40
Yrd.Doç.Dr.Şükrü Cicioğlu Makro Ekonomi Klasik Teorinin Temelleri ve Uygulanması

Altıncı Bölüm

  • Upload
    andres

  • View
    74

  • Download
    3

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Altıncı Bölüm. Yrd.Doç.Dr.Şükrü Cicioğlu. Klasik Teorinin Temelleri ve Uygulanması. Makro Ekonomi. Öğrenme Hedefleri. Bu konuyu çalıştıktan sonra:. Klasik Teorinin Temelleri ve Argümanları hakkında . .bilgi sahibi olunacaktır. İçindekiler. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Altıncı Bölüm

Yrd.Doç.Dr.Şükrü Cicioğlu

Makro Ekonomi

Klasik Teorinin Temelleri ve Uygulanması

Page 2: Altıncı Bölüm

Klasik Teorinin Temelleri ve Argümanları hakkında ..bilgi sahibi olunacaktır

Bu konuyu çalıştıktan sonra:

2

Page 3: Altıncı Bölüm

• Klasik Ekonomi• Klasik Ekonomide İşgücü piyasası• Klasik Modelde Mal piyasası ve Faiz Oranı• Klasik Modelde Para Piyasası• Klasik Toplam Talep ve Arz Eğrisi

Özet

3

Klasik Teorinin Temelleri ve Uygulanması

Page 4: Altıncı Bölüm

KLASİK EKONOMİKLASİK EKONOMİ

Klasik ekonomi merkantilizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Klasikler, merkantilistlerin aksine ulusların zenginliğinin reel faktörlere bağlı olduğunu ve kapitalizmin gelişmesi için serbest piyasa ekonomisinin en uygun araç olduğunu savunmuşlardır.

Klasik analiz, genel olarak bir reel analizdir.

Page 5: Altıncı Bölüm

Klasik Ekonominin Klasik Ekonominin

VarsayımlarıVarsayımları

Ekonomik birimlerin rasyoneldirler. Ekonominin tam istihdamı kendiliğinden sağlar.

Diğer bir ifadeyle, ekonomideki tüm fiyatlar (mal fiyatları, ücretler, faiz oranları) esnekdir.

Para nötrdür.

Page 6: Altıncı Bölüm

KLASİK MODELDE İŞGÜCÜ KLASİK MODELDE İŞGÜCÜ

PİYASASIPİYASASI

Klasik modelde, fiyatlar ve ücretlerin tam esnek olduğu, işçilerin istedikleri anda iş bulabildikleri, firmaların istihdam ettikleri iş gücünün miktarını herhangi bir maliyete katlanmadan diledikleri gibi değiştirebildikleri, firmaların rekabetçi davrandığı ve mevcut fiyatlarla ürettikleri tüm malları satmayı bekledikleri ideal bir dünya ele alınmaktadır.

Modelde sermaye stokunun kısa dönemde sabit olduğu ve tek değişken faktörün emek olduğu varsayılmaktadır.

Page 7: Altıncı Bölüm

Üretim FonksiyonuÜretim Fonksiyonu

Burada Y reel hasılayı L emek girdisini, ise kısa dönemde sabit olan sermaye faktörünü göstermektedir.

Bu üretim fonksiyonu, kullanılan emek miktarı arttıkça emeğin marjinal ürününün azaldığını ifade eden emeğin azalan getirisi varsayımına dayanmaktadır.

( , )Y F K L

Page 8: Altıncı Bölüm

Emek girdisi 0

L

Y

L

Y

Y=F(L, K )

L0

Y0 Ür

etim

düz

eyi

ŞEKİL 4-1: ÜRETİM FONKSİYONU VE EMEĞİN MARJİNAL ÜRÜNÜ. Üretim fonksiyonu üretilen hasıla -ürün miktarı- ile öbür üretim faktörleri veri iken kullanılan emek girdisi arasında bir ilişki kurar. Eğri azalan getiriler durumunu göstermektedir. Emek arttıkça hasıla da artmakta ancak giderek hasıladaki artışlar azalmaktadır. Emeğin marjinal ürünü üretim fonksiyonunun eğimi , ∆Y/∆L, ile ölçülür ve istihdamdaki bir birimlik artış halinde hasılada ortaya çıkan artışı gösterir. Emek girdisi arttıkça eğrinin yatıklaşması emeğin marjinal ürününün azaldığını gösterir.

Page 9: Altıncı Bölüm

Emek TalebiEmek Talebi

Emek talebini üretim fonksiyonundan türetiyoruz. Bir firmanın ne kadar işgücü istihdam edecek?

Bir firma, emeğin marjinal ürünü (MPL), ilave emeğin maliyetini aştığı müddetçe ek işgücü istihdam edecektir.

İlave emeğin hasılaya katkısına emeğin marjinal verimi denir ve üretim fonksiyonunun eğimine eşittir.

İlave işgücünün maliyeti reel ücrettir.

Page 10: Altıncı Bölüm

MPL eğrisi, aşağı eğimli bir eğridir. Bu eğri aynı zamanda emek talep eğrisidir.

Firmalar MPL ile reel ücretin eşit olduğu noktaya kadar emek istihdam etmektedir.

Toplam emek talebi, ekonomideki tüm firmaların her bir reel ücret düzeyinde talep ettikleri işgücü miktarlarının toplamı olup yine negatif eğimli bir eğri ile temsil edilecektir.

WMPL

P

Page 11: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-2: REEL ÜCRET VERİ İKEN OPTİMUM İSTİHDAMIN SEÇİLMESİ. Emeğin marjinal ürünü, MPL, azalan getiriler nedeniyle istihdam düzeyinin azalan bir fonksiyonudur. Reel ücret (W/P)0 veri iken optimum istihdam hacmi L0 dır. L1de emeğin marjinal ürünü reel ücretten azdır ve firma istihdamını azaltarak kârını artırabilir. Tersine L2 de marjinal ürün reel ücreti aşar ve firmanın daha fazla işçi çalıştımasını teşvik eder, çünkü bu şekilde davranması kârını artıracaktır.

(W/P)0

Emek girdisi

Emeğ

in m

arjin

al v

erim

liliği

(MPL

)

0

K

L

MPL

L2

(W/P)0

L0 L1

Reel ücret (W/P)

MPL2

E

N

M

R

Page 12: Altıncı Bölüm

Emek ArzıEmek Arzı

Bireysel Emek Arz Eğrisi Bir bireyin emeğini arz ederken karşı karşıya bulunduğu

tercih, bir günün 24 saatini bir gelir karşılığı çalışmak ile zamanını dinlenerek geçirmek arasında tahsis etmektir.

Bireyin boş zaman ile gelir arasında kayıtsız kaldığı gelir-boş zaman bileşimleri bireyin farksızlık eğrilerini oluşturacaktır.

( , )U U Y S

Page 13: Altıncı Bölüm

Bireyin günlük optimum, yani faydasını maksimize edecek çalışma saati sayısı, farksızlık eğrisinin zaman kısıtına teğet olduğu noktada belirlenir.

ŞEKİL 4-5: BOŞ ZAMAN VE ÜCRET GELİRİ ARASINDA OPTİMUM TERCİH. Bireyin faydasını maksimize eden günlük çalışma saati, farksızlık eğrisinin zaman kısıtına teğet olduğu noktada belirlenir. Ücret haddi w1 iken, birey U1 fayda düzeyine S1 saat boş zaman ve Y1=w1(24-S1) tutarında gelir elde ederek ulaşmaktadır. Ücret haddi w2’ye çıktığında boş zaman S2’ye düşmekte ve elde edilen gelir Y2=w2(24-S2) olmaktadır. Ücret haddindeki artış hem çalışmaya ayrılan zamanı hem de ücret gelirini artırmaktadır.

Boş zaman (saat)

Ücr

et g

eliri

0 S

24w2

Y

24 S2

w2(24-S2)

24w1

w1(24-S1)

S1

A

B

U1

U2

U1 U2

Page 14: Altıncı Bölüm

Toplam Emek ArzıToplam Emek Arzı

İşgücü piyasasında arz edilen toplam emek miktarı, her bir bireyin arz ettiği emek miktarlarının toplamıdır.

Bu durumda toplam emek arzı eğrisi yine reel ücret düzeyinin artan bir fonksiyonu olup, pozitif eğimli bir eğri ile temsil edilir.

Page 15: Altıncı Bölüm

Emek Piyasasında DengeEmek Piyasasında Denge

ŞEKİL 4-7: EMEK PİYASASINDA DENGE VE TAM İSTİHDAM HASILASI. Üst paneldeki emek arz eğrisi LS dir. Emek talebi, LD ise emeğin marjinal ürünü eğrisi, MPL’dir. Emek piyasası (W/P)0 reel ücret haddinde dengeye gelir. Bu reel ücrette arz ve talep edilen emek miktarları eşittir. Daha düşük (W/P)2 ücret haddinde MN kadar emek talebi olurken; denge düzeyinin üzerindeki (W/P)1 reel ücretinde KL kadar aşırı arz veya işsizlik olacaktır. Alt paneldeki üretim fonksiyonu emeğin tam istihdamına, L*, uygun olarak üretilen tam istihdam hasıla düzeyinin Y* olduğunu, düşük ücret haddinde üretim düzeyinin tam istihdam hasılasının altında Y1 kadar olacağını gösterir.Eğer işçiler aşırı çalışmaya ikna edilebilirse L2 itihdam düzeyinde hasıla tam istihdam düzeyini aşacaktır.

İstihdam

Re

el ü

cre

t

0 L L*

(W/P)

E (W/P)0

MPL=LD

LS

N

L

K

M

(W/P)1

(W/P)2

L1 L2

L* İstihdam

Üre

tim d

üze

yi

0 L

Y

( , )Y F K L Y*

K

E N

Y1

Y2

L1 L2

Page 16: Altıncı Bölüm

Fiyat Düzeyinin Değişmesi ve Fiyat Düzeyinin Değişmesi ve

Emek Piyasasında DengeEmek Piyasasında Denge

Emek piyasasında dengeyi belirleyen iki eğrinin, emek talebi ve emek arzı eğrilerinin değişmesi halinde piyasada oluşan denge de değişecektir.

Klasik yaklaşımın taraftarları, değişme nereden kaynaklanırsa kaynaklansın ekonominin yeniden işgücünün tam istihdamını sağlayacak bir dengeye ulaşacağını öne sürmektedirler.

Page 17: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-8: FİYAT DÜZEYİNDE BİR YÜKSELMENİN İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ. Emek arz ve talebini nominal ücretin birer fonksiyonu olarak yazıyoruz. Fiyat düzeyindeki yükselme emek talebi eğrisini sağa ve emek arz eğrisini sola kaydırmaktadır. Sonuçta nominal ücret enflasyon ile aynı oranda artmakta ve reel ücret değişmemekte, ekonomi de tam istihdamı korumaktadır.

İstihdam

Nom

inal ü

cret

0 L

MPLxP1

W2

L*

W

E2

E1

LS(P1)

MPLxP2

LS(P2)

W1

Page 18: Altıncı Bölüm

Nominal ve Reel Ücret Arasındaki İlişki

ŞEKİL 4-9: NOMİNAL VE REEL ÜCRET ARASINDAKİ İLİŞKİ. Nominal ücret W0 ve fiyat düzeyi P0 iken reel ücret haddi w*’dır. Aynı nominal ücret geçerli iken P1 fiyat düzeyinde w1 ve P2 fiyat düzeyinde w2 reel ücret hadleri oluşmaktadır. Fiyat düzeyinin P4 ve nominal ücretin W1 olduğu D noktasında reel ücret haddi yine w*’dır.

Fiyat düzeyi

0 P

Nom

inal ü

cret

W

w*= 0 1

0 4

=W W

P P

w2= 0

2

W

P

w1= 0

1

W

P

P4 P2 P0

W0

P1

W1 D

A

Page 19: Altıncı Bölüm

KLASİK MODELDE MAL PİYASASI KLASİK MODELDE MAL PİYASASI

VE FAİZ ORANIVE FAİZ ORANI

Mal piyasasında denge, toplam harcamalarla toplam gelirlerin ex-ante olarak eşitliğini ifade eder.

Klasik modelde üretim miktarını, işgücü piyasasında oluşan istihdam düzeyi belirlemektedir.

Belli bir dönemdeki toplam talebi (planlanan harcamaları) o dönem üretimine (gelirine) eşitleyen bir mekanizma var mıdır?

Klasik teoride bu mekanizma her arzın kendi talebini yarattığını ifade eden Say kanunu ve faiz oranlarının tasarruf ve yatırımları dengelediğini ifade eden Klasik faiz teorisi ile ortaya konmaktadır.

Page 20: Altıncı Bölüm

Say KanunuSay Kanunu

Ekonomideki toplam mal ve hizmet arzının bunlara yönelik talebe eşit olduğunu ifade etmektedir.

Say kanunu mantıkî görünmekle birlikte; tasarrufları, bu yalın haliyle açıklayamamaktadır.

Klasik ekonomistler bu açığı klasik faiz teorisiyle telafi etmekte ve faiz oranındaki değişmelerin ekonomideki tasarrufları yatırımlara eşitleyici bir fonksiyon ifa ettiğini öne sürmektedirler.

Page 21: Altıncı Bölüm

Tasarruf ve Yatırımların Eşitlenmesi: Tasarruf ve Yatırımların Eşitlenmesi:

Klasik Faiz TeorisiKlasik Faiz Teorisi

Faiz, klasik ekonomistlerce bugünkü tüketimden vazgeçmenin, yani tasarrufta bulunmanın bedelidir.

Tasarruf, faiz oranının bir fonksiyonudur. Faiz oranının yükselmesi bireylerin gelirlerinden daha fazla

miktarda tasarruf etmelerine, yani gelecekteki tüketimi daha fazla tercih etmelerine yol açacaktır.

Page 22: Altıncı Bölüm

Yatırımın faiz oranı ile ilişkisi tasarrufun aksine ters yönlüdür. Yani faiz oranı yükseldikçe firmalar daha az yatırım yapmayı tercih etmektedirler.

Tasarrufların (ödünç verilebilir fonların) yatırımlara (ödünç verilebilir fon talebine) eşit olduğu noktada ödünç verilebilir fon piyasası dengededir.

Page 23: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-10: FAİZ ORANININ ÖDÜNÇ VERİLEBİLİR FONLAR PİYASASINDAKİ ROLÜ. Tasarrufların yatırımlara eşit olduğu noktada ödünç verilebilir fonlar piyasası dengededir. Bu denge, E1 noktasının gösterdiği i1 faiz oranı ve I1 yatırım hacminde sağlanmaktadır. Herhangi bir nedenle otonom olarak yatırım talebinin artması, cari faiz oranında piyasada (E’-E1) kadar bir fon talebi fazlası doğurmaktadır. Bu yatırım fazlası, faizlerin i1’den i2’ye yükselmesi sonucu yatırım miktarının (E’-K) kadar azalması ve tasarruf miktarının (K-E1) kadar artması ile dengelenmektedir.

Tasarruf ve yatırım

Faiz

ora

0 I, S

I1

i1

I1=S1

i

E1

S

E2

I2

E’

i2

I2=S2

K

Page 24: Altıncı Bölüm

KLASİK MODELDE PARA PİYASASIKLASİK MODELDE PARA PİYASASI

Paranın, mübadele ilişkilerini kolaylaştırmak dışında bir rolü yoktur.

Paranın, reel değişkenler üzerinde bir etkisi yoktur. Ekonomideki fiyat düzeyi ise tamamen piyasadaki para

miktarı tarafından belirlenmektedir. Paranın bu şekilde reel değişkenler üzerinde etkisi olmaması durumuna paranın yansızlığı (nötrlüğü) denir.

Reel değişkenlerin para arzından bağımsız olarak belirlenmesi de “klasik dikotomi” olarak adlandırılmaktadır.

Page 25: Altıncı Bölüm

Klasik teorinin para arzı ile fiyat seviyesini ilişkilendiren yaklaşımı paranın miktar teorisi olarak bilinmektedir.

Miktar teorisinin iki farklı versiyonu vardır:

1-Fisher yaklaşımı

2-Cambridge yaklaşımı

Page 26: Altıncı Bölüm

Fisher YaklaşımıFisher Yaklaşımı

Irving Fisher’in geliştirdiği yaklaşım Belli bir dönemde ekonomide gerçekleşen tüm

mübadelelerin parasal değeri, para arzı ile paranın kaç kez el değiştirdiğini gösteren dolaşım hızının çarpımına eşittir.

M V P T

Page 27: Altıncı Bölüm

T yerine yalnız reel millî hasılanın hesabına giren değişimleri, Y, aldığımız ve P ’nin de ekonomideki ortalama fiyat düzeyini gösteren bir endeks olduğunu kabul ettiğimiz zaman özdeşliğin sağ tarafı nominal milli hasılaya eşit olacaktır:

V ilk özdeşlikte paranın işlem dolaşım hızı iken ikincisinde paranın gelir dolaşım hızı dır.

M V P Y

Page 28: Altıncı Bölüm

Klasik ekonomistler paranın dolaşım hızının ve reel gelir düzeyinin kısa dönemde sabit olduğunu kabul etmektedirler.

Bu durumda yukarıdaki ikinci özdeşlik fiyat düzeyini doğrudan para miktarına bağlamaktadır.

Page 29: Altıncı Bölüm

Cambridge YaklaşımıCambridge Yaklaşımı

Cambridge yaklaşımında ise önceki denklemde küçük bir değişiklik yapılmakta ve k =(1/V ) yazılarak:

Eşitliğin sağ yanı para talebini göstermektedir. k, ortalama olarak elde tutulan paranın nominal milli

gelire oranını göstermektedir. Reel para stoku:

M k P Y

Page 30: Altıncı Bölüm

Reel para stoku:

Kısa dönemde eşitliğin sağ yanı sabit kabul edilmektedir. Bu durumda para arzında bir artışın olması halinde fiyat düzeyinin de aynı oranda artması gerekecektir.

Yine burada paranın yalnızca işlem güdüsüyle talep edildiği kabul edilmektedir.

Mk Y

P

Page 31: Altıncı Bölüm

Toplam Talep Eğrisi Toplam Talep Eğrisi Paranın miktar teorisi toplam talebin belirlenmesine de

imkan vermektedir.

M ve V değerleri veri iken fiyat düzeyi yükseldiğinde eşitliğin sağlanabilmesi için gelir düzeyinin düşmesi gerekmektedir. Bu fonksiyonu, Y ’yi yatay P ’yi de dikey eksende gösteren bir eğri ile ifade edersek, ortaya çıkacak hiperbol biçimindeki eğri toplam talep eğrisi olacaktır.

0M VP

Y

Page 32: Altıncı Bölüm

Toplam Arz EğrisiToplam Arz Eğrisi

Klasik toplam arz eğrisi, ekonominin daima tam istihdamda işlediği varsayıldığı için tam istihdam ya da doğal GSYH düzeyinde dik bir doğrudur.

Toplam arz eğrisi üretim fonksiyonu ve işgücü piyasası dengesinden türetilmektedir.

Page 33: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-12: KLASİK MODELDE TOPLAM ARZ EĞRİSİ. İşgücü piyasasında oluşan istihdam düzeyi üretim fonksiyonu kanalıyla hasıla miktarını belirlemektedir. Fiyat düzeyindeki değişme istihdamı etkilemediğinden üretim hacmini de etkilememekte ve dikey toplam arz eğrisi oluşmaktadır.

450

L* İstihdam

Üre

tim d

üzey

i

0 L

Y

Y = F(L,K )

Y*

İstihdam

Nom

inal

ücr

et

0 L

MPLxP1

W2

L*

W

E2

E1

LS(P1)

MPLxP2

LS(P2)

W1

0 Y

Y

Y=Y

Y*

Y* Hasıla, gelir

Fiya

t düz

eyi

0 Y

P AS

P2

Y*

P1

Page 34: Altıncı Bölüm

Ekonominin DengesiEkonominin DengesiEkonominin dengesi de toplam arz eğrisi ile toplam talep

eğrisinin kesişimi ile elde edilmektedir.

ŞEKİL 4-13: KLASİK MODELDE EKONOMİNİN DENGESİ. Toplam talep ve toplam arz eğrilerinin kesişimi ekonominin denge fiyat ve hasıla düzeyini belirlemektedir. Para arzında bir artış toplam talep eğrisini yukarı kaydırmakta ve hasıla düzeyi değişmeden fiyat düzeyinde bir artış olmaktadır.

AS

Hasıla, gelir

Fiya

t düz

eyi

0 Y

P1

P

P2

Y*

AD2(M2)

AD1(M1)

Page 35: Altıncı Bölüm

İşsizlikİşsizlik

Klasik ekonomi teorisinin öngördüğü işsizlik türlerinden birisi geçici işsizliktir. Yani oldukça kısa dönemli bir işsizliğin talep şoklarından doğabileceği kabul edilmektedir.

Burada işsizlik geçicidir ve ekonomi fiyat ve ücret esnekliği sayesinde kendi kendine bu şoku kısa sürede atlatabilmektedir.

Klasik modelde piyasalara dışarıdan bir müdahale olmaması halinde kalıcı işsizlik söz konusu olmayacaktır.

Page 36: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-16: KLASİK MODELDE GEÇİCİ İŞSİZLİK. Para arzındaki bir daralmayla oluşan talep azalışı karşısında ilk anda fiyatlar değişmeden hasıla düzeyi YA’ya gelir. Daha sonra fiyatlar düşmeye başlar ve PB’ gibi bir düzeyden sonra P2’ye ulaşarak bir süre sonra ekonomi yeniden E2 noktasında dengeye gelecektir. Bu arada nominal ücretler de fiyat düzeyi ile birlikte düşecektir. Bu ayarlamalar esnasında ekonomide geçici bir işsizlik oluşacaktır.

AS

Hasıla, gelir

Fiyat

düze

yi

0

Y

PB

P

Y*

AD1(M1)

AD2(M2)

P1 E1

E2 P2

YB YA

A

B

Page 37: Altıncı Bölüm

Sendikaların ücret talebini piyasayı dengeye getirecek düzeyin üstünde tutması ya da devletin piyasa denge ücretinin üzerinde bir asgari ücret saptaması gibi durumlarda, nominal ücretlerin katılığına bağlı olarak kalıcı işsizlik oluşabilecektir.

Klasik sistemde kalıcı işsizlik oluştuğunu durumda ortaya dirsekli toplam arz eğrisi çıkmaktadır.

Page 38: Altıncı Bölüm

ŞEKİL 4-17: KLASİK MODELDE İŞSİZLİK. Ekonominin kurumsal yapısının W0 gibi bir nominal ücreti zorunlu kılması durumunda, fiyat düzeyinin denge reel ücreti w*’ı sağlayacak düzeyden aşağı olması işsizliğe yol açacaktır. Bunun sonucu P0’ın altındaki fiyat düzeylerinde işsizlik, doğal hasıla düzeyinin altında üretim ve pozitif eğimli bir toplam arz eğrisidir. Nominal ücretin W0’ın üzerine çıkması halinde ise nominal ücretler üzerindeki kurumsal engeller etkisini yitirmekte ve ekonomi tam istihdam dengesine dönmektedir. Bu ise tekrar P0 fiyat düzeyinden sonra dikey bir toplam arz eğrisini ortaya çıkarmaktadır.

İstihdam

Ree

l ücr

et

0 L

MPL

L2

w

w2

L1

w1

w*

L*

Ls

E1

E2

E*

Fiyat düzeyi

0 P

Nom

inal

ücre

t

W

w*

w2

w1

P4 P2 P0

W0

P1

W1

Hasıla, gelir

0 Y

Fiya

t düz

eyi

P AS

P1

P2

P0

P4

Y2 Y1 Y*

Y* Y1

L

Y

Y=F(L,K )

L2 İstihdam

Üre

tim d

üzey

i

0 L1 L*

Y2

Page 39: Altıncı Bölüm

KLASİK MODELDE PARA POLİTİKASIKLASİK MODELDE PARA POLİTİKASI

Klasik modelde herhangi bir ekonomi politikasının uygulanmasına gerek yoktur.

Yalnız talep daralmasına bağlı geçici işsizlik durumunda, ücret ayarlamalarındaki kısa süreli gecikmenin oluşması istenmiyorsa, para arzı artırılarak nominal ücretler pek düşmeden dengenin oluşması sağlanabilir.

Ancak bunun dışında para politikası reel değişkenler üzerinde etkisizdir, yani klasik dikotomi geçerlidir.

Page 40: Altıncı Bölüm

KLASİK MODELDE MALİYE KLASİK MODELDE MALİYE

POLİTİKASIPOLİTİKASI

• Klasikler, maliye politikasına bütünüyle karşıdırlar.

• Bunun iki nedeni vardır:

• Birincisi, devletin ekonomideki ağırlığının zaten küçük tutulması arzulandığından kamu bütçesinin büyümesine yol açacak her türlü uygulama liberal ideolojiye uygun olarak reddedilmektedir.

• İkincisi, aktif bir maliye politikasına izin verilse bile, bunun ekonomide istihdamı ve hasılayı artırmak gibi bir etkisi olmayacaktır.