83
S p 2000 1 KASIM 2010 192297 SAYI: 2010 /11 FİYATI: 4 TL BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne Büyük Onur Ödülü Cengiz Özak›nc› Yabanc›lar›n Bir Düflünü Dile Getiriyor “Türksüz Dünya” Sinan Meydan: Samsun’dan Önceki Vahdettin’i Anlat›yor R›fat Serdaro¤lu Aç›kça Uyar›yor: “Türkiye’nin Alt›nda ‹ki Bomba Var” Cüneyt Arcayürek ve Oktay Ekfli’nin yorumlar›yla: HSYK OLAYI Prof. Dr. Haberal’a Yurdun Dört Bir Köflesinden Kutlama Mesajlar› Ya¤›yor Prof. Dr. Haberal’›n bu baflar›s›yla Türkiye, ilk kez en üst düzey Onur Ödülü kazand›.

Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Sp

9

2000

1 KASIM 2010

192297 SAYI: 2010 /11 FİYATI: 4 TL

BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden

“Atatürk Türkiyesi”neBüyük Onur Ödülü

Cengiz Özak›nc›Yabanc›lar›nBir DüflünüDile Getiriyor“TürksüzDünya”

Sinan Meydan:Samsun’danÖncekiVahdettin’iAnlat›yor

R›fat Serdaro¤luAç›kça Uyar›yor:“Türkiye’ninAlt›nda ‹kiBomba Var”

CüneytArcayürekve OktayEkfli’ninyorumlar›yla:HSYKOLAYI

Prof. Dr. Haberal’aYurdun Dört BirKöflesinden KutlamaMesajlar› Ya¤›yor

Prof. Dr.Haberal’›n

bu baflar›s›ylaTürkiye, ilk kezen üst düzeyOnur Ödülü

kazand›.

Page 2: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

“... son y›llarda ülkemiz ‹FT‹RA rejimine do¤ruh›zl› bir flekilde gidiyor.

Bunun sonucudur ki1.5 y›ldan fazla bir süredir

hiç bir yasal gerekçe gösterilmeksizin, bütün özgürlüklerimmaalesef sivil bir yönetim döneminde gasp edilmifltir.

Böyle bir durumu sivil bir yönetim döneminde yaflamam›z›Ülkemize ve Demokrasimize yak›flt›ramad›¤›m›, Yapt›ran veYapanlar› k›nad›¤›m›, Aziz Milletimize sayg›yla sunuyorum.”

Prof. Dr. Mehmet HABERAL

Prof. HABERAL:

GEREK-ÇES‹Z

TUTUKLU

Page 3: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

2

Bütün DünyaBAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

1 KASIM 2010

2000

Seçiciler Kurulu:Prof. Dr. Nevzat Bilgin (An›sal Baflkan)Prof. Dr. Ahmet MumcuProf. Dr. Solmaz Do¤ancaProf. Dr. Sevil ÖksüzProf. Dr. Ender Varinlio¤lu,Prof. Dr. Okay EroskayProf. Dr. Fuat Çelebio¤lu,Prof. Dr. Sedefhan O¤uz,Prof. Dr. Levent Peflkircio¤lu,Necmi Tanyolaç, Kaya Karan, Alaettin Giray,Ayhan Erten, ‹lhan Banguo¤lu, Ahmet Aydede,Manuel Bilos,Cengiz Dolunay

Sürekli Yazarlar:Yücel Aksoy, Nuray Bartoschek, Cahit Batum,Prof. Dr. Yüksel Bozer, Haluk Cans›n,Ali Murat Erkorkmaz, Konur Ertop,Gürbüz Evren, Metin Gören, ‹lyas Halil,Pelin Hazar, Muzaffer ‹zgü, Mehmet Muhsino¤lu,Filiz Lelo¤lu Oskay, Cengiz Önal, Cengiz Özak›nc›,Saniye Özden, Bekir Özgen, Yaflar Öztürk,Erdo¤an Sakman, Songül Saydam,‹zlen fien, ‹zmir Tolga, Engin Ünsal,Mehmet Ünver, Dr. Mehmet Uhri,Orhan Velidedeo¤lu, Mustafa Y›ld›z

Yönetim Merkezi:10. Sokak No: 45, Bahçelievler, AnkaraTel: (0312) 212 80 16 (pbx)Faks: (0312) 234 12 16

‹letiflim Adresi:Sedef Cad. 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok,Kat: 3, Da: 16, Ataflehir, 34750 ‹stanbulTel: (0216) 456 27 27 (pbx)Faks: (0216) 456 27 29

Abone Hizmetleri:(0212) 314 08 88

Da¤›t›m: YaysatRenk Ay›r›m›: Mat Yap›mBas›m Tarihi: 25 / 10 / 2010

[email protected]

Baflkent ÜniversitesiAd›na Sahibi:

Prof. Dr. Mehmet Haberal

Yay›n Genel YönetmeniMete Akyol

Yay›n Genel YönetmeniYard›mc›s›:

Mehmet Muhsino¤lu

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:Gülçin Orkut

Görsel Yönetmen:Turgut Keskin

Teknik Yap›m Yönetmeni:Faruk Güney

‹flletme Genel Yönetmeni:Sina fien

Yay›n Dan›flman›:Yaflar Öztürk

Türk Dili Dan›flman›:Haydar Göfer

Sanat Dan›flman›:Süheyla Dinç

Redaksiyon:Fatma Ataman

Düzeltme Sorumlusu:Nükhet Aliciko¤lu

Baflkent Üniversitesi’nin bir kültürhizmeti olan Bütün Dünya 2000,

Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndanAküm Reklamc›l›k, Dan›flmanl›k veYay›nc›l›k Ajans› Sanayi ve Ticaret

A. fi.’nin 1. Cadde No: 77,Bahçelievler, Ankara adresindehaz›rlanm›fl, Euromat Entegre

Matbaac›l›k A. fi.’ninSanayi Caddesi No:17, Yenibosna,

‹stanbul adresinde bas›lm›flt›r.

Page 4: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Bütün DünyaBAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

2000

‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

YIL:13 SAYI: 150

13 Kutlama Mesajlar›

20 Silivri’deki Hocalar›m›zOnurumuzdur

Tüm Ö¤retim Üyeleri Derne¤i

23 HSYK’ye Neden Sald›rd›?Cüneyt Arcayürek

25 HSYK Patlad›Oktay Ekfli

27 Çankaya’n›n BalansAyar› m›?Tufan Türenç

29 Ergenekon: AKP’ninAd› Konmam›flS›k›yönetimRejimiEmin Çölaflan

36 Mustafa Balbay Duruflmas›Atilla Sertel

41 Unutturmaya Çal›flanlar daOnu UnutamazGürbüz Evren

47 Atatürk’ün Kimli¤iCemal Kutay

51 Atatürk’ü A¤latan Dört OlayNezihe Araz

56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar›Cengiz Önal

59 Büyük Millet Meclisi’ninÇal›flmalar› ve ‹lk UlusalHükümet’in Kurulmas›Cengiz Önal

65 On Kas›m ve E¤itimBekir Özgen

70 Türksüz Dünya DüflleriCengiz Özak›nc›

77 Müzikteki Yar›flFaz›l Say

81 Türkiye’nin Alt›ndaki ‹ki BombaR›fat Serdaro¤lu

BD KASIM 2010

9

4

Gün Ortas›ndaAnkara’n›n OrtaYerindeKonur Ertop

86

6 Atatürk’e Mektup Mete Akyol

8 Amerikal› Cerrahlar Birli¤i

Prof. Dr. Haberal’aEn Üst DüzeyOnur Ödülü

5

BD KASIM 2010

92 Halk› Kand›rmak ‹çin“Büyük Yalan” Tekni¤iMehmet Muhsino¤lu

96 Atatürk’ün Samsun’aÇ›k›fl› ve VahdettinSinan Meydan

109 Geçmifl Zaman Olur KiMetin Gören

112 Akil AdamlarOrhan Velidedeo¤lu

39 F›rçalayarak

85 ‹lk Dersimiz Türkçe

91 Bilginizi Denetleyin

95 T›p Dünyas›ndan

K›sa K›sa

127 Sudoku

134 Ufak Tefek Bilgiler

148 Poldi

149 Çözümler Sayfas›

150 Yar›n›n Büyükleri

152 Kareler ve Rakamlar

153 Mant›k Bilmecesi

154 Satranç

156 Bulmaca

158 Ay›n Kitaplar›

160 Bir foto¤raf, Bin sözcü¤eBedeldir

141 Faydal› KorkuEcele EngelAli Murat Erkorkmaz

146 fiirazl› Haf›z‹lyas Halil

116

120 Kanserden VazgeçebilirizGül Kaynak

124 Semiha Ö¤retmenSevcan Ak›nc›

128 Turizmde “ÇekYat”Yöntemi Yay›l›yorNuray Bartoschek

136 Annemin Yafl Günü HediyesiMuzaffer ‹zgü

Et Yemeli miYememeli mi?Prof. Dr. Kenan Demirkol

Page 5: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

A

6

ziz Atatürk, Sevgili Ata-türk, Velinimetim Atatürk;

Yak›n arkadafl›n›z ‹smet ‹nönü'degörüp, size, ondan ö¤rendi¤im bu s›-fatlar›n›zla hitap edebilme cesaretiminnedeni ve kayna¤›, engin hoflgörünüzeolan güvenimdir. Biraz da, asla fl›ma-r›kl›k de¤il, fakat size flimdi verece¤imgüzel bir haberin kan›m› kaynatan cofl-kusudur.

Kara Kas›m'da olmam›za karfl›n,p›r›l p›r›l Ekim'den güzel bir haberimvar size.

Hani, Türk istiklalini ve Türk Cum-huriyeti'ni sonsuza dek korumalar›n›ve savunmalar›n› kendilerine birincigörev olarak verdi¤iniz Türk gençlerivar ya... ‹flte, verdi¤iniz bu görevi birbuyru¤unuz olarak "bafl›m, gözüm üs-tünde" düzeyinde bir sayg›yla özüm-seyip, yaflam felsefelerinin ve insanl›-¤a hizmet arac› mesleklerinin de önün-de "birinci" s›rada tutan bu Türk genç-lerinden biri, bu buyru¤unuzu yerinegetirebilmek için yapt›¤› çal›flmalarlageçen ay Türkiyemize, dünya ölçü-tünde üst düzey bir bilimsel ödül ka-zand›rd›.

O, bu ödülü, size lay›k bir Türkgenci kimli¤iyle, yaflam boyu hedefiolarak belledi¤i "Ça¤dafl uygarl›k dü-zeyinin de üstüne ç›kacaks›n›z" buy-ru¤unuzu yerine getirdi¤i için kazand›.

O Türk genci, buyru¤unuzda he-def olarak gösterdi¤iniz "ça¤dafl uy-garl›k düzeyi"ni ulaflaca¤› sabit bir dü-zey olarak alg›lamakla yetinmedi. Hery›l ulaflt›¤› yeni düzeylerin üstünde,daha da yükseklerde yeni düzeyler ara-d› ve bu y›l da bu düzeyin üzerine ç›kt›.

Dünyan›n en köklü ve en etkincerrahlar toplulu¤u olan "AmerikanCerrahlar Birli¤i", bilgi, bulufl ve de-neyimlerinden yararlanmak için onubu y›l, dünyan›n en seçkin alt› cerra-h›ndan biri olarak, 97 y›ll›k bu kurulu-fla "Onursal Üye" seçti.

Önceki y›llarda, Türkiye'de ilkböbrek naklini gerçeklefltiren, gelifltir-di¤i yeni bilimsel yöntemlerle bu a-landa dünyadaki tüm meslektafllar›nayeni olanaklar ve kolayl›klar sa¤layan;daha sonra Türkiye'de ilk karaci¤ernaklini gerçeklefltirip, ard›ndan bu a-landa da dünya t›p tarihine kendi bu-lufllar›yla katk›lar sa¤layan "sizin ne-

Bütün Dünya ’DAN S‹ZE

Mete Akyol

Atatürk’eMektup

"Ça¤dafl uygarl›k düzeyi-nin üstüne ç›kmak" hede-fine niflan alan bu çocu¤u-nuz flimdi, bir buyru¤unu-zu daha yine eksiksiz ye-rine getirebilmek için çal›-fl›rken, u¤rafl›na bir süreara vermek zorunda b›rak-t›r›ld›. O; sizin, "Ey Türk Genç-li¤i, birinci vazifen" diyebafllay›p, "görevin Türk is-tiklalini ve Türk Cumhuri-yeti'ni sonsuza dek koru-mak ve savunmakt›r" diyedevam eden buyru¤unuzuyerine getirirken, kimse-nin ve hatta yarg›n›n dahine oldu¤unu bilmedi¤i bir"eylemi" nedeniyle, u¤raflalan› d›fl›na al›nd›.... "Size ölmenizi emredi-yorum" diyen bir komuta-na, onun benli¤indeki o-

nur ve gururunun yan›nda, çok ufakkalan böylesi bir " hasardan" sözetmekelbette bize yak›flmaz.

‹çinde bulundu¤umuz "ahval veflerait"i anlatmak için yazd›m bunlar›,yaln›zca...

Mektubuma, arkadafl›n›z ‹smet‹nönü'nün size yazd›¤› bir mektubun-daki sözüyle bafllam›flt›m, yine ayn›mektubundaki sözleriyle bitiriyorum:

"...Sizi, kudret ve flan, flerefle ara-m›zda ve bafl›m›zda görmek ümidim,her zamandan ziyade sa¤lamd›r. Vecan verici yüzünüzden, doyamadanbinlerce öperim, Sevgili Atatürk, AzizAtatürk, Velinimetim Atatürk.

Tazim ile..." •

BD KASIM 2010

7

feriniz" o Türk gencinden bir haberdaha vereyim size.

O, 66 y›ll›k yaflam›n›n ilkokulö¤rencili¤i döneminde, Cumhuriyetve Atatürk fliirleri okuyarak; ortaokulve lise ö¤rencili¤i döneminde, Atatürkve Cumhuriyet konular›nda araflt›rma-lar yap›p, yeni bilgiler ö¤renerek çal›fl-t›. Üniversite ö¤rencili¤ini ise yürektenbenimsedi¤i Atatürk ilkelerine tozkondurmadan sürdürdü. Bu yolda kimiarkadafllar›yla çat›flt›, kimi hocalar›ylatart›flt›...

Doktor olduktan sonra da, buyruk-lar›n›z› yerine getirebilmek için mesle-¤inde her geçen gün insanüstü bir u¤-rafl verdi...

Page 6: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

8

BD KASIM 2010

Prof. Dr. Haberal içingönderilen kutlamamasajlar›n›n bir bölümüilerideki sayfalar›m›zdayer almaktad›r.

"Onursal Üyelik" ödülü, her y›l ve-rilmesi gereken bir kural olmamaklabirlikte, y›lda en fazla 6 adaya verilebil-mektedir.

Derne¤in �"Onursal Üye" ödülünükazanan cerrahlar›n say›s›, 1913 y›l›n-dan bu yana 424'e ulaflm›flt›r. Prof. Dr.Mehmet Haberal'›n da bu ödüle lay›kbulunmas›yla Türkiye, derne¤in 97 y›l-l›k tarihinde ilk kez, t›p dünyas›n›n enüst düzeyindeki bu ödülüne sahip ö-vünçlü 120 ülke aras›nda yer alm›flt›r.

Bu y›l›n övünçlü öteki ülkeleri, ‹n-giltere, Fransa, Brezilya, Hindistan veÇin olmufltur.•

merikan Cerrahlar Bir-li¤i, Dr. Franklin Martin'in öncülü¤ünde1910 y›l›nda bafllat›lan y›ll›k "KlinikKongreleri"nden yola ç›k›larak 1913y›l›nda Chicago'da kurulmufltur. Üye-lerinin tümü cerrahlardan oluflan buderne¤in amac›, cerrahi tedavi yöntem-lerinde en yüksek ölçütü yakalayabil-mek �için üyeleri aras›nda bilgi al›flveriflisa¤lamak, en uygun ve en etik tedaviyöntemlerinin uygulanabilmesini sa¤-lamakt›r.

Amerika Birleflik Devletleri veKanadal› cerrahlar taraf›ndan kurulanderne¤in kap›s› tüm dünya ülkelerinincerrahlar›na aç›k olmas›na karfl›n, bukap›dan geçebilecek cerrahlar›n önce,çok titiz bir inceleme ve de¤erlen-dirme süzgecinden geçebilmeleri ge-rekmektedir.

Amerikan Cerrahlar Birli¤i, kurul-du¤u ilk y›ldan bu yana cerrahi alan›n-da uluslararas› ün sahibi ve özelliklet›p alan›nda insanlara yard›m konusun-da gerçeklefltirdi¤i baflar›l› çal›flmalar›ile kendine hakl› bir yer edinmifl cerrah-lar› "Onursal Üyelik" ünvan› �verereködüllendirmekte, onlar› bünyesine ka-tarak, bilgi, yetenek ve deneyimlerin-den, derne¤in öteki üyelerinin deyararlanmalar›n› sa¤lamaktad›r.

BD KASIM 2010

"T›p bilimine katk›lar› ve insanl›¤ahizmetleri" nedeniyle Prof. Dr. Meh-met Haberal, geçen ay Amerikan Cer-rahlar Birli¤i'nin en üst düzey gelenek-sel ödülüyle onurland›r›larak, t›p dün-

Bir Türk BilimadamıTürkiye’ye ilk kez bu büyük ödülü kazand›rd›.

Prof. Dr. Haberal’aAmerikanCerrahlar

Birli¤i’ndenEn Üst DüzeyOnur Ödülü

yas›n›n en büyük ve en sayg›n bu mes-lek kurulufluna "Onursal Üye" seçildi.Davetli oldu¤u Washington'daki görkem-li ödül törenine bilinen nedenle kat›lama-yan Prof. Dr. Mehmet Haberal, �ilk kez

bir Türk ve Müslüman bi-lim adam›na verilen buanlaml› ödülünü, tutukluhasta olarak bulundu-ruldu¤u Haseki Kardiyo-loji Enstitüsü'nde, törenekendi ad›na kat›lan kardefliProf. Dr. Ali Haberal'›n elin-

9

Washington’daki ödültörenine kat›lamayanProf. Dr. MehmetHaberal’›n ödülünü,kendisini temsilen kardefliProf. Dr. Ali Haberal ald›.

Fotografta Harvard Üniversitesi Mass. Gen (MGH)Hastanesi Cerrahi Bölümler Baflkan› Prof. Dr.Andrew L. Warshaw, ödülü vermeden önce Prof.Haberal’›n yaflam öyküsünü okudu ve onu anlatt›

Page 7: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Derne¤in kuruldu¤u1913 y›l›ndan buyanageçen 97 y›lda ilk kezbu y›l, bir Türk bay-ra¤› da ilk kez di¤eronursal üye ülkeleri-nin bayraklar› aras›n-da övünçlü yerini al›-yordu.

Ayn› bölümde bu-lunan alt› bofl sandal-yede ise, derne¤in ye-ni seçilen "OnursalÜye"lerinin adlar› ya-z›lm›flt›. Bu sandalye-

lerden birinin üstündeki "Haberal" söz-cü¤ü, o yaz›y› okuyanlar›n yüzlerindeburuk bir görünüm oluflturuyordu.

Sahnenin yan bölümündeki kürsüise, alt› yeni "Onursal Üye"ye ödülle-rini verecek olan derne¤in eski bafl-kanlar› için ayr›lm›flt›.

Prof. Haberal'›n ödülünü vermekgörevini, Harvard Üniversitesi �Mass.

BD KASIM 2010

den ald›. Ödül töreni, Amerikan Cer-rahlar Birli¤i'nin 3-7 Ekim 2010 tarih-leri aras›nda Washington'daki y›ll›kkongresinin açılıfl›nda yap›ld›.120 ül-keden 15 bin cerrah›n kat›ld›¤› kongre-nin yaln›zca 1500 üyesinin davetli ol-du¤u ödül töreninde, derne¤in öncekiy›llarda seçilen "Onursal Üye"leri, ö-zel akademik giysileriyle ülke bayrak-larının sıralandı¤ı sahnede yer alm›fl-lard›.

120 ülkeden 15 bin cerrah›nkat›ld›¤› kongrenin yaln›zca1500 üyesinin davetli oldu-¤u ödül töreninde, Derne¤inkuruldu¤u 1913 y›l›ndanbuyana ilk kez bir Türk bay-ra¤› da, di¤er onursal üyeülkelerinin bayraklar› ara-s›nda övünçlü yerini alm›floldu.

10

Derne¤in Kurucu Ülkelerinin Ulusal Marfllar› Dinlenirken

BD KASIM 2010

11

Gen.(MGH) HastanesiCerrahi Bilimler BölümüBaflkan› Prof. Dr. AndrewL. Warshaw üstlenmiflti.Amerikan Cerrahlar Bir-li¤i önceki dönem baflkan-lar›ndan ve Amerika'n›nönde gelen cerrahlar›n-dan Prof. Dr. Warshawkürsüde, "yak›n dostu"Prof. Dr. Mehmet Habe-ral'›n yaflam öyküsünüokudu, sonra bu ödülünilk kez bir Türk'e verildi-¤ini belirtti ve özel olarak vurgulayarakayr›ca, ödülün bir Müslüman bilimadam›na verildi¤ine de dikkat çekti.Prof. Warshaw, törene Prof. Dr. Meh-met Haberal ad›na kat›lan kardefli Prof.Dr. Ali Haberal'a �önce, a¤abeyininsa¤l›k durumunu ve hat›r›n› sordu, tö-rene kat›lan tüm arkadafl› meslekdaflla-r›n›n ve kendisinin "dayanma gücü"dilekleri yan› s›ra, "geçmifl olsun" ve"kendisini en k›sa sürede aralar›nda

görmek" temennilerini bildirmesiniistedi. Prof. Warshaw, bu özel ilgisin-den sonra "yak›n dostu"nun ödülünü,"içtenlikli kutlama duygular›yla ilet-mesi için" Prof. Dr. Ali Haberal'a "e-manet etti."

Kuruldu¤u 1913 y›l›ndan buyanaAmerikan Cerrahlar Birli¤i'nin bu ge-leneksel ödülü, ülke, din ve ›rk ayr›m›gözetmeksizin,"T›p bilimine sa¤lad›k-lar› katk›lar› ve insanl›¤a yapt›klar›

hizmetleri" nedeniile her y›l, dünya-n›n tüm cerrahlar›aras›ndan seçilenalt› "seçkin cerra-h"a verilmektedir.Prof. Dr. MehmetHaberal'›n d›fl›ndabu y›l›n "OnursalÜye" ödülünü ka-zanan befl "seçkincerrah", Fransa'danProfesör Dr. Lau-nios, ‹ngiltere'denProfesör Dr. Nic-holls, Hindistan'-

Prof. Dr. Ali Haberal Türkiye bayra¤›n›n yan›nda

Page 8: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

12

dan Profesör Dr. Udwadia, Brezilya'-dan Profesör Dr. Birolini ve Çin'denProfesör Dr.Wei oldu.

Amerikan Cerrahlar Birli¤i'nin ge-leneksel "Onursal Üye" ödülü ilk kez,derne¤in kurulufl y›l› 1913'de, ‹ngiltere

Kraliyet Cerrahlar Birli¤i Baflkan› SirRickman Godlee'ye verilmifl, bu y›l›nödül sahipleriyle birlikte 97 y›l boyun-ca derne¤in Onursal Üye ödülünü ka-zanan uluslararas› seçkin cerrahlar›nsay›s›, 424'e ulaflm›flt›r. •

Prof. Dr. Ali Haberal, ödül töreni nedeniyle düzenlenen resepsiyonda a¤abeyiProf. Dr. Mehmet Haberal’›n yak›n dostlar› Washington Üniversitesi, CerrahiBölümler Baflkan› Prof. Dr. Carlos A. Pellegrini (solda) ve Amerikan CerrahlarBirli¤i’nin bir önceki Baflkan› Prof. Dr. LaMar McGinnis (sa¤da) ile. Sa¤dakifotografta Prof. Dr. Ali Haberal, a¤abeyinin onursal üyelik berat›n› gösteriyor.

Prof. Haberal’a verilen Onur Ödülü Berat›(solda) ve tören günü Prof. Haberal’›nad› yaz›l› bofl kalan koltu¤u (sa¤da)

BD KASIM 2010

13

Page 9: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

Sevgili Kurucu Rektörümüz,

1913 y›l›nda kurulan ve kuruldu¤u y›ldan bu yana cerrahi alan›nda ulus-lararas› ün yapm›fl ve özellikle t›p alan›nda insanlara yard›m konusunda ger-çeklefltirdi¤i çal›flmalar ile kendine hakl› bir yer edinmifl kiflileri ödüllendirenAmerikan Cerrahlar Birli¤i taraf›ndan "fleref üyeli¤i" ile ödüllendirilmifl olma-n›z, fazlas›yla hak edilmifl bir payenin taraf›n›za teslimi niteli¤inde bulunsada, bizleri gururland›rm›fl ve duyguland›rm›flt›r.

Tarih, bu k›ymet bilirli¤in nas›l olup da ülkemizde hiçbir biçimde hak edil-memifl bir cezaya dönüfltürülmüfl oldu¤unu incelerken, hiç kuflku yok ki budurumu, ülkemizin içinden geçti¤i bir cinnet dönemi olarak de¤erlendirecektir.

Her ulusun tarihinde karanl›k günler olmufltur. Böylesi günlere yak›ndantan›k olan ulu önderimiz Atatürk, ak›l ve ilimi bizlere miras olarak b›rak›rkenve ayd›nl›k günlere ç›k›fl için Türk Gençli¤i’ni görevlendirirken, hiç kuflkuyok ki o emsalsiz sezgisiyle yaflanabilecekleri görmüfl ve karanl›klardan ç›k›flyolunu bizlere göstermifltir. Atam›z›n iflaret etti¤i bu çizgiden sizin bir an bilesapmam›fl oluflunuz, bu çekti¤iniz ac›lar›n kuflkusuz bafll›ca nedenidir.

Bizler, ellerimizde alev alev yanan, ak›l ve ilim yolunu ayd›nlatan meflale-lerimizle, sizi bir önder olarak yeniden aram›zda görece¤imiz günlerin çokyak›n oldu¤una tüm kalbimizle inan›yor, sizi çok özlüyor ve bekliyoruz.

Sonsuz sevgi ve sayg›lar›m›zla,Baflkent Üniversitesi Senatosu

14

Say›n Prof. Dr. Mehmet HABERAL

Amerikan Cerrahlar Birli¤i Onursal Üyeli¤ine seçildi¤ini mutluluklaö¤rendim. Ben senin insan ve hekim vasf›nla bu ödülü çoktan hak etti¤inidüflünüyorum. Yaflam›n bizim için neler haz›rlayabilece¤ini düflünecekkadar sürprizi hem kendi yaflam›mdan hem de baflkalar›n›n yaflamlar›ndan

görebildim.Senin hekim yaflant›na dönece¤in aktif günleri özlemle bekliyorum.

Bu anlaml› ödülle hekimli¤inin ve cerrahl›¤›n›n ve en önemlisi insanl›¤›n›ntespit edildi¤i inanc›yla tekrar tebrik eder, sa¤l›k ve esenlik dilerim.

��

Sayg›lar›mlaProf. Dr. Yücel KANPOLAT

Türkiyel Bilimler AkademisiTÜBA Baflkan›

Say›n Prof. Dr. Mehmet HABERAL

“Amerikan Cerrahlar Birli¤i”nin bu y›lki Onursal Üyeli¤i’neseçilmenizden dolay› sizi içtenlikle kutlar›m.

Asl›nda daha önce de uluslararas› birçok ödüller alm›flt›n›z.Bu ödüllerin yaln›z sizi de¤il, Türkiye’yi de onurland›rd›¤›na inan›yorum.Size reva görülenler karfl›s›nda bilim dünyas›n›n gösterdi¤i ilgi ve tepki,

her türlü takdirin üzerindedir. Türk bilim dünyas› da, sizin benzerizor bulunan yüksek hasletlerinizin bilincindedir.

Bu vesileyle sizi bir an önce aram›zda görmek dile¤iylesa¤l›k ve sab›rlar dilerim.

Prof. Dr. Ayhan O. ÇAVDAR

Türkiye Bilimler Akademisifieref�Üyesi ve Kurucu Baflkan›

BD KASIM 2010

15

Türkiye Cerrahlar Derne¤i'nin Bildirisi�Say›n Üyemiz,

Amerikan Cerrahlar Koleji, üyemiz Prof. Dr. Say›n MehmetHaberal'› 'fiEREF ÜYE' li¤ine seçmifltir. Amerikan Cerrahlar

Koleji'nin 97 y›ll›k tarihinde bir Türk cerrah›na ilk defa verilen bude¤erli ödül tüm camiam›z› mutlu etmifltir. Say›n Haberal'i en iyi

dileklerimizle kutlar, baflar›l› çal›flmalar›n›n sürmesini dileriz.

TCD Yönetim Kurulu

Page 10: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

16

Türkiye Bilimler Akademisi'nin De¤erli Üyeleri,

TÜBA Baflkanl›¤›n›n 7.10.2010 günü,� Prof. Dr. Mehmet Haberal'a,Amerikan Cerrahlar Birli¤inin verdi¤i "Onursal Üyelik" Ödülü ileilgili haberi okudu¤unuzu umarak yaz›yorum.

Profesör Haberal ile tan›flmad›m.Tutsak durumda hastanede oldu¤unu biliyorum.

Böyle dünya cerrahlar›na verilen bir ödülü almak için bilimsel olarakyapt›klar›n› incelemek amac› ile, SCI'deki verilere bakt›m.

1971-2010 y›llar›n› kapsayan 40 y›ll›k dönemde (863) yay›n› var.Birkaç M. Haberal olabilir diyerek yay›nlardaki adresleri

incelemeye çal›flt›m.2008, 2009, 2010 y›llar›nda (118) çal›flma yay›nlam›fl.Hepsinin adresi "Baflkent Üniversitesi".863 çal›flma için (bugün) 2590 at›f alm›fl.(Non-self) at›f say››s› 1899. h-indisi 18. 2006,2007 y›llar›nda

(san›r›m hapishaneye düflmeden önce) her y›l 130 çal›flma yay›nlam›fl.2008-2009 y›llar›nda her y›l 450 - 425 at›f alm›fl.Bu çal›flmalar› yapan bir bilim adam›n›n her ne maskaral›kla

olursa olsun hapse at›lmas› hüzün vericidir.Prof. Dr. Mehmet Haberal'›n bugüne kadar TÜBA üyeli¤ine

aday gösterilmemifl olmas›n› da anlayamad›m.Aday gösteren olursa destekleyici (emekli) üye olarak imza

atmaya haz›r›m.Bilgilerinize sunuyorum.Sayg›lar›mla.

Prof. Dr. Bahattin BAYSALBo¤aziçi Üniversitesi Ek-Görevli

Ö¤retim Üyesi.�

BD KASIM 2010

17

�De¤erli (Türkiye Bilimler Akademisi) TÜBA Üyeleri,�Prof. Mehmet Haberal'› ö¤rencili¤inden, Hacettepe cerrahidekiasistanl›¤› y›llar›ndan beri iyi tan›r›m.��

Mehmet Haberal çok çal›flkan, dürüst, ülkesini seven, insan›,insanl›¤› seven, hekimlik ahlak› ilkelerine son derecede sad›k de¤erlibir bilim insan›d›r.�

Cerrahi alan›nda bu ülkeye birçok yenilikler getirmifltir. Kurdu¤uBaflkent Üniversitesi ülkemizin onur duyaca¤› bir e¤itim kurumudur.�Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi ve hastanesi gerçekten üst düzeydee¤itim ve araflt›rma yapan, üst düzeyde hizmet veren bir kurulufltur.��

Haberal bu T›p Fakültesini, bu üniversiteyi kurabilmek için gecegündüz büyük bir özveri ile çal›flt›. Kendisine büyük ifl merkezlerikurmad›, büyük kazançlar sa¤lamad›.

Prof. Mehmet Haberal toplumun sorunlar›na ilgisiz, duyars›zkalacak bir insan de¤ildi.�12 Eylül 1980 darbesinden sonra insan haklar›savunucusu olarak epeyce s›k›nt› çekmiflti. �

Kuflkusuz ülkenin sorunlar›n› daha iyi tan›mak, bu sorunlarla dahaiyi mücadele etmek için bir tak›m toplant›lara kat›l›yordu.��

Ne ac›d›r ki ülkemizde siyasal ç›karlar ya da korkular yüzündençok de¤erli yazarlar, ozanlar y›llarca tutuklu kalm›fllar, kimileri y›llarcahapis yatm›fl, ço¤u da �sonunda aklanm›fllard›r.�

fiimdi de yazarlar›n yan› s›ra bilim insanlar›m›z da belki y›llarcabitmeyecek bir dava sürecinde tutuklan›yorlar.���

Ben onun bilimsel yan›n› de¤erlendirebilecek konumda de¤ilim.Ancak, TÜBA'n›n Prof. Dr.�Mehmet Haberal'a de¤er verdi¤inigösteren�her türlü giriflimin desteklenmesi gerekti¤ine inan›yorum.�

Sayg›lar›mla,

Prof. Dr. M. Orhan ÖZTÜRK

Page 11: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Pek Say›n Hocam, Hocam›z,

Yeni ald›¤›n›z ödül için sizi candan kutluyorum.

Ne yaz›k ki, yabanc›lar›n verdi¤i bu de¤eri anlamayacak kadarcahil, h›rsl›, geri kafal› insanlar da var.

Gelecek tehlikeyi fark edemeden onlar› biz yetifltirdik...Onlar da Allah korkusu olmadan, sizler gibi en de¤erli

varl›klar›m›z›n, olmayan suçlar yükleyerek, özgürlükleriniac›madan ald›rd›lar.

‹nan›n, her zaman hat›r›mda ve kalbimdesiniz.Yaln›z benim de¤il, bütün ailem ve dostlar›m›n da...

Duam›z, bir an önce oradan ç›kman›z.Allah'›n adaletine inan›yorum.

Bunu yapanlar cezalar›n› göreceklerdir.Size sayg› ve selamlar›mla, sa¤l›k ve bir an önce kurtulma

temenni ediyorum.

Muazzez ‹lmiye ÇI⁄

Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nin size verdi¤i“Onursal Üyelik “ ödülü, ak›l almaz haks›zl›klar›n

hüküm sürdü¤ü ülkemde, bunca s›k›nt›lar›n, üzüntülerin aras›nda,karanl›kta yak›lm›fl bir ›fl›k oldu, umutlar›m›z› ayd›nlatt›,

içimizi ›s›tt›.Umar›m bu ödül, sizin de içinizi ›s›tm›flt›r.

Ayn› meslekte oldu¤unuz ve sizinle ayn› u¤urda ömrünü vermiflbilim adamlar›n›n ödülüdür bu. O nedenle �çok özel de¤erde bir

anlam da tafl›maktad›r.Çok de¤erli, yüre¤imin parças›, sevgili Prof. Haberal.

Sizi sevgiyle, sayg›yla kutluyorum.Bir an önce ameliyathanenize dönmeniz için her an,

her saniye bütün inanc›mla dua ediyorum.

Macide TANIRDevlet Sanatç›s›

BD KASIM 2010

18

Buruk bir seviç yafl›yoruz.

Amerikan Cerrahlar Birli¤i 100 y›ll›ktarihlerinde, ilk defa bir Türk Cerrah›-na, hem de dünya çap›nda bir ödülveriyor. Bu s›radan bir olay de¤il. Ön-celikle bu ödülden dolay› Say›n Hoca-m›z Prof. Dr. Mehmet Haberal'› kut-luyoruz.

Dünyan›n k›skanarak hayran ol-du¤u böyle bir dehay› 500 küsur gün-dür sorgusuz, mesnetsiz, sudan baha-nelerle, yarg›s›z infaz fleklinde, özgür-lü¤ünden ve çok sevdi¤i mesle¤indenmahrum b›rak›larak, içerde tutup, ce-zaland›r›yorlar. Herkes suçsuz oldu¤u-nu biliyor ve bunu dile getiriyor.

Cumhurbaflkan› bile gecikmifl ada-let, adalet de¤il diyor ve isyan ediyor.‹ktidar kanad›ndan da tutuklulu¤uninfaza döndü¤ü sesleri yükseliyor.

Ama buna ra¤men ne hikmetse Sa-y›n Haberal ve gibilerin ne suçu söyle-niyor ne de b›rak›l›yorlar.

Bu ülke ak›l tutulmas›na m› u¤ra-d›? Kendi kendimizin düflman› m› ol-duk? Bu kadar duyars›z, umursamazbir toplum mu olduk, ne? Kendi de¤er-lerimizin k›ymetini bilmiyor ve sahipç›km›yoruz.

Okuyanlar›m›z bile düflünebilmeyetisini yitirdi mi diye düflünüyorum.Böyle bir durum uygar bir ülkede olsayer yerinden oynard›. Gerçekleri gö-remeyecek kadar kör ve duyamayacakkadar sa¤›r bir toplum muyuz?

Say›n Haberal içerdeyken bile ok-yanus ötesinden büyük bir ödül al›yor,bu medya hazretlerinin g›k› ç›km›yor.

Bu mu sizin haber anlay›fl›n›z? Bumu bizim tarafs›z medyam›z? Bu muadalet, bu mu demokrasi?

Merhum ‹smet ‹nönü'nün, meflhursözü kulaklar›m›zda ç›nl›yor, öfkeyledudaklar›m›zdan f›rl›yor:

"Hadi can›m, sen de..."Orhan KOCADA⁄

Emekli Sa¤l›k Memuru, Yalova

Say›n Prof. Dr. Mehmet HaberalSizle hiç karfl›laflmad›k; hiçbir akademik platformda ve ortamda birliktebulunmad›k. Bunun benim aç›mdan bir flanss›zl›k oldu¤unu bilmekteyim.

Ancak sizin gibi, Türk t›p bilim alan›nda cesurca ilkleri bafllatm›fl,uluslararas› hakl› bir üne sahip bir bilim insan›yla ayn› ülkenin vatandafl›

olman›n onur ve gururunu tafl›maktay›m.Size verilen büyük ödül asl›nda Türk t›p adamlar›na ve t›p bilim

dünyas›na verilmifl bir meflaledir, bir sancakt›r.Bu türden çok az kifliye lay›k görülen ödüllerin, yaln›zca Bat› dünyas›n›nbilim insanlar›nca de¤il, Türkiye gibi Bat›yla çat›flarak Bat›l› olmay›

baflaran bir ülkenin bilim insan› taraf›ndan da al›nabilece¤inin kan›tlanm›flolmas›, öteki ana karalardaki ülkenin insanlar›na da özendirici, umut-land›r›c› örnek oluflturaca¤›na sonsuz inançla, onurla, sayg›lar sunar›m.

Erol MÜTERC‹MLERHaliç Üniversitesi Ö¤retim Üyesi

ve Cem TV, Televizyon Programc›s›

BD KASIM 2010

19

Page 12: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

20

SAYGIMIZ VAR AMA ZULMED‹L‹YORTüm Ö¤retim Üyeleri Derne¤i (TÜMÖD), 2-10-2010 tarihli bildirisi ile

gözalt›na al›nan ve tutuklanan akademisyenlere destek aç›klamas›nda bulundu.Geciken adalete vurgu yapan TÜMÖD’ün aç›klamas› flöyle:

S‹L‹VR‹’DEK‹HOCALARIMIZ

ONURUMUZDUR

Prof. Dr. Yücel Aflk›n, Prof. Dr. Yalç›n Küçük, Prof. Dr. KemalAlemdaro¤lu, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Mustafa

Yurtkuran, Prof. Dr. Fatih Hilmio¤lu, Prof. Dr. Erol Manisal›,Prof. Dr. Emin Gürses, Prof. Dr. Ercüment Oval›, Prof. Dr. FeritBernay, birbirinden de¤erli bütün bu ö¤retim üyeleri, yad›rgat›c› biçimde,

bir sabah erken saatte, hanelerine yap›lan bask›nlarla, sanki yüz k›zart›c› suçlardandolay› aran›p da bulunam›yorlarm›flcas›na, al›n›p götürülmüfllerdir; gözalt›na

al›nm›fllard›r; bir k›sm› tutuklanm›flt›r. Birço¤unun, tutukluluk halleri, uzun süredevam etmifltir; bu aflamada y›llar› bulan tutukluluk halleri, söz konusudur.

Hemen hepsi, henüz ne ile suçland›klar›n› dahi bilmemektedirler.>>

Prof. Dr.

Yücel Aflk›nProf. Dr.

Yalç›n KüçükProf. Dr.

KemalAlemdaro¤lu

Prof. Dr.

Mehmet HaberalProf. Dr.

MustafaYurtkuran

Prof. Dr.

Fatih Hilmio¤luProf. Dr.

Erol Manisal›Prof. Dr.

Emin GürsesProf. Dr.

Ercüment Oval›Prof. Dr.

Ferit Bernay

BD KASIM 2010

21

dalete, ba¤›ms›zyarg›ya, kuflkusuz

s›n›rs›z bir sayg› içindeyiz.Bu ne kadar böyle ise, ge-ciken adaletin adil olmak-tan ç›k›p, tutukluluk çer-çevesinde tam anlam›ylabir zulme dönüflmesinden,bir o kadar ac› duyuyoruz.Ortada yerli yersiz sözdedelillerle fliflirilmifl dosya-lar, ne olduklar› belli ol-mayan gizli tan›klarla malûl bir resimvarken, bunun salt, "yarg›n›n ba¤›ms›zçal›flmas›na sayg›" yönünde samimiyet-siz bir talebiyle tart›lmak istenmesi,ne yaz›k ki, bize aç›k ve çirkin, bir si-yasi göz boyama manevras› olarakgörünmektedir.

Prof. Haberal’›n bilgisayar diskinin,tahsisat yoklu¤u nedeniyle hala dahaincelenememifl oldu¤una dair, alayvaribeyan; söz konusu kayg›m›z›n, maale-sef, kesin bir kan›t› olarak tezahür et-mektedir.

Biz TÜMÖD olarak, yaflanan›n,salt bir yarg›sal süreç de¤il; siyaseten,bilhassa sakatlanm›fl bir yarg› sürecizemininde, hukuk devletiyle ba¤dafl-maz, bir siyasi tecziye mekanizmas›n›nresmini yans›t›yor oldu¤unu düflünü-yor, bundan derin bir elem duyuyoruz.

Van 100. Y›l Üniversitesi’nde, Rek-tör Yücel Aflk›n’›n ve Üniversite GenelSekreteri'nin, olur olmaz suçlamalaruzant›s›nda, tutuklanmalar›yla birlikteyaflananlar... Derken, daha sonra ç›-kart›ld›¤› mahkeme taraf›ndan tahliyeedilecek olsa da, hasta hasta gözalt›naal›n›p, ‹stanbul'dan Konya'ya, oradan

A

Adana'ya sevk olunan ve ölüm sebebi,t›bben, "gözalt›ndaki sürede yüksektansiyonun yol açt›¤› damar t›kan›kl›-¤›yla böbreklerini kaybetmesi" olarakbelirlenen, tansiyon ve böbrek hastas›Rahmetli Prof. Uçkun Geray'in, haya-t›na noktay› koyan, hastal›k - yafll›l›kdinlemez, ölümcül trajik kurgu, ne ka-dar siyasi idiyse ve ne denli onar›lamazyaralar açt› ise, flu anda Prof. MehmetHaberal’›n ve Prof Fatih Hilmio¤lu’nun,o arada pek çok yazar›n ve masuminsan›n, bitmez tutukluluk çileleriyle,yaflad›klar›n›n, tamamen ayn›, kabuledilemez, siyasi bir çizgide seyretti¤inigözlemliyor, büsbütün, üzülüyoruz.

Siyaset gerekti¤inde tahsisat ay›r›r,gerekti¤inde yarg›ç, savc›, uzman, kimene ölçüde ihtiyaç varsa, onlar›n say›s›n›art›r›r, gerekti¤inde gizli tan›k ve özelyetkili savc› yasas›ndaki hukuksuzlu¤ugiderir, gerekti¤inde, adalet müfettifl-lerini görevlendirip, konunun buncaa¤›rdan ele al›nmas›nda, aksakl›klarnelerdir, diye soruflturmalar bafllat›r.

Gerekti¤inde, “Yüksek yarg› çiz-meyi yine aflt›!” demek yerine, Yarg›-tay’›n, tutukluluk kararlar›nda yasaya

Prof. Haberal’›n bilgisayardiskinin, tahsisat yoklu¤unedeniyle hala dahaincelenememifl oldu¤unadair, alayvari beyan; sözkonusu kayg›m›z›n,maalesef, kesin bir kan›t›olarak tezahür etmektedir.

Page 13: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

22

ayk›r› olarak, biteviye imza tutan yar-g›çlar hakk›ndaki tazminat mahkumi-yetlerini, inceletir. Gerekti¤inde, dos-yalar, belli ellerden al›n›p, gerçek an-lamda “tam ba¤›ms›z yarg›” ilkesinebafl koyan, baflka ellere emanet edilir.Bütün bunlar yap›lmadan, bizlerden,"ba¤›ms›z yarg›ya müdahale etmeyin",yaveleriyle, oturup sessiz kalmam›z,beklenemez.

A¤ustos 2010’da, Yüksek Askerîfiura tam toplanacakken, 28'i amiral

ve general olmak üzere,102 asker hakk›nda tu-tuklama emrinin ç›kart›l-mak istenmesine iliflkinyarg›sal ad›mdaki "zaman-laman›n", teti¤e siyasetenbas›lmak suretiyle de¤ilde, kendi kendine iflleyenola¤an yarg›sal çarklarçerçevesinde, tamamen

rastsal olarak çal›flt›¤›na inanmak için,"kör" olmak gerekir...

Tüm ilgilileri, baflta da siyaset me-kanizmas›n›, Cumhuriyet Türkiyesi’nekatiyen yak›flmayan, söz konusu çoküzücü garabetten ç›kmak üzere, göre-ve ça¤›r›yoruz.

At›lmayacak her ad›m, olay›n birhukuk dram› de¤il, hofla gitmeyen ma-sum insanlar›m›za yönelik, kasden ge-lifltirilmifl bir siyasi yüklenme oldu¤uyönündeki alg›m›z›, pekifltirecektir.”

Tüm ilgilileri, baflta dasiyaset mekanizmas›n›,Cumhuriyet Türkiyesi’nekatiyen yak›flmayan, sözkonusu çok üzücügarabetten ç›kmak üzere,göreve ça¤›r›yoruz.

Yasa koyan insanlar birtak›m seçkin özellikleresahip olmak zorundad›r. O özelliklerdenbirincisi fludur efendiler: Yasa öneren, yasayapan, yasa koyan bir insan, insanl›¤›n bütünhislerini bütün ihtiraslar›n› herkesten dahaçok sezer ve bilir. Fakat nefsini herkesten çokva tamamen bütünüyle bunlardan ay›rt etmekkudret ve yetene¤ine sahip olmal›d›r. Buseçkin özelliklere sahip olmayan insanlarinsan toplulu¤u için yasa yapmak hak veyetkisinden men edilmifltir.Efendiler yasalar duygularadayanarak ve uyularak yap›lmaz.

1. 12. 1921, TBMM.

ATATÜRK VE ADALET Y

BD KASIM 2010

23

Yasa gere¤i Kurulun Baflkan› Ada-let Bakan› veya onun ad›na toplant›la-r›na baflkanl›k eden bakanl›k müsteflar›HSYK’nin çal›flmas›n› engelliyorlar.Önemli, fakat AKP’nin politikalar›nauygun olmayan bir karar ç›kmas› olas›m›? Ya bakan ya da müsteflar› toplan-t›ya gelmiyor. Kurul çal›flam›yor. Ka-rar alam›yor...

Bu nedenle örne¤in hâkimlerlesavc›lar›n atamalar›yla ilgili kararna-me aylarca sürüncemede kal›yor...

Kamuoyunda isimleri üzerinde o-lumsuz tart›flmalar›n yap›ld›¤› kimihâkim ve savc›lar›n baflka görev yerle-rine nakledilmeleriyle ilgili bir karar-name söz konusu mu?

HSYK toplanam›yor. Bakan damüsteflar› da arazi!

Bu örnekler iktidar›n yarg› üzerin-

Cüneyt Arcayürek’in14- 10 - 2010 TarihliCumhuriyet Gazetesi’ndeYay›mlanan Yaz›s›

HSYK’yeNeden Sald›rd›?Hâkimler ve Savc›lar Yüksek Kurulu’ndan baflkanvekilive kimi üyeler istifa ettiler. Gerekçeleri gayet aç›k vemedyada daha önceki dönemlerde yer alan hukuksalsaptamalar› içeriyor:

de kurgulad›¤›, uygulamaya koydu¤uyapt›r›mlara birer örnek.

AKP grubunda konuflan Baflbaka-n’› dinleyince bu örneklere zaten gerekkalm›yor.

AKP indinde istifa edenlerin bulun-du¤u HSYK’nin�ne kadar zararl› birkurum oldu¤u anlafl›l›yor.

***RTE’nin AKP grubundaki HSYK’yesald›r› içeren konuflmas›n› RTE’ye�söylenmifl gibi okursak; “Bay Baflba-kan; HSYK’nin sizinle ifli yok. ‹fli yar-g›yla” diye söze bafllayabilir ve flöyledevam edebiliriz: HSYK’ye rahat dur-mad›n›z, diyorsunuz.

Oysa, a¤z›n›z› her aç›fl›n›zda yarg›-ya, yarg›n›n en üst kurulu HSYK’yisald›r›lar›n›z› yan›tlamak zorunda b›-rakt›n›z..

Page 14: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

24

Sald›r›n›zdaki amac›n ne oldu¤uanlafl›l›yor.

Askeri k›fllaya, gerçekleri söyleyenve yazanlar› Silivri’ye hapsettiniz.

Bas›n› türlü yollardan sindirdiniz.Devlet kadrolar›n› AKP yandafllar›

ile doldurdunuz.Geride kala kala yarg› ba¤›ms›zl›¤›

ve ele geçirmeniz gereken yarg›n›nüst kurulu HSYK kalm›flt›. fiimdi ç›-k›yorsunuz kürsüye; görevleri sizi al-k›fllamak, onaylamak olan AKP gru-bunda�tecahülü arifaneden gelmenindik âlâs› bir tav›r tak›n›yor, nal›nc› ke-seri gibi olaylar› kendinize yontaraksiyasal demagojiye eflsiz bir örnek ve-riyorsunuz ve:

”Siyasal aç›klamalar› biz yapma-d›k, sald›r›n›za gereken yan›t› vermekzorunda kalan HSYK yapt›” diyebili-yor, HSYK’yi ve kimi üyelerini suçla-yabiliyorsunuz.

***Devam edelim: HSYK’ye, ama ger-çekte bir türlü sindiremedi¤iniz yarg›ba¤›ms›zl›¤›na sald›rmak, yarg›y› AK-P’ye akortlu teksesli konuma getir-mek�amac›yla -biz de¤il siz- makam›-n›z› bir araç gibi kulland›n›z.

Siz siyasetçi olarak yetkinizi mil-letten ald›¤›n›z› söylüyorsunuz; ama,ba¤›ms›z yarg› da millet ad›na kararveriyor. HSYK’de istifalar oldu; -de-di¤iniz gibi- elbette hay›rl›s› neyse oolacak!

Bizi istifa ederek dört dörtlük flovyapmakla suçluyorsunuz. Ne ki siz,flovu siyaset dünyas›nda kimlerin mes-lek haline getirdi¤ini en iyi bilenlerinbafl›nda geliyorsunuz..

‹stifalar›n geç kald›¤›n› söylüyor-

sunuz. Sizi bu denli mutlu edece¤inibilseydik; istifalar›m›z› daha önce a-ç›klayabilirdik.

***Yeni suçlaman›za gelince:

“Deyin ki ‘Bizim Yarg›tay’da Da-n›fltay’da adaylar›m›z var onun�içinçal›flaca¤›z’ onu söyleyin” diyorsunuz.Bu aç›klamayla, ay›n 17’sinde Yarg›-tay ve Dan›fltay’daki HSYK’ye üyeseçiminde kimi adaylar lehine çal›fl-mak için istifa etti¤imizi söylemek is-tiyorsunuz.

Geride kala kalayarg› ba¤›ms›zl›¤› veele geçirmenizgereken yarg›n›n üstkurulu HSYKkalm›flt›.

Bu as›ls›z bilgiyi nereden ald›¤›n›-z› sormak bile istemiyoruz. Bu, malu-mu ilan olur. Ancak:

Seçimlerde kimileri için etkili ol-may› ye¤leseydik, HSYK’den istifaetmez, bu Kurul’un etki alan›n› kulla-nabilirdik.

‹stifalar›m›z, bizden kurtuldu¤u-nuzu müjdeledi¤i için, kuflkusuz�sizimutlu etmifl olmal›...

Öyleyse bu denli h›rç›n, dolayl›biçimde yarg›n›n tümüne sald›ran birkonuflma yapma gere¤ini neden duy-dunuz?

Yoksa, yoksa?.. “HSYK ile ilgilisaptamalar›mdan�ders al›n ha” diyerekyeniden oluflacak yüksek yarg› organ-lar›n› bugünden uyarmak m› amac›-n›z? •

25

amuoyunun karfl›s›ndageçtiler ve “Ald›¤›m›z birey-sel kararlar sonucu, görevimiz-

den topluca istifa ediyoruz” dediler.Nam›k Kemal’in sözleri kendi

eylemine ne kadar uygundu, tart›fl›la-bilir ama, onun “Çekildik izzet-i ikbalile Bab-› hükümetten” sözüne en uy-gun eylemi yapt›lar.

Bu sat›rlar› yazarken oturup hukukve yarg› tarihimizin yapraklar›n› tektek açarak “Yarg›çlar›m›z görevlerininve konumlar›n›n haysiyetini korumakiçin topluca istifa etmifller miydi?”diye bir araflt›rma yapm›fl oldu¤umuzuiddia etmiyoruz.

Ama bizzat tan›¤› oldu¤umuz son

BD KASIM 2010

Oktay Ekfli’nin12- 10 - 2010 TarihliHürriyet Gazetesi’ndeYay›nlanan Yaz›s›

HSYK Patlad›

K

Buna “beklenen” mi oldu demek do¤ru, “beklenmeyen” mi,insan tereddüt ediyor, en kesin ifadeyle söylenebilecek olanvar: Hâkimler ve Savc›lar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Dan›fltayve Yarg›tay’dan seçilerek bu göreve gelen üyeleri, yarg› ve hukuktarihimizde unutulmayacak bir eyleme birlikte imza koydular.

60 küsur seneyi, o süre içinde yarg›y›en ba¤›ms›z noktaya tafl›yan düzenle-melerden en ba¤›ml› hale getirici hattaonurlar›yla oynay›c› politikalara kadartüm bildiklerimizi taray›nca sadece“yarg›” dünyam›zdan de¤il, bütünüitibariyle tüm “hukuk” camiam›zdanbu kadar onurlu, bu kadar yürekli birbaflka eylem an›msamad›¤›m›z› söyle-yebiliriz.

HSYK üyeleri, bugün geldiklerinoktayla ilgili mücadeleyi, siyasi ikti-dar›n (pratikte Adalet Bakan›’n›n veemrindeki bürokrasinin) kendilerinetevdi edilen görevle ba¤daflmayan mü-dahalelerine muhatap olduklar› ilk günbafllatm›fllard›.

Page 15: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

26

Sadece siyasi iktidar›n bask›lar›de¤il, “yandafl” medyan›n sistemli fle-kilde yürüttü¤ü “itibars›zlaflt›rma” ya-hut “kiflilik katli” (character assasina-tion) dedi¤imiz kampanya da HSYKüyelerini zor bir s›navdan geçirdi. So-nunda, 12 Eylül 2010 günü yap›lan re-

ferandumla yürürlü¤e giren yeni Ana-yasa hükümleri onlar› “Ya onurumuz-la görev yapar›z veya çeker gideriz”fl›klar›ndan birincisinin söz konusuolmad›¤›na karar verdiler ve ikincifl›kk› uygulad›lar.

Bilindi¤i gibi Hâkimler ve Savc›-lar Yüksek Kurulu’nun yeni hükümle-rin yürürlü¤e girdi¤i tarihe kadar biriAdalet Bakan› (Baflkan), di¤eri Adalet

BD KASIM 2010

Sadece siyasi iktidar›nbask›lar› de¤il, “yan-dafl” medyan›n sistemliflekilde yürüttü¤ü “iti-bars›zlaflt›rma” yahut“kiflilik katli” (characterassasination) dedi¤imizkampanya da HSYKüyelerini zor birs›navdan geçirdi.

Bakanl›¤› Müsteflar› olmak üzere iki“tayinle” gelen, 5 de (üçü Yarg›tay,ikisi Dan›fltay üyeleri taraf›ndan se-çilen) “seçilmifl” üyesi vard›. Bunayeni hükümlerle Birinci s›n›fa ayr›lm›flyarg›ç ve savc›lar aras›ndan seçilen10 üye ile Cumhurbaflkan›’n›n tayinedece¤i 4 üye, 1’i Türkiye Adalet Aka-demisi taraf›ndan seçilen üyeleri ek-lediler. Böylece üye say›s› 22 oldu.Ama sözde “demokratik” bir yap›yakavuflturulurken HSYK tart›flmas›zbir flekilde Adalet Bakanl›¤›’na ba¤›m-l› hale getirildi. Nitekim dün istifa e-den üyeler 17 A¤ustos 2010 tarihindenberi Bakanl›¤›n HSYK’y› çal›flt›rma-d›¤›n› aç›klad›lar.

fiimdiki üyelerden sadece Ali SuatErtosun’un “görevde kalaca¤›n› veinanc› do¤rultusunda mücadeleye de-vam edece¤ini” yak›nlar›na söyledi¤ibiliniyor. Görevden ayr›lanlar Dan›fl-tay ve Yarg›tay’daki eski görevlerinedevam edecekler. Bu da belli.

Keza HSYK’n›n yeni üyeleri ara-s›na giremeyecekleri, çünkü yeni üye-likle ilgili aday olma süresinin bitti¤ide biliniyor.

Ama kimse bunlara bakarak, HS-YK üyelerinin onur mücadelesine say-g› duymaktan uzak kalamaz. •

BD KASIM 2010

27

Çankaya’n›nBalans Ayar› m›?

Tufan Türenç’in06-10-2010 TarihindeHürriyet Gazetesi’ndeYay›mlanan Yaz›s›

rne¤in hukuk devletininiflleyifli üzerindeki uyar›lar›itiraz edilemeyecek kadar

gerçekleri yans›t›yor.�Cumhurbaflkan› uyar›yla da

kalm›yor, bunlar›n düzeltilmesigerekti¤ini özellikle vurguluyor.�Silivri’deki yarg›lamalar›n hukuknormlar›na ayk›r› oldu¤u kan›s›,tutukluluklar›n endifle verici flekildeuzamas› belli ki Cumhurbaflkan›’n›da rahats›z ediyor.�

Gül�son bir y›ld›r gezilerinekat›lan gazeteci arkadafllar›m›za butür rahats›zl›klar›n› dile getirenaç›klamalarda bulunuyordu.��Bunlar›n bir an önce düzeltilmesigerekti¤i konusunda iktidara

göndermeler yap›yordu.�Ama iktidar›n, son Meclis

konuflmas›na kadar bu göndermeleripek alg›lama niyetinde olmad›¤› birgerçekti.�

Ancak tutukluluk durumlar›n›nmahkûmiyete dönüflmesi ve bununhukuk devletinin iflleyifli konusundaiçte ve d›flta duyulan endifleleriart›rmas› hükümette bir hareketlili¤eneden oldu.

Ama bu konuda BaflbakanErdo¤an�hâlâ suskun.�* * *Cumhurbaflkan›’n›n yeni anayasa,Kürt sorunu, seçim baraj›n›nindirilmesi, demokrasiningeniflletilmesi, baflkanl›k sistemi ve

Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün gazetecilereaç›klamalar›n›, çeflitli platformlardaki konuflmalar›n›

dikkatle izlemek gerekiyor. Gül’ün de¤erlendirmeleri,önerileri demokratik hukuk devletinin gereklili¤ine

inanan herkesin kat›laca¤› içerikte.�

Page 16: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

28

kendi görev süresinin boflluktab›rak›lmas›, insan haklar›, düflünce veifade özgürlü¤ü konular›nda yapt›¤›elefltiri ve uyar›lara kat›lmamakmümkün de¤il.�

Ancak...Evet bu�“ancak”�çok önemli.

fiunun için önemli.�Cumhurbaflkan›’n›n atamalar›yaparken, önüne gelen yasa vekararnameleri onaylarken ayn›duyarl›l›¤› göstermemesisöylemlerinin içtenli¤i konusundaciddi kuflkular yarat›yor.Yani Cumhurbaflkan› Gül’ünsöylemleri ile tasarruflar› aras›ndabüyük çeliflkiler var.�

Anayasa Mahkemesi’ne üye,YÖK’e baflkan ve üye, üniversitelererektör atamalar›nda tarafs›zl›k veliyakatten çok belli dünya görüflü roloynuyor.�

Oysa Çankaya demokratik rejimiçin bir güvence olmak durumunda.��Yani ülkeyi yöneten iktidara karfl›rejimin son freni.

Ancak Cumhurbaflkan›’n›n yapt›¤›icraat, özellikle kendisinin“Demokrasilerde çek-balans iflinözüdür”�söylemiyle çelifliyor.��* * *Cumhurbaflkan›’n›n söylem vekonuflmalar›na AKP veyandafllar›ndan pek destek gelmiyor.Destek, daha çok kendisininCumhurbaflkan› seçilmesine karfl›ç›kan kesimlerden.�

Ancak bu deste¤i verenvatandafllar›n büyük bölümü busöylemlere temkinli yaklafl›yor.�“Acaba bir iyi polis, kötü polis oyunu

mu?”�sorusu kafalara tak›l›p kal›yor.�Söylemlerinin inand›r›c› olabilmesiiçin kuflkusuz Cumhurbaflkan›’n›nyapmas› gerekenler var.

Örne¤in atama ve onaylamalardadaha duyarl› davranmal›.Vicdanlar› rahats›z eden Silivrisoruflturmalar›, yarg›lamalar›konusunda devreye girmeli ve al›nanönlemleri titizlikle izlemeli.

Devlet içindeki tarikat ve cemaatyap›laflmalar›na müdahale etmeli.�

Aksi takdirde, söylemlerineolumlu bakanlar Cumhurbaflkan›’n›nkonuflmalar›n›n�“balans ayar›”ndanbaflka bir fley olmad›¤›na inanacak.�•�����

Cumhurbaflkan›’n›natamalar› yapar-ken, önüne gelenyasa ve kararna-meleri onaylarkenayn› duyarl›l›¤› gös-termemesi söylem-lerinin içtenli¤ikonusunda ciddikuflkular yarat›yor.Yani Cumhurbafl-kan› Gül’ün söylem-leri ile tasarruflar›aras›nda büyükçeliflkiler var.�

BD KASIM 2010

29

Baz›lar›n›n tutukluluk süresi üçy›l› geçti. Duruflmalar›n bitece¤i yok.Mahkeme baflkan› tutuklular›n tahliyesiiçin oy kullan›yor, öteki iki hakim ise›srarla tutuklulu¤un devam›na kararveriyor! Bu nas›l hukuktur, nas›l adalet-tir?

Davan›n ismine dikkat ediniz: Er-genekon silahl› terör örgütü!

Bunlar darbe yapacakt›! Silahl› ve-ya silahs›z Ergenekon örgütü konusun-da bugüne kadar hiçbir belge ortayaç›kmad›. Birbirini tan›mayan, cezaevin-de tan›flan insanlar oraya toplan›p örgüthavas› verildi.

Her terör örgütünün bir lideri olur.Kim bu lider? Bir numara kim, onunalt›nda kimler var, gizli örgütün hücre

Emin Çölaflan’›n5-10-2010 ve 6-10-2010Tarihinde Sözcü Gazete-si’nde Yay›nlanan Yaz›lar›

Ergenekon: AKP’ninAd› Konmam›flS›k›yönetim RejimiSevgili okuyucular›m, ad›na Ergenekon denilen dava Silivrimahkemesinde sürüp gidiyor. Art›k sab›rlar taflt›. Pek çokmasum insan, sadece bu iktidar›n karfl›t› oldu¤u için Silivricezaevinde bofl yere tutuluyor, süründürülüyor, maneviiflkenceye tabi tutuluyor.

yap›lanmas›n› kimler oluflturuyor?Bunlar›n hiçbiri bugüne kadar yap›lansorgulama ve duruflmalarda ortaya ç›-kar›lmad›.

Tamamen tarafs›z bir aç›dan yaz›-yorum:

O insanlara yaz›k oluyor.‹çlerinde gazeteciler, yazarlar, PK-

K’ya karfl› da¤larda vuruflan subay veastsubaylar, rektörler, üniversite hoca-lar› ve daha nice masum insan var. Tü-münün ortak özelli¤i, yurtsever olma-lar›, AKP iktidar›na karfl› ç›kmalar›.

Tutukluluk cezaya dönüfltü ve bü-yük tepki al›yor. Y›llarca sürmesi bek-lenen duruflmalar dipsiz kuyu gibi. Nezaman bitece¤ini, karar›n ne zaman a-ç›klanaca¤›n› mahkeme dahil hiç kimse

Page 17: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

30

bilemiyor.***Yaflanan bu dram›nard›ndaki korkunç gerçe-¤i görmezsek, silahl› Er-genekon terör örgütü ola-y›n›n perde arkas›n› gös-teremezsek, bu olay› çöze-meyiz. Gerçekten, nedirbu olay?

Bu dava, AKP’ninTürkiye’de korku impa-ratorlu¤u yaratmas›n›noyunca¤› idi.

An›msay›n›z, 2007y›l›ndan bafllayarak Türkiye’nin seçkininsanlar›, büyük operasyonlarla gözalt›-na al›nd›. Evleri polis taraf›ndan bas›ld›,gözalt›nda tutuldular, sonra ço¤u tutuk-land›.

Ard› ard›na gelen bu operasyonlarTürk toplumunu korkuttu. Evet, itirafedelim korkuttu. ‹nsanlar sindirildi, sesç›karamaz duruma getirildi. Operasyon-larla birlikte ortaya bir baflka gerçekdaha ç›kt›. Herkesin telefonlar› dinleni-yor, e-postalar›, fakslar› izleniyordu.Özel yaflam bitmiflti.

Bu yolla toplum daha da fazla kor-kutuldu. Bask›n, izleme-dinleme, göz-alt› ve tutuklamalardan sonra, muhale-fet yapan kesimler yok edildi.

Ancak bu iflin çok baflka bir boyutudaha vard›: AKP medyas›! Polis ve sav-c›lar taraf›ndan elde edilen her fley, bi-re bin katarak bu medyaya servis edildi.Bunlar›n gazete, televizyon ve internetsiteleri, hadiseleri yalan yanl›fl demedenservis etmeye bafllad›. Kendilerine ve-rilen, uçurulan, üfürülen her fleyi abar-tarak, yalanlarla donatarak millete yut-

turup yeni bask› unsuru oluflturdular.Bu rezalet, bu hukuksuzluk günü-

müzde de aynen devam ediyor.***

Size yak›n geçmiflten birkaç örnekvereyim. Yine lütfen an›msay›n, yak›nzamana kadar bunlar›n medyas›, Gü-neydo¤u’da kaybolan cesetleri, bulunankemikleri, asit kuyular›n› (!) manfletleretafl›yordu. Buna göre, Güneydo¤u’dagörevli Ergenekoncu (!) askerler yöredeyüzlerce günahs›z insan› öldürmüfl,cesetlerini parçalam›fl, gömmüfl, hattabaz› cesetleri Silopi’de BOTAfi’a aitasit kuyular›na yak›p eritmifl ve yoketmiflti!

Yap›lan düzmece ihbarlarla çoksay›da yer, hatta askeri birliklerin ara-zileri savc›lar, avukatlar ve ilgili kifli-lerin yak›nlar›yla birlikte kaz›ld›. Biryerde birkaç kemik ç›kmaya görsün,bunlar›n medyas› hemen feryada bafll›-yordu: “Askerlerin öldürdü¤ü insanla-r›n kemikleri bulundu!” Yap›lan adlit›p incelemelerinde bunlar›n tamam›n›nölmüfl at, eflek, inek, hatta kufl kemikleri

Ard› ard›na gelen bu operas-yonlar Türk toplumunu kor-kuttu. Evet, itiraf edelimkorkuttu. ‹nsanlar sindirildi,ses ç›karamaz duruma geti-rildi. Operasyonlarla birlikteortaya bir baflka gerçek dahaç›kt›. Herkesin telefonlar›dinleniyor, e-postalar›, faks-lar› izleniyordu. Özel yaflambitmiflti.

BD KASIM 2010

31

oldu¤u belgelendi. Yörede asit kuyusuise hiç olmam›flt›.

‹kinci bir örnek daha vereyim.Bunlar›n medyas›nda aylar boyuncabaflka bir tantana daha yap›ld›: “Ergene-koncular Ankara’da Kent Otelde topla-n›yor, darbe burada planlan›yordu!”

Kent Otel’de ayda bir düzenlenenyemeklerin tamam›na ben de kat›ld›¤›miçin iyi biliyorum. Bu yemeklere baz›emekli komutanlar, gazeteciler, üniver-site hocalar›, yarg› mensuplar›, belediyebaflkanlar› kat›l›r ve orada çeflitli ülkesorunlar› tart›fl›l›r, uzmanlar anlat›rd›.Her ay baflka bir konu: Türkiye-ABiliflkileri, Türk tar›m›n›n durumu, med-yan›n durumu, yerel yönetimlerin so-runlar›, CHP’nin durumu gibi…70-80,bazen de 100 kiflinin kat›ld›¤› bir yemekdüflünün, konuflan kiflilerin o koca sa-londa seslerini herkese duyurabilmesiiçin seyyar mikrofon kullan›l›rd›. Konu-flacak herkese garsonlar taraf›ndan mik-rofon getirilir, ya da mikrofon elde elegeçerdi.

Bu arada belirteyim, o salonda enaz 10 garson görevli olur, içki ve yemekservisi yapard›. Bu nas›l darbe ve terörörgütü idi ki, garsonlar›n yan›nda darbeplanlard›! Dahas›, yeme¤e kat›lanlar›nbir bölümünün asker ve polis koruma-lar› vard›. Onlardan baz›lar› salonda,baz›lar› d›flar›da beklerdi. Hele polisle-rin yan›nda mikrofonla darbe plan› yap-mak!..

fiimdi burada soruyorum: Türki-ye kamuoyu bu yalanlarla aylarca u¤-raflt›r›lm›flt›. Peki nerede o ölüm kuyu-lar›, nerede faili meçhul cinayetler veaskerler taraf›ndan yok edilen cesetler?

Nerede kald› Kent Otel toplant›lar›?‹ktidar medyas› bunlar› niçin unutmakzorunda kald›?

Çünkü hepsi yaland›. Kendilerinegeçmiflte o do¤rultuda servis yap›l›pdirektif verilmifl ve onlar› yaz›p söyle-meleri istenmiflti. fiimdi ise elde baflkakonular var! Onlar da yine ayn› yerden,tek elden servis yap›l›yor ve hepsi deayn› fleyleri gündeme getiriyor!

‹ktidar medyas›na bu düzmece, ya-sa ve hukuk d›fl› bilgi ve belgeleri ki-min, kimlerin s›zd›rd›¤› ise bilinmiyor.

Muhalefet partileri yasad›fl› dinle-me ve izlemeleri önemsemedi¤i gibi,bu konuyu da –ne yaz›k ki- önemsemi-yor…Ve bu iflin üzerine gidilemiyor.

***

Evet, Ergenekon davas›, toplumukorkutmak, sindirmek, muhalefeti yoketmek için kullan›lan bir bask› arac›olarak kullan›ld›. ‹fl bununla da kalma-d›.

Siviller toplan›nca, bu kez oklaraskerlere, komutanlara yöneldi, ortayaBalyoz gibi davalar ç›kar›ld›, komutan-lar tutukland›. “Ben Ergenekon davas›-n›n savc›s›y›m” diyebilen Tayyip, bü-tün bunlar› ellerini ovuflturarak, zevktendört köfle olmufl bir biçimde ekibiylebirlikte izledi ve izliyor. Balyoz ve ben-zerlerinde verilen mesaj aç›kt›:

“Devlet benim. Ben Genelkurmay’›çökertirim, onun komutanlar›n› içeriatt›r›r›m, pes ettiririm.”

Ancak pes eden olmad› çünkü içerial›nanlar›n hiçbiri boyun e¤medi, onu-runu çi¤netmedi. Ama itiraf edelim,TSK’y› had›m etme operasyonu büyükölçüde baflar›ld›. Küçücük bir örne¤ini

Page 18: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

hemen vereyim: Bülent Ar›nç isimliflahsa suikast yap›laca¤› haberleri med-yaya sürüldü. Olay tamamen düzmeceç›kt› ama Genelkurmay’›n en gizli bilgive belgelerinin sakland›¤› Ankara’dakikozmik odalara mahkeme karar›yla gi-rilip arama yap›ld›, devletin savafl ha-line iliflkin en gizli bilgi ve belgeleriokundu, baz›lar› mühürlendi. Genelkur-may, bunlar›n a盤a ç›kt›¤›n›, bu neden-le yürürlükten kald›r›ld›-¤›n› aç›klamak zorundakald›.

Kemal K›l›çdaro¤lubirkaç gün önce “Türki-ye’de ad› konmam›fl birs›k›yönetim” var diyordu.Çok do¤ru söylüyordu.Ancak önemli olan butesbiti yapmak de¤il, bu iflin üzerinegitmektir. ‹nflallah onu da yaparlar!

Evet, Ergenekon, Balyoz gibi nicedavalar, 2007 y›l›ndan bu yana toplumukorkutmak, sindirmek, sesini kesmekiçin uygulamaya konuldu…Ve epeycebaflar›l› oldu. Hukuk çi¤nendi, adaletyok edildi, kurulan polis ve korku dev-letinde iktidar bask›s› medyan›n daüzerine çöktü…Ve toplum sindirildi,ses ç›karamaz duruma getirildi.

Kurnazca haz›rlanm›fl bir taktik…Ve halen uygulan›yor.

BD KASIM 2010

32

Üç y›ld›r Ergenekon silahl› terörörgütü (!) ile yat›p kalk›yoruz. Gözal-t›lar yap›ld›, Türkiye’nin seçkin insan-lar› götürüldü, tutukland›. ‹flin özünüdünkü yaz›mda vurgulam›flt›m. Bu o-

ERGENEKON (2)

lay tamamen AKP karfl›tlar›n› sindir-me operasyonu idi. Bu yolla toplumkorkutuldu. Gözalt›lar, tutuklamalar,izlemeler ve dinlemelerle toplum bask›alt›na al›nd›.

Hedefe ulafl›lm›flt›. Ancak iflin çokönemli bir boyutu daha vard›: Medyasusturulmal›, AKP’ye tav›r koyma o-las›l›¤› olan medya patronlar› ve ga-zetecilerin bafl›na ifl aç›lmal›yd›.

Tayyip, medya patronlar›n›n nas›lürkek, korkak ve paragöz oldu¤unukeflfetmiflti. Hepsinin hükümetle büyükiflleri vard›. Özellikle Ayd›n Do¤an,Mehmet Emin Karamehmet, TurgayCiner, Ferit fiahenk gibilerin devletve hükümetle milyarlarca dolarl›k ifl-leri vard›...Ve bunlar 25’den fazla ga-zete ve televizyonun sahipleri idi. Bun-lara tam saha pres uygulanmal›yd›!

‹lk operasyon benimle bafllad›. 22temmuz 2007 seçimlerini AKP yüzde47 oy alarak kazand› ve hemen ard›n-dan beni iktidar›n bask›s›yla Hürriyet’-ten kovmak zorunda kald›lar. Ayd›nDo¤an beni kovarak bask›lardan kur-tulaca¤›n›, ifllerinin aç›laca¤›n› zannet-miflti ama yan›ld›¤›n› k›sa sürede gör-dü. Bu kez üzerine vergiciler gönderil-di ve milyarlarca dolarl›k haks›z, gad-darca vergi cezalar› kesildi. En büyükpatron art›k çökertilmiflti. O kadar ki,

Kemal K›l›çdaro¤lu birkaçgün önce “Türkiye’de ad›konmam›fl bir s›k›yönetim”var diyordu. Çok do¤rusöylüyordu.

BD KASIM 2010

33

ismini gazetelerinin künyesinden bileç›karmak zorunda kald›. Ergenekon’labafllayan bask› ve sindirme süreci de-vam etti. Belli aflamalarda Necati Do¤-ru, Mine K›r›kkanat, Bekir Coflkunve çok say›da baflka gazeteciler flutlan-d›, baz› gazeteciler tutukland›.

Patronlar›n tümü korkutuldu. Bu-gün onlar›n gazete ve televizyonla-r›ndan AKP iktidar›na ya¤ bal daml›-yor! Teslim bayra¤›n› hep birlikte çek-tiler. Elefltiri yok, iktidar› k›zd›racakhaber yok! Ergenekon plan› böyle yü-rüyordu.

***

Fakat gelin görün ki, bu bask›lar-dan y›lmayacak yay›n kurulufllar› davard›. O halde ilk aflamada onlar›n he-sab› görülmeli, defteri dürülmeliydi.fiimdi afla¤›da verece¤im örnekleridikkatle izleyiniz. Yüzlercesi aras›ndaiktidara tav›r koyabilen dört televizyonkanal› vard›:

Ulusal Kanal. Bafl›nda ‹flçi PartisiGenel Baflkan› Do¤u Perinçek.

ART. Bafl›nda Türk MetalSendikas› Genel Baflkan› MustafaÖzbek.

Kanal B. Bafl›nda Prof. Dr.Mehmet Haberal.

Kanaltürk. Sahibi Tuncay Özkan.Bunlar›n dördünün de sahipleri,

manevi patronlar› Ergenekon sürecin-de tutukland›. fiu anda hepsi tutuklu.Yap›lan çökertme giriflimleri sonucun-da Tuncay Özkan, kanal›n› Fethullah-ç›lara satmak zorunda kald›. ART mad-di olarak çökertildi. Önce Dijitürk’tenç›kar›ld›, çal›flanlar›na para veremezduruma düflürüldü. Ulusal Kanal ve

Kanal B kör topal, befl kuruflsuz yürü-tülmeye çal›fl›l›yor.

Bu örnekleri gören öteki medyapatronlar› zaten yelkenleri suya indir-miflti. Art›k onlar›n gazete ve televiz-yonlar›nda iktidar›n hofluna gitmeye-cek haber ve yorum yay›nlanmas› müm-kün de¤ildi.

‹nce ince ifllenen, dantel gibi örü-len Ergenekon plan› medyan›n üzerineçökertildi, AKP aç›s›ndan olumlu vehay›rl› sonuçlar›n› iflte böyle verdi!

***

Bazen düflünüyorum, bazen bir-likte tart›fl›yoruz, yukar›da s›ralad›¤›mdört isim, acaba niçin tutuklu? Onlarabir de Mustafa Balbay’› eklemeliyim.Uzun y›llard›r dost oldu¤um Mustafaile dört y›l boyunca ART’de her Pazarsabah› program yapt›k ve özel yaflamdahil nice s›rlar›m›z› paylaflt›k. Musta-fa’n›n “Silahl› terör örgütü (!)” ile enufak bir ilgisi olsayd›, herhalde en a-z›ndan bana ç›tlat›rd›.

Do¤u Perinçek!.. Bu hayali örgü-tün neresinde oldu¤unu bugüne kadaranlayamad›k. Tek suçu Ayd›nl›k der-gisinde yazd›¤› yaz›lar ve Ulusal Ka-nal yay›nlar›!

Ateflli ve yürekli bir insan olandostum Tuncay Özkan’›n suçu, tele-vizyonu ile muhalefet yapmak, Cumhu-riyet mitinglerine kat›lmakt›.

Prof. Dr. Mehmet Haberal...Y›llard›r tan›d›¤›m dostum, BaflkentÜniversitesi Rektörü. Ankara’da birüniversiteyi, Türkiye’de nice hastane-leri yoktan var etmifl, hayat›n› insanlar›iyilefltirmeye, ameliyatlara, organ na-killerine ve ö¤renci yetifltirmeye ada-

Page 19: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

m›fl dünya çap›nda birt›p adam›. Sabah 7’devizite ç›kan, zaman›n›hastane ve üniversitedegeçiren, gecenin geç sa-atlerinde ameliyattan ç›-kan bir hoca.

Haberal ve terör!..Haberal ve örgüt!.. Aslayan yana gelmeyecekkavramlar.

Her tutukluda oldu-¤u gibi, tahliye taleplerikonusunda Silivri mah-kemesinin baflkan› olum-lu oy kullan›yor, di¤eriki hakim sürekli karfl›ç›k›yor…Ve bu insanlar1’e karfl› 2 oyla y›llard›r tutuklu kal›-yor. Hukuksuzluk o boyuta vard› ki,Yarg›tay 4. Hukuk Dairesi, Haberal’›nhaks›z yere cezaevinde tutulmas›naneden olan hakim ve savc›lar› tazminatödemeye mahkum etti.

Dahas› var! Haberal, mahkemesorgusunu “Suçum Ne?” ad› alt›ndakitap yapt›. Sorgunun tutanaklar›n›virgülüne bile dokunmadan yay›nlad›.O kitab› büyük merakla okudum. Ka-famda hep flu soru vard›: “Acaba Ha-beral bilmedi¤imiz bir ifl çevirmifl de,o yüzden mi tutuklu!” Hiçbir fley yok-tu, sorguda kendisine bir tek suçlama,belge, kan›t yöneltilmiyordu…

VE GELEN B‹R TELEFONSevgili okuyucular›m, dün ö¤le

saatlerinde yaz›m›n tam bu sat›rlar›n›yazm›flt›m ki, telefonum çald›. Karfl›m-da Ergenekon davas›ndan gözalt›naal›nan, bir süre tutuklu kald›ktan sonra

34

tahliye edilen bir dostum. “Abi” dedi-¤im bir dost. ‹smini aç›klam›yorum.Hal hat›r sorduk, birbirimizi özledi¤i-mizi söyledik. Sonra anlatt›:

“Akci¤er kanseri oldum. Kemate-ropi görüyorum. fiimdi bütün gücümlesavunmam› haz›rl›yorum. ‹nflallahbana da s›ra gelir de, u¤rad›¤›m›z buhaks›zl›¤›, adaletsizli¤i yarg› önündedile getirme f›rsat›n› bulurum.”

Allah’tan sa¤l›k diledim ve o andaakl›ma Kuddusi Okk›r geldi. Ergene-kon teröristi oldu¤u iddias›yla tutuk-land›¤›nda bütün AKP medyas› hiçutanmadan, Allah’tan korkup kuldanutanmadan yaygaray› basm›flt›:

“Ergenekon’un kasas› yakaland›,tutukland›.”

Kuddusi Bey aylarca Silivri ceza-evinde yat›r›ld›. Hastayd›, giderek kö-tülefliyordu, cezaevi yönetimi ve dok-torlar ilgilenmiyordu. Sonuçta mecbu-ren hastaneye kald›r›ld›¤›nda, o 40

Dahas› var! Haberal, mahke-me sorgusunu “Suçum Ne?”ad› alt›nda kitap yapt›. Sorgu-nun tutanaklar›n› virgülünebile dokunmadan yay›nlad›.O kitab› büyük merakla oku-dum. Kafamda hep flu soruvard›: “Acaba Haberal bilme-di¤imiz bir ifl çevirmifl de, oyüzden mi tutuklu!” Hiçbirfley yoktu, sorguda kendisinebir tek suçlama, belge, kan›työneltilmiyordu…

BD KASIM 2010 BD KASIM 2010

35

kiloya inmifl yaflayan bir ölü idi veorac›kta can verdi.

Ölümünden önce ve sonra yap›lanaraflt›rmalarda, b›rak›n Ergenekon’unkasas› olmay› bir yana, emekli maa-fl›ndan baflka geliri, bir evi d›fl›nda ma-l› mülkü olmad›¤› ortaya ç›kt›. Ölü-mü sonras›nda efli Sabriye Okk›r birkitap yaz›p bu olay› anlatt›...Ve oku-yan herkesi a¤latt›. Kitab›n ad› “Cina-yeti Gördük” (Cumhuriyet Kitaplar›)

fiimdi akci¤er kanseri olan ve Al-

lah’tan bütün içtenli¤imle sa¤l›k dile-di¤im “Ergenekon zanl›s›” dostumdün telefonda savunmas›n› haz›rlad›-¤›n› belirtiyor ve “‹nflallah savunmas›ras› bana da gelir” diyordu.

AKP’nin ad› konmam›fl s›k›yö-netimi Ergenekon’da sadece hukukçi¤nenmiyor.

Nice insanl›k dramlar› yafland› veyaflan›yor.

Gören var m›, duyan var m›!.. •

•Bir tilki adaletten bahsediyorsa, tavuklar buna asla inanmamal›.

•Birileri sürekli adalet, bar›fl, özgürlük diyorsa kula¤›n›z› de¤il,gözünüzü kullan›n.

•Hakk› bulmak için de¤il hakl› ç›kmak içinkonufluyorsak, konufla konufla anlaflamay›z.

•Bir ülkede adalet bozulmuflsa herkes riskalt›ndad›r.

•‹flimize geldi¤i zaman adaleti savunabiliriz.Ama bizi erdemli k›lan iflimize gelmedi¤izamanda adaleti savunabilmektedir.

•Yarg›s›z infaz›n oldu¤u yerde yarg›dansöz edilemez.

•Do¤rular› sadece delilerin söyledi¤i bir toplumdaak›l lüzumsuz bir aksesuvard›r.

•Bir köpe¤e niçin ›s›rd›¤› sorulmaz.Onun her zaman hakl› bir gerekçesi vard›r.

•E¤er bir ülkede ayd›nlar›n yolu hep hapishaneden geçiyorsa,ayd›nlar›n ilk ifli adaletin terazisini düzeltmek olmal›d›r.

ADALET ÜZER‹NE AFOR‹ZMALAR

Yazan: Av. DURDU GÜNEfi

Page 20: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

36

‹ki ay ara verilmiflti... Duruflmagünü 10 A¤ustos'tu ve biz yollara düfl-tük. ‹zmir'den kalkan otobüste floför-ler ve muavin dahil 25 kifliydik. Ça-nakkale yoluyla Silivri'ye sabah›n 9.-00'unda ulaflm›fl olmak ve duruflmabafllamadan Balbay ve Tuncay ile elsallayarak da olsa selamlaflmak iste-mifltik.

Yetiflemedik... Biz salona girdi¤i-mizde duruflma bafllam›flt›... TuncayÖzkan mahkeme baflkan› taraf›ndancezaland›r›lm›fl ve duruflma d›fl›na ç›-kart›lm›fl. Mustafa Balbay salona gir-di¤imizi hissetmifl. Oturdu¤u ön s›ra-dan geri dönerek el kald›rd›, bizi se-lamlad›...

Saat 10.00 sular›yd›.Mahkeme heyeti Silivri'den canl›

ba¤lant› ile Levent Ersöz'ün yatt›¤›hastaneye ba¤lanm›fl savunmas›n› al›-yordu.

Bir süre sonra duruflmaya ara ve-rildi... Mustafa Balbay h›zla bize do¤-ru geldi. B›raksalar atlayacakt›, b›rak-salar kucaklaflacakt›k.

Tek tek hatr›m›z› sordu. Biz desorduk. CUMOK üyeleri sesleniyor-lard›: ”Seni bu kez almaya geldik.”

Balbay'›n yüzünde gülümseme,muzipli¤i yine üstünde, yan›tlad›:

”Peki, siz bilirsiniz. Burada da ra-hat›m›z iyi ama çok ›srar ederseniz ge-lebiliriz.”

fiaka bir yana, sorgu ve yarg› afla-mas›nda "‹nfaz Yasas›"na göre 8-10y›ll›k cezan›n peflinen çektirildi¤i ga-zeteciler, bilim adamlar›, yaflamlar›n›nen verimli, en üretken dönemlerindeözgürlüklerinden yoksun b›rak›l›yor-lard›. Mahkeme baflkan›n›n tahliye ta-lepleri di¤er iki hakim taraf›ndan red-dedildi¤i için...

Biz gazeteciler arkadafllar›m›z›n

MustafaBalbay

Duruflmas›Yazan: AT‹LLA SERTEL‹zmir Gazeteciler Cemiyeti veTGF Genel Baflkan›

BD KASIM 2010

37

özgür b›rak›lmas›n› istiyoruz. Bu sesgiderek yükseliyor. Siyasi görüflü neolursa olsun bu ses kamuoyundan bü-yük destek görüyor. Vicdan sahibi in-sanlar bu vicdan d›fl› uygulama karfl›-s›nda yüreklerinden gelen isyan› dilegetirmeye bafllad›. Balbay ile görüflü-yoruz. Cezaevi koflullar› a¤›r... S›ca¤›n40-50 dereceleri buldu¤u günlerde üçmetrekare bahçeye aç›lan demir ko¤uflkap›s› kilitlendi¤i için dar hücrede so-luksuz uyumak mümkün de¤il.

Di¤er ko¤ufllarda kalan tutuklular-la yasa elverdi¤i halde görüfltürülmü-yorlar.

Günün 24 saatinde siz kendi bafl›-na üç kiflisiniz. Günler, haftalar boyun-ca bu böyle.

Balbay dilekçe vermifl, demifl ki:”Cezaevi kurallar› içinde bize tan›nansosyal haklardan yararlanmak istiyo-ruz. Bir süre sonra yan›t gelmifl,

”‹mam ister misiniz.” diye... Mustafa düflünmeden yan›t ver-mifl: “Getirin, isterim.“ demifl.

Gülümsüyor anlat›rken."De¤iflik yüzde ve de¤iflik görüflte

bir insanla sohbet etmenin yarar›n› dü-flündüm" diyor.

Silivri Müftülü¤ü'nden imam gel-mifl. Onun da ad› Mustafa'ym›fl.

”Selamünaleyküm Mustafa Bey”demifl... Selamlaflm›fllar, tan›flm›fllar.

‹mam sormufl: ”Sizin için ne yapa-bilirim, Mustafa bey...”

Mustafa demifl ki: ”Bizi buradankurtaracak duay› okuyun lütfen...”

‹mam flafl›rm›fl dudaklar›nda ac›bir gülümseme.

"Buna benim gücüm yetmez Bal-bay Bey," diye yan›tlam›fl.

Balbay sormufl, "Peki nas›l bir duaokumak istersiniz?" ‹mam efendi,

"Sizin günahlar›n›z›n affedilmesiiçin Allah'a yalvarabilirim"

Balbay, "Sen bizim için de¤il demahkeme heyetinin günahlar›n›n af-fedilmesi için yalvarsan daha iyi olur.Bizden çok onlar›n ihtiyac› olacak"diye yan›t verince imam Mustafa Beyile olan sohbet de böylece noktalan-m›fl...

Mustafa Balbay hem gülüyor, hemanlat›yor. Hem düflündürüyor, hemuyand›r›yor.

Ko¤ufla çöp almaya gelen gençmahkuma sormufl Mustafa...

”Kardeflim sen nerelisin?” Genç

‹mam efendi, "Sizingünahlar›n›z›n affe-dilmesi için Allah'ayalvarabilirim"Balbay, "Sen bizimiçin de¤il de mahke-me heyetinin günah-lar›n›n affedilmesiiçin yalvarsan dahaiyi olur. Bizden çokonlar›n ihtiyac› ola-cak" diye yan›t ve-rince imam MustafaBey ile olan sohbetde böylece nokta-lanm›fl...

Page 21: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

38

yan›tlam›fl: ”Vanl›y›m a¤abey.””Hangi suçtan yat›yorsun?”

”Uyuflturucudan a¤abey... Peki sizinsuçunuz ne a¤abey?”

”Ben de uyand›rmaktan yat›yo-rum.”

Uyuflturucudan yatanla, uyand›r-maktan yatan›n sohbeti de bu kadar...Mustafa ac› ac› güldürüyor insan›...

Anlat›yor:”Can›m çok s›k›l›nca berberi ça-

¤›yorum. Ko¤ufla geliyor. Saç keser-ken sohbet de ediyoruz. Her seferinde,’Aman kardeflim ön taraf önemli de¤il,ense k›sm›n› çok güzel ve hatas›z traflet’ diyorum. Geçenlerde dayanamad›,sordu, ’Mustafa bey niye ense trafl›nabu kadar önem veriyorsunuz?’

Yan›tlad›m: ’Kardeflim, duruflma-larda herkes bizi ensemizden görüyor.‹nsanlar 5 - 6 saat ensemizi seyrediyor.Elbette ense trafl›m›za özen gösterme-liyiz.”

Mustafa Balbay inan›lmaz güzelyaz›yor. ‹nan›lmaz espriler yap›yor.Çok zeki, yaflam dolu. Sevecen, üret-ken, nitelikli, kaliteli... Bu ülkede ken-dini çok iyi yetifltiren 5-10 adam gibiadam aras›na girecek yap›da. Birgüngelecek ve Mustafa Balbay Silivri'denç›kacak. Yine panellerde konuflacakama bu kez yüzlerce kifliye de¤il bin-lerce kifliye.

Yine ekranlarda olacak, on binleronun konuflmalar›na kilitlenecek. Rad-yoda sesi duyuldu¤unda baflka bir ka-nala geçemeyeceksiniz. Onu dinlerkenhem gülecek, hem düflünecek, hemde uyanacaks›n›z. Çok yak›nda uyan-d›rmak suçundan yatan Mustafa Bal-bay serbest kalacak ve b›rakt›¤› yerden

uyand›rmay› sürdürecek...Halk›m›z› uyutarak kendi düzenle-

rini sürdürmek isteyenlerin korkusuda bu zaten... Mustafa'n›n yat›r›lmas›da bu yüzden. Konuflmas›ndan korku-yorlar. Yaz›lar›ndan korkuyorlar. D›-flar›da olmas›ndan korkuyorlar. Buyüzden uyand›ranlar› içeri at›yorlar,uyutan ve uyuflturanlar› da ödüllendiri-yor, yüksek maafllara ba¤l›yorlar.

Balbay ile paylaflt›klar›m› zamanzaman siz sevgili dostlar›m›za aktara-ca¤›m. Mustafa Babay'›n dedi¤i gibiimbat rüzgar›n›n esti¤i bir akflam üzeriKordon'da çay yudumlamak dile¤iyle...

Sevgiyle... •

Mustafa Balbay

“Hangi suçtan ya-t›yorsun?””UyuflturucudanPeki sizin suçunuzne a¤abey?”“Ben de uyand›r-maktan yat›yorum.”

FIRÇALAYARAKSerdar Günbilen

39

Page 22: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

41

EVRENSELBAKIfi AÇISI

Gürbüz Evren

UnutturmayaÇal›flanlar da O’nu

Unutamaz

UnutturmayaÇal›flanlar da O’nu

UnutamazHer y›l 23 Nisan, 19 May›s, 29 Ekim, 30 A¤ustos gibi önemligünlerde yap›lan resmi konuflmalar›n, radyo ve televizyonprogramlar›n›n ve yay›mlanan gazetelerin öncelikli konusuMustafa Kemal Atatürk’tür. Bu günlerin d›fl›nda belki deAtatürk’ün en çok konufluldu¤u gün ise 10 Kas›m’d›r.Son y›llarda Gazi Mustafa Kemal daha çok konuflulur oldu.Asl›nda elefltirilir oldu diyecektim, ancak art›k elefltiri s›n›rlar›n›nafl›ld›¤›, çarp›tma, iftira ve hakaretlerin aç›kça edilebildi¤i birsüreçte oldu¤umuzu an›msad›m.

Page 23: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

42

Mustafa Kemal: “Neden mutlakapadiflah fikrine saplan›yorsun Halil!Cumhuriyet yapar›z.”

Y›l daha 1911’dir. Osmanl› toprak-lar›nda okuma yazma oran› insan› kor-kutacak kadar düflüktür. Cehaleti afl-madan ilerlemenin olanaks›z oldu¤u-nu bilen Mustafa Kemal Bat›l› ülkeleriyakalamak için Latin Alfabesi’ne geç-menin gereklili¤ine inanm›flt›r. ‹flte oy›l Mustafa Kemal flöyle demektedir;

“E¤er günün birinde ben söz sa-hibi olursam Türkiye’de Latin harfleri-ni kabul ettirece¤im.”

Ülke topraklar› iflgal alt›ndad›r.Mustafa Kemal ‹stanbul’dan ayr›lmak,Anadolu’ya giderek kurtulufl mücade-lesini bafllatmak istemektedir. Ordumüfettiflli¤i görevini de bu nedenlekabul etmifltir. ‹flgal ordular›n›n gücün-den, yenilmezli¤inden, silahlar›ndanbahsederek bir direniflin ç›lg›nl›k ola-ca¤› düflüncesini yayarak y›lg›nl›¤›,teslimiyeti egemen k›lmaya çal›flanlaraders olacak bir özgüvenle May›s 1919,Samsun yolunda flu sözleri dile getir-mifltir;

“Bu sersem adamlar iflte böyle...Yaln›z demire, çeli¤e ve silah gücünedayan›rlar. Maddeden baflka bir fleybilmezler. Ba¤›ms›zl›k ve özgürlüku¤runda savafla kararl› bir ulusun kud-ret ve gücünü anlamaktan acizdirler.Biz silah ve cephane de¤il, ülkü imandolu kafa götürüyoruz.”

Ulusal Kurtulufl Savafl›’na ve ba-¤›ms›zl›¤a karfl› ç›kanlara, Amerikan,‹ngiliz ya da Frans›z mandas› isteyen-lere yan›t veren Mustafa Kemal ayn›

ustafa Kemal’i küçümseyecekkadar küçülenlerin ne denli

nankör olduklar›n› uzun uzun anlatma-ya gerek yok. Onlarla Atatürk gibi birlideri tart›flmay› düflünmek bile hataolur. Ayr›ca hayran olunacak, sayg›duyulacak, örnek al›nacak birçoközelli¤i olan bir lidere ve eserlerineyönelik iftiralara Türk milletinin bü-yük bir bölümü de zaten inanmayacak-t›r.

Bu yaz›da, Atatürk’ün gelece¤igören, ne yapaca¤›n› bilen, en üst dü-zeydeki özgüveniyle bir milleti peflin-den sürükleyen liderli¤inin kan›tlar›olan örnekler verece¤im.

Önce Cumhuriyet konusuyla bafl-layal›m. Cumhuriyet düflüncesi 1923’-ten çok uzun y›llar öncesinde MustafaKemal’in akl›ndayd›. Osmanl› Ordu-su’nun genç bir subay› olarak görevyapt›¤› Suriye’de, 1906 y›l›nda arkada-fl› Halil ile aras›nda geçen konuflmabunun kan›t›d›r.

Mustafa Kemal: “Padiflah da kimoluyormufl? Padiflahl›k da ne demek-mifl?

Halil: “Peki memleketi nas›l idareedece¤iz? Sultan Hamid fenad›r, se-ninle beraberim. Ama o giderse genebir padiflah laz›m.

M

Mustafa Kemal:“Neden mutlakapadiflah fikrinesaplan›yorsun Halil!Cumhuriyetyapar›z.”

O’nunarkas›nda

sadeceTürk Halk›

vard›

43

BD KASIM 2010

Page 24: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

44

nuflmaktad›r.Hukukçu genç, ‹talyan yazarlardan

birinin eserlerinden söz açarak, “Buyazar sizin için diktatör diyor” der.

Mustafa Kemal ise gülerek yan›t-lar: “Do¤ru de¤il. E¤er ben diktatörolsayd›m, flimdi sen karfl›mda böylekonuflamazd›n.”

Mustafa Kemal 1932 y›l›ndaki birbaflka konuflmas›nda yine diktatörlükkonusuna de¤erlendirerek flöyle de-mektedir;

“Bir devlet, bir millet dikta ile ida-re edilemez. Diktatörlerin sonu mutla-

ka felaketle biter ve milletlerin en bü-yük hücumlar›na maruz kal›rlar. Fakatbir muazzam idare, temelli bir idare,medeni bir idare demokrasidir... Onuniçin Türkiye Cumhuriyeti demokrasiyolunda, demokratik bir sistem içindegeliflecektir.”

Diktatörlü¤ü yerden yere vuranMustafa Kemal için önemli olan de-mokrasidir. Bu konu hakk›nda 1930y›l›nda yapt›¤› konuflmada demokra-siyi flöyle yüceltmektedir;

zamanda ba¤›ms›zl›¤›n tarifini deyapm›flt›r.

Mustafa Kemal’in 1922’de ba¤›m-s›zl›k için söyledikleri çok anlaml›d›r; “Ba¤›ms›zl›k, yabanc› düflmanl›¤›demek de¤ildir. Bilakis, e¤er yabanc›-lar Türklere esir muamelesi etmek ar-zusunda de¤illerse, gelsinler, hangimillete mensup olurlarsa olsunlar, bun-lar çal›flmak istedikleri takdirde Türki-ye’de iyi karfl›lanacaklard›r. FakatTürkleri Avrupal›lardan afla¤› tutanteorinin art›k uygulanmas› zaman› geç-mifltir...”

Atatürk’e sald›ranlar Mustafa Ke-mal’in diktatör oldu¤u iftiras›n› her f›r-satta yaym›fllard›r. Mustafa Kemal1932 y›l›nda genç bir hukukçu ile ko-

“Do¤ru de¤il. E¤erben diktatörolsayd›m, flimdi senkarfl›mda böylekonuflamazd›n.”

BD KASIM 2010

45

“Art›k bugün, demokrasi fikri,daima yükselen bir denizi and›rmakta-d›r. 20. yüzy›l, birçok bask›c› hükümet-lerin, bu denizde bo¤uldu¤unu gör-müfltür.”

Atatürk diktatörlük konusunda bel-ki de en önemli de¤erlendirmesini1935 y›l›ndaki konuflmas›nda yapm›flt›r;

“Bence diktatör, di¤erlerini irade-sine boyun e¤direndir. Ben, kalplerik›rarak de¤il, kalpleri kazanarak hük-metmek isterim.”

Mesle¤i askerlik olmas›na karfl›nMustafa Kemal savafllarda elde edilenbaflar›lar›n, silah gücünün tek bafl›nabir anlam ifade etmedi¤ini bilmekte-dir. ‹flte bu nedenle 1937 y›l›nda önem-li bir uyar› yapm›flt›r;

“Zaferinin vas›tas› yaln›z k›l›çtanibaret kalan bir ulus, bir gün girdi¤iyerden kovulur, rezil edilir, sefil veperiflan olur. Öyle uluslar›n sefaleti,periflanl›¤› o kadar büyük ve ac› olurki, kendi ülkesinde bile mahkûm veesir kalabilir.”

Birçok yabanc› devlet adam› Musta-fa Kemal’in gelece¤i görme özelli¤initakdir eden konuflmalar yapm›flt›r. Bukonuda en çok be¤endi¤im konuflmaise 1960 y›l›nda ‹ngiliz Devlet Adam›Lord Kinross taraf›ndan yap›lm›flt›r.fiöyle demektedir Lord Kinross;

“Atatürk, tarih boyunca gelip geç-mifl en büyük devlet adamlar›ndanbiridir. Hiçbir zaman yaflad›¤› zama-n›n üzerinde durmam›fl, ileriyi görerekona göre ifl yapm›flt›r. Atatürk'ü Mus-solini ve Hitler gibi yöneticilerden a-y›ran nokta iflte bu niteliktir. Onlarher yapt›klar›nda kendilerini düflüne-

rek hareket ediyorlard›. Atatürk, kendi-sinden ötesini, 20 - 30 y›l ilerisini gö-rerek hareket ederdi.”

Ben yine de yukar›daki sözlerin Ata-türk’ün öngörülerini anlatma konusun-da yeterli olmad›¤›n› düflünürüm.Çünkü Mustafa Kemal sadece 20-30y›l ilerisini de¤il çok daha uzun y›llarsonras›n› görmektedir. Mustafa Kemalyokluklar içinde verilen Kurtulufl Sa-vafl›’n›n, kazan›lan ba¤›ms›zl›¤›n, ku-rulun yeni devletin ve cumhuriyet dü-zeninin düflmanlar›n›n sindikleri köfle-lerden her f›rsatta bafllar›n› kald›ra-caklar›n› bilmektedir.

Bunun için daha 1927 y›l›nda, bel-ki de bugün yaflad›klar›m›z› öngörerekgelecek kuflaklar› flu sözlerle uyarm›fl-t›r;

“Gelecek kuflaklar›n, Türkiye’decumhuriyetin ilan› günü ona hiç ac›-madan sald›ranlar›n bafl›nda cumhuri-yetçiyim diyenlerin yer ald›¤›n› gör-dükleri zaman flaflacaklar›n› hiç san-may›n›z! Tersine, Türkiye’nin ayd›nve cumhuriyetçi çocuklar› böyle cum-huriyetçi geçinmifl olanlar›n gerçekinan›fllar›n› irdeleyip saptamakta hiçde güçlük çekmeyeceklerdir.”

“Bence diktatör,di¤erlerini iradesineboyun e¤direndir.Ben, kalpleri k›rarakde¤il, kalpleri kaza-narak hükmetmekisterim.”

Page 25: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

46

Atatürk 1927 y›l›ndaki uyar›lar› ilebugün yaflad›klar›m›z› öngörmesi yani80 y›l sonras›n› görmesi farkl›l›¤›n›n,büyüklü¤ünün kan›tlar›ndan biridir.

En az yukar›daki öngörü kadar ö-nemli olan bir baflka örnek daha var.Mustafa Kemal A¤ustos 1920’de Af-yon’da yapt›¤› konuflmada Türk mille-tinin gözbebe¤i olan Türk Silahl› Kuv-vetleri’ne yönelik sald›r›lar› de¤erlen-dirmifltir. O konuflmadan aktaraca¤›mkimi ifadelerin bugün yaflananlar içinde bir uyar› oldu¤unu göreceksiniz.

“Kuvvet ordudur. Ordunun hayatve saadet kayna¤›, ba¤›ms›zl›¤› takdireden milletin, kuvvetin lüzumuna olanvicdan› imad›r... Her halde ordu düfl-manlar›m›z›n birinci taarruz hedefioldu. Orduyu imha etmek için mutlakasubaylar› mahvetmek afla¤›lamak la-z›md›r. Buna da teflebbüs ettiler... Al-lah göstermesin milletin ba¤›ms›zl›¤›ihlal edilirse bunun vebal› subaylaraait olacakt›r.”

Her Kas›m ay›nda Atatürk’ten laf

olsun diye bahsedenlerden de¤il o bü-yük insana yürekten inanan milyonlar-dan biri olarak, birbirinden anlaml›ve ö¤retici sözlerini s›ralaman›n Mus-tafa kemal’i anlatmaya yetmeyece¤inibiliyorum. Bir köfleye kaydetti¤im,ama hangi kitaptan ald›¤›m› unuttu-¤um için yazar›ndan özür diledi¤imflu ifadeleri siz de¤erli okuyucularlapaylaflmaktan büyük mutluluk duyu-yorum.

Kaynaklar:Fikrimizin Rehberi, Erol Mütercimler, Alfa Ya-y›nlar› • Atatürk’ün Gizli Kurtulufl Planlar›,Sinan Meydan, ‹nk›lap yay›nlar› • CephedenMeclise Büyük Önder ile 24 Y›l, Turgut Gürer,Gürer Yay›nlar› • Samsun’dan Önce Bilinme-yen 6 Ay, Alev Coflkun, Cumhuriyet Kitaplar›• Mustafa Kemal’den Atatürk’e, Yurdakul Yur-dakul, Truva Yay›nlar› • Atatürk’ün ‹zinde BirArpa Boyu, Bahriye Üçok, Cem Yay›nevi •Mus-tafa Kemal Atatürk Kendine Özgü Bir Yaflamve Kiflilik, fierafettin Turan, Bilgi Yay›nevi• Atatürk, Yakup Kadri Karaosmano¤lu, BirikimYay›nlar›

Ortaokula gelene kadarMustafa’yd›.

Matematik yetene¤iyleMustafa Kemal oldu.

Emperyalizmi dize getirdi,Gazi Mustafa Kemal oldu.

Yüzlerce y›l›n kökleflmiflal›flkanl›k ve gelenekleriniy›kt›, ad› Gazi Mustafa KemalAtatürk oldu...

Türk halk› ona k›saca“Atatürk” dedi.

47

Atatürk laikti. Kurdu¤u Cumhuri-yetin özelliklerinden birini de laiklikoluflturuyordu. Din ve dünya ifllerinibirbirinden ay›rmas›n› dinsizlik fleklin-de anlayanlar çoktu. Fakat, flahsen,tan›k oldu¤um bir an›y› burada aktar-mak isterim.

Halkevinin büyük salonunda ben-den övgüyle söz etti¤i bir akflamd›.

Haz›r bulunanlardan biri:”Efendim namaz da k›lar.” dedi.

‹yiniyetli olmayanlar bu sözün söylen-mesinin beni gözden düflürme amac›

tafl›d›¤›n› sanabilirlerdi. Ben bile buendifleyi tafl›d›m.

Atatürk:”Do¤ru mu?” dedi. Rahmetli Ne-

cip Ali at›ld›:”Do¤rudur, paflam.” dedi. ”Ben

namaz k›ld›¤›n› gördüm. Hem namazk›larken kendini kaybeder, sapsar› o-lur. Ama onun namaz› da kendine öz-güdür. Akl›na esti¤i zaman k›lar. Buibadeti de bir nevi sanatt›r.”

Atatürk gene bana döndü:”Niçin namaz k›l›yorsun?” dedi.

Yan›t vermek zorundayd›m:”Namaz k›ld›¤›m zaman bir huzur

duyar›m. Bu huzura gerek duydukça

Atatürk’ün Kimli¤i

Cemal Kutay-Millet Dergisi

LaikAtatürk

Page 26: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

48

da namaz k›lar›m.” dedim.Atatürk sadece:”Hakl›s›n.” dedi.Bu sözü ne tonda söyledi¤ini bile-

meyece¤im. Yaln›z biraz önce beninamaz k›l›yor diye gündeme getirenkiflinin mosmor oldu¤unu hala an›ms›-yorum.

Atatürk’ün en büyük özelli¤i dev-rimciliktir:

“Duran düfler”, O’nun bir atasözü-dür. Kendisine, tasarlad›¤› devrimlerine zaman tamamlayaca¤›n› soran biryabanc› gazeteciye flu aç›klamay› yap-m›flt›:

”Devrimler bir insan›n ömrünes›¤maz. Bazan, milletin ömrü bile bu-na yetiflmez. Türk milleti gibi tarihitarihle bafllayan bir milletin devrimci-lik özelli¤i sonsuzdur. Ben ancak ken-di ömrüme s›¤anlar› baflaraca¤›m. Be-ni izleyenler zamanlar›n›n gerektirdi¤i

devrimleri baflaracakt›r. Ve böylecesürüp gidecektir.”

fiahsen düzeltme yapmak gere¤iniduydu¤u bir piyesin üzerinde iyiye,do¤ruya, güzele do¤ru, tümcesine birde “daima, yeniye do¤ru” sözcüklerinieklemiflti. Kendilerine uyak düzenininbozulmas› olas›l›¤›n› söyledi¤imde:

”Zarar yok uyak bozulsun, fakatyenilik özlemi kals›n. Bu da bir yenilikolur.”

Cevab›n› vermifllerdi.

DevrimciAtatürk

MilliyetçiAtatürkBugün Türk milleti bir defa daha Ebe-di Atas›n›n ayr›l›k y›l›na katlan›yor.O vefakar insan›n Türk milletindenbekledi¤i vefa kendisine milli arma¤a-n›m›zd›r.

Cumhuriyetin onuncu y›ldönümü-nü kutlama haz›rl›klar› yap›l›yordu.Bir dizi özdeyifller haz›rlanm›flt›. Bun-lardan birinde:

“Atatürk bizim en büyü¤ümüz, enbütünümüzdür.” yaz›l› idi. Özdeyifllistesi kendisine sunuldu¤unda, O flöy-le bir düzeltme yapt›:

“Atatürk, bizden biridir.”, ”AtatürkTürklü¤ü ile övünürdü.”, ”Büyük Türkmilletinin bir ferdi.”...

Böyle alçakgönüllü sözler kendihakk›nda gururla kulland›¤› tümceler-di. “Ne Mutlu Türküm diyene!” özde-yifli onun her gün yineledi¤imiz Atasözüdür.

Buna karfl›n Atatürk asla ›rkç›de¤ildi. Daha devrimin ilk günlerinde“Papa Eftim”i Türk ortodoks kilisesi-nin Ankara’daki önderi sayd›¤› zaman-

49

Atatük’ün en büyük özelli¤i in-sanl›¤›d›r. “‹nsan” olabilmenin zev-

cidir:“Türk soyu iflgal ve di¤er yollarla

iliflki kurdu¤u kavim ve soylarla geniflölçüde kad›n al›fl verifli yapm›flt›r. Bual›fl verifl bir anda soyu bozmufl gibigörünür.

Fakat, Türk milletinin as›rlar bo-yunca soyca dejenere olmamas›ndagenifl çevre de¤ifliklikleri, yolculuklar,savafllar da büyük rol aynam›flt›r.

Çevre, uyumsuz karfl›t özelliklermilletleri daima yozlaflt›rm›flt›r. Ame-rikan milleti gibi, Türk soyunun baflkasoylarla bu flekilde kar›flmas›n› iyi kar-fl›lamak gerekir. Soyculuk kötü, yanl›flve geri bir zihniyettir.

fiu halde Atatük’ün anlad›¤› “milli-yetçi” anlay›fl en ileri anlamdaki birmilliyetçiliktir.

dan beri, ›rk ve din fark› olmaks›z›nTürkiye’de yaflayan herkesi Türksayar ve bunun haricindeki her türlüyorumu reddederdi.

”Ba¤nazl›k ve yobazl›k bizimleberaber bu topra¤›n ürünü olan yurtkardefllerimizi baflka mezhep ve din-lerin inançl›lar› olduklar› için y›llarboyu kendimizden ayr› sayd›rm›flt›r.Yanl›fl fikirler nedeniyle onlarda dasanki baflka bir ulusun bireyi imifllergibi yanl›fl bir izlenim uyanm›flt›r.

Bu düflünceyle iki yönlü savafl›mverilmelidir. Bir yönden yanl›fl olarak“az›nl›k” dedi¤imiz vatandafllar›m›z,Türk dilinin ve Türk kültürünün kendimallar› oldu¤unu hissetmelidirler. Di-¤er yandan da biz onlara bu yolda, reh-ber olmay›z.”

Bu sözler, Atatürk’ün “milliyet”ölçülerini anlatan dikkate de¤er tümce-lerdir.

Rahmetli Reflit Galib’in bir çal›fl-mas› üzerindeki el yaz›l› düzeltmele-rinde flu tümceler de çok dikkat çeki-

‹nsanAtatürk

Page 27: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

50

kini tadan ve yaflayabilen bu büyükadam›n Mark Twain niflan› hikayesiniburada anmak isterim. Bilindi¤i gibiAmerika’n›n mizah dehas› olan MarkTwain tüm Anglosakson dünyas›n›nmutluluk ve insanl›k simgesi olmufltur.Onun ölümünden sonra da ad›na birdernek kurulmufltur. Bu derne¤in, in-sanl›¤a önemli hizmetlerde bulunmuflbüyük sanat ve devlet adamlar›na ve-rdi¤i bir niflan› da vard›r.

Son y›llar›nda bu dernek Atatür-k’e, Mark Twain niflan›n› önermek is-temiflti. Gönderilen mektup:

“Kederli bir millete umudu ve gül-meyi ö¤reten büyük önder.” sözleriile bafll›yordu. Atatürk bu niflan› büyükbir mutlulukla kabul etmiflti.

Öldü¤ünde büyük Amerikal› dev-let adam› Roosevelt’in, söyledi¤i flutümceleri an›msamam›z yerinde olur:

“Atatürk sultanlar›n saraylar›na

sahip olabilirdi. Orada diledi¤ince ha-remler kurar ve diledi¤ince yaflayabi-lirdi. Oysa o, halk›n aras›nda halklaberaber yaflamay› ye¤liyordu.”

Böylelikle bütün milletine bir ya-flam rehberi olmay› istemiflti. Onunplajlardaki resimlerini gördü¤ümdeözendim. ‹lk f›rsatta, Hudson’dakiplajlara giderek resim çektirip gazete-lere da¤›tt›m.”

Roosevelt’in flu ünlü sözü herkes-çe bilinir:

“Ne yaz›k ki, onu yak›ndan görmef›rsat›n› sonsuza kadar yitirdim. Cum-hurbaflkanl›¤› sürem biter bitmez Tür-kiye’ye gitmek ve kendisini görmekistiyordum.” •

Millet Dergisi, Kas›m 1947

Yay›n Genel Yönetmen’in notu: Yaz›ld›¤›dönemde kullan›lan yaz› biçimi ve diliözüne sad›k kal›narak günümüze uyarlan-m›flt›r.

BD KASIM 2010

Atatürk’ü A¤latanDört Olay

Y›l 1922. 14 Ocak gece yar›s›. Mustafa Kemal’inözel treni Eskiflehir’e do¤ru gidiyor. Bu yolculukbir kamuoyu yolculu¤u olacak ve Gazi, savafl sonras›Anadolu’sunda baz› flehirlerin nabz›n› yoklayayoklaya ‹zmir’e gidip annesini görecek.Ve Latife’yi...Ama o gece çok s›k›nt›s› var Mustafa Kemal’in vebir türlü uyku tutturam›yor.

Yazan: NEZ‹HE ARAZBen insan de¤il miyim?

Atatürk’ü A¤latanDört Olay

51

Page 28: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

52

rinden s›çram›fl. ‹çeriden bir ses geli-yor. Mustafa Kemal sesleniyor. Çavuflkompart›man kap›s›n› aç›p selam du-ruyor:

“Emret Paflam”.Mustafa Kemal yata¤a oturmufl

soruyor telafl ile:“Ne demeye kap›da bekliyorsun

sen?”“Uyku tutturamad›m da Paflam”“Annemden bir haber var m›?”“Az önce bir telgraf geldi dediler,

flifreyi çözünce size sunacaklar.”“Bofluna k›vranma Ali,benden de saklamaya ça-l›flma. Ben haberi ald›m.”Ali Çavufl bir fley yokmuflgibi durmaya çal›fl›yorve merakla soruyor: “Nedir olan, ne haberald›n ki paflam? Hay›rhaber inflallah.” Mustafa Kemal usul

usul anlat›yor.“Az önce dalm›fl›m, rüyamda yeflil

bir ovada anamla el ele geziniyorduk.Hep oldu¤u gibi bana birfleyler anlat›-yordu. Birden bir f›rt›na ç›kt›. Bir selbast›rd›, anam›z› ald› götürdü. Hiç birfley yapamad›m. Hiç, hiç!..”

Ali Çavufl kompart›man›n kap›s›önünde sigara üstüne sigara içiyor.Kap›ya dayanm›fl karanl›¤› seyreder-ken bir yandan da kendi kendine m›r›l-dan›p duruyor.

“Bu iflin bu kadar çabuk oluvere-ce¤ini hiç düflünmedim. ‹flte, sonundaflifreli telgraf geldi. Zübeyde anam›z›yitirdik. Peki, ne duruyorum. ‹çeri gi-rip onu uyand›rmal›y›m. Ama ifle bak,giremiyorum. K›yam›yorum Paflama.Nas›l derim ki: ‘Anam›z öldü Paflam!’diyemem. Onun yüre¤i anas› için atar.

Hep söyler. Vatan› kurtarmakla anas›-n› kurtarmak ayn› anlama gelir onuniçin. Kap›y› açsam, telgraf› uzatsam,‘Paflam sen sa¤ ol’ desem ‘Eyvah de-mez mi?’ ‘Koca vatan› kurtard›m amaanam› kurtaramad›m demez mi?’”Ali Çavufl, anlatt›¤›na göre birden ye-

“Az önce dalm›fl›m, rüyam-da yeflil bir ovada anamla elele geziniyorduk. Hep oldu-¤u gibi bana birfleyler anlat›-yordu. Birden bir f›rt›na ç›k-t›. Bir sel bast›rd›...”

Nezihe Araz (11.5.1920 / 26.7.2009) Konya’da dünyaya geldi.Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Felsefe Bölü-mü’nü bitirdi. fiiirlerini 1950’de “Benim Dünyam” adl› kitapta yay›m-layan Nezihe Araz, gazetecili¤e ayn› y›l Resimli Hayat dergisindebafllad› ve bu mesle¤i 57 y›l sürdürdü. Çeflitli gazetelerinde f›krayazarl›¤› yapt›. Röportajlar› ve araflt›rmalar› yay›nland›. Anadolu halk

törelerini, özellikle kad›n giyim ve süs eflyas›n›n özelliklerini ve anekdotlar› derledi.1993’te Mustafa Kemal ile Latife Han›m’›n iliflkisini anlatan “Mustafa Kemal’le 1000 Gün”adl› kitab› yazd›. An›lar›ndan yola ç›karak yazd›¤› “Mustafa Kemal’in Ankara’s›” (1994),‹smet ‹nünü’yü anlatt›¤› “Mustafa Kemal’in Devlet Paflas›”, "Bir Zamanlar O da Çocuktu:Ad› Mustafa" Atatürk hayranl›¤› ile yazd›¤› eserlerdendir.

BD KASIM 2010

53

du. Odas›ndaki gramofonuna “Ba¤r›yan›k bülbüle döndüm” türküsünü çal-d›rarak a¤lad›¤›n› duymufltuk.

Bin dokuzyüz yirmiikilerin Anka-ra’s›. Mustafa Kemal büyük özveriile çal›fl›yor. Her sabah Çankaya Köfl-kü’nden ç›k›p Büyük Millet Meclisi’negiderken o yolda sadece tek bir i¤dea¤ac› var. Bir tek!

Mustafa Kemal o a¤ac›n önündengeçerken her sabah... Ve dönüflte he-men hemen her akflam... Yan›nda kim

Çavuflu bir titremedir alm›flt›. Derken..Mustafa Kemal emri verdi: “Çocuk! Al getir flu telgraf›, hemen!”

Ali Çavufl kompart›mandan ç›karç›kmaz, çözümü getiren görevliylekarfl›laflt›.

“Ver onu” dedi. “Paflam›z bekli-yor.”

Ka¤›d› ald›, içeri girdi, selam dur-du ve: “Sen sa¤ol Paflam” dedi.

“Millet sa¤ olsun.”Gözünden iri bir damla göz yafl›

ak›vermiflti. Çavufl “A¤lama Paflam” di-

ye yalvard›.“Neden? Ben insande¤il miyim? Anam öl-dü. Ben buna a¤lar›m.Ama, Anavatan kurtul-du. Bununla da tesellibulurum. Benim içinikisi bir. ‹flte ben bununiçin:

‘Bulunur kurtaracakbaht› kara maderini’ di-ye cevap vermedim miNam›k Kemal’e?”

Birden Mustafa Kemal ile Ali Ça-vufl birbirlerine sar›ld›lar ve aç›k aç›k,h›çk›r›klarla, içli içli a¤l›yorlard›. Birdehan›n annesine!•

2Y›l 1925. Bu senenin en mühim olay›.Mustafa Kemal’in milletimizin bafl›n-daki fesi at›p flapka giydirmesi ve k›-yafeti medeniyet aleminin k›yafetinebenzetmesi oldu. En üzücü olay daLatife Han›m’dan ayr›lmas›. Bu ayr›lı-¤ın onu çok üzdü¤ü, fakat bunu kimse-ye hissettirmemeye çal›flt›¤› biliniyor-

varsa ona, ne konufluyorlarsa sözü ke-sip; “Bak, diyor bak bu benim i¤dea¤ac›m!”

Sonra bir gün, yine beraber oldu¤ubir dostuna a¤ac› göstermek için oto-mobilin pencerisine uzand›¤›nda Mus-tafa Kemal gözlerine inanam›yor. Çün-kü i¤de a¤ac› yerinde yok.

Hemen otomobili durdurup iniyoryol üstünde çal›flan iflçilere do¤ru h›zlayürüyor ve:

“Çocuklar” diyor. “Buradaki a¤acane yapt›n›z?”

‹flçilerden biri; “Kestik efendim”

‹¤de a¤acı

Page 29: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

4

BD KASIM 2010

54

diyor. “Yolu geniflletmek için. Mühen-dis beyler emretti.”

Mustafa Kemal hüzünlü bir yüzlearabas›na dönüyor, yüzünü elleriylekapat›yor ve çocuklar gibi içtenliklea¤l›yor.

“Ama o benim a¤ac›md›...”Biz bu ibretli ve hikmetli olay› (es-

kiler böyle söylerdi) bir 10 Kas›m gü-nü televizyonda anlatt›rmak istedikve olay› program›m›z içine ald›k.

Program›m›z›n metni her zamanyap›ld›¤› gibi gitti.

Bize geri geldi¤i zaman hepimizhayretler içinde kald›k. Çünkü i¤dea¤ac›n›n o görkemli hikayesi kocamanbir çarp› iflaretiyle gösteriden kald›r›-l›yordu. Sayfan›n alt›na bu kal›rman›nnedeni iki sözcükle yaz›lm›flt›:

“Mustafa Kemaller a¤lamaz!”Neden ki?Onun s›k s›k kendine sordu¤u bir

soruyu bu kez biz birbirimize soruyor-duk.

“Ama o bir insan de¤il mi?”•

Kocatepe’de gün do¤umu. Son-suz bir sessizlik ve bekleyifl. MustafaKemal bir tafl›n üstünde oturuyor.

Arkas›nda, ayakta Kolordu Komu-tan› Bekir Sami, Fevzi ve ‹smet Pafla-lar. Mustafa Kemal konuflmuyor, dü-flünüyor.

Birden gökleri yaran, sessizli¤iparamparça eden topçu baraj› ateflibafll›yor. Kocatepe ara ara ›fl›¤a bo¤u-luyor.

Sonra Mustafa Kemal aya¤a kalk›-yor, dediklerini kimse iflitmiyormufl

Gökkubbe baflıma yıkılsın

gibi sesleniyor.“Rabbim! Yunanl›lar›n kazand›¤›-

n› gösterme bana. Onlar kazanacaksaflu gök kubbe benim bafl›na y›k›ls›n,daha iyi. Anaca¤›m bize dua et!”

Ve gözlerinde p›r›l p›r›l gözyafl›taneleri...•

Büyük Nutuk’un (Söylev’in) yaz›l-mas› s›ras›nda Kâtib-i Umumi (GenelSekreter) Soyak’›n çok büyük eme¤igeçmifltir. Hasan R›za Soyak kendisin-den önceki ve kendisinden sonraki Kâ-tib-i Umumilerden farkl› idi. Bu fark›,insanl›¤›n›n güzelli¤inden geliyordu.Atatürk’ü seviyor, say›yordu, bilinçlibir duyarl›l›¤› vard›. Atatürk’ün insansevgisini ve insana sayg›s›n› çok iyibilir, bu nedenle de her yapt›¤› iflteAtatürk’ün gönlünü kazan›rd›. Tabiiki öteki Kâtib-i Umumiler iyi niyetli,dürüst, Atatürkçü insanlard›. Zatenöyle olmasa Atatürk onlarla çal›flmaz-d›. Ben burada duyarl›l›k ve insanabak›fl aç›s›ndan onlar›n çaplar›n› k›yas-lad›¤›m için böyle söylüyorum. Bunedenle Hasan R›za Soyak, Atatürk’üçok rahat ettirdi. Elbette kendisi deçok mutlu oluyordu. Yukar›da da yaz-d›¤›m gibi Nutuk’un kaleme al›nd›¤›günlerde Atatürk sofrada imkan bul-dukça okurdu bizlere, okudu¤u yerler-de zaman zaman heyecanlan›r, coflar-d›. Tabii hepsini tek bafl›na sonuna ka-dar okumas›na imkan yoktu.

Birkaç gün sonra Kâtib-i Umumi’-sine, köflk mensuplar›na ve yak›nlar›naokutuyordu. Günlerce sürdü bu oku-ma. Sonuna do¤ru gelirken Kâtib-i

Ey Türk Gençli¤i!

BD KASIM 2010

55

Umumi’sine “Ver buralar›ben okuyaca¤›m” dedi. San-ki bir yere yaklafl›r gibi gö¤süartan bir heyecanla kalk›p ini-yordu. O nereye gelece¤inibiliyordu. Sofrada olanlar a-deta soluk alm›yor, O’nun ogörülesi halini heyecanla izli-yordu. Bir anda sesi de¤iflti,yüzü k›pk›rm›z› oldu. Coflku-lu ama fliirsel bir ifade ile ba-¤›rarak, “Ey Türk Gençli¤iBirinci Vazifen” diye baflla-mas› ile gözlerinin dolmas›ve yafllar›n damla damla sü-zülmesi bir oldu. Bir yandano vakur sesiyle okuyor, biryandan da a¤l›yordu. Tabiioradakilerin hepsi de, hepi-miz de a¤lamaya bafllad›k.•

Nefleli bir toplantının oldukça ilerlemifl bir saatinde bir vatandafl, “A be Paflam,”diye söze baflladı; “Ne vakittir merak ederiz; Millî Mücadele’nin sonuna do¤ru,‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!..’ emrini vermifltiniz. Aradan bunca zamangeçti. Ordulara son ya da ikinci hedefi göstermediniz. Akdeniz ilk hedef oldu¤una

göre, ikinci hedef neresidir?”

Atatürk kendisine teklifsizce“A be Paflam” deyiflinden Rumelilioldu¤u anlafl›lan bu vatandafladikkatle ve yumuflak birgülümsemeyle baktıktan sonra,masadaki kadehini alarakkaldırdı:”A be hemflerim” dedi. ”Heleflimdilik ilk hedefin flerefineiçelim...”

“A be Hemflerim!”

Page 30: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

56

Y A Z I L A R I 11

‹ S T A N B U L ’ U N Z ‹ H N ‹ Y E T ‹

Mustafa Kemal Yaz›yor

arkas›ndakilerin, art›k Anadolu’yuzorla elde etmenin olanaks›zl›¤›n› an-lam›fl olmalar›... Di¤er taraftan da; ‹s-tanbul’un ne garip bir anlay›fl ve ruhyap›s› içinde bulundu¤u anlamlar›! ‹stanbul’un anlay›fl› gayet dikkatçekici ve hayret vericidir. ‹stanbul ha-len Anadolu’yu affetmek konusuylameflguldür. Demek oluyor ki, ‹stanbul,ortada duran bütün gerçeklere karfl›nhala hayal ve rüya görmektedir...

Öyle anl›yoruz ki, ‹stanbulhenüz durumu anlayabilmifl de¤ildir.

‹stanbul’da gerek Padiflahl›k Maka-m›’nda, gerekse de Sadrazam Ferit Pa-fla ve Kabinesi’nde -Anadolu ile Anlafl-mak- diye bir düflünce oldu¤unu görü-yoruz. Bu dünün ve bugünün düflünce-si de¤ildi. Hatta son vekiller de¤iflikli-¤inden evvel de bu düflünce vard›.

Anlad›¤›m›z kadar›yla; Damat Fe-rit’in zihni de böyle bir düflünceylemeflguldü. Konunun daha garip bir ya-n› var: Sadrazam Damat Ferit bir ara-l›k, Anadolu ile anlaflmak üzere birde genel af ilan etme konusunu düflün-müfltü... Yeni gelen kabine, flimdiyekadar anlafl›lan hususlara göre, bu dü-flüncenin özellikle taraftar›yd›.

Tevfik Pafla etraf›nda toplanan zevatda Anadolu ile anlaflma olana¤› hayalediyorlar, hatta bunu bütün kabineninanlam ve varl›¤› ile birlefltirmifl görü-nüyorlard›. Yani, “Ke-semedi¤in eliöp de bafl›na koy!” atasözünün tama-men tatbik edilebilece¤i bir hal... Öylebir hal ki, bizim için iki tarafl› bir an-lamdan baflka bir anlam ifade etmez.Bir taraftan ‹stanbul, dolays›yla onun

BD KASIM 2010

57

Sözde Sevr Bar›fl Antlaflmas›’n›n, bü-tün fliddetiyle, Türkiye’yi ezmek iste-di¤i bir s›rada, ‹stanbul’un Anadoluile anlaflmak düflüncesinin pefline düfl-mesi, Anadolu’nun halen pek fena birdurumda bulunmas›na ba¤l›d›r. Hattabir baflka noktadan bak›l›rsa, Anadoluiçin böyle bir durumda bulunmak bile,sözde Sevr Bar›fl Antlaflmas›’n›n kabuledilmesi fleklindeki bir anlaflmaya ya-naflmas›na ihtimal dahi verdirmez!

Anadolu manen bozulmufl,maddeten dayanma gücünü yitirmifl,korku ve eziyet içinde akl›n› kaybet-mifl olsayd›; belki bir an içinde gelenbir flaflk›nl›k aras›nda Sevr Antlaflma-s›’na boyun e¤meyi hat›r›ndan geçire-bilirdi. Fakat Anadolu bugün, dünek›yaslanamayacak derecede güçlüdür. Anadolu, siyasetini, düflüncesini,amac›n› belirlemifl, ‹stanbul’a karfl›olan durumunu kararlaflt›rm›fl, teflkila-t›n› günden güne geniflleterek, her gün

‹stanbul bize karfl› dürüstoldu¤u, Anadolu davas›n›nanlam›n› anlad›¤› sürece;biz de onu kurtarmak içinçal›fl›r›z. Fakat ‹stanbul

‹ngilizlerin elinde oyuncakolarak, Anadolu’ya karfl›

düflmanl›k etmekistedikçe, bizim de aç›k bir

düflman›m›zd›r.

her sahada gücünü art›rmaya bafllam›fl,kendi gelece¤ine do¤ru yürüyor… Anadolu düflüncesi, Bat› Cephesi’-nin do¤usunda oldu¤u kadar, bat›s›ndada anlafl›lm›flt›r. Anadolu, kendi varl›-¤›n› korumak için ‹stanbul’un dar an-lay›fl›n›n anlayamayaca¤› derecelerinçok üstünde güçlüdür. Ayasofya’da söyledi¤i yalanlaraSultanahmet’te kendisi de inanan ‹s-tanbul, belki de o düflüncededir ki, A-nadolu art›k dayanma gücünün son s›-n›r›na gelmifl oldu¤u için, Sevr Antlafl-mas›’n›n kabulü esnas›nda ‹stanbul’lauzlaflmaya haz›r bulunuyor... HâlbukiAnadolu, davas›na karfl› olan durumun-da, bu ifle bafllad›¤› zamana nazaranflimdi pek çok güçlü ve pek emin birdurumda bulundu¤una ve sözde SevrBar›fl Antlaflmas›’ndan Türkiye’yi kur-taraca¤›na tamamen inanm›flt›r. Bununiçin ‹stanbul’un böylesi bir hülyayadüflmesine asla gerek yoktur.

Sevr Antlaflmas› ortada dur-dukça, Anadolu elindeki silah› b›raka-maz! Bu silah sade kendi silah› de¤il-dir. Kendisiyle beraber Avrupa ve As-ya’da Sevr Antlaflmas›’ndaki hâkimolan ruha karfl› isyan etmifl birçok mil-letler vard›r. ‹stanbul’a haber verelimki, Anadolu kendisini kurtarmak içinbu ayaklanma gücünün yeterlili¤indenemin bulunuyor. ‹stanbul bize karfl› dürüst oldu¤u,Anadolu davas›n›n anlam›n› anlad›¤›sürece; biz de onu kurtarmak için ça-l›fl›r›z. Fakat ‹stanbul ‹ngilizlerin elin-de oyuncak olarak, Anadolu’ya karfl›düflmanl›k etmek istedikçe, bizim deaç›k bir düflman›m›zd›r. Onunla görü-

Page 31: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

58

lecek pek çok hesaplar›m›z mevcutolmakla beraber, bunlar›n görülmesinigelece¤e b›rak›yoruz. Önce bütün gü-cümüzle sözde Sevr Bar›fl Antlaflma-s›’n›n hesab›n› temizleyece¤iz, sonrada ‹stanbul-Anadolu davas›n› kökün-den çözece¤iz.

‹stanbul’u böyle düflünceleresevk eden garip anlay›fl›n ortaya ç›k›-fl›nda bir rastlant›n›n da etkisi oldu¤u-nu görerek, makalemizi bitirmezdenevvel ona da temas etmek istiyoruz.

Ankara’da oluflmufl Ulus Hükümetininflubeleri kurulurken, ‹stanbul’da “neza-ret” ad›yla ifade edilen makamlaraburada “vekâlet” denmiflti. Bu vekâ-letin buradaki manas›, milletin ve o-nun temsilcisi olan Millet Meclisi’ninvekâletidir. Frans›zca karfl›l›¤› “senter”de¤il, “manda”d›r. Hâlbuki ‹stanbulhep hülya içinde bu vekâletleri, neza-retlerin vekâleti zannediyor ve galibaen ziyade kendisini aldatan fley de buoluyor. Oysa iki mana aras›ndaki fark,do¤u ile bat› kadar uzakt›r! •

ATATÜRK HAKKINDA SÖYLENEN SÖZLER

Vladimir ‹liç Lenin (Rus ‹htilali Lideri, 1921)

Mustafa Kemal sosyalist de¤ildi. Fakat görülüyor ki iyi bir

teflkilatç›, yüksek anlay›fll›, ilerici, iyi düflünceli ve ak›ll› birönderdir. O, soygunculara karfl› bir kurtulufl savafl› yap›yor.Emperyalistlerin gururunu k›raca¤›na ve Sultan› da yaran›ylabirlikte alt edece¤ine inan›yorum.

Ernest Hemingway (Amerikal› Romanc›, Yazar, 1922)

Marmara k›y›s›ndaki s›cak, toz toprak içinde, ecifl bücüfl yollu ikinci s›n›f k›y›kasabas› Mudanya’da, Bat› ile Do¤u karfl› karfl›ya geldiler. ‹smet Pafla’ylagörüflecek Müttefik generallerini tafl›yan ‹ngiliz sancak gemisi “Iron Duke”›nkül rengi öldürücü kulelerine karfl›n , Bat›l›lar buraya bar›fl dilenmeye geliyordu;yoksa bar›fl istemeye, ya da flartlar›n› dikte ettirmeye de¤il… Bu görüflmeler,Avrupa’n›n Asya üzerindeki egemenli¤inin sonunu gösteriyor. Çünkü MustafaKemal, herkesin bildi¤i gibi, Yunanl›lar› silip süpürmüfltü.

Sir Charles Townshend (‹ngiliz Generali, 1922)Ben flimdiye kadar on befl hükümdar ve cumhurbaflkan› ile özel ve resmikonuflmalar yapt›m. Bu geceki kadar ezildi¤imi hat›rlam›yorum. MustafaKemal’de büyük bir ruh gücünün gizemi var.

59

eclis’in, 24 Ni-san 1920 günüyapt›¤› ikinci

toplant›da Mustafa Ke-mal bir önerge verdi. Buönergede; Meclis’tekiUlusal ‹rade’nin temelilke oldu¤u ve Meclis’inüstünde bir güç olmad›-¤›, Yasama ve YürütmeYetkileri’nin Meclis’tetopland›¤› özellikle vurgulan›yordu.

Ayr›ca, Ulusal Hükümet’in bir anönce kurulmas› gerekti¤i ve MeclisBaflkan›’n›n ayn› zamanda Hüküme-t’in de baflkan› olaca¤›, Padiflah’a birvekil tayininin uygun olmad›¤› ve Ha-

ATATÜRK’ÜNDÜNYASICengiz Önal

d›mlar›n›, att›¤›m›z uygarl›k ve yenilik ad›mlar›na uydurmakistemeyenler ne talihsizdirler! Bu gibiler hâlâ milleti aldatacaklar›n› ümitediyorlarsa bu ümitleri, kendilerinin zarara u¤ramalar›ndan baflka bir sonuçvermeyece¤ine flimdiden emin olabilirler.

AGazi Mustafa Kemal Atatürk

11Büyük Millet Meclisi’nin

Çal›flmalar› ve‹lk Ulusal Hükümet’in

Kurulmas›

M

Mustafa Kemal ve ilk Meclis’in aç›l›fl›

lifelik ve Padiflahl›k Makam›’n›n bas-k›dan kurtulmas›ndan sonra Meclis’ingerekli kanuni düzenlemeyi yapmas›gerekti¤i... hususlar› da belirtilerek,bu esaslar›n Meclis’çe kabul edilmesiisteniyordu.

Page 32: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

1919 tarihinde ‹stanbul’un düflman-larca iflgal edildi¤i güne kadar olandönemi kapsayanlar ve•‹stanbul’un iflgalinden bugüne kadarolan durumla ilgili olanlar fleklindesafhalara ay›rarak anlatmak istiyo-rum...” diyerek bafllad›.

Aç›klamalar›n› sürdürdü ve olaylarhakk›nda belgeleri de aç›kça belirte-rek, milletvekillerine ayr›nt›l› bilgiverdi.

Konuflmas›n›n devam›nda; Vatans›n›r›n›n, Mondros Ateflkes Antlaflma-s›’n›n imzaland›¤› 30 Ekim 1918 ta-rihinde kararlaflt›r›lan ve ulusal s›n›-

r›m›z olarak kabul edilen s›n›r-lar oldu¤unu bir kez daha al-t›n› çizerek belirttikten sonra,bu s›n›rlar içinde Türk, Çerkez,Laz, Kürt, Tatar vb di¤er ‹slamunsurlar oldu¤u tespitini yapt›.Böylesine iç içe ve Ulusal E-gemenlik esaslar›na dayal› o-larak yaflayan insanlar›n, amaç-lar›n› birlefltirmifl kardefller o-du¤unu ifade ederek, bugüniçin bile büyük önemi haiz hu-suslara dikkat çekti... ‹lerleyenbölümlerde; Az›nl›klar hususuve onlara Müslümanlara veri-len haklar›n ayn›s›n›n verilece-¤i, Ulusun Ba¤›ms›zl›¤›’ndan

asla vazgeçilmeyece¤i gibi konularda yer ald›. ‹laveten, Sivas Kongresive ayr›nt›lar›, ‹stanbul Hükümeti’ninyapt›klar›, Mebuslar Meclisi ve seçim-lerin yap›lmas›, ‹stanbul Yönetimi’yleuzun uzad›ya yap›lan yaz›flmalar vekurulmaya çal›fl›lan iyimser içeriklitemaslar› da anlatt›.

‹stanbul’un iflgali ve Ankara’da

BD KASIM 2010

60

Yap›lan oylama sonucunda öner-ge kabul edildi. S›ra gündemdeki di¤erkonulara geldi. Gündemin bafl›nda daMeclis Baflkanl›¤› seçimi vard›. Seçimyap›ld› ve Mustafa Kemal, oybirli¤iy-le, Meclis Baflkanl›¤›’na seçildi.

O’nun bu görevi Cumhurbaflkan›seçildi¤i 29 Ekim 1923 tarihine kadarsürdü.

***

ustafa Kemal Meclis Baflkan-l›¤›’na seçilmesinden sonraalk›fllar aras›nda kürsüye ge-

lerek uzun bir konuflma yapt›.

Sözlerine; “Muhterem Efendiler!Baz› aç›klamalarda bulunmak istiyo-rum. Bunlar›;•Ateflkes’ten Erzurum Kongresi’ne ka-dar geçen süre içindeki durumla ilgiliolanlar,•Erzurum Kongresi’nden 16 Mart

M

Mustafa Kemal, Meclis’in aç›l›fl›ndansonra konuflmalar›ndan birini yaparken

BD KASIM 2010

61

•Meclis’in her türlü yetkiyi üstlenmesive üzerinde baflka bir güç olmamas›...olarak s›ralanabilir.

‹flte, bugünkü Türkiye Büyük Mil-let Meclisi böyle do¤du. Türk Ulususars›lmaz azmi, kararl›l›¤›, birlik veberaberlik içindeki topyekûn savafl›m(mücadele) inanc›yla kan› ve can› pa-has›na Laik Cumhuriyetimizin bugünekadar ulaflabilmifl kazan›mlar›n› eldeetmeye bafllad›. Mustafa Kemal de;

“Efendiler! Büyük Millet MeclisiHükümeti, Türkiye ve Türk Ulusu’nunbeka ve istiklalini temine çal›fl›yor.Çünkü Türkiye’nin as›l sahibi, yasalve gerçek sahibi olan Türk Ulusu’nunkati arzu ve iradesi bu yoldad›r.” söz-leriyle yaflananlar› tespit etmifl ve ta-rihteki hak etti¤i yere oturtmufltu.

Büyük Millet Meclisi’nin toplanma-s›na kadar olan bütün gerçekleri s›ra-s›yla aç›klayan Mustafa Kemal konufl-mas›n›; “…Uzun y›llar boyunca onur-lu ve yüce bir yaflam sürdükten sonrayok olma uçurumunun kenar›nda an-cak ayakta durabilen Ulusumuz gele-ce¤inin sorumlulu¤u, Say›n Meclisini-zin çal›flma gücünü art›ran bir nedenolacakt›r. Davam›z›n yasalara uygun-lu¤u ve bütün millet ve uluslar›n, in-sanl›k hak ve hukukundan paylar›n›alm›fl oldu¤una inand›¤›m›z yürekle-rinin, bizimle birlik ve bizedaima yard›mc› ve destekoldu¤una güvenimiz tam-d›r. Baflar›, ümitlerimizinkalplerimizde bir an bilekaramsarl›¤a düflmemesinisa¤layacak olan sonsuz gü-cümüzdür. Özellikle Bü-yük Tanr› her zaman bizim-ledir.” ifadeleriyle tamamlad›. Bu tarihikonuflma dakikalarca ayakta alk›fllan-d›.

***

ustafa Kemal’in baflkanl›¤›n-da çal›flmalar›na bafllayan Bü-yük Millet Meclisi yasama

ve yürütmeyle birlikte zamanla da;dönemin flartlar› gere¤i, yarg› yetkisinielinde toplad›. Ulusun tek temsilcisis›fat›yla da Kuvvetler Birli¤i sisteminibenimsedi. S›ra, en k›sa sürede UlusalEgemenli¤e dayal› hükümetin kurul-mas›na gelmiflti. Hükümetin nas›l ku-rulaca¤› konusunda görüflleri haz›r o-lan Mustafa Kemal, bir öneride bulun-madan önce, milletvekilleri içinde o-luflabilecek farkl› görüflleri de dikkate

alman›n zorunlu oldu¤u inanc›yla, as›lamac› nispeten sakl› tutan yaz›l› öne-risini Meclis’e sundu. Öneri, üzerinebir k›s›m tart›flmalar yap›lm›fl olsa bi-le, sonunda kabul edildi. Ulusal Ege-menli¤i esas alan Meclis, Mustafa Ke-mal’in önerisini kabul ettikten sonrabuna göre benimseyip, savundu¤u il-keleri aç›klad›.

Bu ilkeler;•Vatan’› iflgalden kurtarmak için bütünUlusal Güçleri birlefltirmek,•Ulusal Hükümet’i bir an önce kurmak,

M

”Baflar›, ümitlerimizin kalp-lerimizde bir an bile karam-sarl›¤a düflmemesini sa¤la-yacak olan sonsuz gücümüz-dür. Özellikle Büyük Tanr›her zaman bizimledir.”

Page 33: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

62

eclis, çal›flmalar›n› s›k› tuttu.Kurulmas›n›n hemen ard›n-dan, 29 Nisan 1920 tarihinde

H›yanet-i Vataniye Kanunu(Vatan Ha-inli¤i Yasas›)’nu ç›kard›. 11 Eylül1920 tarihinde de; özel nitelikli ‹stiklalMahkemeleri’ni kurdu. Devrimlerindo¤al olarak gereklerini yerine getirmeaflamas› bafllam›flt›… Mustafa Kemal, bir yandan MeclisBaflkanl›¤› görevinin a¤›r sorumlulu-¤unu yerine getirirken, bir yandan da;geliflmelerden d›fl dünyay› da haberdaretmek ve böylelikle de kamuoyu ya-ratmak çabalar›n› sürdürmekteydi.Meclis’çe oluflturulacak Bakanlar Ku-rulu da önemli bir zaman harcamay›

gerektiriyordu. Bakan olarak atana-caklar konusunda fikir birli¤i henüzoluflmam›flt›. Ayr›ca, Genelkurmayiflleri de Bakanlar Kurulu’nca yürü-tülece¤inden; Mustafa Kemal’in bugörev için uygun gördü¤ü ‹smet (‹nö-nü) Pafla konusunda, yak›n çal›flmaarkadafllar› içinde bile karfl› düflüncedeolanlar vard›. fiartlar›n zorlamas› gere¤i, sonra-dan Bakan olarak görevlendirilecekolanlardan bir k›sm›, önceden görevebafllam›fllard›. Özellikle Refet (Bele)Pafla ile Bat› Cephesi Komutan› Ali

Fuat (Cebesoy) Pafla, ‹smet Pafla’n›nGenelkurmay Baflkanl›¤› görevine ge-tirilmesine muhalefet ediyordu. OysaMustafa Kemal, yak›n çal›flma arka-dafl› olarak ‹smet Pafla’y› çok öncedendüflünmüfl ve ‹stanbul Yönetimi’ninGenel Kurmay Baflkanl›¤›’nda görevalmas›n› bilhassa istemifl ve onu ‹stan-bul’da görevlendirmiflti. ‹smet Pafla’yamuhalif olanlar›n gözden kaç›rd›klar›böylesi de bir gerçek vard›...

*** Meclis, hükümetin kurulmas› için2 May›s 1920 tarihinde k›sa bir yasaç›kard›. Bu yasaya göre; Hükümet’e‹cra Vekilleri denilecek ve 11 kiflidenoluflacakt›, ‹cra Vekilleri Meclis’te

salt ço¤unluklaseçilecekti ve an-laflmazl›klar Mec-lis’çe çözülecek-ti.Yasaya göre 3-5 May›s 1920 ta-rihlerinde yap›-lan seçimler so-nucunda BüyükMillet Meclisi

‹lk Ulusal Hükümeti kurdu.Hükümet Üyeleri;

• Mustafa Fehmi (Gerçeker) Efendi(fieriye Vekili-Din ‹flleri Bakan›-BursaMilletvekili),• Fevzi (Çakmak) Pafla (Müdafaa-iMilliye Vekili-Milli Savunma Bakan›-Kozan Milletvekili),• Bekir Sami (Kunduh) Bey (HariciyeVekili-D›fliflleri Bakan›-Tokat Millet-vekili),• Hakk› Behiç (Bay›ç) Bey (MaliyeBakan›-Denizli Milletvekili),• ‹smail Faz›l Pafla (Naf›a Vekili-

M

‹smet ‹nönü Refet Bele Ali Fuat Cebesoy

Bay›nd›rl›k Bakan›-Yozgat Milletve-kili),• Yusuf Kemal (Tengirflenk) Bey (‹k-tisat Vekili-Ekonomi Bakan›-Kastamo-nu Milletvekili),• Celalettin Arif Bey (Adliye Vekili-Adalet Bakan›-Erzurum Milletvekili),• Cami (Baykurt) Bey (Dâhiliye Veki-li-‹çiflleri Bakan›-Ayd›n Milletvekili),• Dr. R›za Nur Bey (Maarif Vekili-Milli E¤itim Bakan›-Sinop Milletve-kili),• Dr. Adnan (Ad›var) Bey (S›hhat ve‹çtima-i Muavenet Vekili-Sa¤l›k veSosy. Yard. Bakan›-‹stanbul Milletve-kili),• ‹smet (‹nönü) Pafla (Erkan-› Harbi-ye Umumiye Vekili-Genelkurmay Baflka-n›-Edirne Milletveki-li) olarak belirlendi.***

rt›k Meclis Hü-kümeti dönemibafllad›. ‹lk ifl-

lerden birisi olarakda; Anadolu’nun çeflitli yerlerindemeydana gelen asayiflsizli¤i bertarafetme konusu ele al›nd›. Bununla bir-likte; Meclis, önceden her ne kadarPadiflah’a ba¤l›l›k telgraf› göndermiflolsa da; hemen ard›ndan ç›kar›lm›flolan Vatana ‹hanet Yasas›, Padiflah’›n,Ankara’daki bu Meclis’ten kendisiiçin olumlu herhangi bir karar›n ç›kma-yaca¤›na inanmas›na sebep oldu. Sad-razam Damat Ferit için herhangi birhususu belirtmeye zaten gerek yok...Öteden beri Ulusal Savafl›m (MilliMücadele)’a ve Mustafa Kemal’e kar-

BD KASIM 2010

63

fl› tav›r ve tutumu belliydi. Sonuçtaher ikisi de tamamen ‹tilaf Devletleri’-nin himayesine girip, teslimiyetçili¤iseçtiler ve onlar›n güdümünde olmay›kabullendiler... Ankara Hükümeti’nin D›fl Siyaset-leri’ni belirlemeye bafllad›¤› ve ilketapta da Rusya ile iliflkiye geçmesiesnas›nda, ‹stanbul Yönetimi’nin S›k›-yönetim Mahkemesi, baflta MustafaKemal olmak üzere Ali Fuat Pafla,Kara Vas›f, Rüstem Bey, Adnan Beyve Halide Edip Han›m’›n haklar›nda,“…her türlü resmi unvanlar›n›n kald›-r›lmas›na ve idamlar›na…” karar ver-di. Karar›n gerekçesi, “Ulusal Güçlerad›yla fitne ve fesat ç›karmak, anaya-

saya ayk›r› olarak halktan zorla paratoplamak ve vermeyenlere iflkenceyapmak ile flehirleri yak›p-y›kmak...”gibi asl› astar› olmayan saçmaifadelerle doluydu.

Padiflah’›n, halen dini makam ola-rak gücünü ve varl›¤›n› koruyor olmas›münasebetiyle, ‹stanbul Yönetimi’nceç›kar›lan fetvalar›n bir k›sm›n›n halküzerinde, ne yaz›k ki, inand›r›c› ve et-kili olmas› kaç›n›lmazd›. Ankara Hü-kümeti de bu geliflmeler karfl›s›ndakay›ts›z kalmad› ve bir tak›m kararlaralmak zorunda kald›. Damat Ferit Va-

A Adnan Ad›var Fevzi Çakmak Kara Vas›f

Page 34: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

64

tana ‹hanet’le suçland› ve Meclis, ön-celikle 24 May›s 1920’de ald›¤› birkararla, ‹stanbul Yönetimi’nin hiçbirkarar›n› kabul etmeyece¤ini aç›klad›.Bu karar, 7 Haziran 1920 tarihindekanunlaflt›r›ld›. Ayr›ca, ‹stanbul Yönetimi’nce ç›-kar›lm›fl olan fetvalar›n etkisini berta-raf edebilmek için çareler düflünülme-ye baflland›. Sonunda, dönemin Anka-ra Müftüsü Mehmet R›fat (Börekçi)

Bey’in önderli¤inde ve83 müftünün imzalad›¤›bir karfl› fetva yay›nla-narak; Ulusal Savafl›m’-›n dini yönden destek-lenmesi gereken bir ma-hiyette oldu¤u özelliklevurguland›.

Sonunda, ‹stanbulYönetimi’nin ‹tilaf Dev-letleri’nin güdümüne gir-

mifl olmas› itibariyle, Türk Ulusu’nun,Vatan’›n iflgalden kurtar›lmas› ve bunedenle de Ulusal Savafl›m’›n baflar›yaulaflt›r›lmas› konusunda Mustafa Ke-mal’in Baflkan› oldu¤u Büyük MilletMeclisi’nin ‹lk Ulusal Hükümeti’nedeste¤i daha da bir artt›. •

(Gelecek Ay: Büyük Millet Meclisi’nekarfl› Anadolu’da Ç›kar›lan Ayaklan-malar)

‹stanbul Yönetimi’nce ç›ka-r›lm›fl olan fetvalar›n etkisinibertaraf edebilmek için 83müftünün imzalad›¤› bir karfl›fetva yay›nlanarak; UlusalSavafl›m’›n dini yönden des-teklenmesi gereken bir mahi-yette oldu¤u vurguland›.

Arkadafllar benden iltimas beklememelidir. Hepiniz benimgözümde de¤erli, önemli kardefllerimsiniz. Ama, hepinizegösterdi¤im hedef yüce, kutsal bir hedeftir... Hanginiz dahagüzel yöntemle, baflar›yla oraya ulafl›rsan›z onu, ellerimi çat-lat›ncaya kadar ç›rparak alk›fllayacak, takdir edece¤im. Bendeniltimas ve taraf tutma beklemeyiniz arkadafllar. Adam olanlar,insan olanlar, yüksek ideali olanlar de¤erlerini göstersinler.Benim size kardeflçe söyleyece¤im fley budur. Tüm arkadafl-lar›m›za söylemek zorunday›m ki, ben o milli hedefe tümmillet kitlesini yürütmek için, do¤al olarak ahlaki bir unsurum,bunu isterim.

(1922, Prof. Dr. Afet ‹nan’›n yay›mlad›¤› belgeden)

ATATÜRK D‹YOR K‹

V65

Ve “E¤itim süreci, iyi (nitelikli) in-san, nitelikli yurttafl, nitelikli meslekerbab› yetifltirmeye çal›flan bir eylem-ler bütünüdür,” tan›m›nda bulufluyor-lar. Ancak, “nitelikli insan” kavram›-n›n aç›l›m›nda sorunlar yaflan›yor.

Örne¤in Müslim, “Bir kiflinin iyi

ANADOLU’NUNDÜNYASIBekir Özgen

On Kas›m ve E¤itimOn Kas›ma on gün kala, bir düfl gördüm.Bir yol açmaz›na düfltü¤ümüz kan›s›na varan e¤itime kafayormufl üç yurttafl, “Müslim -Tan-Bar›fl”, bir araya gelmifller,bu soruna ortak bir tan› koymaya çal›fl›yorlar. Bunun içinde, e¤itimin amac›n› netlefltirmeyi düflünüyorlar.

insan olmas› için, ruhunu kötülükler-den temizlemesi gerekir. Bu kutsalgörevi, ister aile, ister okul üstlensin,baflvuru kayna¤› kaç›n›lmaz olarakdin olacakt›r. ‹flte bu nedenle ö¤retim,dinsel inançça farz olan bir ibadet o-lup; ayn› zamanda bireyin varl›¤›na

Page 35: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

de¤er katan bir eylemdir,” sav›n› ilerisürüyor.

Bar›fl, bu yaklafl›m› yetersiz bu-luyor. “Din a¤›rl›kl› bir e¤itim, a¤›r-l›kl› olarak cennet ödülü ve cehennemcezas›na dayan›r. Bunlar, somut veri-ler olmad›¤› için, çevreye uyum yönün-den görece kabul gören insan tipleriyetifltirse de, bireyin beynini gelifltir-mede yavan kal›r. Kendi eksiklerinikendisinin giderebilece¤i becerileri,kazand›ramaz. Neyi bilip neyi bilme-di¤ini ayr›mlamas›na yard›mc› olamaz.Dahas›, bireyi özgür de¤il, ba¤›ml›olmaya zorlar. Bence, bireysel ba¤lam-da e¤itimin amac›, karar verme ve uy-gulama yetene¤ini gelifltirmek olmal›-d›r,” diyor.

Onlar› dinleyen Tan, “Bak›n!” di-ye giriyor konuflmas›na. “‹leri ülkeler-de, bireyin bilisizli¤i bilimsel olarakele al›n›yor. E¤itim, kiflinin bilmedi-¤ini bilir yap›yor. Ö¤rencinin ezberci

olmas›na de¤il, araflt›rmac› olmas›na;diktatör olmas›na de¤il, önder olmas›-na yard›mc› oluyor. Önüne liberal birdizge koyuyor. ‘Birey, iflte bu!’ diyor.B›rak›n yaps›n, b›rak›n geçsin. O, ken-dini kurtar›rsa, toplum kendili¤indenkurtulur.

Müslim, duyduklar›ndan hoflnutde¤il. “Görüyorum ki, ikiniz de, e¤iti-min ö¤retim aya¤›na yap›fl›p kalm›fl-s›n›z. Bence, e¤itimsiz ö¤retim zehirlibala, ö¤retimsiz e¤itim ise meyvesiza¤aca benzer. ‹nsan›n ilerlemesi aç›s›n-dan ö¤retim, ancak iyi bir e¤itimleberaber de¤er kazan›r. Ahlak› temelalmayan kiflilerin elinde bilim, insan-l›¤a fayda yerine zarar getirir. Taklitçive içi kof bilim, hayat› daha yaflan›l›rk›lmaz, tersine insan› yok etmeye ya-rar.

E¤itim özünde, ö¤rendiklerimizinharmanlanmas›, içsellefltirilmesi vedavran›fl biçimlerine dönüflmesidir.

E¤itim, kiflinin bilmedi¤inibilir yap›yor. Ö¤rencininezberci olmas›na de¤il,araflt›rmac› olmas›na;diktatör olmas›na de¤il,önder olmas›nayard›mc› oluyor.

66

B

BD KASIM 2010

67

Baflka bir deyiflle, ö¤renim daha çokakla dayanan bir edim olmas›na kar-fl›n; e¤itim, a¤›rl›kl› olarak insan›n ruh-sal doyumuyla ilgilidir.”

Bu tan›m› do¤ru bulmuyor Bar›fl.“Bireyin e¤itimi, bilimsel bilgiden yok-sun olursa, girdi¤i yer ç›kmaz bir so-kak olur. Ancak ak›lc›l›¤› ve bilimsel-li¤i öne ç›karan bir e¤itimle, birey, kulolmaktan kurtulabilir. Sürekli sorarak,sorgulayarak, düflünerek kendini afl-maya çal›flabilir. Özgür karar almamekanizmalar› gelifltirebilir. Ve ça¤›nak›fl›na ayak uydurabilir. Böyle bir sü-reçten geçen halk› kölelefltirmek deolanaks›zd›r,“ diye say›p döküyor.

‹flin bu boyuta varmas›, Tan’› fla-fl›rtm›fla benziyor. Durdu¤u yerde du-ram›yor. “Bak›n›z sizlere ne diyece-¤im?” diye giriyor söze. “Genel kan›-ya göre e¤itimin son hedefi nitelikliinsan yetifltirmektir. E¤itim, ilkeselolarak, bireyi ele alarak onun do¤as›nauygun yöntemleri uygulamaya geçir-meyi hedefler. Ça¤dafl insan bilimleride bu yönde u¤rafllar ortaya koyar.

Ça¤›m›z, küreselleflme ça¤›d›r.Yükselen de¤erlere arka ç›kma ça¤›-d›r. Paran›n temel de¤er say›ld›¤› birça¤d›r. Bunun temel dire¤i de yetiflkinve giriflken bireydir. Bireyin de¤erlerede¤er katmas› için desteklenmesi ge-rekir. Önünün aç›k tutulmas› gerekir.Bunun için en temel gereksinme dee¤itimdir. Hem de s›radan de¤il, ayr›-cal›kl› bir e¤itim. Bunu yoksul devlettek bafl›na sa¤layamayaca¤›na göre,duruma özel teflebbüs el atmal›d›r.”

Tan’›n e¤itimin psiko-toplumsalyan›na de¤inmesi Müslim’i yüreklen-

diriyor. Bafll›yor anlatmaya.“‹nsan, ruh ve bedenden oluflur.

Bu oluflum, evreni temsil eden bir ö-zelli¤e ve dünyay› etkileyecek bir gü-ce sahiptir. Evrenin en mükemmel sen-tezi de insan oldu¤una göre, e¤itim,insan› insan yapma yolunda zaman›iyi de¤erlendirmelidir. Bedenin ve ru-hun gereksinmelerini sa¤l›kl› saptama-l›d›r. Bunu gerçeklefltirebilecek olanda dini bir e¤itim anlay›fl›d›r. Kiflininbirbirine karfl›t çeflitli arzular›yla top-lumsal istek ve idealler aras›nda iyibir ilgi kurmas›, ancak bu yolla sa¤la-nabilir. Baflka türlü, yetiflen kuflaklar›n,dün ile bugününü iliflkilendirmesi;bunu yaparken de uyumlu ve dengeliolabilmesi olas› de¤ildir.”

Bar›fl, e¤itimin amac›n›n sapt›r›ld›-¤›n› düflünüyor. “E¤itimin kap›lar› yal-n›zca eskimifl düflüncelere aç›k b›rak›-l›rsa, orada yobazl›k hortlar. Birey,hem kendisi, hem de toplumu için de-¤er yaratacak aflamaya ulaflamaz. Darkafas›n› hurafelerle geniflletip, karan-l›ktan ayd›nl›¤a tafl›namaz. Gelece¤eemin ad›mlarla yürüyemez.

Unutmamal›y›z ki, yaln›zca iyiyikötüden ay›rmam›za de¤il; en iyi ileiye aras›ndaki fark› anlamam›za da,akl› öne ç›karan bir e¤itim arac›l›¤›ylaulafl›r›z,” diyor. Sonra da, “Bireyingüzellikleri görüp, yaflayabilmesi, uy-gun bir sanat e¤itiminden geçmesineba¤l›d›r. Ne ki, dinsel tabular›n gölge-sinde, sanata güler yüzle bak›labilirmi? Sanat›n gücünden yararlanmayaninsan, insanlaflabilir mi hiç?” diyesoruyor.

Bu arada Tan, bir kez daha devre-

Page 36: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

68

ye giriyor. “E¤itim, insan›n geliflme-sine pek çok alanda yard›m eder. Far-k›nda olmadan toplumun etkilerini ben-li¤imizde tafl›d›¤›m›za göre, toplumunbizzat kendisi bir e¤itimcidir diye dü-flünebiliriz.

Do¤ufltan, örf, adet, dil benzerisosyal ve kültürel kurumlar› haz›r bul-du¤umuza göre, bireyin ilk y›llardakie¤itimi bu de¤iflkenlerle oluflmaktad›r.Bunlar, kiflili¤in oluflmas›nda olmazsaolmaz de¤erler bütünü olarak varl›¤›n›sürdürmektedir. Ne var ki, günümüzdedünya küçülmüfltür. E¤itimli insan,yurttafll›ktan ç›km›fl, dünya vatandafl›olmufltur. Ana dili yerine, ‹ngilizcekonuflmaktad›r.

Herkes Mersin’e giderken, bizniçin tersine gidelim ki?”

Bu sözleri be¤enmeyen Müslim, “U-nutmamal›y›z ki, e¤itimin en yaflamsalamac›, bir ulusun geçmifli ile gelece¤iaras›nda köprü kurmakt›r. Yoksa top-lum kimliksiz, kifliliksiz, bilinçsiz ka-l›r ve darmada¤›n olur. Ortak de¤erlerdizgesinden yoksun bir kuru kalabal›-¤a dönüflür. E¤itim, her bireye geçmi-flinin bilincini vermezse, paray› ve gü-

cü elinde bulunduranuluslar›n oyunca¤› ol-maktan kurtulamaz.E¤itimin, ‘kendini bil-mek’ oldu¤unu unut-mamal›y›z,“ diyor. Tan ile Müslim’in,birey e¤itiminden top-lumsal e¤itime kayd›-¤›n› gören Bar›fl, flafl-k›nl›¤›n› gizlemeyeçal›flarak, “Arkadafl-

lar!” diyor. “Gördü¤üm kadar›nca,üçümüz de e¤itimin, toplumsal bilinç-lenmeye ve ayd›nlanmaya yak›lan birmeflale konumuna getirilemedi¤i için,her kap›y› açmaya yarayan bir anahtarolmaktan ç›kt›¤›n› kabulleniyoruz.

Gençlerimizin, ilgi, yönseme veyeteneklerini sa¤l›kl› olarak gelifltire-medikleri ve de gerekli bilgi, beceri,davran›fllar edinemedikleri noktas›ndabirlefliyoruz birleflmesinde de, e¤itiminöncelikli amac›n›n ne oldu¤u, ya dane olmas› gerekti¤i noktas›nda ortakbir paydada buluflam›yoruz. Bu durum-da, bireylerin beden, zihin, ahlâk, ruh

“E¤itim, insan›n ge-liflmesine pek çokalanda yard›m eder.Fark›nda olmadantoplumun etkilerinibenli¤imizde tafl›d›¤›-m›za göre, toplumunbizzat kendisi bire¤itimcidir diye dü-flünebiliriz.

Ü

BD KASIM 2010

69

ve duygu yönlerinden dengelive sa¤l›kl› bir biçimde geliflmiflbir kiflili¤e eriflmelerini nas›lbekleyebiliriz? Gençlerimizin,özgür ve bilimsel düflünme gü-cüyle genifl bir dünya görüflü-ne sahip, insan haklar›na say-g›l›, kiflilik ve at›l›ma de¤er ve-ren, topluma karfl› sorumlulukduyan; yap›c›, yarat›c› ve ve-rimli kifliler olarak yetiflmeleri-ni nas›l bekleyebiliriz?”

Üç e¤itimcinin de e¤itiminamaçlar› üzerindeki düflünce-leri farkl›. Bu nedenle belli birgörüfl birli¤i sa¤layam›yorlar.Uzlaflam›yorlar bir türlü. Onla-r›n bafllar› önde ayr›lmalar›nayüre¤i dayanmayan Atatürk,

“Hele el s›k›fl›n bakay›m.Siz, üçünüz de, Cumhuriyet çocu¤u-sunuz. Hepinize de birbirinizi anlamakkadar, birbirinizi sevmek düfler,” di-yor.

“Cumhuriyet e¤itiminin temel de-¤iflkenlerini benim ilke ve düflüncele-rimde niçin aram›yorsunuz? Ben siz-lere ak›lc›l›k ve bilimselli¤i önerme-

dim mi?” diye sormaya dili varm›yornedense.

On Kas›ma on gün kala, gödü¤ümdüflten, Atatürk’ün bu ›l›k sözleriyleuyand›m. Görüp duyduklar›m› ise, OnKas›m günü, torunlar›ma anlatmayakarar verdim.•

[email protected]

• Bahçesinde çiçek yetifltiren adam çiçekten bir fleybekler mi? Adam yetifltiren adam da, çiçek yetifltirendekihislerle hareket edebilmelidir. Ancak bu flekilde düflünenve çal›flan adamlard›r ki memleketlerine ve milletlerineve bunlar›n geleceklerine faydal› olabilirler. Bir adamki, memleketin ve milletin saadetini düflünmekten dahafazla kendini düflünür, o adam›n de¤eri ikinciderecededir.

ATATÜRK VE Ö⁄RETMENLER

Page 37: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

70

Mart 2003... Saat04:40. Az önce Ame-rikan uçaklar› Ba¤-

dat’› bombalamaya bafllad›. Bütün te-levizyon kanallar›, bombalama görün-tülerini an›nda aktar›yor. (...) Televiz-yonun sesini kapat›p; Joan Baez’in,Bob Dylan’la birlikte söyledi¤i “Rüz-gârda Savruluyor”u koydum müzik-çalara: Blowin’ in the wind..[i]

Gece sessiz, duvarlar ince, kom-flular duyabilir, uyanabilir, umurumdade¤il; açt›m sesini. Amerikan solcu-lar›n›n bu devrimci halk flark›s›, Ba¤-dat halk›n› öldüren Amerikan bomba-lar›n›n ekrandaki görüntüsüne efllikediyor flimdi:

kifli adam denmek için;kaç yol geçmesi gerekmart› kuma konmak için;

OTOPS‹Cengiz Özak›nc›

TürksüzDünya DüflleriMay›s 2003’te yay›mlanan “Dolmakalem Savafllar›” kitab›m›n“Euro-Dolar Savafl›” bafll›kl› bölümünde, ABD’nin Irakiflgalini canl› yay›nda nas›l izledi¤imi flöyle anlat›yordum:

kaç deniz aflmas› gerekbomba yasaklanmak için;kaç can almas› gerekyan›t› dostum, yel ald› gitti;yan›t rüzgarda savruluyor...

***kifli gö¤ü görmek için;kaç kez bakmas› gerek盤l›klar› duymak için;daha kaç kulak gereksavafl dursun demek için;daha kaç ölü gerekyan›t› dostum, yel ald› gitti;yan›t rüzgarda savruluyor...

***deniz da¤› delmek için;kaç y›l dövmesi gerekhalk özgür olmak için;kaç y›l tutsakl›k gerekgörmemek için gözleri

BD KASIM 2010

71

kaç kez kaç›rmak gerekyan›t› dostum, yel ald› gitti;yan›t rüzgarda savruluyor...”

2003’te yay›mlanan “DolmakalemSavafllar›” kitab›m piyasaya ç›kar ç›k-maz savc›l›k -Atatürk’e hakaret etti-¤im iddias›yla- soruflturma bafllat›nca;kitab›n yukar›da küçük bir kesitiniaktard›¤›m “Euro-Dolar Savafl›” bölü-münü, -Dylan’›n sözlerini m›r›ldanam›r›ldana- ayr› kitap olarak yay›mla-mak zorunda kalm›flt›m. 1941 do-¤umlu Bob Dylan’›n 1962’de, 21 ya-fl›nda yaz›p besteledi¤i ve pek çok di-le çevrilip söylenen “Blowin’ in thewind” flark›s›n›n sözlerini 2003 y›l›nda-belki de Türkiye’de ilk kez- dilimizeçevirirken; onun özyaflam öyküsünü

Bob Dylan’›n “Blowin’ in the wind”flark›s›n›n notalar›.

bilmiyordum. Bildi¤im; Amerika 19-62’de Vietnam’› bombalarken, Bat›’dabu vahfleti protesto eden yüzbinlercegencin kolkola girip hep bir a¤›zdanDylan’›n “Freewheelin” adl› ikincialbümünde yer alan bu flark›s›n› söy-leyerek yürüdükleriydi.

Sevgilisi Joan Baez’le birlikte 19-60’larda Bat›’dan tüm dünyaya yay›-lan gençlik hareketlerinin simge adla-r›ndan biri olacakt› Bob Dylan.

Yazd›¤› sözler ve yapt›¤› besteler68 Gençlik Hareketi’ne damgas›n› vu-racak ve Time Dergisi, 1998’de onuLenin ve Mao ile birlikte “Yüzy›l›nEn Önemli 100 Kiflisi” aras›nda göste-recekti. Çünkü o, Amerika’n›n yafla-yan en büyük ozan›yd›. Yaln›zca bes-teleriyle de¤il, yazd›¤› dizelerle deAmerikan edebiyat›n›n en namuslukalemleri, en yetkin flairleri aras›nagirmiflti. Ezene karfl›, ezilenden yana;öldürene karfl›, öldürülenden yana;

Bob Dylan, 1964’te “The Times They AreA-Changin” ad›yla yay›mlanan üçüncü albü-münün kapa¤›nda.

Page 38: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

72

flark›s› herkesin dilindeydi; ama benRitchie’nin “Bir Türk Kasabas›nda”(In A Turkish Town)[iii] flark›s›n› söy-lerdim; “gizemli Türkler ve yukar›day›ld›zlar”… Bu flark› bana Ritchie’nin“La Bamba”s›ndan daha uygun görü-nüyordu ama nedenini kesinlikle bil-miyordum.”[iv]

2004 y›l›nda kökenlerinin Türkiye’yeve K›rg›zlara dayand›¤›n› aç›klayanDylan’›n hayranlar›; onun foto¤rafla-

r›na bakacak ve kimli-¤indeki ad› Robert AllenZimmerman olup tümdünyada Yahudi olarakbilinen Bob Dylan’›n yü-zünde, çizgilerinde, Türki-ye ve K›rg›z belirtileriarayacaklar; fakat bugü-ne dek; “Hay›r, Bob Dy-lan’›n kökleri Türkiye’-de, Ka¤›zman’da, K›rg›-zistan’da olamaz!” diyenkimse ç›kmayacakt›.

“Dünyan›n En Önemli 100 Kiflisi”aras›nda say›lan, dünya siyasi tarihine“1968 Gençlik Hareketleri”nin simge-

h›rs›za karfl›, soyulandan yana; parayakarfl›, emekten yanayd›.

Bob Dylan üç cilt olarak tasarlay›pyazd›¤› özyaflam öyküsünün ilk cildini5 Ekim 2004’te “Chronicles: VolumeOne” ad›yla yay›mlad›¤›nda, bu kitap19 hafta boyunca New York Times’›nçok satanlar listesinden inmeyecek veAmerikan Kitap Elefltirmenleri Örgü-tü, en iyi 5 kitaptan biri olarak ödüllen-direcekti.

Amerikal›lar, Amerika’n›n yaflayanen büyük halk ozan› ve “Dünyan›nEn Önemli 100 Kiflisi”nden biri olanBob Dylan’›n özyaflam öyküsünü o-kurken; o güne dek bilmedikleri fla-fl›rt›c› bir gerçekle karfl›laflacakt›.

Dylan, ailesinin köklerini flöyleaç›kl›yordu kitab›nda: “Annemin annesi, köken olarakTürkiye’dendir; Trabzon liman›ndangemiyle, Karadeniz’i geçmifller; anne-annemin aile ad› “K›rg›z”d›r; Ka¤›z-manl›d›rlar; dedemin annesi ve babas›da ayn› yerde ayakkab›c›l›k ve deriiflçili¤i yaparlarm›fl. On yafllar›mday-ken Ritchie Valens’in “La Bamba”[ii]

Bir K›rg›z halk ozan›, “Manas” destan›n›çal›p söylerken (solda) ve Bob Dylan sah-nede (sa¤da)

BD KASIM 2010

73

si ve ruhu olarak geçen Bob Dylan;köklerinin Türkiye’ye, Ka¤›zman’a,K›rg›zistan’a uzand›¤›n› aç›klad›ktan6 y›l sonra, 31 May›s 2010 günü birkonser vermek üzere Türkiye’ye geldi;Harbiye Cemil Topuzlu Aç›k HavaSahnesi’nde bir konser verdi; ve git-ti…Belki ço¤umuz bunu duymad›kbile… ‹zleyiciler Cemil Topuzlu’nunkap›s› önünde uzun kuyruklar olufltur-mufl; “genel yay›n kurmaylar›”m›z,köfle yazarlar›m›z, magazin muhabir-lerimiz bu konsere gitmifller; fakat“Türk” bas›n, radyo ve televizyonlar›,Bob Dylan’›n 2004’te aç›klad›¤› Tür-kiye, Ka¤›zman, K›rg›z köklerindentek sözcükle olsun sözetmemifl; kimihaberlerde onu “Yahudi flark›c› BobDylan” olarak anm›fllar ve konser ha-berleri bir kaç sat›rla geçifltirilmiflti.[v]

Bob Dylan gittikten 4 ay sonra,Eylül’de U2 Grubu geldi Türkiye’-ye…

Bu grup, geçmiflte PKK’yayard›m ve yatakl›ktan 9 y›l ce-za al›p ç›kt›ktan bir süre sonrakaybolan Fehmi Tosun’u unut-may›n yaz›s›n› basm›flt› 1997’-de yay›mlanan albümlerininkapa¤›na…

Ve yine bu grup “‹brahimiDinler” denilen H›ristiyanl›¤›,Müslümanl›¤›, Musevili¤i;“‹brahimi Olmayan” bir pota-da eritip, küreselci sömürgenpara babalar›n›n küreselsömürü ç›karlar› do¤rultu-sunda kullanabilece¤i bir kal›-ba dökme tasar›s›n›n misyo-nerli¤ini yürütüyordu.

Dört ay önce Bob Dylan’› sessizsedas›z u¤urlayan “Türk” medyas›;‹stanbul’u üç dinin merkezi yapmakmisyonuyla Türkiye’ye gelen U2grubunu neredeyse bir hafta boyuncamanfletlerinden indirmeyecekti. Konser verirken, sahnede; kay›pFehmi Tosun’un ad›n› anarak tezahü-rata bafllayan U2 grubuna, Tosun’unefli ve yak›nlar› “sar›-k›rm›z›-yeflil”egaller hediye etmiflti.

“Türk” medyas›n›n Türkiye, Ka-¤›zman, K›rg›z kökenini aç›klam›fl“Dünyan›n ön önemli 100 kiflisi”ndenbiri olan Bob Dylan’›n konserinekarfl› ilgisiz tutumuyla; özkardeflimizolan kürtler aras›nda etnik siyasiayr›mc›l›¤› körükleyen U2 grubununkonserine karfl› tutumu, karfl›-

1968 Dünya Gençlik Hareketinin öncüle-rinden Bob Dylan konserine giden halk veyazar Ertu¤rul Özkök, yönetmen Sinan Çetin

Page 39: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

74

laflt›rmal› olarak irdelenirse,“Türk” medyas›n›n Türktoplumuna hangi yabanc›tasar›lar› benimsetmeninarac› oldu¤u apaç›k görüle-cektir. E¤er, Bob Dylan, 2004’-te yay›mlanan özyaflam öy-küsünde dedelerinin nine-lerinin kökenlerini aç›klar-ken Türkiye, Ka¤›zman,K›rg›z demek yerine “An-neannem Kürttür, biz KürtKökenliyiz” demifl olsayd›,“Türk” medyas›, Dylan’›“dünya çap›nda büyük Kürtozan›m›z” diye ilk sayfa-dan sürmanflet haber yapar;“Türk” muhabirler kame-ralar›yla Dylan’›n çevresi-ne doluflup bafl›na zorla “po-fli”dolayarak boynuna “sa-r›-k›rm›z›-yeflil fular” ba¤-lay›p foto¤raflamak içiny›rt›n›rlar; haz›r gelmiflken‹mral›’da Öcalan’la görüfl-mek isteyip istemedi¤i yada ona bir iletisi olup olma-d›¤›n› sorup haber yapard›.“Türk” gazete ve televiz-yoncular›, “Türk” medyapatronlar›n›n buyru¤uyla,“Kürt ayr›mc›l›¤›”n› mutluedecek ve etnik ay›r›mc›-lara özgüven afl›layacak biriki demeç al›p bir kaç günmanfletleri bu demeçlerledalgaland›rmadan Bob Dy-lan’›n peflini b›rakmazlard›.“Türk” medyas›nda, küre-selci U2’ye gösterilen ola-

U2 grubunun “‹brahimi Dinler”i Küreselci potadabirlefltirme misyonunu simgeleyen posterleri

¤anüstü ilginin k›r›nt›s›-n›n dahi, köklerini Tür-kiye, Ka¤›zman, K›rg›zolarak aç›klayan Bob Dy-lan’a gösterilmemifl ol-mas›n›n nedeni, “Türk”medyas›n›n profesyonelceyürüttü¤ü Bat›’n›n “Türk-süz Dünya Düflleri”ni ger-çeklefltirme misyonudur.

Bat›,1917’de tasarla-d›¤› “Leninsiz, SovyetsizDünya Düflleri”ni 1990’-da gerçeklefltirir gerçek-lefltirmez; hiç ara vermek-sizin, derhal “Atatürksüz, Türksüz Dün-ya Düflleri” tasar›s›n› gerçeklefltirmeyekoyulmufltur. Bu tasar›; Türkleri bizzat“Türk” “ayd›n”lar› arac›l›¤›yla “Türk”sözünden, “Türk” olan her fleyden veTürklü¤ünden utand›rma, i¤rendirme,uzaklaflt›rma, koparma tasar›s›d›r.

Bu tasar›n›n ilk “Türk” uygulay›-c›lar›, 1990’lar›n ilk y›llar›nda, “Türk-ler genetik olarak göçebedirler, bar-bard›rlar” diye yaygaraya bafllam›fl;ve hemen ard›ndan, “Türkler aptald›r,Türklerin beyni domuz eti yemedikleriiçin geliflmemifltir”, “Atatürk kendiimzas›n› kendisi atmaktan aciz,imzan›n kiflilik demek oldu¤unubilmeyen, kendi imzas›n› bir Ermenikaligrafa siparifl eden biriydi” yayga-ras› koparm›fllard›r. Atatürk’e ve Türk-lü¤e yönelik afla¤›lamalar› bafllatanbu “sol” maskeli “öncü” ç›k›fllardansonra, ard›llar› da öncülerin açt›¤› bukap›dan geçerek, Türk toplumundayurtkardeflli¤i ve özgüven duygusunuy›k›p etnik ayr›flmay› gerçekleflmeyi

amaçlayan bu tasar›da profesyonelcegörev alm›fllard›r.

1990’lardan bu yana son yirmi y›l-d›r Türkiye’de Atatürk’ü ve Türklü¤üafla¤›lay›p, yüz k›zart›c› yalanlar› sankigerçekmifl gibi duyuran “Türk” med-yas›, geldi¤imiz aflamada, art›k “Türk”sözcü¤ünü elinden geldi¤ince hiç kul-lanmamak; flayet bu olam›yorsa “Türk”sözcü¤ünün önüne ya da ard›na mutla-ka olumsuz bir tak›m nitemler ekle-yerek kullanmak noktas›ndad›r.

Ka¤›zman, K›rg›z, Türkiye köken-lerini aç›klayan Bob Dylan’›n Türkmedyas› taraf›ndan bunlardan hiç sözedilmeksizin ve kendisiyle bir söyleflidahi yap›lmaks›z›n bir kaç sat›r haberleu¤urlanmas›; buna karfl›l›k etnik ayr›-l›kç›lara sempati da¤›tarakdinleriküreselci kal›ba dökme misyonerli¤iyapan U2 grubunun “Türk” medyas›taraf›ndan el üstünde tutulmas›; 19-90’da dü¤mesine bas›lan “Türksüz Dün-ya Düflleri”nin gerçeklefltirilmesi do¤-rultusunda yirmi y›lda ne kadar yol

BD KASIM 2010

75

“Türk” medyas›nda, küre-selci U2’ye gösterilen ola-¤anüstü ilginin k›r›nt›s›n›ndahi, köklerini Türkiye, Ka-¤›zman, K›rg›z olarak aç›k-layan Bob Dylan’a gösteril-memifl olmas›n›n nedeni,“Türk” medyas›n›n profes-yonelce yürüttü¤ü Bat›’n›n“Türksüz Dünya Düflleri”nigerçeklefltirme misyonudur.

Page 40: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

76

al›nd›¤›n› ve “Türk” medyas›n›n üst-lendi¤i “Türksüzlefltirme” görevinihangi ölçüde baflard›¤›n› göstermesibak›m›ndan anlaml›d›r.

Bat›’n›n “Türksüz Dünya Düflleri”tasar›s›n›n medya aya¤›nda etkinlikgösteren “sol” maskeli “ayd›n”lara ve“ayd›n” maskeli “küresel diktatörlükmisyonerleri”ne karfl› polemik yaz›la-r›m, 1993-1995 y›llar› aras›nda “KitapGazetes i”nde yay›mlanm›flt › .

fiimdi bu yaz›lar›m› güncelleyipgeniflleterek “Kalemin Namusu: Türk-süz Dünya Düflleri” ad›yla kitaplaflt›r-maya çal›fl›yorum.

Türk toplumunun özgüveninin han-gi “ayd›n”larca, hangi amaçlarla, nas›ly›k›lmaya çal›fl›ld›¤›n›; Türkiye’ninnereden, nereye, nas›l ve niçin savrul-du¤unu do¤ru biçimde kavramazsak;ülkemiz ve toplumumuz için tasarla-nan kötü sondan kurtulmam›z olanak-s›zd›r. •

[email protected]

[i] http://video.mynet.com/loverocknroll/bob- dylan-blowin-in-the-wind-5-11-2009/402288/

[ii] http://www.dailymotion.com/video/x70zzk_ritchie-valens-la-bamba_music[iii] http://vimeo.com/10023147[iv] “Originally, [my grandmother had] come fromTurkey, sailed from Trabzon, a port town, acrossthe Black Sea-the sea that the ancient Greeks cal-led the Euxine-the one that Lord Byron wrote aboutin Don Juan. Her family was from Kagizman, atown in Turkey near the Armenian border, and thefamily name had been Kirghiz. My grandfather'sparents had also come from that same area, wherethey had been mostly shoemakers and leather-workers. My grandmother's ancestors had beenfrom Constantinople. As a teenager, I used to singthe Ritchie Valens song "In a Turkish Town" withthe lines in it about the "mystery Turks and thestars above," and it seemed to suit me more than"La Bamba," the song of Ritchie's that everybodyelse sang and I never knew why.”[v] Taraf gazetesi, 8.6.2010: “Bob Dylan Yahudibir müzisyen. Anlad›m ki kimi dinleyiciler, ondangündemdeki olayla (Mavi Marmara) ilgili birkaç sözetmesini beklemifller.” - Zaman gazetesi: “U-zunlaf›n k›sas›, efsane sanatç›, 1 saat 40 dakika kald›¤›sahneden arkadafllar›n› tan›t›p, haval› bir el selam›gönderip gitti. Ama herkesin akl›nda flu soru kald›:Sadece müzisyenli¤iyle de¤il, flairli¤iyle de ün salm›flbir sanatç›, yard›m gemisi ‹srail'in sal-d›r›s›na maruzkalm›fl, vatandafllar› öldürülmüfl bir ülkede konserverir de bir geçmifl olsun dilemez mi?”

"Bir yandan korkun, bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun,Tek kanatla uçulmaz zaten.Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek de¤il,Kilimin tozunu almaktır.Tanr› sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır.Niye kederlenirsin?�Tafl tafllıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz.Yüzük olmak dileyen tafl, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır."�

"ÜZÜLME"...der MEVLANA

ve devam eder;

BD KASIM 2010

Bu y›l özellikle Türkiye, klasik müzikte birata¤a kalkm›fl gibi.13 yafl›ndaki harika kemanc›Berfin Aksu, Romanya'da Enescu yar›flmas›'ndabirinci oldu. Birkaç ay sonra da Çek Cumhuri-yeti'nde yine birinci oldu.

Bu ismi unutmay›n: Berfin Aksu.Borusan Orkestras› Salzburg Festivali'nin

aç›l›fl kutlamas› konserini çald›. Bu bir ilktir.

MüziktekiYar›fl

Yazan: FAZIL SAY

Bu sabah çok sevdi¤im bir dostumun Almanya'-daki ola¤anüstü baflar›s›n› ö¤rendim. PiyanistElif fiahin, dünyan›n en büyük yar›flmalar›ndanbiri olan Hugo Wolf yar›flmas›nda, sopranopartneri ile birlikte dünya birincisi oldu.

Elif fiahin

77

Page 41: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

78

Benim ad›ma Dortmund, Paris, BadenBaden, Hamburg, Meran gibi mühimmerkezlerde festivaller düzenlendi.Beni bir icrac› olarak iyi bilen bu me-kanlarda, birkaç gece boyunca beste-lerimi ve memleketimin kültürünü,halk sanatç›lar›m›z›, köklü müzi¤imizitan›tma flans›m oldu.

May›s ay›nda, Borusan Yayl› saz-lar Dörtlüsü New York'ta bir yar›flma-da, 90 grup aras›ndan dünya birincisioldu.

Ve son olarak, Hugo Wolf yar›fl-mas›nda birinci olan dostum Elif fia-hin.

Klasik müzikçilerin ba-flar› basamaklar›ndan t›r-man›fl›nda en önemli fak-tör yar›flmalard›r. Düflü-nün, bugün dünyada mil-yonlarca piyanist yafla-makta.

Hangisi iyi? Hangisidaha iyi? Milyonlarca ke-manc›. Sopranolar. Tenor-lar...7 y›l yaflad›¤›m New

York flehrinde, dile kolay"10.000 profesyonel piya-nist" yaflamaktayd›. Nefes kesici mücadele-yi düflünün. 10.000 piya-nist! Ayn› flehirde... Onlar›n aras›ndan s›yr›-l›p ilk yüze girmenin nekadar zor oldu¤unu, ya dadahas›, çok çok çok özelbir yerlere, "ilk ona gir-me"nin zorluklar›n› düflü-nün... Ne kadar iyi olmak la-

z›m. Kusursuz olmak laz›m. Ne kadariçsel olmak laz›m. Her tür haks›zl›kta y›lmamak içinne kadar güçlü olmak laz›m.

Bu yar›flmalarda kimi zaman hak-s›zl›klar da yap›lmakta. Ö¤rencisinikay›ran jüri üyeleri olmuyor de¤il...Zordur yar›flmalar.

2-3 saatlik bir repertuvar haz›rlartüm yar›flmac›lar. Kaset-CD ile olanyüzlerce baflvurudan seçilen 120 kadaryar›flmac› ilk elemeye kat›l›r.

Sonra ikinci eleme, sonra son 15

Berfin Aksu

BorusanYayl› Sazlar

Dörtlüsü

BD KASIM 2010

79

kiflinin kald›¤› yar› final. Sonra son 6kiflinin kald›¤› final gibi...

Benim kat›ld›¤›m yar›flmada, 1995y›l›nda finalde bir kural vard›.15 jüriüyesinin hepsinin "Evet" demesi la-z›md›. 14'ü "evet" 1'i "hay›r" bile deseo yar›flmay› kazanmak mümkün de¤il-di.Art›k Türkiye ve Türkler için dede¤iflti durumlar. Türk sanatç›lar› dabu yar›fl›n içindedir. Benden 12 y›l son-ra çellist Efe Baltac›gil, 2007 y›l›ndaYoung Concert Artists yar›flmas›n› ka-zanan ikinci Türk sanatç› oldu.

Bu sanatç›lar› Türk halk› tan›yormu? Medya ilgi gösteriyor mu? Siz-ler konserlerine gidiyor musunuz? Hiçgazetelerde gördünüz mü?

Yani Sezen Aksu'nun yurtd›fl›naal›flverifle gitti¤ini bile detayl›ca oku-yoruz.

Sorun yok.Peki sizler, Berfin'in, Ege Baltac›-

gil'in ya da Borusan Dörtlüsü'nün ba-flar›lar›n› bas›n›m›zda okudunuz mu?

Daha farkl› sorular da yöneltebili-rim: ‹zmir'de bir Ulvi Cemal ErkinSoka¤› var m›d›r mesela?

Kemal ‹lerici ismini bilen var m›?Türkiye'de 4-5 orkestra'n›n ve 2-3 ko-ronun kuruculu¤unu yapm›fl, (burada

1500 kifliye ifl imkan› sa¤lam›fl diyeeklemek isterim) bir Hikmet fiimflekan›l›yor mu?

Hikmet fiimflek, ça¤dafl Türk bes-tecilerinin Avrupa'da tan›t›lmas› içinhayat› boyunca çok u¤raflt › .

Pazar akflam› Almanya'da birinciolan Elif, yaklafl›k 12 y›ld›r Almanya'-da yafl›yor. Özellikle son 8 y›l Lied(alm. flark›) üzerine çok yo¤unlaflt›.

Alman lied kültürü çok ileridir.Mozart'la, Beethoven'la (klasik dönem)bafllar besteciler flark› bestelemeye.Özellikle 600 lied bestelemifl olanSchubert ile ilk doru¤a ulafl›l›r. Bubesteciler, Goethe, Schiller, Heine,Hölderlin, Eichendorf gibi döneminen büyük flairlerini bestelerlerdi.

250 lied bestelemifl olan Schumannsonra Brahms ve Hugo Wolf gibi liedbestecileri var.

Mahler... Fransa'da Debussy, Ra-vel, Faure...

Ve günümüz bestecilerin bestele-di¤i ça¤dafl flark›lar...

Ne güzel bir kültür.

Ankara'da, tüm dünyamüzikologlar›n›n ilgi-sini çeken, enteresanbir "makamsal armonisistemi" yaratm›fl olanKemal ‹lerici için her-hangi bir sokak var m›?

Kemal ‹lerici

Page 42: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

80

Bizde de olmas› laz›m.Bestecilerin, Metin Alt›ok,Turgut Uyar, Cemal Süreya,Ece Ayhan, Can Yücel, Naz›mHikmet, Orhan Veli, Pir Sul-tan, Yunus Emre ve daha nicebüyük flairimizi bestelemesilaz›m.

Mümkün mertebe çok "fli-ir-müzik birleflmesi" yarat›l-mas› bir kültür için iyidir.Dil için iyidir. Müzik ve sesiçin iyidir. Kalite için iyi-dir.(Hakk› Bulut, "Müzikte niye kalitearans›n ki?" demiflti televizyonda.

Donakalm›flt›m.Herhalde kendisi NewYork'daki

10.000 piyanistden biri olsayd› bu so-ruyu sormazd› diyelim!)

Sokaklara popçu isimleri verildi.Bir itiraz›m yok.

Hatta soka¤›n ismini siyasi neden-

lerle de¤ifltirmeye kalkfl›malara itira-z›m bile var.

Ama, sorun bir, kültür insanlar›nane kadar önem verdik?

Hep AfiKIM AfiKIM, YAR‹MYAR‹M diye süregelen flark› sözlerin-den s›k›lmad›k m›?

Bize biraz gerçek kültürümüze yo-¤unlaflmak düflmez mi? •

KADER‹M‹ZKemanc› Menuhin konser turnesis›ras›nda küçük bir kente gitmiflti.Konserden bir kaç saat önceberbere trafl olmaya indi.Berber sordu:-Yabanc› m›s›n›z siz?-Evet.. ‹lk kez geliyorum kentinize.-Tam zaman›nda gelmiflsiniz. Çünkü bu

YETMEZJohannes Brahms, bindi¤i arabadaninerken sürücüye bahflifl verdi:-Al›n da sa¤l›¤›ma bir bardak flarap için.Sürücü bir bahflifle, bir de besteciye bakt›:-Sa¤l›k durumunuzu be¤enmedimefendim. Bir bardakla halledilmez!

akflam Yehudi Menuhin burada bir resitalverecek. Siz de gidersiniz de¤il mi?-Giderim herhalde.-Bilet ald›n›z m›?-Hay›r daha almad›m.-Yaz›k biletlerin hepsi sat›ld›. Ayaktakalacaks›n›z zannederim.-Farketmez. O konserlerde ben zatenhep ayakta dururum...

Güzel ülkemizin birli¤ini beraberli¤ini kalk›nmas›n›büyümesini zenginleflmesini istemeyen ve Atatürk’ünkurdu¤u Lâik Cumhuriyetten nefret eden ve y›k›lmas›

için elinden geleni yapan iç ve d›fl nifak yuvalar›,Türkiye’nin alt›na iki adet bomba yerlefltirdiler.

Yazan: RIFAT SERDARO⁄LU

Türkiye’ninalt›ndakiiki bomba

asum görünüfllü bu iki bombay› TürkMilletine yutturmak için s›¤›nd›klar› tez,“Kifli hak ve özgürlükleri-kiflisel haklar-

kiflisel özgürlükler” idi. Bunlar, “Ana dilde e¤itimve ö¤retim” ve “Türban” olay›d›r.

Bölücü ve Kürtçüler, “neden korkuyorsunuz,biz bölünmek istemiyoruz, bu talebimiz sadece ki-fli hak ve özgürlükleri kapsam›ndad›r. Biz bölünmekistemiyoruz, bizim istedi¤imiz Demokratik Özerk-liktir” derler.

fieriat ve ‹slam Cumhuriyetini isteyenler isetürban için; “neden korkuyorsunuz, bu talebimizsadece kifli hak ve özgürlükleri kapsam›ndad›r. Bizbu 79 y›ll›k zulüm döneminde devaml› ezildik, inan-c›m›z gere¤i yaflamak istiyoruz” derler. (AKP, hep79 y›l der. Cumhuriyetin kuruldu¤u tarihten, AKP’nin

XXX

TÜRBAN

ANAD‹LDEE⁄‹T‹M

81

Page 43: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

82

iktidar oldu¤u 2002 aras› tam 79 y›ld›r.Bu döneme zulüm dönemi derler. 9 y›-la giren kendi dönemleri “‹slami Dö-nem” olarak kabul edilir.)

Bu iki kesim, tarih boyunca “Bir-likte” hareket etmifllerdir. Cumhuriyetkuruldu¤undan bu yana ülkemizin ma-ruz kald›¤› silahl› kalk›flmalar›n tama-m›nda bu iki kesim vard›r. Bu yüzdenkimse kendini aldatmas›n.Kürtçü-Bö-lücü kesimin gitmek istedi¤i yer; Bö-lünme ve Ba¤›ms›z Kürdistan’d›r.

S›kmabafl-Türban’›n gitmek iste-di¤i yer, Kara çarflaf ve ‹ran tipi bir‹slam Cumhuriyetidir. Bu rejimde ka-d›nlar›n bafl›n› açmas› kesinlikle yasak-

t›r. E¤er Türkiye Cumhuriyeti Devletibu iki flirret kesime ma¤lup olursa bi-lelim ki, Türkiye’nin bir k›sm› KürtDevleti di¤er k›sm› ise Türkiye ‹slamCumhuriyeti olacakt›r!...

Bugün gençlere Türban konusun-daki gerçekleri anlatmak istiyorum,di¤er konuyu ise baflka bir yaz›da eleal›r›z;

K›l›k k›yafet, kifli e¤er bir da¤ ba-fl›nda münzevi hayat› yafl›yor ise do¤-rudan kifliyi ilgilendiren bir konudur.Ancak, toplum içinde yaflayan insan-lar›n uymaya zorunlu olduklar› baz›kurallar vard›r. Bu kurallar›n baz›lar›n›moda, baz›lar›n› örf ve adet, baz›lar›n›da kanun ve yönetmelikler belirler.

Her birinin ayr› ayr› yapt›r›m gücüvard›r. Kifli bunlara uymak zorundad›r.Dünyan›n her yerinde doktorlar›n,yarg›çlar›n ve askerlerin özel k›yafet-leri vard›r. Görev s›ras›nda bu özelk›yafetleri giymek zorundad›rlar. Hiçkimse mecburi askerlik görevini sivilelbiseleriyle yapamaz ve bunu bireyselözgürlü¤üne yap›lan bir bask› arac›olarak düflünemez. Bu evrensel gerçe-¤e uygun olarak, ülkemizde tüm kamukurum ve kurulufllar›ndaki görevlilerile ö¤rencilerin k›l›k ve k›yafetlerininusul ve esaslar› kanunlarda yer alangenel nitelikli hükümlerle, yönetmelikve genelgelerle yasal yönden düzenlen-mifltir.

Resmi kurumlarda ve ö¤retim ku-rumlar›nda bay ve bayanlar›n bafllar›-n›n aç›k olaca¤›na dair iki adet Anaya-sa Mahkemesi karar›, Avrupa ‹nsanHaklar› Mahkemesi karar›, Dan›fltay, Yarg›tay’›n kararlar› ve çok say›dagenelge mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyetinin k›l›k k›-yafetle ilgili kurallar› sadece TürkiyeCumhuriyeti vatandafllar›n› ba¤lamaz.2596 S.K 1. Ve 3. Maddeleri incelen-di¤inde, Yabanc›lar›nda ruhani k›yafet-leri veya siyaset, askerlik ve milis te-flekkülleri ile iliflkili k›yafet ve alamet-leri Türkiye’de tafl›yamayacaklar› gö-rülecektir.

Benim burada de¤inmek istedi¤imesas konu, ‹slamiyet teki tesettür ku-

E⁄ER TÜRK‹YE CUMHUR‹YET‹ DEVLET‹ BU ‹K‹KES‹ME MA⁄LUP OLURSA B‹LEL‹M K‹, TÜRK‹YE’-N‹N B‹R KISMI KÜRT DEVLET‹, D‹⁄ER KISMI ‹SETÜRK‹YE ‹SLAM CUMHUR‹YET‹ OLACAKTIR

BD KASIM 2010

83

ral›n›n do¤ru yorumlan›p yorumlan-mad›¤› hususudur.

Hepinizin bildi¤i gibi Kur-an › Ke-rim’de tesettürle ilgili iki sure vard›r;Biri do¤rudan Peygamber Efendimi-zin ailesini ilgilendiren “Ahzap Sure-si”, di¤eri de “Nur Suresidir”.

Nur Suresinin 31. Ayetinde baflör-tüsü diye tercüme edilen kelime “Hu-mur” ve onun tekili “H›mar” baflörtü-süne verilen özel bir isim de¤ildir. A-rapçada baflörtüsünün ad› “Mikna” ve-ya “Nas›yf”t›r. H›mar ise genel anlam-da örtü demektir.

Abdullah Yusuf Ali taraf›ndan ‹n-gilizceye tercüme edilen ve Kuveyt’tebas›lan orijinal ‹ngilizce metinde de;“Draw their veils over their bossoms”ifadesi yer almaktad›r. Bu da örtülerinigö¤üslerine örtsünler anlam›na gelmek-tedir. Bu düflüncemizi destekleyen di-¤er bir husus da ‹slamiyet öncesi dö-nemdeki Arap yaflam›d›r. Arap Yar›-madas›n›n iklim koflullar› bellidir. ‹s-lamiyet öncesinde yöre halk› kad›n,erkek belden yukar›s› ç›plak dolaflma

adetinde idiler. Bu adetin ‹slamiyetsonras› da devam etti¤ini cariyelerleilgili kurallardan ö¤reniyoruz.

Hanefi, fiafi, Maliki ve Hanbelimezheplerine göre, cariye kad›nlar›navret yerleri yani örtünmeleri gerekenyerleri diz ve göbek aras› k›s›mlard›r.Baflka bir deyiflle, Müslüman cariyekad›nlar belden yukar› aç›k olarak na-maz k›labilmekte, sofraya oturabil-mekte ve soka¤a ç›kabilmektedirler.Din, Müslüman bir cariye kad›n›n buflekilde dolaflmas›na cevaz vermekte-dir. ‹klim nedeniyle ‹slamiyet’e kadartüm kad›nlar›n bu flekilde dolaflmas›

toplumun al›fl›k oldu¤u bir giyimtarz› idi.

Bu tarihi gerçe¤i ve o günküArap toplumunun yaflant›s›n› gözönüne ald›¤›n›zda Nur Suresi;“kad›nlar›n vücutlar›n› makul öl-çüde örtmeleri, yani bu günkügibi medeni bir flekilde giyinerekörtünmeleri olarak yorumlan›r.”

Ancak bu flekilde düflünme-yenler türban konusunda 16-17Hadis oldu¤unu ileri sürmekte-dirler. Hz. Peygamberin sözleri

olarak ileri sürülen hadisler konusundaen önemli husus; Hz. Peygamberin ha-yatta iken hiçbir hadis yazd›rtmamas›,yazanlara engel olmas› ve yakt›rma-s›d›r.

Dört Halife zaman›nda da hiçbirhadis kaleme al›nmam›flt›r. Bunda a-maç, dinimizin tek kayna¤›n›n Kur-an › Kerim olarak kalmas› ve dinimizinsahte din adamlar› taraf›ndan çarp›t›l-mas›n› önlemektir.

Hadis Furyas›, Hz. Peygamberin

Kur-an’› Kerim’de tesettürle ilgilisurelerde bafl›n ve yüzün örtülmesine

yönelik bir ifade yoktur.

Page 44: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

84

düflmemelidir. Hepsinden önemlisibu Araplaflma sevdas›yla Devlete karfl›ç›k›l›p en büyük günah›n ifllenmesidir.Zira Kur-an › Kerim’in Nisa Suresinin59. Ayeti, “Allah’a itaat edin. Peygam-bere ve içinizden ç›kan Devlet’e itaatedin” demektedir. Gördü¤ünüz gibiKur-an › Kerim’de Allah’tan ve Pey-gamber’den sonra Devlete itaat edinizdiye bir ayet vard›r, ama Hocalara,Mezhep ‹mamlar›na, fi›hlara, Cemaatve Tarikatlar›n bafl›ndaki cambazlaraitaat edin diye bir ayet yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ça-¤›n gereklerine uygun Lâik, Demok-rat, ve Sosyal bir Hukuk Devletidir.Bu devletin düzeni, yasalar› ve yarg›

vefat›ndan 200 y›l sonra bafllad›. Hicri215 y›l›nda Buhari 700 bin hadis top-lad›¤›n› yazmaktad›r! Bir insan›n bü-tün ömrü boyunca bu kadar konuflmas›maddeten mümkün de¤ildir.

Çok kifli taraf›ndan rivayet edilenhadislerin(Mütevat›r Hadisler) say›s›17 ile 60 aras›nda de¤iflmektedir vehiçbirinde örtünme ile tek sat›r yoktur.

Bugün piyasada dolaflan binlerceuydurma hadis vard›r. Bunlar› incele-di¤inizde, esas amac›n her Müslüma-n’› Araplaflt›rma politikas›n›n bir eserioldu¤unu aç›kça göreceksiniz. Müslü-man olmak, Arap kültürüyle özdefllefl-mek de¤ildir. Hiçbir Türk genci dinad›na Türklü¤ünü unutmak tuza¤›na

H‹ÇB‹R TÜRK GENC‹ D‹N ADINA TÜRKLÜ⁄ÜNÜUNUTMAK TUZA⁄INA DÜfiMEMEL‹D‹R. DAHAÖNEML‹S‹ BU ARAPLAfiMA SEVDASIYLA DEVLE-TE KARfiI ÇIKILIP BÜYÜK GÜNAH ‹fiLENMES‹D‹R.

kararlar› uydurma hadislerle de¤ifltiri-lemez…

Bu yolu bir defa açarsan›z, yar›nkad›nlarla erkeklerin kapal› yerlerdebir arada bulunamayacaklar›, beraber-ce seyahat edemeyecekleri, k›z ve er-kek ö¤rencilerin ayr› e¤itim görmeleri,televizyonun ve bilgisayar kullanma-n›n yasak oldu¤u yönünde binlercehadisi burnunuza dayarlar.

Afganistan’da, Suudi Arabistan’-da, ‹ran’da bunlara benzer ak›l d›fl› uy-gulamalar› görebilirsiniz.

Yaz›n›n bafl›nda söyledi¤im gibi,“Kifli hak ve Özgürlükleri- E¤itim Hak-k›” gibi evrensel de¤erlere s›¤›narak,ülkemizi ça¤dafl dünyadan koparmak,

parçalamak isteyenlere karfl› çok dik-katli olmak zorunday›z. Hem demok-rasi içinde kalaca¤›z hem de demokra-sinin nimetlerinden yararlan›p, ülke-mize ‹slam Cumhuriyeti gibi ça¤d›fl›rejimi getirmek isteyenlerle mücadeleedece¤iz. ‹ktidarda bu kafada olanlarolsa da mücadelemiz devam edecektir.

‹flimiz çok mu zor? Zor olabilirama imkans›z de¤il!... •

Cumhuriyeti yaflatmak enkutsal görevimizdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK

85

Bu ay köflemizi dilimizde yer etmifl yabanc› sözcüklerinkarfl›l›klar›na ay›rd›k. Bilginizi s›nay›n.

(Fr.) Frans›zca, (‹ta.) ‹talyanca, (Yun.)Yunanca, (‹ng.) ‹ngilizce

Yan›tlar:149.sayfada

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

1

2

3

4

5

Bandrol (Fr.)a-Otsu bir bitkib-Pakavrac-fierit, etiketd-Gösteri flark›s›

Zikzak (Fr.)a-K›r›k çizgib-Gebreotuc-Pey akças›d-Zorla al›nan para

Voltaj (Fr.)a-Elektrikte gerilimb-Elektrik y›¤ma s›n›r›c-Rublenin yüzde birid-Anapara

Üterus (Fr.)a-Sömürgeb-Dölyata¤›c-Alüminyum fosfatd-Bir gezegen

Agrandisör (Fr.)a-Bir sicim türüb-‹kiçenekli bitki tak›m›c-Kürek kay›fl› çubu¤ud-Negatiften görüntübüyüten

Uskumru (Fr.)a-Gemi dümenib-Lahana yeme¤ic-Bir bal›k türüd-Asker paltosu

Banket (Fr.)a-Do¤al bak›r sülfürüb-Karayolunun çak›ldöfleli yan›c-Gevrek kild-Kargafla

Tüyo (Fr.)a-Rak› sürahisib-Kiflilik bozuklu¤uc-fiekerlemed-Gizlice verilen ipucu

Centilmen (‹ng.)a-Serserib-Kopukc-Kabaday›d-Çok efendi

Çetele (Yun.)a-Zincir düzenib-Dinsel törenc-Oyularak, çizilerekaç›lan kertikd-Çin dövüflü

Daktilotekni (Fr.)a-At arabas›b-Parmak izi belirlemeyöntemic-Yaz› tak›m›d-Mürekkepli flerit

Dalavere (‹ta.)a-Hile, düzenb-Nakaratc-Kesilmifl yaz›d-Bir element

fiambriyel (Fr.)a-‹ç lâstikb-Parlak k⤛tc-Esnek örgüd-Kal›n tahta

Saka (Yun.)a-Direnci az olanb-Bir kufl türüc-G›rtlak yang›s›d-Kurtçuk

Iskala (‹ta.)a-fians oyunub-Ayakkab› boyanan yerc-Efl türden seslerkümesid-Bir bitki türü

Haz›rlayan: Saniye ÖZDEN

Page 45: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

86

Bafllang›çta öncelikle kad›n sorununu üzerinde duraraközgürlük, cinsellik gibi konulara cesaretli yaklafl›m›yladikkat çekmiflti. Toplumsal-siyasal sorunlar›n gündemdeçok genifl biçimde yer ald›¤› 12 Mart öncesinde, SevgiSoysal da baflka meslektafllar› gibi yap›tlar›nda bu so-runlar› konu edindi. Yazd›klar› yüzünden hüküm giydi.“Y›ld›r›m Bölge Kad›nlar Ko¤uflu” kitab›, onun darbedöneminde cezaevindeki gözlemlerini yans›t›r. “Yeni-flehir’de Bir Ö¤le Vakti” roman›n› cezaevinde kalemealm›flt›, “fiafak” roman›n›n kayna¤› da sürgün gönde-rildi¤i Adana’daki yaflam›d›r.

BÜYÜKYAPITLARIMIZKonur Ertop

Romanc›n›n Gözüyle 1970’lerin Türkiyesi:

Gün ortas›nda,Ankara’n›norta yerinde...

1960 sonras›nda toplumsal ve siyasalyaflant›m›zda görülen geliflmeleredebiyat›m›z› da besledi.Sevgi Soysal bu ortamda bask›larakarfl› ç›kan, toplumcu düflüncedo¤rultusunda savafl›m veren bir yazard›.

Y

BD KASIM 2010

87

“Yeniflehir’de Bir Ö¤le Vakti”roman›nda, 1970’ler Ankara’s›n-dan kiflilikler, yaflant›lar sergilenir.Romanc› bizi anlat›lan yerde,belirtilen zamanda olup bitenlerinbirkaç gün öncesinden birkaç ony›l öncesine do¤ru da götürür.Gerektikçe Baflkent’in farkl› semt-lerini, oralardaki yaflamlar› konuedinmifltir.

Yap›t, 1970’lerde bir ö¤le vak-ti, Ankara’n›n Yeniflehir semtindeonbefl kadar roman kiflisinin yerald›¤› görüntüler üzerine kurul-mufltur.

Bir apartman›n bahçesindesallan›p duran yafll› bir kavak a¤a-c› neredeyse y›k›lacakt›r. ‹tfaiyearac› gelmifl, a¤ac› tehlikesizcedevirme¤e çal›flmaktad›r. Çevre-de birikmifl merakl› kalabal›¤›naras›na birer ikifler kar›flan romankiflilerinin yaflamlar›n› konu edi-nen, kifliliklerini tan›tan, birbirle-riyle uzak-yak›n iliflkilerini aç›k-layan öykücükler birbirini izler.

Ancak as›l kahraman, romana ad›-n› vermifl Yeniflehir, daha genifl birçerçeve olarak da Baflkent’in kendisi-dir.

Yazar bu çevrenin 1970’lerdekiyaflam biçimine, al›flkanl›klara, do¤upbatan modalara tan›kl›k eder. Kentinde¤iflen yüzü türlü ayr›nt›lar›yla gös-terilir: K›z›lay semtinin “en civcivli”u¤rak yeri, “Piknik” ad›n› tafl›yan do-yumevidir. Çevredeki ma¤azalardanmal almak, belli bir sayg›nl›k ölçütünedönüflmüfltür. K›z›lay geliflirken kentineski merkezi Ulus, gündemden düfl-

müfltür. Özentili giyim kuflam moda-lar›yla kiflilikler, gelir düzeyini gös-terecek belirtiler ortadan silinmifltir:“Art›k Samanpazar›’nda bile, düflükkalite de olsa böyle orijinal fleyler giy-me¤e merakl› delikanl›lar türemiflti”Marka düflkünlü¤ü yüzünden, her s›n›finsan, K›z›lay’daki ma¤azalardan malalmaya can atar.

Ayaküstü at›flt›rarak karn›n› doyur-man›n o dönemdeki masum ilk ad›m-lar›n› sandviç ve tost düflkünlü¤ü olufl-turmufltur: “Sandviç yemek kendi ba-fl›na bir de¤ifliklik, yenilikti çoklar›n-ca.”, “Ans›z›n, bütün kente yay›ld›

As›l kahraman,romana ad›n›vermifl Yeniflehir,daha genifl birçerçeve olarak daBaflkent’inkendisidir.

Page 46: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

sandviççiler. K›z›lay’daki, Yenifle-hir’deki, baflka ifle yaramayacak bütündükkân boflluklar›, apartman dehlizleri,kömürlük art›klar› sandviççi oldu.”

Yenileflen yaflama biçimi yeni a-l›flanl›klar yarat›rken cin fikirliler kö-fleyi dönmek için olanaklardan yarar-lanmay› baflarm›flt›r.

Örne¤in çocuklu¤unda Amerikal›-lara paskalya yumurtas› satmaya koyu-lan Güngör, böyle ad›m ad›m ifli iler-letmeyi becerenlerdendir:

“Daha Kavakl›dere semti flimdikigibi geliflmemiflken ve ilk Amerikl›larAnkara’ya sökün etmemiflken, dahakimseler bunlar›n ne kadar kalacakla-r›n›, ne getireceklerini bile bilmezken,bu yenilikten kendince bir ç›kar sa¤-lamay› bilmifl ve iflte o zamanlar Ko-catepe’de oturan Amerikal›lara paskal-ya yumurtas› boyay›p satmay› ak›l e-tmiflti.”

Güngör, Amerikal›lardan sa¤lad›-

¤› eflyay› -halk›n ya-banc› hayranl›¤›ndanyararlanarak- pazarla-maya bafllar: “Meflruti-yet’in köflesine ilk Ame-rikan pazarlar›ndan bi-rini açt›. (...) Sonunda,Çankaya tepesindeki,sadece Avrupa mal› efl-ya satan dükkân› açt›.”Ekonomi dar bo¤az-dayken yurtd›fl›ndakipazarlardan al›flveriflneredeyse olanaks›z-d›r. “Permi” denilenmal getirme yetkisi ko-layca elden ele geç-

mekteydi: “Baz› tüccarlardan sat›nald›¤› “çeyiz permisiyle” Avrupa’dangetirtti¤i ev eflyalar›n› sat›yordu. (...)Baz› ticaret adamlar›, baz› milletvekil-leri k›zlar›n› evlendirecekleri gerekçe-siyle maliyeden çeyiz permisi al›yor-lard›. Bu permiyi de Güngör onlardandevral›yordu.”

Köfleyi dönmekte roman›n bütünkahramanlar› Güngör kadar flansl› ola-mam›flt›r. Örne¤in “Tezkan” ma¤aza-s›nda tezgâhtar Ahmet, gecekondudaoturmaktad›r ama giyimkuflam›ylasayg›nl›k kazanmaya çal›fl›r: “Tezkanma¤azas›ndan ald›¤› ayl›¤›n büyükbir k›sm›n› bofluna m› ‘Amado’ ma¤a-zas›na yat›r›yordu.” (...) Ahmet içinUlus’an al›nm›fl bir mal›n hiç bir de-¤eri yoktur. Ald›¤› her fley için ‘K›z›-lay’dan al›nd›’ cümlesini eklemek is-terdi daha çocukken.”

Ahmet, ö¤le tatillerinde Spor-To-to’da çal›flan sevgilisi fiükran’la Bü-yük Ma¤aza’n›n bodrumunda kaça-

Yenileflen yaflama biçimiyeni al›flanl›klar yarat›rkencin fikirliler köfleyi dönmekiçin olanaklardan yarar-lanmay› baflarm›flt›r.

88

A

BD KASIM 2010

89

mak aflk saatleri yaflamaya çal›fl›r.fiükran’›n, arkadafl› ö¤retmen Günse-li’den dinledikleri, “Öteki Türkiye”-nin gerçeklerini gözler önüne serer.

Günseli görev yapt›¤› köyde onahep uzak durduklar›n›, kendisini ya-banc› sayd›klar›n› anlat›r. Köydekiinsan iliflkileri so¤uk, yabans›d›r:

“Bir dü¤ünler olurdu, diye anlat-m›flt› Günseli, cenaze gibi. Kimsenina¤z›n› b›çak açmazm›fl. Ne çalg›, neflark›, ölü tafl›r gibi tafl›rlarm›fl gelinidamad›n evine. Köyün birinde, taflk›n-l›k edeni, fazlaca gülüvereni cezalan-d›r›rlarm›fl hemen.”

Köydeki Döndü k›z›n serüveniDo¤uda ortaça¤ karanl›¤›n›n sürüpgitti¤ini gösterir: “A¤abeyi Döndü’yüsamanl›kta yakalam›fl. Hem de kay-n›yla. (...) K›z› köy meydan›nda, köy-cek tafllad›lar. Öyle heyet karar›yla.”Yeniflehir’de y›k›lmak üzere olan ka-va¤›n karfl›s›nda bir araya gelmifl kifli-ler aras›nda okumufl-yazm›fl, seçkinkimseler, varl›kl› insanlar yok de¤il-dir. Romanc› onlar›n kofluklar›n›, ek-sik yanlar›n› göstermekten geri kalmaz.

Örne¤in emekli ö¤retmen HaticeUzgören kendisine sayg› gösterilme-sini bekler. Çevresindekilerin davra-n›fllar›n› a¤›r bir dille elefltirir: “‹fltehep bu, yolda adama çarp›p özür biledilemeden geçip gidiverenler, bu dol-muflta cigara içenler, büyüklerin karfl›-s›nda bacak bacak üstüne atanlar, ulu-orta yerde elele yürüyüp fuhufl yapan-lar, gâvur o¤lanlar› gibi saç uzat›p ha-mal gibi b›y›k b›rakanlar, yüksek ses-le kahkaha atanlar, her yanlar›n› göste-ren dar pantolon giyenler, sonra boyun

damarlar›n› fliflire fliflire, iyi, do¤ru,adam gibi ne varsa hepsinin aleyhineileri geri konuflanlar, iflte hep bu ken-dileri bafl›bozuk olduklar› için her bifleyin bafl›n› sonunu bozma¤a kalkan,sözde gençlerdi bütün s›k›nt›lar›n bafl›ve sonu. (...) Soka¤a ç›k›lmaz olduart›k. Her yerde haks›zl›k. Her yerdeedepsizlik. (...) ‘Ankara caddelerindep›rt›l insan görünmezdi bir zamanlar’dedi kendi kendine, düzen vard› eski-den, otorite vard›, asayifl vard›.”

Ancak al›flverifl yapt›¤› ma¤azadaonun da elefltirdi¤i insanlardan fark›olmad›¤› görülür: “Ans›z›n uzatt› elini.Say›s›n› bilmedi¤i, ama bir düzineyeyak›n oldu¤unu tahmin etti¤i çay ka-fl›klar›n› avuçlay›p mantosunun cebineat›verdi. Çabuk ad›mlarla uzaklaflt›oradan”

Selanik eflraf›ndan mirasyedi Ne-cip Bey yar›m yamalak Frans›z e¤itimialm›flt›r. Toplumsal geliflmeleri kafa-s›ndaki haz›r kal›plara göre yarg›lar:“Liberal bir adamd› Necip Bey, öylesayard› kendisini, her sabah ‹sviçregazetesi okumay› ihmal etmezdi. Ko-münizmin ne oldu¤unu bildi¤ini iddiaederdi. Bu, modas› geçmifl bir amelediniydi, bir zamanlar Avrupa’da f›rt›-nalar koparm›flt› ama, Avrupal›lar ge-reken tedbirleri alm›fllar, açgözlü a-meleyi doyurarak haset beyinlerinidogmatizmin karanl›¤›ndan kurtarm›fl-lard›. fiimdi da baz› fl›mar›k gençleryeniden bu moday› keflfetmifllerdi,ama önemi yoktu bunun, sonunda ba-balar›n›n paralar› kendilerine kal›nca,ya da çal›flmaya bafllad›klar›nda bugençlik ç›lg›nl›¤›ndan kurtulacaklard›

Page 47: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Salih Bey, “genifl bo-yutlu, ba¤lant› ve çelifl-kileri kavray›c›, topar-lay›c› düflünmeyi” ö¤-renememifltir: “Kitapokumak, tiyatroya git-mek gibi al›flkanl›klar›da yoktu. (...) Bir vekilk›z›yla evlenmiflti, ka-r›s›na babas›ndan kalanmiras›n da yard›m›ylamali durumu da, en a-z›ndan sosyal mevkiikadar sa¤lamd›.” Buailenin k›z› üniversiteö¤rencisi Olcay, “s›k›n-t›l›, sevgisiz” bir ço-cukluk yaflam›flt›r. Ol-cay’›n a¤abeyi Fran-sa’daki ö¤renimini ya-r›m b›rak›p geri dön-

müfltür. Halktan kopuk bir ayd›nd›r.Do¤an›n arkadafl›, Olcay’›n sevgilisiAli ise, gecekonduda oturan bir iflçiçocu¤udur. Sevgi Soysal olumlu tipolarak yaln›zca onu gösterir. Çürü-müfl kavak, roman›n son sayfas›ndakap›c› Mevlut’un üzerine devrilerekölmesine neden olur. Böylece upuzunbir dönem, sözde kapanm›flt›r...

Sevgi Soysal’›n “Yeniflehir’de BirÖ¤le Vakti” roman›, k›rk y›l öncekiTürkiye’nin bir görünümünü vermek-tedir. O dönemden bugüne yaflanantoplumsal yozlaflman›n kökleri bu an-lat›lanlardad›r. Bugün olup bitenlereduyars›z kalmayanlar, Soysal’›n gör-dü¤ü gibi günümüzü do¤ru bir biçim-de görüp de¤erlendirenler, gelece¤ikurmakta onlar baflar›l› olacakt›r. •

[email protected]

BD KASIM 2010

90

mutlaka.” Bahçesindeki kava¤›n y›k›l-mak üzere oldu¤u apartman›n sahibiMevhibe Han›m, Atatürk dönemindebakanl›k yapm›fl bir politikac›n›n k›-z›d›r. “Cumhuriyet k›z›” olmakla övü-nür. Cumhuriyetin de¤erlerine sahipç›kt›¤› kabul edilen partinin kad›n kol-lar›nda çal›fl›r, bu kollara ba¤l› bir yar-d›m derne¤inin yöneticisidir. Ancakhalka yaklafl›m›nda ne kadar ça¤d›fl›kald›¤› görülür: “Halk dedi¤in çocukgibidir, derdi. Sana güvenecekler, se-nin onlar› kollad›¤›n› bilecekler. Amaonlar› disiplin alt›nda tutmaz, pençenigevfletirsen de ne yapacaklar›n› flafl›-r›rlar.”

Mevhibe Han›m, ceza hukuku pro-fesörü Salih Bey’le evlidir. Samanpa-zar›’nda yoksul bir çevreden yetiflmifl

Bahçesindeki kava¤›ny›k›lmak üzere oldu¤uapartman›n sahibiMevhibe Han›m, Atatürkdöneminde bakanl›kyapm›fl birpolitikac›n›nk›z›d›r.

91

1-Roma ‹mparatorlu¤u'-nun baflkenti hangi tarihte‹stanbul'a tafl›nm›flt›r?a-MS 529 b-MS 43c-MS 180 d-MS 330

2-Fransa ve ‹spanya'dabölgesel dil kabul edilenhangisidir?a-Esperanto b-Baskçac-Bretonca d-‹branice

3-Bir ulusun kuruluflunuya da ba¤›ms›zl›¤›n›anlatan öykü türüne nedenir?a-Destan b-Hicivc-Fantezi d-Bilim kurgu

4-Modernmakroekonominintemellerini kim atm›flt›r?a-Friedman b-Lucasc-Keynes d-Marx

5-“Blow Up” ve “Yolcu”filmlerinin yönetmenikimdir?a-Ingmar Bergmanb-MichalengeloAntonionic-Bernardo Bertoluccid-Frank Capra

6-Seul'de 1988 y›l›ndakaç›nc› Olimpiyatlaryap›lm›flt›r?a-21. b-22.c-23. d-24.

7-Galya Seferleri'ndebaflar› kazanan Romal›asker kimdir?a-Octavianus Augustusb-Julius Caesarc-Büyük Constantinusd-Marcus Antonius

8-ABD Anayasas›'ndatam pratik ifadesini bulankavram nedir?a-Güçlerin ayr›lmas›b-Meflrulukc-Otorited-Özellefltirme

9-Johann SebastianBach'›n do¤um yerineresidir?a-Almanya/Eiseachb-Macaristan/Marec-Almanya/Hamburgd-Bratislava/Rohraw

10-Çiftçilere devletkredisi veren ilkhükümdar kimdir?a-Yavuz Sultan Selimb-fiah ‹smailc-Marcus Cocceliusd-Ramses

11-“Spagetti Western”türü filmlerle ün kazananerkek oyuncu kimdir?a-Henry Fondab-Clint Eastwoodc-Errol Flynnd-Clark Gable

12-Birinci Dünya Savafl›hangi y›llarda olmufltur?a-1913-1917b-1914-1918c-1915-1919d-1916-1920

13-Yunan filozofuHeraklitus'un ünlü eserihangisidir?a-Tanr› fiehrib-Etikc-Metod üzerine Söyleflid-Tabiat Üzerine

14-Beynin anlamasürecini hangi biliminceler?a-Fizyolojik psikolojib-Geliflim psikolojisic-Klinik psikolojid-Mesleki psikoloji

15-Do¤ada herfleyincanl› oldu¤una inanan dinhangisidir?a-K›z›lderili dinib-Budizmc-Hinduizmd-Hristiyanl›k

16-Tohumlar› sertkabuk içerisinde bulunanyemifllerin genel ad›nedir?a-Ya¤ bitkilerib-Baklagillerc-Kabuklu yemifllerd-Yem bitkileri

17-Gerçekleri sübjektifve göreli kabul edenfelsefi görüfl hangisidir?a-Pozitivizmb-Fenomenolojic-Etnometodolojiç-‹fllevselcilik

18-‹lkokullara zorunlukat›l›m ilk kez 18.yüzy›ldahangi ülkede olmufltur?a-Fransa b-Hollandac-Prusya d-‹zlanda

Yan›tlar: 149. sayfada

Haz›rlayan: B‹RSEN ERKUTUN

Page 48: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

92

Naziler kürsülere, balkonlara ç›k›p,-Hitler gibi- histerik biçimde ba¤›rarakkonuflman›n, e¤itimsiz halk kitlelerinietkiledi¤ini biliyorlard›.

Goebbels 18 A¤ustos 1933’te, birradyo sergisinin aç›l›fl›nda yapt›¤› ko-

nuflmada, Alman radyosunun yay›nla-r›nda “olmas› gereken yön” konusun-da düflüncelerini aç›kl›yordu. Goeb-bels’in verdi¤i müjdeye göre, ortalamagelir düzeyindeki her vatandafl, yak›n-da ucuz bir “Volksempfanger-halk

HALKIKANDIRMAK ‹Ç‹N“BÜYÜK YALAN”

TEKN‹⁄‹

KÖfiEDENBUCAKTANMehmet Muhsino¤lu

Radyo ve gazeteler üzerinde totaliter bir bask›kuran Hitler’in propaganda bakan› Dr. Paul JosephGoebbels, Nazilerin halk› kand›rmak içinbaflvurdu¤u “Büyük Yalan” tekni¤ini, çok baflar›l›biçimde uyguluyordu. Bu teknik, “E¤er bir yalanyeteri kadar cüretkârsa ve yeterince tekrarlan›rsa,kitleler kolayca inan›r” temel ilkesine dayan›yordu.Joseph GoebbelsJoseph Goebbels

BD KASIM 2010

radyosu” sahibi olabilecekti.Hitler ve adamlar› böylece tek ta-

rafl›, yalana dayal› “beyin y›kama”hedefine ulaflacaklard›!

***Bu arada Goebbels, “Bir Hatip O-larak Führer” bafll›kl› yaz›s›nda flu gö-rüflü savunuyordu:

“Esas olarak iki tür hatip vard›r.Biri ak›l yürütür, di¤eri yürekten konu-flur. Onlar böylece iki farkl› tür halkaulafl›rlar. Bir grup neden ve gerekçe-lerle anlarken, di¤erleri yürekleriylekavrar. Neden ve gerekçelere yönelenhatipler, genellikle parlamentolardabulunurlar. Yürekle-riyle konuflan hatip-ler ise, do¤rudan hal-ka seslenirler.”

Dr. Paul JosephGoebbels, 1933-19-45 döneminde Nazirejiminin propagan-da bakan› olarak gö-rev yapt›. Alman dik-tatörü Adolf Hitler’-in yak›n yard›mc›s› ve sad›k hayra-n›yd›. Ateflli bir hatip ve Yahudi aleyh-tar› olarak tan›n›yordu. Yahudilerinve kurumlar›n›n sald›r›ya u¤rad›¤› 19-38 “Kristallnacht Katliam›”n›n planla-y›c›lar›ndan biri oldu¤u biliniyor.

Tarihçiler bu sald›r›n›n, Yahudisoyk›r›m›yla sonuçlanan sistematikuygulaman›n bafllang›c› oldu¤u görü-flünü savunuyor.

29 Ekim 1897’de Prusya’da do¤anGoebbels, 1921’de Heidelberg Üni-versitesi’nde e¤itimini felsefe doktoruolarak tamamlad›. Doktora tezini “18’-inci yüzy›lda romantik drama” konu-

sunda yazm›flt›.Üniversiteden sonra gazeteci ve

bir dönem bankada memur, borsa gö-revlisi olarak çal›flt›. Roman ve oyunyazarl›¤›n› denedi, ancak “eserleri”yay›nevleri taraf›ndan geri çevrildi.

Frans›zlar›n 1923’de Ruhr bölge-sini iflgali s›ras›nda Nazi Partisiyle ilifl-ki kuran Goebbels, 1924 y›l›nda üyeoldu¤u partinin Berlin bölge baflkanl›-¤›na getirildi. Propaganda konusundasahip oldu¤u yetene¤i, bu görevi s›ra-s›nda tam anlam›yla kan›tlad›.

Yerel sosyalist ve komünistlerekarfl› giriflti¤i mücadelede, Nazilerden

“Esas olarak iki tür hatip var-d›r. Biri ak›l yürütür, di¤eri yü-rekten konuflur. Onlar böyle-ce iki farkl› tür halka ulafl›rlar.Bir grup neden ve gerekçelerleanlarken, di¤erleri yürekleriylekavrar.

Goebbels bir propagandakonuflmas› yaparken

Page 49: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

94

“gerekli” belgeleri sa¤lam›fl ve “kahve-rengi gömlekliler”den oluflan parami-liter SA örgütünün deste¤ini kazan-m›flt›.

1928 y›l›na gelindi¤inde, parti ka-demelerinde h›zla yükseliyor ve enseçkin üyeler aras›nda yer al›yordu.

***1933’te Hitler ve Nazi Partisiylebirlikte iktidara gelen Dr. Goebbels,propaganda bakanl›¤›na atand›¤›nda,ilk “icraat” olarak Naziler’in karfl› ç›k-t›¤› tüm kitaplar› yakt›rd›, daha sonraYahudilere karfl› sald›r›lar› organizeederek 1933 boykotunu bafllatt›, tümAlmanya’da sinagoglar›n yak›lmas›ve yüzlerce Yahudi’nin öldürülmesieylemlerine yeflil ›fl›k yakt›.

Goebbels, kulland›¤› propagandateknikleriyle Alman halk›n›, büyükbir sald›r› savafl›na psikolojik olarakhaz›rlam›flt›.

Ülkede bulunan Polonyal›, Yahudive Frans›z gibi etnik gruplar› ve az›n-l›klar› boy hedefi olarak kullanm›fl,Almanya’n›n bunlara karfl› giriflti¤imücadelenin “meflru savunma” oldu-¤unu öne sürmüfltü.

Goebbels, II. Dünya Savafl› s›ras›n-da di¤er Nazi liderleri aras›nda kifliselgücünü giderek art›rm›fl, 1943 sonun-da savafl›n gidiflat› mihver devletlerialeyhine dönmeye bafllad›¤›nda bile,propagandaya h›z vererek, Alman hal-k›n›n “topyekün savafl ve seferberlik”fikrini benimsemesi için psikolojikbask› yöntemi uygulam›flt›.

Goebbels’e göre “‹ki bin y›ll›k Ba-t› tarihi tehlikede” idi �ve Almanya’n›nyok olmas›yla sonuçlanacak olan budurumun suçlular› ise, Yahudilerdi.

II. Dünya Savafl› içinde bulan Al-manya, savafl›n aleyhine sonuçlanmaküzere oldu¤u günlerde bile, “Goebbelspropagandas›”n›n etkisiyle, savafl›n“Almanya zaferi”yle noktalanaca¤›n›san›yor, dünyan›n alaca¤› yeni durumhakk›nda ‘kehanette’ bulunan” Goeb-bels’e inanmay› sürdürüyordu.

***Kaç›n›lmaz sonuçla burun burunagelindi¤inde ise, bir dönemin ma¤rurGoebbels’i, “23 Nisan konuflmas›”ndaBerlin halk›na bu kez yalvar›yordu:

“Sizleri kentiniz için dövüflmeyeça¤›r›yorum. Eflleriniz, çocuklar›n›z,ebeveynleriniz u¤runa, sahip oldu¤u-nuz herfleyle dövüflün. Silahlar›n›z her-fleyi, sevdiklerimizi ve bizden sonragelecek olan kuflaklar› savunacakt›r.Onurlu ve cesur olun!”

30 Nisan’da Sovyet askerleri Hit-ler’in yeralt› s›¤›na¤›na do¤ru ilerler-ken, ma¤lup diktatör vasiyetini yazd›-r›yordu.

Sonuna kadar Hitler’in yan›ndakalan Goebbels, 1 May›s 1945’te 47yafl›nda, Berlin’de 6 çocu¤unu öldür-dükten sonra, efli Magda ile birlikteintihar ediyordu. •���[email protected]

Goebbels ailesiile birlikte

95

TIP DÜNYASINDAN KISA KISAProf. Dr. Yürük ‹yriboz

Bel a¤r›s› ve kuflakBel a¤r›s›n› önlemek içinbelin sar›lmas› incinmeyiönlemez. Bel civar›ndakikaslar› zay›flat›pbel a¤r›lar›n›ns›klaflmas›naneden olur.

Sigaran›n tafl›d›¤› say›s›ztoksik maddenin yan›s›ra,zararl› bir çok mikroptafl›d›¤› da saptanm›flt›r.Bu madde ve mikroplarsigara duman› ile çevredebulunanlara da bulafl›r.

Sigaradaki mikroplar

Günde bir tatl› kafl›¤›ndanfazla (5 gr.) tuz yemektansiyonu yükseltir;inme ve kalp hastal›¤›riskini çok art›r›r. Günlüktuz ihtiyac›n› yedi¤imizmeyve, sebze ve etlerde do¤alolarak bulunan tuz pekala karfl›lar. Tuz yemek bir al›flkanl›kt›r. Bir ay hiç tuz kullan›lmazsa bu al›flkanl›k kaybolur.

TUZ

‹nsanlar genellikle 4 saatte bir ac›k›rlar. Ö¤leyeme¤ini daha erkene al›p3-4 saat sonra birfleyler at›flt›rmak akflamyeme¤indeki açl›kduygusunu bast›r›r vedaha az yemenizi sa¤lar

At›flt›rmak

Dis eti iltihabi tek bafl›na kalp da-marlar›n›n kireçlenmesine ve t›kan-mas›na nedenolup�ve fleker hastal›-¤›na yol açabilir.�

Difl eti iltihab›Burnu temizlemekiçin kuvvetle süm-kürmek iltihab›sinüslere iter.Buruna tuzlu suçekmek solunumyollar›n› açar venefes almay›kolaylaflt›r›r.

Günde bir iki fincan kahve bronfllar›açar, nefes almay› kolaylaflt›r›r.‹ki buçukfincan kahvedeki kafein, 5 bardak çayve iki kola fliflesindeki kafeine eflittir.

KAHVE

Page 50: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

er fley asl›nda tescilli bir Atatürkdüflman› olan Mevlanzade R›-

fat’›n bafl›n›n alt›ndan ç›km›flt›r. 1929y›l›nda kaleme ald›¤› Türkiye ‹nk›la-b›’n›n ‹ç Yüzü adl› kitab›nda, “VI.Mehmet Vahdettin Han, Anadolu’daMilli bir kuvvet haz›rlamay› düflünmüflve bu kuvveti meydana getirmek için

7Atatürk’ünSamsun’a ç›k›fl›ve Vahdettin

VahdettinDosyası

SAKLI TAR‹HSinan Meydan

Kurtulufl Savafl›’n›n büyük onurunu Atatürk’e lay›kgörmeyen flaflk›nlar, 1929 y›l›ndan beri tarihi “e¤ipbükerek”, belgeleri çarp›tarak ve beyinleri y›kayarak“Kurtulufl Savafl›’n› Vahdettin’in bafllatt›¤›n›” iddiaetmifllerdir.

yak›n›nda bulunanlar›n telkini ile ya-verlerinden Mustafa Kemal Pafla’y›genifl bir yetki ve özel bir talimatla ga-lip devletlerin ‹stanbul’da bulunan tem-silcilerinin bilgisi d›fl›nda gizlice Ana-dolu’ya göndermifltir.” demifltir.[1] Turgut Özakman’›n hakl› olarak“yalan, yanl›fl ve martaval y›¤›n›” o-

96

BD KASIM 2010

97

larak adland›rd›¤› bu kitab› kaynakolarak kullanan Necip Faz›l, KadirM›s›ro¤lu, Nihal Ats›z, Hasan Hüse-yin Ceylan, Vehbi Vakkaso¤lu gibiVahdettinci yazarlar, Türk toplumu-nun gözünün içine baka baka yalansöylemifllerdir. Tarihi yeniden yazan Vahdettinciyazarlar, “Kurtulufl Savafl›’n› Vahdet-tin bafllatt›” diyebilmek için Vahdet-tin’in sözüm ona gizli bir plan› oldu-¤unu ileri sürmüfllerdir. K. M›s›ro¤lubu plan› flöyle aç›klam›flt›r: “‹stanbulve Ankara iki has›m (düflman) pozun-da, karfl› karfl›ya olacakt›r. Bu oyundüflmana karfl› Anadolu ile el ele,bir siyasi komplo, bir ince politikaolarak bafllat›lm›fl, Padiflah ve ‹stan-bul Hükümeti, bu oyunu büyük birciddiyet ve teatral bir kudretle oyna-m›fllard›r.” [2]

M›s›ro¤lu’nun bu iddias›na TurgutÖzkman flu soruyla karfl›l›k vermifl-tir: “Ama o fetvalar, o isyanlar, oAnzavur, o milliyetçileri tepelemekiçin ‹ngilizlere türlü türlü önerilerdebulunmalar, bunlarla ilgili binlercebelge, tan›k, Vahdettin’in kendi iti-raflar› filan nedir? E¤er bu oyunsabuna olsa olsa Kanl› Nigar oyunudenilebilir.”[3]

Mevlanzade R›fat, K. M›s›ro¤lu,H. Hüseyin Ceylan, N. Faz›l K›sakü-rek gibi Vahdettinci yazarlara göre Padiflah Vahdettin, Kurtulufl Sava-fl›’n› bafllatmas› için “göstermelik”bir görevle ve genifl yetkilerle Musta-

fa Kemal Atatürk’ü Anadolu’ya gön-dermifltir. Bu Vahdettinci yazarlar›n,hiçbir somut belgeye dayanmadan, üs-telik de Padiflah Vahdettin’in, DamatFerit ve ‹ngilizlerle birlikte Milli hare-keti yok etmek için yap›p ettikleri or-tadayken böyle bir tez ileri sürebilme-leri cidden “komik” bir durumdur. ‹fl-te bu komikli¤in fark›nda olan bu Vah-dettinci yazarlar, söz konusu “güdük”tezlerini kan›tlamak için birtak›m ta-n›kl›klara, an›lara dayanm›fllard›r.

Bu tan›klar flunlard›r: Mütarekedönemi polislerinden Radi Azmi Ye-¤en, Fevzi Çakmak’›n efli F›tnat Çak-mak, Erzurum Kongresi Sivas Delege-si Fazlullah Moran, Atatürk’ün silaharkadafllar›ndan Refet Bele, Abdüla-ziz’in torunlar›ndan fiehzade Mahmutfievket Efendi, Çankaya Köflkü gar-sonlar›ndan Cemal Granda. Ayr›caNihal Ats›z ve Necip Faz›l’›n “ötedenberiden duyduklar›n›” iddia ettikleri

Vahdettinci yazarlara göre KurtuluflSavafl›’n› bafllatmas› için Padiflah Vahdettin”göstermelik bir görevle Mustafa KemalAtatürk’ü Anadolu’ya göndermifltir.

Page 51: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

98

bir tak›m dedikodular... Bu an›lar› tektek analiz eden Turgut Özakman, birk›sm›n›n uydurma, bir k›sm›n›n çarp›t-ma, bir k›sm›n›n da mant›k hatalar›yladolu yak›flt›rmalardan ibaret oldu¤unubütün delilleriyle gözler önüne ser-mifltir.[4]

fiimdi bu “komik” ve “güdük” ya-lan› deflifre edelim. “Vahdettin, Kurtulufl Savafl›’n› bafl-latmak için Mustafa Kemal’i Anado-lu’ya gönderdi!” diyen Vahdettinci ya-zarlar› yine bizzat Vahdettin yalanla-

m›flt›r. fiöyle ki, Vahdettin, 1923’teMekke’de yay›nlad›¤› beyannamedeAtatürk’ü, Kurtulufl Savafl›’n› bafllat-mas› için seçerek Anadolu’ya gönder-medi¤ini, “Mustafa Kemal’i Anado-lu’ya gönderen kabineye uydum” di-yerek itiraf etmifltir.[5]

Ayr›ca Vahdettin’e çok yak›n olanBaflkatip Ali Fuat Bey de an›lar›ndaVahdettin’in Kurtulufl Savafl›’n› plan-lad›¤›na yönelik en ufak bir bilgi k›-r›nt›s›na bile yer vermemifltir.[6]

An›lar›nda Vahdettin’le ilgili çokküçük ayr›nt›lara bile yer veren Ali

Fuat Bey’in böyle önemli bir noktay›kaç›rmas› imkans›zd›r. Son zamanlarda “resmi tarih elefl-tirisi” ad› alt›nda baz› tarihçiler ve ya-zarlar yeniden bu “güdük tezi” dillen-dirmeye bafllam›fllard›r. Örne¤in Mu-rat Bardakç›, Vahdettin’i anlatt›¤› “fiah-baba” adl› kitab›nda “Atatürk’ü, Vah-dettin’in Anadolu’ya gönderdi¤ini”kan›tlamak için birçok belge yay›nla-m›flt›r. Bardakç›’n›n “yeni bir fley kefl-fetmifl gibi” davranmas› çok anlams›z-d›r; çünkü Atatürk’ü, Vahdettin’inAnadolu’ya gönderdi¤i zaten bilinenbir gerçektir. Bu gerçe¤i 1926 y›l›ndabizzat Atatürk, Falih R›fk› Atay’a a-ç›klam›flt›r. Atatürk, Damat Ferit Hükümeti’-nin, Padiflah Vahdettin’in ve ‹ngilizle-rin bilgisi dahilinde hatta “‹ngiliz vi-zesiyle” Anadolu’ya geçmifltir. Evet!Atatürk’ü Padiflah Vahdettin Anadolu’-ya göndermifltir! Burada kilit soru flu-dur? Peki ama niye göndermifltir? GitKurtulufl Savafl›’n› bafllat, düflmanlasavafl diye mi? Yoksa git, bölgedekikar›fl›kl›klar› önle, asayifli sa¤la diyemi?

Cevap bulunmas› gereken soru“Atatürk’ü kim gönderdi?” sorusu de-¤il, “Atatürk niye gönderildi?” sorusu-dur Vahdettin, Atatürk’ün Anadolu’yagönderilmesindeki son halkad›r. Herfley ‹ngilizlerin iste¤iyle bafllam›flt›r.Atatürk, kabinedeki ve genelkurmay-daki nüfuzlu arkadafllar›n› devreye so-karak atamas›n› yapt›rm›fl, yetkilerinigeniflletmifl, Damat Ferit’i ikna ederekve stratejik hamlelerle ‹ngilizleri “uyu-

“Vahdettin, KurtuluflSavafl›’n› bafllatmakiçin Mustafa Kemal’iAnadolu’ya gönderdi!”diyen Vahdettinci ya-zarlar› yine bizzatVahdettin yalanla-m›flt›r.

BD KASIM 2010

99

tarak”, Anadolu’ya geçmeyi baflarm›fl-t›r. Vahdettin, sonradan bizzat itirafetti¤i gibi, hükümetin yapt›¤› atamay›sadece onaylam›flt›r; hepsi bu! fiimdi bütün bu süreci ad›m ad›mizleyelim:

Mondros Ateflkes Antlaflmas›’n›n7. Maddesi’ne göre, “Kar›fl›kl›k ç›kanyerler ‹tilaf devletleri taraf›ndan iflgaledilecektir”. Bu maddeye dayanarakAnadolu’da birçok yeri iflgal eden ‹ti-laf devletleri, “kar›fl›kl›k ç›kmamas›”konusunda birçok kere a¤›r bir dillehükümeti uyarm›flt›r. ‹ngilizlerin emperyalist emelleriaç›s›ndan Karadeniz bölgesi ve Kaf-kaslar çok önemlidir; çünkü Kafkas-lardaki do¤al kaynaklar› ve Hindistanticaret yolunu kontrol etmenin biricikyolu bu bölgeyi kontrol etmektir. Kaf-kaslara ve Güney Asya’ya aç›lan birkoridor durumundaki Karadeniz böl-gesi ve Karadeniz limanlar› ‹ngilizleriçok fazla ilgilendirmektedir. Bu ne-denle ‹ngilizler, 26 Aral›k 1919’daBatum’u iflgal etmifller ve o bölgedeki9. Ordu’nun terhisi ve silahlar›n tesli-mi ifllerinin yavafl gitti¤i gerekçesiylebu ordunun komutan› Yakup fievkiPafla’n›n görevinden uzaklaflt›r›l›p, ye-rine emirleri uygulayacak birinin geti-rilmesini istemifllerdir.[7] ‹stanbul hü-kümeti hiç zaman kaybetmeden ‹ngi-lizlerin bu iste¤ini yerine getirmifltir.‹ngilizler, Ermenilerin yaflad›¤› do¤u-daki alt› ille de özel olarak ilgilenmifl-lerdir; çünkü Mondros Ateflkes Ant-

laflmas›’n›n 24. maddesine göre birkar›fl›kl›k durumunda oralar iflgal edi-lebilecektir.

‹ngilizler, Mondros Ateflkes Ant-laflmas›’ndan hemen sonra Kafkaslar-dan, Do¤u illerinden ve Karadeniz’deözellikle Samsun’dan flikayet etmeyebafllam›fllard›r. Mütareke dönemininen huzursuz ve kar›fl›k yerlerinden bi-ri Samsun’dur. Bu kar›fl›kl›¤›n temelnedeni bölgenin etnik yap›s› ve PontusRum çetelerinin faaliyetleridir. Rumçetelerine karfl› kurulan Türk çeteleri-nin çat›flmalar›, mütarekenin bafl›ndanberi ‹ngilizlerin dikkatini çekmifltir.[8]

‹ngiliz Calthorpe ve Amet 1918Kas›m sonlar›nda, “Samsun’da müta-reke hükümlerinin henüz uygulanma-m›fl oldu¤unu ve H›ristiyanlar› toptanöldürmek için Müslüman ahalinin si-lahland›r›ld›¤›n›” iddia etmifllerdir. [9]

Ocak’ta Amerikan Tobacco Com-pany, Londra’ya gönderdi¤i bir rapor-da “Bütün Müslümanlar›n ve özellikleköylülerin silahland›r›ld›¤›n›” bildir-mifltir. Bunun üzerine Forcign Office,“Bu durumun gemi veya silah gönde-rilerek düzeltilmesi için gerekli tedbi-rin al›n›p al›namayaca¤›n›” sormufl-tur.Bu soruya Webb, 13 Ocak’ta, “Nor-mal flartlara dönüfl için bütün bölgenintamam›yla silahs›zland›r›lmas› gerek-lidir. Bu da ancak büyük bir askerikuvvetle yap›labilir” fleklinde cevapvermifltir.[10] Bunun üzerine ‹ngiliz-ler, 9 Mart 1919’da Samsun’a 200 ki-flilik küçük bir askeri birlik ç›karm›fl-lar, 50 kiflilik bir müfrezeyi de Merzi-fon’a göndermifllerdir.[11] Ayr›caTe¤men Perring ve Yüzbafl› Hurst de

‹ngilizlerin iste¤i

Page 52: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

100

etmektedir.4.Bu geliflmeler, Ermenistan hak-

k›nda verilecek karara karfl› koymakiçin ‹ttihatç›-Jön Türklerce örgütlen-mektedir.[14]

Bu ‹ngiliz notas›n›n sonunda A-miral Calthorp’e, “Gereken her türlüönlemin derhal al›nmas›n›, ilgililereemir ve talimat verilmesini, yoksa iflinciddiyet kazanaca¤›n›” bildirmifltir.[15]

Amiral Calthorpe, Sadrazam DamatFerit’e gönderdi¤i resmi yaz›yla yetin-memifl, Padiflah Vahdettin’le de görü-flerek, “Karadeniz’deki kar›fl›klar›nbast›r›lmas› konusunda” ona da kesinuyar›larda bulunmufltur. Calthorpe,Vahdettin’e, “Yüksek yetkiler sahipaskeri bir kurulun, bafllar›nda yeteneklibir generalle derhal görev yerine gide-rek, o bölgedeki 9. Ordu’yu disiplinalt›na almas›n›” söylemifltir.[16]

Ayn› hafta içinde, 25 Nisan 1919Cuma günü, ‹ngiliz Komiser VekiliAmiral Webb de Sadrazam Damat Fe-rit’i ziyaret ederek ayn› istekleri tek-rarlam›flt›r. [17] Damat Ferit, ‹ngilizyetkililere, bu sorunun en k›sa zaman-da çözülece¤ini bildirmifltir. [18]

O günlerde Osmanl› yönetimininen çok dikkat etti¤i nokta Paris Bar›flKonferans›’nda Osmanl›n›n aleyhinekullan›labilecek bir durumun oluflma-mas›d›r. Bu bak›mdan özellikle ‹ngi-lizlerin memnun olmas› çok önemlidir.Bu amaçla ‹ngilizlerin 21 Nisan tarihlinotas›na uygun olarak Karadeniz veDo¤u Anadolu bölgelerinde asayiflisa¤layacak önlemler al›nmal›d›r. Za-man kaybetmeden güçlü bir komutan

incelemelerde bulunmak için bölgeyegönderilmifltir.[12]

‹ngilizlerin Samsun’a asker ç›kar-malar› bölge halk›n›n tepkisini çekmifl,17/18 Mart 1919 gecesi Makineli Tü-fek Bölü¤ü’ne ba¤l› Te¤men HamdiBey, askerleriyle birlikte da¤a ç›km›fl-t›r.[13]

Te¤men Hamdi Bey’in mücadeleetmek için da¤a ç›kmas› ‹ngilizler a-ç›s›ndan barda¤› tafl›ran son damla ol-mufl, ‹ngiliz yetkililer, hükümetin biran önce bölgede asayifli sa¤lamas›n›,aksi halde meydana gelecek olaylar›nsonucuna katlanmas› gerekece¤inibelirtmifltir. ‹ngiliz Yüksek Komiseri AmiralCalthorpe, 21 Nisan 1919’da Osmanl›Harbiye Naz›rl›¤›’na bir nota vermifl-tir. Notan›n içeri¤i flöyledir:

1. Erzurum, Erzincan, Bayburtve Sivas yörelerindeki ordunun terhisve silahlar›n›n toplanmas› ifli çok ya-vafl gitmektedir.

2. Bu yörelerde, Kars’ta oldu¤ugibi bafltan bafla fluralar kurulmufltur.

3. Bu fluralar, ordunun denetimialt›nda asker toplamaktad›r. Bu gelifl-meler o bölgede yaflayan halk› rahats›z

Te¤men Hamdi Bey.

BD KASIM 2010

101

bölgeye gönderilerek, asayifl sa¤lan-mal› ve Paris Bar›fl Konferans› önce-sinde ‹ngilizler memnun edilmelidir. Sadrazam Damat Ferit ve PadiflahVahdettin iflte bu düflünceler içindeAtatürk’ü 9. Ordu Müfettifli olarak A-nadolu’ya göndermifllerdir. Atatürk’e verilen görev ve yetkilerflunlard›r:

1. Bölgedeki asayiflin düzeltilmesi,asayiflsizlik sebeplerinin saptanmas›.

2. Silah ve cephanenin biran öncetoplatt›r›l›p koruma alt›na al›nmas›.

3. fiuralar varsa ve asker topluyor-sa, bunun kesinlikle engellenmesi.

4. fiuralar›n kapat›lmas›.

Görüldü¤ü gibi Padiflah Vahdettin,Vahdettinci yazarlar›n iddia etti¤i gibi“durup dururken bir görev icat edipAtatürk’ü Anadolu’ya göndermifl” de-¤ildir; Vahdettin do¤rudan do¤ruya‹ngilizlerin “notas›” ve “iste¤i” üzerineharekete geçmifltir. Görev ve yetkiler-den de anlafl›laca¤› gibi Atatürk’tenistenen ve beklenen Anadolu’da birdirenifl bafllatmak de¤il, tam tersinebafllam›fl olan direniflleri etkisiz halegetirmektir. Atatürk’e genifl yetkiler verildi¤ido¤rudur. Ancak Vahdettinci yazar-lar›n, Vahdettin’in, Atatürk’e bu geniflyetkileri, “gizlice bütün yurtta direnifliörgütlemesi” amac›yla verdi¤i iddia-lar› yaland›r. Çünkü bu yetkilerin ge-nifl olmas›n›n iki nedeni vard›r.

Birincisi, 21 Nisan 1919 tarihli‹ngiliz notas›nda sadece Karadenizbölgesinden de¤il do¤u illerinden desöz edilmektedir. Yani yetkilerin genifltutulmas›n›n birinci nedeni, do¤udan

‹ngiliz notas›d›r. ‹kincisi de bu yetki-leri Genelkurmay ‹kinci Baflkan› Ka-z›m ‹nanç Pafla’yla yapt›¤› görüflmesonunda bizzat Atatürk geniflletmifltir.[19]

Atatürk’e mülki (idari) yetkilerverilmesinin nedeni ise, yine ‹ngiliznotas›nda belirtilen “fluralara” son ve-rebilmesi içindir. Atatürk’ün, bu sivilörgütlere son verebilmesi için, askerlerd›fl›nda sivillere de emir verebilmesigerekir. Ayr›ca Atatürk’ün Bat›’ya ya da‹ç bölgelere de¤il de Karadeniz’e, do-¤uya gönderilmesi, onu gönderenlerintamamen ‹ngiliz istekleri do¤rultusun-da hareket ettiklerini kan›tlamaktad›r.[20]

Peki ama Vahdettin neden bu gö-rev için Atatürk’ü seçmifltir? NedenAtatürk gönderilmifltir?

Öncelikle Atatürk’ü seçen Vahdet-

Vahdettin do¤rudando¤ruya ‹ngilizlerin“notas›” ve “iste¤i”

üzerine harekete geç-mifltir. Görev ve yetki-lerden de anlafl›laca¤›

gibi Atatürk’ten istenenve beklenen Anadolu’da

bir direnifl bafllatmakde¤il, tam tersine baflla-

m›fl olan direnifllerietkisiz hale getirmektir.

Page 53: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

102

tin de¤ildir, kendisinin de bizzat itirafetti¤i gibi, Atatürk’ü hükümet bu gö-reve getirmifl, Vahdettin sadece bu a-tamay› onaylam›flt›r. Vahdettin bu a-tamay› neden onaylad›? sorusuna ce-vap vermeden önce, Damat Ferit Hükü-meti neden bu göreve Atatürk’ü seçti?sorusuna cevap verelim. Bu konuda Atatürk’ün çabalar› be-lirleyici olmufltur. ‹flgal ‹stanbul’undabulundu¤u 6 ayl›k sürede Atatürk’ünkafas›n›n bir köflesinde hep Anadolu’-ya geçerek “direnifl” bafllatma düflün-cesi vard›r. Bu amaçla ‹ttihatç› yeralt›

örgütleriyle temas kurarak “Anadolu’-ya gizli geçifl plan›” üzerinde çal›flm›fl-t›r. Mim Mim Grubu’ndan Topkap›l›Cambaz Mehmet, Karakol Cemiye-ti’nden Yenibahçeli fiükrü Bey ve Yah-ya Kaptan gibi kiflilerle ‹stanbul’dagizli görüflmeler yaparak “Gebze Ko-caeli yolunun” kontrol edilmesini is-temifltir. Yaveri Cevat Abbas Gürer,Atatürk’ün Gebze-Koacaeli yolu üze-

rinden gizlice Anadolu’ya geçmeyidüflündü¤ünü, bu konuda her türlühaz›rl›¤› yapt›¤›n› belirtmifltir.[21]

Bir taraftan Anadolu’ya “gizli ge-çifl plan›” üzerinde çal›flan Atatürk,di¤er taraftan güvendi¤i arkadafllar›ylafiiflli’deki evde görüflmeler yaparakbir “kurtulufl plan›” haz›rlam›flt›r. ‹fltebu görüflmeler s›ras›nda hükümettekive genelkurmaydaki nüfuzlu arkadafl-lar›n› devreye sokarak müfettifllik gö-revini almay› baflarm›flt›r. fiöyle ki,Atatürk yak›n arkadafllar›ndan Ali Fu-at Cebesoy’un babas› ‹smail Faz›l Pa-fla arac›l›¤›yla Dahiliye Naz›r› (‹çifl-leri Bakan›) Mehmet Ali Bey’le tan›fl-m›fl, ve birkaç kere fiiflli’deki evdeMehmet Ali Bey’le görüflüp nabz›n›yoklam›flt›r. Daha sonra da BahriyeNaz›r› (Denizcilik Bakan›) Avni Pa-fla’yla diyalog kurmufltur. Sonra dayaveri Cevat Abbas arac›l›¤›yla Harbi-ye Naz›r› fiakir Pafla’yla temas kurmufl-tur. Ayr›ca daha önce de¤iflik cephe-lerde birlikte mücadele etti¤i Genel-kurmay ‹kinci Baflkan› Kaz›m ‹nançPafla’yla irtibata geçmifltir. ‹flte Ata-türk, hükümetteki bu tan›d›klar›n› kul-lanarak Damat Ferit’e ulaflm›flt›r. ‹n-gilizlerin hükümete ültimatom verdi¤igünlerde Damat Ferit, “Acaba Anado-lu’ya kimi göndersek?” diye düflünür-ken devreye giren Mehmet Ali Bey’in,Damat Ferit’e telkinleri sonras›ndave Avni Pafla, fiakir Pafla ve Kaz›m‹nanç Pafla’n›n onay›yla, görev Ata-türk’e verilmifltir. Ancak Damat Feritçok temkinlidir, önce Atatürk’le birkaçgörüflme yapm›fl, hatta onu ‹ngilizlerebile sormufl, hükümete ve padiflaha

Yahya Kaptan

BD KASIM 2010

103

ba¤l›l›¤›na kanaat getirince Atatürk’ü9. Ordu Müfettiflli¤i görevine getirmifl-tir.[22]

Bu s›rada Atatürk, genelkurmay-daki güvendi¤i arkadafllar› Kaz›m Pa-fla ve Fevzi Pafla’dan yard›m istemifltir.

Örne¤in Fevzi Pafla, ‹ngilizlere,bu kar›fl›klar› ancak Atatürk’ün önle-yebilece¤i konusunda telkinlerde bu-lunmufltur.[23]

Atatürk’ün ‹stanbul’da kald›¤› 6ay boyunca izledi¤i “stratejik ‹ngilizpolitikas›” da buna eklenince, Atatür-k’ün Anadolu’ya gönderilmesine ‹ngi-lizler de itiraz etmemifl, hatta ona vizebile vermifllerdir. Atatürk bu arada genelkurmaydaFevzi Pafla ve Cevat Pafla’yla gizli bir“üçlü görüflme” yaparak, Anadolu di-renifli konusunda onlarla anlaflm›flt›r. 29 Nisan 1919 Sal› günü Atatürk’e9. Ordu Müfettiflli¤i görevi verilmifltir.Atatürk genelkurmaya ça¤r›ld›¤›ndagörevin detaylar›n› ö¤renmek için Ge-nelkurmay ‹kinci Baflkan› Kaz›m ‹-nanç Pafla’yla görüflerek yetkilerini

biraz daha geniflletmeyi baflarm›flt›r.Yetki belgesini cebine koyup Kaz›m‹nanç Pafla’n›n yan›ndan ç›karkenkiduygular›n› 1926 y›l›nda Falih R›fk›Atay’a, “Tarih bana öyle müsait flartlarhaz›rlam›fl ki, kendimi onlar›n kuca¤›n-da hissetti¤im zaman ne kadar bahtiyar-l›k duydum, tarif edemem. Bakanl›k-tan ç›karken, heyecan›mdan dudaklar›-m› ›s›rd›¤›m› hat›rl›yorum. Kafes aç›l-m›fl, önümde genifl bir alem, kanatlar›-n› ç›rparak uçmaya haz›rlanan bir kuflgibi idim” diyerek anlatm›flt›r.[24]

Harbiye Bakanl›¤›, Atatürk’ünAnadolu’ya atanmas› karar›n› 30 Ni-san 1919’da Padiflah Vahdettin’e arzetmifltir.[25] “Atatürk’ün 9. Ordu Mü-fettiflli¤i’ne Tayini Hakk›ndaki ‹rade”ayn› gün saraydan ç›km›flt›r.[26]

Atatürk’ün Samsun’a gönderilme-siyle ilgili kararname 4 May›s 1919Pazar günü Meclisi Vükela (BakanlarKurlu)’da görüflülüp kabul edilmifltir. fiimdi de “Vahdettin Atatürk’ünbu göreve getirilmesini neden kabuletti?” sorusuna cevap verelim. Bu du-rumun belli bafll› nedenlerini flöyle s›-ralamak mümkündür:

1. ‹ngilizlerin çok önemsedikleribu zor görevi Atatürk’ün yerine ge-tirebilece¤ini düflünmesi:

Vahdettin, askerlik geçmiflindekibaflar›lardan dolay› Anadolu’da tan›-nan Atatürk’ün bu görevi kolayca ye-rine getirece¤ini düflünmüfltür. ParisBar›fl Konferans› arifesinde iflini flansab›rakmak istemeyen Vahdettin, ‹ngi-lizlerin çok önem verdikleri bu göreviAtatürk’e vermeyi do¤ru bulmufltur.

2. Atatürk’ü tan›mas› ve onagüvenmesi:

Kaz›m ‹nanç Pafla

Page 54: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

104

Vahdettin, 1917 Almanya gezisindenberi Atatürk’ü tan›maktad›r. Atatürko tarihten itibaren hep bir flekilde Vah-dettin’in yan›nda olmufltur. Bir araPadiflah›n “Fahri yaverli¤ini” yapm›fl-t›r. “Bir fahri yaveri hazreti flehriyari-nin efendisine karfl› isyan edebilmesiher ikisi için de (Va-dettin ve DamatFerit) tasavvur edilmeyecek bir fleydi”.[27] Ayr›ca, Atatürk, 13 Kas›m 1918’-de ‹stanbul’a geldikten sonra tam 8kere Padiflah Vahdettin’le görüflmüfl-tür. Hatta bir ara Vahdettin’in k›z› Sa-biha Sultan’la evlenmesi gündeme gel-mifltir. [28] Bu nedenle az çok padifla-h›n güvenini kazanm›flt›r.

3. Atatürk’ün ‹ttihatç› Olmama-s›: 21 Nisan tarihli ‹ngiliz ültimato-munda, do¤udaki Ermeni karfl›t› olay-lar›n, Ermeni karfl›t› ‹ttihatç› Jön Türk-lerce örgütlendi¤i belirtilmifltir. Bunedenle bu göreve getirilecek kiflinin‹ttihatç› olmamas› gereklidir. Ayr›caPadiflah Vahdettin de ‹ttihatç›lara veEnver Pafla’ya düflmand›r. ‹flte bu nok-tada Atatürk’ün ‹ttihatç› olmamas› veEnver Pafla’ya karfl› olmas›, bu görevegetirilmesinde etkili olmufltur.

4. Alman karfl›tl›¤›: Bir Alman

karfl›t› olan Padiflah Vahdettin, Ata-türk’ün de Almanya’ya s›cak bakma-d›¤›n› bilmektedir. Özellikle kat›ks›zbir ‹ngiliz yanl›s› olan Damat Ferit a-ç›s›ndan Atatürk’ün Alman karfl›tl›¤›çok önemli bir durumdur. [29]

5. Atatürk’ün ‹stanbul’dan uzak-laflt›r›lmak istenmesi: Atatürk, 1926y›l›nda Falih R›fk› Atay’a, Anadolu’yagönderilmesinin nedenlerinden birininde ‹stanbul’dan uzaklaflt›r›lmak oldu-¤unu belirtmifltir: “Vahdettin kabinle-rinde benim için iki z›t fikir vard›:

Biri beni lehlerine kazanmaya ça-l›flanlar, di¤eri hiçbir surette güvenilme-mesi gerekti¤ini iddia edenler!

Aylarca münakaflalardan sonrahangi fikir hak kazanm›fl bilir misiniz:Mustafa Kemal’e güvenilmez! ‹stan-bul’da birtak›m menfi telkinler, belkihaz›rl›klar yap›yor. Bu adam› ‹stanbul’-dan uzaklaflt›rmak laz›md›r. MustafaKemal’i Anadolu da¤lar›na atmal› veorada çürütmeli! Nihayet bu karar ü-zerinde mutab›k kalm›fllar. Bunu iflitenyak›n arkadafllar›m, beni tebrik ettiler.Beni ‹stanbul’dan ç›karmakla a¤›r biryükten kurtulacaklar›n› zannedenler,makul bir sebep aramakla meflgul idi-ler. Nihayet bu sebep, iflgal kuvvetlerizabitlerinin raporlar› ile dolu bir dosyahalinde ellerine geldi.” [30]

Atatürk’ün iflgal ‹stanbul’undakialt› ayl›k dönemdeki yo¤un temaslar›ve gizli çal›flmalar›, hatta hükümeteve padiflaha karfl› “darbe” haz›rl›klar›,birtak›m çevreleri rahats›z etmifl ola-bilir. Bu durumda ‹stanbul Hükümeti’-nin ve ‹ngilizlerin Atatürk’ü tutukla-yacaklar› düflünülebilir. Ancak, kamu-oyunca tan›n›p çok sevilen Çanakkale

Atatürk, 1926 y›l›ndaFalih R›fk› Atay’a,Anadolu’ya gönderil-mesinin nedenlerindenbirinin de ‹stanbul’danuzaklaflt›r›lmakoldu¤unu belirtmifltir

BD KASIM 2010

105

kahraman› bir subay› tutuklaman›nhem ‹ngilizlerin hem de ‹stanbul Hü-kümeti’nin bafl›n› a¤r›taca¤› muhak-kakt›r. Bu durumda yap›labilecek enak›ll›ca ifl onu ‹stanbul’dan uzaklaflt›r-makt›r. [31]

Padiflah Vahdettin ve SadrazamDamat Ferit, Atatürk’ü Anadolu’yagöndererek bir taflla iki kufl vurmay›planlam›fllard›r. fiöyle ki; Padiflah veSadrazam, hem ‹ngilizlerin verdi¤iültimatom do¤rultusunda bir an önceAnadolu’daki kar›fl›kl›klar› önlemek,(Burada Atatürk’ün askerlikteki flöhre-tinden yararlanmak istemifllerdir) hemde ‹stanbul’da “her ifle burnunu sokan”bu pafladan kurtulmak istemifllerdir.[32]

6. Damat Ferit’in sözünden ç›k-mamas›: Vahdettin’in bu görevlendir-meyi kabul etmesinin gözden kaçannedenlerinden biri de, Padiflah›n adetaDamat Ferit’in kuklas› durumuna gel-mifl olmas›, onun her dedi¤ini kabuletmesidir. Dolay›s›yla Damat Ferit,Atatürk’ü bu göreve atay›nca Vahdet-tin buna itiraz etmeyi düflünmemifltir.

Atatürk Nutuk’ta bu “Samsun’agidifl” konusuna flöyle aç›kl›k getirmifl-tir: “Onlar bu yetkiyi bana bilerek veanlayarak vermediler, ne pahas›na o-lursa olsun benim ‹stanbul’dan uzak-laflmam› isteyenlerin bulduklar› gerek-çe ‘Samsun ve dolaylar›ndaki güven-lik olaylar›n› yerinde görüp tedbir al-mak üzere Samsun’a kadar gitmemidi. Ben bu görevin yerine getirilmesi-nin bir makam ve yetki sahibi olmayaba¤l› bulundu¤unu ileri sürdüm. Bun-da hiçbir sak›nca görmediler. O tarihtegenelkurmayda bulunan ve benim mak-

sad›m› bir dereceye kadar sezmifl olankimselerle görüfltüm. Müfettifllik gö-revini buldular. Yetki konusu ile ilgiliemri de ben kendim yazd›rd›m. HattaHarbiye Naz›r› olan fiakir Pafla, bu ta-limat› okuduktan sonra imzalamayaçekinmifl, anlafl›l›r, anlafl›lmaz bir bi-çimde mührünü basm›flt›r.” Görüldü¤ü gibi önce ‹ngilizler, birnotayla Hükümetten ve Padiflahtan Ka-radeniz’deki ve Do¤u Anadolu’dakikar›fl›kl›klar›n bir an önce önlenmesiistemifller, Sonra Sadrazam Damat Fe-rit bu do¤rultuda bir müfettifl ararken,Atatürk’ün kiflisel giriflimleri sonra-s›nda iletiflim kurdu¤u ‹çiflleri Bakan›Mehmet Ali Bey gibi baz› hükümetüyeleri devreye girerek bu müfettiflinAtatürk olabilece¤ini belirtip DamatFerit’i ikna etmifller ve böylece bu gö-rev Atatürk’e verilmifltir. Ve son ola-rak da bu görevlendirmeyi, yukar›dakinedenlerden dolay›, Padiflah Vahdettinde onaylam›flt›r.

“Vahdettin, Atatürk’ü KurtuluflSavafl›’n› bafllatmak için Anadolu’yagönderdi” diyen Vahdettinci yazarla-r›n kendilerince en güçlü kan›t›, Ata-türk’ün Vahdettin’le yapt›¤› son görüfl-mede, Vahdettin’in Atatürk’e,“PaflaPafla devleti kurtarabilirisin!” demiflolmas›d›r. ‹stanbul’da kald›¤› alt› ay boyuncabirçok kere Padiflah Vahdettin’le gö-rüflen Atatürk, Samsun’a hareket etme-den bir gün önce, 15 May›s 1919 ta-

Pafla, Pafla Devletikurtarabilirsin

Page 55: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

rihinde Y›ld›z Saray›’na giderek Padi-flah Vahdettin’le görüflmüfltür.

Atatürk, bu görüflmenin detaylar›-n› 1926 y›l›nda Falih R›fk› Atay’a an-latm›flt›r: fiimdi Atatürk’e kulak verelim: “Y›ld›z Saray›’n›n ufak bir salonun-da Vahdettin’le adeta diz dize denecekkadar yak›n oturduk. Sa¤›na dirse¤inidayam›fl oldu¤u bir masa, üstünde birkitap var. Salonun Bo¤aziçi’ne do¤ruaç›lan penceresinden gördü¤ümüzmanzara flu: Birbirine paralel hatlarüzerinde düflman z›rhl›lar›! Bordola-r›ndaki toplar sanki Y›ld›z Saray›’nado¤rulmufl! Manzaray› görmek içinbafl›m›z sa¤a sola çevirmek yeterliydi.Vahdettin, unutamayaca¤›m flu sözler-le konuflmaya bafllad›: ‘Pafla, Pafla! fiimdiye kadar devleteçok hizmet ettin. Bunlar›n hepsi art›kbu kitaba girmifltir. (Elini demin bah-setti¤im kitab›n üstüne bast› ve ilaveetti.) tarihe geçmifltir.’ (O zaman bu-nun bir tarih kitab› oldu¤unu anlad›m.Dikkatle ve sükunla dinliyordum).’Bunlar› unutun’ dedi. ‘As›l flimdi ya-paca¤›n hizmet hepsinden önemli ola-bilir; Pafla Pafla, devleti kurtarabilir-sin!” [33]

‹flte, Vahdettin’in, a¤z›ndan dökü-len, “Pafla Pafla devleti kurtarabilirsin”cümlesini, “Vahdettin’in Atatürk’ügizli bir planla Kurtulufl Savafl›’n› bafl-latmas› için Anadolu’ya gönderdi¤i”biçiminde yorumlayanlar vard›r. Evet,asl›nda Vahdettin’i tan›masam ve Kur-tulufl Savafl› s›ras›nda Anadolu’dakiMilli hareketi yok etmek için yapt›kla-r›n›, ayr›ca ‹ngilizlerle nas›l gizliceanlaflt›¤›n› bilmesem, ben de bu sözleri

“Vahdettin’in, Atatürk’ü, KurtuluflSavafl›’n› bafllatmas› için Anadolu’yagönderdi¤i” biçiminde yorumlayabi-lirdim. Ancak bütün bu gerçekleri bi-len biri olarak bu kadar iyi niyetli o-lamayaca¤›m.

Vahdettin’in bu sözlerini, Vah-dettin’i “Kurtulufl Savafl› kahraman›”ilan etmek için kullananlar, Atatür-k’ün, Vahdettin’in bu sözleri hakk›n-daki yorumunu nedense görmezdengelmifllerdir. Atatürk’ün, Vahdettin’in bu sözlerihakk›ndaki yorumunu ve görüflmeninsonraki aflamalar›n› yine Atatürk’ünan›lar›ndan takip edelim: “Bu son sözlerden hayrete düfltüm.Acaba Vahdettin benimle samimi mikonufluyor? O Vahdettin ki, ecnebi hü-kümetlerin yüzüncü derece aletleri iletemas arayarak devletini ve saltana-t›n› kurtarmaya çal›fl›yordu. Bütün yap-t›klar›ndan piflman m›yd›? Aldat›ld›-¤›n› m› anlam›flt›? Fakat böyle bir tah-minle baflka bahislere giriflmeyi tehli-keli buldum. Kendisine basit cevaplarverdim: ‘Hakk›mdaki teveccüh ve itimadaarz-› teflekkür ederim.Elimden gelenhizmette kusur etmeyece¤ime emniyetbuyurunuz.’ Söylerken kafamdaki bulmacay›da halletmeye u¤rafl›yordum. Çok iyianlad›¤›m, veliahtl›¤›nda, padiflahl›-¤›nda bütün his ve fikirlerini, e¤ilim-lerini, sahtekarl›klar›n› tan›d›¤›m a-damdan nas›l yüksek ve asil bir hare-ket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak laz›md›r. ‹s-tersem bunu yapabilirmiflim! Nas›l

BD KASIM 2010

106

hemen hüküm veririm: Vahdettin demek istiyordu ki, hiç-bir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanaknoktam›z, ‹stanbul’a hakim olanlar›nsiyasetine uymakt›r. Benim memuriye-tim, onlar›n flikayet ettikleri meselelerihalletmektir. E¤er onlar› memnun ede-bilirsem, memleketi ve halk› bu siya-setin do¤ru oldu¤una inand›rabilirsemve bu siyasete karfl› gelen Türkleri tu-tuklarsam Vahdettin’in arzular›n› yeri-ne getirmifl olacakt›m. ‘Merak buyurmay›n efendimiz!Nokta-i nazar- flahanenizi anlad›m.‹rade-i seniyeniz olursa hemen hareketedece¤im ve bana emir buyurduklar›-n›z› bir an unutmayaca¤›m! ‘Muvaffak ol!’ hitab-› flahanesinemazhar olduktan sonra huzurundanç›kt›m. Naci Pafla, Padiflah›n yaveri, fakatbenim hocam, derhal benimle bulufltu.Elinde ufak muhafaza içinde bir fleytutuyordu. ‘Zat-› fiahane’nin ufak birhat›ras›’ dedi. Kapa¤›n üzerinde Vah-dettin’in inisiyalleri ifllenmifl bir saatti.‘Peki, teflekkür ederim’ dedim, yave-rim ald›. Sonra sanki Y›ld›z Saray›’ndan ç›k-t›¤›m›z› ve hareket etmek üzere oldu¤u-muzu gizlemek, saklamak ister gibiihtiyatla, ayaklar›m›z›n p›t›rt›s›n› iflit-tirmekten korkarak saraydan uzaklafl-t›k.” [34]

Bafl›ndan beri anlatt›¤›m gibi Vah-dettin’in kurtulufl plan›, “düflmana kar-fl› silahl› direnifl” de¤il, “düflman›nmerhametine s›¤›nmakt›r.” Vahdettin,özellikle Paris Bar›fl Konferans›’n›narifesinde, ‹zmir’deki kanl› olaylardan

dolay› Bat› kamuoyu da Türkiye’ninlehine dönmüflken, ‹ngilizleri memnunederek, onlar›n bir dedi¤ini iki etme-yerek ‹ngiliz deste¤ini arkas›na ald›¤›takdirde iflgallerin sona erece¤ini vedevletin kurtulaca¤›n› düflünmektedir.Yani Vahdettin’e göre “devletin kurtu-luflu” ‹ngilizleri memnun etmekle müm-kündür. O s›rada ‹ngilizleri memnunetmenin biricik yolu ise, ‹ngilizlerin21 Nisan tarihli notas› do¤rultusundaAnadolu’daki kar›fl›kl›klar› önlemek-tir. Dolay›s›yla Padiflah Vahdettin’in,bu kar›fl›klar› önleyecek paflaya, Y›ld›z

Saray›’nda “Pafla Pafla devleti kurtara-bilirsin” derken kastetti¤i fley, ‹ngiliz-lerin notas› do¤rultusunda Anadolu’-daki kar›fl›kl›klar›n önlenmesi ve asa-yiflin sa¤lanmas›d›r. Ayr›ca Vahdettin

BD KASIM 2010

107

“Devlet tehlikede ve ‹s-tanbul sallant›da idi.fiahsen müstakil bir

siyasetim yoktu, amakurtuluflumuz için ba-

bam Abdülmecit Han’-dan miras ald›¤›m ‹tilaf

devletlerine yak›nl›kpolitikas›n›, ‹ngilizlerin

z›dd›na hareket etme-mek ve Frans›zlarla

‹ngilizleri gücendirme-mek fleklinde, uyuflmac›bir siyaseti seçmifltim.

Page 56: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

tek “kurtulufl plan›n›n” ‹tilaf devletleri-ne güvenmek oldu¤unu an›lar›nda a-ç›kça itiraf etmifltir: “Devlet tehlikede ve ‹stanbul sal-lant›da idi. fiahsen müstakil bir siya-setim yoktu, ama kurtuluflumuz içinbabam Abdülmecit Han’dan miras al-d›¤›m ‹tilaf devletlerine yak›nl›k poli-tikas›n›, ‹ngilizlerin z›dd›na hareketetmemek ve Frans›zlarla ‹ngilizlerigücendirmemek fleklinde, uyuflmac›bir siyaseti seçmifltim. Böylelikle an-laflma olmasa bile hiç olmazsa husu-metlerini (düflmanl›klar›n›), fliddet venefretlerini azaltmaya çal›fl›yordum”[35]

Vahdettin ile Atatürk’ün “devletinkurtuluflundan” anlad›klar› çok farkl›fleylerdir. Vahdettin’in “devletin kur-tuluflu” yöntemi, ‹ngilizleri memnunetmek ve onlar›n deste¤ini almak biçi-mindeyken; Atatürk’ün “devletin kur-tuluflu” yöntemi, bütün düflmanlarakarfl› mücadele ederek tam ba¤›ms›zl›-¤› elde etmek biçimindedir. Ayr›ca,Vahdettin, “devletin kurtuluflu” derkenayn› zamanda kendi taht› ve tac›n› kas-tederken, Atatürk, “devletin kurtulu-flu” derken, ulusun egemenli¤ini kas-tetmektedir. [36]

“Müttefiklerin, bitip tükenmeyenisteklerini yerine getirmekten b›kt›¤›n›söyleyen Padiflah›n özlemini çekti¤ikurtulufl, onlar›n flikayetlerinin gideri-lerek Osmanl› taç ve taht›n› koruyacakolabildi¤ince ›l›ml› bir bar›fla bir anönce kavuflmak olmal›d›r. Mustafa Ke-mal ise bafl›ndan beri bireysel ya dahanedana s›n›rl› bir kurtulufl de¤il, yur-du ve ulusu içeren bütünsel bir kurtu-lufl amaçlamaktad›r.” [37]

Atatürk, Samsun’a ç›k›p, kafas›nda-ki “kurtulufl plan›” do¤rultusunda di-renifl haz›rl›klar›na bafllay›nca ‹ngiliz-ler, Sadrazam Damat Ferit ve PadiflahVahdettin’den “Atatürk’ü bir an önce‹stanbul’a geri ça¤›rmalar›n› istemifl-ler”, bu do¤rultuda hemen hareketegeçen Damat Ferit ve Padiflah Vahdet-tin, birkaç defa Atatürk’ü ‹stanbul’ageri ça¤›rm›fllar, ancak Atatürk bütünbu ça¤r›lara olumsuz cevap vererek,gerekirse “sine-i millette bir ferdi mü-cahit olarak” mücadelesini sürdürece-¤ini bildirmifl ve istifa etmifltir. Bununüzerine Padiflah Vahdettin, 8 Temmuz1919’da Atatürk’ün müfettifllik göre-vine son vermifltir. [38] •

[email protected]ça: [1] R›fat, age, s.209.[2] M›s›ro¤lu, Osmano-¤ullar›n›n Dram›, s.80. [3] Özakman, age, s.234. [4] Bkz.Özakman, age, s.236-246. [5] Bu beyannameyi yay›nla-yanlardan biri olan K. M›s›ro¤lu bu beyannamedeki ifa-deleri dikkate almam›flt›r. Kadir M›s›ro¤lu, Geçmifli veGelece¤i ‹le Hilafet, ‹stanbul, 1993, s.194, vd; Özakman,age, s.246. [6] Özakman, age, s.234. [7] Jaeschke, ‹ngilizBelgeleri, s.102. [8] Sabahattin Selek, Anadolu ‹htilali,11. bs. ‹stanbul, 2004, s.216. [9] Jaeschke, age, s.102.[10] age, s.103. [11] Akflin, ‹stanbul Hükümetleri ve MilliMücadele, s.243; Selek, age, s.216. [12] Jaeschke, age,s.103. [13] Selek, age, s. 216. [14] Özakman, age, s.252.[15] Jaeschke, age, s.104. [16] Sir Andrew Ryan, The Lastof the Dragomans, Londra, 1951, s.129-131’den aktaranOsman Özsoy, Kurtulufl Savafl›’n›n Perde Arkas›, ‹stanbul,1999, s.133; Meydan, age, s.483. [17] Jaeschke, age, s.107. [18] Akflin, age, s.247,248.[19] Bkz. Meydan, age,s.489-492. [20] Özakman, age, s.253,254. [21] Ayr›nt›lariçin bkz. Meydan, age, s.344 vd. [22] Bu sürecin bütünayr›nt›lar› için bkz. Meydan, age, s. 463 vd. [23] Ak›n ga-zetesi, 20 May›s 1948. [24] Atay, Atatürk’ün Bana Anlatt›k-lar›, s.129.[25] Selek, age, s.219,221. [26] Jaeschke, age,s.109. [27] age, s.114. [28] Akflin, age, s.291-294. [29]age, s.287[30] Atay, age, s.124. [31] Bayur, age, s.292.[32] Meydan, age, s.535.[33] Atay, age, s.139. [34] age,s. 139,140.[35] Murat Bardakç›, “Birinci CumhuriyetçilereDev Bir Hizmet”, Hürriyet, 12 May›s 1996. [36] Meydan,age, s.521.[37] Turan, Mustafa Kemal Atatürk, s.214. [38]Saime Yücer, “Mustafa Kemal Pafla’n›n Samsun’a Ç›k›fl›ve Geri Ça¤r›lmas› Üzerine Bir ‹nceleme”, Askeri TarihBülteni, Ankara, 2001, S.51, s.141.

BD KASIM 2010

108 109

ereden nereye. Kap›ld›kgidiyoruz, teknolojinin rüzga-

r›na. Dakikalar, saatler, günler, hafta-lar, aylar ve de y›llar. Bir varm›fl biryokmufl misali. fiimdi ”meflin küre”ninad› de¤iflti. Futbol topu yap›m›nda kul-lan›lan maddelerin aç›l›m› yeterincebilinmedi¤i için spor yazarlar›n›n kat-k›lar› ve gayretleri sonucunda art›k o-na ”sihirli küre” diyoruz. Teknolojirüzgar› yaz›m ve söylem dilimizi de

SPORUNDÜNYASIMetin Gören

Geçmifl zamanolur ki

de¤ifltirdi. Üç direkten oluflun kalelerinad› ”çerçeve” oldu. Futbol ayakkab›s›-na ”krampon” diyorlar. Taban›ndakisivri uçlu maddeler ayakkab› tan›m›n›y›kt›, yeflil alanlar›n zeminine adetagömdü.

1963 y›l›nda A‹PS'e (Uluslararas›Spor Yazarlar› Birli¤i) üye olmam›zlabirlikte bafllayan evrim süreci, gaze-teleri spor sayfas› yo¤unlu¤una tafl›d›.Özcesi, ”spor yazarl›¤› kimli¤i” olufltu.

Geçmifl zamanolur ki

N

Page 57: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

Sporu sevmeyen bir toplum, sporunbir dal› futbolu belleklerine çizdi¤i ta-raftar kimlikleriyle sevinç ve hüzünaray›fl› içinde, bu denli sayfalar›n vaz-geçilmez müflterileri yapt›. Rüzgar mo-dern yay›nc›l›¤a olanak sa¤lay›nca,"an›nda görüntü; an›nda haber" tekno-lojisi devreye girdi. Bilgisayarlar birvirüs gibi düflünmek ve de uygulamakfleklindeki evrensel bir olguyu yok et-ti tüketti. Tüm bunlar günümüz Türki-ye’sinin bafl döndürücü bir h›zla koflanteknolojiye ayak uydurmas› ise sözünbitti¤i yerde olmal›y›z. Ancak, geçmiflzaman›n dilimizden düflmeyen öykü-leri, söze yeniden bafllama olana¤›n›sa¤l›yorsa devam etmeliyiz.

K›rk y›l önce gazeteler aras›ndabüyük bir yar›fl vard›. Erken bask›yagirebilme ve Anadolu'nun tüm kentle-

rine diger gazetelerden önce gidebilmeyar›fl›yd› bunun ad›. Bu nedenle ‹stan-bul merkez, Ankara A s›n›f büro nite-li¤inde ola¤anüstü çaban›n içinde olur-du. En büyük s›k›nt› futbol karfl›laflma-lar›n›n geç saatlere dek sürmesiydi.

O günlerde futbolculara y›ld›z ve-rilerek de¤erlendirmeleri Anadoludayaflayan futbol severleri bir hayli ilgi-lendirirdi. T›pk› günümüzdeki gibi.Gazetelerin spor sayfalar›n› haz›rlayaneditörlerde, eski ad›yla sekreterler busorumlulu¤u en s›cak bir flekilde his-sederlerdi. Patron talimat› y›ld›z tablo-lar›n›n, maç bitmeden önce bir kaç ek-si¤iyle bask›ya haz›r hale getirilmesiiçin görevli spor yazarlar›ndan karfl›-laflman›n ilk onbefl dakikas›ndan iti-baren de¤erlendirme yap›lmas› istenir-di. Karfl›laflman›n yirminci dakikas›n-da bitirilen y›ld›z verme ifllemi kuflku-suz sa¤l›k olmazd›. Bu sa¤l›ks›zl›kspor yazarlar›n› zor durumda b›rak›rd›.Maça iyi bafllayan ve üç y›ld›z› yirmidakika içinde sundu¤u futbolla hakeden bir oyuncunun, geride kalan yet-

mifl dakikada düflü-flü kuflkusuz y›ld›-z›n› da eksiltirdi.Böylesine bir kar-gafla, spor yazarla-r› tribünlerinden i-ginç telefon konufl-malar› yans›t›rd›: ”Ali'den bir al,Mustafa'ya ver. Nu-ri'den iki al, Meh-met'i üçle. Muhli-s'e üç vermifltim,ikisini sil.”

Rüzgar modernyay›nc›l›¤a olanaksa¤lay›nca, "an›n-da görüntü; an›ndahaber" teknolojisidevreye girdi.

Rüzgar modernyay›nc›l›¤a olanaksa¤lay›nca, "an›n-da görüntü; an›ndahaber" teknolojisidevreye girdi.

110

BD KASIM 2010

111

Taflra bask›lar›n›n bir çok hatt›, builginç y›ld›zlama nedeniyle kaçard›.

K›rk y›l önce bir gazeteci için en bü-yük iletiflim ayg›t› telefon günümüzde-ki gibi sa¤l›kl› de¤ildi. Geleneksel söy-lem "Acele bas›n ödemeli" yi genç ne-sil an›msayamaz. Tekni¤in ilkelli¤i,ahizelerden hiç ç›kmayan hat kar›fl›m-lar› gürültülü sesler armonisi içindespor yazarlar›n›n meslek yaflam›ndakien büyük ›zd›rab› olurdu. Anlafl›lama-yan sesler, y›ld›z tablosu ile yorumlar›iletmeyi ömür törpüleyen bir sürecede¤in tafl›rd›. Bu kargafla içinde komikkonuflmalarda geçerdi, merkez ile gö-revli spor yazar› aras›nda:

”Apti abi Apti. Abdi de¤il abi Ap-ti.”

Telefonun öte ucundan anlafl›la-mad›¤›n› belirtir konuflmalar duyulur...

”‹smi kodla kardeflim...””Kodluyorum; Adana. Adana'n›n

A's›.”Spor yazar› ikinci harfte tak›l›r. U-

zun süren bir çaba sonucu gazetesiy-le konuflma olana¤›n› zorlukla eldeedebilen görevli, sinirsel katsay›lar›n›ntavan yapt›¤› bir s›rada, kodlaman›nikinci harfi için kahkahalar att›ran birörnekleme sunar:

”K›ymal› pide'nin P'si!...”Anadolu’dan merkeze ya da en bü-

yük ana büroya telefonla verilen haber-leri al›rken böyle komik fleyler olurdu.

Muhabir, maç›n y›ld›z tablosunuverdikten sonra golü atan oyuncununkim oldu¤unu belirtmeden telefonukapatm›flt›. Yeniden arand›, golü hangioyuncunun att›¤›n› bildirmesi istendi.

Muhabirin yan›t› ilginçti; "Abi ka-le önünde bir kargafla vard› göremedim.Sen gol için karambol yaz!"

Sayfada Anadolu’nun ücra köflesin-de oynanan bir karfl›laflman›n sonucueksikti. Sürekli aranmas›na karfl›n gö-revli muhabir bulunamad›. Ajanslar-dan gelen haber biraz daha genifllete-rek verildi. Ertesi gün maçla ilgili bi-lgileri vermeyen muhabir arand›. SporMüdürü öfke dolu bir sesle konufltu:

"Kardeflim dün maç› neden verme-din."

Yan›t, o y›llar›n en büyük esprisiolarak belleklerimize kaz›nm›flt›: "Abidün ifliniz çok diye vermedim. Maç›bugüne saklad›m. Vermeye haz›rlan›-yordum ki, siz arad›n›z."

Nereden nereye. Kap›ld›k gidiyo-ruz teknoloji rüzgar›na... Ama zamanzaman can›m›z çekiyor, eskilere özgügazetecilik yaflam›na. Daktilonun tufl-lar›na dokunmak; ya da "Han›mefendilütfen acele bas›n." diyebilmek gibi.

Ak saçlar› umursamadan, yüz hat-lar›na isyan etmeden, aynalarla dostlukkurabilme arzusu bu. Bir ismi kahka-halar att›racak denli kodlama iste¤i.Y›ld›z tablosunu verebilmek; Ali'denbir al Nuri'ye ver. Mehmet'in iki y›l-d›z›n› sil." diyebilmek gibi bir istekbu. Garip olsa da özlem iflte... •

[email protected]

Page 58: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Eylül 2010 tarihli Cumhuriyet gazetesinin önyüzünde, “Cumhuriyet” ad›n›n hemen alt›nda

-çok önemli bir haber olsa gerek (?)- kal›n / iri harflerlebir bafll›k: “’Akil adamlar’ Diyarbak›r’da”

112

Haberin iç sayfadaki bafll›¤› yinekal›n ama biraz daha küçük harflerleverilmifl.

“Haber Türk” gazetesinin iç say-fas›nda verilen ayn› haberin bafll›¤›da kal›n harflerle yaz›lm›fl: “‘Akil a-dam’dan AB yolunda adalet sözü.”Haber metninde de “‘AB’nin akil a-damlar›’ olarak an›lan ‘Ba¤›ms›z Tür-kiye Komisyonu’ üyeleri...” deniyor.

Bir parti lideri meydan okuyor:“Âkil adam›z, akl› bafl›nda insan›z.Sorun varsa buyursunlar, otural›mçözelim!..” (Cumhuriyet, 8 Ekim2010) Haber Türk gazetesi bir yana, Ö-zellikle Cumhuriyet gazetesinin birin-ci sayfas›n›n tepesine, içinde “inkilap”sözü geçen böyle iri bir bafll›k at›lsa,pek çok âkil adam, “yamyaml›k dürtü-leri” kabar›p gazeteye, ileri/geri söz-cüklerle sald›r›rd›: “Efendim “inki-

TÜRK D‹L‹Orhan Velidedeo¤lu

Akil Adamlar

lap”, “köpekleflme” demektir; “ink›-lab” yazmak ve böyle seslendirmekgerekirken bu ne cahilliktir!..” Vedaha neler neler...

1980’lerin bafllar›nda, Milli Kütüp-hane’nin konferans salonunda Prof.Dr. ‹smay›l Hakk› Baltac›o¤lu’nu, k›-z› Fadime Baltac›o¤lu’nun da kat›l›-m›yla düzenlenen anma toplant›s›n-day›z. Baltac›o¤lu’na iliflkin bilgi su-nan bir genç doçentin sözünü bitiripkürsüden inmesinin ard›ndan KöyEnstitüsü ö¤retmenlerinden yafll› birhan›m kürsüye ç›k›p “Konuflmac›, ‘in-k›lab’ sözcü¤ünü birkaç kez ‘inkilâp’biçiminde telaffuz etti ki bu çok yan-l›flt›r; ‘inkilâp’›n ‘köpekleflme’ demekoldu¤unu bilmiyor herhalde...” dedi¤ianda salondan güçlü bir tepki sesi yük-seldi: “Aaaa!..” Elefltiri hofl karfl›lan-mam›flt›.

BD KASIM 2010

113

Bu gibi elefltiriler daha önceleri deyap›l›rd›; günümüzde de yap›lmakta-d›r. Oysa, geçen bunca zamana karfl›nArapça sözlüklerde ‘köpekleflme’ kar-fl›l›¤› “inkilâp” sözcü¤ünün bulundu-¤unu kan›tlayan bir kaynak gösterile-medi. Çünkü, Arapçada böyle bir söz-cük yoktu; “var” diyen, kayna¤›yla or-taya koymal›yd›. Edebiyatç›, flair, müzisyen Rüfltüfiarda¤ (1915-1994) ‘rüzgâr’ tart›flma-s› için flöyle diyordu: “Osmanl› Türk-leri birçok Arapça ve Farsça sözcü¤ü‹stanbul söyleyiflinin bileyi tafl›nda k›-vanç ve fleker döküp inceltti. Farsçarûz-gaar sözcü¤ünü de rüzgâr’laflt›r-d›.”

Dil zevkimize ve g›rtlak yap›m›zauymayan Arapça “‹nk›lab” sözcü¤ü-nün de yine o zarif ‹stanbulsöyleyifliyle inceltilip Türkçe-lefltirilerek “inkilâp”a dönüfl-türüldü¤ü kesin..

Köpek sözcü¤ü Arapçada“kelb”dir (son harfi “b”). Birahlâki ö¤reti olan ve do¤asalyaflay›fl› benimseyen Yunankökenli (kyon=köpek> kinik-hos=kö-peksi) “kinizm”, Arapçada da “köpekgibi, köpeksi” anlam›nda “kelbiyye”diye adland›r›l›r.

Türkçede “kelb”den gelip galat-laflm›fl olsa da hâlâ kullan›mda olantek sözcük Arapça Kelbeteyn (iki difliköpek)’den dönüflen “kerpeten” dir.

Burada tart›flmaya neden olan da“inkilâp” sözcü¤ünün “kilâp” bölümü-dür ki Arapçada “kilâp” da yoktur; “ki-lab” vard›r; “kelb”in ço¤ulu, “köpek-ler” demektir.

Zorlama bir Arapça hayranl›¤›yla“inkilâp”a “köpekleflme” denecekse,do¤rusunun “köpekler-leflme” olmas›gerekmez mi?.. 2001 y›l›nda Ankara’da Nam›k Ke-mal Lisesinin konferans salonunu dol-duran ve daha çok son s›n›f ö¤renci-lerinden oluflan bir gruba yapt›¤›m“Türk Devrimi” konulu konuflmadabir ara ink›lab/inkilâp konusuna dade¤inmifl ve ‘kelb’ sözcü¤ünü bilenvar m›, diye sormufltum. Salonunu dol-duran onca ö¤renciden tek bir gençparmak kald›rm›fl, Nef’î’nin “Tahirefendi bana kelb demifl...” fliirindenan›msad›¤›n› söylemiflti.

Bugünün genci de halk› da ‘kelb’ibilmiyor, bilen kullanm›yor ki, ‘inki-lâp’›n köpekleflme olup olmad›¤›n›

düflünebilsin.Arapça “ink›lab” sözcü¤ü yine A-

rapça “kalb = bir durumu baflka birduruma çevirmek, döndürmek” eyle-minden (fiilinden) türetilmifl bir add›rki “bir durumdan baflka bir durumadönüflüm” demektir.

Arapçada eylemlerin bafl›na gelen“in”, o eylemi ada dönüfltürüyor. Ör-ne¤in: Dönmek, yönelmek, sapmakanlam›ndaki “harf’ eyleminden türe-tilen “inhiraf”, dönme, sapma anla-m›nda ad. Hiçbir Arap onu “sapma-

Bugünün genci de halk›da ‘kelb’i bilmiyor, bilenkullanm›yor ki, ‘inkilâp’›nköpekleflme olup olma-d›¤›n› düflünebilsin.

Page 59: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

114

laflma” diye kullanm›yor. Sözlük veansiklopedilerde bunun pek çok örne-¤ini görmek olas›. ‹nkilâp (in-kilap) sözcü¤ündeki‘kilap: köpekler’ ise “eylem/fiil” de¤il“ad”d›r.

Ancak... Bügün bile baz› sözlükler-de, söyleyifl ve yaz›l›fl› Türkçenin bü-yük ses uyumuna uygun olarak incel-tilmifl “inkilâp” sözcü¤ünün, maddebafl›nda “ink›lap” olarak (yaln›zca son-daki ‘b’, ‘p’ye dönüfltürülerek) veril-mesi de düflündürücüdür. Sözcük, mad-de bafl› olarak önce Türkçede kullan›-m›, sonra Arapças› “inkilâp- ink›lab”biçiminde verilebilirdi ki bunu uygula-yan sözlük ve ansiklopediler de var.

Türk siyaset ve düflün adam›, dev-rimci Ali Suavi (1839-1878), ne di-yordu: “Yabanc› dillerden sözcük al›-nabilir, kural de¤il. Dile giren yabanc›sözcük Türkçenin kurallar›na uygunbiçime dönüfltürülerek kullan›l›r; yaniTürkçelefltirilir.” “Devrim” sözcü¤ünün tan›m› da-ne yaz›k ki- baz› sözlük ve ansiklope-dilerde, “Devrim: devirmek’ten devir-im>devrim, ihtilal” biçiminde veril-mektedir. Oysa “devrim” çevrilme,bükülme, dönüflme anlamlar›nda özTürkçe bir sözcük olup “ihtilal” de¤il,inkilâp” karfl›l›¤›d›r. 1982 ihtilalinden sonra “devrim”,“ihtilal” karfl›l›¤› san›l›p korkularakyasaklanm›fl, “Devrim Tarihi” kitapla-r›n›n ad› bile de¤ifltirilmiflti.

Gerçekte ‘ink›lab’a da “inkilap”ada karfl›y›m: Çok güzel bir Türkçe kar-fl›l›¤› ‘devrim’ varken, b›rak›n “ink›-lab” Arab’›n ,“devrim” bizim olsun!

***Evet, “inkilap” yaz›nca ayaklanan-lar, ‘akil’ yaz›nca niye suspus olurlar?“Haber Türk” yeni bir gazete. Habercive yazar kadrosu tam oturmad› belki.Türkçe yaz›l›m yanl›fll›klar› çok; san›-yorum do¤ru yazmaya de¤il, h›zl› yaz-maya önem veriyorlar. Ancak: Cumhu-riyet gazetesinde “ak›ll› adam” anla-m›ndaki “âk›l adam” yerine “yeyici”anlam›ndaki “âkil” sözcü¤ünün hemde manfletten verilmesini yad›rgad›mve Cumhuriyet’e yak›flt›ramad›m.Sözcü¤ü, yanl›fl yazma bir yana, “akiladamlar” yerine, herkesin anlayaca¤›biçimde “ak›ll› adamlar” diye yazsalardüzey kayb›na m› u¤rarlard›?

Her iki sözcü¤ün yaz›l›fl›: “ak›l”de¤il, “âk›l” (ak›ll›); “akil” de¤il “âkil”-dir.

Âkil (Ar. ekl ‘yemek’ten âkil) Yi-yen, yiyici.

Eskiden hayvan biliminde beslen-me biçimlerine göre hayvanlar üçeayr›l›rd›: Âkilü’l-lahm: et yiyenler /etoburlar; âkilü’n-nebat: ot yiyenler/ otoburlar; âkilü’l-kül: hem et, hemot yiyenler / hepçiller.

Bir sözcük -haks›z yere- yerden ye-

Gerçekte ‘ink›lab’ada “inkilap”a dakarfl›y›m: Çok güzelbir Türkçe karfl›l›¤›‘devrim’ varken,b›rak›n “ink›lab”Arab’›n ,“devrim”bizim olsun!

BD EYLÜL 2010

115

Dr. Turan K›l›çç›o¤lu (1931-1994), 1973 se-çimlerinde CHP’den Çorum Belediye Baflkan-l›¤›na seçilir ve bu görevini aral›ks›z1984’ekadar sürdürür. Bir dönem sonra, 1989’daikinci kez Belediye Baflkanl›¤›na seçilen K›l›ç-ç›o¤lu, 1994’de kalbine yenik düfler...

Sonradan seçilen belediye baflkanlar›n›nda K›l›çç›o¤lu’nun izinden ayr›lmamalar› veÇorumlular›n kentlerine sahip ç›kmalar› so-nucu bugün de ayn› temizlik sürdürülür, gece-kondulaflmaya izin verilmez.

Çorumlular, bu de¤erli Belediye Baflkan›Dr. Turan K›l›çç›o¤lu’nu unutmamakta veminnetle anmaktad›rlar.

re vurulurken, yanl›fl kullan›lan birbaflka sözcü¤ün bafl tac› edilmesi an-lafl›l›r gibi de¤il. •orhanvelidedeo¤[email protected]

NOT: Dergimizin Eylül say›s›nda “Uygarl›k”bafll›kl› yaz›mda, Türkiye’nin gecekondusubulunmayan tek ilinin Çorum oldu¤undan,cadde ve sokaklar›n›n temizli¤inden söz et-mifltim. Okuyucular›mdan merak edip bu“uygar” belediye baflkan›n›n kim oldu¤unusoranlar oldu.

Ben de, yaflam›n› Çorum’da sürdüren Dr.Turgut Velidedeo¤lu’ ndan sorup ö¤rendim:

• Dünyan›n her taraf›nda ö¤retmenlerinsan toplulu¤unun en özverili ve sayg›-de¤er unsurlar›d›r. (1923)

• Yeni kuflak, en büyük cumhuriyetçilikdersini bu günkü ö¤retmenler toplulu-¤undan ve onlar›n yetifltirecekleri ö¤ret-menlerden alacakt›r.(1924)

• Ö¤retmenler!... Cumhuriyet, fikren,ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yük-sek seciyeli muhaf›zlar ister. Yeni nesli

bu nitelik ve kabiliyette yetifltirmek sizinelinizdedir. (1924) Ö¤retmenler Birli¤i KongresiÜyelerine.

• Ö¤retmenler; Yeni nesli, Cumhuriye-tin fedakâr ö¤retmen ve e¤itimcilerini,sizler yetifltireceksiniz ve yeni nesil, sizineseriniz olacakt›r… (1924) Ö¤retmenler Birli¤iKongresi Üyelerine.

• Ö¤retmenler! Erkek ve k›z çocuklar›-m›z›n, ayn› suretle bütün tahsil derecele-rindeki talim ve terbiyelerinin pratik ol-mas› mühimdir. Memleket evlâd›, herö¤renim aflamas›nda ekonomik hayattaverimli, etkili ve baflar›l› olacak surettedonat›lmal›d›r. (1924) Ö¤retmenler Birli¤i KongresiÜyelerine.

• Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdan›hür, irfan› hür" nesiller ister. 25.081924,Ö¤retmenler Birli¤i Kongresi Üyelerine.

• Milletleri kurtaranlar yaln›z ve ancakö¤retmenlerdir. Ö¤retmenden, e¤itici-den mahrum bir millet henüz millet na-m›n› almak yetene¤ini elde edememifltir.Ona basit bir kütle denir, millet denmez.(1925) ‹zmir Erkek Ö¤retmen Okulunda.

ATATÜRK’ÜNÖ⁄RETMENLERLE‹LG‹L‹ SÖZLER‹

Page 60: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

AKILLA BESLENMEKProf. Dr. Kenan Demirkol

Etyememeli mi

yemeli mi

Bafll›kta sözü edilen dana ve kuzu-koyun etidir yanik›rm›z› et. 20 y›l› aflk›n süredir hekimlerin önerisinekulak verirsek, k›rm›z› etten uzak durmal›y›z. Fakatneden uzak durmal›y›z? K›rm›z› etin insan sa¤l›¤›nazarar› nedir?

emen söyleyeyim. Hiçbir zarar›yoktur. Zararl› olan k›rm›z› etin etra-f›ndaki ya¤d›r. Ya¤ etten ay›klan›rsa

herhangi bir zarar kalmamaktad›r. Örne¤in çi¤köftelik k›yma ya¤dan tümüyle ar›nd›r›lm›fl et-ten haz›rlan›r. Bu etin ya¤ içeri¤i sadece %2,5-4 dolay›ndad›r. En ya¤s›z peynirin (light beyazpeynir) ya¤ oran› %8 dolay›ndad›r. Bu durumdahangisi daha zararl›d›r? Elbette ki peynir. Hemya¤ oran› iki kat fazla (bu light peynir için ge-çerli, tam ya¤l› beyaz peynirin ya¤ oran› ise%20 dolay›ndad›r, yani ya¤s›z etin en az 5 kat›kadar) hem de ya¤ asitleri farkl›d›r.

116

BD KASIM 2010

117

Tüm ya¤lar (iç ya¤, tereya¤›, zey-tinya¤›, ayçiçek ya¤ v.d.) de¤iflik ya¤asitlerinden oluflur. Ya¤ asitleri ya¤la-r›n temel tafllar›d›r. Nas›l proteinlerinyap› tafllar› amino asitlerse ya¤lar›nda yap› tafllar› ya¤ asitleridir.

Çok say›da farkl› ya¤ asitleri var-d›r. Bunlar›n hem kimyasal hem debiyolojik etkileri farkl›d›r. Tüm ya¤asitleri 3 ana grup içinde incelenir:

Doymufl ya¤ asitleri,Tekli doymam›fl ya¤ asitleri,Çoklu doymam›fl ya¤ asitleri.Çoklu doymam›fl ya¤ asitleri

omega-3 ve omega-6 ya¤ asitleri diyeikiye ayr›l›r.

Bilindi¤i gibi insan sa¤l›¤› aç›s›ndanen çok suçlanan doymufl ya¤ asitleri-dir. Bu suçlama k›smen hakl›d›r. Do-¤ada 40’a yak›n doymufl ya¤ asidi var-d›r fakat bunlar›n sadece 3 tanesi ko-lesterolü oksitleyerek damar sertli¤ineyol açmaktad›r. Bunlar laurik asit, mi-ristik asit ve palmitik asittir. En belal›s›olan palmitik asit örne¤in kahvelerekonulan süt tozlar›n›n birço¤unun hammaddesidir.

Hani bitkisel ve sa¤l›kl›yd›?Hayvanlar m›s›r silaj›, pancar küs-

pesi, tah›l gibi niflasta ve fleker içeri¤iyo¤un yemlerle besledi¤inde iç ya¤›n-daki hakim ya¤ asidi palmitik asittir,yani damar sertli¤ine neden olan ya¤asididir. Halbuki hayvan %100 mera-da beslendi¤inde iç ya¤›ndaki hakimya¤ asidi stearik asittir.

Stearik asit de doymufl ya¤ asitle-rinden biridir, 37,5 derece ›s›da eridi-¤inden yendikten sonra ba¤›rsakta e-rimedi¤i için emilememektedir.

Ateflimiz yüksekse ne olacak? Ozaman eriyecek ve emilecek. Yine dekorkmay›n çünkü stearik asit ba¤›rsak-tan emildikten k›sa süre sonra oleikaside dönüflür. Oleik asit zeytinya¤›n›nham maddesi olan tekli doymam›flya¤ asitlerinden biridir.

Atalar›m›z iç ya¤ ya da kuyruk ya-¤› yedi¤inde demek ki asl›nda zeytin-ya¤› yiyorlarm›fl. 50 y›l önce Adanakebap yendi¤inde hiçbir sorun olufl-mazken flimdi kalp hastas› olunuyor.

Gelelim ya¤s›z çi¤köftelik k›yma-ya ya da kuzu fliflteki ya¤s›z ete veyabonfileye, yani çevre ya¤› tümüyleal›nm›fl saf k›rm›z› ete. Bunda da hücreiçi ya¤ mevcut. K›rm›z› etin hücre içiya¤›n›n da hakim ya¤ asidi damar sert-li¤ine neden olmayan, insan sa¤l›¤›na

Atalar›m›z iç ya¤ya da kuyruk ya¤›yedi¤inde demek kiasl›nda zeytinya¤›yiyorlarm›fl.

Page 61: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

118

hiçbir zarar› olamayan stearik asittir.O halde doktorlar›n k›rm›z› et ye-

meyin uyar›s› yanl›fl bir uyar›. Günü-müzde hayvanlar ne yaz›k ki meradabeslenmedi¤i ve iç ya¤lar› sak›ncal›oldu¤u için hayvansal ya¤ yenmemesigerekiyor. Bu tereya¤› için de geçerlifakat süt, peynir ve tereya¤› konusunubaflka bir sefer ele alaca¤›z.

O halde et yemeli mi sorusunununyan›t›; evet, ama ya¤s›z et.

t önemli bir protein kayna-¤›d›r fakat yumurta daha ucuzbir protein kayna¤›d›r. Ama ette

baflka hiçbir besinden al›namayacakkalitede baflka bir madde var:

Demir.Sebzelerde de demir vard›r fakat

biyolojik yararl›l›¤› asla k›rm›z ettekidemir gibi de¤ildir. Türkiye’de çocukve gençlik ça¤›ndakilerin yar›ns›ndademir eksikli¤ine ba¤l› kans›zl›k var-

d›r. Demir sadece kans›zl›kaç›s›ndan önemli de¤ildir.Beynin entelektüel etkinli-¤i için de demir son dereceönemlidir. Y›llar önce bir biliflimflirketi Türkiye’ye yat›r›myapmaktan son anda vazgeçmifltir. Gerekçe olarakyeterli matematikçinin ol-mamas› ileri sürülmüfltür.Gençlerinde bu kadar de-mir eksikli¤i olan bir top-lumdan yeterli matematik-çi yetiflemez. Demek ki insan sa¤l›¤›aç›s›ndan k›rm›z› et vaz ge-çilmez bir besin maddesi-

dir.Gönül rahatl›¤› ile et tüketebilir

miyiz? Tüketmeli miyiz sorusuna ya-n›t evet de, yukar›daki sorunun yan›t›evet mi?

Ne yaz›k ki hay›r. Hayvan ne yerseodur.

1. Ülkemize 10 y›l› aflk›n süredirGDO’lu m›s›r ve soya fasulyesi gir-mektedir. Bu sürenin son bir y›l› ç›kanyeni yasa ve yönetmelikler nedeniyleresmî. Bu ürünler a¤›rl›kl› olarak hay-van yemi olarak kullan›lmaktad›r.

GDO’lu yemle beslenen bir hay-van›n etini gönül rahatl›¤› ile yiyebi-lirsiniz denemez çünkü yap›lan yeniçal›flmalarda bitkideki yapay olufltu-rulmufl genlerin ete geçti¤i saptanm›fl-t›r. Bu yapay genlerin insan sa¤l›¤›üzerine etkileri ise henüz çok az ince-lenmifltir. Ancak ilk bilimsel ip uçlar›ürkütücü boyuttad›r.

2. Ah›rda tutulan hayvanlarda

O halde et yemeli misorusununun yan›t›;evet, ama ya¤s›z et.

BD KASIM 2010

119

infeksiyon hastal›klar› yo¤un bir flekil-de görülür. Özellikle sütteki mikropsay›s› çok yüksek ç›kmaktad›r. Bunuönlemek için hayvanlara çok yüksekdozlarda antibiyotik verilmektedir. Ba-zen antibiyotik miktar› o kadar yüksek-tir ki süt maya bile tutmamakta yanipeynir veya yo¤urt yap›lamamaktad›r.

Meralar› yok ederseniz sa¤l›kl› ol-ma hakk›n›z› da yok edersiniz.

En ucuz hayvan beslenmesi hay-vanlar›n merada beslenmesidir. Birkaçony›ld›r (IMF, Dünya Bankas›, ABbask›lar›yla) sürdürülen hayvanc›l›kpolitikalar› ülkemizde hayvanc›l›¤›yok olma noktas›na getirdi. Et ve Bal›kKurumu eritildi, Süt Endüstri Kurumuözellefltirme yoluyla kapat›ld›, Yem-sen yok edildi. 1980 y›l›nda ülkemizde

yaflayan herbir nüfusa 2 büyük ya daküçük bafl hayvan düflerken günümüz-de sadece yar›m havyan düflmektedir.30 y›lda hayvan varl›¤› %75 erimifloldu (elbette nüfus da artt› ama hayvanvarl›¤›n› nüfusa orant›l› olarak art›r-mak olas›yd›).

Merada besleyemedi¤iniz hayvan›ah›rda tutup sanayi yemlerle beslen-mek zorunda kal›rs›n›z. Sebest dolafl-mayan hayvanda hastal›klar›n dahafazla olmas› sonucu zorunlu olan teda-

vi masraflar›, sanayi yeme ödenen pa-ralar girdi maliyetinin çok yükseltmifl,süt sat›fllar› ile hayvan›n maliyetinikarfl›lamak olanaks›z hale gelmifltir.Çiftçiler sütten kazanamay›nca hayva-n›n› besleyemez hale düflmüfl, hayvan-lar› kesmek zorunda kalm›flt›r.

Meralar›n yok edilmesi baflta sa¤-l›kl› hayvansal ürünlerin yok olmas›sonra da hayvan varl›¤›n›n tümüyleyok olmas›d›r.

Çare et ithal etmek midir?Yap›labilecek en büyük hata bu-

dur. Ancak hükümet insanlar›m›z›nucuz et elde edebilmesi için ithalatyoluna gitmemifltir. AB bask›lar› ne-deniyle ithalata izin vermifltir. AvrupaBirli¤i’ne girme sürecinde flu s›ra mü-zakere edilen dosya Tar›m Dosyas›d›r.Dünyan›n en büyük süt üreticisi dola-y›s›yla k›rm›z› et üreticisi AB’dir. ABy›llard›r elinde fazlaca bulunan et vesüt ürünlerine yeni pazar aramakta vebu çerçevede gözünü 75 milyonlukTürkiye’ye dikmifltir. Tansu Çiller dö-neminde imzalanm›fl Gümrük Birli¤i’-nin koflullar›ndan biri Türkiye’nin hery›l AB’den 19 bin ton k›rm›z› et, 3bin ton besi hayvan› almas›d›r. Avru-pa’da ortaya ç›kan deli dana hastal›¤›nedeniyle et ithalat›n› yasaklayan Tür-kiye flimdi müzakere masas›na oturun-ca eski yükümlülükleri hat›rlat›ld›.AB’den et ithal etmezsen biz masadankalkar›z dendi.

Avrupa’l› çiftçileri kalk›nd›rmay›kendine vazife sayan hükümet Anado-lu çiftçisini ne zaman görecek?

Çiftçisi olmayan bir toplum varl›-¤›n› sürdüremez. •

[email protected]

Bazen antibiyotikmiktar› o kadaryüksektir ki sütmaya tutmamaktapeynir veya yo¤urtyap›lamamaktad›r.

Page 62: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

120

n basitinden her gün egzoz duman›soluyor, elektronik kirlili¤e maruz kal›-yor, büyük metal kutularda ifle gidip ge-liyor ve kanatlar›m›z olmasa da devam-

l› uçmuyor muyuz?Hadi, yukar›dakileri de¤ifltirmek çok zor,

modern hayat›m›z› b›rak›p da¤ bafl›nda yafla-may› seçmiyoruz. Peki; seçebilece¤imiz birçok fleyin ne kadar›n› do¤ru seçiyoruz?

Çok zorlanmadan de¤ifltirebilece¤imiz fleyleri...Örne¤in, siz plastik flifleden su içmiyor musunuz; flifle ›s›n›nca ve/veya

so¤uyunca içine kar›flan plastikle birlikte... Gerçekten plastik tad› hiç a¤z›-

Yazan: GÜL KAYNAK

Kanserdenhem de bugünvazgeçebiliriz

Kanserdenhem de bugünvazgeçebilirizKanser, ne yafla bak›yor, ne statüye... Peki yaflamtarz›m›za ve seçimlerimize de bakm›yor diyebilir miyiz?Neyi do¤ru ve o do¤runun ne kadar›n› do¤ru yap›yoruz?Gerçekten ne kadar do¤al yafl›yoruz?

Geçen ayTürkiye’yi ziyaret eden

kanser doktorudostumuz flöyle dedi:“Olacak m›y›z de¤il, ne

zaman olaca¤›z?"

BD KASIM 2010

121

n›za gelmedi mi?Plastik yer miydiniz... Ama içiyor-

sunuz, çocuklar›n›za da içiriyorsunuz.Hücre bozuklu¤u nas›l bafll›yor zanne-diyoruz?

Piflirince 6 gün sonra yemeyece¤i-niz fleyi, üzerinde 6 ay raf ömrü yazanpaketten ç›kar›p yemediniz mi hiç?

Nas›l o kadar ay sonra ilk günkülezzetle, renkle, kokuyla, k›t›rl›kla ka-labilir o cips? Raf ömrü uzunsa, sizinömrünüzü k›salt›r diye hiç düflünme-diniz mi?

Çocu¤unuzun yedi¤i yiyecekler-deki çeflit çeflit renklerin boya oldu¤u-nu fark etmiyor musunuz? Üreticilerebu ne güven bu, üzerinde “öldürür”yazan fleylerin sat›labildi¤i bir dünya-da yaflam›yor muyuz?

Söz oraya gelmiflken hâlâ sigaraiçiyor musunuz? Tamam kendi bafl›n›-za b›rakam›yorsunuz, peki çok etkiliyöntemler var, muhakkak duymuflsu-nuzdur, hiç denediniz mi? Üzerinde“seni öldürür” yazm›fllar, daha neyibekliyorsunuz, bunu kan›tlamay› m›?

Hayvansal protein ve fleker tüketi-minizin afl›r›ya kaçt›¤›n›n fark›nda de-¤il misiniz, en son ne zaman do¤adangelen gerçek yiyecekler yediniz bütünbir gün boyunca? Paketsiz, piflmeden,dal›ndan kopar›ld›¤› gibi... Raf ömrüyüksek kârl› bir mala dönüflmeden...

Ba¤›rsaklar›n›z, mideniz gerçektensize baz› sinyalleri vermiyor mu? “Sin-diremiyorum yedi¤in fleyleri iflte, fliflipduruyorum” diye. Bu kadar m› far-k›nda de¤iliz vücudumuzun verdi¤isinyallerden?

Dil alt›ndaki bölgeye konan her

fleyin yutmaktan daha h›zl› kana kar›fl-t›¤›n› hiç duymad›n›z m›?

O zaman nas›l floridli, boyal›, kim-yasall› difl macunu kullanmaya devamediyorsunuz ailecek, her gün ömrünüzboyunca?

Günlük ald›¤›n›z ilac›n toksik birmadde oldu¤unu gerçekten bilmiyormusunuz? O ilac› almadan önce, onukullanman›za sebep olan probleminizibaflka bir yolla çözmeyi denediniz mi?Hayat tarzı de¤iflikli¤i, daha sa¤l›kl›beslenmek, düzenli egzersiz yapmak,

Bo¤aziçi Üniversi-tesi Uluslararas›iliflkiler Bölümü’n-den mezun olanGül Kaynak, ayn›üniversitenin Tu-rizm-Otel ‹flletme-cili¤i Bölümü’ndende diploma ald›.Dreamlands SpaBoutiques Türki-ye'nin kuruluflun-da Genel Müdür

olarak Türkiye’deki flubelerini açt› ve bumerkezleri yönetti; özel Detoks program-lar› düzenledi. 2005 y›l›ndan buyana TheLifeCo Well-Being Sa¤l›kl› Yaflam fiirke-ti’nin bünyesinde olan Gül Kaynak, firma-nın ‹stanbul ve Bodrum’daki tesislerininKoordinatörü ve Detoks Uzman›. Tayland,Almanya ve Amerika’daki çeflitli Detoksmerkezlerinde incelemelerde bulunanGül Kaynak insanlara daha sa¤l›kl› vemutlu bir ömür sürmeleri için, beden veyaflamlarından en üst düzeyde verim ala-bilecekleri yaflam biçimini göstermeyekendini adam›fl sa¤l›kl› yaflam koçu veDetoks uzman›dır. �

Gül Kaynak

Page 63: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

122

kilo vermek, detoks yapmak vs gibi.Kolay›n›za geldi¤i için

ald›¤›n›z ilac›n yan etkileri vebedenimizde yaratt›¤› birikim ne ola-cak? Daha kaç sene alacaks›n›z o ila-c›? Yoksa ömür boyu mu? Kök sebebeinip çözmek yerine semptomlar› ka-patman›n bede-lini ödemeye haz›r m›-y›z?

n son ne zaman ayakkab›-lar›n›z› ç›kar›p topra¤a bast›-n›z? Misafir kanser doktorune dedi geçen ayki seminerde

“Her gün 45 dakika ç›plak ayak topra-¤a, çimene basmal› kanser hastalar›”.‹lla hasta olmay› m› beklemeliyiz, flim-diden yapsak?

Ö¤le molas›n› illa kapal› mekândam› geçirmeliyiz, arada bir piknik yap-may› denesek...Veya bir telefon görüfl-memizi yal›nayak d›flar›da bir yerdeyapsak…

Yiyecek ve içecekleri-mizde plastik kullanmaktanuzak dursak?

Vücut bak›m ürünlerinido¤al olanlar› ile de¤ifltirsek.Bulafl›k makinesi deterjan›n›kimyasals›z olandan seçsekde her yemekle, içecekletabakta, bardakta kalan deter-jan›n art›klar›n› dabedenimize almasak.

Cep telefonlar›n›n, kab losuz in-ternet dalgalar›n›n vs zararlar› içinkoruyucular kullansak.

Güneflten ald›¤› iyilefltirici enerji-yi vücudumuza verecek olan do¤alrengindeki organik sebzelerden bolcayesek, do¤an›n piflirdi¤i hâlleri ile, a-tefl içindeki sa¤l›kl› ve gerekli mineral,vitamin ve enzimlerini öldürmeden...“So¤anla, biberi ateflte öldür...” tarifig›dalara ne yapt›¤›m›z› göstermek a-d›na yeterince aç›k de¤il mi sizce de?

Kibir için, baflkalar›na güzel gö-rünmek için, kapal›, havas›z salonlardahaftada bir-iki vücut gelifltirmeyi sa¤-

l›kl› spor zannetmek yerine,gerçekten sa¤l›kl› olmakiçin oksijeni bol yerlerde,bir parkta mesela, en az›n-dan yürüsek. Yoga ve medi-tasyonu haftada 2 kere birsaat de olsa hayat›m›za sok-sak da fark›n› fark etsek. Rahatlaman›n yollar›n›bulma ve uygulama konu-

Yiyecek veiçeceklerimizdeplastik kaplar›kullanmaktanuzak dursak?

123

ve bunu de¤ifltirmek için kontrolü elealabilece¤imizi ö¤renmeye bugün bafl-lasak…

5 sene sonra doktorumuzun sevdi-¤imiz bir insana veya bize “Kanser”tan›s› koymamas› için hemen flimdibir fleyler yapmaya bafllasak ve...

sunda biraz daha ›srarc› olsak.Midemizin asit salg›lamas›ndan,

%100 stres kaynakl› s›rt a¤r›lar›na,gece difl g›c›rdatmaya uzanan bedeni-mizi hasta eden ifllerimize biraz daha“bu da geçer” felsefesi ile bakabilmeyibaflarsak... Daha çok gülsek, daha çokbofl versek, daha çok affetsek, dahaçok sevsek…

3 yafl›nda bir çocu¤un kanser ol-mak için çok da bir fley yapacak vaktiolmad›¤›n› fark edip, anne ve baba ol-maya karar verdiysek, böyle bir kararöncesi daha sa¤l›kl› olmam›z gerekti-¤ini, çünkü dünyaya getirdi¤imiz var-l›¤›n bizim bedenimizden hayat buldu-¤unu anlasak. Vücudumuzun sadeced›fl›n› de¤il içini de periyodik olaraktemizlesek, ar›nsak.

30 yafl›n›n kolesterol ve fleker dü-zenleyici kullanmak için çok erkenoldu¤unu görsek.

40 yafl›n›n kansere teslim olmakiçin fazlas›yla genç bir yafl oldu¤unu

Rahatlaman›nyollar›n› bulma

ve uygulamakonusunda biraz

daha ›srarc›olsak.

Rahatlaman›nyollar›n› bulma

ve uygulamakonusunda biraz

daha ›srarc›olsak.

Kanser olmaktanbugün vazgeçsekolmaz m›?

BD KASIM 2010

Page 64: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

DÜNYAMDAN DÜNYAYASevcan Ak›nc›

Semiha Ö¤retmenO benim ilkokul ö¤retmenimdi. Her 24 kas›mda

oldu¤u gibi bu kez de zaman bulup ziyaretine gide-

bilmifltim. Bunca y›l onu unutmadan arada telefonla

hat›r›n› sormam›n ve her ö¤retmenler gününde zi-

yaretlerimi aksatmay›fl›m›n nedenini bir tek sözcükle

aç›klayabilirdim: Sevgi124

nda do¤ufltan varm›fl gibigörünen, ö¤retmenlikten baflka birmesle¤i yak›flt›ramad›¤›m›z sevgi doluyap›s› belki de annesinden devrald›¤›bir özellikti. S›n›f›m›zdaki her ö¤rencionu ”okuldaki annesi” gibi görürdü.Yard›ma gerek duydu¤umuz anda ak-l›m›za gelen ilk isim Semiha Ö¤ret-men olur, k›z›p kafllar›n› çatarak ko-nuflmaya bafllad›¤›nda bile yan›m›zdaolaca¤›n›, sorunumuzu çözece¤ini bi-lirdik.

Annesi de onun gibi bu mesle¤eömrünü vermifl, s›n›f›nda bulunan herçocu¤a kendi yavrusuymufl gibi za-man ay›rmaya çal›flm›fl ve mesle¤inimiras olarak k›z›na devredip budünyadan ayr›lm›flt›.

Aradan onca y›l geçtikten sonrabile benli¤imde hiç eskimeyip canl›kalan ve sonradan bir çeflit dostlu¤adönüflerek devam eden, bu kas›m günüyine yan›nda olmam› sa¤layan fleyintan›m› yine sevgiden baflka ne olabilir-di ki ...

Evi biraz serinceydi. Üflüyen ayak-lar›n› bataniyeyle sarm›fl, yan taraf›naald›¤› bir kaç albümdeki, foto¤raflarabak›yor, bir yandan da benim mutfa-¤›nda demleyip getirdi¤im çaylar›m›z›yudumluyorduk. ‹nce parmaklar›n› al-büm sayfalar›ndaki siyah-beyaz foto¤-raflar›n üzerinde minik yavrular›n›nsaçlar›n› okflarcas›na dolaflt›r›yordu.

‹flaret parma¤›yla gösterdi¤i yüzler

hakk›nda tek tek konuflurken ince,titrek sesinde engel olamad›¤› bir hü-zün hissediliyordu.

"Bu ö¤rencimin ad› Mehmet, sonald›¤›m duyumlara göre Almanya'dauçak fabrikas›nda çal›fl›yormufl.� Nihâlde ö¤retmen olmufl... Bu sizden sonra-ki dönemden; Selahattin. Teknik Üni-versite’yi bitirdi. Elektronik mühendisioldu....”

Foto¤raflar›n aras›nda s›n›fta do-lafl›r gibi dolafl›yor, her biri hakk›ndabildiklerini anlat›yordu.

Bir ara sessiz kald›k. O gün yan›n-da sadece ben oldu¤um gerçe¤ininay›rd›na varm›fl ve sanki akl›mdakisoruyu alg›lam›fl gibi gözlerini albüm-den kald›rmadan yan›t verdi:

"Hayat bu, yollar›m›z ayr›ld›.� Hep-si iyi çocuklard›, çal›flkand› ö¤renci-lerim.� Gelmelerini, onlar› görmeyiçok isterdim; ama dedim ya, dünyatelaflesi, gelemez çocuklar›m...

Bafl›n› kald›r›p gülümseyerek yü-züme bakt›.

”Biliyor musun bir kiflinin geliphat›r›m› sormas› yeterli. Sen buradatüm ö¤rencilerimin ad›na buradas›n.Onlar› temsil ediyorsun. Düflündü¤üngibi de¤il; hiçbiri ’ikmale kalmad›.’Sadece mazeretliler.”

Ne söyleyece¤imi bilemeden bar-daklar› al›p mutfa¤a yöneldim. Çaylar›m›z› yeniden doldururken süreyi birazuzat›p bo¤az›mda dü¤ümlenen duygu-

O

125

BD KASIM 2010

Page 65: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

126

lar›m›n yat›flmas›n›bekledim. Sesiminnormal tonda ç›kaca-¤›ndan emin olduktansonra mutfaktan sesle-nerek öylesine bir kaçsoru yönelttim ö¤ret-menime...

Çay tepsisiyle tek-rar yan›na döndü¤üm-de konu de¤iflmiflti. Obenle konuflmaya dal-m›fl geçmifl günleri an-lat›rken zihnimde yük-selen iç sesimin onunkonuflmas›n› bast›rd›¤›n› duyumsad›m.

Bu nas›l bir yürekti?.. ‹stese pekala”Eskiden ö¤retmenlik mesle¤ine bak›flçok farkl›yd›..." diye konuflmaya bafl-layabilir, art›k mesle¤e sayg›n›n kal-mad›¤›n›, insanlar›n vefa duygusunuyitirdiklerini söyleyip s›zlanabilir; ya-k›nm›fl olmakta haks›z da say›l›yor ol-mazd›... Bunu hiç olmazsa bugün yap-mas›, yaflam› boyunca hiç yak›nmam›flolmas›n›n bir karfl›l›¤› olabilirdi.

Yine Semiha Ö¤retmen’li¤indenvazgeçmemifl, s›zlanmam›fl; çok kifli-nin yapabilece¤i yolu seçip di¤erlerinisuçlama kolayc›l›¤›na kap›lmam›flt›.

Bugün benden baflka ziyaretinehiç kimse gelmemiflti. Buna karfl›n be-

nim üzerimden herkese sevgisini tektek da¤›tm›fl, tüm ö¤rencilerini benimvarl›¤›mda yeniden ba¤r›na basm›flt›.

Yaflam› sevgiyle onurland›rman›nyollar›ndan birini y›llar sonra yine il-kokul ö¤retmenimden ö¤reniyordum.Semiha Ö¤retmen’in ö¤retmenli¤i hiçbitmeyecekti...

‹nan›yorum ki içimizden birilerizaman ay›r›p bu günde ö¤retmenle-rinden birini ziyaret ettiler. Veya on-lara hat›rland›klar›n›, nas›l olduklar›n›soran bir mektup yazd›lar.

Bunu ”ikmale kalmam›fl” ve, ”ma-zeretli” olan tüm arkadafllar› ad›na yap-t›lar. •

[email protected]

Benim üzerimden herkesesevgisini tek tek da¤›tm›fl,tüm ö¤rencilerini benimvarl›¤›mda yeniden ba¤r›-na basm›flt›

BD KASIM 2010

127

Sudokusuz Yapamayanlar ‹çin

Sudoku Yapamayanlar ‹çin

4

9

3

8

25

6

5

3

92

21

3

73

3

7 4

1

6

44

7

81

9

7

3

7

7

9

6

931

2

6 3

9

8

2

79

8

48

58

7

85 2

7

628

75 2

2

Page 66: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

128

aka yapmad›¤›m› anlay›ncamerakla “Nas›l yani?” diye sordu-lar. “Hiç tan›mad›¤›n insanlara

nas›l güvenip evini açars›n? ”Onlara dilim döndü¤ünce “Couch-

Surfing (CS)” oluflumundan söz et-meye çal›flt›ysam da endiflelerini yokedemedim.

fiimdi sizler de merak ediyor ol-mal›s›n›z nedir bu CouchSurfing olu-flumu diye. Yan sütunlar›m›zda ayr›n-t›l› olarak tan›taca¤›m›z CouchSurfingbugün 230 ülkeden yaklafl›k 1.5 mil-yon insan›n kulland›¤›, kâr amac› güt-meyen bir konukseverlik a¤›...� Couch-Surfing�sözcü¤ünü dilimizde” Çekyat�Sörfü” belki de�en iyi�”Çekyat Gezisi”�diye tan›mlayabiliriz.�

Çantas› her an yollara düflmeye ha-z›r bir gezgin olarak�y›llard›r duydu-¤um, gördü¤üm tüm gezi sitelerine

üye olurum.�Di¤er gezginlerin öykü-lerini okurken,�en ekonomik olaraknereye nas›l gidilir, gezilecek, görü-lecek ilginç yerleri araflt›r›rken sankiertesi gün yola ç›kacakm›fl›m gibi he-yecanlan›r›m. CouchSurfing oluflumuile ilk kez Ömürden Sezgin, Onur ‹nalve Engin Kaban’›n kurdu¤u, üyeleriaras›nda yazar-gezgin Buket Uzuner’-in de bulundu¤u,�s›rt çantal›lar e-postagrubunda tan›flt›m. Bu arada s›rt çan-tal›lar deyince akl›n›za saç› sakal› bir-birine kar›flm›fl, ifli gücü olmayan in-sanlar gelmesin. Üyelerinin büyük ço-¤unlu¤u okullar›n› bitirmifl, diploma-lar›n› alm›fl, gezmeyi bir yaflam biçi-mine dönüfltürmüfl insanlardan olu-fluyor. CouchSurfing ile ilgili yaz›flma-lar› okudukça heyecanland›m, heye-canland›kça araflt›rd›m, araflt›rd›kçaö¤rendim ve sadece Türkiye’de otuz-

YAfiAMDANYANSIMALARNuray Bartoschek

AmanOtelcilerDuymas›n

Arkadafllar›ma “Yar›n akflam hiç tan›mad›¤›m bir Polonyal›çifti bizim evde konuk edece¤iz, ertesi gün de Alman birçift gelecek.” dedi¤imde flaka yap›yorum sand›lar.

fi

Turizmde “ÇekYat”Yöntemi Yay›l›yor

COUCH SURFING NED‹R?Couchsurfing,�bugün 230 ülkeden yaklafl›k bir buçuk milyon insan›n kulland›¤›,ücretsiz bir konukseverlik a¤›. Birbirinden farkl› yaflam biçimlerine, kültürleresahip belki de hiçbir zaman bir araya gelip paylafl›mda bulunmayacak insanlar›bir çat› alt›nda toplayan bir oluflum.

Sitenin öncelikli amac› farkl› kültürlerden insanlar› bir araya getirmek, payla-fl›mda bulunmalar›n›, kaynaflmalar›n› sa¤layarak çekyat gezileriyle dünyay› dahabar›flç›, yaflan›l›r bir gezegen k›lmak. Baflkalar›n›n evine konuk olarak gidebildi¤inizgibi, siz de evinize konuk alabiliyor ya da yat›l› konuk almak istemezseniz yaln›zcabir kahve içimi farkl› ülkelerden insanlarla tan›flabiliyorsunuz. Üyelerin ayr›nt›l›bilgileri sayfalar›nda yer al›yor ve istedi¤inizi onayl›yor, istemedi¤inize kibarcaistenilen tarihlerde uygun çekyat›n›z olmad›¤›n› bildirebiliyorsunuz. Sizler de bugenifl aileye kat›lmak�isterseniz www.couchsurfing.org adresinden CS ile dahaayr›nt›l› bilgi alabilirsiniz.

129

Page 67: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

befl binin üzerinde üyesi oldu¤unu �vedünya s›ralamas›nda onüçüncü s›radaoldu¤umuzu okuyunca flaflk›nl›¤›mbir kat daha artt›.�

Gruptaki yaz›flmalardan Barcelo-na’da gezide oldu¤unu okudu¤um Öz-lem Güzelharcan’a bir ileti göndererekbana bu konudaki deneyimlerini anlat-mas›n› rica ettim. Özlem, yirmi yediyafl›nda, Edirne’de ‹ngilizce ö¤retme-

BD KASIM 2010

t› flöyle:�“Hiç olumsuz deneyimim ol-mad›. Ama çekyat gezileriyle y›llard›rbirbirinden güzel insanlar tan›d›m. Bi-sikletiyle Çin’den yola ç›kan insanlarlakarfl›laflt›m, iflinden ayr›l›p kendinidünyay› gezmeye adam›fl kad›nlar veadamlar›n ilginç yol öykülerini dinle-dim. Yepyeni yemekler yapmay›, hiçbilmedi¤im dillerde flark› söylemeyiö¤rendim. Dünyan›n en içten, en� ya-flam dolu,�en bar›flç› insanlar›n› tan›-

“Hiç olumsuz deneyimin oldumu?” soruma Özlem ö¤retmenin yan›-d›m. Birbirleri ile geçinemedi¤i söyle-nen halklar›n insanlar›n›n hep birlikteyürekten güldüklerine, a¤lad›klar›na,insanlar›n birbirlerine din ve ›rk ayr›m›yapmadan koflulsuz yard›m ettiklerineve bundan mutluluk duymalar›na tan›k

oldum.”

Tüm bu bilgiler-den sonra k›z›mLara ile konuflaraksiteye üye oldum vekonuk� a¤›rlamakiçin evimizde yeter-li çek-yat›m›z oldu-¤unu belirttik. Üyeoluflumuzun ertesigünü on dokuzyafl›ndaki AlmanMarian Brehmer vek›z arkadafl› Maren

‹kisi de öylesine do¤al, s›cakkanl›, incedüflünceliydiler ki, birlikte geçirdi¤imizdört günde ailemizin�bireyleri oldular.

Polonyal› Eric Rheims ve KarolinaWilczynska evimizde a¤›rlad›¤›m›zilk ”ÇekYat” konuklar›m›zd›.

130

ni. 2006 y›l›ndan buyana CS ailesinde.fiu ana dek evinde farkl› ülkelerdenyirmiden fazla kifliyi konuk etmifl veyurtd›fl›nda gitti¤i her ülkede deçekyat gezilerine devam etmifl.Hollanda’dan otostopla gelen ilkkonu¤unu çal›flt›¤› okula götürüpö¤rencileri ile tan›flt›rm›fl.

BD KASIM 2010

131

Schulz’tan�evimizde iki gece kal›pkalamayacaklar›n› soran mesaj al›ncaheyecanland›k. Onlara onay ver-di¤imizin akflam› bu kez Polonyal›,otuz yafl›ndaki Eric Rheims ve 29 ya-fl›ndaki k›z arkadafl› Karolina Wilczy-nska’dan evimizde konuk olarak kal›pbizi ve yaflad›¤›m›z yöreyi yak›ndantan›mak istediklerini bildiren bir iletiald›k. Salonda çekyatta kalabilecekle-rini ama dersim�oldu¤u için erken kalk-malar› gerekti¤ini bildirdim.

‹lk konuklar›m›z Eric ve Karolinaile�otogarda buluflmaya giderken ol-dukça heyecanl›yd›k. Eric avukat, Ka-roline ise bir yay›nevinde pazarlamamüdürü. ‹kisi de öylesine do¤al, s›cak-kanl›, ince düflünceliler ki, birlikte ge-çirdi¤imiz dört günde ailemizin bireyioldular bizim için.�Karolina k›s›r yap-mak için yeflillikleri do¤rarken, Eric

eline tornaviday› al›p k›r›k, bozuk ka-p›lar›m›, dolaplar›m› onard›. Ben ye-mek yapt›m, Karolina bulafl›klar› y›-kad›. Balkonda yeme¤imizi yerkenbize ilk CS deneyimlerini anlatt›lar.

Eric “Hindistan’da bilmedi¤imizbir ilde kaybolmufltuk.“ dedi. “Otelbulmam›za yard›mc› olan bir adamlatan›flt›k. Otel bulman›n ötesinde �bizeyaflad›¤› ili tan›tt›, müzeleri gezdirdive kendisine para vermeyi önerdi¤i-mizde CS’den söz etti ve bunun kendi-sini incitece¤ini, kendisinin konu¤uoldu¤umuzu söyledi. Biz de, ancak ay-n› biçimde konukseverli¤imizi gös-tererek hem ülkemizi �daha iyi tan›ta-bilece¤imizi, hem de daha iyi bir dün-ya için destek olabilece¤imizi düflün-dük.�Geçen y›l, yan›nda �yedi yafl›ndak›z› olan,� Rusça’dan baflka dil bilme-

Alman Marian Brehner ve k›zarkadafl› Maren Schulz evimizde iki

gecelik misafirimiz oldular

Page 68: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

132

yen bir Rus bayan› iki gün konuk ettikevimizde. El iflaretleri ve telefonlaRusça destek ald›¤›m›z arkadafllar›-m›z›n yard›m›yla iletiflim kurduk. Ko-nuk olarak ilk deneyimimizi ise istan-bul’da veteriner olan Fatma ile yafla-d›k. Polonya’da yar›m saat süren kah-valt›, Fatma’n›n bizi götürdü¤ü Bo¤az’-da tam üç saat keyifle sürdü.

Sonras›nda Bursa, Kufladas› vederken Fethiye’de sizi tan›yarak kendi-mizi gerçekten bir aile ortam›nda bul-duk.”

Eric ve Karolina’yla�balkonumuzdagece üçlere dek tad›na doyulmaz�soh-betler ettik. Karolina “Birkaç gün içinyaflant›n›z› paylaflarak,� Türkiye veTürk kültürü ile ilgili gezi kitaplar›ndayaz›lanlardan çok daha fazlas›n› ö¤ren-dik. Çekyat gezileri farkl› kültürlerinbirbirlerini tan›malar›, anlamalar›, in-sanlar ve uluslar aras›nda dostluklar�

kurulmas›n› sa¤l›yor.” derken, �Ericdevam etti söze “Seyahat insan›n kifli-li¤inin geliflmesine, daha aç›k fikirlive baflkalar›na karfl› daha hoflgörülüolmas›na yard›mc› oluyor.� Bizim gö-rüflümüze göre politik sorunlar›n ço¤ubaflkalar›na karfl› hoflgörüsüzlü¤ün veyanl›fl anlafl›lmalar›n sonucu, keflkepolitikac›lar› da çekyat gezilerine gön-derebilsek! ‹nsanlarla karfl›l›kl› konufl-mak, tart›flmak onlar› ve sorunlar›n›anlayabilmenin en iyi yolu. Böyleceönyarg›lar›m›zdan da kurtuluyoruz.Befl y›ld›zl› otellerde kalarak o ülkenintarihini ve kültürünü ö¤renemezsiniz,daha önemlisi insanlar›n› tan›yamaz-s›n›z, böyle yerlerde� ço¤u kez kald›¤›-n›z yerin kap›lar›n›n d›fl›na bile ç›kmaz-s›n›z. “

Evimde hiç tan›mad›¤›m insanlar›konuk edece¤imi söyledi¤imde bana“Sen deli misin, nas›l güvenebilirsin?”diyen arkadafllar›m, Eric ve Karolinaile tan›flt›ktan sonra onlar›�kendi evle-rine de davet ettiler ve çekyat gezileriile ilgili düflüncelerini de¤ifltirdiler.Eric ve Karolina’y› tan›madan öncegezi rotamda olmayan Polonya, flimdibir anda liste bafl›na yükseldi. Onlar-dan ayr›lmak gerçekten çok zor oldu.

Giderken “Bir gün çocu¤umuz o-lursa onunda çekyat gezgini olmas›n›destekleriz. K›z›n Lara’n›n ilk çekyatgezisini Polonya’ya yapmas›n› umu-yoruz. Polonya’da bir eviniz oldu¤unuunutmay›n” dediler. Bu dostluk bizimiçin üç günlük de¤il, ömürlük olacakbiliyorum.

Eric ve Karolina’n›n geldi¤ininertesi günü aram›za kat›lan Marian

Maren, yola ç›kmadan önce bizeküçük bir piyano konseri verdi.

BD KASIM 2010

133

ve k›z arkadafl› Maren’de bizi oldukçaflafl›rtt›.� Henüz on dokuz yafl›nda olanMarian’›n pek çok ülke dolaflt›¤›n›,tam on bir kez Hindistan’a gitti¤ini,dinlerle ilgili yapt›¤› araflt›rma içinSuriye’de camide sekiz gece yatt›¤›n›,flimdi de Hindistan’a gitmek için Al-manya’dan otostopla yola ç›k›fllar›n›nöykülerini ilgiyle dinledik. Birliktefoto¤raf, gazetecilik, geziler üzerinesohbetler yapt›k. Son akflam “Bugünbiz size yemek yapal›m” diyerek bir-

likte mutfa¤a girdiler. Maren makarnapiflirirken, Marian salatay› haz›rlad›.‹kisi de annelerinden gizlice mutfa¤agirip ilk yemeklerini yapmaya çal›flansevimli çocuklar gibiydiler. �Marenyola ç›kmadan önce bize küçük birpiyano konseri verdi ve bana birkaçal›flt›rma gösterdi.

Onlar “Almanya’da bir eviniz ol-du¤unu unutmay›n” diyerek yollaradüflerken biz de “Seneye yine bekleriz,sa¤l›cakla gidin, sa¤l›cakla gelin” de-dik. En k›sa zamanda yurt içi ve yurtals›n, üzerinde k›sac›k bir süreli¤ine

...keflke politikac›lar› da çekyat gezilerinegönderebilsek! ‹nsanlarla konuflmak,tart›flmak onlar› ve sorunlar›n› anlayabil-menin en iyi yolu.

d›fl›nda bizde çekyat gezilerine baflla-yaca¤›z. Evimizde konuk olmak içins›rada bekleyen� ‹ranl›, Kanadal›, ‹tal-yan, Çinli, ‹ngiliz, Amerikal› yeni dost-larla sevgi ve bar›fl filizleri yeflersindiye çekyat›m›zdan kök salaca¤›z dün-yan›n her yerine. �

San›r›m en güzeli deneyimli çek-yat gezgini özlem Güzelharcan ö¤ret-menin sözleriyle noktalamak:

“B›rak›n sizin de içinizdeki gezginruh ortaya ç›ks›n, flöyle derin bir nefes

bulundu¤u yerküreyi�ve onun gizemliinsanlar›n› tan›s›n. B›rak›n çekyat›n›zeskisin, y›prans›n. Siz yenilenin.”

Kimbilir,�belki sizler de çekyat ge-zileriyle yeni ufuklara do¤ru yol al›p,deneyimlerinizi bizlerle paylafl›rs›n›z.Ya da gönüllü turizm elçileri olarak,salonunuzda bofl duran bir çekyatlafarkl› kültürlere konukseverli¤imizigösterebilir, edinece¤iniz deneyimler-le, kuraca¤›n›z dostluklarla yaflam›n›z›zenginlefltirebilirsiniz.

Yollar›m›z hiç tü[email protected]

Bir gazeteci, ülkenin en zenginifladam›yla röportaj yapmaktayd›:

“Efendim, bize bu serveti nas›lyapt›¤›n›z› anlat›r m›s›n›z?”�

”Zevkle... 1920'lerin bafllar›ndayd›k.1. Dünya Savafl›'n›n etkileri�yeni yenisiliniyordu, benimse cebimde birkaç kurufltanbaflka bir fley yoktu.

Cebimdeki 5 kuruflla bir elma ald›m. Onu parlat›p, 10 kurufla satt›m. Ertesi sabah, 10 kuruflumla 2 elma ald›m veonlar› da satt›m.

Böyle çal›flarak, bir ay sonunda, 10 Liradanfazla�para kazanm›fl oldum. Ertesi ay›nbafl›nda, amcam�öldü ve bana 500 milyarLira�miras b›rakt›...”

Page 69: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD EYLÜL 2010

134

Primatlar gibi koyunlar da araflt›rma-larda farkl› yüzleri tan›yor ve iki y›lsonra hâlâ hat›rl›yorlar. (yaklafl›k 50koyun ve 10 insan) Tan›d›k yüzler on-lar› sakinlefltiriyor, ayr›ca mutlu ve k›z-g›n yüz ifadelerini de ay›rt edebiliyorlar(tercihleri, mutlu ifade).

Amerikal› komedyen Dick Shawn birgösterisinde ”‹flim için asla yerlerekapanmam” derken yere kapakland›?Aral›ks›z süren alk›fllardan sonra yer-den kalkmay›nca, yan›na gelen görevli-ler Shawn’›n öldü¤ünü farketti.

Derleyen: GÜLÇ‹N ORKUTUFAK TEFEK B‹LG‹LER

•ALTININ ‹LG‹NÇ ÖZELL‹⁄‹

Arkeologlar taraf›ndan Ermenistan’dabir ma¤arada bulunan bu deriayakkab›n›n 5500 y›ll›koldu¤u söyleniyor.Bitkisel ifllemlerletabaklanm›fl inekderisinden yap›lançapraz ba¤c›kl› ayakkab›,bilinen en eski kapal› model.

•5500 YILLIK AYAKKABI

Ünlü basketbol oyuncusu MichelJordan bir spor ayakkab›markas›n›n reklam yüzüydü; vey›ll›k kazanc› Malezya’daki üreticifabrikan›n tüm çal›flanlar›n›n kazan-c›ndan fazlayd›

Ünlü basketbol oyuncusu MichelJordan bir spor ayakkab›markas›n›n reklam yüzüydü; vey›ll›k kazanc› Malezya’daki üreticifabrikan›n tüm çal›flanlar›n›n kazan-c›ndan fazlayd›

Kibrit kutusu büyüklü¤ündeki bir alt›nkülçe yufka gibi aç›larak bir tenis kortubüyüklü¤ü kadar plaka elde edilebilir.

•KOYUNLARTANIYOR VEHATIRLIYOR

Bir kilolimonda

bir kilo çilektendaha fazla

fleker vard›r.

Bir kilolimonda

bir kilo çilektendaha fazla

fleker vard›r.

Rol de¤il gerçek:

Tarantulalar ikibuçuk y›l yiyeceksizyaflayabilirler.

Gözleri aç›k tutarakhapfl›rmak imkans›zd›r.

BD KASIM 2010

135

‹nsan uzun sürebir böbrek, birakci¤erle veyamidesiz, dalaks›zyaflayabilir, amakaraci¤ersizbir dakika bileyaflayamaz.

Nature dergisinde yay›nlanan biraraflt›rmada bahsedilen fosiller, çokhücreli yaflam›n bafllang›c›n› 1.5 mil-yar y›l daha önceye çekiyor. fiimdi-ye de¤in, geleneksel bilgilerimiz bize,yaklafl›k 600 milyon y›l evvel gerçek-leflen büyük bir biyolojik çeflitlilikdalgas› olan Kambriyen patlamas›nakadar gezegenimize tek hücreli yafla-m›n hakim oldu¤unu söylüyordu.

•ÇOK HÜCREL‹YAfiAMIN BAfiLANGICI

1 saat süreylekulakl›kla bir fley

dinlemenin kulaktakibakteri say›s›n›

%700 artt›rd›¤›n›biliyor muydunuz?

Kas›m do¤umlu Yazar›m›zSait Faik

23 Kas›m1906’da Adapazar›’nda do¤du. ‹stanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi’nde bir süre e¤itimgördü. Ekonomi ö¤renimi için ‹sviçreLozan'a gitti. 3 y›l Fransa’da Grenoble'dayaflad›. E¤itimini yar›m b›rakarak 1933'te‹stanbul'a döndü. Geçimini babas›ndankalan mirasla sürdürdü. Yaflam›n› fiiflli’deapartman ve Burgaz Ada’daki köflkle-rinde annesiyle geçirdi. 11 May›s 1954’-de öldü Sait Faik ilk öyküleriylegözlemci bir yazar olarak belirdi. Onagöre her fley insan› sevmekle bafllar."edebi eserler insan› iyi güzel bir dün-yaya götürmüyorsa ne ifle yarar" diyenSait Faik toplumsal düzenin çirkinlikleri,sahtelikler, adaletsizlikler karfl›s›ndadirenen insan›n yaln›zl›¤›n› keflfeder.Sürekli kulland›¤› ana tema yaflamasevinci oldu. S›radan insanlar, iflsizler,hamallar, bal›kç›lar, sokak kad›nlar›,kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçükburjuvalar onun insanlar›d›r. O buinsanlarda evrensel insan› yakalam›flt›r.Ça¤dafl edebiyata katk›lar›ndan dolay›Amerika’daki Uluslararas› Mark TwainDerne¤i’nin onur üyeli¤ine seçilmifltir.

KARAC‹⁄ER

KELEBEKLERayaklar›yla tat al›r.

Page 70: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

136

YAZAR DEDE VETORUNLARIMuzaffer ‹zgü

Annemin yaflgünühediyesiAnnemin yaflgünühediyesi

enim annem çok yoruluyor. Akflam iflten ge-liyor, hemen mutfa¤a giriyor, yeme¤imizi yap›yor.Sabahleyin biz kalk›nca bir bak›yoruz, kahvalt›-m›z› haz›rlam›fl, masan›n üzerinde duruyor.

Uyan›nca, kardeflim Can’› uyand›r›yorum, yüzlerimizi y›k›yoruz,sonra kahvalt›m›z› yap›yoruz. Ben hemen önlü¤ümü giyiyor,kardeflimi teyzeme b›rak›yor, okulumun yolunu tutuyorum.

BD KASIM 2010

137

¤leyin okuldan gelinceCan’› teyzemin evinden al›-yorum, kendi evimize geli-yoruz. Bu kez bir bak›yoruzki ö¤le yeme¤imizi teyzemmasaya koymufl. Teyzemle-

rin evi çok yak›n, hemen iki ev ötede.Bizim evimiz de iki oda, teyzemlerinevi de iki oda. Onlar›n çocuklar› yok.Bilmem ki niye yok? Bize, “Siz, bizimde çocu¤umuzsunuz...” diyor. AmaCan, “Ben annemin çocu¤uyum” diyor.Elbette teyzeme söylemiyor, banasöylüyor.

Gelecek y›l Can da okulagidecek. Oh ne güzel, karde-flimin elinden tutar›m, benikinci s›n›fta, o birinci s›n›ftaokuruz. Hem ben ona dersde çal›flt›r›r›m. Rakamlar› bi-liyorum, okuma yazmay› bi-liyorum.

Teyzem çal›flm›yor, ara-da ö¤leden sonralar› bize ge-liyor, masallar anlat›yor, m›-s›r patlat›yor, tatl› yap›yor.O da bilmiyor. “Bilmem Filiz” diyor.Benim babam yok. Okulda bir arkada-fl›m, “Belki annen, baban boflanm›fllar-d›r. Benim halam bofland›” diyor.

Bir arkadafl›m da, “Belki de ölmüfl-tür” diyor. Olsun. Annem var ya.

Annem bir iflyerinde çal›fl›yormufl.Oradaki çal›flanlara çay kahve pifliri-yormufl, iflyerini siliyor, süpürüyor-mufl. Akflama dek hep ayaktaym›fl...Ne zaman flöyle otursam, uzansam,annemi düflünüyorum. “Çok mu yorul-du acaba anneci¤im?” diyorum. An-neci¤im hergün bana küçücük bir harç-

l›k veriyor. Ama ben onu harcam›yo-rum, biriktiriyorum. Bazen Can’a fle-ker al›yorum. O zaman öyle çok sevi-liyor ki. fiekeri sap›ndan tutuyor, biryal›yor, bir bana teflekkür ediyor.

Evde ne ifller mi yap›yorum? Birkez ben de, kardeflim de evi hiç da¤›t-m›yoruz. Sonra iki odam›z› da süpür-geyle süpürüyorum. Süpürürken deflark›lar söylüyorum. Can soruyor,

“Bu flark›y› yeni mi ö¤rendiniz ab-la?”

“Evet, ö¤retmenim ö¤retti...”Bardaklar›, tabaklar› y›k›yorum.

B›çak m›? Yoo, hay›r, ona elimi sür-müyorum. Elmam›z› y›kay›p yiyoruz,ayvam›z› y›kay›p yiyoruz, hat›r hat›r›s›rarak.

“Haydi bakal›m Can, hangimiz a¤-z›m›z› daha çok açaca¤›z?...”

Ohooo, Can’›n a¤z› bir aç›l›yor,bir aç›l›yor. Ekmek kutusunun kapa¤›gibi. O zaman öyle çok gülüyoruz ki.Ama annem çok az gülüyor. Biliyo-rum, yoruluyor, yorgun insan hiç gü-lemez ki. Ama yine de bazen gözleri-nin içi gülüyor. Ne zaman m›? Bir ba-

Page 71: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

138

ca¤›na beni, bir baca¤›na da kardeflimioturtup, saçlar›m›z› okflad›¤› zaman.Anneme kimse hediye de alm›yor. Tey-zem de alm›yor. Art›k okuyorum ya,rakamlar› biliyorum ya, annemin kim-li¤ine bakt›m, oradaki rakamlar› yaz-d›m. Sonra ö¤retmenime gösterdim.

Ö¤retmenim, “Evet annen, May›say›n›n ikisinde do¤mufl...” dedi.

“Yani annemim yafl günü o günde¤il mi, ö¤retmenim?”

“Evet Filiz... Yoksa annene yaflgünü hediyesi mi almak istiyorsun?”

“Evet ö¤retmenim...”

ar daha, 2 May›s’a onbeflgün var. Kime söylesem, kimesöylesem? Acaba Can’a söy-lesem anneme söyler mi? Desem, “Hani Can, annem odenli iflinin içinde unutmuyor,

bize pasta al›yor, üzerine de mum di-kiyor, yafl günümüzü kutluyoruz ya,iflte bu y›l biz annemin yafl gününükutlayaca¤›z. Anneme sürpriz yapa-ca¤›z. Ona çok güzel bir de hediye a-laca¤›z...”

Gözleri p›r›l p›r›l beni dinler, Cankardeflim. Ya sonra? Bakars›n ki birsabah erken uyanm›fl, annesi onu ö-perken, “Anneci¤im, biz senin yafl gü-nünü kutlayaca¤›z” deyivermifl.

C›k, olmaz. Zaten ben gidip anne-me hediye alamam ki. Teyzeme söyle-sem? Elbette ya...

“Can bak, sen bu ka¤›tlara resimyapadur, ben teyzeme dek gidip gele-ce¤im...”

Biliyorum, Can hiç yaramazl›k yap-maz. Kofltum teyzemin yan›na.

Teyzem sordu:

“Ne oldu, Filiz? Ödevini mi yapa-mad›n?”

“Hay›r teyzeci¤im, senden baflkabirfley isteyece¤im...”

Teyzem ellerimi tuttu, gözleriminiçine bakt›.

“Anneme yafl günü yapmak isiti-yorum teyzeci¤im... Anneme hiç kim-se hediye alm›yor...”

Teyzemin gözleri yaflard›. Biriktir-di¤im paray› teyzeme uzatt›m.

“Ben annemin yafl gününü ö¤ren-dim, 2 May›s. Kimli¤ine bakt›m. Ö¤-retmenime sordum.”

Teyzem, “Bilmem ki, biz köydedo¤duk, acaba günü gününe ifllemimizyap›ld› m›?”

“Ama ö¤retmenim 2 May›s dedi.”“Yani, bu y›l 2 May›s’ta, dur ba-

kal›m, onbefl gün sonra annene yaflgünü yapacaks›n, öyle mi?”

“Evet. Yaln›z anneme sürpriz yap-mak istiyorum. Can’a da söylemedim.Can söyleyiverir anneme.”

“Anl›yorum Filiz... Yani flimdiben bu parayla mum alaca¤›m, pastaalaca¤›m ve annene hediye alaca¤›m.”

Bafl›m› sallad›m,“Ama lütfen onu hediye paketi

yaps›nlar. Üzerine de (‹yi ki do¤dun)yaz›s› yap›flt›rs›nlar.”

“Olur Filiz... Çok duygulusun. Gelseni bir öpeyim...”

Koflarak evimize geldim. Öylemutluydum ki. Kardeflimi kucaklad›m.I-››h, kald›ramad›m. ‹ki yana¤›ndanöp-tüm. Sonra divana oturduk, ne flar-k›lar söyledik, ne flark›lar...

Art›k hergün okulda takvime bak›-yorum. Annemin yafl gününe 12 gün

BD KASIM 2010

139

kald›. Annemin yafl gününne 8 günkald›. Annemin yafl gününe 4 gün kal-d›. Yar›n annemim yafl günü! Okul-da arkadafllar›ma anlatt›m, ö¤retmeni-me anlatt›m. Çok heyecanl›yd›m, ye-rimde duram›yordum. Pastay›, mumla-r›, hediyeyi görünce annemin nas›lmutlu olaca¤›n› düflünüyordum. Belkide annem o� an kahkahalar atacakt›.Biz de onun kahkahalar›na kat›lacak-t›k. Can, ben, annem, kahkaha denizin-de yüzecektik... Kofltum teyzemin ya-n›na...

“Yar›n teyzeci¤im, yar›n.”“Biliyorum Filiz... Annenin

hediyesini ald›m bile...”Ba¤›rd›m: “Aaaa bakabilir

miyim?”“Ama hediye paketi aç›l-

maz ki... Hadi senin için desürpriz olsun. Annenin seve-ce¤ini çok iyi biliyorum. Se-vinçten uçarak eve geldim. Pe-ki bu gece nas›l bitecek, yar›nokul nas›l bitecek, akflam nas›lolacak?

Oldu...Mumlar› görünce Can, gözlerini iri

iri açt›.“Teyzeci¤im onlar da ne?” diye

sordu.“Filiz annene yafl günü yapacak...”“Aaaa pasta da var m›?”“Elbette, birazdan onu da getirece-

¤im.”

an sevinçten oynamaya bafllad›.“Akflama pasta var, pastaa... Nahböyle bir dilim yiyece¤im. Sonra annemi öpece¤im, onu

kutlayaca¤›m.”Pasta haz›r, üzeerinde mumlar di-

kili, Can sokak kap›s›n›n önünde, tey-zemle ben limonata bardaklar›n› ha-z›rl›yoruz. Biliyorum annem çok heye-canlanacak, ama ben ondan daha çokheyecanl›y›m... Can ba¤›rarak sokakkap›s›ndan girdi. Öyle bir ba¤›r›yorki...

“Anem geliyooooor, annem geli-yooooor...”

Haydi, çabuk çabuk, kap›n›n bir

yan›nda ben, bir yan›nda Can duruyo-ruz. Kap›n›n t›k t›k etmesini bekliyo-ruz. Elim kap›n›n kolunda... Kap› t›kder demez...

“‹yi ki do¤dun anneeee, iyi ki do¤-dun anneee, iyi ki do¤dun anneee!...”

Annem kap›dan girdi, gözleriniiri iri açt›. Masada bir pasta, üzerindeyanan mumlar, ben gülüyorum, Cangülüyor, teyzem gülüyor... Teyzem,

“Kofl kofl Elif, haydi mumlar› sön-dür...”

Annem ne yapaca¤›n› bilmiyor,flaflk›n flaflk›n bir bana, bir Can’a, bir

Page 72: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

de teyzeme bak›yor. Sonra çantas›n›f›rlat›p at›yor.

üüüüf, püüüüüf, püüüüffff...Alk›fllar... B›ça¤› uzat›yorumanneme. Daha çok alk›fllar... An-nem kocaman bir parça kesiyor,Can’a uzat›yor, bir parça bana,

bir parça teyzeme, bir parça kendisine.Bu arada hediye paketini uzat›yorumanneme... Ay, ben annemden dahaçok heyecanl›y›m... Acaba teyzem an-neme hediye olarak ne ald›? Hediyepaketi küçücük. Küpe mi, yoksa birkolye mi, yoksa ruj mu? Annem hedi-

BD KASIM 2010

140

ye paketinin kapa¤›n›� aç›yor... O daben de:

“Aaaa, aaaaa” diye ba¤›r›yoruz...Teyzem anneme ipod alm›fl...

“O ne, o ne?” diye Can soruyor.“‹pod Can, ipod...” Ah Can ah,“O nas›l top?” diyor.Can›m anneci¤im çok mutlu. He-

pimizi bir bir öpüyor. ‹pod’un kulak-l›¤›n› tak›yor.

“fiimdi ben iflyerinde çok yoruldu-¤umda bir çay içimi bunu kula¤›matakar, dinlerim, bütün yorgunlu¤umç›kar” diyor. •

[email protected]

Ö¤retmen, matematik sözlüsünde O¤uz`u tahtaya kald›r›p sordu “O¤uz, babandan yüzde 10 faizle 200 lira borç para alsam, y›l sonundakendisine kaç para vermem gerekir?”O¤uz hemen yan›tlad› “ 1000 lira.”Ö¤retmen “ Nas›l olur o¤lum “ dedi“Sen hiç hesap bilmiyor musun?”O¤uz “ Bilmesine biliyorum ö¤retmenimama... Siz benim babam›n nas›l birifl adam› oldu¤unu bilmiyorsunuz!”

BULUTLAR

S‹Z BABAMIB‹LM‹YORSUNUZ

Ö¤retmen derste bulutlar›n yeryüzündeki sular›nbuharlaflmas›ndan olufltu¤unu uzun uzun anlatt›ktan sonraö¤rencilerden birini kald›rarak sordu:“Söyle bakal›m o¤lum, kara bulutlar neden olur? “Çocuk düflündü, yutkundu, bir fley diyemedi.Arkadafl› olan küçük k›z heyecanla kalkarak“Ben biliyorum ö¤retmenim” dedi“Kirli sulardan olur!..”

HER YAfiTAK‹ÇOCUKLAR ‹Ç‹N

Ali Murat Erkorkmaz

Faydal›Korku

EceleEngel

Y›llar y›llar önce, Kad›köy MaarifKoleji’nde okurken, ve de lise 2’ye geçmiflken,yapt›¤›m›z her türlü haylazl›¤a bir de filmçekme marifeti eklemeye kalkm›flt›k.O zamanlar b›rak›n insanlar›n cep telefonlar›ile video çekmelerini, neredeyse her evdetelefon bile yoktu. Sinemalar›n ço¤u Siyah-Beyaz denilen ama her türlü grinin de yerald›¤› yap›tlarla doluydu. >>

Page 73: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

RBD KASIM 2010

142

Renkli filmlerin afiflinde kocamanbir “Renkli” yaz›s› yer al›rd›. Kopyala-r› burada gerçeklefltirilmifl filmlerinço¤unun da renkli mi yoksa renksizmi oldu¤u tart›fl›lacak durumda olurdu. Ama Engin’in babas›n›n küçükbir 8 mm film kameras› vard› ve buçok ola¤anüstü bir fleydi. Biz de bukameray› yürütüp film çekmeye kararvermifltik. Ne filmi? Tabii ki korkufilmi. Korku filmleri, flimdi de oldu¤ugibi çok modayd› o zamanlar da. Ne-dense insanlar korkmaya bay›l›rlard›ve bu nedenle sinemalara tonla paraödeyip korkarlard›. Bir Frankensteinvard› ki çocuklar›n rüyalar›na girerdi.fiimdiki Elm Soka¤›, Testere gibi i¤-renç yap›tlar›n yan›nda ilkokul müsa-meresi gibi kalmas›na ra¤men o günle-rin iyi korku filmlerindendi. Konu oldukça basitti. Hepimiz ya-t›l› okuyorduk. Haz›rl›k s›n›flar›na ye-ni gelen ufakl›klar› ruh ça¤›raca¤›zdiye bofl bir s›n›fa toplayacakt›k. Or-tal›¤› iyice karart›p, bir mum yak›pmistik bir havaya soktuktan sonra abuksabuk ayin z›rvalar› m›r›ldanacak, b›z-d›klar› saz teli gibi gerecektik. Ortamistedi¤imiz k›vama gelince de dahaönceden kap›n›n üst taraf›na yerlefltir-di¤imiz onlarca kap kaçak ve tencereyibüyük bir gürültüyle masan›n üstünedevirip ufakl›klar›n ak›llar›n› kaç›rma-lar›n› filme alacakt›k.

Alt›yol’da bir pasaj içindeki birfoto¤rafç›dan Kodak marka 8 mm.likrenkli filmi ald›k ve haz›rl›klara baflla-d›k. Ama gelin görün ki Engin’in ba-bas›n›n makinesini ele geçiremeyince

bizim Oscar da suya düflüverdi. ‹yi ki de düflmüfl. fiimdi düflünüyo-rum da çocuklar›n yaflayacaklar› trav-ma, onlar› yafll›l›klar›na kadar idareederdi eminim. Peki de nedir bu korku dalgas›?Neden korkar canl›lar? Geçenlerde çok önemli bir rande-vuya yetiflmeye çal›fl›yorum ve E5 ka-rayolunda köprüye do¤ru yol al›yo-rum. Al›yorum dedi¤ime bakmay›n,trafik kitlenmifl, Sultanahmet meydan›-na gitmem gerekiyor, randevu saatimesadece birkaç dakika kalm›fl, b›rak›nköprüyü, daha ben Altunizade kavfla-¤›na bile gelememiflim. Buluflaca¤›madam çok ünlü bir yabanc› ve s›rf butoplant› için özel uça¤›yla sabah›n kö-ründe ‹stanbul’a geliyor, toplant›dansonra uçup gitmesi gerek.

Yan›mda Deniz gözlerini kapa-m›fl, hem kendi hem benim sinirimiyat›flt›rmaya çal›fl›yor. Veryans›n edi-yoruz flehir yaflam›na. Ve tam o s›rada,otoban›n tam ortas›nda, arabalar›ntekerlekleri aras›nda kaçmaya çal›flandört minik pati ve bir minik kuyrukgörmez miyim? “Kedi yavrusu” diye ba¤›rmamlaDeniz kendini arabadan d›flar› at›verdi.Zaten yavafl akan trafi¤i komple dur-

Ve tam o s›rada, oto-ban›n tam ortas›nda,arabalar›n tekerlekleriaras›nda kaçmayaçal›flan dört minik pative bir minik kuyrukgörmez miyim?

BD KASIM 2010

143

durup arabalar›n altlar›na yatarak ke-diyi bulmaya çal›flt›. Ben de konta¤›kapat›p yan›na geldim. Kedicik korku-dan d›flar› f›rlam›fl gözlerle arkam›zda-ki araban›n sol ön tekerle¤inin üzerin-deki amortisör yay›n›n içine girmezmi? Girer.

Spiralin alt› kapal›, üstü kapal›,ortas› helezon yay, nas›l girdi anlama-d›m. Kollar›m› sokup ç›kartmaya çal›-fl›yorum ama hayvan korkudan delir-mifl gibi ellerimi sürekli ›s›r›p parçala-maya çal›fl›yor. Onu oradan ç›kartabil-mek için ezdim, büzdüm, zorlad›m,zorlad›m Can› yanan hayvan art›k difl-lerini tamamen geçirmifl paso ›s›r›yor-du ellerimi. Ben de ”ahh!, offf!” diyediye onbefl dakikal›k bir mücadele so-nunda onu o darac›k yerden ç›kartmay›baflard›m; koflup bizim araban›n baga-j›na att›m. Koltu¤a oturdum, arabay›çal›flt›rd›m ve kaza¤›ma pantalonuma,saatime k›sacas› her yan›ma bulaflm›flkedi d›flk›s›n› gördüm.

Gülsem mi a¤lasam m› bilemeye-ce¤im bir durumda toplant›ya 2 saat

kadar geç ve kedi d›flk›s›na s›-vanm›fl bir vaziyette gittim. O gün s›nand›¤›m› düflün-düm. Bir ifl mi önemliydi be-nim için yoksa küçük bir kedi-nin hayat›n› kurtarmak m›?Tabii ki küçük kedi a¤›r bast›. Önce veterinere sonra evegeldi ve bizim Ç›tç›t Kafe’ninyeni, onuncu kedi üyesi olarakhayat›na burada devam etmeyebafllad›. Ama hâlâ korkununtravmas›n› yaflamakta. Bu ne-denle kendine yard›m edenle

henüz aras› hofl de¤il. Bugün yine el-lerimi paramparça etti.

Abartm›yorum, iki elim de kanrevan içinde kald›. Yüzlerce ›s›r›k vet›rnak yaras› var ellerimde.

Pekala, neden korkuyor bu hayvanbenden hâlâ? Ona yemek, su, sevgive s›cak bir yuva veriyorum; oysa ohâlâ korkmufl durumda t›sl›yor. Yan›t basit. Otoyol kenar›nda do-¤up büyümeye çal›fl›rken ald›k onu;hiç bilmedi¤i bir ortama getirdik. Bile-medi¤i sesler, kokular, yaklafl›mlarve çevre içinde fele¤ini flafl›rm›fl du-rumda. ‹flte olan bu. Canl›lar bileme-dikleri zaman korkarlar. Bilmeyincesorunlarla bafledemeyeceklerini düflü-nüp pani¤e kap›l›rlar. Hayaletlerden korkan insanlar› dü-flünün. Hiç bilmedikleri birfleydenkorkmalar› biraz saçma de¤il mi? A-caba birkaç defa görseler al›fl›rlar m›? Do¤al olarak korkuyu sadece bi-linmeze ba¤lamak do¤ru olmaz. Kar-fl›lafl›lmas› hofl olmayan birçok fleyde korkuyu tetiklemez mi? Örne¤in

Page 74: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

144

O yafla, o güne gelene kadar gördü¤ün,duydu¤un, yedi¤in, içti¤in, aflklar›n,s›k›nt›lar›n, hepsi, karfl›ndaki abuk a-dam›n elindeki keskin demirin seninsurat›n›, boynunu, kulaklar›n› ve om-zunun yar›s›n› kesmesiyle yok olacak.Bofla yaflam›fl olacaks›n onca zaman.Gel de korkma bu duruma. Bence ak›ll› insan korkar ve kor-kunun dürtüsüyle ölmemek için tedbir-ler al›r. Al›r ki yaflas›n ve gerekirsedaha savaflabilsin. Mevlam böyle iste-di diye kendini koyverirsen ne kellenkal›r ne gövden. Korkmaktan korkmak da ayr› biranlafl›lmaz durum. Korkmak bizi bir-tak›m kötü durumlara karfl› haz›rlamakiçin geliflmifl duygu ise bundan kork-man›n ne anlam› olabilir ki? Tüm canl›lar korkarlar. Kedilerin gözbebekleri büyür, s›rt-lar› kambur olup a¤›zlar›ndan gacurgucur miyavlamalar ç›kar. Köpeklerkuyruklar›n› bacaklar›n›n aras›na s›-k›flt›r›p difl gösterir, h›rlarlar. Atlar ku-laklar›n› geriye yat›r›p yay gibi olurlar. Sineklerin ve pirelerin bile kork-tuklar›na eminim. Bir sine¤e yaklaflt›-¤›n›zda sizden kaçmas› sizi sevdi¤iiçin olamaz.

Y›llar önce bir belgesel seyretmifltimve hatta yaz›lar›mdan birinde bunayer vermifltim. Mikroskop alt›nda çe-kilmifl bir video idi. Hani flu tek hücrelicanl›lar var ya, onlar›n aras›nda geçenbir olayd›. Üç adet amip, bir terliksihücreye tuzak kuruyorlard›. Terliksi-nin etraf›n› çevirip birden sald›r›p yi-yip bitiriyorlard›. Tek hücreli canl›lar. Ne a¤›zlar›

afl› olmak, dayak yemek gibi. Üstelikinsan›n tüm fiziksel dengesi ister iste-mez bozulur.

Örne¤in, yüksek bir binan›n çat›s›-n›n kenar›nda ayakta durmaya kalksa-n›z al›fl›k de¤ilseniz dengenizi kura-mazs›n›z. Oysa yerde duran incecikç›tan›n üzerinde gayet güzel dengedekalabilirsiniz. Gelin ayn› fleyi yerden30 metre yukarda duran genifl bir tah-tan›n üstünde deneyin. Pattadanak dü-flersiniz. ‹çinizi bir korku kaplar ki oda sizin dengelerinizi allak bullak e-der. Dik duramazs›n›z. ‹flte böyle bir-fleydir korku. S›nav korkusu da birçok insan içinbenzer bir fleydir. Ne kadar çal›fl›rsan›zçal›fl›n küçük bir korku içinizi kaplar.Ya yapamazsan›z? Bu korku, zamanzaman bildiklerinizi unutman›za bilesebep olabilir.

Korkusuz insanlar vard›r. Elde ya-l›n k›l›ç düflman üstüne yürürler. Onla-r› hiç anlamam do¤rusu. Nas›l olurda insan korkmaz? Karfl›nda sana do¤-ru, seni ve arkadafllar›n› öldürmeyegelen binlerce düflman var. Ba¤›ra ça-¤›ra geliyorlar. Sen en ön s›radas›n,büyük bir ihtimalle papaz› bulacaks›n.

BD KASIM 2010

145

vard› ne kollar›. Garibimi ortalar›ndas›k›flt›r›p kendi hücrelerine dahil edi-yorlard›. ‹flin en ilginç yan› da onlartuza¤› olufltururken terliksi korkuyorve kaçmaya çal›fl›yordu. Hareketlerin-den içinde bulundu¤u panik görünü-yordu. Amipler ise, üç kifli olman›nverdi¤i güven ve cesaretle kahramancasald›rarak terliksiyi imha ediyorlard›. Nas›l oluyordu da tek hücreli bircanl›n›n bile korku duygusu olabili-yordu? Acaba bu canl›lar›n di¤er duy-gular› da var m›? Neden olmas›n? Kor-kular› varsa, sevmeleri de olamaz m›yani? Do¤a, tüm canl›lara bu korku duy-gusunu bofluna vermemifl. Bir nevikorunma mekanizmas›. Böyle bir fleynas›l reddedilir ki? “Ben hiçbirfleyden korkmam”

diyen insan yalan söylemez mi sizce?Hiç mi korunmaya gereksinimi ol-maz? Yoksa çok mu aptald›r? Polisten de korkar insanlar. Hattahiç bir suçlar› olmasa bile, yanl›fl an-lamaya, polisin yanl›fl kullan›labilecekyetkisine kurban gitmekten korkarlar.Devlet korkusu da ayn› nedendendir.Elinde yetki olan birtak›m insanlar se-ni parmaklar›n›n ucunda istediklerigibi oynatabilirler.

Tabii bütün korkular›n en korku-las› olan› Tanr› korkusudur. Herfleyiiçinde bar›nd›r›r; mutlak güç, tart›fl›l-mas› yasak ve öbür dünya’da hesap.Gel de korkma. Bu nedenle herfleydenkorkar haldeyiz. Fakat çok ilginçtirki son zamanlarda do¤al tehlikelerdendaha çok di¤er insanlardan gelecekler-den daha çok korkar olduk. Sa¤ sold-an, sol sa¤dan korkmakta. Herkes po-litikac›lardan korkmakta. Politikac›larbir üstlerinden korkmakta. Korkmak faydal› bir duygudur. Nerede ne kadar korkulaca¤›n›kimse bilemez ama kesin olan birfleyvar ki ço¤u zaman korkunun ecelefaydas› var. Eee, n’apal›m, her atasözü her za-man do¤ru olamayabiliyor. •[email protected]

“Ben hiçbirfleydenkorkmam” diyen insanyalan söylemez misizce? Hiç mi korun-maya gereksinimiolmaz? Yoksa çok muaptald›r?

Page 75: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

146

Hava gel dedi. Geldi.Havva gül. Koklad›m.Hayat göl. Island›k.�Deniz, gök, yer yumurta sar›s›.. AbuDhabi. 1992 y›l›. Mart bafl›. Çöl korolmufl yak›yordu.*Dostum ‹ranli Amin “Haftaya ‹sfan’dafiirazli Haf›z festivali var” dedi.“Rubailer gazeller Farsça ve ikiAvrupa dilinde ut eflli¤inde okunacak;�gitmek ister misin?..”fiirazli Haf›z’›n fliirlerine lisey›llar›mda tutulmufltum.�� Edebiyathocam›z Haydar�bey, “Haf›z’›nfliirlerinde kifli aflk›n enini boyunubulur” demiflti.Mart ay›n›n limon kokular› gibi�sevgili her daldad›r. Her nefeste. Kifliburnu ile sevginin derinli¤ini,a¤›rl›¤›n› duyar. Sabah nefesidir�güzelli¤i . Kan›nda, kula¤›nda� rüyadaderin bir iz b›rak›r.Ve öyle oldu.

MEMLEKET ÖZLEM‹‹lyas Halil

Aysel� liseli k›z ile Haf›z’›n fliirlerineaç›lan ilk pencerem.Aysel ile ilk� ayd›n karanl›¤› tatt›m.‹lk� ateflimdi� komflu Aysel.Üflüyünce�›s›nacak oca¤›m�oldu Aysel.�Susay›nca serin kaynak.Da¤ bafl›nda. Ellerim yüzüm ›slakSu Aysel Hala izi an›mda.*Arife günü Abu Dhabi’den Tahran’a,oradan N›sf›- cihana uçtuk. Geceninbahar serinli¤inde ‹sfahan’a vard›k.���Uçakta , ya¤mur alt›nda� elma a¤ac›sevinci içimde.� Her elmada ya¤mursuyunu hissediyordum. Dal›mda.*Otelin lobisinde. Festivalin yap›laca¤›park› sorduk. Otele yak›n oldu¤unusöylediler.Festival benim icin geçmifle at›lm›fl�zaman füzesi. Parka bir haftal›¤›na.Gençlik y›llar›ma döndüm.. ‹çimdeözlemi kalm›fl Aysel’e, mahallemize,an›lar›ma döndüm. Yüzü sivilceliy›llar›m› a¤›r aheste bafltan yaflad›m.

BD KASIM 2010

Parkta� Amin� Haf›z’dan dört dizelikbir fliir okudu. “Sevginin insanyüre¤ine getirdi¤i� çeliflkiyi görmeniisterim” dedi.Arad›¤›m yalan sen. Buldu¤um�gerçek sen. Mecalsizli¤im sen.� Mecalsen. Sana adad›m can›m›, can sen ikenSuç sen.� Af senden.Bir hafta boyu. Haf›z nisyan ülkesindekalm›fl� günlerime ›fl›k tuttu.*Y›llar boyu vuruldu¤um� her kad›nparktayd›. Büyüleyici kara gözlüSevil. Ellerimde yan›k izi b›rakan irimemeli�Necla.Ad› hala diliminucunda yürüyüflünü unutamad›mSuna. Parktayd›.�*Parkta yirmi yafl›m›n�flaflk›nl›¤›n›buldum.*“Amin” dedim. “‹sfahan’daoldu¤umuzdan emin misin? Eskimahallemin k›zlar›n› görüyorum.Farsça konufluyorlar.� Bitiremedi¤imbir rüya sanki.”*“fiimdi Hafi›z’›n dilini anlad›n” dedi.“Farsça bilseydin aflk› daha kolayçözerdin. Aflk› bilseydin (Isfehan’›n)Nevruz dili ile konuflurdun.‹sfahan’da genç k›z k›r çiçe¤ikoklay›nca ana olaca¤›n›, gülünce�

güle benzeyece¤ini, Haf›z’›ngazelinden ö¤renir.� Mangalasürülmüfl� cezvenin� kokusundankahve oldu¤unu bilirsin. Genç k›zkad›n oldu¤unu bildi¤i gibi.�“Haf›z ülkesi” dedi. “Buras›”.Haf›z, toprakta ya¤murdan sonrabafl veren yeflil otHaf›z Laleden yana¤a solan lal,Haf›z gülden ar›ya gel diyen rayiha .*‹nanmazsan güzelli¤ine Suna’n›nAysel’in. Ayaklar›n basacak yolbulmaz yar’e varacak. Burada Haf›zrüzgar.De¤di¤i dalda yasemin sevgili� kokar.Haf›z’›n nefesi. Kar buldu¤u yerdeak gül biter.�Amin “Sana Haf›z’›n dilini anlatay›m”dedi. Dilimiz çocuk kula¤›mda ninni.Uykuyu ö¤rendim. Dilimize da¤anlam›n› getirmek için da¤lar›nkayas›n› yük ettik. Ovalara tafl›d›k.Da¤› gördük da¤› ö¤rendik.��Da¤lardan f›rt›nalar› ça¤›rd›k.Aflk›m›z› anlatt›k.� MevsimlerdenNevruz’u, Güz’ü bulduk. Garamdedik. Körün gözüne yasemin.Kad›ns›n dedik. Sevdik. Sevgiyiö¤rendik.*Seviyorum deyince�Acem�k›z bildi.‹ran ovalar›n›n yelidir saçlar›n› okflayan. Delikanl›, “Canum sen,� Cananum�sen” deyince bir Suna, bir Sevil�bildi� delikanl›n›n hangi köyden

geldi¤ini.

[email protected]

147

Page 76: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Mankafa Poldi

– Nerede kald›n›z?...– Affedersiniz Poldi, merdivendendüfltüm de...– Merdivenden düflmek te üç saatsürmez ki.

– ‹ki kilo kaybetmiflim.– Hiç görünmüyor, Poldi..– Kaybedilen fley görünmez ki.

– Diflim befl saatlik tren yolculu-¤u müddetince a¤r›d›.– O halde niçin yar›m saatlik uçak-la gelmedin.

– Onun gazete okudu¤una inan›-yor musun?

BD KASIM 2010

148

BD KASIM 2010

149

‹lk dersimiz Türkçe1-(c) 2-(a) 3-(a) 4-(b) 5-(d) 6-(c)- 7-(b) 8-(d)9-(d) 10-(c) 11-(b) 12-(a) 13-(a) 14-(b) 15-(c)

“Bilginizi Denetleyin”

“Sudokunun Yan›tlar›”

Sudoku yapamayanlar için

Satranç Çözümleri

2 3 4 8 7 9 6 1 57 1 6 3 4 5 2 9 85 9 8 6 2 1 3 4 71 2 3 9 5 4 8 7 66 7 9 1 8 3 5 2 48 4 5 2 6 7 1 3 99 5 2 7 3 6 4 8 13 6 7 4 1 8 9 5 24 8 1 5 9 2 7 6 3

Sudokusuz yapamayanlar için

6 5 1 3 7 9 2 4 83 9 7 2 4 8 1 6 52 8 4 5 1 6 9 7 38 4 9 6 2 7 5 3 11 7 3 9 8 5 6 2 45 2 6 1 3 4 7 8 94 1 5 7 6 3 8 9 29 6 8 4 5 2 3 1 77 3 2 8 9 1 4 5 6

KASIM AYI ÇÖZÜMLER SAYFASI

1-(d) MS 330

2-(b) Baskça

3-(a) Destan

4-(c) Keynes

5-(b) MichalengeloAntonioni

6-(d) 24

7-(d) Marcus Antonius

8-(a) Güçlerin Ayr›lmas›

9-(a) Almanya/Eiseach

10-(c) Marcus Coccelius

11-(b) Clint Eastwood

12-(b) 1914-1918

13-(d) Tabiat Üzerine

14-(a) Fizyolojik psikoloji

15-(a) K›z›lderili Dini

16-(c) Kabuklu Yemifller

17-(b) Fenomenoloji

18-(c) Prusya

395 334 = 729270 135 = 135

665 199 = 864

420 313 = 733431 207 = 224

851 106 = 957

Kareler ve Rakamlar

OYUN SONU: 1…e5+! 2.dxe5 Vd2+# (2.fixe5Vxg3+ 0-1)

Vas›taOtomobil

TrenBisiklet

MotosikletOtobüs

Mant›k BilmecesiAd›

AykutDilekHaticeFaruk

Güngör

fiehirAntalya‹neboluAksarayKonya

Ayval›k

RestaurantGezi

IrmakfiahinDiyarElo¤lu

PROBLEM: 1.Ac8 Tehdit: 2.Ab6+#1…a)1...fid5 2.Vxf7# b)1...Axc8 2.Vxf7#c)1...Ad5 2.Ve2#

Page 77: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Gönderi adresi:Sedef Cad. 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok, Kat: 3,

Da: 16, Ataflehir, 34750 ‹stanbule-posta: [email protected]

(e-posta ile gönderece¤iniz fotograflar›n 150 KB’den fazlaolmamas›na lütfen özen gösteriniz.)

YARININ BÜYÜKLER‹

Ali ve ‹layda Aslan, K›rflehir

BD KASIM 2010

Selen Batum, Ankara

S›la Yüce, ‹zmir

Deniz Akyol, Adana

Simay Batum, Ankara

150

Simge ve Sanem Çal›flkan, ‹stanbul

Semih Y›ld›r›m, Gaziantep

Samir Güler, Bulgaristan

Umut Vural ve Duygu Dartanel, Denizli

Meymune Köseo¤lu,Rize

Hazal Günal, K›r›kkale151

BD KASIM 2010

Bestenur ve Alperen Alsoy, SamsunNeslihan Parlak, Mersin

Efe Baran Türker, ‹stanbul

Kaz›m Bozda¤ ve Emel Özensoy, Adana

Alp Talay, Ankara

Page 78: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

•S›f›rdan, dokuza kadar olan rakamlar› kullanarakafla¤›daki ifllemleri çözünüz.•Her farkl› flekil bir rakam› göstermektedir.•0-9 aras›ndaki rakamlar her iki grupta farkl› flekillerlesimgelenmektedir.

1

2

Çözümler 149. sayfadad›r.

KARELER VE RAKAMLARCahit Batum

152 153

Bu yaz befl genç ayn› gün de¤iflikflehirlere gitmek üzere Ankara’dan yolaç›kt›lar.

Afla¤›daki ipuçlar›na dayanarak bugençlerin ad›n›, hangi vas›tayla hangiflehre gitti¤ini ve hangi restaurantta ye-mek yedi¤ini bulunuz.

‹PUÇLARI:1- Otobüs Ayval›k’a gitmek üzere yola

ç›km›flt›.2- fiahin restorantta yemek yiyen gen-

cin gidece¤i yer Aksaray’d› ve iki tekerlekli vas›ta ile yola ç›kt›.

3- Dilek ‹nebolu’ya gidiyordu. Ne Dilek ne de Elo¤lu restaurantta yemek yiyen Gün¤ör otomobille seyahat etmediler.4- Motosiklete binen adam yeme¤ini Diyar restaurantta yemiflti.5- Faruk Antalya’ya gitmiyordu.6- Erkeklerden hiçbiri ve Gezi restau- ranta gitmeyen Hatice tren yol- culu¤unu tercih etmemiflti ve bu restaurant Konya yolunda de¤ildi ve bulundu¤u yerden demiryolu da geçmiyordu.

MANTIK B‹LMECES‹Prof. Dr. Yüksel Bozer

[email protected] Çözümler 149. sayfadad›r.

Ad› fiehirVas›ta Restaurant

Aykut

Dilek

Hatice

Faruk

Güngör

Diyar

Elo¤lu

Gezi

Irmak

fiahin

Aksaray

Antalya

Ayval›k

‹nebolu

Konya

Bis

ikle

t

Oto

büs

Oto

mob

il

Mot

osik

let

Tren

Aks

aray

Ant

alya

Ayv

al›k

‹neb

olu

Kon

ya

Diy

ar

Elo

¤lu

Gez

i

Irm

ak

fiah

in

Page 79: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

Gipslis-Larsen, Sousse, 19671.e4 Af6 2.e5! Ad5 3.d4 d6 4.c4 Ab6

5.exd6 exd6 6.Ac3 Fe7 7.Fe3 O-O 8.Fe2 Ac69.Af3 Fg4 10.b3 Ff6 11.O-O d5 12.c5 Ac813.b4? 13.h3! 13...A8e7 14.b5 Aa5 15.h3 Fxf316.Fxf3 c6 Siyah›n zay›fl›klar› yok. 17.Vd3Ac4 18.Ff4? zaman kayb›.

18...Ag6 19.Fh2 Fg5! Siyah vezire yeraç›yor ve flah kanad›nda alan kazan›yor, g6'dakiat f4'e yerleflmeye haz›r. 20.bxc6 bxc6 21.Fd1!?Ff4 22.Fc2(D) 22.Fb3! Ad2 23.Kfd1 (23.Fxf4?Axf4 24.Vxd2 Vg5 Vezir kazan›r) 23...Fxh2+ 24.fixh2 Axb3 25.axb3 Vb8+26.g3 Vxb3 27.Kab1 Vc4 28.Vxc4 dxc4 29.Kb4 Berabere. 22...Fxh2+ 23.fixh2Vf6 24.g3 Kfe8 25.fig2? 25.Fb3!? 25...Vg5!26.fih2? 26.f4 Ve7! daha iyi. 26...Ab2! 27.Vf3Vd2 d4 piyonu kaybediliyor. 28.Fxg6 hxg629.Ad1 Ac4! 30.Vc3 Kab8 31.Kc1 Ke432.Kc2 Vxd4 33.Vxd4 Kxd4 34.Ke1 a5! (D)Piyon fazlas› ve kuvvetli atla zafer siyah›n.

35.fig2 a4 36.Ac3 a3 37.Aa4 g5 Beyaz›nyapabilece¤i yararl› hamle yok. 38.Ke7 Kb439.Ab6 Kb2 40.Kc3 Kxa2 41.Axc4 dxc442.Kc7 Kdd2 43.Kf3 c3 Beyaz terk etti.

SATRANÇMustafa Y›ld›z

04.03.1935'te Tilste' de, Danimarka'da do¤du. 7yafl›nda satranç oynamay› ö¤rendi, 12 yafl›nda cidditeorik çal›flmalara bafllad›. Birçok Dünya fiampiyonlu¤uturnuvas›na kat›ld›. Sovyet ustalara karfl› çok baflar›l›oldu. 1971'de Dünya fiampiyonlu¤u eleme maçlar›ndaFischer'e 6-0 kaybettikten sonra bir iki önemli turnuvakazanmas›na karfl›n eski oyun gücüne ulaflamad›. Larsen09.09.2010'da Arjantin'de öldü.

Bent Larsen(1935-2010)

154

ÜNLÜ SATRANÇ USTALARI: 16Satranç Dünyas›n›n Ünlü Vikingi: Bent LARSEN

OYUN SONUMatokhin-Kuzman, 1970

Çözümler 149. sayfadad›[email protected]# Siyah Kazan›r

39. SATRANÇ OL‹MP‹YATINDAN SEÇME KONUMLAR

BD KASIM 2010

155

Flaquer (Dominik Cum.) -Stellwagen(Hollanda)

Oyunun 26. hamlesinde Siyah, c8 kare-sindeki kalesini c3'e getirmifl. Bu kale bura-da ne yapar? Birinci yataydaki kaleyi ba¤-lar. Ama Beyaz, aceleyle 27.Ka3?? oynad›ve Siyah'›n 27…Kxe3 darbesiyle sars›l›poyunu terk etti. Çünkü bu kale al›namaz.(28.fxe3 Vf1+#)

Ghaem (‹ran) - Navara (Çek)Siyah'›n üstünlü¤ü çok aç›k. Vezir Kana-

d›nda piyon üstünlü¤ünün yan› s›ra çok etkilibir flah ata¤› da bafllatm›fl. Beyaz, e1 karesin-deki at› da b›rak›p g7'den mat istemek amac›y-la flöyle oynad›: 41.Kd7 Siyah, bu tehdidepabuç b›rakacak bir oyuncu de¤il. 41…Kh1+!! 42.fixh1 Fxg2+ 43.Axg2 Vxe5 Ope-rasyon tamamland›. 44.Kxb7 Vd5 45.Kb6Vc4 46.Kb7 g5 47. fih2 a4 48.fig3 Vc6 49.Kb8+ fig7 50.fif2 Vc2+ 51.fig1 Vc1+ 0-1 apiyonunun ilerleyifli durdurulamaz.

PROBLEMMustafa Olgun Ekfli

Page 80: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

BD KASIM 2010

156

Bulmacan›n çözümü 149. sayfadadır.

157

BULMACAFiliz Lelo¤lu Oskay

[email protected]

SOLDAN SA⁄A: 1- Fotografta gö-rülen ney sanatç›m›z… Bir ba¤laç. 2-Mu¤-la'n›n bir ilçesi… Din ifllerini devlet ifl-lerine kar›flt›rmayan…Yönetim. 3- Af-rika'da bir baflkent… Bitkilerde top-raktan gelen suyu yapraklara ileten ka-nallar…Rusça'da evet. 4- Soylu…Yank›… Ölüm cezas›. 5- Asya'da bir›rmak… Para olarak de¤il, madde olarakverilen…Gönderi. 6- ”….. Eastwood”( ABD'li sinema oyuncusu)… Denizseviyesinin alt›nda bir göl. 7- Saf,kat›fl›ks›z…Bir cetvel türü…A¤›r yenilgi.8- Holmiyumun simgesi… ‹nfilak…‹laç.9- ‹ri taneli bir bezelye türü… Basitflekerlere verilen genel ad... Yuna-nistan'da bir liman kenti. 10- Acemi…Saç taramaya yarayan gereç… Libya'dabir kent. 11- Küçük ma¤ara…Sarhoflba¤›rmas›. 12- ‹skambille oynanan biroyun… ‹lgi eki… Bir flaflma ünlemi.13- Ortalama…Telli bir çalg›. 14-Asya'da bir baflkent…Franz Kafka'n›nbir yap›t›. 15- Do¤u Anadolu'da bir›rmak… ‹skambilde bir ka¤›t…Avrupa'da bir ›rk. 16- Uçurum…Kriptonun simgesi… Akdeniz'deToroslar'›n uzant›s› olan s›rada¤lar.17- Anadolu'da kurulmufl eski biruygarl›k… Antalya'da ünlü bir plaj.18- Bir seslenme ünlemi…”Lale …..”( Ülkemizin ilk kad›n futbol hakemi).19- At›n bir yürüyüfl flekli… San›.20- Köpek… Satrançta bir tafl… ‹fllervaziyette olan.

YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1- 1898-1957 y›llar› aras›nda yaflam›fl elefltirme-nimiz… Bir ilimiz. 2- Bir göz rengi…Birtür deniz tafl›mac›l›¤›… Geminin limandaba¤l› olarak durmas›… Gezinti teknesi.3- El…Dinsel tören…Sivas'›n bir ilçesi.4- Salt bire ve kendine bölünebilen say›-lar… Pakistan'›n plaka imi…Topra¤› birsüreli¤ine dinlenmeye b›rakma…Bir burçad›. 5- ‹ki erkek kardeflin efllerinin birbir-lerine göre durumu…Kurallara uyma…Alafl›mlarda alt›n›n safl›¤›n› gösteren birim.6- Sodyumun simgesi…Tanr›'n›n sevgisin-den yoksun olma…. fiikar… Akademikbir unvan›n k›sa yaz›l›fl›…Tunus'un plakaimi. 7- Suya dayan›kl›, sert bir a¤aç…‹terbiyumun simgesi…Tuzsuz bir peynirtürü…Korlar› kar›flt›rmaya yarayanaraç…Bir nota. 8- Üzerinde bir pozitifyön varsay›lan sonsuz do¤ru… Sonba-har… Güney Amerika kökenli bir danstürü…Güney Afrika Cumhuriyeti'ninplaka imi. 9- Çeliflki…Kufllarda uçmay›sa¤layan organ…Tokat'›n bir ilçesi.10- Bir arada bulunan gemilerin ya dauçaklar›n tümü…Nuri Bilge Ceylan'›n ö-düllü bir filmi… Kastamonu'nun bir ilçe-si…Hollanda'n›n plaka imi. 11- Fikir…‹ticigüç…Belli bir temele dayanmayan.12- Olgun, yetkin…Bir renk… Bir nota.13- Bir binek hayvan›…Üye. 14- “……..Türkali” (Yazar›m›z)…Giysinin dik dur-mas›n› sa¤layan kolal› bez…Kanun.15- Emreden… Hayvanlar›n burun-lar›n›n ucundaki tüysüz yer.

Page 81: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

158

B‹ZE GÖNDER‹LEN K‹TAPLARDAN

Türkiye'de “kendini de¤il kentini”düflünen, “ben de¤il biz diyen”, “Pa-ram› kazan›r›m keyfime bakar›m ye-rine bilim, sanat, kültür ve spor içintafl›n alt›na elini de¤il yaflam›n› ko-yan” bir ayd›n›n öyküsü. Geçti¤imizy›l aram›zdan ayr›lan fiakir Ecza-c›bafl› Bernard Shaw'dan Gülen Dü-flünceler, Oscar Wilde'dan Ac›lar,Tutkular, Gülümseyen Deyifller adl›derlemeleri, zaman› dondurdu¤ufotograflar› yan›na bir de an›lar›n›toplad›¤› kitapla ölümsüzlü¤e ad›mat›p gökyüzünde bizi ayd›nlatan y›l-d›zlardan biri oldu. ‹zmir'de bafllayan‹stanbul'da noktalanan yaflam yolcu-lu¤u s›ras›nda foto¤raflanmas› gere-ken anlar› aktard›¤› yap›t›nda, Os-manl›n›n son dönemi, Cumhuriyet'inilk y›llar›, Türk Eczac›l›¤›n›n geliflimi,‹kinci Dünya Savafl› y›llar›, Türki-

ye'de o dönem görev yapan yerliyabanc› e¤itim, bilim insanlar›,Londra y›llar›, Unesco toplant›s› veUnesco baflkan›n›n “Köy Enstitülerininiye kapatt›n›z?” sorusu, Ahmet EminYalman, Vatan Gazetesi, SanatYapra¤›, Sabahattin Eyubo¤lu, “ÖnceEkmekler Bozuldu” diye Oktay Ak-bal, Atilla ‹lhan, Bülent Ecevit, Beh-çet Necatigil, Sait Faik, Muhsin Er-tu¤rul, Haldun Taner, Bedri Rahmi,6-7 Eylül Olaylar›, Kör Agop, Ec-zac›bafl›'nda Grafik Tasar›m Atöl-yesi, Temizlik Ka¤›d› Üretimi, Ec-zac›bafl› Spor Kulübü, Bilgi Yar›fl-malar›, T›p ile Sanat› Ba¤daflt›ranDergi: T›pta Yenilikler, 27 May›sÖncesi ve Sonras›, Foto¤raf Sanat›,Belgesel Filmler, Bir Düfl Dünyas›:Sinematek, Da¤larca, Cimcozlar,Ecevit, ‹pekçi ve Milliyet SanatDergisi, fiakir Pafla Ailesi, 12 Eylül,Özal ve Mayonezin bile d›flar›dangetirildi¤i günler...•

Ça¤r›fl›mlar

Tan›kl›klar

Dostluklar

Ça¤r›fl›mlar

Tan›kl›klar

Dostluklarfiakir Eczac›bafl›

RemziKitabevi

BenlikAile ve‹nsanGeliflimi

Kültürel

Psikoloji

Koç Üniversitesi Yay›nlar›

159

BD KASIM 2010

Numismatik alan›nda uluslararas›üne sahip Eski Ça¤ uzman› O¤uz Te-kin'in kaleminden bugüne ders verenç›kar›mlar›n oldu¤u özgün bir çal›flma.Eski Yunan ve Roma dünyas› siyaset,hukuk, askerlik, mimarl›k, sanat, dü-flünce ve tarih yaz›c›l›¤› alanlar›ndagünümüz Bat› uygarl›¤› üzerinde çokönemli etkiler b›rakm›flt›r. 3500 y›ll›kbir dönemin tarihinin ele al›nd›¤› ki-tapta: “poli” denen kent-devletlerininkurulmaya bafllamas›, kolonizasyon,do¤a filozoflar›, demokrasi ve demok-ratik yönetim biçiminin ortaya ç›k›fl›,Heredotos ve Thukydides ile tarihçili-¤in geliflimi, edebiyat, felsefe, Sokra-tes'in idam›, Büyük ‹skender ve Hele-nistik krall›klar, Roma'da krall›k,Cumhuriyet ve ‹mparatorluk dönem-leri, s›n›f mücadeleri, Hanibal ve Kar-taca Savafllar›, iç savafl ve Ceasar,Augstus ve Roma Bar›fl›, H›ristiyan-l›¤a geçifl, imparatorlu¤un ikiyebölünmesi ve Bat› Roma'n›n y›k›l-mas› gibi olaylar ve kifliler ayr›nt›l›biçimde sunuluyor” •

Sosyal psikolojinin kurucular›ndanolan “kültürel psikoloji” deninceönce onun ad› akla gelen ulus-lararas› üne sahip bilim insan›m›zÇi¤dem Ka¤›tç›bafl›'n›n birey, aileve toplum geliflimi aç›s›ndan önemlibilgiler sunan yap›t› önce ‹ngilizceyay›mlanm›fl ve büyük ilgi gör-müfltü. Geniflletilmifl ve gözdengeçirilmifl Türkçe bask›s› raflardayerini ald›. Çok genifl bir kaynakça›fl›¤›nda “kifli, aile toplum iliflkileri,kültür kavram›, benzerlikler vefarkl›l›klar, benlik ve insan geliflimi,ana-baba flefkati ve kontrolü, geli-flim ortam›, sosyalleflme, yoksunluk,Çocu¤un De¤eri ve aile, modern-leflme karfl›s›nda aile, ana-babal›k,özerklik ve iliflkisellik, erken çocuk-luk geliflimi, psikolojinin rolü, psi-koloji ifle yarayacak m›?, göç, kül-türleflme, benlik ve aile de¤iflimi,politika, psikoloji ve sosyal politi-ka”ya uzanan günümüzde hemenhemen herkesi ilgilendiren konular-da uluslararas› çal›flmalar ›fl›¤›ndaaç›klamalar getiriyor. “Sa¤l›kl›‹nsan Modeli” için bireysel düzeydeözerk-iliflkisel benli¤i savunan Ka-¤›tç›bafl› “göç ba¤lam›nda e¤itimve sosyal destek politikalar›, hembireysel düzeyde hem ailesel düzey-de sa¤l›kl› insan modelini destek-lemek amac›yla formüle edilebilir.Bireyci toplumlarda da politikalar›nbu sa¤l›kl› benlik/aile modeliniteflvik etmesi çok yararl› olabilir... •

Eski Yunanve RomaTarihineGiriflO¤uz Tekin

‹letiflim Yay›nlar›

Eski Yunanve RomaTarihineGiriflO¤uz Tekin

‹letiflim Yay›nlar›

Page 82: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

160

B‹R FOTOGRAFB‹N SÖZCÜ⁄E BEDELD‹RGönderi: ‹lyas fiahbaz, ‹stanbul

Son y›llarda ülkemiz ‹FT‹RA rejimine do¤ruh›zl› bir flekilde gidiyor.

Bunun sonucudur ki1.5 y›ldan fazla bir süredir

hiç bir yasal gerekçe gösterilmeksizinProf. Dr. Mehmet Haberal’›n bütün özgürlükleri

maalesef sivil bir yönetim döneminde gasp edilmifltir.

Böyle bir durumu sivil bir yönetim döneminde yaflamam›z›Ülkemize ve Demokrasimize yak›flt›ramad›¤›m›z›, Yapt›ran veYapanlar› k›nad›¤›m›z›, Aziz Milletimize sayg›yla sunuyoruz.

Prof. HABERAL:

GEREK-ÇES‹Z

TUTUKLU

Page 83: Amerikan Cerrahlar Birli¤i’nden Atatürk Türkiyesi ne …...Cemal Kutay 51 Atatürk’ü A¤latan Dört Olay Nezihe Araz 56 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar› Cengiz Önal 59 Büyük

TÜRK RESSAMLARI: Kübra GÖREN

Ankara’da do¤du. Ö¤reniminden sonra bir süre ö¤retmenlik yapt›. ‹marBakanl›¤›’n›n çeflitli birimlerinde görev ald›. Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›Bas›n ve Halkla iliflkiler ünitesinin kuruluflunda hizmet verdi. Gören’in

sanatla ilgisi küçük yafllarda bafllad›. Ad›na kurdu¤u ifl yerinde tasar›mc›olarak be¤eni kazanan modeller üretti. ‹lk f›rça darbelerine Azerbaycanl›ünlü ressam Teymur A¤al›o¤lu’nun galerilerinde bafllayan sanatç›, flimdiyedek 24 kiflisel ve karma sergi açt›. Do¤a afl›¤› Kübra Gören, yans›tmak

istedi¤i güzelliklerin tümünü bir renk armonisi içinde tablolar›na özenleiflliyor. Ankaral› sanatç› 9 Kas›m’da Vak›fbank’›n 1.Levent’teki Fuayesinde

açaca¤› sergi ile ‹stanbullu sanatseverlerle buluflacak.

SEVG‹ TOMURCUKLARI

Sp

9