Babanzade Ahmed Naim

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    1/43

    BABANZADE AHMED NAM'N FELSEFIGRLER

    Do. Dr. Recep KIL

    GR

    \' ' i

    "slamc" dnce izgisjnin i?nemIi bir simas olan A. Naim, d:naok eseri ile tannr. Szn ettiimiz bu eserler unlardr: Hadisilii-ni n plana karan' "Tecrid-i Sarih Tercmesi" [lk cildi), Ahlak anla-yn aklad "Ahlak- Islamiyye Esaslar" ve slamclk dncesinitemellendirdii "Islam'da Da'vay~ Kavmiyet". Mteaddit defalar sade-,

    letirilerek baslan zikrettiimiz bu eserler, onun Cumhuriyet nesiince,zellikle klasik slami ilimler alannda sz sahibi ohin bir dnr olarak 'tannmasna sebep olmutur. Oysa A. Nain,klasik dini ilimler alanndaolduu kadar sosyal bilimlerde de sz sahibi birmtefekkirimizdir. MacitGkberk'in ifadesiyleo, "gemie bal vegrlerinde tutarl bir msl-man Osmanl aydn"ldr. '

    1914-1919 ve 1922-1933' yllar arasnda Darlfnun Edebiyat Fa-kltesi'nde onbe yl genel felsefe, metafiiik, psikoloji ve mantk dersleriokutmuolmasndan da an,lalaca gibi, onun esas ihtisas alan fdsefe-

    dir. Felsefe alannda yazd "Felsefe Dersleri" isimli hadmIi telif eseriile G. Fonsgrive'dengeni haiyeler ilaye ederek "MeMdi-i FelsefedenIlm'n-Nefs" adyla yapttercme, felsefi konulardaki kapasitesi'ni gs-termek iin yeterlidir. Felsefe ve Sanat terimlerinin bizdeki karlklannh 'bulunmas konus~nda A. Naim'in son derece ilmi ve titiz almalanolmu, IstlahaH TImiyye Encmeni'nit! hazrla.d "Felsefe [stlahlar"ve "San 'at [stlahlar '; isimli eserlerin hazrlanmasnda nemli katklanolmutur. Aynca G. Fonsgrive'den yapt tercmeye yazd haiyelerdepek ok felsefi terime geni aklamalar getirmi, yaplan yanl tercme-lere iaretetmi ve bu felsefi terimlere yeni karlklar teklif etmitir2

    i

    1. Arslan Kayiarda, Felsefecilerle Syleiler, stanbul, ,tari,hsiz. Elif Yaynlan: 24,L L ~ ' ' .

    . 2. Yanllara iaret ederekyeni' tekliflerde bulunduu felsefi terinlere Pensee vePlaisr kavramlann rnek {llatak verebiliriz:

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    2/43

    2 9 8 RECEP K II . . : I

    ,

    !.

    Ahmed Naim'in dile getirmeye altmz ihtisas alann n planakaran felsefi almalan, sadektirikrek Cumhuriyet nesIinin istifadesi-ne sunulamamtr. Bu sebepten esas meslei olan Darulfmln EdebiyatFakltesi'ndeki felsefe hocal ou kez gzard edilmitir. Felsefeciliimeslei olmasna karlk kIasik slami ilimler alanndaki kazanmlarnntamam, kendi zel gayretlerinin sonucudur.

    . .

    .Bu almamzda biz;A. Naim'in szn ettiimiz eserlerinden ha-reketle, nce felsefe ile ilgiIi grlerini tesbit etmeye alacaz. Yanl .arim yaptrmayan. doru karlkIann bulabilmeki iin zerinde al- ,t felsefi terimlerin hi deilsebirksmna iaret edeceiz. Daha sonrada ahIm, dini ve siyasi konulardaki dier grlerini ele alacaz~ Anakgenelokuyucu iin nce, onun hayat ve eserleri hakknda ksa bir bilgivermenin faydal olaca kanaatindeyiz .

    . ''Pensee: Istlah encmeni Pensee'ye mutlak surette "mefhum" ve ''1unme''... de-rnee karar vermitir. Fikrime gre Pensee'nin Trkesi "dnce" ve "dnlen ey'"olabilirse de "mefhum" kelimesi mutlaksuretteona muvafk bir mukabil lamaz. Bunakarlk "fIkir", "fkre;t", "nazar" ve Penser. masdanna' masdar manas ile yine "fikir ","nazar" bazen "mrahaza" kelimelerinden birini istimal etnek yerine gre daha mla- ..yim der.

    Penser masdan Latince Pensare masdanndan mtaktr ki, .tutnak, muvazeneetmek, mukayese etnek gibi manalam geldii gibi teemml ve mlahaza etmek, istidIaletnek ma'nalanna da getir. Masdari manay ismiyete nakledince Pensee'nin manas!dees'leri biribiriyle mezc ve mukayese etmek"tetkik eylemek filine ve kuvvesine tlakolunuyor ki, Latincesi Cogitatio veya Putatio'dur. Birincisinin manas dn, ikincisi-nin manas hesab, takdir, muvazenedir. Biz buna "fikir" deriz.

    Bizim stlah- mehurumuzca fikir; zihnin metlilibden mebadiye ve mebadi'denmetalib'edoru intikal ve hareketidir. Nefsin ma'kUlatta (yani mahsusatn dnda) tasar-ruf ederek, inip karak nclleri tertip etmesidir.

    Nazar da mehule mteeddi olsun yani mehUle varsn diye umur-u mlilumeyi tertibetmektir diye tarif ediliyor ki, malum at- tasavvuriden mehul at- tasdikiyyeyi kesbetnekdemektir. Her iki tarifin meali, malumattan mehul tahsil ve iktisab olduuna 'nazarankavl-i mehura gre fikir ile nazar mteradiftirler,' .

    Bu tafsile gre Pensee'ye ... "fikir ve "nazar" demek lazm gelir [Ahmed Naim,Mebadi-i Felsefeden lm~h-Nefs. s.I92-193]. ,

    . "Plaisr: Plaisir'in "haz" ile tercmesiyanltr. Bin bu kadar yldan beri herhangibir ilim dalna dair kitiplara baklsa, "lezzet" ve "elem"e tekabl, eden ,iki tabire tesadfedilir. "Haz'veElem" diyen hibir mellife rastgelinmez. Haz; nasib ve hisse, hem de ha-yrl bir nasib ve hisse demektir. Bu manadan menkulolarak elem' e hde tekabl edemi-yen manalarda da ilmi bir stlah olmak zere kullanlmtr. Mesela Nahiv' de "Fulan kim-senin i'rabdan hazz yok'" denir. Lakin bunun bize taalluku' yoktur. "Sizi grmeklemahzuz oldum" cmlesinden kastedilmi. olan da, lezzet-i mecazdir. Hele "hazzettim" ta-biri, kadn lgatnamesinden lisana intikal etmi terkip ve manaca iekim bir ibaredenbaka bir ey deildir. Kadnlar "terih gibi adamda derler. Bunu da kabul edecek miyiz?

    Hazz lezzet'e tercih edenleri art

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    3/43

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    4/43

    300 RECEPKIL

    , Ekim1915'de Darlfiun EdebiY,at velahiyat-'ubesi mderrislii

    (retim yelii)'ne atanan A. Nam, Ekim 119l8-Ekim 1919 tarihleriarasnda ksa bir sre Darlfnun'un umum mdrln (rektrlk) deyapar. 1919 ylnda A'yan Meclisi'ne ye oLur; ,

    ) \

    A. Nam Bey nceleri k~bul etmedii halde, sonradan 'Buie laykgrldm, Ul'l-Emr'e itaat gereklidir' diyerek A'yan Meclisi'ne, ey-hulisam Mustafa Sabri Efendi'nin Sultan Vahdeddin'e tavsiyesi ile Hr-riyet ve 'tilaf Partisi'nden aza (senatr). olur.Senatrl 4 Kasm1922'de stanb;l Hkmeti'nin tasfiyesi ile son bulur. ,

    . stanbul Hk1heti'nin ilgasndan sonra T.B.M.M. HkUmeti MaarifYekillii tarafndan hakknda cevaz- istihhdam karan verilerek mderris-likvazifesine devan eden A. Naim) DarlNnun Edebiyat Fak1tesi:ndeGenel Felsefe, Metafizik,Psikoloji, Ahlak ve Mantk dersleri okutmutur.

    Maarif Nezareti Tercm~ Dairesi yesi olduu yllarda lslahat- I~miye Etcmeni'nin almaarina katlr. Bu Encmen'in hazrlad"Fel$efe [stlahIar" ve "Sanat [stlahIar" isimlieserlerinhazrlanma-snda nemli katklan olur.

    1933 niversite reformuyla ~enLkurylan stanbul niversitesi'net?retim yesi olarak kabul edilmeyerek emekliye sevkedilir. Yaplan buUniversite reformuyla ,::Darlfnun hcalan ge~i lde elenmi, 151 ki-iden yalnz S9'u yeni Universiteye alnmtr. Oretim kadrosu asl baka

    . iki kaymiktan'salanmtr: a) Bat'da okuyup gelenler doktora art aran-makszn doent olarak atanmlardr, b) Nazi basksndan kaan Almanve Orta Avrupa'l profesrlere kaplar almtr"4.'

    'Mays 1933'deki niversite reformuylaemekliye sevkedilen A. \ Naim; 13 ~ustos 1934 gn s,ecdee iken vefat eder. Ertesi gn Edir-

    nekap mezarlna defnedilir.En yaknarkad~lanndanikisi Mehmet Akif ve M. Hamdi Yazrdr.

    "Naim'in vefat haberi, zerime da gibiykld"5 diyen Akif iin A.Naim, ilmine gyenilebilecek iki insandan biriyd.i. Bu konuda Mahir z

    . unlan syler: "Akif Bey'in Hamdi Efendi'nin ilmine itimad vard. Benbir kere, Ankara'dayken ulemamz hakknda fikrini sorduumda, bana:I'Handi ve Naim, bunlar sika'dandr, ne derlerse yledir; szleri senettekil eder' demiti"6. ' .

    Halveti tarikatna mensupolan A. Naimiin tasavvufi yn de var':dr. Fatih trbedan Ami Efendi, onun "hem kaynpederi, hem de

    4. Yahya Akyz, Trk Eitim Tarihi (Balangtan 1982'ye), Ankara -1982, s. 223. ' '5. Miihiz z, Yllann zi, Istanbul 1975, s, 145. '6. Miihir z, Yllann zi, s.144. .

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    5/43

    BABANZADE AHMED NAlM'N FELSEFi GRLER 301

    i

    eyhi"7dir. "Babanzade Naim Bey, erbab- ilim ve irfanla temas pek se-

    verdi. Zahir ve batn ilimierinde tannm her kimi iitirse,'mutlaka onun-la grrd;,g. \

    leride zerinde. duracamz gibi slamc fikir akmnn temsilcile-rinden olmasna ramen ilk qnemlerinde, genelolarak idaresinden ika-yeti olduu Abdulhamit'in aleyhindedir. "Mustafa Sabri, Elmall Kk,.Hamgi, Adanal Hayret Efendi, dersiamlardan tannm kimseler, Meh-met Akif Bey gibi"9 devrin tannm fikir adamlar yannda o da, Abdul-hamit hakknda ilk dnemlerde ttihat ve Terakki Cemiyeti'nin fikirlerineparalel fikirler savunmu, fakat bu dnem ok ksa srmtr. Meruti-,

    yet'in ilanndan bir sene bile gemeden bu konudaki fikrini deitirmi-,tirIO .

    ESERLER

    A. KTAPLARI

    1. Temrinat:"Sarf- Arabiye Mahsus Temrinat, stanbul 1316" ve"Mekteb~i Sultaniye Mahsus Sarf- .Arabi ve Temrinat, stanbul 1323"gibi isimlerle b?slmtr. Eser, Galatasaray d,ers nazn Mustafa CemilBey'in "Arapa Sarf Risalesi"nin uygulama ve altrma kitab haline ge-tirilmi eklidit.

    2. Hikmet (Felsefe) Dersleri: lEseril} tam ismi: "Ulum-u Aliye-i Di-niyye ubesinde Tedris Olan Felseje-i Islamiyye'den Hikmet (Felsefe)

    Dersleri"dir]. stanbul 1329, Mabaa- Huk:tkiyye.', '

    3. slam'da Da'vayKavmiyet, stanbul 1330. Bu eser; AbdullahIklar, mer Ltfi Zararsz ve M. Erturul Dzda tarafndan farkl t a -rihlerde sadeletirilmitir ..~ser, A. Iklar tarafndan,. islam zrkzlz M e -netmitir adyla 1963'de; O.L. Zararsz tarafndan, "Islam'da Irkzlzk ve

    J.!illiyetilik adyla 1979'da (2. bs); M.E. Dzda tarafndan, Trkiye'de

    Islam ve IrkzlzkMeselesi iinde 1976'da yaymlanmtr.

    7. Mahirz, a.g:e., s. 161.8. "Berlin Sefiri Kemaleddin Sami Paa'nn zevcesi ve Prens Abbas Halim Paa'nn

    kerimesi Prenses Emipe Hanm ile Topkap'da iittii byk bir zat ziyarete gidiyorduk.Vastarnz arkap'da trafikten duraklad. Kardaki turucunun yanndakicamiin nn-de Eskici Ali Baba diye tannan bir adamn karsna arkalksz hasr bir iskemleye NaimBeyoturmu onu dinliyordu. Prenses kardan Naim Bey'i farkedince anp kalmt"Mahirz, Yllann zi, s. 261-262. ",

    9. Mahir z, a:g.e., s. 38-39. .10. Bknz. Mahir z, a.g.e., s. 176. Ahmed Nam'in Haxat hak)anda istifade ettii-

    miz diereserler unlardr: M. Erturul Dzda, ~rkiye'de Islam ve Ir.klk Mese'esi,

    stanbul 1976, s. 29-32; smail Kara; Trkiye'de Islamclk Dncesi, Istanbul 1986, c.I, s. 275-76; TDV slam Ansiklopedisi; c. IV, stanbul 1991, "Babanzade Ahmed Na/m"maddesi; Ahmed Nedim Serinsu, Babanzade Ahmed Nam Hayat, ahsiyeti, Eserleri,Ankara 1978 (Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi'nde hazrlanm yaynlaimam Li-sans Tezi).

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    6/43

    302 RECEP KIL ,

    "

    4. Mebadi-i Felsefeden ilm'n-Nefs, stanbul 1331. G. Fons-gri-

    ve' den birok dipnot ekleyerek tercme ettii bu eserin sonuna A. Nam,100 sayfalk adeta bir Felsefi Terirn;lerSzl de ilave etmitir.

    5. lm-i Mantk, stanbul 1338. Eli Rabier'den tercme., ' " .'

    6. Krk Hadis, stanbul 1343. Nevevl' nin "el Erbaun:' isimli eserinintercmesidir .. ' . .

    . \

    7. Sahih-i Buhari Muhtasar Tecrid~i Sarih Tercmesi,. ve 2~ciltler, 1928 ylnda tamamlanmtr. 3.C cildin msveddelerini AhmedNaimhazr1amtr. Vefat zerine Kamil Miras bu msveddeleri gzden'geirerek yaymlantr. 1.ci cilde "Mukaddime" olarak yazd yaklak500 sayfalk ksm, son derece, seviyeli bir "Hadis UsUl" kitabdr.Ahmed Naim bu "Mukaddime"de hadisilerin tarih ilmine yaptiklan kat-klan anlatr, tarih tenkidcilii hakkndabilgiler verirken tarih felsefesi deyapar. -

    -8. Ahlak- sRamiye Esaslar, stanbul1342. mer RzaDorul bueseri slam Ahlaknn Esaslar adyla 1945 ylnda sadeletirip yaymla-mtr. ,

    , B. MAKALELERi

    Ahmed Nam'in olduka fazllf makalesivardr. Biz; Serwit-i Fnun,Srat- Mstakm, Sebilrreadve Daru'l-Fnun Edebiyat Fakltesi Mec-muas dergilerinde yaymlanm olanlarn tesbit etmekle yetiniyoruz.

    a. Servet-i Fnun Mecmuas'nda Yaymlanm Olanlar

    1. "ibn-i Fdriz'den", c. 15, say 385, 16 Temmuz, b14/1896, s. 330.2. "Faz i bin Yahyale Bir Arabi", c. 15, say 387, 30 Temmuz, 1314/

    1896, s. 359. ,

    3. "Ferizdek'in Bir Kasidesi", c. 1-5,say 389, 13 Austos, 1314/1896,s.391. '4. "Bir air-i Bahadr Yahud Bir bin Ebi Avane", c~,15, say 390, 19

    Austos 1314"s.406. .5. "Semev'el'in Bir Fahriyesi", c. 16, say 392, 13 Eyll, 1314, s. 23.

    6. "Esef-i Azm"', c. 16, say 395, s. 7 . ,7. "ibn-i Fariz'den", c. 16, say 396,1 Terin-i Evvel, 1314, s. 87.

    \ 8. "Yine ibn-i Fariz'den", c. 16, say 398, 15 Terin-i Evvel, 1314, s.118.,

    " l. A. Nairri'in makalelerini tesbit ederkenaadaki eserlerden de ~lduka istifadeettiimizi belirtmemiz gerekir: Abdullah Ceyhan, Srat- Mstakm ve SeblrreadMecmualan Fihristi, Ankara 1991; Ahmed Nedim Serinsu, Babanzade Ahmed Na/m,

    Hayat, ahsiyet!, Eserleri, Ankara 1978 (Ankara niversitesH1:ihiyat Fakltesi'nde ha-zrlanm bas1mam Lisans Tezi), / .

    ".

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    7/43

    BABANzADE AHMED NA~'N FELSEFI GRULER , 303

    9. "Yine bn-i F.riz'den", c. 16, say 400,29 Terin-i Evvel, 1314, s.151.

    10. "Ebu'l-Ulli el-a'ri'ninFahriyesi", c. 16, say 402, 12 Terin-San, 1314, s. 187. i

    11. "Kays- Amir{'IJin Gar.miyy.tndan", c. 16, say 404, 26 Terin-San, 1314, s. 215.

    12. "Kays- Amiri'nin Yk.y.tndan", c. 16, say 407, 17 K. Evvel 1314,s.267.

    13. "[ntara'nn Ham.siyy.tndan",c.16, say 409,24 K. Evvel 1314, s.298.

    14. ~'[ntaram, Hammiy.t m?", c. 16, say 411, 14 K. saii 1314, s. 327.s. "Sef'd-Devle Hakknda, Mtenebbi'den", c. 16, say 415, II ubat,

    1314, s. 388.

    16. "Yine Mtenebbi'den,Hseyin b.shak Hakknda", c. 17, say 418,3 Mart, 135, s. 21.' ,

    17. "bn-i Zeyd'in Bir Gazeli", c. 17, say 421,25 Mart, 1315, s. 71.18. "bn-iZerik'den", c. 17, say 425,22 Nisan, 1315, s. 130.19. "Ebu'l-Hasen el-Enb.rl'nin Bir Mersiyesi", c. 17, say 426, 29

    Nisan, 1315, s. 150. '

    b. Srat- Mustakfn:'deYaymlanm Olanlar

    L "V.izler", c. 1, say 2, 8 aban, 1326, s>22-23.2. "Devr-i fstibdat'da Mekteb-i Sultanl'de Verilen Derslerden: lm-i Tev-

    hid'in Tarifi, Suret-i Tedvini, G.yeti",c. 1, say 3, 14 aban 1326,37-38. ' .

    3. ,"lm-i Tevhid'in Tarifi, Suret~i Tedvfni, G.yeti", c. i, say 4, 2aban, 1326, s. 55-57.

    4. "Akide-i Ehl-i Snnet'in Mdnelen Bey.n"c. 1, sayS, 28 aban 1326, s. 75-76.c. 1, say 7, 12 Ramazan 1326, s. 10~-102.c. , say 8, 19 Ramazan 1326, s. 120.

    , C . 1, say 9, 26 Ramazan 1326, s. 137-138.5. "lm-i Tarih Sdk- Nbvvet-i Muhammediyye-i Cen.b- Peygam-

    . ber'in Suret-i Ne'et ve Zuhurile sbat Eder", c. 1, say 10, ev-val1326, s. 153.

    6. "Sdk- Nbvvet'in TarihenSbUtu-M.ba'd"

    c. 1, sayll, 10 ev~al1326, s. 172-173~c. , say 15,9 Zi'I-Ka'de 1326, s. 232~233.

    c. , say 19, 7 Zi'l~Hicce, 1326, s. 296-297.7. "Lisan Mes'elesi-Edib-i Muhterem Sleyman NazijBeyefendiye", c.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    8/43

    304 RECEP KIL

    3, say55, 8 Ramazan, 1327, s.39-41.

    8. "s.Ms.tak'i'mCende-i slamiyesi Messisin-i Muhteremesine",c. 5,

    say 120, s. 257-258. '.9. "Et~Teendu's-Sarih" .....

    c. 5, say 120, 121-131,s. 258~260,273-277, 289-292, 305-309, 321-323;337-339,353-355,369-372,385-388,401-403,417-419. . .

    c. 65, say 131-140, 149, 151, . '.'s. 4-7 20~22: 36-38 51-54 67-69 84-85 101-103 115-116 131-132,48-150, 289~291, 321-322.' , ., ., ,

    c.8, say 205, 206, s',456,c. 9, say 212,214,221, s. 63, 102,231.

    c. Sebllrread'da YaymlanmOlanlar

    1. "Felsefe: Ahlak- slamiyye Esaslan",c. 9, say 224-234,'

    s. 279-280, 295-297, 310-311, 327-329, 344-345, 358-359, 379-381,396-398,409-410,421-422,439-440.

    c. 10, say 235-237,s. 5-7,17-18,38-39 ..

    2. "Hadis-i erif',c. 11, say 283, s : 354-356,c. 12, say 294, 295, 301-303, 305-308,

    s. 133,150,261,277,295,325,345,357,373.

    c. 13, say 314-324, 326-336,s. 11, 17, 25, 33,41, 50,57, 65, 74, 80, 88, 105, 113, 119, 127,

    '. \135, 151, 168, 184.' .

    c. 14, say 361, s.197-199.,

    c. 15, say 366, s. 23-26.3. "Ta'lim-i lim de mi Haram?", c. 11, say 282, 27 Zi'l-Hicce, 1331, s.177.

    4. "slamiyetin Esaslan, Mazisi ve Hali"; c. ll, say 284, 23 R. Evvel,1332, s. 369-376. . .

    5. "slam'da Da'vay Kavmiyyet", c. 12, say 290, 293; 2/27 C. Ula,1332, s. 68, 114.

    i .6. "Mdafaa-i Dfniyye: Taaddd- Zeveat slamiyette Men' Olunabilirmi imi?", c. 12, say 298, 300; 3/17 Receb 1332, s. 216, 248.

    7. "Taaddiid- Zeveat Hakkndalfi Makaleye Zeyl",c. 12, say 304, 15

    aban 1332, s. 309. .8. "Yine Taaddd-Zeveat'a Dair", c. 12, say 308, 21 Ramazan, 1332,

    s.376: .

    9. "Tesettr ine ZabtaKanmaSin m? (Ebu'z-Ziyaztde Velid ,Beye-

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    9/43

    . BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 305

    fendiye)", c .. 16, say 391, s.13~14. .

    10. "Yine Tesettr Mes'elesi; Ahmed Cevad Beyefendiye", c. 16, say. 393, 26 C. Evvel, 1337, S. 37. .

    lL. "Mdafaa-i Diniyye: Li'l-Batli Sav[etin... (Batln Dehetli Bir Sav-leti Olabilir, Ama ok Srmez, Mu:tmehilOlur)", C.' 12, say 304, s. i309-14. '

    12. "Mdafaa-i Diniyye: nsafn O Yerde Nam Yokmu?", c. 12, say306,27 aban, 1332, s. 351. ,

    13. "Bir Cevap", c. 14, say 363, 23 evval, 1333, s. 236.14. "Tevfik Fikret'e Dair; Feylesof Doktor Rza Tevfik Beyefend;iye", c "

    15, say 373, 8 sayfalk mstakil kitapk eklinde makale, Istanbul1336.

    , 15. "Bizde Din ve Devlet",c. 15, say 380, 23 Safer, 1337, s.293 .. 16. "slam Tarihi Hakknda, Hseyin Cahid Beyefendiye !1k Mek-

    tup", c. 25, say 638, s. 211-213. ;17. "slam Tarihi Hakknda" (Tanin'den), c. 25, s~y 640, 641, s. 244-

    249, 260~263.

    d. Daru'l-Fnun Edebiyat Fakltesi Mecmuas-Tercme Ksm 'nda \

    Yaymlanm..Olanlar1. "Felsefe Bir lim midir?" (Paul Janet'den tercme), c. 1, say 1, stan-

    b}l11332.2. "Felsefenin Yeni Birka Tarifi" (Paul Janet'den tercme) c. 1, say 2,

    stanbul 1332,s. 197~221.3 . "Felsefede Musaddak" (Paul Janet'den tercme), c.I, say 5, stanbul'

    1333, s.508-553. -4. "deenDers Hakknda Baz zahat" (Paul Janet'den tercme), say 6,

    stanbul 1333.

    FELSEFE ANLAy

    Dnrmze gre felsefenin bizdeki ismi "ilm-i hikmet"tir. Ancak"hikmet" 'kavramnn "tabi hikmet" olarak isimlendirilen "fizik" ile ka-rima ihtimali vardr. Bu sebepten o, "hikmet kadar yaygn olan felsefetabirini kullanmay"12 tercih eder.

    Felsefe'nin kavram larak ne olduun~ akla kavuturmak iin A.Nam, nce halk arasnda "filozof' ve "felsefe"ye hangi anlamlarn veril-

    diini aratrr. Sonra da terirt olarak felsefeninkonusunu ve ksmlarnaratrp', hak arasnda anlalan felsefenin tarifi il~ terim olarak felsefe~

    12. Mebadi-i Felsefed.en lm'n-Nefs, s. 29.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    10/43

    306 RECEP KIL

    f

    ~n birbiriyle rtp rtmediini inceler.

    Halk arasnda "filozof' ve "felsefe"kavramlan, A. Naim'e gre bir-birlerinden farld anlamlarda olm~ zere ekilde kullanlr.

    Bunlardar! bir kullanma' gre "filozof', slq.ntl gnlerinde tam birsabr ve ar bahlkla zorluklarags. geren, zamann getirdii aclanhie sayan, sevinILgnlerinde de her trl anlktan kanarak orta yolumuhafaza yetisini edinmi olan bir kimsedir. Buna gre felsefe "hikmet",filozof' da "hikmet sahibi bir kii"!3 demek olur. '

    Halk arasnda verilen ikinci bir anlama gre de filozof, "her grdeyin mahiyetini anlamaya alr, uluortayerilen sradan, aklamalarag inanr, grd, ve iittii her eyi akl ile tartmaa urar. Ksaca,bir madde hakknda hkm vermeden uzun uzun aratrma yapmaktanenmeyen,merakl ve dnceli kimseye filozof denir"!4. Buna gre defelsefe, "inceleme ve aratrmahrriyeti" (hrriyet-i tedkik ve tefah~us) .demektir. '..

    Halkn felsefe ve filozof kavramlanna verdii baka bir anlam dayledir: Filozof, beeri bilgilerin hangi trnde olursa olsun yalnz belle-

    dii eylerle yetinmez. Duyularla idrak olunan olay ve bilgilerin stnekarak bu olaylar arasnda nisbetler kefeder. Bu nisbetleri yerinegre.ya tek bir ilkeye indirger veya nitelik olarak birbirinden farkl grerek s-nflandnr. Tikel bir hadiseden evrensel kanunlar karr. Birbiri ardncagelen hadiselerden feyz alarak evnmsel hakikat ve ilkelere ykselir. Bunagre de felsefe, "tmel hakikatlerin, varoluun ilkelerinin aratnlmasdemek olur"ls; i

    Gndelik hayatta kullanlan birbirinden farkl bu felsefe tariflerindenhareket eden A. Nam yle bir felsefe tarifine ular: "Felsefe, incelemeve aratrma hrriyeti ile idrakolunan ilkelere dayal hikmettir"!6.

    Ahmed Naim felsefenin k9nusunu belirleyebilmek iin nce ilim-lerin konulannn belirlenmesi gerektiine inanr. nk ona g~e,fel-sefenin konusu, ilimlerinma4iyet olarak inceleme konusu yapmadalanlar arasnda olacaktr. "ilimlenn mevzUlann tam olarak belirlediktensonra hahsedilme:mibirmevzu bulursak 'onu fels'efeye mal edece-. 'iz"17.

    Grlyor ki dnrmzn felsefeye konu olarak setii alan tes- .

    13. Ahmed Nmm, Felsefe Dersleri, stanbul 1329. s. 3.14. A. Nairn, a.g.e., s. 3. .15. A. Nmm, a.g.e., s. 3-4.16. A. Naim. a.g.e . s. 4.17~A. Nmm, a.g.e., s. 7.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    11/43

    /

    BABANZADE AHMED NAlM'iN FELSEFI GRLERi 307

    ,. .

    bit edebilmemiz iin onun ilim anl;y ve ilimIeri tasnifini grmemiz ge-rekecektr. i

    FELSEFE-L M LKS

    jLiM ANLAY VE iLjMLER] SINIFLANDIRMASps ,

    A. Naim ilmi, "illet ve kanunlan~aratriJmas"19 olarak tarif .ed;r..'..Olu ve varla gei keyfiyetine "kanun", hadise ve eylerin olu ve var-

    lklarm gerektiren eye' de "illet" adm verir. Dolaysyla ilim, bir taraf-tan "meydana gelmeden nce eyleri kefetmek", dier taraftan da "kefolunan eylerden istifade etme gc"20 demektir.

    1imleri smflandrabilmek iin varlk dnyasm kendi iinde grub- .landran A. Naim; alemi, "his" (La monde physique) ve "mana" (Lamonde moral) illemi olmak zere ikiye aynr. DuyulanmzIa' alglad-mz fizik illem'e "his illemi", insamn duyulanmn dnda sahip olduu birtakm zihni zellikleri ile yetilerine de "mana illemi" adm verir.

    Duyularla algladmz fizik dnyada ilk defa dikkatimizi eken,ci-simlerdir. Cisimler ,de; a) "cansz ve gayr~i uzvi", b) "canl ve uzvi"olmak zere nce ikiye ayrlr. ~u aynmdan ikiilim dal doar: . ilm-i

    , hayat (Biologie), canl. cisimlerden bahseder. 2. ilm-i tabii (Physique),cansz cisimlerden bahs'eder. .

    , Canl cisimler "bitkiler" ve "hayvanlar" olmak zere ikiye aynldg-mi gre, ilm-i hayat ta ikiye ayrlr. la. ilm-i nebatat (Botanique), lb. ilm-i hayvanat (Zoologie). .

    ilm-i tabii (Physique)'hih konusu olan cansz cisimlerin bizzat ken-dileri ile, ancak bu cisimlerde ortaya kabilen arazlar (fenomenleri) bir-birinden ayrmak gerekir. "Mesela bir ta paras, hava, su, 'bunlar birer

    ey, birer ayn (chose)'dr. Bunlarda tesadf ettiimizses, k ve scaklkise birer 'hadise (phenomene)'dir. Ses, k ve scakln mevcud olabil-mesi iiniitilen, k veren ve scaklk verenbir eyolmaldr. Hadise(Phenomen)'ler arazI ar trnden olup kendi balarna mevcuddeildir-ler"21. ite bizzat cisimlerin kendilerinden deil de bu cisimlerde ortayakan fenomenlerden bahseden ilme de "hikmt-i tabiiyye (physique)"denir. '

    Cisimlerde ortaya kan fenomenlerdel deil de, bizzat cisimlerin

    . 18. ilim anlayvei1imlerin tasnifini Felsefe Dersleri adl eserini takip ederek orta-ya koyacaz. Baknz: s. 7~15. ' 19. A. Naim, Felsefe Dersleri, s. 7.

    \ 20. A. Naim, a.g.e., s. 6.21. A: Nam, a.g.e., s. 8. ,

    "

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    12/43

    308 RECEP KIL

    kendilerinden bahseden 'ilm-i tabii' de, yneldiicisinileregre kendi'iinde snflandrmaya tabi tutulur: " ..

    . ,

    2a. llm-i Hey' et (Astronomi) ve Kozmorafya, yldzlarla;

    2b. 1m'I-Ar~ (Geologie), zerinde yaadmz gezegen ile;

    2c. ilm-i MeMin (Mineralogie), yeryznnmaddesini tekil eden.mineraller ile; .

    2d. Kimya (Chimie), cisimlerin terkip ve tahlili ile, ilgilenir.

    ilimlerin bu ekilde snflandnlinas, duyularmzIa. algladmz

    varlk dnyas asndandr. Ancak insamn bir de "soyutlama" (tecrid:abstraction) yetisi vardr. Bu yetiyle insan, yalnz d dnyada gerekliiolan varlklarla deil aym zamandB:'bazi niteliklerle de ilgilenme imka-mha kavuur. "Bu nitelikler maddi eylerden karld halde maddi de-ildirler. Bunlar adeta zihni birer tasavvurdur. Mesela birokaa, ta...grrz. Fakat bu aalarn, talarn miktarn renmek istersek duyula-nmz yetersiz kalr. Bu konuda baz zihni ilemlere, bu zihni ilemlereyardm edecek bir takm iaretlere muhta 0Iuruz"22. tebu zihrii ilemle-rin ilke ve kurallan ile kullamlacak iaretlerin anlamlarn reten ilme"Hesab ilmi (Arithmetique)" denilir. Bu ilme "Adedler ilmi (La Science

    des nombres)" de denilir. Zira eyann miktarm ancak aded ile ifadeede~biliriz. "Aded ise duyularile idtak ohinmamakla beraber, eyadan ayrl-mayan soyut bir niteliktir"23.

    . . .

    Daha nce de ifade edildii gibi ilimlerin bu ekilde snflandnlm8;sduyularla algladl!Iz "his illerni" ad verilen' fizik dnya asndandr.Fakat varlk dnyas sadece "maddi ve tabii illem"den ibaret deildir.Maddi illernin yannda bir de "mana illerni" (Le monde moral) ad verilenmanevi dnya da vardr. Sz edilen bu manevi dnyann merkezindeinsan bulunur. insamn sahip olduu zati( essentiel) zellik ve yetileri sz

    . konusudur. te bu yetiler gz nne alndnda manevi dnya ile (ilgiliolarak manevi ilimIer ortaya kar.

    Manev ilimierin birincisi "Tarih ilimleri"dir. "Gemii hatrlamak,zamam lmek, sylemek, yazmak yetileri mevcud olaninsan; kendisine,ailesine, kabilesine, milletine ve btn insanlk illemine aitolaylar nceifahen nakledip aklamaya, sonra.da yaz ile tesbit ve kaydetmeye muk-

    . tedir olmutur"24. lnsamn bu yetisinden "Tarih" veya "Tarih ilimIeri" ridverilen bir grub ilim domutur. Bunlar da unlardr: Asl Tarih lmi,EskiEserler lmi (Arche

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    13/43

    BABANZADEAHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 309

    Manevi ilimIerin ikinci gnibu, "Lisan ilimleri"dir. Lisan ilimIeri de

    unlardr: ilm-i Mukayese-i Elsine (Philologie), lm-i itikak (Etymolo-gic) ve Paleografi. . .

    Manevi ilimIerin ncs "ictirnai ilimler"dir. ctimai ilimler de,Siyaset (La politique), Hukuk (La jurisprudence) ile Servet (L' economiepolitique) ilimIerinden ibarettir. Bu ilimIere vcud veren amil, insanlarnyalmz ve sadece cemiyetiinde yaayabildikleri gerei, baka bir deyi-le tabiatlar gerei medeni olulardr. .

    ilimIerin snflandnlmas. asndan .burada onernle iaret edilmesigereken konu udur: Bahsettiimiz manevi ilimIet, insann manevi dn-yasnn d tecellilerini inceler. "insan ftratndaki manevi olaylar; fikir(pensee), duygulanm (tahasss, sentiment) ve irade (volonte) gibi doru-dan doruya me air ile idrak edilemeyip, kimde vaki oluyorsa yalmz okimse tarafndan ite yaanarak bilinen hadiselere derler. Manevi ilimlerbu hadiselerin yalnz d teeellilerini aratnrlar, bizzatkendilerini aratr-mazlar. Fikrin tercman olan lisan, fikrin kendisi deildir. Ksaca iti-mai, tarihi ve lisan ile ilgili hadiselerin tamam, insan ruhunun yalmz dgrnnden ibaret olup, ruhun kendisi deildir"25; ite d tezahrlerinideil de insan ruhunun ve ruhi yetilerinin bizzat kendilerini aratrma ko-nusu eedinen ilimler de vardr. Bu ilimIere de "Ruhi ilimIer" (Sciences

    Psychologiques) ad verilir.

    Maddi ve manevi varlk dnyasm konu edinen ilim dallar bu e-kilde smflandrdktan sonra A. Naim, "Felsefenin konusu nedir?" sorusu-nun cevabn bulmaya alr. \ .

    FELSEFENN KONUSU VE KISIMIARI

    Dnrmze grefelsefenin konusu, her ilmin zel olarak. ulatsonular arasnda bir senteze ulamak, bylece varln btn hakknda

    kuatc ve doru bii kanaate varmaktr. "Gerekte her ilmin konusu be-lirlendi... Fakat her birisinde aratnlmaya vetamamlanmaya ihtiya du-yulan byk birer noksankalyor,' ki o da varolanlar arasndali cihet~ivahdettir. Bu ilimler sayesinde varolanann her biri balbana renili-yorsa da varolanlar arasndaki balar ve ilikil({r mehul kalyor. Bylecevarolanlarn tamam hakknda sahih bir fikir edinilemiyor. Demek ki,

    .ruhun zel ilimler aracl ile henzkarlanmam olan fakat ihtiyaduyduu bir konu daha kalyor ki, bu da terkib (synthese) ihtiyacdr"26.

    Grlyor ki A. Naim, tek tek iliml,eri inceledikten sonra, bu ilimIe-rin varolanarn btn hakknda kuatc, doru bir fikir .vermekten uzak

    olduu sonucuna varr. nk varolanann btn hakknda doru bir.

    25. A. Naim, Felsefe Dersleri, s. 15.:26. A. Naim, a.g.e., s. 17.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    14/43

    310 RECEPKIL

    fikir edinebilmek iin ilimIerinulat sonular arasnda deiik alar-

    dan irtibatlar kurmak, terkibler yapmak gerekmektedir. Aksi halde varo-lan, ancak bir boyutuyla tannabilecektir. te sz edilen bu terkibin ya-plabilmesi iin ilimIerin temel ilkelerinin bir st disiplin tarafndansorgulanmas gerekmektedir. Bu disiplin felsefedir. .

    Ad geen terkibinsalkl bir ekilde yaplabilmesi iin, ayrca ilim- \. lerin mtereken kullanmakta olduklar belirli temel kavramlarn da sor- .

    gulanmas gerekir. Bu kavramlarn sorgulanmasm yapacak olan da, yinefelsefedir. "Bu kavramlar, ilimIerin tamam arasnda mterek olup, insanruhunun lazm- gayr-i mufarkdr. Bunlar btn hkmlerimize, akl y-

    rtmelerimize kart gibi btn harict hakikatlere dekarr. Ad geenbu kavramlar; vcUd (existece), cevher, illet, kuvvet, fii/ ve infial (actionet reaction), kanun, gaye, hareket.;. gibi eylerdir. Btn ilimierin temel-/lerini tekil eden bu ilkeler, aym zamanda insan aklmn da ilkeleridir.Bundan dolay bu ilkeler, ister ilimIere, ister insan aklna ait olsun, her-halde bu ilk ilkelere mahsus mdevven bir il!llin 0Imaszaruridir"27. tednrmzn szn ettii zorunlu ilim dal felsefe olmaktadr.

    Demek ki A. Naim'e gre felsefe, esas olara,k,ilimlerin ulat so~ inular arasnda terkip yapm;k:ta, bylece varolanlarn btn hakkndainsanin doru bir fikre ulamasna yardmc olmakta. ve .IlimIerin temelilke ve kavramlarm sorgulamaktadr. Ayrca felsefe, ilimIerden farklolarak, tek tek varolanlarn deil de btn olarak Varlk'n illetini ara-maktadr. "Berilim, yalmz kendi aratrma dairesinehasolan illetleriaratn'. Oysa bu illetlej~ de birer illeti vardr. Lakin acaba silsileninsonu olacak nihai bir illet'e varmakszn illetten illete mtemadiyen yk-selebiIiI' miyiz? Varlk dnyasm tekil eden varolanlann her birinn illeti-ni ayr ayr aratrmak gerekirse, Varlk'n btnnn illetini aramakneden gerekmesin?"28. .

    Grlyor ki felsefe, esas olarak ilimIerin sonular arasnda terkip

    yapan, onlarn temel ilkelerini, mtereken kullandklar temel kavramla-rm sorgulayan ve bykharfle yazlan "Varlk"n illetini arayan st sevi-yedenbir disiplin durumundadr. "Felsefe, artk btn ilimIeri kuatam-,yorsa da, konusu 'ilk ilkeler' yahut 'evrenselilkeler'dir. Her zel ilimdalnn kendi ilkeleri iSt;, b.u ilk, evrensel ilkelere tabidir. Onlardan feyzalarak vciid bulur. Her ilim eyamn illetlerini aratnY0l'sa, felsefe illet-lerin illetlerini aratnr"29. ' , .

    , Dnrmzn aklamalarndan da anlald gibi ilimIerin kon~-larm belirledikten sonra felsefeJl,n esas olarak: inceleyecei iki ana konu

    kalmaktadr. Bunlarn birincisi; insan ve- sahip olduu manevi yeti/er,

    27. A. Nam, Felsefe Dersleri, s. 18.28. A. Nam, a.g.e., s. 18.29. A. Naim, a.g.e., s. 19.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    15/43

    BABANZADE AHMED NAThfN FE!-SEFI GRLER. 311

    '. ikincisi de ilk illet ve ilkelerdir. "Asl ilimIerin daire-i ihatasndan hari .en az iki mevzu kalyor. Bu iki mevzunun biri; uur, vicdan vastasyladaima kendini mdrik olan nefs-i insani,. dieri ilk ilret ve ilkeler isminiverdiimiz en yce, en genel ve en kapsaml hakikatlerdir.. ite bu iki,mevzudan' bahseden ilme felsefe denir. Bundan dolay felsefe de, 'jelseje- 'i nefsi nlitka' (philosophie del' esprit humain) ile 'felsefe-i Ulli'(philosop-hie premiere) isimleriyle i,kiye ayrlr"30.

    Bakabir ifade ile sylemek gerekirse Ahmed Naim'e gre felsefe-nin birinci dereceden iki konusu vardr. BuIilar da "insan" ve"Allah"tr.ilgilendii bu konular asndan fels,efe iki ksma ayrlr. insan konuedindiinde "felsefe-i nefsiyye" veya "felsefe-i nefsi natka", Allah'

    koiu ettiinde ise "felsefe~i Ula" isimlerini alr.

    "Grlyor ki felsefenin temel ta insan, en yce zirvesi de Zat-zu'l-Cea oluyor .. Yeryznde Yaratc kavramm tasavvuf edebilen ye-gane yaratk insandr. Hegel 'insann hayvandan fark, hayvann din-siz olmasn'dadr' diyor. Eski'asrlardan bu asra kadar hangi felsetlakmaratnlsa, zm ile uralan meselenin'insan nedir?', 'Allah nedir?'suallerinde tecelli ettii grlr. Bundan dolay felsefenin yukarki tarif-Ierini daha basit bir ifadeye dkersek "ma'rifetullah ve'n-nefs" yahut"ma'rifetullah'a mlfkaddime olmak haysiyetiyle ma'rifetu'n-nefs" diye

    tarif edebiliriz"3!. .

    , ilgilendii konulara gre felsefeyince ikiye ayran A. Naim; insankonu edinen felsefe-i nefsiyye'nin dallarm psikoloji, mantk, ahIlik ve es~tetik olarak grr. Allah' konu edinen "felsefe-i ula"y da metafizik veilahiyat dallanna aynr. ,

    Grld gibi dnrmze gre insan mahiyetinin tabi olduukanunlardan bahseden ''jelsefe-i nefsiyye ", psikoloji, mantk, ahlak ve es-tetik gibi dallara ayrlmaktadr. Psikoloji, rlihi yetilerimizi olduklar halzere (ala ma hiye aleyh) inceleyen, onlardan "hakiki hallerine gre bah~seden" bir ilimdir. Mantk, ahlak ve estetik ise ruhi yetilerimizi, olmalargereken hal zere inceleyen, onlar yetkinlik halleri (haet-i kemaliye)

    . asndan ele alan felsefe dallar dr. "Mesela -mdrikenin kemal kanui1la-rm tedkik eden ilme mantk; irade'nin kemal kanunlarn tedkik edenilme ahlak denir"32,

    . Akln yetkinlii hatadan korunmas, iradenin yetkinlii ise gnahtanuzaklamasdr. Dolaysyla mantk, hatadan korunmu olan akla aid ilim;ahIlik da gnahtan korunmu olan iradeye aid ilim dal olur. Ancak insa-mn yetkinlik kanunlarna tabi olanruhi yetileri akl ve irade' den ibaret

    30. A. Nam, a.g.e., s. 20. ,31. A. Nam, Felsefe Dersleri; s. 21-22.32. A. Naim, a.g,e., s. 23. '

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    16/43

    312 RECEP KILI

    deildir."Nitekim 'mtehayyile' (L'imagination) de byledir. Akl istedi-

    ini tasavvurda, irade istediini tercihde serbest olduu gibi, mtehayyile, de istediginHahayylde serbesttir. Ancak mdrikenin rast gele her eyitasavvur etmemesi:; iradenin de rast gele her eyi tercih, etmemesi l~mgeldii gibi mtehayyile'ninde rast gele her eyi tahayyl etmemesi gere-kir. Byle olunca mtehayyil~'nin konusunun tabi olduu kemal kanunla-n olan 'ilm-i mehasin' (Esthetique)33 adyla nc bir ksm daha vcudbulmu oluyor"34. '

    Grld gibi dnrmze gre, mtehayyile'nin tabi olmas ge-reken yetkinlikkanunlanyla ilgilenenfelsefedalmn ad estetik olmakta-

    dr. Dolaysyla konusu 'gzel'dir. "Mdrikenin gayesi hakikat, iradenin ,gayesi hayr, mtehayyile'nin gayesi de hasen' dir. Bundan dolay hakikat'mantn, hayr ahlfLkn,hasen ilm- mehasin'in konulandr"35.

    , nsan konu edinen "felsefe-i nefsiyye"nin ksmlanm bu ekilde be-lirleyen A. Naim, ilk illet ve ilKelerden bahseden "felsefe-i 11la"y da"metafizik" ve "ilahiyat" dallanna aynr. "

    "Felsefenin ikinci ksm olan 'felsefe-i 11la'-da, eskiden beri birokksrnlara aynmtr. Biz ise daha bast bir taksimle bu ilme, ilkelerdengenel ve soyut bir ekilde bahsetmesi haysiyetiyle '~etafizik'; Z3.t-Ecell-i A'la'dan,ilk illetlerden bahsetmesi haysiyetiyle 'Ilahiyat' diyece-

    33. Ahmed Nam, "ilm-imehasin" diyekarlad Estetik kavramn u ekildeaklar.

    "Esthetique: Bu kelime lisanmza en evvel "hikmet-i bedayi" terkibi ile terclI).eedildiyse de kelimenin gerek medlfil- lafzsi ve gerek itikak"terkine bais olmutur. Bukelime "kuvvee-i hissiyye" veya "hassasiyet" demek olan Yunanca Aistlesis lafzndanmutak olup hadiyyen tercmesi lazm gelse "ilm-i his" demek icab eder. Bu ilmin mev-zuu "hasen" olup hasen'in bizde uyandrd ihtisas at da bu mevzua bittab' dahil olabilirsede kuvve-i hissiyyeye ait uun-u nefsiyye bu itibarla evvelen ve bizzat bu ilmin haricinde

    kalpancak saniyen ve hasen'e teban bumevzua dahil'olacaklarndan yine esas itibariyleEsthetique'in mevzuu '~hasen" olmu olur. Bundan dolay birka sene nce buna mukabil"ilm-i mehllsin" tabirini vazetmitirn, Bu tabir Darlfnun hey' et-i muhteremesince maz-har- kabuL.oldu idi. Ye bu ders bu nam ile tedris edildi. '

    Istlah Encmeni hey' et-i fazlas ise ':bediiyyat" lafzn! ihtiyar etti. Ancak bu ilim-iyaziyyatgibi- sonuna "yat" harflerini ilaveye lzum, gsterecek derecede henz teves~s' ederek dalbudak salmam yeni bir ilim olduu gibi ','bed'" kelimesi de muhassinat-lafziyye ve maneviyyeden bahseden ve edebiyatn bir ubesi bulunan dier bir ill1)in ismiolmak dolaysyla bakaca da-i iltibas olduundan yine "ilm-i mehasin" demeyi tercihettim. ' _

    Baz zevatn itiraz ettii zere bu ilirnde "kubuh"tanyani irkinlikten de bahsedil-mesi bu tesmiyeye mani deildir.,

    , "Mehllsin" gzel manasna "hasen"in cem'idir. Ye Franszca "bea" mukabildir."Beau(e" manasna gelen Le Beau ise hem "husn", hem de "mehasin"in mfredi olan"hasen" manasnadr[Mebdi-i Felsefeden lm'n-Nefs, s. 377-378],

    34. ANam, Felsefe DersIeIi, s. 23-24. '35. ANam, a.g.e., s. 24.36. ANam, a.g.e., s. 25.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    17/43

    iz"36.

    BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 313

    Dnrmz bir baka' adan da felsefeyi, gelenee uyarak genelbir aynmla "nazar", ve "amell felsefe" olmak zere iki ksma daha ay-m. "Felsefe; psikoloji ve metafizii kapsamak zere ,'nazari felsefe',mantk ile ahlak' kapsamak zere 'ariel felsefe'ksmlarna aynlr ki,bunlara eskiden 'hiktn,et-i nazariyye' ve 'hikm{[t-i ameliyye' derlerdi"3?

    FELSEF KAVRAMLARI TESBT PROBLEM

    Dnrmzn felsefe. alanndaki nemi, felsefi terimlerin bizdeki

    karlklartl tesbit etme konusunda gsterdii ince hassasiyet ve derinanalizlerde aranmaldr. Felsefi terimleri. belirleyebilmek iin. getirdiiizahar; onun hem slam felsefesini, hem de Bat felsefesini bilen, her ikikltrn temel dinamiklerini iyi kavram gerek anlamda bir dnr ol-duunu gstermek iin yeterlidir. Felsefi terimleri belirlerken takip ettiimetodu, George L. Fonsegrive'in Elemenls de Philosophie isimli eseri-nin birinci ksmndan yapt "Mebtidi-i Felsefeden lm'n-Nefs" adl ter~cme eserden, ok ak birekilde takip etmek mmkndr.

    Ahmed Naim'e gre, herhangi bir konuda ilm bir eserin tercmeedilerek Trke'yekazandnlmas n~mli olmakla birlikte, daha da

    , nemlisi, ilm terimlerin belirlenmesi meselesidir. nk bu terimler ge-- rektii ekildebelirlenmedik~, dilimizdeki "etrefilliin" gitmesi mm-

    ki deildir.

    Dier disiplinlerle mukayese edildiinde felsefi terimlerin belirlen-mesi, ok daha zor bir itir. nk felsefe bizim kltrmzde yeni orta-ya kmbir disiplin deildir. Yeni bir disiplin olmu olsayd, o disiplin- .de sz sahibi birka ilim adamnn her kelimeye karlk bir terimzerinde ittifak etmeleri ve o terimleri kullanmalan yeterli olabilirdi.Oysa felsefenin bizim kltrmzde olduka gerilere giden parlak bir.

    gemii vardr. Buna karlk Bat felsefesini bilen felsefecilerimiz ise,felsefenin bizdeki gemiini bilmemektedir.

    Bu konuyu A. Naimyle dile getirir: ~~Felsefebizde yeniortaya k~m bir ilim olsaydstlahlarn vaz' etmek o kadar zorbir i olmazd. Bir-ka muallimin her kelimeye karlk vaz'nda ittifak ederek talebe arasn-da .ner ve ta'mim, etmeleri yeterli olurdu. Fakat iin nazik taraf,felsefenin Garb' bileruerimizce mehulolduu halde "Dlum-u Arabiyye"denilen ilirnlerle itig~ ederuerimizce -medrese dersleri meyannda- bu'asra kadar intikal etmi epeyce parlak br mazisi olmas ve her iki ,tarafn

    'yekdierinden haberdar olmakszn. almasndan dolay ileride iinden37. A. Nam,a.g.e., s. 25. ' .38. Ahmed Nam, ~ebadi-i Felsefe'den hm'n-Nefs, G.L. Fonsgrive'den tercme.

    stanbull331, Matbaa-i Amire, s. 4.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    18/43

    314 RECEP KIL

    klmaz kargaalklara yol almak korkusudur"38.

    Grld gibi, dnrmze gre, felsefi terimleri belirlerken buterimlerin hem Bab felsefesindeki anlamlarnn, hem de bu anlam slfunfelsefesinde karlayan kavramlarn bilinmesi zoruu olmaktadr. Terim:-

    . ler bu hususlar gzard edilerek belirlendi i takdirde, iinden klmaz. kargaalklarn ortaya kmas kamlmaz olacaktr.

    A. Naim'e gre, bizim gemiten bu gne devam edip gelen ve haladipdiri yaamakta olan bir felsefe geleneimiz vardr. Ancak:sznettiimiz bu felsefenin terimleri btnyle Kelfun ilmine kanm bulun-

    maktadr. Bundan dolay felsefi terimleri belirleme konusunda bugn yapmamz gereken ey, yeni terimler uydurmaktan ziyade eski terimlerikefetmek olmaldr. Felsefede kullandmz eski terimleri grmezdengelerek yeni terim koyma teebbs, gemi ile alak:amzl1i kesilmesineyol aaca gibi iinde yaadmz zaman dilimini de doru deerlendire- .memi~esebep olur. Bu da kimliimizin ikiye bln'riesi gibi istenmeyenbir durumun Qrtaya kmasna yol aar. .

    "O hade bugn bizim felsefe iin yapacamz ey -tabiatyla mS-tani olamayacamz- vaz' - cedidden ziyade kef-i kadimdir. Binaena-

    leyh bir mebh~se ait Franszca bir stlahn kafln ararken daima omebhasn bizdeki ekline de bakmak ve kadimden beri bizde ne gibi la-fzlarn mustalah olduuna nasb- nazat- dikkat eylemek ve her iki taraf- -taki manalar mtevafk ise eski tabiri tereddtsz kabul etmek, arada birfark hasl olmu ise o fark gzeterek yine rrievzua mnasib tayir-i yesirile ii halletrnek lazmdir"39.

    Demek ki A. Naim'in esas endiesi, gemiimizle irtibatn kesilmesiyamnda iinde yaanlan hilli de doru anlayarnama ve onuta bir kimlikbunalmna dme korkusudur. Dnrmz felsefi terimlerin doru birekilde belirlenebilmesi iin dikkat edilmesi gerektiine inand ilkelere,almalarnda sonuma kadar balkalmtr. G.L. Fonsegrive'in "Ele-ments de Philosophie" isimli eserinden ad geen tercmeyi yaparken me-

    ,tinde geen her felsefi terimin bizdeki karlm gster.ebilmek iin, ken~disinden sonraki nesle rnek olacak bir tarzda, olduka byk bir gayretsarfetmitir. Felsefi sahadaki yetkinliini gstermeye tek bana yeterliolabilecek kapasitede olan bu almasnda, Istlah Encmeni'nin tesbitettii veya daha nceden kullamlmaya palanm olan felsefi terimlerinderin tahlillerini yapm,tr.

    .. Szn ettiimiz bu tahlilleri yaparken genellikle yle bir yol izler:

    Once Bat dilinden dilimize gemi olan terimlerin Yunanca veya Latin-, ce' deki kklerinip hang anlama geldiklerini tesbit eder. Bu anlam kar-. layan bizde hangi kelimelerin mevcut olduunu aratrr. Sonra Istlah i

    39. Ahmed Nam;

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    19/43

    ~BAB,ANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 315

    Encmeni'nin teklif ettii kavramlann; bir kere anIam tam olarak kar-

    layp karlamadm, bir kere de dilin yapsna uygun olup olmadm in-celer ~Bu kavramlar arasnda kendine gre yanl bulduklarna iaret ederve yeni kavramlar teklif eder.

    Mesela Istlah Encmeni'nin "me/eke" ile tercme ettii "FaeuI-te"nin karl,'dnrmze gre meleke deil "kuvve"dir". Aym e-kilde "sevk-i tabif" diye tercme edilen "instinet"; "haz" diye tercmeedilen "pIaisir"; "usul" ile tercme edilen "methode"; "vicdan" ile ter-cme edilen "eonscienee"; "his" ile tercme edilen "sens"; "mefhum"ile tercme edilen "pensee". vedaha pek ok kavram; Ona gre yanl

    40. Yine bir rnek oluturmas iin Faulte'ye getirdii aklarday ok az bir ksalt-ma ile olduu gibi verelim:

    "Faculte: Benim burada "kuvve" dediim ey Franszlarn Faculte dedikleridir.Bunu merhum Emmilah Efendi, "meleke" ile tercme etmeyi tercih ediyordu, IstlahEn-cmenince de re'yi galebe edip "meleke"nin "faculte" mukabili olduu biraz acele edil-mi bir hkm ile tasdik edildi. ' . .'

    .. Vaka.Faculte kelir:esi "kolay" manasna Latince Facul'den mtak olup Franszcalgat kitaplannda kah "fiil ve terke kudret Pouvoir" ile [Goblo'nun Felsefe Lgatesi]:kah da "baz fiilleri icada veya baz tagayyurat kabule bais olan tabii istidad'.'Aptitude

    Naturelle" ile [Yeni Larousse Ansiklopedisi] tefsir eqilmektediL Sonra bu manay- eamitibar ederek hassaten ecsam~ camideye taalluk ettiinde "Propriete" yani "hassiyet"

    uun-u hayaviyyeye; fizyoloji mevzuuna taalluk ettiinde "Fonction" yani "fiil" veya"vazife" demilerdiL Mesela mknatsta demiri cezbetmek hilssiyeti vardr..,

    hm'n-nefs' deki manasnda ise felasifenin ihtilafl. vardL skyal filozoflar ilebaz Fransz mleffkas "Faculte"ye'metafizik bir. mana vererek "uun-u nefsiyyeden aynolarak mevcud olup.onlar ta'lilve beyan eden -bizim tabirimizce onlara sebep olan- kud-ret-i nefsiyyedir. Ve sesbebi aranacak ne kadar uun varsa o kadar da "Facultes" vardr"derleL Bunlarca zihin; uun-u akliyyeyi;his, uun-uhissiyyeyi icad eden kudrettiL ..

    Gelelim "kuvve" ile "meleke" lafzlarna:" "Meleke" mahalde yani mevzuda rasih, zevali mteassir veya mteazzir bir keyfi-'

    yettir, ki mukabili "hal" veya "I:iilet"dir. Gayr-i rasih olan yani ziiil olabilen keyfiyete halveya hiilet denir ... Bu tafsile gre meleke, aa. yukar "Habitude" mukabili olmu olueYOL'''Faculte''den maksud olan mana ise, bir gr.iie gre keyfiyyat- nefsaniyyenin kendi-

    leri, dier gre gre yalnz bu keyfiyyata mebde' olabilecek faaliyet olup onda tekev-.vr- fil veya usret, zeval veya adem-i imkan- zeval mlahazalar yoktur... .isti' dM; dier bir manaca ite "bu .kuvvet"in mradifi olup, bir eyin yok iken var

    olmak anndanolmasna;-bir eyi hasl deil iken'husule salih olmasna tlak olunur, kibu manaca Franszca "Puiissance" dedikleri eydir ve "fiil(acte)'in ksmdL Bu tlakagre isti'dadve kuvvettabirleri hep mteradiftir... .

    Kuvve bir manaca. Puiissance manasna fiil'in ksm olup imkan- isti'dadi demek-tir. Kuvve ve mabihi'l-kuvve manalannda da kullanlr ki, Faculte'nin de aslnda "kudret-ifiil" manasnda olmas ona "kuvve'? dernee hak verdirecek delailden biridir.

    Bunlardan baka "kuvve"nin en ziyade ayi' olan bir manas daha vardr ki "mutla- .kan mebde-ifil"diL .. Burada mebde'den maksadlan sebepdiL

    .' Faculte'nin "kuvve" olduuna pheye mahal brakmayacak delillerin en iklla edicicsi ise Fizikile Kimyadaki Propriete yani Hassiyet, ilm-i hayattaki Fonction yani Vazife

    veya Fiilmedlullerinin esasen Faculte'nin medlul- eamnda dahil olduunun melliflertarafndan tasrih edilmesidir, ki bunlarn hepsine birden bizde kudemamn stlahnca"kuvve" denilmitir Kuvve-i filile, kuvve-i ,likile, kuvve-i. nfekkire.kuvveci hilfza ...gibi. fA. Nam, Mebfjdi-i Felsefeden ilm'n-Nefs, s. 67-70}. .

    i.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    20/43

    316i

    RECEPKIL

    tercme edilmilerdir. A. Naim sadece yanllara iaret etmekle yetinmez.

    Bunlarn niin yanl olduklarm,ve doru karlklanmn ne olmas gerek-,tiini de uzun tahlillerle izah eder.

    Genelde fegefialmillannda, zelde felsefi terimler konusundaAhmed Naim:'indile getirdiimiz ller iinde ne kadar titiz altngstermesi asndan onu yakndan tanyan M. Cevdet'in anlattklanmnzel bir deeri vardr: '

    ,"Ahmed Naim vead dedikleri ok yazclardan deildi. Fakat ne ya-zarsa ,ark ve Garb kaynaklanndan tetkikeder, yle yazard. Felsefe mey-

    damnda mukallit deil, mtefekkirdi. Franszca bir stlahn mukabilinibulmak iin nice geceler kitap kartrdm biliriz.

    Bir zamanlar metod-methode k,arl olarak merhum Emrullahefendi' enha kelimesini kullanr ve (enhay-i 'ilmiyeye tevfikan), (nahviilmiye gre) eklinde onu yaatrd. Ahmed Naim, Emrullah Efendi'ninbu keliimeyi hangi ark filozofundan illdm naslsa sormay unutmu,fakat bir arillk Keafu /stlaht1ti'l-Fnun adndaki basmaeserin mukad-demesinde bulabilmi,baka yerde grmemiti.

    AIun:ed Naim, asrlarca' evvel bu kelimeyi kullanm yksek bir arkfilozofu aryordu. Farabi ve tbni Sina'nn bu kelimeyi stlap. srasna ge-irmediklerini, bu iki filozofun yzlerce sayfillanm okuyarak anlamt.Herkese d~t srada bir gn tenezzlen bu fakire de sormutu. Dedim

    i 4l..M. Cevdet, Mdems Ahmed Naim, stanbul 1935. lk Matbaas, s.9-10. M.Cevdet'in dikkat ektii "Methoae" kelimesine A. Nairn'in hangi kelimeyi teklif ettiinigrmek onun bu konudaki tavnnn anlalmasnda faydal olur diye dnyorum.

    "Methode: Bu kelime "usi1l" ile tercme edilmek yeni adetalmutur. Halbuki klli-yen yanltr. "Asl"; bir eyin temeli, istinadgah demektir. Ve "fer'" mukabilidir. Biraacn asl kkdr. Fer'i de daldr. 'Bu manadan ahzederek "usi1l ve mr'" diyoruz.Usi1l, 'babalar ve dedeler ile anneler ve byk annelerdir. Fr' da evladile torunlardr.Ayn ekilde "Fulaney usi1l dairesindeyaplyor" deriz kimstenid olduu kaideleremuvafk olarak yaplyor demektir.

    Buradaki "methode" ise,muayyen bir neticeyeulamak ve zellikle hakikat kefiin fikrin takip edece:i istidlal yoludur. Bu kelime Yunanca "beraber" manasna gelen"me;ta" ile "yol" manasna gelen "Odas" kelimelerinden tremitir.

    Bu Yunanca kelime Arapa ilmi kitaplara "tarik" lafazyla gemitir. Bundan dolayrf" ehl-i ilirnde "methode", phesiz "tar1k:"dir. "Methodologie" de "ilm-i turuk" olmaklazm gelir.

    Emrullah Efendi merhum bu kelimeleri "nahiv" ve "ilm-i enha" ile tercme ediyor-du. Vaka nahv'in bir manas da tar1kdir ancak felsefe ye kelam ulemas arasnda bu tabir

    . yaygn deildir. Bununla beraber Emrullah Efendi merhum'un stlah, lafz ve mana itiba-riyle "usi1l"den ok daha iyidir. Bir ilmin "usi1l", o ilmin istihad edebilecei klli ilke; ve

    kaideler olabilirse de "tarik-i tavassul" deildir. Bir, de bu kelimeyi tekil itibar edersek,oulu ne olacak? ' , ,Herhalde Istlah Encmeni'riin avamn kullanmnda bile ahidi bulunmayan bu yeni

    ortaya km olan hatay iltizam ederek methode'a "usul" ve metho~ologie'ye "!1suliy- _yet"demesi ayan- kabulolmasa gerektir. {Ahmed Nam,-Mebfidi-i felsefe'den Ilm'n-

    Nefs, s. 49-50].

    /

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    21/43

    j .

    BABANZADE ~HMED NAM'N FELSEfI GRLER\ .

    317

    L

    ki: bni Rd'n Faslu'-Makal'ine baklz; O ', .bunu tamamyla metod

    mukabili olarak kullanr: bii Sina El-arat'ta enmatkelimesini ileriSrmtr. Fakat bu, daha ziy.ade procede karl olmaa yarar san-.yorum; dedim. Beraberce El-/arat ile Faslu'l-Makal'i kattrmaa ba-ladk ve bulduk"41. '

    i

    M. Cevdet; felsefi terimlerin karlklann bulma konusunda yapt- almalar asndan Almeel Naim'i, Huneynbin .shak'a benzetir."Yunan stlahlanna Arapa karlk bulmakta ok isabet gsteren Hu-neyn bin shak ve Sabit bin KuIT{~gibi ilk Abbasller devrinin parlak m-tercimleriyannda onbir asr sonra Trk topraklannn yetitirdii mehur

    riyaziyeci shak Hocay zikretmek nekadar doru ise, felsefe stlahndada en deerli mtercim olarak Ahmed Naim'i tanmak ve onu Trk dilin-. de ikinCi bir Huneyn olmak zere kaydetmek kat'iyyen haksz deildir.

    lm'n-Nefs'i yazarken Ahmed Naim'in kulland 1900 stlah iyi"tetkik edilir ve eserin aslna ne kadar uygunekilde ve ne byk bir isa-

    . betle ter~me edilmi oldu~ aratnIrsa, buhakikat teslim edilmi'0Iur"42.' .' . i

    Gerekten dednrmz; Georges L., Fonsegrive'in Elements dePhilosophie isimli eserindenyapt tercme iinde haiyee'r halin'de yap-t kavram tahlilleri yannda, eserin sonuna da "Felsefi Terimler Szlii-" adn vetebileceniz 100 sayfalk bir ','lgate" hazrlamtr.

    Ahmed Naim'in seviyeli ve derinlii olan almalan olmasnara-men, tercih etii felsefe dili yznden kendisinden gerei gibi yarar1anla~

    . 42. M. Cevdet, Mderris Ahmed Naim, stanbul 1935. lk Matbaas, s. 9.43. Sznettiniz tavnnn daha iyi anlalabilmesi iin Art ve Sympathie terimle-

    rine getirdiiizahlan grmekte fayda vardr:. "Art: Bu kelneyi "san'at" ile tercme etmek adet olmu ise de "sna'at" ile terc-

    mesi'daha sahihtiro Bu kelimelerin her ikisi de "sun'" veya "san'" masdanndan tiiremi-tir ki Arapa. szlklerin mttehiden beyanna gre "ididet'l-fi'l" yani -Kilmus mterci-mnin tabirince- "gzel ilemek" deiI1l~ktir.Bu tefsire gre "sun ii' veya "san Q',fIJlden deamelden de ehasdt. .

    Amel, kasd ve niyet ile olan fiilqir: Sun' veya san' ise, kasd ve niyet ilegzel yapl-m bir itir. Her san'(sun')'a fiil denilirse de, her fiile sai'denilemez; San'(Sun')'da g-zedtirme manas kastedildii iin hayvan ve cansz varlklarpan ortaya kan fiile tlliksahih deildir. Bu asln manasnda gzelletirme ve hadagat mefhumu dahil olduu iindirki, maharetli iiye "sana'a'dedin;', eliyle hne~li ier karan kimseye "sani"': sani'inameline "san' at"; sani'in hrfetine."snaaf' denir.

    Bizde zebanzed olan "sanayi" kelimesi: san'.at'n deil, sna'at ile-iyilik manasnagele.n- sani' ve sania'nn ouludur. "San'af' da, "san'" gibi ve fakat kyasi bir masdar ol-duu iin oulu kullanlamaz. . . . . . .

    Sna' at'in ise, hem ulema arasnda tedenberi bilinen ve yaygn olan kullanma gre."sna'af', hem de yeni kul1anmmza gre "sana'i''' olmak zere ..ikioulu vardr."Reaux arts" terkibinin "sanayi' -i nefise" diye tercmeedilmekte olduundan da anlal-

    . yor ki, tabiri ik koyanlar bununla "sna' at" kastetmi iken mukallidleri her naslsa tekildeyanlarak "san' at" demilerdir. .

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    22/43

    318 RECEP KIL

    mamtr. Daha nce de dile getirdiimiz gibi onun bu konudaki ilkesi;

    yeni kavram icad etmek deil, eS,kikavramlar. k~fetmekti. Bunun tabiisonucu olarak da" Bat dillerindeki felsefi terimleri Trke'ye Arapakavramlarla tamay tercih ,etti. Bu da kendisinden yaplacak istifadeyien asgari se~iyeye indirmitir43 "

    Dnrlimz esasen Turke'ninsadeletirilmesi gerektiine inan-yor; karlmas gereken yzlerce terkibin bulunduunu, dnyordu.Ama btn bunlar 'konuma dili iin geerliydi. lni terimler sz konusuolduunda en uf~( bir deiiklie raz olmuyordu. "Geri falan ve filan

    eyler iin yeni Trke kelimeler bulunmasm kabul ediyordu. Ancak yer-lemi ilim stalahlarm skp atmaa raz deildi. O, bu noktada ifratagidiyordu. Hatta Trkede kullanlan bir Arapa stlahn yerlemi olma- 'sna da bakriaz, asl Arapasm arard. Mesela dikkat: attention karliken tahdik demelidir,diyordu ... Demek ki merhum her noktada yaya-mn ve kullanlann hakkm, veremiyor ve e'n dedii realite'yi her yakitgremiyordu"44.

    , ...nsmn megulolduu her ie lgaten "hrfet" denebilir~ Bunun bizdeki karl"i, g" tabiridir. Trke' de "ci/c" ekinin ilavesiyle' yaptmz ne kadar kelime varsa,

    cmlesibirer hrfet ismi demektir. Hrfet'in Franszca tamamyla karl "metier"dir. ,Bu izaha gre "sna'at", sani'in hrfetidir" denilince ne anlalmas lazm gelecei, ibir dereceye kadar belirlenmi ve'''sna'at'', adeta hrfet mradifi olmu olur.

    Ehl-i ilim arasnda ayi olan manaya gre "san"': adem ile mesbuk olan bir eyi icadetmektir. Adem ile mesbuk olan eye de "masnu'" tlak olunur. Sna'at'n ise lgaten de-lalet ettiihrfet manasndan alnm iki manas vardr: .

    1. Orf~ amme de sna'at: mzavele-i amel ile hasl olan ilimdir. Terzilik, berber-lik, ... gibi husfil mzavele ve mmaeeseye bal olan iler birer san'attr. Bunu Ebu'l-Bakli'nn.~ahkikine gre "sana'at" diye okumak lazm gelir.

    2. Orf- hassede: sna'at: Keyfiyet-i imele mteallk olan ilim manasna gelir.o,Builimden maksud olan yine ameldir. Bu ilim, ister terzilikve emsali gibimzavele-i a'iuile hasl olsun; ister ilm-i fkh, ilm-i mantk, ilm-inahv ve hikmet-i ameliyye (ilm-i ahlak)gibi husfil mzave!e:-i a'mlile bal olmasn ... [Ahmed Na/m, Meb/idi-i Felsefedenllm'n-Nefs, s. 21-23J. o' o' ,

    " "Sympathie: Bu lafz yunanca "Sun" ile "Pathas"dan tremi olup teessrde iti-ra1manJISn ifade eder. Felsefe stlahnda, "baka kimselerde zaIir olan asae- teheyycve ihtisas- mahza idrak etmekle o teheyycat ve ihtisasata bir dereceye kadar bizzatmaruz kalmak"tan ibaret olan kanun-u hissiye tlak olunur. Sevdiklerimizin sevincine ken~dilerigibi sevinmek, bir musibetzedeyi grnce musibete kendimiz uramiasna mteel-lim olmak gibi. Bumin zdd Antipathie'dir ki, holanmamak halidir.

    Sympathie'yi Dfirulmuallimn hey'et-i ta'limiyesi "allka" ile tercme etmilerdi.Ancak -Tercme-i Kamus'a gre- alaka, aslnda "iliki" demek olup, bu ilikilerin kendi-lerine "sympathie" denilemez.

    Ist1ah Encmeni ise "tecfcb" teklif etti ki "aUractian" mukabilidir. Franszca la-fzdan matlub olan mana, cezb veincizab deildir.

    !;imrullah Efendi merhumun teklif ettii "muvfsft" da muvafk deildir. ,Acizleri ise evvelki tercmelerimde kul:landm "teattuf"u teklif ediyorum.

    "Atafe" lgatte bir eyieip bkmek ve bireye meyletmek demektir. ,Antipathie'ye de "tenlikr" diyorum ... [Ahmed Na/m, Meb/idici FelsefedenI1m'n-

    Nefs, s. 148-149J. .44. Osman Ergin, "Ahmed Na/m, Zat! ve Eserleri", s. 15.

    ,

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    23/43

    .i.

    BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI'GRLER

    AHLAK ANLAY

    319

    Ahmed Naim; zaman, mekan ve kltre gre deien' relatif birahlak an1aym kabul etmez. Ona gre "ahlCik yasas" evrenseldir. Ev-rensel olnias, bu yasann insat1ar iin olmasnda aranmaldr. Ahlak ya-sasmn insanlar iin olnas demek, szn ettiimii yasann insan tr-in btn ferdIerince mantkl olmas ve kendisine tabi olunacak deerdeolmas demektir. Bu da ancak, ahlak yasasmn insanln btn ferdIeri-nin mterek yaratlnauygun olmasna baldr. /

    Ahlak yasaSnln, evrenselliini d1irmz u cmleleriyle dilegetirir: "Ksaca kanun-u ahlaki insanlariindir. Ve insanlarn buncaehevat, ,ihtiyacat ve ihtirasat- gunagun arasnda gerek kendilerinin,gerek'bakalarmn fitraten mteveccih olduklah gaye-i kemalata rehzen-lik etniyecek fiil ve hareketlerinin tabi olduu klli kanunun bilumumefrad- nev-i beerce ma'kUl ve ayan- ittiba olmas herhalde cmlesininmterek fitratna muvafik olmasna baldr"45.

    : Grld gibi A. Naim'e gre ahlak yasasmn evrensel olmas, buyasann insan trnn btn ferdIerinin mterek yaratlp.a uygun ol-masna baldr. Burada "acaba A. Nam'naturalist' bir ahlCikanlaynm savunmaktadr?" sorusu akla gelir. Bu sorunun cevabn bulabilme-miz iin ise ncebir baka soruyu cevaplamak gerekecektir. Cevaplama-mz gereken soru u olmaldr: Ahak yasas, /insan ferdIerinin "fttrat-mterekesine" ne zamanya da hangi hallerde uygun olur?

    Dnrmze gre ahlak yasasmn evrenselolmas ya da insanla-nn mterek tabiatna uygun olmas, zellikle ilah vahii,den kaynak-land zaman mmknolur. Ak1il~ temellendirilen ahlak yasasmn da,teorik olarak evrenselolmas mmkndr. Ancak bu durum, pratikte ger-ekleme imkan bulamaz. nk ahlak yasasmn, A. Naim'e gre evren-

    se bir yas,a olabilmesi, aym zamanda bu yasamn doruluuna kuvvetleiman eden' insanlarn varl ile mmkn olabilir. Oysa srf akl ile te-mellendirilen ahlak yasasmn doruluuna kuvvetli bir iman seviyesindeinananlar olsa olsasmrb bir mtefekkir zmresi olabilir. "Bu grubunazbna delil aramak bile gereksizdir. Geici arzularmlks bir hayatadeimeyi idef.!.bile saymayan geni halk ynlar iin ise bu felefi.teo-.riler, hibir zaman uyulmas gerekli olmak faziletini h:lzolamaz. Insanla-nn byk ounluunu geni halk ynlarnn oluturduu ise, gayet~~ . .

    Demek ki A. Naim'in ahlak anlay, "naturalist" bir anlay deildir.Aksine o, ahlakn din ile temellendirilmesi gerektiini dnr. Dn-

    45. Ahmed Naim, AhHlk-i sHlmiyye Esaslan,S. 67.46. Ahmed Naim,a.g.e., s. 6. Alntlar ksmen sadeletirilerek yaplmaktadr.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    24/43

    320 '

    ./

    RECEPKIL

    , -

    rmze gre, ahlilldkurallan, insan hayatm dzenleyen ilikilerin dayan-

    d ilkeleri insanlara ilk d~fareten din'dir. Milletleri mutluluk ve iler-leme duraklarna ulatrmay hedefleyen bu kural ve ilkeler, hangi mille-tin dininde daha ak ve ayrntl ise, o millet dnya sahnesinde' dahagl ve srekli olmutur. Aynca o millet, insanla faydal olmak bak-mndanda, daha derin izler brakmtr. . ,

    , Ayn ekide herhangi bir millette hu kural ve ilkeler, istenilen sevi-yedeki mutluluu salamaktan aciz kalrtusa, dinin bu yndeki eksikliinio milletin filozoflari tamamlamaa almtr. i

    A. Naim'e gre felsefi fikirlerin milletlerin hayat zerindeki tesirleriinkar. edilemeyecek kadar byktr. Bununla beraber aratrmaclann g-znden kamayan nemli bir nokta vardr ki, o da udur: "Felsefi teoriler;geni halk kitlelerinin zihni geliimine hizmet ettikleri halde, kalbIeretesir etme ve ahlak idkelerini ruhlarn derinliklerine indirip orad:;yaatmakonusunda, din ve inan kadar baanl olamamaktadrlar. Felsefi teorile-.rin birbirleriyle eUmelerine ilave olarak, felsefenin fikir hrriyeti veakl yrtmeye at geni yol, bu baarmn elde edilmesine engeldir"47.

    Grld gibi ahlakn temeli, dnrmze gre din' dir. O,

    ahlakn sadece psikolojik adan deil, ayn zamanda mantki adan da~in ile temellendirilmesi gerektiini' d~nr.

    Ahlak'n "psikolojik adan"din ile temellendirilmesinden; ahlakibuyruklarn eyleme dntrlmesi aamasnda din 'in, ferde psikolojikbir katk saladm kabul etmek olarak anlyoruz. "Mantk!' adan" ,ahlak' n din ile temellendirilmesinden de; ahlaki nermelerin, mantken,dini nemielerden ;karlmas gerektii dncesini anlyoruz~

    , ,. ,

    '. Kanaatimizce A. Naim, szn ettiimizher iki anlayn da savunu-cusu durumundadr. O insanlk tarihinin her sayfasnn ahlaki adan bizebir hakikat gsterdiini dnr. Bu hakikat de udur: Sekinleri ve halk, .kitlesini 'hayran 'eden faziletlerinve'en hayrl ilerin gelime' devirleri,daima inan ve imann en kkl olduu zamanlara rastlar. Inan sistemi-

    , nin bozulduu devirlerde ise, hert4rl ahlaki ktlk ve rezillik toplumhayatna hakim olur. nk "Ahlak kurallarmnen kuvvetli meyyideleridindedir. Ahlak ilkelerinin en byk bekisi ve koruyucusu, mutlak birg ve kuvvet sahibi olan Allah'n, illiret gnnde kullanndllendire-cein~ veya cezalandracana olan kuvvetli imandr"48.

    i. .

    Demek ki dnriimze gre ahlaki buyruklann eyleme dnt-

    rlmesi noktasnda,. insan' zerinde dnlebilecek en ki.vvetli. yaptrmgc din' de bulunmaktadr. Mutlak bir ,g ve, kuvvet sahibi olan

    47. Ahm'et.Naim, Ahlak- slfuniyyeEsaslan, s. 5.48. Ahmed Naim, a.g.e.,s. 6. .

    L .J

    .,

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    25/43

    BABANzADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 321 '

    .. '

    All~'n,ahiret gnnde kullann dllendirecei veya cezalandraca

    hususunda kuvvetli bir imana sahip olan insan, ahad grevlerini' yerine.getirmekte zorlanmayataktr. nk insan, sahip olduu iman ile psikolo- jik olarak kendisini buna ha;Zrhale getirmitir.

    A. Naim, ahm mantk adan da din ile temellendirir. nk o,ahlak sistemlerinin en yetkini olarak kabul ettii slam ahlak'nda ahlmnermeler ile dini nermeler arasnda bir zdelik ilikisi kurar. "Bizdeahm grev ve haklar dini emirler ile iiedir; ahlak ile din adeta tek bireydir. Hibir ahm. buyruk yoktur ki, .ayn zamanda dini ve insani birbuyruk olmasn"49.

    iSLAM AHLAKI

    Genelolarak Ahlak' din ile temellendiren A. Naim'e gre, slam -ahlaknn temeli de slam denidir, "din-i celil-i Muhammedidir". Ahlmfaziletlerin, halkn en aatabakasndan en yksek smfna kadar, toplu-mun her kesimi arasnda yaylp genel kabul grmesine sebep olan "eri-attr"so. Ahlm ktlklerden korunmak, ahlm faziletlerle bezenebilmekiin, "Kitap" ve "Snnet"tenbaka ilim ve feyz kaynana ihtiya duyma-m olan mslmanlar, sekin Ashab ile Tabiinden baka rehber ve mo-delIere de kymet vermemilerdir.

    slam ahlakmn "vahiy" veya "din" ile. temellendirilmi olmas,ahm sahada "akl"n nemini azaltmad gibi, slam.dininde ahlm g-revlerle ilgili buyruklann olduka ok olmas da, yine ISlam ahlakna akliniteliinden bir ey kaybettirmez. Dnrmze gre insann, kendi' d-ndaki bir otorite t,arafndan belirlenmi olan bu ahlak buyruklanna itaatetmesi, gerekte, yine ahm grev tasavvurunu,akl'dan almas demek-tir. nk balangta "insann esasen mslman oluu, iman etmesi,zaten akli delillendirme sonucu gereklemitir"sl. .

    Grld gibi A.' Naim' e gre, akli delillendirme (istida-i ak)neticesinde dini kabul eden mslman iin ahlak buyruklann din' den'almak, esasen oruan akl'dan almak anlamna gelir. nkdaha balan-gta din'in kabl, akli istida ile gereklemitir.

    A. Naim'in anlaynda akl'n nemi, sanldndan. da byktr.Ahlak' din ile temellendiren Naim, din'i de akl ile teinellendirir gibi g-zkr. Ona gre "dinimizin mebnas, meMdi-i akliyyedir"s2.

    1

    Din'in temelinin akl ilkeleri olduunu syleyen bu satrlar, Aydn-

    49. Ahmed Nam, Ah1~-1 sHimiyye Esaslan, s. 16.. 50. Ahmed Nam, a.g.e., s:6.

    51. Ahmed Nam, a.g.e., s. 43.52. Ahmed Nam,a.g.e., s. 19.

    i

    /

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    26/43

    322 RECEP KIL

    i

    lanma felsefesinin her eyi akl ile temellendiren filozoflann akla getirir.

    Ancak dnrmzn k noktas olduu kadar, van noktas da sz-n ettiimiz filozoflardan tamamen farkldr.,

    Bir kere A.Naim, islam dini'nin temelirii, akl ilkeleri olarak grr-ken Peygamberimizin bir hadisinden hareket eder: Szn ettiimiz hadisudur: "nsann dini akldr, aklolmayann dini de yoktur".llinci olarak.akln dini delillerden biri olduunc;la btn islam bilginlerinin gr birli-iiinde olduunu dnr. Aynca O, din'in bir iman ii olduunu,

    , iman'n da son tahtilde "bir emr-i kalbi"53olduunun farkndadr.

    "Dinin temeli akl ilkeleridir" derken A.Nain'in vurgulamak istedi-i, iki esas konu vardr: Bunlardan biIjsi, iSlam'da taklidi imannnemliolmadn vUrgulamak; ikincisi de Islam. dini' ndeIq. iman' ilkeleri ileHristiyanlktakiimai esaslan arasndaki farka dikkat ekmektir.

    Szn ettiimiz bu vurgulan onun u ifadelerinde akca grrz:"man denilen ey, kalbi bir i ise de, her halde aklen gzel grlmesi degerekir. slam ulemasnn byk ounluu taklid seviyesindeki imanapek o kadar ho bir gzle bakmazlar"54.

    "mann esas ve dayana bizde akldr. Gerek Allah'n varlina vegerek erefli NeM Hz. Muhammed (s.a.v)'in peygamberliine ve bildir-diklerinin Allah tarafndan indirildiine iman eden her mslman, herhalde akll deliHere:ba vurarak bu hakikatleri kabul eder.

    Getirilen delillerin zayflk ve kuvveti, ekil ve grn deiik olsada, iman esas hibir zaman, bir ekilde delillendirilmekden uzak kalmaz.Ayn 'ekildeislilln dininde akln kefedemiyecei nitelikte sadece imanedilmesi,gereken sr yoktur. Hibirkimseye 'akln alsn almasn herhalde

    man ile yknlsn. man edilmesi gereken konular tartmaya akln yetkisi yoktur' denilmemi ve denilemez"55.

    Grldgibi Ahmed Naim;slam dini'nin temeli olarak akl ilke-lerini gsterirken, taklidi seviyede kalan imann nemsiz olduunudilegetirinek ister. kinci olarak da islam'dinindeki iman: esaslannn, Hristi-yanlkta olduu gibi, aklnalamayaca srlarla dolu olmadn, hepsininakl} izahlannnmmkn olduunu vurgular. Hatta o; kalbi iman gerek-letikten sonra bile, dini nasslar ile kesin akli deliller arasnda bir atmaolduunda dinin yorumlanmas yoluna gidilmesini de, slam dininde

    akl'a verilen ncelii gstermesi asndap. nemli bulur;

    53. Ahmed NaiIn, AhHik-slfuniyye Esaslan, s~40.54. Ahmed NaiIn, a,g.e., s. 39-40.55. Ahmed Naim, a.g.e., s.42.

    ;J

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    27/43

    BABANZADE AHMED NAlM'N FELSEFI GOR6LER

    /

    323

    ii,

    ,Dnrmze gre din' e iman eden insan, bu iman ile birlikte'

    mantiken baka bir takm temel ilkeleri de bbul etmi olur. Bu kabul,birtakm bilgileri de beraberinde getirir. Bu bilgilerin en nemlileri un-lardr: a) Akli delillendirme. sonucundaslam dini'ne inanm olan herinsan, ayn zamanda varlna iman ettii Akn Zat'n kainatn yaratcsolduunu bilir. b) ' x aratc zat' n, i.nsani yaratln her trl inceliklerinibildii iin insann ulaabilecei yetkinlik seviyesini yakalayabilmesindegerekli olan irade terbiyesinin naslolmasgerektiini de ins.andan dahaiyi bileceini bilir. c) Yaratlm varlk dnyasndan hibir'eye ihtiyac

    . olmamas dolaysyla Yaratc Zat'nemirlerinin daima iyilikle ilgili, ya-, saklarnn q.a daima ktlkle ilgili olduunubilir. Aynca din'in.loymuolduu buyruklarn, emirveya yasaklarn fayda ve zararlar da saylm,

    bu konuda yaplan aklama ve yorumlar ile hidayet yolu 'daaydnlatl-m~ ~3.-~

    Demek ki slam dini buyruklarn ortaya koyarken o buyruklara itaaetmenin akli temellendirmesini de birlikte yapma\ctadr. "Dini emirlerleykml olan mslman, dini buyruklarn her zaman iyilie ulatrdna,dini yasaklarn ise ktlkten uzaklatrdna akleir kanaat getiriyor.Madem ki insana akl nurunu veren,. iyi ve kt, mutluluk ve mutsuzluk,doru ve yanl gibi ilk ilkeler ile akl donatan Yaratc zat'tr. Yine Ya-ratc Zat'n baz emir ve yasaklar ile insani grevlerin detaylarn bir

    ltuf olarak bildirmesi, akln aydnlatma hizmetini kolaylatrmas, aklsahip olduu yce seviyeden neden aalara indirsin?"56

    Btn bunlar Ahmed Nain'in vahiy ve akl ilikisi konusunda Ma-turidi gibi dndn gsterir. mam Maturidi de; Allah'n peygam-berler gnderip, vahiyle emir ve yasaklarm bildirmesini "akl iin birkolaylatrma ve hafifletme kabilinden yardm ve irad"57 olarak grinek-tedir. .

    Sonuolarak A. Naim, akl ve vah~y ilikisi konusundl). ahlak yasas-

    nn vahiy ile temelendirilmiolmasn, Kant gibi dnmemize engelolmadn syler. "slam dinindehakikaten ahlaki gayenin, dier ifadey-le aWaki kanun'un, mutluluk rehberi olacak evrensel kuraln, noksanlkve istisna kabul etmeyen evrensel ve zorunlu bir kanun'un kayna, ~ahi

    i

    56. Ahmed Naim, Ahlak- sHiiniyye Esaslan, s. 44.57. Maturidi Kitabu't-Tevhid, stanbul 1979, s. 185.58. Bu kuraln Kant'n sistemindeki ad, "kesin buyruk" diye tercme edebilecei-

    miz "categoncal imperative"dir. Kesin buyruk, herhangi bir gaye ile ilgi kurmadan eyle-mi objektif, zorunlu olarak emreder ve mutlak bir prensip olarak geerlidir. Kant, A.

    . Naim'in iaret ettii bu buyruu baka formller halinde de ifade eder. "Ayn zamandaevrensel bir kanun olmasn isteyebilecein maksime gre hareket et" formu bunlardan bi-risidir. Geni bilgiiin bkz: Kant, Groundwork of the Metaphysic of Morals, trans. byH.J. Paton, New York 1964, s. 88-89; Aynca Recep Kl, Ahlakn Dini Temeli, Ankara1992,s.39-40. \ ..

    . 59. Ahmed Nain, Ah1ak-sHimiyye Esaslan, s. 44.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    28/43

    324 RECEP KIL

    v~hiydir. Fakat bunun byle olnus, Kant'n genellikle ka]:ml olunan'yle hareket et ki, iradenin.tabi1olduu evrensel kural; yani itaat etti~nkanun, evrenselbir kanun ilkesi eklinde olsun'58 mehur kuraln kabuletmemize hi de engel deildir. Engel olmak .yle dursun, bizim tabiolduumuz a1l,ili kanun da zat~n bundan ibarettir diyebiliriz. nk.hadis-i erif'de: Peygamberimiz 'hikmet m'min'in kaybdlmu maldr,.onu nerede bul.~aalr' buyurmutur"59.

    KANTAHUIq'NIN TENKD

    Ahmed 'Naim'in eitli ahlakfelsefeleri iinde "en doru ve:ruhunuslam'a en,tiygun"60 bulduu ahlak teorisi, rasyonalist ahlak teorisidir. Busebepten slam ahlakmnstrun gsterebilmek iin zaman zamanrasyonalist ihl1ik aIlay ile baz kyaslamalar yapar. Ancak yeri geld,i- 'inde onlar tenkit etmekten,de geri durmaz. Bu c~mleden olmak zereIslam ahlak yasas'mn kaynamn vahiyolmasmn, Kant'n "categoricalimperitif' adn verdii kesin ,buyruu kabul etmemize mani olmadn

    , vurgular. ~nk slam ahlak'ndakitemel ilkeleri'nKant'n kesin buyru-unu da iine alacak kadar umllolduunu dnr.

    Kant'n "categorical imperatif' adm verdii kesin buyruunakar-ilk olarak s1fLm'n'temel ahlaK buyruklar 'dnrmze gre uhadis-

    lerde ifade edilmitir: ' '

    "yilik, kalbinin mutmqin olduu eydir. Sana aksim! fetva verse/erde aldrma. Tekrar ederim ki sana aksine fetva versellfr de, aksine aldr-ma" .

    "yilik, gzel ahlaktr.Gnah tse, k~lbde yerleip de .insailarn bil-mesini istemediin eydir" ~ i ,I ,

    . ,. ,~ .

    "Senden ortaya kmasn halkn grmesini istemediin eyi yalnz

    iken de, kendi kendine yapma" .

    f~ asl evre~se1 ahlak yasas, bu hadislerde insanlarn akllarnadaha kolay nfuz edebilecek en yetkin bir yntemle ifade edilmitir.Bunugrebilmek iin, ahlaki grevlerimizin detaylarna ve uygulamalar-na ait tikel buyruklar bir tarafa brakmamz gerekir. '

    Hadis' de iyilik, "kalbinin mutmain olduu ey" olarak tarif edilir."Malumdur ki, bir fiilin iyi "'olduuna,kalbin mutmain olmas, herhaldeakln delaletine ve aydnlatmasna baldr"61. Ktlk ya da gnah ise,"kalbde yerleip de insanlarin bilmesini istemediin ey" olarak tarif edi-lii.nsanlarn bilmesini istemediimiz ey ise, .dnrmze gre akln

    60. Ahmed Nam, Ahac- sHimiyye Esaslan, s. '19.61. Ahmed Naim, a.g.e., s. 45.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    29/43

    BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 325

    evrensel bir kural olarak tanmak isteinedii, beenmedii eyden bakas

    . olamaz. Bu sebepteniyilik ve ktln niteliklerinibelirleyen bu ilkele-rin, Kant'in evrensel ahlak yasasn da iine aldn yine aklmz bizesyler. hk Kant'nad geen yasas, yalnz fiillerimizi yani organlar-mzn eylemlerini kapsar gibi grnr. \.

    Kant'n kesinbuyruundaki eksiklik, A. Nam'e gre niyet ve m,ak-satlarmz yani kalbi eylemlerimizi ihmal etmesidir. Kant; kuvvede kal-m, yani niyet olarak kalp uygulamaya geirilmemi eylemlere soru~lu-luk yklendii ni o kadar ak gstermez. Kant'n "(jyle hareket et ki,iradenin tabi olduu evrensel kural, yani itaat ettiin kanun, evrensel birkanun ilkesi eklinde olsun" eklinde dile getirdii buyruktaki "hareketet" 'emirkipinin ierdii anlam, niyetlerimizi de iine'alacakkadar ge-niletsek bile; hadis-i erifin ifade tarzndaki yetkinlik ve mkemmellieulamas mmkn olmaz.

    Kant' n sisteminde btn insanlar, birbirlerine kar ktlk etmeki kasdyla. ykl farz etsek bile, ktlk iradesi eylem olarak fiilen haride

    tecelli etmedike kimseye' bir zarar gelmez. Bu sebepten Kant'n "kesin. buyruu1', ahlak yasasn ve ahlaki grevi adeta yalnzca eylemlere has

    klar gibi gzkmektedir.

    Oysa slam'nahlak yasasnn ifade edildii hadis-i erifde; iyi olsunkt olsun, niyetlerimizin hepsinden sorumlu olduumuz aka anlalr.Bundan dolay dini ahlak yasas'na gre biz, eyleme dnmemi niyetle-rimizden de sorumlu oluyoruz. Bu sorumluluk; "Nefsinizde olan aada vursanz, ken,dinize de saklasanz, Allah Teala sizden hesabn sora-caktr"62, "phesiz kulak, gz ve kalb, bunlarn hepsinden dolaysual so-rulacaktr"63 ayetleriyle de pekitirilmitir. '

    "Bizce insann ahlaki deeri, eylemlerinden ziyade niyetiyledir. Pey- .'gamber (S.~y.) efendimiz eylemlerimizindeerinin niyetlerle llece-

    ini anlatmak iin yle buyurur: .'Eylemlerin deeri ancak niyetler ile-dir'. .i'

    Bir hadis-i erif'de 'Allah Tetla sizin d grnlerinize, eylemlefi-nize bakmaz. KalbIerinize, niyetlerinize bakar', buyururken, dier bir ha-

    , diste de 'M'min'in niyeti eyleminden haytldr' buyurur.,. "

    Kant'n kural ise, demin sylediimiz aslevrenselolan dilli kuralnbir fer'i olup 'her neyi ki halk tarafindan Sana yapldn istersen onu

    yap. Her ney ki, halk tarafindan sanayapldn istemezsen, onunlahalk rahatsz etme' hadis.-i erifin::b~nzer"64.

    62. Bakara, 284.63. sra, 38.64. Ahmed Nam, Ahliik- sHlmiyye Esaslan, s. 47.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    30/43

    326 RECEPKIL

    Grld gibi., A. Naim; genelde rasyonalist ahlak', zelde ise

    Kant'n ahlak anlaym, djer ahlak, felsefeleri arasnda en tutarl, ahlakteorisi olarak grr. Bun.unla beraber Kant'nkesin ahlak buyruunun;kuyve halinde kalp da eyleme dnmemi olan niyetlerimizi grmezdengeldiini, bu adan da eksik olduunu tesbit eder. Szn ettiimiz butesbit, sadece "kesin buyruk" asndan deerlendirilirse son derece ye-rindedir. Ancak Kant'n ,ahlak teorisinin btnl asndan baklrsa, bu .tesbitle Kant'a hakszlk yaplm olur. nk "niyet" (will; isteme),

    , Kant'n ahlak sisteminde anahtar terimlerden birisidir ve kaytsz artsziyi diye nitelendirilecek tek ,ilke durumundadr. \

    ,Kant'n "Ahlak Metafiziinin Temellendirilmesi" isimli eseri"Dn-

    yada 'iyi niyet (veya iyi isteme)'den baka kaytsz artsz iyi diye isimlen-dirilecek baka birey tasavvur etmek imkanszdr"65 cmlesi ile balar."yi niyet"in nemini aklarken dikkatektii hususlar unlardr: Servetgibiharici eylerle zeka gibi' zihni yetilerin ktye kullamlmalar herzaman mmkndr. Aym ey ce~aret gibikarakter zellikleri'iin de ge-

    , erlidir. Kt bir hedefe ulamak iin kullamlmalar mmkn olduun-dan bunlarn kaytsz artsz iyi olmalan mmkn 'deildir. Buna karlk"iyi niyet/isteme"; hibir halde kt olmayp, her zaman kaytsz artsziyidi~6.

    Kant, eylemlerin ahlakideerini, insan o eyleme sevk eden niyettearar . .ona gre ahlaki adan nemli olan; eylemin sonucu deil, arka pla-mndaki niyettir. Busebepten Kant iin 'kuvve halinde kalm niyetlerigrmezden geliyor' eklinde yaplacak bir tenkit uygun olmaz. Ancak s-zn ettiimiz tenkidi, "yle hareket et ki, iradenin tabi olduu evrenselkural, yan itaat ettiin- kanun, evrensel bir kanun ilkesi eklinde olsun"tarznda dile getirilen "kesin buyruk"a ynelttiimizde, tenkit yerindeolur. Gerekten de Kant'n kesin buyruu, sadece eyleme ynelikbir buy-rukgrnmnde olup, tfylemin arka plamm oluturan niyet'i gzard et-mektedir. 'i

    A. N~m, slam ahlak'm Kant ahlak i.le bir de "vaz(fe iin vaezife"ilkesi asndan mukayese eder. Sonuta Islam ahlak'm bu adan dastnbulur. nk Kant'n sistemindeki iyi neyit'in de kayna olan "va-zife fikri"nin, sf teorikbir nitelie sahip olarak kaldn, fiilen kalbI er-de yer'edemediini, son tahlilde ise ahlaklann hayallerini ssleyen"snf bir temenni"67 seviyesinden teye geemediin syler. nk bu I-kenin, dnrmze gre insanlar zerinde hibir yaptnm gc yoktur.

    .Sadece bo br form durumundadr. '

    65. Kant~ Groundwork of the Metaphysic of Morals, s. 6., 66. Geni bilgi iin bkz: Kant, Groundwork, s. 61-62; H. Heimsoeth, 1 . Kant'il Fel-

    sefesi, ev: T. Mengolu, stanbul 1986, s. 126, 145~146; Recep Kl, Ahlakn Dini Te-meli, s. 33-37. , '

    67. Ahmed Naim, Ahiik- sHimiyye Esa;slan, s. 52.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    31/43

    BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 327

    "Rasyonalistlerce 'vazife iin .vazifeniri yerine getirilmesi ilke-si'nden anlalan aplaki ve ameli anlam ne ise, mslmanlatca da 'bir va-zifeyi Allah'n emri olduu iin yerine getirmek'deki anlam, yaklak ola-rak odur... .

    Fiil ve eylemlerimizin Allah qzasiin yaplmas gerektii husus'u,mslmanlann sekinleri ve geni halk kesimlerince bilinen mterek birfikirdir. nk Kur' an' da d:iinyev ve uhrev mutluluun trleri. sayldk~tan sonra 'Cenab- Hakkn rzas, bunlarnhepsinden bykdr. En byk

    . baar, ite bu rzay kazanmaktr.:68 buyuruluyor .., Herhangi bir eylemin,ahlaken iyi olmas iin 'sadece Allah iin yaplm' olmas gerekeceinibilmeyen mslmanyoktur"69. . .

    '. ,

    Grld'gibi dnrrnze gre slam ahIm'nda en byk gaye"Allah rzas"dr. Buna gre bir eylemin ahlaken iyiolmasnnlsAllah iin yaplp yaplmamasna bal olmaktadr:

    slamahlak'mn Kant ahlak'ndan veya genelolarak rasyonalistahlak teorilerinden stnl, sadece teeoik adan deildir. Aksine slam'ahlakmn esas stnl, teorik adan daha ok uygulamada kendinigsterir. A. Naim' e gre slam ahlak, vazife fikrinin eitli halk tabaka-lar arasnda y.aylmasnda hibir felsef teqrinin gstere~edii bir baan

    ~gstermitir. Onemli olan da vazife fikrini, bir avu. dnrler grubundauyandrmak deil, geni halk ynlarna kabul ettirebilmektir ki slamahlak, bu nQktada baka hibir felsefi teori ile kyaslanamayacak kadar'baarldr. Bu baarmn sebebinerede aranmaldr?

    slam ahlaknn szn ettiimiz baarsnn arka plannda yatan esassebep, dnrrnze gre u noktada aranmaldr. "slam dini, insanlarnounluuna gre mcerred hakikatleri telkin etmenin, ahlak terbiye vegzelletinnek iin yeterli bir yntem olmadm dikkate alarak, somut(concret) tevik ve .cezalam, uhrev mutluluk ve mutsuzluk durumlanmndetaylarna olduka fazla itina etmitir"70, . . .

    Halkn ounluu, sadece "Allah rzas" iin eylemde bulunmakgibi ulv birgayeyi yalnz tasavvur etmekle yetinir. Geni halk kitlelerin-den byle bir gayeye yneLmelerini beklemek hakszlk olur, Geni halkymm eyleme geiren esas saik, kyamet gnndeki sevab ve cezalan-drma tasavvurudur. Yani menfaat fikridir. Onlardaki bu sevab kazanmaveya azabdan korkma fikri, hakiki vazife fikrine kantirnaktan kendileri-ni alamadklar gizli bir saikden bakabir ey deildir.

    Gerekten de ahlaki olgunlua ulamak, iin insanlann maddi tevik

    68. Tevbe, 73.69. Ahmed Naim, a.g.e., S . 46-47. .70. Ahmed Naim, Ahlak- sHimiyye Esaslan, s. 51.

    i

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    32/43

    32 8 RECEP KIL

    ve cezalara ~lan ihtiyac irkar edilemez. nk iin balangcnda insann

    kendisinden menfaat fikrini skp atmas imkanszdr. Ayncamenfaatfikrinin, ins&nda ilk ortaya knda fikir ve ruh terbiyesini kolaylatncbir ilevi de sz konusudur. radenin, kymeti olan bir gayeye kolayca y-nelmesne,menfaat fikrinin yine m:sbet ynde bir katks vardr. "lim veirfan arttika, akl ve dirayet genileyip ykseldike, gaye de, ykselir ..Gayelerin gayesi ise, sonunda mutluluun tamamn ieren Allah nzasnadnr. Hakiki vazife fikri de, ite o zaman tamam ve kemali zere fii-len gerekleir"71. >-

    i . . '.

    A. Naim'e gre, slam dininin insanlan ahlaki kemale ulatrmak

    .iin yapt hitaplann konusu iki boytuludur. Bir tarafta Allah nzas; ,brtarafta ise sevap midi ile ceza korkusu vardr. Balangda herkes sevapmidi ve ceza korkusundan hareket eder.rk srf Allah nzas'ndan do~lay hareketegeebilnek, byk bir kemillseviytsini kazanmaya bal~dr. .

    Hedefledilderi ahlaki gayeler asndan insanlar gruba aynlrlar.Bu grublan "dnya ehli", "ahiret ehli" ve "Allah ehli" olarak isimlendirenNaim, bu snflandrmay u hadis-i erif iletemellendirir: "Dnya ahiretehline, ahiret dnyaehline; dnya ile ahiretin her ikisi de Allah ehlin;eharamdr".

    Dnrmze gre "dnya ehli" olarak isimlendirilen insanlann. ahlaki kymetlerinin olmadnaiaret eden pekok ayet ve hadis vardr.

    Ahlaki kymeti haiz olanlar, "ahiret ehli" ile "'Allah ehli"dir. Asl kemalehli ise, Allah ehlidir.

    te srf "Allah nzas"n hareket noktas yapabilenler, sadece "Allahehli" olan insanlardr. Bunlar, "iman ve bilgide, iyilik ve kurtulu yolun-da ilerlemek i'in hibir snr ve engelolmadn dnmekten bir anuzak durmayan, gayretlerini mutlak kemal seviyesini elde etmeye ynel-

    ten faziletli insanlardr.

    Kur'an- Kerim'de hakIannda 'haberiniz olsun! Allah dostlar iinihibirkorku yoktur. Hzn denedir bilmezler' ayet-i kerimesi inmi olanbu faziletli insanlann yapb etmelerindeki lleri -'iki an birbirine eitolan kimse a1danmtr, zararda,dr' szdr"72.

    HRRY,ET PROBLEM VE KADER NANCI. ,.

    Hrriyet probleminin Ahlakta merkez! bir iemi vardr. Bu nernin .farknda olan dnrmz, slam ahlak'nda hrriyet probleminin nasl

    ele alndn ve kader inancyla insan hrriyetinin bir arada savunulup

    71. Ahmed Nam, a.g.e., s. 50-51.72\Ahmed Nt!m, Ahlak-1slamiyy'~ Esaslan, s. 52.73. Ahmed Nam, a.g.e., s. 20. .

    .i

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    33/43

    , BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI OORLER 329

    savunulamayacan ele alr. Burada cevabn arad e~as soru' ;'slam' da-,

    ki kder inancnn, eylemlerin ahlili deerini azaltp azaltmad" soru-sudur. Bu meseleyi ele almasn gerekli klan esas saik; mslmanlarnkadere iman ettikleri iin, ska eletirilmeleridir. Kapere (predestination,prescience) inandklar iin "mslmanlarda eylemlerin' ahlaki bir deeribulunmadndnenler eksik 'deildir. Halbuki biz mslmanlarn ka-dere nasl iman ettiimizin anlalamadna inanmaktayz"?3,

    Hrriyet probleminin slam ,a1lak'nda nasl zldn ele alabil-mek iin nce kader in;nc ~nusunda yanl anlalmala;n dzeltilmesigerektiine inanan A. Naim, Islam'daki kader inancnn "fatalizm" ile ka~

    rtrldna inanr. Oysa "Cebriyecilik" eklinde tercme' edebilecekolan "fat;alizm" teorisini .savUnan baz felsefi teorileri unutup da bu kav-rart ile Islam diii arasnda ayrlmaz bir ba tasaVvur etmek byk birhakszlktr. '

    "slam dini" ile "cebr"isavuga: fatalizm arasnda ayrlmaz bir batasavvuru byk bir hakszlktr.nk gerek dinlerin gerekse felsefi teo-rilerin hibiri kader ve hrriyetproblemini tam olarak zme kavutura':mad halde, bu meseleyi "tam bir ciddiyetle" ele alan mslmanlar ol-mutur. i

    . A. Naim'e gre slamdaki kaderinanc, eylem ve niyetlerin a1laki,deerini noksanlatracak nitelikte deildir. Mslmaruai hem kadereiman ederler, hayr ve ,ernn yaratcsnn Yce Allah olduuna inarnrlar;hem de Alla1 tarafndan kendilerine gsterilen mutluluk yolu ile mutsuz-luk yolundan hangisine girseler kendi seimleriyle girdikletine inanrlar.

    Dnrmz kader inanc ile insan hrriyetini bir arada savunma-nn slam dncesinde mmkn olduunu savunur. Bunu temellendir-rnek iin dnyada hibir din'in; bir taraftan beeri eylemlerin olmazsa

    olmaz art olan sorumluluk (respo~sibi1ite) vasfn insandan kaldnp,dier taraftan da buyruk ve yasakla,r koymasn dnmenin, mmkn ol-mad noktasndan hareket eder. Ona gre eer insai hrriyeti yoksa,hrriyetin gzel bir ekilde kullalmasndan baka anlam 0lmayan~dini

    ,kanun ve emirlerin ne anlanu kalacaktr? nsann seme gc olmad.takdirde, ona niin baz eyleriserbest, bazlarn da yasak klalm?

    Bu sorularyla o, insana hitap eden din ve ahlaki buyruklarn bir'anlam ifade edebilmesinin zorunlu art olarak "insan hrriyetini" grd-n akca ifade etmi olur. nk seme gc :olmayan bir varla bir-

    takm emir ve yasaklar koymak son derece anlamsz olacaktr. .au nokta-dan bakldnda din ve ahlak kurumlarnn bizzat kendileri, insan. . ' . .

    74. Ahmed Naid, Ahl3k-lslamiyye Esaslan, s. 21.75. Szn ettiimiz aYft ve hadisleriin bkz: Ahmed Naim, a.g.e., s. 22 vd.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    34/43

    330,i

    RECEP KILI

    peinen hr bir varlk olarak kabul etmektedirler. nk ballanndan so-runluluk'fikrini kaldran herhangi bir din, ona gre idam karann kendisiyermi olQr. Oysa "inanlara, ibadetlere, beeri ilikilere, cezalaraa aitIslam dini kadar buyruk ve yasaklan ok. olan bir din adeta yok gibidir.nsamn iradesini terbiye etmeyi hedef edinmi bir dinin insan hrriyetiniyok saymas, esasen kendi geleceini ykmas demek 0Iur'~74.Aynca insa-mn eylem ve niyetlerden sorumlu olduuna aka iaret eden pek okayet ve hadis vardr75.

    Felsefi akmlann mslmanlar arasnda yaylmasndan sonrage.r-ekten fatalistler gibi insann seme gcn yani insan hrriyetini yok

    \ sayan bir kelam ekol ortaya kmsa da, bu anlay mslmanlar ara-snda genel kabul grmemitir. Mslm~ararasnda genel kabul grenslam bilginleri, insanda bir "seme gc" veya bir "cz'i irade"nin varl-m isbat ederek rasyonalistlerin delillerine yalpn deliller gelitirmiler-dir. Bylece sliln'da "beeri irade" ile"ilmu irade" arasnda bir aynmagidilui, allili sorumluluk "beeri irade" ile temellendirilnitir.

    "lahi irade"; varlkla ilgili btn olgual ~laylan, ilahi kudretin eseriolan beeri eylemleri yaratmada mstakildir. Gerek alemi tanzim ve ted~bir eden evrensel kanunlann, gerek bu evrensel kanunlann gerei olarak

    ortaya km olan cz'i olaylann yoktan yaratcs, ilahi irade'sahibi olanYce Zat'tr. lahi irade' sahibi olan bu Yce Zat, sonsuz kudreti ile istedi-i her eyi yapma gcne sahiptir. . -- ,

    \

    Dnrmze gre Yce Yaratc'ya bu ekilde inanmak baka,."hakiki fail Allahtr" diyerek ferdi sorumluluu yk farz etmek, yaamakiin gerekli olan eyleri sal~aktan kanmak, kendini tembellie ver-mek, tehlikeye kar kendini savunmay lzumsuz grmek bakadr. Buiki dnce tarznn arasnda kapanmasimkansz olan bir uurum vardr."Mslmanlar ahlak kanunu'nun, sorumluluun zerine temellendirildii

    bir 'cz'i irade (Liberte personelletnin, bir de sonsuz g ve kudret sahi~bi kainatn bir Yaratcsna, Yce Ilahi Zllt'a ait bir 'klif irade (volontedivine)'nin varlna ve sevap ile cezann yani sorumlulun cz'i iradeyleilgili olduu sonucuna ulamlardr"76. ( .

    Kader inanc ile birlikte gndeme gelen slam'n tevekk! anlay dadnrmze gre, ou kez yanl anlalmaktadr. Qys'\ "slam dinin-de tevekkln art, tabiat kari.unlarmn gereinigzden uzak tutmamak,tuttuu takdirde bana gelen eylerden dolay kendini knayp; gnahm,hatasm kadere yklememektir. Tabiat:kanunlanndan gafletetmek, onlan

    hie saymak, ya mslmanl bilmemekten ya da acz ve miskinliktenkaynaklanr. Hatta tabiat kanunlanmn Kur'an dilindeki ad "snnetul-lah"tr"77.--------- (

    76. Ahmed Nal'm, a.g.e.,s. 28.77. Ahmed Nal'm, Ahliik- slamiyye Esaslan, s. 35.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    35/43

    J '

    BABANZADE AHMED NAIM'N FELSEFI GRLER 331

    Demek ki A. Naim'e gre slamdaki kader inancmn dolaysyla te-

    vekkl anlaynn, insam acizlik' ve miskinlie .dren anlaylarla,hangi ekliyle olursa olsun rtmesi mmkn deildir. nk kaderinanc aym zamanda tabiat kanunlarm, bilmeyi ve. gereini yerine getir-meyi gerektiren dinamik bir inantr. Bu dinamik kader inancmn uygula-mada da mslmanlar zerinde medeni, siyas, ilm ve. ahlili ilerlemeasndan son derece msbet etkileri olmutur. nk slam devletinin birasr iinde bilinenderecede smrlanm geniletmesi, dnrmze grebuimannbahettii azim ve dayankllk sayesinde gereklemitir.Mslmanlarn yine bu kadar mddet iinde mmIlik ve l kltrnden'en medeni milletlerin medeniyet imkanlarna kavumalar da yine bu sa-

    yede olmutur. Sosy~l ve tabi ilimlerde bugnk Avrupa dnrlerininzaI1amnda stadllli' yapm olmalarnda dahi bu yce ilkenin klli birtesiri olduuna phe yoktur.

    Ahlili sahada ise kadere imamn insan zerindeki olumlu tesirlerinigrernemeyi, A. Naim insan ruhunun ok az;aratnlm olmasyla irtibat-landnr. nk cmertlik ve ikram, askeri ve meden cesaret, felaketlerekar sabr ve tahamml, menfaati ve hayat kmseme gibi ahlili fazi-letlerin kazamlmasnda bylesine dinamik bir imaninolaanst katklariolacaktr.

    SNNETULLAH KAVRAM IIGINDA DN-LM LKs

    . Ahmed Nairp'e gre ilim ile gerek din'in her ikisi de hakikat oldu-U iin aralarnda herhangi bir atmamn olmas dnlemez. slamdini, bilimsel metodlarla dorulanarak varsaym olmaktan kurtulmu her-trl bilimsel gerei iman ile.telif eder. Ayncavahye ve mcizeye imanetmenin, akl ilkeleriyle elien bir taraf yoktur.

    Kur'an'n gayesi, dnrmze gre, insamn vahiyden bamszolarak kendi aklyhi kefedebilecei ilni hakikatler hakknda insam bilgi-lendirmek deildir. Bunurua beraber, bilimsel konularla ilgili Kur'an ifa-dek~rinn dorulanm lm hakikatler ile elimesi de sz konusu olmaz.Ksaca vahyin gayesi bilimsel bilgi vermek olmamakla birlikte bilimselbir konuda bilgi vermise, bu bilgininyanllanmas da mmkn olmaz.Aksi halde Kur' an' a iman etmenin, geerli bir sebebi kalmaz.

    . ~

    "Kur'an'n ibarelerindeki bu hat, hayret vericidir ki binyz sene-den beri insanln bilgi birikimine kalbden kalbe girmitir. Tecriib vefelsefi ilimler bu kadar deiime uramken yine mslmanlarn inancn

    . sarsacak ciddi ve makul bir sebep bulunamamaktadr. Aksine, insanlnbilgi birikimi hangi seviyede olursa olsun, Kur'an- Kerim oruar elde et-

    rnee, mmkn ise ileri g,trmee tevik eder"78.

    78. Ahmed Naim, Ahlllk- slamiyye Esas/an, s. 36.79. Fetih, 23.80. Melaike, 41.

  • 8/8/2019 Babanzade Ahmed Naim

    36/43

    332 RECEP KIL

    i

    \

    ii

    A. Naim'e gre dnyada ilim ve felsefeden hibiriolmam olsayd,

    mslmanlar kainatta hkm sren birtakm kanunlarn -ilahi snriet'in-mevcud olduunu yine bileceklerdi. nk Kur' an- 'Kerim'de "te bu,teden beri gelip duransnnetul(ah'tr. Yani Allah'n iidetidir. Snfetul-lah 'n ise tehdit edildiini g