10
Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1 1 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II 5i Ortak Dersler Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYDIN

5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

  • Upload
    others

  • View
    18

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1

1

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II

5i Ortak Dersler

Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYDIN

Page 2: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

İçİndekİler1.1. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI .............................................................................. 31.2. TÜRK İNKILABININ STRATEJİSİ .............................................................................................. 61.3. SALTANATIN KALDIRILMASI .................................................................................................. 71.4. KAYNAKÇA ..............................................................................................................................10

Ünite 1TÜRK İNKILABININ STRATEJİSİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYDIN

Page 3: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1

3

İnkılap, batı dillerindeki “revolution” kelimesi ile anlatılan ve Türk Devlet hayatında büyük öneme sahip olan değişimin adıdır. Bir milletin sahip olduğu siyasi, sosyal askeri alanlardaki kurumların devlet eliyle makul ve ölçülü metodlarla köklü bir şekilde değiştirilerek yenileş-tirilmesidir. Bu bağlamda toplum üzerinde meydana gelen her türlü olumlu değişimin itici gücünü İnkılap olarak nitelendirebiliriz. Tarihsel olarak bakıldığında Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle galip devletlerin mağlup devletlere zorla imza ettirdikleri bir takım anlaşmalara millet olarak gösterilen tepki ile başlayan sürecin de adıdır. Mondros Mütarekesi’nin muğlak içeriği ile başlayan işgaller ve bu işgallere Türk Milleti’nin verdiği tepkiye biz Milli Mücade-le diyoruz. Milli Mücadele’de milli bir önder ve bir kahraman olarak ortaya çıkan Mustafa Kemal Atatürk ve bizzat onun birikimi ve vizyonuyla başlayan ve onun 10 Kasım 1938’deki ebediyete intikaline kadar geçen sürede Türkiye’de meydana getirdiği her türlü değişikli-ğe Türk İnkılabı denmektedir. Bu sebeple Türk İnkılabı bizzat onun hayatıyla ve birikimiyle doğrudan alakalıdır. Bu sebeple kısa bir Mustafa Kemal Atatürk biyografisi vermek Türk İn-kılabını daha iyi anlamamıza olanak sağlayacaktır.

1.1. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Osmanlı Devleti’nin siyasi çalkantılarının en fazla hisse-dildiği Batı Trakya bölgesinde bulunan Selanik kentinde dünyaya geldi. Babası Ali Rıza Bey, Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım’da Ali Rıza Bey gibi Evlad-ı Fatihan’dan olup Sofuzade Feyzullah Efendi’nin kızıdır. Altı yaşına geldiğinde mahalle mektebine gön-derilen Mustafa, birkaç gün sonra buradan alınıp Şemsi Efendi Mektebine gönderildi. Baba-sının 1893’te ölümünden sonra annesi Zübeyde Hanım Mustafa’yı ve kız kardeşi Makbule’yi alarak Mustafa’nın dayısı ve Langaza’daki bir çiftliğin kahyası olan Hüseyin Ağa’nın yanına yerleşti. Fakat çok geçmeden halasının desteğiyle tekrar Selanik’e dönen Mustafa burada Mülkiye Rüşdiyesi’ne kaydoldu. Osmanlı Devleti’ne memur yetiştirilen bu okuldan ayrılıp 1894’te Selanik Askeri Rüşdiyesi’ne girdi. Bu okuldaki başarılarından dolayı matematik öğ-retmeni Yüzbaşı Mustafa, kendisine “Kemal” ismini de vererek Mustafa Kemal’in vizyonuna yeni perspektifler kazandırmıştır.

O, 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne girdi. Burada İttihat ve Terakki’nin ünlü hatip ve şairi Ömer Naci ile tanışmıştır. Ömer Naci kendisini güzel söz söyleme ve akıcı konuşma konusunda etkilemiştir. Bu okulda okurken Fransızca öğrenmek için Selanik’te özel kursla-ra katılmış ve burada Fransızcasını geliştirmiştir. Voltaire, August Comte ve Montesquieu gibi Fransız düşünürlerin eserleriyle bu dönemde tanışmıştır. 1898 yılında Manastır Askeri İdadisi’ni bitirmiş ve 13 Mart 1899’da Mekteb-i Harbiye’ye (Harp Okulu) girmiş ve burayı 10 Ocak 1902’de 1902-8 sicil numarası ile Mülazım-ı Sani (Teğmen) olarak bitirerek Harbiye’den mezun olmuştur.

Mustafa Kemal daha sonra devam ettiği Erkan-ı Harbiye Okulu’nda (Harp Akademisi) mem-leket meseleleri ile yakından ilgilenmiştir. Çünkü bu dönem aynı zamanda II Meşrutiyet’in ilanı öncesi döneme denk gelmekteydi. Harp Akademisi’nin 57. Dönemini beşinci olarak

Page 4: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

4

bitirdi ve Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldu. Mustafa Kemal öğrenciliğini bitirip askeri ka-riyerine başlamak için çok da münasip olmayan bir yere yani Şam’da bulunan 5. Ordu’ya tayin olundu. O burayı başlangıçta bir sürgün yeri olarak değerlendirmişti. Ancak daha son-radan burası, içinde bulunduğu politik ve siyasi havası, yabancı devletlerin bölgeyi Osmanlı Devleti’nden ayırmak için çevirdiği entrikaları ve bölge halkının Osmanlı Devleti’ne bakışını yakından görme, olayları tahlil etmesi için zengin bir fırsat verdi. Burada Mustafa Cante-kin tarafından kurulmuş Vatan isimli cemiyeti Vatan ve Hürriyet ismiyle yeniden örgütle-meye çalışmıştır. Bu örgütü 1906’da gizlice Selanik’e giderek orada da kuracaktır. 20 Hazi-ran 1907’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) olarak Şam’daki görevini tamamlamış ve 13 Ekim 1907’de 3. Ordu’ya Selanik’e tayin edilmiştir. O Selanik’e varmadan önce kurmuş olduğu cemiyet 27 Eylül 1907’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmıştı.

Selanik’te başarılı bir asker olarak görev yapan Mustafa Kemal, aynı zamanda burada 22 Hazi-ran 1908’de Şark Demiryolu Müfettişi olarak görevlendirilmişti. Bu görev onun Ma-nastır, Üs-küp ve Selanik’te bulunun meşrutiyet yanlıları ile daha kolay temasa geçmesini sağladı. Reval Görüşmeleri’nde İngilizlerin ve Rusların Makedonya’yı aralarında paylaştığı yönündeki duyumlar bölgenin karışmasına sebep olmuştu. Bu karışıklığı bastırmak isteyen Sultan II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908’de Meşrutiyeti yeniden ilan etti. Meşrutiyet yöne-timine geçiş toplumsal anlamda bir ferahlama sağlasa da Bosna Hersek’in işgal edileceği ve tüm Balkan topraklarının elden çıkacağına dair duyumlar veya söylentiler halk arasında-ki huzursuzluğu daha da alevlendirmiştir. Bu haberler üzerine bilgi toplamak üzere gizlice Bosna’ya gönderilen Mustafa Kemal burada Fevzi (Çakmak) ile tanışmıştı.

Mustafa Kemal Meşrutiyet’in ilanından sonra Trablusgarp’a gönderildi. Burada Meşrutiyet ta-raftarları ve karşıtları tarafından başlatılan olayları yatıştırmakla meşgul oldu. Burada önemli başarılara imza attı ve bir müddet sonra Selanik’e döndü. 13 Ocak 1909’da 3. Ordu Redif, 11. Selanik Tümeni Kurmay Başkanlığına atandı. 13 Nisan 1909’da patlak veren 31 Mart olayları sebebiyle adını kendisinin koyduğu Hareket Ordusu ile demiryoluyla İstanbul’a geldi. Burada ordu komutanlığını Mahmut Şevket Paşa bilfiil üzerine aldı. İsyan bastırıldı ve Sultan II. Abdülhamit tahttan indirildi. O bu dönemde rahatsızlığı sebebiyle hastanede yattı. Hastaneden çıktıktan sonra bir müddet İstanbul’da kaldı ve 22 Mayıs 1909’da Selanik’e geri döndü. Disiplinli oluşu, görevine bağlılığı, iyi bir komutan ve aynı zamanda askerini çok iyi organize eden bir lider olarak bu dönemde dikkatleri çekti. Yine Türk İnkılabının önder kadrosunda bulunan çeşitli rütbelerdeki arkadaşları Ali Fethi (Okyar), Rauf (Orbay), Kazım (Karabekir), İsmet (İnönü), Ali (Çetinkaya), Müfit (Özdeş), Ali Fuat (Cebesoy), Tevfik Rüştü (Aras), Nuri (Conker) gibi isimlerle ya okuduğu okullarda ya da görev yaptığı yerlerde tanış-mış ve bu isimler üzerinde derin tesir bırakmıştır. Eylül 1910’da 5. Selanik Kolordusu Erkan-ı Harbiyesi’ne atandı. 29 Eylül 1911 tarihinde İtalya’nın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi üzerine Trablusgarp’a gönderilecek askerler arasında yer aldı. Ancak Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum sebebiyle Trablusgarp’a asker gönderilmemesi kararı alındı. Mus-tafa Kemal’in ısrarlı istekleri ile Trablusgarp’a gönderilen teşkilatçılığıyla ünlü bazı isimlerin yanına katıldı. Mısır üzerinden Bingazi’ye ulaştılar. 5 Mart 1912’de Derne Kumandanlığına

Page 5: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1

5

atandı. Onun eğittiği erler, İtalyanlara karşı başarılı baskınlar yaptılar. Bu sayede Mustafa Kemal ismi pek çok kişi tarafından duyulmuştur. Osmanlı Devleti ve İtalya arasında 1912’de imzalanan Ouchy (Uşi) Antlaşması ile Trablusgarp Osmanlı Devleti tarafından terkedildiği için burada bulunan Mustafa Kemal ve diğer arkadaşları İstanbul’a doğru yola çıktılar.

1912’de başlayan Balkan Savaşları Osmanlı Devleti’ni yeni bir sıkıntıya soktuğunda Mustafa Kemal de vatanını seven bir asker ve fert olarak vatanına hizmet etmek için Bahr-i Sefid Boğazı Kuvay-ı Mürettebe Kumandanlığı Erkan-ı Harbiye’sine tayin olundu. Burada başarılı çalışmalarıyla dikkat çekti. Balkan savaşlarının bitmesiyle 27 Ekim 1913’te Sofya Ataşeliği-ne gönderildi. 1 Mart 1914’te Mustafa Kemal’in rütbesi Yarbaylığa yükseltildi. 28 Haziran 1914’te Birinci Dünya Savaşı başladığında Mustafa Kemal hala Sofya’da Ataşe olarak görev yapmaktaydı. Osmanlı Devleti’nin 11 Kasım 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na resmen girme-si ile Mustafa Kemal 3. Kolordu’da yeni kurulan 19. Tümen Kumandanlığına atandı. İtilaf Devletleri güçlerinin Çanakkale Boğazına gelmesi ile O, 57. Alay ile Maydos’a hareket etti. Burada 72. ve 77. Alaylar bu Tümene ilhak edilerek yeniden yapılanmaya gidildi. Maydos mıntıkası komutanlığı adı altında Ece Limanı, Seddülbahir, Morta Limanı’nın korunmasını üstlendi. 25 Nisan 1915’te başlayan kara savaşlarının başında göstermiş olduğu cesaret ve idare yeteneği sayesinde kendisine Arıburnu Cephesi Komutanlığı verildi. 28 Temmuz tarihinde 15. Kolordu Komutanlığı’na atandı. Burada üstün başarılar gösterdi. 8 Ağustos tarihinde Anafartalar Grubu Komutanlığı’na atandı. Göstermiş olduğu üstün başarılar ken-disine “Anafartalar Kahramanı” unvanı kazandırdı. Burada yaptığı hizmetlerden ötürü 1 Ni-san 1916’da “hidemat-ı fevkaladesine mebni” olarak rütbesi Mirliva’lığa (Bugünkü karşılığı Tuğgeneral olan rütbe) yükseltildi.

Rusların Doğu Anadolu’yu işgal etme tehlikesinin baş göstermesiyle Bölgede 2. Ordu’nun teşkiline girişildi. Mustafa Kemal de başarılı bir asker olarak 15 Mart 1916 tarihinde bölgeye gönderildi. Muş’ta ve Bitlis’te Ruslara karşı başarılı savaşlar verdi ve bu başarıları halk ara-sındaki şöhretini daha da arttırdı. 16 Şubat 1917’de Hicaz Kuvve-i Seferiye Komutanlığı’na atandı. Burada 4. Ordu komutanının emrinde olacaktı. Yaşanan gelişmeler çerçevesinde 5 Temmuzda Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına bağlı Halep’te kurulacak olan 7. Ordu Komutanlığına atandı. Araplar arasında yayılan milliyetçilik fikirleri, yerli işbirlikçilerin İngi-liz yanlısı tutumu ve İngilizlerin bölgede bulundurduğu asker ve mühimmat fazlalığı gibi sebeplerle Osmanlı devleti bölgeden çekilmek durumunda kalmıştı. Mustafa Kemal de im-kanları çerçevesinde yapılması gerekenleri Erkan-ı Harbiye’ye bildirmişti. Müşir Falkenhayn Paşa’nın da mukavemetini kıramayan Mustafa Kemal Paşa 6 Ekim tarihinde istifasını grup komutanına verdi. 9 Ekim’de 2. Ordu Komutanlığı’na atandı. Rahatsızlığı dolayısıyla 1 aylık hava değişimi izni aldı ve bu tarihte İstanbul’a geldi.

Enver Paşa, Veliaht Vahideddin’in Avrupa’ya yapacağı seyahatte kendisinin de bulunması için teklif götürdü. Seyahatten önce Mustafa Kemal Veliaht Vahideddin ile tanıştı. Seyahat 15 Aralık 1917’de başladı. Tren, Sofya, Budapeşte ve Viyana üzerinden Almanya’ya geçti. 1 Ocak 1918’de Almanya’ya giden heyet geri dönmek için yola çıktı.

Page 6: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

6

Mustafa Kemal, 7 Ağustos’ta Yıldırım Orduları Grubundaki 7. Ordu Komutanlığına atandı ve 1 Eylül’de Nablus’a gelerek 7. Ordu’nun komutasını eline aldı. Genel İngiliz saldırısının başla-ması üzerine 21 Eylülde Otto Liman Von Sanders geri çekilme emrini verdi. Akka, Hayfa, Am-man bir bir İngilizlerin eline geçti. 30 Eylülde İngilizler Şam’a girdiler ve bütün Suriye-Filistin bölgesi kaybedilmişti. Mustafa Kemal 31 Ekim’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’nı Liman Von Sanders’ten devraldı. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi hükümlerini yerine getirmek istemeyip, İngilizlerin İskenderun bölgesini işgaline müsaade etmediği için ordusu lağvedilmiş ve kendisi Harbiye Nezareti emrine alınmıştır.

1.2. TÜRK İNKILABININ STRATEJİSİ 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelmesiyle başlayan süreç 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yeni bir boyut kazanmış ve Mustafa Kemal daha önce olduğu gibi yine milletinin bağımsızlığı ve refahı için çalışmaya devam etmiştir. Yukarıda da değinildiği gibi Mustafa Kemal’in devlet adamlığı onun doğmuş olduğu yer, almış olduğu eğitim ve yaşadığı toplumun sosyal ve siyasi olaylarına bakışı ile olgunlaşmıştır. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin fikri çeşitli-liği ve Fransız İnkılabı’nın yaymış olduğu fikirler ve Avrupa’da cereyan eden “Aydınlanma” düşüncesi onu oldukça derinden etkileyen fikri temellerdir. Aydınlanma, insanın düşünme ve değerlendirmede din ve geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup, kendi görgüleriyle hayatı aydınlatmaya girişmesidir. Bu sebeple aydınlanma ve özgürlük birbirinden ayrılamayan iki kavramdır. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk akla ve özgürlüğe oldukça önem vermiştir. O daha askeri okul yıllarında bu fikirleri benimseyerek hayatı ve devleti akıl ve bilim kaynak-larıyla düzenlemek gerekliliğine inanmıştır. Atatürk sadece devlet hayatında değil, toplum-sal yaşayışın her yönünde aklı ve bilimi yol gösterici olarak kabul etmektedir. Atatürk’ün düşünceleri, inanışları ve olaylara yaklaşımı, onun “pozitivist” bir görüşe sahip olduğunu göstermektedir.

Mustafa Kemal Atatürk, zihninde tasarladığı Türk İnkılabını daha Milli Mücadele döneminin ilk günlerinde uygulamaya koymuştur. Onun stratejisi, milli hâkimiyete dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak olmuştur O, Amasya Genelgesi, Erzurum Kong-resi, Sivas Kongresi, Misak-ı Milli’nin Kabulü, TBMM’nin açılması, Milli Mücadele’de göster-miş olduğu askeri başarılar ve Büyük Taarruz ile düşmanın yurttan atılması ve Lozan Antlaş-ması ile taçlanan başarının mimarıdır. Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için yapılan her türlü inkılabın fikir babasıdır. Türkiye’de bu dönemde meydana gelen her türlü değişim, her türlü yenilenme bizzat Mustafa Kemal’in ve İnkılabı yapan zümrenin siyasi, sosyal, ekonomik ve dünyevi görüşünün bir uzantısıdır.

Atatürk, bir inkılâpçı olarak zamanı iyi kullanmıştır. Yapacağı yenilikleri kafasında şekillen-dirmiş, zamanı gelmeden hiçbirini uygulamaya koymamıştır. Çünkü ona göre, bir işi zaman-sız yapmaya çalışmak, o işi başarısızlığa götürebilir. Bu nedenle o, “uygulamayı birtakım evrelere ayırmak ve olaylardan yararlanarak ulusun duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve adım adım ilerleyerek amaca ulaşmaya çalışmak gerekiyordu” diyerek zamanlamayı ne de-

Page 7: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1

7

rece ustalıkla kullandığını sık sık dile getirmiştir. Yapılacak olan inkılâplar Atatürk’ün kafa-sında milli bir sır olarak kalmış ve ancak zamanı geldiğinde uygulanmak için açıklanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, dostu Mazhar Müfit Kansu’ya daha Erzurum Kongresi’nin hazırlık-ları ya-pılırken zaferden sonra hükümet şeklinin cumhuriyet olacağını, padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gerekenin yapılacağını, sosyal ve siyasi alanda pek çok değişikliğin yapılacağını söylediği zaman Mazhar Müfit söylenenlere inanamayıp Atatürk’ü hayalci ola-rak nitelemiştir. Ancak zamanı geldiğinde söylenen tüm değişikliklerin yapılması onun ne kadar zamana riayet ettiğini ve zamanı ne kadar iyi kullandığını göstermektedir. “İstedikle-rimizin hepsi olacaktır. Ancak zamanı seçmek lazım. Her şeyi birden yapamayız. Sıra bekle-mek, reaksiyona meydan bı-rakmamak mecburiyetindeyiz. Dediğim gibi hedefe dolambaçlı yollardan gitmek cephe hücu-mundan daha sağlamdır” diyen Atatürk, 1920’den itibaren Türk Milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak inkılâpları tek tek gerçekleştirmiştir. TBMM’nin açılması, saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kaldırılması gibi si-yasi inkılâpların yanında hukuk inkılâbı, kılık kıyafet inkılâbı, harf inkılâbı gibi inkılâplar hep onun kafasında olan ve zamanı geldiğinde gerçekleştirilen yeniliklerdir.

1.3. SALTANATIN KALDIRILMASI Büyük Taarruz’un başarıyla sonuçlanması TBMM’nin elini siyasi ve askeri açıdan güçlendir-mişti. İtilaf Devletleri temsilcileri ile Mudanya’da devam eden müzakereler sırasında TBMM Hükümeti, barış görüşmelerinin 20 Ekim’de İzmir’de toplanması yönünde bir nota vermiş-ti. TBMM’nin barış görüşmelerini İzmir’de yapılmasını istemesinin altında yatan neden Yu-nanlıların üç buçuk yılda yaptıkları yıkımı ve mezalimi tüm dünya kamuoyuna göstermekti. İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, İzmir’de yapılacak bir konferansın başkanının doğal olarak Türklerden olacağını, bunun da tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu, üstelik İzmir’de yapılacak konferansın müttefikleri Venizelos’u çok inciteceğini belirterek reddetti. Müt-tefikler kendi aralarında yaptıkları görüşmelerle konferansın 13 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan kentinde yapılmasına karar verdiler. TBMM barış konferansına başkanlık edecek ki-şiyi seçmekle uğraşırken 27 Ekim’de İtilaf Devletleri’nden barış konferansına katılım daveti aldı. Ancak özellikle İngiliz politikasının bir yansıması olarak İstanbul Hükümeti de Lozan Konferansı’na davet edilmişti. İngiltere’nin amacı bu iki hükümet arasındaki anlaşmazlıklar-dan yararlanıp mümkünse Sevr Antlaşması’na yakın bir anlaşma yaparak süreci kapatmak istiyordu.

TBMM Hükümeti 29 Ekim’de barış konferansına katılacağı yönünde İtilaf Devletleri’ne bir cevap gönderdiği gün İstanbul Hükümeti Sadrazamı Tevfik Paşa’dan yeni bir telgraf aldı. Tevfik Paşa “Kazanılan başarının elde edilmesine hizmet ettiklerini” beyan ederek zafe-rin bundan böyle İstanbul ile Ankara arasındaki anlaşmazlık ve ikiliği ortadan kaldırdığı-nı ve milli birliğimizi sağladığını iddia etmişti. Çekilen bu telgraflarda Tevfik Paşa İstanbul Hükümeti’nin de Lozan’a barış konferansına katılmak istediğini belirtmişti.

Page 8: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

8

Tevfik Paşa’nın bu girişimi TBMM’de büyük bir tartışma meydana getirmiş, 30 Ekim’de konu TBMM’de etraflı bir şekilde görüşülmüştür. Milletvekilleri Tevfik Paşa’nın böyle bir hakkının ve yetkisinin bulunmadığını söylerken bazı milletvekilleri daha ağır bir tepki vererek salta-natın kaldırılmasını seslendirmeye başlamışlardı. Dr. Rıza Nur ve arkadaşları meclis başkan-lığına altı maddelik bir önerge vermişler ve bir anda tartışmalar devletin yönetim biçiminin belirlenmesi yönünde bir seyir almıştı. Rıza Nur Bey ve 78 arkadaşının verdiği önergede Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı, Ankara Hükümeti’nin onun varisi olduğu bildirilmişti. Bazı mil-letvekilleri İstanbul Hükümeti’ne karşı olmalarına rağmen hala saltanatın muhafazası ge-rekliliğine inanıyorlardı. Verilen önerge isim okunmak suretiyle oylamaya sunulmuş ancak karar yeter sayısı bulunamamıştır.

1 Kasım’da yapılan meclis toplantısında daha önce verilen önergenin altıncı maddesinde bir değişiklik yapılmış, halifelik Osmanlı hanedanının ilim ve ahlak yönlerinden en yetenekli ve en olgun olanına bırakılmıştır. Konu, o gün Şeriyye, Adliye ve Kanun-ı Esasi Encümenle-rine havale edilmiştir. Özellikle Şeriyye Encümeninde bulunan milletvekilleri saltanatın hila-fetten ayrılamayacağı yönündeki açıklamalarına bizzat Mustafa Kemal Paşa cevap vermişti. Paşa konuşmasında özetle şöyle diyordu; “Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; müzakere ile münakaşa ile verilmez. Hakimiyet, saltanat kuvvet-le, kudretle, zorla alınır… Mevzubahis olan; millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten emri vaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir.” Bu konuşma üzerine komisyonlar halifelik ile saltanatı birbirinden ayıran önerge-yi kabul ederek meclise sunuldu ve 1 Kasım 1922 tarihinde mecliste oy çokluğu saltanatın kaldırılması kabul edildi.

Saltanatın kaldırılmasıyla millet üzerinde yaklaşık altı yüzyıllık Osmanlı saltanatı kaldırıl-mış, millet kendi egemenliğini kendi eline almıştır. Karar aynı gün İstanbul’da bulunan Refet Paşa tarafından Yıldız Sarayı’ndaki sultana da tebliğ edilmişti. Yalnız Tevfik Paşa İtilaf Devletleri temsilcilerinden medet ummuş olacak ki 4 Kasım tarihine kadar İstanbul Hükümeti’nin başkanı olarak kalmayı sürdürdü. Fakat TBMM’nin kararlı tutumu sebebiyle 4 Kasım’da Sadrazam Tevfik Paşa sultana hükümetin istifasını vermiş ve böylelikle saltanatla birlikte İstanbul’daki hükümet de tarihe karışmış oldu. Lozan’da Türk Milleti’ni kimin temsil edeceği sorunu da böylelikle ortadan kalktı. Son Osmanlı Sultanı Vahideddin, artık geri-ye dönüş imkanının olmadığını görerek İngilizlerin İstanbul’daki Yüksek Komiseri General Harington’dan hayatından endişe ettiği gerekçesiyle siyasi sığınma talebinde bulunmuştu. İn-giltere tarafından kabul edilen talep üzerine 17 Kasım 1922’de İngiliz Malaya zırhlısı ile ülkeyi terk ederek Malta’ya gitti. TBMM Hükümeti 5 Kasım 1922’de İstanbul’da bulunan Re-fet Paşa’ya gönderdiği bir talimatla “İstanbul’un TBMM’nin bir vilayeti olduğu” bildirilmiş, Refet Paşa aynı gün müsteşarlıklara gönderdiği bir yazı ile tüm resmi işlemlerin TBMM adına durdurulduğunu ilan etti. 5 Kasım’da İtilaf Devletleri’nin İstanbul’daki temsilcileri ile yapı-lan Generaller toplantısında “bugün öğleden sonra, İstanbul’da TBMM Hükümeti idaresinin başlamış olduğunu beyan ederim” diyerek durumu generallere resmen tebliğ etti.

Page 9: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı Ünite 1

9

1.4. KAYNAKÇA

• Atatürk, M. Kemal, Nutuk (1919–1927), Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1991, (Bu-günkü Dille Yayına Hazırlayan: Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ)

• Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I, I/1, II (Bozkurt, G., Çağan, N., Ergün, M., Genç, N., Güneş, İ., Kürkçüoğlu, Ö., Taşdemirci, E.), YÖK Yayınları, Ankara, 1995

• Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, (Çakmak, M.A., Dönmez, C., Hayta, N., Safran, M., Şahin, M., Turan, R.), Okutman Yayıncılık, Ankara, 2009

• Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, (Arslanhan, İ., Bahadır, Ö., Eken, H., Ünlü, H., Yerebasmaz, A.), Marmara Yayınları, Bursa, 1998

• Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Ertan, T. F.), Siyasal Kitabevi, Ankara, 2001 • Armaoğlu, F., 20. YY Siyasi Tarihi (14. Baskı), Alkım Yayınları, İstanbul, 2005 • Balcıoğlu, Mustafa; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı, Atatürk Araştırma Merkezi Yay. An-

kara, 2003 • Kinros, L., Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar, İstanbul, 2006 • Milli Mücadele Tarihi Makaleler, (Akbulut, D.A., Balcıoğlu, M., Konukçu, E., Önsoy, R., Özkaya,

Y., Tanfer, V.), Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara, 2002 • Tansel, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar III, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Yayın-

ları, Ankara, 1973 • Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, (Akbıyık, Y., Akbulut, D.A., Avcı, C., Balcıoğlu, M., Eraslan, C., Kös-

tüklü, N., Süslü, A., Tural, M.A., Turan, R., Yalçın, D.), Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara, 2000

• Türk İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri, (Ekincikli, M., Gedikli, Ş., Turan, M., Yalçın, S.), Siyasal Kitabevi, Ankara, 2003

Page 10: 5i Ortak Dersler ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ IIportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2014-2015/G5i2/ATI102/ATI... · 2017-03-30 · Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi II

10