Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Üni-versitemiz Rektör Yardımcı-ları Prof. Dr. Abdurrahman Kadayıfçı ve Prof. Dr. Fah-rettin Göğüş, Rektör Danış-manları Prof. Dr. Cahit Bağ-cı, Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Doç. Dr. Mehmet Koruk, çok sayıda akademik ve idari per-sonel ve öğrenciler katıldı. Açılış töreninde konu-şan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Geçen sene bahar şenlikle-ri yaparken içimizdeki aşk demiştik. Bu sene içimizde-ki aşk biraz daha yoğunlaştı, kavruldu, ateş aldı. Sizlere en iyisini yapmak için elimizden geleni yaptık. Siz gençleri kendi alanlarında en iyi şekil-de geliştirmeye mecburuz ve bunun için varız. Fakat sizleri sadece kendi alanınızda ye-tiştirmek yeterli değil. Çünkü

13 – 16 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek

olan, “16. Gazian-tep Üniversitesi Geleneksel Bahar Şenlikleri”, Üniversi-temiz kampusu içerisinde ya-pılan açılış töreniyle başladı. Törene; Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Zirve Üniversitesi

bizler, sizlere hayat mücade-lesinde her türlü donanımını-zı sağlayacak bir iklimi tesis etmekle yükümlüyüz. Bahar şenlikleri kavramını kültür, sanat, spor olarak algılayıp, bunun içini doldurmaya çalı-

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

13 – 16 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan, “16. Gaziantep ÜniversitesiGeleneksel Bahar Şenlikleri”, Üniversitemiz kampusu içerisinde yapılan açılış töreniyle başladı.

ğunuz zaman gözyaşlarıyla ayrılacaksınız. Burası sizin eviniz yuvanız gibi olacak. Çünkü Gaziantep Üniversite-li olmak bir ayrıcalık” şeklin-de konuştu.

şıyoruz. Çok kıymetli, yönet-menler, şairler, müzisyenler, sanatçılar bu etkinliklerde yer alacaklar. Bunun yanında topluluklarımızın hazırladığı aktiviteler bunları süsleye-cek. Sevgili gençler eminim üniversiteden mezun oldu-

Açılış konuşmasının sonra-sında Üniversitemiz Türk Halk Oyunları ekibi tarafın-dan halk oyunları gösteri-si, Doğa ve Macera Sporları Topluluğu tarafından ise açı-lış gösterisi gerçekleştirildi.

“16. Gaziantep ÜniversitesiGeleneksel Bahar Şenlikleri”

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Murat BOZ’danMuhteşemAçılış KonseriGaziantep Üniversitesi 16. Kültür Sanat Spor Bahar Şenlikleri kapsamında,

Şarkıcı Murat Boz tarafından muhteşem bir konser gerçekleştirildi. Biletlerin erken saatlerde tükendiği konsere, Murat Boz’un hayranları yoğun bir ilgi gösterdi. Sahne şovlarıyla kendisini dinlemeye gelenleri büyüleyen Boz’a çoğu zaman hayranları eşlik etti. E s k i ve yeni albümünden şarkılar s e s l e n - diren Boz, “Hayat Sana Güzel” , “Uçurum”, “Aşkı Bulamam B e n ” , “Sallana Sallana” gibi bir-birinden güzel şarkılarla hayranları-

na unutulmaz bir gece ya-şattı.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Pinhani Grubu Sevenleriyle

Buluştu Yaptıkları dizi müzikleri ile güzel bir çıkış yakalayan Pinhani grubu öğrencilerimizin yoğun ilgisiyle karşılaştı. “Hele Bi Gel”, “Beni Al”, “Ne Güzel Güldün”, “Dön Bak Dünyaya” gibi birbi-rinden güzel şarkılarını söyleyen grup, hayranla-rına birbirinden güzel dakikalar yaşattı. Duygusal ve hareketli şarkılarıyla hayranla-rına muhteşem bir gece yaşatan gruba, kimi za-man sevenleri de eşlik etti. Konserin sonunda Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan ta-rafından, üniversitemizde verdiği konser nedeniy-le Pinhani grubuna plaket ve çiçek takdim edildi.

Gaziantep Üniversitesi 16. Kültür Sanat Spor Bahar Şenlikleri kapsamında, Sevilen müzik grubu “Pirhani” tarafından konser gerçekleştirildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep’e 40 yıl önce geldiğini ve Kavaklık Aile Çay Bahçesi’nde bir hafta boyunca sevenleriy-le buluştuğu söyleyen Neşet Ertaş, ikinci buluşmayı gerçekleştiren Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve yönetimine teşekkür etti. Şenlik alanını dolduranlara unutulmaz bir gece yaşatan Ertaş, “İki büyük nimetim var, yazımı kışa çevirdin, bir güzel gördüm, Zahide, ela gözlerini sev-diğim dilber” gibi birbirinden güzel türkülerini, şenlik alanını dolduran binlerce müzikseverle zaman zaman birlikte söyledi. Konserin sonunda Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından, üni-versitemizde verdiği konser nedeniyle plaket ve çi-çek takdim edildi. Prof. Dr. Coşkun’un Plaket takdimi sırasında, “Doyulur mu, doyulur mu. Neşet Ertaş’a doluyur mu” sözleri, şenlik alanını dolduranlar tara-fından alkışlarla desteklendi.

Neset Ertas’tan Muhteşem Konser

, ,Gaziantep Üniversitesi

16.Kültür Sanat Spor BaharŞenlikleri kapsamında,

Türk Halk Müziğinin efsane sanatçısı Neşet Ertaş

tarafından konsergerçekleştirildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Muhteşem Kapanış KonseriFunda Arar’dan

Eski ve yeni albümlerinden birbirinden güzel şarkılar seslendiren Arar, sevenlerine muhteşem bir gece yaşattı. Hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaşan Arar’ın şarkılarına kimi zaman sevenleri de eşlik etti. Arar, “Yak Gel”, “Senden Öğrendim”, “Arapsaçı”, “Dert Bende”, “Kara Sevda”, “Seninim” gibi birbirin-den güzel şarkılarıyla hayranlarını coşturdu. Konserin sonunda Üniversitemizde verdiği kon-ser nedeniyle Sanatçı Funda Arar’a plaket ve çiçek takdim eden, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M . Yavuz Coşkun, “Eminim yarın sabah kalktığımız-da Gaziantep’ten kalplerimizi fethederek Funda Arar rüzgârı geçti diyeceğiz. Kendisine çok teşekkür ediyo-rum” şeklinde konuştu.

Gaziantep Üniversitesi 16.Kültür Sanat Spor Bahar Şenlikleri kapsamında, Sanatçı Funda Arar tarafından konser gerçekleştirildi.

levizyon farklı kullanılmaya başlandı. İnsanlar, kamu ya-yıncılığından başka alternatif olmamasından sıkılmışlardı. Bir süre sonra özel televizyon-lar olağan üstü bir güç olarak algıladı” diyerek, sabah top-lantılarında bugün kimin canı-nı acıtacağız anlayışı belli bir kesim tarafından giderek yay-gınlaştı diye konuştu. Haksever, “İlk dönem-lerde mesleki öz denetim yok-tu. Kimse o dönemde yapılan-lara ses çıkarmadı. Özellikle gazetecilik meslek kuruluş-ları etkili değildi. Kötü işler yapan meslektaşlarına, basın ahlakını zedeleyenleri aforoz edemiyorlar veya silemiyor-lardı. Dış ülkelerde cemiyet-ler, dernekler yok, sendikalar var. Bunlarda oldukça etkili ve neredeyse adamın canını okuyorlar. Kurulsal denetim de yok. Belirli bir kurallar sil-silesini uygulayabilecek bir durum da yoktu” şeklinde ko-nuştu.“Televizyonlarda haber kadro-su da yoktu” diyen Haksever,

Gaziantep Üniversitesi 16. Bahar Şenlikleri kapsa-mında Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde Oğuz Haksever tarafından, “Günü-müzde Televizyon Habercili-ği” adlı söyleşi gerçekleştiril-di. Söyleşiye, özel televiz-yon haberciliğinde başlangıçta her şeyin kötü başladığını söy-leyen Oğuz Haksever, “Bunun üç boyutu var. Bunlardan bi-rincisi televizyon haberciliği kötü bir anlayışın elinde baş-ladı. Hatta Türkiye’deki ilk televizyon kanalının sahiple-rinden bir tanesi kötü niyet-liydi. Tam olarak işin farkında değildi fakat yayına başlayıp olağanüstü ilgiyi görünce te-

“televizyon haberi ile yazılı basın çok farklı. Hepsinin kö-künde gazetecilik yatar ama alınan bir haberi, öyküyü iz-leyiciye ulaştırmakla okuyu-cuya ulaştırmak arasında dağ-lar kadar fark vardır. Birincisi görüntü. Herhangi bir görün-tüyü koyup, üzerine konuş-mak demek değil. Bir gazete-ci sofrayı önüne olduğu gibi koyar, okuyucu yavaş yavaş, çiğneye çiğneye hazmeder. Anlamadığı bir cümleyi geri döner okur. Ama televizyon-da havadaki bir cümleyi geri çağırıp ne dediniz diye anla-

yamazsınız. Bebeklere anne-lerinin yemek yedirmesi gibi lokma lokma vermek zorun-dayız ki haberimiz izleyicinin aklında kalsın, biz de izleyici-mizin aklında kalalım” diye-rek, söyleşinin sonunda canlı olarak O’an programından ör-nekler sundu. Söyleşinin sonunda Üniver-sitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Oğuz Haksever’e plaket tak-dim edildi.

Oğuz Haksever Tarafından “Günümüzde Televizyon Haberciliği” Adlı Söyleşi Gerçekleştirildi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

konuşmacı olarak katıldılar.Moderatör Selahattin Yusuf programın açılış konuşma-sında, yayının İstanbul Ay-dın Üniversitesi’nden değil, Gaziantep Üniversitesi Bahar Şenlikleri nedeniyle Gazian-tep Üniversitesi Atatürk Kül-tür Merkezi’nden gerçekleş-tirdiklerini söyledi. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Üniversite kelimesinin içini dolduracak, başka bir şekilde yorumlayacak bir Üniversite anlayışına doğru mutlaka yel-ken açmamız, yeni konseptler

Gazian-tep Üni-

v e r s i t e s i 16. Bahar Şenlikleri Kapsa-mından Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, Moderatörlüğünü Selahattin Yusuf’un yaptığı “Söz kam-püsten İçeri” adlı canlı yayın Üniversitemizde gerçekleşti-rildi. Programa; Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey ve Sana-yi Odası Başkanı Nejat Koçer

ortaya koymamız gerektiğini düşünüyoruz ifadesinde bu-lundu. Prof. Dr. Coşkun, “Üni-versitenin yüksek lise gibi algılanıp, öğrencilerin kendi alanlarında eğitim gördüğü yerlerden çok daha öte; sa-nat, kültür, estetik, buna dair sosyal düşünceler, bilgi, tek-nolojik gelişmeler gibi bütün enstrümanlarla bir arada top-lumla bütünleşerek, toplumla hemhal olarak bir duruş gös-termesi gerektiği ve öğrenci-lerimizin bu iklim içerisinde sadece kendi alanlarında de-ğil, her alanda hayat müca-delesine karşı dimdik ayak-ta duracak şekilde yetişmesi için çaba gösteriyoruz” diye-rek, bahar şenliklerini bu for-mata uygun olarak gerçekleş-tirdiklerini söyledi. “ Ü n i v e r s i t e m i z i n son zamanlardaki pozitif katkılarıyla Gaziantep’in Türkiye’de parlayan yıldı-zı olmaya başladı. Bu yıl-dız yalnızca Gaziantep’ten değil, dışarıdan da görünü-

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

yor” diyen Büyükşehir Be-lediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, “Emek olmadan dilek olmaz. Biz bir dilek tuttuk. Gaziantep’i kültür ve turizm şehri yapacağız diye. Bunu gerçekleştirmek için de mutlaka emek sarf etmek lazım” diyerek, Gaziantep’in kurtuluş mücadelesi, tarihi ve kültürel yapısı hakkında bilgi verdi. “Ekonominin çılgın Türkleri bu şehirde yaşıyor” diyen Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, “Kurtuluş sa-vaşında Gaziantep’te verilen milli mücadelenin ruhu ha-len sanayicilerimizin içinde yaşıyor. Ne zaman kriz olsa, sıkıntı olsa bu ruhu harekete geçiyor. Damarlarımızdaki Gaziantep’in milli mücadele-sinden gelen bu ruh her sıkın-tılı anda imdadımıza yetişi-yor. Her krizde Türkiye’den farklı şeyler yaşıyoruz” diye-rek, kriz dönemlerini bu ruh sayesinde daha kolay atlat-tıklarını söyledi.

Söz kampüsten İçeri ProgramıÜniversitemizden Gerçekleştirildi

ekibine örnek olması, il-ham vermesi ve her anlam-da farklı olması gerektiğini söyledi. Kuyucu, “Farklı ol-mak farklı giyinmek değil ama her alanda, farklı alan-ları takip edebilme, olay-ların önünde gidebilme, branşının, mesleğinin, iliş-kisinin yani ne olursa ol-sun satranç gibi bir sonraki

Söyleşiye; Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rek-tör Danışmanları Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Prof. Dr. Mehmet Koruk, Prof. Dr. Cahit Bağcı ile çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrenci katıldı. “Lider olmak için özele inmek gerektiğini söyleyen Barış Kuyucu,

hamleyi, konuyla ilgili ted-birleri görebilmek gerekir” ifadesinde bulundu. “Farklı olmak iddia-lı olmayı gerektirir” diyen Kuyucu, “Kırmızı göz-lüğüm nedeniyle bir çok insanın dikkatini çektim. Ancak bu lider olma özel-liğini taşımaz. Bunu mavi çeketle de taşıyamazsınız. Ama bu bir risktir çünkü dikkat çekersiniz. Dikkat çekmek bir iddiadır ve bir iddia ortaya koyarsınız. İd-dianın karşılığını da orta-ya koymak gerekir. Bunu tamamlamak için her gün üzerine bir şey koymak, öğrenmek gerekir” şeklin-de konuştu.“İddiaların mutlaka bir hassas noktaları olduğunu

görüyoruz” diyen Kuyu-cu, “Kimisi fikriyle iddiayı ortaya koyuyor, kimisi hi-tabeti, asaletiyle bir şeyle-ri farklılaştırıyor ama çok büyük liderler bunların hepsini bir potada eritiyor. Mustafa Kemal Atatürk bu kadar farklı konuda, farklı özellikleriyle; giyiminden saçına, kurduğu ekibinden aldığı kararlara, askeri de-hasından dans etmesine kadar farklı yönleri vardır. Yaptığım araştırmalar so-nucunda çok az liderde bu kadar çok farklı özellikler olduğunu ama hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anla-dım” diye konuştu.

Üniversitemizde Liderlik ve İletişimKonulu Konferans Gerçekleştirildi

Gaziantep Üniversitesi 16. BaharŞenlikleri Kapsamında Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Barış Kuyucu tarafından, “Liderlik ve İletişim” konulu söyleşigerçekleştirildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

sanki dünyanın merkezin-deymiş gibi bir yerde oldu-ğunu belirtti. Mahli, “Canınız sıkıl-dığı zaman Halep’e gidebi-lirsiniz. Oradan Beyrut’a, Ürdün’e uzanıp, bir günde üç yer gezebilirsiniz. Bu ha-kikaten çok güzel bir olay. Bizim verdiğimiz mücade-lede bu zaten. İnanıyorum bu yaz okullar kapandığın-da Gaziantep’e Suriye’den, Ürdün’den, Lübnan’dan en az 2 – 3 milyon kişi gelecek. Bu güzelliğin neler getirece-ğini hayal bile edemezsiniz. Türkiye’nin Ortadoğu ile

Gaziantep Üniversitesi 16. Kültür Sanat Spor Bahar Şenlikleri kapsamında, Üni-versitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, “Ortadoğu’da Türkiye Rüzgarı” adlı pa-nel gerçekleştirildi. Panele; Gazeteci – Yazar Hakan Al-bayrak, Nuray Mert, Ebu-bekir Kurban, Hüsnü Mahli konuşmacı olarak katıldı. Türkiye – Suriye ara-sında vizenin kalkması-nın güzel bir şey olduğunu söyleyen Gazeteci – Yazar Hüsnü Mahli, bu sayede insanların birbirlerini daha iyi tanıyacağını ifade etti. Türkiye’nin dünyada çok güzel bir konumu olduğunu söyleyen Mahli, Türkiye’nin

iç içe olması eminim diğer açılımları da destekleyecek-tir” şeklinde konuştu. Misak – ı Milli’nin aydınlara zarar verdiğini ifade eden Gazeteci – Ya-zar Ebubekir Kurban, “Bir yere bomba atan kişi sadece o ülkenin insanlarını öldür-müyor. Şehirlerini, binaları-nı kısacası her şeyini öldü-rüyor. Bu bağlamda birçok doğu kentinin batı kentle-rinden güzel olduğunu ve batılıların bizim tebessümü-müzü kıskandıklarını dü-şünüyorum. Biz çok güzel medeniyetlere ev sahipliği yapmışız” diye konuştu. Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ın birbirlerine bağlı olduklarını belirten Gazete-ci – Yazar Hakan Albayrak, “2003 yılında Irak’ın işgale uğramak üzere olduğu gün-lerde bir şeyler yapmamız gerek diye düşündüm. Bel-ki Irak’ı kurtaramayacağız ama insanların arasındaki ilişkinin doğrudan ilişki ol-ması için, kalplerini birbir-

lerine açmak için ne yapa-biliriz dedik. Bunun içinde Araplara karşı ön yargılı olan aydınları, yazarları, fi-lozofları, akademisyenleri oraya götürüp o ortamı gös-terdik. Çünkü insanlar bir-birlerini görünce daha mer-hametli sevecen oluyorlar. Daha sonra birçok kişi bu davaya gönül verdi” ifade-sinde bulundu. 2002 yılından itiba-ren batıda Irak’ın işgaline dair senaryolar yazıldığını söyleyen Gazeteci – Yazar Nuray Mert, “Sokaklarında dolaştığınız bir yerin işgal edilmesini ancak orada ya-şarsanız anlarsınız. Biz hep orayla burası arasında can-lı bir bağ kurmaya çalıştık. Bizim gidip gelmelerimizde insanlar bizi hep ajan olarak nitelendirdiler” şeklinde konuştu. Panelin sonunda Ga-ziantep Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından, Gazete-ci – Yazar Hakan Albayrak, Nuray Mert, Ebubekir Kur-ban, Hüsnü Mahli’ye plaket takdim edildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemizde Ortadoğu'da Türkiye Rüzgarı Adl ı Panel Gerçekleştiri ldi

maya çalışıyordu. Peygamber-ler bir taraftan putların berta-raf edilmesini öngörürken, bir taraftan da kurulu düzene yeni açılımlar getirecek yeni fikir-ler beyan ediyorlardı” şeklin-de konuştu. “Aydının temel fonk-siyonu, misyonu muhalif ol-maktır” diyen Özdenören, “Muhalif olabilmesi için de orada muhalefet etmeye hazır

“Bir aydının, bir yaza-rın temel özelliklerinden birisi kurulu düzene muhalif olması-dır” diyen Rasim Özdenören, “Kurulu düzene muhalefet içi boş bir muhalefet değildir. Peygamberlerin en temel mu-halif insanlar olduğunu göz-lemleriz. Bir yandan hem ku-rulu düzenin putperestliğine muhalefet ediyor, bir yandan da kendi tanrı anlayışını anlat-

bir ortamın bulunması lazım. Ortamın hazırlanmasını da aydının bizzat kendisinin ha-zırlaması lazım. Bu da o ka-dar kolay bir şey değil” diye konuştu. “Yazarın kullandığı edebiyatın farklı bir dili var-dır” diyen Özdenören, “O farklı dil, bir şeyi doğrudan doğruya bize dikte etmiyor. O farklı dil bize mesajları dikte ediyor, tıpkı kızım sana söyleyeyim gelinim sen anla anlayışı içerisinde. Bize dik-te edilen tabuları bir biçimde açmadıkça, üstesinden gelme-dikçe kendi aydın olma göre-vini çok fazla yerine getirmiş olmayız” şeklinde konuştu.

Konferansın açılışın-da konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M.Yavuz Coşkun, “Sayın Rasim Özdenören’i gördüğümde bir aile büyüğünü görmüş gibi oldum. Türk fikir dünyası-nın yetiştirdiği çok özgün, değerli, kıymetli isimlerden birisi. Edebiyat dünyasına kazandırdığı hikâyeler, eser-ler, köşe yazıları, fikir an-lamında ürettikleriyle Türk düşünce, edebiyat hayatının vazgeçilmez, olmazsa olmaz isimlerindendir” diyerek, sa-yın Özdenören’e ev sahipliği yaptığımız için çok mutluyum diye konuştu.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep Üniversitesi 16. KültürSanat Spor Bahar Şenlikleri Kapsamında

Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Rasim Özdenören

tarafından,“Özeleştiri AçısındanTürk Siyasasına Bakış”

konulu konferans gerçekleştirildi.

“Özeleştiri Açısından Türk Siyasasına Bakış”

fından “Buluşmaların Dili” adlı söyleşi gerçekleştirildi. “Nefsin olgunluğa eriş-mesi için yanması gerekir” şeklinde konuşan Yalsızu-çanlar, insanın ilahi hakikati anlayamayacağını ifade etti. Yalsızuçanlar, “O nedenle nefsin istediklerinin aksinin gerçekleşmesi gerekir” dedi. Mevlana’nın insanlara davranış şeklini anlatan Yalsı-zuçanlar, “Bilgelerin çoğunun

Gaziantep Üniversite-si 16. Bahar Şenlikleri kap-samında Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, Sadık Yalsızuçanlar tara-

ismi takma addır. Pir Sultan Abdal’a isminin her bir keli-mesinin ayrı bir anlamı var-dır ve ayrı bir makamı temsil eder. Allah nasıl kulları bir şey istediğinde onlara arşınla yak-laşıyorsa, Peygamber Efen-dimiz de kendisine bir soru sorulduğunda bütün bedeniy-le dönermiş. Mevlana’da in-sanlara genellikle böyle dav-ranırmış” şeklinde konuştu. Yalsızuçanlar, “Hazreti

Mevlana tasavvuf mektebine kaydolarak orada belirli bir arınmayla, olgunluğa erişmiş-tir. Mektepte, Hazreti Şems ile Hazreti Mevlana’nın bu-luşması bu anlamda hakikatle özle buluşması anlamında-dır. Elbette buradaki dil en-teresandır. Genelde bilgeler, âlimler, düşünürler çok derin ve zengin bir dilin içinde ko-nuşurlar” ifadesinde bulundu.

“Nefsin olgunluğa erişmesi için yanması gerekir”

lirleyen bize ait rasyonel algı ve inanç şemalarına uyduğunu söyleyemeye-ceğimiz bir takım arzu ve inançlarımızın olduğu söyleniyor. Yani bütün ya-pıp etmelerimizi belirli, rasyonel şemaların içinde anlamlandırmak durumun-da olmayabiliriz. Arzu ve inanç şemalarına uyduğu-nu söyleyemeyeceğimiz, söylememize imkan bulun-mayan bir takım irasyonel, akıl dışı diyebileceğimiz yapıp etmelerimiz yok mu-dur? Doğruyu daima ön-ceden verilmiş bilimsel, rasyonel şemalarla bula-madığımıza Froid’un psiko analiz kuramı tanıklık edi-

16. Gaziantep Üni-versitesi Bahar Şenlikle-ri Kapsamında Üniver-sitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Şair ve Ya-zar Hilmi Yavuz tarafından “Şiir ve Felsefe” konulu konferans düzenlendi. Konferansa; Gazian-tep Vali Yardımcısı İbra-him Yurdakul, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, çok

sayıda öğretim elamanı ve öğrenci katıldı. Konferansa; şiir ve felsefe konusunda çeşitli düşünürlerin fikirlerinden örnekler vererek başlayan Hilmi Yavuz, felsefe söy-leminin hangi söylem de-ğişimi içinde inşa edilirse edilsin bir hakikat kriterini içermesi gerekir ifadesinde bulundu. Yavuz, “Metefor bir hakikat kriteri olabilir mi, sorun budur. Doğruyu sap-tamak verileri önceden be-lirlenmiş rasyonel şemala-ra, teorilere uydurarak mı hakikatı buluyoruz. Yine bir makalede belirtildiği gibi davranışlarımızı be-

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

yor” diye konuştu. Konferansın sonun-da Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M.Yavuz Coşkun tarafından plaket takdim edildi.

bahsetmektedirler artık. Günümüzde siyasi, sos-yal değişimin sadece kü-resel çaplı olması değildir. Önemli olan değişimin ma-hiyet olarak farklı olması ve farklı bir mantık üzerin-den cereyan etmesidir. Bu nedenle bütün toplumlar fazlasıyla kırılgan belirsiz-liklerle yüklü süreçlere gir-miş haldedirler. “Hayatın anlamını ve sosyal ilişkileri yeniden düzenlemekte olan bu de-ğişimi doğuran ve süreç-

Gaziantep Üniversi-tesi 16. Kültür Sanat Spor Bahar Şenlikleri kapsamın-da, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Ab-durrahman Arslan tarafın-dan, “Toplumsal Değişim ve Kapatalizm” konulu konferans düzenlendi. Abdurrahman Arslan,

felsefi köklerinde kendisini açıklamaya imkan verecek sebepleri muhtemelen ba-tıda cereyan eden hadise-lerde aramamız gerektiğini söyledi. Arslan, “Politik kül-türle bütün toplumları ye-niden düzenlemeye ça-lışmaktadır. Bildiğimiz klasik, sosyal, siyasal ku-ramın kavram ve kalıpla-rıyla bunu anlamlandırmak giderek zorlaşıyor. Batının büyük sosyologları toplu-mun yeniden kuruluşundan

lendiren iki sebep vardır” diyen Arslan, “Modern toplumsallığı kuran ve bu-günkü toplumsal ilişkilere meşruriyet sağlayan pozi-tivist hakikat, 1960’lı yıl-lardan itibaren yaşamaya başladığı kırılma ve onu-nu doğurduğu değişimlerle bugün karşı karşıya geliyo-ruz. İkincisi de yazıya da-yalı klasik iletişimin yerini görsel iletişimin almasıdır” ifadesinde bulundu.

Üniversitemizde “Toplumsal Değişim veKapatalizm” konulu konferans düzenlendi

Hilmi Yavuz Tarafından“Şiir ve Felsefe” Konulu Konferans

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

yıllarda şekilleniyor” şeklinde konuşan Kayalı, “1950’li yıl-lar sadece sinema açısından bir dönüm noktası değil, toplumun başka özellikleri açısından da başkalaşmayı ortaya çıkarıyor. 1950’li yıllar sinemanın biraz daha Anadolu’ya yaygınlaş-masının yılları. Anadolu’da bu dönemde birçok sinema salonu açılıyor. 1950’den 1960’a ka-dar bir sürü yerde Anadolu’nun

Gaziantep Üniversite-si 16. Kültür Sanat Spor Ba-har Şenlikleri kapsamında, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Ankara Üniver-sitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı tarafından, “Türk Sinemasının Kültür Odakları” adlı konferans dü-zenlendi. “Sinemanın sosyolojik bir olgu haline gelmesi 1950’li

lerinde batı filmlerinin, bazı semtlerinde ise yerli sinema örneklerinin oynadığını belir-ten Kayalı, bunun kökleşmiş bir olay olduğunu ifade etti. Kayalı, “1975 yılında Ankara’ya meclisin karşısına Akün Sineması açıldı. Akün Sineması belli bir süre sonra Hababam Sınıfı filmiyle kapan-dı ve orada tiyatro oynanmaya başladı. Sinema ilk açıldığında da Hababam Sinemasıyla açıl-mıştı ve 30 – 40 hafta izlen-mişti. Sinemaya duyulan ilgi o dönemde farklılaşmaya başla-mıştı” diye konuştu.

çeşitli şehirlerinde sinema var. O dönemleri yaşayan insanlar tabi bunu daha net biçimde bi-lir” ifadesinde bulundu. Kayalı, “1950 – 1960 ara-sındaki dönemde Türkiye’deki insanlarda etkileşim halin-de olduğun için sinema belli bir ölçüte kadar film üretmiş-tir. Bu 1960’lı yıllardan sonra daha fazla olmaya başlamıştır. Bu artış filmlerin 200 – 300 kadar yükselmesini beraberin-de getirmiştir. Artışlar saye-sinde Türkiye’de herhangi bir Anadolu şehrinde bu filmlerin en az yarısının rahatlıkla sey-redilebilir olması sağlanır. Bir haftada iki film olması halinde nerdeyse Anadolu’nun bütün şehirlerinde film izleniyor ola-cak” şeklinde konuştu. Şehirlerin bazı semt-

Beş Şehir Filmi Üzerine Söyleşilitesini de belirlediğini söyledi. Ünlü, ölümle ilgili ne kadar çok düşünülürse hayatla ilgili birta-kım ipuçlarının da oradan çıka-cağını belirtti. Ünlü, “Filmin adı Beş Şehir ama filmde beş tane şe-hir yok, beş tane insan bir tane de kedi var. Hikâyeler ayrı ayrı başlayarak bir noktada kesişi-yor. Bu film aslında bir kesişme filmi değil. Kesişme filmleri bugüne kadar çok yapıldı. Za-ten kesişme filmi yapmak çok kolay. Bu filmde de birçok olay kesişiyor ama asıl mantık bir

Gaziantep Üniversite-si 16. Bahar Şenlikleri kap-samında Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, Beş Şehir Filmi’nin Yönetmeni Onur Ünlü tarafından, “Beş Şe-hir Filmi Üzerine” adlı söyleşi gerçekleştirildi. İnsanların ölümü dü-şünmediğini bu nedenle ölüm üzerine bir film yaptığını ifade eden Ünlü, ölüm üzerine dü-şünmenin bir kalitesi olması gerektiğini, çünkü ölüm üzeri-ne düşünmenin kalitesinin bizi yaşamla ilgili fikirlerimizin ka-

saydı sinema gibi şeylere ih-tiyaç olmazdı diye düşünüyo-rum. O nedenle karakterleri kafama göre değiştiriyorum. Bunları da yaparken şiir ve müzikten ciddi bir şekilde etki-leniyorum” diye konuştu.

şeyleri kesiştirmek değil, türlü türlü ölümleri mümkün olduğu kadar bir arada bulundurmak” şeklinde konuştu. Sinemadan çok hoşlan-madığını belirten Ünlü, çok fil izlemediğini sadece izlemesi gereken filmleri izlediğini kay-detti. Sinemadan çok edebi-yatla, şiirle, ilgilendiğini ifade eden Ünlü, müziği çok sevdi-ğini ve kendisine ilham verdi-ğini söyledi. Ünlü, “Olan biten hikâyelerle ilgilenmek bana sıkıcı geliyor. Hayat gerçekten eğlenceli ol-

Üniversitemizde Türk SinemasınınKültür Odakları Adlı Konferans Düzenlendi

üslubunun ve amacının ol-ması gerektiğini vurgulayan Gazeteci Murat Güreş, habe-rin özgün ve öğretici olması gerektiğini söyledi. Geçmişte gazetecilerin daha saygın bir konumda olduğunu belirten Güreş, şimdilerde gazeteci-lerin medya mensubu olarak nitelendirildiğini halka yakın olmadığını kaydetti. Farklı haberler türle-rinden örnekler veren Güreş, haber olmayan şeylerin haber haline getirildiğini söyledi. Medyada bilgi kirliliği ya-şandığına vurgu yapan Güreş, bu bilgi kirliliğiyle insanların

Gaziantep Üniversitesi 16. Bahar Şenlikleri Kapsa-mında Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Gazete-ci Murat Güreş ve Ruhi Aytaç tarafından, “Medyaya Farklı Bir Pencere” adlı konferans gerçekleştirildi. Haberin bir odağının,

koşullandığını belirtti. Güreş, “İnsanlarda medya bize yer vermiyor gibi bir düşünce var. Günümüzde, eğer medyada görünür olamı-yorsanız kendi medyanı yarat diye bir anlayış var. Medya artık dördüncü kol olmaktan uzaklaşıp, ülkeye yön veren-lerin medyası olarak beşinci kol durumunda” şeklinde ko-nuştu. Gazeteci olmak için eğitimin şart olmadığını söy-leyen Gazeteci Ruhi Aytaç, gazetecilerin yeri geldiğinde bir avukat, yeri geldiğinde bir doktor gibi davrandık-larını söyledi. Bin kişiye 73 gazetenin düştüğü bir ülkede yaşadığımızı söyleyen Aytaç, araştırmacılara göre tirajın düşük olmasının nedeninin yalan ve eksik haberlerle medyanın inandırıcılığının yitirilmesi olduğunu kaydet-ti. Aytaç, “Geçmişte biz haberi yapar, rakiplerimiz yaptığımız haberi ertesi gün

gazeteden öğrenirlerdi. Şim-di ise yaptığınız haber anında internet sitelerinde yer alıyor. Biz yeri geldiğinde emek ve işçi haberleriyle sendikala-rın sözcülüğünü yapmamıza karşın, sendikasız meslekler-den biri de gazetecilik. Kimi arkadaşlarımız var, çalıştığı gazetenin görüşünü bilmiyor, siyaset haberi yapıyor ama siyasetten bihaber” ifadesin-de bulundu. Konferansın sonunda Üniversitemiz Genel Sekre-teri Ercan Eroğlu tarafından, Gazeteci Murat Güreş ve Ruhi Aytaç’a plaket takdim edildi.

Üniversitemizde “Medyaya Farklı Bir Pencere” Adlı Konferans Gerçekleştirildi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

kitabından aynı adlı üniver-site yıllarında yazdığı şiirini okudu.

Gaziantep Üniversite-si 16. Bahar Şenlikleri kap-samında Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, “Şiir Dinletisi” gerçekleşti-rildi. Sıtkı Caney, Alper Gencer, Ahmet Murat Özel, İsmail Kılıçarslan şiirleriy-le dinleyicilere birbirinden güzel anlar yaşattı. Şair Sıt-kı Caney, “Layya” adlı şiir

Son çıkan kitabından şiirler okuyan Şair Ahmet Murat Özel, darbenin yeni

olduğu dönemlerle ilgili “1981’de Neler Oldu” adlı şiirini dinleyenlerle buluş-turdu. “Sabah” adlı şiirini okuyan Şair İsmail Kılı-çarslan şiir severlere güzel anlar yaşattı. Şair Alper Gencer’de birbirinden gü-zel şiirleriyle dinleyenlere keyifli anlar yaşattı.

Üniversitemizde “Şiir Dinletisi” Gerçekleştirildi

zihinlerin, duyarlı yürekle-rinin hissetmesi sonucu ki-mileri için modern sanat, ki-mileri için modern edebiyat dediğimiz yeni tür ortaya çı-kıyor” ifadesinde bulundu. Burjuva sınıfının, ka-pitalist üretim sisteminin ortaya çıkışı ve ekonomik-sosyal dönüşümlerin kültü-rel alandaki yansımalarını görmek bakımından, roman türünün ortaya çıkışını ir-delemekte fayda görüyo-rum diyen Kiras, “Edebiyat sosyologları ve tarihçiler roman türünün ortaya çıkı-şı hakkında, bu türün gele-neksel ebedi türlerden biri

“16. Gaziantep Üni-versitesi Geleneksel Bahar Şenlikleri” Kapsamında, Üniversitemiz Atatürk Kül-tür Merkezi’nde, İbrahim Kiras tarafından “Modern Türk Şiiri Nerede Başlar” konulu söyleşi gerçekleşti-rildi. Estetik anlamdaki mo-dern sanat, modern edebiyat, sosyo-kültürel modernliğe tepki olarak ortaya çıkmıştır diyen İbrahim Kiras, “sos-yo – kültürel ve ekonomik anlamdaki modernliğin ge-çirdiği dünya açıklaması, evren algısı, insan anlayışı, dönemin bir takım duyarlı

olmadığını modern bir tür olduğunu söylüyorlar. Belli sosyal, ekonomik, kültürel şartlar neticesinde ortaya çıkmıştır. Avrupa da kapi-talizm egemen hale geldiği dönemde, burjuva sınıfının güçlendiği dönemde, boş vakti olan okur-yazarlar ortaya çıkıyor. Tüccarla-rın eşleri, kızları evde otu-ruyorlar. Bu tür bir sosyal sınıf doğuyor. Bunlar aynı zamanda belli bir takım kahramanlık, korsan, aşk hikâyeleri gibi konulara da ilgi duyuyorlar. Önce bir takım kısa hikâyeler elle çoğaltılarak köylerde, kasa-

balarda, şehirlerde dağıtılı-yor ve satılıyor. Bakıyorlar ki bir süre sonra ticari bir sektör oluşuyor. Elle çoğalt, çoğalt olmuyor ve bir süre sonra matbaa devreye giri-yor” diyerek, roman türü-nün ortaya çıkışı hakkında bilgi verdi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemizde “Karayılan” AdlıSöyleşi Gerçekleştirildi

den önce Karayılan’ın Türkiye’de çok bilinmedi-ğini belirten Erkul, 2001 yı-lından beri proje olarak Ka-rayılan üzerine çalışmalar yaptığını ifade etti.Erkul, “25 Aralık’ta Gaziantep’e geldiğimde bu salonda gerçekleştirilen tö-rende yer aldım. Geldiğim-de bu salondaki ruhu çok sevmiştim. Gazi ve şehit ya-kınlarına ödül veriliyordu. Çok duygulu bir atmosferdi. Karayılan’ın torunu sahneye

Gaziantep Üniversite-si 16. Bahar Şenlikleri Kap-samında Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, Yazar Eyüphan Erkul ta-rafından, “Karayılan” adlı söyleşi gerçekleştirildi. Dizisinin çekilme-

çıktığında salon inlemişti. Karayılan’ın herhangi bir fotoğrafı yok. Şuan Kara-yılan diye sunulan fotoğraf kendisinin değil” şeklinde konuştu. “Antep dünya direniş tarihine, harp tarihine ge-çen direnişi yapmış şehir-dir” şeklinde konuşan Er-kul, Antepliler’in kimseden yardım almadan, kimseden destek görmeden savaştık-larını ifade etti. “Ben tarihçi değil,

edebiyatçıyım” diye konu-şan Erkul, “Bizler tarihe mümkün olduğu kadar doğ-ru tanıklık etmeye çalışırız. Kitabımda yer alan bazı şey-ler benim hayalim. Okudu-ğum metinlerde Fransızlar, Ermeniler çok güzel anlatı-lıyordu. Bende bu atmosferi kitabımda verebilmek için mitolojik bir hikâye kur-dum” şeklinde konuştu.

“Modern Türk Şiiri Nerede Başlar”

Gaziantep Üniversite-si 16. Bahar Şenlikleri kap-samında Üniversitemiz Ata-türk Kültür Merkezi’nde, Taraf Gazetesi Yazarı Alper Görmüş tarafından “Yan-daş Medya 2002’den Sonra Medyadaki Hayırlı Yarılma” adlı söyleşi gerçekleştirildi.Medyada hükümete yala-kalık yapan bir inanışın var olduğunu fakat kendisinin böyle düşünmediğini söyle-yen Görmüş, bunun olumlu bir unsur olduğunu söyledi. Haberleri başlık konusun-da eleştiren Görmüş, son yıllarda haberi anlatan de-

ğil haberi okutan başlıkla-rın yer aldığını ifade etti. Medya için önemli olan şeyin haberi okutabilmek olduğunu vurgulayan Gör-müş, okur haberi okuduğu zaman yanıldığını kaydetti. Görmüş, “Başlık ha-berin en kısa en kestirme yoldan anlatmak üzere se-çilmiş birkaç kelimeden oluşan bir bütündür. Ha-beri anlatmak için kulla-nılır. Son 10 – 15 yılda ise haberi çarpıcı kılan, oku-runu ilgisini bir anda üze-rine çeken hatta haberle il-gisi olmayan başlıklar yer

“Yandaş Medya 2002’den Sonra MedyadakiHayırlı Yarılma” Adlı Söyleşi Gerçekleştirildi

filmin aslında adının “Acı Aşk” olmadığını, “Rambo” olduğunu filmin isminin son-radan değiştirildiğini belirtti. Elhan, “Filmin senar-yosunu Onur Ünlü yazdı. Be-nim doğum günümde hediye etti. Enteresan bir andı. Çok duygulandım. Alınabilecek en iyi doğum günü hediyesiydi. Daha iyisini ileride alamayabi-lirim. Senaryoyu okuduğumda hikâyede öğrenci kızı oynayan kahramanın senaryoya çok büyük etkisi var. Senaryonun başında hikâyeyi okurken sa-dece iki kişi arasında bitiyor-du her şey. Okur okumaz bu

Gaziantep Üniversite-si 16. Kültür Sanat Spor Ba-har Şenlikleri kapsamında Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Acı Aşk filmi-nin yönetmeni Taner Elhan tarafından söyleşi gerçekleşti-rildi. Filmin aldatılma hikâyesiyle başladığını ifade eden Elhan, aldatılmanın in-sanda derin kalp yaralarına se-bep olduğunu söyledi. Elhan,

senaryoyu hemen çekmem gerektiğini düşündüm. Bunun için de gerçekten şartlarımızı zorladık” şeklinde konuştu. Yönetmen koltuğuna oturunca çekimlerin eğlenceli geçtiğini söyleyen Elhan, yö-netmenin filme karşı sorum-luluğunun çok büyük olduğu-nu, filmin yönetmeninin bile üzerinde yer aldığını kaydetti. Elhan, “Ben iyi bir yö-netmen miyim bilmiyorum. Çünkü bu benim ilk filmim. Filmin çekimleri devam eder-ken pek bir şeyi ellemezsi-niz, bu iyidir. Eğer müdahale ederseniz senaryoda ipin ucu

“Fi lmde senaryo çok önemlidir”kaçar. Bir filmde senaryo çok önemlidir. Filmi çekmeden önce senaryoya mutlaka çalı-şırsınız. Filmin montajı yapı-lırken bazı sahneler size uzun gelebilir. Bu sahneleri atmak isteyebilirsiniz. Normalde yapımcılar daha net anlatılan filmleri severler. Bizim ya-pımcımız ise sahneleri atma-mızı istemedi. Ben böylelikle ilk filmimi çok iyi bir senaryo ve iyi bir yapımcıyla gerçek-leştirmiş oldum” ifadesinde bulundu.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

alıyor” şeklinde konuştu.Görmüş, “Yandaş medya-nın olumlu bir rol oynadı-ğını düşünmekle birlikte, bu medyanın demokratik bir ülkede basının üzerine

düşen oynaması gerektiği rol üzerine ciddi problem-ler de taşıdığını düşünüyo-rum” ifadesinde bulundu.

desteklenmesi gerektiğini ve bu konuda gereken her türlü girişimin yapılacağını söyle-yen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Önümüzdeki 40 – 50 yıllık perspektife baktığı-mız zaman büyük düşünmek zorundayız. Nüfus dinamik-lerini, verimliliği dikkate al-dığımızda Türkiye Avrupa’da ilk üçe, dünyada ilk ona gire-bilecek potansiyele sahip. Bu-nun için eğitime yatırılan tek bir kuruşun dahi katkısı çok büyük olacaktır. Yapılan çalış-malar sonucunda bugün eğiti-me yapılan bir liralık yatırımın önümüzdeki 40 yıl içerisinde sürekli bir getirisi olacaktır” şeklinde konuştu. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Gaziantep’te açılan iki yeni üniversite ile birlikte Gaziantep’te eğitim alanında çok güzel gelişmelerin yaşa-nacağını söyledi. Prof. Dr. Özcan, “Ma-liye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in aramıza katılma-sı bizleri mutlu etmiştir. Ay-rıca, toplantının Gaziantep Üniversitesi’nde gerçekleş-mesini sağlayan ve her gelişi-mizde bizi çok güzel ağırlayan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’a ve emeği geçenlere teşekkür edi-yorum” ifadesinde bulundu.

Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygu-lama Hastanesi’nde gerçek-leştirilen Vakıf Üniversiteleri toplantısına, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep Milletvekilleri Akif Ekici ve Mehmet Sarı, Gaziantep Va-lisi Süleyman Kamçı, Yük-seköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK Genel Kurul Üyeleri ile Türkiye’de eğitim veren vakıf üniversitelerinin rektörleri ve öğretim elamanları katıldı. Vakıf Üniversitelerinin

Toplantıya ev sahipliği yapan Üniversitemiz Rektö-rü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun yaptığı açılış konuşmasın-da, Gaziantep hakkında ge-nel bilgi vererek, Gaziantep Üniversitesi’nin gelişim süre-cini anlattı. Prof. Dr. Coşkun, “Bu şehrin çok önemli bir Üniver-sitesi olarak, büyük üniversi-te olmanın gerekleri için ça-lışıyoruz. Yeni bir üniversite anlayışıyla şehirde, bölgede, ülkede bir parlayan yıldız Ga-ziantep Üniversitesi olarak, başka bir yere konumlandıra-rak yolumuza devam etmek istiyoruz. Üniversite şehrin diğer potansiyel güçleriyle birlikte harmanlanıp mutlaka bir sinerji üretip, yeni enerji-ler ortaya çıkararak yolumu-za devam etmek zorundayız” şeklinde konuştu.“Yalıtılmış, izole edilmiş bir üniversite anlayışından öte toplumla bütünleşmiş, top-lumla iç içe, topluma bir kat-

ma değer üreten bir üniversite anlayışına doğru savrulmak zorundayız” diyen Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Üniversi-teler sadece eğitim kurumları olmalarından çok, bir ışıma noktasıdır. Parlayan, referans olan yerlerdir. Bu nedenle top-lumun gelişimine katkıda bu-lunacak, aklın kolektif olarak kullanıldığı, bilginin kolektif olarak üretildiği en kapsamlı kuruluşlardır” ifadesinde bu-lundu.

Vakıf Üniversiteleri RektörleriGaziantep Üniversitesi’nde

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep Üniversite-si Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğren-cileri tarafından Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde “Hemşire–i Cüm-büş” adlı etkinlik düzenlendi.

Programa, Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışma-nı Prof. Dr. Mehmet Koruk, çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci katıldı. Tiyatro, dans gösterileri, gibi eğlencelerin düzenlendiği gösteride öğren-

cilerimiz doyasıya eğlendi.Programın sonunda başa-rılı öğrencilere “Şeref” ve “Yüksek Şeref” belgesi ve-ren Üniversitemiz Rektör

Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, öğrencilerimize ba-şarılar dileyerek, tebrik etti.

“Hemşire–i Cümbüş”Adlı Etkinlik Düzenlendi

Gaziantep Üniversitesi’nde, “Koç Fest 2010” etkinlikleri kapsamında Manga gurubu tarafından konser gerçekleştirildi.Türkiye’yi Eurovision’da temsil edecek rock grubu Manga gençlerle bir araya geldi. Konserde doyasıya eğlenen gençler, konser öncesi DJ Suat Ateşdağlı’nın performansıyla da birbirinden güzel dakikalar yaşadı.“Beni Benimle Bırak”, “Dursun Zaman”, “Cevapsız Sorular”, “Bitti Rüya” gibi eski ve yeni albümlerin den şarkılar seslendiren grup, Eurovision’da yarışacağı “We Could Be The Same/Aynı Olabilir dik” şarkısını da hayranlarıyla birlikte söyledi.

“Manga” Gençlerle Biraraya Geldi

Muhteşem Konser

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

rirken törenler düzenliyoruz ama böyle küçük öğrencileri-mize düzenlediğimiz zaman insan daha mutlu oluyor. Ge-leceğimizin güvenceleri olan çocuklarınızla ne kadar gurur duysanız azdır” ifadesinde bulundu. Çocukların ileriki eği-tim öğretim hayatlarında başarılı olmalarını dileyen Eroğlu, “Üniversitelerde per-sonelin sosyal ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kreş gibi sosyal tesislerin yapılması planlanarak uygulamaya ge-çiriliyor. Bizim Üniversite-mizde uzun süredir hizmet vermekte olduğumuz kreş-te, kıt kaynaklarla uygun bir ortam sağlayarak, elimizden geldiği kadar personelimizin bu ihtiyacı gidermeye çalı-şıyoruz. Bu işlerin yürütül-mesinde en büyük katkı okul müdürümüz Güler Boran’ın ve diğer personel arkadaşla-rımızın. Yeni kreş ve okul ön-cesi konusunda bazı girişim-lerimiz var. Üniversitemizin içinde taşıt işletme şefliği-nin arkasında bir arazi var. İl Özel İdaresi’yle anlaşma imzalayarak, bir iki yıl sonra orda hep ilkokul olacak, hem

Gaziantep Üniversitesi Kreş ve Anaokulu öğrencile-ri tarafından, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, “2009 – 2010 Eğitim Öğre-tim Yılı Yıl Sonu Gösterisi ve Diploma Töreni” gerçek-leştirildi. Törene Üniversite-miz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, Kreş ve Anaokulu Müdürü Güler Boran ve çok sayıda öğrenci velisi katıldı.Törenin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, öğ-rencilerle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Eroğlu, “Üniversitemi-zin en küçük birimine men-sup olan adayların mezuniyet törenindeyiz. Büyük öğren-cilerimizin diplomalarını ve-

de okul öncesi kreşimizi ora-ya taşıyarak hizmet verece-ğiz” şeklinde konuştu. Çocukların özellikle-ri açısından hepsinin kendi özgü varlıklar olduğunu be-lirten Kreş ve Anaokulu Mü-dürü Güler Boran, “Biz bu minik yavrularımızın dün-yalarını zenginleştirip, onla-rı mutlu etmek için Kreş ve Anaokulu personeli olarak elimizden gelen tüm gayreti gösterme çabası içerisinde-yiz. Bu çalışmayı yaparken tüm kreş ve anaokulu perso-neline, bize destek veren tüm Üniversitemiz personeline çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Açılış konuşmalarını sonrasında çocukların birbi-rinden güzel, halk oyunları, step gibi gösterileri velile-rin büyük beğenisini topladı. Üniversitemiz Genel Sekre-teri Ercan Eroğlu, Kreş ve Anaokulu Müdürü Güler Bo-

Üniversitemiz Kreş ve Anaokulu’nda Mezuniyet Heyecanı

ran ve Satranç Eğitmeni Ah-met Özmut tarafından 10 ço-cuğa diplomaları verilirken, satranç turnuvasında derece-ye giren Ali Eren Kamış’a, Ece Demirtaş’a madalya ve hediye takdim edildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Kızılderelilerden MuhteşemDans Gösterisi

Gaziantep Üniversitesi ve Amerika Birleşik Devletleri Adana Konsolosluğu iş-birliğiyle gerçekleştirilen “Colaradas Seven Falls” Geleneksel Kızıldereli dans gösterisi beğeniyle izlendi. Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kül-tür Merkezi’nde gerçekleştirilen Kızıldere-li Dansı gösterisine; Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardım-cısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Rektör Da-nışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Amerika Birleşik Devleti Konsolosluğu Kültür ve Ba-sın Ataşesi Debra Lo’nun yanı sıra çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrenci katıldı. Amerikanın Plains bölgesinden, farklı kabilelere ait renkli, sosyal gösteri danslarını sunan gurubun üyeleri Kızılderelilerin yaşa-dığı bölgenin öykülerini anlatıp, daire, kartal, çınlama, halka ve kuzeyin geleneksel dansları gibi dansları sundular. Dans aralarında açıklayıcı bilgilerin de verildiği gösterinin son bölümünde, kı-zıldereli guruba Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’un yanı sıra çok sayıda davetli de danslarıyla eşlik etti.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

“Türkiyem” 2010 Türk Halk Oyunları Gösterisi Gerçekleştirildi

Gaziantep Üniversitesi Türk Musiki-si Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü tarafından, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, “Türkiyem Türk Halk Oyunları” adlı muhteşem bir halk oyunları gösterisi gerçekleştirildi. Konserin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Türk Halk Oyunları Bölüm Başkanı ve Türkiyem halkoyunları gösteri-sinin Genel Sanat Yönetmeni Öğr. Gör. Yıl-maz Kılınç, hareketle anlatımın insanlığın

ilk buluşlarından biri olduğunu ifade etti. Kılınç, Türk Halk Oyunları Bölümünün Türk Kültürünü özümseyerek, Türk Oyun Kültürünün bilim ve sanat ışığında olum-

lu gelişmesine açık, ülke gerçeklerine duyarlı bireyler yetiştirilmesini

ilke edindiğini söyledi. Türkiyem Halk Oyunları gösterisinin

öğrencilerimizin ders içeriklerinin sahneye yan-

sıyış biçimi olduğunu belir-ten Kılınç, “101 aktif öğrenci

ile eğitim öğretime devam eden bö-lümümüz gösteride 6 öğretim görev-lisi, 90 oyuncu, 30 saz sanatçısı, 15

kulis çalışanı, 10 teknik eleman ve 270 hedef kitleye ulaşmış ama imkanlar ölçüsünde 28 kişiyle sizlere davul gösterisi sunacak olan Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında ‘Kuşaktan Kuşağa Hayatın Ritmi’ olmak üze-re; Türkiyem halk oyunları gösterisi yakla-şık 180 kişilik çalışma gurubuyla hazırlandı. Gösterimizin gerçekleşmesinde başta Üniver-sitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun olmak üzere bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Gösteride; Çorum, Artvin, Bolu, Muğ-la, Bingöl, Gaziantep yörelerinin birbirinden güzel oyunlarının yanı sıra, Aşuk – Maşuk, Hayatın Ritmi Davul Gösterisi, Kurgulama Oyun Dilek Ağacı izleyenlerden tam not aldı. Gecenin sonunda Türkiyem Halko-yunları Topluluğuna çiçek takdim eden Ga-ziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Olağanüstü bir gösteri izle-dik. Bütün gençlerimizi ayrı ayrı kutluyorum. Bu devasa bir takım oyunu. Başta Yılmaz Kı-lınç olmak üzere bütün arkadaşlarımı gönül-den tebrik ediyorum. ‘Parlayan Yıldız Gazi-antep Üniversitesi’ demiştik ya, işte bu güzel gençler bu yıldızın pırıltıları” ifadesinde bu-lundu.

manmaraş, Şanlıurfa’dan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları asis-tanlarıyla birlikte; Gaziantep Üniversitesi’nden Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Nö-roloji, Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Çocuk Nörolojisi gibi çe-şitli uzmanlık alanlarından ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Ruh Sağlığı Hemşireliği, Meslek Yüksek Okulundan da geniş katılımlarla 29 Nisan–2 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti-rildi. Kurs ile ilgili olarak Ga-ziantep Üniversitesi Tıp Fakül-tesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Kurs Düzenleme Kurulu Eşbaşkanı Prof. Dr. Haluk Savaş toplantı hakkında şunları söyledi; “Be-yin kavramı etrafında aslında yapmak istediğimiz kurs bir klinik nörobilim olarak psi-kiyatriyi yeni bir pencereden geliştirmektir. Buna katkıda bulunmak üzere tüm branş ve yapılarla temas etmekteyiz ve toplantı bu çerçevede geliş-mektedir” şeklinde konuştu. Psikofarmakoloji Der-neği adına Kurs Düzenleme Kurulu Eşbaşkanı Prof. Dr. Mesut Çetin, “Psikofarmako-loji Derneği’nin birçok ulus-lararası katılımlı toplantı dü-zenlediklerini fakat ‘Bölgesel Eğitim Kursu’nun düzenlen-mesinin dernekleri adına da bir ilk olup bunun ilgi görmesi ve verimlilikle tamamlaması-nın çok sevindirici olduğunu ve bu nedenle toplantıyı gele-nekselleştirmeyi düşündükle-rini belirtti. Bunun Ruh Sağ-lığı ve Hastalıkları alanındaki asistanlık eğitimine de katkı sağlayacağını düşünüyorum” diyerek, kursun düzenlenmesi fikrine ve organizasyona kat-

‘Beyin: Yapısı ve İşlevi’ kursu merak uyandıran konu-ları, yoğun programı ve etkile-şimli katılımlarla Gaziantep’te gerçekleştirildi. Gaziantep Üniversite-si Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Psikofarmakoloji Derneği işbirliğiyle düzenlenen, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları temel eğitiminin önemli bir parçası olan beynin anatomisi, fizyolo-jisi, çeşitli ruh hastalıklarında beyin görüntülemeleri, oksi-datif stresin beyin üzerine olan etkilerinin işlendiği bu kursa çeşitli üniversitelerin Anato-mi, Fizyoloji, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Nörololoji, Far-makoloji, Radyoloji Anabilim Dallarından Öğretim Üyeleri eğitmen olarak katıldılar. Bölgenin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları asistan ve uz-manlarının temel eğitimine önemli katkı sağlayan toplan-tıya Erzurum, Elazığ, Kahra-

ruhsal bozukluklarda beyin görüntüleme ile ilgili çalış-malardan bahsederek; “Artık ruhsal bozukluklar eskiden bilindiği gibi sadece zihinsel hastalıklar olmayıp çoğunluk-la beyin yapısında değişiklik-lerin de beraberinde seyrettiği rahatsızlıklardır” dedi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana-bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Altındağ si-nir sistemi ile ilgili pek çok bi-lim dalının entegre bir şekilde çalıştığı “Sinirbilim Dalı”nın pek çok üniversitede kuruldu-ğu ve giderek geliştiğini, üni-versitemizde düzenlenen bu kursun da bu yolda önemli bir adım olduğunu ifade etti. Toplantıya katılan mi-safirler ise Gaziantep’te gün-düzleri bilimsel açıdan ve akşamları da yöresel mutfak lezzetleri açısından “tam bir ziyafet” yaşadıklarını belirtti-ler.

BEYİN: YAPISI VE İŞLEVİ KURSU DİKKAT ÇEKTİ!Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

kıları nedeniyle başta Prof. Dr. Haluk Savaş’a ve kurs içe-rik editörü Doç. Dr. H. Serdar Gergerlioğlu’na ve tüm eğitici ve katılımcılara da teşekkür etti. Selçuk Üniversitesi Me-ram Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. İlknur Uysal “Beyin aslında entegre bir devre. Son Yıllar-da yapılan çalışmalar beyin hakkında bildiklerimizi değiş-tirmeye başladı. Beyin görün-tüleme sistemlerinin ve mo-leküler tıbbın gelişmesiyle bu alanda bildiklerimiz adeta ter-sine dönmüş durumda. Artık beyini sağ ve sol yarım küre olarak ikiye ayırmak yerine daha bütüncül bir yaklaşımı benimsemekteyiz. Ayrı beyin bölgelerinde bulunan yetenek-lerimiz arasındaki bağlantılar her geçen artmakta” diye ko-nuştu. Selçuk Üniversitesi Me-ram Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Serdar Gergerli-oğlu ise bilim insanları ola-rak artık Beyin Araştırmaları konusunda daha bütüncül bir bakış açısına ihtiyaç duyduk-larını ve ancak bu durumda biriken yeni bilgileri yorumla-yabileceklerini ekledi. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Has-talıkları Anabilim Dalı Baş-kanı Prof. Dr. Murad atmaca,

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep Üniversite-si Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol İbanoğlu tarafından, Dedaman Otel’de, “Kuruyemiş Üretiminde Potansiyel Riskler ve Önlenmesi” konusunda konferans verildi. “Kuruyemişlerde aflatok-sin varlığı önemlidir” diyen Prof. Dr. İbanoğlu, ekonomik açıdan; ürünlerin piyasadan toplanması ve imhası ekonomik kayba, ihraç edi-

len ürünlerin iadesi ise ekonomik prestij kaybına neden olmaktadır ifadesinde bulundu. “Hasat öncesi, sert kabuklardan dolayı olası bir küf oluşumu ihti-mali düşüktür” Prof. Dr. İbanoğlu, “Sert kabuklar hasarlı veya yarı açık ise bulaşma riski söz konu-sudur. Küflenme genellikle hasat sonrası kurutma, depolama ve iş-leme aşamalarında yapılan hatalı uygulamalardan olmaktadır” şek-linde konuştu. Prof. Dr. İbanoğlu, “Küflenme ris-kinin yüksek olduğu şartlar; Navel orangeworm moth larvaları mey-venin hasarlı kısmına yapışmakta, meyvede aflatoksin oluşumu için zemin hazırlamaktadır. Antepfıs-tıklarındaki aflatoksin oluşumları-nın % 85’i bu nedenle olmaktadır. Hasat öncesi uygun zirai ilaçla-ma çatlamış meyvelerin böcek ve

zararlılardan önlenmesi için çok önemlidir. Böcek tarafından yen-miş kısımlar ve mekanik olarak hasarlı kısımlar ayrılmalıdır” diye konuştu. “Kurutma işlemi önem-lidir” diyen Prof. Dr. İbanoğlu, “Depolama sırasındaki Antepfıstı-ğının mikrobiyal güvenliği büyük ölçüde ürün nemi, ürünün depola-ma sıcaklığı ve depolama süresi-ne bağlıdır. Doğru kurutma ile bu faktörlerin olumsuz etkileri en aza

“Kuruyemiş Üret imindePotansiyel Riskler ve Önlenmesi”

indirilebilir” diyerek, toprağa se-rerek kurutma çok riskli olduğunu söyledi.

Gaziantep Üniversitesi Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından düzenlenen “Kariye-rim 10” etkinlikleri kapsamında,

Üniversitemiz İktisadi ve İda-ri Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda, “Takım Çalışması Eğitimi” adlı konferans düzen-lendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan GAP Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Meh-pare Şayan Kileci, takım çalış-malarıyla ilgili herkesin algı filt-resinin farklı olduğunu söyledi. Kileci, “Aslında takım çalışmasının en iyi göstergele-rinden biri sizin bu programı dü-zenlemiş olmanız. İnsanlar ba-zen birbirleriyle anlaşamasalar

da başarmak için işbirliği yap-mak zorunda kalabilirler. Bazen de bir işi üç kişi yapar ama size iki kişi yapıyormuş gibi gözükür. Bu sizin algınızla ilgilidir. Kimi zaman takım çalışmalarında uyumsuzluk sonucu hatalar ola-bilir” şeklinde konuştu. İki veya daha fazla kişinin ortak bir hedef doğrultusunda birlikte çalışmasının takım çalış-ması olarak nitelendirildiğini be-lirten Kileci, “Ben kimim soru-sunun cevabı takımda kişinin ne yaptığını gösterir. Kimi zaman takım çalışmalarında bir kişiye

yüklenilir. Diğer kişiler hiçbir şey yapmaz. Ama sonuçta başa-rıdan herkes yararlanır” diye ko-nuştu.Takım içerisinde takımdaşların birbirlerinden sahiplenme, ge-lişmesine fayda sağlama, karar alınırken kendisine de sorulma-sı gibi bir takım beklentilerinin olabileceğini vurgulayan Kileci, bir şeyler yapabilmek için uygun bir ortamın olması gerekliliğine dikkat çekti.

Üniversitemizde “Takım ÇalışmasıEğitimi” Adlı Konferans Düzenlendi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemizde “Gaziantep’inYeni Vizyonu” Adlı Panel Gerçekleştirildi

yılda ciddi yatırımlar yapıldığı-nı söyleyen Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep’in sadece Türkiye için değil bölge ülkele-ri için de çok önemli bir merkez olduğunu belirtti. Üniversite sanayi işbir-liğinin istenilen seviyeye gel-mesi için büyük bir gayret gös-terdiklerini kaydeden Prof. Dr. Coşkun, üniversitelerin devletin değil toplumun malı olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Coşkun, Gaziantep’in sanayisiyle bir dev olduğunu ifade etti. Üniversite - sanayi işbirli-ğinin kentin gelişimine ivme ka-zandıracağını belirten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, ortak akıl saye-sinde Gaziantep’in, önümüzdeki yıllarda da gelişmesini sürdü-rerek daha da ileriye gideceği-ni vurguladı. Gaziantep’in yeni vizyonuna uygun olarak çalış-tıklarını vurgulayan Güzelbey, üniversitelerin şehre yön verdi-ğini ifade etti.“Üniversite – sanayi işbirliği-nin gelişmesi teoriyle pratiğin birleştirilmesini kolaylaştırı-yor” şeklinde konuşan SANKO Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sami Konukoğlu, “Paylaşmak mutluluktur. Biz bilgilerimi-

Gaziantep Üniversitesi Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından düzenlenen “Kariye-rim 10” etkinlikleri kapsamında, Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda, “Gaziantep’in Yeni Vizyonu” adlı panel gerçekleşti-rildi. Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fa-kültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan’ın açılış konuşmasıyla başlayan panel, Üniversitemiz Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan’ın başkanlığın-da gerçekleşti. Panele; Gazian-tep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gazian-tep Büyükşehir Belediye Baş-kanı Asım Güzelbey, SANKO Holding Yönetim Kurulu Üye-si Sami Konukoğlu, NAKSAN Holding Yönetim Kurulu Üye-si Taner Nakıboğlu konuşmacı olarak katıldı. Sanayinin kendi içeri-sinde yeni bir anlayışla hareket ettiğini vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, sanayicilerin artık bilgiye, araştırmaya geliş-tirmeye dayalı gelişimlerini sür-dürdüklerini ifade etti. Ülkemiz-de AR-GE konusunda son 10

zi, olanaklarımızı paylaşırsak mutluluğumuz artacaktır. Ga-ziantep; sanayileşme, ticaret, istihdam ve ihracatta yakaladı-ğı başarıyı kültürel değerlerin ortaya çıkarılması ve turizme kazandırılması örneğinde oldu-ğu gibi üniversite sanayi işbir-liğinde de sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda atılan adımları takdirle karşılıyorum, ancak yeterli bulmuyorum. Ta-raflar daha fazlasını ortaya koy-malı, bu işbirliği kurumsallaş-malı” ifadesinde bulundu. Üniversite – sanayi işbir-liğini sadece üretime yönelik gerçekleştirmenin yanlış ola-cağını vurgulayan NAKSAN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu, “Hem organi-ze sanayi bölgesi girişinde hem de Küsget’te merkezler kurma-

ya karar verdik. Bu merkezler-de projelere katkı sağlayacağız. Farklı alanlarda da bu işbirliği-ni yürütmemiz gerek. Biz Zirve Üniversitesi’nde farklı uygula-malar yapıyoruz” diye konuştu.Panelin sonunda Gaziantep Üni-versitesi İktisadi ve İdari Bilim-ler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan tarafından Üniversi-temiz Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan’a, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’a, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başka-nı Asım Güzelbey’e, SANKO Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sami Konukoğlu’na, NAKSAN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu’na hediye tak-dim edildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün kuruluşunun 33. Yıl Dönü-mü nedeniyle, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, “Mezunlar Toplantısı” düzen-lendi. Gıda Mühendisliği öğ-rencilerinin, mezunlarının ve Gıda Mühendisliği Bölümün-de görev alan eski öğretim ele-manlarının katıldığı etkinliğin açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Üniver-sitemizin son derece sağlam adımlarla geleceğe doğru iler-lediğini vurguladı. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “33 yıl dile kolay. Eminim 33 yıllık bir kurumun

sitesi Gıda Mühendisliği Bö-lüm Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tekin, bunun gelenekselleş-mesini istediklerini ifade etti. Tekin, “Kuruluşunun 33. yı-lını kutladığımız bölümümüz de halen toplam 645 lisans, 21 yüksek lisans, 8 doktora öğren-cimiz var. Bölümümüz 2009 – 2010 eğitim öğretim yılı iti-bariyle Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği tarafın-dan 5 yıllığına akredite oldu. Bu nedenle ders programımız-da birtakım değişiklikler oldu. Bize göre kurumsallaşmak için 33 yıl yeterli bir süredir. Öğrencilerimizin mezunlar derneği kurmasının zamanı geldiğini düşünüyorum. Bu

mezunlarının bir araya gel-mesi çok güzel bir atmosfer oluşturacak. Mezunlar derneği kurmak konusunda çok cid-di çabalarımız var. Her türlü desteği veririz bu konuda siz-lerin arkasındayız. Özellikle üniversiteler mezunlar derne-ği aracılığıyla ciddi bir ileti-şim kurarak, kendilerini tüm ülke çapında temsil kabiliye-ti bularak, iletişim içerisinde bir güç ortaya koyan önemli bir enstrüman olduğunu bili-yoruz. Kurumsallaşmak adı-na mezunlar derneğini önem-siyorum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’yle temelleri atı-lan bugün artık devasa bir hale gelen Üniversiteniz birçok bö-lümde bölgede, Türkiye’de, hatta Suriye’de adından sıkça söz ettiren bir üniversite ha-line gelmiştir. Üniversitemiz sizlerin de fikir ve desteğiyle daha iyi yerlere gelecektir” ifadesinde bulundu. Bu tür organizasyonla-rın tekrarlanmasının mezun-larımızın bir araya getirilmesi açısından çok önemli olduğu-nu belirten Gaziantep Üniver-

nedenle kurulacak derneğe bölüm olarak her türlü katkıyı vermeye hazırız” şeklinde ko-nuştu. Açılış konuşmaların-dan sonra “Geçmişten Bugüne Gıda Mühendisliği Bölümü” adlı sinevizyon gösterisi gelen konuklara duygusal anlar ya-şattı. Sinevizyon gösterisinin sonrasında ise plaket töreni düzenlendi.

Gıda Mühendisliği BölümüMezunları Bir Araya Geldi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Gaziantep Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Toplu-luğu tarafından, Üniversitemiz İnşaat Mühendisliği Konferans Salonu’nda, “Mühendislik Açı-dan Uçaklar” konulu konferans düzenlendi. Konferansa Üniver-sitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, çok sayıda akademik personel ve öğrenci katıldı. Konferansa Türk Hava Yolları Tasarım Geliştirme Avi-yonik Mühendisi Sedat Karakaş ve Türk Hava Yolları Tasarım Geliştirme Yapısal Mühendisi Zeki Keskin konuşmacı olarak katıldı. Türk Hava Yolları’nın mü-hendislik alt yapısının elektrik ve elektronik değişik projelerle

kuvvetlendirilmeye çalışıldığını ifade eden Türk Hava Yolları Ta-sarım Geliştirme Aviyonik Mü-hendisi Sedat Karakaş, uçakların büyük bakımlarının hangarlarda yapıldığını kaydetti. Hangarlarda uçakların bü-tün parçalarının kontrollerinin yapıldığını söyleyen Karakaş, bazı özel uçak firmalarının ba-kımlarının da Türk Hava Yolla-rı tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. Türk Hava Yolları bün-yesinde çok sayıda uçak serisi olduğunu vurgulayan Karakaş, uçağın her bir parçasının birbi-rinden önemli olduğunu ifade etti. Uçağın tekerlekler, kanatlar ve motorlar sayesinde durduğu-nu söyleyen Karakaş, uçağın iniş takımlarının çok önemli olduğu-

nu vurguladı. 2023 yılına kadar Türkiye’nin de kendi uçağını ya-pabileceği müjdesini veren Türk Hava Yolları Tasarım Geliştirme Yapısal Mühendisi Zeki Keskin, bunun çok zor bir iş olduğunu, büyük emeklerle gerçekleşebile-ceğini söyledi. Uçak yapmak için çok iyi organize olunması gerek-liliğine dikkat çeken Keskin, bu tür çalışmaların yapılabilmesi için devletten destek alınması gerektiğini ifade etti. Geçmişte zirai mücade-leyle ilgili tasarlanan bir uçak yaptıklarını söyleyen Keskin, motorun ateşlenmesi, kalkışı, tırmanma, seyahat, alçalma gibi profillerden yola çıkılarak uça-ğın dizayn edildiğini kaydetti.

Uçakta her bir sistemin en az üç yedeğinin olduğunu belirten Keskin, uçağın bütün motorları arızalı olsa bile, hiç motoru ol-mayan bir uçağın yardımcı güçle yere inebileceğini vurguladı. Mühendislik fakültesi öğ-rencilerimizin dördüncü sınıf ikinci dönem de bir işletmede çalışmaları için bir takım çalış-malar yürüttüklerini ifade eden Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, öğrencinin çalıştığı yerde dönem notunu ustabaşın-dan alacağını belirtti. Prof. Dr. Özaslan, bu sayede öğrencilerin teorik bilgiyi pratiğe çevireceği-ni vurguladı.

Üniversitemizde “Mühendislik Açıdan Uçaklar” Konulu Konferans Düzenlendi

Gaziantep Üniversitesi Yönetim ve Kariyer Topluluğu tarafından düzenlenen “Kariye-rim 10” adlı kariyer günleri kap-samında, Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kon-ferans Salonu’nda, “Eğitim Avu-cunuzdaki Kelebek” adlı konfe-rans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan İzgören Akademi Eğitmeni İlker Kaldı, insanın hayattaki amacının, gelecekte-

ki hayalinin ve değerlerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Kaldı, “İnsanın hayalle-ri olmazsa her şey karanlık bir gecede başının üzerine çöker. Hayaliniz ne kadar büyükse ge-lecekten o kadar çok şey bekle-mek durumundayız. İnsanların mutlaka bir hayali olmalı. Ama hayalinize mutlaka ulaşmanız gerekmiyor. Hayallerinizle il-gili tek bir kriter var. Oda sizin inanmanız. Hayalinizi birisine

söylersiniz saçma gelir. Bu hiç önemli değil. Siz inanıyorsanız o hayal tamamdır ve sizi ayakta tutar” şeklinde konuştu. Başarılı iş adamlarından örnekler veren Kaldı, “Hayatımı-za değer katacak hayallerimizin olması lazım. Ne hayallerimiz-den vazgeçmeliyiz ne de gerçek-leri göz ardı edebiliriz. İkisini de dengede götürmek durumunda-yız. Mutlaka ve mutlaka gelecek hayalimizin olması şarttır. Hayat

amacı ışığımızdır varlığımızın nedenidir. “Hayatımızı kolaylaştı-racak bir önemli unsur değerle-rimizdir” diye konuşan Kaldı, “Ne kadar çok değeriniz varsa hayatınız o kadar kolay ve hu-zurlu geçer. Değerler insanın ya-şamına pusulalık eden ilkelerdir. Yaşadığımız hayatta vicdanen huzurlu olmamızı sağlar. Karar almamızı kolaylaştırır. Geriye dönüp baktığınızda keşke bunu yapmasaydım sorusunun cevabı değerlerimizdir. Bu değerler ki-şiden kişiye farklılıklar göstere-bilir” ifadesinde bulundu.

“Hayatımızı kolaylaştıracak birönemli unsur değerlerimizdir”

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

şiklikler ve yenilikler ışığında çevre ve çevre ilişkili alanlar-da yapılan çalışmaları sorgula-mayı planlayan bir toplumsal farkındalık etkinliği oldu. Et-kinliğin üçüncü gününde İSKİ ve İSTAÇ tesislerine gezi dü-zenlendi. Katılımcılar çevrenin korunması ve geri dönüşüm konularında bilgilendirildi. Et-kinlik süresince çevreye duyar-lı yenilenebilir enerjiler üzerine çalışan üniversite öğrencileri-nin çalışmaları da etkinlik salo-nunda sergilendi. İstanbul Teknik Üniversi-tesi Çevre Mühendisliği Kulü-bü davetlisi olarak, Gaziantep Üniversitesi’ni temsilen etkin-liğe katılan, Gaziantep Üniver-sitesi Otomobil Robot ve Enerji Topluluğu’nun (ORET) çalış-malarından olan Hidrofıstık–2 (Hidrojen Arabası) etkinlik bo-yunca ilgi odağı oldu. Etkinli-ğin ikinci gününde Proje Ge-nel Koordinatörü İsmail Ergot, geleceğin araçları bölümünde ORET ve yürüttükleri proje-ler hakkında katılımcılara bilgi verdi. Çalışmalarını Makine Mü-

İstanbul Teknik Üni-versitesi Çevre Mühendisliği Kulübü tarafından düzenlenen “1.Sürdürülebilir Ekosistem Günleri” 19–21 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. Sürdürülebilir Ekosistem Günleri (SEG) çevre, iklim de-ğişikliği ve enerji alanlarında öğrenim gören, çalışma yapan ve çevre konusunda hassasiyet sahibi olan öğrencileri, akade-misyenleri, endüstri ve medya temsilcilerini, çevre konusun-da bilgi sahibi olmayan geniş kitleleri düzenlenen etkinlikler aracılığıyla bir araya getirildi. Dünyada, sanayide ve toplumda meydana gelen deği-

hendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim H. Güzelbey, Fizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zihni Öztürk, Endüst-ri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkay Dereli ve Fi-zik Yüksek Mühendisi Derya Haydargil danışmanlığında yü-rüten ORET projelerine aynı kararlılıkla devam ediyor. Makine Mühendisli-ği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim H. Güzelbey, İTÜ SEG’e Hidrofıstık–2 ve ekibi-nin katılımında emeği geçen Gaziantep Üniversitesi Yöneti-mine ve Eyüp Lojistik’e teşek-kür etti. Güzelbey, “ORET ola-

rak çalışmalarımızı Otomobil, Robot ve Enerji konularında gönüllü olarak proje üretim faaliyetlerinde bulunan ve bu konular hakkında ciddi çalış-malar yürüten üniversitemizin mühendislik fakültesi ağırlıklı olmak üzere çeşitli bölümle-rinde okuyan öğrencilerimizle beraber sürdürüyoruz. Bu yıl yine üniversitemizi TÜBİTAK Yenilenebilir Enerjili Araç-lar Yarışı Formula G (Güneş Arabaları) ve Hidromobil’de (Hidrojen Arabaları) temsil edeceğiz. Bu konuda tekrar projelerimize sponsor olacak firmaların desteğini bekliyo-ruz” şeklinde konuştu.

Hidrofıstık - 2 İTÜ Sürdürülebilir Ekosistem Günleri’ne Katıldı

Gaziantep Üniversitesi Yönetim ve Kariyer Kulübü ta-rafından düzenlenen “Kariye-rim 10” etkinlikleri kapsamında, Üniversitemiz İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesi kapsamında, “KPSS’nin Hayatımızdaki Yeri” adlı konferans gerçekleştirildi. Genel ve stratejik değer-lendirmeler yapan Eğitmen Ümit Kaymak, KPSS hakkında öğren-cilerimizi bilgilendirdi. Devle-tin sağladığı olanakları anlatan Kaymak, devlette açılan kadrolar hakkında bilgi verdi. Devletin sunduğu olanak-ların her zaman için özel sek-törden daha iyi olduğunu vur-gulayan Kaymak, “KPSS’ye görünüşte 100 bin kişi giriyor. Ama bunun 95 bini sırf girmek için giriyor. Yani gerçekten dev-

lette çalışmayı isteyen kişi sayı-sı 5 – 6 bin civarında. Kamuyu, devleti ciddi bir alternatif olarak cebinize koyun. Devlet şuan özel sektörün oldukça ilerisindedir” şeklinde konuştu. KPSS’de genel kültür ve genel yetenek testlerinin loko-motif olduğunu belirten Kay-mak, KPSS’nin tek başına yeterli olmadığını, kurumları açtığı sı-navların da çok önemli olduğunu vurguladı. Kaymak, gençlerde bir an önce hayata atılmak fikri-nin bazen olumsuz sonuçlar do-ğurabileceğini ifade etti. Devlet imkânlarının araş-

tırılması gerekliliğine dikkat çe-ken Vergi Denetmeni Mahmut Kalenderoğlu, KPSS’de alınan puanın herhangi bir kurumun alacağı personelde sınır olarak kullanıldığını söyledi.

“Devlet şuan özel sektörün oldukça ilerisindedir”

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Hüseyin Karapınar tara-fından Dedeman Otel’de düzenlenen törenle imza-landı. Mesleki eğitimin önemini vurgulayan Ga-ziantep Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun topluma katma değer üreten bir üniver-site anlayışıyla yola çık-tıklarını belirterek, bu nedenle, birçok yenilikle birlikte Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu’nda Gıda İşleme “Kuruyemiş-çilik Bölümü”nü açtıkla-rını ifade etti. Coşkun, “Dünyanın göz bebeği olmaya aday

Gaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Gıda İş-leme Bölümü’nde “Ku-ruyemişçilik Bölümü” açılmasına ilişkin pro-tokol, Gaziantep Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve Tüm Kuruyemiş Sanayi-ci ve İşadamları Derne-ği (TÜKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan

Türkiye’nin ara insan gücüne ihtiyacı çok faz-la. Bunun farkındaydık. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu’nun 500’ü aşan öğrencisi ile çok gü-zel bölümleri var, kuru-yemiş ve ayakkabıcılık bölümleri de açıyoruz” şeklinde konuştu. “Ülke ekonomisi-ne yük getiren değil ülke ekonomisinin yükünü çeken bir sektörüz” diye konuşan Tüm Kuruyemiş Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Karapınar, kuruyemi-şin tüketim kültürümüze yerleşmesine rağmen bu-güne kadar gelişi güzel büyüdüğünü kaydetti. Karapınar, “İmzası-nı attığımız Meslek Yük-sekokulu çalışmamızla, artık her yıl onlarca öğ-renci kalifiye eleman ola-rak mezun olup sektöre hizme tedecek. Bunun her safhada gelişmesine tüm sektörlerin çaba gös-

termesi lazım. Bugün ta-rihi bir gün. Türkiye’de ilk olarak, mesleğimizle ilgili bir yüksekokul önü-müzdeki eğitim yılında açılacak. Buradan mezun olan gençler ile daha ka-liteli, daha hijyenik ürün-lerimizi başta ülkemiz insanlarına ondan sonra da dünyaya ihraç etmeyi hedefliyoruz” ifadesinde bulundu. Gaziantep Millet-vekili Mehmet Erdoğan Türkiye’de bir ilke imza atarak, “Kuruyemişçilik Bölümü”nün açılmasın-da katkısı olanlara teşek-kür etti.

Üniversitemizde “Kuruyemişçilik Bölümü” Açılmasına İlişkin

Protokol İmzalandı

Üniversitemizde “Güncel EndoskopiUygulamaları” Konulu Toplantı Düzenledi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitenin temellerinin 1973 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne bağlı mühen-dislik fakültesi olarak atıldığını söyledi. Prof. Dr. Coşkun, “1988 Yılında bir odada kurdele ke-serek içinde bulunduğum bir-kaç arkadaşımla birlikte Tıp Fakültesi’nin açılışı Orgeneral Kenan Evren tarafından yapıl-mıştı. O günden bu yana hasta-nemiz gelişimini sürdürerek bu günlere kadar gelindi. Son bir buçuk yıl içerisinde takım oyu-nu anlayışıyla hem diğer birim-lerimizi hem de Tıp Fakültemi-zi ileriye taşımak için elimizden geleni yapıyoruz. Bölge için

Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Gastro-enteroloji Bölümü tarafından Oditoryumda “Güncel Endos-kopi Uygulamaları” konulu toplantı düzenledi. Toplantıya Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yar-dımcısı Prof. Dr. Abdurrahman Kadayıfçı, Suriye’den gelen konukları ve çok sayıda akade-mik personel katıldı. G a z i a n t e p Üniversitesi’nin tarihsel geli-şimi hakkında bilgi veren Ga-ziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun,

gerekli olan İngilizce eğitim programını açtık. İngilizce tıp programı ise önümüzdeki aka-demik yılda hayata geçirilecek. Hastanemizde oda yapısından, hizmet anlayışına kadar çeşitli düzenlemeleri gerçekleştirdik” diyerek, hastanenin ufkunun genişlemesi açısından özellikle yeni alanlarda da var olmaya çalıştıklarını söyledi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 22 yıllık bir geçmişi olduğunu ve Gastro-enteroloji bilim dalının 2000 yılında kurulduğunu belir-ten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdurrahman Kadayıfcı, Gastroenteroloji bilim dalının

Türkiye’deki bir çok yenilikle-re öncülük ettiğini söyledi. Prof. Dr. Kadayıfçı, “2008 Yılından itibaren Rek-törümüz Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve yönetimin desteğiyle bölümümüze yeni cihazlar getirildi. Bu yıl içe-risinde Avrupa Gastroendos-kopi Derneğine başvuracağız, böylece merkezimiz uluslar arası çalışmalara aracılık ede-cek. Bu anlamda, bölgeye, Ortadoğu’ya yönelik eğitime katkıda bulunacak hem de biz-den ihtisasını alanlar Avrupa borduyla mezun olacaklar. Şu-anda bunun alt yapı çalışmala-rını devam ettiriyoruz” şeklin-de konuştu.

yılından bu yana iş arayan aday-lar ile eleman arayan firmaları online ortamda buluşturan yüz-de yüz gizlilik ilkesine sahip ilk ve tek insan kaynakları internet sitesidir. Sitenin veritabanında yaklaşık 8 milyon CV, 13 bin 600 tane ise üye firma bulunu-yor. Biz, eleman seçme ve yer-leştirme sürecini hızlandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu. “Özgeçmişiniz işe alın-mayı değil, iş görüşüne kabul edilmenizi sağlar” diye konu-

Gaziantep Üniversitesi Ekonomi Topluluğu tarafından, Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda, “CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri” konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Secret CV Genel Direktörü Okan Tütüncü, her öğrencinin mutlaka CV doldu-rup işletmelere bırakması ge-rekliliğine dikkat çekti.Tütüncü, “Secretcv. com 2000

şan Tütüncü, CV’de ki bilgi-lerin doğruluğunun önemini belirtti. Türkiye’de 24 bin ya-bancı firmanın bulunduğunu belirten Tütüncü, öğrencilerin mutlaka İngilizce öğrenmesi konusunda uyarılarda bulun-du. Tütüncü, CV’de cinsiyet, medeni hal, ehliyet, sigara kul-lanımı, askerlik durumu gibi kişisel bilgilerin yer alması ge-rektiğini kaydetti. Tütüncü, “CV’nize ko-yacağınız adres başvurduğu-

nuz pozisyonlara en uygun olanıdır. Eğer İzmir’de yaşı-yorsanız İzmir adresinizi yaz-manız en doğrusudur. CV yaz-mak aslında çok basit bir işlem sadece 7 dakikanızı alacaktır. CV’nize eklediğiniz fotoğra-fın ciddiyete uygun olması çok önemlidir” ifadesinde bulundu.

“CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri”Konulu Konferans Düzenlendi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

demik personel ve öğrenci katıldı. Üniversitemiz Ata-türkçü Düşünce Toplulu-ğu Başkanı Oğuzhan Uçar ve Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü’nun açılış konuşma-larından sonra konuşan Prof. Dr. Şahin Filiz, İslam kavra-mıyla beraber İslam ve te-rör, İslam ve yolsuzluk gibi İslam kavramının yanında yolsuzlukların, hırsızlıkla-rın, Allah adına yapılan do-landırıcılıklar yan yana ge-tirilirken hiç yadsınmazken, İslam ve Laiklik ya da İslam ve Cumhuriyet denildiğinde yadsıma tavırları içerisinde olunduğunu görüyoruz şek-linde konuştu. Prof. Dr. Filiz, “İslam dininin kendisinden son-ra yan yana gelebileceği en seçkin sözcüklerin yanında laiklik ve Cumhuriyet yer almalıdır. Türkiye Cumhuri-yeti Devleti Atatürk’ün kur-

Üniversitemiz Kül-tür Müdürlüğüne bağlı Ata-türkçü Düşünce Topluluğu tarafından, İnşaat Mühen-disliği Bölümü Konferans Salonu’nda, Akdeniz Üni-versitesi Fen-Edebiyat Fa-kültesi Felsefe Bölümü İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin FİLİZ tarafından, “Laiklik, İslam ve Cumhuriyet” Ko-nulu Konferans Düzenlen-di. Konferansa; Üniversi-temiz eski Rektörü Prof. Dr. İ. Hüseyin Filiz, Rektör Da-nışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan ile çok sayıda aka-

“Dini ya da İslami kavramların din literatürün-de hiçbir yeri yoktur” diyen Prof. Filiz, “İslami değerler, İslami toplum, toplumun İslamileştirilmesi, bilimin İslamileştirilmesi gibi kav-ramlar daha sonraları sömür-ge dönemlerinde batılıların Müslümanların vakitlerini bolca israf ederek geçirdik-leri zamanlarda kendilerini büyük bir sömürgen bir güç haline getirdikleri dönemde oluşmuştur. Kuran-ı Kerim de ve hadislerde İslam dini-nin, İslamileştirmek gibi bir amacı yoktur. Çünkü bütün evren Tanrının yarattığı bir eserdir” diye konuştu. Konferansın sonun-da Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından Prof. Dr. Şahin FİLİZ’e he-diye takdim edildi.

duğu bir Cumhuriyet olup aynı zamanda aydınlanma hareketidir” ifadesinde bu-lundu. “Dokuzuncu yüzyılın başından, on dördüncü yüz-yıla kadar İslam dünyasın-da tam anlamıyla Rönesans yaşanmıştır” diyen Prof. Dr. Filiz, “Kalkınma, eşit-lik, adalet, bireyleşme hatta İslâm’la toplum arasındaki ilişkilerin daha özgür, ser-best yaşandığı bir döneme şahit olmuştur. Yunan dün-yasından hiçbir esere, hiç-bir kitap dine aykırıdır ya da değildir denilmemiştir. O dönemde ne kadar çok edebiyat, felsefe, tıp, kimya kitapları varsa önce Sürya-niceye sonra da Arap dili-ne çevrilmiş ve kendilerine mal etmişlerdir. Rönesans ilk önce çevirilerle başla-mıştır. Ama çeviriler yapı-lırken bu dinidir, bu değildir gibi kesinlikle yapılmamış-tır” şeklinde konuştu.

Üniversitemizde “Laiklik, İslam ve Cumhuriyet”Konulu Konferans Düzenlendi

ğu Salonu’nda, “Satranç ve Sosyal Sorumluluk” adlı söyleşi gerçekleştirildi. Farklı ülkelerde bir şeyler öğrenmenin insanı değişik tecrübe sahibi yap-tığını belirten Farris, Selçuk Üniversitesi’nde eğitmen olarak görev yaptığını ve burada çok şey öğrendiğini, satranç konusunda çok iyi oyuncuların olduğunu ifade etti. Amerika dört yıl bo-yunca satrançla ilgilendi-

Gaziantep Üniversi-tesi ve Amerikan Büyükel-çiliği ortaklığıyla yürütülen Amerikan Bilgi Köşesi et-kinlikleri kapsamında, Mic-hael Farris tarafından Üni-versitemiz Öğrenci Kültür Merkezi Satranç Toplulu-

zıcı ile ilgili haberleri din-ledim. Türkiye’nin satranç konusunda önemli söz sa-hibi olduğu bir federasyonu var. Özellikle satranç konu-sunda iyi oyuncular yetiş-tirmek adına güzel işler ya-pıyorlar. Bu yetiştirdikleri kişilerde dünya müsabaka-larında önemli yerlere geli-yor. Ankara’ya geldiğimde federasyonu ziyaret ettim ve harika buldum. Böyle bir şeyi hayal bile edemezdim” şeklinde konuştu.

ğini söyleyen Farris, bazı kişilerin satranç konusunda iyice uzmanlaşmış olduğu-nu kaydetti. Derin konular üzerinde araştırma yapma-yı sevdiğini belirten Farris, satrancın köprüler kurarak, birleştirici bir görevi oldu-ğunu vurguladı. Satrancın yavaş bir versiyonu olduğunu ifa-de eden Farris, “Bir gün ofisinde Türkiye Satranç Federasyonu’nun haberleri-ni izliyordum. Ali Nihat Ya-

Üniversitemizde “Satranç ve Sosyal Sorumluluk”Ad l ı Söy le ş i Ge r çek le ş t i r i l d i

Yavuz Coşkun, insanın hayatı boyunca sosyalleş-meyi, estetiği, iletişimi de öğrenmesi gerektiğini be-lirtti. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Tıp dekanlığım döneminde probleme da-yalı eğitim sistemini getir-dik. Birinci sınıf öğrencile-rine uygarlık tarihi, felsefe gibi dersler koyduk. İnsa-nın moleküler dünyasını öğrettiğimiz öğrencileri-mize bu dersleri öğrettik. Üniversiteler halktan izole yerler olamazlar. Toplum-la iç içe olmak zorundalar. Biz sırça köşklerde rahat rahat rektörlük yapmak yerine, işimizi önemseyip sorunları irdeliyoruz” şek-linde konuştu. Uzun yıllar yurt dı-şında çalışmış olmasına rağmen sivil hayattan hiç-bir zaman kopmadığını ifade eden Tümsiad Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, akademik ve ticari çalış-malarla öğrencilere farklı perspektif kazandırmak istediğini söyledi. G a z i a n t e p ’ i n Güneydoğu’nun en geliş-miş kenti olduğunu söy-leyen Tümsiad Gaziantep

Gaziantep Üniver-sitesi ve Tümsiad Gazi-antep Şubesi işbirliğiyle, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Kişi-sel Gelişim Uzmanı Oğuz Saygın tarafından “He-def Belirleme ve Sonuç Alma” konulu konferans düzenlendi. Programın açılışında konuşan Gaziantep Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, toplu-mumuzun en acı yönle-rinden birinin kolaycılık olduğunu söyledi. Hayatla mücadele etmek için baş-lı başına çaba gerektiğini ifade eden Prof. Dr. M.

Şube Başkanı Cuma Çe-kici, “Gaziantep Üniver-sitesi şehrimizin parlayan yıldızı. Göreve geldiğin-den bu yana bizlere ve Üniversitemize verdiği önemden dolayı teşekkür ediyorum” ifadesinde bu-lundu. “Her sorun bir fır-sattır” diye konuşan Kişi-sel Gelişim Uzmanı Oğuz Saygın, “Mevlana her şeyi düşünceyle yapmış-tır. Önemli olan kişileri düşünceyle donatmak. Bi-zim iletişim konusunda-ki en büyük eksikliğimiz karşı tarafı dinlememek. İhtiyacınız olan şey he-def tanımı ile bunu ger-çekleştireceğinize dair duyacağınız sarsılmaz bir inançtır. Bu şekilde neleri gerçekleştireceğinize şa-şıracaksınız” şeklinde ko-nuştu.

Programın sonun-da Gaziantep Üniversi-tesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından; Tümsiad Genel Başkanı Dr. Hasan Sert’e, Tümsi-ad Gaziantep Şube Başka-nı Cuma Çekici’ye, Kişi-sel Gelişim Uzmanı Oğuz Saygın’a hediye takdim edildi. Tümsiad Genel Başkanı Dr. Hasan Sert tarafından ise, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’a ve Kişisel Gelişim Uzma-nı Oğuz Saygın’a plaket takdim edildi.

Üniversitemizde “Hedef Belirleme ve Sonuç Alma”Konulu Konferans Düzenlendi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Teknik Üniversitesi’ne bağ-lı Makine Mühendisliği Bö-lümü ile eğitime başladığını söyleyen Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Üniversitemizdeki Fa-külteler, Yüksekokullar, Mes-lek Yüksekokulları, Enstitüleri ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. M. Yavuz Coş-kun, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygu-lama Hastanesini, Teknoparkı,

Gaziantep Üniversitesi Rektörlük Binası Toplantı Salonu’nda, Gaziantep Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Üniversitemiz Senato Üyeleri, Kuzey Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Borissi Nelnikosu, Rektör eşi Elvira Nelnikozu ve Uluslar arası İlişkiler Ofisi Koordina-törü Ludmina Aleyeva’nın ka-tılımıyla tanışma toplantısı dü-zenlendi. Toplantıda; Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun Gaziantep ve Üniversitemiz hakkında Kuzey Kafkas Üniversitesi’nden ge-len heyete bilgi verdi. G a z i a n t e p Üniversitesi’nin Orta Doğu

Türkiye – Suriye işbirlikleri-ni, Projeleri, Üniversitemizde gerçekleşen sportif faaliyetle-rini anlattı. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’un sunumunun sonra-sında Kuzey Kafkas Üniversi-tesi Uluslararası İlişkiler Ofisi Koordinatörü Ludmina Aleye-va Kuzey Kafkas Üniversitesi hakkında bilgi verdi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Konuşmaların sonra-sında Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Kuzey Kaf-kas Üniversitesi’nden gelen heyete hediye takdim edildi.

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Senato Üyeleri ve Rus Heyeti’nin Katılımıyla Tanışma Toplantısı Düzenlendi

İlişkiler Ofisi Koordinatörü Ludmina Aleyeva, Üniver-

Kuzey Kafkas Üniversitesi’nden gelen heyet Üniversitemiz Rek-törü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’u makamında ziya-ret etti. Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarete; Üni-versitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Ku-zey Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Borissi Nelnikosu, Rektör eşi Elvi-ra Nelnikozu, Uluslar arası

sitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş

katıldı. Kuzey Kafkas Üni-versitesi ve Gaziantep Üni-versitesi arasındaki iki-li ilişkilere dayalı olarak gerçekleştirilen ziyarette; Rektör Prof. Dr. M. Yavuz tarafından üniversitemiz hakkında genel bilgi verdi.

Rus Heyeti Üniversitemizi Ziyaret Etti

renci ve öğretim elamanı katıl-dı. Üç gün sürecek olan ka-riyer günlerinin açılış konuş-masını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmasında; kariyer günlerinin öğrencilerin gelece-ğini şekillendireceğini, bilgi ve donanımlarını arttırarak önemli

Gaziantep Üniversitesi “Yönetim ve Kariyer Toplulu-ğu Kariyer’10”, Üniversitemiz yerleşkesinde, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan tarafından açıldı. Kariyer Günleri açılış törenine; Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardım-cısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Mehmet Özaslan ve Prof. Dr. Cahit Bağcı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, Genel Sekreter Ercan Eroğlu ile çok sayıda öğ-

Üniversitemizde Kariyer Günleri Başladı

katkı sağlayacağını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Gele-ceğe mutlaka aydınlık bakmak ve geleceği ısrarlı bir şekilde davranmanız gerekir. Yılgın, baygın, hayatın karşısında ken-

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

dinizi korumasız bırakırsanız hayat karşısında ezilirsiniz. Ha-yat ciddi anlamda mücadeleyi gerektiren bir süreçtir. Ayakta durmak, zorluklara katlanmak için mutlaka donanımınızın güçlü olması lazım. Bilimsel açıdan donanımınız güçlü ol-duğu kadar diğer taraftan da girişimciliğin ruhunu temsil edecek iletişim, estetik, sanat

taşıyacak önemli şeyler oldu-ğunu söyledi. “Azimli, ısrarlı ve karar-lı olun” diyen Rektör Prof. Dr. Coşkun, “Azim ve cesaretin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Ama bu cahil cesareti değil. Sizlerin geleceğinin aydınlık olacağına, her birinizin ayrı bi-rer başarı öyküsü yaratacağına inancım sonsuzdur” ifadesinde bulundu. Açılış konuşmasından sonra, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve katılım-cılar açılan stantları gezerek katılımcı firma temsilcileriyle sohbet ettiler.

ve onların iç dünyası hakkında bilgi donanımıyla olur. Kendi-nizi bu konuda yetiştirin ve bol bol okuyun. İletişim alanında kendinizi yetiştirin” diyerek, bütün bunların sizi geleceğe

Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Konfe-rans Salonu’nda, Testo Ltd.

Şti. HNAC – R Sektör Yö-neticisi Murat Adaköy tara-fından, “Ölçüm Cihazları ve Ölçüm Cihazlarının Uygula-ma Alanları” konulu seminer düzenlendi. Enerji yönetimi için ölçüm sistemlerinin gereklili-ğine dikkat çeken Adaköy, öl-çümün çok önemli olduğunu söyledi. Adaköy, duyularımı-zın zaman zaman bizi yanılta-bileceğini bu nedenle gerçeğe yakın olabilmek için ölçüm

toplama olduğunu kaydetti. Enerjinin her zaman yeterli miktarda olması gere-ken önemli bir meta olduğu-nu vurgulayan Adaköy, enerji santrallerinde üretimden da-ğıtıma kadar olası arızaların önlenmesi gerektiğini ifade etti. Adaköy, testo termal ka-meraların elektriksel ve me-kanik bileşenlerinin önleyici bakım çalışmalarına destek olduğunu kaydetti.

yapılması gerektiğini ifade etti. Enerji tüketimini öl-çerek ve verileri toplayarak enerjinin verimli hale gelebi-leceğini belirten Adaköy, ne kadar çok veri toplanırsa o kadar detaylı analiz yapılabi-leceğini kaydetti. Adaköy, her türlü yönetim sisteminde ol-duğu gibi, enerji yönetim sis-teminde de performans analiz ve iyileştirme yapabilmenin ilk adımının ölçme ve veri

Üniversitemizde “Ölçüm Cihazları ve Ölçüm CihazlarınınUygulama Alanları” Konulu Seminer Düzenlendi

tim Kurulu Başkanı Adnan İnanıcı, şirketi nasıl kurduğunu, satış ve lojistikteki başarı-sının kendi geçmişi ile paralel hikâyesini an-lattı. İnanıcı konuşma-sında, insan faktörünün önemini vurguladı ve alınan öğrenimin üze-rine kültür, sadakat ve yeteneğin bir arada ve-rimi daha fazla arttır-dığına değinerek, grup olarak insan kaynakla-rına çok önem verdik-lerini söyledi. Makine Mühen-disleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Ali Peri,

Gaziantep Üni-versitesi Endüstri Mü-hendisliği Toplantı Salonu’nda yapılan konferansa Adnan A.Ş. Yönetim Kurulu Baş-kanı Adnan İnanıcı ko-nuşmacı olarak katıldı.Adnan A.Ş. Yöne-

Lojistik ve endüstri mühendisliği arasında-ki köprüye değinerek, Endüstri Mühendisliği-nin ülkenin kendi ima-lat sanayi kuruldukça öneminin daha anlaşı-lacağını belirtti. Odala-rının Endüstri Mühen-disliğini de kapsadığını bu sebeple öğrencilerin oda ile bağlantılarını kurmaları gerektiğini ve okurken de her han-gi bir iş yerinde çalış-malarının deneyim ka-zanmalarının ileri için gereğini vurguladı. Prof. Dr. Türkay Dereli ise konferans salonunun ilk toplantı-sının yapılmasından ve misafirleri ağırlamak-tan duyduğu mutluluğu

dile getirdi. Konferansın so-nunda MMO Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Peri’ye pla-ketini Endüstri Mühen-disliği Bölümü Öğre-tim Üyesi Prof. Dr. Adil Baykasoğlu verirken, katılımlarından dolayı Adnan İnanıcı’ya pla-ketini ise Ali Peri ver-di.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemizde Adnan İnanıcıTarafından Konferans Verildi

ram, kuzey yarımküredeki kar örtüsünün giderek azaldığını ve deniz seviyelerinin küresel öl-çekte artmakta olduğunu belirt-ti. İklim değişikliğinin doğ-rudan sağlığı etkileyebileceği-ni, sıcaklık dalgalarının ölüm oranlarını artırdığını vurgulayan Bayram, bunun özellikle solu-num sistemi, kalp-damar has-talıkları ve beyin hastalıklarına bağlı ölümlerde artışta etkili ol-duğunu kaydetti. Prof. Dr. Bayram, bazı bölgelerde kuraklık, bazı böl-gelerde de yağış artışlarına yol açabileceğini, bu durumun bir yandan ekosistemdeki biyolojik çeşitliliği etkileyerek alerjik po-tansiyeli yüksek yeni bitkilerin ortaya çıkmasına yol açabile-ceğini ifade ederek, yeni çeşitli böcek ve zararlılarla geçen bula-şıcı hastalıkların oranını artıra-bileceğini belirtti. Kuraklık veya kötü çev-re koşullar nedeniyle su ve gıda kaynaklarının olumsuz etkile-nebileceğini söyleyen Bayram,

Çalıştaya bölgesel ve ulusal solunum hastalıkları der-neklerinden bilim insanları ile konu üzerinde çalışma yapan araştırmacıların katıldığını be-lirten Prof. Dr. Bayram, çalış-taya Türkiye’yi temsilen Türk Toraks Derneği adına katıldığını ifade etti. Bütün dünyada ortalama sıcaklığın giderek arttığını belir-ten Prof. Dr. Bayram, özellikle 60’lı yıllardan sonra bu artışın giderek daha dramatik bir hal al-dığını belirtti. Küresel ısınmada en büyük rolün, karbondioksit, metan ve nitröz oksit gibi sera gazlarının düzeylerindeki artış-ta olduğu vurgulayan Bayram, sera gaz emisyonlarının son 40 yılda yüzde 70 oranında arttığı-nı, enerji ve taşımacılığın ise en büyük rolü oynadığını ve trans-porttan kaynaklanan emisyonun 2030 yılından 2000 yılına göre yüzde 50 oranında artmasının beklendiğini söyledi. Isı artışının 21.yüzyılın. sonunda 2,3 – 6°C olacağının beklendiğini ifade eden Bay-

bunun sonucunda göç ve yer değiştirme gibi sosyal hareket-lerin ortaya çıkabileceğini ve insanların bundan olumsuz et-kilenebileceğini kaydetti. Bayram, sıcaklık artışı ve iklim değişikliğinin özellikle havadaki ozon ve toz zerrecik-lerinin artışına yol açarak hava kirliliğini artırabileceğini söyle-di. “Yağışların azalmasına bağlı olarak çölleşmenin arta-cağını, çöllerden kaynaklanan kum fırtınalarının dünyanın di-ğer bölgelerini de olumsuz et-kileyeceğini” vurgulayan Bay-ram, durumun küresel ölçekte bütün ülkeleri etkileyebileceği-ni, ancak yoksul ülkelerin bun-dan daha olumsuzluklarla karşı-laşacağını ifade etti. Solunum sistemi hasta-lıkları açısından kronik nefes darlığı, astım, alerjik nezle ve diğer alerjiler ile zatürre ve vi-ral solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığının artabilece-

ğine dikkat çeken Bayram, bu hastalıklara bağlı ölümlerin ar-tabileceğini vurguladı. İklimde görülen değişik-liklerin yavaşlaması ve önlen-mesi için acil girişimlerde bulu-nulması gerektiğini ifade eden Bayram, bunun için hükümetle-rin acil önlem almaları gerekti-ğini belirtti. İklim değişikliğinin, sağ-lık üzerindeki olumsuz etkileri-nin anlaşılması ve bu etkilerin önlenmesine dönük olarak daha fazla araştırma yapılması ge-rektiğini vurgulayan Bayram, bu amaçla uluslararası kurum-ların desteği ile gerek gelişmiş, gerekse de gelişmekte olan ül-keleri kapsayan çok merkezli çalışmaların yapılması için gi-rişimde bulunulduğunu söyledi. Bayram, kuraklık ve çölleşme-deki artış sonucunda daha faz-la kum fırtınası, iklim değişimi sonucunda ise daha fazla orman yangını, kuraklık ve fırtına gö-rülebildiğini belirtti.

İklim Değişikliği İnsan SağlığınıOlumsuz Etkiliyor “Amerika Göğüs Hastalıkları Derneği” tarafından Amerika’nın New Orleans kentinde düzenlenen, “İk-lim Değişikliğinin Sağlık Etkileri” adlı çalıştaya katı-lan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üye-si Prof. Dr. Hasan Bayram, iklim değişikliğinin sağlık üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğini söyledi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

mektedir” şeklinde konuştu. Türk kültürünün nasıl bir müktesebata sahip olduğu-nu ortaya koyan Ersoy, Tür-kiye Cumhuriyeti Devletinin ve Misak-ı Milli sınırlarının ötesinde bir hinterlandın Türk kültür ve siyasetinin etkinlik sahasında olduğunu vurguladı. Ersoy, bu geniş yapının Türk kültürünün mazisiyle ve Türk Devlet geleneğinin süreklili-ğiyle ilgili olduğunu söyledi. Ersoy, “Türk kültürünün etkinlik sahası yalnızca Orta Doğu coğrafyası değil; Tac Mahal’le varlık gösterip Mos-tar Köprüsüyle devam eden, Hindistan’dan Avrupa içleri-ne kadar uzanan bir coğraf-yadır. Türk kültürü tarihi ev-releri itibariyle üç ana döneme ayrılmaktadır: Bozkır Kültürü Dönemi, İslâm Kültürü Döne-mi ve Modern Dönem. Bu sü-reçte Türkler dünyanın fark-lı bölgelerinde yaşamışlar ve kültür değişimi, kültür etkile-şimi vasıtasıyla kendi kültür-lerini daima yenilemişlerdir. Türk kültürünün terkip kabi-liyeti olarak ifade edilen ve ötekiyle münasebet kurmak-tan çekinmeden varlığını mu-hafaza edebilme yeteneği olan söz konusu bu durum, uzun tarihi süreç boyunca Türk kül-türünün ve Türk dilinin ayakta kalmasını da sağlamıştır” diye konuştu.

Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğ-retim Üyesi ve Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müdü-rü Yrd. Doç. Dr. Ruhi Ersoy, Suriye’nin İstanbulu olarak da bilinen Halep şehrinin son za-manlarda Türkiye ile ilişkiler-de önemli misyon üstlenmek-te olduğunu söyledi. Ersoy, “İki sınır şehri olan Gaziantep- Halep hattı aynı zamanda Türkiye – Suri-ye ilişkilerinde de öncü misyon üstlenmektedir. Bu kapsamda, Gaziantep Üniversitesi iliş-kilerin kültürel ve akademik boyutu özerinde özel bir yere sahiptir. Gaziantep Üniversi-tesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un da konu üzerinde hassasiyetle durması, yapılan çalışmalarda ve ortaya çıkan faaliyetlerde kendisini göster-

“Türklerin tarihî göçleri ve yeni din İslam’la tanışmala-rı hem kendi bünyelerine hem de temasa geçtikleri topluluk-lara aksiyon katmış, yeni de-ğerler üretilmiştir” diyen Er-

soy, “Orta Doğu Coğrafyasında Selçuklu Dev-letlerinin varlı-ğı ve akabinde Osmanlı Dev-letinin uzun sü-ren hâkimiyeti, bu coğrafyanın her yerine Türk mührünün vu-rulmasını sağ-

lamıştır. Suriye’de bugün Osmanlı öncesi ve Osmanlı döneminden kalan pek çok eser bulunmaktadır. Türk ta-rihinin en büyük mimarların-dan biri olan Mimar Sinan’ın ilk eseri olan Hüsreviye Ca-misi Helep’te bulunmaktadır” ifadesinde bulundu. Suriye, Arap Edebiyat, Sanat ve Kültür Derneğinin kuruluşunun 50. yılı kapsa-mında, Halep Belediyesi, Ha-

lep Türk Konsolosluğu işbirli-ği ve konuyla ilgili konferans vermek üzere görevlendirme-sinin çok anlamlı olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ersoy, Halep kültür, sanat ve ede-biyat dünyasından önemli isimlerin dinleyici olarak ka-tıldığı programda, Türkiye Halep Baş Konsolosu Adnan Keçeci’de kapanış konuşması yaptı. Halep Kültür Müdürü ve Halep Belediye Başkan vekilinin Program sonun-da memnuniyetinin nişanesi olarak konferansı veren Yrd.Doç.Dr.Ruhi Ersoy’a plaket takdim edildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

HALEP KÜLTÜR MERKEZİNDE TÜRK KÜLTÜRÜNÜN TARİHİ YOLCULUĞU

KONULU GÖRKEMLİ BİR KONFERANS DÜZENLENDİ

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

antik eserlerin ve materyal-lerin pozitif bilim yöntem-leriyle incelenmesi olduğu” şeklinde konuştu. “Arkeometri, fen bi-limleriyle arkeolojinin iliş-kisine de denebilir” diye konuşan Yazıcı, arkeolojiyi tarihten uzaklaştırıp, doğa bilimlerine yaklaştıran un-surun arkeometri olduğunu ifade etti. Yazıcı, “Arkeologla-rın özellikle fizik ve kimya bilgilerine dayanan tüm bu yöntemlerin dilinden anla-yabilmeleri ve onlardan edi-necekleri bilgileri doğru yo-rumlara kavuşturabilmeleri pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle arkeologların ve arkeometrislerin bu yönde eğitilmeleri gerekir” diye konuştu. Panel Ankara Üniver-sitesi Fen Bilimleri Enstitü-sü Müdürü Prof. Dr. Orhan Atakol’un başkanlığında gerçekleşti. “Lüminesans (optik) tarihleme, mineral taneleri-nin veya arkeolojik eserle-rin en son gün ışığına maruz kaldığı veya yüksek sıcaklı-ğa tabii kaldığı tarihten son-raki geçen zamanı belirleyen bir yöntemdir” diyen An-kara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Niyazi Meriç, lüminesans tarihle-menin özellikle fay hatları-nı inceleyerek daha önce bu fay hattında olan depremleri inceleyen jeologlar ve arke-

Gaziantep Üniversi-tesi Mühendislik Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü tarafından, Üniversitemiz Tekstil Mühendisliği Kon-ferans Salonu’nda, “Lümi-nesans Yöntemlerle Arkeo-lojik ve Jeolojik Örneklerin Tarihlendirilmesi” konulu panel düzenlendi. Panele; Gaziantep Üniversitesi Fizik Mühen-disliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmeddin Yazıcı, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Atakol, An-kara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Niyazi Meriç, Aylin Karagöz, Mus-tafa Doğan, Gül Bayramiye Özpek, Eren Şahiner, Çağın Güneş konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuş-masını yapan Gaziantep Üniversitesi Fizik Mühen-disliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmeddin Yazıcı, “Ar-keometri, insanlığın kültür tarihini anlamada arkeolog-lara yardımcı olabilmek için

olojik bir eserin ne zaman önce olduğunu öğrenmek isteyen arkeologlar için fay-dalı olduğunu vurguladı.

Lüminesans tarihlen-dirmede alan çalışmalarını ve örnek hazırlama yöntem-leri hakkında bilgi veren Aylin Karagöz, arkeolojik ve jeolojik eserlerle yapılan tarihlendirmede örnek seçi-minin son derece önemli ol-duğunu vurguladı. Lüminesans ölçüm-lerinde kullanılan cihazla-rı tanıtan Mustafa Doğan, araştırmalarda kullanılan aletlerin kalibrasyonu, te-mizliği ve de çalışmaların bilinen laboratuarlarda ya-pılmasının sonuçların çok daha güvenilir olmasını sağlayacağını kaydetti. TL ve OSL okumaları konusunda bilgi veren Gül Bayramiye Özpek, tarih-lendirmede kullanılan ma-teryalin kesinlikle yalıtkan ya da yarı iletken olması gerektiğini, metallerde TL ve OSL olayının gözlen-

“Lüminesans Yöntemlerle Arkeolojik ve JeolojikÖrneklerin Tarihlendirilmesi” Konulu Panel Düzenlendi

mediğini ifade etti. Özpek, materyalin tarihlendirme-sinin de yapılabilmesi için numunenin geçen zaman süresince yeterince radyas-yona maruz kalmış olması gerektiğini söyledi.

Gama spektroskopisi ile yıllık doz tayini konu-sunu ele alan Eren Şahiner, doğadaki birçok radyoaktif elementin arkeolojik ve je-olojik saat içinde tarihlen-dirme amaçlı kullanılmaya başlandığı ifade etti. Laboratuar çalışmala-rı ve tarihlendirme hakkın-da bilgi veren Çağın Güneş, tüm tarih yöntemlerinde en önemli unsurun yaş tayini yapılan örneğin niteliği ol-duğunu belirtti. Güneş, her yöntemin kendine özgü bir dili, yöntemi ve değerlendi-rilme biçimi olduğunu ama hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, tarihlendirme-nin işin uzmanları tarafın-dan yapılması gerektiğini söyledi.

Ü n i v e r s i t e m i z i n Türkiye’de ki mühendis yetiştiren en iyi üniver-sitelerden biri olduğuna dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, gel-diğimiz noktada her yerde üniversite olduğunu ve her yerde mühendislik fakül-telerinin açıldığını ifade etti. Gaziantep’in kriz-de bile kendini korumuş bir kent olduğunu belirten Prof. Dr. M. Yavuz Coş-kun, “Eğitim başlı başı-na insan yetiştirme sana-tı. Öğrencinin donanımlı olması okulu bittiğinde hemen iş bulmasını sağlı-yor. Öğrenci okurken bir ustabaşının altında ezilse bile ona zor gelmez. Ama okulu bitip, diplomayı al-dığında ezilirse bu ona zor gelir. İşi sahada öğrenmek çok farklı. Öyle bir şey ki işletmede elinizi nereye koyacağınızı öğreniyorsu-nuz” şeklinde konuştu. “Ortak eğitim ger-çekçi bir modeldir” diye konuşan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Müdürü Yeşim Küçükkaya, “Ortak eğitim modeli öğrencilerin öğre-

Gaziantep Üniversi-tesi Mühendislik Fakül-tesi Dekanlığı Toplantı Salonu’nda, “Eğitimde Üniversite – Sanayi İşbir-liği: Ortak Eğitim Progra-mı” adlı Bilgilendirme Se-mineri düzenlendi. Seminere; Gazian-tep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coş-kun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Gö-ğüş, Mühendislik Fakülte-si Dekanı Prof. Dr. Bülent Gönül, çok sayıda akade-mik personel ve öğrenci katıldı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Koordinatörü Ziya Sülünbe ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Mü-dürü Yeşim Küçükkaya seminere konuşmacı ola-rak katıldı.

nimleri sırasında işyerle-rinde ücretli çalışmaları ile mesleki gelişmelerini pekiştirmeleridir. Ortak eğitim teori ile pratiği birleştirir. Üniversite ile sanayi arasında bilgi ve tecrübe yoluyla işbirliği sağlar. İşyerlerinde çalış-ma akademik dönem için-de belirli gün veya hafta şeklinde uygulanabileceği gibi bütün dönem boyun-ca da olabilir” şeklinde konuştu. Ortak eğitim mo-deliyle TOBB Eko-nomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden mezun olan kişilerin ortak eği-tim yaparken iş teklifi al-dıklarını belirten TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Ko-ordinatörü Ziya Sülünbe, bu uygulamanın üniversi-telerinde 5 yıldır uygulan-dığını kaydetti. Sülünbe, sanayinin en büyük şika-yetinin kalifiye eleman sıkıntısı olduğuna dikkat çekti. Programın açılışın-da konuşan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Gönül, “Mezu-niyeti gelmiş öğrencinin

son dönemini sanayide geçirmesi fikri Rektörü-müz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından ortaya atıldı. Hepimiz bu fikri benimsedik. Ancak, olaya biraz temkinli yaklaşmak istedik. Sanayi Odasıyla birtakım toplantılar ger-çekleştirdik. Biz Gazian-tep bölgesine sıkışıp ka-lacağız. TOBB’un büyük firmalarla bağlantıları var. 2006 yılından itibaren bu programı kullanıyorlar” ifadesinde bulundu.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

“Eğitimde Üniversite – Sanayi İşbirliği: Ortak Eğitim Programı” Adlı Bilgilendirme Semineri Düzenlendi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemizde “Öğrenen Organizasyon” Konulu Konferans Düzenlendi

kabet edebilmesinin temel anah-tarının bilgi olduğunu söyledi. Arslan, öğrenen organi-zasyon kavramının organizasyon çalışanlarının bilgi üretmelerini, ürettikleri bilgiyi paylaşmalarını ve bu bilgiyi örgütsel hafızaya aktararak organizasyonun bilgisi haline getirmelerini esas almakta olduğunu belirtti. Günümüzde organizasyon-ların ortalama yaşam sürelerinin değişime ayak uydurabilmelerine ve öğrenme yeteneklerine bağlı olduğunu kaydeden Arslan, “Öğ-renen organizasyon kavramı, bir işletmenin sürekli olarak yaşadığı olaylardan sonuç çıkarması, bunu değişen çevre koşullarına uymak-ta kullanması, personelini geliş-tirici bir sistem oluşturması ve böylece değişen, gelişen, kendini yenileyen dinamik bir organizas-yon olmasını ifade etmektedir” şeklinde konuştu. Arslan, “Öğrenen orga-nizasyon bilgiyi oluşturan ya da edinen, bu bilgiyi aktaran ve yeni bilgi ve kavrayışları yansıtmak için davranışlarını değiştiren ör-

Gaziantep Üniversitesi Ni-zip Meslek Yüksekokulu’nda Ga-ziantep Milli Prodüktive Merkezi Uzmanı Halil Arslan tarafından “Öğrenen Organizasyon” konulu konferans düzenlendi. Konferansın açılış konuş-masını yapan Nizip Meslek Yük-sekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yaşar Büyükoğlu; verimliliğin bireyler, kurumlar ve toplumlar için önemini vurguladı. Öğren-cilerimizin bu konferans sonucu edineceği bilgileri gündelik haya-ta uygulamalarının önemi anlatıl-dı. Milli Prodüktivite Merke-zi (MPM) Uzmanı Halil Arslan, belirsizliklerin hakim olduğu iş dünyasında organizasyonların re-

güttür. Dolayısıyla öğrenen or-ganizasyonlar işletmedeki bilgi paylaşım sürecinden etkilenir. İş-letmelerin varlığını sürdürmesi, çalışanların bilgiyi ürettiği, sen-tezlediği ve tüm işletmeye trans-fer ettikleri bir ortamda müm-kündür. Oluşturulan ya da elde edilen bilginin işletme içi payla-şımının nasıl sağlandığı önemli-dir” diye konuştu. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişle birlikte bil-ginin işletmelerin ve toplumla-rın başarısında ve gelişmesinde temel rol oynamaya başladığını belirten Arslan, “Sanayi ekono-misinde yatırımların önemli kıs-

mı makine, teçhizat, fabrika gibi maddi varlıklara ayrılırken, gü-nümüzde yatırımların önemli bir kısmı bilginin artırılmasına yö-nelik olarak gerçekleşmektedir. Belirsizliklerin hakim olduğu iş dünyasında organizasyonların re-kabet edebilmesinin temel anah-tarı bilgidir” ifadesinde bulundu.

lesi, Atatürk Anıtı, Araban doğal güzellikleri, Karasu deresinde kanyonu çağrıştıran bir kıvrım gibi çok sayıda fotoğraf yer alı-yor. Yine sergide, Gaziantep Çi-çekleri adlı iki kitabımda yer alan fotoğrafların yanı sıra yurdumu-zun tarihi ve doğal güzelliklerini bir fotoğrafçı gözüyle belgeleme-ye çalıştım” şeklinde konuştu. Serginın manzara fotoğ-raflarından oluştuğunu söyleyen Yelken, Van, Trabzon, Konya, Artvin, Malatya gibi yurdumuzun değişik yörelerinden fotoğrafla-rın yer aldığını söyleyerek, temel

Gaziantep Üniversitesi Kültür Müdürlüğüne bağlı Fo-toğraf Topluluğu Eğitmeni Ha-san Yelken’in eserlerinden oluşan karma resim sergisi, Üniversite-miz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından, 80. Yıl Öğrenci Kültür Merkezinde açıldı. 15 Gün süreyle sanatsever-lerin beğenisine sunulan serginin, 50 adet fotoğraftan oluştuğunu söyleyen Hasan Yelken, “Ser-gi ağırlıklı olarak, Gaziantep ve çevresinden manzara fotoğrafla-rından oluşuyor. Gaziantep Ka-

Hasan Yelken’den Resim Sergisiamacının tarihi belgelemek oldu-ğunu ve sergide yer alan fotoğ-rafların her ne kadar manzara fo-toğraflarından oluşsa da belgesel

nitelik taşıması bakımından çok önemli olduğunu söyledi.

loji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Müdü-rü Yeşim Küçükkaya semine-re konuşmacı olarak katıldı. Ü n i v e r s i t e m i z i n Türkiye’de ki mühendis ye-tiştiren en iyi üniversitelerden biri olduğuna dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. M. Yavuz Coş-kun, geldiğimiz noktada her yerde üniversite olduğunu ve her yerde mühendislik fakül-telerinin açıldığını ifade etti. Gaziantep’in krizde bile kendini korumuş bir kent ol-duğunu belirten Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Eğitim başlı başına insan yetiştirme sanatı. Öğrencinin donanımlı olması okulu bittiğinde hemen iş bul-masını sağlıyor. Öğrenci okur-ken bir ustabaşının altında ezil-se bile ona zor gelmez. Ama okulu bitip, diplomayı aldığın-da ezilirse bu ona zor gelir. İşi sahada öğrenmek çok farklı. Öyle bir şey ki işletmede eli-nizi nereye koyacağınızı öğre-niyorsunuz” şeklinde konuştu. “Ortak eğitim gerçek-

Gaziantep Üniversite-si Mühendislik Fakültesi De-kanlığı Toplantı Salonu’nda, “Eğitimde Üniversite – Sa-nayi İşbirliği: Ortak Eği-tim Programı” adlı Bilgilen-dirme Semineri düzenlendi. Seminere; Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Mühendislik Fakül-tesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Gönül, çok sayıda akademik personel ve öğrenci katıldı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Koordinatörü Ziya Sülünbe ve TOBB Ekonomi ve Tekno-

çi bir modeldir” diye konuşan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Müdürü Yeşim Küçükkaya, “Ortak eği-tim modeli öğrencilerin öğre-nimleri sırasında işyerlerinde ücretli çalışmaları ile mesleki gelişmelerini pekiştirmeleri-dir. Ortak eğitim teori ile pra-tiği birleştirir. Üniversite ile sanayi arasında bilgi ve tecrü-be yoluyla işbirliği sağlar. İş-yerlerinde çalışma akademik dönem içinde belirli gün veya hafta şeklinde uygulanabilece-ği gibi bütün dönem boyunca da olabilir” şeklinde konuştu. Ortak eğitim modeliyle TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden mezun olan kişilerin ortak eğitim yaparken iş teklifi aldıklarını belirten TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ortak Eğitim ve Kariyer Geliştirme Koordina-törü Ziya Sülünbe, bu uygu-lamanın üniversitelerinde 5 yıldır uygulandığını kaydetti. Sülünbe, sanayinin en büyük şikayetinin kalifiye eleman sı-

kıntısı olduğuna dikkat çekti. Programın açılışında ko-nuşan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Gö-nül, “Mezuniyeti gelmiş öğ-rencinin son dönemini sanayi-de geçirmesi fikri Rektörümüz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından ortaya atıldı. He-pimiz bu fikri benimsedik. Ancak, olaya biraz temkin-li yaklaşmak istedik. Sanayi Odasıyla birtakım toplantılar gerçekleştirdik. Biz Gaziantep bölgesine sıkışıp kalacağız. TOBB’un büyük firmalarla bağlantıları var. 2006 yılından itibaren bu programı kullanı-yorlar” ifadesinde bulundu.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

“Eğitimde Üniversite – Sanayi İşbirliği: Ortak Eğitim Programı” Adlı Bilgilendirme Semineri Düzenlendi

luluğunu temsilen, Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı Oğuzhan Uçar, Topluluk Eski Başkanları Murat Karadaş ve Özden Parsak ile Yönetim Kurulu Üyeleri Gülcan Ya-vuz ve Anıl Oymacı katıldı. Çalıştayda, “Ortadoğu’da Çözülemeyen Emperyalist Düğümü” konulu sunumu gerçekleştiren Anıl Oymacı bölgeyi Büyük Orta Doğu Pro-

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürkçü Düşün-ce Topluluğu tarafından 23 - 25 Nisan tarihleri arasında” 6. Ulu-sal Atatürkçü Düşünce Kulüple-ri - Toplulukları Çalıştayı” An-kara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığında gerçekleştirildi. Çalıştaya, Üniversi-temiz Atatürkçü Düşünce Top-

jesi, Yeni-Osmanlıcılık Akı-mı ve Medeniyetler Çatışma-sı Tezi çerçevesinde ele aldı. Enerji,su, Irak, İsrail-Filistin ve İran konularının ülkemiz için önemi üzerinde duran, Orta-doğu ve Türkiye üzerinde kirli bir oyunun ortaya konduğunu vurgulayan Oymacı,“Dağınık halde vuruşan İslam ülkele-riyle mücadelenin zorluğunun farkında olan emperyalist-

ler bunu daha once Komunist bloka uyguladıkları gibi ra-kip devletleri tek bir çekirdek devlet etrafında toplayıp yal-nızca çekirdek devleti ortadan kaldırarak tüm direnişi ber-teraf etmek amacını gütmek-tedirler. Bu çekirdek devlet olarak ta Türkiye’yi belirle-mişlerdir” şeklinde konuştu.

Atatürkçü Düşünce Topluluğu “6. Ulusal AtatürkçüDüşünce Kulüpleri-Topluluğu Çalıştayı”na Katıldı

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

GEMAJ Grubu’ndanMuhteşem Müzik Ziyafeti

Gaziantep Üniversitesi ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin işbirliğiyle ve Mizyal Sanatevi’nin katkılarıyla Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, Slovenyalı Müzik Grubu GEMAJ tarafından konser gerçekleştirildi. Konsere Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, çok sayıda akademik, idari perso nel ve öğrenci katıldı. Grup, birbirinden güzel şarkılarıyla dinleyenlere muhteşem bir gece yaşattı. Mladen Ravnikar, Sandi Dovar, Aleksander Kavkler ve BostjanPusav er adlı müzisyenlerden oluşan grup, Sloven Halk Şarkıları, Starogradske Şarkıları, Sevdalinka ve popüler şarkılar dahil, çok değişik tür şarkıları başarıyla seslendirebilmektedir. Grup, Rus, Slovak ve Çingene şarkılarını da başarıyla sunmaktadır. Konserin sonunda Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından grup üyelerine hediye takdim edildi.

“Atatürk Türk Gençliğine Güvenmiştir”Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

mücadeledeki katkıları gibi önemli görevler üstlendikleri-ni belirtti. Kurtuluş Savaşı’nın, Milli Mücadele’nin kazanıl-masında kadınıyla erkeği ile Türk gençlerinin önemli kat-kıları olduğunu anlatan Çe-likdemir, “Körpecik kahra-manlar, Sakarya’nın, Büyük Taarruz’un büyük şehitleridir, gazileridir. Batı Cephemizde, İngiliz desteğindeki kuvvetli ve muntazam Yunan ordusu-na ilk kurşunları sıkanlar da delikanlı insanlardır. Gaze-teci Hasan Tahsin’ler, Yörük Ali ve Demirci Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ve diğer Kuvayi Milliye çetelerinin kızanları, zeybekleri 22–23 yaşlarında-dır. Batı Cephesi’ndeki, bu-günün anlamı ile ilk gerilla teşkilâtımızı 120 gönüllü ile kuran Jandarma Yüzbaşı Ta-hir Fethi, 28’indedir. Halk, bu halk kuruluşuna“Yiğit Ordu-su” adını yakıştırır. Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen Anado-lu gazetelerinin de hemen he-men tamamını gençler çıkarır” diye konuştu. Milli Birlik ve Bütün-lüğümüzün sağlanmasında Türk gençliğine büyük görev-ler düştüğünü bildiren Çelik-demir, “Coğrafi konumumuz ve milletimizin sahip olduğu tarihi misyonundan dolayı bu-gün ülkemiz birçok iç ve dış tehditle karşı karşıyadır. Bun-larla mücâdele etmek ve bun-ların üstesinden gelmek, Mil-

Gaziantep Üniver-sitesi İslâhiye İktisadi ve İdari Bilimler ve Meslek Yüksekokulu’nda 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ne-deniyle, Fen-Edebiyat Fakül-tesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Murat Çelikdemir tarafından “Ata-türk ve Gençlik, Milli Birlik ve Beraberlik” konulu konfe-rans düzenlendi. Atatürk’ün Türk Genç-liğine önem verip güvendiğini ve vatanın geleceğinin gençli-ğin anlayış ve enerjisine bağlı olduğunu söyleyen Çelikde-mir, milli birlik ve beraberli-ğe daha çok ihtiyaç duyulan günümüzde gençlerin milli

li Birlik ve Beraberliğimizi sağlamakla mümkündür. Bu hususta Atatürk bizzat kendi el yazısıyla şunları kaleme almıştır: “Vatanımız, Türk Milleti’nin eski ve yüksek tarihi ve topraklarının derin-liklerinde, mevcudiyetlerini muhafaza eden eserleri ile yaşadığı bugünkü siyasi sı-nırlarımız içindeki yurttur. Vatan hiçbir kayıt ve şart al-tında ayrılık kabul etmez bir kütledir” şeklinde konuştu. Çelikdemir, “Fransa’da 1978 istatistiklerine göre 17 etnik grup mevcuttur. Söz ko-nusu etnik grubun genel nüfus içindeki oranı yüzde19’dur ve bu gruplardan 16 sının nü-fusu 100 binin üzerindedir. Bu tabloya rağmen “Fran-sa bir mozaiktir” niteleme-si yapılamaz. Zaten Fransız kanunları buna müsaade de etmez. Fransa 1992 tarihin-de anayasasının 2.maddesi-ni “Fransızca, cumhuriyetin anadilidir” şeklinde değiş-tirirken, Türkiye’de Türkçe dışındaki dillerin resmileşti-

rilmesini hararetle destekler.Gene Fransa Anayasa kuru-lu 1991’de, “Fransa halkının unsurlarından Korsika Halkı” ifadesini anayasasına aykırı bulurken başta Fransa olmak üzere AB’nin Türkiye’deki etnik ve dini gruplarla ilgili çalışmaları dikkat çekicidir. A.B.D.’de 250 kadar etnik grup vardır. Ancak bunla-rın tümü standart kültürde “Amerkanizm” çatısı altında birleştirilmiştir. Anadolu’daki 1000 yıllık varlığımız göz önüne alındığında, daha dün diyebileceğimiz bir zamanda kurulmuş olan Amerika Bir-leşik Devletleri’nde, bu kadar kısa bir sürede 250 etnik gru-buyla bir millet olabiliyor da 1000 yıldır bu topraklar üze-rinde kader, keder ve sevinç birliği etmiş bizler mi millet olamıyoruz?” diye konuştu. Konferans sonunda Yrd. Doç.Dr.Murat Çelikdemir’e, Öğr.Gör.Zeliha Yıldırım ve Okutman Nuriye Çalık tara-fından hediye takdim edildi.

‘ATLAS-TRT’ projesinde Ga-ziantep Üniversitesi Parçacık Fiziği Grubu bilimsel çalışma-larını verimli bir şekilde sür-dürmektedirler. Proje TAEK tarafından desteklenmektedir. Gaziantep HEPP (High energy Particle Physics) gru-bunun çalışmalarından olduk-ça memnun olan ‘ATLAS-TRT’ detektörü CERN proje lideri Alman Bilim adamı Prof. Dr. Christoph Rembser 28 Ni-san 2010 tarihinde üniversite-mize gelerek Fizik Mühendis-liği Bölümüne ve Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerine ve öğrencilerine hitaben, Rektör Yardımcımız ve Mühendislik Fakültesi Dekanının da ka-tıldığı, katılımın oldukça iyi olduğu, dünyada yankı uyan-dıran (basında Büyük Patlama

Fizik Mühendisliği Bö-lümü Yüksek Enerji ve Par-çacık Fiziği Ana Bilim Dalı ve Elektrik Elektronik Mü-hendisliği Bölümü Öğretim üyeleri, yirmi ülkenin üyesi bulunduğu uluslararası bilim araştırma merkezi CERN (Eu-ropean Laboratory for Particle Physics) – LHC (Large Had-ron Collider) de bulunan 4 bü-yük detektörlerden biri olan

(Big Bang) Deneyi olarak bili-nen) ‘CERN-LHC de yapılan Deneyler’ ve ‘Parçacık Fiziği Hızlandırıcıları’ konularında iki ayrı konferans verdi. Yüksek Enerji ve Par-çacık Fiziği Grubu Öğretim elemanları ve Yüksek lisans öğrencileriyle bilimsel çalış-maları hakkında özel toplantı yapıldı. Top lantı sonra-

sında Dr. Christoph Rembser Üniversite öğrencilerimizin bu konuya verdiği önem ve ilgilerinden oldukça memnun kaldığını, genç bilim adamla-rının daha çok teşvik edilerek yetiştirilmesinin önemini vur-guladı.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

CERN-ATLAS- TRT dedektörü Proje Lideri Dr. Christoph Rembser Üniversitemizi Ziyaret Etti

belirten Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin dünyada hiçbir hanedana nasip olmayan en uzun süre devam etmiş olan bir devlet olduğunu bu neden-le de dünyada ilk olduğunu ifade etti. Osmanlı Devleti’nin dünyada tek süper güç olarak, dünyanın en çetrefilli bölge-sinde hüküm sürdüğünü söy-leyen Şimşirgil, “Sadece Türk değil, dünyadaki bütün bilim adamları Osmanlı konusunda pek çok araştırma yapmıştır. Bugün yine en çok merak edi-len konu Osmanlıdır. Amerika bile bir işin içinden çıkama-yınca Osmanlıya başvurmuş-tur” şeklinde konuştu.

Gaziantep Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Ta-rih Bölümü tarafından, Üni-versitemiz İnşaat Mühendis-liği Konferans Salonu’nda, Marmara Üniversitesi Öğre-tim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in konuşmacı olarak katıldığı “Osmanlı Devletinin Kuruluşundaki Dinamikler” konulu konferans düzenlendi.

Konferansa Gaziantep Üni-versitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, öğ-retim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Osmanlı Devleti’nin dünya tarihinde çok önem-li bir yere sahip olduğunu

Temellerin çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşir-gil, “Bir binanın temeli sağ-lam değilse yıkılırsınız. Eğer biz şuan ayaktaysak bu te-melimizin sağlam oluşundan kaynaklanıyor. Milletleri mil-let yapan en önemli özellik ta-rih şuurudur” diye konuştu. “Ne kadar ekmek o ka-dar köfte dememeliyiz” şek-linde konuşan Şimşirgil, “Va-tanımıza, milletimize hizmet etmek hepimizin borcudur. İyi insan yetiştirmek bizim birin-ci işimizdir. Çünkü iyi insan yoksa ilerlememiz mümkün değildir. Osmanlı padişahla-rı dahi olacak şekilde yetiş-tiriliyordu. 11 yaşında illere

vali oluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet küçük yaşta bir dev-letin başına geldi. Onlar mü-kemmel bir şekilde yetiştirili-yordu” ifadesinde bulundu. Konferansın sonunda Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk tarafından, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’e hediye takdim edildi.

“Osmanlı Devletinin Kuruluşundaki Dinamikler” konulu konferans düzenlendi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

tesi 100 üzerinden, 92.40 puan ile Türkiye birincisi olurken, Gaziantep ve Erzurum Üni-versitesi, 92.29 eşit puan ile Türkiye ikinciliğini paylatı. Kural gereği eşitlik bozma neticesinde de üniversitemiz

Gaziantep Üniversitesi Kültür Müdürlüğü Türk Halk Oyunları Topluluğu, 10 - 12 Mayıs 2010 tarihlerinde Har-ran Üniversitesi’nde düzen-lenen üniversiteler arası halk oyunları Türkiye Final yarış-masında geleneksel ve stilize dalda Türkiye üçüncüsü oldu. Akademik Danışman-lığını Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Öğr. Gör. Fat-ma Kılınç ve halk oyunları eğitmenliğini Turgay Kılınç ile Turgut Oğuzun yaptığı, ge-leneksel dalda Dicle Üniversi-

değerlerimizin yaşatılmasın-da ve yayılmasında önem-li bir işleve sahip olan, Türk Halk oyunlarının, gelenek-sel uygulamalarının yanında sanat-estetik yorumlamalarını da yaparak, Milli Kültür var-lıklarımızın üniversite gençli-ği tarafından algılanmasında önemli rol oynadığın söyledi. Kılınç, “Bu bağlam-da topluluk üniversitemizin değişik bölümlerinden öğ-rencilerimizin katılımıyla ça-lışmalarına devam etmekte-dir. Üniversite içi ve dışında çeşitli etkinliklere de katılan topluluğumuzun üniversiteler arası yarışmalarda aldığı de-receler ve başarılar, toplulu-ğumuzu desteklemeye gelen öğrencilerimize, Gaziantep Üniversitesi’ni temsil etme-nin, haklı gururunu ve ayrı-calığını yaşatmıştır” şeklinde konuştu.

Türkiye üçüncüsü olurken, stilize dalda ise Gazi Üniver-sitesi birinci, Kara Harp Oku-lu ikinci oldu. Halkoyunları yarışma-sı hakkında bilgi veren Öğr. Gör. Fatma Kılınç; kültürel

Üniversitemiz Geleneksel ve StilizeDalda Türkiye Üçüncüsü Oldu

rektiğini ifade etti. Uçar, “Yıllar boyu sa-vaşta, harpte, sıkıntıda aranan Türk milletinin, dışarıda Batı emperyalizminin fiili kuşat-masına giren, içeride ise em-peryalistler ile işbirliği yapan ve kendi milletine düşman olan devlet anlayışı ile, yıllardır var

Gaziantep Üniversitesi Kültür Müdürlüğüne bağlı ça-lışmalarını sürdüren Atatürk Düşünce Topluluğu tarafın-dan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı et-kinlikleri kapsamında “Fener Alayı” düzenlendi. Kültür Müdürlüğü önünden başlayıp Üniversi-temiz Atatürk Anıtında sona eren Fener Alayı’nda Toplu-luk Başkanı Oğuzhan Uçar ta-rafından bildiri okundu. 19 Mayıs’ın, egemen-liğin ulusa ait olması ve bu-nun teminati olarak gençliğin cumhuriyetin ölmez bekçileri olduğunu ispatladığını belir-ten Uçar, Türk Gençliği’nin Atatürk’ün emanet ettiği Cum-huriyeti ilelebet yaşatmak ve yürütmek için son damlamıza kadar mücadele etmemiz ge-

anlayışını reddeden Mustafa Kemal ve arkadaşları, tam Bağımsız bir Türkiye için 91 yıl önce Samsun’dan hareket etmişlerdir. Tüm mazlum mil-letlerin ezildiği, sömürüldü-ğü bir dünya düzeninde Türk Milleti, Ulu Önder’in öncülü-ğünde verdiği antiemperyalist mücadeleyi kazanmış ve tüm dünyaya emperyalistlerin ye-nilebileceğini ispatlamıştır. Bunun sonucunda da Türk Devleti, savaşarak kazandığı bağımsızlığını, iktisadi, sos-yal ve hukuksal alanlarda da kazanarak Batının yüzyıllar boyunca kan ve savaş ile ge-tirdiği devrimleri, çağdaş uy-garlık seviyesine ulaşmak he-defi ile 15 yıl gibi kısa sürede tüm dünyaya örnek olacak şe-kilde yapmıştır” şeklinde ko-nuştu.

olmasının en büyük dayanağı olan bağımsız ve özgür ya-şam isteği ortadan kalkmıştır. Yüzyıllardır topraklarımız ve üzerinde yaşayan halkımız, sistemli bir biçimde sömürül-düğünün farkında olan ve Os-manlı Devleti’nin Batı’nın çı-karlarını gözeten bir yönetim

Üniversitemizde “Fener Alayı” Düzenlendi

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

rışacağını vurgulayan Aka-demik Danışman Öğr. Gör. Fatma Kılınç, “Ekibimiz içe-risinde Tıp, Fen – Edebiyat, İktisat Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu öğrencileri de yer alıyor. Biz öğrencilerimi-ze kendi kültürümüzün di-namikleri içerisinde yer alan halk oyunlarını, sosyalleşme anlamında ön planda tutmak istiyoruz. Önemli olan öğ-rencilerimizin kaynaşmasını sağlayarak, kardeşliklerini pe-kiştirmek” şeklinde konuştu.Stilize Dalda; Yüzüncü Yıl, Fırat, Siirt, Ağrı İbrahim Çe-çen, Bingöl, Ankara, Gazi-antep, Çukurova, Adıyaman, Cumhuriyet Üniversiteleri yarışırken, Geleneksel Dalda; Ankara, Bingöl, Bitlis Eren, Yüzüncü Yıl, Fırat, Siirt, İnö-nü, Gaziantep, Kilis 7 Aralık, Kocaeli, Karabük, Gazi, Adı-yaman, Harran, Hitit, Ordu, Cumhuriyet, Gaziosmanpaşa, Nevşehir, Erciyes Üniversite-leri birbiriyle yarıştı.

Gaziantep Üniversitesi Kültür Müdürlüğü Türk Halk

Oyunları Topluluğu,1 – 3 Mayıs 2010 tarihleri arasında Çorum Hitit Üniversitesi’nde

düzenlenen “Üniversiteler Arası Halk Oyunları Grup

Yarışması”nda stilize ve gele-neksel dalda birinci oldu.

Üniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatu-arı Öğr. Gör. Fatma Kılınç’ın

Akademik Danışmanlığın-da, Turgut Oğuz ve Turgay

Kılınç’ın halk oyunları eğit-menliğinde çalışmalarını sür-

düren topluluk, kendi grubun-da ve diğer guruplar içerisinde

en yüksek puanı aldı. Stilize dalda Çukurova Üniversitesi

ikinci, Adıyaman Üniversitesi üçüncü olurken; Geleneksel

dalda, Kilis 7 Aralık Üniversi-tesi ikinci, Kocaeli Üniversi-

tesi üçüncü oldu. Ekibin 10 – 12 Ma yıs 2010 tarihleri arasında Şanlıurfa’da düzenlenecek olan Türkiye Finali’nde ya-

MİLLİ YÜZÜCÜ DERYA BÜYÜKUNCU BESYO’DA ŞÖYLEŞİYE KATILDI

Türkiye’nin en bü-yük rekortmen yüzücüsü Gaziantepli Derya BÜYÜ-KUNCU, Gaziantep Üni-versitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Kon-ferans Salonu’nda, “Türk Spor Sistemi ve Ameri-ka Spor Sistemi” hakkın-da öğrencilerimiz, şehir-

Gaziantep Üniversitesi “Üniversiteler Arası HalkOyunları Grup Yarışması”nda Birinci Oldu

den gelen beden eğitimi öğretmenleri, antrenörler ve sporcular ile buluştu. Sohbet havasında ge-çen söyleşide Büyükuncu çok zor şartlar altında ça-lışmalarına devam ettiğini, Türk Milli Takım forması ile 6 Olimpiyat Oyunları-na katılacağını bunun bu açıdan bir rekor olduğu-nu, 4 tarafı denizlerle çev-rili ülkemizde spora ve spor kültürüne çok önem verilmediğini söyledi. 500’e yakın Türkiye Rekorunun sahibi olan Der-ya Büyükuncu’ya konuş-ması sonrası Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Kürşat Karacabey tarafından teşek-kür belgesi takdim edildi.

Yıl:3 Sayı: 32 01 - 31 MAYIS 2010

Üniversitemiz Onkoloji Hastanesinde Kamelya Açılışı Gerçekleştirildi

ve bunun çabası içerisindeyiz. Bu anlamda her alanda gerek hasta odaları gerekse cihaz do-nanımı anlamında bölgede ye-gane bir Üniversiteyiz. Bugün açılışı yapılan bu kamelya hem hastalarımızın hem de yakın-larının çok büyük ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Empati Derne-ğine teşekkür ediyoruz” şeklin-de konuştu. Yaptırılan kamelyanın hastanede tedavi gören hasta-lara moral olacağını belirten Empati Sosyal Sorumluluk ve Eğitim Derneği Başkanı Pınar Topçuoğlu, daha iyi ve daha güzel şeylerde bir arada olmayı istediklerini belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti.

Gaziantep Üniversite-si Onkoloji Hastanesi Empati Sosyal Sorumluluk ve Eğitim Derneği tarafından yaptırılan kamelya açılışı gerçekleştiril-di. Açılış törenine; Gazian-tep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Şahin-bey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent Elbeyli, Empati Sosyal Sorumluluk ve Eğitim Derne-ği Başkanı Pınar Topçuoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Törenin açılışında ko-nuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Biz toplumumuza daha iyi sağlık hizmeti verebil-mek adına çalışmalar yapıyoruz

Gaziantep Üniversi-tesi Onkoloji HastanesiEmpati Sosyal Sorumlu-luk ve Eğitim Derneği ta-rafından yaptırılan kamel-ya açılışı gerçekleştirildi.