürütücüsü - Orman Ekosistemlerini İzleme Şube Müdürlüğü

Ulusal Odak Merkezi

Uluslar arası Raporlama Koordinasyon

Seviye I Koordinasyon Birimi

o Kurulum ve Değerlendirme - Veri Girişi (Değerlendirme Konuları) o Denetim (Değerlendirme Konuları) o Seviye I Daimi Gözlem Alanı Yönetimi o Ulusal ve Uluslararası Raporlama o

Seviye II Koordinasyon Birimi

Merkez Koordinasyon Birimi Taşra Koordinasyon Birimleri

o Kurulum ve Değerlendirme - Veri Girişi (Değerlendirme Konuları) o Denetim (Değerlendirme Konuları) o Seviye II Daimi Gözlem Alanı Yönetimi o Ulusal ve Uluslararası Raporlama

Laboratuvar

Seviye I Veri Tabanı Yönetimi-Denetim ve Raporlama

Seviye II Veri Tabanı Yönetimi- Denetim ve Raporlama

Sekretarya – Arşiv ve Dökümantasyon

Page 106: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

106

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 107: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

107

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNDE TEK KAYNAK TÜR İÇİN ENVANTER YÖNTEMLERİNİN BELİRLENMESİ

Sefa AKBULUT

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi, 61080 Trabzon [email protected] Zafer YÜCESAN

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi, 61080 Trabzon [email protected]

Mustafa KARAKÖSE Giresun Üniversitesi Espiye Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı

[email protected]

Özet

Odun dışı orman ürünleri (ODOÜ)’nin miktar, çeşit fazlalığı ve alansal büyüklüğü ile bu ürünlere yönelik maddi ve idari yetersizlikler, ürünlerin optimal ve sürdürülebilir şekilde işletilmesine engel olmaktadır. Geleneksel envanter yöntemleri yaşam formu ve yayılış biçimi itibari ile çok daha fazla farklılık arz eden ODOÜ için yetersiz kalmaktadır.

ODOÜ için farklı amaçlarla kullanılan dört farklı envanter yöntemi bulunmaktadır. 1) Tür çeşitliliğinin envanteri, 2) Etnobotanik yöntem, 3) İç piyasaya yönelik ürünlerin ekonomik durum envanteri ve 4) Farklı envanter yöntemleri ile ODOÜ’nin potansiyel ve kaynak yönetimine ilişkin envanter.

ODOÜ’lerine yönelik yapılan envanter çalışmalarındaki aşamaları ise dört başlık altında toplayabiliriz. Bunlar; 1) Türlerin ve popülasyon yoğunluğunun belirlenmesi, 2) Örnekleme yönteminin belirlenmesi, 3) Türlere göre örnek alan şekline karar verilmesi, 4) ODOÜ’ne göre sayım metodunun belirlenmesi.

Tek tür envanterinde odun dışı orman ürünleri içerisinde özel olarak seçilmiş tek bir ürüne odaklanılır. Bu çalışmalar ODOÜ çalışmalarında standartlar oluşturulmasına ve ürün sağlanacak türlerin karakteristik özellikleriyle yakından ilişkili metotlar geliştirilmesine önemli fırsatlar sağlayacaktır. Bu bildiri kapsamında, Türkiye açısından önemli ODOÜ potansiyeli olan türlerde, “tek tür envanteri çalışmalarında” daha efektif planlamaların gerçekleştirilebilmesi için uygun olan yöntemler irdelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Odun dışı orman ürünü, envanter, biyolojik çeşitlilik, planlama

Page 108: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

108

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

Abstract

The large variety and areal size of Non-Wood Forest Products (NWFP's), lack of suitable methods, and financial constraints, it complicates the operation of NWFP's. The variety of life forms and distribution pattern of NWFP's mean that traditional forest inventory techniques for forest cannot be adapted easily for NWFP's because they tend to be inefficient.

There are four different inventory methods used for different purposes to NWFP's. (1) Inventory of species diversity, (2) Ethnobotanical methods, (3) Economic situation inventory of products for the domestic market, and (4) Inventory of potential of NWFP's and resource management with different inventory methods.

The inventory phase for NWFP's can be collect under four main title. (1) the determination of population density and species, (2) the determination of sampling design, (3) the deciding plot configuration according to species, (4) the determination of enumeration method according to NWFP's.

Single resource inventories are focused exclusively on a particular NWFP's. These studies could provide the best opportunity for development of methodologies closely tailored to the characteristics of the species from which the product is derived and should set the standards for NWFP's studies.

In this study, in the potential species for NWFP's which are important for Turkey will be discussed "a single species inventory studies" for more effective planning methods.

Keywords: Non-wood forest products, inventory, biodiversity, planning

1. Giriş

Orman envanteri; belirli bir zaman diliminde üretim sürecine katılan faktörlerin ve oluşan ürün miktarının sayım-ölçüm ve değerlendirme yolu ile tespit edilmesi işlemidir (Kalıpsız, 1984). Orman envanteri; plan ünitesi olan ormanın sınırları içindeki ağaçlı ve ağaçsız alanların belirlenmesi, yetişme ortamı unsurlarının incelenmesi, ağaç serveti ve artımın tespiti ile bitkisel, hayvansal ve mineral kökenli odun dışı orman ürünlerinin tespiti ve potansiyellerinin ve ticari değerlerinin ortaya konmasıdır (Anonim, 2012).

Page 109: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

109

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3

Orman alanlarında envanter, ulusal orman varlığının belirlenmesi, planlanması, orman amenajman planının düzenlenmesi, orman durumu üzerine ön araştırma yapılması, orman yollarının planlanması, orman ürünleri endüstrisi için yapılabilirlik (fizibilite) araştırmaları, orman değerinin bulunması, arazi kullanma biçimlerinin saptanması, rekreasyon araştırmaları ve su havzası etütleri gibi amaçlarla yapılmaktadır (Anonim, 2012).

Orman Amenajman Yönetmeliğinde Orman Envanteri ise, alan envanteri, yetişme ortamı envanteri, biyolojik çeşitlilik envanteri, ağaç serveti ve artım envanteri, odun dışı orman ürünleri envanteri, ormanın ürün dışı fonksiyonlarının envanteri, sosyo-ekonomik durum envanteri ve sağlık durumu envanteri olmak üzere çeşitlendirilmiştir (Anonim, 2012).

Orman ürünleri üretimine yönelik en önemli hususlardan biri, türlere yönelik üretimlerde biyolojik çeşitliliğin zarar görmeden sürdürülebilir bir şekilde planlanmasıdır. Ülkemiz koşullarında düzenli bir planlama sadece ağaç formundaki belli başlı orman ağacı türlerine (Kayın, Ladin, Göknar, Çam, Meşe, vb.) yöneliktir. Meşcerelere uygulanacak silvikültürel müdahaleler, ormanda gerçekleşecek yıllık artım, alınması gereken eta miktarları ve birçok husus silvikültürel planlama ve amenajman planları ile düzenli bir şekilde ve kontrollü olarak yapılabilmektedir. Şu da bir gerçektir ki, Türkiye’deki bitkisel tür çeşitliliğinin çok az bir bölümü katma değer olarak milli hasılaya yansımaktadır. Odun üretiminin Gayri Safi Milli Hasıla’daki payı %0,5 civarındadır. Odun üretimi dışında kalan, Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ) olarak adlandırılan tüm bitkisel, hayvansal kökenli ürünlerin değerlendirilmesi halinde ise bu oran %3’lere kadar çıkabilmektedir (Başkent ve Yolasığmaz, 2005). Tür ve ürün çeşitliliği bakımından odun ürünlerinden çok daha fazla ürün potansiyeline ve çeşitliliğine sahip ODOÜ, Orman Genel Müdürlüğü’nün 297 nolu tebliğinde şöyle tanımlanmaktadır: Ormanlardan elde edilen odun dışındaki tüm bitkisel ve hayvansal ürünler ile mantarları ifade eder. Endüstriyel odun üretimi esnasında açığa çıkan ağaç kabukları, kozalaklar, çalılar, yongalar, kökler ile mantarlar, orman humusu ve örtüsü de aynı grupta yer almaktadır (OGM, 2013). Bunula birlikte farklı tanımlar da ve sınıflandırmalar da bulunmaktadır. FAO (Food and Agriculture Orginazitaion of the United Nations)’ya göre ise ODOÜ; ormanlardan, orman dışındaki ağaçlardan ve ağaçlık alanlardan sağlanan odun ürünü dışındaki biyolojik kökenli ürünlerdir (URL-1, 2015). Dünya çapında birkaç milyon ailenin gelir ve/veya geçimleri ağırlıklı olarak ODOÜ’lere bağlıdır. Gelişen dünya nüfusunun yaklaşık %80’i sağlık ve beslenme ihtiyaçları için ODOÜ’leri kullanmaktadır. Yoksul hanelerdeki kadınlar da evlerindeki kullanımlar ve gelir amaçlı olarak ODOÜ’lere daha çok bel bağlamaktadır. Yerel düzeyde ise, büyük ölçekli endüstriyel işleme için hammadde sağlamaktadır. ODOÜ’ler içerisinde bazıları önemli ihraç ürünleridir. Günümüzde en az 150 ODOÜ uluslararası ticarete

Page 110: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

110

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

konu olmuştur. Bunlar arasında bal, zamk, hintkamışı, bambu, mantar meşesi, fındık, mantar, reçine, uçucu yağlar, farmakolojik ürünler için bitki ve hayvan parçaları yer almaktadır (URL-1, 2015). Son yıllarda ormancılık faaliyetlerinde meydana gelen değişimlerle, odun üretiminin yanı sıra hizmet ve koruma yönü de ağır basan çok yönlü faydalanma anlayışı yaygınlaşmıştır. Bu bağlamda karbon birikimi, toprak, biyolojik çeşitlilik ve yaban hayatı koruma fonksiyonları, rekreasyonel faaliyetler gibi farklı ilkelerin de dikkate alındığı bir anlayış benimsenmiştir (Pak, 2002).

Ancak bu potansiyelin değerlendirilmesinde, mevcut kaynakların ortaya konmasında ve planlanmasında, özellikle ODOÜ’lere yönelik değerlendirmelerde uygun yöntemlerin eksikliği ya da yetersizliği, kurumsal ve mali yetersizlikler en önemli engeller olarak karşımıza çıkmaktadır (Wong ve Ark., 2001).

2. Odun Dışı Orman Ürünlerinde Envanter

Orman Genel Müdürlüğü’nün 297 sayılı tebliğinin 5. Maddesinde odun dışı orman ürünlerinin ve orman ekosistem hizmetlerinin envanter ve planlamasına ilişkin genel hükümler aşağıda verildiği şekilde 7 başlık altında düzenlenmiştir (OGM, 2013). Bunlar; “(1) Devlet ormanlarından üretilecek her türlü odun dışı orman ürünlerinden ve orman ekosistemlerinin sunduğu hizmetlerden faydalanma, belirli bir plan dahilinde yapılacaktır. Planlama Birimi Orman İşletme Şefliğidir. Faydalanma planı yapılmadan önce her tür için şeflik bazında envanter çalışmaları yapıldıktan sonra türün sürdürülebilirliği esas alınarak faydalanma planları hazırlanacaktır. Çalışma alanı; mantarlar, bitkisel ve hayvansal kökenli odun dışı orman ürünleri ile birlikte orman ekosistem hizmetlerini de kapsamaktadır. (2) Odun dışı orman ürünlerinin kayıp servete dönüşmesinin söz konusu olduğu durumlarda “Odun Dışı Orman Ürünleri Hasat Planları” oluşturulur. Odun Dışı Orman Ürünleri hasat planları sadece ürünün envanter ve planlamasını kapsar. Orman Ekosisteminin sunduğu diğer hizmetleri kapsamaz. (3) Odun Dışı Orman Ürünleri ile Orman Ekosistemlerinin sunduğu ürün ve hizmetlerin envanter ve planlamasında “Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Yönetim Planı” oluşturulur. Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Yönetim Planı; odun dışı orman ürünleri ile birlikte diğer orman ekosisteminin sunduğu hizmetleri de kapsar. (4) Odun Dışı Orman Ürünleri Hasat Planları ile Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Yönetim Planları oluşturulurken teknik heyetlerde yeterli sayıda personel bulunmaması veya mevcut personelin ilgili konularda uzman olmaması gibi durumlarda hizmet alımı yapılabilir. (5) Gerçek ve tüzel kişilere ait özel ormanların Odun Dışı Orman Ürünleri ve Hizmetleri Yönetim Planları ile Odun Dışı Orman Ürünleri Hasat Planı 5531 sayılı Kanun hükümlerine göre yetkili kılınan TMMOB üyesi serbest meslek mensupları tarafından bu tebliğdeki esaslara uygun olarak

Page 111: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

111

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5

yapılır. (6) İhtiyaç duyulması halinde envanter ve planlama çalışmaları Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak heyetler tarafından da yapılabilir. (7) Odun Dışı Orman Ürünleri Hasat Planları ile Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Yönetim Planları Orman Genel Müdürlüğünce yayınlanacak teknik izahnameye göre yapılacaktır.”

Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı (Anonim, 2012), “Odun dışı orman ürünlerinin envanterinde mevcut odun dışı ürünlerinin miktarları; ağırlık, hacim ve alanlarına göre gösterilir. Ürünün mahiyet ve önem derecesine göre bunların, ya varlıklarının açıklanmasıyla yetinilir veya miktarları hakkında tahmine veya yöre halkından, araştırmalardan alınan bilgilere dayanan rakamlar verilir. Gereken hallerde, tam alanda veya deneme alanlarında inceleme ve ölçmeler yapmak suretiyle bunlar hakkında istenilen bilgiler sağlanabilir. Gerektiğinde, odun dışı ürünlerin planları da düzenlenerek, amenajman planına eklenir” şeklinde odun dışı orman ürünlerinin envanteri konusunda genel bir değerlendirmede bulunmuştur. Ancak, odun dışı orman ürünlerinin elde edildiği, odun üretimi dışında kalan tüm biyolojik kökenli canlıların (bitkisel ya da hayvansal kökenli) gerek yaşam formlarının çeşitliliği, gerekse yayılış alanlarının büyüklüğü ve yayılış biçimlerinin farklılığı, ODOÜ’lere geleneksel orman envanter yöntemlerinin adapte edilmesini zorlaştırmaktadır (Bih, 2006).

Odun dışı orman ürünlerindeki bu belirsizliğin en önemli nedeni rezerv tespiti ve envanter yetersizliği olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte flora bilgisinin yetersizliği, izinsiz toplama, aşırı kullanım ve son yıllarda ODOÜ’lere olan aşırı ilgi ve gereksinim de mevcut sorunlar arasında sayılabilir. Resmi kayıtlarda da ticarete konu olan ODOÜ sayısı net olarak bilinmemektedir. Çeşitli kaynaklara göre bitkisel kökenli ürünlerin sayısının 70 ile 500 arasında değiştiği belirtilmektedir (Koyuncu, 1990; Başer, 2000; Özgüven ve Ark., 2005). Orman Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre de satışı en çok gerçekleştirilen bitkisel ürünler Defne yaprağı (kuru), fıstıkçamı kozalağı, yosun, funda ağacı kökü, yaban mersini yaprağı, kekik türleri (kuru), kardelenler, dağlalesi, domuz lahanası, Harnup meyvesi, adaçayı türleri, ladenler, kestane ve biberiyedir (URL-2, 2015). Türkiye’nin florası dikkate alındığında toplam cinsaltı takson sayısı 11707 iken (Güner, 2012), en iyimser rakamla bunların sadece yaklaşık %4’ü ticari faaliyetlere konu olmaktadır.

Dünya genelinde ODOÜ’lere yönelik envanterlerin oluşturulmasında farklı sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bunlar; tür çeşitliliğinin envanteri, etnobotanik yöntem, yurtiçi piyasalara yönelik ekonomik durum envanteri ve odun veya odun dışı tüm ürünlere yönelik hammadde kaynağı envanteridir (Wong, 2000).

Page 112: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

112

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

Tür çeşitliliği envanteri belirlenen bölgedeki ODOÜ’lerin tanımlarına yönelik olup, potansiyel ve verimleri hakkında pek fazla bilgi vermez. Etnobotanik yöntemde ODOÜ’lerin bölge insanı tarafından hangi amaçlarla, nasıl kullanıldığına yönelik bilgiler toplanmaktadır. Ekonomik durum envanterinde ODOÜ’lerin toplanması, işlenmesi, satışı gibi tüm girdi ve çıktılar hesaplanmaktadır. Hammadde kaynağı envanterinde ise ister ODOÜ olsun isterse odun ürünü, bir veya birden fazla ürünün birlikte planlandığı bir yöntemdir. (Yavuz ve Ark., 2003)

Odun dışı orman ürünlerinde yapılacak bir planlama başlıca 4 aşamadan oluşmaktadır. Bunlar: (1) Türün ve popülasyonun tespiti, (2) Örnekleme yönteminin seçilmesi, (3) Örnek alan şekline karar verilmesi ve (4) Ürüne göre sayım metoduna karar verilmesidir (Wong ve Ark., 2001).

3. Tek Kaynak Tür İçin Envanter

Tek kaynak tür için birkaç envanter yöntemi vardır. Tek türün çok değerli olması (genellikle ihraç ürünü) ya da özel bir mevzuata tabi olması durumunda bu işlem çok masraflı olabilmektedir. Bu nedenle, türlerin karakteristik özelliklerine göre tasarlanmış metotlar nadirdir (Wong ve Ark., 2001).

Tek tür envanteri uygulamak için başlıca 6 ana neden tanımlanmaktadır. Bunlar;

1. Bir türün hasat sonuçları hakkında ilk/yeni bilgiler elde etmek,

2. Artan ürün talebini desteklemek için belirli türlerin potansiyelini değerlendirmek,

3. Bir ticari ürünün uygun bir hasat için alan potansiyelini değerlendirmek,

4. Ticari bir ürünün nerede bulunabileceğini araştırmak,

5. Ulusal veya uluslararası yönetmelik kapsamında türler için hasat kota seviyeleri belirleyebilmek,

6. Ekolojik, tarihsel ya da kültürel sebeplerle her bir türü daha iyi anlayabilmek adına akademik araştırmalar gerçekleştirebilmek (Wong ve Ark., 2001).

Odun dışı orman ürünlerinin farklı yapı ve karakterde olmaları nedeniyle alışılagelmiş örnekleme yöntemleri ile popülasyon tahmini yapmak ve envanterini çıkarmak bizleri doğru sonuçlara ulaştırmayabilir. Bu nedenle farklı örnekleme düzenleri kombine edilerek doğru tahminler yapılması gerekmektedir.

Dünyada tek kaynak tür için kullanılmış bazı envanter tasarımlarına örnekler Tablo 1’de listelenmiştir (Wong ve Ark., 2001).

Page 113: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

113

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

7

Tablo 1. Tek kaynak tür için kullanılmış envanter düzenlemeleri (Wong ve Ark., 2001)

Ürün türü Örnekleme Düzeni Örnek Şekli Ölçümler Referans

Ağaç kabuğu

Sistematik Örnekleme (%1)

50*50 m karesel örnek alanlar

Çapları 10 cm’yi geçen ağaçlarda

çap ölçümü

Acworth ve Ark.,1998

Ağaç eksüdası

Havadan gözlem (2 uçuş ile)

Muhtemel 11 mevkii

Görsel tahminler Zieck, 1968

Meyve

Subjektif Transektler

Uzunluğu en fazla 1 km olan 10 m

genişliğinde transektler

Çapları 10 cm’yi geçen ağaçlarda

çap ölçümü

Shankar ve Ark.,1996

6 adet Sistematik Doğrusal Transekt

(3 km uzunluğundaki transektler üzerinde her 100 m’de 1 örnek alan)

Nokta merkezli çeyrek daireler

Çapları 3 cm’yi geçen ağaçlarda ve 50 cm’den daha kalın dip kütüklerde çap

ölçümü

Schreckenberg, 1996

Palmiye lifi

Tabakalı Örnekleme: Oxisols ve podsols:

Belirtilmemiş Gleys: 20 m aralıkla

600 m uzunluğunda hat boyu örnekleme

Oxisols ve podsols: 100*50 m dikdörtgen

Gleys: Nokta merkezli çeyrek

daireler

Örnek alan içerisinde kalan tüm bireylerde

boy ölçümü

Lescure ve Ark.,1992

Hint kamışı

Subjektif Alan Seçimi

10*10 m alt örneklere ayrılmış 3 ha’lık (300*100

m) tek örnek

Küme ve bireylerin sayımı Stockdale, 1994

Çok Aşamalı Örnekleme

123 primer bloktan

32’sinin rastgele seçimi

Seçilen her bir primer bloktan 1 ha

büyüklüğünde 3 adet ikincil blok

seçimi

Her bir örnek içerisinde ticari

ve ticari olmayan sap sayımı

Sharma ve Bhatt, 1982

Otsu bitki Doğrusal transektler

(Dağılım şekli belirtilmemiş)

Her 10 m’de 50 m2 ‘lik dairesel örnek

alanlar

Örnek alan içerisindeki

bitkilerin sayımı ve kapalılığı (%)

Cevallos (bilinmeyen tarih)

Yumru Her birinde 4-9

transekt bulunan 4 mevkii

Uzunluğu en fazla 2,5 km olan 4 m

genişliğinde transektler

Yumru gövdelerinin

sayımı

Hladik ve Dounias, 1993

Büyük kuşlar

Mevcut izleri takip etmek (rastgele ve çok

sayıda)

Farklı genişliklerde 100 transekt

Bireylerin sayımı Silva ve Strahl, 1991

Tapir Rastgele Doğrusal

Transektler Nehir Transektleri

Doğrusal-Kesişim Transektler

Dolaylı ölçüm (İzler) Fragoso, 1991

Page 114: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

114

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

4. Sonuç ve Öneriler

Bu konuya yönelik özellikle uygulamalarda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini şöyle sıralayabiliriz:

(1) Alanında uzman eleman eksikliği. Orman Fakültelerinden mezun olan orman mühendisleri her ne kadar orman ağaçları ve diğer bazı odunsu/otsu bitki türleri hakkında bilgi sahibi olsa da, ODOÜ’lere konu olabilecek birçok odunsu/otsu bitki türlerini teşhis edecek bilgi birikimine sahip değildir. Bu nedenle alana yönelik uzman eleman yetiştirilmesi ayrı bir önem kazanmaktadır.

(2) ODOÜ’leri doğru bir şekilde toplayacak, türlerin neslini tehlikeye sokacak davranış ve uygulamalardan uzak duracak kalifiye eleman eksikliği. Her bir ürünün karakteristik özellikleri, türlere yönelik müdahaleleri farklılaştırmaktadır. Örneğin Salep türlerinde ürün toplanırken anaç yumrunun yanında yavru yumrunun toplanmaması, yavru yumruların neslin devamı için tekrar toprağa gömülmesi gerekmektedir. Zira soğan ya da yumrunun tümünün alınması doğadan bir bireyin tamamen yok olması demektir.

(3) Bu tür ürünlerin çoğunlukla bulunduğu kırsal alanda, konuya sahip çıkacak yerel halka yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının yetersizliği. Özellikle tarıma elverişli alanların sınırlı olduğu bölgelerde, yerel halkın ODOÜ'lere, zirai ürünlerinden vazgeçip yer ayırması oldukça güç olmaktadır. İnsanlar bu tür ürünlerden garanti bir gelir elde edeceklerini bilmedikçe yeni açılımlara soğuk bakmaktadırlar. Bu konuda yerel yönetimlerin ve devletin garantör olarak konuya müdahil olmaları ve teşvik edici organizasyonlar yapmakları gerekmektedir. Bu tür ürünler kırsal kalkınma açısından son derece önemli olup, büyük bir gelir potansiyeli taşımaktadırlar.

(4) Buna paralel olarak, henüz başlangıç aşamasındaki ODOÜ’lerin planlanmasında, ticaretini yapan girişimcilerin uzun dönemli planlamalara sahip çıkmamasıdır. Gerçek ve tüzel girişimcilerin kısa yoldan sonuca ulaşmak yerine uzun dönemli programları sahiplenmeleri ve destek olmaları gerekmektedir.

(5) Mevcut üretimi yapılan ürünlerde çoğunlukla hammadde (drog) üretiminden ileriye pek gidilememesi, ürün çeşitliliğini artıracak alt yapı hizmetlerinin ve yatırımlara teşviklerin yetersiz olması. Son yıllarda birkaç üründe hammadde dışında ürün çeşitliliğine gidilmiş ve standartlar oluşturulmuştur. Buna en güzel örnek fıstık çamı tohumlarıdır. Özellikle İzmir/Bergama yöresinde önemli bir üretim potansiyeli olan bu ürün için çerezlik üretimin yanı sıra çikolata ve diğer tatlı ürünleri yapımında

Page 115: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

115

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

9

da yeni atılım ve girişimler gerçekleştirilmiştir. Bu durum bulunduğu bölgeye yeni yatırım fırsatları taşırken, bölgeye ve yakın çevresine de iş istihdamı sağlamaktadır.

Bahsedilen tüm sorunların çözümü için öncelikle elimizde belirlenmiş ODOÜ'lere yönelik hammadde kaynağı envanterinin bulunması gerekmektedir. Yani hangi yörede/ormanda hangi üründen ne kadar miktar bulunmaktadır. Sürdürülebilir ormancılık ilkesi doğrultusunda nereden ne kadar ürün toplanmalıdır. Öncelikle bunların tespiti ve belirlenmesi gerekmektedir. Klasik orman ağacı envanterlerinin birçok ODOÜ için yeterli olmadığında bahsetmiştik. Türlerin özelliklerine ve toplanacak ürüne yönelik modeller ya da model kombinasyonları oluşturulmalıdır. Bu konuya bir örnek çalışma ile açıklık getirmek daha aydınlatıcı olacaktır.

Doğada belirli alanlara sıkışmış ya da kümelenmiş bireylerin örneklenmesi durumunda “Uyarlanabilir örnekleme yöntemleri” kullanılmaktadır (Thompson ve Seber, 1996). Bu örnekleme yönteminde öncelikle klasik tasarımlardan (sistematik örnekleme, rasgele örnekleme gibi) birisi kullanılarak alandan örnekler seçilir (Thompson, 1990). Başlangıç noktası olarak kabul edilen bu ilk örnek alan komşuluğundaki diğer birimler (kuzey, güney, doğu, batı yönlerindeki komşu örnek alanlar) istenilen koşulu sağlıyorsa örneğe dahil edilir; sağlamıyorsa örnekleme işlemi orada bitirilir (Canbaş, 2001). Bu yöntem ormancılık alanında özellikle küme halinde yayılış gösteren soğanlı ve yumrulu bitkiler için daha sağlıklı sonuçlar vermektedir (Akbulut, 2009). Bu yöntemde çalışılacak alanda örnek alan noktalarının sistematik ya da rasgele olarak dağıtıldığını varsayalım (Şekil 1). Her bir örnek alanda istenilen türe ait birey ya da bireylerin bulunması durumunda ikinci aşamaya geçilmektedir. Yani başlangıç örnek alanın coğrafi olarak kuzey, güney, doğu, batı yönlerinde koşulu sağlayan yeni bir örnek alan olup olmadığı kontrol edilir. Bu örnekleme tasarımında genellikle kontrolün ve örnek tasarımın daha sağlıklı amacıyla kare şeklinde örnekleme yapılmaktadır. Bu şekilde birbirinin aynı örneklik alanlar ta ki komşu örnek alan koşulu sağlamayana kadar devam eder (Şekil 2). Bu yöntem ile klasik örnekleme yönteminden daha fazla alan taranmakta ve örnekleme yapılmaktadır.

Page 116: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

116

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10

Şekil 1. Sistematik örnekleme (a), rasgele örnekleme (b) (URL-3, 2015).

1 2 Başlangıç birimi (10*10 m) (1. örnek alan) Başlangıç birimi (10*10 m) (2. örnek alan) Şartı sağlayan birimler Şartı sağlayan birimler Koşulu sağlamayan sınır birimler Koşulu sağlamayan sınır birimler 100 m2’lik örnek alanlar 100 m2’lik örnek alanlar

Şekil 2. Küme örneklemesi modeli

Page 117: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

117

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11

Kaynaklar Acworth, J., Ewusi, B.N., Donalt, N., 1998. Sustainable exploitation of Prunus africana on Mt. Cameroon. Paper distributed at the Symposium of Medicinal Plants in Trade In Europe. Kew, London, 22-23 June 1998. Unpublished. 10 pp.

Akbulut, S., 2009. Hamsiköy Yöresinde Odun Dışı Bitkisel Ürün Olarak Alchemlla spp. ve Colchicum speciosum'un Envanteri Üzerine Bir Araştırma. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Anonim, 2012. Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı Hizmet İçi Eğitim Ders Notları, Ankara.

Başer, H.C., 2000. Sustainable Wild Harvesting of Medicinal and Aromatic Plants: An Educational Approach, Harvesting on Non-Wood Forest Products. Ministry of Forestry of Turkey Seminar Proceedings, p. 349-355, İzmir.

Başkent, E.Z., Yolasığmaz, A., 2005. Orman Ekosistemlerinin Sürdürülebilir Tasarımı ve Planlanmasına Yönelik Stratejiler ve Yeni Açılımlar. 1. Çevre ve Ormancılık Şurası, Tebliğler, Cilt II, Antalya, 389–400.

Bih, F., 2006. Assessment Methods for Non-Timber Forest Products in Off-Reserve Forests. Case Study of Goaso District, Ghana, 140 s.

Canbaş, A.B., 2001. Uyarlanabilir Küme Örneklemesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 87 s.

Cevallos, J.E., Undated. Elements for the conservation and management of Carludovica palmata in Central America. Abstract acquired from Daniel Marmillod, CATIE. 1 pp.

Fragoso, J.M. V., 1991. The effect of hunting on tapirs in Belize. pp. 154-162. In: Neotropical wildlife use and conservation. Robinson, J.G. & Redford, K.H. (eds). University of Chicago Press.

Güner, A., 2012. Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Yayınları. Flora Dizisi 1. ISBN: 978-605-60425-7-7. İstanbul.

Hladik, A., Dounias, E., 1993. Wild yams of the African forest as potential food resources. pp. 163-176. In: Tropical forests, people and food. MAB Series Vol. 13. Hladik, C.M., Hladik, A., Linares, O.F., Pagezy, H., Semple, A. & Hadley, M. (eds). UNSECO. 852 pp.

Kalıpsız, A., 1984. Dendronıetri. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 3194/354, İstanbul, 407s.

Koyuncu, M.,1990. Türkiye Florasının Tıbbi Bitkiler Yönünden Önemi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi, 53 s., Ankara.

Lescure, J-P., Emperaire, L., Franciscon, C., 1992. Leopoldinia piassaba Wallace (Arecaceae): a few biological and economic data from the Rio Negro region (Brazil). Forest Ecology and Management 55: 8386.

OGM, 2013. Odun Dışı Orman Ürünlerinin Envanter Ve Planlaması İle Üretim Ve Satış Esasları, Tebliğ No: 297, Ankara, 89 s.

Özgüven, M., Sekin, S., Gürbüz, B., Şekeroğlu, N., Ayanoğlu, F., Erken, S., 2005. Tütün, tıbbi ve aromatik bitkiler üretimi ve ticareti. VI. Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, 3-7 Ocak 2005, Bildiriler Kitabı, s. 481-501, Ankara.

Page 118: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

118

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12

Pak, M., 2002. Orman Kaynağından Rekreasyonel Amaçlı Yararlanmanın Ekonomik Değerinin Tahmin Edilmesi ve Bu Değer Üzerinde Etkili Olan Değişkenler Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 273 s.

Schreckenberg, K., 1996. Forest, fields and markets: A study of indigenous tree products in the woody savannas of the Bassila Region, Benin. Ph.D. thesis. School of Oriental and African Studies, University of London. 326 pp.

Shankar, U., Murali, K.S., Shaanker, U., Ganeshaiah, K.N., Bawa, K.S., 1996. Extraction of non-timber forest products in the forests of Biligiri Rangan Hills, India. 3. Productivity, extraction and prospects of sustainable harvest of Amla Phyllanthus emblica (Euphorbiaceae). Economic Botany 50 (3): 270-279.

Sharma, S.K., Bhatt, P.M., 1982. An assessment of cane potential of Baratang Island in South Andaman Forest Division. Indian Forester 108 (4): 270-282.

Silva, J.L., Strahl, S.D. 1991. Human impact on populations of Chachalacas, Guans, and Curassows (Galliformes: Cracidae) in Venezuela. pp. 36-52. In: Neotropical wildlife use and conservation. Robinson, J.G. & Redford, K.H. (eds). University of Chicago Press.

Stockdale, M.C., 1994. Inventory methods and ecological studies relevant to the management of wild populations of rattans. D.Phil. thesis. University of Oxford. 174 pp.

Thompson, S.K., Seber, G.A.F., 1996. Adaptive Sampling. Wiley Series in Probability and Statistics. ISBN 0-471-55871-0, USA, 265 s.

URL-1, 2015. 2013 yılı ormancılık istatistikleri (ODOÜ), OGM veritabnı. http://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Sayfalar/Istatistikler.aspx?RootFolder=%2Fekutuphane%2FIstatistikler%2FOrmanc%C4%B1l%C4%B1k%20%C4%B0statistikleri&FolderCTID=0x012000301D182F8CB9FC49963274E712A2DC00&View={4B3B693B-B532-4C7F-A2D0-732F715C89CC}.

URL-2, 2015. About non-wood forest products. FAO, http://www.fao.org/forestry/nwfp/6388/en/ (Erişim: 30.09.2015).

URL-3, 2015. http://www.fao.org/docrep/006/ad675e/ad675e03.htm (Erişim: 07.10.2015).

Wong, J.L.G., 2000. The Biometrics of Non-Timber Forest Product Resource Assessment: A Review of Current Methodology. Research Paper for the European Tropical Forest Research Network (ETFRN), Department for International Development (DFID), UK, 109 s.

Wong, J.L.G., Thornber, K., Baker, N., 2001. Resource Assessment of Non-Wood Forest Products, Experience and Biometric Principles. Non-Wood Forest Products 13. FAO Rome, 109 s.

Yavuz, H., Mısır, N., Sakıcı, O.E., 2003. Odun Dışı Orman Ürünlerinin Envanterinde Kullanılabilecek Örnekleme Yöntemlerinin İrdelenmesi. Orman ve Av Dergisi, 6, 45-48.

Zieck, J., 1968. Agathis (Kauri) reconnaissance flights, W. and E. Sepik districts 11th September 1968 (Forestry library, Oxford 2/4/1981. BN/Papua New Guinea/Misc.)

Page 119: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

119

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1

KORUNAN ALANLARDA SURVEY VE ENVANTER ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ (KOZAN BARAJ GÖLÜ VE

ÇEVRESİ YABAN HAYATI KORUMA SAHASI ÖRNEĞİ)

Prof. Dr. Selçuk İNAÇ K.S.Ü. Orman Fakültesi

[email protected]

Uğur KARA Adana Orman Bölge Müdürlüğü [email protected]

Özet

Bu araştırmada, 2004-2012 yılları arasında Adana’nın Kozan ilçesine 8 km uzaklıktaki Kozan Baraj Gölü ve Çevresinde, yaban hayatı incelemeleri yapılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda bu sahanın 1997 yılında özellikle kınalı keklik, turaç, su kuşlarını ve bunların yaşam alanlarını korumak amacı ile Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edildiği, ancak 09.11.2005 tarihinde araştırma alanının koruma statüsü özelliğini yitirmiş olduğu gerekçesi ileri sürülerek sürvey ve envanter çalışmaları yapılmadan iptal edildiği anlaşılmıştır.

Oysaki yaptığımız bu araştırmada; Yaban Hayatı Koruma Sahası sınırları içerisinde 33 familyaya ait 87 kuş türü ve ayrıca 10 familyaya ait 15 adet memeli yaban hayvan türünün yaşadığı tespit edilmiştir.

Araştırma sahasında IUCN kırmızı listede yer alan memeliler; Hystrix indica Kerr, Lutra lutra Linnaes, Felis chaus, Dryoms laniger Vulpes vulpes ve IUCN tarafından kırmızı listeye alınan kuş türleri. Accipiter nisus Linnaeus., Accipiter brevipes Linnaeus., Neophron percnopterus Linnaeus., Falco naumanni Fleischer., Buteo rufinus Cretzschmar. da bulunmaktadır.

Bu çalışmada araştırma yöresinin genel karakteristik yapısı ve yaban hayvanları, özellikle kuş türleri hakkında bilgiler toplanmıştır. Envanter çalışmalarında, doğrudan ve dolaylı gözlem yöntemleri uygulanmıştır. Anadolu çaprazı sınırlarında kalan bu sahanın, memeli yaban hayvanları ve özellikle de yerli ve göçmen kuş türleri açısından önemli bir yere sahip olduğu belirlenmiştir.

Page 120: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

120

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

Sonuç olarak, Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahası’nın her ne kadar 2005 yılında özelliğini yitirmiş olduğu gerekçesiyle koruma statüsünden çıkarılmış ise de, yaban hayatının sürekli zarar gördüğü bugünlerde daha büyük bir öneme ve özelliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Rantsal düşüncelerden vazgeçilerek, bir an önce bu alanın envanter çalışmalarının yapılarak, yeniden planlanması ve tekrar koruma altına alınması gerekmektedir.

Anahtar kelimeler: Kozan Barajı, Envanter, Yaban Hayatı, Kuşlar, Memeliler, Kozan Yaban Hayatı Koruma Sahası

Abstract

In this study, the Kozan Dam Lake Wildlife Protection Area which is 8 km away from Kozan have been investigated in terms of wildlife between 2004 and 2012. The study area was declared as “Kozan Dam lake wildlife protection area” in 1997 due to the protection of Alectoris graeca, wetlands’ birds and their habitats. But, the protection status of the study area was lifted on the 09.11.2005 because of loosing protection area status.

In this research, We located 87 birds species from 33 families and also 15 mammal species from 10 families in the area during our observations carried out in 2004-2010. The information on the general characteristics and wild life of the study area, especially on birds have been collected. It is determined that this area which is at the cross border of Anatolia has a great importance for the mammalians, the native and immigrant birds in particular.

In conclusion, even though protection status of the study area was lifted on 2005, the lake of Kozan Dam and surrounding Wildlife Protection Area have a great importance and characteristic for the wild life especially in these days. We have proposed that this area should be replaned and protected again as soon as possible.

Keywords: Kozan Dam, wild life, birds, Mammals, Kozan Wildlife Protection Area.

Page 121: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

121

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3

1. Giriş

Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları; Av ve yaban hayvanlarının veya biyolojik çeşitliliğin korunması gereken alanların muhafazası veya göçmen türlerin göç yollarını güvence altına almak için, yaşama ortamlarının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamlarını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma planı çerçevesinde avlanmanın yapılması amacı ile içerisinde hedef tür veya türlerin doğal olarak bulunduğu veya yeniden yerleştirildiği, av ve yaban hayvanlarının barınma, beslenme ve uygun yaşama koşulları ile doğal peyzaja sahip alanlardan seçilir (Anonim, 2009b).

Türkiye’de 4915 sayılı yasanın ilanı ile birlikte, bu kapsamda ilgili İl Çevre ve Orman Müdürlüklerinin teklifi ve Genel Müdürlüğün görüşleri doğrultusunda, daha önceden 3167 sayılı yasa göre ilan edilen 29 sahanının koruma statüsü 09.11.05 tarih ve 232 sayılı Bakanlık oluru ile iptal edilmiştir.

1997 yılında sınırları belirlenerek ilan edilen yaban hayatı koruma sahalarından biri olan Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahası’nın 2005 yılında sağlıklı envanter çalışmaları yapılmadan, özelliğini yitirmiş olduğu gerekçesiyle iptal edildiği görülmektedir. Bu çalışmada Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Eski Yaban Hayatı Koruma Sahasında tespit edilen türlerin popülasyon yoğunlukları ve sahanın habitat özelliklerinin incelenmesi, yaban hayatı-habitat ilişkisi ve öneminin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır Zira; yaptığımız ön incelemelerde bu saha ile ilgili herhangi bir literatür ve araştırmaya rastlanmamıştır. Yaban hayatının geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği için neler gerektiğinin araştırılarak belirlenmesi ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün bu konudaki eksikliklerinin giderilmesine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Aynı zamanda 2005 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası Statüsü olmaktan çıkarılan bu alanın tekrar etüt ve projelerinin yapılarak Yaban Hayatı Geliştirme sahası olarak ilan edilmesi ya da özel bir statü verilmesi önerilmiştir. Araştırma sahası şu anda yürürlükte olan Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahalarının kriterlerine uygun özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Yapılan bu çalışmada Yaban Hayatı Koruma Sahası sınırları içinde 33 familyaya ait 87 kuş türü tespit edilmiş, bunların 83 tanesi fotoğraflanarak tespit ve teşhis

Page 122: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

122

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

2. Materyal ve Metot

Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahası ve burada yaşayan flora ve fauna verileri oluşturmuştur. Araştırma arazi ve büro çalışması şeklinde yapılmıştır.

2.1. Arazi Çalışmaları

Araştırma yöresinde var olan flora ve fauna’nın tespiti amacıyla araziye çıkılmış, 1/25000 ölçekli topoğrafik harita ve orman amenajman haritaları, mevcut yol şebeke planı hazır bulundurulup haritalar ile arazi gezilerek alanın yaban hayatı açısından genel karakteristik özellikleri tespit edilmiştir. Sahayı tanımak için yapılan bu gezilerde gözlem noktaları belirlenmiş bu noktaların belirlenmesinde GPS kullanılmıştır. Tespit edilen bu noktaların koordinatları alınarak Netcad 5.0 programı yardımı ile haritalar üzerinde işaretlenerek gözlem bölgelerinin oluşturulması sağlanmıştır.

Gözlem bölgelerinin oluşturulmasında yaban hayatı varlığını ortaya koyan (yuvalar, besin elementleri, habitat özellikleri, hayvan dışkıları, ayak izleri, kılları gibi) bulgular yol gösterici olmuştur. Oluşturulan bu bölgelerde bölgeye hâkim gözlem noktaları belirlenerek GPS (Magellan Sportrak Map) cihazı ile koordinatları alınmıştır. Gözlemlerde 20X50 zumlu Lazer marka dürbün ve 10X optik, 4X dijital zumlu Kodak marka fotoğraf makinesi ve 18X optik, 5x dijital zumlu Olympus marka fotoğraf makinesi, 140 cm boyunda tripot, yöredeki yaşlı ağaçların çaplarını ölçmek için 100cm’lik Kumpas ve boylarını ölçmek için Blume-Leisse kullanılmıştır. Arazi çalışması belirlenen 50 adet gözlem noktalarının yanı sıra sahanın büyük bir bölümü gezilerek tespit çalışmaları yapılmıştır. Yapılan bu geziler sırasında yaban hayvanlarına ait olduğu tespit edilen pislikler, ayak izleri veya besin artıkları yardımı ile özellikle memeli türlerin yuvaları tespit edilmiştir. Uygun olan yuvaların içine kadar girilerek pisliklerinden, izlerinden yuva yapısından faydalanılarak tür teşhisi için gerekli notlar alınmış ve fotoğraflar çekilmiştir.

Gözlemler; kuşlar ve memeliler için, periyodik olarak, belirlenen gözlem noktalarında düzenekler kurularak ve bölge gezilerek yapılmıştır. Gözlemler gün doğumundan gün batımına kadar ve bazı dönemlerde gün batımından gün doğuncaya kadar yapılmıştır. Gözlem ve arazinin gezilmesi sırasında hayvanların fotoğrafları çekilerek, dışkılar toplanarak, ayak izleri ve yuvalar fotoğraflanarak veriler toplanmıştır. Aynı zamanda yöredeki yaban hayvanları flora ilişkisi açısından önemli olan bitki türleri tespit edilmiştir.

Page 123: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

123

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5

2.2. Büro Çalışmaları

Yapılan çalışmalar sonucunda varlığı tespit edilen yaban hayvanlarının tür teşhisi yapılmıştır. Toplanan hayvan dışkıları, ayak izi kalıpları ve fotoğrafları var ise avcılık kulüplerinden yörede avlanan türlere ait dolgular, arazide alınan notlar veri olarak kullanılmıştır. Ayrıca araştırma sahasında toplam 50 kişiyle yöredeki sosyal ormancılık-fauna-yaban hayatı ilişkilerine yönelik bölgedeki kurumlar, av ve yaban hayatı kulüpleri ve yörede yaşayan halkla mülakatlar yapılmıştır.

3. BULGULAR

3.1.. Araştırma Yöresinin Coğrafi Konumu

Araştırma alanı; Adana ilinin Kozan ilçesi sınırları içerisinde kalmakta ve ilçenin kuzeydoğusuna yaklaşık 8 km mesafede yer almaktadır. Saha Kozan Orman İşletme Müdürlüğü Akçalı Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde yer almaktadır. Çalışma alanı 2500 metreye yaklaşan yükseltileri de içine alan bir havzanın su toplama kısmını oluşturmaktadır. Sahanın koordinatları; 37° 31′ 50 kuzey enlemleri ve 035° 50′ 53 doğu boylamlarıdır. Sahanın toplam alanı 9950 ha’dır (Anonim, 2009h).

Page 124: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

124

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

Şekil 1. Kozan Baraj Gölü ve Yaban Hayatı Koruma Sahasının uydudan alınmış görüntüsü (Anonim, 2006a).

Gözlemler yapılırken çalışmanın asıl amacına uygun olarak, ağırlık yaban hayvanları konusuna verilmiş olup, bitki florası yönünden bölgeyi temsil eden bitkiler teşhis edilmiştir. 3.2. Araştırma Sahasında Dere Vejetasyonunda Bulunan Bitkiler Yapmış olduğumuz arazi çalışmaları sonucunda; Dere vejetasyonuna ait 8 tür tespit edilmiştir. Çizelge 1. Dere vejetasyonunda bulunan bitkiler.

Sıra No

Bilimsel Ad Türkçe Ad

1. Carpinus orientalis Mil. Doğu Gürgeni2. Cornus mas L. Sarı Çiçekli Kızılcık3. Ficus carica L. İncir Ağacı4. Nerium oleander L. Zakkum Ağacı5. Ostrya carpinifolia Scop. Gürgen Yapraklı Kayacık6. Platanus orientalisL. Doğu Çınarı7. Sytrax officinalis L. Tespih Çalısı8. Salix alba L. Ak Söğüt

Page 125: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

125

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

7

3.3. Araştırma Sahasında Maki Vejetasyonunda Bulunan Bitkiler

Araziden toplanan bitki örneklerinin teşhisi neticesinde maki vejetasyonuna ait 39 tür tespit edilmiştir.

Çizelge 2. Maki vejetasyonunda bulunan bitkiler.

Sıra No Bilimsel Adı Türkçe Adı 1. Ampelopsis orientale (Lam.)Planchon Doğu Kartopu 2. Arbutus andrachneL. Sandal Ağacı 3. Buxus balearica Lam. Adi Şimşir 4. Capparis spinosa L. var. spinosa Kedi Tırnağı 6. Ceratonia siliquaL. Harnup 7. Cercis siliquastrum L. Erguvan 8. Cistus creticus L. Tüylü Laden 10. Colutea cilicica Boiss&Bal. Yabani Sinemaki 11. Cotinus coggygria Scop. (Anacardiaceae) Duman Ağacı 12. Coronilla emerus L. Yalancı Burçak 13. Crataegus monogyna Jacq. Beyaz Çiçekli Geyik Dikeni 14. Daphne sericea Vahl. Tavuk Çiçeği 15. Erica manipuliflora Salisb. Pembe Çiçekli Funda 16. Flueggea anatolica Gemici Kadıncık Çalısı 17. Fraxinus ornus subsp. Cilicica Çiçekli Dişbudak 18. Fontanesia phillyreoides Labill. subsp. phillyreoides Çılbırtı 19. Juniperus oxycedrus L. susbp.oxycedrus Katran Ardıcı 20. Laurus nobilisL. Akdeniz Defnesi 21. Myrtus communis L. Mersin 23. Paliurus spina-christii Miller Karaçalı 24. Olea europaea var.oleaster (Mill.)Lehr. Delice 25. Osyris alba L. Süpürge Çalısı 26. Phillyrea latifolia L. (Oleaceae) Geniş Yapraklı Akçakesme 27. Pinus brutia Ten. Kızılçam 28. Pistacia terebinthus L. susbp.palaestina Menengiç 30. Pyracantha coccinea Ateş Dikeni 31. Qercus coccifera L. Kermes Meşesi 32. Quercus cerris var. cerris Türk Meşesi 33. Quercus infectoria subsp.boissierii Mazı Meşesi 34. Rhamnus alaternus L. İtalyan Cehrisi 36. Rhus coriaria L. Derici Sumağı 37. Ruscus aculeatus L. (Liliaceae) Dikenli Mersin 38. Spartium junceum L Katırtırnağı 39. Smilax aspera L. Deli nar

Page 126: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

126

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

3.4. Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahasında Tespit Edilen Memeli Türler

Yapılan arazi çalışmasında; toplam 10 familyaya ait 15 memeli türün bu bölgede yaşadığı tespit edilmiştir. Tespit edilen bu türlerden IUCN’nin yapmış olduğu kırmızı listede 4 tane memeli türünün olduğu belirlenmiştir. Bunlar tehlike kategorisi ve derecesine göre aşağıda belirtilmiştir. Araştırma sahasının bu yönüyle de ne kadar büyük bir öneme ve değere sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yapılan mülakatlar ve araştırmalar neticesinde yörede geçmiş yıllarda yaban keçisinin bulunduğu tespit edilmiştir.

Çizelge 3. Araştırma Sahasında IUCN kırmızı listede yer alan memeliler.

Kategorisi Tür (Bilimsel Adı) Türkçe Derecesi Nesli Tükenmek Üzere Olanlar

Hystrix indica Kerr Oklu Kirpi LC

Soyu Tehlikede Olanlar

Lutra lutra Linnaes Su Samuru LC Felis chaus Orman Kedisi LC Dryoms laniger Kayauyuru DD

Sayıları Azalan Vulpes vulpes Tilki LC

Çizelge 4. Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahasında tespit edilen memeli türler.

Familya Bilimsel Adı Türkçe İngilizce Lagomorpha Lepus capensis europeus Linnaeus Tavşan European Hare Hystricidae Hystrix indica Kerr Oklu Kirpi Indian Porcupine Sciuridae Sciurus anomalus Anomalus Sincap Caucasian Squirrel

Citellus xanthophrymnus Bennett Gelengi Anatolian Souslik-Ground Squirrel

Canidae Vulpes vulpes Linnaeus Tilki Red Fox Mustellidae

Lutra lutra Linnaeus Su Samuru, Su İti

Eurasian Otter

Martes fonia Erxleben Kaya Sansarı Beech Marten Martes martes Linnaeus Ağaç Sansarı Pine Marten

Meles meles Linnaeus Porsuk European Badger Mustela nivalis Linnaeus Gelincik Least Weasel

Suidae Sus scrofa Linnaeus Yaban Domuzu Wild Boar Erinaceidae Erinaceus concolor Martin Kirpi Southern White-

Breasted Hedgehog Talpidae Talpa europaea Linnaeus Köstebek Mole Felidae Felis chaus Guldenstaedt Orman Kedisi Jungle Cat Gliridae Dryoms laniger Felten and Storch Kayauyuru Woolly Dormouse

Page 127: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

127

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

9

3.5. Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahasında Tespit Edilen Kuş Türleri

Sahada yapılan gözlemler neticesinde, yörede 42 adet yerli, 26 adet yaz göçmeni, 6 adet yerli ve yaz göçmeni, 3 adet kış göçmeni, 4 adet geçit ve 1 adet yerli ve geçit kuşu statüsüne sahip toplam 87 adet kuş türü bu bölgede gözlemlenerek tespit edilmiştir. Bunlardan 83 tanesi tarafımızdan fotoğraflanarak tür teşhisi yapılmıştır.

Aynı zamanda yine araştırma sahasında yayılış gösteren kuş türlerinden 5 tanesinin IUCN tarafından kırmızı listeye alındığı belirlenmiştir.

Çizelge 5. IUCN tarafından kırmızı listeye alınan kuş türleri.

Kategorisi Tür Türkçe Adı Derecesi Soyu Tehlikede Olanlar

Accipiter nisus Linnaeus. Atmaca LC Accipiter brevipes Linnaeus. Yoz Atmaca NT Neophron percnopterus Linnaeus. Mısır Akbabası EN Falco naumanni Fleischer. Küçük Kerkenez EN

Sayıları Azalan Buteo rufinus Cretzschmar. Kızıl Şahin LC Çizelge 6. Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahasında Tespit Edilen Kuş Türleri. Kod No ve Takım Bilimsel Adı ve

Familya Türkçe İngilizce Statüsü

PODICIPEDIFORMES Podicipedidae Batağangiller

00090 Podiceps cristatus Linnaeus Bahri Great Crested Grebe Yerli

CICONIIFORMES Ardeidae Leyleksiler

1220 Ardea cinerea Linnaeus Gri Balıkçıl Grey Heron Yerli

1240 Ardea purpurea Linnaeus Erguvani Balıkçıl Purple Heron Yaz Göçmeni

1210 Egretta alba Linnaeus Büyük Akbalıkçıl Great White Egret Yerli

1190 Egretta garzetta Linnaeus Küçük Akbalıkçıl Little Egret Yerli ve Göçmen

1140 Nycticorax nycticorax Linnaeus

Gece Balıkçılı Niht Heron Yaz Göçmeni

CICONIIFORMES Ciconiidae Leylekgiller

1340 Ciconia ciconia Linnaeus Leylek White Stork Yaz Göçmeni

CICONIIFORMES Thereskionithidae İbişler

1360 Plegadis falcinellus Linnaeus

Çeltikçi Glossy Ibis Yaz Göçmeni

ANSERIFORMES Anatidae Ördekgiller

1840 Anas crecca Linnaeus Çamurcun Teal Yerli ve Göçmen

1860 Anas platyrhynchos Linnaeus

Yeşilbaş Mallard Yerli

CHARADRIIFORMES Lardae Martılar

5900 Larus canus Linnaeus Küçük Gümüşi Martı Common Gull Yaz Göçmeni

Page 128: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

128

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10

PELECANIFORMES Phalacrocoracudae Karabatakgiller

8000 Phalacrororax aristotelis Linnaeus

Tepeli Karabatak Shag Yerli

ACCIPITRIFORMES Accipitridae Atmacagiller, Kartalgiller

2870 Buteo buteo Linnaeus Şahin Buzzard Yerli

2880 Buteo rufinus Cretzschmar Kızılşahin Long Legged Buzzard

Yerli

2900 Buteo logopus Pantoppidan Paçalı Şahin Rough Legged Buzzard

Kış Göçmeni

2690 Accipiter nisus Linnaeus Atmaca Sparrow Hawk Yerli

2730 Accipiter brevipes Linnaeus Yoz Atmaca Levant Sparrowhawk Yaz Göçmeni

2610 Circus cyaneus Linnaeus Gökçe Delice Hen Harrier Geçit Kuşu

2960 Aquila chrysaetos Linnaeus Kaya Kartalı Golden Eagle Yerli

2920 Aquila pomarina CH.L. Brehm

Küçük Orman Kartalı Lesser Spotted Eagle Yerli ve Geçit Kuşu

2470 Neophron percnopterus Linnaeus

Mısır Akbabası Eagytien Vulture Yerli ve Yaz Göçmeni

FALCONIFIRMES Falconidae Doğangiller

3040 Falco tinnunculus Linnaeus Kerkenez Kestrel Yerli

3030 Falco naumanni Fleischer Küçük Kerkenez Less Kestrel Yerli

3090 Falco columbarius Linnaeus

Boz Doğan Merlin Kış göçmeni

GALLIFORMES Phasianidae Tavuksular

3550 Alectoris chukar Linnaeus

Kınalı Keklik Chukar Yerli

3640 Francolinus francolinus Linnaeus

Turaç Black Francolin Yerli

3700 Coturnix coturnix Linnaeus

Bıldırcın Quail Yaz Göçmeni

COLUMBIFORMES Columbidae Güvercingiller

6650 Columba livia Gmelin Kaya Güvercini Rock Dove Yerli

6680 Columba oenas Linnaeus Gökçe Güvercin Stock Dove Yerli

6840 Streptopelia decaocto Frivaldsky

Kumru Collared Dove Yerli

6870 Streptopelia turtur Linnaeus

Üveyik Turtle Dove Yerli

CUCULIFORMES Cuculidae Gugukkuşugiller

7240 Cuculus canorus Linnaeus

Gugukkuşu Cuckoo Yaz Göçmeni

STRIGIFORMES Strigidae Baykuşgiller

7440 Bubo bubo Linnaeus Puhu Eagle Owl Yerli

7570 Athene noctua Scopoli Kukumav Little Owl Yerli

7610 Strix aluco Linnaeus Alaca Baykuş Tawny Owl Yerli

7390 Otus scops Linnaeus İshak Kuşu Scopsowl Yerli ve Yaz Göçmenii

CORACIIFORMES Coraciidae Kuzgungiller

8410 Coracias garrulus Linnaeus

Gökkuzgun Roller Yaz Göçmeni

CORACIIFORMES Alcedinidae Yalıçapkınıgiller

8270 Halcyon smyrnensis Linnaeus

İzmir Yalıçapkını White-Breasted Kingfisher

Yerli

Page 129: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

129

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11

CORACIIFORMES Meropidae Arıkuşugiller

8390 Merops apiester Linnaeus

Arıkuşu Cheeked Bee-Eater Yaz Göçmeni

CORACIIFORMES Upupidae İbibikgiller

8460 Upupa epops Linnaeus İbibik Eurasian Hoopoe Yaz Göçmeni

PICIFORMES Picidae Ağaçkakangiller

8760 Dendrocopos majör Linnaeus

Orman Ağaçkakanı Great-Spotted Woodpecker

Yerli

8830 Dendrocopos medius Linnaeus

Ortanca Ağaçkakan Middle Spotted Woodpecker

Yerli

PASSERIFORMES Alaudidae Tarlakuşugiller

9670 Calandrella brachydactyla Leisler

Bozkır Toygarı Short-Toed Lark Yaz Göçmeni

9720 Galerida cristata Linnaeus

Tepeli Toygar Crested Lark Yerli

PASSERIFORMES Hirundinidae Kırlangıçgiller

9920 Hirundo rustica Linnaeus Kırlangıç Swallow Yaz Göçmeni

9950 Hirundo daurica Linnaeus

Kızıl Kırlangıç Red-Rumped Swallow

Yaz Göçmeni

10010 Delichon urbica Linnaeus

Ev Kırlangıcı House Martin Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Motacillidae Kuyruksallayangiller

10050 Anthus campestris Linnaeus

Kır İncirkuşu Tawny Pipit Yaz Göçmeni

10140 Anthus spinoletta Audoin Dağ İncirkuşu Water Pipit Yerli ve Kış Göçmeni

10200 Motacilla alba Linnaeus Akuyruk Sallayan Pied Wagtail Yerli ve Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Pycnonotidae Arap Bülbülleri

10360 Pycnonotus xanthopygos Arap Bülbülü Yellow-Vented Bulbul Yerli

PASSERIFORMES Prunellidae Boşboğazgiller

10840 Prunella modularis Linnaeus

Dağ Bülbülü Dunnock Yerli ve Kış Göçmeni

PASSERIFORMES Turdidae Karatavuğugiller, Ardıç Kuşugiller

10990 Erithacus rubecula Linnaeus

Kızıl Gerdan Robin Yerli ve Kış Göçmeni

11220 Phoenicurus ochruros Gmelin

Kara Kızılkuyruk Blackstart Yerli ve Yaz Göçmeni

11660 Monticola solitarius Linnaeus

Gök Ardıç Blue Rock Thrush Yerli

11870 Turdus merula Linnaeus Karatavuk Blackbird Yerli

12020 Turdus viscivorus Linnaeus

Ökse Ardıcı Mistle Thrush Yerli ve Yaz Göçmeni

12000 Turdus philomelos Chr.L.Brehm

Öter Ardıç Song Thrush Yerli ve Kış Göçmeni

11440 Oenanthe isabellina Temminck

Bozkuyrukkakan İsabellina Wheatear Yaz Göçmeni

11470 Oenanthe pleschanka Lepechin

Alacakuyrukkakan Pied Wheathear Geçit

11480 Oenanthe hispanica Linnaeus

Karakulaklı kuyrukkakan

Black Eared Wheatear Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Silvidae Bülbülgiller

12640 Sylvia conspicillata Temminck.

Bozkır Ötleğeni Spectacled Warbler Geçit Kuşu

Page 130: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

130

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12

12750 Sylvia communis Latham Akgerdanlı Ötleğen Whitehroat Yaz Göçmeni

12760 Sylvia borin Baddaert Boz Ötleğen Garden Warbler Geçit Kuşu

13140 Regulus regulus Linnaeus

Çalıkuşu Golcrest Yerli

PASSERIFORMES Muscicapidae Sinekkapangiller

13350 Muscicapa striata Pallas Benekli Sinekkapan Spotted Flycatcher Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Paridae Baştankaragiller

14610 Parus ater Linnaeus Çam Baştankarası Coal Tit Yerli

14640 Parus major Linnaeus Büyük Baştankara Great Tit Yerli

PASSERIFORMES Sittidae Sıvacıkuşugiller

14790 Sitta europea Linnaeus Sıvacı Nuthatch Yerli

14810 Sitta neumayer Michahellis

Kaya Sıvacısı Rock Nuthatch Yerli

PASSERIFORMES Oriolidae Sarıasmagiller

15080 Oriolus oriolus Linnaeus Sarıasma Golden Oriole Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Laniidae Örümcek Kuşları

15150 Lanius collurio Linnaeus Kızıl Sırtlı Örümcekkuşu Red-Backed Shrike Yaz Göçmeni

15200 Lanius excubitor Linnaeus

Büyük Örümcekkuşu Great Grey Shrike Kış Göçmeni

15240 Lanius nubicus Linchtenstein

Maskeli Örümcekkuşu Masked Shrike Yaz Göçmeni

PASSERIFORMES Corvidae Kargagiller

15390 Garrulus glandarius Linnaeus

Alakarga Jay Yerli

15670 Corvus corone pallescens Leş Kargası Hooded Crow Yerli

15720 Corvus corax Linnaeus Kuzgun Raven Yerli

15490 Pica Pica Linnaeus Saksağan Magpie Yerli

PASSERIFORMES Passeridae Serçegiller

15910 Passer domesticus Linnaeus

Serçe House Sparrow Yerli

15980 Passer montanus Linnaeus

Ağaç Serçesi Tree Sparrow Yerli

PASSERIFORMES Fringillidae İspinozgiller

16360 Fringilla coelebs Linnaeus

İspinoz Chaffinnch Yerli

16490 Carduelis chloris Linnaeus

Florya Greenfinch Yerli

16530 Carduelis carduelis Linnaeus

Saka Goldfinch Yerli

17100 Pyrrhula pyrrhula Şakrak Bulfinch Yerli

PASSERIFORMES Emberizidae Kirazkuşugiller

18660 Emberiza hortulana Linnaeus

Kiraz kuşu Ortolan Yaz Göçmeni

18810 Emberiza melanocephala Linnaeus

Kara Başlı Çinte Black-Headed Bunting

Yaz Göçmeni

18650 Emberiza cineracea Chr.L.Brehm

Boz Çinte İnerous Bunting Yaz Göçmeni

Page 131: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

131

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13

3.6. Büro ve Mülakat Çalışmalarına Ait Bulgular.

Araştırma Sahasının içerisinde kalan ve doğrudan buradaki yaban hayatını etkileyen dört adet orman içi köy olduğu anlaşılmıştır. Bu köylerin yanı sıra sahaya 8 km uzaklıkta olan Kozan ilçesinin olumsuz etkisinin de göz ardı edilemez olduğu tespit edilmiştir.

Araştırma sahası içerinde bir tanesi şehirlerarası olmak üzere iki tane çok önemli ve işlevsel ana yol bulunmaktadır. Bu da yaban hayatını olumsuz etkileyen faktörlerdir.

Yöre halkının Kozan Baraj gölü ve Çevresi Yaban Hayatı koruma sahası olarak ilan ve iptal edildiğinden şimdiye kadar haberdar olmadığı anlaşılmıştır.

Araştırma sahası içerisinde yaklaşık 1568 ha ziraat alanı olduğu ve bu yerlerde halen üretim yapıldığı yapılan bu tarımsal faaliyetler sırasında kimyasal maddeler kullanıldığı gözlenmiştir. Bunun da yaban hayatını özellikle bitkilerle beslenen memeli ve kuş türlerini çok olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Yöre halkından alınan bilgiye göre özellikle gübrenin kullanılmaya başlamasından sonra keklik ve turaç popülâsyonun hızla azaldığı şeklinde bilgiler elde edilmiştir.

Araştırma sahasında Karasis Dağı eteklerinde maden işletmesi açıldığı ve çok geniş bir alanda faaliyet gösterdiği belirlenmiştir.

Yöre halkının genellikle yazları köylere geldiği tespit edilmiş buralarda sürekli ikamet eden halkın ise tarım, hayvancılık ve arıcılık ile geçimlerini sağladıkları tespit edilmiştir.

Edinilen bilgiye göre son 5 yılda özellikle saha içerisindeki bütün köylerde inşaat işinin hızla arttığı özellikle yaylalık olarak kullanılmak üzere evlerin yapıldığı tespit edilmiştir.

Yöre halkının kırsal kesimde oturan kesimi ise gelirlerini orman işçiliğinden ve mevsimlik işçi olarak çalışarak sağladıkları anlaşılmıştır.

Sahanın 1997 yılında Y.H.K.S. olarak ilan edildiğinden bu güne kadar herhangi bir çalışma yapılmadığı, “av yasaktır” levhalarından başka bir çalışma olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Koruma Statüsünün iptalinden sonra yöredeki hızlı yapılaşma ve sanayileşme gözden kaçmamaktadır.

Av yasaklarının uygulanmasına yönelik çalışmaların genellikle kolluk kuvvetleri tarafından yapıldığı tespit edilmiştir.

Page 132: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

132

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14

4. Sonuç ve Öneriler

1997 yılında sınırları belirlenerek ilan edilen ve 13.05.1937 tarih ve 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile Yaban hayatı Koruma sahalarından biri olan Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edilen bu alan önemli bir kuş göç yolu üzerinde bulunmaktadır. Yerli kuşların yanı sıra göçmen kuşlara da ev sahipliği yapmaktadır. Bu alanda 33 familyaya ait 87 kuş türü tespit edilmiş, bunların 83 tanesi fotoğraflanarak tespit ve teşhisi yapılmıştır. Bunların 42 adeti yerli, 26 adeti yaz göçmeni, 6 adeti yerli ve yaz göçmeni, 3 adeti kış göçmeni, 4 adeti geçit ve 1 adeti yerli ve geçit kuşudur. Tespit edilen bu türlerden IUCN’nin yapmış olduğu çalışmada kuş türlerinden 5 tanesinin kırmızı listeye alındığı sonucuna ulaşılmıştır.

Ayrıca 10 familyaya ait 15 adet memeli yaban hayvanının bu alan içerisinde yaşadığı tespit edilmiştir. Tespit edilen bu türlerden IUCN’nin yapmış olduğu çalışmada 4 tane memeli türün kırmızı listeye alındığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sahasında memeli türlerin popülasyonunun oldukça geniş bir alanda yayılış gösterdiği tespit edildi.

Araştırma sahası gerek iklim yapısı, flora çeşitliliği, gerekse jeolojik yapısı ve coğrafi konumu itibari ile içinde barındırdığı yaban hayvanları çeşitliliği ile oldukça büyük bir öneme sahiptir.

Aynı zamanda endemik bir bitki türü olan kadıncık çalısı da bu yörede yayılış göstermektedir. Bu da sahanın farklı bir açıdan önemini ortaya koymaktadır.

Sınırları içerisinde kalan Baraj gölü ve Karasis dağının zirvesinde bulunan Karasis kalesi ile eko turizm yönünden büyük bir potansiyele sahiptir.

Kozan ilçesine çok yakın olması sebebi ile yaylacılık turizminin ve insanlarda doğayla iç içe olma isteğinin artmasından dolayı büyük bir sosyal baskı altındadır.

2005 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası Statüsü olmaktan çıkarılan bu alanın tekrar etüt ve projelerinin yapılarak Yaban Hayatı Geliştirme sahası olarak ilan edilmesi ya da özel bir statü verilmesi gerekir. Araştırma sahası şu anda yürürlükte olan Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahalarının kriterlerine uygun özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Araştırma sahası halen avlanmanın yasak olduğu bölgeler içerisindedir. Bu sahanın daha kapsamlı bir şekilde gerekli çalışmaların yapılarak bir an önce Y.H.G.S statüsüne kavuşturulması gerekmektedir.

Page 133: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

133

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15

Kaynaklar

1. Anonim, 2006a. www.google.com.tr

2. Anonim, 2006b. Kozan Orman İşletme Müdürlüğü Arşivi.

3. Anonim, 2009a. (http:/www.doğaderneği.org/doğabulten/index.php?sayfa=4).

4. Anonim, 2009c. Adana D.S.İ. Bölge Müdürlüğü Arşivi.

5.Anonim, 2009b. http:/www.cevreorman.gov.tr/

6. Anonim, 2009e. www.milliparklar.gov.tr/

7. Anonim, 2009f. http://www.tramem.org/memeliler

8. Anonim, 2009f. http://www.tramem.org/memeliler

9. Anonim, 2009g. http://www.trakus.org/

10. Anonim, 2009h. www.kozan.gov.tr

11. Anonim, 1995. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Ormancılık Alt Komisyonu Raporu. T.C. Başbakanlık DPT Müsteşarlığı Yayın No: DPT: 2400-Ö_K: 461, Ankara.

12. Anonim, 2000. Türkiye’de Yaşayan Kuşlar, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Personeli Güçlendirme Vakfı., Türkiye’ De Yaşayan Kuşlar, Yayın No: 001, Ankara, 266s.

13. Anonim, Eğitim Yayınları, 2001. Sürdürülebilir Avcılık İçin Temel Eğitim Kitabı, T.C. Orman Bakanlığı Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Ankara.

14. Ansin, R. Özkan, Z.C. 1986. Bitki Coğrafyası ve Bitki Sosyolojisine İlişkin Bazı Temel

Bilgiler. K.T.Ü. Orman Fakültesi, Cilt 9, Sayı: 1-2, 43-65, Trabzon.

15. Ansin, R. 1983.Türkiye’nin Flora Bölgeleri ve Bu Bölgelerde Yayılan Asal Vejetasyon Tipleri. K.Ü. Orman Fakültesi, Cilt 6, 318-319s, Trabzon.

16. Atkinson-Wiles, G. L. 1968. The İmportance of Turkey as Wintering Groundf or Wildfowl Protect Technical Meeting. Wetland Conservation, 19s.

17. Demirsoy, A. 1996. Türkiye Omurgalı Faunasının Sistematik ve Biyolojik Özelliklerinin Saptanması Memeliler Kitabı, Çevre Bakanlığı: Proje No:90, Ankara, 292s.

18. Erer. H, 2002. Sıçralı Kanyonu Yaban Hayatı Koruma Alanı Habitat Planlaması, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 66s.

19. Gürdal, M.N. 2007. Türkiye’nin Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları Üzerine Araştırmalar. Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 102s.

20. Heinzel, H. 1995. Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları Kitabı, 384s.

21. İnaç, S. 1994. Antalya-Düzlerçamı, Adana-Pozantı, Ve Kayseri-Yahyalı Ormanlarında Doğal Olarak Yaşayan Yaban Keçisini Koruma Ve Üretme Olanakları Üzerine Çalışmalar, 83s.

22. İnaç, S. ve Ö. GÖRÜCÜ. 2002. Researches on Türkoğlu Gavur Lake in Kahramanmaraş-Turkey and Some Projections From Past to Future”, Journal of Environmental Biology, 23(2), s 169-173.

Page 134: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

134

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

16

23. İnaç, S. Ve Ö. Görücü., 2001. The New Approaches on Sustainable Wildlife of Amik Lake, Journal of Environmental Biology, 22 (4): 293-296.Kara Uğur, 20. Kara Uğur 2010. Kozan Baraj Gölü ve Çevresi Yaban Hayatı Koruma Sahası Üzerine İncelemeler. K.S.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Kahramanmaraş.

24. Kiziroğlu, İ. 1989. Türkiye Kuşları Kitabı Ankara, 314s.

Kutlu. Ö, 2002. Seyhan Nehri ve Tuz gölü Yaban Hayatı Koruma Alanında Alan Kullanımlarının Kuş Habitatları Kaybı Yönünden İncelenmesi. Peyzaj Mimarlığı bölümü Yüksek lisans Tezi, Adana, 95s.

25. Mamıkoğlu, G.N. 2007. Türkiyenin Ağaçları ve Çalıları, NTV Yayınları İstanbul, 727s.

26. Sert, H. Erdoğan, A. The Avifauna of Termessos National Park (Antalya-Turkey) Turk. Zool., 28, (2004), s 135-143.

27. Turan, N. 1990. Kuşlar, Orman Bakanlığı, Ankara, 274s.

Page 135: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

135

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN ORMAN AMENAJMAN PLANLARINA SAYISAL OLARAK

ENTEGRE EDİLMESİ

Sedat Keleş Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Merkez/ÇANKIRI,

[email protected] Özet

Orman ekosistemleri, sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda planlanıp işletildiği takdirde topluma uzun vadede ekonomik, ekolojik ve sosyo – kültürel ürün ve hizmetler sunan önemli bir doğal kaynaktır. Ormanlar bir taraftan orman endüstrisinin ana materyalini sağlamakla beraber, diğer taraftan mantar, reçine, sığla, palamut, tohum, yaprak, çiçek, çeşitli meyve ve ot gibi odun dışı ürünler sunmaktadır. Odun dışı ürünleri içerecek şekilde bir çok amaçlı orman planlama ve faydalanma sürecinde, öncelikle ormanların sunmuş olduğu odun dışı ürünlerin belirlenmesi ve envanterinin yapılması büyük önem arz etmektedir. Sayısal orman amenajmanın işleyeceği bu süreçte en önemli aşama ise odun dışı ürünlerin özellikle yetişme ortamı özellikleri (toprak, topografya, iklim vs) ve meşcere parametreleri ile olan ilişkilerinin sayısal olarak ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü odun dışı ürünlerin pek çoğunun miktar ve kalitesini hem yetişme ortamı özellikleri hem de meşcere yapı ve kuruluşu (sıklık, kapalılık, göğüs yüzeyi, ağaç serveti vs) etkilemektedir. Odun dışı ürünlerin yer aldığı uzun dönem ve sayısal çok amaçlı orman amenajman planlamasında son aşama yani en uygun karar seçeneklerinin belirlendiği karar verme aşamasında ise değişik karar verme veya modelleme teknikleri (simülasyon, optimizasyon ve kombine optimizasyon) kullanılmaktadır. Buradan hareketle hazırlanan bu bildiride, odun dışı orman ürünlerinin çok amaçlı amenajman planlarına dahil edilmesi için gerekli kavramsal çerçeve ortaya konulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Orman amenajmanı, Odun-dışı orman ürünleri, Orman ekosistemi, Modelleme

Abstract

Forest ecosystems are natural resources providing various economic, ecologic and socio-cultural benefits to the society in strategic level if they are planned and

Page 136: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

136

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

managed in accordance with sustainability principle. Forests presents many non-wood forest products such as mushroom, resin, sweetgum, acorn, seed, flower, leaf and various fruits as well as wood production. In a process of the integration of non-wood forest products into forest management, a good inventory for each non-wood forest products must be realized. The most important stage in this process is to develop a quantitative relationship between non-wood forest products and site characteristics or stand parameters. Quality and quantity of non-wood forest products can be affected by forest ecosystem structure and composition. The last stage in multiple-use forest management including non-wood forest products is to use suitable decision making techniques (modelling techniques) where it is decided the best forest management decisions. This paper explains the general framework of the integration of non-wood forest products into forest management plans.

Keywords: Forest management, Non-wood forest products, Forest ecosystems, Modeling

1. Giriş

Orman kaynaklarının sürdürülebilir planlanması ve işletmeciliği prensiplerinin benimsendiği ve uygulamaya aktarıldığı günümüzde, ormancılık ve orman amenajmanı anlayışında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Orman ekosistemlerinden maksimum odun üretimine yönelik faydalanma prensibi kısmen terkedilmiş, orman ekosistemlerinin sağlık ve sürekliliğinin korunarak bu ekosistemlerin sunmuş olduğu diğer tüm fonksiyonları içeren çok amaçlı faydalanma prensibi benimsenmiştir.

Son yıllarda, orman ekosistemleri ve bu ekosistemlerden en uygun yararlanma konusunda değişik ekolojik ve çevresel endişeler kendini hissettirmeye başlamıştır. Orman ekosistemleri, kullanım dışı amaçlar, yanlış ve plansız yararlanmalar ve bunların uzantısında meydana gelen doğal müdahaleler (küresel ısınma, asit yağmurları ve yangınlar örnek olarak verilebilir) sonucu; sağlıklarının ve yapılarının bozulmaları, alanlarının azalması, uzun vadede sürekliliğinin sağlanamaması veya korunamaması gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Orman ekosistemlerinin yapı ve kuruluşlarının bozulması veya alanlarının azalması ise beraberinde pek çok sorunun var olmasını sağlamıştır. Miktarı ve kalitesi doğrudan orman ekosistemlerinin yapı ve kuruluşu ile bağlantılı olan orman fonksiyonlarından en iyi şekilde yararlanma konusunda birtakım olumsuzluklar ortaya çıkmıştır. Bunlara çevre kirliliğinin artması, çölleşme, su kaynaklarının kalite ve sürekliliğinin tehlikeye düşmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması, sel – taşkın –çığ ve heyelan olaylarının

Page 137: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

137

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

artması, asit yağmurları ve sera etkisi gibi sorunlar örnek olarak verilebilir (Keleş, 2008).

Bu koşullar altında, ormancılığın en önemli amaçlarından biri, ormanların sağladığı mal ve hizmetlerin orman ekosistem dengesinin korunarak planlı ve sistemli olarak topluma sunulmasıdır. Son yıllarda gelişen bilgi sistemleri/teknolojileri ve en uygun karar verme teknikleriyle beraber, sürekli artan çevre ve ekosistem bilinci, ormanların bir ekosistem olarak ele alınarak çok amaçlı planlanması gerektiğini ortaya koymuştur (Başkent ve Ark., 2002; Keleş, 2008).

Buradan hareketle, bu bildiride, çok amaçlı planlama kavramı ve planlama süreci odun dışı orman ürünlerini kapsayacak şekilde ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Öncelikle, çok amaçlı planlama yaklaşımı kısaca açıklanmıştır. Daha sonra odun dışı orman ürünlerini içeren çok amaçlı planlama süreci; ekosistem envanteri, orman ekosistemlerin sunduğu odun dışı ürün ve hizmetlerin belirlenmesi ve sayısallaştırılması, her bir orman fonksiyonu veya işletme amacına uygun silvikültürel müdahaleler ile bu müdahalelerin ormanın dinamik yapısında yapabileceği değişiklikler ve orman ekosistemlerinden çok amaçlı faydalanmada kullanılabilecek karar verme teknikleri hakkında bilgiler sunulmuştur.

2. Çok Amaçlı Planlama Sistemi

Bir karar verme sanatı olarak ifade edilen orman amenajmanı kısaca, planlayıcı tarafından belirlenen araçlar ile orman sahibi tarafından belirlenen amaçlar arasında bütünlüğün sağlanarak, orman ekosisteminin kontrol altına alınması olarak tanımlanmaktadır (Başkent, 1999; Başkent ve Ark., 2002). Çok amaçlı orman amenajmanı planlama kavramı ise, ormanların sunmuş olduğu fonksiyonların aynı alan ve zamanda birden fazlasından yararlanma olarak tanımlanabilmektedir.

Orman ekosistemlerinden çok amaçlı planlama, meşcere veya orman ekosistem düzeylerinde gerçekleştirilebilmektedir. Meşcere düzeyinde çok amaçlı planlama ve işletme durumunda iki durum söz konusudur. Birincisinde; her bir meşcere, karar vericiler tarafından belirlenen birden fazla amaca göre planlanmakta ve işletilmektedir. Böylece, her bir meşcereden farklı mal ve hizmetlerin aynı zamanda karşılanması mümkündür. Diğer durumda ise, her bir meşcere tek bir ana amaca göre planlanmakta ve işletilmektedir. Böylece, her bir meşcereye tek bir ana amaç tahsis edilerek, orman ekosisteminden beklenen mal ve hizmetler orman düzeyinde karşılanmaktadır. Orman ekosistem düzeyinde çok amaçlı planlama ve işletmeciliği

Page 138: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

138

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

durumunda, orman ekosistemini oluşturan meşcereler bir bütün olarak dikkate alınır. Meşcereler arasındaki ilişkiler ve etkileşimler açık bir şekilde ortaya konulmakta ve planlamada dikkate alınmaktadır.

Çok amaçlı planlama sürecinde bir takım aşamalar yerine getirilmektedir. Öncelikle, biyolojik bir sistem olan orman ekosisteminin yapı ve kuruluşu ortaya konulmaktadır (orman ekosistem envanteri). Simülasyon modelleri yardımıyla, farklı müdahaleler karşısında ormanın dinamik yapısını tahmin edecek ve planlamaya taban oluşturacak modeller geliştirilmektedir. Orman ekosisteminin yapı ve kuruluşunun analizi neticesinde, orman ekosisteminin sahip olduğu fonksiyonlar (mal ve hizmetler) saptanarak, bu değerler orman ekosistem özellikleri (konumsal desen, yaş sınıfı veya gelişim çağları gibi) veya meşcere parametreleri (ağaç sayısı, yaş ve göğüs yüzeyi gibi) ile ilişkiye getirilerek sayısallaştırılmaktadır. Burada temel amaç, kabul edilebilir ve kullanılabilir modellerin türetilebilmesidir. Toplum tarafından talep edilen mal ve hizmetler yapılacak kurumsal analizlere göre, işletme amaçlarına dönüştürülmektedir. İşletme amaçları kişiden kişiye göre değişebildiği için, en uygun amaç kombinasyonlarının belirlenmesinde katılımcı yaklaşım kullanılmaktadır. Yine, çoğunlukla birbirini tamamlayan veya birbiriyle çelişen amaçlar arasında, amaçların birbirlerine göre öncelikleri ve ağırlıkları söz konusu olduğu için, bu öncelik ve ağırlıkların belirlenmesinde çok ölçütlü ve çok amaçlı karar verme teknikleri faydalı olabilmektedir. Çok amaçlı planlama sürecinin son kısmı, işletme amaçlarını en iyi şekilde sağlamak için, farklı işletme alternatifleri üretmek ve onlar arasından en uygun olanı seçmektir. Bu aşamada, alternatiflerin üretilmesinde değişik optimizasyon veya simülasyon teknikleri, alternatifler arasından en uygun olanının seçiminde ise yine farklı çok ölçütlü karar verme teknikleri kullanılabilmektedir.

2.1. Orman Ekosistemlerinin Yapı ve Kuruluşunun Ortaya Konulması

Çok amaçlı planlamanın gerçekleştirilebilmesi için orman ekosisteminin kuruluşu ve konumsal dağılımı ile birlikte, oluşturduğu orman ekosistem yapısının tanımlanması gerekir. Bir anlamda bu, orman ekosistem envanteri olarak da adlandırılmaktadır. Orman ekosistemlerinin sunduğu değerlerin tanımlanması, meşcerelerin gelişim seyirlerinin ortaya konulması ve işletme amaçlarını en iyi karşılayabilecek silvikültürel müdahalelerin belirlenmesinde, orman yapı ve kuruluşunun tanımlanması son derece önemlidir.

Orman ekosistemlerinin yapısı, onu oluşturan parçaların içeriğini ve bileşimini ifade eden orman kuruluşu ile bu parçaların ekosistem içerisindeki konumsal dağılımının

Page 139: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

139

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

bir bileşkesidir. Bir meşcerenin yaşı, ağaç türü karışımı, gelişme çağı, kapalılığı, hektardaki artımı ve serveti, meşcere içerisindeki dikili kurular ve devrik ağaçlar gibi tanımsal bilgiler orman kuruluşunu belirlerken; meşcerelerin büyüklüğü, çevresi, komşu meşcereler, dere, yol, sırt ve göl gibi önemli diğer konumsal detaylarla ilişkisi ise konumsal yapıyı ifade etmektedir (Başkent ve Ark., 2002; Başkent ve Keleş, 2005). Çok amaçlı orman amenajman planlarının yapılması için bu şekilde tanımlanan orman yapısının karakterize edilmesi ve planlamada işlenmesi gerekmektedir. Örneğin, bir planlama biriminde odun hammaddesi üretimi amacının en iyilendiği bir planlama probleminde, aynı zamanda planlamada su üretimi ve toprak koruma gibi değerlerinde planlamaya dahil edilmesi durumunda orman ekosisteminin yapısını oluşturan meşcerelerin bileşimi ile birlikte arazinin eğimi, bakısı, toprak ve iklim özellikleri, yamaç uzunluğu, komşu meşcerelerle ilişkileri ve su toplama havzasına olan yakınlığı gibi önemli konumsal bilgilerin de planlamada işlenmesi gerekmektedir. Yine, orman ekosistemlerinin müdahalelere karşı olan duyarlılığı, biyolojik çeşitlilik ve estetik gibi ekosistem düzeyinde çevresel/ekolojik özellikleri, orman ekosistemlerinin konumsal yapısı ve bu ekosistemlerin bir bileşeni olan meşcere veya diğer orman parçalarının karakteristiklerine bağlıdır (Borges ve Hoganson, 1999, 2000).

Orman ekosistemlerinin yapı ve kuruluşunun ortaya konulmasında farklı envanter yöntemleri ve araçlardan faydalanılmaktadır. Ancak, özellikle kendisini geleneksel orman amenajmanından açık bir şekilde ayıran ekosistem tabanlı çok amaçlı planlamada çok yönlü bir envanterin yapılması gerekmektedir. Orman ekosisteminin yapı ve kuruluşunu meşcere düzeyinde dikkate alacak, elde edilen bilgileri sayısal formatlara dönüştürecek, ormanın dinamik yapısında meydana gelecek değişmeyi zamansal ve mekansal olarak ortaya koyabilecek kapsamlı bir envanterin yapılması çok önemlidir. Bu kapsamda, orman ekosistemlerinin özellikle konumsal yapısının belirlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama teknolojilerinden yararlanılmalıdır. Çünkü bu araçlar genel olarak ekosistem tabanlı çok amaçlı planlamada gerekli olan konumsal verilerin sağlanması ve orman amenajman planlarının istatistiksel analizlerini gerçekleştirmek için kullanılırlar (Bettinger ve Sessions, 2003).

2.2. Orman Ekosistemlerinin Sunduğu Mal ve Hizmetlerin Sayısallaştırılması

Orman ekosistemleri topluma ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel pek çok değerler sunmaktadırlar. Çok amaçlı planlama sürecinde, orman ekosistemlerinin sunduğu mal ve hizmetlerin ya da işletme amaçlarının sayısal verilerle kavranması ve ortaya konulması çok önemlidir.

Page 140: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

140

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ormanlar, başta gıda ve tıp olmak üzere, kimya endüstrisi, deri sanayi, içki ve kozmetik sanayisinin hammadde ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Çam fıstığı, kestane, ceviz, palamut, kızılcık, fındık, keçiboynuzu, kuşburnu, böğürtlen, sığla yağı, defneyaprağı, salep, sumak, çeşitli meyve, yaprak ve çiçekler, farklı türde mantarlar ormanların sunduğu odun dışı orman ürünleri için önemli bileşenlerdir. Orman ekosistemlerinden elde edilen odun dışı ürünler, doğrudan sanayide kullanılabildiği gibi, park ve bahçe düzenlemelerinde de kullanılabilmektedir. Odun dışı orman ürünlerinin diğer bir önemli özelliği ise, kırsal halkın geçim kaynağı olması ve bu halkın kalkındırılmasında önemli bir yer teşkil etmesidir. Ayrıca, son hasılat kesiminden sonra ya da seyrek orman örtüsü altında ormanlar tarımsal ürünlerle birlikte yetiştirilmekte ve böylece kapsamlı bir şekilde ormanlardan faydalanılmaktadır.

Odun dışı orman ürünlerinin sayısal olarak ortaya konulmasında yetişme ortamı bilgileri ve meşcere özelliklerinden faydalanmak mümkündür. Aşağıda değişik odun dışı orman ürünlerinin sayısal olarak belirlenmesine yönelik yapılmış çalışmalar özetlenmiştir.

Tecle vd. (1998), ot üretimini yıllık yağış, toprak derinliği ve meşcere parametrelerinden göğüs yüzeyi ile ilişkiye getirmiştir.

Oü = 45+(24*Prec+55*Dep) (exp(-0.0289*X)) Burada, Oü: ot üretimi (lb/acre), Prec: yıllık yağış miktarı (inches/yıl), Dep: toprak derinliği (inch) ve X: göğüz yüzeyi (sq. ft/acre)’ni ifade etmektedir.

Ihalainen vd. (2002), mavi ve kırmızı meyveli ayı üzümü üretimi açısından meşcerelerin önceliklerini, farklı meşcere parametreleri ile ilişkiye getirmiştir. Kötü yetişme ortamlarının iyi yetişme ortamlarına göre daha fazla ayı üzümü ürettiğini vurgulamaktadırlar.

Ln(Vb) = 0.0062 tg-0.0136G+0.0363 hdom+0.0014 Vp-0.0013 Vd-0.2393 D Ln(Vc) = 0.0053 tg+0.0024Vp-0.0033Vd+1.6652D-0.1673Ddg+0.005Ddg

2 Burada; Vb: mavi ayı üzümü itibariyle meşcerenin tahmin edilen önceliği, Vc: kırmızı ayı üzümü itibariyle meşcerenin tahmin edilen önceliği, tg: tüm ağaçların ortalama yaşı (yıl), G: meşcere göğüs yüzeyi (m2/ha), hdom: üst boy (m), Vp: çam türünün dikili serveti (m3/ha), Vd: kayın ve diğer yapraklı türlerin dikili serveti (m3/ha) ve D: kukla değişken (orman yetişme ortamı tipi Myrtillus tipi veya daha verimli ise D=0, orman yetişme ortamı tipi Vaccinium tipi veya daha verimsiz ise D=1) olarak ifade edilmektedir.

Page 141: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

141

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Borges vd. (1997), bir mantar meşesi ormanın kabuk üretimi amaçlı işletilmesine yönelik olarak, kabuk üretimi ile göğüs yüzeyini ilişkiye getirmiştir.

W = -98.177 + 315.87 X Burada, W: kabuk üretim miktarı (kg/ha) ve X: meşcere göğüs yüzeyi (m2/ha)’ni ifade etmektedir.

Pukkala ve Ark. (2011) yaban mersini üretimini meşcere gelişimi ve bazı yetişme ortamı özelliklerine göre modellemiştir.

Yaban Mersini Üretim= 100� �����������.��

��. � � ��.���� � �.1��������� � 0.�01�������� � 0.�����������

� 1.���������� � 0.1�������� � 0.�1���������������� 0.�������������������� � 1.������������������� 0.00������ � 0.11���� � 0.�1�����

100

Burada, Alt: yükseltiyi, SiteI-SiteV: yetime ortamı bonitetini, G: hektardaki meşcere göğüs yüzeyini, ArtificialRegen: gençleştirme metodunun bir göstergesi (yapay gençleştirme) ve FormerAgrLand: daha önceki tarım arazisini ifade etmektedir.

Palahi ve Ark. (2009) yenilebilir ve piyasası olan mantarların yıllık üretim miktarlarını meşcere parametreleri ve yetişme ortamı özelliklerine göre tahmin eden modeller geliştirmişlerdir.

������ � �������.��� � �.���������� � �.����√� � �.������������ 0.���������� � 1���������� � ��������� �1.���

�������� � �������.��� � �.��������� � 1.����√� � �.�����������

� 0.�1�������� � 1���������� � ����������� ��.�1�

Burada, Edible ve Marketed, hektarda yıllık yenilebilir ve piyasası olan mantar miktarını (kg); G, hektardaki meşcere göğüs yüzeyini (m2); Asp, bakıyı; Slo, eğimi; Ele, denizden yüksekliği ifade etmektedir.

Calama ve Ark. (2008) tek bir ağaçtan yılık çam fıstığı üretimini tahmin eden bir model geliştirmiştir.

Page 142: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

142

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Burada, wc, tek bir ağaçtan yıllık üretilen çam fıstığı miktarı (kg); N, meşcere sıklığı; d/dg, göğüs yüksekliğindeki çapın quadratik orta çapa oranı; g, ağaç göğüs yüzeyini; UN, arazinin toprak ve iklime bağlı olarak sınıflandırılmış durumunu ifade etmektedir.

Mutke ve Ark. (2005) hektardaki yıllık çam fıstığı üretimini tahmin eden model geliştirmişlerdir.

Burada, wc, hektarda yıllık üretilen çam fıstığı miktarı (kg); P ve T ise yılın belli ayları veya dönemleri için mevcut ortalama yağış ve sıcaklık miktarlarını ifade etmektedir.

Yukarıda örneklerde görüldüğü gibi, ormanların sunmuş olduğu değişik odun dışı ürünler bulunduğu ortamlarda uygun envanter metotları kullanılmak suretiyle öncelikle miktarları (ağırlık olarak, hacim olarak, adet olarak vs) tahmin edilmektedir. Daha sonra ise yine bulunduğu orman ekosisteminde meşcere yapı ve kuruluşuna ait bazı parametreler (sıklık, ağaç sayısı, göğüs yüzeyi, ağaç serveti, kapalılık vs) veya yetişme ortamı özellikleri (iklim, topografya, toprak vs) ile sayısal olarak ilişkiye getirilmektedir. Böylece sayısal olarak orman amenajman planlarına dahil edilebilmekte ve uzun dönem sayısal çıkıtılar almak mümkün olabilmektedir.

2.3. Orman Ekosistemlerinin Dinamik Yapısı, Müdahaleler ve Simülasyon Modelleri

Orman ekosistemleri ağaç ve bünyesinde yer alan diğer bitki ve hayvan varlığı ile belli koşullarda oluşmuş bir toplum olarak tarif edilmektedir (Kapucu, 2004). Orman ekosistemlerinin doğal gelişim seyri, sürekli olarak içeriden ve dışarıdan müdahalelere maruz kalmakta, bu müdahalelerin etkisiyle zamanla orman ekosistemlerinin yapı ve fonksiyonlarında değişmeler/bozulmalar meydana gelmektedir. Orman ekosistemlerine yapılan doğrudan veya dolaylı müdahaleler

Page 143: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

143

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

çoğunlukla ormancılık pratiğinin kendisinden yani silvikültürel müdahalelerden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda orman ekosistemlerinin yapı, kuruluş ve fonksiyonları üzerinde klimatik faktörler, cansız yetişme ortamı koşulları, yangın, böcek ve küçük mikroorganizmalar gibi doğal olaylar veya müdahaleler, önemli etkilere neden olmaktadır.

Orman ekosistemleri biyolojik bir sistem olup, bir dizi biyolojik sebep – sonuç ilişkilerine göre çalışır. Sebep - sonuç ilişkilerinin bilinmesi ise orman gibi doğal ve karmaşık bir sistemin planlanması ve işletilmesi açısından son derece önemlidir. Orman ekosistemlerinin yapı ve kuruluşunda zamanla meydana gelecek değişmeler, yine bu ekosistemlerin sunacağı fonksiyonların miktarı ve kalitesini de etkileyecektir. Bu durum aynı zamanda ormandan faydalanmanın düzeyini de doğrudan etkileyecektir. Bundan dolayı, orman ekosistemlerinin sunmuş olduğu mal ve hizmetlerden optimal bir şekilde faydalanabilmek için öncelikle orman dinamiğinin iyi kavranması gerekmektedir. Ancak bu şekilde gerçeğe daha yakın, uygulanabilir ve kabul edilebilir planlama yapılabilecektir (Başkent, 1999).

Orman ekosistemlerin dinamik yapısının kavranması ve anlaşılmasında modeller ve modelleme teknikleri kullanılmaktadır. Simülasyon modellerinin aracılığı ile yapılacak silvikültürel müdahalelerin veya doğal olayların orman ekosistemlerinin yapı, kuruluş ve fonksiyonları üzerindeki etkileri büyük bir doğrulukla ve kolaylıkla tahmin edilebilmektedir. Orman ekosistemlerinin zaman ve mekân eksenindeki davranışlarını anlamaya ve öğrenmeye, hemen akabinde de daha isabetli kararlar almaya yardımcı olurlar. Zamana göre ormanın dinamik yapısını tanımlayan bu modeller, orman amenajman planlarının biyolojik olarak geçerliliğini de etkilemektedir. Karar verme sürecinde alternatifler oluştururken, müdahaleler karşısında orman ekosistemlerindeki değişikliklerin izlenmesi, orman ekosistemlerinin sunduğu değerlerin zamana göre seyrinin takip edilmesi ve dolayısıyla en iyi ve uygun planların yapılmasında simülasyon modelleri çok faydalı olabilmektedir (Başkent ve Ark., 2002).

2.4. Çok Amaçlı Planlamaya Yönelik Alternatiflerin Üretilmesi ve En uygun Planın Seçilmesi

Geleneksel anlamda orman amenajmanı kavramı değerlendirildiğinde orman amenajmanı kararları ormanlardan odun hammaddesi üretimine yönelik kaynakların çıkarılmasına yoğunlaşmaktadır. Bu süreçte orman amenajmanı genellikle: Hangi alanlar odun üretimine konu olacak? Ne kadarlık bir alan odun hammaddesi

Page 144: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

144

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

üretimine tahsis edilecek? Hangi alanlar üretime alınacak ve hangi alanlar doğal gelişim seyrine bırakılacak? Üretime veya korumaya alınacak meşcerelere hangi tür silvikültürel müdahaleler uygulanacak? Gibi sorulara cevap aramaktadır. Günümüzde ise çok amaçlı planlama sistemi ile birlikte: Hangi alanlar odun dışı orman ürün ve hizmetlerine tahsis edilecektir? Hangi orman fonksiyonundan ne kadar ürün veya hizmet üretilecek veya sağlanacaktır? Hangi alanlar yaban hayatı veya biyoçeşitlilik korumaya ayrılacaktır? Hangi ağaç türleri karışımı ve gelişim çağları ile birlikte habitatlar oluşturulacaktır? Doğal ve silvikültürel müdahalelerin seyirlerini nasıl taklit ederiz ya da modelleyebiliriz? Orman ekosisteminde mevcut ekosistem, tür veya genetik çeşitliliğin sürekliliğini nasıl sağlayabiliriz? İnsanların çeşitlenen ve giderek artan taleplerini karşılarken koruma amaçlarını nasıl başarabiliriz? Farklı işletme amaçlarına bağlı olarak en iyi orman ekosistem yapı ve kuruluşu nedir ve bu yapı ve kuruluşa orman ekosistemini nasıl getirebiliriz? Ormandan sürdürülebilir bir şekilde faydalanmak için uluslararası ve ulusal düzeydeki yasa veya prensipleri uygulamaya nasıl aktarabiliriz? şeklinde çok sayıda sorular ortaya çıkmıştır (Keleş, 2008).

Yukarıda verilen klasik ve modern orman amenajmanı yaklaşımları birlikte değerlendirildiğinde, orman amenajmanında planlama alternatifleri/stratejileri, bir planlama biriminden beklenen farklı amaçlar, hedefler, kısıtlayıcı koşullar, meşcerelere uygulanacak doğal ve yapay müdahaleler ile en uygun planlama tekniğinin seçilmesi gibi “kararlar dizisi”nden oluşmaktadır.

İşte bu süreçte, orman ekosistemlerinin karmaşık dinamik yapısının daha iyi kavranması ve anlaşılmasında modeller ve modelleme teknikleri kullanılmaktadır. Örneğin bir ağacın, bir meşcerenin ya da bir orman ekosisteminin belirli bir süre sonundaki durumunu bilmek veya görmek çok zordur. Dolayısıyla orman ekosistemlerini anlamak, bu sistemler hakkında doğru tahminler yapmak ve sistemin sunmuş olduğu değerlerden, sistemin sürekliliği çerçevesinde optimal olarak faydalanmak için ormancılıkta ve orman amenajmanında modelleme kullanım gereksinimi bulunmaktadır (Başkent ve Keleş, 2004). Zamana göre ormanın dinamik yapısını tanımlayan bu modeller, orman amenajman planlarının biyolojik olarak geçerliliğini de etkilemektedir. Karar verme sürecinde alternatifler oluştururken, müdahaleler karşısında orman ekosistemlerindeki değişikliklerin izlenmesi, orman ekosistemlerinin sunduğu değerlerin zamana göre seyrinin takip edilmesi ve dolayısıyla en iyi ve uygun planların yapılmasında farklı modelleme teknikleri kullanılmaktadır. Bu tekniklerin her birinin kendine has avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Modelleme tekniklerinin orman amenajmanında kullanılmasında çok sayıda alternatiflerin türetilmesi ve bunlar arasından en iyisinin seçilmesi en önemli avantajını oluşturmaktadır. Planlamanın içeriğine ve özelliğine göre çok amaçlı

Page 145: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

145

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

planlama da simülasyon (deterministik, stokastik), optimizasyon (doğrusal programlama, amaç programlama, tamsayılı programlama gibi) ve kombine optimizasyon teknikleri (tavlama benzetimi, tabu arama, genetik algoritma, karınca kolonisi gibi) kullanılmaktadır.

Diğer taraftan Analitik Hiyerarşi Süreci gibi çok ölçütlü karar verme teknikleri ile birlikte orman amenajmanında sayısal olarak ifade edilemeyen amaçlar planlamalara dahil edilebilmektedir. AHS, amaç programlama gibi modelleme teknikleri için gerekli olan, karar vericilerin tercih fonksiyonunu tahmin etme ve amaç fonksiyonunda gerekli ağırlıkların doğru olarak belirlenmesinde kullanılmaktadır (Kangas ve Pukkala, 1992). Aynı zamanda üretilen planlama alternatiflerinin/kararların kendi aralarında karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yine önemli kullanım alanı bulunmaktadır.

3. Tartışma ve Öneriler

Günümüzde, orman yöneticileri ve karar vericiler çok sayıda önemli zorluklar ile karşı karşıyadır. Bunlardan en önemlisi; küresel değişim, ormansızlaşma, çevresel kirlilik ve daha birçok nedenler itibariyle küçülen doğal kaynaklara karşılık, sürekli artan dünya nüfusunun orman ekosistemlerinin sunduğu farklı mal ve hizmetlerine olan ihtiyaçlarını karşılamaktır. İkinci önemli nokta ise, ormanların doğal (yangın ve böcek arzı gibi) ve yapay (üretim ve sosyal baskı gibi) müdahalelere karşı tepkisini uzun dönem içinde tahmin etmektir. Bu zorlukların bir sonucu olarak, sürdürülebilir orman işletmeciliği gereksiniminin bilincinde hareket etmek tüm dünyada orman ekosistemlerinden faydalanma şeklini değiştirmiştir (Yolasığmaz ve Ark., 2005).

Belirtilen gelişmelere paralel olarak orman amenajmanı kavram ve tasarımında da değişimler olmuştur. Planlama yaklaşımı, odun üretimi eksenli planlama anlayışından, değişen toplum isteklerine bağlı olarak çok amaçlı planlama anlayışı yönünde değişmiştir (Yolasığmaz ve Ark., 2005).

Hem ulusal hem de küresel ölçekte ormancılık sektörü tarafından benimsenen çok amaçlı planlama sürecinin etkin bir şekilde yerine getirilmesi ise bir takım aşamalarla gerçekleştirilmektedir. Odun dışı orman ürünlerinin yer aldığı bir çok amaçlı planlama sürecinde daha önceki bölümlerde ayrıntılı olarak açıklanan bu aşamalar maddeler halinde kısaca şöyle özetlenebilir.

Page 146: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

146

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Öncelikle orman ekosistem envanteri yapılmalıdır. Bu kapsamda; alan, topografya (eğim, bakı ve yükselti), yetişme ortamı ve toprak tipleri, yol ulaşım ağı, su kaynakları, yaban hayatı kaynakları ile birlikte alanda mevcut odun dışı ürünler tanımlanmalıdır. Orman ekosistemleri disiplinler arası yaklaşım ile ele alınmalı ve geniş bir çerçevede değerlendirilmelidir. Klasik envanter yöntemlerinin (ağaç serveti ve artımı) ötesinde bir yaklaşım tarzı sergilenmeli, uygun veri tabanı kurulmalı, periyodik olarak yapılacak envanterlerle güncelleştirilmeli ve gerekli değişiklikler planlara yansıtılmalıdır. Bu kapsamda coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama tekniklerinden en iyi şekilde yararlanılmalıdır. Her bir odun dışı orman ürününün envanteri uygun metotlar ve yine bu ürünler hakkında uzmanlardan oluşan disiplinlerarası bir yaklaşım tarzı ile gerçekleştirilmelidir.

Orman ekosisteminden beklenen işletme amaç, hedef ve kısıtlayıcı koşulların (bütçe, zaman ve işgücü gibi) belirlenmelidir. Çünkü orman işletme kararlarını etkileyen en önemli faktör, işletme sahibinin amaçlarıdır. Burada en önemli husus, işletme amaçlarının ulusal ve uluslararası amaçlar ve hedefler ile birlikte yasal bir zeminde ve farklı ilgi ve çıkar gruplarının (orman yöneticileri, çevre grupları ve yerel halk gibi) da katılımcı yaklaşımı ile toplumun ihtiyaçlarına karşılık verebilecek şekilde belirlenmesi gerekliliğidir.

Odun dışı orman ürünleri sayısal olarak tanımlanmalıdır. Her bir ürünün miktar ve kalitesi orman yapı ve kuruluşuna bağlı olarak değişebilmektedir. Bu ürünler hiçbir ekonomik gelir sağlamayacakları gibi, binlerce – milyonlarca dolar gelir de sağlayabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden her bir odun dışı ürünün ekonomik değerinin de belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bazı durumlarda, odun dışı orman ürünlerinin orman karakteristikleri ile sayısal olarak ilişkiye getirilmesinde bir takım zorluklarla karşılaşılabilir. Çünkü odun dışı orman ürünleri arazide çok nadiren düzenli bir dağılım gösterebilmektedir. Miktar ve kaliteleri özellikle iklim ve toprak özelliklerine göre dönemlik olarak değişiklik gösterebilmektedir. Yine odun dışı orman ürünleri odun üretiminin aksine kısa dönem de ürün verme potansiyeline sahiptir ve bu yüzden daha yoğun bir izleme ve değerlendirme sistemine sahip olmalıdır. Diğer taraftan, bazı orman karakteristikleri doğrudan (bir ağacın çapı ve boyu) bazıları ise dolaylı (bir ağacın göğüs yüzeyi veya hacmi) olarak ölçülebilir. Bir ağacın yaprak yüzey alanı gibi meşcere karakteristiklerini ölçmek ise pratik olarak mümkün değildir. Burada karar vericiler veya ormancılara düşen en büyük görev; ormandan beklenen değerleri ve daha sonra bu değerleri sayısal olarak ortaya koyabilecek en iyi yolu bulmaktır. Bu aşamada matematik ve istatistik modellerden yararlanılmalıdır. Özellikle son dönemlerde yaygın kullanım alanı

Page 147: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

147

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

bulan çok-düzeyli karışık/hibrit modeller, jeoistatistik ve zaman-serileri analizleri odun dışı ürünlerin sayısal olarak belirlenmesinde kullanılmaktadır (Calama ve Ark., 2010).

Orman ekosisteminin dinamik yapısının kavranması ve her bir işletme amacına en uygun silvikültürel müdahale/işletme faaliyeti belirlenmelidir. Karar verme sürecinde silvikültürel bilgi ve yaratıcılık çok önemlidir. Örneğin; çok amaçlı planlamada, bir ağacın kesilmesinin yaban hayatı habitatı, su üretimi, toprak erozyonu, oksijen üretimi, görsel kalite, ot üretimi, enerji akışı ve besin döngüsü üzerinde etkili olacağı unutulmamalıdır. Kısaca, eğer ormandan faydalanmak isteniliyorsa, onun dinamik yapısını temsil eden sebep sonuç ilişkilerini sayısal olarak kavramak gerekir. Daha önce ifade edildiği gibi çoğu odun dışı orman ürünlerinin miktar ve kalitesi meşcere yapısı ile doğrudan ilişkili olduğu için, bu meşcerelerin büyüme ve artım seyirlerini en iyi tahmin eden modeller geliştirilmelidir. Özellikle bu modellerin, meşcerelere uygulanacak silvikültürel müdahalelerin etkilerini yansıtacak şekilde geliştirilmesi son derece önemlidir.

Orman ekosistemlerinden çok amaçlı faydalanmaya yönelik çok sayıda alternatif üretilmeli ve bu alternatiflerden işletme amaçlarına en uygun olanı seçilmelidir. Çok amaçlı planlamanın etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için, planlama probleminin yapısına bağlı olarak, en uygun karar verme tekniğinin seçilmesi ve farklı amaç (öncelik veya ağırlıklara göre), hedef ve kısıtlayıcı koşullara göre çok sayıda planlama alternatiflerinin üretilmesi gerekir. Türetilen planlama alternatifleri arasından en uygun olanının seçilmesinde yine, karar vericinin gereksinimleri (amaçlar ve tercihler) ve orman ekosisteminin yapı ve kuruluşu dikkate alınmak suretiyle, yine en uygun karar verme tekniği kullanılmak suretiyle en iyi plan seçilmelidir.

Kaynaklar Başkent, E.Z., Köse, S., Yolasığmaz, H.A., Çakır, G., Keleş, S., 2002. Orman Amenajmanında Yeni Açılımlar Çerçevesinde Planlama Sürecinin Tasarımı. Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 18-19 Nisan 2002, s: 23-28, Bahçeköy İstanbul.

Başkent, E. Z., 1999. Ekosistem Amenajmanı ve Biyolojik Çeşitlilik, Turkish Journal of Agriculture and Forestry, sayı: 23, Ek Sayı 2, s: 355–363.

Başkent, E.Z., Keleş, S., 2004. Ormancılıkta Model ve Modelleme Kavramlarının Kullanımı ve Genel Değerlendirmesi (2. Bölüm). Orman Mühendisliği Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2004, Yıl 41, Sayı: 1–2–3, s: 25–32.

Page 148: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

148

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Baskent, E.Z., Keles, S., 2005. Spatial Forest Planning: A Review. Ecological Modelling, sayı: 188, s: 145 - 173.

Bettinger, P., Sessions, J., 2003. Spatial Forest Planning: to adopt, or not to adopt? Journal of Forestry, Cilt: 101, Sayı: 2, s: 24-29.

Borges, J.G., Oliveira, A.C., Costa, M.A., 1997. A quantitative approach to cork oak forest management. Forest Ecology and Management, sayı: 97, s: 223-229.

Borges, J.G., Hoganson, H.M., 1999. Assessing the impact of management unit design and adjacency constraints on forestwide spatial conditions and timber revenues. Canadian Journal of Forest Research, sayı: 29, s: 1764-1774.

Borges, J.G., Hoganson, H.M., 2000. Structuring a landscape by forestland classification and harvest scheduling spatial constraints. Forest Ecology and Management, sayı: 130, s: 269-275.

Calama, R., Mutke, S., Gordo, J., Montero, G., 2008. An empirical ecological-type model for predicting stone pine (Pinus pinea L.) cone production in the Northern Plateau (Spain). Forest Ecology and Management, sayı: 255(3/4), s: 660-673.

Calama, R., Tome, M., Gonzalez, M.S., Miina, J., Spanos, K., Palahi, M., 2010. Modelling non-wood forest products in Europe: a review. Forest Systems, sayı:19(SI), s: 69-85

Ihalainen, M., Alho, J., Kolehmainen, O., Pukkala, T., 2002. Expert models for bilberry and cowberry yields in Finnish forests. Forest Ecology and Management, sayı: 157, s: 15-22.

Kangas, J., 1992. Multiple use planning of forest resources by using the Analytic Hierarchy Process. Scandinavian Journal of Forest Research, sayı: 7, s: 259 – 269.

Keleş, S., 2008. Orman amenajman planlarının hazırlanmasına yönelik karar destek sisiteminin tasarımı ve prototip modelinin geliştirilmesi. KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Trabzon.

Mutke, S., Calama, R., Gordo, J., Alvarez, D., Gil, L., 2008. . Stone pine orchards for nut production: which, where, how? FAO. CIHEAM NUCIS, sayı: 14, s: 22-25

Palahi, M., Pukkala, T., Bonet, J.A., Colinas, C., Fischer, C.R., Aragon, J.R.M., 2009. Effect of the inclusion of mushroom values on the optimal management of even-aged pine stands of Catalonia. Forest Science, sayı: 55(6), s: 503-511.

Pukkala, T., Lahde, E., Laiho, O., Salo, K., Hotanen, J.P., 2011. A multifunctional comparison of even-aged and uneven-aged forest management in a boreal region. Canadian Journal of Forest Research, sayı: 41, s: 851-862.

Tecle, A., Shrestha, B.P., Duckstein, L., 1998. A multiobjective decision support system for multiresource forest management. Group Decision and Negotiation, sayı: 7, s: 23-40.

Yolasığmaz, H.A., Sivrikaya, F., Keleş, S., Günlü, A., 2005. Ekosistem tabanlı çok amaçlı planlama. 1. Çevre ve Ormancılık Şurası Bildiriler Kitabı, Cilt 2, s: 340-349, Antalya.

Page 149: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

149

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

ANTALYA’DA YABAN HAYATI GELİTİRME SAHALARINDA YABAN HAYATI ENVANTER

ÇALIŞMALARI, FOTOKAPAN KULLANIMI VE AV TURİZMİ

Prof. Dr. Selçuk İnaç K.S.Ü.Orman Fakültesi

[email protected]

Uğur Melih Alkan B.A.O. Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

[email protected]

Özet

Bugün, yaban hayatı geliştirme sahaları (YHGS), Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün koruması altında ve Türkiye'nin 40 farklı ilinde toplam 80 adet bulunmaktadır. Bu sahalardaki hayvanların tamamı koruma altında yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye deki toplam alanları 1.201.212 ha. dır. Antalya da bulunan yaban hayatı geliştirme sahalarının toplam alanı 172.396 ha olup, ülkemizde bulunan YHGS’nın alansal olarak %14 üne karşılık gelmektedir.

Av turizmi, Antalya ilinde bulunan 8 adet YHGS’nda yapılmaktadır. YHGS’ sahalarında hedef tür yaban keçisi olup, sadece Düzlerçamı YHGS’nda alageyik de korumaya alınarak hedef tür olarak seçilmiştir.

Bu çalışma; 2009–2014 yılları arasında yapılmış olup, Antalya’da bulunan 8 adet YHGS’na gidilerek yerinde envanter çalışmaları ve master planları tek tek incelenerek, Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarına ait Yaban Keçisi (Capra aegagrus) envanter sayımları konusunda toplu çizelgeler oluşturulmuş ve değerlendirmeleri yapılmıştır.

Ayrıca, Düzlerçamı YHGS, Sarıkaya YHGS ve Elmalı Sedir Araştırma Ormanına fotokapanlar yerleştirilerek sahalardaki yaban hayatı gözlemlenmiştir. Araştırmada 15 adet fotokapan kullanılmıştır. Uygun noktaların belirlenmesi için arazide ön çalışma yapılarak yaban hayvanlarının geçiş yerleri tespit edilmiştir. Kurulan fotokapanlar yaklaşık olarak iki haftada bir arazide kontrol edilmiştir. Kontrol işleminde her fotokapanın öncelikli olarak çalışıp çalışmadığı tespit edilmiş, elde

Page 150: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

150

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

edilen fotoğraf kayıtlarının bilgisayara aktarılmasından sonra pil ve hafıza kartları yenilenerek her fotokapan tekrar aktif hale getirilmiştir. Fotokapanlar imkanlar ve çalışma koşulları göz önünde bulundurularak 8 adet yaban hayatı geliştirme sahasından 2 adet yaban hayatı geliştirme sahasına kurulup yaban hayatı tespit edilmiştir.

Çalışmalarımızda, Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün “Elmalı-Finike ormanlarında kurtların (Canis lupus) habitat tercihi ve üzerlerindeki baskının belirlenmesi” adlı proje kapsamında alınan fotokapanlardan yararlanılmıştır.

Bu araştırmada, yapılan fotokapan çalışmalarında 10 adet memeli türü tespit edilmiştir. Fotokapan kullanımının asli türlerin dışındaki yırtıcı türlerin tespitinde büyük rol oynadığı görülmüştür. Örneğin Antalya’da bu sahalarda vaşak, karakulak, kurt fotokapana yakalanan türler arasında yer almaktadır.

Ayrıca avcılar ve Antalya’da bulunan av acenteleri ile anket çalışmaları yapılmıştır. Ankette 101 adet avcıya 32 adet soru sorulmuştur. Bunun yanında Antalya ilinde faaliyet gösteren av turizmi izin belgeli seyahat acentelerine da ayrı bir anket çalışması yapılmış ve 24 soru sorulmuştur.

SPSS paket programı ile yaş, gelir, meslek, nüfus, eğitim durumları ile tercih edilen ava çıkma sıklıkları ile tercih edilen gün ile fişek sayısı, avlanma alanı, avcılığa başlama ilişkisi, avcılığa iten sebep, tercih edilen hayvan, avcı gözüyle doğadaki hayvan durumu ve avcı sayısı, ava yasak türler ile korunan alanları bilip bilmeme durumu ve avcılık eğitimi sonrasında oluşan davranış değişikliği arasındaki ilişkiyi belirleyebilmek için khi-kare testi yapılmıştır. Bu çalışmada ortaya çıkan anlamlı ilişkiler ortaya konmuştur.

Anahtar kelimeler: Antalya, Av Turizmi, Fotokapan, Yaban Hayatı, Korunan Alanlar

Abstract

In this study the potentials of Antalya provine for hunting tourism and its effects on hunting tourism were investigated in terms of wildlife in the province of Antalya and in terms of wildlife for hunting were investigated. Fort his purpose firstly literature is rewiewed than field studies and tried to identify potential cases. The surveys were done with participating hunting courses and hunter profiles were uncovered.

Page 151: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

151

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

There are 8 wildlife development areas , 9 hunting areas and 1 follow deer producing station in Antalya province. Also follow deer, wild goad, lynx and wolf are the most important wildlife species in the region but is known that according to IUCN criters the majority of these species are endangered

The surveys about hunters are analyzed wit SPSS package programme and chi- square test was used in this evaluations. Determined that there is a 75% reliable relationship between education, their hunting tourism activities.

In order to identify the other mammals species in study area 15 phototrap are used. These phototraps had set up Düzlerçamı, Sarıkaya wildlife development area and Elmalı Cedar Research Forest Area. The end of this study 10 mammals species had been identified with phototraps. These are caracal (Caracal caracal), lynx (Lynx lynnx), wild goat ( Capra aegagrus), wild board (Sus scrofa), Fox (Vulpes vulpes), follow deer ( Dama dama), wolf (Canis lupus), badger (Meles meles), squirrel (Sciurus vulgaris) and rabbit (Lepus europeus)

Keywords: Antalya, Hunting Tourism, Wildlife, Phototrap, The Protected Areas.

1. Giriş

Ülkemizde turizm denilince ilk akla gelen deniz ve güneş olmuştur. Sahil kesimlerine milyonlarca dolarlık yatırımlar yapılmıştır. Birçok ülke turizmden büyük gelirler elde etmektedir.

Ülkemizin doğal durumu ve değişik iklim koşullarına sahip olması açısından imkânları birçok ülkeden daha fazladır. Bu çalışma ile güney ilimiz olan Antalya’da yapılan av turizminin geliştirilmesi koşulları, ülkemize sağladığı katkılar ve önemi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.

Av turizmi; turizmin değişik bir uygulama şekli olup avcı niteliğine sahip kişilerin avlanma amaçlarını gerçekleştirmek üzere belirlenmiş ilkelerle yaptıkları etkinliklerdir.

Avcılar, av turizmi faaliyetleri ile yaban hayvanlarının boynuz, diş, post benzeri hatıra değeri taşıyan kısımlara sahip olmakla birlikte, değişik kültürleri tanıma ve değişik yerleri görme olanağı elde etmektedirler.

Page 152: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

152

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün koruması altında ve Türkiye'nin 40 farklı ilinde toplam 80 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahası bulunmaktadır. Bu sahalardaki hayvanların tamamı koruma altında yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye de mevcut 80 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olup toplam alanı 1.201.212 ha. dır. Alan olarak en büyük Yaban Hayatı Geliştirme Sahası Denizli-Çardak Beylerli Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olup alanı 919 ha’dır. Alansal olarak en küçük yaban hayatı geliştirme sahamız ise Kocaeli-Kandıra Seyrek Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’dır, alanı ise 1.019 ha’dır. Antalya da bulunan yaban hayatı geliştirme sahalarının toplam alanı 172.396 ha olup ülkemizde bulunan yaban hayatı geliştirme sahalarının alansal olarak %14 üne karşılık gelmektedir (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü).

2. Materyal ve Yöntem

Araştırma literatür ve arazi çalışması olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Literatürel çalışmalarda; ülkemizde av ve yaban hayatı konusunda yapılan doktora ve yüksek lisans tezleri, kitaplar, makaleler, yasal düzenlemeler, avcı dergileri, merkez av komisyon kararları, av turizmi uygulamalarını içerir esas ve usuller, yaban hayatı geliştirme sahalarının master planları vb. yayınlar yazılı materyal olarak kullanılmış ve bu materyaller incelenerek temel bilgilere ulaşılmıştır.

2.1. Arazi Çalışmaları

Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Sarıkaya Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Elmalı Sedir Araştırma Ormanı’na fotokapanlar yerleştirilerek sahalardaki yaban hayatı gözlemlenmiştir. Araştırmada 15 adet fotokapan kullanılmıştır. Uygun noktaların belirlenmesi için arazide ön çalışma yapılarak yaban hayvanlarının geçiş yerleri tespit edilmiştir. Kurulan fotokapanlar yaklaşık olarak iki haftada bir arazide kontrol edilmiştir. Kontrol işleminde her fotokapanın öncelikli olarak çalışıp çalışmadığı tespit edilmiş, elde edilen fotoğraf kayıtlarının bilgisayara aktarılmasından sonra pil ve hafıza kartları yenilenerek her fotokapan tekrar aktif hale getirilmiştir. Fotokapanlar imkânlar ve çalışma koşulları göz önünde bulundurularak 8 adet yaban hayatı geliştirme sahasından 2 adet yaban hayatı geliştirme sahasına kurulup yaban hayatı tespit edilmiştir. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün “Elmalı-Finike ormanlarında kurtların (Canis

Page 153: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

153

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

lupus) habitat tercihi ve üzerlerindeki baskının belirlenmesi” adlı proje kapsamında alınan fotokapanlardan yararlanılmıştır. Ayrıca yaban hayatı geliştirme sahalarının master ve yönetim planları ilgili milli park mühendisliklerinden tek tek temin edilmiştir.

Ayrıca araziye giderken 4x4 pickup Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden temin edilmiştir. Arazide 40x40 dürbün, magellan marka GPS, profesyonel fotoğraf makinası, laptop kullanılmıştır.

2.2. Anket Uygulamaları

Anket formalarının hazırlanmasından önce araştırma yapılacak alanlara tek tek gidilerek av turizmi potansiyelinin olup olmadığı konusunda gözlemler yapılmış, yetkililerle iletişim kurularak elde edilen bilgilerle anket formları hazırlanmıştır.

Anket sorularının hazırlanmasında Iğırcık (2001), Saygı (2002) ve Ay (2005)’ın anket formlarından yararlanılmıştır.

Anketlerin hazırlanmasında ve uygulanmasında; anketlerin anlaşılabilir olmasına ve anketlerin 18 yaş ve üstündeki yaş gruplarında bulunan kişilerle yapılmasına özen gösterilmiştir. Anketler Antalya ilinde yoğun olarak çalışan avcı derneklerine üye olan avcılara yaptırılmıştır. Ankette 101 adet avcıya 32 adet soru sorulmuştur. Ayrıca Antalya ilinde faaliyet gösteren av turizmi izin belgeli seyahat acentalarına da ayrı bir anket çalışması yapılmıştır ve 24 soru sorulmuştur.

3. Bulgular

3.1. Antalya Bölgesinde Bulunan Yaban Hayati Geliştirme Sahaları

Ülkemizde bulunan 80 adet yaban hayatı geliştirme sahasının 8 adeti Antalya ilindedir. Toplam; 172.396 ha alanı kapsamaktadır (Çizelge 1). Hedef tür genelde yaban keçisidir. Ancak sadece Düzlerçamı yaban hayatı geliştirme sahasında alageyik (Cervus dama L.) yer almaktadır. Bölge Müdürlüğü olarak VI. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmet vermektedir.

Page 154: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

154

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Çizelge 1. Antalya’da bulunan yaban hayatı geliştirme sahaları

No Adı Alanı (ha) İlan Tarihi Asli Tür

1 Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası

18,462 16.10.2005 Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

2 Dimçayı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası

52,655 16.10.2005 Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

3 Gidengelmez Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 16,134 16.10.2005

Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

4 Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 24,658 16.10.2005

Alageyik (Cervus dama L.) ) ve Yaban Keçisi(Capra aegagrus Erxleben., 1777)

5 Gündoğmuş Yaban Hayatı Geliştirme Sahası

8,404 16.10.2005 Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

6 Kıbrıs Çayı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 3,558 16.10.2005

Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

7 Sarıkaya Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 40,398 16.10.2005

Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben., 1777)

8 Sivridağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 8,127 16.10.2005 Yaban Keçisi

(Capra aegagrus Erxleben., 1777)

Çizelge 2.Antalya ilinde bulunan yaban hayatı geliştirme sahalarının 2003-2012 yıllarını kapsayan envanter bilgileri.

Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Adı/Yıllar

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

Kaş- Kıbrısçayı YHGS 28 126 141 127 180 299 165 450 243 454

Finike- Sarıkaya YHGS 913 865 1156 1857 2073 1690 2949 1664 2992

Akseki- Gidengelmez YHGS 1802 3721 4020 3526 3233 3083 1783 2937 1826 3518

Akseki- Üzümdere YHGS 189 478 488 471 743 860 863 1453 949 1383

Gündoğmuş-Gündoğmuş YHGS 11 33 81 131 121 0 287 230 102 228

Antalya- Sivridağ YHGS 92 223 331 285 310 166 180 363 167 374

Antalya-Düzlerçamı YHGS 212 482 519 903 1367 240 248 523 517 952

Alanya Dimçayı YHGS 174 426 632 732 919 1057 442 748 337 1157

Page 155: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

155

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Grafik 1.Antalya ilinde bulunan yaban hayatı geliştirme sahalarının 2003-2012 yıllarını kapsayan envanter bilgileri.

Çizelgede ve grafikte verilen envanter sonuçlarına göre 2003-2012 yılları kapsamındaki 10 yıllık süre ele alındığında en fazla envanter sayısının Akseki-Gidengelmez Yaban hayatı Geliştirme Sahasında, en az envanter miktarının ise Gündoğmuş Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında olduğu görülmüştür.

3.2-Fotokapan Çalışmalarından Elde edilen Bulgular.

Yapılan fotokapan çalışmalarında ise 2 adet yaban hayatı geliştirme sahası ve yaban hayatı geliştirme sahaları arasında geçiş noktası olan Elmalı Sedir Araştırma ormanında 10 farklı türün fotokapana rastlayan görüntüleri elde edilmiştir.

Page 156: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

156

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Çizelge 3. Fotokapanların kurulduğu yerlere ait koordinatlar.

SARIKAYA YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI

NO MEVKİİ RAKIM ZON KOORDİNAT

1 Karabuz 1603 36S 256566 4060387

2 Karabuz 1603 36S 256585 4060322

3 Dibek 1550 36S 255469 4057971

4 Belenyayla Sirkenli Tepesi 1216 36S 246138 4043641

5 Sirkenli 1330 36S 246414 4041993

1 Topalan Mevkii 1896 36S 239795 4045986

2 Topalan Mevkii 1817 36S 240151 4045760

1 Karabuz-Kartal Çeşmesi 1750 36S 256121 4060589

2 Karabuz-Kartal Çeşmesi 1800 36S 256277 4060979

ELMALI ARAŞTIRMA ORMANI

NO MEVKİİ RAKIM ZON KOORDİNAT

1 Alıçalanı 1544 35S 768327 4051748

2 Sarnıç 1314 35S 767048 4053017

3 Sarnıç 1314 35S 767560 4052572

DÜZLERÇAMI YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI

NO MEVKİİ RAKIM ZON KOORDİNAT

1 Yedibuçuk 36S 272103 4094592 Çizelge 4. Örnek olarak seçilen çalışma alanlarında foto kapanlar tarafından görüntülenen yaban hayvanları.

Türler Düzlerçamı YHGS Sarıkaya YHGS Elmalı Sedir Araştırma Ormanı

Yaban Domuzu x x x Yaban Keçisi x x Tilki x Alageyik x Vaşak x x Kurt x x Porsuk Karakulak x x Sincap x Tavşan x x x

Çalışma sonucunda 10 adet memeli türü fotokapan ile tespit edilmiştir. Bunlar; karakulak ( Caraca caracal), vaşak (Lynx lynx), yaban keçisi ( Capra aegagrus ), yaban domuzu (Sus scrofa), tilki (Vulpes vulpes), alageyik (Cervus dama), kurt (Canis lupus), porsuk (Meles meles), sincap (Sciurus vulgaris) ve tavşan (Lepus europaeus)dır.

Page 157: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

157

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

3.3. Avcılar ve Av Acenteleri İle Yapılan Anketlere Ait Bulgular.

Yapılan anketlere göre Antalya’da yerli avcıların %28.7’si nüfusu 50.000’den büyük yerlerde, %26.7 si ise nüfusu 1000 kişinin altında olan yerlerde yaşamaktadırlar.

Yerli avcıların %47.6’sını esnaf ve işçiler oluşturmaktadır. Memur kesimin %1’de kaldığı görülmüştür.

Yerli avcıların gelir durumları oldukça zayıf olup %28.7’sinin geliri 1000 TL’nin altındadır.

Yerli avcıların yaş durumları ise;%42,6’sını 35–49 yaş grubu oluşturmaktadır. Genç avcılar ise (18–24) %7,9 oranındadır.

Yerli avcıların %59,4’ü ilkokul mezunudur. Üniversite mezunlarının oranı ise %9,9’dur.

Yerli avcıların ava gitme sıklıklarına bakıldığında %55,6’sı haftada bir ve haftada iki kez ava çıkmaktadır.

Yerli avcıların tercih ettikleri av günleri ise Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleridir. Bu günler Merkez Av Komisyonunun (MAK) kararlarında resmi av günleridir.

Antalya iline gelen yabancı avcıların %21’i ABD’den, %18’i ise İspanya’dan gelmektedir.

Antalya ilinde en çok av yapılan dönem 2009–2010 yılı av dönemi olmuştur.

Shikar Turizm Ltd.Şti. en çok av yaptıran ve en fazla yabancı avcı getiren av turizmi izin belgeli acenta olmuştur.

3.4.Yaban Keçisi Avının Ülkemiz Av Turizmi ve Ekonomisine Katkısı

Av turizmi uygulamaları, turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi, turizm hareketlerinin ülke geneline ve tüm yıla yayılması ile sosyo-ekonomik kalkınmanın homojen dağılımının sağlanmasında etkili olmaktadır.

Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarındaki Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777) avlanma sezonu 1 Nisan da başlayıp 31 Mart itibari ile sona ermektedir. Bu sahaların toplamında 2008 yılında 8149 adet, 2009 yılında 6055 adet, 2010 yılında 10386 adet, 2011 de 6378 adet, 2012 yılında ise 12497 adet yaban keçisi tespit edilmiştir

Page 158: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

158

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Av turizmi kapsamında ülkemizde, 2009–2013 yılları arasında 836 adet Yaban Keçisi (Capra aegagrus Erxleben 1777) avının gerçekleştiği görülmektedir.

Ülkemizde 2009–2013 yılları arasında Yaban Hayatı Geliştirme Sahasına sahip köy ve beldelere 3.314.505,84 TL katkı payı verilmiştir.

Aynı yıllarda Orman ve Su İşleri Bakanlığına 10.029.750,88 TL olmak üzere toplam 13.344.256,72 TL av turizm geliri sağlamıştır.

3.5.Antalya İlinin Türkiye Ekonomisine Av Turizmi Açısından Katkısı

Av turizminin Antalya iline olan katkısı oldukça önem arz etmektedir. Antalya ilinde, 2009–2013 yılları arasında Antalya İlinde yapılan 351 adet Yaban Keçisi (Capra aegagrus) avı yapılmıştır. Av Turizminin Orman ve Su İşleri Bakanlığı Antalya Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne 2.201.153,68 TL olmak üzere av turizm geliri sağlamıştır.

Antalya ilinin av turizmi geliri ülkemizin av turizmi gelirinin %20’sidir.

4. Sonuç ve Öneriler

Bilinçsiz avcılığın önüne geçilmesi, yöre halkının koruma ve kontrole olan pozitif katkısının daha fazla sağlanması ve yöre halkının av turizmini sürekli bir gelir kaynağı olarak görmesi ve inanması durumunda “av turizminin” yöre halkına yapacağı katkılar son derece önemlidir.

Seyahat acenteleri her av organizasyonu için acente adına yetkili bir av organizatörü, yaban keçisi gibi tırnaklı av hayvanlarının av organizasyonlarında her iki avcı için bir av kılavuzu bulundurmak zorundadır. Av organizasyonlarında görevlendirecek av kılavuzları, avlaklara sınırı bulunan köy ve beldeler ile yerel avcı kuruluşlarından; sürekçi ve çantacılar ise öncelikle avlaklara sınırı bulunan köy ve beldelerden alınarak yöre halkına ekonomik katkının oluşmasını sağlayacaktır.

Özellikle yurt dışından gelen avcılar av sahasına ulaşmak için araç kiralamaktadır. Bunların büyük çoğunluğu araç kiralama ücreti ödemektedirler.

Page 159: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

159

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Bazı yerleşim birimlerimiz köy konaklarını, avcıların hizmetine sunmaktadır. Konaklama ücreti ile birlikte, yemek yapan köylü kadınlarımızın da işlendirilmesi sağlanmaktadır. Envanter çalışmalarında bölgeyi ve envantere konu olan hayvanı bilen avlak civarındaki vatandaşlarımız çalışarak ekonomilerine katkı sağlamış olacaktır. Yabancı turistler av öncesi ve sonrasında alışveriş ve eğlence merkezlerine uğramak suretiyle turizm gelirlerine kaynak oluşturacaktır.

Av turizminin Antalya iline olan katkısı oldukça önem arz etmektedir. Antalya ilinde, 2009–2013 yılları arasında Antalya İlinde yapılan 351 adet Yaban Keçisi (Capra aegagrus) avı yapılmıştır. Av Turizminin Orman ve Su İşleri Bakanlığı Antalya Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne 2.201.153,68 TL olmak üzere av turizm geliri sağlamıştır. Bu gelire ulaşım araçlarını kiralama, konaklama ve yemek ücreti ile birlikte, koruma ve rehberlik ücretlerinin de kattığımızda bu miktar daha da artacaktır. Bu verilerden anlaşılabileceği gibi av turizmi il genelinde; turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine, sosyo-ekonomik kalkınmaya dikkate değer bir destek oluşturması ve çok fakir olan orman köylerine ekonomik açıdan önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.

Bu ekonomik katkının gelecek yıllarda da sürdürülebilmesi için;

Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarını müstakil bir yönetim ile yönetilmesi gerekmektedir.

Bu alanlardan elde edilen gelirin büyük kısmının, ilgili sahaların devamlılığını (sürdürülebilirliğini) sağlanmasında kullanılması yararlı olacaktır. Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarının envanter, işletme planları ve master planlarının oluşturulması ve bu alanlarının izlenme sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Bu sahalarda çalışan personelin ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilerek personel kalitesinin nicelik ve nitelik olarak artırılmasını sağlayacaktır. Bu sahalarda işletme izni verilen mermer ocağı gibi çalışmalarının sahanın biyolojisi ve ekolojisi üzerinde oluşturduğu fayda/zarar analizlerinin yapılması ve sahanın kontrol edilmesi gerekmektedir. Orman köylüleri av sahası ve av hayvanlarının korunmasında, çoğalmalarında, hayvanların yaşam alanlarının verim düzeylerinin arttırılmasında, saha kılavuzluğunda, konaklama ve ağırlama vs. işlerde yani av öncesi ve sonrasındaki av ile alakalı bütün iş ve işlemlerde daha ön planda olması ve sorumluluk alması koşuluyla ekonomik açıdan fakir olan orman köylerine önemli bir gelir kaynağı olan katkı payı miktarının artırması sağlanması gibi önlemlerin uygulanmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.

Page 160: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

160

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Eğitim ve materyal eksikliği, özellikle bilinçsiz yapılan avcılık faaliyetlerini arttırmakta, sayıları günden güne azalan av hayvanlarının yok olmasına neden olmaktadır. Türkiye’de ilk avcı eğitim kursu 1998 yılında gerçekleştirilmiştir. Ancak 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunun yürürlüğe girmesiyle avcı eğitimleri zorunluluk kazanmasına rağmen, eğitime tutulmayan avcılar çoğunluktadır.

Antalya’da yaptığımız incelemelerde usulsüz avcılığa karşın avcı kontrollerinin yetersiz olduğu belirtilmektedir. Kaçak avcılığın önlenememesi, yer, zaman ve limitlere ilişkin kurallara uyulmaması bölgedeki kontrollerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Kontrollerin yetersizliği teknik ve yardımcı personel ile araç-gereç eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Av ve yaban hayvanları, yaşamlarını doğal olarak sürdürebilmek için yabanıl ekosistemlere veya yabanıl alanlara gereksinim duymaktadır. Dolayısıyla yabanıl ekosistemlerin ve habitatların bozulması veya yok edilmesi durumunda türlerin varlığı tehlikeye girebilmekte yahut türlerin yaşamları sona erebilmektedir.

Avlak sistemlerinin kurulamaması (devlet, örnek ve özel avlaklar) nedeniyle av ve yaban hayatı ekosistemleri üzerinde aşırı baskı bulunmakta ve kaynakların yönetim planlaması yapılamamaktadır.

Av turizmi genel kanının aksine yaban hayatını yok etmez aksine koruma-kullanma ilkesi doğrultusunda geliştirir. Günümüzde dünyada pek çok ülke av turizminden elde ettiği gelirle doğal hayatını korumayı ve geliştirmeyi başarabilmektedir. Türkiye coğrafi konumu, zengin bitki örtüsü ve zengin av ve yaban hayatı gibi olumlu özellikleriyle av turizmi potansiyeline sahiptir.

Son on yılda ülkemiz av ve yaban hayatı alanında önemli bir atılımı gerçekleştirilmiştir. Ancak av ve yaban hayatı sektörünün gelişmesi ve bunun gözlenebilmesi için sektöre daha fazla önem vermek ve kaynak tahsis etmek gerekmektedir.

Ekonomik ve sosyal refah arttıkça başta avcılar olmak üzere ilgi ve çıkar gruplarının av yaban hayatı sektöründen talepleri çeşitlenerek artmaktadır. Bu bağlamda büyük bir gelecek vaat eden ülkemizin av yaban hayatı potansiyelinin geliştirilmesi ve akılcı bir yönetime kavuşturulması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Page 161: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

161

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Kaynaklar

1. Alkan, U.M., 2014. “Antalya’da Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında Yaban Hayatı Açısından Av Turizmi Üzerine İncelemeler.” Yüksek lisans Tezi, Yayınlanmamış. K.S.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Kahramanmaraş.

2. Anonim, 2004. Ulusal Ormancılık Programı Taslak Raporu

3. Bora, M. E., (Editör), 2001. Av ve Yaban Hayatı Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Eğitim Yayınları:1, 640 s. Ankara.

4. Caughley, G. and Sinclair A.R.E. 1994. Wildlife Ecology and Management. 334 pp. 5. Elbek, A. G., Uysal, İ., Saygı, H., 2002. Ege Bölgesi’ndeki Kara Avcı Profilinin Belirlenmesi

Üzerine Bir Araştırma, 30 s. İzmir.

6. Iğırcık, M. 2001. Türkiye'nin Av Potansiyelinin Geliştirilmesine İlişkin Sosyo Ekonomik Çözümleme. İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul.

7. İnaç, S., 1994. Antalya-Düzlerçamı, Adana-Pozantı ve Kayseri-Yahyalı Ormanlarında Doğal Olarak

Yaşayan Yaban Keçisini Koruma ve Üretme Olanakları Üzerine Araştırmalar. Doktora Tezi (yayınlanmamış), İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, 83, İstanbul.

8. Üstay, A.H., 1990. Hunting in Turkey. BBA/Aksoy Matbaacılık AŞ. Istanbul 230 pp.

Page 162: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

162

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 163: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

163

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

KARA AKBABA (AEGYPIUS MONACHUS L. 1766)’NIN KUZEY İÇ ANADOLU BÖLGESİ’NDEKİ YAŞAMA ALANLARI VE POPULASYON BÜYÜKLÜĞÜNÜN

TESPİTİ

Ali Uğur ÖZCAN Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Çankırı

*[email protected]

Elif YAMAÇ

Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Eskişehir

Özet

Accipitridae familyasından bir tür olan kara akbaba Aegypius monachus L. 3 mt kadar olabilen kanat açıklığıyla hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin en büyük akbaba türüdür. Bu tür Avrupa’daki en büyük yayılışını İspanya ve arkasından Türkiye’de yapmaktadır. Türün Türkiye’de olduğu gibi küresel ölçekte de nesli tehlike altındadır (IUCN NT kategorisi). Türkiye’de hemen hemen bütün bölgelerde gözlense de, en büyük üreme alanları Sündüken Dağları (Eskişehir), Türkmen Dağı (Kütahya-Eskişehir), Kızılcahamam (Ankara)’da bulunmaktadır. Türün Türkiye’deki yayılış alanı ve sayısı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Özellikle Kuzey İç Anadolu Bölgesi bu türün hem yaşama alanı olan tepe çatısı geniş yaşlı karaçam ormanlarını hem de beslenme alanı olarak kullandığı step alanları barındırmaktadır. Çalışmanın amacı, kara akbabaların Kuzey İç Anadolu’daki yayılışı ve populasyon büyüklüğü hakkında bilimsel veri toplanması olup Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın ilk aşamasında Ankara ilinin Kızılcahamam, Çamlıdere, Güdül, Beypazarı ve Nallıhan ilçeleri, Bolu ilinin Kıbrıscık ilçelerindeki kara akbaba populasyonları tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma neticesinde türün yayılışı ile ilgili Bolu’nun Kıbrıscık ilçesinde 9 aktif yuvanın bulunduğu bir koloni, Ankara’nın Beypazarı (Kapaklı), Güdül (Sorgun) ilçelerinde 2 aktif yuva ve pasif kara akbaba yuvaları tespit edilmiştir. Proje sonucunda daha fazla alanda daha doğru bilgilere ulaşılacaktır ve kara akbabanın yeni yaşam alanlarının belirlenmesi hem şimdi hem de gelecekte bu türün korunması ve sayılarının arttırılması için gerçekleştirilecek olan çalışmalarda ve orman amenajman planlarında önemli bir altlık olacaktır.

Anahtar kelimeler: Kara akbaba, Kuzey İç Anadolu, NT kategorisi

Page 164: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

164

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1- Giriş

Karakababa (Aegypius monachus L. 1766) batı Palaeartik’in en büyük kuşu olup IUCN Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi’nde dünya genelinde NT (yakın tehdit) kategorisindedir (IUCN, 2013). Dünyada eurasian kara akbaba popülasyonunun 7200-10000 çift kaldığı bunun 1700-1900 çiftinin Avrupa’da (BirdLife, 2006), 5500-8800 çiftinin Asya’da (IUCN, 2013) yaşadığı belirtilmektedir. Avrupa’da popülasyonlar Portekiz, Fransa ve İspanya’da artarken Makedonya ve Yunanistan’da sabit kalmıştır. Ama Ermenistan, Azerbaycan, Gürcüstan, Rusya, Türkiye ve Ukranya’da sayıları azalmaktadır (Birdlife International, 2006). Türkiye’deki sayıları tam olarak bilinmese de Heredia ve ark. (1997) Türkiye’deki popülasyonu 50-200 çift arasında değiştiğini bildirmiştir. Yamaç (2004), Türkmenbaba Dağında karaakbaba popülasyonu 26 çift, Kirazlı (2013) Kuzey Sakarya’daki populasyonu 2011 yılında 46 çift olarak tespit etmiştir. Bu populasyonların yanında Afyon Akdağ, Bolu Seben ve Kıbrıscık, Ankara Nallıhan, Beypazarı, Güdül, Çamlıdere, Kızılcahamam, Çorum Laçin’de karaakbabaların üreme kaydı olan yerler arasındadır.

Karaakbaba besin aramak için açık alanları tercih etmektedir. Bu amaçla yarı çöl ve step özelliği gösteren yerlerden, hayvan otlatılan yüksek rakımlı meralara ve çıplak dağlık bölgelere kadar dağılım göstermektedir (Cramp and Simons 1980). Avrupa kıtasında 1000 m’nin batı Paearktik’in Asya bölgesinde ise 2000 m’nin altındaki alanları üremek için tercih etmektedir. Karaakbaba bireylerinin dağılım gösterdiği ormanlık bölgelere yuva yapmak için tercih ettiği ağaçlar genellikle Pinus sp., Juniperus sp. ve Quercus sp. türleridir (Cramp ve Simons 1980, Fargallo ve ark., 1998). Uygun yuvalama ağaçlarının olmadığı bölgelerde ise kayaları tercih etmektedir (Cramp ve Simons 1980).

Karaakbaba çoğu zaman leşle beslenen bir kuş türü olup, nadiren de avlanabilir. Türler çoğunlukla küçük ve orta boyuttaki tavşan, evcil koyun ve yabani toynaklılar ile beslenir (Moreno-Opo et al, 2010). Karaakbaba yavrulama döneminde yumurta üretimi, kuluçka (inclubation) ve yavru çıkışlarında yüksek besine ihtiyaç duymaktadırlar. Yamaç and Günyel (2010) yapmış oldukları çalışmada besin kaynaklarını çok geniş bir yelpazede olmasına rağmen besinlerinin büyük kısmını koyunlar, yaban domuzu ve tavukların oluşturduğunu ve buna bağlı olarak koyun yetiştirilen alanlara bağımlı olduğunu belirtmişlerdir. Son yıllarda Asya’da hem hayvancılığın hem de yabani toynaklıların popülasyonlarında ciddi bir azalışın olması (BirdLife, 2006) bütün akbaba türlerine ait popülasyonlarda bir azalışın olmasına neden olmuştur.

Page 165: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

165

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Yaşam alanı koloni çevresinde 592527 ha toplam yüzey kullanmaktadır. Hem yaşam alanı hem de besin arama amacıyla uçuşları (ortalama 27,86 km, max 86 km) üreme mevsimi sırasında oldukça uzundur. Karaakbabaların yaşam alanı ile ilgili koyunların etiketlerinden elde edilen yer bilgilerine göre 66.732 km2 beslenme alanına sahiptir (Moreno-Opo ve ark. 2010).

Moreno-Opo ve ark. (2013) İspanya’da yuva ve yuva ağacı özelliği, peyzaj kompozisyonu ve insan dağılımının karaakbabanın üreme başarısı üzerine etkisini incelemiştir. Karaakbabaların başarılı yavru yetiştirme üzerine insan dağılımının (yerleşim yeri veya yol yoğunluğu) negatif etkisinin olduğu İspanya ve Yunanistan’da bulunmuştur (Fargallo ve ark., 1998; Donázar ve ark., 1993; Poirazidis ve ark., 2004). Karaakbaba gibi tehlikedeki büyük kuşların başarıyla korunması için doğurganlığının artırılmasından ziyade doğal olan veya olmayan yetişkin ölümlerinin azaltılması daha önemlidir (Moreno-Opo ve ark. 2013, Oro ve ark. 2008, Ortega ve ark. 2009). Türün korunmasına yönelik olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Kara Akbaba Eylem Planı 2005 yılında hayata geçirilmiş, 27 Şubat 2014 tarihinde Türkiye’de önemli kolomi merkezlerinden birine sahip olan Ankara ili, Kızılcahamam ilçesi sınırları içerisinde bulunan 14 bin 690 dekarlık saha, Kara Akbaba Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak ilan edilmiştir.

Bu çalışmanın amacı, türün korunması ve çoğaltılmasına yönelik geliştirilecek olan strateji ve önlemlerin alınabilmesi amacıyla yayılış gösterdiği Kuzey İç Anadolu Bölgesindeki yaşam alanlarının, popülasyon sayılarının ve popülasyon dinamiklerinin belirlenmesidir. Bu makalede ise asıl amaçlanan Ormancılık sektöründe bulunanlara yürütülen projenin öneminin tanıtılması ve farkındalık oluşturulmasıdır.

2- Materyal ve Yöntem

Çalışma alanı olarak Ankara ili Kızılcahamam, Çamlıdere, Güdül, Beypazarı ve Nallıhan ilçeleri, Bolu ili Kıbrıscık ilçesi belirlenmiştir. Alan, İç Anadolu stebine geçiş bölgesinde yer almakta olup Karadeniz ardı ormanları olarak tanımlanabilir. Karaakbabaların Türkiye’deki (Yamaç, 2004; Kirazlı, 2013; Özcan, 2015) ve Avrupa’daki (Poirazidis ve ark., 2004; Moreno-Opo ve ark., 2010) yuva ağacı seçimi doğrultusunda olgun karaçam ağaçlarının bulunduğu ormanlar taranmıştır (Şekil 1)

Mevcut çalışmalar ışığında, türün yaşam ortamı olarak seçebileceği alanlar belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikli olarak Beypazarı ve Kızılcahamam ilçelerinde yoğun çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Yerel halk, Orman ve Milli park

Page 166: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

166

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

teşkilatı personeli, yaban hayatı fotoğrafçılarından türün nerelerde yaşadığı hakkında genel bilgiler toplanmıştır. Arazi gezileri ve izlemeler ile bulunan yuvaların GPS ile koordinatları alınmıştır. Koordinatları belirlenen yuvaların aktif ya da terkedilmiş olmasına göre ölçümler yapılmıştır. Başta yuva ağacına ait özellikler ve de eğim, yükseklik, bakı gibi alanın morfolojik özelliklerine ait bilgiler toplamıştır. Toplanan bütün veriler ArcGIS 9.3 Coğrafi Bilgi Sistemleri programı kullanılarak sayısallaştırılmış ve veri tabanına eklenmiştir.

Şekil 1. Çalışma alanı

3- Bulgular ve Tartışma

Nisan-Ağustos 2015 ayları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmalarında Kızılcahamam ilçesinde 8 aktif ve 5 boş, Güdül ilçesinde 2 aktif, Beypazarı ilçesinde 2 aktif ve 1 boş ve Kıbrıscık ilçesinde 9 aktif ve 2 boş olmak üzere toplamda 21 aktif ve 8 boş yuva tespit edilmiştir (Şekil 2).

Karaakbabalardan oluşan koloniler esas itibari ile gevşek yapıda dağılmaktadır. Bulunan yuvaları Kıbrıscık-Kapaklı-Güdül-Kızılcahamam olarak dört küçük

Page 167: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

167

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

koloniye ayrılabilmektedir. Kızılcahamam hariç diğer üç bölge havzası birbirine sınır durumdadır. Yuva uzaklıkları incelendiğinde Kıbrıscık-Kapaklı arasındaki yuvaların birbirine olan uzaklığı yaklaşık 8500 metre, Kapaklı-Güdül arasındaki yuvaların 7500 metre ve Güdül-Kızılcahamam arasındaki yuvaların uzaklığı 36000 metredir. Güdül ile Kızılcahamam arasındaki yuvaların bu kadar uzak olmasının sebebi iki bölge arasındaki kısımda büyük orman parçalarının olmaması olabilir. Kolonilerin kendi içindeki uzaklıklar incelendiğinde Kıbrısçık’taki en yakın iki yuva arası 120 metre en uzak iki yuva 2250 metre ve ortalama yuva uzaklığı 750 metredir. Kapaklı’da yuvalar arasındaki uzaklık yaklaşık 700 m, Güdül’de 950 metredir. Kızılcahamam’da ise en yakın yuva 800 m, en uzak yuva 1600 m ve ortalama iki yuva uzaklığı 1000 metredir. Bu sonuçlar hem Türkiye’deki (Yamaç, 2004; Kirazlı, 2013) hem de Avrupa’daki (Moreno-Opo ve ark. 2010) koloni yapıları ile benzerlik göstermektedir.

Türün yeni tespit edilen yuvaların ve daha önce Türkmenbaba (Yamaç, 2004) ve Sündiken (Kirazlı, 2013)’de tespit edilen yuvaların bulunduğu havzalar benzer özellik içermektedir. Genel itibari ile yuvaların bulunduğu havzalar çok yüksek eğime sahip sarp alanlardan meydana gelmektedir. Havzaların ortalama eğimi %100 ve yuvaların bulunduğu yerlerde daha fazladır. Bu havzaları seçmesinin en önemli nedeni ağırlıklarından dolayı kalkış yapabilmeleri için hava akımlarına ihtiyaç duymaları olabilir. Özellikle bu tip alanlarda orografik akışlar, dağ ve yamaç meltemleri eğim fazlalığı nedeniyle ani yükseklik farkından dolayı daha etkilidir. Zaten yuvaların tamamı havzaların orta ve üst kuşağında yer almaktadır. Kızılcahamam’da yuvalar1276-1432 metreler arasında, Güdül’de 1478 ve 1712 metrede, Kapaklı’da 1472-1500 metreler arasında ve Kıbrıscık’ta 1385 ile 1700 metreler arasında yer almaktadır.

Page 168: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

168

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 2. Tespit edilen yuva yerleri

Havzaların bir diğer ortak özelliği Anadolu Step Ormanları olarak adlandırılan karaçam ormanlarıdır. Zaten yuvaların tamamı tepe tacı düzleşmiş karaçam ağaçlarıdır. Yuva ağacının en önemli özelliği tepe tacının düzleşmesinden dolayı yuva ağırlığını taşımasıdır. Çünkü ortalama bir yuvanın ağırlığı karaakbaba ailesinin ağırlığı ile birlikte 100 kg geçebilmektedir. Yuva ağaçlarının boyları 10-15 metre arasında değişmekte olup, çevresindeki diğer ağaçlarla hemen hemen aynı boydadır. Yuvaların bulunduğu alanlar saf karaçam meşçeresi özelliğindedir. Sadece Kıbrıscıktaki birkaç yuvada karaçam baskınlığında sarıçam karıçam meşçeresidir. Meşçere kapalılıkları Kızılcahamam’daki iki yuvada %10-40 (bir kapalı) kapalılıkta diğer alanlarda ise %100 (üç kapalı) kapalılıktadır. Diğer bilinen kolonilerde de kapalılık %100’dür.

Page 169: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

169

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4- Sonuç

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün destekleri ile yürütülen bu projede Kara akbaba ile habitatı arasındaki ilişkilerin anlaşılmasını sağlamak, türün yiyecek türü ve beslenme alanlarının seçimi ve üreme başarısı ve de yuva alanları için elzem faktörlerin tespit edilmesi, beslenme ve üreme alanları üzerinde insan aktivitelerinin etkisinin değerlendirilmesi, tür üzerinde insan aktivitelerinin negatif etkilerinin azaltılmasında yönetim tedbirlerinin karar verilmesi ve Türkiye’deki son popülasyon eğilimlerinin sebepleri ve türlerin koruma statülerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Accipitridae familyasından bir tür olan kara akbaba Aegypius monachus L. 3 mt kadar olabilen kanat açıklığıyla hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin en büyük akbaba türüdür. Bu tür Avrupa’daki en büyük yayılışını İspanya ve arkasından Türkiye’de yapmaktadır. Türün Türkiye’de olduğu gibi küresel ölçekte de nesli tehlike altındadır (IUCN NT kategorisi). Türkiye’de hemen hemen bütün bölgelerde gözlense de, en büyük üreme alanları Sündüken Dağları (Eskişehir), Türkmen Dağı (Kütahya-Eskişehir), Kızılcahamam (Ankara)’da bulunmaktadır.

Çalışma neticesinde türün dağılımı ve popülasyon sayısı-büyüklüğü hakkında yeni bilgilere ulaşılmıştır. Kızılcahamam, Güdül, Kapaklı ve Kıbrıscık ilçelerinde gerçekleştirilen arazi çalışmalarında türün sayısı, yuvanın aktifliği, yuva kuruluş yeri özellikleri gibi türe ait birçok faktör toplanmıştır. Toplanan verilerin neticesinde, karaakbabalar yuva tercihi olarak tepesi düzleşmiş olgun karaçamlar ağaçlarını tercih etmektedir. Yuvaların bulunduğu havzalar insan etkisinden uzak ve eğimi yüksek alanlardır. Sonuçlar yuvalama yerlerinin seçiminde zor ulaşılır alanlardan ve insan aktivitelerinden uzak, iyi gelişmiş çalı ile kaplı ve büyük ağaçları ile ormanların önemini göstermiştir.

Bulunduğu bölgede şemsiye tür ve bayrak tür olma özelliğine sahip olan karaakbabaların korunması birçok salgın hastalığın önlenmesi ve doğal dengenin sağlanması için önem arz etmektedir. Karaakbabaların sayılarının arttırılmasında en önemli faktör mevcut sayılarının korunmasıdır. Bu yüzden üreme ve yavrulama dönemlerinde (Şubat-Eylül) gerçekleştirilen her türlü faaliyet akbabalara ciddi zarar vermektedir. Eğer üreme döneminde üretim veya yol çalışmaları yapılacaksa mutlaka çok iyi planlamalı akbabalara verilecek zararlar minimuma indirilmelidir.

Sonuç olarak, elde edilen her bilgi türün korunmasına yönelik olarak geliştirilecek stratejilerin oluşturulmasında kullanılabilmesinden dolayı tür hakkında daha fazla veri toplanmalıdır.

Page 170: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

170

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kaynaklar BirdLife International. 2006. Species factsheet: Aegypius monachus. Available at http://www.birdlife.org.

Cramp, S., Simmons, K.E.L. 1980. The birds of the western Palearctic. Vol. II. Oxford: Oxford University Press.

Donazar, J. A., G. Blanco, Hiraldo, F., Soto-Largo, E., Oria, J. 2002. Effects of forestry and other land-use practices on the conservation of Cinereous Vultures. Ecological Applications 12: 1445-1456.

Fargallo, J.A., Blanco, G., Soto-Largo, E. 1998. Forest management effects on nesting habitat selected by Eurasian black vultures (Aegypius monachus) in central Spain. J. Raptor Res. 32, 202–207.

IUCN, 2013. The IUCN Red List of Threatened Species. http://www.iucnredlist.org/details/22695231/0.

Kirazlı, C. 2013. Orta Sakarya Bölgesi kara akbaba (Aegypius monachus L.) populasyonu üzerinde araştırmalar. Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Biyoloji A.B.D. Doktora Tezi (Basılmamış).

Moreno-Opo, R., Margalida, A., Arredondo, A., Guil, F., Martn,M., Higuero, R., Soria, C., Guzman, J. 2010. Factors influencing the presence of the cinereous vulture Aegypius monachus at carcasses: food references and implications for the management of supplementary feeding sites. Wildlife Biology. 16: 25-34

Moreno-Opo, R., Fernandez-Olalla, M., Margalida, A., Arredondo, A., Guil, F. 2013. Influence of environmental factors on the breeding success of Cinereous Vultures Aegypius monachus. Acta Ornithologica, 48(2)

Oro, D., Margalida, A., Carrete, M., Heredia, R., Donázar, J.A. 2008. Testing the goodness of supplementary feeding to enhance population viability in an endangered vulture. PLoS ONE 3:e4084.

Ortega, E., Mańosa, S., Margalida, A., Sánchez, R., Oria, J., González, L. M. 2009. A demographic description of the recovery of the Vulnerable Spanish imperial eagle Aquila adalberti. Oryx, 43: 113–121.

Özcan, A.U. 2015. Korunan Alanlarda Üretim Çalışmaları: Karaakbaba Yaban Hayatı Geliştirme Sahası. IV. Orman İnşaatı-Transportu ve Teknolojileri Çalıştayı ve Üretim İşlerinde Hassas Ormancılık Sempozyumu, 4-6 Haziran 2015, Kastamonu.

Poirazidis, K., Goutner, V., Skartsi, T., Stamou, G. 2004. Modelling nesting habitat as a conservation tool for the Eurasian black vulture (Aegypius monachus) in Dadia Nature Reserve, northeastern Greece. Biol. Conserv., 118: 235–248.

Yamaç, E. 2004. Studies on the Cinereous Vulture (Aegypius monachus L.) population biology in Turkmenbaba Mountain, Eskişehir Turkey. PhD thesis, Anadolu University.

Yamaç, E., Günyel, E. 2010. Diet of the Eurasian Black Vulture, Aegypius monachus Linnaeus, 1766, in Turkey and implications for its conservation: (Aves: Falconiformes). Zoology in the Middle East, 51(1): 15-22.

Page 171: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

171

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

DOĞAL YAŞLI ORMANLARIN ENVANTERİ

Öğr. Gör. Dr. Ercan OKTAN1 Yrd. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN2

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER3

1Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü 61080 Trabzon

e-posta: [email protected]

2Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü 61080 Trabzon

e-posta: [email protected]

3Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü 61080 Trabzon

e-posta: [email protected]

Özet

Üzerinde en fazla çalışılan orman ekosistemlerinden biri olmasına rağmen bütün özelliklerini kapsayacak net bir tanımı yapılamayan doğal yaşlı ormanlar (DYO); “Odun üretimine ya da diğer ormancılık tekniklerine yönelik bir işletme şeklinin uygulanmadığı, içerdiği ağaçların büyük çoğunluğunun doğal olgunluğa eriştiği, bunun sonucu olarak içinde yaşlı ağaçlarla birlikte kırık, devrik, çürük ve dikili kuru ağaçların fazlalığı ile yapısının üretim ormanlarından belirgin bir şekilde ayrıldığı, insan etkisinin, ekosistemin yapısal özelliklerini değiştirecek düzeyde bulunmadığı ve kendisini oluşturan öğeleri arasındaki ilişkilerin tümüyle sürdüğü, genellikle çok tabakalı ve değişik yaşlı ormanlardır” şeklinde tanımlanabilir. Ancak DYO’ların tanımlanmasının yanında envanter çalışmaları da gereğince yapılamamaktadır. Oysa DYO’lar doğal yaşam süreçlerinin algılanması ve buna bağlı bütün işlevlerin ortaya konmasında temel kaynakları oluşturmaktadırlar. Bu nedenle DYO alanlarının belirlenmesi ve sınıflandırılması, gerek bilimsel çalışmalar gerekse işletme ormancılığındaki uygulamalar için kaynak niteliğindedir. Bu açıdan bakıldığında, doğal süreç içerisinde yapısal olarak en istikrarlı meşcere kuruluşlarına sahip olan doğal yaşlı ormanların, meşcere dinamiği açısından hangi süreci ne şekilde yaşadığına dair analizlerin yapılması, işletme ormanlarında doğaya uygun ormancılık felsefesinin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır.

Page 172: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

172

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ülkemizde doğal yaşlı ormanların tespit edilmesine yönelik yapılan çalışmanın ilkinde yalnızca potansiyel alanları ortaya koymaya yönelik olup, alanların belirlenme ve sınıflandırma yöntemlerine dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu bildiride doğal yaşlı ormanların yaş, çap, vitalite, stabilite, tür bileşimi, ölü ağaç tipi, miktarı ve dağılımı gibi ölçütler yöntemsel olarak ele alınarak DYO alanlarının envanter çalışmalarının nasıl yapılabileceği ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Doğal Yaşlı Orman, Meşcere Kuruluşu, Silvikültür, Envanter

Abstract

Though being one of the most studied forest ecosystems, clear definition of the old-growth forests including all of the characteristics has not been done yet. However old-growth forests can be defined as “forests that any management strategies intended to wood production or any other forestry technique has been carried out, many of the comprising trees access to natural maturity, as a result of this fact structure of the stands are separated from production forest stands because of comprising many old, broken, falling, decayed and standing dead trees, including limited anthropogenic effects that structural characteristics of the natural ecosystem has not been destroyed, including completely ongoing relations between its constituent elements, generally multistoried and uneven-aged forests”. But, on behalf of definition of old-growth forests, inventory studies cannot be done as required. However, old-growth forests create basic resources to detect natural life cycle and to reveal all the related functions. Therefore, determination and classification of old-growth forest areas are basis for both scientific studies and applications in management forests. From this point, analysing the stand dynamics of the old-growth forests which has the most stabile forest structure, help to create true forestry philosophy closed to nature in management forests.

In the first study about old-growth forests in Turkey, only identification of the potential areas was done. However, there was no assessment about determination and classification methods. In this study, by methodological assessment of some criteria such as age, diameter, vitality, stability, species composition, dead wood type, dead wood amount and distribution, it was tried to reveal how to do forest inventory workings in old-growth forests.

Key words: Old-Growth Forest, Stand structure, Silviculture, Inventory

Page 173: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

173

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1- Giriş

Dünyadaki insan nüfusunun hızlı artışı, ekosistemler üzerindeki baskıyı arttırmıştır. Bu baskı, özellikle orman ekosistemleri üzerinde yoğunlaşmış ve ormanların verimliliklerini azaltarak sürekliliklerini tehlikeye düşürmeye başlamıştır. Nitekim günümüzde, yaklaşık 3.3–3.9 milyar hektar olan orman alanlarından, sadece 1990’larda yaklaşık 95 milyon hektarı ya tamamen kaybedilmiş, ya da yapıları bozulmuştur (Dublin ve Volonte, 2004).

Orman alanlarının hem kullanma hem de varlıklarının devam ettirilebilmesi için “sürdürülebilirlik, süreklilik” kavramı ortaya çıkmıştır. Ormancılıkta sürdürülebilirlik kavramı, çeşitli orman ürünlerini ve ormanın toplumsal işlevlerini sürekli olarak sağlamayı hedeflemektedir. Bunun için de doğaya uygun ormancılık anlayışı ile ormanların işletilmesi gündemdedir (Odabaşı ve Özalp, 1998). Ancak ormanlar, para ile kolayca ölçülemeyen ekolojik değerleri yerine, para ile kolayca ölçülebilen ve ekonomik değer olarak nitelendirilen odun üretimiyle öne çıkmışlardır. Neticede ormancılığın ana hedefi, halen kereste üretimi olarak algılanmakta ve ekolojik sürdürülebilirlik ve biyolojik çeşitlilik kavramlarıyla bağdaştırılmaya çalışılmaktadır (Lähde ve diğ., 1999). Yakın zamana kadar orman işletmeciliği çok para kazanma ile eş anlamlı tutulmuş ve bunun temel adresi olarak üretim ormanları gösterilmiştir (Fabbio ve diğ., 2003). Oysa ekosistemin işletilmesinde belirleyici olan limitler, ekolojik fonksiyonlardır ( Sayer ve diğ., 2004).

Ormanların ekolojik anlamda sürdürülebilir bir yolla yönetilmesi, hemen herkes tarafından doğruluğu kabul edilen bir gerçek haline dönüşmüştür (Lindenmayer ve diğ., 2000). Daniels (2003)’a göre, vejetasyon dinamikleri anlayışıyla ilgili 20. yüzyılın ikinci yarısında üç büyük paradigma ortaya çıkmıştır:

1. Ormanlar, asla denge durumunda olmayan hareketli ekosistemler olarak bilinir. 2. Peyzaj ekolojisini de içeren çok aşamalı bir yaklaşım benimsenmiştir. 3. Orman ekosistemlerinin tahribatında beşeri etkiler asıl etmen olarak görülür.

Bu paradigma değişimleri, geç olgunlaşan ve doğal yaşlı orman (DYO) toplulukları anlayışımızdaki değişimler de dahil olmak üzere, orman yönetimi ile ilgili pek çok görüşü değiştirmiştir. Orman dinamikleri ile ilgili giderek yaygınlaşan bir anlayış ile birlikte, bilimsel çevrelerde yaşlı orman alanlarının envanteri, anlaşılması, yönetimi ve korunmasına duyulan ihtiyaç günden güne artmaktadır; böylece, gelecek nesiller hiçbir özelliğini ve değerini kaybetmemiş doğal yaşlı ormanları görebilecektir (Kimmins, 2003).

Page 174: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

174

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Doğal yaşam evrelerinin en iyi şekilde gözlemlenebileceği DYO alanlarının belirlenmesi ve özelliklerinin ortaya konması doğaya yakın orman işletmeciliği ve doğa koruma açısından oldukça önemlidir. Yaş, boy, göğüs çapı, katlılık, kapalılık, alansal dağılım, karışım biçimi, karışım oranı, karışım çeşidi, stabilite, vitalite, boşluk miktarı, gençlik kümeleri, ölü ağaç miktarı ve tepe formları gibi özellikler ormanın doğal yaşam evrelerinin belirlenmesinde büyük önem taşımaktadır (Oliver ve Larson, 1996; Çolak ve Pitterle, 1999; Çolak, 2001; Frelich, 2002; Kimmins, 2004; Lowman ve Rinker, 2004; Van der Valk, 2009).

İşletmecilik yapılan ormanların bir kısmında DYO yaklaşımları dikkate alınmaya başlanmıştır (Greensburg ve diğ., 1997; Mouillot ve Leprêtre, 1999; Arsenault, 2003). Ancak doğal yaşlı ormanların ayırımı ile yönetim süresinin belirlenmesi ise oldukça zordur (Hendrikson, 2003). Doğal yaşlı orman ve yönetimi hususunda birbirinden farklı ve ayrıntılı pek çok kaynak vardır. Ancak bu kaynakların birçoğunda doğal yaşlı ormanları koruyabilmek için izlenmesi gereken en doğru yolun hangisi olduğu konusunda doğrudan bir sonuca varamamıştır. Doğal yaşlı ormanlar; meşcere yapıları, korunmalarını sağlayacak yöntemlerin ortaya konması, genetik yapıları, birey sayıları, ekosistem düzeyinde oranlarının ortaya konması, estetik özellikleri, orman işletmeciliği bakımından incelenmektedir (Spies, 1997). Doğal yaşlı ormanların korunması ve yönetimi için belirlenecek hedefler doğrultusunda, öncelikle tekstür ve strüktür özelliklerinin belirlenmesi önemlidir (Hayward, 1991; Norton, 1996; Ehrlich, 1996; Kangas ve diğ., 1998; Lacroix ve Abbadie, 1998; Fridman ve Walheim, 2000; Kaya ve Raynal, 2001; Arsenault, 2003). Ancak bu konuda kesin bir sonuca varmak oldukça zor olup farklı yönetim yaklaşımı ve tekniklerini gerektirmektedir (Hessburg ve Smith, 1999; Arsenault, 2003).

Bu çalışma ile DYO’ların tanımlanması, sınıflandırılması ve envanteri için dikkate alınması gereken faktörlerin ortaya konması ve değerlendirilmesi yöntemleri belirlenmesi amaçlanmıştır.

2- Doğal Yaşlı Orman Kavramı

Ekolojik açıdan bakıldığında, “doğal yaşlı orman” kavramı ormancılığın diğer kavramlarına göre daha yeni bir kavram olup, bu kavram ABD’nin Kuzeybatı Pasifik ormanlarında, doğal yaşlılığın açık bir tanımının belirlenmesi arayışının başladığı 1970’lerden bu yana yavaş yavaş gelişmiştir (DeLong, 2000). Doğal yaşlı ormanlar biyolojik ve ekolojik bakımdan birbirinden farklı özelliklere sahip olabildiğinden, sabit ve kolayca anlaşılabilir bir tanımı yapılamamıştır. Tanımlanmalarında her ne kadar dikkate alınan faktörlerden birisi “yaş” olsa bile, birey olarak ağaçların sadece yaşı ve alansal büyüklüğü doğal yaşlı ormanı tanımlamada yeterli olamamıştır. Diğer

Page 175: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

175

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

taraftan, dünya ölçeğinde doğal yaşlı ormanların önemi ve doğal yaşlı ormanların tanımlanabilme ölçütleri üzerine çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalara göre “doğal yaşlı orman” şu şekilde tanımlanmıştır:

Odun üretimi ya da diğer ormancılık tekniklerine yönelik bir işletme şeklinin uygulanmadığı, içerisinde bulundurduğu ağaçların büyük çoğunluğunun doğal yaş olgunluğuna eriştiği, bunun sonucu olarak içinde yaşlı ağaçlarla birlikte kırık, devrik, çürük ve ayakta kuru şeklinde ölü ağaçların fazlalığı ile yapısının üretim ormanlarından belirgin bir şekilde ayrıldığı, insan etkisinin ekosistemin yapısal özelliklerini değiştirecek düzeyde bulunmadığı ve kendisini oluşturan öğeleri arasındaki ilişkilerin tümüyle sürdüğü, genellikle çok katlı ve değişik yaşlı ormanlardır (Kurdoğlu,1996’ya dayanarak, Kurdoğlu ve Oktan, 2000).

Genellikle biyokütle miktarı bakımından artış göstermeyen ya da çok yavaş bir biçimde artış gösteren, bitki ve hayvan türlerindeki zengin çeşitliliğin yanı sıra bitki büyüme şekillerindeki zengin çeşitliliğin de görüldüğü “ekolojik bakımdan yaşlanmış ormanlar”dır (Dyne, 1991; Woodgate ve diğ., 1996).

Genellikle kalın çaplı ağaçlardan oluşan, barındırdığı ağaçların yaşları çoğunlukla 200 yıl ve daha yaşlı olan, çok katlı ve değişik yaşlı meşcere kuruluşunda olan, tür kompozisyonu açısından mozaik yapı oluşturan ve bünyesinde ayakta kuru ve yatık ölü ağaçları barındıran ormanlardır (Kimmins, 1999 ve 2004; Nocentini, 2010).

Bünyesindeki ağaçların sıklığı minimum 16-50 adet/ha olan ve 52-92 cm göğüs çapına sahip ağaçlardan oluşan, çok katlı, en az iki tür karışımından oluşan ve ölü ağaçları barındıran ormanlardır. Ormanlar bazen 150 yıldan daha erken sürede bazen de 250 yıldan daha da geç bir sürede doğal yaşlı orman olarak sınıflandırılabilirler. Ormanlar, doğal yaşlı orman olma özelliklerini aşama aşama kazanırlar, bazıları diğerlerinden daha kısa sürede bu özelliği gösterir (Wohl ve Cadol, 2011).

Çap dağılımları ters “J” şeklinde olan, bir çok türü ve bu türlerin kalın çaplı, ölü ağaçlarını içerisine bulunduran, hem yatay hem dikey kapalılık gösteren, çok katlı, doğal yaşlanma süreci içerisinde hemen hemen hiç müdahale görmemiş ormanlardır (Minckler, 1961; Leak, 1973; Franklin ve diğ., 1991a ve 1991b; Oliver ve Larson, 1996).

Çeşitli çaplardan bireyleri barındıran, çapları 40 cm’den büyük ayakta kuru şeklindeki ölü ağaç bireylerini içerisinde bulunduran, oluşum ve gelişiminde insan etkisinin olmadığı meşcereler olarak tanımlanabilir (Franklin ve diğ. 1991b; Franklin ve diğ., 1987; Franklin ve Spies, 1991a; Fujimori 2001).

Bakir ormanlar ya da birincil ormanlar olarak adlandırıldıkları gibi klimaks ya da geç süksesyonal ormanlar olarak da adlandırılmaktadırlar. Ancak bir ormanın DYO olabilmesi için mutlaka yaşlı bireyleri ya da kalın çaplı bireyleri

Page 176: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

176

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

barındırması gerekmez. Bunun yerine insan müdahalesi olmaksızın geç süksesyonal yapıya gelmiş olan ormanlar da DYO olarak tanımlanabilir (Spies ve Franklin, 1996).

Değişik yaşlı ormanlar eğer mozaik bir yapı gösteriyorlarsa ve kapalılıklarını koruyabilmişlerse bu tip meşcere yapılarına DYO denebilir (Oliver ve Larson, 1996).

Bir ya da üç yüzyıl boyunca doğal gelişmiş, gruplar halinde ya da anıt ağaç niteliğinde ayakta kuru şeklinde ölü ağaç bireyleri barındıran, heterojen strüktür oluşturan yatay ve dikey kapalılığa sahip, çap dağılımı ters “J” formunda ancak ana meşcerenin yaşlı bireylerden oluştuğu strüktürdür (Kuuluvainen ve diğ., 1998; Kneeshaw ve Gauthier, 2003).

Büyüklüğü 25-250 ha arasında değişen çoğunluğunu kalın çaplı yaşlı bireylerin oluşturduğu, ayakta kuru ve yatık ölü ağaçların en az %10 oranında bulunduğu, hemen hemen her çaptan bireyin olduğu değişik yaşlı meşcere yapısında, ancak insan müdahalesinin olmadığı tamamen doğal ormanlardır (Lindenmayer ve Franklin, 2002).

Yukarıdaki DYO tanımları göz önüne alındığında, genel ölçütün yaşlı ve kalın çaplı bireylerin olduğu, içerisinde ayakta kuru ve yatık ölü ağaçların bulunduğu ve insan müdahalesinin olmadığı alanlar doğal yaşlı ormanların ana özellikleri olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Jolly (2009), doğal yaşlı ormanların özelliklerini 5’e ayırmıştır;

1. Gölgeye dayanıklı türler ana meşcereyi oluşturur, her yaş ve boy sınıfından bireyler bulunur.

2. Rastgele dağılan orman içi açıklıkların (boşlukların) olduğu ormanlardır. 3. Strüktür çeşitliliğin yüksek olduğu, çok katlı (üst, ara ve alt katta ağaçları, çalı ve

otsu katları bulunduran) değişik yaşlılığın söz konusu olduğu ormanlardır. 4. Değişik çap ve boylarda ölü ağaçların (ayakta kuru ve yatık ölü ağaçlar, dal ve

gövde parçaları) barındıran ve bu materyallerin ayrışmalarının görülebildiği yerlerdir.

5. Genellikle engebeli arazi yapısı gösteren alanlardır.

Mosseler ve diğ. (2003) ise, doğal yaşlı orman tanımı kapsamında olması gereken özellikleri üç ana grup altında toplamıştır:

1. Strüktürel özellikler (Ölü ağacın olması, çürümenin farklı aşamalarındaki ölü ağaçların bulunması gibi)

2. Oluşumsal özellikler (Uzun ömürlü olma, gölgeye dayanıklı ağaç türlerinin bulunması gibi)

3. Sürece bağlı özellikler (Biokütle birikiminin nispeten düşük olması gibi)

Page 177: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

177

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Süreç ve işlev tabanlı özellikler, ormanın her bir aşamada nasıl göründüğünden ziyade nasıl geliştiğine odaklanmıştır. Spies (1997), özellikle ormanın eski koşullarına günümüzde rastlanamadığı yerlerde ve yönetimin bütün alanda ve mevcut doğal yaşlı orman meşcerelerinde aynı süreçleri sürdürmeye yöneldiği durumlarda, işlevsel tanımları yapısal tanımlardan daha üstün bulmaktadır. Model ve envanterlere uygulanırken bu tür tanımlamaların dezavantajları görülebilir. Kneeshaw ve Burton (1998), doğal yaşlı ormanları tanımlamada kullanılabilecek işlevsel özelliklerini şöyle belirtmektedirler:

İnsanlar tarafından tahrip edilmemiş olması. Büyümenin durma noktasına yaklaşmış olması. Doğal yollarla beklenen tahrip olma süresinden daha yaşlı olması. Meşcere gelişiminin son aşamasında bulunması. Gençliğin gelmeye başlamasıyla yaşlıların yerini almaya başlaması. Gelişim sürecinin durağan olması. Değişik yaşlılık göstermesi. Çürümenin her aşamasındaki ölü ağaçların olması. Kesime olgunluk çağını (idare süresini) doldurmuş olması. Besin zincirinin her aşamasını barındırması. Artan bir alt bitki örtüsünün de bulunması. Türe özgü maksimum yaşam süresini aşan bireylerin bulunması. Basamaklı görünümü, taşıdığı miras değeri ve ender olmalarından dolayı saygı

uyandırmaları.

Doğal yaşlı ormanlar üzerine bir başka tartışma konusu ise, antropojenik etmenlerden zarar gören bir ormanın (kesilme, vs.) hala doğal yaşlı orman sayılıp sayılamayacağı üzerinedir. Bazı ekologlara göre doğal yaşlı bir orman ekosisteminin yeniden oluşması bin yıllar alır. Hunter (1989), doğal yaşlı ormanları nispeten yaşlı ve nispeten antropojenik etmenlerden zarar görmemiş orman olarak tanımlamaktadır. Kneeshaw ve Burton (1998), “tarih öncesi çağlara ait” gibi terimlerin kesilmemiş ormanları tanımladığı ve doğal yaşlı orman konsepti içinde yer alması gerekmediğinin altını çizmektedir. 2001’deki Kanada’daki Doğal Yaşlı Ormanlar Sempozyum’undaki tartışmalara bağlı olarak, doğal yaşlı ormanların ilk ormanlar olması gerektiği anlayışı, günümüzde genellikle kabul edilmeyen bir görüştür. Sempozyuma katılanlar çoğunlukla, ikincil ormanların zaman içinde tekrar doğal yaşlı orman sayılabileceği konusunda hemfikirdirler (Hilbert ve Wiensczyk, 2007).

İşlevsel özelliklerin aksine strüktürel özellikler ormanın fiziksel bölümleri ve yapılarıyla ilgilidir. Strüktürel özellikler, bilimsel eserlerde geniş bir biçimde tanımlanmakta ve genel olarak doğal yaşlı orman tanımlanmasında kullanılmaktadır.

Page 178: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

178

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Orman envanterlerine uygulanabilir olması ve pek çok özelliğinin kolaylıkla ölçülebilmesi, strüktür özelliklerinin olumlu yanları arasında sayılabilir. Olumsuz yanları ise, strüktürleri oluşturan süreçler hakkında bilgi vermemesidir (Hilbert ve Wiensczyk, 2007).

Doğru ve kapsamlı doğal yaşlı orman tanımının olmaması şaşırtıcı değildir. Pek çok kurum ve araştırmacı, doğal yaşlı ormanlara ait genel strüktürel özelliklerin çok azını kullanmaktadır ve orman envanterleri verilerinden uygun olanları seçmektedir (B.C. Ministry of Forests, 1995; Kneeshaw ve Burton 1998; MacKinnon ve Vold, 1998; Gillis ve diğ., 2003). Kanada Quebec Eyalet Hükümeti doğal yaşlı orman alanlarının belirlenmesinde hakim türler ve meşcere yaşı için kendi veri tabanlarını kullanmaktadır. Kanada British Kolombiya Eyalet Hükümeti doğal yaşlı ormanların saptanmasını, kapsamlı olmayan orman envanterlerinin belirlediği meşcere yaşını kullanmaktadır (Arsenault, 2003; B.C. Ministry of Forests, 2003). Kapsamlı olmayan orman envanterlerinde doğal yaşlı ormanların miktarı veya dağılımı doğrudan belirlenemez. Ancak buna rağmen Gillis ve diğ., (2003) ve DeLong ve diğ. (2004a), kapalılık derecesi, meşcere yapısı, yaş ve türlerin olgunluğu gibi orman envanterleri verilerinin, doğal yaşlı orman özelliklerinin belirlenmesinde kullanılabileceğini savunmaktadırlar. Doğal yaşlı ormanlarda uygulanan ana envanterler, planlamacılara karar verme aşamasında yardımcı olsa bile, bu tür bir yaklaşıma yönelik pek çok eleştiri ortaya atılmıştır. Doğal yaşlı orman sınırını belirlemek üzere envanterlerden elde edilen strüktürel özelikleri kullanan yaklaşımlar, bilimsel anlamda desteklenmemektedir. Doğal yaşlı ormanların günümüzdeki çalışmalarla belirlenmesinin rastgele oluşu, yönetime hiçbir şekilde katkı sağlayamamaktadır. Çünkü yaş sınırı, meşcere potansiyeliyle çok uzak bir ilişki içinde olan sınırlı bir ölçüt üzerine kuruludur (Hunter ve White, 1997). Orman alanlarını yöneten kurum ve kuruluşlar, bu tür ölçümlerin genellikle geçici olduğunu savunmaktadır. Nitekim bir çok durumda, daha detaylı ekolojik ölçütler için gereken envanter verileri bulunmamaktadır (Hardt ve Newman, 1995; MacKinnon ve Vold, 1998).

3- Doğal Yaşlı Ormanların Belirlenmesinde Kullanılan Temel Ölçütler

Doğal yaşlı ormanların belirlenmesinde, uzaktan algılama yöntemleri (Cohen ve Spies, 1992; Cohen ve diğ., 1995), amenajman planı verileri (Kurdoğlu, 1996; Kurdoğlu ve Oktan, 2000), coğrafi bilgi sitemleri (Sivrikaya ve diğ., 2004) ve yersel örnekleme (Atıcı ve diğ., 2008; Çolak ve diğ., 2011; Wirthve diğ., 2009) yöntemleri kullanılmaktadır. Yersel örnekleme yöntemlerine göre diğer yöntemler daha ekonomik olmalarına rağmen, doğal yaşlı ormanları sadece yaş, boy ve tür dağılımlarına göre belirleyebilmektedirler. Bu belirlemelerde de doğruluk oranı %82

Page 179: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

179

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

civarında olmaktadır (Cohen ve diğ., 1995). Bu nedenlerle, doğal yaşlı ormanların belirlenmesinde yersel örnekleme yöntemlerinin kullanılması, aşağıda maddeler halinde verilen DYO bileşenlerinin ortaya konmasında en etkin yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır (Stabb, 1999):

Asimetrik gövde yapısı, aşağıya kadar uzanan tepe, gövdede çürüme, Ağaçkakan oyukları, tepe çökmeleri,

Dere yataklarına yakın yerler başta olmak üzere ayrışmanın her aşamasının bulunması,

Fazla miktarda ayakta kurular, Devrilmiş (yatık) ölü ağaçlardan kaynaklanan tepe çatısında büyük ve küçük

boşlukların oluşmuş olması, Ağaçların devrildiği ve çürüdüğü yerlerde meydana gelen tümsekler ve çukurlar

olarak ifade edilen düz olmayan ya da girintili-çıkıntılı toprak yüzeyi, Çeşitli katların bulunması: Üst kat (kapalılık oluşturan ağaçlar), ara-alt kat (üst

katın altında kalan ağaçlar) ve çalı katı, ot katı, toprak katı, Bazı orman tiplerinde bulunan oldukça kalın humus tabakasında tahrip görmemiş

topraklar, Yetişme ortamına göre iyi gelişmiş ağaçlar, Özellikle nötr topraklarda bulunan, değişik kompozisyonlarda iyi gelişmiş ot katı, Özellikle asit kökenli topraklarda olan liken ve mantar bolluğu, Çok dallı ağaçların olmayışı ve geç süksesyonel sınıfta bulunan ağaç türlerinin

çoğunluğu, İnsan tahribatına ilişkin izlerin olmayışı, Yaş sınıfları dağılımının mozaik yapısı.

Doğal ormanlar, yapay ormanların birçok yönüyle karşılaştırıldığında, doğal ormanların belirgin derecede farklılık oluşturduğu bilinmektedir. Ancak, doğal yaşlı ormanların strüktürel özelliklerinin iyi analiz edilememiş olması nedeniyle bu farklılıkların nelerden kaynaklandığı ve farklılıkların büyüklükleri açık olarak belirlenememiştir. Doğal yaşlı ormanları özel kılan asıl nokta, var olmasına pek çok sebepten ihtiyaç duyulan ve ekolojik anlamda eşi benzeri bulunmayan arazi yapıları olmalarındandır. Bu bağlamda bakıldığında DYO alanlarının belirlenmesi ve sınıflandırılması için genellikle kullanılan ana kriterler (ağaç sayısı, çap, vitalite ve servet) yanında destekleyici kriterler olarak adlandırılabilecek yaş, stabilite, katlılık, kapalılık, gençlik miktarı, boşluk miktarı, ölü ağaç miktarı ve karışım biçiminin de belirlenmesi gerekmektedir.

Page 180: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

180

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

4- Sonuç ve Öneriler

Doğal yaşlı orman envanterlerinin yapılması, ülke ormanlarının doğal yaşam evrelerinin de belirlenebilmesi için temel teşkil edecek çalışmaların ilk aşamalarını oluşturması açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda envanter çalışmalarının mutlak suretle yersel ölçümlerle yapılması gerekmektedir. Yapılacak yersel ölçümlerin klasik envanter çalışmalarından farklı olarak daha detay çalışmaları içermesi nedeniyle ölçümlerin standardize edilmesi, çalışmaların değerlendirilmesinde önem taşımaktadır. Bu amaçla aşağıda Tablo 1’de verilen kriterlerin belirlenmesi, DYO envanterinde bir standart belirlenmesi açısından önerilebilir.

Tablo 1. Doğal Yaşlı Orman Envanter Karnesi (Oktan, 2015’den uyarlanmıştır.)

Ağa

ç sa

yısı

(Can

lı ve

boy

>1,

30 m

)

☐≤ 300 adet/ha

Serv

et

(m3 /h

a)

☐≤ 200

☐301-600 adet/ha

☐201-400

☐601-900 adet/ha

☐401-600

☐901-1200 adet/ha

☐601-800

☐>1200 adet/ha

☐>800

Çap

st ta

baka

nın

orta

ça

pı)

☐≤ 30 cm

Vita

lite

☐1 (Vitalitesi çok iyi) ☐31-50 cm ☐2 (Vitalitesi iyi) ☐51-70 cm ☐3 (Vitalitesi düşük)

☐>70 cm ☐4 (Vitalitesi kritik) ☐5 (Vital olmayan-ölü ağaç)

Yaş

(Y

ıl)

☐≤ 100

Stab

ilite

Bireysel stabilite ☐Stabil

☐101-200 ☐Düşük stabilite ☐201-300 ☐Stabil olmayan ☐301-400 Kollektif stabilite

☐401-500 ☐Stabil ☐>500 ☐Stabil olmayan

Kat

lılık

☐Tek katlı

(Tep

e ta

çlar

ını

n to

prağ

ı

☐İki katlı ☐Çok katlı

Page 181: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

181

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

☐Seçme kuruluşu ☐Tam ve sıkışık kapalı (≥ %90) ☐Karma ☐Tek ve iki katlı

☐Gevşek kapalı (%70-89)

☐Tek ve çok katlı

☐Işıklı kapalı (%20-69)

☐İki ve çok katlı

☐Serbest durum (< %20)

☐Tek katlı ve seçme ☐İki katlı ve seçme ☐Çok katlı ve seçme

Gen

çlik

mik

tarı

☐Meşcere siperi altında

Boşlu

k m

ikta

☐Küçük alanlı (100 m2<)

☐Küme ☐ Büyük alanlı (100 m2≥) ☐Grup ☐Meşcereye homojen dağılmış ☐Büyük grup

☐Meşcerede dağılımı düzensiz

☐Küçük meşcere

☐Meşcerede belirli bir yerde toplanmış

☐Meşcere içi boşluklarda

☐Üzerinde doğal gençlik bulunan

☐Küme ☐Üzerinde çalılar bulunan ☐Grup ☐Üzerinde hem çalı hem de gençlik bulunan ☐Büyük grup

☐Mineral toprağın göründüğü ☐Küçük meşcere

Ölü

ağa

ç m

ikta

rı ☐Minimum

(5-10 m3/ha)

Kar

ışım

biç

imi ☐Tek ağaç karışımı

☐ Optimum (11-30 m3/ha)

☐Küme karışımı

☐ Maksimum (> 30 m3/ha)

☐Grup karışımı ☐Büyük grup karışımı

Doğal Yaşlı Orman Envanter Karnesinin kullanılması ile klasik envanter yöntemleri yanında destekleyici kriterlerin kullanılması, ormanın dinamik bir yapısının ortaya konmasına yardımcı olabilecektir. Böylelikle sürekli bir değişim ve gelişim gösteren ormanın envanteri bir noktada da ekosistemin yapısal dinamiklerinin örneklenmesine de olanak tanıyabilecektir.

Page 182: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

182

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Kaynaklar Arsenault, A., 2003. A Note on the Ecology and Management of Old-Growth Forests in the Montane Cordillera, The Forestry Chronicle 79,3,441–454.

Atıcı, E., Çolak, A.H. ve Rotherham, I.D., 2008. Coarse Dead Wood Volume of Managed Oriental Beech (Fagus orientalis Lipsky.) Stands in Turkey, Investigación Agraria: Sistemas y Recursos Forestales, 17, 3, 216-227.

B.C., Ministry of Forests and Ministry of Environment, Lands and Parks, 2003. Old Growth Forests: British Columbia Canada–Fact sheet. Victoria, B.C.

B.C., Ministry of Forests and Ministry of Environment, Lands and Parks, 1995. Biodiversity Guidebook: Forest Practices Code of British Columbia. Victoria, B.C.

Cohen, W.B. ve Spies, T.A., 1992. Estimating Structural Attributes of Douglas-Fir/Western Hemlock Forest Stands from Landsat and SPOT Imagery, Remote Sensing of Environment, 41, pp. 1–17.

Cohen, W.B., Spies, T.A. ve Fiorella, M., 1995. Estimating the Age and Structure of Forests in a Multi-Ownership Landscape of Western Oregon, U.S.A. International Journal of Remote Sensing, 16, pp. 721-746.

Çolak, A.H., 2001. Ormanda Doğa Koruma (Kavramlar-Prenspler-Stratejiler-Önlemler), Milli Parklar ve Av-yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 354 s.

Çolak, A.H. ve Pitterle, A., 1999. Yüksek Dağ Silvikültürü. Cilt I-Orta Avrupa, Genel Prensipler, I. Baskı, OGEM-VAK Yayınları, Ankara, 370s.

Çolak, A.H., Tokcan, M. ve Kırca, S., 2011. Ölü Ağaç (Yaşayan Ölüler). T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Çeşitli Yayınlar Serisi No. 6, Bolu, 147 s.

Daniels, L., 2003. Western Redcedar Population Dynamics in Old-Growth Rorests: Contrasting Ecological Paradigms Using Tree Rings, The Forestry Chronicle, 79, 3, 517-530.

DeLong, C., 2000. Approximating Natural Disturbance: Where are We in Northern British Columbia.? In Ecosystem Management of Forested Landscapes. R. D’Eon, J. Johnson, and E. Ferguson (editors). University of British Columbia Press, Vancouver, B.C. pp. 102–109.

DeLong, C., Burton, P. ve Harrison, M., 2004a. Assessing the Relative Quality of Old-Growth Forest: An Example from the Robson Valley, British Columbia. BC Journal of Ecosystems and Management, 4,2, 71-86.

Dublin, H.T. ve Volonte, C., 2004. GEF Biodiversity Program Study, Global Environment Facility, Office of Monitoring & Evaluation.

Dyne, G., 1991. Attributes of Old Growth Forest in Australia. In: Proceedings of a Workshop Sponsored by the National Forest Inventory. Bureau of Rural Resources, Working Paper No. WP/4/92. Department of Primary Industries and Energy, Canberra.

Ehrlich, P. R., 1996. Conservation in Temperate Forests: What Do We Need to Know and Do? Forest Ecology and Management, 85, 9-19.

Fabbio, G., Merlo, M. ve Tosi, V., 2003, Silvicultural Management in Maintaining Biodiversity and Resistance of Forest in Europe-the Mediterranean Region, Journal of Environmental Management, 67, 67-76.

Franklin, J.F., Shugart, H.H. ve Harmon, M.E., 1987. Tree Death as an Ecological Process. BioScience 37:550–556

Page 183: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

183

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

Franklin, J.F. ve Spies, T.A., 1991a. Ecological Definitions of Old-Growth Douglas-Fir Forests, In: Ruggiero, L.F., Aubry, K.B., Carey, A.B.Huff, M.H. Eds.,Wildlife and Vegetation of Unmanaged Douglas-Fir Forests, USDA Forest Service General Technical Report PNW-GTR-285, Oregon, s. 61-69.

Franklin, J.F. ve Spies, T.A., 1991b. Composition, Fuction and Structure of Old-Growth Douglas-Fir Forests, In: Ruggiero, L.F., Aubry, K.B., Carey, A.B.Huff, M.H. Eds.,Wildlife and Vegetation of Unmanaged Douglas-Fir Forests, USDA Forest Service General Technical Report PNW-GTR-285, Oregon, s. 91-110.

Frelich, L.E., 2002. Forest Dynamics and Disturbance Regimes, Cambridge University Press, 266 s.

Fridman, J. ve Walheim, M., 2000. Amount, Structure and Dynamics of Dead Wood on Managed Forestland in Sweden, Forest Ecology and Management, 131: 23-36.

Fujimori, T., 2001. Ecological and Silvicultural Strategies for Sustainable Forest Management, Elsevier Science, Amsterdam, 398p.

Gillis, M., Gray, S., Clarke, D. ve Power, K., 2003, Canada’s National Forest Inventory: What can it Tell Us About Old Growth? The Forestry Chronicle, 79,3, 421–425.

Greensburg, C., D. McLeod ve D. Loftis. 1997. An Old-Growth Definition for Western and Mixed Mesophytic Forests. U.S. Department of Agriculture Forest Service, Southern Research Station, Asheville, N.C. General Technical Report srs-gtr-16.

Hardt, R. ve D. Newman. 1995. Regional Policies for National Forest Old-Growth Planning, Journal of Forestry, 93, 6, 32–35.

Hayward, G., 1991. Using Population Biology to Define Old-Growth Forests, Wildlife Society Bulletin, 19, 111–116.

Hendrickson, O., 2003. Old-Growth Forests: Data Gaps and Challenges, The Forestry Chronicle, 79, 3, 645–651.

Hessburg, P. ve B. Smith., 1999. Management Implications of Recent Changes in Spatial Patterns of Interior Northwest Forests. U.S. Department of Agriculture, Washington, D.C. Report Transactions of the 64th North American Wildland and Natural Resources Conference.

Hilbert, J. ve Wiensczyk, A., 2007. Old-Growth Definitions and Management: A Literature Review, BC Journal of Ecosystems and Management, 8, 1, 15-31.

Hunter, M., 1989. What Constitutes an Old-Growth Stand? Journal of Forestry, 87, 33–35.

Hunter, M. ve White, A., 1997. Ecological Thresholds and the Definition of Old-Growth Stands, Natural Areas Journal, 17,4, 292–296.

Jolly, A. 2009. A letter on Politics. Madagascar Conservation & Development 4, 2, 75.

Kangas, J., Alho, J. M., Kolehmainen, O. ve Mononen, A., 1998. Analyzing Consistency of Experts’ Judgments – Case of Assessing Forest Biodiversity, Forest Science, 44, 4.

Kaya, Z. ve Raynal, D. J., 2001. Biodiversity and Conservation of Turkish Forests, Biological Conservation, 97, 131-141.

Kimmins, H., 1999. Balancing Act (second edition), Are Old-Growth Forests Forever?, UBC Press, Canada.

Page 184: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

184

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Kimmins, J., 2003. Old-Growth Forest: An Ancient and Stable Sylvan Equilibrium, or a Relatively Transitory Ecosystem Condition that Offers People a Visual and Emotional Feast? Answer–it Depends, The Forestry Chronicle 79, 3, 429–440.

Kimmins, J.P., 2004. Forest Ecology (Third edition), Pearson Educition, Inc.,USA, 611s.

Kneeshaw, D. ve Gauthier, S., 2003. Old Growth in the Boreal Forest: A Dynamic Perspective at the Stand and Landscape Level, Environmental Review, 11, 99–114.

Kurdoğlu, O., 1996. Doğu Karadeniz’in Doğal Yaşlı Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul, ISBN 975-96081-2-2, 24s.

Kurdoğlu, O. ve Oktan, E., 2000. The Old Growth Forests of North East Turkey, Moser, G., Pol, E., Bernard, Y., Bonnes, M., Corraliza, J. and Giuliani, M.V. (eds.), Metropolis 2000 - Which Perspectives? Cities, Social Life and Sustainable Development (IAPS 16 Conference Proceedings on CD-Rom), 4-7 July 2000.

Kuuluvainen, T., Syrjänen, K. ve Kalliola, R., 1998. Structure of a Pristine Picea Abies Forest in North-Eastern Europe, Journal of Vegetation Science, 9, 563–574

Lacroix, G. ve Abbadie, L., 1998. Linking Biodiversity and Ecosystem Function. An Introduction, Acta Oecologia, 19, 3, 189-193.

Lähde, E., Laiho, O. ve Norokorpi, Y., 1999. Diversity-Oriented Silviculture in the Boreal Zone of Europe, Forest Ecology and Management, 118, 223-243.

Leak, W.B., 1973. Species and Structures of a Virgin Northern Hardwood Stand in New Hampshire, USDA Forest Service Research Note, NE-81, 4pp.

Lindenmayer, D.B., Cunningham, R.B., Donnelly, C.F. ve Franklin, J.F., 2000. Structural Features of Old-Growth Australian Montane Ash Forests, Forest Ecology and Management, 134, 189-204.

Lindenmayer, D.B. ve Franklin, J.F., 2002. Conserving Forest Biodiversity: A Comprehensive Multiscaled Approach, Island Pres. Washington, 351p.

Lowman, M.D. ve Rinker, H.B. edit, 2004. Forest Canopies (Second Edition), Elsevier, 517s.

MacKinnon, A. ve Vold, T., 1998. Old-Growth Forests Inventory for British Columbia, Canada, Natural Areas Journal, 18, 4, 309–318.

Minckler, L.S., 1961. Measuring Light in Unevenaged Hardwood Stand, USDA Forest Service, Central States Forest Experiment Station Technical Paper, No 184, 9pp.

Mosseler, A., Major, J.E. ve Rajaro, O.P., 2003. Old-Growth Forests as Reservoirs of Genetic Diversity and Fitness, Towards the Sustainable Use of Europe’s Forests, Forest Ecosystem and Landscape Research: Scientific Challenges and Opportunities, Tours, France, Abstract Book, p22.

Mouillot, D. ve Leprêtre, A., 1999. A Comparison of Species Diversity Estimators, Research Population Ecology, 41, 203-215.

Nocentini, S., 2010. Old-Growth Forests ın Italy: Inputs for Forest Management and Planning in Areas with Long-Standing Human Impact, Italian Journal of Forest and Mountain Environments, 65, 5, 545-555.

Norton, T. W., 1996. Conservation of Biological Diversity in Temperate and Boreal Forest Ecosystem, Forest Ecology and Management, 85, 1-7.

Page 185: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

185

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15 

Odabaşı, T. ve Özalp, G., 1998. Ormanların İşletilmesi Yontemleri ve Doğaya Uygun Ormancılık Anlayışı. Orman Muhendisliği Dergisi, Yıl 35, Sayı 4.

Oktan, E., 2015, Torul Orman İşletme Müdürlüğü Doğal Yaşlı Orman Alanlarında Meşcere Kuruluşları ve Silvikültürel Analizler, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mayıs 2015.

Oliver, C.D. ve Larson, B.C., 1996. Forest Stand Dynamics,Update Edition, John Wiley&Sons, Inc., USA, 520s.

Sayer, J., Chokkalingam, U. ve Poulsen, J., 2004. The Restoration of Forest Biodiversity and Ecological Values, Forest Ecology and Management, 201, 3-11.

Sivrikaya, F., Yolasığmaz, H.A. ve Başkent, E.Z., 2004. Doğal Yaşlı Ormanlar ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Belirlenmesi, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi, 7, 1, 45-52.

Spies, T.A. ve Franklin, J.F., 1996. The Diversity and Maintenance of Old-Growth Forests, Biodiversity in Managed Landscapes, Editors; Szaro, R.C., and Johnston, D.W., Oxford University Press, New York, 296-314.

Spies, T.A., 1997. Forest Stand Structure, Composition and Function, In Creating a Forestry for The 21st Century, The Science of Ecosystem Management, Edit. K. A. Kohm and J. F. Franklin, pp. 11–30. Island Press, Washington, DC.

Stabb, M., 1999. The Old-Growth Forests of Southern Ontario, Federation of Ontario Naturalists, Ontario, 12 s.

Van der Valk, A.G., Edit, 2009. Forest Ecology (Recent Advances in Plant Ecology), Springer Science+Business Media B.V., 361s.

Wirth C., Messier C., Bergeron Y., Frank D. ve Fankhanel A., 2009. Old-Growth Forest Definitions: a Pragmatic View, Old Growth Forests (Function, Fate and Value) Christian Wirth, Gerd Gleixner, Martin Heiman Edit, Ecological Studies 207, Springer-Verlag, Berlin Heidelberg, s. 11-34.

Wohl, E. ve Cadol, D., 2011. Neighborhood Matters: Patterns and Controls on Wood Distribution in Old-Growth Forest Streams of the Colorado Front Range, USA, Geomorphology, 125, 132-146.

Woodgate, P.W., Peel, B.D., Coram, J.E., Farrell, S.J., Ritman, K.T. ve Lewis, A., 1996. Old-Growth Forest Studies in Victoria, Australia Concepts and Principles, Forest Ecology and Management, 85, 79-94.

Page 186: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

186

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 187: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

187

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  1 

TEKNİK POTANSİYELİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK OPERASYONEL BİYOKÜTLE ENVANTERİ

Doç. Dr. Mehmet EKER

Prof. Dr. Ramazan ÖZÇELİK Yrd. Doç. Dr. Nevzat GÜRLEVİK

Yrd. Doç. Dr. H. Oğuz ÇOBAN

Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 32260, Isparta

E-posta: [email protected]

Özet

Hammadde olarak ticari değeri düşük olan ve oduna bağlı yan ürün tipindeki kesim (üretim/hasat) artıkları, biyoenerji sektörü için birincil enerji kaynakları arasındadır. Ülkemizdeki orman varlığı ve artarak devam eden odun hammaddesi üretimi, azımsanmayacak oranda kesim artığı miktarının oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum, kesim artıklarının orman endüstrisinde ya da biyoenerji üretim sektöründe kullanılabilmesi için teorik potansiyelin varlığını ispat etmektedir. Ancak kesim artıklarının kullanılabilirliği, ekonomik ve uygulama potansiyeline bağlıdır ve bunların belirlenmesi için de öncelikle teknik potansiyelin ortaya konulması gerekmektedir. Teknik potansiyelin ortaya konulması ise operasyonel biyokütle envanteri ile mümkün olmaktadır. COST Aksiyonları (Proje no: FP0902) ve TUBİTAK (Proje no: 110O435) tarafından desteklenen bu çalışma, Kızılçam ağaç türünde; kesim artıklarının ağaç başına ve alana özgün operasyonel envanterini yapmaya yönelik araştırma sonuçlarını içermektedir. Çalışmanın amacı; iklim değişimi, karbon piyasasına bağlı zorunluluklar, temiz ve yöresel enerji kaynakları, vb. tetikleyici faktörler karşısında bir gün hammadde olarak kullanılmak zorunda kalınacak olan kesim artığı miktarının tespit edilmesine yönelik operasyonel envanter konusunda uygulayıcı ve araştırmacılara bilgi sunmaktır. Bu bağlamda farklı bonitete sahip ve olgun çağa erişmiş Kızılçam meşcerelerindeki örnek bireyler üzerinde; tüm ağacın ölçülmesi ve belirlenmiş bir alanda tıraşlama kesimi sonucunda ticari değer arz eden ürünlerin alınmasından sonra sahada kalan kesim artıklarının ölçülmesi; şeklinde iki farklı teknik kullanılarak operasyonel envanter çalışması yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, ağaç ve alan bazında üç farklı şekilde hesaplanmış ve teknik potansiyelin tahmin edilmesinde kullanılabilecek nitelikte sunulmuştur.

Page 188: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

188

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  2 

Anahtar Kelimeler: Oduna bağlı yan ürün, Odunsu biyokütle, Operasyonel envanter, Kesim artıkları, Teknik potansiyel

Abstract

Logging residues, which are by-product having low merchantable value, are a primary energy resource for bio-energy sector as a raw material. The presence of forest resources and ongoing wood production capacity leads to formation of logging residues with a substantial rate. The realization demonstrates that there is a theoretical potential of logging residues to use in both bioenergy and also forest industry for fiber-board production in Turkey. However, the availability of logging residues depend on the economic and implementation potential, which is required to expose the technical potential of this type biomass. Estimating the technical potential of woody biomass from logging residues is feasibly made by the operational inventory. This study, supported by TUBITAK (Project No:110O435) and COST Action (Project No: FP 0902), includes the results of the research completed on the operational inventory of logging residues with the scale of individual tree and site-specific for brutian pine (Pinus brutia Ten). The purpose of the study is to provide information on operational biomass inventory intended for the estimation of logging residues, so that the information can be used by researcher and practitioners in the feasibility studies. In this context, two different studies were carried out for operational inventory in brutian pine stands with different site index and mature age. In the first, some features on each sample trees within sampling area were weighed and measured to determine the quantity of logging residues. In the second, area-based strategy was tracked, which was based on the measurement/weigh of slash material left in forest floor, because of having low merchantable values, after clear-cutting operations. All logging residues scattered on the forest surface was collected and measured to determine the available part of the biomass. The findings of the measurements were used in the calculation process of biomass quantity with three different methods to set up estimation models for technical potential. Both single tree-based (regression) models and area-based models could achieve to estimate the technical potential for logging residues.

Keywords: Wood by-product, Woody biomass, Operational inventory, Logging residues, Technical potential

Page 189: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

189

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  3 

1. Giriş

Orman biyokütlesinden elde edilen her türlü ürün bir kullanım alanına sahiptir ve düşük ticari değere sahip olanları dahi başkaca bir amaç için kullanılmayacaksa en azından ısınmada ve pişirmede, yakacak odun olarak kullanılmaktadır. Ormanlara ve asli orman ürünlerine olan bakış açısı, faydalanma şekli, üretim ve kullanım teknolojileri, kullanım sıklığı ve yoğunluğu, vb. hususlar değişse de ürünün özellikleri değişmemiştir. Ancak, faydalanma şekli ve amacı değiştikçe, orman ağacının ve odununun farklı işlevleri önem kazanmıştır. Buna rağmen, odunun doğrudan ve dolaylı olarak ısı üretmek amacıyla üstlendiği yakıt işlevi, değerini kaybetmemiştir. Geleneksel yöntemlerle yakıt amaçlı olarak kullanılan odunsu biyokütle, modern yakma ve dönüştürme yöntemleriyle, yalnızca ısınmada değil aynı zamanda enerji üretiminde de kullanılmaya başlanmıştır (Eker vd., 2013).

Odunsu biyokütleden faydalanmada; envanter, elde edinim ve kullanım olmak üzere 3 ana süreç izlenir. Öncelikle, tipi ne olursa olsun biyokütlenin enerji sektöründe kullanılıp kullanılamayacağını belirleyebilmek ve fizibilitesini yapılabilmek için envanter yada potansiyel belirleme çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda kesim artıkları da dahil olmak üzere biyokütlenin teorik, teknik, ekonomik ve uygulama potansiyellerinin (Eker vd., 2011; Eker vd, 2013; Çoban ve Eker, 2014) bilinmesi gerekmektedir. Teorik potansiyel biyofiziksel koşullar itibarıyla sahada var olan tüm biyokütle miktarını ifade etmektedir (Cannell, 2003; Edwards vd., 2005). Teknik potansiyel; teorik potansiyelin bir bileşeni olup çeşitli faktörlere bağlı olarak biyokütlenin tedarik edilebilen/edilebilecek miktarını ifade etmektedir (Perlack vd, 2005; Ericsson ve Nilsson, 2006). Teknik potansiyelin (biyokütle miktarının) belirlenmesinde çoğunlukla kaynak eksenli (orman kaynakları varlığına ilişkin veri-bilgiye dayalı) hesaplama yöntemleri ve/veya tahmin modelleri kullanılmaktadır (BEE, 2010).

Biyokütle; gövde, dal, yaprak, kabuk ve köklerden oluşan bir ağacın toplam kütle (ağırlık) miktarı olarak tanımlanmaktadır. Ağaç servetinin belirlenmesinde kullanılan ağaç hacim fonksiyonları ve bu fonksiyonlara bağlı olarak hazırlanan ağaç hacim tablolarının biyokütle tahmininde kullanılabilmesi için ağaçlara ilişkin biyokütle miktarlarını veren istatistiksel fonksiyonların ya da biyokütle tablolarının düzenlenmesi gereklidir (Eker vd, 2013). Bunun için de ağaç kütlesinin tamamının yada ilgilenilen özelliklerinin ölçülmesi-tartılması gerekmektedir. Tüm meşceredeki bireylerin kütlelerinin ölçülmesi rantabl olmayacağından temsil yeteneği yeterli olan örnekler üzerinden alınan ölçüler, istatistiksel yöntemlerle tahmin modellerine-denklemlerine dönüştürülmektedir. Nitekim, literatürde toprak üstü ağaç biyokütlesinin belirlenmesi için geliştirilmiş çok sayıda regresyon modeline

Page 190: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

190

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  4 

rastlanmaktadır (Sun vd, 1980; Montero vd., 2005; Durkaya vd., 2009; Weiskittel vd. 2010; Zianis vd, 2011; Özçelik ve Eraslan, 2012; Eker vd., 2013).  

Öte yandan, teknik potansiyelin belirlenmesinde elde edilebilir ve yararlanılabilir biyokütle miktarının belirlenmesi esastır. Bu nedenle ağaç servetine dayalı biyokütle miktarı bilgisinden ziyade, sahaya özgün ve yıllık, hatta bölme/bölmecik başına elde edilebilir biyokütle miktarının bilinmesi gerekmektedir. Bu ölçekte gerçekleştirilecek biyokütle miktarı belirleme çalışmalarını da operasyonel envanter kapsamında nitelemek mümkündür. Bu bağlamda, çalışmanın amacı Kızılçam ormanlarında gençleştirme çalışmaları sonucunda ortaya çıkan kesim artıklarının miktarının belirlenmesi ve tahmin edilmesine yönelik altlıkların oluşturulmasıdır.

2. MATERYAL VE YÖNTEM

2.1. Çalışma Alanı

Bu çalışma, Isparta Orman Bölge Müdürlüğü; Bucak, Eğirdir ve Burdur İşletme Müdürlüklerine ait Çamlık, Melli, Pamucak, Aşağıgökdere ve Ağlasun Orman İşletme Şeflikleri’nde gerçekleştirilmiştir (Şekil 1). Çalışmada, kesim artıklarına ilişkin biyokütle potansiyelinin belirlenmesi, oluşturulan gözlemsel çalışma deseni (Magagnotti ve Spinelli, 2012) ile çalışma sahasındaki işletme şefliklerinin üretim programında yer alan gençleştirme yapılan bölmeler/bölmecikleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Kızılçam ağaç türünün yayılış gösterdiği alanlarda iki farklı bonitet grubunda (iyi/kötü), 3 farklı örnekleme alanında, 3 yinelemeli olarak bir çalışma deseni oluşturulmuştur (Tablo 1).

Page 191: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

191

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  5 

Şekil 1. Çalışma sahalarının konumu (Eker vd, 2013)

Tablo 1. Örnekleme Deseni Şablonu (Eker vd, 2013)

No Bonitet Saha (işletme-bölme)

Ağaç sayısı (adet/ha)

Min-maks (ortalama) yaş

Ortalama çap (cm)

Ortalama boy (m)

1 Kötü Ağlasun 94 256 85-127 (102) 33.1 12.5 2 Kötü Çamlık 31 267 110-150 (128) 30.6 18.1 3 Kötü Çamlık 248 300 92-152 (122) 35.1 19.4 4 İyi Melli 156 222 46-115 (69) 38.0 22.5 5 İyi Pamucak 110 233 104-165 (137) 51.8 28.2 6 İyi Pamucak 235 289 119-163 (138) 54.0 30.2

2.2. Yöntem

Çalışma alanında, tanımlanmış koşullardaki toplam ağaç biyokütlesinin ve kesim artıkları (kalın uç çapı 4 cm ve altında, ince uç çapı ise 1,5 cm’ nin üstünde olan dal odunları ve aynı boyutlardaki gövde ucu odunları) miktarının belirlenebilmesi amacıyla aşağıdaki yöntemlerden yararlanılmıştır. Bunlar;

1) Çalışma alanındaki örnek ağaçlar üzerinde gerçekleştirilen detaylı ölçümler sonucunda elde edilen verilerin kullanılmasıyla taze ve kuru ağırlıklara bağlı olarak toplam biyokütle bileşenlerinin doğrudan analizi ve ilişkisel oranların kullanılması (Tek ağaç ve birim alan bazlı biyokütle oranları),

Page 192: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

192

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  6 

2) Örnek ağaçları üzerinden elde edilen verilerin kullanılmasıyla ve istatistiksel yöntemlerle biyokütle tahmin modellerinin oluşturulması ve kullanılması (Tek ağaç bazlı biyokütle modelleri),

3) Üretim faaliyetleri sonucunda meşcere tabanında serpili (alanda dağınık halde ve heterojen durumda) bulunan üretim artıklarının birim alandan toplanarak ölçülmesi (Alan bazlı kesim artıkları biyokütle ölçümü),

Örnek alanlarda, her bir örnek parselde, çap ve boy bakımından meşcereyi temsil eden ağaçlar seçilerek bunların üzerinden çeşitli değişkenler ölçülmüş, sayılmış ve tartılmıştır. Çalışma kapsamında Kızılçam doğal meşcerelerinde yapılan detaylı arazi çalışmaları sonucu elde edilen biyokütle materyale ilişkin nitelendirici bilgiler aşağıda Tablo 2’ de verilmiştir. Ağaçlar üzerinde sırasıyla ağaç yaşı, toplam ağaç boyu, göğüs ve dip çap değerleri ve toplam ağırlıkları ölçülmüştür. Ağaçların toplam ve farklı bileşenlerine ilişkin biyokütle değerleri, taze ağırlık olarak arazide bir seyyar kantar yardımı ile belirlenmiştir. Kuru ağırlık değerleri ise ağacın değişik bileşenlerinden alınan alt örneklerler yardımı ile laboratuvarda belirlenmiştir. İbre ağırlıkları vb. için dal örneklemesi yapılmış ve sonradan ağaç başına ibre ağırlıkları da taze ve kuru olarak tespit edilmiştir. Kabuklu veya kabuksuz gövde ağırlığı ölçülemeyen (seyyar kantarın (600 kg) kapasitesini aşan) çok kalın yada ağır tomruklar için tomruk uçlarından disk örnekleri alınarak bunlara bağlı hesaplamalardan yararlanılmıştır.

Tablo 2. Kızılçam ağaç türü için taze ağırlık değerlerinin hesaplanmasında kullanılan

bazı değişkenlere ilişkin nitelendirici istatistikler (d1.30>7.9 cm) (Eker vd., 2013) Değişkenler n Minimum Maksimum Ortalama Std. Sapma Göğüs çapı (d, cm) 164 16.00 165.00 69.17 42.423 Ağaç Boyu (h, m) 164 8.10 63.00 27.34 13.21 Yaş (yl) 164 5.00 33.00 17.00 6.43 Toplam biyokütle (Tb, kg) 164 29.47 4009.50 720.66 863.59 Gövde Biyokütle (Gb, kg) 164 16.50 3324.00 589.24 736.42 Dal Biyokütle (Db, kg) 164 7.47 907.50 131.42 146.42

Kesim artıklarına ilişkin biyokütlenin belirlenmesi için regresyon denklemlerine dayalı tahmin modelleri geliştirilmiştir. Bu model formlarının performanslarının karşılaştırılması için arazide ölçülen değerlerle modelden elde edilen değerler arasındaki farklara dayanan istatistiksel ölçütler (belirtme katsayısı/R2, ortalama hata/E, hata kareler ortalamasının karekökü/RMSE) kullanılmıştır.

Page 193: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

193

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  7 

Kesim artıklarına ilişkin biyokütle potansiyelinin hesaplanabilmesi için örnekleme deseninin haricinde; aynı yıl kesilmiş tensil sahalarında arazide serpili halde duran kesim artıkları, alan çevirme tekniği ile toplatılmış, ölçülmüş ve birim alan başına biyokütle tahmininde bulunulmuştur.

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Gençleştirme çalışmalarının uygulandığı iyi ve kötü bonitetlere sahip meşcerelerdeki örneklemelerden elde edilen kesim artıklarına ilişkin biyokütle miktarı, bir arada değerlendirilerek Tablo 3’ de özetlenmiştir.

Tablo 3. Ağaç başına taze ve kuru biyokütle miktarı ortalamaları

Dur

um

Kab

uklu

Göv

de H

acm

i (m

3 /Ağa

ç)

Topl

am B

iyok

ütle

(k

g/A

ğaç)

Kab

uk (k

g/A

ğaç)

Çok

Kal

ın D

al (k

g/A

ğaç)

Kal

ın D

al (k

g/A

ğaç)

İnce

Dal

(kg/

Ağa

ç)

Kur

u D

al (k

g/A

det)

Kal

ın U

ç (kg

/Ağa

ç)

İnce

(kg/

Ağa

ç)

İbre

li D

al (k

g/A

ğaç)

Kes

im A

rtık

ları

Mik

tarı

(k

g/A

ğaç)

Topl

am B

iyok

ütle

İçin

de

Kes

im A

rtık

ları

Ora

(%)

Taze 1,408

1490,71 132,18 41,73 68,67 17,54 11,58 5,20 2,16 120,27 55,78 3,74

Kuru* 763,55 86,82 21,21 34,95 9,00 10,07 2,44 1,01 65,34 29,61 3,88

* Kuru: 65 0C’ deki frn kurusu ağrlk

Kesim artıkları, özellikle biyoenerji sektöründe kullanılabilir kaynak olacaksa yani enerji odunu olarak vasıflandırılacaksa, halihazır politikalar ve üretim şablonu gereği, tensil kesimlerinden sonra ortaya çıkan artıkların önemli bir potansiyel barındırdığını söylemek mümkündür (Eker vd, 2013; Eker, 2014).

Tablo 3’ deki sonuçlara göre; 1 m3 (deneme alanındaki ölçümlerden elde edilen ortalamaya göre) Kızılçam gövde hacminin 1059 kg taze ağırlığa sahip olduğu bulunmuştur. Buradan hareketle; Kızılçam tensil bölmelerinde gövde hacmi değerinin ortalama kütle ağırlığı ile ilişkilendirilmesi sonucunda, biyokütle hacim ağırlığının % 3,74’ ü, kg birimi ile yararlanılabilir kesim artıkları miktarını ortaya koymaktadır (1 m3 için 39,62 kg). Bu oran kullanılarak dikili gövde hacmi bilinen meşcereler için bir ortalama kestirimde bulunmak mümkün olabilir. Örneğin 1.000 m3 orman emvalinin üretildiği bir bölmede (1.000 m3x1.059kg/m3=) 1.059.000 kg taze biyokütlenin elde edilebileceği bu kütleden de, ortalama 39.620 kg taze kesim artığı elde edilebileceği söylenebilir.

Page 194: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

194

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  8 

Öte yandan, iyi ve kötü bonitetlerin ortalama değerlerine göre elde edilmiş tensil müdahalesi verilerinden; ağaç başına (ortalama çap (d 1,30) = 40,4 cm; ortalama boy=21,62 m) taze halde ortalama 55,78 kg kesim artığı elde edilebileceği belirlenmiştir. Kesim artıkları miktarının çap, boy ve ağaç gövde hacmi ile ilişkisi aşağıdaki Tablo 4’ de özetlenmiştir.

Tablo 4. Çap, boy ve ağaç hacmi ile kesim artıkları miktarı arasındaki ilişki Değişken (x) Bağıntı Belirtme Katsayısı (R2)

Çap (d 1,30) (cm) y= - 0,0527x2 + 5,7995x – 89,371 0,9199 Boy (m) y= 0,0904x2 – 2,098x + 54,129 0,8612 Hacim (m3) y= 19,149ln(x) +53,469 0,9081

Tablo 4’ de, örnek alanlarındaki ortalama değerler üzerinden türetilmiş; tek ağaç için çap, boy veya hacim verileri kullanılarak kesim artıklarının tahmin edilmesine yönelik bağıntılar sunulmuştur.

Tek ağaç üzerinden hesaplanan toplam (taze) biyokütle miktarı ve bileşenlerinin alan ölçeğinde değerlendirilebilmesi için 1 hektar büyüklüğündeki birim alan ölçeğinde dönüştürme yapıldığında Tablo 5’ deki sonuçlar elde edilmiştir.

Tablo 5. Hektardaki taze ve kuru biyokütle miktarı ortalamaları ve dağılımları

Dur

um

Topl

am B

iyok

ütle

(k

g/ha

)

Kab

uk (k

g/ha

)

Çok

Kal

ın D

al

(kg/

ha)

Kal

ın D

al (k

g/ha

)

İnce

Dal

(kg/

ha)

İnce

(kg/

ha)

İbre

li D

al (k

g/ha

)

Has

at A

rtık

ları

Mik

tarı

(k

g/ha

)

Taze 390.665,33 35.162,09 11.163,72 18.134,85 4.607,89 574,21 31.444,33 14.615,39 Kuru 200.327,12 23.071,52 5.683,59 9.225,59 2.371,15 268,74 17.140,39 7.782,01

Meşcereden ayrılan taze biyokütle miktarı üzerinden hektardaki kesim artığı miktarının tensil sahalarında, ortalama 14,62 ton/ha olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü bölgede hem iyi hem de kötü bonitetlerde çalışılmasına rağmen Kızılçamın genelde hektardaki veriminin yüksek olduğu bilindiğinden, hektardaki gövde hacmi değerlerinin de yüksek sonuç vermesi olağan bulunmuştur.

Tüm ağaç ve ağaç bileşenlerine ilişkin biyokütle miktarının belirlenmesinde en yaygın kullanılan metodun, regresyon denklemleri olduğu belirtilmektedir (Weiskittel vd., 2010; Eker vd, 2013). Bu yüzden, Kızılçam meşcerelerinde ölçümü

Page 195: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

195

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  9 

gerçekleştirilen tüm ağaç ve ağaç bileşenlerine ait biyokütle değerleri ile biyokütle tahmin denklemleri Tablo 6’ da özetlenmiştir.

Tablo 6. Tüm ağaç ve farklı ağaç bileşenleri için geliştirilen modellere ilişkin özet tablo

Biyokütle Bileşeni Model Tipi R2 RMSE

Toplam Taze Biyokütle (kg/ağaç, d1.30>7.9 cm)

591.097.1 **143.0 hdTb 0.977 132.73

Gövde Taze Biyokütle (kg/ağaç) hdGb **0947.0071.26 6898.1 0.981 102.70

Dal Taze Biyokütle (kg/ağaç)

2*0013.0*0778.08884.2exp( hdDb 0.807 -2.626

Yararlanılabilir Taze Artık (kg/ağaç)

hdYb *9045.0*7141.01454.0 1505.1 0.5292 12.92

Yararlanılabilir Kuru Artık (kg/ağaç)

hdYb *6259.0*5841.09368.0 0981.1 0.5301 8.25

Toplam Taze Biyokütle (kg/ağaç, d1.30<8.0cm)

dTb *1095.0*1152.02358.1exp(4336.4

0.902 21.54

Geliştirilen modeller genel olarak tüm ağaç ve farklı ağaç bileşenlerine ilişkin biyokütle miktarındaki varyasyonun ortalama %80’ini açıklayabilmektedir. Bu oran, toplam ağaç ve gövde biyokütlesi tahminlerinde ise %90’lara kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle geliştirilen modellerin ilgili yörede doğal Kızılçam ağaç ve meşcerelerine ilişkin biyokütle tahminleri için güvenle kullanılabileceği söylenebilir.

Bu çalışmada sadece göğüs çapı, sadece ağaç boyu ve her iki ağaç özelliği de kullanılarak model geliştirilmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar; çap ve boyun birlikte kullanıldığı modellerin genel olarak daha başarılı olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, ormanda bırakılan kesim artığı miktarının tahmini için sadece ağacın göğüs çapına dayandırılan modellerin daha kullanılabilir/pratik olduğunu söylemek mümkündür. Buna rağmen, dikili ağaçların boylarının ölçülmesi konusunda gelişen teknolojiden yararlanma imkanı arttığından çap ve boy verisine bağlı çift girişli kesim artığı hesaplama tabloları da geliştirilmiştir (Tablo 7). Çünkü, Chave vd. (2005) ağaç boyunun da bir değişken olarak kullanıldığı modellerde standart hatanın % 18,5-12,5 azaldığı belirtilmiştir.

Page 196: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

196

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  10 

Tablo 7. Kızılçam meşcereleri için çift girişli toplam taze kesim artığı miktarı (kg)

Gençleştirme müdahalesi ile sahadaki tüm dikili ağaçların kesilmesi sonucunda; öncelikle endüstriyel odunlar, ardından da yakacak odunlar sahadan çıkarılmaktadır. Sahada kalan kesim artıklarının miktarının tahmin edilmesi için zeminde dağınık halde (ağacın devrilme yönüne göre çoğunlukla alan dağılmış durumdaki) duran biyokütle miktarının bilinmesi için örnekleme alanlarındaki serpili halde bulunan kesim artıkları toplanmış ve ölçülmüştür. Elde edilen bulgular Tablo 8’ de özetlenmiştir.

Göğ

üs ç

apı (

d, c

m)

Ağaç boyu (h, m) 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20 22 24 26 28 30 32 34 368

10 8.4 6.6 4.8 3.0 1.2 12 10.8 9.0 7.2 5.4 3.6 14 11.4 9.6 7.8 6.0 4.2 2.4 16 12.1 10.3 8.4 6.6 4.8 3.0 18 14.6 12.8 11.0 9.2 7.3 5.5 3.7 1.9 20 15.3 13.5 11.7 9.9 8.1 6.3 4.5 2.7 22 17.9 16.1 14.3 12.5 10.7 8.9 7.1 5.3 24 20.6 18.8 16.9 15.1 13.3 11.5 9.7 7.9 6.1 4.3 26 21.4 19.6 17.8 16.0 14.2 12.4 10.6 8.8 6.9 5.1 28 24.1 22.3 20.5 18.7 16.9 15.1 13.3 11.5 9.6 7.8 6.0 30 26.8 25.0 23.2 21.4 19.6 17.8 16.0 14.2 12.4 10.6 8.8 32 29.6 27.8 26.0 24.2 22.4 20.6 18.7 16.9 15.1 13.3 11.5 34 32.4 30.6 28.8 27.0 25.1 23.3 21.5 19.7 17.9 16.1 14.3 12.5 36 33.4 31.6 29.8 27.9 26.1 24.3 22.5 20.7 18.9 17.1 15.3 38 36.2 34.4 32.6 30.8 29.0 27.2 25.4 23.5 21.7 19.9 18.1 16.3 40 39.1 37.2 35.4 33.6 31.8 30.0 28.2 26.4 24.6 22.8 21.0 19.2 42 40.1 38.3 36.5 34.7 32.9 31.1 29.3 27.5 25.6 23.8 22.0 44 43.0 41.2 39.4 37.6 35.8 34.0 32.2 30.4 28.5 26.7 24.9 46 44.1 42.3 40.5 38.7 36.9 35.1 33.3 31.5 29.6 27.8 26.0 48 47.1 45.2 43.4 41.6 39.8 38.0 36.2 34.4 32.6 30.8 29.0 50 50.0 48.2 46.4 44.6 42.8 41.0 39.2 37.3 35.5 33.7 31.9 52 51.2 49.4 47.5 45.7 43.9 42.1 40.3 38.5 36.7 34.9 54 54.2 52.3 50.5 48.7 46.9 45.1 43.3 41.5 39.7 37.9 56 57.2 55.3 53.5 51.7 49.9 48.1 46.3 44.5 42.7 40.9 58 60.2 58.4 56.6 54.7 52.9 51.1 49.3 47.5 45.7 43.9 60 61.4 59.6 57.8 56.0 54.2 52.4 50.5 48.7 46.9 62 64.5 62.6 60.8 59.0 57.2 55.4 53.6 51.8 50.0 64 65.7 63.9 62.1 60.3 58.5 56.7 54.9 53.0 66 67.0 65.2 63.4 61.6 59.7 57.9 56.1 68 68.3 66.5 64.6 62.8 61.0 59.2 70 69.6 67.8 65.9 64.1 62.3

 

Page 197: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

197

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  11 

Tablo 8. Alan bazlı ortalama kesim artıkları miktarı Sa

hala

r

Boni

tet

Asli

Ürü

nler

in

Satış

Tip

i

Kes

im A

rtık

ları

Bi

leşe

ni

Art

ıkla

rın

Ort

alam

a O

rta

Çap

ları

(cm

)

Kes

im Z

aman

ı-To

plam

a Za

man

ı Fa

rkı (

gün)

Örn

ekle

me

Ala

(m2 )

Nem

İçe

riği

(%)

Topl

anan

Kes

im

Art

ıkla

rını

n To

plam

A

ğırl

ığı (

kg)

Hek

tard

aki K

esim

A

rtık

ları

Mik

tarı

(k

g/ha

)

Kur

u Ba

zda

H

ekta

rdak

i M

ikta

r (k

g/ha

)

1 Kötü Dikili Dal+Uç 3,5 30 750 36 532,50 7.100,00 4544

2 İyi Dikili Dal+Uç 4,0 45 1.600 33 1178,0 7.362,50 4933

3 Kötü Normal Dal+Uç 3,5 45 1.400 34 1.586,00 11.328,57 7477

4 Kötü Normal Dal+Uç 4,0 10 650 46 510,00 7.846,15 4237

5 İyi Normal Dal+Uç 3,0 30 2.000 40 1.485,00 7.425,00 4455

6 Kötü Dikili Dal+Uç 3,5 30 250 42 290,00 11.600,00 6728

7 Kötü Dikili Dal+Uç 3,5 7 2.000 48 1.572,00 7.860,00 4087

Ortalama 3,6 28 1.179,6 39,9 1.021,9 8.646,03 5.209

Tablo 8’ e göre; meşcere içinde dağınık halde duran ve henüz saha temizliğine başlanmamış tensil bölmelerinde kesim artıklarının miktarının ölçülmesi sonucunda ortalama olarak; % 40 nem içeriğinde, kesim ile toplama zamanı arasında yaklaşık 30 gün geçmiş olan ve boyları 1 m ve orta çapları 3-4 cm arasındaki ince çaplı dal odunu ve uç artıklarından oluşmak üzere 1 hektarda ortalama taze halde 8.646,03 kg kesim artığı potansiyelinin bulunduğu belirlenmiştir.

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Biyoenerji sektörü için doğrudan, yonga halinde ya da toz halinde kullanılmak üzere; orman endüstrisi sektöründe ise yonga ve lif olarak kullanılmak üzere ve de diğer sektörlerde çeşitli şekil ve yapılarda kullanılmak üzere, üretim faaliyetlerine bağlı olarak oluşan kesim artıkları, teorik ve teknik olarak bir faydalanma potansiyeli arz etmektedir. Bu potansiyelin ekonomik ve sürdürülebilir şekilde yararlanılabilir olup olmadığını belirlemek için gerekli olabilecek fizibilite çalışmalarında bu çalışma bulgularıyla ortaya konulan; Kızılçam ağaç türü için tek ağaç ölçekli yada alan ölçekli kesim artıklarına ilişkin biyokütle miktarlarını yada bunlara bağlı tahmin modellerini kullanmak mümkün olabilecektir.

Bu çalışmayla elde edilen bulgular kapsamında, iyi ve kötü bonitetlerde yetişen ve gençleştirme çağında gelmiş Kızılçam bireylerinde ağaç başına ortalama 50-60 kg-TAZE kesim artığı oluşabilmektedir. Yine tek ağaç ölçeğinde ağacın çap, boy veya

Page 198: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

198

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  12 

hacim verilerinden faydalanarak elde edilebilecek kesim artıkları miktarını tahmin etmek mümkündür. Birim alan ölçeğinde oluşabilecek kesim artıkları miktarı ise 6-15 ton-TAZE/ha değişebilmektedir. Buna göre, dikili ağaç envanteri (damgalama sonrası) yapılmış bir meşcerede çap ve boy bileşenlerinden yararlanarak; hektardaki ağaç hacmi bilinen bir meşcerede kütle ağırlığı bulunup buradan oranlama yapılarak; üretimin yapıldığı sahanın operasyonel ölçekteki alanı dikkate alınarak; meşcereden üretilen miktarın hacim ölçüsüne bağlı kalınarak ortalama biyokütle (teorik) potansiyelini ve buradan da ortalama yararlanılabilir hasat artıkları miktarını, bu çalışmada ortaya konulan yöntemler itibarıyla, belirlemek mümkündür

Ancak, bu çalışma, dal ve tepedeki ince uç kısımlardan elde edilebilecek artıkları kapsamaktadır. Yakacak odun olarak toplanmayan ve özellikle Kızılçamın yayılış gösterdiği coğrafyada ısınma-pişirme amaçlı olarak da olsa toplanmayan diğer odunsu materyalin, dip kütük artıklarının, dip düzeltmelerinden çıkan artıkların vb. kısımların da eklenmesiyle kesim artıkları miktarının artması muhtemeldir. Kızılçamın ülkemizde yaygın yetişme alanları bulması, Ülkemiz için hızlı büyüyen tür özelliği taşıması, vb. nedenlerden dolayı özellikle biyoenerji sektörü için kesim artıklarının kullanılması planlandığında, yararlanılabilecek başlıca tür olduğu bilinmektedir. Ancak diğer çam türleri ve ibreliler ile yapraklı ağaç türleri için de benzeri potansiyel belirleme çalışmalarının yapılması gereklidir.

Kaynaklar

BEE., 2010, Biomass Energy Europe -Harmonization of Biomass Resource Assessments (Volume I: Best Practices And Methods Handbook), BTG Biomass Technology Group, Enschede, The Netherlands.

Cannell, M. G. R., 2003.Carbon sequestration and biomass energy offset: theoretical, potential and achievable capacities globally, in Europe and the UK. Biomass and Bioenergy, 24, pp: 97-116.

Chave, J., Andalo, C., Brown, S., vd., 2005. Tree allometry and improved estimation of carbon stocks and balance in tropical forests. Oecologia (2005) 145: 87–99.

Çoban, H.O., Eker, M., 2014. a hierarchical approach to estimate spatially available potential of primary forest residues for bioenergy, BioResources 9(3):4076-4093.

Durkaya, A., Durkaya, B., Ünsal, A., 2009. Predicting the above-ground biomass of calabrian pine (Pinus brutia Ten.) stands in Turkey, African Journal of Biotechnology, 8, pp: 2483-2488.

Edwards, R. A. H., Suri, M., Huld, M. A., Dallemand, J. F., 2005. GIS-Based Assessment of Cereal Straw Energy Resources in the European Union, 14th European Biomass Conference & Exhibition. Biomass for Energy, Industry and Climate Protection, Paris, JIC Institute for Environment and Sustainability, Italy.

Page 199: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

199

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  13 

Eker, M., Acar, H.H., Özçelik, R., Alkan, H., Gürlevik, N., Çoban, H.O., Korkmaz, M., Yılmaztürk, A., 2011. Ormancılıkta Hasat Artıklarının Tedarik Edilebilirliği. 2023'e Doğru I. Doğa ve Ormancılık Sempozyumu, 20-23 Kasım, Antalya, Bildiriler Kitabı,s, s. 141-153

Eker, M., Acar, H.H., Özçelik, R., Alkan, H., Gürlevik, N., Çoban, H.O., Korkmaz, M., Yılmaztürk, A., 2013. Ormancılıkta Hasat Artıklarının Tedarik Edilebilirliğinin Araştırılması. Proje Sonuç Raporu, TÜBİTAK.

Eker, M., 2014. Trends in Woody Biomass Utilization in Turkish Forestry, Croation Journal of Forest Engneering 35(2):255-270.

Ericsson, K., L. J, Nilsson., 2006. Assessment of the potential biomass supply in Europe using aresource-focused approach, Biomass and Bioenergy, 30(1), pp: 1-15.

Magagnotti, N., Spinelli, R., 2012. Good Practice Guidelines For Biomass Production Studies, COST Action FP-0902, WG-2 Operations Research and Measurement Methodologies, pp: 52, Italy.

Montero, G., Ruiz-Peinado, R., Muñoz, M., 2005. Producción de Biomasa y Fijación de CO2 Por Los Bosques Españoles, Instituto Nacional de Investigación y Tecnología Agraria y Alimentaria.

Özçelik, R., Eraslan, T., 2012.Two-stage sampling to estimate individual tree biomass, Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 36, pp:389-398.

Perlack, R.D., Wright, L.L., Turnhollow, A.F., Graham, R.L., Stokes, B.J., Erbach, D.C., 2005. Biomass as feedstock for a bioenergy and bioproducts industry: the technical feasibility of a billion-ton annual supply, Oak Ridge, TN: Oak Ridge National Laboratory, pp: 59.

Sun, O., Uğurlu, S., Özer, E., 1980. Kızılçam (Pinus brutia Ten.) türüne ait biyolojik kütlenin saptanması, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülteni, Teknik Bülten Serisi, sayı:104,s: 32.

Zianis, D., Xanthopoulos, G., Kalabokidis, K., Kazakis, G., Ghosn, D., Roussou, O., 2011. Allometric equations for above ground biomass estimation by size class for Pinus brutia Ten. trees growing in North and South Aegean Islands, Eur J Forest Res, 130, pp:145-60, Greece.

Weiskittel, A.R., Hann, D.W., Kershaw, J.A., Vanclay, J.K., 2001, Forest Growth and Yield Modeling, John Wiley & Sons, Ltd., pp: 115-35.

Page 200: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

200

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 201: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

201

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1

AMENAJMAN PLANLARININ YAPIM SÜRECİYLE İLİŞKİLİ BİTKİSEL KAYNAKLI ODUN DIŞI ORMAN

ÜRÜNLERİNDE ENVANTER

Derya MUMCU KÜÇÜKER2 ve Emin Zeki BAŞKENT1 1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Mühendisliği, 61080, Trabzon.

[email protected] 2Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Mühendisliği, 61080, Trabzon.

[email protected] Özet

Bitkisel kaynaklı ODOÜ yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ekonomiler için gittikçe artan öneme sahiptirler. Bu önem, gayri safi milli hasılaya katkıları, istihdam oluşturmaları, kırsal kalkınmaya destekleri ve döviz kaynağı sağlamalarından kaynaklanmaktadır. Doğal orman alanlarından elde edilen bu ürünler, piyasadaki organik ürün talepleri açısından da önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Ülkemizin bir hayli zengin olduğu ODOÜ’nden etkin faydalanmanın yolu öncelikle bunların mevcut durumunun envanterlerle ortaya konulmasıdır.

Bitkisel kaynaklı ürünler, orman ekosistemleri içinde yer alan tüm ağaç, ağaççık, çalı, otsu, mantar, yosun ve likenler ile bunlardan elde edilen ikincil ürünlerdir. Bitkisel kaynaklı ODOÜ envanteri, belirli bir alandaki ekonomik öneme sahip türlerin tespit edilmesi, bunların yayıldıkları alanların genişliklerinin belirlenmesi, haritalanması ve bu alanlardaki verimliliklerinin tespit edilmesi anlamına gelmektedir. Oldukça zaman alıcı, maliyetli ve emek gerektiren ODOÜ envanteri, orman amenajman kararlarının alınmasında, orman sağlığının değerlendirilmesinde, toplam biyokütlenin hesaplanmasında ve ormandaki karbon miktarının belirlenmesinde önemli veri kaynağıdır. Ancak, her bir bitkisel kaynaklı ODOÜ ve bu ürünün kullanılan her bir kısmı için envanter zamanı, envanter metodu, örnekleme alanı büyüklüğü ya da şeklinin ne olması gerektiğinin bilinememesi ciddi yetersizliklere sebep olmuştur. Ayrıca, devamlı örnekleme alanlarında tekrarlı ölçüm zorunluluğu ve uzman eleman eksikliği gibi olumsuzluklar, bu ürünlerin bir kenara atılarak görmezden gelinmesine neden olmuş ve yakın zamana kadar da amenajman planlarına yansıtılmalarını geciktirmiştir.

Bu çalışmada mevcut gereksinimler göz önüne alınarak, bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün envanterinde dikkat edilmesi gereken noktalar ve kullanılan yöntemler kısaca tanıtılmıştır. Ayrıca, bitkisel türlerin envanteri ile ilgili geniş bir literatür taraması yapılarak farklı vejetasyon tipleri için örnekleme amacına göre tercih edilen

Page 202: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

202

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

bazı örnekleme yöntemleri ve bunların kendi aralarında önem düzeylerine göre ağırlıklandırılmaları yapılarak sunulmuştur. Ulusal bir proje kapsamında bazı bitkisel ODOÜ için geliştirilen envanter yöntemi de ayrıca değerlendirilerek, ülke ormancılığı için önemli bitkisel ODOÜ envanteri için genel öneriler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Bitkisel kaynakl ODOÜ, Orman Amenajman, Envanter

Summary

The plant-based NWFP has gained increasing importance on local, regional, national and international economies. The importance relates to their contribution to gross national product, employment creation, support to rural development and supply foreign exchange savings. These products derived from natural forests have also a significant potential in terms of demand for organic products in the market. The effective way of benefiting from NWFP whose diversity is very high in our country is primarily characterizing their current situation with inventory methods. Plant-based products are related to all kind of trees, shrubs, herbaceous, moss, lichen, mushrooms within forest ecosystems and secondary products derived from them.

The inventory of plant-based NWFP contains identification of species, mapping special distribution areas and determining yield productivity. The inventory of NWFP is quite time consuming, costly and requires efforts. However, it is the most important data source in determining forest management decision, identifying forest health and calculating the total amount of carbon and biomass. However, undefined inventory methods, time, sample size and shape for each plant-based NWFP and its parts of use have led to serious deficiencies. Besides, the need of repeated measurements in permanent sample plots and lack of experts have caused to ignore these products and delayed the integration of these products into forest management plans.

In this study, the inventory methods for plant based NWFP and their important aspects were highlighted and discussed. In addition, some preferred sampling methods depending on sampling purpose on NWFP in different vegetation types are identified and gradated between each other according to their importance based on the extensive literature review. Comprehensive recommendations for plant-based NWFP inventory, important for our country’s forests, are presented by evaluating an improved inventory method for certain plant-based NWFP under a national project.

Key words: Plant-based NWFP, Forest Management, Inventory

Page 203: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

203

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3

1- Giriş

Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün başta gıda ve tıp olmak üzere çok sayıda endüstri dalında kullanılmaları, bu ürünlerin pazarlarının büyümesini de beraberinde getirmiştir. ODOÜ’nün dünya ihracatındaki payı 2006 yılında 5.7 milyar dolar düzeyindeyken bu rakam 2010 yılında 8.5 milyar dolara yükselmiştir (Anonim, 2011). Kimyasal ilaç ya da suni gübre kullanılmadan yetişen bu ürünlerin ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel faydaları bazı alanlarda odun hammaddesinden daha fazla gelir elde edilmesine neden olmaktadır (Yılmaz vd., 2009).

1992 yılında Rio zirvesinde, orman ekosistemleri içerisinde ODOÜ’nün sürdürülebilir kalkınma açısından gittikçe artan bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır. Türkiye, imzaladığı ya da taraf olduğu çok sayıda ulusal ve uluslararası sözleşmelerde yer alan ölçüt ve göstergeleri dikkate alarak ve sürdürülebilir orman işletmeciliğini taahhüt ederek, aslında odun üretimi ile birlikte ODOÜ’nün de devamlılığını da taahhüt etmiştir.

Günümüzde odun hammaddesi tedarikinde yaşanan sıkıntılar, kırsal kesimi için ODOÜ’nün parasal gelir sağlayan ikinci kaynak olması ve bu ürünlerin ülke ekonomilerinde önemli bir rol üstlenmesi ve sürdürülebilirlikleri, bu ürünlerin üretiminin planlamaya dayalı yapılmasını gerektirmektedir. Ülkemiz ormancılığında planlı döneme girilen 1963 yılından günümüze kadar, Akdeniz Orman Kullanım Projesi, Münferit Planlama ve Fonksiyonel Planlama gibi çok sayıda model yaklaşımları denenmişse de, orman kaynaklarının planlanmasında odun eksenli planlama anlayışının ötesine geçilememiştir. Planlamanın ilk aşaması olan envanter çalışmaları sadece odun hammaddesine yönelik olarak belirlenmiştir.

Orman kaynaklarımızın sadece odun üretimi eksenli planlanması, yönetilmesi ve işletilmesinin sürdürülebilir ormancılık anlayışı bakımından bu kaynakları ekonomik, ekolojik ve sosyal açılardan önemli darboğazlara sürüklediği ortadadır. Dolayısıyla gerçek anlamda ekosistem bazlı iktisadi bir ormancılık anlayışının benimsenebilmesi bakımından ODOÜ’nün dikkate alınması artık bir gerekliliktir (Türker vd., 2006). Bu sebeple, ODOÜ’nün hem sürdürülebilirliğinin sağlanması hem de Türkiye ormancılığında yeni yeni şekillenmeye başlayan Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama (ETÇAP) anlayışının gerçek anlamda gerçekleştirilebilmesi için ODOÜ’nün amenajman planlarına yansıtılması kaçınılmazdır.

ODOÜ’nün çoğunun geleneksel kullanımlara tabi olması, üretimlerinin mevsimlik olması, yetişme ortamı verimliliğinin bilinememesi ve en önemlisi de envanterlerinin yapılamaması planlama ve yararlanmanın önündeki en önemli engellerdir. Her bir ODOÜ için, envanter zamanının değişken olması, envanter metodu, örnekleme alanı

Page 204: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

204

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

büyüklüğü ya da şeklinin ne olması gerektiğinin bilinememesi, devamlı örnekleme alanlarında tekrarlı ölçüm zorunluluğu ve uzman eleman eksikliği gibi olumsuzluklar, bu ürünlerin günümüze kadar amenajman planlarına yansıtılmalarını geciktirmiştir. Bu tebliğde bitkisel kökenli ODOÜ’nün envanterinin yapılmasına yönelik değerlendirmeler yapılmış ve ülkemizdeki bazı türlere yönelik uygun envanter yöntemleri önerilmiştir.

2- Bulgular

2.1- ODOÜ’nde Envanter

Belirli bir alandaki ürünlerin sayılması, ölçülmesi ya da tanımlanması anlamına gelen envanter, ekonomik öneme sahip türlerin belirlenmesi, bunların yayıldıkları alanların genişliklerinin ortaya konulması ve potansiyellerinin tespit edilmesini sağlamaktadır. Oldukça zaman alıcı, maliyetli ve çaba gerektiren orman envanteri, etkili bir orman amenajman planının hazırlanabilmesinde en önemli veri kaynağıdır. ODOÜ’nün envanterinde klasik örnekleme tasarımları olan rastgele örnekleme, tabakalı örnekleme, sistematik örnekleme ya da bunların kombinasyonları da kullanılmakla birlikte, çoğu zaman modern yöntemler tercih edilmektedir.

Örnekleme teknikleri temelde “objektif örnekleme metotları” ve “subjektif örnekleme metotları” olarak ikiye ayrılır (Scheuder vd., 1993). Objektif örneklemede her bir nesne rastgele seçildiğinden örneklenebilme ihtimali aynıdır. Subjektif örneklemede ise verilerin toplanması ağırlıklı olarak araştırmacının beceri ve deneyimlerine bağlıdır (Stahl, 1992). Özellikle odun ağırlıklı planlamada objektif örnekleme tercih edilirken, diğer ürünlerin planlanmasında subjektif örnekleme daha fazla tercih edilmektedir.

Örnekleme metotları amaçlarına göre üç grupta değerlendirilmektedir. Tek bir ürünün envanteri amaçlanmış ve gerçekleştirilmişse “tek kaynak envanteri”, tek bir ürünün envanteri amaçlanırken başka ürünler hakkında da bilgi sağlanmışsa “tek amaçlı çok kaynaklı envanter” ve birden fazla türü örneklemek amaçlanmış ve gerçekleştirilmişse “çok amaçlı envanter” olarak adlandırılmaktadır (FAO, 2001).

Envanter teknikleri kendi içlerinde kapalı alan ya da çizgi tabanlı metotlar olarak ayrılmaktadır. Nadir türler için plot tabanlı metotlarının bazı olumsuzlukları olabilmektedir. Bunlar hem küçük alanları örnekleyebilmekte hem de zaman kaybına neden olmaktadır. Çizgi tabanlı örneklemelerde ise, daha kısa zamanda daha geniş alanlar örneklenebilmektedir. Bu amaçla ekolojik araştırmalarda çizgi tabanlı

Page 205: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

205

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5

metotlar geliştirilmiştir. Kesişim (Warren ve Olsen, 1964; de Veris, 1973) ve hatta kesit alma (Schreuder vd., 1993) metotlar bunlara örnek gösterilebilir. Bunlar, biyoçeşitlilik örneklenmesinde plot tabanlı metotlara göre özellikle maliyet bakımından (Stahl, 1998) bazı alternatifler sağlamaktadır.

“Örnek alan şekilleri” kare, dikdörtgen, çember ya da şerit şeklinde olabilmektedir. Dar şerit şeklindeki örnek alanlar diğer şekillere göre daha fazla tür içerebilmektedir (Borman, 1953; Barbour vd., 1999). Özellikle tür çeşitliliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan envanterde dikdörtgen örnek alanlar kullanılmaktadır (Stohlgren vd., 1995). Optimal “örnek alan büyüklüğü” konusunda kabul edilen en yaygın görüş örnek alanların büyüklüğünün en azından ilgilenilen türün büyüklüğü kadar olmasıdır. “Örnek alan sayısı” envanterin doğruluğu bakımından önemlidir. Bu nedenle örnek sayısını belirlemede istenen doğruluk seviyesi ve örneğe ulaşım maliyeti oldukça etkilidir. Yeterli personel ve lojistik kaynakların etkili olduğu “Örnekleme sıklığı” çalışmanın amacına göre minimum derecede olmalıdır. Örneğin bir habitatın tüm tür listesi ve dağılımı amaçlandığında, alan beslenme, göç ve kış dönemlerinde tekrarlı olarak ziyaret edilmelidir. Bitkisel kaynaklı türlerde çiçeklenme ya da meyvelenme dönemi farklılık gösterdiğinden “Örnekleme zamanı” için hedef zaman göstermek mümkün değildir.

2.2- Amenajman Planlarının Hazırlanmasında ODOÜ’nün Aşamalı Örneklemesi

Bitkisel kaynaklı ODOÜ envanteri, alandaki mevcut tüm bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün tespit edilerek tür listelerinin oluşturulması, belli türlerin yetişme ortamlarının belirlenmesine yönelik konumsal dağılımlarının belirlenmesi ya da türün bulunduğu alanlardaki potansiyel hasılat değerlerinin tespitine yönelik hasılat envanteri şeklinde sınıflandırılmaktadır. Amenajman planlarının hazırlanması aşamasında öncelikle çalışma alanı kararlaştırılarak, bu sınırlar içerisindeki tüm bitkisel kaynaklı ODOÜ tür listelerinin ortaya konulması zorunlu olmasa da planın geçerliliğini arttıracaktır. Ardından planlamaya konu edilecek ve envanteri yapılacak tür kararlaştırılarak ilgili türün yayılış alanlarının belirlenmesi amacıyla konumsal dağılım envanteri yapılır. Envanter verileri ile CBS’nin çeşitli fonksiyonları kullanılarak ilgili türün konumsal dağılım alanları haritalandırılabilmektedir. Konumsal olarak yerleri tespit edilen türün birim alandaki verimliliğinin belirlenmesi için farklı bir envanter tasarımı oluşturularak türün birim alan verimliliğini gösteren hasılat modelleri belirlenebilmektedir. Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün planlanmasına hizmet edecek aşamalar Şekil 1’de gösterilmiştir.

Page 206: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

206

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

Şekil 1. Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün amenajman planlarına entegrasyon aşaması

2.3- Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün Konumsal Dağılım Envanteri

Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün konumsal olarak yerlerinin belirlenebilmesi için alanın tamamının taranarak çok sayıda farklı karakterde örnek alan alınması gerekmektedir. Bu durumda zamandan enerji ve zamandan tasarruf sağlayan var/yok örneklemesi tercih edilmektedir. “Var/Yok Örneklemesi” türlerin örnek alanda bulunup bulunmamasına dair bir değerlendirme yaparken, ilgilenilen türün alandaki kalitesi, miktarı ya da bu miktarda meydana gelen değişim gibi konularda bilgi veremez. Kolay ve ucuz bir yöntem olması, özellikle vejetasyon araştırmalarında çokça tercih edilmesine neden olmaktadır (Cressie, 1993; Stoyan vd., 1995; Stoyan ve Penttinen, 2000). Hazırlanan bir çalışmada, ODOÜ’nün yetişme ortamı alanlarının ve konumsal dağılımlarının belirlenmesi sağlayacak envanter karnesi tasarımı yapılmıştır (Mumcu-Küçüker, 2014). Bu karne türlerin meşcere ve arazi karakteristikleri ile ilişkisi yanında sosyolojilerinin de belirlenmesini sağlayabilmektedir (Tablo 1).

Çalışma Alanının Seçilmesi

Biyolojik Çeşitlilik Envanteri

Tür Listesinin Belirlenmesi

Tür Seçiminin Yapılması

Konumsal Dağılım Envanteri

Konumsal Dağılımın Haritalandırılması

Hasılat (Verimlilik) Envanteri

Hasılat/Büyüme Modelinin Belirlenmesi

E

E

E

Page 207: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

207

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

7

Tablo 1. ODOÜ’nün konumsal dağılımı ve tür çeşitliliğinin tespitine yönelik envanter karnesi

Orman Bölge Müdürlüğü:

Tarih

Örnek Alan Şekli

Örnek Alan Büyüklüğü

Orman İşletme Müdürlüğü:

Örnek No Dikdörtgen 10x10m

Planlama Birimi:

Örnekleme Tipi

Geçici Devamlı Kare

Adı Soyadı İmza Koordinatlar

X: Y: Daire

Hat

Bölme No Meşcere Tipi Kapalılık %

Eğim (%) Diri örtü %

Müdahale durumu

Var Yok

Bakı (derece) Ölü örtü kalınlığı

Yükselti (m)

Gözlenen Tür Örtüş/Bolluk % % % % % % % % % % %

Yerel Adı Latince Adı 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 Ay mantar Boletus edulus X

Akdeniz defnesi Laurus nobilis X

2.4- Bitkisel Kaynaklı ODOÜ’nün Verimlilik Envanteri

Orman ekosistemi içinde yer alan tüm ağaç, ağaççık, çalı, otsu, mantar ve likenlerden elde edilen odun harici tüm yaprak, çiçek, meyve, tohum, kozalak, kabuk, kök, gövde öz suyu, reçine vb ürünler bitkisel kaynakl odun dş orman ürünleri olarak tanımlanmaktadır. Orman amenajman planlarının hazırlanması, orman sağlığının belirlenmesi, toplam biyomasın hesaplanması ve ormandaki karbon miktarının belirlenmesinde öne çıkan bu ürünlerin alandaki sıklığı, yoğunluğu, kapalılığı, çap, boy gibi biyomas tahmininde kullanılabilecek değerleri ile alanda oluşturduğu sosyolojileri, ağaç altı vejetasyonuna yönelik ölçülmesi gereken önemli parametrelerdir. Ancak bu parametrelerin tespiti oduna yönelik klasik envanter tekniklerinden biraz farklıdır (Husch vd., 2003).

Kapallk için genellikle küçük kapalı alanlar kullanılmaktadır. Özellikle “Çerçeve Kuadratlar” ya da “Fotoğrafik Çerçeve Kuadratlar” geniş alanları küçük parçalara bölerek kapalılık tahminini kolaylaştıran en yaygın metotlardır. Çerçeve kuadrat tekniğinde alana yerleştirilen çerçeveler ile hedeflenen türün çerçeveleri kapladığı oran kullanılırken (Şekil 2a), fotoğraf kuadrat tekniğinde aynı işlemler yüksek kalitedeki fotoğraflar üzerinde gerçekleştirilir (Şekil 2b).

Page 208: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

208

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

Şekil 2. Arazide çerçeve kuadrat örneklemesi (a) ve fotoğraflar üzerinde çerçeve kullanılarak yapılan fotoğrafik kuadrat örneklemesi (b).

“Nokta Kesişim” tekniğinde, araziye yerleştirilen belli sayıdaki hareketli pinden oluşan bir düzenekte aranılan türe isabet eden pin adedinin toplam pin sayısına oranı kapalılığı vermektedir (Şekil 3a). Aynı işlemlerin, alana ait fotoğraflar üzerine belli aralıklarla oluşturulan noktalarla yapılması “Fotografik Nokta Kesişim” tekniğini oluşturmaktadır (Şekil 3b).

“Çizgi Kesişim” tekniğinde düz bir hat boyunca ilgilenilen türün kapladığı uzunluğun toplam hat uzunluğuna oranı türün kapladığı alanı vermektedir (Şekil 4a). Ağaç ya da çalı türlerinin kesişim uzunluklarının belirlenmesinin oldukça zor olmasından dolayı, bir hat boyunca belli aralıklarla atılan noktalarla ilgili türün kesiştiği nokta sayısı arasındaki oranla belirlenen “Nokta Kesit Alma” tekniği tercih edilmektedir (Şekil4b).

Şekil 3. Nokta kesişim tekniğinde kullanılan düzenek (a), fotoğraflar üzerlerinde belirlenen gridlerle kullanılan fotoğrafik nokta kesişim tekniği (b).

Şekil 4. Çizgi kesişim tekniği (a) ve nokta kesit alma tekniği (b).

(a) (b)

(a) (b)

(a) (b)

Page 209: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

209

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

9

Sıklık ya da yoğunluk tahmininde en yaygın kullanılan teknik, farklı vejetasyon sınıfına bağlı olarak büyüklükleri değişen yuvarlak örnek alanlardır. Pek çok çalışma örnek büyüklüğünün tür büyüklüğüne bağlı olarak değişmesi gerektiğini belirtirken, (Bonham, 1989), Cain ve de Oliveira Castro (1959) ağaçlar için 100 m2, boylu çalı ve küçük ağaçlar için 10 m2, kısa çalılar için 4 m2

, şifalı bitkiler için 1-2 m2 ve yosun için 0.01-0.1 m2’lik örnek büyüklüklerini önermektedir. Pek çok araştırmacı zaman ve emek kaybını en aza indirgeyecek türün araştırma alanının yüzde ne kadarını örttüğü ve tahmini bollukları tespit eden “Braun-Blanquet” örtüş bolluk skalasını tercih etmektedir. Bu skala yüzdelik sınıfları <%1, %1-5, %6-25, %26-50, %51-75 ve %76-100 olacak şekilde sınıflandırılmıştır (Braun-Blanquet, 1964).

Kuadrat metodu ağaç altı vejetasyonları için en sık kullanılan yöntemlerden biri olmasına rağmen fazlaca zaman kaybına neden olması ve haritalandırmada pratik olmaması (Clayton ve Cox, 1986) “Uzaklğa Bağl” metotların daha fazla tercih edilmesine neden olmaktadır.

Özellikle çevre ve tarım gibi alanlarda örnekleme birimlerini ölçmenin zor ancak sıralamanın kolay olması halinde “Sıralı Küme Örneklemesi” tercih edilmektedir (Ridout, 2003).Böylelikle örnekleme Basit Tesadüfi Örneklemeye (BTÖ) göre daha düşük maliyetle ve daha kısa zamanda gerçekleştirilir. Örneklemenin iki aşamada yapılması, seçilen örneklerin, ilgilenilen değişkenin dağılımı üzerinde iyi bir yayılıma sahip olabilmesini sağlamaktadır. Örnek seçiminde öncelikle; ilgili yığından seçilen m2 çaplı tesadüfi bir örnek, her biri m çaplı m kümeye tamamen tesadüfi olarak paylaştırılır. Böylece birbirinden bağımsız m çaplı, m tane küme elde edilmiş olur (Gökpınar vd., 2005). İlk aşamada; her bir küme ilgilenilen X değişkeni bakımından küçükten büyüğe doğru sıralanır. İkinci aşamada ise kümelerin her birinden sırasıyla örnekler seçilir. Bu aşamada birinci kümenin ilk sırasındaki, ikinci kümenin ikinci sırasındaki ve m. kümenin m. sıradaki birimi alınarak elde edilen set yüksek düzeyli bir ölçümle X değişkeni bakımından ölçülür (Patil vd., 1994).

Bulundukları habitatların tespit edilmesinin dahi zor ve masraflı olduğu nadir türlerin miktar ya da yoğunluklarının belirlenmesi çok daha zaman alıcı ve masraflıdır. Bu nedenle ilk aşamada alanı tabakalara ayıran ve ardından her bir tabakada daha ucuz örnekleme metotlarını tercih edebilen iki aşamal örnekleme yaklaşımlarının kullanılması daha etkili olabilmektedir.

Kümeli bir dağılım gösteren popülasyonlar için “eleme” metodu etkili bir örnekleme metodudur. Buna göre öncelikle popülasyondaki büyüklüğüyle orantılı bir küme seçilerek içerisinden rastgele yöntemle başlangıç elementi olarak anılan bir örnek alınır. Başlangıç elementi ilgilenilen popülasyonun bir üyesi değilse mevcut küme reddedilirken, üyesi ise bu element örnek olarak kabul edilir ve elemeye küme içinde

Page 210: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

210

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10

nadir popülasyondaki K ünitelerinin bir seti oluşturulana kadar devam edilir. Bu süreç örnek kümelerin istenen sayısı sağlanana kadar devam ettirilir. Doğal kaynak envanterinde kullanım alanı bulan metot, Amerika’da 1979 yılında Lennardtz ve McClure tarafından kırmızı kokartlı ağaçkakanın habitatını tanımlayabilmek kullanılmıştır.

Nadir türler belli bir alanda tabakalı bir yapı gösteriyor ise farklı tabakaların farklı oranlarla örneklenmesiyle “oransz” örnekleme gerçekleştirilmiş olur. “Multiplicity Örnekleme, Multiple Frames, Snowball ve Ardşk Örnekleme” nadir popülasyonlar için zikredilen örnekleme metotları olsa da ormancılık çalışmalarında fazla kullanılan metotlar değildir.

Doğada kümeler halinde yayılış gösteren nadir türlerin örneklenmesinde kullanılan bir diğer yöntem de “Uyarlanabilir Küme Örneklemesi” dir (Thompson ve Seber, 1996). UKÖ, rastgele seçilen dar hatlar üzerinde uygulanmasıyla “Şeritte Uyarlanabilir Küme Örneklemesi” (Şekil 5a), sistematik noktalarda uygulanmasıyla “Sistematik Uyarlanabilir Küme Örneklemesi” (Şekil 5b), heterojen yapıdaki bir alanın tabakalara ayrılarak örneklenmesiyle “Tabakalı Uyarlanabilir Küme Örneklemesi” ve rastgele noktalarda uygulanmasıyla “Uyarlanabilir Küme Örneklemesi” adlarını almaktadır (Thompson, 1992).

Uyarlanabilir Küme Örneklemesi (UKÖ) yönteminde ilk olarak rastgele, sistematik noktalarda ya da dar hatların en başından başlanarak, kuadrat ile alınan “başlangıç örneklemesi” ilgili tür bakımından belirlenen koşulu sağlıyorsa, bu birimin tüm komşuluğundaki birimlere gidilir. Bunların komşuluğundaki birimler de koşulu sağlıyorsa onlarında komşuluğuna gidilerek o birimler de örneklemeye dahil edilir.

Şekil 5. Şeritte uyarlanabilir küme örneklemesi (a), sistematik uyarlanabilir küme örneklemesi (b)

(a) (b)

Page 211: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

211

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11

Ancak herhangi bir birim komşuluğu sağlamıyorsa örnekleme işlemi durdurulur ve kalınan noktaya geri dönülür. Ürünlerin toplandığı devamlı örnekleme alanlarındaki çok amaçlı ağaç, flora ve mantar türlerinin verimliliklerini belirlemek için envanter karnesi geliştirilmiştir (Tablo 2) (Mumcu-Küçüker, 2014).

Tablo 2. ODOÜ’nün hasılat miktarının tespitine yönelik envanter karnesi

Page 212: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

212

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12

Günümüze kadar, bitkisel kaynaklı ODOÜ ve bunların farklı kısımlarından yararlanabilmek amacıyla çok sayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmalarda, hangi türden ne tür ürün elde etmek amacıyla kullanılan örnekleme metotları belli bir düzen içerisinde Tablo 3’te verilmiştir. Bu çalışmalar ışığında farklı vejetasyon tipleri için örnekleme amacına göre tercih edilen örnekleme metotları ve bunların kendi aralarında önem düzeylerine göre ağırlıkları Tablo 4’te verilmiştir.

Tablo 3. Bitkisel kaynaklı ODOÜ envanter çalışmaları (Wong, 2000’den uyarlanmıştır) Metot Referans Tür Ürün

Sistematik Acworth vd., 1998 Ağaç K. Salo, 1993; Waters vd., 1997 Mantar, Truff M. Lund, 1998 Ağaç S.

Subjektif

Salo, 1999 Mantar M. Vasander, 1988 Çalı M. Cunningham ve Mbenkum, 1993 Ağaç K.

Transect

Salick, 1992 AAV G. Hintikka, 1988 Mantar M. Hladik ve Dounias, 1993 AAV Ym. Peham, 1996 Ağaç K. Shankar vd., 1996 Ağaç M. Troy vd., 1997 Tırmanıcı G. Schreckenberg, 1996 Ağaç M. Caniago ve Siebert, 1998 Ağaç, AAV G.,

Hat/Kuadrat

Raatikainen vd., 1984; Männi, 1988 Çalı M. Phillips, 1993 Ağaç M. Nur Supardi vd., 1995 Rattan G. Pilz vd., 1999 Mantar M.

Küme Sullivan vd., 1995; Konstant vd., 1995 Ağaç M., GS

Rastgele

Saastamoinen vd., 1998 Çalı, Mantar M. Kalamees ve Silver, 1988 Mantar M. Smith, 1995 Ağaç S., M., R., G. Peters, 1991 Ağaç M. Glowacki, 1988;Grochowski ve Ostalski, 1981 Çalı, mantar M. Peters ve Hammond, 1990 Ağaç M. Salick, 1991 AAV G. O'Brien ve Kinnaird, 1996 Ağaç Y. Peters, 1990 Ağaç M. Lawrence vd., 1995 Ağaç M., T.

Tekrarlı Kuchko, 1988 Çalı M. Paal, 1988 Çalı M.

Tabakalı Jong ve Bonner, 1995 Ağaç K. Pilz vd., 1998 Mantar M. Malhotra vd., 1991 AAV G.

Çizgi Lund 1998, Stockdale ve Corbett, 1999 Ağaç, Çalı, R., M., T. Siswanto ve Soemarna, 1988; 1990;Siswanto, 1991 Ağaç G.

Uyarlanabilir Küme

Philippi, 2005 AAV Ç.

Goldberg vd., 2007 Alg G.

Acharya vd., 2000 Ağaç G.

Akbulut, 2009 AAV Ym., Y.

K:Kabuk, M:Meyve, S:Sakız, Ç:Çiçek, G:Gövde, R:Reçine, T:Tohum, Y:Yaprak, GS:Gövde suyu, Ym:Yumru

Page 213: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

213

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13

Tablo 4. Farklı vejetasyon tipi ve amaca göre envanter metotları (Bullock, 1996’dan uyarlanmıştır)

Amaç Metotlar Vejetasyon Tipi

Ağaç Ağaçcık Çalı Otsu Yumrulu/ soğanlı

Yosun/ Liken

Mantar

Yoğunluk Bolluk

Sabit alanlı plotlar * * + ? ? - * Görsel tahmin * * * * * * * Kuadrat - + + * - * * Transect * * * * ? * *

Hasılat

Kesim ? + * * - * - Referans üniteleri * + + ? - ? - Modeller * * * * ? ? * UKÖ - - - * * * - Rastgele * * ? ? - - + Sistematik * - - - - - - Tabakalı * * * * * * *

*Ağırlıklı olarak uygulanan, +Genellikle uygulanan ?Bazen uygulanan –Genellikle uygulanmayan

3- Sonuç ve Öneriler

Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün günümüze kadar geri planda kalmalarının en temel sebebi envanter ve planlamalarında yaşanan darboğazlardır. Hazırlanan amenajman planları incelendiğinde, reçine, çam fıstığı, defne, kestane, ıhlamur gibi bazı bitkisel türler haricinde ODOÜ’nün amenajman planları dışında tutulduğu ve önceliğin odun üretimine verildiği görülmektedir. Bitkisel kaynaklı ODOÜ’nün her biri için biyolojik özeliklerinin, olgunlaşma zamanlarının, üretimi yapılacak büyüklük ve miktar gibi uzmanlık gerektiren bilgilerin eksikliği bu ürünlerin planlanmalarını da doğal olarak geciktirmiştir. Özellikle kırsal kesimde bu ürünlerin geleneksel kullanımlara konu olması, teşkilat içerisinde orman mühendislerinin iş hacminin oldukça fazla olması bu ürünlerin günümüze kadar bilinçli olarak görmezden gelinmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, şimdiye kadar hiçbir türün yetişme ortamı ve verimliliklerinin tespitine yönelik envanterlerin yapılamaması, planlama ve yararlanmanın bir düzene oturtulamamasına ve bu ürünlerden de beklenilen verimin elde edilememesine neden olmuştur.

Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak, çok sayıda ulusal ve uluslararası anlaşma ve sözleşmelerde taahhüt edildiği gibi odun üretimi ile birlikte ODOÜ’nün sürdürülebilirliğinin sağlanması ancak bu ürünlerin ekosistem tabanlı çok amaçlı planlara yansıtılması ile mümkün olabilmektedir. Bu ürünlerin planlara entegrasyonun ilk aşaması olan envanter noktasında aşağıda belirtilen önerilerin dikkate alınması gerekmektedir:

Page 214: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

214

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14

Mevcut hasılat planlarında izlenen kaba gözlemlere dayanan sıradan envanter metodundan vazgeçilerek, daha bilimsel ve ayrıntılı envanter çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.

Her bir ODOÜ ve bunların yararlanılan her bir kısmına uygun envanter metotları belirlenmeli.

Envanter tasarımı; türün konumsal dağılımının belirlenmesi ve ürünün yıllık ortalama üretim miktarının/verim düzeyinin belirlenmesi amacıyla ayrı ayrı gerçekleştirilmelidir.

Planlama birimi sınırları içinde planlamaya konu olabilecek önemli ODOÜ’nün öncelikle konumsal dağılımları belirlenmelidir. Bunun için de, daha az zaman alıcı, pratik ve etkin bir örnekleme metodu olan var/yok analizi uygulanmalıdır.

Ekonomik önemi yüksek ODOÜ’den başlanmak suretiyle ürün miktarlarının belirlenebilmesi amacıyla, topoğrafik ve meşcere değişkenlerini dikkate alacak şekilde örnekleme yapılmalıdır.

ODOÜ’nün birim alan verimliliğinin belirlenmesinde zamansal değişimler dikkate alınacak şekilde devamlı örnekleme alanları tahsis edilerek buralarda periyodik ölçümler yapılmalıdır.

Kaynaklar

Acharya, B., Bhattarai, G., de Gier, A. ve Stein, A., 2000. Systematic Adaptive Cluster Sampling for the Assessment of Rare Tree Species in Nepal, For Ecol Manage. 137, 65-73.

Acworth, J., Ewusi, B.N. ve Donalt, N., 1998. Sustainable exploitation of Prunus Africanaon Mt. Cameroon. Paper Distributed at the Symposium of Medicinal Plants in Trade In Europe. Kew, June, London,Unpublished. 10 p.

Akbulut, S., 2009. Hamsiköy yöresinde odun dışı bitkisel ürün olarak Alchemılla spp. ve Colchıcum specıosum'un envanteri üzerine bir araştırma, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Anonim, 2011. Odun Dışı Orman Ürünleri Sektör Raporu, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, Ağustos.

Barbour, M.G., Jack, H.B., Wanna, D.P., Frank, S.G. ve Mark, W.S., 1999. Terrestrial Plant Ecology, Menlo Park, CA: Benjamin/Cummings, 604 p.

Bonham, C.D., 1989.Measurements for terrestrial vegetation. Wiley, New York.

Borman, F.H., 1953. The Statistical Efficiency of Sample Plot Size and Shape Forest Ecology, Ecology, 34, 474-487.

Braun-Blanquet, J., 1964. Pflanzensoziologie. Grundzüge der Vegetationskunde. 3rd ed. Springer, Wien- New York, 865 pp.

Bullock, J., 1996. Plants. In: Sutherland, W.J. (Ed.), Ecological Census Technics: a Handbook, Cambridge University Press, New York, pp. 111-138.

Page 215: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

215

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15

Cain, S.A.ve De Oliveira Castro G.M., 1959. Manual of Vejetation Analysis, Harper&Row, New York.

Caniago, I. ve Siebert, S.F., 1998. Medicinal Plant Ecology, Knowledge and Conservation in Kalimantan, Indonesia, Economic Botany, 52, 3, 229-250.

Clayton, G. ve Cox, T.F., 1986. Some Robust Density Estimater for Special Point Processess, Biometrics, 42,753-767.

Cressie, N.A.C., 1993. Statistics for Spatial Data. Wiley: New York.

Cunningham, A.B. ve Mbenkum, F.T., 1993. Sustainability of Harvesting Prunus africanabark in Cameroon, People and Plants Working Paper, May, Paris, 28 p.

De Veris P.G., 1973. A General Theory on Line Intersect Sampling With Application to Logging Residue Inventory, Mededlingen Landbouwhogeschool Wageningen, 73, 1-23.

FAO, 2001. Resource Assesment of Non-Wood Forest Products, Experiance and Biometric Principles, Non Wood Forest Products Series No 13, Rome.

Glowacki, S., 1988. The Resource Base for Forest Fruits in Natural Stands and Plantations in Poland, Norwegian Journal of Agricultural Sciences, 2, 2, 151-159. Summary in: Conservation and Development of Nontimber Forest Products in the Pacific Northwest: An Annotated Bibliography, Hagan, B. von, Weigand, J.F., McLain, R., Fight, R. ve Christensen, H.H. (Ed.), General Technical Report PNW-GTR-375. Pacific Northwest Research Station, Forest Service, US Dept. of Agriculture. 246 pp.

Goldberg, N.A., Heine, J.N. ve Brow, J.A., 2007. The Application of Adaptive Cluster Sampling for Rare Subtidal Macroalgae, Mar Biol. 151, 1343-1348.

Gökpınar, F., Ozdemir, Y.A. ve Esin, A.A., 2005. Comparing the Efficiency of Estimators for the Population Mean Under Different Designs of Ranked Set Sampling, G.U. Journal of Science, 18, 3, 329-339.

Grochowski, W. ve Ostalski, R., 1981. Research Concerning the Non-Timber Product Production in Forest Understories of Poland. Summary in: Hagan, B. von, Weigand, J.F. ve McLain R., (Ed.), Conservation and Development of Nontimber Forest Products in the Pacific Northwest: An Annotated Bibliography, 49.

Hintikka, V., 1988. On the Macromytcete Flora in Oligotrophic Pine Forest of Different Ages in South Finland, Acta Botannica Fennica, 136, 89-94.

Hladik, A. ve Dounias, E., 1993. Wild Yams of the African forest as Potential Food Resources. In: Hladik, C.M., Hladik, A., Linares, O.F., Pagezy, H., Semple, A. ve Hadley, M. (Ed.), Tropical forests, people and food, MAB Series, 13, 852 p.

Husch, B., Beers, T.W. ve Kershaw, J.A., 2003. Forest Mensuration 4.th Edition. John Wiley and Sons, New Jersey, 443 p.

Jong, R.J. ve Bonner, G.M., 1995. Pilot İnventory for Pacific Yew. FRDA report 231. Canadian Forest Service and British Columbia Ministry of Forests, 18 p.

Kalamees, K. ve Silver, S., 1988. Fungal Productivity of Pine Heaths in North-West Estonia, Acta Botanica Fennica, 136, 95-98.

Konstant, T.L., Sullivan, S. ve Cunningham, A.B., 1995. The Effects of Utilization by People and Livestock on Hyphaene petersiana(Arecaceae) Basketry Resources in the Palm Savanna of North-Central Nambia, Economic Botany, 49, 4, 345-356.

Kuchko, A.A., 1988. Bilberry and Cowberry Yields and the Factors Controlling Them in the Forests of Karelia, USSR, Acta Botannica Fennica, 136, 23-25.

Page 216: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

216

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

16

Lawrence, D.C., Leighton, M. ve Peart, D.R., 1995. Availability and Extractin of Forest Products in Managed and Primary Forest Around a Dayak Village in West Kalimantan, Indonesia, Conservation Biology, 9, 76-88.

Lennardtz, M.R. ve McClure, J.P., 1979. Estimating the Extent of Red Cockaded Woodpecker Habitat in the Southeast. In: Proc. SAF Workshop, Forest Resource Inventories, Ft. Collins, CO, July, 1, 48-62.

Lund, H.G., 1998. IUFRO Guidelines for Designing Multipurpose Resource Inventories. IUFRO World Series, 8, 216 p.

Malhotra, K.C., Poffenberger, M., Bhattacharya, A. ve Dev, D., 1991. Rapid Appraisal Methodology Trials in Southwest Bengal: Assessing Natural Forest Regeneration Patterns and Non-Wood Forest Product Harvesting Practice, Forest, Trees and People Newsletter, 15/16, 18-25.

Männi, R., 1988. Biology and Berry Production of the Cowberry in Estonian SSR, Acta Botannica Fennica, 136, 33-36.

Mumcu-Küçüker, D.M. 2014.Odun dışı orman ürünlerinin ekosistem tabanlı çok amaçlı planlara yansıtılması: Kanlıca Mantarı (Lactarius sp.) örneği, Doktora tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Nur Supardi, Md. N., Shalihin, S. ve Aminuddin, M., 1995. Sampling Methods for Rattan Inventory. In: Hussein, N., Bacon, P.S. ve Choon, K.K. (Ed.), Proceedings of the 3rd conference, October, Malaysia, 1, 109 p.

O'Brien, T.G. ve Kinnaird, M.F., 1996. Effect of Harvest on Leaf Development of the Asian Palm Livistonia rotundifolia, Conservation Biology, 10, 1, 53-58.

Paal, T., 1988. The Structure of South Karelian (USSR) Cowberry Coenopopulations, Acta Botannica Fennica, 136, 27-31.

Patil, G.P., Sinha, A.K. ve Taillie, C. 1994. Ranked Set Sampling, in Handbook of Statistics. In: Patil, G.P. ve Rao, C.R. (Ed.), Environmental Statistics, Vol. 12, North-Holland, Amsterdam.

Peham, A.P.K., 1996. Non-timber Products as Miombo Resources: a Malawi Case Study with Special Reference to Bark Fibre. Diplomarbeit Durchgeführt am Institut für Waldökologie an der Uviversität für Bodenkultur, Wein. 81 p.

Peters, C.M. ve Hammond, E.J., 1990. Fruits from the Flooded Forests of Peruvian Amazonia: Yield Estimates for Natural Populations of Three Promising Species. In: Prance, G.T. ve Balick, M.J. (Ed.), New Direction in The Study of Plants and People. Advances in Economic Botany, 8, 159-176.

Peters, C.M., 1990. Population Ecology and Management of Forest Fruit Trees in Peruvian Amazonia. In: Anderson, A.B. (Ed.), Alternatives to Deforestation, Steps towards Sustainable Use of the Amazon Rain Forest, Columbia University Press, 281 p.

Peters, C.M., 1991. Plant Demography and the Management of Tropical Forest Resources: A Case Study of Brosimum alicastrumin Mexico. In: Gomez-Pompa, A., Whitmore, T.C. ve Hadley, M. (Ed.), Rain Forest Regeneration and Management, MAB series 6. Parthenon Press, 457 p.

Philippi, T., 2005. Adaptive Cluster Sampling for Estimation of Abundances within Local Populations of LowAbundance Plants, Ecology, 86, 5, 1091-1100.

Phillips, O., 1993. The Potential for Harvesting Fruits in Tropical Rainforests: New Data from Amazonian Peru, Biodiversity and Conservation, 2, 18-38.

Pilz, D., Molina, R. ve Liegel, L., 1998. Biological Productivity of Chanterelle Mushrooms in and Near the Olympic Peninsula Biosphere Reserve, Ambio Special Report 9: 8-13.

Pilz, D., Smith, J., Amaranthus, M.P., Alexander, S., Molina, R. ve Luoma, D., 1999. Mushrooms and Timber. Managing Commercial Harvesting in the Oregon Cascades, Journal of Forestry, 97, 4-11.

Raatikainen, M., Rossi, E., Huovinen, J. vd., 1984. The Yields of the Edible Wild Berries in Central Finland, Silva Fennica, 18, 3, 199-219. Summary in: Conservation and Development of Nontimber

Page 217: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

217

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

17

Forest Products in the Pacific Northwest: An Annotated Bibliography, Hagan, B. von, Weigand, J.F., McLain, R., Fight, R. ve Christensen, H.H. (Ed.), General Technical Report PNW-GTR-375, 246 p.

Ridout, M.S., 2003. On Ranked Set Sampling for Multiple Characteristics, Environmental and Ecological Statistics, 10, 255-262.

Saastamoinen, O., Kangas, J., Naskali, A. ve Salo, K., 1998. Non-wood Forest Products in Finland: Statistics, Expert Estimates and Recent Developments. In: Lund, H.G., Pajari, B. ve Korhonen, M. (Ed.), Sustainable Development of Non-Wood Goods and Benefits from Boreal and Cold Temperate Forests, EFI Proceedings No. 23. Finland, 264 p.

Salick, J., 1991. Amuesha Forest Use and Management: An integration of İndigenous Use and Natural Forest Management. In: Conservation of Neotropical Forests. Working from Traditional Resource Use, pp. 305-332.

Salick, J., 1992. The Sustainable Management of nontimber rain forest products in the Si-a-Paz Peace Park, 52 Nicaragua. In: Plotkin, M. ve Famolare, L. (Ed.), Sustainable Harvest and Marketing of Rain Forest Products, Island Press, Washington D.C., USA. 325 p.

Salo, K., 1993. Yields of Commercial Edible Mushrooms in Mineral Forest Soil Forests in Finland, 1985-1986, Aquilo Ser. Bot. 31, 115-121. Summary in: Conservation and Development of Nontimber Forest Products in the Pacific Northwest: An annotated Bibliography. Hagan, B. von, Weigand, J.F., McLain, R., Fight, R. ve Christensen, H.H. (Ed.), General Technical Report PNW-GTR-375, 246 p.

Salo, K., 1999. Principles and Design of a Prognosis System for An Annual Forecast of Non-Wood Forest Products. In: Niskanen, A. ve Demidova, N. (Ed.), Research Approaches to Support Non-Wood Forest Products Sector Development. Case of Arkhangelsk Region, Russia, EFI Proceedings No. 29, EFI 128 p.

Schreuder, H.T., Gregoire T.G. ve Wood G.B.,1993. Sampling Methods for Multiresource Forest Inventory, John Wiley & Sons, Inc.

Schreckenberg, K., 1996. Forest, Fields and Markets: A study of İndigenous Tree Products in the Woody Savannas of the Bassila Region, Benin, PhD thesis. School of Oriental and African Studies, University of London, 326 pp.

Shankar, U., Murali, K.S., Shaanker, U., Ganeshaiah, K.N. ve Bawa, K.S., 1996. Extraction of Non-Timber Forest Products in the Forests of Biligiri Rangan Hills, India, 3. Productivity, Extraction and Prospects of Sustainable Harvest of Amla Phyllanthus emblica, (Euphorbiaceae), Economic Botany, 50, 3, 270-279.

Siswanto, B.E. ve Soemarna, K., 1988. Rattan İnventory Method in Pontianak Forest District West Kalimantan, Bull. Pen. Hutan, 503, 1-12.

Siswanto, B.E. ve Soemarna, K., 1990. Rattan Inventory Method in Sungai Tapen/Biangan Forest Complex, Forest District of South Barito, Central Kalimantan, Bul. Pen. Hutan, 527, 9-20.

Siswanto, B.E., 1991. Rattan Inventory Method in the Sungai Aya Hulu Forest Complex, Hulu Sungai Forest District, South Kalimantan, Bul. Pen. Hutan, 533, 13-22.

Smith, A.D., 1995. Chiquibul Forest Reserve-Stock Survey of Compartment 68. Internal Report Series Vol. 10. Forest Planning and Mangament Project, Ministry of Natural Resources, Belize,13 p

Stahl, G., 1992. A study on Quality of Compartment Wise Forest Data Acquired by Subjective Inventory Methods. Swedish University of Agricultural Sciences, Department of Biometry an Forest Management, Report 24. Umea, Sweden 179 pp.

Stahl, G., 1998. Transect Relascope Sampling: A method for the Quantification of Coarse Woody Debris, Forest science, 44, 58-63.

Stockdale, M.C. ve Corbett, J.M.S., 1999. Participatory Inventory: A field Manual Written With Special Reference to Indonesia Tropical Forestry Papers No. 38. Oxford Forestry Insitute, 383 p.

Page 218: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

218

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

18

Stohlgren, T.J., Falkner, M.B. ve Schell, L.D., 1995. A Modified-Whittaker Nested Vegetation Sampling Method. Vegetatio , 117, 113-121.

Stoyan, D. ve Penttinen, A., 2000. Recent Applications of Point Process Methods in Forestry Statistics, Statistical Science, 15, 61-78.

Stoyan, D., Kendall, W.S. ve Mecke J., 1995. Stochastic Geometry and its Applications, 2nd ed., Wiley, New York.

Sullivan, S., Konstant, T.L. ve Cunningham, A.B., 1995. The İmpact of Utilization of Palm Products on The Population Structure of The Vegetable Ivory Palm (Hyphaene petersiana) in North-Central Namibia, Economic Botany, 49, 4, 357-370.

Thompson, S.K., 1990. Adaptive Cluster Sampling, Journal of Teh American Statistical Assosiation, 85, 412, 1050-1059.

Thompson, S.K., 1992. Adaptive Sampling of Spatial Point Process, PhD thesis, Oregon State Univ., Corvallis.

Thompson, S.K. ve Seber, G.A.F., 1996. Adaptive Sampling. Wiley, New York.

Troy, A.R., Ashton, M.S. ve Larson, B.C., 1997. A Protocol for Measuring Abundance and Size of a Neotropical Liana, Desmoncus polyacanthos (Palmae), in Relation to Forest Structure Economic Botany, 51, 4, 339-346.

Türker, M.F., Pak, M., Öztürk, A. ve Durusoy, İ., 2006. Türkiye’de Odun Dışı Orman Ürünlerinin Sürdürülebilir İşletmeciliği, I. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu, Kasım, Trabzon, Bildiriler Kitabı: 83-92.

Vasander, H., 1988. Yield of the Red Raspberry, Rubus idaeus, After Prescribed Burning at Evo, Southern Finland, Acta Botannica Fennica, 136, 61-63.

Warren, W.G. ve Olsen, P.F., 1964. A Line Intersect Technique for Assessing Logging Waste, Forest Science, 10, 267-276.

Waters, J.R., McKelvey, K.S., Luoma, D.L. ve Zabel, C.J., 1997. Truffle Production in Old-Growth and Mature Fir Stands in Northeastern California, Forest Ecology and Management, 96, 155-166.

Wong, J.L.G., 2000. The Biometrics of Non-Timber Forest Product Resource Assessment: A Review of Current Methodology, Yayımlanmamış, http://www.etfrn.org/etfrn/workshop/ntfp/

Yılmaz, E., Duran, C., Tüfekçi, S. ve Ünal, E., 2009. Adana İli Feke İlçesi Sedir mantarı Toplayıcılarına Yönelik Sosyo-Ekonomik Çözümlemeler ve Yerel Bilginin Değerlendirilmesi. Çevre ve Orman BakanlığıYayınları, Yayın No:389, Tarsus, 104s.

Page 219: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

219

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

BAZI YABANİ MEYVELİ ORMAN AĞAÇLARININ ENVANTERİ: BAYBURT İLİ MASAT VE

TAHT VADİSİ ÖRNEĞİ

Hanife ERDOĞAN GENÇ1, Ömer Suha CEYLAN2 1 Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Trabzon

2 Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü, Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Şube Müdürlüğü

Özet Bayburt ili odun dışı orman ürünü olarak değerlendirilebilecek ve dolayısıyla bölgede kırsal kalkınma amaçlı da kullanım imkanları olabilecek bir çok yabani meyveli orman ağacı türüne sahiptir. Bu türlerin bölgede yayılış alanlarının tespit edilmesi ve sürdürülebilir kullanımı kırsal kesimde yaşayanların yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır. Bu çalışmada, Trabzon Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Bayburt Orman İşletme Müdürlüğü, Bayburt İşletme Şefliği sınırları dahilinde bulunan Taht ve Masat vadilerinde Rosa canina (kuşburnu), Berberis vulgaris (kadın tuzluğu), Malus sylvestris (yabani elma), Pyrus elaegnifolia (ahlat) türlerine yönelik olarak 2014 yılında alan ve servet envanteri yapılarak elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Elde edilen bu veriler Çoruh havzası Rehabilitasyon projesinde de kullanılacaktır. Çalışmaya konu olan her bir türün bu vadilerde ne kadar alanda yayılış gösterdiği (ha) ve yaklaşık meyve toplam serveti (kg) tespit edilmiştir. Envanter yöntemi olarak Bilinçli Tesadüfi Örnekleme Yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Taht Vadisi’nde; Berberis vulgaris’in 44,24 ha alanda toplam meyve servetinin 44.407 kg olduğu, Malus sylvestris’in 117,58 ha alanda toplam meyve servetinin 110, 833 kg olduğu, Pyrus elaegnifolia’nın 98 ha alanda toplam meyve serveti’nin 233,224 kg olduğu ve Rosa canina’nın 154,21 ha alanda toplam meyve servetinin 146.660 kg olduğu, tespit edilmiştir. Masat Vadisi’nde ise; Berberis vulgaris’in 143,34 ha alanda toplam meyve servetinin 232.893kg olduğu, Malus sylvestris’in 65,94 ha alanda toplam meyve servetinin 169,516 kg olduğu , Pyrus elaegnifolia’nın 48,87 ha alanda toplam meyve serveti’nin 40,373 kg olduğu ve Rosa canina’nın 121,42 ha alanda toplam meyve servetinin 112.600 kg olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Envanter, Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü, Rosa canina, Berberis vulgaris, Malus sylvestris, Pyrus elaegnifolia

Page 220: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

220

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

Bayburt has plenty of wild fruit forest tree species which can be considered as non-wood forest product and also can be used for rural development opportunities in the area. Determining of the distribution areas of this species and their sustainable use in the region will contribute to improving of living conditions of people living in rural areas. Data In this study obtained by the field and fruit inventory of Rosa canina , Berberis vulgaris, Malus sylvestris and Pyrus elaegnifolia which spread across Taht and Masat Valley in Forst Directorate of Bayburt has been evaluated. Also, Data obtained by this study will be used for Çoruh Basin Rehabilitation project. Distribution area (ha) and total fruit assets (kg) has been determined for each species in this study. Conscious Random Sampling Method has been used as an inventory method. According to results, Berberis vulgaris has fruit fortune of 44.407 kg on the 44, 24 hectares and Malus sylvestris has fruit fortune of 110,833 kg on the 117, 58 hectares in Taht Valley. Also, Pyrus elaegnifolia has fruit fortune of 233, 24 kg on the 98 hectares and Rosa canina has fruit fortune of 146, 66 kg on the 154,21 hectares in Taht Valley. In Masat valley, it has been determined that Berberis vulgaris has fruit fortune of 232,893 kg on the 143,34 hectares and Malus sylvestris has fruit fortune of 169,516 kg on the 65,94 hectares. Additionally, Pyrus elaegnifolia has fruit fortune of 40, 373 kg on the 48, 87 hectares and Rosa canina has fruit fortune of 112,600 kg on the 121,42 hectares in this valley.

Key Words: Inventory, Trabzon Regional Forest Directorate, Rosa canina, Berberis vulgaris, Malus sylvestris, Pyrus elaegnifolia.

1. Giriş

Türkiye sahip olduğu odun dışı orman ürünleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu ürünlerin büyük bir kısmının geleneksel kullanımlara konu olması, işlenmelerinin yöresel olarak yapılması, sosyal, ekonomik ve çevresel işlevlerinin muhasebelerinin yeterince yapılmaması onların ikincil orman ürünü olarak ifade edilmesine neden olmuştur. Bu ürünlerin envanter, koruma ve işletmeciliğine ilişkin araştırmalar yeterince yapılmamıştır. Ancak günümüzde odun dışı orman ürünlerinin değeri ve önemi daha da iyi anlaşılmış ve bu konu üzerinde Orman Genel Müdürlüğü hem orman köylülerine kazanç hem de ülke ekonomisine katkı amacıyla birtakım çalışmalar yapmaya başlamıştır (Bilgin ve ark., 2005).

Bunun bir örneği de Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü’nün koordinatörlüğünde kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla yürütülmekte olan ‘’Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi’’ dir. Çoruh Nehri Havzası

Page 221: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

221

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Rehabilitasyon Projesi entegre bir proje olup, Artvin, Bayburt ve Erzurum illerini kapsamaktadır. Projenin genel amacı Çoruh Nehri Havzasında, entegre rehabilitasyon ve bitki örtüsü, toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve muhtelif gelir getirici faaliyetlerle geçimin iyileştirilmesi sayesinde çevresel muhafaza ve fakirliğin azaltılmasına katkıda bulunmaktır. Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Kapsamında Gelir Getirici Faaliyetler İçinde Yer Alan ODOÜ lerinin Havza ekonomisine olan katkısının sağlanması ve arttırılması planlanmaktadır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2013).

Odun Dışı Orman Ürünlerinin yöre içerisinde gerektiği kadar toplanmaması, değerlendirilmemesi nedeniyle, bitkisel ürünlerin el değmeden değer kaybetmesi ülke genelindeki toplamı düşünülecek olduğunda önem arz etmektedir. Son on yılda ormandan elde edilen Odun Dışı Ürünlere yönelik artan talep nedeniyle ormanlarımızda bulunan bitkilerin çeşit ve miktarının belirlenmesi, değerlendirme olanaklarının arttırılması, ekonomik, sosyal yönden çok faydası olacaktır (Fidan ve ark., 2013). Halkımızın önemli bir kısmının kırsal bölgelerde yaşamaları nedeniyle, doğal bitkilerle sürekli olarak ilgilenmektedirler. Halk doğal bitkilerin büyük bir bölümünden gıda, baharat, boyar madde veya ilaç olarak yararlanmaktadır (Baytop, 1999).

Türkiye, yabanıl meyveli ağaç türleri bakımından oldukça zengindir. Yabani meyveler, çok sayıda yaban hayvanlarının ana besin kaynaklarını ve barınma ortamlarını oluşturur. Bu ağaçlar, ayrıca iğne yapraklı ve diğer yapraklı türlerle karışıma girerek karışık ormanların oluşumuna katkıda bulunurlar. Yabanıl meyveli ağaç türleri, uzun yıllar çoğu yerde “orman ağacı” sayılmamış ve önemli zararlar görmüştür. Son dönemlerde, bu türlerin biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı, orman restorasyonu ve odun dışı ürün olarak önemi anlaşılmaya başlamış ve bu türler üzerine çalışmalar çoğalmıştır. Bu türlerin korunmaları, kayıt altına alınmaları ve doğal popülasyonlarının restore edilmesi, orman ekosistemi için çok önemlidir (URL-1).

Çoruh vadisi, yabani meyvelerin gerek sayısı ve gerekse biyolojik çeşitliliği bakımından büyük bir zenginliğe sahiptir. Yabani meyveler geniş form zenginliği ile bölgenin eşsiz coğrafyası içerisinde inanılmaz görüntüler oluşturur. Yenebilir yabani bitkiler, kuru arazilerde yetiştiği için, bunların tadı, taşıdığı mineraller ve kokuları, tarım yoluyla yetiştirilen meyvelere göre daha yoğundur. Yabani meyveler erozyon alanlarında ve özellikle de normal meyve ağaçları için fazla rüzgarlı olan alanlarda bolca bulunur. Bu bitkiler kuşları ve böcekleri de içeren ekosistem için ev sahipliği yapar.

Page 222: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

222

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bayburt ili’nde başlıca ağaç türleri olarak; Sarıçam (Pinus sylvestris), Huş (Betula litwinowii), Sapsız Meşe (Quercus petraea ), İspir Meşesi (Quercus macranthera), Istıranca Meşesi (Quercus hartwissiana), Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus), Boylu Ardıç ( Juniperus excelsa ), Söğüt, Sabin Ardıcı, Titrek Kavak, Keçi Söğüdü, Dağ Akçaağacı vb. yaygın olduğu gibi; Ahlat, Alıç, Yaban Eriği, Berberis, Kızamık, Yaban Elması, Yalancı iğde, Leylak, Dağ Muşmulası, Tavşan Elması, Kuşburnu türleri gibi ağaç, ağaççık ve çalı türleri de yaygındır. (ANONİM, 2009).

Bayburt ili odun dışı orman ürünü olarak değerlendirilebilecek ve dolayısıyla bölgede kırsal kalkınma amaçlı da kullanım imkanları olabilecek bir çok yabani meyveli orman ağacı türüne (Rosa canina (kuşburnu), Berberis vulgaris (kadın tuzluğu), Malus sylvestris (yabani elma), Pyrus elaegnifolia (ahlat) gibi) sahiptir. Orman ekosistemleri içinde de yetişebilen bu türler sosyal ormancılık açısından da çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu türlerin bölgede yayılış alanlarının tespit edilmesi ve sürdürülebilir kullanımı kırsal kesimde yaşayanların yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır. Orman Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılanmasında “Odun Dışı Ürün ve Hizmetler”in ayrı bir daire başkanlığı olarak ele alınması bu çalışmalara hız vermiştir. Son dönemde ayrıca, ODOÜ envanterlerinin tutulması kapsamında taksonomik tabanlı veri tabanı çalışması başlatmış ve internet üzerinden hizmet veren BİYOD (Biyolojik Çeşitlilik ve Odun Dışı Orman Ürünleri) sistemi kurulmuş, seçilen bazı türler için “ODOÜ Yönetim Planları” hazırlanmıştır. Ormanlarımızdan elde edilen bu bitkisel ürünler diğer orman ürünleriyle karşılaştırılacak olursa, doğru ve iyi bir şekilde toplanıp değerlendirildiğinde hem bölgede yaşayan halka, hem de ülkeye milli gelir elde etme anlamında hatırı sayılır bir katkı yapacaktır.

2. Envanteri yapılan Yabani Meyvelerin Botanik, Ekolojik Özellikleri ve Kullanım Alanları

2.1. Rosa canina (Kuşburnu)

Kuşburnu Rosaceae familyasından Rosa cinsine ait bir bitki türüdür. Anavatanı Batı Asya, Anadolu, Kuzey ve Orta Avrupa olan kuşburnu çalı formunda, kışın yaprağını döken bir bitkidir. Halk arasında Yabangülü, Şillan, Deligül, Gülburnu, Gülelması olarak da bilinir. Çiçeklenme tür ve iklime bağlı olarak Nisan-Mayıs-Haziran aylarında olmakta ve 15-25 gün sürmektedir. Yayılış alanından da anlaşılacağı üzere çok değişik ekstrem iklim şartlarına karşı çok dayanıklı bir bitkidir. Soğuğa karşı çok dayanıklıdır. Toprak konusunda seçici değildir. Çok farklı yapılardaki topraklarda

Page 223: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

223

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

yetişebilmektedir. Kumlu topraklarda çok iyi gelişir. Besin maddelerince zengin, gevşek topraklarda en iyi gelişimi gösterir. Meyveleri eylül ayında toplanır. (URL-2, 2012).

İnsan sağlığı açısından büyük bir öneme sahip olan kuşburnunun besleyici değerinin yanı sıra birçok kullanım alanına da sahip olması bitkiye önemin verilmesini zorunlu hale getirmektedir. Meyvelerinden reçel, marmelat, meyve suyu ve çay gibi yiyecek ve içecek maddeleri üretilir (Deniz ve ark., 2014). Bu şifalı bitkinin eklem hastalığı olan eklem kireçlenmesi ve romatizma ağrılarının giderilmesindeki faydalarının yanı sıra kanı temizlemesi de faydaları arasında sayılabilir (URL-3).

2.2. Berberis vulgaris (Adi kadıntuzluğu )

Berberidaceae familyasından olup 2 metreye kadar boylanabilen bir bitki türüdür (Mamıkoğlu,2011) . Mayıs-Haziran ayları arasında, sarı renkli, kokulu çiçekler açan, 1–3 m boyunda, dikenli, çalı görünüşünde, seyrek ormanlarda yetişen bir ağaçtır. Kökü acı, yaprakları ve meyvesi tatlıdır. Yapraklarını kışın döker. Sarı ya da turuncu çiçekleri tek tek, küçük demetler halide şemsiye biçiminde olur. Kırmızı meyveleri vardır. Güneşli ve yarı gölge ortamlarda iyi gelişir. Hemen hemen her toprakta yetişebilir. Halk arasında Diken üzümü, Karamuk, Sarıçalı, Çoban tuzluğu, İt tuzluğu, Ekşimen, Garamık, Zibike, Çoban ekmeği, Tavşan ekmeği, Kızamık olarak da bilinir (URL-4).

Yaprakları ilk çıktığı zaman taze iken dalında yenilebilir. Meyveler kızardıktan sonra dalından yenebilir. Ayrıca, toplanıp şurup veya reçel yapılarak yenmektedir. Kurutulmuş meyvelerinden de çay yapılarak yararlanılmaktadır. Meyve ve kökleri başlıca berberin içerir. İştah açıcıdır, kusmayı önler, harareti söktürür, hazım bozukluklarını giderir, öksürüğü keser, diş çürümelerini ve ağız içi yaralarını iyileştirir. Siyatik, romatizma ve eklem ağrılarını giderir. İshal ve peklik için, siroza karşı vücutta meydana gelen şişlik üzerine kullanılmaktadır.

2.3. Pyrus elaeagnifolia (Ahlat)

Anadolu'da yaygın olarak yetişen yabani bir armut türüdür. Genelde ahlat yaygın adıyla bilinir. Bazı yörelerde çakal armudu, çördük gibi yöresel isimleri de vardır. Ahlat, Anadolu'nun hemen her yerinde bulunan, bir ağaç türüdür. Kuraklığa ve hava kirliliğine dayanıklı bir türdür. Kurak yerlerde, orman açıklıklarında, antropojen

Page 224: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

224

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

bozkırlarda özellikle ormandan açılmış tarla içlerinde çeşitli alıç türleriyle birlikte meyvesi ve gölgesi için bırakıldığı yerlerde yaygın olarak bulunur.

Yetişme koşullarına bağlı olarak 3-10 metre arasında boylanabilen çoğunlukla ufak bir ağaçtır. Yaprakları dar, gri-yeşil yoğun tüylü ve tam kenarlıdır. Nisan ayında çiçek açar, meyvesi sonbaharda olgunlaşır. Meyvesi üç dört cm. çapında, oldukça buruk lezzettedir. Ahlat bal potansiyeli açısından sekonder polenli bitki grubunda yer almaktadır (SORKUN, 2007).

Astım hastalarına iyi gelmektedir. Diş eti yaralarına tedavi edici etkisi vardır. Gözlerin görmesini kuvvetlendirir. Gözde oluşan sivilce gibi enfeksiyonlara faydalıdır. Suyu kaynatılıp vücuda sürüldüğünde ateş düşürücü etkisi olduğu bilinmektedir. Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür (URL-5).

2.4. Malus sylvestris (Yabani Elma)

Rosaceae (Gülgiller) familyasının bir türü olan Malus sylvestris, kışın yaprağını döken, dikenli, kalın dallı, yuvarlak tepeli 10 m boylanabilen bir ağaçtır. Eski çağlardan beri kültüre alınmış elmanın atasıdır. 3-4 cm çapında, alt ve üstten basık küreler biçimindeki meyve olgunlukta pembemsi sarı yeşil renktedir. Ekşi ve acıdır. İçinde çok sayıda tohum bulunur.

Meyveleri ve tohumları kullanılmaktadır. Potasyum, magnezyum, fosfor, kalsiyum, çinko, demir, manganez gibi oligo-elementler bulunmaktadır. Elma, böbreklerin temizlenmesinde, baş ağrısının tedavisinde, kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmede, kan şekerini kontrol altında tutmada, romatizma, gut hastalığı ve uykusuzluğun tedavisinde, barsaklardaki parazitlerin dökülmesinde, yorgunluk ve kabızın giderilmesinde kullanılmaktadır (URL-6) . Yabani Elma (Malus sylvestris Mill.) bal potansiyeli açısından dominant polenli bitki grubunda yer almaktadır (SORKUN, 2007).

Page 225: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

225

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3. Materyal ve Yöntem

3.1. Materyal

Trabzon Orman bölge Müdürlüğü Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Şube Müdürlüğü tarafından çalışma alanında Odun dışı ürünlerin envanter çalışması başlatılmıştır. Bu çalışma, Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içinde bulunan Bayburt Orman İşletme Müdürlüğü, Bayburt Orman İşletme şefliğine bağlı 5 (Taht Vadisi) ve 6 (Masat Vadisi) nolu bölmelerde yürütülmüştür (Şekil 2 ve Şekil 3).

Masat Vadisi, Bayburt il merkezinin doğusunda bulunmaktadır. Bayburt- Erzurum karayolu geçen havzada köylere ulaşım oldukça kolaydır. Havzada rakım 1.300 m. ile 2.700 m. arasında değişmektedir. Bu Vadide, Gezköy, Heybetepe, Maden, Masat, Yaylapınar köylerinde envanter çalışmaları yapılmıştır.

Taht Vadisi Bayburt il merkezinin kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Bayburt- İspir karayoluna 10 km uzaklıktadır. Havzada rakım ortalama 1820 m dir. Taht, Dövmekaya, Bergici, Kavakyanı, Alapelit, Dağtarla ve Polatlı köylerinde envanter çalışmaları yapılmıştır. Çalışma alanı genelde bozuk orman ve açıklık (OT) alanlardan oluşmaktadır (OGM, 2015).

Materyal olarak bölgeye ait 1/ 25.000 ölçekli topoğrafik haritalar, Amenajman haritaları, arazi için gerekli malzemeler kullanılmıştır. Envanteri yapılan bitki türlerini teşhis etmek için Davis (1965-Güner vd. (2001)’den yararlanılmıştır.

Şekil 2. Envanter yapılan Bölmelerin Uydu Görüntüsü

Page 226: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

226

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.2. Yöntem

Bayburt İşletme şefliği sorumluluk sahasında bulunan Masat ve Taht vadilerinde bulunan Rosa canina (kuşburnu), Berberis vulgaris (kadın tuzluğu), Malus sylvestris (yabani elma), Pyrus elaegnifolia (ahlat) türlerine ait 2014 yılında gerçekleştirilen envanter çalışmalarında; yayılış alanının seyrek, normal ve sık olarak tespiti (alan envanteri) yapılmıştır. Daha sonradan her tür için her çalışma alanında 400 m2’lik dairesel örnek alanları Bilinçli Tesadüfi Örnekleme metoduyla tespit edilerek, meyve verimini ortaya koymak için servet envanteri yapılmıştır. Elde edilen servet hektara çevirme katsayısı (25) ve türün örtüş bolluk derecesi (Carus, 2014; Braun blanquet, 1932 ) ile çarpılarak en küçük envanter birimi olan meşçere tiplerinde hektardaki servete çevrilmiştir. Yayılış alanı hektar (ha), meyve miktarı kg olarak değerlendirilmiştir. Örnek alanların arazi şartları nedeniyle alınması zor olan yerlerde ise servet aktarma yöntemiyle seyrek, normal ve sık alanlar için tespit edilen standart servetler aktarılmıştır. Orman Genel Müdürlüğü Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen Envanter Takip Sistemi (ETS) üzerinde bu ürünlerin arazide yapılan ölçümler neticesinde elde edilen veriler ışığında hasat planları yapılmış ve onaylanmıştır.

Şekil 1. Envanter Yapılan alanın Meşçere Haritası

Page 227: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

227

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4. Bulgular

Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü Bayburt Orman İşletme Müdürlüğü Bayburt Orman İşletme şefliği sınırları dahilinde bulunan çalışma alanlarında (Masat ve Taht Vadileri) bulunan kuşburnu, kadın tuzluğu, yabani elma ve ahlat’ın tür bazında toplam yayılış alanları, bu alanlardaki ve hektardaki meyve miktarlarına ait veriler Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Envanter çalışması yapılan Masat ve Taht vadilerinde Türlerin Toplam Alan ve Meyve Verim Değerleri

TAHT VADİSİ MASAT VADİSİ

Tür Adı Alan (Ha.) Servet (Kg) Tür Adı Alan (Ha.) Servet (Kg)

Berberis vulgaris 44,24 44.407,29 Berberis vulgaris 143,34 232.893

Malus sylvestris 117,58 110.833,53 Malus sylvestris 65,94 169.516,46

Pyrus elaegnifolia 98 233.224,18 Pyrus elaegnifolia 48,87 40.373,12

Rosa canina 154,21 146.660 Rosa canina 121,42 112.600

Tablo 1’e ait veriler incelendiğinde, Elde edilen sonuçlara göre Taht Vadisi’nde; Berberis vulgaris’in 44,24 ha alanda toplam meyve servetinin 44.407 kg olduğu, Malus sylvestris’in 117,58 ha alanda toplam meyve servetinin 110, 833 kg olduğu, Pyrus elaegnifolia’nın 98 ha alanda toplam meyve serveti’nin 233,224 kg olduğu ve Rosa canina’nın 154,21 ha alanda toplam meyve servetinin 146.660 kg olduğu, , tespit edilmiştir. Masat Vadisi’nde ise; Berberis vulgaris’in 143,34 ha alanda toplam meyve servetinin 232.893kg olduğu, Malus sylvestris’in 65,94 ha alanda toplam meyve servetinin 169,516 kg olduğu , Pyrus elaegnifolia’nın 48,87 ha alanda toplam meyve serveti’nin 40,373 kg olduğu ve Rosa canina’nın 121,42 ha alanda toplam meyve servetinin 112.600 kg olduğu, tespit edilmiştir. Masat Vadisi’nde türlerin yayılış alanına bakıldığında % 38 ile Berberis vulgaris’in alan (ha) dağılım yüzdesinin en fazla olduğu görülmektedir. Rosa canina ise söz konusu alanda % 32 oranında bir yayılış göstermektedir (Şekil 3).

Page 228: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

228

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

Şekil 3. Masat Vadisinde Envanteri Yapılan Türlerin Alan Dağılım Yüzdeleri Masat Vadisi’nde toplam servet incelendiğinde, Berberis vulgaris’in % 42 ile en fazla servete sahip olduğu görülmektedir. Malus sylvestris ise % 31 ile 2. sıradadır (Şekil 4).

Şekil 4. Masat Vadisinde Envanteri Yapılan Türlerin Servet Dağılım Yüzdeleri

38%

17%13%

32%

Masat Vadisi Alan Dağlm Yüzdeleri

Berberis vulgaris

Malus sylvestris

Pyrus elaegnifolia

Rosa canina

42%

31%

7%

20%

Masat Vadisi Servet Dağlm Yüzdeleri

Berberis vulgaris

Malus sylvestris

Pyrus elaegnifolia

Rosa canina

Page 229: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

229

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Çalışmaya konu olan türlerin Taht Vadisi’nde yayılışları incelendiğinde, % 37 ile Rosa canina’nın en fazla bulunduğu, % 28 ile Malus sylvestris’in 2. Sırada olduğu, % 11 ile Berberis vulgaris’in en düşük alan dağılım yüzdesine sahip olduğu görülmektedir.

Şekil 5. Taht Vadisinde Envanteri Yapılan Türlerin Alan Dağılım Yüzdeleri Taht Vadisi’nde toplam servet incelendiğinde, Pyrus elaegnifolia’nın % 44 ile en fazla servete sahip olduğu görülmektedir. Berberis vulgaris ise % 8 ile en az Servet dağılım yüzdesine sahiptir (Şekil 4).

11%

28%

24%

37%

Taht Vadisi Alan Dağlm Yüzdeleri

Berberis vulgaris

Malus sylvestris

Pyrus elaegnifolia

Rosa canina

Page 230: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

230

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Şekil 6. Taht Vadisinde Envanteri Yapılan Türlerin Servet Dağılım Yüzdeleri

5. Tartışma

Taht ve Masat vadilerinde Rosa canina (kuşburnu), Berberis vulgaris (kadın tuzluğu), Malus sylvestris (yabani elma), Pyrus elaegnifolia (ahlat) türlerine yönelik olarak 2014 yılında yapılan alan ve meyve envanteri değerlendirildiğinde; Berberis vulgaris’in Masat vadisinde Taht vadisine oranla daha fazla bir alanda yayılış gösterdiği dolayısıyla Masat vadisindeki meyve servetinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Berberis vulgaris’in diğer türlere oranla Masat vadisi’nde en fazla servete ve yayılış alanına sahip yabani meyveli tür olduğu tespit edilmiştir. Rosa canina’nın her iki vadide yaklaşık aynı miktarda yayıldığı ve meyve servetinin her iki vadide yakın olduğu tespit edilmiştir. Rosa canina’nın Taht vadisi’nde diğer yabani meyveli türlere oranla daha fazla bir alanda yayılış gösterdiği ve daha fazla meyve servetine sahip olduğu görülmüştür. Malus sylvestris’in Taht vadisi’nde yayılış alanı bakımından daha fazla bulunduğu fakat meyve serveti bakımından bu türün Masat vadisi’nde daha fazla meyve servetinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu değerlendirmeye göre Masat vadisi’nde bulunan yabani elmaların daha verimli oldukları tespit edilmiştir. Pyrus elaegnifolia’nın Taht Vadisi’nde hem alan hem de meyve serveti olarak daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Fakat, Taht vadisi’nde yayılış alanına göre meyve verimliliğinin çok iyi olduğu sonucuna varılmıştır.

8%

21%

44%

27%

Taht Vadisi Servet Dağlm Yüzdeleri

Berberis vulgaris

Malus sylvestris

Pyrus elaegnifolia

Rosa canina

Page 231: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

231

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

6. Sonuç ve öneriler

Bayburt ilinde yapılan çalışmalar neticesinde odun dışı orman ürünlerinden çok çeşitli faydalanma imkanı olduğu; toplanmasından, işletme ve pazarlamaya kadar tüm aşamalarında, envanteri yapılan türlerle ilgili yöre halkının devamlı olarak faydalanacağı bir bölge olduğu tespit edilmiştir. Bayburt'ta temel geçim kaynağı hayvancılıktır. Tüm köylerde ilçeler ve il merkezinin kenar mahallelerinde hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. İşletmeler çoğunlukla küçük aile işletmeleri olup, koyunculuk, süt sığırcılığı, balıkçılık, besicilik ve arıcılık yapmaktadırlar. Yapılan bu çalışma neticesinde kırsal ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi sağlanabilir. Bayburt gibi ormanı az olan bir bölgede odundan ziyade odun dışı ürün olarak öncelikli olarak bu türlerin ekonomiye kazandırılması yöre için önem arz etmektedir. Bayburt yöresindeki işsizliğin bu çalışmalarla bir nebze giderilmesine katkı sağlanmış olacaktır ve hayvancılığın yanında ek gelir getirici kaynak olarak yöre halkına katkı sağlayacaktır.

Bu çerçevede;

Yöreye bu türlerle ilgili alt yapı ve sanayii işlem tesisleri kurulmalıdır. Halkın bu bitkileri toplama konusunda desteklenmesi, gerekli kredilerin

sağlanması ve bu şekilde halkın teşvik edilmesi sağlanmalıdır. 5 yıllık kalkınma planlarında bu türlerin ekonomiye kazandırılmasına yer

verilmelidir. Bu türlerin halkın kendi ihtiyacını karşılamak amacından ziyade ekonomiye ve

kendi bütçelerine katkı sağlamak amacıyla toplatılması önemlidir. Bu konuda özellikle Tarım ve Orman İşletme Müdürlükleri ortak bir eğitim

düzenleyerek yöredeki halkı bilinçlendirmelidir. Böylelikle orman arazilerinde bulunan odun dışı orman ürünlerinin kayıp

servete dönüştürülmesi bu şekilde engellenecektir. Bu çalışmayla ilgili hasat planları düzenlenirken yaban hayvanları düşünülerek

(% 50) planlar hazırlandığından dolayı özellikle toplama aşamasında bu duruma itina gösterilmelidir.

Arazide doğal olarak yetişen bu türlerin sürdürülebilirliği açısından yörenin şartlarına uygun Bayburt Orman Fidanlığında bu türlerin üretilerek bozuk ormanların ağaçlandırılmasında, erozyon kontrolü ve yöredeki bal ormanı tesis çalışmalarında hedef tür olarak kullanılmaları önem arz etmektedir. Sera veya açık alan üzerinde kültüre alınarak üretilmesi, ormanlık alanlar üzerinden yapılan yararlanmayı da azaltacaktır.

Bu çalışma neticesinde Genel Müdürlüğümüz (OGM) tarafından hazırlanan ‘’ Yabanıl Meyveler Eylem Planı’’ çalışmalarına da katkı sağlanmış olacaktır.

Page 232: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

232

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Kaynaklar

Anonim 2009. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayburt Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Çevre Durum Raporu.

Baytop, T., 1999, Türkiye'de Bitkiler İle Tedavi, Nobel Tıp Kitabevleri, 2. Baskı.

Bilgin, F., Şafak, İ., ve Kiracıoğlu, Ö., 2005, Ege Bölgesinde Defne (Laurus nobilis L.) Üreticiliğinin Sosyo-Ekonomik Önemi ve Üretici Profilinin Belirlenmesi, Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Teknik Bülten No: 28, 39 s.

Braun-Blanquet, J., 1932. Plant Sociology, McGrawHill, Newyork ve Londra. CARUS, S. 2014. Biyometri ve Odun Dışı Orman Ürünleri Envanteri, III. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu, 8-10 Mayıs , K.Maraş.

Davis P. H., 1965-1988. Flora of Turkey & the East Aegean Islands. Vol. 1-9, Edinburgh Un.Press.

DENİZ, İ., ALMA, M. H., ÖZ, M. , ALKAN, E., FİDAN, M. 2014. Gümüşhane Yöresinde Doğal olarak Yetişen Odun Dışı Orman Ürünlerinden Siyah Meyveli Kuşburnu (Rosa pimpinellifolia L.), III. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu, 8-10 Mayıs , K.Maraş.

Fidan, M.S., Öz, A., Adanur, H., Turan, B., 2013. Gümüşhane Yöresinde Yetişen Bazı Önemli Odun Dışı Orman Ürünlerive Kullanım Miktarları, Gümüşhane Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ormancılık ve Çevre Bilimleri ABD, GÜFBED/GUSTIJ (2013) 3 (2): 40-48.

Güner A., Özhatay, N., Ekim, T., Başer, K. H. C., 2001. Flora of Turkey & the East Aegean Islands. Vol. 11, Edinburgh Un. Press. pp.680

Mamıkoğlu, N.G., 2011.Türkiyenin Ağaç ve Çalıları, NTV yayınları, İstanbul.

OGM, 2015. Bayburt Orman İşletme Müdürlüğü, Bayburt Orman İletme Şefliği Orman Amenajman Planı (2015-2034), Bayburt.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2013. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 13. Bölge Müdürlüğü, Bayburt Şube Müdürlüğü Bayburt İlinde Doğa Turizmi Master Planı, 2013-2023.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2013. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Yıllık Çalışma Raporu, TEMMUZ 2013, ANKARA.

SORKUN, K., Türkiye'nin Nektarlı Bitkileri Polenleri ve Balları, Palme Yayınevi, Mayıs 2007, Ankara.

T.C., Bayburt Valiliği, İl Çevre Ve Orman Müdürlüğü Çevre Durum Raporu 2009.

URL-1, http://nonwood.ksu.edu.tr/kategori_resimler/upload/KSU_UPLOAD8_196497.pdf

URL 2 ,http://web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/odundisiurun/Dkmanlar/bitkisel_urunler_sube_ mudurlugu/BITKISEL%20URUNLER/KUŞBURNU_X.pdf-2012.

URL-3, http://www.sifalibitkitedavisi.com/kusburnu-marmelati.html

URL-4, http://www.agaclar.net/

URL-5, http://www.bitkilerimiz.org

URL-6, http://www.atib.ogm.gov.tr 

ORMAN EKOSİSTEMİ KAYNAKLI DOĞAL REKREASYON

Page 233: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

233

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMAN EKOSİSTEMİ KAYNAKLI DOĞAL REKREASYON

2

Page 234: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

234

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 235: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

235

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

CAMİLİ BİYOSFER REZERVİ VE KIRSAL KALKINMADAKİ ÖNEMİ

Erdoğan ERTÜRK

Orman Yüksek Mühendisi Orman ve Su İşleri Bakanlığı,

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü UNESCO Turkiye Milli Komisyonu MaB İzleme Grubu

[email protected]; [email protected]

Özet

Artvin ili Borçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan Camili Havzası, Orman ve Su İşleri Bakanlığı (mülga Çevre ve Orman Bakanlığı) işbirliğinde 2005 yılında UNESCO tarafından ülkemizin ilk biyosfer rezervi olarak ilan edilmiştir.

Camili Havzası’nda bulunan Efeler ve Gorgit bölgelerinin doğal yaşlı ormanları, mülga Orman Bakanlığı tarafından 1998 yılında Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiştir. Camili Biyosfer Rezervi, koruma altına alınmış ladin , kayın , kestane, ve kafkas ıhlamuru gibi doğal yaşlı ve karışık ılıman kuşak yağmur ormanları, alpin ve subalpin ekosistemleri ve sucul toplulukları sayesinde yerli ve yabancı birçok ziyaretçi tarafından bir doğal rekreasyon alanı olarak kullanılmaktadır.

Büyük çoğunluğu orman ekosistemleri kaplı olan Camili Biyosfer Rezervini 2014 yılı itibariyle yaklaşık 30.000 turist ziyaret etmiştir. Ziyaretçilerin bir kısmı günübirlik olarak alanı ziyaret ederken, diğer bir kısmı birkaç günlük konaklama yapmayı tercih etmektedir. Ziyaretçilerin alanı ziyaretleri sırasında yaptıkları konaklamalar, yedikleri yöresel yemekler, yaptıkları tur gezileri, bal satın alımı, fındık ve diğer organik ürünlerin satın alımı gibi faaliyetler hem Camili havzasına hem de ülke ekonomisine önemli katkılar yapmaktadır.

Bahsi geçen bu ekonomik uğraşılar yörede yeni iş alanları doğurmakta ve yöre halkı tarafından gerçekleştirilen ana arı üretimi, organik bal ve fındık üretimi, pansiyonculuk ve yürüyüş rehberlik faaliyetleri gibi sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen doğa ile uyumlu faaliyetlerin çeşitliliği gün geçtikçe artmaktadır.

Camili Havzasının toplam nüfusu ortalama 1600 kişi olup, bu nüfus 6 köy ve yaklaşık 350 hanede yaşamını sürdürmektedir. Bu faaliyetlerin artması havzada yıl içerisinde yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir oluşturmaktadır. Havza ekonomisine yıllık yaklaşık on iki milyon Türk Lirası katkı sağlanmaktadır.

Page 236: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

236

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Anahtar Kelimeler: Biyosfer Rezervleri, Biyolojik Çeşitlilik, Sürdürülebilir Kalkınma

Abstract

The Camili Biosphere Reserve, located within the municipal borders of Borçka District in the Province of Artvin was declared as a first biosphere reserve of Turkey by UNESCO collaboration with the Ministry of Environment and Forestry in 2005.

The old growth forests in Efeler and Gorgit areas were declared as Nature Conservation Area by the Ministry of Forestry in 1998.Camili Biosphere Reserve with its protected old growth and mixed temperate rainforests include spruce, beech, chessnut and Caucasian lime trees , alpine and subalpine ecosystems and aquatic communities is visited by domestic and international visitors and used as natural recreation area.

Majority of the ecosystems for Camili Biosphere Reserve is covered by forests. This area was visited by approximately 30.000 people last year. While some visitors prefer a daily visit to the area some would like to overnight in the basin. Overnights in pensions and buying of foods, tours, honey , chesnut,and other organic products by visitors provide an important economic contribution to the Camili area and to the country as well.

The abovementioned economic activities create a new business practices in the region.Diversity of nature friendly activities that support susutainable development such as beekeeping, honey and chessnut production, pension running and tour guide provided by local people increase day by day.

Total population of the Camili basin is average 1600 people and these people live in 6 villages and approximately 350 households.Increasing of economic activities in the basin provide an important incomes for local people annualy.The income that is provided for the basin economy is around twelve million Turkish Lira per annually.

Keywords:Biosphere Reserves, Biodiversity, Sustainable Development

1- Giriş

Dünyadaki orman alanları yaklaşık 4 milyar hektarı kapsamakta ve bu oran toplan dünya karasal alanının yaklaşık % 31’i’ne tekabül etmektedir. Toplam 1.6 milyar’dan fazla insan geçim kaynakları için ormanlara bağımlı olarak yaşamaktadır. Yeryüzündeki orman alanlarının%53’ü beş ülkede bulunmaktadır (Brezilya, Çin, Kanada, Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri). Dünya üzerindeki orman alanlarının dağılımı değişken olmakla beraber 229 ülkenin 43’ünde orman

Page 237: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

237

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

varlığı ülke yüzölçümünün %50’sini geçmiş iken, 64 ülkede % 10’un altında kalmıştır.

Ormansızlaşma ve orman bozulması biyolojik çeşitliliği tehdit eden en önemli faktör olup, her dört saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde orman alanı bozulma sonucu yok olmaktadır. 2000 yılları öncesi yıllık yaklaşık 16 milyon hektar olan orman bozulması 2000-2010 yılları arasında yıllık 13 milyon hektara düşmüştür. Bu rakam yapılan ağaçlandırma çalışmaları dikkate alındığında yıllık yaklaşık 5.2 milyon hektara kadar gerilemiştir. Bu rakama göre ormansızlaşma ve orman bozulmasından kaynaklanan emisyon yıllık küresel sera gazı emisyonunun yaklaşık %15 artmasına sebep olabilmektedir. Yaklaşık 1 milyar hektar ormanın ekosistem hizmetlerinin verimliliğinin arttırılması gerekmektedir. Ormansızlaşma oranı son on yılda yavaşlayarak devam etmekte ve dünya ormanlarının yaklaşık % 13’ü yok olmakta veya bozulmaktadır.

1998 yılında yayınlanan “Dünya Tehdit Altındaki Ağaç Türleri Listesi” ne göre dünya üzerindeki ağaç türlerinin %10’nuna tekabül eden yaklaşık 8,000 ağaç türü tehdit altında ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Çam, meşe, göknar, sedir ve maun gibi ekonomik öneme sahip bir çok önemli ağaç türü sürdürülebilir olmayan kullanımlardan dolayı tehdit altındadır. Orman biyolojik çeşitliliği üzerinde tehdit oluşturan diğer önemli etkenler ise orman yangınları, orman alanlarının tarım arazisine dönüştürülmesi, orman alanlarındaki istilacı türler, aşırı otlatma, asit yağmurları, üretim ve altyapı yollarının inşası, artan orandaki doğal felaketler, enerji üretimi için oduna talebin artması, biyo yakıta olan talebin atması, savaşlar, iklim değişikliğini olumsuz etkileri, kaçak ve usulsüz avcılık ve sürdürülebilir bir orman yönetimi için yeterli finansman kaynağının bulunmaması olarak sayılabilir.

Küresel ölçekte 460 milyon(toplam orman alanının %12’si) hektardan fazla orman alanı birincil amaç olarak biyolojik çeşitliliğin korunması için ayrılmıştır. Yeryüzündeki karasal türlerin üçte ikisi ormanlarda bulunmaktadır. Bugün itibariyle bilimsel anlamda toplamı yaklaşık 1.75 milyon olan bilimsel bitki, hayvan ve mantar türlerinin varlığı bilinmektedir.

Ormanlar, biyolojik çeşitliliğin korunması, toprak koruma, su kalitesi ve temini, sel kontrolü, iklim düzenleme ve rekreasyon gibi sürdürülebilir kalkınma için ihtiyaç duyulan önemli ekosistem fonksiyonlarının ve servislerinin devamlılığı açısından önem arz etmektedir.

Page 238: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

238

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 1: Orman biyolojik çeşitliliği tarafndan sağlanan ekosistem hizmetlerine örnekler:

“Ekosistem ve Biyolojik Çeşitlilik Ekonomileri (EBÇE)” raporuna göre ortalama 1 hektar tropik orman yılda 6,120 ABD dolarlık ekosistem hizmeti sağlamaktadır (EBÇE İklim Konuları 2009). “Ekosistem Hizmet Bedeli” yaklaşımı ekosistemin fonksiyonlarının devamlılığının sağlanması için gerekli olan finansal kaynakların ekosistemin faydalanıcılarından temin edilmesi anlamına gelmektedir.

Türkiye, Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere üç Biyocoğrafik Bölge’den oluşmakta olup, yüksek biyolojik çeşitlilik değerlerlerine sahiptir.Ekosistem, habitat ve tür çeşitliliği bakımından ülkenin değişik bölgelerinde farklı flora ve fauna zenginliğine rastlanmaktadır.Özellikle orman ekosistemi dünyada olduğu gibi ülkemizde de biyolojik çeşitliliğin en yoğun olduğu ekosistemlerdir.

Ülkemizdeki orman ekosistemi toplam 21.537 hektar olup, bu miktar toplam ülke yüzölçümünün % 27.6’sine tekabül etmektedir.Orman ekosistemi içinde yapraklı (%61) ve iğne yapraklı(%39) ağaç türleri mevcut olup, yapraklı ağaçlar daha geniş bir yayılıma sahiptir

Avrupa-Sibirya Biyocoğrafik Bölgesinde Kayın, Gürgen, Kestane, Meşe yapraklı ormanlar ile Karaçam, Kızılçam ibreli ormanlar ve Maki bitki türleri; Akdeniz

KÜLTÜREL HİZMETLER 1-Ruhsal zenginlik 2-Rekreasyon 3-Bilimsel keşif 4-Estetik deneyim

TEDARİK HİZMETLERİ 1-Genetik kaynaklar 2-Kereste 3-Yiyecek ve tekstil 4-Eczacılık ürünleri 5-Biyokimyasal ürünler 6-Enerji 7-Tatlı su

DÜZENLEYİCİ HİZMETLER 1-Suyun temizlenmesi 2-Havanın temizlenmesi 3-İklim düzenlemesi 4-Haşere ve salgın kontrolü

DESTEKLEYİCİ HİZMETLER 1-Biyokütle üretimi 2-Atmosferik oksijen üretimi 3-Toprak oluşumu ve muhafazası 4-Besin döngüsü 5-Su döngüsü 6-Habitat temini

Page 239: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

239

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Biyocoğrafik Bölgesinde Sandal, Sakız,Mersin ağacı gibi çalı formasyonu ile Kızılçam,Sarıçam, Karaçam,Göknar, Sedir ve Ardıç ibreli ormanlar ve Kestane ,Kayın, Ihlamur,Fındık,Meşe,Gürgen yapraklı ormanlar;İran-Turan (Anadolu) Biyocoğrafik Bölgesi:Meşe yapraklı ormanlar ile Karaçam, Ardıç,Sarıçam ibreli ormanlar yer almaktadır.

Ülkemizin sahip olduğu bu zengin orman ekosistemleriçok sayıda endemik bitki türüne, önemli kuş türlerine ve bir çok yaban hayatı türüne habitat sağlamaktadır. Yine bu ekosistemlerde tarımsal biyolojik çeşitlilik bakımından önemli olan pek çok kültür bitkisinin yabanı akrabaları bulunmaktadır.Türkiye endemik bitkiler açısından çok zengin olmasına rağmen, zenginliği oluşturan bu türlerin bazıları ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. IUCN(Dünya Doğayı Koruma Birliği) 2001 kriterlerine göre endemik türlerimizin yaklaşık 600 kadarı “Çok tehlikede (CR)”, 700 kadarı da “Tehlikede (EN)” kategorisinde yer almaktadır.

Türkiye floristik açıdan olduğu gibi faunistik açıdan da çok zengindir. Omurgalı hayvanlar üzerine birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu nedenle omurgalı hayvanlara ait endemizm durumu, tehlike sınıfları ve koruma altına alınan türlerle ilgili sağlıklı veriler bulunmaktadır. Buna göre Türkiye’de yayılış gösteren 141 sürüngen ve amfibi türünden 16’sı endemik olup bunlardan 10’u tehdit altındadır. Kuşlardan Türkiye’ye endemik tür yoktur. Bununla birlikte memelilerden 5 tür, 32 alttür, sürüngenlerden 16 tür ve/veya alttür, tatlı su balıklarından ise 70 tür/alttür balık endemiktir.

Türkiye’deki büyük memelilerin çoğu orman ekosisteminde yaşar. Örneğin; ormanlar ayı ,tilki, kurt, çakal,vaşak ,sırtlan,geyik,çengel boynuzlu dağ keçisi,yaban keçisi,yaban domuzu, porsuk,ağaç sansarı, kirpi, tavşan, gelincik, sincap gibi memeliler; yılan, bukalemun , kertenkele, kaplumbağa türleri gibi sürüngenler ile sülün, ürkeklik , dağ horozu, ağaçkakan , kartal türleri, atmaca türleri, tuygun türleri, şahin türleri,doğan türleri, alaca baykuş, kulaklı orman baykuşu, paçalı baykuş ile çok sayıda ötücü kuş türüne yaşama ortamı oluşturmaktadır.Bu türlerden Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi (Rupicapra rupicapra), yaban kedisi (Felis silvestris), Kara Akbaba (Aegypius monachus), Şah Kartal (Aquila heliaca), Büyük Orman Kartalı (Aquila clanga) ve Küçük Orman Kartalı (Aquila pomarina) gibi türler uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış orman faunası türlerindendir.

2- Camili Biyosfer Rezervi

Camili Havzası, Artvin iline bağlı Borçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve toplam 6 köyden oluşan bir bölgedir. Köylerin kış aylarındaki nüfusu yaklaşık 1100 kişi civarındadır. Borçka ve diğer şehirlerde oturanların gelmesi ile birlikte yaz aylarında bu sayı 2500’e ulaşmaktadır.

Page 240: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

240

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Resim 1: Camili Biyosfer Rezervi

Camili Havzası (27.000 hektar), sahip olduğu biyolojik çeşitliliği , doğal kaynakları ile kültürel ve tarihi zenginlikleri nedeniyle 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezervleri Ağına dahil edilmiştir.

Doğa koruma açısından önemi 1990’lı yıllarda ortaya çıkmaya başlayan Camili Bölgesi, Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD)nin 1993-1996 yılları arasında yürütmüş olduğu “Doğu Karadeniz’in Doğal Yaşlı Ormanları” projesinin çalışma alanı olan Karçal Dağları’nın içerisinde yer almıştır.

Havzadaki Efeler ve Gorgit bölgeleri sahip oldukları doğal yaşlı ormanları ve eşsiz peyzaj güzellikleri sebebiyle 1998 yılında mülga Orman Bakanlığı tarafından 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu uyarınca Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiştir.

Resim 2: Camili Havzas Genel Görünüm Resim 3: Camili Köyünde bir Serender

Camili Havzası, taşıdığı doğal kaynak değerleri ve zengin biyolojik çeşitliği sebebiyle 2000-2008 yılları arasında mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen ve Dünya Bankası ile Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından desteklenen “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğa Kaynak Yönetimi Projesi” kapsamında pilot proje sahalarından birisi olarak seçilmiştir. Söz konusu proje kapsamında yörede yaşayan halk, küçük ölçekli hibe programlar ile desteklenerek alternatif geçim kaynakları konusunda projeler üretilmiş, bu kapsamda ekoturizm (pansiyonculuk vs.) eğitim ve

Page 241: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

241

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

bilinçlendirme,Kafkas arı ve bal üretimi, geleneksel el yapımı ürünleri, doğa dostu tarımsal uygulamalar ve doğaya uygun hayvancılık yetiştirme konularında birçok proje finansal ve teknik olarak desteklenmiştir.

Camili Biyosfer Rezervi’nde saf Kafkas ana arı yetiştirilmesi ve balÜretimi yerel ekonomide önemli bir yer tutmaktadır. Arıcılıkla uğraşan nüfus,Camili Biyosfer Rezervi'nde yaşayan nüfusun yaklaşık %30'una karşılıkgelmektedir. Dolayısıyla arıcılık Camili Biyosfer Rezervi'nin ana

ekonomikfaaliyetlerinden birisini oluşturmaktadır. Bu sebeple 2010 yılında,UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, mülga Çevre ve Orman Bakanlığı ile mülga Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın teknik desteği ile Camili Biyosfer Rezervi'nde üretilen balın ekolojik ilkelere uyumlu ve organik ürün olduğunun belgelenmesi ve bunun resmi bir sertifikaya bağlanması amacıyla “Camili Biyosfer Rezervi Yöresel Ürünler Sertifikasyon Projesi” uygulanmıştır.Proje sonunda, söz konusu organğk balın “Orman ve Su İşleri Bakanlığı Camili Biyosfer Rezervi” ismi ve logosunu taşıması için Türkiye Patent Enstitüsünden alınan “Garanti Markası”nın kullanım hakkı ücretsiz olarak 2011 yılında Camili Köyler Birliği’ne devredilmiştir.

2013 yılında, Havzadaki biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve özellikle bölgede yaşayan yöre halkının geleneksel kullanımlarının ve kültürel yaşam tarzının anlatıldığı ve tüm Türkiye’de gösterilen UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve İZ TV işbirliğinde bir belgesel hazırlanmıştır.

Camili Havzası’nda sürdürülebilir kalkınmanın nasıl başarıldığının ve biyosfer rezervi kavramının bu başarıdaki rolünün yörede yaşayanlar tarafından dile getirildiği “Sürdürülebilir Kalkınma Eğitimi için Biyosfer Rezervleri: Camili’de Yaşam “Mısır Ekmeği,Yoğurt ve Bal” isimli proje 2014 yılında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından desteklenmiş ve bir eğitim kitabı olarak hazırlanarak ülkemizdeki tüm ilgi grupları ile paylaşılmıştır.

Resim 4: Camili’de Yaşam “Mısır Ekmeği,Yoğurt ve Bal”Kitabı

3- Biyolojik Çeşitlilik

Avrupa –Sibirya Biyocoğrafik bölgesinde yere alan Camili Biyosfer Rezervi, rakım farkına (350 m-3500 m) dayalı olarak ortaya çıkmış olan çok değişik tür ve ekosistemleri içerir. Koruma önceliğine sahip değerleri ise; doğu ladini (Picea orientalis), doğu kayını (Fagus orientalis), kestane (Castanea sativa), ve Kafkas ıhlamuru (Tilia rubra ssp. caucasica) gibi doğal yaşlı ve karışık ılıman kuşak yağmur

Page 242: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

242

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ormanları, alpin ve subalpin ekosistemler, sucul topluluklardır. Camili Biyosfer Rezervi’nde 23’ü endemik 990 adet bitki türü yayılış gösterir.

Camili Havzası, Aşağı Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nin batısında yer alan Doğu Karadeniz nemli ve alt tropikal ılıman orman bölgesinde bulunmaktadır. Orman ekosistemleri, Camili Havzası’nın yaklaşık %65’ini oluşturur. Bölgenin doğal bitki örtüsü deniz seviyesinden yüksekliğe göre değişiklik gösteriri.

Deniz seviyesinden 400-3400 metre yükseklikler arasında bulunan Camili havzasında, Doğu kayını (Fagus orientalis), kestane (Castanea sativa), Kafkas ıhlamuru (Tilia rubra ssp. caucasicus), huş (Betulus), akçaağaç (Acer spp.), üvez (Sorbus spp.), fındık (Corylus spp.), kızılağaç (Alnus glutinosa) ve meşe (Quercus spp.), ladin (Picea orientalis) ve göknar (Abies nordmanniana ssp. nordmanniana), Huş (Betula pendula-Betula medwediewii), Artvin ölmezi (Helichrysum artvinense), Orman gülü (Rhododendron smirnovii),Kafkas kardeleni (Galanthus caucasicus),Haseki küpesi (Aquilegia sp.) ve Zambak (Lilium carniolicum) gibi çnemli bitki türleri yer almaktadır.

Orman altı diri örtüsünde tipik yer bitki örtüsü olarak ise cehri ve karayemiş (Laurocerasus officinalis, orman gülü (Rhododendron spp.), ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), bodur ardıç (Juniperus communis ssp. Nana), eğreltiotu, kara yosunu, böğürtlen, ahududu ve otsu bitkiler yer almaktadır.

Ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), vadinin belli bölümlerinde bulunmakta olup Bern Sözleşmesi Ek I listesinde de yer alır.

Camili Biyosfer Rezervi insan etkisinden uzak kalmış bir fauna çeşitliliğine sahiptir. Koruma önceliği olarak özellikle önem arzeden fauna türleri genetik olarak saf olan Kafkas arı ırkı, boz ayı (Ursus arctos), çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra), dağ horozu (Tetrao mlokosiewiczi), Kafkas engereği (Vipera kaznakovi) Kafkas semenderi (Mertensiella caucasica), kırmızı benekli alabalık (Salmo trutta macrostigma) ve göçmen yırtıcı kuşlardır.

Resim 5: Boz Ayı Resim 6:Haseki Küpesi Resim 7:Maral Şelalesi

Page 243: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

243

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4- Tarihi ve Kültürel Değerleri

Camili bölgesi, çeşitli dönemlerde Bizans, Selçuk, Moğol, Osmanlı İmparatorlukları ile Rusların, Gürcülerin yönetiminde bulunmuşlardır.Camili Havzası’ndaki dikkate değer arkeolojik ve tarihi kalıntılar Efeler Köyü girişinde bulunan Kemer Köprü, Maral Köyü’ndeki İremit Camii, Uğur Köyü’nde bulunan kilise ile Tamara Köprüsü ve iki eski hapishanedir. Halkın yıllarca izole bir yaşam sürmesi nedeniyle köylüler, günlük yaşamlarında, köy evlerinin ve ek yapılarının mimarisi ve yapılış tarzında, kullandıkları alet ve malzemelerde eski gelenekleri muhafaza edebilmişlerdir. Geleneksel halk dansları ve halk müziği kültürü halen bölgede yaşamaktadır. Köylüler geleneksel şarkılarını gelecek kuşaklara aktarmak ve muhafaza edebilmek amacıyla Çoksesli Yaşlılar Korosu’nu kurmuşlardır.

Korosu’nu kurmuşlardır.

Resim 8: Eski Değirmen Resim 9: Yaşlılar Korosu

5- Doğa Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma İlişkisi

Biyosfer rezervlerin temel görevi doğal kaynakların korunmasına yönelik sistemler ve modeller geliştirmek ve biyosfer rezervlerin içerisinde veya çevresinde yaşayan yöre halkı için sosyo-ekonomik alternatifler ve fırsatlar yaratmaktır.

Camili havzası kapalı bir havzadır ve yöre halkı ormanla iç içe yaşamaktadır. Camili’de hayat ağır kış şartlarının meydana getirdiği doğa ile mücadele etme üzerine kurulmuştur. Yöre halkı yaşamını devam ettirmek için doğaya bağımlıdır. İnsan –doğa ilişkisi geçmişten gelen geleneksel bilgi ve deneyim üzerine inşa edilmiştir. Doğa ile olan ilişki tarımsal üretim, besin temini, tedavi amacıyla bitki ve şifalı otların kullanımı, yakacak ve yapacak odun ihtiyacı, hayvancılık, hayvan otlatma, arıcılık, balık, yaban keçisi ve diğer yabani hayvanların avlanması gibi faaliyetler ile sağlanmaktadır. Camili’de insan ve doğa etkileşimi nadir bir kültürel peyzaj ve toplumun isteklerine uygun yöresel gelenekler ortaya çıkarmıştır. Gelişme ve koruma arasındaki doğru dengenin sağlanması için yörede yaşayan insanlara kendi kontrolleri altında sürdürülebilir geçim kaynağı modelinin geliştirilmesi şansını veren Camili bölgesinin kalitesinin devam ettirilmesi ve korunması önemli bir faktördür. Yöresel kültür bu sürecin merkezinde yer almakta ve Camili peyzajının

Page 244: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

244

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

bir parçasını oluşturmaktadır. Bu yüzden Camili’deki sürdürülebilir kalkınma faaliyetleri yöresel geleneklere ve uygulamalara saygılı olmak zorundadır.

Camili Havzası’nda süregelen kendi kendine yeterli geleneksel ekonomik yapı, yaşam ve ormanla doğrudan ilişkili ve doğanın döngüsüne tabidir. Bu doğaya bağımlı kendi kendine yeterlilik, doğal kaynakların sürdürülebilirliği için bir tehdit olarak algılanmamaktadır. Dışarıdaki pazar ekonomisi ile bütünleşme imkânları, bölgenin uzaklığı, zor iklim koşulları, ulaşım imkânlarının azlığı ve ulaşım maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle sınırlıdır. Bu koşullarda sürdürülebilir yaşamın en iyi örneklerinden biri olan Camili’de yaşayanlar geçimlerini Camili’ye has kaynaklarla sürdürmektedir.

Yaşam ve geçim kaynakları havzanın çevresel ve doğal şartlardan dolayı son yıllara kadar büyük ölçüde tarımsal faaliyetler ve hayvancılık yoluyla sağlanmaktaydı. Ancak son zamanlarda ekoturizm, ana arı üretimi, organik bal ve fındık üretimi ve diğer bağlantılı faaliyetlerin yörede daha tanınır hale gelmesi ile birlikte geçim kaynakları çeşitliliği giderek artmıştır. Camili Havzası dünyadaki en verimli ve güçlü arı ırkından biri olan saf Kafkas arı ırkının yaşam sürüdüğü yerlerden birisi olarak da bilinmektedir. Bahsi geçen bu ekonomik uğraşılar yörede yeni iş alanları doğurmuş ve bunun sonucunda turist rehberliği, pansiyonculuk, arıcılık, ana arı üretimi ve yürüyüş rehberliği gibi sürdürülebilir kalkınma faaliyetler ortaya çıkmıştır. Kış aylarında havzadaki yolların 4 ile 6 ay gibi bir süre kapalı kalması yaz ve kış nüfusunda önemli farklılıklar ortaya koymaktadır. Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olarak Camili’de gerçekleştirilen doğaya uyumlu proje ve faaliyetleri sayesinde bölgedeki nüfus özellikle yaz aylarında giderek artmıştır.

Camili Havzası hem doğası ve peyzaj çeşitliliği, hem de geleneksel kültürü ile ulusal ve küresel ölçekte artık önemli bir cazibe merkezidir. Daha tanınır hale geldikçe bölgenin çarpık gelişmesi yönünde bir kaygı oluşmaya başlasa da, yöre halkı bu kaygılara sebep olabilecek faaliyetlerin gerçekleşmemesi için büyük çaba ve gayret sarf etmektedir. Yörede yaşayanlar içinde bulundukları nadir ekosistemlerin ve doğal ve kültürel peyzajların öneminin farkındadırlar. Bu amaçla, özellikle turizm faaliyetlerinin doğa ile uyumlu ve yöresel mimariyi ve kültürü benimseyen yapı ve tesislerden oluşması için kendi aralarında ortak bir anlayış geliştirmeye çalışmaktadırlar. Söz konusu ortak anlayışla alanda üretilen Kafkas arısı ve balın da korunması ve sürdürülebilir bir şekilde üretilmesi amacıyla kendi içinde bir kontrol ve izleme mekanizması geliştirilmiştir. Yörede üretilen Kafkas arısının ve balın kaçak yöntemler ile bölge dışına çıkarılması yada dışarıdan başka arıların alana getirilmesi yörede yaşayanların etkin ve yoğun kontrolleri sayesinde önlenebilmektedir. Yörede yetiştirilen fındığın ve diğer yöresel ürünlerin doğallığının ve devamlılığının sağlanması konusunda halkın bilinçli olması ve bu ürünlerin sürdürülebilir bir şekilde üretilmesi için çaba göstermesi, bu faaliyetlerin kendilerine sağlayacağı ekonomik ve çevresel faydaların farkında olduklarının bir göstergesidir.

Page 245: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

245

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Yöre halkı tarafından gerçekleştirilen ana arı üretimi, organik bal ve fındık üretimi, pansiyonculuk ve yürüyüş rehberlik faaliyetleri gibi sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen doğa ile uyumlu faaliyetlerin çeşitliliği gün geçtikçe artmaktadır. Bu tür faaliyetlerin giderek artması alan dışında ikametlerini devam ettiren yöre halkının her yıl özellikle yaz aylarının başlaması ile birlikte alan geri dönüşlerinde büyük artışlar meydana getirmiştir. Bu faaliyetlerin artması havzada yıl içerisinde yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir oluşturmaktadır. Camili Biyosfer Rezervi hem sahip olduğu biyolojik çeşitliliği ve doğal güzellikleri ve hem de sağladığı geleneksel yaşam tarzı misafirperverliği ve konaklama imkanları sayesinde ülke içinden ve dışından bir çok ziyaretçinin akımına uğramaktadır. Her yıl yerli ve yabancı binlerce kişinin ziyaret ettiği Camili Biyosfer Rezervi, pansiyon işletmeciliğinden rehberlik hizmetlerine, ana arı yetiştiriciliğinden bal üretimine uzanan ekonomik faaliyetler ile biyolojik çeşitliliğin ve kültürel değerlerin korunması arasında dengenin nasıl kurulacağını gösteren ülkemizin nadir yerlerinden birisidir.

Camili, biyosfer rezervlerin en önemli fonksiyonları olan koruma, gelişme ve araştırma-izleme fonksiyonlarını, havzadaki nadir ve eşsiz ekosistemleri, tür ve habitatları koruyarak, yöre halkının doğa ile uyumlu ekonomik faaliyetlerini destekleyerek ve bilim adamları, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili kişi kurum ve kuruluşların alanda gerçekleştirdiği araştırma ve izlemeye imkan vererek yerine getirmektedir. Özellikle gelişme fonksiyonu görevini yerine getiren ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının teşvik edildiği bölgelerde, ekosistem yönetimi yaklaşımı uygulanmakta ve bunun sonucunda sürdürülebilir bölgesel kalkınma çabalarına örnek olacak bir model alan ortaya çıkmaktadır.

6- Sürdürülebilir Kırsal Kalkınmayı Destekleyen Yerel Ticari Faaliyetler

6.1- Ev Pansiyonculuğu

Camili havzasının neredeyse tamamı orman ekosistemlerinden oluşmaktadır. Orman ekosistemleri insanlar tarafından en çok ziyaret edilen rekreasyon alanlarından birisidir. Bu durum Camili havzasının daha fazla ziyaret edilmesinin sebeplerinden birisi olmuştur. Özellikle, sahip olduğu doğal yaşlı ormanları bir çok yerli ve yabancı turist tarafından görülmek istenmektedir. Havzadaki kestane, ıhlamur ve ormangülü gibi bal üretimine katkı sağlayan ağaç türlerinin olması ve bu balın organik olarak elde edilmesi ve bunun yanı sıra dünyadaki üç önemli arı ırkından birisi olan saf Kafkas arı ırkının varlığını bu bölgede sürdürmesi bölgeye olan ilgiyi arttırmıştır.

Bölgenin 2005 yılında UNESCO tarafından Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi olarak ilan edilmesi ulusal ve uluslararası anlamda havzanın tanınırlığını yüksek noktalara taşımıştır.2000 yılında havzayı ziyaret eden turist sayısı neredeyse sıfır iken, bu sayı havzanın 2005 yılında UNESCO tarafından Biyosfer Rezerv olarak ilan edilmesi ile 1000’e ulaşmıştır. Havzada, mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Dünya Bankası işbirliğinde yürütülen ve Küresel Çevre Fonu tarafından desteklenen

Page 246: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

246

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

“Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi” nin küçük hibe programları sayesinde yöre halkına hibe destekleri verilmiş ve aile pansiyonlarının sayısı 2006 yılında 12’ye, gelen ziyaretçi sayısı 2200’e ve 2011 yılında 6500’e ve 2014 yılında yaklaşık 30.000 kişiye ulaşmıştır. Havzadaki aile pansiyonları bugün itibariyle 25 adet olup, günlük geceleme kapasitesi ortalama 450 yataktır.

Aile pansiyonları yöresel mimari donanımlı geleneksel ahşap yapılı evlerden oluşmaktadır. Evler yöresel mimariyi korumak amacıyla küçük değişiklikler ve onarımlar yapılarak aile pansiyonları haline dönüştürülmüştür. Yöre evleri sıcak ve misafirperver aile ortamı ile birlikte gelen ziyaretçilere temiz ve doğal konaklama imkanları sağlamaktadır. Havzada yaşayanlar çevrenin ve onun korunmasının nedenli önemli olduğunun farkındadırlar. Aile pansiyonları ziyaretçiler için zengin menüye sahip yerel ürünlerle donatılmış yiyecekler sunarlar. Birçok yöresel yiyecek ya kendileri tarafından hazırlanmış veya herkesin dahil olduğu ortak fayda sağlayan bir ekonomik döngü yaratmak amacıyla komşularından satın alınmıştır. Geleneksel ahşap evler havzaya gelen ziyaretçilerin konaklaması için hazırlanmıştır. Camili Havzasında yapılan bir anket, alana gelen ziyaretçilerin %99’unun geleneksel ahşap evlerde konaklamak istediğini göstermektedir. Buda gerekçeyi açıklıyor; sıcak ortam, misafirperverlik, geleneksel yöre yaşamı ve kültürünü tanımak, temizlik, hijyen ve tabiî ki yöresel yiyecekler.

Camili Havzasının toplam nüfusu yaklaşık 1200 kişi olup, bu nüfus 6 köy ve yaklaşık 270 hanede yaşamını sürdürmektedir. Aile pansiyonculuğu ve buna ilişkin bağlantılı hizmetler sonucunda havzada yıllık yaklaşık 1.000.000 TL bir gelir meydana gelmektedir.

Resim 10 : Camili’de Bir Pansiyon Resim 11: Yöresel Yemekler

6.2- Bal Üreticiliği ve Arı Yetiştiriciliği

Arıcılık, Camili Havzası’nda yüz yıldır ekonominin bir parçası olmuştur. Ancak, TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma) Vakfı tarafından gerçekleştirilen araştırma ve geliştirme projeleri öncesine kadar geleneksel yöntemlerle ve sadece bal üretimi için yapılıyordu. Bu araştırma ve geliştirme projeleri sonrasında uzmanlar tarafından bu havzadaki arıların yüksek verim sağlayan dünyadaki üç önemli arı ırkından biri olan Kafkas arı ırkına ait olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, yapılan araştırmalar havzadaki arıların genetik yapısının alana

Page 247: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

247

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

yabancı arıcıların girmemesi sebebiyle değişime uğramadığını göstermiştir. Kafkas arı türleri ülkemizde sadece Camili Havzasında yaşadığı ve genetik olarak saf olduğu için aynı zamanda bölgedeki biyolojik çeşitlilik için de çok önemlidir. Havzanın bu potansiyeli Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi kapsamında da bu konuya özel önem verilmesine neden olmuş ve yörede Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği çatısı altında havzadaki her köyün temsilcisinin olduğu ve bölgedeki üreticileri birleştiren bir arıcılık komitesinin kurulması sağlanmıştır. Havzadaki organik bal için 2010 yılında organik ürün sertifikası alınmıştır. Son yıllarda arıcılık havzada önemli bir gelir ve istihdam kaynağı haline gelmiş ve sektörde iyi bilinen ve kaliteli bir marka haline dönüşmüştür. Ayrıca Camili Biyosfer Rezervi ismi ve logosu Türk Patent Enstitüsü tarafından Orman ve Su işleri Bakanlığı adına tescil edilmiş ve bakanlık bu isim ve logo kullanım hakkını yöredeki üreticilere devretmiştir. Bugün havzada yaklaşık 200 hane arıcılıkla uğraşmakta ve her yıl 50 ton bal üretimi gerçekleştirilmekte olup, yıllık ortalama 5.000.000 TL gelir elde edilmektedir. Bunun dışında, 5000 Kafkas ana arısı üretilip marketlere pazarlanmakta olup, yıllık yaklaşık 400.000 TL havzaya girmektedir.

Resim 12: Arıcılık Resim 13: Küçük Hibe Programı

6.3- Organik Tarım

Havzada hemen hemen her aile kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir tarlaya sahip olup, mısır, fasülye, lahana ve sebze üretimi yapmaktadır. Fndık, Camili Havzasının tarımsal ürünlerinde özel bir yer tutmaktadır. Camili fındığı kalitesi ve lezzeti nedeniyle marketler tarafından özellikle rağbet ve talep görmektedir. Havzadaki fındık üretiminde kimyasal tarım ilaçları kullanılmamakta ve bu yüzden Camili fındığı organik ürün olarak değerlendirilmektedir. Havzada yıllık ortalama 400 ton fındık üretimi gerçekleştirilmekte ve yaklaşık 5.500.000 TL gibi havza insanı için önemli bir gelir sağlanmaktadır. Havzada hayvancılık ve çiftçilik yüksek oranda değildir. Birçok aile hayvanlarını (inek, koyun, keçi,.) kendi ihtiyaçları ve pansiyona ürün sağlamak amacıyla yetiştirmektedir.

Page 248: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

248

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Resim 14: Hayvancılık Resim 15: Fındık Üretimi

Yukarıda açıklanan faaliyetler sonucunda havzada yıllık ortalama 12.000.000 TL girdi sağlanmaktadır. Ortalama 350 hanenin olduğu bölgede hane başına düşen yıllık gelir ortalama 35.000 TL olmaktadır.

6.4- Sonuç ve Öneriler

Kalkınma ile doğa koruma arasındaki dengenin doğru kurulması, bir yandan yöre halkının kontrolü altındaki sürdürülebilir geçim imkânlarının daha iyi hale getirilmesine diğer yandan da arzu edilen kalkınma seviyesine ulaşmaları için yardımcı olmayı gerektirmektedir. 2012 yılında gerçekleştirilen “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı” ya da kısa adı ile “Rio+20” nin konusunun yeşil ekonomi ve sürdürülebilir kalkınma odaklı olması ve sonuç raporunda özellikle kırsalda yaşayan yöre halkının geçim kaynaklarının arttırılması ve biyolojik çeşitliliğin korunması ifadelerinin beraber yer alması Biyosfer Rezervi kavramının önemini daha da arttırmıştır. Bilindiği gibi biyosfer rezervleri hem insan olgusuna hem de doğa koruma konusuna öncelikli olarak önem verilen alanlarıdır. Biyosfer rezervlerinin yasal dayanağı olan ve İspanya’nın Seville şehrinde 1995 yılında hazırlanan Seville Stratejisi’nde de belirtildiği gibi biyosfer rezervleri sürdürülebilir ekonomik ve insan kalkınmasını teşvik eden ve aynı zamanda türlerin, genetik kaynakların ve ekosistemlerin korunmasını sağlayan alanlardır. Yine Seville Stratejisi’nde ifade edildiği gibi bu alanlardaki kaynaklar yerel topluluklar, kurumlar, sivil toplum kuruluşları, ekonomik fayda grupları ve diğer ilgi grupları tarafından sürdürülebilir şekilde yönetilmektedir.

Biyosfer Rezervleri yöre halkının kalkınmasına çok önem veren ve bu kalkınmayı sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirerek “Yeşil Ekonomi” denilen doğal kaynaklara ve biyolojik çeşitliliğe zarar vermeyen faaliyetleri ortaya koyabilen doğa koruma bölgeleridir. Bu nedenle,Rio+20 Konferansı Sonuç Raporu’nda ifade edilen biyolojik çeşitliliğin korunması ve aynı zamanda halkın ekonomik kalkınmasının sağlanması gibi hedeflerin dengeli bir şekilde yerine getirilmesine hizmet etmek için dünyada ve ülkemizde biyosfer rezervi sayısının arttırılması bu amaca ulaşılmasında olumlu bir katkı yapacaktır.

Page 249: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

249

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15 

Camili Biyosfer Rezervi sahip olduğu peyzaj değerleri, biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynak değerleri ve yöresel kültürü ile ülkemizin ve dünyanın nadir bölgelerinden birini oluşturmaktadır. Havzanın büyük çoğunluğunun orman ekosistemlerinden oluşması ve bu ekosistemi oluşturan bitki örtüsünün yayılış alanlarının, tür ve çeşitliliğinin ülkemizde ender görülebilecek seviyede olması söz konusu bölgenin insanlar tarafından daha fazla merak edilmesine ve bunun sonucunda da çok fazla ziyaret edilmesine sebep olmaktadır. Aslında yüzyıllardır sahip olduğu bu değerler sadece orada yaşayanlar tarafından bilinmekte iken, 1990’ların sonuna doğru bir takım projeler ve çalışmalar sayesinde önce ülkemiz insanının ilgi odağı olan bölge daha sonra ise uluslararası toplumun da dikkatini çekmiştir. Özellikle UNESCO tarafından biyosfer rezerv alanı olarak ilan edilmesi ülkemizin uluslararası düzeyde bir prestij kazanımına yol açmıştır.Tabi ki bu prestijden yöre halkı da hak ettiği payı almıştır.Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, alanın biyosfer rezervi olarak ilan edilme yılı olan 2005 yılına kadar bölgeye ilgi gösteren ziyaretçi sayısı bu yıldan sonra çok fazla artmıştır.Bölgenin biyosfer rezervi olması elbette tanınırlığının artmasına ve bu sayede daha fazla ziyaret edilmesine neden olmuştur.Ancak bölgenin ormanlarla kaplı olması, yöre halkının çok çeşitli ekonomik faaliyetlerde bulunmasına ve ormandan ekonomik anlamda sürdürülebilir faydalanmasına yol açmıştır.Bu faydalanma, ziyaretçilere sunulan mal ve hizmetlerin artmasına ve böylece halkın refah düzeyinin gelişmesine neden olmuştur.Camili ormanlarının Kafkas arı yetiştiriciliğine, organik bal üretimine ve doğa hayvancılık ve tarıma sağladığı katkılar sayesinde yöre halkı arı , bal, fındık satabiliyor,aile pansiyonlarında yemeklerde ve kahvaltılarda misafirlere doğal bitkisel ve hayvansal ürünler sunabiliyor, orman içi turlarda ücretli rehberlik hizmetleri verebiliyor ve pansiyonlarındaki konaklamalardan gelir elde edebiliyorlar.Geçmişten günümüze gelen ve halen dahi yaşatılmaya çalışılan geleneksel yaşam tarzı ve kullanımların modern yöntemlerle entegre edilerek devamlılığını sürdürmesi Camili Havzası’nda yaşayan toplumun geçmişine saygı göstererek günün şartlarına ayak uydurabilme kabiliyet ve becerisinden kaynaklanmaktadır. Sahip olduğu zor arazi koşullarının yanı sıra havza insanının doğanın değerini ve kendi yaşamına olan etkisini bilerek ve koruma ve kullanma dengesine hassasiyet göstererek faydalandığı doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı sayesinde bugün ülkemizin önemli bir prestij alanı olan Camili Biyosfer Rezervi’ndeki deneyimlerin ve kazanımların ülkemizin benzer özelliklere sahip diğer bölgelere de yaygınlaştırılması sürdürülebilir kalınma açısından önem arz etmektedir.

Tüm bu yukarıda sayılan ekonomik faydalar orman ekosistemlerinin doğal rekreasyon alanı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden ülkemizdeki orman alanlarından faydalanmanın düzenlenmesinde sürdürülebilir orman yönetimi prensiplerinden hareket etmek en doğru yaklaşımdır. Bu amaçla ormanlarımızdan daha etkin ve verimli faydalanmak için, özellikle sürdürülebilir kalkınma ve doğa koruma konusunda önemli yönetim araçlarından birisi olan biyosfer rezervi anlayışını ülkemizde yaygınlaştırmak, bunun yanısıra ormanlarımızın ekosistem hizmetleri varlığını tespit etmek ve rekreasyonel kullanımlara uygun olabilecek ormanlarımızda sürdürülebilir turizm gelişim

Page 250: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

250

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

16 

stratejisi oluşturmak ülkemiz ormancılığının sürdürülebilir yönetimi açısından faydalı olacaktır.

Fotoğraflar:

Ertürk,E.,Gümüştekin,F.,Tuncer,G.,Baykal,M.H.,Alaçam, Ö.,Eraydın, S., Atasoy, V., Lise, Y.

Kaynaklar:

Camili Biyosfer Rezervi Taslak Yönetim Planı,2007.Çevre ve Orman Bakanlığı ( mülga),Ankara

Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Raporu, 2014, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara

Ertürk,E., 2012, Sürdürülebilir Kalkınmada Bir Başarı Öyküsü: Camili Biyosfer Rezervi, RİO+20 Konferansı, Rio De Janeiro, Brezilya

Ertürk, E., Lise, Y.,2015,Camili Biyosfer Rezervi Arazi Gezisi Raporu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu,Ankara

Ertürk,E.,211. Orman ve Biyolojik Çeşitlilik, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Yeşil-Mavi Teknik Bülteni , Ankara

Teksöz,G.,Ertürk,E.,Lise,Y.,2014. Sürdürülebilir Kalkınma Eğitimi İçin Biyosfer Rezervleri: Camili’de Yaşam: Mısır Ekmeği, Yoğurt ve Bal…, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yayını, Ankara

http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul

Page 251: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

251

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

YÜKSEK DAĞ ALANLARINDA PLANLANAN YATIRIMLAR HAKKINDA

YENİDEN DÜŞÜNME: DOĞU KARADENİZ YEŞİLYOL ÖRNEĞİ

Yrd. Doç. Dr. Oğuz KURDOĞLU1,* Yrd. Doç. Dr. Saliha ÜNVER-OKAN2

1KTÜ Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 61080 Trabzon [email protected]

2KTÜ Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 61080 Trabzon [email protected]

Özet

Ülkemizin nereyse 2/3’ünü dağlık alanlar oluşturmaktadır. Dünyadaki tatlı su kaynaklarının çoğunun ana doğuş yeri yüksek dağlar ve dağ ormanlarıdır. Su temininde, dağ ormanlarının ve alpin çayırlıkların muhafazası özel dikkat gerektirmektedir. Yine bu alanlar biyolojik çeşitlilik için de en değerli korunak/sığınak durumundadır.

İlk kez 2005 yılında ilgili kurum tarafından büyük bir turizm yatırımı olarak açıklanan yayla bağlantı yolları konusu, daha sonraki yıllarda biraz geri planda kalsa da, 2012 yılından itibaren tekrar ulusal gündemdeki yerini almıştır.

Ortalama eğimi % 74 olan bölge dağlarındaki yaylaların birbirine bağlanması için yeni yolların açılması ve var olan yolların iyileştirilmesi için uygulamaya geçilmesi ile ortaya büyük sorunlar çıkmaya başlamıştır.

Toplumda ciddi bir reaksiyon oluşturan doğal alanlardaki parçalanma, devasa miktarlardaki hafriyatın tahribatı ve özetle doğa koruma problemleri; başlanan projenin üzerinde yeniden düşünülmesi gereken kötü bir planlama örneği olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Bu çalışma ile Doğu Karadeniz dağları ve dağ ormanlarında planlanarak yapımına başlanan ve büyük yıkımlara yol açtığı için son iki yılın ülkemizdeki en sıcak çevre tartışması haline gelen yeşil yol projesi değerlendirilmiş, mevcut ve olası çevresel ve sosyal problemler değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Yeşil Yol, Dağ Ormanları, Yol tahribatı.

Page 252: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

252

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

Mountainous areas constitute almost 2/3 of the whole country in Turkey. Most of the fresh water main sources in the world are in high mountains and mountain forests. Conservation of mountain forests and alpine grasslands requires special attention for water procurement. Also these habitats are the most valuable sanctuary for biodiversity.

Although subject of the high plateau connecting roads which was introduced as a big tourism investment by the related institute firstly in 2005, but it was remained somewhat in the background in later years, it has taken its place in the national agenda again from 2012 as well.

Lots of problems began to emerge in the region after construction of new roads for connecting high plateaus together and rehabilitation of the actual roads. Fragmentation in natural areas which made a serious reaction in society, massive amount of excavation and in substance nature conservation problems revealed that initiated project is a poor planning example that it is necessary to think over again.

In this study, green road project which began to be constructed in Northeast Blacksea Mountains and mountain forests and became the hottest environmental debate for the last two years in Turkey because of causing huge demolition was validated. Also actual and possible environmental and socio-economic problems were evaluated in the present study.

Key Words: East Blacksea Region, Greenroad, Mountain forest, Road degradation

1. Giriş

Dağlık alan kavramı çok tartışmalı bir konu olmakla beraber günümüzde daha netleştirilememiştir. Genel olarak rakımı 1000 m’den yüksek ya da 500 ile1000 m arasında ve eğimi %17’den fazla olan alanlar dağlık olarak tanımlanır (Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, 2007). Bu tanıma göre ülkemizin yaklaşık 2/3’ü dağlık alanlar ile kaplıdır. Ancak bu tanım elbette dağlık alanları ve ülkemizin koşullarını tam olarak açıklamamaktadır. En eğimli bölgesi Karadeniz olan (Elibüyük ve Yılmaz, 2010) Türkiye’nin ortalama yükseltisi 1.132 m olup bu yükseklik, Asya’nın 1.050 m olan ortalama yükseltisinden daha fazla ve Avrupa’nın 330 m olan ortalama yükseltisinin yaklaşık 3,5 katıdır (URL-1, 2015).

Öte yandan Ülkemizin, çok daha yüksek irtifada bulunan yayla ve dağlarının herkesçe kabul edilen diğer özellikleri ise flora, fauna ve habitatları bakımından varsıl ama bir o kadar da hassas ve kırılgan ekosistemler olmalarıdır. Kaldı ki özellikle ormanlar ve çok farklı çeşitteki habitat, yanlış arazi kullanımı ve plansız yerleşim gibi çeşitli nedenlerle neredeyse sadece rakımı yüksek ve eğimli olan dağlık alanlarda varlıklarını sürdürebilir

Page 253: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

253

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

olmuştur. Hal böyle olunca bu alanlarda yapılacak her türlü uygulamanın önceden çok titizlikle planlanması, kamuoyu ile paylaşılması, oluşturacağı etkilerin dürüstçe ortaya konması ve tartışılması gerekmektedir.

Doğu Karadeniz Dağları sadece ülkemizde değil, uluslararası ölçekte de çok tanınan ve koruma değeri yüksek bir bölge olarak tanınmaktadır. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), BirdLife ve Wetlans gibi uluslararası doğa kuruluşları, bölgenin lman kuşak ormanlarn, dünyadaki savunmasz 200 önemli karasal ekolojik bölgeden (Global 200 Ecoregion) biri olarak belirlemiştir (Olson ve Dinerstein, 1997). Yine bu dağlar, uluslararası Doğa Koruma Örgütü (CI) tarafından yeryüzünün en önemli biyolojik çeşitliliğe sahip ve en çok tehdit altındaki 34 sıcak bölgesi arasında bulunmaktadır (Williams, 2006). Ayrıca dağ horozu toplulukları (Tetrao mlokosiewiczi), yöreye dünyada korumada öncelikli 217 endemizm alanından biri olma özelliğini kazandırmıştır (BirdLife, 1995). Doğu Karadeniz Dağları, ayrıca önemli Doğa Alanı (ÖDA) ve Önemli Kuş Alanı (ÖKA) kapsamında değerlendirilmektedir. Bu bölge bu denli zengin kaynaklara yaptığı ev sahipliliği sayesinde 4 Milli Park, 4 Tabiatı Koruma Alanı, 13 Tabiat Parkı ve 10 Tabiat Anıtını bünyesinde barındırmaktadır. Yine bölgenin farklı yerlerinde çeşitli statülere sahip doğal ve kültürel SİT alanları mevcuttur. Dolayısıyla Doğu Karadeniz gerçekten de önemli bir turizm alanı ve varış yeri konumunu hak etmektedir.

Turizm faaliyetleri başlı başına önemli çevre sorunlarının kaynağı olabiliyorken, ortalama eğimi %74 olan bir potansiyel turizm alanında 2600 km’lik yol planlamak, turizmi yok etme potansiyeli olan en öncelikli ve güçlü sorun demektir. Adına “yeşil” eklenerek çevre dostu gösterilmeye çalışılan bu yollar üzerinde 33 turizm merkezi ve 5 Kültür Turizmi Koruma Geliştirme Bölgesi planlandığı görülmektedir. Bu durum, en önemli turizm varış alanları olan Doğu Karadeniz dağları ve yaylalarının birer kent merkezine dönüşeceği ve tüm doğallığın ortadan kalkacağı anlamına gelmektedir. Ayrıca bu merkezlerin bazılarının milli parkların içinde oluşturulmasının söz konusu olması başlı başına bir tartışma konusudur. Oysaki orman fakültelerinde öğretilen temel kurallardan biri “hassas ve kırılgan olduğu kabul edilen dağ ekosistemlerinde görülen olumsuz etkilerin telafi edilmesinin zorluğu ve dağlardan yararlanma esnasında doğal dengenin mutlaka korunmasının” gerektiğidir.

Dağlık ve eğimli alanlarda ormanlara en fazla zarar veren, bıçak yarası gibi kalıcı iz bırakan ve geri dönüşümü çok uzun zaman alan faaliyetler, yol inşası ve bakımı işleridir. Orman yolu inşası; teknik açıdan zor, ekonomik açıdan pahalı, çevresel açıdan ekosistemin tüm elemanlarına çok yönlü zarar verebilen riskli faaliyetlerdir. Bu nedenle orman yollarının yapım amaçları, gereklilikleri, teknik, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının hepsi bir bütün olarak ele alınıp çok dikkatli şekilde planlamalı ve uygun tekniklerle inşa edilmelidirler (Acar, 2005).Yol ağlarının, ekosistemler üzerinde hidroloji, habitat kaybı, arazi parçalanması (fragmentasyon), kirlilik, gürültü, bariyer etkisi yaban hayvanlarında ölüm ya da davranış bozukluğu oluşması gibi çeşitli ekolojik etkilere sahip olduğu pek çok çalışmada vurgulanmıştır (Spellerberg, 1998; Gunther ve Biel 1999; Forman ve Deblinger, 2000; Dodd ve Ark., 2004; Hawbaker ve Radeloff, 2004; Görcelioğlu, 2004). Develey ve Stouffer (2001) yaptıkları çalışmada

Page 254: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

254

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

yol yoğunluğu ile hayvan ya da bitki tür yoğunluğu arasında negatif bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuşlardır.

2. Yeşil Yol

Bu çalışma, Türkiye’nin en eğimli coğrafyasını oluşturan sahip Doğu Karadeniz Bölgesinde yeşil yol olarak tabir edilen yol inşaatlarının, çevresel açıdan sonuçlarının değerlendirilmesini içermektedir. Planlanan ve uygulamaya geçilen yollar 2600 km uzunluğunda ve 11 m genişliğinde tasarlanmıştır (Şekil 1).

Şekil 1. Yeşil yolun genel görünümü

DOKAP Bilgi Notuna göre Yeşil Yol; Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Ordu ve Samsun'dan geçen ve Doğu Karadeniz'deki yaylaları birbirine bağlayacak olan yoldur. Ancak bu güzergâhın yaklaşık 1.000 km’lik kısmı hâlihazırda Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda olup geriye kalan 1.600 km’lik güzergâhın yaklaşık 500 km’sinin iyileştirilmesi tamamlanmıştır. Bundan sonra kalan 1.100 km’lik kısımda ise iyileştirme çalışmalarının yapılması planlanmaktadır. İllerdeki Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda olmayan yolların bakım-onarım sorumluluğu 216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanun hükümleri uyarınca geçmekte olduğu Büyükşehir Belediyeleri ya da İl Özel İdarelerine verilmiştir (URL-2, 2015).

2.1. Yeşil Yolun Olumsuz Etkileri

Yeşil yol ile ilgili şimdiye kadar kamuoyuna sunulan bilgiler; güzergah belirten bir harita (Şekil 1), Yeşil Yol Bilgi Notu ve yetkililerin açıklamalarından ibarettir. Ayrıca arazide kimi yeşil yol uygulamalarının doğurduğu sorunların bizzat tespiti, çalışmanın

Page 255: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

255

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

değerlendirilmesine yardımcı olmuştur. Bu bilgilere göre 2.600 km’lik yeşil yolun yaklaşık 1.000 km’sinde yol genişletme çalışması yapılacak olup bu yolların yaklaşık 11 m genişliğinde olması planlanmaktadır. Diğer yandan yaklaşık 600 km yeni yol inşa edilecektir. Bu uzunlukta bir yoldan çıkacak devasa hafriyatın, % 66 eğimin üzerindeki arazilerde, çıkan kazı hacminin dolgu şevinde kullanılamayacağı da dikkate alındığında, yerinde kullanılması ya da taşınarak depo edilmesi mümkün görülmemektedir. Şöyle ki; burada örnek olarak verilen %70 eğimli bir arazide yeni yapılacak bir yolun kazı profil alanı yaklaşık 117 m2dir (Şekil 2).

                      Şekil 2. Yol Enine kesitinin görünümü

Yol platform genişliğinin de en az 10 m olacağı dikkate alındığında, 100 km uzunluğundaki bir yol için (117 m2 x 100 km) 11.700.000 m3 diğer deyişle 30.420.000 ton hafriyat ortaya çıkacaktır (1 m3=2,6 ton hesabı ile). Sadece 100 km için örneklenen bu hafriyatın taşınması için yaklaşık 1.5 milyon kamyon seferi gerekmektedir (20 ton/kamyon hesabı ile). İşte ortaya çıkan bu maliyet yüklenilmek istenmediği için, hafriyatları şevlerden aşağıya bırakılmakta ve büyük bir çevre tahribatına neden olunmaktadır (Şekil 3).

Page 256: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

256

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 3. Kazı şevinden ortaya çıkan hafriyatın yamaçlardan atılması ile oluşan ağır

tahribat (Murgul Kabaca Vadisi)

Bu şekilde atılan hafriyat, ağaçlarda yaralanmalar ve buna bağlı olarak böcek zararlarının oluşması, fidanlarda kırılma ve sökülmeler, dere suyunda kirlenme, dere yatağında daralma ve turistleri çok olumsuz etkileyen ciddi bir görüntü kirliliği oluşturmaktadır. Elbette orman olmayan yüksek yaylalarda da yol inşaatlarından kaynaklanan tahribatları görmek mümkündür (Şekil 4).

Şekil 4. Trovit-Palovit yayları arasındaki yol inşaatı (2450-2900 m).

2000 yılında çekilen foto (solda). 2012 yılı Google Earth görüntüsü (sağda)

Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki iki yaylayı bağlayan yolun, geçen 12 yıl zarfında şevlerinin sürekli akmaya bağlı büyüdüğü görülmektedir. Yol inşaatlarının tahribatına yönelik başka çalışmalarda dikkat çekicidir. Arıcak (2008), farklı arazi eğim sınıflarını değerlendirerek yaptığı bir çalışmada 3.081 m uzunluğundaki bir orman yolu inşaatının çevresel zararlarını tespit etmiştir. Bu yolun sadece 1.295 m’si (%42’si ) de 5. eğim sınıfındaki (> % 70) araziden geçmektedir. Bu orman yolunun tam alanı 60.753 m2 olup dolgu materyallerinin yuvarlanarak tahrip ettiği alan ise 95.236,2 m2 olarak hesaplanmıştır. Buna göre 3 km’lik orman yolu inşaatının yaklaşık 10 ha alanı tahrip etmesi dikkatle değerlendirilmelidir. Başka bir çalışmada Megahan (1988) yalnızca yol

Page 257: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

257

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

yapmak için açılan yetişme alanı kaybının orman arazisinin % 1 ile % 30’u arasında değişebildiğini ifade etmiştir. Acar (2005) ise, yolların inşa edildiği ormanlarda yaklaşık olarak %2 ile %4 arasında alanın tahrip olduğunu belirtmiştir. Erdaş ve Ark.. (1997) Artvin’de % 60 eğimli bir alanda buldozer ile 2 km uzunluğunda bir yol inşa edilirken toplam 3.8 ha’lık bir orman alanı kaybı oluştuğunu tespit etmişlerdir.

Ormanlık bir alanda 1 km yeni yol yapılması ile ortalama 0,6 - 1,0 ha ormanlık alanın açılması ve meşçere yaşına göre 400 – 3.500 adet arasında ağaç kesilmesi söz konusu olabilmektedir. Böylece oluşan yamaçlarda destek dokunun kırılması, özellikle eğimin ve yükseltinin fazla olduğu alanlarda heyelanlara neden olmaktadır. Ayrıca rüzgar koridorları oluşturarak kırılma ve devrilmelerin artmasına, yüzeysel akış ve erozyonun tetiklenmesine, ulaşım ile birlikte doğal bakir alanlara yapay ve yoğun baskı sonucu yaban hayatının tedirgin edilerek yaşama hakkının kısıtlanmasına, yol yapım ve bakım giderleriyle ulusal ekonomiye borç yüklenmesine neden olmaktadır (OGM, 1984). Özellikle yukarı havza bölümleri, bozulmamış ekosistemler olarak, kaliteli suyun üretildiği, toprak ve su koruma işlevi yüksek olan alanlardır. Bu alanlardaki ormanların, yeterli büyüklük ve sağlıkta olması, suyun miktarı ve sürekliliği diğer deyişle sağlıklı ekosistemlerin varlığı ile doğrudan ilişkilidir (Kurdoğlu ve Özalp, 2010). Bu etkilerin yanında açılan şev aynaları ve yol altı şevlerin tahribi, heyelanları da tetikleyerek tahribatı ve hafriyat yükünü arttıracaktır. Örneğin ABD Oregon’da yapılan tespitlere göre, yollar bir orman alanının sadece % 1,8 ini kaplamasına rağmen burada meydana gelen heyelan sayısı, aynı koşullara sahip fakat yol inşaatı bulunmayan orman alanlarındaki heyelan sayısından 315 kez daha fazla bulunmuştur (Demirci, 2008).

DOKA Doğu Karadeniz Turizm Master Planında yeşil yol çalışmalarında satıh kaplaması; yolun yer aldığı yükseklik ve iklim şartları, kullanım süresi ve yoğunluğu, malzeme taşıma giderleri ve yolcu güven ve konfor seviyesi gibi unsurların dikkate alınacağı ifade edilmiştir (URL-1, 2015). Yaylalardan geçen ve amacı insanların doğayla buluşmasının sağlanması olan bir yolda kullanılacak üstyapı malzemesine karar verirken dikkate alınan parametreler arasında çevre dostu malzemelerin dikkate alınmamış olması düşündürücüdür. Oysa özellikle asfalt gibi kimyasal içerikli üst yapı malzemeleri hem doğal yapıyı ve görünümü hem de özellikle küçük yaban hayvanlarının yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Görmez ve Kuyucu (2014) yaz aylarında aşırı sıcaklarla ısınan asfaltın, canlıların yolun diğer tarafına geçişini engellediğini vurgulamışlardır.

2.2. Yasal Durum

Yeşil yolların ve yeni oluşturulacak turizm merkezlerinin bazılarının bölgede bulunan Kaçkar Dağları ve Altındere Vadisi Milli Parklarının içinden geçmesinin söz konusu olması, başta 2873 sayılı Milli Parklar Yasası hükümlerine aykırıdır. Yine Anayasamız, toprak, su ve orman kaynaklarının korunmasıyla ilgili birçok hüküm içermektedir. Örneğin 44. Madde, Devlet’in toprağın… erozyonla kaybedilmesini önlemek; 45. Madde, Devlet’in ... çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek;

Page 258: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

258

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

56. Madde, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, .. çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, 63. Madde ise, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunması konularına vurgu yapmaktadır. Ayrıca 166. Madde, ..yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır; 169. madde ise ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.. şeklinde hükümler içermektedir. Öte yandan 2872 sayılı Çevre Kanununun pek çok maddesi çevrenin ve kaynakların korunması, 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Kuruluş Kanununun 9. Maddesinde, su kaynakları için koruma ve kullanma planları yapmak, kıta içi su kaynakları ile toprak kaynaklarının havza bazında bütüncül yönetimini sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 181 ve 182. maddeleri çevrenin (suyun) kasten/taksirle kirletilmesi ile ilgili cezai hükümler içermektedir. Çevre Kanunu’nun 9. maddesinde “a) Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır” ve “h) Ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünleri istihsal alanlarının korunarak kullanılmasının sağlanması ve kirlenmeye karşı korunması esastır” hükümleri yer almaktadır. Ancak Yeşil yol ve benzeri hoyratça uygulamaların sayılan bu doğal kaynakları bozması hatta yok etmesini durdurmak mümkün olmamaktadır.

Ülkemizin de taraf olduğu 1992 yılında yapılan Rio Çevre Zirvesi’nin temel çıktılarından biri olan “Gündem 21”in “Hassas Ekosistemlerin Yönetimi: Sürekli ve Dengeli Dağ Yönetimi” başlıklı 13. bölümü dağlık alanlara olan bakışın değişmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Başlıktan da anlaşılabileceği gibi dağlık alanlar “hassas ekosistemler” olarak ifade edilmektedir.

3. Tartışma

Doğal kaynakların korunması ile ilgili hükümleri içeren Anayasa hükümlerine işlerlik kazandırılması konusundaki eksik irade, yasa ve yönetmeliklerin eksikliği, var olan düzenlemelerin ise her türlü yatırımların yapılmasını olabildiğince kolaylaştıran maddelerle değiştirilmesi, kaynakların hızla tahribine yol açmaktadır.

Yeşil yol olarak tabir edilen ve ortalama 1750-2500 m rakımda bulunan dağlık alanlardaki yaylaları birleştirecek bu yolun, kış aylarında kullanılabilirliği ayrıca tartışılması gereken bir konudur. Özellikle Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde bulunan ve yeşil yol kapsamında düşünülen bazı merkezler, kış aylarında 3-4 m. karla kaplı durumdadır. Kışın görülen çok sayıda çığ olayının, insanların bulunmadığı aylarda oluşu bir anlamda şans iken, yeşil yol sonrası ciddi çığ risklerinin olacağı aşikardır. Öte yandan turizm için yapıldığı söylenen yeşil yolun henüz başlangıç aşamasında oluşturduğu büyük tahribat turizm-çevre ikilemini ortaya çıkarmaktadır. Bilindiği gibi turizm doğrudan çevreyi etkileyen de bir sektördür. Turizmin yoğunluğu ve gücünü arttırmaya devam etmesi, bir taraftan çevresel yıkımlarını büyütmekte, diğer yandan da koruma yatırımlarının gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır (Kurdoğlu ve Bektaş, 2015).

Page 259: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

259

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Dokunulmamış yabanıl alanlara ulaşımın kolaylaşması ile doğanın rant amaçlı tahribinin de kapısı açılmaktadır. Çok sayıda araştırmada, ulaşımın kolaylaşmasının kaçak avlanma, açmacılık arazi kullanımında değişimler ve plansız yapılaşmalara fırsat sunduğu, insanların ayak basmadan önce doğallığını koruyabilmiş ve yaban canlılarına ev sahipliği yapan bakir alanların, yapılan yollar yüzünden piknik alanı haline geldiği (Reed ve Ark., 1996; Forman ve Ark., 1997; Noss, 2002; Seiler ve Eriksson, 1997; Kıraç, 2008) ifade edilmektedir.

Yollar, insanların bakir alanların en ücra kösesine kadar ulaşabilmesine ve zamanla alanların rant amaçlı kullanılmasına fırsat vermektedir. Yeşil yol güzergâhı üzerinde belli aralıklarla Turizm Merkezi (33 Adet) ve Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi (5 Adet) olmak üzere toplam 38 adet odak noktası bulunmaktadır. DOKA “Doğu Karadeniz Turizm Master Planı ve Yeşil Yol” isimli yazılarında yeşil yol ile bölgede turizm için yapılacak yeni yatırımlara altyapı oluşturmanın hedeflendiğini açıkça ifade edilmektedir. DOKA eylem planında ayrıca Yeşil yol güzergâhında yer alan turizm bölgelerinin planlama çalışmalarının kısa sürede tamamlanarak “özel sektör yatırımlarına hazır hale getirileceği” ve bu sayede bölgenin her mevsim turist çekebilen, turistik aktivitelerin yapılabildiği, en önemli turizm merkezlerinden biri haline gelmesi sağlanacağı ifade edilmektedir (URL-2, 2015). Bu durum, en önemli turizm varış alanları olan Doğu Karadeniz dağları ve yaylalarının birer kent merkezine dönüşeceği ve tüm doğallığın ortadan kalkacağı anlamına gelmektedir. Oysaki bölgede Uzungöl, Ayder, Çambaşı gibi yaylalar, doğal güzelliklerini yanlış planlama ve plansız yerleşim gibi çeşitli nedenlerden kaybederek adeta beton yığınlarına dönüşerek, çevresel problem ve turistik çirkinlik örnekleri haline gelmiştir.

4. Öneriler

Amaç yayla turizminin geliştirilmesi ve insanların doğayla ilgili gereksinimlerini tatmin etmesi ise doğal yapıyı bozmadan, ekosistemin dengesini olumsuz etkilemeden ve her mevsim yaylalara ulaşımın sağlanabileceği daha çevre dostu ulaşım teknikleri kullanılabilir. Dünyada Doğu Karadeniz Bölgesine benzer arazi koşullarına sahip rekreasyon alanlarına ulaşım için kullanılmakta olan tren, teleferik, monorail ve balon gibi yola göre çok daha çevre dostu olan olanaklar mevcuttur. İsviçre gibi özellikle kış turizmi ile isim yapmış dağlık araziye sahip ülkede doğal ekosisteme zarar vermemek için ulaşım kayaların içinden geçen trenler ile sağlanmaktadır. Benzer şekilde Romanya ve Polonya’da, Türkiye Uludağ milli parkında olduğu gibi turizm alanlarına ulaşımda teleferik kullanımı tercih edilmektedir. Japonya’da turistlerin orman içerisindeki rekreasyon alanlarını gezip görmeleri ve fotoğraflama yapabilmeleri için ise tek ray üzerinde hareket eden monorail sistemleri kullanılmaktadır.

Yüksek dağ ormanlarımızın ve diğer özel dağ ekosistemlerinin, tüm işlevlerini eksiksiz yerine getirebilmesi için koruma altına alınması gerekmektedir. Bu koruma için yasalarda var olan mevcut statülerin yeterli olduğu düşünülmektedir. Ancak koruma için yeterli istek ve iradenin varlığı kuşkuludur. Çolak ve Pitterle, (1999) eğer yüksek dağ

Page 260: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

260

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

ormanlarını koruyamazsak bu dağlarda; ne turizm, ne su, ne erozyon ve heyelandan korunma, ne de güvenli ve sağlıklı yerleşimleri sağlamanın mümkün olmadığını ifade etmişlerdir.

Günümüzde turizm için yapılan yatırımların turizmin ana kaynaklarını yok ettiği görülmektedir. Koruma düşüncesini içermeyen hiç bir planın turizmi sürekli kılabilmesi olanaksızdır. Yaklaşık 45 yıl önce yazılmış bir doğa koruma makalesinde belirtilen aşağıdaki düşünceleri, yazık ki günümüzde duyabilmek pek mümkün görülmemektedir.

“Gezilmeye ve görülmeye değer varlığı olmayan bir ülke nasıl turist bekleyebilir? Doğal, tarihsel ve kültürel varlığımızın gezilmeye ve görülmeye değmesi için de önce korunmaları gerekmez mi? Doğal ve tarihsel kaynaklar kolaylıkla bozulabilen değerler olduğundan ancak korundukları müddetçe güzelliklerini sağlayabilirler. Dolayısıyla koruma, turizm gelirinin artan devamlılığını sigortalayan bir eylemdir” (Aktar, 1969).

Özellikle kısa dönemde çevre kaygılarını göz ardı eden ülkelerin, çevre konusunda duyarlı ülkelerden daha hızlı büyüdükleri bir gerçektir. Ancak bu ülkelerin doğal kaynaklarını da hızla tükettikleri gerçeği unutulmamalıdır. Kalkınma denen olgunun sürdürülebilir olmadığı başka bir deyişle çevre korumalı kalkınmanın başarılamadığı her gelişme aslında kaynakları tüketen bir faaliyetler dizini olmaktan öteye gidemeyecektir (Kurdoğlu, 2009).

Kaynaklar

Acar, H. H., 2005. Orman Yolları, KTÜ Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Ders Teksirleri Serisi: 82, Trabzon.

Aktar, Ö., 1969. Koruma nedenlerinin ışığında milli parklar ve kaynaklardan yararlanma, Teknik Haberler Bülteni, Yıl:8, sayı:30, Tarım Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü.

Arıcak B., 2008. Orman Yolu İnşaatında Dolgu Ve İnşaat Etki Alanlarının Uzaktan Algılama Verileri İle Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi, K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

BirdLife, 1995, Endemic Bird Areas Map of the World, BirdLife Int. U.K.

Çolak,A.H., ve Pitterle,A., 1999. Yüksek Dağ Silvikültürü, Cilt I-Orta Avrupa. Genel Prensipler, I. Baskı, İstanbul.

Demirci, T., 2008. Karayolu Köy Yolları ve Orman Yollarının Sediment Taşınımına Etkileri, Su ve Enerji Konferansı Bildiriler Kitabı, s. 242-253, Çevre ve Orman Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü, XXVI. Bölge Müdürlüğü Artvin.

Develey, P.F., Stouffer, P.C. 2001. Effects of Roads on Movements by Understory Birds in Mixed-Species Flocks in Central Amazonian Brazil. Conservation Biology 15, 1416–1422.

Dodd Jr., C.K., Barichivich, W.J., Smith, L.L. 2004. Effectiveness of A Barrier Wall and Culverts in Reducing Wildlife Mortality on A Heavily Traveled Highway in Florida. Biological Conservation 118, 619–631.

Page 261: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

261

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Eker, M., Acar, H.H., Çoban, O. 2010. Orman Yollarının Potansiyel Ekolojik Etkileri. Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 1, 109-125.

Elibüyük, M., Yılmaz, E., 2001. Türkiye’nin Coğrafi Bölge ve Bölümlerine Göre Yükselti Basamakları ve Eğim Grupları, Coğrafi Bilimler Dergisi CBD 8 (1), 27-55 (2010)

Erdaş, O., Acar, H., Karaman, A. ve Gümüş, S. (1997). Road Construction in Mountains Regions and Its Environmental Impacts from a View Point of Sustainable Forestry, Proceedings of the XI World Forestry Cogress, Antalya, III, 214.

Forman, R.T.T., Deblinger, R.D. 2000. The Ecological Road-Effect Zone of A Massachusetts (USA) Suburban Highway. Conservation Biology 14, 36–46.

Forman, R.T.T., Friedman, D.S., Fitzhenry, D., Martin, J.D., Chen, A.S., Alexander, L.E. 1997. Ecological Effects of Roads: Toward Three Summary Indices and An Overview For North America. In: Canters, K.; Piepers, A.; Hendriks-Heersma, D., (Eds.), Proceedings of the international conference “Habitat fragmentation, infrastructure and the role of ecological engineering”, 17-21 September 1995, Maastricht—The Hague, The Netherlands. Delft, The Netherlands: Ministry of Transport, Public Works and Water Management: 40-54.

Görcelioğlu, E., 2004. Orman Yolları-Erozyon İlişkisi. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayınları No:4460/476, 184 s.

Görmez, Y., Kuyucu, M. 2014. Orman Ekosistemine Etkisi Açısından Orman Yollarının Kritiği (Armutlu Orman İşletme Şefliği Plan örneği).

Gunther, K., Biel, M, 1999. Reducing Human Caused Black and Grizzly Bear Mortality Along Roadside in Corridors in Yellowstone National Park in G.L. Evink, P. Garrett, and D. Zeigler editors. Proceedings of the Third International Conference on Wildlife Ecology and Transportation. FL-ER-73-99. Florida Department of Transportation, Tallhassee, Florida.Hawbaker, T.J., Radeloff V.C. 2004. Roads and landscape pattern in northern wisconsin based on a comparison of four road data sources. Conservation Biology, 18 (5), 1233–1244.

Hayrinen, T. 2007. Forest Road Planning and Landscaping. Available at: http://www.fao.org/docrep/x0622e/x0622e05.htm.

Kıraç, C.O., 2008. Yollar Var Ulaştırır, Yollar Var Doğayı Kuşatır. SAD. 3s.

Kurdoğlu, O. 2009. Doğanın Korunması mı? Büyük Yatırımlar mı? Ekoturizm Bağlamında Yeniden Düşünme, III. İkizdere Kurultayı, Bildiriler Kitabı s.57-61

Kurdoğlu, O., Özalp, M. 2010. Nehir Tipi Hidroelektrik Santral Yatırımlarının Yasal Süreç, Çevresel Etkiler, Doğa Koruma ve Ekoturizmin Geleceği Kapsamında Değerlendirilmesi, III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, 20-22 Mayıs Cilt: II, Sayfa:688-707, Artvin.

Kurdoğlu, O., Bektaş, V., 2015. Korunan Alanlarda Turizmden Kaynaklanan Kaçkar Dağları Milli Prkında Ekoturizm’den kaynaklanan sorunlar. IV. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi 15-17 Ekim 2015, Bildiriler Kitabı s.60-72. Trabzon.

Megahan, W.F. 1987. Effects of Forest Roads on Watershed Function in Mountainous Areas. In: Balasubramaniam, A.S., Chandra, S., Bergada, D.T., Nutalaya, P. (Eds). Environmental Geotechnics and Problematic Soils and Rocks. A.A Balkema, Rotterdam, pp. 335–348.

Noss, R. 2002. The Ecological Effects of Roads, Wildlands Center for Preventing Roads, http://www.eco-action.org/dt/roads.html.

Olson, D.M., Dinerstein, 1997. The Global 2000, Conserving the World’s Distinctive Ecoregions, World Wildlife Fund, Washington.

Page 262: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

262

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Reed, R.A., Johnson-Barnard, J., Baker, W.L. 1996. Contribution of Roads to Forest Fragmentation in the Rocky Mountains. Conservation Biology 10(4):1098-1106.

Seiler, A., Eriksson, IM. 1997. New Approaches for Ecological Consideration in Swedish Road Planning, In: Canters, K. et al., (Eds.) Proceedings of the International Conference on Habitat Fragmentation, Infrastructure and the Role of Ecological Engineering, Maastricht&DenHauge, Netherlands, pp. 253-264.

Spellerberg, Ian, F. 1998. Ecological Effects of Roads and Traffic: A Literature Review. Blackwell Science Ltd. Global Ecology and Biogeography Letters,7, 317-333.

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, 2007. Kırsal Kalkınma IPARD Programı (2007-2013), Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, 374s.

URL -1. 2015. http://www.dsi.gov.tr/toprak-ve-su-kaynaklari. Son Erişim Tarihi: 10.10.2015.

URL-2. 2015. www.doka.gov.tr. Son Erişim Tarihi: 10.10.2015.

Williams, L., et al. 2006. An Ecoregional Conservation Plan for Caucasus. WWF Caucasus Program Ofice, Tbilisi.

Page 263: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

263

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ KULLANIMININ ÇEVRESEL, SOSYAL VE EKONOMİK ETKİLERİ:

SAKLIKENT MİLLİ PARKI ÖRNEĞİ

Ayhan AKYOL1, Burak SÖNMEZ2

1Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected]

2Orman Mühendisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye

Özet

Dünya’da son 50 yılda özel nitelikli alanların korunması ve sürdürülebilir yönetilmesine ilişkin pek çok adım atılmış ve korunan alanların sayısı ve kapladıkları alanların miktarı hızla artmıştır. Türkiye’de de benzer gelişmeler yaşanmış ve 1956 tarihinde kabul edilen 6831 sayılı Orman Kanununun 25. maddesinde “VI. Milli parklar:” başlığı altında Milli Park (MP) kavramı ilk kez yasal olarak ele alınmıştır. 1958 yılında ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı ise, Türkiye’deki ilk milli park niteliğini kazanmıştır. Bu tarihten sonra Türkiye’deki milli park sayısı hızla artmış ve günümüz itibari ile 40 adet milli park ilan edilmiş ve toplamda 828.614 ha alan milli park olarak koruma altına alınmıştır.

Milli parklar ve benzeri gibi korunan alanlar, Dünya üzerindeki küresel koruma stratejilerinin önemli bir bileşeni olarak kabul edilmektedir. Ancak, ortaya çıkan sorunlar koruma programlarının etkinliğini önemli derecede engellemiştir. Bu sorunlardan bir tanesi korunan alanlar ve insanlar arasındaki kullanıma dayalı ilişkidir. İnsanlar ve korunan alanlar arasındaki karmaşık ilişkiler hala tam olarak anlaşılamamış ve korunan alan otoriteleri tarafından çok sık göz ardı edilmiştir. Bu durum milli parkların ve diğer korunan alanların etkin yönetimine engel olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde milli parkların çeşitli amaçlarla kullanımının yarattığı çevresel, sosyal ve ekonomik etkiler daha da önem kazanmaktadır. Söz konusu etkilerin olumlu ve olumsuz yanlarının ortaya konularak bir arada değerlendirilmesi milli parkların sürdürülebilir olarak yönetilebilmesi ve koruma kullanma dengesinin sağlanması açısından gereklidir. Salt korumaya dayalı stratejilerin milli parklar vb. gibi doğal alanların korunmasında başarılı olup olmadığı konusu günümüzde de tartışılmaya devam etmektedir.

Page 264: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

264

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Anahtar kelimeler: Rekreasyon, Milli Park, Koruma-Kullanma Dengesi, Çevresel Etkiler, Sürdürülebilirlik, Saklıkent Milli Parkı.

Abstract

Many steps have been taken in the last 50 years for the conservation and sustainable management of specially qualified areas across the world and the number of areas protected and the areas covered increased rapidly. Similar developments took place also in Turkey and the concept of national parks was legally elaborated for the first time under the heading of “National parks:” in Article 25 of Forest Law No. 6831, adopted in 1956. The Yozgat Çamlığı National Park declared in 1958 acquired the status of the first national park in Turkey. The number of national parks in Turkey increased rapidly after this date; as of today, 40 parks have been declared as a national park and total of 828.614 ha have been placed under protection.

National parks and similar protected areas are regarded as a key component of global protection strategies. However, emerging problems have significantly prevented the efficacy of protection programs. One of these problems is the relationship between the protected areas and the local people. The complex relations between people and the protected areas have not yet been fully understood and have frequently been overseen by the authorities of protected areas. This situation continues to prevent the effective management of national parks and other protected areas. When considered in this context; social, economic, and environmental effect created by the various uses of national parks are becoming more important. Evaluation together by putting out positive and negative side effects is necessary for management of a sustainable national park and ensure the balance of protection use. Whether strategies based on pure protection is successful for protection of natural areas or not continues to be debated today.

Keywords: Recreation, National Park, Protection-Use Balance, Environmental Impacts, Sustainability, Saklıkent National Park.

1. Giriş

Dünya’da son 50 yılda özel nitelikli alanların korunması ve sürdürülebilir yönetilmesine ilişkin pek çok adım atılmış ve korunan alanların sayısı ve kapladıkları alanların miktarı hızla artmıştır (Tolunay ve ark., 2014). Türkiye’de de benzer gelişmeler yaşanmış ve 1956 tarihinde kabul edilen 6831 sayılı Orman Kanununun

Page 265: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

265

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

25. maddesinde “VI. Milli Parklar:” başlığı altında milli park kavramı ilk kez yasal olarak ele alınmıştır. 1958 yılında ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı ise, Türkiye’deki ilk milli park niteliğini kazanmıştır. 11.08.1983 tarihinde de 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu kabul edilmiş ve zamanla ülkemizdeki korunan alanların sayısı hızla artmıştır. Günümüz itibari ile 40 adet milli park ilan edilmiş ve toplam 828.614 ha alan koruma altına alınmıştır. (DKMP, 2015a).

Milli parkların tanımı, kanunun içeriğinde belirtildiği üzere, bilimsel ve estetik bakımdan, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları olarak ifade edilmiştir. Kanunun amacı, ülkedeki milli ve milletlerarası düzeyde değerlere sahip milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının seçilip belirlenmesine, özellik ve karakterleri bozulmadan korunmasına, geliştirilmesine ve yönetilmesine ilişkin esasları düzenlemektir.

Dünya Koruma Birliği (IUCN) bir alanın milli park olabilmesi için ise, üç temel niteliğe sahip olması gerekliliğini vurgulamaktadır (IUCN, 1993);

-Alan doğal, kültürel veya rekreasyonel kaynak değerleri açsndan az bulunur nitelikte olmal,

-Alann korunmaya ihtiyac olmal ve

-Alan korunabilir (korunmaya uygun – kaynak değerleri tahrip olmamş) olmaldr.

Milli parklar ve benzeri gibi korunan alanlar, günümüzde Dünya küresel koruma stratejilerinin önemli bir bileşeni olarak kabul edilmektedir (Wells ve McShane 2004; Bajracharya ve ark., 2005). Ancak, Ortaya çıkan sorunlar koruma programlarının etkinliğini önemli derecede engellemiştir (IUCN, 1993; Newmark, 1996; Woodroffe ve Ginsberg, 1998).

Bu sorunlardan bir tanesi ise, korunan alanlar ve yerel halk arasındaki ilişkidir. Yerel halk ve korunan alanlar arasında önemli ve köklü ilişkiler vardır. Genellikle yerel halkın geçimleri ve kültürel değerleri korunan alan kaynaklarına bağlıdır (Trakolis, 2001; Badola ve ark., 2012). Örneğin, Badola ve ark., (2012) yaptığı çalışmada yerel halkın geleneksel yaşam şekillerinin korunan alanın kaynak değerleri ile yaşamsal derecede bağlı olduğunu tespit etmiştir.

Diğer bir sorun insanlar ve korunan alanlar arasındaki karmaşık ilişkilerin özellikle planlama çalışmalarında korunan alan otoriteleri tarafından dikkate alınmamasıdır

Page 266: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

266

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

(Trakolis, 2001; Wilshusen ve ark., 2002; Brown, 2002; Brosius ve Russell, 2003; Berkes, 2004). Türkiye’de korunan alanların yönetiminden sorumlu bulunan devlet kuruluşu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) bir taraftan çeşitli statülerde korunan alanları tespit edip ilan ederken bir taraftan da bu alanlara ilişkin yönetim planlarının yapılması işlerini de üstlenmiştir. Ancak bu planların yapımında özellikle başlangıç yıllarında katılımcı yaklaşımlar izlenmemiş ve günümüzde yönetimsel anlamda birçok sorun ortaya çıkmıştır (Alkan ve Korkmaz, 2009).

Korunan alanlarda karşılaşılan en önemli sorunlardan bir diğeri ise, bir yandan doğal ekosistemi korurken bir yandan da aynı alanda rekreasyon veya turizm kullanıma imkan sunulmasındaki karmaşadır (Kuss ve Graefe, 1985). Günümüzde bilimsel ve teknik anlamda yasa ile koruma altına alınan doğal alanların temel kaynak koruma gerekçeleri özellikle rekreasyon veya turizm amaçlarıyla çoğunlukla çelişmekte ve rekabet edememektedir. Böylece korunması arzulanan biyolojik çeşitlik başta olmak üzere doğal ve kültürel değerler olumsuz etkilenmektedir (Gül ve Akten, 2005). Bu durum özellikle yoğun rekreasyonel kullanımın koruma amacıyla çeliştiği alanlarda kaynak değerlerini etkileyen faktörlerin kontrolü ve yönetimi için bir ziyaretçi politikası geliştirilmesini zorunlu hale getirmektedir (Absher, 1989; Kuss ve ark., 1990; Akten ve ark., 2012).

Bir işletmenin iktisaden başarılı olarak kabul edilebilmesi için, bu işletmenin gelir ve giderleri arasındaki farkın pozitif ve belli bir düzeyde olması gerekmektedir. Ancak milli parklar bir çeşit işletme olmalarına rağmen normal işletmelerden farklı özelliklere sahiptirler. Sahip oldukları kaynak değerleri sadece bulundukları ülke için değil aynı zamanda tüm Dünya için önem taşımaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde milli parkların çeşitli amaçlarla kullanımının yarattığı çevresel, sosyal ve ekonomik etkiler daha da önem kazanmaktadır. Söz konusu etkilerin olumlu ve olumsuz yanlarının ortaya konularak bir arada değerlendirilmesi milli parkların sürdürülebilir olarak yönetilebilmesi ve koruma kullanma dengesinin sağlanması açısından gereklidir. Salt korumaya dayalı stratejilerin milli parklar vb. gibi doğal alanların korunmasında başarılı olup olmadığı konusu günümüzde de tartışılmaya devam etmektedir.

Bu çalışmanın temel amacı, doğal rekreasyon alanlarından biri olan Saklıkent Milli Parkı’nın kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri ortaya koyarak bir arada değerlendirmek ve doğal rekreasyon alanlarının sürdürülebilir yönetimine yönelik geliştirilecek stratejilere katkı sağlamaktır.

Page 267: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

267

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

2. Materyal ve yöntem

2.1. Çalışma alanının tanıtımı

Çalışma alanı olarak, Antalya ve Muğla illeri sınırları içerisinde bulunan 1.643 ha büyüklüğündeki Saklıkent Milli Parkı belirlenmiştir. Çalışma alanı seçilirken ulaşım ve çalışma kolaylığı, ziyaretçi sayısı ve kullanım yoğunluğu, alanın büyüklüğü vb. gibi faktörler göz önünde bulundurulmuştur.

Saklıkent Türkiye’nin güneyinde, Muğla ili Fethiye ilçesi Kayadibi Köyü sınırları içerisinde olup, Muğla ili Fethiye ilçesine 48 km, Antalya ili Kaş ilçesine 60 km uzaklıktadır. 1996 yılında tescil edilen milli parkın alanının 4.169 hektarlık bölümü Muğla ilinde, 8.221 hektarı da Antalya il sınırları içerisinde olmak üzere toplam 12.390 ha iken, milli park sınırları, Bakanlar Kurulunun 14 Kasım 2009 tarih ve 27.406 sayılı kararı ile 1.643 ha olarak daraltılmıştır (Şekil 1). Milli park sahasının 87 ha Muğla ili sınırları içerisinde, 1.556 ha Antalya ili sınırları içerisinde kalmaktadır. Şekil 1’de çalışma alanının haritası ve sınır revizyon çalışması öncesi ve sonrasındaki sınırları verilmiştir.

Saklıkent Türkiye’nin en uzun ve en derin kanyonu olup, 18 km uzunluğundadır. Milli parkın ana kaynak değerini, 1.000-1.100 m yükseklikte ve oldukça dik vadi yamaçlarına sahip Saklıkent Kanyonu oluşturmaktadır.

Milli park alanının orman formasyonu Kızılçam, Karaçam ve Sedir’den meydana gelmektedir. Bunlar sahadaki jeomorfolojik basamakların bulunduğu yükseltiye göre sırasıyla maki, Kızılçam, Karaçam ve Sedir şeklinde sıralanmaktadır. Kanyon girişine yakın kesimlerde Kızılçam yayılış gösterirken, milli parkın güneydoğu kesimlerinde 1.000 m ve üzerindeki rakımlarda Karaçam, Dumanlıdağ ve yakın çevresinde ise anıt niteliğindeki Sedir ağaçları yayılış göstermektedir (DKMP, 2015b). Saklıkent kanyon girişi ve genel saha işletmeciliği, ihale ile 28.12.2011 tarihinden itibaren 5 yıllığına FETAB’a (Fethiye Alt Yapı Hizmetleri Birliği) verilmiştir. Ulaşım genellikle karayolu ile yapılmaktadır.

Page 268: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

268

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Kaynak: Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü, 2015

Şekil 1. Çalışma alanının haritası ve sınır revizyon durumu

2.2. Materyal Çalışmanın ana materyalini milli park şefliğinden elde edilen veriler ve kayıtlar, alanda yapılan gözlemler ve ziyaretçi görüşmelerinden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra alanda yapılan diğer çalışmalar, ilgili kurum ve kuruluşlardan elde edilen veriler, dokümanlar, istatistiki veriler ve haritalar ise çalışmanın ikincil verilerini oluşturmaktadır.

Page 269: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

269

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

2.3. Yöntem Çalışmada birincil ve ikincil verilerden yararlanılmış olup, çalışmanın birincil verileri milli park kayıtları, mülakat ve gözlemler yardımıyla elde edilen verilerden oluşmaktadır. İkincil veriler ise, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilecek dokümanlar, formlar, istatistiki veriler, haritalar ve daha önce yapılmış olan araştırmaların sonuçlarından oluşmaktadır. Çalışmada öncelikle mevcut literatür taranmış olup, 24-30 Ağustos 2015 ve 7-13 Eylül 2015 tarihlerinde arazi gözlemleri ve ziyaretçi görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Sonrasında elde edilen bulgular mevcut literatür ışığında tartışılmış ve çalışma sonuçlandırılmıştır. 3. Bulgular ve tartışma

3.1. Milli parkın ziyaretçi sayıları ve gelirleri Son altı yıllık döneme ait milli parka ait ziyaretçi sayıları çizelge 1’de verilmiştir. Çizelge 1 incelendiğinde ziyaretçi sayılarının yıllar itibari ile arttığı görülmektedir. Sadece 2012 yılında ziyaretçi sayısında düşüş gözlenmektedir. Bu durumun ise, 2012 yılında ülkede yaşanan ekonomik kriz kaynaklı olduğu düşünülmektedir.

Çizelge 1. Yıllar itibari ile milli parka giriş durumları

Yıllar Şahıs Girişi Öğrenci Girişi Toplam 2010 233.456 71.452 304.908 2011 240.816 79.965 320.781 2012 222.575 74.541 297.116 2013 273.126 70.804 343.930 2014 286.185 70.964 357.149 2015* 218.540 91.714 310.254

Genel Toplam 1.474.698 459.440 1.934.138 * 2015 yl rakamlar ilk dokuz aylk döneme ait rakamlardr.

Park ziyaretçileri kayıt altına alınırken “öğrenci” ve “şahıs” olarak kayıt altına alınmaktadır. Ziyaretçi sayıları bu açıdan değerlendirildiğinde, toplam ziyaretçi sayısının yaklaşık dörtte birinin öğrencilerden oluştuğu görülmektedir. Bu durumun çevre ve doğa sevgisinin ve bilincinin yerinde, yani doğada verilmesi açısından önemli fırsatlar yarattığı düşünülmektedir.

Alana yapılan ziyaretlerin yıl içerisindeki dağılımı açısından durum değerlendirildiğinde ise, ziyaretlerin özellikle yaz aylarında (Haziran-Ağustos)

Page 270: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

270

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

yapıldığı gözlemlenmiştir. Park alanının büyüklüğü ve ziyaretçi sayısının yoğunluğu düşünüldüğünde, bu aylar arasında taşıma kapasitesinin aşılıp aşılmadığına dair herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Ziyaretçi talebinin arttığı bu dönemlerde ise, park alanı içerisindeki doğal alanların tahrip olması ve canlı çeşitliliğinin zarar görmesi olasılığı daha da artırmaktadır.

Milli park giriş ücretleri son altı yıllık dönem içerisinde çizelge 2’de görüldüğü şekilde değişmiştir. Giriş ücretleri ve ziyaretçi sayıları ile yapılan hesaplamalar sonucunda, milli parktan son altı yıllık dönemde yıllar itibari ile elde edilen gelirler ise, çizelge 3’te verilmiştir.

Son altı yıllık döneme ait ziyaretçi girişlerinden elde edilen gelir miktarı toplamı 8.112.511 TL’dir. Çizelge 3 incelendiğinde, park alanında doğrudan ziyaretçi girişlerinden elde edilen gelirlerin yıllar itibari ile artış gösterdiği dikkati çekmektedir. 2012 yılında ziyaretçi sayısındaki azılışa rağmen, o dönemde giriş ücretlerinin bir önceki döneme göre artış göstermesi nedeni ile elde edilen gelirlerde herhangi bir azalma meydana gelmemiştir. Bu açıdan bakıldığında ise, milli park salt giriş ücretleri açısından dikkate değer bir getiriye sahiptir.

Çizelge 2. Yıllar itibari ile milli parka giriş ücretleri

Yıllar

Şahıs Giriş Ücreti (TL)

Öğrenci Giriş Ücreti (TL)

2010 4 2 2011 4,5 2,25 2012 5 2,5 2013 5 2,5 2014 5 2,5 2015 5 2,5

Çizelge 3. Yıllar itibari ile milli park ziyaretçi giriş gelirleri

Yıllar Şahıs Gelirleri Öğrenci Gelirleri Toplam Gelir 2010 933.824 142.904 1.076.728 2011 1.083.672 179.924 1.236.596 2012 1.112.875 186.352 1.299.227 2013 1.365.630 177.010 1.542.640 2014 1.430.925 177.410 1.608.335 2015* 1.092.700 229.285 1.321.985

Genel Toplam 7.019.626 1.092.885 8.112.511 * 2015 yl rakamlar ilk dokuz aylk döneme ait rakamlardr.

Page 271: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

271

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

3.2. Milli park çevresindeki yöresel ekonomik ve sosyal faaliyetler

Çalışma alanı milli park olarak ilan edilmeden önce park ve yakın çevresindeki insanlar için en önemli geçim kaynakları tarım, hayvancılık ve ormancılık faaliyetleridir. Günümüzde de bu durum devam etmektedir. Sahanın milli park olarak ilan edildiği dönemde genel alanı 12.390 ha olarak ilan edilmiş ve park civarındaki yerel halkla ilk çatışmalar bu dönemde yaşanmıştır. Yerel halkın geçimine yönelik kullandığı kaynakların milli park ilanı nedeni ile kısıtlanması, yerel halk ile milli park yönetimi arasında çatışmaların gündeme gelmesine neden olmuştur. Çatışmaların giderilmesi ve park alanının daha etkin yönetilebilmesi amacı ile 2009 yılında milli park alanı 10.747 ha daraltılarak 1.643 ha olarak değiştirilmiştir (Şekil 1). Bu durum yerel halkın yasal mevzuat açısından yaşadığı pek çok problemin giderilmesine yardımcı olmuş ve yerel halkın kendi öz kaynaklarının tarım ve hayvancılık amaçlı kullanımının önündeki engelleri kaldırmıştır. Park civarı ve yakın çevresi tarımsal faaliyetler açısından değerli alanlar olup seracılık yaygın olarak yapılmaktadır. Bu açıdan değerli olan araziler, milli parka sınır olmaları nedeni ile ekonomik açıdan daha da değerlenmiştir.

Diğer yandan yapılan sınır revizyonu, park yöneticilerinin alanı daha etkin kontrol etmesinin önünü açmış durumdadır. Özellikle yaz aylarında kendini gösteren orman yangını tehditlerinin engellenmesi açısından olumlu sonuçlar gözlemlenmektedir. Ayrıca milli parkın ilanındaki ana kaynak değeri olan kanyon daha belirgin hale getirilmiş ve park yönetimi bu çerçevede şekillenmiştir. Böylece park yönetimi ana kaynak değeri olan kanyona odaklanmış, çevresel ve ekonomik açıdan bu alanda hizmet kalitesini artırmaya yönelik yatırımları gerçekleştirmeye çalışmıştır.

Bir kısım park sakini ise, ziyaretçilerin dinlenmesi, yiyecek-içecek ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile özellikle kanyon girişine ve parkın ana ulaşım yolu üzerine restoran ve büfe benzeri aile işletmeleri kurmuşlar ve bu alanlarda hizmet vermektedirler (Şekil 2).

Park ulaşım yolu boyunca pek çok aile işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerde özelikle yöresel ürünler gözleme, bıldırcın, alabalık, çeşitli meyve-sebze, süt ve süt ürünleri vb. gibi almak ve tatmak mümkündür. Milli park çevresinde eskiden beri önem taşıyan ve geçmişi bir hayli geriye doğru giden bir başka tarımsal ekonomik faaliyet de zeytinciliktir. Yine yöre sakinleri zeytin ve zeytinyağı gibi doğal ürünleri satışa sunarak ekonomik olarak gelir elde etmektedirler. Ayrıca bu işletmelerde aile üyelerinin yanı sıra civar köylerden gelenlerde çalışmakta ve özellikle yaz sezonunda istihdam olanakları artmaktadır. Park civarındaki diğer bir faaliyet ise, hediyelik eşya satan büfelerdir (Şekil 3).

Page 272: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

272

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

              

Şekil 2. Aile işletmeleri Şekil 3. Hediyelik eşya büfeleri

Ancak sosyal ve ekonomik açıdan tüm bu olumlu etkileşime rağmen yerel sakinlerden bazıları ile yaşanan çatışmalar devam etmektedir. Özellikle park alanı içerisinde kalan bazı arazilerin sahiplerince kullanılamaması ve yapılan kamulaştırmalarda bedellerin düşük kalması ve zamanında ödenememesi gibi sorunlar yerel sakinlerce dile getirilmektedir. 3.3. Milli parkın kullanımına bağlı ortaya çıkan çevresel etkiler Alanda yapılan gözlem ve incelemeler ile ziyaretçilerle yapılan görüşmelerde ortaya çıkan en önemli konu görsel açıdan ortaya çıkan rahatsızlıklardır.

Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu, görsel olarak park girişindeki asma köprünün doğaya uygun olmamasından ve çöp kutularının plastik vb. gibi doğa için zararlı maddelerden yapılmış olmasından dolayı rahatsızlıklarını belirtmişlerdir (Şekil 4 ve 5). Ayrıca çöplerin kullanıcılar tarafından gelişi güzel atılması ve kanyon içerisindeki çeşitli alanlara yazılan yazılar, işaretler ve semboller diğer görsel rahatsızlık unsurları olarak belirtilmiştir (Şekil 6 ve 7). Bunlara ek olarak, kanyon içerisindeki bitki varlığına verilen zararlar ise (otsu bitkilerin ve çiçeklerin koparılıp, sökülmesi ağaçların ise dallarının kırılması vb. gibi) diğer çevresel etkiler olarak çalışma alanında gözlemlenmiştir (Şekil 8 ve 9).

Şekil 4. Asma köprü Şekil 5. Plastik çöp kovaları

Page 273: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

273

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Şekil 6. Yerlere atılmış çöpler Şekil 7. Kanyon duvarlarına yazılmış yazılar

Şekil 8. Kırık dallar Şekil 9. Koparılmış bitkiler

Park ziyaretçileri bu açıdan değerlendirildiğinde genelde kendi yaratmış oldukları çevresel olumsuzluklardan rahatsız olmaktadırlar. Bu bağlamda değerlendirildiğinde eğitim sistemimizde çevre ve doğa bilincinin artırılmasına yönelik uygulamalara daha fazla yer verilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Milli Park içerisindeki bu tür olumsuzlukların önlenebilmesi için ise, ziyaretçilerin bilgilendirilmesi ve uyarılması gerekmektedir.

5. Sonuç ve öneriler

Bu çalışmanın temel amacı, doğal rekreasyon alanlarının kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri ortaya koyarak bir arada değerlendirmek ve doğal rekreasyon alanlarının sürdürülebilir yönetimine yönelik geliştirilecek stratejilere katkı sağlamaktır. Bu amaçla çalışmada doğal rekreasyon alanlarından biri olan Saklıkent Milli Parkı seçilmiş ve konuya ilişkin değerlendirmeler de bulunulmuştur.

Page 274: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

274

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Saklıkent Milli Parkı, rekreasyon açısından son yılların en gözde mekanlarından birisi olup, her yıl ziyaretçi sayısı artan, eşsiz bir doğal peyzaja sahip milli park alanlarından bir tanesidir. Ziyaretçi sayısındaki artışa bağlı olarak, çalışmada ortaya konan sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerin de artmaya devam edeceği düşünülmektedir. Özellikle ziyaretçi sayısının artmaya devam etmesi ve bu artışın belirli dönemlerde yoğunlaşması, alanda görülen olumsuzlukların artışındaki en önemli faktörlerden birisi olarak karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle alanla ilgili yapılması gereken en önemli çalışmalardan bir tanesi alanın taşıma kapasitesinin belirlenmesi ve buna uygun ziyaretçi yönetim planlarının yapılmasıdır. Park alanının sahip olduğu özellikleri nedeni ile alandaki rekreasyonel/turizm amaçlı kullanımların tüm yıla yayılması pek olası değildir. Özellikle yağışlı mevsimlerde kanyon içinde akan suyun debisi artmakta ve kanyonu yaşamsal açıdan riskli hale getirmektedir. Bu nedenle, Saklıkent Milli Parkı için özel bir ziyaretçi yönetim planı yapılması çalışma sonucunda önerilmektedir.

Saklıkent Milli Parkı’nın ana kaynak değeri olan kanyon içerisinde yaralanmaların önüne geçmek amacıyla ziyaretçilerin kask ve baret takma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak çalışma süresince gözlemlendiği üzere ziyaretçi sayısının çok fazla olması baret sayısını yetersiz kılmaktadır. Bu nedenle her yaş gurubuna uygun eğlence ve aktivitelerin arttırılarak ziyaretçilerin kanyon dışındaki farklı alanlara da yönlendirilmesi ziyaretçilerin belirli alanlarda yoğunlaşmasının önüne geçecektir. Olası yaralanmalara karşı etkin bir ilk yardım sistemi kurmak, ziyaretçilerin can güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca alan içerisinde doğal malzemelerden yapılacak yönlendirme levhaları ve acil durumlarda yapılması gereken konulara ilişkin yönergelerin bulunması alana verilecek zararın azaltılmasında ve güvenliğin artırılmasında önemli katkılar sağlayacaktır.

Son olarak, ülkemizdeki korunan alanlar, geleneksel anlamda salt korumacılık anlayışı ve merkeziyetçi bir yaklaşımla ele alındığından, yasa ile korunan alan ilan edilmelerine rağmen genellikle etkin yönetim ve denetim mekanizmalarına sahip değildir. Bu durum ise, yerel topluluklar arasında çatışma ortamına neden olmaktadır. Milli parkın kendisinden beklenen sosyal, ekonomik ve ekolojik hizmetleri yerine getirebilmesinin temel anahtarı yerel halkın da alanı korumaya destek vermesidir. Yerel halkın planlama ve yönetim çalışmalarına katılması, alınan kararların yerel halkla paylaşılması ve alınacak kararlarda yerel halka danışılması korunan alanların sosyal fonksiyonları açısından önemli iken, yerel halk için yeni gelir kaynaklarının oluşturulması da ekonomik fonksiyonları açısından önemlidir.

Page 275: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

275

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Kaynaklar

Akten, S., Gül A., Akten, M., 2012. Korunan doğal alanlarda kullanılabilecek ziyaretçi yönetim modelleri ve karşılaştırılması. SDÜ Orman Fakültesi Dergisi sayı: 13, s. 57-65.

Absher, J., 1989. Aplying the limits of acceptable change model to national park service wilderness: An Example from Cumberland Island National Seahore. Proceedings of the 1988 Southeastern Recreation Conference. 143-152.

Alkan, H., Korkmaz, M., 2009. An Investigation for Socioeconomics Problems in Management of Protected Areas. II. Socio-economic Issues Congress in Forestry, Proceedings Book, 19-21 February 2009, pp.13-22, Isparta-Turkey.

Badola, R., Barthwal, S., Hussain, SA., 2012. Attitudes of local communities towards conservation of mangrove forests: A case study from the east coast of India, Estuarine, Coastal and Shelf Science, 96:188-196.

Bajracharya SB., Furley PA., Newton AC., 2005. Effectiveness of community involvement in delivering conservation benefits to the Annapurna Conservation Area, Nepal. Environmental Conservation, 32:239–247.

Berkes, F., 2004. Rethinking community-based conservation. Conserv. Biol. 18, 621–630.

Brosius, JP., Russell, D., 2003. Conservation from above: an anthropological perspective on transboundary protected areas and ecoregional planning. J. Sustain. Forest. 17 (1/2), 39–65.

Brown, K., 2002. Innovations for conservation and development. Geogr. J. 168, 6–17.

DKMP, 2015a. Web sitesi: http://www.milliparklar.gov.tr/mp/mp.pdf, erişim tarihi: 01.10.2015.

DKMP, 2015b. Web sitesi: http://www.milliparklar.gov.tr/mp/saklikent/index.htm, erişim tarihi: 01.10.2015.

Gül, A., Akten, M., 2005. Korunan doğal alanlarda rekreasyonel taşıma kapasitesi ve kavramsal yaklaşımlar. Korunan Doğal Alanlar Sempozyumu 8-10 Eylül, s:485-494, Isparta.

IUCN, 1993. Parks for Life. Report of the IVth World Congress on National Parks and Protected Areas. IUCN (International Union for Conservation of Nature and Natural Resources), Gland, Switzerland, 252 pp.

Kuss, F.R., Graefe, A.R., Vaske, JJ., 1990. Visitor impact management: A review of research. Washington, DC: National Parks and Conservation Association. 256p p.

Kuss, R.F., Graefe, A.R. 1985. Effects of recreation trampling on natural area vegetation. J. Leisure Res. 17, 165-183 p.

Newmark, WD., 1996. Insularization of Tanzanian parks and the local extinction of large mammals. Conserv. Biol. 10, 1549–1556.

Tolunay, A., Türkoğlu, T., Elbakidze, M., Angelstam, P., 2014. Determination of the support level of local organizations in a model forest ınitiative: do local stakeholders have willingness to be ınvolved in the model forest development? Sustainability, 6-10: 7181-7196.

Trakolis, D., 2001. Perceptions, preferences, and reactions of local inhabitants in Vikos-Aoos National Park, Greece. Environmental Management, 28:665–676.

Page 276: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

276

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Wells, M., McShane TO., 2004. Integrating protected area management with local needs and aspirations. Ambio, 33:513–519.

Wilshusen, PR., Brechin, SR., Fortwangler, CL., West, PC., 2002. Reinventing a square wheel: Critique of a resurgent “protection paradigm” in international biodiversity conservation. Soc. Nat. Resour. 15, 17–40.

Woodroffe, R., Ginsberg, JR., 1998. Edge effects and the extinction of populations inside protected areas. Science 280: 2126–2128.

Page 277: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

277

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

KENT ORMANLARININ REKREASYONEL KULLANIMDAKİ İŞLEVLERİ VE PLANLANMASINDAKİ

YAKLAŞIMLAR

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER(1) Prof. Dr. Cengiz ACAR(2)

1) Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü

61080 Trabzon [email protected]

2) Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

61080 Trabzon [email protected]

Özet

Kentsel alanlarda yaşayan insanların bireysel ve toplumsal olarak ekonomik, psikolojik, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarını karşılayan kent ormanlarının, planlanması ve sürdürülebilir yönetimi günümüzde çok daha fazla önem taşımaktadır. Kent insanının boş zamanlarında, farklı doğal mekanları ziyaret etmesi ve kentten uzaklaşmayı tercih etmesi, kent ormanlarının rekreasyonel açıdan önemini artırmaktadır. Kentsel yeşil alanların önemli bir unsuru olan kent ormanlarının seçiminde ve planlanmasında göz önünde bulundurulması gereken pek çok kriter bulunmakla birlikte bu kriterlerin öncelik sıralanmasında değişiklikler yaşanmaktadır. Ülkemizde tesis edilen kent ormanlarının pek çoğunun erişilebilirlik ve işlevlerini yerine getirebilmeleri bakımından yetersiz olduğu düşünülmektedir. Öte yandan kent ormanlarının kentte yaşayan nüfusun farklı sosyal statülerine ve değişik yaş gruplarına hizmet edebilme düzeyine sahip olabilecek şekilde planlanması gerekmektedir. Kent ormanlarının planlama sürecinin genel kapsamlı olması nedeniyle, planlama sürecinde çalışmaların başarıya ulaşabilmesi, kent halkının katılımının sağlanmasına ve kent ormanlarının bilinen yararları konusunda bilinç ve duyarlılık düzeylerinin artırılmasına bağlı olacaktır. Bununla birlikte kent ormanlarının estetik, psikolojik, rekreatif işlevleri, gaz, toz ve gürültü kirliliğini önleme ve erozyon ve heyelan gibi riskli alanlarda üstleneceği işlevlere bağlı olarak planlamada farklı yaklaşımların ortaya konması zorunlu olmaktadır. Bu bağlamda rekreasyonel kullanım ve bununla ilgili yararlanma ilkeleri de göz önünde bulundurularak planlamanın yapılması esas olmalıdır.

Page 278: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

278

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

Nowadays, planning and sustainable management of Urban Forests because of economical, psychological, social and recreational benefits are more important. People living in city centers prefer visiting different natural areas and being far away from city centers in their spare times and this increases the importance of urban forests deal with their recreational potential. Although there are many criteria in selection and planning of urban forests which is the most important element of urban green areas but some differences can be experienced in prioritizing of the criteria as well. It is thought that most of the urban forests constructed in Turkey are inadequate in terms of transportation and ability of fulfilling their functions. On the other hand, it is necessary to plan urban forests according to the different social status and age groups of population living in urban areas. Success in planning process is deal with the participation of urban population and increasing their awareness levels about the known benefits of urban forests. Because planning process of the urban forests are in general scope. At the same time, because of the aesthetic, psychological, recreational, preventing gas, dust and noise pollution, erosion and landslide functions of the urban forests, it is necessary to take into consideration the different approaches in planning. In this context, recreational usage and the principles deal with it should be considered in planning process.

1- Giriş

Ülkemizde son 30-40 yılda, dünya üzerinde ise farklı coğrafik bölgelerde ve toplumlarda daha öncesinde veya benzer şekilde aynı zaman dilimlerinde başlayan ve hala devam eden kırsaldan kentlere göç sonucu hızla oluşan yeni yerleşimler, çoğu durumda çarpık kentleşmenin nedenini oluşturmaktadır. Kentleşmenin yanı sıra, sanayileşmenin de kimi zaman kentin içinde ve çok yakınlarında oluşunun yarattığı olumsuzluklar, kent insanını farklı arayışlara itmektedir. İnsanlar; doğaya yönelme, stres atma, bedensel ve zihinsel yorgunluk giderme gibi amaçlarla özellikle orman alanlarını ya da ormana yakın alanları kullanmayı tercih etmektedirler.

İnsan ile doğa arasında geçmişten beri devam eden ve gelecekte de devam edecek olan vazgeçilmez ilişkinin kente yansıması olarak kabul edilen ve kentsel yeşil alanlardan hiç kuşkusuz en önemlisi kent ormanlarıdır. “Kent ormanı” kavramının anlaşılmasında, öncelikle bu kavramın içinde yer alan “orman” ifadesinin bu kavrama ne kattığının iyi bilinmesi veya ne algılandığının iyi anlaşılması oldukça önem taşımaktadır. Konijnendijk (2002)’in de belirttiği gibi, Kent ormanı içindeki “orman” kavramı geleneksel orman kavramının içeriğinden daha farklı bir anlama

Page 279: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

279

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

sahiptir. Aslanboğa (1994)’ ya göre dinlenme amacıyla yararlanılacak orman, “önce kentlinin günübirlik ya da hafta sonunda ulaşabileceği uzaklıkta olmalı, sonra da söz konusu orman insan üzerinde dinlendirici etki yapacak nitelikte bir bitki örtüsüne sahip olmalıdır” şeklinde nitelendirilmektedir. Uslu ve Ayaşlıgil, (2007)’e göre kent ormanı ise; kent içi ve yakın çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş, kentsel yapıya estetik ve işlevsel katkılar sağlayan, kent insanına rekreatif olanaklar sunabilen ve kısa mesafede ulaşım imkânı bulunan alanlar olarak ifade edilmektedir. Genel kapsamda kent halkının etkileşim içinde bulunduğu orman zonları, kent ormanı olarak kabul edilmektedir (Dirik, 2005). Coşkun ve Velioğlu (2004), kent ormanı konusunda ülkeler arasında isim ve tanım farklılıkları olmasına rağmen amaçları ve fonksiyonlarının; rekreasyon ihtiyacını karşılama, çevresel ve sosyal fonksiyonlar sağlama, toplum yaşam kalitesinin artması, yaban hayatı için yaşam alanı olma başlıkları altında toplandığını ve pek çok ülkede ise, rekreasyon fonksiyonunun ön planda tutulduğunu belirtilmektedirler.

Kentsel açık yeşil alanların nicelik ve nitelik olarak çoğunlukla yetersiz kalmasına karşılık insanların kentlerin olumsuz koşullarından uzaklaşarak doğa ile birliktelik isteği ve rekreasyonel taleplerin artması gibi nedenler kent insanlarının kent çevresindeki doğal ormanlık alanlara yönelmesinde etkili olmaktadır. Bu nedenle, özellikle ormanlar, kent insanı tarafından en çok tercih edilen alanlar arasında bulunmaktadır (Gül ve Gezer 2004). Bu duruma göre, kent çevresinde mevcut doğal ormanlık alanların ya da yapay yolla tesis edilecek/edilmiş ormanların kent insanına cevap verecek şekilde planlanması esas olmalıdır. Dirik ve Ata (2004)’ya göre kentler çevresindeki ormancılık faaliyetleri, her şeyden önce kentin içinde bulunduğu doğal koşullara uymak zorundadır. Prensip olarak doğal ve kültürel bitki dokusunun bulunmadığı ya da yetersiz olduğu kentler çevresinde kent koruları ve yeşil kuşaklar tesis etmek, doğal vejetasyonun mevcut olduğu koşullarda da bu vejetasyonu ıslah etmek ve kentin gelişimini mevcut vejetasyonun korunmasına göre planlayarak “kent – vejetasyon – kırsal alan” kaynaşmasını dengelemek esastır.

Kent ormanları; geçmişi çok eski olmasına rağmen özellikle geçen yüzyılın son çeyreğinde yaygınlaşmaya başlayan ve isimlendirilen, ekolojik kent kavramı içinde bir seçenek olarak yaygın kabul gören bir yaklaşım durumuna gelmiştir (Kurdoğlu ve Ark., 2011). Şu halde kent ormanlarından kent ortamında görüntü, gürültü ve hava kirliliğini önlemenin yanı sıra, kent toplumuna, ekolojik, rekreatif, sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan işlevsel ve estetik katkılar sağlaması beklenmektedir.

Kent içi ve yakın çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş ağaç, ağaç grupları ve orman alanlarının, kamu yararına uygun olarak planlama, tasarım, tesis, koruma ve yönetim işlemlerini gerçekleştiren özel bir ormancılık

Page 280: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

280

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

disiplini olarak tanımlanan (Uslu ve Ayaşlıgil, 2007) kent ormancılığı kavramı içinde kent peyzajının, sistemli ve sürdürülebilir olarak planlanmasının önemi daha da artmaktadır. Bu nedenle kent ormancılığının en geniş perspektiften kente ve kent insanına sosyal, kültürel ve ekolojik yararlar sağlayabilen işlevler üstlenmesi beklenmektedir (Acar ve Günay, 2004). Bununla birlikte kent ormanları, estetik ve işlevsel etkileri ile hem kentle bütünleşen bir yeşil doku, hem bölgesel orman varlığının bir parçası, hem de kırsal peyzajın tamamlayıcı bir elemanıdır. Bu nedenle orman mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları ve diğer ilgili meslek temsilcileri ile birlikte yerel yönetim yetkililerinin ortaklaşa sürdüreceği çok disiplinli çalışmalara konu edilmelidir (Dirik ve Ata, 2004). 

Bu bağlamda bildiride; esas olarak kent ormanlarının rekreasyonel işlevlerine bağlı olarak göz önünde bulundurulması gereken kriterler ve bu kriterlere bağlı olarak planlama sürecinde ortaya konması gereken yaklaşımlar açıklanmaya çalışılmıştır.

2. Kent Ormanlarının Rekreasyonel Kullanımdaki İşlevleri Amaç ve Öncelikler

Rekreasyon tanımsal olarak; insanların boş zamanlarında gerçekleştirdikleri, ruhsal ve bedensel gereksinimlerini karşılayan eğlenme-dinlenme amaçlı eylemlerdir (Dirik, 2005). Bir diğer tanıma göre ise; herhangi bir ödül ya da başarı kazanma amacı olmadan, bireylerin fiziksel, zihinsel, yaratıcı güçlerini dış etkilerin baskısı olmadan, içten gelen arzu ve katılım istekleri ve ilgileriyle, uygulanmasında zevk alma, doyum sağlama hissi oluşturan her türlü boş zaman aktiviteleridir (Uslu ve Ayaşlıgil, 2007).

Rekreasyon etkinlikleri detaylandırılarak sıralandığında ise bunların birbirinden çok farklı aktiviteler olduğu görülmektedir ki bunlar; 1-Basit etkinlikler, 2-Zihinsel (düşünsel) etkinlikler, 3-Spor etkinlikleri, 4-Müzik resim ve dans etkinlikleri, 5-Hobiler, 6-Oyunlar, 7-Rahatlama, 8-Sosyal etkinlikler, 9-İnsani hizmetler, 10-Açık hava etkinlikleri olarak belirtilmektedir (Günaydın, 2011). Bu etkinlikler gerçekleşirken etkinliği arttıran ya da azaltan birçok faktör bulunmakta olup, rekreasyonel etkinlikleri etkileyen faktörler 4 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; mevsimsel faktörler, rekreasyonel ulaşılabilirlik ve finansal etki, sosyal sınıf ve cinsiyet, fiziksel fonksiyonlardır (Hall ve Page, 2006). Rekreasyonel kullanım amacıyla kullanıcı kitlesinin çalışmaya konu olan bölgeyi tercih etmesinin nedenlerinin ortaya konulduğu bir araştırmada; birinci sırada doğa ile baş başa olma, ikinci sırada kent kalabalıklığı ve gürültüden uzaklaşma, üçüncü sırada ormanda temiz hava alma isteği ve dördüncü sırada ise ulaşım kolaylığının yer aldığı belirtilmektedir (Diktaş, 2006).

Page 281: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

281

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bu bağlamda kent ormanları, kent halkının açık hava rekreasyonu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve koşu, yürüyüş gibi çeşitli sportif aktiviteleri gerçekleştirebilmesi için oldukça elverişli ortamlardır. Uygun düzenlemelerle her gelir grubuna mensup kent halkının rekreatif ihtiyaçlarının karşılanmasını mümkün kılar (Dirik ve Ata, 2004). Bir diğer ifadeyle kent ormanlarının amacı, kent peyzajını görsel ve işlevsel açıdan iyileştirerek, kentlerde yaşayan insanlara dinlenme, sağlık ve sporu kapsayan rekreasyon olanakları sunmak ve her yaş ve kültürdeki insana orman, doğa sevgisini aşılamaktır (Öner ve Ark., 2007).

Kent ormanlarına getirilecek rekreasyonel aktiviteler, kent ormanının özellikleri dikkate alınarak, çevrenin ekolojik dengesini bozmadan gerçekleştirilmesi gerekirken (Acar ve Ark., 2009), kent ormanlarının öncelikli işlevinin kent insanına rekreatif imkanlar sunması (Uslu ve Ayaşlıgil, 2007) olduğu unutulmamalıdır. Burada ifade edilenlerden, ana işlevin rekreasyon olduğu görülmektedir. Rekreasyonel yönetim kapsamında en çok üzerinde durulması gereken konu ise, bu alanlarda yapılabilir-yapılamaz etkinlikler ve bunlara uygun tesislerin yeterli ölçekte yer almasıdır.

Ülkemizde kent ormanlarının kurulması ile ilgili süreç, Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü’nün her ilde bir kent ormanının oluşturulması projesiyle başlamıştır. 2003 yılında uygulamaya konulan bu proje ile 2008 yılı sonuna kadar 103 adet kent ormanı kuruluşu gerçekleştirilmiş, 54 il ve 9 ilçede olmak üzere toplam 63 adet kent ormanı hizmete sunulmuştur (Anonim, 2009).

Page 282: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

282

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 1. Türkiye’deki 66 kent ormanında bulunan etkinlik alanları, yapısal elemanlar ve % dağılımları (Acar ve Ark., 2009’den alınmıştır).

Etkinlik Alanları (%) Yapısal Elemanlar (%) Diğer (%)

Giriş, danışma, 2,15 Kamelya, 3,68 Helikopter pisti,

0,15

Yürüyüş-koşu parkuru, patikalar,

8,59 Seyir terasları, 6,90

Açık sanat galerisi,

0,15

Spor alanları (voleybol, basketbol, mini futbol, tenis kortu, beachvoley sahası, fitness),

6,29 Çeşme, 6,29 Su deposu,

0,77

Gözlem-seyir kulesi, 5,21 Tuvalet,

6,60 Mescit, 0,46

Tırmanma patikaları, 0,61 Oturma donatıları,

6,29 Yönetim merkezi binası,

0,15

Çocuk oyun alanı, 7,67 Amfi tiyatro,

0,61 Sosyal tesis, 0,31

Flora, fauna ve ormancılık tanıtım alanları,

2,15 Yağmur barınakları, 5,67 Orman evi,

0,77

Otopark, 4,45 İp merdiven, ip köprü,

0,31 Antik kalıntılar, 0,15

Şelale, gölet, su havuzu, 4,60 Yürüme halatı,

0,15 Serender, 0,15

Kitap okuma yerleri, 0,15 Ahşap-asma köprü,

4,91

Kuş gözlem alanı, 0,15

Güneş korunakları, gölgelikler,

0,46

Paintball alanı, 0,15 Uyarı, tanıtım, yönlendirme

ve bilgilendirme levhaları, 4,45

Fotoğraf çekme alanları, 0,15 Ağaç evler,

0,46

Dinlenme alanları, 0,92 Orman müzesi, kent ormanı

müzesi, 0,31

Bisiklet yolları, 0,77 Çeşitli hayvan maketleri,

0,15

İzci kamp alanı, 0,15 Piknik masaları, 1,99

Güreş alanı, 0,15 Kır kahvesi,

0,46

Atlı cirit ve değnek oyun sahası,

0,15 Hayvan barınakları, 0,31

Pentatlon sahası, 0,15 Büfe,

0,61

Meyve bahçeleri, 0,15

Kaya bahçesi, Ahşap korkuluk,

0,31

Çöp kutuları, 0,46

Page 283: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

283

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Mevcut kent ormanlarının planlanmasında öncelikle sürdürülebilirlik, koruma, işlevsellik ve yeterlilik gibi ortak planlama ilkelerinin esas alınması prensip olarak benimsenmekle birlikte genel olarak bakıldığında kent ormanları üzerine yapılan inceleme ve araştırmalarda, bazılarında yetersizlik ve işlevsizlik (Yılmaz ve Ark., 2004), (Serin ve Gül, 2006), (Uslu ve Ayaşlıgil, 2007), bazılarında da yeterlilik ve işlevsellik durumu ifade edilmektedir (Bozdoğan ve Güler, 2004), (Uslu ve Ayaşlıgil, 2007), (Kiper ve Öztürk, 2011).

Orman Genel Müdürlüğünün hizmete sunduğu kent ormanlarının (Anonim, 2009), etkinlik alanları, yapısal elemanlar ve diğer elemanlara göre karakterlerinin analiz edilmesiyle (Acar ve Ark., 2009) bulunma oranlarının Tablo 1’deki gibi olduğu belirlenmiştir.

Tablo 1’e bakıldığında; yürüyüş-koşu parkuru, patikalar, çocuk alanı, spor alanları, gözlem seyir kulesi, şelale, gölet, su havzası, otopark, giriş danışma, seyir terasları, tuvalet, oturma donatıları, yağmur barınakları, ahşap-asma köprü gibi etkinlik alanı ve yapısal elemanların %70’e yakın bir oran oluştuğu görülmektedir. Oysa rekreasyon etkinliğinin çeşitlenmesini sağlayan ve kent ormanlarının bulunuş yerine ve kullanıcıların tercihine göre değişebilen; bisiklet yolları, dinlenme alanları, fotoğraf çekme alanları, kuş gözlem alanları, tırmanma alanı, izci kamp alanı v.b gibi etkinlik alanlarının oldukça düşük oranlarda oldukları görülmektedir. Yapısal elemanlarda da benzer durum söz konusudur ve büfe, çay bahçesi, orman evi, yönetim merkezi binası gibi unsurlar oldukça düşük bulunma oranlarına sahip bulunmaktadır. Bu durumda ülkemizdeki kent ormanlarının önemli bir bölümünün rekreasyonel işlevlerini tam olarak yerine getiremedikleri gibi bir durum ortaya çıkmakta, amaç ve önceliklerin planlama sürecinden önce çok iyi belirlenmesinin gerekli olduğu açıkça görülmektedir.

Öte yandan planlama sürecinde ekolojik, işlevsel ve estetik kıstaslar dikkate alınarak kullanılacak bitki tür ve kompozisyonları da öncelikler bağlamında bir o kadar önemlidir. Nitekim Güney ve Gülgün (2004)’ün belirttikleri gibi, ağaçlar, çalılar, otsu perennialler, örtü bitkileri, tırmanıcı-sarkıcı bitkiler, çimler, mevsimlik çiçekler; her biri ve topluca kent ortamında birçok işlevlere sahiptir ve kentlerin yaşanabilir kılınmasında başka hiçbir elemanın üstlenemeyeceği, yeri doldurulamaz işlevlere sahiptir.

Page 284: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

284

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3. Kent Ormanlarının Planlanmasında Hedef Kriterler ve Planlama Yaklaşımları

Orman rekreasyon planlamasında, kullanıcı kitlesinin çok yönlü analizi önemli bir gerekliliktir. Bu kitle çeşitli yönleriyle ele alınmalı talep ve öncelikleri değerlendirilmelidir (Diktaş, 2006). Kent ormanlarının planlama sürecinde kent ormanının üstlendiği ekolojik, sosyal ve ekonomik işlevlerine göre farklı planlama kriterlerinin göz önünde bulundurulması gereklidir.

Ana işlevlerden sosyal fonksiyonun alt işlevlerinden birisi de rekreatif hizmettir. Kent ormanlarının işlevleri içinde yer alan rekreasyon işlevinin bireysel ve kitlesel olarak karşılanabilmesi; kentin sosyokültürel yapısına, sosyoekonomik durumuna, kentte yaşayan insanların nüfus yaş dağılımının ve kent ormanının planlanacağı ekolojik sistemin isteklerinin bir bütün olarak dikkate alınarak karma bir sentez oluşturulması ile mümkün olabilecektir.

Bununla birlikte, kent ormanının bulunduğu yerin her şeyden önce, kısa mesafeden gelecek günlük ziyaretçiler ve uzak mesafelerden gelecek olan hafta sonu ziyaretçilerinin her iki grubundan da çok sayıda ziyaretçinin yararlanmasını sağlaması, dolayısıyla da kent ormanının bulunduğu yerin hem hafta sonu hem de hafta içi hedef gruplarının rekreasyonel gereksinimlerini karşılayacak düzeyde olması gerekmektedir (Elegem ve Ark., 2002). Diğer bir ifadeyle, kent ormanlarının planlama sürecinin önemli bir ayrıntısı kent insanın kent ormanından olan beklentilerinin dikkate alınması ve kentin yapısıyla uyumlu olmasıdır. Kent ormanlarının yönetimi ve kuruluşları ile ilgili planlamalarda, doğal bitki örtüsünün nitel ve nicel durumu yanında, kent ormancılığına konu edilen sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmişlik düzeyinin de dikkate alınması gerekir (Dirik, 2005).

Rekreasyon planlamasının 2 ana unsurundan biri toplum ve onun eğlenmeye dinlenmeye ayırdığı boş zamanları, diğeri de kaynaktır. Planlama ile toplumun eğlenme–dinlenme isteklerinin, buna zemin oluşturan kaynağa zarar vermeden sürekli ve dengeli bir şekilde sağlanabilmesi hedeflenmektedir. Söz konusu amaca ulaşılabilmesi için bir yandan hedef toplumla ilgili sosyal analizlerin, diğer yandan da kaynakla ilgili doğal ve kültürel analizlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi gereklidir (Dirik, 2005).

Bir alanın kent ormanı olabilmesinde; kent bütününe açık, merkeze uzaklığı 50 km ya da daha az olması, alansal büyüklüğünün en az 10 ha olması, alanda deniz, göl, gölet gibi su varlığının bulunması ve ilgi çekici manzara noktalarının varlığı gibi özelliklerin etken olduğu belirtilmektedir (Konijnendijk, 2003). Bunun yanı sıra, ziyaretçilerin yararlanabileceği bir konumda olması, kentin fiziksel yapısına,

Page 285: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

285

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ekolojisine ve peyzajına, estetik ve işlevsel açıdan değerler sağlaması, yeşil dokuyu güçlendirmesi ve bütünlük sağlaması ve orman karakterinde, yani kendini yenileyebilme özelliğine sahip olması gereği de diğer önemli kriterler olarak verilmektedir (Uslu ve Ayaşlıgil 2007). Gül ve Gezer (2004) ise; rekreasyonel uygunluk, kentin fiziki yapısıyla olan uygunluğu ve ekolojik uygunluk ana başlıkları altında detaylandırdıkları alt başlıklarla (ulaşılabilirlik kriterleri, mevut rekreasyonel olanaklar, bitki örtüsü kriterleri, potansiyel su kaynakları, mevcut orman varlığı, yaban hayatı ve bitki çeşitliliği vd.) uygun kent ormanı belirleme kriterleri oluşturmuşlardır.

Kent Ormanlarının planlama sürecinin genel kapsamlı olması nedeniyle, planlama sürecinde çalışmaların başarıya ulaşabilmesi, kent halkının katılımının sağlanmasına, kent ormanından beklentilerin belirlenmesine ve kent ormanlarının bilinen yararları konusunda bilinç ve duyarlılık düzeylerinin artırılmasına bağlı olmaktadır. Zira kent ormanının planlanması, kullanımı ve sürdürülebilirliği yalnızca yönetsel bir durum olmayıp, kullanıcıların katılımcı ve benimseyici yaklaşımıyla mümkün olabilmektedir. Nitekim Dirik ve Ata (2004), planlamayı gerçekleştiren resmi organlarda halk temsilcilerine görevler verilmesi, ilgili sivil toplum örgütleri ile gerekli temasların kurulması, özel sektör temsilcileri ile gerekli görüşmelerin yapılması gibi planlama sürecine katılımla ilgili yaklaşımlar ortaya koymaktadırlar.

4. Sonuç ve Öneriler

Kent ormanlarında katılımcı yaklaşımla kullanıcı kararlarına uygun ve ekolojik sistemi gözetmek koşuluyla oluşan öncelikler bağlamında her tür rekreasyon aktivitesine cevap verecek birimlerin oluşturulması esas olmalıdır.

Kent ormanı kentteki her yaş grubundan ve farklı kültürlerden insanlara orman ve doğa sevgisini aşılayabilmelidir. O nedenle, planlama sürecinde farklı yaş gruplarının rekreatif beklentilerinin dikkate alınması önem taşımaktadır.

Kent ormanlarının planlanması ve kullanımı, kültürel birikime ve toplumsal beklentilere, ekolojik sisteme bağlı olarak ülkeler arasında ve aynı ülke içinde bile, bölgeler arasında ve kentler arasında farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle kent ormanı, söz konusu kentin karakteri ve kent insanı ile çok sıkı bir ilişki içindedir. Bu ilişkinin dinamiklerinin iyi bilinmesi gereklidir. Bir başka deyişle, kent ormanının özellikle kent insanı ile arasındaki ilişkinin ve insanların beklentilerinin dikkate alınması esas yaklaşım olmalıdır. Bu yaklaşım kent ormanlarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Page 286: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

286

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

Kent ormanlarının tesisi sırasında, ağaç türü seçimi, bitki kompozisyonu, rekreasyonel etkinlikler ve bu etkinliklerin gerçekleştirilebilmesini sağlayacak tesisler ve mekan koşulları dikkate alınmalıdır.

Kent ormanlarının işlevlerine, önceliklerine, planlama kriterlerine bakıldığında, planlamanın çoğul disiplinli bir çalışmayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kent ormanlarının planlanması, tesisi, sürdürülebilir yönetimi ve korunmasında, gerekli bilgiye sahip teknik personel görevlendirilmesi en önemli aşamadır. Bu bağlamda, orman mühendisleri, peyzaj mimarları, şehir plancıları ve psikologların birlikte çalışmasının şartları mutlaka oluşturulmalıdır.

Bir planın başarıya ulaşabilmesi için kent insanının ağaç veya ormanların kendisine ve kentin yaşam kalitesine sağladığı katkılarını bilmesi ve anlamasına bağlıdır. Bu kapsamda yönetim planının ilgili tüm resmi, özel ve sivil toplum örgütlerini birbirleriyle koordine edecek şekilde olması sağlanmalıdır.

Ülkemizde gerçekleştirilen kent ormanı planlama ve uygulama çalışmalarına bakıldığında, birçoğunun kentle ilişkisinin yeterli olmadığı dolayısıyla kent ormanlarının yer seçimlerinin problemli oldukları anlaşılmaktadır.

Gelecekte ülkemizde kentsel yeşilin ve yeşil alanların kent merkezlerinde oldukça yetersiz ve rekreatif yönde niteliksiz kalacakları aşikardır. Dolayısıyla kent çeperlerinde planlanacak kent ormanları önem taşıyacaktır.

Kent ormanları, kent merkezindeki parklar ile birlikte bir kentin en önemli kentsel yeşil altyapı öğeleridir. Bu nedenle kent planlamalarında ve kentin gelişimini sağlayacak gelişim ve imar planlarında yeri yadsınamaz. Kentsel yeşil altyapının oluşturulmasında kent ormanları, rekreatif insan ihtiyaçları ile birlikte kent morfolojisinin ve karakterinin yapılanmasında ülkemiz için oldukça önem taşıyacaktır. Ancak bu ormanların işlevlerini yerine getirebilmeleri için, akılcı, bölgesel kimliği önemseyen ve kentin beklentilerine/sorularına cevap verecek yaklaşımlarla stratejik önemde ele alınmalıdır.

Page 287: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

287

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Kaynaklar Acar, C., Eroğlu, E., Acar, H., Özdemir, M., Turna, İ.,2009. Kent ormanları peyzaj tasarımı; Niksar kent ormanı örneği. Bartın Orman Fakültesi Dergisi, 1. Ulusal Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi, I.Cilt, 5-7 Kasım 2009, s: 214-223, Bartın.

Acar, C., Günay, K., 2004. Kent ormancılığının kent ekosistemi ve işlevlerine katkısı; peyzaj ekolojisi açısından bir değerlendirme. 1. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 485-492, Ankara.

Anonim, 2009. Kent Ormanları. Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, 132 s., Ankara.

Aslanboğa, İ., 2004. Kent ormancılığı bağlamında ormanların işlevleri. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan, s: 3-7, Ankara. Bozdoğan, E., Güler, S., 2004. Adana-Karaisalı’da bir kent ormanı modeli ve sağlayacağı olası katkılar. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 333- 348, Ankara. Coşkun, A.Y., Velioğlu, N., 2004. Kent ormanı tanımı ve hukuksal boyutu. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 19- 33, Ankara. Diktaş, N., 2006. Maçka Yöresi Ana Ulaşım Yolları Çevresindeki orman Kaynaklarına Yönelik Rekreasyonel Kullanımların ve Rekreasyon Potansiyeline Sahip Orman Alanlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Dirik, H., Ata, C., 2004. Kent ormancılığının kapsamı, yararları, planlanması ve teknik esasları. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 63-77, Ankara, 2004. Dirik, H., 2005. Kırsal Peyzaj (Planlama ve Uygulama İlkeleri). İÜ Orman Fakültesi Yayın No: 486, 453 s., İstanbul.

Elegem, B.V., Embo, T., Muys, B., Lust, N., 2002. A methodology to select the best locations for new urban forests using multicriteria analysis. Forestry, sayı: 75 (1), s: 13-23. Gül, A., Gezer, A., 2004. Kentsel Alanda Kent Ormanı Yer Seçimi Model Önerisi ve Isparta Örneğinde İrdelenmesi, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 365- 382, Ankara. Günaydın, M., 2011, KTÜ Kanuni Yerleşkesi (Trabzon)'ndeki Öğrencilerin Spor ve Rekreasyon İhtiyaçlarının Saptanması ve Gelişimine Yönelik Yaklaşımların İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Güney, A., Gülgün, B., 2004. Kent ormanı oluşturma koruma kavramı İzmir ölçeğinde irdelenmesi ve ülkesel çözüm önerileri. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 266- 284, Ankara. Hall C.M. ve Page, S.J., 2006. The Geography of Tourism and Recreation, Routledge, New York, 456 s. Kiper, T., Öztürk, A.G., 2011. Kent ormanlarının rekreasyonel kullanımı ve yerel halkın farkındalığı: Edirne kent (İzzet Arseven) ormanı örneği. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, sayı: 8 (2), s: 105-118.

Konijnendijk, C., 2003. A decade of urban forestry in Europe. Forest Policy and Economics, sayı: 5, s: 173-186. Kurdoğlu, O., Düzgüneş, E., Kurdoğlu, B.Ç., 2011. Kent Ormanlarının Kavramsal Hukuksal ve Çevresel Boyutuyla Değerlendirilmesi. AÇÜ Orman Fakültesi Dergisi, sayı: 12 (1), s: 72-85.

Öner, N., Ayan, S., Sıvacıoğlu, A., İmal, B., 2007. Kent ormanları ve kent ormancılığının çevresel etkileri. Kastamonu Üni., Orman Fakültesi Dergisi, sayı: 7(2), s: 190-203. Serin, N., Gül, A., 2006. Kent Ormancılığı Kavramı ve Isparta Kent İçi Ölçeğinde İrdelenmesi. SDÜ Orman Fakültesi Dergisi, sayı: A (2), s: 97-115.

Uslu, Ş., Ayaşlıgil, T., 2007. Kent Ormanlarının Rekreasyonel Amaçlı Kullanımı ve İstanbul İli Örneğinde İrdelenmesi. YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi. Sayı: 2(4), s: 213-236.

Yılmaz, H., Yıldız, N.D., Turgut, H.A., 2004. Kent ormanı kavramı: Erzurum kenti örneği. I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, s: 315-330, Ankara.

Page 288: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

288

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 289: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

289

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  1   

KIRSAL PEYZAJ ÖGELERİNİN REKREATİF KULLANIMDAKİ ETKİNLİĞİ VE GELİŞTİRİLMESİ

ÜZERİNE GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELER

Prof. Dr. Cengiz ACAR(1) Doç. Dr. Habibe ACAR(2)

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER(3)

1) Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

61080 Trabzon [email protected]

2) Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

61080 Trabzon [email protected]

3) Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü

61080 Trabzon [email protected]

Özet

Kırsal peyzajın ana unsuru olan kırsal yerleşimler, doğa ile kültürel etkileşimlerin bir sonucu olarak, var ettiği birikimleri, gelenekleri ve kadim bilgileri barındırmaları dolayısıyla yüksek derecede önem taşımaktadırlar. Aynı zamanda kırsal peyzajın toplumsal yaşamda ise ayrı bir yeri bulunmaktadır. Geçmişten günümüze değin kuşaktan kuşağa aktarılan örf, adet ve yaşam tarzlarının doğa üzerinde yarattığı motiflerin sergilendiği kültür hazineleri gibidir. Bu yerleşimlerin barındırdığı değerlerin saptanması, hem etkin bir rekreatif kullanıma sunulması ve hem de miras değeri taşıyan kırsal yerleşimlerin korunabilmesini sağlamak amacıyla bütünleşik bir kullanım ve koruma sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde kırsal peyzajın ana ekseninde bulunan kırsal yerleşimlerin rekreatif kullanımdaki etkinliğinin artırılmasında öncelik, bu alanların koruma değerlerini açıklayabilecek kavramların geliştirilmesi ve yasal düzenlemelerle desteklenmesiyle mümkün olabilecektir. Öte yandan kırsal peyzajın en önemli örneklerinden biri de kuşkusuz orman köyleri ve içerdiği değerlerdir. Bu kapsamda bu tür zengin peyzaj değerlerine sahip orman köylerinin rekreatif kullanımlarının geliştirilmesi, bu alanların ormandan olan beklentileri noktasında ve orman ekosistemlerinin işlevsel değerlendirilmeleri açısından farklı yaklaşımlar içermektedir. Orman ekosistemlerinden yararlanılmasında sadece odun hizmeti değil, ekosistemin

Page 290: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

290

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  2   

peyzajına yönelik rekreatif hedefler orman köylerine olan kısır bakış açısını da değiştirme yönünde önemli bir farklılık oluşturacaktır.

Abstract

As a result of cultural interaction with nature, rural settlements that are the main element of the rural landscape carry a high degree of importance which are that we have the know-how, traditions and ancient knowledge of hosting. They also have separate places in the rural landscape of social life. Referring to the past and present traditions passed from generation to generation, like customs and culture of the designs created by the exhibition on the treasures of nature and life style. This determination of the values of these settlements, as well as presenting an active recreational use and ensuring preservation of rural heritage value are necessary to develop an integrated use and protection system. Located in the main axis of the rural landscape in our country, priorities in improving the efficiency of recreational use in rural areas, developments of concept and explains the conservation value of this field will be possible by supporting the legislation. On the other hand, one of the most important examples of the rural landscape, of course, is forest village that include landscape values. In this context, the development of recreational use of the forest villages have such a rich landscape values, expectations point at which the forests in this area and includes evaluations of different approaches in terms of functional forest ecosystems. Not only in the wood utilization of the forest ecosystem services, recreational goals in the angle of view that forest villages barren landscape changing direction towards the ecosystem will be a significant difference.

1- Giriş

Ülkemizin sahip olduğu coğrafya, kendine özgü peyzaj karakteri ve desenlerinde farklıklar oluşturmaktadır. Gerek topografik farklılıklar ve iklimle olan ilişkileri, gerekse geleneksel kültürün doğayla olan ilişkileri benzersiz peyzaj yapıları oluşturmuştur. Son yıllarda kentleşme hareketleri ile yerleşim yeri olarak kentlerde büyük nüfus kitlelerinin artmasına neden olmuştur. Ancak, kentlerde yaşayan insanların doğaya yönelik bakış açısı kırsal peyzaja yönelik ayrıcalıklar gösterebilmektedir.

Konuyla ilgili çalışmalar incelendiğinde bu kapsamda öncelikle peyzaj, kırsal peyzaj, kırsal peyzaj elemanları ve artık kırsal alanların rekreatif amaçlı kullanımlarının turizm kapsamında ele alınması ile ekoturizm, agroturizm ve agriturizm gibi kavramların karşımıza çıktığı görülmektedir. Bu nedenle öncelikle bu kavramlara

Page 291: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

291

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  3   

değinmek gerekmektedir. Dirik (2005) ise, piknik alanları ve orman içi dinlenme yerleri, kamp alanları, plajlar, kırsal alanlarda bulunan tatil köyleri, oteller, moteller ve bunların rekreatif amaçlı tesisleri, golf alanları, kayak pistleri, turistik köy işletmeleri, orman köyleri, çevre ve bölge parkları, doğa parkları, manzara yolları ve manzara koridorlarını kırsal rekreasyon alanları olarak ifade etmektedir.

“Peyzaj” kelimesi sözlük anlamına bakıldığında manzara yada bir yerin doğal görünüşü olarak ifade edilmektedir (URL-1, 2015). Ülkemiz tarafından 10 Haziran 2003 tarih ve 4881 no.lu Kanunla onaylanan ve 27 Temmuz 2003 tarih ve 25181 sayılı Resmî Gazete‟de yayınlanan Avrupa Peyzaj Sözleşmesindeki (APS) tanımına göre ise “Peyzaj”, insanlar tarafından algılandığı şekliyle, karakteri doğal ve/veya insani unsurların eyleminin ve etkileşiminin sonucu olan bir alan olarak tanımlanmaktadır (Şahin, 2014). APS; peyzaj kavramına yönelik sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal yeni anlayışlar getirmektedir. Buna göre peyzaj ilk olarak nesnel bir ifade ile “yeryüzü parçası” olarak tanımlanmakta, daha sonra öznel bir ifade ile yeryüzü parçasının bütün bireylerce kavranış biçimi olarak belirtilmektedir (Yılmaz, 2009).

Peyzaj alanlarını genel olarak kırsal ve kentsel peyzaj olarak iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Kentsel peyzaj, kent içi park, bahçe, koru, yol ve alanları, kısaca tüm açık ve yeşil alanlar ile doğal, tarihsel ve kültürel yapıtları ve tüm yerleşim alanları ile bir kent görünümünü içerir (Gülez, 1989). Kırsal peyzaj ise konumu bakımından kentsel peyzaj ile doğal peyzaj alanları içerisinde bir “geçiş kuşağı oluşturmaktadır (Dirik, 2005). Sosyolojik açıdan bakıldığında ise kırsal peyzajın toplumsal yaşamda ayrı bir yeri bulunmaktadır. Geçmişten günümüze değin kuşaktan kuşağa aktarılan örf, adet ve yaşam tarzlarının doğa üzerinde yarattığı motiflerin sergilendiği kültür hazineleri gibidir. Bu yerleşimlerin barındırdığı değerlerin saptanması, hem etkin bir rekreatif kullanıma sunulması ve hem de miras değeri taşıyan kırsal yerleşimlerin korunabilmesini sağlamak amacıyla bütünleşik bir kullanım ve koruma sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir.

Kentlerdeki yeşil alanların giderek azalması kırsal peyzaj alanlarına olan ilgiyi arttırmaktadır. Kırsal alanlar insanların doğa ile etkileştiği alanlardır. Ekolojik açıdan önemli olmakla birlikte aynı zamanda kentli insanının da sürekli etkileşim içinde olduğu (Görmüş ve Ark., 2015) ve farklı rekreasyon fırsatları sunan alanlardır. “Rekreasyon” kelime anlamı olarak insanların boş zamanlarında gerçekleştirdikleri, ruhsal ve bedensel gereksinimlerini karşılayan eğlenme-dinlenme amaçlı eylemlerdir. Rekreasyon bahsedilen bu eylemlerin gerçekleştiği yere göre; kentsel rekreasyon, kırsal rekreasyon yada açık hava rekreasyonu, kapalı alan rekreasyonu gibi tiplere ayrılmaktadır (Dirik, 2005).

Page 292: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

292

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  4   

Kırsal peyzajın önemli öğelerinden birisi olan orman köyleri; hem ekolojik, hem sosyal, hem de ekonomik açıdan özellikle kentli insanının kent yaşamının içinde bulamadığı fırsatlara imkan sağlamaktadır. Tanım olarak bakıldığında “orman köyü”, mülki sınırları içinde orman bulunan köylere denilmektedir. (Görmüş ve Ark., 2015). Günlük hayatın değişmesinin bir sonucu olarak kırsal alanlarda tercih edilen kısa süreli tatillerle birlikte artık bu alanların ekoturizm, agroturizm, agriturizm gibi yeni turizm konseptlerinde kullanıldığı görülmektedir. Bu noktada karşımıza çıkan “Ekoturizm” genel olarak ekolojik temelli bir turizm etkinliği olarak ifade edilmektedir. Doğal ve kültürel değerlerin korunmasını amaçlayan, insanların bu değerleri işlevleriyle tanımasını sağlayacak tanıtım ve eğitim faaliyetlerine yer veren, büyük grup aktiviteleri yerine küçük ve bireysel aktiviteleri özendiren etkinlikleri içeren bir turizm türüdür (Görmüş ve Ark., 2015). “Agroturizm” kavramı şehir merkezindeki yoğun gündemden sıyrılarak köy hayatını yaşamak isteyen kişilerin bu konuda doğal haliyle yerinde oluşturulmuş yapılarda konaklayarak, örneğin toprakta çapa yapması, süt sağması vb. tüm unsurlarla köy yaşantısına ortak olmasıdır. Köy yaşamının bir parçası haline gelen kişi bunun karşılığında ayrıca bir ücret ödemektedir. Bu nedenle bu eylemler agroturizm olarak adlandırılmaktadır (Gökalp ve Yazgan, 2013). Bu turizm türü kırsal alanda yaşayanlar için bir kaynak oluşturacağından dolaylı olarak köyden kente göçlerin de azalmasına da neden olmaktadır. “Agriturizm” ise, genel olarak tarım turizmi olarak adlandırılmaktadır. Tarımsal üretimin yapıldığı yörelerde gerçekleştirilen bir turizm türü olup yerel üreticilere ekonomik katkı sağlamaktadır. Böylece tarımsal üretimin turizm ile bütünleştirilmesi amaçlanmakta, yörede tarımla birlikte turizm de geliştirilmektedir. Açık mekan rekreasyonları, eğitsel deneyimler (şarap tatma, yöresel yemek kursları), eğlence (festivaller), konaklama hizmetleri (çiftlikte kalma), doğrudan çiftlikten satış (kendin topla, yol boyu satış stantları), ağaç kiralama faaliyetleri agriturizm içerisinde yer almaktadır (Gökalp ve Yazgan, 2013). Genel olarak bakıldığında kırsal alanlarda gerçekleştirilen bu üç turizm türü de sundukları rekreatif faaliyetler ile;

nüfusun ve istihdamın artmasına, doğal ve kültürel mirasın korunmasına ve sürdürülebilirliğine, tanıtıma ve prestij sağlamaya, farklı yaş gruplarının (çocuklar, gençler, yetişkinler) eğitimine, öğrenmesine,

farkındalık kazanmasına, insanların doğa yoksunluğunun giderilmesine, insanları günlük yaşamın streslerinden uzaklaştırarak psikolojik sağlığına

olumlu yönde katkılar sağlamaktadır.

Page 293: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

293

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  5   

Bu bağlamda bildiride, günümüzde gittikçe kalabalıklaşan kent merkezlerinden bir kaçış ve nefes alma fırsatı sunan kırsal alanların rekreatif kullanımlarına dikkat çekmek ve bu alanların potansiyellerini ortaya koymak, ayrıca kırsal rekreasyon alanları ve bu alanlardan da ağırlıklı olarak kırsal peyzajın en önemli örneklerinden biri olan orman köyleri ve içerdiği değerlerin ele alınması amaçlanmıştır.

2- Kırsal Peyzajın Ana Unsuru Olarak Kırsal Yerleşimler ve Peyzaj Değerleri

Kırsal peyzaj, insanların kentler dışındaki tarım, ormancılık, rekreasyon, ulaşım ve endüstriyel kapsamlı faaliyetleri ile değişime uğramış olan doğal çevrenin bir görünümüdür (Dirik, 2005). Kırsal peyzaj gerçekte doğal peyzajın insanın amaçlarına ve biçimlerine göre şekillendirdiği kültürel peyzajlardır. İçerik olarak oldukça geniş kapsamlı olan ve insanların kırsal alanlardaki başlıca uğraşılarına göre ortaya çıkan kırsal peyzaj şekilleri; orman peyzajı, tarımsal peyzaj, endüstriyel peyzaj ve rekreatif peyzaj olarak sınıflandırılabilir.

Kırsal peyzaj ögelerinin rekreatif gelişimine yönelik yukarıda sınıflandırılan kırsal peyzaj şekilleri içinde düşünebileceğimiz kırsal yerleşimler, endüstriyel peyzaj haricindeki diğer peyzaj şekillerini kapsamaktadır. Ülkemizde kırsal yerleşimlere konu olan alanlar tek tek konut biçiminden köylere, yaylalara veya kasabalara değin değişen biçimleri içerir. “Kırsal yerleşim” veya başka bir ifade ile “Kır yerleşmesi”, iş bölümünün gelişmediği, ekonomisi tarıma dayanan, geniş aile yapısının, yüz yüze komşuluk ilişkilerinin olduğu, bu açıdan kentsel topluluklardan ayrılan toplulukların yaşadığı yerleşmeler olarak ifade edilmektedir. Bunun yanında bu topluluklar belli bir coğrafya ve ekolojik alanda yerleşmiş, kendine özgü bir işgücü, toplumsal örgütü, kültürü, özel bir adı ve geçmişi bulunan, kentten daha az nüfuslu toplum birimleridir. Kırsal yerleşimler, konumları ve faaliyet alanlarına göre alt yerleşme birimlerine ayrılmaktadır. “Köy” bu yerleşme birimleri içinde kırsal karakteri yansıtan en büyük yerleşmedir. Köy farklı kültür ve coğrafyalarda yerleşme büyüklükleri köyün sahip olduğu niteliklere göre farklı tanımlarla ifade edilmektedir. Türkiye için yapılan tanımlarda; “Köy yerleşmeleri” ekonomik yapısı büyük oranda tarıma dayalı, kendine özgü toplumsal ilişkileri olan, belirli bir yerleşme sınırına sahip, en küçük idari üniteyi teşkil eden ve nüfusu iki bine kadar olan yerleşmelerdir (Eminağaoğlu, 2004).

Kırsal yerleşimler, “kültürel peyzaj” kavramı çerçevesinde, “kırsal” ve “tarımsal” kategorilerinde ve “insan ile doğanın ortaklaşa oluşturduğu alanlar” kapsamında ayrıştırılabilir. Bu yerleşimler, UNESCO Dünya Miras Listesi sınıflandırmasına göre “Organik Olarak Oluşmuş Peyzaj Alanları” grubunun “Evrimi Devam Eden”; IUCN’nin sınıflandırmasına göre ise “Sürekliliği Olan Peyzaj Alanları” kategorisinde irdelenebilmektedir. Tüm kırsal yerleşmeler dünya mirası ölçütlerinde özellikler

Page 294: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

294

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  6   

taşımamakla birlikte, kültürel peyzaj konusundaki evrensel yönelimler, diğer kırsal yerleşimlerin koruma değerlerinin belirlenmesinde yol göstericidir. “Kültürel manzara” ve “kültürel peyzaj” kavramlarından hareket eden bir koruma stratejisi, kırsal yerleşimlerdeki evler, sokaklar, yapı malzeme ve detaylarının yanı sıra, inançlar, ritüeller, kolektif davranışlar, zanaatlar vb. olguların da bulunduğu gelenekleri göz önünde bulunduran, yerleşimin içinde bulunduğu havza bazındaki doğal-kültürel ilişkilerini bütünleşik bir kavrayışla anlamlandıran bir içerikle kurgulanmalıdır (Kayın, 2012).

McClelland ve ark. (1999), kırsal peyzajı okumak için ve onu şekillendiren doğal ve kültürel güçleri anlamak için on bir özellikten oluşan bir sınıflama sistemi geliştirilmişlerdir:

SÜREÇLER

Arazi kullanım ve aktiviteler mekânsal organizasyonun deseni Doğal çevre reaksiyonları Kültürel gelenekler

ELEMANLAR

Sirkülasyon ağları Sınır elemanları Alan kullanımına bağlı bitki örtüsü Yapı, strüktür ve nesneler Kümelenmiş dokular Arkeolojik alanlar Küçük ölçekli elemanlar

Peyzaj karakteristikleri, faaliyetleri ile kullanılan ve insan ihtiyaçlarını karşılamak için arazinin ya da peyzajın insan alışkanlıklarının somut kanıtıdır. Bu karakteristikler insanların inanç, tutum, gelenek ve değerlerini yansıtır. İlk dört karakteristik, alan şekillenmesinde etkili olan süreçlerdir. Kalan yedi karakteristik ise alanda belirgin fiziksel bileşenlerini içerir. Tarihsel süreçler mevcut bileşenlerle ilişkili olduğundan, kırsal peyzaj “birleşik bir bütün” olarak görülebilir.

Page 295: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

295

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  7   

3- Kırsal Peyzaj Alanları Olarak Orman Köyleri ve Peyzaj Öğeleri

Kırsal yerleşim peyzajları içerisinde sürdürülebilir doğal kaynakların değerlendirilmesi için orman köyleri ve peyzajları önem kazanmaktadır. Ülkemizin neredeyse % 25’inin ormanla kaplı olduğu bir coğrafyada, orman ekosistemi-insan ilişkisinin geleneksel yaklaşımlardan, çok amaçlı ve sürdürülebilir yaklaşımlara doğru değişen bakış açısıyla değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Orman köyleri, ülkemizdeki yasal düzenlemelere bağlı olarak farklı farklı değerlendirilmekle birlikte, genel olarak sahip olduğu doğal kaynaklar içerisinde orman kaynaklarının önemli bir yer işgal ettiği veya potansiyel öneminin olduğu köylerdir (Gümüş ve Ark., 1998). Buna göre; orman köylerinde yer alan en önemli doğal kaynak orman kaynaklarıdır. Ancak bununla birlikte tarım, mera ve hayvancılık faaliyetleri bu köylerin diğer önemli özelliklerindendir. Orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin etkili unsurlarından birisi olarak kabul edilebilecek kırsal köy gelişim projeleri gibi ekonomik, kültürel ve doğal yapıyı önemseyen enstrümanlar, son yıllarda bu alanlara olan ilgiyi arttırmaktadır. Ayrıca orman köyleri dışında bazı köy canlandırma projeleri de ülkemizdeki ulaşıma paralel olarak tercih edilir hale gelmiştir. Tüm bunlara rağmen doğal ve kültürel değerleri ile kırsal peyzaj özellikleri henüz tanımlanmamış birçok orman köyü bulunmaktadır. Bu köylerde orman peyzajı başta olmak üzere turizm çeşitlerinin ve rekreasyon olanaklarının ilişkileri bilimsel düzeyde araştırılmamıştır.

Bununla birlikte, kırsal peyzaj alanlarından olan orman köylerinin sahip oldukları sosyal, ekonomik, kültürel ve ekolojik potansiyellerinin köy tasarım rehberleri adı altında toplandığı görülmektedir. Kırsal alanların sürdürülebilir kalkınmasına hizmet eden köy tasarım rehberleri, kırsal yerleşmelerdeki mevcut kimliği korumak ve yapılaşmayı kontrol altında tutmak için kullanılan önemli araçlardan biridir (Görmüş ve Ark., 2015).

Orman köyleri adından anlaşılacağı üzere orman kaynakları ile ilişkili olduğu düşünüldüğünde bir peyzaj kaynağı olarak orman kaynaklarını yada daha kısa adlandırmak gerekirse orman peyzajlarının kırsal yapı içinde aşağıdaki bileşenleri ile öne çıktığını söyleyebiliriz (Acar ve Acar, 2002). Bunlar; peyzaj karakteri, çeşitlilik, değişim, egemen unsurlar (ögeler), değişken faktörler gibi genel özellikler ile görsel etkiler ve alglama üstünlüğü olan alanlar olarak verilebilir. Bu alanlar aynı zamanda birer görsel kaynak niteliğindedir. İşte rekreatif ve kırsal peyzaj değeri olan bu alanlarda görsel kaynak yönetimi önem kazanacak ve görsel kalitenin arttırılmasına yönelik;

Page 296: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

296

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  8   

- Orman ekosistemini oluşturan peyzaj birimleri/parçaları algılanabiliyor mu? - Ağaçlandırma ve silvikültürel müdaheleler gibi orman ekosisteminde yapılacak

çalışmalar ile peyzajın bütünlüğü sürdürülebilecek mi? - Peyzajda yol yapımı, sürütme ve diğer faaliyetlerle yapılacak değişiklikler

vejetasyon gelişimi ile uyumlu olabileck mi?

gibi sorularına yanıt aranması gerekecektir. Bunun için orman peyzajının sahip olduğu yapı ve çeşitliliğe bağlı görsel çekiciliğin korunması ve sürdürülmesi, egemen ve odak noktaların belirlenmesi ile alanla ilişkili kendine özgü niteliklere sahip eşsiz alanların sürekliliğini gerçekleştirmek planlamalarda en önemli konuları oluşturmaktadır (Acar ve Acar, 2002).

4- Kırsal Peyzaj Alanlarının Rekreasyona Açılması ile İlgili Düşünceler

Geçmişten günümüze doğru kırsal peyzaj alanlarının ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan geliştirilmesi için çeşitli adımlar atılmıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında dönemin hükümetlerince kırsal kalkınmanın tarımda ve kırsal kesimde gerçekleştirilmesiyle olacağına karar verilmiş ve bundan hareketle 18 Mart 1924’de 442 sayılı köy kanunu çıkarılmıştır. Bu yasa ile kalkınmanın köyden başlaması gerektiği vurgulanmış, köylere hukuki bir kişilik tanınmış ve tarihte ilk defa köy toplulukları özerk bir yapıya kavuşmuştur. Köy kanunu Cumhuriyet döneminde köyün modern bir yapıya kavuşması için yoğun bir çabanın harcandığı en önemli adımdır (Eminağaoğlu, 2004).

Altmışlı yıllar ile birlikte, Türkiye ormancılığında bir uzmanlaşma eğilimi başlamış ve 21.01.1970 tarihinde de Orman-Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü (ORKÖY) kurulmuştur. Daha sonra ORKÖY Genel Müdürlükleri 1980 yılında kapatılarak OGM içinde daire başkanlıklarına dönüştürülmüştür. Fakat 1992 yılında Orman Bakanlığı’nın kurulmasıyla, bu birimler tekrar genel müdürlük halini almışlardır. 2011 tarihinde ise ORKÖY Genel Müdürlüğü kapatılarak, OGM örgüt yapısı içerisinde Orman Köy İlişkileri Daire Başkanlığı oluşturulmuştur (Anonim, 2014). Son dönemlerde de 2011 yılından önce faaliyet gösteren Orman Köy İlişkiler Genel Müdürlüğü (ORKÖY) Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak orman köylerinin kalkındırılması amacıyla çalışmış ancak bunu yerine getirememiştir. Daha sonra Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir daire başkanlığına dönüştürülen ORKÖY kalkınma potansiyelini belirleyecek kaynakları orman köylerine aktaramamıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için orman köylerinin katılımcılığının sağlandığı bir organizasyona gereksinim olduğu ortaya çıkmıştır (Görmüş ve Ark., 2015). Bu noktada orman köylerinde yaşayanların katılımıyla ve çabalarıyla rekreasyonel

Page 297: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

297

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  9   

faaliyetlere imkan sağlayacak dolayısıyla bu alanların dışında yaşayanları köye çekecek fırsatlara ihtiyaç vardır. Köylere günübirlik yada konaklamalı olarak dışarıdan gelen kullanıcılar ve orada yapacakları etkinlikler köye ekonomik yönden de olumlu katkılar sağlayacaktır. Dünya Bankası da kendi uygulamalarına yönelik olarak belirlediği ve yoksulluğun azalmasını hedeflediği “Yeni Kırsal Kalkınma Stratejileri” içinde “Kırsal alanların yaşamak ve çalışmak için sürdürülebilir ve çekici olması” gerektiğini ortaya koymuştur. Orman köylerinin rekreatif amaçlı kullanımı ekonomik katkının yanında aynı zamanda kırsal mirasın korunması ve sürdürülmesi açısından da önem taşımaktadır. Bununla ilgili olarak Avrupa Birliği’nin önem verdiği kırsal kalkınma politikaları ilkelerinde “Kırsal ekonomilerde yeni gelir kaynaklarının yaratılması, istihdam sağlanması ve kırsal mirasın korunması” gerektiği ifade edilmiştir.

Kırsal peyzaj alanlarının rekreasyona açılması mevcutta ve gelecekte kırsal turizmin canlandırılması için dikkat çekici olabilir. Bilindiği üzere kırsal turizmin, ülkemizdeki turizmin çeşitlendirilmesi, her mevsime ve bölgeye yayılması açısından önemlidir. Hatta kırsal rekreasyon, kırsal peyzaj ve turizm doğrudan sürdürülebilir kırsal kalkınma ile ilişkilidir. Avrupa’da 1980’lerin ortasında Avrupa Komisyonu tarafından turizm alışkanlıkları üzerine yapılan bir araştırmada, kırsal turizmin geliştiği ülkelerde, insanların en az 1/3’ünün tatillerini geçirmek amacıyla kırsal alanlara gittiği anlaşılmaktadır. Zira, Avrupalı turistin kırsal kesimde tatili tercih etmesinin nedenlerinin başında doğal alanların çekicilikleri ve bozulmamış ortamlar olmaları, geçmişten izler taşımaları ve sıcak ilişkilerin kurulabilmesi gelmektedir (Cavaco, 1995), (Soykan, 2002).

5- Sonuçlar ve Öneriler

Herhangi bir ekosistemin veya peyzaj parçasının içerdiği kaynakların kullanımlarında en temel ilke koruma-kullanım dengesinin sağlanmasıdır. Doğal kaynakların bilinçsiz ve dengesiz kullanımı çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını ve aynı zamanda turizme kaynak olması bağlamında turizm sektörünü de engelleyici olmasını gerektirmektedir (Erdoğan ve Uslu, 2003).

İnsanın doğa ile etkileşimi sonucunda oluşan alan kullanımlarını, bitki örtüsü, su yüzeyleri, yapılar, yollar, diğer altyapı elemanları ve doğal özellikleri kapsayan kırsal peyzaj, belirli bir bölgede yaşayan yerel halkın yaşamsal faaliyetlerini, geleneklerini, inançlarını, davranışlarını ve sosyo-kültürel değerlerini yansıtır (McClelland ve ark., 1999). Bu nedenle orman köyleri olarak kırsal peyzaj yerleşimlerinde koruma-kullanma dengesini gözeten bütünleşik peyzaj planlama yaklaşımlarına ihtiyaç bulunmaktadır.

Page 298: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

298

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  10   

Kültürel ve doğal mirasın korunması ile rekreasyon amaçlı kullanılabilecek nitelikteki kırsal alanların ve orman köylerinin belirlenmesi için köy tasarım rehberi oluşturma çalışmaları yapılmalıdır ve desteklenmelidir. Çünkü bu tür alanların sahip olduğu niteliklerin ve değerlerin ortaya konması hem yöre halkına ekonomik yönden katkı sağlayacak hem de alanlar dışarıdan gelecek ziyaretçiler için tanıtılmış olacaktır.

Kırsal alanlarda ve orman köylerinde köy tasarım rehberlerinde ortaya koyulacak değerler ekoturizm, agroturizm ve agriturizm kapsamları farklı rekreatif etkinlikler için değerlendirilmeli. Bu etkinlikler hem yöreye, hem orada yaşayan halka hem de ziyaretçilere ekonomik, kültürel, sosyal, ekolojik, eğitim, sağlık vb. açılardan katkılar sağlamalıdır. Bu etkinliklerden bazıları; yöresel ürünlerin tanıtımı ve satışı, yöre halkının gelenek, görenek ve adetlerini yerinde gözlemlemek, konaklamak, nadir görülen doğal özelliklere sahip alanlarda doğa yürüyüşleri, doğa eğitimleri, tarımsal faaliyetlere katılmak, mevcut kaynaklar varsa sağlık turizmi imkanları, görülmeye değer, ender, özgün mimari ve topoğrafik değerlerin yerinde incelenmesi vb. olarak sıralanabilir. Bu kapsamda her yöre sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerleri ile ayrı ayrı ele alınmalıdır.

Kırsal alanlar ve orman köylerinin rekreatif faaliyetler açısından değerlendirilme çalışmalarında yöre halkı ile beraber katılımcı bir yaklaşım benimsenmeli ve işbirliği gerçekleştirilmelidir.

Rekreatif amaçlı kullanılacak bu alanlarda sahip olunan değerlerin koruması ön planda olmalı ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

Sonuç olarak kırsal alanlardaki rekreatif faaliyetler yöre halkı, ziyaretçi ve yöre için olumlu katkılar sağlayacaktır. Kırsal alanlar ve orman köylerinde yaşayan halk için önemli bir ekonomik kaynak oluşturulmuş olacağından kentsel alanlara göç azalabilir. Kentsel yaşamın stresinden, kentteki yeşil alan eksikliğinden olumsuz etkilenen insanlar için doğal alanlarla buluşma fırsatı sağlanmış olacaktır. Aynı zamanda kaynakları belirlenen kırsal yerleşimlerin sahip olduğu değerler korunarak gelecek kuşaklara aktarılacaktır.

Page 299: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

299

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  11   

Kaynaklar

Acar, C. ve H. Acar, 2002. Sürdürülebilir planlama açısından dağlık alan orman peyzajlarında görsel kalite ve görsel kaynak yönetimi: Doğu Karadeniz Bölgesi Örneği, Türkiye Dağları I. Ulusal Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, 574–579, Ilgaz, 25–27 Haziran 2002.

Anonim, 2014. Sürdürülebilir Orman Yönetimi, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, T.C. Kalkınma Bakanlığı, Onuncu Kalkınma Planı 2014-2014, Ankara.

Cavaco, C. 1995. Rural tourism: The creation of new tourist spaces. European Tourism: Regions, Spaces and Restructuring (Ed. By A. Montanari and A.M. Williams):127-149. West Sussex: by John Wiley & Sons Ltd.

Dirik, H., 2005. Kırsal Peyzaj (Planlama ve Uygulama İlkeleri), İstanbul Üniversitesi Yayınları:4549, Orman Fakültesi Yayınları: 486, İstanbul.

Eminağaoğlu, Z., 2004. Kırsal yerleşmelerde dış mekan organizasyonu-ilgili politikalar ve değerlendirmeler, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık ABD, Trabzon.

Erdoğan, E., ve Uslu, A., 2003. Kazdağı Milli Parkı’nın Eko-turizm açısından Değerlendirilmesi, Kırsal Çevre Yıllığı 2003, 64-76.

Gökalp, D.D., Yazgan, M.E., 2013. Kırsal Peyzaj Planlamada Agroturizm ve Agriturizm, KMÜ Sosyal ve Ekonomı̇k Araştırmalar Dergı̇si 15 (24): 25-29.

Görmüş, S, Atmış, E., Artar, M., Özkazanç, N. K., Günşen, H. B., Cengiz, S., Tekebaş, S., 2015. Küre Dağları Milli Parkı Köy Tasarım Rehberleri (Bartın Bölümü), BAKKA, Bartın.

Gülez, S., 1989. Park-Bahçe ve Peyzaj Mimarisi, KTÜ Basımevi, Trabzon.

Gümüş, C., Batı, M., Hacıhasanoğlu, S., 1998. Köylü sorunları ve Orman Köylerinin Kalkındırılmasında Orman Kaynaklarının Yeri, Sosyo-ekonomik Değişim Sürecinde Bolu Yayla ve Ormanları Sempozyumu, 7-9 Mayıs 1998, Bildiriler Kitabı, 184-201.

Kayın, E., 2012. Bir ‘Kültürel Manzara-Kültürel Peyzaj’ Ögesi Olarak Kırsal Yerleşimlerin Korunmasına Yönelik Kavramsal ve Yasal İrdelemeler, Mimarlık, 367: 46-49.

McClelland, L. F., Keller, J. T., Keller, G. P., Melnick, R. Z., 1999. Guidelines for Evaluating and Documenting Rural Historic Landscapes, U.S. Department of the Interior, National Park Service, http://www.nps.gov/nr/publications/bulletins/nrb30/

Soykan, F. 2002. Kırsal kalkınma-kırsal turizm ilişkisi ve Avrupa’dan iki örnek: Basilicata/İtalya ve Sittia/Yunanistan, Kırsal Çevre Yıllığı 2001, 12-33.

Şahin, Ş. 2014. Planlama Ders Notları (basılmamış), AÜ Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Ankara.

URL-1, 2015. http://tdk.gov.tr

Yılmaz, O., 2009. Peyzaj Yönetimi (Uluslararası Sözleşmeler, Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (APS) ve Türkiye), Editörler; Aslı AKAY, Münevver DEMİRBAŞ ÖZEN, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayını-No:354, Yerel Yönetimler Merkezi Yayını- No:27, Ankara.

Page 300: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

300

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 301: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

301

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

DOĞA KORUMA ALANLARI ARAZİ KULLANIM KARARLARININ BELİRLENMESİNDE ANALİTİK

YÖNTEM OLARAK EŞİK ANALİZİ

Cengiz ELTAN1 Doç. Dr. M. Doruk ÖZÜGÜL

Prof. Dr. Semra ATABAY

Or.Yük.Müh Yıldız Teknik Üniversitesi ŞBP

Yıldız Teknik Üniversitesi ŞBP

[email protected] [email protected] [email protected]

Özet

Dünyada ve ülkemizde bilim çevreleri doğa koruma alanlarının gelecek kuşaklar için ayrılmış en önemli alanlar olduğu konusunda neredeyse hemfikirdir. Bu alanların planlanmasında ekolojik denge ölçütü hukuksal ve bilimsel düzeyde vurgulanmaktadır. Doğa koruma alanlarında; alan kullanımları için en uygun yerleri; alana ait elverişli ve kısıtlayıcı koşulların belirlemesi beklenir. Planlanan alana ait biyofizik, sosyo-kültürel ve ekonomik faktörler ile aralarındaki sebep-sonuç ilişkilerine bağlı olarak doğal denge veya ekolojik dende ölçütü belirlemek, objektif kriterlere bağlamak sürdürlebilir planlamanın en önemli aşamasıdır. Bu makalenin amacı doğa koruma alanlarında eşik analizinin ekolojik dengeyi gözeten bir planlama analitiği olarak kullanılabileceğini göstermektir. Doğal verilerden yararlanarak planlanan alanda ekolojik istikrar uygunluğu ile doğal eşiklerin belirlenebileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Ekolojik Denge, eşik analizi, ekolojik istikrar, doğal eşik, denge ekolojisi

Abstract

Scientists around the world and in our country dedicated to the next generation of conservation areas is almost agreed on the most important areas. Ecological criteria

                                                       

1Bildiriden sorumlu yazar

Page 302: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

302

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

for the planning of these areas are highlighted in the legal and scientific level. Nature conservation areas; The best place for field use; It is expected to identify favorable and restrictive conditions of space. Planned field of biophysics, socio-cultural and economic factors, depending on the cause-effect relationships between them to determine the extent of the natural or ecological balance, to connect to objective criteria, the most important stage of the sustainability planning. This is a plan that considers the ecological balance of the article's purpose is to show the threshold analysis of the nature conservation area can be used as an analytical. Compliance with ecological stability in the area planned was concluded by taking advantage of natural data can identify the natural threshold.

Keywords: ecological balance, threshold analysis, ecological stability, natural threshold, balance ecology

 

1. GİRİŞ

Dünyamızda hızla artan nüfus, yoksulluk, artan doğal afetler, hızla yayılan salgın hastalıklar, temiz suya ulaşma güçlüğü gibi problemlerle her geçen gün daha sık karşılaşmaktadır. Ekolojik planlama bu insan varlığını derinden etkileyen temel problemlerin çözüm sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. “Son yıllarda Türkiye endüstri sektörünün yanı sıra turizm sektörü de kalkınmanın ana faktörü olarak kabul edilmektedir [1].” Bu nedenle arazi kullanım kararlarında etkili olacak analitik yöntemler üzerine yapılan tartışmalar her geçen gün önem kazanmaktadır. Brundtland Komisyonu1, insanoğlu kendi ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin haklarından ödün vermeden bu ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğine vurgu yapmıştır. Her ne kadar “pratikte nihai sürdürülebilirlik başarılı olması mümkün görünmese bile sürdürülebilirlik teorik olarak; ekonomik, sosyal ve çevresel kriterlerin geliştirilmesi için bir başlangıç noktası olarak kullanılabilir” [2]. Sürdürülebilirlik, yoksulluğun ortadan kaldırılması, doğal kaynaklardan elde edilen yararın dağılımında eşitliğin sağlanması, nüfusun kontrolü ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi, doğanın korunması ve doğa koruma allanlarının doğal eşiklere göre planlanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Sürdürülebilirlik ve planlama olgusu ilişkiler araçların ve yaklaşımların “daha kapsayıcı bir hale dönüşme” ve “daha dinamik, esnek ve katılımcı bir hale dönüşme” eğilimidir[3]. Yeryüzündeki zengin biyolojik çeşitliliğe sahip hassas

                                                       2BM Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından 1987 yazılan “Ortak Geleceğimiz” (Brundtland Raporu)

Page 303: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

303

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

ekosistemlerde; buralardaki nadir türlerin sürdürülebilirliği amacıyla; ilan edilen Doğa koruma alanları, “Doğanın uzun vadeli korunmasını sağlamak üzere, kültürel değerler ve ekosistem ile ilişkilendirilerek, yasal ve diğer etkin olanaklarla açıkça tanımlanmış, kabul görmüş, ayrılmış ve yönetilen bir coğrafi alan”[4] olarak tanımlanmaktadır.

Doğal alanlar çeşitli bakış açılarına göre sınıflandırılmakta ve çeşitli koruma yaklaşımları bulunmaktadır. Türkiye tarihinde ilk doğa koruma alanları “koru” adıyla anılan doğal alanlar ve “avlak” alanları olarak sayabiliriz. İstanbul ve çevresinde birçok korunun şehir parkı gibi kullanılmasına rağmen Anadolu’da birçok koru “yatır yeri”, “dede yeri”, ”hayır yeri”, ”mezar tahtası koruluğu”, “köy koruluğu” gibi birçok adlarda küçük alanlar halinde geleneksel korumayı devam ettirmektedir. Koruların kullanımıyla ilgili 18. yy.’da özel bir tasarrufa rastlanmaz iken 19. yy.’dan itibaren; korular büyük oranda padişaha, hanedan mensuplarına, büyük devlet adamlarına veya paşalara hediye edilmiş, bu kişilerin kullanımında olmuş ve onların isimleriyle anılmaya başlamıştır. Bunlara örnek olarak Validebağ, Cemile Sultan, Abraham Paşa ve Fethi Paşa Koruları verilebilir. Koruların yanında Bentler su havzası gibi geleneksel koruma alanlarıda vardır. Bu günkü anlamına yakın “doğa koruma” adına yapılan ilk yasal düzenlemeler; 1937 yılında çıkan 3116 sayılı Orman Kanunu ve 3167 sayılı Kara Avcılığı kanunlarıdır. Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de doğa koruma alanları iç içe geçmiş özellikleriyle farklı adlar, farklı prosedürler ve çoğunlukla farklı kurumlar tarafından korunmaktadır.

Doğa koruma alanılarının bu farklılığına karşın dünya, gelecek kuşaklar için alanlar ayrılmasının önemli olduğunda neredeyse hemfikirdir. Halen dünya karalarının % 13,9'unu, denizlerin % 5,9'unu ve açık denizlerin sadece % 0,5'ini kaplayan 120.000'i aşkın doğa koruma alanı vardır. Avrupa Birliği %12, İngiltere’de %21, Almanya %25, Danimarka %35 ve Japonya’da %38 olan “koruma altındaki doğal alanlar” Türkiye’de %6 gibi oldukça düşük bir orandadır. Doğa koruma alanlarında alan büyüklüğünün yanında planlama ve planlama yaklaşımıyla ilgili sorunları da barındırmaktadır [5].

Bu makalenin birinci bölümünde ekolojik planlama gelişim süreci üzerine irdelemeler yapılmış ve doğa koruma alanlarında; alan kullanımları için en uygun yerlerin belirlenmesinde alana ait elverişli ve kısıtlayıcı koşulları belirleyen biyofizik, sosyo-kültürel ve ekonomik faktörler ile aralarındaki sebep-sonuç ilişkilerine bağlı olarak koruma-kullanma dengesi içinde değerlendirme yapabilmek için doğal denge veya ekolojik dende ölçütü olarak eşik analizinin kullanılabileceği öngörülmüştür. Makalenin amacı ve hipotezi irdelenmiştir.

Page 304: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

304

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

İkinci bölümde planlama aracı olarak eşik analizinin dayanakları olan denge ekolojisi ve eşik kavramları ekosistem davranış grafiği üzerinde irdelenmiştir. Sonuç olarak ve doğa koruma alanlarında eşik analizinin ekolojik dengeyi gözeten bir planlama analitiği olarak kullanılabileceği, bunun için ge liştirilen planlama süreci ve uygunluk analizi metedolojisi belirlenmiştir. Analizin hassasiyeti veri genişliğine bağlı olarak artmakta ancak uygunluk kriterleri seçilen uzman görüşlerinden etkilenmektedir.

2- Literatür Özeti

Ekolojik planlama kavramının tarihsel gelişimini de sanayi devrimiyle başlatmamız olasıdır. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına kadar insan etkisiyle arazinin genel manzarasında pek değişiklik gözlendiği söylenemez. Endüstri devriminin başladığı 1850 den sonra bu değişimin başladığı söylenebilir. Makineli çalışmalar, drenaj, gübreleme ve ihata tesislerini de yanında getirmiştir. Yarı doğal alanlar hızla tarım alanına dönüşmeye, nehirlerin akışları kontrol edilmeye, bataklıklar ve lagünler kurutulmaya, göl kenarlarındaki sazlıklar taş duvarlar örülerek setler oluşturulmaya başlanmıştır. Bu düzenlemeler daha iyi drenaj, daha iyi tarım, daha bol ürün, daha çok para anlamına gelmektedir. Bu küçük ölçekli gibi görünen değişimler hemen her yerde günümüze kadar süre gelmektedir. Sanayi devrimi, köyden kente göçün artmasına ve kentlerdeki gelişime neden olmuştur. Endüstriyel gelişmeler yeşil alan gelişimi ve değişimini de zorunlu kılmıştır. Amsterdam Woldepark ilk şehir parkı örneğidir (1870). The Dutch Housing Law (Hollanda Konut Kanunu) (1901) halkın kullanımı için yeşil alan tasarımını zorunlu kılmıştır. Aynı dönemde Arnhem şehrinde ilk ofiste tasarımlanan “Public Green Space” (Kamu Yeşil Alanı) şehir dışında şehrin kullanımı için düzenlenmiş yeşil alan özelliğini taşımaktadır. Yeşil alan ve şehir geliştirme kavramları 1920 lerde ilişkilendirilmiştir. 1924 Amsterdam Şehir ve Konut Kongresi’nde “şehir sokaklarının” sokak aktiviteleri için çok önemli olduğu, sokakların estetik değerinin olduğu ve gerçek değerinin arazi değerinden ayrı önemli olduğu vurgulanmıştır. Bu dönemde Rotherdam, Utrecht vb. “parklı yollar” ve bulvarlar tesis edilmiştir. Kentlerin hızla büyümesi; planlı büyüme, fiziki planlama, kent planlaması gibi kavramları ön plana çıkartmış, İkinci Dünya savaşından sonra doğal ve yarı doğal peyzaj alanları öne çıkmaya başlamıştır. Başlangıçta kent gelişiminin bir parçası olarak gelişen ekolojik planlama, şehir planlama ile paralel gelişmeler göstermiştir. Biyolog Aldo Leopold 1930'larda belki de planlama için bir "ekolojik ahlak"ı savunan ilk kişi olmuş, peşi sıra, Lewis Mumford (1944) ve Benton MacKaye (1940) gibi bilim adamları da kentleşmede ekolojik hassasiyetlerin dikkate alınmasını savunmuşlardır[6]. O yıllarda

Page 305: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

305

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

faydalanılacak bir kaynak olarak görülen doğa, planlamaya “maliyetlerin düşürülmesinin bir yolu” olarak dahil edilmiştir.

İnsanın evrendeki yerini tanımlayan felsefedeki değişim, - “toplumdaki adam”, "ekonomik adam" gibi faydasını (utillty) maksimize eden bir adam değildir, ihtiyacını tatmin eden bir adamdır [7], doğaya bakış açısında da değişimlere neden olmuştur. Bu felsefi algı zamanla ekoloji yaklaşımında da dönüşümlere neden olmuştur. Ramon Margalefs’in “ekolojik perspektif” yaklaşımı (Perspectives in Ecological Theory, 1968), Eugene Odum’un “ekosistem yaklaşımı” (Fundamentals of Ecology,1971) bu değişimde önemli yer tutmaktadır. Ekolojideki bu sistemci yaklaşımlar planlama çalışmalarına ekolojinin de etkin olarak katılması fikri benimsenerek, “ekolojik planlama” temelleri oluşmaya başlandığı söylenebilir.

Ekolojik planlama şehir planlaması, arazi kullanımı planlaması veya başka bir planlama faaliyetlerinin içinde (örneğin, bölgesel kalkınma planlaması, yeni yerleşim planlaması, kamulaştırma planlaması, yol, liman gibi kamu yatırım planlaması, çevre planlaması, entegre nehir havzası planlaması, sektör planları, ormancılık, tarım, madencilik vb. arasında bütünleştirici olarak veya bir koordinatör olarak) yer almıştır. 1960’lara kadar planlama- tasarım algısı iç içe geçmiş ve özdeş gibi görülürken sonraki yıllarda ekolojik planlamanın tasarımdan farkı düşünülmeye başlaması ekolojik planlama tekniklerini ön plana taşımışlardır. Ekolojik planlamanın başlangıcını Ekolojist Ramon Margalefs’in ekosistem üzerindeki insan etkisinin, biyosferin sürdürülebilirliği için bir tehdit oluşturduğunu belirtmesiyle başlatabiliriz [8].

Ekolojik planlama gelişiminde kıtalar arası bazı farklılıklar da görülür; Amerika kökenli araştırmalarda daha çok bilim disiplini ve yöntembilim tartışmaları önemli yer tutarken; Avrupa kökenli çalışmalar organizasyonlar ve örgütlenmeler üzerinden yürümüştür. Avrupa’da bilim disiplini biraz daha bağımsız ve yerel gelişmeler göstermiştir. Makhzoumi ve Pungetti (1999)’ye göre “Avrupa’da, her ülkenin belirli sektörlerinin çevre korumada farklı yolları izlemeleri için teşvikleri bulunmaktadır. İtalya’da tarihi konular vurgulanmakta iken, Almanya’da yerel ölçekte peyzaj planlarının uygulandığı görülmektedir. Almanya buna ilaveten arazi geliştirme planlarına ekolojik niteliklerle ilgili riskleri entegre etmektedir. Hollandalılar ekolojik, estetik ve ekonomik yönden bir bütünlük aramaktadır [9]. Avrupa’da sanayileşmenin etkisiyle doğanın alarm verdiği kuzey Avrupa şehirlerinde doğal peyzaj alanlarının korunması fikri oldukça güçlü taraftar toplamıştır. 1970’lerden sonra “doğa koruma bölgeleri” oluşturulması Batı Avrupa’da çok yaygın olarak kabul görmüştür. 1989 dan beri birçok batı ve orta Avrupa için doğa koruma bölgeleri ve doğa koruma mevzuatı oluşturulmuştur [10].

Page 306: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

306

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Bu gelişmelere paralel olarak doğa koruma arka planlı çeşitli politikalar benimsenmiş, rekreasyon, kentleşme, bölgesel planlama ve tarım koruma politikaları geliştirilmiştir. Bu politikalara bağlı alan kullanımları için en uygun yerlerin belirlenmesinde alana ait elverişli ve kısıtlayıcı koşulları belirleyen biyofizik, sosyo-kültürel ve ekonomik faktörler ile aralarındaki sebep-sonuç ilişkilerine bağlı olarak koruma-kullanma dengesi içinde değerlendirme yapabilmek için çeşitli yöntemler de geliştirilmiştir.

Türkiye’de ekolojik planlama öncülerinden Atabay (1989) “Ekolojik Planlamayı” şöyle tanımlar: “Doğadaki canlı yaşama özgü ekosistem zincirinin küresel bir bütünlük içinde olması nedeniyle coğrafi mekanın jeomorfolojik yapısının ortaya koyduğu doğal kaynakların fiziksel – biyolojik – ekolojik ilişkiler bütünü ekolojik paremetreler ile ölçülerek eşiklerin tanımlanması ve ekolojik Master Planın elde edilmesi planlamanın en önemli etabı ve sürecidir. Bu nedenle bölgelerin ve bunlara bağlı havza zincirindeki karasal ve sucul ekosistemlere ilişkin güncel kaynak envanterlerinin çıkarılması bilimsel ekolojik yöntemlerle değerlendirilmesiyle doğal çevreye bağımlı veya bağımsız ekolojik risklerin tanımlanmasını ve farklı içerikli plan yöntemlerinin belirlenmesini sağlayacaktır” [11].

İnsan ve ekoliji ilişkisini felsefi boyutlarıyla yapılan sınıflamalarda Naess (1997) [12] varoluşçuluk ve yapısalcılıkla derin ekolojininin ayırımını netleştirmiş, insan ve ekoloji ilişkilerini sınıflara ayırmıştır. Ekolojik planlama yaklaşımlarını özetini Özügül (2002) beş grupta değerlendirmektedir.

Bunlar ekonomik büyümenin ön planda tutulduğu yaklaşım,

ekonomik hedeflerin yanında çevre korumayı dikkate alan yaklaşım,

kaynak yönetimi yaklaşımı,

büyümenin ekoloji ile uzlaştırıldığı yaklaşım

derin ekolojik yaklaşım [13].

Dünyada ve ülkemizdeki ekolojik planlama yöntemleri kendi, felsefi temelleriyle bağdaştırarak, doğal kaynakları kirletmeden ve varlığını tehlikeye atmadan, ekolojik ve biyolojik işlevlerinin devamlılığını sağlayan, insan-doğa ilişkisini koruyan aynı zamanda çevresel ve ekonomik yararlar arasındaki dengeyi sağlayan bir araç olarak değerlendirmektedir.

Page 307: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

307

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Felsefi yaklaşımları yanında ekolojik planlama, bir planlama tekniği olarak ele alış biçimlerine göre irdelenirse ekolojik planlama gelenekleri şöyle özetlenebilir. Malisz, Kozlowski eşik analizi yöntemi, Isaak Zonneweld Ekotop Yöntemi, Wolfgang Haber Ekotop Yöntemi, Leke-Koridor-Matris uygulamaları, Habitat Ağlarının Kullanımı örneklerini sıralayabiliriz. Peyzaj-Ekolojisi ve Optimizasyon Yöntemi gibi yöntemlerden öncü yöntemler olarak bahsetmek mümkündür. Hangi felsefi paradigmaya, hangi modele dayanırsa dayansın doğal alana yapılan müdahaleler, ekolojik süreçleri ve alanın ekolojik özelliklerini etkilemektedir. Alanın yapısı, biyotik popülasyon ve çeşitlilik ile yakın ilişkilidir.( Çizelge 1. 1) de genel hatlarıyla tanıtılan ekolojik planlama yaklaşımlarının uygulamalarda kesin sınırlarla ayrıldığı pek söylenemez.

Doğa Koruma Alanlarının planlanmasında iki yaklaşımı daha yakından irdelemek olasıdır. Sürdürülebilir Peyzaj Planlama Yaklaşımı (Sustainable Landscape Planning Aproach); Bronfenbrenner (1994) hiyerarşik olarak iç içe ekosistemler olarak geliştirdiği model süreç izlemeleri olarak devam ederken, Van Lier(1998) bu süreçleri planlamada kullanımını vurgulamıştır. Bu gelişmelerin uygulamalı peyzaj ekolojisi yaklaşımlarını ve sürdürülebilir ekolojik planlama yaklaşımlarını yeniden şekillendirdiği söylenebilir. Çok perspektifli, katılımcı, çok disiplinli, bir model öneren bu yaklaşım; izleme, değerlendirme ve yorumlama adımlarından oluşan planlama yöntemini önerdiğini belirtmektedir.

Doğal Eşik Yaklaşımı (Ultimate Environmental Thresholds) ile; Kozlowski (1993) aslında gelişmenin ekonomik yönlerini vurgulayan kentsel planlama için uygulanan eşik analizini ekolojik planlamaya uygulamıştır. Kozlowski bu yaklaşımla eşik analizinin yeni kapsamı, doğrudan çevre ve ekosistemlerin kendini yenileme (rejeneratif) yeteneğini belirlemeye yöneltmiştir. Doğal eşik kullanımın sınırını belirleyen doğal kaynakların sürdürülebilirliği için; doğal kaynağın dayattığı eşiklerin tanınmasına yol açar. Kozlowski bu nihai sınırları: "Belirli bir ekosistemin bu sınırları, turistik ya da diğer faaliyetlerin işleyişi veya gelişmenin bir sonucu olarak aşıldığı durumda (denge sınırı veya stres sınırı) bir dizi zincirleme reaksiyonla tüm ekosistemde ya da onun temel parçalarında geri dönüşü olmayan çevresel hasarlar oluşturulur" [14], diye tanımlamaktadır. Dolayısıyla “arazi kullanımlarından önce kesin korunacak, korunup – kullanılacak alanlara özgü Ekolojik Master plan yapılması sürdürülebilir bir yaşam için zorunlu bir planlama etabıdır” [15]. “Doğal kaynakların havza özelindeki yapılarının araştırma ve değerlendirme yöntemlerine bağlı olarak analitik araştırma ve değerlendirme süreci ‘Ekolojik Planlama’ nın en önemli kademesidir” [16].

Page 308: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

308

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Doğal kaynakların ekolojik hassasiyetlerinin belirlenmesinde analitik tekniklerinden; “eşik analizi veya elek analizi” olarak adlandırılan olabilirlik araştırmaları; amaç birliktelikleri olmasa bile teknik olarak; Manning tarafından kullanılan şeffaf kağıtlara el ile çizilen ve her biri ayrı bir doğal faktörü gösteren aynı ölçekli haritalar üst üste çakıştırarak peyzaj tasarımları için kullanıldığı bilinmektedir.

Page 309: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

309

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

İster pozitivist yaklaşımla çevreyi kontrol etme çabası olarak, ister rasyonalist yaklaşımla ekosistem mantığını kavrama çabası olarak yapılsın, eşik analizleri doğanın güvenlik açığı olan alanlar (Spatial vulnerability analysis) ve uygunluk yöntemleri (suitability analysis) “olabilirlik” (likelihood) araştırması olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; “ekolojik planlama yönteminin temeli olan eşik analizi iki farklı amaç için yapılır. Şöyle ki;

Henüz doğallığını kaybetmemiş veya yapılaşmamış alanlarda ön görülen arazi seçimi ve kullanılması yapılması gereken doğal kaynakların ekolojik özelliklerinin saptanması ve ekolojik hassasiyetlerinin ekolojik parametreler kullanılarak risk analizinin yapılması.

Yapılaşmış alanlardaki doğal kaynakların ekolojik açıdan hangi türde ve ne boyutta etkilenmesinin ekolojik parametrelerle ölçülmesi gibi farklı içerik ve türdeki analizlerdir” [15].

Coğrafi mekanın doğal bileşenlerinin fiziki ve ekolojik özellikleri analiz yönteminin içeriğini ve kriter atamasının çeşitliliğini belirler” Polonyalı Boleslaw Malisz’in şehir yerleşim tercihinde kullandığı eşik analizleri [17] uygunluk yöntemlerinin ilk örnekleri sayılabilir. McHarg uygunluk yöntemi ve Kozlowski eşik analizi yöntemi günümüzde en yaygın kullanılan ekolojik planlama yöntemlerindir.

3- Makalenin Amacı

Doğanın çeşitliliğini korumak doğa koruma alanlarının temel düşüncesi olsa da insanların bu bölgelerden azami yararlanmak istedikleri de bir gerçektir. Bilimsel olarak bu alanların kullanmadan korunması arzulansa bile doğa koruma alanlarının kurulmasında, tek başına bilim etkin değildir. Toplumun arzuları, duyguları da bilim kadar belirleyicidir.

Türkiye’de 6831 s.k. çıktığı 1956 yılından sonra ilki 1958 yılında olmak üzere 2013 yılı sonuna kadar 848.202 hektar alanını kapsayan 40 Milli Park ilan edilmiştir [18]. Türkiye’de tescil edilmiş milli parklar ve diğer statülerdeki doğa koruma alanları 2013 yılı itibariyle 5.373.162 hektardır. Bu alanların dışında “Doğal Sit Alanı “ ve “Özel Koruma Bölgeleri” olarak belirlenen doğa koruma alanlarının büyük bir bölümü çakışan sahalardır (Örneğin; milli parkların %45’i, tabiat parklarının %45’i, tabiatla koruma alanlarının %94’ı, tabiat alanlarının %98’i, yaban hayatı geliştirme sahalarının %41’i, Sulak alanların %41’inin aynı zamanda sit alanı olduğu tespit edilmiştir. Yine yaban hayatı geliştirme sahaları ile RAMSAR alanları kesişen alanlardır.) Bu alanların ayrıştırılması sonucu Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2013 sonu itibarıyla doğa koruma alanlarının 3049 adet ve 5.373.162 hektar olarak belirlemiştir.

Page 310: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

310

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Her kamu kurumu kendi koruma anlayışı, kendi yetki alanlarına göre ve farklı bakış açısına göre birbirleri ile çelişen koruma önlemleri ortaya koymaktadırlar. Doğa koruma allanları farklı kurum ve kuruluşların kontrolünde, farklı yönetim anlayışı ve planlama yaklaşımı ile yönetilmektedir. Bu sebeple korunması ve geliştirilmesi ekolojik ağ sistemi içinde bir bütünün parçaları olması gereken yapısını tamamen kaybetmiştir. “Doğa koruma allanlarının planlamasında, geçmiş yıllara göre gerileme yaşanan konular; toplumsal çatışmaların artmış olması ve bununla bağlantılı olarak planlamada alan kullanım sorunlandır” [19].

Bu makalenin amacı doğa koruma alanlarında eşik analizinin ekolojik dengeyi gözeten bir planlama analitiği olarak kullanılabileceğini göstermektir.

4- Hipotez

İnsanoğlu ilk hayvanı evcilleştirdiğinden, ilk bitkiyi yetiştirmeyi öğrendiğinden beri, ekosistemleri değiştirmeye başlamış, geliştirdiği teknik donanımları kullanarak araziyi değiştirmeye devam etmektedir. Ekolojik plan kavramının gelişmesi, planlamaya bakış açılarındaki değişim, ekolojik planlamanın farklı kıtalarda yaklaşımlarının seyri, ekolojik planlama yöntemleri ve arka planlarındaki felsefeler farklı olsa da insanoğlu doğal çevreyi etkilemeye devam etmektedir. Çevre ve doğal kaynaklar ile ilgili bir plan yapmak söz konusu olduğunda çevrenin tüm bileşenleri, fiziksel, ekolojik, sosyal ve ekonomik yapı ve bunların birbirleri üzerine etkileri ve bozulmalarının minimumda tutulacağı bir plan yapmak gereklidir (Şengönül ve Uzun, 2007) [20]. Bu plan çalışması saha içerisinden yalnızca doğru verilerin alınmasıyla kalmamalıdır. Bu doğru verilerin kendi aralarında ve alan dışındaki doğal çevreyle olan ilişkilerinin de değerlendirilmesi gerekir. Ekolojik planlama, daha çok arazi kullanımına yöneltilmiş olan mekânsal planlama süreci ile doğal kaynaklara yönelik etki değerlendirmesi süreci arasında bir bağ oluşturmakta ve doğal kaynakların etkili bir biçimde yönetilmesinin temelini oluşturmaktadır [21]. Doğa koruma allanlarında tek başına yaşayamayan türleri ve habitatları korumak adına çevresiyle izole edilmiş olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu çerçevede, yeni çevrebilim felsefesi; “doğa koruma” anlayışında tecrit etmekten çok bağlantılı ve eş merkezli bir çevre yaklaşımına geçişin önemini vurgulamaktadır [22].

O halde: “Ekolojik denge” nasıl belirlenebilir? “Plancı bu dengeyi hangi ölçütlerle belirleyebilir?”

Bu soruların cevabını doğal eşiklerin belirlenmesiyle ulaşılacağına işaret eden araştırmacılardan bazıları; “eski planlama teknikleri ile yapılan planlamalarda doğal eşiklerin değerlendirilmediği” (Lockwood 2008) [23], “doğal eşiklerin planlamada daha etkin kullanılması için teori ve uygulama bağlantılarının geliştirilmesi

Page 311: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

311

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

gerektiği” (Bennet 2005) [24], fikirlerini çeşitli araştırmalarda öne sürülmüşlerdir. Folke (2006) doğal eşik kavramının ekolojik esnekliğe1 (ecosystem resilience) karşılık geldiğini, doğal eşiklerin ekosistem davranışı ile ilgili düşünceye rehberlik edebileceğini öne sürmektedir. Doğal eşiklerden; sürdürülebilir ekolojik planlamada kullanmak için “sezgisel ve kavramsal” bir model olarak yararlanılabileceği gibi; ekosistem yönetimi için doğrudan uygulanabilecek analitik bir araç olarak başvurulabileceğini belirtmektedir [25]. Bu makale “denge ekolojisi”, ”istikrarlı ekosistem (stable ecosystem)”, “doğal eşik (natural threshold)” teorileri üzerine oluşturulmuştur.

Bu makale doğa koruma alanlarında eşik analizinin ekolojik dengeyi gözeten bir planlama analitiği olarak kullanılabileceğini savunur. Ekolojik denge ölçütü olarak doğal eşiklerden yararlanılabilir; Doğa koruma alanı ekosisteminin kendini yenileyebilme yeteneğine sahip bölgeleri ekolojik istikrar uygunluğu analizi ile elde edilebilir. Doğal eşikler; ekolojik istikrar uygunluğu ile süreç verileri, doğal alana etki eden planlama alanı dışındaki etmenler, nadir veriler, alanla ilgili öngörüler, ekolojik epidemiyoloji, göç yolları, gen kaynakları, endemizm, tıbbi aromatik bitki varlığı, hassas alanlar ve kaynak özellikleri dikkate alınarak belirlenir; ve ekolojik açıdan yorumlanır ise sürdürülebilir ekolojik planlama yapılabileceği savunulmuştur.

5- Kavramsal ve pratik tartışmalar

Literatür incelendiğinde ekolojik planlama yöntemleri iki odağı belirlemeye yönelmiştir. Bu odakların ilki ekolojik optimum bölgeleri2 belirlemektir. Doğal dengenin sağlandığı varsayılan bu alanlar “istikrarlı ekosistemler” olarak ifade edilebilir. İkinci odak olarak kullanım için "nihai" ya da " mutlak " kısıtlamaları belirlemektir. Bu alanlar “doğal eşikler” olarak ifade edilebilir. Bu çalışma doğa koruma alanlarında istikrarlı ekosistemleri belirlemeyi hedefler.

5.1- Planlama Aracı Olarak Eşik Kavramı

Denge ekolojisi (ecological stability); ekosistemi dengeleyen, kendi kendini düzenleyen geri besleme mekanizmaları ile ekosistemin kendini yenileme kapasitesine sahip olduğu bilimsel kriteri üzerine kurulmuştur (Meadows 2008) [26].

                                                       1Esneklik bir sistemin hayatta kalabilmek için değişme yeteneğinin ölçüsüdür. Esneklik karşısında kırılganlık veya güvenlik açığıdır. Meadows D.H. Thinking in Systems 2008 2 Ekolojik optimum bölgeler; ekosisteme katılan biyotik faktörlerin en iyi gelişimi sağlayacağı, en elverişli durumdaki çevre faktörlerinin bulunduğu alanlardır.

Page 312: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

312

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Bu dengeye; ekosistem içindeki türler arası rekabet ve bitki-hayvan etkileşimlerinin dâhil olduğu görüşü birçok araştırmacı tarafından dile getirilmiştir (O'Neill 1986, Ellis ve Swift 1988, Wu ve Loucks 1995, Lockwood 2008,Briske 2010) [27]. Bu denge sistemleri ekosistemlere arız olan etkenin ortadan kaldırılmasına (homeostasis) veya ortadan kalktığında ekosistemi eski durumuna döndürecek (homeorhesis) yenilenme gücünün olduğu varsayılır (Kozlowski 1993, O'Neill 1986, Wu ve Loucks 1995, Briske 2010) [27].

İstikrarlı ekosistem (stable ecosystem); yenilenme gücünü sağlayan biyotik ve abiyotik etmenlerin uyumlu birleşimi olarak düşünülebilir. Ndubisi (2002) “Bütün ekolojik planlama yaklaşımları insan ve doğa arasındaki ilişkileri daha anlaşılır hale getirmek ve bu ilişkiden kaynaklanan sorunları tanımlamak için ekolojik kavramları kullanmışlardır. Ekosistemdeki madde ve enerji akışındaki fiziksel, biyolojik ve kültürel faktörleri etkileşim sisteminin temel kavramı olarak görmüşlerdir. Planlamayı kullanıcılar ve ekosistem arasında denge organizasyonu olarak değerlendirmişlerdir. Bu dengenin ekosistemi koruyan temel güç olduğunu varsaymışlardır. Belirli koşullar altında ekosistemin istikrarını sağlamak, verimliliği artırmak, oluşturulan istikrarlı ekosistemlerle bozuklukları kurtarmak ve yeni dengeler oluşturmayı hedeflediklerini” belirtmektedir [28].

Ancak ekosistemlerin yenilenme gücü sonsuz değildir. “Ekosistemlerde istikrarı sağlayan, ekosistemin içindeki bileşenlerin davranışları daha öngörülebilir, ekosistem dışı sistemlerin davranışları daha az öngörülebilir” olduğu belirtilmektedir [29]. Ekolojik istikrarın değişmesine; genellikle yavaş yavaş meydana gelen arazi kullanımı değişiklikleri, besin stoklarının değişimi, toprak özelliklerinin değişimi ve uzun ömürlü organizmaların biyo-kütlelerinde oluşan değişim gibi, doğal yapıda meydana gelen değişimlere bağlıdır. Buna karşılık, (örneğin kasırgalar, kuraklık ya da hastalık salgınları gibi) ekosistem içindeki istikrarsızlığı tetikleyen rastlantısal olayları genellikle tahmin veya kontrol etmek zordur. İstikrarlı ekosistemlerin esnekliğin (resilience) ortadan kaldıran sınırlayıcıları Kozlowski “nihai doğal eşik” (ultimate environmental thresholds) olarak adlandırmaktadır.

Doğal eşik; kritik geçiş, denge sınırı, stres sınırı, devrilme noktaları ve kırılma noktası gibi birçok farklı kelimelerle ifade edilmiştir. “Doğal eşik” kavramı istikrarlı ekosistemlerdeki “denge ekolojisi (ecological stability)” sistemiyle beraber gelişmiştir [30]. Ekolojik planlama kapsamında yapılan çalışmalarda doğal eşikleri tanımlamak için Scheffer (2001) [31]’den yararlanılarak ekosistem davranışı grafiği hazırlanmıştır. Alana ait veya alanla ilişkisi olan, alan dışındaki elverişli ve kısıtlayıcı koşulları belirleyen biyotik ve abiyotik faktörler ile aralarındaki sebep-sonuç ilişkilerine bağlı olarak veriler sentezlendiğinde doğal eşiklere ulaşılabilecektir. Çalışmanın temel varsayımı olan ekolojik denge ekosistem istikrara uygunluğu ve süreç ekseninde grafikte gösterilmiştir. Şekil 2. 1 Ekosistem davranış grafiği

Page 313: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

313

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Groffman ve ark. (2006) eşik kavramının ekolojide uygulanmış üç yolu olduğu belirtilmektedir [32]. Bunlar: a) Ekosistem durumunda değişimler analizi ( Örnek: Sıcaklıktaki 0.5 oC değişikliğin flora ve faunaya etkisi ya da denizlerdeki tuzluluk oranındaki değişim gibi). Zaman faktörünün devreye girdiği çeşitli sürece bağlı analizler bu tür eşik analizlerine girmektedir [33]. b) Dış faktör eşikleri; büyük ölçekli bir değişken değişiklikleri, küçük ölçekli etmenler arasındaki ilişkileri de değiştirmektedir.(Heyelan, yangın, böcek salgını gibi). c) Kritik yükler analizi; ekosistem belirli bir durum / veya belirli bir ekosistem fonksiyonunda bir değişiklik olduğunda önce ekosistem bu etkiyi bir yere kadar taşıyabilir, daha sonra etkisi ortaya çıkar; işte bu nokta taşıma kapasitesi veya kritik yükler eşiğini temsil eder.

2. 1 Ekolojik İstikrar Uygunluğuna

           

5.2- Doğal ve Kültürel Etmenler

Pratik olarak bir uygunluk analizi için; doğal koruma alanlarına ait elde edilen verilerden analizler için haritalar elde edilir, sayısal koordinat uyumları sağlanır, hatalarının giderilmesi için alana ait çizgisel ve noktasal veriler “zon”larla alansal verilere dönüştürülür. Bu haritalar ArcGIS, NetCad, GeoMedia programları ile aynı koordinat sistemine dönüştürülmüştür. Analitik çalışmanın başlangıcı doğal ve

Page 314: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

314

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

fiziksel unsurların; etkileşim içinde oynadıkları işlevsel rollerin belirlenmesidir. Alana ait ampirik verilerin oluşturulması için doğal yapıların alansal kayıtları birbiriyle uyumlu hale getirilmiş ve faktörler ayrı gruplar halinde haritalanır. Tüm doğal yapı verileri ile veri tabanı oluşturulur, bu veri tabanı coğrafi bilgi sistemi tekniğiyle üst üste çakıştırılıp benzersiz alanlar elde edilir. Ekosistemdeki olağan ilişki süreçlerinin ekolojik istikrara katkısını belirlemek amacıyla doğal ve kültürel yapı öğelerinin hangi oranda etkin olacağı uzman görüşleriyle katılımcı bir yaklaşımla oluşturulabilir ( Çizelge 2.1).

6- Sonuç

Doğa Koruma alanları için McHarg ve Kozlowski geleneklerinden esinlenen bir ekolojik planlama modeli önerilebilir. Bu modelde uygunluk analizi temel yöntem olarak kullanılabilir. Bu model dört temel adımla belirlenebilir. Bu adımlar çerçevenin belirlenmesi, veri toplama, analiz (istikrarlı alanların belirlenmesi) ve sentez adımlarından oluşturulması olasıdır.

Çerçevenin belirlenmesi; bir doğa koruma alanı planı yaparken planının birincil amacı o doğa koruma alanının sürdürülebilirliğidir ve bu amaç plan yapıcıların etik sorumluluğundadır. Öte yandan planlama amaçları ve hedeflerinin belirlenmesi, planlama ekibi belirlenmesi, planlamadan beklenenlerin belirlenmesi, planın sınırları ve etki gruplarının belirlenmesi gerekir. 3. 1 Analiz Süreci

     Şekil 3. 1 Analiz Süreci

Page 315: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

315

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Doğa koruma alanı için için çerçevenin belirlenmesinde gözlem tekniği3 kullanılabilir. Sürdürülebilir bir yönetim için (planlama yönetim aracıdır) doğal eşiklerinin belirlenmesi ve ekolojik paremetrelere dayalı analizinin yapılması ve değerlendirmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle doğal eşiklere bağlı bir plan oluşturulması öngörülmelidir. Doğa koruma alanının doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için ülke ve bölge özelinde bütüncül bir planın elde edilmesiyle sağlanabilir. Bu plan bölgesel Ekolojik Master Planı olmalıdır. “Ekolojik Master Planları’nın elde edilmesi suretiyle uzun süreli perspektifler için amaçlanan ekonomik ve ekolojik gelişme kararlarının sağlıklı verilebileceği açıktır” [34]. Doğa koruma alanlarında ekolojik denge ölçütü olarak ekolojik istikrar uygunluğu analiz ile elde edilebileceği öngörülmüştür. İstikrarlı alanlar dikkate alınarak doğal eşikler belirlenir ise daha sürdürülebilir bir planlama yapılabileceği öne sürülebilir (Şekil 3.1).Şekil

Verilerin Toplanması: Çeşitli çalışmalardan elde edilen veriler, eğim, bakı, jeoloji, dereye uzaklık, göle uzaklık, faya uzaklık, yola uzaklık, fauna yuvalarına ve daimi su kaynaklarına uzaklık, büyük toprak grupları, toprak kabiliyet sınıfları, alt toprak grupları, alt toprak sınıfları, orman yapısı, mevcut ağaç türü, ağaç türlerinin yaş grupları, endemik tür varlığı, orman kapalılık, mevcut arazi kullanımı gibi veriler noktasal, çizgisel, alansal veriler4 derlenip sınıflandırılırmalıdır.

Sınıflandırılan verilerden analizler için haritalar elde edilebilir. Elde edilen haritaların sayısal koordinat uyumları sağlanmalıdır. Haritaların hatalarının giderilmesi için alana ait çizgisel ve noktasal veriler “zon”larla alansal verilere dönüştürülmelidir. Bu haritalar ArcGIS, NetCad, GeoMedia v.b. programları ile aynı (ör; UTM-ED50-6) sistemine dönüştürülmeli ve vektör verileri haline getirilmelidir.

Etkileşimlerin ve İlişkilerin Belirlenmesi önemli adımlardan biridir ve katılımcı yaklaşım uygulanabilir. Analitik çalışmanın başlangıcı doğal ve fiziksel unsurların; etkileşim içinde oynadıkları işlevsel rollerin belirlenmesidir. Alana ait ampirik verilerin oluşturulması için doğal yapıların alansal kayıtları birbiriyle uyumlu hale getirilmeli ve faktörler ayrı gruplar halinde haritalanmalıdır. Tüm doğal yapı verileri ile veri tabanı oluşturulmmalıdır. Bu veri tabanından ekolojik istikrara etki eden saha bütünlüğünü oluşturan veriler belirlenmelidir. Bu veri tabanı coğrafi bilgi sistemi

                                                       3Gözlem, araştırma sürecinde temel tekniklerden biridir. Gözlemin asıl aracı göz olmakla beraber, gözleme işi sadece gözün değil, bütün duyu organlarının katıldığı bir etkinliktir. Gözlem, bir ya da birden fazla kimsenin gerçek hayat içinde olup bitenleri sistemli bir şekilde izlemesi ve kaydetmesidir. Gözlem, belli bir ortam ya da kurumda oluşan davranışların ayrıntılı olarak araştırmak istendiğinde tercih edilebilecek veri toplama tekniğidir. 20. Yüzyılda Bilim adamları arasında doğal nesneleri ve etkilerini gözlemleyerek teori oluşturmak ve bilimsel delil oluşturmak konusunda büyük bir anlaşma sağladılar (Bogen J. Theory and Observation in Science, Fri Jan 11, 2013). 4 GBS Vektörel veri modelinde, nokta, çizgi ve poligonlar (x,y) koordinat değerleriyle kodlanarak depolanırlar.

Page 316: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

316

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

tekniğiyle üst üste çakıştırılıp benzersiz alanlar elde edilir. Ayrıca bu veri tabanı çalışmanın çeşitli aşamalarında harita yapımı için kullanılabilir.

İstikrarlı Alanların Belirlenmesi: Doğa koruma alanının sınırları içindeki istikrarlı ekosisteme (ekosistemlere arız olan etkenin ortadan kaldırılmasına veya ortadan kalktığında ekosistemi eski durumuna döndürecek yenilenme gücünün olduğu varsayılan) sahip alanların belirlenmesinde eğim, bakı, jeoloji, dereye uzaklık, göle uzaklık, faya uzaklık, yola uzaklık, fauna yuvalarına ve daimi su kaynaklarına uzaklık, büyük toprak grupları, toprak kabiliyet sınıfları, alt toprak grupları, alt toprak sınıfları, orman yapısı, mevcut ağaç türü, ağaç türlerinin yaş grupları, endemik tür varlığı, orman kapalılık, mevcut arazi kullanımı veri kümelerinden yararlanılmalıdır. Örnek: (Şekil 3. 1 Uludağ Milli Parkı Ekolojik İstikrar Analizi)

Doğa koruma alanının “ekolojik istikrar uygunluğu“ analiz edilirken, Barzilai ve Golany (Multiplicative AHP) yöntemi kullanılması [35] alternaif seneryolar oluşturmak ve uygulama pratikliği açısından önemli avantajlar sağlar (Çizelge 3.1).

Sentez: Ekolojik istikrara sahip olan alanlar bize doğal eşikler açısından önemli ipuçları verse de bu alanlardaki tüm doğal hassasiyetler değerlendirilmiş olmayacaktır. Ekolojik istikrar uygunluğu analizi ile değerlendirilen düşey makrostrüktür (tabakalılaşma)5 elemanlarıdır. Çalışma alanlarında lokal olarak bulunan, planlama alanının tamamını ilgilendirmeyen doğa unsurlar da bulunmaktadır. Bu unsurlar yatay makrostrüktür6 (mozaik) yapıdır. Ekolojik istikrarlı alanların çevresiyle oluşturduğu biyoskön7, biyokorion8 ve sinüzi9 ilişkileri, süreç izleme verileri (zamana bağlı veriler), nadir veriler, öngörüler, epidemiyoloji, göç yolları, gen kaynakları, endemizm, hassas alanlar, kaynak özelliği olan alanlar ve ekosistem bütünlüğü oluşturan alanlar, ekolojik denge ve sürdürülebilir doğa anlayışıyla sentezlenmelidir. Amprik analizlerden elde edilen ekosistem durumunda değişmeler ekolojik istikrarlı alanlarla karşılaştırılarak yorumlanması ve betimlenmesi ile bu senteze ulaşılabilir (bazı araştırmacılar bu aşamada swot analizini benimsemektedir). lge 3. 1 Uygunluk Analiz Diyagramı

                                                       5 Ekosistemde düşey yönde etki eden faktörler: iklim, ağaç, çalı, çok yıllık bitkiler, yıllık bitkiler, fauna, , yosun, liken, mantar, mikroorganizma, toprak yapısı ve anakayanın kendi aralarındaki ilişkidir (Çepel,N. Genel Ekoloji i.Ü. Orman fakültesi yayınları.1983). 6 Organizmaların yatay eksen düzeninden doğan mekan yapısıdır (Çepel,N. Age 1983). 7 Aynı yaşam koşullarına sahip en küçük hayvan ve bitki toplumudur. 8 Lokal alandaki yoğun canlı topluluklarıdır. (yoğunluk popülasyon anlamında değil çeşitlilik anlamında). 9 Aynı yetişme ortamında yaşayan, benzer ekolojik istekleri olan, aynı yaşam formuna sahip bitkilerin oluşturduğu birliktelik.

Page 317: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

317

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Elde edilen ekolojil istikrarlılık haritası doğa koruma alanları içerisinde alana yüklenen fonksiyonlarla çok yakından ilgili olacaktır. Doğal eşikler belirlenirken; bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan doğal kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm amaçlı kullanılabilir alanlarının belirlenmesi için ekolojik istikrar uygunluğu ile değerlendirilen düşey makrostrüktür elemanları, yatay makrostrüktür yapı sentezlenerek meydana gelebilecek bozulmaların en aza indirilmesi, bozulan alanların rejenerasyonla yenilenmesi için önlemlerin alınması, planlamada istikrarlı alanlar da doğal eşiklere bağlı öngörülerle gerçekleştirilebilir. İstikrarsız alanlar üzerine yüklenecek fonksiyonlar ise alanı istikrarlı hale getirecek önlemlerle ilgili olmalıdır.

Özetle; Doğa koruma alanlarındaki coğrafi mekanın; doğal kaynakların fiziksel özellikleri, ekolojik özellikleri ve hassasiyetleri doğrultusunda “ekolojik denge” ölçütü olarak ampirik kriterler ortaya koyması bakımından eşik analizi kullanılabilir. Doğal eşikler koruma, koruma ve kullanma ve biyolojik onarım kararlarının alınmasında bu ölçüt değerli ipuçları verecektir.

Şekil 3. 1 Uludağ Milli Park Ekolojik İstikrar Analizi 

 

 

Page 318: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

318

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

Kaynaklar

[1] Atabay, S., (1996), Ekolojik Temele Dayalı Bölge Planlama Uluslar arası Sempozyum Bildirgesi, YTÜ Yayınları, No MF.SBP-98.083, s. 1-4 ,İstanbul

[2] Pope, J., Annandale, D. ve Morrison-Saunders, A. (2004). “Conceptualising Sustainability Assessment”, Environment Impact Asses. Rev. 24: 595–616.

[3] Özügül, M.D.,(2010) Türkiye’de Tarım Alanı Tahribatı ve Çevresel Etki Değerlendirmesini Yeniden Düşünmek, MEGARON 2010;5(2):91-101

[4] Dudley, N.,(2008). Guidelines For Applying Protected Area Management Categories. IUCN, Gland, Switzerland.

[5] Eltan C. 2013, Korunan Doğal Alanlarda Doğal Eşiklere Bağlı Etkileşim-Geçiş Sahası Belirlenmesi: Uludağ Örneği, Çevre Tasarım Kongresi 2013 Bildiri Kitabı, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, s 59-68

[6] Steiner, F. R. (1991). The Living Landscape: An ecological approach to landscape planning. New York: McGraw-Hill.

[7] Simon, H., (1957). Models of Man, John Wiley and Sons Inc., ch. 14.

[8]- Lyle; J.T., (1985). Design For Human Ecosystem, Van Nostrand Reinhold Company İnc.

[9] Makhzoumi, J. and Pungetti, G., (1999). Ecological Landscape Design and Planning: The Mediterranean Context, E&FN Spon, London.

[10] Mol A.J., (2006). From Envıronmental Socıologıes To Envıronmental Socıology? Wageningen University Organization Environment.

[11] Atabay, S., (1989). Peyzaj Planlama, Yıldız Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Ders Kitabı, SP-372.18.89, Yıldız Üniversitesi Matbası, İstanbul.

[12] Næss, A., (1997). Heidegger, Postmodern Theory and Deep Ecology, Trumpeter 14; 4.

[13] Özügül, M.D. ve Ayabay,S., (2006). Ekolojik planlamada kullanılabilecek analitik bir model önerisi- Ömerli içme suyu havzası örneği. Megaron-YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi 1; 4: 201-217.

[14] Kozlowski, J. ve Hill, G., (1993). Towards Planning for Sustainable Development: A Guide for the Ultimate Environmental Threshold (UET) Method. Vermont, USA, Avebury, Ashgate Publishing Company.

[15] Atabay, S.,(1992). Üretimi Bitmiş Hammadde Ocaklarının Sıhhıleştirilmesi ve Yeniden Doğaya Kazandırılması, İTÜ Maden Fakültesi Yayınları, Editör: Doç. Dr. Semra Atabay, İstanbul

[16] Küçükali, U.F. ve Atabay S. (2013) Havzaların Fiziki Planlamasına Ekolojik Yaklaşım,Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 6(1): 180-183, 2013

[17] Malisz, B., (1972). "Threshold Analysıs As A Tool In Urban And Regıonal Plannıng", Eleventh European Congress Of The Regıonal Scıence Assocıatıon, Papers of the Regional Science Association, 29; 1:167-177.

[18] Anonim, 2014, Doğa Koruma Durum Raporu 2002-2013, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğü (http://www.milliparklar.gov.tr/kitap/90/?sflang=tr#p=2) 18.7.2015

[19] Avcıoğlu B., (2010). Türkiye'de Korunan Alanlar Yönetimi; Kırsal Çevre Yıllığı, Ankara.

[20] Şengönül, K. ve Uzun, A., (2007). "Çevre Düzen Planlarının Oluşturulmasında Ekolojik Yaklaşımların Önemi", TMMOB Peyzaj Mimarlığı Dergisi, 1;2:37, Ankara.

[21] Çelikyay, S. ve Atabay, S.,(2006). Ekolojik Planlama Sürecinde Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi Ve Bartın Şehri Üzerinde Bir Örnek Çalışma. ZKÜ Bartın Orman Fakültesi Dergisi, 8:9-10.

Page 319: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

319

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

 

[22] Jongman, R. H.G., (2001). "Ecological Networks And Greenways İn Europe", Management Of Natura 2000 Sites İn The Czech Republic August 2001

[23] Lockwood, D. R. and Lockwood, J. A., (2008). "Grasshopper population ecology: catastrophe, criticality, and critique", Ecology and Society 13(1): 34..

[24] Bennett, E. M., Cumming, G. S. ve Peterson,G.D, (2005). "A systems model approach to determining resilience surrogates for case studies", Ecosystems (8):945-957.

[25] Folke, C., (2006). "Resilience: the emergence of a perspective for social-ecological systems analysis". Global Environmental Change, 16(3):253-267

[26] Meadows, D. H.,(2008). Thinking in systems: A primer. Chelsea Green Publishing Company, White River Junction, Vermont, USA.

[27] Briske, D. D., Washington, R. A. , Johnson,C. R., Lockwood,J. A. , Lockwood, D. R., Stringham, T. K. ve Shugart, H. H., (2010). "Catastrophic thresholds: a synthesis of concepts, perspectives and applications". Ecology and Society 15(3): 37.

[28] Ndubisi, F., (2002). "Ecological Planning: A Historical and Comparative Synthesis", Baltimore, MD: Johns Hopkins University Press.

[29] Scheffer, M. ve Carpenter.S., (2003). Catastrophic regime shifts in ecosystems: linking theory to observation. Trends in Ecology ve Evolution 18(12): 648-656.

[30] Egerton, F. N., (1973). Changing concepts of the balance of nature. Quarterly Review of Biology 48(2):322-350.

[31] Scheffer, M. v.d.,(2001). Catastrophic shifts in ecosystems. Nature 413: 591–596.

[32] Groffman, P. M.,vd., (2006). Ecological thresholds: the key to successful environmental management or an important concept with no practical application? Ecosystems 9(1):1-13.

[33] Ahern;J., (2003). Greenways in the USA theory, trends and prospects; Jongman 11: 5-8.

[34] Atabay. S., (2003). Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve Türkiye Sempozyum Kitabı, Editör: Prof. Dr. Semra Atabay, Y.T.Ü. Basım-Yayım Merkezi, Üniversite Yayın No: MF. SBP-03.0705, Fakülte Yayın No: MF.ŞBP-03.001,İstanbul.

[35] Barzilai, J. ve Golany, B.,(1990). Deriving weights from pairwise comparison matrices: The additive case, Operations Research Letters, 9; 6: 407–410

                                                         

Page 320: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

320

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 321: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

321

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ YÖNETSEL, YAPISAL VE SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ: BAŞKONUŞ REKREASYON ALANI ÖRNEĞİ

Yrd.Doç.Dr. Ömer EKER

[email protected]

Özet

Bu çalışma kapsamında doğal rekreasyon alanlarının sosyo-kültürel ve ekonomik bağlamda ülke ekonomisine katkıları, envanter bakımından bu alanların yapısal özelliklerinde esas alınan önemli noktalar ve konuya ilişkin olarak Kahramanmaraş'ta yer alan Başkonuş Rekreasyon Alanı üzerine yapılan SWOT analizine yer verilmiştir. Yapılan SWOT analizi bölgeyi tanıyan ve bu bölgede rekreasyonel faydalanmalar üzerine, ekoturizm, orman ekonomisi, orman hasılatı, odun dışı orman ürün ve hizmetleri, av ve yaban hayatı yönetimi, silvikültür ve orman botaniği konuları üzerine araştırmalar yapmış farklı disiplinlerden akademisyenler ile kamu kuruluşlarında yönetim ve planlama konularında çalışmalar yapan bazı uzman katılımcıları içermektedir.

Kahramanmaraş Başkonuş Rekreasyon Alanı üzerine SWOT tekniği aracılığıyla yapılan vaka çalışmasında rekreasyon sahasını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen içsel faktörler başlığı altında güçlü ve zayıf yanlar irdelenirken, dışsal faktörler kapsamında da olası fırsatlar ve alana yönelik tehditlerin altı çizilmiştir.

Ülkemizde potansiyel doğal rekreasyon alanı özelliklerine sahip yerlerin hangi statü ve şartlar altında yönetilmesi gerekliliği üzerine yapılan tartışmada ise bu alanların ekolojik, sosyo-ekonomik ve koruma bakımından önemine de vurgu yapılarak yönetim mekanizmasının uygulanmasında karşılaşılan darboğazlara da dikkat çekilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Rekreasyon, SWOT, Başkonuş, Sosyo-ekonomik

Page 322: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

322

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2

2- Abstract

This study includes socio-cultural and economic contribution of natural recreational areas to the national economy, some important structural characteristics of these areas taken into consideration with respect to their inventory features and a SWOT analysis technique carried out at Kahramanmaraş Başkonuş Recreational Area. SWOT analysis technique was applied to the academician and some public sector managers and planners who did have scientific studies at Kahramanmaraş Başkonuş Recreational Area in recent years. Academicians were selected from different study fields such as ecotourism, forest economics, forest inventory, non-wood forest goods and services, game and wildlife management, silviculture and forest botany.

Within the context of SWOT Analysis technique internal factors including strength and weaknesses and external factors such as opportunities and threats that could affect the Kahramanmaraş Başkonuş Recreation Area were investigated.

In the discussion section it was pointed out that under what statu and conditions the natural recreational areas could be managed. Attention was also drawn to the ecologic, socio-economic and conservational importance of these areas with respect to ecosystem services. Some bottle-necks encountered in the management mechanism were also criticised.

Key Words: Recreation, SWOT, Başkonuş, Socio-economic

1- Giriş

Endüstrileşme, hızlı nüfus artışı ve kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan şehir ve iş yaşamının stresi son zamanlarda rekreasyonel faaliyetlere karşı olan talebi de artırmaktadır. Kent yaşantısının insanlar üzerinde oluşturduğu fizyo-psikolojik etkiler bireyleri farklı özelliklere sahip doğal alanlara ve farklı rekreatif aktivitelere yöneltmektedir. Bu nedenle Dünya genelinde rekreasyonel aktivitelerin; rekreasyon terapisi, sportif rekreasyon, ticari ve ticari olmayan rekreasyon, sağlık turizmi ve medikal turizm gibi alanlarda çeşitlendiği ve bu alanlara olan ilginin her geçen gün arttığı görülmektedir (Anonim, 2015). Özellikle orman ekosistemlerinin oluşturduğu doğal rekreasyon alanları ziyaretçiler için yoğun ilgi odağı olarak ön plana çıkmaktadır. Ayrıca ormanlık alanlar çeşitli rekreasyonel kullanımlar için doğal kaynakların önemli bir kısmını bir arada sunabilmekte, insanlara fiziksel ve ruhsal yönden olumlu katkılar sağlamaktadır (Akten, 2011).

Page 323: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

323

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3

Doğal alanlar dünyada ve ülkemizde turizm ve rekreasyon için yüksek kaynak değerlerine sahiptirler. Ancak bu durum zamanla doğal alanların kaynak değerlerinde (biyolojik çeşitlilik, toprak yapısı, su kaynakları ve rekreasyon olanakları) bozulmalara neden olabilmektedir. Bu rekreasyonel etkileri belirleyen unsurlar ise rekreasyonel kullanımın tipi, miktarı, zamanı, alanın özellikleri olarak sıralanmaktadır (Uzun ve Ark, 2013). Dolayısıyla rekreasyonel faaliyetler gerçekleştirilirken kaynağın koruma ve kullanma dengesini sekteye uğratmaksızın, sürdürülebilirlik anlayışı çerçevesinde, çevresel tahriplere neden olmayan aktiviteler ve faydalanmalar önem kazanmaktadır.

2- Metot

Bu çalışma kapsamında SWOT analiz tekniği uygulanarak Kahramanmaraş'ta yer alan Başkonuş Rekreasyon Alanı üzerine değerlendirmeler yapılmıştır.

SWOT Analiz Tekniği, bir projede ya da bir ticari girişimde kurumun, tekniğin, sürecin, durumun veya kişinin güçlü (Strengths) ve zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte, iç ve dış çevreden kaynaklanan fırsat (Opportunities) ve tehditleri (Threats) saptamak için kullanılan stratejik bir tekniktir. Bu teknik projenin ya da ticari girişimin hedeflerini belirlemeyi ve amaca ulaşmak için olumlu ya da olumsuz olan iç ve dış faktörleri tanımlamayı gerektirir. Bu yöntem 1960'larda Harvard Üniversitesi'nin profesörleri olan Learned, Christensen, Andrews ve Guth tarafından geliştirilmiştir. Swot analizi, çevresel faktörlerin incelenmesini, işletmenin geleceği açısından önemli olan fırsatların saptanmasını, işletmeye tehdit unsuru oluşturabilecek faaliyetlerin (örneğin rakip firmaların atılımları, tüketici tercihlerindeki ani değişikliker) önceden farkedilip önlem alınmasını, işletmenin güçlü yönlerinin ortaya çıkmasını ve bunların hangi durumlarda, koşullarda ve ortamlarda kullanılması gerekebileceğinin saptanmasını, işletmenin zayıf yönlerinin belirlenerek önlem alınmasını, zayıf yönlerin olası tehditler karşısında işletmeyi düşürebileceği zor durumlarını analiz edilmesini vb. stratejik ve planlamacı yaklaşımları kapsamaktadır. Önceleri daha çok firma düzeyinde yapılan araştırmalarda kullanılan SWOT analiz tekniği sonraları geliştirilerek sektörel ölçekte (örneğin, tarım, havacılık, ormancılık, çevre gibi) karar verme süreçlerinde de yaygın olarak uygulanmaya başlanmıştır Anonim2).

Page 324: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

324

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4

3- Bulgular

3.1- Başkonuş Rekreasyon Alanının Doğal Çevre Yapısı

Özellikle yaz mevsiminde önemli bir rekreasyon alanı haline gelen Başkonuş adını üzerinde yer aldığı dağdan almıştır. Söz konusu sahada özellikle iki alan önemlidir. Bu alanlar aynı zamanda yörenin de zirvesini oluşturan Deliktaş Tepesinin(1753 m.) hemen kuzeyindeki küçük düzlüklerdir. Bunlardan birincisi Kahramanmaraş şehri-Andırın yolu üzerinde bulunan Yediardıç sahasıdır. Doğu batı yönünde uzanan ve içerisinde bir de orman içi dinlenme parkının yer aldığı söz konusu düzlüğün etrafı yüksek dağlarla çevrilmiştir. Bu saha en dar yerinde 200 m.yi, uzunluğu ise 1.5 km. yi bulmaktadır. Tabanı step türleri ile kaplı olan bu sahada sürekli akış gösteren bir akarsu bulunmaması nedeniyle bir akarsu aşındırmasına da rastlanmamaktadır. Adı geçen düzlük üzerinde Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü tarafından bir geyik üretme istasyonu kurulmuş ve daha sonra da burada yetiştirilen geyikler doğaya salınmışlardır. Kahramanmaraş merkezinden 55 kilometre uzaklıkta bulunan Başkonuş günübirlik rekreasyon alanı , dinlenme ve piknik için gelenlerin ilk uğrak yeri olmaktadır (Şekil 1). Buraya yaklaşık 3 km. mesafede bulunan ve daha yüksekte yer alan ‘Sersem Yaylası’, gerek düz arazi varlığı ile ve gerekse sahip olduğu bitki formasyonu(köknar.sedir vb.) nedeniyle günübirlikçiler tarafından ziyaret edilen ikinci önemli mevkidir. Başkonuş Dağı üzerinde Yediardıç ve Sersem Yaylası gibi günübirlik rekreasyon faaliyetleri için uygun iki alan daha bulunmaktadır. Sersem Yaylasından daha yüksekte bulunan bu düzlükler su bulunmadığı için insanlar tarafından fazlaca tercih edilmemektedirler (Tıraş, 2008).

Bölgede yüksekliğe bağlı olarak kermes meşesi, tespih çalısı, dağ çileği, menengiç, sumak, kızılçam, Toros karaçamı, Lübnan sediri, doğu kayını, gürgen yaparaklı kayacık, kızılağaç, göknar ve Toros sediri yaygın olarak bulunmaktadır. Araştırma sahasına çekicilik kazandıran diğer bir unsur ise sümbül, lale, ters lale, kar çiçeği, dağ sümbülü, patlak çiçeği ve siklamenlerden oluşan yaygın bitki türleridir.

Son yıllarda Rekreasyon alanında Ekolojiye uygun doğal konaklama birimleri (ekolodge) tasarımı çerçevesinde, özgün mimari yapısı, modern dizaynı ve bahçe peyzajı ile 9 adet bungalow ev yapılmıştır (Resim 2). Her biri azami 3 kişilik kapasiteye sahip olan bungalow evler vasıtasıyla alanda sınırlı sayıda ziyaretçilere konaklama imkanı sunulmaktadır.

Page 325: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

325

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5

Şekil 1. Başkonuş Rekreasyon Alanından genel bir görünüm

Resim 2. Başkonuş Rekreasyon Alanındaki Bungalow Evler

(Kaynak: www.baskonusyaylasi.com)

3.2- SWOT Analizi

Başkonuş Rekreasyon Alanının daha kapsamlı değerlendirilmesine yönelik uygulanan SWOT analiz tekniği bölgeyi tanıyan ve bu bölgede rekreasyonel faydalanmalar üzerine, ekoturizm, orman ekonomisi, orman hasılatı, odun dışı orman ürün ve hizmetleri, av ve yaban hayatı yönetimi, silvikültür ve orman botaniği konuları üzerine araştırmalar yapmış farklı disiplinlerden akademisyenler ile kamu kuruluşlarında yönetim ve planlama konularında çalışmalar yapan bazı uzman katılımcıları içermektedir.Katılımcı sayısı 15 olup, yapılan analiz sonucu aşağıdaki bulgular elde edilmiştir:

Page 326: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

326

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

6

3.3- Güçlü yanlar (S)

Zengin bitki türü çeşitliliği: Özellikle Anadolu Çaprazı adı verilen Karadeniz'e özgü ağaç türlerine bu bölgede de rastlama olanaklarının bulunması. Endemik bitki türleri sayıca fazladır. Geofitler (soğanlı bitkiler) bakımından zengindir. Toros göknarı, Toros sediri, Anadolu karaçamı, andız, boylu ardıç, münferit olarak porsuklar ve Andırın kesimine doğru çalılaşmış kayınlar mevcut olup, bunların doğal olarak yetiştiği saptanmıştır.

Orman içi açıklığıyla birlikte, iklim ve yükseltinin rekreasyonel kullanıma uygunluğu,

Alana uzanan ulaşım yolunun asfalt olması, Uzun yürüyüş parkurlarının bulunması, Manzara bütünlüğü, yeknesak, fragmante olmamış kesitler, Kış sporlarına elverişliliği, Güvenlik bakımından herhangi bir soruna rastlanmaması, Yenilebilir mantar türlerinin varlığı

3.4- Zayıf yanlar (W)

Uzaklık: Kahramanmaraş şehir merkezinden 55 km. uzaklıkta bulunması rekreasyonel faydalanmalarda dezavantaj oluşturabilir.

Alanda sınırlı konaklama imkanlarının bulunması ve sosyal tesislerin yetersizliği Yaz aylarında ulaşım güzergahında oluşan trafik sıkışıklığı Özellikle hafta sonları oluşan aşırı kalabalıklıklığın alan ve rekreasyon kalitesi

üzerine oluşturabileceği olumsuz etkiler Hafta sonları yoğun ziyaretçi sayısıyla oluşan çevre ve gürültü kirliliği Rekreasyon alanının bazı yerlerinde doğayla uyumlu olmayan yapı

malzemelerinin kullanımı

3.5- Fırsatlar (O)

Rekreasyonel açıdan alanda geyik üretim istasyonu bulunması ve yetişen populasyonun doğal ortama bırakılması geyik gözlemi açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.

Aynı alanda Araştırma Ormanı'nın bulunması ve dolayısıyla bilimsel ve eğitim amaçlı kullanım olanaklarına sahip olması

Page 327: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

327

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

7

Alanın Yukarı kesimlerinde yer alan Sersem Yaylasının varlığı rekreasyonel etkinliklere katılan ziyaretçilere trekking gibi doğa yürüyüşü fırsatlarını sunması,

Bölgede yağlı güreş turnuvalarının da düzenleniyor olması ziyaretçilere farklı aktivitelere katılma alternatifleri sunabilmekte,

Andırın ilçesinin rekreasyon alanına yakın olması kısa sürede ulaşılabilecek alternatif destinasyon sayılarını artırmakta,

Meydan mevkiinde bir kalenin bulunuyor olması benzer şekilde gezilip görülebilecek yer sayısını artırmakta,

Bölgede gölet oluşturmaya yönelik girişimler rekreasyon aktivitelerini çeşitlendirebilir (örn, sandal gezileri, sportif olta balıkçılığı vs)

Bölge halkına pazarlama aracılığıyla gelir yaratma fırsatları: Örneğin, rekreasyon alanına yakın Avgasır ve Suluyayla Köyü halkının bir kısmı kimi zaman ziyaretçilere kendi tarımsa, hayvansall ve elişi ürünlerini pazarlayabilmektedir.

3.6- Tehditler (T)

Yazın, hafta sonları, yoğun ziyaretçi sayısıyla alanın rekreasyonel taşıma kapasitesi aşılabilmektedir. Bu durum kısa, orta ve uzun vadede toprak sıkışması, çevre kirliliği ve ekosistem tahribine yol açabilecektir.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN)'nin Kırmızı Listesinde yer alan Ayrık geven (Astragalus distinctissimus), köstü köpeği (cyclamen pseud-ibericum) ve bazı tehlike altında olan orkide türlerinin alanda yayılış göstermesi, rekreasyonel kullanımlar sırasında bu türler üzerine bir tehdit unsuru oluşturabilir.

Turizm firmalarının yeterli düzeyde bilgilendirilmemesi ziyaretçilerin rekreasyon alanını kullanımlarına olumsuz yönde yansıyabilecektir.

Dikkat arz eden silvikültürel müdahaleler kapsamında bölgede belirli dönemlerde yapılan ormancılık işletmeciliğinin bakım çalışmaları,

İşletmeden sorumlu olan özel teşebbüsün rekreasyonel kullanımlar kapsamında yeterli düzeyde bilgiye sahip olmaması

Rekreasyon alanını ziyaret eden bir kısım ziyaretçilerin zaman zaman orman içerisine de girmesi.

Page 328: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

328

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8

4- Sonuç ve Öneriler

SWOT Analiz Tekniği kullanılarak Kahramanmaraş Başkonuş Rekreasyon Alanına yönelik yapılan araştırma sonuçlarına göre zengin, çekici ve görsel anlamda büyüleyici doğal özelliklere sahip bu alanın yönetim planlaması; alt ve üst yapı hizmetleri, rekreatif aktivitelerin çeşitlendirilmesi, yaban hayatının ve bununla birlikte endemik ve tehdit altında olan bitki türlerinin korunması, rekreasyon faaliyetlerine yönelik arz-talep analizi (örneğin, günübirlik ziyaretçi sayısı, rekreasyonel taşıma kapasitesi, vb), hizmet kalitesinin geliştirilmesi ve çeşitliliğinin artırılması, peyzaj ve kültürel değerlerin korunması gibi birçok unsurları kapsamaktadır. Bu unsurların bir kısmı rekreasyonel kullanımlar açısından olumlu özellikler gösterirken bir kısmı kaynağın koruma ve kullanma dengesi bakımından tehdit oluşturabilmektedir. Nitekim, bir diğer çalışmada Sandal ve Karademir (2013)'in Douglass (1977) ve Eker (2008)'e atfen yapmış oldukları rekreasyonel taşıma kapasitesi değerlendirmeleri sonucu Yaz aylarında Başkonuş Rekreasyon Alanı'nın rekreasyonel taşıma kapasitesinin aşıldığı yönündedir. Özellikle son dönemlerde rekreasyon alanına yönelik talepteki artışlar planlama ve yönetim açısından farklı değerlendirme teknikleri kullanılarak alan özellikleri ve alan kullanımı arasındaki ilişkileri uyumluluk/uyumsuzluk matrisleri kapsamında yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Doğal rekreasyon alanlarının kırılgan yapısı bu tür alanlarda birçok değişken unsurun bir arada birbirlerinin işlevlerini sekteye uğratmaksızın bütünleştirilmesini ön görmektedir.

Günümüzde bazı hassas ekosistemlere, doğal oluşumlara ve önemli ölçüde biyolojik zenginliğe sahip ülkelerde ziyaretçi talep düzeyine göre kullanıcı kotası uygulanabilmektedir (Örn, İspanya - Altamira Mağarası, Galapagos Adaları). Çevre ve kaynak tahribini önlemeye yönelik bu tür uygulamaların doğal rekreasyon alanları üzerinde uygulanabilirliği konusunda araştırmalara gereksinim vardır.

Başkonuş rekreasyon Alanına yakın köylerde yaşayan yöre halkının, geçimlerine katkı sağlamak üzere tarımsal ve hayvansal ürünlerini pazarlayabilme fırsatına sahip olmaları, onların alanı koruma ve gözetme anlayışı çerçevesinde daha fazla sahiplenmelerini, dolayısıyla kendilerine ekonomik değer yaratan bu kaynağı daha fazla korumalarını artırabilecektir Gelir arttırıcı bu tür faaliyetlerin yöresel kermes ve şenliklerle birlikte daha da yaygınlaştırılması bir bakıma ormana olan baskıyı da azaltıcı yönde etkileyebilir. Ayrıca rekreasyon alanında istihdam edilecek yüksek vasıflılık gerektirmeyen işlerde yöre halkı bireylerine öncelik verilmesi de diğer önemli unsurlar arasında yer almaktadır.

Page 329: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

329

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

9

Kaynaklar

Akten, M. ve Akten, S., 2011. Rekreasyon potansiyellerinin belirlenmesine yönelik bir model yaklaşımı: Gülez Yöntemi. I. Ulusal Sarıgöl İlçesi ve Değerleri Sempozyumu, 17-19 Şubat 2011, Sarıgöl.

Anonim1. 2015. http://web.deu.edu.tr/

Anonim2. http://www.cevremuhendisleri.net/konu/swot-analizi.11042/

Douglass, R. W., 1977. Forest Recreation. Pergamon Press, New York

Eker, Ö., 2008. Recreational carrying capacity of Belgrad Forest. KSU Journal of Science and Engineering, 11(2), 2008, Kahramanmaraş

Sandal, E. K. ve Karademir N., 2013. Kahramanmaraş ilindeki günübirlik rekreasyon alanlarının potansiyellerinin belirlenmesi ve kullanımı ile ilgili sorunlar. Türk Coğrafya Dergisi, Sayı 60: 25-36, İstanbul

TIRAŞ, M. (2008). “Kahramanmaraş’ta Günübirlik Rekreasyon Alanına Bir Örnek: Başkonuş”, Doğu Coğrafya Dergisi, 20:35-44.

Page 330: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

330

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 331: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

331

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

DOĞAL REKREASYON ALANLARININ EKOTURİZM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: YUVARLAKÇAY ÖRNEĞİ (KÖYCEĞİZ-MUĞLA)

Cansu YILMAZ1 Ayhan AKYOL2 M. Murat TÜRKMEN3

1Orman Mühendisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman

Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected] 2Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği

Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected] 3Orman Mühendisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman

Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected]

Özet

Son yıllarda geleneksel turizm hareketleri dışında ilgi odağı haline gelen ekoturizm, doğal alanların korunması, yerel halka ekonomik katkılar sağlaması, çevreye duyarlı yaşama ilkelerini benimsemesi açısından önemli bir turizm çeşidi olarak ortaya çıkmıştır. Ekolojik, sosyal ve kültürel birçok aktiviteyi kapsayan bu etkinlikler, rekreasyonel amaçlı turizm kaynaklarının sürdürülebilirliğini de amaçlamaktadır. Ancak son yıllarda doğal alanların kullanımındaki bu hızlı artış beraberinde birçok sosyal, kültürel ve ekonomik problemleri de getirmiş ve bu amaçla kullanılan alanların sürdürülebilirliğini de tehdit eder hale gelmiştir.

Doğal alanlarda gerçekleştirilecek ekoturizm faaliyetlerinin kontrolsüz ve bilinçsizce yapılması sonucu biyolojik çeşitliliğin olumsuz etkilenmesi, ziyaretçiler ile yöre insanları arasındaki sosyo-kültürel çatışmalar, yöre dışından gelen işletmecilerin gelirin büyük bölümünü elde etmesi vb. gibi nedenler sürdürülebilirlik açısından karşılaşılabilecek ciddi tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu amaçla Muğla ili Köyceğiz ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve doğal rekreasyon alanlarından biri olan Yuvarlakçay çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışma sonucunda bu ve benzeri alanların sürdürülebilir kullanımına yönelik öneriler geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Anahtar kelimeler: Doğal Alanlar, Rekreasyon, Ekoturizm, Sürdürülebilirlik, Yuvarlakçay-Muğla

Page 332: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

332

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

In the recent years beside the traditional tourism, there is another attraction coming up called ecotourism, protecting the natural areas, assistance to the local community, it come up with an important element to maintain the environmentally conscious. These events contains many more activities such as ecological, cultural and social, to target a reactional goal for sustainable tourism sources. However in recent years increasing the usage of the natural areas, lead to some social, economic and cultural difficulties. The sustainability of the areas is in danger because of using the areas for this purpose.

As a result of doing these ecotourism events carelessly on natural areas, damaging the biological variety, having social and cultural conflict between local people and the visitors, getting more share of the income by the business executives from the outside of the local area etc. facing with these kind of things are danger for the purpose of sustainability. For this purpose, a natural recreation area of Yuvarlakçay was selected as the study area. At the end of the study, suggestions for the sustainability usage for the similar areas are the main subject.

Keywords: Natural Areas, Recreation, Ecotourism, Sustainability, Yuvarlakçay-Muğla

1.Giriş

Günümüzde artan çevre duyarlılığı ve çevre koruma ile ilgili mücadeleler karşısında insanlar artık çevreye daha duyarlı olmaya ve doğadan zevk almaya başlamıştır (Erdoğan ve Yağcı, 2003). Buna bağlı olarak pek çok turizm çeşidi ortaya çıkmış olup, ekoturizm bunlar arasında yükselen bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekoturizm, doğal alanlara yapılan, doğal çevre ve biyolojik çeşitliliği korumayı, doğal çevre ile etkileşim içerisinde yaşayarak kendine özgü bir kültür oluşturmuş olan, yöre insanını ve kültürünü tanımayı amaçlayan, onların sosyo-ekonomik refahını yükselten, bir turizm çeşididir (Karademir ve ark, 2013). Türkiye’de ekoturizm yaklaşımı ve ekoturizm faaliyetleri 1990’ların sonlarından itibaren gelişmeye başlamıştır. Turistler, deniz, kum, güneş üçlüsünün yanı sıra doğal güzelliklerin tahrip edilmediği, çevreyle iç içe olabilecekleri, kültürel zenginliklerin olduğu yerleri tercih etmeye başlamışlardır.

Ekoturizm açısından sürdürülebilirlik kavramı, turizmin kaynağı olan doğal, tarihi, kültürel, sosyal ve estetik değerlerin korunup geliştirilerek çekiciliklerin devamının

Page 333: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

333

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

sağlanmasını ifade etmektedir (Oral ve Şenbük, 1996). Sürdürülebilirlik kavramı, özellikle 1992’de Rio de Janerio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı Dünya Zirvesi’nden sonra hemen hemen tüm sektörler için sıkça kullanılan bir kavram haline gelmiş ve turizm sektörü de bu çerçevede ele alınmaya başlanmıştır. Bu bağlamda turizm, bir toplumun ekonomik refahı olduğu kadar yaşam kalitesi ve uluslararası alanda iletişimini güçlendiren ve sosyo-kültürel alışverişe de imkân sağlayan önemli bir sektör konumundadır (Akyol ve Tolunay, 2012).

Alternatif turizm kavramı sürdürülebilir turizm kavramıyla ilişkili olarak, kitle turizmine alternatif oluşturacak turizm etkinlikleri olarak geliştirilmiş olup, kitle turizminden kaynaklı olumsuzlukların meydana gelmediği, çoğu küçük ve belirli amaçlar için daha iyi organize edilmiş grupların katıldığı turizm türüdür (Korkmaz ve Başkalkan, 2011). Bu bağlamda sürdürülebilir turizmin bir turizm çeşidi olmadığı, tüm turizm çeşitleri için doğal, kültürel ve sosyal kaynakları uzun vadede koruyan, olumlu bir tarzda ekonomik gelişmeyi destekleyen bir politika biçimi olduğu gözden kaçırılmamalıdır (Akyol ve Tolunay, 2012).

Günümüzde ekoturizmin sürdürülebilir turizmin bir biçimi olduğuna inanılmakta, doğaya dayalı turizm, yeşil turizm, bilinçli turizm vb. gibi farklı şekillerde ifade edilmektedir. Ancak, ekoturizmin standart bir tanımı bulunmamaktadır. Bu kavramlar konusundaki tartışmalar halen devam etmektedir. Hatta ekoturizmin ilkeleri ve standartları konusunda dünya çapında bir uzlaşma sağlamak için Birleşmiş Milletler 2002 yılını “Uluslararası Ekoturizm Yılı” olarak ilan etmiştir. Çeşitli kaynaklarda pek çok farklı ya da benzer tanımlama yapılmış olmasına rağmen günümüzde en çok bilinen ve kabul gören tanımlarından birini 1990 yılında Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (TIES) yapmıştır. Buna göre ekoturizm, “doğal alanlara yapılan, yerel halkın yaşam standartlarını yükselten ve çevreyi koruyan sorumlu seyahat” şeklinde tanımlanmıştır (TIES, 2015).

Ekoturizm kaynakları denince akla milli parklar, tabiat parkları, tabiatı koruma alanları ve tabiat anıtları gibi koruma alanları gelmektedir. Özellikle milli parklar, içinde barındırdığı doğal güzellikler, flora ve fauna zenginliği, tarihi ve kültürel değerleri ile ekoturizm açısından önemli bir yere sahiptir (Sungur, 2012). Türkiye’nin doğal ve kültürel kaynaklar bakımından zenginliği ve buna bağlı olarak da ekoturizmden elde edilecek ekonomik ve çevresel kazançlar dikkate alındığında ekoturizm, Türkiye turizmi açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır (Erdoğan ve Yağcı, 2003). Ekoturizm, son yirmi yılda dünya çapında hızlı bir şekilde gelişme göstermiş ve çok sayıda gelişmekte olan ülkenin ekonomisinde önemli bir yer almıştır (Kuter ve Ünal, 2009).

Page 334: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

334

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ancak kavrama eleştirel bakan bazı araştırmacılar da aslında ekoturizmin birçok durumda yerel halkın refahına katkı yapamadığını ve turizm aktivitelerini gerçekleştirenlerin tutumları nedeniyle doğayı korumada istenildiği kadar başarılı olamadığını iddia etmektedirler (Arı, 2009).

Bu bildirinin amacı, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde gerçekleştirilen ekoturizm aktivitelerinin, doğal, kültürel ve tarihi değerlere, doğal yaşama, yerel halka, yerel ve ulusal ekonomiye olumlu/olumsuz etkilerini ortaya koymak ve tartışmaktır. Bu amaçla Muğla-Yuvarlakçay yöresi çalışma alanı olarak seçilmiştir.

2. Materyal ve yöntem

2.1 Çalışma alanının tanıtımı

Yuvarlakçay Muğla ilinin Köyceğiz ilçesine bağlı 2.294 m yüksekliğindeki Muğla’nın en yüksek dağı unvanına sahip Sandras dağının eteklerinde bir mekândır (URL-1). Köyceğiz İlçesinin kuzeydoğusunda bulunan Yuvarlakçay, ilçe merkezine 16 km, Muğla iline 68 km, Ortaca’ya 26 km, Antalya iline ise 261 km mesafededir (Şekil 1) (Doğaner, 1996).

Topgözü pınarlarından doğan ve Dalyan Ovası’nın kuzeyindeki suları toplayarak Köyceğiz Gölü’ne dökülen bu çayın uzunluğu yaklaşık 30 km, genişliği 8–14 m arasında ve 3,61 m3/s ortalama debiye sahip, Köyceğiz Gölü’nü besleyen önemli kaynaklardan biridir (Balık ve ark., 2005). Yapılan basit su kütle dengesi hesapları sonucunda, Yuvarlakçay’ın yer altı suyu tarafından beslendiği anlaşılmıştır. Çayın debisi, yaz döneminde sulamada kullanılmak üzere çekilen yüksek miktardaki su nedeniyle zaman zaman azalabilmektedir (Gürel ve ark, 2002).

Page 335: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

335

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kaynak: Google maps, 2015

Şekil 1. Çalışma alanının haritası

4 mevsimin belirgin bir şekilde görüldüğü Yuvarlakçay da Akdeniz iklimi hâkimdir. Köyceğiz Gölünü yıl boyunca besleyen tek soğuk ve kireçli su kaynağı olan Yuvarlakçay, gölün tuzlanmasını engellemeye de yardımcı olur (CCGS, 2011). Hem zengin flora ve faunanın hem de bölgede bulunan köylerin temel su kaynağıdır. Tüm Köyceğiz-Dalyan havzası için önemli bir etkendir. Özellikle Beyobası beldesinin yaşam kaynağı olmuştur ve her yıl turistlerin devamlı geldiği bir yer durumuna gelmiştir (URL-2, 2015).

Page 336: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

336

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.2. Materyal

Çalışmanın ana materyalini Köyceğiz ilçesi, Beyobası beldesinde yer alan Yuvarlakçay’ın ekoturizm açısından kaynak değerleri, biyolojik çeşitliliği ve bunların sürdürülebilirliği oluşturmaktadır. Arazi gözlemlerinden elde edilen veriler birincil nitelikli veriler olup, daha önce yapılan çalışmalar, diğer belgeler, dokümanlar, istatistikler ve raporlar ikincil verileri oluşturmaktadır.

2.3.Yöntem

Çalışmada öncelikle mevcut literatür taranmıştır. 05-07 Ağustos 2015 ve 11-14 Eylül 2015 tarihlerinde arazi gözlemleri gerçekleştirilmiştir. Arazi gözlemleri yapılırken ayrıca alana gelen ziyaretçilerle, işletme sahipleriyle ve yerel halkla mülakatlar yapılmıştır. Elde edilen bulgular mevcut literatür yardımıyla tartışılarak Yuvarlakçay’ın ekoturizm potansiyelinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır.

3.Bulgular ve tartışma

3.1. Alanın kaynak değerleri

Yuvarlakçay biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Bölgenin baskın orman ağacı türleri arasında sığla (Liquidambar orientalis mill.), çınar (Platanus orientalis L.) ve kızılçam (Pinus brutia Ten.) yer almaktadır. Bunların yanı sıra maki florası elemanları da alanda yayılış göstermektedir. Birçok önemli endemik türlere de sahip olan bu bölge, Sandras dağlarında yetişen peygamber çiçeğiyle ekoturizm aktiviteleri dışında bilim adamlarının da ilgisini çeken bir yer olmayı başarmıştır (ÖÇKKB, 2007).

Bölgede bıldırcın, keklik, yaban domuzu gibi hayvan türleri bulunurken, bunların dışında yapılan araştırmalar sonucunda Mollusca familyasına ait 13 tür tespit edilmiştir. Bu türlerden baskın olan türler ise Micromelania caspia, Melanoides tuberculatus, Theodoxus fluviatilis olarak tespit edilmiştir (Ustaoğlu ve ark., 2003).

Doğal dengenin korunması ön planda olan bölgede devrilen ağaçlar doğal haline bırakılmış ve korunmuştur (Şekil 2). Bu durum ziyaretçilerin ilgisinin daha da artmasına ve Yuvarlakçay’ın bir koruma alanı olma yolunda ilerlemesine imkân sağlamaktadır.

Page 337: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

337

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 2. Çınar ağacı

Topgözü kanyonu; Sandras dağının eteklerinde, 400 metre açıklığı 300 metre derinliği bulunan doğal bir oluşumdur (KB, 2015). Yıllar önce olan bir depremde çekilen suları tekrar çıkarmak için köylüler, büyük bir topla atış yaparak kapanan kaynağı tekrar faaliyete geçirmişler. O günden buyana Yuvarlakçay’ın su kaynağına Topgözü denilmiştir. Yerden kaynayan suların oluşturduğu kanyonda, kayaların ve ağaçların arasından kar suları çıkmaktadır. Nisan-Mayıs aylarında, su miktarı artmakta, suyun derecesi yaz kış 10 oC olmaktadır (Şekil 3).

Şekil 3. Topgözü kanyonu

Page 338: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

338

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.2. Alanda yapılan aktiviteler

Çalışma sonucunda Yuvarlakçay üzerinde 6 adet restoran olduğu tespit edilmiştir. Bu restoranlarda Yuvarlakçay’ın doğal güzelliğiyle tanışmaya gelen ziyaretçiler, bölgenin yöresel organik ürünlerinden oluşan köy kahvaltısını yapmakta ve akarsu üzerinde kurulan alabalık tesislerinden temin edilen taze balıklardan tatma imkânı bulmaktadır. Bunun dışında Yuvarlakçay sularında serinleme imkânı bulunurken ziyaretçilere çay üzerine kurulan salıncaklarda eğlenceli seçenekler sunulmaktadır (Şekil 4-5). Bazı restoranlar günlük ziyaretçilere açık olmalarının yanı sıra bungalov tarzı evleriyle konaklama imkânı da vermektedir (Şekil 6).

Şekil 4. Ziyaretçi aktiviteleri örnekleri Şekil 5. Ziyaretçi aktiviteleri örnekleri

Her geçen gün daha çok ziyaretçinin geldiği Yuvarlakçay’ın, yılda ortalama 20 bin kişi tarafından ziyaret edildiği tahmin edilmektedir. İşletmeciler yaz sezonunda özellikle hafta sonunda günde ortalama 500 kişilik bir ziyaretçi kitlesinin geldiğini belirtmektedir. Buraya gelen ziyaretçiler tarafından, doğa yürüyüşü, dağcılık, safari, kamp karavan turizmi, fotoğraf çekme, piknik yapma vb. gibi faaliyetler rahatlıkla yapılabilmektedir (Şekil 7)

Şekil 6. Bungalov evler Şekil 7. Ziyaretçi aktiviteleri

Page 339: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

339

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.3. Alanın sürdürülebilirliği üzerine değerlendirmeler

Doğal varlıklar insanların herhangi bir katkısı olmadan oluşan doğal zenginliklerdir. Bu kaynaklar ekoturizm sayesinde turizm amaçlı kullanılıp değerlendirilebilecek kaynaklardır. Yuvarlakçay bölgesi, içinde barındırdığı kaynak değerleri, habitat ve biyolojik çeşitliliği açısından değerlendirildiğinde zengin bir yapıya sahip olduğu dikkati çekmektedir (Kasalak ve Çolak, 2015). Alandaki rekreasyon faaliyetleri için doğal kaynaklar kullanılırken, gelecek kuşaklara aktarılabilmesi ve devamlılığın sağlanabilmesi için sürdürülebilirlik kavramı temel alınmalıdır (Çakır ve Çakır, 2012).

Sürdürülebilirlik kavramı, belirli bir ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin, kesintisiz, bozulmadan, aşırı kullanımla tüketilmeden ve ana kaynaklara aşırı yüklenilmeden kullanılması şeklinde tanımlanmaktadır. Sürdürülebilir bir yapı için kaynaklar sürekli olarak değerlendirilmeli, bu değerlendirme çerçevesinde koruma sağlanmalı ve koruma bilinci ön planda tutulmalıdır (Kaypak, 2010).

Yuvarlakçay bölgesinde sürdürülebilirliğin sağlanması için, yöresel değerler korunmalı, çeşitli tanıtımlar yapılarak yöreye ilgi artırılmalı, gerçekleştirilecek aktiviteler doğaya müdahaleyi içermemeli ve doğal kaynaklar bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır (Kuter ve Ünal, 2009). Ekoturizm faaliyetlerine katılan ziyaretçilere ve ekoturizmden en fazla etkilenecek kesim olan yerel halka, bölgenin ekosistemi, yerel kültürler ve sürdürülebilirlik konularında bilgilendirmeler yapılmalıdır. Aksi takdirde doğal dengenin bozulması kaçınılmaz olacaktır.

Yuvarlakçay konumu ve ulaşım olanakları açısından birçok kente yakın bir konumdadır. Bu nedenle hafta sonu ve günübirlik geziler için alternatif fırsatlar taşımaktadır. Alanın tanıtımının yapılarak tur güzergâh ve rotalarına eklenmesi, çeşitli spor kulüplerinin kamp etkinliklerinin alan çevresinde yapması alanın tanıtımı ve gelecekteki sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Yuvarlakçay etrafındaki işletmelerin çoğu yerel halktan oluşan aile işletmeleridir. Bu nedenle alandan elde edilen gelirler yine büyük miktarda alanda kalmaktadır. Benzer şekilde yaratılan istihdam da yöre sakinlerine katkı sağlamaktadır. Fakat gelecek dönemlerde dışarıdan işletmecilerin gelmesi nedeni ile yerel halka düşen gelirler de azalma meydana gelmesi söz konusu olabilecektir.

Page 340: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

340

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

4. Sonuç ve Öneriler

Türkiye doğal kaynaklar ve kültürel zenginlikler bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Bu kaynaklardan bir tanesi de Yuvarlakçay’dır. Yuvarlakçay, Köyceğiz yöresinde çok ilgi çeken doğal mekânların başında gelmektedir. Her geçen gün artan sayıda yerli ve yabancı turistler, bölgeyi tercih etmektedirler. Doğal ve kültürel değerlerinin varlığı bakımından oldukça önemli bir konuma sahip olan bu alanın etkili bir biçimde tanıtımının yapılması oldukça önemlidir.

Ekoturizm faaliyetleri bakımından büyük bir potansiyele sahip olan Yuvarlakçay’da, ekoturizmin geliştirilmesi kapsamında alanın sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin korunması, akarsu üzerindeki turistik tesisler ve diğer faaliyetlerden kaynaklanan kirleticilerin sürekli denetlenmesi gerekmektedir. Çay üzerinde kurulu olan alabalık çiftliği akarsuda kirliliğe neden olmaktadır (Dügel ve ark., 1995). Balık çiftliğine yakın olan işletmeleri kullanan ziyaretçiler, çiftlikten kaynaklanan üretim kokusundan duydukları rahatsızlıkları dile getirmektedirler. Ayrıca Yuvarlakçay’ın suyunu hayvan sulamadan faydalanan çiftçiler hayvanlarını sulayamadıklarından şikâyet etmektedirler. Bu bağlamda, suyun kirliliği konusunda araştırmalar yapılmalı ve en kısa sürede önlemler alınmalıdır.

Ekolojik yaklaşımla gerçekleştirilen sürdürülebilir turizm faaliyetlerinin ülkelerin kalkınmaları ve ekonomik gelişmelerinde önemi büyüktür. Özellikle yöre ekonomisi açısından bu durum daha da büyük önem taşımaktadır. Sürdürülebilir turizm yaklaşımı ancak çevrenin ekolojik özelliklerine uygun gelişme ve yönetim planları ile gerçekleştirilebilir (Koçan, 2011). Bölgede turizm ve rekreasyon faaliyetlerini düzenlemek ve yürütmek için öncelikle iyi bir planlama ile ekoturizm stratejilerinin oluşturulması gerekmektedir.

Planlama çalışmaları ekoturizm kavramının özüne uygun olarak yapılmalı ve çalışmalarda tüm doğal ve kültürel değerlerin dökümü çıkarılmalı ve kayıt altına alınmalıdır. Yapılacak kayıtlar ile sağlıklı ve kullanılabilir bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Ekoturizm etkinlik alanları ve rotaları üzerindeki mevcut doğal karakterlerin bozulmamasına azami gayret gösterilmelidir.

Doğal alanlarda, taşıma kapasitesinin aşılmadan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi alanın sürdürülebilirliği açısından oldukça önem taşımaktadır. Turizm amaçlı kullanılan kaynaklardaki bozulmaların temel nedeni kullanım yoğunluğu baskısıdır. Yuvarlakçay bölgesinin kaynak değerlerinin olası zarar görme riskinin en aza indirilmesi için alanın taşıma kapasitesi belirlenmeli ve buna uygun olarak ziyaretçi yönetim planları hazırlanmalıdır. Bu olgu rekreasyon ve turizm amaçlı kullanıma açılan tüm doğal alanlar için büyük önem taşımaktadır.

Page 341: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

341

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

Yuvarlakçay içerisinde, Topgözü kanyonuna gelen ziyaretçiler suyun kaynağına ulaşmak için boruların üzerinden ya da suyun içinden yürümektedir (Şekil 8). Bu durum oluşabilecek birçok yaralanmayı da beraberinde getirmektedir. Buraya gelen ziyaretçilerin kaynağa daha kolay ulaşabilmeleri için yapılabilecek bir yürüyüş yolu oluşabilecek tehlikeleri en aza indirecektir.

Şekil 8. Topgözü kanyonu

Sonuç olarak, Yuvarlakçay yöresi içinde barındırdığı doğal güzellikleri ve çeşitliliği ile doğaya dayalı faaliyetler ve ekoturizm etkinlikleri açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır. Bu potansiyelin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi sürecinde, alanın sahip olduğu ekolojik, doğal ve kültürel kaynakların zarar görmemesi için planlama ve yönetim çalışmaları ekoturizm kavramına ve çerçevesine uygun olmalıdır. Bu süreç içerisinde yöre halkı da çalışmalara dâhil edilerek, kamuoyu bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine ayrıca önem verilmelidir.

Page 342: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

342

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

Kaynaklar

Akyol, A., Tolunay, A., 2012. Yenişarbademli ilçesinin Ekoturizm Potansiyeli ve gelişiminin sürdürülebilirliği üzerine değerlendirmeler. 2. Ulusal Kırsal Turizm Sempozyumu, 20-22 Eylül 2012, S:25-35.

Arı, Y. 2009, Eko turizm mi ego turizm mi? Kazdağı (Balıkesir) Örneği. Ankara Üniversitesi, DTCF, Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi, V. Ulusal Coğrafya Sempozyumu, 16-17 Ekim 2008, Ankara.

Balık, S., Ustaoğlu, M.R., Sarı, H.M., İlhan, A. and Topkara, E.T., 2005. The fish fauna of Yuvarlakçay (Köyceğiz, Muğla). E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, Volume 22, Issue (1-2): 221–223.

CCGS, 2011. Counter Current – Gegen Strömung, Türkiye'de Baraj inşası ve Ekonomik, Kültürel ve Sosyal Haklara olan etkileri.

Çakır, G., Çakır, A., 2012. İğneada Longoz Ormanları ve Çevresinin Rekreasyonel Faaliyetler Açısından Değerlendirilmesi. I. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş, S: 281-286.

Doğaner, S., 1996, “Köyceğiz-Dalyan Çevresinde Coğrafi Özelliklerin Turizm Açısından Değerlendirilmesi”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Dergisi, Sayı:4, sayfa:24-52.

Dügel, M., Gökçe D., Kazancı N., 1995. Alabalık yetiştiriciliğinde yararlanılan Yuvarlakçayın (Köyceğiz-Muğla) fiziko-kimyasal özellikleri ve alabalık çiftliğinin Yuvarlakçayın su kalitesine etkisinin fiziko-kimyasal ve biyolojik parametrelerle belirlenmesi. Doğu Anadolu Bölgesi 2. Su Ürünleri Sempozyumu, 14-16 Haziran 1995, Erzurum. S:452-464

Erdoğan, N., Yağcı, Ö., 2003, Sürdürülebilirlik Bağlamında Ekoturizmin Sosyal, Ekonomik Ve Çevresel Etkiler Bakımından Değerlendirilmesi

Google, 2015. Online: https://www.google.com/maps, Erişim tarihi: 08.10.2015.

Gürel, M., Ertürk, A., Şeker, D., Ekdal, A., Yüceil, K., Tanık, A.ve Gönenç, I.E., (2002), Köyceğiz Dalyan Havzası Ekosistemini Oluşturan Çevresel Özellikler:1-2, online: http://www.igemportal.org/Resim/KOYCEGIZ_Havzasi_Yonetimi_1.pdf, Erişim Tarihi: 01.10.2015.

Karademir, N., Sandal, E,K.., Tıraş, M., 2013. Kahramanmaraş’ın ekoturizm potansiyelinin değerlendirilmesi, 3rd International Geography Symposium, ss:429-449.

Kasalak, M,A., Çolak, Ö,F., 2015. Yuvarlakçay’ın biyoçeşitliliği ve ekoturizm açısından değerlendirilmesi. Ekoloji Sempozyumu 2015, Sinop.

Kaypak, Ş., 2010. Ekolojik Turizmin Sürdürülebilirliği. Alanya İşletme Fakültesi Dergisi 2/2 (2010) ss: 93-114 Turk J Zool 28 (2004) ss:321-327

Koçan, N., 2011. Murat Dağı’nın Ekoturizm Potansiyelinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 1(3): ss: 69-75

Korkmaz, M. ve Başkalkan, S.N., 2011. Eğirdir Gölü ve Çevresinde Turizm Gelişiminin Sürdürülebilirliği Üzerine Değerlendirmeler. SDÜ Orman Fakültesi Dergisi,12. ss: 62-69.

Page 343: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

343

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

ÖÇKKB, 2007. Köyceğiz-Dalyan özel çevre koruma bölgesi biyolojik zenginliğinin tespiti ve yönetim planının hazırlanması. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (ÖÇKKB), kesin rapor. Online: http://dcm.dka.gov.tr/App_Upload/Koycegiz%20Dalyan%20OCKB%20YP%20Rapor.pdf, Erişim tarihi: 07.10.2015.

Kuter, N., Ünal, E., 2009. Sürdürülebilirlik kapsamında ekoturizmin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel etkileri. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. ss: 146-156

Oral ve Şenbük, 1996. Turistik yörelerin sürdürülebilir turizm açısından yapısal değerlendirilmesi. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu, Alanya 7-9 Kasım 1995, Mimar Sinan Üniv. Matbaası, ss: 197-205.

TIES, 2015. What is ecotourism? Uluslararası Ekoturizm Topluluğu web sitesi http://www.ecotourism.org/what-is-ecotourism, Erişim Tarihi: 08.10.2015.

URL-1, 2015. Online: http://www.koycegiz.bel.tr/web/index4.asp?birimler=yuvarlakcay , Erişim tarihi: 07.10.2015

URL-2, 2015. Online: http://www.koycegiz.com.tr/yuvarlakcay_topgozu_koycegiz.asp, Erişim tarihi: 09.10.2015.

Ustaoğlu, M.R., Balık, S. and Özbek, M, 2003. The mollusca fauna of Yuvarlakçay (Köyceğiz, Muğla). E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, Volume 20, Issue (3-4). ss: 433 – 438.

Page 344: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

344

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 345: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

345

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

DOĞAL KORUNAN ALANLARDA ZİYARETÇİ YOĞUNLUĞUNA BAĞLI ORTAYA ÇIKAN

PROBLEMLER VE ALANIN SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİMİNE ETKİLERİ: DİLEK YARIMADASI-BÜYÜK

MENDERES DELTASI MİLLİ PARKI

Muhammet Murat TÜRKMEN1 Ayhan AKYOL2 Cansu YILMAZ3

1Orman Mühendisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye,

[email protected]

2Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected]

3Orman Mühendisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Bölümü, Doğu Kampüsü, 32260 Çünür Isparta-Türkiye, [email protected]

Özet

Doğal kaynakların kullanım alanları; hızlı nüfus artışı, sanayileşme, kentleşme ve teknoloji alanındaki gelişmelerden dolayı sürekli genişlemiş ve doğal kaynaklar üzerindeki baskı da buna paralel olarak artmıştır. Özellikle geçtiğimiz ve yaşadığımız yüzyılda insanoğlunun doğal kaynakları aşırı ve plansız kullanmaya devam etmesi ile birlikte; ciddi çevre problemlerinin ortaya çıkması, canlı türlerinin yok olmaya başlaması, doğal dengenin değişmesi, başta insan olmak üzere birçok canlının yaşadığı ekosistemlerin bozulmaya başlaması, “milli park” kavramının ortaya çıkmasına ve öneminin artmasına neden olmuştur.

Turizm ve rekreasyon faaliyetleri açısından benzer özelliklere sahip olsalar da, milli parklar aynı zamanda pek çok farklı kaynak değerlerine de sahiptirler. Bu açıdan milli parklar günümüzde daha da önemli hale gelmiş, kentlerin sıkıcı ortamından kurtulmak için insanların kaçış durağı olmuştur. İnsanların milli parklara olan ilgisinin artması ve bazı milli parklardaki yaşanan ziyaretçi yoğunlukları çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ortaya çıkan bu problemler alanın etkin yönetimi ve sürdürülebilirliği açısından gelecekte çeşitli darboğazlara neden olabilecektir. Alan içerisindeki biyolojik çeşitliliğin korunması, habitat kayıplarının önlenmesi, yaban hayatına müdahalelerin asgari düzeye indirilmesi ve diğer kaynak

Page 346: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

346

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

değerlerinin etkin şekilde korunması alanın sürdürülebilir yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu amaçla, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı çalışma alanı olarak seçilmiş ve çalışma sonucunda alanın sürdürülebilir yönetimi için öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

Anahtar kelimeler: Korunan Alanlar, Ziyaretçi Yoğunluğu, Sürdürülebilirlik, Rekreasyon, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı.

Abstract

Usage of the natural sources: increase of the population, industrialization, urbanization and according to the evolution in technology pressure in natural sources also increased. In the past and current century, unconsciously and overly usage of the natural sources by the humanity, lead some serious environmental issues, extinction of species, transition of the natural balance and damaging the ecosystem of some species including humanity, bringing out the “national park” concept and also raised importance on this title.

In terms of tourism and recreation activities even though there are some similar qualities, at the same time national parks have different source assets. In this regard national parks become more important, it is also a way to get rid of the daily city life for a relax time. Increased interest of people for the national parks and some parks struggled with difficulties about intensity of visitors. In terms of effective management and sustainability these problems can cause hard times for the upcoming days. Protecting the biological species inside the area, precaution for the habitats, reducing the interference to the wildlife to a minimum level and for the other source assets, it’s a huge importance in case of sustainable management. For this purpose, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası National Park choose for the study area and at the end of the study, attempted and developed new suggestions for the sustainable management.

Keywords: Protected Areas, Visitors Density, Sustainability, Recreation, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası National Park.

Page 347: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

347

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1.Giriş

Doğa koruma çalışmaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de yıllardır süregelmektedir. Kaynak değerine sahip olduğu düşünülen bazı alanların milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, muhafaza ormanı, yaban hayatı geliştirme alanı, gen koruma ormanları gibi statülerle yasal olarak ayrılması ve korumaya alınması, bu alanların sürdürülebilirliği açısından önemlidir (Alkan ve Korkmaz, 2009). Özellikle biyolojik çeşitlilik bakımından zengin olan bu alanların gelişmekte olan ülkelerde yasal olarak korunması konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır (Noughton-Treves ve ark., 2005).

Ulusal ve uluslararası düzeyde uzun yıllara dayalı çalışmalar sonucu ortaya çıkan doğa koruma çalışmaları günümüzde çok yönlü olarak gerçekleştirilmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Genel olarak korunan alan deyince, doğal ekolojik süreçlerin insan müdahalesi olmadan devam etmesini sağlamak, doğal-kültürel kaynakları korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak, yasal ve yönetsel etkili araçlarla yönetilen, insan-doğal kaynak ilişkilerine belli kural ve sınırlandırmaların getirildiği yerler akla gelmektedir (Kuvan, 2005).

Türkiye’de gerek yasal düzenlemelerle gerekse taraf olunan uluslararası sözleşmeler kapsamında birçok alana koruma statüsü verilmiş durumdadır. 1956 tarihinde kabul edilen 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 25. maddesinde “VI. Milli parklar:” başlığı altında Milli Park (MP) kavramı ilk kez yasal olarak ele alınmıştır. 1958 yılında ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı ise, Türkiye’deki ilk milli park niteliğini kazanmıştır. Bu tarihten sonra Türkiye’deki milli park sayısı hızla artmış ve günümüz itibari ile 40 adet Milli Park ilan edilmiş ve toplam 828.614 ha alan koruma altına alınmıştır. (URL-1)

Türkiye’de korunan alanların yönetiminden sorumlu bulunan devlet kuruluşu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bir taraftan çeşitli statülerde korunan alanları tespit edip ilan ederken bir taraftan da bu alanlara ilişkin yönetim planlarının yapılması işlerini de üstlenmiştir (Güneş, 2011). Ancak bu planların yapımında özellikle başlangıç yıllarında katılımcı yaklaşımlar izlenmemiş ve günümüzde bu alanların yönetimine ilişkin pek çok sorun ortaya çıkmıştır.

Bu sorunlardan bir tanesi korunan alanlar ve yerel halk arasındaki ilişkidir. Diğer bir sorun alanın aşırı kullanımına ya da ziyaretçi yoğunluğuna bağlı olarak gözlenen çevresel problemlerdir. Genellikle yerel halkın geçimleri ve kültürel değerleri korunan alan kaynaklarına bağlıdır (Trakolis, 2001; Badola ve ark., 2012). Örneğin, Badola ve ark., (2012) yaptıkları çalışmada yerel halkın geleneksel yaşam

Page 348: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

348

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

şekillerinin korunan alanın kaynak değerleri ile yaşamsal derecede bağlı olduğunu ortaya koymuştur.

Ziyaretçi profilleri ve korunan alanların rekreasyonel kullanım değeri üzerine yapılan çalışmalarda korunan alanların yöre ekonomik faaliyetlerine olumlu veya olumsuz açıdan etkileri olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu çalışmalarda, ziyaretçi yoğunluğunun ve alanın turizm amaçlı aşırı kullanımının ekosistemi olumsuz yönde etkilediği ortaya konulmuştur (Başar, 2007; Dal ve Baysan, 2007; Kuter ve Ünal, 2009; Bekdemir ve ark., 2010; Göktuğ ve Arpa, 2015).

Günümüzde bazı alanların korunan alan olarak çeşitli yasalarla koruma altına alınmasının nedeni rekreasyonun çok ötesindedir. Doğal korunan alanlar sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir çevre yönetimi, sürdürülebilir orman yönetimi, biyolojik çeşitlilik gibi güncel strateji ve politikaların hayata geçirilmesi için öne çıkarılan önemli araçlardan biridir (Alkan ve Korkmaz, 2009). Bu bağlamda sürdürülebilirlik kavramına ilk kez, Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1982 yılında kabul edilen Dünya Doğa Şartı belgesinde yer verilmiştir. Buna göre insanların yararlandığı bu alanlarda ekosistem, organizmalar, kara, deniz ve atmosfer kaynaklarının bütünlüğü bozulmadan en verimli şekilde ve sürdürülebilirliğini devam ettirebilecek biçimde yönetilmeleri gerektiği öngörülmüştür (Yazar, 2006).

Bu bildiride korunan alanlardaki ziyaretçi yoğunluğunun yarattığı problemler ve alanın sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi üzerine etkileri araştırılmış, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı örnek alan seçilerek tartışılmaya ve çözüm önerileri üretilmeye çalışılmıştır.

2. Materyal ve yöntem

2.1. Çalışma alanının tanıtımı

Çalışma alanı olan milli park, Ege Bölgesi’nin Asıl Ege Bölümü’nde Aydın ilinin Kuşadası ve Söke ilçelerinin sınırları içerisinde yer alır (Şekil 1) (Bekdemir ve Sezer, 2008). Milli park sahası iki kısımdan oluşmaktadır. İlki 1966 yılında milli park olarak kabul edilen 10.895 hektarlık bir alana sahip olan Dilek yarımadası, ikincisi ise 1994 yılında milli park kapsamına dâhil edilen 16.690 hektarlık bir alana sahip olan Büyük Menderes Deltası’dır. Dolayısıyla milli parkın toplam alanı 27.675 hektardır (URL-2, 2015).

Page 349: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

349

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kaynak: Bekdemir ve Sezer, 2008

Şekil 1. Mili park haritası

Milli parkın Dilek Yarımadası bölümü, Samsun dağlarının Ege denizine uzandığı son nokta olup, 20 km uzunluğunda 6 km genişliğindedir. Bu bölümün morfolojik yapısı içinde birçok tepe, kanyon ve koy bulunmaktadır. Ortalama olarak 650 m yüksekliğe sahip olan yarımadanın en yüksek yeri 1.237 m yükseltideki Dilek tepedir (URL-2, 2015).

Page 350: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

350

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Milli Park’ın ikliminin şekillenmesinde dağların uzanışına bağlı olarak meydana gelen cephe faaliyetleri etkili olmaktadır. Söke Ovası’nın kuzeyinde yükselen Dilek Dağı, güneybatıdan sokulan cepheleri engelleyerek, dağın güneye bakan yamaçlarının daha fazla yağış almasını sağlamaktadır. Çalışma alanının ortalama en yüksek sıcaklığı 21,7 ºC, en düşük ortalama sıcaklık ise 11,5 ºC’dir (Bekdemir, 2010; URL-2, 2015).

Milli park, flora ve fauna bakımından oldukça zengindir. Fauna çeşitliliğine bakıldığında, milli park içerisinde omurgalılardan 1 kuyruklu kurbağa, 5 kuyruksuz kurbağa, 5 kaplumbağa, 15 kertenkele, 16 yılan, 250 kuş ve 29 memeli türü bugüne kadarki yapılan çalışmalarla tespit edilmiştir. Flora çeşitliliği açısından bakıldığında ise, 95 familyaya ait toplam 804 tür tespit edilmiştir (Durmuşkahya, 2000).

Milli park Akdeniz ve Avrupa-Sibirya flora bölgelerinde yer almasından dolayı biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengindir (6 adet dünya endemiği ve 18 adet Türkiye endemiği tür bulunmaktadır). Alan Anadolu kestanesinin en güneye indiği, kartopunun (viburnum tinus), Finike ardıcının (Juniperus phoenicia), melez pırnal meşesinin (Quercus ilex & coccifera) ve dallı servinin (Cupressus sempervirens var.horizontalis) küçük orman toplulukları meydana getirerek yetiştiği tek yerdir.

Genel olarak bakıldığında yarımadanın kuzey tarafında meşe (Quercus cerris L.), ıhlamur (Tilia rubra DC. subsp. caucasica (Rupr.) ve T. argentea Desf.), kestane (Castanea sativa Mill.) gibi türlerden oluşan yapraklı ormanlar; yüksek kesimlerde kızılçam (Pinus brutia Ten.), güney kısmında denize yakın ve yüksek kesimlerde de maki toplulukları bulunmaktadır (Bekdemir ve Sezer, 2008).

Milli park ayrıca irili ufaklı lagünleri ve tuzcul bataklıklarıyla ülkemizin en önemli sulak alanlarından birisidir. Alan milli parklar kanunu dışında Ramsar, Bern, Rio sözleşmeleri ve Barselona konvansiyonu ile koruma altına alınmıştır. Birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş ve A sınıfı sulak alan olarak kabul edilmiştir. Bu durum alanın barındırdığı biyolojik çeşitliliği ve bunun değerini gözler önüne sermektedir.

2.2. Materyal

Çalışmanın ana materyalini milli park şefliğinden elde edilen veriler ve kayıtlar, alanda yapılan gözlemler ve ziyaretçi görüşmelerinden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra alanda yapılan diğer çalışmalar, ilgili kurum ve kuruluşlardan elde edilen veriler, dokumanlar ve haritalar ise çalışmanın ikincil verilerini oluşturmaktadır.

Page 351: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

351

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.3 Yöntem

Çalışmada birincil ve ikincil verilerden yararlanılmış olup, çalışmanın birincil verileri milli park kayıtları, mülakat ve gözlemler yardımıyla elde edilen verilerden oluşmaktadır. İkincil veriler ise, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilecek dokümanlar, formlar, istatistiki veriler, haritalar ve daha önce yapılmış olan araştırmaların sonuçlarından oluşmaktadır.

Çalışmada öncelikle mevcut literatür taranmış olup, 12-18 Eylül 2015 tarihlerinde arazi gözlemleri ve ziyaretçi görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Sonrasında elde edilen bulgular mevcut literatür ışığında tartışılmış ve çalışma sonuçlandırılmıştır.

3. Bulgular ve tartışma

3.1.Kaynak değerleri

Milli park sahası, çok sayıda doğal ve kültürel değerlere sahiptir. Bunlardan doğal kaynak olanları; Oluk Dere Kanyonu, Zeus Mağarası, Dilek Dağı, Lade Adası, bükler, flora ve faunaya ait türler, Menderes Deltası ve Kalamaki plajlarıdır. Milli park sahası ve yakın çevresinde İyon kültür ve uygarlığına ait Thebai, Priene, Karine, Panionion, Milet, Didim antik kentleriyle Eski Doğanbey köyü, Hagios Antonios Manastırı, Ayayorgi Manastırı gibi tarihi yapı ve yerleşmelerin oluşturduğu doğal alanlar yer almaktadır. Bütün bu değerler, milli park sahasının, turizm açısından ne kadar önemli durumda olduğunun kanıtıdır.

Dilek Tepesi (Mykale); Milli parkın en önemli turistik doğal kaynağıdır. Bölgenin en yüksek yeridir. Güneyde, Büyük Menderes Deltası’nın ve Bafa gölünün güzel manzarası, kuzeybatıda, Ege Denizi ve adalarının eşsiz görüntüsü, kuzeydoğuda Güzelçamlı ve Davutlar sahillerinin manzarasını bu tepeden görmek mümkündür.

Zeus Mağaras; Yeraltı su kaynağının kalker formasyonunu eritmesi sonucunda oluşan küçük bir obruk ve havuz şeklindeki tabanı ile etkileyici görünüme sahip olan Zeus Mağarası Dilek yarımadasında milli parkın giriş kapısının sol tarafında 200 m içeride bulunur.

Lade Adas; MÖ 494 yılında İyon birliği ile Persler arasında yapılan ve iyonların yenilgisi ile sonuçlanan, gemilerinin ve şehirlerinin yakılıp yıkıldığı ünlü Lade deniz savaşının yapıldığı adadır.

Page 352: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

352

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Oluk Dere Kanyonu; Dilek yarımadasının kuzey yamaçlarında, Aydınlık koyu ile Kavaklıburun koyu arasında, Kalamaki koyuna 200 m uzaklıkta, Doğu tepe ile Tarla tepe arasında bulunan dik ve sarp yamaçlı bir vadidir (Bekdemir ve ark., 2010).

3.2. Ziyaretçi sayıları

Milli parkın son altı yıllık dönemindeki ziyaretçi sayılarına ve alana giriş yapan araç sayılarına ilişkin durumu çizelge 1’de verilmiştir.

Çizelge 1’de yer alan toplam ziyaretçi giriş sayıları hazırlanırken hesaplamalarda milli park yöneticilerin kullandığı katsayılar dikkate alınarak hesaplamalar yapılmıştır. Bu amaçla yapılan hesaplamalarda motosiklet 2, otomobil 5, küçük minibüs 15, büyük minibüs 25, otobüs ise 40 kişi olarak hesaplanmıştır. Çizelge 1 incelendiğinde, milli park alanına ziyaretçi girişlerinin son altı yıllık dönemde sürekli artış gösteren bir grafik çizdiği dikkati çekmektedir. Ayrıca pek çok milli parktan farklı olarak, alan içerisinde işler halde bir otopark bulunması nedeniyle milli park alanına araç girişleri de oldukça yüksek seviyededir. Çizelge 1’deki rakamlardan hareketle gelecekte de ziyaretçi sayılarının genel olarak artmaya devam edeceği kuvvetle muhtemeldir.

Çizelge 1. Ziyaretçi ve araç giriş sayıları

Yıllar Öğrenci Şahıs Motosiklet Otomobil K. Minibüs

B. Minibüs

Otobüs Toplam

2010 - 14.186 1.690 79.490 2.110 177 48 454.511 2011 - 14.688 1.429 84.308 2.004 143 90 477.171 2012 2.807 17.281 1.554 97.494 1.447 126 68 538.241 2013 7.193 24.317 1.097 105.163 2.161 136 54 597.494 2014 2.886 33.189 3.298 120.280 3.993 174 99 712.264 2015* 2.000 5.837 999 20.450 370 40 23 119.555 * 2015 yl Ocak-Haziran aylar aras 6 aylk verilerdir.

Ziyaretçi sayısının yüksek olması, belirli açılardan olumlu yönler barındırsa da bazı açılardan olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Ayrıca gelecekte ziyaretçi sayılarının artmaya devam edeceği olgusu önlem alınmazsa, bu olumsuzlukların da artmaya devam edeceği yönündedir.

Page 353: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

353

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.3. Alanın kullanıma bağlı ortaya çıkan problemler

Milli park alanları, doğal kaynak değerleri bakımından yeryüzünde nadir bulunan alanlardır. Bugün bu alanlar, diğer doğal alanlar gibi insan baskısı sonucu kaynak değerlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Korunmaya ihtiyacı olan bu alanları korumak, sürdürülebilirliğini sağlamak, insanları bilinçlendirmek ve doğal çevreyi sevdirmek amacıyla dünyada ve ülkemizde planlama çalışmaları yürütülmektedir.

Doğal kaynakların etkin ve verimli bir şekilde planlanmasında, bu kaynakların kullanım biçimini ve kullanım düzeyini belirleyen sosyo-ekonomik yapının incelenmesi de büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, doğal kaynakların yönetiminde, bu kaynaklara ilişkin beklentilerin ortaya konulması ile çevresel, sosyal ve ekonomik etkenlerin doğru olarak belirlenmesi gereklidir (Başar ve Miran, 2010).

Türkiye’de korunan alanların yönetiminden sorumlu bulunan devlet kuruluşu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bir taraftan çeşitli statülerde korunan alanları tespit edip ilan ederken bir taraftan da bu alanlara ilişkin yönetim planlarının yapılması işlerini de üstlenmiştir. Ancak bu planların yapımında özellikle başlangıç yıllarında katılımcı yaklaşımlar izlenmemiş ve günümüzde bu alanların yönetimine ilişkin pek çok sorun ortaya çıkmıştır (Alkan ve Korkmaz, 2009).

Temelde ortaya çıkan bu problemleri iki grupta incelemek mümkündür;

Bu sorunlardan bir tanesi korunan alanlar ve yerel halk arasındaki ilişkidir. Genellikle yerel halkın geçimleri ve kültürel değerleri korunan alan kaynaklarına sıkı sıkıya bağlıdır (Trakolis, 2001; Badola ve ark., 2012). Korunan alanlar ile yerel halk ilişkisini anlamak ve ortaya koymak için bazı araştırmalar yapılmış ancak bu araştırmaların çoğunda yerel halkın kaynak kullanımları ön plana çıkarılmıştır (Dearden ve ark., 1996; Brown, 1997; De Boer ve Baquete 1998; Maikhuri ve diğerleri, 2000; Nepal ve Weber, 1995; Straede ve Helles, 2000).

Ortaya çıkan sorunlardan bir diğeri ise, bu tip alanlardaki yüksek ziyaretçi talebidir. Biyolojik çeşitlilik açısından son derece önemli bir alan olan milli park, bir yandan yasalarla korumamaya çalışırken diğer yandan da turizm kullanıma imkan sunmaktadır. Bu durum alanın sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini oldukça zorlaştırmaktadır.

Günümüzde bilimsel ve teknik anlamda yasa ile koruma altına alınan doğal alanların temel kaynak koruma gerekçeleri özellikle rekreasyon veya turizm amaçlarıyla çoğunlukla çelişmekte ve rekabet edememektedir. Böylece korunması arzulanan

Page 354: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

354

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

10 

biyolojik çeşitlik başta olmak üzere doğal ve kültürel değerler olumsuz etkilenmektedir (Gül ve Akten, 2005). Bu durum özellikle yoğun rekreasyonel kullanımın koruma amacıyla çeliştiği alanlarda kaynak değerlerini etkileyen faktörlerin kontrolü ve yönetimi için bir ziyaretçi politikası geliştirilmesini zorunlu hale getirmektedir (Akten ve ark., 2012)

Milli park bu açıdan bakıldığında yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği alanlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Park alanı içerisindeki plajlar ve koylar ziyaretçiler tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Park içerisinde hizmete açılan dört adet plaj ve “koy”un özellikle yaz aylarında günlük kullanım kapasitesi park yönetimince yaklaşık 1.000 kişi olarak belirlenmiş olmasına rağmen, zaman zaman bu sayının çok üzerinde ziyaretçinin koylardan yararlandığı tahmin edilmektedir. Park içerisinde hizmete açılan bu koyların dışında hizmete açılmayan, hiçbir tesisin bulunmadığı ve sadece deniz yolu (tekne vs.) ile ulaşılabilen Katıroğlu ve Nero koyu gibi koylar da benzer şekilde turizm baskı altındadır. Çalışma süresince bu koylara günübirlik tekne turlarının düzenlendiği gözlemlenmiştir.

Milli park alanı içerisinde plaj ve koyların kullanımı dışında, doğa yürüyüşü, ornitoloji (kuş gözlemi), botanik (bitki inceleme), foto safari, manzara izleme, dağ bisikleti, kültürel ve otantik köy turlarının yapıldığı ve yapılabileceği birçok alan bulunmaktadır. Gelecekte bu aktivitelere katılan ziyaretçilerin sayısının artmaya devam edeceği düşünüldüğünde, milli parkın farklı aktiviteler için taşıma kapasitesinin hesaplanması ve etkili bir ziyaretçi yönetim planı yapılmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Alanda görülen yoğun ziyaretçi talebinin yarattığı en önemli sorunlardan bir diğeri ise, alan içerisindeki doğal yaşamın olumsuz etkilenmesidir. Özellikle park alanı içerisindeki yaban yaşamı ziyaretçilerle etkileşim halinde olup, yaban hayvanları yabanilikten evcilliğe doğru giden bir sürece dahil olmuşlardır. Her ne kadar milli park, yapılan planlarda farklı bölümlere (çekirdek, mutlak koruma, gelişme vb. gibi) ayrılmış olsa da gözlemlenen bu olumsuzluklar park alanı içerisinde sorun teşkil etmeye devam etmektedir. Park alanı içerisindeki yaban domuzları bu süreçte etkilenen en önemli türlerden bir tanesidir (Şekil 2). Park içerisindeki yaban domuzları vahşiliklerini kaybetmiş ve park ziyaretçileri tarafından beslenmeye başlamışlardır. Alandaki bilgi ve uyarı levhalarına rağmen, yaban domuzlarının ziyaretçiler tarafından beslenmesi halen devam etmektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında ziyaretçi yoğunluğunun yanı sıra, ziyaretçilerin çevre ve doğa konusundaki eğitim ve bilinç eksikliği de etkilidir.

Yaban yaşamını etkileyen diğer bir konu ise, alanda biriken çöplerdir. Çeşitli kullanımlar sonucu oluşan çöpler, günlük olarak toplanmalarına rağmen, özellikle

Page 355: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

355

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

11 

yaz aylarında aşırı sıcaktan dolayı görsel ve kokusal olarak rahatsızlık yaratmaktadır. Ayrıca alandaki bazı canlılar bu çöplerden beslenmekte ve sonuçta beslenme şekilleri ve düzenleri değişmektedir. Bu durum canlılar arasındaki besin zincirine zarar vermekte ve bu canlıların hastalanmasına/ölümüne yol açabilmektedir.

Alanın kullanımı ile ilgili olarak bir diğer husus ise, alandaki araç yoğunluğudur. Ziyaretçi sayısının yüksek oluşu beraberinde park alanına giriş yapan araç sayısının da artmasına neden olmaktadır. Alan içerisinde bulunan araç otoparkları özellikle yoğun dönemlerde yetersiz kalmakta ve park içinde bulunan boşluklar otopark olmasalar bile otopark olarak kullanılmaktadır. Yaşanan bu araç yoğunluğu egzoz emisyonlarını artırmaktadır. Ayrıca bu araçların sebep olduğu gürültü kirliliği özellikle otopark ve civarındaki canlıları rahatsız etmekte ve bu canlılar yuvalarını terk etmek durumda kalabilmektedirler.

Şekil 2. Alandaki evcilleşmiş yaban domuzları

Ziyaretçi yoğunluğu ve buna bağlı olarak gözlemlenen diğer sorunlar açısından bakıldığında, çöplerin, özellikle sigara izmariti ve plastik su şişelerinin yerlere atılması, otsu bitkilerin sökülmesi veya çiçeklerinin koparılması, ağaçların dallarının kırılması, yapraklarının koparılması ve gövdelerine yazılar yazılması gibi olumsuzluklar dikkati çekmektedir. Yerlere atılan izmaritler ayrıca, yangına hassas bir alanda yer alan milli parkta yangın tehlikesini artırmaktadır. Bitkilerin koparılıp sökülmesi ise, özellikle endemik türlerin korunması açısından önem taşımaktadır.

Page 356: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

356

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

12 

4. Sonuç ve öneriler

Mili parklar temel anlamda koruma altındaki alanlar olmasına karşılık zamanla bu alanları bekleyen en büyük tehlike, turizm/rekreasyon ağırlıklı aktivitelerin yoğunlaştığı yerlere dönüşmesi bunun da doğal çevreye zarar vermesidir (Somuncu, 2003).

Milli park alanına yönelik yapılması gereken en önemli çalışmalardan bir tanesi, milli park alanının doğal güzellikleri ve mirası olan canlı ve cansız tüm ilgi unsurlarının korunmasının sağlanmasıdır. Bu noktada alınması gereken önlemlerin başında, yerel yönetimler ve milli park yönetimi arasında etkileşimi artırmak, yerel halk ve milli park yönetimi arasındaki çatışmaları asgari düzeye indirmek ve hazırlanacak park yönetim planlarını sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde hazırlamak ve uygulamak gelmektedir.

Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’na yönelik somut planlama çalışmalarının başında taşıma kapasitesinin belirlenmesi gelmelidir. Milli park, ülkemizin en gözde turizm alanları olan Didim, Kuşadası ve Selçuk gibi turizm merkezlerinin arasında bulunmaktadır. Ayrıca, sahip olduğu doğal ve kültürel kaynak değerlerine ek olarak, ulaşım imkânları ve kolaylığı sebebiyle de alan yüksek bir ziyaretçi talebine sahiptir. Karşılaşılan bu talep nedeniyle alan üzerindeki kullanıcı yoğunluğu ve baskısı kendini açık ve net bir şekilde hissettirmektedir.

Milli park içerisinde hizmete açık olan günübirlik koyların maksimum taşıma kapasiteleri uzmanlar tarafından belirlenmeli ve bu bağlamda buralardaki kullanıcı baskısının ekosisteme zarar vermeyecek düzeye indirilmesi gerekmektedir. Bu durum ayrıca yangın riskini azaltmak açısından da olumlu sonuçlar yaratacaktır.

Araç yoğunluğunun yarattığı problemlerin (gürültü, egzoz gazları, otopark ihtiyacı vb. gibi) özellikle yoğun dönemlerde milli park alanı dışına yapılacak otoparklar ve kurulacak ring sistemi ile azaltılması mümkündür. Ayrıca, özellikle yoğun dönemlerde aynı anda farklı noktalarda gerçekleştirilecek aktivitelerle ziyaretçilerin farklı alanlara yönlendirilmesi belirli alanlarda oluşacak yığılmaların önüne geçebilecektir.

Milli park sınırları içerisinde gerçekleştirilen bazı ekoturizm faaliyetleri için (jeep safari, doğa yürüyüşü, botanik turu, kuş gözlemciliği) belirlenen güzergâhlarda henüz yeterli bir kontrol sisteminin bulunmaması, bu alanlarda çıkabilecek yangın riskini artırmakta ve yabani hayvanlar ile ziyaretçiler için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca, bu alanlardaki endemik türlerinde zarar görme ihtimali oldukça yüksektir.

Page 357: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

357

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

13 

Diğer bir önemli konu ise, park kullanıcılarının birçoğunun milli parkı bir mesire yeri olarak algılamasıdır. Bu durum ise tamamen eğitimle ilgili olup insanlara genç yaşlarda çevre ve doğa bilinci kazandırılması gerekliliği konusu burada önemini artırmaktadır. Bunun için milli parka gelen ziyaretçiler bilinçlendirerek ekosisteme verilecek zararların asgari düzeye indirilmesi sağlanmalıdır.

Milli park sahası içerisinde özellikle yaz döneminde koruma ve kontrol çalışmalarının aksatılmadan sürdürülmesi, bitki ve hayvan türlerinin korunması, kaçak avcılığın önlenmesi, üreyen türlerin korunması ve doğal olan hiçbir yapının niteliğinin bozulmaması milli parkın değerini artırma açısından önem taşımaktadır (Şekil 3). Ayrıca mili parka bisiklet ile gelen kullanıcılar için bisiklet yolları oluşturulmalı ve oluşabilecek kazaların önüne geçilmesine çalışılmalıdır (Şekil 4).

Milli park sahasında çöplerden kaynaklanan kirlenmenin en aza indirilmesi için çöplerin çevreye zarar vermeyecek şekilde toplanması ve depolanması sağlanmalıdır. Böylece çöplerden kaynaklanan problemlerin önlenmesi veya en aza indirilmesi sağlanmış olacaktır.

Sonuç olarak, park alanının sürdürülebilir ve yaşanabilir çevre anlayışı ile yönetilmesi ve kaynak değerlerinin korunarak geleceğe taşınması temel amaç olmalıdır. Milli park alanı biyolojik çeşitlilik açısından bölgenin ve hatta Türkiye’nin en önemli alanlarından bir tanesidir. Ancak, alan üzerindeki yoğun ziyaretçi talepleri, koruma hedefleri ile rekreasyon veya turizm amaçlı kullanım hedefleri arasında gerilimin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle koruma hedefleri ile diğer kullanımlar arasında sürdürülebilir bir dengenin kurulması gerekmektedir. Bu amaçla alanın farklı bölümleri ve farklı etkinlikler için taşıma kapasiteleri uzmanlarca hesaplanmalıdır. Yapılacak bu hesaplamalara bağlı olarak etkin bir ziyaretçi yönetim planı hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu bağlamda alanın sürdürülebilirlik göstergelerinin belirlenerek izlenmesi ve belirli dönemlerde raporlanması sürdürülebilir bir park yönetimi ortaya konulması açısından önem taşımaktadır. Milli parklar ve sahip oldukları kaynak değerleri sadece ülkemizin değil bütün insanlığın doğal mirasıdır.

Page 358: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

358

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

14 

Şekil 3. Milli parktan doğal bir görünüm Şekil 4: Milli parkta bisiklet kullanıcıları

Kaynaklar

Akten, S., Gül A., Akten, M., 2012. Korunan doğal alanlarda kullanılabilecek ziyaretçi yönetim modelleri ve karşılaştırılması. SDÜ Orman Fakültesi Dergisi sayı: 13, s. 57-65.

Alkan, H., Korkmaz, M., 2009. Korunan alanların yönetiminde yaşanan sosyo-ekonomik odaklı sorunlara ilişkin bir değerlendirme. II. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi 19-21 Şubat 2009, Bildiriler Kitabı, s. 13,22, SDU, Isparta.

Badola, R., Barthwal, S., Hussain, SA., 2012. Attitudes of local communities towards conservation of mangrove forests: A case study from the east coast of India, Estuarine, Coastal and Shelf Science 96:188-196.

Başar, H., 2007. Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkının rekreasyon amacıyla kullanımının ekonomik değerinin saptanması: Bir Seyahat Maliyeti Yöntemi Uygulaması. Bakanlık Yayın No: 334, ss: 1-70.

Başar, H., Miran, B., 2010. Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkında sonbahar ziyaretçilerin özellikleri. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 47 (3): 241-250.

Bekdemir, F., 2010. Kültürel peyzaj değerlendirmesi: Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı örneği. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi ss: 1-79.

Bekdemir, Ü., Elmacı, S., Sezer, İ., 2010. Turizmin kıskacında bir doğa koruma alanı: Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literatureand History of Turkish or Turkic, ss:890-913, 2010, Erzincan

Bekdemir, Ü., Sezer, İ., 2008. Dilek yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve yöre ekonomik faaliyetleri ilişkisi. Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 20. Konya.

Brown, K., 1997. Plain tales from the grasslands: extraction, value and utilization of biomass in Royal Bardia National Park, Nepal. Biodivers. Conserv. 6, 59–74.

Dal, N., Baysan, S., 2007. Kuşadası kıyı kullanımı ve turizmin mekânsal etkileri konusunda yerel halkın tutumları. Ege Coğrafya Dergisi, ss: 69-85, İzmir.

De Boer, W.F., Baquete, D.S., 1998. Natural resource use, crop damage and attitudes of rural people in the vicinity of the Maputo Elephant Reserve, Mozambique. Environ. Conserv. 25, 208–218.

Page 359: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

359

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

15 

Dearden, P., Chettamart, S., Emphandu, D., Tanakanjana, N., 1996. National parks and hills tribes in Northern Thailand: a case study of Doi Inthanon. Soc. Nat. Resour. 9, 125–141.

Durmuşkahya, C., 2000. Dilek Yarımadası–Büyük Menderes Deltası (Kuşadası–Aydın), biyoçeşitliliği üzerine incelemeler. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir.

Göktuğ, T.H., Arpa, N.Y., 2015. Ziyaretçi yönetimi bağlamında Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda rekreasyon deneyim kalitesinin saptanması. Kastamonu Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi, 15(1):146-161.

Gül, A., M. Akten, 2005. Korunan Doğal Alanlarda Rekreasyonel Taşıma Kapasitesi ve Kavramsal Yaklaşımlar. Korunan Doğal Alanlar Sempozyumu, Sözlü Bildiri Kitabı.SDÜ. Or. Fak. Isparta: 485-494.

Güneş, G., 2011. Korunan alanların yönetiminde yeni bir yaklaşım: katılımcı yönetim planları. Ekonomi Bilimleri Dergisi, 3(1): 47-55.

Kuter, N., Ünal, H.E. 2009. Sürdürülebilirlik kapsamında ekoturizmin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel etkileri. Kastamonu Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi, 9 (2): 146-156.

Kuvan, Y. 2005. Korunan alan yönetiminde etkinliğin önemi ve değerlendirilmesi. Korunan Doğal Alanlar Sempozyumu 8- 10 Eylül Isparta, s:81-89.

Maikhuri, R.K., Nautiyal, S., Rao, K.S., Chandrasekhar, K., Gavali, R., Saxena, K.G., 2000. Analysis and resolution of protected area–people conflicts in Nanda Devi Biosphere Reserve, India. Environ. Conserv. 27, 43–53.

Nepal, S.J., Weber, K.E., 1995. The quandary of local park–people relations in Nepal’s Royal Chitwan National Park. Environ. Manage. 19, 853–866.

Noughton-Treves, L., Holand, M. ve Brondon, K, 2005. The role of protected areas in conserving biodiversity and sustaining local livelihoods. Annual Review of Environment and Resources, 30: p.219-252.

Somuncu, M., 2003. Türkiye’de koruma altındaki dağlık alanlarda turizm/rekreasyon ve çevre etkileşimi: Aladağlar ve Kaçkar Dağları Milli Parkı örnekleri. Coğrafi Çevre Koruma ve Turizm Sempozyumu, İzmir.

Straede, S., Helles, F., 2000. Park–people conflict resolution in Royal Chitwan National Park, Nepal: buying time a high cost? Environ. Conserv. 27, 368–381.

Trakolis, D., 2001. Perceptions, preferences, and reactions of local inhabitants in Vikos-Aoos National Park, Greece. Environmental Management 28: 665–676.

URL-1, 2015. Online: http://www.milliparklar.gov.tr/AnaSayfa.aspx?sflang=tr. Erişim tarihi 08.10.2015.

URL-2, 2015. Online: http://www.milliparklar.gov.tr/mp/dilekyarimadasi/index.htm. Erişim tarihi 01.10.2015.

Yazar, K.H., 2006. Sürdürülebilir kentsel gelişme çerçevesinde orta ölçekli kentlere dönük kent planlama yöntem önerisi. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi.

Page 360: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

360

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 361: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

361

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMAN ENDÜSTRİSİNDE VERİMLİLİK,DIŞ TİCARETİNDE GÖZETİM VE

KARANTİNA

3

Page 362: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

362

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 363: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

363

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMAN ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNDE GÖZETİM, KARANTİNA VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ

Eşref GİRGİN Orman Yüksek Mühendisi&İşletmeci

Orman Müh. Odası AR-GE Merkezi Başkanı [email protected]

Özet

Ülkemizin dış ticaretine ilişkin mevzuatta birden çok bakanlığın görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı hizmetin ağırlığını üstlenirken, ithalat veya ihracata konu olan ürünlerin ilişkili olduğu diğer bakanlıklar hizmetin yapılmasında teknik ve idari yardım yapmaktadır.

Orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat ve ihracatında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı karantina hizmetlerini yürütürken, ithalatındaki dış gözetim hizmetleri Ekonomi Bakanlığınca yürütülmektedir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2009 yılında yürürlüğe koyduğu Zirai Karantina Yönetmeliğinde orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat ve ihracat kontrolünü yapacak inspektörlerin ziraat mühendislerinden olması düzenlenmiştir. Orman Mühendisleri Odasının Danıştay’da açtığı iptal davaları sonunda orman mühendislerinin mesleki haklarını ihlal eden bu hükümler iptal edilmiş, orman mühendisleri ile orman endüstri mühendislerinin inspektör olmaları sağlanmıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Danıştay kararından sonra Zirai Karantina Yönetmeliğinde bu yönde değişiklikler yapmak zorunda kalmıştır.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu düzenlemelere rağmen orman ürünlerine ait karantina uygulamalarında yine ziraat mühendislerini inspektör olarak görevlendirmeye devam ettiğinden istenen sonuç alınamamıştır. Bu nedenle, 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Orman Genel Müdürlüğü ormancılık karantinasını yapmakla görevlendirildiğine göre bu konuda yönetmelik çıkarıp karantina hizmetlerini yapması gerekmektedir.

Ekonomi Bakanlığının izni ile kurulan gözetim şirketlerinde orman ürünlerinin dış gözetim kontrolünü yapacak mühendislerin, 5531 sayılı Kanun ile yetkilendirilmiş

Page 364: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

364

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ruhsatlı orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri endüstri mühendisleri olmaları gerekmektedir.

Halen mevzuat boşluğu bulunan, ihraç ürünlerinin ambalajında kullanılan ahşap ambalaj malzemeleri ile paletlerin ISPM-15 standardına göre ısıl işleme tabi tutulup tutulmadığının kontrolünün Serbest Orman Ürünleri Bürolarınca yapılması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

Bu bildiride, orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin karantina ve dış gözetimine dair mühendislik hizmetlerinin, 5531 sayılı Kanun ile yetkilendirilmiş mühendislerce yapılmasının gerektiği açıklanmaya çalışılmıştır.

Abstract

In the regulations of our foreign trade, there are several Ministries having duties and responsibilities in our country. The Ministries of Customs and Trade and Economy take the majority of the services while the others provide technical and administrative support services on the interested products that subject to export and import.

The Ministry of Food Agriculture and Livestock carry out the quarantine services on the related exporting and importing of the woody plant and their products, the Ministry of Economy is responsible for the foreign inspection services.

In accordance with the provisions of the Agricultural Quarantine Regulation, put into effect in 2009 by the Ministry of Food Agriculture and Livestock, control of the exporting woody material is done by agriculture engineers.

These provisions which ignore the professional rights of the forest engineers were cancelled through the case open by the Chamber of Forest Engineers and forest and forest industry engineers are given the duty of inspector of the woody material. The Ministry of Food Agriculture and Livestock have made amendments on the Agricultural Quarantine Regulation in that way.

Despite the amendments, however, the Ministry of Food Agriculture and Livestock is continued the designation of the agricultural engineers as inspectors for such matter, the expected results could not be achieved. For that reason, The General Directorate of Forestry should prepare another quarantine regulation and perform these services since the General Directorate of Forestry are responsible for the quarantine services

Page 365: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

365

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

of the woody material by the Law No 3224, the Organization and Duties of the General Directorate of Forestry.

The engineers who will carry out the external oversight control of the woody products in the supervision companies, established by the permission of the Ministry of Economy, must be authorized forest engineer and forest industry engineer in accordance with the Law 5531.

In order to fill the gap in the regulations currently exist, new adjustments should be prepared in order to give the control authority to the independent forest products bureaus to inspect whether the woody material used for packaging of export products and pallets was given the treatment in accordance with the ISPM-15 standard.In this paper, the necessities why the engineering services on quarantine and external inspection of the woody materials should be done by the forest engineers who were given the authority by the Law no 5531 are explained.

1- Giriş

Orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin biyolojileri ile tarım bitkilerinin biyolojileri farklı olduğundan lisans düzeyindeki yüksek eğitim ve öğretimleri de ayrı fakültelerde yapılmaktadır. Her iki bitki grubunun üretim, ıslah ve zararlıları ile mücadelenin ayrı mühendislik disiplinlerince yürütüldüğü göz önüne alındığında, orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin dış ticaretindeki karantina kontrolleri ile ithalattaki dış gözetim hizmetlerinin orman mühendisi ve orman endüstri mühendislerince yapılması zorunlu olmaktadır.

Buna rağmen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; zirai karantina hizmetlerine ilişkin olarak 2009 yılında yürürlüğe koyduğu Zirai Karantina Yönetmeliği ile Zirai Karantina İnspektör Yönetmeliklerinde, orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat kontrolleri ile ihraç ürünlerinin uygunluk kontrollerini yapacak inspektörlerin orman mühendisleri yerine ziraat mühendisleri olması yönünde düzenlemeler yapmıştır.

Böylece orman mühendisi ve orman endüstri mühendislerinin 5531 sayılı Kanun ile yasal güvenceye alınan mesleki hakları ihlal edilmiştir. Halbuki orman bitkisi ve bitkisel ürünlerdeki inspektörlerin, uzmanlık konularına uygun olarak orman mühendisi ile orman endüstri mühendislerinden olması bilimin ve uzmanlığın gereğidir.

Page 366: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

366

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Orman Mühendisleri Odası, bu hak ihlallerini ortadan kaldırmak için Danıştay’a iptal davaları açmış ve ilgili hükümler iptal edilmiştir. Danıştay kararlarından sonra ilgili Bakanlıkça her iki yönetmelikte değişiklikler yapılmış, orman mühendisi ile orman endüstri mühendislerinin de inspektör olabilecekleri düzenlenmiştir. Ancak uygulamada yine orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinde ki ithalat kontrolleri ziraat mühendislerine yaptırılmaktadır.

Böylece orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat kontrollerinde uzmanlığa dikkat edilmediği için ülkemizde bulunmayan zararlıların ülkeye girmesine, ormanlarımızda tahribatların yapılmasına ve önemli miktarda maddi kayıplara neden olunmuştur.

Orman bitkisi ve bitkisel ürünleri ile ahşap ambalaj malzemelerinin ithalat ve ihracatındaki karantina hizmetlerinin Orman Genel Müdürlüğünce yürütüleceğine dair 2011 yılında 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik yapılmıştır. Orman Genel Müdürlüğü bu yasa hükmünün uygulamaya aktarılması için gerekli olan ikincil düzenlemeyi hazırlayıp yürürlüğe koymalı, ormancılık tekniği gereği olarak uzmanlığa değer verilmeli ve mevzuata aykırı ormancılık karantina uygulamalarına son verilmelidir.

2- Ormancılık karantina ve inspektör hizmetleri

Kanun koyucu 29/6/2011 tarihli ve 645 sayılı KHK ile 3234 sayılı “Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakknda Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakknda Kanun” değişiklik yapmış, orman bitkisi ve bitkisel ürünlerine ait karantina hizmetlerinin tarım bitkilerinden farklı olduğunu dikkate alarak ormancılık karantina hizmetlerini zirai karantinadan ayırmış ve bu hizmetlerin Orman Genel Müdürlüğünce yürütülmesine karar vermiştir.

Buna göre, 3234 sayılı Kanunun Orman Genel Müdürünün görevlerine dair 2 inci maddesinde “Madde 2- a) …. muhtelif zararllar ile mücadele etmek ve ettirmek, ormanclk karantina hizmetlerini yürütmek,…”, Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığının görevlerine dair 7 inci maddesinde “Madde 7- a) Ormanlar usulsüz müdahalelerden korumak, ormanlarda tahribata yol açan hastalk ve her çeşit orman zararllaryla mücadele etmek veya ettirmek, ormanlarn sağlğnn korunmas ve orman zararllarnn yaylmasn önlemek için karantina tedbirleri almak, zararllarla mücadele etmek amacyla laboratuvarlar kurmak veya kurdurmak,”hükümleri ile ormancılık karantina hizmetlerinin yürütülmesinde Orman Genel Müdürlüğü yetkilendirilmiştir.

Page 367: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

367

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bu yasal düzenlemeye kadar orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin karantinasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilidir. Tüm karantina hizmetleri bu Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmeliklerle yürütülmektedir. Orman Genel Müdürlüğünce karantinaya yönelik herhangi bir yönetmelik düzenlemesi yapılmadığı için, orman bitkisi ve bitkisel ürünlerin karantina hizmetleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürürlüğe konulan Zirai Karantina Yönetmeliği hükümlerine göre yürütülmektedir.

Ormancılık karantinası, 5996 sayılı Kanundaki usul ve esaslara göre, 3234 sayılı Kanunun 2 inci, 7 inci maddelerinde yapılan yukarıdaki düzenlemeler ile Orman Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış, bu hizmetler 5531 sayılı Kanun ile yetkilendirilmiş olan Orman Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendislerince yapılmak zorunluluğu bulunmaktadır. Danıştay kararları ile bu hususlar teyit edilmiştir.

Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği Ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Serbest Yeminli Meslek Mensupları Tüzüğü (Bakanlar Kur. Kar. 29.6.2009, 2009/15134 ve Res. Gaz. 24.7.2009, 27298) orman mühendisi meslek mensuplarının “Yapacakları İşler Hak ve Yetkiler” alt başlıklı 6 ıncı maddesinde “MADDE 6/(v)- Ormanclk karantina hizmetleri: Ormanclk, orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisi alannda yaplan ihracat ve ithalatn 15/5/1957 tarih ve 6968 sayl Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu hükümlerine göre fümigasyon ve karantina hizmetlerini yürütmektir.” Denilmek suretiyle Ormancılık Karantinasında yetki Orman Mühendis, Orman endüstri mühendislerine ait olduğuna amirdir.

Bu Tüzük maddesinin iptali için Ziraat Mühendisleri Odasının Başbakanlık ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı aleyhine Danıştay 8. Dairede açtığı ve Orman Mühendisleri Odasının davalılar yanında yer aldığı dava ret edilmiştir.

Danıştay 8. Dairesi’nin 25/4/2012 tarih ve E:2009/8234, K:2012/1891 sayılı kararında şöyle denilmektedir.

“Bu açklamalar karşsnda, 5531 sayl Yasa ile belirlenen asli görevlerinden bağmsz düşünülemeyecek olan bu görevlerin kapsadğ orman bitkileri, orman ürünleri ve ahşap ambalaj materyalleri ile ilgili alanda yaplan ihracat ve ithalattaki özel uzmanlk gerektiren fümigasyon ve karantina hizmetlerinin yürütülmesi görevinin de orman mühendisliği, orman endüstri mühendisliği ve ağaç işleri endüstri mühendisliği serbest yeminli meslek mensuplarna tannmş hak ve yetkiler kapsamnda belirlenmesine ilişkin dava konusu tüzük maddesinde hukuka aykrlk görülmemiştir. Açklanan nedenlerle davann reddine…25/4/2012

Page 368: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

368

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

gününde esastan oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğu ile karar verildi.” denilerek istem ret edilmiştir.

Böylece ormancılık, orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisi alanında yapılan ihracat ve ithalatta karantina ve fümigasyon hizmetlerini orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri endüstri mühendislerinin yürütmeye yetkili oldukları teyit edilmiştir.

Ayrıca çeşitli Danıştay kararlarında da tarım bitkisi ile orman bitkisi ayrımı yapılmış, orman bitkilerinde inspektörlerin orman mühendisi olması gerektiği delirtilmiştir. Bu kararlardan Danıştay 2. Dairesi 28/9/2009 tarih ve E:2009/1321 sayılı kararında;

“… ziraat mühendislerinin çalşma alanlarnn esas itibariyle tarm arazileri ve tarm bitkileri olduğu, dava konusu inspektörlük görev alannn ise tarm bitkileri yannda orman bitkileri, orman ürünleri ve ahşap ambalaj materyallerini de kapsadğ; bu konularnda yukarda anlan 5531 sayl Kanun’da sayldğ üzere, orman mühendislerinin görev alanna girdiği göz önünde bulundurulduğunda, inspektör aday olabilecekler arasnda orman mühendislerine de yer verilmesi gerekirken sadece ziraat mühendislerine dava konusu madde hükümlerinde yer verilmiş olmasnda kamu yarar ve hizmet gereklerine uyarllk görülmemiştir….”

Buna rağmen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yürürlüğe konulan Zirai Karantina Yönetmeliğinde (10.02.2009 tarih ve 27137 sayl Resmi Gazete), orman bitkisi ve bitkisel ürünleri dahil, tüm bitkiler için inspektör olarak yalnızca Ziraat Mühendisleri yetkilendirilmiştir.

Orman Mühendisleri Odası; Zirai Karantina Yönetmeliğinin orman bitkisi ve bitkisel ürünlerin ithalatında kontrol yapan inspektörlerin ziraat mühendislerinden olmasını düzenleyen 3/1(i) maddesi ile ithalatın bu inspektörlerce yapılmasını düzenleyen 10 uncu maddesi, bu ürünlere ait ithal kapılarında alınacak numuneleri ziraat idaresine ait laboratuarlarda yapılmasına dair 16.maddesi 2. fıkrasının iptali için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aleyhine Danıştay 10 Dairesinde açtığı ve Ziraat Mühendisleri Odasının davalı yanında müdahil olduğu dava sonucunda iptal edilmiştir.

Danıştay 10. Dairesinin 28/3/2014 tarihli ve E:2009/4470, K:2014/1981 sayılı kararda şöyle denilmektedir.

“7472 sayl Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakknda Kanunun 2 inci maddesinde ki “Mesleki iştigal veya ihtisas sahalar dahilinde olmak üzere… zirai mücadele,

Page 369: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

369

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

bulunmaya yetkili olduklar”, 24.1.1992 tarihli ve 21121 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğün 5. Maddesinin 3 üncü fkrasnda “Tarm ürünlerinin yetiştirilmesi, hasad …. Her türlü iç ve dş karantina esaslarnn saptanmas ve uygulanmas ziraat mühendislerince yürütüleceği” hükme bağlandğ,

5531 sayl Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri Hakknda Kanun’un 5 inci maddesi 1. Fkrasnda da “Meslek mensuplarnn (Orman, Orman Endüstri ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri kastediliyor), 4 üncü maddede belirtilen faaliyet konularyla snrl olmak kaydyla; ormanclk karantina hizmetlerini yürütmeye yetkili olduklar,

24.7.2009 tarih ve 27298 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Serbest Yeminli Meslek Mensuplar Tüzüğünün 6. Maddesinin (v) bendinde, Kanunun 4. Maddesindeki faaliyet konularyla snrl olmak kaydyla, “v) Ormanclk, orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisi alannda yaplan ihracat ve ithalatn 15/5/1957 tarih ve 6968 sayl Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu hükümlerine göre fümigasyon ve karantina hizmetlerini yürütmek” konusunda orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri endüstri mühendisleri yetkili klnmştr.

Bu kurallarn değerlendirilmesinden,

a. Tarm ürünlerinin yetiştirilmesi, hasad, işlenmesi, paketlenmesi, depolanmas, satş, ithal ve ihrac, taşnmas işlemleri srasnda uygulanacak her türlü iç ve dş karantina esaslarnn saptanmas ve uygulanmas faaliyetlerinin ziraat mühendislerince yürütüleceği;

b. Ormanclk karantina hizmetlerinin orman, orman endüstri ve ağaç işleri endüstri mühendislerince yürütüleceği;

Sonucuna ulaşlmaktadr.

Bu durumda, daval idarece, yukarda verilen Kanun ve Tüzük hükümleri dikkate alnarak,

a. İnspektörün tanm yaplrken, ithal, ihraç ve transit geçişi yaplan, serbest bölgelere getirilen, bu bölgelerden çkartlan; orman bitkisi, orman ürünleri ile ahşap ambalaj malzemelerinin zirai karantina amaçl her türlü kontrollerle denetimlerinin yaplmas ve gerekli belgeleri düzenleme ve yurt içinde yetiştirilen

Page 370: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

370

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

orman bitkilerinde bitki sağlğ denetimlerini, resmi sürvey programlarn gerçekleştirmede orman, orman endüstri ve ağaç işleri endüstri mühendislerinin (Yönetmeliğin, 3.maddesinin 1.fkrasnn (i) bendi);

b. Gerektiği hallerde transit geçen nakil vastalarn gümrük görevlileri ile birlikte açarak kontrol ve muayene etmede ziraat mühendisleri ile orman, orman endüstri ve ağaç işleri endüstri mühendislerinin (Yönetmeliğin 10. maddesi)

c. İthal orman bitkisi, orman ürünleri ile ahşap ambalaj malzemelerinin laboratuvar testlerinin yaplmasnda orman idaresinin (Yönetmeliğin 16.maddesinin 2.fkras)

yetkilendirilmesi gerekirken,”

münhasran orman mühendislerini ilgilendiren konular ile (Yönetmeliğin 3.maddesinin 1.fkrasnn (i) bendi; orman ve ziraat mühendislerini birlikte ilgilendiren konularda (Yönetmeliğin 10.maddesi) ziraat mühendislerini; orman idaresini ilgilendiren konularda da (Yönetmeliğin 16.maddesinin 2.fkras) ziraat idaresini yetkilendiren dava konusu Yönetmelik hükümlerinde hukuka uyarlk bulunmadğ sonucuna varlmştr. Açklanan nedenlerle 10.2.2009 tarihli, 27137 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Zirai Karantina Yönetmeliği’nin, 3.maddesinin 1.fkrasnn (i) bendinde yer alan ”inspektör” tanm ile 10. Maddesi ve 16.maddesinin 2.fkrasnn iptaline” denilmektedir.

Danıştay 10. Dairesinin yukarıya çıkarılan 28/3/2014 tarihli ve E:2009/4470, K:2014/1981 sayılı kararında orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalatındaki karantina hizmetlerine ait aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

1- Kontrolü yapmaya yetkili inspektör Orman Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisidir.

2- Yetkili kurum orman idaresidir. (Orman Genel Müdürlüğü)

3- Numune tahlilleri orman idaresine ait laboratuvarlarda yapılmalıdır.

4- Fümigasyon yapmaya Orman Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri yetkilidir.

Böylece yukarıdaki yasa hükümleri ve Danıştay kararlarına göre; orman bitkisi ve bitkisel ürünlerine ait ormancılık karantina hizmetlerini yürütmeye Orman Genel

Page 371: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

371

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Müdürlüğü’nün, karantina kontrollerini yapacak inspektörlerin de Orman Mühendisi ile Orman Endüstri Mühendisleri olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu Danıştay kararlarından sonra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ilgili yönetmelikte değişiklik yaparak orman mühendisi ile orman endüstri mühendislerini de inspektör olmalarını sağlamış ise de, uygulamada yine orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat karantina kontrollerini ziraat mühendislerine yaptırmaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü, yasa ile verilen ve Danıştay kararları ile teyit edilen ormancılık karantina hizmetlerine ilişkin görevlerini yapabilmesi için ormancılık karantina yönetmeliğini hazırlayıp yürürlüğe koyması gerekmektedir.

3- Orman ürünleri dış ticaretinde gözetim şirketi hizmetleri

Gözetim, ticarete konu olan bir malın alıcıya tesliminin satış sözleşmesinde öngörülen miktar, kalite, ambalajlama, etiketleme, yükleme, taşıma, teslim zamanı vb. koşullara ne ölçüde uygun olarak gerçekleştirildiğinin bir "Gözetim Şirketi" aracılığıyla alıcı ve ya satıcı tarafından tespit ettirilmesidir.

Gözetim Şirketleri, ihracatçı veya ithalatçı firmaların isteği üzerine, ihraç konusu malların, sipariş evsafına veya yasal yükümlülüklere uyup uymadığının denetimini yapıp bunlarla ilgili raporları düzenler. Gönderilen malın ithalatçının siparişine uygun olup olmadığının araştırılması bir gözetim şirketi aracılığıyla yapılarak gözetim belgesi düzenlenir. Bir başka ifade ile ticarete konu olan bir malın alıcıya tesliminin satış sözleşmesinde öngörülen miktar, kalite, ambalajlama, etiketleme, yükleme, taşıma, teslim zamanı gibi koşullara uygun olarak gerçekleştirildiğinin bir "Gözetim Şirketi" aracılığıyla alıcı ve satıcı tarafından tespit ettirilmektedir.

Ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esaslar, 29.6.2001 tarihli ve 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” ile Ekonomi Bakanlığı (Dış Ticaret Müsteşarlığı) yetkilendirilmiştir.

Kanunun 14 üncü maddesine göre; piyasa gözetimi ve denetimi, uygunluk değerlendirme kuruluşlar ve onaylanmış kuruluşlar ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelik ile belirlenmektedir.

Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Rejimi Kararı'nın, (28/1/2013 tarihli ve 2013/4284 sayl Bakanlar Kurulu Karar) 4 üncü maddesine

Page 372: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

372

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

istinaden, dış ticarete konu malların kalitesinin, miktarının, döviz kuru ve mali şartlar da dahil olmak üzere fiyatının ve/veya gümrük sınıflandırmasının doğruluğunun saptanması ile ilgili her türlü gözetim faaliyetinde bulunmak üzere, firma ve kuruluşlara "Uluslararası Gözetim Şirketi" statüsü verilmesi, faaliyetlerinin izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar ile bu şirketlerin sorumlulukları “Uluslararası Gözetim Şirketi Statüsüne İlişkin Tebliği”nde (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2015/24) düzenlenmiştir.

Bu tebliğin 5 inci maddesinde, dış ticaretle ilgili gözetim faaliyetinde bulunmak amacıyla "Uluslararası Gözetim Şirketi" statüsü almak isteyen anonim veya limitet şirketlerin başvuru usul ve esasları belirlenmiştir. Başvuru belgeleri arasında, hizmet sözleşmesi veya işe giriş bildirgesi ile istihdam edildiği kanıtlanan, yürütülecek gözetim faaliyetinin gerektirdiği uzmanlığa sahip, üniversite mezunu personelin listesi de istenmektedir.

Orman bitkisi ve bitkisel ürünlerin ithalinde dış gözetimi yapacak uzman personelin, 5531 sayılı Kanuna göre yetkilendirilmiş orman mühendisi ile orman endüstri mühendisi unvanlı meslek mensubu olması gerekmektedir.

4. İhraç ürünlerinin ambalajında kullanılan ahşap ambalaj malzemeleri ile ahşap paletlerin ISPM-15 standardına uygun ısıl işlem kontrolü

Türkiye’nin önemli ihraç ürünleri arasında bulunan mermer, granit ve inşaat malzemeleri vb. için kullanılan ahşap paletler ile diğer ihraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin, ürün güvenliği açısından ISPM-15 standardına göre ısıl işleme tabi tutulup tutulmadığının etkili biçimde denetlenmemesi nedeniyle, ihracatın yapıldığı ülkelerden zaman zaman bildirimlerin alındığı ve ürünlerin iade edildiği görülmektedir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın TOBB ne gönderdiği yazılardan, ihraç ürünlerinin ambalajında kullanılan ahşap paletlerin ve ahşap ambalaj malzemelerinin ısıl işleme tabi tutulmaması nedeniyle ilgili ülkeler tarafından ülkemiz uyarılmaktadır.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın TOBB ne ve TOBB nin de bağlı Odalara gönderdiği yazılardan; ihraç ürünlerinin ambalajında kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin, ISPM-15 standartlarına uygun olmaması nedeniyle Ekim-

Page 373: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

373

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kasım/2013 aylarında 8 adet, Ocak/2015 ayında 8 adet ve Mart/2015 ayında 5 adet bildirim alındığı belirtilmiştir.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Birliğe bağlı odalara gönderdiği yazılarda bu konuda uyarılar yapılmıştır. Örneğin, TOBB’nin 17/12/2013 tarihli ve 25703 sayılı yazılarında; “İhraç edilen ürün beraberinde kullanlan ahşap ambalaj malzemeleri hakknda Ekim ve Kasm aynda 8 adet bildirim alndğ, alnan bu bildirimlerde söz konusu ahşap ambalaj malzemelerinin ISPMl5 (Uluslar aras Bitki Sağlğ Önlemleri- Ahşap Ambalaj Materyali) standartlarna uygun olmadğnn bildirildiği belirtilmektedir.

Ayn yazda, söz konusu ihracatta kullanlan ahşap ambalaj malzemelerinin 04.12.2011 tarih ve 28132 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Ahşap Ambalaj Malzemelerinin Isl İşleme Tabi Tutulmas ve İşaretlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre işaretleme yetkisi alan firmalar tarafndan sl işleme tabi tutulmuş ve işaretlenmiş olmas gerektiği belirtilmektedir.

Ülkemizin aldğ bu tür bildirimlerin tekrar etmemesinin ülkemiz ihracat açsndan önemli olduğu dikkate alnarak ihracatçlarn azami itina göstermeleri hususunun ilgili üyelerinize duyurulmasn rica ederim.” denilmektedir.

Mersin Deniz Ticaret Odası; ihracatı olumsuz etkileyen bu duruma Ekonomi Bakanlığınca bir önlem alınması için istişareler yapmış ve bu bağlamda çalışma yapan Odanın 34 nolu Meslek Komitesinin 15/4/2015 tarihli toplantısında aldığı 24 nolu kararda;

“1- Ahşap ambalaj malzemelerinde bulunan zararllarla mücadele amacyla ISPM-15 standardna göre yaplan sl işlem ibarelerinin kontrol edilmesi hususunda son tüketici olarak ahşap palet kullanan üreticilerin de denetlenmesi hususunun ilgili Bakanlğa yazl olarak bildirilmesine,

2- 2. El ahşap ambalaj paletlerinin ihracatta kullanlmamas, bununla ilgi Ekonomi Bakanlğna bir yaz yazlarak ihracatta bu tür ahşap ambalajlarn kontrolü için bir mekanizma oluşturulmasna karar verildi.”denilmektedir.

Ülkemizin önemli ihraç liman şehri olan Mersin Ticaret Odasının, ihraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin ISPM-15 standardına uygunluğunun denetlenmesini istemesi, bu alanda idari bir boşluğun bulunduğunun açık göstergesidir.

Page 374: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

374

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bu durumda Ekonomi Bakanlığınca, ahşap ambalaj malzemelerinde ürün güvenliği sağlanmış malzemenin kullanılıp kullanılmadığının kontrol edilmesine yönelik olarak, ihracata ilişkin bir teknik düzenleme tebliğinin hazırlanıp yürürlüğe konulmasına gereksinim duyulmaktadır.

Orman Mühendisleri Odası; uygulama ve koordinasyonunu üstlendiği 29.06.2006 tarihli ve 5531 sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanununun, 4703 sayılı Kanun ile birlikte böyle bir tebliğin hazırlanmasında yasal altlık olabileceğini Ekonomi Bakanlığına bildirmiştir. Zira 5531 sayılı Kanunda, mesleki faaliyet konuları ile mesleki hak ve yetkileri düzenlenen Orman Endüstri Mühendislerinin orman ürünlerinin ihracat ve ithalattaki karantina kontrollerinde yetkileri bulunduğu yukarıda tüm yönleriyle açıklanmıştır. Bu yetkiler ancak serbest ormancılık ve orman ürünleri bürolarında kullanılabilmektedir.

İhraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin kontrolünde hukuki boşluk bulunduğu anlaşıldığına göre; ihraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin ısıl işleme tabi tutulup tutulmadığının kontrol edilmesinde, 5531 sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan 8/4/2009 tarihli ve 27194 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ormanclk ve Orman Ürünleri Bürolarnn Kuruluş ve Çalşma Esaslar Yönetmeliği”ne göre kurulmuş, Orman Mühendisleri Odasından tescilli ve kamu görevi niteliğinde hizmet üreten Serbest Orman Ürünleri Büroları ve Şirketleri görevlendirilmelidir.

Bu nedenle, ihraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin, İSPM-15 standartlarına uygun ısıl işlem kontrollerinin, ruhsatlı Orman Endüstri Mühendisi ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendislerince kurulmuş Serbest Orman Ürünleri Büroları ve şirketlerince yapılması için, 31/12/2003 tarihli ve 25333 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliğinin 1 inci ve 2/f maddesine dayanarak, Ekonomi Bakanlığınca “İhraç Ürünlerinde Kullanlacak Ahşap Ambalaj Malzemesi Denetimi Tebliği” hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.

Page 375: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

375

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5- Sonuç ve öneriler

Orman bitkisi ve bitkisel ürünlerinin ithalat ve ihracatındaki dış gözetim ve karantina kontrollerinin, konusuna göre orman mühendisi ile orman endüstri mühendislerince yapılması gerektiği ilgili yasa hükümleri ve yargı kararlarıyla açıklanmıştır. Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki önerilerin alınması gerekmektedir.

1- Danıştay kararlarına göre orman bitkisi ve bitkisel ürünlerine ait ormancılık karantina hizmetlerini yürütmeye Orman Genel Müdürlüğü’nün, karantina kontrollerini yapacak inspektörlerin de Orman Mühendisi ile Orman Endüstri Mühendisleri olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü, yasa ile verilen ve Danıştay kararları ile teyit edilen ormancılık karantina hizmetlerine ilişkin görevlerini yapabilmesi için ormancılık karantina yönetmeliğini hazırlayıp yürürlüğe koyması gerekmektedir.

2- Orman bitkisi ve bitkisel ürünlerin ithalat ve ihracatındaki dış gözetimi yapacak uzman personelin, 5531 sayılı Kanuna göre yetkilendirilmiş orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri endüstri mühendisi unvanlı meslek mensupları olmalıdır.

3- İhraç ürünlerinde kullanılan ahşap ambalaj malzemelerinin, İSPM-15 standartlarına uygun ısıl işlem kontrollerinin, ruhsatlı Orman Endüstri Mühendisi ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendislerince kurulmuş Serbest Orman Ürünleri Büroları ve Şirketlerince yapılması için, 31/12/2003 tarihli ve 25333 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliğinin 1 inci ve 2/f maddesine dayanarak, Ekonomi Bakanlığınca “İhraç Ürünlerinde Kullanlacak Ahşap Ambalaj Malzemesi Denetimi Tebliği” hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.

Page 376: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

376

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kaynaklar

1- 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun

2- Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği Ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Serbest Yeminli Meslek Mensupları Tüzüğü (Bakanlar Kur. Kar. 29.6.2009, 2009/15134 ve Res. Gaz. 24.7.2009, 27298)

3- Danıştay 8. Dairesi’nin 25/4/2012 tarih ve E:2009/8234, K:2012/1891 sayılı kararı

4- Danıştay 2. Dairesi 28/9/2009 tarih ve E:2009/1321 sayılı kararı

5- Danıştay 10. Dairesinin 28/3/2014 tarihli ve E:2009/4470, K:2014/1981 sayılı kararı

6- Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Rejimi Kararı (28/1/2013 tarihli ve 2013/4284 sayl Bakanlar Kurulu Karar)

7- Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği (8/4/2009 tarihli ve 27194 sayl Resmi Gazete)

8- Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliği (31/12/2003 tarihli ve 25333 üçüncü mükerrer sayl Resmî Gazete)

Page 377: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

377

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ORMANCILIKTA KARANTİNA; ÖNEMİ, BAZI ÖRNEKLER VE ZİRAİ KARANTİNADAN

FARKLILIKLARI

Mustafa AVCI1 Ayşenur GÜMÜŞ2

1SDÜ, Orman Fakültesi, Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı, ISPARTA

[email protected]

2Isparta Orman Bölge Müdürlüğü, Ağaçlandırma ve Silvikültür Şube Müdürlüğü, ISPARTA [email protected]

Özet

Ülkemiz bulunduğu coğrafya itibariyle, uluslararası ticaretin önemli kavşak noktalarından biri olarak, ormanlarımıza yabancı istilacı zararlı türlerin bulaşma riski oldukça yüksektir. Gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde yakın zamanda, diğer ülke, hatta başka kıtalardan bulaşan başta böcek ve funguslar olmak üzere çeşitli biyotik unsurlar ciddi seviyelerde zararlı olmuş ve kontrolleri çok masraf ve emek gerektirmiştir. Bu nedenle özellikle kalkınmış ülkeler karantina konusuna büyük önem vermekte ve ülkelerine giriş çıkış yapan tüm bitkisel materyalin herhangi bir zararlı ile bulaşık olmadığına emin olmadan ülkelerine sokmamaktadırlar. Ancak zararlıların bulaşma ve taşınma yollarının kolaylığı ve çeşitliliği bu konuda tam anlamıyla başarılı olmanın önüne geçmektedir.

Ülkemiz ormanlarında son elli yıl boyunca bu hususta yaşananlar incelendiğinde, ciddi sorunlarla karşılaştığımız ve bu sorunlarında artarak devam ettiği görülmektedir. Türkiye’de karantina konusunda ki mevzuat ve yapılanma gereği tüm karantina faaliyetleri bugüne kadar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu, orman zararlılarına ilişkin karantina faaliyetlerinin yeterli olarak yapılmasının önünde bir engel teşkil etmektedir. Tarım ve orman karantinasının bitki türleri ve buna bağlı olarak zararlı tür çeşitliliği kendine has bir durum göstermektedir. Bu hususta bazı örnekler aşağıda verilmiş, buna bağlı olarak zirai ve ormancılık karantinasının farklılığı ve mevzuat ve organizasyon açısından neden farklılaşması gerektiği ve günümüz şartlarında yapılanma şekli teknik boyutuyla ifade edilmiştir.

Page 378: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

378

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

As Turkey is one of the most important hubs for international trade due to its geographical location, the risk of infection of the forests with invasive harmful insects is very high. Various biotic components including primarily insects and fungi recently transmitted from other countries and even from other continents to both our country and the others caused severe damage and it required a vast amount of money and effort to control it. Therefore, especially the developed countries attach great importance to quarantine and never allow the entry and exit of all plants into and from their countries before they make sure that they are not infected. However, the easy transmission and diversity of the harmful insects hampers the success in this field.

The experience regarding the forests in Turkey in the last five decades shows that we have faced significant problems, which still keep increasing. Pertaining to the applicable legislation and the structuring in Turkey, the Directorate general for Food and Control affiliated to the Ministry of Food, Agriculture and Livestock is competent for all quarantine procedures so far. This is not an obstacle before the adequate performance of quarantine activities for forest insects. The plant species and thus the diverse insect species are quite specific in agricultural and forest quarantines. Some examples are shown below. The different nature of agricultural and forest quarantine and the reason why they need to be differentiated with respect to legislation and organizational structure as well as the current structuring are presented in technical aspects.

1- Ormancılıkta Karantina ve Önemi

Günümüzde gelişen küresel ticaret ve açılan yeni pazarlar nedeniyle, zararlı böcekler, patojenler ve diğer yöreye özgü olmayan zararlılar tarafından ormanların sağlığına karşı yeni tehditler ortaya çıkmaktadır. Habitat değişikliği ve artan uluslararası zararlı göçler, yeni istilacı türler nedeniyle, orman bitkisi ve bitkisel ürün ticareti, bitki üretiminde kullanılan araç ve gereçler, taşımada kullanılan araçlar, toprak taşımaları, endüstriyel ekipmanlar ve kişisel bagajlar gibi diğer maddelerde ülke içerisinde veya ülkeler arasında zararlıların yayılmasına katkıda bulunmaktadır. Zararlı risk yönetimi, ormanların sağlıklı kalması ve sürdürülebilir ormancılık amaçlarının yerine getirilmesi konularında son derece önemlidir. Genişleyen küresel ticaret ve artan yeni orman bitkisi zararlılarının yayılması riskleri ve zararlıların yeni yerlere yerleşmesine neden olan yerel iklim değişikliği gibi faktörlerden dolayı

Page 379: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

379

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ormanların sağlığını ve canlılığını korumak ve orman karantinası tedbirleri almak son derece önemlidir.

2- Türkiye’de Karantina Organizasyonu

Türkiye’deki karantina konusunda mevcut organizasyona göre zirai karantina 2011 yılında çıkarılan “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile kurulan Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Genel Müdürlük bünyesinde Bitki Sağlığı ve Karantina Daire Başkanlığı ülkeye yeni giren karantina zararlılarının temiz bölgelere bulaşma ve yayılmasını önleyici tedbirler almak, zirai karantinaya tabi zararlı organizmaların sürvey programlarını hazırlamak, çalışmaları takip ederek değerlendirmek, karantinaya tabi zararlı organizmaların yayılmasını önlemek için gerekli tedbirleri almak, aldırmak, bitki sağlığı ve karantina faaliyetlerini yürütmek üzere gerekli komisyon ve komiteleri oluşturmak ve sekretaryasını yürütmek olarak belirlenen görevleri yerine getirmektedir. Ülke genelinde 11 yerde kurulan Zirai Karantina Müdürlüğü taşrada bu görevi yerine getirmektedirler. Ülkemiz uluslararası düzeyde bitki koruma ve karantina hususunda kısa adı EPPO olan, 1951 yılında 15 ülke tarafından kurulan, bugün 50 üyeye sahip ve merkezi Paris’te bulunan Avrupa ve Akdeniz Ülkeleri Bitki Koruma Organizasyonu (European and Mediterranean Plant Protecion Organization)’na 1958 yılında üye olmuş ve örgüt ile işbirliğine devam etmektedir.

Ülkemizde karantina ile ilgili tüm faaliyetler günümüze kadar tarım ve orman bitkisi ayırt edilmeksizin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Son yıllarda Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ormancılık karantinasını kendi bünyesinde gerçekleştirme girişimleri henüz bir sonuca ulaşmamıştır. Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’da 2011 yılında değişiklikten sonra 2/a maddesi uyarınca ormancılık karantina hizmetlerinin yürütülmesi kurumun görev tanımında yer almıştır. Ayrıca 2006 yılında çıkarılan 5531 sayılı meslek yetki yasası 5. maddesinde ormancılık karantina hizmetlerinin yapılması hususunda orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri endüstri mühendislerine bu hak ve yetkiyi tanımıştır.

Orman Genel Müdürlüğü son yapılanma sürecinde Orman Zararlıları İle Mücadele Dairesi Başkanlığı’na bağlı Ormancılık Karantina Şube Müdürlüğü’nü kurmuştur. Şubenin kuruluşunda, görevleri arasında “Ormanlarda ve orman ürünlerinde gereklilik halinde iç ve dış karantina tedbirlerini alarak uygulanmasını sağlamak”

Page 380: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

380

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

şeklinde bir görev tanımı yapılmıştır. Orman ürünlerine ait karantina faaliyetlerinin yürütülmesi için “Ormancılık Karantina Yönetmeliği” hazırlanmış, ancak bu taslak halinde kalmış, hayata geçirilememiştir. Çünkü karantina, eskiden beri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütüldüğü için bu kurumda bir tecrübe birikimi olmuş, OGM henüz altyapısını kuramamıştır. Orman Genel Müdürlüğü’nün gerek laboratuvar gerekse bu konuda yetişmiş personel eksikliği bu görevin yerine getirilmesi açısından acilen giderilmesi gereken hususlardır.

3- Ormancılık ve Zirai Karantina Farklılıkları

Karantina uygulamaları açısından tarım ve orman alanlarında zararlı organizmaların büyük ölçüde birbirinden farklı oldukları bilinen bir gerçektir. Genel olarak her iki alanda da etkili olan zararlılar bulunmakla birlikte sınırlı sayıdadır. Sadece ülkemiz açısından bile durum değerlendirildiğinde bu tespiti yapmak kolaylıkla mümkündür.

Doğu Karadeniz Bölgesinde ladin ormanlarımızda zararlı olan Dendroctonus micans 1960’lı yıllarda ülkemize girmiş ve bugüne kadar ladin ağaçlarında yoğun olarak ölümlere neden olmuş ve kısmen sarıçam ağaçlarında zararı tespit edilmiş olmasına rağmen tarım bitkilerinde en küçük bir zararı ülkemizde olmadığı gibi yayılış yaptığı diğer ülkelerin hiç birinde de zararı görülmemiştir. Bir başka orman zararlısı olan Leptoglossus occidentalis Kuzey Amerika kökenli olup 1999 yılında Avrupa’ya girmiştir. Çam ve diğer bazı ibreli türlerde zarar yapmakla beraber en ekonomik zararını fıstıkçamında yapmaktadır. Kozalak zararlısı olup karantinaya dâhil türlerdendir. Tür sadece orman ağaçlarında zararlı olup hiçbir tarım bitkisinde zararı yoktur.

Cydalima perspectalis isimli zararlı, Doğu Asya kökenli bir şimşir ağacı zararlısıdır. 2006 yılında Avrupa’da tespit edilmiştir. Türkiye’de 2011 yılında Buxus’ta zararı görülmüştür. Bu türde yalnızca bir orman ağacı olan Buxus’ta etkilidir.

Ülkemizde 3-4 yıldır zararlı olan Domates güvesi, Tuta absoluta egzotik bir türdür. Güney Amerika orijinli bir zararlı olan Tuta absoluta, Avrupa’da ilk olarak 2006 yılında İspanya’da görülmüş ve daha sonra tüm Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’ya yayılmış durumdadır. Domates dışında birkaç sebze türünde de zararlı olsa da orman ağaçlarının hiç birinde zararı yoktur.

Kırmızı palmiye böceği Rhynchophorus ferrugineus Mısır’dan sadece ucuz olduğu için ithal edilen palmiyeler ile ülkemize gelmiş ve çok kısa zamanda Akdeniz sahilinde kent peyzajında kullanılan palmiye ağaçlarını kurutmuştur. Bu türle hem

Page 381: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

381

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ormancılar hem ziraatçılar uğraşmaktadır. Uzakdoğu orijinli bir tür olan tarım ve orman ağaçlarının ortak zararlısı Anoplophora chinensis karantina listesinde olmakla birlikte ülkemizde 2014 yılından itibaren görülmeye başlamıştır.

Halen uygulamada olan Bitki Karantinası Yönetmeliğinin eklerinde bulunan türler incelendiğinde ilk paragrafta açıklanan duruma dair birçok böcek tespit edilebilir. Örneğin Dendroctonus frontalis bunlardan biri olup bu tür Amerika kıtasında yayılış yapmaktadır ve sadece çam türlerinde zararı vardır. Dolayısıyla ülkemize bulaşması durumunda konu sadece ormancılık açısından önem taşıyacaktır. Kuzey Amerika orijinli bir tür olan Acleris gloverana henüz kıta dışına çıkmamıştır. Tsuga ve Abies gibi sadece orman ağaçlarına özgü bir türdür.

Güney Afrika kökenli bir tür olan ve EPPO’nun karantina listesinde bulunan Margarodes prieskaensis sadece üzüm bitkisinde zararlı olup ormancılık ile ilgili bir tür değildir.

Çam odun nematodu, Bursaphelenchus xylophilus (Nematoda: Parasitaphelenchidae), Doğu Asya ülkelerinin doğal çam ormanları (Japonya, Kore, Çin ve Tayvan) ve Avrupa için büyük bir tehlike olarak bilinen çam kuruma hastalığına neden olan bir organizmadır. Çam odun nematodunun yakın geçmişte Avrupa’da (1999’da Portekiz’de) bulunması, Avrupa Bitki Koruma Organizasyonu’nun karantina listesinde A1 kategorisindeki bu patojenin Avrupa’nın diğer bölgelerindeki yayılısı ile ilgili endişeleri arttırmıştır. Türkiye’de çam ormanlarının geniş bir yayılışa sahip olması, çam odun nematodu için gerekli olan duyarlı konukçu sayısının fazla olması anlamına gelmektedir. Bu türün ülkemize girmesi durumunda ormanlarımızda büyük sıkıntıya neden olacağı ve ormancıları uğraştıracağı öngörülmektedir.

Zararlı böcekler besin tercihleri açısından 3 gruba ayrılır. Bunlar tek bir bitki türü ile beslenenler (monofag), akraba bitki türleri ile beslenenler (oligofag) ve çok sayıda bitki türü ile beslenenler (polifag) olmak üzere 3 grupta incelenir. Gerek ülkemizde bulunup da sınırlı bir yayılış gösteren türler ile gerekse ülkemizde olmayan dış karantina listesinde bulunan orman zararlısı türlerin önemli bir kısmı monofag ve oligofag türlerdir. Yani bu türler ya sadece bir tek orman ağacı türü ile ya da birbirine akraba-aynı cins veya familyadan ağaç türlerinde zararlıdır. Bu türlerin tarım bitkilerinde zararları söz konusu olmadığı gibi orman ağaçlarında da tercihleri sınırlıdır. Bu örneklerden hareketle tarım ve orman zararlılarına dair karantina uygulamaları, özellikle türlerin tespiti ve teşhisi bakımından birbirinden çok farklıdır. Her ikisi de elbette ciddi bir eğitim gerektiren uzmanlık işidir. Bazı ortak türler olsa bile bu türlerin farklı konukçu bitkilerdeki belirtileri (semptomları) birbirinden

Page 382: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

382

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

farklıdır. Yani aynı zararlısı bir tarım bitkisinde kolay tespit etmek mümkün iken bir orman bitkisinde bunun tespiti imkânsız olabilir. Bunun tersi de elbette geçerlidir.

4- Sonuç

Ülkemizin en değerli kaynaklarından biri olan ormanlarımızı gelecek nesillere en iyi şekilde ulaştırabilmek için tüm tehlikelere karşı korumamız temel görevimizdir. Ormanları tehdit eden yerli türlerin yanında yabancı istilacı türler daha büyük önem taşımaktadır. Ormanlarımıza bulaşabilecek herhangi bir yabancı orijinli türün nasıl bir seyir izleyeceği bilinememektedir. Böyle durumlarda en kötü senaryonun gerçekleşme ihtimaline karşı en üst düzeyde önlemlerin alınması gereklidir. Bunun için de gerek karantina mevzuatı gerekse organizasyonun tam olması gerekir. Zirai karantina ne kadar önemliyse ormancılık karantinası da bir o kadar önemlidir. Ancak ormancılık karantinası konusunda bazı boşlukların olduğu bir gerçektir. Bu konuda eksikliklerin giderilmesi için zirai karantina faaliyetini yerine getiren Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile Orman Genel Müdürlüğü’nün işbirliğine ihtiyaç vardır. Mevcut durumda orman idaresinin bu hususta olan tecrübe ve altyapı eksiklikleri nedeniyle zirai ve ormancılık karantinasının bir süre daha tek çatı altında yürütülmesi doğru olacaktır. Bunun için gerekli düzenlemelerin acilen yerine getirilmesi, büyük ölçüde zirai karantina üzerine oluşturulan mevzuatın güncellenmesi gerekmektedir. Karantina konusunda bugün yürürlükte bulunan mevzuatlarda ormancılığımızı ilgilendiren hususlarda orman mühendisleri ve orman endüstri mühendislerinin görev alması gerektiği ile ilgili olarak Orman Mühendisleri Odasının son yıllarda yaptığı hukuk mücadelesine gerek kalmadan düzenlemelerin yapılması gereklidir. Ormancılık karantinasını yürütecek inspektörlerin seçilmesi, eğitimlerinin yapılması ve bu hususta görevlendirilmeleri önem taşımaktadır. Bu süreçte Orman Genel Müdürlüğü’nün yetişmiş personel ve laboratuvar gibi altyapı eksikliklerini gidermek ve takiben Ormancılık Karantina Yönetmeliği’ni çıkarması suretiyle konuyu tamamen uhdesine alması ve yürütmesi ormanlarımızın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Page 383: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

383

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Kaynaklar

Mevzuat Bilgi Sistemi, 2015. Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/, Erişim Tarihi: 16/10/2015

Mevzuat Bilgi Sistemi, 2015. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/, Erişim Tarihi: 16/10/2015

Mevzuat Bilgi Sistemi, 2015. Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Mühendisliği Hakkında Kanun. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/, Erişim Tarihi: 16/10/2015

Page 384: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

384

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 385: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

385

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ULUSLARARASI TİCARETTE KULLANILAN AHŞAP AMBALAJ MALZEMELERİ İÇİN KARANTİNA AMAÇLI

UYGULANAN İŞLEMLER

İsmail AYDIN*, Ali TEMİZ*

* Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, Trabzon/TÜRKİYE,

[email protected] Özet

ISPM 15 standardı, yapraklı ve iğne yapraklı ağaç malzemeden elde edilen ham ahşap ambalaj malzemeleri içinde bulunabilecek karantina zararlılarının ülkeye girmesi ve yayılması riskini azaltmaya yönelik olarak ahşap ambalaj malzemeleri kullanımını düzenleyen bir standarttır. İlgili standard, Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Bitki Koruma Konvansiyonu (IPPC) tarafından tüm ahşap ambalaj malzemelerinin ısıl işlem veya metil bromid ile muamele edilmesi ve işaretlenmesini zorunlu kılmaktadır. Uluslararası ticaret faaliyetlerinde kullanılmak üzere; palet, sandık, tahta ve silindir kasa, kutu, makara, ambalaj destek malzemesi, paketleme blokları, ambar rafı, yükleme tahtaları, palet kolları, kızaklar gibi maddelere yapılan uygulamalar, ISPM 15 kapsamına girmektedir. Bununla birlikte yönetmelik, 6 mm ve daha az kalınlıktaki ahşap malzemeler ile kontrplak, yongalevha gibi basınç, ısı ve tutkal veya bunlardan biriyle imal edilmiş olan ambalaj malzemelerini kapsamamaktadır.

Isıl işlem (HT), ahşap malzemelerin asgari 30 dakika süre ile 56 °C’lik asgari odun iç sıcaklığı elde edilmesi ile sağlanmakta, metil bromid ile fumigasyon (MB) işleminde ise ahşap ambalaj malzemesi ilgili standardın öngördüğü süre ve konsantrasyonlarda muamele edilmektedir.

Bu derleme çalışmasında; ISPM 15 standardı uyarınca uluslararası ticarette kullanılacak olan ahşap ambalaj malzemeleri için uygulanacak karantina işlemleri detaylı olarak irdelenmiş olup, ülkemizdeki bu konu ile ilgili düzenlemeler ve uygulamalar detaylarıyla araştırılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Isıl işlem, Metil Bromid Fumigasyonu, Ahşap Ambalaj Malzemesi, ISPM 15

Page 386: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

386

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Abstract

ISPM 15 standard regulates phytosanitary measures that the reduce the risk of pest introduction and spread via wood packaging materials obtained from hardwood and softwood materials in international trade. The related standard requires heat treatment or treatment with methyl bromide and marked of the all packaging materials by The International Plant Protection Convention which Turkey is also a member of it. The applications to materials such as pallets, crates, wooden casing and cylinder, boxes, drums, packaging support materials, packaging blocks, warehouse racks, load boards, pallet bars and slides include in the scope of ISPM 15 to be used in international trade activities. However, wood packaging material made entirely from thin wood (6 mm or less in thickness) and wood packaging made wholly of processed wood material, such as plywood, particle board, oriented strand board or veneer that has been created using glue, heat or pressure, or a combination thereof are sufficiently low risk to be exempted from provisions of related standard.

Wood packaging materials must be heated in accordance with a specific time–temperature schedule that achieves a minimum temperature of 56°C for a minimum duration of 30 continuous minutes throughout the entire profile of the wood (including at its core) while fumigation with methyl bromide (MB) must be carried out in accordance with a schedule that achieves the minimum concentration-time product according to standard.

In this review, phytosanitary measures for wood packaging material in international trade was investigated according to ISPM 15 standard and the regulations and applications related to this subject in our country were investigated in detail.

Key words: Heat treatment, Methyl Bromide Fumigation, Wood Packaging Material, ISPM-15

1. Giriş

Günümüzde lojistik ve lojistik maliyetler, firmalar için gün geçtikçe daha önemli olmaya başlamıştır. Lojistik maliyetler içerisinde taşımacılık ve depolama maliyetleri, önde gelen maliyet kalemlerini oluşturmaktadır. Bu nedenle, taşımacılık ve depolama faaliyetlerinin zamanında, en etkin ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. İçinde malzemelerin sevk edildiği paletler, modern lojistik yönetiminin malzeme sevkiyatındaki vazgeçilmez gereçlerdendir. Özellikle, geniş çapta lojistik ağı bulunan firmalar paletli taşımacılığa büyük yatırımlar yapmaktadır (Özsu, 2004).

Page 387: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

387

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Paletli taşımacılık, çok sık kullanılan karayolu taşımacılığını da kolaylaştıran ve cazip hale getiren bir nakliyat şeklidir. Palet adı verilen taşıma hücresi çelikten, ahşaptan ve plastikten olabilmektedir (Özsu, 2004).

Ambalaj, günümüzde mal ve hizmetlerin taşınması, korunması ve depolanması, ürünlerin alım ve satımında tercih unsurlarından biri olması nedeniyle vazgeçilmez bir ihtiyaç ürünüdür. Ambalaj, bir ürünün üreticiden tüketiciye kadar uzanan dağıtım zincirinde güvenli ulaşımının sağlanabilmesi için kullanılan koruyucu araçların tümü olarak tanımlanabilir. Ambalaj, ürünün depolanması, nakliyesi, teşhiri ve kullanımını içeren tüm yaşam süresi boyunca ürünü ekonomik ve çevreye duyarlı olarak korur, barındırır, sunar, tanıtır, ürüne uygunluk ve kolaylık sağlar (Özsu, 2004).

Dünyanın en eski ambalajlarından olan ahşap ambalajlar, sertlik ve dayanıklılık özelliklerinden dolayı ağır kırılgan yüklerin, havalandırma özelliğinden dolayı da taze sebze ve meyvelerin ambalajlanmasında yaygın olarak kullanılır. Ahşap ambalajın malzemesi odundur. Kullanım şekilleri; kutular ve kafesler, sepetler ve diğerleri, variller ve fıçılar, paletler ve konteynerler, ağaç yünü olarak sayılabilir (Şekil 1).

Şekil 1. Çeşitli ahşap ambalaj malzemesi örnekleri

Page 388: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

388

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2. Ahşap Ambalaj Malzemelerinin Korunması

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) öncülüğünde Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Bitki Koruma Konvansiyonu (IPPC) tarafından 2002 yılında hazırlanan ISPM 15 adıyla geçen standart, uluslararası ticarette kullanılan tüm ahşap ambalaj malzemelerinin ısıl işlem veya metil bromid ile muamele edilmesi ve işaretlenmesini zorunlu kılmaktadır (ISPM 15, 2009; Çamlı ve Onargan, 2013). İlgili standart, uluslararası ticarette kullanılan palet, sandık, tahta ve silindir kasa, kutu, makara, ambalaj destek malzemesi, paketleme blokları, ambar rafı, yükleme tahtaları, palet kolları, kızaklar gibi maddelere yapılan uygulamaları kapsamaktadır. ISPM 15 standardı, iğne yapraklı ve yapraklı ağaçtan hazırlanan ve herhangi bir işleme tabi tutulmayan ham ahşap malzemelerden hazırlanan ambalaj malzemeleri yoluyla taşınarak karantina zararlılarının ülkeye girmesini ve yayılmasını engellemek amacıyla hazırlanmıştır (ISPM 15, 2009) .

27 Mayıs 2015 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan “Ahşap Ambalaj Malzemelerinin Isıl İşleme Tabi Tutulması ve İşaretlenmesine Dair Yönetmeliğin” amacı zararlı organizmaların, ihracatta kullanılan ahşap ambalaj malzemeleri ile taşınması ve yayılmasını engellemek için gerekli esasların belirlenmesi olarak ifade edilmektedir (URL 1).

İlgili standarda göre ihraç edilen ürün her ne olursa olsun kalınlığı 6 mm’den az olanlar hariç her türlü ahşap ambalaj malzemesi işlemden geçirilmiş ve işaretlenmiş olmak zorundadır. İşaretleme ülkemizde yalnızca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından yetki belgesi almış firmalar tarafından yapılabilmektedir.

Aşağıda belirtilen ürünler ISPM 15 standardından muaf sayılmaktadırlar (ISPM 15, 2009)

- Kalınlığı 6 mm ve daha ince olan ahşap malzemeler,

- Kontrplak, OSB, yonga levha veya kaplama gibi tutkal, sıcaklık veya presleme gibi işlem safhalarından geçmiş malzemelerden hazırlanan ahşap ambalaj malzemeleri,

- Şarap ve çözücü gibi ürünlerin taşınması için sıcaklık uygulanarak üretilen fıçılar,

- İçki, sigara, ve diğer hediyelik ürünler için hazırlanan ve üretim sırasında işlemden geçirilen ve/veya böcek tasallutuna karşı işlemden geçirilen ahşap hediyelik kutular,

Page 389: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

389

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

- Odun tozu, odun talaşı ve odun yünü,

- Yük araçları ve konteynırlarda kullanılan sabit odun bileşenleri.

Ahşap ambalaj malzemelerinin üretiminde kabuğu soyulmuş ahşap malzemeler kullanılmalıdır. Ahşap malzemelerdeki bulunabilecek kabuk toleransları ise:

3 cm’den daha küçük genişlikte olanlar (uzunluk dikkate alınmaz) ile 3 cm ‘den daha geniş olanlarda ise bir kabuğun toplam yüzey alanı 50 cm2’den küçük olması gerekmektedir.

Metil bromid ile muamelede kabuğun mutlaka işlem öncesi uzaklaştırılması gerekmektedir. Aksi takdirde kabuk, uygulanan emprenye işleminin etkinliğini azaltacaktır. Isıl işlem ile muamelede ise kabuk, işlem öncesi veya sonrası uzaklaştırılabilmektedir (ISPM 15, 2009).

2.1. Isıl İşlem Muamelesi (HT)

Isıl işlem, ahşap ambalaj malzemeleri odunun iç sıcaklığının en az 56°C’de 30 dakika süreyle ısıl işleme tabi tutulması işlemidir. Oduna uygulanan ısıl işlem sırasında yukarıda bahsedildiği gibi en az 56 °C’lik sıcaklığın elde edilmesi için kurutma, ısı elde etmeye yönelik kimyasal emprenye ve mikrodalga yöntemleri kullanılabilir (ISPM 15, 2009; Zahid ve ark., 2008) .

Isıl işlemin kendisi, ahşap ambalaj malzemesinin bileşenlerini oluşturan parçaların içerisinde bulunan zararlıları ve larvalarını sıcaklık etkisiyle yok etmekte ve işlemden geçen ahşabın yeniden biyolojik zarar vericiler tarafından istila edilmesini önleyerek koruma altına almaktadır (Çamlı ve Onargan, 2013).

Isıl işlem, ISPM 15 standardına uygun olarak hazırlanmış olan ısıl işlem fırınlarında gerçekleştirilmektedir. Isıl işlem fırınları içerisine yerleştirilen sıcaklık ve rutubet kontrol elektrotları sayesinde örneklerin ısıl işlemin seyri, fırın dışından bilgisayar kontrollü olarak izlenebilmektedir. Şekil 2’de ısıl işlem için kullanılan bir fırın görülmektedir.

Page 390: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

390

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 2. Isıl işlem fırını

Isıl işlemi uygulamasından geçmiş ve logosu bulunan ahşap ambalaj malzemesinde herhangi bir parça ekleme veya tamirat yapıldığında, ambalaj malzemesi yeniden ısıl işleme tabi tutulur ve eklenen parça damgalanır (Çamlı ve Onargan, 2013).

2.2. Metil Bromid ile Muamele (MB)

Metil bromidin kullanımı sırasında Bitki Sağlık Ölçümleri Komisyonunun (CPM- Comission on Phytosanitary Measurements) tavsiyesi ile Metil bromidin bitki sağlığı ölçümlerinde kullanımının azaltılması veya değiştirilmesi kararı (2008) doğrultusunda, Ulusal Bitki Koruma Kurumları (NPPOs) ISPM 15 standardının ön gördüğü diğer alternatif muamele yönteminin (ısıl işlem) kullanılmasını özendirmektedir (ISPM 15, 2009).

Ahşap ambalaj malzemelerinin Tablo 1’de gösterildiği gibi metil bromid ile fumigasyon işlemine tabi tutulması gerekmektedir (ISPM 15, 2009).

Page 391: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

391

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 1. Metil bromid ile fumigasyon işlemine tabi tutulan ahşap ambalaj malzemeleri için 24 saat boyunca gereken minimum konsantrasyon-zaman değerleri

Sıcaklık Konsantrasyon-Zaman (g.h/m3) 24 saat

24 saat sonra gereken minimum konsantrasyon

(g/m3) 21 °C veya üzeri 650 24 16 °C veya üzeri 800 28 10 °C veya üzeri 900 32 Her ne kadar konsantrasyon ölçümlerinin oda sıcaklığında yapılıyor olmasına rağmen, konsantrasyon-zaman değerleri tüm odun için (odun iç kısımları dahil) gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Odun ve içinde bulunduğu şartların sıcaklığı 10 °C’den az ve muamele süresi de 24 saatten kısa olmamalıdır. Muamele sırasında gaz konsantrasyon ölçümleri minimum 2, 4 ve 24 saat süreyle izlenmelidir. Daha uzun muamele süresi ve daha düşük konsantrasyonların olması durumunda ise, fumigasyon işlemi sonrası ek ölçümler kayıt edilmelidir (ISPM 15, 2009).

Tablo 2’de gereken oranlara ulaşmak için uygulanabilecek bir muamele tablosu verilmiştir.

Tablo 2. Metil bromid ile muamele edilen ahşap ambalaj malzemeleri için gereken minimum konsantrasyon-zaman oranlarına ulaşmak için gereken muamele oranlarına ilişkin örnek

Sıcaklık Miktarı (g/m3)

Minimum konsantrasyon (g/m3) 2 s 4 s 24 s

21 °C veya üzeri 48 36 31 24 16 °C veya üzeri 56 42 36 28 10 °C veya üzeri 64 48 42 32

Page 392: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

392

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Metil bromid ile fumigasyon işlemleri sırasında aşağıda verilen faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir (ISPM 15, 2009):

1- Havalandırma sisteminin (Fanların) fumigasyon işlemi sırasında fumigant maddenin sistem içinde hızlı ve etkili dağılımı sağlayacak şekilde yapılması gerekmektedir.

2- Fumigant sistemi, hacminin %80’nini geçecek şekilde doldurulmaması gerekmektedir.

3- Fumigant sisteminin yalıtımının iyi olması ve herhangi bir gaz sızıntısına karşı sağlam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Eğer fumigasyon işlemi bir örtü altında yapılacaksa, örtünün gaz sızdırmaz malzemeden olması ve sıkıca kapatılması gerekmektedir.

4- Zemine fumigant için geçirimsiz veya gaz sızdırmaz bir malzeme konulması gerekmektedir.

5- Metil bromidin uygulama şekli buhar fazında (sıcak gaz) olmalıdır. Bu sayede fumigantın fumigasyon sistemine girmeden önce tam buharlaşması sağlanmalıdır.

6- Metil bromid ile muamele, odun enine kesiti 20 cm’yi geçen ahşap ambalaj malzemelerine uygulanmamalıdır. İstiflerde ise, her 20 cm’de bir ayrıştırıcı konularak yeterli metil bromidin dağılımı ve penetrasyonu sağlanmalıdır.

7- Metil bromid miktarının hesaplanmasında, kullanılan metil bromid miktarının gerekli oranda olduğuna emin olmak için herhangi bir gazla (örneğin %2’lik kloropisrin) dengeleme yapılır.

8- Ürünün ölçülen sıcaklığı veya ortam havası metil bromid miktarının hesaplanmasında kullanılır ve muamele sırasında en az 10 °C olması gerekir.

9- Fumigasyon işlemine tabi tutulacak ahşap ambalaj malzemeleri sarılmamalıdır veya fumigantın geçişine izin vermeyecek malzeme ile kaplanmış olmaması gerekir.

10- Metil bromid ile muamele kayıtları firma tarafından denetim için yetkili kurumların ön gördüğü süreler boyunca saklanmalıdır.

Metil bromid gazının çevreye verdiği zararlar nedeniyle bu yöntem, ülkemizdeki ahşap ambalaj malzemeleri için kullanılmamaktadır.

Page 393: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

393

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3. ISPM 15’ e Göre İşlem Uygulanmış Ahşap Malzemelerde İşaretleme ve Uygulamaları

Ahşap ambalaj malzemelerinin işaretlenmesinde aşağıdaki bilgilerin bulunması gerekmektedir:

- Muamele yöntemi (Isıl İşlem veya Metil bromid)

- Ülke kodu

- Üretici veya muameleyi yapan firma kodu

İşaretlemelerin yazı tipi, büyüklüğü ve ahşap ambalaj malzemesinde bulunduğu yer değişebilir fakat denetçiler tarafından herhangi bir görüntü cihazı kullanılmadan görülebilir ve okunabilir olması gerekir. İşaretleme dikdörtgen veya kare şeklinde olabilir. Semboller arasında bir aytaç (tire) kullanılması gerekir. İşaretleme kalıcı ve çıkmaz olmalıdır. İşaretlemelerin elle yapılmaması germektedir. Bu maksatla yakma, damga veya kaşe kullanılabilmektedir. İşaretlemelerde kırmızı veya turuncu renklerin kullanılmaması gerekmektedir. Çünkü bu renkler, tehlikeli ürünlerin işaretlenmesinde kullanılmaktadır (ISPM 15, 2009).

Tercihen işlemden geçirilen ahşap ambalaj malzemesinin ters yöndeki en az iki tarafında olmak üzere, gözle görülebilen bir yere okunaklı olarak işaretleme yapılması gerekmektedir.

Yeniden değerlendirilen, imalatta kullanılan ya da onarımdan geçen ahşap ambalaj malzemelerinin yeniden işleme tabi tutularak yeniden belgelendirilmesi ve işaretlenmesi gerekir.

3.1. İşaretlemede Kullanılan Kısaltmalar

3.1.1. HT (Heat Treatment) İşareti

Ahşap ambalaj malzemesinin ISPM 15 standardında belirtilen koşullarda ısıl işleme tabi tutulduğunu belirtir.

Page 394: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

394

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3.1.2. HT-DB (Heat Treatment – Debarked) İşareti

Kabuk içermeyen (kabuğu soyulmuş) bir ahşap ambalaj malzemesinin ısıl işleme tabi tutulduğunu belirtir. DB işaretinin kullanımı için, ahşabın tüm kabuğunun, budak etrafında içe doğru büyümüş olan kabuk ve kabuk kovuklarının uzaklaştırılması gerekmektedir. DB işareti bulunan ahşap ambalaj malzemesinin üretiminde kabuk içeren keresteler kullanılamaz.

3.1.3. MB (Methyl Bromide) İşareti

Ahşap ambalaj malzemesinin ISPM 15 standardında belirtilen koşullarda metil bromid fumigasyonu işlemine tabi tutulduğunu belirtir.

3.1.4. HT-KD (Heat Treatment – Kiln Drying) İşareti

Ahşap ambalaj malzemesinin ısıl işlem ile birlikte kurutma fırınında kurutma

işleminden geçirildiğini belirtir. HT-KD işaretinin kullanılabilmesi için, ısıl işlem

uygulanan ahşap ambalaj malzemesinin rutubet düzeyinin % 20’nin altında olması

gerekmektedir (Çamlı ve Onargan, 2013).

Isıl işlem uygulanmaksızın, DB ve KD sembolleri tek başlarına kullanılamazlar.

Belirtilen bu işlemler uygulandıktan sonra, ISPM 15’e göre ahşap ambalaj malzemesi üzerinde Şekil 3’te gösterildiği gibi işaretleme yapılmaktadır. Şekil 4’te ise, ISPM 15 standardına göre yapılacak standart işaretlemede kullanılacak sembollerin sahip olması gereken boyutlar verilmiştir.

Page 395: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

395

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 3. ISPM 15’e göre işaretleme seçenekleri

Şekil 4. ISPM 15’e göre işaretlemede kullanılacak sembollerin boyutları

Standart işaretlemede kullanılan sembollerin anlamları Şekil 5’te görüldüğü gibidir. Şekil 6’da ise, bazı standart işaretleme örnekleri görülmektedir.

Page 396: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

396

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Şekil 5. ISPM 15’e göre işaretlemede kullanılacak sembollerin anlamları

Şekil 6. ISPM 15’e uygun işaretleme örnekleri

Page 397: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

397

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ISPM 15 standardına göre işlemden geçirilen ahşap ambalaj malzemesi üzerine yapılan işaretlemeler, ambalaj malzemesinin kolay görünebilecek noktalara yapılmalıdır. Genellikle, ambalaj malzemesinin üç yan yüzeyine kolay görünebilecek kısımlara bu işaretlemeler yapılmaktadır. Şekil 7’de görüldüğü gibi, işaretlemenin içeriğinin belirgin olmadığı, okunaksız ve silik işaretlemeler, ürünün ihraç edildiği ülkeden geri dönmesine neden olabilmektedir (Çamlı ve Onargan, 2013).

Şekil 7. Uygun olmayan işaretlemeler

4. Sonuç ve Öneriler Odunu biyolojik olarak degrade edebilen böcek zararlılarının, uluslararası ticaret yoluyla herhangi bir işleme tabi tutulmamış ham ahşap malzemelerden üretilmiş olan ambalaj malzemeleri üzerine taşınarak farklı ülkelere girmesini ve yayılmasını engellemek amacıyla hazırlanmış olan ISPM 15 standardı, dünya ekolojik sistem dengesini korumaya yönelik alınmış önlemlerden biridir. Çok farklı ebatlarda çeşitli ürünlerin taşınmasında kullanılan ahşap ambalaj malzemelerine, ISPM 15’te belirtildiği şekilde karantina amaçlı uygulanan standart yöntemler olan ısıl işlem ve metil bromid fumigasyonu ile ekosisteme ait olmayan organizmaların farklı bir çevreye adapte olması ve burada sistemin parçaları olan diğer canlılara zarar vermesinin önüne geçilmesi mümkündür. Ekosistemi koruma maksatlı bu işlemlerin getireceği ek maliyetler; bu işlemlerin yapılmaması durumunda küresel bazda

Page 398: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

398

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ülkelerin göreceği ekonomik zararlar ve ekosistemin uğrayacağı çevresel zararlar ile karşılaştırıldığında oldukça düşük bir yer tutacaktır. ISPM 15 standardı uyarınca ahşap paletler, sandıklar, fıçılar, sepetler vb. ahşap ambalaj malzemelerine uygulanacak karantina amaçlı koruma işlemlerinin gerçekleştirilmesi, kontrolü, işaretlenmesi ve bu işlemlerin hatasız bir şekilde yapılması, ihracatı yapılacak ürünlerin dış ticaretinin de sorunsuz gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. 7 Mayıs 2015 tarihli ve 29368 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olan “Ahşap Ambalaj Malzemelerinin Isıl İşleme Tabi Tutulması ve İşaretlenmesine Dair Yönetmelik” uyarınca bu işlemlerin kusursuz bir şekilde uygulanması ve kontrolü konusunda Orman Endüstri Mühendislerine önemli görevler düşmektedir. Kaynaklar ISMP 15 (2009) Guidelines for Regulation Wood Packaging Material in İnternational Trade, International Standards For Phytosanitary Measures, Revision of ISMP 15, FAO-Food and Agriculture Organization of The United Nations.

Çamlı, S.,B., Onargan, T. (2013) Doğal Taş Madencilik Sektöründe Ahşap Ambalajlar ve Uygulanan Isıl İşlem (ISPM 15) Standardının Araştırılması, Yer Altı Kaynakları Dergisi, 2,3, 17-26. Özsu, B. (2004) Ahşap Palet Sektörü, İstanbul Ticaret Odası, Dış Ticaret Şubesi Araştırma Servisi, 2004. URL 1 (2015) Ahşap Ambalaj Malzemelerinin Isıl İşleme Tabi Tutulması ve İşaretlenmesine Dair Yönetmelik, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/05/20150527-3.htm. Zahid, M.I., Grgurinovic, C.A., Walsh, D.J. (2008) Quarantine Risks Associated with Solid Wood Packaging Materials Receiving ISPM 15 Treatments, Australian Forestry, 71,4, 287-293.

Page 399: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

399

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİNİN İŞ ORTAMLARI HAKKINDAKİ

GÖRÜŞLERİ

Hasan SERİN, İbrahim BEKTAŞ, Muhammet DURGUN, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri

Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş Özet

Ülkemizde yaklaşık 285 meslek grubu ve 50’e yakın mühendislik dalı bulunmaktadır. Bu mühendislik dallarından bir tanesinde orman endüstri mühendisliğidir. Orman endüstri mühendislerinin istihdam alanları çoğunlukla özel sektörde bulunmaktadır. Orman endüstri mühendisleri işletmelerde üretim planlama, finansman yönetimi, satın alıma, pazarlama, bakım planlama ve işletmenin verimlilik artışını sağlamak için gerekli çalışmaları yapmaktadırlar. Ayrıca, yatırımlarının planlanması, teknoloji ve yer seçimi, tesis kurma, işyeri düzenleme aşamalarında görev almaktadırlar. Orman endüstri mühendisleri mobilya, kağıt, levha ürünleri gibi endüstri işletmelerinde yoğun olarak bulunmaktadırlar.

Bu çalışmada Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer alan orman ürünleri endüstrisi işletmelerinde çalışan 44 adet mühendise anket uygulanmıştır. Veriler SPSS paket programında değerlendirilmiştir. Mühendislerin %62,8’i 1-5 yıl arasında çalıştığı, %90,7’sinin erkek olduğu ve %65’inin seri üretim yapan işletmelerde istihdam edildiği tespit edilmiştir. Mühendislerin %44,2’sinin yeteneklerine uygun işte çalıştırıldığı bulunmuştur. Diğer taraftan, mühendislerin %72,1’i sosyal olanakları yetersiz bulduğu, %44,2’sinin işi kaybetme endişesi yaşadığı ve %33,3’ünün de adil bir ücret sisteminin bulunmadığını belirtmişlerdir .

Anahtar Kelimeler: Orman Endüstri Mühendisi, Özel Sektör, Doğu Akdeniz Bölgesi

Abstract

There are approximately 285 occupational group and 50 engineering disciplines in our country. Forest industry engineering is one of these engineering disciplines. Employment areas of the forest industry engineers mostly take part at private sector.

Page 400: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

400

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

These engineers do required works at enterprises for production planning, financial management, purchasing, marketing, maintenance planning and productivity growth of enterprise. Also, they take duty about investment planning, technology and site selection, facility installation, workplace layout. The forest industry engineers intensely are in industrial enterprises such as furniture, paper and board sectors.

At this study, 44 engineers who work at forest products enterprises in East Mediterranean Region have been made survey. The data has been evaluated on SPSS program. It has been determined that 62,8% of engineers worked 1-5 years, 90,7% of them are men and 65% of them were employed at enterprises which do mass production. It has been found that 44,2% of engineers were employed at work suitable for their abilities. On the other hand, 72,1% of engineers thought that was not enough social activities, 44,2% of them was concerned about their job loss and 33,3% of them indicated that there was no fair wage system.

Keywords: Forest Industry Engineer, Private Sector, East Mediterranean Region.

1. Giriş

İnsanların beceri ve yeteneklerine uygum meslek sahibi olmaları önemlidir. Bu sayede kalifiye olarak hayata atılmakta, istihdam edilmekte ve amaçlarına ulaşmaları mümkün olmaktadır. Günümüzde buna katkı sağlayan en önemli kurumun başında üniversiteler gelmektedir.

Üniversitelerde verilen lisans eğitiminin temel hedefi; alanında ileri düzeyde kuramsal ve uygulamalı bilgilere sahip; bu bilgileri yorumlayabilen, değerlendirebilen, sorunları tanımlayarak çözebilen, bağımsız çalışabilen ve sorumluluk alabilen, öğrenme yetkinliği kazanmış, alana özgü yetkinliğine ilaveten iletişim ve sosyal yetkinliğe de sahip bireyler yetiştirmektir (Öztürk vd., 2012). Üniversitelerin önemli eğitimlerinden biriside mühendislik disiplinleridir. Doğadaki kaynaklardan en verimli şekilde yararlanmayı amaçlayan bilimsel çalışmalara ve uygulamalara mühendislik denir. Mühendisin işi; insanların rahat yaşaması için teknolojiyi uygulamak, geliştirmek ve sorunları çözmektir. Teknik üretmek, araç-gereç yapmak insanların en temel özelliklerinden biridir. En ilkel toplumların bile kendilerine göre teknolojileri vardır. Teknolojinin sağladığı olanaklarla çevremizi, doğayı denetim altında tutabilmekteyiz (Anonim 2002).

Kimya, makine, inşaat, elektrik gibi köklü yada seramik, enerji sistemleri, biyomedikal gibi yeni olmak üzere çeşitli mühendislik dalları vardır. Orman endüstri

Page 401: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

401

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

mühendisliği de nispeten yeni mühendislik dallarından sayılabilir. Sınırlı orman kaynakları ve gelişen çevresel değerler orman kaynaklarının ve özellikle ağaç hammaddesinin endüstriyel olarak daha verimli değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu açıdan orman ürünlerinin ve en temel ana ürün olan odun hammaddesinin çeşitli özelliklerinin iyi tanınması, en uygun yöntem, araç ve tekniklerle işlenmesi, insanların günlük yaşamında uzun yıllardır kullanım bulan yapı elemanı, kağıt, mobilya vb. ürünlere en uygun şekilde dönüştürülmesini planlayan, yürüten ve denetleyen bir mühendislik dalına gereksinim duyulmuş ve bunun doğal bir sonucu olarak da Orman Endüstri Mühendisliği eğitimi başlamıştır (Kurtoğlu ve ark. 2009). Programın disiplinler arası yapısı mezunlara, orman ürünleri endüstrisinin üretim, ahşapta üst yüzey işlemleri, ürün tasarımı, kalite kontrol, satış ve pazarlama gibi alanlarında mesleki kariyerlerini sürdürme olanağı vermektedir (Url-1).

Orman endüstri mühendisi, orman ürünlerinin üretimi ve ticaretini konu alan işletmelerde, üretim planlamasından işletme finansmanına kadar geniş bir alanda mesleki bilgi ve deneyimini kullanan kişidir. Orman endüstri mühendisi, orman ürünlerinin satın alınmasında görev alır. Ürünlerin pazarlanması aşamasında görev alır. Araştırma ve geliştirme hizmetleriyle iş ve zaman etüdü çalışmalarını yürütür. Makinelerin bakım çalışma planını düzenler. İşletmenin verimlilik artışını sağlamak için gerekli çalışmaları yapar. Orman endüstri yatırımlarının planlanması, teknoloji ve yer seçimi, tesis kurma, işyeri düzenleme aşamalarında görev alır (Anonim 2002).

Orman Endüstri Mühendisliği bölümü mezunları devlette ve özel sektör firmalarında birçok iş fırsatına sahip olabilmektedir. Mezunlar giriş seviyesinde veya orta seviyede iyi bir başlangıç maaşı ve ilerleme fırsatlarıyla işe girebilmektedir. İşverenler çok küçük firmalardan büyük uluslar arası firmalara kadar çeşitlilik göstermektedir ve işletmeler hem gelişmiş bölgelerde hem de kırsal bölgelerde bulunabilmektedir (Url-1).

Lisans eğitimini tamamlayan orman endüstri mühendisleri genellikle orman ürünleri endüstrisi içerisinde istihdam yeri bulmaktadır. Orman ürünleri endüstrisi ormandan elde edilen odun hammaddesini veya ürünlerini mekanik ve/veya kimyasal işlemlerle yapısını değiştirmeden veya değiştirerek mamul veya yarı mamul olarak diğer endüstrilere hammadde üreten entegre bir endüstri olarak tanımlanmaktadır (DPT, 1994). Lif ve yonga levha endüstrisi, kontrplak ve kaplama endüstrisi, kereste imalat endüstrisi, palet, ambalaj ve parke endüstrisi, gelişen biyoenerji endüstrisi ve mobilya endüstrisi sürdürülebilir orman yönetimi açısından önemli orman ürünleri endüstirleri arasında yer almaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2014). Yaşanan hızlı gelişmeler nedeniyle orman endüstri mühendisliği öğrencilerinin öğrenmesi gereken bilgi türü ve hacmi artmıştır. Bu hızlı bilgi artışına ayak uydurabilmesi, öğrencinin

Page 402: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

402

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

farklı konularda her türlü bilgiyi alması yerine belli konularda branşlaşmaya yönelmesini zorunlu kılmaktadır(Anonim, 2007).

Orman endüstri mühendisliği bölümlerinden her yıl 300 civarında mühendis mezun olmaktadır (Serin, 2011). Son yıllarda orman ürünleri endüstrisinde işyeri sayısı ve istihdam bakımından önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Yılda yaklaşık 80 ile 120 arasında orman endüstri mühendisinin sektörde istihdam edildiği tahmin edilmektedir.

Bu çalışmada orman endüstri mühendislerinin çalıştıkları işletmelerde yaptıkları işin niteliği, iş ortamı, iş güvencesi, aldıkları ücret ve örgütsel iletişim konularında yaşadıkları tatmin düzeyleri ve verimlilik düzeyleri araştırılmıştır.

2. Materyal ve metot

Bu çalışmada kullanılan araştırma materyali Doğu Akdeniz bölgesi illerinde faaliyet gösteren özel sektör işletmelerindeki orman endüstri mühendisleridir. Demografik, işin niteliği, iş ortamı, iş güvencesi, ücret ve organizasyon içi iletişim ile ilgili 37 sorudan oluşan anket 44 mühendise yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Yüz yüze görüşme yönteminin seçilmesinin nedeni ankete verilen cevapların yanılgı oranını minimize etmek ve yapılan araştırmanın sağlamlığını artırmaktır.

Anket kullanılarak insanlardan çok sayıda konuda bilgi edinilebilir ve bunu gayet ekonomik bir şekilde yapmak mümkündür. Anket yönteminin işe yarayabilmesi için iyi bir çerçeve hazırlanmalı, örnekleme hatası kontrol edilmeli, ölçüm hatasına sebep olabilecek önyargılı ve karmaşık sorulardan kaçınılmalı ve sorular mümkün olan en yükse cevap oranına ulaşabilecek şekilde tasarlanmalıdır (Baş, 2010).

Anket soruları hazırlanırken likert ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçekte insanlara çeşitli ifadeler ver yargılar yöneltilir ve bu yargılara-ifadelere katılıp katılmama derecesinin belirtilmesi istenir. Kategori sayısı 5,7,9,11 olabilen likert ölçeği yaygın olarak 5’li kullanılmaktadır (Altunışık vd. 2012). Bu çalışmada da yaygın olarak kullanılan şekliyle 5’li likert ölçeğiyle hazırlanan sorular orman endüstri mühendislerine yöneltilmiştir.

Anketlerin uygulanması sonucu toplanan verilerin SPSS 21.0 istatistik yazılımında girişleri yapılmış ve ardından frekans ve yüzdelik değerlerin elde edildiği betimleyici istatistikleri çıkarılmıştır. Analiz sonuçları tablolar halinde sunulmuştur.

Page 403: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

403

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3. Bulgular

Bu çalışmaya konu olan orman endüstri mühendislerinin %90,7’si erkek olup, %58,1’i 24-30 yaş ve %20,9’u ise 31-35 yaş aralığında olduklarını belirtmişlerdir. Sektörde çalışan mühendislerin büyük çoğunluğu genç ve erkektir. Mühendislerin %62,8’i 6 yıldan az bir süredir çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Mesai sürelerine bakıldığında ise mühendislerin %72,1’lik kısmı yasal haftalık mesai süresi olan 45 saatten fazla çalışmaktadırlar. Bunun nedenlerine bakıldığında ise %48,4 ile çalışan sayısının yetersizliği, %38,7 ile daha fazla ücret isteği, %9,7 ile ek ödemelerden daha fazla yararlanma düşüncesi ve %3,2 ile mesai saatlerinin iyi düzenlenmeyişi gösterilmiştir. Sektörün hukuki yapısı %86’lık bir oran ile anonim şirketlerden oluşmaktadır. Bu işletmelerin istihdam ettiği mühendis sayıları ise %51,2 ile 1-10 arası, %25,6 ile 11-20 arası olarak görülmüştür. Bu işletmelerin üretim sistemleri %65,1 ile seri, %32,6 ile sipariş ve %2,3 ile parti üretimi olarak devam etmektedir. Bu işletmeler %90,7 oranında ihracat yaparak ürünlerini pazarlamaktadırlar ve tedarik zinciri bakımından %83,7 oranında hem ulusal hem de uluslararası kaynakları kullanmaktadırlar.

İş tatminine yönelik olarak yapılan işin niteliği ile ilgili yargılar Tablo 1’de gösterilmiştir. En fazla tam katılımın %51,2 ile mühendislerin yaptıkları işi kişisel olarak yapma isteği yargısı almıştır. Bunu %50 ile mühendislerin yaptıkları işte kendi potansiyellerini kullanma imkanı bulmalarına dair olan yargı almıştır. En az tam katılım gösterilen yargı ise %34,9’luk oranla işi kişisel olarak yapma isteği olarak görülmektedir. Tabloda öne çıkan bir diğer bulgu ise mühendislerin işi kişisel olarak yapma isteği yargısında %23,3’lük oranla kararsızlıklarını belirtmiş olmalarıdır. Yapılan işin beklentileri karşılaması yargısı ise %16,3’lük kısmen ret ve %11,6’lık tam ret ile mühendislerin en az tatmin oldukları konu olarak göze çarpmaktadır.

Page 404: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

404

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 1. İş tatminine yönelik olarak yapılan işin niteliği ile ilgili yargılar (%) Tam

Ret Kısmen

Ret Kararsız Kısmen

Katılım Tam

Katılım Kişisel potansiyel kullanma imkanı - 7,1 4,8 38,1 50,0

İşle ilgili yetki ve sorumluluklar - 9,3 9,3 34,9 46,5

İşin bilgi ve yeteneğe uygunluğu

2,3 7,0 7,0 39,5 44,2

İşin kişisel gelişime katkısı 7,0 4,7 11,6 34,9 41,9

İşi kişisel olarak yapma isteği 2,3 4,7 23,3 18,6 51,2

İşin beklentileri karşılaması 11,6 16,3 9,3 27,9 34,9

İşe yapılan katkıları görebilme - 4,7 11,6 34,9 48,8

Orman endüstri mühendislerinin çalıştıkları iş ortamları ile ilgili yargılara verdikleri cevaplar Tablo 2’de sunulmuştur. Buna göre yemek hizmeti ve ulaşım hizmeti sırasıyla %97,7 ve %93 oranlarıyla mühendislerin en fazla memnun olduğu hizmetler olarak öne çıkmaktadır. Sağlık hizmeti ve hafta sonu tatil imkanı yargılarına da yüksek oranda evet cevabı verilmesine rağmen, işyerlerinde sosyal olanaklarının bulunduğunu ifade eden oran %27,9 ile öne çıkmaktadır.

Tablo 2. İş ortamı ile ilgili yargılar (%) Evet Hayır İş yerinde yemek hizmetinin bulunması 97,7 2,3 İş yerinde sağlık hizmetinin bulunması 81,4 18,6 İş yerinde ulaşım hizmetinin bulunması 93,0 7,0 İş yerinde sosyal olanakların bulunması 27,9 72,1 İş yerinde hafta sonu tatil imkanının bulunması 79,1 20,9

İş güvencesi ile ilgili bulguların yer aldığı Tablo 3 incelendiğinde, mühendisler sağlık sigortalarının bulunduğunu %92,9 oranında yanıtlamışlardır. Özel sektör koşullarının oluşturduğu baskı sebebiyle %55,8’i yaptıkları işleri kaybedecekleri endişesi ile çalıştıklarını belirtmişlerdir. Emeklilik güvencesi ve güvenlik önlemlerinin yeterliliği yargılarına ise sırasıyla %44,2 ve %30,2 oranlarında olumsuz yanıt vermişlerdir.

Page 405: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

405

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 3. İş güvencesi ile ilgili yargılar Evet Hayır Yaptığı işin kaybedilme endişesinin bulunmaması 44,2 55,8 Sağlık sigortasının bulunması 92,9 7,1 Güvenlik önlemlerinin yeterli olması 69,8 30,2 Emeklilik güvencesinin bulunması 55,8 44,2

Ücret ile ilgili yargıların yer aldığı Tablo 4 incelendiğinde, en fazla tam katılımın olduğu yargı %53,5 ile ücretin zamanında alınması olmuştur. Diğer öne çıkan bulgu ise, mühendislerin %44,2’sinin aldıkları ücretin diğer işletmelere uygunluğu konusunda kararsızlık yaşamalarıdır. Ayrıca çalışanlar arasında adil bir ücret dağılımının olduğu yargısına %21,4 oranında kısmen ret ve %11,9 oranında tam ret yanıtı alınmıştır.

Tablo 4. Alınan ücret ile ilgili yargılar Tam

Ret Kısmen

Ret Kararsız Kısmen

Katılım Tam

Katılım Alınan ücretin beklentilere uygun olması 7,0 9,3 34,9 23,3 25,6 Ücretle geçim sıkıntısının çekilmemesi 2,3 7,0 27,9 37,2 25,6 Ücretin zamanında alınması 2,3 4,7 11,6 27,9 53,5 Personel arasında adil ücret dağılımınınvarlığı 11,9 21,4 19,0 31,0 16,7

Ücretin diğer işletmelere göre uygunluğu 2,3 23,3 44,2 16,3 14,0 Yapılan fazla mesainin karşılığınınverilmesi 14,3 7,1 21,4 23,8 33,3

Organizasyon içi iletişim ile ilgili bulgular Tablo 5’te gösterilmektedir. Buna göre en yüksek oranda tam katılımın sağlandığı yargı %51,2 ile mühendislerin yapılan işle ilgili bilgilendirilme yargısıdır. Çalışanlar arasında dedikodu, kavga ve dargınlığın olmadığını ifade eden yargı en az kısmi ve tam katılım toplamını (%58,1) ve en büyük kararsızlık oranını (%23,3) almıştır.

Page 406: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

406

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Tablo 5. Organizasyon içi iletişim ile ilgili yargılar Tam

Ret Kısmen

Ret Kararsız Kısmen

Katılım Tam

Katılım Sorunları yöneticilere iletebilmeolanağının bulunması 2,3 4,7 9,3 37,2 46,5

Yapılan işle ilgili bilgilendirilme durumu - 11,6 7,0 30,2 51,2 Çalışanlar arasında genel arkadaşlıkilişkilerinin yeterli olması

- 14,0 18,6 39,5 27,9

Amirler ile rahat bir şekildegörüşülebilmesi 2,3 9,3 11,6 34,9 41,9

Çalışanlar arasında dedikodu, kavga vedargınlığın olmaması 7,0 11,6 23,3 27,9 30,2

4. Sonuçlar ve öneriler

Doğu Akdeniz bölgesindeki özel sektör işletmelerindeki orman endüstri mühendislerinin iş tatmin ve verimliliği üzerine yapılan bu çalışmada çıkarılan sonuçlar şunlardır:

Mühendislere kendi kişisel potansiyellerini kullanma imkanı verilmektedir.

İşle ilgili yetki devri ve sorumluluk aktarımının iyi düzeyde varlığına rastlanmıştır.

Mühendislerin aldıkları eğitimi işgörenler ve insan kaynakları bölümü yetkilileri bildikleri için çalıştıkları işin bilgi ve yeteneklerine uygunluğu sonucu çıkarılmıştır. Ayrıca yapılan işlerin kişisel gelişimlerine katkısı da yüksek bulunmuştur.

Mühendislere işlerine yaptıkları katkıları görebilmelerinin de iyi derecede olması çalışmanın sonuçlarından bir tanesidir.

Mühendislerin çalıştıkları kurumlarca karşılanan yemek, sağlık, ulaşım hizmetlerinin iyi düzeyde olduğu ve hafta sonu tatil imkanının da sağlandığı çıkarılan sonuçlar arasındadır.

Her türlü olası iş kazaları ve meslek hastalıklarına önlem olarak da kullanılabilecek sağlık sigortasının neredeyse bütün mühendislerin tatmin edici bir düzeyde olduğu bulunmuştur.

Page 407: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

407

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Ücret hususunda mühendislerin en fazla olumlu gördüğü konu zamanında ödeniyor olduğudur

Örgütsel hiyerarşi ve yapı dahilinde mühendislere sorunlarını yöneticilerine iletebilme olanağının verilmesinin iş verimliliği üzerinde çok önemli etkisinin olacağı aşikardır.

Ayrıca yapılan işle ilgili bilgilendirilme durumunun yüksek olması da iş tatmini ve verimliliğini artırma konusunda önem arz etmektedir.

Çalışma sonucunda bulunulabilecek öneriler ise şöyle özetlenebilir:

Orman endüstri mühendislerinin iş ile ilgili beklentilerinin iyi düzeyde karşılanmadığı görülmüştür. Bununla ilgili liyakat ve beceri esaslı iş dağılımı gereklidir.

Mühendislerin işletmeler açısından artık kurumsal sosyal sorumluluk misyonu çerçevesinde ele aldıkları sosyal olanaklar yönünden tatmin olmadığı görülmüştür. İşletmelerin sadece iş endeksli değil aynı zamanda çalışanları sosyal bir varlık olduğunu göz önünde tutarak her anlamda doyuma ulaştırmaları gerekmektedir.

Mühendislerin yaptıkları işi kaybetme ve emekli olamama hususlarında endişeli oldukları çıkan bir diğer sonuçtur. Bu belki de en önemli husustur çünkü örgütsel bağlılık yönünden düşüklüğe sebebiyet verebilir ve işi sahiplenmenin azalması sonucunda verimliliğin istenilen seviyeye gelmesini engelleyebilir. İş tatmini yüksek insanların, özgüven, moral, performans ve verimlilik artışına gittiği; hastalık, stres, gerginlik, endişe, şikayetler, devamsızlıklar ve işten ayrılma konularında ise düşüşe yol açtığı belirtilmiştir (Yammarino ve Dubinsky, 1987)

Mühendislerin kendi aralarında adil ücret dağılımı olduğuna inanmadıkları ve aldıkları ücretin diğer işletmelere göre uygunluğu hususunda rahatsız oldukları da kaydadeğer bir sorun olarak görülmektedir. Bunun için yapılan işi tam karşılayabilecek bir ücret yönetimi uygulamasına ihtiyaç duyulmaktadır.

İş ortamlarında örgüt içi dedikodu, küslük, dargınlık, hatta kavga gibi verimliliği düşürecek olayların varlığı da önemli derecede yüksek bulunmuştur. Bu sosyal olanakların artırılması sonucu azaltılabilir ve çalışanları bütünleştirici ve hepsinin örgütsel vatandaş olduklarına yönelik uygulamalar da önerilebilir. Ayrıca orman endüstri mühendisi adaylarına kişisel gelişimleri için beden dili, sözlü iletişim, yazılı iletişim, halkla ilişkiler gibi sosyal konularda da kendilerini geliştirmeleri önerilmektedir (Gedik vd., 2010).

Page 408: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

408

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Orman endüstri mühendisi yetiştiren bölümlerin, mühendis adaylarına bireysel ve bağımsız, etkileşimli, nitelikli, ekonomik öğretim imkanı tanıyan, sanayi odaklı, sektörün mevcut ve gelecekte olabilecek talepleri karşılayabilecek, mesleği yaygınlaştırabilecek ve saygı kazandırabilecek bir eğitim öğretim uygulamalıdır (Serin, 2011).

Gedik ve arkadaşlarının (2009) yaptığı bir çalışmada, personelin iş tatminlerini ve dolayısıyla verimliliklerini artırmak için çalışanlara kişisel potansiyellerini kullanma imkânları sunulmalı, yetki ve sorumluluk verilmeli, verilecek işler onların bilgi ve becerileri dikkate alınarak verilmeli, işlerinde katkılarını göstermek için çalışmalar yapılmalı, sosyal açıdan beraber olacakları faaliyetler yapılmalı, sigorta ve emeklilik güvencesi sağlanmalı, ücret olarak çalışmalarının tam karşılığı verilmeli, yapılan fazla mesailer her zaman ödenmeli, ücret ve fazla mesai ücretlerinde gecikme yapılmamalı, adil bir ücret politikası uygulanmalı ve organizasyon içinde çok iyi bir iletişim ortamının oluşumu sağlanmalıdır.

Orman endüstri mühendisliğinin toplumda fazla tanınmaması, mesleğinin toplumda itibar görmediğini imajını oluşturmaktadır. Bu durum çalışma ortamlarına ve işletmelere de yansımaktadır. Özel sektörde mali ve özlük haklarından kaynaklanan tatminsizlikler, yükselme kriterlerinin olmaması, yapılan görev ve sorumluluğun fazlalığı, çalışma ortamından kaynaklanan olumsuzluklar orman endüstri mühendislerinin görevlerini layıkıyla yapmasında motivasyonunu ve verimliliğini azaltmaktadır.

Kaynaklar

Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S., Yıldırım, E., 2012. Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri: SPSS Uygulamalı. 7. Baskı. Sakarya Yayıncılık.

Anonim, 2002. Mühendislik Mesleklerini Tanıyalım, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, Yayın No:293, Ankara .

Anonim, 2007. Orman Mühendisliği ve Orman Endüstri Mühendisliği Eğitiminin Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı Sonuç Raporu, 12-13 Nisan 2007, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, İstanbul.

Baş, T., 2010. Anket. 6. Baskı. Seçkin Yayıncılık. Ankara.

DPT, 1994. VII. Kalkınma Planı Orman Ürünleri Sanayii ÖİK Raporu, Ankara.

Gedik, T., Akyüz, K. C., Batu, C., 2009. Orman Endüstri İşletmelerinde Yönetici İş Tatmin Düzeyinin Belirlenmesi (Düzce İli Örneği). Kastamonu Üniversitesi., Orman Fakültesi Dergisi, 2009, Cilt: 9, Sayı:1, s: 1-11.

Page 409: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

409

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Gedik, T., Akyüz, İ., Akyüz, K. C., 2010. Orman Endüstri Mühendisliği Eğitimine Sektörel Bakış. Düzce Üniversitesi Ormancılık Dergisi, Cilt:6, Sayı:2, s:23-29.

Kalkınma Bakanlığı, 2014. Sürdürülebilir Orman Yönetimi Özel İhtisas Komisyon Raporu. Ankara.

Kurtoğlu, A., Koç, K. H., Erdinler, S., Sofuoğlu, D., 2009. Türkiye Orman Ürünleri Endüstrisinin Yapısal ve Eğitsel Sorunları, II. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi 19-21 Şubat 2009, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.

Öztürk, E., Erdinler E. S., Koç, K. H., 2012. Yükseköğretimde Motivasyon Sorunu ve Orman Endüstri Mühendisliği Eğitimi. III. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi. İstanbul, Türkiye. 18-20 Ekim 2012.

Serin, H., 2011. Orman Endüstri Mühendislerinin Sorunları ve Fırsatları. 2013’e Doğru 1. Doğa ve Ormancılık Sempozyumu, 117-127, Antalya, 21-27 Kasım 2011.

Url-1, https://tr.wikipedia.org/wiki/Orman_end%C3%BCstrisi_m%C3%BChendisli%C4%9Fi. Erişim tarihi:06.10.2015.

Yammarino F.J., Dubinsky A.J. 1987. On Job Satisfaction: It's the Relationships That Count, The Journal of Risk and Insurance, Vol. 54, No. 4 (Dec., 1987), pp. 804-809.

Page 410: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

410

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 411: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

411

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

TÜRKİYE’DE AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ

Kenan ARICI Orman End. Müh.

AİMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Özet

Ağaç işleme makineleri sektörünün ülkemizdeki gelişimi ve ithal makine pazarının durumu ile bu sektördeki aktörlerin mobilya sanayinin gelişimine sağladığı katkı incelenmiştir.

Ülkemizde ağaç işleme makinelerinin teknolojik anlamdaki gelişimi ile birlikte mobilya ve yan sanayide aynı paralel de gelişerek kitlesel üretim hız kazanmıştır. Buna paralel olarak mühendis ve teknik personelin yönetime katılması ile beraber sektör hızla gelişmiş ve yönetimsel yapılanma değişmiştir.

Bilişim teknolojilerinin de sanayimize girmesi ile birlikte farklı üretim modelleri doğmuş buna uygun makine ekipmanları gelişmiştir.

Bu bildiri kapsamında bu konular detaylandırılarak anlatılacaktır.

Summary

The development of wood processing machines sector in our country and status of imported machine market and the contribution of the actors in this sector to the furniture industry are observed.

Bulk production gained speed with the technologic development of wood processing machines in our country in addition to developments on furniture and sub-industry. Parallel to this, with the participation of engineers and technical personnel to the management, sector is rapidly developed and administrative structuring has changed.

Also with the use of information technologies, different manufacture models emerged and suitable machine equipments are developed.

These issues will be explained in detail within the scope of this notification.

Page 412: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

412

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

1- Ağaç İşleme Makineleri Sektörüne Genel Bakış

Sektörün ihracatı 15 yılda yüzde 760 oranında arttı

Yaşanan gelişimi görebilmek için sektörün son 15 yılda gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve ithalat rakamlarına bakıldığında;

Ağaç işleme makineleri üretimi 2000 yılında 59 milyon dolar seviyesinde iken, 2009 yılında yaşanan krize rağmen 2014 yılı sonu itibarıyla yüzde 200 büyüdü ve 190 milyon dolar oldu. Sektör üretimini 2014 yılında ise bir önceki yıl olan 2013’e göre yüzde 4 oranında artırdı.

Sektör ihracatı 2000 yılında toplam 9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, 2014 yılı sonunda yüzde 760 oranında artış sağlayıp ihracatı 83 milyon dolara ulaştırdı.

2014 yılını 2013 yılına göre kıyasladığımızda ise ihracatın yaşanan global kriz ve komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar nedeniyle yüzde 14 azaldığını görüyoruz.

Sektörün ithalatı ise 2000 yılında 35 milyon dolar idi. Bu rakam 2013 yılı sonunda yüzde 370 oranında artarak 208 milyon dolara ulaştı. 2014 yılını 2013 yılına göre kıyasladığımızda ise rakamlar ithalatın yüzde 10 azaldığına işaret ediyor.

Mobilya sektörüne 2013’te 294 milyon dolarlık makine satıldı

2000 yılında 89 milyon dolar olan sektörün yurt içi satış rakamı, 2008 yılında 331 milyon dolara ulaşırken, 2009 krizinde 140 milyon dolara kadar geriledi. Satışlar 2011 yılında ise son 15 yılın en yüksek rakamı olan 467 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektör 2014 yılı sonunu ise 293 milyon dolarlık yurt içi satış rakamıyla kapattı. Bu da sektörün 2000 yılından 2014 yılı sonuna kadar yurt içi satışlarını

Page 413: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

413

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

yüzde 230 oranında artırdığını ortaya koyuyor.

Ağaç işleme makineleri sektörü, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin (OAİB) Mobilya Sektörü Raporu’na göre 2013 yılında 19 milyar dolarlık üretim gerçekleştiren mobilya sektörüne, 294 milyon dolar değerinde makine satışı yaptı. Özetle ağaç işleme makineleri sektörü, yurt içine sattığı makinelerle mobilya üretimine doğrudan katkı sağladı.

2- Ağaç İşleme Makineleri Ve Yan Sanayisi Sektörünün Sorunları Ve Çözüm Önerileri

2.1- Makine sektörü için muhtelif vergi ve koruma önlemlerinin artırılması

Makine sanayinde önde olan ülkeler gizli ve açık tedbirlerle korumacılık yapmaktadır. Tekstil, hazır giyim ve kumaşta yapıldığı gibi yerli sanayicinin korunması ve sektörün gelişiminin sağlanabilmesi için bir kısım vergi ve benzeri önlemler alınabilir.

 2.2- Teknoloji transferinin ve yurt dışındaki firmalarla ortaklıkların teşvik edilmesi

Ekonomik anlamda zor günler geçiren Batılı gelişmiş ülkelerin makine sektörlerinde sıkıntıda olan firmaların, Türkiye’de yatırım yapanları ile üretici firmalarımız arasında ortaklıklar yapılmasının teşvik edilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.

 

2.3- Kur sorunu

T.C. Merkez Bankası tarafından ihracat dövizinin, içinde bulunulan yıla ait ortalama kur üzerinden TL.’ye çevirip ihracatçılara ödenebileceği değerlendirilmektedir. Zira, yurt dışından akreditif geldiğinde kur yüksek olmakta ve malzeme yüksek kur üzerinden alınmaktadır. Makinelerin imalatı bitip söz konusu ürünler yurt dışına gönderildiğinde ise kur düşmekte ve firmaların eline geçen TL. azalmaktadır. Dolayısıyla da, makinelerden kar elde etme olanağı kalmamaktadır. Bu konunun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

 

Page 414: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

414

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.4- Leasıng ve ihracatta kdv iadesi

Leasing ve ihracatlardan tahsil edilemeyen KDV’ler, devletten çok uzun sürelerde tahsil edilmektedir. Bu durum şirketin finans dengelerini bozduğu için bu konuya özel önem atfedilmesi gerekmektedir.

 2.5- Katma değer vergisi (KDV)

KDV’nin alımlarda %1 ve satışlarda ise %8'e düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca, nihai ürün üretene KDV istisnası tanınmalıdır.

 2.6- Fuar iadeleri ve fuar bedelleri

Yurt dışı fuarların fiyatları diğer ülkelerin katılımcılarından çok daha yüksek bedellerde oluyor. Devletin vermiş olduğu % 50 teşvik yerine fuar metrekare bedeli çok düşük fiyatlarda firmalara satılması düşünülmelidir. Teşvikten yararlanıldığında fuar katılım bedelleri döviz olarak ödeniyor; 6 - 8 ay sonra ancak TL. olarak tahsil edilebiliyor. Ayrıca firmalar tarafından üretilen/satışı yapılan makinelerin fuarlarda sergilenebilmesi için yüksek metrekareli yerler alınması gerekiyor. Bu nedenle KOSGEB ve diğer kanallardan alınan fuar desteklerinin artması ve fuar alanlarının gümrüklü alan olması gerektiği düşünülmektedir.

 2.7- Resmi kurumlarla olan sorunlar

Üreticilerin, resmi kurum ve kuruluşlarla olan ilişkilerindeki bürokratik sorunların aşılması, prosedürlerin basitleştirilmesi ve zorlukların kaldırılması gerekmektedir.

2.8- İşyeri açılmasında belirli temel standartların oluşturulması

Her iş dalı için işyeri açma ve işletebilme için meslek standartlarının (bilgi, beceri, personel nitelikleri, finansman yapısı vs) oluşturulması ve işyeri açılışlarında Garanti Belgesi, Satış Sonrası Hizmetler Yeterlilik Belgesi gibi kriterlerin aranması gerekmektedir. Aynı zamanda sektörde faaliyet gösteren firmaların kurumsallaşması çok önem arz etmektedir. Aksi takdirde yurtiçi ve yurtdışı rekabete açık olamamaktadır.

  

Page 415: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

415

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.9- Devlete karşı yükümlülüklerini yerine getiren firmalara indirim yapılması

Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi ve diğer vergiler ile, BAĞKUR primi yükümlülüklerini zamanında yerine getiren mükelleflere vergi ve prim indirimi yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca imalatçı firmalara uzun vadeli kredi verilmesi için girişimlerde bulunulması gerektiği düşünülmektedir.

 2.10- Eğitim sorunu

Lise seviyesindeki eğitimin; % 30 Düz Lise ve % 70 Meslek Lisesi olarak yeniden yapılandırılması ve eğitimin niteliğinin iyileştirilerek, daha yüksek nitelikli ve çalışkan çocukların meslek liselerini tercih etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca OSB'lerde de mesleki eğitime önem verilmesi uygun olacaktır. Teknik eğitim veren öğretmenlerin eğitim seviyesi de güncel olmayıp, bu bakımdan eğiticilerin de yeni teknolojiler ışığında yeniden bilgilendirilmesi faydalı olacaktır. Bunlara ek olarak, Teknoloji Fakültelerinin pratik yönlerinin tekrar kazandırılması gereklidir. AİMSAD olarak Mesleki Eğitim hususunda muhtelif çalışma ve projelerimiz bulunmaktadır.

 2.11- Teşvik sistemi

Teşvik Sisteminin yeniden düzenlenmesi ve bölgesel değil, sektörel bir yapının kurulması gerekmektedir.

 2.12- Faydalı model ve belgelendirme

Faydalı Model ve Belgelendirme konusunda mahkemelerin hızlandırılması gereklidir.

2.13- İş güvenliği ile ilgili işveren aleyhine olan ağır müeyyidelerin dengelenmesi

İşçi-işveren ilişkilerinde oluşan olumsuzluklar neticesinde İl Sağlık Müdürlükleri'ndeki bilirkişilerin, yargıya intikal etmiş olan davalarda ise hâkimlerin işverenler aleyhine oluşan (işçi mağdurdur, işveren her zaman haksızdır) tek taraflı tutum ve kararlarının, her iki tarafı da koruyan ve kollayan kararların alınmasını sağlayacak kanun ve benzeri hukuki düzenlemeler ile düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Page 416: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

416

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.14- SGK ve işveren arasındaki davalar

Tek taraflı oluşan, “işçi mağdurdur, işveren her zaman haksızdır” bakış açısı bir şekilde düzeltilmelidir. İşverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) sürekli prim ödenmesine ve işçiler ile ilgili gerekli önlemler alınıyor olmasına karşın, iş kazaları ile ilgili durumlarda SGK tarafından ödenen meblağlar daha sonra yine SGK tarafından yargıya taşınmakta; bu masraflar işverenlere faizleri ile birlikte ve hakkaniyetsiz olarak mükerrer bir mali yük olarak yansıtılmaktadır. Öyle ki, işveren her bir çalışana özel sigorta yapmış olsa, üzerinde kalan mali yük çok daha az olacaktır. Bu sebeple söz konusu mağduriyetin giderilmesine yönelik çalışmalar acilen başlatılmalıdır.

 2.15- Osb’lerde sanayi arsası temininde ve bina yapımında kolaylık sağlanması

Sanayicilerin en büyük maliyetlerinden biri olan arsa temininde ve bina yapımında, organize ve sanayi bölgelerinde uygun şartlarda, uzun vadeli ve ucuz kredi sağlanmalı, arsa satışının ranta dönüşmesi engellenmeli, sanayicinin sermayesini toprağa gömmesinin önüne geçilmelidir. Sektörel olarak ayrıştırılmış ve birbirini tamamlayan firmalardan oluşan nitelikli OSB'ler kurulmalıdır.

 2.16- Sektörel veritabanı

TÜİK, TOBB, TİM, İGEME, Odalar, Belediye, Valilikler, OSB Yönetimleri, KSB Yönetimleri vb. toplanarak Türkiye Üretim-Sanayi Envanteri ve Bilgi Bankasının oluşturulması gerekmektedir.

 

2.17- Enerji maliyetleri

Enerji maliyetlerinin yüksek oluşu üretimin en büyük sorunudur. Sanayi Sicil Belgesi olan firmaların aldıkları indirim oranlarının yükseltilmesi gerekmektedir. Ayrıca, enerji sektöründeki büyük oyunculara sağlanan imkanların sanayi firmalarına da eşitlik ve hakkaniyet oranında dağıtılması; buna ek olarak, sektörel bazda STK'lar ile ortak projeler geliştirilmesi gerekmektedir.

    

Page 417: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

417

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

2.18- Exımbank

Eximbank şartları ağır olup, Türkiye'deki Eximbank kullanımını dünyadaki kullanımla kıyaslamak mümkün bile değildir. Türk Eximbank tamamen özel bir banka gibi çalışmakta olup, sanayicilere destek olma konusunda son derece yetersiz kalmaktadır. Kurucularını desteklemekle birlikte, maalesef sektöre faydası olduğunu değerlendirilememektedir.

 2.19- Ar-Ge teşvikleri

AR-GE teşviklerinin KOBİ'lere uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Mevcut AR-GE sistemindeki bürokrasinin azaltılması; söz konusu desteklerin daha kolay erişilebilir ve makine sanayi için daha çekici hale getirilmesi gerekir. Ayrıca 30 AR-GE personeli bulundurulması halinde verilen AR-GE Merkezi Belgesi için nitelik ve nicelik aranması gerektiği düşünülmektedir. Küçük firmalar da büyük bütçeli projelere imza atabilmekte ve AR-GE Merkezi'ne ihtiyaç duyabilmektedir.

 2.20- Vize sorununun halledilmesi

Avrupa ülkelerine vize alınması halen çözülememiş olan büyük bir sorundur. Fuarlara makine götüren veya montörünü göndermek isteyen firmalar büyük sıkıntı çekmektedir. Ayrıca bu durum, uluslararası rekabeti engelleyici bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. İhracatta başarılı olan ve yüksek teknolojili ürünler üreten firma yetkililerine yeşil pasaport imkânı sunulmalıdır.

 

3- AİMSAD’ın Amacı

Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD), 6 Haziran 2014 tarihinde İstanbul'da kurulmuştur.

AİMSAD'ın başlıca kuruluş amaçları, ağaç işleme makineleri ve yan sanayisinin imalatı ve temsilciliği konusunda faaliyet gösteren üye firmalar arasında işbirliği, dayanışma ve bilgi alışverişi sağlamak; üyelerinin ekonomik, mali, hukuki, idari, teknolojik, imalat, ihracat ve ithalat ile ilgili sorunlarını çözümlemeye yönelik çalışma ve teşebbüslerde bulunmak; Türkiye'de ve dünyada ağaç işleme makineleri ve yan sanayi mamulleri pazarını geliştirerek en ileri seviyeye çıkarmaktır.

Page 418: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

418

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

4- AİMSAD’ın misyonu

Yenilikçi, akılcı, ilkeli, sorumlu bir yaklaşım çerçevesinde ve her daim hukuki, ekonomik ilkelere ve mesleki etik değerlere bağlı kalarak; ülke genelinde ağaç işleme makineleri ve yan sanayisi sektörünün tüm kademelerinde faaliyet gösteren sanayici ve iş adamlarını bir araya getirmek; ana ve yan sanayi sektörlerini ulusal ve uluslararası her türlü platformda ve ayrılmaz bir bütün olarak temsil eden sektörün sivil toplum kuruluşu olmak; ahşap ve ağaç işleme sektörünün mevcut potansiyelini çok daha etkin ve verimli bir şekilde kullanması yönünde faaliyetlerde bulunmaktır.

5- AİMSAD’ın vizyonu

Ülkemizin ağaç işleme makineleri ve yan sanayisinin uluslararası düzeydeki rekabet gücünü artırmak ve sürekli kılmak için ilgili tüm kurum ve paydaşlar ile işbirliği içerisinde, sektörün öncelikleri doğrultusunda politikalar geliştirmek ve bu politikaların gerçekleştirmesi için gerekli altyapının oluşturulmasını sağlamaktır.

AİMSAD’ın 2015 yılı Ağustos ayı itibariyle 50 üyesi bulunmaktadır. Üyelerinin 37’si üretici, 13’ü ise ithalatçı ve satıcı konumundadır. Üyelerimizin detaylı bilgi ve ürün bilgilerinin yer aldığı Üye Kataloğumuz 2015 yılı Mayıs ayında Türkçe-İngilizce olmak üzere basılmıştır.

6- Kuruluşundan Bu Yana AİMSAD Faaliyetleri

AİMSAD, kısa süre içerisinde Avrupa başta olmak üzere uluslararası sektörel sivil toplum kuruluşlarına üye olmayı ve bu oluşumlar içerisinde Türkiye’yi temsil etmeyi hedeflemektedir. Bu hedefin ilk adımları 12 Eylül 2014 tarihinde İtalya’nın Verona

kentinde gerçekleşen Avrupa Ağaç İşleme Makinesi İmalatçıları Federasyonu’nun (EUMABOIS) Genel Kurulu’na katılım sağlanarak atılmıştır. AİMSAD, 2014 yılı Eylül ayı sonu itibariyle EUMABOIS üyesi olmuş ve 2019 yılında Türkiye’de yapılması planlanan EUMABOIS Genel Kurulu’na da ev sahipliği yapacaktır.

 

 

Page 419: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

419

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

AİMSAD, makine sektöründe ortak akılla stratejik kararların alınmasını ve bu kararlar doğrultusunda çalışmaların daha verimli yapılmasını sağlamak amacıyla sektörde faaliyet gösteren Dernek, Birlik, Oda ve OSB’ler ile iletişimin güçlendirilmesine ve bu amaç doğrultusunda bir araya gelinmesine Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nca 12 Ekim 2006 tarihli toplantıda karar verilmiş olan ve 17 Ocak 2007 tarihli toplantıda alınan karar ile kurulan Makine Sanayi Sektör Platformuna üye olmuştur.

AİMSAD, her yıl REED TÜYAP Fuarcılık A.Ş. tarafından İstanbul’da, TÜYAP Büyükçekmece Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen; Uluslararası Ağaç İşleme Makineleri, Kesici Takımlar, El Aletleri Fuarı’nı desteklemektedir. İlk olarak 27 Eylül – 1 Ekim 2014 tarihlerinde 27. kez gerçekleştirilen söz konusu fuara Dernek olarak katılmış olup; ana fuayedeki standı ile üye firmaları adına aktif tanıtım faaliyetlerinde bulunmuştur.

AİMSAD, 11-15 Mayıs 2015 tarihleri arasında Almanya'nın Hannover kentinde gerçekleştirilen LIGNA 2015 Fuarı’na katılmıştır. LIGNA 2015, AİMSAD’ın katılım sağladığı ve sektörü temsil ettiği ilk yurt dışı fuardır. 50 farklı ülkeden 1.567 firmanın katıldığı ve 40.000’i Almanya dışından olmak üzere toplam 96.000 kişinin ziyaret ettiği

LIGNA 2015 Fuarı'na bu yıl, hâlihazırda 13’ü AİMSAD üyesi olan 31 Türk firması ile damgasını vuran ülke Türkiye olmuştur.

AİMSAD bünyesindeki üyelerinden almış olduğu güç ve sektördeki nitelikli yayın eksikliğini gidermek amacıyla Temmuz-Ağustos 2015 itibariyle AİMSAD Dergisi’ni yayınlamaya başlamıştır. Birçok Kamu Kurumu, Üniversite, Sivil Toplum Kuruluşları,

Meslek Liseleri, Mobilya Üreticisi firmalar ile sektör firmalarına dağıtımı yapılacak olan AİMSAD Dergisi 2 ayda bir yayınlanacak ve her sayısı 3.500 adet basılacaktır.

 

 

 

 

Page 420: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

420

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

AİMSAD, 21 Ağustos 2014 tarihinde düzenlenen Uluslararası Orman, Ağaç Endüstrisi ve Ticareti Konferansı’nın destekçi kuruluşları arasında yer almıştır. AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mustafa S. EROL da söz konusu konferansta, ağaç işleme sektörüne genel bakış, sektörün mobilya ve diğer ilgili sektörlerle ilişkileri üzerine bir konuşma gerçekleştirmiştir. AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa S. EROL, AİMSAD’ın kuruluş gayesi ve hedefleri hakkında da bilgi vermiştir.

Kurulduğu 5 Haziran 2014 tarihinden bu yana, farklı yer ve zamanlarda, Türkiye ve sektör genelini kapsayan bir dernek olma arzusunu sürekli yineleyen ve ilk Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı 29 Eylül 2014 tarihinde İstanbul’da, TÜYAP Büyükçekmece Fuar ve Kongre

Merkezi’nde gerçekleştiren AİMSAD; bu amaca istinaden, Yönetim Kurulu Toplantıları’nın bir kısmını İstanbul’da, bir kısmı ise diğer illerde yapma ve söz konusu toplantıları takiben de, üye ve sektör temsilcileri bir araya geleceği “Üye İlişkileri Geliştirme ve Sektör Temsilcileri ile Buluşma Organizasyonları” düzenleme kararı almıştır. Bu çerçevede; Bursa, İstanbul, Ankara ve İzmir’de Üye İlişkileri Geliştirme ve Sektör Temsilcileri ile Buluşma Organizasyonları gerçekleştirilmiş ve toplam 250 kişi katılmıştır.

Page 421: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

421

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

YERLİ AKSESUAR ÜRETİCİLERİNİN MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİNDEKİ ETKİNLİĞİ

Munis TEZBAŞARAN

[email protected] MAKSDER Yönetim Kurulu Başkanı

Samet A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Özet

Yerli aksesuar üreticilerinin mobilya sektörünün gelişiminde etkinliği çerçevesinde; mobilya aksesuarlarının kısaca tanıtılması, mobilya aksesuarlarının mobilya içinde yarattığı farklılık, son 20 yılda küresel ekonomide yaşanan tüm gelişmeler ve artan rekabet koşullarının gerçeği, ürünler ve hizmetler için müşterilerin ödedikleri ücretlerin büyük bir kısmını, o ürünü oluşturan parçaların toplam maliyeti ya da üretim maliyeti değil, o ürün içerisindeki ‘katma değer’ oluşturmaktadır. Katma değeri oluşturan en önemli unsur ise o ürünün tasarımı, özgünlüğü, bilgi yoğunluğu, teknolojik içeriği ve marka değeridir.

Gelişen teknolojiyle birlikte hızın ve bilginin öneminin giderek artması, bilinçlenen ve tercihleri değişen tüketicinin yaşam alanlarında işlevsellik ve konfora öncelik vermesi akıllı mobilyalara rağbetin artmasını beraberinde getirdi. Kullanıcılar artık ne istediklerini daha iyi biliyorlar ve satın aldıkları ürünlerle ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorlar.

Dünyadaki “akıllı mobilya seçimi” trendine uyum sağlamanın yolu mobilyaya hayat veren aksesuarları efektif kullanmaktan geçiyor.

Görünmeden de olsa mobilya aksesuarları, hayatımıza sürekli dokunarak pratiklik ve konfor katıyor. Tüketici bu detayları yaşam alanlarına dâhil ederken; uzun yıllar kullanılacak kalitede olmasına, uygun fiyatlı ancak üretici firma tarafından mutlaka garanti desteği verilen ürünler olmasına dikkat etmesi gerekiyor.

Sektörümüzün en kötü yanı ise kalitesiz Çin mallarının ülkemizi istila etmesi ve Avrupa Birliği ürünü gibi tanıtılarak “Devletin ve en önemlisi Tüketicinin” aldatılmasıdır.

Tüm sektörlerde ana işimiz; üründe ve hizmette; inovasyon, buna ulaşmak için Arge Merkezleri, tasarım ve markalaşma olmalıdır.

Page 422: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

422

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Bugün olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mobilya sektöründe teknoloji önemini koruyacak. Kullanım kolaylığı, pratiklik, sessiz çalışma, dayanıklılık, fiyat-kalite performansı tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek ancak; konfor, işlevsellik ve şık görünüm sunması mobilya ve mobilya aksesuarı tercihlerinde gelecekte daha da belirleyici olacaktır.

Abstract

Given the difference that accessories create in furniture and the impact of the accessories industry on the development of the furniture industry, along with the facts covered in this brief on the accessories industry and the developments witnessed in the global economy over the last 20 years, it is fair to say that the price paid by customers for products and services in this industry can be for the most part attributed to the "added value" that goes into the product, rather than the costs of production/parts that make up the product. What basically creates the added value is the design, uniqueness and expert content of the product as well as its technology investment and brand value.

Speed and knowledge have become ever more important with the development of technology, and consumers have become more conscious in their choices. As comfort and functionality gain more importance in living spaces, the demand for smart furniture is rising. Today's consumers are more knowledgeable about what they want and are much more interested in what goes into the product they buy.

We can follow the global "smart furniture" trend through the efficient use of accessories that make furniture enjoyable.

Though mostly hidden, accessories add comfort and practicality to our lives. Beyond adding such details to their living spaces, consumers should also choose products with durable quality, affordable prices, and good manufacturer warranties.

The most troubling issue in the industry is the invasion of the Turkish market by inferior Chinese products, which are often portrayed as European Union products, thereby cheating the government and most importantly, consumers.

In every industry, our primary goal should be to create innovation in all products and services, followed by design and branding and establishing new R&D centres to achieve this aim.

Page 423: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

423

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

In the future, technology will also be just as important for the furniture industry as it is today. Factors such as ease of operation, practicality, silent operation, durability, and price-quality performance will remain key criteria in consumers' purchasing decisions, but comfort, functionality, and an elegant and stylish appearance will become more important in their choices of furniture and accessories.

1- Yerli aksesuar üreticilerinin mobilya sektörünün gelişimindeki etkinliği

Öncelikle işleyeceğimiz konunun ihtiva ettiği mobilya aksesuarlarını kısaca tanıtarak anlatmamız doğru olacaktır.

2- Mobilya aksesuarı nedir?

Kullanıcılar olarak bizler mobilyanın dış görünüşü ve işlevselliği, buna bağlı olarak da konforuna muhakkak dikkat ederiz. İşte burada mobilyada istediğimiz özellikleri sağlayan, mobilyayı ayakta tutmasını sağlayan bağlantı elamanları, birbirine bağlayan, gerektiğinde mobilyayı duvara kolayca monte edilmesini sağlayan, kapak ve çekmecelerini açmaya yarayan çok değişik çeşitte ve şık modern-antik kulplar, çekmeceleri hareket ettiren raylar, kapak menteşeleri, pantolonluklar, elbise asansörleri ve borular, yemek masalarını açıp büyülten ray sistemleri, mobilyaların iç-dış aydınlatılmasını sağlayan özel aydınlatma armatürleri, kapakları hareket ettiren sürgü sistemleri, çok şık koltuk kabaraları ve zımba telleri, mobilya ve mutfak dolaplarının içindeki toplayıcı, istif edici tel sepet sistemleri, çöp kovaları, kablo kanalları, süpürgelik, birbirinden farklı kenar bantları, masa ayakları, kaşıklıklar ve mobilya separatörleri, mobilya bazaları, ofis mobilya karkasları, mobilyalar için makas sistemleri, camlı etajerler ve bu sanayinin dertlerini yazan ve tanıtan yayın grubu ile sektör, Türkiye’de bütünleşmiş ve MAKSDER çatısı altında birleşmiştir.

Bu sektörü temsilen kurulan Maksder Mobilya Aksesuar Sanayicileri Derneği sektörün sıkıntılarını çözmeye çalışırken, üyelerinin yaptıkları işin farkında olarak üretici ve tüketicilere kaliteli, gerek Türkiye’de ve gerekse diğer ülkelere rekabetçi olarak satılabilecek fiyatta ve kısa teslim süreli, güvenirlilik konusunda el ve güç birliği yapmaktadır.

Page 424: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

424

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

3- Mobilya içinde mobilya aksesuarının durumu

Son 40 sene öncesiyle kıyasladığımızda her şey çok değişti. Eskiden sadece yatak, yemek ve oturma odası algısı vardı ancak son 40 yılda buna banyo ve mutfak mobilyaları da eklendi. Mobilyaların geneli için menteşeler ve raylarda yavaş kapanır sistemler, mobilyayı bir arada tutan parçalar, mobilya aydınlatmalarını söyleyebiliriz.

İşte bu yüzden Mobilya aksesuarları için kısa tanımımız; mobilyaya hayat veren parçalar olup mobilyanın gizli kahramanlarıdır diyebiliriz.

20 yılda küresel ekonomide yaşanan tüm gelişmeler ve artan rekabet koşulları şu gerçeği açık bir şekilde göstermiştir: Artık ürünler ve hizmetler için müşterilerin ödedikleri ücretlerin büyük bir kısmını, o ürünü oluşturan parçaların toplam maliyeti ya da üretim maliyeti değil, o ürün içerisindeki ‘katma değer’ oluşturmaktadır. Katma değeri oluşturan en önemli unsur ise o ürünün tasarımı, özgünlüğü, bilgi yoğunluğu, teknolojik içeriği ve marka değeridir.

Küresel ekonomide rekabetçilik seviyesi en yüksek olan şirketler, katma değeri en yüksek ürünleri üretebilen, rakiplerinden farklılaşan, özgün ve yenilikçi çözümleri tasarlayabilen ve uygulayabilen şirketler olup, en rekabetçi ülkeler de ‘inovasyon odaklı ekonomik yapıya geçiş yapabilmiş ve sanayi üretimlerini bilgi yoğun’ hale dönüştürebilmiş ülkelerdir.

Uluslararası rekabet koşulları göz önüne alındığında, bu alanda bazı firmalarımız kendi markalarını yaratmışlar ise de bu konuda zayıf kalan diğer mobilya sektörünün zaman kaybetmeksizin kendi markalarını yaratması gerekmektedir. Çünkü tüm sektörlerde olduğu gibi hayal olarak başlayıp inovatif fikirle ürün olan, tasarım ve marka değeri yaratabilen firmalar gittikçe genişleyen bir şekilde pazara hâkim olacaklardır.

Ülkemizde bunu anlayan ve uygulayan firmalar iç pazarda hakim oldukları bu organizasyonu yurt dışına da taşımaya başlamışlar ve bu sayede Türkiye’nin mobilya ihracatı geçtiğimiz yıllara göre büyük oranda artış göstermiştir.

4- Tüketicilerin tercihi; akıllı mobilyalar için akıllı mobilya aksesuarları…

Gelişen teknolojiyle birlikte hızın ve bilginin önemi giderek arttı, bilinçlenen ve tercihleri değişen tüketicinin yaşam alanlarında işlevsellik ve konfora öncelik vermesi akıllı mobilyalara rağbetin artmasını beraberinde getirdi. Kullanıcılar artık

Page 425: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

425

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

ne istediklerini daha iyi biliyorlar ve satın aldıkları ürünlerle ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorlar. Bütçe kriterlerinin yanı sıra çağı yakalayan yenilikçi ürünlerle yaşam alanlarına performans katan ve estetik beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ürünleri tercih ediyorlar. Yani evde veya ofiste detaylarla hayatlarına dokunan ürünlere kullanıcıların ilgisi, her geçen gün önemli ölçüde artıyor.

Kullanıcılar mobilyada konfor ve işlevselliğe önem verip pratiklik aradıkça mobilya ve mobilya aksesuar üreticilerinin teknolojiyi daha fazla kullanıp, yenilikçi ürünler geliştirmeye yönelmesi kaçınılmaz oluyor.

Dünyadaki “akıllı mobilya seçimi” trendine uyum sağlamanın yolu mobilyaya hayat veren aksesuarları efektif kullanmaktan geçiyor. Çekmece ve dolap kapaklarının yavaşlayarak kapanmasını sağlayan donanım da, yaşam alanlarına dinamizm katan ışık vurguları da mobilya aksesuarlarıyla mümkün.

Çekmece, ayarlanabilir menteşe, sürme kapak, kulplar, iç ve dış mobilya aydınlatması, kalkar kapak sistemleri, sessiz ve yavaş kapanma özellikli kapaklar gibi akıllı mobilyalara hayat veren aksesuarlar giderek önem kazanırken, artık tüketiciler mobilya bağlantı elemanlarında dahi şıklık arıyor. Mutfak mobilyasını duvara monte ederken kolay montaj ve ayar imkânı yaratan askı sistemleri, kapak ve çekmecelerini açmaya yarayan çok değişik çeşitte ve şık modern-antik kulplar ve gerektiğinde bas-aç (push-open) sistemi ile çalışan kulpsuz kapak ve çekmece sistemleri arıyoruz. Elbisenizi kolayca asacağınız asansörler, pantolonluklar hepimize bir konfor sağlıyor. Misafir gelince büyüyen bir yemek masası nasıl işimizi görüyorsa koltuklarımızı şık gösteren kabaralar, öncelerde bilhassa dar alanlarda kullanılmaya başlayan kapakları hareket ettiren sürgü sistemleri, şimdi daha da kullanılır oldu. Hele ki hanımların mutfaklardaki işlerini kolaylaştıran; toplayıcı, istif edici tel sepet sistemleri, çöp kovaları, kablo kanalları, süpürgelikler, kaşıklıklar, mobilya separatörleri, fonksiyon veren malzemeler olarak tanındı. Mobilyaların şıklığını sağlayan kapaklardaki aynı veya farklı kontrast renkler sağlayan kenar bantları, camlı etajerler, masa ayakları, mobilya bazaları, ofis mobilya karkasları, mobilyalar için makas sistemleri, işte mobilyaya farklı fonksiyon ve konfor sağlayan ürünlerdir.

Bugün olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mobilya sektöründe teknoloji önemini koruyacak. Kullanım kolaylığı, pratiklik, sessiz çalışma, dayanıklılık, fiyat-kalite performansı tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek ancak; konfor, işlevsellik ve şık görünüm sunması mobilya ve mobilya aksesuarı tercihlerinde gelecekte daha da belirleyici olacak. Inovatif ürünlerle yaşam alanlarında sağlanan performans, estetik ve üstün teknolojinin konforu en mütevazı evlerde bile kendini hissettirecek.

Page 426: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

426

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

5- Tüketiciler nelere dikkat etmeliler…

Görünmeden de olsa mobilya aksesuarları, hayatımıza sürekli dokunarak pratiklik ve konfor katıyor. Tüketici bu detayları yaşam alanlarına dâhil ederken; uzun yıllar kullanılacak kalitede olmasına, uygun fiyatlı ancak üretici firma tarafından mutlaka garanti desteği verilen ürünler olmasına dikkat etmesi gerekiyor. Ayrıca mobilya aksesuarlarının kullanıldığı alana göre güvenlik ve dayanıklılık konusunda gerekli şartları sağlaması gerekiyor. Ürünlerin kullanılan yaşam alanına göre ilgili dayanıklılık testlerinden geçirilip, gerekli belgelerin alınmış olması da satın alma tercihini doğrudan etkilemesi gereken diğer önemli nokta. Örneğin; ıslak ortam mobilyalarında kullanılan aydınlatma sistemlerinin ortama uygunluğu için gerekli güvenlik sertifikalarının alınmış olması, yine ıslak ortamda kullanılan mobilya aksesuarlarının paslanmaya karşı dayanıklılığının garanti edilmiş olması gerekir.

6- Endişelerimiz

Sektörümüzün en kötü yanı ise kalitesiz Çin mallarının ülkemizi istila etmesi ve Avrupa Birliği ürünü gibi tanıtılarak “Devletin ve en önemlisi Tüketicinin” aldatılmasıdır. Tüketici şu anda konu hakkında bilinçli olmadığı için, satın aldığı Çin ürünlerinin kalitesi hakkındaki fikrini birkaç yıl içinde oluşturabilecektir. Ancak bu dönem içinde yaşamak ve ayakta kalmak zorunda olan yerli üreticiler piyasada var olmak için zararına veya düşük karlılıkla ürünlerini satmak için uğraş vermektedirler.

7- Geçmişten geleceğe…

Bizler; yani sektörde faaliyet yürüten firmalar; şu an geldiğimiz noktaya gelmeden önce henüz işin başında öncelikle birer takipçi konumundaydık. O dönemde Avrupa’daki firmaların ürettiği ürünleri aldık ve bu ürünleri bazen birebir bazen de katkıda bulunarak yeni bir ürün olarak piyasaya sürdük. Böylece piyasada bir yer edinmeye çalıştık. Bu sayede edindiğimiz kazançlar yeni çalışma koşulları ve yeni yatırımlar olarak elbette yeniden sanayiye dönüş yaptı.

İnovasyon; küresel ekonominin içerisinden geçtiği süreç, son 16-17 yılda alınan mesafe ve gösterilen atılımlarla birlikte artık ürüne ulaşmak, ucuz ürüne ulaşmak, kaliteli ürüne ulaşmak veya bilgi almak çok daha kolay ve mümkün hale geldi. Bu iletişim olanakları ürünler üzerinde farklı bir etki yarattı. Kar marjlarına ilişkin bir baskı oluşturdu. Çünkü burada pahalı olan ürünü yurtdışından daha ucuza alma

Page 427: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

427

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

olanağı varken sizin ürünü burada pahalı tutma şansınız kalmadı. Bu süreç ister istemez ürünlerin inovasyonla dönüştürülmesi, inovatif ürünlerin daha fazla kabul edilmesi gibi bir sonuca yol açtı. Yenilikçi bir bakış açısıyla piyasaya sürülen inovatif ürünler çok daha fazla kendine yer buldu. İnovatif ürün öncelikle bir hayalle başlıyor ve daha sonra da ticari bir değere dönüştürülmesi gerekiyor. Bu sayede piyasada daha fazla yer bulma şansını da yakalamış oluyorsunuz.

ARGE merkezleri: Bu bölümlerimizde uygun personel istihdamının yaratılması önemli bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Bu aşamaları iyi uygulayan, kimsede olmayanı, kimsenin akıl edemediğini öncelikle siz bulursanız yaratacağınız ürünü patentle koruyarak herkesten daha fazla kar elde ederek satma olanağına da kavuşma şansını yakalamış oluyorsunuz. Bütün bu çalışmaların sonucunda satılan ürün; yeni istihdam alanları ve yatırım olanakları anlamına da geliyor. Katma değerli ürün tanımı kısaca böyle bir süreçten geçerek elde ediliyor. Bunun genel anlamda sanayiye getireceği yararları ve olanakları görmezden gelemeyiz. Bunu yakın dönemde dünyada en iyi şekilde başaran markanın da Apple olduğuna hep birlikte tanık oluyoruz.

Tasarım; Tasarım çalışmalarına önem verirseniz, yeni ürünler yaratırsanız hiç de küçümsenmeyecek başarılara imza atmış olursunuz.

Markalaşma konusu benim çok fazla dikkat ettiğim, özellikle üzerinde durduğum bir konu. Markalaşmanın yaygınlaşması ise kaçınılmaz. 1980’lerden sonra bir furya vardı. Avrupalılar Türkiye’ye gelerek tekstil ve konfeksiyon üretimi yaptırıyorlardı. Daha doğrusu fason olarak ürettirdikleri ürünlere kendi markalarını basarak piyasaya sürüyorlardı. Bu süreçte bazı üreticiler kendi markalarını yaratma başarısını da gösterdiler.

Dolayısıyla markalaşmayı başaramazsak katma değerli ürünler üretmekte oldukça zorlanacağımızı düşünüyorum. Markalaşmaya önem vererek tüketiciye vereceğiniz güveni de görmezden gelemeyiz. Üstelik markalaşmadan kastettiğimiz şey yalnızca kendi sektörümüzle ilgili değil aksine bütün sektörleri ilgilendiren önemli bir konu. Diğer bir deyişle başkalarının yan sanayisi olmamalıyız. Her işletme kendi özgün markasını da yaratma başarısını göstermelidir. Ancak bu sayede hem değerli işletmelere sahip olabilir hem de piyasa için önemli oyuncular olma başarısını göstermiş oluruz.

Page 428: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

428

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

8- Trend bizi nerelere götürüyor.

Bugün olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mobilya sektöründe teknoloji önemini koruyacak. Kullanım kolaylığı, pratiklik, sessiz çalışma, dayanıklılık, fiyat-kalite performansı tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek ancak; konfor, işlevsellik ve şık görünüm sunması mobilya ve mobilya aksesuarı tercihlerinde gelecekte daha da belirleyici olacak. Inovatif ürünlerle yaşam alanlarında sağlanan performans, estetik ve üstün teknolojinin konforu en mütevazı evlerde bile kendini hissettirecek.

İşte burada vurgulanan sonuç; yerli veya ithal aksesuar üreticilerinin mobilya gelişimine ve teknolojik olarak fonksiyonlarının arttırılmasına verdiği destek, ihtiyaçların gelişmesi, kullanıcıların istekleri doğrultusunda hep devam edecek ve ileriye gidecektir.

Mobilya Aksesuarları sektörü; sektörde gelişen bu dinamikleri değerlendirerek mobilya kullanıcılarının isteklerini ön planda tutarak mobilya sektörünün gelişimine katkı vermeye devam edecektir.

Page 429: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

429

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

MOBİLYA EKİPMANLARININ ÜRÜNE SAĞLADIĞI KATMA DEĞER

Ali Osman MERTÖZ

Maksder Yönetim Kurulu Üyesi [email protected]

Özet

Orman ürünleri sanayimizin önemli kollarından biri olan aksesuar sanayi mobilyanın montajında ve kullanım kalitesine olan faydaları yadsınamaz. Özellikle demonte mobilyalar için geliştirilen birleştirme elemanları ciddi anlamda montaj kolaylığı sağladığı gibi hacimli ürün olan mobilyanın daha küçük boyutlarda paketlerde sevk edilebilmesine olanak vermesi ile birçok girdinin daha verimli kullanılmasını sağlamıştır. Mobilya ekipmanlarının gelişimi mobilya tasarım ve üretim tekniklerini de etkilemiş. Üretimin kitlesel ölçekte olmasına olanak sağlamıştır. Orman ürünleri sanayinde çıkan her yeni ürün için özel ekipmanlar tasarlanmış ve bunlar mobilya ya uyarlanmıştır. Bunların yanı sıra nihai tüketicinin değişen tüketim ve konfor anlayışı ile birlikte aksesuarlarda değişmiş fonksiyonellik ön plana çıkmıştır. Bilişim teknolojilerinin gelişimi mobilya aksesuar ve ekipmanlarını da etkilemiş. Artık tüketici e-ticaret yolu ile aldığı ürününü kendisinin monte edebileceği pratik ve ustalık gerektirmeyen konuma gelmiştir.

Bu bildiri kapsamında mobilya sektörünün değişen yüzü ve ekipmanlarının ürüne sağladığı katma değerin sahibine iade edilmesi ve taklitçilikten uzak özgün tasarımlara önem verilmesi bağlamında gelişimin daha sağlam zeminde ilerlemesi konusunda neler yapılması gerektiği incelenecektir.

Abstract

Furniture accessories industry that is one of the important branches of the forest products industry provides undeniable benefit for the assembling and use of quality furniture.The furniture fittings especially developed for knock down furnitures provide as easy assembling as large- volume furniture in much smaller packages and more efficient use of multiple input.The development of furniture production equipment has also effected on furniture design and production techniques that has

Page 430: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

430

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

enabled the production on a mass scale. Special equipment is designed for every new product of the forest pruducts industry and that is also adapted to the furniture industry.In addition to these understanding of consumption of ultimate consumer and comfort changed the furniture accessorries that of functionality come to the fore.Development of information technology influenced the furniture accessories as well as the equipment.Consumer currently comes to the position when the furniture products purchased by means of e-commerce which can be mounted practically himself and does not require any mastery.

This report will cover the changing face of the furniture industry and returning added value of the equipment to the owner and giving special attention to original design instead of imitation as well as the development will be examined what needs to be done on a firm ground.

1- Orman Ürünleri Sanayi ve Ekipmanlarının Gelişimi

Birçok endüstride olduğu gibi Orman, Ağaç, Mobilya ve Mobilya aksesuarları Endüstrisinde Dünyada ve Ülkemizde son 50 yılda önemli teknolojik gelişmeler yaşanmıştır.

Bizim uzmanlık alanımız Mobilya Aksesuarları üretimidir. Mobilyanın temeli ormandır. Hava, Su, Toprak, Orman ve Deniz yaşamın olmaz ise olmazıdır. Orman var ise havanızı koruyabilirsiniz. Su ve Toprak Ormanla iç içedir.

Ağaç, odun, panel, mobilya ve mobilya aksesuarları, teknik malzemeler, ağaç ve panel işleme makineleri sanayisi varlığını ormanlara borçludur.

Orman yaşamdır. Huzur ve dengedir. Yaradan’ın tüm canlılara özel bir hediyesidir. Bu değerli varlığı korumak, yenilemek ve geliştirmek gibi bir misyon üstlenen bu camia ne kadar anlamlı bir iş yapıyor. Bu farkındalığı arttırmak insanca yaşamın bir gereğidir.

Orman endüstrisi gerçek anlamda çok farklı alanlarda dev bir endüstridir. Orman ürünleri inşaat sanayisinin olmazsa olmaz önemli bir girdisidir. Acaba ormanı ve ürünlerini verimli kullanabiliyor muyuz? İrdelenmesi gereken en temel soru budur.

Mobilya ve Mobilya aksesuarları açısından bakıldığında da sektör son yıllarda üretim, kapasite kullanımı, markalaşma ve ihracat açısından önemli bir aşama

Page 431: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

431

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

kaydetmiştir. Ancak daha yapacak çok işimiz var. 2014 yılında 2,2 milyar dolar bitmiş mobilya ihracatıyla açık vermeyen sektörlerden biridir. İtalya’nın, Almanya’nın ve Çin’in mobilya ihracatı ile ülkemizin rakamlarını kıyasladığımızda daha çok işimizin ve yolumuzun olduğunu görebiliriz.

Karlılık, verimlilik ve taklit sektörümüzün önemli açmazlarından biridir. Karlılığı etkileyen en önemli faktör sert ve fiyat odaklı rekabettir. Benzer ürünlerde düşük fiyat, uzun vade ve açık satış üreticilerimizin temel sorunlarıdır.

Verimlilik konusunda sektörümüzde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak piyasa ve sert rekabet koşullarının gereği uzun süreli mesai saatleri, ucuz işgücü, verimsiz makinalar ve plansızlık verimliliği olumsuz etkilemektedir. Sektörümüzdeki sık aralıklarla yapılan plansız fuar etkinlikleri firmalarımızda zaman ve kaynak israfına yol açmaktadır. Örneğin İstanbul da, Ankara da, İzmir de, Kayseri de ve İnegöl de yapılan fuarlarda istenilen sonuçlar alınamamaktadır. Bu durum firmalardaki fuar kurulum ve satış ekiplerinde aşırı bir yük ve stres yaratmaktadır. Aynı zamanda firmaların ARGE grubu zaman darlığından dolayı verimli çalışamamaktadır. Fuar alanlarının yeterli fiziki alt yapıya sahip olmaması da ayrı bir sorun.

Fikri mülkiyet haklarına gereken önem verilmemektedir. Zaman zaman sektör mensupları arasında yaşanan tasarım tescil, faydalı model, patent ve marka ile ilgili hukuki anlaşmazlıklar sektördeki ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Bu dava süreci çok uzun olması sebebi ile firmalar yıpranmaktadır. Uzun süren davaların sonucunda ürünlerin ekonomik değeri kalmadığından kazanan veya kaybeden olmamakta, tek kaybeden sektörümüz olmaktadır. Patent enstitüsündeki ve fikri mülkiyet hakları hukuk mahkemelerindeki bilirkişilerin ürünler ile ilgili gerekli donanıma ve bilgiye sahip olmaması nedeni ile mağduriyet yaratacak yanlış kararların verilmesi sektörümüzün problemlerinden biridir. Ülkemizdeki patent müracaatlarının Avrupa ülkelerindekinin çok altında olması en büyük handikaplarımızdandır.

İşgücü üzerindeki vergi yükü, firmaların yatırım ve cari ihtiyaçları için borçlanma maliyetleri, sermaye yetersizliği firmalarımızın çalışma verimliliğini olumsuz etkilemektedir.

2- Sektörün Teknik Personel İhtiyacı

Meslek liseleri, Meslek Yüksek Okulları ve Fakültelerden mezun olan öğrencilerin, teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmaları ve reel sektörle öğrenim süreleri boyunca

Page 432: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

432

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

yeterince iç içe olmamaları, ekonomik ve siyasi istikrar ile birlikte verimliliği etkileyen önemli faktörler arasındadır. Özellikle üniversite sanayi işbirliğinin geliştirilerek ara eleman ve mühendis yetiştirmede gerekli olan alt yapı ve ihtiyaçların tespitinde sanayi ile iç içe çalışmalar yapılması sektörün gelişimine olumlu katkılar sağlayacaktır.

3- Yerli Üretimin Gelişimi

Yerlileştirmek için çabalarımız yetersiz. Türk Mobilyası diyoruz eğer rayı, menteşeyi, bağlantı elemanları, kulpu ve mobilya ya anlam katan tüm fonksiyonel ve dekoratif ürünleri yerli değilse buna ne kadar Türk Mobilyası diyebiliriz.

Aslında mobilya bir kültürdür, yani üretildiği dönem ile ilgili tarihsel çizgileri üzerinde taşımaktadır. Bizlere o döneme ait bilgiler vermektedir. Dolayısıyla kendimize özgü tasarım ve çözümler kullanarak ürettiğimiz her mobilya tarih sayfasında yer alacaktır. Bu nedenle kültürümüzü yansıtan özgün tasarım ve modeller ile üretilen mobilyalar yıllarca kalıcı olacak ve gelecekte bizden izler taşıyacaktır. Bu bağlamda yapılan çalışmalarda patent mekanizmasının doğru çalıştırılması taklitten uzak tasarım geçmişi olan hatta tasarım hikâyesi olan ürünler sürdürülebilir ve kalıcı olacaktır.

Günümüzde mobilya ya estetik ve fonksiyonellik katan aksesuarlar tercih edildiği gibi, mobilyalarımıza değer katan onların katma değerini arttıran unsurlar haline gelmiştir. Kısacası mobilya sadece ahşaptan ibaret değildir. Ahşabı bütünleştiren ve ona kimlik kazandıran kullanılan aksesuar ve ekipmanlarıdır. İşte bizlerin görevi bu kimliği milli motifler ile imzalamaktır.

Türk mobilyası kavramını oturtmak ve buna bir kimlik kazandırmak istiyorsak tüm bileşenleri ile birlikte yerli üretime önem vermeliyiz.

4- Sonuç

Sektörün gelişimi ve ülke ekonomisine sağladığı katkının artırılabilmesi için kaynakların verimli kullanımı ve fikri mülkiyet haklarının korumu son derece önemlidir. Bunların sağlanabilmesi için sektörle sivil toplum kuruluşlarının bir birleri ile olan iletişimi ve sürekli iyileştirmeye yönelik çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Page 433: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

433

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Bunları yaparken yapılan ortak çabaların sonuçları tabana yayılmalı. Mevcut bilgi birikiminin gelişimi ve daha iyiye yönelik çabaların artması için sektörün tüm bileşenleri el birliği ile çalışmalıdır.

Özellikle yeni bir ürün çıktığında bunun üreticisi uygulayıcısı ve tasarımcısı bir araya gelerek ürünü tartışması katma değeri arttıracaktır.

Page 434: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

434

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 435: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

435

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

DESİGN CENTRE

Adnan SERBEST Tasarımcı

[email protected] Özet

Bu yazı bir tasarımcının bakış açısıyla mobilya sektörüyle alakalı bugünkü mevcut durum üstüne kreatif anlamda ortaya koyulan tartışmaya açık bir konuyu içermektedir. Mobilya sektöründe durum tespiti yapmak ve gelecek perspektifini ortaya koymak, batının arkasındaki dinamikleri görmek, söz konusu başarıyı besleyen ve ortaya koyan dinamikleri yeniden revize etmekle alakalıdır. Organizasyonel genel yapı kreatif anlamda yeniden tasarlanmalıdır. Kreatif yaratıcılık yani ruh özgür bırakılmalı ve baskı altında olan marka yaratıcılığının önü açılmalıdır. Çünkü bu dünyada da kabul görmüş bir modeldir. Tasarımcının yaratıcı olması ve korkusuzca tasarlayabilmesi ancak bu baskılardan sıyrıldıktan sonra olabilir. Ürün ve hizmet dışında kültür üreten ve yeni yaşam stilleri ortaya koyan mobilya sektörünün büyümesi ve dünya markalarına kendimizi ekleyebilmemiz ancak ve ancak dünya rakiplerinin inovasyon becerilerini örnek almak, düşünce yapılarına odaklanmak ve bu yaratıcı ruhun baskılardan kendini kurtarmasıyla mümkündür.

Abstract

This article covers an argument, which is arguable, with a creative sense and about current situation of furniture industry from the standpoint of a designer. Defining the current situation and future prospective of furniture industry, understanding the dynamics behind the western success are related with the revision of these dynamics which are feeding this success. Organisational general structure should be redesigned on creative sense. Creative ingenuity, in an other saying “the spirit” should be unchained and ristricted brand creativity should be released. Because this is an accepted model all over the world. Designers can design unique and fearless only after saving themselves from this pressure. Becoming a global brand and expanding furniture industry, which is not producing only products and services but also culture and new life styles, can only be ensured by following competitors’ innovation abilities, focusing on their mindsets and saving the spirit from these creative barrier.

Page 436: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

436

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

1- Tasarımın Ülkemizdeki Durumu

Bugün imalat sanayisinde sektörel analizler yapan, istatiksel veriler ortaya koyabilen bir ülke olduk. 2000’li yılların başından sonra toparlandık, araştırıyoruz, ölçüyoruz, değerlendirip üstüne analizler yapabiliyoruz. Bu hiç de küçümsenecek bir durum olmadığı gibi oldukça da sevindirici. Artık elimizdeki veriler doğrultusunda son 10 yıldan beri ne olduğumuzun ya da ne olmadığımızın farkındayız ve ona göre konuşuyoruz.

Mobilya sektörü 2000’li yıllardan beri hızla büyüyen bir sektör ve üretimle ihracatını katlaya katlaya büyütmeye devam ediyor. Takdir edilesi olan bu büyüme mobilya sektörünü ciddi anlamda katma değer yaratan belki de imalat sanayisinde cari açık vermeyen tek sektör konumuna sokuyor. Tüm Türk imalat sanayinin cari açık verdiği düşünülürse bu durumu gerçekten mutluluk veren bir gelişme olarak görebiliriz. Yapılan tüm araştırmalar ve sektörel raporlar neredeyse birbirine tıpa tıp benzeyen sonuçlar ortaya koyuyor ve şaşmaz bir doğrulukta yapılan swot analizlerinde ortak bulgulara rastlanılıyor.

Hızla büyüyen bu sektöre baktığımızda, bu olumlu ilerleyişin doğru yönde devam etmesi için sektörü yaratan herkesin sanat gibi mobilya sektörünün de ürün ve hizmet dışında kültür üreten bir sektör olduğunu bilmek ve kabullenmek gibi belirli farkındalıkları olması gerekir. Bu sektör müşterilerine yepyeni yaşam biçimleri, yepyeni anlamlar ve önermelerde bulunur. Bu bağlamda duygusal hatta romantizmden bile bahsetmek mümkündür. Mobilya teknik bir iş ya da kabaca yapılan bir ticari anlayış olamaz. Yüreğinizi ve duygularınızı da içine kattığınız bir iş yapış biçimidir. Mobilya üretmek ve bu konuda hizmet vermek geleneksel tavrın dışına çıkıp alışılmışın dışında yepyeni bir tavır gerektirir.

Uluslararası pazarlarda her ülke sahip olduğu markalar kadar güçlü ve her sektör tasarım yeteneği kadar rekabetçidir. Bu bağlamda Türk mobilya sektörünü düşündüğümüzde sektörün rekabet ve büyüme gücünü düşüren kendimize sormamız gereken önemli unsurlar vardır. Bunlardan net olanları henüz markalaşma sürecinin çok yeni olması ve tasarım yeteneğinin çok zayıf olmasıdır. Peki, bunun yanı sıra mobilya sektörü yaratıcı insan kaynağından neden faydalanamaz? Bilgili insan kaynağını kullanabilme becerisi neden yetersizdir? Mobilya yalnızca bir eşya ya da fiyatla rekabet edecek bir mal mıdır? Öyleyse mobilya neden bu kadar değersizleştirilmiştir? Mobilya üretmek aynı zamanda bir kültür üretmek, yeni anlamla, yepyeni yaşam stilleri oluşturmaksa mobilyanın entelektüel sermayesini güçlendirmesi gerekmez mi?

Page 437: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

437

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Bundan böyle alışılmış pazarlama teknikleri ya da kurnazca kurgulanmış satış politikalarıyla, hızlı üretilmiş, ucuz fiyata ve rekabete dayalı bir anlayışla pazarda var olunamaz. Gün hızlı ve ucuz olanların değil yaratıcı ve sezgisel güçlerini ortaya koyabilen markaların günüdür. Sektörde kalıcı olabilmek için kreatif tüm süreçlerin doğru hesaplanıp yönetildiği, üretim odaklı ve maliyet kontrolü yerine ar-ge, tasarım ve pazarlama gibi daha temeli oluşturan unsurlar üzerinde yoğunlaşmak ve bu yeni döneme, yeni çağa, yeni vizyona kapılmak gerekmektedir. Mobilya üreticisi olan işletmelerin çok azı eğitime, ar-ge’ye, inovasyona yatırım yapmaktadır. Bu da dünyadaki rakiplere oranla geride kalmamıza ve uluslararası marka olamamamıza sebep olmaktadır. Üreticinin insan kaynağı yönetimindeki çok yönlü gelişmiş insan aramasındaki tutumdan vazgeçmesi gerekmektedir. Süreç içerisindeki her unsurun kendi alanında profesyonelleşmesine izin vermek ve organizasyonel kadroların bu kalitede şekillenmesine olanak sağlanmalıdır. Bundan böyle 2015 itibariyle firmalarımızın üretim kabiliyeti rekabeti yaratma ve yönetebilme, yenilikçi ve yaratıcı fikirlerini pazarda savunma ve katma değer yaratabilme becerisi, dünya ölçeğinde rakipleriyle olası bir kıyaslamada gerçek potansiyelini arttırmalıdır.

Türk tasarım hareketi bireysel çıkışlarla 60’lı yıllara dayanır. O güne kadar bireysel bir takım çıkışlar olduysa da, gerçek anlamda bilinçlenme 90’lı yılların başlarına dayanır ve 2002’li yıllarsa tasarımcıların ilk portföylerini oluşturduğu yıllardır. Markalaşma, kurumsallaşma ve çalışma standartları da 90’lı yılların sonu olarak kayda geçer. Peki, tasarım, arge/ürge, inovasyon, markalaşma gibi altını çizdiğimiz kelimeler ne anlama geliyor? Bugün çokça dillendirilen tasarım gerçekte nedir? Bunlar mobilya sektörünün olmazsa olmaz kriterleridir. Tasarım, markalaşma, kurumsallık da aslında 90’lı yıllarda başlayan hareketlerdir. Fakat bugün tasarımın ve bu saydıklarımızın halen sektörle bir araya gelmişliği tartışılır. Tasarımcı ve mobilya endüstrisinin, bir araya gelemeyişi bilinmektedir. Bunun nedenlerini tartışmaya açmak gerekir. Dünya ölçeğinde marka olmuş firmalarla aramızdaki farkı, onların yapıp da bizim yapamadıklarımızı, sektörü, genel ve dışarıdan analiz ederken artık içeride yönetimsel anlamda da araştırıp varsa yetersizliklerimizi tartışmalıyız.

O zaman bu noktada Türk mobilya sektörünün yapı sorunlarını belirlemek gerekir. Firmaların, tasarımcının kreatif yaratıcı tüm disiplinlerinin, markalaşma ve markanın kültürünün oluşturmasındaki rolü, kurumun kültürünün, oluşturulan entelektüel sermayesinin sürdürebilirlik anlamında firmaya katkısı tekrar tanımlanmalıdır. Organizasyonel genel yapıların tümden değişmesi gereken yeni bir dönem başlıyor. İnsan kaynakları mobilyanın bir kültür ürettiği anlamında personelini eğitmeli ve seçmelidir. Tüketicinin gözünü ve ruhunu doyurabilen, okşayan ürünler ortaya çıkarabilmek gerekiyor. Bu da ancak teknolojinin gelişmişliğiyle ve tasarımcının

Page 438: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

438

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

yaratıcı ruhunun özgür kalmasıyla mümkün olabilir. Kreatif anlamdaki tüm süreçler yeniden prosedüre edilmelidir. Endüstriyel tasarımcılardan oluşan tasarım departmanları, mimari departmanlar, iç mimarlar, grafikerler, arge/ürge, görsel iletişim uzmanları, tekstil tasarımcıları, fotoğraf sanatçıları, mühendisler ve zanaatkârlar gibi tüm yaratıcı disiplinlerin bir arada idari yapıdan ayrı bir design centrede çalışmaları gerekmektedir. Bu oluşacak yeni merkez kendi içerisinde özerk bir art direktörlük tarafına yönetilmelidir. Kreatif tüm çalışmalar, idari işler, finans, tedarik yönetimi, IT sistemleri, pazarlama satışın dışında bırakılmalı ve kendi içinde özel bir yapıya kavuşturulmalıdır. Markanın pazarda konumlandırılması, müşteri segmentasyonunun, müşteri beklentilerinin, yenilikçi malzemelerinin ve trendlerin değerlendirilip yakın gelecekte olası politikalarının oluşturulup kararların alınması, uygulanıp kontrol edilmesi ve çıktıların analiz edilmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerle rekabette aramız açılıyor. Kas gücümüz, çalışkanlığımız, gözü kara girişimci ruhumuz batıyı yakalamaya yetmiyor ve aramızdaki fark her geçen gün artıyor. 17. Büyük ekonomi olmamız dahi yetmiyor.

1. Kadrolar mobilya sektörünün içinden gelen yetişmiş insan kaynağıyla oluşturulmalı.

2. Organizasyonel yapı kreatif ve idari işler anlamında yeniden düzenlenmeli.

3. Firmalar kreatif anlamda özerk bir yapı oluşturmalı ve kreatif tüm çalışmalar firma içinde özelleştirilmeli.

4. Tasarım ve arge departmanları kurulmalı. 5. Art direktörlük pozisyonu geliştirilmeli. 6. Yenilikçi ürün geliştirme becerisi. 7. Problemi saptamak, değerlendirmek, yürütmek ve yeniden tanımlamak

gerekli. 8. Gerçek anlamda inovatif çalışmaları destekleyecek arge çalışmalarına

başlanmalı. 9. Tasarım departmanı prosedüre edilmeli. 10. Tasarımın gerçekleştirilme süreçleri tanımlanmalı. 11. Tasarım departmanıyla, arge ve ürge arasındaki ilişkiler yönetilmeli. 12. Firmanın en önemli çıktılarının yenilikçi ve rekabetçi fikirler olduğu

bilinmeli. 13. Dünyadaki rakiplerimizi inovasyon becerileri anlamında örnek almalı ve

ürüne değil düşünce yapılarına odaklanılmalı. 14. Trendsetter tavrı benimsenmeli ve trendler konusunda dünyayla entegre

olunmalı.

Page 439: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

439

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Dünyadaki bu yetersizlik standartları anlamında 2000’li yılların başında yeni çalışma kültürünün ISO-2000 versiyonunda arge ve tasarımla ilgili yeniden bir sistem (ya da revize edildi) oluşturuldu. Artık tasarım yani ürünün gerçekleşmesinde 7.madde dünyada çok önemli bir hal aldı. Bu bizim de söylediğimiz gibi tüm çalışma düzeni ve anlayışının yeniden prosedüre edilmesi demekti. Yeni bir çalışma anlamı tavrı, tüm Türkiye’de tasarımın örgütlenmesi, piyasalarda marka, kurumsal kimlik çalışmalarının başladığı yıllara denk gelir. Marka olma hakkında bilinçlenme düzeyiniz bu 15 yıllık period içerisinde tartışılır. Büyüme hızımızla, marka olabilme becerimiz aynı değildir. Sistem anlamındaki bu yetersizlik ya da bilinçsizliğin dışında fark etmemiz gereken sosyal anlamdaki bir takım global kompakt gibi öğretiler ve kriterler vardır.

Page 440: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

440

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 441: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

441

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN İMALAT SANAYİ İÇERİSİNDEKİ DURUMUNUN VERİMLİLİK AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Aytaç AYDIN1, İbrahim YILDIRIM2, Sebahattin TİRYAKİ3

1Yrd.Doç.Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği, Trabzon, [email protected]

2Yrd.Doç.Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği, Trabzon, [email protected]

3Arş.Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği, Trabzon, [email protected]

Özet

Türkiye orman ürünleri sanayi sektörü son yıllarda yapılan teknoloji yatırımları ile beraber önemli bir kapasite artışı sağlamış, bu sayede dünya piyasalarıyla rekabet edebilir bir yapıya kavuşmuştur. Orman ürünleri sektörünün alt sektörleri içerisinde ağaç ve ağaç ürünleri, kağıt ve kağıt ürünleri ile mobilya sektörleri yer almaktadır. A

Bu çalışmada, orman ürünleri sanayi alt sektörleri bazında 2007-2015 yılları arasındaki kapasite kullanım oranları ve sanayi üretim endeksleri (2010=100) derlenerek, imalat sanayi içerisindeki durumu analiz edilmiştir. Kapasite kullanım oranı, işletmelerin gerçekleşen üretim kapasitelerin potansiyel üretim kapasitelerine oranı olarak tanımlanabilmektedir. Kapasite kullanım oranı sanayi üretiminin gidişi hakkında bilgi verir. Ancak kapasite kullanım oranının anlam kazanabilmesi için sanayi üretim endekslerinin de incelenmesi gerekmektedir. Üretim endeksleri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2010 yılını 100 birim kabul ederek üretim miktarındaki oransal değişimi ifade eden bir göstergedir. Bu göstergeler kullanarak işletmelerin verimlilikleri hakkında yorum yapılabilecektir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranları ve sanayi üretim endeksleri T.C. Merkez Bankası elektronik veri sisteminden elde edilmiştir.

Çalışma sonuçları incelendiğinde orman ürünleri sanayi alt sektörleri içerisinde ağaç ve ağaç ürünleri ve kağıt ve kağıt ürünleri sektörlerinin kapasite kullanım oranlarının genel imalat sanayi değerlerinden yüksek olduğu, mobilya sektörünün ise düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca tüm alt sektörlerde yıllar itibariyle kapasite kullanım oranlarında artış sağlandığı da görülmüştür. Bununla beraber mobilya sektörü sanayi üretim endeksi diğer sektörlere göre daha hızlı bir yükseliş göstermiştir.

Page 442: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

442

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Anahtar kelimeler: orman ürünleri sanayi, kapasite kullanım oranı, sanayi üretim endeksi

Abstract

Turkish forest products industry have provided a significant increase in capacity along with technology investments made in recent years, and thus it has reached a structure that can compete with the world market. The sub-sectors of forest products sector consist of wood and wood products, paper and paper products and furniture industries.

In this study, the situation within the manufacturing industry of forest products industry sub-sectors have been analyzed by compiling capacity utilization rates and the industrial production index (2010 = 100) between 2007-2015 of forest products industry sub-sectors. The capacity utilization rate can be defined as the ratio to potential production capacity of the actual production capacities of businesses. It gives information about the course of industrial production. However, in order to make sense of the capacity utilization rate, in the industrial production index should be investigated. Production index is an indicator representing the proportionate change in the quantity of production with accepting the 100 units of 2010 by Turkish Statistical Institute (TSI). It can be made a review the efficiency of businesses using this indicator. Manufacturing industry capacity utilization rates and industrial production indexes have been obtained from electronic data system of T.C Central Bank.

As the results of the study are examined, capacity utilization rates of the wood and wood products and paper and paper products industries within the forest products industry sub-sectors was higher than the overall manufacturing industry values, while capacity utilization rate of the furniture sector was determined to be lower. Furthermore, it was seen that an increase in the capacity utilization in all sub-sectors was provided as years. However, the industrial production index of the furniture sector has showed a more rapid rise in the compared to other sectors.

Key words: forest products industry, capacity utilization rate and industrial production index

Page 443: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

443

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

1- Giriş

Ormanlardan elde edilen birincil ve ikincil ürünleri işleyerek yarı ürün ya da son ürün haline getiren orman ürünleri sanayi sektörü, irili ufaklı binlerce işletmenin dağınık bir yerleşim düzenine sahip olduğu bir konumdadır. İmalat sanayi yapılanması içerisinde birincil ve ikincil imalat sanayi grupları olarak tanımlanabilen orman ürünleri sanayi sektörü; birincil imalat sanayi ana grubu içerisinde odunu doğrudan hammadde olarak kullanan sanayi çeşitleri olan;

- Kereste ve Ambalaj sanayi,

- Levha sanayi ( Kaplama, Yonga Levha, Lif Levha, Kontrplak, Kontrtabla)

- Kağıt hamuru ve kağıt sanayi alt sektörleri,

yer alırken,

İkincil imalat ana sanayi grubu içerisinde ise birincil imalat ana sanayi grubunun ürünlerini hammadde olarak kullanan; mobilya, doğrama, ahşap parke, prefabrik ev, v.b. gibi sanayiler bulunmaktadır (Akyüz, 2006).

Odun hammaddesinin kullanım değerini artırmak amacıyla faaliyet gösteren sektör konumunda olan orman ürünleri sanayi ekonomimiz içerisinde ağırlığını zamanla artırabilen bir yapıya sahip olmuştur. Gerek istihdam ettiği çalışanlar ve gerekse üretim sürecine aktardığı ürünler ile kalkınma sürecinde etkili olmuş ve ekonomik faaliyetlerin gelişimini sağlamıştır (Akyüz, 2000).

Orman ürünleri sektörünün dış ticareti toplam dış ticaret içerisinde önemli bir gelişim göstermiştir. Tablo 1’de 2012-2014 yılları arasında orman ürünleri sektörünün alt sektörler düzeyinde (ISIC Rev4) dış ticaret rakamları verilmiştir (TÜİK, 2015)

Tablo 1. Orman ürünleri sektörünün 2012-2014 yılları arasında alt sektörler bazında dış ticaret rakamları

Sektör Yıllar İhracat (bin$) İthalat (bin$)

Ağaç ve ağaç ürünleri 2012 693.659 1.470.536 2013 758.203 1.450.762 2014 897.323 1.385.982

Kağıt ve kağıt ürünleri 2012 1.670.809 3.512.342 2013 1.960.013 3.801.989 2014 2.018.659 3.919.515

Mobilya 2012 1.697.595 690.669 2013 1.994.739 818.493 2014 2.167.092 825.474

Yıllar bazında dış ticaret değerlerine ait grafiksel gösterim Şekil 1.’de verilmiştir.

Page 444: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

444

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 1. Orman ürünleri sanayi dış ticaret verileri

Türkiye orman ürünleri sanayi dış ticaret rakamları incelendiğinde sektördeki büyümenin yıllar itibariyle arttığı görülmektedir.

Kapasite kullanım oranı, bir üretim tesisinin gerçekleşen üretim miktarının, mevcut üretim sistemi ile gerçekleştirebileceği en büyük üretim miktarına oranı olarak ifade edilmektedir. Dolayısı ile KKO işletmeler için mevcut kapasitelerinin ne kadarının kullanıldığı, ne kadarının ise atıl bırakıldığının göstergesi olarak değerlendirilir.

Sanayi üretim endeksi, imalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin üretim miktarlarındaki değişimi ortaya koyan bir göstergedir. Hesaplamada 2010 yılında 100 birimlik üretim yapıldığı varsayımı ile üretim miktarlarında dönüşüm yapılarak yıllar bazındaki değişim ortaya koyulmaktadır.

Bu çalışmanın amacı imalat sanayi içerisinde önemli bir dış ticaret potansiyeline sahip orman ürünleri sektörünün KKO ve sanayi üretim endekslerinin incelenmesidir.

0

500.000

1.000.000

1.500.000

2.000.000

2.500.000

3.000.000

3.500.000

4.000.000

2012 2013 2014 2012 2013 2014 2012 2013 2014

Ağaç ve ağaçürünleri

Kağt ve kağtürünleri

Mobilya

İhracat (bin$)

İthalat (bin$)

Page 445: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

445

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

2- Metot

Orman ürünleri sektörünün verimliliğinin incelenmesi amacıyla 2007-2015 (ilk 8 ay) yılları arasında gerçekleşen kapasite kullanım oranları (KKO) ve sanayi üretim endeksleri (2010=100) kullanılmıştır. Kapasite kullanım oranları ve sanayi üretim endeksleri Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası veri tabanından alınarak derlenmiştir (TCMB, 2015).

3- Bulgular

Türkiye imalat sanayi ve orman ürünleri sanayi alt sektörleri ( ağaç ve ağaç ürünleri, kağıt ve kağıt ürünleri, mobilya) bazında 2007-2015 yılları arasındaki kapasite kullanım oranları Tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Kapasite Kullanım Oranı (Ağırlıklı-NACE REV.2) (%) (TCMB,2015)

İmalat sanayi

Ağaç ve ağaç

ürünleri

Kağıt ve kağıt

ürünleri Mobilya 2007 80,21954 83,29981 83,26261 70,95077 2008 76,68168 75,54036 78,66338 68,45165 2009 65,26782 67,32665 70,83199 66,95717 2010 72,58812 76,5286 75,42976 70,46812 2011 75,40308 77,60721 76,88174 72,60467 2012 74,20192 75,77379 77,34007 69,82009 2013 74,63295 75,57601 79,07492 71,42815 2014 74,37701 77,44822 80,86082 71,78508 2015 74,41949 78,49041 82,46027 71,97257

Page 446: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

446

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Kapasite kullanım oranındaki değişimin grafiksel gösterimi Şekil 2’de verilmiştir.

Şekil 2. Kapasite kullanım oranı değişimi

İmalat sanayi ve orman ürünleri sanayinin alt sektörler bazında KKO değişimi Tablo 2 ve Şekil 2’de görülmektedir. İmalat sanayi KKO değişimi incelendiğinde ekonomik kriz döneminde önemli bir düşüş yaşamış daha sonraki yıllardaki toparlanmaya rağmen kriz öncesi dönem değerlerine ulaşamamıştır. 2011 ve sonrasında sabit bir seyir göstermiştir. Bu rakamlara göre imalat sanayi yaklaşık olarak % 75 KKO ile, diğer bir ifade ile % 25’lik bir atıl kapasite üretim yapmaktadır.

İmalat sanayi içerisinde yer alan orman ürünleri sektöründe kağıt ve kağıt ürünleri ile ağaç ve ağaç ürünleri sektörleri imalat sanayi KKO değerlerinin üzerinde yer almıştır. En yüksek KKO kağıt ve kağıt ürünleri sektöründe ortaya çıkmıştır. Özellikle kriz sonrası dönemde düzenli bir artış göze çarpmaktadır. Bu sektör günümüzde yaklaşık olarak % 82’lik bir KKO yakalamıştır. Ağaç ve ağaç ürünleri sektörü de benzer bir seyir takip etmekle beraber yaklaşık % 78 KKO’na ulaşmıştır.

Orman ürünleri sanayi içerisinde mobilya sektörü en düşük KKO’na sahip sektör konumundadır. Günümüzde ortalama %71 KKO gerçekleşmekte, bu KKO ise imalat sanayinin genel ortalamasının altında yer almaktadır.

60

65

70

75

80

85

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

imalat sanayi ağaç ve ağaç ürünleri

kağt ve kağt ürünleri mobilya

Page 447: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

447

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Türkiye imalat sanayi ve orman ürünleri sanayi alt sektörleri ( ağaç ve ağaç ürünleri, kağıt ve kağıt ürünleri, mobilya) bazında 2007-2015 yılları arasındaki sanayi üretim endeksi (2010=100) Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3. Sanayi Üretim Endeksi (2010=100)(NACE REV.2)(TCMB,2015)

İmalat sanayi

Ağaç ve ağaç

ürünleri

Kağıt ve kağıt

ürünleri Mobilya 2007 98,95416 78,39490 89,15293 86,45973 2008 98,34238 84,06544 90,19481 97,39109 2009 88,74688 84,47142 88,39000 90,27312 2010 100,1262 100,1509 100,1142 100,1430 2011 110,1674 113,1141 109,5646 117,0252 2012 112,8765 113,1829 114,7126 106,2025 2013 116,3403 113,4638 119,6386 117,8185 2014 120,5387 125,8470 127,6368 125,5560 2015 121,3392 114,8301 132,8407 133,2812

Sanayi üretim endeksindeki değişimin grafiksel gösterimi Şekil 3’de verilmiştir.

Şekil 3. Sanayi üretim endeksi değişimi

708090

100110120130140

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

imalat sanayi ağaç ve ağaç ürünleri

kağt ve kağt ürünleri mobilya

Page 448: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

448

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

İmalat sanayi ve orman ürünleri sanayinin sanayi üretim endeksleri Tablo 3 ve Şekil 3’te görülmektedir. Sanayi üretim endeksi bakımından imalat sanayinin ekonomik kriz dönemi haricinde artış eğiliminde olduğu, orman ürünleri sektörlerinin de genel olarak imalat sanayi üzerinde artış gösterdiği ortaya çıkmaktadır.

4- Sonuç ve öneriler

İmalat sanayi içerisinde önemli bir dış ticaret potansiyeline sahip orman ürünleri sektörünün KKO ve sanayi üretim endekslerinin incelendiği çalışmada şu sonuçlara ulaşılmıştır;

- Türkiye imalat sanayi KKO ortalama % 75 iken bu rakam Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama % 80 dolayındadır (URL 1). Sanayi üretim endeksleri ile beraber değerlendirildiğinde imalat sanayinde üretim miktarı artışı sağlanmasına rağmen KKO değerlerinde yatay bir seyir göze çarpmaktadır.

- Orman ürünleri sanayinde ise mobilya sektörü hariç diğer sektörlerde KKO imalat sanayinin üzerinde performans göstermiştir. Mobilya sektöründeki KKO düşüklüğü sanayi üretim endeksindeki artışa bağlı olarak henüz bir dengelenmenin olmadığını göstermektedir. Sektörel olarak talep miktarının değişmesi de KKO üzerinde önemli bir baskı yaratmaktadır.

- Sanayi üretim endeksi ağaç ve ağaç ürünleri sektörü hariç diğer sektörlerde ciddi bir üretim miktarı artışını göstermektedir. bu artış eğilimi ilerleyen dönemlerde orman ürünleri sanayinin büyüme potansiyelini de ortaya koymaktadır.

Bu sonuçlara göre imalat sanayi ve orman ürünleri sanayi açısından şu öneriler verilebilir;

- Türkiye imalat sanayinin rekabet gücünü artırması için KKO’nın Avrupa Birliği değerlerine (%80) ulaşmasını sağlayacak tedbirler alınmalıdır.

- Ağaç ve ağaç ürünleri sektörünün dış pazarlarla beraber üretim miktarını artıracak bir yapılanma içerisinde özellikle KKO’nın artırılmasına yönelik tedbirler alınmalıdır.

- Kağıt ve kağıt ürünleri sektöründeki yukarı yönlü seyrin devamını sağlayacak şekilde sektör desteklenmelidir.

- Mobilya sektöründeki KKO düşüklüğünün nedenleri araştırılarak giderilmesi yönünde tedbirler alınmalıdır.

Page 449: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

449

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Kaynaklar Akyüz, K.C., 2000. Doğu Karadeniz Bölgesinde Yer Alan Küçük ve Orta Ölçekli Orman Ürünleri Sanayi İşletmelerinin Yapısal Analizi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.

Akyüz, K.C., 2006. Avrupa Birliği Sürecinde Türkiye Orman Ürünleri Sanayinin Rekabet Düzeyi, ZKÜ Orman Fakültesi Dergisi, sayı: 8(9), s: 83-99.

EUROSTAT, 2015. http://ec.europa.eu/eurostat/tgm/

TCMB, 2015. Elektronik Veri Dağıtım Sistemi, http://evds.tcmb.gov.tr/

TÜİK, 2015. Sektörel Bazda Dış Ticaret. http://tuikapp.tuik.gov.tr/disticaretapp/

Page 450: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

450

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 451: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

451

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

KERESTE ENDÜSTRİSİNİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ

Hızır Volkan GÖRGÜN 1, Öner ÜNSAL 2, 1 Araş. Gör., İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Müh. Bölümü

[email protected], 2 Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Müh. Bölümü

[email protected],

Özet

Kereste endüstrisi, orman ürünleri sektörünün temelini oluşturan bir endüstridir. Gelişen teknolojiyle birlikte hem ahşapta hem de diğer malzemelerde ürün çeşitliliğinin artması, kereste endüstrisinin orman ürünleri endüstrisi ve genel malzeme sektöründeki payını doğal olarak azaltmıştır. Bununla birlikte nitelikli hammadde tedarikinde, üretim kalitesinde ve ticarette yaşanan sorunlar da, bu payın artmasına engel oluşturan niteliklerdir. Ancak yine de ahşabın masif halde sahip olduğu birçok olumlu özellik nedeniyle, hala yaşamın birçok bölümünde tercih edilmeye devam etmektedir. Bu bildiride kereste endüstrisinde yaşanan gelişmelerle, çeşitli kurum ve kuruluşların sektör raporları incelenmiş ve gelecekteki durumu konusunda bazı öneriler ortaya konmuştur.

Abstract

Lumber industry is an industry that forms the basis of the forest products industry. Along with developing technology and increasing diversity of wood products as well as other materials, shre of lumber industry has naturally reduced in the forest products industry and the general material sector. However, the supply of quality raw materials, production quality and the occured problems in the trade are the attributes that forming an obstacle to increasing its share. But, because of the many positive features that have solid wood, still it continues to be preferred in many parts of life. In this paper, sector reports by various instiutions and organizations have been examined for developments and to put forward some proposals on the future status of lumber industry.

Page 452: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

452

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

1. Giriş

Ahşap, ilk zamanlarda biçme, kesme, soyma gibi mekanik yöntemlerle, yani yapısı değiştirilmeden, masif halde elde edilmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte, odun hammaddesinden yarı mamul ve mamul elde edilmesi ile ilgili üretim teknikleri de geliştirilmiştir. Böylece masif ahşabın doğal halde sahip olduğu yanma, çürüme, rutubete bağlı çalışma gibi bazı dezavantajlarını azaltacak ürünler geliştirilmeye başlanmıştır. Kontrplak, lif levha, yonga levha vb. ahşap esaslı ürünler ile birçok ihtiyaca, daha ekonomik, estetik ve fonksiyonel çözümler de getirilmeye başlanmıştır. Bununla birlikte daha önce bir ürün için kesilen ağaç miktarı da, bu ürünlerin düşük kalitedeki hammadde istekleriyle birlikte azalmaya başlamıştır. Böylece nüfus artışıyla birlikte artan ihtiyaçların karşılanması için nispeten daha az ağaç kesilmeye başlanmıştır. Ahşap esaslı diğer malzemelerin bu ve bunun gibi avantajlarıyla birlikte, özellikle yapı, otomotiv gibi birçok alt dalı olan büyük endüstrilerde tercih edilen beton, metal, plastik vb. ürünlerle de rekabet halinde olan masif ahşap endüstrisinin, pazardaki payı azalmaya başlamıştır. Özellikle masif ahşabın kullanılmasında gösterilmeyen gerekli özen ve nedeniyle oluşan kötü bir malzeme olarak algılanması nedeniyle uzaklaşılması, ekonomik faktörler ve hammaddesinin yaşamın doğal döngüsü içerisinde yer alan ağaçtan oluşması gibi sebeplerden dolayı diğer ürünler, endüstrilerde öne çıkmıştır. Buna karşın, masif ahşabın "dezavantaj" olarak nitelendirildiği bazı özelliklerinin çeşitli tekniklerle azaltılabilmesi, tamamen doğal bir malzeme olması, iyi derecede ısı, ses yalıtımı gibi olumlu özelliklerinden dolayı, hala popülerliğini devam ettirmektedir.

Bu bildiride, yukarıda genel hatlarıyla özetlenen masif ahşap endüstrisini etkileyen etmenler olan hammadde, üretim, kereste endüstrisi ve diğer sektörlerle olan ilişkisi, ticari faktörlerine etkisi vb., çeşitli sektör, sanayi, bakanlık vb. kuruluşların raporlarıyla birlikte incelenmiştir. Sonuç kısmında ise bu endüstrinin günümüze olan kısmı irdelenip, gelecekteki durumu hakkında bazı öngörülerle birlikte çeşitli öneriler sunulacaktır.

2. Kereste Endüstrisinin Yapısı

Bir endüstri dalının incelenip değerlendirilebilmesi için, sahip olduğu bütün bileşenlerin incelenmesi gerekmektedir. Hammadde ve son ürün özelliklerinin, üretim teknolojisinin, pazar payının, ticari durumun etkisinin vb. ayrı ayrı incelenmesiyle, bu endüstriye özel darboğazlar veya sahip olduğu avantajlar ve

Page 453: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

453

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

dezavantajlar somut bir şekilde değerlendirilebilir. Böylelikle bu endüstrinin güçlü ve zayıf yönleri, endüstrinin önündeki tehditler ve fırsatlar rahatlıkla ortaya çıkartılabilecektir.

2.1. Hammadde Durumu

Hızla artan nüfus, şehirleşme, ekonomik faaliyetler, çeşitlenen tüketim alışkanlıkları; çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, çölleşme, ormansızlaşma, su kıtlığı ve küresel ısınmayla ilgili sorunlar dünya gündemindeki yerini korumaktadır (DPT, 2013). Bilindiği üzere masif ahşap da, ormanların en önemli yapı taşı olan ağaçlardan elde edilmektedir. Ormanların, bulunduğu alanın iklim özelliklerinin değiştirmesi, havadan önemli miktarlarda tozu ve zehirli gazları emmesi, birçok canlı türüne ev sahipliği yapması gibi sahip olduğu yararlar, ormanı ve ağacı, çok değerli kılmaktadır. Bu yararlardan dolayı ağacın endüstride kullanılması konusunda çeşitli kaygılar oluşabilmektedir. Bununla birlikte hem odun hammaddesi üretim ormanları hem korunan alan olarak nitelenebilecek ormanlar, aynı zamanda doğa ve insan kaynaklı tehditlerin etkisi altında bulunmakta, yangınlar ise bu tehditlerin başında gelmektedir. Yangınların çıkış nedenleri arasında ihmal en önemli olarak görülmektedir. 1997-2011 döneminde, yılda ortalama 2004 yangın çıkmış ve 9.085 hektar/yıl ormana zarar vermiştir (DPT SOY, 2014). Ancak ağacın yenilenebilir bir madde olması ve dolayısıyla ormanların da sürdürülebilir bir kaynak olması nedeniyle, bu kaygılar azalabilmektedir.

Dünya'da yaklaşık olarak 3,04 trilyon ağaç bulunduğu ve her yıl da 15 milyarının kesildiği belirtilmektedir (Crowther ve Ark., 2015). Türkiye'de ise alan bazlı ilk orman envanter sonuçları 1963-1972 yılları arasında elde edilmiştir. Bu sonuçlara göre, ülke toplam alanının %26,1’ine karşılık gelen 20,2 milyon ha orman bulunmaktadır. Buna karşılık 2010 yılı orman envanterine göre, ormanlık alan 21,5 milyon ha düzeyine yükselmiş ve ormanların ülke alanına oranı %27,8 düzeyine ulaşmıştır (OGM, 2012; TÜİK, 2010; DPT SOY, 2014).

Orman varlığının arttırılması, iyi bir göstergedir ancak tek başına yeterli değildir. Çünkü orman varlığından talepte bulunan birçok kesim bulunmaktadır. Bu yüzden orman varlığının sürdürülebilir yönetilmesi gereklidir. Örneğin orman bakım çalışmalarının yetersizliği ile uzun dönem odun arz-talep dengesini sağlayıcı yıllık ağaçlandırmaların düşüklüğü önemli sorunları oluşturmaktadır. Bu durum odun işleme sanayilerinin rekabet güçlerinin artırılmasında önemli darboğazları

Page 454: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

454

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

oluşturmaktadır (DPT, 2006). Konunun daha ayrıntılı incelenebilmesi için, çeşitli raporlara başvurulmuştur. Örneğin ahşap ve ahşap esaslı endüstrilere hammadde kaynağı olan "endüstriyel odun" üretiminin 2002-2011 arasındaki değişimi Tablo 1'de gösterilmiştir.

Tablo 1: Endüstriyel Odun Arz-talep Durumu (1000 m³/Ster.) (OSİB, 2012)

Yıllar 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011

Endü

stri

yel o

dun

Y. İ

çi a

rz Devlet (OGM) 8.00

57.32

08.25

3 8.10

09.29

910.05

311.54

111.46

312.5

69 13.53

2

Özel 3.300

3.300

3.300

3.300

3.300 3.300 3.300 3.300 3.30

0 3.300

Toplam 11.305

10.620

11.553

11.400

12.599

13.353

14.841

14.763

15.869 16.832

Tüke

tim

Devlet ormanlarından (OGM)

7.859

7.420

8.139

8.287

9.121

10.243

10.763

11.730

12.988

13.301

Özel kesim orman ve ağaçlardan

3.300

3.300

3.300

3.300

3.300 3.300 3.300 3.300 3.30

0 3.300

Net İthalat 1.200

1.060

1.750

1.960

2.019 1.839 1.234 913 1.16

7 1.104

Toplam 12.359

11.780

13.189

13.547

14.440

15.382

15.297

15.943

17.455 17.705

2002-2011 döneminde yurt içi endüstriyel odun üretimi %49, toplam tüketim ise %43 oranında artmıştır. Endüstriyel odun yerine kullanılabilen yonga halindeki odun ithalatı dikkate alınacak olursa odun hammaddesi tüketiminin %60’ın üzerinde arttığı görülmektedir (OSİB, 2012). Şekil 1'de endüstriyel odun üretiminin, ürün çeşitlerine dağılımının yıllara göre değişimi görülmektedir.

Lif ve yonga levha sanayindeki güçlü talep artışının devam etmekte olması ormanlarımızın (bilhassa genç meşcerelerin) bakımı için önemli avantaj sağlamasına (OSİB, 2012) karşın, bu artış masif ahşap endüstrisinin ihtiyacı olan tomruğun payını azaltmıştır.

Her bir ağaç endüstriye verilemediği gibi, endüstriye verilen ağaçlar da tür, çap, boy, kalite gibi farklı özelliklere sahiptir. Alt sektörlerin hammadde istekleri de farklı olduğundan sınıflandırmaya gidilmiştir. Ahşap ve ahşap esaslı endüstrilerin ihtiyaç duyduğu hammadde sınıflandırması, Tablo 2'de yer almaktadır.

Tablo 1'de görüleceği üzere, masif ahşap endüstrisinde değerlendirilen "Tomruk" sınıfının boyutları ve tabloda bulunmayan kalite istekleri, diğer endüstrilerin ihtiyaç duyduğu hammaddelere göre daha yüksektir.

Page 455: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

455

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

1980-1999 Ortalamasına Göre 2011 Yılına Göre

Şekil 1: Endüstriyel Odun Üretiminin Ürün Çeşitlerine Göre Dağılımı (OSİB, 2012)

Tablo 2: Yuvarlak Odun Boyutları (Kantay, 2002)

1976-2011 döneminde OGM’nin üretim gerçekleşmeleri Tablo 2’de gösterilmiştir. OGM'nin orman ürünleri üretiminde istikrarlı bir çalışma düzenine sahip olduğu gözükmektedir. Tablo 2’den görüldüğü üzere, 1980-2011 yılları arasında ortalama 8 milyon m3/yıl endüstriyel odun üretilirken, OGM tarafından 11 milyon m3/yıl yakacak odun piyasaya sürülmüştür (DPT SOY, 2014).

Bununla birlikte odun kökenli orman ürünlerinin üretim ve tüketim rakamları karşılaştırıldığında; Türkiye’nin bu alanda kendine yetebilen bir ülke olduğu görülmemektedir. Ormanların, odun hammaddesi üretimi açından normal kabul

Page 456: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

456

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

edilebilecek kısmının yetersizliği, kısa dönemde odun ithal etmeyi zorunlu kılmaktadır. Ülkemiz ağaç ürünleri ve mobilya endüstrisinde, hammadde temini ve kullanımı yanında, teknolojik, eşgüdümsel ve bilgi eksikliği sorunları yaşanmaktadır. Hammadde konusunda rekabetçi piyasa şartları oluşmadığı gibi orman kaynaklarının önemli bir kısmı (yaklaşık %50) yakacak olarak kullanılmaktadır (DPT AÜMS, 2006).

Türkiye, diğer ülkelere karşılaştırıldığında, "yoksul sayılabilecek ölçüde az ormana sahip ülkeler" tanımlanan ülkelere (Hollanda, Belçika, İtalya vb.) göre bile ihracatın ithalatı karşılama oranının çok daha düşük olduğu görülmektedir. Tablo 3'te görüleceği üzere, hem bu oranın diğer ülkelere göre düşük seviyelerde olduğu görülmektedir. Negatif yönde seyreden durum ise dış ticaret açığını arttırıcı bir etki yapmakta ve dolayısıyla ülke ekonomisine zarar vermektedir. (DPT SOY, 2014). Bu amaçla aşağıda belirtilen ahşap ürünlerde karşılaşılan darboğazlar ve zorlukların giderilmesi de öncelikler arasında yer alması gerekmektedir: Ağaçların kesilmesinden, ürünlerin depolara taşınıp, istif edilip satış partileri oluşturularak belli bir ihale prosedüründen geçildikten sonra satışın yapılmasına kadar geçen süre ortalama 3-4 ayı bulmakta, bazen de bu süre bir yıla kadar uzamaktadır. Bu sürenin uzamasında; işgücü durumu, çalışan kişilerin diğer işlerle uğraşma yoğunluğu ve kişisel yeteneği ile işe ehil olup olmamaları gibi pek çok faktör etken olmaktadır (OSİB, 2012).

Tablo 2: OGM'nin Orman Ürünleri Üretim Gerçekleşmeleri (000m3, *000 ster) (DPT SOY, 2014)

Page 457: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

457

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tablo 3: Bazı ülkelerin orman ürünleri ticaretinde ihracatın ithalatı karşılaştırma oranları

(DPT SOY, 2014; İlter ve Ok, 2012)

Ülkeler  İhracat (Milyon ABD $)

İthalat  (Milyon ABD $)

Fark(Milyon ABD $)

Oran (%) 

Kanada  21.387 4.929 16.458 334 Avusturya  6.991 4.061 2.930 72 A.B.D.  24.000 20.145  3.855 19 

Almanya  20.468 17.944  2.524 14 Belçika  5.902 6.368 ‐466 ‐7Fransa  7.524 9.830 ‐2.306 ‐23 Hollanda  4.347 6.254 ‐1.907 ‐30 İtalya  5.461 10.839  ‐5.378 ‐50 

TÜRKİYE  10.659 31.364  ‐20.705 ‐66  Bunun dışında odun hammaddesinin ithalatında da çeşitli zorluklar yaşanmaktadır. Örneğin Ukrayna'nın ham orman ürünlerinin 10 yıllığına yurtdışına satışını yasaklaması (TUİD, 2015) ve bunun diğer tomruk ihraç eden ülkelerde de yayılması (Orsiad, 2015), girişimcileri yurtdışında yatırım yapmaya zorlamaktadır.

Bütün bu zorlukların dışında orman ürünleri sektörünün önünde hammadde açısından birçok fırsat da bulunmaktadır. Örneğin büyük yatırımcının yurtiçi hammadde tedarikinde sorun yaşamaması adına yayınlanan yönetmeliğe göre, yıllık işleme kapasitesi belli bir değerin üzerinde olan fabrika ve tesislere, belli oranlarda odun ve dikili ağaçlar tahsisli satış usulüyle satılabilmektedir (Resmi Gazete, 2015a). Bununla birlikte sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için küresel ölçekte başlayan yeni büyüme modeli arayışlarıyla birlikte "yeşil büyüme" önem kazanmıştır (DPT, 2013). Orman kaynaklarının sürdürülebilir olması amacıyla FSC, PEFC vb. sertifikasyon sistemleri geliştirilmiş, Türkiye dahil birçok ülke gerekliliklerini yerine getirerek sertifikalar almaya başlamıştır (Bursa OBM, 2013). Özellikle AB ülkelerinde yaygın olan sertifikalı tomruk kullanımı; hammadde kaynağının bilinmesi ve kaçak kesimlerin önlenmesini sağlarken, kesimden üretime kadar geçen sürecin sağlıklı olarak takibi ile hammadde kalitesinin yükselmesinde etkili olmaktadır (DPT AÜMS, 2006).

Page 458: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

458

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

2.2. Kereste Endüstrisinde Üretim

Günümüzde kereste fabrikalarında uygulanan üretim teknikleri Tablo 4'te gösterilmiştir. İlkel üretim tesislerinde ana işlemler genellikle insan gücü ve/veya basit makineler ile yapılıp özel makineler veya tesisler bulunmazken modern üretim tesislerinde üretimin tüm aşamalarında hidrolik, pnömatik, nümerik veya bilgisayar kontrollü makineler kullanılmaktadır (DPT AÜMS, 2006). Şekil 2'de modern üretim tesislerinde yapılan bazı çalışmalar görülmektedir.

Tablo 4.: Kereste Fabrikalarında Uygulanan Üretim Teknikleri (Konukçu, 2001;

DPT AÜMS, 2006)

Özellikle Türkiye gibi hammadde tedarikinde sorun yaşayan ülkelerdeki fabrikalarda, düşük yatırım maliyetleri nedeniyle genellikle ilkel ve/veya yenilenmiş üretim tesisleri tercih edildiği gibi seri üretim yerine proje üretime ağırlık vermektedir. Bu tür üretim hatlarında belli özelliklerde tomruk seçilmesi yerine, gelen her tomruğun maksimum düzeyde değerlendirilmesine önem verilmektedir. Ancak bu tür tesislerdeki üretim, ahşabın işlenmesi ve kalitesiyle ilgili gerekli vizyona sahip olmayan işveren ve personellerle birleşince, gereğinden fazla hammadde kaybı yaşanmakta ve özellikle teknik doğrular ışığında çalışan ülkelere ihracatta sıkıntılar yaşanmaktadır.

Page 459: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

459

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 2: Bilgisayarlı Tomografi İle Tomruk İçi Görüntüleme (Johansson ve diğ.,

2013), Tomruk Biçme Optimizasyonu Örneği (KSE, 2015) Bu durum yüksek ücretlerle ve ithal makinelerle kurulan tesislerin etkin kullanılamamasına neden olmaktadır. Kereste sektöründe kurulu kapasitenin 5 milyon metreküp civarında olduğu tahmin edilmekte olup, ana mal bazında kapasite kullanım oranları Tablo 5’te verilmiştir (DPT AÜMS, 2006).

Tablo 5.: Kereste ve Parke Sektöründe Kapasite Kullanım Oranı (%) (DPT AÜMS, 2006; TÜİK, 2006)

Yıl 2001 2002 2003 2004 Kapasite Kullanım Oranı (%) 57,8 63,8 54,3 50,0

Bir kereste fabrikası için gerekli olan makine parkının tahmini değeri 250.000 ABD Doları olup, yaklaşık 1.100 m² makine yerleşim alanına ihtiyaç duyulan böyle bir tesiste, tek vardiyada 15 kişinin günde 8 saat çalıştığı kabul edilerek, kullanılan testere ve biçilen tomruk türüne göre, ayda 2000-3000 m³ kereste üretilebilmektedir. Tablo 5'te yer alan kapasite kullanım oranları ile tüm bu üretim değerlerinde ortalama %45 kayıp yaşanmaktadır. Bu kaybın Türkiye'de üretim girdilerine göre dağılımının incelendiğinde, üretim girdilerinden hammaddenin %80, direkt işçilik %4, üretim girdileri %12, pazarlama girdileri %2 ve yönetim giderlerinin %2 oranında maliyete yansıyan oranı bulunmaktadır (DPT AÜMS, 2006; TÜİK, 2006).

Kapasite kullanım oranına etki eden faktörler incelendiğinde hammadde, ekonomik ve teknik olmak üzere 3 faktörde yoğunlaştığı görülmektedir. Teknik açıdan özellikle ürün bazında daha çok iç piyasanın ihtiyacını karşılamaya yönelik üretimler yapıldığı ve kalite standartlarının tam olarak uygulanmadığı görülmekte ve bununla birlikte yeterli sayıda akredite test ve Ar-Ge analiz laboratuvarı eksikliği bulunmaktadır (TOBB, 2015). Bu durumla ilgili verilere bakıldığında; Ülkemizde kereste ve parke sektöründe, ISO 9000 veya ISO 14000 belgeli işletme bulunmadığı görülmektedir.

Page 460: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

460

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik İşbirliği Alanı Komisyonu (UNECE) Kereste Komitesinin 1999 yılı verilerine göre Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ise kereste sektöründe faaliyet gösteren 109 işletme ISO 9000 belgesi almıştır. Günümüzde bu sayının 300’e yaklaştığı tahmin edilmektedir (DPT AÜMS, 2006).

Gelecek yıllarda mikro ölçekli, eski ve düşük kapasiteli makinelerle üretim yapan tesislerin kapanacağı, işletme sayısı ve ortalama çalışan sayısında azalma meydana gelirken işletmelerin teknolojik düzeylerinin ve ürün kalitesinin yükseleceği söylenebilir. Buna paralel olarak, gitgide zorlaşan rekabet şartları, atelye tipi üretim yapan işletmelerin (daha çok mikro ölçekli olarak tanımlanan; eski teknoloji ürünü ve düşük kapasiteli makinelerle, genellikle mevsimlik faaliyet gösteren ve 10 kişiden az çalışanı olan işletmeler) fabrika tipi üretime geçmeleri için yeni teknoloji içeren yatırımlara yönelmeleri beklenmektedir. Bu nedenle toplam işletme sayısında azalma beklenirken, orta ölçekli, modern teknolojiyle üretim yapan ihracata yönelik yatırımlarda artma beklenmektedir (DPT AÜMS, 2006).

Son olarak kereste imalat sanayinin diğer bir çıktısı olan artıkların, briket veya mangal kömürü imalatında veya işletmelerin kendi ısı ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmakta ya da levha sanayi başta olmak üzere çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere satılarak verimli çalışmaya gayret gösterilmektedir. Artıkların tamamının değişik şekillerde değerlendirilmesi ve küçük işletmelerin bile kendi artıklarından briket ve mangal kömürü gibi ürünleri üretmesi olumlu gelişmelerdir (OSİB, 2012). Ancak yapılan incelemeler sonunda, atıkların değerlendirilmesinde ekonomik ve çevresel faktörlerin daha irdelenmediği görülmektedir.

2.3. Kereste Endüstrisinin Üretim Sanayindeki Yeri ve Ekonomide Yaşanan Gelişmelerin Etkisi

Kereste imalat sanayi, yavaş bir şekilde büyümekte olan bir alt sektördür. Çok sayıda küçük işletmelerden kurulu olması ve ulusal düzeyde örgütlenememiş olmasından dolayı sorunlarını ortaya koyma ve problemlerini çözmede ve kabuğundan çıkıp yeni ürünler geliştirme ve kampanya yapmada yetersiz kalmaktadır. Bu alt sektörün gelişememesinde ikame mallarının hızlı gelişimi ve kerestelik tomrukta uygulanmakta olan %27 civarındaki vergi ve fonların da payı büyüktür. Bilhassa ithal ürünlerde uygulanmayan tellâliye ve fonlarla tomruk satışlarımıza gelen %10’na yakın ekstra maliyet OGM satışlarını da olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle nispeten büyük olan firmalar ağırlıklı olarak ithal tomruk kullanmaktadır. Bu

Page 461: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

461

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

nedenlerden dolayı kereste ithalatı hızla artarken ihracatı düşmekte olup ithalat ve ihracat miktarlarının yıllara göre seyri ve 1993-2011 dönemindeki üretim ve tüketim miktarları Şekil 3’te görülmektedir (OSİB, 2012). İthalat ve ihracat rakamlarının ürün gruplarına göre dağılımı ise Şekil 4'te görülmektedir (DPT SOY, 2014).

Şekil 3: Kereste Üretim ve Tüketimindeki Gelişmeler (sol), Kereste İthalat ve İhracat Miktarları (sağ)

Şekil 4: Ürün Gruplarına Göre Türkiye Orman Ürünleri Dış Ticareti

(Milyon ABD Doları) Şekil 4’te görüldüğü üzere, Türkiye diğer işlenmiş ürünler alt grubunda ihracatçı bir ülke konumuna geldiği, levha ürünlerinde yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte benzer bir durumun yakın bir zamanda oluşabileceği söylenebilir. Ancak söz konusu durumun kereste ürün grubu için geçerli olmadığı söylenebilir. Grafiklerin bu şekilde seyretmesinde, hammadde dışında hem orman ürünleri endüstrisinde, hem ikame ürünlerin endüstrilerinde, hem de ticarette yaşanan diğer gelişmelerin etkisi de

Page 462: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

462

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

bulunmaktadır. Türkiye’de kereste üretiminin yaklaşık %70’i inşaat, %20’si mobilya, %10’u ise ambalaj ve diğer sektörlerde kullanılmaktadır (DPT AÜMS, 2006). Özellikle inşaat alanında yaşanan gelişmeler, kereste imalat sanayini doğrudan etkilemektedir. Diğer yandan, orman ürünleri imalatı ile ilgili olarak Avrupa Birliği Kereste Kanunu’nun 3 Mart 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği bilinmekte ve yasadışı kereste ticaretini tamamen ortadan kaldırmayı, üretici ve tüketicileri kayıt altına alarak izlemeyi hedeflemektedir (ABKK, 2012; DPT SOY, 2014). Bu durum AB kapsamında kereste ticaretinin daha kontrollü yapılacağı, sertifikasyon ve standardizasyon gibi oluşumlara daha da dikkat edileceğinin bir göstergesidir. Bununla birlikte yurtdışından gelen kerestelerin her geçen yıl payını arttırması (AHEC, 2015) gibi bazı tehditler de bulunmaktadır. Uluslararası pazarlarda rekabet gücüne sahip olabilmek için, sektörde faaliyet gösteren işletmeler arasında stratejik işbirliği oluşturulurken, devletin denetleme ve destekleme görevini gerçekleştiren birimleri ile sektör arasındaki işbirliği ve iletişim güçlendirilerek, oluşacak sinerjinin ekonomik değere dönüştürülmesi beklenir. Ayrıca sadece sektör için değil, kereste imalat sanayinin yan sanayiisi olarak değerlendirilen enerji, kesici takımlar, makine üreticileri, emprenye kimyasalları üreticileri vb. sektörlerle birlikte hareket edilmesi kolaylaşacaktır (DPT AÜMS, 2006).

Ülkemizde orman ürünleri ile çeşitli birlikler bulunmaktadır. Yaşanan gelişmeler ve bu gelişmeler ışığında hazırlanan çeşitli sektör raporları doğrultusunda, örneğin ahşaba dayalı ihracatçı birliklerin isimleri değişmiştir (Resmi Gazete, 2015). Bu değişiklikte levha ürünlerinde üretim artışının ve mobilya üretiminde hızlı ihracat artışının neden olduğu belirtilmektedir (Gazete Vatan, 2015).

İkame malların etkisi de, kereste endüstrisini yakından etkilemektedir. Aksu ve Koç'a (1999) göre, İhracatta ilk üç ürün grubunu; kereste, ağaç doğrama ürünleri, ve ağaç sandık, ithalatta ise; yuvarlak ağaçlar, kereste ve liflevha ürünleri oluşturduğu belirtilmiştir (Aksu ve Koç, 1999). Ancak yakın zamanda levha ürünlerindeki arz ve talep artışı durumu değiştirmiş ve ahşap sanayinin alt dalları büyüme potansiyeli yönünden önemli farklılıklar göstermesine sebep olmuştur. Lif ve yonga levha sanayi hızla büyürken, kereste imalat sanayi ve masif parkecilik ile kaplama ve kontrplak sanayinde performans ve rekabet gücü düşüktür (OSİB, 2012). Yaşanan bu gelişmeler ışığında, lif levha sanayinin 2002-2011 döneminde üretim kapasitesi %545 artarak 4,9 milyon m3’e ulaşmıştır. Yonga levha sanayi ise aynı dönemde %142 oranında büyüyerek 5,8 milyon m3 üretim kapasitesine erişmiştir. Türkiye 7,5 milyon m³/yıl düzeyindeki fiili üretimi ile lif levha üretiminde Avrupa’da ikinci, yonga levha üretiminde ise dördüncü sıradadır. Levha sanayiinde %100'ün üzerinde gerçekleşen artışlar, çeşitli sektör raporlarına da yansımıştır. Onuncu Kalkınma

Page 463: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

463

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Planı'na göre; hızlı büyüyen sektör, yerli hammaddeye ulaşmada sıkıntı çekmektedir. Endüstriyel odun hammaddesinde yaşanan sıkıntılar doğrultusunda, ahşap ve panel levha üretiminde katma değeri yüksek yeni kompozit malzeme arayışlarına hız verilmesi gerektiği vurgulanmıştır (DPT İSD, 2014). Konuyla ilgili Dokuzuncu Kalkınma Planı'nda yapı endüstrisi ile ilgili şu öneri getirilmiştir: Diğer tüm malzemelerin yetersiz kaldığı mimari sorunlar ahşap yapılarda kolayca çözülebilmektedir. Standart kereste kavramının yerini alan OSL (Oriented Strand Lumber), PSL (Paralel Strand Lumber), LSL (Laminated Strand Lumber), LVL (Laminated Veneer Lumber) gibi eleman çözümlemeleri ile her şarta uygun yapı elemanı üretimi yapılabilmektedir (DPT AÜMS, 2006). Kalkınma planında belirtildiği gibi, yapı endüstrisinde ahşabın kullanılmasının artması, kereste imalat sanayii için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. İlk olarak 1992 yılında, Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda altı çizilen yeşil büyüme paradigmasının, tarımsal üretimden, inşaat sektörüne; toplu taşıma sistemlerinden, şehir su şebekelerine kadar geniş bir alana yayılması neticesinde katma değeri yüksek "yeşil sanayi" ürünlerine olan talep artacaktır (DPT İSD, 2014). doğa, insan ve iktisadi sermaye yatırımları için daha iyi sonuçlar elde etmek üzere, altyapı ve işletmelerin sera etkili gaz emisyonlarını azaltacak, daha az doğal kaynak çıkararak kullanacak, sosyal ayrılıkları azaltırken, daha az atık üretecek bir şekilde yeniden düzenlenmesi süreci olarak tanımlanan "yeşil ekonomi" anlayışına uygun en iyi malzeme ahşaptır (DPT SOY, 2014; UN, 2010).

Ancak malzeme dışında, kereste endüstrisini etkileyen bazı ticari faktörler de bulunmaktadır. Çevre ülkelerde yaşanan siyasi belirsizlikler doğrultusunda yatırımların riskinin artması, dalgalı döviz kurunun ithalata dayalı sektörlerde yarattığı belirsizlikler de etkili olmaktadır. Hatta kereste endüstrisinde yaşanan, Ukrayna'nın ana ihraç kalemlerinden ham orman ürünlerinin 10 yıllığına yurtdışına satışına yasaklanması, girişimcileri o bölgelerde yatırım yapmaya zorlamakta ve ülke kalkınmasında dezavantaj sağlamaktadır.

3. Sonuç ve Öneriler

Bu çalışmada kereste endüstrisi, hammadde açısından, üretilen malzeme ve ikame malzemeler açısından, üretim teknolojileri açısından, orman ürünleri sektöründe ve yaşanan diğer ticari gelişmeler açısından değerlendirilmiştir. Bu endüstrinin mevcut durumunun ve gelecekteki beklentilerinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla GZFT analizi yapılmıştır ve Tablo 6'da gösterilmiştir.

Page 464: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

464

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tablo 6: Kereste Enüdstrisinde GZFT Analizi

Güçlü Yönler  Zayf Yönler 1. Sertifikal ve sürdürülebilir orman yönetiminin başlamas,                                              2. Tamamen doğal bir malzeme olmas gibi malzemenin saysz olumlu özellliğinin bulunmas,                                                           3. Artklarn işletme içinde veya dşnda değerlendirilebilmesi,                                                4. Proje tipi tomruk işleme ve kereste üretimlerinde tecrübe,                                              5. Son ürünün birçok yerde yar mamul veya mamul olarak kullanlabilme imkan,                      6. İthal ürünlerde yüksek fiyata rağmen, talebin devam etmesi,                                               

1. Orman varlğnn, orman ürünleri endüstrisinde yer alan firmalarn rekabet güçlerinin arttracak nitelikte değil,                     2. Orman varlğnn, odun hammaddesi üretimi açsndan normal kabul edilebilecek ksmnn yetersizliği, ksa dönemde odun ithal etmeyi zorunlu klmas,                                                          3. Kerestelik tomrukta uygulanmakta olan %27 civarndaki vergi ve fonlar (OSİB, 2012).                             4. Mesleki ve teknik eğitim almş elemanlar ile mühendis istihdamna öncelik verilmemesi,                      5. Standartlara ve teknik doğrulara dayal olmayan üretimler ve oluşan gereksiz zaiyatlar,                               6. Kereste anlamnda ithalatç bir ülke olunmas,             7. Üreticiler ulusal düzeyde örgütlenememesi,                 8. Pazarlama çalşmalarnn iyileştirilememesi,                 9. Son ürün kalitesini arttrc emprenye ve kurutma gibi işlemlerin, mikro ölçekli işletmeler tarafndan benimsenmemesi, 

Frsatlar  Tehditler 1. Onuncu Kalknma Plan'nda orman ve orman ürünleri yönetiminin "Sürdürlebilir Orman Yönetimi" özel ihtisas komisyonunda değerlendirilmesi,                                                       2. Tahsisli satşlar ile büyük yatrmcnn hammadde tedarikinde destek sağlanmas,          3. Dikili ağaç satşnn benimsenmesi,                     4."Yeşil büyümenin" benimsenmesi ve dolaysyla keresteye olan talebin artmas,            5. "Yeşil ekonomi"nin benimsenmesi ile masif ahşap ürünlerine olan talepte artş beklentisi,      6. Arttrlabilir kapasite kullanm oranlar,             7. Sektörün AB ve Ortadoğu pazarna hitap edebilme potansiyeli,                                                8. Doğal haldeki masif ahşaba olan talep artş,    9. Kereste sanayini ülke konut politikalaryla birlikte ele alnmas,                                                   10. "Yeşil ekonomi", "yeşil bina" vb. kavramlarn gelişmesi,                                              11. Uluslararas rekabette ön plana çkabilmek için, birlikte hareket etme olanağ,                          

1. Orman varlğnn sürdürülebilir olmamas,                    2. Ormanlarn doğa ve insan kaynakl yangn gibi tehditlerin etkisi altnda bulunmas,                                    3. Kerestelik tomrukta yer alan                                            4. Diğer ahşap endüstrileriyle yaşanan "endüstriyel odun" rekabeti,                                                                       5. İkame mallarn hzl gelişimi,                                            6. Yurt dşndaki kereste üreticilerinin ülke pazarna girmeye başlamas,                                                                 7. Ahşap esasl levha sanayiindeki hzl arz ve talep artş,              

Page 465: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

465

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda kereste endüstrisinin gelişmesi için öneriler aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır:

- İhracatın ithalatı karşılama oranını yükseltmek için, bu oranın yüksek olduğu ülkelerin orman ürünleri endüstrisi yönetim modelleri, coğrafi konum, döviz kuru vb. diğer etkiler çıkarılarak, referans alınabilir.

- Orman ürünleri endüstride karşılaşılan darboğazlar ve zorlukların giderilebilmesi için teknik doğrular ışığında müdahaleler yapılabilir.

- Yerli ve/veya büyük ölçekli işletmelere, kerestelik tomrukta uygulanan vergi ve fonların azaltılmasıyla,

- Kaynakların ağırlıklı olarak endüstride değerlendirilmesi yanında hammadde israfının önlenerek üretimde zayiatın en aza indirilmesi önem taşımaktadır. Buna ilaveten depolardan tomruk satışı yerine ormanda ağaç satışı politikasının benimsenmesi, konusunda yetişmiş, mesleki ve teknik eğitim almış elemanlar ile mühendis istihdamına öncelik verilmesi gerekli görülmektedir (DPT AÜMS, 2006),

- Ormanların ekonomik, sosyal ve ekolojik fonksiyonlarını gözeten bir planlama anlayışı benimsenecek, endüstriyel nitelikte olanlar başta olmak üzere odun ile odun dışı orman ürünlerinin üretimi ve pazarlanmasında etkin yönetim sağlanacaktır (DPT, 2013),

- Ahşaba katma değer katılarak iç ve dış ticarette daha iyi noktalara gelinebilir. Bunun da yolu teknik doğrular ışığında hareket eden personeller ve nispeten daha modern üretim tesisleri ile mümkün olacaktır,

- Yarı mamul ve mamul üretiminde ahşabın işlenmesini ve değerinin kavrandığı üretim modelleri benimsenerek gereksiz hammadde kayıpları en aza indirgenebilir. Bu amaçla konusunda yetişmiş, mesleki ve teknik eğitim almış elemanlar ile mühendis istihdamına öncelik verilmesi gerekli görülmektedir (DPT AÜMS, 2006).

- Bununla birlikte malzeme kalitesi de artacağından, dış ticarette yaşanan sorunlar da azalacak ve böylece bu ürün grubunda ihracatın arttırılması sağlanabilecektir,

- Sektörün AB ve Ortadoğu pazarlarına hitap edebilme birikimine sahip olduğundan, bu doğrultuda yapılan çalışmaların sürdürülmesi, bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarına yönelmesi, sertifikalı ürün satışının artması, yeni teknolojilerin kullanılması,

Page 466: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

466

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

işletmelerin atölye ölçekli üretimden fabrika ölçekli üretime geçmeleri vb. tedbirler bu potansiyelin en etkin biçimde kullanılmasını sağlayabilir (DPT AÜMS, 2006),

- Kerestenin yarı mamul bir ürün olarak kabul edilmesi nedeniyle, çok fazla ihraç edilmesi yerine daha ileri işlenmiş ürüne dönüştürülmek üzere yurt içi kullanımının tercih edilmesi daha uygun olacaktır (DPT SOY, 2014).

- Atıkların değerlendirilmesinde ekonomik ve çevresel faktörler irdelenerek, daha verimli şekilde kullanılabilir,

- Sektör temsilcileri arasındaki işbirliği ve iletişim güçlendirilerek, oluşacak sinerjinin ekonomik değere dönüştürülmesi.

Kaynaklar Aksu, B., & Koç, K. H. (1999). Türkiye orman ürünleri dış ticaretinin çeşitli ürün grupları bazında incelenmesi. Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University (JFFIU), 49(1-2-3-4), 105-118.

Avrupa Birliği Kereste Kanunu, http://ec.europa.eu/environment/forests/timber_regulation.htm [Ulaşım Tarihi: 18.11.2012].

Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Web Sitesi, 2013, Bursa Ormanları Sertifikalı Oluyor, T.C. Orman Genel Müdürlüğü, Bursa Orman Bölge Müdürlüğü, Bursa. [Ulaşım Tarihi: 15.10.2015]

http://bursaobm.ogm.gov.tr/SitePages/OGM/OGMHaberler.aspx?List=d251735c%2D0615%2D4f9a%2Dac83%2Df1a4d9cd3e2e&ID=56&Web=3781b90d%2D12e4%2D47a8%2Da330%2Dd951753d117d

Crowther, T.W., Glick, H.B., Covey, K.R., Bettigole, C., Maynard, D.S., Thomas, S.M., Smith, J.R., Hintler, G., Duguid, M.C., Amatulli, G., Tuanmui M.-N., Jetz, W., Salas, C., Stam C., Piotto, D., Tavani, R., Green, S., Bruce, G. Williams, S.J., Wiser, S.K., Huber, M.O., Hengeveld, G.M., Nabuurs, G.-J., Tikhonova, E., Borchardt, P., Li, C.-F., Powrie, L.W., Fischer, M., Hemp, A., Homeier, J., Cho, P., Vibrans, A.C., Umunay, P.M., Piao, S.L., Rowe, C.W., Ashton, M.S., Crane, P.R., Bradford, M.A., 2015. Mapping tree density at a global scale, Nature, 525, 201–205, doi:10.1038/nature14967, http://www.nature.com/articles/nature14967.epdf

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 2006. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Ankara.

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 2006, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Ağaç Ürünleri Ve Mobilya Sanayii Özel İhtisas Komisyonu, Ankara.

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 2013. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018), T.C. Kalkınma Bakanlığı, Ankara.

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 2014, İmalat Sanayiinde Dönüşüm Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018), T.C. Kalkınma Bakanlığı, Ankara.

Page 467: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

467

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, 2014. Sürdürülebilir Orman Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018), T.C. Kalkınma Bakanlığı, Ankara.

Gazete Vatan, 2015, http://www.gazetevatan.com/mobilya-sektorunde-buyuk-degisiklik-738138-emlak/, [Ulaşım Tarihi: 30.03. 2015].

İlter, E. ve Ok, K., 2012. Ormancılık ve Orman Endüstrisinde Pazarlama İlkeleri ve Yönetimi (Örnek Olaylarla) III. Baskı, ISBN: 978-975-96967-5-7, 422 Sayfa. Ankara.

Johansson, E., Johansson, D., Skog, J., Fredriksson, M., 2013, Automated knot detection for high speed computed tomography on Pinus sylvestris L. and Picea abies (L.) Karst. using ellipse fitting

in concentric surfaces, Computers and Electronics in Agriculture, 96:238–245.

Kantay, R., 2002. Kereste Endüstrisi ders notları, İstanbul Üniversitesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, İstanbul.

Konukçu, M., 2001. “Ormanlar ve Ormancılığımız”, DPT Yayın No: 2630.

KSE, Kinghorn Systems Engineering, Recovery & Yield Studies, http://www.kinghornsystems.com/Recovery&YieldStudies.htm [Ulaşım Tarihi: 30.03. 2015].

Orman Genel Müdürlüğü, 2012. Stratejik Plan 2013 - 2017, Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı, Ankara (Basılmamış).

ORSİAD Gazetesi, Ukrayna’nın İhracat Durdurma Kararı Türk İşadamlarını Harekete Geçirdi, [Ulaşım Tarihi: 2 Eylül 2015] http://www.orsiad.com.tr/ukraynanin-ihracat-durdurma-karari-turk-isadamlarini-harekete-gecirdi.html

Resmi Gazete, 2015a. Orman Ürünlerinin Satış ve Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Karar Sayısı: 2015/7255, 20.03.2015, Sayı: 29301 [Ulaşım Tarihi: 15.10.2015] http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/03/20150320-12-1.pdf

Resmi Gazete, 2015b, Ağaç Mamulleri Ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliklerinin Unvanlarının Değiştirilmesine İlişkin Tebliğ, 1 Şubat 2015, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/02/20150201-9.htm

Türkiye İstatistik Kurumu, 2006. Mobilya Üretim Sanayi Ortalama Kapasite Kullanım Oranları.. Bilgi İşlem Merkezi Veri Tabanı, (www.TÜİK.gov.tr).

Türkiye İstatistik Kurumu, 2010. Ormancılık İstatistikleri, ISBN 978-605-4610-00-6, Türkiye İstatistik Kurumu Matbaası, Ankara.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 10. Çalışma Grubu, 2012. Ormanlardan Faydalanma Şura Çalışma Belgesi, Ormancılık ve Su Şurası, Ankara.

Türk-Ukrayna İşadamları Derneği internet sitesi, [Ulaşım Tarihi: 2 Eylül 2015] http://tuid.org.ua/ukrayna-kereste-ihracatini-durdurdu

United Nations, 2010. The Forest Sector in the Green Economy, Geneva Timber and Forest Discussion Paper 54. ECE/TIM/DP/54. ISBN 1020 7228, 53. Sayfa. Cenova.

Page 468: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

468

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

Page 469: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

469

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİNDE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ UYGULAMALARININ

PERFORMANS VE VERİMLİLİK ÜZERİNE ETKİLERİ

İbrahim YILDIRIM*, Kadri Cemil AKYÜZ*, Aytaç AYDIN*, Cumhur ALEVLİ*

* Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü,

Trabzon/TÜRKİYE, [email protected]

Özet

Teknolojinin hızla gelişmesi işletmeler arası işbirliğinin ve aynı zamanda rekabetinde artmasına neden olmaktadır. Günümüzde işletmeler arası rekabet yerine işletmelerin içerisinde yer aldığı tedarik zincirleri arasındaki rekabette başarılı olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan yeni yönetim sistemlerinden biri olan tedarik zinciri yönetimi müşteri memnuniyetini artırmak ve işletmelerin yoğun rekabet ortamlarında ayakta kalabilmek için son yıllarda sıkça kullanılan bir yöntemdir. Bu yönteme olan ilginin hızlı artışının altında yatan en önemli nedenlerin başında, işletmelerin imalat maliyetlerini düşürebilecekleri en uygun noktaya kadar zaten düşürmüş olmaları ve maliyet tasarrufunun artık tedarik zincirlerinin en etkin ve verimli bir biçimde yönetilmesi sonucu elde edilebileceğinin farkına varmış olmalarıdır. Tedarik zinciri yönetimi; malzeme ve ürünlerin, temel hammadde arzından nihai ürün aşamasına kadar yönetimini kapsayan; firmaların tedarikçilerinin proseslerinden, rekabet avantajlarını destekleyecek teknoloji ve yeteneklerinden nasıl yararlanacağı üzerine odaklanan ve geleneksel işletme içi faaliyetleri, optimizasyon ve etkinlik ortak gayesi ile ticari ortaklıklar kurarak yayan bir yönetim felsefesidir. Yapılan bu çalışma ile imalat sanayinde işletme sayıları bakımından yaklaşık olarak %13,3’lük bir paya sahip bulunan orman ürünleri sanayinde tedarik zinciri yönetimi uygulamalarının performans ve verimlilik üzerine olan etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Böylece doğal kaynakların kullanılması, ülke ekonomisi ve kalkınması açısından stratejik öneme sahip olan orman ürünleri sanayi işletmelerinin durumu ortaya konulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Orman ürünleri sanayi, Performans, Verimlilik, Tedarik zinciri yönetimi

Page 470: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

470

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Abstract

Fast development of technology leads to cooperation among businesses and, at the same time, to the increase in competition. Nowadays, businesses need to be successful in competition among supply chains they participate in rather than being successful in competition among businesses. One of the new management systems arising in this regard – the supply chain management – is a technique frequently used during the last few years to increase customer satisfaction and to allow businesses to stay afoot in an environment of intense competition. The fact that businesses have already lowered their production costs to the most suitable point as well as their realization that further cost economy can be achieved with the most effective and productive management of supply chains comes at the head of the most significant causes lying beneath the quickly increasing interest toward this method. Supply chain management is a management philosophy, which covers the management from the material, product and basic raw material demands to the final product stage, focuses on how to utilize the processes of companies’ suppliers, technologies and talents that could support competitive advantages and creates and expands commercial partnerships with the combined efforts of traditional in-service activities, optimization and events. This study intends to investigate the effect of supply chain management practices on performance and productivity indicators in the forestry products industry, which has a share of approximately 13.3% in terms of numbers of businesses in the manufacturing industry. Thus, the condition of businesses in the forestry products industry, which have a strategic importance in terms of the use of natural resources, economy and development of our country, is revealed.

Keywords: Forestry products industry, Performance, Productivity, Supply chain management

1- Giriş

Gerek ulusal ve gerekse uluslararası alanda ekonomik faaliyetlerde oluşan değişimler, rekabet olgusunda farklı kriterlerin ön plana çıkmasını sağlamaktadır. Tarihsel süreç içinde tüketici ihtiyaçları genelinde oluşan değişim ve maliyet avantajı firmaları kitle üretimi yapmaya yöneltmiş ve oluşan bu büyük miktarların tüketicilere ulaşımı için fiziksel dağıtım kavramı ortaya çıkmıştır.

Nakliye ve depolamayı içerisine alan fiziksel dağıtım kavramı 1960’lı yıllarda yerini, üretim miktarlarında, üretim çeşitliliğinde oluşan değişim ve tüketici isteklerinde

Page 471: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

471

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

meydana gelen farklılıkları dikkate alarak lojistik kavramına bırakmıştır. Bilgi sistemlerinde ve iletişim teknolojilerinde yaşanan değişimler sonucunda ise Lojistik kavramında TZY kavramına geçiş kendisini göstermiştir. Bu süreç içinde üretim birimlerinin sahip olduğu iç süreçlerin verimliliğini esas alan, müşteri ihtiyaçlarını ve farklılıkları dikkate almayan itme sistemi olarak bilinen üretim anlayışından, müşteri odaklı bir düşünce tarzını şekillendiren ve müşterinin tüketim bilgisine sahip olan çekme üretim sistemine geçiş sağlanmıştır. Çekme üretim sistemi ile fonksiyonel anlamda yeniden düzenleme ve yeni yapılanmalarla verimlilik artışını tedarikten müşteriye kadar sağlayacak olan Tedarik Zinciri anlayışı kendisini kabul ettirmiştir.

1970’li yıllarda yaşanan maliyet artışları ve enerji sıkıntıları çevresel baskılarla birleşince işletmeler tedarik zinciri anlayışını stratejik seviyede değerlendirmeye başlamışlardır (Türköz, 2007). Üretim birimlerinin merkezi bir konumda bulunduğu ve tüketicilerin bu merkezler etrafında yoğunlaşarak ihtiyaçlarını kendilerine sunulanlarla karşıladıkları dönemde, kaliteli ve güvenilir ürünler üretmeye yönelik olarak tasarlanan sistemler maliyetleri düşürme amacıyla tam zamanlı üretim sistemleri esasına uygundu. Günümüzde tüketicilerin değişen ve farklılaşan isteklerine uyum sağlama dönemi zorunlu olarak kabul edilir duruma gelmiştir. Bu zorunluluk hayatta kalabilmeyi ve rekabette ön planda yer alabilmeyi sağlamaktadır. Şirket yöneticileri böyle bir uygulama için birimlerinin stratejik ilişkilerine ve alıcı tedarikçi ilişkilerine önem vermeleri gerektiğini tespit etmişlerdir. Böylelikle günümüzde rekabet avantajı sağlayabilmek için şirket odaklı düşünmeyi sağlayan geleneksel yönetim yaklaşımı yerini Tedarik Zinciri odaklı yönetim yaklaşımına bırakmak durumunda kalmıştır. Bu sayede işletmeler rekabet üstünlüğü sağlamak için diğer işletmeler ile işbirliğine gitmelerinin önemini kavramışlardır. Ticari hayatta oluşan değişimler rekabetin işletmeler temelinde değil tedarik zinciri temelinde yaşanmakta olduğunu göstermektedir.

Lojistik 1960 ve 70’li yıllarda işletmecilik dünyasında tartışılmaya başlanmış ve 1980’lerde çok bilinen ve önemle tanınan bir konuma gelmiştir.1990’larda ise çok yararlı ve değerli bir konuma ulaşmıştır. 2000’li yıllarda ise çok sağlıklı, esnek ve etkin tedarik ve değer zincirlerinin meydana getirilmesiyle kurumların başarısı veya tersi durumların tanımlanmasında lojistiğin önemli yeri olmuş ve olmaya devam etmektedir (Şarman vd., 2003).

Değişik tanımlara sahip olan TZY tedarikçileri, üreticileri, depoları ve mağazaları verimli bir biçimde bütünleştirerek tüm tedarik zinciri boyunca tüketicilerin ihtiyaçlarını tatmin ederken maliyetleri de minimize etmek amacı ile malların doğru miktarda, doğru yerde ve doğru zamanda üretilip dağıtılması için yararlanılan

Page 472: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

472

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

yaklaşımların bütünüdür (Mehta, 2004). Bir başka tanıma göre TZY; alıcıya, doğru ürünün, doğru zamanda, doğru yerde, doğru fiyatta, tüm tedarik zinciri için mümkün olan en düşük maliyetle ulaşmasını sağlayan; malzeme, bilgi ve para akışının bütünleşik yönetimidir. Bir başka deyişle zincir içinde yer alan temel iş süreçlerinin koordinasyonunu sağlayacak stratejilerin ve iş modellerinin oluşturulmasıdır (Şen, 2006). Genel olarak tedarikçi, üretici ve müşteri arasında karşılıklı olarak malzeme, bilgi ve paranın akışını doğru zaman, doğru yer, doğru şekil ve doğru miktarda uygun maliyet ile temin edilmesi esasına sahip olan TZY lojistikten daha geniş bir uygulama alanına sahiptir. Malzeme, bilgi ve para akışında ortaya çıkan sorunlar maliyetleri ve müşteri memnuniyetsizliğini arttırmaya başlar. Rekabet üstünlüğü bakımından kayba neden olan bu durum tüm zinciri oluşturan birimler üzerinde olumsuz sonuçlara neden olacaktır. Başarı için etkili bir zincir modeli oluşturmak kadar zincir içinde yer alan birimlerin koordinasyonunu sağlamak da önemlidir. Tedarik zincirinin başarısını, performansını ölçmek, sistemin karmaşıklığından, sistemin içersinde görev alan işletmelerin fazlalığından ve farklılığından, sistemin yönetim olarak homojen bir yapı göstermemesinden dolayı çeşitli zorlukları bünyesinde barındırmaktadır (Devli, 2007). Aşağıdaki Şekil 1’de tedarik zincirinin aşamaları gösterilmektedir (URL 1, 2015).

Şekil 1. Tedarik Zinciri

Page 473: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

473

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

2- Materyal ve Metot

Çalışmada Orman Ürünleri Sanayi sektöründe tedarik zinciri yönetimine ilişkin birçok faktör, hazırlanan anket formuyla elde edilmiştir. Anket formu firmalarla yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan anket iki kısımdan oluşmakta olup ilk kısımda firmalara ilişkin bilgiler, ikinci kısımda ise tedarik zinciri yönetimine ilişkin bazı yargılar sorgulanmıştır (Devli, 2007). Toplamda 32 firmanın verdiği cevaplar değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.

3- Bulgular ve Tartışma

Artan rekabet baskısı iç piyasa ve özellikle dış piyasalara yönelik faaliyet gösteren firmaların etkin olmasını ve kaynaklarını optimum şekilde kullanıma uygun planlamasını zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışmada Orman Ürünleri Sanayi sektörü genelinde firmaların en uygun tedarik zincir yapısının belirlenmesi, tedarikçi seçimi ve mevcut tedarik ve üretim koşullarının iyileştirilmesi sayesinde performans ve verimlilik üzerine durumu araştırılmıştır.

Çalışmaya katılan firmalara ilişkin bazı bilgiler aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak verilmektedir.

Tablo 1. Firmalara ilişkin bilgiler

Kuruluş Yılı Adet % Kalite Belgeleri Adet % 1980 ve öncesi 9 28,1 Belge yok 9 28,1

1981-1990 5 15,6 Belge var 23 71,9 1991-2000 9 28,1 Çalışan Sayıları Adet %

2001 ve sonrası 9 28,1 1-99 kişi 20 62,5 Firmaların Pazarı Adet % 100 ve üstü kişi 12 37,5

Sadece yurtiçi 9 28,1 Sermaye Yapıları Adet % Yurtiçi ve yurtdışı 23 71,9 Yerli ve yabancı 5 15,6

Tamamen yerli 27 84,4

Çalışmaya katılan firmaların %84,4’ü tamamen yerli sermayeye sahip olup %71,9’u hem uluslar arası pazarda faaliyet göstermekte olup en az bir kalite belgesine sahiptirler. İşletmelerin %56,2’si 1990 sonrası kurulmuştur. Yine %62,5’i Küçük ve Orta Boy İşletmelerden (KOBİ) oluşmaktadır.

Page 474: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

474

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Firmaların hangi faaliyet alanlarında üretim yaptıklarına ilişkin ayrıntılı bilgiler yüzdesel olarak aşağıdaki tabloda verilmektedir.

Tablo 2. Firmaların üretim yaptıkları ana faaliyet alanları

Ana Faaliyet Alanı % Ana Faaliyet Alanı % Ağaç ürünleri 75,0 Toptan ve perakende ticaret 40,6 Mobilya üretimi 37,5 Nakliye ve depolama hizmetleri 15,6 Mobilya aksesuar üretimi 12,5 Danışmanlık (Tasarım, üretim, ticari vs.) 12,5 Levha 25,0

Firmalar %75 oranında kendisini ağaç ürünleri, %40,6 oranında toptan ve perakende ticaret, %37,5 oranında mobilya ve %25 oranında levha ana faaliyet kollarında tanımlamaktadırlar.

Firmalarda yenilenme ve rekabet avantajı kazanma anlamında hangi tür çalışmaların yapıldığına ilişkin bilgiler yüzdesel olarak aşağıdaki tabloda görülmektedir.

Tablo 3. Firmalarda yenilenme ve rekabet avantajı kazanma anlamında yapılan çalışmalar

Yapılan Çalışmalar % Yapılan Çalışmalar % Sistemli pazar araştırması 50,0 Eğitim ve geliştirme uygulamaları 34,4 Yeni ürün geliştirme çabası 65,6 Teknoloji araştırma geliştirme 59,4 Firmamızın zayıf ve güçlü yönlerinin araştırılması 53,1 Firmamızın karşılaştığı fırsat ve

tehditlerin araştırılması 43,8

Yenilenme ve rekabet avantajı kazanma bakımından firmalar en fazla %65,6 oranında yeni ürün geliştirme çabalarına, %59,4 oranında teknoloji araştırma geliştirmeye, en az %34,4 oranında ise eğitim ve geliştirme uygulamalarına yer vermektedirler.

Firmalar tarafından rekabet gücü olarak görülecek faktörlerin ne seviyede olduğuna ilişkin ayrıntılı veriler aşağıdaki tabloda verilmektedir.

Page 475: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

475

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tablo 4. Firmaların rekabet gücü (%) (1: İyi değil, 5: Çok iyi) Rekabet Gücü 1 2 3 4 5 İstikrarlı kalite düzeyi 3,1 3,1 18,8 28,1 46,9 Güvenilirliği yüksek ürünler 3,1 - 9,4 40,6 46,9 Düşük fiyat - 6,3 43,8 18,8 31,3 Teslimatta güvenilirlik 3,1 3,1 15,6 12,5 65,6 Marka imajı 3,1 6,3 25,0 21,9 43,8 Firmalar rekabet güçleri olarak sırasıyla güvenilirliği yüksek ürünler üretmeyi, teslimatta güvenilirlik, istikrarlı kalite düzeyi, marka imajı ve düşük fiyat stratejilerini görmektedirler.

Firmaların bugün ve gelecek 5 yıl içerisinde tedarik zinciri yönetim hedeflerine ulaşma düzeylerine ilişkin ayrıntılı bilgiler Tablo 5 ve 6’da ayrıntılı olarak görülmektedir.

Tablo 5. Firmaların şu anda tedarik zinciri yönetimi hedeflerine ulaşma düzeyleri (%) (1: Çok kötü, 5: Çok iyi)

Hedefler 1 2 3 4 5 Kalitenin iyileştirilmesi - 6,3 12,5 28,1 53,1 İç pazarda büyüme - 9,4 12,5 34,4 43,8 Dış pazarda büyüme 15,6 21,9 31,3 9,4 21,9 Yeni ürün geliştirme 12,5 6,3 25,0 25,0 31,3 Markalaşma 6,3 12,5 21,9 34,4 25,0 Maliyet düşürme 3,1 6,3 28,1 15,6 46,9 Üretimi başka ülkelere kaydırma 43,8 15,6 21,9 3,1 15,6 Bilgi sistemlerinde yeni teknoloji 6,3 15,6 37,5 21,9 18,8 Tedarikçiler ile entegrasyon 6,3 9,4 37,5 25,0 21,9

Page 476: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

476

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tablo 6. Firmaların gelecek 5 yılda tedarik zinciri yönetimi hedeflerine ulaşma düzeyleri (%)

Hedefler 1 2 3 4 5 Kalitenin iyileştirilmesi - 9,4 9,4 21,9 59,4 İç pazarda büyüme - 9,4 3,1 34,4 53,1 Dış pazarda büyüme 18,8 9,4 18,8 18,8 34,4 Yeni ürün geliştirme 9,4 9,4 15,6 28,1 37,5 Markalaşma 3,1 9,4 6,3 37,5 43,8 Maliyet düşürme 3,1 3,1 9,4 21,9 62,5 Üretimi başka ülkelere kaydırma 34,4 9,4 21,9 15,6 18,8 Bilgi sistemlerinde yeni teknoloji 9,4 9,4 25,0 34,4 21,9 Tedarikçiler ile entegrasyon 12,5 9,4 21,9 28,1 28,1

Firmalar şimdi ve gelecek 5 yıllarına ilişkin tedarik zinciri yönetimi hedeflerini karşılaştırdıklarında en fazla değişim sırasıyla üretimi başka ülkelere kaydırma, dış pazarda büyüme, bilgi sistemlerinde yeni teknoloji, maliyet düşürme, markalaşma, tedarikçilerle entegrasyon, yeni ürün geliştirme, iç pazarda büyüme ve kalitenin iyileştirilmesi düzeylerinde ifade etmişlerdir.

Çalışmaya katılan firmaların tedarikçileri ile ilgili yargılara ne derece katıldıkları aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak verilmektedir.

Tablo 7. Tedarikçi firmalar ile ilgili yargılar (%) (1: Kesinlikle katılmıyorum, 5: Kesinlikle katılıyorum)

Tedarikçi Firmalar ile İlgili Yargılar 1 2 3 4 5 Tedarikçi firmalarla uzun süreli ilişki kurmak için oldukça çaba harcıyoruz 6,3 3,1 37,5 21,9 31,3

Tedarikçi firmalar bizim yeni ürün geliştirme süreçlerimize fiili olarak katılmaktadırlar 18,8 25,0 34,4 6,3 15,6

Tedarikçi firmaların seçiminde bizim en önemli ölçümüz kalitedir - 9,4 9,4 43,8 37,5

Az sayıda ancak yüksek kaliteli ürün sağlayan tedarikçilerle çalışmaktayız 15,6 9,4 31,3 34,4 9,4

Firmalar ilk olarak tedarikçi firmaların seçiminde en önemli ölçümüz kalitedir, ikinci olarak tedarikçi firmalarla uzun süreli ilişki kurmak için oldukça çaba harcıyoruz, üçüncü olarak kaliteli ürün sağlayan tedarikçilerle çalışıyoruz ve son olarak da

Page 477: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

477

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

tedarikçi firmalar yeni ürün geliştirme süreçlerimize fiili olarak katılmaktadır yargılarını belirtmişlerdir.

Son iki yılda tedarikçi firmalarda meydana gelen değişimler, firmaların ürün kalitesinde ve genel olarak yaşadığı değişimlerin ne ölçüde arttığı Tablo 8, 9 ve 10’da ayrıntılı olarak görülmektedir.

Tablo 8. Son iki yıl boyunca genel olarak tedarikçi firmalardaki değişimler (%) (1: Önemli ölçüde azalma, 5: Önemli ölçüde artma)

Tedarikçi Firmalardaki Değişimler 1 2 3 4 5 Tedarik süreleri 3,1 3,1 46,9 28,1 18,8 Teslimatların zamanında yapılması 3,2 6,5 29,0 45,2 16,1 Teslimatların kalitesi 6,3 - 37,5 25,0 31,3 Tedarik maliyetleri - 3,1 15,6 56,3 25,0

Tablo 9. Son iki yıl boyunca firmaların genel olarak ürün kalitesinde meydana gelen değişimleri (%)

Ürün Kalitesinde Meydana Gelen Değişimler 1 2 3 4 5 Ürünlerinizin performansı - - 21,9 31,3 46,9 Ürünlerinizin özellikleri - 3,1 18,8 43,8 34,4 Ürünlerinizin güvenirliliği (kullanım süresi içerisinde ürünün işlevi yerine getirmesi) - 6,3 15,6 28,1 50,0

Ürünlerinizin ulusal ve uluslararası standartlara uyumu 3,1 - 21,9 21,9 53,1

Ürünlerinizin dayanıklılığı - 3,1 12,5 28,1 56,3 Ürünleriniz için verdiğiniz satış sonrası hizmetleri 3,1 - 25,0 21,9 50,0

Tablo 10. Son iki yıl boyunca firmalarda genel olarak meydana gelen değişimler (%) Firmalarda Meydana Gelen Değişimler 1 2 3 4 5 Teslimat güvenirliliğiniz - 9,4 3,1 37,5 50,0 Ürünlerinizin üretim süresinin kısalması - 12,5 18,8 37,5 31,3 Üretim maliyetlerinin azalması - 6,3 28,1 34,4 31,3 Üretimin gecikmesinden kaynaklanan maliyetleriniz 12,5 21,9 34,4 12,5 18,8

Üretim süreçlerinizin esnekliği 9,4 6,3 31,3 31,3 21,9 Üretim hacmi esnekliğiniz 3,1 18,8 21,9 31,3 25,0

Page 478: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

478

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tedarik zincirinin benimsenmesinde üretim verimliliği ve performansın az veya yüksek olma şeklindeki değerlendirilmesi Tablo 11 ve 12’de ayrıntılı olarak verilmektedir.

Tablo 11. Tedarik zincirinde üretim verimliliğinin değerlendirilmesi (%) (1: Çok az, 5: Çok Yüksek)

Üretim Verimliliği 1 2 3 4 5 Üretimde yeniden işleme maliyeti düşmüştür 18,8 6,3 21,9 15,6 37,5 Birim başına düşen üretim maliyeti düşmüştür 9,4 12,5 18,8 34,4 25,0 Oluşturulan üretim programlarına uyulmaktadır - 9,4 12,5 34,4 43,8 Yarı mamul ve ara stoklarımız azalmıştır - 25,0 21,9 31,3 21,9

Tablo 12. Tedarik zincirinde bütün performansın değerlendirilmesi (%)

Bütün Performans 1 2 3 4 5 Yatırımın getirisi kabul edilebilir düzeydedir - 9,4 34,4 34,4 21,9 Pazar payı kazancımız, kabul edilebilir düzeydedir 3,1 15,6 21,9 46,9 12,5 Müşteriyi elde tutma oranımız mükemmeldir - 9,4 21,9 40,6 28,1 Genel rekabetçi konumumuzdan memnunuz - 9,4 25,0 50,0 15,6 Müşteri sevkiyatlarındaki memnuniyet yeni işler almamızı sağlar - 3,1 12,5 50,0 34,4

Satışlarımızdaki büyüme tatmin edici düzeydedir - 6,3 18,8 43,8 31,3

4- Sonuçlar ve Öneriler

Firmaların yaklaşık olarak %15’i yabancı ortaklı iken %85’i tamamen yerli imkânlarla faaliyetlerine devam etmektedirler. Firmaların %62’sini KOBİ niteliğindeki işletmeler oluşturmaktadır.

Firmalar %75 oranında kendisini ağaç ürünleri ana faaliyet kolunda tanımlamaktadır. Firmalar yenilenme ve rekabet avantajı kazanmak bakımından sırasıyla en fazla, yeni ürün geliştirme çabası, teknoloji araştırma geliştirme, firmaların zayıf ve güçlü yönlerinin araştırılması, sistemli pazar araştırması, firmaların karşılaştığı fırsat ve tehditlerin araştırılması ve son olarak eğitim geliştirme uygulamalarına öncelik vermektedirler. En az diğer faktörlere olduğu kadar firmalar eğitim ve geliştirme uygulamalarına da önem vermek durumundadırlar.

Page 479: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

479

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Firmalar rekabet güçleri olarak sırasıyla, güvenilirliği yüksek ürünler üretmeyi, teslimatta güvenilirlik, istikrarlı kalite düzeyi, marka imajı ve düşük fiyat stratejilerini görmektedirler. Günümüz şartlarında marka imajı da en az diğer faktörler kadar ön plana alınıp değerlendirilmelidir.

Firmalar şimdi ve gelecek 5 yıllarına ilişkin tedarik zinciri yönetimi hedeflerini karşılaştırdıklarında en fazla değişim sırasıyla, üretimi başka ülkelere kaydırma, dış pazarda büyüme, bilgi sistemlerinde yeni teknoloji, maliyet düşürme, markalaşma, gibi faktörlerin düzeylerinde meydana gelmiştir. Yine görüldüğü üzere markalaşma alt sıralarda yer almıştır.

Firmalar tedarikçileriyle ilgili ilk olarak tedarikçi firmaların seçiminde en önemli ölçümüz kalitedir, ikinci olarak tedarikçi firmalarla uzun süreli ilişki kurmak için oldukça çaba harcıyoruz yargılarını belirtmişlerdir.

Firmalar son iki yılda tedarikçi firmaların sırasıyla tedarik maliyetlerinde, teslimatların zamanında yapılmasında ve teslimat kalitesinde önemli ölçüde artış sağladığını ifade etmişlerdir. Görüldüğü üzere maliyetler hariç diğerleri olumlu yönde artışlardır. Firmalar kendilerinde önemli ölçüde değişim olarak ise sırasıyla, teslimat güvenilirliğinde, ürünlerin üretim sürelerinin kısalmasında, üretim maliyetlerinin azaltılmasında ve üretim hacimlerindeki esnekliklerinde görmektedirler. Ayrıca firmalar ürünlerinin kalitesiyle ilgili olarak ürün dayanıklılığı, performansı, özellikleri, güvenilirliği, ulusal ve uluslar arası standartlara uyumu ve satış sonrası hizmetlerinde önemli ölçüde artış olduğunu belirtmişlerdir. Buradan da görüleceği üzere firmalar uluslar arası pazarda rekabet edebilmek için gerekli olan şartlara kendilerini hazırlamaya çalışmaktadırlar.

Firmaların tedarik zinciri sürecindeki üretim verimlilikleri değerlendirilecek olursa üretim programlarına uyum, birim üretim maliyetlerinde düşüş, yeniden işleme maliyetlerinde düşüş ve yarı mamul ile ara stoklarındaki azalmanın çok yüksek olduğu belirlenmiştir.

Firmaların genel olarak performansları değerlendirildiğinde müşteri sevkiyatlarındaki memnuniyetin yeni işler almalarında etkin olduğu, satışlardaki büyümenin tatmin ediciliği, müşteriyi elde tutma düzeyleri, genel rekabetçi konumlarından memnuniyetleri çok yüksek olarak tespit edilmiştir.

Page 480: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

480

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Kaynaklar

Devli, A. T., 2007. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Tedarik Zincirinin Rolü ve Performansının Ölçümü: Aydın İli Uygulaması, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Aydın.

Mehta, J., 2004. Supply Chain Management in a Global Economy”, Total Quality Management, Vol. 15, No.5-6, pp.841-848.

Şarman, S., Vural, M.K., Özipek, M., 2003. Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi ile Sanal İşetmecilik, Ege Denizcilik ve Lojistik Kongresi, Lojistik Panelleri Programı, İzmir.

Şen, E., 2006. KOBİ’lerin Tedarik Güçlerini Arttırmada Tedarik Zinciri Yönetiminin Önemi, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi, Ankara.

Türköz, Ö., 2007. Tedarik Zinciri Yönetiminde Dağıtım Gereksinim Planlaması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul.

URL 1. http://www.nmt.com.tr/danismanlik/ (12.08.2015)

Page 481: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

481

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

KALİTELİ HAMMADDE SEÇİMİNDE TAHRİBATSIZ TEST VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN

KULLANIM OLANAKLARI

Türker DÜNDAR [email protected]

Nusret AS [email protected]

Özet

Biyolojik bir malzeme olarak ağaç malzemenin karakteristik özellikleri, bir başka ifade ile kalitesi başta genetik olmak üzere, yetişme ortamı şartları (iklim, yükselti, toprak, meşcere yapısı vb.), ağaç yaşı, heterojen hücresel yapı, ortotropik karakter gibi birçok faktöre bağlı olarak büyük varyasyonlarda değişim göstermektedir. Bu durum bir hammadde olarak ağaç malzemenin rasyonel kullanımı hususunda mühendislerin işini oldukça zorlaştırmaktadır. Zira kaliteli ve verimli bir üretim için mühendisin, kullanacağı hammaddenin bütün niteliklerini çok iyi bilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı özellikle kereste ve kaplama endüstrisi olmak üzere odun hammaddesinin kalite özelliklerinin belirlenmesi ve üretimde optimizasyon ile verimliliğin artırılmasına yönelik olarak kullanılan hızlı uygulanması kolay, ekonomik ve saha çalışmalarına imkan veren önemli tahribatsız test ve muayene yöntemleri ve uygulama alanları hakkında bilgi vermektir.

Abstract

Physical and mechanical properties of wood varies greatly between tree species and within any species due to internal and external factors such as genetics, environmental factors (climate, altitude, soil properties, stand characteristics etc.), tree age, fibrous structure, orthotrophic character etc. Therefore engineers are often frustrated with the performance variability found in wooden raw materials. The engineers need to know very well the exact characteristics of raw material in order to ensure the high quality and efficient production. The aim of this study is to summarize the nondestructive testing and evaluation techniques used in characterization of wood raw materials especially for the lumber and veneer industry. The study is focused on fast, easy to apply and relatively cheap in-field nondestructive techniques such as vibration, stress wave, ultrasound etc.

Page 482: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

482

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

1. Giriş

Anonim bir tanımlamaya göre verimlilik, mümkün olan en düşük kaynak harcaması ile en yüksek sonuca ulaşmaktır. İşletmelerde verimliliği etkileyen başlıca faktörlerden biri olması nedeniyle kalite verimlilik ile çok yakından ilişkilidir. Kalite maliyeti, maliyet te verimliliği belirlemektedir. Kaliteli bir ürüne ulaşmak için ilk adımın kaliteli hammadde kullanımı olduğu açıktır. Bir hammadde olarak odunun kalitesinin tespit edilmesi son dönemde ormanlar üzerinde artan tüketim baskıları ve kaynakların azalmasına bağlı olarak son derece kritik bir mesele haline gelmiştir. Ana üretim girdisini odun hammaddesinin oluşturduğu orman endüstrisinde hammadde kalitesi oldukça görece bir kavramdır. Bu büyük oranda nihai üründen beklenen performansa bağlı olduğu gibi, bizatihi ağaç malzemenin kendine münhasır özellikleri de odun hammaddesinde kalite kavramının göreceli olmasına sebebiyet vermektedir.

Biyolojik bir malzeme olarak ağaç malzemenin karakteristik özellikleri, bir başka ifade ile kalitesi başta genetik olmak üzere, yetişme ortamı şartları (iklim, yükselti, toprak, meşcere yapısı vb.), ağaç yaşı, heterojen hücresel yapı, ortotropik karakter gibi birçok faktöre bağlı olarak büyük varyasyonlarda değişim göstermektedir. Bu durum bir hammadde olarak ağaç malzemenin rasyonel kullanımı hususunda mühendislerin işini oldukça zorlaştırmaktadır. Zira kaliteli ve verimli bir üretim için mühendisin, kullanacağı hammaddenin bütün niteliklerini çok iyi bilmesi gerekmektedir. Odun hammaddesinin kalitesinin belirlenmesi için kullanılan geleneksel yöntemler, gözle muayenenin yanında örneklemeye dayalı tahribatlı laboratuvar testlerine dayanmaktadır. Tahribatlı laboratuvar testlerinin zaman ve alt yapı gerektirmesi ve ekonomik olmamasının yanı sıra en önemli dezavantajı, özellikleri aynı ağaç gövdesinde bile geniş varyasyonlarda değişen ağaç malzemede laboratuvar örneklerinden elde edilen değerlerin genele tevil edilmesindeki problemlerdir. Bu sebeple her bir parçanın münferit değerlendirilmesine olanak sağlayan, hızlı, güvenilir ve ekonomik bir değerlendirme yöntemine ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca çoğu zaman ahşap malzemenin fiziki durumunun ve kalitesinin yerinde muayene edilmesi gerekmektedir. Geleneksel tahribatlı testler yerinde muayeneye imkan vermemektedir. Tahribatsız test ve değerlendirme yöntemleri, odun hammaddesinin kalite özelliklerinin tespit edilmesinde mühendislerin bu ihtiyaçlarına cevap vermek üzere önemli bir potansiyele sahip bulunmaktadır.

Tahribatsız test ve değerlendirme teknikleri, malzemenin yapısal bütünlüğüne zarar vermeden, onun kullanım performansını ve ekonomik değerini değiştirmeden,

Page 483: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

483

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

malzemenin fiziksel ve mekanik özellikleri hakkında bilgi edinme ve yorumlama bilimi olarak tanımlanmaktadır (Pellerin ve Ross 2002). Test ve muayene yöntemlerinin temeli ağaç malzemede ölçülebilir fiziksel özellikler üzerinden diğer fiziksel ve mekanik özelliklerin tahmin edilmesi esasına dayanmaktadır.

Diğer yapı malzemeleri ile kıyaslandığında ahşapta tahribatsız muayene tekniklerinin kullanımı nispeten yenidir. İlk bilimsel çalışmalar ve uygulamalar yaklaşık 70 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu alandaki çalışmaların itici gücü, yapısal olarak değerlendirilecek olan ağaç malzemede her bir eleman için mekanik performansın güvenli bir şekilde ortaya konması ve belirsizliklerin ortadan kaldırılması olmuş ve ilk araştırmalar yapı kerestelerinin mekanik performanslarının belirlenmesi ve sınıflandırılması üzerine yoğunlaşmıştır (Bell ve diğ. 1950; Galiginaitis ve diğ. 1954; Jayne 1955, 1959; James 1959; Hoyle 1961b; McKean ve Hoyle 1962; Senft ve diğ. 1962). Başlangıçta uygulanan yöntemler ahşap malzemenin statik elastikiyet modülü ve mekanik özellikleri arasındaki ilişkilere yoğunlaşırken, daha sonra dinamik yüklemelerde liflere dik ya da paralel vibrasyon frekansı ile odunun statik elastikiyeti ve direnci arasındaki ilişkilerin araştırılmasına dönülmüştür. Orman ürünleri endüstrisinde ahşap ve ahşap esaslı ürünlerin çeşitlenmesine paralel olarak tahribatsız muayene teknikleri ve uygulama alanları da çeşitlenmiştir. Günümüzde yaşayan dikili haldeki ağaçlardan tomruk, kereste ve kaplama levhalarına kadar ağaç malzemenin teknolojik özelliklerinin belirlenmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla çok sayıda tahribatsız muayene tekniği uygulama alanı bulmaktadır.

Bu çalışmanın amacı masif odun hammaddesi (tomruk, kereste vb.) kullanan endüstrilere dönük olarak dikili ağaçlardan tomruk ve kerestelere kadar hammadde özelliklerinin ve kalitesinin tespiti amacıyla uygulama alanı bulan tahribatsız test ve değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi vermektir. Özellikle yerinde muayeneye olanak sağlayan düşük maliyetli, hızlı ve pratik yöntemler üzerinde durulacaktır. Bunun yanı sıra kereste üretiminde verimliliğin artırılması için kullanılan tahribatsız muayeneye dayalı görüntüleme ve sınıflandırma yöntemleri üzerinde de durulacaktır.

2. Dikili ağaçlarda kullanılan muayene teknikleri

Dikili ağaçlarda odun kalitesinin belirlenmesi gerek ormanların (özellikle endüstriyel ağaçlandırmaların) idare süreçlerinin planlanması ve gerekse dikili halde yapılan satışlarda değerleme bakımından büyük önem taşımaktadır.

Page 484: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

484

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Ormancılık uygulamalarında temel amaçlardan biri birim alandaki hacim artımını maksimize etmektir. Bu amaca yönelik olarak yapılacak faaliyetlerde hammadde odun kalitesinin de gözetilmesi gerekliliği tartışmasız bir gerçektir. Bu husus özellikle hızlı gelişen ağaç türleri ile tesis edilen endüstriyel ağaçlandırmalarda daha büyük önem taşımaktadır. Zira hızlı gelişen tür ağaçlandırmalarından elde edilen odun hammaddesinde doğal ormanlara göre daha fazla odun kalitesi problemleri yaşanmaktadır. Endüstriyel ağaçlandırmalarda mümkün olan en kısa idare sürelerinde maksimum hacimde odun hammaddesi elde etmek amacıyla genetik ıslah çalışmalarından toprak işlemeye, gübreleme ve sulamadan aralama kesimlerine kadar birçok uygulama ile meşcerelere yoğun bir şekilde müdahale söz konusudur. Genetik altyapıya ilave olarak meşçereye yapılan bu müdahaleler büyüme hızını, dolayısıyla yıllık halka yapısını (yaz odunu katılım oranı) etkilemektedir. Dolayısıyla ormancıların genetik ıslah çalışmaları başta olmak üzere meşçereye yaptıkları müdahalelerin odun kalitesine yaptıkları etkiyi tespit edebilmeleri ve yakından takip edebilmeleri, yüksek verim ile yüksek kalitede ve yüksek ekonomik değere sahip odun hammaddesi üretimi bakımından kritik bir öneme sahiptir. Bu anlamda dikili ağaçlarda mevcut uygulama gözle muayene ve artım burgusuyla alınan artım kalemlerinin incelenmesi esasına dayanmaktadır. Gözle muayene ağaç gövdelerinin dış karakteristikleri ve kalitesi hakkında bilgi vermekle birlikte yetersiz kalmaktadır. Artım burgusu ile kalem çıkarılması zahmetli ve uzun süre gerektiren bir işlem olup, ayrıca kalemlerin incelenmesi belli ölçüde laboratuvar altyapısına ihtiyaç duymaktadır. Son yıllarda geliştirilen bazı tahribatsız test ve değerlendirme teknikleri dikili haldeki ağaçlarda odun kalitesinin pratik ve ekonomik bir şekilde belirlenebilmesine imkân sağlamakta ve modern ormancılık uygulamalarında özellikle endüstriyel ağaçlandırmaların kurulması ve idaresinde her geçen gün artarak kullanım alanı bulmaktadır.

Geleneksel satış yöntemlerinin meydana getirdiği bir takım sakıncaları ve ekonomik kayıpları bertaraf etmek üzere Orman Genel Müdürlüğü 1996 yılından beri 5038 numaralı tamim ile ağaçların dikili halde satışlarına başlamış ve bu şekilde yapılan satışlar her geçen yıl artarak 2013 yılında toplam satışların %20’sine ulaşmıştır (Ormancılık ve Su Şurası, Ormanlardan Faydalanma Şura Çalışma Belgesi, 2013). Dikili halde satışlarda gerek satışa konu ürünün efektif değerinin tespiti, gerekse alıcı beklentilerinin karşılanması açısından dikili ağaçtan elde edilecek odun hammaddesinin kalitesinin belirlenmesi kritik bir öneme sahiptir. Tahribatsız test ve muayene yöntemleri dikili ağaçlarda odun hammaddesi kalitesinin belirlenmesi için geleneksel yöntemlere alternatif sunan ve onları destekleyen ölçülebilir bilimsel verilere dayalı önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle kaplama üretiminde ya da bir başka amaçla kullanılmak üzere pahalı ağaç türlerinin dikili halde satışlarında

Page 485: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

485

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

ekonomik kayıpların önüne geçmesi bakımından modern ormancılıkta uygulama alanları bulmaktadır.

Dikili ağaçlarda tahribatsız test ve muayene yöntemleri ile yapılan değerlendirmelerin iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan ilki ağaç gövdesinin içyapısının çürük-kovuk vb. kusurlar bakımından değerlendirilmesi (fiziki durum muayenesi) ikincisi ise lif yapısı, yoğunluk, elastikiyet modülü vb. özellikleri ile odun kalitesinin tespit edilmesidir. Her iki amaç için farklı teknikler ve uygulama yöntemleri kullanılabilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi bu çalışmada özellikle basit, ucuz, hızlı ve saha çalışmalarına imkân veren bazı teknikler üzerinde durulacaktır.

Dikili ağaçlarda odun kalitesinin belirlenmesi için modern ormancılıkta en yaygın uygulama alanı bulan yöntem akustik yöntemdir. Bu yöntemde dikili ağaç gövdesine lif yönüne paralel bir şekilde ve gövde boyuna ekseni ile 45 derece ve daha küçük bir açı oluşturacak şekilde iki adet piezoelektrik özelliğe sahip sensör (transduser) yerleştirilmektedir (Şekil 1). Sensörlerden birinde ya ultrasonik bir tahrikle ya da bir çekiç ile vurmak suretiyle gövde içerisinde yayılan düşük frekanslı ses dalgaları oluşturulmaktadır. Gövde içerisinde liflere paralel yönde seyreden ses dalgaları diğer prob tarafından algılanmaktadır. Bu şekilde ses dalgalarının bir sensörden diğerine ulaşma süresi (time of flight) ve/veya ses dalgalarının enerjisindeki kayıplar (attenuation) ölçülerek odun kalitesi belirlenmeye çalışılmaktadır. Ses dalgalarının sensörler arasındaki geçiş süresi akustik dalga hızının hesaplanmasında kullanılmaktadır. Akustik dalga hızı aşağıdaki eşitlikle hesaplanmaktadır (Wang ve Carter, 2015);

�� � ���

burada CT ağaç akustik dalga hızı, S iki prob arasındaki mesafe ve ΔT geçiş süresidir.

Page 486: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

486

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 1. Dikili ağaçta liflere paralel yönde akustik ölçüm yöntemi (Wang ve Carter,

2015).

Alttaki prob tipik olarak toprak seviyesinden 30-50 cm yukarıdan kabuğun altındaki diri odun tabakasına ulaşacak derinlikte gövdeye çakılır. İki prob arasındaki mesafe ölçüm kolaylığı sağlaması bakımından 1 m olarak ayarlanabilir. Ölçüm sırasında problara kolay erişim önemlidir.

Ahşap içerisinde ilerleyen ses dalgalarının enerjisi iç sürtünme ve ses radyasyonu nedeniyle zamanla azalmaktadır (Şekil 2). Bu olaya sönümlenme (attenuation) adı verilmektedir. Sönümleme malzemenin türü ve içyapısı ile yakından ilişkilidir. Ahşap yüksek sönümleme kapasitesine sahip bir malzemedir. Sönümleme ölçümü farklı frekanslarda geniş bant atımları (pulse) ile yapılabileceği gibi, sabit bir frekansta tahrik edilmiş dar bant atımları ile de yapılabilir. Aşağıdaki eşitlik

Page 487: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

487

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

sönümleme katsayısının (attenuation coefficient) hesaplanmasında kullanılmaktadır (Bucur, 2006);

∝���� 1� ���

���

burada A0 herhangi bir t zamanındaki ilk dalga genliği ve A t zaman sonra azalmış dalga genliğini göstermektedir (Şekil 2).

Şekil 2: Ses dalgalarının zamana bağlı olarak sönümlenmesi.

Genel bir yaklaşım olarak ağaç gövdesi içerisinde akustik dalga hızının artması ve sönümlemenin azalması odun kalitesinin iyileşmesi, tersi durum ise kötüleşmesi anlamına gelmektedir. Akustik ölçümlerin diki ağaçlarda odun özelliklerinin tespiti için etkili bir yöntem olarak kullanılabileceği birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur ((Nanami ve diğ. 1992a,b, 1993; Wang 1999; Ikeda ve Kino 2000; Huang 2000; Wang ve diğ. 2001, 2005; Lindstrom ve diğ. 2002). Bu çalışmalarda genel olarak dikili ağaç akustik dalga hızı ile tomruk akustik dalga hızı, tomruk dinamik elastikiyet modülü, kereste dinamik elastikiyet modülü ve odunda mikrofibril açısı arasında kuvvetli ilişkiler tespit edilmiş ve regresyon analizleri ile ilişkilerin denklemleri ortaya konmuştur. Dikili ağaçlar üzerinde yapılan akustik ölçümler ile farklı yetişme bölgelerinin ve ağaç yaşlarının (Nakamura 1996), aralama kesimlerinin (Wang 1999), budama faaliyetlerinin (Fassola ve diğ. 2011) ve tohum ıslah çalışmalarının (Walker ve Nakada 1999; Lindstrom ve diğ. 2002; Huang ve diğ.

Page 488: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

488

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

2003) odun özelliklerine etkilerinin tespit edilebileceği ve böylece tohumluk ağaç seçimlerinin ve silvikültürel müdahalelerin bu şekilde yapılan ölçümlerle etkili bir şekilde planlanabileceği ortaya konmuştur.

Dikili ağaçlarda akustik ölçümlerin bir başka uygulama alanı liflere dik yönde yapılan ve daha ziyade çürük-kovuk vb. içsel kusurların muayenesidir. Bu durumda sensörler ağaç gövdesine belli bir yükseklikte ve aynı düzlemde karşılıklı olarak yerleştirilmekte ve yine aynı şekilde ultrasonik bir tahrikle ya da bir çekiç ile vurmak suretiyle sensörlerden biri vasıtasıyla gövde içerisine ses dalgaları gönderilmektedir. Gövde içerisinde yayılan ses dalgası diğer sensör tarafından yakalanmaktadır. Yapılan ölçüm ile akustik dalga hızı ve/veya enerji kaybı (sönümlenmesi) belirlenmektedir. Gövde içerisinde çürük-kovuk vb. bir problem bulunması durumunda akustik dalga geçiş süresi artmakta, hız azalmakta ve enerji kaybı artmaktadır (Şekil 3). Hızda meydana gelen azalmalar sağlam odunlar için geçerli olan referans değerlerle kıyaslanarak aşağıdaki eşitlikle rölatif azalma (RA) oranları hesaplanmakta ve buna göre gövde içerisindeki kusurlar analiz edilmektedir:

ğ ğğ

Şekil 3. Sağlam ve çürük gövde kesitinde akustik ölçümler.

Aynı gövde kesitinde çok sayıda (8-32 adet) sensör kullanılmak suretiyle kesiti yüksek çözünürlükle tarayan ve 2 ve 3 boyutlu görüntüler üreten görüntüleme teknikleri (akustik tomografi) geliştirilmiştir (Şekil 4). Bu uygulamalar özellikle pahalı ağaçlar için dikili ağaçlarda ve tomruklarda ekonomik kayıpların önüne

Page 489: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

489

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

geçmek için uygulama alanı bulmaktadır. Bir diğer önemli uygulama alanı şehir ağaçlarında can ve mal güvenliği bakımından risk analizlerinin yapılmasıdır.

Şekil 4. Akustik görüntüleme teknikleri.

Dikili ağaçlarda odun kalitesinin değerlendirilmesi için kullanılan bir başka pratik yöntem delme direnci (drilling resistant) yöntemidir. Yöntemin esası ağaç gövdesine radyal yönde 3 mm çapında bir matkabın sokulması için harcanan elektrik gücünün ölçülmesine dayanır (Şekil 5). Bu değer matkap ucunun mekanik torku ile orantılıdır ve bu tor odun yoğunluğuna bağlı olarak değişmektedir. Bu teknik öncelikle odun içerisindeki çürük, kovuk, böcek tahribatları gibi kusurların belirlenmesi amacıyla geliştirilmiş olmakla birlikte son dönemde özellikle endüstriyel ağaçlandırmalarda yıllık halka yapısının ve odun yoğunluğunun analiz amacıyla da başarılı bir şekilde kullanım alanı bulmaktadır (Rinn ve diğ. 1996; Işık ve Li, 2003). Dinamik sertlik ölçümü esasına dayanan Pilodyn metodu da dikili ağaçlarda odun yoğunluğunun tespiti amacıyla kullanım alanı bulmaktadır (Cown 1978; Pliura ve diğ. 2007; Ishiguri ve diğ. 2008; Kien ve diğ. 2008; Shi-Jun ve diğ. 2010).

Page 490: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

490

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 5. Rezistografi ile gövde içyapısının muayenesi.

Son dönemde atım kalemleri üzerinde eğilme direnci ve basınç direnci tespit etmek amacıyla fraktometre adı verilen bir test cihazı geliştirilmiştir. Ağaç gövdesinden alınan 5 mm çapındaki artım kalemi, fraktometre adı verilen basit bir düzeneği, yük hücresi ve analog bir göstergeye sahip bir el aletinde eğilme ve basınç yüklemesine maruz bırakılmakta ve kırılma direnci ile eğilme miktarı ölçülmektedir (Şekil 6). Bu yöntem özellikle dikili ağaçlarda çürüklüğün mevcudiyetini ve tipini (esmer, beyaz) ayırt etmede etkili olabilmektedir (Mattheck ve diğ. 1995). Bu yöntem aynı zamanda dikili ağaçlarda odun kalitesinin bir göstergesi olarak ta kullanılabilmektedir (Matheny ve diğ. 1999; Chiu ve diğ. 2006; Matsumoto ve diğ. 2010).

Şekil 6. Fraktometre ile artım kalemlerinde kırılma direncinin belirlenmesi.

Page 491: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

491

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

3. Tomruklarda kullanılan muayene teknikleri

Tomruklardan elde edilecek kereste kalitesi tomruk kalitesine bağlıdır. Tomruk kalitesinin belirlenmesine yönelik ulusal ve uluslararası standartlar tomrukların geometrik özellikleri (çap, uzunluk, koniklik, eğrilik vb.) ve görünüş özellikleri (budaklar, lif kıvrıklığı, çatlaklar, renklenme ve çürüklük, yıllık halka yapısı vb.) temelinde bir kalite sınıflandırması yapmaktadır. Bu sınıflandırma yöntemi etkili bir yöntem olmakla birlikte odunun yoğunluğu, elastikiyet ve direnç özellikleri ve mikrofibril yapısı hakkında bilgi vermemektedir. Ayrıca gövde iç kısmındaki çürük, kovuk vb. kusurlar çoğu zaman dışardan teşhis edilememektedir. Ülkemiz odun hammaddesi bakımından dışarıya bağımlı durumdadır. Özellikle ekonomik değeri yüksek yerli ya da ithal ağaç türlerinin tomruklarının kalitesinin tahribatsız test ve muayene teknikleri ile değerlendirilmesi ekonomik kayıpların önüne geçilmesi ve verimliliğin artırılması bakımından önemli bulunmaktadır.

Bir önceki konuda verilen dikili ağaçlarda uygulanan yöntemlerin hepsinin bu ağaçlardan elde edilecek tomruklarda da kullanılabileceği kuşkusuzdur ve burada tekrar dile getirilmeyecektir. Bu yöntemlere ilave olarak özellikle tomruklarda kullanım alanı bulan rezonans yöntemi ve tomruk biçme optimizasyonunda kullanılan lazer tarama yöntemleri üzerinde durulacaktır.

Tomruklarda akustik dalga hızının belirlenmesi için rezonans tekniğinin kullanılması oldukça yaygın bir uygulamadır. Bu yöntem gövdenin en kesitlerine erişim mümkün olmadığı için dikili ağaçlarda uygulanamamakta ancak tomruklarda en kesitlerde rezonans frekansı temelinde akustik dalga hızı belirlenebilmektedir. Bu yöntemde tomruk en kesitlerinden birine bir akustik sensör ya da yüksek hassasiyetli bir mikrofon yerleştirilmekte ve bilgisayara ya da bir osiloskopa uygun bağlantı elemanı ile bağlanmaktadır. Tomruğun diğer ucunda bir çekiç ile vurmak suretiyle liflere paralel bir stres dalgası oluşturulmakta ve tomrukta oluşan vibrasyon sensör ya da mikrofon vasıtasıyla algılanmaktadır. Bilgisayar yazılımı (FFT-fast fourier transformation) ya da osiloskopta tomrukta oluşan yüzlerce akustik atımın rezonans frekansı gözlemlenmekte ve bu şekilde akustik hızın ağırlıklı ortalaması belirlenmektedir (Şekil 7). Tomruk akustik hızı aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır;

burada, CL akustik hız (m/s) f0 gözlemlenen doğal frekans (Hz), l ise tomruğun uzunluğudur (m).

Page 492: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

492

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 7. Tomrukta rezonans akustik ölçümü.

Rezonans yöntemi, ses dalgası geçiş süresi yöntemine göre daha güvenilir sonuçlar vermektedir. Zira geçiş süresi yönteminde tek bir dalganın geçişi esas iken rezonans yönteminde yüzlerce akustik dalganın reverberasyonu söz konusudur ve bu elde edilen sonucun daha güvenilir olmasını sağlamaktadır. Bu sonuç ayrıca dikili ağaçlarda uygulanan dalga geçiş süresi yöntemi ile elde edilen verilerin doğrulanması için de kullanılabilir (Wang ve Carter 2015). Odunda dinamik elastikiyet modülü odun yoğunluğu (ρ) ve akustik dalga hızı (CL) ile doğru orantılı olup bu ilişki aşağıdaki eşitlik ile ifade edilmektedir:

Odunun elastik yapısı ve direnç özellikleri ise lif yapısı ile yakından ilişkilidir. Bir çok araştırmacı rezonans esaslı muayene yönteminin tomrukların kalitesine göre sınıflandırılmasında görsel muayeneye ek olarak etkin bir şekilde kullanılabileceğini ifade etmektedirler (Walker ve Nakada 1999; Harris ve diğ. 2003; Huang ve diğ.. 2003; Carter ve Lausberg 2003; Wang ve diğ. 2002, 2004). Yine birçok araştırmacı tomrukta yapılan akustik ölçümlerin bu tomruktan elde edilecek kerestelerin (Aratake ve diğ. 1992; Aratake ve Arima 1994; Ross ve diğ. 1997; Iijima ve diğ. 1997; Wang 1999; Wang ve Ross 2000, Yin ve diğ. 2005) ve kaplamaların (Carter ve Lausberg 2003; Carter ve diğ. 2005) elastikiyet modülü ve direncinin belirlenmesinde kullanılabileceğini ortaya koymuşlardır.

Lazer tarama teknolojisi tomrukların şekil, boyut ve budak, çatlak vb. özelliklerinin belirlenmesi ve buna göre bir biçme optimizasyonunun yapılması bakımından önemlidir. Bu teknoloji ile tomruktan elde edilecek kereste randımanının ve kalitesinin artırılması mümkündür. Lazer tarama teknolojisi iki bileşenden oluşmaktadır; bir lazer jeneratörü ve kamera. Sistemin kurulumunda lazer ve kamera belli bir mesafe ile birbirinden ayrılmıştır ve kamera lazer hattına belli bir açı ile yönlendirilmiştir. Kamera ve lazer arasındaki mesafe ve kamera açısı üçgeni kullanılarak obje üzerine yansıtılan lazer hattı boyunca noktaların mesafesi belirlenebilmektedir. Birçok durumda sistem şekli ve boyutları bilinen bir obje ile

Page 493: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

493

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

kalibre edilmektedir. Şekil 8 tomrukta kullanılan bir lazer tarama sistemini göstermektedir (Thomas, 2015).

Şekil 8. Tomrukta lazer tarama sistemi (Thomas 2015).

Tomrukta lazer tarama iki şekilde yapılabilir. İlkinde tomruk bantta ilerlerken tomruk çevresinde aynı düzlemde düzenlenmiş 3 ya da 4 lazer tarama kafasının arasından geçer (Şekil 9a). İkincisinde ise bir dizi lazer tarama kafası tomruğun biçme için sabitlendiği arabaya karşılıklı olarak monte edilmiştir (Şekil 9b). Lazer taraması biçme operasyonu öncesinde tomruğun şeklini, çapını, uzunluğunu, konikliğini, çarpıklığını belirlemek için yapılır. Biçmede verimliliğin artırılması için bu parametrelerin doğru bir şekilde belirlenmesi ve biçmenin buna göre planlanması gerekmektedir. Şekil 10 yüksek çözünürlüklü lazer taraması sonrasında elde edilen tomruk görüntüsünü göstermektedir (Thomas 2015).

Şekil 9. Farklı tipte lazer tarama sistemleri.

Page 494: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

494

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 10. Geniş yapraklı bir ağaç tomruğunun lazer tarama ile elde edilen 3 boyutlu yüksek çözünürlüklü görüntüsü.

4. Kerestelerde kullanılan muayene teknikleri

Keresteler hem görünüş özelliklerine göre hem de yük taşıma kapasitelerine göre kalite sınıflarına ayrılmaktadır. Yapı kerestelerinin direnç sınıflarının belirlenmesi ahşapta tahribatsız muayene yöntemlerinin ortaya çıkışının ve gelişiminin itici gücü olmuştur. Tomruk sınıflandırmada olduğu gibi kerestelerde de rezonans yöntemi ile elastikiyet modülü ve direnç değerleri belirlenebilmektedir. Ancak kerestelerde tomruklardaki gibi boyuna yönde vibrasyonda rezonans frekansının ölçülmesine ilave olarak daha çok enine vibrasyonda rezonans frekansı belirlenmektedir. Şekil 11 kerestelerde her iki tip uygulamayı göstermektedir.

(a) (b)

Şekil 11. (a) Enine vibrasyon yöntemi (b) Boyuna vibrasyon yöntemi

Şekil 11 a’da gösterilen şekilde iki ucundan basitçe desteklenmiş bir kereste, ortasından etki eden dikey doğrultuda bir kuvvete maruz bırakıldığında dikey yönde serbest bir osilasyon meydana gelir. Oluşan osilasyonun frekansı ölçülmek suretiyle kereste boyutları ve ağırlığı yardımıyla enine vibrasyonda dinamik elastikiyet modülü hesaplanabilir;

Page 495: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

495

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

���������� � �����2�����

burada f vibrasyonun doğal frekansını, W kereste ağırlığını, S mesnet açıklığını, I kerestenin atalet momentini (��� 12⁄ ) ve g yerçekimi ivmesini temsil etmektedir. Enine vibrasyon frekansı yardımıyla odunun direnç değerlerinin başarılı bir şekilde belirlenebileceği birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur (Jayne 1959; Pellerin 1965a, b; O’Halloran 1969; Wang ve diğ. 1993).

Şekil 11 b boyuna vibrasyon yönteminin kerestelerde uygulanış şeklini göstermektedir. Burada da kereste iki ucundan basitçe desteklenirken bir uçtaki aynı zamanda destek görevi gören terazi tarafından tartılmaktadır. Kerestenin bir ucunda çekiçle vurmak suretiyle oluşturulan ses dalgaları diğer uçtaki hassas mikrofon tarafından algılanarak bilgisayar yazılımına aktarılmaktadır. Yazılım boyuna vibrasyonda doğal frekansı belirlemekte, aynı zamanda kerestenin tartılan ağırlığı ve hacmi üzerinden yoğunluğu bulunmaktadır. Frekans (f) ve yoğunluk (ρ) değerleri kullanılarak aşağıdaki şekilde boyuna vibrasyonda dinamik eğilme direnci hesaplanmaktadır:

���������� � �2�����

Dikili ağaç ve tomruklarda kullanılan stres dalga ve ultrasonik yöntemler kerestelerin kalitesinin belirlenmesi maçıyla da kullanılmaktadır. Kerestelerde hem ses dalga iletim hızı, hem de ses dalga enerjisinin sönümlenme kapasiteleri incelenmektedir. Ses dalga iletim hızının artması elastikiyet modülü ve direnç değerlerinin yüksek olması anlamına gelirken, sönümleme kapasitesinin artması iç yapıdaki düzensizliklerin ve muhtemel kusurların habercisidir. Hearmon (1965), Bertholf (1965), Ross (1985), Sandoz (1991), Duju ve diğ. (2000), Gonçalves ve Bartholomeu (2002), Oliviera ve diğ. (2002), Sandoz ve Benoit (2002), Terezo ve diğ. (2005), Bartholomeu ve Gonçalves (2007), Karlinasari ve diğ. (2009), Iñiguez ve diğ. (2009), Baradit ve Niemz (2011), Inés ve diğ. (2011), Palacios ve diğ. (2011), Bertoldo ve diğ. (2013) ve Hermoso ve diğ. (2013) yaptıkları çalışmalarda stres dalga ve ultrasonik dalga ölçümleri ile odun kalitesi (lif yapısı, budaklılık, statik elastikiyet modülü ve dirençleri) arasında oldukça kullanışlı ilişkiler bulunduğunu tespit etmişlerdir.

Page 496: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

496

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Şekil 12. Kerestelerde lazer tarama teknolojisi.

Lazer tarama teknolojisi hem ibreli hem de geniş yapraklı ağaçlarda kereste kalitesinin ölçülmesi amacıyla son zamanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Şekil 12 kerestelerde lazer tarama teknolojisini şematize etmektedir. Burada iki lazer kaynağı iki farklı veri elde etmek amacıyla konumlanmıştır. Kereste üzerine belli bir açı ile yerleştirilmiş sağdaki lazer profil taraması amacıyla kullanılmaktadır. Profil taraması kerestelerde halka çatlağı (void and wane), reçine kesesi, çatlak, yarık, delik vb. kusurların belirlenmesi amacıyla kullanılır. Yüzeye dik açı ile tarama yapan lazer ise lif düzgünlüğünü ve sapmalarını analiz etmektedir (Thomas 2015). Günümüzde bu teknoloji dünyanın birçok yerinde kereste fabrikalarında kerestelerin sınıflandırılmasında kullanılmaktadır. Lazer tarama sistemlerinin daha önce zikredilen akustik ve vibrasyon esaslı sistemlerle kombine edilmesi suretiyle hem görünüş özelliklerine hem de mekanik özelliklerine göre yapılan sınıflandırmalar kuşkusuz çok daha başarılı sonuçlar vermektedir.

5. Sonuç

Günümüz dünyasında yaşanan çevre kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği problemleri mevcut orman kaynaklarına odun hammaddesinin çok daha ötesinde son derece stratejik bir önem yüklemiştir. Dolayısıyla mevcut orman kaynaklarının rasyonel ve verimli bir şekilde işletilmesi ve odun hammaddesinin de aynı şekilde kullanılması, doğal ormanlar üzerindeki üretim baskılarının endüstriyel ağaçlandırmalar ile hafifletilmesi büyük önem arz etmektedir. Mevcut bu durumun Orman Mühendisleri ve Orman Endüstri Mühendislerine yüklediği sorumluluğun üstesinden gelmek için yeni yaklaşımlara ve enstrümanlara ihtiyaç bulunmaktadır.

Page 497: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

497

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tahribatsız muayene yöntemleri ormanda dikili ağaçlardan fabrikalarda üretilen kereste ve kaplamalara kadar odun hammaddesinin niteliklerinin, malzemede herhangi bir tahribat meydana getirmeden ve ekonomik değerini değiştirmeden tespit edilebilmesine olanak sağlamakta ve bu kaynakların rasyonel ve verimli bir şekilde kullanılmasına büyük bir katkı sağlama potansiyeline sahip bulunmaktadır. Özellikle endüstriyel ağaçlandırmalarda genetik ıslah çalışmalarından meşçere idaresine kadar tahribatsız muayene tekniklerinin etkin bir şekilde kullanımı ile orman endüstrisinin taleplerine uygun kalitede odun hammaddesi üretiminin güvence altına alınması ormanlarımızın ve ormancılığımızın geleceği açısından önemli görülmektedir.

Kaynaklar

Aratake, S., Arima, T., Sakoda, T., Nakamura, Y. 1992. Estimation of modulus of rupture (MOR) and modulus of elasticity (MOE) of lumber using higher natural frequency of log in pile of logs—Possibility of application for Sugi scaffolding board. Mokuzai Gakkaishi. 38(11): 995–1001.

Aratake, S., Arima, T., 1994. Estimation of modulus of rupture (MOR) and modulus of elasticity (MOE) of lumber using higher natural frequency of log in pile of logs II— Possibility of application for Sugi square lumber with pith. Mokuzai Gakkaishi. 40(9): 1003–1007.

Baradit, E., Niemz, P., 2011. Selected physical and mechanical properties of Chilean wood species Tepa, Olivillo, Laurel, Lenga, Alerce and Manio. In: Proceedings, 17th Symposium Nondestructive Testing of Wood, Vol. 2. Sopron, Hungary. 395–401.

Bartholomeu, A., Gonçalves, R., 2007. Ultrasound and transverse vibration to determine modulus of elasticity of wood. In: Proceedings, 15th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Duluth, MN. 85–88.

Bertholf, L.D., 1965. Use of elementary stress wave theory for prediction of dynamic strain in wood. Bull. 291. Pullman, WA: Washington State University, College of Engineering.

Bertoldo, C., Gonçalves, R., Lorensani, R., 2013. Acoustoelasticity of wood determined by static bending experiments. In: Proceedings, 18th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Madison, WI. 469–476.

Bucur, V., 2006. Acoustics of wood. Berlin, Heidelberg, Germany: Springer-Verlag.

Carter, P., Lausberg, M., 2003. Application of Hitmam® acoustic technology—the Carter Holt Harvey experience. FIEA paper. 6 p.

Carter, P., Briggs, D., Ross, R.J., Wang, X., 2005. Acoustic testing to enhance western forest values and meet customer wood quality needs. PNW–GTR–642. Productivity of Western Forests: A Forest Products Focus. Portland, Oregon: USDA Forest Service, Pacific Northwest Research Station. p. 121–129.

Chiu, C., Wang, S., Lin, C., Yang, T., Jane, M., 2006. Application of the fractometer for crushing strength: juvenile–mature wood demarcation in Taiwania (Taiwania cryptomerioids). J Wood Sci (2006) 52:9–14.

Cown, D.J., (1978) Comparison of the pilodyn and torsiometer methods for the rapid assessment of wood density in living trees. N Z J For Sci 8(3):384–391.

Page 498: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

498

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Duju, A., Nakai, T., Nagao, H., Tanaka, T., 2000. Nondestructive evaluation of mechanical strength of sarawak timbers. In: Proceedings, 12th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Sopron, Hungary. 131–137.

Fassola, H.E., Videla, D., Winck, R.A., Pezzutti, R., 2011. Effect of pruning of Pinus taeda on longitudinal ultrasound speed of standing trees and logs in plantations of north eastern Argentina. In: Proceedings, 17th Symposium Nondestructive Testing of Wood, Vol. 1. Sopron, Hungary. 113–120.

Gonçalves, R., Bartholomeu, A., 2002. Evaluation of longitudinal variability of rigidity in a cupiúba trunk using an ultrasonic device. In: Proceedings, 13th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Berkeley, CA. 79–81.

Harris, P., Petherick, R., Andrews, M., 2003. Acoustic resonance tools. In: Proceedings, 13th International Symposium on Nondestructive Testing of Wood. August 19–21, 2002, University of California, Berkeley, California. p. 195–201.

Hearmon, R.F.S., 1965. The assessment of wood properties by vibrations and high frequency acoustic waves. In: Proceedings, 2nd Symposium Nondestructive Testing of Wood. Pullman, WA. 49–65.

Hermoso, E., Montero, M.J., Esteban, M., Mateo, R., Llana, D.F., 2013. The classification of large cross section sawn timber in the structural use of Pinus silvestris L. using NDT together with visual grading. In: Proceedings, 18th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Madison, WI. 418–424.

Huang, C.L., 2000. Predicting lumber stiffness of standing trees. Proceedings, 12th International Symposium on Nondestructive Testing of Wood, University of Western Hungary, Sopron, September 13–15, 2000. p. 173–179.

Huang, C.L., Lindstrom, H., Nakada, R., Ralston, J., 2003. Cell wall structure and wood properties determined by acoustics—a selective review. Holz als Roh- und Werkstoff. 61(2003): 321–335.

Iijima, Y., Koizumi, A., Okazaki, Y., Sasaki, T., Nakatani, H., 1997. Strength properties of sugi grown in Akita Prefecture III: Some relationships between logs and sawn lumber. Mokuzai Gakkaishi. 43(2): 159–164.

Ikeda, K., Kino, N., 2000. Quality evaluation of standing trees by a stress-wave propagation method and its application I. Seasonal changes of moisture contents of sugi standing trees and evaluation with stress-wave propagation velocity. Mokuzai Gakkaishi. 46(3): 181–188.

Inés, P., Palacios, C., Yoza, L., Mallque, M., Kian, J., 2011. Elasticity modulus in Peruvian tropical woods using nondestructive techniques - preliminary study. In: Proceedings, 17th Symposium Nondestructive Testing of Wood, Vol. 1. Sopron, Hungary. 469–475.

Íñiguez, G., Martinez, R., Babadilla, I., Arriaga, F., Esteban, M., 2009. Mechanical properties assessment of structural coniferous timber by means of parallel and perpendicular to the grain wave velocity. In: Proceedings, 16th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Beijing, China. 79–84.

Ishiguri, F., Matsui, R., Lizuka, K., Yokota, S. and Yoshizawa, N., 2008. Prediction of the mechanical properties of lumber by stress-wave velocity and Pilodyn penetration of 36-year-old Japanese larch trees. Oiginal Arbelten · Originals. 66: 275–280

Isik, F., Li, B., 2003. Rapid assessment of wood density of live trees using the Resistograph for selection in tree improvement programs. Canadian Journal of Forest Research 33: 2426-2435.

Jayne, B.A., 1959. Vibrational properties of wood as indices of quality. Forest Products Journal. 9(11): 413–416.

Karlinasari, L., Oktarina, R., Pebriansjah, E.W., Mardikanto, T.R., 2009. Nondestructive testing of tropical wood for structural uses. In: Proceedings, 16th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Beijing, China. 125–129.

Kien N. D., Jansson G., Harwood C., Almqvist C., Thinh H. H., 2008. Genetic variation in wood basic density and pilodyn penetration and their relationships with growth, stem straightness and branch size

Page 499: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

499

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

for eucalyptus urophylla S.T.Blake in Northern Vietnam. New Zealand Journal of Forestry Science. 38 (1):160-175

Lindstrom, H., Harris, P., Nakada, R., 2002. Methods for measuring stiffness of young trees. Holz als Roh- und Werkstoff. 60(2002): 165–174.

Matheny, N.P., Clark, J.R., Attewell, D., Hillery, K., Graham, A.W., Posner, G., 1999. Assessment of fracture moment and fracture angle in 25 tree species in the United States using the Fractometer. J Arboriculture 25:18–23.

Matsumoto, K., Ishiguri, F.,Wahyudi, I.,Takashima, Y., Shimizu, K., Iizuka, K., Yokota, S., Yoshizawa, N., 2010. Application of fractometer for wood property evaluation in five Indonesian plantation species. Bulletin of the Utsunomiya University Forests (Journal)

Mattheck, C.G., Breloer, H., Bethge, K.A., Albrecht, W.A., Zipse, A.W., 1995. Use of the Fractormeter to determine the strength of wood with uncipient decay. J Arboriculture 21:105–112.

Nakamura, N., 1996. Measurement of the properties of standing trees with ultrasonics and mapping of the properties. University Forest Research Rep. 96. Tokyo, Japan: Faculty of Agriculture, The University of Tokyo. p. 125–135.

Nanami, N., Nakamura, N., Arima, T., Okuma, M., 1992a. Measuring the properties of standing trees with stress waves I. The method of measurement and the propagation path of the waves. Mokuzai Gakkaishi. 38(8):739–746.

Nanami, N., Nakamura, N., Arima, T., Okuma, M., 1992b. Measuring the properties of standing trees with stress waves II. Application of the method to standing trees. Mokuzai Gakkaishi. 38(8): 747–752.

Nanami, N., Nakamura, N., Arima, T., Okuma, M., 1993. Measuring the properties of standing trees with stress waves III. Evaluating the properties of standing trees for some forest stands. Mokuzai Gakkaishi. 39(8): 903–909.

O’Halloran, M.R., 1969. Nondestructive parameters for lodgepole pine dimension lumber. Fort Collins, CO: Colorado State University. M.S. thesis.

Oliveira, F.G.R., de Campos, J.A.O., Pletz, E., Sales, A., 2002. Assessment of mechanical properties of wood using an ultrasonic technique. In: Proceedings, 13th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Berkeley, CA. 75–78.

Palacios, P.I.C., Yoza, L.Y., Mallque, M.A., 2011. Elasticity modulus in Peruvian tropical woods using nondestructive techniques—preliminary study. In: Proceedings, 17th Symposium Nondestructive Testing of Wood, Vol. 2. Sopron, Hungary. 469–475.

Pellerin, R.F., 1965a. The contributions of transverse vibration grading to design and evaluation of 55-foot laminated beams. In: Proceedings, 2nd nondestructive testing of wood symposium; 1965 April; Spokane, WA. Pullman, WA: Washington State University: 337–347.

Pellerin, RF., 1965b. A vibrational approach to nondestructive testing of structural lumber. Forest Products Journal. 15(3): 93–101.

Pliura A., Zhang S. Y., Mackay, J., Bousquet, 2007. Genotipic variation in wood density and growth traits of poplar hybrids at four clonal trials. Forest Ecology and Management. 238: 92-106

Rinn, F., Scheingruber, F.H., Scha¨r, E., 1996. Resistograph and X-ray density charts of wood comparative evaluation of drill resistance profiles and X-ray density charts of different wood species. Holzforschung 50(4):303–311.

Ross, R.J., 1985. Stress wave propagation in wood products. In: Proceedings, 5th nondestructive testing of wood symposium; 1985 September 9–11; Pullman, WA. Pullman, WA: Washington State University: 291–318.

Page 500: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

500

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Ross, R.J., McDonald, K.A., Green, D.W., Schad, K.C., 1997. Relationship between log and lumber modulus of elasticity. Forest Products Journal. 47(2): 89–92.

Sandoz, J.L., 1991. Nondestructive evaluation of building timber by ultrasound. In: Proceedings, 8th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Vancouver, WA. 131–142.

Sandoz, J.L., Benoit, Y., 2002. AUS timber grading: industrial applications. In: Proceedings, 13th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Berkeley, CA. 137–142.

Shijun, W., Jianmin, X., Guangyou, L., Vuokko, R., Zhaohua, L., Baoqi, L., Wei, W., 2010. Use of the pilodyn for assessing wood properties in standing trees ofEucalyptus clones. Journal of Forestry Research 21(1): 68-72.

Terezo, R.F., Valle, Â., Padaratz, I.J., 2005. Comparative study in the estimate of timber elastic constants by destructive and non destructive testing in different wooden species. In: Proceedings, 14th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Eberswalde, Germany. 387–398.

Thomas, R.E., 2015. Laser Scanning of Logs and Lumber. Nondestructive Evaluation of Wood. Second Edition. Forest Service, Forest Products Laboratory, General Technical Report, FPL-GTR-238, pp. 103-107.

Walker, J.C.F., Nakada, R., 1999. Understanding corewood in some softwoods: a selective review on stiffness and acoustics. International Forestry Review. 1(4): 251–259.

Wang, Z., Ross, R.J., Murphy, J.F., 1993. A comparison of several NDE techniques for determining the modulus of elasticity of lumber. Wood Forestry Research. 6(4): 86–88.

Wang, X., 1999. Stress wave-based nondestructive evaluation (NDE) methods for wood quality of standing trees. Ph.D. dissertation. Houghton, Michigan: Michigan Technological University. 187 p.

Wang, X., Ross, R.J., 2000. Nondestructive evaluation for sorting red maple logs. In: Proceedings, The 28th Annual Hardwood Symposium, West Virgina Now—The Future for the Hardwood Industry?, Edited by Meyer D.A., May 11–13, 2000, Davis, West Virginia. p. 95–101.

Wang, X., Ross, R.J., McClellan, M., Barbour, R.J., Erickson, J.R., Forsman, J.W., McGinnis, G.D., 2001. Nondestructive evaluation of standing trees with a stress wave method. Wood and Fiber Science. 33(4): 522–533.

Wang, X., Ross, R.J., Mattson, J.A., Erickson, J.R., Forsman, J.W., Geske, E.A., Wehr, M.A., 2002. Nondestructive evaluation techniques for assessing modulus of elasticity and stiffness of small-diameter logs. Forest Products Journal. 52(2): 79–85.

Wang, X., Ross, R.J., Brashaw, B.K., Punches, J., Erickson, J.R., Forsman, J.W., Pellerin, R.F., 2004. Diameter effect on stress-wave evaluation of modulus of elasticity of small-diameter logs. Wood and Fiber Science. 36(3): 368–377.

Wang, X., Ross, R.J., Carter, P., 2005. Acoustic evaluation of standing trees—Recent research development. In: Proceedings, 14th International Symposium on Nondestructive Testing of Wood. Hannover, Germany, May 2–4, 2005. Shaker Verlag, Germany. p. 455–465.

Wang, X., Carter, P., 2015. Acoustic Assessment of Wood Quality in Trees and Logs. Nondestructive Evaluation of Wood, Second Edition. Forest Service, Forest Products Laboratory, General Technical Report, FPL-GTR-238, pp. 103-107.

Yin, Y., Nagao, H., Liu, X., Nakai, T., 2005. Evaluating bending properties of Chinese fir plantation wood with three nondestructive methods. In: Proceedings, 14th Symposium Nondestructive Testing of Wood. Eberswalde, Germany. 375–380.

Page 501: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

501

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

GENÇ KESTANE SÜRGÜNLERİNİ VERİMLİ KULLANIM OLANAKLARI

Prof. Dr. Nusret AS

[email protected]

Prof. Dr. Türker DÜNDAR [email protected]

Uzman Hüseyin AKKILIÇ [email protected]

Özet

Kestane, hem odunu ve hem de meyvesi yönünden çok önemli bir ağaçtır. Yapacak ve yakacak olarak odunundan, meyvesinden ve bal üretiminde çiçeğinden faydalanılmaktadır. Saf ve daha ziyade karışık olarak geniş bir coğrafik alanda yayılış gösteren kestane ormanları, kestane kanserinden büyük oranda etkilenmiş ve zarar görmüştür. Hastalıktan dolayı kuruma olan (ya da kuruması muhtemel olan) ağaçlar, dip kısımlarından kesilmeye başlanmış ve yüksek derecede sürgün verme özelliğinden dolayı çok miktarda genç sürgünler elde edilmiştir. Büyüyen bu sürgünlere bir zaman sonra hastalığın tekrar gelmesi nedeniyle yeniden kesilmesi gerekmekte ancak elde edilecek ince çaplı bu materyalin gerektiği gibi verimli olarak nerelerde değerlendirilebileceği tam olarak bilinmemektedir. Kesim, boşaltma, taşıma, depolama ve satış masraflarının karşılanamaması ihtimali bu malzemenin üretimini de olumsuz etkilemektedir. Ayrıca genç sürgünler kesilse bile hangi kullanım yerleri için hangi boyut ve çaplarda sınıflandırılacağı da bilinmemektedir. Bu durum genç sürgünlerin ormanda kalarak hastalığın gelmesi ile kuruma ve çürüme ile zayi olma tehlikesini arttırmaktadır. Aslolan ağaçların kestane kanserine karşı korunması ve meyvesi, çiçeği, odunundan yeterince faydalanılmasıdır. Bu sağlanana kadar genç sürgünlerinin değerlendirilmesinin sağlanması gerekir. Bu şekilde kestane ormanlarından verimli olarak faydalanılmış olur. Ayrıca bazı kullanım yerleri için uygun boyut ve teknolojik özellikteki malzeme seçiminin sağlanması ile genç sürgünlerin orman endüstrisinde verimli kullanımı da önem arz etmektedir. Bu çalışmada genç kestane sürgünleri ile ilgili ön araştırmalar yapılmış, literatüre dayalı olarak kestane odunun teknolojik özellikleri verilmiş, sürgünlerin genç odundan oluştuğu dikkate alınarak teknolojik özelliklerdeki değişimlerden bahsedilmiş ve boyut özellikleri de dikkate alınarak muhtemel kullanım yerleri hakkında bilgi verilmiştir.

Anahtar kelimeler: Kestane , Bambu, Teknolojik özellikler, Kullanım yerleri

Page 502: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

502

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Abstract

Chestnut is a very important tree in term of its both wood and fruit. It is benefited to from the wood, as firewood and product, its fruits and its flowers in production of honey. It has been suffered and affected greatly to the chestnut forests, distributed in a wide geographical area as pure and rather than mixed, by the chestnut cancer. When began to cut to the bottom part of dried and drying chestnut trees due to the disease, it is obtained to lots of the juvenile shoots because of given highly its shoot feature. İt is necessary to re-cut to the growing shoots by reason of relapsed again of the disease some time later. But it is known exactly where use efficiently to this material obtained to fine-scale. The production of this material is affected adversely due to costs of the cutting, unloading, transport, storage and sales are short fall likely. In addition, it is not also known to be classified which size and diameter for which utilization even though the juvenile shoots are harvested. This situation increases to the risk of lost with dry and rot by generated disease young shoots remained in the forest. What really matters is benefited sufficiently from the fruit, flower and wood of chestnut trees with protection against chestnut cancer. The juvenile shoots is required to evaluating until this provision. In this way it would have benefited efficiently from chestnut forest. In addition, efficient usage of the juvenile shoots in the forest industry is also important by ensuring the material selection have a suitable size and technological feature for some usage field. Preliminary researches have been made in this study related to juvenile chestnut shoots. It is given to the technological properties of chestnut wood as based on the literature. The changes of the technological properties are mentioned considering that the shoots create by juvenile wood. It is given to the information about feasible usage fields by taking into account its dimensions specifications

Keywords: Chestnut, Bamboo, Technological features, Usage field

1- Giriş

Kestane türlerinden Castanea sativa Mill. (Anadolu kestanesi), ülkemizde doğal olarak Marmara ve Kuzey Anadolu’da diğer bazı türlerle(Meşe, Gürgen ve Kayın ) karışık halde, Ege ve Akdeniz Bölgesinde ise lokal olarak yayılış göstermektedir (Şekil 1). Bu ağaç türü Karadeniz bölgesinde deniz seviyesinden başlayarak 1200 m’ye Ege bölgesinde 1800 m’ye kadar çıkabilmektedir. 25-30 m boy yapabilir ve 1000 yaşına kadar yaşayabilir. Anıt ağaç niteliğinde kestane ağaçları mevcuttur.

Page 503: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

503

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Kestane ormanları ülkemizde amenajman planlarına göre yaklaşık 262 000 ha lık alanda yayılış göstermektedir (Kestane Eylem Planı 2013-2017).

1 İ.Ü.Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü

Şekil 1: Kestane Yayılış Haritası (Kestane Eylem Planı 2013-2017)

Kestane, ülkemiz ormancılığı için odununun kullanım alanları ve meyvesi yönünden çok önemli bir türdür. Yapacak ve yakacak olarak odunundan ayrıca meyvesinden ve bal üretiminde çiçeğinden faydalanılmaktadır. Ancak son 60-70 yıldan beri mevcut olan Kestane kanseri yüzünden saf ve daha ziyade karışık olarak geniş bir coğrafik alanda yayılış gösteren kestane ormanları büyük oranda hastalıktan etkilenmiş ve zarar görmüştür. Dünya’da ve ülkemizde hastalığın giderilebilmesi ile ilgili olarak çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bazı olumlu gelişmeler elde edilebilmesine karşın hastalığın yayılışı engellenememiş ve sağlıklı kestane ormanları hastalanmaya devam etmiştir. Alınabilecek en önemli tedbirin hastalığa karşı dayanıklı fidanlar yetiştirmek olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Hastalık nedeniyle kestane meyvesi üretimi yaklaşık yarı yarıya azalarak 60.000 tona kadar düşmüştür. Kestane odun üretimi de düşmüş, çaplı malzeme temininde büyük güçlükler yaşanmaktadır. Hastalıktan dolayı kuruma olan (ya da kuruması muhtemel olan) ağaçlar dip kısımlarından kesilmeye başlanmıştır. Kestane ağacı yüksek derecede sürgün verme özelliğine sahiptir. Bu nedenle bir kütükten çok sayıda sürgün çıkmakta (Resim 1) ve bu sürgünler 10-15 sene içinde 5-10 m boya,5-15 cm çapa ulaşmaktadır (Resim 2). Böylece çok miktarda ince materyal söz konusu olmaktadır. Bu yaşlardan sonra hastalığın gelmesi nedeniyle sürgünlerin yeniden kesilmesi gerekmekte ancak elde edilecek materyalin ekonomik olarak

Page 504: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

504

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

değerlendirilememesi, kesim ve boşaltma maliyetlerini karşılamama gibi bir sonucu ortaya çıkarmaktadır.

Resim 1: Genç kütük sürgünleri

Resim 2: Farklı çaplara ulaşmış sürgünler

Bu nedenle genç kestane sürgünlerini verimli kullanılabilme olanaklarının araştırılması büyük önem arz etmektedir. Bu şekilde kestane ormanlarından verimli bir şekilde faydalanılmış olur. Ayrıca bazı kullanım yerleri için uygun boyut ve teknolojik özellikteki malzeme seçiminin sağlanması ile genç sürgünlerin orman endüstrisinde verimli kullanımı da önem arz etmektedir. Bu çalışmada literatüre dayalı olarak kestane odunun teknolojik özellikleri verilecek, sürgünlerin genç odundan oluştuğu dikkate alınarak teknolojik özelliklerdeki değişimlerden bahsedilecek, piyasada özellikle bükme mobilya ve destek elemanı olarak çokça

Page 505: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

505

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

kullanılan Bambu malzemenin teknolojik özellikleri ile kıyaslama yapılarak genç kestane sürgünlerinin bu alanlardaki kullanım imkanları ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Kestane ve Bambu Türlerinin Bazı Teknolojik Özellikleri Kestanenin diri odun kısmı oldukça dardır ve kirli beyaz ile sarımsı renktedir. Öz odun grimsi açık veya koyu kahverenginde gittikçe koyulaşır. Tekstür kaba, lifler düzgün ile spiral tiptedir. Yıllık halka sınırı belirgindir. Halkalı traheli yapıdadır. Öz ışınları çok incedir. Odunu mat olup orta ağırlıktadır.

Kestane odunu el aletleri ve makineler ile kolay işlenir. Çivilenme, vidalanma,cilalanma ve yapıştırılma özellikleri iyidir. Rutubetli odunu metallerle temas ettiğinde mavi-siyah renklenmeye neden olur. Korozyon da oluşturabilir. Tanen içeren öz odunu mantar ve böceklere karşı oldukça dayanıklıdır. Kurutulması güçtür, kollaps ve iç çatlaklara eğilimlidir.

Kestane (Castanea sativa Mill.) odunun bazı fiziksel, mekanik ve kimyasal özellikleri ((As, Koç, Doğu, Aksu, Atik, Erdinler, 2002), Bambu (Chaowana P., 2013) ile karşılaştırmalı olarak Tablo 1,2,3 de verilmiştir.

Tablo 1: Kestane ve Bambu türlerine ait fiziksel özellikler

Fiziksel Özellikler Kestane Bambu odunu

Hava kurusu yoğunluk (g/cm3) 0.63 0.4- 0.9

Radyal daralma (%) 4.3

Teğet daralma (%) 6.4

Hacimsel daralma (%) 11.3

Lif Doygunluğu Noktası (LDN) (%) 221 212

BOZKURT, A.Y. ve GÖKER, Y. (1996), 2XİAOBO L., 2004

Tablo 2: Kestane ve Bambu türlerine ait kimyasal özellikler

Kimyasal Özellikler (%) Kestane Bambu türlerinden* elde edilen sonuçların aritmetik ortalaması

Holoselüloz 83 69.8

Lignin 22 24.6

Kül 0.4 1.5

Suda çözünen ekstraktif 12.5 11.7

Alkol-benzende çözünen ekstraktif 4.7 3.7

Page 506: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

506

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

*Bambu türleri: Dendrocalamus asper, Phyllostachys heterocycla, Phyllostachy nigra, Phyllostachy reticulate, Phyllostachy makinoi, Phyllostachy pubescens, Gigantochloa scortechinii, Bambusa clumeana, Schizostachyum zollingeri

Tablo 3: Kestane ve Bambu türlerine ait mekanik özellikler

Mekanik Özellikler (N/mm2) Kestane Bambu türlerinden* elde edilen sonuçların aritmetik ortalaması

Eğilme direnci 77 85.8

Elastikiyet modülü 9000 4271

Makaslama direnci 8 6.6

Liflere paralel basınç direnci 50 38.7

*Bambu türleri: Bambusa blumeana, Bambusa vulgaris, Dendrocalamus asper, Gigantochloa scortechinii, Gigantochloa levis, Balanocarpus hemii, Koompasia malaccensis Kestane için verilen bu teknolojik değerler ergin odun içindir. Bahse konu kestane çubukları genç odundan oluşacağı için sahip olduğu teknolojik özellikler ergin oduna göre farklılık gösterecektir. Genç Odun-Ergin Odun (Bozkurt,Erdin 1997)

Genç odun ağacı genellikle ilk 5-25 yılları arasında oluşturduğu odundur. Gövdenin öze yakın yıllık halkalarını içine alan kısımdır. Genç odunda yaz odun tabakası daha az belirgin, hücreler daha kısa, çeperler daha ince S2 tabakasında mikrofibril açısı daha büyük, kristallik derecesive selüloz miktarı daha düşük, lignin ve hemiselüloz miktarı daha fazladır. Genç odunda yoğunluk ergin oduna göre daha düşüktür. Direnç özellikleri, genç odunda %15-30 hatta bazen %50 ye varan azalmalar göstermektedir.

2- Kullanım Yerleri

Olgun oduna sahip kestane ahşabı sahip olduğu bu teknolojik özellikler çerçevesinde değişik kullanım alanlarına sahiptir. Bükme mobilya, fıçı, fıçı çemberi, alet, baston ve şemsiye sapları, bahçe kapıları, çit malzemesi, torna malzemesi olarak kullanılır. Genç sürgünleri ‘Bambu’ taklidi olarak mobilya sanayiinde değerlendirilmektedir. Ayrıca küfe, sepet yapımında da kullanılmaktadır. Gemi inşa malzemesi, tel direği, İskele direği amaçları için uygundur. Yapı malzemesi olarak ta değerlendirilmektedir. Kullanım yerlerine travers, doğrama, ambalaj malzemesi de eklenebilir. (BOZKURT;ERDİN 1989,1997).

Page 507: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

507

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Öte yandan Çit direği, fıçı çemberi, alet sapı, baston ve şemsiye sapları, küfe, sepet, torna gibi kullanım yerleri ile seperatör (Bölme elemanı) gibi ince materyal gerektiren kullanım yerlerinde kestane ahşabı yeterince kullanılmamaktadır. Genç sürgünler ‘Bambu’ taklidi olarak mobilya sanayiinde değerlendirilmektedir (Resim 3,4,5). Nispeten daha kalın çapta olan materyal boyuna yönde lif doğrultusunda yarılmak suretiyle kullanılmaktadır (Resim 6). Bükme mobilya üretiminde belli bir ölçüde değerlendirilse de kullanılabileceği bir başka alan olan süs bitkileri sektöründe ve fidanlıklarda destek elemanı olarak değerlendirildiğini söylemek mümkün değildir. Halbuki bambu çubukları bu alanda çokça kullanılmaktadır (Resim 7). Kullanım yeri isteklerini yeterince karşılayan (uygun teknolojik özelliklere sahip olan) türlerden bu alanlarda faydalanılması gerekir.

Resim 3: Genç kestane sürgünleri

Resim 4: Sürgünlerin işlenmiş hali

Page 508: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

508

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Resim 5: Bükme masa

Resim 6: Yarılmış kestane çubukları

Page 509: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

509

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Resim 7: Destek ve düzgün büyüme için kullanılan bambu çubukları

3- Destek çubuk boyutları

Fidanlıklarda ve süs bitkileri sektöründe destek ve bitkinin düzgün büyümesi için kullanılan bambu çubukların boy ve çap değerleri Tablo 4 de verilmiştir. Kestane çubukları benzer boylarda kullanılabilir. Üretim sonrası ön görülen boylara %1 lik kuruma payı dikkate alınarak boylara ayrılabilir. Belirli boylar için farklı çaplar söz konusu olacaktır. Kurutma işlemi sonrası kestane çubukları tornalama ile hem tam daire kesitli hale ve hem de mukavemeti çok düşürmeyecek şekilde istenen çaplara getirilebilir.

Page 510: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

510

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Tablo 4: Destek Elemanı Olarak Kullanılan Bambu Boyutları

Boy (cm) Çap (mm) 40 4/4.5 50 5/6 60 5.5/6 75 6/8

80 8/10

10/12

105 8/10

10/12

120 10/12 12/14

150 10/12 12/14

180 12/14 14/16

210 14/16 16/18 18/20

240

16/18 18/20 20/22 22/24 26/28

300

20/22 24/26 26/28 28/30

340 26/28 30/35

360 26/28 28/30 30/35

400 28/30 30/35

420 30/35

460 28/30 30/35

Kalın Bambu Boyutları

200

50/60 60/80

80/100 100/120

300

50/60 60/80

80/100 100/120

Page 511: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

511

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

4- Sonuç

Genç kestane sürgünlerinin 5-10 cm çapta 3-5 m boyda olacağı düşünüldüğünde bazı kullanım alanları için öncelikle boyut bakımından uygun olmayacaktır. Sahip olduğu boyutlar teknolojik özellikler çerçevesinde çit direği, fıçı çemberi, alet, baston ve şemsiye sapları, küfe, sepet, torna gibi kullanım yerlerinde kestane çubukları kullanılmaktadır. Kestane çubuğu ‘Bambu’ taklidi olarak mobilya sanayiinde de değerlendirilmektedir. Ancak bu alandaki kullanımı daha da arttırılabilir. Bükülme özellikleri oldukça iyi olduğu için fıçı çemberi, alet, baston ve şemsiye sapları vb. ile mobilya gibi kullanım yerlerinde bükme yapılarak değerlendirilme ikanı çok fazladır. Bükülmüş ve düz halde farklı form ve şekiller verilerek dekoratif amaçlar için değerlendirilebilir. İnce çubuklar örülerek seperatör (Bölme elemanı) yapılabilir. Bu kullanım yerlerine ek olarak süs bitkileri ve diğer bitkilerin fidanlarına destek elemanı olarak değerlendirilmesi de mümkündür. Bu amaçla tekrar tekrar kullanılması imkan dahilindedir. Eğri ya da bükülerek kullanılabileceği gibi normalde eğri olan malzeme düzgün hale getirilerek kullanılabilir.

Kestane genç sürgünleri genç ve diri odundan oluşmaktadır. Genç odun olması nedeniyle yukarıda verilen ergin oduna ait mekanik (mukavemet) değerlerinden ortalama %25 oranında düşme yapmak gerekir. Ancak yine de bir fidanın destek elemanına aktaracağı ağırlık, rüzgar ve kar yüklerinin çok aşırı olmaması durumunda söz konusu yükleri taşıyabileceği düşünülmektedir. Diri odun olmasından dolayı mantar ve böcek zararlarına karşı dayanımı daha az olacaktır. Emprenye edilerek kullanılması düşünülebilir ancak bu durumda maliyetler artacaktır. Uzun süreli ve tekrarlı kullanımlar maliyetlerin düşmesine neden olacaktır.

Genç odun içeren kestane çubuklarının odun teknolojik özelliklerinin araştırılması, bükülme ve dayanım özelliklerinin incelenmesi ve daha da önemlisi olayın ekonomik boyutunun irdelenmesi gerekir. Elde edilecek teknolojik değerler yukarıda verilen normal odun değerleri ile karşılaştırılarak aradaki gerçek fark değerleri ortaya konulmalıdır. Bütün bu çalışmalardan sonra kestane çubuklarının kullanım yeri performansları yeniden değerlendirilmelidir.

Page 512: 2023’e DOĞRU 3. DOĞA VE ORMANCILIK SEMPOZYUMU · tÜrkİyede orman ekosİstemlerİnİn saĞliĞinin İzlenmesİ programi sıtkı ÖztÜrk ... tÜrkİye’de aĞaÇ İŞleme makİnelerİ

512

2 0 2 3 ’ e D O Ğ R U 3 . D O Ğ A V E O R M A N C I L I K S E M P O Z Y U M U

  

Kaynaklar

- AS N., KOÇ H., DOĞU D., AKSU B., ATİK C., ERDİNLER S., 2002. Türkiye’de Yetişen Endüstriyel Öneme Sahip Ağaçların Anatomik, Fiziksel, Mekanik ve Kimyasal Özellikleri.

İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Cilt 51, Sayı 1, İSTANBUL.

- BOZKURT Y.,ERDİN N., 1997. Ağaç Teknolojisi

İ.Ü. Yayın no: 3998, Fakülte yayın no: 445, İSTANBUL.

- BOZKURT Y.,ERDİN N., 1989. Ticarette Önemli Yabancı Ağaçlar.

İ.Ü. Yayın no: 3572, FBE yayın no: 4, İSTANBUL.

- BOZKURT, A.Y. ve GÖKER, Y. (1996): “Fiziksel ve Mekanik Ağaç Teknolojisi Ders Kitabı”, İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 436, 2. Baskı, İSTANBUL.

- CHOWANA P. 2013. Bamboo: An Alternative Raw Material for Wood and Wood-Based Composites

Journal of Materials Science Research; Vol. 2, No. 2, Canada.

- XİAOBO L., 2004. Physical, Chemical, And Mechanical Properties Of Bamboo And Its Utilization Potential For Fiberboard Manufacturing

Master tezi, Beijing Forestry University, Chinese Academy of Forestry, China