279
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME AÇIKLIĞIN ÖRGÜT SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: AFYONKARAHİSAR İL MERKEZİ HASTANELERİNDE BİR ARAŞTIRMA İsa GÜL 1440232006 DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Dr. Öğr. Üyesi Nezihe TÜFEKCİ ISPARTA - 2018

DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE

ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME AÇIKLIĞIN ÖRGÜT SAĞLIĞI

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: AFYONKARAHİSAR İL MERKEZİ

HASTANELERİNDE BİR ARAŞTIRMA

İsa GÜL

1440232006

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Nezihe TÜFEKCİ

ISPARTA - 2018

Page 2: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME
Page 3: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME
Page 4: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

iii

(GÜL, İsa, Sağlık Kurumlarında Örgütsel Bağlılık Ve Örgütsel Değişime

Açıklığın Örgüt Sağlığı Üzerindeki Etkisi: Afyonkarahisar İl Merkezi Hastanelerinde

Bir Araştırma, Doktora Tezi, Isparta, 2018)

ÖZET

Günümüzde gerek işletme literatüründe gerekse günlük yaşantımızda en fazla

kullandığımız sözcüklerden birisi değişimdir. Çünkü değişim hayatın tüm alanlarında

hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Küresel ölçekte hızlı ve çok farklı alanda değişimler

yaşanırken; teknolojik, sosyolojik, ekonomik, politik, hukuksal ve bilimsel alanda

yaşanan değişimler özellikle örgütler yerelinde birçok değişime neden olabilmektedir.

Bu koşullar altında örgütlerin tek çıkar yolu, değişime ve örgüt çevresine hızlı bir

şekilde adapte olmaktan geçmektedir. Bu nedenle tüm örgütlerin değişime hazır, çabuk

uyum sağlayabilen ve proaktif bir anlayışla yönetilmeleri gereklidir. Örgütsel değişime

hızlı adapte olabilen, kendini ve çalışanlarını değiştirebilen (eğitimsel, davranışsal vb.)

örgütler ise, sağlıklı olarak nitelendirilmektedir. Örgütlerin sağlıklı olması, örgütsel

süreçlerin ve uygulamaların ideal düzeyde olmasını gerekli kılmaktadır. Bunun yanında

sağlıklı örgütlerde çalışanların örgüte olan bağlılık düzeyleri yüksektir. Ayrıca çalışan

bağlılığının yüksek olması da değişime karşı olumlu tutum benimseme ve davranış

göstermede önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Bu çalışma Afyonkarahisar İl Merkezinde çalışan sağlık personelinin örgüt

sağlığı, örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklık algıları arasındaki ilişkilerin tespit

edilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma Afyonkarahisar İl Merkezinde bulunan

Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi ve Özel Park

Hayat Hastanesi’nde çalışan 739 sağlık personeli ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada

Meyer ve Allen (1991) tarafından geliştirilen üç boyutlu örgütsel bağlılık ölçeği, Rosen

ve Berger (1990) ile Lyden ve Klingele’in (2000) çalışmalarında kullandıkları

anketlerden yararlanılarak, 35 ifade ile oluşturulan örgütsel sağlık ölçeği kullanılmıştır.

Örgütsel değişime açıklık için ise, Dunham vd., (1989) tarafından geliştirilen üç boyutlu

değişime açıklık ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada, demografik değişkenlerle ölçek ve

alt ölçek boyut ortalamaları arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farkları tespit etmek

için t-testi ve Anova testi kullanılmıştır. Hastane çalışanlarının örgüt sağlığı, örgütsel

bağlılık ve değişime açıklık algılarını ölçmek amacıyla LISREL kullanılarak yapısal

eşitlik modellemesi (YEM) uygulanmıştır.

Araştırma sonuçlarına göre; 40 ve üzeri yaşa sahip çalışanların devam

bağlılıkları, evli ve erkek çalışanların duygusal bağlılıkları, evli ve tıbbi sekreter

unvanına sahip çalışanların genel örgütsel bağlılık düzeyleri daha yüksek olduğu tespit

edilmiştir. Ayrıca lisansüstü eğitim düzeyine ve tıbbi sekreter unvanına sahip

çalışanların genel örgütsel değişime açıklık düzeylerinin daha yüksek olduğu

saptanmıştır. YEM sonuçları ise; örgütsel bağlılık üzerindeki bir birimlik artışın, örgüt

sağlığı üzerinde 0.75 birimlik bir artışa ve örgütsel değişime açıklık üzerinde 0.29

Page 5: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

iv

birimlik bir artışa sebep olduğu, örgütsel değişime açıklık üzerinde bir birimlik artışın

ise örgüt sağlığı üzerinde 0.08 birimlik bir artışa sebep olduğu yönünde çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: Örgüt Sağlığı, Örgütsel Bağlılık, Değişime Açıklık, Hastane

Çalışanları.

Page 6: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

v

(GÜL, İsa, The Effect of Organizational Commitment and Organizational

Openness to Change in Organizational Health in Health Institutions: An Research in

Afyonkarahisar City Center Hospitals, PhD. Thesis, Isparta, 2018)

ABSTRACT

Today, one of the words we use the most both in business literature and in our

everyday life is the change. Because change takes place quickly in all areas of life.

While there are rapid and very diverse changes in the global scale, changes in

technological, sociological, economic, political, legal, and scientific contexts can cause

many changes, especially in the localities of organizations. Under these circumstances,

the only way for organizations is to adapt quickly to change and the environment

around the organization. For this reason, it is necessary for all organizations to be

managed with a proactive approach that is ready to change quickly. The organizations

that can adapt quickly to organizational change and change themselves and their

employees (educational, behavioural etc.) are defined as healthy organizations.

Organizational health requires organizational processes and practices to be at an ideal

level. In addition, the level of commitment of employees working in healthy

organizations is high. In addition, it can be said that that the employee commitment is

high has an important influence on adopting a positive attitude and showing positive

behaviour toward change.

This study was carried out in order to determine the relationships between

organizational health, organizational commitment and organizational change

perceptions of health personnel working in Afyonkarahisar city centre. The study was

conducted with 739 health personnel working in Afyonkarahisar State Hospital, Afyon

Kocatepe University Hospital and Private Park Hayat Hospital in Afyonkarahisar

Province. The scale of three dimensions of organizational commitment developed by

Mayel and Allen (1991), the questionnaires used by Rusell and Berger (1990), Leiden

and Klingele (2000) in their studies and organizational health scales consisting of 35

statements were used in the study. For openness to organizational change, a three-

dimensional openness scale developed by Dunham et al. (1989) was used. Statistically

significant differences were found between the demographic variables and the scale and

subscale dimensional average according to the results of t-test and Anova conducted in

the research. Moreover, structural equality modelling was applied to measure

employees’ organizational health, organizational commitment and their perceptions of

openness to change by using LISREL.

According to the research results; it is determined that workers who are aged 40

and above have more continuance commitment while married male workers tend to

have more emotional commitment and married workers who have medical secretaryship

title have greater general organizational commitment levels. It is also determined that

Page 7: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

vi

medical secretary workers who have post graduate education have a greater deal of

palpability of organizational change. In regard to the structural equality modelling

analysis results; one volume of increase in organizational commitment results with the

0.75 increase of organizational health and 0.29 increase of palpability of change and one

volume increase in palpability of change has enabled the 0.08 increase of organizational

health.

Key Words: Organizational Health, Organizational Commitment, Openness to Change,

Hospital Workers.

Page 8: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

vii

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ......................................................................... i

YEMİN METNİ ............................................................................................................. ii

ÖZET .............................................................................................................................. iii

ABSTRACT .................................................................................................................... v

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ vii

KISALTMALAR ........................................................................................................... x

TABLOLAR DİZİNİ .................................................................................................... xi

ŞEKİLLER DİZİNİ .................................................................................................... xiii

ÖNSÖZ ......................................................................................................................... xiv

GİRİŞ .............................................................................................................................. 1

BİRİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜT SAĞLIĞIYLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. SAĞLIK VE HASTALIK KAVRAMLARI ......................................................... 5

1.2. ÖRGÜT SAĞLIĞI KAVRAMI VE KAVRAMSAL TEMELLENDİRME ........ 7

1.2.1. Sağlıklı Okul ................................................................................................... 9

1.2.2. Sağlıksız Okul ............................................................................................... 11

1.2.3. Okul Sağlığında Okul Yöneticilerinin Rolü ................................................. 11

1.3. ÖRGÜT SAĞLIĞIYLA İLİŞKİLİ KAVRAMLAR ........................................... 23

1.3.1. Örgüt İklimi .................................................................................................. 23

1.3.2. Örgüt Kültürü ............................................................................................... 27

1.3.3. Patoloji ve Örgüt Sağlığı .............................................................................. 29

1.4. ÖRGÜT SAĞLIĞI YAKLAŞIMLARI ............................................................... 31

1.4.1. Miles’e Göre Örgüt Sağlığı ........................................................................... 31

1.4.2. Hoy ve Feldman’a Göre Örgüt Sağlığı ......................................................... 32

1.4.3. Lyden ve Klingele’e Göre Örgüt Sağlığı ...................................................... 33

1.4.4. Akbaba’ya Göre Örgüt Sağlığının Boyutları ................................................ 34

1.4.5. Rosen ve Berger’e Göre Örgüt Sağlığı ......................................................... 35

1.4.6. Değer Temelli Yaklaşım ............................................................................... 36

1.4.7. İnsan Metaforu Kullanan Yaklaşımlar .......................................................... 38

1.5. SAĞLIKLI VE SAĞLIKSIZ ÖRGÜTLERİN ÖZELLİKLERİ ......................... 42

1.5.1. Sağlıklı Örgütler ........................................................................................... 42

1.6. SAĞLIK KURUMLARININ ÖRGÜT SAĞLIĞI .............................................. 53

1.7. ÖRGÜT SAĞLIĞI VE LİDERLİK İLİŞKİSİ .................................................... 54

1.8. ÖRGÜT SAĞLIĞININ ÇALIŞMA YAŞAMINA YANSIMALARI ................. 60

1.8.1. Etkililik, Verimlilik, Performans Açısından ................................................. 60

1.8.2. İş Stresi, Motivasyon ve İş Tatmini Açısından ............................................. 61

1.8.3. Bağlılık ve Adanmışlık Açısından ................................................................ 64

İKİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL BAĞLILIKLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK KAVRAMI ................................................................ 68

2.2. TUTUMSAL VE DAVRANIŞSAL BAĞLILIK ................................................ 73

2.2.1. Tutumsal Bağlılık ......................................................................................... 73

Page 9: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

viii

2.2.2. Davranışsal Bağlılık ...................................................................................... 75

2.3. BAĞLILIK TÜRLERİ ........................................................................................ 77

2.3.1. Kariyer Bağlılığı ........................................................................................... 78

2.3.2. Sadakat .......................................................................................................... 78

2.3.3. İtaat ............................................................................................................... 78

2.3.4. Grup Bağlılığı ............................................................................................... 79

2.3.5. İş Arkadaşlarına Bağlılık .............................................................................. 79

2.3.6. Mesleki Bağlılık ............................................................................................ 79

2.4. ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BAĞLILIĞIN

SONUÇLARI ..................................................................................................... 80

2.4.1. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Faktörler .......................................................... 82

2.4.2. Bağlılığın Sonuçları ...................................................................................... 84

2.5. ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞA YÖNELİK YAKLAŞIMLAR ................................ 87

2.6. ALLEN VE MEYER'E GÖRE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK .................................. 93

2.6.1. Duygusal Bağlılık (Affective Commitment) ................................................ 95

2.6.2. Devam Bağlılığı (Continuance Commitment) .............................................. 96

2.6.3. Normatif Bağlılık (Normative Commitment) ............................................... 97

2.7. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK DÜZEYLERİ ............................................................. 98

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL DEĞİŞİMLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.1. DEĞİŞİM KAVRAMI ...................................................................................... 104

3.1.1. Değişimle İlişkili Kavramlar ...................................................................... 106

3.1.2. Değişim Türleri ........................................................................................... 108

3.1.3. Değişimin Amaçları .................................................................................... 109

Motivasyon ve Tatmin Düzeyini Arttırmak ...................................................... 110

3.2. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİM .................................................................................... 111

3.2.1. Örgütsel Değişime Neden Olan İç Faktörler Alternatif Çalışma

Yöntemleri .................................................................................................. 115

3.2.2. Örgütsel Değişime Neden Olan Dış Faktörler ............................................ 117

3.3. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME AÇIKLIK ................................................................. 119

3.3.1. Örgütsel Değişime Açıklığı Etkileyen Faktörler ........................................ 125

3.3.2. Örgütsel Değişime Açıklıkta Bağlılığın Rolü ............................................. 127

3.3.3. Örgütsel Değişime Açıklığın Boyutları ...................................................... 129

3.3.3.1. Duygusal Bileşen ................................................................................. 130

3.3.3.2. Bilişsel Bileşen ..................................................................................... 132

3.3.3.3. Davranışsal Bileşen .............................................................................. 133

3.3.4. Örgütsel Değişim Mesajının Bileşenleri ..................................................... 136

3.4. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİM YÖNETİMİ VE SORUN ALANLARI ..................... 140

3.4.1. Örgütsel Değişim Direncine Neden Olan Faktörler ................................... 141

3.4.2. Örgütsel Değişime Dirençte Tepkilerin Niteliği ......................................... 142

3.4.3. Örgütsel Değişime Direncin Önlenmesinde Kullanılan Yöntemler ........... 144

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GEREÇ VE YÖNTEM

4.1. ARAŞTIRMANIN AMACI .............................................................................. 146

Page 10: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

ix

4.2. ARAŞTIRMANIN MODELİ ............................................................................ 147

4.3. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ .................................................................. 148

4.4. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ .............................................. 149

4.5. ARAŞTIRMANIN KISITLARI VE ETİK YÖNÜ ........................................... 151

4.6. ARAŞTIRMANIN VERİ TOPLAMA ARAÇLARI ........................................ 151

4.7. GÜVENİRLİK ANALİZLERİ .......................................................................... 153

4.8. BULGULAR ..................................................................................................... 155

4.9. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK, ÖRGÜT SAĞLIĞI VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

AÇIKLIK ÖLÇEKLERİNİN BETİMSEL İSTATİSTİKLERİ ........................ 157

4.10. FAKTÖR ANALİZİ ........................................................................................ 161

4.11. YAPISAL EŞİTLİK MODELİ (YEM) ........................................................... 171

4.12. ANOVA VE t TESTİ SONUÇLARI .............................................................. 177

TARTIŞMA VE SONUÇ ........................................................................................... 192

KAYNAKÇA .............................................................................................................. 219

EKLER ........................................................................................................................ 252

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 263

Page 11: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

x

KISALTMALAR

AFA : Açıklayıcı Faktör Analizi

AKÜ

: Afyon Kocatepe Üniversitesi

Bkz. : Bakınız

DFA : Doğrulayıcı Faktör Analizi

DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü

f : Frekans

LISREL : Linear Structural Relations

Ort. : Ortalama

n : Kişi Sayısı

örn. : Örneğin

sd. : Serbestlik Derecesi

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences

ss. : Standart Sapma

vb. : Ve benzeri

vd. : Ve diğerleri

YEM : Yapısal Eşitlik Modeli

α : Cronbach Alpha Değeri

% : Yüzde

Page 12: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

xi

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Sağlıklı Bir Örgütün Nitelikleri ........................................................................ 16

Tablo 2. Parson'un Bakış Açısıyla Örgütsel Düzeyler ve Gereklilikler ile İlişkili

Sağlık Boyutları ................................................................................................ 19

Tablo 3. Örgüt İkliminin Tipolojisi ................................................................................. 26

Tablo 4. Örgüt Kültürü ve Örgüt İkliminin Ayırıcı Özellikleri ...................................... 28

Tablo 5. Miles’e Göre Örgüt Sağlığının Boyutları ......................................................... 31

Tablo 6. Hoy ve Feldman’a Göre Örgüt Sağlığının Boyutları ........................................ 32

Tablo 7. Lyden ve Klingele’e Göre Örgüt Sağlığının Boyutları ..................................... 33

Tablo 8. Akbaba’ya Göre Örgüt Sağlığının Boyutları .................................................... 34

Tablo 9. Rosen ve Berger’e Göre Örgüt Sağlığı ............................................................. 35

Tablo 10. Örgüt Sağlığının Değer Temelindeki Öğeleri ................................................. 37

Tablo 11. Örgütler ve İnsanlar Arasındaki Benzer Yönler ............................................. 41

Tablo 12. Sağlıklı Örgütün Sonuçlar .............................................................................. 43

Tablo 13. Sağlıklı Bireylerin Özellikleri ......................................................................... 44

Tablo 14. Sağlıklı Örgütlerin Özellikleri ........................................................................ 45

Tablo 15. Sağlıksız Örgütlerin Sonuçları ........................................................................ 49

Tablo 16. Örgütsel Bağlılığa Yönelik Tanımlamalar ...................................................... 69

Tablo 17. Bağımlı ve Bağımsız Değişken Olarak Örgütsel Bağlılık .............................. 81

Tablo 18. Türkiye'deki Literatürde Örgütsel Bağlılıkla İlgili Çalışmalar ....................... 85

Tablo 19. Örgütsel Bağlılık Yaklaşımları ....................................................................... 88

Tablo 20. Etzioni'ye Göre Güç ve Katılım Türleri .......................................................... 92

Tablo 21. Örgütsel Bağlılığın Düzeyleri ......................................................................... 99

Tablo 22. Çalışma Ortamında Örgütsel ve Bireysel Bağlılık ....................................... 101

Tablo 23. Değişime Yönelik Tanımlar.......................................................................... 104

Tablo 24. Değişimle İlişkili Kavramlar ........................................................................ 107

Tablo 25. Değişim Türleri ............................................................................................. 108

Tablo 26. Değişimin Amaçları ...................................................................................... 110

Tablo 27. Örgütsel Değişime Neden Olan İç Faktörler ................................................ 115

Tablo 28. Örgütsel Değişime Neden Olan Dış Faktörler .............................................. 117

Tablo 29. Değişime Hazır Olmaya Yardımcı Olacak Beş Mesaj Bileşeni ................... 138

Tablo 30. Değişime Dirençte Bireysel ve Örgütsel Nedenler ....................................... 141

Tablo 31. Değişime Tepkiler ve Bireyin Genel Tutumu............................................... 143

Tablo 32. Örgütsel Değişime Direncin Önlenmesine Yönelik Yöntemler ................... 144

Tablo 33. Katılımcıların Hastanelere Göre Dağılımı .................................................... 150

Tablo 34. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı.............................. 156

Tablo 35. Örgütsel Bağlılığa İlişkin Betimsel İstatistikler............................................ 157

Tablo 36. Örgüt Sağlığına İlişkin Betimsel İstatistikler................................................ 158

Tablo 37. Örgütsel Değişime Açıklığa İlişkin Betimsel İstatistikler ............................ 159

Tablo 38. Örgütsel Bağlılık Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve Cronbach’s α

Değeri ........................................................................................................... 164

Page 13: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

xii

Tablo 39. Örgüt Sağlığı Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve Cronbach’s α Değeri . 165

Tablo 40. Örgütsel Değişime Açıklık Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve

Cronbach's α Değeri ..................................................................................... 166

Tablo 41. Faktör Analizi Sonrası Ölçek/Alt Ölçek Boyut Ortalamaları (n= 716) ........ 167

Tablo 42. DUYB, NORMB, DEVB, OS ve OB’ye İlişkin Kurulan Modele Ait

Standartlaştırılmış Parametre Tahminleri, t İstatistikleri ve Hipotez

Testi Sonuçları .............................................................................................. 174

Tablo 43. Kurulan DFA ve YEM Modelleri Için Uyum Kriterlerine Ait Değerler ...... 177

Tablo 44. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Yaşa Göre Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular ........... 179

Tablo 45. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular .... 181

Tablo 46. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Medeni Duruma Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular ........................................................................................................ 182

Tablo 47. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Hastane Türüne Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular ........................................................................................................ 184

Tablo 48. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

Ve Alt Ölçeklerinin Meslekte Çalışma Sürelerine Göre

Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular ............................................................. 185

Tablo 49. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Eğitim Düzeylerine Göre Karşılaştırmasına

Yönelik Bulgular .......................................................................................... 187

Tablo 50. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Unvanlarına Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular ........................................................................................................ 189

Tablo 51. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek

ve Alt Ölçeklerinin Çalıştıkları Bölümlere Göre Karşılaştırmasına

Yönelik Bulgular .......................................................................................... 191

Page 14: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

xiii

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Örgüt Sağlığı Sisteminin Kültür ve İklim Yönüyle İşleyişi .............................. 25 Şekil 2. Patojenik Örgüt Yapısı ....................................................................................... 30 Şekil 3.Sağlıklı Örgütlerin Özellikleri ............................................................................ 47

Şekil 4. Sağlıksız Örgütlerin Özellikleri ......................................................................... 50 Şekil 5. Bir Sağlık Kurumunda Ters Değer Piramidi Olarak Örgüt Sağlığı ................... 54 Şekil 6. Mükemmeliyete Odaklanan Örgütlerin İlkeleri ................................................. 56 Şekil 7. İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırmalarındaki Örgüt Sağlığı Modeli .................... 58

Şekil 8. Çalışan ve Örgüt Sağlığı Modeli........................................................................ 59 Şekil 9. Kültür-İş-Sağlık Modeli ..................................................................................... 63 Şekil 10. Örgüt Sağlığında Çalışan Refahı Modeli ......................................................... 64 Şekil 11. Çoklu Çalışma Grupları ve Bağlılık Süreci ..................................................... 72

Şekil 12. Örgütsel Bağlılıkta Tutumsal Perspektif .......................................................... 74 Şekil 13. Örgütsel Bağlılığın Davranışsal Perspektifi..................................................... 76 Şekil 14. Bağlılığı Etkileyen Faktörler ve Bağlılığın Sonuçları ..................................... 83 Şekil 15. Örgütsel Bağlılığın Üç Bileşenli Yapısı .......................................................... 97

Şekil 16. Örgüt ve Değişim Hızı Aralığı ....................................................................... 102 Şekil 17. Örgütsel Değişimin Kurumsallaşma Süreci ................................................... 125 Şekil 18. Örgütsel Değişime Açıklığı Etkileyen Faktörler ve Sonuçları ...................... 126 Şekil 19. Araştırma Amacına Yönelik Model ............................................................... 148

Şekil 20. Örgütsel Değişime Açıklık Ölçeği DFA Analizi Sonuçları ........................... 168 Şekil 21. Örgütsel Bağlılık Ölçeği DFA Analizi Sonuçları .......................................... 169 Şekil 22. Örgüt Sağlığına Yönelik DFA Sonuçları ....................................................... 171 Şekil 23. Örgütsel Bağlılık ve Örgütsel Değişime Açıklık ile Örgüt Sağlığına

Yönelik YEM Sonuçları ................................................................................ 176

Page 15: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

xiv

ÖNSÖZ

Doktora tezi olarak hazırladığım bu çalışmada Türk Sağlık Sistemi’nin en

önemli hizmet kurumları olarak görülen hastanelerin örgüt sağlığı, örgütsel bağlılık ve

örgütsel değişime açıklık düzeylerini inceleyerek örgütsel davranış ve örgüt psikolojisi

literatürüne katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Afyonkarahisar il

merkezinde bulunan Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi

Hastanesi ve Afyon Özel Park Hayat Hastanesi’nde anket çalışması uygulanarak

sonuçlara ulaşılmaya çalışılmış ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Bu çalışmanın tüm süreçlerinde bana yol gösterip destek olan, tez sürecinde

birçok bilgi öğrendiğim, akademik bilgisi ve tecrübesinden sürekli ilham aldığım, bu

tezin bitirilmesi noktasında beni teşvik eden, kendisini bir aile büyüğüm olarak

gördüğüm değerli danışmanım Sayın Dr. Öğr. Üyesi Neziha TÜFEKCİ’ye, yüksek

lisans ve doktora eğitimim süresince akademik gelişimime katkı sağlayan bölüm

başkanımız kıymetli hocam Sayın Prof. Dr. Ramazan ERDEM’e, tez jürisinde

bulunarak katkılarını ve önerilerini sunan Sayın Doç. Dr. Ömer Kürşad TÜFEKCİ’ye,

Doç. Dr. Sinan SARAÇLI’ya ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa CANBAZ hocalarıma

teşekkürlerimi sunarım.

Akademik hayatıma katkıda bulunan Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık

Yönetimi Anabilimdalı’nın çok kıymetli Öğretim Üyelerine ve Öğretim Görevlilerine,

araştırma süresince anket çalışmamın uygulanmasında yardımcı olan Afyonkarahisar

Devlet Hastanesi, Afyon Özel Park Hayat Hastanesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi

Hastanesi'nin çok değerli çalışanlarına, hayatım boyunca beni yalnız bırakmayan aile

büyüklerime, beni bu süreçte fazlasıyla motive eden, tez çalışmam boyunca

sayamadığım kadar fedakârlık yapan ve anlayış gösteren, desteğini her an yanımda

hissettiğim sevgili Eşim Gülçin GÜL’e, kendilerine yeterince zaman ayırmadığım,

yaşama sevincimiz olan çok değerli ikizlerim Yusuf ve Fatih’e teşekkür eder, sonsuz

saygılarımı sunarım.

İsa GÜL

Haziran-2018

Afyonkarahisar

Page 16: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

1

GİRİŞ

Günümüzde örgütler dinamik çevrelerde faaliyetlerini sürdürmektedir. Örgüt

çevrelerinin sürekli dinamik olmasından dolayı özellikle örgüt dışı nedenlerden

kaynaklanan koşullar örgütleri değişime zorlayabilmektedir. Teknolojik, bilimsel,

sosyolojik, ekonomik veya hukuki koşulların devamlı değişmesi, örgütlerin bu koşullara

uyumunu ve bu doğrultuda değişimler yapmasını gerekli kılmaktadır. Bu noktada

dikkate değer bir konu, tüm örgütlerin değişimleri başarıyla gerçekleştirmesi ve

değişime açık çalışanlara sahip olmasıdır. Literatürde değişime açık çalışanlara sahip

örgütlerin, örgütsel değişim süreçlerini daha başarılı ve kalıcı kıldığı çalışmalar

bulunmaktadır. Örgütsel değişimler çoğunlukla örgütlerin belirli amaç ve hedeflerine

ulaşması için gerçekleştirilmektedir. Buradan hareketle örgütlerin kendi amaç ve

hedeflerini benimseyen ve içselleştiren çalışanlara ihtiyacı olduğu söylenebilir. Örgütsel

bağlılık da bu duruma atıfta bulunarak çalışanın örgütün amaçlarını benimsemesi ve

örgüte duygusal bağı olarak ele alınmaktadır. Örgütsel bağlılığı yüksek çalışanlara sahip

örgütlerin amaçlarına ulaşması ve bazı örgütsel çıktılarının olumlu yönde olması

bağlılığın ne denli önemli olduğunu ifade etmektedir. Örgüt sağlığı ise, tıpkı insanlar

gibi örgütlerin de işlevlerinde bir uyumun gerekliliğini ve işlev bozukluklarında sağlığın

bozulabileceğini vurgulamaktadır. Başka bir ifadeyle örgütlerin sağlıklı olması, örgütsel

süreçlerin optimum iyilikte devam etmesini, sorunların önceden tahmin edilip

çözümlerinin bulunmasını ve örgütün genel olarak iyilik halinde çalışma göstermesini

sağlamaktadır.

Bu çalışma ile hastanelerde çalışan sağlık personelinin; örgütsel bağlılık,

örgütsel değişime açıklık ve örgüt sağlığı algı düzeyleri arasındaki ilişkinin tespit

edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın bu üç konu üzerinde inşa edilmesinde; hastanelerin

sürekli değişim yaşayan örgütler içerisinde yer alması, örgütler için her örgütsel değişim

girişiminin başarıyla sonuçlanmasının bazı faktörlere (değişime açıklık, iletişim, liderlik

vb.) bağlı olduğu, örgütsel bağlılığı birçok örgütsel sürece katkı sağlaması, bir örgütün

genel olarak değerlendirilmesinde sağlık düzeyinin önemli bir kriter olması yer

almaktadır. Çoğu örgütte olduğu gibi hastanelerde yaşanan her değişim girişimi

hedefine ulaşamayabilmektedir. Hastanelerin kendine özgü özelliklerinden biri olan

farklı meslek gruplarının varlığı, her meslek gurubunun değişime açıklığı veya değişimi

Page 17: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

2

destekleme düzeylerinin sapmasına neden olabilmektedir. Örgütsel değişim sürecinde

çalışanlara bilgi verilmesi, katılımın sağlanması ve eğitimlerin düzenlenmesi gibi

programlar üzerinde çoğunlukla durulurken bu süreci etkilediği düşünülen örgütsel

bağlılık genellikle göz ardı edilen bir konu olmaktadır. Çünkü değişim bir amaç

gerektirmesine karşın bağlılık bu ve örgütün genel amaçları ile özdeşleşmiş çalışanları

kapsar. Örgütlerin sağlığı üzerine değerlendirmeler yapılırken değişime açık olmanın ve

bağlılığın öneminin uygulamada daha fazla üzerinde durulması gereken konular olması

araştırmaya değer katmaktadır. Her örgüt sağlıklı yapıda olmayabilir, bu nedenle sağlığa

katkı yapan unsurlardan en önemlilerinden biri örgüt amaçlarını kendisinde

özdeşleştirmiş çalışanlara sahip olmaktır. Çalışma, bir örgütün sağlıklı olmasında

örgütsel bağlılığın ve örgütsel değişime açıklığın önemini açıklamakla birlikte değişime

açık olma ile örgütsel bağlılık ilişkisini hastaneler (devlet, özel ve üniversite hastanesi)

örnekleminde açıklaması yönüyle önem taşımaktadır. Türkiye’deki literatürde örgütsel

bağlılık ve örgüt sağlığı, örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklık ilişkisini ölçen

çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bu çalışmaların içerisinde sağlık kurumları üzerinde

yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Aynı şekilde literatürde örgütsel değişime

açıklık ve örgüt sağlığını ilişkilendiren sınırlı çalışma bulunmaktadır. Dahası örgütsel

bağlılık, örgütsel değişime açıklık ve örgüt sağlığı ilişkisini aynı çalışmada ve sağlık

kurumları düzeyinde inceleyen Yurtdışı ve Türkiye’deki literatürde herhangi bir

çalışmaya rastlanmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı çalışmanın

literatürde bulunan boşluğu dolduracağı ve gelecek araştırmalara ışık tutacağı

düşünülmektedir.

Çalışmanın birinci bölümünde; sağlık ve örgüt sağlığı kavramına yer verilerek,

Miles (1965), Hoy ve Feldman (1987), Lyden ve Klingele (2000), Akbaba (1997) ve

Rosen ve Berger’in (1992) örgüt sağlığı yaklaşımları, örgütü insana benzeten

yaklaşımlar, sağlıklı örgütlerin nitelikleri, örgüt sağlığıyla ilişkili kavramlar ve örgüt

sağlığının örgütlere katkıları konularına değinilmiştir. Ayrıca patoloji ve örgüt sağlığı,

değer temelli yaklaşımla örgüt sağlığının ilişkilendirilmesi, örgütsel bağlılık ve örgüt

sağılığı, okul sağlığı, sağlıklı ve sağlıksız okulların özellikleri, örgüt iklimi ve örgüt

kültürü, örgüt sağlığı değişim modeli, yöneticilerin örgüt sağlığına yönelik ön yargıları,

çalışan sağlığı ve örgüt sağlığı ilişkisi üzerinde durulmuştur.

Page 18: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

3

Çalışmanın ikinci bölümünde; örgütsel bağlılık kavramına ve tanımlarına yer

verilerek, bağlılık türleri, örgütsel bağlılığı etkileyen faktörler ve bağlılığın sonuçları,

Kelman (1958), O'Reilly ve Chatman (1986), Becker (1960), Etzioni (1961), Kanter

(1968), Sheldon (1971), Salancik (1977), Angle ve Perry (1981), Wiener (1982), Mayer

ve Schoorman (1992), Jaros vd. (1993), Argyris’e (1998) ait örgütsel bağlılık

yaklaşımları üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte çalışanların örgütsel bağlılık

düzeyleri, tutum ve davranış boyutuyla örgütsel bağlılık, çalışmanın örgütsel bağlılık

temelinin oluşturan Meyer ve Allen'in üç boyutlu örgütsel bağlılık yaklaşımı

açıklanarak Türkiye'de ve Yurtdışında yapılmış örgütsel bağlılık çalışmalarının

bazılarına yer yerilmiştir.

Üçüncü bölümde; değişim ve örgütsel değişim kavramlarına değinilerek

değişimle ilişkili kavramlar, değişimin amaçları, değişim türleri, örgütsel değişime

neden olan iç ve dış faktörler, örgütsel değişime açıklık, örgütsel değişime açıklığın

bileşenleri, değişim mesajının bileşenleri, değişime açıklığı etkileyen faktörler ve

sonuçları, değişime açıklıkta çalışan bağlılığı, değişime tepkiler ve değişimin neden

olduğu sorunlar, değişim yönetimi ve değişime direncin önlenmesinde kullanılan

yöntemler irdelenmiştir.

Çalışmanın son bölümü; araştırmaya ait hipotezleri, modeli, bulguları, yorumları

ve bazı değerlendirmeleri içermektedir. Bu kapsamda araştırmanın; yöntemi, örneklemi,

kısıtları ve etik yönü, veri toplama aracı, araştırmada kullanılan ölçekler ve bu

ölçeklerin güvenirlik düzeyleri, demografik bulgular, t-testi ve Anova testi sonuçları,

Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık ölçeklerinin açıklayıcı ve

doğrulayıcı analiz sonuçları ve son olarak Yapısal Eşitlik Modeli açıklanmıştır.

Araştırmanın temel amacı Yapısal Eşitlik Modeli ile analiz edilmiş ve sonuçlar

literatürdeki bilgiler ışığında yorumlanmıştır. Bu bölümde ayrıca, demografik

değişkenlerle ölçek/alt ölçek boyutları istatistiksel olarak fark analizine tabi tutularak

yine literatürle uyumlu şekilde değerlendirilmiştir.

Page 19: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

4

BİRİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜT SAĞLIĞIYLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Örgüt sağlığı kavramı, günümüz literatüründe örgütlerin etkili, verimli ve

rekabetçi yönlerine vurgu yapmaktadır. Sağlıklı bir örgüt yapısı, idari ve mali yönden

beklentileri karşılayacak düzeydedir. Örgütlerin sağlıklı olması çalışanların algılarını

doğrudan ya da dolaylı şekilde etkileyebilmektedir. Sağlıksız örgütlerde çalışanlar

örgütüne karşı olumsuz bir tutuma sahipken, sağlıklı örgütlerde olumlu bir tutum

hakimdir. Örgütsel süreçlerin sorunsuz işlemesi, örgüt içinde olumsuz etkiye sahip

çatışmaların olmaması, krizlerin etkin çözümlenmesi, değişime yeterince ve zamanında

uyum sağlanması, çalışan bağlılığının yüksek olması gibi faktörler sağlıklı bir örgütün

özellikleri olarak sayılabilir. Örgütlerin sağlıklı olup olmaması aynı insanlar gibi

örgütün yaşama süresini uzatmakta ya da kısaltmaktadır.

Çalışanların işten edindikleri ekonomik ve psikolojik tatminlerin sonucu

kendilerini örgütlerle özdeşleştirmeleri muhtemeldir. Oysa zayıf ve karmaşık örgütler,

çalışanların ekonomik veya psikolojik gereksinimlerini karşılayamaz (Humber, 1960:

264). Bu nedenle çalışanlar sağlıklı örgütlere ihtiyaç duyar, örgütler de kendilerinin

sağlığını geliştirecek çalışanlara ihtiyaç duyar. Dolayısıyla örgütlerin sağlıklı, etkin,

istikrarlı ve öngörülü olması taraflarca istenen ve beklenen bir durumdur.

1900’lü yıllarda Taylor ile başlayıp Fayol ve Weber ile devam eden “Klasik

Örgüt Teorileri” insanı ikinci planda tutmuştur. Fakat 1930’lu yıllara gelindiğinde

“Davranışsal Yönetim Teorisi”nin ortaya çıkması ile birlikte bireylerin kişisel

özellikleri, davranışlar, gruplar, motivasyon, yönetime katılım ve iş tatmini kavramları

gündeme gelmeye başlamıştır. Davranışsal yönetim teorilerinin etkisi ile çalışanların

davranışlarını anlama ve kontrol etme ihtiyacı “Örgütsel Davranış” disiplininin ortaya

çıkmasına olanak sağlamıştır. Örgüt sağlığı kavramı da bu kapsamda çalışma psikolojisi

ve örgütsel davranış alanında ortaya çıkmış bir kavramdır (Polatçı vd., 2008: 145-146).

1950'li yılların sonunda ise Chris Argyris örgütsel etkililik, öğrenme ve bireysel

düşünme arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Argyris, örgüt sağlığının geleneksel

göstergelerinden çalışan devir hızı, devamsızlık oranı, yeterli (optimum) üretim, sadakat

ve çalışanların yönetim hakkındaki düşünceleri gibi konular üzerinde durmuştur.

Page 20: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

5

Argris'in çalışmaları, psikolojik bakımdan sağlıklı bireylerin tanımlanmasında ve

devamsızlık ile işten ayrılma gibi davranışların nedenlerinin açıklanmasında yardımcı

olmuştur (Schuyler, 2004: 65).Tüm bunlar sağlıklı bir sistemi teşhis etmek için gerekli

fakat yeterli değildir.

Örgütlerle ilgili yapılmış çalışmalarda örgütlerin farklı yönleri ele alınmış, örgüt

sağlığı ve okulların örgütsel sağlıkları da bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkmıştır.

Örgüt sağlığı ile ilgili olarak, 19651 yılında Mathew Miles okulların örgüt sağlığı analizi

için model önermiş ve örgüt sağlığını; örgütün etkili lidere sahip olması, kendi içinde

bütünlük taşıması, çevresiyle etkileşimde bulunması, kimliğinin olması, zamanla

büyüme ve gelişme göstermesi olarak ifade etmiştir (Akbaba, 2001: 1). Öyle ki örgüt

sağlığı, örgütün etkili olarak çalışmasının yanında büyüme ve gelişme yeteneklerini de

gerçekleştirmesidir. 1970’lerden bu yana örgüt sağlığıyla ilişki olarak örgüt kültürü,

örgütsel stres, örgütsel bağlılık, etik ve motivasyonvb. konularele alınmıştır ancak örgüt

sağlığı için örgütü bir bütün olarak “holizm” paradigmasıyla değerlendirmek gerekir

(Lyden ve Klingele, 2000: 3). Sağlığa yönelik bütünsel (holistik) yaklaşımda,

patololojik durumlara odaklanmaktan öte sağlık; hastalığı ya da sakatlığı sona erdirici

bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle öncelikle sağlık ve hastalık kavramları

açıklanmaya çalışılacaktır.

1.1. SAĞLIK VE HASTALIK KAVRAMLARI

Sağlık; bireysel, sosyal ve ekonomik olarak verimli yaşam kaynağını

açıklamaktadır (MacIntosh vd., 2007: 207). Bazı araştırmacılar sağlığı, önemli bir şeye

ya da bir duruma sahip olma olarak tanımlarlar. Örneğin sağlık, “sağlıklı bir fiziksel,

zihinsel ve sosyal refah durumuna” sahip olmak gibi ideal bir koşulu işaret edebilir.

Bazı araştırmacılar isesağlığı, bir şeylerin yokluğu olarak tanımlamış, yokluk kavramı

ile hastalık yokluğu veya rahatsızlığın olmaması olarak ifade etmişlerdir (Miles, 2014:

203). Sağlık kavramının farklı tanımları bulunmakla birlikte evrensel olarak kabul

görmüş en uygun tanım Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılmıştır. Buna

tanıma göre sağlık; yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve

sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Bu tanımda iyilik kavramının açıklanmasının

1 Akbaba (2001) burada 1969 yılını ifade etse de Miles’e ait “Planned Change and Organizational Health: Figure

and Ground” isimli eserde yayım tarihi 1965 olarak ifade edilmektedir. Kaynak:

https://files.eric.ed.gov/fulltext/ED014123.pdf Erişim tarihi: 14.03.2018.

Page 21: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

6

zorluğunun yanı sıra, “tam” olarak sağlıklı olunma durumunun ölçüsünün ne olduğu da

hayli zor bir sorudur (Hayran, 1997: 5). Çünkü organizmalar kendilerini hasta

hissetmeden bir hastalığa yakalanabilir aksine herhangi bir hastalık bulunmadığında

istenmeyen belirtilere sahip olabilirler (Miles, 2014: 203). Sağlık, bu tanıma ek olarak

geniş ölçüde kültürle ilişkili olarak tanımlanmaktadır. Örneğin bazı sakatlıkların göreli

önemi, kişinin toplumdaki rolüne ve kültür düzeyine bağlıdır. Bu nedenle kültürün

sağlığı algılamada önemli bir etken olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bireyin hayatının

sosyal yönü yansıtılmadıkça kapsamlı bir sağlık tanımının yapılması mümkün değildir.

Bu bağlamda DSÖ’nün tanımının idealist, ulaşılamaz ve kısıtlayıcı olduğu söylenebilir

(MacIntosh vd., 2007: 207).

Sağlığın tanımıyla birlikte optimum sağlık kavramı da şöyle açıklanabilir.

Örneğin, soğuk kavramı sıcaklığın olmayışı, sağlık kavramı da hastalığın olmayışıdır.

En iyi ve mutlak soğuk sıfır derecede bulunurken, mükemmel sağlığın tanımını ve

düzeyini ifade etmek oldukça güçtür. Bu nedenle “mutlak sağlık”yerine kaynakların

etkin kullanıldığı, mevcut koşullarda bireylerin rahat, ağrısız ve kaliteli hayat

sürmelerini amaçlayan “optimum sağlık” kavramı daha uygulanabilir görülmektedir

(Mutlu ve Işık, 2012: 8).

Sağlık kavramıyla birlikte değerlendirilecek bir diğer konu ise bireyin sağlıklı

veya hasta olmasına kendisinin karar verip veremeyeceğidir. Bu durum sübjektif sağlık

ve objektif sağlık tanımlarının yapılmasıyla açıklığa kavuşmaktadır. Sübjektif sağlık,

bireyin kendisini sağlık ve rahatsızlık açısından iyi hissettiği ya da algıladığı durumdur.

Başka bir ifadeyle, kişinin kendini fiziki, mental ve sosyal açıdan nasıl hissettiği ve

bunu algılama şeklidir. Bu koşulların varlığı ve algılama şekli birey veya topluma göre

farklılık gösterebilir, yani sübjektiftir. Karşımıza daha net olarak çıkan objektif sağlık

isedoktor muayenesi ve test sonuçlarına göre belirlenen bilimsel açıdan bir hastalığın

olmayışı olarak tanımlanmaktadır (Mutlu ve Işık, 2012: 9) Sağlığın pozitif ve negatif

açılardan da tanımları bulunmaktadır. Sağlığın pozitif tanımları, sağlığı ideal bir durum

olarak algılayan, sosyal faaliyetleri yerine getirmek için "yeterli olma" olarak gören

teorileri kapsamaktadır. Pozitif sağlık; mutluluk içinde olma, güçlü bir sosyal destek

hissetme ve stresle başa çıkma yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Sağlık, pozitif

Page 22: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

7

tanımlarının yanı sıra, hastalığın veya patolojik bir durumun yokluğu olarak negatif bir

şekilde de ifade edilmektedir (Çelik, 2013: 25).

Illich (2014: 182) sağlığı; uyum, kültür, yaşlılık ve ölüm boyutlarıyla

incelemektedir. Ona göre sağlık, bir uyum sağlama meselesidir. Toplumca yaratılmış

gerçekliklere karşı içgüdüsel değil, otonom ama yine de kültür tarafından

şekillendirilmiş bir tepkidir. Sağlık, çevredeki değişimlere uyum sağlayabilme,

büyüyebilme ve yaşlanabilme, zarara uğradığında iyileşebilme yeteneğidir. Hastalık ise,

(Miles, 2014: 202-203) hekimin hastasında hastalığa ne zaman rastladığını, ona

dokunduğundan veya ölçebildiğinden nesnelliği içerir. Hastalık, sağlığın bozulması

veya olmayışıdır. Hastalık, hasta kişide görülen tamamen kişisel ve içsel bir rahatsızlık

olarak tanımlanabilir. Rahatsızlık genellikle hastalığa eşlik eder ancak hastalık, bir

rahatsızlığın erken evrelerinde sıklıkla olduğu gibi saptanamaz veya bildirilmemiş

olabilir. Çoğunlukla rahatsızlık yokluğunda, hastalıklara kısmen yok gözüyle yaklaşılır

1.2. ÖRGÜT SAĞLIĞI KAVRAMI VE KAVRAMSAL TEMELLENDİRME

Örgüt sağlığı kavramı, okulların durumunu açıklamak için ortaya konmuştur.

Kavramın ele alınışı ve literatürde daha çok okul sağlığına yönelik çalışmalar

bulunduğu için öncelikle okul sağlığına değinilecektir.

Miles’ten (1965) günümüze örgüt sağlığını ölçmeye yönelik yapılan

çalışmalarda örgüt sağlığı, okulların etkililiği ile ilgili önemli bir değişken olarak

tanımlanmıştır. Sağlıklı okullardaki sosyal ve normatif bütünleşme, amaçlara ulaşmayı

ve çevreye uyumu kolaylaştırır. Parson (1976) okulların teknik, yönetimsel ve kurumsal

olarak üç kontrol düzeyine sahip olduğunu belirtmektedir (Hoy ve Feldman, 1987: 31).

Teknik düzey, okulun öğrenme ve öğretme süreçleriyle ilgilidir. Okulların öncelikli

görevi öğrencileri yetiştirmektir. Öğretmenler ve yöneticiler, etkili öğrenme ve öğretme

ile ilgili sorunların çözümünden öncelikli olarak sorumludurlar. Yönetsel düzey, örgüt

için yönetimsel fonksiyonların kontrol düzeyini ifade eder. Yöneticiler, okulun idari

yapısını oluştururlar, kaynakların tahsisi ve koordinasyonu konusunda çaba gösterirler.

Yöneticiler, öğretmenlerin bağlılığını ve sadakatini artırmak için farklı yöntemler

geliştirir. Kurumsal düzey, okulun çevresiyle ilgilidir. Okulların çevresinden destek

görmesi ve meşruiyet kazanması gereklidir. Yöneticiler ve öğretmenler görevlerini

Page 23: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

8

ahenkli bir şekilde destek alarak gerçekleştirmek isterler. Çevreden gelen aşırı baskıya

maruz kalmak istemezler. Parson’un bakış açısıyla sağlıklı bir örgüt; teknik, yönetsel ve

kurumsal düzeyde bir uyuma sahiptir, çevreden gelen yıkıcı güçlerle başa çıkabilir ve

örgüt enerjisini, misyonunu gerçekleştirmek için yönlendirir (Hoy ve Feldman, 1987:

31).

Akademik başarı düzeyi, sağlıklı bir okulun ayrılmaz parçasıdır. Sağlıklı

okullarda başarıya ulaşmak için olumlu anlamda baskı vardır. Öğrencilerin yüksek fakat

başarılabilir hedefleri bulunur. Öğrenme atmosferi ciddi ve düzenlidir. Öğretmenler

öğrencilerinin başarılı olabileceklerine inanırlar. Sağlıklı okullar, olumlu örgüt iklimine

sahiptir. Çalışanlar birbirini sever ve saygı gösterir. Güven ortamı, işbirliği, işe bağlılık,

sadakat ve ekip çalışması esastır (Hoy ve Tarter, 1992: 79). Okul sağlığına yönelik

yapılan birçok çalışmada; örgütsel bağlılık, öğretmen etkililiği, okul etkililiği, öğrenci

başarısı ve örgütsel güven ile sağlıklı örgüt ortamı arasında pozitif yönlü ilişki ortaya

konmuştur (Hoy, 1990; Hoy ve Woolfolk, 1993: 360; Tsui ve Cheng, 1999: 251).

Pozitif okul iklimi öğretmenler, öğrenciler ve yöneticiler arasında olumlu

ilişkilerin bulunmasıdır. Öğretmenler, okulu, mesleklerini ve birbirlerini severler ayrıca

akademik mükemmeliyet peşindedirler. Okul içerisindeki çatışma ve karmaşa ortamı ise

sağlıksız okul iklimini yansıtır. Sağlıksız okuldaki çatışmalar anlamsız ve verimsizdir.

Sağlıksız okullarda hiç kimse bulunduğu konumdan memnun değildir. Öğretmenler,

öğrenciler ve yöneticiler birbirini sevmez, müdürler öğretmenlere şüpheyle yaklaşır ve

yakın denetim söz konusudur. Öğretmenler, öğrencilerin kurallara karşı olduklarını

düşünürler. Öğrenciler için öğrenmek ve akademik başarı önemli değildir. Aile ve diğer

toplum üyeleri okul süreçlerine müdahale etmeye çalışır ve sürekli değişim isterler.

Kısaca sağlıksız okul sorunlu bir ortama sahiptir (Sweetland ve Hoy, 2000: 707; Hoy ve

Feldman, 1987: 34; Hoy vd., 2002: 39). Yetersiz iletişim, şeffaf olmayan yönetim,

açıkça belirtilmemiş görev tanımları örgütsel patolojinin okul sistemi tarafından

ilgilenilmesi gereken endeksleridir. Örgüt sağlığı için gerekli olan, örgütün sistemli bir

şekilde kendi kendini değerlendirme yetisi ve arzusudur. Örgüt içinde açık ve net bir

planlama ve güven ortamı olduktan sonra neyin nasıl değerlendirileceği daha kolay

belirlenebilir. Kısaca aşağıdaki özellikler sağlıklı bir okul örgütünün sahip olması

gereken özellikleridir (Cicchelli, 1975: 10):

Page 24: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

9

Açıkça belirlenmiş hedef ve sorumluluklar,

İşleyişin sistemli bir şekilde denetlenmesi,

Değişime açık tavır ve yaklaşım,

Kendi büyüme ve gelişimi için etkileşimlerden yarar sağlamadır.

Örgüte yönelik baskılar, örgüt sağlığını dolayısıyla eğitimin kalitesini

etkileyebilmektedir. Örgüt sağlığının bir başka yönü ise örgütün yapısını etkileyen

örgütsel boyutların niteliğidir. Çalışanların örgütün kaynaklarının adil bir şekilde

dağıtıldığını bilmeleri, örgüt kaynaklarının beklentileri karşılayabileceğini hissetmeleri

gerekir (Klingele ve Lyden, 2001: 114). Sağlıklı okullar oluşturmak için yöneticilerin

dostça, yardımsever ve güvene dayalı ilişkiler geliştirmelidir. Çünkü sağlıklı bir okul

iklimi; öğrenci başarısı, öğretmen memnuniyeti, örgüt yapısının geliştirilmesi, öğretmen

etkililiği ve yeterli iletişim gibi olumlu örgütsel çıktıların ortaya çıkmasını sağlar.

Çalışanların ilişkilerin sağlıklı olduğu, dinamik ve başarılı örgütlerde verimliliği

artarken aileler ve diğer sosyal gruplar, okulun ve öğrencilerin başarısı için çaba

gösterirler (Smith, 2002: 103). Sağlıklı okullarda ailelerle geliştirilen iyi ilişkiler

toplum ve sivil toplum örgütleriyle uyumlu olmalı, çevrenin okul ve öğretmenler

üzerindeki baskısı azaltılmalıdır. Öğretmenlerin mesleki özerkliğine saygı gösterilmeli,

ailelerin okul politikaları üzerindeki baskısı azaltılmalıdır (Lee vd., 2014: 989).

1.2.1. Sağlıklı Okul

Sağlıklı okul, toplumun ve ailelerin anlamsız baskılarından korunmakla birlikte

okulun politikalarını etkileyecek ilgi gruplarının küçük çabalarına başarıyla karşı koyar

(kurumsal bütünlük). Sağlıklı bir okulun yöneticileri dinamik lider özelliğine sahiptir,

görev ve ilişki odaklı davranışlar sergilerler. Bu tür davranışlar öğretmenleri destekler

niteliktedir ve yüksek performans standartları sağlar. Dahası bu durum okulun etkili

işleyişini gösteren yeteneklerden kaynaklanmaktadır (Hoy ve Feldman, 1987: 34).

Sağlıklı bir okul ortamı olumlu öğrenci, öğretmen ve idareci ilişkileri ile oluşur.

Öğretmenler meslektaşlarını, okullarını, işlerini ve öğrencilerini severler ve akademik

başarı hedefi onları kamçılar. Sağlıklı okulların çevresiyle ilişkileri iyidir. Kısacası

okulun kişiler arası dinamikleri olumludur. Açık bir iklime sahip olma ve sağlık farklı

olsalar da çerçeveleri ve ölçekleri bakımından örtüştükleri noktalar vardır. Ayrıca açık

Page 25: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

10

iklime sahip okullar genelde sağlıklıdır ve sağlıklı okullar da genellikle açık iklim

yapısına sahiptir (Hoy vd., 2002: 39-40).

Sağlıklı bir okulda bulunan öğretmenler öğrenme ve öğretme süreçlerine

kendilerini adamışlardır. Sağlıklı okullarda öğrenciler derslerine yoğun bir şekilde

çalışır, yüksek motivasyona sahiptirler ve akademik anlamda başarılı olanlarına saygı

gösterilir. Sınıflar, eğitici materyaller ve ek araç-gereçler yeterlidir ve her zaman elde

edilebilir. Öğretmenler, okullarından gurur duyarlar (Hoy ve Feldman, 1987: 34). Örgüt

sağlığı, örgütün mükemmeliyeti ve itibarı için gereken ön koşulu sağlar. Ayrıca sağlıklı

eğitim kurumları öğrencilerin akademik başarılarında önemli bir rol oynar ve okulların

örgütsel sağlığının eğitim sisteminin nihai verimi olan öğrencinin akademik başarısı

üzerinde kayda değer etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle eğitim sisteminin karar alan

mekanizmaları tarafından okulların örgütsel sağlığını geliştirmek için bilimsel ve

kapsamlı bir plan tasarlanması gerektiği ve bu planın sürekli olarak uygulanması

gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Farahani vd., 2014: 632).

Bir okulun genel örgüt sağlığı ne kadar güçlü olursa öğrenci başarısı da o kadar

yüksek olacaktır. Bu yüzden okullar, ortamın şartlarını iyileştirerek öğrenci eğitimini ve

akademik başarıyı etkileyebilir. Örgüt sağlığı, hem okul yöneticileri hem de

öğretmenlere okullarının gözden kaçırmış oldukları konuları hakkında fikir verebilir

(Alqarni, 2016: 337). En önemlisi ise araştırmalar, bir örgütün sağlığının sistematik

teşhis ve bir müdahale planı oluşturulması ile arttırılabileceğini göstermektedir. Örgüt

sağlığının kolaylaştırıcı unsur rolü; okulda algılanan etkinliğini yükseltmesi, öğrencinin

duygusal ve bilişsel gelişimini arttırması ve okul personeli için yaratıcı ve tatminkâr bir

çalışma ortamı sunmasıdır (Childers ve Fairman, 1986: 336).

Günümüzdeki birçok okulun; öğrencilerine, ailelerine ve toplumun farklı

kesimlerinin taleplerine cevap verebilmesi ve değişen çevreye uyum sağlaması

gerekmektedir. Yani iç ve dış çevresinin zorluklarıyla başa çıkabilen ve öğretmenler

için iyi bir çalışma ortamına sahip okullar sağlıklıdır. Okul sağlığı etkili bir okul

atmosferi yakalamak için önemli ve güçlü bir kavram olarak ifade edilmektedir. Sağlıklı

bir okul güçlü bir performansa sahiptir (Tsui ve Cheng, 1999: 251).

Page 26: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

11

1.2.2. Sağlıksız Okul

Sağlıksız okullar, çevrelerinden gelen yıkıcı tehditlere ve etkilere karşı

dayanıksızdırlar. Öğretmenler ve yöneticiler, ailelerin anlamsız taleplerine yoğun bir

şekilde maruz kalır ve okul bu durumda sarsılır. Okul yöneticileri etkisizdir.

Yöneticilerin öğretmenlere desteği yeterli değildir, okulu yönlendirmemesi ve örgüt

yapısına yönelik tutumu yeterli değildir. Yöneticilerin üstlerini etkileme gücü zayıftır.

Öğretmenler ne meslektaşlarına, ne de mesleklerine yönelik olumlu duygular

hissetmezler (Hoy ve Feldman, 1987: 34).

Öğretmenler birbirlerine karşı mesafeli, şüpheyle ve savunmacı hareket ederler.

Eğitim için gerekli araç-gereçler yetersizdir ve bu araç-gereçlerin temininde sorunlar

vardır. Sonuç olarak akademik mükemmeliyet anlamında çok az baskı vardır. Hem

öğretmenler hem de öğrenciler için akademik hayat önemsizdir. Başarılı olan

öğrencilere saygı gösterilmez ve bu öğrenciler öğretmenleri tarafından tehdit olarak

algılanır (Hoy ve Feldman, 1987: 34).

1.2.3. Okul Sağlığında Okul Yöneticilerinin Rolü

Eğitim yönetiminde okul müdürü bilimsel prensipleri, bulguları ve teknik

becerileri ustaca ve koşulların gerektirdiği şekilde iş ortamının ahlaki standartlarına

uyarak uygulayan, sorunları aşan ve hedefleri gerçekleştiren kişidir. Eğitim ortamında

böylesi bir yönetim için ön koşul, okul müdürünün eğitim hedefleri ve süreçleri

hakkında bilgi sahibi olması, kadronun görev ve faaliyetlerini yerine getirmesi için

uygun bir örgütsel ortam sağlaması ve son olarak etkili çalışma ve faaliyetler için

meslektaşlarını ve astlarını motive etmesidir (Jenaabadi ve Javan, 2014: 316). Sağlıklı

okullardaki yöneticiler, okulda gerçekleşen öğretme ve öğrenmeyi desteklemek için

eğitim materyallerine ve sınıf malzemelerine kolay erişimi sağlar. Bunun aksine

sağlıksız okullar birbiriyle işbirliği yapmayan eğitim kadrosuna ve diğer çalışanlara

sahiptir. Ortalama bir öğretmenin işyeriyle ilgili yargı düzeyinin belirlenmesi, aynı

zamanda sağlık ortamını yansıtmaktadır (Khademfar ve Idris, 2012: 2019- 227).

Okuldaki yöneticilerin liderlik davranışları sayesinde; öğretmenlerin moral

düzeyini arttırmak, mesleki gelişimlerini sağlamak, mesleki eğitim fırsatlarını sunmak

ve eğitim kaynaklarını sağlamak mümkün olabilmektedir. O halde mesleki gelişim için

Page 27: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

12

öğrencilerin öğrenme süreçlerine odaklanılmalı, öğrencilerin öğrenme süreçlerini

geliştirmeleri ve performansa odaklanmaları, öğretmenlerin iş tatmininin geliştirilmesi

ve çalışanın fiziksel ve mental sağlığına katkı sağlamak gerekir (Lee vd., 2014: 989).

Sağlıklı bir okul müdürü dinamik bir liderlik sağlar, hem görev odaklı hem de ilişki

odaklı bir yönetici özelliğine sahiptir. Okul müdürü hem sistem içinde, hem de okulun

çevreyle etkileşiminde etkili ve yetenekli şekilde hareket etmelidir. Okul, öğretmenler

ve diğer meslektaşlar için canlılıktan ve sağlıktan yoksun, soyutlanmış bir ortam

olmamalıdır. Sağlıklı bir örgüt; kadrosunu destekler, onları yönlendirir ve kadronun

gelişimi için daha yüksek standartlar belirler (Jenaabadi ve Javan, 2014: 316).

Öncelikle örgüt denildiği zaman, amaçları kendileri veya toplumun tamamı için

bir mal veya hizmet üretmek olan insanlardan, fiziksel, ekonomik ve bilgi

kaynaklarından oluşan sistemlere atıfta bulunulduğu belirtilmelidir. Örgütsel teşhis

yöntemleri, çeşitli metafor türleri temelinde inşa edilmiş ve farklı örgütsel metotlardan

meydana gelmiştir. Bahsi geçen bu metaforlardan bazıları şöyledir: Bilgi fabrikası,

ekosistemler, sosyal ilişkilere sahip üniteler, insana benzer sinir sistemleri, kültürel,

mekanik, organik ve serebral ağlar, otopoez (kendini yineleme) yapılar, konuşan ağlar,

enerji çakraları vb. şeklindedir (Tarride vd., 2008: 1121). Örgüt sağlığı kavramı da,

örgütlerin genel performansını değerlendirmek (Köseoğlu ve Karayormuk, 2009:117)

ve okulların iklimlerini açıklamak için kullanılan bir metafordur (Polatçı vd., 2008:

147).

Örgüt sağlığı kavramı ilk olarak Miles (1965) tarafından tanımlanmıştır. Miles’e

(1965: 17) göre, sağlıklı bir örgüt sadece bulunduğu çevrede yaşamını sürdürmeyip,

bunun yanında uzun vadede başa çıkma yetenekleri bulunan ve sürekli gelişen bir

örgüttür. Kısa süreli uygulamalar herhangi bir zaman diliminde etkili ya da etkisiz

olabilir; ancak sağlıklı örgütlerde yaşamı sürdürme, başa çıkma ve büyüme gibi

özellikler sürekli olmalıdır. Örgüt sağlığı konusu, örgütsel etkililikle bağlantılı

sonuçlara daha fazla odaklanmayı teşvik etmektedir.

Örgüt sağlığı kavramı, örgütü insanlar gibi denge ve sağlıktan hastalığa,

nihayetinde ölüme kadar çeşitli gelişimler yaşayan ve bir organizma olarak gören

psikolojiye ait bir anlayışı yansıtmaktadır (Pourrajab vd., 2011: 397). Örgüt sağlığı

literatürde, çalışma ortamının çalışanın sağlığıyla bağlantılı yönlerini tanımlamak için

Page 28: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

13

de kullanılmaktadır (Xenidis ve Theocharous, 2014: 564). Kültürü, iklimi ve

uygulamaları, çalışan sağlığı ve güvenliği ile organizasyonel etkinliği teşvik edecek bir

ortam oluşturan örgütler sağlıklı olarak tanımlanırlar (Lim ve Murphy, 1999: 64). Lim

ve Murphy’ye (1999: 65) göre; örgüt sağlığının belirtisi olarak beş faktör öne çıkmıştır.

Bu beş faktör; çalışan gelişimi, iletişim, yenilik, çatışmadan uzak olmak ve örgüt

değerlerine bağlılıktır. Öyle ki, çalışan gelişimi ve etkin iletişim sayesinde örgüt;

yeniliğe açık olmayı, çatışmayı yönetmeyi ve çalışanların bağlılığını artırmayı

başarabilmektedir.

Örgüt sağlığı kavramı, organizasyonun birçok farklı ortamla ilişkili olarak etkili

olduğunu ve değişikliklere tepki gösterebildiğini belirtmek için geliştirilmiştir. Örgütsel

sağlık kavramı; kâr, çıktı, sonuç, kalite kontrol, işe giriş, çalışanların psikolojik ve

fiziksel refahı ve çalışanların örgüte karşı tutumları gibi küresel düzeyde dikkate

alınması gereken kavramları bütünleştirmektedir (Cox ve Howarth, 1990: 107).

Örgütsel sağlığı, kısaca bir örgütün hedefini gerçekleştirmesini sağlayan sağlıklı bir

çalışma ortamı olarak tanımlanabilir. Sağlıklı örgütlerde yöneticiler ve tüm çalışanlar

örgütün geliştirilmesi için birlikte çalışır. Yöneticiler, çalışanların performansı için

yüksek ancak ulaşılabilir standartlar belirler ve kendileri de samimi, destekleyici ve

düşünceli davranırlar. Yani çalışan ve yöneticilerin birbirine güvendiği bir ortam oluşur.

Böyle sağlıklı bir ortamda çalışanların daha iyi performans sergilemeleri beklenir

(Savas ve Karakus, 2012: 67-69).

“Sağlıklı bir örgüt nedir?” sorusunun yanıtı çoğu kez; finansal başarı, verimlilik,

büyüklük ve güç ile kıyaslanarak cevaplanmaktadır. Birçok yazar örgütleri sağlık ve

hastalık metaforlarını kullanarak açıklamaya çalışmıştır (Bruhn, 2001:145). Örgütler

için sağlık metaforunun kullanımının bazı avantajları vardır: Birincisi, DSÖ’ye göre

sağlığın basit anlamdaki tanımı, hastalığın olmaması şeklindedir. İkincisi, metaforun

kullanımı ürünlerden çok süreçlere odaklanmayı sağlamıştır. Son olarak, sağlık

paradigması güçlü bir davranış boyutunu oluşturur. Dolayısıyla örgütlerin işlevliğini

azaltabilecek göstergelerin örgüt sağlığı açısından değerlendirilmesi gerekir (Bruhn,

2001: 147).

Page 29: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

14

Örgüt sağlığı, bir organizasyonun etkin bir şekilde işlem görmesi, zorluklarla

yeterince baş etmesi, uygun şekilde kendini değiştirmesi ve bu süreç zarfında büyümesi

olarak tanımlanmaktadır. Kavramı tanımlama girişimlerine ek olarak birçok araştırma,

örgüt ikliminin çeşitli yönlerini anlamak için örgüt sağlığını ele almaya çalışmıştır

(Fairman ve McLean, 2003).

Xenidis ve Theocharous (2014: 564) örgüt sağlığını; bütün formal, informal ve

yardımcı örgütsel süreçlerin tam ve engelsiz işleyişi olarak betimlemektedir. Bu tanım

aslında DSÖ'nün tanımının örgütsel varlıklara uyarlanmış halidir. Örgütlerin özünü

mümkün olduğunca tanımlamak için yaşam bilimlerinden bir terim seçilmesinin sebebi,

herhangi bir örgütsel varlığın temel özelliğinin canlı bir organizma oluşudur. Bir başka

deyişle örgüt sağlığı; var olan örgütsel yetenek, örgütsel performans ve örgütsel

esneklik kavramlarını birleştirmekte ve böylelikle örgütlerin değerlendirilmesinde daha

etkili bir araç sunmaktadır.

Örgüt sağlığı; bir organizasyonun isteklerini gerçekleştirmesi, ihtiyaçlarını

karşılaması ve etkin bir şekilde değişimi gerçekleştirmesi veya çevre ile başa

çıkabilmesidir. Daha spesifik olarak örgüt; vizyonunu, misyonunu, stratejilerini ve

hedeflerini yerine getirirken ortaklarının/paydaşlarının ihtiyaçlarını karşıladığında,

endüstrisi de dahil olmak üzere çevredeki değişen taleplere yeterince cevap

verebildiğinde, pazarında iyi bir konum elde ettiğinde ve nihayetinde doğru ilerleme

sergilediğinde sağlıklı olabilir (Miles, 2014: 203). Örgüt sağlığı kavramı genel olarak

düşünüldüğünde pozitif bir örgüt imajı çizmektedir. Örneğin, bir örgüt “finansal olarak

sağlıklı”, “stratejik olarak sağlıklı”, “kültürel olarak sağlıklı” veya “davranışsal olarak

sağlıklı” olabilir. Yapısı, kültürü ve yönetim süreci ile örgütün performansına katkı

sağlayan örgütler sağlıklı olarak ele alınmaktadır. Bunun bir parçası olarak da bireysel

ve örgütsel sağlığın birbirine bağlı kavramlar olduğuna inanılmaktadır. Bu yüzden,

sağlıklı örgüt endekslerinin çalışanların stres oranlarını, refah düzeyini, çalışan

memnuniyeti ve bağlılığını, yönetim tarafından alınan kararların niteliğini, yapısal

düzenlemelerin uygunluğunu ve finansal göstergeleri de içermesi gerekmektedir

(McHugh vd., 2003: 16). Bu doğrultuda örgüt sağlığına katkı sağlayan dokuz öğe

şöyledir; sorumluluk, kapasite, koordinasyon ve kontrol, kültür ve iklim, yönetim, dışsal

yönelim, yenilenme ve öğrenme, liderlik ve motivasyondur (Keller ve Price, 2011: 3).

Page 30: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

15

Bu öğeler bir örgütün bütünsel şekilde sağlık yapısını tamamlayan birer element

konumundadır. Örgüt yöneticilerinin bu öğeleri ve yönetim süreçlerini uygun şekilde

ele almaları örgüt sağlığına katkı sağlayabilmektedir. Bu öğelerden herhangi birinin

eksikliği örgütün sağlık düzeyini belirli ölçüde azaltabilir. Sonuç olarak, bu öğelerden

de anlaşılacağı üzere örgüt sağlığı birden fazla ölçütü veya boyutu içermektedir. Bu

nedenle bir örgütün sağlığının, her bir öğenin örgüt düzeyindeki varlığına bağlı olduğu

söylenebilir.

“Örgüt” ve “sağlık” sözcüklerinin tanımlarından yola çıkarak, sağlıklı bir

örgütün "bir dizi düzenlemeyle yönetilen çalışanların, oldukça iyi ve sağlıklı görünen

belirli amaçları etrafında bir görev olarak birleşmesi" olduğunu söylenebilir. Sonuç

olarak bu tanım ve DSÖ tanımının birleştirilmesi ile sağlıklı bir örgüt şu şekilde

tanımlanabilir: “Hastalıktan uzak olmakla kalmayıp, kendi potansiyelini geliştirme

kapasitesine sahip, çevre sorunlarına olumlu yanıt verebilen, çalışanlarının fiziksel,

zihinsel ve sosyal refaha sahip olduğu ve bir dizi düzenleme ile yönetilen bir grup

çalışanın belirli amaçları yerine getirmesidir” (Tarride vd., 2008: 1123 - 1124).

Neugebaurer’a (1990: 38)2 göre, insan vücudunun sağlıklı olması için, sayısız

bedensel işlev mükemmel bir uyum içerisinde çalışmalıdır. Aynı şekilde, bir örgütün

sağlıklı olması için karmaşık olan kişilerarası ilişkiler ve idari işlevler dizisi aynı anda

ele alınmalıdır. Herhangi bir işlevin ciddi bir eksikliği, diğerlerini dengeden

uzaklaştırabilir ve örgütün genel performansını zayıflatabilir.

Örgütlerin genel olarak etkili olmaları gerekir. Sürekli etkisiz olan örgütlerin

sağlıklı olması beklenemez. Kısa süreli etkili başa çıkmaların toplamı sağlık olarak

ifade edilmektedir. Kısa süreli bazı uygulamalar örgüt açısından etkili olabilir, ancak

uzun dönemde bazı değişkenler birtakım maliyetlere ya da olumsuzluklara neden

olabilmektedir. Örneğin kısa süreli ücret kesintileri, uzun dönemde çalışan tatminsizliği

ve yüksek düzeyde işgücü devir hızına neden olabilmektedir (Miles, 1965: 17).

Dolayısıyla etkisiz örgütlerde herhangi bir süreçte yaşanan sorun farklı süreçleri veya

çalışanları da etkileyebilir. Yöneticiler burada örgüt sağlığının geliştirilmesinden

öncelikli olarak sorumlu olarak ön plana çıkmaktadırlar. Aynı şekilde örgüt sağlığı

2 https://www.childcareexchange.com/article/do-you-have-a-healthy-organization/5007238/

Page 31: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

16

çalışan ve yönetici performansını arttırmak için önemli bir araçtır. Örgüt sağlığını

geliştirmek için önleme programları ve sistemin iyi teşhis edilmesi gereklidir (Childers

ve Fairman, 1986: 336). Bu sayede örgütler herhangi bir patoloji veya örgütsel hastalık

oluşmadan önce gerekli çözümler geliştirecek ve örgüt sisteminin hem alt hem de üst

basamağında oluşabilecek sorunların önüne geçilebilecektir.

İnsanlar gibi, örgütler de sağlıklı veya hasta olabilir. Miles'e göre, sağlıklı bir

örgütün 10 özelliği bulunmaktadır. Bu özellikler; görev, yaşamı sürdürme ve büyüme

ihtiyaçları biçiminde üç başlık altında toplanmıştır (Hoy ve Feldman, 1987: 30). Sağlıklı

bir örgüte ait özellikler şöyledir: Amaç odağı, iletişim yeterliliği, optimum güç dağılımı,

kaynak kullanımı, bağlılık, moral, yenilik, özerklik, adaptasyon ve problem çözme

yeterliliği boyutlarıdır. Örgütün herhangi bir ünitesi düzgün şekilde işlemiyorsa, diğer

birimler de bu durumdan etkilenecektir. Örneğin; çalışma ortamındaki üyelerin üst

düzey amaçları, açık ve kabul edilebilir şekilde algılamalarında bir eksiklik varsa bu

durum örgütsel ve kişilerarası etkili iletişimin önünde engel teşkil edecektir. Örgütlerin

amaçlarını ve hedeflerini gerçekleştirecek kadar yetenekli olması, sağlıklı olmasıyla

doğrudan ilişkilidir (Childers ve Fairman, 1986: 332-334).

Tablo 1. Sağlıklı Bir Örgütün Nitelikleri

Görev İhtiyaçları

Amaç Odağı: Sağlıklı örgütlerde amaçlar tüm çalışanlar için ulaşılabilir,

kabul edilebilir ve başarılabilirdir.

İletişim Yeterliliği: Her yöne iletişim vardır. Örgüt içi gerilimler uygun

şekilde ele alınır.

Uygun Güç Dağılımı: Sağlıklı örgütlerde güç dağılımı nispeten

eşittir.Astlar üstlerini etkileyebilir.

Yaşamı Sürdürme İhtiyaçları

Kaynakların Kullanımı: Sağlıklı örgütlerde kaynaklar etkili bir şekilde

kullanılır. Özellikle insan kaynağı anlamında örgütte ne çok fazla ne de

çok az sayıda çalışan vardır.

Bağlılık: Çalışanlar örgüt tarafından cezbedilmiştir. Çalışanlar örgütte

kalmak isterler ve örgüt tarafından olumlu anlamda etkilenmişlerdir.

Moral: Örgütün tamamında refah ve memnuniyet algısı vardır.

Büyüme İhtiyaçları

Page 32: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

17

Yenilik: Sağlıklı örgütler yeni hedeflere yönelmek için, yeni süreç ve

uygulamalar gerçekleştirirler.

Özerklik: Örgütler çevrelerine karşı pasif kalmazlar, ancak çevrelerinden

bazı bağımsız nitelikler gösterirler.

Uyum: Sağlıklı örgütler büyümek ve gelişmek için onarıcı değişimleri

gerçekleştirebilme yeteneğine sahiptir.

Problem Çözme Yeterliliği: Sağlıklı örgütlerde sorunlar en az enerji ile

çözülür. Problem çözme mekanizmaları güçlüdür.

Kaynak: (Hoy ve Feldman, 1987: 30).

Yakından incelendiğinde yukarıdaki yapılar Miles'in de belirttiği gibi üç

kapsamlı örgütsel ihtiyaç bakımından gruplandırılabilir. Bunlar örgütün ihtiyaçlarını

karşılamak için uygun yeterlilikte kaynağın hazır bulunması (yaşamı sürdürme

ihtiyaçları-beceri yeterliliği), örgütün uzun vadeli ve kısa vadeli hedeflerine tamamen

uygun vizyon, değerler ve strateji sahibi olması (görev ihtiyaçları- hedefe uygunluk) ve

uyum sağlama ve yenilik yapma kültürü ve yetkinliğinin gücüdür (büyüme ve değişim

ihtiyaçları-kültür ve değişim kapasitesi). Her yapının altında açıklanan öğeler, değişen iş

koşulları altında örgüt sağlığını anlamaya çalışan yöneticilere rehberlik etmektedir (Nair

vd., 2014: 145-155). Bir örgütün görev ihtiyaçlarının elde edilmesi için, örgütte hedef

odağının, yeterli iletişiminin ve karar almada yetki ve etki eşitlemesinin bulunması

gerekmektedir. Örgütün iç sağlığının göstergesi olan koruma ihtiyaçları arasında

kaynakları verimli kullanabilme, tutarlılık ve kimlik algısına sahip olma ile iyilik ve

tatmin duygularını hissetme bulunmaktadır. Sağlıklı bir örgüt, aynı zamanda büyüyüp

değişebilmelidir. Sağlıklı bir örgütün büyüme ve değişme unsurlarını belirlemede Miles,

bir örgütün yenilikçi, özerk, uyum sağlama yeteneğine sahip ve sorunlarını çözebilen bir

örgüt olması gerektiğini belirtmiştir (Dudek-Shriber, 1997: 370). Örgüt sağlığının

örgütlere katkısı, sağlıklı çalışma örgütlerini belirleyen örgütsel özellikleri oluşturmak

ve böylece örgütsel değişim girişimleri ile çalışan sağlığını korumak için bazı teşvikleri

sağlamaktır (Sauter vd., 1996: 250).

Örgüt sağlığı kavramına göre, örgütler birer açık sistem olarak ele alınmaktadır.

Ayrıca sağlıklı örgütlerin sistem özellikleri oldukça dayanıklıdır. Burada dayanıklılıktan

kasıt, sistemin iç ve dış çevre talepleri karşısında örgütün gerekli tepkiyi verebilmesi

olduğu söylenebilir (Hoy ve Feldman, 1987: 30). Örgütler için iç çevrede çalışanların

beklentilerinin karşılanması, departmanlar arası uyum, olumlu örgüt kültürü

Page 33: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

18

geliştirilmesi ve çatışma süreçlerinin uygun şekilde yönetilmesi gereklidir. Dış çevre

açısından ise, müşteri beklentilerinin hızlı bir şekilde karşılanması, politik, hukuki,

teknolojik, sosyolojik ve ekonomik değişimlere uygun hareket edilmesi gereklidir.

Ayrıca örgütlerin sağlıklı olabilmesi için; rakip ürünlerin ve ikame ürünlerin pazar

durumunu takip etmeleri böylelikle pazar üstünlüğü ve rekabet avantajından

yararlanmak için AR-GE çalışmalarına yönelmiş olmaları gereklidir.

Örgüt sağlığı, başlangıçta okul iklimini açıklamak için kullanılmakla birlikte

günümüzde tüm örgütler açısından önemli olduğu söylenebilir. Örgüt sağlığı, bir

organizasyondaki sağlıklı ve pozitif ilişkiler fikrini yansıtmaktadır. Bu kavram kişiler

arası verimli ilişkileri kapsadığı gibi, büyüme ve gelişmeyi destekleyen koşullara da

dikkat çekmektedir. Sosyal sistemler büyümek, gelişmek ya da hayatta kalmak

istiyorlarsa, dört temel sorunu çözebilmelidirler. Parsons vd., (1953) bu zorunlu

görevleri uyum (adaptation), amaç oluşturma (goal setting), bütünleştirme (integration)

ve devamlılığı sürdürme (latency) olarak ifade etmişlerdir. Diğer yandan örgütler

aşağıdaki problemlerini de çözebilmelidir;

1. Çevresinde yeterince kaynaklara ulaşma,

2. Amaç belirleme ve amaca ulaşma,

3. Sistem içerisinde işbirliğini koruma,

4. Sistem değerini yaratma ve korumadır.

Sağlıklı örgütler, tüm bu süreçleri düzgün bir biçimde yerine getirmektedir.

Sağlıklı bir örgüt, temel fonksiyonlarını yerine getirirken enerjisini misyonu

doğrultusunda yönlendirmekte ve yıkıcı dış güçler ile başarıyla mücadele

edebilmektedir (Sweetland ve Hoy, 2000: 707; Hoy, 1990: 153). Sonuç olarak

gereksinimleri karşılayan örgütler, davranışlarını ve sonunda da performanslarını

şekillendiren koşulları değiştiremeyecek kadar güçsüz görünen pasif alıcı olmak yerine,

kendi kaderinin kontrolünü belirlemede daha aktif olacaktır (McHugh vd., 2003: 24).

Sağlıklı örgütler, toplumsal ve normatif bütünleşme ihtiyacının yanı sıra uyum

sağlama ve hedefe ulaşmanın da araçsal ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Yani hedeflerine

doğru ilerlerken (araçsal ihtiyaçlar), çevreleriyle de başarıyla başa çıkabilmelidir. Aynı

zamanda örgütler, kendine has kültürlerini ve değerlerini geliştirip yaymaya (açıklayıcı

Page 34: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

19

ihtiyaçlar) ek olarak kendi bileşenleri arasında dayanışmayı ve eşgüdümü sürdürmelidir

(Hoy ve Woolfolk, 1993: 357-358).

Tablo 2. Parson'un Bakış Açısıyla Örgütsel Düzeyler ve Gereklilikler ile İlişkili

Sağlık Boyutları

Sağlık Boyutu Problemler İhtiyaç

Kurumsal Düzey:

Kurumsal Bütünlük Çevreye Uyum Araçsal

Yönetimsel Düzey:

Yönetici Etkisi

Sosyal ve normatif

entegrasyon

ve Çevreye Uyum

Araçsal

Açıklayıcı

Saygı/Anlayış Sosyal ve normatif

entegrasyon Açıklayıcı

Kaynak Desteği Çevreye uyum Araçsal

Teknik Düzey: Moral Sosyal ve normatif

entegrasyon Açıklayıcı

Akademik Vurgu Amaç Başarısı Araçsal

Kaynak: (Hoy ve Woolfolk, 1993: 360).

Miles’e göre, sürekli etkisiz olan örgütler sağlıksız bir yapıya sahiptir. Miles'in

perspektifinden örgüt sağlığı kavramı buluşsal bir yaklaşım olarak düşünülmesine

karşın örgüt sağlığını ölçmeye yönelik girişimler daha az başarılı olmuştur. Örneğin;

Kimpston ve Sonnabend (1978), Miles tarafından tanımlanan 10 örgüt sağlığı

boyutunun her birini örgüt açısından ölçmeye çalışmışlar, ancak başarısız olmuşlardır.

Araştırmacıların oluşturdukları veri toplama aracı, psikometrik ifadelerden oluşan

oldukça kısa bir formdur. Bu ölçme aracı örgüt sağlığına ait 10 boyuttan sadece 6'sını

ölçebilmiştir (Hoy ve Feldman, 1987: 30).

Sağlıklı örgütler genel anlamda diğerlerine göre daha iyi örgütlerdir. Sağlıklı

örgütlerdeki ilişkiler daha açık iklime sahiptir. Çalışanlar daha verimli ve başarılı,

yöneticiler daha düşünceli ve anlayışlıdır (Hoy vd., 1990: 262-263). Uzun süreli başarılı

örgütler için sağlıklı bir çevreye de ihtiyaç vardır. Bunun yanında örgüt sağlığını

geliştirici ve örgütün hastalığını önleyici programlara yönelmek gerekir. Dolayısıyla

çalışma ortamında sağlığı artırmak için yıldırma, mobbing, zor kullanma, psikolojik

şiddet gibi konuların önüne geçmek gerekir. Örgütlerin performansını yükseltmek için;

Page 35: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

20

çalışan bağlılığı, iş tatmini ve örgütsel vatandaşlık algısı gibi unsurları yükseltmek

gereklidir (Gholamzadeh ve Khazedeh, 2012: 18-19).

Bireyler için hastalığı tedavi etmenin maliyeti hastalıktan korunma maliyetinden

yüksek olduğu gibi, örgütlerde de hastalıklı yapının tedavisi oldukça maliyetli

olabilmektedir. Hatta insan vücudundaki kangren olmuş bir organ veya dokunun

ayrıştırılmasına benzer bir cerrahi işlem, örgütler açısından da değerlendirilebilir.

İşlevsiz çalışan bir birimin veya bölümün tasfiyesi olabileceği gibi, verim alınamayan

çalışanların aktif olanlarıyla değiştirilmesi bu durum çerçevesinde mümkün

olabilmektedir. İnsan beyninin organları yönettiği gibi, örgütlerdeki tepe yönetim de

örgütü yönetmekte ve örgüte yön vermektedir. Beyin takımında görülecek bir hasar

veya sorun tüm örgütü etkileyebilir. Bir başka benzetim de kan dolaşımı ile ilgidir.

İnsan vücudunda kan dolaşımında meydana gelecek bir sorun önce organların daha

sonra da tüm vücudun olumsuz etkilenmesine neden olabileceği gibi, örgütsel

süreçlerde meydana gelebilecek sorunlar da her ne kadar ölümcül olmasa da örgütün

ansızın gelişen sorunlarla baş başa kalmasına neden olabilmektedir.

Sağlık kavramı örgütler açısından değerlendirildiğinde “erken teşhis hayat

kurtarır” söylemi daha da önem kazanmış olur. Sağlıklı örgütlerde sorunlar başlangıç

safhasında çözülmeye çalışılır. Sorunları çözmek için fazlasıyla çabaya girişilmez. Eğer

müdahale edilmezse örgüt içerisinde zamanında çözülmeyen sorunlar büyüyecek ve

çözülmesi zor hale gelecektir. Bu nedenle sorunların erken teşhisi ve uygun reçete ile

tedavisine ihtiyaç vardır.

Sağlıklı bir örgüt, hedefini belirlemek ve hedefine ulaşmak için sahip

olduklarının ve ihtiyaç duyduklarının bilincindedir. Bu çerçevede örgüt sistemlerini

sağlıklı olarak nitelendirmenin çeşitli avantajları (Cicchelli, 1975:3);

1. Herhangi bir sağlıklı örgüt güçlü yanlarından faydalanmak ve zayıf noktalarını

geliştirmek için sahip olduklarının ve ihtiyaçlarının tamamen farkında olmaktadır.

2. Sağlıksız örgüte ait bir belirtinin farkında olmak bile sağlıklı bir örgüt için, kendi

içinde gelişimin bir parçasıdır.

Page 36: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

21

3. Sosyal örgütler performansları konusunda her daim çelişkili beklentilerle karşı

karşıya kalabilir. Beklentilerin örgüt tarafından belirlenmesinin amacı, örgüt üyeleri

arasında bu tür çatışmaları azaltmaktır.

4. Özellikle kamuya hizmet eden örgütler eleştirilere karşı kırılganlıklarını

azaltmak ve ileriki gelişimlerine temel oluşturmak için başarılara ihtiyaç duyarlar. Bu

yüzden sağlıklı örgütler ulaşılabilir sonuçlara sahiptir.

Sağlıklı bir örgütte, kuralların ve normların iyi belirlenmiş olması ve bunların

çalışanlar tarafından kabul edilmesi gerekir. Örgütsel davranışlar, örgütün geliştirilip

büyümesine katkı sağlayacak yönde ise örgüt sağlıklı bir yapıdadır. Sağlıklı örgütlerde

örgüt iklimi, çalışanlara beceri ve kapasitelerini geliştirmenin yanında büyümeyi

sağlamak için fırsat vermelidir. Bechart’a göre sağlıklı örgütlerin özellikleri şunlardır

(Işın Özdoğan, 2003: 85);

a. Birey, grup ve alt sistemler görevlerini amaçlarına ve planlarına göre yönetirler.

b. Örgüt biçimi işlevleri izler.

c. Kararlar bilgi kaynaklarının yanında ve bilgi kaynaklarına göre belirlenir.

d. Ödül sisteminde cezalar ve ödüller karşılaştırılmalı olarak belirli ilkelere göre

saptanır. Bu ilkeler kısa dönem kârı, üretim başarısı, astların geliştirilmesi,

sürekli iş gruplarının yaratılmasıdır.

e. Yatay ve dikey iletişim iyi düzeyde sağlanmaktadır. Bireyler iletişime açıktır.

f. Birey ve grup arasında çatışma düşüktür ve çatışmanın çözümlenmesi için

sürekli bir çaba vardır.

Bir örgütü sağlıklı olarak nitelendirmek için, o örgütün kendi süreçlerinde

yıkıma uğramadan görevlerini tam olarak yerine getirmesi ve hayatta kalabilmesi,

zaman içerisinde bu performansını koruyabilen bir örgüt olması gereklidir. Bu görevler,

yaşamını idame ettirmek isteyen her organizma için temel olarak görülmektedir (Steele,

1973: 252). Warren Bennis (1966: 3), örgüt performansını bir noktaya kadar

tanımlayacak, statik önlemlerden uzaklaşmak için “örgüt sağlığı ölçütleri” olarak

nitelendirdiği faktörleri geliştirmiştir. Bu faktörler örgüt sisteminin durumu ve

muhtemel gelecek performansı ya da hayatta kalması hakkında bazı bilgiler

vermektedir. Bennis daha sonra bireylerin mental sağlığı ve iç sistemler teorisi

Page 37: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

22

çalışmalarından gelen süreç odaklı üç örgütsel sağlık ölçütünü önermiştir. Kısaca, bu üç

ölçüt şunlardır (Steele, 1973: 252):

Çevreye Uyum ve Problem Çözme: Bu özellik, sistemin görevlerini yapmak ve

değişen dış veya iç koşullara esnek bir şekilde tepki vermek için gereklidir. Bir

organizasyonun çevresindeki (pazar, kişi, müşteri ya da nihai tüketicileri vb.) değişim

oranı arttıkça, bu esneklik o kadar kritik öneme sahip olur (Steele, 1973: 252). Sorun

çözümleme demek olan uyum, değişen koşullara göre davranabilme yeteneğini ifade

eder. Uyum, örgüt içi esneklikle mümkündür (Işın Özdoğan, 2003: 86).

Kimlik Duygusu (Hissi): Örgüt üyelerinin, örgütlerinin ne anlama geldiğini,

örgütün hedeflerini, örgütün neye benzediğine ilişkin algıları, paylaşılan değerlerin

neler olduğunu, yapısı nedir?, üyeleri kimdir?, görevleri nelerdir? ve benzerlerini

bildikleriyle ilgilidir. Bennis, dört kimlik birbiriyle uyumlu olduğunda

(eşleştirildiğinde) bu kimlik duygusunun en keskin olduğunu ifade etmektedir. (a) açık

örgüt (planlarda açıkça belirtilen); (b) varsayılan örgüt (üyelere gerçeklerin nasıl

olduğunu göstermek için belirtilen); (c) mevcut örgüt (mevcut sistem ve çalışma

vasıtasıyla keşfedilebilecek gerçek sistem); ve (d) gerekli örgüttür (çevresinde yapmaya

çalıştıkları için olması gerekenler). Bu dört kimlik, aynı temelde birleştiğinde sistem net

bir kimlik duygusuna sahiptir (Steele, 1973: 252). Örgütün uyum yeteneğini

kazanabilmesi için kendisinin ne olduğunu ve ne yapmak istediğini bilmesi gerekir. Bu

da örgütsel amaçların personelce ne kadar anlaşıldığı ve benimsendiğinin

belirlenmesiyle gerçekleşir (Işın Özdoğan, 2003: 86).

Gerçeklik Testi: Organizasyonun bulunduğu alanın özelliklerini doğru olarak

algılama (hem iç organizasyonun kendisi hem de örgüt dışı olaylar) süreçlerini içerir.

Buradaki vurgu iki yöndedir: Birincisi bir şeylerin ne zaman değiştiğini ya da

değişeceğini bilmek ve çarpıtılmamış bilgileri almak için yeterli bilgiyi edinmek;

ikincisi ise, böylece dünyanın doğru tanımlamalarını (bilindiği kadarıyla) problem

çözme girdileri olarak kullanarak kimlik duygusunu korumaktır (Steele, 1973: 252). Bu

nedenle örgüt, bulunduğu ortamın gerçeklerini saptayabileceği uygun teknikler

gerçekleştirmelidir (Işın Özdoğan, 2003: 86).

Page 38: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

23

1.3. ÖRGÜT SAĞLIĞIYLA İLİŞKİLİ KAVRAMLAR

İşyerlerinin doğası kavramı, uzun süredir araştırmacılar tarafından ele alınan

konular arasında olmuştur. Çalışma ortamında çalışanların neler hissettikleri, örgütsel

karakter, çevre, atmosfer ve ideoloji gibi konu başlıkları adı altında incelenmesinin

yanında modern tartışmalar iklim ve kültür üzerine kurgulanmıştır. Her iki kavram da

örgütte çalışan bireylere ve bireysel algılara vurgu yapmaktadır. Bu kavramlar genel

olarak sezgisel algılamaları ifade eder (Hoy, 1990: 149). Örgütlere yönelik çalışmaların

birçoğunda iklim ve kültür konuları bir arada ele alınmıştır.

Örgüt kültürü ve iklimi, hem iş hem de akademik alanda büyük ilgi gören yaygın

terimlerdir. Kavramlar, organizasyonlarda on yıllar boyunca incelenmiş ve örgütsel

işleyişi anlamadaki önemi genel olarak kabul görmüştür. Kültür ve iklim, örgütlerdeki

üyelerin davranışlarını, tutumlarını ve çalışan refahının nasıl etkilendiği incelemektedir.

Bu kavramlar ile bazı örgütlerin neden yeni teknolojileri daha yenilikçi ve daha hızlı

benimsediklerini, neden bazı örgütlerin diğerlerinden daha başarılı olduğunu anlamanın

yararlı olduğu düşünülmektedir (Glisson ve James, 2002: 767).

1.3.1. Örgüt İklimi

İklim terimi örgütsel yaşamda sıklıkla kullanılan bir kavramdır. Örgüt iklimi

kavramı, 1950'li yılların sonlarına doğru, iş çevresinin değişen yapısını açıklamak için

öne sürülen bir yaklaşımdır. Örgüt iklimi kavramı başlangıçta, örgüt yaşamının daimi

kalitesini ifade etmek için kullanılmıştır. Esasında örgüt iklimi, bir örgütün kişiliği

olarak belirtilebilir. Sosyal psikologlara göre, örgüt iklimi genel iş çevresinin çalışanlar

tarafından algılanması durumudur (Hoy, 1990: 150-151). Terimin tanımı konusunda

farklı bakış açıları vardır. Bununla birlikte iklim terimi sezgisel bir algılamayı ifade

eder. Genel olarak çalışanların iş ortamına yönelik algılarına vurgu yapmaktadır. Örgüt

iklimi; formal ve informal örgüt süreçlerinden, liderlik davranışlarından ve çalışanların

kişiliklerinden önemli ölçüde etkilenir (Hoy ve Tarter, 1992: 74).

Organizasyonların örgüt iklimi, çalışanların davranışlarından etkilendiği kadar,

bir örgütün ayırt edici özelliklerini de bir araya toplar. Örgüt iklimi, örgüt çevresinin

analizinde kişilik kavramını bir metafor aracı olarak kullanarak açıklamaya çalışır. Hoy

ve Tarter (1992: 74), örgüt iklimini bir sağlık metaforu olarak ele alarak ve örgüt

Page 39: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

24

içerisindeki kişiler arası ilişkilerin refah düzeyini bu şekilde ifade etmişlerdir. Örgüt

iklimi; örgütte yer alan birey ya da grupların sosyal yönlerini ve birey ya da gruplar

arası ilişkilerin örüntüsü konularını içermektedir. Açık örgüt iklimlerinde yöneticiler

çalışanları destekler ve örgüt yapısını uygun şekilde yönlendirir. Örgüt çalışanları

işbirliği içerisinde ve örgüte bağlı olarak çalışmak ister. Liderlik davranışları gerçek

odaklıdır. Bürokrasi, çalışanları yakından kontrol ve çok sayıda kural yoktur. Kısaca

açık örgüt iklimlerinde davranışlar güvene dayalıdır. Liderlik davranışları ihtiyaçları

uygun şekilde ele karşılamaya yöneliktir (Hoy, 1990: 150-151).

Örgüt psikolojisi alanına özgü bir kavram olan örgüt iklimi; çevresel etkilerin

bireysel motivasyon, memnuniyet ve iş yerindeki davranışlar üzerinde ne derece etkili

olduğunu algıların özetiyle belirlemeye yarar. Kavramın ilk olarak yorumlanmasından

bu yana bilgi toplama ve deneysel analiz süreçleri çoğu çalışmanın esas öğeleri

olmuştur. Örgüt iklimi konusunun genişliği, iş çevresini oluşturan elemanların sınırsız

sayıya ulaşmasına sebep olmuştur (Shoaf vd., 2004: 90). Örgütlerin genel olarak sağlıklı

bir iklim ortamı oluşturma yükümlülükleri vardır. Bu nedenle öğrenme ve sosyal

anlamda kişiler arası iletişimin yeterli düzeyde olması bir nevi iklime bağlıdır (Childers

ve Fairman, 1986: 332). Örgüt sağlığının iyi olması, örgüt performansını, bağlılığı, iş

tatmini ve örgütsel etkililiği pozitif yönde arttırmasına karşın, maliyetlerin azalmasını

sağlamaktadır. Yani hem verimliliği hem de etkiliği artırır. Sağlıklı örgütlerin rekabet

gücü sağlıksız örgütlere göre daha üstündür (Yüceler vd., 2013: 787).

Artan rekabet ortamında bir örgütün yönetilmesi ve yönetime yönelik çalışan

tutumu ve davranışları önemlidir. Rekabet avantajı yakalamak için uyumlu bir örgüt

iklimi yakalamak önemlidir. Örgüt iklimi çalışanların bağlılığını arttırmada da etkilidir.

İstenilen örgüt iklimine sahip olmak ise, örgüt sağlığı sayesinde olabilir. Sağlıklı

örgütler çevreleriyle uyumlu bir yapıya sahiptir. Etkili yönetilirler, çalışanlara saygı

gösterilir, roller açık şekilde tanımlanmıştır, gerekli ve istenilen kaynaklara kolaylıkla

ulaşılabilir, çalışanlar yüksel moral düzeyine sahiptir ve başarı değerlidir (Yüceler vd.,

2013: 787). Örgüt iklimi; çalışanların kendini önemli hissetmesi, yeterlilik duygusu ve

çevreyi kontrol edebilme inancını ortaya çıkararak, çalışma ortamının daha iyi

algılanmasını sağlamakta, daha fazla öz-değer hissini arttırmakta ve sonuç olarak

çalışanın daha fazla risk almasıyla sonuçlanmaktadır. Örgütlerde bu faktörlerin

Page 40: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

25

eksikliği, çalışanların hatasına ve başarısızlığına neden olduğu gibi, çalışanlar arasında

mesleki tükenmişlik ve çalışanların işe ilgisizliği ile kayıtsızlığa neden olabilmektedir

(Childers ve Fairman, 1986: 332).

Bir örgütün sağlıklı olup olmadığı bazı işaretlerden anlaşılabilir. Sağlıklı

örgütlerde; minimum siyaset, minimum çatışma ortamı, yüksek verimlilik ve moral

düzeyi ve vasıflı çalışanların devir hızı düşük düzeydedir. Siyaset ve çatışma ortamı

olmaksızın örgütsel ve işlevsel problemler daha hızlı çözümlenebilmektedir. Sağlıklı

örgütün yaratıcı bir iklim özelliği vardır (Lencioni, 2012: 5). Çalışan başarısı için

sağlıklı bir örgüt iklimi gereklidir. İklim sağlıklı değil ise, başarıdan söz etmek güç

olacaktır. Çalışanların kendilerini evdeymiş gibi hissetmeleri gerekir. Yöneticiler ve

çalışanlar güvenli bir çevre ve sağlıklı bir iklim isterler. Çalışanların profesyonelce

gelişimi ve çalışan-yönetici arasındaki güven işbirliği ortamını yaratmak için sağlıklı bir

atmosfere ve iklime ihtiyaç vardır (Malkowski, 2001: 63).

İklim ve kültür kavramları, birbirleriyle yakın anlamlarda kullanılmalarına

karşın iki kavram arasında bir ayrım söz konusudur. Kültür, paylaşılan düşünce

tarzlarını veya sayıltıları içerirken, iklim davranışların algılanmasını ifade eder. Kısaca

kültür paylaşılan sayıltılar, iklim ise paylaşılan algılardır (Hoy, 1990).

Birey

Şekil 1. Örgüt Sağlığı Sisteminin Kültür ve İklim Yönüyle İşleyişi

Kaynak: (Shoaf vd., 2004:88).

Örgütün değerleri ve örgütsel hedefler iş uygulamaları ve politikalarını

yönlendirir. Süreçler, işin kendisine ve çalışanın o işi yerine getirmesine ait koşulları

KÜLTÜR

İKLİM

Örgütsel

Amaçlar

Ama

Kaynaklar

İş ve Süreç

Gerekleri Yazılı/Sözlü

Uygulama

Sağlık Değerler

Page 41: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

26

yani çalışan üzerindeki zihinsel, fiziksel ve çevresel talepleri belirler. Kaynaklar,

çalışanın refahını (örneğin; anlamlı iş özellikleri, rehberlik, eğitim, gelişmiş fırsatlar)

destekleme, işçiler üzerindeki beklentilerin olumsuz etkilerini (örneğin; yorgunluk,

tükenmişlik) dengelemek ve bunun sonuncunda da örgütsel hedeflerin başarıya ulaşması

için kullanılır. En sonunda çalışma sisteminin bileşenleri arasındaki karşılıklı ilişkiler

örgütün sağlık durumunu belirler (Shoaf vd., 2003: 83-84).

Örgüt iklimi, çalışanların iş ortamlarına yönelik algılamalarıdır. Daha spesifik

anlamda, iklim iş çevresine yönelik ölçülebilir özelliklerdir. Bu persfektiften

bakıldığında yönetici davranışları iklimi önemli ölçüde etkiler. Örgüt iklimini etkileyen

en önemli faktörlerden biri yöneticiler olarak kabul edilmektedir. Örgüt iklimi bireylerin

performansını etkilediği için, örgütsel performansı da büyük bir oranda etkiler. Çalışan

deneyimleri ve yönetici davranışları örgütün yaygın algısını belirleyen

değişkenlerdendir (Hoy ve Clover, 1986: 107-108).

Hoy ve Clover (1986: 108) dört iklim türünden bahsetmektedir. Bu iklimler

tabloda gösterilmektedir.

Tablo 3. Örgüt İkliminin Tipolojisi

Yönetici Davranışı

AçıkKapalı

Çalı

şan

Davr

an

ışı

Açık Açık İklim Bağlı İklim

Kapalı İşe Sarılmayan

İklim Kapalı İklim

a. Açık İklim (Open Climate): Açık iklim yapısında yönetici davranışları çalışanları

destekleyici, onların işlerini kolaylaştırıcı, çalışanı yakından kontrolü gerektirmeyen

türdedir. Çalışanlar ile yöneticiler arasında işbirliği mevcuttur.

Page 42: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

27

b. Bağlı İklim (Engaged Climate): Yöneticilerin zayıf liderlik davranışı gösterdiği

fakat çalışanların işbirliği içerisinde çalıştığı, üretkenliğin bulunduğu ve çalışanların

işlerine bağlı olduğu iklim özelliğidir.

c. İşe Sarılmayan İklim (Disengaged Climate): Yöneticilerin uygun liderlik davranışı

göstermelerine karşın, çalışanların olumsuz davrandığı ve sorumluluk almadığı iklim

yapısıdır.

d. Kapalı İklim (Close Climate): Hem yönetici hem de çalışan davranışları

olumsuzdur. Çalışanlar yönetime karşı şüphe ile yaklaşır. Yöneticiler ise çalışanı

yakından kontrol eder, çalışanlara destekleri azdır.

1.3.2. Örgüt Kültürü

Örgüt kültürü kavramı, örgütsel yaşamın niteliğini ve temel düzeyde yapısını

açıklamak kullanılan bir araçtır. Örgüt kültürü birleştirici ve ayrıştırıcı tüm öğelerin bir

arada toplandığı, paylaşılan değerler bütünüdür. Örgüt kültürü; paylaşılan normlar,

değerler, düşünce yapıları, inançlar, beklentiler, hayaller gibi kavramlara atıfta bulunur

(Hoy, 1990: 156; Yılmazer ve Eroğlu, 2008: 119). Birbirinden farklı tanımlamalar

yapılmış olmakla birlikte örgüt kültürünün örgütlerde paylaşılan maddi ve manevi

unsurlardan oluştuğu konusunda fikir birliği bulunmaktadır (Yılmazer ve Eroğlu, 2008:

119).

Örgüt kültürü, kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun

inanış, düşünme ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. Örgüt

kültürü, temel grupsal değerleri ve mesajları kapsar; grup üyelerine paylaşılmış örgütsel

düşünce ve duyguları sunar. Bu durum örgütün dış çevresi tarafından kolayca

anlaşılamaz. Örgüt kültürü, eylemlerde süreklilik, örgütsel davranışlarda uyumsağlar,

böylece örgüt ikliminin ortaya çıkmasında önemli rol oynar (Yılmazer ve Eroğlu, 2008:

119). Kültürün kapsam olarak birbirinden farklı tanımları diğer kavramlarla (özellikle

iklim) çakışmakta ve zaman zaman diğer tanımlarla çelişmektedir; ama çoğu zaman

inançlara (değerler) ve eylemlere (davranışlar) yer verilmektedir. Örgüt sağlığı

modelinde bireyin sağlığı, güvenliği ve memnuniyeti, süreçleri ve örgütsel etkinliğin

derecesini etkiler. Örgüt sağlığı modelinde, bir örgütün değer ve hedefleriyle temsil

Page 43: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

28

edilen kültür, örgütün stratejik niyetini oluşturur. Kültür tarafından yönlendirilip

doğrulanan iklim iş ortamında davranışı (performans) ve sağlık durumunu belirler

(Shoaf vd., 2004: 89).

Bazı temel özellikler topluca bir organizasyonu sağlıklı hale getirir. Bir örgütün

kültürü veya iklimi, örgütsel davranış bağlamını sağlar. Kültür tarafından belirlenen

iklim, çalışan davranışını etkiler. Örgüt kültürü büyük oranda örgüt liderleri tarafından

kurulur. Liderler değiştiğinde kültür de değişir; yeni liderler aynı kültüre sahip olmaya

çalışsalar bile, sonuç asla aynı değildir. Çalışanlardaki değişiklikler de bir örgütün

kültürünü değiştirebilir (Bruhn, 2001: 149). Değişim sonrasında örgütlerde ortaya çıkan

kültürel yapılar hayati derecede öneme sahiptir. Bir örgütteki güvensizlik kültürü ve üst

yönetimin insanları sürekli kontrol etmesi, çalışanların içlerine kapanıp en az risk

aldıkları ve yalnızca işlerini yapmak için gerekli olanları yapacakları bir ortam

üretmelerine neden olabilmektedir (Bruhn, 2001: 154). Bu nedenle örgütlerde

gerçekleşebilecek her türlü değişim üst yönetimlerce dikkatli bir şekilde planlanmalı ve

değişim öncesi ve sonrasında ortaya çıkabilecek özellikle olumsuz durumlara karşı

savunma mekanizmaları önceden hazırlanmalıdır.

Tablo 4. Örgüt Kültürü ve Örgüt İkliminin Ayırıcı Özellikleri

Örgüt İklimi Örgüt Kültürü

Disiplin: Psikoloji ve Sosyal Psikoloji Antropoloji ve Sosyoloji

Metodoloji: Çok Değişkenli İstatistik ve

Alan Araştırması

Etnografik Teknikler ve Dil

Analizi

Varsayım Sistemi: Akılcı Sistem Doğal Sistem

Soyutlama Düzeyi: Somut Soyut

İçerik: Davranışların Algısı Paylaşılan Sayıltılar ve

Değerler

Kaynak: (Hoy, 1990: 162).

İklim araştırmacıları, örgütteki algılanan davranışları tanımlamak için, çok

değişkenli istatistik yöntemlerini ve kantitatif teknikleri kullanırlar. İklim çalışmalarında

daha çok psikoloji ve sosyal psikoloji alanından yararlanılarak istatistiksel yöntemler

mevcuttur. Bu araştırmalarda iklim genellikle bağımsız değişken olarak ele alınırken,

örgütsel çıktıların iklim üzerindeki etkilerine yer verilir (Hoy, 1990: 161-162). Buna

Page 44: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

29

karşın örgüt kültürü çalışmalarında, kalitatif ve etnografik teknikler kullanılır. Örgütsel

atmosferi ya da örgüt karakterini açıklamak için sosyoloji ve antropoloji alanlarından

yararlanılır.

1.3.3. Patoloji ve Örgüt Sağlığı

Patoloji, hastalığın bir organizmadaki nedenlerini ve etkilerini inceleyen

bilimdir. Patoloji, tıbbın her yönünün temelini oluşturur, tanısal test ve kronik

hastalıkların izlenmesinde uçtan uca araştırma ve yenilikçi teknolojileri kullanır. Tıbbi

tanımdan ödünç olarak, örgütsel patoloji "örgütsel hastalığın doğasını ve nedenlerini,

süreçlerini, gelişimini ve sonuçlarını bilimsel olarak incelemek" olarak tanımlanabilir

(Miles, 2014: 205). Örgüt sağlığı kavramı, doğrudan verimlilik, kâr ve kalite ile ilgilidir.

Örgütlerin travmalara karşı doğal dirence erişmesi ve travma enerjisinin kendisi gözden

kaçan fakat sık kullanılan bir kaynaktır. Bu kaynağa ulaşabilmek ve örgütsel patolojiden

korunmak için beceri, bilgelik ve kalite gereklidir (Brown, 1997: 175).

Örgütlerde görülen patolojiler görünmez bir şekilde örgütün enerjisini, rekabet

gücünü azaltabilen, başarısızlıklara ve hatalara neden olabilen ve sonucunda da örgütte

hasar oluşturabilen niteliklere sahiptir. Patoloji, esasında her organizma veya sistem için

kaçınılmazdır. Patolojinin iyi ya da kötü olması gerekmez. Patoloji bazı durumlarda

örgüt sağlığını geliştirici bir etkiye sahiptir (Brown, 1997: 175). Örgüt sağlığı, örgüt için

faydalı (sağlıklı) veya yük oluşturan (hasta) bir örgütsel durumdur. Sağlıklı bir örgüt

tüm işlemlerin verimli bir şekilde yapıldığı bir örgütken, hasta olan işlemlerin yolunda

gitmediği ve hatta başarısız olduğu örgüttür. Burada tüm örgütsel süreçlerin ürünlerle

bağlantılı olmadığını da fark etmek gerekir. Bu nedenle yürütülen projelere bakılarak

örgütsel performans tatminkâr görünse de örgüt yine de örgüt sağlığı değerlendirmesi

aracılığıyla tespit edilebilecek meselelerle karşı karşıya olabilir (Xenidis ve

Theocharous, 2014: 565).

Page 45: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

30

Patojenik element Patojenik Elementler

Tetikleyici olay Tetikleyici olay

Sağlıklı örgüt Patojenik örgüt Hasta örgüt

Şekil 2. Patojenik Örgüt Yapısı

Kaynak: (Xenidis ve Theocharous, 2014: 565).

Sağlıklı bir örgüt ta ki örgüt içinde veya dışında, bir veya birkaç örgütsel sürece

etki eden bir olay meydana gelene kadar tüm iç süreçler bakımından yeterli şekilde

performans sergiler. Bu olayın meydana gelişi, sağlık durumundan patojenik duruma

geçen bazı süreçleri etkileyebilir (Xenidis ve Theocharous, 2014: 565).

Patojenik durumdaki bir örgüt işlev bozukluğuna yatkındır, hatta düzgün çalışma

yürütemiyordur ve örgüt içinde veya dışında başka bir olayın meydana gelmesi bu

sürecin başarısız olmasına yol açabilir. Bu noktadan sonra artık örgüt hasta olarak

nitelendirilebilir ve patojenik süreç ne kadar kritik olursa diğer süreçler veya örgütün

performansına genel olarak etkisine bağlılığı bakımından, örgütün de o denli sağlıksız

olduğu düşünülebilir (Xenidis ve Theocharous, 2014: 566). Buna ek olarak bazı örgütler

hastalık kaynağıdır ve hastalık üretmeye meyillidir. Bu nedenle işletmelerdeki iş kazası

oranları, stresle ilişkili hastalıklar ve yaralanmalar, işkolizm ve finansal ölçütler örgütler

sağlığı konusunda önemli bir yer tutar (Brown, 1997: 177).

Bir örgütün liderlik yapısı, o örgütün patolojisi ya da sağlığını gösteren

niteliklere sahiptir. Örgütteki çalışanlar arası ilişkiler ve iletişim, çalışma ortamında

çalışanların ruh hali veya neşesi, görsel veya davranışsal kalıpların tümü örgüt

sağlığının değerlendirilmesi için birer ipucudur. Bazı davranış kalıpları adeta çaresiz ve

umutsuz bir mesaj niteliği taşır, bu davranışlar tıpkı intihar girişiminden önceki son

çağrıya benzerdir (Brown, 1997: 177). Bu tür patolojiler, canlı sistemlerin her

seviyesinde mevcuttur ve her biri benzer alt sistem süreçlerine sahiptir. Canlı

sistemlerde patolojinin sekiz nedeni aşağıda listelenmiştir (Miller ve Miller, 1991: 247):

Page 46: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

31

a) Madde veya enerji girdilerinin olmaması,

b) Aşırı madde veya enerji girdileri,

c) Uygunsuz madde veya enerji formlarının girdileri,

d) Bilgi girdilerinin olmaması,

e) Aşırı bilgi girdileri,

f) Uygunsuz genetiğe sahip bilgiler,

g) Anormal iç meseleler veya enerji süreçleri,

h) Dâhili bilgideki anormal süreçlerdir.

1.4. ÖRGÜT SAĞLIĞI YAKLAŞIMLARI

Örgüt sağlığı kavramı uzun yıllar boyunca birçok araştırmacı tarafından ele

alınmasına karşın kavramın boyutlandırılarak ifade edilmesi ve bir örgütün sağlık

düzeyi farklı ölçütler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Bu bölümde örgüt sağlığı

kavramının farklı yazarlarca ele alınan boyutları anlatılacaktır.

1.4.1. Miles’e Göre Örgüt Sağlığı

Miles (1965), sağlıklı örgütlerin birtakım özelliklere sahip olduğunu ve bu

özelliklere sahip olmanın avantajları bulunduğuna işaret etmektedir. Bu boyutlar

şöyledir;

Tablo 5. Miles’e Göre Örgüt Sağlığının Boyutları

Amaca Odaklanma

Sağlıklı bir örgütte sistemin amaçları üyeler tarafından açık ve makul

düzeyde kabul edilebilir olmalıdır. Amaçlar çevrenin talepleriyle yeteri

kadar uyumlu olmalı ve ayrıca mevcut kaynaklarla başarılabilir olmalıdır.

İletişim Yeterliliği

Örgüt sağlığının bu boyutu, örgütsel yapı içerisinde yatay, dikey ve her yöne

açık iletişimi vurgular. Bilginin seyahati sayesinde çalışanlar bilgilere doğru

şekilde ulaşacak ve gerçek bilgiyi kendi öğrenerek bilgi çarpıklığının

minimuma inmesi sağlanacaktır.

Optimal Güç

Dağılımı

Sağlıklı örgütlerde güç dağılımı nispeten eşit düzeydedir. Astlar üstlerini

etkileyebilir. Astlar kendi yöneticilerinin üstlerini de etkileyebileceği

algısına sahiptir.

Kaynak Kullanım

Sağlıklı örgütlerde sistemin girdileri özellikle de personelin etkili bir şekilde

kullanımı vardır. Sağlıklı işleyen bir sistemde çalışanlar ne belli bir

departmana birikmiştir ne de sayı olarak azdır.

Bağlılık

Sağlıklı bir insanın kimlik algısı açık ve nettir. O kim olduğunu bilir ve özel

hedeflerini gerçekleştirmeye çalışır. Örgütler de buna benzerdir. Çalışanlar

örgütü çekici bulurlar, örgüt tarafından etkilenirler, örgütte kalmak isterler

ve işbirliği içerisinde örgüte katkıda bulunmak isterler.

Moral Moral kavramı sağlıklı örgütlerdeki tatmin ve refah durumlarını ifade eder.

Page 47: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

32

Kaynak: (Miles, 1965: 18-21).

Miles (1965) tarafından öne sürülen ve okulların iklim yapısını açıklamak

kullanılan bu boyutlar daha sonraları genel ölçekte diğer örgütlere de uyarlanmıştır.

1.4.2. Hoy ve Feldman’a Göre Örgüt Sağlığı

Hoy ve Feldman (1987) örgüt sağlığını okulların sağlığı perspektifinden ele

almış ve bu şeklide yorumlamışlardır. Hoy ve Feldman’a göre (1987) örgüt sağlığının

boyutları şöyledir;

Tablo 6. Hoy ve Feldman’a Göre Örgüt Sağlığının Boyutları

Kaynak: (Hoy ve Feldman, 1987).

Doyum ya da tatmin sağlık için yeterli değildir. Sağlıklı örgütlerde çalışanlar

refah ortamına sahiptirler.

Yenilik Sağlıklı bir sistem yeni prosedürler, yeni hedeflere yönelme, yeni ürün veya

hizmet türleri ile kendi örgüt yapısında farklılaştırmaya gitme eğilimindedir.

Özerklik Örgütler de tıpkı insanlar gibi diğer birimlerle iletişimde olmasına karşın,

çevrelerinden bağımsız olma eğilimindedir

Adaptasyon

Çevresel talepler ile örgüt kaynakları birbiri ile uyuşmadığında, hem

çevrenin hem örgütün problem çözme ve yeniden yapılanma yaklaşımları

farklı olabilmektedir. Sağlıklı bir örgüt çevresine yeterli uyumu

sağlayabilmelidir

Problem Çözme

Yeteneği

Argris’e göre problemler en az enerji ile çözülmeli, çözümler ertelenmemeli

ve beklenmemeli, problem çözme mekanizmaları güçlendirilmelidir.

Kurumsal Bütünlük

Kurumsal bütünlük, okulun eğitim programlarının devamı ve problemlerle

başa çıkma yeteneğini sağlar. Çalışanlar ailelerden, toplumdan ve çevreden

gelen mantıksız taleplere karşı korunur.

Yönetici Etkisi

Yöneticiler üst yönetimin uygulamalarını etkileyebilmelidir. Tepe yönetimin

ikna edilmesi; kararlara, fikirlere katılmada hiyerarşiden etkilenmeksizin

tüm bunları gerçekleştirmede okul yönetiminin önemli bir yönüdür.

Anlayış

Yönetici davranışları arkadaşçı, destekleyici biçimde, yeni fikirlere açık ve

meslektaşlarla işbirliği içinde olmalıdır. Bu durum çalışanlara dostça

yansımaktadır.

Yapıyı Harekete

Geçirme

Yönetici davranışları görev ve başarı odaklıdır. Yöneticiler prosedürleri ve

performans standartlarını açıkça ifade ederler.

Kaynak Desteği

Bu kavram okullarda yeterince sınıf ve materyalin bulunması, gerektiğinde

kolaylıkla sağlanması veya temin edilmesi ve hazır bulundurulmasını ifade

eder.

Moral

Bu kavram örgüt üyeleri arasında güven, huzur, açıklık ve samimiyet

duygusunun toplamına atıfta bulunur. Çalışanların her biri birbirine benzer

niteliklere sahiptir.

İşin Önemi

Örgütlerin genel anlamda mükemmeliyetçiliğe ne kadar ulaşmak istediği

göstermektedir. Çalışanlar için yüksek fakat başarılabilir hedefler vardır.

Öğrenme ortamı düzenli ve ciddidir.

Page 48: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

33

Hoy ve Feldman (1987), Miles’in (1965) geliştirdiği örgüt sağlığı boyutlarının

yanında işin önemi, anlayış ve yapıyı harekete geçirme gibi boyutları vurgulamıştır.

1.4.3. Lyden ve Klingele’e Göre Örgüt Sağlığı

Eğitim kurumlarının örgüt sağlığı araştırmalarından elde edilen boyutlarla,

işletme dünyasındaki örgütlerin sağlık düzeyini ölçmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır.

Buna göre örgüt sağlığının boyutları şöyle ifade edilebilir (Lyden ve Klingele, 2000: 4-

5);

Tablo 7. Lyden ve Klingele’e Göre Örgüt Sağlığının Boyutları

İletişim Sağlıklı örgütlerde yeterli düzeyde iletişim mevcuttur. İletişim ast ve üst

ilişkilerinde olduğu kadar çalışanlar arasında da aynı sıklıkta görülmelidir.

Katılım

Sağlıklı örgütlerde, tüm düzeylerdeki çalışanlar karar alma süreçlerinde

yer alırlar. Çalışanlar, örgütün ya da herhangi bir birimin geliştirilmesine

katıldıklarını hissettiklerinde örgütü sahiplenmiş olurlar.

Bağlılık ve Sadakat

Sağlıklı örgütlerde çalışanlar arasında yüksek düzeyde güven, bağlılık ve

sadakat atmosferi vardır. Çalışanlar genellikle yaptıkları işi ve çalıştıkları

yeri diğer insanlara anlatmaktan onur duyarlar.

Moral

Sağlıklı bir örgüt iklimi için yeterli moral düzeyi oldukça önemlidir.

Çalışanların birbirlerini ve işlerini sevmeleri, işlerine istekli yaklaşmaları

arkadaşçı bir ortamın oluşmasını sağlar.

Kurumsal İtibar Sağlıklı bir örgüt olumlu kurumsal itibar algısını yansıtır. Örgüt

çalışanları ve yöneticiler toplumla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynarlar.

Etik

Sağlıklı örgütlerde genellikle etik olmayan davranışlar görülmez. Olumlu

örgüt ikliminin geliştirilmesi, çalışanlar tarafından geliştirilen etik kodlar

sayesinde kolaylaşır.

Performans Tanıma

Sağlıklı bir örgütte çalışanların performansının en üst seviyeye çıkması

için bireyler desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Böylece çalışanlar

kendilerini değerli ve takdir edilmiş hissederler.

Amaç Birliği

Sağlıklı örgüt iklimlerinde bölüm bazında oluşturulan amaçlar başarıya

ulaşır. Amaçlar ile bireysel ve takım rolleri arasındaki ilişkiler açık ve

nettir.

Liderlik

Liderler üst yönetimle, aynı düzeydeki yöneticilerle ve üst düzey

yöneticilerle birlikte iyi ve uyumlu çalışmalıdır. Ayrıca liderlerin

yardımsever ve dostça davranan kişiler olarak algılanması gereklidir.

Gelişim

Sağlıklı bir örgütte çalışanların eğitim ve gelişmesine konusunda destek

vardır Çalışanlar planlama sürecine dâhil edilmeli ve çalışanların gelişimi

için bütçe bulunmalıdır.

Kaynak Kullanımı

Sağlıklı örgüt iklimlerinde kaynakların uygun şekilde kullanımı

önemlidir. Çalışanlar kaynakların başarı beklentileriyle doğru orantılı

olarak uygun ve adaletli bir şekilde paylaşıldığını algılamalıdır.

Kaynak: (Lyden ve Klingele, 2000: 3-5).

Page 49: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

34

Lyden ve Klingele’e (2000: 3) göre sağlıklı bir örgüt; açık iletişim kanalları,

yüksek motivasyona sahip çalışanlar, örgüte bağlı ve sadık çalışanlar, yüksek verimlilik

ve başarı gibi özelliklere sahiptir. Sağlıklı bir örgütte çalışanlar, örgütlerinden onur

duyar ve çalışanların her biri iş ortamında birlikte çalışmak ister. Sağlıklı örgütlerde

yapılan işler etkili ve verimlidir.

1.4.4. Akbaba’ya Göre Örgüt Sağlığının Boyutları

Akbaba (1997: 9) örgüt sağlığını okul sağlığı temelinde incelemiş ve örgüt

sağlığını beş boyuta indirgeyerek açıklamıştır. Akbaba’ya göre bu boyutlar şöyle ifade

edilmektedir;

Tablo 8. Akbaba’ya Göre Örgüt Sağlığının Boyutları

Örgütsel Liderlik

Örgütün yönetimini, amaçlarını ve hedeflerini belirleme, amacın nasıl

gerçekleşeceğini veya sürecin nasıl olacağını planlama, mevcut kaynakları

amaçlara uygun kullanma, süreci kontrol etme, örgütsel standartları

hazırlama ve geliştirmedir.

Örgütsel Bütünlük

Örgütün çevreden gelen baskılara karşı korunması, kendi içinde yönetici-

çalışan arasındaki dinamik bir ilişkiyi sağlaması ve sürdürmesidir. Sağlıklı

örgütlerin örgütsel bütünlük boyutunda şu kavramlar yer alır; yöneticiler

aldıkları kararları okulda etkilenecek tüm çalışanlara iletmeli, öğretmenleri

çevresel baskılardan korumalı, eğitim ve yönetimle ilgili sorunları göz ardı

etmemelidirler.

Çevresel Etkileşim

Örgütün, iç ve dış çevresiyle etkili bir etkileşimde ve iletişimde bulunması;

teknolojiye uyum sağlaması, toplumun ihtiyaçlarını karşılaması, örgüt içinde

etki dağılımının bulunması ve çatışmanın en az düzeyde olmasıdır.

Öğretmenler, yönetim ve eğitimle ilgili sorunlara duyarlıdırlar, birbirleriyle

işbirliği içinde çalışırlar ve görevlerini zevkle yaparlar.

Örgütsel Kimlik

Okulu bir örgüt olarak diğer örgütlerden ayıran, okulun gücünü gösteren,

okula ilişkin tahminlerde bulunmaya olanak sağlayan ve okulun moral

yapısını gösteren durumdur. Okulda öğretmenler birbirlerine dostça

davranırlar ve okulun amaçlarını bilirler.

Örgütsel Ürün

Örgütün dönüt alması, kaynak tahsis etmesi ve kullanması okulu etkili

kılarak sağlıklı ürünler vermesidir. Örgütsel ürün boyutundaki maddelerdeki

konular şunlardır: Öğrencilerin başarısı okul tarafından tanınmalı ve takdir

edilmelidir

Kaynak: (Akbaba, 1997: 9).

Akbaba’nın (1997) oluşturduğu boyutlar, okulların örgüt sağlığını ölçerek hangi

boyutlarda okulların sağlıklı veya sağlıksız olduklarını belirlenmesi ve sağlıksız olan

boyutların geliştirilmesi için yöneticilerin bazı adımlar atması gerekliliğini

açıkmaktadır.

Page 50: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

35

1.4.5. Rosen ve Berger’e Göre Örgüt Sağlığı

Örgütler ve insanlar her zaman birlikte iyi şekilde çalışamamaktadır.

Depremlerden sonra olduğu gibi, çalışma ortamları da karmaşık bir yapıya dönüşebilir,

iletişimsizlik ve sürekli çalışan ilişkilerinde bozulma meydana gelebilir. Çalışanlar işten

memnun değilse ve daha stresli ise, örgüt sağlıksızdır, çalışma ortamında çalışanlar

verimsizdir ve çalışan ilişkileri kırılgandır. Sağlıksız örgütlerde herhangi bir problem

ortaya çıkmadan önce, çok zor tahmin edilebilir (Rosen ve Berger, 1992: 5-16);

Tablo 9. Rosen ve Berger’e Göre Örgüt Sağlığı

Kendini Tanıma ve

Gelişime Bağlılık

Bu değer, kendi personelini geliştirme ve anlama kavramını üstün

tutmaya bağlılığı gösterir. Kendini tanımaya adamış örgütler öğrenen

örgütlerdir. Örgüt değerleri içerisinde çalışanlar takdir edilir, çalışanlar

maliyet unsuru olarak görülmez ve kararlara katılım vardır. Yaygın bir

biçimde insan sermayesine yatırım vardır.

Nezaket ve Anlayış

İnancı

Burada temel prensip nezakettir. Çalışanlara saygı gösterilir ve

çalışanlar örgüte her kattıkları değer kadar takdir edilir. Sağlıklı

örgütlerde eylemler sözcüklerden daha yüksek sese sahiptir. Verilen

sözler tutulur, yöneticilerin söyledikleri sözler ve yaptıkları arasında

tutarsızlıklar (yarı gerçek, kaçamak cevap, yalan vb.) yok denecek

kadar azdır. Yöneticiler adildir, ödülleri paylaştırırken ve başarı ve

eylemleri eleştirirken adildir.

Bireysel Farklılıklara

Saygı

Bireysel farklılıklara saygı gösteren çalışanlar, diğer kişilerin farklı

göründüğünü, farklı eylem ve davranışlara sahip olabileceğini, farklı

kültürlerde büyüyüp yetişmesine rağmen eşit yetenek ya da değerlere

sahip olduğunu bilirler. Bireysel farklılıklara sahip çalışanlar,

yaşadıkları baskılar nedeniyle bu örgütlerde desteklenir. Yalnızca

insanoğlu eşit derecede değerle birlikte özel rol ve sorumluluklara

sahip kişiler olarak görülür.

Ortaklık Ruhu

Bu değer, topluluğa, ortak çaba gücüne, ekip çalışmasının değerine ve

ortaklığın memnuniyetine güçlü bir inançtır. İki akıl bir akıldan

üstündür ve daha çok akıl da en iyisidir. Sağlıklı örgütler güçlü

ilişkilere sahip büyük takım oyuncuları oluşturur. Önderlik etme ve

takip etme dinamik bir yapıya sahiptir. "Örgütte herkes bir lider,

herkes bir takipçi" sloganı vardır.

Sağlık ve Refah İçin

Yüksek Öncelik

Bu değerin doğasında, çalışanların hem hasta olabileceği hem de

sağlığının geliştirilmesi içi yapılabilecekler yatmaktadır. İş

ortamındaki fiziksel ve psikolojik iklim, iç havayı yansıtan bir

bilgisayar ekranı gibi iç ortamı yansıtır. Örgütsel düzeyde sağlık ve

refah; sağlığı ve engelliliği kapsayacak eşit şekilde ifade edilir.

Sağlıklı örgütlerde çalışan sağlığı ve refahı üst düzeydedir.

Page 51: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

36

Esneklik ve Değişim İçin

Takdir Etme

Bu değer, değişimin kaçınılmazlığı ve herhangi bir doğal gelişimin

(evrim) sorumluluğunun alınması veya değişimde görev alınması

gerekliliği üzerine kurulmuştur. Esnek çalışanlar (yeniliklere çabuk

uyum sağlayabilen), bu değeri yeni durumlara ve engellere karşı bir

tutum olarak benimser. Bu tür çalışanların birçok sorusu vardır ve

cesaretleri kolaylıkla kırılmaz. Çalışanlar değişim ve yenilik

konusunda girişkendir ve değişime açıktır.

Ürün ve Süreç Tutkusu

Bu değer açık misyon ve eylem planı ile birlikte, çalışanları daha aktif

ve etkin yapar. Çalışanlar amaç belirler, nereye gideceklerini ve bunu

niçin yapacaklarını bilirler. Başarı ve hataları olmasına rağmen bu

çalışanlara gerekli özen ve saygı gösterilmelidir. Örgütün uzun süreli

misyonuna bağlılık vardır. Kısa süreli sonuçlar sık sık personeli ve

ekonomik başarıları baltalar, sarsar ve olumsuz etkiler. Sonuç olarak

sağlıklı örgütler ürünleri ve süreçleri acil amaç olarak görmezler,

bundan ziyade ürün ve üretim süreci her doğru şeyin bir sonucudur

Kaynak: (Rosen ve Berger, 1992).

Sağlıklı örgütler, çalışanların kişisel gelişimine katkıda bulunarak onlara dürüst

yaklaşım gösterir. Bireysel farklılıklar birçok örgütte varolabilir ancak sağlıklı

örgütlerde farklılıklar zenginliktir, çalışanların refahı ön plandadır, çalışanlar uygun

şekilde takdir edilir. Sağlıklı örgütlerde genel olarak yukarıdaki tabloda açıklanan

değerler üstün tutularak bu değerler korunur (Rosen ve Berger, 1992: 5-16).

1.4.6. Değer Temelli Yaklaşım

Örgüt sağlığı, istenilen örgüt çevresinin oluşturulmasında, çalışan

performansının ve bağlılığının arttırılmasında önemli rol oynamaktadır. Örgüt sağlığı,

insan kaynağının elde tutulmasını sağlar ve sağlıklı örgütlerde çalışanlara birer değer

olarak önem verilir. Çalışan devir hızının düşürülmesi ve bağlılıklarının arttırılması için

yöneticiler örgüt sağlığını arttırmaya yönelik çabalara girişmelidir (Yüceler vd., 2013:

787). Sağlıklı örgütlerde yaşama gücü, canlılık ve olumlu bir ruh vardır. Ayrıca

paylaşılan insancıl değerlerin oluşturduğu ortak his, örgütün kalbini oluşturur. Başarılı

çalışanlar sağlıkla birlikte ortaya çıkar ve çalışma ortamı verimlidir. Sağlıklı örgütlerde

değerler üzerine kurulu bir sistem vardır (Rosen ve Berger, 1992: 9). Kriger ve Hanson

(1999: 304) örgüt sağlığı konusunu, gerçekten sağlıklı bir örgüt geliştirmek için değer

temelli bir paradigma açısıyla incelemişlerdir. Sağlıklı bir örgüt oluşturmak için bunlar

gereklidir. Yazarlar göre gerekli temel değerler ve destekleyici faaliyetler aşağıdaki

tabloda gösterilmektedir;

Page 52: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

37

Tablo 10. Örgüt Sağlığının Değer Temelindeki Öğeleri

Gerekli Temel Değerler Destekleyici Faaliyetler

1. Dürüstlük ve doğruluk 1. Değerlerle tutarlı davranışlar

2. Güven 2. Ahlakın ve etiğin gerçekten önemli olduğu bir

iklim yaratmak

3. Tevazu 3. Farklı değerleri, inançları ve bakış açılarını

tanımak

4. Bağışlayıcılık 4. Hayal gücü ve ilhamı geliştirme

5. Merhamet 5. Gerçekçi olmayan beklentilerden vazgeçme

6. Minnet duyma 6. Başkalarının başarılarını ve çabalarını

onaylamak

7. Hizmetkârlık

7. Yetenekleri ve gücü sömürmeksizin

çalışanların tamamının gelişmesini sağlayacak

örgütsel süreçleri oluşturmak

8. Sükûnet ve huzur,

Kaynak: (Kriger ve Hanson, 1999: 304).

Sağlıklı bir örgütün değerleri, çalışanı örgüte bağlar. Paylaşılan misyon etrafında

bu değerlerin birçok kişiye kimlik oluşturması beklenir ve bağlılık, büyüme ve itibar

için tüm kuralların herkesçe istenmesi gerekir. Sağlıklı örgüt atmosferinin belki de en

dikkat çeken hissi “saygı” olmasıdır. Örgütlerde çalışanlara doğru ve güvene dayalı,

dürüst bir yaklaşım göstermek çalışanların karşılıklı güven ve sadakatini oluşturmaktır

(Rosen ve Berger, 1992: 9-10).

Sağlık, bir örgütün üyeleri ve onun dışındaki çevre tarafından farklı

tanımlanabilir; çünkü sağlık değer katan bir terimdir. Değerler, davranışları nasıl

algılayıp yorumladığımıza yansıdığı için örgütlere ait sağlık durumu, bir ölçüde

algısaldır. Çalışanların davranışlarını inceleyerek bir örgütteki inanç ve değerler

hakkında çok şey öğrenilmektedir (Bruhn, 2001: 149). Bugünün sağlıklı örgütleri,

çalışan ihtiyaçlarını yakından takip ederek, çalışanlarının birer değer olarak kabul

görmesi için birçok neden vardır. Örgütler en iyi çalışanları bünyesine katarak ve elde

tutarak onlardan yararlanmak ister. Bu sadece hayatta kalma ihtiyaçları için değil, aynı

zamanda öğrenme, katılım ve amaçlara yüksek oranda ihtiyaç duyulmasındandır (Jaffe,

1995: 17). Örgüt sağlığı kavramı, çalışanın örgüte olan ilgisini belirleyen personel

etkileşiminin anlaşılması için ortaya çıkarılmıştır. Yöneticilerin, yaratıcılık ve yeniliğin

örgütün bütün kısımlarıyla birlikte çalışanlara da yayılması gerektiğini ve bu önemli

Page 53: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

38

gelişmenin çalışanlara sadece “insan kaynağı” olarak değil de örgüt için “değerli

kaynaklar” olarak bakılması ile mümkün olabileceğini bilmesi gerekmektedir

(Niknami, Mouayedib ve Delara, 2014: 269).

1.4.7. İnsan Metaforu Kullanan Yaklaşımlar

Yaşam döngüsü içerisinde tüm organizmalar doğar, büyür, olgunlaşır ve gelişir.

Zamanla yeteneklerini kaybeder ve sonuç olarak bazı durumlarda da ölürler. Örgütler de

yaşayan organizmalar gibi iç süreçlerden olduğu kadar yaşam süresinde dış çevreden de

etkilenir (Gholamzadeh ve Khazedeh, 2012: 18-19). Büyük ya da küçük, kompleks ya

da basit olan her örgüt “kişi benzeri” dir; bir yaşam öyküsü, yaşam döngüsü ve kişiliği

vardır. Yaşamda birçok olayı ve krizi yaşar, değişime ve strese uyum sağlar, etkileşime

girer ve diğer örgütlerle birleşebilir ve yaşamı boyunca çeşitli derecelerde sağlık

deneyimi yaşar (Bruhn, 1997: 51-52). Dolayısıyla liderler örgütü genç, kontrol edilebilir

ve esnek halde tutmak için örgütün yapısını iyi analiz etmelidir. Aksi halde örgüt kronik

hastalıklarla baş başa kalacaktır.

Yaşayan sistemler teorisine göre örgütler, dünyadaki tüm canlıları içeren canlı

sistemlerin evrimsel hiyerarşisinde bir düzey canlı sistem oluşturmaktadır. Bu ortak

evrim tarihinin bir sonucu olarak örgütler de, hücre, organ, organizma, grup,

organizasyon, toplum ve ulusüstü sistem düzeyindeki sistemler yaşam süreçlerinde

temel benzerliklere sahiptir yüksektir (Miller ve Miller, 1991: 241). Örgütler de

yaşayan sistemler gibi, yaşamları boyunca kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Diğer

organizmalar gibi, örgütlerin de büyümek ve gelişmek için çatışma ve değişimlere karşı

deneyim kazanması gereklidir (Bruhn, 2001: 165).

Hayatta kaldıkları süre içerisinde birçok örgüt hastalanabilir, hatta tedavi ve

rehabilitasyona ihtiyacı olabilir. Bazı örgütler insanlar gibi kronik olarak hastadır, fakat

nihai ölüm olana kadar fonksiyonlarını sürdürmeye çalışır. Diğer örgütler ise, hastalık

sürecini akut olarak atlatır. Bazı örgütler ise, genetik olarak avantajlıdır ve nadiren

hastalık deneyimiyle karşı karşıya kalır (Bruhn, 2001: 165-166). Örgütlerin sağlığı

hakkındaki düşüncelerimize yardımcı olmak için insanlarla benzetim yaparak

açıklamalar yapılmıştır. Bu benzetimlerin bazı nedenleri vardır. İnsanlar ve örgütler

(Stanford, 2013: 2);

Page 54: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

39

Sık sık aynı dile tanımlanır: Her ikisi de karmaşık, çevrelerine uyum

sağlayabilen, açık sistemlerdir. Örgüt sistemindeki bileşenler birbirleriyle bağlantılıdır.

Benzer şekilde insan vücudundaki organlar da birbirleriyle ilişki halindedir özellikle

dolaşım sistemi buna en iyi örneklerden biridir.

Her ikisinin de teşhis ve tedavisi benzer yöntemlerle yapılır: Yöneticilerin

örgütteki sorunların çözümü sonucu memnuniyet duyması gibi, bir insanı tedavi eden

doktor da hastasının sağlığına kavuşması sonucu mutlu olur.

Her ikisinin de yaşam döngüsü benzer şekildedir, olgunlaşırlar ve benzer

yaşam patikalarını kullanırlar: Yaşayan organizmalar olgunlaşır, yaşlanır, büyür,

bazen hasta olur, bazen doğumdan itibaren sıkıntılar yaşar, bazen de uzun bir hayat

sürmeden hayatlarını kaybeder. Örgütler de benzer şekilde hayatını kaybedebilir ancak

bazı durumlarda da sadece unutulurlar.

Her ikisi de bilinçli bir biçimde büyüme ve gelişme eğilimindedir: İnsanlar

fiziksel ve mental sağlıklarını geliştirmek için stres yönetimi, diyet, egzersiz, hastalık

yönetimi, çocuk eğitimi gibi konularda bazı yöntemlere başvurmaktadırlar. Örgütler de

benzer şekilde geleneksel olarak insan kaynakları departmanı aracılığıyla profesyonel

insan kaynağı geliştirme uygulamalarını gerçekleştirirler.

Her ikisi de kültürel ve çevresel koşullara karşı hassastır: Gerek insanlar

gerekse örgütler genellikle çevrelerine karşı duyarlıdırlar. İçinde bulundukları çevre ve

kültür yapısından etkilenme özellikleri vardır. Çünkü açık sistem olmaları bu süreci

kolaylaştırmaktadır. Sağlıklı bir örgütte; akıl, ruh ve vücut değişen koşullara rağmen

etkili bir şekilde fonksiyonlarını yerine getirir ve bu sürecin devamını korur. Sağlığın

özelliklerinin ne olacağı konusunda kabul edilebilir, genel geçer ve tek tip bir

tanımlama yoktur. Bu nedenle örgüt sağlığına yönelik tanımlarda farklılıklar

bulunmaktadır;

-Örgüt sağlığı ifadesinin üzerine fikir birliğine varılmış bir tanımlama yoktur,

-Kıyaslanabilir ölçümler ve tek tip tanımlamaya yönelik zorluklar vardır,

-Örgüt sağlığının uygulanmasında tek bir yapı yoktur,

-Sağlık tanımı ve sağlığın özellikleri örgütlerin misyon ve hedefleriyle ilişkili ve

örgütlerin kendi durumlarına has örgüt sağlığı tanımlamasını gerekli

kılmaktadır.

Page 55: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

40

Her ikisi de etkili ve verimli kalmak için bileşenleri arasındaki

koordinasyonu ve iletişimi yoğun bir şekilde sürdürmek zorundadır: İnsan

vücudundaki iletişim, sinir ağları ve kan dolaşımı aracılığıyla gerçekleşir. Örgütlerde de

bu durum çeşitli formal ve informal kanallar aracılığıyla gerçekleşir.

Örgüt dizaynı, gelişimi, yönetimi ve büyüme hakkındaki düşünceler anatomi ve

psikolojideki uygulamalardan ve davranış örüntülerinden esinlenerek açıklanmaktadır.

İnsan vücudunun normal düzeyde çalışması için anatomisi ve psikolojisinin optimum

iyilik halinde olması gereklidir. Bu durum örgütler için de benzerdir. Örgütlerin

sağlığının iyi olması için çalışanların psikolojik durumları iyi düzeyde olmalıdır

(Stanford, 2013: 7). Yöneticilerin önceliği ise, örgütü bir kişi gibi görerek örgütlerin

büyümek, gelişmek, harekete geçmek, sendelemek, bocalamak ve yenilenmek veya

gerilemek gibi özelliklere sahip olduğunu bilmesi gerekliliğidir (Bruhn, 1997: 51-52).

Örgütlerle bireyler arasındaki benzerlik, örgütlerin de hem iç hem dış olaylardan

büyük ölçüde etkilenmesidir. DSÖ, tarafından tanımı yapılan sağlık konusu üzerinde

kapsamlı çalışmalar yürütmüştür. Sağlık sadece hastalığın bulunmayışı değil, bir

fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik halidir (Bruhn, 2001: 147). Bu konu bir örgütün sağlığı

bakımından ele alınırsa:

Beden; yapı, örgütsel tasarım, iletişim süreçleri kullanımı ve iş dağılımını temsil

eder.

Akıl; altta yatan inançların, hedeflerin, politikaların ve süreçlerin ne şekilde

uygulandığından, "çatışmaların nasıl ele alındığından, değişimin nasıl idare

edildiğinden, üyelere nasıl davranıldığından ve örgütün nasıl öğrendiğinden" bahseder.

Ruh; örgütün çekirdeği veya kalbidir. Onu oluşturan ve ona canlılık veren

şeydir, gözlemle ölçülebilir. Sağlıktaki artış veya azalma örgüt içindeki insanların

davranışlarından gözlemlenebilir bir durumdur, temel olarak çalışanların aralarındaki

ilişkilerde görülür. Bu nedenle sağlığın fiziksel, zihinsel ve sosyal olmasının yanı sıra

toplumsal karşılıklılık çerçevesinde de ele alınabileceğini ileri sürebilir (Schuyler, 2004:

60).

Örgütlerde meydana gelen hastalıklar akut, episodik (ara sıra meydana gelen)

veya kronik olabilir. Akut hastalıklar, kısa bir süre boyunca, genellikle üç ay veya daha

Page 56: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

41

az süren, sonra kendi başlarına veya örgüt tarafından alınan planlı eylemler yoluyla

üstesinden gelinen hastalıklardır. Episodik hastalıklar, her yıl veya her mevsim gibi belli

bir süre zarfında ortaya çıkan hastalıklardır ve tekrar edebilir. Kronik hastalıklar, geri

çekilmeden önce uzun süre devam eden ya da örgütün geri kalanında olduğu gibi

sonsuza kadar süren hastalıklardır (Miles, 2014: 206). Örgütler birçok nedenden dolayı

hızlı veya yavaş hasta olabilirler. Zayıf liderlerin ard arda gelmesi, ekonomik sorunların

tekrarlaması, dış baskılar ya da talepler için eksiklik ya da çok hızlı bir yanıt, genellikle

“herhangi bir ilerleme kaydetmeme” durumu örgüt içinde ölümcül bir iklim kurar ve

böylelikle yanıt vermeyen bir durum oluşur. Örgütlerde kronik hastalığın nedenleri,

genellikle yaşam tarzının neden olduğu, yani sağlıksız olan kronik hastalıklardır ve

bunlar çoğunlukla durağan, kalıplaşmış yapılar ve davranışlardır. Öte yandan,

örgütlerdeki akut hastalıklar genellikle örgütün içinde bulunan beklenmedik bir olayla

ortaya çıkar (Bruhn, 2001: 147-166).

Kişilere uygun bazı analojiler (benzerlik) örgütler için kullanılıyorsa örgütlerin

tanı, tedavi ve rehabilitasyon sürecinin güçlendirilebileceği önerilmektedir. Klinik

sosyologlarca, örgütlerin yaşamlarını daha etkin biçimde değerlendirmek için çeşitli

analojiler önerilmektedir. Bunlar, örgütlere uygun bir müdahale planlamak ve

kullanabilecekleri herhangi bir yaklaşımı geliştirmek için ek bir katman olarak

sunulmaktadır (Bruhn, 1997: 52).

Tablo 11. Örgütler ve İnsanlar Arasındaki Benzer Yönler

Örgütlerin sınırları vardır: Sınır inançlarımız,

değerlerimizi şekillendirmemize ve dünyayı

izlememize yardımcı olur. Bazen

paradigmalarımızda sabit kalırız ve değiştirmek

istemeyiz. Paradigmalarına bağımlı hale gelen

örgütler ise, müşterilerin ihtiyaçlarına cevap

verememektedir.

Örgütlerin ağları, bağ ve bağlantıları vardır:

İnsanların başka bireylerle bağlantıları olduğu gibi

örgütlerinde diğer örgütlerle bağları vardır. Rekabet

avantajı için şirketlerarası rekabet daha

keskinleştiğinden şirketler ve kuruluşlar arasındaki

bağ ve bağlantılar artık dünya çapında

genişlemektedir.

Örgütlerin yaşam döngüsü var: Bireyler gibi

tüm örgütlerin bir yaşam döngüsü vardır ve

yaşamdan ölüme kadar bir dizi aşamadan

geçerler.

Örgütlerin kendine özgü kavramları vardır:

Benlik kavramı, değerleri, inançları, yeterlikleri ve

hedefleri kapsar. Örgütler, algılanan değerleri,

inançları, yetkinlikleri ve hedefleri ile tutarlı

davranışlarla uğraşarak benlik kavramlarını

korumaya çalışırlar.

Örgütlerin kendine özgü geçmişleri ve dilleri

vardır: Gelenekler, bazı örgütlerde diğer

örgütlere göre daha önemlidir. Örgütlerin de

insanlar gibi kendine has söylemleri vardır.

Örgütlerin sağlık durumları vardır: Örgütler,

bireyler gibi çeşitli şekillerde, çeşitli derece ve

yaşam döngüleri boyunca çeşitli zamanlarda sağlık

durumlarına sahiptir.

Page 57: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

42

Örgütlerin sosyal savunmaları vardır: Bir

örgütü veya içindeki grupları daha da tehdit eden

bazı müdahaleler, duygusal olarak sağlıksız

tepkilerle karşılanabilir

Örgütler kriz deneyimleri yaşarlar: Bir örgüt

önceki krizlerden nasıl kurtulduysa, geçmiş

deneyimler bugünkü krizi çözmek için genellikle

değerli ipuçları verir.

Örgütler değişime direnirler: Örgütler de

bireyler gibi değişime yönelik olarak tutum ve

davranışlarında farklılık gösterirler.

Örgütlerin bazı müdahaleler için uygun fırsatları

vardır: Örgütsel değişimde bireylerin direnç

göstermesi veya değişimi kabullenmesi sürecinde,

genel bireysel algılar dikkate alındığında örgütler

bazı uygun önlemleri alarak gerekli müdahalelerde

bulunabilmektedir.

Kaynak: (Bruhn, 1997: 52’den uyarlanmıştır).

Tabloda görüleceği üzere insanlara ait bazı nitelikler örgütlerle benzerlikler

göstermektedir. Dolayısıyla insanların bazı durumlar için vereceği tepkiler veya

göstereceği davranışlar, örgütler düzeyinde de benzer şekillerde sonuçlanabilmektedir.

1.5. SAĞLIKLI VE SAĞLIKSIZ ÖRGÜTLERİN ÖZELLİKLERİ

İnsanlarla birçok benzer yönü bulunan örgütlerin yaşadığımız dünyada sağlıklı

ve sağlıksız olanları da bulunmaktadır. Sağlıklı örgütlerin yaşam süresi uzunken,

sağlıksız örgütlerin yaşama süresi kısadır ve bu örgütler birçok problemle karşı

karşıyadır.

1.5.1. Sağlıklı Örgütler

Medikal bağlamda sağlık, hastalık ya da rahatsızlığın olmaması olarak ifade

edilmektedir. Pozitif psikoloji ve pozitif örgütsel davranış açısından

değerlendirildiğinde sağlıklı bireyler örgüte katkı sağlayabilir ve sağlıklı örgütler daha

proaktif özellikler göstermektedir (Quick vd., 2007: 191). O halde sağlıklı örgütlerde

nispeten düşük devir hızı, devamsızlık, işe gelmeme, düşük iş hacmi, çalışanların sağlık

problemleri (kardiyovasküler hastalıklar, depresyon, sağlık bakım maliyetleri vb.) ve

şikâyetler azdır. Örgüt sağlığı, sistemik açıdan bakıldığında açık iletişim, güvene dayalı,

karşılıklı saygı ilkelerini içeren sistemik ve çok boyutlu bir kavramdır (Tetrick vd.,

2005: 212; Bell vd., 2002: 162).

Sağlıklı örgüt, çalışanları ve uygulamaları bir bütün halinde ve koordineli bir

şekilde hareket ederek beklenen performansı üretir (Rosen ve Berger, 1992: 9).

Dolayısıyla sağlıklı örgütün bazı sonuçları vardır. Bunlar;

Page 58: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

43

Tablo 12. Sağlıklı Örgütün Sonuçlar

Sağlıklı Liderler Misyon ve Amaç Açıklığı

Kaliteli Hizmet Esneklik Programları

Çalışan Sadakati ve Bağlılığı Kaliteli Müşteri İlişkileri

Yaratıcılık veya Yenilik Öngörücü Fikirler

Yetenekli Yöneticiler Aciliyet Hissi

Cazibe ve En İyiyi Elde Tutma Güvenilirlik ve Çalışanların Hesap

Verebilmesinde Şeffaflık

Verimlilik Düşük İşgören Devir Hızı

Azalmış Kazalar ve İsraflar Yönetilebilir Beşeri Sermaye Maliyetleri

Çalışan ve Örgüt Uyumu Canlılık, Güç ve Enerji

Yüksek Performans İş Tatmini

İş Birliği Açık ve Direkt İletişim

Sağlıklı Çalışanlar Sağlıklı ve Güvenli İş

Sürekli Öğrenme Uyum Hissi

Maliyet Kontrolü Azalmış Krizler

İşletme Kurallarına uyma Kendini Yöneten Takımlar

Kaynak: (Rosen ve Berger, 1992: 10).

Sağlıklı örgütler, sorunlarla yüzleşmek ve bunlarla uğraşmak, insanların

kapasitelerini en üst seviyeye çıkarmak, aşırı denetime gerek kalmaksızın bağımsızlık

sağlamak, çaba ve ödüller arasında görünür ilişkiler sergilemek, kaygı ile mücadele

etmek için bastırılmış savunma kullanmaktan kaçınmak ve üyelerin gerçekçi

uygulamalarına izin vermek için fırsatlar sunarlar (Bruhn, 2001: 150). Sağlıklı sistemler

görevlerini tamamlayan ve hayatta kalabilen örgütlerdir. Sağlıklı bir örgütte kalite üst

seviyededir. Sağlıklı bir örgüt sağlıksız olana göre, çevresinde daha iyi seçimler

yapabilme kabiliyetine sahiptir. Süreçleri için doğru bilgiyi elde etmede, esneklik

sayesinde daha iyi değişim ve uyum sağlama konularında daha iyidir (Steele, 1973:

257). Sağlıklı bir örgüt sisteminin bir diğer göstergeleri ise, ekonomik ve finansal

açıdan iyilik halidir. Örgüt sağlığı, örgütsel yozlaşmaya karşı olan zıt bir kavramdır.

Örgüt sağlığı; kurallar, düzenlemeler ve disiplin temelinde amaçlara ulaşmayı sağlar

(Taheri Lari vd., 2015: 2982).

Sağlıklı örgütlerin taşıması gereken özellikler sıralanırken yazarlar bazılarında

fikir ayrılığına düşse de, iş yerinde güvenlik ve sağlık, adil yaklaşım, ayrımcılık

yapmama, çalışanların motive edilmesi, yeterli iletişim, aile ve iş hayatı arasındaki

denge gibi anlaştıkları noktalar vardır (Quintero vd., 2013: 39-40). Ayrıca çalışan

Page 59: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

44

yardımı, çocuk bakımı, yaşlı bakımı, esnek zaman ve kişisel izin programları,

çalışanların ödüllendirilmesi gibi uygulamalar bu özelliklerin farklı örnekleridir (Bruhn,

2001: 152). Örgüt sağlığı kavramı, sağlıklı birey ve sağlıklı örgüt için üç boyutlu bir

çerçevede inşa edilmiştir. Bu boyutlar; yaşam için amaçlar, kaliteli iletişim kurma ve

pozitif öz-saygıdır. Örgüt sağlığı, sağlıklı sistemin boyutlarına ve özelliklerine vurgu

yapar. Sağlıklı örgütlerin rekabet gücü daha yüksektir. Sağlıklı liderler ise, örgüt

sağlığının merkezini oluşturur, örgüt sağlığı için mihenk taşıdırlar (Quick vd., 2007:

192-193).

Tablo 13. Sağlıklı Bireylerin Özellikleri

Sağlıklı Bireylerin Nitelikleri

a. Amaca Dönük Bir Yaşam Sürdürme

Açık Misyon ve Hedefler

Denge-Yaşam İçinde Kendi değer sistemi

İşbirliği

Üretkenlik

Amaç odaklı çalışma

Daha iyiye ulaşmak ve daha iyiyi başarmak için motivasyon ve tutku

b. Nitelikli İletişim Kurma

Sağlam bir sosyal destek sistemi

Duygusal yeterlilik

İletişim yeterliliği

Aile bireylerine ya da diğer saygı bireylere güçlü bağlılık

c. Pozitif Özsaygı ve Hakimiyet

Mizah

Umut ve iyimserlik

Özyeterlilik ve güven

Duygusal yeterliliğin bir bileşeni olarak benlik farkındalığı

Bireysel refah ve mutluluk

Dayanıklılık, hoşgörü, uyum sağlama ve özgüven

Güçlü bir fiziksel ve zihinsel enerji

Bireysel dürtüler ve gelişme hedefleri

Kaynak: (Stanford, 2013; Quick vd., 2007).

Örgütsel düzeyde bireysel sağlık ele alındığında üç boyutlu bir yapı

kullanılabilmektedir. Örgüt sağlığı, çalışan sağlığını öne çıkararak, destekleyici ve

sağlığı geliştirici özelliklere sahip olmalıdır. Örgütte paylaşılan hedeflere ulaşmak için

Page 60: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

45

çalışanların benzer düzeyde optimum sağlığa sahip olarak destek vermeleri ve etkili

iletişim aracılığıyla başarılı olunabilir (Quick vd., 2007: 192).

Tablo 14. Sağlıklı Örgütlerin Özellikleri

Sağlıklı Örgütlerin Nitelikleri

a.Amaca Dönük Bir Yaşam Sürdürme

Açık misyon ve hedefler

Topluma yönelik hizmet

Bütünlük

Kalite odaklılık

Prensipli olma

Büyümeye olanak sağlama

Başarıyı takdir etmek ve ödüllendirmek

b. Nitelikli İletişim Kurma

Açık ve doğru iletişim standartları

Uygulamalarda adalet ve dürüstlük

Fırsatlar

Güven ve güvenlik standartları

Ortak amaçlar ve daha büyük olana ait olma duygusu

Bireylerin, yeteneklerin ve düşüncelerin farklılıklarının desteklenmesi ve

benimsenmesi

Bağlılık ve pozitif yakın ilişki

Grup başarılarından onur duyma

Güçlü sosyal destekle birlikte yüksek düzeyde özerklik

c. Pozitif Özsaygı ve Hakimiyet

Dengeyi korumak

Büyüme fırsatları

Problemler için destek sistemleri

Uygun destek sistemleri

Pozitif fiziksel çalışma ortamı

Yüksek güvenlik odağı

Kaynak: (Stanford, 2013; Quick vd., 2007).

Sağlıklı bir örgütün açık bir misyonu vardır ve bunu açıkça belirleyen ve ilkeler

setine sahiptir. Demokrasiye, özerkliğe ve girişimciliğe değer veren bir örgüt,

çalışanların yeteneklerini, becerilerini ve fikirlerini paylaşmalarını sağlar. Açık iletişim

ve bilgi paylaşımı ortamı, tüm çalışanlarda bir güven ortamı sağlayarak yaratıcılığı ve

yeniliği teşvik eder (Bruhn, 2001: 150). Örgütler için yaratıcı yenilikler, çalışan

Page 61: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

46

bağlılığı, örgüt etkililiği örgüt sağlığı üzerinde etkili olmasına karşın örgüt sağlığı

konusunda bir başka güç paydaşlara aittir. Sağlıklı örgütlerde paydaşların katkısı

örgütçe desteklenir. Ayrıca sağlıklı örgütler, tedarikçi ve müşterileriyle iyi ilişkiler

geliştiren anlaşmalara uyan, onlarla iyi çalışmalar gerçekleştiren, müşterilerine ve

tedarikçilerine katkı sağlayan ve onlarla entegre çalışan örgütlerdir (Jaffe, 1995: 37).

Sağlıklı bireyler psikolojik, fiziksel ve ruhsal olarak sağlık kavramının

özelliklerini taşırlar. Sağlıklı örgütler de bireylerin sağlığını geliştirme ve destekleme

programlarına başvurular. Etkili iletişim ve paylaşılan ortak amaçlara ulaşma başarısı,

sağlıkla ilgilidir ve önemli bir sağlık göstergesidir (Quick vd., 2007: 192-193). Örgüt

sağlığını ve örgüt içi ilişkileri güçlendirmek için, astlar ve üstler arasında sürekli

iletişim sağlanması gereklidir. Örgütün farklı seviyeleri arasında açık ve iki yönlü

iletişim kurulmalıdır. İletişimde tüm kişisel, fiziksel ve dilsel engeller kaldırılmalıdır

(Ziapour, vd., 2015: 50). Sağlıklı bir organizasyondaki her çalışan bir yatırımdır ve

böylelikle büyümeye ve gelişmesine izin verildiğinde, tüm organizasyonu

güçlendirmeye yardımcı olur. Sağlıklı organizasyonlar, beklemek yerine değişimi

planlar, değişim başlatır, değişim ve yenilenmeyi teşvik eder ve bunun sonucunda

değişim genellikle yönlendirilebilir ve değişikliğin etkileri kontrol edilebilir olur

(Bruhn, 2001: 151). Son olarak, sağlıklı bir örgüt iç ve dış çevresinin zorlukları ile başa

çıkabilen ve çalışanları için en iyi ortama sahip olan örgüttür. Sağlıklı bir örgüt teknik,

yönetimsel ve kurumsal düzeyde misyonunu gerçekleştirmeye çalışır, ihtiyaçlarını

karşılar (Tsui ve Cheng, 1999: 251). Hedeflerine ve bireysel amaçlarına ulaşabilirler,

engelleri tespit edip ortadan kaldırabilir ve aynı zamanda esnekliğe sahiptirler (Ziapour

vd., 2015: 50).

Page 62: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

47

Şekil 3.Sağlıklı Örgütlerin Özellikleri Kaynak: (Bruhn, 2001: 150).

Sağlıklı örgütlerde adil bir ödüllendirme sistemi vardır. Örgütler çalışanlarının

girdilerini değerlendirerek, kişisel ve örgütsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış

programları geliştirerek ödüllendirmektedir (Bruhn, 2001: 152). Bunun yanında bu

örgütler çalışanlarına yüksek refah düzeyi, ideal bir çalışma alanı, sağlık ve güvenlik

desteği ve başarı yardımı sağlayarak böylece daha üretken olan ve sürekli değişen

çevreye uyum sağlayabilen sağlıklı yapılar ortaya çıkacaktır (Quintero, Botía ve Sáenz,

2013: 39). Jaffe (1995: 17-18), örgütlerin aşağıdaki gereklilikler için sağlıklı olması

gerektiğini vurgulamaktadır.

1. Büyümek, verimli olmak, değişimlere uyum sağlayabilmek ve tutarlı olarak

kendi varlığı için,

2. Ortaklarına olumlu imaj sunarak ve hisse değerlerini artırarak hissedarları

için,

3. Sağlıklı bir iş ortamı sunarak, gelişmek için yüksek ihtiyaçlarını karşılayarak,

katılı için, kendini önemli hissetmek için, çalışanlara gurur duyacakları bir

işletme ve iş ortamı sunmak için,

Örgüt Kültürü

- Değerler ve beklentiler açıktır

- Açık misyon ve hedefler

- Açık iletişim ve bilgi

paylaşımı

- Sınırsız bilgi alışverişi

- Kişilere saygı

Liderlik Davranışı

- Katılımcı yönetim

- Tüm düzeylerdeki girdileri

araştırmak

- Sorumlulukla birlikte otorite yetkisi

- Hata için tolerans

- Değişimi başlatma ve yönetme

- Yenilik ve yaratıcılıkları destekleme

- Paradoksları iyi yönetme

- Dürüst ve doğru değerlendirmeler

Çalışan Davranışı

- Maksimum yetenekle çalışma

- Sadakat

- Görev alma

- Risk olmaksızın destekleme

- Örgütü değerli ve önemli algılama

- Oldukça ödüllendirilmiş hissetme

Page 63: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

48

4. Her bakımdan iyi ortaklık geliştirmek, iyi ürünler, dürüst ve faydalı ilişkiler,

güvenilir ürünler, yüksek değer ve iyi hizmet sunarak tedarikçileri ve müşterileri

için,

5. Topluma kendisini bağımlı görerek, toplumun gelişmesi ve çevrenin ve

toplumun endişeleri beklentileri için, sağlıklı olmak durumundadırlar.

Dinamik bir çevrede bulunan örgütler gerekli olanaklar sağlanırsa büyüyüp

gelişebilir. Güvenilir ve değerli ürün veya hizmetler sunarak, çevresel ihtiyaçlara

karşılık verebilir ve toplumsal büyüme ve refah sağlayabilir. Aslında örgütsel sağlığı

yerinde olan örgütler hedeflerine daha kolay ulaşır, insanların morali daha yüksektir ve

tesis ve ekipmanlar istenir düzeydedir. Yöneticilerin meslektaşlarıyla ilişkisi arkadaşça

ve insan odaklıdır, çoğu yöneticiye resmi kurallar yerine saygı ve anlayışla yaklaşılır.

(Ziapour vd., 2015: 50). Sağlıklı örgütlerde iyi yönetim ve uygulamalar, kararlara

katılım, demokrasi, güç dağılımının farklı örgüt düzeylerinde eşitlenmesi mevcuttur.

Sağlıklı bir örgüt sürekli büyüyen ve gelişen yapıya sahiptir. Problem çözme otoritesi

yüksek örgütler gücü ruhuna iş çevresi düzenlemeleri eşlik eder, statik özellikleri

nispeten çok azdır. Sağlıklı bir örgütün temelinde güçlü bir yönetim ve saygıya değer

bir liderlik tarzı vardır. Örgütlerde sağlığı geliştirmek için bazı yöntemlere ihtiyaç vardır

(Taheri Lari vd., 2015: 2985). Bunlar;

1. İş prosedürlerinin şeffaflığı ve hesap verilebilirliğin arttırılması,

2. Müşteri memnuniyetini arttırmak ve müşteri haklarına saygı duymak,

3. Liyakata önem verilmesi ve örgüt içi seçimlere saygı gösterilmesi,

4. Örgüt kültürünün geliştirilmesi ve etik değerlerin arttırılması,

5. Örgütsel yozlaşmanın önüne geçilmesi ve karar almada sağlığın arttırılmasıdır.

1.5.2. Sağlıksız Örgütler

İşletmeler kötü yönetilme veya yönetimsel problemlerle karşı karşıya kalma

konusunda oldukça hassastırlar ve bu konuda bağışıkları düşüktür. Bu durum

işletmelerin kâr ve bütçe dengesini bozarak sonuçta verimliliğin azalmasına, çalışan

moral ve motivasyonun azalmasına, çalışanların yüksek devir hızına sahip olmasına,

zayıf kurtarma sonuçlarına, yenilik ve rekabete yönelik tepkilere yeterince cevap

Page 64: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

49

verememeye neden olabilmektedir (Rosen ve Berger, 1992: 7). Sağlıksız örgütlerde

çalışan bireyler; bürokrasiden, çatışmalardan, işlev bozukluklarından ve siyasetin

yarattığı sorunlardan muzdariptir. Sağlıksız bir örgütün mali yönden kayıplara uğraması

inkâr edilemez gerçektir. Bunun ötesinde boşa harcanan zaman ve kaynaklar, azalmış

verimlilik, artmış işgören devir hızı ve müşteri kaybı söz konusudur (Lencioni, 2012:

12). Sağlıksız örgütlerin hizmet sunum kalitesi nispeten düşük kalitede, çalışan beceri

veya deneyimleri zayıf, çalışan refahı ve bağlılıkları düşük olmakla birlikte, yönetsel

süreçler ve planlamalar yetersizdir. Çalışanların örgüte bağlı olmaları ve refah düzeyleri

verilecek hizmetlerin birer ölçütüdür (Cox ve Leiter, 1992: 220).

Genel anlamda işletmeler, yöneticiler ve çalışanlar değişime yönelik dirençten

ve durağanlıktan (atalet) çok çekerler. İşletmelerde değişimler yaşanırken birçok

istenmedik sorunla karşılaşırlar. Çalışanlar, kararlara etkili bir şekilde katılım göstermek

ister ancak bu gerçekleşmediğinde bazı problemler ortaya çıkmaktadır (Rosen ve

Berger, 1992: 7). Sağlıksız bir örgüt yapısının sonuçları şöyledir;

Tablo 15. Sağlıksız Örgütlerin Sonuçları

İş Tatminsizliği Uzamış Öğle

Araları Müdahale ve Sabotaj

Düşük Moral

Düzeyi Şikâyetler

Çalışanlara Tazminat

Ödenmesi

Azalmış

Bağlılık Gergin İş İlişkileri Azalmış Motivasyon

Düşük İş

Kalitesi Zayıf Adalet Tükenmişlik

İş Sayısında

Düşme

Aşırı Medikal

Ödemeler İşe Geç Kalma

İş Yavaşlatma Eşit İş Şartlarından

Şikâyet Devamsızlık

İş Kazaları Bitkinlik,

Yorgunluk Düşük Verim

Disiplin

Vakaları Mental Problemler

Aşırı Sağlık

Harcamaları

Kararsızlıklar Kariyer

Durgunlukları Engellilik Durumları

Gerekçesiz

Çalışan Devir Hızı Zayıf iletişim

Planlanmamış

Zaman Kayıpları

Kaynak: (Rosen ve Berger, 1992: 9).

Sağlıksız örgütlerde çalışan bireyler yaptıkları işi angarya olarak

görmektedirler. Örgütleri sağlıksız yapıdan sağlıklı bir hale getirmek için, rekabet

avantajı çalışmaları ve gelişmeye yönelik yönetim uygulamaları yaratmak yetmez,

Page 65: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

50

çalışanlarda da değişimler yaratmak gerekir (Lencioni, 2012: 13). Sağlıksız örgütlerde

stres de belirleyici bir faktördür çünkü çalışanların belirtileriyle beraber bazı hastalıklar

görülmektedir. Özetle, örgütlerin sağlıklı olmak için karşı karşıya kaldıkları temel

sorunlar; çalışanlar ile birlikte ailelerinin de refah düzeyini engelleyen, ayrımcılık,

düşük ücretlendirme, çalışanların yetkilendirme yöntemleri, yetersiz geri bildirim

mekanizması ve genişletilmiş çalışma programlarıdır (Quintero, Botía ve Sáenz, 2013:

42). Dive'a (2002: 3) göre örgütlerin sağlıksız olmasının bazı nedenleri vardır. Bunlar

kısaca;

Örgütsel strateji hataları,

Zayıf örgütsel dizayn,

Örgüt kültürünün yetersiz olması,

Çalışanların kalitesi,

Stratejilere bağlılığın açıkça ifade edilmemesidir.

Şekil 4. Sağlıksız Örgütlerin Özellikleri Kaynak: (Bruhn, 2001: 153).

Sebebine bakılmaksızın işe gelmeme durumu örgütler için büyük maliyete yol

açmaktadır ve örgütsel hastalığın belirtisi olan köklü örgütsel sorunların işaretçisi

niteliğindedir. Bu ve buna benzer sorunlar ve hastalıklar örgütün karşılaştığı zorluklarla

Örgüt Kültürü

- Tüm örgüt düzeyinde güvensizlik

- Yenilik ve yaratıcılık eksikliği

- Yaygın eleştiri

- Yetenekli personel yüksek devir hızı

- Otorite ve yetki sınırını aşan iletişim

- Mikro yönetim

- Suçlama

- Minimum risk alma, çok az yeni fikir

Çalışan Davranışı

-Yüksek devir hızı

-Sıklıkla hastalanma

-Minimum girişkenlik

-Kızgın patlamalar

-Karamsarlık ve istifa

-Değişime direnç

-Tükenmişlik ve işe ilgisizlik

-Düşük moral düzeyi

Liderlik Davranışı

-Tepe yöneticisinde toplanan güç ve

kontrol

- Kindarlık veya kibirlilik

- Kişi odaklı davranma, taraf tutma

- Açıkça insanları eleştiri

- Mikro yönetimi sürdürmek

- Muhbirleri desteklemek

- Resmi olmayan ve gizlice görüşme

yapmak

Page 66: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

51

başa çıkma yeteneğini olumsuz etkileyebilir. İşe devamsızlık oranının düşmesi,

çalışanların bağlılığının ve memnuniyetinin artması örgütün sağlıklı yapıya sahip

olacağının göstergesidir (McHugh, 2001: 45). Lyden ve Klingele (2000: 3), bir örgütün

hastalık belirtilerini ya da örgüt sağlığının azalmasına yönelik belirtileri bazı maddelerle

ifade etmiştir. Bunlar;

Kârın azalması,

Verimliliğin azalması,

İşte devamsızlığın artması,

Açık iletişim kanallarına yönelik engeller,

Tüm kararların tepe yönetimce alınması,

Örgütsel bağlılığın azalması,

Moral ve motivasyon seviyesinde azalma,

Örgüt itibarının çalışanlarca göz ardı edilmesi,

Etik olmayan davranışların varlığı/görülmesi,

Çalışanlara rehberlik edilmede yetersizlik,

Hedef belirlemedeki eksiklikler,

Rekabette yetersiz olunması,

Beceri ve yetenek geliştirme programlarının zayıflığı,

Çalışanlar arasında güven ortamının zayıflamasıdır.

Her sağlıklı organizmada olduğu gibi bu semptomlar büyük bir problemi temsil

eder. Semptomlar arttıkça, örgüt sağlığında azalma meydana gelmektedir. Dolayısıyla

her yönetici bu gibi semptomları iyi teşhis etmelidir. Örgüt sağlığı konusunda,

çalışanların algılarının tanımlanması öncelikli bir adım olmaktadır (Lyden ve Klingele,

2000: 3). Kets de Vries ve Miller (1984: 39) ise, beş tip işlevsiz organizasyonun

bulunduğunu öne sürmektedir. İşlevsiz organizasyonlar dengelerini koruyarak başarılı

olabilirler ve hatta örgütsel kültürünü sürekli hale getirmeye yardımcı olmak için lider

ararlar, ancak sağlıklı değildirler. Bu organizasyonlarda işlev bozukluğunu değiştirmek

için yapılan müdahaleler, örgütün liderliğine bağlı olarak çeşitli şekillerde alınabilir

ancak burada açıklanan işlevsiz kuruluşların neredeyse tamamı müdahale ve başarısını

bir şekilde engelleyebilir.

Page 67: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

52

Paranoyak organizasyonlar; (abartılı gurur, kuşku, sanrı, güvensizlik, ve

bencillikle belli olan bir ruh hastalığı), kendi içindeki ve dışındaki tehditler ve fırsatlar

hakkında iyi bilgiye sahiptir, ancak güven eksikliği, güvensizlik ve iktidarın

merkezileşmesi ile karakterizedirler.

Zorlayıcı organizasyonlar; ayrıntılı planlama ve rutinle karakterizedir. Bilgi ve

etkinlikler üzerindeki resmi denetimler, organizasyonun düzgün çalışmasını sağlar.

Operasyonlar standartlaştırılmış, resmi politikalar var ve organizasyon çok hiyerarşik.

Dramatik organizasyon; hiperaktif, dürtüsel (düşünmeden karar veren), cesur

ve risk alma özelliğindedir. Karar verme genellikle çoğu zaman yansız değildir ve

veriden çok sezgilere dayanır. Dramatik organizasyonun diğer ucunda bulunan,

Depresif organizasyon; pasif, son derece riske girmek istemeyen ve güven

eksikliğindedir. Çoğu depresif organizasyon istikrarlıdır ve değişime direnir. Çok

bürokratiktirler, ancak çoğunlukla liderlik ilhamları ve iç odaklıdırlar. Düşük moral,

amaçsızlık duygusu ve anlamlı değişim eksikliği ile karakterizedirler.

Şizoid (şizofre, içe kapanık) organizasyon; depresif gibi, liderlik vakfıyla

karakterizedir. En üst yöneticisi, katılımdan korktuğu için etkileşimi cesaretlendirir.

Güç, organizasyonun ikinci seviyesine dağıtılır; orada çok az işbirliği veya iletişim

bulunur (Bruhn, 2001; Bruhn, 1997).

Sağlıksız örgütlerin “hayatta kalma eşiği” seviyeleri vardır. Hasta insanlar gibi

hasta organizasyonların da yardıma ihtiyaçları vardır. Plansız bir müdahale genellikle

hastalığı şiddetlendirir. Örgütlere herhangi bir müdahale gerektiğinde, hastalığın akut

veya kronik olup olmadığının ve prognozunu belirlemek için genelde "geçmiş yaşantısı

ve mevcut durumu" öncelikli teşhis edilmelidir (Bruhn, 1997: 60). Öğrenme güçlüğü

çeken firmalar da, tanım gereği, hasta ve sağlıksız olarak nitelendirilebilir. Senge

(1990), sadece öğrenen örgüt özelliğine sahip örgütlerin giderek çalkantılı ve rekabetçi

hale gelen küresel pazarda daha başarılı olacağını savunmaktadır. Bu nedenle, öğrenme

güçlüğünden muzdarip örgütlerin, tanım gereği, sağlıksız oldukları ileri sürülebilir.

Öğrenen organizasyon kavramı, örgütsel sağlıkla uyumlu hale getirilebilirken, aynı

zamanda sağlıklı bir organizasyonun, çevresi ile iyi bir uyum sağlamayı başarabilmesi

nedeniyle rekabetçi olan bir örgüt olduğu ileri sürülebilir (McHugh ve Brotherton,

2000: 744). Bu nedenle sağlıksız örgütlerde öğrenen örgüt uygulamaları istenen

düzeyde değildir. Çalışanların yeni bilgilere ulaşması ve bilgilerin örgüt içindeki

Page 68: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

53

paylaşımı noktasında temel sorunlar bulunmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden

birisi üst yönetimin gerek öğrenme süreçleri gerekse örgüt sağlığını yükseltme

çabalarında başarısız olmalarıdır. Örgüt sağlığı kavramının temel yaklaşımı, bireysel ve

örgütsel sağlığın birbirine bağlı oluşumlar olduğuna dikkat çekmesidir.

1.6. SAĞLIK KURUMLARININ ÖRGÜT SAĞLIĞI

Sağlıklı örgütlerde, kurumun doğasındaki yeniden tanımlamaları sağlayan ve

rekabet konusunda örgütü güçlü halde tutan beş potansiyel güç görülmektedir. Aslında

bu beş güç örgütlerin yaralanılması gereken bir özelliğe sahiptir. Ancak bazı örgütler,

bu beş gücü yön verecek şekilde kullanmazlar. Onlar bu güçleri fark ettiklerinde artık

çok geç olacak, göz ardı ederlerse de tahmin edilmedik tehlikelere maruz kalacaklardır.

Bu güçler şöyledir (Rosen ve Berger, 1992: 2-5);

Çalışanların Gücü: Çalışanların gücü belki de en önemli potansiyele sahip

güçtür, bu yüzden tüm işletme türleri, tüm yönlerini bu güce çevirmesi gerekir. İşletme

dünyasında yeni gerçek; çalışanların nasıl çalıştığı, ne düşündüğü, ne hissettiğinin

yönlendirilmesi işletme başarısı için önemlidir.

Farklılıkların Örgütü: İş yerlerindeki farklılıklar değişim için ikinci bir güçtür.

Örgütlerde etnik zenginlikler olmasına rağmen bu işgücü farklılıkların çatışmalara ve

anlaşmazlıklara neden olma potansiyeli vardır.

Dinamik Dönüştürücü: Bu ifade yüksek kararlılığa sahip ve çok hızlı değişim

yapabilmeyi ifade etmektedir. İşletmeler ve yöneticiler (dinamik dönüştürücü) değişim

sürecinde çalışanlara yardımcı olmalıdır.

Yeni Psikolojik Sözleşmeler: Bu değer örgüt ile çalışan arasında yapılan

psikolojik sözleşmeler için önemli bir etkili güçtür. Bu sözleşme geleneksel olarak

vaatleri, sadakati, çalışma ilişkileri ve rolleri yeniden tanımlanması anlamına gelir.

Beşeri Krizler: Bu güç basitçe bir çalışanın örgütte sadece 8 saat çalışması

değil, tüm çalışanların işbirliği içinde işletme sorumlulukları ve rollerinin önemli ölçüde

genişlemesi için gereklidir (Rosen ve Berger, 1992: 2-5).

Örgütsel anlamda hizmet sunumunun kalitesi, örgütün mükemmeliyetine

bağlıdır. Başka bir deyişle örgütün işleyişinin iyi olma derecesi hizmet sunumuna

yansımaktadır. Sağlık kurumlarının sağlıklı olması hem çalışanların sağlığını hem de

Page 69: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

54

çalışan performansını etkileyebilmektedir. Bunun yanında kurumun hastalarına vermiş

olduğu sağlık hizmetini de etkilenmektedir (Cox ve Leiter, 1992: 219-220).

Şekil 5. Bir Sağlık Kurumunda Ters Değer Piramidi Olarak Örgüt Sağlığı

Kaynak: (Orvik ve Axelsson, 2012: 4).

Hastaların en üstte yer aldığı kuralcı bir değer piramidi büyük ihtimalle örgütsel

sağlık açısından daha yararlı olabilir. Ancak, uzmanların sağlığı için de artan endişeler

örgütsel sağlığın hastalar gibi uzmanları da en üste yerleştiren ters değer piramiti

çizmesini gerektirmektedir. Üretimde verimlilik sorunu örgütsel sağlığın geliştirilmesi

için daha çok bir koşul gibi değerlendirildiğinde bu hastalar ve uzmanlar için eş zamanlı

bir endişe anlamına gelmektedir (Orvik ve Axelsson, 2012: 4-5). Sağlık kurumlarının

kültürünün geliştirilmesi, problem çözme ve iş tamamlama süreçlerinin iyi olması, bir

örgütün sağlıklı olduğunu gösteren ayrıca belirtilerdir. Örgüt sağlığı ile çalışan

yetenekleri arasında bir denge-uyum olmalıdır. Çalışanların tükenmiş olmaları ve

işlerinde hayal kırıklığına uğramaları örgütün etkisizleşme sürecini hızlandıracaktır

(Cox ve Leiter, 1992: 225).

1.7. ÖRGÜT SAĞLIĞI VE LİDERLİK İLİŞKİSİ

Liderlik, koordinasyon veya dışsal yönelim gibi temel örgütsel beceri ve

kabiliyetleri kapsar (Keller ve Price, 2011: 3). Sağlıklı bir örgüt sağlıklı izleyen ve

sağlıklı liderlerden oluşmaktadır (Sabancı, 2011: 93). Sağlıklı bir organizasyonun

liderleri öncelikleri belirler, hedeflere ulaşma yolundaki ilerlemelerini izlerler. Sınırları

ve çelişkileri tutarlı bir şekilde yöneten, böylece yöneticileri ve başkalarını birincil

görevlerinden uzaklaştıran çatışmaları çözme ihtiyacını ortadan kaldıran proaktif sorun

çözenler bu liderlerdir. Liderlik ölçüsü sözler değil, eylemlerdir. Katılımcı yönetim,

Hasta Uzman

Üretim

Sağlıklı

Kurum

Örgütsel Sağlık

Örgütsel

Etkililik Sağlıklı

Örgüt

Sağlıklı

Girişim

Örgütsel

Etkinlik

Page 70: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

55

vizyon, yetki ve sorumlulukların temsili ve proaktif problem çözümü konusunda çok iyi

konuşabilecek pek çok lider vardır (Bruhn, 2001: 151). Yönetim ve liderlik esnekliğe,

güven hissine, özgürlüğe ve ortaklar arasında karşılıklı sorumluluğa uyum sağlar ve

bunları ortaya çıkarır (Salajeghe ve Movagharzade, 2016: 1013). Yöneticilerin

iletişimde, direktif ve yönetim uygulamalarında duygularını kullanması, işbirliğini ön

plana çıkarması, güveni ve iletişimi üstün tutması gerekir. Düzenli fakat katı olmayan,

kendine güvenen, neşeli, sosyal anlamda becerikli ve karizmatik olması örgüt sağlığını

olumlu anlamda etkileyebilmektedir (Al-Omari, 2012: 97).

Sağlıklı ve üretken organizasyonlarda, örgütün liderleri ve üyeleri, örgütün amaç

ve hedefleri ile karşılıklı olarak birbirlerinin inanç ve davranışlarını güçlendirir (Bruhn,

1997: 51). Sağlıklı çalışma ortamları için yöneticilerin, çalışan sağlığı ve refahının

çalışma biçimlerinin ayrılmaz ve stratejik bir parçası olduğunu kanıtlamaları ve sağlık

uygulamalarında, toplumsal çevrede, kişisel kaynaklarda ve fiziksel çevrede

mükemmeliyet sergilemeleri gerekir (Corbett, 2004: 126-127). Bununla birlikte, sözler

ve eylemler arasında büyük boşluklar olabilir. Çalışanların başarısızlıklarına sürekli

odaklanan, eksik veya yanlış bilginin temelinde hareket eden ve sorgulamadan ziyade

suçlamayla tartışmaya başlayan liderler, hasta örgütlerin liderleridir (Bruhn, 2001: 152).

Sağlıklı örgütlerde; iyi liderlik ve yönetim uygulamalarının yanında farklılıklara

saygı gösterilmesi, güçlü kurumsal uygulamalar, düşük çalışan devir hızı, açık ve etkili

iletişim, güven ortamı, çalışanların karar süreçlerine katılımı, motivasyon, açık iletişim,

modern trendlerin yakalanması, yönetsel uygulamaların geliştirilmesi konularına dikkat

edilmesi örgüt sağlığının artmasını sağlayabilir (Apprey, 2016: 75). Mükemmeliyet

temelindeki liderlik sayesinde ise; paydaşlar, çalışanlar ve müşteriler arasındaki

ilişkilerde denge sağlayan sağlıklı bir örgüte sahip olunabilir. Sağlıklı bir örgütteki

liderler, kısa vadeli sorunları örgütün değerlerini artıracak şekilde çözer ve kalıcı

sorunları paydaşların, çalışanların ve müşterilerin lehine çözümlemek için bütünsel

stratejiler geliştirir (Corbet, 2004: 126).

Bir işletme yöneticisinin görevi hem idarecilik yapmak hem de liderlik

yapmaktır. Liderin rolü belirsiz ise, örgütte düzensizlik oluşabilmektedir. Örgütlerin

sağlıklı ve etkili olması için hem büyüme hem de geleceğini belirleme inisiyatiflerini

sürdürmesi gerekir. Örgütler sürekli değişebilmeli ve yeni durum ve koşullara uyum

Page 71: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

56

sağlayabilmelidir (Humber, 1960: 267-270). Örgütler için özellikle açık bir vizyona,

çevresel tarama ile oluşturulmuş gerçekçi ve iyi belirlenmiş bir stratejiye sahip olunması

gerekli görülmektedir; bu süreçler ise yetkin lider ve yöneticiler tarafından belirlenebilir

(McHugh ve Brotherton, 2000: 764). Hashemzadeh vd. (2014: 82) ise, örgütsel sağlığın

öngörülmesinde duygusal zekâdan faydalanılabileceğini ifade etmektedirler. Bir başka

deyişle yüksek duygusal zekâya sahip yöneticilerin örgütsel sağlığın başarıya ve

etkinliğe ulaşmasında belirleyici olacağına işaret etmektedir.

Liderlerin yetenekleri sayesinde sorunlu konuları tamamen saptayan örgütlerin,

hızla değişen dünyanın gereksinimlerini daha kolay karşılayacağını ve böylece gerçek

potansiyellerini fark etme şanslarını artıracaklarını söylemek doğru olmaktadır

(McHugh, 2001: 56). Sağlıklı örgütlerin liderleri; çalışanlar, müşteriler ve paydaşlar için

sağlıklı sonuçlar arasında var olan dengeyi ve dinamik ilişkilerin önemini kavrama

potansiyeline sahiptir. Mükemmeliyete odaklanan örgütlerin daha geniş toplumla güçlü

bağları vardır çünkü sağlıklı bir örgütün çalışanlar ve toplum üzerinde sosyal bir

etkisinin olduğu anlayışı hakimdir. Bu örgütlerin altı anahtar unsur üzerinde durmaları

gerekir. Liderlik, Planlama, İnsana Odaklanma, Müşteriye Odaklanma, Süreç Yönetimi

ve Tedarikçi-Ortak İlişkileri sürdürülür sonuçlar ortaya çıkartmıştır (Corbett, 2004: -

126-127).

Şekil 6. Mükemmeliyete Odaklanan Örgütlerin İlkeleri

Kaynak: (Corbett, 2004: 127).

Liderlik

Planlama

Müşteri Odaklılık

İnsan Odaklılık

Tedarikçi Ortaklık Odaklılık

Süreç Yönetimi

Örgüt

Performansı

Yöneticiler

İçin

Kurallar

Page 72: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

57

Sağlıklı örgütlerde yöneticiler arkadaşçı, destekleyici, güven verici şekilde yakın

ilişkiye dayalı bir atmosfer oluşturmalıdır. Özellikle çalışanların desteklenmesi

programlarına önem verilmesi, başarının arttırılması için iş dizaynı, personel

güçlendirme ve ödüllendirme uygun şekilde düzenlenmelidir (Tsui ve Cheng, 1999:

265). Örgütlerdeki yöneticiler, istihdam hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla

çalışanlara personele görev tanımı yapabilir, çalışanları ilgi alanlarına, eğitimlerine, yaş,

cinsiyet ve iş tecrübelerine uygun görevlere getirebilir ve örgütsel sağlığın

iyileştirilmesinde çalışanlarına yardımcı olabilir. Yöneticiler örgütsel yenilikler için,

çalışanları işleri konusunda teşvik etmeli, bakış açılarının çeşitliliğini takdir etmeli ve

yaratıcı çalışanları belirleyip desteklemek için tutarlı programlara sahip olmalıdır.

Çalışanlara yetenek desteği ve yaratıcılık aşılamak, eğitim olanaklarıyla ve vizyon

geliştirme bilinciyle mümkündür (Ziapour vd., 2015: 50).

Bir örgütün uzun yıllar dinamik kalması, bazı zamanlarda görülen inişli çıkışlı

dönemlerden sonra tekrar kendine gelmesi için sağlıklı olması gereklidir. Bir örgütün

sağlıklı olması bir nevi; strateji, finans, pazarlama, teknoloji ve örgütün başarısına katkı

sağlayan diğer faktörlerin durumuna bağlıdır. Örgüt sağlığı yetenek, bilgi ve yenilik

kavramlarından daha fazlasını ifade eder. Ancak liderler örgüt sağlığının gücünü

kullanmadan önce üç önemli önyargı taşımaktadır (Lencioni, 2012: 3);

Entelektüel Önyargı: Örgüt sağlığı, örgütlerin zor zamanlarında anlamlı bir

avantaj sağlama fırsatı bulunan ve birçok lider tarafından kabul edilen bir kavramdır.

Dahası örgütü sağlığa kavuşturmak için mükemmel bir bilgelik ve zekâya ihtiyaç

yoktur. Sadece sıradışı bir otorite, cesaret ve ısrarlı bir çaba gereklidir.

Adrenalin Önyargısı: Sağlıklı bir örgüt olmak zaman alıcı bir süreçtir. Ne

yazık ki liderlerin çoğu adrenalin bağımlılığından muzdarip ve örgüt içindeki acele

işlere saplanıp kalmış durumdadır. Örgütlerin kısa dönemli enerji harcamasının yanında

uzun vadeli planlamalar yapması gerekir.

Sayısallaştırma Önyargısı: Sağlıklı bir örgütün yararı güçlü olmaktır. Ancak

örgütün niceliksel olarak doğru ölçümlenmesi bazı zorlukları ortaya koyar. Örgüt

sağlığının finansal başarı üzerindeki etkisinin ne derecede olduğu bu konulardan biridir.

Bu etkinin büyük oranda veya somut olarak görülebilmesi güçtür. Ancak sayısal

göstergelerin liderlerin zor zamanlarında analitik düşünmelerine yardımcı olabileceği

Page 73: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

58

kabul edilmektedir. Örgütler ve yöneticiler açısından örgüt sağlığı doğru bir şekilde

anlaşıldığı ve yerleştiği takdirde rekabet ve gelişmek için büyük bir fırsat oluşturacak,

bunun yanında işletmedeki diğer disiplin dallarından üstün konuma gelecektir

(Lencioni, 2012: 3-4).

“Sağlıklı örgütler” ifadesi uzun bir süre boyunca farklı şekillerde kullanılmıştır.

Özellikle, iş sağlığı ile ilgili konularda, ağırlıklı olarak çalışanların sağlık durumuna

atıfta bulunmak üzere tercih edilmiştir. Sağlıklı örgüt kavramının örgüt içinde çalışan

kişilerin sağlığı ile doğrudan ilişkili olarak düşünüldüğünde, bunu ölçmenin başlıca

yollarından biri fiziksel ve zihinsel sağlığın gözlemlenmesi olmuştur (Tarride vd., 2008:

1123). Sağlıklı bir bireyin kişilik özelliğinin kendine yönelmesi, kendini disiplin,

kendine güven, yaratıcılık, proaktiflik ve işte kendini gerçekleştirme ile karakterize

olduğunu ifade etmek gerekir. Ayrıca sağlıklı bir çalışma grubu uyumlu, destekleyici,

tutarlı, yaratıcı, esnek ve uyarlanabilir olarak görülmektedir. Sağlıklı örgüt, sağlıklı

bireylerin ve sağlıklı grupların içinde bulunabileceği bir çalışma ortamı sağlayacak

şekilde sorumlu, güvenilir, verimli bir şekilde yararlı sosyal rol oynamaktadır (Rice,

1977: 11). İş sağlığı ve güvenliği açısından sağlıklı bir örgüt sadece üretken ve kazançlı

değildir aynı zamanda stres, hastalık ve sakatlanma oranını düşürür ve çalışanların

refahını yükseltir. Kavramın sadece örgüt performansı ve çalışanın refahı gibi iki

boyutun birbiriyle uyumlu olmasını değil, aynı zamanda birbirini desteklemesini

gerektirmektedir (Sauter vd., 1996: 250).

Şekil 7. İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırmalarındaki Örgüt Sağlığı Modeli

Kaynak: (Sauter vd., 1996: 250)

Örgüt Kültürü/İklimi

Örgütsel Değerler

Yönetim

Uygulamaları Performans

Çıktıları

Sağlıklı/ Tatminkâr

Sonuçlar

Örgütsel Karakteristikler Örgüt Sağlığı

Page 74: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

59

Van der Vliet (2001: 13-14), örgüt sağlığı kavramını çalışan sağlığı ve güvenliği

açısından ele almıştır. Sağlıklı bir örgüte sahip olmak için sağlıklı çalışanlar ve sağlıklı

bir çalışma ortamı gereklidir. Çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmek için dört

alana yoğunlaşmak gerekir. Bunlar; sağlıklı iş ve yaşam tarzı oluşturmak, istihdam

öncesi ve sonrası periyodik muayeneler, çalışanlara danışmanlık yapılması, çalışanlara

koçluk yapılması ve rehabilitasyon çalışmalarıdır. Sağlıklı bir örgüte sahip olmak için

çalışanların moralinin artırılması, kalite ve ürün sonuçlarının iyileştirilmesi gereklidir.

Ayrıca devamsızlık oranının, kazaların ve iş gücü devir hızının azaltılması gereklidir

(Van der Vliet, 2001: 14). İş sağlığı perspektifinden sağlıklı örgüt, yasalaşmış iş sağlığı

standartlarını ihlal etmeyen bir özelliğe sahiptir. Sağlıklı bir çalışma ortamı için,

örgütsel koşulları etkin bir şekilde değerlendirerek çalışma sisteminin bireysel

özelliklerin yanında; işin fiziksel yükü, işin ruhsal yükü ve ortamın fiziksel zorluğu gibi

diğer yönleri de eş zamanlı olarak düşünülmelidir (Shoaf vd., 2004: 83-84).

Örgüt sağlığı; örgüt yapılarını fiziksel, mental ve toplumsal iyilik durumları olan

üç boyutlu kişileştirilmiş bir varlık gibi görmektedir. Bu birbirinden farklı ama bir

bütünü oluşturan boyutlar Şekil 8’de gösterilmiştir (Nair vd., 2014: 145-155).

Şekil 8. Çalışan ve Örgüt Sağlığı Modeli

Kaynak: (Nair vd., 2014: 147).

Sağlıklı işleyen bir örgüt, örgütsel açıdan etkili çalıştığı kadar hem çalışan

sağlığı ve güvenliğine katkıda bulunan hem de çevresinde kültürünü, iklimini ve

örgütsel süreçlerini yaratıcı olarak farklılaştırabilen bir özelliğe sahiptir. Örgüt sağlığı

perspektifinden incelendiğinde; örgütsel karakteristiklerden çalışan sağlığı ve refahı ile

örgütsel etkililik sağlıklı işleyen bir örgütün anahtar bileşenlerindendir (Lim ve Murphy,

1999: 64). Bununla birlikte, DSÖ’nün sağlık tanımından getirilen metafor, zenginliği

nedeniyle fiziksel, zihinsel ve sosyal boyutu da içine alarak ön plana çıkmıştır. Bu

Fiziki Refah

Örgüt

Sağlığı

Yetki Yeterliği

Çalışan

Sağlığı Mental

Refah

Amaç Odağı

Sosyal Refah Değişim ve Kültür

Page 75: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

60

boyutlar bağımsız olarak düşünülse de, insan sağlığına ilişkin genel bir vizyona sahip

olmak isteniyorsa buna ulaşma zor olmaktadır. Dolayısıyla, bir doktor anamnez

sırasında veya bir hastayı tedavi ettiğinde yalnızca fiziksel durumu değerlendirmekle

kalmayıp, aynı zamanda zihinsel ve sosyal ortamı da teşhis edici bir varsayımda

bulunmakla ilgilenmektedir (Tarride, 2008: 1123).

İşin yeniden tasarlanması sağlığın geliştirilmesinde bir araç olarak

kullanılmaktadır. İşin sağlıklı çalışma koşullarını sağlayan özelliklerinin belirlenmesi ve

daha sonra işin bu özelliklere sahip olması için değişiklikler yapılmalıdır. Genelde iş,

örgütsel bağlamdan uzak bağımsız bir teşekkül olarak düşünülür. Örgüt sağlığı

kavramının ortaya çıkmasıyla araştırmacılar, sağlıklı bir çalışma ortamının

oluşturulmasında etkili olduğu için çalışanın refahının önemini fark etmiştir (Shoaf vd.,

2004: 87).

1.8. ÖRGÜT SAĞLIĞININ ÇALIŞMA YAŞAMINA YANSIMALARI

Örgüt sağlığının, örgütlerdeki çalışma alanına bazı yansımaları bulunmaktadır.

Bu yansımalara aşağıda değinilmiştir.

1.8.1. Etkililik, Verimlilik, Performans Açısından

Endüstrilerde örgütsel performans; kâr marjı, dönemsel gelirler ve satışlar

aracılığıyla geniş bir yelpazede ölçülebilir. Örgütün sağlıklı olması iyi bir performans

gösterdiğinin işaretidir (Huang ve Ramey, 2008: 155). Örgüt sağlığı ortaya çıktığı

yıllarda çalışan refahı ve örgüt çıkarları birbiriyle keskince çatışan bir konu olarak

düşünülmüştür. Örgüt sağlığı, örgütsel etkililik kavramının genişlemesinin ötesinde,

büyük ölçekte toplum ve çalışan refahını içeren fikirlerden oluşan ve performans (kâr ve

verimlilik) içeren bir kavramdır. İş sağlığı ve güvenliği perspektifinden sağlıklı bir

örgüt sadece kârlılığı ve verimliliği olan örgüt olmamakla birlikte; düşük stres, hastalık,

sakatlık veya yaralanma oranlarına sahip, çalışanlarının refahının yüksek olduğu ve

örgütçe desteklendiği örgüttür. Dolayısıyla örgüt performansı ve çalışan refahı birbirini

karşılıklı destekleyen güce sahiptir (Sauter vd., 1996: 250-251).

Jaffe (1995: 14) örgüt sağlığını, örgütsel etkililik penceresinden incelediği için

daha çok etkililik üzerinde durmaktadır. Elbette, sağlıklı insan ilişkileri örgütsel

Page 76: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

61

etkililiğin belirlenmesinde yalnızca bir faktördür. Sağlıklı insan ilişkileri tek başına

önemli olabilir, hatta gerekli olsa bile yeterli değildir. Strateji, teknoloji, bilgi sistemleri

ve etkili örgüt yapısı ayrıca öneme sahiptir. Etkililik, değişen bir ortamda uygun

hedeflerin belirlenmesi ve bunlara erişilmesi anlamına gelirken; sağlık, örgüt içindeki

insan kaynaklarının motivasyonu, kullanımı ve entegrasyonunu belirtmektedir

(Nicholas ve Katz, 1985: 738).

Verimlilik için örgütsel sağlık, bir ön koşuldur. Yöneticiler verimlilikte örgüt

sağlığının rolünü ciddiyetle ele almalı ve örgüt sağlığı bileşenlerine dayanan verimliliği

arttırmak için sağlıklı bir ortam oluşturmalıdır. Verim elde etmek için yöneticilerin

çalışanlara saygı ve şefkat ile yaklaşması ve onlara karşı dürüst olması tavsiye

edilmektedir (Ghorbani vd., 2012: 694). Örgüt içerisinde verimliliği arttırmaya yönelik

birçok uygulama ve çaba, istenmedik de olsa çalışanları sıkıntıya sokabilir ve bazı

rahatsızlıklara neden olabilir. Değişim yönetimi ve verimliliği artırmaya yönelik

çalışmalar çalışan sağlığına zarar verebilmektedir. Burada önemli olan genel olarak

örgütsel etkililiği artırırken çalışan refahının ve sağlığının uyumlu olarak ele alınmasıdır

(Jaffe, 1995: 13).

Örgütlerin performans sürekliliği, rekabetten daha hızlı öğrenebilme ve iç

yapılarını dinamik bir şekilde değiştirebilme yeteneği ile doğrudan bağlantılı olması bir

zorunluluktur. Örgüt sağlığı; yalnızca mevcut çevre değişimlerine uyum sağlama değil,

ayrıca bu doğrultuda rekabet ortamının gelecekte ne olacağını ve ortamın nasıl

şekilleneceğini tahmin edebilme yeteneğidir. Örgütün ürün veya hizmetleri

rakiplerinden daha hızlı, daha iyi ve daha ucuz bir şekilde üretmesi ve sunması, bu

konuda yenilik yapma ve bunları uygulamadaki genel yeteneği olarak da

detaylandırılabilir (Nair vd., 2014: 145). Örgüt sağlığı; birey veya örgütün beklenenden

yüksek ve hatta rakiplerinden yüksek seviyede performans sergilemesini sağlayan tam

bir fiziksel, zihinsel ve toplumsal iyilik halidir. Bu noktada örgüt, en iyi durumda olan

üretken, esnek ve hızlı hareket eden bir varlığa dönüştürülebilir (Sheibani, 2013: 2945).

1.8.2. İş Stresi, Motivasyon ve İş Tatmini Açısından

İş stresi, dünya genelindeki çalışanlara bireysel olarak ve çalışma örgütlerine

önemli miktarda maliyet getiren bir sorundur. Geçmişte işin değişen doğası çalışanlarda

Page 77: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

62

benzeri görülmemiş talepler getirmiş ve bu değişikliğin çalışanların ve çalışma

örgütlerinin sağlığı üzerindeki etkileri hakkındaki endişeleri tetiklemiştir (Hart ve

Cooper, 2001: 93). Örgüt sağlığı, iş stresi sürecinin sonuçlarını, hem bireysel tepkileri

hem de örgüt açısından etkili sonuçları içermelidir. Bu yüzden örgüt sağlığı kavramı

performans sonuçlarını ve aynı zamanda performansı etkileyen kişilik yapılarını da

içererek daha kapsamlı hale gelmelidir (Miller vd., 1999: 7). Mesleki stresin potansiyel

sonuçları, örgüt sağlığı çerçevesi ile oldukça yakından ilgilidir, çünkü bir örgütün alt

sistemlerine önemli etkisi olabilir. Mesleki stres literatüründe, çalışanların refahı ile iş

organizasyonlarının alt sistemlerini etkileyen çıktı türleri arasında nedensel bir ilişki

olduğunu göstermek mümkündür (Hart ve Cooper, 2001: 106).

Örgütlerde eğitim yoluyla çalışanların gelişimi sağlanarak örgütün daha iyi

performans göstermesi gerekli olabilmektedir. Bu sayede çalışanların; bilgi, beceri ve

yeteneklerinin geliştirilmesine katkıda bulunulmaktadır. O halde önemli olan

çalışanların eğitimi ve gelişiminin örgüt için öncelikli olmasıdır (Apprey, 2016: 74).

Örneğin, duygusal zeka eğitimleri sayesinde çalışanların psikolojik stres, iş tatmini,

performans artışı gibi faktörlerin iyileştirilmesini sağlayarak çalışan sağlığına bir nevi

örgüt sağlığına katkı sağlayabilmektedir (Hashemzadehvd., 2014: 82). Tüm çalışanların

karar alma süreçlerine katılımı, örgüte pozitif anlamda katkı sağlayacaktır. Bu süreçlere

katılan çalışanların örgüte olan ilgileri de artmış olacaktır. Ayrıca bir örgütün sağlıklı

olabilmesi için motivasyonu yüksek çalışanlara ihtiyacı vardır. Bununla birlikte ücretler,

ek ödemeler ve diğer motivasyon faktörlerinin arttırılmasının yanında dönem dönem

görülebilecek ekonomik çalkantılara karşı önlemler alınmalıdır (Apprey, 2016: 74).

Örgüt sağlığında amaç, geleneksel strese neden olan ilişkilerin ötesine geçmek

ve örgüt sağlığını bütünüyle incelemektir. Sağlıklı bir çalışma örgütü, çalışanların

mutluluğu için konulan hedefleri ve örgütün kârlılık ve verimlilik hedeflerini en üst

düzeyde uyumlu hale getiren örgüt olarak tanımlanmaktadır (Sauter vd., 1996: 250).

Kendi koşullarını iyileştirmek isteyen çoğu örgüt için temel bir gereklilik, mesleki

stresleri azaltacak ve aynı zamanda çalışan memnuniyetini ve performansı artıracak

uygun yapıları ve süreçleri geliştirme ihtiyacıdır (Hart ve Cooper, 2001: 99).

Örgüt sağlığı ve stres kavramları bireysel olaylar için eşit ölçüde önemli

kavramlar olarak tanımlanır. Örgüt sağlığı, örgütün bütünüyle refah içinde olması

Page 78: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

63

anlamına gelmektedir. Verimlilik, performans, kalite, rekabet gücü ve kâr gibi

değişkenlerle ölçülebilir. Örgütte baskın olan kültür ise, çalışanların işin başarıya

ulaşmasında nasıl bir etkileşim içinde olduklarına dair varsayımlarla birlikte,

çalışanların ve örgütün sağlığı üzerinde büyük ölçüde etkilidir (Peterson ve Wilson,

2002: 20).

Şekil 9. Kültür-İş-Sağlık Modeli

Kaynak: (Peterson ve Wilson, 2000: 17).

Kültür-iş-sağlık modeli hem örgütsel hem de bireysel sağlık faktörünün eşit

ölçüde önemli olduğunu ve aynı anda düşünülmesi gerektiğini iddia eder. Çalışan

sağlığıyla ilgili konular üzerinde çok durulması küresel pazarda, örgütün sağlığını

tehlikeye atacak kısıtlamalara ve düzenlemelere sebep olabilir. Aynı şekilde örgütsel

sağlığın üzerinde fazla durulması da kısa süreli başarıya ulaştırsa da, çalışan stresi,

hastalıklar, bağlılık eksikliği, sadakatsizlik ve düşük performans açısından uzun süreli

kronik sorunlar yaratabilir (Peterson ve Wilson, 2002: 22).

İş stresi, örgütlerin finansal sağlığını ve kârlılığını engelleyecek oranda

büyüyebilir. Stres sürecinin sonuçlarıyla örgütsel olarak ilgilenilmesi, stres sürecindeki

kaynağı veya rastlantısal faktörleri belirleyecek daha proaktif bir yaklaşımdan

uzaklaşma ihtimalini de beraberinde getirir. Örgütlerde özel olarak çalışana, iş yerinde

strese neden olan faktörleri nasıl ortadan kaldırabileceklerini düşünmeleri tavsiye edilir

(Cooper ve Cartwright, 1994: 468). Başka bir deyişle, mesleki stresin, çalışma

örgütlerinin devamlılığı ve kârlılığı ile bütünüyle bağlantılı olan bir konu olmaktan

ziyade öncelikle genel sağlık sorunları ile ilgili bir konu olarak görülebilmesine yol

açmaktadır. Bu, mesleki strese yönelik yaklaşımların birçoğunun karşı karşıya kaldığı

ciddi bir sorundur ve bu sorunu çözmenin yollarından birinin örgüt sağlığı kavramı

üzerinde daha fazla durulması gerekliliğine olan inançtır (Hart ve Cooper, 2001: 93).

Örgüt Kültürü

Örgüt Sağlığı İş

Yaşamının

Kalitesi

Yönetim

Sistemi, Örgüt

Yapısı, Örgütsel

Davranış Çalışan

Sağlığı

Page 79: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

64

Şekil 10. Örgüt Sağlığında Çalışan Refahı Modeli

Kaynak: (Hart ve Cooper, 2001: 100).

Örgütlerde bireysel ve örgütsel faktörlerin çalışanların refah kazanmasına

katkıda bulunduğuna, bunun da örgütsel performansa katkıda bulunduğuna yönelik

birçok kanıt vardır. Bireysel ve örgütsel özelliklerin aynı zamanda örgütsel

performansla doğrudan ilişkisi vardır. “Örgütsel özellikler , bir örgütün çevresinin hem

nesnel yönlerini (örn. kaynakları ve yapısı) hem de çalışanların bu çevreyle ilgili öznel

tecrübesini (örn. kurumsal iklim ve iş deneyimleri) içermektedir (Hart ve Cooper, 2001:

98).

1.8.3. Bağlılık ve Adanmışlık Açısından

Örgütlerin sağlıklı olması hizmet sunumunu, yönetim süreçlerini ve tasarımını

etkilediği gibi çalışanların bağlılığını ve refahını etkileyebilmektedir. Sağlıklı örgütler

çalışanların refahını ve örgüte olan bağlılıklarını artıran örgütlerdir. Aynı zamanda bu

örgütler yüksek kalitede hizmet sunarken sağlıksız örgütler bu süreçleri daha az

gerçekleştirir (Cox ve Leiter, 1992: 219-220). Sağlıklı örgütün oluşumu çalışanların

örgüte olan bağlılığını arttırır. Arzulanan örgüt ortamının ortaya çıkması sağlıklı bir

örgüt yapısının oluşumuyla başarılabilir. Bu bağlamda örgüt sağlığı, örgüt yönetimine

arzulanan bir çalışma ortamı oluşturmak suretiyle çalışanların örgüte bağlılıklarının ve

performanslarında artışın garantisini verir (Yüceler vd., 2013: 787).

Örgütsel

Performans

Örgütsel

Karakteristikler

Bireysel

Karakteristikler

Çalışan Refahı

Devlet Tüketiciler

Paydaşlar Ortaklar

Page 80: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

65

Artan rekabetin, örgütsel değişimlerin ve teknolojik gelişmelerin, örgütler

üzerinde etkisi giderek artan güçler olduğu söylenebilir. Yöneticilerin temel amacı,

çalışan bağlılığını, değişimin kabul edilmesini ve uyumunu sağlamak olmalıdır.

Örgütsel bağlılık, örgütsel davranışın ana unsurlarından biridir ve bağlılığın varlığı,

örgüte üstünlük sağlamaktadır (Mchugh, 2001: 56). Çalışan bağlılığının arttırılması için

örgütün sağlıklı bir yapıya sahip olması gereklidir. Örgüt sağlığı ile bağlılık arasındaki

ilişkiye yönelik araştırmalarda pozitif yönlü korelasyon ilişkisi saptanmıştır.

Yöneticilerin liderlik stilleri ve örgüt iklimi de örgütsel bağlılığı ve sağlığı

etkileyebilmektedir (Tsui ve Cheng, 1999: 265-266).

Örgütsel bağlılık bir örgüte olan duygusal aidiyet hissidir. Bu bağlılık daha

sağlıklı çalışma örgütlerinin kurulmasına ilişkin yönetimsel eylemlerle geliştirilebilir

(Taheri Lari vd., 2015: 2982). Çalışanlar, örgüte aidiyet hissederse, sorunlara yönelik

çözüm üretme sürecinde daha ilgili olmaktadırlar (Salajeghe ve Movagharzade, 2016:

1013). Bağlılık bir nevi örgütsel süreçlerde yaşanan sorunların çözümünde aracı role

sahip olmaktadır. Çalışanların sorunlara bakış açısı ve çözüm önerileri bağlılık

sayesinde olumlu olmakla birlikte tüm bu mekanizmalar sağlıklı örgütlerin

belirleyicilerdir.

Page 81: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

66

İKİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL BAĞLILIKLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Her geçen gün hızını ölçmekte zorlandığımız bir değişim süreci yaşanmakta ve

bu değişim her alanda olduğu gibi örgütler düzeyinde de kendini göstermektedir.

Özellikle 1900’lü yılların başlarında değişmeye başlayan örgüt yapısı, iş yapma usulleri,

üretim faktörleri ve üretim süreçleri 1930’lu yıllara gelindiğinde insan faktörüne daha

fazla odaklanmaya başlamıştır. Özellikle Hawthorne Araştırmaları ile birlikte insan

davranışları, örgütler ve yöneticiler açısından daha fazla dikkate alınmaya başlamıştır

(Koçel, 2010). Sonraki yıllarda ise birçok araştırmacı tarafından örgütün en önemli

kaynağının insan faktörü olduğu hatta ileri düzey teknolojik kaynaklar olsa dahi insan

faktörünün her zaman daha önemli olduğu vurgulanmıştır (Kaya ve Kesen, 2014).

Sağlık hizmetleri temelinde özveri, fedakârlık, moral, motivasyon, tatmin ve

bağlılık gerektiren bir anlayışa sahiptir ve salt tıbbi hizmet üretmenin ötesinde hizmet

sunumunda psikososyal ilişkiler gerektirmektedir. Emek yoğun hizmet gerektiren

hastanelerde insana odaklanan ve insan ilişkilerine dayanan bir hizmet üretilmesi

nedeniyle çalışanların örgütlerine olan aidiyet ve bağlılık hislerinin yüksek olması

istenmektedir. Hekimden hasta bakıcısına kadar tüm çalışanların örgütsel bağlılık

düzeyinin yüksek olması, hizmet verilen bireylere ya da hastalara yaklaşımlarını olumlu

yönde etkilemektedir. Bu bağlamda örgütsel bağlılığı yüksek sağlık çalışanlarına sahip

hastanelerin daha iyi ve kaliteli hizmet vererek hasta memnuniyetini artırdığını

söylemek mümkündür (Demirel, 2009b; Akça ve Devebakan, 2017).

İşlevsellik açısından sınırların ortadan kalktığı ve rekabetin gittikçe şiddetlendiği

çevrede ayakta kalmak hatta daha da güçlenerek geleceğe hazırlanmak isteyen

işletmelerin örgütsel bağlılık yaratmaları gerekmektedir (Gül, 2002: 37). Öyle ki

küreselleşmeyle birlikte bilinç, farkındalık ve beklenti düzeyleri yükselen müşteriler,

işletmelerden daha fazla performans beklemekte; işletmeler de rekabet avantajı

kazanabilmek için çalışanların bağlılığından yararlanmaya çabalamaktadırlar (Perçin ve

Özkul, 2009: 21). Rekabetçi olabilmek adına çalışanların örgütle bütünleşmeleri ve

Page 82: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

67

özverili çalışmaları için motive edilmeleri gerekmekte bu da ancak örgütlerde ortak

değer yargılarının ve anlayışların gelişmesi ile mümkün olmaktadır (Doğan, 2013: 161).

Örgütsel bağlılık, örgütün amaçlarına, politikasına, görevin gerekliliklerine

uygun davranmayı hatta örgütle özdeşleşmeyi ifade etmekte dolayısıyla çalışanın,

örgütün yararlarını kendi yararlarından üstün tutması, özverili davranması, daha fazla

çaba göstermesi, kurallara uyması gibi bağlılık eylemleri beklenmektedir. Özdeşleşme

ile kişiler arası ilişkiler kolaylaşmakta; örgütle özdeşleşen çalışan, işletmeler için

stratejik bir insan kaynağı olmaktadır (Dereli, 1981: 242). Bu nedenle özdeşleşmeye

dayalı bağlılığın performansını arttırması beklenmektedir (Becker vd., 1996: 467).

Çalışma yaşamında karşılaşılan en önemli sorunlardan birisi, çalışanların

işlerinden ve işyerlerinden memnun olmamasıdır. Çalışanların işinden memnun

olmalarının sağlanması artık örgütler için mal veya hizmet üretmek gibi temel

amaçlardan biri olarak görülmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesinde çalışanın

örgütün hedeflerini benimsemesi ve örgüt içinde varlığını devam ettirmeyi istemesi yani

örgütsel bağlılığı ön plana çıkmaktadır (Gül, 2002: 37). Entelektüel sermayenin her

geçen gün önem kazanması ve artan rekabet koşullarında örgütlerin ayırıcı özelliği

olması nedeniyle, çalışanların örgütte tutulması bir zorunluluk haline gelmiştir. Rekabet

koşullarında büyük bilgi ve tecrübeye sahip çalışanları örgütte tutmanın tek yolu elbette

parasal faktörler değildir. Pek çok durumda bazı nitelikli çalışanların örgütten ayrıldığı

ve daha az ücretle başka örgütlerde çalışmayı kabul ettiği de görülmektedir. Bunun en

önemli sebeplerinden biri de örgütün ve yöneticilerin, çalışanları örgüte bağlamada

başarısız olmasıdır (Doğan ve Kılıç, 2007: 38). Günümüz çalışma hayatında çalışanların

örgüt başarısına katkılarının ne düzeyde önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Öyle

ki; örgüte bağlı, verimli, örgüt amaçlarını içselleştirmiş, motive olmuş, yaratıcı,

değişime açık ve kendini geliştirme konusunda istekli çalışanların varlığının örgüt

başarısı için vazgeçilmez olduğu kabul edilmektedir (Ersoy ve Bayraktaroğlu, 2010: 2).

1950’li yıllardan itibaren örgütsel bağlılıkla ilgili çalışmalar yapılmaya

başlanmış, Whyte 1956 yılında “Örgüt Adamı” adlı önemli bir çalışma yayınlamıştır.

Whyte, yaratıcılığın kaynağının grup olduğunu, çalışanın en önemli ihtiyacının da

aidiyet olduğunu belirtmiş ve “Örgüt Adamı”nı yalnızca örgüt için çalışmakla kalmamış

örgüte ait hale gelmiş bir kişi olarak tanımlamıştır. Whyte’den bu yana bağlılık

Page 83: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

68

konusunda yapılan çalışmaların çoğunda yüksek örgütsel bağlılığın iyi bir değer olduğu

görüşü savunulmuştur. “Örgüt Adamı” yayınlandıktan iki yıl sonra ise Paul R.

Lawrence 1958’de “İdeal olarak tepeden aşağıya tüm çalışanlarda bir hissin baskın

olmasını isteriz; o da örgütsel amaca tam bağlılıktır” ifadesini kullanmıştır (Randall,

1987: 460).

Örgütsel bağlılığa bu denli önem verilmesinin nedeni, çalışan davranışları

üzerinde yarattığı düşünülen olumlu etkidir. Örgütsel bağlılığı yüksek çalışanların işten

ayrılma niyetlerinin, işten kaytarma ve devamsızlık oranlarının, örgütsel bağlılığı güçlü

olmayan çalışanlardan daha düşük olacağı düşünülmektedir (Ersoy ve Bayraktaroğlu,

2010: 1). Öyle ki yüksek düzeyde bağlılık, tutum değişikliğini azaltmaktadır (Güney,

1998: 28). Ayrıca Mowday vd., (1978: 1) örgütsel bağlılığın önemsenmesini birkaç

nedene bağlamaktadır. Bunlar;

Örgütsel bağlılık, başta işten ayrılma isteği olmak üzere bazı davranışlar için

sağlam bir öngörü aracıdır. Bağlılık duyan çalışanlar muhtemelen örgütte

kalmaya ve örgüt hedefleri için çalışmaya daha istekli olacaklardır.

Örgütsel bağlılığa duyulan ilginin geçmişi, sadakatin çalışan bakımından kabul

edilebilir davranış olduğunun düşünüldüğü ilk “sadakat” çalışmalarına kadar

dayanmaktadır.

Örgütsel bağlılık, çalışanların çevresiyle özdeşleşmesini ve çevresine anlam

yüklemesini sağlayan psikolojik süreçlerin doğasının daha iyi anlaşılmasını

sağlamaktadır.

2.1. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK KAVRAMI

Bağlılık; bireyin bir tutum, yargı ya da başka bir konumu benimseme, kendisini

işin içinde görme ya da vazgeçmeyi zor bulma durumudur. Bağlılık, bağlanma süreci ve

bağlanma durumunun kendisinin yanı sıra öncüllerini ve sonuçlarını kapsarken örgütü

ortak çıkarlar etrafında toplayan psikolojik yapıdır (O'Reilly ve Chatman, 1986: 493).

Örgütsel bağlılığın temelini, çalışanla örgüt arasındaki memnun edici sosyal etkileşim

oluşturmaktadır ve bu sosyal etkileşim; karşılanan beklentiler, terfi olanaklarından

memnuniyet gibi değişkenlerle daha güçlü bir bağa sahip olmaktadır (Zaccaro ve

Dobbins, 1989: 271). O halde bağlılık, sosyal aktör olarak çalışanın, örgütüne enerji ve

Page 84: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

69

sadakat sunması, kendi değerlerini de ifade edecek biçimde örgüte ait sosyal ilişkilere

bağlanmasıdır. Bağlılık, bireyin doğasını, ilgilerini ve ihtiyaçlarını ifade ederken,

bunları karşılayacak örgütlenmiş davranış kalıpları da bağlanma süreci olarak

tanımlanmaktadır (Kanter, 1968: 499). Birçok toplumsal sorunun bağlılık eksikliğinden

kaynaklandığı düşünüldüğünde bağlılığın stratejik bir kavram olduğu söylenebilir.

Araştırmacılar özellikle örgütsel çıktılarla ilişkili olan davranışları açıklamaya

çalışırken örgütsel bağlılığı derinlemesine araştırmışlardır. Örgütsel bağlılık, öncelikle

mesleklerde, politik örgütlerde ve sosyal akımlarda incelenmiştir. Dini ve politik

örgütlerle sosyal akımların ideolojilerinin genellikle zorlayıcı olduğu, mesleki örgütlerin

ise uzun bir sosyalizasyon dönemi aracılığıyla değerlere bağlılık geliştirdiği sonucuna

ulaşılmıştır (Gül, 2002: 37). Becker ve Carper (1956), bir mesleğe aitliğin veya

bağlılığın üç tür deneyimle ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bunlar; mesleğe yatırım

için zaman harcanması, katılım ve mesleğin değerini güçlendiren teknik bilgi ve

yeteneklerin geliştirilmesidir. Birey için meslek değerli hale geldikçe, meslek

ideolojisini içselleştirmeye başlar ve mesleğini daha ileriye götürmek için gerekli olan

motivasyona sahip olur. Bağlılık sonucu gelişen davranış belirli bir süre devam eder ve

diğer alternatifleri reddetmeyi gerektirir. Dolayısıyla bağlılık, çalışanın örgüte belirli bir

kimlikle aitlik hissetmesi, örgüte karşı olan uyumu ya da tutumu olarak tanımlanmakta

ve çalışanın örgütle özdeşleşmesini sağlayarak olumlu bir atmosfer yaratmaktadır

(Sheldon, 1971: 143).

Araştırmacıların örgütsel bağlılığı farklı açılardan değerlendirmeleri nedeniyle

tanımlamalarda fikir birliğine varılamamış olmasına rağmen genel kabul gören görüş

“bireyin örgüte psikolojik olarak bağlanması” olmuştur (O'Reilly ve Chatman, 1986:

493). Örgütsel bağlılıkla ilgili bazı tanımlamalar Tablo 16’da gösterilmiştir.

Tablo 16. Örgütsel Bağlılığa Yönelik Tanımlamalar

Yazar (Yıl) Örgütsel Bağlılık Tanımlaması

(O'Reilly, 1989)

Örgütsel bağlılık;

...işe katılım hissini de içerecek biçimde sadakat hissi ve örgüt değerlerine inanç

dâhil olmak üzere bireyin örgüte psikolojik bağıdır.

(Mowday, Steers

ve Porter, 1979)

...bireylerin belirli bir örgütle özdeşleşmesi ve o örgüte katılmasının göreli

büyüklüğü olarak tanımlanmaktadır. Bu durum en az üç etmenle

Page 85: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

70

belirlenmektedir: (1) Örgütün hedef ve değerlerine inanma ve bunları

kabullenme, (2) örgüt adına kayda değer miktarda çaba sarf etmeye isteklilik ve

(3) örgüte üyeliği sürdürmeye güçlü bir istektir.

(O'Rielly ve

Chatman, 1986)

...bireyin örgüte duyduğu psikolojik bağ olarak ele alındığında çalışanın, örgüt

özeliklerini ve vizyonunu ne ölçüde benimsediğini ve/veya içselleştirdiğini

yansıtmaktadır.

(Steers, 1977;

Porter, Steers ve

Boulian, 1973)

...çalışanın örgütte kalma isteği ve niyetini artıran, işten ayrılma eğilimini

azaltan bağdır.

(Liou, 2008)

...zaman ve mekânla sınırlanmış, etkileşimli süreçlerle devam ettirilen, bireyin

örgüt hedef ve değerlerini kabullenmesinden kaynaklanan tutumu, o örgütün

işlevlerine katkıda bulunma istekliliği ve örgütle iyi ilişkiler sürdürmek için

güçlü bir arzusudur.

(DeCotiis ve

Summers, 1987).

...bireyin örgütün hedef ve değerlerini ne ölçüde kabul ettiği ve benimsediği,

örgütsel rolünü ne ölçüde bu hedef ve değerlere katkısı olarak gördüğü ve bunu

yaparken de bu katkının ona sağladığı faydaları göz önünde bulundurmasıdır.

(Porter, Steers

ve Boulian 1973;

(Porter, Steers

ve Boulian,

1974).

...bireyin örgütle özdeşleşmesi ve örgüte katılma gücü olarak çalışanın örgütün

hedef ve değerlerine olan güçlü inancı ve bunları kabullenmesi, örgüt adına

önemli ölçüde çaba sarf etmeye gönüllülüğü ve örgütte devam etme yönündeki

kesin isteğidir.

(Buchanan,

1974)

...insanlar ve örgütler arasında bir tür psikolojik bağıntı içeren olgudur. Bağlılık,

örgütün hedef ve değerlerine, kişinin yararlı değerdeki rolüne duygusal olarak

bağlanması olarak görülmektedir. Bağlılık, her biri farklı öğelerden oluşan

bağımsız bir dizi üç bileşenden meydana gelir. Bunlar; (a) özdeşleşmek-örgütün

hedef ve değerlerini kendisinin hedef ve değerleri olarak benimsemek, (b)

katılım-kişinin işteki rolünün gerektirdiği faaliyetlere psikolojik olarak kendini

vermesi veya bunları benimsemesi, (c) sadakat-örgüte karşı bir sevgi ve

bağlanma hissi duymasıdır.

(Arnold vd.,

2005).

...çalışanın örgüte katılımının göreceli gücü ve bulunduğu örgütüne aitlik

hissidir.

(Kashefi vd.,

2013).

...çalışanların örgüte karşı sadakatleri hakkında bir tutumdur ve kendisini

bireylerin örgüt kararlarına katılmasıyla, üyelere, örgütün refahına ve başarısına

özen göstermesiyle ortaya çıkaran devamlılık arz eden bir süreçtir.

(Wiener, 1982). ...örgütsel çıkarları koruyacak biçimde davranılması için içselleştirilmiş

normatif baskıların toplamı olarak tanımlanmıştır.

(Sheldon, 1971). ...çalışanın örgütle özdeşleşerek bağlanması ya da örgüte bağlanma, onun bir

parçası olma yönelimi şeklinde bir tutumdur.

(Mathieu ve

Zajac, 1990). ...çalışanın örgüte olan bağı ya da olumlu biçimde irtibatıdır.

(Allen ve Meyer,

1990).

...bireyi örgüte bağlayan (çalışan devir hızını daha az olası hale getiren)

psikolojik bir duruma işaret etmektedir.

(Sheldon, 1971)

...çalışanı örgütün kimliğine bağlayan bir tutum ya da yönelimdir. Çalışanın

örgütle özdeşleşmesi sonucu örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik niyet

ve örgütün olumlu değerlendirilmesidir.

Page 86: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

71

Kanter (1968: 499) bağlılığı, örgütsel gereksinimlerle bireysel tecrübenin

kesişim noktasında ortaya çıkan bir kavram olarak ifade etmektedir. Bir yandan sosyal

sistemler bütünsel “ihtiyaçları” karşılamak için örgütlenir, diğer yandan da insanlar

kendilerini olumlu ya da olumsuz şekilde, duygusal ya da zihinsel olarak bazı durumlara

uyarlarlar. Sosyal düzenler için bir arada yaşamanın gereği olarak örgütler de bireylerin

bağlılığını (sadık, sevecen, adanmış ve itaatkâr şekilde olumlu katılım) artıracak

biçimde geliştirilmelidir. Bu bağlamda örgütsel bağlılığın altı tanımlayıcı özelliğini

(Liou, 2008: 120):

Örgüte ve hedeflerine bağlanmayı gerektirmesi,

Kendisini etkileşimli süreçlerle ifade etmesi,

Örgütü ve hedeflerini kabullenmeyi ima etmesi,

Örgütün iyiliği için katkıda bulunmada ve hedeflerinin peşinden gitmede

isteklilik göstermesi,

Örgüte ve hedeflerine karşı bir tutumu yansıtması,

Zaman ve mekân bakımından sınırlı olması, biçiminde ifade etmek

mümkündür.

Örgütsel bağlılık, çalışanların örgüte yüzeysel bir inanış ve bağlılıklarından daha

fazlasını ifade etmektedir. Örgütsel bağlılık, çalışanın örgütüne karşı olan sadakati ve

görev yaptığı örgütün başarılı olabilmesi için gösterdiği ilgidir (Doğan ve Kılıç, 2007:

38). Örgütlerde bağlılık süreci; seçme/işe kabul etme ve sosyalleşme aşamalarını

kapsamakta dolayısıyla çalışanların her iki aşamada yaşadıkları deneyimler örgütte

kalma kararlarını önemli ölçüde etkilemektedir (Ersoy ve Bayraktaroğlu, 2010: 9-10).

Seçme/İşe Kabul Etme: Seçme/işe kabul etme, bireylerin eğitim, beceri ve

deneyimlerinin aday oldukları pozisyonların gerekleri ile karşılaştırmasından

oluşmaktadır. Bu aşamada adayların beklentileri ve örgütün sağlayabilecekleri

açık bir biçimde ortaya konabilirse, bireylerin işe başladıklarında yaşamaları

muhtemel olan hayal kırıklığının önüne geçilebilecektir.

Sosyalleşme: Bireylerin işe başladıktan sonra örgütle karşılıklı olarak

birbirlerini tanıdıkları ve beklentilerine ne ölçüde karşılık alabilecekleri

yönündeki düşüncelerinin ortaya çıkmasıdır. Çalışmaya başladıktan sonra geçen

bir aylık süre çalışanların örgüte yönelik tutumlarını geliştirmede önemli bir

zaman dilimi olarak görülmektedir (Ersoy ve Bayraktaroğlu, 2010: 9-10).

Page 87: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

72

Örgüt kavramındaki soyutluğa karşın gerçekte örgütü oluşturan asıl öğelerin

yöneticilerden astlara dek örgütsel hedef ve değerlere uyum gösteren tüm çalışma

arkadaşlarının birlikteliği olduğu unutulmamalıdır (Riechers, 1985: 471). Aynı zamanda

bağlılık, örgütün kendi içindeki bütünlüğünün yanı sıra çoklu çalışma gruplarının

hedefleriyle kendini özdeşleştirme sürecidir. Bu çalışma grupları mesleki birlikleri,

müşterileri, sendikaları veya daha geniş kapsamda toplumu da içermekte ve bağlılık

yapısının doğal evrimini temsil etmektedir.

Şekil 11. Çoklu Çalışma Grupları ve Bağlılık Süreci

Kaynak: (Riechers, 1985: 472).

Böyle bir yaklaşımın örgütlerin doğasına odaklanarak bağlılık literatüründe bir

boşluğu doldurduğu, diğer bağlılık yaklaşımlarına kıyasla çalışan-örgüt bağının

doğasını daha gerçekçi biçimde yansıttığı ve çoklu bağlılıklara odaklanma, bağlılıklar

arası çatışmalar ve bunların bireyin örgütle olan ilişkisi üzerine farklı sorular ortaya

çıkardığı söylenebilir (Riechers 1985: 465).

Sendika

Müşteri/

Tüketici

Mesleki

Birlikler

Toplum

Karar

Alıcılar

Karar

Alıcılar

Meslek

taşla

r

Tep

e

Yön

etic

iler

Page 88: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

73

2.2. TUTUMSAL VE DAVRANIŞSAL BAĞLILIK

Örgütsel bağlılık, araştırmacılar tarafından ya tutumsal (attitudinal) ya da

davranışsal (behavioral) bakış açısıyla ele alınmıştır (Özutku, 2008: 80). Bu iki bakış

açısı birbiriyle ilişkili olmanın yanında örgütsel davranış kapsamında değerlendirilmiştir

(Mowday, Porter ve Steers, 1982: 26-27). Örgütsel bağlılığa yönelik yapılan

tanımlamalara göre bağlılık ya tutumsal ya da davranışsal bir temele dayanmakta

dolayısıyla çalışanlar tutumsal veya davranışsal bir sebep geliştirerek örgüt üyeliğini

devam ettirmektedir (Çöl, 2004; Mowday vd., 1982: 26). Her örgütte örgütün kendine

özgü farklı tutum ve davranışları görmek mümkündür. Örgüt içinde benzer tutum ve

davranışların oluşmasında ortak düşüncenin varlığı önemli bir etkendir ve çalışanları

ortak davranış atmosferi içerinde hareket etmeye yönlendirmektedir. Örgütsel bağlılık

da böyle bir düşüncenin sonucunda oluşmaktadır (Demirel, 2009a: 116).

Tutumsal ve davranışsal yaklaşım, her geçen gün artan örgütsel bağlılık

tanımlarını daha basite indirgemeye yardım etmektedir. Örneğin; bir kişinin normatif

beklentileri aşan davranışlarından bahsedildiğinde aslında bağlılığın dışavurumsal

özelliğinden, yani davranışlardan söz edilmektedir. Buna karşın, kişinin kimliğinin

örgüte iliştirilmesinden bahsedildiğinde ise, tutumlar ön plana çıkmaktadır (Gül, 2002:

51). Örgütsel bağlılık sürecinde bir davranışın kendine özgü tutumların gelişimine

neden olduğu, kendiliğinden güçlenen döngü ortaya çıkar ve bu da daha ileri

davranışlara yol açar. Sonuç olarak birey, örgütle davranışsal ve psikolojik bağlantıları

yavaş yavaş artırır (Mowday vd., 1982: 27).

Tutumsal bağlılık yaklaşımları bireysel ve örgütsel hedeflerin uyumuna

dayanmaktayken, davranışsal bağlılık yaklaşımları kişilerin örgüt üyeliklerini

sürdürmek için nasıl çaba sarf etmeleri ve nasıl davranışlar sergilemeleri gerektiği ile

ilgili sürece dayanmaktadır. Her davranışın arkasında, çalışanı o davranışı sergilemeye

iten bir tutum saklıdır. Benzer bir şekilde tutum, kişiyi belirli bir davranışa yönlendiren

eğilimlerdir (Gül, 2002: 50).

2.2.1. Tutumsal Bağlılık

Tutumsal bağlılık, bireyin örgütsel hedeflerle özdeşleşmesi ve onun için

çalışmaya istekli olması anlamına gelmektedir (Krishna ve Marquardt, 2007: 1). Bu

Page 89: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

74

bağlılık türü, bireylerin örgütle olan ilişkilerine ve bakış açılarına odaklanmaktadır. Pek

çok bakımdan bu bakış açısı kişilerin kendi değer ve hedeflerini örgütünkilerle ne

ölçüde uyumlu gördüğünü dair bir dizi anlayıştır. Öte yandan “kişinin kimliğinin örgüte

bağlandığı veya örgütün hedefleriyle bireyinkilerin birleştiği veya örtüştüğü” durumlar

bakımından bağlılık ele alındığında, aslında bireyin örgüte karşı tutumuna odaklanılıyor

demektir. Tutumsal bağlılığın amacı, kısaca bireyin işveren örgütüyle ne ölçüde

özdeşleştiğidir (Mowday vd., 1982: 26). Tutumsal bağlılık bireyin belirli bir örgütle ve

örgütün hedefleriyle bütünleştiği ve bu hedefleri gerçekleştirmek için bu örgütte

üyeliğini sürdürmek istediği bir durumu simgeler. Bu bağlılık esasında bir bütün olarak

örgüte karşı, genel duygusal tepkiyi yansıtır (Mowday vd., 1979: 226; Porter vd., 1973).

Şekil 12. Örgütsel Bağlılıkta Tutumsal Perspektif

Kaynak: (Meyer ve Allen, 1991: 63).

Örgütsel bağlılık tutum olarak ele alındığında, bağlılık çoğunlukla örgüte

duygusal veya hissi bağlılık olarak dikkate alınmıştır. Örgüte güçlü bir biçimde bağlı

olan kişilerin örgütle bütünleştiği, katılımcı oldukları ve örgütün üyesi olmaktan hoşnut

oldukları kabul edilmiştir (Özutku, 2008: 80). Tutumsal yaklaşımının savunucuları,

bağlılığı örgüte bağlanmada bir tutum olarak görmektedirler (Meyer ve Allen, 1987:

200). Ayrıca örgütsel davranış uzmanları genellikle tutumsal bağlılık üzerine

odaklanmışlardır. Bu bakış açısına göre bağlılık, bireyi örgütle ilişkilendiren veya

örgüte bağlayan bir iş durumunun değerlendirilmesinden kaynaklanan duygusal tutum

veya yönelim anlamına gelmektedir. Bu nedenle bağlılık beraberinde örgütle

özdeşleşmeyi, katılımı ve örgüte karşı bir sadakat hissini beraberinde getiren olumlu bir

yönelim olarak görülebilir (Mottaz, 1989: 145). Buna ek olarak bu bağlanma tutumunun

daha yüksek çalışma performansı veya daha düşük işe gelmeme veya işi bırakma

Koşullar Psikolojik

Durum Davranış

Page 90: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

75

seviyesi gibi belirli işle bağlantılı davranışlara yol açtığı düşünülmektedir. Ayrıca sosyal

psikoloji yaklaşımını savunan araştırmacılar, bireylerin bağlılık duydukları durumlarla

uyumlu tutumlar geliştirdiklerini ileri sürmektedirler (Mottaz, 1989: 145).

Tutumsal bağlılık yaklaşımları bireysel hedef ve değerlerle örgütsel hedef ve

değerlerin uyumuna dayanmaktadır. Tutumsal bağlılık yaklaşımlarında duygusal,

devam ve normatif unsurlar içeren bağlılık boyutları ön plana çıkmaktadır. Bağlılık,

örgütsel hedef ve değerlerin benimsenilmesi, örgüt yararına gönüllü çaba sarfedilmesi

ve örgüte psikolojik olarak bağlanmayı ifade etmektedir (Gül, 2002: 50-51).

Bağlanmayı gerektiren örgütle ilgili davranışlar, bu davranışla tutarlı tutumlara neden

olabilir (örn. örgütün hedef ve değerlerine inanç duyma). Davranışsal ve tutumsal

bağlılık hakkında yapılan araştırmalar aynı genel sürecin iki farklı aşaması üzerinde

odaklanmaktadır (Mowday ve Dade 1979: 84).

2.2.2. Davranışsal Bağlılık

Tutumsal bağlılığın karşıt görüşü ise, davranışsal bağlılık yaklaşımıdır.

Davranışsal yaklaşımda bağlılık, belirli bir faaliyet alanına devam etmede bir eğilim

olarak görülmektedir (Meyer ve Allen, 1987: 200). Davranışsal bağlılıkta çalışanların

bir varlıktan daha ziyade, belirli örgütsel davranışlara bağlılık duyması mevcuttur

(Krishna ve Marquardt, 2007: 1).

Bağlılık, değer verilen yatırımların potansiyel kaybından veya örgütte kalma

eğilimi oluşturan algılardan dolayı bireyin kendini örgüte bağlı, mecbur veya o örgütte

hapsedilmiş olarak algılamasının bir boyutudur. Yatırımlar, örgütten ayrılmanın

yaratacağı bedelleri arttırarak bağlılığı yükseltir. Örneğin; çalışan başka bir işe

geçmesinden kaynaklanan tazminat kaybı veya yeni arkadaşlar edinmenin, yeni amirlere

uyum sağlamanın bedellerinden dolayı daha iyi maaş teklif eden bir işe geçmeyi

reddedebilir. Bu durumda çalışan o örgüte, örgütün hedef ve değerleriyle kendini

özdeşleştirdiği için değil, ayrılmanın bedellerinden dolayı bağlanır (Mottaz, 1989: 145-

146). Davranışsal bağlılık, bireylerin örgüte hapsolma ve bu sorunla baş etme

süreçleriyle ilgilenir. Örneğin; bir çalışan için “eylemlerinden dolayı bağlanmış”

denildiğinde ya da “resmi veya normatif beklentileri aşmış” davranıştan bahsedildiğinde

Page 91: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

76

aslında bağlılıkla ilgili bariz davranış belirtileri üzerinde odaklanılıyor demektir

(Mowday vd., 1982: 26).

Gerek Becker, gerekse Salancik bağlılığı, davranışları devam ettirme eğilimi

olarak ele almaktadırlar. Ancak Becker’in yaklaşımında kişinin davranışlarına karşı

bağlılık gösterebilmesi için o davranıştan vazgeçtiği zaman kaybedeceği yatırımların

farkında olması gerekmektedir. Oysa, Salancik’in yaklaşımında davranışa yönelik

bağlılığın oluşabilmesi için kişi ile örgüt arasındaki ilişkiyi yansıtan psikolojik durumun

başka bir ifadeyle davranışı devam ettirme arzusunun olması gerekmektedir (Gül, 2002:

51). Bu nedenle tutumsal bağlılık bireyi örgütle ilişkilendiren veya örgüte bağlayan

duygusal bir tepki (özdeşleşme) ortaya çıkarırken; davranışsal bağlılık, yapılan

yatırımlardan vazgeçme sonuçlarından dolayı örgütte kalma kararını yansıtır. Tutumlar

durumun değerlendirilmesiyle ortaya çıkan duygusal tepkilerdir, öte yandan niyetler

belirli bir davranışla ilgili ifadelerdir ve belirli eylem planlarıdır. Bu nedenle niyetler,

davranışlar için kuvvetli öngörü araçlarıdır (Mottaz, 1989: 145-146).

Şekil 13. Örgütsel Bağlılığın Davranışsal Perspektifi

Kaynak: (Meyer ve Allen, 1991: 63).

Örgütsel bağlılıkta hedeflerin bireyin bir dizi amacından değil tamamen örgütten

kaynaklanması mevcuttur. Benzer şekilde davranışsal bakış açısı da bu görüşe katılır,

ancak daha net bir sebep bilgisi sunarak bireyin bir eylemde bulunduğunu,

ödüllendirildiğini ve daha sonra tekrar örgüt çıkarına bir eylemde bulunduğunu öne

sürmektedir (DeCotiis ve Summers, 1987: 447). Davranışsal bağlılık, bireylerin geçmiş

deneyimleri ve örgüte uyum sağlama durumlarına göre örgütlerine bağlı hale gelme

Koşullar

Davranış

Davranış

Psikolojik

Durum

Page 92: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

77

süreci ile ilgilidir. Bu bağlılık, bireylerin belli bir örgütte çok uzun süre kalmaları

sorunu ve bu sorunla nasıl başa çıktıklarıyla ilgili bir kavramdır. Davranışsal bağlılık

gösteren çalışanlar, örgütün kendisinden ziyade, yaptıkları belli bir faaliyete

bağlanmaktadırlar (Bayram, 2005: 129).

Sonuç olarak her iki örgütsel bağlılık türünün de geçerli olduğu farklı ortamlar

vardır. Örgüt kültürü, yönetim ve liderlik biçimi, çalışanların kişisel ve demografik

özellikleri, örgütün içinde faaliyet gösterdiği sosyo-ekonomik yapı, toplumsal özellikler

ve çevresel şartlar, tutumsal, davranışsal veya çoklu bağlılık türünün uygulanmasında

son derece önemli içsel ve dışsal faktörler konumundadır. Bütün bu faktörler örgütsel

bağlılık türünün seçiminde önemli ölçüde rol oynamaktadır. Becker (1960)’in Yan

Bahis Yaklaşımı ve Salancik (1977)’in Yaklaşımı alış veriş ilişkisine, diğer bir ifadeyle

çıkar-maliyet ilişkisine dayanmaktadır. Her iki davranışsal bağlılık yaklaşımının sadece

davranışlara odaklanıp, çalışanların tutum, değer, hedef, misyon ve vizyonlarını göz ardı

etmesi bu yaklaşımların eksik yönlerini oluşturmaktadır (Gül, 2002: 51). Bu nedenle

davranışsal olarak bir örgüte bağlılık duyan bireyler örgüte karşı olumlu tutumlar

geliştirir. Bir yaklaşım bağlılık tutumlarının davranışlar üzerindeki etkisine

odaklanırken, diğeri bağlılık davranışlarının tutum üzerindeki etkileriyle ilgilenir.

Davranışsal bağlılık, bireyin örgüte ne ölçüde bağlandığını ele alır ve örgüte üyeliği

sürdürme niyetine yansır (Mottaz, 1989: 145-146). Dolayısıyla bir örgüte olan bağlılığın

beklenen davranışsal sonuçları, daha düşük çalışan devir hızı, daha az devamsızlık,

gelişmiş performans ve artan örgütsel vatandaşlık davranışını içermektedir (Meyer ve

Herscovitch, 2001: 310).

2.3. BAĞLILIK TÜRLERİ

Bu bölümde örgütsel bağlılık ile benzer özellikler gösteren kavramlar

irdelenmektedir. Çünkü bu kavramlar ile örgütsel bağlılık arasında çoğu zaman anlam

kargaşası yaşanmakta, hatta biri diğerinin yerine kullanılmaktadır. Bu kavramlardan

bazıları mesleki bağlılık, kariyer bağlılığı, grup bağlılığı, iş arkadaşlarına bağlılık,

sadakat ve itaattir (Çöl, 2004).

Page 93: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

78

2.3.1. Kariyer Bağlılığı

Kariyer bağlılığı, bir kişinin mesleğine veya işine yönelik tutumudur (Blau,

1985: 278; Liou, 2008). Bir çalışan sık sık iş ve örgüt değiştirmesine rağmen kariyerine

bağlılık duyabilir. Bu türden bağlılık duyan insanlar yoğun ve duygusal şekilde

kariyerlerine odaklanmışlardır ve işlerine tüm gayretleriyle katkıda bulunmaları ancak

bu katkılar örgütlerinden daha ziyade kendi kariyer hedeflerini ileriye götürüyorsa

gerçekleşir. Ayrıca kariyer bağlılığının zaman ve mekânla sınırlanması da gerekmez

(Liou, 2008: 122). İşveren örgüte bağlılık, meslek sahiplerinin kariyer ilerleme

fırsatlarına ve maaş ve terfi gibi ödül dağıtımında kullanılan kriterlere oldukça bağlıdır.

Meslek sahibi olmak tipik olarak yaşam boyu kariyeri içermektedir ve işveren örgüt,

kişinin mesleki kariyerinde ilerlemeyi kolaylaştırmıyorsa meslek sahipleri örgüte daha

az sadık hale gelir. Hem mesleki örgütlerde hem de mesleki olmayan örgütlerde

ödüllerin ve terfi olanaklarının dağıtımının algılanan meşruiyeti, meslek sahiplerinin

örgüte sadakatine katkıda bulunan en önemli faktörlerdendir (Wallace, 1995: 249).

Ayrıca, yüksek kariyer bağlılığı olan bireyler, örgüt dışında kariyerlerinin artıracağını

düşünürlerse, daha kolay bir işten ayrılırlar (Blau, 1985: 278).

2.3.2. Sadakat

Örgütsel bağlılık sadakate kıyasla daha kapsamlı ve genel bir kavram olmasına

rağmen sadakat bağlılığa nazaran daha güçlü bir duygudur. Sadakat kavramı tıpkı

örgütsel bağlılık gibi örgüt üyeliğinin sürdürülmesi ile ilgili bir kavramdır. Ancak iki

kavramın dayanak noktaları bakımından birbirinden farklı yanları bulunmaktadır.

Örgütsel sadakat, kültürel değerlere dayanırken, örgütsel bağlılık işe ve başarıya

dayanmaktadır (Çöl, 2004).

2.3.3. İtaat

İtaat ise, kaynağını bireyin dışından alan bir görev duygusudur. Hâlbuki örgütsel

bağlılık dış çevre kaynaklı değil, içsel bir görev duygusudur. Örneğin; hapishanedeki bir

mahkûmun verilen emirlere itaat etmesi, hapishaneye bağlılık duyduğu anlamına

gelmemektedir (Çöl, 2004). Dolayısıyla itaatin bireyin bulunduğu koşullar altında

zorunlu olarak ortaya çıktığı söylenebilir.

Page 94: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

79

2.3.4. Grup Bağlılığı

Grup bağlılığının temel bağlantıları, uyum ve görev tabanlı beğeni gibi grup

seviyesi değişkenleridir. Örgütsel bağlılık daha çok rol çatışması, karşılanan beklentiler,

gruptan memnuniyet ve terfi olasılığıyla ilişkilidir. Grup bağlılığı ve örgütsel bağlılıkla

ilgili değişkenler arasındaki farklar her bir bağlanma türünün farklı bir psikolojik temeli

olduğunu göstermektedir. Bu nedenle de gruba bağlanma, algılanan destek ve kariyer

tatmininin veya hedeflere ulaşmanın bir aracı olarak görülmektedir. Grubu,

faaliyetlerini ve diğer grup üyelerini beğenme arttıkça üyeler gruba daha da bağlılık

duymaya başlamaktadır (Zaccaro ve Dobbins 1989: 272).

2.3.5. İş Arkadaşlarına Bağlılık

Arkadaş bağlılığı bazen bir takım faydalar elde etmek için bir araç, bazen de

kendisi bir amaç olarak ortaya çıkabilmektedir. İş arkadaşlarına bağlılık ise, bireyin

diğer çalışanlarla özdeşleşmesi ve onlara karşı bağlılık duymasıdır. Ancak bu iki

kavram örgütsel bağlılıktan bazı yönleriyle farklıdır. Örneğin bir akademisyen

mesleğini ve iş arkadaşlarını çok sevebilir. Ancak, buradan o akademisyenin çalıştığı

üniversiteyi de sevdiği ve o üniversiteye bağlılık duyduğu sonucu çıkarılamaz (Çöl,

2004).

2.3.6. Mesleki Bağlılık

Örgütler bireylerin mesleki faaliyetlerini ödüllendirmek ve kendi alanlarındaki

gelişmeleri takip etmelerine zemin hazırlamak yoluyla mesleki beklentiler ile örgütsel

amaçları aynı çizgiye çekmenin yollarını aramalıdırlar. Bu yolla mesleki bağlılık ve

örgütsel bağlılığın eş zamanlı olarak hissedilmesi sağlanmış olacaktır. Mesleki bağlılık

bireyin belli bir alanda beceri ve uzmanlık kazanmak amacıyla yaptığı çalışmalar

sonucunda mesleğinin yaşamında ne denli önemli bir yere sahip olduğunu algılaması

olarak tanımlanmaktadır (Çöl, 2004). Mesleğe verilen değer arttıkça kişi mesleğinin

ideolojisini içselleştirmeye başlar ve böylelikle bunu devam ettirmek için gereken

motivasyonu edinir (Sheldon, 1971: 143). Mesleki bağlılık, güçlü mesleki veya örgütsel

özdeşleşmeye yol açar. Bu ifade genç çalışanların işyerleriyle daha iyi bütünleşmelerini

sağlamada ya da bu kişilerin mesleğiyle özdeşleşmesini, işin genel kalitesini ve

Page 95: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

80

performansı arttırmada esas tetikleyici olarak mesleki bağlılığı vurgular (Cohen, 2007:

10).

Örgütlerde işe katılım, iş tecrübesiyle yakından bağlantılıdır ve iş tecrübesinin

bir yansıması olarak görülebilir. Bu tecrübeler ne kadar olumlu olursa işe katılım o

kadar yüksek olur. Olumlu tecrübelerin örgüt yetkililerinin çabalarından kaynaklandığı

düşünülürse sonuçta bunu sağlayan kişilere karşı artan ölçüde duygusal bağlılık oluşur.

İşe katılım sağlamış kişiler bunu mesleğine de yansıtacaktır ve bunun sonucunda da

yüksek mesleki bağlılık ortaya çıkacaktır (Cohen 1999: 292). Bireyin işe karşı kendi

genel yaklaşımları veya eğilimlerinin mesleki bağlılık için daha belirleyici etmenler

olduğu görülmektedir. Bu durum ayrıca mesleki bağlılığı belirleyen etmenlerin örgütsel

bağlılığı belirleyenlerden farklı olduğunu da göstermektedir (Wallace, 1995: 230).

Gouldner, örgütteki temel süreklilik içinde bireyin konumunu belirleyen üç

değişken tespit etmiştir. Bunlar; mesleki beceri ve değerlere bağlılık, örgütsel sadakat

ve referans grup yönelimidir (bireyin üye olmak istediği grup). Bu sınıflandırmaya göre

“yerel insanlar” çalıştıkları kurumla özdeşleşen ve onlara bağlılık duyan bireylerden

oluşur. İşveren örgüte karşı güçlü bir sadakat duyarlar ve meslekleriyle özdeşleşmeleri

zayıftır. Referans olarak örgüt içi grupları alırlar, bu nedenle de işveren örgüte daha

bağlıdırlar. Bunun aksine “kozmopolitan insanlar” ait oldukları mesleki grubun beceri

ve değerlerini korumaya adanmışlardır ve kendilerini mesleki nitelikleriyle

özdeşleştirirler. Referans olarak örgüt dışı grupları alırlar, bu nedenle de mesleklerine

veya uzmanlık alanlarına karşı bağlılık hissederler. Mesleki bağlılık, güçlü mesleki veya

örgütsel özdeşleştirmeye yol açar (Cohen, 2007: 8).

2.4. ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BAĞLILIĞIN

SONUÇLARI

Örgütsel bağlılık dinamik bir yapıya sahiptir. Çalışanların örgüte karşı

duydukları bağlılık düzeyi değişik faktörlerden farklı düzeylerde etkilenmekte ve

bireyler sürekli bu faktörlerin etkilerini değerlendirerek bağlılık düzeylerini

belirlemektedirler. Örgütsel bağlılığı etkileyen bu faktörlerin ortak noktası, bireylerin

örgütte kalma kararlarını vermelerinde belirleyici bir rol üstlenmeleridir. Bağlılık

düzeyini etkileyen faktörler bireylerin özelliklerinden, çalıştıkları örgütten veya daha

Page 96: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

81

genel olarak örgüt dışı nedenlerden kaynaklanmaktadır (Ersoy ve Bayraktaroğlu, 2010:

7).

Tablo 17. Bağımlı ve Bağımsız Değişken Olarak Örgütsel Bağlılık

Bağımsız Değişken Olarak Örgütsel Bağlılık;

Yazar/Yazarlar Örneklem Sonuç (Korelasyona

Sahiptir)

Angle ve Perry (1981) Taşımacılık Çalışanları İşe gecikme, Çalışan devir

hızı

Bateman ve Strasser (1984) Hemşireler İş tatmini

Hom, Katerberg ve Hulin

(1979)

Askeri Personel Çalışan devir hızı

Koch ve Steers (1978) Kamu Çalışanları İşe devamsızlık, Çalışan devir

hızı

Larson ve Fukami (1984) Sendikalı Gazeteciler İşe devamsızlık, Çalışan devir

hızı, Performans

Marsh ve Mannari (1977) Japon Elektrik Çalışanları Çalışan devir hızı

Mowday, Steers ve Porter

(1979)

Kamu Çalışanları İşe devamsızlık, Çalışan devir

hızı

Porter, Crampon ve Smith

(1976)

Yönetim Kursiyerleri Çalışan devir hızı

Porter, Steers, Mowday

Boulian (1974)

Psikiyatri Teknikerleri Çalışan devir hızı

Steers (1977) Bilim İnsanları ve

Mühendisler

Katılım, Çalışan devir hızı

Van Maanen (1975) Mesleğe Yeni Başlamış

Polisler

Performans

Bağımlı Değişken Olarak Örgütsel Bağlılık

Yazar/Yazarlar Örneklem Etkileyen Faktör

(Korelasyona Sahiptir)

Alutto, Hrebiniak ve Alonso

(1973)

Öğretmenler ve Hemşireler Yatırımlar (yaş, eğitim vb.)

Bartol (1979) Bilgisayar Uzmanları İş tatmini

Brown (1969) Kamu Çalışanları İhtiyaç Doyumu

Buchanan (1974) Kamu ve Özel Sektör

Yöneticileri

Grup normları, İşin Zorluğu,

Beklentilerin karşılanması,

Benlik imajı desteği, Bireysel

öneme sahip duygular

Farrell ve Rusbult (1981) Öğrenciler, Sanayi İşçileri Yatırımlar, Ödüller,

Maliyetler, Alternatifler.

Fukami ve Larson (1984) Sendikalı Gazeteciler Görev süresi, işin kapsamı, iş

stresi (-), çalışan yönetici

ilişkileri, sosyal katılım

Grusky (1966) Private sector

managers Rewards, costs

Özel Sektör Yöneticileri Ödüller, Maliyetler

Hall, Schneider ve Nygren Orman Korucuları Üyelik ve güvenlik

Page 97: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

82

(1970) ihtiyaçlarının tatmini

Hrebiniak ve Alutto (1972) Öğretmenler ve Hemşireler Rol Stresi (-), İş tatmini,

görev süresi

Kiesler ve Sakumura (1966) Öğrenciler Dış Kaynaklı Ödüller (-)

Lee (1969, 1971) Bilim İnsanları Görev süresi, kişisel/örgütsel

amaç uyumu, mesleki itibar

Morris ve Sherman (1981) Ruh Sağlığı Çalışanları Rol Stersi (-), Öz yeterlilik,

Yaş, Eğitim

O'Reilly ve Caldwell (1980)

İşletme Yüksek Lisansı

Yapanlar/Yeni Çalışanlar

İş Seçiminin değişmezliği ve

kararı, İş tatmini

Rusbult ve Farrell (1983) Muhasebeciler, Hemşireler Ödüller, Maliyetler,

Alternatifler

Schneider, Hall ve Nygren

(1974)

Orman Korucuları Benlik İmajı/Örgütsel

Hedeflerin Uyumu, Görev

süresi

Sheldon (1971) Bilim İnsanları Yaş, Görev Süresi, Mevki

(Görev)

Steers (1977)

Bilim İnsanları, Mühendisler Başarma ihtiyaçları, işin

özellikleri, grup normları

Stevens, Beyer ve Trice

(1978)

Kamu Sektörü Yöneticileri Aşırı Rol Yükü (-), görev

süresi, işe katılım

Stumpf ve Hartman (1984) Öğrenciler/Yeni işe başlayan

çalışanlar

Çalışan/iş uyumu,

performans, iş tatmini

Wiener ve Gechman (1977) Öğretmenler Katılım, İş tatmini

Welsh ve LaVan (1981) Hastane Çalışanları Rol Stresi (-), iş tatmini, yaş,

görev süresi

Kaynak: (Reichers, 1985: 466-467).

Örgütsel bağlılık tutumunda; yaş, örgüt içi kıdem gibi bireysel değişkenler ve iş

dizaynı, yöneticinin liderlik vasıfları gibi örgütsel değişkenler önemli rol oynamaktadır.

Bununla beraber örgütsel yapı ve olumlu örgüt iklimi, iş güvenliği, kararlara katılabilme

fırsatları, işte sorumluluk ve özerkliğe sahip olabilmenin çalışanın örgütsel bağlılığı

üzerinde etkileri olmaktadır (Bayram, 2005: 125).

2.4.1. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Faktörler

Örgütsel bağlılık, çeşitli kişisel değişkenlerle, rol durumlarıyla ve iş

özelliklerinden örgüt yapısı boyutuna kadar farklılık gösteren çalışma ortamı

unsurlarıyla bağlantılıdır (Mathieu Ve Zajac, 1990: 171). Örgütsel bağlılığı etkileyen

kişisel özelliklerin ölçütleri arasında; yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim, görev süresi,

pozisyon, statü, başarı gibi unsurlar bulunmaktadır. İşin özellikleri arasında; özerklik,

çeşitlilik, geri bildirim ve görev tanımı yer almaktadır. Buna ek olarak, isteğe bağlı

etkileşim (örn. işte yakın arkadaşlıklar kurma fırsatı) için olan fırsat, sözü edilen

bağlılık üzerindeki etkisi söz konusudur. İş deneyimleri; örgüte yönelik grup tutumları,

Page 98: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

83

çalışan beklentilerinin mesleğin gerçekleri tarafından ne derece karşılandığı, örgüt için

zamanla örgütlerin eylemlerine dayanan kişisel önemi olan hisler ve örgütün çalışanlara

olan taahhütlerini yerine getirirken güvenilir olduğuna verilen kararlardır (Steers, 1977:

46).

Şekil 14. Bağlılığı Etkileyen Faktörler ve Bağlılığın Sonuçları

Kaynak: (Suliman, 2002: 172).

Özellikle özdeşleşme gibi psikolojik değişkenler, rol çatışması veya belirsizliği

gibi rolle bağlantılı değişkenler, iş zorluğunun derecesi gibi ilk iş tecrübelerinin tamamı

bağlılığın öncülleri arasındadır (Riechers, 1985: 467). Örgüt yapısı bağlılığı etkileyen

bir başka faktördür. Bu grupta örgüte ait; büyüklük, çalışma kuralları ve politika, roller,

örgütsel hiyerarşideki seviye sayısı ve merkeziyetçilik derecesi bulunmaktadır. Örgütsel

süreçlerden liderlik, iletişim, karar alma, kadrolaşma yöntemleri ve tazminat gibi

unsurlar da bağlılığı etkileyen unsurlardan birkaçıdır (DeCotiis ve Summers, 1987:

449). Mathieu ve Zajac (1990), örgütsel bağlılık öncülleriyle ilgili meta-analizlerinde

gözlenen en büyük ilişkinin örgütsel bağlılıkla işe katılım arasında olduğunu

bildirmişlerdir. Ayrıca maaş ve bağlılık arasında olumlu yönde ilişki olduğu

bulunmuştur. Meta-analiz örgüte duygusal bağlılık duymanın iş performansıyla doğru

orantılı olduğunu göstermektedir, yaş, görev süresi gibi etmenlerin bireyin örgütteki

konumuyla birlikte değiştiğini ve mecburiyetle ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Örgütte

daha uzun yıllar boyunca tecrübe kazanmak, çalışanın normları içselleştirmesini ve

psikolojik olarak bağlanmasını arttırmaktadır (Mathieu ve Zajac, 1990).

İş Performansı

Bireysel

Özellikler

Kalma/ayrılma

niyeti

Örgütsel

Bağlılık

İş

Deneyimleri

Örgütsel

Özellikler

İşin

Özellikleri

Katılım

Devir oranı

İşte gecikme

Page 99: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

84

2.4.2. Bağlılığın Sonuçları

Bağlılık, artan devir hızı ve işe gelmeme, azalan performans, işe geç gelme ve

işten ayrılma oranlarıyla bağdaştırılmaktadır. (Riechers, 1985: 467; Mathieu Ve Zajac

1990: 171-172; Zaccaro ve Dobbins 1989: 271-272; Steers, 1977: 48). Daha düşük

bağlılık ve memnuniyet düzeyi daha yüksek düzeyde çalışan devir hızına neden

olmaktadır. Çünkü, iş ortamının gerçekleri, aynı zamanda çalışanların beklentileri ile

karşılaştırıldığında eşit oranda algılanmayabilir veya karşılanmayabilir (Porter, Steers

ve Boulian, 1973: 13).

Örgütsel bağlılığın moral, performans, şikayet, grup normlarının geliştirilmesi ve

güçlendirilmesi gibi değişkenler üzerinde etkisi vardır. Algılanan destek ve tatmin edici

sosyal ilişkiler grup bağlılığını etkileyebilir ancak bunu örgütsel grup üyelerinin

örgütsel hedeflerine ulaşmasında etkili olması halinde yapabilir. Sonuç olarak örgütsel

bağlılığın işe gelme ve verim gibi sonuçlar üzerinde doğrudan etkisi olabilmektedir

(Zaccaro ve Dobbins 1989: 271-272). Japonya’nın verimliliğindeki büyük artış, kısmen

çalışanların örgütlere duyduğu bağlılık ve sadakatle açıklanmaktadır. Yüksek seviyede

bağlılık hisseden çalışanların daha sadık oldukları, daha verimli oldukları ve daha fazla

sorumluluk almaya istekli olduklarına inanılmaktadır. Bağlılık örgüt içinde kalma

isteğine, kalma niyetine, üyeliğin sürdürülmesi arzusuna, işe gidilmeyen gün sayısında

azalmaya ve hatta performans artışına neden olur. Bağlılık, daha iyi bir iş bulma

olasılığı gibi bireyin örgütten ayrılmasının önündeki algılanan engellerden kaynaklanan

davranış olarak tanımlanır. Bağlılıkla örgütte çalışma süresi ve işgücünde geçirilen

yılların kalma niyetiyle orantılı olduğu görülmektedir (Chow, 1994: 3).

Örgütün amaçlarına yüksek bağlılık duyan ve bu amaçlar için çaba göstermeye

istekli olan bir bireyin, hedeflere ulaşmak için örgütte kalmaya daha eğilimli olacağı, bu

nedenle de örgütsel bağlılığın işten ayrılma oranıyla ters orantılı olması beklenmektedir.

Örneğin; bir çalışan maaşından ya da amirinden memnun olmasa da örgüte ve

hedeflerine yüksek seviyede bağlılık bu memnuniyetsizlikten üstün gelebilir ve kişi

örgütsel faaliyetlere katılmaya devam etmeye karar verebilir (Porter, Steers ve Boulian,

1973: 4). Buna ek olarak, bağlılığın katılımla ilişkili olması beklenmektedir. Bir örgütün

hedeflerine son derece kararlı şekilde bağlı olan ve kendisine karşı olumlu tutum

sergileyen çalışanlar, işe gelmek ve hedefe ulaşmada katkıda bulunmak için güçlü bir

Page 100: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

85

arzu içinde olmaktadır. Ayrıca bağlılığın, örgüte bağlı olan çalışanların iş üzerinde daha

fazla çaba sarfedecekleri varsayımıyla sonuç olarak da, performansla ilişkili olduğu

varsayılmaktadır (Steers, 1977: 48). Bu nedenle, örgütlerine ve yöneticilerine

kararlılıkla bağlı olan ve bu odakların değerlerini ve hedeflerini içselleştiren

çalışanların, daha az bağlılık gösteren çalışanlardan daha yüksek seviyede performans

göstermeleri beklenebilir (Becker vd., 1996: 468; Suliman, 2002: 180). Davranış

açısından dengeli bir işgücünün bulunması topluma sağlık hizmeti sunmada daha fazla

devamlılık ve tutarlılık sağlar. Güçlü olumlu normlara ve yüksek morale sahip olan bir

çalışma grubunun örgütsel performansı da daha yüksek olacaktır ve toplumun hizmet

taleplerine daha iyi karşılık verme arzusu içinde olacaktır (Odom vd., 1990: 166; Steers,

1977: 48). Çalışan devir hızı örgütler için maliyetli olacağı için, çalışanların örgütsel

bağlılık düzeyi teşvik edilmesi gereken bir konudur ve istenen nitelikte olması

gerekmektedir. Çalışanların iş performansı ise, nihai olarak kalmaları ya da ayrılmaları

kadar önemli, hatta daha önemli olduğu söylenebilir (Meyer vd., 1991).

Tablo 18. Türkiye'deki Literatürde Örgütsel Bağlılıkla İlgili Çalışmalar

Yazar

(Yıl)

Araştırma Odağı/Sonuç

Hoş ve

Oksay

(2015)

Hemşirelerin örgütsel bağlılık ile iş tatmini düzeyleri ve iki tutum arasında ilişki

incelenmiştir. Çalışma sonucunda içsel tatmin ve dışsal tatmin boyutlarının

örgütsel bağlılıkla önemli ölçüde ilişkili olduğu ve bu ilişkilerin pozitif ve

anlamlı olduğu görülmüştür.

Çöl ve Gül

(2005)

Kişisel özellikler (yaş, eğitim düzeyi, görev süresi ve ücret düzeyi) ile örgütsel

bağlılık türleri arasındaki ilişkileri incelenmiştir. Elde edilen bulgular her bir

kişisel özelliğin örgütsel bağlılık türleri ile farklı ilişkilere sahip olduğunu

göstermektedir.

Bozkurt ve

Yurt

(2013)

Çalışmada akademik personelin örgütsel bağlılık düzeylerinin tespit edilmesi

amaçlanmıştır. Sonuçlarda, araştırmaya katılan akademik personel kurumlarına

ağırlıklı olarak duygusal yönde bağlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. En düşük

eğilimin ise maliyet odaklı bağlılığı içeren devam bağlılığı boyutunda olduğu

görülmüştür.

Demirel

(2008)

Araştırmada, örgütsel güvenin örgütsel bağlılık üzerine olan etkisi incelenmiştir.

Örgütsel güven, örgüte ve yöneticiye olan güven boyutuyla ele alınırken;

örgütsel bağlılık, duygusal bağlılık, devam bağlılığı ve zorunlu bağlılık

boyutuyla ele alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre örgüt ve yöneticiye olan

güvenin duygusal bağlılık ve devam bağlılığını olumlu etkilediği ve aralarında

pozitif ve orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu; örgüt ve yöneticiye olan güven

ile zorunlu bağlılık arasında ise anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir.

Durna ve Çalışmada, eğitim ve sağlık alanında çalışanların örgütsel bağlılıkları çeşitli

Page 101: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

86

Eren

(2005)

demografik faktörlerle karşılaştırılarak belirlemeyi amaçlamıştır. Bulgulara göre,

demografik özelliklerden bağlı bulunulan kurum, yas, medeni hal ve kıdem ile

çalışanların örgütsel, duygusal ve normatif bağlılıkları arasında ilişkinin

bulunduğunu; ancak süreklilik bağlılığı ile bu değişkenlerin hiç biri arasında

herhangi bir ilişki bulunamadığını ortaya koymuştur.

Doğan ve

Kılıç

(2007)

Teorik çalışmada, çalışanların örgütsel bağlılıklarının sağlanmasında personel

güçlendirmenin yeri ve önemini vurgulanmıştır. Bu doğrultuda, örgütsel bağlılık

kavramı, örgütsel bağlılığın unsurları, sınıflandırmaları, sonuçları ve personel

güçlendirme ile ilişkisi ele alınmıştır.

Top

(2012)

Çalışmada, hekim ve hemşirelerin örgütsel bağlılık, örgütsel güven ve iş doyumu

düzeyleri arasındaki ilişkiyi açıklamak amaçlanmıştır. Örgütsel bağlılık, iş

doyumu ve örgütsel güven arasında güçlü ve pozitif yönde anlamlı ilişkiler

bulunmuştur. Regresyon analizleri sonucunda örgütsel güvenin örgütsel bağlılık

üzerinde anlamlı etkilerinin olduğu anlaşılmıştır. Hekimlerin ve hemşirelerin

örgütsel bağlılık ve örgütsel güven seviyeleri arttıkça iş doyum seviyeleri de

artmaktadır. Özellikle örgütsel güven ile iş doyumu ve örgütsel güven ile

örgütsel bağlılık arasında güçlü etkileşim saptanmıştır.

Taşkın ve

Dilek

(2010)

Bu çalışmada örgütsel güven ve örgütsel bağlılık ilişkisi araştırılmaktadır.

Örgütsel güven ve bağlılık boyutları arasındaki ilişkiye yönelik yapılan analizler

sonucunda ise sadece örgütsel güven ve duygusal bağlılık arasında kuvvetli bir

ilişki tespit edilmiştir. Örgütsel güven ve normatif bağlılık arasında ise kuvvetli

olmayan bir ilişki gözlenmiştir. Örgütsel güven ve devam bağlılığı arasında ise

ilişki olmadığı belirlenmiştir.

Erdem,

Göktaş,

Yüceer

(2007)

Bu çalışmada hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları duygusal bağlılık ve

normatif bağlılık alt boyutlarıyla ele alınmıştır. Analizler sonucunda hastane

çalışanlarının duygusal ve normatif bağlılıkları orta düzeyin üzerinde

bulunmuştur. Demografik değişkenlere göre yapılan karşılaştırmalarda

meslek/görev, eğitim ve gelir düzeyinin örgütsel bağlılık boyutlarında farklılığa

neden olduğu belirlenmiştir.

Karahan

(2009)

Araştırma sonucunda örgütsel bağlılığın hekimlerin iş tatminleri üzerinde olumlu

etkilere yol açtığı, bağlılık düzeyi ile iş tatmini arasında doğru bir orantının

olduğu sonucuna varılmıştır. Hekimlerin çalıştıkları birimler açısından örgütsel

bağlılıkları arasında herhangi bir fark bulunmamıştır.

Aslan

(2008)

Çalışmada, örgütsel vatandaşlık davranışı (ÖVD) ile örgütsel bağlılık ve mesleğe

bağlılık arasındaki ilişkiyi araştırılmıştır. Araştırmanın sonucunda; hemşirelerin

mesleğe duygusal bağlılıklarıyla, ÖVD arasında pozitif yönde anlamlı ilişki

tespit edilmiştir. Ancak hemşirelerin örgüte bağlılıklarıyla ÖVD arasında anlamlı

bir ilişki tespit edilememiştir.

Yüceler,

Kaya,

Yağcı

Özen

(2017)

Sanal kaytarma davranışı ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi incelemek

amacıyla gerçekleştirilen bu çalışmada örgütsel bağlılık alt boyutlarından sadece

devam bağlılığı alt boyutu ile sanal kaytarma davranışı arasında anlamlı bir ilişki

olduğu saptanmıştır.

Çalışanların örgütsel bağlılık düzeyi, bu çalışanları üyelikle bağlantılı hem dış

kaynaklı (örn. maaş ve yan faydalar) hem de psikolojik (örn. iç kaynaklı iş tatmini ve iş

arkadaşlarıyla ilişkiler) ödülleri almaya daha uygun hale getirir (Mathieu Ve Zajac

Page 102: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

87

1990: 171-172). Örgütsel değer ve inançlar ile bireysel değer ve inançlar arasındaki

uyum düzeyi ne kadar yüksekse örgüte olan bağlılık duygusu da o oranda yüksektir.

Örgütsel bağlılığın yüksek olduğu örgütlerde, iş performansı, iş tatmini, bilgi paylaşımı,

örgütsel güven, kaynakların etkin kullanılması, örgütsel vatandaşlık davranışı gibi

hususların oranı yüksektir. Diğer yandan örgütsel bağlılık düzeyinin düşük olduğu

örgütlerde ise, işyerinde ayrımcılık, örgütsel yabancılaşma, kaynakları ve bilgiyi kötüye

kullanma, psikolojik taciz gibi üretkenlik karşıtı davranışların ortaya çıkması

kaçınılmaz hâl almaktadır (Demirel, 2009a: 116). Örgütsel bağlılıkta, özellikle

çalışanların duygusal bağlılıklarının yüksek olması çalışan devir hızı ve işe devamsızlık

gibi en tutarlı öngörücü olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışanların duygusal bağlılıkları,

normatif bağlılıkla birlikte örgütte kalma niyetiyle pozitif ilişkilidir (Somers, 1995: 55-

56). Örgütle, işle veya çalışma grubu ile olumlu alış-veriş içinde olan çalışanlar, örgütte

kalma, devamsızlık veya daha iyi performans gibi örgüte katkıda bulunmak için

kendilerini motive edecek daha üst düzey bağlılık dereceleri ile karşılık vermektedir

(Cohen, 2006: 108).

Bazı demografik özellikler bağlılık üzerinde birtakım etkilere sahiptir.

Devamsızlık şeklinde daha düşük düzeyli bağlılığın, demografik özelliklerden veya

durumsal kısıtlamalardan kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Örneğin, kadınların

daha fazla devamsızlığı, çocuk bakım taleplerine veya ihtiyaçlarına bağlı olabilir (Tsui

vd., 1992: 569). Bazı demografik etkilere ilaveten, bireyin çalışma biriminde yaş,

eğitim, cinsiyet, ırk veya benzeri özelliklerle ne derece farklılaştığını gözlemleyerek

devamsızlıkların tahmin edilebileceği de öngörülebilmektedir. Örneğin, yaşlı çalışanlar

örgütlerine daha yüksek bağlılık düzeyi gösterme eğilimindedir. Uzun süreli örgütte

çalışanlar, kısa süreli görev yapan çalışanlardan daha yüksek bir işverenle kalma

niyetini ifade etmektedir. Yüksek öğrenim düzeyine sahip çalışanlar, psikolojik olarak

daha az kararlılıkla çalışmakta ve örgüt ile daha az eğitim düzeyine sahip çalışanlara

göre daha az devamsızlık bildirdikleri halde, örgütte kalmak istememektedirler (Tsu vd.,

1992: 569).

2.5. ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞA YÖNELİK YAKLAŞIMLAR

Örgütsel bağlılığın doğası ve bir örgüte bağlanmayı gerektirecek koşulların

farklılık göstermesinden dolayı yazarlarca farklı bakış açıları ve yaklaşımlar

Page 103: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

88

geliştirilerek litertatüre katkılar sağlanmıştır. Bağlılık bazı yazarlarca yan bahis ve

tutarlı faaliyeti içerecek biçimde örgütte kalma (Becker, 1960), bazı yazarlarca da

kişinin davranışları yoluyla örgüte bağlanması (Salancik, 1977) biçiminde ele alınmıştır.

Ayrıca bazı yazarlar bağlılığı birden fazla boyutlu yapı olarak incelemişlerdir (Sheldon,

1971; Wiener, 1982; Kanter, 1968; Kelman, 1958; O'Reilly ve Chatman, 1986; Etzioni,

1961; Argyris, 1998; Mayer ve Schoorman, 1992; Jaros vd., 1993). Tüm bu

yaklaşımlara özet olarak aşağıdaki Tabloda değinilmiştir.

Tablo 19. Örgütsel Bağlılık Yaklaşımları

Yazar

(Yıl) Boyut/Yaklaşım Literatür Katkısı

Kelman

(1958);

O'Reilly

ve

Chatman

(1986)

İtaat (Compliance)

Özdeşleşme

(Idetification)

İçselleştirme

(Internalization)

Çalışanın örgüte psikolojik olarak bağlanmasının temelleri üç

bağımsız temelde öngörülebilir: (a) itaat veya dıştan gelen

belirli ödüller için etkili katılımı; (b) özdeşleşme veya duygusal

yakınlık arzusuna dayanan katılım; (c) içselleştirme veya

bireysel değerlerle örgüt değerlerinin örtüşmesine dayanan

katılımdır. O'Reilly ve Chatman da Kelman'ın geliştirdiği

teorik temelde bağlılığın itaat, özdeşleşme ve içselleştirme

olarak nitelendirdikleri üç farklı türü olabileceğini

savunmuşlardır.

Becker

(1960)

Yan Bahis

Yaklaşımı

(Side-Bet)

Tutarlı Faaliyet

Çizgisi

(Consistent Lines

of Activity)

Örgütsel bağlılığın yan bahis teorisine göre, bağlılık yan

bahislerin veya yatırımların birikimiyle beraber artar. Örgüte

bağlılığı açıklamak için kullanıldığında tutarlı faaliyet çizgisi,

örgüte üyeliği (örn. istihdam) sürdürmek anlamına gelir. Genel

olarak yan bahis, kişi örgütten ayrılacak olsa kaybedilecek

veya bireyce algılanan bir bedele karşılık değersiz kalacak

bireyce yatırım yapılan ( örn. zaman, çaba, emeklilik planı,

statü, para) ve birey için değerli olan her şeydir.

Etzioni

(1961)

Ahlaki (Moral)

Bağlılık

Hesaplayıcı

(Calculative)

Bağlılık

Yabancılaşma

(Alienation)

Bağlılığı

Ahlaki katılımın belirleyici özellikleri örgütsel hedefleri,

değerleri ve normları kabul etmek ve bunlarla özdeşleşmektir.

Hesaplayıcı katılım üyeler ve örgüt arasında gelişen alış-veriş

ilişkisine dayanır. Çalışanların katkılarıyla örgüt tarafından

sunulan teşvik veya ödüllerin arasındaki dengeyi göz önünde

bulundurmasıdır. Etzioni, yabancılaşma katılımını örgüt

üyeleri üzerinde uygulanan zorlayıcı denetimden

kaynaklanacağını öne sürmektedir. Yabancılaşmaya dayalı

katılım, zorlayıcı itaat sisteminin yaygın olduğu hapishane

veya askeri temel eğitim kampının tipik örneği olarak

tanımlanmıştır.

Kanter

(1968)

Devama Yönelik

Bağlılık

(Continounce)

Devam bağlılığında eylemi gerçekleştiren için devamlı

katılıma bağlı bir “fayda” ve ayrılmaya bağlı bir “bedel”

vardır. Uyuma bağlılık kişinin duygularını bir gruba

Page 104: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

89

Uyuma Yönelik

Bağlılık

(Cohesion)

Kontrole Yönelik

Bağlılık (Control)

bağlamasını gerektirir; duygusal memnuniyet, sıkı sıkıya bağlı

grubun üyelerine katılım ve bu üyelerle özdeşleşmeden

kaynaklanır. Kontrol bağlılığı bir çalışanın, bir örgütün norm

ve değerlerinin, uygun davranışların önemli bir rehberini

oluşturduğuna ve günlük eylemlerde bu tür normların etkisinde

kaldığına inandığında varolmaktadır. Yetkiye itaat ahlaki bir

gereklilik olarak görülmektedir.

Sheldon

(1971)

Yatırımlar

(Investment)

Katılımlar

(Involvement)

Çalışanın örgütle olan ilişkisindeki diğer özelliklere

bakılmaksızın yatırım örgüte bağlılık yaratır ve sosyal

katılımlar da örgüte bağlılık sağlar. Yatırımlar, örgüte katılımın

artık başka örgütlere katılma olasılığının düşeceği ölçüde

gerçekleşmesi demektir. Sosyal katılımlar örgütün diğer

bireyleriyle etkileşime girmeyi ve onlarla özdeşleşmeyi ifade

eder. Bu etkileşimin kendisi faydalı olabilir, bu nedenle de

örgütten ayrılmak bu diğer önemli faktörlerden ayrılmak

demektir

Salancik

(1977)

Davranışsal

Bağlılık

Yaklaşımı

Salancik'e göre bağlılık, kişinin eylemleri (davranışlar) ile

bağlandığı ve bu eylemler aracılığıyla faaliyetlerini ve

katılımını sürdüren inançlara bağlandığı bir durumdur.

Angle ve

Perry

(1981)

Değer (Value)

Bağlılığı

Örgütte Kalma

(Retain)

Bağlılığı

Değer bağlılığı, örgütün hedeflerini destekleme yönelik iken

örgütte kalma bağlılığı, örgüte üyeliği sürdürmeye yönelik

bağlılık özelliklerini açıklamaktadır.

Wiener

(1982)

Bilişsel Araçsal

Motivasyon

Ahlaki Bağlılık

(Moral)

Bilişsel-araçsal motivasyon, değer-beklenti modellerinin temsil

ettiği iş motivasyonuna benzer süreçleri yansıtmaktadır. Bu

yaklaşımın altında yatan tutumsal süreçlerin faydacı, hesabî ve

çalışanın kendini düşünen özellikte olduğu görülmektedir.

Wiener'e göre çalışanların bağlılığının yüksek olması,

bireylerin eylerinin sonuçlarını düşünmesinden değil de

içselleştirilmiş normatif standartlar tarafından

yönlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle,

güçlü normatif bağlılığına sahip kişiler örgütleri için çalışmaya

devam etmeyi tercih eder. Çünkü bunu yapmaktan elde

ettikleri faydaları algılamak için değil; bunu yapmanın "ahlaki

açıdan doğru olan şey" olduğuna kuvvetle inandıkları içindir.

Mayer ve

Schoorma

n

(1992)

Değer (Value)

Bağlılığı

Devam

(Continounce)

Bağlılığı

Değer bağlılığı örgütsel amaç ve değerlere olan inanç ve kabul

ile örgüt adına kayda değer çaba sarfetmeye istekli olmaktır.

Değer bağlılığı yüksek olan bir birey üretmeye motive olur.

Devam bağlılığı, örgütün bir üyesi olarak kalma arzusu olarak

tanımlanır. Devam bağlılığı yüksek olan bir kişi örgüte

katılmaya motive olur. Güçlü bir devam bağına sahip olan bir

birey, örgütte uzun bir kalış süresine sahip olmak zorundadır.

Ayrıca, örgüte devam eden çalışanın, örgütsel üyeliğini

tehlikeye atabilecek davranışlardan kaçınması beklenmelidir.

Jaros vd.

(1993)

Devam

(Continounce)

Devam bağlılığı, çalışanın örgütten ayrılmanın maliyetinin

yüksek olmasından dolayı iş yerinde kilitlenme duygusunun

Page 105: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

90

Bağlılığı

Duygusal

(Affective)

Bağlılık

Ahlaki (Moral)

Bağlılık

yaşanma derecesini yansıtır. Duygusal bağlılık bireyin,

sadakat, sevgi, sıcaklık, aidiyet, düşkünlük, mutluluk,

memnuniyet gibi duygularla işveren bir örgütlenmeye

psikolojik olarak bağlı olmasıdır. Bu çalışma temelinde,

bireyin amaçlarını, değerlerini ve misyonlarını içselleştirerek

işveren bir örgütlenmeye psikolojik olarak bağlanma derecesini

ahlaki bağlılık olarak tanımladık. Bu bağlılık biçimi, duygusal

bir bağlılıktan farklıdır, çünkü örgütte çalışmak için bir görev,

yükümlülük veya çağrı duygusu yansıtır, ancak duygusal

olarak bağlılığı gerektirmez.

Argyris

(1998)

Dışsal

(External)

Bağlılık

İçsel (Internal)

Bağlılık

Dışsal bağlılık, sözleşmeye dayanan bağlılık gibi düşünebilir.

Bu bağlılık çalışanların kendi kaderleri üzerinde neredeyse hiç

söz sahibi olmadıkları bir bağlılık şeklidir. İnsanların

hayatlarını şekillendirme gücü azaldıkça daha az bağlılık

duydukları insan doğası ve psikolojisinin temel gerçeğidir. İç

kaynaklı bağlılık kişinin içinden gelen hislerden kaynaklanır.

Kişiler kendi motivasyon ve gerekçelerinden dolayı bir

projeye, kişiye ya da programa bağlanır. Tanıma göre iç

kaynaklı bağlılık katılımcıdır ve yetkilendirmeyle çok

yakından bağlantılıdır. En üst yönetim çalışanlardan ne kadar

çok iç kaynaklı bağlılık istiyorsa, çalışanlarını iş hedefleri

belirlemeye, bunlara nasıl ulaşılacağını tespit etmeye ve esnek

hedefler belirlemeye daha çok dâhil etmeye çalışmalıdır.

Becker (1960) örgütsel bağlılığı, tutarlı davranış ya da tutarlı faaliyet çizgisi

olarak tanımlayarak açıklamaktadır. Örgütsel bağlılık durumunda, örgütte kalmayı

içeren ve Becker tarafından atıfta bulunulan faaliyet, bu faaliyetin durdurulmasıyla (örn.

ayrılma) ilgili algılanan maliyetleri, cazip yardımların ve kıdemlerin kaybedilmesini,

kişisel ilişkilerin bozulmasını içerebilmektedir (Meyer vd., 1991: 718-719). Becker,

bağlılığı aynı zamanda yan bahis kavramı ile ele almaktadır. Örgütsel bağlılığın yan

bahis teorisine göre, bağlılık yan bahislerin veya yatırımların birikimiyle beraber artar.

Örgütsel bağlılığı açıklamak için kullanıldığında tutarlı faaliyet çizgisi, örgüte üyeliği

(örn. istihdam) sürdürmek anlamına gelir. Genel olarak yan bahis, kişi örgütten

ayrılacak olsa kaybedilecek veya bireyce algılanan bir bedele karşılık değersiz kalacak

bireyce yatırım yapılan (zaman, çaba, para gibi) ve birey için değerli olan her şeydir. Bu

gibi yatırımların arasında henüz hak edilmemiş emeklilik planları, örgüte has beceri,

statü, ikamet veya daha düşük ev kredi faizleri gibi örgütün yan faydaları olabilir

(Meyer ve Allen 1984: 373; Gül, 2002; Stevens vd., 1978: 381; Chen ve Francesco,

2003: 491; Oliver 1990: 21). Becker'e göre yan bahisler ne kadar artarsa çalışanın

örgütsel bağlılığı da aynı oranda artmaktadır (Ritzer ve Trice, 1969: 476).

Page 106: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

91

Becker'in görüşüne göre, genç çalışanlar daha az iş tecrübesi ile sıklıkla daha az

iş olanağına sahip oldukları gerçeğine duyarlı olabilirler. Bununla birlikte daha fazlasını

elde ettiği için deneyim ancak alternatif istihdam fırsatlarını artırabilir; böylece başka

bir işe sahip olmaktan ayrı olarak ayrılma ile ilişkili önemli bir maliyetin büyüklüğünü

azaltır. Bazı yan bahislerin artabileceği, diğerlerinin zamanla azalabileceği göz önüne

alındığında, yaş ve görev süresini endeks olarak kullanmak, çalışanların yaptıkları

yatırımların büyüklüğü ve önemi hakkındaki algılamalarını doğrudan ele almaktan daha

az uygun görünmektedir. Becker'in teorisi, bireylerin kazanmış olduklarının farkında

olmadıkça, yan bahislerin bağlılığı etkilemeyeceğini önermektedir (Meyer ve Allen,

1984: 377; Ritzer ve Trice, 1969: 476). Becker'in iddiasına göre; toplumda genel

kültürel beklentiler faaliyetleri kısıtlama eğilimindedir. Toplumda yaşlı insanların

örgütlerine daha fazla bağlı olması beklenir ve yaşlı çalışanlarda geçerli olan alternatif

azlığı daha fazla kısıta neden olmaktadır. Toplumda 60 yaşındaki birinin “sık sık iş

değiştirmesi” fikri asla hoş karşılanmaz. Evlilik, yaş ve düşük eğitim düzeyi gibi işveren

örgüte bağlılığı daha yüksek olan faktördür. Bu görünen zeminde evli olan kişilerin

daha fazla sorumluluğu olduğu için daha az işten ayrılması ya da ayrılma isteksizliği

vardır. Örgütsel bağlılıkla ilgili bir diğer faktör ücrettir. Yatırımları için yüksek ücret

alan kişi kayıpları daha çok olacağı için örgütten daha az ayrılmak ister (Ritzer ve Trice,

1969: 476).

Etzioni (1961: 9) örgütsel bağlılığı; ahlaki, hesabi ve yabancılaşmaya dayalı

olarak üç kategoride incelemiştir (Büssıng, 2002: 37; Ghosh ve Swamy DR, 2015;

Samudi vd., 2016: 48). Ayrıca Etzioni'ye göre (1961) örgütlerde kullanılan üç tür güç

vardır. Bunlardan birincisi, zorlayıcı güçtür. Zorlayıcı güçte fiziki veya bedeni olarak

katılımcıları zorlama gücü bulunmaktadır. İkinci güç ise faydacı güçtür. Faydacı güçte

yöneticiler çalışanları bazı ödüller veya teşvikler aracılığıyla kontrol altında tutmaktadır.

Üçüncü güç ise, kuralcı güçtür. Bu güç türü ise, rütbe veya konum gibi özellikler

kullanılarak ortaya çıkan güçtür. Daha ayrıntılı açıklanmak istenirse; zorlayıcı gücün,

fiziksel yaptırımların (örn. ağrı veya deformite oluşturacak fiziksel şiddet hatta ölüm

gibi) uygulanması ya da uygulama tehdidi üzerine dayandığı, hareketin kısıtlanması

yoluyla hayal kırıklığı yaratılması ya da yeme, içme, rahatlık ve benzeri gibi ihtiyaçların

doyuruculuğunu zorla kontrol edilmesi sonucu ortaya çıktığı görülmektedir.

Ödüllendirici (faydacı) güç; mali imkânlar, maaş ve ücret, komisyon ve katkı payları, ek

Page 107: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

92

ödemeler, hizmetler ve emtia dağılımı yoluyla maddi kaynaklar ve ödüller üzerindeki

kontrol üzerine kurulmuştur. Normatif (kuralcı) güç ise, liderlerin istihdam edilmesi

aracılığıyla, kitle iletişim araçlarının manipüle edilmesi, saygı ve prestij sembollerinin

tahsisi, törenlerin yönetimi, kabuller ve olumlu yanıtların dağılımı aracılığıyla sembolik

ödüllerin çıkarlar doğrultusunda kullanılmasını içermektedir (Etzioni, 1961: 5).

Tablo 20. Etzioni’ye Göre Güç ve Katılım Türleri

Katılım

Türü

Güç Türü

Zorlayıcı Faydacı Kuralcı

Yabancılaştırıcı

Hesaplayıcı

Ahlaki

Kaynak: (Etzioni, 1961; Lunenburg, 2012).

Etzioni’ye göre, örgütlerde kullanılan güçler çalışanların bağlılık veya örgüte

katılım davranışları üzerinde belirli etkilere sahiptir. Bir örgüt zorlayıcı bir güç istihdam

ettiğinde, katılımcılar genellikle yabancılaşmış katılım olan düşmanlıkla örgüte tepki

verirler (Lunenburg, 2012). Yabancılaştırıcı katılım, baskın olarak muhalif düşmanlar

arasında yaygındır. Hapishanedeki tutuklular, savaş esirleri ve toplama kamplarındaki

insanların hepsi kendi bulundukları örgütlerden yabancılaşma eğilimindedir (Etzioni,

1961: 10). Faydacı güç, genellikle hesaplayıcı katılımla sonuçlanır; yani, katılımcılar

kişisel kazanımı en üst düzeye çıkarmak istemektedir. Son olarak, normatif (kuralcı)

güç sıklıkla ahlaki tutumu yaratır. Örneğin, katılımcılar örgütlerinin sosyal yararlı

özelliklerine kendilerini adamıştır. Bazı örgütler, bu üç gücü de kullanmaktadır ancak

çoğu, yalnızca bir tanesini vurgulama eğilimindedir ve diğer ikisine daha az güvenir

(Lunenburg, 2012).

Salancik'e (1977: 62) göre bağlılık, çalışana yaptığı işi sevdiren ve alacağı

karşılık belli olmasa bile yapmaya devam etmeyi sağlayan bir durumdur. Bağlılığın

kimisi faydalı, kimisi zararlı pek çok türü vardır. Bağlılığın faydaları kişinin bağlılık

duyup duymamasına değil, neye bağlılık duyduğuna bağlıdır. Değişen durumlara adapte

olmaya çalışan örgütlerde bağlılık kimi zaman yıkıcı olabilir. Bağlılığın sağladığı fayda

zorluklar karşısında eylemi sürdürmektir ve bunun iyi tarafları vardır. Bağlılık olmadan

insanların sonuçları belirsiz olan hedeflerin peşinden gitme olasılıkları düşüktür.

Page 108: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

93

Sonuçta bağlılık bireylerin işini, geri kalan birçok insanın bunaltıcı bulacağı ölçüde

sevmelerini sağlar (Salancik, 1977: 62).

Salancik’in tanımından hareketle bireylerin bir eyleme bağlanmalarında önemli

olan üç özellik bulunmaktadır; Bunlar; eylemlerin görünürlüğü, sonuçların geri

çevrilemezlik ölçüsü ve kişinin eylemi gönüllü olarak üstlenme derecesidir. Dolayısıyla

bağlılık, karar alma sürecine katılım gibi eylemler aracılığıyla örgütsel amaçlar ve

menfaatler için destek sağlamakta kullanılabilir ve böylelikle çalışanların bağlılıkları

artırılabilir (Tella vd., 2007: 6; Barling ve Cooper: 2008: 37; O'Reilly ve Caldwell,

1981). Salancik'e göre, insanlar rasyoneldir ve diğer insanlara tutarlı görünme eğilimine

sahiptir. Bu yatkınlık göz önüne alındığında, insanlar belirlenmiş bir eylem biçimini

değiştirmeye karşı direnme eğilimindedir, çünkü böyle yapmak onları tutarsız hale

getirir. Bu sürecin sosyal yapısı (örn. diğer insanlara tutarsız görünme korkusu)

nedeniyle, bağlılığın anahtarı aleni davranışlardadır. Başka bir deyişle, bunlar diğer

bireylerin açıkça görecekleri davranışları sergilemekle gerçekleşir (Hollenbeck vd.,

1989).

Örgütsel bağlılık literatürü geniş ölçüde incelendiğinde, örgütlerdeki çalışanların

bağlılık düzeylerinin ölçümüne yönelik ampirik çalışmalar çoğunlukla Allen ve Meyer

(1990)’in yaklaşımıyla incelenmiştir.

2.6. ALLEN VE MEYER'E GÖRE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK

Meyer ve Allen (1984) bağlılığa yönelik teorik çalışmalarında başlangıçta,

duygusal ve devam bağlılığını ele alarak iki boyut altında tanımlamalar yapmışlardır.

Duygusal bağlılık; bir örgüte duygusal hislerle bağlanma, çalışanın örgütle kendisini

özdeşleştirmesidir. Devam bağlılığı ise; örgüte katılım ve ayrılma ile ilgili algılanan

maliyetleri belirten bağlılık boyutudur. Allen ve Meyer (1990) daha sonra bir örgütte

kalma mecburiyetini yansıtan (normatif açıdan yükümlülük) üçüncü bağlılık unsuru

olarak normatif bağlılığı önermişlerdir (Meyer vd., 2002: 21; Allen ve Meyer, 1996:

253). Örgütsel bağlılık, çalışanın örgütten gönüllü şekilde ayrılma olasılığını azaltan,

çalışanla örgütü arasındaki psikolojik bağ olarak tanımlanmaktadır. Literatürde bulunan

tüm bağlılıkla ilgili kavramsallaştırmaların ortak noktası işten ayrılma oranıyla

Page 109: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

94

bağlantılıdır ve güçlü bağlılık hisseden çalışanlar örgütten ayrılması en az olası

olanlardır (Allen ve Meyer, 1990).

Meyer ve Allen (1991), örgütsel bağlılık literatürünü gözden geçirirken, bağlılık

tanımında üç farklı temayı belirlemişlerdir: Örgüte duygusal açıdan bağlanma, örgütten

ayrılma ile ilişkili algılanan bir maliyet olarak bağlılık ve bir yükümlülük olarak örgütte

kalma şeklinde bağlılıktır. Her bir bağlılık biçimi için psikolojik durumun doğası

tamamen farklıdır. Güçlü bir duygusal bağlılığı olan çalışanlar örgütte kalmaya devam

ederler çünkü bunu istemektedirler, güçlü bir devam bağlılığında bulunmaları örgüte

ihtiyaç duydukları için kalmaya devam etmelerini gerektirir ve güçlü bir normatif

bağlılıkta bulunanlar bunu yapmanın gerekliliği ve yükümlük hissettiklerinden ötürü

kalmaktadırlar (Meyer vd., 1993: 539; Allen ve Meyer, 1996: 252-253; Ölçüm Çetin,

2004: 91; Allen ve Meyer, 1990: 2-3; Meyer vd., 1991: 718). Duygusal bağlılık iş

performansıyla, örgütsel vatandaşlık davranışıyla ve işe gitme ile en güçlü olumlu

korelasyona sahip olandır ve onu normatif bağlılık izlemektedir. Devam bağlılığının ise,

bu davranışlarla ya ilişkisiz olduğu ya da ters ilişkiye sahip olduğu görülmüştür

(Meyervd., 2004: 993).

Meyer ve Allen (1991), üç bileşenli olarak geliştirdikleri modele göre, çalışanlar

her üç çeşit bağlılığın derecelerini farklı düzeylerde deneyimleyebilirler. Meyer ve

Allen, her bileşenin farklı deneyimler sonucunda geliştiğini ve iş davranışlarına farklı

etkilerinin olduğunu öne sürmektedirler. Örgütteki deneyimleri beklentileri ile tutarlı

olan ve temel ihtiyaçlarını karşılayan çalışanlar, deneyimleri daha az tatmin edici

olanlara göre kıyaslandığında örgüte daha güçlü bir duygusal bağlılık kazandıkları

görülmektedir. Duygusal olarak bağlı olan çalışanlar (meslekte kalma konusunda güçlü

bir arzusu olan), meslekleri ile ilgili alanlara daha fazla yoğunlaşmakta ve mesleğini

geliştirmek için bazı derneklere üye olmaktadır. Aynı durum, güçlü bir normatif

bağlılığı bulunan (yani kalma yükümlülüğüne sahip olan) kişiler için de geçerli

olabilmektedir (Meyer vd., 1993). Duygusal bağlılığın ayrıca, çalışanları kamçılayan ve

“refah” duygularını arttıran iş deneyimleri temelinde gelişmesi beklenmektedir. Diğer

yandan devam bağlılığı, çalışanların örgütlerinde yaptıkları yatırımların sayısının ve

büyüklüğünün (örn. emeklilik katkıları) ve istihdam alternatiflerinin bulunduğunu

düşünme derecesine bağlı olarak gelişmektedir. Son olarak, normatif bağlılık öncülleri

Page 110: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

95

erken sosyalizasyon deneyimlerinin (örn. işverene sadakat konusunda ebeveyn önemi)

yanı sıra örgüte giriş sonrasında da meydana gelebilir (Allen ve Meyer, 1991). Normatif

baskıların içselleştirilmesiyle ve karşılık verme sorumluluğu hissi yaratan yardımların

alınması sonucunda normatif bağlılığın gelişmesi beklenmektedir. Örneğin, belirli bir

mesleğe dâhil olmuş veya kariyer yapmada malî destek almış bir ailenin üyesi olmak,

normatif bağlılığın gelişmesine katkıda bulunabilir (Meyer vd., 1993).

2.6.1. Duygusal Bağlılık (Affective Commitment)

Literatürde bağlılığa yönelik olarak kullanılan en yaygın yaklaşım, duygusal

bağlılıktır. Duygusal bağlılığın teorik temelleri Kanter (1968) ve Buchanan (1974)

çalışmalarına dayanmaktadır. Bu bağlılık türü esasında, bireyi örgüte bağlayan olumlu

duyuşsal veya duygusal bağ türüdür. Duygusal açıdan bağlılığa sahip bir çalışan,

örgütün amaçlarını kendinde güçlü bir şekilde benimseyen, örgüte içtenlikle üye olan ve

üye olduğu için mutluluk duyan karaktere sahiptir (Meyer ve Allen, 1987). Duygusal

bağlılık çalışanın örgüte duygusal olarak bağlanması, örgütle özdeşleşmesi ve örgüte

katılımıdır. Güçlü duygusal bağlılık duyan çalışanlar istedikleri için örgütte kalmaya

devam etmektedirler (Meyer vd., 1991: 718; Yousef, 2000; Allen ve Meyer, 1990;

Allen ve Meyer, 1996). Duygusal bağlılıkla ilgi değişkenler, çalışanın; kariyerinin kalan

kısmını örgütte tamamlama, örgütün problemlerini kendi problemleri gibi hissetme,

örgüte olan duygusal bağlılığı, örgütü ailesinin bir parçası olarak görmesi, örgütün

kişisel anlamı gibi değişkenleri içermektedir (Demirel, 2008: 187). Duygusal olarak

bağlılık duyan bir kişinin (meslekte kalmak için güçlü istek duyan) mesleğindeki

ilerlemeleri takip etmesi (örn. mesleki dergilere abone olması veya konferanslara

katılması), mesleğiyle bağlantılı derneklere katılması ve bunlarda rol alması ve benzeri

görevleri yapması daha az bağlılık duyana göre daha olasıdır. Mesleğe katılımın tatmin

edici olması durumunda duygusal bağlılığın ortaya çıkması beklenmektedir (örn. tatmin

edici bir iş yapma olanağı sağlaması veya değer verilen becerileri geliştirme olanağı

sağlaması durumunda) (Meyer vd., 1993: 540).

İşe gelmeme oranının düşmesi veya performansın artması duygusal bağlılıktan

kaynaklanabilir ve bunlar pek çok örgütte ödüllendirilebilir. Bu da algılanan örgütsel

desteğin artmasını sağlar. Algılanan örgütsel desteğin bağlılık sürecinde önemli bir rol

oynadığında, temel iş deneyimlerinin duygusal bağlılığı ve bunun sonucunda da

Page 111: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

96

çalışanın işten ayrılma davranışını nasıl etkilediğini açıklamakta yardımcı olmaktadır

(Rhoades vd., 2001: 825). Çalışanların örgütüne olan duygusal bağlılığı, ölçülen iş

performansı ile pozitif yönde, devam bağlılığı ise negatif yönde ilişkilidir. Bu nedenle,

örgüte olan bağlılığın değeri, bu bağlılığın niteliğine dayalı olabilir. Sonuç olarak,

örgüte duygusal olarak bağlı çalışanların iş başındaki davranışlarının, örgütle olan

başlıca ilişkileri, devam bağlılığı üzerine kurulu çalışanlardan farklı olacağını

düşünülmektedir. Bununla birlikte örgütlerine duygusal olarak bağlı olan çalışanlar,

bağlı olmayanlara göre daha yüksek seviyede performans sergileme eğilimindedirler

(Meyer vd., 1991).

2.6.2. Devam Bağlılığı (Continuance Commitment)

Devam bağlılığının kavramsal temelleri Becker’in (1960), yan bahis yaklaşımına

kadar dayanmaktadır. Becker’e göre (1960) bağlılık, bireyin faaliyete son vermekle

bağdaştırdığı “bedelleri” (kaybedilen yan bahisleri) tanımasına bağlı olarak “tutarlı

faaliyet çizgisine girme” eğilimi olarak görülmekteydi. Kanter (1968) ise, “bilişsel-

devam bağlılığını” sürekli katılımla bağlı bir faydanın ve ayrılmakla ilgili bir “bedel”

olduğunda ortaya çıkan bağlılık olarak tanımlamıştır (Allen ve Meyer, 1990: 2; (Meyer

ve Allen, 1991; Cohen, 1999: 287; Allen ve Meyer, 1996). Devam bağlılığı, kişinin

meslek ya da iş değiştirmesi durumunda kaybedilecek veya değerce azalacak olan

yatırımlar (yan bahisler) yapması halinde ortaya çıkar. Bu gibi yatırımlar arasında

mesleğe üyeliğin sağladığı statü ve o mesleğe özgü yetenekleri geliştirmeye harcanan

zaman ve çaba sayılabilir (Meyer vd., 1993). Devam bağlılığı, örgütten ayrılmayla

bağlantılı bedellerin farkında olunması anlamına gelir. Örgüte bağlılığı temel olarak

devam bağlılığına dayanan çalışanlar buna ihtiyaçları olduğu için örgütte kalırlar

(Meyer vd., 1991; Yousef, 2000). Güçlü devam bağlılığına sahip kişiler (meslekten

ayrılmanın yüksek bedelleri olduğunu düşünenler) üyeliği sürdürmek için gerekenlerin

haricindeki mesleki faaliyetlere katılmada, diğer sebeplerle örgütte kalanlara göre daha

az istekli olabilirler (Meyer vd., 1993).

Page 112: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

97

-

+ +

-

0 ya da -

0 ya da -

- +

+

Şekil 15. Örgütsel Bağlılığın Üç Bileşenli Yapısı

Kaynak: (Meyer vd., 2002: 22).

2.6.3. Normatif Bağlılık (Normative Commitment)

Normatif bağlılık yaklaşımının torik temelleri ise Wiener’in (1982) normatif

içselleştirme yaklaşımına dayanmaktadır. Normatif bağlılık, kişinin örgüte karşı

sorumlulukları hakkında bir inanç olarak görülmektir. Wiener (1982) bağlılığı “örgütsel

hedef ve çıkarları karşılayacak şekilde davranmak için içselleştirilmiş normatif baskılar

toplamı” olarak tanımlar ve bireylerin bu davranışlarda “doğru” ve “ahlaki” yolun bu

olduğuna inandıkları için bulunduklarını ileri sürer (Allen ve Meyer, 1990). Normatif

bağlılık, çalışanın örgütüne bağlılık göstermeyi bir yükümlülük olarak algılaması ve

örgütüne bağlılığın doğru olduğunu düşünmesi sonucunda geliştiğinden farklı bir

boyutu temsil etmektedir (Wasti, 2009: 18).

Normatif bağlılığın belirli bir eylem planı izlemede normatif baskıların

içselleştirilmesi ve faydaların elde edilmesinin buna karşılık gelecek bir mecburiyet

hissi yaratmasının sonucunda ortaya çıkması beklenir. Örneğin, belirli bir mesleğe

Duygusal Bağlılığı

Etkileyen Faktörler

Kişisel Özellikler

İş Deneyimleri

Devam Bağlılığını

Etkileyen Faktörler

Kişisel Özellikler

Alternatifler

Yatırımlar

Normatif Bağlılığı

Etkileyen Faktörler

Kişisel Özellikler

Sosyalleşme

Örgütsel yatırımlar

Duygusal Bağlılık

Devam Bağlılığı

Normatif Bağlılık

İşten Ayrılma Niyeti

ve Çalışan Devri

İş davranışları

Üzerinde

Devamsızlık

Örgütsel Vatandaşlık

Davranışı

Performans

Çalışanların Sağlığı ve

Refahı

Bağlılıkla İlişkili Kavramlar;

İş tatmini

İşe Katılım

Mesleki Bağlılık

Page 113: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

98

katılım geçmişi olan bir ailenin mensubu olmak veya bir kariyere devam etmek için

finansal destek almak normatif bağlılığın gelişimine katkıda bulunabilir (Meyer vd.,

1993). Normatif bağlılık hisleri kuvvetli olan çalışanlar kendilerini örgütte kalmaya

mecbur hisseder. Örneğin, bir çalışan kalmak için hem güçlü bir istek hem de güçlü bir

ihtiyaç hissedebilir ancak neredeyse hiç mecburiyet duymayabilir. Bir başkası ise çok az

istek, orta derecede ihtiyaç ve çok güçlü mecburiyet duyabilir. Bağlılığa bu şekilde

yaklaşmanın önemli bir getirisi de çeşitli bağlılık bileşenlerinin etkileşime girerek

davranışı etkileyebilmesidir (Meyer ve Allen, 1991; Allen ve Meyer, 1996). Normatif

bağlılık, sadakat normunun içselleştirilmesinden veya geri ödeme gerektiren faydaların

elde edilmesinden kaynaklanan örgütte kalma mecburiyetini yansıtır. Bu yapıların

bağlılığın bileşenlerini oluşturduğu ve her çalışanın kalma isteği, ihtiyacı ve mecburiyeti

derecesini yansıtan bir bağlılık profili olduğu ileri sürülmüştür (Meyer ve Allen, 1991;

Yousef, 2000; Allen ve Meyer, 1996; Allen ve Meyer, 1990; Meyer vd., 1993).

Normatif bağlılığın gelişimi diğer bağlılık türlerine göre farklılık göstermektedir.

İlk bakış açısına göre, örneğin kişi dışındaki başka önemli kişiler (mesela anne-baba) bir

örgütün uzun süreli çalışanı olmuşsa veya örgütsel sadakatin önemini vurgulamışsa

çalışanın da örgüte normatif bağlılığının olması beklenebilir. Örgütsel sosyalleşme

bakımından bu çalışanların çeşitli örgütsel uygulamalar aracılığıyla örgütün onlardan

sadakat beklediğine inanmaya sevk edilmesi durumunda çalışanlar muhtemelen örgüte

güçlü normatif bağlılık duyacaklardır (Allen ve Meyer, 1990).

2.7. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK DÜZEYLERİ

Örgütlerdeki bağlılık düzeyleri çalışanlarca farklı seviyelerde değerlendirilmekte

ve her bir çalışanın beklentisi farklı olduğundan bağlılık algılarında sapmalar

görülebilmektedir. Mevcut teori ve araştırmalar ışığında; örgüte olan bağlılık mesleğin

ilk yıllarında daha düşük düzeydedir, iş deneyimlerinin olumlu şekilde algılanması

azalırsa bu durum örgütsel bağlılığın da azalmasına eşlik etmektedir ve örgütteki ilk iş

deneyimleri sonraki dönemde örgütsel bağlılığı etkilemektedir (Meyer ve Allen, 1987:

200-201).

Güçlü bağlılık duygusuna sahip çalışanlar örgütlerinde hem yüksek katılım hem

de yüksek üretime sahip olmaktadır. Yüksek bağlılığa sahip çalışanların örgüt adına

Page 114: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

99

kendiliğinden ve yenilikçi davranışlarda bulunması görüşüne uygun olarak, üyeler

arasındaki örgütsel bağlılığın çalışanların örgüte uyum kabiliyetlerini kolaylaştıracağı

düşünülmektedir. Aşırı bağlılık olumsuz anlamda fanatik davranışa, bireysel yargının ve

benzeri kararların askıya alınmasına, yani Schein’in “sosyalleşmenin başarısızlıkları”

olarak adlandırdığı sendroma yol açabilmektedir (Angle ve Perry, 1981: 3). Örgütün

amaçlarına yüksek bağlılık duyan ve bu amaçlar için kayda değer bir enerji harcamaya

istekli olan bir bireyin bu kadar çok değer verilen hedeflerin gerçekleştirilmesinde

yardımcı olmak için o örgütte kalmaya daha meyilli olacağı da ileri sürülmektedir.

(Porter, Steers ve Boulian, 1973: 4). Yüksek seviye bağlılığın en önemli ve en

bilinmeyen olumsuz yönü, yüksek seviyede bağlılık duyan çalışanların örgüt adına yasa

dışı ya da etik olmayan davranışlar sergilemeye daha istekli olmalarıdır (Randall, 1987:

461-466).

Çalışanların bağlılık derecesi orta düzeyde olduğu zaman, bireysel ve örgütsel

ihtiyaçlar dengede olmaktadır. Örgütte istikrarlı bir bağlılık sağlamak, bireyin

mesleğinde ilerlemesi, başarılarının değerlendirilmesi ve eğitim görmesiyle mümkün

olabilecektir (Yüksel, 2000: 177). Bu düzeydeki çalışanlar, örgütün bütün değil ancak

bazı değerlerini kabul etme yeterliğine sahip olmakta, örgütün beklentilerini karşılarken,

bir yandan örgütle bütünleşmeyi bir yandan da kişisel değerlerini korumayı

sürdürmektedirler (Bayram, 2005: 136).

Tablo 21. Örgütsel Bağlılığın Düzeyleri

Ba

ğlı

lık

zey

i

Bireysel Örgütsel

Pozitif Negatif Pozitif Negatif

şük

- Bireysel

yaratıcılık,

yenilik ve

özgünlük.

- Daha etkili insan

kaynakları

kullanımı.

- Daha yavaş kariyer

gelişimi ve terfi.

- Bilgi ifşasının

sonucu

kişisel maliyetler

veya

kayıplar.

- Olası işten

çıkarılma,

ayrılma veya

örgütsel

hedefleri engelleme

çabası

- Zayıf veya yıkıcı

şekilde

performans

gösteren

çalışanların örgüte

zararlarını

sınırlandırmak ve

yerine başka

çalışanları

getirmek.

- Bilgi ifşası ile

örgüt için yararlı

sonuçlara

ulaşmak.

- Yüksek işgücü devir

hızı, gecikme,

devamsızlık, işte kalma

niyetinin olmaması,

düşük iş miktarı, örgüte

sadakatsizlik, davranışa

karşı illegal faaliyet,

zarar verici rol

modellemesi.

-Zarar verici sonuçlarla

bilgi ifşası.

-Çalışanlar üzerinde sınırlı

kurumsal

denetim.

Page 115: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

100

Ort

a

- Güçlenmiş

aidiyet,

güvenlik,

etkililik,

sadakat ve görev

duyguları.

- Yaratıcı

bireycilik.

- Kimliğin örgütten

ayrı

tutulması.

- Kariyer ilerlemeleri

ve terfi olanakları

sınırlı olabilir.

- Bölümsel bağlılıklar

arasında uzlaşmanın

zor olması.

- Artmış çalışan

görev yapma

süresi, sınırlanmış

işten ayrılma

niyeti, sınırlanmış

işgücü devir hızı

ve yüksek iş

tatmini.

- Çalışanlar ekstra rol

davranışı ve vatandaşlık

davranışını sınırlayabilir

- Çalışanlar örgütsel

isteklerle birlikte iş dışı

zamanın gereklerini

dengeleyebilir.

- Örgütsel etkililikte

muhtemel azalma olabilir.

kse

k

- Bireysel kariyer

gelişimi

ve arttırılmış

maaş/ücret.

- Davranış örgüt

tarafından

ödüllendirilir.

-Örgüte bireysel

tutkulu

bir takip sağlar.

- Bireysel gelişme,

yaratıcılık, yenilik,

ve

değişkenlik için

fırsatların

tıkanması.

- Değişime bürokratik

direnç.

- Sosyal ve aile

ilişkilerinde

stres ve gerginlik.

- Akran

dayanışmasının

olmaması ve tatil için

sınırlı zaman ve

enerji.

- Güvenli ve

istikrarlı bir

işgücü.

- Çalışanlar

kuruluşun daha

büyük

üretim taleplerini

kabul eder.

- Yüksek görev

rekabeti ve

performans

seviyeleri vardır.

- Örgütsel hedefler

karşılanabilir.

-İnsan kaynağının etkisiz

kullanımı.

- Örgütsel esneklik,

yenilik, ve uyumun

eksikliği.

- Geçmiş politika ve

prosedürlere güvenmeye

devam etme.

- Aşırı duyarlı (çalışmaya

hevesli) işçilerin tahribatı

ve karşıtlığı.

- Örgüt adına yasadışı

veya etik olmayan

eylemler gerçekleştirme.

Kaynak: (Randall, 1987: 462).

Düşük seviye bağlılıkta ise hem birey hem de örgüt için işlevsiz olarak

görünmektedir. Bireyin kariyerinde ilerlemesi ciddi ölçüde sekteye uğrarken örgüt ise

dengesiz ve sadık olmayan çalışanlardan dolayı sorunlar yaşayabilir (Randall, 1987:

461-466). Düşük bağlılık derecesinin sakıncalı yanı, devamsızlığa, geç kalmalara, işe

özen göstermemeye, düşük verimliliğe, sabotaja neden olmasıdır. Düşük bağlılık

derecesinin yararlı yanı ise, belirsiz ve çatışma durumlarında, bağlılık derecesi düşük

olan çalışanın orijinal ve yenilikçi fikirleri öne sürebilmeleridir. Ayrıca bağlılık derecesi

düşük olan personel kendine yeni iş arayışı içerisindedir (Yüksel, 2000: 177). Örgüte

düşük düzeyde bağlılık gösteren çalışanlar, bireysel görevle ilişkili çabalarda geri

planda oldukları gibi, grup bağlılığının sağlanmasında da en az çabayı sarf ederler. Bu

yüzden bunlar, örgüt içinde “duygusuz çalışanlar” olarak ifade edilmektedirler (Bayram,

2005: 135).

Çalışma ortamında bağlılık, hem örgütsel bağlılığı (örgüte ve yöneticiye

bağlılık) hem de bireysel çalışan bağlılığını (işe, kariyere, mesleğe, çalışma ekiplerine

bağlılık) arttırmak ve böylelikle de örgütsel ve bireysel performansı en üst noktaya

Page 116: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

101

çıkarmak için faaliyetlere girişen örgütün elde ettiği sonuçları ele almaktadır.

Çalışanların örgüte, işlerine, kariyerlerine veya iş ekiplerine bağlılık duymadığı

örgütlerde, örgüt içinde çıkabilecek rahatsızlık örgütsel performans sorunlarına ve

düşük performanslı çalışanların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir (Fornes ve Rocco,

2004: 395).

Tablo 22. Çalışma Ortamında Örgütsel ve Bireysel Bağlılık

YÜKSEK

Örgütsel

(Duygusal)

Bağlılık

ÇATIŞMA

-Düşük bireysel iş performansı.

-Düşük memnuniyet ve motivasyon.

-Yüksek örgütsel performans.

OPTİMİZASYON

-Yüksek bireysel iş performansı

-Yüksek örgütsel performans

-Yüksek memnuniyet ve

motivasyon

PROBLEM

-Düşük iş performansı

-Düşük memnuniyet, motivasyon

-Düşük örgütsel performans

ÇATIŞMA

-Yüksek bireysel iş performansı,

memnuniyeti ve motivasyonu.

-Düşük ya da ortalama örgütsel

performans.

DÜŞÜK Bireysel Çalışan Bağlılığı YÜKSEK

Kaynak: (Fornes ve Rocco, 2004: 395).

Bireysel ve örgütsel bağlılığın yüksek olduğu durumlarda düşük bireysel iş

performansı, düşük memnuniyet ve motivasyon ile yüksek örgüt performansı

görülebilmektedir. Hem örgütsel hem de bireysel bağlılığın düşük olduğu durum

problemli bir sürece sahiptir. Bu durumda düşük iş performansı, düşük memnuniyet ve

düşük örgütsel performans görülmektedir. Bireysel çalışan bağlılığı yüksek örgüte

bağlılık düşük ise çatışma ortamı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda yüksek bireysel iş

performansı, memnuniyet ve düşük örgütsel performans görülebilmektedir. Son olarak

örgütler açısından en istenir durum yüksek bireysel ve örgütsel bağlılığın her ikisinin

aynı anda görülmesidir. Bu durumda yüksek bireysel ve örgütsel performans ile yüksek

motivasyon görülebilmektedir (Fornes ve Rocco, 2004: 395).

Page 117: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

102

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL DEĞİŞİMLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Birey, örgüt, toplum, küresel çevre sürekli değişim içindedir ve bu değişim hem

bireysel hem de örgütsel açıdan yaşamımızın her noktasında hissedilmektedir. Hücreler,

dokular, organlar, sistemler ve insan organizmasının değişmesi gibi örgütlerin de hem

alt sistemleri hem de bağlı oldukları üst sistemleri sürekli değişmektedir. Değişimin hızı

ve yoğunluğu öylesine büyüktür ki dünyanın bir ucundaki herhangi bir değişim

(teknolojik, bilimsel, ekonomik vb.) diğer ucundaki örgütleri dolaylı ya da doğrudan

etkileyebilmektedir. Bu nedenle değişimi yakalayabilmek ve değişimle aynı hızda

hareket edebilmek zorunluluk olmuştur. Aksi durumda değişimin hızı ile örgüt

arasındaki mesafe arttığında örgütsel gerilemeler görülebilmektedir.

Şekil 16. Örgüt ve Değişim Hızı Aralığı

Değişim süreci her geçen gün farklı hızlarda gerçekleşmekte dolayısıyla örgütler

açısından değişim hızı arttıkça örgütlerin çağın gereklerini tam anlamıyla yerine

getirmekte zorlanacakları söylenebilir. Örgütlerin değişimin hızını yakaladıklarında

daha başarılı olabilecekleri öngörülmektedir.

Sağlık kurumları açısından düşünüldüğünde ise; değişimin hızı daha çok

teknolojik ve bilimsel açıdan önem kazanmaktadır. Sağlık kurumlarında kullanılan

teknoloji her geçen gün gelişme göstermektedir. Daha iyi teknoloji kullanımı sağlık

profesyonellerine tanı ve tedavi sürecinde daha fazla yardımcı olurken, verimliliğin

Değişim

Örgüt Örgüt ve Değişim

Arasındaki Hız Farkı

(a) (b)

Değişim

Miktarı

Zaman

Page 118: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

103

arttırmasını, maliyetleri azaltması ve hasta ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt vermeyi

sağlamaktadır. Teknolojik gelişmelerle doğru orantılı olarak hastaların yüksek

teknolojik cihazlarla donatılmış sağlık kurumlarına ulaşımı da kolaylaşmaktadır.

Teknolojik gelişmeler hastalıkların teşhis süresini kısaltmakta ve uygun tedavi

yöntemini uygulamada zaman kazandırmaktadır. Bilimsel açıdan düşünüldüğünde, yeni

tanı, teşhis ve tedavi yöntemleri ile yeni bir ilacın üretilmesi sağlık kurumları açısından

birçok değişime neden olabilmektedir. Hatta çoğu değişim sağlık sektörünün tümünde

görülmektedir. Sağlık ekonomisi ve sağlık hukukuna yönelik düzenlemeler, toplumsal

koşullar, nüfusun yapısı (yaşlanma vb.), kültürel değişimler sağlık kurumlarını etkileyen

daha farklı değişim unsurlarıdır. Aynı şekilde sağlık kurumlarından ya da sağlık

profesyonellerinden alınan sağlık hizmetinde de müşteriler açısından beklentiler

değişmektedir. Hastalar artık hizmetin kalitesi ile beklentilerinin karşılanma düzeyini

kıyaslamaktadır. Hizmetten memnun kalma ve tedavi sürecinin başarıyla sonuçlanması

beklentisi, hizmet alım sürecindeki insan ilişkileri, fiziksel faktörler gibi kriterler

hastalar açısından her geçen gün farklı derecelerde beklentilerin oluşmasına neden

olmaktadır. Sağlık kurumları açısından hastaların yanında, çalışan beklentilerine

yönelik de değişimler kaçınılmazdır. Çünkü hastaları memnun etmeden önce çalışanları

memnun etmek gereklidir. Motive olmuş, örgütüne bağlı, performansı yüksek, kurumun

amaç ve hedeflerini benimseyen çalışanlar hastalarına daha iyi hizmet verebilir.

Sağlık kurumlarında özellikle son yıllarda değişimi gerekli kılan nedenler

nüfusun hızlı bir yaşlanma sürecinde olmasından dolayı geriatrik hizmetlerin (palyatif

bakım gibi) artmış olması, kanser vakalarının artışı ile yeni onkoloji hastanelerinin

açılması, fizik tedavi hizmetlerinin Türkiye genelinde yaygınlaşması, birinci basamak

sağlık hizmetlerindeki tarama programları ve evde sağlık hizmetlerinin yaygınlığı

dikkat çekmektedir.

Değişim kavramı, günümüzde çok sık dile getirilen kavramlardan birisidir.

Hemen hemen her alanda, gözümüze çarpan bu kavram, bireyler, toplumlar ve örgütler

için kaçınılmaz, vazgeçilmez bir olgu haline gelmiştir. Değişim, geçmiş yıllarda da

önemli bir olgu iken özellikle 1980’li yıllardan itibaren daha çok gündemde kalmış ve

hatta slogan haline gelmiştir. Yüzyıllar öncesinde Mevlana’nın “dün dünle geçti

cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım”; Yunanlı filozof

Page 119: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

104

Heraclitus’un“değişmeyen tek şey değişimdir” özdeyişleri o dönemlerde de değişimin

ne denli önemli olduğunu ifade etmektedir (Helvacı, 2005: 1). Değişim her insan

toplumunun temel bir özelliğidir. Değişim hızı toplumdan topluma ayrışma gösterir.

Geleneksel toplumlarda değişim daha yavaş bir biçimde gerçekleşirken endüstriyel

toplumlarda değişim daha hızlı bir biçimde gerçekleşir. Çağdaş toplumlarda değişim,

kurumsal, normsal ve gündelik bir olgu haline gelmiştir (Özkalp ve Sabuncuoğlu, 1997:

198).

3.1. DEĞİŞİM KAVRAMI

Değişimin ne olduğu ilk çağ filozoflarından beri tartışılan temel sorunlardan biri

olmuş, evrenin ve doğanın nasıl yaratıldığı, hareketin ve değişimin sebepleri

sorgulanmıştır (Erkal vd., 2014). Değişimle ilgili bazı görüşlere sahip ilk filozoflardan

biri olan Herakleitos (M.Ö. 540-480)’tan bugüne kadar çok sayıda düşünür tarafından

dünyanın sürekli bir yenilenme ve değişim içinde olduğu ifade edilmektedir. Özellikle

Herakleitos tarafından “Aynı ırmağa iki kez giremezsiniz, çünkü her girişinizde

üzerinizden başka sular geçer”, “Güneş her gün yenidir” veya “Değişmeyen tek şey

değişimdir” özdeyişleriyle ifade edilen görüş, gün geçtikçe daha da anlaşılır ve önemli

bir hale gelmiştir (Basım vd., 2009: 13). Alışılagelmiş düzeni bozan ve kişiye uyması

gereken yeni koşullar sunan değişim, artık “olağan, sıradan, sürekli” hale gelmiştir.

Deming’in “Değişim bir fiil olmalıymış” sözüyle açıkladığı gibi, değişim artık bir

“olay” olmaktan çıkmış, sonu olmayan bir “süreç” olmuştur. İçinde bulunduğumuz

yüzyıl, bireylerin zihin haritalarını değişimin bu niteliğine göre yeniden

yapılandırmaları gereken bir dönem olacaktır (Baltaş, 2002: 6). Literatürde değişim ve

örgütsel değişim kavramlarına yönelik bazı tanımlamalar şöyledir;

Tablo 23. Değişime Yönelik Tanımlar

Yazar (Yıl) Değişim Tanımı

Aktan

(1999: 15)

Değişim;

...sözlük anlamında, bir başka biçime ya da duruma girme anlamına gelmektedir.

Genç

(2007: 318)

...basit ifadeyle belli bir durumda meydana gelen farklılaşmadır

Sucu

(2000: 15)

...bir şekilden diğer bir şekle dönüşüm işlemini, değişik bir anlatımla, bir sistemin

bir durumdan başka bir duruma dönüşmesini tanımlamak için kullanılmaktadır.

Page 120: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

105

Saylı ve Tüfekçi

(2008: 195)

... genel olarak, örgütlerin yaşamlarını sürdürme amacı ile çevresine verdiği

tepkileri kapsamakta ve onları bir durumdan başka bir duruma dönüştüren bir

olgudur.

Özdemir

(2000: 30).

...genel anlamda, ister planlı olsun, ister plansız, herhangi bir sistemin (kişi veya

örgüt), bir süreç veya ortamın belli bir durumdan başka bir duruma dönüşmesi

olarak tanımlanabilir. Değişim tek başına olumlu ya da olumsuz bir anlamı

açıklamamaktadır. Belirli bir sürede bir şeyde gözlenen farklılaşma değişim olarak

adlandırılmaktadır.

Yeniçeri

(2002: 7)

...önceden planlanmamış olarak, bir örgütün, sistemin ya da sürecin uygulana gelen

standart usullerle yönetilemeyecek biçimde bir durumdan başka bir duruma

geçmesidir. Değişim olgusu kendi başına bir yön belirlemediği gibi kesin bir değer

yargısı da ifade etmemektedir.

Vardar

(2001: 15)

...mevcut olan durumumuzun, iletişim ve irtibat halinde olduğumuz çevre

koşullarının ihtiyaçları karşısında artık çaresiz ve kayıtsız kalması durumunda bizi

yeniden yapılandıracak ve o ihtiyaçları giderebilecek düzeyde bireysel ya da

örgütsel anlamda yeni fikirler üretebilmeye karar verme ve bunu uygulama süreci

biçiminde tanımlamaktadır.

Akat, Budak,

Budak

(1999: 316).

...başka bir biçim verme veya başka bir duruma girme olarak tanımlanmaktadır.

Uçkun

(2002: 104).

...yeniliklere ve değişmelere uyum sağlama, benimseme yani mevcut durumdan yeni

bir duruma geçmektir. Kısaca değişim, statükoyu (mevcut durumu) değiştirmektir.

Kırım

(2002: 150).

...bireyleri veya örgütleri alışılmış ‘rahatlık bölgesinin’ dışında faaliyet göstermek

durumunda bırakan her şeye verilen isimdir. Rahatlık bölgesinin dışına çıkmak ise,

yeni bir bölgede etkinlik göstermek anlamına gelir ki, bu zaten tanım olarak bir

önceki duruma göre daha zordur.

Erdoğan

(2012: 9).

...genel anlamıyla belli bir sürede herhangi bir şeyde meydana gelen farklılaşmadır.

Bir kurumun ürettiği bir ürünün kalitesinde bir yıl içerisinde meydana gelen

farklılaşma bu tanıma uyan bir örnektir. Değişim farklı bir şeyin kabul edilme

sürecidir. Örneğin, bir kurumun farklı bir standardı benimsemesi bir değişimdir.

Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı sözlüğe göre ise değişim; bir zaman dilimi

içindeki değişikliklerin bütünüdür

Şimşek,

Akgemci, Çelik

(2011: 415)

...genel anlamda herhangi bir şeyi bir düzeyden başka bir düzeye getirmek veya

taşımak anlamında açıklanmaktadır.

Peker

(1995)

...Webster sözlüğü değişimi; bir şeyi başka bir şeyin yerine koyma, bir şeyden

başka bir şey için vazgeçme, yenilik veya yenilik getirme biçiminde

tanımlamaktadır.

Genç

(2007: 316-317).

...bir nesne ya da durumun zaman içinde aynı kalmama özelliğidir. Değişimin

birçok anlamı vardır. Hareket, yer değiştirme ya da bir durumdan diğerine geçme,

gelişme, büyüme ve kalkınma, geleneksel, kalıplaşmış düşünce sistemlerinden

uzaklaşma, daha yüksek verimlilik ve etkenlik sağlayacak yöntemler geliştirme gibi.

Bu anlamların her biri olumsuz olan bir durumdan daha iyi olan bir duruma geçmeyi

Page 121: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

106

vurgulamaktadır. Ya da değişim daha önceden var olan bir nesnenin ya da durumun

ortadan kaldırarak yerine yenisinin geçirilmesidir.

Özkara

(1999: 4).

....genellikle değişmezlik ya da sürekliliğin olumsuzluk yüklenen karşıtı olarak

ifade edilir. Değişmezlik süreklilik, denge, uyum, belirlilik ve tahmin edilebilirlik

özelliklerini çağrıştırırken; değişim belirsizlik, karmaşıklık, uyumsuzluk ve tahmin

edilemezlik özelliklerini anımsatmaktadır. Değişim kavramına yüklenen

olumsuzluk, herhangi bir müdahale olmaksızın, bir nesne ya da durumun zaman

içinde aslından uzaklaşarak bozulmasını ifade etmektedir.

Top

(2008: 11).

...bir süreklilik olgusu içine yerleştirilir. Sürekli değişim kavramı da örgüt ve

kişilerle ilgili her konuda onları devamlı ve farklı bir hale getirme, yeni konum ve

durumlara getirme, eskisinden farklı kılma şeklinde tanımlanabilir.

Değişim bir anlamda geçmişten kopmak; önceki ürün, yöntem, bina, ilişki ve

üretimden belirli ölçüde vazgeçmektir. Bu haliyle değişim, geçiciliği ve yeni durumlara

uyumu zorunlu hale getirir (Yeniçeri, 2002: 13). Değişim olumlu olabileceği gibi

olumsuz da olabilir. Olumlu anlamda değişim örgütün gelişmesi, yöntem ve süreçlerde

daha etkin bir duruma gelmesi (Tunçer, 2013: 377) ve örgütün gelişmesini ya da ilke,

yöntem ve süreçlerde daha etkin bir işleyişin sağlanmasına yönelik bir değişmeyi

açıklar (Sağlam, 1979: 62). Olumsuz değişim ise; etkinliğin ve verimliliğin azalması ile

örgütsel amaçlardan uzaklaşmaya yol açan (Tunçer, 2013: 377), daha çok değişimin

kontrol edilemediği koşullarda ortaya çıkar ve örgüt etkinliğinin azalmasına ya da

örgütün dağılmasına yönelik bir değişmeyi ifade eder (Sağlam, 1979: 62).

Değişime ilişkin tanımların verildiği tablo incelendiğinde bu kavramın; a) bir

durumdan farklı bir duruma geçen b) yönü, doğrultusu ve yargısı olmayan c)

kendiliğinden olabileceği gibi kişiler tarafından da harekete geçirilen (planlı ya da

plansız), d) istendik planlı yönde gerçekleşmesi halinde olumlu, aksi takdirde olumsuz

olarak nitelendirilen bir süreci açıkladığı belirtilebilir (Helvacı, 2005: 15).

3.1.1. Değişimle İlişkili Kavramlar

Literatürde değişimin yerine ya da değişimle benzer anlamlarda kullanılan bazı

kavramlar bulunmaktadır. İlgili kavramları açıklamak gerekirse;

Page 122: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

107

Tablo 24. Değişimle İlişkili Kavramlar

Kavram

Açıklama

Değişim

Mühendisliği

Değişim mühendisliği, herhangi bir örgütte yapı, sistem, süreç ve uygulanan

politikalarda hızlı ve radikal yeniden tasarım ve değişiklikler yapılarak örgütün daha

yüksek bir performansa ulaşmasını ve bir atılımı gerçekleştirmesini hedefleyen yeni

bir yönetim tekniğidir. Değişim mühendisliği faaliyetlerinin temelde dört önemli

bileşeni vardır. Bunlar: Müşteriye odaklanma, süreçlerin temelden ve yeniden

tasarlanması, yapısal reorganizasyon, yeni bilgi teknolojilerinden yararlanmadır.

Yenilik ve

Yaratıcılık

Yenilik, bir ürün, süreç ya da hizmeti yaratmak veya geliştirmek için uygulanan yeni

bir fikirdir. Basit bir ifadeyle, bir fikrin, buluş aşamasından uygulamaya kadar

götürülmesi sürecidir. Yaratıcılık ise, alışılmamış fikirler üretebilme becerisidir.

Dönüşüm Değişimle aynı anlama gelen bir başka kavram dönüşümdür. Türkçe’de son yıllarda

yaygın olarak kullanılan transformasyon kavramı İngilizce’deki “transformation”

kelimesinin Türkçe’ye uyarlanmasıyla oluşmuştur.

Evrim

Evrim, zaman içerisinde kendiliğinden oluşan bir değişimdir. Evrimci değişim ise,

daha yavaş, küçük adımlarla, kısmi, önceden belirlenmiş bir programa göre, uzun

süreli ve çevreye uyarlanma fikrine dayalı bir değişimi anlatmaktadır.

Devrim

Devrim, kısa süre zarfında meydana gelen köklü ve önemli değişim anlamına

gelmektedir. Devrim, insanoğlunun bilinçli çabaları neticesinde ortaya çıkan

değişimleri açıklar. Devrimci değişim ise; ani, hızlı, radikal, kısa süreli, sonuçların

önceden kestirilemeyen ve çevreyi de etkileyebilecek türde bir değişimi ifade

etmektedir.

Atalet

Atalet, değişmeme, ya da aynı durumda kalmayı ifade etmektedir. Atalet durumu, ya

değişim için çaba sarfetmeme ya da aktif olarak değişime direnme neticesinde

görülür.

Gelişme

Gelişme, değişimin olumlu ilerleme içeren bir boyutunu gösterir. Değişim, olumlu

bir sonuç oluşturabileceği gibi, süreç sırasında hata yapılması durumunda olumsuz bir

sonuca da ulaşabilir. Gelişme, ilerleme ve olgunlaşma anlamında da kullanılmaktadır.

Gelişme olgusunda mevcudun düzeltilerek daha olumlu bir noktaya taşınması

gerçekleşmektedir.

Örgüt

Geliştirme

Örgüt geliştirme, genellikle örgüt amaçlarının, çalışma sistemlerinin, strateji,

politika, prosedür, yapı ve benzerlerinin kritik sınamalarını içerir.

Reform Reformda; bozulan ve iyi gitmeyen bir durumdan, istenen ve özlenen bir duruma

geçmek amaçlanmaktadır.

Kalkınma Kalkınma; insanların sadece maddi ihtiyaçlarıyla değil, aynı zamanda eğitim, sağlık,

sosyal güvence, yönetim biçimi gibi toplumsal ihtiyaçlarıyla da ilgilidir. Başarılı bir

kalkınma, toplumu değişim bilincine kavuşturma temeline dayanır.

İlerleme İlerleme kavramının içinde olumlu bir gelişme yada artma mevzusu bulunmaktadır.

Yeniden

Yapılanma

Yeniden yapılanmada örgütsel yapının değişim ihtiyacına uygun olarak düzenlenmesi

söz konusudur.

Kaynak: (Çağlar, 2015; Özdemir, 2000; Tüz, 2004; Aktan, 1999; Özkara, 1999: 122; Aktan,

2003: 18; Tunçer, 2011: 106; Byrd, 2007: 3; Robbins ve Judge, 2012: 603; Dinçer, 1992).

Page 123: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

108

Tabloda da görüldüğü gibi literatürde değişimle benzer anlamlar taşıyan

kavramların birçok farklı alana dikkat çektiği belirtilebilir. Tüm kavramların ortak

özelliği ise; nesnelerin, örgütlerin, fikirlerin, toplumların, olguların veya koşulların

genel anlamda değişimiyle ilişkili olduğu söylenebilir.

3.1.2. Değişim Türleri

Değişim olgusunu daha yakından anlayabilmek ve yönetebilmek için değişim ile

ilgili farklı sınıflamaları görmek gerekir. Bunların başlıcaları şöyledir (Koçel, 2010;

Can vd., 2006; Tüz, 2004: 27-32):

Tablo 25. Değişim Türleri

Değişim

Türü Açıklama

Planlı ve

Plansız

Değişim

Planlı değişim; bir kişinin, grubun, örgütün veya daha geniş bir sosyal sistemin mevcut

durumunu doğrudan etkilemek ve başka bir şekle dönüştürmek için gösterdiği planlı ve

amaçlı çabadır. Değişimin kontrol edebilmesi açısından, olumsuz sonuçlar doğurması

olasılığı en az olan değişim türüdür. Plansız değişim ise, amacı ve süreci daha önce

öngörülemeyen, kendiliğinden ortaya çıkan değişim sürecidir. Örgüt açısından olumsuz

sonuçlar ortaya çıkarma olasılığı yüksektir.

Makro ve

Mikro

Değişim

Makro değişim, örgütün bir bütün olarak tamamının değişime konu yapılmasını ifade

eder. Bu değişim, örgütün tamamını ilgilendirdiği için köklü bir değişimdir. Mikro

değişim ise, örgüt içinde, alt ve üst düzeyde herhangi bir konu ile ilgili değişim

yapmayı ifade eder. Mikro değişim çerçevesinde örgütün çok kritik süreçleri

değiştirilebilir.

Zamana

Yayılmış ve

Ani Değişim

Bazı örgütlerde değişimin gerçekleştirilmesi zamana yayılır ve geniş bir zaman

periyodu içerisinde adım adım hedefe ulaşılmaya çalışılır. Bazen de değişim çok kısa

zamanda ve birden gerçekleştirilir. Genellikle ani değişimler işletme içinde daha fazla

dirençle karşılaşılmasına neden olurken, zamana yayılmış değişim faaliyetlerinde bu

direncin daha az hissedilebilir olduğu ifade edilebilir.

Proaktif ve

Reaktif

Değişim

Proaktif değişim tarzı; olayları ve gelişim biçimini önceden tahmin edip, gelişmelere

uygun tedbirler alarak hazırlıklı olmayı, hatta değişimin olası sonuçlarını değiştirmeyi

gerekli kılar. Çevredeki gelişmelerin zoruyla meydana gelen değişime reaktif değişim

denir.

Geniş

Kapsamlı

ve Dar

Kapsamlı

Değişim

Geniş kapsamlı veya dar kapsamlı değişimi ise, makro-mikro değişimin farklı bir

yönünü vurgular. Burada vurgulanmak istenen, örgütte değiştirilmek istenen hususların

sayı ve yaygınlığına göre geniş kapsamlı veya dar kapsamlı bir değişim söz konusu

olmasıdır.

Aktif ve

Pasif

Değişim

Aktif değişim, örgütün bir takım yenilikleri diğer örgütlerden önce uygulayarak kendisi

değişirken, çevresini de değişmeye zorlamasıdır. Pasif değişim örgütün, dış çevresinde

gelişen koşullara uyum sağlayabilmek için kendi içerisinde değişim yapmak zorunda

kalmasıdır.

Adım Adım Adım adım değişimlerde, örgütsel birimler temel yapı ve kimliklerini koruyarak,

Page 124: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

109

ve Köklü

Değişim

önceden tahmin edilebilir bir yönde kendilerini değiştirirler. Öte yandan köklü

değişimler, devamlılığı olmayan, geçmişte örneği görülmeyen ve tahmin edilemeyen

yeniliklerin yapılmasıyla meydana gelen değişimlerdir. Birinci yaklaşım kaizen olarak

bilinen değişim yaklaşımını; İkincisi de süreç geliştirme - reengineering olarak bilinen

değişim yaklaşımını ifade eder.

Stratejik

Değişim

Bu değişim stratejik bir anlama sahiptir. Kapsama alanı göreli olarak daha küçük, dar

olan değişimdir. Örneğin, her müdahalede küçük ilerlemeler sağlamak gibi.

Gelişimsel,

Geçişsel ve

Dönüşümsel

Değişim

Gelişimsel değişim, ustalıkta, metotlarda ya da süreçlerde, örgütün fonksiyonlarının

daha etkili uygulanmasına yardımcı olan kademeli gelişmelerdir. Geçişsel değişim, bir

örgütün eski bir durumdan yeni bir duruma geliştirilmesidir. Dönüşümsel değişim ise,

örgütün misyon, kültür, liderlik ya da yapısının radikal bir biçimde yeniden

yapılandırılması ile karakterize edildiği en çarpıcı değişim türüdür.

Kaynak: (Tüz, 2004; Koçel, 2010: 674; Arslan, 2003: 32; Can vd., 2006: 447-448; Erdoğan,

2012: 50; Çağlar, 2005: 63; Tabancalı, 2000: 326; Akat vd., 1999: 319).

Örgütler sürekli bir değişim süreci içinde varlıklarını devam etmektedir. Bu süreç

içerisinde örgütlerin gerçekleştirmeyi amaçladığı ya da gerçekleştirmek zorunda kaldığı

birçok değişim türü bulunmaktadır. Örgütlerdeki değişimlerin aktif, planlı, proaktif ve

stratejik özellikte olması örgüt için faydalı olanlarıdır. Ani, geniş kapsamlı ve köklü

değişimlerin ise, örgütteki çalışanlarca olumsuz karşılanması muhtemeldir. Bu nedenle

örgütsel değişimler planlanırken değişim öncesi, değişim zamanı ve değişim sonrası

oluşabilecek tüm senaryolar göz önünde bulundurulmalıdır.

3.1.3. Değişimin Amaçları

Örgütsel etkinlik ve verimliliğin arttırılması öteden beri örgütler için önemli olan

kavramlardır. Örgütlerin varoluş nedeni amaçların etkili bir biçimde başarıya

ulaşmasıdır (Işın Özdoğan, 2003: 83). Değişim; etkinliği, verimliliği ve motivasyonu

arttırmak gibi amaçlarla yapılabileceği gibi yasalara, toplumsal yapıya, teknolojiye,

ekonomik yapıya ve doğal unsurlara uyum sağlamak için de gerçekleştirilebilir

(Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 243; Basım vd., 2009: 16). Örgütlerde değişim faaliyetleri

belirli amaçlar dâhilinde yürütülerek, mevcut durumun daha iyiye gitmesi

sağlanmalıdır. Değişim dönemlerinde çalışanlar ve yöneticiler bir değişim takımı

şeklinde işlev görerek, değişimleri aşağıda açıklanan amaçlara odaklı olarak

gerçekleştirmelidirler (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 250);

Page 125: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

110

Tablo 26. Değişimin Amaçları

Değişimin Amacı Açıklama

Etkinliği ve Verimliliği

Arttırmak

Değişimin en önemli amacı etkinliği arttırmaktır. Başka bir ifadeyle yapılan işi

daha etkin yapmak, işin gerekleri ile işi yapanın niteliklerini bütünleştirmektir.

Değişimin diğer bir amacı da verimliliği arttırmaktır. Yapılan işler, iş yapma

usulleri, kullanılan araç-gereç, üretim yöntemleri, örgütsel ilişkiler ye kişiler

düzeyinde değişiklik şeklindedir.

Büyüme İsteği

Büyüme, örgütün çeşitli unsurlarındaki (yapı, mamul, teknoloji, insan vb.) hacim

yönünden bir artışı ya da miktar artışını da ifade eder. Büyüme bir amaç olarak

düşünüldüğünde, büyüklüğün örgütün varlığını sürdürme yeterliliğini yükselttiği

varsayılır. Birçok yönetici büyümeyi çevresini etkilemek için bir güç kaynağı

olarak değerlendirir.

İletişimi

Güçlendirmek

Örgütlerde beklenen etkinliğin gerçekleştirilebilmesi için her şeyden önce

iletişimin sağlıklı, rasyonel ve tutarlı olması gerekir. Örgütler iletişimi

güçlendirmek, daha kolay ve pratik hale getirmek amacıyla bazı değişimleri

gerçekleştirmektedirler.

Motivasyon ve

Tatmin Düzeyini

Arttırmak

Diğer bir değişim amacı, örgütsel davranışın motivasyonunu sağlamaktır.

İnsanlar tekdüze çalışmaktan zamanla sıkılarak monotonluk duygusuna

kapılırlar. Her şey yolunda gitse bile, bu gidiş insanları sıkabilir, bu durumda

değişiklik ihtiyacı duyabilirler. Değişimin başarısı için, değişim sürecine katılan

çalışanların motivasyonlarının yükseltilmesi gerekir. Değişimin başarısı bireysel

ve örgütsel düzeyde motivasyonla oldukça ilişkilidir.

Yenilik Sağlamak

Değişimin amaçlarından biri de yenilik sağlamaktır. Günümüzde teknoloji,

sosyal, yasal, ekonomik vb. alanlardaki gelişmelerin meydana getirdiği olanaklar

işletme işlevlerine de yansıtılmalı ve söz konusu işlevlerini işleyişlerinde de

verimlilik artırıcı yenilikler yapılmalıdır.

Diğer Amaçlar

Değişimin, geleceğe hazır olma, örgüt üyeleri arasında güven ve karşılıklı

desteği geliştirme, sorunlara ve tartışmalara çözüm getirme, iletişimi geliştirme,

pozisyona dayanan otorite yerine ehliyete dayanan otorite sağlama ve sinerji

etkisi yaratma gibi amaçları da vardır. Ayrıca, rakipler karşısında fiyat ve kalite

avantajı elde etmek, rakiplerinden önce müşteri değeri yaratacak yeni pazar

fırsatları yakalamak, değişen müşteri istek ve ihtiyaçlarına hızla cevap

verebilmek, rekabetçi üstünlük kazanmak gibi amaçları da bulunmaktadır.

Kaynak: (Basım vd., 2009: 15; Sabuncuoğlu ve Tüz, 1995: 165; Genç, 2007: 320; (Tosi vd.,

1990: 678; Yeniçeri, 2002: 161; Özkara, 1999: 141; Dinçer, 1992: 7; Tokat, 2012: 32;

Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 250).

Örgütlerde değişimleri gerçekleştirirken varılmak istenen amacın veya amaçların

önceden saptanması gereklidir. Çünkü örgütün her hangi bir unsurunda yapılması

planlanan veya olması muhtemel bir değişim, sadece o unsurla sınırlı kalmayıp, domino

etkisi göstererek diğer birimleri de etkilemektedir (Basım vd., 2009: 16). Bu nedenlerle

değişim sürecinde amaçların saptanması açısından bazı özelliklere dikkat etmek

gerekecektir. Yapılacak değişim tamamen gerçeklere ve gerekçelere dayanmalıdır. İç ve

dış çevre koşulları incelenerek değişimin uygulanabilirlik düzeyi belirlenmelidir

(Yeniçeri, 2002: 158). Örgütün içsel ve dışsal koşulları, saptanacak amaçlarla

karşılaştırmalar ve uygulanabilme olanakları dikkatle incelenmeli, belirlenen amaçların

Page 126: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

111

ulaşılabilir olması gerçeği göz ardı edilmemelidir (Onal, 1982: 78). Ulaşılması mümkün

olmayan hayali değişim projelerinden uzak durmak gereklidir (Yeniçeri, 2002: 158).

Amaçların elde edilmesinde, beklenen faydanın amaçlara ulaşabilme maliyetleriyle

karşılaştırılma gereğiyse tartışmasızdır (Onal, 1982: 78). Örgütsel değişimin sonuçta

katlanır külfete değmesi gerekir. Amaçların elde edilmesinden sağlanan yararın

amaçlara ulaşabilmek için sarf edilen kaynaklardan büyük olması çalışanları değişimi

daha fazla benimsemeye yöneltir (Yeniçeri, 2002:158).

Değişimin yukarıda açıklanan genel amaçlarının yanında özel amaçları da

vardır. Değişimin özel amaçları, genellikle planlanan zamanda, örgütün karşılaştığı

birtakım sorunların çözümü ile ilgilidir. Genel amaçlar ise, içinde bulunan koşullara

bağlı olarak değişmektedir. Böyle olmakla birlikte, yöneticinin yapacağı planlı örgütsel

değişmenin amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilecektir (Şimşek vd., 1998: 239).:

■ Örgütsel bütünlüğün korunması,

■ Örgütün sürekliliğinin sağlaması,

■ Örgütün büyüme ve gelişmesidir

3.2. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİM

Bireyler ve örgütler açısından yoğun bir biçimde hissedilen değişim baskısını

anlamak, örgütsel yaşamı ve ilişkileri yeniden düzenlemek açısından oldukça önemlidir.

Bireysel ve örgütsel etkinliğin temel belirleyicilerinden biri olan değişimi, (Çağlar,

2015: 5) bireysel ve örgütsel açıdan tanımlamak mümkündür. Bireysel değişim, yeni bir

bilgi, eğitim, deneyim ya da örgüt yapısının yeniden düzenlenmesinden dolayı kişinin

davranışlarında ortaya çıkan değişikliklerdir (Can vd., 2006: 447; Francesco ve Gold,

1998: 202). Bireysel değişim, kişinin bilgisi, deneyimi, değer yargıları, tutum ve

davranışları itibariyle bir düzeyden başka bir düzeye gelmesini açıklar. Örgütsel

değişim ise, bir örgütün yapısı, kullandığı teknoloji, iş yapma yöntem ve teknikleri ile

örgütün bütünü itibariyle belirli bir düzeydeki değişimi ifade eder (İraz ve Şimşek,

2004: 101). Bireysel değişim, kişinin yaşam rotasını ve hedeflerini belirlemesi ve

odaklanmasıdır. Bu açıdan kişi önce kendisini keşfetmeli, yaşamsal misyonunu ve

vizyonunu ortaya koymalıdır. Örgütsel değişim öncelikle örgütleri yönetenlerin bireysel

değişimlerine bağlıdır. Yöneticiler bireysel olarak değişmeden örgütünü değiştiremez ve

Page 127: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

112

geliştiremez çünkü örgütsel değişim ve gelişim daima tepeden başlar (Aytürk, 2010:

184). Yapısal değişim ise, örgütteki konumların, statülerin, bölümlerin ya da diğer temel

bölümlerin yeniden düzenlenmesi (Can vd., 2006: 447) ve geleceğe özgü

planlanmasıdır (Francesco ve Gold, 1998: 203). Örgütler, sistem olmaları nedeniyle

herhangi bir noktada gerçekleşen bir değişim, örgütün diğer bölümlerini de etkiler fakat

örgütsel yapıdaki değişim bireyleri, bireylerdeki değişimin örgütü etkilediğinden daha

fazla etkilemektedir (Can vd., 2006: 447). Örgütsel değişim sürecinde, örgütlerin

değişimi gerçekleştirebilmeleri için kendilerine yardımcı olabilecek örgüt geliştirme,

personel güçlendirme, dış kaynaklardan yararlanma gibi değişim tekniklerine,

yöntemlerine; nitelikli ve girişimci yönetici ve çalışanlara sahip olması gereklidir.

Çünkü örgütsel değişim bazen küçük çaplı, bazen de büyük çaplı bir değişime ihtiyaç

duyabilir (Serinkan ve Arat, 2013: 2).

Çok sayıda farklı değişkenin, değişimi tetikleyerek harekete geçirmesi, değişime

etki etmesi ve değişimi yönlendirmesi nedeniyle örgütsel değişimin açıklanması

oldukça zordur. Örgütsel değişim yazınında yapılmış çalışmalarda değişimin çok farklı

yönlerinin ele alındığı, (Duman, 2012: 19) değişim alanlarına yönelik başarılı değişim

programları oluşturulduğu ve değişim sürecinde karşılaşılan sorunlar için alternatif

çözümler üretildiği görülmektedir. Örgütsel değişimle ilgili alanyazında başarılı

örgütsel değişimin nasıl olacağına ilişkin çok sayıda görüş bulunmasına rağmen

örgütlerin neden ve nasıl değiştikleri, hangi değişimlere öncelik verdikleri ve değişime

nasıl yaklaştıkları net biçimde ortaya koyulamamıştır (Özkara, 1999: 13).

Örgütsel değişim, bir örgütte veya süreçte geçerli durumun planlı veya plansız

olarak başka bir yapıya dönüştürülmesidir. Örgütsel değişim; örgütün alt

sistemlerindeki ilişkilerde, alt sistemlerle örgüt arasındaki ilişkilerde ve örgütle çevresi

arasındaki etkileşimde meydana gelebilecek her tür değişimi ifade etmektedir. Bu

anlamda örgütsel değişim; yaratıcılık, yenilik yaratma, büyüme ve gelişme gibi olay ve

olguların tümünü içine alan geniş bir kavramdır (Genç, 2007: 318; Sağlam, 1979: 61).

Örgütsel değişim insan davranışlarında, örgütün yapısal durumunda veya

teknolojisinde meydana gelmektedir. Örgütün sürekli bir denge durumunda olamadığı,

öğelerinden herhangi birindeki değişikliğin diğerlerinin de değişimine neden olduğu

gözlenmektedir (Paksoy ve Özbezek, 2013: 321). Örgütün yapı ve amaçlarında,

Page 128: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

113

politikalarında, ödül-ceza sisteminde, çalışanın davranış, beceri, tutum ve

beklentilerinde, kullanılan üretim teknolojisinde meydana gelecek bir değişim, örgütsel

değişimin tetikleyicisi olmaktadır (Basım vd., 2009: 17). Örgütsel değişimin başarısı

büyük ölçüde örgütteki insan faktörüne bağlıdır. Örgütsel değişim, çalışanların kişisel

değişme derecelerinin toplamından daha farklı olmakla birlikte örgütün değişim ve

uyum derecesi kişisel değişimlerin sonucudur denilebilir (Peker, 1995: 3).

Örgütte etkinliğin ve verimliliğin arttırılmasına yönelik yeniden düzenlemeye

gidilirken değişim sürecinin etkili bir biçimde yönetilebilmesi, örgütteki kültürün ve

sosyal etkileşimlerin iyi teşhis edilmiş olmasıyla mümkündür. Bazı örgütler geleceğe

entegre olmuş ve değişimi benimserken bazı örgütler geleneksel davranışları koruma

eğilimindedir (Francesco ve Gold, 1998: 202).

Kırılmaz vd. (2015: 92) göre örgütsel değişim, örgütün çevreyle etkileşen tüm

unsurlarının planlı veya plansız biçimde çevreye verdikleri olumlu cevaplar sonucunda

meydana gelen örgütsel gelişme veya bu unsurların planlı ve plansız biçimde çevreye

verdikleri olumsuz yanıtlar sonucunda ortaya çıkan örgütsel gerileme olarak

tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hem örgütsel gelişmenin hem de örgütsel gerilemenin

bir değişim olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Değişim, toplumsal sistemlerin alt sistemlerinde de görülebilir. Bu sistemleri

hücreler, gruplar, örgütler, toplumlar, uluslararası kuruluşlar ve tüm dünyayı bütüncü

yaklaşımla sıralamak mümkündür. Örgütlerin kişi ve gruplardan oluştuğu ve çevreleri

ile sürekli ilişkileri göz önünde bulundurulursa, örgütsel değişimin örgütün her birim ve

çalışan açısından aynı, kendi içinde olup biten bir süreç olarak düşünülemeyeceği de

açıktır. Örgütler, içinde bulundukları çevrenin ürünleridir (Peker, 1995: 2). Sosyal

örgütler, karşılıklı olarak birbirine bağlı ve bağımlı alt sistemlerin meydana getirdiği bir

organik bütündür. Bu nedenle bir alt sistemdeki değişim, diğer alt sistemlerde

sınırlandırılmalara ve streslere sebep olabilir. Sistem yaklaşımı ile ilgili önemli bir

kavram, sistemin tümünün ya da bir alt sisteminin, sistemin bütününü akılda tutarak

incelenebileceği ve araştırılabileceğidir. Bir diğeri de örgütün bir açık sistem olarak

çevresini oluşturan büyük sistemlerle etkileşmesi, yani onları etkilemesi ve çevresince

etkilenmesidir (Balcı, 2002: 48). Örgüt çevre etkileşimi, örgütsel değişimi zorunlu hale

getirmektedir. Örgütün herhangi bir parçasında meydana gelen değişim, tüm örgütü etki

Page 129: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

114

altına alabilir. Örneğin; teknolojik bir değişim, örgüt açısından sadece teknik bir sorun

olarak değil aynı zamanda beşeri bir sorun olarak da düşünülmelidir (Akat vd., 1999:

317).

Örgütler yaşamları boyunca, belirli bir denge halini korumaya çalışırlar. Örgütün

çevresinde bir değişiklik olduğunda ve bu durum örgüt açısından bu değişimi gerekli

kıldığında örgütün mevcut dengesi bozulacak ve yeni bir denge arayışı söz konusu

olacaktır. Örgütün yeni denge arayışı içinde çalışanlar da belirsizlik içinde kalarak yeni

duruma uyum sağlama çabası içinde olacaktır (Akat vd., 1999: 317). Değişimin dinamik

gücü tüm sosyal sistemi etkiler. Sosyal sistemin tüm öğeleri birbiriyle ilgilidir; insanlar,

biçimsel örgüt, biçimsel olmayan örgüt, etkili çevre, iletişim düzenleri, karar verme ve

işbirliği düzenleri gibi. Sistem, parçalarını uyumlu bir biçimde bir arada tutan bir denge

içinde işlemektedir. Sonuçta, değişim tehdidi olan yerde dengeyi geri getirmek üzere

enerjinin harekete geçirildiği, kendi kendini düzelten bir mekanizma oluşur. Örgütlerin

bu öz-düzeltme özelliklerine homeostasis denir. Başka bir deyişle, insanlar bir

gereksinme giderici istikrar durumu yaratmaya ve kendilerini bu dengenin bozulmasına

karşı korumaya çalışırlar (Davis, 1984: 213).

Küresel sınırların ortadan kalkması, haberleşme ve bilgi teknolojilerindeki

ilerlemeler, örgütlerdeki nitelikli çalışan sayılarının artış göstermesi, yaratıcılığın,

girişimciliğin önem kazandığı bir yapının oluşmaya başlaması gibi etkenlerin

günümüzde daha fazla yer almaya başlaması ile değişimin gerekliliği daha fazla

hissedilmeye başlanmıştır (Serinkan ve Arat, 2013: 13). Örgütlerin yaşama ve gelişme

gücüne sahip olabilmeleri, ancak içinde bulundukları doğal, toplumsal, ekonomik, tüzel

ve teknolojik çevreye adapte olmaları ile mümkündür (Tokat, 2012: 91). İşletmeler

gerek örgüt içi koşullar (tepe yöneticilerinin değişmesi, işletmenin büyümesi, bir

işletmenin satış ve karlarında gelişme olması, örgütsel eksiklikler) gerekse örgüt dışı

koşullardaki (doğal çevre, ekonomik çevre, toplumsal çevre, teknolojik ve hukuki

çevre) değişmeler nedeniyle örgütsel değişime karar vermektedir (Taşlıyan ve

Karayılan, 2013: 258). Örgütleri değişim yapmaya iten örgüt kaynaklı olarak

nitelendirilen örgüt içi değişimlere aşağıda değinilmiştir.

Page 130: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

115

3.2.1. Örgütsel Değişime Neden Olan İç Faktörler

Değişimin iç güçleri, örgüt içinde ortaya çıkan ve genellikle davranışsal ve süreç

bazlı sorunlarda belirti vermektedir. Süreç bazlı problemler kendini daha çok iletişim ve

karar almada sorun olarak göstermektedir. Kararlar alınamayabilir, geç alınmış olabilir

ya da kararın kalitesi düşük olabilir (Ivancevich ve Matteson, 1990: 617). Düşük

verimlilik, satışların düşmesi, düşük moral ve motivasyon düzeyi, kişiler veya

gruplararası yoğun çatışmalar, personelin yükselen eğitim düzeyi ve bekleyişleri gibi

unsurlar, örgüt içinde çeşitli konularda değişiklikler yapılması ile sonuçlanır (Koçel,

2010: 674-675; Kreitner ve Knicki, 1998: 617).

Tablo 27. Örgütsel Değişime Neden Olan İç Faktörler

Değişime Neden

Olan Örgüt İçi

Faktörler

Açıklama

İnsan

Kaynaklarının

Problemleri

veya

Beklentileri

Bu sorunlar, örgütsel ihtiyaçlar ve beklentilerle çalışan beklentilerinin çatışması

sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu tür problemlerin çözümü için yöneticilerin iş

dizaynı konusunda, rol çatışması, aşırı iş yükü farklı stres kaynaklarının tespiti ve

ortadan kaldırarak çalışanların katılımı ve desteklenmesine yönelik değişimleri

yapması gereklidir.

Yönetimsel

Kararlar ve

Davranışlar

Yeterli olmayan liderlik davranışları, yetersiz çalışan yönlendirme ve direktif

verme ya da destek vermeme insan kaynağında sorunlara neden olabilir ve bu

durumda değişim zorunlu olmaktadır.

Gerileme,

Performans

Düşüklüğü ve

Küçülme

Politikası

İşletmenin satışları ve kârları azalma gösteriyorsa, örgütte bir gerileme söz

konusudur. Bu durumda genellikle yönetim merkezi duruma getirilir, denetim

yoğunlaşır, genel bir maliyet azaltma programına geçilir. Tasarruf ile ilgili

uygulamalar, personel sayısında azaltmaya gitme gibi faaliyetler maliyet azaltıcı

politikalar içerisinde ele alınabilir.

Örgütsel

Değerlerin

Değişimi

Örgütler, bir güç tarafından üyelerinin değişen değerlerine cevap vermeye

zorlanırlar. Bu alandaki en önemli değişimler; aile sorumluluklarını işin önüne

koyan önceliklerdeki değişimler, bir iş sahibi olmak için ahlaki zorunluluklardaki

azalmalar, örgütsel sadakat hissindeki azalma, iş çizelgelerinde ve yaşam

tarzlarındaki büyük çeşitlilik olarak açıklanabilir.

Alternatif

Çalışma

Yöntemleri

Boş zamanlar ve hobiler için daha çekici alternatiflerin gelişmesi, çalışanları

örgütte daha esnek çalışma saatleri, iş paylaşımı ve iş dışında geçirilen daha fazla

ek zaman istemeleri konusunda teşvik etmiştir.

Tepe

Yöneticilerin

Değişimi

Tepe yöneticinin değişmesi sonucunda yeni gelen yöneticinin çalışma

alışkanlıkları, uzmanlık alanı, denetim yeteneği, çalışanlarla ilişkileri, tutum ve

davranışları bir önceki yöneticiye oranla değişimi gerektirecek kadar farklı

olabilmektedir.

Page 131: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

116

Şirket

Birleşmeleri

Şirket birleşmeleri satın alma biçiminde olursa değişim gereği daha fazladır. Satın

alınan işletmeler ana şirkete bir şube olarak bağlanacak, özelliğini kaybetmeden

kendi yönetim organlarını koruyabileceklerdir. Ancak kadro yapısının yenilenmesi

gerekecektir.

Örgütsel

Eksiklikler

İşletmelerdeki örgütsel eksiklikler büyük boyutlara ulaştığı vakit, değişimin

zorunluluğu gündeme gelmektedir.

Verimliliğin

Düşmesi

Verimlilikte yaşanan düşüşler örgütleri değişime iten içsel sebeplerdendir. Örgüt

verimliliği sürekli bir düşüş içinde olduğunda, kimi örgütler bunu çözmek için işten

personel çıkarmalara ya da maliyet azaltıcı önlemler almaya yönelirken diğer bazı

örgütler aynı duruma daha geniş bir açıdan yaklaşırlar.

Örgütsel

Krizlerin

Yaşanması

Örgütlerde yaşanan büyük boyuttaki krizler de örgütlerdeki değişime neden

olabilirler. Örneğin örgütler, grev ya da toplu işten ayrılmalar durumunda, ücret

politikalarını yeniden belirleme yönünde bir değişim yaşayabilirler.

Çalışanların

Beklentileri

Örgütün insan kaynağının beklentilerinin değişmesi diğer bir nedendir. Günümüz

bilgi çağında, işgücü sürekli bir değişim içindedir ve eskiye oranla çok daha

eğitimlidir. Yüksek eğitimli çalışanların örgütlerinden beklentileri daha fazla

olacağından onları güdüleyici çabalar değişimi beraberinde getirecektir.

Üretim ve

Kalite Süreçleri

Üretim faktörleriyle ilgili bazı problemler şöyledir; yüksek çalışan devir hızı,

yetersiz eğitim, örgütsel üniteler arasındaki koordinasyon bozuklukları, yüksek boş

vakit ve makinelerin arızalı biçimde çok uzun süre bulunmasıdır. Kalite

süreçlerinde, bir ürünün kalitesini belirleyen birçok değişken vardır. Bunlardan

bazıları; kullanılan materyaller, ürünün dizaynı, montajı veya ambalajı gibi

unsurlardır.

Örgüt İklimi

Örgüt iklimindeki değişiklikler de değişime sebep olan faktörler arasındadır.

Örneğin örgütte, işten çıkarmalardan dolayı mutsuz, tatmin olmamış ve güdülenme

düzeyi düşük çalışanların oluşturduğu olumsuz bir örgüt iklimi varsa bu durum

değişime gereksinim olduğunun bir göstergesidir.

Örgüt

Kültürüne

Bağlı Nedenler

Örgütün değerleri (onun kültürünün merkez elementi), eğer örgüt uzun süre

hedeflerini gerçekleştiremezse birer stres, baskı ve çatışma aracı haline

gelmektedir. Normlar örgütün hedefleriyle tutarsız olurlarsa değişim kaynağı

olmaktadırlar. Yeni üyelerin sosyalizasyonu, geçmiş uygulamalardan ayrı birtakım

sapmalara neden oluştururlarsa yeni üyeler birer değişim kaynağı olmaktadır.

Kaynak: (Francesco ve Gold, 1998: 204; Can vd., 2006: 449; Sabuncuoğlu ve Tüz, 1995: 172;

Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 248-250; Tüz, 2004: 22-23; Serinkan ve Arat, 2013: 20; Kreitner ve

Knicki, 1998: 617).

İç değişim nedenleri iş tatminin azalması, çalışanların örgütü terk etmesi,

çatışma durumu gibi faktörlere bağlı olabilir. Genel olarak iç faktörler, insan

kaynaklarından kaynaklanan problemlere ya da beklentilere bağlı olarak veya

yönetimsel davranış ve kararlara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır (Kreitner ve Knicki,

1998: 617). Yine iç değişim güçleri arasında; çalışanların bireysel hedefleri ve

niteliklerindeki değişim, iş teknolojisindeki değişimle bazı çalışanların yerine

Page 132: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

117

otomasyon sistemlerinin geçmesi, örgüt yapısındaki değişim, işletme kültüründeki

değişim ve örgüt hedeflerindeki değişim bulunmaktadır (Steers, 1991: 617).

Örgütsel değişime neden olan örgütün dış çevresinden kaynaklı unsurlara

aşağıda değinilmiştir. Bu değişimlerin örgütlerin birçok yönünü etkilediği ve örgütlerin

geleceği açısından belirleyici rol oynadığı söylenebilir.

3.2.2. Örgütsel Değişime Neden Olan Dış Faktörler

Örgüt çevreleri çok fazla karmaşık ve değişken yapıda olduğu için, örgütler

çevrelerini yeterince kontrol edemezler. Bununla beraber, yöneticiler değişim

baskılarını tanımlayarak bunlara hızlı bir biçimde yanıt verebilirler (Sabuncuoğlu ve

Tüz, 2008: 245). Örgüt dışı nedenlerden örgütleri değişime sürükleyen birçok faktör ve

güç vardır. Bu güçler küresel bazı etkilere sahip olduğu için örgütün ürün veya hizmet

üretmesi süreçlerinde sorunlara neden olabilmektedir (Kreitner ve Knicki, 1998: 614).

Örgütleri değişime zorlayan örgüt dışı çevresel faktörler; tüketici talebine ilişkin,

rekabete ilişkin, teknolojik, ekonomik, yasal, toplumsal, küreselleşmeye ilişkin, üretim

girdilerine ilişkin ve doğal koşullar olmak üzere sınıflandırılabilir (Sabuncuoğlu ve Tüz,

2008: 245). Steers (1991: 616), örgütsel değişimin dış güçleri arasında; ekonomideki ve

pazar koşullarındaki değişimi, işletme ürünlerine talebin ani azalışı, ürün veya üretim

teknolojisindeki değişimi (bir rakip tarafından üretilen ürünün daha ucuz olması),

politik ya da yasal koşullardaki değişimi (yeni tüketiciyi koruma kanunları mevcut

ürünleri yada uygulamaları) ve kaynak sağlamadaki değişimi sıralamaktadır.

Tablo 28. Örgütsel Değişime Neden Olan Dış Faktörler

Değişime

Neden Olan

Örgüt Dışı

Faktörler

Açıklama

İşgücünün

Yapısı

Günümüzün işgücü yapısı geçmiş yılların yapısından son derece farklı bir karakter

taşır. Çünkü artık toplumlar tarım toplumundan, endüstriyel topluma ve bilgi

toplumuna doğru hızlı bir gelişim temposu içindedirler. Bu nedenle değişen çevre ve

teknoloji farklı bir işgücü yapısını zorunlu kılmaktadır.

Teknoloji Teknolojik değişim bütün yönleriyle olmasa bile, örgütsel değişimi gerçekleştirmede en

büyük etkendir denilebilir. Daha çok makineleşme ve elektronik aygıtların iş hayatına

girişiyle, bu durum daha belirgin bir önem kazanmıştır.

Bilgideki

Değişim

Günümüzde her alanda yaşanan değişim bilginin üretilmesinde ve farklı noktalara

ulaştırılmasında da bazı değişimlere yol açmıştır. Bilgideki değişim sonucunda bilgi

teknolojileri, özellikle değişken ve bilgi yoğun çevrelerde, işletmelerin ve onların da

Page 133: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

118

içinde yer aldığı daha üst sistemlerin başarısında önemli rol oynamaktadır.

Ekonomik

Nedenler

Örgütlerin içinde bulunduğu ekonomik ortam bazı durumlarda çalkantılara maruz

kalabilir ve böylece, hayatlarını idame ettirme yönünde örgütleri değişiklikler yapmaya

ya da yeni şartlara adapte olmaya zorlayabilir.

Politik ve

Siyasal

Gelişmeler

Örgütlerin yaşama ve gelişme gücünü en fazla etkileyen çevre koşulları arasında

siyasal özellikte olanlar büyük önem taşır. Örgüt dışı politik olaylar, önemli ölçüde

değişim yaratabilmektedir. Politik değişimlerin önceden kestirilmesi örgütler için zor

olmasına rağmen bazı örgütler proaktif bir yaklaşım izleyerek ortaya çıkabilecek

değişimleri yakından takip edebilmektedir.

Küreselleşme

ve Rekabet

Koşulları

Küresel değişim demek rakiplerin dünyanın pek çok yerinden gelip, üretim sürecine

katkıda bulunmaları anlamına gelmektedir. Bu da yoğun rekabet koşullarını birlikte

getirir. Son zamanlarda değişen çoğu işletmenin politik, ekonomik, sosyal ve teknolojik

faktörlerin etkisi sonucu küresel erişim alanlarının genişlemesi ve hızlanmasıdır.

Sosyo-

Kültürel

Değişimler

Toplumsal değişim veya toplumsal koşullardaki değişim, nüfus ilişkilerine dayalıdır ve

uygarlık veya kültür öğeleri de nüfus ilişkileri ile birlikte kurumsal veya örgütsel

değişimi zorunlu hale getirir.

Uluslararası

Çevre

Koşulları

Yabancı ülkelerdeki savaşlar, ödemeler dengesi problemleri, düşük emek ücretleri gibi

uluslararası baskılar örgütler açısından artan öneme sahiptir. Bir taraftan ekonomik

entegrasyon yönünde adımlar atılırken diğer taraftan, ekonomik entegrasyon

hareketleri, ülkeleri ve dolayısıyla örgütleri ister istemez değişime yönlendirmektedir.

Doğal Çevre

Koşulları

Doğal çevre, genelde toprak, su ve hava gibi unsurlardan oluşur. İşletmeler bu

faktörlerden oluşan doğal çevre içinde kurulur ve faaliyetlerini sürdürürler. Doğal

çevre, işletmenin bir yandan ihtiyaç duyduğu "doğal üretim kaynaklarını" sağlama

açısından önemlidir. Doğal çevrenin etkisi daha çok tarımsal işletmelerde

görülmektedir.

Pazar

Yapılarının

Değişmesi

Pazarların değişimi, global ekonomilerin ortaya çıkışıyla birlikte örgütleri değişime

zorlayan bir hal almıştır. Yeni yatırımlar ya da küçülme hareketleri dünya genelinde

birçok örgütte değişime neden olmuştur.

Yasal Çevre

Unsurları

Politik çevredeki unsurların işletmelere etkisi bir yerde yönetimde bulunanların

çıkardıkları yasalar, yönetmelikler ve kararlarla olmaktadır. Toplum ve ekonominin

düzenini sağlayan kurallardan oluşan hukuksal çevre, bu kurallar, başka bir ifadeyle,

anayasa, yasa, yönerge ve tüzükler değiştikçe bir değişim içine girmektedir.

Vatandaşlar

ya da

Müşteriler

Demokratik, özellikle serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde müşteriler,

geniş anlamıyla vatandaşlar, daha iyi, kaliteli, süratli, basit, ucuz, rahat mal ya da

hizmet alabilmek için örgütleri değişime zorlamaktadır.

Kaynak: (Aytürk, 2010: 1856; Çelebioğlu, 1990: 76-80; Ülgen ve Mirze, 2010; Kreitner ve

Knicki, 1998: 615-617; Tosun, 1992: 115-132; Tuncer vd., 2011; Aktan, 2003: 14;

Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008: 247; Tüz, 2004: 20; Tekin Güleş ve Burgess, 2000: 9; Özkalp ve

Kırel, 1990: 397-408; Hussey, 1998: 10; Ünüvar, 2006: 283; Şimşek vd., 2011: 417).

Bir sistem olarak ele alındığında, her örgüt dış çevresinden aldığı çeşitli girdileri,

belli teknoloji düzeyindeki üretim süreci içinde değiştirir ve elde ettiği çıktıyı yine dış

çevresine gönderir. Girdi - süreç - çıktı biçimindeki bu akış ne kadar sürekli ve düzenli

ise ve ne kadar büyükse örgüt o kadar başarılı olacaktır. Örgütün kontrolü dışındaki bu

Page 134: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

119

dış çevre unsurlarının bazıları kendi dinamikleri içinde, stratejik yönetim terimleri ile

ifade edilirse, örgüt için yeni fırsatlar (opportunities) oluşturacak yönde değişirken,

bazıları da tehlikeler (threats) oluşturacak yönde değişecektir (Koçel, 2010: 674-675).

3.3. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME AÇIKLIK

Örgütler açısından değişime açıklık konusu incelendiğinde; literatürde benzer

anlamlara gelecek kavramların kullanıldığı görülmektedir. Örneğin yazarlarca; değişime

açıklık (Wanberg ve Banas, 2000; Hinduan vd., 2009), değişime uyum (van den Heuvel

vd., 2013), örgütsel değişime karşı tutum (Vakola ve Nikolaou, 2005; Lines, 2005),

değişime bağlılık (Herscovitch ve Meyer, 2002; Neves ve Caetano, 2009; değişime

hazır olma veya hazırbulunuşluk (Armenakis vd., 1993; Weiner vd., 2008) kavramları

kullanılmıştır.

Giderek artan dinamik çevrelerden dolayı, örgütler sürekli olarak strateji, yapı,

süreç ve kültürlerinde değişim yapma gereği ile karşı karşıya kalmaktadır. Örgütsel

değişimlerin uygulanmasında, etkililiğe katkısı bulunan pek çok etmen bulunmaktadır.

Bu etmenlerden biri de değişim için hazırbulunuşluktur. Lewin’in (1951) buzların

erimesi kavramına benzeyen hazırbulunuşluk, örgüt üyelerinin değişime ne denli ihtiyaç

olduğu ve örgütün bu değişimleri başarıyla yerine getirme yeterliliği hakkındaki

inançlarına, tutumlarına ve niyetlerine yansıyan algılarıdır. Hazırbulunuşluk, bir

değişim girişimine destek verme veya direnç gösterme davranışlarının bilişsel

öncüsüdür (Armanakis vd., 1993: 681).

Değişime açıklık, değişimi desteklemeye isteklilik ve değişime yönelik olumlu

tutumdan meydana gelen iki faktörlü bir yapı olarak ortaya çıkmaktadır (Wanberg ve

Banas, 2000). Miller vd. (1994: 60) değişime açıklığı, değişimi desteklemeye istekli

olma ve değişimin muhtemel sonuçlarıyla ilgili olarak olumlu duygular benimseme

olarak tanımlamaktır. Yazarlara göre değişime açıklık, planlanmış bir değişim için

gerekli ön koşuldur. Başka bir ifadeyle değişime açık çalışanlara sahip örgütlerde,

değişim çabalarının başarıya ulaşma oranı daha yüksektir.

Weiner vd. (2008) değişim için örgütsel hazırbulunuşluğu, örgüt üyelerinin bir

örgütsel değişimi uygulamak için psikolojik ve davranışsal olarak hazır olduğu seviye

olarak ifade etmektedir. Değişim için örgütsel hazırbulunuşluluk, örgüt üyelerinin

Page 135: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

120

motivasyonu ve planlı örgütsel değişimi uygulama kapasitesi gibi iki temel yapıdan

meydana gelmektedir. Bu iki boyutlu görüş, hazırbulunuşluk kavramının bir faaliyeti

yapmada istekli ve kabiliyetli olmayı çağrıştıran gündelik kullanımını yansıtmaktadır.

Örneğin; askeriyede birim hazırbulunuşluğu bir birimin savaşmak için psikolojik ve

davranışsal olarak hazır olmasından bahsetmede kullanılır. Çok iyi eğitimli ve

donanımlı olan fakat morali bozuk bir birim ile yetersiz eğitim almış, yetersiz donanımlı

fakat çok istekli bir birim arasında savaşa hazır oluş açısından neredeyse hiçbir fark

yoktur (Weiner vd., 2008: 424).

Değişime açıklık, değişimi desteklemeye istekli ve değişime hazır olmayı

içerecek şekilde değişimin gerekli olduğu algısı olarak tanımlanabilir ve örgütün

değişebilme yeteneğini ifade etmektedir (Chiang, 2010: 160). Değişime

hazırbulunuşluk; aynı anda değişimsel içerikten (örn. değişen ne?), süreçten (örn.

değişim nasıl uygulanıyor?), bağlamdan (örn. değişimin meydana geldiği durum ve

koşullar) ve bireylerden (örn. kendisinden değişmesi istenenlerin özellikleri) etkilenen

kapsamlı bir tutum olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, hazırbulunuşluk bir bireyin ya da

bireylerin statükoyu amaçlı bir biçimde değiştirmek amacıyla belirli bir planı kabul

etmeye ve benimsemeye bilişsel ve duygusal olarak ne kadar eğilimli olduğunu

yansıtmaktadır (Holt vd., 2007: 235).

Herscovitch ve Meyer (2002: 475) değişime bağlılığı, bireyi değişim girişiminin

başarıyla uygulanması için gerekli görülen davranış biçimine bağlayan bir güç olarak

tanımlamaktadır. Bireyi bir davranış biçimine bağlayan güç; (a) değişimin kendisinde

var olan faydalara duyulan inanca dayalı değişime destek verme arzusunu (değişime

duygusal bağlılık), (b) değişimi desteklememekten kaynaklanan bedellerin bulunduğu

ve (devam bağlılığı) kabullenildiğini, (c) değişime destek vermek için bir tür zorunluluk

hissini (değişime normatif bağlılık) yansıtmaktadır. Yani çalışanlar; bir değişimi

istedikleri için, mecbur oldukları için ya da bunu yapmaları gerektiğini düşündükleri

için destekleyebilirler. Değişime duygusal bağlılık, bu değişimin örgüte fayda

sağlayacağı inancına dayanan girişimleri desteklemeyi gerektirir. Değişime normatif

bağlılık değişim programını desteklemek için bir mecburiyet hissi içerir. Değişime

duyulan devam bağlılığında değişim girişimini desteklemenin sebebi bunu yapmamanın

getireceği bedellerin fark edilmesidir (Cunningham, 2006: 31).

Page 136: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

121

Herscovitch ve Meyer, bu güçlerin ölçülebilir olduğunu, birbirinden ayırt

edilebildiğini ve ayrıca diğer çalışma ortamı bağlılıklarından, özellikle de örgütün

kendisine bağlılıktan ayırt edilebilir olduğunu ifade etmektedir. Herscovitch ve Meyer

ayrıca (a) değişime bağlılık ölçümlerinin deneysel olarak örgütsel bağlılığın çok boyutlu

modelinden farklı olduğunu ve (b) değişime duygusal ve normatif bağlılığın, değişimi

desteklemekle bağlantılı (örn. değişime öncülük etmek) çeşitli davranışsal sonuçlarla

ilişkili olduğunu ortaya koymuşlardır (Cunningham, 2006: 31).

Duygusal bağlılık sahibi çalışanlar değişimin değerine inanır ve değişimi etkili

bir örgütsel strateji olarak görür, ayrıca bu gibi bir bağlılığa sahip çalışanın meydana

gelen değişim çabalarından dolayı örgütten ayrılması olası değildir (Cunningham, 2006:

39). Gerçekten de değişim ihtiyacını anlatarak, gerekli kaynak ve eğitimi sağlayarak

değişime açıklık ve hazırbulunuşluğu arttırma çabalarının muhtemelen duygusal

bağlılığın artması yönünde de katkısı olacaktır. Bunlar ayrıca normatif bağlılığa da

katkıda bulunabilir ancak bir değişimi desteklemeye zorunlu hissetme durumu, çalışan

mevcut değişime hazır veya açık olmasa bile var olabilir (Herscovitch ve Meyer, 2002:

475).

Rafferty vd. (2013: 116), bir çalışanın örgütsel değişim için hazır olduğuna

ilişkin genel değerlendirici yargısının aşağıdaki faktörlerden etkilendiğini önermektedir;

Bireyin İnançlar: Kişisel inançlar (a) bir değişime ihtiyaç duyulması, (b)

değişimi başarıyla üstlenme kapasitesine sahip olunması ve (c) değişimin kendi

işi veya rolü için olumlu sonuçlar doğuracağı inancını içermektedir.

Tepkiler: Bireyin spesifik bir değişim olayına yönelik mevcut ve gelecek

odaklı olumlu duygusal tepkileridir.

Yüksek değişime hazırlık seviyesine sahip örgütler, bireysel değişime uyum

sağlama konusunda ve değişimin üstesinden gelerek karşı koyma konusunda oldukça

başarılıdırlar. Aksine düşük değişime hazırlık düzeyi bulunan örgütlerde, değişimin

gerçekleşmesi sürecinde daha fazla sorun görülebilmektedir (Eby vd., 2000: 424).

Bireyler, değişimleri desteklemeye isteklilikleri veya değişime direnmeye

eğilimleri bakımından konu ve zamana bağlı olarak birbirlerinden farklılık

gösterebilmektedir. Bu genel yönelim, belirli konulara ve bağlamlara bağlı olarak farklı

Page 137: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

122

şiddetlerde ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle yönelimlerin hem kendi içlerinde hem de

birbirleri arasında bireysel farklılıklar olduğu düşünülmektedir. Ancak bir örgüt

içerisindeki her bir çalışanın belirli bir konudaki değişimi farklı ölçülerde desteklediği

veya bu değişime çeşitli ölçülerde direndiği düşünülürse, bireyin farklı konuların ve

bağlamların tamamındaki değişime karşı yönelimini değerlendirmek gereklidir

(Dunham vd., 1989: 12-13).

Değişime yönelik olumlu tutum ve güçlü tutum-davranış bağının, değişimin

uygulanmasını destekleme ve kolaylaştırma çabasına odaklanmış, azimli ve sürekli

davranışlar ortaya çıkarması beklenmektedir. Bu gibi değişim yanlısı davranışlar

arasında; öngörülemeyen sorunları çözmek, genel değişim yaklaşımını uyarlamak, iş

yeterliliği, davranışsal normlar ve fazladan rol çabası sergileme bulunmaktadır (Lines,

2005: 19). Değişime yönelik olumsuz tutuma sahip çalışanlar, önemli ve göze çarpan

değerlerine zıt olan bir değişim içeriği ya da sürecine karşı muhtemelen olumsuz bir

tepki geliştireceklerdir. Bu gibi tutumlar değişimin genel olarak olumsuz biçimde

değerlendirilmesinden kaynaklanan bir dizi davranışla da bağlantılı olabilir. Bu

davranışların örnekleri; değişime karşı direnci yansıtarak değişimi, süreci ve değişimin

temelini alaya almayı, değişimin tartışıldığı platformlarda boykotları, değişimi

engelleme davranışlarını ve sabotajları içerebilir. Bu durumda örgüte daha az bağlılık

duyan çalışanlar, örgütten ayrılmayı seçebilmektedir (Lines, 2005: 21).

Çalışanların değişime yönelik tepkisi, değişimi desteklemek gibi olumlu

niyetlerden değişime karşı gelmek gibi olumsuz niyetlere kadar farklılık gösterdiği için,

değişim heyecan ve mutlulukla ya da öfke ve korkuyla karşılanabilmektedir. Ayrıca

örgütsel değişimin ortaya çıkardığı stres, değişime yönelik olumsuz tutumlar

oluşturacaktır ve sonuç olarak stres değişim için engelleyici hale gelecektir. Bu nedenle

stres seviyesi, stres kaynağı ve örgütsel değişim tutumu arasında ters ilişki olduğunu

ileri sürülebilir (Vakola ve Nikolau, 2005: 162). Örgütsel değişim süreçlerinde öfke,

sinirlilik, sevinç ve mutluluk duyma gibi hisler değişime karşı duygusal tepkileri

yansıtan öğelerdir.

Çalışanların değişime yönelik tutumları, bir örgütün değişim çabalarının başarılı

mı? yoksa başarısız mı? olacağının belirlenmesinde temel bileşenlerdir. Çalışanların

değişime yönelik güçlü ve olumlu bir tutuma sahip olmaları durumunda genellikle

Page 138: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

123

uygulanan değişim girişimi için ısrarcı ve gayretli biçimde destekleyici ve kolaylaştırıcı

davranış sergilemeleri olasıdır (Elias, 2007: 3). Değişime açıklık kavramı, yönetime

üstü örtülü bir inanç duyulduğunu var sayar ve potansiyel olarak riskli değişim

girişimlerini kabul etmede istekli olmayı gerektirir. Değişim süreci; katılım, adalet ve

değer hislerine katkıda bulunmadıkça çalışanlar değişimi kabul etmekte veya değişime

kendini adamakta isteksiz olabilmektedirler (Chawla ve Kelloway, 2004: 494).

Örgütler oldukça düzenli biçimde değişir ve bu değişimlerin çalışanları bireysel

olarak etkilemesinin yanında, örgütü de olumsuz biçimde etkileme potansiyeli vardır.

Çalışanların kişilikleri arasındaki çeşitlilik göz önünde bulundurulursa, örgütsel

değişime farklı şekillerde tepkilerin bulunması şaşırtıcı değildir. Bazı çalışanlar,

değişimleri mesleki ufuklarını geliştirme fırsatı sağladığı ve gelişme ihtiyaçlarını

karşıladığı için desteklemektedir. Diğer çalışanlar ise, değişimi uygulamanın fazladan

çaba harcamalarını gerektireceğinden ya da değişim çalışmalarının bazı gerekçelere zıt

olduğundan dolayı değişimden korkarlar (Elias, 2007: 3). Çalışanların bir kısmı da

özerklik tanıyan yeni iş koşulları bulunması durumunda değişimden memnun

olacaklarını düşünürler. Çalışanların değişime yönelik bilgileri faydalı olarak algılama

düzeyleri, değişimle ilgili bilgi birikimini elde etme ve değişime katılmadaki

istekliliklerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Bu durumda faydalı bilgi, yaklaşan

değişimin özellikle çalışanı ne şekilde etkileyeceğini gösteren bilgidir. Bununla birlikte

değişimde daha düşük endişe seviyesine sahip çalışanlar, değişim sürecine katılmada

yüksek endişe düzeyine sahip olanlara göre daha istekli olabilmektedir. Çalışanların

katılıma istekli olması, planlanan değişimin başarısında temel öneme sahiptir (Miller

vd., 1994: 63-65).

Değişime açıklık, değişimin başlangıcından itibaren değişimin benimsenmesi ve

çalışanların değişime istekli bir biçimde sarılmalarıdır. Çalışanlar değişime hazır

değillerse, değişimi reddedip direnç gösterme eğiliminde olabilirler. Bu davranışlara ek

olarak; işe geç gelme, devamsızlık yapma, sabotaj ve üretim sonuçlarını ya da

verimliliği kısıtlayıcı yöntemlere de başvurabilirler (Armenakis vd., 1999: 103).

Değişime karşı direnç, “örgütsel değişim hedeflerini engelleyen tutum ve davranışlara

bağlılık” olarak tanımlanmaktadır. Direnç iki bileşenli olarak daha kolay incelenebilir.

Bunlar; değişime karşı tutumsal ve davranışsal tepkilerdir. Bu çerçeve dâhilinde

Page 139: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

124

değişime yönelik tutumsal direnç, değişim ihtiyacını psikolojik olarak reddetmeyi

beraberinde getirirken davranışsal direnç, değişimi desteklemede isteksizlik ya da

çalkantılı değişim dönemlerinde örgüt içerisinde kalmada isteksizlik gibi davranışlarla

ortaya çıkabilmektedir (örn. değişime kendini adamada yetersizlik)(Chawla ve

Kelloway, 2004: 485).

Miller ve diğerleri örgütsel değişime yüksek seviyede açık olmanın artan

işbirliğine işaret ettiğini münakaşa, düşmanlık, üretimin kasti kısıtlanması ve yönetimle

işbirliği eksikliği gibi değişime direnme davranışlarını önleyebileceğini ileri

sürmüşlerdir. Dahası düşük değişime açıklık düzeyi; düşük iş tatmini, yüksek iş

irritasyonu (kızgınlık, öfke vb.) ve güçlü işten ayrılma niyetiyle ilişkilidir (Wanberg ve

Banas, 2000). Esasen değişime karşı hazırbulunuşluk, değişime karşı direnç ihtimalinin

önüne geçebilir ve böylece değişim çabalarının etkili olma olasılığını arttırır. Bir

değişim projesinin hazırbulunuşluk çerçevesini hazırlamak ve değişime direniş işaretleri

bulmak için değişimin savunucusu ve rehber rolünü üstlenen lider tipine ihtiyaç vardır.

Hazırbulunuşluğu ortaya çıkarmak için gereken enerji, ilham ve desteğin kaynağı

örgütün içinden alınması gerektiğinden, temel olarak iç değişim ajanları (örn. örgüt

liderleri, alt ve üst düzey yöneticiler) üzerinde odaklanmak örgütler açısından faydalı

olabilir (Armanakis vd., 1993: 682).

Genel olarak değişimde kurumsallaşan örgütlerde, örgütsel değişim üç aşamada

gerçekleşen bir süreç olarak ele alınmaktadır. İlk aşama olan hazırbulunuşluk sırasında,

örgüt üyeleri değişime hazır hale gelir ve tercihen bu değişimi destekler. İkinci aşama

olan benimsemede, değişim uygulamaya konulur ve çalışanlar yeni işleyiş şekillerini

benimser. Ancak benimseme aşaması bir deneme dönemidir ve çalışanlar sonunda yine

de değişimi reddedebilir. Üçüncü aşama olan kurumsallaşma, benimseme döneminin

sürdürülmesi çabasından başlayarak değişimlerin içselleştirilmesini sağlar ve

değişimleri norm haline gelene kadar güçlendirir (Armenakis ve Harris, 2002: 169-170).

Page 140: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

125

Şekil 17. Örgütsel Değişimin Kurumsallaşma Süreci

Kaynak: (Armenakis ve Harris, 2002: 170).

Değişime bağlılık ve değişimi kabullenme gibi diğer ifadeler, hazırbulunuşluğun

yalnızca motivasyonla ilgili yönünü içeren kavramsallaştırmalara daha uygun

görülmektedir. Değişim için örgütsel hazırbulunuşluk, planlı örgütsel değişimi

uygulamada çalışanların hazırlıklı olmasına odaklandığı zaman daha faydalı

değerlendirilmektedir (Weiner vd., 2008: 425).

Örgütsel değişimde, değişimin kabul edilmesi aşamasında direnç söz konusu

değildir (Basım vd., 2009: 35). Yeniliği veya değişim kabul tutumu, bireyin arzu edilen

davranışları göstermesini sağlamakta ve sistemin başarısına destek olan fonksiyonel

davranışlara dönüşmektedir (Budak, 1998: 68). Değişim için kabul aşaması, eğer

örgütsel değişimin kaçınılmaz olduğu ve bunun örgüte ve çalışanlara sağlayacağı

yararlar iyi anlatılırsa o zaman değişimin onaylanması ve aktif destek sağlanması imkân

dâhilinde olur. Çalışanlar değişime inandıkları takdirde heyecanla işe sarılabilirler, ça-

lışma gruplarına katılım göstererek katkıda bulunabilirler (Aktan, 2003: 57).

3.3.1. Örgütsel Değişime Açıklığı Etkileyen Faktörler

Duygular ve inançlar birleşerek değişime olan duyguları, değişime yönelik

davranışları ve daha sonraki değişimle ilgili bilgi işleme şeklini öngörülebilir şekillerde

etkileyen bir tutum meydana getirir. Değişime yönelik tutumların oluşması değişim

sürecinde son derece önemli bir olaydır, çünkü bir kez oluştuğunda tutumları

değiştirmek son derece zordur. Tutumun değişmezliğinin üç ana nedeni arasında maruz

kalınan bilgilerde seçicilik eğilimi, kodlanmış bilgilerde yanlı hafıza ve tutumla

uyuşmayan bilgiye karşı aktif savunma bulunmaktadır (Lines, 2005: 11). Değişime

Benimseme Kurumsallaşma

Değişime

Hazır

OlmaSağlıklı

Girişim

Page 141: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

126

yönelik tutumu veya değişime açıklığı etkileyen faktörler ve sonuçları şekilde

gösterilmektedir.

Şekil 18. Örgütsel Değişime Açıklığı Etkileyen Faktörler ve Sonuçları

Kaynak: (Wanberg ve Banas, 2000: 133).

Bilişsel uyum kuramına göre, stresli yaşam olaylarında en yüksek refah düzeyine

sahip bireyler, yüksek benlik saygısı (örneğin, yüksek öz-değer hissi), iyimserlik (örn.

hayata karşı iyimser bir bakış açısı) ve algılanan kontrol hisleri olan kişilerdir (örn.

yaşamın ve durumların kişisel kontrol altında olduğu görüşü). Teori, bu değişkenleri

stresli yaşam olayları sırasında başa çıkma, genel memnuniyet ve uyum sağlama gibi

temel bireysel farklılıklar olarak destekleyen zengin bir literatüre dayanmaktadır.

İyimserlik seviyesi yüksek çalışanlar, büyük olasılıkla örgütsel değişimin muhtemel

sonuçları ile ilgili olarak daha olumlu tahminlere sahip olmakla birlikte örgütsel

değişime daha fazla destek vereceklerdir. Değişim sürecinde beş durumsal değişken

önem arz edebilecek yapıya sahiptir. Bunlar; değişimle ilgili bilginin alınması, değişim

sürecine katılım, değişime özgü özyeterlilik, mevcut sosyal destek ve değişimin kişisel

etkileridir (Wanberg ve Banas, 2000).

Değişim sürecine katılımın, çalışanların değişime karşı tutumları üzerinde

önemli bir etkisi olmaktadır. Ayrıca geçmişte başarısız olan örgütsel değişim

girişimleri, çalışanların yeni değişim girişimlerini benimsemede isteksiz olmalarına yol

Bireysel Değişkenler

Özsaygı

İyimserlik

Algılanan Kontrol

İş Tatmini

İş İrritasyonu

(öfke, sinir,

kızgınlık vd.)

İşten Ayrılma

Niyeti ya da

Gerçekten

İşten Ayrılma

Örgütsel

Değişime Karşı

Açıklık Duruma (Bağlam)

Özgü Değişkenler

Bilgi

Katılım

Değişim

Özyeterliliği

Sosyal Destek

Kişisel Etki

Page 142: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

127

açabilmektedir (Devos vd., 2007). Katılım, çalışanlara değişimi etkileme fırsatını verir.

Katılım süreci çalışanlarda, değişimle başa çıkmak için gerekli becerileri, bilgiyi ve

özyeterliliği oluşturmada kolaylaştırıcı unsurdur (Devos vd., 2007). Katılım, önerilen

değişime ilişkin çalışanların girdi sahibi olmasını sağlamak anlamını taşımaktadır.

Meydana gelecek değişim ve bunun örgütü ne biçimde etkileyeceğiyle ilgili bilgi

gereklidir. Değişime özgü öz yeterlilik, belirli bir durumda değişimle başa çıkma ve

değişimin gereklerine rağmen işinde yeterli işlev görme yeteneğine dair bireyin

algısıdır. Sosyal destek, bilgi edinmek için, şefkat, rahatlama, teşvik ve güvence

bakımından destek olabilecek bir başka bireyin varlığı anlamına gelmektedir. Son

olarak kişisel etki,belirli bir değişimin bir bireyin veya çalışma ortamının üzerinde

bırakabileceği algılanan net etkilerinin toplamıdır (Wanber ve Banas, 2000).

3.3.2. Örgütsel Değişime Açıklıkta Bağlılığın Rolü

Bireyler örgütlere beraberlerinde birtakım ihtiyaçlar, beceriler ve beklentilerle

gelirler ve becerilerini kullanıp ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir çalışma ortamı

bulmayı umarlar. Örgüt bu olanakları sağlayabildiğinde çalışan bağlılığını arttırma

olasılığı da yükselir. Bağlılığın belirleyici özelliği olan birbiriyle bağlantılı en az üç

etmen vardır. Bunlar; örgütün değer ve hedeflerini sıkı sıkıya kabullenmek, örgüt adına

büyük miktarda çaba göstermeye isteklilik ve örgütteki üyeliğini sürdürmek için yoğun

istektir. Sonuç olarak bağlılık; kişisel özellikler, yapısal özellikler, iş deneyimi ve rolle

bağlantılı özellikler gibi bir dizi örgütsel ve bireysel etmenler tarafından belirlenir

(Vakola ve Nikolaou, 2005: 163). Guest (1992), örgüte bağlılık duyan çalışanların

bağlılık duymayan meslektaşlarına göre, örgütsel değişimi daha kolay kabul ettiği

görüşündedir.

Bağlılık düzeyi son derece yüksek bir birey faydalı olarak görülen örgütsel

değişim çabalarını daha kolay kabullenebilir ve bu çabalarla kendini özdeşleştirebilir.

Aynı şekilde bağlılık düzeyi yüksek olan bir bireyin, örgüt için zararlı olduğu düşünülen

bir değişime şiddetle karşı çıkması beklenmektedir (Lau ve Woodman, 1995: 540).

Değişim örgütün temel değerleri ile hedeflerini değiştirmiyorsa ve örgüt için faydalı

görülüyorsa, duygusal bağlılık düzeyi yüksek olan birinin değişimi kabul etmeye daha

istekli olacağı ileri sürülebilir, çünkü örgütsel bağlılık örgütün değer ve inançlarına

duyulan gücü yansıtır. Benzer şekilde bağlılık düzeyi yüksek bir çalışanın örgüt için

Page 143: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

128

zararlı görülen bir değişime şiddetle karşı çıkması beklenmektedir. Öte yandan güçlü

devam bağlılığı olan bireyler değişimleri kabul etmede daha az istekli davranabilirler,

çünkü bu değişimlerin mevcut örgütlerinde elde etmekte oldukları faydaları

azaltacağından korkabilirler (Yousef, 2000).

Örgütsel bağlılığın örgütsel değişim üzerindeki etkisi dikkate alınırken, işle

bağlantılı değişkenlerle çevresel değişkenlerin etkileri arasında aracılık rolü

beklenmektedir. Özellikle daha yüksek hiyerarşik konuma sahip çalışanlar örgütün karşı

karşıya olduğu sorunlar için endişe duyuyorlarsa, değişim sürecine daha büyük inanç

duyduklarını dile getirmektedir. Eğitimin örgütsel değişimin kabul edilmesi üzerinde

olumlu bir etkisi olması beklenmektedir, çünkü daha yüksek düzeyde eğitimi olan

çalışanlar becerilerini kullanmak için olanaklarını artırırlar (Cordery vd., 1993: 714).

Eğitim sonucunda artan beceri kullanımı çalışanların çalışma ortamlarındaki yeni

zorlukları daha iyi karşılamalarını sağlamaktadır. Örgütsel bağlılık düzeyi yüksek olan

bireyler örgütün hedef ve değerlerine daha çok uyum gösterir, örgüt adına çok daha

fazla çaba sarf etmeye isteklidir ve bu nedenle bu bireylerin örgütsel değişimi kabul

etme olasılıkları daha fazladır. Bir başka deyişle çalışanların eğitimi ne kadar yüksek

düzeyde olursa işgücü de o kadar esnek ve kolay uyum sağlayabilir özellikte olmaktadır

(Iverson, 1996: 142).

İşle bağlantılı davranışsal bağlılığın yanı sıra örgütsel bağlılık, yüksek düzeyde

çalışan tatmini, daha uzun süreli işte kalma, yüksek performans ve değişimi

desteklemeye istekli olmakla sonuçlanacaktır. Bu da planlanmış örgütsel değişimleri

uygulama yeterliliği ve örgütün her seviyesinde beklenmedik baskı oluşturan durumlar

karşısında kolay uyum sağlamayı ve duyarlı olabilmeyi sağlamaktadır. Kolay uyum

sağlayan bir örgüt, insan kaynakları politikalarının hedefleri bakımından hem araç hem

de amaç olan bazı yapısal özelliklere sahiptir. Örgüt; katı, hiyerarşik ve bürokratik

yapılardan kaçınmalı güçlü, köklenmiş çıkar gruplarının gelişmesini engellemelidir ve

çalışan grupları veya bireysel roller arasında hiçbir sınırlayıcı çizgi olmamalıdır (Guest,

1987).

Page 144: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

129

3.3.3. Örgütsel Değişime Açıklığın Boyutları

Değişime açık olmaya veya değişimi kabul etmeye yönelik tüm süreçler

tutumları yansıtmaktadır. Tutum kavramı, sosyal psikolojide genel anlamda bir bireye

atfedilen onun psikolojik bir nesneye ilişkin düşünce, duygu ve muhtemelen

davranışlarını organize eden bir eğilime işaret etmek için kullanılmaktadır (Aydın,

2004). Tutum, davranış gibi doğrudan gözlemlenemeyen belirli bir davranıştan dolayı

bir bireye yüklenen davranışa hazırlayıcı eğilimdir. Her nesne tutum konusu olabilir

ancak bunun için o nesnenin tutum sahibi olacak bireyin gözünde psikolojik değer

kazanması gerekir (Can vd., 2006: 82). Bireylerin tutumlarını gözle görmek mümkün

olmadığı için ancak davranışlarına bakarak belirli bir nesneye ilişkin tutumu hakkında

fikir sahibi olunabilir (Aydın, 2004).

Genel olarak değişime yönelik tutum, bireyin değişimle ilgili bilişsel

algılarından, değişime karşı duygusal tepkilerinden ve davranışsal eğilimlerinden

meydana gelmektedir. Belirli bir değişime karşı tutum ise, kişinin özellikle o değişime

karşı idrakinden, o değişime karşı duygusal tepkilerinden ve o değişime karşı duygusal

eğiliminden oluşmaktadır (Dunham vd., 1989: 5). Örgütsel değişime olası bilişsel,

duygusal ve niyetsel cevaplar değişimin kendisi, bireyler, değişim süreci ve örgütsel

bağlamla ilgili birçok faktöre bağlıdır (El-Farra ve Badawi, 2012: 163).

Oreg (2006) değişime direnci bilişsel, duyuşsal ve davranışsal yaklaşım

arasındaki etkileşimi içeren “değişime karşı üç boyutlu (olumsuz) bir tutum” olarak

tanımlamıştır. Örgütsel değişim, örgütün mevcut durumundan bazı istenen beklentilere

doğru bir evrim yaptığı zaman gerçekleşir. Örgütsel değişimin yönetimi, örgütteki

değişimin, çalışan direncini ve maliyetleri düşürerek aynı zamanda değişim çabasının

etkililiğini en üst düzeye çıkaracak biçimde öngörme ve uygulama sürecidir. Değişim;

örgüt birimlerinde meydana gelen tutumları, yapıları, politikaları, hedefleri veya

çıktıları dönüştürme sürecidir. Çalışanlar açısından değişim, bilişsel, duyuşsal ve

davranışsal üç düzeyde gerçekleşir ve en kolay değişim, kavramaya dönük (bilişsel)

değişimdir. Duygusal seviyedeki değişim, değişimin ilgi oranına veya değişime olan

sevgiye bağlı olabilmektedir. Son olarak, önemli ölçüde daha zor ve daha fazla zaman

harcayan davranışsal değişim bulunmaktır. Davranışsal değişimlerin herhangi bir

Page 145: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

130

örgütsel değişim sürecinde bazı teşvik edici veya değişimi engelleyici etkileri vardır

(Priya ve Rani, 2017: 58).

Değişime yönelik tutumlar incelenirken yazarlarca, tutumun üç özelliği üzerinde

durulmuştur. Elizur ve Guttman'a (1976) göre, birey veya grubun örgütsel değişime

yanıtı duygusal, bilişsel ve araçsal olmak üzere üç biçimde ortaya çıkmaktadır. Benzer

şekilde Dunham vd. (1989), değişime yönelik duygusal, bilişsel ve davranışsal olmak

üzere üç tür tutumun olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca Piderit (2000) ve Oreg (2006), bu

üç tür değişim tutumunu değişime direnç yönüyle ele almışlardır. Başka bir ifadeyle

değişime direncin oluşmasında bu üç tür tutum ön plana çıkmaktadır. Duygusal bileşen

(değişime yönelik duygular), bilişsel bileşen (değişimin değerinin ve faydasının

değerlendirilmesi) ve davranışsal (değişimin karşısında veya arkasında hareket etme

niyetinde olan) bileşenlerden oluşmaktadır (Oreg, 2006). Bu boyutların her biri,

kabulden dirence kadar çeşitlilik gösterebilir. Bu üç boyut toplamda ele alındığında

sonuç, çalışanların genel değişimi kabulünü veya değişime direncini yansıtmaktadır

(Wittig, 2012: 25).

3.3.3.1. Duygusal Bileşen

Bir tutumun duygusal boyutu, bireyin tutum nesnesine yönelik olarak

duygularını ifade eder (Piderit, 2000: 786). Duygular; bilinçli ya da bilinçsiz, rasyonel

veya irrasyonel biçimde, yüz ve bedendeki değişimler, bilişsel değerlendirmeler ve

öznel duygular içeren uyarılmalardır. Örgütsel değişim sürecinde çalışanlar günlük

yaşamda yaşadıkları duyguların benzerlerini yaşayabilmektedir. Bu duygulardan

bazıları; keder, üzüntü, anksiyete ve düşük benlik saygısıdır (Bovey ve Hede, 2001:

374). Duygular, birey için önemli ve süre bakımından kısa olma eğiliminde olan

çevresel uyaranlara doğrudan yanıtlardır. Duygusal öğe hisleri, duygudurum, ruh hali ve

mizaç içermektedir (Smollan, 2006: 144). Duygusal bileşen, kişinin tutum nesnesine

yönelik, değerlendirme ve duygu içeren genellikle tutum nesnesi için olduğu gibi

hoşlanılan veya hoşlanmayan hislerden oluşur. Değişime duygusal yanıt, tatminle

bağlantılı olma ya da endişeli olma hissini açıklamaktadır (Rashid, Sambasivan ve

Rahman, 2004: 163).

Page 146: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

131

Duygusal bileşen, kişinin değişimi nasıl hissettiğini ifade etmektedir (Oreg,

2006: 76; Holt vd., 251; Piderit, 2000; Erwin ve Garman, 2010: 43). Bir değişim

sürecinin başlarında, örgütün üyeleri kendilerini beklemekte olan bir değişimin olduğu

bilgisine ilk maruz kaldıklarında değişimle ilgili bazı inançlar oluştururlar. İnançların

bireyler için olumlu ve olumsuz değerleri vardır. Algılanan bazı değişim özellikleri

olumlu sonuçlarla, bazıları ise olumsuz sonuçlarla bağdaştırılır. Bireyler ayrıca bir

değişimle ilk karşılaştıklarında duygusal olarak tepkiler verebilirler. Değişimle ilgili

bilgiler, acı, hüsran, heves ya da korku gibi duyguları ortaya çıkarabilir (Lines, 2005:

11). Olumsuz duygular değişime karşı daha etkili bir dirence neden olmaktadır.

Duygusal tepkiler az ya da çok değişime bağlanma, değişimden memnun olma ya da

değişimle ilgili endişe duyma hisleridir (Yousef, 2000). Bir çalışanın duygusal boyut

boyunca verdiği tepki, güçlü olumlu duygulardan güçlü olumsuz duygulara kadar

değişebilir (Piderit, 2000). Değişime yönelik duygusal tepkiler arasında sevinç,

sinirlilik, coşku ve endişe gibi duyguların yaşanması yer alır (Erwin ve Garman, 2010:

43).

Çalışanlar değişim sürecinde mutluluk, heyecan, neşe ve umut gibi olumlu

duygulara sahip olabilmektedir. Değişime yönelik olumlu duygular, çalışanların

beklentileriyle ilgili yüksek önem ve değişimin düşük düzeyli etkisine bağlı olarak

gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla çalışanların bu duygulara sahip olması, değişim

etkinliğinin sonucunu olumlu olarak değerlendirdikleri ve memnuniyet duygularını

harekete geçirdiklerini gösterebilmektedir. Aynı zamanda çalışanlar, değişimin kendi

beklentileriyle uyumlu olmadığını fark ettiklerinde ya da örgüt için etkisinin zayıf

olduğunu düşündüklerinde öfke, hayal kırıklığı gibi olumsuz duyguları yansıtmaktadır

(El-Farra ve Badawi, 2012: 173).

Değişimin konusu açıldıkça bundan hoşlanmak, daha fazla bağlılık duymak ya

da sinirlenmek veya hırçınlaşmak gibi duygular tutumun duygusal öğesini

oluşturmaktadır (Can vd., 2006: 82). Hissi faktörler tutumun bireyden bireye değişen

ve gerçeklerle açıklanamayan, hoşlanma-hoşlanmama, sevme-sevmeme gibi

özelliklerini yansıtır (Şimşek vd., 2014: 61). Bir tutumu, inanç, gerçek veya olgudan

ayıran en önemli özellik tutumun bir duyusal özelliğe sahip olmasıdır. Bir örgüte

olumlu duygular besleyen bir çalışan, örgütü iyi bir biçimde nitelendirecek, diğer

Page 147: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

132

çalışanlara karşı dostça duygular besleyecek, örgütün iklimini ve kültürünü sevecek,

örgütün başarısı onu sevindirecek başarısızlığı onu üzecek ve ürettiği mallara veya

hizmetlere hayranlık duyacaktır. Ayrıca örgüte olumsuz duygu besleyen bir çalışan,

diğer çalışanlara dostça duygular beslemeyecek, örgütün başarısızlığına sevinecek ve

ürettiği mal veya hizmetleri beğenmeyecektir (Aydın, 2004).

3.3.3.2. Bilişsel Bileşen

Bir tutumun bilişsel bileşeni bireyin tutum nesnesine yönelik düşünce, bilgi ve

inançlarından oluşmaktadır (Aydın, 2004). Bireyler herhangi bir konu veya nesne

hakkında olumlu ya da olumsuz tutumları benimseyebilmektedir. Örgütsel değişim

açısından düşünüldüğünde, değişimin örgütün rekabet düzeyini artıracağını, örgütü bir

adım öne taşıyacağını, finansal anlamda katkı sağlayacağını veya olumsuz anlamda

örgütü zor duruma sokacağını, çalışanlarda performans düşüklüğü oluşturabileceğini,

moral ve motivasyonu azaltabileceği gibi tüm fikirler ya da bilgiler bilişsel tutumu

yansıtmaktadır. Bu tür bilgiler yalın olabileceği gibi çok karmaşık biçimde de olabilir.

Bilgiler karmaşıklaştıkça ve fazlalaştıkça tutumların gücü artmaktadır (Can vd., 2006:

82). Bilgisel veya zihinsel faktörler, tutumun gerçeklere dayanan bilgi hazinesini

oluştururlar. En önemli zihinsel ve bilgisel faktör değerleyici olan inançlardır. Burada

olumlu-olumsuz, iyi-kötü, yeterli-yetersiz biçiminde yargılar oluşabilmektedir (Şimşek

vd., 2014: 61). Biliş, bir kişinin öncelikle uyarandan haberdar olduğu, bu uyaranların

önemini değerlendirdiği ve sonra da olası davranışsal tepkileri göz önüne aldığı düşünce

sürecidir (Smollan, 2006). Bilişsel cevaplar, yararlılık ve zorunluluk ile değişimin

üstesinden gelmek için gerekli olan bilgiyle ilgili görüşlerdir (Rashid vd., 2004: 163).

Değişime açıklığın bilişsel bileşeni, bir kişinin değişim hakkında ne

düşündüğünü (örn. gerekli mi? faydalı olacak mı?) içermektedir (Oreg, 2006: 76; Holt

vd., 251; Piderit, 2000). Bilişsel tepkiler değişimin avantajları, dezavantajları,

faydalılığı ve gerekliliği ile değişimle baş etmek için gereken bilgiler hakkında kişinin

sahip olduğu fikirleri yansıtmaktadır (Yousef, 2000). Bir tutumun bilişsel bileşeni,

kişinin doğru olduğuna inandığı kişi ya da herhangi bir şey hakkında sahip olduğu

bilgilerden oluşur. Dolayısıyla, çalışanın bilişsel boyuttaki örgütsel değişime verdiği

yanıt, güçlü olumlu inançlardan (yani, “bu değişim örgütün başarılı olması için

Page 148: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

133

gereklidir”) güçlü olumsuz inançlara kadar değişebilir (yani, “bu değişim örgütü yıkıma

uğratabilir”) (Piderit, 2000: 787).

Bilişsel boyut, bireyin değişimi nasıl kavramsallaştırdığını veya bireyce nasıl

anlaşıldığını içerir. Örneğin bir çalışan, değişimin değeri nedir?, değişim çalışma

bölümüm, örgütüm veya bana yarar mı sağlar yoksa zarar mı verir? gibi düşüncelere

sahip olabilir. Değişime yönelik bilişsel olumsuz tepkiler veya tutumlar, değişime olan

bağlılık eksikliğini ve değişimin olumsuz değerlendirmelerini içerir (Erwin ve Garman,

2010: 43). Örgütlerde çalışanlar, değişimin anlamlı ve yararlı olduğuna inanırlarsa,

değişimin genel olarak tüm çalışanlara fayda sağlayacağını ve iş verimliliğini

artıracağını düşünebilirler. Bazı durumlarda ise çalışanlar değişim hakkında olumsuz

bilişsel değerlendirmeler yağabilirler. Bu olumsuz biliş, değişim hakkındaki yetersiz

iletişim (özellikle resmi iletişim), belirsiz değişim mesajı, düşük değişim katılımı, sınırlı

değişim bilgisi ve deneyiminden kaynaklanabilmektedir (El-Farra ve Badawi, 2012:

173).

3.3.3.3. Davranışsal Bileşen

Davranış eğilimi, bir kişinin bir tutum nesnesine karşı hareket etme niyetini

ilgilendirir (Rashid vd., 2004: 163). Elizur ve Guttman'ın (1976) araçsal yanıt olarak

ifade ettiği davranış boyutu, halihazırda yapılan veya değişimi ele almak için yapılacak

davranış örüntülerini ifade eder. Bu davranışların arasında, değişim girişimlerini aktif

olarak desteklememek, etkililiğin veya değişim oranının daha gizli bir şekilde

engellenmesi şeklinde davranmak bulunabilir. Dahası gerekli olan asgari düzeyde

davranışta bulunmak, değişim girişimi ile aktif olarak işbirliği yapmamak, değişimi

veya astları teşvik etmemek, değişim çabasını anlamaya çalışmak için çaba sarf

etmemek bu kapsamdadır (Erwin ve Garman, 2010).

Davranışsal bileşen, değişime tepki olarak eylemleri veya eyleme yönelik

niyetleri içerir (örn. değişimin şikâyet edilmesi, başkalarını değişimin kötü olduğuna

ikna etmeye çalışmak) (Oreg, 2006: 76; Holt vd., 251; Piderit, 2000). Davranışsal

unsurlar, zaten girişilmiş veya gelecekte girişilecek olan değişim lehinde veya aleyhinde

olan eylemlerdir (Yousef, 2000). Davranışsal tutum çalışanların tepki olarak değişime

karşı nasıl davrandıkları üzerinde durmaktadır (Piderit, 2000; Erwin ve Garman, 2010).

Page 149: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

134

Örneğin, değişimi benimsemek, şikayet etmek ve/veya sabote etmek gibi (Erwin ve

Garman, 2010). Bir çalışanın davranışsal boyuttaki tepkisi, olumlu niyetlerden,

değişime karşı durmak için olumsuz niyetleri destekleyecek şekilde olabilir (Piderit,

2000). Değişim sürecinde çalışanlar, değişime uyum sağlayarak ve değişimi kabullerini

göstererek davranışsal biçimde desteklemeyi amaçlayabilmektedir. Bu durum,

değişimin tüm çalışanlarca faydalarının algılanması ve orta düzeyli olumlu duygularla

birlikte değişimin çalışanların işlerinde düşük seviyede olumsuz etki yaratmasıyla

ilişkili olabilmektedir (El-Farra ve Badawi, 2012: 173).

Örgütte değişimle ilgili toplantılara katılmak, değişime katkıda bulunmak,

değişim için diğer meslektaşları iknaya çalışmak gibi eylemler davranışsal tutumu

yansıtmaktadır (Can vd., 2006: 82). Davranışsal faktörler tutumun sözlü veya eylemsel

ifadesini oluştururlar. Kişinin inanç ve bilgileri sonucunda meydana gelen yargısı onu

bir objeye karşı olumlu veya olumsuz harekete eğilimli hale getirebilecektir (Şimşek

vd., 2014: 61; Aydın, 2004). Değişime yönelik olumlu tutumda bulunan birey,

değişimde olumlu davranmaya, ona yaklaşmaya, değişime yakınlık göstermeye,

değişimi desteklemeye ve değişimde diğer çalışanlara yardım etmeye eğilimli olacaktır.

Değişime ilişkin tutumu olumsuz olan birey ise, değişime ilgisiz kalma veya ondan

uzaklaşma, değişimi eleştirme, hatta zarar verme eğilimi gösterecektir (Aydın, 2004).

Davranış eğilimi bileşeniyle ifade edilmek istenen yalnızca bir ön eğilimdir. Herhangi

bir tutum öğesi ile alakalı olarak bireyde oluşan niyet, davranışın da tam anlamıyla aynı

yönde olacağını garanti etmez (Barlı, 2007: 71).

Yukarıda anlatılan üç bileşen birbirinden bağımsız değildir ve insanların bir

değişim hakkında hissettikleri, çoğu zaman bu konuda ne düşündükleri ve davranışsal

niyetleri ile ilgilidir. Bununla birlikte, bileşenler birbirinden farklıdır ve her biri direnç

veya kabul olgusunun farklı bir yönünü vurgular (Oreg, 2006: 76; Holt vd., 251). Farklı

bireyler belirli bir değişime karşı değişik tepkiler verebilir. Bazılarına göre değişim

memnuniyet ve avantaj sağlayabilir, diğerleri için ise değişim dezavantaj kaynağı

olabilir. Başkaları ise değişimi hiç algılamayabilir (Yousef, 2000). Piderit (2000),

çalışanların olası kişisel sonuçlarını göz önünde bulundurmadan nadiren dirençli

davranışlarda bulunmalarını önermektedir. Değişime yönelik bilişsel, duygusal ve

davranışsal cevaplar, bireyin kendine bağlı (duygusal zeka, eğilim, önceki değişim

Page 150: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

135

deneyimi, iş dışı değişimler ve stresler); değişim yöneticisi/liderlerine bağlı (liderlik

yeteneği, duygusal zekası ve güvenilirlik derecesi) ve örgüte bağlı (kültür ve değişim

içeriği) faktörler tarafından kontrol edilir (Smollan, 2006).

Değişime yönelik tutum üç biçimden oluştuğu için ortaya çıkan bir konu, bu

tutumdan hangisinin daha kritik olduğudur. Burada ilk olarak “Örgütsel değişimler

bilişsel veya duygusal modu benimseyerek ve ardından davranış modu izleyerek başlar

mı?” sorusu önemlidir. Değişimin önündeki en büyük engellerden birisi

“bilinmeyenlerin korkusu” ya da “alışılmamış durum” olduğu iddiasının ardından

bilişsel mod ilk önce ele alınması gereken etkili bir mod olabilmektedir. Bunun nedeni,

çalışanın potansiyel değişimler hakkındaki malumat ve bilgi birikimine sahip

olmasından ötürü, değişime karşı duyduğu hislerin bu değişimlerin lehine

dönüşebilmesidir (Rashid vd., 2004: 167). Örgütsel değişime karşı direncin

karmaşıklığını açıklayan Piderit (2000), bireylerin her üç boyutta (bilişsel, duyuşsal ve

davranışsal) faaliyet gösterdiklerini ve eş zamanlı olarak her üç boyutta da kararsız

olabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, bir birey hem değişimin sunduğu fırsatları hem

de değişimin gerektirdiği yeni beklentileri karşılayamamaktan korkabilmektedir. Aynı

kişi, değişim girişimini uygulamak için gerekli değişiklikleri yapmaya odaklanmamakla

birlikte, değişime hevesli bir şekilde katılabilmektedir.

Lazarus (1991), biliş ve duygu arasındaki ilişkinin iki yönlü olduğunu öne

sürmektedir. Buna göre duygu bilişi etkiler, biliş duyguyu ortaya çıkarır. Bilişin zorunlu

olarak duyguya yol açmayacağını düşünülürken, duygu biliş olmadan gerçekleşemez.

Duygu, kişiyi çevrede potansiyel olarak önemli olan faktörlere doğru uyarır. Örneğin,

bir endişe duygusu, harekete geçme ihtiyacıyla ilgili farkındalığı artırabilirken, suçluluk

ve öfke bir adaletsizliğin giderilmesine yol açabilecek düşünceler üretebilir. Duyguların

ve bilişlerin ayrı ama birbiriyle ilişkili yönleri, çalışanların örgütsel değişime tepkilerini

etkilemektedir. Bu ilişkili yönler şunlardır: Duygusal zekâ, irrasyonel düşünceler,

savunma mekanizmaları ve çalışanların tutumlarıdır. Değişim ajanlarının, çalışanların

değişim kabulünü ve direncini tanımlamasını sağlamak için, değişime yönelik tepkilerin

tanımını işlevsel hale getirmeleri gerekir (Wittig, 2012). Benzer şekilde duygusal

direnç, bir tutum ve direnç davranışına neden olabilir. Örneğin, çalışan grevlerinin çoğu

çalışanların örgütlerinden duydukları memnuniyetsizlikten kaynaklanmaktadır. Bilişsel

Page 151: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

136

direnç de bir tutuma ve direnç davranışına neden olabilir. Örneğin kişi, verimsiz

olmasını beklediği bir toplantıda dalgın olabilir. Son olarak duygusal direnç, bilişsel

direnç üzerinde etkili olabilir. Buna örnek de, işten çıkarılmayla ilgili kaygı, çalışanın

karar verme süreçlerine şüphe duymasına neden olabilmesidir (Chung vd., 2012).

Oreg’in (2006) çalışmasında duygusal, bilişsel ve davranışsal olarak, yönetim ve

değişime direnç arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Yönetime güven bireylerin, yönetimin

etkili bir değişime öncülük edebilme kabiliyetindeki güven düzeylerini ve örgüt üyeleri

için en iyi olanı yapmak için yönetime güvenebilecekleri hislerini içermiştir. Oreg,

yönetime inanç veya güven eksikliğinin her türlü direnç (bilişsel, duygusal ve

davranışsal) ve özellikle de çalışanın değişim girişiminin bilişsel analizi ile anlamlı bir

ilişkiye sahip olduğunu tespit etmiştir. Oreg ayrıca yönetime güven eksikliğinin, öfke,

hayal kırıklığı ve kaygı raporları, değişim girişimi karşısında artan eylem, değişimin

gerekliliğinin ve olumsuz değerlendirilmeleri ile güçlü şekilde ilişkili olduğunu

bulmuştur. Duygusal direnç, iş tatmini ile negatif ilişkiliyken, davranışsal direnç, işten

ayrılma niyeti ile pozitif ilişkili ve bilişsel direnç ise, devam bağlılığı ile negatif

ilişkiliye sahip olmuştur. Değişim nedeniyle stresli, endişeli ve öfkeli olduğunu bildiren

çalışanlar, işlerinden daha az memnun olduklarını bildirmişlerdir. Değişime karşı

olumsuz biçimde harekete geçtiklerini bildiren çalışanlar da örgütü terk etme

niyetlerinin daha yüksek olduğunu ifade etmişlerdir (Oreg, 2006).

3.3.4. Örgütsel Değişim Mesajının Bileşenleri

Değişim mesajı ve bu mesajın iletimi değişim sürecinde üç önemli amaca hizmet

etmektedir. Bunlar; değişimi benimsemek için motivasyon, değişimi kurumsallaştırma

ve değişime hazır olmayı sağlamaktır. Ayrıca değişim mesajı örgütsel çerçeve

sağlayarak değişim aşamalarının koordinasyonunda önemli rol oynayabilmektedir.

Değişimin kurumsallaşmaya kadar devam ettirilebilmesi için kaynak ve bağlılığa

gereksinim vardır. Çalışanlar destek verildiğinin açık belirtilerini görene kadar şüpheci

davranıp değişimi faal biçimde desteklemekte isteksiz olabilirler (Armenakis ve Harris,

2002: 170). Örgüt üyeleri arasında değişime hazır olmayı oluşturmanın başlıca

mekanizması, değişim mesajıdır. Hazırlık mesajı genel olarak iki konu içermelidir.

Birincisi, değişim ihtiyacı yani arzulanan son durum (örgüt için uygun olması gereken)

ile bugünkü durum arasındaki tutarsızlık, ikincisi değişim çabalarıyla etkilenen

Page 152: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

137

tarafların bireysel ve grupsal özyeterliliğidir (yani algılanan değişim yeteneği)

(Armanakis vd., 1993: 684). Değişimi tanıtmak ve kurumsallaştırmak için gösterilen

tüm çabalar, örgüt üyelerine bir mesaj göndermek olarak düşünülür. Bu süreçte

değişimin tanıtımı büyük bir belirsizlik, karmaşa ve karışıklık yaratabilir. Esasen

değişim mesajının amacı, örgüt üyelerine değişim hakkında sahip oldukları beş temel

soruyu cevaplamak için belirli çekirdek duygular yaratmaktır (Armenakis, Stanley ve

Field, 1999: 103). En etkili hazırbulunuşluk etmenleri şunlardır;

Tutarsızlık: Değişim mesajında ilk olarak “değişim gerçekten gerekli mi?”

sorusuna mesajın tutarsızlık kısmı cevap vermektedir. Tutarsızlık, örgütte

mevcut ve ideal durum arasındaki tutarsızlığı yansıtan değişim ihtiyacına ilişkin

bilgileri ifade eder (Armenakis vd., 1999: 103). Tutarsızlık mesaj bileşeni, örgüt

liderleri tarafından değişim için özel bir gereksinimi göstermeye yönelik bir

girişimdir. Özellikle değişim ajanları (değişim sürecinde aktif rol alan bireyler),

mevcut değişim yöntemleri ile olması gereken değişim yöntemleri arasındaki

boşlukları göstermelidir. Bu nedenle değişim ajanları önerilen değişimin mevcut

duruma doğru tepki olduğu konusunda örgüt üyelerini ikna etmelidir (Bernerth,

2004: 43). Mesajın tutarsızlık yönü, değişim ihtiyacı hakkında bilgi verir ve

ilgili bağlamsal faktörlerle (örn. rekabet artışı, devlet düzenlemelerinde

değişiklikler, ekonomik koşulların bozulması) tutarlı olması gerekir (Armenakis

vd., 1993: 684). Bu mesaj, değişime ihtiyaç duyulduğu ve değişimin sağlayacağı

olanakların netlik kazanmasını anlatır (Armenakis ve Harris, 2002). Sonuç

olarak tutarsızlık, değişimin gerekli olduğu inancını yansıtmaktadır (Holt vd.,

2007).

Uygunluk: Örgüt üyeleri tarafından ortaya konulan ikinci önemli soru şudur:

“Spesifik bir değişiklik, tutarsızlığa uygun bir tepki getiriyor mu?”. Değişim

mesajının uygunluk bileşeni, bu sorunun cevabını vermektedir (Armenakis vd.,

1999: 103). Örgüt liderleri, tutarsızlıkla belirlenen boşluğu doldurmak için

uygun bir değişim olduğunu açıkça göstermelidir (Bernerth, 2004: 43).

Değişimin uygunluğu oldukça önemlidir çünkü çalışanların bir kısmı değişimin

bazı türlerine gereksinim duyabilir fakat önerilen değişim spesifik nitelikte ise,

çalışanlar değişimle uyuşmayabilir. Değişime direnç göstermek bazen iyi niyetli

ve potansiyel olarak yararlı düşünülebilir çünkü belirli bir değişimin

Page 153: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

138

uyuşmazlığını göstermektedir. Bir değişim mesajı çalışanları değişime

inandıramıyorsa, değişim çabalarının uygunluğu gözden geçirilmelidir

(Armenakis ve Harris, 2002: 170). Sonuçta uygunluk, değişimin uygulanabilir

olduğu inancını belirtmektedir (Holt, 2007).

Tablo 29. Değişime Hazır Olmaya Yardımcı Olacak Beş Mesaj Bileşeni

Mesajın Türü Tanımı Yanıt Vermek İstediği

Soru

Özyeterlilik

Birey ve grubun değişimi

başarılı kılabilme yeteneğine

güvendir.

Bunu yapabilecek miyiz

?

Bu işe yarayacak mı ?

Yönetici Desteği Önemli örgütsel liderler bu

değişimi desteklemektedir.

Yönetim çalışanlarla

konuşmaya devam ediyor

mu? Örgütsel liderler bu

değişime inanıyor mu?

Tutarsızlık Mevcut durum ile ideal durum

arasındaki boşluktur. Neden Değişim ?

Uygunluk

Tutarsızlık ile belirlenen

aralığı düzeltmek için doğru

tepkidir.

Neden bu değişim ?

Kişisel Değerlik Değişimin içsel ve dışsal

faydalarını açıklanmasıdır.

Bu değişimin içinde

benim için ne var?

Kaynak: (Bernerth, 2004: 41).

Öz-yeterlik: Değişim sırasında üçüncü bir soru “değişimi başarıyla

uygulayabilir miyiz?” sorusudur. Değişim mesajının özyeterlilik unsuru, bireyin

ve grubun değişimi başarıyla uygulayabilme yeteneği hakkında bilgi sağlayarak

ve güven inşa ederek bu soruyu yanıtlar (Armenakis vd., 1999: 103). Değişimde

özyeterlilik, çalışanların değişimin güçlü yönlerini tartmaları ve değişimin

karşısındaki engelleri ve bu engellerin nasıl aşılabileceğini bulmalarıdır

(Armanakis ve Harris, 2002). Özyeterlilik, herhangi bir bireyin belli görevleri

yerine getirme becerisine yönelik yargılarıdır. Kolektif özyeterlilik, bir grubun

belli görevleri gerçekleştirme kabiliyetini yansıtır. Bağlamsal açıdan değişim

çabalarının özyeterliği, “bunu yapabiliriz” inancını yansıtmaktadır. Değişim

Page 154: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

139

ajanları değişim sürecinin başarısında genellikle kabiliyetli çalışanlara

gereksinim duymaktadırlar (Bernerth, 2004: 42). Çalışanların motivasyonlarının

artırılması için öz yeterlilik düzeylerinin de artırılması gereklidir. Bandura'ya

göre öz yeterlilik bireyin bir eylemi yapabileceğine olan inancıdır. Öz yeterlilik

çalışan deneyimlerinin temeline dayanır. Bir işi başarıyla gerçekleştiren kişi

tecrübe sahibi olacak ve tekrar başarı sağlamak için kendinde bu yeteneği

hissedecektir. Değişimin başarısı için çalışanların özyeterlilik düzeylerinin

artırılmasında, yöneticiler sözel ikna yöntemlerini kullanarak değişimde daha

kolay geçişler sağlayabilirler (Tosi vd., 1990: 678). Değişimde bir tutarsızlık

olduğunun fark edilmesi, değişim için güçlü bir motivasyon olabileceği gibi,

diğer reaksiyonlara da neden olabilmektedir. Ters tepki olasılığını en aza

indirgemek için bir değişim ajanı, hedefin tutarsızlığını düzeltme kabiliyetine

sahip olduğunu göstermelidir. Böylece hazır olma durumunu oluştururken,

yalnızca belirgin bir tutarsızlık bildirmekle kalmamakta, tutarsızlığı azaltmak

için örgüt üyelerinin özyeterliliğini arttırmak gerekir (Armenakis vd., 1993:

685).

Yönetici Desteği: Dördüncü bir soru, değişimde örgütsel destekle ilgilidir

(Yöneticiler değişimi destekliyor mu?) ve daha önceki programın yarım kalan ve

değişim müdahalelerinden kaynaklanan şüpheciliği yansıtır. Yönetici desteği

mesajının amacı, formal ve informal liderlerin, örgüt üyelerine değişimin

başarıyla uygulanması ve kurumsallaştırılmasında kararlı oldukları konusunda

bilgi vermeleri ve onları ikna etmeleridir (Armenakis vd., 1999: 103). Çoğu

zaman gözden kaçırılan ancak anahtar değişim kavramı, bireylerin bir örgüt

içerisinde işlev görürken tek başına olmadıkları gerçeğidir. Aksine, çalışanlar

çevrelerindeki bireylerle bilişsel ve davranışsal olarak etkileşim kurarlar.

Değişim sürecinde çalışanlar öngörülebilir ilişkiler, güvenilir ve tutarlı görev

işlevleri istemektedirler. Yöneticiler ve diğer saygın meslektaşlar değişim

çabasının arkasında değillerse, değişimin daha fazla kızgınlık ve dirence yol

açacağını öngören teoriler bulunmaktadır (Bernerth, 2004: 43). Bu nedenle

yöneticilerin değişim sürecinde çalışanlara karşı sözel ve eylemsel destekleri

gereklidir (Armanakisve Harris, 2002). Ayrıca yönetici desteği, örgüt

liderlerinin değişime bağlılık duyduğu inancını yansıtmaktadır (Holt vd., 2007).

Page 155: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

140

Kişisel Değerlik: Son olarak, örgüt üyeleri “değişimde benim için ne var?”

sorusunun cevabını bilmek isteyeceklerdir. Değişimin içsel ve dışsal faydalarını

açıklayarak, değişim mesajının kişisel değerlik unsuru bu soruyu ele alır

(Armenakis vd., 1999: 103). Kişisel değerlik değişimin kişisel olarak faydalı

olacağı inancıdır (Holt vd., 2007). Örgüt üyeleri, örgütün bir değişim yapması

gerektiğini, değişimi uygulayabileceklerini, değişim için destek

sağlayabileceklerini ve bunun örgüt için doğru bir değişim olduğuna

inandıklarını düşünebilirler. Fakat çalışanlar değişimin kişisel bir fayda

sağlayamayacaklarını görürlerse, değişim hareketine genellikle dâhil olmazlar.

Kişisel değerlik, çalışanların önerilen değişimde kendi refahları ile bu değişimin

önemini ölçtükleri bir değerlendirme sürecidir. Sonuçta değişim potansiyel

olarak zararlı olarak görülüyorsa, çalışanlar bu çabaya duyarsız kalırlar. Bununla

birlikte örgüt üyeleri, değişimi bir fırsat olarak görülürse bu süreçte daha fazla

istekli olacak ve çaba sarf edeceklerdir (Bernerth, 2004: 43). Sonuç olarak

örgütlerinde anahtar rol oynayacak çalışanlar, örgütün özünü tartışırken

değişimin kendileri için sağlayacağı faydalara dair doğrudan bir fikir sahibi

olmaları, kişisel değerliklerini ifade etmektedir (Armanakis ve Harris, 2002).

3.4. ÖRGÜTSEL DEĞİŞİM YÖNETİMİ VE SORUN ALANLARI

21. Yüzyıla damgasını vuran kavramın, “değişim” olduğu ifade edilebilir.

Değişim yönetiminin ise; geleceğin yöneticilerinin ve onların yönettikleri örgütlerin

hayatta kalabilmelerinin tek şartı olması öngörülmektedir (Ünal, 2012: 33). Değişim

yönetimi, örgütleri değişen ve gelişen şartlara uyumunu etkili bir biçimde sağlamaları

ve gelişmelere öncülük etmeleri için, yapılarında, süreçlerinde, teknolojilerinde,

amaçlarında ve insan kaynaklarında mevcut durumundan daha istenilir bir duruma

geçmelerini sağlamak için planlı ve kasıtlı bir girişim olarak tanımlanabilir (Helvacı,

2005: 15). Örgütlerin faaliyetlerine devam edebilmek, rakipleriyle baş edebilmek ve

kendilerini geliştirebilmek için; çevrelerinde oluşan değişimleri takip etmeleri, bu

değişime uygun değişim planını yapmaları ve bu doğrultuda değişim stratejileri

belirlemeleri gerekmektedir (Taşlıyan ve Karayılan, 2013: 253). Örgütsel değişimde

dikkat edilmesi gereken bir husus, örgütsel farklılıktır. Bir örgütte yapılacak olan

değişimin diğer bir örgütün yapısına uymama riski vardır. O yüzden örgütsel ihtiyaçlar,

Page 156: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

141

kültürel yapı, örgütün kendine özgü yönleri dikkate alınmadan yapılabilecek değişim

girişimleri başarısız olacaktır (Güçlü ve Şehitoğlu, 2006: 252-253).

3.4.1. Örgütsel Değişim Direncine Neden Olan Faktörler

Örgütlerde değişime gösterilen direnç, çalışanlar, gruplar veya örgütün

tamamında görülebilir. Direncin nedenleri bireysel ya da örgütsel karakteristiklere

bağlıdır. Değişime aşırı tepki gösterildiği durumlarda örgüt içindeki düzen bozulur ve

sistem iyi işlememeye başlar (Tosi vd., 1990: 671). Örgütsel değişime direncin;

bilinmeyen korkusu, güvenlik ihtiyacı, alışkanlıklardan vazgeçme güçlüğü, değişim

hakkında bilgi sahibi olmama, başarısız olma endişesi, çıkar kaybı, yeni “şeyler”

öğrenme zorluğu, dar görüşlülük, daha önceki kişisel tecrübeler, kendine güvenmeme

ve bilinenin verdiği rahatlığın bozulması, örgüt kültürü ve iklimi, kaynak yetersizliği

liderlik süreçleri gibi kişisel veya örgütsel nedenleri olabilmektedir (Koçel, 2010: 681).

Örgütsel değişime direncin oluşmasında etkili olan bireysel ve örgütsel faktörler tabloda

gösterilmektedir.

Tablo 30. Değişime Dirençte Bireysel ve Örgütsel Nedenler

Bireysel Kaynaklar Örgütsel Kaynaklar

Amacın, Değişim Mekanizması veya

Sonuçlarının Anlaşılmaması,

Ödüllendirme Sistemlerini

Güçlendirmede Statükocu Davranma

Değişim Gerekliliğinin Görülmesindeki

Hatalar

Departmanlarası Rekabet ve Çatışma

Belirsizlik ve Bilinmeyen Korkusu Geçmiş Karar ve Eylemlerin

Maliyetleri

Değişim Sonucunda Güç, Güvenlik,

Statü Gibi Kayıpların Korkusu

Değişim Korkusu

Değişime Katılma ve Değişimi

Tanımadaki Yetersizlik

Değişime Karşı Örgüt İkliminin

Egemen Olması

Alışkanlıklar ve Değişimden

Memnuniyetsizlik

Yenilikçi Değişim Metotlarında Zayıf

Seçim

Bireysel Değer ve Hedeflerin Örgütle

Çatışması

Geçmiş Tarihlerde Başarısız Değişim

Girişimleri ve Sonuçları

Statüko ve Şahsi Menfaatler Maliyetler

Başarısızlık Korkusu Örgüt Yapısını Koruma

Yetki ve Statüye Bağlı Nedenler Güç Dengelerinin Değişmesi

Liderliğin Yetersiz Olması Kaynak Sınırlılığı

Ekonomik Nedenler Örgütsel Gelenekler

Grup Normları ve Rol Beklentileri Yapısal Esnemezlik ve Değişmezlik

Page 157: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

142

Mevcut Sosyal İlişkileri Tehdit Örgüt Yapısını Koruma

Herhangi bir değişim girişimi, çalışanlar tarafından işini kaybetme tehdidi olarak

algılanabilir. Bu durumu yaşamak istemeyen bireyler değişime karşı direnebilirler.

Bireyler alıştıkları yöntemlerle çalışırken değişim karşısında bir belirsizlik duygusu

yaşayabilirler. Bu da değişimin önünde bir engel oluşturabilir. Değişim sonucu ortaya

çıkacak olan yeni değerler ve beceriler kazanma zorunluluğu da değişimin önünde bir

engel yaratabilir. Daha önceden başarısız bir değişim deneyimi yaşamış olmak da

değişime karşı isteksiz bir tavır oluşturabilir (Erdoğan, 2012: 63). Örgütlerde teknolojik

işsizlik korkusu, iş yükü artışı korkusu, teknik bilgi yetersizliği korkusu, iş-ücret-ödül

ilişkisinde değişiklik korkusu, değişimi teknik olarak imkânsız görme, iş koşullarında

değişiklik korkusu, maliyet yüksekliği gibi işle ilgili sebeplere bağlı da direnç

gelişebilmektedir (Koçel, 2010: 680).

3.4.2. Örgütsel Değişime Dirençte Tepkilerin Niteliği

İnsanlığın tarihi, insanoğlunun başarısı için gereken değişim ve adaptasyonla

donanmış uzun bir seyahat sürecidir. Bireysel değerlere yönelik bir tehdit söz konusu

olduğunda genellikle direniş baş göstermektedir (Hussey, 1998: 56). Değişime direniş

göstermek, değişimin statükoyu bozması, bilinenden uzaklaşmayı gerektirmesi,

alışılandan vazgeçmeyi öngörmesi nedeni ile rahatsız edici bir durumdur (Koçel, 2010).

İnsanların yaşamında stabillik ve tahmin edilebilirlik oldukça önemlidir. Değişim

özellikle büyük oranda gerçekleşen değişim, basit gerekliliklerden dolayı tehdit

oluşturabilir. Çalışanların birçoğu genellikle az miktardaki değişime uyum sağlayabilir.

Değişime direnç esasında kaçınılmazdır (Ivancevich ve Matteson, 1990: 621).

Çalışanlar örgütteki mevcut durumdan mutsuz olabilirler; bunun yanında ortaya

çıkabilecek bir değişimden de korkarlar. Yetersiz kalabilecekleri yeni koşulların ortaya

çıkacağı korkusu, insanları değişimi kabul etmemeye yönelik etkilere neden olur. Bu

Kaynak: Tablo; (Steers, 1991: 618; Şimşek, 1978: 126;Budak, 1998: 67; Özkalp ve Sabuncuoğlu,

1997: 211; Basım vd., 2009: 38; Peker, 1995: 198; Francesco ve Gold, 1998: 208; Robbins ve Judge,

2012: 593; Aktan, 1999: 86; Eren, 1982: 151; Hussey, 1998: 62-63; Luecke, 2009: 80; Hicks ve Gullett,

1981: 313; Akıncı, 1998: 96; Tunçer, 2013: 383) çalışmalarından yararlanılarak oluşturulmuştur.

Page 158: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

143

isteksizliğe “değişime direnç” denir (Can vd., 2006: 453). Örgütsel değişimin

uygulamasında değişime karşı direnme, en fazla karşılaşılan örgütsel olaylardan biridir.

Söz konusu olan ister üretimde arzu edilen bir artış, ister yeni bir teknolojiye uyarlanma,

ya da yeni bir çalışma yöntemi olsun, genellikle değişimden doğrudan doğruya

etkilenen çalışan ve yöneticilerin değişime karşı direndikleri ya da kabule zorlandıkları

takdirde onu sabote ettikleri görülmüştür (Schein, 1978: 152). Değişim ve yeniden

yapılanma sürecinin çalışanda yarattığı zorlanmanın bu şekilde yüksek olmasının

sebebi, sektörü ve örgütleri değişmeye zorlayan durumların çalışan rollerinde köklü

farklılaşmalara yol açmasıdır (Baltaş, 2002: 6).

Örgüt içi ve dışında planlı veya plansız bir biçimde meydana gelen değişimlere

karşı çalışanlardan aynı tepkisel davranışı göstermesi beklenilemez. Değişim yanlısı

veya karşıtı olabilecek tüm tepkisel davranışların temelinde kişiliğin bulunduğu

varsayılabilir. Ayrıca her biri dinamik, her çalışanda aynı etkiyi ve şiddeti

yaratmamaktadır (Tokat vd., 2013: 1974). Herhangi bir değişim faaliyetinde kaybeden

konumuna düşeceğini düşünen çalışanlar mutlaka direnç gösterirler. Bu direniş, amaç-

lara ve bu amaçlara ulaşmayı sağlayacak sürece kendini vermeme şeklinde pasif de

olabilir, doğrudan karşı çıkmak ve engellemeye çalışmak şeklinde aktif de olabilir

(Luecke, 2009: 84).

Tablo 31. Değişime Tepkiler ve Bireyin Genel Tutumu

Bireyin Genel Tutumu Değişikliğe Tepkiler

Kabul

İsteyerek yardımlaşma arzusu

Yardımcı olma

Yönetimin baskısı altında yardımlaşma

Pasif kalma

Kayıtsız Kalma

Kayıtsız kalma

Hiç ilgilenmeme

Yalnızca söyleneni yapma

Öğrenmeme

Pasif Direnç

Mümkün olduğu kadar yapmama

Yavaşlatma

Bilerek yanlış yapma

Bozma

Page 159: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

144

Aktif Direnç Sabotaj

İşten ayrılma

Kaynak:(Sabuncuoğlu ve Tüz, 1995: 173)

Örgütsel değişime direnç standart olarak ortaya çıkmaz. Açık, üstü kapalı, birden

bire ya da gecikmiş olarak meydana gelebilir. Yöneticiler açısından şikâyet, iş

yavaşlatma veya grev tehdidi gibi açık ve birden bire ortaya çıkan dirençle baş etmek

daha kolaydır. Ancak üstü örtülü ya da gecikmiş olarak ortaya çıkan direnci yönetmek

daha zordur (Robbins ve Judge, 2012: 593).

3.4.3. Örgütsel Değişime Direncin Önlenmesinde Kullanılan Yöntemler

Örgüt üyelerinin değişimi kabullenip, benimsemeleri ve yeri geldiği zaman

teşvik edilebilmeleri için, değişimin hem kendilerine hem de örgüte yarar sağlayacağına

inanmaları gerekir. Bu ise, değişime direnmenin önüne geçmenin en etkili yollarından

birini oluşturur (Şimşek vd., 1998: 191). Örgütsel değişime direncin önlenmesinde

sıklıkla kullanılan yöntemler şöyledir;

Tablo 32. Örgütsel Değişime Direncin Önlenmesine Yönelik Yöntemler

Yöntem Açıklama

Eğitim ve

İletişim

Değişim süresince uygulanacak sürekli eğitim programları ile hem çalışanların

korkuları azaltılabilir, hem de ileride gerekli olacak bilgi, beceri ve yeteneklerin

çalışanlara kazandırılması sağlanabilir. Yetersiz iletişim ve yanlış bilgilendirme

çalışanların olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Eğer çalışanlar değişimle ilgili

süreçleri doğru bir şekilde algılarlarsa dirençleri azalacaktır. Değişim

zamanlarında iletişimin açıklığını korumak dedikoduların, endişenin ve

hataların ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.

Katılım

Değişim kararına katılan çalışanların, bu değişime direnç göstermesi de zordur.

Değişimi benimsetmenin önemli süreçlerinden birisi her aşamada değişime tam

katılımın sağlanmasıdır. Ayrıca, tam katılım sayesinde değişim süreci hakkında

herkesin bilgi sahibi olması sağlanacak ve belirsizliğin getireceği korku ve endişe

ortadan kaldırılabilecektir.

Destek Olma

ve Anlayış

Gösterme

Değişimi yöneten liderler direncin azalmasını istiyorlarsa çalışanları destekleyici

çabalar göstermelidir. Çalışanlarda korku ve endişe arttığında onlara danışmanlık

yapılması ve terapiye dönük destekler verilmelidir. Bu strateji zaman alıcı, pahalı ve

başarı garanti olmayan bir özelliktedir. Çalışanları motive etmek, anlayış göstermek

ve cesaretlendirmek, mevcut durumlarına saplanıp kalmalarından ziyade onları

duygusal olarak değişime alıştıracaktır.

Müzakere

Yöntemi

Bu stratejide değişime direnen çalışanlara bazı görevler teklif edilebilir. Müzakere

yönetimi veya derecesi müzakere edilen kişi ya da grubun örgütün güç derecesine

Page 160: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

145

göre şekillenmektedir.

Manipülasyon

ve

Kooptasyon

Manipülasyon, değişim sürecinde kullanılan ve çalışanlara gerçeklerden uzak ve

farklı bilgiler vererek onların direncini kırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Kooptasyon

ise, değişime direnen bir grubun liderine önemli bir pozisyon teklif ederek, onu satın

alma yoluna gidilebilir ve onun tavsiyelerini daha iyi bir çözüm bulmaktan ziyade

desteğini kazanmak için kullanır.

Zor

Kullanma ve

Baskı

Direncin önlenmesindeki en son tekniktir. Çalışanları direkt olarak tehdit etmek ve

güç kullanmak uygulamasıdır. Bazı örnekleri ise, tayin etmekle tehdit etmek, terfi-

kıdem kaybı, olumsuz performans değerlendirmedir. Zorlamanın avantaj ve sakıncası

hemen hemen manipülasyon ve içeriden ilişki kurma taktiği ile benzerdir.

Kaynak: (Robbins ve Judge, 2012: 594- 595; Özkalp, 2000: 272-273; Robbins, 1983: 316-317;

Barutçugil, 2002: 256; Basım vd., 2009: 42; Yeniçeri, 2002).

Örgütler, çalışanların değişim sürecine katılımlarım sağlayarak, değişimin neden

gerekli olduğu konusunda gerekli bilgilendirmeleri yaparak, etkili bir iletişim tesis

ederek, bu süreçte çalışanların ihtiyaçları olan kaynakları temin edip gereken desteği

sağlayarak değişime karşı oluşan direnci önleyebilmeleri söz konusu olmaktadır

(Serinkan ve Arat, 2013: 2). Çalışanlar, değişimi bir fiil gerçekleştiren kişilerdir ve

onların bu süreçte bağlılığı olmadan, değişim sürecinin tamamlanması olanaklı değildir

(Basım vd., 2009: 43).

Page 161: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

146

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GEREÇ VE YÖNTEM

4.1. ARAŞTIRMANIN AMACI

Bu araştırmanın amacı, sağlık kurumlarının en önemli yapıtaşlarından olan

hastanelerde sağlık çalışanlarınca algılanan; örgütsel bağlılık, örgütsel değişime açıklık

ve örgüt sağlığı kavramlarının birbiri ile olan ilişkilerinin istatistiksel yöntemlerle analiz

edilmesidir. Bu genel amacı temsil edecek iki temel amaçtan birincisi; örgütsel bağlılık

ve örgütsel değişime açıklığın örgüt sağlığı üzerindeki etkilerinin incelenmesi, ikincisi

ise; örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklık arasındaki ilişkinin ortaya

konulmasıdır.

Örgütsel bağlılık, çalışanların bulundukları örgüte aidiyet duygusuyla

bağlanmasıdır. Bu doğrultuda yüksek bağlılık düzeyine sahip bir çalışanın örgütün

amaçlarını ve hedeflerini kendisi ile bütünleştirmesi, bireysel çıkarlarını fazlasıyla göz

ardı etmesi ve örgütte üyeliğini sürdürme noktasında istekli olması beklenmektedir.

Örgütsel değişime açıklık ise, bir örgütteki çalışanların yapılacak değişimleri peşinen

kabullenmesi, bu değişimleri uygulama noktasında istekli olmaları ve değişime yeterli

oranda uyum sağlamalarıdır. Bir diğer kavram olan örgüt sağlığında; örgütün sadece

yaşamasını sürdürdüğü çevresinde başarılı şekilde hareket etmesi değil, aynı zamanda

tüm örgütsel süreçlerin, çalışanlarının, finansal yapısının ve ürettiği ürün veya hizmetin

de optimum düzeyde iyiliği söz konusudur.

Araştırma için yapılan literatür taraması sonrasında, örgütsel değişime açıklık ve

örgütsel bağlılık ilişkisi (Çağlar, 2013a; Zadeoğluları, 2010; Iverson, 1996; Nafei, 2014;

Parish, Cadwallader ve Busch, 2008; Vakola ve Nikolaou, 2005; Yousef, 2000) ile

örgüt sağlığı ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkileri (Yüceler vd., 2013; Farzad, Arab

ve Ganji, 2016; Hayat vd., 2015; Karagüzel, 2012; Korkmaz, 2011; Sezgin, 2009;

Shirali vd., 2013) ortaya koyan bazı çalışmalara rastlanırken, örgütsel değişime açıklık

ile örgüt sağlığı ilişkisini ifade eden sınırlı sayıda (Mueller vd., 2012) çalışmaya

rastlanmıştır. Bunlara ek olarak tüm bu üç değişkenin tek bir çalışmada ölçüldüğü bir

başka çalışmaya da rastlanmamıştır. Araştırmanın amacı ve örneklem büyüklüğünün

Page 162: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

147

katkısı doğrultusunda, bu çalışmanın örgütsel davranış ve örgütsel psikoloji literatürüne

önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

4.2. ARAŞTIRMANIN MODELİ

Araştırmanın amacından yola çıkıldığında, hastanelerde çalışan bireyler

tarafından algılanan örgütsel bağlılık, örgütsel değişime açıklık ve örgüt sağlığı

kavramlarının birbirleri ile pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye sahip

olması beklenmektedir. Bu doğrultuda örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklığın

örgüt sağlığı üzerinde pozitif yönlü etkisi olduğu varsayılmaktadır.

Yüksek çalışan bağlılığına sahip örgütlerde, çalışanlar örgütün hedefleri ile

bütünleştiğinden çalışan-iş süreçlerinin olumlu anlamda sürekli gelişmesi olasıdır. Bu

yüzden yüksek çalışan bağlılığına sahip örgütlerin aynı zamanda örgütsel açıdan daha

sağlıklı olacakları düşünülmektedir. Yüksek bağlılığa sahip çalışanların örgütün amaç

ve değerlerini daha kolay benimsediği, bu düzeydeki çalışanların örgütle ve

meslektaşlarıyla daha fazla bütünleşebildiği söylenebilir (Meyer ve Allen, 1990). Bu

bağlamda sağlıklı örgütler çalışan performansının ve bağlılığının artmasına fırsat

tanımaktadır (Yüceler vd., 2013). Tsui ve Cheng (1999) ise, çalışan bağlılığı ve örgüt

sağlığının birbiriyle ilişkili olduğunu ve sağlıklı örgütlerde çalışan bağlılığının daha

yüksek olduğunu ifade etmektedir.

Bir örgütteki çalışanların değişime açık olmalarının, örgütün değişim süreçlerini

kolaylaştıracağı hatta diğer örgütlere göre bir adım öne geçirme konusunda katkı

sağlayacağı söylenebilir. Ayrıca çalışanların değişime açık olmalarının, örgütün sağlıklı

olma durumunu pozitif şekilde etkileyeceği düşünülmektedir. Bu noktada Mueller vd.

(2012), değişim sürecinde hem bireysel hem de örgütsel açıdan değişiklikler yapılırken

sağlık odaklı değişim girişimlerinin daha uygun olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca aynı

yazarlar, kapsamlı örgüt sağlığı girişimlerinin potansiyel önkoşul ve itici gücü olarak

değişime yönelik sağlık odaklı hazırlığın göz önünde bulundurmanın ve geliştirmenin

uygun metot olduğunu belirtmektedir. Çalışanların ve örgütlerin etkililiği ve

kapasitelerini geliştirecek örgüt sağlığı girişimleri bir yandan başa çıkma becerileri, öz-

yeterlik veya sağlık okuryazarlığı yoluyla bireylerin sağlık davranışlarını değiştirmeyi;

Page 163: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

148

diğer yandan da sağlığı geliştirme çalışmalarına yönelik örgüt yapılarını, stratejileri ve

kültürü değiştirmeyi amaçlamaktadır.

Şekil 19. Araştırma Amacına Yönelik Model

Örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklık kavramlarının ise, birbirlerini

pozitif yönde etkilemeleri beklenmektedir. Bağlılığı yüksek çalışanların örgütleri için

değişime açık olacakları düşünülürken, değişime açık çalışanların da bağlılık düzeyinin

yüksek olacağı ileri sürülebilir. Nitekim Iverson (1996), örgütsel değişime yönelik

tutumda sendika üyeliğinden sonra en önemli belirleyici faktörün örgütsel bağlılık

olduğunu ifade etmektedir. Lau ve Woodman (1995) ise, yüksek bağlılığa sahip bir

çalışanın yararlı olarak görülen örgütsel değişimleri kabul etmede daha istekli olacağını

öne sürmektedir.

4.3. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ

Örgütsel bağlılığın artması ile çalışanların örgüt sağlığı algılarının ve örgütsel

değişime açıklık düzeylerinin artacağı düşüncesi ile bu gizil değişkenler için oluşturulan

alternatif araştırma hipotezleri ve örgütsel değişime açıklığın artması ile örgüt sağlığının

da artacağı düşüncesi ile bu gizil değişkenler için aşağıdaki alternatif araştırma

hipotezleri aşağıdaki gibi oluşturulmuştur;

H1: Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları ile duygusal bağlılıkları arasında pozitif

yönlü ilişki vardır.

Örgütsel

Bağlılık

Örgütsel

Değişime

Açıklık

Örgüt

Sağlığı

+

+

+

Page 164: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

149

H2: Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları ile normatif bağlılıkları arasında pozitif

yönlü ilişki vardır.

H3: Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları ile devam bağlılıkları arasında pozitif

yönlü ilişki vardır.

H4: Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları arttıkça örgüt sağlığı da artar.

H5: Hastane çalışanlarının örgütsel değişime açıklıkları ile duygusal değişime

açıklıkları arasında pozitif yönlü ilişki vardır.

H6: Hastane çalışanlarının örgütsel değişime açıklıkları ile davranışsal değişime

açıklıkları arasında pozitif yönlü ilişki vardır.

H7: Hastane çalışanlarının örgütsel değişime açıklıkları ile bilişsel değişime açıklıkları

arasında pozitif yönlü ilişki vardır.

H8: Hastane çalışanlarının örgütsel değişime açıklıkları arttıkça örgüt sağlığı da artar.

H9: Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılıkları arttıkça örgütsel değişime açıklıkları da

artar.

4.4. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ

Araştırmanın evrenini Afyonkarahisar il merkezinde bulunan Afyonkarahisar

Devlet Hastanesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi ve Özel Park Hayat

Hastanesi’nde çalışan sağlık çalışanlarının tamamı (hekim, hemşire, ebe, sağlık

memuru, tıbbi sekreter vb.) oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında hastanelerin

personel şube ve ilgili birimlerinden alınan bilgilere göre toplam evren 2924 kişiden

oluşmaktadır. Bu kapsamda araştırma, Nisan-Eylül 2017 tarihleri arasında her üç

hastaneden toplamda 739 sağlık çalışanına ulaşılarak gerçekleştirilmiştir. Ancak 23

katılımcının anketi istatistiksel analize uygun olmadığından çalışma kapsamından

çıkarılarak analizler 716 katılımcının anketi ile değerlendirilmiştir. Hastanelere göre

dağılım Tablo 33’te gösterilmektedir.

Page 165: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

150

Tablo 33. Katılımcıların Hastanelere Göre Dağılımı

Hastane Adı

Araştırma

Kapsamındaki Çalışan

Sayısı (Evren)

Ulaşılan

Katılımcı Sayısı

Afyonkarahisar Devlet

Hastanesi 1482 419

Afyon Kocatepe Üniversitesi

Hastanesi 1072 209

Özel Park Hayat Hastanesi 370

111

Toplam 2924

739

Araştırmada basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak anket formu

araştırmacı tarafından katılımcılara yüz yüze uygulanmıştır. Basit tesadüfi örneklemede,

örnekte yer alacak birimler etki altında kalmadan seçilmektedir. Bu örnekleme

yönteminde belirli bir evrende bulunan elemanların özellikleri her bireye eşit olarak

dağıtılmıştır. Yani bu evrendeki elemanların özellikleri belirli ölçütler uygulandığında

birbirine benzer özellikler göstermektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 132). Bu

yöntemde her eleman eşit seçilme şansına sahip olmalı ve aynı zamanda birisinin

seçilmesi, diğerlerinin seçilmesine kesinlikle engel olmamalı ve etki etmemelidir (Güriş

ve Astar, 2015: 59; Altunışık vd., 2010: 137).

Araştırmanın evrenini temsil edecek örneklem büyüklüğünü belirlemek için

(Baş, 2010: 41);

Hedef kitledeki birey sayısı bilinmiyorsa, n=t2pq/d2

Hedef kitledeki birey sayısı biliniyorsa, n=Nt2pq/d2(N-1) + t2pq formülleri kullanılır.

N: Hedef kitledeki birey sayısı (2924)

p: İncelenen olayın görülüş sıklığı (gerçekleşme olasılığı) (0,5)

q: İncelenen olayın görülmeyiş sıklığı (gerçekleşmeme olasılığı) (0,5)

t: Belirli bir anlamlılık düzeyinde, t tablosundaki değeri

( t=1,96 alfa= 0.05 ‘de sonsuz serbestlik derecesinde teorik t değeri)

d: Kabul edilen örnekleme hatası ( 0,05 ) olarak belirlenmiştir.

Hedef kitledeki birey sayısı bilindiği için ikinci formül kullanılmıştır. Veriler formülde

yerine yazıldığında;

n= (2924)(1.96)2(0.5x0.5)/(0.05)2(2924-1)+(1.96)2(0.5x0.5) n=340 olacaktır.

Page 166: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

151

4.5. ARAŞTIRMANIN KISITLARI VE ETİK YÖNÜ

Araştırma kapsamında Afyonkarahisar il merkezinde bulunan ilgili hastanelere

belirli zaman aralıklarıyla gidilerek anket formları çalışanlara uygulanmıştır. Bu süreçte

bazı çalışanların araştırma sürecine dâhil olmak istememesi, sağlık çalışanlarının nöbetli

çalışmasından dolayı nöbetten çıkan ve yorgun çalışanların anketi doldurmak

istememesi, çalışanların iş yoğunluğu, özellikle hemşire, sağlık memuru ve ebe

unvanına sahip çalışanların iş yüklerinin fazla olması, mesai çalışma saatlerinde

hekimlerin hasta muayene etmelerinden dolayı ankete yeterince zaman ayırmaması ve

bazı çalışanların anketi eksik doldurması gibi faktörler araştırmanın kısıtlılıklarındandır.

Ayrıca araştırma kapsamında Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi'nde görevli sağlık

çalışanlarının sayısının 1072 olmasına karşın 209 kişiye ulaşılması ise bir başka

kısıtlılıktır. Ancak burada şunu ifade etmek gerekir: 1072 sağlık çalışanı içerisinde

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Elemanı ve Öğretim Üyeleri de

bulunmaktadır. Bu akademik personelin bazıları ise (Anatomi, Fizyoloji, Farmakoloji

vb. ABD da çalışan) hastanede direkt olarak çalışmamaktadır. Bu nedenle 209 kişiye

ulaşılmıştır. Araştırmada etik kurallara uygun şekilde hareket edilerek Süleyman

Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü aracılığıyla her üç hastaneye üst yazı

gönderilerek yazılı izinler alınmıştır (Bkz. Ekler). Akabinde sırasıyla Afyonkarahisar

Devlet Hastanesi, Özel Park Hayat Hastanesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi

Hastanesi’nde anketler uygulanarak araştırma tamamlanmıştır.

4.6. ARAŞTIRMANIN VERİ TOPLAMA ARAÇLARI

Araştırmada veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıştır. İlgili anket

formu dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, araştırmaya dâhil olan çalışanlara

ait yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi demografik özellikleri içeren sorular yer almaktadır.

İkinci bölümde, örgüt bağlılık ölçeği, üçüncü bölümde örgüt sağlığı ve son olarak

dördüncü bölümde örgütsel değişime açıklığa ölçeğine yönelik ifadeler yer almaktadır.

Araştırmanın istatistiksel analizinde SPSS v.22 ve LISREL istatistik paket programları

kullanılmıştır.

Örgütsel Bağlılık Ölçeği: Allen ve Meyer (1990) tarafından çalışanların

bağlılık düzeylerini ölçmek amacıyla geliştirilen bu ölçek 18 ifadeden

Page 167: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

152

oluşmaktadır. Bu ölçeğin Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışması Wasti (2000)

tarafından yapılmıştır. Örgütsel bağlılık ölçeği; duygusal, devam ve normatif

bağlılık olmak üzere üç alt boyuttan oluşmakta olup her boyutta 6 ifade

bulunmaktadır. Duygusal bağlılık boyutu 1-6, devam bağlılığı boyutu 7-12 ve

normatif bağlılık boyutu ise ankette 13-18 arası ifadelerden oluşmaktadır.

Örgütsel bağlılık ölçeğindeki “3.,4.,5.,13.” İfadeleri olumsuz anlam ifade ettiği

için ters (1=5, 2=4, 5=1, 4=2) kodlanarak analiz yapılmıştır. Anket sorularında;

(1) Hiç katılmıyorum, (2) Katılmıyorum, (3) Kararsızım, (4) Katılıyorum, (5)

Tamamen katılıyorum seçenekleri bulunan 5’li Likert ölçekli yapı kullanılmıştır.

Örgüt Sağlığı Ölçeği: Araştırma kapsamında çalışanların kurumlarına yönelik

örgüt sağlığı algılarını ölçmek amacıyla başlangıçta 40 ifadeden oluşan bir soru

seti hazırlanmıştır. Bu soru seti, Rosen ve Berger (1992) çalışmasından 20 ifade

ve Lyden ve Klingele (2000) çalışmasından alınan yine 20 ifadeden

oluşmaktadır. Daha sonra her iki 20 ifade içerisinde madde karşılaştırılmaları

yapılarak ortak anlamdaki ifadeler çıkarılmış, sonuçta 35 ifadeden oluşan örgüt

sağlığı anketi ile örgüt sağlığı ölçülmeye çalışılmıştır. 35 ifadenin her biri yapıca

ve anlamca olumlu olup ters kodlanan ifade yoktur. Türkiye’deki mevcut

literatürde her iki çalışmada kullanılan ölçme araçları ile yapılmış örgüt sağlığı

araştırmaları bulunmaktadır. Örgüt sağlığı ölçeği, Rosen ve Berger (1992)

çalışmasının ifadeleri Emhan (2015) çalışmasından ve Lyden ve Klingele (2000)

çalışmasının ifadeleri Vural (2013) çalışmasından yararlanılarak

oluşturulmuştur. Anket sorularında; (1) Hiç katılmıyorum, (2) Katılmıyorum, (3)

Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum, (4) Katılıyorum, (5) Tamamen katılıyorum

seçenekleri bulunan 5’li Likert ölçekli yapı kullanılmıştır.

Örgütsel Değişime Açıklık Ölçeği: Çalışanların değişime açıklık düzeyini

ölçmek için Dunham vd. (1989) tarafından geliştirilen örgütsel değişime açıklık

ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçeğin Türkiye'de 52 ifadeli yapısının tamamının

kullanıldığı bir çalışmaya rastlanmamasından dolayı ölçek alanında uzman

kişilerin yardımıyla Türkçe'ye çevrilerek, tüm ifadelerin kontrolleri yapılmıştır.

Page 168: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

153

Başlangıçta 52 ifade olarak geliştirilen ölçek araştırmacılarca faktör analizi

sonrasında 18 ifadeye düşürülmüştür. Dunham vd. (1989) geliştirdiği 18 ifadelik

değişime açıklık ölçeği duygusal, bilişsel ve davranışsal değişime açıklık olmak

üzere üç boyuttan oluşmakta ve yine her boyutta 6 ifade bulunmaktadır.

Araştırma kapsamında ise, 52 ifadelik ölçeğin tamamı araştırmaya katılan

bireylere yöneltilmiştir. Yapılan faktör analizi sonrasında Dunham vd. (1989)

tarafından elde edilen 18 ifadeden 15’i üç boyutta toplanmış ve bu ölçek orijinal

ölçekle oldukça benzerlik göstermiştir. Bu 18 ifadelik ölçeğin orijinali de gerek

Türkiye’de (Zadeoğluları, 2010; Bingül, 2006; Sanrı ve Ayan, 2014) gerekse

yurtdışında (Klecker ve Loadman, 1996; Klecker ve Loadman, 1999; Rashid

vd., 2004) bazı çalışmalarda kullanılmıştır. Ölçekte olumsuz anlam ifade eden

bazı maddeler ters kodlanmıştır. Anket sorularında; (1) Hiç katılmıyorum, (2)

Katılmıyorum, (3) Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum, (4) Katılıyorum, (5)

Tamamen katılıyorum seçenekleri bulunan 5’li Likert ölçekli yapı kullanılmıştır.

4.7. GÜVENİRLİK ANALİZLERİ

Güvenirlik değeri bir ölçme aracının tekrarlanan ölçümlerde aynı sonucu verme

derecesinin bir göstergesidir. Bir anketin aynı düşüncede olan kişilerin görüşlerini tartı

gibi eşit göstermesi beklenir (Baş, 2010: 144). Ölçme ile elde edilen sonuçların farklı

ölçümler sonucunda aynı olması, sonuçların güvenirliğinin ve sonuçların tesadüfî

olmadığının göstergesidir. Güvenirlik, bilimsel araştırmaların şartlarındandır.

Güvenirliğin yüksek olması sonuçlara güvenilmesi anlamına gelmektedir. Güvenirlik

katsayısının hesaplanması için farklı yöntemler kullanılabilir. Ancak bunlardan en fazla

kullanılanı Cronbach katsayısıdır. Cronbach katsayısı; ölçekte yer alan sonuçların

varyansları toplamının, ölçeğin genel varyansına oranlanması ile elde edilir. 0-1

arasında değer alan Cronbach katsayısı ile;

0 < 0.5 ise güvenilir değil,

0.5 < 0.6 ise düşük güvenilir,

0.6 < 0.7 ise kabul edilebilir derecede güvenilir,

0.7 < 0.9 ise iyi derecede güvenilir,

> 0.9 ise çok iyi,

Page 169: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

154

şeklinde ölçeğin güvenirliği yorumlanır (Güriş ve Astar, 2015: 282-283; Özdamar,

2013: 555; Altunışık vd., 2010: 124). Cronbach katsayısı, ölçeğin genel güvenirliğini

değerlendirir. Ölçekte yer alan k sorunun türdeş bir yapıyı sorgulamak ya da açıklamak

üzere bir bütün oluşturup oluşturmadıklarını sorgular ve değerlendirir (Özdamar, 2013:

554). Bir test ya da ölçek ne derece güvenilir ise, ondan elde edilen veriler de o

derecede güvenilirdir. Güvenilir olmayan bir ölçek yardımıyla elde edilen veriler

faydasız olabilmektedir. Zira aynı test aynı kişilere farklı zamanlarda uygulandığında

farklı sonuçlar veriyorsa, elde edilen sonuçlara dayalı yorum yapmak mümkün olamaz

(Altunışık vd., 2010: 122). Bilimsel bir araştırmalarda ölçmenin güvenirliğini arttırmak

ancak hatayı minimum düzeye çekmekle sağlanabilir. Fakat öncelikle, hatanın ölçme

aracından mı yoksa başka nedenlerden mi kaynaklandığını bulmak gereklidir (Lorcu,

2015: 208).

Allen ve Meyer (1990: 6) çalışmasında örgütsel bağlılığın alt boyutları olan

duygusal, devam ve normatif bağlılığa ilişkin Cronbach Alfa güvenilirlik katsayılarını

sırasıyla 0.87, 0.75 ve 0.79 olarak hesaplamıştır. Wasti'nin (2000: 402-405), “Meyer ve

Allen'in Üç Boyutlu Örgütsel Bağlılık Ölçeğinin Geçerlilik ve Güvenirlik Analizi”

çalışmasında, kamu ve özel sektör çalışanları örneklemi üzerindeki uygulamasında, 351

kamu sektörü çalışanı ile yapılan araştırma sonucunda duygusal bağlılık boyutu 0.79,

devam boyutu 0.58, normatif bağlılık boyutu ise 0.75 alfa değerine sahip olmuştur. 916

özel sektör çalışanıyla yapılan araştırma sonucunda Wasti (2000: 405), duygusal

bağlılık boyutunun alfa değerinin 0.78, devam boyunu 0.60 ve normatif bağlılık

boyutunu 0.80 olarak saptamıştır. Araştırmamızda ise; duygusal bağlılık 0.856, normatif

bağlılık 0.852 ve devam bağlılığı 0.658 Cronbach Alfa değerine sahiptir. Bu sonuçlar

Wasti (2000) çalışmasıyla benzerlik göstermektedir. Wasti (2000: 404), Meyer ve

arkadaşlarının devam bağlılığı ölçeği için 0.74 alfa değeri elde etmiş olmalarına karşın

her iki Türk örnekleminde bu ölçeğin alfa değerinin oldukça düşük olduğunu ifade

ederek, devam bağlılığı boyutunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini

vurgulamaktadır (Wasti, 2000: 409).

Örgüt sağlığı ölçeğinin güvenirlik katsayısı Cronbach Alfa 0.961 olarak

bulunmuş olup, ölçeğin oldukça güvenilir bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir. Ayrıca

Page 170: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

155

35 ifade faktör analizi sonrasında 21 ifadenin tek bir boyut altında toplanması sonucuna

ulaşılmış ve tek boyutlu faktör yapısıyla ölçüm yapılmıştır.

Dunham vd., (1989) öğrenci örneklemindeki çalışmasında duygusal değişime

açıklık boyutu 0.79, bilişsel değişime açıklık boyutu 0.80 ve davranışsal değişime

açıklık boyutu 0.73 alfa değerine sahipken, 269 polis memuru örneklemindeki

çalışmasında duygusal değişime açıklık 0.79, bilişsel açıklık 0.81 ve davranışsal

değişime açıklık 0.82 Cronbach alfa değerine sahip olmuştur. Araştırmamızda ise

Cronbach Alfa değerleri; duygusal değişime açıklık boyutu 0.713, bilişsel değişime

açıklık boyutu 0.634 ve davranışsal değişime açıklık boyutu 0.840 olarak saptanmıştır.

4.8. BULGULAR

Araştırmaya katılan çalışanların demografik özeliklerine göre dağılımı Tablo

34’te gösterilmiştir. Tablo 34’e göre katılımcıların yaş dağılımlarına bakıldığında,

%37,81’i 18-29 yaş grubunda, %36,82’si 30-39 yaş grubunda ve %25,35’i ise 40 yaş ve

üzeri yaş grubunda olduğu gözlenmektedir. Katılımcıların %33’ü erkek, %67’si

kadınlardan oluşmakta ve %62,4’ü evli, %37,4’ü ise bekârdır. Katılımcıların çalıştıkları

hastanelere bakıldığında, %56,3’ü Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde, %28,8’i

A.K.Ü Hastanesi’nde ve %14,9’u ise özel hastanede çalışmaktadır. Katılımcıların

eğitim düzeyleri %20,9’u lise, %20,7’si ön lisans mezunu, %38,7’si lisans mezunu ve

%12,3’ü ise lisansüstü mezunudur. Çalışanların %32,4’ü 0-5 yıl, %21,1’i 6-10 yıl,

%14,2’si 11-15 yıl ve %31,8’i ise 16 yıl ve daha fazla süredir çalışmaktadırlar.

Katılımcıların çalıştıkları bölümlere bakıldığında %34,8’i yataklı serviste, %9,9’u

yoğun bakımda, %16,6’sı idari birimde, %7,3’ü poliklinikte, %6,3’ü ameliyathanede,

%6,6’sı acil serviste ve %18,6’sı diğer bölümlerde çalışmaktadırlar. Katılımcıların

%55,2’si hemşire/sağlık memuru, %5,4’ü ebe, %5,7’si tıbbi sekreter ve %25,6’sı diğer

branşlarda görev yapmaktadır. Diğer branşlar arasında ortopedi teknikeri, eczacı,

diyetisyen, odyolog, biyolog, psikolog vb. çalışanlar bulunmaktadır.

Page 171: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

156

Tablo 34. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı

Demografik Özellikler Frekans (f) Yüzde (%)

Yaş

18-29 267 37.81

30-39 260 36.82

40+ 179 25.35

Cinsiyet Erkek 236 33.0

Kadın 480 67.0

Medeni Durum Evli 447 62.4

Bekâr 268 37.4

Çalışılan

Hastane

Afyonkarahisar

Devlet Hastanesi 403 56.3

A.K.Ü. Hastanesi 206 28.8

Özel Hastane (Park

Hayat) 107 14.9

Eğitim Düzeyi

Lise 150 20.9

Önlisans 198 27.7

Lisans 277 38.7

Lisans Üstü 88 12.3

Çalışma Yılı

0-5 232 32.4

6-10 151 21.1

11-15 102 14.2

16+ 228 31.8

Çalışılan Birim

Yataklı Servis 249 34.8

Yoğunbakım 71 9.9

İdari Birim 119 16.6

Poliklinik 52 7.3

Ameliyathane 45 6.3

Acil 47 6.6

Diğer 133 18.6

Ünvan

Doktor 58 8.1

Hemşire/Sağlık

Memuru 395 55.2

Ebe 39 5.4

Tıbbi Sekreter 41 5.7

Diğer 183 25.6

Page 172: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

157

4.9. ÖRGÜTSEL BAĞLILIK, ÖRGÜT SAĞLIĞI VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

AÇIKLIK ÖLÇEKLERİNİN BETİMSEL İSTATİSTİKLERİ

Örgütsel bağlılığa ilişkin betimsel istatistikler Tablo 35’te sunulmuştur. Tablo 35

incelendiğinde, katılımcıların “Bu kurumda çalışmaya devam etmem kendi isteğim

olduğu kadar, aynı zamanda bir zorunluluktur” yargısı (x̄=3.58), “Benim için avantajlı

olsa da, kurumumdan şu anda ayrılmamın doğru olmadığını düşünüyorum” yargısı

(x̄=3.31), “Bu kurumun sorunlarını gerçekten kendi sorunlarım gibi görüyorum” yargısı

(x̄=3.20) ve “Şu anda istesem bile bu kurumdan ayrılmak benim için çok zor olurdu”

yargısına (x̄=3.20) ortalamaları ile en olumlu görüş bildirirken, “Bu kuruma çok şey

borçluyum” yargısına (x̄=2.70) ve “Meslek hayatımın kalan kısmını bu kuruluşta

geçirmek beni çok mutlu eder” yargısına (x̄=2.72) ortalama ile en olumsuz görüş

bildirildiği tespit edilmiştir.

Tablo 35. Örgütsel Bağlılığa İlişkin Betimsel İstatistikler

S.no Örgütsel Bağlılık Ölçeği Ort.

�̅� ss.

1. Meslek hayatımın kalan kısmını bu kuruluşta geçirmek beni çok mutlu

eder. 2.72 1.23

2. Bu kurumun sorunlarını gerçekten kendi sorunlarım gibi görüyorum. 3.20 1.16

2. Kurumuma karşı güçlü bir aitlik duygusu hissetmiyorum. 2.93 1.27

4. Bu kuruluşa kendimi “duygusal olarak bağlı” hissetmiyorum. 2.93 1.25

5. Kendimi kurumumda “ailenin bir parçası” gibi hissetmiyorum. 3.00 1.28

6. Bu kurum benim için çok büyük kişisel anlam ifade ediyor. 3.06 1.15

7. Bu kurumda çalışmaya devam etmem kendi isteğim olduğu kadar, aynı

zamanda bir zorunluluktur. 3.58 1.06

8. Şu anda istesem bile bu kurumdan ayrılmak benim için çok zor olurdu. 3.20 1.20

9. Şu anda kuruluşumdan ayrılmak istediğime karar versem, hayatımın

çoğu altüst olurdu. 2.89 1.22

10. Bu kurumdan ayrılmayı göze alamayacak kadar az alternatifim

olduğunu hissediyorum. 2.91 1.20

11. Bu kuruma kendimden bu kadar çok şey vermemiş olsaydım, başka bir

yerde çalışmayı düşünebilirdim. 2.85 1.13

12. Bu kurumu bıraktığımda ortaya çıkacak birkaç olumsuzluktan biri de

mevcut iş olanaklarımın azlığıdır. 3.03 1.28

13. Bu kurumda çalışmaya devam etmek için herhangi bir zorunluluk

hissetmiyorum. 2.80 1.15

14. Benim için avantajlı olsa da, kurumumdan şu anda ayrılmamın doğru

olmadığını düşünüyorum. 3.31 1.11

15. Şu an kurumumdan ayrılsam kendimi suçlu hissederim. 2.46 1.17

Page 173: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

158

16. Bu kurum benim sadakatimi hak ediyor. 2.91 1.20

17. Buradaki insanlara karşı yükümlülük hissettiğim için, kurumumdan şu

anda ayrılmazdım. 2.87 1.17

18. Bu kuruma çok şey borçluyum. 2.70 1.24 *: ifadeler ters kodlanmadan önceki haliyle gösterilmiştir.

Örgüt sağlığına ilişkin betimsel istatistikler Tablo 36’da sunulmuştur. Tablo 36

incelendiğinde katılımcıların “Yazılı etik kurallar (uyulması veya kaçınılması gereken

kurallar) mevcuttur” yargısına (x̄=3.48), “Çalışanlar kurallara uygun (etik) bir şekilde

davranırlar” yargısına (x̄=3.29), “Çalışanlar üretilen mal veya hizmetin kalitesine önem

verirler” yargısına (x̄=3.27) ve “Çalışanlar arasında dayanışma ve arkadaşlık hisleri

mevcuttur” yargısına (x̄=3.21) ortalama ile en olumlu görüş bildirirken, “Hastane ile

ilgili alınan kararlarda çalışanların katılım derecesi yüksektir” yargısına (x̄=2.12) ve

“Bireysel ve grup faaliyetleri ödüllendirilir” yargısına (x̄=2.17) ortalama ile olumsuz

görüşlerini belirtmişlerdir.

Tablo 36. Örgüt Sağlığına İlişkin Betimsel İstatistikler

S.no Örgüt Sağlığına Yönelik İfadeler Ort.

�̅� ss.

1. Hastane ile ilgili alınan kararlarda çalışanların katılım derecesi

yüksektir. 2.12 1.07

2. Çalışanlar hastaneye sevinerek gelirler. 2.24 1.05

2. Hastanedeki iletişim açık ve zamanındadır. 2.48 1.12

4. Çalışanlara adil olarak davranılır. 2.23 1.13

5. Çalışanlar işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara

sahiptirler 2.74 1.14

6. Başarılı olan kişiler hastane içinde saygı görür ve takdir edilirler. 2.56 1.17

7. Çalışanların hastanenin durumu hakkında bilgileri vardır. 2.88 1.11

8. Çalışanlar meydana gelen iş stresleri ile başa çıkabilecek

güçtedirler. 2.80 1.07

9. Çalışanlar üretilen mal veya hizmetin kalitesine önem verirler. 3.27 1.05

10. Çalışanlar hastanenin kendilerine sağladığı sosyal imkânlardan

memnundurlar. 2.27 1.07

11. Hastane politikaları çalışanları ve ailelerini de göz önünde

bulunduracak şekilde esnektir. 2.34 1.13

12. Bireysel ve grup faaliyetleri ödüllendirilir. 2.17 1.05

13. Çalışanlar vakitlerini şikâyet etme yerine üretime ayırırlar. 2.82 1.08

14. Meydana gelen değişimler ve krizler iyi yönetilir. 2.62 1.08

15. Çalışanların hayat düşüncelerine ve yaşantılarına saygı duyulur. 2.57 1.17

16. Hastanede öğrenme ve kariyer imkânları mevcuttur. 2.72 1.17

17. Çalışanlar arasında dayanışma ve arkadaşlık hisleri mevcuttur. 3.21 1.14

Page 174: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

159

18. Meydana gelen problemlerin çözümünde sorunlar, çalışanlar ile

paylaşılıp çözüm önerileri aranır. 2.63 1.16

19. Çalışanların sağlık ve emniyetleri birinci önceliktir. 2.60 1.17

20. Bu hastanede çalışanlar maliyet unsuru olarak görülmez. Yatırım

yapılması gereken değerler olarak görülür. 2.36 1.11

21. Çalışanlar nerede çalıştıklarını dışarıdaki insanlara söylemekten

gurur duyarlar. 3.11 1.09

22. Çalışanlar arasında güvene dayalı bir ortam mevcuttur. 2.93 1.10

23. Çalışanların moral düzeyi yüksektir. 2.33 1.08

24. Hastane önemli (kayda değer) bir imaj ve üne ulaşmıştır. 2.99 1.12

25. Çalışanlar kurallara uygun (etik) bir şekilde davranırlar. 3.29 1.05

26. Yazılı etik kurallar (uyulması veya kaçınılması gereken kurallar)

mevcuttur. 3.48 1.01

27. Kurumsal hedeflere genellikle ulaşılır. 3.11 1.00

28. Çalışanlar, kurumsal hedefleri tanımlayabilirler. 3.07 1.01

29. Yöneticiler, hastanenin yararına olacak şekilde hareket ederler. 3.08 1.17

30. Yöneticiler, arkadaş canlısı ve ulaşılabilirdirler. 2.50 1.19

31. Çalışanların eğitim ve gelişimi için bir bütçe mevcuttur. 2.40 1.08

32. Kaynaklar adil bir şekilde paylaşılmaktadır. 2.30 1.13

33. Yöneticiler ve çalışanlar arasında sık iletişim kurulması teşvik

edilir. 2.37 1.13

34. Çalışanlar, örgütün itibarını artırıcı faaliyetlerde bulunurlar. 2.93 1.06

35. Çalışanların motivasyon düzeyi yüksektir. 2.29 1.11

Örgütsel değişime açıklığa ilişkin betimsel istatistikler Tablo 37’de sunulmuştur.

Tablo 37 incelendiğinde katılımcıların “İşe yarayacağını düşündüğüm değişimleri faal

olarak desteklerim” yargısına (x̄=3.81), “Yeni fikirleri denemeye eğilimliyim” yargısına

(x̄=3.70), “Genellikle yeni fikirleri desteklerim“ yargısına (x̄=3.69), “İşimle alakalı

alanlarda yeni fikirlerin farkında olmaya çalışırım” yargısına (x̄=3.63), “Değişime daha

kolay uyum sağlayabilsek toplumumuz daha iyi durumda olurdu” yargısına (x̄=3.61) ve

“Değişim gereklidir” yargısına (x̄=3.54) ortalamalar ile en olumlu görüşlerini

bildirmişlerdir.

Tablo 37. Örgütsel Değişime Açıklığa İlişkin Betimsel İstatistikler

S.no Örgütsel Değişime Açıklık Ölçeği Ort.

�̅� ss.

1. İş yerinde değişiklikleri dört gözle beklerim. 3.11 1.20

2. Değişimin getirileri vardır. 3.36 1.08

2. Genellikle yeni fikirlere direnirim. 2.27 1.08

4. Diğer insanlar değişime direndiğimi düşünür. 2.21 1.05

5. Çoğu insan değişime yetersiz uyum sağlar. 3.04 1.04

Page 175: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

160

6. Çoğu çalışan değişimden faydalanır. 3.15 1.02

7. Değişim beni korkutur. 2.34 1.13

8. Yeni fikirler denemeye eğilimliyim. 3.70 1.05

9. Değişimi sevmem çünkü idare değişimi destekleyemez. 2.57 1.08

10. Değişim risklidir. 2.69 1.09

11. Değişim genellikle örgütün faydasınadır. 3.30 1.01

12. Genellikle yeni fikirleri desteklerim. 3.69 0.93

13. İş arkadaşlarımın çoğu değişimden faydalanır. 3.21 0.92

14. Değişimi sevmem. 2.23 1.07

15. Çoğu değişiklik kötü fikirdir. 2.39 1.04

16. Diğer insanlar benim risk alan birisi olduğumu düşünür. 2.99 0.99

17. Değişim olmasa işim bu kadar ilginç olmazdı. 2.91 0.97

18. Değişim gereklidir. 3.54 1.00

19. Değişim sinirlerimi bozar. 2.30 1.05

20. İşe yarayacağını düşündüğüm değişimleri faal olarak desteklerim. 3.81 0.99

21. Değişime yeterli uyum sağlayamam. 2.25 0.97

22. İşe yaramayacak değişiklikleri önlemeye çalışırım. 3.19 1.05

23. Değişimden zevk alırım. 3.27 0.95

24. Değişime daha kolay uyum sağlayabilsek toplumumuz daha iyi

durumda olurdu. 3.61 0.97

25. Değişiklikler beni motive eder. 3.37 0.92

26. Değişime karşı koymak için elimden geleni yapmak niyetindeyim. 2.32 1.11

27. Mevcut olmayan veya gerçekçi görünmeyen sorunlara takılıp

kalmam. 3.48 0.98

28. Değişime genellikle kayıtsız kalırım. 2.26 0.93

29. İş yerindeki çoğu değişim sinir bozucudur. 2.63 1.09

30. Değişim eğlencelidir. 3.19 0.98

31. Diğerleri beni değişim fikirleri kaynağı olarak görür. 2.82 0.95

32. Fikirler genellikle zamanla iyiye gider. 3.44 0.95

33. Genellikle yeni yaklaşımlar öneririm. 3.40 0.88

34. Değişim genellikle daha iyi performans sergilememde yardımcı olur. 3.30 0.92

35. İşimde değişikliklerden sonra kendimi genellikle daha güvensiz

hissederim. 2.55 0.97

36. Bir değişimi ancak başkaları da yaparsa kabul ederim. 2.77 0.97

37. Değişimi severim çünkü idare de değişimi destekler. 2.93 0.97

38. Değişim eziyetlidir. 2.71 1.07

39. Değişimi desteklemek için elimden geleni yaparım. 3.35 0.91

40. Değişimi destekleyen insanları severim. 3.40 0.90

41. Diğer insanlar değişimi desteklediğimi düşünür. 3.26 0.86

42. Yeni fikirler denemekte genellikle tereddüt ederim. 2.56 0.99

43. Değişime direnmek için yetkimi kullanmak eğilimindeyim. 2.47 1.00

44. Statükoya bağlıyım. 2.68 0.92

45. Değişim iş yerinde olan biteni kontrol kabiliyetimi genellikle azaltır. 2.60 0.92

46. Genellikle bana değişimin işimi yerine getirmede bana yardımcı 3.07 0.91

Page 176: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

161

olacağını gösteren bilgiler verilir.

47. Değişim genellikle iş yerinde tatmin edici olmayan durumların

düzeltilmesinde yardımcı olur. 3.18 0.96

48. Çoğu değişikliği memnun edici bulurum. 3.18 0.95

49. İşimle alakalı alanlarda yeni fikirlerin farkında olmaya çalışırım. 3.63 0.88

50. Değişimi severim. 3.42 0.93

51. Değişimden genellikle faydalanırım. 3.37 0.92

52. Değişim genellikle bu değişimi yaratanların faydasına olur. 3.30 0.99 *: ifadeler ters kodlanmadan önceki haliyle gösterilmiştir.

4.10. FAKTÖR ANALİZİ

Faktör analizi, çok sayıdaki değişkenin aralarındaki ilişkiyi inceleyerek, ilişkileri

veya değişken sayısını indirgemek için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemle

değişkenler arasındaki ilişkiler, daha iyi anlaşılabilir ve yorumlanabilir (Güriş ve Astar,

2015: 284). Faktör analizi, özellikle sosyal bilimler, eğitim bilimleri, tıp, psikoloji,

sosyoloji gibi bilim alanlarındaki birimlerin çok sayıdaki birbirleriyle ilişkili özellikleri

arasından, birlikte ele alınabilen, birbiriyle ilişkisiz fakat bir oluşumu (olayı veya

fenomeni) açıklamakta yararlanılabilecek olan değişkenleri bir araya toplayan bir

yöntemdir (Özdamar, 2013: 209).

Faktör analizinde birbirileriyle ilişkili yapılar, ortak boyutlarda toplanmakta ve

bu yeni oluşan kavramlar “faktör” olarak adlandırılmaktadır. Faktör analizi ile çok fazla

olan değişken sayısının azaltılması ve yorumlanması açısından basitleştirilmesi

amaçlanmaktadır (Güriş ve Astar, 2015: 415). Faktör analizinde temel mantık, karmaşık

bir olgunun daha az sayıdaki temel değişkenler yardımıyla açıklanabileceği

düşüncesidir. Etkin bir faktör analizinin toplam veri setini en iyi temsil edebilen ancak

mümkün olduğunca az sayıda faktörden oluşan bir çözüm olması istenilen özelliktir. İyi

bir faktör analizi sonucunun hem basit hem de yorumlama becerisinin iyi olması arzu

edilir (Altunışık vd., 2010: 262).

Faktör analizi için açıklayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi

(DFA) olarak adlandırılan iki tür yöntem vardır. Çok sayıda değişkenin sahip olduğu

ortak boyutların sayısı hakkında ön bilgiye sahip olunmadığında, sadece bu ortak

boyutların sayısı hakkında bilgi edinmek için açıklayıcı faktör analizi kullanılırken,

amaç geliştirilen bir hipotezi test etmek ise doğrulayıcı faktör analizi kullanılmaktadır

(Güriş ve Astar, 2015: 415). AFA, birbirleriyle ilişkili p sayıda değişkenden oluşan veri

Page 177: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

162

setinin Koveryans ya da Korelasyon matrisinden yararlanılarak eşit ya da daha az sayıda

(kp) ve birbirinden bağımsız yeni değişkenler (faktör) belirlemek üzere yararlanılan

faktör analizidir. Genellikle faktör analizi denildiğinde açıklayıcı faktör analizi akla

gelir. DFA ise, açıklayıcı faktör analizinde belirlenen faktörlerin, varsayımsal (hipotezle

belirlenen) ya da kuramsal faktör yapılarına uygunluğunu test etmek üzere yararlanılan

faktör analizi türüdür. AFA ile belirlenen faktörleri oluşturan orijinal değişkenler

arasında uyumluluk bulunup bulunmadığı DFA ile test edilir (Özdamar, 2013: 211).

AFA’da araştırmacı, araştırma yaptığı konu ile ilgili olarak değişkenler

arasındaki ilişkiye yönelik olarak herhangi bir fikrinin veya öngörüsünün olmaması

nedeniyle değişkenler arasındaki muhtemel ilişkiyi ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.

DFA’da ise, araştırmacı tarafından daha önceden belirlenen bir ilişkinin doğruluğunu

test etmek amaçlanmaktadır (Altunışık vd., 2010: 262). DFA, gözlenen ve gizli

değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemeye yarayan bir yapısal eşitlik modeli türüdür ve

ölçek uyarlama çalışmalarında önemli bir değere sahiptir (Çapık, 2014: 196).

Araştırmada örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık

ölçeklerinin öncelikle AFA’ları gerçekleştirilmiş, daha sonra AFA’da açıklanan

sonuçlar DFA’da test edildikten sonra esas model olan Yapısal Eşitlik Modeli

sonuçlarına ulaşılmıştır. Akademisyenler DFA’yı genellikle AFA’dan sonra bulgularını

doğrulamak için kullanmaktadırlar. Yani önce SPSS ile AFA yaparak, saptadıkları

madde ve alt boyutları bir model olarak kabul etmektedirler. Sonra, DFA ile bu modeli

test ederek doğruluğundan kesin emin olmak istemektedirler. Bu işlemi AFA ile yapıp,

DFA ile doğrulatmak sık başvurulan metottur (Çapık, 2014: 196-197; Çakır ve Erdoğan,

2014: 301). DFA, AFA ile belirlenen faktörlerin, hipotez ile belirlenen faktör yapılarına

uygunluğunu test etmek üzere yararlanılan faktör analizidir. AFA, hangi değişken

gruplarının hangi faktör ile yüksek düzeyde ilişkili olduğunu test etmek için

kullanılırken, belirlenen k sayıda faktöre katkıda bulunan değişken gruplarının bu

faktörler ile yeterince temsil edilip edilmediğinin belirlenmesi için DFA’dan

faydalanılır (Aytaç ve Öngen, 2012: 16).

Çalışmada kullanılan örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık

ölçeklerinde yer alan soruların (maddelerin/değişkenlerin) ankete katılan hastane

çalışanları için güvenirliliğinin araştırılması amacıyla ilgili maddelere AFA ve DFA

Page 178: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

163

uygulanmıştır. Daha sonra da Örgütsel Bağlılık ile üç alt boyutu olan Duygusal Bağlılık

(DUYB), Devam Bağlılığı (DEVB) ve Normatif Bağlılık (NORMB) ve Örgütsel

Değişime Açıklık ile üç alt boyutu olan Duygusal Değişime Açıklık (DUYDA), Bilişsel

Değişime Açıklık (BILDA) ve Davranışsal Değişime Açıklığın (DAVDA) Örgüt

Sağlığı (OS) üzerindeki etkilerini belirlemek amacı ile Yapısal Eşitlik Modellemesinden

yararlanılarak çözümlemeler gerçekleştirilmiştir.

Örgütsel Bağlılığa ilişkin AFA bulguları Tablo 38’de, Örgüt Sağlığına ilişkin

AFA bulguları Tablo 39’da ve Örgütsel Değişime Açıklığa ilişkin AFA bulguları ise

Tablo 40’ta verilmiştir. AFA’da yer alan Örgütsel Bağlılığa ilişkin maddelerin geneli

için güvenirlilik katsayısı olan Cronbach’s Alpha değeri 0.857 olarak, Örgüt Sağlığına

ilişkin maddelerin geneli için güvenirlilik katsayısı olan Cronbach’s Alpha değeri 0.961

ve Örgütsel Değişime Açıklığa ilişkin maddelerin geneli için ise bu değer 0’835 olarak

hesaplanmıştır ki bu değerler kullanılan ölçeğin güvenilir olduğunun bir göstergesidir.

Tablo 38 incelendiğinde hastane çalışanlarının duygusal bağlılıkları 6 madde ile,

Normatif bağlılıkları 5 madde ile ve Devam Bağlılıkları 4 madde ile açıklanabilmiştir.

Açıklayıcı faktör analizi sonucunda bu üç faktör toplam varyansın % 57.642’sini

açıklamaktadır. Faktörler içerisindeki yükleri bakımından Duygusal bağlılık için

0.866’lık yük ile DuyB1 değişkeni, Normatif bağlılık için ise 0.733’lük yük ile NB1

değişkeni ve Devam bağlılığı için 0.761’lik yük ile DevB1 değişkenlerinin en etkili

değişkenler olduğu görülmektedir. Her bir faktöre ait özdeğerler, varyans açıklama

oranları ve Cronbach’s Alpha değerleri de Tablo 38’de görülebilir. Allen ve Meyer’e

(1990) göre, duygusal bağlılık çalışanın örgütün amaçları ile özdeşleşmesi ve örgüte

yönelik duygusal aidiyet duygusudur. Devam bağlılığı örgütten ayrılma ile ilgili

maliyetlerin farkında olunduğu bir süreci içerirken, normatif bağlılık geri ödeme

gerektiren faydaların zorululuğunun hissedilmesine yönelik bağlılık hisleridir. Faktör

analiz sonrasında ortaya çıkan üç boyut Allen ve Meyer’in (1990) çalışmasındaki

örgütsel bağlılık ölçeğinin boyutlarıyla benzerlik göstermektedir.

Page 179: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

164

Tablo 38. Örgütsel Bağlılık Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve Cronbach’s α

Değeri

Tablo 39’a göre hastane çalışanlarının Örgüt Sağlığı algıları 21 madde ile

açıklanabilmiştir. AFA sonucunda bu faktör toplam varyansın % 56.171’ini

açıklamaktadır. Faktör içerisindeki yükleri bakımından Örgüt Sağlığı için 0.830’luk yük

ile s1 değişkeninin en etkili değişken olduğu görülmektedir. Örgüt Sağlığı algısına ait

özdeğerler, varyans açıklama oranları ve Cronbach’s Alpha değeri de Tablo 39’da

görülebilir.

Örgütsel Bağlılık Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları

Madde Duygusal Bağlılık Faktör

Yükü Özdeğer

Açıklanan

Varyans

(%)

DuyB1. Bu kuruluşa kendimi “duygusal olarak bağlı” hissetmiyorum. .866

5.3

88

24

.568

0.8

56

DuyB2. Kendimi kurumumda “ailenin bir parçası” gibi hissetmiyorum. .855

DuyB3. Kurumuma karşı güçlü bir aitlik duygusu hissetmiyorum. .844

DuyB4. Bu kurumun sorunlarını gerçekten kendi sorunlarım gibi

görüyorum. .591

DuyB5. Meslek hayatımın kalan kısmını bu kurumda geçirmek beni

çok mutlu eder. .588

DuyB6. Bu kurum benim için çok büyük kişisel anlam ifade ediyor. .526

Normatif Bağlılık

2.2

12

19

.673

0.8

12

NB1. Buradaki insanlara karşı yükümlülük hissettiğim için,

kurumumdan şu anda ayrılmazdım. .733

NB2. Bu kurum benim sadakatimi hak ediyor. .713

NB3. Bu kuruma çok şey borçluyum. .704

NB4. Şu an kurumumdan ayrılsam kendimi suçlu hissederim. .674

NB5. Benim için avantajlı olsa da, kurumumdan şu anda ayrılmamın

doğru olmadığını düşünüyorum. .625

Devam Bağlılığı

1.0

47

13

.401

0.6

58

DevB1. Şu anda kuruluşumdan ayrılmak istediğime karar versem,

hayatımın çoğu altüst olurdu. .761

DevB2. Şu anda istesem bile bu kurumdan ayrılmak benim için çok zor

olurdu. .718

DevB3. Bu kurumdan ayrılmayı göze alamayacak kadar az alternatifim

olduğunu hissediyorum. .668

DevB4. Bu kurumda çalışmaya devam etmem kendi isteğim olduğu

kadar, aynı zamanda bir zorunluluktur. .573

Cronbach's Alpha= 0.857 (15 ifade)

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy.= 0.888

Bartlett's Test of Sphericity Approx. Chi-Square= 4396.799

sd= 105

p= 0.000

Page 180: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

165

Tablo 39. Örgüt Sağlığı Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve Cronbach’s α Değeri

Örgüt Sağlığı Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları

Ma

dd

e Örgüt Sağlığı Ölçeği

Faktör

Yükü Özdeğer

Açıklanan

Varyans

(%)

s1. Çalışanlara adil olarak davranılır. .830

11

.796

56

.171

s2.

Yöneticiler ve çalışanlar arasında sık iletişim kurulması

teşvik edilir. .803

s3. Çalışanlar hastaneye sevinerek gelirler. .787

s4 Hastanedeki iletişim açık ve zamanındadır. .786

s5. Çalışanların motivasyon düzeyi yüksektir. .773

s6. Yöneticiler, arkadaş canlısı ve ulaşılabilirdirler. .772

s7.

Meydana gelen problemlerin çözümünde sorunlar,

çalışanlar ile paylaşılıp çözüm önerileri aranır. .771

s8. Kaynaklar adil bir şekilde paylaşılmaktadır. .771

s9.

Hastane politikaları çalışanları ve ailelerini de göz önünde

bulunduracak şekilde esnektir. .768

s10.

Çalışanlar hastanenin kendilerine sağladığı sosyal

imkânlardan memnundurlar. .767

s11. Çalışanların sağlık ve emniyetleri birinci önceliktir. .761

s12. Çalışanların moral düzeyi yüksektir. .759

s13.

Çalışanların hayat düşüncelerine ve yaşantılarına saygı

duyulur. .753

s14. Meydana gelen değişimler ve krizler iyi yönetilir. .750

s15.

Bu hastanede çalışanlar maliyet unsuru olarak görülmez.

Yatırım yapılması gereken değerler olarak görülür. .747

s16. Bireysel ve grup faaliyetleri ödüllendirilir. .744

s17.

Başarılı olan kişiler hastane içinde saygı görür ve takdir

edilirler. .742

s18.

Hastane ile ilgili alınan kararlarda çalışanların katılım

derecesi yüksektir. .712

s19.

Çalışanlar işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları

kaynaklara sahiptirler .672

s20. Çalışanların hastanenin durumu hakkında bilgileri vardır. .632

s21.

Çalışanlar meydana gelen iş stresleri ile başa çıkabilecek

güçtedirler. .601

Cronbach's Alpha= 0.961 (21 ifade)

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy.= 0.972

Bartlett's Test of Sphericity Approx. Chi-Square= 10432.832

sd= 210

p= 0.000

Tablo 40 incelendiğinde hastane çalışanlarının Davranışsal Değişime Açıklık 6

madde ile, Duygusal Değişime Açıklık 5 madde ile ve Bilişsel Değişime Açıklık ise 4

madde ile açıklanabilmiştir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda bu üç faktör toplam

Page 181: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

166

varyansın % 51.692’sini açıklamaktadır. Faktörler içerisindeki yükleri bakımından

Davranışsal Değişime Açıklık için 0.794’lük yük ile DavD1 değişkeni, Duygusal

Değişime Açıklık için 0.733’lük yük ile DuyD1 değişkeni ve Bilişsel Değişime Açıklık

için ise 0.713’lük yük ile BilD1 değişkenlerinin en etkili değişkenler olduğu

görülmektedir. Her bir faktöre ait özdeğerler, varyans açıklama oranları ve Cronbach’s

Alpha değerleri de Tablo 40’da görülebilir.

Tablo 40. Örgütsel Değişime Açıklık Değişkenlerine Ait AFA Sonuçları ve

Cronbach's α Değeri

Örgütsel Değişime Açıklık Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları

Ma

dd

e

Davranışsal (Behavioral) Değişime Açıklık Faktör

Yükü Özdeğer

Açıklanan

Varyans

(%) α

DavD1. Çoğu değişikliği memnun edici bulurum. 0.794

4.7

83

22

.001

0.8

40

DavD2. Değişim genellikle iş yerinde tatmin edici

olmayan durumların düzeltilmesinde yardımcı

olur.

0.751

DavD3. Değişimden genellikle faydalanırım. 0.706

DavD4. Değişimi desteklemek için elimden geleni

yaparım. 0.677

DavD5. Değişim genellikle daha iyi performans

sergilememde yardımcı olur. 0.666

DavD6. Değişiklikler beni motive eder. 0.614

Duygusal (Affective) Değişime Açıklık

1.8

58

16

.068

0.7

16

DuyD1. Değişimi sevmem. 0.733

DuyD2. Değişim sinirlerimi bozar. 0.698

DuyD3. İş yerindeki çoğu değişim sinir bozucudur. 0.663

DuyD4. Genellikle yeni fikirlere direnç gösteririm. 0.632

DuyD5. Yeni fikirler denemekte genellikle tereddüt ederim. 0.597

Bilişsel (Cognition) Değişime Açıklık

1.1

13

13

.623

0.6

34

BilD1. Genellikle yeni fikirleri desteklerim. 0.713

BilD2. Yeni fikirler denemeye eğilimliyim. 0.642

BilD3. Değişim genellikle örgütün faydasınadır. 0.620

BilD4. İş arkadaşlarımın çoğu değişimden faydalanır. 0.581

Cronbach's Alpha= 0.835 (15 ifade)

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy= 0.888

Bartlett's Test of Sphericity Approx. Chi-Square= 2938.852

sd= 105

p= 0.000

Page 182: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

167

Faktör analizi sonrasında elde edilen ve Dunham vd., (1989) tarafından belirtilen

davranışsal, bilişsel ve duygusal boyutlar; Klecker ve Loadman (1996), Klecker ve

Loadman (1999), Bingül (2006), Zadeoğluları’nın (2010) çalışmalarında belirttikleri

örgütsel değişime açıklık boyutları ile önemli ölçüde benzerlikler göstermiştir. Ayrıca

faktör analizi sonrasında Dunham ve diğerlerinin (1989) ifade ettiği 18 ifadeden 15’i üç

boyut altında toplanmıştır. 18 ifade içerisinde yer alan; “İşyerinde değişiklikleri dört

gözle beklerim”, “Diğer insanlar değişimi desteklediğimi düşünür” ve “Genellikle yeni

yaklaşımlar öneririm” ifadeleri yukarıda açıklanan üç faktörün dışında ayrı bir faktör

oluşturmasından dolayı analiz dışı kalmıştır. Çalışmada açıklayıcı faktör analizi

sonrasında elde edilen boyutlar ve bu boyutlara ilişkin ortalama ve standart sapma

değerleri Tablo 41’de gösterilmiştir.

Tablo 41. Faktör Analizi Sonrası Ölçek/Alt Ölçek Boyut Ortalamaları (n= 716)

Ölçek/Alt Ölçek Ortalama

(x̄) ss.

Minimum

Değer

Maksimum

Değer

Duygusal Bağlılık 3.02 0.93 1 5

Devam Bağlılığı 3.14 0.82 1 5

Normatif Bağlılık 2.85 0.89 1 5

Örgütsel Bağlılık 2.99 0.69 1 5

Örgüt Sağlığı 2.45 0.83 1 5

Duygusal Değişime Açıklık 3.59 0.72 1.40 5

Bilişsel Değişime Açıklık 3.48 0.67 1 5

Davranışsal Değişime Açıklık 3.29 0.69 1 5

Örgütsel Değişime Açıklık 3.44 0.54 1.60 5

Tablo 41’e göre, katılımcıların duygusal ve genel örgütsel bağlılık düzeyleri orta

düzeye yakın değerler alırken, devam bağlılığı puanları orta düzeyden biraz yüksek ve

normatif bağlılıkları orta düzeyden daha düşük puana sahip olmuştur. Araştırmaya

katılan bireylerin genel olarak örgüt sağlığı algıları oldukça düşük (x̄:2.45) ortalama

puana sahip olmuştur. Çalışmada değişime açıklık alt boyutları ve genel olarak örgütsel

değişime açıklık puanları orta düzdyden daha yüksek değerlere sahip olmuştur.

Değişime açıklık ölçeği ve alt boyutlarının yer aldığı DFA analizi sonuçları

Şekil 20. ve Tablo 43’te verilmektedir.

Page 183: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

168

Şekil 20. Örgütsel Değişime Açıklık Ölçeği DFA Analizi Sonuçları

Örgütsel değişime açıklığın alt boyutları olan Bilişsel Değişim (BilD),

Davranışsal Değişim (DavD) ve Duygusal Değişim (DuyD) için Şekil 20’de verilen

doğrulayıcı faktör analizi sonuçları incelendiğinde, ele alınan hastane çalışanlarının

Bilişsel Değişimleri üzerinde en etkili değişkenin 0.69’luk katsayı yükü ile BilD1

“Genellikle yeni fikirleri desteklerim.” değişkeni olduğu, bu değişkeni 0.54’lük yük ile

BilD2 “Yeni fikirler denemeye eğilimliyim.” değişkeni ve 0.52’lik yük ile BilD3

“Değişim genellikle örgütün faydasınadır.” değişkenin olduğu görülmektedir. Hastane

çalışanlarının davranışsal değişimleri üzerinde ise en etkili değişkenin 0.73’lük katsayı

yükü ile DavD1 “Çoğu değişikliği memnun edici bulurum.” değişkeni olduğu, bu

değişkeni 0.72’lik yük ile DavD3 “Değişimden genellikle faydalanırım.” ile 0,70’lik

katsayı yükü ile DavD4 “Değişimi desteklemek için elimden geleni yaparım.”

değişkenlerinin olduğu görülmektedir. Duygusal değişimleri üzerinde en etkili

değişkenler incelendiğinde ise en etkili değişkenin 0,73’lük katsayı yükü ile DuyD1

Page 184: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

169

“Değişimi sevmem.” bu değişkeni 0.67’lik katsayı yükü ile DuyD2 “Değişim sinirlerimi

bozar.” değişkeninin olduğu görülmektedir. Çalışmanın uygulama kısmında kurulan

YEM ve DFA’lerine ait uyum kriterlerinin yer aldığı Tablo 43. incelendiğinde örgütsel

değişime açıklığa ilişkin DFA analizi için tüm kriterlerin şartları sağladığı, dolayısıyla

modelin istatistiksel olarak anlamlı bir model olduğunu söylemek mümkündür. Bu

kriterler dışında χ2 (87)=247,36; χ2/sd =2.84<3 değeri de model uygunluğunun

belirlenmesinde kullanılan diğer bir istatistik olup, modelin istatistikî açıdan uygun

olduğunun diğer bir göstergesidir. Örgütsel bağlılığın alt boyutlarının yer aldığı DFA

analizi sonuçları Şekil 21. ve Tablo 43’te verilmektedir.

Şekil 21. Örgütsel Bağlılık Ölçeği DFA Analizi Sonuçları

Örgütsel bağlılığın alt boyutları olan Duygusal Bağlılık (DuyB), Normatif

Bağlılık (NB) ve Devam Bağlılığı (DevB) için Şekil 21’de verilen doğrulayıcı faktör

analizi sonuçları incelendiğinde, ele alınan hastane çalışanlarının Duygusal bağlılıkları

Page 185: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

170

üzerinde en etkili değişkenin 0.89’luk katsayı yükü ile DuyB1 “Bu kuruluşa kendimi

“duygusal olarak bağlı” hissetmiyorum.” değişkeni olduğu, bu değişkeni 0.86’lık yük

ile DuyB3 “Kurumuma karşı güçlü bir aitlik duygusu hissetmiyorum.” değişkenin

olduğu görülmektedir. Hastane çalışanlarının devam bağlılıkları üzerinde ise en etkili

değişkenin 0.75’lik katsayı yükü ile DevB1 “Şu anda kuruluşumdan ayrılmak

istediğime karar versem, hayatımın çoğu altüst olurdu.” değişkeni olduğu, bu değişkeni

0.71’lik yük ile DevB2 “Şu anda istesem bile bu kurumdan ayrılmak benim için çok zor

olurdu.” değişkenlerinin olduğu görülmektedir. Normatif Bağlılıkları üzerinde en etkili

değişkenler incelendiğinde ise en etkili değişkenin 0.78’lik katsayı yükü ile NB2 “Bu

kurum benim sadakatimi hak ediyor.” bu değişkeni 0.77’lik katsayı yükü ile NB3 “Bu

kuruma çok şey borçluyum.” değişkeni olduğu ve 0.76’lük yük ile NB1 “Buradaki

insanlara karşı yükümlülük hissettiğim için, kurumumdan şu anda ayrılmazdım.”

değişkeninin olduğu görülmektedir.

Çalışmanın uygulama kısmında kurulan YEM ve DFA’lerine ait uyum

kriterlerinin yer aldığı Tablo 43. incelendiğinde örgütsel bağlılığa ilişkin DFA analizi

için tüm kriterlerin şartları sağladığı, dolayısıyla modelin istatistiksel olarak anlamlı bir

model olduğunu söylemek mümkündür.

Bu kriterler dışında χ2 (58)=168,14; χ2/sd =2.89<3 değeri de model

uygunluğunun belirlenmesinde kullanılan diğer bir istatistik olup, modelin istatistiki

açıdan uygun olduğunun diğer bir göstergesidir.

Örgüt sağlılığın alt boyutlarının yer aldığı DFA analizi sonuçları Şekil 22. ve

Tablo 43’te verilmektedir. Şekil 22’de verilen doğrulayıcı faktör analizi sonuçları

incelendiğinde, ele alınan hastane çalışanlarının örgüt sağlığı üzerinde en etkili

değişkenin 0.82’lik katsayı yükü ile S1 “Çalışanlara adil olarak davranılır.” Olurken

etkisi en az olan ise 0.57’lik katsayı yükü ile S21 “Çalışanlar meydana gelen iş stresleri

ile başa çıkabilecek güçtedirler.” değişkeninin olduğu görülmektedir.

Page 186: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

171

Şekil 22. Örgüt Sağlığına Yönelik DFA Sonuçları

Bu kriterler dışında χ2 (176)=505,28; χ2/sd =2.87 < 3 değeri de model

uygunluğunun belirlenmesinde kullanılan diğer bir istatistik olup, modelin istatistiki

açıdan uygun olduğunun diğer bir göstergesidir.

4.11. YAPISAL EŞİTLİK MODELİ (YEM)

YEM, özellikle karmaşık modellerin testinde başarılı olduğu, birçok analizi bir

defada yaptığı, incelenen modeldeki ilişkiler ağına yönelik varsa yeni düzenlemeler

tavsiye ettiği, aracılık ve düzenleyicilik (moderasyon) etkilerini incelemeyi

kolaylaştırdığı, ölçüm hatalarını hesaba katıyor olması gibi nedenlerle yapısal eşitlik

modellemesi yöntemi, birçok teorinin test edilmesinde ve yeni modellerin geliştirilmesi

Page 187: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

172

sürecinde kullanılmakta olan bir yöntemdir (Dursun ve Kocaöz, 2010: 2). YEM

çalışmalarının en temel özelliği tamamen teoriye dayalı olmalarıdır. Aslında her

araştırma girişimi, araştırmacının daha önceden kendi kafasında oluşturmuş olduğu

teorik temel çerçevesinde yapılan bir sorgulama girişiminden başka bir şey değildir.

Hemen her YEM çalışmasında araştırmacının veri toplamaya başlamadan önce, teorik

bir çerçeve oluşturmuş olması gerekmektedir. Yani elinde bir dizi değişken olan

araştırmacı, bu değişkenler arasındaki olası ilişki örüntüsünü belirlemek zorundadır

(Çapık, 2014: 196). Sosyal bilimlerde doğrudan ölçülemeyen soyut yapılar

araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Bu soyut yapılara faktör ya da gizil değişken adı

verilir. Sosyal ve eğitim bilimlerinde sıklıkla araştırmalara konu olan memnuniyet,

tükenmişlik, mutluluk, tutum ve sayısal yetenek gizil değişkenlere örnek olarak

verilebilir (Yılmaz ve Varol, 2015: 29). Faktör analizi, kanonik korelasyon ve regresyon

analizi gibi farklı istatistiksel tekniklerin bir birleşimi olarak ifade edilmesi, YEM’in yol

analizi, DFA (ölçüm modeli) ve yapısal model gibi değişik başlıklar altında

incelenmesine neden olmaktadır (İlhan ve Çetin, 2014: 28).

YEM, gözlenen ve gözlenemeyen (gizil) değişkenler arasındaki nedensel

ilişkilerin sınanmasında kullanılan istatistiksel bir tekniktir (Balcı, 2013: 296; Yılmaz ve

Varol, 2015: 28; Tüfekci ve Tüfekci, 2006: 178). Özellikle psikoloji, pazarlama vb.

bilimlerde değişkenler arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesinde ve modellerin

sınanmasında kullanılmaktadır (Tüfekci ve Tüfekci, 2006: 178). YEM, ölçülen ve

ölçülemeyen değişkenler arasındaki sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyar. Yapısal eşitlik

modelleri çoklu regresyon, path analizi, faktör analizi, zaman serisi analizi ve kovaryans

analizi gibi birçok analiz tekniğine göre daha güçlü ve bunlara alternatif olan yöntemleri

içermektedir (Saraçlı vd., 2014: 1). Sosyal ve davranış bilimlerinde araştırılan soruların

tanımlama ve karmaşıklındaki artışın ve bilgisayar yazılımlarının ortaya çıkmasının

araştırma hipotezlerinde makul bir yaklaşım olarak YEM'e olan ilgiyi artıracağı açıktır.

YEM'in popüler olmasının bir diğer sebebi, araştırmacıların özellikle sosyal bilimlerde

çok sayıda gözlenmiş değişkenler ile araştırmalarını aydınlatma gereksinimine daha

fazla ihtiyaç duymaları olarak tanımlanabilmektedir. Temel istatistiksel yöntemlerin

aksine YEM'de ölçülemeyen kavramların modele yerleştirilebilmesi yöntemin ilgi

çekiciliğini artırmaktadır (Balcı, 2013: 295).

Page 188: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

173

YEM, istatistiksel bağımlılığa dayalı modellerle ilgili bütüncül hipotezlerin

içerdiği değişkenlerin sebep-sonuç ilişkilerini açıklayabilen ve kuramsal modellerin bir

bütün olarak test edilmesine olanak veren etkili bir model test etme ve geliştirme

yöntemidir. Kısaca YEM modelleri araştırmacılara, değişkenler arasında doğrudan ve

dolaylı etkileri belirlemeye çalışma olanağı sağlamaktadır (Balcı, 2013: 296). Temel

istatistiksel yöntemlerin aksine yapısal eşitlik modellemesinde doğrudan ölçülemeyen

kavramların modele yerleştirilebilmesi tüm gözlenen değişkenlerdeki ölçüm hatalarının

modele dâhil edilebilmesi yöntemin ilgi çekiciliğini artırmaktadır (Yılmaz ve Varol,

2015: 28).

Örgütsel Bağlılık ile Örgütsel Değişime Açıklık ve Örgüt Sağlığı arasındaki

ilişkinin belirlenmesi için kurulan YEM’e ait sonuçlar Şekil 23. ve Tablo 43’te

verilmektedir. Şekil 23’te yer alan Yapısal eşitlik modellemesinde görüleceği üzere

kurulan modelin uygunluğunu iyileştirmek (kabul edilebilir bir uyumdan mükemmel bir

uyum sınırları içerisine çekebilmek) ya da uygun olmayan bir modeli uygun (yollara ait

t istatistikleri açısından da anlamlı) bir hale getirebilmek için LISREL Programında yer

alan çıktıda belirtilen ve teorik olarak da anlamlı olan önerilere bağlı olarak bazı

modifikasyonlar (maddelere ait hata kovaryansları serbest bırakılmıştır) yapılmıştır.

Şekil 23’te kurulan modeller sonrasında paket programın önerileri doğrultusunda (Ki-

Kare değerinde ciddi düşüşe sebep olarak daha uygun bir model olması konusunda)

Örgütsel Bağlılık ile Örgütsel Değişime Açıklık arasında ilişki kurulmuş ve bu ilişkiler

de analiz sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Teorik açıdan

düşünüldüğünde de bireylerin örgütsel bağlılıklarının örgütsel değişime açıklıkları

üzerinde bir etkisinin olmasının da anlamlı olduğu söylenebilir.

Şekil 23. incelendiğinde, DFA’ya benzer olarak hastane çalışanlarının örgüt

sağlıkları üzerinde S1 “Çalışanlara adil olarak davranılır.” Değişkeninin en etkili

değişken, duygusal bağlılıkları üzerinde DuyB1 “Bu kuruluşa kendimi “duygusal olarak

bağlı” hissetmiyorum.” Değişkeninin yine en etkili değişken, normatif bağlılıkları

üzerinde NB2 “Bu kurum benim sadakatimi hak ediyor.” Değişkeninin en etkili

değişken, devam bağlılıkları üzerinde ise DevB1 “Şu anda kuruluşumdan ayrılmak

istediğime karar versem, hayatımın çoğu altüst olurdu.” Değişkenin en etkili değişken

olduğu görülürken, yine DFA’ya benzer olarak hastane çalışanlarının bilişsel değişim

Page 189: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

174

üzerinde BilD1 “Genellikle yeni fikirleri desteklerim.” Değişkeninin en etkili olduğu,

davranışsal değişimleri üzerinde etkili değişkenin katsayı ise DavD1 “Çoğu değişikliği

memnun edici bulurum.” değişkeni olduğu ve Duygusal değişimleri üzerinde en etkili

değişken incelendiğinde ise en etkili değişkenin DuyD1 “Değişimi sevmem.”

Değişkeni olduğu görülmektedir.

Örgütsel bağlılık üzerindeki bir birimlik artışın; duygusal bağlılıkta 0.76 birimlik

bir artışa, normatif bağlılıkta 0.88 birimlik bir artışa, devam bağlılığında 0.35 birimlik

bir artışa, örgüt sağlığı üzerinde 0.75 birimlik bir artışa ve örgütsel değişime açıklık

üzerinde 0.29 birimlik bir artışa sebep olduğunu söylemek mümkündür. Örgütsel

değişime açıklık üzerinde bir birimlik artış ise; davranışsal değişime açıklık üzerinde

0.98 birimlik bir artışa, duygusal değişime açıklık üzerinde 0.46 birimlik bir artışa,

bilişsel değişime açıklık üzerinde 0.76 birimlik bir artışa ve örgüt sağlığı üzerinde ise

0.08 birimlik bir artışa sebep olduğu görülmektedir. Şekil 23’te kurulan YEM’ne ait

hipotez testlerinin sınanmasında kullanılan t istatistiği değerleri ve sonuçları Tablo

42’de verilmiştir.

Tablo 42. DUYB, NORMB, DEVB, DUYDA, BILDA, DAVDA, ODA, OS ve OB’ye

İlişkin Kurulan Modele Ait Standartlaştırılmış Parametre Tahminleri, t

İstatistikleri ve Hipotez Testi Sonuçları

Hipotezler Yollar

Standartlaştırılmış

Parametre

Tahminleri

t

istatistiği Sonuç

H1 (OB)(DUYB) 0.76 18,78 Doğrulandı

H2 (OB)(NORMB) 0.88 18,05 Doğrulandı

H3 (OB)(DEVB) 0.35 7,65 Doğrulandı

H4 (OB)(OS) 0.75 17,46 Doğrulandı

H5 (ODA)(DUYDA) 0.46 9,00 Doğrulandı

H6 (ODA)(DAVDA) 0.98 14,99 Doğrulandı

H7 (ODA)(BILDA) 0.76 12,10 Doğrulandı

H8 (ODA)(OS) 0.08 2,26 Doğrulandı

H9 (OB) (ODA) 0.29 6,44 Doğrulandı

Page 190: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

175

Tablo 42. incelendiğinde Duygusal bağlılık, Devam bağlılığı, Normatif bağlılık

ve Örgüt Sağlığı ile Örgütsel Bağlılık arasındaki ilişkilerin istatistiksel olarak da anlamlı

olduğu, dolayısı ile kurulan alternatif hipotezlerin doğrulandığı görülmektedir.

Duygusal değişime açıklık, Davranışsal değişime açıklık, Bilişsel değişime açıklık ve

Örgüt Sağlığı ile Örgütsel Değişime Açıklık arasındaki ilişkilerin ve Örgütsel Bağlılık

ile Örgütsel Değişime Açıklık arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak da anlamlı olduğu,

dolayısı ile kurulan alternatif hipotezlerin doğrulandığı görülmektedir.

Page 191: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

176

Şekil 23. Örgütsel Bağlılık ve Örgütsel Değişime Açıklık ile Örgüt Sağlığına

Yönelik YEM Sonuçları

Page 192: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

177

Çalışmanın uygulama kısmında kurulan YEM ve DFA’lerine ait uyum

kriterlerinin yer aldığı Tablo 43. incelendiğinde örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime

açıklık ile örgüt sağlığına ilişkin YEM analizi için tüm kriterlerin şartları sağladığı,

dolayısıyla modelin istatistiksel olarak anlamlı bir model olduğunu söylemek

mümkündür.

Tablo 43. Kurulan DFA ve YEM Modelleri Için Uyum Kriterlerine Ait Değerler

Uyum Kriteri Mükemmel Uyum Kabul Edilebilir Uyum ÖB

DFA

ÖS

DFA

ÖDA

DFA YEM

RMSEA 0 < RMSEA <0.05 0.05 ≤ RMSEA ≤ 0.10 0.052 0.051 0.047 0.051

NFI 0.95 ≤ NFI ≤ 1 0.90 < NFI ≤ 0.95 0.97 0.99 0.97 0.96

NNFI 0.97 ≤ NNFI ≤ 1 0.95 ≤ NNFI ≤ 0.97 0.98 0.99 0.98 0.98

CFI 0.97 ≤ CFI ≤ 1 0.95 ≤ CFI ≤ 0.97 0.98 0.99 0.98 0.98

SRMR 0 ≤ SRMR <0.05 0.05 ≤ SRMR ≤ 0.10 0.059 0.026 0.038 0.071

GFI 0.95 ≤ GFI ≤ 1 0.90 ≤GFI ≤ 0.95 0.97 0.94 0.95 0.84

AGFI 0.90 ≤ AGFI ≤ 1 0.85 ≤ AGFI ≤ 0.90 0.95 0.92 0.93 0.83

Bu kriterler dışında χ2 (1215)=3489,75; χ2/sd =2.87 < 3 değeri de model

uygunluğunun belirlenmesinde kullanılan diğer bir istatistik olup, modelin istatistikî

açıdan uygun olduğunun diğer bir göstergesidir.

4.12. ANOVA VE t TESTİ SONUÇLARI

Çalışmada gruplar arası ortalamaların farklılık analizi gerçekleştirmek için

Bağımsız Örneklem t testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA testi) kullanılmıştır.

t testinde, ortalaması karşılaştırılacak iki grup vardır ve bu gruplar birbirinden

bağımsızdır. Bu testin yapılmasında büyük örnekler için normal dağılım varsayımı

kabul edilebilir (Lorcu, 2015: 107). t testinde örneğin alındığı toplumun standart

sapmasının bilinmediği büyük hacimli örneklerde (n>30) ve örnek hacmi yeterince

büyük olmasına rağmen testlerde toplum standart sapması yerine örnek standart

sapmasının kullanılması tercih edildiği koşullarda toplum parametrelerine dayalı tek

örnek ve iki örnek hipotezlerini test emek için t testi kullanılır (Özdamar, 2013: 273). t

testi belirli bir dereceye kadar normal dağılımdan sapmanın olduğu durumlarda da

Kaynak: (Schermelleh-Engel vd., 2003: 52).(RMSEA: Root Mean Square Error of Approximation, NFI:

Normed Fit Index, NNFI: Non-Normed Fit Index, CFI: Comparative Fit Index, SRMR: Standardized

Root Mean Square Residual, GFI: Goodness of Fit Index, AGFI: Adjusted Goodness of Fit Index).

ÖB: Örgütsel Bağlılık, ÖS: Örgüt Sağlığı, ÖDA: Örgütsel Değişime Açıklık.

Page 193: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

178

güvenle kullanılabilmektedir (Altunışık vd., 2010: 162). Normal dağılım ve normal

dağılım grubunda yer alan diğer dağılımlar hipotetik evren dağılımları oldukları için

gözlem sayısı, bu dağılımların belirlenebilmesinde önemlidir. “Merkezi limit

teoremine” göre, normal dağılıma sahip olan bir evrenden gelen ve bağımsız

gözlemlerden oluşan seçkisiz örneklemlerin her biri, örneklem büyüklüğü 30 ve

üzerinde olmak koşuluyla normal dağılım gösterdiği varsayımı mevcuttur (Demir,

Saatçioğlu ve İmrol, 2016).

Tek yönlü ANOVA ise, bağımsız iki anakütle ortalaması testinin ikiden fazla

anakütle için yapılanıdır (Lorcu, 2015: 212). Tek Yönlü ANOVA Testinde, bağımlı

değişkenin bağımsız değişkenin düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediği, farklı

gruplarda hesaplanan varyansların karşılaştırılmasına dayanan F Testi ile

incelenmektedir (Güriş ve Astar, 2015: 220). Araştırmada demografik değişkenlere

göre, ölçekler ve alt boyutları arasındaki istatistiksel farkları tespit etmek için yapılan

analizlerde ayrıca hipotez belirlenmemiştir. Ortalamalar arası istatistiksel fark bulunan

sonuçlar, araştırmacı tarafından literatürle uyumlu olacak şekilde yorumlanmıştır.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin yaşa göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçları Tablo 44’te

sunulmuştur. Tablo 44. incelendiğinde duygusal bağlılık, normatif bağlılık, örgütsel

bağlılık, örgüt sağlığı, duygusal değişime açıklık, bilişsel değişime açıklık, davranışsal

değişime açıklık ve örgütsel değişime açıklık ölçekleri yaş değişkenine göre anlamlı bir

farklılık göstermezken (p>0.05), devam bağlılığı yaşa göre anlamlı bir farklılık

göstermektedir (p<0.05). Buna göre aritmetik ortalamalar incelendiğinde 18-29 yaş

grubundaki katılımcıların devam bağlılıklarının (x̄=3.03) diğer gruplara göre daha

düşük olduğu saptanmıştır. Yaşları daha düşük olan çalışanlar kurumlarından

ayrıldıklarında başka kurumlarda daha kolay iş bulacaklarını düşünebilirken, daha yaşlı

olanlar başka bir iş bulamayacaklarını düşünebilirler. Daha genç olan çalışanların göreli

olarak bekâr oldukları düşünüldüğünde, maddi sorumluluklarının yüksek olmaması

devam bağlılığı düzeylerinin düşük olmasında bir başka neden olabilir. Ayrıca yaşı daha

yüksek çalışanların daha yüksek devam bağlılığı ortalamasına sahip olmasında,

çalıştıkları kurumda uzun bir hizmet süresine sahip olmalarından dolayı çeşitli

yatırımlar (emeklilik planları, birikimler, statüleri vd.) yaptıkları ve işten ayrıldıklarında

Page 194: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

179

bu yatırımları kaybedeceklerini düşünmeleri yüksek devam bağlılığına yol açmış

olabilir. Dahası yaşın ileri olmasıyla doğru orantılı olacak şekilde bu çalışanların yaşam

düzenlerinin yerleşmiş olması ve işlerindeki teknik veya bilgi anlamındaki tecrübelerin

işten ayrılma durumunda kaybedilecek olması bir başka faktör olarak değerlendirilebilir.

Aynı şekilde tekrar yeni bilgi ve tecrübelerin kazanılma zorluğunun hissedilmesi devam

bağlılığı düzeyini yükseltmiş olabilir. Yaşın ileri olmasından dolayı başka kurumlarda

çalışana tecrübesine göre daha farklı işlerin verilecek olması ya da daha fazla bilgi

gerektirecek işlerin yapılabilecek olması da devam bağlılığının daha fazla olmasını

etkilemiş olabilir.

Tablo 44. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Yaşa Göre Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular

Ölçek/Alt

Ölçek

Yaş Değişkeni

18-291

n:267

𝒙±ss

30-392

n:260

𝒙±ss

40+3

n:179

𝒙±ss

F p İkili

Karşılaştırma

Duygusal

Bağlılık 2.95±0.96 3.05±0.91 3.09±0.91 1.530 0.217 -

Devam Bağlılığı 3.03±0.79 3.17±0.81 3.27±0.86 4.921 0.008* 1-3

Normatif

Bağlılık 2.81±0.92 2.85±0.84 2.90±0.90 0.519 0.596 -

Örgütsel

Bağlılık 2.92±0.70 3.01±0.67 3.08±0.69 2.814 0.061 -

Örgüt Sağlığı 2.49±0.87 2.42±0.85 2.45±0.77 0.454 0.636 -

Duygusal

Değişime

Açıklık

3.61±0.72 3.59±0.72 3.58±0.71 0.120 0.887 -

Bilişsel

Değişime

Açıklık

3.48±0.67 3.50±0.70 3.45±0.64 0.262 0.770 -

Davranışsal

Değişime

Açıklık

3.22±0.71 3.34±0.68 3.32±0.68 2.006 0.135 -

Örgütsel

Değişime

Açıklık

3.42±0.54 3.47±0.53 3.44±0.56 0.430 0.651 -

*p<0,05; 1,2,3: farklı rakamlar içeren gruplar arasındaki farklar önemlidir.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin cinsiyete göre karşılaştırmasına yönelik t-testi sonuçları Tablo 45’te

sunulmuştur. Tablo 45. incelendiğinde katılımcıların duygusal bağlılıkları cinsiyete göre

Page 195: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

180

anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0.05). Katılımcıların duygusal bağlılık aritmetik

ortalamaları incelendiğinde erkeklerin duygusal bağlılık algılarının kadınlardan daha

yüksek olduğu saptanmıştır. Katılımcıların normatif bağlılıkları ve örgütsel bağlılıkları

cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterirken (p<0.05) devam bağlılıkları cinsiyete

göre anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Ayrıca katılımcıların normatif bağlılık ve

örgütsel bağlılık algılarına bakıldığında erkeklerin kadınlardan daha yüksek olduğu

saptanmıştır. Katılımcıların örgüt sağlığı ve duygusal değişime açıklıkları cinsiyete göre

anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). Ankete katılan bireylerin bilişsel değişime

açıklık, davranışsal değişime açıklık ve örgütsel değişime açıklık algılarının cinsiyete

göre anlamlı bir farklılık gösterdiği istatistiksel olarak %95 güvenilirlikle söylenebilir

(p<0.05). Aritmetik ortalamalar incelendiğinde erkeklerin bilişsel değişime açıklık,

davranışsal değişime açıklık ve örgütsel değişime açıklık algılarının kadınlara göre daha

yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, erkek çalışanların örgütsel

bağlılık ölçek/alt ölçek ortalamalarının yüksek olmasının birkaç nedeni olabilir.

Birincisi Türk toplumunda erkek bireyin iş hayatında öncelikli çalışması gereken kişi

olarak görülmesi ve erkek katılımcıların bu algıları, sonucun bu şekilde çıkmasında

etkili olabilir. İkinci olarak, kadın çalışanların aile hayatındaki rollerini (çocuk bakımı

vb.) erkeklere göre daha fazla ön planda tutmaları onların örgütlerine daha az

bağlanmalarına neden olmuş olabilir. Dolayısıyla kadınların daha çok ailesel rollerine

ait sorumlulukları esas almaları bu sonuca neden olmuş olabilir. Bir başka neden olarak,

kadınlar herhangi bir örgütte çalışma zorunluluğunu erkeklere oranla kendilerinde daha

az hissetmiş olabilirler. Ayrıca erkek çalışanların özellikle yönetici bazında veya daha

iyi statü ve konumda çalışıyor olmaları veya hem parasal olarak hem de motivasyon

anlamında beklentilerinin karşılanmış olması, onların kurumlarına daha fazla

bağlanmalarında etki sahibi olabilir. Erkek çalışanların değişime açıklık düzeylerinin

yüksek çıkmasının nedeni ise, erkek bireylerin göreli şekilde daha yüksek statüde

çalışıyor olması neticesinde değişime uyum sağlamada kendilerini daha fazla hazır

hissetmiş olmaları düşünülebilir. Yüksek hiyerarşi veya statüde çalışan bireyler, değişim

sonrasındaki yeni düzeni kendileri açısından fırsat olarak değerlendirebilir veya örgütsel

açıdan daha iyi çalışma ortamı sunması bakımından değişimi olumlu şekilde

değerlendirmiş olabilirler.

Page 196: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

181

Tablo 45. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular

Ölçek/Alt Ölçek

Cinsiyet Değişkeni

Erkek

n:236

𝒙±ss

Kadın

n:480

𝒙±ss

t p

Duygusal Bağlılık 3.14±0.89 2.96±0.94 2.457 0.014*

Devam Bağlılığı 3.16±0.84 3.14±0.81 0.335 0.738

Normatif Bağlılık 2.97±0.90 2.79±0.88 2.651 0.008*

Örgütsel Bağlılık 3.09±0.69 2.95±0.68 2.579 0.010*

Örgüt Sağlığı 2.52±0.82 2.41±0.84 1.581 0.114

Duygusal Değişime

Açıklık 3.63±0.73 3.57±0.71 1.074 0.283

Bilişsel Değişime

Açıklık 3.61±0.66 3.41±0.67 3.748 0.000*

Davranışsal

Değişime Açıklık 3.37±0.70 3.25±0.68 2.165 0.031*

Örgütsel Değişime

Açıklık 3.52±0.56 3.40±0.52 2.831 0.005*

*p<0,05 düzeyinde anlamlıdır.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin medeni duruma göre karşılaştırmasına yönelik t-testi sonuçları Tablo 46’da

sunulmuştur. Tablo 46. incelendiğinde katılımcıların duygusal bağlılıkları medeni

duruma göre anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0.05). Ortalamalar incelendiğinde

evli olan bireylerin (x̄=3.07) duygusal bağlılık algılarının bekârlara (x̄=2.93) göre daha

yüksek olduğu istatistiksel olarak %95 güvenilirlikle söylenebilir. Katılımcıların diğer

ölçek ve alt ölçek algıları medeni duruma göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir

(p>0.05). Evli çalışanların duygusal bağlılığının yüksek olmasının nedeni bir bakıma

örgütsel bağlılığının yüksek olması, evliliğe ve varsa bakması gereken çocuklarına ait

yükümlülüklerinin verdiği sorumluluktan kaynaklanmakta ve neticede o işte çalışma

gerekliliğinden kaynaklanmış olabilir. Çalışan işten ayrılmayı düşündüğünde ailevi

nedenlerden dolayı bu kararından vazgeçebilir. Evlilerin göreli olarak bekârlara göre

daha fazla maddi sorumluluğa sahip olması bu sonuca yol açmış olabilir. Bekâr

çalışanların genellikle yaşlarının düşük olması ve kurumdan ayrılma sonucunda başka

kurumda iş bulma olanaklarının yüksek olması, evli bireylerin nispeten yaş oranın

Page 197: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

182

yüksek olması neticede kurumdan ayrılma sonucunda yeni iş bulamama korkusu

içerisinde olmaları bir başka neden olarak düşünülmektedir. Evli kişilerin yaşlarıyla

bağlantılı olarak daha yüksek statü, konum, daha az zorluk derecesindeki işte çalışma,

örgütsel beklenti düzeyinin düşüklüğü ya da beklentilerin karşılanmış olması gibi

faktörler evli çalışanların duygusal bağlılıklarının yüksek olmasında etkili faktörlerden

bazıları olarak değerlendirilmektedir.

Tablo 46. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Medeni Duruma Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular

Ölçek/Alt Ölçek

Medeni Durum Değişkeni

Evli

n:447

𝒙±ss

Bekâr

n:268

𝒙±ss

t p

Duygusal Bağlılık 3.07±0.89 2.93±1.00 1.969 0.049*

Devam Bağlılığı 3.19±0.83 3.07±0.80 1.777 0.076

Normatif Bağlılık 2.86±0.88 2.84±0.91 0.297 0.766

Örgütsel Bağlılık 3.03±0.67 2.93±0.71 1.792 0.074

Örgüt Sağlığı 2.40±0.81 2.52±0.88 -1.884 0.060

Duygusal Değişime

Açıklık 3.61±0.69 3.56±0.77 0.829 0.408

Bilişsel Değişime

Açıklık 3.48±0.68 3.47±0.67 0.313 0.754

Davranışsal Değişime

Açıklık 3.30±0.66 3.27±0.73 0.599 0.550

Örgütsel Değişime

Açıklık 3.45±0.52 3.42±0.57 0.787 0.432

*p<0,05 düzeyinde anlamlıdır.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin hastane türüne göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçları

Tablo 47’de sunulmuştur. Tablo 47’ye göre katılımcıların duygusal bağlılık düzeyleri,

devam bağlılığı düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri ve

örgüt sağlığı algıları hastane türüne göre anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0.05).

Ortalamalar incelendiğinde, özel hastane çalışanlarının duygusal ve normatif bağlılık

düzeyleri yüksekken, A.K.Ü. Hastanesi çalışanlarında devam bağlılığı düzeyleri ve

genel örgütsel bağlılık düzeyleri daha yüksek saptanmıştır. Buna ek olarak özel hastane

Page 198: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

183

çalışanlarının örgüt sağlığı algılarının diğer hastanelere göre daha yüksek olduğu

saptanmıştır. Ayrıca örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt ölçekleri ile hastane türü

arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Özel hastanede örgüt sağlığının

yüksek çıkmasının birkaç nedeni olabilir. Birincisi; özel sektör sağlık yatırımlarının her

geçen gün artması ve böylece daha kaliteli sağlık kurumlarının ortaya çıkmasıdır. Özel

sağlık kuruluşları her geçen gün sağlık sektörüne yüklü yatırımlar yapmaktadır.

Yatırımlarının karşılığını almak isteyen kurumsal hastaneler; hasta memnuniyetine,

tıbbi teknolojiye, çalışan profiline, hasta-sağlık çalışanı ilişkisine, fiziki faktörlere, hasta

ve çalışan beklentilerine daha fazla yoğunlaşmaktadır. Bununla birlikte özel

hastanelerin topluma hizmet vermesinin yanında kâr etmeleri için finansal ve ekonomik

yapılarını geliştiriyor olmaları ve yönetimsel süreçlere dikkat etmeleri, sonucun bu

şekilde çıkmasında etkili olabilir. İkincisi ise; çalışanların ankete verecekleri yanıtlar

neticesinde iş güvencelerinin etkileneceğini düşünerek daha kapalı yanıtlar vermeleri,

sonucun bu şekilde çıkmasında etki sahibi olabilir. Duygusal bağlılığın özel hastanede

yüksek çıkmasında; örgüt kültürü, iklimi, çalışma koşulları, çalışma süresi, parasal

ödüller vb. örgütsel faktörlerin pozitifliğinden kaynaklanmış olabileceği

düşünülmektedir. Ayrıca normatif bağlılığın yüksek olmasında, çalışanların aile

çevresindeki kişilerin mevcut özel hastanede halen çalışıyor veya daha önceden çalışmış

olması etkili olabilir. Özel hastanede çalışan hekimlerin kamudan ayrılarak daha iyi

şartlarda çalışma düşüncesiyle özel hastanelere geçmeleri, bazı hekimlerin hastanenin

ortakları arasında bulunması, eş dost akraba ilişkilerine dayalı iklimde çalışma gibi

faktörler duygusal bağlılığı artırmış olabilir. Araştırma sonuçlarına göre Üniversite

Hastanesi çalışanlarının devam bağlılığı ve genel örgütsel bağlılık düzeyleri daha

yüksek saptanmıştır. Genel örgütsel bağlılığın yüksek olmasında; olumlu yönetici veya

liderlik davranışları, pozitif kültür ve iklim, çalışan beklentilerinin karşılanması,

bireysel ve grup ödüllendirmeleri gibi etkenlerin Üniversite Hastanesinde etkin

uygulanması sonuçlarla ilişkili olabilir. Devam bağlılığı genel olarak, örgütten ayrılma

durumunda maliyetlerin artacağı ve çalışanların bu maliyetleri veya yatırımlarını göz

önüne aldığında o örgütten ayrılmayı güç bulmasıdır. Üniversite Hastanesinde devam

bağlılığının yüksek çıkmasında, hastane çalışanlarının diğer kamu kurumlarına geçişinin

zor olması, tayin konusunda yaşanan zorluklar ve sorunlar, kurumdan istifa etme

durumunda hekim dışında çalışanların tekrar kamu sektörüne başlamalarındaki

Page 199: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

184

zorlukları etkili olabilmektedir. Üniversite Hastanesinde çalışanlar kurumlarından

tayinle başka kuruma geçemediklerinde ayrılmanın tek yolu istifa olarak görülmektedir.

Ancak çoğu çalışanın devlet memuru olduğu düşünüldüğünde, memuriyetin vermiş

olduğu kazanılmış haklardan dolayı ayrılmanın maliyeti daha ağır basmaktadır. Bu

noktada çalışanların devam bağlılıklarının yüksek olması doğal bir sonuçtur. Bu

durumun tersine Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastanesinde çalışan bir kişi eğer

kurumundan memnun değilse ya da kurumuna bağlı değilse başka bir kuruma tayinle

(alt bölge tayini, eş durumu, hizmet puanı, il içi tayin vb.) daha kolay geçebilmektedir.

Özel hastane açısından düşünüldüğünde ise, çalışanın kurumda memuriyet gibi yüksek

kazanımları olmadığından başka bir özel hastanede çalışmak için kurumundan

ayrılabilir. Hatta atama ile kamu kurumlarına geçiş yapabilir.

Tablo 47. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Hastane Türüne Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular

Ölçek/Alt

Ölçek

Hastane Türü Değişkeni

Afyon

Devlet

Hastanesi1

n:403

𝒙±ss

A.K.Ü.

Hastanesi2

n:206

𝒙±ss

Özel

Hastane3

n:107

𝒙±ss

F p İkili

Karşılaştırma

Duygusal

Bağlılık 2.93±0.83 3.10±1.05 3.20±1.00 4.798 0.009* 1-2,1-3

Devam

Bağlılığı 3.18±0.82 3.23±0.84 2.84±0.74 8.792 0.000* 1-3,2-3

Normatif

Bağlılık 2.72±0.84 3.01±0.96 3.04±0.85 10.505 0.000* 1-2,1-3

Örgütsel

Bağlılık 2.92±0.62 3.10±0.81 3.05±0.65 5.075 0.006* 1-2

Örgüt Sağlığı 2.27±0.73 2.59±0.89 2.84±0.90 25.285 0.000* 1-2,1-3,2-3

Duygusal

Değişime

Açıklık

3.60±0.71 3.57±0.75 3.62±0.72 0.198 0.820 -

Bilişsel

Değişime

Açıklık

3.44±0.70 3.56±0.65 3.46±0.63 2.074 0.126 -

Davranışsal

Değişime

Açıklık

3.25±0.67 3.38±0.66 3.29±0.81 2.266 0.104 -

Örgütsel

Değişime

Açıklık

3.42±0.54 3.49±0.54 3.44±0.54 1.185 0.306 -

*p<0,05;post hoc(LSD): 1,2,3: farklı rakamlar içeren gruplar arasındaki farklar

önemlidir.

Page 200: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

185

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin meslekte çalışma sürelerine göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi

sonuçları Tablo 48’de sunulmuştur. Tablo 48. incelendiğinde duygusal bağlılık

düzeyleri, devam bağlılığı düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık

düzeyleri, örgüt sağlığı algıları, duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime

açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları

ile meslekte çalışma süreleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05).

Tablo 48. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek Ve

Alt Ölçeklerinin Meslekte Çalışma Sürelerine Göre Karşılaştırmasına

Yönelik Bulgular

Ölçek/Alt Ölçek

Meslekte Çalışma Süresi Değişkeni

0-5 Yıl

n:232

𝒙±ss

6-10 Yıl

n:151

𝒙±ss

11-15 Yıl

n:102

𝒙±ss

16+ Yıl

n:228

𝒙±ss

F p

Duygusal Bağlılık 3.00±0.95 2.92±0.96 3.02±0.93 3.10±0.89 1.107 0.346

Devam Bağlılığı 3.08±0.76 3.09±0.87 3.23±0.85 3.20±0.83 1.446 0.228

Normatif Bağlılık 2.90±0.90 2.72±0.91 2.85±0.86 2.87±0.87 1.396 0.243

Örgütsel Bağlılık 2.99±0.69 2.90±0.72 3.02±0.68 3.05±0.65 1.473 0.220

Örgüt Sağlığı 2.55±0.84 2.34±0.89 2.38±0.83 2.44±0.79 2.141 0.094

Duygusal Değişime

Açıklık 3.61±0.71 3.61±0.75 3.59±0.67 3.57±0.74 0.117 0.950

Bilişsel Değişime

Açıklık 3.45±0.63 3.55±0.76 3.52±0.60 3.43±0.68 1.284 0.279

Davranışsal

Değişime Açıklık 3.23±0.70 3.28±0.65 3.37±0.75 3.32±0.67 1.213 0.304

Örgütsel Değişime

Açıklık 3.41±0.53 3.46±0.54 3.48±0.51 3.43±0.55 0.493 0.687

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin eğitim düzeylerine göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçları

Tablo 49’da sunulmuştur. Tablo 49’a göre katılımcıların duygusal bağlılık düzeyleri,

devam bağlılığı düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri ile

eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (p<0.05). Aritmetik

ortalamalar incelendiğinde duygusal bağlılık düzeyleri, devam bağlılık düzeyleri ve

örgütsel bağlılık düzeyleri önlisans mezunu olanlarda, normatif bağlılık düzeyleri lise

mezunu olanlarda diğer gruplara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Katılımcıların

Page 201: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

186

örgüt sağlığı algıları eğitim düzeylerine göre anlamlı bir farklılık göstermezken

(p>0.05), duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları,

davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algılarının eğitim

düzeylerine göre anlamlı bir farklılık göstermiştir (p<0.05). Ortalamalar incelendiğinde,

duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal

değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları lisansüstü mezunu

olanlarda diğer gruplara göre daha yüksektir. Duygusal bağlılık, devam bağlılığı ve

genel örgütsel bağlılık açısından düşünüldüğünde literatürde eğitim düzeyi düşük olan

çalışanların örgütlerine daha bağlı oldukları görülse de sonuçlar literatürle tam olarak

uyumlu çıkmamıştır. Ancak önlisans mezunu çalışanların duygusal bağlılık, devam

bağlılığı ve genel örgütsel bağlılık düzeylerinin lisans ve lisansüstü çalışanlara göre

daha yüksek olması dikkat çekmektedir. Literatür doğrultusunda eğitim düzeyi yüksek

olanların bağlılıklarının daha düşük olması beklenmektedir. Eğitim düzeyi yüksek

çalışanların örgüt tarafından yeterince tatmin edilememiş olması, bu çalışanların daha

fazla vasıflı olmaları ve işten ayrıldıklarında daha hızlı iş bulmaları bağlılıklarının az

olması için birkaç nedendir. Eğitim düzeyi arttıkça bir nevi bireysel hedefler de

değişmektedir. Bunun sonucunda birey-örgüt hedeflerinde çatışmalar ya da

anlaşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda çalışanın bağlılığı düşebilir. Ayrıca

eğitim düzeyi arttıkça bazı çalışanlar ücret artırımı isteyebilir. Örgüt de buna karşılık

vermediğinde bağlılık azalabilir. Eğitim düzeyi yüksek bireyler örgütlerinde

beklentilerine yeterli ölçüde karşılık bulamazlarsa bağlılık düzeylerinde azalmanın

olması olası bir durumdur. Ortalamalar incelendiğinde, duygusal değişime açıklık

algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve

örgütsel değişime açıklık algıları lisansüstü mezunu olanlarda diğer gruplara göre daha

yüksektir. Yani eğitim düzeyinin artması çalışanların değişimi kabul etmesini,

benimsemelerini sağlamakta ve değişime açık olmalarında kolaylaştırıcı rol

oynamaktadır. Bu sonuç eğitim düzeyi yüksek çalışanların değişim sonucunda

kendilerini yeni duruma daha çabuk hazırlayabilmeleri, özellikle alanlarındaki

değişimleri ve yenilikleri yakından takip etmeleri, neticede değişim sonucunun kendileri

için avantajlı olacağını düşünmelerinden kaynaklanmış olabilir. Ayrıca literatüre

dayanılarak bir değerlendirme yapıldığında, değişim sonrasında eğitim düzeyi yüksek

bireyler becerilerini veya bilgi birikimlerini uygulama veya geliştirme fırsatı

Page 202: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

187

yakalayabilmektedir. Bu durum da sonucun bu şekilde çıkmasında anlamlı şekilde

değerlendirilmelidir.

Tablo 49. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Eğitim Düzeylerine Göre Karşılaştırmasına Yönelik

Bulgular

Ölçek/Alt

Ölçek

Eğitim Düzeyi Değişkeni

Lise

n:150

𝒙±ss

Önlisans

n:198

𝒙±ss

Lisans

n:227

𝒙±ss

Lisansüstü

n:88

𝒙±ss

F p İkili

Karşılaştırma

Duygusal

Bağlılık 2.97±0.84 3.18±0.91 2.89±0.94 3.10±1.04 3.942 0.008* 1-2,2-3,3-4

Devam

Bağlılığı 2.99±0.75 3.23±0.83 3.18±0.83 3.09±0.87 2.870 0.036* 1-2,1-3

Normatif

Bağlılık 2.98±0.86 2.93±0.88 2.74±0.87 2.78±0.96 3.278 0.021* 1-3,2-3

Örgütsel

Bağlılık 2.98±0.66 3.11±0.67 2.92±0.68 2.99±0.77 2.971 0.031* 2-3

Örgüt

Sağlığı 2.49±0.82 2.53±0.88 2.34±0.80 2.51±0.82 2.404 0.066 -

Duygusal

Değişime

Açıklık

3.51±0.64 3.47±0.73 3.64±0.73 3.88±0.72 7.846 0.000* 1-4,2-4,2-3,3-

4

Bilişsel

Değişime

Açıklık

3.40±0.64 3.42±0.63 3.48±0.71 3.70±0.68 4.242 0.006* 1-4,3-4,2-4

Davranışsal

Değişime

Açıklık

3.14±0.73 3.20±0.72 3.35±0.64 3.57±0.62 9.042 0.000* 1-3,1-4,2-3,2-

4,3-4

Örgütsel

Değişime

Açıklık

3.33±0.50 3.35±0.51 3.48±0.55 3.71±0.55 11.920 0.000* 1-3,1-4,2-3,2-

4,3-4

*p<0,05;post hoc(LSD): 1,2,3: farklı rakamlar içeren gruplar arasındaki farklar

önemlidir.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin unvana göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçları Tablo

50’de sunulmuştur. Tablo 50. incelendiğinde, duygusal bağlılık düzeyleri, normatif

bağlılık düzeyleri ve örgütsel bağlılık düzeyleri ile çalışanların unvanları arasında

anlamlı bir ilişki bulunurken (p<0.05), devam bağlılığı unvana göre anlamlı bir farklılık

göstermemektedir (p>0.05). Ankete katılan bireylerin ortalamaları incelendiğinde tıbbi

sekreter çalışanların duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri ve örgütsel

bağlılık düzeylerinin diğer branşlardaki çalışanlara göre daha yüksek olduğu

görülmüştür. Katılımcıların örgüt sağlığı algıları, duygusal değişime açıklık algıları,

Page 203: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

188

bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel

değişime açıklık algılarının unvana göre anlamlı bir farklılık gösterdiği tespit edilmiştir

(p<0.05). Ortalamalar incelendiğinde tıbbi sekreterlerin örgüt sağlığı algıları, bilişsel

değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime

açıklık algılarının diğer gruplara göre daha yüksek olduğu saptanırken, doktorların ise

duygusal değişime açıklık algılarının (x̄=3.85) ise diğer gruplara oranla daha yüksek

olduğu tespit edilmiştir. Örgütsel bağlılık açısından değerlendirildiğinde tıbbi sekreter

unvanına sahip çalışanların bağlılık düzeyinin yüksek olmasının birkaç nedeni olabilir.

Öncelikle tıbbi sekreterlik eğitimi lise ve önlisans eğitim düzeyinde verilmektedir. Bir

başka deyişle eğitim düzeyinin nispeten lisans ve lisanüstü eğitime göre az olmasından

dolayı beklentilerle doğru orantılı olarak bağlılık düzeylerinin yüksek olması olasıdır.

Başka bir deyişle literatürde belirtildiği gibi daha düşük eğitim seviyesinde daha az

beklenti oluşmakta ve karşılanan beklentiler bağlılıkla sonuçlanmaktadır. Bunun

yanında tıbbi sekreterlik mezunu bireylerin toplumda artması ve kamu kurumlarına

atanmalarında sınırlamaların olması ile bağlantılı olacak şekilde, kurumlarından

ayrıldıktan sonra daha zor iş bulma ihtimalleri ve işe bağlı faktörlerin (işin genellikle

fiziksel yöntem içermemesi gibi) etkisi sonuçların bu şekilde çıkmasında etkili olabilir.

Daha genel anlamda beklentilerinin karşılanmış olması bağlılık düzeylerini etkilemiş

olabilir. Değişime açıklık açısından değerlendirildiğinde ise, hemşire, ebe ve sağlık

memuru unvanında çalışanların değişime açıklık düzeyleri daha düşük seviyede iken

doktor ve tıbbi sekreter unvanına sahip çalışanların daha yüksek olduğu görülmektedir.

Doktorlar sağlık kurumlarında genellikle en fazla eğitim düzeyine sahip çalışanlardır.

Bu doğrultuda değişime açık olmaları ve meslekleriyle ilgili yenilikleri veya değişimleri

hem kurumları hem de hastaları için bir meziyet olarak görmektedirler. Tıbbi sekreterler

hastanelerde daha çok hasta kayıt-kabul, poliklinik veya idari birimlerde çalışmaktadır.

Kısaca işin fiziksel olarak yapılmasına yönelik fazla sorumlulukları bulunmamakla

birlikte daha çok prosedürel aşamalarda görev yaptıkları söylenebilir. Bu açıdan

düşünüldüğünde tıbbi sekreterlerin değişime açıklıklarının yüksek olması, değişim

sonrasında özellikle iş koşullarının genel olarak fazla etkilenmeyeceği algısıyla ilişkili

olabilir. Ayrıca bir hastanede yapılacak değişimler genel açıdan düşünüldüğünde,

prosedürel olarak yapılan değişimlerin diğer hastane içi iş süreçleri ile kıyaslandığında

ve işin zorluk derecesi düşünüldüğünde fazla bir çaba gerektirmeyeceği söylenebilir.

Page 204: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

189

Tablo 50. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve

Alt Ölçeklerinin Unvanlarına Göre Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular

Ölçek/Alt

Ölçek

Unvan Değişkeni

Doktor1

n:58

𝒙±ss

Hemşire/

Sağlık

Memuru2

n:395

𝒙±ss

Ebe3

n:39

𝒙±ss

Tıbbi

Sekreter4

n:88

𝒙±ss

Diğer5

n:183

𝒙±ss

F p

İkil

i

Ka

rşıl

aşt

ırm

a

Duygusal

Bağlılık 2.89±1.01 2.84±0.87 2.90±0.80 3.79±0.95 3.29±0.91 15.921 0.000*

1-4,1-

5,2-

4,3-

4,4-

5,2-

5,3-5.

Devam

Bağlılığı 2.99±0.81 3.20±0.82 3.04±0.67 3.26±0.94 3.07±0.83 1.785 0.130 -

Normatif

Bağlılık 2.65±0.93 2.75±0.88 2.61±0.79 3.33±0.78 3.06±0.87 8.494 0.000*

1-4,2-

4,2-

5,3-

4,4-5.

Örgütsel

Bağlılık 2.84±0.69 2.91±0.66 2.84±0.57 3.49±0.73 3.15±0.68 11.136 0.000*

1-4,1-

5,2-

4,2-

5,3-

4,3-

5,4-5.

Örgüt

Sağlığı 2.49±0.89 2.28±0.76 2.27±0.74 3.31±0.92 2.63±0.82 19.185 0.000*

1-4,2-

4,2-

5,3-

4,3-

5,4-5.

Duygusal

Değişime

Açıklık

3.85±0.68 3.53±0.72 3.55±0.71 3.65±0.81 3.65±0.69 3.051 0.017* 1-2,1-

3

Bilişsel

Değişime

Açıklık

3.68±0.73 3.38±0.66 3.28±0.67 3.71±0.64 3.62±0.64 7.805 0.000*

1-2,1-

3,2-

4,2-

5,3-

4,3-5.

Davranışsal

Değişime

Açıklık

3.52±0.66 3.17±0.72 3.21±0.65 3.69±0.70 3.42±0.56 10.098 0.000*

1-2,1-

3,2-

4,2-

5,3-

4,5-4.

Örgütsel

Değişime

Açıklık

3.67±0.56 3.34±0.54 3.34±0.43 3.68±0.56 3.55±0.48 10.460 0.000*

1-2,1-

3,2-

4,2-

5,3-

4,3-5. *p<0,05;post hoc(LSD): 1,2,3: farklı rakamlar içeren gruplar arasındaki farklar

önemlidir.

Page 205: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

190

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin çalıştıkları bölüme göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçları

Tablo 51’de sunulmuştur. Tablo 51’e göre duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık

düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri, örgüt sağlığı algıları, duygusal değişime açıklık

algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve

örgütsel değişime açıklık algıları çalıştıkları bölüme göre anlamlı bir farklılık gösterdiği

istatistiksel olarak %95 güvenilirlikle söylenebilir (p<0.05). Ortalamalar incelendiğinde,

idari biriminde çalışanların duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri ve

örgütsel bağlılık düzeyleri diğer birimlere göre yüksekken, poliklinikte çalışanların ise

örgüt sağlığı algıları, duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık

algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları diğer

birimlere göre yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Hastanelerde poliklinik çalışanları arasında genellikle hekimler ve tıbbi

sekreterler çalışmaktadır. Unvan değişkeniyle ilişkili olarak düşünüldüğünde sonuçların

benzer özellik gösterdiği fark edilmektedir. Ayrıca idari birim çalışanlarının bağlılık

düzeylerinin yüksek olması diğer birçok çalışana göre daha iyi statü veya konumda

olmalarından kaynaklanmış olabilir.

Page 206: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

191

Tablo 51. Örgütsel Bağlılık, Örgüt Sağlığı ve Örgütsel Değişime Açıklık Ölçek ve Alt Ölçeklerinin Çalıştıkları Bölümlere Göre

Karşılaştırmasına Yönelik Bulgular

Ölçek/Alt Ölçek

Birim Değişkeni

Yataklı

Servis1

n:249

𝒙±ss

Yoğun

Bakım2

n:71

𝒙±ss

İdari

Birim3

n:119

𝒙±ss

Poli

klinik4

n:52

𝒙±ss

Ameli

yathane5

n:45

𝒙±ss

Acil6

n:47

𝒙±ss

Diğer7

n:133

𝒙±ss

F p İkili

Karşılaştırma

Duygusal Bağlılık 2.870.92 2.79±0.89 3.50±0.79 3.22±1.12 2.83±0.87 2.75±0.85 3.05±0.91 8.839 0.000* 1-3,1-4,2-3,2-4,3-5,3-

6,3-7,4-5,4-6.

Devam Bağlılığı 3.11±0.79 3.10±0.86 3.15±0.76 3.01±0.84 3.28±0.82 3.21±0.90 3.21±0.88 0.701 0.649 -

Normatif Bağlılık 2.73±0.88 2.83±0.95 3.13±0.79 2.90±0.94 2.73±0.87 2.70±0.88 2.90±0.90 3.321 0.003* 1-3,2-3,3-5,3-6,3-7.

Örgütsel Bağlılık 2.89±0.68 2.89±0.73 3.28±0.54 3.06±0.79 2.92±0.63 2.86±0.67 3.04±0.71 5.513 0.000* 1-3,1-7,2-3,3-2,3-4,3-

5,3-6,3-7.

Örgüt Sağlığı 2.33±0.82 2.21±0.80 2.74±0.82 2.75±0.99 2.25±0.77 2.33±0.84 2.53±0.74 6.218 0.000*

1-3,1-4,1-7,2-3,2-4,2-

7,3-1,3-2,3-5,3-6,3-

7,6-4,5-4,5-7.

Duygusal Değişime

Açıklık 3.46±0.69 3.64±0.75 3.66±0.70 3.96±0.70 3.67±0.81 3.43±0.80 3.64±0.68 4.494 0.000* 1-3,1-4,1-7,2-4,3-4,4-

5,4-6,4-7.

Bilişsel Değişime

Açıklık 3.34±0.63 3.40±0.73 3.66±0.63 3.73±0.70 3.57±0.75 3.42±0.58 3.49±0.71 4.771 0.000* 1-3,1-4,1-5,1-7,2-3,2-

4,3-6,3-7,4-6,4-7.

Davranışsal

Değişime Açıklık 3.08±0.70 3.22±0.74 3.46±0.61 3.62±0.59 3.38±0.74 3.27±0.74 3.43±0.60 8.413 0.000* 1-3,1-4,1-5,1-7,2-3,2-

4,2-7,4-6.

Örgütsel Değişime

Açıklık 3.28±0.48 3.41±0.58 3.58±0.52 3.76±0.52 3.52±0.58 3.36±0.55 3.52±0.53 9.408 0.000* 1-3,1-4,1-5,1-7,2-3,2-

4,3-6,-3-4,4-5. *p<0,05; post hoc(LSD): 1,2,3: farklı rakamlar içeren gruplar arasındaki farklar önemlidir.

Page 207: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

192

TARTIŞMA VE SONUÇ

Günümüzde özellikle teknolojik ve bilimsel ilerlemeler tüm örgütleri

etkilemesine karşın, sağlık kurumlarından hastanelerin bu değişimlerden birçok örgüte

göre daha fazla etkilendiği söylenebilir. Bu değerlendirmenin elbette bazı gerekçeleri

vardır. Çünkü çoğu hizmet veya mal üreten örgüt, az değişkenli süreç ve prosedürlere

gerek duyarken hastanelerde her bir bölümün birçok süreç ve prosedürü bulunmaktadır.

Hastanelerde ileri teknolojilerin tanı ve tedavi hizmetlerinde kullanılıyor olması ve her

geçen gün yeni teknolojik tıbbi cihazların üretimi kurumların bu cihazlara erişimini

gerektirmektedir. Ayrıca bu konunun hasta yönünü de vurgulamak gerekir. Bir hasta,

çoğu durumda daha yüksek tıbbi donanıma sahip bir hastaneyi tercih edecektir. Bunun

dışında politik, hukuki ve ekonomik bazı faktörler de hastaneleri önemli derecede

etkileyebilmektedir. Sağlık hizmetlerinin denetimi Türkiye'de Sağlık Bakanlığının

yönetiminde bulunduğu için Bakanlıkça yapılacak birçok düzenleme hastanelerce

uygulanmak zorundadır. Bu nedenle hastaneler bu doğrultuda değişimler

gerçekleştirmektedir. Tüm bu değişimler karşısında hastanelerin çağın gereklerine

uygun hareket edebilmesi için değişime açık çalışanlara ihtiyacı vardır. Diğer bölümler

de anlatıldığı gibi çalışanların değişime açık ve bağlı olmaları örgütün başarısı için

olmazsa olmaz kıstaslardandır. Örgütsel bağlılık, çalışanların bulundukları örgüte

aidiyet hissetme derecesidir. Bu doğrultuda hastanelerdeki sağlık çalışanları açısından

düşünüldüğünde; yüksek bağlılığa sahip çalışanların bulundukları örgütlerin amaçlarını

ve hedeflerini içselleştirdiği, bulundukları örgütte çalışmaya devam etmek istedikleri,

gereğinden fazla çaba gösterdikleri varsayılmaktadır. Aynı zamanda yüksek bağlılık

düzeyine sahip sağlık çalışanlarının hizmette bulundukları hastalarına karşı daha iyi

hizmet sunmaları ve onların memnuniyeti konusunda gerekeni yapacakları

öngörülmektedir. Bir diğer konu örgüt sağlığıdır. Hastaneler açısından düşünüldüğünde

sağlıklı bir hastane sağlıklı çalışanlara, sağlıklı bir örgüt yapısına ve sağlıklı süreçlere

ve mali duruma sahiptir. Çalışanlarca örgüt sağlığının yüksek algılanması o hastanedeki

birçok sürecin iyi işlediğinin birer göstergesi olarak algılanabilir. Sağlık kurumlarının

tüm süreçlerinde sağlıklı bir yapı oluşturmak gereklidir. Son olarak sağlıklı bir hastane

diğer kurumlarla rekabet edebilir özelliklere sahiptir.

Page 208: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

193

Sağlık kurumlarında çalışan sağlık çalışanları perspektifinden örgüt sağlığı,

örgütsel değişime açıklık ve örgütsel bağlılık kavramları arasındaki ilişkilerin

incelendiği çalışmada; araştırmaya katılan çalışanların demografik özeliklerine göre yaş

dağılımlarına bakıldığında, %37,81’i 18-29 yaş grubunda, %67’si kadınlardan

oluşmakta ve %62,4’ü evlidir. Katılımcıların %56,3’ü Afyonkarahisar Devlet

Hastanesi’nde, %28,8’i A.K.Ü Hastanesi’nde ve %14,9’u ise özel hastanede

çalışmaktadır. Katılımcıların eğitim %38,7’si lisans mezunu, %32,4’ü 0-5 yıl hizmet

süresine sahiptir. Katılımcıların çalıştıkları bölümlere bakıldığında %34,8’i yataklı

serviste ve %16,6’sı idari birimde, %55,2’si hemşire/sağlık memuru unvanında görev

yapmaktadır. Araştırmaya katılan bireylerin; büyük bir bölümünün genç çalışanlardan

oluştuğu, sağlık kurumlarının meslek yapısı gereği bayanların ağırlıkta olduğu ve genç

çalışanların bulunmasıyla doğru orantılı olarak 0-5 yıl hizmet süresine sahip çalışanların

varlığı dikkat çekmektedir. Bununla beraber katılımcıların daha çok lisans mezunu

oldukları görülmektedir. Bu durum iki nedenle açıklanabilir: Birincisi, Sağlık

Bakanlığı'nın sağlık çalışanlarına sağladığı lisans tamamlama haklarının bir sonucu

olabilir. İkincisi ise, Sağlık Bakanlığı'nın son yıllarda lisans mezunu istihdam oranını

attırmış olmasından kaynaklanmış olabilir.

Katılımcıların örgüt sağlığı, örgütsel bağlılık ve örgütsel değişime açıklık ölçek

ve alt ölçek ortalamalarının demografik değişkenlere göre istatistiksel olarak anlamlı

fark gösterip göstermediği t-testi ve Anova testleriyle analiz edilmiştir. Sonuçlar

değerlendirildiğinde, katılımcılara ait duygusal bağlılık, normatif bağlılık, örgütsel

bağlılık, örgüt sağlığı, duygusal değişime açıklık, bilişsel değişime açıklık, davranışsal

değişime açıklık ve örgütsel değişime açıklık ölçekleri yaş değişkenine göre anlamlı bir

farklılık göstermezken, devam bağlılığı yaşa göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Buna göre aritmetik ortalamalar incelendiğinde 18-29 yaş grubundaki katılımcıların

devam bağlılıkları diğer gruplara göre daha düşük olduğu saptanmıştır (Bkz. Tablo 44.).

Literatür incelendiğinde Deniz (2016), Uğur (2017), Arslan (2014), Yıldız

(2014) ve Karagüzel (2012), çalışmalarında genel örgüt sağlığı ile yaş değişkeni

arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.

Vural’ın (2013) çalışmasında, genel örgüt sağlığı ve alt boyutlarının yaşa göre

değiştiği bulunmuştur. Ertaş ve Töre (2016) çalışmasında, yaş değişkenine göre örgüt

Page 209: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

194

sağlığı grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Aynı

çalışmada 21-30 yaş grubunda bulunan katılımcılar diğerlerine oranla daha yüksek

ortalama puana sahip olmuşlardır. Karagüzel’in (2012) araştırmasında, yaş değişkenine

göre örgüt sağlığı sadece örgütsel bütünlük alt boyutunda fark göstermiştir. İlgili

çalışmada örgütsel bütünlük puanlarına genel olarak bakıldığında yaş ilerledikçe

örgütsel bütünlük algısı güçlenmektedir. Bu durum, yaşı ilerleyen personelin

tecrübelerinin artmasıyla örgütlerinin çevreye karşı gerçekleştirdikleri uyumu daha iyi

algılayabildikleri, genç çalışanların kurumu daha az tecrübe ettikleri için örgütsel

bütünlüğü daha zor algılamalarıyla açıklanmıştır. Ünlü’nün (2011) çalışmasında,

yönetsel düzeyde örgüt sağlığı algısında, 20-29 ile 40 ve üzeri yaş grupları arasında

anlamlı farklılık hesaplamıştır. İlgili çalışmada örgüt sağlığı algısının yönetsel düzeyi,

20-29 yaş aralığındaki çalışanlarda 40 ve üzeri yaş aralığına göre daha yüksektir.

Teknik ve kurumsal düzeyler için örgüt sağlığı algısı “yaş gruplarına” göre anlamlı bir

farklılık göstermemektedir. Arıkan (2011) ise, çalışanların örgüt sağlığına ilişkin

görüşlerinin yaşa göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği test etmiş ve yaş

arttıkça bireylerin örgütü daha sağlıklı buldukları sonucuna ulaşmıştır.

Levent (2016) çalışmasında, öğretmenlerin değişime hazır olma durumlarına

ilişkin algıları yaş değişkenine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır. Öğretmenlerin

değişime hazır olma durumlarına ilişkin algılarında daha genç olan öğretmenler lehine

anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Bingül’ün (2006) çalışmasında, yaşa göre değişime

açıklık arasında farklılık olduğu belirlenmiş, 36-40 yaş grubunun en düşük ve 41- 45

yaş grubu en yüksek değişime açıklık düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Er’in (2013)

çalışmasında, müdürün değişime açıklığında yaş değişkenine göre öğretmenlerin algı

düzeylerinde anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir. İlgili çalışmada 21-30 ve 31-

40 yaş grupları lehine anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Bu durum yazarca, genç yaştaki

öğretmenlerin, diğer öğretmenlere göre okul müdürünü değişime açık bulduğu şeklinde

ifade edilmiştir. Meslek hayatında belirli bir dönemi geride bırakmış olan

öğretmenlerin, istek ve beklentilerinin karşılanmamış olması, okul müdürlerini değişime

kapalı olarak algılamalarında etkili olmuş olabilir. Ayrıca, genç öğretmenlerin, okul

müdürünün değişime yönelik faaliyetlerini gerçekleştirmesinde rol oynamaları

sebebiyle, algılarının daha olumlu olduğu belirtilmiştir. Sağır’ın (2010) çalışmasında,

yaş ile bilişsel değişime açıklık boyutu arasında istatistiksel olarak fark tespit edilmiştir.

Page 210: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

195

Sonuçlara göre, genç çalışanların değişime açıklıkları daha yüksek, yaşlı olanların daha

düşük saptanmıştır. Uçar’ın (2014) çalışmasında, araştırmaya katılan işe başvuran aday

işgörenlerin değişime açıklık puan ortalamalarının yaş grubu değişkenine göre anlamlı

farklılık bulunmamıştır. Turan Hevesli'ye (2016) ait çalışmada, Spor İl Müdürlüğü

çalışanlarının davranışsal olarak değişime açıklık puan ortalamalarında yaş grubu

değişkenine göre anlamlı farklılık bulunmuştur. Farklılıklarda yaş grubu 20-30 olanların

davranışsal olarak değişime açıklık puanları, yaş grubu 31- 40 olanların davranışsal

olarak değişime açıklık puanlarından yüksek bulunmuştur. Aynı çalışmada araştırmaya

katılan Spor İl Müdürlüğü çalışanlarının bilişsel değişime açıklık, duygusal değişime

açıklık, genel değişime açıklık puan ortalamalarında yaş grubu değişkenine göre anlamlı

farklılık bulunmamıştır. Göksel vd., (2017) çalışmasında, Öğretim Elemanlarının

Değişime Uyum Ölçeği’nin Öğretim elemanı değişimi, Yönetici değişimi, Toplum

baskısı alt boyutu puanları yaşa göre anlamlı farklılık göstermektedir. Elde edilen

puanlara bakıldığında ise, genel olarak 56 yaş ve üzeri yaşa sahip akademisyenlerin

lehine farklılığın çıktığı görülmektedir. Bazı araştırmalarda yaş değişim üzerinde negatif

etkiye sahip olduğu bulunmuştur (Cordery vd., 1991; Cordery vd., 1993). Cordery vd.

(1991), bireysel özelliklerden yaşın değişime açıklığı tahmin etmede daha fazla etkiye

sahip olduğunu ifade etmektedir. Bu bulgu, daha yaşlı insanların alışkanlıklarına bağlı

oldukları ve değişime karşı daha dirençli oldukları, insan kaynakları yöneticileri

arasındaki ortak algı ile uyum içerisindedir (Cordery vd., 1991). Genç çalışanlar

değişim konusundaki alışkanlıklarını koruma eğiliminde, yaşlılara göre daha esnek bir

durum içerisindedir. Dolayısıyla genç çalışanların değişimi kabul etmesi yaşlılara göre

daha muhtemeldir ve değişime dirençleri daha az gerçekleşmektedir (Cordery vd.,

1991). Mangundjaya, Utoyoa ve Wulandarib (2015), çalışmasında bireysel değişime

açıklık üzerinde yalnızca yaş anlamlı fark oluşturmamıştır.

Yıldız vd., (2013), Bayer ve Ceylan (2017), Karadağ vd., (2011), Bozkurt ve

Yurt (2013), Erdem vd., (2007), Özutku (2008), Yavuz vd., (2014) çalışmalarında yaş

değişkenine göre bağlılık arasında anlamlı fark bulunmamıştır.

Tekingündüz ve Tengilimoğlu (2013), araştırması sonucunda normatif bağlılık

açısından; 26 yaş altı ile 47 yaş üstü grupları arasında anlamlı fark çıktığı, 47 yaş üstü

grubundakilerin normatif bağlılık düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Page 211: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

196

Yapılan bazı araştırmalar, yaş arttıkça örgütsel bağlılığın da arttığını kanıtlamıştır.

Bireylerin yaşları ilerledikçe eğitim alma imkânı ya da iş alternatiflerinin azlığı

nedeniyle örgütlerine karşı bağlılıkları artış göstermektedir (Küçüközkan, 2015: 14).

Durna ve Eren’e (2005) göre, çalışanların yaşları ilerledikçe, meslekte geçirdikleri süre

arttıkça ve medeni halleri evlilikten yana değiştikçe “örgütsel bağlılıkları”, bireysel ve

örgütsel değerler arasındaki uyumdan ve çalışanların memnuniyetinden kaynaklanan

“duygusal bağlılıkları” ve kendini kuruma adamayı ve sadakati teşvik eden bir

kültürden ortaya çıkan “normatif bağlılıkları” artmaktadır. Becker'e (1960) göre yan

bahisler ve bunlara yapılan yatırımlar zaman içinde gittikçe artmaktadır. Bu nedenle

kişinin yaşı ve kıdemi, yaptığı yatırımların temel göstergeleri olarak kabul edilmektedir.

Buna göre, kişinin yaşı ilerledikçe ve kıdemi arttıkça yatırımları da buna orantılı olarak

artacak ve kişinin örgütten ayrılması zorlaşacaktır (Gül, 2002). Yaş ve örgütte çalışılan

süre, zaman ile ilişkili faktörlerdir. Bu nedenle yaş ve örgütte bulunulan süre, bir

işgörenin örgüte bağlılığını sağlayan en önemli göstergelerinden birisidir. Örgütte

çalışma süresi arttıkça, işgörenin örgütten elde ettiği kazançlar da artacak ve bu

kazançlarda örgütsel bağlılığı etkilediği için, işgörenin yaşı arttıkça örgütsel bağlılığı da

artacaktır (Yalçın ve İplik, 2005: 400). Özkaya vd. (2006), örgütsel bağlılık türlerinin

yaş gruplarına özellikle “devam bağımlılığı” gösterenler arasında farklılıklar tespit

edilmiştir. Yazarın araştırma sonuçlarına göre; 41-50 yaş grubundaki kişilerin devam

bağlılığı puanları, diğer tüm yaş gruplarındakinden anlamlı derecede daha yüksektir. Bu

sonuçlar göstermektedir ki; yaş ilerledikçe, çalışanların örgütlerine olan bağlılıkları

artmaktadır. Bunun en önemli nedeni, çalışanlar belli bir yaş grubundan sonra yeni bir iş

arama sürecine girmektense, aynı iş yerinde gerek aynı pozisyonda gerekse farklı bir

pozisyonlara yükselme konusunda farklı arayışlara ya da beklentilere girmek

istememeleri olarak düşünülebilir. Çünkü bu yaş grupları içerisinde çalışanlar artık

işyerinin kültürüne, normlarına alışmışlardır. Yeni bir başlangıç, bu çalışan grup için,

ciddi riskleri beraberinde getirecektir. Bir başka kurumda, aynı hakları, pozisyonu ve

belki de aynı rahatlığı bir daha yaşaması mümkün olamayabilecektir (Özkaya vd.,

2006).

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin cinsiyete göre karşılaştırmasına yönelik t-testi sonuçları incelendiğinde;

katılımcıların duygusal bağlılıkları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Page 212: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

197

Katılımcıların duygusal bağlılık aritmetik ortalamaları incelendiğinde erkeklerin

duygusal bağlılık algılarının kadınlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Katılımcıların normatif bağlılıkları ve örgütsel bağlılıkları cinsiyete göre anlamlı bir

farklılık gösterirken, devam bağlılıkları cinsiyete göre anlamlı bir fark tespit

edilememiştir. Ayrıca katılımcıların normatif bağlılık ve örgütsel bağlılık algılarına

bakıldığında erkeklerin kadınlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Katılımcıların

örgüt sağlığı ve duygusal değişime açıklıkları cinsiyete göre anlamlı bir fark

bulunamamıştır. Ankete katılan bireylerin bilişsel değişime açıklık, davranışsal

değişime açıklık ve örgütsel değişime açıklık algılarının cinsiyete göre anlamlı bir

farklılık gösterdiği istatistiksel olarak söylenebilir. Aritmetik ortalamalar incelendiğinde

erkeklerin bilişsel değişime açıklık, davranışsal değişime açıklık ve örgütsel değişime

açıklık algılarının kadınlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (Bkz. Tablo 45.).

Literatürde örgüt sağlığı ile ilgili yapılan bazı çalışmalarda cinsiyet değişkenine

göre örgüt sağlığı algıları arasında farklılık gösteren çalışmalar bulunurken, bazılarında

istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Polatcı vd., (2008), Çetin ve Karataş

(2006), Ertaş ve Töre (2010), Özdemir (2006), Deniz (2016), Vural (2013), Ayduğ

(2014), Yıldız (2014), Çiçek (2013), Karagüzel (2012), Özkan Ebcim (2012), Ramdass

ve Gowrie (2014), Ghashgaeizadeh ve Masudian (2013), Arıkan (2011) çalışmalarında

cinsiyet ve genel örgüt sağlığı algıları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit

edilmemiştir.

Uğur (2017), Arslan (2014), Kurum (2013), Ünlü (2011), Ordu (2011), Lee vd.

(2014), çalışmalarında cinsiyet ve genel örgüt sağlığı algıları arasında istatistiksel olarak

anlamlı fark tespit edilmiştir. Uğur (2017) araştırması sonucunda, cinsiyet değişkeni

incelendiğinde öğretmen ve yöneticilerin algılanan örgüt sağlığı ölçeği alt boyutlarında

yer alan örgütsel bütünlük, çevresel etkileşim, örgütsel kimlik ve örgütsel ürün alt

boyutlarında kadın eğitimcilerin lehine anlamlı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Örgütsel

liderlik alt boyutunda ise, anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Arslan (2014),

katılımcıların örgüt sağlığı algıları ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki mevcut

olduğunu ifade etmiştir. Aynı çalışmada, tüm değişkenlerde genel olarak kadınların

ortalama puanları erkeklere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu durum kadın

öğretmenlerin çalışma saatlerinin diğer meslek gruplarına göre nispeten daha rahat

Page 213: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

198

oluşu, kadınların doğaları gereği çocuklar ile daha yakından ilgili olmalar gibi

faktörlerle ilgili olarak değerlendirilmiştir (Arslan, 2014). Kurum’un (2013)

çalışmasında, genel örgüt sağlığı boyutunda kadın öğretim elemanlarının örgüt sağlığı

düzeyleri, erkek öğretim elemanlarının örgüt sağlığı düzeylerinden daha yüksek

saptanmış ve sonuç kadın öğretim elemanlarının sağlıklı fakülte örgütlerinde pozitif

atmosfer içinde görev yapmalarından kaynaklanabileceği şeklinde yorumlanmıştır.

Ünlü’nün (2011) çalışmasında örgüt sağlığının teknik düzeyde, kadın öğretmenlerin

örgüt sağlığı algı düzeylerinin erkek öğretmenlere göre daha yüksek olduğunu

hesaplamıştır. İlgili çalışmada kurumsal ve yönetsel düzey için örgüt sağlığı algısı

“cinsiyete” göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Ordu’nun (2011) çalışmasında,

kadın ve erkek öğretmenlerin okullarındaki genel örgüt sağlığı, örgütsel kimlik ve

örgütsel ürün boyutuna ilişkin algıları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Sonuçlara

göre, kadın öğretmenlerin sıra ortalamalarının erkek öğretmenlerden daha yüksek

olduğu görülmüştür.

Helvacı ve Kıcıroğlu (2010), Kurşunoğlu ve Tanrıöğen (2006), Levent (2016),

Gılıç (2015), Zadeoğluları (2010), Uçar (2014), Turan Hevesli (2016) ve Göksel vd.,

(2017) çalışmalarında örgütsel değişime açıklık veya hazır olma ile cinsiyet arasında

anlamlı ilişki saptanmamıştır. Taşdan’ın (2013) araştırmasında öğretmenlerin

cinsiyetlerine göre, kişisel değişime açıklık ölçeğinin “alışkanlıkları koruma ve

sürdürme eğilimi” ve “değişim isteği/dinamizmi” alt boyutları ile mesleki değişime

açıklık ölçeği puan ortalamalarında anlamlı farklılıkların olmadığını bulunmuştur.

Ocaklı’nın (2006) çalışmasında, araştırmaya katılan müdürlerin değişim tutumu algısı

“değişime ılımlı yaklaşım” ve “değişime kapalılık” boyutu için cinsiyete göre anlamlı

bir farklılık göstermemiştir. Er’in (2013) çalışmasında, kadın ve erkek öğretmenlerin

okul müdürünün değişime açıklığı ve öğretmenlerin değişime açıklığına ilişkin

algılarının anlamlı bir farklılık göstermediğini tespit edilmiştir. Helvacı ve Kıcıroğlu

(2010) araştırmasında öğretmenlerin görüşlerine göre, ilköğretim okullarının değişime

hazırbulunuşluk kapsamında, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, okulların fiziki ve

teknolojik alt yapısının ve velilerin değişime hazırbulunuşluğunun “orta” düzeyinde

oldukları tespit edilmiştir. Öğretmenlerin ilköğretim okullarının değişime hazır

bulunuşluklarına ilişkin görüşlerinin cinsiyet değişkenine göre ölçeğin boyutlarında

anlamlı bir farklılık göstermediği saptanmıştır.

Page 214: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

199

Klecker ve Loadman’a (1999) ait çalışmada, kadın müdürlerin istatistiksel

olarak anlamlı düzeyde, değişime ait bilişsel ve davranışsal alt ölçeklerde erkek

yöneticilere göre daha fazla değişime açık olduğu görülmüştür. Ocaklı’nın (2006)

çalışmasında, erkek müdürlerin değişim taraftarlığını kadın müdürlere kıyasla daha

düşük puanla değerlendirmişlerdir. Yazar bu farklılığı, kadın öğretmenlerin insan

ilişkilerine daha duyarlı olmalarına bağlayarak açıklamıştır. Bingül (2006)

çalışmasında, cinsiyete göre farklılığın bulunduğunu ifade etmektedir. Tekin Bozkurt

(2015), değişime açıklıkta cinsiyete göre anlamlı farklılık tespit etmiş ve erkek

katılımcıların bayanlara göre değişimin uygunluğu, yöntemin desteği ve değişimde

etkililik alt boyutları için daha yüksek ortalamaya sahip olduğunu hesaplamıştır.

Demirtaş’ın (2012) çalışmasında, ilköğretim okullarının değişime açıklığı cinsiyet

değişkenine göre, ölçeğin öğretmenlerin değişime açıklığı boyutunda anlamlı biçimde

farklılaşmakta, diğer boyutlarda anlamlı biçimde farklılaşmamaktadır. Bu boyut

açısından grup ortalamaları dikkate alındığında erkek ilköğretim okulu öğretmenleri,

kendilerini kadın ilköğretim okulu öğretmenlerine oranla değişime daha açık olarak

görmektedirler. Benzer şekilde Mangundjaya vd. (2015), araştırmaları sonucunda

değişime bireysel hazırlık puanlarında erkek katılımcıların daha yüksek düzeye sahip

olduğunu bulmuşlardır ve sonuçlar istatistiksel olarak anlamlılığa sahip olmuştur.

Vakola ve Nikolaou (2005) araştırmasında cinsiyet, yaş ve eğitim durumu gibi

demografik değişkenlerle değişime karşı tutum ve iş stresinin göstergeleri arasında

istatistiksel olarak fark olduğunu tespit etmiştir. Yapılan t-testi sonucuna göre, bayan

katılımcılar değişime yönelik tutum ölçeğinde daha yüksek puanlara sahip olmuşlardır.

Bu sonuca göre, erkek katılımcılar örgütsel değişim tutumunda bayan katılımcılara göre

daha isteksiz görünmektedirler.

Yıldız vd., (2013), Bayer ve Ceylan (2017), Durna ve Eren (2005), Bedük ve

Yıldız (2016), Erdem vd., (2007), Yavuz vd., (2014), Bozkurt ve Yurt (2013)

çalışmalarında cinsiyet değişkenine göre örgütsel bağlılıkta farklılık tespit edilmemiştir.

Akça ve Devebakan (2017) çalışmasında, cinsiyet grubunda duygusal bağlılık ve

normatif bağlılık anlamlı bir fark bulunmamıştır. Akça ve Devebakan (2017), devam

bağlılığı faktörünün cinsiyete göre farklılığını tespit etmiştir. İlgili çalışmada devam

bağlılığında kadın katılımcıların ortalamaları erkek katılımcılara göre daha yüksek

bulunmuştur. Örgütsel bağlılık ve cinsiyet arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalarda

Page 215: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

200

fikir birliği sağlanamamıştır. Kimi görüşe göre bayanlar aile içi rollerine öncelik

tanımasından dolayı örgütlerini ikinci plana atabilmektedir. Erkek çalışanlar ataerkil bir

toplum yapısından dolayı evi geçindirme gibi sorumlulukların baskısıyla mesleklerine

daha bağlı olabilmektedir (Yücel ve Çetinkaya, 2016). Özkaya vd., (2006), devam

bağlılığının cinsiyete göre farklılık gösterdiğini ve kadınların bağlılığının daha yüksek

olduğunu bulmuştur. Bunun nedenleri arasında, kadınların gerek evlilik, gerekse çocuk

gibi değişken etmenlerden etkilendikleri ve yeni iş fırsatlarını değerlendirmekte tereddüt

ettikleri söylenebilir. Cinsiyet bakımından düşünüldüğünde evli bireyler, özellikle de

kadınlar tek başına yaşayan ya da bekâr çalışanlara göre bir kurumdan ayrılmayı daha

çok maliyetli şekilde algılayabilmektedirler (Hrebiniak ve Alutto, 1972). Küçüközkan

(2015) çalışmasında, cinsiyet faktörü, yaş, eğitim düzeyi ve mesleki kıdem çalışanların

duygusal bağlılık düzeylerini anlamlı şekilde açıklamaktadır. Kadınlarda duygusal

bağlılığın daha yüksek olduğu, yaş ilerledikçe duygusal bağlılıkta artış olduğu, eğitim

düzeyi yükseldikçe duygusal bağlılığın da yükseldiği ve toplam mesleki kıdem yılı

arttıkça duygusal bağlılık düzeyinde de artış olduğu görülmektedir. Erkeklerde devam

bağlılığının daha yüksek olduğu ve kurumdaki çalışma süresi yükseldikçe, devam

bağlılığının da yükseldiği görülmektedir. Bu bulgular ışığında; çalışanların cinsiyetinin,

medeni durumunun ve kurumlarındaki toplam çalışma süresinin normatif bağlılık

düzeylerini anlamlı şekilde açıkladığı söylenebilmektedir. Kadınlarda normatif

bağlılığının daha yüksek olduğu ve bekâr olan çalışanların normatif bağlılığının da daha

yüksek olduğu ve kurumdaki çalışma süresinin kısa olmasıyla normatif bağlılık

düzeyinin yükseldiği görülmektedir (Küçüközkan, 2015).

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin medeni duruma göre karşılaştırmasına yönelik t-testi sonuçları

incelendiğinde katılımcıların duygusal bağlılıkları medeni duruma göre anlamlı bir

farklılık göstermektedir. Ortalamalar incelendiğinde evli olan bireylerin duygusal

bağlılık algılarının bekârlara göre daha yüksek olduğu istatistiksel söylenebilir.

Katılımcıların diğer ölçek ve alt ölçek algıları medeni duruma göre anlamlı bir farklılık

göstermemektedir (Bkz. Tablo 46.).

Uğur’un (2017) çalışmasında, araştırma sonucunda medeni durum değişkeni

incelendiğinde örgüt sağlığı ile tüm alt boyutlarında anlamlı bir farklılık

Page 216: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

201

bulunamamıştır. Vural’ın (2013) araştırma sonuçlarına göre, işgörenlerin genel örgüt

sağlığı algıları medeni durumlarına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Aynı

çalışmada örgüt sağlığı alt boyutlarını oluşturan katılım algıları ile medeni durumları

arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Sonuçlar, evlilerin

örgüt sağlığı algılarının daha yüksek olduğu yönünde çıkmıştır. Arıkan’ın (2011)

çalışmasında, çalışanların örgüt sağlığına ilişkin görüşleri medeni durumlarına göre

anlamlı bir farklılık göstermektedir. Evli çalışanlar örgüt sağlığını, bekâr çalışanlara

oranla daha sağlıksız algılamaktadırlar. Lee vd. (2014) çalışmasında, evlilik durumuna

göre örgüt sağlığı düzeyi arasında fark saptanmamıştır.

Levent’in (2016) çalışmasında, değişime hazır olma durumlarına ilişkin

öğretmen görüşlerinin medeni durum değişkenine göre anlamlı bir farklılık

göstermediği saptanmıştır. Aynı şekilde Zadeoğluları (2010), Sağır (2010) ve Turan

Hevesli’nin (2016) çalışmalarında, medeni duruma göre değişime açıklık arasında

farklılık bulunmamıştır. Yine Uçar (2014) tarafından yapılan araştırmada da işe

başvuran aday işgörenlerin değişime açıklık puanları ortalamalarının medeni durumu

değişkenine göre istatistiksel açıdan anlamlı bulunamamıştır.

Yıldız vd., (2013), Bayer ve Ceylan (2017), Bedük ve Yıldız (2016), Özata

(2015), Erdem vd., (2007), çalışmalarında medeni durum değişkeni ile örgütsel bağlılık

arasında anlamlı ilişki tespit edilmemiştir. Durna ve Eren’in (2005) araştırmasında,

ortalama değerlere göre, evlilerin bekârlara göre bütün örgütsel bağlılık unsurları

açısından örgüte daha bağlı oldukları ortaya çıkmıştır. Bozkurt ve Yurt’un (2013)

çalışma sonuçları, evlilerle bekârlar açısından devam bağlılığı ve normatif bağlılık

anlamlı bir farklılık göstermezken duygusal bağlılık boyutu farklılık gösterdiği

yönündedir. Duygusal bağlılık boyutunda, araştırmaya katılanların medeni durumları

açısından anlamlı bir farklığın olduğu görülmektedir. Bu farklılıkla ilgili ortalamalara

bakılacak olursa evli olanların bekâr olanlara oranla daha fazla bu boyuta bağlılık

gösterdikleri görülmektedir. Bu sonuç, evli olanların taşıdıkları aile sorumluluklarının

bu boyutu etkilemiş olabileceği şeklinde yorumlanmıştır (Bozkurt ve Yurt, 2013).

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin hastane türüne göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçlarına

göre katılımcıların duygusal bağlılık düzeyleri, devam bağlılığı düzeyleri, normatif

Page 217: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

202

bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri ve örgüt sağlığı algıları hastane türüne

göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Ortalamalar incelendiğinde, özel hastane

çalışanlarının duygusal ve normatif bağlılık düzeyleri yüksekken, A.K.Ü. Hastanesi

çalışanlarında devam bağlılığı düzeyleri ve genel örgütsel bağlılık düzeyleri daha

yüksek saptanmıştır. Buna ek olarak özel hastane çalışanlarının örgüt sağlığı algılarının

diğer hastanelere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Ayrıca örgütsel değişime

açıklık ölçek ve alt ölçekleri ile hastane türü arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır

(Bkz. Tablo 47.).

Tutar (2007) çalışmasında, duygusal bağlılık bakımından devlet hastaneleri özel

hastaneden daha yüksek puanlara sahip olmuştur. Gider vd., (2011) araştırmasında, özel

hastane çalışanlarının örgütsel bağlılık düzeyi devlet hastanesi ve üniversite hastanesine

oranla daha yüksek düzeyde bulunmuştur. Aynı çalışmada en düşük bağlılık düzeyine

sahip çalışanlar üniversite hastanesinde saptanmıştır. Özata (2015) sağlık çalışanlarının

örgütsel bağlılık düzeyini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmasında, örgütsel bağlılık ve

alt boyutlarının puan ortalamasının devlet hastanesinde özel hastaneye kıyasla daha

yüksek düzeyde olduğunu bulmuştur. Yazar bu sonucu, özel sektörde iş güvencesinin

olmaması, ücretlerin daha düşük olması ve çalışma koşullarının daha ağır olması ile

açıklamıştır.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin meslekte çalışma sürelerine göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi

sonuçları incelendiğinde; duygusal bağlılık düzeyleri, devam bağlılığı düzeyleri,

normatif bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri, örgüt sağlığı algıları, duygusal

değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık

algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları ile meslekte çalışma süreleri arasında

anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Bkz. Tablo 48.).

Polatcı vd., (2008), Özdemir (2006), Deniz (2016), Çiçek (2013), Lee vd.

(2014), Kurum (2013), Ayduğ (2014), Akbaba (1997), Özkan Ebcim (2012)

çalışmalarında hizmet süresi (kıdem) ile örgüt sağlığı düzeyleri arasında fark tespit

edilememiştir. Ünlü’nün (2011) çalışmasında teknik, kurumsal ve yönetsel düzeyler için

örgüt sağlığı algısı “öğretmenlik mesleğindeki süre” değişkenine göre anlamlı bir

farklılık göstermemektedir. Uğur’un (2017) araştırmasında, okulda çalışılan süre

Page 218: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

203

değişkenine göre örgüt sağlığı ile alt boyutlarında anlamlı bir farklılık tespit

edilmemiştir. Aynı şekilde Doğan ve Bozkurt’un (2008) çalışmasında, kıdeme göre

istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. Yazarlar bu sonucu, iş kıdemi az olanların henüz

sağlıklı bir örgüt yapısının ait boyutlarını tam anlamıyla kavrayamamış olması ile

değerlendirmişlerdir. Bu nedenle çalışanlara yöneticilerce örgüt sağlığı konusunda

açıklama yapmak gerekir. İnsan kaynakları uzmanları da sağlıklı örgüt yapısını

destekleyici oryantasyon programları düzenleyebilirler (Doğan ve Bozkurt, 2008). Çetin

ve Karataş’ın (2006) çalışmasında, öğretmenlerin okulun örgüt sağlığı düzeyini

algılamalarında kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Farklılık daha düşük

kıdemli öğretmenlerin lehine çıkmıştır. Sabancı’nın (2011) araştırmasında, örgüt

sağlığının çevresel etkileşim boyutunda “6-10 yıl çalışan” öğretmenlerin ortalama

puanları “16-20 yıl çalışan” bireylerden daha düşük saptanmıştır. Sabancı’nın (2011)

çalışmasında ayrıca, örgütsel bütünlük boyutunda “1-5 yıl çalışan” öğretmenlerin

ortalama puanları “16-20 yıl çalışan” bireylerden daha düşük saptanmıştır. Yıldız

(2014) araştırma sonuçlarına göre, kıdem yılı ve yöneticilikteki kıdem arttıkça okul

yöneticilerinin kriz yönetim becerilerinin ve örgütün sağlıklı işlemesi konularında daha

başarılı oldukları belirlenmiştir. Ordu’nun (2011) çalışmasında, farklı kıdem

gruplarındaki öğretmenlerin okullarındaki genel örgüt sağlığı ve örgüt sağlığının tüm alt

boyutlarına ilişkin algıları arasında anlamlı farklılıklar görülmektedir. Sıra

ortalamalarına göre mesleğinde 5 yıl ve daha az bir zamandan beri çalışan

öğretmenlerin okullarının genel sağlığına ilişkin algıları; 11-15 yıl, 16-20 yıl ve 21 yıl

ve üstü bir zamandan beri çalışan öğretmenlerden daha düşük bulunmuştur. Mesleğinde

6-10 yıl arasında çalışan öğretmenlerin okullarının sağlığına ilişkin algıları da, 21 yıl ve

üstünde çalışmakta olan öğretmenlerden daha düşük saptanmıştır (Ordu, 2011).

Levent (2016), Uçar (2014), Turan Hevesli (2016), Aslan, Beycioğlu ve

Konan’ın (2008) çalışmalarında değişime açıklık (değişime hazır olma) düzeylerinin

toplam puanları, mesleki kıdem (hizmet süresi) değişkenine göre anlamlı bir farklılığın

olmadığı saptanmıştır. Zadeoğluları’na (2010) ait tez çalışmasında, çalışma süresine

açısından 1 yıldan daha az çalışanların değişime açıklığın her üç faktöründe (duygusal,

davranışsal, bilişsel) de diğerlerine göre daha yüksek olduğu hesaplanmıştır. Yazar bu

sonucu, yeni iş değiştirmiş olan kişilerin zaten kişisel bir değişim sürecinden geçiyor

olmaları ile ilişkili şekilde değerlendirmiştir. Gılıç’ın (2015) çalışmasında,

Page 219: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

204

öğretmenlerin mesleki kıdem değişkenine göre bilişsel, duygusal ve niyet olarak hazır

olmaya ilişkin görüşlerde anlamlı bir farklılığın olmadığını belirtilmiştir. Göksel vd.,

(2017) Öğretim Elemanlarının Değişime Uyum Ölçeği’nin Öğretim elemanı değişimi,

yönetici değişimi, toplum baskısı alt boyutu puanları, çalışma yılına göre anlamlı

farklılık göstermektedir. Elde edilen sonuçlara bakıldığında ise, 21 yıl ve üzeri kıdeme

sahip olan akademisyenlerin puanı, diğer kıdeme sahip akademisyenlerin puanından

yüksek bulunmuştur. Bu yaş grubunda bulunan akademisyenlerin lehine çıkması, yaşın

ilerlemesi akademik olgunluğun artmasına ve uzun yıllar görev yapmanın birçok

zorluğu görmelerine bu nedenle de, değişimlere uyum göstermekte daha ılımlı

olmalarına yol açmasından dolayı olabileceği yorumu yapılmıştır. Taşdan (2013)

araştırması sonucunda, öğretmenlerin kıdemlerine göre, “Değişim İsteği/Dinamizmi”

boyutunda elde ettikleri puanlarda anlamlı farklılık bulunmuştur. Bu durum 10 yıl ve

daha altı kıdeme sahip olan öğretmenlerin, 11 yıl ve daha üstü mesleki kıdeme sahip

olan, öğretmenlere göre değişim istek ve dinamizmlerinin daha yüksek olduğu anlamına

gelmektedir. Demirtaş’ın (2012) çalışmasında, kıdem değişkenine göre ilköğretim okulu

öğretmenlerinin, okullarının değişime açıklığına ilişkin görüşleri sadece “öğretmenlerin

değişime açıklığı” alt boyutunda anlamlı biçimde fark oluşturduğu hesaplanmıştır. Bu

alt boyut açısından grup puanlarının aritmetik ortalamaları incelendiğinde en yüksek

ortalamanın 21 yıl ve üzeri kıdeme sahip öğretmenlere, en düşük ortalamanın ise 11-15

yıl kıdeme sahip öğretmenlere ait olduğu görülmüştür. 21 yıl ve üzeri kıdeme sahip olan

öğretmenlerin kendilerini diğerlerine oranla değişime daha açık olarak görmeleri

sonucu; bu grubun örgütte uzun süre çalışmanın, bürokratik sosyalleşmenin, kimi

örgütsel davranış kalıplarının yerleşikleşmesinin ve benzeri etkisiyle daha tutucu ve

değişime kapalı olmaları beklenirken tersi çıkması üzerinde durulması gereken bir bulgu

olarak yorumlanmıştır.

Bayer ve Ceylan (2017), Karadağ vd. (2011), Erdem vd. (2007), Yavuz vd.

(2014), çalışmalarında çalışma süresi değişkeni ile örgütsel bağlılık arasında anlamlı bir

ilişki bulunmamıştır. Yıldız vd., (2013) araştırmasında, çalışanların toplam çalışma

süreleri esas alınarak yapılan analizinde; devam bağlılığında istatistiksel açıdan anlamlı

fark bulmuştur. Sonuçlara göre, 11 ve üstü yıl çalışan sağlık çalışanlarının devam

bağlılığının daha kısa sürelerle çalışanlara göre daha düşük seviyede olduğu

bulunmuştur. Bozkurt ve Yurt (2013), çalışma süresi açısından normatif bağlılığın

Page 220: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

205

anlamlı bir farklılığa sahip olduğunu bulmuşlardır. Bu farklılığın nedenine bakıldığında

işe yeni girenlerin ve uzun yıllardır çalışanların 6-11 yıl arasında çalışanlara oranla bu

boyutta daha fazla eğilim gösterdikleri görülmektedir. Literatürde normatif bağlılıkla

ilgili, toplumsal kurallar, bireysel değerler gibi unsurlar neticesinde kurumdan

ayrılmamak gerektiğine ait inançlara vurgu yapılır. Yine literatürde bu konu ile ilgili

yapılmış çalışmalarda ortaya çıkan bu ve benzeri durumlarda ortaya çıkan gerekçeli

sonuç şu şekilde olmaktadır. İşini uzun yıllardır yapanlar, kurumdan ayrılmayı kuruma

haksızlık olarak nitelendirilirken, işe yani başlayanlar ise toplumsal unsurların etkisi ile

yeni başlanılan bir işten ayrılmanın çevresel tepkilere neden olacağı düşüncesi ile

kurumlarına bağlı kalma davranışlarını devem ettirmektedirler (Bozkurt ve Yurt, 2013).

Suliman ve Iles (2000: 416) araştırmasında, örgütte çalışma süresi ve örgütsel bağlılık

arasında pozitif yönlü ilişki saptanmıştır. Becker’e (1960) göre, kişinin yaşı ve kıdemi,

yaptığı yatırımların temel göstergeleri olarak kabul edilmektedir. Buna göre, kişinin

yaşı ilerledikçe ve kıdemi arttıkça yatırımları da bununla doğru orantılı olarak artacak

ve kişinin örgütten ayrılması zorlaşacaktır (Gül, 2002).

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin eğitim düzeylerine göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi

sonuçlarına göre katılımcıların duygusal bağlılık düzeyleri, devam bağlılığı düzeyleri,

normatif bağlılık düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri ile eğitim düzeyleri arasında

anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Aritmetik ortalamalar incelendiğinde duygusal

bağlılık düzeyleri, devam bağlılık düzeyleri ve örgütsel bağlılık düzeyleri önlisans

mezunu olanlarda, normatif bağlılık düzeyleri lise mezunu olanlarda diğer gruplara göre

daha yüksek olduğu saptanmıştır. Katılımcıların örgüt sağlığı algıları eğitim düzeylerine

göre anlamlı bir farklılık göstermezken, duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel

değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime

açıklık algılarının eğitim düzeylerine göre anlamlı bir farklılık göstermiştir. Ortalamalar

incelendiğinde, duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları,

davranışsal değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları lisansüstü

mezunu olanlarda diğer gruplara göre daha yüksektir (Bkz. Tablo 49.).

Ayduğ (2014), Deniz (2016), Özkan Ebcim (2012), Yıldız (2014), Lee vd.

(2014), Arıkan (2011), Ünlü (2011) çalışmalarında eğitim durumları değişkenlerine

Page 221: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

206

göre karşılaştırıldığında, toplam örgüt sağlığı görüşleri arasında istatistiksel olarak

anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ertaş ve Töre’nin (2016) çalışmasında,

katılımcıların örgüt sağlığı puanları ortalamaları eğitim düzeyi değişkenine göre anlamlı

bir farklılık göstermektedir. İlgili çalışmada “Meslek Yüksek Okulu” mezunları (diğer

gruplar: Okuryazar, ilkokul, ortaokul, lise, lisans, yüksek lisans, doktora) daha yüksek

örgüt sağlığı algı düzeyine sahiptir. Aynı şekilde Doğan ve Bozkurt (2008),

katılımcıların eğitim durumuna göre örgüt sağlığının farklılık gösterdiğini bulmuşlardır.

Uçar (2014), Turan Hevesli (2016), Sağır (2010), Aslan, Beycioğlu ve Konan’ın

(2008) çalışmalarında eğitim düzeyi ile değişime açıklık arasında farklılık

görülmemiştir. Bingül (2006) araştırmasında, değişime açıklıkta lisans mezunu

katılımcıların en yüksek ve lise mezunlarının en düşük ortalamaya sahip olduğunu

belirtmiştir. Zadeoğluları (2010) çalışmasında, eğitim düzeyi ele alındığında lise

mezunu kişilerin değişime açıklığının her üç faktör (duygusal, davranışsal ve bilişsel)

göz önünde bulundurulduğunda üniversite ve lisansüstü mezunlarına göre daha düşük

olduğu saptanmıştır. Cordery vd. (1993), eğitimin değişimle pozitif yönde ilişkili

olduğunu ifade etmektedir. Çünkü eğitim artışı yeteneklerin daha fazla kullanılmasında

fırsatlar sunmaktadır. Devos (2007) çalışmasında, eğitim ve değişime açıklık arasında

pozitif yönlü ilişki saptamıştır. Özellikle, daha eğitimli ve yüksek hiyerarşik konumdaki

katılımcılar, değişimin açıklığı konusunda anlamlı derecede yüksek puana sahip

olmuşlardır. Iverson (1996), yüksek eğitim düzeyine sahip kişilerin artan beceri

kullanımı, çalışanların işlerinin yeni zorluklarını daha iyi karşılamasını sağladığını

belirtmektedir. Meslekle ilgili olarak, beyaz yakalı çalışanların değişimi mavi yakalı

çalışanlardan daha fazla kabul etmeleri konusunda literatürde destekler bulunmaktadır.

Daha yaşlı ve daha az eğitimli kişilerin değişime yönelik tutumlarda daha düşük hazırlık

veya olumsuz davranmaları muhtemeldir (Wanberg ve Banas, 2000). Mangundjaya,

Utoyo ve Wulandari (2015) çalışmasında, eğitim geçmişinin değişim için bireysel

açıklık boyutu ile pozitif ve anlamlı ilişki halinde olduğunu tespit edilmiştir. Yüksek

eğitim düzeyine sahip kişiler bireysel değişime hazırlık boyutunda yüksek puanlara

sahip olmaktadır.

Yıldız vd., (2013), Bayer ve Ceylan (2017), Bozkurt ve Yurt (2013)

çalışmalarında eğitim durumu değişkenine göre örgütsel bağlılık düzeylerinde anlamlı

Page 222: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

207

fark tespit edilmemiştir. Yine Akça ve Devebakan’ın (2017) çalışmasında, araştırma

sonuçları devam bağlılığı, duygusal bağlılık ve normatif bağlılık eğitim durumuna göre

anlamlı farklılığın olmadığını göstermektedir. Yalçın ve İplik’e (2005) göre, işgörenin

eğitim düzeyi ile örgütsel bağlılığı arasında ters yönde bir ilişki bulunmaktadır.

İşgörenin eğitim düzeyi yükseldikçe örgütsel bağlılığı azalmaktadır. Bu ilişkinin nedeni,

daha yüksek düzeyde eğitime sahip olanların, örgütün karşılayamayacağı daha yüksek

beklentiler içerisinde olmaları ve daha fazla iş alternatifine sahip olmalarıdır (Yalçın ve

İplik, 2005: 400; Çöl ve Gül, 2005: 295 ). Angle ve Perry’e (1981) göre, artan yaş ve

düşük eğitim düzeyi arzu edilen alternatif eğitim alma fizibilitesini azaltmakta ve bu

nedenle bireyi mevcut örgütle sınırlama eğilimindedir.

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin unvana göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi sonuçlarına göre,

çalışanların duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri ve örgütsel bağlılık

düzeyleri ile çalışanların unvanları arasında anlamlı bir ilişki bulunurken, devam

bağlılığı unvana göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Ankete katılan bireylerin

ortalamaları incelendiğinde tıbbi sekreter çalışanların duygusal bağlılık düzeyleri,

normatif bağlılık düzeyleri ve örgütsel bağlılık düzeylerinin diğer branşlardaki

çalışanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Katılımcıların örgüt sağlığı algıları,

duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal

değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algılarının unvana göre anlamlı bir

farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Ortalamalar incelendiğinde tıbbi sekreterlerin örgüt

sağlığı algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve

örgütsel değişime açıklık algılarının diğer gruplara göre daha yüksek olduğu

saptanırken, doktorların ise duygusal değişime açıklık algılarının ise diğer gruplara

oranla daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (Bkz. Tablo 50.).

Civanoğlu’nun (2015) çalışmasında, araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının

normatif, devam ve duygusal bağlılık puan ortalamaları unvan (doktor, hemşire, sağlık

memuru, diğer) değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermiştir. Sonuca göre,

normatif bağlılıkta sağlık memuru çalışanlar daha yüksek ortalama puana sahipken,

duygusal bağlılıkta doktor unvanına sahip çalışanlar daha yüksek puana sahip

olmuşlardır. Devam bağlılığı boyutunda ise doktor unvanına sahip çalışanlar diğer

Page 223: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

208

gruplara göre daha düşük puana sahip olmuşlardır. Özkan (2017), çalışma pozisyonuna

göre örgütsel bağlılığın sadece duygusal bağlılık boyutunda anlamlı farklılık

saptamıştır. Buna göre, doktor unvanına sahip çalışanların duygusal açıdan bağlılıkları

daha düzeyi yüksektir. Özata’a (2015) ait çalışmada, duygusal bağlılık açısından sağlık

personelleri idari personellere oranla daha yüksek ortalama puana sahiptir. Gider vd.

(2011) araştırmasında, tıbbi sekreterlerin algıladıkları örgütsel bağlılık seviyesi hemşire

unvanına sahip çalışanlardan daha yüksek bulunmuştur. Öztürk’e (2013) ait çalışmada,

unvan değişkeni ile duygusal, devam ve normatif bağlılık boyutları arasında istatistiksel

olarak anlamlı farklılık bulunmuştur. Aynı çalışmada yönetici personel, yardımcı

hizmetli ve diğer görev grubunda olanların duygusal bağlılıkları doktorların

ortalamasından anlamlı derece daha yüksektir. Hemşire-ebe, idari memur ve diğer görev

grubunda bulunanların devam bağlılığı ortalaması doktor ve sağlık memuru/ATT görev

grubunun ortalamasından, yardımcı hizmetli görev grubunda bulunanların ortalaması da

yönetici personel, doktor, hemşire-ebe, özel güvenlik ve sağlık memuru/ATT görev

grubunun ortalamasından anlamlı derecede daha yüksektir. İdari memur, bilgi işlem

elemanları, yardımcı hizmetler ve diğer görev grubunda bulunanların normatif bağlılık

ortalaması doktor görev grubunda bulunanların ortalamasından, yardımcı hizmetler ve

diğer meslek grubunda bulunanların ortalaması da hemşire-ebe ve sağlık memuru/ATT

görev grubunda bulunanların ortalamasından anlamlı derecede daha yüksektir (Öztürk,

2013). Taşkaya ve Şahin (2011) çalışmasında, meslek grupları açısından; hekimlerin

bağlılık düzeylerinin ebe-hemşire ve sağlık teknisyenlerinden (röntgen ve laboratuar)

daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bu durumun hekimlerin diğer sağlık çalışanlara göre

halihazırda çalıştıkları kurumların dışında başka kurum ve alanlarda daha kolay iş

bulabilmelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Hemşirelerin çalıştıkları hastanelere

bağlılığı hekimlere oranla biraz daha yüksektir (Taşkaya ve Şahin, 2011).

Örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime açıklık ölçek ve alt

ölçeklerinin çalıştıkları bölüme göre karşılaştırmasına yönelik varyans analizi

yapılmıştır. Sonuçlara göre; katılımcıların duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık

düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyleri, örgüt sağlığı algıları, duygusal değişime açıklık

algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal değişime açıklık algıları ve

örgütsel değişime açıklık algıları çalıştıkları bölüme göre anlamlı bir farklılık gösterdiği

istatistiksel olarak söylenebilir. Ortalamalar incelendiğinde, idari biriminde çalışanların

Page 224: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

209

duygusal bağlılık düzeyleri, normatif bağlılık düzeyleri ve örgütsel bağlılık düzeyleri

diğer birimlere göre yüksekken, poliklinikte çalışanların ise örgüt sağlığı algıları,

duygusal değişime açıklık algıları, bilişsel değişime açıklık algıları, davranışsal

değişime açıklık algıları ve örgütsel değişime açıklık algıları diğer birimlere göre

yüksek olduğu tespit edilmiştir (Bkz. Tablo 51.).

Sarıkaya’nın (2014) Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nde

gerçekleştirdiği çalışmasında, örgütsel bağlılığın boyutları, çalışanların kurumda

çalıştıkları birim (yataklı servis, poliklinik, hasta kabul, diğer) dağılımı bakımından

anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Uysal’ın (2014) Alanya Atatürk Devlet

Hastanesi’nde hemşireler üzerinde gerçekleştirdiği araştırmasında, çalışılan birim

değişkenine göre çalışanların duygusal bağlılık, devam bağlılıklarına ait önermeler,

hakkındaki algılarının istatistiksel anlamda fark göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.

Aynı çalışmada, çalışılan birim değişkenine göre normatif bağlılık düzeyinde

istatistiksel farklılık tespit edilmiştir. Sonuca göre, idari birim çalışanlarının normatif

bağlılık algılarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Yazar bunun nedeninin daha çok

yönetim alanında çalışan hemşireler olmalarından kaynaklandığıyla ilişkili açıklamıştır.

Umutlu (2017) çalışmasında, çalışılan birim (cerrahi, dahili, ameliyathane) değişkenine

göre çalışanların örgütsel bağlılık ve alt boyutlarında anlamlı fark bulunmamıştır.

Araştırmanın amacını gerçekleştirmek için kurulan YEM Modeli sonucunda;

örgütsel bağlılık üzerindeki bir birimlik artışın; duygusal bağlılıkta 0.76 birimlik bir

artışa, normatif bağlılıkta 0.88 birimlik bir artışa, devam bağlılığında 0.35 birimlik bir

artışa ve örgüt sağlığı üzerinde 0.75 birimlik bir artışa ve örgütsel değişime açıklıkta

0.29 birimlik bir artışa sebep olduğunu söylemek mümkündür. Örgütsel değişime

açıklık üzerinde bir birimlik artış ise; davranışsal değişime açıklık üzerinde 0.98

birimlik bir artışa, duygusal değişime açıklık üzerinde 0.46 birimlik bir artışa, bilişsel

değişime açıklık üzerinde 0.76 birimlik bir artışa ve örgüt sağlığı üzerinde ise 0.08

birimlik bir artışa sebep olduğu görülmektedir (Bkz. Şekil 23.). Araştırmanın temel

amacına yönelik sonuçları yansıtan bu bulgular birkaç biçimde yorumlanabilir.

Öncelikle bulgulara göre örgütsel bağlılığın, örgüt sağlığı üzerinde oldukça önemli bir

etkiye sahip olduğu söylenebilir. Örgütsel bağlılık literatüründe de değinildiği üzere

örgütün değerlerini, inançlarını, amaçlarını benimsemeyi beraberinde getiren, çalışanın

Page 225: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

210

örgüte genellikle duygusal olarak bağlanması durumudur. Örgütlerdeki çalışanların

örgütsel bağlılık düzeylerinin yüksek olması bir yönüyle beklentilerinin karşılanması,

olumlu iklim ve kültür yapısı, çalışanların sorunlarının çözümü, olumlu liderlik

davranışları, ödüllendirmelerin ve ücretlerin eşit düzeyde dağıtımı ile

sağlanabilmektedir. Bu faktörlerin her birinin olumlu olması aynı zamanda örgütün

sağlıklı olduğunun göstergeleri arasındadır. Örgüt sağlığına yönelik olarak; çalışanların

örgütlere sevinerek gelmesi, üretilen mal veya hizmetin kalitesine önem vermesi,

vakitlerini daha çok üretime ayırmaları, dayanışma ve arkadaşlık hislerinin mevcutluğu,

moral ve motivasyon düzeylerinin yüksek olması, kurumsal hedeflere ulaşma, örgütün

itibarının artırıcı faaliyetler gibi özellikler esasında örgütsel bağlılığın olumlu örgütsel

sonuçları arasında açıklanabilir. Araştırma bulgularından bir diğeri örgütsel bağlılık ve

örgütsel değişime açıklıkla ilgili korelasyon ilişkisidir. Sonucun bu şekilde çıkmasında,

Örgütsel bağlılığı yüksek çalışanların örgütün amaçlarını benimsemesi, örgütsel değişim

sürecinde daha destekleyici, katılımcı ve değişime açık tutum geliştirmesine olanak

sağlamasının etkili olduğu ifade edilebilir. Ayrıca bir diğer bulgu örgütsel değişime

açıklık ve örgüt sağlığı ilişkisidir. Örgütlerin sağlıklı olması, çağın gereklerine uyum

sağlamayı, yenilikleri ve değişimleri süratle uygulamayı ve diğer örgütlerle rekabet

edilebilir biçimde insan ve teknolojik kaynaklara sahip olmayı gerektirmektedir. Bu

sebeplerden dolayı örgütlerin değişime hızlı adapte olması ve değişime açık çalışanlara

sahip olması örgüt sağlığı üzerinde etkilidir. Ancak YEM sonucuna göre örgütsel

değişime açıklıktaki bir birimlik artış örgüt sağlığı üzerinde 0.08 birimlik bir artış

sağlamıştır. Bu artış anlamlı olsa da genel olarak bu sonuçlar, örgüt sağlığı üzerinde

diğer bazı faktörlerin (liderlik, iş tatmini vb.) daha fazla etkili olabileceği şeklinde

yorumlanabilir. Örgüt sağlığı ile ilgili yapılacak gelecek çalışmalarda örgütsel bağlılıkla

birlikte diğer örgüt teorileri veya yaklaşımları ele alınabilir.

YEM sonuçları da göstermiştir ki örgütsel bağlılık örgütler için oldukça önemli

bir konuma sahip konular arasındadır. Bu nedenle daha yüksek seviyelerde örgütsel

bağlılık, memnuniyet ve uyum sağlamak isteyen örgütlerdeki yöneticilerin daha insan

odaklı, teşvik edici, adil, inançlı ve daha fazla kişisel özgürlüğe izin veren daha uyumlu

bir yaklaşım benimsemeye çabalamaları gerekir. Buna benzer şekilde zorlayıcı, harekete

geçiren ve yaratıcılığı arttıran bir örgüt kurmak geleneksel yönetici tutum ve

davranışlarında değişim yapılmasını gerektirir (Odom vd., 1990). Çalışanların,

Page 226: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

211

kurumlarına bağlanmalarını ve gerçekten içten gelen bir istekle görevlerini

yapabilmelerini sağlayacak bir ortam hazırlaması gerekir. Örgüt iklimi örgütsel

bağlılığın oluşturulmasında en önemli etmenlerden biridir. Örgütsel bağlılık, kurum

içinde uygulanan politikalar, yönetimin astlarına karşı tutumları, örgüt içi fiziki çalışma

koşulları, çalışanların kendi aralarındaki ilişkiler vb. birçok örgüt iklimi unsuru

sonucunda oluşacaktır (Yüceler, 2009: 455). Bağlılık bireyin işe ilgi, sadakat, örgüt

değerlerine inanama şeklinde örgüte karşı psikolojik eğilimini gösteren tutum veya

davranıştır. Çalışanın örgüte bağlanmasını sağlayabilmek için, çalışanın katılımı

sağlayan sistemler ve üst yönetim tarafından gerçekleşen sembolik faaliyetler, hem içsel

hem de dışsal ödülleri kapsayan bir ödül sisteminin kurulması gereklidir (Yüksel, 2000:

177). Bazı örgütler, bazı teşvikler, emeklilik planları, örgüte özgü beceri eğitimi ve

benzeri yollarla çalışanları örgüte bağlamayı açıkça denemektedir (Meyer vd., 1991).

Örgüt yöneticileri işgörenlerin örgütten ayrılmasını önlemek ve bağlılığı arttırmak için

örgütte çalışanlara yükselme olanağı verme, çalışma ilişkilerini yeniden düzenleme,

ücreti artırma ve değişik özendiriciler sunma gibi yöntemlere başvurabilir (Dereli, 1981:

241). Yöneticilerin, işgörenlere örgütün değerli birer elemanı oldukları mesajını

vermeleri, karara katılmalarını cesaretlendirmeleri, örgüt içi iletişimi sağlıklı bir şekilde

yürütmeleri arzu edilen örgütsel bağlılığın oluşması için esas yöntemlerden birkaçı

olacaktır (Bayram, 2005).

Mueller vd. (2012), örgüt sağlığı ile ilgili girişimler, bir yandan baş etme

becerileri, özyeterlilik veya sağlık okuryazarlığını oluşturma veya güçlendirme gibi

bireysel sağlık davranışlarını değiştirmeyi amaçlarken, diğer taraftan örgüt yapısını ve

stratejileri değiştirmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte yüksek iş kaynakları, düşük iş

gereksinimleri ve devam eden optimizasyon süreçleri ile sağlığın teşviki ve

geliştirilmesi için bir çalışma ortamına yönelik kültür; yalnızca genel refah ve sağlığa

değil, aynı zamanda yönetimle ilişkili, mesleki adanmışlık, tükenmişlik, işe devamsızlık

ve presenteizm gibi sonuçları etkileyebilmektedir. Sonuç olarak değişimin bireysel ve

örgütsel hazırlıklarının planlanması, yöneticilerin örgüt sağlığı süreçlerini etkin bir

şekilde yönetmelerine yol gösterebilir.

Sağlıklı bir sistem; iş süreçlerini iyileştirmek için yeni prosedürler bulmaya, yeni

hedeflere doğru ilerlemeye, yeni ürün veya hizmet çeşitlerini üretmeye, kendini

Page 227: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

212

çeşitlendirmeye ve zaman içinde daha çok farklı hale gelme eğiliminde olacaktır. Bir

anlamda, böyle bir sistemin rutinleştirilmesi ve standart kalması yerine büyümek,

gelişmek ve değişmek gibi ana amaçlarının olduğu söylenebilir (Miles, 1965: 20). Ayık

vd. (2016) çalışmasında, ortaokul öğretmenlerinin algılarına göre okul müdürlerinin

dönüşümcü liderlik davranışları ile okulların değişime açıklığı arasındaki ilişkiyi

incelemiştir. Çalışma sonucunda, okul müdürlerinin dönüşümcü liderlik davranışları ile

okulların değişime açıklığı arasında pozitif yönde anlamlı ilişkide olduğunu

bulunmuştur. Clark ve Fairman’a (1983) göre değişim, örgütsel yaşamın bir gerçeğidir.

Eğer yöneticiler ve liderler etkili olabilirlerse, değişimlerin rastgele gerçekleşmesine

izin vermezler. Bunun yerine, karşı karşıya kalınacak kaçınılmaz yeni koşulların

ardışıklığını yönetmeye hazır olmaları gerekir. Bu görüş herhangi bir değişim çabasının

başarılı olabilmesi için, sistemin sağlıklı olması gerektiği düşüncesiyle

ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, sağlıklı bir örgütün geliştirilmesi ve sürdürülmesi,

muhtemelen örgütteki değişimi teşvik etmenin en önemli yönünü belirtir.

Bingül’ün (2006) tez çalışmasında, örgütsel düzeyde kriz algısı (örgüt

bireylerince algılanan kriz) ile değişime açıklık arasında pozitif yönlü korelasyon

ilişkisi tespit edilmiştir. Wanberg ve Banas (2000), yöneticilerin değişim sürecinde

çalışan tavsiye ve önerilerini dikkate almalarını ve değişimin kabulünün yüksek

düzeyde gerçekleşmesi için katılımı da sağlamaları gerektiğini belirtmektedir. Değişim

sürecinde çalışanların yüksek düzeyde katılım sağlaması; değişimin daha fazla destek

görmesi ve çalışanlar arasında daha az stres görülmesiyle sonuçlanabilmektedir. Ayrıca

bunlara ek olarak değişimin kabulü ve değişime hazırlığın daha yüksek düzeyde

olmasını sağlayabilmektedir. Gılıç’ın (2015) araştırma sonuçlarına göre; ilkokul ve

ortaokullardaki öğretmenlerin kararlara katılma düzeyleri ve okullarındaki egemen okul

kültürü ile değişime hazır olma düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.

Turan Hevesli (2016) araştırması sonucunda, değişime açıklık ile paylaşımcı liderlik

arasında yüksek korelasyon ilişkisi olduğunu belirlemiştir. Çalışma sonucunda

paylaşılan liderliğin, iç girişimcilik ve değişime açıklığın belirleyici bir değişkeni

olduğu sonucuna varılmıştır. Zayim’in (2010) çalışma sonuçları, öğretmenlerin

değişime hazır olma durumları ve algıladıkları örgütsel güven arasında anlamlı bir

korelasyon olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, örgütsel güvenin çalışanların değişime

hazır olma tutumuyla ilişkili önemli bir örgütsel değişken olduğu belirtilmiştir. Chawla

Page 228: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

213

ve Kelloway (2004) iletişim ve iş güvenliğinin direk veya prosedürel adalet aracılığıyla

değişime açıklığı açıklamada pozitif etkiye sahip olduğunu belirtmektedir. Yazarların

çalışmasında katılım ve değişime açıklık arasındaki doğrudan ilişki tespit edilememiştir.

Foks’un (2015) araştırma sonuçları, iletişim değişkenlerinin (katılım ve bilgi)

çalışanların değişime bağlılıklarında en iyi yordayıcılar olduğunu göstermiştir. Ning ve

Jing’in (2012) çalışmasında, değişime yönelik duyuşsal ve normatif bağlılıkların her

ikisi de duygusal tükenme ile negatif korelasyona sahipken, değişime devam bağlılığı

duygusal tükenme ile pozitif yönde ilişkili olarak bulunmuştur. Foks’un (2015)

çalışmasında, çalışanın önceki değişim çabalarına yönelik pozitif deneyimi değişime

bağlılıkla ilişkili bulunmamıştır. Kişinin bir değişim durumunda başarılı olma

kabiliyetine olan inancı (özyeterliliği) değişimin başarısı için pozitif etki yapmaktadır.

Bu nedenle örgütsel değişime bağlılık, özyeterliliğin düşük olduğu zamanlarda daha

fazla kendini gösterecektir. Bir çalışan değişim sürecine büyük oranda katılabilirse,

örgütsel değişikliğe bağlı olmada daha fazla kararlı olabilmektedir.

Karagüzel’in (2012) çalışmasında, örgüt sağlığının bütün boyutlarının artması

örgütsel bağlılığın duygusal bağlılık boyutunu kuvvetli ve pozitif bir şekilde etkilediği

sonucuna ulaşılmıştır. Yine aynı çalışmada örgüt sağlığının bütün boyutlarının artması

örgütsel bağlılığın normatif bağlılık boyutunu kuvvetli ve pozitif bir şekilde

etkilemektedir. Bunun yanında örgütsel bağlılığın bazı boyutlarının artması örgütsel

bağlılığın devam bağlılığı boyutunu hiç etkilemezken, örgüt sağlığının bazı boyutlarının

artması örgütsel bağlılığın devam bağlılığı boyutunu çok zayıf şekilde artırmaktadır

(Karagüzel, 2012). Korkmaz’ın (2011) araştırmasında, okul iklimi ve okul sağlığının

okul çalışanlarının örgütsel bağlılıkları üzerinde etkili bir faktör olup olmadığı

belirlenmeye çalışılmıştır. Analiz sonuçları, öğretmenlerin örgütsel bağlılığını

yordamada örgüt sağlığının boyutlarının güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu göstermiştir.

Aynı çalışmada, örgüt sağlığı değişkeni öğretmenlerin örgütsel bağlılık algılarındaki

varyansın tek başına %45’ini açıklarken, örgüt iklimi örgütsel bağlılık algısındaki

varyansın % 35’ini açıkladığı görülmüştür. Örgüt sağlığı ile örgüt iklimi değişkenleri

birlikte ele alındığında ise, öğretmenlerin örgütsel bağlılık algılarındaki varyansın

%48’ini açıklamışlardır. Buna göre, örgüt iklimi değişkeninin örgütsel bağlılığın

yordanmasında sadece %3’lük bir katkı sağladığı belirtilmiştir (Korkmaz, 2011). Daft

(2006), sağlıklı örgütlerde çalışanların daha bağlı, dürüst, yardımsever, yüksek moral ve

Page 229: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

214

motivasyon düzeyine sahip olduğunu ifade etmektedir. Salajeghe ve Movahergaze

(2016) örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve ekip yaratıcılığı arasındaki ilişkiyi araştırmış

ve sonuçta örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve ekip yaratıcılığı arasında anlamlı bir ilişki

olduğunu göstermişlerdir.

Cox ve Leiter’e (1992) göre, örgüt sağlığı açısından düşüldüğünde bir sağlık

kurumu hizmet kalitesini; yönetim yapısı, prosedürlerin yönetimi ve dizaynı aracılığıyla

direkt olarak etkileyebilirken; çalışan bağlılığı ve refahını sağlayarak indirekt şekilde

etkileyebilir. Sağlıklı örgütler, çalışanlarının refah ve bağlılığını arttırmaya yönelik

çabalarda bulunduklarında, sağlıksız olanlara kıyasla hizmet kalitesini büyük oranda

artırmaktadır. Sağlıksız örgütlerde; hizmetler özellikle düşük kalitede, çalışan refahı ve

çalışan bağlılığı düşük düzeyde, yönetimsel prosedür ve uygulamalar da yetersiz

seviyededir. Hem direkt hem de indirekt etkileri düşünüldüğünde örgüt sağlığı,

örgütlerin verdikleri hizmetler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Taheri Lari vd.

(2015), çalışmasında finansal denetim ve örgüt sağlığı arasında pozitif ilişkiyi

saptamışlar ve bu ilişkide örgütsel bağlık düzenleyici (moderatör) etki göstermiştir.

Diğer yandan örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve finansal denetim arasındaki ilişkinin

artmasını sağlamaktadır. Taheri Lari vd. (2015) göre örgüt sağlığı, örgütlerin doğru

kararları almalarında, politika uygulamalarında ve sonuç olarak hizmetlerinin

kalitesinde etkililiğe ve verimliliğe olumlu etki yapmaktadır. Tsui ve Cheng (1999),

okulların örgütsel sağlığı ile öğretmen bağlılığı ilişkisini araştırdıkları çalışmasında;

örgüt sağlığının moral, saygı ve örgütsel bütünlük gibi boyutlarının, öğretmenlerin

kişisel nitelikleri (mesleğin konumu, evlilik durumu ve okuldaki hizmet süresi gibi) ile

olan etkileşimleri yoluyla bağlılıkla ilişkili olduğunu ileri sürmektedir. Sonuçta,

okulların örgüt sağlığı ile öğretmenlerin bağlılığı arasındaki ilişkinin öğretmen

özelliklerine bağlı olduğunu belirtmektedirler. Yazarlar okulların örgütsel sağlığını

tahmin etmede, öğretmenlerin bağlılık düzeyini belirlemenin yararlı bir düşünce

olduğunu önermektedirler (Tsui ve Cheng, 1999).

Shirali vd. (2013) araştırmasında, örgüt sağlığının yedi boyutu (örgütsel

bütünlük, yönetici etkisi, saygı, kaynak desteği, moral ve akademik önem, teşvik yapısı)

ve örgütsel bağlılığın (duygusal, devam ve normatif) boyutları arasındaki ilişkiyi

ölçmeye çalışmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre, yöneticilerin örgütsel bağlılık

Page 230: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

215

düzeyleri ile örgüt sağlığı algıları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu ortaya

çıkmıştır. Hayat vd. (2015) çalışmasında, okulların örgüt sağlığının geliştirilmesi ve

öğretmenlerin örgütsel bağlılığının geliştirilmesi ele alınmıştır. Sağlıklı okullardaki

öğretmenler, öğretme ve öğrenme konusunda kararlı oldukları sonucuna ulaşılmaktadır.

İlgili araştırmanın sonuçlarına göre, okulların örgüt sağlığı ile öğretmenlerin örgütsel

bağlılığı arasında yüksek ve pozitif bir korelasyon olduğu ortaya çıkmıştır. İşverenlerin,

en yüksek değere sahip olan insan kaynaklarını korumak için örgüt sağlığını

geliştirmeleri gerekir. Yöneticiler, çalışanların bağlılıklarını artırmak ve personelin

düşük devir oranını korumak için kurumlarının örgüt sağlığını geliştirmeye yönelik

çabalar göstermelidir (Hayat vd., 2015). Farzad vd. (2016), örgüt sağlığı ile çalışanların

bağlılığı arasında önemli korelasyon ilişkisini saptamıştır. Bu ilişkiyi göz önüne alarak,

örgütlerin yapıcı fikirlerin kullanılmasında sağlık ve çevre sorunlarına karşı çalışanları

koruma çabaları onları olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca samimi bir iklim oluşturma,

farklılıklara saygı duyma ve ayrımcılığı önleme gibi uygulamalar; çalışan moralini,

bağlılığını ve sadakatini arttırmada etkili olabilmektedir. Sonuçta, örgüt sağlığı ve

boyutları ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkinin anlamlı olduğunu ortaya konulmuştur.

Sezgin’in (2009) ilköğretim okullarındaki öğretmenlerin örgütsel bağlılık ve okul

sağlığı algıları arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmasında; okul sağlığının, örgütsel

bütünlük, profesyonel yönetici liderliği ve moral boyutları öğretmenlerin uyuma bağlı

bağlılıklarını tahmin etmede negatif etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte,

öğretmenlerin içselleştirme bağlılığı, bu üç örgüt sağlığı boyutu tarafından pozitif yönlü

tahmin edilmiştir. Özdeşleşme bağlılığını tahmin etmede önemli olan tek okul sağlığı

boyutu profesyonel liderliktir. Okul sağlığının diğer iki boyutu olan akademik önem ve

kaynak desteği, bağlılık faktörlerinde önemli bir etkiye sahip değildir.

Çağlar (2013b) araştırmasında; okulların değişime açıklık düzeyi ile

öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyleri arasında orta düzeyde olumlu bir ilişkinin

olduğunu, her iki düzeyin, okul türü, öğretmen ve öğrenci sayısı değişkenlerine göre,

gruplar arasında anlamlı farklılık gösterdiğini bulmuştur. Zadeoğulları (2010)

araştırması sonucunda, örgütsel bağlılığın devam bağlılığı boyutu ile değişime açıklığın

duygusal tutum ve davranışsal tutum boyutları arasında anlamlı düzeyde ilişki olduğu

görülmüştür. Diğer boyutlar arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Aynı çalışmada

genel olarak tüm sonuçlar ele alındığında, değişime açıklık ile örgütsel bağlılık

Page 231: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

216

arasındaki ilişkinin kısmi olarak oluştuğu görülmüştür. Nafei (2014), çalışmasında

örgütsel değişimle örgüt bağlılığı arasında pozitif ilişki olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Bommer vd. (2005), örgütlerde sinik çalışanların örgütsel bağlılıklarının düşük

seviyelerde olmasının muhtemel olduğunu ve bu nedenle işe gitmeme, şikâyet etme ve

işten ayrılma ihtimallerinin de daha yüksek olduğunu ifade etmektedir. Oreg (2006)

çalışmasında; kariyer sonuçlarıyla olan ilişkiler açısından değişimle baş etme, en çok

kariyer platosu, örgütsel bağlılık ve iş doyumu ile ilişkilendirilmiştir. Sonuçlar aynı

zamanda örgütsel değişimle baş etmenin dışsal (maaş, iş düzeyi, iş performansı vb.) ve

içsel (örgütsel bağlılık, iş doyumu vb.) kariyer sonuçlarıyla ilişkili olduğunu

göstermiştir. Oreg (2006), değişim hakkındaki bilginin az olmasının daha az davranışsal

ve bilişsel dirençle ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. Duygusal direnç; iş tatmini ile

negatif ilişkili iken, davranışsal direnç işten ayrılma niyetiyle pozitif yönde ilişkilidir.

Ayrıca bilişsel direnç, devam bağlılığı ile negatif ilişkilidir. Başka bir ifade ile değişim

sürecinde stresli, endişeli ve sinirli olan çalışanların iş tatmininin düşük düzeyde

olduğu, değişime karşı olumsuz hareket ettikleri ve örgütten ayrılma niyetlerinin daha

yüksek olduğu görülmektedir. Benzer şekilde değişim hakkında negatif bilişsel

değerlendirmelere sahip çalışanlar, örgütte kalmalarına karşın değişimin değerine daha

az inanmaktadırlar. Wanous vd., (2000) çalışmasında, örgütsel değişim hakkındaki

sinizm düzeyi ile örgütsel bağlılık arasında negatif yönde korelasyon ilişkisi

bulunmuştur. Yousef (2000) çalışmasında, duygusal bağlılığın direkt ve pozitif şekilde

örgütsel değişime yönelik duygusal ve davranışsal eğilimleri etkilediği sonucuna

ulaşmıştır. Herscovitch ve Meyer’in (2002) araşmasında, örgütsel bağlılıkla değişime

verilen yanıtlar ve değişime yönelik olumlu tutum arasında ilişki olduğu bulunmuştur.

Gomes (2009), örgütsel değişimde algılanan özyeterlilik, iş tatmini ve duygusal bağlılık

pozitif yönde ve anlamlı ilişkiye sahiptir. Örgütsel bağlılık, örgütsel değişimin önemli

bir belirleyicisi konumundadır. Bazı araştırmalara göre örgütsel bağlılık, davranışsal

niyetleri iş tatminine göre daha iyi açıklamaktadır. Yüksek örgütsel bağlılığı olan

çalışanlar, hastane adına çok daha fazla çaba harcamaya isteklidir, hastanenin hedefleri

ve değerleri ile daha uyumludur. Dolayısıyla bu tür çalışanların örgütsel değişimi kabul

etme olasılığı daha yüksektir (Iverson, 1996). Kerber ve Buono (2004), planlı bir

değişimin, örgüt üyelerinin enerji, heyecan ve bağlılıklarına dayanmasına rağmen, örgüt

liderleri tarafından başarılı ve sürdürülebilir olma konusunda sürekli desteklenmesi ve

Page 232: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

217

teşvik edilmesini önermektedir. Örgütsel bağlılık, örgütsel değişim üzerinde etkili

önemli faktörlerden biridir (Yousef, 2000). Dolayısıyla bağlılık, çalışanın değişimi

kabullenmesinde önemli roller oynamaktadır ve sonuçta örgütsel değişimin kabulüne

yönelik isteklilik ortaya çıkmaktadır. Özetle yüksek bağlılık düzeyine sahip çalışanların

değişim projelerini desteklemede daha fazla çaba gösterdiği görülmektedir. O halde

çalışanların değişime yönelik tutumlarının pozitif yönde geliştirilmesi gereklidir (Nafei,

2014). Peccei vd. (2011) araştırma sonuçlarında; örgütsel bağlılık, değişim sürecine

katılım ve değişimin yararı algısı değişime karşı direnme ile negatif ilişkili

bulunmuştur. Vakola ve Nikolau (2005), değişime yönelik tutumla, stres faktörleri

arasında negatif yönlü ilişki olduğunu ifade etmektedir. Yüksek stres düzeyine sahip

çalışanlar düşük düzeyde bağlılık ve değişim girişimlerini kabul etmede yüksek

düzeyde isteksiz davranabilmektedir. Değişime yönelik tutum üzerindeki en önemli etki

mesleki stresörler aracılığıyla olumsuz iş ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Bu konuda

bazı araştırmacıların, yüksek bağlılık düzeyine sahip çalışanların kendi çıkarlarını tehdit

eden bir değişimi algıladıklarında, değişime direndiklerini de tespit ettiklerini ifade

etmek gerekir (Vakola ve Nikolau, 2005). Lau ve Woodman’a (1995) göre, bir çalışanın

örgüte bağlılık düzeyi, onu değişimi değerlendirme düzeyini etkileyebilir. O halde

yüksek düzeyde bağlılığa sahip kişilerin yararlı olarak algılanan değişim çabalarının

kabulünde ve hazırlığında daha olumlu tutum içinde olduğu belirtilebilir. Benzer bir

şekilde yüksek bağlılık sahibi bir kişi, örgüt için zararlı görülen bir değişime güçlü

şekilde direnmesi beklenmektedir. Ayrıca çalışan spesifik bir değişimde olumsuz tepki

verebilmektedir. Özellikle güçlü duygusal bağlılığa sahip bir çalışanın, örgütün temel

değer ve amaçlarını farklılaştırmaksızın değişimin kabulünü daha fazla istemesi ve

değişimi örgüt için yararlı görmesi gerekir. Çünkü örgütsel bağlılık, örgütün amaç ve

değerlerindeki bir inancın yansımasıdır (Yousef, 2000). Cordery ve diğerlerine (1993)

göre, karşılanmamış beklentiler genellikle bağlılığın azalmasına öncülük etmektedir.

Değişime karşı olumsuz tutum benimseme; ücret dağıtım düzeninde karşılanmamış

beklentiler, iş güvenliği, iş ilişkileri ve iş çevresinin diğer yönlerinden

kaynaklanabilmektedir.

Hastane çalışanlarının örgütsel bağlılık, örgüt sağlığı ve örgütsel değişime

açıklık algıları arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla Afyonkarahisar ili yerelindeki

Page 233: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

218

hastanelerde gerçekleştirilen araştırmada, bulgular ve istatistikî sonuçlar

değerlendirildiğinde yapılacak öneriler şöyledir;

Hasta çalışanlarının öncelikle örgütsel bağlılık düzeylerinin yükseltilmesi

gereklidir,

Örgütsel bağlılığı yükseltme konusunda yöneticilerce çalışanlara ödüller

verilmeli ve bazı özendiriciler sunmalıdır,

Çalışanların örgüt içi süreçlere katılımının sağlanması ve çift yönlü iletişim

örgütsel bağlılığı artırabilir,

Çalışanların sorunlarının çözümü, sosyal aktiviteler, çalışan beklentilerinin

yeterince karşılanması ve olumlu liderlik davranışları bağlılığı artırmada ele

alınmalıdır,

Sağlıklı bir hastane oluşturmak için kurum içerisinde sağlıklı bir iletişim ağı

kurulmalıdır,

Çalışanların birer değer olarak benimsenmesi ve herkesin saygıya değer verdiği

bir iklim oluşturulmalıdır,

Kurum içindeki ücret ve kaynakların dağıtımında adalet sağlanmalıdır,

Çalışanlara genel olarak davranılması, moral ve motivasyonlarının artırılması

gereklidir,

Çalışanlara kariyer hedeflerinde kolaylık sağlanmalı ve liyakate önem

verilmelidir,

Değişim sürecinde çalışanlar yeterince bilgilendirilmeli ve bu konuda özellikle

hizmet içi eğitim sağlanmalıdır,

Değişimle ilgili konularda planlar yapılırken çalışan görüş ve önerileri dikkate

alınmalıdır,

Değişim sürecinde ve sonrasında yöneticiler çalışanlara destek olmalı ve

sorunlar zamanında çözülmelidir,

Değişimde tecrübeli ve iletişim yeteneği yüksek liderler görev almalıdır,

Değişim sürecinde değişime açıklığı sağlamak için değişimin olumlu yönleri

vurgulanmalı ve değişim sonrası süreçlerin iyileşmesi uygun şekilde ele

alınmalıdır,

Değişimler gerçekleştirilirken gerekli alt yapı hazırlanmalı ve değişim ekibi

oluşturarak etkin bir süreç yönetimi uygulanmalıdır.

Page 234: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

219

KAYNAKÇA

Akat, İ., Budak, G. ve Budak, G., (1999), İşletme Yönetimi, Barış Yayınları, İzmir.

Akbaba, S., (1997), Ortaöğretim Okullarının Örgüt Sağlığı (Bolu İli Örneği), Ankara

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Planlaması

Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara.

Akbaba, S.,(2001), Örgüt Sağlığı, Nobel Yayın Dağıtım, 1. Basım, Ankara.

Akça, S. ve Devebakan, N., (2017), Sağlık Kurumlarında Çalışanların Kurumda Kalma

ya da Ayrılma Kararlarının Belirlenmesinde Örgütsel Bağlılığın Etkisi: İzmir

İlinde Bir Araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, Cilt:32, Sayı:2, Yıl:2017, ss. 239-261.

Akıncı, Z.B., (1998), Kurum Kültürü ve Örgütsel İletişim, İletişim Yayınları, Cep

Üniversitesi, 1. Baskı, İstanbul.

Aktan, C.C., (1999), Toplumsal Dönüşüm ve Türkiye, Milliyet Yayınları, İstanbul.

Aktan, C.C., (2003), Değişim Çağında Yönetim, Sistem Yayıncılık, 1. Basım, Aralık-

2003, İstanbul.

Allen, N.J. and Meyer, J.P., (1990), The Measurement and Antecedents of Affective,

Continuance and Normative Commitment to the Organization, Journal of

Occupational Psychology, 63, pp. 1-18.

Allen, N.J. and Meyer, J.P., (1996), Affective, Continuance, and Normative

Commitment to the Organization: An Examination of Construct Validity, Journal of

Vocational Behavior, 49, pp. 252–276.

Al-Omarı, A. A., (2012), Organizational Health at Jordanian Secondary Schools,

Journal of Institutional Research South East Asia, JIRSEA Volume: 10,

Number:1, May/June 2012.

Alqarni, S.Y., (2016), Linking Organizational Health in Jeddah Secondary Schools

to Students' Academic Achievement, Educational Research And Reviews, Vol.

11(7), pp. 328-338, 10 April, 2016.

Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S., ve Yıldırım, E., (2010), Sosyal Bilimlerde

Araştırma Yöntemleri: Spss Uygulamalı, Sakarya Yayıncılık, Sakarya.

Angle, H.L. and Perry, J.L., (1981), An Empirical Assessment of Organizational

Commitment and Organizational Effectiveness, Administrative Science

Quarterly, Vol. 26, No. 1. (Mar., 1981), pp. 1-14.

Apprey, P. L., (2016), How Healthy are Organizations? A Study of the Health Status of

Some Organizations in Ghana, Dama International Journal of Researchers

(DIJR), ISSN: 2343-6743, Vol: 1, Issue: 3, March, pp. 70-76.

Page 235: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

220

Argüden, Y., (2004), Geleceği Şekillendirmek; Yaşam Kalitesi İçin Stratejik Düşünmek,

Rota Yayınları, İstanbul.

Argyris, C., (1998), Empowerment: The Emperor’s New Clothes, Harvard Business

Review, pp. 98-105.

Arıkan, E., (2011), Örgüt Sağlığının İş Tatmini Üzerine Etkisi, Afyonkarahisar'daki Beş

Yıldızlı Otel İşletmelerinde Bir Uygulama, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Anabilim Dalı, Yüksek

Lisans Tezi, Afyonkarahisar.

Armenakis, A. A. and Harris, S. G., (2002), Crafting a Change Message toCreate

Transformational Readiness, Journal of OrganizationalChange Management,

Vol. 15, No. 2, pp. 169-183.

Armenakis, A. A., Harris, S. G. and Mossholder, K. W., (1993), Creating Readiness

for Organizational Change, Human Relations, Vol. 46, No. 6, pp. 681-703.

Armenakis, A.A., Harris, S.G. and Feild, H.S., (1999), Making Change Permanent A

Model for Institutionalizing Change Interventions, Research in

Organizational Change and Development, pp. 97-128.

Arnold, J., Silvester,J.,Patterson,F., Robertson, I., Cooper, C. and Burnes, B., (2005),

Work Psychology: Understanding Human Behaviour in the Workplace, Pearson

Education Limited, Edinburgh Gate Harlow Essex CM20 2JE, England, Prentice

Hall.

Arslan, M., (2003), Yönetim ve Organizasyon: Bazı Temel Kavramlar, Yönetim ve

Organizasyon, Editör: Salih Güney, Nobel Yayın Dağıtım, Temmuz-2013,

Ankara.

Arslan, M., (2014), Çalışanların Özyeterlik İnançlarının Örgüt Sağlığı Algısı İle İş

Tatmin Düzeyi İlişkisindeki Aracılık Etkisinin Araştırılması, Gebze Yüksek

Teknoloji Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek

Lisans Tezi, Gebze.

Aslan, M., Beycioglu, K. and Konan, N., (2008), Principals’ Openness to Change in

Malatya, Turkey, Internatıonal Electronıc Journal for Leadership in

Learning, Volume: 12.

Aslan, Ş., (2008), Örgütsel Vatandaşlık Davranışı İle Örgütsel Bağlılık ve Mesleğe

Bağlılık Arasındaki İlişkilerin Araştırılması, Yönetim ve Ekonomi, 15 (2), ss.

163-178.

Aydın, O., (2004), Davranış Bilimlerine Giriş, Editör: Enver Özkalp, Anadolu

Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, Eskişehir.

Aydoğan, İ., (2007), Değişim Süreci ve Okul Personeli, J. Soc. &Appl. Sci., 3(5),

pp.13-24.

Page 236: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

221

Ayduğ, D., (2014), Örgüt Sağlığı İle Öğretmenlerin Örgütsel Güven Düzeyleri

Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri

Enstitüsü, Eğitim Bilimleri (Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi)

Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.

Ayık, A., Diş, O. ve Çelik, Z., (2016), Okul Müdürlerinin Dönüşümcü Liderlik Rolleri

ile Okulların Değişime Açıklığı Arasındaki İlişki, Kastamonu Eğitim Dergisi,

Mart 2016 Cilt:24 No:2, ss. 547-564.

Aytaç, M. ve Öngen, B., (2012), Doğrulayıcı Faktör Analizi İle Yeni Çevresel

Paradigma Ölçeğinin Yapı Geçerliliğinin İncelenmesi, İstatistikçiler Dergisi, 5

(2012), ss. 14-22.

Aytürk, N., (2010), Örgütsel ve Yönetsel Davranış: Örgütlerde İnsan İlişkileri ve

Yönetsel Davranış Yöntemleri, Detay Yayıncılık, Ankara.

Balay, R., (1999), İşgörenlerin Örgütsel Bağlılık Etkenleri ve Sonuçları, Ankara

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 32, Sayı: 1, ss. 237-246.

Balcı, A., (2002), Örgütsel Gelişme, Pegem A Yayıncılık, Ankara.

Balcı, A., (2013), Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntem, Teknik ve İlkeler, 10. Baskı,

Pegem Akademi, Ankara.

Baltaş, Z., (2002), Değişimde Değer Yaratmak: Kriz ve Yeniden Yapılanma Sürecinde

Çalışanın El Kitabı, Remzi Kitabevi, 1. Basım, Mart-2002, İstanbul.

Barlı, Ö., (2007), Davranış Bilimleri, Geliştirilmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Aktif

Yayınları, Ankara.

Barling, J. and Cooper, C.L., (2008), The SAGE Handbook of Organizational

Behavior,Volume 1, SAGE Micro Approaches 1st Edition.

Barutçugil, İ., (2002), Organizasyonlarda Duyguların Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, 1.

Baskı, İstanbul.

Basım, H. N., Şeşen, H. ve Çetin, F., (2009), Değişim ve Örgütler, Örgütlerde Değişim

ve Öğrenme, Editör: A. Kadir Varoğlu-H. Nejat Basım, Siyasal Yayınları,

Ankara.

Baş, T., (2010), Anket, Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Başaran, İ.E., (2000), Örgütsel Davranış : İnsanın Üretim Gücü, Feryal Matbbası,

Ankara, Üçüncü Yeniden Basım.

Bayer, E. ve Ceylan, Z., (2017), Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği

Çalışanlarının Örgütsel Bağlılık Düzeylerinin Araştırılması, Süleyman Demirel

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2017/4, Sayı:29, ss. 605-618.

Bayram, L., (2005), Yönetimde Yeni Bir Paradigma: Örgütsel Bağlılık, Sayıştay

Dergisi, (59), ss. 125-139.

Page 237: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

222

Becker, H.S. and Carper, W.J., (1956), The Development of Identification with an

Occupation, American Journal of Sociology, 61, pp. 289-296.

Becker, H.S., (1960), Notes on the Concept of Commitment Author, American Journal

of Sociology, Vol. 66, No. 1, (Jul., 1960), pp. 32-40.

Becker,T., E., Billings, R., S., Eveleth, D.,M. and Gilbert, N.L., (1996), Foci and Bases

of Employee Commitment: Implications for Job Performance, The Academy of

Management Journal, Vol. 39, No. 2 (Apr., 1996), pp. 464-482.

Bedük, A. ve Yıldız, E., (2016), Mobbing (Psikolojik Şiddet) ve Örgütsel Bağlılık

İlişkisi: Hastane Çalışanlarına Yönelik Bir Uygulama, Selçuk Üniversitesi,

İktisadi ve İdari Bilimler KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 18

(31): 77-87.

Bell, M.P., Quick, J. C. and Cycyota, C. S., (2002), Assessment and Prevention of

Sexual Harassment of Employees: An Applied Guide to Creating Healthy

Organizations, International Journal of Selection and Assessment, Volume:10

Numbers: 1/2, pp.160-167.

Bennis,W., (1966), Changing Organizations, New York:McGraw-Hill, 1966.

Bernerth, J., (2004), Expanding Our Understandingof the Change Message, Human

Resource Development Review, Vol. 3, No. 1, March 2004, pp. 36-52.

Bingül, B., (2006), Örgütlerde Kriz ve Değişime Açıklık İlişkisinin İncelenmesi

Üzerine Çalışma, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme

Anabilim Dalı Örgütsel Davranış Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Blau, G.J., (1985), The Measurement and Prediction of Career Commitment, Journal Of

Occupational Psychology, 1985,58, pp. 277-288.

Bommer, W.H., Rich, G. and Rubin, R.S., (2005), Changing Attitudes About Change:

Longitudinal Effects of Transformational Leader Behavior on Employee

Cynicism About Organizational Change, Journal of Organizational Behavior,

26, pp. 733–753.

Bovey, Wayne H. and Hede, A., (2001),"Resistance to Organizational Change: The

Role of Cognitive and Affective Processes", Leadership & Organization

Development Journal, Vol. 22, Iss, 8, pp. 372 - 382.

Boylu, Y., Pelit, E. ve Güçer, E., (2007), Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Düzeyleri

Üzerine Bir Araştırma, Finans Politik & Ekonomik Yorumlar, Cilt:44, Sayı: 511,

ss.55-74.

Bozkurt, Ö. ve Yurt, İ., (2013), Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Düzeylerini

Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Yönetim Bilimleri Dergisi, Cilt: 11, Sayı:

22, ss. 121-139.

Brown, E.H., (1997), Improving Organizational Health by Addressing Organizational

Trauma, Journal of Organizational Change Management, Vol. 10 No. 2, 1997,

pp. 175-178.

Page 238: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

223

Bruhn, J.G., (1997), The Organization as a Person: Analogues for Intervention, Clinical

Sociology Review, Vol: 15, Iss. 1, Article 7.

Bruhn, J. G., (2001), Trust and the Health of Organizations, New York: Kluwer

Academic / Plenum Publishers.

Buchanan, B., (1974), Building Organizational Commitment: The Socialization of

Managers in Work Organizations, Administrative Science Quarterly, Vol. 19,

No. 4 (Dec., 1974), pp. 533-546.

Budak, G., (1998), Yenilikçi Yönetim Yaratıcı Birey, Sistem Yayıncılık, İstanbul.

Bumin, B., (1979), Örgüt Geliştirme, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi

Yayını, Kalite Matbaası, Ankara.

Büssıng, A., (2002), Trust and Its Relations to Commitment and Involvement in Work

and Organisations, Sa Journal of Industrial Psychology, 2002, 28 (4), pp. 36-42.

Byrd, J. L., (2007), Yenilikleri Durdurmayın!, Executive Excellence Dergisi, Ocak,

Sayı: 118.

Caldwell, D.F., Chatman, J.A. and O’Reilly, C.A., (1990), Building Organizational

Commitment: A Multifirm Study, Journal of Occupational Psychology, 63, pp.

245-261.

Can, H., Aşan., Ö. ve Aydın, E.M., (2006), Örgütsel Davranış, Arıkan Basım

Yayıncılık, İstanbul.

Chawla, A. and Kelloway, E. K., (2004), PredictingOpennessandCommitmentto

Change, The Leadership & Organization Development Journal,Vol. 25, No. 6,

pp. 485-498.

Chen, Z. X. and Francesco, M.A., (2003), The Relationship Between the Three

Components of Commitment and Employee Performance in China, Journal of

Vocational Behavior, 62 (2003), pp. 490–510.

Chiang, Chun-Fang, (2010), Perceived Organizational Change in the Hotel Industry:

An Implication of Change Schema, International Journal Of Hospitality

Management, 29, (2010), pp. 157–167.

Childers, J. H. and Fairman, M., (1986), The School Counselor as Facilitator of

Organizational Health, The School Counselor, Vol: 33, No: 5, pp. 332-337, May

1986.

Chow, I.H., (1994), Organizational Commitment and Career Development of Chinese

Managers in Hong Kong and Taiwan, International Journal of Career

Management, Vol. 6, Iss 4, pp. 3 - 9.

Chung, Shao-Hsı, Su, Ying-Fang and Su, Shao-Wen, (2012), The Impact of Cognitive

Flexibility on Resistance to Organizational Change, Social Behavior And

Personality, 2012, 40(5), pp. 735-746.

Page 239: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

224

Cicchelli, J.J., (1975), Assessing the Organizational Health of School Systems, Paper

presented at the Annual Convention of the American Association of School

Administrators, February 21-24, pp. 1-12.

Civanoğlu, S.P., (2015), Duygusal Zeka İle Tükenmişlik ve Örgütsel Bağlılık Düzeyleri

Arasındaki İlişkinin İncelenmesi :Üzerine Bir Araştırma, Beykent Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Hastane ve Sağlık

Kurumları Yönetimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi Tezi, İstanbul.

Clark, E. and Fairman, M., (1983), Organizational Health: A Significant Force in

Planned Change, NASSP-Bulletin, pp. 108-113.

Cohen, A., (1999), Relationships Among Five Forms of Commitment: An Empirical

Assessment, Journal of Organizational Behavior, 20, pp. 285-308.

Cohen, A., (2006), The Relationship Between Multiple Commitments and

Organizational Citizenship Behavior in Arab And Jewish Culture, Journal of

Vocational Behavior, 69 (2006), pp. 105–118.

Cohen, A., (2007), Dynamics between Occupational and Organizational Commitment in

the Context of Flexible Labor Markets: A Review of the Literature and

Suggestions for a Future Research Agenda, ITB-Forschungsberichte-2007, pp.

1-22.

Cooper , C. L. and Cartwright, S., (1994), Healthy Mind; Healthy. and Organization-A

Proactive Approach to Occupational Stress, Human Relations, 47, pp. 455-475.

Corbett, D., (2004), Excellence in Canada: Healthy Organizations: Achieve Results by

Acting Journal of Business Ethics, Vol: 55, No: 2, Social Dimensions of

Organizational Excellence: EFQM-EOQ Convention 2003, (Dec., 2004), pp.

125-133.

Cordery, J. L., Barton, K., Mueller, W. and Parker, S., (1991), Multiskilling: The

Views of Public Sector Human Resource Managers, Asia Pacific Hrm, 1991,

29(3), pp. 79-89.

Cordery, J., Sevastos, P., Mueller, W. and Parker, S., (1993), Correlates of Employee

Attitude Toward Functional Flexibility, Human Relitions, Vol. 46, No. 6, pp.

705-723.

Cox, T. and Leiter, M., (1992), The Health of Health Care Organizations, Work &

Stress: An International Journal of Work, Health & Organisations, 6:3, pp. 219-

227.

Cox, T., and Howarth, I., (1990), Organizational Health, Culture and Helping, Work &

Stress: An International Journal of Work, Health & Organisations, 4:2, 107-

110.

Cunningham, G.B., (2006), The Relationships Among Commitment to Change, Coping

with Change, and Turnover Intentions, European Journal of Work and

Organizational Psychology, 15:1, pp. 29-45.

Page 240: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

225

Çağlar, İ., (2005), Türk İşletmeciliğinde Değişim ve Değişim Yönetimi, Gazi Kitabevi,

Ankara.

Çağlar, İ., (2013a), Küresel Normlu Çağdaş Değişim Aracı Olarak Örgüt Geliştirme,

Nobel Kitabevi, 1. Basım, Ankara.

Çağlar, Ç., (2013b), Okulların Değişime Açıklık Düzeyi İle Öğretmenlerin Örgütsel

Bağlılık Düzeyi Arasındaki İlişki, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, Yıl : 6 Sayı : 15, ss. 119-150.

Çağlar, İ., (2015), Bireysel, Örgütsel ve Toplumsal Düzeyde: Değişim ve Değişim

Yönetimi, Nobel Yayınevi, Ankara.

Çakır, S.G. ve Erdoğan, M., (2014), Öğrenen Güçlenmesi Ölçeğinin Uyarlanması:

Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi Mustafa Kemal University Journal of Graduate School of

Social Sciences, Yıl/Year: 2014, Cilt/Volume: 11, Sayı/Issue: 25, ss. 297-307.

Çapık, C., (2014), Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmalarında Doğrulayıcı Faktör Analizinin

Kullanımı, Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 2014;17:3, ss. 196 -

205.

Çelebioğlu, F., (1990), Davranış Açısından Örgütsel Değişim, İstanbul Üniversitesi

İşletme Fakültesi Yayını, İstanbul.

Çelebioğlu, F., (1992), Davranış Açısından Örgütsel Değişim, İstanbul Üniversitesi

İşletme Fakültesi Yayını, İstanbul.

Çelik, Y., (2013), Sağlık Ekonomisi, Siyasal Kitabevi, Gözden Geçirilmiş 2. Baskı,

Ankara.

Çetin, M. ve Karataș, İ.H., (2006), Okullarda Örgüt Sağlığı, M.Ü. Atatürk Eğitim

Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Yıl: 2006, Sayı 24, ss. 27-40.

Çiçek, Z., (2013), İlköğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Örgüt Sağlığına

İlişkin Algılarının Değerlendirilmesi (İstanbul İli Ümraniye İlçesi Örneği),

Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Çöl, G. ve Gül, H., (2005), Kişisel Özelliklerin Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkileri ve

Kamu Üniversitelerinde Bir Uygulama, Atatürk Üniversitesi İ.İ.B.F Dergisi,

19(1), 291-306.

Çöl, G., (2004), Örgütsel Bağlılık Kavramı ve Benzer Kavramlarla İlişkisi, İŞ, GÜÇ

Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:6, Sayı:2,

http://dergipark.gov.tr/isguc/issue/25511/269015.

Davis, K., (1984), İşletmede İnsan Davranışı: Örgütsel Davranış, Çeviri: Kemal Tosun

Başkanlığında Tomris Somay, Fulya Akyar, Can Baysal, Ömer Sadullah, Semra

Yalçın, İstanbul Üniversitesi Yayınları Yayın No: 3028, İstanbul.

Page 241: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

226

DeCotiis, T.A. and Summers, T.P., (1987), Organizational Commitment, Human

Relations, Vol. 40, No. 7, pp. 445-470.

Demir, E., Saatçioğlu, Ö. ve İmrol, F., (2016), Uluslararası Dergilerde Yayımlanan

Eğitim Araştırmalarının Normallik Varsayımları Açısından İncelenmesi, Current

Research in Education, 2(3), ss. 130-148.

Demirel, Y., (2008), Örgütsel Güvenin Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisi: Tekstil Sektörü

Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma, Yönetim ve Ekonomi, Cilt:15, Sayı:2, ss.

179-184.

Demirel, Y., (2009a), Örgütsel Bağlılık ve Üretkenlik Karşıtı Davranışlar Arasındaki

İlişkiye Kavramsal Yaklaşım, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dergisi, Yıl:8, Sayı:15, Bahar 2009, ss.115-132.

Demirel, Y., (2009b), Örgütsel Bağlılığın İç Hizmet Kalitesi Üzerine Etkisi: Kamu ve

Özel Sektör Çalışanları Üzerine Bir Araştırma, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, Sayı: 23, Nisan-2009.

Demirtaş, H., (2012), İlköğretim Okullarının Değişime Açıklığı, İlköğretim Online,

11(1), 18-34, 2012.

Deniz, N., (2016), Meslek Lisesi Öğretmenlerinin Örgüt Sağlığı İle İlgili Algıları

Üzerine Bir Araştırma, Zirve Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim

Yönetimi, Teftişi, Planlaması Ve Ekonomisi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,

Gaziantep.

Dereli, T., (1981), Organizasyonlarda Davranış, Ar Yayınları, İstanbul.

Devos, G.,Buelens, M. and Bouckenooghe, D., (2007), Contribution of Content,

Context,and Processto Understanding Openness to Organizational Change:

Two Experimental Simulation Studies, The Journal of Social Psychology, 147:6,

pp. 607-630.

Dinçer, Ö., (1992), Örgüt Geliştirme Teori Uygulama ve Teknikleri, Timaş Yayınları,

İstanbul.

Dinçer, Ö., (2008), Örgüt Geliştirme Teori, Uygulama ve Teknikler, Alfa Yayınları, 2.

Basım, Ocak-2008, İstanbul.

Dive, B., (2002), The Healthy Organization: A Revolutionary Approach to People &

Management, 1st Edition, London: Kogan Page.

Doğan, E. Ş., (2013), Örgüt Kültürü ve Örgütsel Bağlılık, Türkmen Kitabevi, İstanbul.

Doğan, S. ve Kılıç, S., (2007), Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel

Güçlendirmenin Yeri ve Önemi, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 29, ss. 37-61.

Dudek-Shriber, L. (1997), Leadership Qualities of Occupational Therapy Department

Program Directors and the Organizational Health of Their Departments, The

American Journal of Occupational Therapy, May 1997, Volume 51, Number 5.

Page 242: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

227

Duman, Ş.A., (2012), Kuramsal Kurum Yaklaşımı ile Örgütsel Değişimi Anlamaya

Yönelik Bir İnceleme, Journal of Business EconomicsandPoliticalScience,

Vol.1, No.1, pp. 9-23.

Dunham, R. B., Grube, J.A., Gardner, D.G., Cummings, L.L. and Pierce, J.L., (1989),

The Development of An AttitudeTowardChangeInstrument, Organızational

Development Jean M. Bartunek, Chair, pp. 1-22.

Durna, U. ve Eren, V., (2005), Üç Baglılık Unsuru Ekseninde Örgütsel Baglılık, Doğuş

Üniversitesi Dergisi, 6 (2) 2005, ss. 210-219.

Dursun, Y. ve Kocagöz, E., (2010), Yapısal Eşitlik Modellemesi ve Regresyon:

Karşılaştırmalı Bir Analiz, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 0 (35), ss. 1-17.

Eby, L. T., Adams, D.M., Russell, Joyce E.A. and Gaby, S.H., (2000), Perceptions of

Organizational Readiness forChange: FactorsRelatedtoEmployees’ Reactions

to the Implementation of Team-BasedSelling, Human Relations, 53 (3), pp.

419-442.

El-Farra, Majed M. and Badawi, Mohammed B., (2012), Employee Attitudes Toward

Organizational Change in the Coastal Municipalities Water Utility in the Gaza

Strip, EuroMed Journal of Business, Vol. 7, Iss, 2, pp. 161 - 184.

Elias, S. M., (2007), Employee Commitment in Times of Change: Assessing the

Importance of Attitudes Toward Organizational Change, Journal of

Management, Vol. XX No. X, pp. 1-19.

Elizur, D. and Guttman, L., (1976), The Structure of Attitudes toward Work and

Technological Change within an Organization, Administrative Science

Quarterly, Vol. 21, pp. 611-623.

Emhan, A., (2005), Organizasyon Sağlığı ve İş Örgütlerinde Bir Uygulama, Selçuk

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yönetim Ve

Organizasyon Bilim Dalı Doktora Tezi, Konya.

Er, E., (2013), İlköğretim Okulu Öğretmenlerinin Algılarına Göre Okulun Değişime

Açıklığı İle Değişim Kapasitesi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Gazi

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Eğitim

Yönetimi Ve Denetimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Erdem, R., Göktaş, B. ve Yüceer, İ., (2007), Hastane Çalışanlarında Örgütsel Bağlılık

Üzerinde Bir Çalışma: Bolu Devlet Hastanesi Örneği, Uluslararası Sağlık ve

Hastane Yönetimi Kongresi (International Health and Hospital Administration

Congress), Yakın Doğu Üniversitesi, 01-03 Haziran, Lefkoşa, Vol. I, ss. 235-

240.

Erdoğan, İ., (2012), Eğitimde Değişim Yönetimi, Pegem Akademi Yayınları, Ankara.

Eren, E., (1979), İşletme Örgütleri Açısından Yönetim Psikolojisi, İstanbul Üniversitesi

İşletme Fakültesi Yayınları, İstanbul.

Page 243: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

228

Eren, E., (1982), İşletmelerde Yenilik Politikası, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi

Yayını, İstanbul.

Erkal, H., Ayyıldız Ünnü, N.A., Kesken, J., Kelgökmen İlic, D., Çapraz, B. ve

Keçecioğlu, T., (2014), Değişim Kitabı, Nobel Akademik Yayıncılık, Editör: Burak

Çapraz, 1. Basım, Ankara.

Ersoy S. ve Bayraktaroğlu, S., (2010), Örgütsel Bağlılık, (Editör: Derya Ergun Özler).

Örgütsel Davranışta Güncel Konular, Ekin Yayınevi, İstanbul, ss. 1-18.

Ertaş, G. ve Töre, E., (2016), Örgütiçi İletişim Beceri Düzeylerinin Örgüt Sağlığı

Üzerindeki Etkisi, Yönetim Ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt:14, Sayı:3,

ss. 85-100.

Erwin, D.G. and Garman, A.N., (2010),"Resistance to Organizational Change: Linking

Research and Practice", Leadership & Organization Development Journal, Vol.

31, Iss 1, pp. 39 - 56.

Etzioni, A., (1961), A Comparative Analysis of Complex Organizations: On Power,

Involvement, and Their Correlates, New York, Free Press.

Fairman M. and McLean, L., (2003), Enhancing Leadership Effectiveness, Lenexa, KS:

Joshua Publishing.

Farahani, M.F., Mirzamohamadi, M.H., Afsouran, N.R., and Mohammadi, S.S., (2014),

The Study of The Relationship of Organizational Health of The Schools

and That of The Student’s Academic Achievement (A Case Study Of High

Schools of Kohkilouie and Boierahmad Province, Iran 2011, 2nd World

Conference On Business, Economics And Management-WCBEM 2013,

Procedia - Social And Behavioral Sciences, 109: pp. 628 –633.

Farzad, M., Arab, M. and Ganji, H., (2016), Relationship Between Organizational

Health and Organizational Commitment in the Central Headquarters’ Staff Of

Zabol University of Medical Sciences, International Journal of Advanced

Biotechnology and Research (IJBR), Vol-7, Special Issue3-April, 2016, pp.

2055-2060.

Foks, M., (2015), Antecedents of Commitment to Change: A Study About The

Contribution of Change Related Variables, Individual Variables,

Communication Variables and Work-Relationships to Employees’ Commitment

to Organizational Change, University Of Twente, Faculty Of Behavioural

Science Corporate Communication, Master Thesis, Twente, Netherlands.

Fornes, S.L. and Rocco, T.S., (2004), Commitment Elements Reframed (Antecedents &

Consequences) for Organizational Effectiveness, Paper presented at the

Academy of Human Resource Development International Conference (AHRD),

pp. 391-398.

Francesco, M.A. and Gold, B.A., (1998), International OrganizationalBehavior: Yext,

Readings, Cases, andSkills, PrenticeHall, New Jersey.

Page 244: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

229

Genç, N., (2007), Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, Seçkin

Yayınları, Ankara.

Ghashgaeizadeh, N. and Masudian, P., (2013), Investigating Organizational Health at

Behbahan Branch of Islamic Azad University with regard to Demographic

Variables in the View of Faculty Members, Journal of Life Science and

Biomedicine, 3(3): 213-220.

Gholamzadehazadeh, D. and Khazaneh, A. T., (2012), Surveying The Relationships

Between Leadership Styles, Organizational Health And Workplace Bullying,

Journal of Global Strategic Management, Vol: 6, No: 2, 2012-December,

İsma.İnfo, pp. 5-22.

Ghorbani, Mahmood., Afrassiabi, Royae and Rezvani, Zahra., (2012), A Study of the

Relationship Between Organizational Health and Efficacy, World Applied

Sciences Journal, 17 (6), pp. 694-703, 2012, ISSN 1818-4952.

Gılıç, F., (2015), Öğretmenlerin Karar Verme Sürecine Katılma Düzeyleri, Okul

Kültürü ve Öğretmenlerin Değişime Hazır Olma Düzeyleri Arasındaki İlişkinin

İncelenmesi, Mersin Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri

Ana Bilim Dalı,Eğitim Yönetimi Teftiģi Plânlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı,

Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

Gider, Ö., Şimşek, G., Ocak, S. ve Top, M., (2011), Hastane Organizasyonlarında

Örgütsel Bağlılık ve İş Doyumunun Analizi: Hemşireler ve Tıbbi Sekreterler

Üzerine Bir Araştırma, Öneri Dergisi, Cilt. 9, Sayı. 35, ss. 93-101.

Glisson, C. and James, L.R., (2002), The Cross Level Effects of Culture and Climate in

Human Service Teams, Journal of Organizational Behavior, 2002, 23(6): pp.

767-794.

Gomes, D.R., (2009), Organizational Change and Job Satisfaction: The Mediating Role

of Organizational Commitment, Exedra Journal, pp. 177-196.

Gould, S., (1979), An Equity - Exchange Model of Organizational Involvement, The

Academy of Management Review, Vol. 4, No. 1 (Jan., 1979), pp. 53-62.

Göksel, A.G., Caz, Ç., Yazıcı, Ö.F. ve Kayhan, R.F., (2017), Örgütsel Değişime Uyum:

Spor Bilimleri Alanında Çalışan Akademik Personeller Üzerine Bir Uygulama,

The Journal Of Academic Social Science Studies, Number: 58 , pp. 489-496.

Guest, D., (1987), Human Resource Management andIndustrialRelations, Journal of

Management Studies, Vol. 24 No. 5, pp. 503-521.

Guest, D,.(1992), Employee Commitment and Control, in Hartley, J. F. and

Stephenson, G.M. (Eds.) Employment Relations, Blackwell, Oxford.

Güçlü, N. ve Şehitoğlu, E.T., (2006), Örgütsel Değişim Yönetimi, Kazım Karabekir

Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 13, ss. 240-254.

Page 245: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

230

Gül, H., (2002), Örgütsel Bağlılık Yaklaşımlarının Mukayesesi ve Değerlendirmesi,

Ege Akademik Bakış Dergisi, 2(1), 2002, ss. 37-55.

Güney, S.,(1998), Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ocak

Yayınları, Ankara.

Gürbüz, S., (2006), Örgütsel Vatandaşlık Davranışı İle Duygusal Bağlılık Arasındaki

İlişkilerin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma, Ekonomik ve Sosyal

Araştırmalar Dergisi, Bahar 2006, Cilt:3, Yıl:2, Sayı:1, ss. 48-75.

Güriş, S., ve Astar, M., (2015), Bilimsel Araştırmalarda SPSS İle İstatistik, Der

Yayınları, İstanbul.

Haas, H.G., (2007), Yaratıcı Liderler, ExecutiveExcellence Dergisi, Ocak, Sayı: 118.

Hall, J.R., (1988), Social Organization and Pathways of Commitment: Types of

Communal Groups, Rational Choice Theory, and the Kanter Thesis, American

Sociological Review, Vol. 53, No. 5 (Oct., 1988), pp. 679-692.

Hart, P.M. and Cooper, C.L., (2001). Occupational Stress: Toward a More Integrated

Framework. In N. Anderson, D.S. Ones, H.K. Sinangil, & C. Viswesvaran (Eds),

Handbook of Industrial, Work and Organizational Psychology (Vol 2: Personnel

Psychology). LondonSage. (ISBN: 0 7619 6489 4).

Hashemzadeh, A., Parhizkar, T., Tari, B., Amini, A., Navidi, N. A., Hasanzadeh, H., E.,

Esazadeh, S. and Baygan, K., (2014), Relatıonship Between Emotional

Intelligence And Philosophical Mind of Managers with Organizational Health

in High Schools of Tabriz , International Journal Of Current Life Sciences,

Vol.4, Issue, 1, pp.79-83, January-2014.

Hayat, A.A., Kohoulat, N., Kojuri, J. and Faraji, H., (2015), A Study on the

Relationship Between Schools’ Health and Teachers’ Organizational Commitment, Int

J School Health, 2015 October; 2(4), pp. 1-7.

Hayran, O., (1997), Sağlık ve Hastalık Kavramları, Hastane Yöneticiliği, Editörler:

Osman Hayran ve Haydar Sur, Nobel Kitapevi, İstanbul.

Helvacı, M.A. ve Kıcıroğlu, B., (2010), İlköğretim Okullarının Değişime Hazır

Bulunuşluk Düzeyleri (Uşak İli Örneği), Akademik Bakış Dergisi, Sayı 21, ss.1-

30.

Helvacı, M.A., (2005), Eğitim Örgütlerinde Değişim Yönetimi, Nobel Yayın Dağıtım,

Ankara.

Herscovitch, L and Meyer, J.P., (2002), CommitmenttoOrganizationalChange:

Extension of a Three-Component Model, Journal of AppliedPsychology, Vol.

87, No. 3, pp. 474-487.

Hicks, H.G. and Gullett,C.R., (1981), Organizasyonlar: Teori ve Davranış, Çeviri.

Besim Baykal, İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi İşletme Bilimleri

Enstitüsü Yayını, İstanbul.

Page 246: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

231

Hill, L., (2015), Değişimi Yönetmek, Çeviri: Melis İnan, Optimist Yayınları,İstanbul.

Hinduan, Z.R., Wilson-Evered, E., Moss, S. and Scannell, E., (2009), Leadership, Work

OutcomesandOpennesstoChangeFollowing an Indonesian Bank Merger, Asia

Pacific Journal of Human Resources, 47(1), pp. 59-78.

Hollenbeck, J.R., Williams, C.R. and Klein, H.J., (1989), An Empirical Examination of

the Antecedents of Commitment to Difficult Goals, Journal of Applied

Psychology, February 1989, Vol. 74, No. 1, pp. 18-23.

Holt, D. T.,Armenakis, A.A., Feild, H.S. and Harris, S.G., (2007), Readiness For

OrganizationalChange: TheSystematic Development of A Scale, TheJournal

of AppliedBehavioralScience, Vol. 43 No. 2, June 2007, pp. 232-255.

Hoş, C. ve Oksay, A., (2015), Hemşirelerde Örgütsel Bağlılık İle İş Tatmini İlişkisi,

Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,

Y.2015, C.20, S.4, ss.1-24.

Hoy, W.K. and Feldman, J.A., (1987), Organizational Health: The Concept and Its

Measure, Journal of Research and Development in Education, 20(4), ss.30-37.

Hoy, W.K and Tarter, C. J., (1992), Measuring the Health of the School

Climate: A Conceptual Framework, The Organization Health Inventory NASSP

Bulletin, 76, pp. 74-79.

Hoy, W.K. ve Woolfolk, A.E., (1993), Teachers' Sense of Efficacy and the

Organizational Health of Schools, The Elementary School Journal, Vol. 93, No.

4 (Mar., 1993), pp. 355-372.

Hoy, W.K., Tarter, C.J. and Bliss, J.R., (1990), Organizational Climate, School Health

and Effectiveness: A Comparative Analysis, Educational Administration

Quarterly, 26(3), pp.260-279.

Hoy, W.K., (1990), Organizational Climate and Culture: A Conceptual Analysis of the

School Workplace, Journal of Educational and Psychological Consultation, 1:2,

pp. 149-168.

Hoy, W.K., Smith, P.A. and Sweetland, S.R., (2002), The Development of the

Organizational Climate Index for High Schools: Its Measure And Relationship

to Faculty Trust, The High School Journal, Volume: 86, Number:2, December

2002, pp. 38-49.

Hoy, W.K., and Clover, S.I.R., (1986), Elementary School Climate: A Revision of the

OCDQ, Educational Administration Quarterly, Vol. 22, No. 1, (Winter 1986),

pp. 93,110.

Hrebiniak, L. G. and Alutto, J. A., (1972), Personal and Role-Related Factors in The

Development of Organizational Commitment, Administrative Science Quarterly,

17, pp. 555-573.

Page 247: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

232

Huang, S. and Ramey, G. W., (2008), Organizational Health Assessment: A Romania

Firm Case Study, Review of Economic and Business Studies, Alexandru Ioan

Cuza University, Faculty of Economics and Business Administration, Vol: 1, pp.

147-157, December.

Humber, W.J., (1960), Major Factors Affecting Organizational Health, Personnel

Psychology, 13(3), 263–275.

Hussey, D., (1998), Daha İyi Nasıl Değişim Yönetimi, Çeviri: Ali Çimen, Timaş

Yayınları, İstanbul.

Illich, I., (2013), Sağlığın Gaspı, Ayrıntı Yayınları, Çeviri: Süha Sertabipoğlu, 3.Baskı,

İstanbul.

Işın Özdoğan, F.B., (2003), İşletmelerde Etkinlik, Çağdaş İşletme Teknikleri, Editör:

Birol Bumin, Gazi Kitabevi, Ekim-2003, Ankara.

Ivancevich, J.M. and Matteson, M.T., (1990), OrganizationalBehaviorand

Management, Second Edition, BPI IRWIN, Boston.

Iverson, R. D., (1996), Employee Acceptance of Organizational Change: The Role of

Organizational Commitment, The International Journal of Human Resource

Management, Vol. 7, No. 1, pp. 122-49.

İlhan, M. ve Çetin, B., (2014), LISREL ve AMOS Programları Kullanılarak

Gerçekleştirilen Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) Analizlerine İlişkin Sonuçların

Karşılaştırılması, Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi, Cilt

5, Sayı 2, Kış 2014, ss. 26-42.

İnan, İ., (2017), İş Yükü Algısı Ve Kariyer Bağlılığının Örgütsel Bağlılık Üzerine

Etkisi: Beş Yıldızlı Otel Çalışanları Üzerine Bir Araştırma, Ömer Halisdemir

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl: Ocak 2017 Cilt-

Sayı: 10(1), ss: 184-198.

İraz, R. ve Şimşek, G., (2004), Örgütsel Değişimin Gerçekleştirilmesinde Liderliğin

Rolü: Transformasyonel Liderlik İncelemesi, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, S. 7, ss. 99-

117.

İşcan, Ö.M., ve Karabey, C.N., (2009), Örgütsel Özdeşleşme, Çalışma Yaşamında

Davranış: Güncel Yaklaşımlar, Editörler: Aşkın Keser-Gözde Yılmaz-Senay

Yürür, Umuttepe Yayınları, Kocaeli.

Jaffe, D.T., (1995), The Healthy Company: Research Paradigms for Personal and

Organizational Health, In S.L. Sauter and L.R. Murphy (Eds.), Organizational

Risk Factors for Job Stress, (pp. 13-40). Washington, DC: American

Psychological Association.

Jaros, S.J., Jermier, J.M., Koehler, J.W. and Sincich, T., (1993), Effects of Continuance,

Affective, and Moral Commitment on the Withdrawal Process: An Evaluation of

Page 248: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

233

Eight Structural Equation Models, The Academy of Management Journal, Vol.

36, No. 5 (Oct., 1993), pp. 951-995.

Jenaabadi, H. and Javan, Z.Z., (2014), Study of The Relationship Between

Organizational Health and Establishment of School-Based Management in

Secondary Schools of The City of Chabahar City, Iran, TI Journals International

Journal of Economy, Management and Social Sciences, Vol (3), No (6), June,

2014. pp. 311- 316.

Kanter, R.M., (1968), Commitment and Social Organization: A Study of Commitment

Mechanisms in Utopian Communities, American Sociological Review, Vol. 33,

No. 4 (Aug., 1968), pp. 499-517.

Karadağ, M., Teke, A. ve Demir, C., (2011), GATA’da Görevli Akademik Yönetici

Personelin Örgütsel Bağlılık Ve Örgütten Ayrılma Düşünceleri Üzerine Bir

İnceleme, Gülhane Tıp Dergisi, 2011; 53: 162-169.

Karagüzel, E.S., (2012), Örgüt Sağlığının Örgütsel Bağlılığa Etkisinin İncelenmesi (Bir

Devlet Üniversitesi Örneği), Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İşletme Anabilim Dalı, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı Yüksek Lisans

Tezi, Sakarya.

Karahan, A., (2009), Hekimlerin Örgütsel Bağlılık ve İş Tatmini İlişkisinin

İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma: Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi

Örneği, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:23, ss. 421-432.

Kashefi, M.A., Adel, R.M., Abad, H.R.G., Aliklayeh, M.B.H., Moghaddam, H.K. ve

Nadimi, G., (2013), Organizational Commitment and Its Effects on Organizational

Performance, Institute of Interdisciplinary Business Research, April 2013 Vol. 4,

No. 12, pp. 501-510.

Kaya, N. ve Kesen, M., (2014), İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamaları ve Örgüt

Kültürü Tiplerinin Çalışan Performansı Üzerindeki Etkilerini İncelemeye

Yönelik Ampirik Bir Çalışma, EKEV Akademi Dergisi, Yıl:18, Sayı:58, Kış

2014.

Keller, S. and Price, C., (2011), Organizational Health: The Ultimate Competitive

Advantage, McKinsey Quarterly, June 2011, mckinsey.com.

Kelman, H.C., (1958), Copmliance, Identification, and Internalization: Three Processes

of Attitude Change, Journal of Conflict Resolution, 2(1), pp. 51-60.

Kerber, K.W. and Buono, A.F., (2004), Rethinking Organizational Change: Reframing

The Challenge of Change Management, Presented at The Management

Consulting Division Academy of Management New Orleans, August 2004.

Kets de Vries, M.F.R. and Miller, D., (1984), Neurotic Style and Organizational

Pathology, Strategic Management Journal, Vol: 5, pp. 35-55.

Khademfar, M. and Idris, K., (2012), The Relationship between Transformational

Leadership and Organizational Health in Golestan Province of Iran,

Page 249: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

234

International Journal of Humanities and Social Science, Vol. 2 No. 12 [Special

Issue-June 2012], pp. 2018-229.

Kırılmaz, H., Bağış, M., Salim, B. ve Şimşir, İ., (2015), Sağlık Yöneticilerinin Değişim

Sürecine Bakış Açılarını Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Uluslararası

Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt:11, Sayı: 25, ss. 91-113.

Kırım, A., (2002), Farklılığınızı Ölçebildiğiniz An: Kurumsal Başarının Yol Haritası, 1.

Basım, İstanbul.

Kimpston, R.D. and Sonnabend, L.C., (1973), Organizational Health:

A Requisite for Innovation?, Educational Leadership, 30 (6), pp.543-547.

Kimpston, R. D. and Sonnabend, L. C., (1978), Public Schools: The Interrelationships

between Organizational Health and Innovativeness and Between

Organizational Health and Staff Characteristics, Urban Education, 10, 27-48.

Klecker, B. and Loadman, W. E., (1996), Study of Principals’ Openness to Change in

168 Restructuring Schools, Paper presented at the Annual Meeting of the

American Educational Research Association (New York, NY, April 8-12, 1996).

Klecker, B. and Loadman, W.E., (1999), Measuring Principles’ Openness to Change on

Three Dimensions: Affective, Cognitive and Behavioural, Journal of

Instructional Psycholog, 26(4), pp. 213-225.

Klingele, W.E. and Lyden, J.A., (2001) Organizational Health And Teacher

Education, The Teacher Educator, 37:2, pp.100-116.

Koçel,T., (2010), İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, Genişletilmiş 12. Baskı, İstanbul.

Korkmaz, M., (2011), "İlköğretim Okullarında Örgütsel İklim ve Örgüt Sağlığının

Örgütsel Bağlılık Üzerindeki Etkisi", Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi

[Educational Administration: Theory And Practice], 17(1), ss. 117-139.

Kreitner, R. and Knicki, A., (1998), Organization Behavior, Fourth Edition,

International Edition.

Kriger, M.P. and Hanson, B.J., (1999), A Value-Based Paradigm for Creating Truly

Healthy Organizations, Journal of Organizational Change Management, Vol:

12, Issue 4, pp. 302-317.

Krishna, V. and Marquardt, M., (2007), A Framework for the Development of

Organizational Using Action Learning,

https://files.eric.ed.gov/fulltext/ED504566.pdf, (Erişim Tarihi: 30/12/2017).

Kurşunoğlu, A. ve Tanrıöğen, A., (2006), İlköğretim Okulu Öğretmenlerinin Örgütsel

Değişmeye İlişkin Tutumları, Sayı:20, ss. 13-22.

Kurum, G., (2013), Trakya Üniversitesi’nde Görev Yapan Öğretim Elemanlarının Örgüt

Sağlığı Algıları İle Örgütsel Güven Düzeyleri Arasındaki İlişki, Trakya

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim

Page 250: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

235

Yönetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,

Edirne.

Küçüközkan, Y. (2015), “Örgütsel Bağlılık ve Cinsiyet Arasındaki İlişki: Hastanelerde

Çalışan Sağlık Personeli Üzerinde Bir Araştırma”, Uluslararası Akademik

Yönetim Bilimleri Dergisi, 1(1): 14-37.

Lau, Chung-Ming and Woodman, R W., (1995), UnderstandingOrganizationalChange:

A SchematicPerspective, The Academy of Management Journal, Vol. 38, No. 2

(Apr., 1995), pp. 537-554.

Lazarus, R.S., (1991), Cognition and Motivation in Emotion, American Psychologist,

46(4), pp. 352–367.

Lee, J.C., Chen, C.L. and Xie, S.H., (2014), The Influence of School Organizational

Health and Occupational Burnout on Self-Perceived Health Status of Primary

School TGeachers, Procedia - Social and Behavioral Sciences, 116 ( 2014 ), pp.

985–989.

Lee, S.M., (1971), An Empirical Analysis of Organizational Identification, The

Academy of Management Journal, Vol: 14, No: 2, (Jun., 1971), pp. 213-226.

Lencioni, P., (2012), The Advantage: Why Organizational Health Trumps Everything

Else in Business, Published by Jossey-Bass A Wiley Imprint One Montgomery

Street, Suite 1200, San Francisco, CA 94104-4594—www.josseybass.com.

Levent, F., (2016), Öğretmenlerin Değişime Hazır Olma Durumlarının Farklı

Değişkenlere Göre İncelenmesi, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi

Eğitim Bilimleri Dergisi / Journal of Educational Sciences, Yıl / Year: Ocak /

January 2016, Cilt-Sayı/Volume-Issue:43, ss 117-134.

Lewin, K., (1951), Field Theory In Social Science, New York: Harper And Row.

Lim, S., ve Murphy, L., (1999), The Relationship of Organizational Factors to

Employee Health and Overall Effectiveness, American Journal of Industrial

Medicine Supplement, 36 (1): 64-65.

Lines, R., (2005), TheStructureandFunction of AttitudesTowardOrganizational

Change, Human Resource Development Review, Vol. 4, No. 1, March, pp. 8-32.

Liou, S.R., (2008), An Analysis of the Concept of Organizational Commitment, Nursing

Forum, Vol. 43, No. 3, July-September 2008.

Lorcu, F., (2015), Örneklerle Veri Analizi SPSS Uygulamalı, Detay Yayıncılık, 1.

Baskı, Ankara.

Luecke, R., (2009), Değişim ve Geçiş Dönemini Yönetmek, Çeviri: Ümit Şensoy,

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Lunenburg, F.C., (2012), Compliance Theory And Organizational Effectiveness,

International Journal of Scholarly Academic Intellectual Diversity, Volume 14,

Number 1.

Page 251: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

236

Lyden, J. A. and Klingele, W. E., (2000), Supervising Organizational Health,

Supervision, 61 (12): 3-6.

MacIntosh, R., MacLean, D. and Burns, H., (2007), Health in Organization:

Towards a Process-Based View , Journal of Management Studies, 44:2, March

2007, 0022-2380, pp. 206-221.

Management Studies, Vol. 24 No. 5, pp. 503-521.

Mangundjayaa, W.LH., Utoyoa, D.B. and Wulandarib, P., (2015), The Role Of

Leadership and Employee’s Condition on Reaction to Organizational Change,

Procedia - Social and Behavioral Sciences, 172 ( 2015 ), pp. 471 – 478.

Maslowski, R., (2001), School Culture and School Performance: An Explorative Study

Into The Organizational Culture of Secondary Schools and Their Effects, Ph.D.

thesis University of Twente, Twente University Press, P.O. Box 217, 7500 AE

Enschede, the Netherlands, www.tup.utwente.nl.

Mathieu, J.E. and Zajac, D.M., (1990), A Review and Meta-Analysis of the

Antecedents, Correlates, and Consequences of Organizational Commitment,

Psychological Bulletin, Vol. 108. No. 2, pp.171-194.

Mayer, R.C. and Schoorman, F.D., (1992), Predicting Participation and Production

Outcomes through a Two-Dimensional Model of Organizational Commitment,

The Academy of Management Journal, Vol. 35, No. 3 (Aug., 1992), pp. 671-684.

McHugh, M. and Brotherton, C., (2000), Health is Wealth - Organisational Utopia or

Myopia?, Journal of Managerial Psychology, Vol: 15, Iss 8 pp. 744 - 770.

McHugh, M., (2001), Employee Absence: an Impediment to Organisational Health

in Local Government, International Journal of Public Sector Management,

Vol: 14, Issue: 1, pp.43-58.

McHugh, M., Humphreys, P. and McIvor, R., (2003), Buyer-Supplier Relationships

and Organizational Health, Journal of Supply Chain Management, 39(2), pp.15-

25.

Meyer, J.P. and Allen, N.J., (1984), Testing the "Side-Bet Theory" of Organizational

Commitment: Some Methodological Considerations, Journal of Applied

Psychology, 1984, Vol 69. No 3, pp. 372-378.

Meyer, J. P. and Allen, N. J., (1987), A Longitudinal Analysis of the Early

Development and Consequences of Organizational Commitment, Canadian

Journal of Behavioural Science, 19(2), pp. 199-215.

Meyer, J.P. and Allen, N.J., (1991), A Three-Component Conceptualization of

Organizational Commitment, Human Resource Management Review, Vol.

1, Issue. 1, Spring 1991, pp. 61-89.

Page 252: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

237

Meyer, J.P., Bobocel, D.R. and Allen, N.J., (1991), Development of Organizational

Commitment During the First Year of Employment: A Longitudinal Study of

Pre- and Post-Entry Influences, Journal of Management, 17(4), pp. 717-733.

Meyer, J.P., Allen, N.J. and Smith, C.A., (1993), Commitment to Organizations and

Occupations: Extension and Test of a Three-Component Conceptualization,

Journal of Applied Psychology, Vol. 78, No. 4, pp. 538-551.

Meyer, J.P. and Herscovitch, L., (2001), Commitment in the Workplace: Toward a

General Model, Human Resource Management Review, Volume 11, Issue

3, Autumn 2001, pp. 299-326.

Meyer, J.P., Stanley, D.J., Herscovitch, L. and Topolnytsky, L., (2002), Affective,

Continuance, and Normative Commitment to the Organization: A Meta-analysis

of Antecedents, Correlates, and Consequences, Journal of Vocational Behavior,

61, pp. 20–52

Meyer, J.P., Becker, T.E. and Vandenberghe, C., (2004), Employee Commitment and

Motivation: A Conceptual Analysis and Integrative Model, Journal Of Applied

Psychology, Vol. 89, No. 6, pp. 991–1007.

Miles, M. B., (1965), Planned Change and Organizational Health: Figure and Ground,

R. O. Carlson, A. Gallaher, M. B. Miles, R. J. Pellegrin ve E. M. Rogers (der.),

Change Processes in the Public Schools, The Center of the Advanced Study of

Educational Administration, Oregon, ss.11 35.

Miles, J. A., (2014), New Directions in Management and Organization Theory, Edited

by Jeffrey A. Miles, Cambridge Scholars Publishing.

Miller, J.G. and Miller, J.L., (1991), A Living Systems Analysis of Organizational

Pathology, Behavioral Science, Volume: 36,1991, pp. 239-252.

Miller, V.D., Johnson, J.R. and Grau, J., (1994) AntecedentstoWillingnesstoParticipate

In A PlannedOrganizationalChange, Journal of AppliedCommunication

Research, 22:1,pp. 59-80.

Miller, R.L., Griffin, M.A. and Hart, P.M., (1999), Personality and Organizational

Health: The Role of Conscientiousness, Work & Stress: An International

Journal of Work, Health & Organisations, 13:1, pp. 7-19.

Mottaz, C.J., (1989), An Analysis of the Relationship between Attitudinal Commitment

and Behavioral Commitment, The Sociological Quarterly, Vol. 30, No. 1

(Spring, 1989), pp. 143-158.

Mowday, R.T. and McDade, T.W.İ, (1979), Linking Behavioral and Attitudinal

Commitment: A Longitudinal Analysis of Job Choice and Job Attitudes,

Academy of Management Proceedings, Vol. 1979, No. 1, pp. 84-88.

Page 253: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

238

Mowday, R.T., Steers, R..M., and Porter, L.W., (1978), The Measurement of

Organizational Commitment , A Progress Report Organizational Effectiveness

Research, July 1978.

Mowday, R.T., Steers, R.M. and Porter, L.W., (1979), The Measurement of

Organizational Commitment, Journal of Vocational Behavior 14, pp. 224-247.

Mowday, R.T., Porter, L.W. and Steers, R.M., (1982), Employee-Organization

Linkages The Psychology of Commıtment, Absenteeism, and Turnover,

Academic Press 1982, A Subsidiary of Harcourt Brace Jovanovich.

Mueller, F., Jenny, G.J. and Bauer, G.F., (2012),"Individual and Organizational Health-

Oriented Readiness for Change ", International Journal of Workplace Health

Management, Vol. 5 Iss 3 pp. 220-236.

Mutlu, A. ve Işık, A.K., (2012), Sağlık Ekonomisine Giriş, Ekin Basım Yayın Dağıtım,

Bursa.

Nafei, W.A., (2014), Assessing Employee Attitudes towards Organizational

Commitment and Change: The Case of King Faisal Hospital in Al-Taif

Governorate, Kingdom of Saudi Arabia, Journal of Management and

Sustainability; Vol. 4, No. 1; 2014, pp. 204-219.

Nair H. A. P., Kumar, D. and Ramalu, S. S., (2014), Organizational Health:Delineation,

Constructs and Development of a Measurement Model, Asian Social Science,

Vol. 10, No. 14; 2014, Published by Canadian Center of Science and Education.

Naktiyok, A., (2007), Yenilik Yönelimi ve Örgütsel Faktörler, İktisadi ve İdari Bilimler

Dergisi, Cilt: 21, Haziran 2007, Sayı:2, ss. 211-230.

Neugebauer, R., (1990), Do You Have a Healthy Organization? Child Care Information

Exchange, n72 p38-41, April 1990.

Neves, P. and Caetano, A., (2009), Commitment to Change: ContributionstoTrust in the

SupervisorandWorkOutcomes, Group&Organization Management, 34(6), pp.

623-644.

Nicholas, J. M. and Katz., M. M., (1985), Research Methods and Reporting Practices in

Organization Development: A Review and Some Guidelines, The Academy of

Management Review, Vol: 10, No: 4 (Oct., 1985), pp. 737-749.

Niknami, M., Mouayei, H. Z. and Delara, M., (2014), The Relation of Organizational

Health with Teaching and Rising Organization of Shiraz Employees'

Creativity, Indian J. Sci. Res., 5(1), pp. 264-270.

Ning, J. and Jing, R., (2012), Commitment to Change: Its Role in the Relationship

Between Expectation of Change Outcome and Emotional Exhaustion, Human

Resource Development Quarterly, Vol: 23, Iss: 4, pp. 461-485.

Ocaklı, E., (2006), Okul Müdürlerinin Duygusal, Bilişsel ve Davranışsal Boyutlarda

Değişime Açıklıklarının Ölçülmesi, Yeditepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Egitim Yönetimi ve Denetimi Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Page 254: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

239

Odom, R.Y., Boxx, W.R. and Dunn, M.G., (1990), Organizational Cultures,

Commitment, Satisfaction, and Cohesion, Public Productivity & Management

Review, Vol. 14, No. 2 (Winter, 1990), pp. 157-169.

Oliver, N., (1990), Rewards, Investments, Alternatives and Organizational

Commitment: Empirical Evidence and Theoretical Development, Journal of

Occupational Psycbology, 63, pp. 19-31.

Onal, G., (1982), İşletme Organizasyonu ve Yönetimi, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler

Akademisi Yayın No: 9, Bursa.

Ordu, A.,(2011), İlköğretim Okullarında Örgütsel Yapı ile Örgüt Sağlığı Arasındaki

İlişkiler, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri

Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi Denetimi Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı,

Doktora Tezi, Denizli.

Oreg, S., (2006), Personality, Context, and ResistancetoOrganizationalChange,

EuropeanJournal of WorkandOrganizationalPsychology, 15 (1), pp. 73-101.

O'Reilly, C. A. and Chatman, J. A., (1986), Organizational Commitment and

Psychological Attachment: The Effects of Compliance, Identification and

Internalization on Prosocial Behavior, Journal Of Applied Psychology, 71, pp.

492-499.

O'Reilly, C., (1989), Corporations, Culture, and Commitment: Motivation and Social

Control in Organizations, Managing Human Resources, California Management

Review, pp. 9-25.

O'Reilly, C.A. and Caldwell, D.F., (1981), The Commitment and Job Tenure of New

Employees: Some Evidence of Postdecisional Justification, Administrative

Science Quarterly, Vol. 26, No. 4 (Dec., 1981), pp. 597-616.

Orvik, A. and Axelsson, R., (2012), Organizational Health in Health OrganizationS–

towards a Conceptualization, Scandinavian Journal of Caring Sciences, 26: 796-

802 (1-7).

Ölçüm Çetin, M., (2004), Örgüt Kültürü ve Örgütsel Bağlılık, Nobel Yayın Dağıtım,

Ankara.

Özata, M., (2015), Hastanelerde Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Bağlılık

Düzeylerinin Belirlenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek

Yüksekokulu Dergisi, Yıl:2015, Cilt:18, Sayı:1, ss.155-166.

Özdamar, K., (2013), Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi I-II, 9. Baskı. Nisan

Kitabevi, Eskişehir.

Özdemir, A., (2006), Ögretmenlerin Okullarını Örgüt Sağlığı Açısından

Değerlendirmesi (İzmir İli Bornova İlçesi Örneği), Pamukkale Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Egitim Bilimleri Anabilim Dalı Egitim Yönetimi,

Denetimi, Planlaması Ve Ekonomisi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Denizli.

Page 255: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

240

Özdemir, S., (2000), Eğitimde Örgütsel Yenileşme, Pegem A Yayıncılık, Ankara.

Özkalp, E. ve Kırel, Ç., (1990), Örgütsel Davranış, Anadolu Üniversitesi Yayınları,

Eskişehir.

Özkalp, E. ve Sabuncuoğlu, Z., (1997), Örgütlerde Davranış, Editör : Enver Özkalp, 4.

Sınıf Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2. Fasikül, Eskişehir.

Özkalp, E., (2000), Örgütsel Davranış, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

Yayınları, Eskişehir.

Özkan Ebcim, P., (2012), Resmi İlköğretim Okullarında Çalışan Öğretmenlerin

Motivasyonu İle Örgüt Sağlığı Algıları Arasındaki İlişki, Maltepe Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,

İstanbul.

Özkan, N., (2017), İstanbul Çekmece Bölgesi Genel Sekreterliğine Bağlı Hastanelerde

Çalışan Doktorlarda ve Hemşirelerde Örgütsel Adalet, İş Doyumu v Örgütsel

Bağlılık Üzerine Bir Çalışma, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim

Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Özkara, B., (1999), Evrimci ve Devrimci Örgütsel Değişim, Afyon Kocatepe

Üniversitesi Yayınları, Afyonkarahisar.

Özkaya M. O., Deveci Kocakoç İ. ve Karaa E., (2006), Yöneticilerin Örgütsel

Bağlılıkları ve Demografik Özellikleri Arasındaki İlişkileri İncelemeye Yönelik

Bir Alan Çalışması, Yönetim ve Ekonomi, 13(2): 77-96.

Öztürk, M., (2013), Örgütsel Bağlılık Ve Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Bağlılık

Düzeyleri (Kırklareli Örneği), Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim

Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Özutku, H., (2008), Örgüte Duygusal, Devamlılık ve Normatif Bağlılık ile İş

Performansı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, İstanbul Üniversitesi İşletme

Fakültesi Dergisi Istanbul University Journal of the School of Business

Administration ,Cilt/Vol:37, Sayı/No:2, 2008, 79-97.

Paksoy, H.M. ve Özbezek, B.D., (2013), Örgütsel Değişimde Beşeri Sermayenin Rolü,

Akademik Bakış Dergisi, Cilt:6, Sayı: 12, ss. 293-331.

Parish, J.T., Cadwallader, S. and Busch, P., (2008),"Want to, Need to, Ought to:

Employee Commitment to Organizational Change", Journal of Organizational

Change Management, Vol. 21, Iss 1, pp. 32 - 52.

Parsons, T., Bales, R.F. and Shils, E.A., (1953), Working Papers in the Theory of

Action, Glencoe, IL:Free Press.

Parsons, T., (1967), Some Ingredients of a General Theory of Organization, In Halpin,

A. W. (Eds.), Administrative Theorv in Education. New York: Macmillan.

Page 256: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

241

Peccei, R., Giangreco, A. and Sebastiano, A., (2011),"The Role of Organisational

Commitment in The Analysis of Resistance to Change", Personnel Review, Vol.

40, Iss 2, pp. 185 - 204.

Peker, Ö., (1995), Yönetimi Geliştirmenin Sürekliliği, Türkiye ve Ortadoğu Amme

İdaresi Enstitüsü Yayınları, Ankara.

Penley, L.E. and Gould, S., (1988), Etzioni’s Model of Organizational Involvement: A

Perspective for Understanding Commitment to Organizations, Journal Of

Organizational Behavior, Vol. 9, pp. 43-59.

Perçin, N.Ş. ve Özkul, E., (2009), Turizm İşletmelerinde Örgütsel Bağlılık, Editör:

Zeyyat Sabuncuoğlu, Turizm İşletmelerinde Örgütsel Davranış, MKM

Yayınları, Şubat 2009, Bursa.

Peterson, M. ve Wilson, J.F., (2002), The Culture-Work-Health Model and Work

Stress, American Journal of Health Behavior, 26(1), pp. 16-24.

Piderit, S.K. (2000), Rethinking Resistance and Recognizing Ambivalence: A Multi-

dimensional View of Attitudes towards Organizational Change, Academy of

Management Review, Vol. 25 No. 4, pp. 783-794.

Polatcı, S., Ardıç, K. ve Kaya, A., (2008), Akademik Kurumlarda Örgüt Sağlığı ve

Örgüt Sağlığını Etkileyen Değişkenlerin Analizi, Yönetim ve Ekonomi, Cilt: 15,

Sayı: 2, ss. 145-161.

Porter, L.W., Steers, R.M., Mowday, R.T., and Boulian, P.V., (1973), Organizational

Commitment, Job Satisfaction, and Turnover among Psychiatric Technicians,

Technical Report, No. 16, California Univ., Irvine. Graduate School of

Administration Office of Naval Research, Washington, D.C. Personneland

Training Research Programs Office, Jul (1973)24p.

Porter, L.W., Steers, R.M., Mowday, R.T., and Boulian, P.V., (1974), Organizational

Commitment, Job Satisfaction, and Turnover among Psychiatric Technicians,

Journal of Applied Psychology, Vol. 59, No. 5, pp. 603-609.

Pourrajab, M., Mahdinezhad, M., Bijandi, M.S., Basri, R. and Nazari, N., (2011),

Educational Administrators’ Performance and Organizational Health: Key

Factors for Sustainable Development in High Schools, International

Journal of Trade, Economics and Finance, Vol. 2, No. 5, October 2011.

Priya, B.M. and Ran, J., (2017), A Study on Employee Resistance towards

Organisational Change with Reference to Automobile Sector, Indian J.Sci.Res.,

14 (1), pp. 58-61.

Quick, J.C., Macik-Frey, M. and Cooper , C. L., (2007), Managerial Dimensions of

Organizational Health: The Healthy Leader at Work, Journal of Management

Studies 44:2, March 2007, pp. 189-205.

Page 257: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

242

Quintero, E. T., Botía, J.L. and Sáenz, F., (2013), Healthy Organizations: A

Competitiveness Strategy, Journal of Advanced Management Science, Vol: 1,

No: 1, March 2013, pp. 39-42.

Rafferty, A. E.,Jimmieson, N. L. and Armenakis, A. A., (2013), Change Readiness: A

MultilevelReview, Journal of Management, Vol. 39, No. 1, January 2013, pp.

110-135.

Ramdass, M. and Gowrie, G., (2014), Dimensions of School Organizational Health and

Student Academic Achievement in Primary Schools in Trinidad and Tobago,

Standard Global Journal of Educational Research, Vol 1(2): 033- 048.

Randall, D. M., (1987), Commitment and the Organization: The Organization Man

Revisited, The Academy of Management Review, Vol: 12, No: 3 (Jul., 1987), pp.

460-471.

Rashid, Z.A., Sambasivan, M. and Rahman, A.A., (2004),"The Influence of

Organizational Culture on Attitudes toward Organizational Change", Leadership

& Organization Development Journal, Vol. 25, Iss, 2, pp. 161 - 179.

Reichers, A. E. (1985), A Review and Reconceptualization of Organizational

Commitment The Academy of Management Review, Vol. 10, No. 3 (Jul., 1985),

pp. 465-476.

Rhoades, L., Eisenberger, R. and Armeli, S., (2001), Affective Commitment to the

Organization: The Contribution of Perceived Organizational Support, Journal of

Applied Psychology, Vol. 86, No. 5, pp. 825-836.

Rice, G. H. Jr., (1977), Structural Limits on Organizational Development, Human

Resource Management, Winter, 1977 9, pp. 9-13.

Ritzer, G. and Trice, H.M., (1969), An Empirical Study of Howard Becker's Side-Bet

Theory, Social Forces, Vol. 47, No. 4 (Jun., 1969), pp. 475-478.

Robbins, S. P. and Judge, T. A., (2012), Örgütsel Davranış, Çeviri Editörü: İnci Erdem,

Nobel Akademik Yayıncılık, 14. Basımdan Çeviri, Ankara.

Robbins, S.P., (1983), OrganizationTheory: Structure, Design and Applications,

Second Edition, PrenticeHall International Editions.

Rosen, H. R. and Berger, L., (1992), The Healty Company: Eight Strategies to Develop

People, Productivity and Profits. Washington USA: First Tarcher, Perigee

Edition.

Sabancı, A., (2011), The Effect of Teachers’ Stress on Educational Organizations’

Health, International Journal of Business and Social Science Vol. 2 No. 11

[Special Isse- June 2011].

Sabuncuoğlu, Z. ve Tüz, M., (1995), Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa.

Sabuncuoğlu, Z. ve Tüz, M., (2008), Örgütsel Psikoloji, Alfa Aktüel Yayınları, Furkan

Ofset, 4. Baskı, Bursa.

Page 258: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

243

Sağır, A., (2010), Yöneticilerin Liderlik Yaklaşımları İle Değişime Açıklıkları

Arasındaki İlişki: Eğitim Sektöründe Bir Araştırma, Kara Harp Okulu Savunma

Savunma Bilimleri Enstitüsü, Savunma Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans

Tezi, Ankara.

Sağlam, M., (1979), Örgütsel Değişme, TODAİE Yayınları Yayın No: 185, Ankara.

Salajeghe, S. and Movagharzade, A., (2016), Explaining the Relationship between

Organizational Commitment, Organizational Health and Employee Ceativity of

the Social Security Organization, Internatİonal Journal of Humanities and

Cultural Studies, Issn 2356-5926 , Volume: 2, Issue: 4, pp. 1010-1026.

Salancik, G.R., (1977), Commitment is too Easy, Organizational Dynamics, Summer,

pp. 62-82.

Samadov, S., (2006), İş Doyumu ve Örgütsel Bağlılık: Özel Sektörde Bir Uygulama,

Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,

Yönetim Organizasyon Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Samudi, S., Slambolchi, A. and Mobarakabadi, H., (2016), Literature Review on

Organizational Commitment: A Comprehensıve Summary, Applied

Mathematics in Engineering, Management and Technology, 4(3), pp. 47-57.

Sanrı, Ö. ve Ayan, M.S., (2014), Gemi Acentelerinde Çalışanların Değişime Karşı

Tutumunda Belirsizlik ve Görev Güvensizliğinin Etkisi, Dokuz Eylül

Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı:1, Yıl: 2014, ss. 73-90.

Saraçlı, S., Kılıç, İ., Türkan, A.H., Dursun, P., Doğan, İ., Özdemir, Ş. ve Gazeloğlu, C.,

(2014), Üniversite Öğrencilerinin Çevresel Bilgi ve Davranışlarının Yapısal

Eşitlik Modeli İle İncelenmesi, IAAOJ Scientific Science, 2014, 2(1), ss. 1-11.

Sarıkaya, Ö., (2014), Çalışanların Örgütsel Bağlılık ve İş Tatmin Düzeylerinin

İncelenmesi: Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi'nde Bir Alan

Çalışması, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi

Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Sauter, S.L., Lim, S.Y. and Murphy, L.R., (1996), Organizational Health: A New

Paradigm for Occupational Stress Research at NIOSH, Japanese Journal of

Occupational Mental Health, 4( 4 ), pp. 248-254.

Savas, A. C. and Karakus, M., (2012), The Relationships between School

Organizational Health and Teachers’ In-Role and Extra-Role Behaviors,

International J. Soc. Sci. & Education, Vol: 3 Issue: 1, pp. 67-74.

Saylı, H. ve Tüfekçi, A., (2008), Başarılı Bir Örgütsel Değişimin Gerçekleştirilmesinde

Dönüştürücü Liderliğin Rolü, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F Dergisi, Ocak-Haziran

2008, S. 30, ss. 193-210.

Schein, E. H., (1978), Örgüt Psikolojisi, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü

Yayınları, Çeviri: Mustafa Tosun, Ankara.

Page 259: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

244

Schermelleh-Engel, K., Moosbrugger, H. and Müller, H, (2003), Evaluating The Fit of

Structural Equation Models: Tests of Significance and Descriptive Goodness-of-

Fit Measures, Methods of Psychological Research Online, 8(2): 23-74.

Schuyler, G. K., (2004), The Possibility of Healthy Organizations: Toward a New

Framework for Organizational Theory and Practice, Journal of Applied

Sociology/Sociological Practice, Vol. 21 No. 2, pp. 57-79.

Senge, P.M., (1990), The Fifth Discipline: The Art and Practice of the Learning

Organization, Doubleday, New York, NY.

Serinkan, C. ve Arat, G., (2013), İşletmelerde Örgütsel Değişim ve İç Girişimcilik, Beta

Basım Dağıtım Yayıncılık, 1. Baskı, İstanbul.

Sezgin, F., (2009), Examining the Relationship Between Teacher Organizational

Commitment and School Health in Turkish Primary Schools, Educational

Research and Evaluation: an International Journal on Theory and Practice,

15:2, pp. 185-201.

Sheibani , S.,(2013), The Effect of Management Style on Organizational Health in

Terms of Organizational Climate: A Case Study in Toranj Gaz Company,

European Online Journal of Natural and Social Sciences, Vol: 2, No: 3, Special

Issue on Accounting and Management, ISSN 1805-3602, pp. 2944-2955.

Sheldon, M.E., (1971), Investments and Involvements as Mechanisms Producing

Commitment to the Organization, Administrative Science Quarterly, Vol. 16,

No. 2 (Jun., 1971), pp. 143-150.

Shirali, M., Feizi, M. and Alipour, H., (2013), Studying the Relationship Between

Organizational Health And Organizational Commitment (Case Study: Mehr

Housing Cooperative Companies in Shoushtar City), Arabian Journal Of

Business And Management Review (Nigerian Chapter), Vol. 1, No. 9, pp. 45-

53.

Shoaf, C., Genaidy, A., Karwowski, W. and Huang, S.H., (2004), Improving

Performance and Quality of Working Life: A Model for Organizational Health

Assessment in Emerging Enterprises, Human Factors and Ergonomics in

Manufacturing, Vol. 14 (1), pp. 81–95.

Smith, A., (2002) The Organizational Health of High Schools and Student

Proficiency in Mathematics, International Journal of Educational

Management, Vol: 16 Issue: 2, pp.98-104.

Smollan, R.K., (2006), Minds, Hearts and Deeds: Cognitive, Affective and

Behavioural Responses to Change, Journal of Change Management, 6:2, pp.

143-158.

Somers, M.J. (1995), Organizational Commitment, Turnover And Absenteeism: An

Examination of Direct and Interaction Effects, Journal of Organizational

Behavior, Vol. 16, pp. 49-58.

Page 260: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

245

Stanford, N., (2013), Organizational Health: An Integrated Approach to Building

Optimum Performance, Kogan Page, London Philadelphia New Delhi.

Steele, F., (1973), Architecture and Organizational Health, Private Consultant, 71

Hancock Street, Boston, Massachusetts.

Steers, R.M., (1977), Antecedents and Outcomes of Organizational Commitment,

Administrative Science Quarterly, Vol. 22, No. 1 (Mar., 1977), pp. 46-56.

Steers, R.M., (1991), IntroductiontoOrganizationalBehavior, Fourth Edition, Harper

CollinsPublishers.

Stevens, J.M., Beyer, J.M. and Trice, H.M., (1978), Assessing Personal, Role, and

Organizational Predictors of Managerial Commitment, The Academy of

Management Journal, Vol. 21, No. 3 (Sep., 1978), pp. 380-396.

Sucu, Y., (2000), Örgütsel Değişim, http://www.yasarsucu.net/word/OD.doc,

(20.03.2017).

Suliman, A. and Iles, P., (2000), Is Continuance Commitment Beneficial to

Organizations?, Commitment-Performance Relationship: A New Look, Journal

of Managerial Psychology, 15(5), pp. 415-416.

Suliman, Abubakr, M.T., (2002), Is It Really a Mediating Construct?: The Mediating

Role of Organizational Commitment in Work Climate-Performance

Relationship, Journal of Management Development, Vol. 21 Iss. 3, pp. 170 -

183.

Sweetland, S. R. and Hoy, W.K., (2000), School Characteristics and Educational

Outcomes: Toward an Organizational Model of Student Achievement in Middle

Schools, Educational Administration Quarterly, 36(5), pp.703 729.

Şimşek, M. Ş., (1978), Teknolojik Değişim ve Yönetim Sorunları, Atatürk Üniversitesi

Yayınları, Erzurum.

Şimşek, M. Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A., (2014), Davranış Bilimlerine Giriş ve

Örgütlerde Davranış, Eğitim Yayınevi, Konya.

Şimşek, M. Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A., (1998), Davranış Bilimlerine Giriş ve

Örgütlerde Davranış, Nobel Yayınları, Ankara.

Şimşek, M. Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A., (2011), Davranış Bilimlerine Giriş ve

Örgütlerde Davranış, 7. Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara.

Şimşek, Ş. ve Çelik, A., (2009), Yönetim ve Organizasyon, Eğitim Akademi Yayıncılık,

Konya.

Tabancalı, E., (2000), Yönetimde Çağdaş Yaklaşımlar Uygulamalar ve Sorunlar,

Editörler: Cevat Elma - Kamile Demir, Anı Yayıncılık, Ankara.

Taheri Lari, M., Shekari, A. and Bahmanpor, R., (2015), Exploring the Relationship

among Financial Supervision, Organizational Health and Adjusting Role of

Page 261: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

246

Organizational Commitment in Executive Organizations of North Khorasan

Province, Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Fen Bilimleri Dergisi (CFD),

Cilt:36, No: 3 Özel Sayı (2015) ISSN: 1300-1949.

Tarride, M. I., Zamorano, R.A., Varela, S.N. and González, M.J., (2008), Healthy

Organizations: Toward a Diagnostic Method, Kybernetes, Vol. 37 Issue: 8,

pp.1120-1150.

Taşdan, M., (2013), İlköğretim Okulu Öğretmenleri İçin Kişisel ve Mesleki Değişime

Açıklık Ölçeklerinin Geliştirilmesi; Bir Uygulama, Akademik Bakış Dergisi,

Sayı: 35, Mart – Nisan 2013, ss. 1-20.

Taşkaya, S. ve Şahin, B., (2011), Hastane Çalışanlarının Kişisel Özellikleri ile Örgütsel

Algılarının Örgüte Bağlılık Düzeyleri Üzerine Etkisinin Yapısal Eşitlik Modeli

ile Değerlendirilmesi, H.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 29(1), ss.

165-185.

Taşkın, F. ve Dilek, R., (2010), Örgütsel Güven ve Örgütsel Bağlılık Üzerine Bir Alan

Araştırması, Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 1, ss. 37-

46.

Taşlıyan, M. ve Karayılan, D., (2013), Organizasyonlarda Değişim ve Yönetimi,

Çağdaş Yönetim Yaklaşımları: İlkeler, Kavramlar ve Yaklaşımlar, Editör: İsmail

Bakan, 4. Baskı, Beta Basım Yayıncılık, Ekim-2013, İstanbul.

Tekin Bozkurt, A., (2015), Okul Yönetici ve Öğretmenlerinin Değişime Hazır

Bulunuşluk Durumları ve İlgili Temel Etkenlerin İncelenmesi (Fatih Projesi

Örneği), Gaziantep Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri

Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Gaziantep.

Tekin, M., Güleş, H.K. ve Burgess, T., (2000), Değişen Dünyada Teknoloji Yönetimi:

Bilişim Teknolojileri, Mart-2000, Damla Ofset, Konya.

Tekingündüz, S. ve Tengilimoğlu, D., (2013), Hastane Çalışanlarının İş Tatmini,

Örgütsel Bağlılık ve Örgütsel Güven Düzeylerinin Belirlenmesi, Sayıştay

Dergisi, Sayı: 91/Ekim-Aralık 2013, ss. 77-103.

Tella, A., Ayeni, C.O. and Popoola, S.O., (2007), Work Motivation, Job Satisfaction,

and Organisational Commitment of Library Personnel in Academic and

Research Libraries in Oyo State, Nigeria, Library Philosophy and Practice,

(April), pp. 1-16.

Temel Eğinli, A., (2009), Örgütsel Bağlılığın Geliştirilmesinde Farklılık Yönetimi, Ege

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim

Dalı Doktora Tezi, İzmir.

Tengilimoğlu, D., Işık, O. ve Akbolat, M., (2012), Sağlık İşletmeleri Yönetimi, Nobel

Yayınları, Ankara.

Tetrick, L.E., Quick, J.C. and Quick, J.D., (2005), Prevention Perspectives In

Occupational Health Psychology, In Research Companion to

Organizational Health Psychology, Edited by Alexander-Stamatios G.

Page 262: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

247

Antoniou and Cary L. Cooper, Edward Elgar Cheltenham, UK, Northampton,

MA, USA, Published by Edward Elgar Publishing Limited Glensanda

House Montpellier Parade Cheltenham Glos GL50 1UA UK.The Development

of An AttitudeTowardChangeInstrument, Organızational Development Jean M.

Bartunek, Chair, pp. 1-22.

Tokat, B., (2012), Örgütlerde Değişim ve Değişimin Yönetimi, Seçkin Yayıncılık,

Ankara.

Tokat, B., Kara, H. ve Karaa, M.Y., (2013), A-B Kişilik Özelliklerine Sahip

İşgörenlerin Olası Bir Örgütsel Değişime Yatkınlıklarının Araştırılması,

International PeriodicalFortheLanguages, LiteratureandHistory of Turkish

orTurkic, Volume8/8, Summer-2013, pp. 1973-1988.

Top, M., (2012), Hekim ve Hemşirelerde Örgütsel Bağlılık, Örgütsel Güven ve İş

Doyumu Profili, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol:41,

Sayı/No:2, ss. 258-277.

Top, S., (2008), İşletmelerde Yenilik ve Yaratıcılık Yönetimi, Beta Basım Dağıtım

Yayıncılık, 1. Baskı, Haziran-2008, İstanbul.

Tosi, H.L.,Rizzo, J.R. and Carroll, S.J., (1990), ManagingOrganizationBehavior,

Second Edition, Harper Collins Publishers.

Tosun, K., (1992), İşletme Yönetimi Genel Esaslar, Savaş Yayınları, 6. Baskı, Ankara.

Töremen, F., (2002), Eğitim Örgütlerinde Değişimin Engel ve Nedenleri, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 1, ss. 185-202.

Tsui, A.S., Egan, T.D. and O'Reilly, C.A., (1992), Being Different: Relational

Demography and Organizational Attachment, Administrative Science Quarterly,

Vol. 37, No. 4 (Dec., 1992), pp. 549-579.

Tsui, K. T. and Cheng, Y. C.,(1999), School Organizational Health and Teacher

Commitment:A Contingency Study with Multi-level Analysis, Educational

Research and Evaluation, 1999, Vol: 5, No: 3, pp. 249–268.

Tufail, M., Zia, Y.A., Khan, S. and Irfan, M., (2012), Glance at Organizational

Commitment, Antecedents and Consequences (1960-2005),,Journal of

Managerial Sciences, Jan-Jun2012, Vol. 6, Issue 1, pp. 73-91.

Tuncer, D., Doğan, Y. A. ve Varoğlu, D., (2011), Genel İşletmecilik Bilgileri, Siyasal

Kitabevi, Ankara.

Tunçer, P., (2011), Yönetimde Değişim ve Değişim Yönetimi Teknikleri, Ekin Basım

Yayın Dağıtım, Bursa.

Tunçer, P., (2013), Değişim Yönetimi Sürecinde Değişime Direnme, Ondokuz Mayıs

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 32 (1), ss. 373-406.

Turan Hevesli, T., (2016), Paylaşılan Liderliğin Değişime Açıklık ve İç Girişimcilik

Üzerine Etkileri: Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde Bir

Page 263: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

248

Araştırma, KTO Karatay Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme

Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya.

Tutar, H., (2007), Erzurum’da Devlet ve Özel Hastanelerde Çalışan Sağlık

Personelinin İşlem Adaleti, İş Tatmini Ve Duygusal Bağlılık Durumlarının

İncelenmesi, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Dergisi, Y.2007,C.12,S.3, ss. 97-120.

Tüfekci, N. ve Tüfekci, Ö.K., (2006), “Bankacılık Sektöründe Farklı Olma

Üstünlüğünün Ve Müsteri Sadakatinin Yarattığı Değer: Isparta İlinde Bir

Uygulama”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,

2(4), ss. 170-183.

Tüz, M. V., (2004), Değişim ve Kaos Ortamında İşletme Davranışı, Alfa Akademi

Yayınları, İstanbul.

Uçar, N., (2014), İşe Başvuran Aday İşgörenlerin Değişime Açıklık Düzeyleri İle İnsan

Kaynakları Firmalarına Yönelik Tutumlarının İncelenmesi, Hasan Kalyoncu

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, İnsan Kaynakları

Yönetimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

Uçkun, C.G., (2002), Stratejik Boyutuyla Modern Yönetim Yaklaşımları, Editörler:

İsmail Dalay, Recai Coşkun, Remzi Altunışık, Beta Basım Dağıtım Yayıncılık,

Şubat-2002, İstanbul.

Uğur, F., (2017), Ortaokul Öğretmenlerinin Algılanan Örgütsel Destek Düzeyi İle Örgüt

Sağlığı Arasındaki İlişki (Fatih İlçesi Örneği), Yeditepe Üniversitesi, Eğitim

Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul.

Umutlu, F., (2017), Hemşirelerde Örgütsel Adalet, İş Tatmini Ve Örgütsel Bağlılık

Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi: Üniversite Hastanesi Örneği, Okan

Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sağlıkta Kalite Yönetimi Anabilim Dalı,

Yüksek Lisans Tezi İstanbul.

Uysal, Ş., (2014), Örgütsel Bağlılık, Örgütsel Kültür İlişkisi Antalya Atatürk Devlet

Hastanesi Hemşireler Örneği, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim

Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Ünal, M., (2012), 21. Yüzyılda Değişim, Yönetim ve Liderlik, Beta Yayınları, İstanbul.

Ünlü, M., (2011), Örgüt Sağlığı Algısının Çalışma Yaşamı Kalitesi Üzerine Etkisi:

İzmir İli Gaziemir İlçesindeki Ortaögretim Kurumları Uygulaması, Dokuz

Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Toplam Kalite Yönetimi

Anabilim Dalı, Kalite Yönetimi Programı, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Ünüvar, M., (2006), Örgütsel Değişimde Bilgi Teknolojilerin Rolü, Dokuz Eylül

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 4, ss. 270-285.

Page 264: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

249

Vakola, M. and Nikolaou, I., (2005), AttitudesTowardsOrganizationalChange,

EmployeeRelations, Vol.27, Iss 2, pp. 160 - 174.

van den Heuvel, M.,Demerout, E., Bakker, A.B. and Schaufeli, W.B., (2013), Adapting

toChange: The Value of Change Information andMeaning-Making, Journal of

VocationalBehavior, 83, pp. 11-21.

Van Der Vliet, J.A., (2001), Occupational Health in European Member States: A Road

to Organizational Health, International Journal of Occupational Medicine

and Environmental Health, Vol: 14, No: 1, pp. 13−17.

Vardar, A., (2001), Bireysel ve Kurumsal Değişimde Yeniden Yapılanma Stratejileri,

Kariyer Yayıncılık, Nisan-2001, İstanbul.

Vural, T., (2013), Otel İşletmelerinde Dönüştürücü Liderlik Davranışlarının Örgüt

Sağlığı Üzerine Etkisi: Afyonkarahisar İlinde Bir Araştırma, Afyon Kocatepe

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik

Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar.

Wallace, J.E., (1995), Organizational and Professional Commitment in Professional and

Nonprofessional Organization, Administrative Science Quarterly, Vol. 40, No. 2

(Jun., 1995), pp. 228-255.

Wanberg, C.R. and Banas, J.T., (2000), PredictorsandOutcomes of Opennessto

Changes in a ReorganizingWorkplace, Journal of AppliedPsychology, Vol. 85,

No. 1, 132-142.

Wanous, J.P., Reichers, A.E. and Austın, J.T., (2000), Cynicism About Organizational

Change Measurement, Antecedents, And Correlates, Group & Organization

Management, Vol. 25 No. 2, June 2000, pp. 132-153.

Wasti, A., (2009), Örgütsel Bağlılık Kavramı, Odakları, Öncül ve Sonuçları, Çalışma

Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar, Editörler: Aşkın Keser, Gözde

Yılmaz, Senay Yürür, Umuttepe Yayınları, Kocaeli.

Wasti, S. A., (2000), Meyer ve Allen’in Üç Boyutlu Örgütsel Bağlılık Ölçeğinin

Geçerlilik ve Güvenirlilik Analizi, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi

Bildiriler Kitabı, 25-27 Mayıs Nevşehir.

Weiner, B. J.,Amick, H. and Lee Shoou-Yih, D., (2008), Conceptualizationand

Measurement of Organizational Readiness forChange: A Review of the

Literature in Health Services ResearchandOtherFields, MedicalCareResearch

andReview,Volume: 65, Number: 4,August 2008, pp. 379-436.

Wiener, Y., (1982), Commitment in Organizations: A Normative View, The Academy of

Management Review, Vol. 7, No. 3 (Jul., 1982), pp. 418-428.

Wittig, C., (2012), Employees’ Reactions to Organizational Change, OD Practitioner,

Vol. 44, No. 2, pp. 23-28.

Page 265: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

250

Xenidis, Y., and Theocharous, (2014), Organizational Health: Definition and

Assessment, Procedia Engineering, 85 (2014), 562-870.

Yağcı, K., (2007), Meyer-Allen Örgütsel Bağlılık Modeli Yaklaşımıyla Otel İşletmeleri

İşgörenlerinin Örgütsel Bağlılık Düzeyinin Ölçülmesine Yönelik Bir Araştırma,

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 9, Sayı: 3, ss.

114-129.

Yalçın, A. ve İplik, F.N., (2005), “Beş Yıldızlı Otellerde Çalışanların Demografik

Özellikleri ile Örgütsel Bağlılıkları Arasındaki İlişkiyi Belirlemeye Yönelik Bir

Araştırma: Adana İli Örneği”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, S.1, C.14, ss. 395-412. Yalçın, İ., Seçkin, Z. ve Demirel, Y., (2009), Bilgideki Değişimin Örgütsel Değişime

Etkisi Üzerine Bir İnceleme, Niğde Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:2, Sayı: 1, ss.

48-69.

Yavuz, B., Sezik, S. ve Gürakan, G., (2014), Acil Servislerde Hasta Bakım ve Tedavi

Hizmeti Veren Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Bağlılık Düzeyleri, Tepecik Eğit.

Hast. Derg., 2014; 24 (2): 111-118.

Yeniçeri, Ö., (2002), Örgütsel Değişmenin Yönetimi, Nobel Yayınları, Ankara.

Yıldırım, A. ve Şimşek, H,. (2013), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri,

Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Yıldız, Ç., (2014), Okul Yöneticilerinin Kriz Yönetim Tutumları İle Algılanan Örgüt

Sağlığı Arasındaki İlişki (Üsküdar İlçesi Örneği), Yeditepe Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı , Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul.

Yıldız, Ç., (2014), Okul Yöneticilerinin Kriz Yönetim Tutumları İle Algılanan Örgüt

Sağlığı Arasındaki İlişki (Üsküdar İlçesi Örneği), Yeditepe Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul.

Yıldız, G., Akbolat, M. ve Işık, O., (2013), Psikolojik Taciz Ve Örgütsel Bağlılık:

Sağlık Çalışanları Üzerine Bir Araştırma, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi,

Cilt: 2 Sayı: 2, Manas Journal Of Social Studies, Vol.: 2 No: 2, ss. 85-117.

Yılmaz, V. ve Varol, S., (2015), Hazır Yazılımlar İle Yapısal Eşitlik Modellemesi:

Amos, Eqs, Lisrel, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi /

Dumlupınar University Journal of Social Sciences, Sayı. 44, Nisan 2015, ss. 29-

44.

Yılmazer, A. ve Eroğlu, C., (2008), Meslek Yüksek Okulları İçin Davranış Bilimleri ve

Örgütsel Davranış, Detay Yayıncılık, Ankara.

Yousef, D. A., (2000), Organizational Commitment and Job Satisfaction as Predictors

of Attitudes Toward Organizational Change In A Non-Western Setting,

Personnel Review, Vol. 29, Iss. 5, pp. 567-592.

Page 266: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

251

Yücel, İ. ve Çetinkaya, B., (2016), Birey-Örgüt Uyumu İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki

İlişkide Cinsiyetin Rolü: Kayseri Örneği, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi Dergisi, 8(3), ss. 17-30.

Yüceler, A., (2009), Örgütsel Bağlılık ve Örgüt İklimi İlişkisi: Teorik ve Uygulamalı

Bir Çalışma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 29, ss. 445-

458.

Yüceler, A., Doğanalp, B. and Kaya, Ş.D., (2013), The Relation Between

Organizational Health and Organizational Commitment, Mediterranean Journal

of Social Sciences, Vol: 4, No: 10, MCSER Publishing, Rome-Italy, pp. 781-

788.

Yüceler, A., Kaya, Ş.D. ve Yağcı Özen, M., (2017), Örgütsel Bağlılık İle Sanal

Kaytarma İlişkisinin İncelenmesi, Kesit Akademi Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 12,

Aralık 2017, ss. 494-509.

Yüksel, Ö., (2000), İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitapevi, Ankara.

Zaccaro, S.J. and Dobbins, G.H., (1989), Contrasting Group and Organizational

Commitment: Evidence for Differences Among Multilevel Attachments,

Journal of Organizational Behavior, Vol. 10, No. 3 (Jul., 1989), pp. 267-273.

Zadeoğluları, S., (2010), Örgütsel Değişime Açıklık ve Örgütsel Bağlılık İlişkisi, Dokuz

Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri

İlişkileri Anabilim Dalı, İnsan Kaynakları Programı, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Zayim, M., (2010), İlkoğretim ve Ortaoğretim Düzeyindeki Devlet Okullarında Görev

Yapan Öğretmenlerin Değişime Hazır Olma Durumları ve Algıladıkları Örgütsel

Güven Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı,

Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Ziapour, A., Sharafi, K., Sharafi, H., Kianipour, N. and Moradi., S., (2015), The Study

of Organizational Health and Social Factors Associated with (Case Study:

Among the Staff Kermanshah University of Medical Sciences and Health

Services in 2013) (One study Cross), Technical Journal of Engineering and

Applied Sciences, Available 2015-5-2/43-52.

Page 267: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EKLER

EK-1

252

ANKET FORMU

Sayın katılımcı, bu anket “Sağlık Kurumlarında Örgütsel Değişimin Örgüt Sağlığı ve

Örgütsel Bağlılık Üzerindeki Etkisi: Afyonkarahisar İl Merkezi Hastaneleri Örneği”

konulu doktora tezi kapsamında hazırlanmıştır. Vereceğiniz yanıtlar sadece bilimsel

amaçlı değerlendirilecektir. Yardımcı olduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. (İsa

GÜL, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sağlık Yönetimi A.B.D., İletişim:

[email protected]).

I. BÖLÜM

Yaşınız: …………………….

Cinsiyetiniz: 1. Erkek ( ) 2. Kadın ( )

Medeni Durumuz: 1. Evli ( ) 2. Bekâr ( )

Meslekte Çalışma Yılınız: ……………………….

Çalıştığınız Hastane: 1. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi ( ) 2. A.K.Ü. Hastanesi ( ) 3. Özel

Hastane ( )

Çalıştığınız Birim:……………………………

Unvanınız: …………………………………....

Eğitim Durumunuz: 1. Lise ( ) 2. Önlisans ( ) 3. Lisans ( ) 4. Yüksek Lisans ( ) 5.

Doktora ( )

II. BÖLÜM

Değerli katılımcı, bu bölümde Örgütsel Bağlılığa yönelik ifadeler bulunmaktadır. Lütfen size uygun seçeneği (X)

işareti ile yanıtlayınız.

S.N

o

Örgütsel Bağlılığa Yönelik İfadeler

Kes

inli

kle

Ka

tılm

ıyo

rum

Ka

tılm

ıyo

rum

Ka

rars

ızım

Ka

tılı

yo

rum

Kes

inli

kle

Ka

tılı

yo

rum

1. Meslek hayatımın kalan kısmını bu kuruluşta geçirmek beni

çok mutlu eder.

2. Bu kurumun sorunlarını gerçekten kendi sorunlarım gibi

görüyorum.

3. Kurumuma karşı güçlü bir aitlik duygusu hissetmiyorum.

4. Bu kuruluşa kendimi “duygusal olarak bağlı”

hissetmiyorum.

5. Kendimi kurumumda “ailenin bir parçası” gibi

hissetmiyorum.

6. Bu kurum benim için çok büyük kişisel anlam ifade ediyor.

7. Bu kurumda çalışmaya devam etmem kendi isteğim olduğu

kadar, aynı zamanda bir zorunluluktur.

8. Şu anda istesem bile bu kurumdan ayrılmak benim için çok

zor olurdu.

9. Şu anda kuruluşumdan ayrılmak istediğime karar versem,

hayatımın çoğu altüst olurdu.

Page 268: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

253

10. Bu kurumdan ayrılmayı göze alamayacak kadar az

alternatifim olduğunu hissediyorum.

11. Bu kuruma kendimden bu kadar çok şey vermemiş olsaydım,

başka bir yerde çalışmayı düşünebilirdim.

12. Bu kurumu bıraktığımda ortaya çıkacak birkaç

olumsuzluktan biri de mevcut iş olanaklarımın azlığıdır.

13. Bu kurumda çalışmaya devam etmek için herhangi bir

zorunluluk hissetmiyorum.

14. Benim için avantajlı olsa da, kurumumdan şu anda

ayrılmamın doğru olmadığını düşünüyorum.

15. Şu an kurumumdan ayrılsam kendimi suçlu hissederim.

16. Bu kurum benim sadakatimi hak ediyor.

17. Buradaki insanlara karşı yükümlülük hissettiğim için,

kurumumdan şu anda ayrılmazdım.

18. Bu kuruma çok şey borçluyum.

III. BÖLÜM

Değerli katılımcı, bu bölümde Örgüt Sağlığına yönelik ifadeler bulunmaktadır. Lütfen size uygun seçeneği (X) işareti

ile yanıtlayınız.

S.N

o

Örgüt Sağlığına Yönelik İfadeler

Kes

inli

kle

Ka

tılm

ıyo

ru

m

Ka

tılm

ıyo

ru

m

Ne K

atı

lıyo

ru

m

Ne K

atı

lmıy

oru

m

Ka

tılı

yoru

m

Kes

inli

kle

Ka

tılı

yoru

m

1. Hastane ile ilgili alınan kararlarda çalışanların katılım

derecesi yüksektir.

2. Çalışanlar hastaneye sevinerek gelirler.

3. Hastanedeki iletişim açık ve zamanındadır.

4. Çalışanlara adil olarak davranılır.

5. Çalışanlar işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara

sahiptirler

6. Başarılı olan kişiler hastane içinde saygı görür ve takdir

edilirler.

7. Çalışanların hastanenin durumu hakkında bilgileri vardır.

8. Çalışanlar meydana gelen iş stresleri ile başa çıkabilecek

güçtedirler.

9. Çalışanlar üretilen mal veya hizmetin kalitesine önem

verirler.

10. Çalışanlar hastanenin kendilerine sağladığı sosyal

imkânlardan memnundurlar.

11. Hastane politikaları çalışanları ve ailelerini de göz önünde

bulunduracak şekilde esnektir.

12. Bireysel ve grup faaliyetleri ödüllendirilir.

13. Çalışanlar vakitlerini şikâyet etme yerine üretime ayırırlar.

14. Meydana gelen değişimler ve krizler iyi yönetilir.

Page 269: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

254

15. Çalışanların hayat düşüncelerine ve yaşantılarına saygı

duyulur.

16. Hastanede öğrenme ve kariyer imkânları mevcuttur.

17. Çalışanlar arasında dayanışma ve arkadaşlık hisleri

mevcuttur.

18. Meydana gelen problemlerin çözümünde sorunlar, çalışanlar

ile paylaşılıp çözüm önerileri aranır.

19. Çalışanların sağlık ve emniyetleri birinci önceliktir.

20. Bu hastanede çalışanlar maliyet unsuru olarak görülmez.

Yatırım yapılması gereken değerler olarak görülür.

21. Çalışanlar nerede çalıştıklarını dışarıdaki insanlara

söylemekten gurur duyarlar.

22. Çalışanlar arasında güvene dayalı bir ortam mevcuttur.

23. Çalışanların moral düzeyi yüksektir.

24. Hastane önemli (kayda değer) bir imaj ve üne ulaşmıştır.

25. Çalışanlar kurallara uygun (etik) bir şekilde davranırlar.

26. Yazılı etik kurallar (uyulması veya kaçınılması gereken

kurallar) mevcuttur.

27. Kurumsal hedeflere genellikle ulaşılır.

28. Çalışanlar, kurumsal hedefleri tanımlayabilirler.

29. Yöneticiler, hastanenin yararına olacak şekilde hareket

ederler.

30. Yöneticiler, arkadaş canlısı ve ulaşılabilirdirler.

31. Çalışanların eğitim ve gelişimi için bir bütçe mevcuttur.

32. Kaynaklar adil bir şekilde paylaşılmaktadır.

33. Yöneticiler ve çalışanlar arasında sık iletişim kurulması

teşvik edilir.

34. Çalışanlar, örgütün itibarını artırıcı faaliyetlerde bulunurlar.

35. Çalışanların motivasyon düzeyi yüksektir.

1=Hiç Katılmıyorum 2=Katılmıyorum 3=Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum

4=Katılmıyorum 5=Kesinlikle Katılmıyorum

S.N

o

Örgütsel Değişime Yönelik İfadeler

Örgütsel Değişim: Bir örgütün teknolojisi, yapısı, iş

yapma usulleri, çalışanları gibi unsurlarında meydana

gelebilecek her türlü değişimdir.

1 2 3 4 5

1. İş yerinde değişiklikleri dört gözle beklerim.

2. Değişimin getirileri vardır.

3. Genellikle yeni fikirlere direnç gösteririm.

4. Diğer insanlar değişime direndiğimi düşünür.

5. Çoğu insan değişime yetersiz uyum sağlar.

6. Çoğu çalışan değişimden faydalanır.

7. Değişim beni korkutur.

Page 270: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

255

8. Yeni fikirler denemeye eğilimliyim.

9. Değişimi sevmem çünkü idare değişimi destekleyemez.

10. Değişim risklidir.

11. Değişim genellikle örgütün faydasınadır.

12. Genellikle yeni fikirleri desteklerim.

13. İş arkadaşlarımın çoğu değişimden faydalanır.

14. Değişimi sevmem.

15. Çoğu değişiklik kötü fikirdir.

16. Diğer insanlar benim risk alan birisi olduğumu düşünür.

17. Değişim olmasa işim bu kadar ilginç olmazdı.

18. Değişim gereklidir.

19. Değişim sinirlerimi bozar.

20. İşe yarayacağını düşündüğüm değişimleri faal olarak

desteklerim.

21. Değişime yeterli uyum sağlayamam.

22. İşe yaramayacak değişiklikleri önlemeye çalışırım.

23. Değişimden zevk alırım.

24. Değişime daha kolay uyum sağlayabilsek toplumumuz

daha iyi durumda olurdu.

25. Değişiklikler beni motive eder.

26. Değişime karşı koymak için elimden geleni yapmak

niyetindeyim.

27. Mevcut olmayan ya da gerçekçi görünmeyen sorunlara

takılıp kalmam.

28. Değişime genellikle kayıtsız kalırım.

29. İş yerindeki çoğu değişim sinir bozucudur.

30. Değişim eğlencelidir.

31. Diğerleri beni değişim fikirleri kayağı olarak görür.

32. Fikirler genellikle zamanla iyiye gider.

33. Genellikle yeni yaklaşımlar öneririm.

34. Değişim genellikle daha iyi performans sergilememde

yardımcı olur.

35. İşimde değişikliklerden sonra kendimi genellikle daha

güvensiz hissederim.

36. Bir değişimi ancak başkaları da yaparsa kabul ederim.

37. Değişimi severim çünkü idare de değişimi destekler.

38. Değişim eziyetlidir.

39. Değişimi desteklemek için elimden geleni yaparım.

40. Değişimi destekleyen insanları severim.

41. Diğer insanlar değişimi desteklediğimi düşünür.

42. Yeni fikirler denemekte genellikle tereddüt ederim.

43. Değişime direnmek için yetkimi kullanmak

eğilimindeyim.

44. Statükoya bağlıyım.

45. Değişim iş yerinde olan biteni kontrol kabiliyetimi

genellikle azaltır.

46. Genellikle bana değişimin işimi yerine getirmede bana

Page 271: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

256

yardımcı olacağını gösteren bilgiler verilir.

47. Değişim genellikle iş yerinde tatmin edici olmayan

durumların düzeltilmesinde yardımcı olur.

48. Çoğu değişikliği memnun edici bulurum.

49. İşimle alakalı alanlarda yeni fikirlerin farkında olmaya

çalışırım.

50. Değişimi severim.

51. Değişimden genellikle faydalanırım.

52. Değişim genellikle bu değişimi yaratanların faydasına

olur.

Page 272: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EK-2

257

Page 273: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EK-3

258

Page 274: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EK-4

259

Page 275: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EK-5

260

Page 276: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

EK-6

261

Page 277: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

262

Page 278: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

263

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler:

Adı ve Soyadı

:

İsa GÜL

Doğum Yeri ve Yılı :

Havza - 1990

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu:

Lise Öğrenimi : Samsun - Havza Sağlık Meslek Lisesi (2008).

Önlisans Öğrenimi :

Anadolu Üniversitesi-Sağlık Kurumları İşletmeciliği

(2015).

Lisans Öğrenimi :

Afyon Kocatepe Üniversitesi - Sağlık Yüksek Okulu

- Sağlık Kurumları Yöneticiliği Bölümü (2012).

Yüksek Lisans

Öğrenimi : Süleyman Demirel Üniversitesi - Sosyal Bilimler

Enstitüsü - Sağlık Yönetimi Bölümü (2014).

Doktora Öğrenimi :

Süleyman Demirel Üniversitesi - Sosyal Bilimler

Enstitüsü - Sağlık Kurumları Yönetimi Doktora

Programı (2018).

Bilimsel Çalışmalar:

1. Yüksek Lisans Tezi: Hastane Çalışanlarının Örgütsel Değişime Bakış Açılarının

İncelenmesi: Afyonkarahisar İli Örneği

2. Gül, İ. ve Adıgüzel, O., (2015), “Sağlık Kurumları Yöneticiliği Lisans Bölümü

Öğrencilerinin Öz Yeterlilik Düzeylerinin İncelenmesi” Uluslararası Sosyal

Araştırmalar Dergisi, Cilt: 8 Sayı: 36 Şubat 2015, ss. 864-875.

3. Gül, İ. , Yeşiltaş, A. ve Keklik, B., (2015), “Sağlık Yönetimi Lisansüstü

Programlarında Yapılan Tezlerin Profili”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 7 Sayı: 13, Aralık 2015 (s. 231-244).

4. Gül, İ. ve Keklik, B., (2016), "Özellikli Birim Çalışanlarının Tükenmişlik ve İş

Stresi Düzeylerinin İncelenmesi", Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(30), ss.

681-704.

Page 279: DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Nezihe ISPARTA - 2018tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02648.pdfSAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SAĞLIK KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME

264

5. Yeşiltaş A. ve Gül İ., (2016), "Hemşirelerin Çalışmak İçin Tercih Ettikleri

Birimler ve Tercih Nedenleri", MAKÜ Sag. Bil. Enst. Derg., 4(2): 74-87.

6. Yeşiltaş A. ve Gül İ., (2016), “Presenteism ve Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki:

Hemşireler Üzerinde Bir Uygulama”, 10. Sağlık ve Hastane İdaresi Kongresi, 1-3

Aralık 2016, Kızılcahamam Ankara.

7. Uslu, E. Gül. İ. ve Özkara, B., (2016), “ Paternalist (Babacan) Liderlik ve İşe

Adanmışlık İlişkisi: Sağlık Sektöründe Bir Araştırma. 10. Sağlık ve Hastane İdaresi

Kongresi, 1-3 Aralık 2016 Kızılcahamam Ankara.

8. Yeşiltaş, A. ve Gül İ., (2017), “Türk İlaç Sektörünün Bazı Değişkenler Açısından

İncelenmesi”, 11. Sağlık ve Hastane İdaresi Kongresi, 13-15 Ekim 2017 Trabzon.

Poster Bildiri.

Yabancı Diller ve ALES Puanı :

1. Yabancı Dil Sınavı (YDS-2014): 65.00

2. Kamu Personeli Dil Sınavı (2012): 56.25

3. ALES 2017 (EA) : 70.78714

İş Deneyimi :

1. 2009-2011; Bolvadin 1. Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu-Afyonkarahisar/

Sağlık Memuru (İlk ve Acil Yardım)

2. 2011- 2016; Afyonkarahisar Devlet Hastanesi/ Sağlık Memuru (İlk ve Acil Yardım)

3. 2017-...Devam ediyor; Afyon Kocatepe Üniversite Hastanesi/ Sağlık Memuru (İlk ve

Acil Yardım)

Sertifikalar ve Kurslar:

1. Bilgisayar İşletmenliği Sertifikası (M.E. B. Onaylı)

2. İLYAD (İleri Yaşam Desteği Eğitimi) Kursu