Upload
halil-ibrahim-kueplue
View
220
Download
9
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Uploaded from Google Docs
Citation preview
1
BÖLÜM I RUHSAT BĐLGĐLERĐ
1.1.Ruhsat Sahasının
Đli :ÇORUM
Đlçesi :BOĞAZKALE
Beldesi :--------
Köyü :---------
Ruhsat Numarası :200712071
Ruhsat Grubu :IV. GRUP
Maden cinsi :BAKIR, MANGAN, DEMĐR
1.2.Ruhsat Sahibinin
Adı Soyadı : APM MADENCĐLĐK LTD. ŞTĐ.
Adres : 289. SOK. NO:2 ZEMĐN KÖRFEZ ĐŞHANI BORNOVA/ĐZMĐR Vergi Dairesi ve Vergi Numarası : BORNOVA VD. – 710407030 Tel : 0 – 232 – 486 59 09
Faks : 0 – 232 – 486 38 20
Web : apm-mining.com.tr
1.3 Ruhsat Sınır Koordinatları, Paftası ve Alanı Tablo 1 : Ruhsat Koordinatları
1.)OKTA 2.)OKTA 3.)OKTA 4.)OKTA
SAĞA(Y) 06 37500 06 37500 06 39000 06 39000
YUKARI(X) 44 29000 44 29500 44 29500 44 34000
5.)OKTA 6.)OKTA 7.)OKTA 8.)OKTA
SAĞA(Y) 06 41000 06 41000 06 42000 06 42000
YUKARI(X) 44 34000 44 32000 44 32000 44 29000 PAFTALARI : Đ33-A1/A2 H33–D4/D3 ALA)I : 1.375 Ha.
2
1.4 Ruhsat ve Ruhsat Alanı Yer Bulduru Haritası
3
1.4.1 Ruhsat
4
1.4.2. Ruhsat Alanının Uydu Görüntüleri
5
1.5 Planlanan Đşletme Đzin Koordinatları ve Alanı Tablo 2 : Planlanan Đşletme Đzin Koordinatları 1.)OKTA 2.)OKTA 3.)OKTA 4.)OKTA 5.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 06 41000 06 41000 06 42000 06 42000
YUKARI(X) 44 34000 44 34000 44 32000 44 32000 44 29000
6.)OKTA 7.)OKTA 8.)OKTA 9.)OKTA 10.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
YUKARI(X) 44 29000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
Alan:1.300 Ha.
6
BÖLÜM II
PROJE ĐLE ĐLGĐLĐ GE)EL BĐLGĐLER
2.1 Kuruluş Yeri
Projeye konu alan, ÇORUM Đli, BOĞAZKALE Đlçesi civarında bulunmaktadır.
Madencilik faaliyetleri, cevherin bulunduğu alanın sınırları dâhilinde yapılması zorunlu
faaliyetler olduğundan, maden işletmesi, ruhsat alanı dâhilinde kurulacaktır.
2.2 Projenin Gerekçesi
Saha alanı dâhilinde yapılan arama yarma faaliyetleri, yapılan gözlemsel jeolojik etüd
çalışmaları neticesinde ekonomik olarak işletilebilecek bakır, mangan ve demir cevheri
rezervlerinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu rezervin değerlendirilerek işlenmesi, satılarak
ülke ekonomisine kazandırılması amacıyla işletmeye alınmasına karar verilmiştir.
2.3 Yatırımın Başlama Tarihi
Saha alanında ilk yatırımlara işletme ruhsatının ve işletme izninin alınması ile
başlanılacaktır.
2.4 Yatırım ve Proje Süresi ile Đlgili Termin
Ruhsat alanı içerisindeki bakır rezervine ve tenörüne bağlı detaylı fizibilite
çalışmalarının tamamlanmasının hemen ardından yatırım çalışmalarına başlanılacaktır.
Yatırımın yapılmasıyla ilgili olarak temrin planı Tablo-3’de verilmiştir.
Tablo 3: Termin Planı
TERMĐ) PLA)I
1.Yıl 2.Yıl 3.Yıl 4.Yıl 5.Yıl 6.Yıl 7.Yıl 8.Yıl 9.Yıl 10.Yıl 1.
6 ay 2.
6 ay Şantiye ve Tesislerin Kurulması
Enerji Nakil Hattı Çekilmesi
Đşletme Yolunun Islahı
Üretim Faaliyeti
7
AYLARA GÖRE ÜRETĐM
Ruhsat alanının bulunduğu bölge iklim itibariyle kışları oldukça soğuk ve kar yağışlı
geçmektedir. Bundan ötürü kış aylarının en sert dönemleri olan yılın ilk 3 ayı üretim ve
işletme açısından çalışma zorlukları olacaktır. Tablo-4’de aylara göre üretim zamanları
verilmiştir.
Tablo 4 : Aylara Göre Üretim
PROJE)Đ) ÖMRÜ
Saha alanında Bakır, Demir ve Mangan cevherleşmelerine rastlanılmıştır. Cevherli
alan ruhsat alanının tamamına yayılı olup, bu alanda Bakır içerikli kayaçlar, Mangan içerikli
kayaçlar ve demir içerikli kayaçlar yer yer birlikte, yer yer ayrı zonlarda kümelenmiştir.
Yapılan gözlemsel araştırmalar ve alınan numunelerden yola çıkılarak bölgede tahmini olarak
cevherli zonun;
• %10’u Bakır içerikli kayaçları
• %15’i Demir içerikli Kayaçları
• %10’u Mangan Đçerikli Kayaçlarla temsil edilmektedirler.
Bölgede Cevherli zonun yayılım alanı aşağıda belirlenmiştir.
• Ortalama Uzunluk : 5.000 m.
• Ortalama Genişlik : 3.000 m.
• Ortalama kalınlık 20 m.
Cevherli Zonun rezervi 300.000.000 m3 civarındadır.
Yerleşim yerleri, Arazi mülkiyet durumu, topoğrafik şartlar değerlendirildiğinde bu
zonun ancak % 25’i değerlendirilebilecektir. Bu durumda;
OCAK ŞUBAT MART )ĐSA) MAYIS HAZĐRA) TEMMU
Z
AĞUSTOS EYLÜL EKĐ
M
KASIM ARALIK
X X X X X X X X X X
8
9
Değerlendirilebilecek Cevherli Zon 300.000.000 x 0,25 = 75.000.000 m3
Bu durumda değerlendirilebilecek cevherli zon kapsamında Cevherli kayaçların
rezervi aşağıdaki şekilde gerçekleşecektir.
Bakır Đçeren Kayaçlar = 75.000.000 x %10 = 7.500.000 m3
Demir Đçeren Kayaçlar = 75.000.000 x %15 = 11.250.000 m3
Mangan Đçeren Kayaçlar = 75.000.000 x %10 = 7.500.000 m3
Alınan numunelerden elde edilen ortalama tenör ve ortalama yoğunluk durumuna göre
söz konusu rezervlerden elde edilebilecek cevher miktarları aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 5 : Cevher Cinsleri Ve Miktarları
Cevher cinsi Kayaç Miktarı
(m3)
Ortalama
Yoğunluk
(ton/m3)
Ortalama
Tenör
Rezervi
(ton)
Bakır 7.500.000 8,96 0,03 2.016.000
Demir 11.250.000 7,86 0,057 5.040.225
Mangan 7.500.000 7,47 0,013 728.325
2.5 Rezerv Bilgileri
2.5.1. Görünür Rezerv Alanı: Tablo 6 : Görünür Rezerv Alanı
Alan:1.300 Ha.
1.)OKTA 2.)OKTA 3.)OKTA 4.)OKTA 5.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 06 41000 06 41000 06 42000 06 42000
YUKARI(X) 44 34000 44 34000 44 32000 44 32000 44 29000
6.)OKTA 7.)OKTA 8.)OKTA 9.)OKTA 10.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
YUKARI(X) 44 29000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
10
BÖLÜM III
ÜRETĐM SAHASI ĐLE ĐLGĐLĐ BĐLGĐLER
3.1 Alt Yapı Durumu
Yol Durumu : Saha alanına ulaşımı sağlayan köy yolları mevcuttur.
Elektrik Dönemi : Sahadaki elektrik ihtiyacı en yakın köyden hat çekmek
suretiyle karşılanacaktır.
Đklim Durumu : Çorum Đli, Karadeniz ikliminden Đç Anadolu iklimine geçiş
bölgesinde bulunmaktadır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Đlin kuzey
bölgesinde yer alan Kargı, Osmancık, Đskilip, Lâçin, Dodurga, Oğuzlar ve Bayat Đlçeleri Đç
Karadeniz geçiş ikliminin etkisinde kalan ilçelerdir. Çorum Merkez Đlçe, Sungurlu, Alaca,
Boğazkale, Ortaköy, Mecitözü ve Uğurludağ Đlçeleri Đç Anadolu step iklimi özelliklerini
gösterir.
1929 yılından bu yana yapılan meteorolojik ölçümler sonucunda yıllık ortalama yağış
miktarı Đl Merkezinde 423,0 mm., Alaca’ da 376,0 mm., Bayat’ ta 445,2 mm., Boğazkale’ de
490,3 mm., Dodurga’ da 373,2 mm., Đskilip’ te 484,8 mm., Kargı’ da 360,3 mm., Laçin’ de
530,2 mm., Mecitözü’ nde 422,7 mm., Ortaköy’ de 409,5 mm., Osmancık’ ta 368,1 mm.,
Sungurlu’ da 438,1 mm., Uğurludağ’ da 450 mm. olarak tespit edilmiştir.
Đl Merkezi’nin yıllık ortalama sıcaklığı 10,7º’dir. En yüksek sıcaklık 2000 yılının Temmuz
ayında 42,7 Cº, en düşük sıcaklık 1985 yılının Şubat ayında -27,2 Cº olarak ölçülmüştür.
Temmuz ve Ağustos ayları en sıcak aylardır.
Su Durumu : Maden ruhsat sahasının yakınlarında bulunan derelerden
kullanma suyu, yine saha yakınındaki dere, çeşme ve köylerden de kişisel ihtiyaçlar için boru
döşemek suretiyle içme suyu teminine gidilecektir.
3.2 Đstihdam Durumu Aşağıdaki Bölümde Ayrıntılarıyla Belirtilmiştir.
Ücretler BÖLÜM V’te açıklanmıştır. Üretim kapasitesi makine ekipman ve işçi
durumuna göre belirlenmiş olup, Pazar şartlarında çok büyük değişimler olmadığı sürece
kapasitenin artırılması planlanmamaktadır. Bu nedenle istihdam sayısı yıllar itibari ile sabit
olarak alınmıştır.
11
3.3 Arazi Mülkiyeti, Araziden Faydalanma Durumu
Ruhsatlı alanın tamamına yakın bir kısmı orman mülkiyetinde olup, bir kısmı tapulu
arazi olarak geçmektedir. Gerek rezerv tespit çalışmaları esnasında yapılacak olan sondajlar
öncesi gerekse üretime geçmeden önce Orman Đdaresinden gerekli izinler alınacak sonrasında
ruhsat alanında faaliyetlere başlanılacaktır.
3.4. Üretim Đçin Alınacak Đzinler 5177 sayılı Maden Kanunun 7. maddesi uyarınca, GSM ruhsatı ve Orman Đzni
alınacaktır. Ayrıca ÇED Yönetmeliğine göre de ruhsatlı alanda yapılacak olan çalışmalarda
ÇED Gerekli Değildir.
3.5. Üretim Sahasına Sınır Olan Diğer Ruhsatlı Sahalar APM Madenciliğe ait ruhsatlı alanımızın etrafında da çeşitli maden ruhsatlı sahalar yer almaktadır. Bu ruhsat alanlarında da belirli çalışmalar yapılmış, ruhsat sahiplerinden de detaylı olarak bilgiler alınmıştır. Ruhsatlı sahamızın kuzeydoğusunda yer alan ve BOĞAZKALE MĐNERAL tarafından 30.07.2002 tarihinde 2471383 Erişim Numarası ile Maden Đşleri Genel Müdürlüğünden allınmış olan maden ruhsat alanın içerisinde bakır ile ilgili olarak ruhsatın alındığı zamandan bu zamana kadar çok detaylı fizibilite çalışmaları yapılmış, rezerv ve tenör çalışmaları kapsamlı olarak belirlenmiştir. Boğazkale Mineral Ltd.Şti. tarafından ruhsat alanı içerisinde yapılmış olan bakır çalışmalarıyla ilgili olarak aşağıda da detaylı bilgiler verilmiştir. Belirtilen bu saha da detay çalışmalarının sonuçlandırılmasından sonra ruhsat alanı el değiştirmiş olup, şu anda Türkiye’de krom konusunda büyük bir güç olan ve dünya krom piyasasının da başında yer alan Dedeman Madencilik tarafından devir alınmıştır. Ruhsat el değiştirip Dedeman Madenciliğe geçtikten sonra herhangi bir çalışma yapılmamış ve şu anda da yapılmamaktadır. Ruhsat alanı içerisinde Dedeman Madenciliğin stratejisi hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bunun yanı sıra APM Madenciliğe ait ruhsat alanımızın hemen güneyinde yer alan ve ruhsat sınırımıza mücavir olan MURAT HARFĐYAT firması ise; 21.03.2007 tarihinde 3134286 Erişim Numarası ile başka bir maden firmasından ruhsatı devir almıştır. Belirtilen firma tarafından şu anda ruhsat alanları içerisinde fizibilite çalışmaları yürütülmekte; makineler ile yarma ve sondaj çalışmaları yapılmaktadır. Murat Harfiyatın üretime yönelik çalıştığı maden bölgede çok sık rastlanan ve rezerv bakımından da yüksek olan ayrıca APM Madencilik ruhsatlı alanında da bol olan mangandır. Mangan cevherleşmesinin yoğun olduğu yerlerde firma galeri çalışmaları da yapmaktadır. Ruhsat alanımızın güney sınırın da bakır cevherleşmesine rastlanılmıştır. Yoğun bir şekilde malakit ve azuritler görülmüş ve bu alanlarda yarma çalışmalarında bulunulmuştur. 642242 – 4429988 koordinatlarında yapılan yarmalardan gerekli numuneler alınmıştır. Belirtilen bu saha da fizibilite çalışmaları daha yeni başlamış bulunmaktadır. Dolayısıyla ruhsatlı alan için detaylı bilgiler şu anda bulunmamaktadır.
12
Ruhsatlı alanın çevresindeki diğer firmalara ait olan ruhsat sınırları Harita-1’de verilmiştir.
Harita-1 : Ruhsat Alanının Etrafındaki Bakır Yataklanmasının Olduğu Diğer Ruhsatlı Alanlar
13
3.5.1. BOĞAZKALE MĐ)ERAL MADE)CĐLĐK LTD.ŞTĐ. FĐRMASI)A AĐT SAHA HAKKI)DA YAPILA) ÇALIŞMALAR 3.5.1.1. GĐRĐŞ Çorum Đli, Boğazkale Đlçesi, Küçükhırka Köyü Cu ve Au yatağı, Ankara’nın 200 km NE’sunda, Boğazkale Đlçesinin 10 km W’sında, Küçükhırka Köyü’nün 2 km NW’sında, Ozan Dere vadisinde, Elmalı mevkiindedir. Çorum H33-D3 paftasında yer almaktadır. Cu-Au-Ag yatağı Elmalı mevkiinde esas olarak en az 550 m uzunluğunda, 50 m kalınlığında, N78W / 70 SE yön ve eğimli, diyabazlar ile serpantinler arasındaki fay zonu içinde, değişik boyutlardaki kütleler şeklindedir. Cevherli zonun uzunluğu 5 km’den daha büyük olabilir. Saha içerisinde analiz için çeşitli yerlerden alınmış olan numunelerde % 6 kadar Cu, tonda 0,9 gr’a kadar Au değerlerine saptanmıştır. Bütün analiz değerlerinin ortalama tenörü % 1,99 Cu’dır. 3.5.1.2. MADE) JEOLOJĐSĐ Saha; diyabazlar, serpantinler ve çeşitli kalkerlerden oluşur. N78W / 70 SE yön ve eğimli, silisleşmiş ve limonitleşmiş, Cu-Au cevheri, Ozan Dere vadisi boyunca diyabazlarla serpantinler arasındaki WNW-ESE yönlü fay zonuna yerleşmiştir. Fay zonu 50 m ve daha kalın karmaşık bir formasyon veya megabreş olarak tanımlayabileceğimiz ve serpantin, gabro, diyabaz, plaket kalker, çört ve cevher kütlesinden müteşekkil bir oluşuk ile temsil edilir. Limonitleşme ve silisleşme, Ozan Dere yatağına kadar devam eder; cevherleşme ise azalır. Ozan Dere vadisi boyunca, limonitleşmiş ve breşleşmiş diyabazlar, stokvörk şeklindeki santimetrik kalsit damarları ile doldurulmuş ünlü Elazığ vişnesi mermerlerine benzer çok ilginç kayaçlar oluşmuştur. Cevherleşme, 500 m’lik Elmalı mevkiinde 20 m x 5 m , 100 m x 10 m, 150 m x 20 m , 100 m x 10 m olmak üzere 4 adet cevherli kütle teşkil eder. Birinci, ikinci ve dördüncü kütleler, esas olarak limonitten oluşur, nadiren az miktarda malakite rastlanır. Farklı yerlerden alınan kanal numuneleri sırasıyla bu 3 kütleyi temsil etmektedir. % 0,71’e kadar Cu, 0,94 gr/ton’a kadar Au içerirler. Đkinci Limonit kütlesinde açılan 60 cm derinliğindeki yarmada, pirit ve az kalkopirit serpintileri içeren diyabazlara ulaşılmıştır. Bu kütlelere sarı cevher adını vermektedirler. Üçüncü kütle, esas olarak malakit ve nabit bakır, tali olarak bornit, kalkozin ve nadiren pirit ve kalkopirit içeren silisleşmiş ve limonitleşmiş diyabazlardan oluşmaktadır. Farklı yerlerden alınan kanal ve temsili numuneler bu kütleyi temsil eder. % 6,55’e kadar Cu, eser ile 0,94 gr/ton’a kadar Au içerirler. Cevherleşme, metrik, desimetrik ve santimetrik damar, blok ve serpintiler şeklindedir. Bu kütleye yeşil cevher adını vermektedirler. Karmaşık seri Ozan Dere vadisi boyunca limonit kütleleri içererek 5 km uzanmaktadır. Sarıkaya mevkiinden önce Ozan Dere’yi kat ederek Emirler Köyüne doğru uzanır. ESE’ya doğru uzantısı arazide takip edilebilmektedir. Karmaşık seriyi kuzeyden sınırlayan ana fay, Y=641500 ve X=4436050 koordinatlı noktada Ozan Dere’yi keserek batıya Kabak Tepe ve Emirler Köyü’ne doğru devam etmektedir. Ana fayın kuzeyi, çoğunlukla serpantinlerden oluşur. Yer yer tali olarak diyabaz, çört, çeşitli renklerde mermerleşmiş kalkerlere rastlanır.
14
Çıkış kanal veya kanallarını takiben yükselen hidrotermal sıvılar, deniz dibine yayılmış, cevher tabakasını oluştururken diyabazlardaki çatlakları da doldurmuştur. Plaket kalkerler, cevher tabakasının üzerine çökelerek cevherleşmeyi muhafaza etmişlerdir. Böylece ekzalatif sedimanter veya VMS tip bir bakır yatağı oluşmuştur. Bilahare N 780 W / 700 SE yön ve eğimli bir fay boyunca serpantinlerden, oluşan NE kompartmanı yükselmiş ve fay zonu boyunca diyabaz, gabro, plaket kalker, çört, serpantin, cevher damar ve kütleleri satha kadar sürüklenerek karmaşık bir zon oluşturmuştur. Karmaşık serinin oluşumundan sonraki bir safhada yükselen hidrotermal sıvılar, yaygın bir limonitleşmeye ve yersel bir silisleşmeye neden olmuştur. Ozan Dere vadisi boyunca santimetrik kalsit damarları, limonitleşmiş ve breşleşmiş diyabazların çatlaklıklarını doldurarak dünyaca ünlü Elazığ vişnesi mermerlerine benzer beyaz kalsit damarlı, vişne renkli mermerleri oluşturmuştur. Plaket kalkerler, SE kompartımanının derinliklerinde muhtemelen büyük yayılım gösterebileceğinden, fay zonunu dolduran cevherleşmeye ilaveten plaket kalkerlerinin altında büyük bir cevher potansiyeli beklenebilir. 3.5.1.3. MĐ)ERALOJĐK ETÜDLER MTA’da yapılan ağır mineral etüdünde, kumların içinde kuvars, amfibol, manyetit, almandin, mika, piroksen, zirkon ve turmalin tespit edilmiştir. Dr. Ahmet Çağatay, KS-1A/35,4 metrede kesilen diyabazda pirit, kalkopirit, sfalerit, kuvars, epidot, aktinolit, klorit, rutil, ilmenit, lökoksen, ilmeno-manyetit ve manyetit tespit edilmiş olup, pirit, kalkopirit ve sfaleritin en az mezotermal koşullarda gerçekleştiğini belirlemiştir. Ozan Dere vadisinin alt tarafında Emirler Köyü yakınındaki Sarıkaya mevkiinde, karmaşık seri içinde kalınlıkları 20 metreye, uzunlukları 200 metreye kadar varan, az çok altere olmuş, ultrabazik kökenli 5 adet dayk saptanmıştır. Söz konusu dayklar, NNE-SSW, E-W, NW-SE olmak üzere çeşitli yönlerdedir. Karbonatlaşma, silisleşmei kloritleşme ve limonitleşme gösteren kayacın, mikroskop altında incelendiğinde altere olmuş olivin ve piroksen ile kromitten oluşan bir ultrabazik kayaç olduğu saptanmıştır. Her iki dayktan alınan numunelerin kimyasal analizleri yaptırılmış, ultrabazik özelliği anlaşıldığı gibi, ilmenit indeksinin 0,47’den küçük olduğu görülmüştür. Bu ultrabazik dayklar, kimberlit bacalarına benzediği için 2004 mevsiminde Ozan Dere ve yan derelerdeki alüvyonlardan bate çalışması yapılmış ve kırılma indisi çok yüksek, şeffaf, sarımsı pembe ve renksiz tanelere rastlanmıştır. 2,5 mm’lik bir tane, Diamond Selector ile yapılan testlerde elmas sinyalleri vermiştir. Rio Tinto, bu daykların etrafındaki derelerden aldığı kum numunelerinde, Güney Afrika’daki Ranch River elmas yatağındaki kromitlere benzer kromitler bulmuştur. Bunun üzerine dayklardan, olağan serpantinlerden ve diyabazlardan kayaç numunesi alarak kromitleri incelemiş ve kumlarda tespit ettiği Ranch River benzeri kromitlerin dayklardan ileri geldiğini saptamıştır. Ultrabazik daykları, egzotik ultrabazik dayklar olarak tanımlamış ve üst mantonun derinliğinden geldiğini belirlemiştir. Diğer indikatör mineralleri araştırılmaya devam edilmektedir. Bu saha da 3 numaralı daykın alt tarafında V.Grup yarı değerli taşlar sınıfına giren yeşil renkli agatlar mevcuttur. Yine bu gruba giren kahverengi, siyah yer yer tabakalı çörtlerde sahamızda önemli bir yer kaplamaktadır. 3.5.1.4. JEOFĐZĐK ETÜDLER 2003 Aralık ayında Elmalı mevkiinde 3 adet IP profili yapılmış ve doğu-batı yönlü, 23-35 m genişliğinde bir anomali, 75-100 m genişliğinde muhtemel bir anomali saptanmıştır. SP etüdü, IP anomalisini teyit etmiştir. 2004 Ekim ayında jeofizik SP etüdü, cevherli ana fay
15
boyunca doğuya ve batıya doğru uzatılmış, karmaşık zonda kesin 650 m, muhtemel 900 m uzunluğunda cevher anomalisi saptanmıştır. Karmaşık zonun güneyindeki diyabazlarda, sülfit varlığından ileri gelen önemli artı ve eksi kutuplaşmalar kaydedilmiştir. Söz konusu kutuplaşmalar, doğu ve batı yönünde devam etmektedir ve karmaşık zonun hemen güneyinde yer alması muhtemel olan ana yatağın mevcudiyetini teyit etmektedir. 3.5.1.5. SO)DAJLI ARAMALAR 2005 yılında, fayın yukarı doğru sürüklediği cevher kütlesinde 126 ve 76 m olmak üzere iki adet eğik sondaj, ana yatağı tahkik etmek için de Ozan Dere yatağının kenarında 138 metrelik dik bir sondaj yapılmıştır. Dik sondajda az nabit bakırlı, limonitleşmiş diyabaz kesilmiş, 94 m ile 124 m arasında kırmızı plaket kalker ve çört geçildikten sonra 4000ppm bakır içeren 3 metrelik nabit bakırlı hematitize diyabaz kesilmiştir. 76 metrelik eğik sondajda 14 metrelik az bakırlı limonit zonundan sonra 2000 ppm’e kadar bakır içeren piritli, kalkopiritli ve sfaleritli limonitleşmiş diyabazlar kesilmiş ve az sülfürlü serpantinlerde sondaja son verilmiştir. 126 metrelik eğik sondajda karot verimi çok düşük olduğu için benzer sonuçlar veren birkaç analizle yetinilmiştir. MTA’da yapılan analizlerin sonuçları aşağıdadır. KS-1A sondajı Cu Değerleri ( % ) KS-2 sondajı Cu Değerleri ( % ) 00-14 m : 0,07 00-15 m : 0,07 14-24 m : 0,02 15-37 m : 0,02 24-34 m : 0,015 37-40 m : 0,07 34-37 m : 0,2 40-43 m : 0,015 37-42 m : 0,02 43-46 m : 0,07 42-74 m : 0,03 46-66 m : 0,02 74-76 m : 0,02 66-81 m : 0,02 81-91 m : 0,01 91-101 m : 0,04 101-118 m : 0,02 118-124 m : 0,007 124-127 m : 0,4 127-132 : 0,01 132-138 m : 0,007 3.5.1.6. REZERV HESABI Batıdan doğuya doğru sıralanan cevher gövdelerinin boyutları şu şekildedir.
1. Elmalı Yayla Deresinin batısındaki sarı cevher kütlesi : 20 x 5 m 2. Elmalı Yayla Deresinden doğuya doğru uzanan sarı cevher kütlesi : 100 x 10 m 3. Elmalı Yayla Deresinden doğuya doğru uzanan yeşil cevher kütlesi : 150 x 20 m 4. Yeşil cevher kütlesinin doğusundaki sarı cevher kütlesi : 100 x 10 m Elmalı Yayla Deresinin kotu ile yeşil cevher kütlesinin en üst kotu arasında 50 metrelik
bir fark vardır.
16
3.5.1.6.1. GÖRÜ)ÜR REZERV 1-) 20 x 5 x 50 x 4 : 20.000 ton 2-) 100 x 10 x 50 x 4 / 2 : 100.000 ton 2A-) 100 x 10 x 50 x 4 : 200.000 ton 3-) ( 100 + 150 ) / 2 x 20 x 50 x 4 : 500.000 ton 3A-) 150 x 20 x 50 x 4 : 600.000 ton 4-) 100 x 10 x 40 x 4 : 160.000 ton
TOPLAM : 1.580.000 TO)
17
BÖLÜM IV
PROJE)Đ) TEK)ĐK YÖ)Ü
4.1.Maden Yatağı ile Đlgili Bilgiler Bakır cevheri hakkında genel bilgiler aşağıda verilmiştir.
“RED BED” TĐPĐ BAKIR YATAKLARI VE TÜRKĐYE’DE� ÖR�EKLER
“Red Bed” tipi bakır yatakları stratiform sedimanter cevher yataklarının bir türüdür
(Gustafson ve Williams, 1981). Dünyada bu tip yataklara ait pek çok örneğin varlığı
bilinirken Türkiye’de bu tip yataklar daha yeni ele alınmaya başlanmıştır. Bu tip yataklar
Türkiye’de, özellikle Çorum-Çankırı, Delice-Yerköy ve Hafik- Zara-Suşehri-Đmranlı
arasındaki geniş alanlarda yer yer yüzeylemektedir. Bu çalışmanın amacı “red bed” tipi
yatakların oluşum ortamlarını tanımlamak, dünyadan ve Türkiye’den örnekler vererek
araştırmacıların dikkatini bu tip yataklar üzerine çekmektir.
2. “RED BED” TĐPĐ BAKIR YATAKLARI)I) TA)IMI
“Red Bed” (Kırmızı Seri) tipi bakır yatakları tipik olarak kırmızı, kahverengi, mor
kumtaşları, çamurtaşları, çakı Haşlan ve şeyi tabakaları içerisinde fluvial, karasal ve deniz
kenarı ortamlarında oluşmuşlardır. Cevherli tabaka ve mercekler halinde bulunan, kalınlıkları
birkaç mm ile birkaç metre arasında değişebilen ve yanal uzunlukları kilometrelerce olabilen
yataklardır (Haynes, 1986). Genelde içerisinde yataklandığı kayaçlarla uyumlu katmanlar
oluşturmaktadır. “Red Bed” tipi yatakların yan kayaçlarının kırmızı rengi, çimentoda bulunan
ve bunları boyayan hematit ve limonitten kaynaklanmaktadır. Cevherli bantların rengi ise
genellikle yeşil ya da yeşilimsi gridir. Bu renk redükleyici ortamların bir sonucudur. Kırmızı
renkli sedimanter malzeme genellikle geç tektonik hareketler sonucu meydana gelen
yükselmelerle kıta ya da kıta platformundan aşınma sonucu çökelmiştir. Başlıca mineraller
kalkozin, pirit, ve nabit bakırın yanında az miktarlarda kalkopirit, bornit, dijenit, nabit gümüş
ve uraninittir. Ayrıca, malakit, kuprit, kalkantit, kovelin, atakamit de görülür. Cevher
mineralleri ile birlikte bulunan gang mineralleri ise çoğunlukla kuvars, feldspar, , illit, demir
oksit mineralleri, jips, anhidrit ve barittir.
3. “RED BED” TĐPĐ YATAKLARI) ÇEŞĐTLĐ ÖZELLĐKLERĐ
Sedimanter kayaçlar içinde bulunan tabakalanmaya bağlı cevher yatakları mineral
içerikleri bakımından genelde üç grupta ele alınırlar. Bunlar; yalnızca Pb-Zn içeren yataklar
18
(örneğin, Silvermines, Landy Loretta, Avustralya; Sullivian, Kanada; Largentiere, Fransa ve
Laisvall, Đsveç), Pb-Zn-Cu yatakları (örneğin, Broken Hill ve Mt. Đsa, Avustralya; Meggen ve
Rammelsbeg, Batı Almanya) ve “red bed” tipi bakır yatakları olarak bilinen ve yalnızca bakır
içeren yataklardır (Çizelge 1 ). Cevher, Mansfeld (Doğu Almanya), Lubin (Polonya) ve
Zambiya bakır kuşağında şeylkumtaşı içinde, Boleo’da (Meksika) tüf it içinde, White Pine
(ABD), Creta (ABD), Corocoro (Bolivya), Nacimiento (ABD) ve Türkiye’de Çankırı-Çorum-
Yozgat havzasında kumtaşları (arenit, arkoz) içinde bulunmaktadır. Bu kayaçlar, bir karasal
fluvial “red-bed” istifini (Corocoro, Nacimiento ve Türkiye’dekiler gibi), “red-bed” kesimleri
içeren deniz seviyeleri (Creta gibi) ya da karasal “red bed” 1er üzerine gelen bir deniz
transgresyonunu (White Pine, Mansfeld, Lubin) temsil edebilir. Tüm bu yatakların ortak yanı
cevherin kırmızı renkli seviyeler içerisinde ara katmanlar biçiminde bulunmasıdır. Çizelge
1’de verilen örneklerden yalnızca Boleo’da (Meksika) cevher kırmızı hematitçe zengin
serilerle değil MnO2’ce zengin koyu renkli seriler içindedir. “Red bed” tipi cevherleşmelerin
evaporitlerle yakın ilişkisi bulunmaktadır. Evaporitler çoğunlukla cevherli seviyelerin tavan
ve/veya tabanında, bazen cevherlerle birlikte (Corocoro’da olduğu gibi) görülürler. Çizelge
1’de verilen yataklardan yalnızca White Pine yatağında evaporitler görülmez. “Red bed” tipi
bakır yataklarının yaşı Prekambriyen’den Pliyosen’e (muhtemelen Kuvaterner” e) kadar
değişmektedir. Bu yataklardan özellikle Prekambriyen yaşlı olanlar çeşitli derecelerde
metamorfizma geçirmiştir. Örneğin, Zambiya Bakır Kuşağı cevherlerinde yeşilşist,
Dzhezkazganda (SSCB) zeolit fasiyesinde metamorfizmanın etkileri gözlenmektedir.
Metamorfizmaya uğramış “red bed” tipi yataklarda, ilksel sedimanter özellik ve yapılar
bozulmuştur. Bu yatakların diğer bir özelliği de yanal ve/veya düşey mineral zonlanması
gösterebilmesidir. Zonlanma bazı yataklarda (Corocoro ve White Pine gibi) üst seviyelerdeki
sülfürlü minerallerden alt seviyelerdeki nabit bakıra geçiş biçimindedir. Türkiye’deki
yatakların ise metamorf izma geçirmemiş tipte olması nedeni ile Çizelge 1’de verilen örnek
yataklar metamorfizmadan etkilenmemiş yataklar arasından seçilmiştir.
4. “RED BED” TĐPĐ YATAKLARI) EKO)OMĐK Ö)EMĐ
“Red bed” tipi bakır yatakları ekonomik bakımından genellikle yarı ekonomik yataklar
olarak bilinirler. Bunun nedenleri bu yatakların geniş bir alana yayılmaları, kalınlıklarının
birkaç metreyi geçmemesi, geniş alanlarda maden üretimi gerektiği için tarım alanlarına ve
çevreye zarar vermeleri ve ayrıca düşük tenörlü olmaları nedeniyle zenginleştirme
gerekmesidir. “Red bed” tipi bakır yatakları bakır yanında az miktarlarda Ag, U, V, Pb, Zn,
Co, Mo, Se ve Ni içerebilmektedir. Bunlar içerisinde en önemlileri nabit gümüş ve uraninittir.
19
Tenörlerin 50–100 gr/ton Ag ya da 308,1000 – 2000 gr/ton vanadyuma ulaştığı yerlerde bu
metallerin üretilmesi ekonomik olmaktadır.
5. CEVHERĐ) OLUŞUMU
“Red bed” tipi bakır yataklarının oluşumu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Bunlar sinjenetik, epijenetik ve diyajenetik görüşlerdir. Sinjenetik görüş, cevher
minerallerinin içerisinde bulundukları sedimanlar ile birlikte eş zamanlı çökeldiğini savunur.
Bu görüşü cevherin stratiform konumu, tavan/taban kayaçları ile uyumluğu, cevherin çimento
malzemesi ya da öbek ve konkresyonlar halinde bulunması desteklemektedir. Bu tip cevher,
ya organik malzemece zengin bir taşkın ovasında, göl ya da lagün ortamına oksijence zengin
cevherli suların girip indirgenerek çökelmesiyle ya da kurak iklimin hüküm sürdüğü kapalı
havzalarda ve taşkın ovalarında tuzlu ve metalce zengin suların toplanarak buharlaşma sonucu
kristalleşmesiyle oluşmaktadır (Dunham, 1964; Haranczyl, 1970; Garlick, 1974). Bakırın,
bakır sülfat ya da organik bakır bileşiği biçiminde çökelmesinde, bakteriler önemli rol
oynayabilmektedir (Haynes, 1986). Ortamdaki kayaçların geçirgenliği yüksek ise H2S
fugasitesi düşeceğinden bakır sülfid yerine bakır oksit ya da nabit bakır meydana gelmektedir
(Haynes, 1986). Diyajenetik görüş, önceden çökelmiş malzeme ile, bu malzemeninin arasını
dolduran (interstitial) akışkan, eriyik ve gazların reaksiyona girmesi sonucunda cevher
minerallerinin oluştuğunu savunur. Bu görüşe göre cevherli eriyikler sedimanter ortamda
bulunmaktadır. Epijenetik görüşe göre, cevherli eriyikler sedimanter ortama taşınma ile
gelmiştir. Eriyiklerin kaynağı magmatik ya da tektonik yükselme ya da erozyon sonucunda
akifere giren meteorik kökenli yeraltı suları olabilmektedir. Böyle bir dış kaynaktan sağlanan
cevherli eriyikler daha önceden depolanmış sedimanların bileşenleri ile kimyasal reaksiyona
girerek cevher minerallerini oluşturmaktadır. Epijenetik görüşü savunanlardan bazıları
(Shockey ve ark. 1974) cevherleşmenin “roll tipi” uranyum yataklarının oluşumuna benzer bir
biçimde meydana geldiğini ileri sürmektedir. Buna göre yüzeyden yıkanan zayıf asidik
cevherli eriyikler geçirgenliği yüksek akiferlerden geçerken rastladığı redükleyici ortamlarda
cevher içeriklerini bırakırlar.
6. “RED BED” TĐPĐ YATAKLARDA BAKIR, GÜMÜŞ VE URA)YUMU) KAY)AĞI
Bakır ve bakırla birlikte bulunan metallerin (Ag, U, V vs.) kaynağı şüphesiz
sedimanter ortama malzeme sağlayan çevredeki topoğrafik yükseltilerdir. Bazik magmatik
20
kayaçlar genellikle bakırca granit ise uranyumca zengindir. Kaynak kayaç ve bunlar
içerisindeki yatak ve oluşumların aşınması ve taşınması yoluyla elde edilen metaller, kil,
limonit ve psilomelan gibi mineraller tarafından adsorbe edilerek, sularla çökelme ortamına
taşınırlar.
7. TÜRKĐYE’DE “RED BED” TĐPĐ BAKIR (GÜMÜŞ-URA)YUM) OLUŞUMLARI
Türkiye’de bilinen “red bed” tipi sedimanter bakır oluşumları Çankırı-Çorum-Yozgat
ve Sivas (Şekil 2 ) Oligo-miyosen havzalarında bulunmaktadır (Aral, 1989). Bu oluşumlardan
Delice-Yerköy arasında kalanların ön etütleri yazar tarafından yapılmıştır. Delice-Yerköy
arasındaki oluşumların dışında, Đskilip ilçesinin Bayat bucağı Derekütüğü, Çankırı’nın
Şekil 2 : Çankırı , Çorum ve Yozgat Ve Sivas Oligo- Miyosen Havzalarında ‘’ Red- Bed ‘’
Tipi Bakır Oluşumları
Yapraklı ilçesi Urvay, Sungurlu’nun Üçoluk ve iskilip’in Karaavdan bölgelerinde
benzer biçimde evaporitlerin altında ya da üstünde yerleşmiş bakır oluşumlarının varlığı
bilinmektedir (Gümüş, 1974). Ayrıca, aynı tip oluşumların Sivas havzasında Hafik’in Deveci,
Zara’nın Bozkır, Đmranlı’nın Kızıltepe ve Suşehri’nin Karağaç yörelerinde de bulunduğu
bilinmektedir (Aral, 1989). Çankırı-Çorum havzasındaki oluşumlar, çökelme havzasının
kenar kesimlerinde Ultrabazik kayaçların dokanağına yakın yerlerde bulunurlar. Bu
oluşumlardaki metal içeriklerinin kaynağının alttaki Mesozik yaşlı bazikultrabazik kayaçlarla
21
ilişkili olduğu savunulmaktadır (Gümüş, 1974). Buna karşın Delice ile Yerköy arasındaki
oluşumların metal kaynağı asidikten baziğe kadar değişen Lütesyen yaşlı volkaniklere
bağlanmıştır (Aral, 1989).
Delice-Yerköy arasındaki oluşumların cevher içeriklerinin volkanik bir kaynağa
bağlanması cevher zonlarından alınan örneklerin yüksek oranda (%85’e kadar) volkanik
kırıntı malzeme içermesinden kaynaklanmaktadır. Lütesyen yaşlı volkanik kayaçlardan
andezit ve bazaltta yüksek miktarda Cu ve Ag, riyolitte ise normalin üstünde (4 ppm)
uranyum ölçülmüş olması bu görüşü desteklemektedir.
8. DELĐCE ĐLE YERKÖY ARASI)DAKĐ OLUŞUMLAR
Delice ile Yerköy arasında geniş bir alanda dağılmış durumda pek çok bakır oluşumu
mevcuttur (Şekil 3). En alttaki Belkavak formasyonu volkanik lavlar, volkanik
konglomera/kumtaşı ve litik tüflerden oluşur. Bunun üzerine uyumsuz şekilde çeşitli
kumtaşlan seviyeleri ve kireçtaşından oluşmuş deniz kaynaklı Karacaahmetli formasyonu
gelir. Bunların üzerinde yine uyumsuz, alt kesimlerinde çakıltaşı, silttaşı, yerel olarak
kireçtaşı, tüf, jips, üst kesimlerinde ise kırmızı, kahverengi volkanik arenit, volkanik çakıltaşı,
çamurtaşı/ silttaşı ardalanmasından oluşan ve cevher içeren Topraklık Tepe Formasyonu
bulunmaktadır. Bunu üste doğru göl kaynaklı evaporit, kireçtaşı ve kırıntılı serilerden oluşan
Küçükbeytepe formasyonu izlemektedir. Bölgede iki ana grupta toplanan cevher tipleri
bulunmaktadır;
1. Topraklık Tepe formasyonunun en alt kısmında, kırmızı ve gri renkli kumtaşlan ve
çakıltaşlan içerisinde fay zonlanna bağlı nabit bakır kuprit ve malakitten oluşan Göçerli
oluşumu gibi epijenetik cevherleşme izlenmektedir.
2. Topraklık tepe formasyonunun daha üst seviyelerinde bazen evaporitlere yakın yerlerde ve
nabit bakırla birlikte malakit bulunmaktadır. Tavan ve tabanıyla uyumlu, kumtaşı ve çakıltaşı
tanelerinin arasını dolduran çimento görünümlü, organik karbon ile yakın ilişkideki bu tür
cevherin en iyi örneğini Terzili oluşumları göstermektedir.
Terzili tipi cevherin kırmızı renkli seriler içinde yer alan gri renkli zonlarda
bulunması ve organik bakiyelerinden oluşan piritin gri seviyelerde görülmesi karasal
yükseltgen bir ortam içinde zaman zaman indirgeyici koşulların oluştuğunu göstermektedir.
Bilinenin aksine, Delice-Yerköy arasındaki oluşumlarda yalnızca çok az miktarda sülfidli
minerallerden sülfidleşen piritler izlenmektedir. Bunun özel bir durum mu yoksa yüzeysel
22
oksidasyonun bir sonucu mu olduğu bilinmemektedir. Ancak sahada yarma, sondaj gibi daha
ayrıntılı çalışmalar yapıldıktan ayrışmamış bozuşmamış kesimlere erişildikten ve bu
cevherlerin ayrıntılı incelenmesinden sonra anlaşılabilecektir. Ön incelemeleri yapılan
oluşumların toplam rezervi ve ortalama tenörü hakkında kesin bilgi vermenin bu aşamada
erken olacağı düşünülürse de; incelenen dört oluşumun toplam rezervinin 2500 ton Cu, 3,5
ton Ag olabileceği hesaplanmıştır (Aral, 1989). Ancak, bölgenin cevher potansiyeli bu
rakamların çok üstündedir. Terzili oluşumlarından alınan 15 örneğin analiz sonuçlarında Cu =
%1–11; Ag=15–100 gr/ton; U3 08 = 5–60 gr/ton; V = 70–200 gr/ton arasında değişmektedir.
Birinci tip cevheri temsil eden Göçerli nabit bakır ve kuprit örneklerinde 200–300 gr/ton’a
kadar ulaşan Ag değerleri elde edilmiştir. Bayat’ın (Çorum) Derekütüğü yöresi nabit bakır
örneklerinden birinde 200 gr/ton, diğerinde 357 gr/ton gümüş bulunmuştur. Bu örnekler
ayrıca ortalama 75 gr/ton U3O2 de içermektedir. Nabit bakır ve küpritli cevherin vanadyum
içeriği malakitli Terzili cevheri ortalamasından yüksektir. Ancak, en yüksek vanadyum
değerleri (1000 gr/ton), cevherli seviyelerin dış kısımlarından alınan, manyetitçe zengin
örneklerde ölçülmüştür.
23
Şekil 3 : Delice – Yerköy Arasının Jeolojisi Ve ‘’ Red – Bed ‘’ Tipi Bakır Oluşumlarının Yeri
24
- Yıllık Ortalama Fiyatlar:
Yıl Ortalama Fiyat USD/Ton)
1996 2164
1997 2275
1998 1652
1999 1573
2000 1814
2001 1577
2002 1557
2003 1779
2004 2868
2005 3679
2006 6722
2007 7116
Ocak 2008 7059
Şubat 2008 7886
Mart 2008 8437
Nisan 2008 8683
Mayıs 2008 8380
Haziran 2008 8259
25
Şekil 4 : Yıllar Đtibariyle LME Rafine Bakır Fiyatları (USD / Ton ) Bakır Kullanımı
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
9000
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
Oca.08
Şub.08
Mar.08
Nis.08
26
Bakır, insanoğlu tarafından kullanılan madenler içerisinde, uygarlıkların
biçimlendirilmesindeki rolü bakımından en önde gelen birkaç madenden biridir. Kimyasal,
fiziksel ve estetik özellikleri, bakıra, endüstride ve ileri teknoloji uygulamaları alanında çok
geniş bir kullanım sahası yaratmaktadır. Yüksek elektrik ve ısı iletkenliği ile maddeden
çekilebilme ve dövülebilme özelliklerine sahip olan bakır, aynı zamanda paslanma ve
aşınmaya karşı da dirençlidir. Bakırın, çinko, alüminyum, kalay, nikel gibi metallerle çok
çeşitli alaşımları bulunmaktadır. Bakırın çinko ile alaşımından pirinç, alüminyum ya da kalay
ile alaşımından ise bronz elde edilmektedir. Bu alaşımlar ile, bakıra, değişik özellikteki
uygulamalarda kullanımı için yeni karakteristikler kazandırılmaktadır. Yukarıda sıralanan
özellikleri ile bakır, endüstrinin temel girdilerinden biri olmuştur. Bakırın en temel kullanım
alanları; elektrik ve ısı üretim ve iletim endüstrisi, elektronik ve iletişim sektörleri, inşaat
sektörü, ulaşım sektörü ve makine-teçhizat imalat sanayidir. Bakırın, bunların dışında da pek
çok kullanım alanlarını saymak mümkündür. Bakırın bir başka özelliği ise, tüm diğer metaller
arasında geri kazanımı en fazla olan metal olmasıdır. 1997 yılı itibariyle tüm bakır
tüketiminin %37’si geri kazanılmış bakırdır. Fiziksel ve kimyasal özelliklerini yitirmeden
tekrar tekrar kullanılabilme özelliği nedeniyle bakır, bazı uzmanlar tarafından yenilenebilir
kaynak olarak da tanımlanmaktadır. Đkincil bakır olarak da adlandırılan geri kazanılmış
bakırın, doğrudan cevherden üretilen birincil bakırdan ayırt edilmesi oldukça güçtür.
Arkeolojik bulgular, bakırın ilk defa 10.000 yıl önce Batı Asya’da süs eşyası yapımında
kullanıldığını göstermektedir. Bakır, Güney Amerika’da Maya, Aztek ve Đnka uygarlıkları
tarafından da kullanılmıştır. Orta Çağ boyunca bakır ve pirinç işleri Çin, Hindistan ve
Japonya’da gelişmiştir. 18. Yüzyıl sonu ve 19. Yüzyıl başlarında Ampere, Faraday ve Ohm
gibi bilim adamlarınca elektrik ve manyetizma alanında yapılan icat ve keşifler ile bakırdan
imal edilen ürünler, Sanayi Devrimi’ni hızlandırmış ve bakırı yeni bir çağa taşımıştır.
Günümüzde bakır, modern teknolojinin pek çok alanında giderek önemi artan bir metaldir.
Teknolojik gelişmeler, bakırın, gelecekte de vazgeçilmez metal olma özelliğini sürdüreceğini
ve bakıra olan talebin artarak devam edeceğini göstermektedir.
Dünya’da rezerv, üretim ve tüketim
Dünya bakır cevheri baz rezervi, bakır metali içeriği olarak toplam 940 milyon ton
civarındadır. Bu rezervin 360 milyon tonu (yaklaşık %40’ı) tek başına Şili’de bulunmaktadır.
Rezerv bakımından şanslı diğer ülkeler ise, ABD (70 milyon ton), Çin (63 milyon ton), Peru
(60 milyon ton), Polonya (48 milyon ton), Avustralya (43 milyon ton) ve Endonezya (38
milyon ton) şeklindedir.
27
Günümüz koşullarında ekonomik olarak işletilebilecek dünya bakır rezervi ise bakır
metali içeriği olarak toplam 470 milyon ton’dur. U.S. Geological Survey tarafından yapılan
değerlendirmelerde toplam dünya bakır rezervlerinin 1,5 milyar tonun üzerinde olduğu
tahmin edilmekte olup, ayrıca okyanus diplerinde de yaklaşık 700 milyon ton bakır
potansiyelinin bulunabileceği ileri sürülmektedir. Yüzyıl başından günümüze, rafine bakıra
olan endüstri talebi 494.000 ton’dan 13,000.000 ton seviyelerine yükselmiştir. Đkinci Dünya
Savaşı öncesinde yıllık ortalama %3,1 olan talep artışı, 1945–1973 yılları arasındaki hızlı
büyüme döneminde %4,5 ve 1974–1990 yılları arasında ise %2,4 olmuştur. 1990’lı yıllardaki
yıllık ortalama talep artış oranı ise %2,9 civarındadır.
Şekil 6 : 2003 Yılı Dünya Bakır Üretimleri (Bin Ton )
Dünya Bakır Sektörünün Yapısı
28
Dünya bakır sektörünün en büyük beş şirketi, pazarın yaklaşık %40’ını ellerinde
bulundurmaktadır. Bunlardan en büyüğü, sadece Şili’de faaliyet gösteren kamu kuruluşu
Codelco’dur (%12,3). Diğerleri ise sırasıyla; ABD menşeli Phelps Dodge (%7,8), Avustralya
menşeli BHP Billiton (%7), Đngiliz menşeli Rio Tinto (%6,2) ve Meksika kuruluşu Grupo
Mexico’dur (%5,5). Söz konusu şirketlerden BHP Billiton ve Rio Tinto, dünya madencilik
endüstrisinin 250 milyar Dolar civarında olan sermaye toplamının yaklaşık %20’sini ellerinde
tutmaktadırlar ve bu alandaki sıralamada sırasıyla ikinciliği ve üçüncülüğü paylaşmışlardır.
Dünyada, çok sayıda madencilik faaliyeti, büyük oranda bu iki şirket tarafından
denetlenmektedir.
Türkiye’de Rezerv, Üretim Ve Tüketim
Türkiye’nin önemli bakır rezervleri Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde
bulunmaktadır. Murgul, Çayeli-Madenköy, Lahanos, Ergani, Siirt-Madenköy, Cerattepe ve
Küre bilinen önemli bakır yataklarıdır. Türkiye görünür bakır rezervi, 2000 yılı itibariyle
bakır metali içeriği olarak 1.697.204 tondur. Cumhuriyet Dönemi’nde, 1938 yılına kadar
bakır üretimi önemsizdir. 1930 yılından 1937 yılına kadar üretim hiç yapılmamıştır. 1937
yılında Kuvarshan Bakır Đşletmesi, 1939 yılında ise Ergani Bakır Đşletmesi’nde Etibank
tarafından tekrar üretime geçilerek ilk blister bakır üretilmiştir. Bugün, ülkemizde yıllık
ortalama 60.000 ton bakır cevheri üretilmekte olup, dünya bakır üretimindeki payı sadece
%0,43 düzeyindedir.
Ülkemizde üretilen bakır konsantrelerinin yarısına yakın miktarı ülkemizin tek izabe tesisi
olan Samsun izabe tesisinde işlenmektedir.
Türkiye Bakır Sektörünün Yapısı
Bugün, Türkiye’de faaliyette olan dört ana bakır madeni kalmıştır. Bunlar; Murgul,
Küre, Çayeli ve Ergani bakır madenleridir. Yine, 2003 yılında Siirt-Madenköy bakır ocağı
özel sektör tarafından işletmeye açılmıştır. Söz konusu işletmelerden Murgul ve Ergani’de
bakır rezervleri tükenmek üzeredir. Bu nedenle, yakın bir gelecekte ülkemiz bakır üretiminde
önemli düşüşler olması kaçınılmazdır. Ülkemiz madencilik sektöründe 1980’lerden itibaren
öne çıkan söylem, “kamu madencilik kuruluşlarının özelleştirilmesi” olmuştur. Türkiye
madencilik sektöründe mülkiyet ve yönetim değişikliklerini gerçekleştirmeye yönelik olarak
çeşitli kamu kurumlarında sektörel bölünme, ticarileştirme, şirketleştirme ve özelleştirmeye
yönelik uygulamalar birbirini izlemiş, madencilik sektörünün kamu ağırlıklı yapısı özel
sermayenin de yerini alabileceği bir rekabet ortamına dönüştürülmeye çalışılmıştır. Söz
29
konusu uygulamalar en fazla Etibank’ı etkilemiş, bu kurum pek çok parçaya bölünmüş ve her
parçası bir yana dağılmıştır. Đlk olarak 1993 yılında Karadeniz Bakır Đşletmeleri A.Ş.,
Etibank’ın bünyesinden ayrılarak Başbakanlık Özelleştirme Đdaresi Başkanlığına
devredilmiştir. 1998 yılında ise Etibank, Bakanlar Kurulu Kararı ile Eti Bor, Eti Alüminyum,
Eti Krom, Eti Bakır, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji ve Eti Pazarlama ve Dış Ticaret olarak 7
ayrı anonim şirkete bölünmüştür. Söz konusu şirketlerden Eti Bakır, diğerleri gibi 2000
yılında Özelleştirme Đdaresi Başkanlığı’na devredilmiştir. Son olarak, Karadeniz Bakır
Đşletmeleri’ne ait Samsun Đşletmesi ile Eti Bakır AŞ’nin özelleştirilmesine ilişkin nihai
pazarlık görüşmeleri 26 Şubat 2004 tarihinde tamamlanmış ve 12 Nisan 2004 tarihi itibariyle
imzalanan satış sözleşmesi ile bu kuruluşların özelleştirme süreci tamamlanmıştır. Böylelikle,
Karadeniz Bakır Đşletmeleri A.Ş. tasfiye sürecine girerken, kamu, bakır sektöründen tamamen
çekilmiştir. Bununla beraber, bu süreçte, maden aramalarına kaynak ayrılmadığı gibi, maden
işletmecisi olan kuruluşlarda gerekli olan yatırımlar da yapılmamıştır. Özel sermayenin ise,
başlangıçta varsayıldığı gibi, kamudan boşalan yeri dolduramamış olması nedeniyle, Türkiye,
bakır konsantresi ve blister-elektrolitik bakır ithal eder duruma gelmiştir. Dünya madencilik
sektöründe şirket birleşmeleri yoluyla konsolidasyon eğilimleri sürerken, ülkemiz
yönetimleri, sektörün bölünerek küçültülmesi yönünde politikalar izlemişlerdir. Fiyatların
yüksek seyretmekte olduğu günümüzde söz konusu tercihin bakır sektörü bakımından ne
ölçüde doğru olduğunu değerlendirmek, yanıltıcı olacaktır.
Türkiye Bakır Sektörünün Gelişmesine Yönelik Görüş Ve Öneriler
Ülkemiz bakır sektörü, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamaya
yönelik olarak, ülke sanayi sektörleri ile bütünleşik ve eşanlı gelişme anlayışı gözetilerek
tasarımlanmalıdır. Bakır üretimleri artırılmalıdır. Ancak, söz konusu üretimin hedefi dış satım
değil, ülke sanayi sektörleri olmalıdır. Bakır cevherinin sanayi ürünlerine dönüştürülmeden
yurt dışına satılmasında ülke yararı bulunmamaktadır. Bakır cevheri, katma değeri yüksek uç
ürünlere dönüştürülmek suretiyle yurt dışına ihraç edilmelidir. Bakır sektöründe uç ürünler ve
yeni ürünlerin üretilmesine yönelik teknolojilerin geliştirilmesi veya transferi teşvik
edilmelidir. Bakır aramaları uzun yıllardır ihmal edilmiştir. Aramalara hız verilmelidir.
Aramalarla ilgili etkin yasal ve yönetsel yapıların tesisi ve çağdaş teknolojilerin kullanıldığı
arama faaliyetlerinin, kamu denetiminde ve mutlaka rasyonel bir stratejik plan çerçevesinde
yürütülmesi gerekmektedir. Maden aramaları için uzun dönemli planlamaların ve arama
faaliyetlerinin altyapısı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nce yapılmalıdır. Diğer
kamu ya da özel kurum ve kuruluşlarca yapılacak aramalar, MTA tarafından söz konusu
30
planlamalar çerçevesinde yönlendirilmeli ve denetlenmelidir. Bakır madenciliğinin her
aşamasında ileri teknoloji kullanımı amaçlanmalıdır. Üretim ve kaynak performansının
iyileştirilmesine, maliyetlerin düşürülmesine ve yeni ürünlerin elde edilmesine yönelik olarak
yeni gelişen teknolojilerin kullanımı, bu sektörün ülke kalkınmasına katkısı bakımından kritik
önemdedir. Bu nedenle sektörde yüksek teknoloji kullanımı ve üretilmesine yönelik
araştırma-geliştirme çalışmalarına öncelik verilmelidir. Inmet Mining Corporation şirketi
tarafından aramaları tamamlanmış olan Artvin-Cerattepe bakır projesi, gerekli incelemeler
tamamlanarak bir an önce üretime alınmalıdır. Kırklareli civarındaki Demirköy ve Erzurum-
Đspir porfiri bakır yatakları yeniden değerlendirilmeli, ekonomik olarak işletilebilme
olanaklarının olup olmadığı araştırılmalıdır. Ülkemiz blister bakır ihtiyacını karşılamak
üzere, mevcut izabe tesislerinin kapasitesi artırılmalı ve yeni bakır izabe tesislerinin
kurulmasına ilişkin araştırmalar yapılmalıdır. Bakır cevherlerindeki altın, gümüş, kobalt, nikel
gibi yan ürünler tümüyle kazanılmalı, anot çamurlarını Türkiye’de işleyecek tesisler
kurulmalıdır. Bakır madenciliğinin çevreye etkilerini göz ardı etmek mümkün değildir.
Ancak, üretim süreçlerinde çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması ve madencilik
sırasında ya da sonrasında çevrenin korunmasına ya da yenilenmesine yönelik önlemlerin
alınması ile söz konusu etkiler en aza indirilebilecektir. Sektör, akılcı planlar çerçevesinde
uygun yöntemler kullanılarak teşvik edilmelidir. Sektörde, teşviklerin, geliştirilen stratejik
planlar çerçevesinde verilmesi, istenilen etkililik düzeyini sağlayacaktır. Yine, devlet
tarafından sağlanacak altyapı ve taşıma hizmetleri gibi kolaylıklar da benzer temelde
düşünülmelidir.
Saha alanında fay etkisi ile sokulum göstermiş bakır cevheri (malahit ve azurit) tespit
edilmiştir. Bakır cevherleşmesi faydan ötürü kopuk kopuk izlenmiş olup mostra takibi
yapılarak oldukça geniş bir alanda cevher izlerine rastlanılmıştır. Açılan ocak aynasında
cevher içeren bakırlı kayacın, toplam kayaçlar arasında %10 olduğu gözlenmiştir. Tüvenan
cevher içerisindeki bakır tenörü ise %2 civarındadır.
4.1.1. Çorum Đli Jeolojisi Bölgenin jeolojik yapısında iki ana kütle (kayaç) grubu göze çarpar. Bunlardan birincisi
“Metamorfik seri” (başkalaşmış kayaçlar), ikincisi ise, “Tortul Kütleler” dir. Đlin asıl jeolojik
karakterini 3. jeolojik zamanın sonları ile 4. jeolojik zamanda meydana gelen oluşumlar
meydana getirmektedir. Bununla birlikte, jeolojik devirlerden ilkel zaman olarak bilinen
Arkean ve Prekambrien devirlerine ait Çorum Merkez Đlçe, Alaca, Đskilip, Osmancık,
Mecitözü ve bilhassa Kargı ilçelerinde çeşitli metamorfik (başkalaşım) topraklarına
31
rastlanılmıştır. Özellikle 3. jeolojik zamanın kütlelerinden olan jips (kireçtaşı) ve kayatuzu
yatakları ile karbon miktarı % 75 kadar olan zengin linyit kömürü yataklarına (Osmancık,
Dodurga yöresinde 30 milyon ton rezervinde ayrıca Alpagut-Zambal-Karakaya-Ayva ve
Ovacık Köyünde) rastlanmaktadır. Yine bu zamanın püskürük kütlelerinden olan Trakit,
Granit, Bazalt ve Andezit gibi kütle arazisine de Çorum merkez ilçesinde, Kargı, Sungurlu,
Alaca, Mecitözü, Osmancık ve Đskilip ilçelerinde rastlanmaktadır. Tortul kütlelere ise ilin
çoğu yörelerinde rastlanmaktadır. Çorum; Alp-Himalaya Orojenezi (Dağ oluşumu) olarak
bilinen sistem içerisinde yer alan K.A.F. (Kuzey Anadolu Fay Hattı) üzerinde yer almaktadır.
K.A.F. il merkezinin 20 km. kuzeyinden geçmektedir.
Saha alanı jeolojisi
I. ÖZET Çalışmanın amacı Çorum ili , Boğazkale ilçesi hudutları içerisinde kalan
Balıklaya , Dedeninbel Sırtı , Karamustafa Sırtı Yazlıkaya mevkilerini içine AR 200712071
Ruhsat sahasında bakır madeninin varlığını araştırmaktır. Ruhsat sahasının batısında yer alan
Yazlıkaya mevkisinde Hititler’e ait Hattuşaş Antik kentinin harebeleri yer almaktadır.
Sahanın bu kesimi S.Đ.T alanı ilan edildiğinden yaklaşık 2 – 2.5 km2 ‘lik bir alana inceleme
alanının dışında tutulmuştur. Ruhsat sahası Boğazkale ilçesi , Emirler köyü Kıcık köyleri
arasında kalan bir alanı kapsar. Sahada yükseltileri 1454 metre rakımlı Ziyaret Tepe , 1419
metre rakımlı Büyükgermişekli Tepe , 1296 metre rakımlı Şahinkaya Tepesi oluşturur. Bu
çalışmayla ruhsat sahası 1/25.000 ölçekte detay jeolojik prospeksiyon haritası hazırlanmıştır.
Ruhsatın alınma tarihi olan Aralık 2007’den bugüne kadar sahada değişik zamanlarda gerekli
olan çalışmalar yapılmış ve bu süre zarfında ruhsat alanı içinde jeolojik birimler mümkün
olduğu kadar detaylı olarak incelenmiş bakır yataklanması olabilecek zonlardan jeokimya
mahiyetinde el numuneleri alınarak analizleri yapılmıştır.
II. GĐRĐŞ
Ruhsat sahası içinde önceki yıllarda bakır madeni için 1/25.000 ölçekte jeolojik
etüdler yapılmamıştır. Ancak ruhsat sahasının hemen kuzeyinde BOĞAZKALE Mineral
Madencilik ve Ticaret Ltd. Şirketi’ne ait sahada yapılan jeolojik etüdlerde ve sondajlı
çalışmalarda bakır minerallerinin varlığı tespit edilmiştir. Ruhsat sahasına Çorum-Yozgat
karayolu ile ulaşmak mümkündür. Çorum’u Yozgat’a bağlayan kara yolu üzerinde yer alan
Boğazkale ilçesi ruhsat alanının hemen kenarında kalmakta olup yılın oniki ayı ulaşım
mümkündür. Buradan da orman yolları ile arazinin her yanına ulaşmak mümkündür.
32
Đşletmeye lazım olacak elektrik Kıcık köyünden , içme suyu ihtiyacı yine Kıcık köyü şebeke
suyundan sağlanacaktır. Kullanma suyu ise Kavaklıdere’den karşılanabilir.
III.GE)EL JEOLOJĐ
Đncelenen alanda yapılan prospeksiyon çalışmalarında ofyolotik melanjın
sahanın büyük bir kesimi kapsadığı gözlenmiştir. Ofyolitik serininin içindeki birimlerle
beraber sahada sekiz birim ayırtlanmıştır. En altta serpantinit yer alır. Serpantinitler daha çok
ruhsat sahasının doğusunda , güneydoğusunda Küçükyığma Sırtı civarında gözlenir .
Yeşilimsi , koyu yeşilimsi renkli olup , JURA-KRETASE yaşlıdır. Serpantinitlerin üzerine
çört, bazalt, şeyl ardalanmalı birim gelir. Bu biriminde yaşı JURA – KRETASE yaşlıdır. Bu
birimlerin üzerine yine JURA- KRETASE yaşlı kristalize kireçtaşları gelir. Grimsi beyazımsı
renkli , oldukça kırıklı ve çatlaklıdır. Şahinkaya tepe cıvarında yaygın olarak gözlenir.
Ofiyolitik melanjın içinde yer alan gabro ve peridotit karmaşığı bu birimlerin üzerinde yer
alır. Bu birimin yaşı KRETASE yaşlıdır. Bu birimin üzerinde yer alan Ofiyolitik karmaşığı
sahanın büyük bir kısmını kapsar .serpantin, Tamamen serpantin ve altere olmuş
serpantinden oluşmuştur. Yeşilimsi açık yeşilimsi rengi ile kolayca tanınır. Bu birimin yaşıda
JURA- KRETASE dir. Ruhsat sahası hemen kenarında Ziyaret tepe de ve sahanın içinde
şahin tepenin kuzeyinde gözlenen Killi kireçtaşları , şelf çökelleri ÜST KRETASE yaşlıdır.
Sahanın güneyinde yer alan Küçükyığma sırtında kumtaşları ve yamaç çökelleri
SENOMANĐYEN- KAMPANĐYEN yaşlıdır. Ruhsat sahasının kuzeyinde dar bir alanda
gözlenen kumtaşı ,kiltaşı , killi kireçtaşı , çamurtaşı seviyelerinden meydana gelmiş karasal
çökeller PLĐYOSEN yaşlı olup, kendinden önceki birimleri diskordan olarak örter.
Tutturulmamış Çakıl , kum , kil, mil , silt boyutundaki malzemelerin yığışımı ile oluşmuş
Kavaklı Dere alüvyonları KUVARTERNER yaşlı olup, daha yaşlı birimler üzerine diskordan
olarak oturur.
IV – EKO)OMĐK JEOLOJĐ
Ruhsat sahası içerisinde dokuz ayrı birim ayırtlanmıştır. Sahanın çok büyük bölümü
ultrabazik karekterli ofiyolitik kayaçlarla kaplıdır. Türkiye de geniş alanlar kapsayan genelde
Mesozoyik yaşlı olan bu ofiyolitik kayaçlar bir taraftan mağmatik diferansasyona uğrayarak
kromit içeren dunit ,peridotit, piroksenit gibi ultrabazik kayaçları , diğer yandan bakır, piritli
bakır zuhurlarına menşe olan norit, gabro, diyabaz , spilit. Keratofir gibi bazik bileşenleri
meydana getirmişlerdir. Şekilde de görüldüğü gibi Türkiyenin en büyük bakır yataklarından
Ergani, beynam , Pınarbaşı yatakları işte bu ofiyolitik mağmatizma ile ilgilidir.
33
Jeolojik haritada da görüldüğü gibi ruhsat sahasının kuzeyi ve batısı tamamen
ofiyolitik kayaçlarla kaplıdır. Ancak doğusunda ofiyolitik kayaçlarla beraber bazalt, gabro,
norit dayklarıda yaygın olarak gözlenmektedir. Ruhsat sahasının bitişiğinde Boğazkale
Mineral Madenciliğe ait sahada serpantinlerle diyabaz dayklarının faylı kontaktlarında
ekonomik olarak işletilebilinecek bakır cevherleşmesi tesbit edilmiştir. Azurit, malahit
mineralleri içeren bu faylı zonda yapılan sondajlarda % 1,99 tenörlü 124 736 000 bakır
rezervi tesbit edilmiştir.
34
35
Ruhsat sahası içinde ekteki haritada gösterilen yerlerde jeokimya amaçlı el
numuneleri alınmış. Yapılan analizlerde ekteki sonuçlar alınmıştır. Amaç ruhsat alanında
bakırla beraber başka minerallerinde varlığını tesbit etmektir. Alınan numuneler jeokimyaya
yönelik olduğundan cevherli kesimlerden özellikle seçilip alınmamıştır. Nitekim analiz
sonuçlarının düşük gelmesi normaldir.
Bunun yanı sıra ruhsat alanı içerisinde ekskavatör ile yapılan yarma çalışmalarında;
sahanın belli bir bölümünde saptanmış olan bakır yataklanmasının bulunduğu yerden gerekli
numuneler alınmış ve M.T.A Genel Müdürlüğüne analizlerinin yapılması için verilmiştir.
M.T.A. Genel Müdürlüğüne analizlerinin yapılması için verilmiş olan numunelerin belli bir
kısmı da şahit numune olarak kendimizde bekletilmektedir.
V – SO)UÇ VE Ö)ERĐLER
Bütün bu verilerin ışığı altında saha incelenecek olunursa , ruhsat sahasının
özellikle doğusunda serpantin ve bazalt, gabro, diyabaz dayklarının yaygın olarak gözlendiği
Ziyaret Tepe, Büyükgermişekli Tepe, Küçükgermişekli tepe , Büyükyığma sırtı civarlarında
en azından 1 / 5 000 ölçekte jeolojik araştırılmanın yapılması, yapılan bu çalışmalar
sonucunda uygun görülecek yerlerde istikşaf amaçlı sondajların yapılması uygun olacaktır.
4.2 )umune Alma Đşlemleri
Aşağıda saha alanı ile ilgili olarak yaptırılan analiz sonuçları bulunmaktadır. Ayrıca bu
analiz sonuçlarına internetten de ulaşmak mümkündür.
4.3 Rezervler ve Rezervin Tespit Yöntemleri 4.3.1. Görünür Rezerv Alanı: Tablo 7: Görünür Rezerv Alanı 1.)OKTA 2.)OKTA 3.)OKTA 4.)OKTA 5.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 06 41000 06 41000 06 42000 06 42000
YUKARI(X) 44 34000 44 34000 44 32000 44 32000 44 29000
6.)OKTA 7.)OKTA 8.)OKTA 9.)OKTA 10.)OKTA
SAĞA (Y) 06 39000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
YUKARI(X) 44 29000 ---------------- ---------------- ---------------- ----------------
36
Alan:1.300 Ha.
• Ortalama Uzunluk : 5.000 m.
• Ortalama Genişlik : 3.000 m.
• Ortalama kalınlık 20 m.
Cevherli Zonun rezervi 300.000.000 m3 civarındadır.
4.4 Đşletme Yöntemi 1. GĐRĐŞ
Bakırın insanlık tarihinde kullanılması çok eski çağlarda başlamıştır. Đnsanlar, bakırı günlük yaşamlarında süs eşyası, silah ve el sanatlarında kullanmış olup uygarlık ilerledikçe bakıra olan ihtiyaç daha da artmıştır. Günümüzde tüketimi 13 milyon tonun üzerine çıkan bakır en çok kullanılan ikinci metal durumuna gelmiştir.
En geniş kullanım alanları sırasıyla; elektrik üretim ve iletimi ile ilgili tesislerde, inşaatta, ulaşım makine ve teçhizatındadır. Bundan on yıl önce bakıra olan ihtiyaç hiç de bu kadar önemli görülmemekte ve bakırın yerine kullanılabilecek bir çok ikame maddesi ileri sürülmekteydi. Alüminyum, plastik, fiber-optik gibi malzemeler bakır yerine kullanılmış, ancak bakıra duyulan ihtiyaç ve talepte hiçbir azalma olmamış, bilakis devamlı artma görülmüştür.
Dünyada bakır üretimi, sülfürlü ve oksitli bakır cevherlerinin madencilik yöntemleri ile çıkarılması, zenginleştirilmesi ve değerlendirilmesi ile yapılmaktadır. Sülfürlü bakır cevherleri genellikle flotasyon yöntemi ile zenginleştirilerek izabe işlemlerine tabi tutulmak suretiyle blister bakır üretilmektedir. Oksitli bakır cevherleri ise genellikle hidrometalurjik ve bakteriyal yöntemlerle değerlendirilmektedir. 2. BAKIR
Yer kabuğunda 50 ppm oranında bulunan bakır, nadir olarak bilinen nikel, seryum, vanadyum, stronsiyum gibi elementlerden daha düşük ortalama bolluk oranına sahiptir. Ancak, doğada maden yatağı oluşturma yeteneği, kendisinden çok daha yaygın olan elementlerden daha yüksektir. Bakır doğada az miktarda nabit, genellikle sülfürlü, oksitli ve kompleks halde bulunur. (tr.wikipedia.org(1)) Doğada nabit olarak da bulunan bakırın bilinen 250'ye yakın mineralinden ancak 10-15 kadarı ekonomik önem taşımaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır:
Sülfürlü mineraller : Kalkopirit; (Cu FeS2), Bornit; (Cu5FeS4) Kalkosin; (Cu2S) ve Kovelin; (CuS)
Kompleks mineraller : Burnotit; (Pb Cu Sb S3), Enarjit (Cu3(As, Sb) S4), Tetrahedrit; (Cu12 Sb4S13)
Oksitli mineraller : Kuprit; (Cu2O), Tenorit; (CuO), Malahit; [Cu2 CO3 (OH)2 ] Azurit; [Cu2 (CO3)2 (OH)2], Krizokol; (Cu Si O3. 2H2O)
37
2.1. Bakırın Fiziksel Özellikleri
Simgesi : Cu Yoğunluğu : 8.93 gr/cm 3 Ergime noktası : 1 083 ºC Kaynama noktası : 2300 ºC Ergime ısısı : 43 kcal (1 kg’ının ergimesi için gerekli ısı) Elektrik iletme özelliği : %99.95 2.2 Bakır Üretimi
Bakır, çeşitli piro, hidro ve elektrometalurjik metotların kullanılmasıyla cevherlerinden saf olarak üretilmektedir. Pirometalurjik metotlar, sülfürlü, oksitli ve nabit bakır cevherlerine, hidrometalurjik metotlar ise düşük tenörlü oksitli bakır cevherlerine uygulanır. Elektrometalurji metotları da yukarıdaki yöntemlerin son kademesi olarak her ikisine de uygulanır. Böylece, pirometalurji metotlarıyla elde edilen saf olmayan bakır, elektrolitik arıtmaya tabi tutularak saf katot bakıra çevrilir. Benzer şekilde hidrometalurjik yollarla sulu çözeltiye alınan bakır, elektrokazanım yoluyla katotta saf olarak toplanabilmektedir. Dünya bakır üretiminin %80’i sülfürlü cevherlerden yapılır. 3. HĐDROMETALURJĐ
Sıvı ortamlarda yapılan çeşitli metalurjik işlemlerle metal değerlerinin kazanılması işlemlerine hidrometalurji denir. Kimyasal ekstraksiyon olarak ta bilinen bu yöntemler, su veya sulu bir çözelti yada su esaslı olmayan bir çözücü ile metallerin çözünmeyen cevher kısımlarından ayrılarak çözeltiye alınması ve çözeltiye geçen metallerin kazanılması işlemlerinin tümünü kapsar.
Yakın zamana kasar hidrometalurji geniş uygulama alanları bulamamıştır. Buna sebep, cevher tenörlerinin yüksek olması, hammadde olanaklarının geniş olması ve kimyasal yöntemler için gerekli reaktiflerin bulunmaması gösterilebilir. Günümüzde hammadde kaynaklarının gittikçe azalması sonucu kompleks düşük tenörlü cevherlerin işlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu tür cevherlerin geçmişte uygulanan klasik yöntemlerle zenginleştirilmesi ve bunun ardından metal değerlerinin kazanılması güçlükleri teknolojik ve ekonomik açıdan gün geçtikçe anlaşılmaktadır. Bu durum hidrometalurjinin daha çok uygulama alanları bulacağının kanıtı sayılabilir. (Kahraman, 2005) 3.1. Hidrometalurjinin Avantajları:
Düşük tenörlü ve kompleks cevherlerin işlenmesini olanaklı kılar. Bu tür cevherlerin diğer zenginleştirme yöntemleri ile işlenmesi ya oldukça zor yada olanaksızdır. Kullanılan teçhizat pirometalurjiye oranla daha basit ve ucuzdur. Đlk yatırım maliyeti daha azdır. Pirometalurjiye oranla metal kurtarma randımanı daha yüksek olup, daha saf ürün elde etmek mümkündür. Pirometalurjiye oranla çevre kirlenmesi daha az ve daha kolay kontrol edilebilir.
Otomasyonu sağlamak pirometalurjiye oranla daha kolaydır. 3.2. Hidrometalurjinin Dezavantajları:
Kimyasal madde sarfiyatı fazladır. Kimyasal maddelerin pahalı olmasından dolayı kimyasal maddelerin rejenerasyonunu sağlamak tekrar devrede kullanılması ekonomik açıdan zorunludur. Đşletme masrafları fazladır. Onun için rejenerasyon ile bunların minimuma indirilmesine çalışılmalıdır. Birçok cevherin doğrudan doğruya çözülmeye uygun olmaması
38
ön hazırlık işlemlerini zorunlu kılmakta buda maliyeti ters yönde etkilemektedir. Bunun için yeni teknikler ve yeni çözücüleri geliştirme araştırmaları önem kazanmaktadır. 4. BAKIR CEVHERĐ)Đ) ZE)GĐ)LEŞTĐRME YÖ)TEMLERĐ
1900 – 1910 yıllarında %2 Cu civarında olan endüstriyel minimal tenör
günümüzde %0,5 – 0,3 Cu’a kadar azalmıştır. Bu tenör deki işletilebilir bakır yatakları büyük rezervli ve çok ince mineral taneli cevherlerdir. Đşletilebilen bakır cevherleri zenginleşebilirlikleri yönünden aşağıdaki gibi dört guruba ayrılabilirler. Sülfürlü cevherler (Çok kolay zenginleşirler) Karbonatlı cevherler (Güç zenginleşirler) Oksitli - sülfürlü karışık cevherler (Güç zenginleşirler) Bakırsilikatlar (Ekonomik olarak zenginleşebilmeleri olanaksızdır)
Bakır cevherleri zenginleştirilmesinde 1930’lu yıllara kadar yaygın olarak kullanılan
tavuklama, jigle, sallantılı masalarla zenginleştirme işlemleri, günümüzdeki ince tanede serbestleşen cevherlerin işlendiği büyük kapasiteli tesislerde kullanılmaz olmuştur. Bakır mineralleri, birlikte bulundukları diğer minerallerden ancak yoğunluklarının farklılığı ve fiziko – kimyasal özelliklerinin farklılığı prensiplerinden yararlanılarak zenginleştirilebilmektedir. Bakır mineralleri ile beraber bulunan metal minerallerinin bir çoğu bakır minerallerine yakın yoğunluğa sahiptirler. Bunların bakır konsantrelerine karışmaları bakır konsantresinin kalitesini bozar. Đzabehaneler yüksek kaliteli konsantreleri tercih ederler. Bu nedenle önceleri Cu zenginleştirilmesinde önemli yer tutan gravite zenginleştirilmesi yerine flotasyon işlemleri tercih edilmeye başlanmıştır. Bakır cevherleri zenginleştirilmesinde önem sırasına göre flotasyon, liç ve gravite yöntemleri uygulanmaktadır. 5.HĐDROMETALURJĐK YÖ)TEMLERLE BAKIR CEVHERLERĐ ZE)GĐ)LEŞTĐRĐLMESĐ
Hidrometalurjik yöntemlerle bakır cevheri zenginleştirilmesi, oksitli bakır cevherlerine, oksitli – sülfürlü bakır cevherlerine uygulanır. Sülfürlü bakır konsantrelerine uygulanan hidrometalurjik yöntemleri metalurjik bir işlem olarak düşünmek gerekir. Bakır zenginleştirilmesinde uygulanan liç yöntemlerini liçin yapılış şekline göre liç, yığma liç, karıştırma liçi, perkolasyon liçi, ve basınç liçi olarak sıralayabiliriz. Basınç liçi daha ziyade bakır konsantrelerine uygulanır. Yerinde liç yöntemini bir bakıma da bir maden işletme yöntemi olarak görmek gerekir. Oksitli bakır minerallerini içeren büyük rezervli fakir bakır yataklarında uygulanır. Önce cevher delme patlatma işlemi ile yerinde parçalanır. Bu parçalanmış cevhere, oksijen ve sulu sülfürik asit enjekte edilir. Ocak derinliklerinde oluşan yüksek hidrostatik basınç ve yüksek ısı sülfürlü bakır minerallerini de bakır sülfata dönüştürür. Sulu bakır sülfat çözeltisi tünellerde toplanarak yerüstüne pompalanır. Bu sulu bakır sülfat çözeltisinden bakır ve onunla beraber çözünmüş metaller kazanılır. (Kahraman, 2005) 5.1. Liç Yöntemleri
Bakır cevherlerine uygulanan liç işlemlerini; çözündürme işlemlerine göre; sülfürik asit liçi, kavurma + sülfürik asit liçi, amonyak liçi, kostik soda liçi, bakteri liçi olarak sıralayabiliriz. Ayrıca bakır konsantrelerine uygulanan, basınçlı sülfürik asit liçi, basınçlı ferik sülfat liçi, ferik klorür liçi, bakır üretim yöntemlerinin önemli uygulamalarındandır.
39
5.1.1. Sülfürik Asit Liçi
Sülfürik asit liçi; oksitli, oksitli – sülfürlü bakır cevherlerinin zenginleştirilmesinde ve hatta işletmesinde uygulanan bir yöntemdir. Oksitli bakır mineralleri aşağıdaki formülasyonlara göre çözülüp, Azurit; Cu3(OH)2(CO3)2+3H2SO4 3CuSO4 + 2CO2 + 4H2O Malahit; Cu2(OH)2(CO3) + 2H2SO4 2CuSO4 + CO2 + 3H2O Tenorit; CuO + H2SO4 CuSO4 + H2O Kuprit; Cu2O + H2SO4 CuSO4 + Cu + H2O Krizokol; CuSiO3 + 2H2O + H2SO4 CuSO4 + SiO2 + 3H2O
Olarak CuSO4 oluştururlar. Liç ortamındaki bu bakır sülfat ve diğer metal sülfatlar pulptan süzülerek kazanılır. Süzüntüdeki metal sülfatlardan kıymetli metaller aşağıda ayrıca açıklanacak yöntemlerle kazanılır. (Önal, 1980) 5.1.2. Amonyak Liçi
Oksitli bakır cevherinin yan kayacı kireç taşları veya dolomitlerden (asitte çözünen kayaçlardan) oluşuyorsa; bu cevherler amonyak liçi ile değerlendirilirler. Metalik bakır ve bakır oksitler amonyak ve oksijen ilavesiyle bazik ortamda aşağıdaki formülasyona göre çözünerek; Cu + 4NH3 + ½ O2 + H2O Cu (NH3)4 (OH)2 CuO + 4NH3 + H2O Cu (NH3)4 (OH)2 Kompleks bakır tuzları oluştururlar. Çözünmüş bakır tuzları süzülerek artıklardan ayrılır. Süzüntüdeki metaller elektroliz veya diğer yöntemlerle kazanılır. 5.1.3. Kostik Soda Liçi
7 normal NaOH çözeltisindeki oksitli bakır mineralleri çözündürülerek bakır çözeltiye alınabilir. Karbonat ganglı oksitli bakır cevherleri için düşünülen bu yöntem Horton (1961) tarafından patentleşmiştir. Çözünme denklemi; Cu² + 4OH¯ Cu(OH)4¯² Şeklindedir. 5.1.4. Kavurma – Sülfürik Asit Liçi
Oksitli bakır cevherleri, oksitli – sülfürlü bakır cevherleri veya piritle karıştırılmış oksitli bakır mineralleri akışkan yataklı fırınlarda sülfatlama kavurması ile CuSO4 ve diğer metal sülfatlara dönüştürülürler. Kavurma – liç – elektroliz yöntemi (RLE) olarak adlandırılan bu yöntemde ısı seçimi kritiktir. Isı, Fe2(SO4)3 ‘ün parçalanması için yeterli yükseklikte ve çözünmeyen bakır oluşmaması için yeterli düşük seviyede olmamalıdır. Isı, oksijen ve kükürt etkisiyle sülfat ve oksite dönüştürülen metallerin tuzları, derişik sülfürik asit çözeltisi ile muamele edilir. Oluşan çözeltideki çözünmüş metal sülfatlar süzülerek, süzüntüye alınıp, çözünmeyenden uzaklaştırılır. Süzüntüdeki CuSO4 ve diğer metal sülfatlardan çeşitli yöntemlerle bakır ve diğer metaller kazanılır. 5.1.5. Bakteri Liçi
Bakteriler çok küçük, 0,5 – 2 mikron büyüklüğünde mikro organizmalardır. Bölünerek çoğalırlar; toprak, hava ve suda bol miktarda bulunurlar. Sülfürlü metal minerallerini
40
yükseltgeyen birçok bakteri bulunmaktadır. Bunlar arasında en etkili olanı “thiobacillus ferrooxidan” lardır. Maden ocaklarının sularında bol miktarda bulunan bu bakteri kalkopiriti, kovelini, borniti, enargiti, tetraedriti ve stanini yükseltgeyerek CuSO4’a dönüştürür. Bakteri liçinde, havalandırma, ısı, mineral tane boyutu, ortam pH’ı, karıştırma hızı, organizmaları besleyici diğer elementlerin varlığı etkili olmaktadır. Bakteri liçinin aşağıdaki kimyasal denklemlere uygun olarak oluştuğu kabul edilmektedir. (Çilingir, 1990) CuFeS2 + 4O2 Bakteri CuSO4 + FeSO4 CuFeS2 + 2 Fe2(SO4)3 CuSO4 + 5FeSO4 + 2Sº CuS + Fe(SO4)3 CuSO4 + FeSO4 + Sº 2Sº + H2O +3O2 Bakteri 2H2SO4 2FeS2 + 7O2 +2H2O 2FeSO4 + 2H2O 4FeSO4 + 2H2SO4 Bakteri 2Fe2(SO4)3 + H2O Bu tepkimeler oda sıcaklığında, ortamda bakteri olması halinde çok yavaştır. Böylece sülfürik asitle ortamın pH’ının düşürülmesi, bakterilerin etkisini arttırır. Bakteri etkisiyle oluşan reaksiyonlar, ortamın pH’ını ve ısısını ayarlayarak reaksiyonları hızlandırır. Böylece çözeltiye alınan bakır sülfat ve diğer metal sülfatlar çeşitli yöntemlerle değerlendirilirler. 5.1.6. Siyanür Liçi
Bakır mineralleri, kalkopirit hariç, siyanür çözeltileri içinde kolaylıkla çözünürler. Bünyelerinde demir olan bakır minerallerinin (kalkopirit) çözündürülmesi için stikiyömetrik değerlerin çök üstünde siyanüre gereksinim vardır. Bunun nedeni demirin siyanürlerle ferrosiyanisitler oluşturmasıdır. Diğer taraftan bakırın siyanürlerle liçine oranla aşağıdaki farklılıkları arz eder.
Bakır liçinde siyanür tüketimi daha fazladır. Kayıplar bir yana stikiyömetrik olarak bir mol bakır için üç mol siyanüre gereksinim vardır. Bakır liçinde liç süresi daha uzundur. Bakır liçinde oksitleyici ortama gerek yoktur.
Aşağıda bazı bakır minerallerinin siyanürle liçinde meydana gelen reaksiyonlar verilmiştir.
Kalkojin; Cu2S + 6NaCl 2Na2Cu(CN)3 + Na2S Kuprit; Cu2O + 6NaCl + H2O 2Na2Cu(CN)3 + 2NaOH
Çözeltiye geçen daha önce anlatıldığı şekilde bakır kimyasal yada solvent ekstraksiyon
– elektroliz yöntemleri ile metalik olarak kazanılır. Siyanür çözeltilerinden bakırın kazanılmasında uygulanan diğer bir yöntemde liç çözeltisinin bir asitle muamelesi sonucu bakır Cu2S olarak çöktürülüp bilinen klasik yöntemlerle metalik bakıra dönüştürülür. (Kahraman, 2005) 5.2. Liç Çözeltilerinden Bakır Kazanımı
Oksitli, oksitli – sülfürlü bakır cevherlerinden, sülfürlü bakır konsantrelerinden üretilen, çözeltilerdeki bakır sülfat, bakır klorür, kompleks amonyum – bakır tuzları ve bunlarla beraber bulunan diğer metal tuzları çeşitli yöntemlerle değerlendirilirler. Bu yöntemleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz; Metallerle çöktürme (Sementasyon), Gazlarla çöktürme, Đyonik çöktürme, Solvent ekstraksiyonla selektif metal çözeltisi kazanımı – elektroliz (veya çöktürme) Selektif elektroliz
41
5.2.1.Metalle Çöktürme
Metal tuzu içeren sulu çözeltiye yüksek elektro potansiyeli olan metal ilave edilirse düşük elektrik potansiyeli olan metalin yerine geçerek onu metalik olarak açığa çıkarır. Örneğin bakır sülfatlı liç çözeltilerine demir taşı ilave edildiğinde demir (ferro) sülfat oluşur. Bakır metalik olarak (tersip bakır) açığa çıkar. Çözeltideki bu metalik bakır, bakır sülfatlar gibi flote edilerek bakır konsantresi olarak kazanılır. 5.2.2. Gazlarla Çöktürme
Bakır sülfat çözeltisinden oda sıcaklığında SO2 gazı geçirilirse; bakır, bakır sülfat
olarak çöker. Eğer çöktürme işlemi 100 ºC de 50 psi basınç altında yapılırsa metalik bakır çözeltisi elde edilir. 5.2.3. Đyonik Çöktürme
Bakırın klorür olarak çözeltiye alındığı işlemlerin liç çözeltilerinde bakır genellikle iki değerlikli bakır tuzları (CuCl2) şeklindedir. Çözeltiye indirgen klorür tuzları ilave edilerek suda çözünürlüğü çok az olan (%1,53) CuCl tuzu elde edilir. Çökelti süzülerek elde edilen CuCl’den elektrolizle metalik bakır üretilir. Çözünmüş metal sülfat tuzları bazlarla çöktürülerek, suda az çözünen yüksek tenörlü metal hidroksitler üretilerek metal kazanımında değerlendirilir. 5.2.4. Solvent Ekstraksiyonla Selektif Metal Çözeltisi Kazanımı – Elektroliz ( Çöktürme)
Sulu çözeltide metal iyonlarından biri veya birkaçı ortama ilave edilen organik solvent reaktifiyle tepkimeye girerek kompleks oluşturup ve solvent çözeltisi ile beraber çözelti yüzeyine taşınırlar. Bu şekilde toplanan solvent çözeltisi sıyrılarak liç çözeltisinden uzaklaştırılır (striping). Böylece metal iyonlarınca oldukça fakir bir çözelti ve metalce zengin striping çözeltisi elde edilir. Organik sıvı iyon değiştirici solüsyonları, içerdikleri hidrojen iyonunu tercihli olarak sülfat asitli veya amonyaklı metal solüsyonlarında metal iyonu ile değiştirebilmektedir. Solüsyondaki metal iyonunun büyük bir kısmı organik sıvıya geçerek yüklenmektedir. Organik faz sulu fazda ayrıldıktan sonra, yüksek konsantrasyonlu bir sülfürik asit çözeltisi ile karıştırıldığında, organik sıvı bakır iyonlarını sıvı baza vermekte ve hidrojen iyonlarını almakta ve rejenere olmaktadır. Birbirinden ayrılan organik faz tekrar kullanma gönderilirken, yüksek oranda metal içeren sulu faz kolaylıkla elektroliz edilerek metal üretilebilmektedir. ( Çilingir, 1990) 5.2.5. Selektif Elektroliz
Đyon değiştiricilerin metalle yüklenebilirliği ve çeşitli metallere karşı selektivitesi, solventlerin cinsine, değiştirme ortamı şartlarına, işlemin uygulama süresine bağlı olarak değişmektedir.
42
6. SO)UÇ
Günümüzde bakırın önemi hızla artmaktadır ve dünya üzerinde mevcut bakır rezervleri de gün geçtikçe azalmaktadır. Eskiden atık diye kullanılmayan düşük tenörlü bakır cevherleri bugün işletilebilecek ekonomik değere sahiptir.
Đşletilen bakır tenörü düştükçe cevher zenginleştirme yöntemleri önem kazanır. Günümüzde en iyi bakır zenginleştirme yöntemi hidrometalurji olarak görülmektedir, fakat pahalı olması sebebi ile ülkemizde uygulanmamaktadır. Ülkemizde hidrometalurjiye oranla daha ucuz olan flotasyon tercih edilmektedir.
Gelecekte bakır şu andaki durumundan daha değerli ve önemli olacağı için en az kaybıyla bakır üretimi gerçekleştirilmelidir. Bunun için hidrometalurjiye önem verilmeli, gerekli yatırımlar yapılmalı ve özel sektör teşvik edilmelidir. 4.4.1.Üretim Akım Şeması:
Şekil 10 : Đş Akım Şeması olarak özetlenebilir.
Đkincil Kırma
Kamyonlar Vasıtasıyla Stok Alanına Taşınması
Kırıcıdan Geçen Malzemenin Standart Boylara Ayrılması
TOZ GÜRÜLTÜ
GÜRÜLTÜ
GÜRÜLTÜ
GÜRÜLTÜ
TOZ
TOZ
Ekskavatör Vasıtasıyla Ocak Aynasından Malzeme Üretimi
Bitkisel Toprağın Kaldırılması
Birincil Kırma
Yükleyici Vasıtasıyla Malzemenin Alınarak Ocaktan Kırıcıya
Taşınması
GÜRÜLTÜ TOZ
TOZ
Zenginleştirme tesisi GÜRÜLTÜ
43
4.4.2.Ocak işletiminde kullanılması planlanan makine ve ekipman durumu
• 8 adet Ekskavatör
• 8 adet Lastik Tekerlekli Yükleyici
• 20 adet Kamyon
Üretimde kullanılacak Makine ve ekipmanlar leasing yöntemi ile satın alınacaktır
4.5 Planlanan Kullanım Yeri
Üretilecek olan bakır cevherleri pazardan gelen talebe göre satılacaktır.
4.6 Tesislerle Đlgili Bilgiler
Ruhsat sahasına 50 km uzaklıkta bulunan Sungurlu-Boğazkale yol ayrımının
bulunduğu yerde inşaat sektörüne hitap eden mıcır ( kalker ) üretim tesisleri ve beton
santralleri bulunmaktadır. Bu tesisten sonra Yozgat şehir merkezine kadar başka bir tesis
bulunmamaktadır. Sungurlu yol ayrımından Yozgat şehir merkezine olan mesafe 120 km.’dir.
bakır üretimini gerçekleştireceğimiz ruhsatlı alanımızdan Yozgat şehir merkezine olan mesafe
ise 40 km.’dir. Đlerleyen dönemde; projenin 2 nci aşamasında çalışma yapacağımız alana
mıcır üretim tesisi kurarak farklı ve 2 nci bir gelir elde edilmesi planlanmaktadır.
4.7 Çevre ile Uyum Planı
Maden üretimi sırasında birçok bölümde de değinildiği üzere çalışan personelin sosyal
ihtiyaçları, nakliye ve enerji ihtiyacının karşılanması doğrultusunda bir takım alt yapı tesisleri
yapılacaktır.
Ocak alanında bulunan madenin ekonomik ömrünü tamamlamasını takiben,
çalışanların sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için saha alanına yerleştirilen konteynır
kaldırılacak, fosseptik çukurunun üzeri betonla kapatılacaktır.
Faaliyet alanında üretim sırasında oluşan ve faaliyet alanında depolanan her türlü atık
ve artık saha alanından kaldırılacaktır.
Faaliyetin bitmesinin ardından ocak alanı terk edilmeden önce saha sınırlarını belirleyen
çit ve tabelalar sökülecektir.
Üretimin bitmesinden sonra şevler traşlanacak veya doldurularak, bu alanlarda
teraslama yapılarak bir kayma veya şevin göçmesi gibi olasılıklar ortadan kaldırılacaktır.
Ayrıca oluşturulan teraslarda şev diplerine kaymayı önleyici ağaçlar dikilecektir. Teknik
olarak yapılacak teraslara, üst kısımdan yüzeysel akışla gelecek suların zarar vermemesi için
teraslama sahasının üst kısmına bir çevirme hendeği (saptırma kanalı) yapılacaktır.
Bitkisel toprak ise düzeltilen topografyanın üzerine serilecektir.
44
4.7.1.Tozlanmadan Kaynaklanan Kirlilik
Faaliyet alanında gerçekleştirilecek olan üretim neticesinde toz emisyonları
oluşacaktır. Açık Ocak Đşletmesi sırasında Hafriyat ve işletme aşamalarında oluşacak toz
emisyonlarına ilişkin hesaplamalara aşağıda yer verilmiştir.
Ocakta hafriyat, ekskavatör vasıtasıyla üretim, yükleme-boşaltma ve nakliye esnasında
oluşacak toz emisyonu aşağıda belirtilen toz emisyon faktörleri dikkate alınarak
hesaplanmıştır. Kaynak: http://www.cedgm.gov.tr/endustriyel/madenfaal_dikkat.doc )
Tablo 8 : Toz Emisyon Faktörleri
Sökme Emisyon Faktörü 0,025
kg/ton
Yükleme / Boşaltma Emisyon Faktörü 0,01
kg/ton
Nakliye misyon Faktörü 0,7
kg/km araç
o Bitkisel Toprağın Hafriyat Đşlemleri Aşamasında Oluşacak Toz Emisyonu Ocak alanından, yıllık ortalama 20.000.000 m3 harfiyat ve üretim yapılması
planlanmaktadır. Ne kadar alanda bitkisel toprak hafriyatı yapıldığının bulunabilmesi için
Tarım ve Köy işleri Bakanlığından temin edilecek haritalar yardımı ile ya da saha alanında
yapılan tespitler yardımıyla bitkisel toprak kalınlığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca
cevher kalınlığı da önem arz eder.
Faaliyet alanında ortalama kalınlığı 20 m düşünülerek hesap yapılmıştır.
20.000.000 m3 / 20 m = 1.000.000 m2
Üretim alanı göz önüne alındığında, ocak alanında yaklaşık olarak yıllık 1.000.000 m2’
lik bir alandan üst toprak katmanı hafriyatı yapılacaktır. Hafriyatı yapılacak üst toprak
katmanının kalınlığı ortalama 10 cm civarında olduğu varsayılmıştır. Hesaplamalar bu miktar
üzerinden yapılmıştır. Buna göre yaklaşık olarak hesaplanan toplam hafriyat miktarı;
Toplam Hafriyat Miktarı = Hafriyat Alanı x Hafriyat Derinliği
= 1.000.000 m2 * 0,1 m = 100.000 m3 tür.
45
Hafriyatı yapılacak toprağın yoğunluğu 1,5 gr/cm3 kabul edildiğinde yıllık toplam
hafriyat miktarı;
Toplam Hafriyat Miktarı = Toplam Hafriyat Hacmi * Toprak Yoğunluğu
Toplam Hafriyat Miktarı = 100.000 m3 * 1,5 ton/m3 = 150.000 Ton dur.
Yıllık Çalışma Süreleri = 10 ay /yıl, 26 gün/ay, 8 saat/gün
Yıllık Hafriyat Miktarı = 150.000 ton
Aylık Hafriyat Miktarı = 15.000 ton
Günlük Hafriyat Miktarı = 576,92 ton
Saatlik Hafriyat Miktarı = 72,11 ton
Bitkisel Toprağın hafriyat, yükleme ve taşınması sırasında oluşacak toz miktarı ve
Günlük Hafriyatı yapılacak olan bitkisel toprak miktarının az miktarda olduğundan bu
bölümde hesap ve modelleme yapılmamıştır.
o Üretim Aşamasında Oluşacak Toz Emisyonu
Ocaktaki üretim aşamalarında; üretim, yükleme ve taşıma faaliyetleri esnasında toz
yayılımı olacaktır. Faaliyet alanında üretim ve nakliye işlemlerinden dolayı oluşacak toz
emisyonları aşağıda hesaplanmıştır.
Yıllık üretim miktarı :1.924.000 ton/yıl (1.724.000 bakırlı kayaç + 100.000 ton
demir+100.000 ton mangan)
Aylık Üretim Miktarı :192.400 ton/ay
Günlük Üretim Miktarı :7.400 ton/gün
Saatlik Üretim Miktarı :925 ton/saat
a) Malzemenin Sökümü Esnasında Oluşacak Toz:
Cevherin Ekskavatör yardımıyla sökümü esnasında toz emisyonları oluşacaktır.
925 ton/saat x 0,025 kg toz/ton = 23,12 kg/saat
b) Malzemenin Yüklenmesi Esnasında Oluşacak Toz:
Yükleme ve boşaltmada oluşacak tozlanmaya karşı önlem olarak; savurma yapılmadan
yükleme ve boşaltma işlemlerinin yavaş yavaş yapılması toz çıkışında bir miktar azalmaya
sebep olacaktır.
925 ton/saat x 0,01 kg toz/ton x 2 = 9,25 kg/saat
46
c) Malzemenin Nakli Esnasında Oluşacak Toz:
Saatlik üretimi gerçekleştirilecek yaklaşık 925 ton malzeme için; 30 ton malzeme
taşıyabilen 30 kez kamyonun hareketi söz konusu olacaktır. Ocak içinden asfalt yola mesafe
500 m olduğu düşünülmüştür.
(0,7 kg toz/araç-km x 30 araç / saat x 0,5 km x 2 ) = 21 kg/saat
Ocak sahasında bütün faaliyetler aynı anda gerçekleştirilebilecektir. Dolayısıyla bitkisel
toprağın hafriyatı, cevherin üretim ve nakliyesinden kaynaklanan toz çıkışı olacaktır.
Üretim ve nakliye faaliyetleri ve satış sırasında oluşan toplam toz miktarı;
23.2 + 9,25 kg/saat + 21 kg/saat = 53,45 kg/saat
Sahada üretim ve nakliye işlemleri sırasından sürekli olarak meydana gelebilecek olan
toplam toz debisi 53,45 kg/saat’tir. Bu değer, 22.07.2006 Tarih ve 26236 sayılı resmi
gazetede yayınlanan “Endüstri Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü
Yönetmeliği” EK 2 Tablo 2.1’ de belirtilen 1,5 kg/saat lik sınır değerin üstündedir. Bu
durumunda aşağıda belirtilen formüller ışığında toz modellemesi yapılacaktır.
Toz modellemesinde Çevre Mevzuatı formül- II kullanılmıştır.
Formul II ( Griffort Dipersiyon)
−
+−+
−−
−= ∫
x
zzh
di
zzyzyhi
h
U
Vhzhzy
U
QzyxC
02
2
2
2
2
2
2
26
)(2exp*
)(
1**
2exp*
2
)(
2
)(exp*
2exp*
***
2*3600
10),,( δξ
ξσξσπσσσσσπ
(ξ ) : x yönünde integrasyon değişkeni
x,y,z : Tepe noktasında kartezyen koordinatlar
(x, yayılma yönünde ve bu yayılma yönüne dik durumlarda)
y : yatay (verilen örnekte 0)
z : dikey ( Havada asılı partiküllerde 2, çöken tozlarda 0 alınmıştır)
C(x,y,z) : Tepe noktasında herhangi bir yayılma durumu için hava kirlenmesine katkı
değeri (mg/m3), (1µg = 0,001 mg’dir)
Q : Emisyon kaynağından çıkan emisyonların kütlesel debisi
Z : Tepe noktasının zeminden yüksekliği (m)
(Havada asılı partiküllerde 2, çöken tozlarda 0 alınmıştır)
47
Uh : Rüzgar hızı (m/s)
fy xF *=σ
gz xG *=σ yatay ve dikey yayılma parametreleri (m)
Çöken Toz miktarı Hesabı :
∑=
=4
1
)0,,(*3600),(i
idi yxCVyxd (Çevre Mevzuatı Formül III )
d(x,y) = (mg/m2-saat)
Etkin baca yüksekliği 50 m.’nin altında ise; Tablo 9 : Etkin Baca Yüksekliğine Göre F,f,G,g Parametrelerinin Belirlenmesi
Yayılma Sınıfı F f G g
A(ÇOK KARARSIZ) 1,503 0,833 0,151 1,219
B (Kararsız) 0,876 0,823 0,127 1,108
C/I ()ötral) 0,659 0,807 0,165 0,996
C/II ()ötral) 0,640 0,784 0,215 0,885
D (Kararlı) 0,801 0,754 0,264 0,774
E (Çok Kararlı) 1,294 0,718 0,241 0,662
Tablo 10 : Yayılma Sınıflarının Tespiti Şeması
(Sekiz Saatlik Toplam Bulutluluk oranları)
Gündüz saatleri (güneş ışıması altında)
Yer Rüzgar hızı (m/sn) Kapalılık Durumu
(0/8-2/8) Bulutlu
(3/8-5/8) Bulutlu
(6/8-8/8) Bulutlu
1 ve daha küçük B B B
1.5-2.0 B B C/I
2.5-3.0 B B C/I
3.5-4.0 B C/I C/II
4.5 ve daha büyük C/I C/II C/II
Yayılma sınıfının tespiti, mevcut meteorolojik veriler ve günlük havanın kapalılık
durumu göz önüne alınarak yapılır. Çorum ilinde yıllık kapalılık durumu ortalama 3,2’dir.
48
Projede meteorolojik verilere göre yapılan Toz Emisyon Hesaplarında T.C. Çevre ve
Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji Đşleri Genel Müdürlüğünden alınmış Çorum Đline Ait
Meteorolojik veriler kullanılmıştır.
Tablo 11 : Rüzgar Hızları Tespiti
Ua (m/sn) UR(m/sn)
1.4 ve daha küçük 1
1.4-1.8 1.5
1.9-2.3 2
2.4-3.8 3
3.9-5.4 4.5
5.5-6.9 6
7-8.4 7.5
8.5-10 9
10'dan büyük 12
Rüzgar Hızı (Uh) Değerinin hesaplanması
MaRh zhUU )/(= formülü kullanılır.
za = Metre birimiyle verilen anemometrenin zeminden yüksekliği (10 m) h = Etkin baca yüksekliği (20 m) M için ise aşağıdaki değerler alınır. Tablo 12 : Yayılma Sınıfları
Yayılma sınıfı M
A(Çok kararsız) 0.09
B (Kararsız) 0.20
C/I (Nötral) 0.22
C/II(Nötral) 0.28
D(Kararlı) 0.37
E(Çok kararlı) 0.42
Tablo 13 : Yayılma Sınıfları Ve Uh Değerleri
49
Yön (Ua)(m/sn) (UR)(m/sn) (Uh)(m/sn) Yayılma sınıfı
N 3,2 3,0 3,45 B
NNE 3,0 3,0 3,45 B
NE 3,5 3,0 3,45 B
ENE 3,8 3,0 3,45 B
E 2,4 3,0 3,45 B
ESE 2,2 2,0 2,30 B
SE 2,7 3,0 3,45 B
SSE 3,3 3,0 3,45 B
S 3,2 3,0 3,45 B
SSW 2,5 3,0 3,45 B
SW 1,6 1,5 1,72 B
WSW 2,6 3,0 3,45 B
W 3,4 3,0 3,45 B
WNW 3,6 3,0 3,45 B
NW 2,9 3,0 3,45 B
NNW 3,3 3,0 3,45 B
Đşletme sırasında meydana gelen tozun %80’ini 10 µ’dan büyük partiküller oluşturmaktadır.
50
Tablo 14 : Çöken Partiküllerin Dağılımı (mg/m2-saat)
Yön Yayılma
sınıfı Uh 100m 200m 300m 400m 500m
) B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
))E B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
)E B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
E)E B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
E B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
ESE B 2,30 31,50 4,16 2,12 1,49 1,19
SE B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
SSE B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
S B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
SSW B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
SW B 1,72 42,78 5,59 2,87 1,99 1,59
WSW B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
W B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
W)W B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
)W B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
))W B 3,45 20,61 2,75 1,40 0,99 0,79
0
20
40
60
80
100
N
NNE
NE
ENE
E
ESE
SE
SSE
S
SSW
SW
WSW
WSW
WNW
NW
NNW 100m
200m
300m
400m
500m
750 m
1000 m
1500 m
2000 m
2500 m
2600 m
Şekil 11 : Çöken Partiküllerin rüzgar yönlerine göre dağılımı Tablo 15 : Havada Asılı Partiküllerin Dağılımı (µg/m3)
51
Yön Yayılma
sınıfı Uh 100m 200m 300m 400m 500m
) B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
))E B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
)E B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
E)E B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
E B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
ESE B 2,30 31,99 15,45 7,57 4,38 2,83
SE B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
SSE B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
S B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
SSW B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
SW B 1,72 47,23 21,41 10,27 5,88 3,78
WSW B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
W B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
W)W B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
)W B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
))W B 3,45 19,13 9,84 4,92 2,88 1,87
0
20
40
60
80
100
N
NNE
NE
ENE
E
ESE
SE
SSE
S
SSW
SW
WSW
WSW
WNW
NW
NNW 100 m
200 m
300 m
400 m
500 m
750 m
1000 m
1500 m
2000 m
2500 m
2600 m
Şekil 12 : Havada Asılı Partiküllerin rüzgar yönlerine göre dağılımı
Tablo 16 : HKKY UVS Ve KVS Değerleri
Havada Asılı Partikül Maddeler Çöken Tozlar
Genel (µg/m3) Endüstri Bölgeleri (µg/m3)
Genel (mg/m2-gün) Endüstri Bölgeleri (mg/m2-gün)
UVS 150 200 350 450
KVS 300 400 650 800
52
BÖLÜM V PROJE)Đ) MALĐ BOYUTU
5.1 Sermaye
Saha için yapılacak yatırımların ilk etapta öz sermayeden karşılanması
planlanmaktadır. Ancak yaralanılabilecek teşvik ve krediler araştırılacak olup, uygun
şartların oluşması halinde bu hususlar gündeme gelebilecektir.
5.2 Üretim Maliyeti 5.2.1. Đşçi Ve Personel Tablo 17 : Personel Masrafları
VASFI SAYISI
AY )ET GELĐR($) TOPLAM MAL.($)
OPERATÖR 4 10 606 x 4 = 2.424 24.240 ŞOFÖR 10 10 547 x 10 = 5.470 54.700 BEKÇĐ 1 12 547 x 1 = 547 6.564
T.NEZARETÇĐ 1 12 630.(KDVDAHĐL) 7.560 ĐŞÇĐ 10 10 530 x 10 = 5.300 53.000
TESĐS ĐŞÇĐSĐ 10 10 530 x 10 = 5.300 53.000 KALĐFĐYE PERSONEL 5 12 3.362 x 5 = 16.810 201.720
TOPLAM 41 400.784
Đşçi ve personel giderinin toplamının %22,5’i SSK olarak ödenecektir. Bu durumda;
400.784,00 x % 22,5 = 90.176,40 $ SSK gideridir. ĐŞÇĐ VE PERSO)EL GĐDERĐ TOPLAM = 490.960,40 $ 5.2.2. Yakıt +Yağ Akaryakıt ve yağ sarfiyatı; Đşletmede kullanılacak olan iş makineleri ve araçların motorin harcamaları Q=0.23 X LF X HP X S X G LF (loading factory): Makinaların motorin tüketimi ile ilgili bir katsayı, HP: Makinaların gücünün beygir gücü cinsinden ifadesi, S: Bir günde çalışılan saati, G: Yılda çalışılan iş günü’dür. LF değeri iş makinaları ve araçlar için şu şekildedir. - Lastik tekerlekli yükleyici : 0.06 - Ekskavatör : 0.06 - Kamyon : 0.05 - Delici Makine : 0.05
53
Q= 0.23 X LF X HP X S X G Đş Makinası :250 hp Đş makinesı :200 hp Kamyon :150 hp Đş Makinesi = 0.23 x 0.06 x 250 x 8 x 260 x 8 = 57.408,00 lt. Đş Makinesi = 0.23 x 0.06 x 200 x 8 x 260 x 8 = 45. 926,40 lt. Kamyon = 0.23 x 0.05 x 150 x 8 x 260 x 20= 71.760,00 lt. TOPLAM = 175.094,40 lt. Yakıt Gideri = 175.094,40 lt x 2,97 $/lt = 520.030,36 $ Pratik olarak, hesaplamalarda motorin giderinin %5’i tutarında motor yağı gideri hesaplanmaktadır. Buna göre işletmenin yıllık motor yağı gideri: Yağ Harcaması = 175.094,40 x 0.05 = 8.754,72 lt Yağ Harcaması = 8.754,72 x 3,36 $/lt = 29.415,86 $ TOPLAM YAĞ + YAKIT = 549.446,22 $ 5.2.3. Amortisman
Gerekli makine ve ekipmanlar ruhsat sahibinin makine ve ekipman parkından
karşılanacaktır.
Bu duruma göre yıllık amortisman tutarı, sabit değerin elde edilme maliyeti (M)
(maliyet + giderler), varsa hurda değeri (H) düşüldükten sonra sabit değerin ekonomik
ömrüne (n) bölünmesiyle hesaplanır.
Yıllık Amortisman Tutarı = Amortisman Mahtarı-Hurda Değeri ⇒ A = ( M – H ) / n Sabit Varlığın Ömrü A = 10.000.000,00 – 4.000.000,00= 600.000,00 $ yıllık amortisman tutarı olacaktır.
10 5.2.4. Elektrik Gideri Elektrik Gideri = A x G x S x KW x F A = Makine adedi G = Bir Yılda Çalışma Süresi (Gün) S = Bir Günde Çalışma Süresi (Saat) KW = Motor Gücü F = Elektrik Fiyatı (TL/kwh)
54
Elektrik Gideri = 3 x 360 x 4 x 1.000 x 0.21 YTL/kwh = 907.200,00$ 5.2.5 Zenginleştirme Tesis Gideri Yapılan araştırmalar bakır zenginleştirmelerinde 1 ton bakırlı kayaç işlenmesi için 0.8$(Eti Bakır A.Ş.) (yaklaşık) oluştuğunu göstermektedir. Sahadaki en düşük tenör 0.00058 olduğuna göre 1.000 bakır üretimi için 1.000 ton / 0.00058 ( en düşük tenörlü ) = 1.725.000 (yaklaşık) bakırlı kayacın işlenmesi gerekecektir. Bu durumda tesis maliyeti 1.725.000 x 0.8$ = 1.380.000$ Tablo 18 : Yıllık Gider Tablosu
Cinsi
Đşç.ve Pers.
Yakıt-yağ
Elektrik Gideri 907,200
Amortisman
Bakım-Onarım
Genel giderler
Tesis Giderleri
Beklenmeyen G.
TOPLAM:
549,446
Harcama Miktarı ($)
490,960
4,432,687
211,080
126,000
168,000
1,380,000
600,000
55
5.3 Toplam Yatırım Tutarı Tablo 19: Toplam Yatırım Tutarı YATIRIM TUTARI(YTL)
ĐÇ PARA ($) TOPLAM ($)
Maden arama yatırım giderleri 50,000.00Ruhsat için müracaat 3,159.00Teminat 10,100.00Etüt ve proje giderleri 12,605.00Numune alma, teknolojik etüt giderleri 8,400.00Rezerv etüt, sondaj,galeri yarma vs. gid. 100,000.00Arsa alımı 0.00tesis yatırımı(Zenginleştirme) 13,000,000.00 13,000,000.00Arazi düzenleme giderleri 84,033.00Ulaştırma giderleri 30,300.00Đnşaat Đşleri 16,850.00Makina ve techizat giderleri 10,000,000.00Genel giderler 84,100.00Beklenmeyen giderler 1,169,977.35Đşletmeye alma giderleri 42,100.00Stok düzenleme giderleri 21,000.00
Sabit Yatırım Tutarı 24,632,624.35TOPLAM YATIRIM TUTARI 24,632,624.35 24,632,624.35
21,000.00
24,632,624.35
42,100.001,169,977.35
84,100.00
10,100.0012,605.00
30,300.00
0.00
84,033.00
16,850.00
HARCAMA ÇEŞĐDĐ
50,000.003,159.00
8,400.00100,000.00
10,000,000.00
5.4 Pazar ve Satış Fiyatı
Bakır Cevherinin satış fiyatı 8.589 $/ Ton ‘dur. *
(*) : Sektörmaden Dergisi Temmuz Sayısı’ndan alınmıştır.
56
BÖLÜM VI
ĐŞLETME DÖ)EMĐ)DEKĐ GELĐR VE GĐDER TAHMĐ)LERĐ 6.1. Yıllık Đşletme Gelirleri
a) Bakır Cevherin Ortalama Satış Fiyatı : 3.500,00 $/TON
Üretim Kapasitesi : 1.000 TON/YIL Yıllık Gelir : 3.500.000,00 $ /YIL
b) Mangan Cevherin Ortalama Satış Fiyatı : 235,00 $/TON (tüvenan halde)
Üretim Kapasitesi :100.000 TON/YIL ** Yıllık Gelir : 23.500.000,00 $ /YIL
c) Demir
Cevherin Ortalama Satış Fiyatı : 125,00 $/TON
Üretim Kapasitesi : 100.000 TON/YIL**
Yıllık Gelir : 12.500.000,00 $ /YIL TOPLAM GELĐR : 39.500.000.-$ (**):Đstanbul Maden Đhracatçıları Birliği’nden alınmıştır. Aralık 2008
57
6.2 Yıllık Đşletme Giderleri Tablo 20 : Yıllık Giderler Tablosu
Cinsi
Gider Krakteri
Đşç.ve Pers. %70 D
Yakıt-yağ %80 D
Elektrik Gideri %70 D
Amortisman %100S
Bakım-Onarım %80 D
Genel giderler %70 D
Tesis Giderleri %80D
Beklenmeyen G. %80 S
TOPLAM:
907,200
Harcama Miktarı($) Sabit Gider ($)
272,160
Değişken Gider($)
490,960 147,288 343,672
549,446 109,889 439,557
600,000 600,000 0
168,000 33,600 134,400
28,416
126,000 37,800 88,200
1,380,000 276,000 1,104,000
635,040
4,363,686 1,590,401 2,773,285
142,080 113,664
6.3 Yıllık Đşletme Kârı
� Proje Karı: Proje Gelirleri – Proje Giderleri
Proje Karı= 39.500.000,00 – 4.363.686,00 = 35.136.314,00 $
� Yatırımın Geri Dönüş Süresi (YGDS) = Toplam Yatırım/Nakit Akımı
YGDS = 24.632.624,35 / 35.136.314,00 = 0,70 yıl
58
6.4.Proforma Gelir-Gider tablosu Tablo 21 : Proforma Gelir-Gider Tablosu ($)
• Finansman Giderleri Dahil Edilmemiştir.
Açıklama 2009 2010 2011 2012 2013
Proje Gelirleri 39.500.000 39.500.000 39.500.000 39.500.000 39.500.000Proje Giderleri 4.363.686 4.363.686 4.363.686 4.363.686 4.363.686Proje Karı 35.136.314 35.136.314 35.136.314 35.136.314 35.136.314Yatırım İndirimi 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44Devlet Hakkı 2.054.000 2.054.000 2.054.000 2.054.000 2.054.000Kurumlar Vergisi Matrahı 30.619.052 30.619.052 30.619.052 30.619.052 30.619.052Kurumlar Vergisi (%20) 6.123.810 6.123.810 6.123.810 6.123.810 6.123.810Diğer Fonlar 0 0 0 0 0işçi Ücr. Kes. Verg+Stopaj (%35) 31.562 31.562 31.562 31.562 31.562Net Proje Karı 24.463.680 24.463.680 24.463.680 24.463.680 24.463.680
Açıklama 2014 2015 2016 2017 2018
Proje Gelirleri 39.500.000 39.500.000 39.500.000 39.500.000 39.500.000Proje Giderleri 4.363.686 4.363.686 4.363.686 4.363.686 4.363.686Proje Karı 35.136.314 35.136.314 35.136.314 35.136.314 35.136.314Yatırım İndirimi 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44 2.463.262,44Devlet Hakkı 2.054.000 2.054.000 2.054.000 2.054.000 2.054.000Kurumlar Vergisi Matrahı 30.619.052 30.619.052 30.619.052 30.619.052 30.619.052Kurumlar Vergisi (%20) 6.123.810 6.123.810 6.123.810 6.123.810 6.123.810Diğer Fonlar 0 0 0 0 0işçi Ücr. Kes. Verg+Stopaj (%35) 31.562 31.562 31.562 31.562 31.562Net Proje Karı 24.463.680 24.463.680 24.463.680 24.463.680 24.463.680