348

BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 2: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

GELECEK İÇİN SÖZ BİZDE

BILDIRI KITABI

Page 3: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

2

SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULUİshak ASLAN - Şube MüdürüSabahat ÖZGÖL - Üsküdar İlçe Milli Eğitim MüdürlüğüGamze ÖZEL - Üsküdar İlçe Milli Eğitim MüdürlüğüZeynep KOCA - Üsküdar İlçe Milli Eğitim MüdürlüğüSongül İLANLI - Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdür YardımcısıHaluk DEĞİRMENCİ - Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi Müdürü

PAYDAŞ ÜNIVERSITELERMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMarmara ÜniversitesiFenerbahçe Üniversitesi

SEMPOZYUM SEKRETERIKâmil Özkan ÇOKGEZ - Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

SEMPOZYUM BILIM KURULUProf. Dr. Aşkın ASAN - İstanbul Ticaret ÜniversitesiProf. Dr. Burçin Cem ARABACIOĞLU - Mimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiDoç.Dr. Yusuf ALPAYDIN - Marmara ÜniversitesiGürhan KURUKAYA - Validebağ Fen Lisesi

REDAKSIYONTuğba TATLI CÖMERTNesime Seyhan SARIOĞLUŞeyma BENLİ

GRAFIK TASARIMAhmet DUMAN - İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

ÜSKÜDAR MEM YAYINLARI: 10Mart 2020

Page 4: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

3

IÇINDEKILER

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi .................. 9

Yapay Zekâ ve Geleceğin Eğitiminde Yapay Zekânın Kullanımı ....................11

Okulsuz Eğitim ..............................................................................................29

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi ............................................................ 41

Geleceğin Eğitiminde Teftiş/ Eğitim Yöneticiliği ...........................................43

Geleceğin Eğitiminde Müfredat ....................................................................57

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi .................................................. 69

Geleceğin Eğitiminde Teknolojinin Yeri ........................................................71

Gelecekteki Okulsuz Eğitim ..........................................................................81

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi ..................................................................... 89

Geleceğin Eğitiminde Yönetici ve Teftiş ........................................................91

Geleceğin Şekillenişi: Öğrenci-Öğretmen/Aile Etkileşimleri ......................107

Haydarpaşa Lisesi .................................................................................. 121

Eğitimde Teknoloji ve Akıllı Sınıflar ..............................................................123

Geleceğin Eğitiminde Girişimcilik ................................................................133

Geleceğin Eğitiminde Öğretmen ve Aile .......................................................141

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi......................................................... 149

Geleceğin Eğitiminde Müfredat ....................................................................151

Geleceğin Eğitiminde Teftiş ..........................................................................165

İstanbul Üsküdar Lisesi .......................................................................... 175

Gelecek Eğitiminde Teknoloji .......................................................................177

Gelecek Eğitiminde Spor, Sanat ve Kültür ....................................................189

Kandilli Kız Anadolu Lisesi ..................................................................... 209

Geleceğin Okul Tasarımı ...............................................................................211

Geleceğin Eğitiminde Öğretmen ve Aile .......................................................219

Page 5: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

4

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ..................................... 229

Eğitimde Girişimcilik ....................................................................................231

Gelecekte Eğitim Teknolojileri ......................................................................239

Eğitimde Okulsuzluk .....................................................................................249

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi .................................. 257

Geleceğin Eğitiminde Okul Tasarımı ............................................................259

Gelecekteki Eğitimde Aile ve Öğretmenin Katkısı ........................................265

Geleceğin Eğitiminde Kültür Sanat ve Spor .................................................271

Validebağ Fen Lisesi ............................................................................... 281

Alfa Kuşağının Eğitiminde Teknoloji .............................................................283

Yarınların Eğitiminde Girişimcilik .................................................................299

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi ...................... 315

Türk Eğitim Sisteminde Müfredat ve Ölçme Değerlendirme Unsurlarına Geleceğe Yönelik Yeni Bir Bakış Açısı Kazandırmak ....................................317

Geleceğin Eğitiminde Eğitim Teknolojilerinin Yeri ve Önemi .......................333

Page 6: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

5

Kıymetli Gençler,

Gelecek ve eğitim, hayatımızın ayrılmaz iki parçasıdır. Nefes almak, yemek yemek, uyumak kadar hayatın içinde ve bizim bir parçamız olan bu iki kavram, hem bizleri etkilemekte hem de bizlerden etkilenmektedir.

İçinde bulunduğumuz an, hep bir önceki anın geleceğidir. Yani aslında biz şu anda hem geçmişi hem şimdiyi hem de geleceği yaşıyoruz. Bundan yüz yıl öncesinden farklı olan bugün, bundan yüz yıl sonrasında da farklı olacaktır. Geçmişin ilerisinde, geleceğin de gerisinde olan bugünün ilerleme hızını ise siz kıymetli gençlerimiz belirleyeceksiniz.

Teknolojinin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde, elimizde bulunan imkânlar biz-leri belki de bundan elli yıl önce tahmin dahi edemediğimiz yerlere getirdi. Ve yine bu hızlı ilerleyişin, tahminleri zorlayarak hayal gücümüzün sınırlarını aşıp ileriye taşıma-sında temel faktör sizler olacaksınız.

Günümüzde klasik eğitimden farklı olan eğitim anlayışları ortaya çıkmış olmakla berber bunların da değişen teknoloji neticesinde kendini yenilediği gerçeği bizleri de sürekli bir ilerleyişe yönlendirmektedir. Bilgisayar ve internet kullanımının hayatın her alanında var olması, eğitimin de hayatın her alanında aktif bir şekilde yer bulmasını sağlamaktadır. Bir kütüphanede otururken, bir araçla seyahat ederken, yemek yerken, televizyon seyrederken elimizin altındaki telefonlarımız, merak ettiğimiz herhangi bir konuda araştırma yapma ve bilgi edinme imkânını bizlere hayatın her anında sunmakta-dır. Yani bu da demek oluyor ki, eğitim kavramı yalnızca okullarda karşımıza çıkmanın ötesine taşınmış durumdadır.

Yarının emanetçileri siz kıymetli gençlerimizin iyiyi, doğruyu, güzeli hayal edip kendine belirlediği hedef doğrultusunda, geleceğin eğitiminde bu hedeflere ulaşabilmek için her türlü engeli aşarak azimle ilerleyeceğinize yürekten inanıyorum.

Bu kitabı hazırlamayı düşünen, yayıma ve baskıya hazırlayan İlçe Millî Eğitim Mü-dürümüze ve ekibine, böyle örnek bir sempozyumun gerçekleşmesinde görev alan tüm öğrenci, öğretmen ve idarecilerimize teşekkür ederim.

Murat Sefa DEMİRYÜREKÜsküdar Kaymakamı

Page 7: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

6

Kıymetli Gençler,

Gelecekte eğitimin nasıl olacağı her çağın tartışma ve merak konusu olmuştur. Ve her dönem kendinden önceki dönemin devamı olmakla birlikte hep ilerisinde ol-muştur. Bu ilerleyiş her dönemde farklı hızlarda cereyan etmiştir. Çünkü her çağın özelliği kendi içinde farklılık göstermiştir. Savaşların yoğun olduğu dönemlerde bu ilerleyiş neredeyse durma noktasına gelmiş, refah dönemlerinde ise hızlanmıştır. Dıştan etki eden bu özelliklerin yanında eğitimin ilerleyişi toplumlara da bağlıdır. Eğitimi bir ihtiyaç olarak gören toplumlar, her bakımdan daha hızlı ilerler ve çağına yön verir. Günümüzde hızla ilerleyen ve çağı etkileyen, yönlendiren teknolojinin temelinde de yine eğitim vardır.

Teknolojiyi bir ihtiyaç olarak görme, bu ihtiyacı hayallerle besleyerek şekillen-dirme düşüncesine girilmesi ile birlikte, çağımızda teknoloji inanılmaz bir hızla ilerlemekte ve hayatımızın her noktasına nüfuz etmektedir. Sabah işe giderken kul-landığımız arabalar, otobüsler, metrolar bile hep teknolojinin hayatımıza kazandır-dıklarıdır.

Filmlerde gördüğümüz robotların bugün hayatımızda yavaş yavaş yer alıyor ol-ması, geçmişteki “Geleceğin Eğitimi” ne olan bakış açısıyla mümkün olmuştur. Günümüzdeki “Geleceğin Eğitimi” ne olan bakış açısı sayesinde ise belki de bun-dan çok da uzakta olmayan bir zamanda, sabahları işlerimize uçan arabalarımızla gideceğiz.

İmkânsız diye bir şey yoktur. İnandınız mı İmkânsız, imkâna dönüşür. Azim ve gayret her engeli aşar. Eğer dünya bugün yüz yıl önce hayalini bile kuramadığı bir noktadaysa, bundan yüz yıl sonrasında da hayal olanların gerçekleşmesi ancak geleceğe yön verecek doğru eğitimle mümkün olacaktır.

Bugünü geleceğe taşıyacak olan siz değerli gençlerimize kendine inanma, im-kânsız kelimesini lügatinden çıkararak yerine başarıyı koyma ve bol bol hayal gücü diliyorum. Biz sizlere inanıyor ve her daim sizlere destek olmaya söz veriyoruz.

Özellikle gençlerin bilimsel ve akademik düşünme becerilerini destekleyecek böyle örnek bir sempozyumun hazırlanmasına vesile olan İlçe Millî Eğitim Müdü-rümüze ve ekibine, bu sempozyumda bildirileriyle yer alan öğrencilerimize, öğren-cilerimizi her zaman, her manada destekleyen öğretmen ve idarecilerimize teşekkür ediyorum.

Hilmi TÜRKMENÜsküdar Belediye Başkanı

Page 8: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

7

Bugünün ve Yarının Türkiye’sinde Söz Sahibi Olacak Kıymetli Gençler,

Eğitim dediğimizde aklımıza gelenin sadece okul olmaması gerekmektedir. Eği-tim sadece dört duvarla sınırlı değildir. Aksine hayatın her yerindedir.

Annemizden öğreniriz, babamızdan, kardeşimizden öğreniriz, arkadaşımızdan öğreniriz. Hatta bir ağaçtan, bir çiçekten, bir böcekten de çok şey öğreniriz. Gü-nümüzdeki hava tahminlerinden yüzlerce yıl önce insanlar hiçbir teknolojik alet kullanmadan, sadece doğayı izleyerek ve dinleyerek o kış aylarının ya da yaz mev-siminin nasıl geçeceğini tahmin ederlermiş. Ve neredeyse hiç yanılma payı olmak-sızın. Yani öğreten sadece okul veya öğretmen değildir. Çevremizdeki her şey bize öğretir. Eğer onlara doğru bir bakış açısıyla bakar, onların bize verdiği mesajları doğru okursak her an ve mekân bizler için bir kitap olur.

Ancak burada çok önemli bir nokta var ki o da; çevremizi doğru okuyabilmemiz için köklerimizin geçmişte, zihnimizin şimdide, bakışlarımızın ise gelecekte olma-sıdır. Geçmişi öğrenip bu öğrendiklerimizi şimdide yoğurursak yarını dilediğimiz gibi şekillendirebiliriz. İşte burada da geleceğin eğitiminden söz edebiliriz.

Bugün tüm dünyada eğitim alanında bir reform söz konusu. Teknolojideki hızlı ve köklü değişim, beraberinde dijital bir reform getirdi. Ve bu da hayatımızda kök-lü değişiklikler yaptı. Bilgisayar, cep telefonu, internet… gibi birçok kavram hem dilimize hem belleğimize hem de hayatımızın merkezine yerleşti. Hâlbuki yakın bir tarihe kadar bu kavramların neredeyse hiçbiri hayatımızda değildi. Şöyle bir düşün-düğümüzde bu değişimin ne kadar büyük bir değişim olduğunu ve bu değişimden faydalanmaya en müsait alanın da eğitim alanı olduğunu çok rahat görebiliriz. Kla-sik öğrenme anlayışından teknoloji temelli öğrenme anlayışına doğru evrilen eğitim süreci bunun en güzel örneğidir.

Bugün eğitimin sadece okulla sınırlı kalmayarak her alana yayılmasını, tekno-loji temelli bir yöne doğru evrilmesini, bilgiye daha hızlı ulaşabilme imkânlarının varlığını sağlayanlar, geçmişte bugünlerin varlığını hayal ederek bu imkânları var etmek için azimle çalışan dönemin genç dimağları olmuştur.

Bugünden çok da uzaklaşmaya gerek kalmadan örneğin yirmi yıl sonrasında, bugünün genç dimağları belki de çocuklarımıza: “Biliyor musun? Bir zamanlar arabaların direksiyonları vardı.” cümlesini kurduracak bir teknolojiyi “geleceğin eğitim anlayışı” ile gerçekleştirecekler.

Page 9: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

8

Birbirinden ayrı düşünülemeyecek gelecek, eğitim ve geleceğin eğitimi konula-rında tüm imkânlarımızla en güzel şekilde eğitilmeniz adına gayret gösterdiğimiz siz kıymetli gençlerimizin bu yolda, bu bilinçle nice güzel işler başaracağınıza can-ı gönülden inanıyorum.

Ülkemizin geleceğinde önemli görevler üstlenecek olan öğrencilerimize, aka-demik düşünme becerisi kazandırmaya matuf böyle önemli ve örnek bir sempoz-yumun hazırlanmasında emeği geçen öğrenci, öğretmen, idarecilerimiz ile çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyor, destek ve himayelerinden ötürü Sayın Kaymakamı-mız ve Sayın Belediye Başkanımıza şükranlarımı sunuyorum.

Sinan AYDINÜsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürü

Page 10: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

9

ISTANBUL TICARET ODASI MARMARA

ANADOLU IMAM HATIP LISESI

MA

RM

AR

A A

NA

D O L U İ M A M

HA

P L

İS

ESİ

İ T O

Page 11: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 12: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

11

YAPAY ZEKÂ VE GELECEĞIN EĞITIMINDE YAPAY ZEKÂNIN KULLANIMI

Ömer Kamil DANACI Muhammet Fatih BARUĞ

ÖzetYapay zekâ, bir robot veya makinenin kendisine verilen komutu bir insan gibi yerine getirmesidir. Eğitimde yapay zekânın kullanılmasının, eğitimin kalitesini arttıraca-ğı öngörülmektedir.

Yapay zekâyı oluşturan en önemli temellerden birisi “Turing Testi” olarak bilinen deneydir. Yapay zekânın günümüzdeki temelleri 1997 yılında yapılan çalışmalarla başlamıştır. Günümüzde ise dünya devi olarak adlandırılan ve dünyayı yönlendiren şirketlerin çalışmaları ile yapay zekâ önemini her geçen gün artırmaktadır.

Sağlık, ekonomi, teknoloji gibi birçok alanda kendini gösteren yapay zekâ, eğitim-de de özellikle bilgisayar kullanımı ile kendine bir yer bulmuştur. Zamanla yapay zekânın eğitimin içine daha da gireceği tartışmasız bir gerçektir ve bu durum çok da uzak olmayan bir gelecekte kendini gösterecektir.

Anahtar Kelimeler: zekâ, yapay zekâ, eğitim, gelecekte eğitim

1. YAPAY ZEK“Bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri

zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti.” anlamına gelen yapay zekâyı oluşturan en önemli temellerden birisi “Turing Testi” olarak bilinen deneydir.

Alan Turing tarafından ortaya atılan bu teste göre, bir bilgisayarın, bir insan gibi davranabilmesinin tanımını yapılmıştır. Yani, yapay zekâ çalışmalarının hedeflerin-den birisi, birgün insan gibi çalışan bir bilgisayar yapmak olarak görülürse, bu du-rumda bir bilgisayarın insan gibi çalışabilmesi nasıl tanımlanabilir?

İngiliz matematikçi ve kriptolog Turing, bu durumu bir testle açıklar. Bir duvarın arkasında iki bilgisayar ve bilgisayarlardan birisinin klavyesinde yazı yazan bir kişi, diğerinde ise çalışan bir yazılım olması durumunda, verilen sorulara bakarak bir kişi-nin bu bilgisayarlardan hangisinde insanın cevap verdiğini, hangisinde bir yazılımın cevap verdiğini anlayıp anlayamamasıdır.

Page 13: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

12

Turing Testi’nde duvarın sol tarafında, testi yapan bir kişi bulunmaktadır. Bu kişi önündeki iki bilgisayardan birincisi duvarın arkasında, gerçek bir insanın cevap yazdığı bir bilgisayar, diğeri ise duvarın arkasında bir yazılımın cevap verdiği bir bilgisayar bağlıdır. Buna göre test yapan kişi, yazdığı ve aldığı sorulardan hangi bil-gisayarın arkasında gerçek bir insan, hangisinin arkasında bir yazılım olduğuna karar verebilecek midir?

Burada teste sorulabilecek sorularda bir sınır bulunmamaktadır. Aklınıza gelen herhangi bir konuda sorabilirsiniz. Örneğin 1923×2023 işleminin sonucu soruldu-ğunda bir yazılım insana göre daha hızlı cevap verecektir veya “bugün ne var ne yok” gibi bir soruyu bir yazılımın anlaması daha uzun zaman alacak (veya hiçbir zaman mümkün olmayacaktır).

Bu testin ortaya konmasının ardından, görüşler bu testin asla geçilemeyeceğini düşünenler ve bu testi geçen bir yazılımın olacağını düşünenler olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

1.1. Yapay Zekânın TarihiDüşünemeyen nesnelere bu özelliği bağdaştırarak zeki varlıklar haline getirme

fikri asırlardır insanoğlunun aklını kurcalıyor. Antik Yunanlar’ın robotlarda ilgili ef-saneleri mevcuttu, ayrıca Çinli ve Mısırlı mühendisler otomatonlar yapmışlardı.

Günümüzdeki yapay zekânın emekleme aşamasını ise klasik düşünürlerin insan düşünce sistematiğini simgesel sistem olarak tanımlama girişiminde görebiliriz. Fa-kat, yapay zekâ adı verilen kavram 1956’ya kadar resmi olarak oluşturulmamıştı. 1956’da Dartmouth College’da yapılan bir konferansta “yapay zekâ” terimi resmi olarak ilk defa ortaya atıldı.

Massachusetts Institute of Technology’da bilişsel bilimci Marvin Minsky ve di-ğer katılımcı bilim insanları yapay zekânın geleceği ile ilgili oldukça iyimserlerdi. Marvin Minsky’nin belirttiği gibi: “ Bir nesil içerisinde, yapay zekâ yaratma sorunu önemli derecede çözülmüş olacak.”

Ancak yapay zekânın oluşturulması çok da kolay değildi. 1974-1980 arasında “AI Winter” yani “yapay zekâ kışı” olarak bilinen dönemde, yapay zekâ geliştirme süre-cini eleştiren birçok rapor ve makale yayımlandı. Bu eleştirilerden sonra, yapay zekâ alanına devlet desteği ve ilgisi azaldı. 1980’lerde yapay zekâ, İngiltere’nin Japonlarla yarışmak için bu alanı tekrar fonlaması ve düzenlemesiyle canlandı.

Yapay zekâ alanında diğer bir “yapay zekâ kışı” 1987 ile 1993 yılları arasında yaşandı. Bazı genel kullanım amaçlı bilgisayarların piyasada yer bulamayıp çöktüğü bu dönemde devlet desteği yine kesildi.

Yapay zekâ alanında çalışmalar 1997 yılında yeniden başladı. Bu tarihte Internati-

Page 14: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

13

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

onal Business Machines (IBM)’in geliştirdiği bilgisayar olan Deep Blue, Rus satranç ustası Garry Kasparov’u yenilgiye uğrattı ve 2011 yılında yine IBM tarafından üre-tilen bilgisayar “Watson”, bir soru cevap programı olan “Jeopardy”yi önceki şampi-yonlar Brad Rutter ve Ken Jennings’i mağlup ederek kazandı.

Beş yıl önce, konuşan yapay zekâ “chatbot” bir makinenin zeki olup olmadığının anlaşılabilmesi için İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimci Alan Turing tarafından geliştirilen bir test olan Turing testinde, denekleri kendisinin gerçek bir derisi ve kanı olan insan olduğuna inandırmayı başardı.

Ne yazık ki uzmanlara göre başarı, makine yalnızca üç bilir kişiyi kandırabildi-ği için hala tartışmalı.Ayrıca yine uzmanların dediklerine göre, bu yapay zekânın; kendini ikinci dili ingilizce olan ergenlik dönemindeki bir genç olarak tanıtarak bazı soruları geçiştirme yeteneği de vardı.

Birçok uzman artık Turing testinin yapay zekâ için iyi ve geçerli bir ölçme aracı olduğunu düşünmüyorlar. Hatta bazı bilim insanları bu testin güncellenmiş versiyo-nunu geliştirme üzerine çalışma yürütüyorlar. Fakat, günümüzde yapay zekâ alanı yalnızca doğruyu kovalamak değil çok daha kapsamlı ve geniştir.

1.2. Günümüz Yapay ZekâsıSon yıllarda piyasayı domine eden şirketlerin yapay zekâ teknolojileri üzerine

yatırımları bir hayli arttı ve hız kesmeden artmaya devam ediyor. Narrative Science tarafından yapılan bir araştırma, geçen yıl işletmelerin %38’inin yapay zekâyı kabul ettiğini tespit etti. Yapay zekâ piyasasının 2020 yılında, 8 milyar dolardan 47 milyar dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Geçtiğimiz yıllarda Forrester Research, işletme-lerin benimsemeyi düşünmesi gereken 10 teknolojinin detaylı analizine sahip olan yapay zekâ hakkındaki bir TechRadar raporunu yayımladı. Ama merak etmeyin, bu 10 teknoloji insanların sonu için değil, insanların daha iyi çalışabilmesi için.

2018 yılında teknolojinin başkenti olarak bilinen Silikon Vadisi’ne ev sahipliği yapan California’da otonom araçlar için çıkarılan yasa, yapay zekâ uygulamalarının artık hayatımızın bir parçası olduğunu gözler önüne sermektedir. Yapay zekâ hayatı-mızda 90’larda internet gibi daha fazla yer aldıkça, sırada hangi teknoloji var diyerek ileriyi merak etmemek elde değil. Buna tanıklık edenler olarak sizce de öyle değil mi?

İki haftada bir yayımlanan bir iş dergisi olan Forbes, gerçekleştirdiği Forbes Tek-noloji Konseyi’nde gelecekteki yapay zekâ uygulamaları hakkında bir röportaj ger-çekleştirdi. İşte bu röportajda değinilen 7 yapay zekâ kullanım alanı:

Page 15: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

14

1.2.1. İyileştirilmiş Hasta Analizi ve TedavisiTemel hak ve özgürlüklerimizden biri olan “sağlık” hepimizin ilk ihtiyacıdır. Ya-

pılan araştırmalara göre, yapay zekânın geliştirileceği ve gelecekte birçok çözümü beraberinde getireceği en önemli kullanım alanı sağlık sektörüdür.

Sağlık sektörü incelendiğinde günümüzde en büyük eksiklik, hastaya ait bilgilerin elde edilmesi konusunda yaşanıyor. Oysa her hastadan yıllık, aylık, günlük ve hatta saatlik bilgiler alınabilse, hasta ile ilgili durum yapay zekâ ile gerçek zamanlı olarak analiz edilebilir ve hastalık durumunda, elde edilen bilgilerle tedavi doğru zamanda ve daha koordine bir şekilde sağlanabilir. Günümüzde her ne kadar bu konuda birçok uygulama ve çalışma olsa da gelecekte hastaya ait bilgilerin, mobil cihazlar, giyile-bilir cihazlar ve IoT (Internet of Things) cihazları ile kullanılan uygulamalarla daha kısa sürede daha etkili çözümler sunulacağını düşünüyoruz. Yapay zekânın sağlık sektöründeki uygulamalarına örnek olarak, Google’ın doktor asistanı görevini ger-çekleştiren yapay zekâ çalışmasını gösterebiliriz.

1.2.2. Yapay Zekâ ve Sürücü İyileştirmeleriYapay zekâ ve makine öğrenimi “Ne kadar ekmek, o kadar köfte” mantığı ile

çalışır. Ne kadar fazla veriye sahipseniz, işlevselliğiniz o kadar geniştir. Gelecek gün-lerde artan veri oranıyla, yapay zekânın bulunduğu her kullanım alanı için daha geniş bant aralığına sahip sürücülerle çalışma ihtiyacı doğacaktır.

Uzman Timothy Chaves’a göre, “Sürücü zorunluluğunu ortadan kaldırmak, ya-pay zekâ fonksiyonlarının daha gelişmiş düzeye gelmesi sağlıyor; çünkü sürücü zo-runluluğunun ortadan kaldırılması; yapay zekânın daha akıllı, daha güvenli ve daha hızlı çalışacağı anlamına geliyor.” Bu makaleyi yazanlardan ve sürücü hatalarından kaynaklı trafik kazalarında ağzı yananlardan biri olduğum için dört gözle takip etti-ğim konulardan birisi de bu. Özellikle 21.yüzyılın en büyük girişimci dehalarından biri olarak gördüğüm Space X ve Tesla CEO’su Elon Musk ve şirketi Tesla, gün geçmiyor ki bir inovasyonla piyasaya damga vurmasın.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı ‘Karayolu Trafik Kaza İstatistik-leri’ raporuna göre, Türkiye karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet trafik kazası meydana geldi. Söz konusu kazaların 997 bin 363’ünü maddi hasarlı, 185 bin 128’ini ise ölümlü yaralanmalı kazalar oluşturdu. Trafik kazaları so-nucunda 7 bin 530 kişi öldü, 304 bin 421 kişi yaralandı. Türkiye, Avrupa Birliği ülke-leri arasında toplam ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında Almanya’nın ardından ikinci sırada yer alırken, maalesef ölü sayısında ise ilk sırada bulunuyor.

Yapay zekâ, otonom araç testi ve gelişimi için önemli bir yapı taşı olarak görülü-yor. Uzmanlar bu noktada derin öğrenmeyi otomatik sürüşün arkasındaki en önemli

Page 16: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

15

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

teknoloji olarak görüyor. Nöron aktivitesini taklit eden derin öğrenme; ses ve konuş-ma tanıma, sesli arama, görüntü tanıma ve işleme, hareket algılama ve veri analizi gibi işlevleri destekliyor. Birlikte çalışarak, bu işlevler araçların yaya trafiğini, yolda-ki diğer araçları ve trafik sinyallerini tanımalarına ve haritalara yerleştirilmiş rotalara uymalarına yardımcı oluyor. Araştırmalar, otomotiv sektöründe yapay zekâ pazarının 2025 yılına kadar 10.5 milyarı aşacağını öngörüyor. İleride otonom araçların piyasayı domine edeceği buradan olası gözüküyor. Özellikle ülkemizde bu kadar ölümlü kaza varken bu teknolojiyi sahiplenmek ve bir adım daha ileri taşımak bizim için en iyisi.

1.2.3. Sesli AsistanlarGelecekte Alexa ve Google Home gibi sesle çalışan ve kişisel asistanlık görevi

yapan cihazların daha da gelişerek doğal dilde diyaloglar oluşturarak kişisel ihtiyaç-larımızı karşıladıklarını göreceğiz. Yapay zekânın makine öğreniminde daha iyi se-viyelere gelmesiyle, bu sistemler doğal konuşma yapısını çok daha iyi anlayacak ve iletişim kurmanın yollarını çok daha iyi öğrenecekler. Joaquin Phoenix’in başrolü oy-nadığı “Her”filmini hatırlayın ve günümüzde herkesin evinde bir Samantha olduğunu düşünün. Kulağa çok da uzak bir gelecek gibi gelmiyor değil mi? Zaten hâlihazırda ceplerimizde Siri ve Google Asistan gün geçtikçe gelişmeye devam ediyor.

1.2.4. PerakendecilikDoğru stratejiler izlenildiğinde yapay zekâ, tüm perakende sektörleri için büyük

bir araç ve kaynak. Günümüzde perakende sektöründe müşteri etkileşimi araçlarının birçoğu yapay zekâ teknolojileri ile desteklenerek akıllı müşteri deneyimi oluşturu-luyor ve yönetiliyor. Hem dijitalde hem de fiziksel hayatta kullanıcı deneyimlerinin yapay zekâ ile çok daha etkili ve verimli olduğu gayet açık ve nettir.

Gelecekte ise perakendeciler, makine öğreniminin geliştirilmesiyle, müşteri ve markaya çift taraflı yarar sağlayan etkileşimleri organize edecek en büyük kaynağın yapay zekâ olduğunu biliyor ve çalışmalarını bu alanda geliştirmeye devam ediyor.

Yapay zekâ alt yapısı ile sesli asistan Alexa, günümüz pazarlamacıları için olduk-ça önemli bir platform olarak görülüyor ve kişiselleştirilmiş kampanya deneyimleri bu platform üzerinden yönetiliyor. Örneğin “Alexa, reorder tea.”komutu ile stoğu-nuzda azalmış olduğunu gördüğünüz çayı internet üzerinden sipariş verebilirsiniz.

1.2.5. Her Nerede GerekiyorsaMeyve dolu bir ağacınız var ise, önerimiz ilk olarak uzanabileceğiniz meyveleri

toplamanız olacaktır. Yapay zekâ ve makine öğrenimi şu an oldukça yeni bir teknolo-ji. Bu sebeple insanlar tarafından yeni yeni gündem konusu olmaya başladı. “Eğer bir şey konuşuluyorsa çok yakında o şey ile ilgilenecek insan sayısı da artacak demektir.

Page 17: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

16

Kim bilir belki de gelecekte herkes kendi chatbotunu ya da sanal asistanını geliştirir hale gelir.” Forbes Teknoloji Konseyi Üyesi – Ban Lee

1.2.6. Online (Çevrim İçi) SohbetGünümüzde çevrim içi sohbet, pazarlamacıların üzerine çalıştığı alanlardan biri-

dir çünkü çevrim içi sohbet ile müşterilerinize kişiselleştirilmiş bir deneyim sunarsı-nız. Müşterilerinizin çoğu ana ihtiyaçları ile ilgili sorular sorduğu için ürünleriniz ya da markanızla ilgili tüm detayları ve çözümleri içeren bir “chatbot”, müşterileriniz ile olan etkileşiminizi güçlendirecektir. Yakın gelecekte yapay zekâ, müşterilerinizle iletişim kurarken, gelen sorulara daha akıllı ve stratejik cevaplar vererek satın alma oranını da büyük ölçüde arttıracaktır.

1.2.7. İletişimForbes Teknoloji Konseyi’nde yapılan röportajda Alexandro Pando’ya göre;

“Yapay zekâ ilerlemeye devam ediyor ve sonunda tüm endüstrileri etkileyecek. Bu sebeple hangi sektörde olunursa olunsun, yapay zekâ ile işlerini entegre edenler ge-leceğin kazananları olacak çünkü yapay zekâ insanların iletişim kurma biçimlerini geliştirmelerine yardımcı oluyor.

Yapay zekâ ile ses tanıma, dikte teknolojisi ve iletişim teknolojilerinin daha iyi hâle gelmesiyle hemen hemen tüm mesleklerde verimlilik artacaktır. Bu da pazarla-ma stratejilerinde yapay zekânın daha fazla kullanılacağını desteklemektedir.

2. GELECEĞIN EĞITIMINDE YAPAY ZEKÂYapay zekâ, insanlar tarafından geliştirilen belli özelliklerin öğretildiği ve daha

sonrasında bu öğretilerin kullanım alanlarına göre geliştirilerek insanlara sunulduğu bir teknoloji modelidir

Günümüzde yapay zekâ ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda; yapay zekânın kendini geliştirebildiği, öğrenebilme yetisinin olduğu, üstün analiz yeteneği ile bir çok alanda kullanıldığını biliyoruz. Bir kaynaktan elde ettiği bilgiyi değerlendirerek her geçen gün kendini geliştirmeye devam eden yapay zekâ, artık öğrendiğini öğre-tebiliyor, öğrettikçe deneyim kazanıyor ve her geçen gün daha da iyi bir öğretmen hâline geliyor. Yapay zekâ teknolojilerinin sağladığı bazı yararlar şunlardır;

• Temel eğitim aktivitelerini otomatikleştirme imkanı sağlar.• Eğitim yazılımlarını öğrenci ihtiyaçlarına göre kişiselleştirir.• Öğrencilerin eksiklerini daha iyi anlar ve gelişim için kişiye özel destek avantajı

oluşturur.• Kişiselleştirilmiş çözümler sunar.

Page 18: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

17

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

• Faydalı geri bildirimler sunar.• Eğitim yapısını değiştirebilir.• Öğretmenlerin rolünü değiştirebilir.• Deneme yanılma öğrenimini daha aktif hale getirir.• Kendini sürekli geliştirir.

2.1. Âlim UygulamasıGünümüzdeki önemli eğitim problemlerinden birisi de meslek seçimi hakkında

öğrencilerin kararsızlıkları ve yanlış tercihleridir. Her öğrenci önünde bulunan eğitim hayatı boyunca çoğu kez meslek kararını değiştirmektedir. Çoğu öğrenci ise meslek seçiminde aile veya arkadaş ortamının baskısı sebebiyle istemediği meslekleri de seçebilmektedir. Meslek bireyin kişiliğinde de önemli yer tutan bir etkendir, bireyin etrafından saygı görmesine, toplumda yer edinmesine ve başkaları ile iletişim kurma-sına etki eder. Yani yanlış meslek seçimi yanlış bir toplum içerisinde bulunmasına ve mutlu olmadığı işleri yapmasına, dolayısıyla veriminin düşmesine sebep olmaktadır. Bu durumda kişinin veriminin yanlış alanda kullanılmaya çalışılarak cevherlerinin söndüğü görülmektedir. Einstein: “Aslında herkes dâhidir ama kalkıp siz bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.” Bu metafor üzerinden gitmek gerekirse eğer bu balığı yüzme yönü ile ele alsaydık müthiş bir başarı ve mutlulukla yapacağı bir iş olurdu. Ama burada ağaca tır-mandırmaya çalıştığımız zaman psikolojik bir baskı altında kalarak mutlu olmadığı, yeterliliklerine sahip olmadığı bir işi yapmaya çalışacak sonrasında da bir maymunun ağaca tırmandığını ama kendisinin tırmanamadığını gördüğü zaman psikolojik bir bunalıma girecek ve kendisini hiçbir alanda yeterli göremeyecektir fakat bu meta-fordaki maymun da yüzemeyecektir. Bu sebeple meslek seçimi bireyin kişiliğinde ve bulunduğu ortamda ciddi değişimlere yol açmaktadır. Yanlış meslek seçiminde de birey kendisini yetersiz görmeye başlayacaktır. Ayrıca gençlerin korktuğu diğer bir alan da seçeceği mesleğin aile veya arkadaş ortamı tarafından saygı görülmeyecek bir meslek olarak karşılanmasıdır. Aslında gençlerimizin her meslek grubunda mes-leğini iyi yapan kişilerin her zaman saygı gördüklerini unutmamaları gerekmektedir. Bu da ancak ve ancak ilgi duyduğumuz, yeteneklerimiz ve yeterliliklerimize uygun bir meslek seçiminde bulunduğumuzda gerçekleşebilir. Peki her zaman baskı altında kaldığımız için mi yanlış meslek seçiminde bulunuyoruz? Tabii ki hayır, çünkü bazen de kendimizi tanıyamayıp yeterliliklerimizi iyi bir şekilde tespit edemiyoruz. Bu du-rumlarda da meslek seçiminde hatalar kaçınılmaz oluyor. Ayrıca 2009 yılında TÜİK tarafından yapılan bir araştırmada da ülkenin meslek seçimleri hakkında detaylı bilgi sahibi olabiliyoruz. Araştırmanın yapıldığı 2009 yılında ülkemizin çalışabilir toplam nüfusu 55,7 milyondu. Toplamın %71’i 35 yaş ve üzeri nüfustan oluşmaktaydı. Ça-

Page 19: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

18

lışabilecek yaşta olan gençlerin nüfusu ise 15,9 milyondu, Bunların %27’si bir iş bulmuş ve bu işini korumuştur. Aynı grup içerisinden 4 milyona yakın kişi iş bul-muş fakat daha sonra bu işi değiştirmiştir. Bu durumda geriye kalan 3’te 1’lik kısım hiç çalışmamıştır. Buna göre çalışmayan gençler toplam genç nüfusunun %48’ini oluşturmuştur. Yani burada işsizlik sebeplerinden birisi de hatalı meslek seçimidir. Bazı kişiler meslek seçiminden memnun olmadığı için işlerinden genç yaşta çıkarken bazıları ise çalışmaya devam etmektedir. Hatta çoğu üniversite öğrencisi, üniversi-te hazırlık veya ilk senede üniversite bölümünü değiştirmektedir. Çalışmayan genç nüfusun meslek seçiminde yeterliliklerini bilemediği için alanında iyi olamayan bi-reyler olarak iş bulamamakta ve ruhsal bunalımlara girmektedirler. İşsizlik oranının bu kadar yüksek olmasının sebeplerinden birisi de budur. Bizim yapay zekâ ve tek-nolojiden bu konudaki beklentimiz, soruyu sormadan yanıtı alabilecek temelleri olan güçlü bir sistemdir. Bir soru bir insana sorulduğu zaman kendisi doğru cevap verdi-ğini düşünebilir ama gerçekten kendisini tanıyıp tanımadığına göre kendisi hakkında bilmediği birçok bilgiye yapay zekâ temelli sistemler ile ulaşabiliriz.

Bu konuda Âlim uygulaması yardımımıza koşabilir, Âlim olarak isimlendirdiği-miz yapay zekâ temelli bu sistem cep telefonlarımıza yüklenebilecek. Öğrencilerin sosyal medya kullanım oranları ve oyunlarla haşır neşir olma oranları hakkında bilgi sahibi olabileceğiz. TÜİK teknolojiyi en çok kullanan yaş grubu olarak bir araştırma-sında 16-24 yaş aralığını göstermektedir. Ayrıca öğrencilerin %87,6’sının internete erişiminin olduğu da araştırmada öne çıkan bilgilerden birisi. Gerçek yaşam dene-yimlerinin yerini sanal deneyimlerin aldığı zaman diliminde olduğumuzdan gençler hakkında internette ciddi anlamda veri ortaya çıkmaktadır. Öğrencinin nelerden hoş-landığı, nelere baktığı, hangi konular hakkında bilgi sahibi olmak istediği vb. gibi verilerin tamamı öğrenci hakkında fikir edinmemizde sağlıklı sonuçlar verir. Öğren-cilerin zamanının çoğunu okulda geçirdikleri için meslek seçiminde öğretmenlere ve okul idaresine ciddi anlamda büyük bir yük düşmektedir, dolayısıyla yapay zekâ temelli sistemleri bu konuda öğretmenlerin ve eğitimcilerin yükünü hafifletebilmek adına kullanmak oldukça mantıklı olacaktır. Bazı öğrencilerin okulda öğretmenle-riyle geçirdikleri zamandan daha fazla süreyi mobil telefonları ve teknoloji ile geçir-diklerini düşündüğümüz zaman burada öğretmenlere yüklenilen önemli sorumluluğa ortak olarak teknolojiyi de göstermemiz gerekir.

İnsanların ilgisini çeken şeylere baktıkları zaman, ilgilerinin beden dili ile anla-şılabildiği bilinmektedir. Donanımsal olarak sizin telefon ve bilgisayar kameranıza erişebilen bu sistemle birlikte nelerden hoşlandığınız, ne tür içerikler gördüğünüz zaman hoşunuza gittiği gibi bilgilerin tamamını beden diliniz ile birlikte analiz ede-rek bir rapor çıkaracak. Bu raporda detaylı olarak hangi mesleğe uygun olduğunuz,

Page 20: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

19

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

yeteneklerinizin hangi konularda yeterli olduğunu vb. tüm bilgileri bu sistem saye-sinde öğrenmiş olacağız. Mesela tarihle ilgili bir oyun oynarken bu oyun hoşumuza gidiyorsa ister istemez duygularımızı açığa vurmuş oluyoruz. Cihazımızın kamera-sına erişerek sistem rahat bir şekilde analizimizi çıkararak en doğru mesleği seç-memize yardımcı olacaktır. Dolayısıyla bu oyun hoşumuza gidiyorsa tarih ile ilgili alanlarda bizim için bir eşleşme oluşturur. Mesela Netflix isimli film platformunda izlediğimiz içerikler, beğenilerimiz, geri bildirimlerimiz vb. tüm verileri toplayarak bunlar arasında bizim için bir eşleşme haritası oluşturmaktadır. Bu şekilde her içerik hakkında fikir sahibi olabilmekteyiz (%75 X dizisi ile eşleşmeniz var). Aynı şekilde üniversite bölümleri için de bir eşleşme haritası oluşturarak üniversiteden bölümüne hatta öğretmenine kadar kişinin zekâ eğilimini de göz önünde bulundurarak öne-rilerde bulunabilir ve konuyu kavramamızda yardımcı olabilir. Yani bu uygulama sayesinde kişileri kendisinden de iyi tanımak mümkün olabilir. Yapay zekâ desteğiyle gençliğimizden %100 verim almamızın önündeki engelleri kaldırmamız da olası bir durumdur. Ülkemiz, sosyal çevremiz ve kendimiz için de yüksek verim alabilir, ağa-ca tırmanmaya zorlanan balık değil yüzmesi için önündeki engelleri kaldırılan balık olmak için, ilgi alanımız dahilindeki alanlarda mutlu ve başarılı bir şekilde çalışabil-mek adına yapay zekâ ve eğitimin entegrasyonunun sağlanması için bu tür projeler üretmeye devam edeceğiz.

2.2. Kişisel Yardımcınız Makalemin bir önceki kısmında belirtmiş olduğum sistemin gerçekleşebilmesi

adına bizlere yardımcı olan somut bir örnek ile devam etmek isterim. Dershaneler, etüt merkezleri vb. yerlere giderek ders tekrarı yapmak artık tarihe gömülecek gibi görünüyor. Âlim isimli kurmaca uygulamamızda da bizi tanıyan bizim tercihlerimizi bilen soruyu sormadan yanıtı alan bir fikir önerisinde bulunmuştuk. Hatta bu uygu-lamada sizin için önerilen öğretmenler, zekâ tipinize göre uygun ders tipi gibi birçok hizmeti size sunabilmekteydi.

Her öğrencinin ve her öğretmenin kendine özgü bir ders dinleme ve anlatma yönte-mi bulunmakta, her zaman her öğretmenin anlatım şekliyle her dersi anlamak öğrenci açısından mümkün olmamaktadır. Bunun için çoğu zaman öğrenciler etüt merkezlerine başvurmakta veya dersi tam anlamı ile anlamadan sınavına girmektedir. Farklı tiplerde ders almak o dersi daha da anlaşılır kılar. Çünkü her hocanın anlatım tarzı ve değin-dikleri noktalar farklılık gösterebilmektedir. Dünyanın en büyük öğrenim platformu olarak artık günümüzde hemen her hocaya ve hemen her derse ulaşabildiğiniz çevrim içi platformlar gösterilmektedir. İnsanların yapay zekâ ile vakitlerini daha verimli kul-lanabildiklerini belirtmiştik. Öğrenciler için de her zaman eksikliklerini tespit etmek, eksiklerinin detaylı haritasını çıkarmak, zaman ve çalışma çizelgesi oluşturmak gibi

Page 21: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

20

konularda bazen vakit ayıramamaktadır. Tüm denemelerimizden ve çözdüğümüz tüm sorulardan bizim için bir analiz raporu çıkartan, çalışma planı hazırlayan bir sistem ile hedeflediğimiz üniversite ve bölüm tercihimize göre konulardaki olası eksiklerimizi kapatmayı ve o bölümü kazanmayı vadeden bir yapay zekâ temelli sistem ile onlarca farklı öğretmenden ders alabilir anlamadığımız konuları tekrar tekrar dinleyebiliriz. Bu şekilde de hiçbir konuda eksiğimiz kalmadan üniversite sınavına hazırlanabiliriz. Bu uygulamanın ismi de “Raunt”, Türk Telekom grup şirketlerinden birisi olan raunt yapay zekâ temelli öğrenci takibi ve rehberliği alanında öğrencilere pratik çözümler sunan bir uygulama.

“Âlim” uygulaması ile birlikte de kullanılabildiği zaman, üniversitelerdeki tüm bölümler ve öğretmenler arasından sizler için bir eşleşme haritası çıkarabilir ve ye-teneğinize göre doğru bölüm için doğru çalışma ve planlama ile hedeflerinize emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. Kişisel asistanınız olarak da programınızı oluşturduğunu ve hangi saatte hangi dersi ne kadar çalışmanız lazım gibi gerekli olan tüm önerileri size sunabilecektir.

Bu tür uygulamaların ve öğrenci takibi sağlayan sistemlerin sistemimiz ile enteg-re bir şekilde kullanılabilmesi adına sayılarının artması gerekmektedir.

2.3. John Searle ve Çince OdasıYapay zekânın korkutucu yönlerinin varlığı konusunda da mutlaka bir açıklama

yapmak gerekmektedir. Alan Turing’in testine bir itiraz olarak muhakkak değinme-miz gereken bir diğer konu ise “Çince Odası” dır. Yapay zekânın gelişimi hakkında Stephan Hawking, Elon Musk gibi isimler endişelerini açıkça dile getirseler de John Searle’nin bu itirazını mantıklı kabul eden bir kesimin olduğunu da atlamamamız gerekir. Elon Musk; “Bence insanlar genel olarak yapay zekânın kapasitesini hafife alıyorlar. Bir tür akıllı insan olduğunu düşünüyorlar ancak yapay zekâ, bundan daha fazlası. En zeki insandan daha zeki olacak.” Açıklamasıyla yapay zekânın olası teh-likeleri adına önemli bir yorumda bulunuyor. Yine Stephan Hawking’e göreyse “Ya-pay zekâ eğer kontrol altına alınmazsa insanoğlunun son başarısı olabilir” diyerek yapay zekâ hakkında olan endişelerini dile getiriyor. Genel olarak bu alanda yapay zekânın en zeki insandan bile zeki olması gibi bir endişe ile karşılaşıyoruz. Ayrıca Elon Musk’a göre 2022 yılında 75 milyon insanın işsiz kalabilmesi olası sonuçlar arasında. Alibaba şirketi ve diğer yatırımları ile de tanınan Jack Ma ise Elon Musk’un bu fikrine katılmadığını ve yapay zekânın insan sağlığı, eğitimi, hayatı için faydalı olabileceğini ise “Bence insanlar haftada 3-4 gün çalışmalı, yapay zekâ çağında insan ömrü 120 yıla kadar uzayabilir. Bu dönemde kimsenin yapmak istemeyeceği çok fazla iş olacak. Ayrıca robotların yaşlı ve çocuklarla ilgilenmesi için yapay zekâya

Page 22: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

21

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

ihtiyacımız var. Yani diyeceğim o ki işlerin elimizden gideceği konusunda endişe-lenmeyin. İşlerimizi kaybetmeyeceğiz.” Sözleri ile belirtiyor. Jack Ma’ya göre yapay zekâ insanları işsiz bırakmayacak daha fazla ilgi alanları olmasını ve onlara vakit ayırabilmelerini sağlayabilecek. Elon Musk ise Jack Ma ile tamamen farklı bir gö-rüşe sahip ve sözlerine şunları da ekliyor: “En az etkilenenler yapay zekâ yazılımını programlayabilenler olacak. Bunun için mühendislik eğitimi alın.”

Bu konuda “Çince Odası”na itiraz etmek gerekirse; Amerikalı felsefeci olan John Searle 1980 yılında Alan Turing’e karşı en güçlü itirazı öne sürmüştür. Bunun için kullandığı Çince Odasının kurgusu ise: İki ufak pencereye sahip bir odada bir kişi durmaktadır. Pencerenin birisinden odaya Çince sorular bırakılıyor ve odanın için-deki kişiden bu Çince soruya Çince karşılık vermesi isteniliyor. Fakat içerideki kişi Çince bilmemektedir. Lakin bu kişiye öyle güçlü bir sözlük veriliyor ki hangi Çince sembole karşılık hangi Çince sembolün gelmesi gerektiği yazıyor, Ayrıca elinde bu-lunan bu kitap sayesinde tüm gramer ve yazım kurallarını da doğru ifade edebiliyor.

Odanın içerisindeki kişi zaman geçtikçe ustalaşacak ve dışarıdan gelen soruları Çinceyi anlayan bir kişi edasıyla Çince yanıtlamaya başlayacaktır. Dışarıdan soru-yu ileten Çinli kişiler ise odanın içerisindeki kişinin Çince anlayan ve konuşabilen bir kişi olduğunu düşünmeye başlayacaktırlar. Fakat bu odadaki kişi kişinin önünde zaten yanıtların yazılı olduğu bir Çince kitap olduğu için düşünmeden, anlamadan, kendi fikrini katmadan tüm yanıtları verecektir. John Searle ’ye göreyse bu odadaki kişinin yaptığı ile bilgisayarların ve yapay zekânın yaptıkları arasında hiçbir fark olmadığı programın belirttiği kurallara bağlı olarak girdilere karşılık gelen çıktılar üretirler. Yani bu durumda bir yapay zekâ ve bilgisayar sistemi ne kadar gelişmiş olursa olsun odadaki bilinçsiz bir işlemciden bir farkı olamaz. Ayrıca Searle’a göre sistemlerin başarılı bir şekilde girdilere çıktılar üretebilme yeteneğini anlama yetisi ile birleştirme durumunda kalp, mide ve benzeri organların sistemsel anlamda düşü-nebildiklerini kabul etmek gibi saçma duruma düşebileceğimizi belirtmiştir. Yani bu durumda yapay zekâdan korkulmasının bazı felsefecilere göre lüzumsuz olduğunu da görmüş oluyoruz.

Yapay zekânın eğitimde kullanımının ciddi anlamda yardımcı ve faydalı olacağı kesindir ama meslek seçme uygulamasında belirttiğimiz yapay zekânın meslek seçi-mine yardımcı olduğu bu uygulamada değindiğimiz sıkıntılardan biri olan meslekle-rin yapay zekâ yüzünden kalkacağını düşünenler olabilir. Ama Çince Odası kısmında da belirtildiği gibi yapay zekâ hakkında endişeye kapılmak gereksiz olabilir. Nitekim Jack Ma’nın aksine kimilerinin yapay zekânın insan hayatından işi çıkaracağını, in-sanları işsiz ve fakirlik gibi sıkıntılara düşüreceğini düşündüğünü de belirtmiştik.

Sanayi devrimine sebep olan birtakım şeylerin tekrarını da görüyoruz. Mesela;

Page 23: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

22

sanayi devriminin gerçekleşmesindeki sebeplerden birisi nüfusun artışıydı. Şu anda da insanların nüfus artışından şikayetçi olduğunu hatta bazılarına göre dünyanın bu artışı kaldıramayacağını düşünenler var. Diğer sebeplerden birisi de insanların tüke-timlerinin ve lükslerinin artmasını gösterebiliriz. Örnek olarak tarihte ilk olarak bilim adamları şimdiye kadar üretilen plastik üretimini hesaplamaya başladı. Bu hesapla-maya göreyse 67 yılda toplamda 9 milyar ton plastik ürettik. 1950 yılında 2 milyon ton olan plastik üretimi 2015 yılında 400 milyon tona çıkarak 200 kat bir artış ger-çekleştirdi. Tüketimimizdeki artış ve tek kullanımlık plastikler sebebiyle de yüksek olan bu oranı farklı sektörlerde ve farklı ürünlerde de düşünürsek tüketim ve lüks çılgınlığını anlayabiliyoruz. TÜİK verilerine göre 3 kişilik ailelerin 2004 yılında araç satın alımı için harcadığı para 41,351,628 Türk lirası iken 2018 yılında yine 3 kişilik ailelerin araç satın alımı için harcadığı para 2,534,849,921 Türk lirasına çıkmıştır. Yaklaşık olarak 61 kat bir artış bulunmaktadır. Bu durumda 2017 yılında bu sayı yaklaşık olarak 956.124 adet ile rekora imza atmıştır. Satış adetlerinin dönemi için ciddi rekorlarla adını duyurduğu bir yıl olan 2004 de bir dönüm noktasını yaşamış bulunmaktayız. 2003 yılı satış adedi 392,900, 2004 yılında ise 740,233 ile aradaki farkı görebilmekteyiz. İnsanların tüketim ihtiyaçlarının ve lükslerinin ciddi anlamda arttığı bu dönemlere gelirken sanayi devriminin gerçekleşmediğini düşünürsek gali-ba bu denli yüksek bir üretim için insanların tüm hayatlarını bu üretime ayırmaları gerekirdi. Kanaatimce ikinci bir sanayi devrimi olarak da yapay zekâyı görebiliriz. Bu alanda yapay zekânın bizi işsiz bırakacağını düşünürken ileride dünya nüfusu ve üretim adetlerini de dikkate almamız gerekir. Çünkü mutlaka sanayi devrimi esnasın-da da insanların endişelerinden birisi de işsizlikti. Yapay zekâdan korkarak bu dev-rimin önüne geçmeye çalışmak insanî ihtiyaçlara, dünyanın ve insanlığın yanıt vere-memesine sebep olur. Yani bu rakamlardan da görebileceğimiz üzere yapay zekânın hayatlarımızda bir devrime yol açacağı kesin.

2.4. İnsanlığın Hiç Olmadığı Kadar Rahat ve Gelişmiş Olmasıİnsanlığın ilk dönemlerinden itibaren insanlar günlük işlerle vakitlerini geçirmek-

teydiler. Misal olarak ilk insanlar avcılık yaparak kendilerini doyurmak amacı ile vakitlerini geçirmekteydiler. Biz de şu an para kazanmak, temel ihtiyaçlarımızı karşı-layabilmek amacı ile fazlaca mesai harcamaktayız. Hayatlarımız artık ihtiyaçlarımızı karşılamak için çalışmakla geçiyor. İnsanlar fazlaca para vererek ev satın almaktalar lakin içerisinde oturacak vakit bulamamaktalar. Hatta TÜİK’in yapmış olduğu bir araştırmada açıkça görülmektedir ki Türkiye’de maalesef kitap okumaya günlük or-talama 7 dakika ayırılmaktadır. İnsanlar kendi kişisel gelişimleri, eğitimleri için bile vakit ayıramazken bu verileri görmezden gelmek sıkıntıyı gidermez aksine sıkıntının çığ gibi büyümesine sebep olur. Yapay zekâ ile yalnızca sağlık, endüstri vb. alanlarda

Page 24: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

23

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

başarı elde etmekle kalmamamız, kendimize, ailemize, kişisel gelişimimize de vakit ayırmalıyız. Bu sebeple eğer “İkinci Sanayi Devrimi (yapay zekâ)” gerçekleşebilirse insanlık hiç olmadığı kadar özgür hiç olmadığı kadar ilim ve bilimde ileri derecelere gidebilir.

Yani buradan da açıkça anlayabiliyoruz ki insanların günlük ve haftalık çalışma süreleri azaltılabilir. Mesleklerimizi kaybetmeden açıkça mesleklerimizi insanlığı ileriye taşımak için kullanabiliriz. İnsanoğlunun son birkaç yüzyılda kendi yemeğini, kendi temizliğini yapması ve lüksleri için çalışmaktan daha önemli işlerinin açığa çıktığı da su götürmez bir gerçektir. İnsanlığın hayatına devam edebilmesi, gezege-nini kurtarabilmesi adına yoğunlaşması gereken 3 ana başlık: İlim, bilim ve sanattır.

Mekanik işlemleri yapay zekânın bizden iyi yapabileceğini öngörmek pek de zor olmasa gerek. Ama çoğu bilim insanı ve düşünürlerin fikirlerine göre yapay zekânın insanlığı geçemeyeceği alanlardan birisi de sanattır. Eğitim müfredatının muhakkak ki güncel ve teknoloji ile entegre olması gerekmektedir. Zamanı geldiği zaman me-kanik ilimlerden temel düzeyinde öğrencilere verilmeli, herkes yapay zekâ desteği ile doğru meslek seçiminde bulunmalı ve yapay zekânın yeterliliğinin bulunmadığı alan-da, yani sanatta öğrencilere dersler verilmelidir. Sanat insanın hayatı anlamlandırma çabası sonucunda açığa çıkan eserlerden oluşur. Dolayısıyla bizi diğer canlılardan ayıran önemli başlıklardan ilki irade, iradeden sonra da sanatsal zekâ gelmektedir.

İnsanların hayatlarındaki vaktin büyük bir çoğunluğunu istekleri ve kişisel geli-şimleri ile geçirecekleri bir dönemden bahsediyorsak bu alanda eğitimin önemi de fazlaca önem kazanmaktadır. İnsanlığın önündeki vakit alıcı tüm engelleri kaldır-dığımız zaman teknolojinin de yüksek katkılarıyla birkaç asırda insanlığın şimdiye kadar katettikleri gelişmişlik seviyesinin kat kat üstüne çıkabiliriz. Yani yapay zekâ-nın eğitime uyarlanması için gerekli tüm çalışmalara acilen başlamamız gerekmekte-dir. “İkinci Sanayi Devrimi”nin gerçekleşeceğini varsayarsak bu gelişmede eğitimin önemini kavrayamayıp entegrasyonda zayıf kalırsak birkaç asırda şimdiye kadar ka-tettiğimiz gelişmişliğin milyarda birini katedemeyiz. Yani sistemimiz akıntıya karşı yüzerken bir anlık duraksamasında sistem bizi metrelerce geriye sürükler, yapay zekâ ile desteklenen sistemimiz burada akıntıya karşı yüzebilecek yeterliliğe ulaşabilecek ve fazlaca mesafe katedecektir.

2.5. Geleceğin Sıraları Günümüz yetişkinleri de olmak üzere dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu obe-

zite ile başa çıkmaya çalışmaktadır. Yalnızca Avrupa’da yılda bir milyondan fazla insan ölmektedir. 2015 yılında OECD ülkelerinde toplam nüfusa oranla obezite ora-nının %26 olarak hesaplandığı görülmüştür. Bu oran Türkiye’de %33 ile ortalamanın

Page 25: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

24

üstündedir. OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü) 36 üye ülkesinde obezite oranın toplam nüfusun 4’te 1’ini oluşturduğu da yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilerdendir. 2010 yılında obezler toplam nüfusun %21’ini oluştururken 2016 da yapılan son araştırma gösteriyor ki bu oran %26’ya çıktı. Bu verilere bakılarak önümüzdeki 30 yıl içerisinde 90 milyon kişinin obezite sebebiyle hayatını kaybetme ihtimali bulunuyor. Bu araştırma verilerine göre obezite OECD üye ülkelerinin de ekonomisine ciddi anlamda zarar veriyor, çünkü gayrisafi yurt içi hasılalarının %3,3 oranında düşmesine yol açmaktadır. Yapılan araştırmada üye ülkelerin ortalama ola-rak obez bir birey için 360$ harcamada bulunduğu da görüldü. Yani normal bir birey için yapılan harcamadan 2,5 kat daha fazla. 2020-2050 yılları arasında Türkiye’nin toplam sağlık harcamasının %12’sini obezitenin oluşturacağı öngörülmüştür. Obezite-nin bilimsel olarak kanıtlanmış olumsuz etkilerinin arasında toplumsal uyuşmazlık ve ruhsal hastalıklara neden olduğu da görülmektedir. Bu etkenler dahilinde Türkiye’de gençlerimizin derslerden aldıkları verim düşmekte ve ruhsal bunalımlara girdikleri görülmüştür. Eğer küçük yaşlarda önüne geçilmezse yetişkinlik döneminde çalışma ve aile ortamında da bu psikolojik bunalımlar devam edebilir ve bireyin ülkesi, kendi-si ve çevresi için olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Genç yaşlarda bu sıkıntının önüne geçilebilmesi adına uygulanabilecek bir proje olacak “Geleceğin Sıraları” Millî Eği-tim Bakanlığımızın halihazırda yürütmekte olduğu “Sağlıkla İlgili Fiziksel Uygun-luk” projesinin, kişilerin sağlıklarıyla daha içli dışlı olduğu yapay zekâ destekli bir sistemdir. Geleceğin Sıraları projemizde öğrencilerin çok sık bir şekilde sağlıkla ala-kalı verileri alınarak yapay zekâ temelli yazılımla incelenerek profesyonel bir analiz çıkarılması ile yalnızca obezitenin değil birçok hastalığın da erken teşhisi ve tedavisi için önerilerde bulunulması sağlanmış olacak. Yapay zekâ temelli bu sistemde öğren-cinin sırası her gün kütle, boy, şeker ve daha birçok alanda ders esnasında bile ölçüm-ler yaparak tahmini hastalıklar, önerilen beslenme programları, spor programları ile öğrencilerimizin geleceğe sağlıklı ve emin adımlarla yürümesine yardımcı oluyoruz. Bu şekilde öğrencinin gerek derslerde gerek günlük yaşantısında olan verimliliğini arttırıyor, gelecekte de çalışma ve aile ortamında ruhsal bunalımlara girmesini en-gelliyor, bireyin kendisine, ülkesine ve çevresine faydasını arttırıyoruz. İlk dönem-lerde devletler için biraz pahalı olabilecek olan bu proje uzun vadede devletleri ciddi anlamda zarar kaybından koruyor, devlet tarafından öğrenciye yapılan yatırım boşa gitmemiş kendisine fayda vermiş oluyor. Obezite oranının ve diğer sağlık problemle-rinin önümüzdeki 30 yılda ciddi insan kaybına yol açabilme riski olduğunu biliyoruz. Yapay Zekâ temelli sistem ile geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizi daha sağ-lıklı ve verimli bir gelecek için hazırlayalım, olası insan kaybı oranını sıfıra indirelim, teknolojinin eğitim sistemi ile entegrasyonu için elimizden geleni yapalım.

Bu projenin yapım aşamasını da düşünürsek halihazırda yapay zekâ sistemlerinin

Page 26: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

25

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

sağlık sektöründe efsane olmaktan çıkıp gerçek anlamda görülebildiğini de eklemek gerekir

İnsan gücünün kullanıldığı tıp sektöründe bir hastalığın teşhisi için yıllarca eğitim alınmakta ve teşhisi koyma aşamasında da zor bir şekilde kararlar verilerek teşhis konulabilmektedir. Merak edilmesi muhtemel olan şeylerden birisi de sağlık alanında da yapay zekâ insanın yerini alabilecek mi? Teşhisin konulabilmesi için yapay zekâ alanında derin öğrenme yöntemlerinin kullanılabilmesi oldukça muhtemel, bu alanda da doktorlar işlerinden olabilir mi gibi bir düşünce zihinlerimizde belirmeye başlıyor. Fakat düşünürlere ve yapay zekâ uzmanlarına göre, insanlarla iletişimde ve bazı ope-rasyonlarda insan gücü olmadan yalnızca yapay zekâyla bu alanda tedavi olmamız pek olası değil. Yani doktorların mesleklerini tamamen yapay zekânın yapabilmesi şu an için pek gerçekçi gelmiyor.

Makalemin “Çince Odası” kısmında da bahsettiğim gibi artık doktorların da kıy-metli vakitlerini yapay zekânın yapabileceği işlere ayırarak kişisel gelişimi ve sanat-sal faaliyetleri için ayırabileceği vakitlerini kaybetmelerini istemeyiz. 2016 yılında yapılan bir araştırmaya göre doktorlar masa başı işlere ve veri girişi gibi işlemlere çok fazla vakit ayırıyorlar, bu işlemleri doktorlar yerine yapay zekâ sistemlerinin yaptığını düşünürsek, doktorlar da kendileri ve insanlığın gelişimi için daha çok vakit ayırabilirler. Bizim “Geleceğin Sıraları” projemizde de hedeflerimiz:

• Öğrencilerin doktora gitmeden uzaktan yapay zekâ temelli sistemler ile birlikte muayene olabilmelerini sağlamak.

• Sürekli sağlık verileri analizleri ile gelişmelerin aktif bir şekilde yapay zekâ temelli sistemler ile gerçekleştirilmesi.

• Olası sağlık problemlerinin önüne geçilebilmesi.

2.6. Tez KoruyucuMuhakkak ki insanın evi arabası nasıl mülkiyeti ise fikrî mülkiyet de insana ait-

tir. Bir kitabın telif haklarını ihlal ederek kopyasını çıkarmak veya isim belirtmeden alıntı yapmak da bir insanın evini arabasını çalmakla eş değerdir. Lisans ve lisansüstü düzeyde öğrencilerin yazmakta oldukları tezlerinde haksız alıntı ve intihale rastlanı-labilmektedir. Aynı durum derslerle alakalı kişinin hazırladığı notlar ve sunumlarda da gerçekleşebilmektedir. Bu tür fikrî mülkiyetlerin ihlalinin öğretim görevlileri tara-fından tespiti de ciddi anlamda zor olmaktadır. Bu konuda da yapay zekâ sistemleri ile bu tarz intihallerin önüne geçilmesi mümkündür. Haksız alıntılar ve fikir mülki-yetini hiçe sayarak yapılan çalışmaların da eğitim sistemimize olan zararı büyüktür. Yanlış bilgi ve haksız alıntılar öğrencilere de kötü örnek olmaktadırlar. Tez-Sunum koruyucu sistemimiz teslim edilen tez hakkında bir araştırmada bulunarak yapılan

Page 27: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

26

alıntılarda kaynak gösterip gösterilmediğine göre öğretim görevlilerine geri bildi-rimde bulunmaktadır. Başka birisinin tezinin jüriye sunulması gibi durumlarda da tespitini sağlayarak kişinin tezini geçersiz duruma getirmektedir.

SONUÇYapay zekâ geleceğin eğitiminin temel unsuru olacaktır. Yapay zekâ üzerine ya-

pılan ilk çalışmaların tarihi çok da eskilere dayanmazken emekleme çağından koşma çağına bu kadar kısa zamanda geçmiş olması, gelecekte kendisine nasıl bir yer edine-ceği konusunda bize fikir vermektedir.

Her ne kadar yapay zekâ bizlere pozitif bir yardım sağlıyor gibi görünse de aslında işin bir de korkulacak yönü yok değildir. Yapay zekânın korkutucu yönlerinin varlığı konusunda da mutlaka bir açıklama yapmak gerekmektedir. Alan Turing’in testine bir itiraz olarak muhakkak değinmemiz gereken bir diğer konu ise “Çince Odası” dır. Ya-pay zekânın gelişimi hakkında Stephan Hawking, Elon Musk gibi isimler endişelerini açıkça dile getirseler de John Searle’nin bu itirazını mantıklı kabul eden bir kesimin ol-duğunu da atlamamamız gerekir. Elon Musk: “Bence insanlar genel olarak yapay zekâ-nın kapasitesini hafife alıyorlar. Bir tür akıllı insan olduğunu düşünüyorlar ancak yapay zekâ bundan daha fazlası. En zeki insandan daha zeki olacak.” Açıklamasıyla yapay zekânın olası tehlikeleri adına önemli bir yorumda bulunuyor. Yine Stephan Hawking’e göreyse “Yapay zekâ eğer kontrol altına alınmazsa insanoğlunun son başarısı olabilir.” diyerek yapay zekâ hakkında olan endişelerini dile getiriyor. Genel olarak bu alanda yapay zekânın en zeki insandan bile zeki olması gibi bir endişe ile karşılaşıyoruz.

Page 28: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

27

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLAR

Çelebi, Ömer Faruk, “Yapay Zekâ Felsefesi”, Sunum, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2015.

Sarıkaya, Türkan ve Leyla Khorshid, “Üniversite Öğrenciclerinin Meslek Seçimini Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi: Üniversite Öğrencilerinin Meslek Seçimi”, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, Bahar 2009, 7 (2), s. 393-423.

https://www.koalay.com/blog/detay/turkiyedeki-trafik-kazasi-istatistikleri (2020)

https://www.businessinsider.com/google-ai-predict-when-patients-die-2018 (2020)

https://www.amazon.com/alexa-voice-shopping/b?ie=UTF8&node=14552177011 (2020)

https://www.livescience.com/49007-history-of-artificial-intelligence.html (2020)

https://www.wired.com/insights/2014/02/can-build-samantha-tells-us-future-ai/ (2020)

https://www.ntv.com.tr/yazarlar/sadik-gultekin/kisa-ama-anlami-derin-yorumlar,UaO5wjgi-U-065c14XcTEKqQ (2020)

http://www.osym.gov.tr/TR,1369/meslek-seciminde-bilinmesi-gerekenler.html https://media.iskur.gov.tr/13497/turkiyede-mesleki-gorunum.pdf https://www.yesilay.org.tr/yesilaydergisi/Temmuz_2014/files/assets/basic-html/page33.html (2020)

https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/elonmusktanyapayzeka-aciklamasi,o6KvS5PZjU-GH-B-hlI3x9sA/2qZ8RZh1xUC0Ersn0-o_lQ (2020)

https://www.fizikist.com/stephen-hawkingten-yapay-zeka-uyarisi/ (2020)

https://evrimagaci.org/katledilmis-deha-bilgisayar-ve-yapay-zekanin-fikir-babasi-a-lan-tu-ring-27 (2020)

https://www.turizmgunlugu.com/2019/08/31/musk-ma-yapay-zeka/ (2020)

https://www.dmy.info/cince-odasi/ (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sanayi_Devrimi (2020)

https://www.copunesahipcik.org/insanoglu-sadece-67-yilda-tam-9-milyar-ton-plastik-uretti/ (2020)

http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1012 (2020)

https://www.yenisafak.com/ekonomi/pazar-620-binile-yili-kapatti-3429354 (2020)

http://odd.org.tr/folders//categorial1docs/96/10-Analiz-27MB.pdf (2020)

https://www.yenisafak.com/ekonomi/otomobil-satislari-1-milyonun-altinda-kaldi-2992032 (2020)

https://www.dunyahalleri.com/turkiyenin-kitap-ve-kutuphane-verileri-aciklandi/ (2020)

https://evrimagaci.org/yapay-zeka-sanat-uretebilir-mi-sarki-besteleyen-resim-cizen-hi-ka-ye-yazan-yapay-zeka-mumkun-mudur-7929 (2020)

https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/obezite/dunyada-obezitenin-gorulme-sikligi.html (2020)

Page 29: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

28

https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-de-ve-dunya-da-obezite (2020)

https://tr.euronews.com/2019/10/11/turkiye-obezite-yayginliginda-oecd-ulkeleri-arasin-da-3-si-rada (2020)

http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/halksag/belge/mevzuat/turkiye_obezite_mucadele_ kontrol_prg.pdf sayfa 19 (2020)

https://geturkiyeblog.com/tipta-yapay-zeka-devrimi/ (2020)

https://www.raunt.com/ (2020)

https://www.raunt.com/biz-kimiz?ref=headerMenu (2020)

https://www.cnnturk.com/turkiye/turkiyede-yazilan-yuksek-lisans-ve-doktora-tezlerinin-u-c-te-biri-calinti (2020)

https://www.teachthought.com/the-future-of-learning/10-roles-for-artificial-intelligen-ce-in-e-ducation/ (2020)

Page 30: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

29

OKULSUZ EĞITIM

Yusuf Muharrem DAŞKAYA Emirhan SAKARYA

ÖzetBu makale; okulun öğrencilerin kreatif yönlerini sınırlandırarak onları sıradanlaş-tırdığını belirtme, sebep sonuç ilişkisi ile birlikte okulların durumunu gözler önüne serme, Batı kökenli modern okulun temel paradigmasının genç nüfusu kolay yönet-meye ve kontrol altında tutmaya yarayan bir yapı olduğunu ifade etme, eğitim-öğre-timin sadece okul binalarında yapılabileceği kanısını değiştirme, okul yerine ortaya konabilecek yeni ve yenilikçi öğrenme ortamları hakkında okurun kafasında fikirler oluşturma amacını taşımaktadır. Çalışmada modernitenin standardizasyon, özgünlü-ğe ve çeşitliliğe hayat hakkı tanımayan, merkezi ve tek tipçi, ihtisaslaşmayı bireyin diğer yönlerini köreltme üzerine kurgulayan, seküler-pozitivist parametlerinden ba-ğımsız bir şekilde eğitimi yeniden düşünmek çabası ön plana çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler: okul, eğitim, okulsuz eğitim

1. DÜNDEN BUGÜNE OKULSUZ EĞITIM DÜŞÜNCESI Adından “Ekmek ve Gül” sloganıyla söz ettiren Helen Todd, 1909’da Ameri-

ka’nın Illinois Eyaleti’nde fabrika müfettişliği yaptığı sırada, fabrika işçisi 500 ço-cuğu kapsayan, okul ile alakalı bir araştırma yapmıştı. Araştırma sonucu ise 500 ço-cuktan 412’si okula devam etmektense berbat fabrika koşullarını tercih etmiş, Todd ise bunu 1913 yılında Mc Clure’s dergisine yazmıştı. Bu örnekten yola çıkarak şu soruyu sormakta haksız sayılmayız; acaba çocuklar gerçekten hayal edilemeyecek kadar akılsızlar mı ve rezalet fabrikalarda adeta köle gibi çalışmayı, okullara tercih mi ediyorlardı?

Eğitim bilimci Özgür Bolat, bu soruyu cevaplar nitelikle bir başka soru soruyor: “Size bir kurumu tarif edeceğim ve hangi kurum olduğunu soracağım. Bakalım bi-lebilecek misiniz? İnsanların dört duvar içinde tutulduğu, belirli saatlerde avluya çıkma izni olan, müdür tarafından yönetilen, insanların belirli ölçütlere göre sınıf-landırıldığı, her gün yoklama yapılan, koridorlarında yetkililerin nöbet tuttuğu, zi-yaretçilerin girişte imza attığı, katı kuralları olan, kural ihlallerinin disiplin suçu ile cezalandırıldığı, müfettişler tarafında sıkı denetimlere tabi olan, sorgulama hakkının

Page 31: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

30

kısıtlı olduğu, çıkışta insanlarda sevinç duygusu uyandıran, kurum hangisidir?” İlk anda sorunun cevabının hapishane olduğunu düşünsek de doğru cevabın, okul olduğu söylendiğinde şaşırmamalıyız. Zira soruda okul kurumu hakkında yanlış olduğu iddia edilebilecek hiçbir kelime yok. Okulun bunlardan ibaret olmadığı gerçeğiyle birlikte o 412 çocuğun zannedilen kadar akılsız olmadığını da bir kenara yazmak gerekiyor. Araştırmaya konu olan çocuklar modern okulun hayata koyduğu rezervi ve mesafeyi, zor çalışma şartları içerisinde daha iyi mi hissetmişlerdi? Okulda öğrenilen bilginin tedavülde olmadığını ya da işe yaramadığını mı hissetmişlerdi? Yoksa uzun ve zorlu mesafelere kanat çırpmayı kafese konulmaya tercih mi etmişlerdi?

Kendinizi en uçarı ve hür hissettiğiniz bir aralıkta, günün belirli saatlerinde zora-ki bir şekilde bulunmak durumunda olduğunuz yapının akla özgürlük ile ilgili soru işaretleri getirmesi normal değil midir? Bu açıdan İngiliz Filozof Jeremy Bentham’ın 1785 yılında ortaya çıkardığı bir tasarımdan bahsetmek yerinde olacaktır: Panopti-kon! Bentham, “Denetim Evi” anlamına gelen bu kavramı dönemin İngiltere’sindeki kurumlara önerdiği bir proje için kullanmıştı. Daire şeklinde, tek odalı hücrelerden oluşan bu yapıda hücrelerin, dairenin iç tarafına bakan kısımları açıktı, her hücrenin dış cephesinde küçük bir pencere boşluğu bulunuyordu ve hücrelerde mahkûmların arkasına saklanabileceği hiçbir şey olmuyordu. Halkanın ortasında mahpuslardan tamamen saklanmış olan, gözlemcilerin olduğu bir nöbet kulesi yer almaktaydı. Pa-noptikonların temelinde yatan ilke, hücre içindeki mahkûmlara saklanacak yer bırak-mamak, dışarıdan gelen ışıkla hareketlerinin daha rahat izlenmesini sağlamaktı. Tüm mahkûmlar, her an izlendiklerini ve herhangi bir hatalı hareketinin cezalandırılacağı-nı düşünüyordu. Düşüncelerinden ikincisi doğruydu ancak ne zaman izlendiklerine dair bir fikirleri yoktu. Her daim aydınlıklar, onları her an görebilecek görevliler var ama o an ve o görevliler hakkında hiçbir fikirleri yok. Eğer siz insanları izlendiğine inandırırsanız, siz onları izlemeseniz bile onlar izlendiğini düşünür. Kameranın veya görevlilerin çalışması önemli değildir. Mükemmel tasarlanmış bu yapı ve mahkûm-ların kafalarına sabitlenmiş bu düşünce sayesinde onlar, izlenmese bile izlendiğini düşünerek her türlü aykırı hareketten kaçınıyordu. Peki ya günümüz okulları, modern zamanın panoptikonları gibi çalışıyorsa? Ya da soruyu başka şekilde soralım Batı kökenli modern okul bu anlayışın izdüşümü ise ya da toplum mühendisliğinin kolay bir aparatı gibi işlev görüyorsa? Batı zihniyetinin bu iştahını son yirmi yılda haya-tımıza hızla nüfuz eden dijital casuslar olan akıllı cihazlarda görmek mümkün değil mi? Tüm ekran dokunuşlarınızın, adım sayılarınızın, iletişim trafiğinin, nabzınızın, duygu durumunuzun bilmediğiniz bir göz tarafından takip edilmesinde de hissetmek mümkün değil mi? Tüm bu soruların ve sorunların temelinde merkeze alınan insan, benlik, özgürlük-irade ve toplum anlayışındaki çarpıklık yatıyor.

Page 32: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

31

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

Günümüzde yüksek bir tepeye çıkıp “Eğitim!” diye bağırdığınızda tüm dün-ya size “Okul!” diye karşılık verecektir. Öyle ki arama motorlarına sorduğunuzda okuyacağınız ilk cümlelerden biri şu oluyor: “Eğitim, okulun işidir.” Mesela kırlara uzanıp gökyüzünün engin maviliğinde süzülüp giden bulutları izlemek eğitim değil midir? Tabiatın bin bir rengini yapraklarıyla kuşanan çiçeklerin kokusunu, tonlarını, açtığı mevsimleri bilmek eğitim değil midir? Taşa, ahşaba, deriye kâinatın izdüşümü şekiller vererek insanın estetik idrakine sunmak eğitim değil midir? Annesini iştah-la emen bir kuzu ile merada yuvarlanmak onu bağrına basmak eğitim değil midir? Ayaklı kütüphane sayılabilecek insanların birikimine dokunmak onların ayak izlerini takip etmek eğitim değil midir?

Günümüzde eğitilene öğrenci, eğitene ise öğretmen denir. Öğrenci, öğrenmekle mükellef olan demek. Öğrenmek ise “bilgi edinmek” anlamına geliyor. Biz bundan yaklaşık yüz yıl önce talebeydik. Talebe, talep eden kişiydi. Yani biz “bilgiyi kendisi isteği ile talep eden” kişiden “bilgiyi öğrenmek zorunda olan” kişiye dönüştük. Bir işi isteyerek yapan mı daha kârlı çıkar yoksa zorla yaptırılan mı? İlkinde bilginin ve bilgeliğin peşine düşmüş aktif bir idrak varken ikincisinde bilginin kendisine sunul-masını bekleyen, edilgen ve pasif yaklaşım yeterli oluyor.

II. Meşrutiyet döneminin ilk Milli Eğitim Bakanı ve “Şu mektepler olmasaydı…” sözünün sahibi Emrullah Efendi’ye göre eğitimin amacı; bir fertteki bedenî ve nef-sânî güçleri olgunluk derecesine çıkartmak, kişiyi dinin hükümlerine ve vatanın men-faatlerine uygun bir faziletle ve uygulamalı bilgilerle donatmak demekti.* Her öğren-cideki bedeni, fikri, zihni, sanatsal, manevi kabiliyetleri ortaya çıkartıp işleyebilecek ve bu cevherleri topluma kazandırabilecek bir kapasite bugünün okulunda var mıdır? Yoksa modern okul bireyleri potansiyellerinin sonuna getiremeyeceğini bildiği için tüm öğrencileri ortalamanın altında mı eşitlemektedir?

Peki, okullar her bir bireyin potansiyelini gerçekleştirebilmesi hedefine doğru mu hareket ediyor? Cevabınız “Evet.” ise, elinizle yüzünüzü kontrol edin ve eğer var-lığından haberdar olmadığınız bir gözlüğe değdiğinizi fark ederseniz, çıkarın. Zira bugün okullar, büyük ahlaki görevler, ulvi erdemler, önemli bilimsel gelişmeler ye-rine öğrencileri, büyük sınavlara (!) karantinaya almışçasına hazırlıyorlar. Eleme ve sıralama mantığına dayalı bu sınavlar, hayatın insanı cezbeden, tabiatın insanın içini okşayan, sanatın ve zanaatın kişinin becerilerini eğiten yönlerine karşı karantina al-

*  Eski MEB Bakanı Prof. Nabi Avcı şu bilgiyi aktarıyor: “Bize çok hizmetleri geçmiş bir maarif nazırımız. Allah gani gani rahmet eylesin. Bu sözü de söylemiş hakikaten. Ama orada söylediği şu; o dönemde maarif sistemimizin temel gövdesini, ana yapısını medreseler teşkil ediyor. Mektep, o günlerde yeni yeni kullanılmaya başlanmış bir tabir. Daha çok İstanbul´da, sefarethanelerin sağında solunda açılmış olan, sefarethanelerin kanadı altında faaliyet göste-ren bu müesseseler, Emrullah Efendi´nin de çok başını ağrıtmış. Adamcağızın şikâyeti, o çok sınırlı sayıdaki, o özel kurum, çok ayrı bir gruba, bir okul türüne ait bir vasıf. Onlar için söylüyor ´Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim´ sözünü.

Page 33: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

32

tında olmak değil midir? Size dair olmayan bir müfredat, öğrencilerin adeta seri nu-marası ya da barkodlanarak listelenmesi ve becerilerinizi dikkate alamayan bir tasnif ve sınıflandırma sistemi…

New York Times tarafından Yılın Öğretmeni seçilen, 50. yaşında yazdığı istifa mektubunda: “Ekmeğimi kazanmak için çocuklara zarar vermek zorunda kalmayaca-ğım bir iş olduğunu duyarsanız bana bildirin lütfen.” diyerek bu işteki birçok yanlışa dikkat çeken John Taylor Gatto’nun, MEB tarafından öğretmenlere önerilen “Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı” kitabında yazdığı bir paragrafı dikkatlerinize sunuyoruz:

“Belki de okullarda eğitim problemi ararken esas noktayı kaçırıyoruzdur. Ya bi-zim okullarımızda problem yoksa? Ya okullar olması gerektiğinden başka bir şey değilse? Akl-ı selim olanı ve öğrencilerin nasıl öğrendikleri konusundaki haklı tec-rübelerini hiçe saymaları, bir şeyleri yanlış yapıyor olmalarına değil tersine doğru yapmalarından kaynaklanıyorsa? Okullarımız, onların bir tekini bile gerçekten bü-yümesine izin vermemek üzere tasarlanmış olmasın!”

Yine John Taylor aynı kitapta, Max Otto Baumann adında bir akademisyenin 1949’da kaleme aldığı ‘Bilim ve Manevi Hayat’ adlı makalede, okul öğretimi perde-sinin arkasında kapitalist iş çevrelerinin yoğun ilgi ve alakasının hiç tuhaf olmadığını yazdığından bahsediyordu.

Günümüz eğitiminin temellerini, Prusya’nın eğitim sistemi oluşturur ki bu bile kaygılanmak için yeterli bir sebeptir. 1525 ile 1934 seneleri arasında varlığının sür-dürmüş bu devlet, günümüz Almanlarının atalarıdır. 1700’lü senelerde tüm insanları bilgisayar, internet, çeşitli haberleşme cihazları olmadan yönetmeleri gerekiyordu. Onlar da çareyi, küresel bir bilgisayar üretmekte buldular. Bir bilgisayara 4x4 yazdı-ğınızda size, 16 cevabını vermeli. Bu bilgisayar Kanada’da da aynı cevabı vermeli, Suriye’de de. Bilgi taşıma ve aktarma işini de bilgisayar yapacak. Yani bu bilgisayar Kanada’da da düzgün yazmalı, Suriye’de de. Eğer bir bilgisayar 4x4’e 15 cevabını veriyor veya biz B tuşuna bastığımızda o A yazıyorsa, o klavyeyi bozuk deyip atarız. O zamanın ihtiyacı doğrultusunda yapılması gereken, herkesi bilgisayarlaştırmaktı. Onlar da okulu icad edip herkesi sınıflayabilecekleri ve denetleyebilecekleri bir sis-tem bulmuşlardı. Aradan vakit geçti, sene 1800’lere geldiğinde halk uyanıyordu ve bu, binlerce insanı yönetmenin en büyük engeliydi. İnsanlar düşünüyor, düşündük-çe sorun buluyor, sorunları gördükçe de sinirleniyordu. Onlar da çareyi, düşünmeye mani olmakta buldular. Sorunlar çözülemezdi, çünkü bu onlar için mükemmel bir gelir kaynağıydı ve çözmek, fazla zaman ile büyük bir maliyet demekti. Sorunlar gö-rünmez kılınamazdı çünkü düşünen insan her türlü perdeyi bir şekilde aralıyordu. Bu durumda tek ve en kolay çare düşünmeye engel olmaktı. Okulu yeniden revize ettiler ve artık okul düşünmenin geri plana atıldığı bir platform haline geldi.

Page 34: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

33

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

İnsanlara “Size bilim öğretiyoruz!” denilerek aslında onların düşünme ve sorgu-lama yetileri ellerinden alınıyordu. Vakit biraz daha ilerliyor ve sanayi devrimi ger-çekleşiyordu. Bu, beraberinde sorunları da getirecekti ilerleyen süreçte. Ham madde ihtiyacı değil, seri tüketim ihtiyacı. Çünkü o zamana kadar üretim ve tüketim, bilinçli ve dengeliydi. Gün geliyordu, iradesi sağlam olan insanlar gereksiz harcamalardan kaçınıyorlardı ve bu şirketlerin ürünlerinin ellerinde patlamasına neden oluyordu.

Okul, artık ilk baştaki amaçlarının çok dışındaydı. Okul artık sanayicilerin sipa-rişi üzerine tanzim edilen bir davranışsal eğitim laboratuvarına dönüşmüştür. Eğitim kişinin toplumda yer edinebilmesi için gerekli olan bilgi, beceri ve anlayış değişikli-ğidir demiştik. Okul bunu yapıyor, çocuklara toplumda yer edinebilmek için gerekli olan bilgi ve düşünce değişikliğini aşılıyor hala. Ancak kişinin toplumdaki yerini kişi değil, okul belirliyor. Toplumdaki yerimiz, okulun belirlediğine göre söz konusu zümrenin sıradan bir çalışanı olmak. Okulun bize aşıladığı düşünce ise şu “tüket ve söyleneni yap”. Okul eğitimi, üretimin ihtiyaçlarına göre insan arzusunu kamçılı-yor uzun vadede. Böylelikle, seri üretimin ihtiyacı olan seri tüketim okul tarafından halledilmiş oluyor. Okullarda asıl amaç mümkün olduğu kadar bireyi tehdit oluştur-mayacak bir düzeyde tutmak, standartlaştırılmış bir vatandaşlık öğretisini yaymak, başkaldırı ve özgünlüğü öldürmektir. 1700’lerdeki gibi birbirinin aynısı, Prusya’daki gibi köle ruhlu, 1800’lerdeki gibi uyuyan, sorgulamayan, sorun çıkarmayan ve Sana-yi Devrimi’ndeki gibi sadece tüketen insanların oluşturulduğu, bu bilincin aşılandığı bir toplum üretme fabrikasıdır günümüzün okulları. Böylelikle devasa toplumlar bir yığına çevriliyor ve rahatça kontrol edilebiliyor.

Okula yeni başlayan bir çocuk önce temel bilgileri öğreniyor. Yazmak, okumak, toplamak ve çıkartmak gibi. Sınıf ilerledikçe doğalarında olan bir nevi evden getir-dikleri alışkanlıklar rafa kaldırılıyor. Yani modern okul üzümü yememize sonuna ka-dar müsaade ediyor fakat bağın adresini vermiyor, sizi bağban yapmıyor. Her şeyden bir şekilde bahseden bir yığın bilgi genç bireyin üzerine boca ediliyor.

Bu işlemin ardından “davranışsal psikoloji” marifetiyle öğrencilere zümrelerin doğruları enjekte ediliyor yavaş yavaş. Bu işlemin 10 sene kadar uzun sürmesindeki sebep; insan doğasının bunu kabullenememe refleksi… Sorma yap, konuşma dinle gibi bir çarkın içerisindesinizdir artık.

Harikulade işleyen çarklar zincirinin arasına sıkışan bir çöp parçası, artık sisteme mani olmuyor. Böylelikle, sınırsız enerji ve meraka sahip çocukları sınıflarda hare-ketsiz bir şekilde oturtmaya, kendi tutkuları ve sorularıyla ilgisi olmayan akademik görevleri yapmaya ve toplumda yetkili statülere erişme imkânı verecek ödül ve onur nişanları, olmadığı gibi davrananlar yarışmasına bir yarışmacı daha kazandırmaya yarayan bir sistem.

Page 35: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

34

Artık onlar sosyal, ekonomik ve politik sistemlerin kişilik dışı rutinlerini kabul eden itaatkâr isçiler, tüketiciler ve seçmenler haline geliyorlar. En iyi problem çözeni doktor yaptılar, içinde insan sevgisi var mı diye bakılmadan. En iyi ezber yapanı hukukçu yaptılar, kalbinde adalet duygusu var mı diye bakmadılar. En iyi matematik bileni mühendis yaptılar, hak yemekten korkar mı diye bakmadılar. Kalbinde insan sevgisi, adalet, hak duygusu bulunanlar mı daha sağlıklı kararlar veriler yoksa salt akademik bilgi sahipleri mi?

Eğitimin başarısı sınav sonuçlarıyla gerçek anlamda ölçülemez. İyi insan olmak, insanların doğru cevaplayabildikleri test sorularının neticeleriyle değil, yaşadıkları hayatın niteliğiyle ilgili olduğunu biliyoruz.

Gençler okullarımızda mutlular mı? Merakları ve ilgileri doğrultusunda mı yoksa sadece başarısızlık tehdidine tepki olarak mı çalışıyorlar? Bu soruyu yeniden soruyo-rum, merakları ve ilgileri doğrultusunda mı, yoksa sadece başarısızlık tehdidine tepki olarak mı çalışıyorlar? Birbirlerine nazik ve saygılı davranmayı öğreniyorlar mı ya da durmadan rekabet ve eleştiriyle mi meşguller? Gençler toplumlarını, ekosistemlerini, komşularını ve uzak yerlerde acı çekenleri umursuyorlar mı?

2. OKUL DEYINCE…Okul anlatmakla meşguldür, anlattığının yaşanmasına ve davranışa dönüşmesine

imkân verecek zamanı da yoktur. Değerlerden bahseder fakat onların ete kemiğe bü-rünmüş hallerini size sunmaz. Ödüllendirmeler, notlar ve sınavlar insanın amacını nota indirgeyerek kişiliği geriletir. Öğretim materyalleri teorik bilgilerin evreninden çıkamayacak kadar pratik ile ilgisini yitirmiş durumdadır. Bilginin günbegün değişti-ği bir zamanda müfredatın demode olmaması imkânsızdır. Bilgi trafiğinin hızlandığı bir dönemde yavaş, ağır ve işlevsiz bir bilgi setinin bireylere sunulma amacı, sistem-lerin yığın hakkında henüz bir karara varamaması onların topluma katkısını almaktan ziyade başa bela olmamasını sağlamak üzerine kuruludur.

Tolstoy’a göre okullar bireyler üzerinde oldukça olumsuz bir etki oluşturur, an-lamlı yaşantıları yok eder, onlara hakiki değerlerden uzak bir hayat verir ve onları asosyalleştirir. İkiyüzlülük, amaçsızlık, yalancılık, donukluk gibi kötü alışkanlıklar edinmelerine neden olur. Bağımsızlığı bireyin elinden sökerek alır.

Eğitim psikolojisinin devreye girmesiyle eğitim ve terbiye alanına hükmetme-siyle çocukların aile, gelenek ve bunun gibi değerlerden koparılıp sadece uzmanlara güvenmelerine mi sebep olmuştur. Okul ilişkilerinin ya çok resmi ya da kopuk ve sınırlı olması içinde var olduğumuz toplumdan ayrı düştüğümüzün göstergesi midir?

Birçok doğru düşüncenin farklı hakikat yöntemlerinin var olduğu bir dünyada doğruyu ya da yanlışa teke indirgeyen ölçüm sistemleri ne kadar sağlıklıdır? Kâğıtla-

Page 36: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

35

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

ra not vermek ilk defa William Farish isimli Cambridge üniversitesi kimya öğretme-ninin aklına gelmiştir, 1792 yılında. Ne yazık ki not dediğimiz sistem beraberinde öğ-retmenlerin odağını da değiştirmiştir. Günümüzde öğretmenler çoğunlukla çocuğun boynunun üstüyle ilgilenir; çocuğun içiyle, kalbiyle, bir ilişki kuramazlar çünkü o kadar vakitleri yoktur. Yetiştirmeleri, notlandırmaları gereken bir sürü öğrenci vardır.

Okul dediğimiz yer her şeyi parçalar halinde öğretir ama birleştirmez. Mesela fizik, kimya ve biyoloji gibi bağlantılı dersleri birbirinden ayırır ve onları daha iyi şekilde kullanmamızı engeller. Matematik ile geometriyi bile ayırmaya çalışır. Bilgi-nin tedavülde olduğunu değil de müzede ziyaret edilmesi gereken bir nesne olduğu intibaını verir.

MATT HERN’e göre, içeriden baktığımızda; çocukların sıralarda oturmasında, tek bir odada kalmasında ısrarcı olmanın, müfredatı takip etmenin, zil çaldığında başka bir konuya geçmenin, el kaldırıp tuvalete gitmenin ve buna benzer başka uygu-lamaların bize mantıklı görünmesi gariptir. Gereksiz otoritenin olmadığı bir eğitimle belki böylece tek tiplilik de ortadan kaldırabilir.

Günümüzde uzun yıllar uygulanmakta olan onlarca eğitim sistemi, insanlara ye-terli gelmemekle beraber günümüzdeki eğitimcilerin önemli bir kısmı sistem eleşti-risi yapmakta ve alternatif bir eğitim sistemi oluşturulması gerektiğini savunmakta-dırlar. Önemli konulardan biri, çocukların mental olarak rahat hareket edebilecekleri ve kendilerini keşfedebilecekleri kreatif eğitim ortamları oluşturmaları gerektiğidir. Zihni işlevsiz bilgilerle doldurmak yerine düşünebilme, ürün ortaya koyabilme be-cerisini kazandırma olmalıdır. Okulsuz eğitimin kişiyi cezbeden yönü öğrencinin bilginin peşinde koşması, onu aramak için farklı tecrübeler edinmesi, bir maceraya çıkması ve neticede bu bir yaşama stili haline gelmesidir. Bilginin ve erdemin yolun-da olmak bazen ona ulaşmaktan daha değerli olabilir.

Bugün günümüz dünyasında ihtiyaç duyulan bilgiye ulaşmanın çok farklı yön-temleri mevcuttur. Bu yaklaşım üzerinden bakıldığında bir seçenek olarak sunula-bilen; öğrenciye katkı sağlayacak şeylere, kazanması gereken değerlere öğrencinin istediği yer ve zamanda, istediği şekilde internet üzerinden ulaşmasını sağlayan diji-tal platformlar mevcuttur. İlgilendiğiniz bir konu ile ilgili üç günlük bir sempozyum ya da bilimsel bir organizasyona dinleyici olarak katılmanız sizi o konuya vakıf hale getirecektir. Tabi okulda yok yazılmazsanız.

Modern okulu ıslah etme çabaları yerine bilgi ile kurduğumuz yeni ilişkiyi dik-kate alan çok yönlü, uygulanabilir, geleneği dikkate alırken yeni gelişmeleri kültürel kodlarına göre harmalanlayabilen bir yaklaşımı içeren, düşünmenin, sorgulamanın, imal-i fikr edebilmenin ve coğrafyanıza göre önceliklerin dikkate alındığı yeni bir kurum tasarlamanın vakti çoktan geçmek üzere…

Page 37: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

36

3. OKULSUZ EĞITILEN BAZI ÜNLÜ INSANLAR David Farragut, Jonathan Goodwin, Francis Collins, Ingvard Kamprad, Thomas

Edison, Bernard Shaw, George Washington, Benjamin Franklin, Thomas Jefferson, Abraham Lincoln, C.S. Lewis, Whoopi Goldberg, Julian Assange, Erik Demaie, Margaret Atwood, Blake Griffin, The Jonas Brothers, Akiane Kramarik, Jonathan Krohn, Joey Logano, Jedediah Purdy, Condoleezza Rice, Astra Taylor, Sunaura Tay-lor, Tim Tebow, Sho Yano bunlardan bazılarıdır. Bilmeliyiz ki buraya yazılan kişiler ya okuldan atılmış ya okula çok geç başlamış ya da okula hiç gitmemiş ve kendilerini dış dünyada eğitmek suretiyle sahip oldukları üne kavuşmuşlardır.

SONUÇ Okul, öğrencilerin yaratıcılıklarını öldürerek onları sıradanlaştırmakta, gençleri

kontrol altında tutmaya yarayan bir yapı olarak varlığını sürdürmekte, eğitim-öğre-timin sadece okul binalarında yapıldığı kanısı oluşturmaktadır. Ancak okul yerine yapılabilecek yenilikler yok değildir. “Okulsuz toplum/okulsuz eğitim” tartışması geçmişten bu güne kadar süren bir tartışma olarak hala varlığını devam ettirmek-tedir. Okullar herkesi aynileştirmekte, her düşünceyi belirli kalıplara sokarak dü-şünce çeşitliliğinin azalmasına sebep olmaktadır. Bunun yanında birbirinden farklı olan herkes için tek bir eğitim modeli uygulanmakta ve herkes aynı eğitim modeline göre eğitilmeye çalışılmaktadır. Oysa Tolstoy’un da dediği gibi her çocuk özeldir. Bu doğrultudan bakıldığında ortak bir mekânda her öğrenciye göre farklı farklı eği-tim sistemi tasarlamak imkânsızdır. Bunun yerine çocuklarımız doğuştan getirdikleri belli ilgi ve yeteneklere göre kendi inisiyatiflerinde bu alanlara yönelerek var olan yaratıcılıklarını dört duvar arasında değil doğada bizzat yaparak yaşayarak daha da geliştirebileceklerdir.

Page 38: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

37

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLAR

Arı, Fahreddin, “Okulsuz Büyümek Üzerine Bir Değerlendirme”

https://www.academia.edu/38092487/Ben_Hewittin_Okulsuz_Büyümeki_Üzeri-ne_Bir_Değerlendirme (2020)

Ata, Bahri, Bir Eğitimci Olarak Leo N. Tolstoy ve Yasnaya Polyana Okulu’ndaki Uygulamaları, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2015.

Ergin, Özgün, “Okulsuz Toplum Geleceğin Öğrencisine Hazır Mı?”

https://medium.com/@ozgunergin/okulsuz-toplum-geleceğin-öğrencisine-ha-zır-mı-dd9375d3e86, 2019.

Ergün, Mustafa, “20. Yüzyıl Başlarında Türk Eğitiminin Amaçları Konusundaki Tar-tışmalara Mukayeseli Bir Bakış”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, 20, 1986, s. 63-67.

Ergün, Mustafa, “İnternet Destekli Eğitim”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 1998.

Ergün, Mustafa, “Medreseden Mektebe Osmanlı Eğitim Sistemindeki Değişim”, Yeni Türkiye, 32, 2000, s. 735-753.

Ergün, Mustafa, Modern Eğitim Sistemlerinin Doğuşu ve Gelişimi, Sage Yayıncılık, Ankara 2018.

Hern, Matt, Alternatif Eğitim Hayatımızı Olumsuzlaştırmak, Kalkedon Yayınevi İstanbul 2008.

Gatto, John, Eğitim Bir Kitle İmha Silahı, EDAM Yayınları, İstanbul 2016.

Yılmaz, Hasret vd., “Ivan Illich, Okulsuz Toplum İncelemesi”, Sunum

https://slideplayer.biz.tr/slide/3367220/ (2020)

Illich, Ivan, Okulsuz Toplum, Şule Yayınları, İstanbul 2013.

Kahraman, Derya ve Erdal Erkek, “Joel Spring, Özgür Eğitim”, Sunum,

https://slideplayer.biz.tr/slide/2843918/ (2020)

Karadağ, Nazife ve Betül Balkar, “Toplumsal Kalkınmanın Bir Aracı Olarak Eği-tim”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17/1, 2015, s. 225-239.

Kesik, Fatma ve Arslan Bayram, “Eğitim Sisteminin Eleştirel Pedagoji Perspektifin-den Bir Değerlendirmesi”, Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11/3, 2015, s. 900-921.

“İskoçya Evrensel Vatandaşlık Maaşını Deneyecek”,

https://www.durushaber.com.tr/dunya/iskocya-evrensel-vatandaslik-maasini-deneye-cek-h6533.html, 2017.

Miller, Ron, “Eğitim Alternatifleri Niçin Var?”, Alternatif Eğitim e-Dergisi, 1, 2010, s. 24-26.

Page 39: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

38

Neill, A.S., Özgürlük Okulu, Çev. Nilgün Şarman, Payel Yayınları, 2000.

Özcan, Dilek, Eğitimde Gizli (Örtük) Program, 3 Şubat 2007.

Özkul, Ahmet Sait, “Popüler İş Hayatı Yazarlarından Carnegie ve Casson’un Türk İşletmecilik Literatürüne Katkıları Üzerine Bir İnceleme”, Manas Sosyal Araştırma-lar Dergisi, 8/Ek Sayı 1, 2019, s. 1017-1032.

Topping, Keith, “Post Modern Toplumda Yeni Bir Öğrenme Yöntemi: Özel Ders Verme”, Çev. Mustafa Gündüz, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Der-gisi, 36/1, 2005, s. 175.

Ünlüeroğlugil, Barkın, “Michel Foucault’nun Değindiği Üzere Okullar Aslında Birer Hapishane Midir?”

https://www.wannart.com/michel-foucaultnun-degindigi-uzere-okullar-aslinda-bi-rer-hapishane-midir/, 10 Eylül 2018.

Yüksel, Sedat, Örtük Program-Eğitimde Saklı Uygulamalar, Nobel Akademik Yayın-cılık, Ankara 2004.

https://akilfikir.net/unschooling-okulsuzluk-ve-postmodern-egitim/ (2020)

http://rahle.org/orhan-colak-yazarinin-okulu-kirmak-yazisi-1155

https://suanyisan.blogspot.com/2012/07/ (2020)

https://suanyisan.blogspot.com/2012/07/asneill-ozgurluk-okulu.html (2020)

http://www.alternatifokullar.com/files/2014/06/egitim-alternatifleri-miller.pdf (2020)

https://www.gzt.com/dunya-politika/not-verme-sistemini-bulan-ogretmen-wil-li-am-farish-2550261 (2020)

https://yersizseyler.wordpress.com/2017/05/12/duvarda-bir-tugla-daha-pink-floyd/ (2020)

https://www.instagram.com/johntaylorgatto/ (2020)

https://en.wikipedia.org/wiki/Ellwood_Patterson_Cubberley (2020)

https://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/342018113031BASKI%20Modern%20 e%C4%9Fitim%20sistemi%20(1).pdf (2020)

https://www.youtube.com/watch?v=E17pb1FFwy4 (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Frans%C4%B1z_Devrimi (2020)

https://www.Millî yet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/egitimden-egitime-yon-ve-ren-ler-de-sik-yetci-2406477 (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Prusya (2020)

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/Millî -egitim-bakanligina-anket-soku-258828h.htm (2020)

https://www.hurriyet.com.tr/egitim/turkiye-universite-memnuniyet-arastir-ma-si-2019-ogrenciler-en-cok-tip-memnun-ediyor-41273411 (2020)

Page 40: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

39

İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi

http://hatayihl.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/31/01/362715/dosya-lar/2018_03/12100850_20134922_anket_rapor.pdf (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Emrullah_Efendi#Tuba_A%C4%9Fac%C4%B1_Na-za-riyesi (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tuba_(a%C4%9Fa%C3%A7) (2020)

https://www.hurriyet.com.tr/bakalim-bu-soruyu-bilecek-misiniz-15793215 (2020)

https://www.etimolojiturkce.com/kelime/talebe (2020)

https://www.mebilgi.com/egitim-nedir-turleri-ve-egitimin-onemi/ (2020)

https://www.egitimpedia.com/bir-ogrenci-anlatiyor-okulun-amaci-nedir/ (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Panoptik (2020)

Page 41: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 42: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

AHMET KELEŞOĞLU ANADOLU LISESI

Page 43: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 44: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

43

GELECEĞIN EĞITIMINDE TEFTIŞ/ EĞITIM YÖNETICILIĞI

Enes DİNÇAY Emirhan TEMELNalan KETENCİ

ÖzetBu makalede geleceğin eğitiminde teftiş ve eğitim yöneticiliğinin değerlendirilmesi yapılacaktır. Eğitimin sistemli bir şekilde ilerleyebilmesinde yönetimle beraber teftiş ve yol haritası da büyük bir paya sahiptir. Var olanı değerlendirerek daha iyi hale gelmesinde rol oynayan teftişin günümüzde yeteri kadar kullanılmadığı aşikâr bir gerçektir. Belirli kalıplar içerisinde bulunan ve öğrenciyi de bu kalıpların içine sıkış-tıran sistemde kendi kendini teftiş eden modern merkeziyetçi eğitim anlayışı eleştirel bir biçimde ele alınacaktır. Bu modern anlayış postmodern-hümanist eğitim düşünce-si çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu bağlamda öğrencinin de teftiş mekanizması içerisinde aktif olarak dahil olduğu, salt bütünün, merkezin hakim olduğu bir teftiş modeli değil de, bütünü oluşturan küçük parçalarında teftiş mekanizmasına dahil olduğu bir alternatif sunulacaktır.

Eğitim, insanın bugünü ve geleceği ile ilgili önceden belirlenmiş amaçlar doğrul-tusunda uyum ve üretkenliğinin artırılmasına yönelik düşünce ve davranışlarını şekillendirme, iyileştirme, geliştirme çabasıdır. Bu çabanın temel ayağı eğitimdeki yönetimdir. Eğitimdeki yönetimin başında ise eğitim yöneticileri yer alır. Eğitim yö-neticileri eğitim sistemindeki kaliteyi güçlendirerek okul başarısının en üst seviyeye çıkmasını sağlar.

Geleceğin eğitiminde ise eğitim yöneticilerinin eğitim sürecindeki önemi kimse tara-fından yadsınamaz iken liyakat sahibi yöneticilerin görevlerini en iyi şekilde yapa-bilmeleri için olabildiğince sorunsuz bir ortama ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların giderilmesi günümüzde mümkün olmasa da geleceğin eğitimde bu sorunların tespit edilip aşılması, nitelikli ve hayat boyu öğrenebilen öğrenci yetiştirebilmek için bir zorunluluktur. Günümüzde öğrenim gören nüfusun fazlalığı ve nitelikli öğrenci yetiş-tirme amacı önceden belirlenen bir programa uymadan eğitim sürecinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini engelliyor. Bu nedenden dolayı eğitimde izlenmesi gereken bir yol haritasına ihtiyaç duyuluyor. Makalede günümüzdeki yöneticilerinin sorun-

Page 45: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

44

larını, bizim kanaatimizce geleceğin eğitimde izlenmesi gereken yol haritasını ana hatlarıyla ele alacağız.

Makalemizde ele alınacak bir diğer konu ise 2023 eğitim vizyonuna göre yönetici-lerdir. Bizi yarınlara hazırlayacak olan eğitim yöneticilerinin bakış açısıyla eğitimin nasıl yapılacağı, eğitim kalitesinin nasıl arttırılabileceği ve düzenin nasıl oturtula-cağı konuları ele alınacak örneklerle açıklamalarda bulunulacaktır. Nitelikli bir eği-tim-öğretim için en iyi şekilde donatılmış nitelikli bir yöneticiye ihtiyaç vardır. Çünkü bir öğrencinin başarısı aynı zamanda okulun başarısıdır. Okul, öğrenciye korku ver-mek yerine onu rahat hissettirmeli ve öğrencisini en iyi şekilde donatmalıdır. Bahsi geçen tüm bu işlerin arka planında ise okul idaresi yani eğitim yöneticisi vardır. Bir eğitim yöneticisinin akademik başarısı ne kadar yüksekse eğitimin kalitesi de doğru orantılı olarak o kadar yüksek olur. Yani bunun için de işin mutfağından gelmek ge-rekir. Eğitim yöneticisinin iyi olması, donanımlı olması, akademik başarısının en üst seviyede olması ve en önemlisi öğrenci merkezli olması, bizi yarınlara okulun en iyi şekilde hazırlayacağının göstergesidir.

Anahtar Kelimeler: denetim, teftiş, yönetici, eğitim, yol haritası, yönetim

1. TEFTIŞ/DENETIM NEDIR? Tüm sistemlerin belli bir amacı ve işleyişi vardır. Bu işleyişin başarıya ulaşması

için yönetim süreçleriyle beraber denetime de ihtiyaç duyulmuştur. Denetimin, de-ğerlendirme işleviyle yönetim sürecinin bir öğesi olarak ilk kamu kuruluşlarının ör-gütlendirildiği dönemle birlikte başladığı söylenebilir. Bu bağlamda denetim, yapılan çalışmaları değerlendirerek daha verimli hale getirmek amacıyla ilgililere önerilerde bulunmak, kurumlardaki personele rehberlik yoluyla yardımda bulunmak gibi geniş bir hizmet alanına sahiptir.

1.1. Eğitimde Teftişin/Denetimin AmacıEğitimde denetimin amacı, belirlenen eğitim ve öğretim amaçlarının gerçekleşme

derecesini ve eğitim ve öğretimin amaçlarına en uygun değer ve işlemleri bulmaktır. Bu nedenle denetimin amaçları sistemin, eğitimin, okulların amaçlarından bağımsız olarak saptanamaz. Amaçların bu karşılıklı etkileşimi ve birbirine olan bağımlılığı, eğitim sisteminin bir bütünlük taşıdığı ve sistem özelliği gösterdiğinin en güçlü kanıtı olarak değerlendirilebilir.

Denetim, öğretmenlerin ve öğrencilerin görüş ufuklarını genişletir, sürece katılan-larda gelişme isteği uyandırır ve aynı zamanda verimi de arttırır. Başka bir açıdan ise, denetimin amacı, öğrenme sürecinin iyileştirilmesi, öğretim programının, öğrenme ve öğretme materyallerinin geliştirilmesidir. Eğitimin yerleşmesine ön ayak olmak;

Page 46: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

45

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

öğretmenlere ihtiyaç duydukları her türlü yardımı vermek; öğretmenlere, kendileri-nin ve eğitim hizmeti yapanların rollerini tanımlamalarında yardım etmek; uzmanlar arasındaki eşgüdümü işler hale getirmek de denetimin amaçları arasındadır. Bununla birlikte modern eğitimin denetimi, sınırlı ve dar bir çerçeve içinde kalarak öğretmeni sadece hizmet içinde yetiştirmeyi değil, okuldaki tüm eğitim-öğretim sürecinin geliş-tirilmesini sağlayacak bir ortamın yaratılmasını da amaçlar.

1.2. Eğitimde Denetimin GerekliliğiDenetim sistemi de eğitim sistemi içinde eğitimin geliştirilmesine yönelik işlev

gören bir yapıdır. Bu anlamda denetim, evrensel bir değer olarak, tüm sistemlerde bir alt sistem ve yönetim süreçlerinde bir öğe olarak yer almaktadır. Türüne, amacına, kuruluşuna bakılmaksızın tüm kurumlar denetimsiz çalışamaz. Bu noktada denetim, otomatik düzenleyici olarak işlev görür ve kurumun dinamik kalmasını sağlar. Yö-netim süreçleri incelendiğinde, denetimin, kurumun amaçlarına ulaşmasında sadece sonucu değil, süreçlerin her birinin incelenmesini gerektiren son ve tamamlayıcı bir süreç olduğu görülür. Bu bağlamda, yönetim ve denetim işlevsel olarak birbirinden ayrı düşünülemez. İkisi birbirini tamamladığından ve ortak işlevleri bulunduğundan eşgüdümlü olarak yürütülmeleri gerekmektedir.

Denetim süreci işletilmediğinde, sıra dizinsel yapı eksik kalır. Burada eksik iş-leyen süreç, sistemin genelini etkileyecek kadar güçlüdür. Denetim, bir kurumun işleyen sürecini geliştirmede ve amacına ulaşmasında önemli bir paya sahiptir. Bu kadar önemli olmasına rağmen, bugün eğitim sistemi içinde en az gelişme gösteren birimlerden biri denetim ünitesi olmuştur. Glanz da, “eğitim teftişinin tarihçesi” adlı araştırmasında tez, kitap ve makaleler açısından eğitim teftişi tarihi üzerine yeterince kaynak olmadığını ve bunun bir eksiklik olduğunu vurgulamıştır. Bu durum deneti-min öneminin ilgililerce kavranılmadığının bir göstergesidir. Oysa denetim, kurum-ların amacına ulaşmasında, iş ve işlemlerin yapılmasında varsa sapmaların düzeltil-mesinde ve doğru şeylerin yapılması konusunda önemli bir işlev görür.

Gittikçe karmaşık bir nitelik kazanan eğitim sistemi, iş görenlerin rolünü değiş-tirmekte ve zorlaştırmaktadır. Denetim, personelin birçok yönden geliştirilmesini, yeterli hale getirilmesini ve eksikliklerinin giderilmesini sağlamaktadır. Bu anlamda denetim, iş görenlerin mesleksel gelişmelerini teşvik eden, onları eğiten, çalışanların verimini arttırıcı etkinlikleri ortaya koyan ve değerlendiren bir süreç olarak görülür. Aynı zamanda işleyen süreci kontrol ederek, süreçteki sapmaları düzelterek ve süreci geliştirerek kurumların sağlıklı olarak yaşamasına yardımcı olur. Denetim yoluyla kurumun amaçları daha iyi anlaşılır, süreçler izlenir, amaçlara ulaşmaya çalışılır, ula-şılamadığı durumlarda gerekli önlemlerin alınması sağlanır.

Page 47: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

46

Eğitimde denetim anlayışı, öğrenme öğretme sürecini geliştirmeyi amaçlar. Dene-tim, öğrenme- öğretme ortamının analizi, ortamın değerlendirilmesi ve sürecin geliş-tirilmesi gibi işlevleri üstlenmiştir. Denetim, yönetici, öğretici ve yardımcı personelin mesleki gelişimlerini sağlama yoluyla, okulların başarısında ve ürünün niteliğinin arttırılmasında anahtar görev yapmaktadır. Burada denetimin ulaşmak istediği hedef, eğitim değişkenlerinin düzenli çalışmasını sağlayarak, eğitim öğretim gören öğrenci-lerin öğrenmeleri üzerinde olumlu etkiler yapmaktır. Eğitim sisteminde iş göreni ve eğitim öğretim sürecini geliştirmek için, denetim etkinliklerinin sürekli olarak yapıl-ması gerekmektedir.

1.3. Teftiş Nasıl Olmalı?Modern eğitim yapısında “Öğrenci kendilerine gösterilen yerlerde oturmuş, sert

adımlarla yürümeyi öğrenmiş, ders saatleri zillerle başlayıp bitmiştir. Bireysellikten uzak, sert ve katı gruplandırma sistemleri, notlarla değerlendirme, öğretmenin oto-riter tutumu” bunların haricinde aldıkları eğitimin, eğitimi aldıkları öğretmenlerin merkezi yapı tarafından vazifelendirilen müfettişler tarafından teftiş edilip değerlen-dirildiği bir yapıdadır.

Postmodern düşünce bağlamında öğrenci bu katı sistem içerisinde aldığı eğitimi, okulu bizzat değerlendirebilme şansı elde eder. Böylece teftişe dahil olarak eğitim sürecine katkıda bulunmuş olan öğrenci eğitim yapısı içerisinde kendi görevi ye-niden tanımlanmış olur. Postmodern okul anlayışı ile birlikte öğrenci hayal gücü, yaratıcılık, serbest teşebbüs, özgüven, özdenetim, özmotivasyon, özdisiplin değerleri yüksek, herkes gibi olmayan, farklı düşünen, davranan ve üreten bir birey olarak hayata kazandırılır. Öğrenciler teftişe dahil olarak yaratıcılık, eleştirel düşünce, ikna yeteneği, esneklik, özerklik, yüksek adaptasyon yeteneği, dinamizm, yüksek iletişim becerisi, empati, işbirliği gibi niteliklere sahip olur.

2. EĞITIM YÖNETICILIĞI NEDIR?Eğitim, insanın bugünü ve geleceği ile ilgili önceden belirlenmiş amaçlar doğ-

rultusunda uyum ve üretkenliğinin artırılmasına yönelik düşünce ve davranışlarını şekillendirme, iyileştirme, geliştirme çabasıdır. Eğitim ile kazanılan bilgi, beceri ve tutum insanın birey olma ve ait olma farkındalığını artırır, kişiliğini geliştirir ve daha değerli kılar. Eğitim, bizi dünden bugüne ve bugünden yarınlara hazırlar. Eğitim bi-zim ne olduğumuzu ya da nasıl olduğumuzu ortaya çıkartır. Eğitimin temel amacı iyi insan, iyi vatandaş, iyi üretici ve iyi tüketici yetiştirmektir. Eğitimin toplumsal işlevi kültürleşme; ekonomik işlevi ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiş-tirmek ve politik işlevi ise devlet rejimine bağlı insan gücü yetiştirmektir. Eğitimin

Page 48: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

47

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

amacı; ilgi, istidat ve kabiliyetlerimizi geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle öğrencileri hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır. Elbette bu tür gelişimlerin arka planında ise eğitimin yönetimi/yöneticiliği vardır.

2.1. Eğitimde YöneticilerGerekli koşulların sağlanarak amaçlara en yüksek düzeyde ulaşılma çabası etkili-

lik, 2000’li yıllarda gelişmiş ülkelerde eğitimde niteliği ve kaliteyi artırma yönünde yapılan araştırmalara konu oldu, bu araştırmalar eğitimde etkililiği artırma konusun-da okul yöneticiliğinin önem bakımından birinci sırada yer aldığını göstermektedir.

Okul Yöneticilerinin sergiledikleri liderlik davranışları eğitimde değişimin, geli-şimin ve sürekliliğin önünü açarken bulundukları okula eğitim yönünden kattıkları katma değer bize tekrardan bir okulun ancak yöneticileri kadar iyi olabileceğini ha-tırlatıyor. Günümüz okullarında bulunan fiziki farklılıklar ve herkese aynı derece-de imkân verilemeyeceği gerçeği kısa dönemde okulların sorunlarına çözüm önerisi getirebilecek kurumsal bilgi birikimine sahip yöneticilere ve öğretmenlere duyulan ihtiyacı gözler önüne seriyor. Bu koşullar altında en yüksek verimi alabilmek için olabildiğince sorunsuz bir ortam yaratmak gerekiyor.

2.2. Günümüz Eğitim Yöneticilerinin SorunlarıEğitimde süregelen bir söz vardır: Okul yönetimi kadardır. Bu sözden hareketle

bu bölümde eğitim yöneticilerinin sorunları üzerinde duracağız. Eğitimin dört duvar arasında olmayacağı gibi, davranışlar ve düzen de dört duvar arasında olamaz. Yani bir okulun işleyişi, eğitim modeli, öğrencilerin alması gereken sorumluluklar vb. hepsi okul yöneticisine aittir. Eğitim yöneticisini okul ortamında farklı kılan nokta onun olaylara, durumlara nasıl baktığıdır veya o şeyi nasıl yaptığıdır. Aynı zamanda sürükleyen ve izin verendir. Günlük okul yaşantısında öğrenci işleriyle ilgilenen ve onları bir parlak ışık gibi en üst seviyede koruyan, onları seven, onları sayan ku-rum yani eğitimde yönetici olmak, öğrencilere rehber olmaktır, yön vermektir. Bir eğitim kurumunda bir öğrencinin başarısı aynı ölçüde hiç şüphesiz müdürün başa-rısıdır. Çünkü Eğitim yöneticisi, öğrencisine başarı penceresinden bakar. Vizyonları ve misyonları her zaman öğrenci odaklıdır. Onlar öğrenmeye inanırlar ve öğrenci temelli eğitim düşünürler. Onlar için önemli olan şey, öğrencilerin isteklerine yaptığı yeni faaliyetler doğrultusunda neden yaptığının sorgulanması değil nasıl yaptığının sorgulanmasıdır.

Öğretim görevlileri ve öğretim sürecini yöneten yöneticiler için günümüz çağında vazifelerini yerine getirmek başlı başına bazı zorluklara tâbidir. Bu anlamda yaşanı-

Page 49: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

48

lan sorunlardan biri de bulundukları konumdan dolayı gösterilmesi gereken saygının gösterilmemesidir. Eleştiri ve yargılamak amacından ziyade bizimki gibi bir kültür-den gelen insanlar için ki bu kültürdeki bazı örnekler Osmanlı da eğitim görevlilerinin odalarının kapı eşiklerinin kısa olması bu sebepten dolayı içeriye girenlerin hürmet gereği eğilmeleri meseleye ne kadar incelikle bakıldığının çok anlamlı bir örneğidir. Günümüzde bu incelikleri idrak edebilecek bir bilinç ve değer düzeyine ulaşmak hay-li zor görünmektedir. Eskiden 7’ den 70’ e herkesin saygı duyduğu bu insanlara şu an gösterilmeyen saygı ve minnet duygusu aslında sistemde ki sorunların yanında direkt toplumun en küçük yapısından yani bizden kaynaklanan en büyük sorunların başında gelir. Hangi alanda olursa olsun insanlar yaptıkları şeylerin sonucunda takdir edilmek ister. Bizler bunu en çok hak eden insanlardan bunu mahrum ederek sorunları biraz da kendimizde aramamız gerektiğinin farkına varabilmeliyiz.

Bizim gözlemlediğimiz sorunlardan biri de günümüz eğitim yöneticilerinden okul müdürlerinin okullarında yalnız olmalarıdır. Okul da disiplini sağlamak ve sözünü geçirebilmek için okul müdürleri öğretmenleriyle samimi olamıyor, aralarına mesafe koyuyorlar. Bu davranış ilk bakışta doğru gözükse de, okul müdürlerinin üzerindeki baskı ve sorumluluk yükünü arttırıyor. Kimi okul müdürleri bu yük altında eziliyor ve okulunda ki eğitim ortamına hâkim olamıyor. Bu davranışın şaşırtıcı bir diğer sonucu, okul müdürlerinin öğretmenlerine duyması gereken güveni ve yakınlığı okul hademelerine yani -Eğitim ortamında- konuya en uzak olan sadece okulun fiziki şart-larını iyileştirmek için orda bulunan insanlara duyması. Bu şartlar gözetildiğinde mü-dürlere okul içinde verilmesi gereken maddi ve manevi destek -Öğrenciler hariç- mü-dür yardımcılarından çok öğretmenler ile kurdukları uygun ortam ile sağlanmalıdır.

Günümüz eğitim yöneticilerinden biri olan okul müdürlerinin en göze çarpan so-runları arasında okullarında özgür bir ortama sahip olmamalarını da belirtmek gerekir. Verdikleri kararlar ve uyguladıkları yöntemler sürekli uzun bir süreç ve denetimden geçiyor hatta bazı durumlarda okullarında onlar adına kararlar alınıyor. Merkezde bulunan bir görevli, bir okulu müdüründen daha iyi bilemez. Bu doğrultuda müdürle-rin okullarında daha özgür bir ortama kavuşması gerektiği gerçeği kaçınılmaz bir hal alıyor. Ancak bu durum okul müdürlerinin her istediklerini yapabilmeleri anlamına gelmiyor. Bu karar alma sürecine öğrenci ve velilerin de katılması sayesinde okul müdürlerinin odasından çıkmayan ve masa başı yöneticilik görünüşünden, öğrenciler ve veliler ile olabildiğince etkileşim halinde olduğu liderlik görünüşüne dönüşmesi günümüzde bir öneriden çok zorunluluk haline geliyor.

Page 50: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

49

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

2.3. Geleceğin Eğitiminde Eğitim Yöneticilerinin Yol Haritası Neden Önemlidir?Eğitim anlık bir olaydan çok yıllar süren bir süreçtir. Bu süreci en iyi şekilde yö-

netmek ve en iyi verimi alabilmek, sürecin başında belirlenen yol haritasına bağlıdır. Günümüzde öğrenim gören nüfusun fazlalığı ve nitelikli öğrenci yetiştirme amacı ön-ceden belirlenen bir programa uymadan bu sürecin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi-ni engelliyor. Bu nedenden dolayı eğitimde izlenmesi gereken bir yol haritası olması gerekiyor. Ülkemizde şu ana kadar izlenen yol haritalarından, yapılan değişikliklerden yeterli verimi alamayışımız ve uzun süreli bir yol haritasından çok bugünü kurtarmaya yönelik çalışmalarımız aslında bu konuyla gerektiği kadar ilgilenilmediğini gösteriyor.

Ben burada geleceğin eğitiminde eğitim yöneticilerinin yol haritasını (2023 eği-tim görüşünü konu alınarak) ana hatlarıyla gözden geçirdikten sonra beklentileri bazı yönleriyle belirteceğim.

2.4. İzlenilecek Yol HaritasıEğitim uzmanı Bahadır Koç’a göre, Günümüz eğitim sistemimizde uzun süreli bir

eğitim görüşümüz yok iken, geleceğin eğitiminin ana fikri ‘Mutlu ve kendi kendine öğrenen, yaşam boyu öğrenmeyi sürdürebilen ‘öğrenci yetiştirmek’ tir.

Geleceğin eğitim görüşünde Eğitim kurumunun temel çıkış noktası, bireyin ken-dini bilmesini ve tanımasını sağlamaktır düşüncesi yatıyor. Bu düşünce ışığında ders sayılarının ve çeşitliliğinin azaltılması, teneffüs sürelerinin uzatılması öğrencilerin bir takım bilgileri deneyimleyerek öğrenmesini sağlayacak. Belki de bu sayede ülke-mizde uzun zamandır eğitim ile birlikte anılan ezberci eğitim sistemine dur denile-cektir. Ancak bu düşüncenin temel getirisi tek tip öğretim modeli yerine öğrencilerin ihtiyaçlarına göre şekillenen bir eğitim modelini hedeflemek. Öğrencilerin ihtiyacına göre şekillenen eğitim modelinin önemini Albert Einstein şöyle vurguluyor ‘Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsa-nız tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.’

Her öğrencinin farklı karakteristikleri, hayalleri, istekleri ve özellikleri varken herkese aynı eğitimi vermek, bir doktorun her hastasına aynı ilacı vermesi kadar saçma ve sonuçları bakımından korkutucudur.

Geleceğin Eğitiminde yöneticilerin umut veren diğer düşüncesi ise okullar arasın-daki fiziki farklılıkları en aza indirmek. Bu farklılıklar;

• Kimi okullarda uygulanan ikili öğretim modeli,• Yurt genelinde ki okulların sınıf mevcutlarındaki değişkenlik,• Teknolojik imkânlar,• Fiziki şartlar, (Ulaşım, okul binasının gereksinimleri)

Page 51: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

50

Olarak özetlenebilir. Bu farklılıkların en aza indirilmesi hatta fırsat eşitliğinin sağ-lanması öğrencilerin ‘yarış’ diye tanımladığı süreci herkes için daha etkin kılabilir.

Okumak isteyen her yerde okur, fikrinin haklı olduğu kısımlar olsa da günümüz bilişim çağının gerekliliklerini yerine getirebilmek için öğrencilerin bazı temel ge-reksinimlerde eşit olması gerekiyor. Bu durum özellikle özel okulların ülkemiz de yaygınlaşmasıyla devlet okullarının içinde daha da önemli bir hal alıyor. Bu şartlar altından sayıları giderek artan özel okullara yönelim artıyor. Özel okullarda öğrenim gören öğrenci oranı 2002-2003 yılları arasında %1,74 iken 2018-2019 yılları arasında bu oran %8,17’ ye çıkıyor. Bunun başlıca nedeni ne özel okulların sunduğu imkânlar ne de ailelerin zenginleşmesi bu sorunun başlıca nedeni toplumda devlet okullarına duyulan güvenin giderek azalması. Son zamanlar da eğitim alanında izlenen yol ha-ritaları, bunun başlıca nedeni. Örnek vermek gerekirse 2016 yılında dönemin eğitim bakanı ‘Özel okullara destek verilecektir, çünkü özel okullar devletin yükünü azaltı-yor’ dedi. Burada şu soru ortaya çıkıyor eğitim devlet için bir yük mü yoksa ihtiyaç mı? Her şeye rağmen geleceğin eğitim sisteminde yöneticilerin izleyeceği yol harita-sı bazı şeylerin değişeceğinin sinyallerini veriyor.

‘Bugün dünyada iyi eğitim performansı gösteren tüm ülkeler, elde ettikleri ba-şarıları geçmişten geleceğe köprüler kurarak, merkezine insanı alan kavramsal çer-çeveler ve felsefi yaklaşımlarla yakalamışlardır. Dileriz ki yeni eğitim anlayışımız, geleceğe kurulan köprünün ilk ayağı olur.

3. 2023 EĞITIM VIZYONUNA GÖRE EĞITIM YÖNETICILIĞIYönetmek, dünya üzerinde süregelen bir gerçekliktir. Konu bağlamında ‘Özgür-

lük hiçbir yönetim biçiminde yoktur, özgürlük insanın yüreğindedir.’ der Jean Ja-cques Rousseau. Yani yönetim veya yönetilmek sonradan var olan bir oluşum ya da tercih değil, insanın doğasından ötürü gelmektedir. Hayatımız dahil çoğu konularda ya yönetiriz ya da yönetiliriz. Bu yönetim denen gerçeklik ise insanın haklarını kı-sıtlayan kurallardan değil, insan haklarına en uygun şekilde tasarlanmış bir disiplin biçimiyle paralel olmalıdır çünkü yönetim bizi ve geleceğimizi tasarlar. Bununla bir-likte eğitim de bir yönetim ürünüdür. ‘Her disiplinli çabanın birden çok ürünü var-dır.’ der Jim Rohn. Eğitimde yönetim göz önünde bulundurulması gereken en önemli unsurdur. Eğitimimizi ve eğitim şeklimizi de yönetim belirler. Bir işi yönetmek için işin ehli olmak yani işin mutfağından gelmek gerekir. Bunun için yeni eğitim viz-yonumuzda güzel çalışmalar var. Kısaca onlara örnek vermek gerekirse; öğretmen ve okul yöneticilerimiz için Yatay ve Dikey Kariyer Uzmanlık Alanları yapılandırıl-ması ve Yatay ve Dikey Kariyer basamaklarına yönelik lisansüstü düzeyde mesleki uzmanlık programları açılması ve okul yöneticiliği profesyonel bir uzmanlık alanı

Page 52: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

51

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

olarak düzenlenerek bir kariyer basamağı olarak yapılandırılması, özlük haklarının iyileştirilmesi, çalışanların görevine gelmeden işin mutfağından geleceğini gösterir. Öğretmen ve okul yöneticilerimizin genel ve alana yönelik becerilerini iyileştirmek için lisansüstü düzeyde mesleki gelişim programları tasarlanmasıyla öğretmen ve okul yöneticilerimizin mesleki gelişimlerini sürekli desteklemek üzere üniversite-lerle ve STK’larla yüz yüze, örgün ve/veya uzaktan eğitim iş birliklerinin hayata geçirilmesi ve elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz için teşvik mekanizması kurulması, sürekli teftiş ve gelişim halinde olması planlanan bir görevin sonucunda işin hep canlılık kazanacağının ve gelişeceğinin göstergesidir. Ayrıca öğretmen ve okul yöneticilerimize yönelik bazı hizmet içi eğitim faaliyetle-ri katılıma ilişkin belgelendirme uygulamasından ayrılarak üniversiteler aracılığıyla akredite sertifika programlarına dönüştürülmesi ise daha yetkili kurumlar tarafından oluşturulan yapılandırma yani belgelendirme ile işin daha kaliteli bir biçimde değer-lendirilmesini sağlar. Ayrıca öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının yürütülmesi, İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürleri Okul Profili Değerlendirme Yaklaşımı içinde yer alan ölçütler özelinde, il ve ilçedeki öğretmenlerin desteklenmesi ve Okul Gelişim Planları’nın gerçekleşmesi kapsamında yıllık olarak değerlendirilmesi, 2023 Eğitim vizyonunda insan kaynaklarının verimli kullanılmasına en bariz örnektir.

4. VIZYONER BIR EĞITIM YÖNETICISINDE OLMASI GEREKEN NITELIKLERYönetim, her alanda ne şekilde olursa olsun bulunması gereken bir kurumdur.

Yönetimi katiyen eğitimden ayrı tutamayız. Nasıl güzel bir yemeğin bir şefi varsa elbette bir işin de bir yöneticisi vardır. Eğitim yönetimi; yalnızca bir okulu, bir kuru-mu yönetmek değildir. Eğitim, gerek sınıf içinde öğretmen tarafından olsun, gerekse herhangi informal bir alanda olsun yönetilmeye muhtaç bir alandır. Dolayısıyla eği-time ilgi duyan herkes için bu program gereklidir. Eğitim Yönetimi, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ele alınan bir bilim dalıdır. Eğitim yönetimi, eğitime dair tüm unsurların; fiziki koşulların, donanımların, materyallerin, insan kaynağının ve bizzat eğitimin tüm yönlerini yönetmek ve koordine etmektir. Kimi zaman üniversitelerin Eğitim Bilimleri Enstitüsünde, kimi zaman da Sosyal Bilimler çatısı altında eği-timleri verilir. Eğitim Yönetimi, Türkiye’de yeni yeni gelişmeye başlamış bir bilim dalıdır. İlk profesörlerini vermiş ve kürsüler kurulmaya başlamıştır. Yaptığımız son araştırmaya göre Türkiye’de 50 farklı üniversitede 50 adet yüksek lisans kürsüsü bulunmaktadır. Bunların 10 tanesi özel üniversite, gerisi devlet üniversitesidir. Onun dışında bir o kadar da doktora programı bulunmaktadır.

Page 53: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

52

Batılı ülkelerde, başta ABD olmak üzere eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük li-sans üstü programların yaklaşık elli yıllık bir geçmişi vardır. Bu süreç içinde mevcut programlar üzerinde yapılan birtakım tartışmalar, zaman zaman söz konusu program-ların yeniden yapılandırılması ve iyileştirilmesi yönünde çabaları gündeme getirmek-tedir. Bunun sonucunda program adları ve içerikleri köklü değişikliklere uğramakta-dır. Son yıllarda gözlenen durum ise eğitim yöneticiliğinden eğitim liderliğine doğru bir dönüşümün gündeme gelmesi ve program ad ve içeriklerinin de bu doğrultuda ye-niden düzenlenmeye çalışılmasıdır. Eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük programlar üzerinde yapılan tartışmalarda genel olarak iki üç eğilim ortaya çıkmaktadır. Bunlar-dan birincisi, mevcut programları esas almak suretiyle bunlar üzerinde birtakım iyi-leştirmeler ve reformlar yaparak, böylece bir bakıma eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük programlarda bir standartlaştırmaya doğru gitme yönündeki eğilimdir. Bir di-ğeri ise, mevcut programları bütünüyle değiştirmek ve yeniden yapılandırmak gerek-tiğini savunan ve alternatif eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük çabalardır. Bunlar, temelde birbirinden oldukça farklı ön kabullerden ve paradigmalardan yola çıkmak-tadırlar. Ancak söz konusu tartışmaların Türkiye gerçeği ile ne ölçüde örtüştüğü ve bu tartışmalardan Türkiye için ne gibi sonuçlar çıkarılabileceği, üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu çalışmanın amacı, gelişmiş bazı ülkelerde (ABD, Avustral-ya, İngiltere) eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük programlar üzerinde yapılan çağ-cıl tartışmalar ışığında Türkiye’de eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük programlar için bazı öneriler geliştirmeye çalışmaktır. Bu amaçla üç ülkedeki eğitim yöneticisi yetiştirmeye dönük programlardan ve çalışmalardan kısaca söz edilmiştir. Bu alanın doğup gelişmesi öncelikle ABD’de gündeme geldiğinden buradaki çalışmalara biraz daha ayrıntılı yer verilmişti. Kısaca okul liderlerinde olması gereken şartlar da ise:

1. Okul liderliği (okulun vizyonunu gerçekleştirebilmek için yüksek performan-sa dayalı takımlar oluşturma, bunların çalışmalarını koordine etme ve okul gelişim plânları hazırlama, öğretmen, aile ve toplum üyelerinin çabalarını okulu geliştirme yolunda birleştirebilme vb. konularda yeterliklere sahip olma).

2. Aile katılımı ve toplum ortaklığı (okulu geliştirmek için aile ve okul çevresi ile etkili iletişim yöntemleri geliştirme, aileleri çocuklarının öğrenmelerine yardım konusunda destekleme, aile ve topluma dönük eğitim programları hazırlama, aile ve toplumun okula katılımını sağlama, toplumsal kaynakları analiz etme, öğrenci-lerle ilgili kurumlar arasında koordinasyon sağlama, iş dünyası ve diğer örgütlerle ortaklıklar geliştirme, toplumun sosyal ve demografik kaynaklarını organize etme vb. konularda yeterliklere sahip olma).

3. Öğrenci merkezli öğrenme iklimi oluşturma (öğrenci merkezli bir öğrenme ik-limi oluşturabilmek ve sürdürebilmek için yüksek akademik beklentilere sahip olma,

Page 54: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

53

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

okulda disiplin ve düzen sağlama, her öğrenciyi değerli kabul etme ve geliştirme vb. konularda yeterliklere sahip olma).

4. Meslekî gelişme ve insan kaynaklarının yönetimi (düzenli, disiplinli, sorumlu-luğa dayalı bir iklim oluşturmaya yönelik standartlar belirleme, öğrenci devamsızlığı ya da okulu terk etme konularında araştırmalar yapma ve stratejiler geliştirme, okul ve toplum kaynaklarını öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde organize etme, öğrencilerin öğrenmelerinin, öğretmenlerin öğrenmelerine bağlı olduğunu düşünerek öğrencilerin öğrenmelerini ve akademik başarılarını gerçekleştirebilmek için insan kaynaklarının meslekî yönden geliştirilmesini sağlama, istihdam etme vb. konularda yeterliklere sahip olma).

5. Öğretim liderliği-öğrenme ve öğretimi geliştirme (öğrenci, okul kadrosu ve toplumla ilgili verileri analiz etme, söz konusu verileri okul programı için kullanma, okulda öğretimi değerlendirme ve geliştirme sistemi kurma, program ve öğretimi değerlendirme, programlar arası koordinasyon sağlama ve öncelikleri belirleme, kay-nakları sağlama, öğretimi iyileştirme için stratejiler geliştirme, öğretimi değerlendir-meye dönük araştırmalar yapma, öğretimi desteklemeye dönük teknolojiler kullanma vb. konulara ilişkin beceri ve yeterliliklere sahip olma).

6. Okul yönetimi ve günlük rutinler (eğitim-öğretim yılını başlatma ve bitirme, iş takvimini ve görevlendirmeleri sağlama, politika ve prosedürler belirleme, kaynak-ların ve personelin denetimi, yönetimde teknolojiyi kullanma, bütçeyle ilgili dokü-manları tanıma ve kullanma, bütçe ile ilgili işlemleri tanıma ve yönetme, bu konuda teknolojiden yararlanma, gündelik rutin işler ve malî yönetim vb. konularda yeterlik-lere sahip olma)

SONUÇYaptığımız araştırmalar bize gösteriyor ki eğitim süreci çeşitli zorluklar içeren

uzun bir süreç. Bu süreçten en yüksek verimi alabilmek için başından, sonuna kadar süreci planlanmak gerekiyor. Ülkemizde, günümüz eğitim anlayışında izlenilen yol haritası geleceğe yönelik olmaktan çok günü kurtarma amacı taşıyor. Günümüz eği-tim anlayışı ile birlikte anılan ezberci eğitim sistemi geleceğin eğitiminde, yöneticile-rin eğitim anlayışı ile uyuşmuyor. Uyuşmamakla birlikte bu anlayışa ters düşüyor. Bu anlaşmazlık günümüz eğitim anlayışının hatalarını bildiğimizi ama çözüm konusun-da yetersiz olduğumuzu gösteriyor. Söz konusu sorunlar geleceğin eğitim anlayışında izlenilecek olan yol haritasında ele alınmalı ve çözüme kavuşturulmalıdır. Bu çözüm sürecinde izlenmesi gereken yolun ana fikri tek tip öğretim modeli yerine öğrencile-rin ihtiyaçlarına göre şekillenen bir eğitim modeli olmalıdır. Bu hedeflerin gerçek-lemesi için gerekli niteliklere sahip, donanımlı eğitim yöneticilerine ihtiyaç vardır.

Page 55: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

54

Okul yöneticilerinin sergiledikleri liderlik davranışları eğitimde değişim, geli-şimin ve sürekliliğin önünü açarken bulundukları okula eğitim yönünden kattıkla-rı katma değer bize tekrardan bir okulun ancak yöneticileri kadar iyi olabileceğini hatırlatıyor. Nasıl güzel bir yemeğin bir şefi varsa elbette bir işin de bir yöneticisi vardır. Eğitim yönetimi; yalnızca bir okulu, bir kurumu yönetmek değildir. Eğitim, gerek okul hayatında gerek günlük hayatta olsun yönetilmeye muhtaç bir alandır. Dolayısıyla bu bizlere tekrardan eğitim yöneticiliğinin önemini vurguluyor. Özellikle günümüz eğitim yöneticilerinde gördüğümüz kadarıyla eksik olan öğrenci merkezli yönetim anlayışı ve öğrencilerle kurulamayan yeterli iletişim, geleceğin eğitim yö-neticilerinin çözmesi gereken başlıca sorunlardır. Bizce geleceğin eğitiminde yöneti-cilerin alması gereken okul kararlarında öğrencilerin de fikirlerine kulak vermesi ve onların isteklerini göz önünde bulundurularak karar almaları öğrenci ile kurulamayan yeterli iletişimin, kurulmasına yardımcı olur. Öğrencilerin bu durumu kötüye kul-lanması mümkün olsa da bu durum bize şu gerçeği hatırlatıyor. Okullarda gösterilen temel derslerin yanında insanı insan yapan değerler de gösterilmelidir. Bu öğretiler eşliğinde, öğrencilere karar alma sürecinde güvenilmemesi ve bu durumun aşılama-ması geleceğin eğitim yöneticileri için planlanan değişimleri boşa çıkarır. Geleceğin eğitimde yöneticiler ve öğrenciler arasında kurulması gereken karşılıklı güven ortamı aslında yapılacak her türlü değişikliğin temeli olmalıdır.

Her ne kadar yukarda yazdıklarımız, kâğıt üzerinde kusursuz görülse de yapı-lanların boşa çıkmaması ve sürecin devamlılığı için teftiş önemli bir yer arz ediyor. Bu işleyişin başarıya ulaşması için teftişin gündemde bulunması ve dikkate alınması gerekiyor. Günümüz eğitim sisteminde, sistemin direği olan teftiş maalesef ki arka planda tutuluyor. Sınırlı ve dar bir çerçeve içinde kalarak yapılan teftiş katkı sağla-madığı gibi sistemin gelişmesine de engel oluyor. Günümüzde etkisiz kalan teftiş, geliştirilerek ön plana çıkartılması, görevlerini gerçekleştirmek suretiyle eğitimin amaçlarının gerçekleşmesine katkı sağlamaya başlar. Yapılan teftiş öğrenci merkez-li olmalıdır. Öğrencinin değerlendirilmesi kâğıt üstünde kalmayarak daha iyi nasıl öğrenebileceğinin üstünde durulması gerekmektedir. Öğrenciler teftişe dâhil olarak kendi kendini denetleyebilmeli ve bulduğu sorunlara çözüm üretebilmelidir. Bu yet-kilere sahip olan öğrenci kendini geliştirerek geleceğin eğitiminde söz sahibi olur.

Page 56: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

55

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

KAYNAKLAR

BBC News Türkçe ‘Eğitim’ https://www.bbc.com/turkce/topics/cwr9jq9zx8kt

Gökçe, Feyyat, “Eğitimde Denetimin Amaç ve İlkeleri”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakül-tesi Dergisi, S. 10, 1994, s. 73-78.

Gündüz, Yüksel, “Eğitim Örgütlerinde Denetimin Gerekliliği: Kuramsal Bir Çalışma, Dumlu-pınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 34, Aralık 2012, s. 1-6.

Karakütük, Kasım ve Ece Özdoğan Özbal, “Eğitim Yöneticilerinin Yaşadıkları Sorunlar ile Sorun Çözmede Kullandıkları Teknikler”, Millî Eğitim Dergisi, 48/223, 2019, s. 33-60.

Korkmaz, Mehmet, “Okul Yöneticilerinin Yetiştirilmesi: Sorunlar- Çözümler ve Öneriler”, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25/3, 2005, s. 237-252.

MEB 2023 Vizyonu

http://2023vizyonu.meb.gov.tr/doc/2023_EGITIM_VIZYONU.pdf

Özen, Fatmanur ve Esmanur Arslan Hendekçi, “Türkiye’de Eğitim Denetimi Alanında 2005-2015 Yılları Arasında Yayımlanan Makale ve Tezlerin Betimsel Analizi”, OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, S. 11, Aralık 2016, s. 619-650.

Özmen, Fatma ve Fatih Kömürlü, “Eğitim Örgütlerine Yönetici Seçme ve Atamada Yaşanan Sorunlar ve Yönetici Görüşleri Temelinde Çözüm Önerileri”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergi-si, 2/1, 2010, s. 25-33.

Şişman, Mehmet ve Selahattin Turan, “Dünyada Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesine İliş-kin Başlıca Yönetimler ve Türkiye İçin Çıkarılabilecek Bazı Sonuçlar”, 21. Yüzyılda Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Sempozyumu, 2002.

XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 6-9 Temmuz 2004, Malatya.

https://egitimyonetimi.org/egitim-yonetimi-nedir/file71736 (2020)

Page 57: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 58: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

57

GELECEĞIN EĞITIMINDE MÜFREDAT

Ahmet Burak ULA Şevnur ÜSTÜNUVAZeynep Sude BIÇAKCI

ÖzetBireysel çıkarlardan daha çok ülke çıkarlarını düşünen bireyler yetiştirmek amacı ile hazırlanan bu makalede ilk önce yeni nesil bir müfredatın anlaşılması adına müfre-dat, eğitim programı, öğretim programı ve müfredat programı kavramları tanıtıla-cak; müfredatın yapısı ve özellikleri incelenecektir. Bu kavramlar bağlamında 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 2. Maddesinde belirtilen” Türk Milli Eğitiminin Temel İlker”i ve “Türk Milli Eğitminin Genel Amaçları” esas alınarak müfredatın amaçları dile getirilecektir.

Güncel müfredatımızda birçok hata olduğu da su götürmez bir gerçektir. Bu nedenle müfredatımızın anlamaya dayalı müfredat, müfredatın hazırlanması, tek bir müfre-dat, müfredatta değerler eğitimi, müfredatın kazandırdıkları, çok kültürlü tarih ders-leri olarak belirlenen hata ve eksiklikleri incelenecek ve açıklanacaktır. Makalede bu sonuçlar bağlamında müfredat daha iyi nasıl olabilir bakış açısıyla tavsiyelere de yer verilecektir.

Bu makalede 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında müfredat yapısı da ele alınacaktır. 2023 Eğitim Vizyonu genel haliyle muazzam bir yapıya sahiptir. Peki, bu görüş yeni nesle neler vadediyor? Günümüz eğitim görüşü bizi bugüne ve geçmişe hazırlarken 2023 Eğitim Vizyonu yeni nesli en iyi şekilde geleceğe hazırlayacağının sinyallerini veriyor. Bu eğitim vizyonu öğrenim sürecinde en temelde bulunan öğrenci, öğretmen ve velinin beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusun-da kâğıt üzerindeki eğitim yerine somut ve hayatın içinden olan, sosyal yaşamda ön plana çıkan bir eğitim metodu hedefleniyor.

PISA verilerine göre mevcut müfredatımıza en yakın ülkelerden biri olan Litvanya eğitim müfredatı; en iyi ülkelerden biri olan Singapur eğitim müfredatını örnek al-mak adına; Dominik Cumhuriyeti eğitim müfredatı nelerden kaçınılması gerektiğini fark edebilmek adına incelenilip karşılaştırılacaktır. Bu ülkelerin kazandırmak iste-dikleri değerler tablo halinde değerlendirilecektir.

Bunun yanı sıra Milli Eğitim temel felsefesinin müfredatta ne derece uygulanılabilir

Page 59: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

58

olduğunu sorgulayacak ve uygulanamamasının sebepleriyle birlikte, müfredat felse-fesinin uygulanmasındaki eksikliklere ve hatalara çözüm yolları bulmaya yönelinile-cek ve paylaşmaya, işbirliğine ve yardımlaşmaya yönlendiren müfredat felsefesinin temelleri atılacaktır.

Son olarak da geleceğin eğitimindeki müfredat için yaptığımız araştırmalar sonucun-da çözüm yolları belirlenip açıklanacaktır.

Anahtar Kelimler: müfredat, eğitim vizyonu, öğretim program, ezberci müfredat, çok kültürlülük, eğitim felsefesi

1. MÜFREDAT NEDIR?

1.1. Müfredatın Tanımı Toplumda alışılagelmiş bir ifade olarak kullanılan “müfredat” kavramı Arapça

“müfret” (tekil) sözcüğünden gelen “tekil olguların arka arkaya sıralanmasından olu-şan bir listeyi ” ifade etmektedir. Kelime manası ise Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar.” veya “Öğretim programı” anlamla-rına gelmektedir. Tanım olarak ise “Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim”, “Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi.” ve benzeri anlamlara gelmektedir.1

1.2. Müfredat Programı, Eğitim Programı, Öğretim Programı Arasındaki Farklar:Müfredatı anlamak için öncelikle birbiri ile karıştırılan; zamanla dünya değiştikçe

değişen ve gelişen “Müfredat Programı, Eğitim Programı, Öğretim Programı” kav-ramlarını bilmemiz ve anlamamız gerekmektedir.

a) Eğitim Programı:

Bir eğitim kurumunda çocuklar, gençler ve yetişkinler için sağlanan Milli Eği-timin ve kurumunun amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik tüm faaliyetleri kap-samaktadır. Eğitim programı, okulda ve okul dışında planlanan etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme yaşantıları düzeneği olarak tanımlandırılmaktadır

b) Öğretim Programı:

Belli bir öğretim basamağındaki çeşitli sınıf ve derslerde okutulacak konuları, bunların amaçlarını, her dersin sınıflara göre haftada kaç kez okutulacağı ve öğre-tim metotlarını, tekniklerini gösteren kılavuzdur. Öğretim, öğrenme süreçleriyle ilgili tüm faaliyetleri kapsar. Ülkemizde her okulun öğretim programı ile ilgili öğretim basamağı ile adlandırılmaktadır. “İlköğretim programı” kavramı bu konuya örnek

1 Eğitim Reformu Gelişimi Öğretim Programları, Arka Plan Raporu, Eğitim İzleme Raporu, 2016-2017

Page 60: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

59

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

verilebilir. Bu bakımdan da okul programının daha somut bir anlam taşıdığını anla-maktayız.

c) Müfredat Programı:

Tek tek bir takım konulardan oluşan program anlamına gelir. Yani eğitim ve öğ-retim için amaçlar, ilkeler, metot ve teknikler belirtmemekle beraber buna karşılık öğretmenin okutacağı konular en ince ayrıntısına kadar teker teker sıralanmaktadır. Öyleyse müfredat programına sadece ders ve ders içeriklerinin gösterildiği program-lardır denmektedir.

MEB’in resmi açıklamalarında, yenilenen öğretim programları için önceki yıllar-da kullanılmasına özen gösterilen “öğretim programı” yerine, 1930’lu yılların sonu-na kadar yaygın biçimde kullanılmış olan “müfredat” kavramı yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde müfredat sadece ders bazlı olmaktan çıkıp eğitim siste-minin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Bu durumun sonucunda eğitim ya da öğretim programı, belirli öğeler ve bu öğeler arasındaki dinamik ilişkiler ağını ifade ettiği için 1950’li yıllardan sonra müfredat kavramı yerini “Eğitim Programı” anlayı-şına bırakmış ve akademik çevrelerde bu kullanımı artarak daha çok tercih edilmeye başlanmıştır.2

1.3. Müfredatın Yapısı Müfredat bilindiğinin aksine sürekli değişmemektedir. Müfredat uzun süreli ara-

lıklarla değişmekle beraber her değişimi büyük toplumsal olaylar, küresel değişim veya büyük çapta etkili olaylar değişmesini sağlamaktadır. Değişen ve değişecek olan tüm müfredatlarının ana yapısı her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu millî ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmektir. Müfredat yapısal olarak duyusal, bilimsel ve devinil imseldir. Bizim müfredatımızda duyusal ve devinil imsel alan az olmaktayken bilimsel kısmı çok fazla ağır basmaktadır.3

1.4. Müfredatın ÖzelikleriMüfredatın özelikleri ana başlıklar olarak aşağıda verilmiştir.

İnsan haklarına uygun ve saygılıdır. Birlikte yaşam duygusunu aktarır.

Modülerdir. Çerçevecidir.

Doğaçlamaya açıktır. Çok kültürlüdür.

Dinamiktir. Bütüncüldür.

2 Eğitim Reformu Gelişimi Öğretim Programları, Arka Plan Raporu, Eğitim İzleme Raporu, 2016-20173 http://www.webdersanesi.com/egitim-bilimleri/egitimde-program-gelistirme/program-cesitleri/243

Page 61: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

60

1.5. Müfredatın AmaçlarıMüfredatın amaçları 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 2. maddesinde

ifade edilen “Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçları” ile “Türk Milli Eğitiminin Te-mel İlkeleri” esas alınarak belirlenir. Bu doğrultuda okulöncesi, ilköğretim ve orta-öğretim seviyelerinde birbirini tamamlayıcı bir şekilde ilerleyen aşağıdaki amaçlar belirlenmiştir.

Okulöncesi eğitimi tamamlayan öğrencilerin bireysel gelişim süreçleri göz önün-de bulundurularak bedensel, zihinsel ve duygusal alanlarda sağlıklı şekilde gelişim-lerini desteklemek.

İlkokulu tamamlayan öğrencilerin gelişim düzeyine ve kendi bireyselliğine uygun olarak ahlaki bütünlük ve öz farkındalık çerçevesinde, öz güven ve öz disipline sa-hip, gündelik hayatta ihtiyaç duyacağı temel düzeyde sözel, sayısal ve bilimsel akıl yürütme ile sosyal becerileri ve estetik duyarlılığı kazanmış, bunları etkin bir şekilde kullanarak sağlıklı hayat yönelimli bireyler olmalarını sağlamaktır.

Ortaokulu tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda kazandıkları yetkinlikleri geliştir-mek suretiyle millî ve manevi değerleri benimsemiş, haklarını kullanan ve sorum-luluklarını yerine getiren, “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde ve ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış bireyler olmalarını sağlamaktır.

Liseyi tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda ve ortaokulda kazandıkları yetkinlik-leri geliştirmek suretiyle, millî ve manevi değerleri benimseyip hayat tarzına dönüş-türmüş, üretken ve aktif vatandaşlar olarak yurdumuzun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan, UR düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir mesleğe, yükseköğretime ve hayata hazır bireyler ol-malarını sağlamaktır.4

Öğrenciye kazandırılması gereken bedensel, zihinsel ve duygusal alanlarda;

• Eleştirel düşünme• Yaratıcı düşünme• İletişim becerileri• Araştırma ve sorgulama• Girişimcilik• Türkçeyi doğru ve etkili kullanma• Problem çözme becerisi• Bilgi teknolojilerini kullanma becerisi gibi hedefleri içermektedir.

4 MEB Ortaöğretim Öğretim Programları

Page 62: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

61

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

2. MÜFREDATIN EKSIKLERI VE HATALARI

2.1. Anlamaya Dayalı MüfredatÜlkemizde ‘ezberci müfredat’ kalıplaşmış bir eleştiridir. Ezbere dayalı eğitimin

hatalı olduğu dile getirilir fakat özünde ezber, eğitimin temelidir. Bizim müfredatı-mızda hatalı olan durum ezber değil, ezberletilen şeylerin anlaşılmış olması durumu-nun eksikliğidir. Ezberle kazanılan bilgiler; anlama gerçekleşmediği için nasıl kulla-nılacağı bilinemeyeceğinden, bir işe yaramaz ve geçersiz bilgi olarak kalır. Böylece bir işe yaramayan bilgiler için emek, kaynak ve yaşam boşa harcanmış olur.5

2.2. Müfredatın HazırlanmasıÜlkemiz eğitim sisteminde Talim Terbiye Kurulu, eğitim politikasının uygulan-

masında tek söz sahibidir. Devletin ‘iyi vatandaş’ ideali ile müfredata müdahale et-meyi istemesi her yerde karşılaşılan ve belki de anlaşılabilir bir durumdur. Ancak müfredatın merkeziyetçi ve tamamen devlet kontrolüne geçmiş olması anlaşılabilir bir durum değildir. Devlet tabii ki küçük çaplı müdahalelerde bulunabilir. Bu tür değişim ve düzenlemelerin yapılması, gayet doğaldır ancak temel sorun, bunların ihtiyaç ve beklentiler gözetilmeksizin ve paydaşlara danışılmadan tek bir bürokratik irade ile yapılıyor olmasıdır.6

2.3. Tek Bir MüfredatTürkiye’de milyonlarca öğrenci için aynı müfredat uygulanıyor. Ancak müfre-

dat belirlenirken öğrencilerin aynı koşullarda aynı zekâda ve yapıda olmadığı göz ardı ediliyor. İhtiyaçlar, alışkanlıklar, ekonomik düzey aynı değil ama anlayış aynı, müfredat aynı. Bunun yerine merkeziyetçilikten ve eğitim birliğinden uzak, belli çer-çevede özerkliği olan okullar tercih edilebilir. Okullarda özel olarak hazırlanmış bir-den fazla özelleştirilmiş müfredatlar tercih edilmelidir. Çünkü müfredat çeşitliliğine dayanmayan bir sistemin iyi olduğu iddia edilemez. Zira müfredatın karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Sürekli aksaklıkların düzeltildiği iyi bir müfredat, ancak rekabet ortamında ortaya çıkabilir. Oysa Türkiye’de 1924’ten beri aynı müfredat uygulanmaktadır.

2.4. Müfredatta Değerler EğitimiDeğerler eğitimi, insan hayatını düzenleyen, insanların iletişim kurmalarına yar-

dımcı olan, insan davranışlarına amaç, anlam ve sorumluluk yükleyen bir bilinç yüklenmesi sürecidir. Bireylerin ulusal ve evrensel değerlere sahip olması, değerler

5 Prof. Dr. Ali Nesin, Hürriyet Gazetesi/2014- Röportaj: Abbas Güçlü6 Türk eğitim sisteminin Yapısal Sorunları ve Bir Öneri , Doç. Dr. Hasan Yücel BAŞDEMİR

Page 63: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

62

eğitimini edinip özümsemesine bağlıdır.7 Bundan dolayı Değerler Eğitimi, sadece konu şeklinde değil konu ile ilişkilendirilerek aktarılmalı ve müfredat kazanımların-dan kopuk olmamalıdır, ebeveynlerin talepleri doğrultusunda çocukların bir yaşam biçimini benimsemesini ve ona göre hayatını yaşamasını öğretmeyi amaçlamalıdır.

2.5. Müfredatın KazandırdıklarıMüfredatımız öğrencilere akademik bilgi verirken teknik bilgiler vermemektedir.

Örneğin dünyanın güneş etrafında döndüğü, üçgenin iç açıları toplamının yüz seksen derece olduğu, Kur’ an-ı Kerim’in Müslümanların kutsal kitabı olduğu, Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olduğu türünden önermeler yani bize dışımızda olup biten şey-lerle ilgili bilgiler verilir. Fakat nasıl yüzüldüğü, bisikletin nasıl kullanıldığı, çivinin nasıl çakıldığı veya bir heykelin nasıl yapıldığı gibi teknik bilgiler verilmemektedir.

2.6. Çok Kültürlü Tarih DersleriParekh’ e göre iki veya daha fazla ırka ev sahipliği yapan toplumlar çok kültürlü-

dür. Bu tanımdan hareketle Türkiye çok kültürlü bir toplumdur. Bu tür çok kültürlü toplumlarda tarih dersleri önemli bir nokta konumuna gelmektedir. Tarih eğitiminin temel amaçlarından biri olan, çok kültürlü toplumlarda ana kültür içinde yaşayan farklı kültürel grupların kendi kültür ve tarihini öğrenmelerine imkân sağlayabilme durumu da burada ön plana çıkmaktadır.8

3. 2023 EĞITIM VIZYONUNUN MÜFREDAT YAPISI YENI NESLE NELER VADEDIYOR?Öğrenilen her türlü bilgi, beceri ve tutumun bir davranış olarak ortaya çıkmasının

ötesinde, çocukların kendilerine ve topluma doğrudan hizmet edebilecek bir yetkin-lik olarak yerleşmesini

Soru çözme, konu anlatımı gibi bir eğitim anlayışı yerine üretimi, yapmayı, etki-leşimi, derinleşmeyi öne çıkaran eğitim metodunu

Her türlü güncelleme ve iyileştirmelerde çağa uygunluğu

Doğal, tarihî, kültürel mekânlarla bilim-sanat merkezleri ve müzeleri de kazanım-lardan sayarak kültürel gelişimi

Liselerin kendi alanında gerçekleşecek teknolojik gelişimle öğrenci yetiştirilen alanlarla uygunluğunu vadetmektedir.

7 Tarih Dersi Ögretim Programının Değerler Eğitimi Açısından İncelenmesi, Doç. Dr. Hasan Yücel, BAŞDEMİR8 Çok Dilli, Çok Kültürlü Toplumlarda Eğitim, 4. Demokratik Eğitim Kurultayı

Page 64: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

63

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

4. MÜFREDAT BAĞLAMINDA 2023 EĞITIM VIZYONUNDAN BEKLENTILERIMIZ

4.1. Öğretmenlerin beklentileriÖğretmenler eğitimin en önemli neferleridir ve iyi eğitimli, kaliteli bir neslin ye-

tişmesi içinde onların fikirleri mühimdir. Bir öğretmen gününün yarısından çoğunu işine yani eğitime harcadığından onları en çok yoran sıkıntılardan biri de müfredattır. Onlara göre müfredatlar esnek ve uzun ömürlü fakat kendi içinde güncelleme yapı-labilir olmalı. Aynı zamanda ise okul çeşitliliğine göre çeşitlilik arz etmesi gerekir.

4.2. Velilerin BeklentileriEğitim süreçlerinin destekçisi ve takipçisi olan velilerin tek talebi çocuğunun iyi

bir eğitim almasıdır. İyi eğitimden kastımız ise öğrencinin potansiyelini keşfeden, onu doğru iş koluna yönlendiren ve sosyal gelişimine katkı sağlayan bir eğitimdir. Arzu edilen eğitimin temeli ise müfredattır. Yani velileri beklediği müfredatta dersle-rin azaltılıp sosyal konuların, spor ve müzik gibi aktivitelerin arttırılması gerekmek-tedir.

4.3. Öğrencilerin BeklentileriÖğrencilerin en büyük beklentileri hayatlarının en güzel ve en eğlenceli geçmesi

gereken dönemlerinin yorucu dersler ve ödevlerle sıkıcı bir şekilde geçmemesidir. Bu da müfredat ile sağlanmalıdır. Velilerin beklentilerinde belirttiğimiz gibi müfredatta aktivitelerin olması aynı zamanda kültürel gelişim açısından da kazanımlar olmalıdır. Öğrencilerin ikinci bir beklenti noktası ise ders notlarıdır. Bir öğrenci not endişesi ol-madan öğrenme odaklı olmalıdır. Bu da bireye ilkokul müfredatı içerisinde aktarılmış olmalıdır. Üçüncü ve son beklentimiz müfredatta konu fazlalığı olması ve buna bağlı olarak da konuların ağır gelerek çoğu zaman anlaşılmamasıdır. Bunun için de süresi çok uzun olan tatillerin bir yılın içine yayılması gerekmektedir. Böylece konularda yayılarak bir anda öğrenciye yüklenmeyecektir

5. MEVCUT MÜFREDATIMIZ VE DIĞER ÜLKELERDEKI MÜFREDATLARÜlkemiz PISA verilerine göre Türkiye okumada 40; matematikte 42 ve fen bilim-

lerinde ise 39’uncu olurken, OECD ortalamalarına yaklaşmasına rağmen ulaşamadı.Ama son yıllardaki 2015 yılına göre PISA verilerinde en çok basamak atlayan ülke-lerden biri konuma gelmiştir. Bu yükselişin en önemli nedenlerinden biri üniversiteye geçiş sınavında ve liseye geçiş sınavında yapılan ezbere dayalı değil de yoruma ve oku-

Page 65: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

64

ma anlamaya dayalı soru biçimlerinin uygulanması oldu.9 En büyük sıkıntılardan biri bu değişiklerin müfredatın temeline yansıtılamamış olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu nedeler dolayısıyla PISA verilerinde bize yakın bir sırada olan Litvanya, ilk sırda bulunan Singapur ve son sırada bulunan Dominik Cumhuriyeti’nin ülke müfre-datlarını ülkemiz müfredatı ile karşılaştırma karar verdik.

5.1. Litvanya Eğitim MüfredatıÖncelikle Litvanya eğitim sisteminin temel hedeflerinden bahsetmek gerekmek-

tedir. Bunlar;

1. Bireylerin zihinsel ve fiziksel yeteneklerini geliştirmek, bireyin kişilik ve zekâ gelişimini sağlamak, ahlaklı ve sağlıklı bir yaşam için gerekli alt yapıyı kazandırmak,

2. Öğrencilere genel ve mesleki eğitim imkânı sunmak, bunun için gerekli olan bilimsel ve kültürel altyapıyı kazandırmak,

3. Bireylere kendi eğitimlerini devam ettirebilmeleri için gerekli imkânları sağ-lamak,

4. Bireylere yurttaşlık görev duygusu aşılamak, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik hayata katılımını sağlamak bunun yanında aile, millet toplum ve devlet kav-ramlarını kazandırarak vatan sevgisini öğretmek eğitim sisteminin temel hedefleridir.

PISA verilerinden de anlaşılacağı gibi Litvanya eğitim müfredatı, bizim müfre-datımız ile farklılıkları olsa da genel olarak ülkemizin müfredatı ile benzerlik göster-mektedir. Ülkedeki eğitimden Eğitim ve Bilim Bakanlığı sorumludur. Bizdeki gibi eğitim dili tektir.10

5.2. Singapur Eğitim MüfredatıPISA verilerine göre 1. sırada bulunmaktalar. Singapur eğitim sisteminin 1985’te

vasat bir performansa sahip olmasına karşın, bu tarihte başlayan reformların etkile-rini göstermesiyle 2000 yılından sonra mükemmel bir sistem haline geldiği belir-tilmiştir. Bu seviyeye gelmek için uzun süreli ve geliştirmeye açık güçlü bir eğitim sistemi kurmuşlardır. Bu sistemdeki ana düşüncesi yani sistemin temelini oluşturan “Düşünen Okullar, Öğrenen Ulus” vizyonu; eleştirel ve yaratıcı düşünme becerileri-nin öğretilmesi, ders içeriklerinin azaltılması, değerlendirme kriterlerinin ve şeklinin değiştirilmesi, okulların değerlendirilmesi sürecinde sonuç yerine sürece odaklanma gibi maddeleri içermektedir.11

9 MEB/Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi, PISA 2018 Türkiye Ön Raporu10 Kafkas Üniversitesi Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi 1(2) Ağustos 2014 /Türkiye-Litvanya Eğitim Sistemleri-ne Karşılaştırmalı Genel Bir Bakış, Uğur AKBABA11 Eğitim Bilimleri Dergisi, Yıl, Ocak, 2014 • Cilt-Sayı 39 ss/pp: 121-143, Singapur Eğitim Sisteminin Başarısına Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi, Faruk LEVENT, Esra YAZICI

Page 66: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

65

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

Eğitimde İstenen Sonuçlar

İlköğretim Ortaöğretim Yüksekokul

İlköğretimin sonunda öğrenciler;

• doğruyu yanlıştan ayırt edebilmeli,

• öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmayı öğrenmeli,

• başkalarıyla arkadaşlık kurabilmeli,

• merak duygusunu geliştirmiş olmalı,

• başkalarını düşüncbilmeli,

• kendilerini ifade edebilmeli,

• kendi çalışmaları ile gurur duymalı,

• sağlıklı alışkanlıklar geliştirmeli,

• Singapur’u sevmelidirler.

Ortaöğretimin sonunda öğrenciler;

• ahlaki bütünlüğe sahip olmalı,

• başkalarını önemsemeli ve onlar için endişelenmeli,

• takım çalışması yapabilmeli,

• her emeğe saygı duymayı öğrenmeli,

• girişimci ve yenilikçi olmalı,

• ileriki eğitim hayatları için geniş tabanlı bir temele sahip olmalı,

• kendi yeteneklerine inanmalı,

• estetiği takdir etmeli,

• Singapur’u tanımalı ve ona inanmalıdırlar.

İki yıllık yüksekokul sonunda öğrenciler;

• esnek düşüncbilmeli ve kararlı olmalı,

• sosyal sorumluluk duygusuna sahip olmalı,

• kendilerini ve başkalarını nasıl motive edeceğini bilmeli,

• girişimci ve yaratıcı ruha sahip olmalı,

• bağımsız ve yaratıcı düşünebilıneli,

• yaşama coşkusuna sahip olmalı,

• Singapur’u geliştirecek gerekliliklerin farkında olmalıdırlar.

“Implementation of the ‘Thinking Schools, Learning Nation’ inrtiaûve in Singapore” Chang, 2001

Bu vizyon doğrultusunda müfredatlarını düzenlemişlerdir. Eğitim müfredatlarının ve eğitim sisteminin kazandırması gereken özelikler aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. (Şekil 1)12

5.3. Dominik Cumhuriyeti Eğitim MüfredatıPISA verilerine göre eğitimde sonuncu sıradadır. Bu durumunun nedenlerine ül-

kenin yaşam şartlarının da etkisi vardır. Bu gibi etkenlere bağlı olarak eğitim müf-redatı da dünya şartlarına göre yeterli değildir. Dominik Cumhuriyeti’nde eğitim, Eğitim ve İnsan Kaynakları Gelişimi Bakanlığı sorumluluğu altındadır. Müfredatı bu bakanlık hazırlar. Eğitimin bölgesel organlarla uyumlu hale getirilmesi için bir

12 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi E-Issn: 2146-5983 Yıl: 2019 Sayı: 49, Sayfa: 102-129/Singapur, Litvanya, Dominik Cumhuriyeti İle Türkiye Eğitim Denetimi Sistemlerinin Karşılaştırılması/Gizem Hati-poğlu, Aydan Ordu

Page 67: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

66

bölgesel müfredat ağı kurmaktan sorumlu bir Ulusal Eğitim Komitesi Yönlendirme Komitesi oluşturulmuştur.13

Ülkemizde mevcut müfredatımızın 3.Dünya ülkeleri kadar kötü olmadığı anlaşıl-maktadır fakat Singapur, Japonya gibi yeni nesil müfredata sahip, PISA verilerinde üst sıralarda yer alan ülkelerin müfredatı ile kıyaslandığında yeterli olmadığı anlaşıl-mıştır. Bu doğrultuda ülkemiz de 2023 Eğitim Vizyonu belgesi hazırlanmıştır. 2023 Eğitim Vizyonun da müfredatımız yeni nesil müfredata dönüştürülmesi için çalışma-lar hazırlanmıştır. Ülkemizin yeni nesil müfredata kavuşması bizöğrenciler açısından en büyük temellilerimizden biridir.

SONUÇYaptığımız araştırmalar neticesinde oluşturduğumuz bu makaleden vardığımız

sonuç şu şekildedir:

Bir bütünü oluşturan bireyler ve belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi anlamlarına gelen müfredatı anlamak adına oluşturulan müfredat programı, eğitim programı ve öğretim programı kavramları birbirlerinden faklı manalara gelmektedir. Eğitim programı, okul dışı etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme yaşantısı; öğretim programı, öğrenme sürecindeki konuları, amaçları, metotları vb. konularda kılavuz-luk görevi yaparken müfredat programı ise öğretim programının en ince noktasına kadar detaylandırılmasıyla oluşturulan programdır.

Değişen ve değişecek olan modüler, dinamik ve bütüncül özelliklere sahip bütün müfredatların ana yapısı her Türkiye çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmektir.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 2. maddesine esasen müfredatın amaç-ları; bedensel, zihinsel ve duygusal alanlarda sağlıklı şekilde gelişimi desteklemek; öz güven ve öz disipline sahip sözel, sayısal ve bilimsel akıl yürütmeyle sosyal becerileri ve estetik duyarlılığı kazanmış ve bunu sosyal hayata yansıtabilen bireyler yetişti-rebilmek ve ilgi, yetenekleri doğrultusunda bir mesleğe, yüksek öğretime ve hayata hazır bireyler yetiştirmektir.

Güncel eğitim müfredatımızın birçok hata ve eksiklikleri bulunmaktadır. Başlıca hata ve eksiklikler ise analiz etmeyi öğretmekten ziyade ezbere odaklanan müfredat, hazırlanma sürecini siyasi bir tekel altında sürdüren müfredat, karşılaştırmalı değer-lendirmeyi engelleyecek şekilde sadece bir müfredat bulunması, değerler eğitimi der-si müfredatının belli bir kalıp içerisine yerleşmiş olması, müfredatın kazanımlarının

13 a.g.e. 102-129

Page 68: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

67

Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi

eksik olması ve tarih dersi müfredatımızın çok kültürlü bir toplum olan Türkiye için yetersiz olmasıdır.

Çocukların kendilerine ve topluma doğrudan hizmet edilebilecek yetkinlik olarak yerleşmesini, üretmeyi, etkileşime girmeyi, derinleşmeyi, çağa uygunluğu, kültürel ve teknolojik gelişimi vadeden 2023 Eğitim Vizyonunun müfredat yapısından eğiti-min temel neferleri olan öğrenci, öğretmen ve velilerin beklentileri şunlardır: Öğret-menlere göre müfredatlar esnek ve uzun ömürlü fakat kendi içinde güncelleme yapı-labilir olmalıdır. Velilere göre öğrencinin potansiyelini keşfeden, onu doğru iş koluna yönlendiren ve sosyal gelişimine katkı sağlayan bir müfredat olmalıdır. Öğrencilere göreyse not endişesi olmadan, hayatlarının en güzel ve en eğlenceli olması gereken dönemlerin yoğun ve yorucu dersler ve ödevlerden arındırılmasıdır.

Güncel müfredatımız diğer ülkelerle karşılaştırıldığında geri plandayız. Daha iyi bir seviyeye ulaşmak için en iyi müfredata sahip ülkelerden biri olan Singapur’dan öğrendiklerini paylaşabilme, düşünceli olma, kendini ifade edebilme, sağlıklı alış-kanlıklar edinebilme, takım çalışması yapabilme, geniş tabanlı bir temele sahip olma, takdir etme, yaşama coşkusuna sahip olma, bağımsız ve yaratıcı düşünebilme gibi özelliklerini öğrencilere kazandırmak adına örnek almamız gerekirken en kötü müf-redata sahip olan Dominik Cumhuriyeti’nden müfredatın hazırlanma sürecinin siyasi bir tekel altında olması eğitime değer vermediklerini gösterir. Biz de bunlardan uzak durmalıyız.

Page 69: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

68

KAYNAKLAR

Akbaba, Uğur, “Türkiye-Litvanya Eğitim Sistemlerine Karşılaştırmalı Genel Bir Bakış”, Kaf-kas Üniversitesi Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi, 1/2, Ağustos 2014, s. 36-47.

Başdemir, Hasan Yücel, “Türk eğitim sisteminin Yapısal Sorunları ve Bir Öneri”, Liberal Düşünce Dergisi, 17/67, 2012, s. 35-52.

Battal, Bahadır, “Türk Eğitim Sisteminin Bir Felsefesi Var Mı?”, 2018

https://medium.com/@yucelozgurr/türk-eğitim-sisteminin-bir-felsefesi-var-mı-2c46607053e0 (2020)

Coşkun, Yelkin Diker, “Öğretim Programları Arka Plan Raporu”, Eğitim Reformu Girişimi, İstanbul t.y.

Dinç, Erkan, “Tarih Eğitimcilerinin Lise Tarih Müfredat Programı ve Tarih Öğreniminin Amaçları Hakkındaki Görüşleri”, Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 7/2, 2006, s. 263-276.

Ertürk, Selahattin, “Türkiye’de Eğitim Felsefesi Sorunu”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3, 1988, s. 11-16.

Hatipoğlu, Gizem ve Aydan Ordu, “Singapur, Litvanya, Dominik Cumhuriyeti ile Türkiye Eğitim Denetimi Sistemlerinin Karşılaştırılması”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 49, 2019, s. 102-129

Komisyon, Eğitim İzleme Raporu 2016-2017,

https://www.egitimreformugirisimi.org/egitim-izleme-raporu-2016-17/ (2020)

Levent, Faruk ve Esra Yazıcı, “Singapur Eğitim Sisteminin Başarısına Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi”, Eğitim Bilimleri Dergisi, 39, Ocak, 2014, s. 121-143.

MEB/Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi, PISA 2018 Türkiye Ön Raporu

MEB Ortaöğretim Öğretim Programları, http://mufredat.meb.gov.tr/Programlar.aspx

Özdemir, Kamuran, “Tarih Dersi Öğretim Programının Değerler Eğitimi Açısından İncelen-mesi”, International Journal of Education Technology and Scientific Researches, 4, 2017, s. 240-257.

Polat, İlhan ve Eylem Kılıç, “Türkiye’de Çok Kültürlü Eğitim ve Çok Kültürlü Eğitimde Öğretmen Yeterlilikleri, Çok Dilli, Çok Kültürlü Toplumlarda Eğitim”, YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, X/I, 2013, s. 352-372.

Tutkun, Ömer F. Ve Yasemin Aksoyalp, “21. Yüzyılda Eğitim Programının Felsefi Boyutları”, The Journal of SAU Education Faculty, 19, May 2010, s. 156-169.

Güçlü, Abbas, “Prof. Dr. Ali Nesin ile Röportaj”, Hürriyet Gazetesi, 10 Nisan 2014.

http://www.webdersanesi.com/egitim-bilimleri/egitimde-program-gelistirme/program-cesitle-ri/243 (2020)

Page 70: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

ÇAMLICA KIZ ANADOLU IMAM HATIP LISESI

Page 71: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 72: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

71

GELECEĞIN EĞITIMINDE TEKNOLOJININ YERI

Ahsen AFŞAR Meryem ÖZTÜRKRabia Zeynep DOĞAN

ÖzetEğitim ortamlarında yeni teknolojilerin kullanımına yönelik beklentiler teknolojinin gelişimine paralel olarak artmaktadır. Bilgisayar, internet ve mobil teknolojilerin gelişimi sayesinde eğitim ortamlarında iletişim ve etkileşimi artıran birçok yeni uy-gulama ortaya çıkmıştır. Gelecekte teknoloji kullanımı oldukça geniş bir alanı kap-samaktadır. Son yıllarda bu alanda öğretim sürecinde birçok yöntem ön plana çık-maktadır. Bu çalışmada bir sistemden ya da makineden yapılması istenen komutların sistematik bir biçimde istenilen araçlara aktarılma yöntemi olan kodlama, geleneksel hikâye anlatımının çoklu ortam teknolojisinin bütünleştirilmesiyle ortaya çıkmış bir yaklaşım olan dijital hikayecilik, her türlü teknolojinin kullanılabildiği geleneksel ve uzaktan eğitimin farklı model ve araçlarının bir araya getirilerek düzenlendiği karma öğretim yöntemi üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: eğitim, kodlama, dijital hikayecilik, karma öğrenme, gelecek.

GIRIŞEğitim birey ve toplum gereksinmelerinin temel noktasını oluşturmaktadır. Top-

lumlar ihtiyaç duydukları niteliklere sahip bireyler yetiştirmeyi amaçlarken, bireyler de toplumların bu talebini karşılamak amacıyla kendilerini yeni dünyanın normlarına uygun şekilde geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu gelişim eğitime olan talebin artması, öğrenciler arasındaki farklılıklar ve tüm bireyleri eğitime ulaştırabilme ihtiyacı gibi nedenlerle ülkelerin eğitim ve öğretim programlarını yeniden yapılandırılması ile mümkün hale gelmektedir. Geçen süreçte teknoloji değişik alanlarda değişik amaçlar için kullanılmıştır. Bu alanlardan biri de eğitim sektörüdür. Teknolojinin gelişimine paralel olarak eğitimin yürütülmesinde de değişimler yaşanmış, bireysel öğrenme fikrine işlerlik kazandırılmıştır. Eğitim ve öğretim öğretmen merkezli olmaktan çıka-rak fiziksel ortamlardan bağımsız yürütülebilir hale gelmiştir.

Page 73: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

72

1. DIJITAL HIKAYECILIK Hikâye anlatma, insan iletişiminin doğal bir yolu olup, insanların sosyal etkile-

şiminde kullanılan yaygın bir yöntemdir. Günümüzde ise bireyler yeni dijital ortam araçlarını kullanarak hikâye anlatmaya devam etmektedirler. Dijital hikâye, gelenek-sel hikâye anlatımı ile çoklu ortam teknolojilerinin birleşimi olarak görülmektedir. Dijital hikâyeleme, hikâyeye uygun metin, resim, film, animasyon ve müziğin çeşitli yazılımlar aracılığı ile bir araya getirilerek yeniden düzenlenip sunulduğu bir anlatım aracıdır (Meadows, 2003). Dijital hikâyeler konu bütünlüğüne bağlı olarak bilgilen-dirici, öğretim amaçlı, motive edici, gösteri amaçlı ve gerçek ya da kurgusal olarak kişisel deneyimlerin anlatımı olarak kullanılabilir (Robin,2009). Dijital hikâyeleme tarih, tıp, iletişim gibi çeşitli alanlarla birlikte eğitim alanında da kullanılmaktadır. Eğitimde ise öğretmen eğitimi, okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretime ait farklı di-siplinlerde kullanılarak öğrencilerin akademik başarısını (Daigle, 2008; WuYang, 2008; Doğan, 2012), tutumunu (Butler, 2007; Gakhar, 2007; Norman, 2011), moti-vasyonunu (WuYang, 2008; Barrett, 2006), okuma-yazma becerilerini (Banaszewski, 2005; Tatum, 2009; Xu ve Ahn, 2011) ve yaratıcı düşünme becerilerini (Wu-Yang, 2008) olumlu yönde etkileyerek gelişimlerine katkı sağladığı alan yazında vurgulan-mıştır.

1.1. Dijital Hikayelemenin Bileşenleri: Dijital hikâyelemenin yedi bileşeni vardır.

1.1.1. Bakış açısı: Hikâyenin temel noktası ve yazarın bakış açısı nedir?

1.1.2. Dramatik bir soru: Dinleyicinin dikkatini çekecek ve hikâyenin sonunda cevap bulacak olan ilgi çekici bir soru.

1.1.3. Duygusal içerik: Hikâye ile izleyici arasında duygusal etkileşimin sağlan-ması. Gerçek meselelerin zihinde canlanması ve hikâyenin dinleyici ile ilişkilendi-rilmesi.

1.1.4. Seslendirme kabiliyeti: Dinleyicinin hikâye bağlamını iyi anlayabilmesi için seslendirme yoluyla canlandırma ve kişiselleştirme.

1.1.5. Hikâye müziğinin gücü: Hikâyenin konusunu süslemek, güzelleştirmek ve desteklemek için kullanılan müzik ve diğer seslerin etkisi.

1.1.6. Sade içerik / tasarruf: Hikâyeyi anlatmak için yeteri kadar içeriğin sunul-ması, fazla bilişsel yükten kaçınma.

1.1.7. İlerleme hızı: Hikâyenin ritmi, ne kadar yavaş veya ne kadar hızlı ilerlediği dijital hikâyeleme süreci dijital hikâye oluşturma işi aşamalı bir süreci gerektirir. Bu aşamalar dikkate alınarak yapılacak titiz bir çalışma beraberinde teknik ve pedago-

Page 74: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

73

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

jik açıdan kaliteli ürünleri getirecektir. Dijital hikâye üretme sürecinin aşamalarını şu şekilde sıralamaktadır; Yazma, senaryolaştırma, hikâye tahtası oluşturma, çoklu ortam araçlarının kullanımı, dijital hikâyeyi oluşturma ve paylaşma. Dijital hikaye-ciliğin eğitime katkısı gelecekte daha da yaygınlaşması öngörülen dijital hikayecilik öğrencilerin hayal güçlerini geliştirip yazarlık kabiliyetlerine katkı sağlarken bireyle-rin teknolojiye olan ilgi ve bilgisini arttırması, öğrencilere yazdığı hikayelere görsel ve animasyon ekleme şansı vererek eğlendirerek öğretmesi açısından eğitime büyük katkı sağlamaktadır.

2. KARMA ÖĞRENMEEtkili öğrenmeyi sağlamak için farklı öğretim yöntemlerini birleştirmek, uzun yıl-

lardır var olan bir fikirdir. Bu amaçla, öğretmenler sınıflarda değişik öğretim yöntem-lerini karıştırarak kullanmaktadırlar. “Karıştırma”nın teknoloji ile yorumlanan hali ise 2001 yılında önemli bir ivme elde etmiş olan karma öğrenmedir. Karma öğrenme yeni bir kavram olmamakla beraber potansiyeli e-öğrenme ile beraber ortaya çıkmış-tır (Sloman, 2003). Teknolojik gelişmeler göz önüne alındığında, karma öğrenmenin gelecekte öğretim kurumları tarafından daha fazla tercih edilecek bir öğrenme yak-laşımı olacağı açıkça görülmektedir (Fook ve dig, 2005). Bu açıdan bakıldığında; karma öğrenme ortamlarının tasarlanmasına yönelik araştırmalar daha önemli hale gelmektedir. Bununla beraber; karma öğrenme ortamlarında kullanılan öğrenme or-tamları ve öğrenme yöntemleri, bu yöntemlerin uygulanış biçimleri ve etkililiği gibi konularda yapılan araştırmalarda karma öğrenmenin tanımlanması ve bu ortamlar-da hangi öğelerin nasıl harmanlanması gerektiği noktasında farklı yaklaşımlar bu-lunmaktadır. Bu sebeple, karma öğrenme ortamlarının tasarlanmasında sunulan tek bir model veya bir uygulama reçetesi bulunmamaktadır. Karma öğrenmenin etkili biçimde uygulanması için kurumların, yöneticilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin, karma öğrenmeyi doğru biçimde anlamaya ihtiyaçları vardır (Biluic, Goodyear ve Ellis, 2007). Buna ilave olarak elde edilen bulgular doğrultusunda, karma öğrenme tasarımı gerçekleştirilirken asgari düzeyde olması gereken bileşenler tespit edilmeye çalışılmış ve gelecekte karma öğrenme alanında yapılacak çalışmalara yönelik öne-riler sunulmuştur.

2.1. Karma Öğrenme Uygulama MetotlarıKarma öğrenme uygulamalarında yüz yüze öğrenme ile e-öğrenmenin dengesi

dersten derse farklı olabilmektedir. Dolayısıyla bazı derslerde yüz yüze öğrenme yön-tem ve stratejileri daha baskın olarak kullanılırken, bazı derslerde ise e-öğrenme tek-nolojileri daha fazla kullanılabilmektedir. Başka bir derste ise hem e-öğrenme hem de yüz yüze öğrenme eşit oranda kullanılabilmektedir. (Osguthorpe ve Graham, 2003;

Page 75: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

74

Singh, 2003). Buna göre belirtmek gerekir ki karma öğrenme sadece e-öğrenmede kullanılan bazı stratejilerin (tartışma forumları, mail, içerik sunumu...vb.) yüz yüze öğretimde ve çoğunlukla yüz yüze öğretimi destekleyici bir araç olarak kullanılması gibi sınırlı kapsama sahip değildir (Usta, 2007). Bir öğretim tasarımı yaklaşımı ola-rak kabul edilmesi gereken karma öğrenme bir ders için öğretimin gerçekleştirilmesi boyutunda, bir öğretim programı veya bir öğretim kurumu boyutunda uygulanabil-mesi için stratejik olarak planlanması gereken bir süreçtir (Sharpe ve dig., 2006; Ob-linger, 2006; Mortera-Gutierrez, 2006). Valiathan (2002) tarafından karma öğrenme için sunulan üç uygulama metodu ana hatlarıyla bir karma öğrenme uygulamasının planlaması konusunda araştırıcılara fikir vermektedir. Buna göre; karma öğrenme, bir öğrenme alanı için beceri geliştirme amacıyla uygulanabilir. Bu uygulama biçimi “Beceri Odaklı Uygulama Modeli” olarak tanımlanmaktadır.

3. NEDEN KARMA ÖĞRENMETamamen e-öğrenme biçiminde tasarlanan öğretimlerde yaşanan eksiklerin tama-

men ortadan kaldırılamaması, özellikle bu ortamlarda iletişim ve etkileşimin sınırlı düzeyde kalması sebebiyle yüz yüze öğrenmeye duyulan ihtiyaç karma öğrenmenin daha ilgi gören bir alan olmasına sebep olmuştur (Fook ve diğ., 2005). Bu sebeple, in-celenen araştırmaların analizi yapıldığında, karma öğrenmenin özellikle son beş-altı yıldır daha fazla araştırılan, uygulanan bir öğretim tasarımı yaklaşımı olarak yükse-len bir eğilim içinde bulunduğu görülmüştür. Buna ilave olarak, neden ve niçin karma öğrenme sorusuna verilebilecek yanıtlar aşağıda sıralanmaya çalışılmıştır. (Ünsal, 2007; Graham, 2006; Wilson &Smilanich, 2005; Osguthorpe& Graham, 2003):

• Eğitimde temel amaç öğrencinin öğrenmesini zenginleştirmektir. Bu bağlamda birden fazla öğrenme yaklaşımının veya öğretim teknolojilerinin kullanılmasını ge-rektiren karma öğrenme, öğrencinin bilgiye ulaşma yollarını zenginleştirerek kitap, web destekli materyaller ve etkinlikler aracılığıyla farklı kaynaklardan ve karşılaştı-rarak öğrenmesine olanak tanımaktadır.

• Karma öğrenme ile zaman ve mekân sınırlamaları ortadan kaldırılarak öğren-ci-öğrenci ve öğrenci-öğretmen iletişim ve etkileşiminin hem sınıf içinde hem de çevrim içi sunulan olanaklarla sürdürülmesi sağlanmaktadır. Buna ilave olarak, öğ-renci öğrendiği bilgiyi unutmadan, tartışarak, sorarak bilgiyi deneyimleriyle yaşantı haline dönüştürme olanağı bulabilmektedir.

• Karma öğrenme öğretmen merkezli öğretim yaklaşımından öğrenci merkezli öğretim yaklaşımına geçişi kolaylaştırmaktadır. Bu sayede öğrencinin, sadece öğret-men yönlendirmesine bağlı kalmadan kendi öğrenmesini düzenleyebilmesine olanak

Page 76: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

75

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

sağlanmakta ve bireysel öğrenme tercihlerine yönelik seçme alanlarını artırmaktadır. Karma öğrenme geleneksel sınıf öğretiminin ve e-öğrenmenin olumlu yönlerini ön plana çıkarmakta ve öğrencilerin öğrenmesine olumlu katkıda bulunmaktadır. Karma öğrenme; öğrencilerin akademik başarıları, öğrenmeye karşı motivasyonları ve kendi öğrenmelerini kontrol etme becerileri açısından olumlu etkilere sahiptir. Araştırma bulgularına göre; öğrenciler tamamen e-öğrenme biçiminde uygulanan öğretimler yerine, karma öğrenme ortamlarını tercih etmektedirler. E- öğrenme ortamlarında iletişim ve etkileşim olanaklarının sınırlılığı ve öğrencilerin yüz yüze öğrenme or-tamlarının iletişim ve etkileşim olanaklarından vazgeçmek istememeleri karma öğ-renmenin tercih edilmesine sebep olmaktadır.

Karma öğrenmenin olumlu etkilerinin yanında farklı öğrenme yaklaşımlarının bir araya getirilmesi bağlamında incelendiğinde, karma öğrenme ortamlarının ta-sarımının; öğretim tasarımcısı, öğretim elemanı, öğrenciler ve bunların arasındaki iletişim/etkileşim biçimleri, öğrenme ortamı, öğrenme içeriği ve bunlar gibi birden fazla faktörle ilişkili olması etkili karma öğrenme tasarımı yapılmasını güçleştiren bir durumdur. Buna ilave olarak, bazı araştırma bulgularında da belirtildiği üzere, karma öğrenmenin başarıyla ve etkili biçimde uygulanmasında temel faktörün öğretim tasa-rımcısı veya öğretim elemanı olduğu görülmektedir.

4. KODLAMA VE PROGRAMLAMA Bilgisayar programlama; problemleri çözmek, insan-bilgisayar etkileşimini sağ-

lamak ve belirli bir görevi bilgisayarlar tarafından gerçekleştirmek için çeşitli komut setleri ile yapılan uygulama ve geliştirme sürecidir(Business Dictionary, 2015).

Programlama süreci; analiz yapmayı, kavrayabilmeyi, problemleri genelleyebilir şekilde çözebilmeyi, sonuçları algoritma haline getirebilmeyi, algoritma gereksinim-lerinin doğru olarak sağlanmasını ve algoritmanın bir programlama dili üzerinden kodlanarak gerçekleştirilmesini de gerektirir.

Geleceğe yön veren en önemli araçlardan biri olan kodlama, bugün gelinen nok-tada yabancı dil öğrenmek kadar gerekli ve önemli bir unsurdur. Bilişimin etkisini giderek artırdığı günümüzde kodlama öğrenmenin gerekliliği de giderek artmaktadır. Teknoloji çağı olarak da adlandırılan 21.yy da bir şeyler üretebilmek adına kodlama öğrenmeye küçük yaşlarda başlamak gelecekte gerek iş imkânları gerekse ekonomiye katkı anlamında çeşitli avantajlar sağlayabilecektir. Kodlama, yaşadığımız dönemin dijitalleşmesi sürecinde etrafımızda olup biteni anlamak adına da önemli bir alandır.

Hızla gelişen dünyada yeni yetişen genç nesillere mevcut programları tüketmek-ten çok, onlara yeni programları nasıl üretebileceklerini göstermek gerekmektedir. Teknoloji odaklı bir dünyada üretken bir ülke olabilmek adına bireylerin programla-

Page 77: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

76

ma becerileri önem kazanmaktadır. Günümüzde yazılım alanında yetişmiş insanlara duyulan ihtiyaç artmakta, bu konuda üretken ve yaratıcı bireylerin yetiştirilmesi ül-kemizin geleceği için önemli hale gelmektedir. Bu nedenle sadece lisansını bu alanda yapan bireylere programlama eğitimi vermek yerine bu alanda kendini geliştirmek isteyen bireylere yönelik programlama eğitimlerinin yaygınlaştığı görülmektedir. Programlama eğitimi, bilişim teknolojilerinin temel yapıtaşlarından biri olan yazı-lım çalışmalarının varlığını ve devamlılığını sağlayan önemli bir eğitim alanı olarak karşımıza çıkmaktadır (Kert ve Uğraş, 2009). Günümüzde programlama eğitiminde öğrencilerin kolay ve eğlenceli bir şekilde kod yazabilmeleri için birçok organizas-yon düzenlenmekte ve programlamayı öğrenciler için eğlenceli hale getirecek çeşitli araçlar geliştirilmektedir. Programlama öğrenmek isteyen herkesin bu imkana sahip olabilmesi için Code Academy, Code Club, Khan Academy, CoderDojo ve Code.org gibi organizasyonlar düzenlenmiştir. Ayrıca kod yazmayı kolay ve eğlenceli hale getirecek Scratch, Microsoft Small Basic, Alice, MIT AppInventor gibi programlama araçları da geliştirilmiştir. Gelecekte blok temelli, sürükle-bırak tarzı bu ve benzeri ortamların özellikle yaratıcılık, yenilikçilik, sorun çözme, eleştirel düşünme gibi 21. yüzyıl becerilerine odaklanan öğrenme-öğretme süreçlerinde oldukça etkili olacak-ları düşünülmektedir.

Programlama eğitimi alan öğrenciler programlamayı öğrendiklerinde tasarım sürecinin mantığını da kavrayacaklardır. Programlamaya yeni başlayan bir öğren-cinin önce bir fikir bulması gerekmektedir. Daha sonra ilk uygulamalarını yapması, programda hatalar meydana gelirse bunları ayıklayabilmesi beklenmektedir. Son ola-rak ise arkadaşlarıyla işbirliği içinde çalışarak onlardan tasarımıyla ilgili aldığı geri dönütler doğrultusunda düzenlemeler yapacaktır. Programlama ile öğrenciler kendi yazdıkları programlarıyla geleceğe farklı katkılar sağlayacak ve belki de ileride gele-ceğe yön veren projelere imza atacaklardır (Karabak ve Güneş, 2013). Çalışmalarla önemi kavranmaya başlanan programlama eğitiminin faydaları şunlardır (Akpınar ve Altun, 2014; Karabak ve Güneş, 2013).

• Öğrenciler okulda sürekli olarak bu araçları kullanıp dijital okuryazarlıklarını geliştirebilirler.

• Hayal gücü ve yaratıcılığı artırabilir.

• Hem sonuç hem de süreç odaklı düşünmeyi sağlar.

• Okula ve derslere olan motivasyonları arttırılabilir ve araştırmaya yönlendirir

• Uzun süre hafıza kullanımı ile bilgiyi içselleştirir.

• Öğrencilere problem çözme, uzamsal düşünme ve analitik düşünme becerileri kazandırır.

Page 78: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

77

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

• Ürüne dönük büyük projeler yapma, küçük projelerin entegrasyonuyla karmaşık problemlere çözüm üretme alışkanlığı edinmelerini sağlar.

• İşbirlikli çalışma, öğrenme becerileri, yaparak öğrenme ve bilgisayara öğreterek öğrenme alışkanlıkları ve kültürü geliştirilebilir. Programlamanın eğitim alanında-ki katkıları da yadsınamaz. Matematik, Fen Bilgisi gibi disiplinlerdeki kavramların öğretilmesinin daha kolay olması ve hayata uygulanabilirliği açısından programla-manın etkisi büyüktür (Karabak ve Güneş, 2013). Programlama eğitiminin başarısı ancak gerçek hayatta karşılaşılan problemlere uygulanabilirliği ile ölçülür (Karabak ve Güneş, 2013).

Öğrencilere programlama öğretimini fiziksel bir robotla vermeyi amaçlayan programlanabilir robotlar, akıllı nesneler ve kendin yap kitleri ve setleri, ayrıca sa-nal robot programlama ortamları ve robot programlama dilleri gibi araçlar oldukça yaygınlaşmış bulunmaktadır. Robotik eğitim faaliyetlerinin öğrenmede olumlu rol oynadığı, yaratıcı düşünceyi ve problem çözme becerilerini geliştirdiği, ayrıca ro-botlar ile etkileşimin eğitime yönelik olumlu tutumları ve isteklendirmeyi artırdığı savunulmaktadır. Yanı sıra sınıfta robotların kullanımının yeni didaktik alanları kap-sayacak şekilde tamamen teknolojiden eğitime taşındığını, geleneksel robotik eğiti-minin teknik olmayan öğrenme etkinliklerine doğru evrildiği belirtilmektedir. Ayrı-ca, sınıflarda robotlarla birlikte artırılmış gerçeklik uygulamalarının kullanılabileceği bir çerçeve eğitim önerilmektedir. Bunun vektörler, kuvvetler, yerçekimi, geometri, elektromanyetik gibi görünmez ve soyut kavramların görselleştirilmesini sağlaya-cağı, bu ve benzeri soyut kavramların öğrenilmesinde öğrencilere yardımcı olacağı, öğrenciyi isteklendireceği ve öğrenmeyi artıracağı vurgulanmaktadır.

Araştırma sonuçları kodlama ve programlama öğrenmek için başka nedenlerin de olabileceğini göstermektedir. Kodlama öğrenme sürecinde öğrencilerin yaşadıkları onların diğer birçok şeyi öğrenmelerini de desteklemektedir. Öğrenciler sadece kod-lamanın nasıl yapılacağını öğrenmemekte, öğrenme için kodlamayı kullanabilmek-tedirler. Örneğin Matematik veya bilişimsel düşünmeyi öğrendikleri gibi problem çözmeyi, proje tasarlamayı ve fikirler arasındaki iletişimi sağlamayı da öğrenmek-tedirler. Bu beceriler sadece bilgisayar bilimcileri için değil, eğitim düzeyi, yaş, ilgi alanı ve mesleklerden bağımsız olarak herkesin ihtiyacı olan beceriler olarak görü-lebilirler.

Bu eğitim sayesinde ülkelerin gelişmişlik seviyeleri artarak teknoloji alanında zir-veye ulaşabileceklerini söylemek mümkündür. Bu durumu fark eden gelişmiş ülke-ler, eğitim kurumlarında radikal değişiklikler yapmış ve öğrencilere küçük yaşlardan itibaren programlama eğitimi vermeye başlamışlardır.

Dünyada Programlama Eğitimi 2013 yılı Kasım ayından itibaren İngiltere’deki

Page 79: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

78

okullarda Temel Bilgisayar Programlama eğitimine başlanmıştır (Salter, 2013). Öğ-renciler beş yaşından itibaren basit bir programın nasıl yapılacağını, veri depolayıp organize etmeyi, on bir yaşında ise programlama dilleri serisini kullanmayı öğrene-bileceklerdir. Programlama eğitiminin sonunda ise çocuklar basit programlar oluş-turabilecek, programdaki hataları ayıklayabilecek, teknolojiyi güvenli ve etkin bir şekilde kullanabilecek duruma geleceklerdir (Salter, 2013)

SONUÇEğitim teknolojilerinin eğitime ve insanoğlunun gelişmesine katkısı yadsınama-

yacak bir gerçeklik taşır. Makalede bahsedilen ve eğitim teknolojisinde kullanılan dijital hikayecilik, karma öğrenim, kodlama ve programlama , öğrencinin algılama kapasitesini arttırmakta, öğrenme ürünleri bakımından her öğrencinin erişim düze-yini yükseltmekte, öğrenci başarısının objektif olarak ölçülüp değerlendirilmesine olanak sağlamakta, her öğrenciye öğrenmede kendi özelliklerine uygun olanaklar vermekte, öğrencinin öğrendiklerini unutma olasılığını azaltmakta, öğrencilere prob-lem çözme, uzamsal düşünme ve analitik düşünme becerileri kazandırmakta, çağdaş öğretim ortamı koşulları hazırlayarak öğrenciyi güdüler, öğretim etkinliğine katılma-ya özendirir, bireylere yaşam boyu eğitim görme olanakları sunar. Gelecek eğitimin-den beklenilen makalede belirtilen teknolojik etkenler başta olmak üzere teknolojinin eğitimde daha fazla ve etkin kullanılmasıyla eğitimdeki verimliliğin artırılmasıdır. Bu verimliliğin artırılması öğretmenlerin bu yöntemler konusunda hizmet içi eğitim-lere alınması, öğrencilerin teknolojiyi kullanım becerilerini artırmaya yönelik seçme-li dersler konulması, farklı bir sisteminde eğitim görmüş olan velilerin etkili bir kon-feransla bilgilendirilmesi ile mümkün kılınabilir. Bu tür metotların yaygınlaşmasıyla teknolojinin eğitimde daha etkin kullanılması ve bunun sonucunda teknolojiyle iç içe nesiller yetiştirilmesi, öğrenimin daha kalıcı kılınması ve öğrencilerin farklılıklarına uygun olanaklar sağlanması beklenmektedir.

Page 80: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

79

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLAR

Akpınar, Y. ve A. Altun, “Bilgi Toplumu Okullarında Programlama Eğitimi Gereksinimi”, İlköğretim Online Dergisi, 13/1, 2014, s. 1-4.

Atasoy, B., “Teknoloji Dünyasının Önemli İsimleri Code.org İçin Bir Araya Geldi

http://sosyalmedya.co/code-org/ e.t. 20.9.2014.

Banaszewski, T. M., “Digital Storytelling: Supporting Digital Literacy in Grades 4- 12”, Unpublished Master Thesis, Georgia Institute of Technology, ABD 2005.

Biliuc, A. M., vd. “Learning Through Face-to-face and Online Discussions: Associations Between Students‟, Conceptions, Approaches and Academic Performance in Political Scien-ce, British Journal of Educational Technology, 41/3, 2010, pp. 512-524.

Business Dictionary, “Computer Programming”, 2015,

http://www.businessdictionary.com/definition/computer-programming.html (2020)

Doğan, B., “Education Aluses of Digital Storytelling in K-12: Research Results of Digital Storytelling Contest (DISTCO) 2012, In Society for Information Technology and Teacher Education International Conference, 1, pp. 1353-1362.

Fook, F.S., vd. “Research in E-learning in a Hybrid Environment – A Case for Blended Instru-ction”, Malaysian Online Journal of Instructional Technology, 2/2, 2005, pp. 124-136.

Graham, C.R., “Blended Learning Systems: Definition, CurrentTrends, and Future Directi-ons”, The Handbook of Blended Learning: Global Perspectives Local Designs, edited by C. Bonk and C. Graham, San Francisco: Pfeiffer, 2006, pp. 3-22.

Karabak, D. ve Güneş, A., “Ortaokul Birinci Sınıf Öğrencileri İçin Yazılım Geliştirme Alanın-da Müfredat Önerisi”, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2/3, 2013, s. 175-181.

K. McFerrin, vd. (Ed.), Proceedings of Society for Information Technology&Teacher Educati-on International Conference, 2008, pp. 975-981. Chesapeake, VA: AACE.

Larson, S., “Schools Aren’t Teaching Kids to Code; Here’s Who is Filling The Gap”, http://readwrite.com/2013/10/18/kids-learn-codeprogramming, e.t. 29.12.2014.

Mortera-Gutiérrez, F., “Faculty Best Practices Using Blended Learning in E- Learning and Face-to-Face Instruction”, International Journal on ELearning, ProQuest Education Journals, 5/3, 2006, pp. 313-337.

Meadows, D., “Digital Storytelling: Research-based Practice in New Media”, Visual Commu-nication, 2/2, 2003, pp. 189–193.

Osguthorpe, R. T. and Graham, C. R. (2003). Blended Learning Environments Definitions and Directions. The Quarterly Review of Distance Education, 4(3), 227-233.

Robin, B. R., “Digital Storytelling: A Powerful Technology Tool for the 21st Century Classro-om”, Theory Into Practice, 47/3, 2009, pp. 220-228.

Salter, J., “Coding for Kids: School Children Learn Computer Programming, The Teleg-

Page 81: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

80

raph,http://www.telegraph.co.uk/technology/10468460/Coding-for-kidsschoolchildren-le-arn-computer-programming.html, e.t. 27.9.2014.

Sharpe, R., vd. “The Undergraduate Experience of Blended e-Learning: A Review of UK”, Literature and Practice Undertaken for the Hihger Education Academy, retrieved 3.10.2009 from Oblinger, D.G. (2006). “Space as a Change Agent”, Learning Spaces, edited by D.G. Oblinger, EDUCAUSE e-book, 2006, pp. 1-3.

Singh, H., “Building Effective Blended Learning Programs, Educational Technology”, 43/6, 2003, pp. 51-54.

Sloman, M., Training in the age of the learner. London, UK: Chartered Institute of Personne-land Development, 2003.

Ünsal, H., “Harmanlanmış Öğrenme Etkinliğinin Çoklu Düzeyde Değerlendirilmesi”, Yayın-lanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara 2007.

Valiathan, P., “Designing a Blended Learning Solution”, Learning Circuits. 2002, Retrieved 28.6.2010 from http://www.learningcircuits.com/2002/aug2002/valiathan.html.

Wilson, D. ve Smilanich, E., The Other Blended Learning: A Classroom-Centered Approach, San Francisco: Pfeiffer, 2005.

Wu, W.C. and Yang, Y.T. (2008). The ımpact of Digital Storytelling and of Thinking Styles on Elementary School Students’ Creative Thinking, Learning Motivation, and Academic Achievement.

Xu, Y., and Ahn, J., “Effects of Writing for Digital Storytelling on Writing Self Efficacy and Flow in Virtual Worlds”, 2011, http://editlib.org/p/33675/, e.t. 18.6.2016.

Yılmaz, Yakup, vd., “Öğretim Materyali Olarak Dijital Hikâye Geliştirme Aşamalarının ve Araçlarının İncelenmesi”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 17/3, s. 1621-1640.

https://www.researchgate.net/publication/228342171_The_educational_uses_of_ digital_stor-ytelling (2020)

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/93075 (2020)

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262355 (2020)

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/293989 (2020)

http://yunus.hacettepe.edu.tr/~Sadi/yayin/AB16_Sayin-Seferoglu_Kodlama.pdf (2020)

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262355 (2020)

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/293989 (2020)

http://yunus.hacettepe.edu.tr/~Sadi/yayin/AB16_Sayin-Seferoglu_Kodlama.pdf (2020)

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/591508 (2020)

Page 82: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

81

GELECEKTEKI OKULSUZ EĞITIM

Ceren GÜNGÖR Şevval Sude TOPAYZeynep Reyyan ALTUN

ÖzetBireyin uygarlaşmasında ve refah içinde yaşamasında eğitimin rolü büyüktür. Bi-reyler kendi kendilerine, aile içinde ve toplumsal ortamlarda eğitim seviyelerini artırabilirler, ancak bu seviye istenilen nitelikte sonuç vermeyebilir bu nedenle de toplumda bu ihtiyacı giderecek kurumların daha sistemli olması gerekir. Eğer böyle olursa daha fazla kişi daha nitelikli bir eğitim ortamından faydalanmış olur. Toplum tabanına yayılmış bu eğitim ağı ile insanlar hem sosyalleşecek hem de daha nitelikli bir eğitimden yaşam kalitesini arttıracaktır.

Bütün sistemler gibi eğitim sistemi de amaçları olan, bu amaçları gerçekleştirmek için girdiler alan, bunları bilimsel meslek birikimi ile amaçlar doğrultusunda işleyip dönüştüren ve çıktı veren bir sistemdir. Eğitim sisteminde üretim işlemi okulda ya-pıldığından sistemin kilit, stratejik ve vazgeçilmez öğesi okuldur. Okullarda bir grup öğrenciye toplumun ve bireyin ihtiyacına göre önceden hazırlanan programlar doğ-rultusunda öğretim faaliyetleri sunularak, öğrencilerde istendik davranış değişikliği meydana getirilmeye çalışılmaktadır.

Okul, eğitime duyulan ihtiyacı gidermek için çeşitli güçlerin bir araya geldiği bir yapı olarak değerlendirilir. Bu yapının elemanlarını iki grupta toplamak mümkün-dür. Bunlardan birincisi amaç, içerik, metot, bina, sınıf, laboratuvar, okul bahçesi gibi cansız unsurlardır. İkincisi ise idareciler, öğretmenler, öğrenciler, danışmanlar, memurlar ve hizmetliler, okul-aile birliği gibi canlı unsurlardır. Bu unsurlar belli bir eğitim mevzuatı içerisinde birleşerek bir sistem meydana getirirler. Okulları, çeşitli statü ve rollerin meydana getirdiği sosyal bir sistem olarak tanımlamak mümkündür.

İnsanın nasıl bir eğitim sisteminin içince yer alacağı, topluma nasıl ayak uyduraca-ğını belirleyen ana faktörlerden biridir. Bu faktördeki amaçlar bireyin toplumdaki rolünü belirler. Öğrencilerde istendik davranış değişikliğini meydana getirmek etkili bir yönde olurken, etkisiz bir yön de meydana getirebilir. Toplumdaki refahı sağla-mak adına her bireyin davranışları etkili yönde değişmeli, oluşmalıdır. Bu nedenle okuldaki cansız ve canlı unsurlar bu konuda başrolleri oynarlar. Öğrencide ne eksik

Page 83: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

82

görülüyorsa iki unsurda da buna yönelik değişimler yapmalıdır.

Yarınların sadece verileni yapan değil, verileni yaparken sorgulayan bireylere ih-tiyacı vardır ve bu noktada değişim için okul dediğimiz kavramı oluşturan iki ana unsurla karşı karşıya kalınmaktadır; cansız ve canlı unsurlar. Öncelikle okulun ama-cını, metodunu, içeriğini sorgulamakla başlanır. Alınacak cevaplar diğer faktörlere yönelik değişimleri de meydana getirecektir. İşte eğitim sisteminin bu sorunlar içeri-sinde yetersiz kaldığı bir ortamda okulsuz eğitim gibi bir seçenek devreye girmelidir.

Anahtar Kelimeler: eğitim, gelecek, okul

1. EĞITIM NEDIR?Eğitim, insanın bugünkü ve gelecekteki yaşamına bir müdahaledir. Eğitim, insa-

nın düşünce ve davranışlarında amaçlı olarak bireyin-toplumun yararı ve yarını düşü-nülerek uyumun ve üretkenliğin arttırılmasına yönelik bir değişiklik gerçekleştirme ve yaratma sürecidir. Eğitim bu süreci önceden belirlenmiş amaçlar doğrultusunda insanların düşüncelerinde, tutum ve davranışlarında buna bağlı olarak yaşamlarında belirli iyileştirme ve geliştirmeleri belirli bir sistem içerisinde yapar. Okul bu siste-min temel unsurudur.

2. OKUL NEDIR?Okul, tarihsel süreçte toplumsal bir zaruretten doğmuş, toplumun yeni ve genç

üyelerine eğitim faaliyetleri ve okul yaşamı aracılığıyla reşit olma ve kendini yetiş-tirme, diğer bir ifadeyle genel aydınlanma halini kazanma süreçlerini öğrenme fırsatı veren bir kurumdur. Genel aydınlanmış birey, nesnel hakikate uygun dünya anla-yışına sahip, öznel ve sosyal benlik ve başkası algısına sahip, dünyayı ve yaşamını sorumluluk içerisinde yapılandıracak bilince sahip bir birey demektir.

3. TÜRKIYE’DE EĞITIM

3.1. Türkiye’de Eğitime Verilen Önem ve Eğitim BütçesiEğitimin, ülkenin geleceğinin inşasında önemli yer tuttuğunun bilinmesine rağ-

men, eğitim yatırımlarının bir türlü istenilen seviyeye ulaşamaması eğitim üzerine kafa yoran çevreler için süregelen bir paradoks oluşturmayı sürdürmektedir. Bunun yanında, çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak hedefimize ulaşmak adına bel bağladığımız eğitim sistemimizin amacına ulaşmasının iyi bir planlama ile müm-kün olacağı kabul gören bir yargıdır. Eğitim planlaması genel ekonomik ve toplumsal planlamanın ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’de eğitimin daha iyi seviyelere ulaşabil-mesi için bütçenin büyük bir kısmının eğitime yönlendirilmesi gerekmektedir.

Page 84: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

83

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

3.2. Türkiye’de Eğitim Neden Değişmeli?3.2.1. Ezbere Dayalı Eğitim: Türkiye’deki eğitim sisteminin en önemli sorunla-

rından biridir. Bugün “Eğitim” ana başlığı altında yurt çapında her kademede, her yaş grubunda uygulanan eğitim, büyük sorunlara gebe olarak durmaktadır karşımızda. Bunun ana başlığı da “ezberci eğitim”dir.

Araştırmak, soruşturmak, kendini geliştirmek yerine körü körüne ezberlemek, bilginin içselleştirilmesi için büyük bir engeldir ve ezberlenen bilginin yorumlanabi-lir olması oldukça büyük sorundur. Fakat bu söylemler, ezberci eğitimin tamamıyla yanlış olduğunu savunmaz. Burada şu ayrım iyi yapılmalıdır. Bizim eleştirdiğimiz ezberlilik değil ezberciliktir. İnsan mutlaka hayatında bir şeyleri ezberlemelidir, bu kaçınılmaz bir durumdur. Bu ezberlerini içselleştirip kendine mal etmelidir diğer ta-birle söyleyecek olursak, ezberlediği bilgileri bilinç haline getirmelidir. Eğitim bunu gerektirir. Bu doğru bir süreçtir. Ezbercilik ise bilgi depolamaktır. Bilgiler arası se-bep-sonuç ilişkileri üzerine bir gelişim süreciyle bilgiden bilgi üretme yoluna gidil-memesidir. Burada sadece bilgi vardır, bilinç yoktur. Bir kişide bilinç haline gelme-yen bilginin de hayatında karşılığı yoktur.

3.2.2. İkinci Bir Sebep İse Analitik Düşünme Becerilerine İlişkin Verilerde Düşüş: (PISA’da düşüş): PISA, fen, matematik ve okuma alanlarında eğitimde oku-ma-anlamaya yönelik başarıyı ölçmektedir. Türkiye 2015 yılında 72 ülke arasında matematikte 49, okumada 50 ve fende 52. sırada yer almıştır. Üstelik 2012 ile 2015 arasında 25-50 puan arasında değişen kayıplar olmuş, PISA skorları düşmüştür.

PISA, öğrencileri en başarılıdan en başarısıza doğru altı grupta toplamaktadır. Bi-rinci kademede hiç öğrencimiz yoktur. İkinci kademede ise yok denecek kadar azdır. Dünyayı ve teknolojiyi dönüştüren yaratıcı ve yenilikçi işgücünün çoğunlukla bu iki kesimde yer alan öğrenciler arasından çıkacağı düşünülmektedir. Açıkça görüldüğü gibi eğitim sistemimiz bu kesimde yer alacak işgücü yetiştirme konusunda başarısız kalmaktadır. Dahası Türkiye üçüncü basamakta da gerilemektedir. En alt iki kesimde yer alan öğrencilerimizin oranı ise yüzde 43’e ulaşmaktadır. Bu durumda olan öğ-rencilerin toplumsal hayata aktif katılım göstermek için ihtiyaç duyulan temel bece-rilerden yoksun olduğu kabul edilmektedir. Söz konusu öğrencilerin ezici çoğunluğu dezavantajlı okullarda okuyan öğrencilerdir. Bu argümanlara bakılarak ülkemizdeki eğitim sisteminin köklü bir değişime uğraması gerektiğini söyleyebiliriz.

Asıl eğitim sisteminin bu sorunlar yumağı içerisinde yetersiz kaldığı bir ortamda okulsuz eğitim gibi bir seçenek devreye girebilir. Peki okulsuz eğitim nedir?

Page 85: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

84

4. OKULSUZ EĞITIM NEDIR?Bu sistem, eğitimi belirli standartlara ve okul binaları içerisine sığdırma anla-

yışına karşı çıkmaktadır. Okulsuz eğitim, eğitimde kalıplaşmış ve günlük hayatta kullanılmayan bilgilerin hafızada depolanmasının bireyi mutlu etmediğini; bireyin ilgi-ihtiyaçlarına göre eğitimini devam ettirmesinin gerekliliğini vurgular. Bireyin, beceri ve üretkenliğini en etkili biçimde bu yolla ortaya koyabileceğini savunur.

Bu eğitim modelinde önceden belirlenmiş müfredat, ders başlıkları, öğrenim saat-leri, bireyselleşmiş hedefler yok. Amaç öğrenmeyi ve öğrendiklerinden keyif almayı öğretmek, yönergelere sorgulamadan uyan bireyler yetiştirmek yerine, düşünebilen ve kendi kararlarını verebilen gençler yetiştirmektir.

Okulsuz eğitim, bireye dayatma yapmaz; her bireyi kendi kabiliyet ve istidadına göre yönlendirir. Okulsuz eğitimin temel unsurlarından birisi budur. Burada başarıyı sağlayan unsurlardan birisi bireyin kendi yönelimleri doğrultusunda eğitim almasıdır. Doğru analizlerle doğru tespit edilen istek ve yönelimler, doğru usul ve yöntemlerle desteklenip geliştirildiği zaman başarılı ve mutlu bireyler yetiştirecektir.

4.1. Okulsuz Eğitim MetotlarıOkulsuz eğitim esasında birçok başlık altında incelenir. Bunlardan en yaygın olan

ev okulu (homeschoolin) akımıdır. Okulsuz eğitim, genellikle evde eğitim tarzı ola-rak görülse de okuldan ayrılmayı genel bir zihniyet ve bir çocuğun nasıl eğitileceğine yaklaşım olarak görmek daha doğrudur.

Çoğunlukla çocuk önderliğindeki öğrenme, ilgi temelli öğrenme veya zevk odaklı öğrenme olarak adlandırılan okul öncesi eğitim, yazar ve eğitimci John Holt tarafın-dan kullanılan bir terimdir.

Ev okulu (Homeschoolin) denen bu akımın uygulayıcısı ebeveynler gündelik ha-yattan tutun da matematik, fizik, edebiyat gibi pek çok konuda çocuklarına bizzat kendileri eğitim veriyor ya da özel öğretmenlerden destek alıyorlar. Bazı aileler ise bir araya gelip bu eğitim işini kendi aralarında koordine ediyor.

Okulsuz eğitim, girişimcilerin öğrenme yöntemidir. Okullarda çocuklar talimat-ları takip etmek üzere eğitilirler, tıpkı iyi çalışanlar (işçiler, memurlar vs.) gibi. Gi-rişimciler ise ne öğrenmeleri gerektiği konusunda sorumluluklarını yüklenirler ve kendi kararlarını kendileri verirler ve bilinmeyen sularda gezerler. Okulsuz eğitim çocukları robot olmak yerine girişimci olmaya hazırlar.

Okulsuz eğitim çok daha doğaldır. Kitlesel okul sistemi çok modern bir buluştur. Dolayısıyla modern okul sistemi, insanlık tarihindeki öğrenme yöntemi değildir, ki bunlar gibi insanlar da modern okul sisteminden çıkmamıştır: Leonardo Da Vinci,

Page 86: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

85

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

Leo Tolstoy, Amedeus Mozart, Albert Einstein ve Benjamin Franklin.

Okulsuz eğitim daha özgürdür. Okul yapısı, kararların kendileri adına alınmasını seven insanlar için uygundur. Ama eğer siz kendi kararlarınızı kendiniz vermek is-tiyorsanız ve güncel ihtiyaçlarınızı karşılayacak şeylerle ilgileniyorsanız, daha fazla özgürlük talebiniz olacaktır. Bu model başta Amerika, Kanada, Norveç, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde uygulanmaktadır. Bu ülkelerde eğitim zorunludur, ancak okul zorunlu değildir. Yani ebeveynlerin ço-cuklarını evde eğitme hakları vardır.

Türkiye’de okulsuz eğitim (homeschoolin) yasal değil ve çocuklarını okula gön-dermeyen ebeveynler maddi bir yaptırımla cezalandırılır. Söz konusu okulsuz eği-tim ise ülkenin birçok kesimi tarafından yadırganacaktır. Fakat bunun yanı sıra Tür-kiye’deki uzmanlar, okulsuz eğitimin yasal hale gelmesi halinde bunun denetlenir olmasının da gerekliliğinden bahsetmektedir. Fakat gerek ülkenin eğitim seviyesi gerekse ülkenin ekonomik durumu sebebiyle Türkiye’de okulsuz eğitimin hayata geçmesi zor olmakla birlikte aile ekonomisini kötü etkileyecektir.

Kısacası Türkiye okulsuz eğitime hazır değil. Hazır olabilmesi için, ekonomik ve eğitimde özgürlüğün gelişmesi gerek.

Söz konusu eğitim, yalnızca okulda öğrenilebilen kısıtlı materyallerle sağlanan bilgi değildir. Eğitim, çok çeşitlidir, yeri ve zamanı değişebilir. Birey eğitimini alter-natif yollarla, öğrenme arzusu doğrultusunda istediği şekilde sağlayıp elde edebilir. Örneğin, birey tarihle ilgili bilgiyi, kitaplardan veya ansiklopedilerden edindikten sonra bir müzeye giderek bilgi haznesini bu yolla pekiştirebilir. Ebu Hanife’yi başa-rılı bir eğitimci kılan dinamikler de bu yolla elde edilmiş ve gelecek nesillere aktarıl-mıştır. Daha sonrasında kitaplardan, ansiklopedilerden, sözlüklerden öğrenilen bilgi-ler zamanla teknoloji ve internete evrilerek eğitimi çok daha kolay hale getirmiştir.

Eğitimde bin yılda bir karşımıza çıkabilecek bir dönüm noktasına geldiğimizi dü-şünerek, bunu bir fırsata dönüştürmemiz gerekir. Eğitim alanında yapabileceğimiz bir değişimin, hayatın diğer bütün alanlarını da değiştirebilir. Çünkü farklı tarzda yetişmiş insanlar toplumu da değiştirebilecektir. Bu değişimi engelleyen en önemli faktörlerden biri, özellikle yöneticiler tarafından eski ya da var olan düzenin sür-dürülmek istenmesidir. Bulunan çağda şimdiki düzenin yetersiz kaldığı, geleneksel yöntemlerin çağın gerekliliklerini yerine getiremediği fark edilebilir.

Şu an uygulanan Prusya modeli okul düzeni 1840’lı yıllarda ABD’de uygulan-maya başlamıştır.4 Bu modelin amacı sadık ve güvenilir vatandaşlar yetiştirmekti. Fakat üzerinden bu kadar çok zaman geçmiş bir sistemin, hayatımızdaki tüm diğer alanlar gibi değişmesi gerekmiyor mu? Bu noktada teknoloji ve internetin eğitimdeki bu değişimin mutlak bir parçası olması gerekiyor. Fakat bu teknoloji kullanımının

Page 87: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

86

“akıllıca” olması da gerekiyor. Cathy N. Davidson, “Teknolojiyi değiştirip, öğrenme ve öğretme yöntemini aynı tutarsanız, kötü uygulamaya iyi para döküyorsunuz de-mektir” diyor. Eğitim alanında kullanılacak her imkânı akıllıca, öğrenen ihtiyaçlarına uygun ve değişimi destekleyecek şekilde uygulamak gerekiyor.

Örneğin Khan Academy platformu tam öğrenme modelini baz alarak, öğrenci-lerin farklı Öğrenme düzeylerine sahip olduğunu, tüm öğrencilerin tek bir yöntem veya planla eğitilemeyeceğini dile getiriyor. Özellikle öğrencilerin öğrenme sürecin-de daha aktif olmalarını ve kendi öğrenme sorumluluklarını üstlenmeleri gerektiğini de anlatıyor Khan Academy, alışılagelen eğitim sistemini değiştirip geliştirmeyi ve özgürleştirmeyi hedefleyen; kâr amacı gütmeyen bir organizasyondur. İsteyen herke-sin, istediği an, istediği yerde dünya standartlarında ve ücretsiz bir öğrenim imkanına sahip olabilmesini sağlamaktır.

5. IYI EĞITIMIN YÖNTEMLERI

5.1. Duvarsız EğitimMekân dışı ya da diğer deyişle ‘duvarsız eğitim’, çocuğun merak duygusunu or-

taya çıkartıyor. Dolayısıyla bu da çocuğun kendini keşfetmesini sağlıyor. Eğitimde uygulanan yöntemler öğrenmeyi etkiliyor. Şu anki eğitimde öğretmen öğrenciye ne verirse öğrenci onu alıyor. Çoğu daha fazlasına tenezzül etmiyor. Kendini keşfetme-ye, etrafındakileri keşfetmeye uğraşmıyor çünkü şu an ki eğitim sistemi öğrencileri hazırcılığa alıştırıyor. Duvarsız eğitim ile öğrenciler duvarsız eğitim ile öğrenciler etrafındakileri merak ediyor ve kendileri öğrenmeye çalışıyorlar. Bu eğitim onlara yaşamın her alanında merak ettikleri sürece öğrenebileceklerini ortaya koyuyor ve öğrenmeye meyilli, sorgulayıcı bir neslin yetişmesine kapı açıyor.

5.2. Sınırları Olmayan EğitimSınırlar insanları tek tipleşmeye zorlar. Tek tipleşme ise insanı sıradanlığa, nere-

deyse herkesin birbirine yakın hatta birbiri ile aynı görüşlere sahip olduğu bir toplu-ma taşır. Gelecekteki eğitim için amacımız tek tipleşmenin söz konusu olmadığı bir eğitimle yeni nesilleri yetiştirmektir.

PISA verilerine göre Türkiye’nin yıllar içindeki durumuna baktığımızda, Türki-ye’nin araştırmaya dâhil olduğu 2003 yılından bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında kaldığını görmekteyiz. Bununla birlikte, her üç alanda da 2012’ye kadar bir artış eğilimi söz konusu iken 2015 yılına gelindiğinde bu alanların her birinde Türkiye’nin puanı ciddi bir şekilde düşerken TOEFL, IELTS gibi sınavlarda başarı göstermektedir. Bunun nedeni Türk toplumunun okuma- okuduğunu anlamadan cevap vermek yerine önlerine sunulan

Page 88: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

87

Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

şıklara bağlı kalarak, yalnızca onlara verilen şıklar kadar düşünebilecekleri sorularda daha başarılı olmalarıdır.

Bu sınır alan seçiminde de geçerlidir. Bir öğrenci sayısal, eşit ağırlık ya da sö-zel bölümlerinden birine yatkın olmak zorunda değildir. Her üçüne veya ikisine de yatkın olabilir. Bu noktada sistem bizi yalnızca üç bölümle sınırlar. Oysaki öğrenci-ler hangi derslere kendilerini daha yakın hissediyorlarsa temel dersler sabit kalacak şekilde kendi derslerini kendileri seçmeli ve ilgi alanlarını kısıtlamamalıdırlar. Bu sistem “değişen öğretmenler” değil “değişen sınıflar” sistemini ortaya çıkartır ki bu sistem de öğrencileri monotonluktan uzaklaştırır.

Öğrencilerin liseden sonraki hayatının nasıl olacağını da yalnızca 215 dakikaya sığdıran bu sistem öğrencileri bu noktada da sınırlarla karşı karşıya bırakır.

SONUÇEğitim sadece belirlenmiş amaçların okul çatısı altında her bireye aynı uygula-

nabilecek bir olgudan çok uzak olmalıdır. Eğitim, bireyi esas almalıdır; bireyin akıl, istidat ve kabiliyetlerine göre şekillenmelidir. Bizim okulsuz eğitimde söylemek istediğimiz bu tanım çerçevesinde okulu dışlamadan, okula alternatif olma gayesi gütmeden ve okul eğitim sisteminin eksiklerini gidermek açısından ona destek olma mahiyetinde eğitilme sürecinin okul dışına da taşıyıp hayatın tüm safhalarında bire-yin kabiliyetlerine göre, bile isteye seçebildiği ortamlarda eğitim sürecini gerçekleş-tirmektir.

Page 89: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

88

KAYNAKLAR

Gatto, John Taylor, Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı, EDAM Yayınları, İstanbul 2018.

Illich, Ivan, Okulsuz Toplum, Şule Yayınları, İstanbul 2018.

Khan, Salman, Dünya Okulu: Eğitimi Yeniden Düşünmek, Çev. Cem Aktaş, YKY, 2016.

Moulin, Daniel, Eğitici Tolstoy, Hece Yayınları, Ankara 2018.

Spring, Joel, Özgür Eğitim, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2010.

http://www.hurriyet.com.tr/egitim/duvarsiz-egitime-ilk-adimi-attilar-27147104 (2020)

https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-nin-pisa-karnesi-ne-durumda?gclid=CjwK-CA-iAsIDxBRAsEiwAV76N807XofRSzP-cyIbqG6S23zD5S9MI4CcsQegQX4R2QFf-1lV-0ZP0v3TxoCmy8QAvD_BwE (2020)

https://www.egitimpedia.com/21-yuzyilin-okul-mimarisi-ve-ogrenme-mekanlari (2020)

https://www.academia.edu/ (2020)

https://www.iienstitu.com/blog/egitim-nedir (2020)

https://www.turkceci.net/okul-nedir-okulun-tanimi/ (2020)

https://dunyalilar.org/okulsuz-egitim-nedir.html/ (2020)

http://www.khanacademy.org.tr/hakkimizda.asp?ID=1 (2020)

https://antalyabugun.com/tr/ (2020)

https://www.thoughtco.com/unschooling-introduction-4153944 (2020)

https://www.stern.de/familie/kinder/okul-iyi-bir-okul-için-altı-kriter-3826506.html (2020)

https://www.hursitekinci.com/ (2020)

Page 90: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

ÇAMLICA KIZ ANADOLU LISESI

Page 91: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 92: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

91

GELECEĞIN EĞITIMINDE YÖNETICI VE TEFTIŞ

Sıla GÖKGÖZ Buse AYDINIlgın KAYA Azra ŞEN

İpek IŞIKTAŞ Berra DALDABANOĞLU

ÖzetGeleceğin eğitimindeki sistemin ışığında; yeniliklere açık, fikri ve vicdanı hür

bireyler yetiştirilmesi için, dayanıklılığını koruyabilmesi gereken sistemler oluşturul-ması ve bu sistemlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Değişen eğitim sistemi doğrultusunda öğrencilere daha verimli bir eğitim için yöneticilerin de değişmesi ve gelişmesi öngörülmektedir. Bu yöneticilerin hem akademik, hem ruh-sal, hem de kişisel doğrultuda geliştirilmesi gerekmektedir. Değişen ve gelişen eğitim sistemleri, kendini geliştirmiş, liderlik özelliği olan yöneticilere gereksinim duyar. Bu hızlı değişime ayak uydurabilecek, yöneticilik vasıfları olan, günümüz koşullarında işlerini başarıyla yürütebilen, aynı zamanda vizyon sahibi, kurumunu gelecekte de geçerli kılacak çalışmaları yürütebilecek proaktif - çiftusta yöneticiler yetiştirilme-lidir. Sizce her yönetici bir lider midir? Bir yöneticinin lider olması için bazı bece-rilere sahip olması gerekmektedir. Aynı zamanda bir lider kendi kararlarını kendi düşünceleri doğrultusunda verebilmelidir. Bir okulun ihtiyaçlarını, gereksinimlerini ve okul için en iyi olanı okul yöneticisinin bilmesi gerekmektedir. Ayrıca okulun yetki-si okulun yöneticisine ait olmalıdır. Yöneticilere okul dışı sorumluluklar yüklenmek-tedir. Yöneticilere yetkileri dışında sorumluluklar yüklemek ne gibi olumsuzluklara yol açar? Verilen eğitimin istenilen doğrultuda ilerleyebilmesi için bu eğitimin ve yöneticilerinin okul dışındaki yetkili kişiler tarafından denetlenmesi gerekli midir? Yöneticilerin olumsuzluklarının ve eksikliklerinin denetlenmesinin gerekliliği de tef-tiş yöneticilerine bağlıdır. Gerekli bilgi ve becerilerle donatılmış yöneticileri, ihtiyaç duydukları yetkilerle ve olanaklarla destekleyerek oluşacak vizyonun hayata geçiril-mesi sağlanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: eğitim, denetim, lider, yönetici, sorumluluk.

Page 93: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

92

1. EĞITIM FELSEFESIEğitim felsefesi eğitimin anlamı, amacı, tanımı, yöntemi üzerine düşünmek ve

tanımlamaktır. Eğitim; günümüzde çokça konusu geçen, ülke gündemlerinden düş-meyen, herkesin bu konu hakkında en az bir fikrinin olduğu ve çoğu zaman cümlelere başlarken ‘şöyle olsaydı’ kalıbı kullanılan konudur. Peki, her yerde duyduğumuz bu kelimenin asıl anlamı ve amacı nedir? “Eğitim” Latince kökenli olup iki ayrı kelime-nin birleşmesinden meydana gelmiştir. Educare (beslemek) ve Educario (geliştirici) olan kelimelere, yine de tam karşılık gelmemektedir. Eğitimin tam karşılığı ise yine Latince kökenli “pedagoji” kelimesidir. Sözlükte geçen kelime anlamı yeni kuşakla-rın toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları edin-melerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım eden unsurlardır.

“Eğitimin amacı nedir?” Sorusuna verilen cevaplar öznel yargılardır. Çünkü her birey eğitimden farklı yararlanır ve farklı etkilenir. Ancak nesnel bir tanım olarak alırsak, bireylerin toplumsal yaşam biçimini ve içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerlerini öğrenmesi denilebilir. Eğitimin amacı yüzyıllara göre farklılıklar göster-miştir.Antik Yunan’da eğitim hümanisttir. Amacı “insanı insan olarak” eğitmekti. Eğitim daha çok düşünsel ve entelektüeldir.Roma Çağı buna karşın pratiğe yönelmiş-tir. Felsefe, estetik, bilim hep pratiğe yönelik algılanıp, savunulmuştur. Ancak “tek-niğe” yönelik bir eğitimden söz edilememektedir. Sadece Antik Yunan’ın Trivium (üçlü) [Retorik (söz söyleme sanatı) gramer (dil bilgisi) diyalektik (eytişim)] dersleri pratik alana dönük olarak uygulandı.

Orta Çağ’da Avrupa geleneğinin ve genel düşünsel eğitimin çatısını oluşturan Tri-vium (üçlü) ve Quadrivium (dörtlü) (aritmetik, geometri, astronomi, müzik) olarak adlandırılan dersleri hristiyanlaştırarak feodal egemen sınıfın eğitim anlayışını sim-gelemektedir.

16. yüzyılda, deneysel pozitif bilimin kurucusu varsayılan Francis Bacon, eği-timin bütün insan etkinliklerinde yer verecek biçimde yeniden örgütlendirilmesini önermektedir. Eğitimin başlı başına “yatırım” olduğu düşüncesi kesin bir şekilde yü-zeye çıkmıştır. Yeni aktifleşen teknolojinin ihtiyaçlarına uyarlanmış, “iş gücünün” eğitilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Toplumsal - sınıfsal bir konumla da burjuva sını-fını simgeleyen bir kavram olmuştur. Kapitalizmin ilk filizlenen oluşumları, ekono-mik yapıda, kafa ve beden işini birbirinden ayırıp, ayrı işlevlere indirgerken özellikle “kafa”nın eğitimi, genel eğitimin (hümanist – entelektüel) temel bir unsuru olarak alınmıştır. İdealizmin Rönesans kültüründe tekrardan yükselen mantığı “aklın” ışı-ğını saçmaktadır. Buna karşılık, maddenin de eğitilmesi gerekirdi, maddeyi işleyen, üreten ve yeniden üreten insanlar, yani halk kitleleri de eğitilmelidir. Bu yargılar so-nucunda insanın eğitilebilirliği düşüncesi gitgide yaygınlık kazanmıştır.18. yüzyılda

Page 94: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

93

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

Fransız devrimi ile eğitimin bütün insanlar için vazgeçilmez bir doğal hak olduğu düşüncesi konu olarak alınmıştır. Bu dönemde insan ve doğa bilimleri gelişme sü-recindedir. Eğitim özellikle işgücünün eğitimi, teknolojik gelişimin vazgeçilmez bir sonucu olarak eğitim etkinliği içinde yer almıştır. John Locke bu yüzyılda insanların eğitilebileceği ve eğitilmesi gerektiğinin simgesi olmuştur. 19.yüzyıl eğitimi döne-min felsefi düşünce akımlarından etkilenerek eğitime farklı bakış açıları katmıştır. Bu akımlardan en bilinenleri Daimcilik, Esasicilik, İlerlemecilik ve Yeniden Kurmacılık olup günümüzde etkilerini sürdürmektedirler.

Daimcilik; idealizm ve realizm akımlarını esas almaktadır. İnsan doğası, ahlaki ilke ve değerler aynı olup değişmez gerçeklere göre eğitilmesi gerektiğini savun-maktadır. İnsanın en önemli yanının akıl olduğunu ve insanın aklını kullanıp geliştir-mesi gerektiğini düşünme yeteneğini ön plana çıkarması gerektiği düşüncesindedir. Eğitimin görevinin sağlam ve doğru kişilikli insan tipi yetiştirmek, bireyleri yaşama hazırlama yeri olduğu düşüncesindedirler. Aynı zamanda kültürü etkili bir şekilde gelecek kuşaklara aktarıp, zamana göre değişiklik gösteren değil her zaman geçerli bilginin öğretilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Bu yüzden eğitim programlarında tarih, dil, matematik, sözel sanatlar, doğa bilimleri, felsefe ve mantık gibi konulara ağırlık verilmesi gerektiğini savunmaktadırlar.

Esasicilik; idealizm ve Realizm akımları esas alınmaktadır. Daimcilik akımıyla çok benzer olup gelenekselliği savunulmaktadır. İnsanın doğuştan boş olduğunu, hiç-bir bilgiye sahip olmadığı düşünülmektedir. Eğitimden kültürün temel öğelerini, özü-nü gelecek nesillere aktarmasını beklemektedirler. Temel bilgilerin çocuğun kişisel tecrübesinden daha önemli olduğu yargısını savunulmaktadır. Tarih, fen, matematik ve yabancı dillerin programların temelini oluşturması gerektiği düşüncesindedirler. Çok sıkı çalışma ve çoğunlukla zorlanma bu eğitim felsefesinde mümkündür. Öğ-rencilerin kendilerini kontrol etme ve disiplin altına alması gerektiği aynı zamanda zorlukların disiplinle çözümlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Öğretmeni entelek-tüel bir lider olarak görüp soyut düşünme alıştırma ve ezberleme yöntemlerinin kul-lanılması görüşünü savunmaktadırlar.

İlerlemecilik; pragmatizm akımının eğitime uyarlanmış bir versiyonu olarak gö-rülebilir. Bu akım öğretmen merkezli ve katı disipline dayanarak pasif insan yetiştir-meye karşı çıkmaktadır. Değişmez gerçeğin olmadığını ve sistemin değişikliğe ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır. Eğitimin öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları doğ-rultusunda şekillenmesi gerektiğini, öğrencinin merkezde olup öğretmenin ise öğren-ciye rehberlik etmesi gerektiği düşüncesini savunmaktadır. Okulun, hayatın kendisi olmasına ve günlük hayatta yaşadığımız problemleri çözebilme yeteneğini öğren-cilere kazandırmasına yer verilmesini düşünmektedir. Eğitimde demokratik olunup,

Page 95: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

94

öğrencinin öğrenmeye aktif katılımı sağlanarak problemleri çözmeye odaklanmasını istemektedir.

Yeniden Kurmacılık; ilerlemecilik felsefesine dayanmaktadır. Eğitimin amacı toplumun sürekli olarak yeniden düzenlenmesi ve topluma gerçek demokrasi anlayı-şını benimsetmektir. Eğitim, sosyal yenilikleri gerçekleştirmedeki en önemli araçtır. Eğitim denge kurma ve değişim aracı olup toplumsal değişme sürecinin merkezi ol-malı aynı zamanda öğretmenin de bu süreçte etkin olması gerekmektedir. Yaşamın sürekli değişmesinden dolayı insanların yaşamı her an yeniden kurması gerekmekte-dir. Cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın eğitimin hedefinin sevgi, barış, hoş-görü ve mutluluk olmasını savunmaktadır.

2. 2023 EĞITIM VIZYONU’NDA MUTLULUKEğitim bireye bilinç kazandırmanın yanında kabiliyetlerini geliştirecek, beceri ka-

zandıracak ve bilgi aşılayacak olan olgudur. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 26. Maddesinin ilk 2 fıkrasında şunlar söylenmiştir:

1. Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşama-sında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.

2. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel top-luluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

Bunlara dayanarak şunlar söylenebilir: Eğitim herkesin hakkıdır vebu haktan herkes yararlanabilme özgürlüğüne sahiptir. Ancak eğitim hakkını kullanmak bir inisiyatiftir. Eğitim sistemlerinin oluşmasında görev alan kişiler toplumun bilinçli ve eğitim almış bireylerden oluşmasını istiyorlarsa, insanların bu inisiyatifini kulla-nabilmek için çekici bir şey olması gerekmektedir. Eğitim insanlara bir zorunluluk olarak değil, bir seçim olarak tanıtılmalıdır. Verilecek eğitim sürecinde ve sonucunda mutlu bireylerin oluşması temel prensip olmalıdır. Mutlu bireylerin aldığı eğitim so-nucunda birey bilinçlenmiş ve örgün eğitimini tamamlamış olmalıdır.

3. GELECEĞIN DEVRIMI - EĞITIM“Şu anda çatışma ve acımasız rekabet koşullarının hakim olduğu, önemli dö-

nüşümlerin yaşandığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasında uçurumların yaşandığı bir dünyada yaşıyoruz. Kaos ve Kriz durumları dünyada küreselleşme ol-gusuna egemen iki önemli kavramdır. Bu kavramlar 21. yüzyılın eğitimine de yansı-mıştır. Ulusal eğitim sistemleri bir taraftan artan hızlı küreselleşme, bilgi patlaması,

Page 96: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

95

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

çok kültürlülükle uğraşmak durumundayken, diğer yandan da yöresel ve yeni ulusal değerleri koruma ikilemiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle yeni eğitim ve öğre-tim yetiştirme anlayışına önem vermek gerekmektedir.” (Parlar – 2009, s.30)

Bu durumlardan açığa çıkarak toplumların çok yönlü bakış açısına sahip olması gerektiğini ve eğitiminde buna göre şekilleneceği öngörülmektedir. Eğitim sistemi-nin temelini atacak kişi, kişiler veya örgütler, bazı değerlerin farkındalığını kendile-rinde oluşturmalı, tedbirlenmeli ve geleceğin mekanizmasını dikkatle ortaya koyma-lıdır. Yeni eğitim dönemi ve yapılanmasında göze çarpacak detaylar, bireyin beceri düzeyinin arttırılması, bireyin kişisel gelişimi ve yetenekleri olacaktır.

21. yüzyıla damga vuracak olan eğitim sistemi belirli davranışlar çizgisinde (tu-tum, tavır ve değerler) temel alıp, daha sonrasında geçmiş kuşakların çizdiği yoldan çıkmalı, yeni ve modern fikirler geliştirip bununla beraber kaliteli ürünler oraya koy-malıdır.

OECD 2030 verilerine göre geleceğin eğitimindeki temel kavram “sürdürülebi-lirlik”tir. Geleceğin eğitiminde temel amaçlardan bir tanesi de, ortaya çıkartılan sis-temin bir an önce yerine oturtulup sürdürülebilirliğinin sağlanmasının gerekliliğidir. Çünkü günümüz eğitim sistemlerindeki büyük problemlerden bir tanesi de eğitim sistemlerinin sürekli değişikliğe uğramasıdır. Sürekli değişiklik gösteren eğitim sis-temleri de OECD 2030 verilerinin ikinci basamağında gösterilen “dayanıklılık” kav-ramı ile çelişmektedir. Eğitim sistemlerinin dayanıklılığı yeniliklerin ışığında gerçek-leşebilir. Bu da OECD 2030 verilerinin üçüncü basamağındaki “inovasyon” kavramı ile orantılıdır.

4. KÜRESELLEŞEN EĞITIM Küreselleşme; gruplar, ülkeler, bölgeler arasında ekonomik, teknolojik, siyasal

ve kültürel ilişkilerin artması, karşılıklı olarak daha fazla etkileşimi, sınır tanımaz gelişmelerle millî sınırların zayıflatılması ve bunlara bağlı olarak küresel toplum ve vatandaşlık bilinci geliştiren süreçler, kabuller ve yaptırımlara dair geniş içerikli bir kavramdır (İkram Çınar,2009). Bugün her yerde çokça bahsedilen küreselleşme kav-ramı, 19. yüzyılda eğitime etkilerini göstermeye başlamıştır.

Küreselleşme olgusunun eğitim sistemine, özellikle de eğitim siyasına, eğitim ekonomisi ve finansına, öğretmen örgütlenmelerine, yaşam boyu yaklaşımlara etkisi olmuştur. Eğitimin içine derinlemesine işleyen bu etkiler, aynı zamanda küresel de-ğerlerin oluşmasına da yol açarak birçok yönden destekleyici kavramlar çerçevesinde eğitim sistemlerinin gelişmesinde rol oynamıştır.

Küreselleşmenin ardından yeni değerlere hitap eden bir eğitim sistemi şekillendi-ği söylenmektedir. Yeni amaçlar ve sonuçlar bekleyen eğitim sistemi, bireye toplum-

Page 97: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

96

sal barışı güçlendirecek anlayışları aktarmaya çalışmıştır. Zamanla bu görüş değişip kapitalizm uğruna bir ürün ortaya koyabilecek insanlar yetiştirilmek amaçlanmış ve bunun insanların yararına olduğu empoze edilmiştir.

Sanayi Devrimi’nden önce usta-çırak şeklinde olan eğitim sistemi Sanayi Devrimi ile yetersiz duruma gelmiş, bu nedenle sanayi paradigması dediğimiz ve günümüzdeki eğitim sistemine de hala etkilerini göstermeye devam eden yeni bir eğitim paradigma-sı ortaya çıkmıştır. Ancak günümüz bilgi ve teknolojilerinin baskın etkileriyle değişen günümüz koşulları sanayi çağını aştığımızı yeni bir çağa eriştiğimizi göstermektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkisiyle ekonomik, sosyal ve toplumsal yaşam deği-şim ve dönüşüme uğramalıdır. Sanayi Devrimi sonrası topluma ve hayat standartları-na hitap eden sanayi paradigmasına yönelmekten çıkılarak günümüz ve geleceğimize daha yararlı olacak yeni bir eğitim paradigmasının oluşumu sağlanmalıdır.

Bu nedenle, dünya genelinde son 30 yıl içerisinde bilgi ve iletişim teknolojilerin-de yaşanan gelişmelerle hızlanan küresel bilgi yarışı ülkelerin eğitim sistemlerini de-ğerlendirmek ve geliştirmek için yeni kararlar almaya zorlamaktadır (Odabaşı, Fırat, & İzmirli, 2010).

5. YÖNETICILERIN GELECEĞIN EĞITIM PARADIGMASINDA BILGI SAHIBI OLMASI GEREKEN KONULAR“Modern dünyada eğitimin amacı bilgi yüklemek ve hatta beceri kazandırmak

değil, bireylerin hayal gücü ve yaratıcılıklarını geliştirmek, bağımsız düşünmeleri-ni sağlamak ve özgüvenlerini tesis edip girişimcilik ruhu kazandırmaktır.” (Çengel, 2006, s.58)

Geleceğin eğitimindeki paradigmanın ilk ve temel amacı bireyi bilinçlendirmek olmalıdır. Bireye öncelikli olarak mesleki eğitim vermenin yatırım olduğunu söy-leyebiliriz ancak gelecekte şekil alacak yaşam şartlarını da düşündüğümüzde kişi-ye toplumsal değerleri öğretmek bir bilinç kazandırmanın aksine, yalnızca temel + mesleki eğitim vermek ölü yatırımdan farksızdır. Geleceğin, bilgi sahibi bir topluma ve toplumsal barışa sahip olmasını istiyorsak bireylere mesleki eğitimden önce kabi-liyetlerini geliştirmeleri ve şu konularda öncelikli eğitim verilmesi, toplumun bilinç-lendirilmesi gerekmektedir:

5.1. Yöneticinin Hayatın İçinden Farkındalık Yaratması Gereken Konular

a. İnsanları ikiye ayırıp cinsiyetçilik yapmak ve bu iki cinsiyete toplumsal açıdan ayrımcılık yaparak insanları kutuplaştırmak o toplumu gelişmemiş gerici kafa ya-

Page 98: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

97

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

pısına sahip bir toplum yapar. İnsanları kadın-erkek olarak sınıflandırmak yerine herkesin bir insan olduğunu özümseyen insanlar gelişmiş bir toplum oluşturacak-tır. Bu yüzden okullarda cinsiyet eşitliğinin gerekliliği vurgulanmalı ve BM Kadın Birimi(UN Women)’nin amaçları anlatılıp katkı sağlanmalıdır.

b. Dünya üzerinde insanları doğa olaylarından daha çok korkuda bırakan savaşlar ve potansiyel savaşları durdurma açısından Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yönündeki faaliyetleri özümsenmeli ve barışın önemi vurgulanarak anlatılmalıdır.

c. İnsanlar sorunlarla karşılaştıklarında çoğu zaman ne yapacaklarından emin ola-maz ve yaşanacaklardan endişelenirler. Herhangi bir sorunla karşılaştıklarında haklarını doğru bir şekilde arayabilmek ve adaleti sağlayabilmek için hukuk siste-minin yardımcı olabileceğine güvenmeli ve neyi nasıl yapacaklarınıbilmelidirler. Hukuk sisteminin iyi olması kadar insanların haklarını bilmesi de çok önemlidir. Bu yüzden insanlara hakları ve herhangi bir sorunla karşılaştıklarında başvura-cakları yollar öğretilmelidir.

d. İnsanlar insan haklarını bilmeli ve bunların gasp edildiğini fark ettikleri zaman doğru şekilde adaleti sağlamalıdırlar.

e. Her bireyin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğunu, kimsenin kimseden üstün olmadığını bilmeli ve bu düşünceleri okulu altında eğitim alan-veren herkese aşı-lamalıdır. Irkçılık anlayışı yok edilmelidir.

5.2. Yöneticinin Bilgi Sahibi Olması Gereken Bilimlera. Kendini ve hayatı sorgulayamayan, varoluş amacını bulamayan bir insanın hem

kendini hem de bir devleti yükseltmede yeterli olamayacağından eğitimde kişiye felsefenin aşılanması ve yeni bir perspektif kazandırması önemli rol oynayacaktır.

b. Ülke durumunu takip edip eksikleri görebilecek ve buna göre hareket edecek hat-ta geliştirmek için girişimcilikte bulunabilecek insanlar yetiştirmek için iktisat dersi verilmelidir.

c. Sosyal yaşamın yeterliliğini düşünmek ve geliştirmek için insanlar eğitim saye-sinde sosyoloji dersi almalı ve bilinçlendirilmelidir.

d. İnsanlardan anlamayan, herhangi bir şeye nasıl tepki verebileceğini tahmin ede-meyen ve insanların ruhsal sorunlarının bilincinde hareket edemeyen bir insanın toplum içerisinde rahat bir şekilde yaşayamayıp, anlaşamayacağından eğitim sü-reci içerisinde psikoloji dersleri de almaları ve hayatlarında kullanmaları gerek-mektedir.“Çağdaş dünyada bireylerin eleştirel düşünme becerilerine ve analitik bakış açı-

sına sahip, araştıran, sorgulayan, yapıcı, yenilikçi bireyler olarak yetiştirilmesi ge-rekmektedir. Eğitimin yeni bilgiler üretmek, bu bilgileri yaymak, toplumun birikimi olan kültürel değerleri yenilemek, bireylere demokratik beceri ve tutum kazandır-

Page 99: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

98

mak, toplumun ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerileri kazandırmak, bireylerin hem ken-di toplumlarına uyumu hem de dünyaya uyumunu sağlamak ve kolaylaştırmak görev ve sorumluluğu vardır (Şen 2009, s.170).”

Sisteme girmesi beklenilen yeni eğitim paradigmasının uyguladığı adımlar sonu-cunda yetişmiş bireyler, bilinçli bir toplum oluşturacaktır. Bilinçli bir topluma sahip olan bir ülkenin refah seviyesi ve yaşam standartlarını artıracak, gelişmiş bir ülke olarak hem günümüzde hem de gelecekte iz bırakacaktır.

Çağımızda hızla gelişmekte olan bilimsel ve teknolojik gelişmeler eğitim yapısın-da değişimlere neden olmasıyla birlikte eğitim sisteminde büyük bir rolü olan yöne-ticilerin de kendini geliştirmesini zorunlu kılmıştır. Eğitim paradigmasının değişmesi kadar bu sistemin düzgün bir şekilde işleyebilmesini sağlamak da önemlidir. Siste-min düzgün şekilde işleyebilmesinde yöneticilerin rolü büyüktür. Eğitim yöneticile-rinin bazı vasıf ve özelliklere sahip olması gerekmektedir.

6. SAHIP OLUNMASI GEREKEN YÖNETICI VASIFLARIYöneticiler, kurum içinde etkinliklerini gösterebilmeleri ve dolayısıyla başarılı

olabilmeleri için bazı vasıflara sahip olmak ve onları sürekli olarak geliştirmek du-rumundadırlar.

Yöneticiler okulu bir bütün olarak görebilmek, okuldaki faaliyetlerle, sorunlarla ilgilenmek ve okulun çevreyle uyumunu sağlayabilmek için idarecilik becerisine sa-hip olmalılardır.

Okuldaki öğrencilerin, öğretmenlerin ve çalışanların sorunlarını anlayabilmek, onlarla birlikte çalışabilmek ve onlarla iyi geçinebilmek için yöneticiler insan ilişkile-ri becerisine sahip olmalıdırlar. Bu beceri her yönetim kademesi için gerekli olmakla birlikte özellikle, insan ilişkilerinin gittikçe azaldığı günümüzde daha da artmaktadır.

Yöneticiler, gecikmeden zamanında isabetli ya da doğru karar verip kurum içe-risinde bir çelişkiye neden olmamak için karar verme becerisine sahip olmalılardır. Gecikmeden zamanında alınan isabetli kararlar ise eğitim veren kurumları her zaman daha ileriye taşır. Ancak üst kademelere çıkıldıkça karar verme becerisinin önemi artacaktır. Kurum içinde asıl işlevleri karar vermek olan, özellikle kurumu doğrudan etkileyen önemli kararları almak baş yöneticiler için son derece önemlidir.

Bu temel vasıflara ek olarak bir yöneticinin ticari bilinç (kuruma para kazandırma ve konuları finansal boyutu ile değerlendirme), değişim öncülüğü (birlikte çalıştığı insanlara kurumsal dönüşüm için rehberlik etme), kurumsal yeterliliği geliştirme (ku-rum çalışanlarını gelecekte ihtiyaç duyulacak yeterlilikler açısından geliştirme) gibi vasıflara sahip olması da onu geleceğin yöneticisi yapar.

Page 100: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

99

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

7. SAHIP OLUNMASI GEREKEN YÖNETICI ÖZELLIKLERIİyi bir yönetici olmanın ilk kuralı şeffaf ve dolambaçsız olmaktır. Çünkü birlikte

çalıştığınız insanlara şeffaf olduğunuz duygusunu vermek, bu insanların yöneticiye olan güvenlerinin en güçlü teminatıdır. Yönetici, yöneticisi olduğu kurumun yapısı hakkında edindiği bilgileri ekibi ile ne kadar paylaşırsa, ekibinin organizasyona olan aidiyeti o kadar güçlenecektir.Aynı zamanda ekip içinde görülen her türlü negatif du-rumda hep birlikte konuşulmaya özen gösterilmeli, ekip içindeki hiç kimse kendisini dışlanmış ve ötekileştirilmiş hissetmemelidir.

İyi bir yönetici olmak bütün gün kabuğuna gizlenerek insanlara komut ve emirler yağdırmak değildir. İyi bir yönetici olarak anılmak isteyen bir yöneticinin en çok dikkat etmesi gerekenkonulardan biri de “Liderlik vasıflarına” sahip olmaktır. Yani ekibine sadece taleplerle ve olumsuz eleştiriler ile boğarak onların daha iyi iş çı-karmasını sağlayamaz. Dolayısıyla ekibinin motivasyonunu yitirmeden ve sürekli genişleyen bir vizyonla iş yapması, yöneticinin onlara liderlik etmesi ile çok daha kolay hale gelecektir. Yöneticilik kariyeri sırasında işlerin içine girmek ve ekibinin yaşadığı güçlükleri birebir deneyimlemek hem yöneticinin kişisel gelişimine katkıda bulunur hem de aralarındaki empati bağını güçlendirir.

Hayatta her kapıyı açan bazı sihirli cümleler vardır ve bu sözlerin belki de en etkilisi “Teşekkür ederim” cümlesidir. İyi bir yönetici olarak anılmak ve kariyerine engelsiz bir şekilde devam etmek isteyen bir yönetici, çalışma arkadaşlarına yaptıkla-rı iyi işlerden ötürü takdir etmekten geri durmamalıdır. Bu şekilde hem ekibine değer verdiğini sözle ifade etmiş olur hem de kendini onlardan farklı bir yere koymadığını göstermiş olur. İyi bir yönetici olmanın altın kurallarından biri de demokratik bir düşünce sistemi ile hareket etmektir. Yani nasıl yöneticinin ekibini eleştirme ya da uyarma gibi bir hakkın varsa, ekibinden gelecek olumsuz geri bildirimlere ve eleşti-rilere de açık olması gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken ise, ekip arkadaşlarıyla arasına koyduğu ideal mesafeyi koruyabilmektir. Yani eleştiriye açık demokratik bir lider olmak, mükemmel olmadan da “işinin en iyisi” olabileceğinin açıkça kanıtıdır.

Bir kurumda işler her zaman beklenildiği gibi iyi senaryolar üzerinden gitmez. Bir yönetici yeri geldiğinde çok sıkıntılı günlere ya da telafisiz sandığı hatalara göğüs germesi gerekecektir. Bu gibi durumlarda muhakeme yeteneğini kaybetmemek için pozitif düşünmeye ve her şeye rağmen gülümsemeye gayret etmelidir. Çünkü yöneti-ciyi lider olarak konumlandıran ekip arkadaşları, yöneticinin yüzünüzdeki bıkkınlık ifadesinden ve karamsarlığından çok kolay etkilenirler. Yine ekip arkadaşlarınınkişi-sel sıkıntıları ve benzeri sorunlarını anlayışla yaklaşmak da iyi bir yöneticinin olmaz-sa olmaz özellikleri arasında gelir.

Page 101: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

100

7.1. Doğru Şartlarda Doğru KararlarYöneticinin esas görevi okulu saptanmış amaçlarına uygun olarak yaşatmak ve

gelişimini sağlamaktır. Okul müdürlerinin ve yardımcılarının görevleri, yetkileri ve sorumlulukları ilgili yönetmeliklerde maddeler halinde sıralanmıştır.

7.2. Yetki Yönetici kurumda örgütleme yaparken amaçlara ulaşılabilmesi için hazırlanan

planı uygulayacak yapıyı oluşturur. Bu yapı içinde alan ve kademeler belirlendikten sonra görev, yetki, sorumluluklar saptanır.

Özellikleri:

Kurumda insanları ve eylemleri birleştirici bir güç olan yetki formal olmaktan çok informaldir ve gruptan kaynaklanır. Yetki genellikle şu nitelikleri taşır:

- Yetki karar sürecinde uzmanlığı yer verir.

- Yetki kişiler arası ilişkilerin bir sonucudur.

- Yetki, üstün kullanması ve astın kabul etmesi ile ilgili olur.

- Yetki kendisi ile birlikte ve dengeli olarak sorumluluk getirir.

Bazı yetkiler başkalarına aktarılabilir veya devredilebilir.

Yöneticiye yetki iki yaklaşımla verilir. Birincisi *hiyerarşik yetkidir. Bu yetki ku-rumdaki basamaklar ele alınarak verilir. Okul müdürü kurumun en üst düzeydeki yö-neticisi olarak yetkilerini en üst düzeyde kullanılır. İkincisi görev bakımından verilen işlevsel yetkidir. Yöneticinin uzmanlık alan ve derecesi esas alınır. Hiyerarşik yetkisi olan yönetici teknik bakımdan yetersiz olursa, gerçek yetki ile beklenen yetki arasın-da boşluk meydana gelir. Yönetici yetkisini demokratik yollarla, karşılıklı anlaşma ve işbirliği yolu ile veya *otokratik olarak çalışanları zorunlu kılma yoluyla kulla-nılabilir. Sosyal bir kurum olan okullarda demokratik yollarla kullanılması önerilir.

7.3. SorumlulukKurumlarda saptanmış amaçların gerçekleştirilmesi için yerine getirilmesi zorun-

lu olan görevlerin yapılmasını sağlamak üzere verilmiş olan yetkilerin kullanılması zorunludur. Bu nedenle sorumluluğun esası zorunluluktur, yani yetkiyi kullanma zo-runluluğudur.

Okul müdürü ilgili yasaların, eğitim politikalarının ve çağdaş eğitim anlayışını beklentileri doğrultusunda okulu amaçlarına ulaştırmak görevi ile yükümlü ve so-rumludur. Okul müdürünün sorumlulukları, görevlerinde olduğu gibi içinde bulun-duğu ortama göre değişiklik gösterir.

Page 102: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

101

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

Başlıcaları şunlardır:

a. Okulun amaçlarını ve felsefesini açıklamak.

b. Okulun politikasını saptamak ve tanımak.

c. Okul etkinlikleri için ihtiyaçları karşılamak.

d. Okulda katılımcı ve demokratik yönetimi geliştirmek.

e. Okulda kişiler ve gruplar arası ilişkiler kurmak.

f. Eğitim ve öğretim etkinliklerini planlamak.

g. Çevre değerlerini incelemek ve desteğini kazanmak.

h. Okul içi ve dışı öğelerle iletişim ve eşgüdüm sağlamak.

i. Etkili bir işletme yöntemi geliştirmek ve uygulamak.

j. Yapılan çalışmaları sürekli izlemek ve değerlendirmek.

Hiyerarşik: Bir toplulukta veya bir kuruluşta yer alan kişileri alt-üst ilişkileri, gö-rev ve yetkilerine göre sınıflandıran sistemdir.

Otokrasi: Otokrasi, monarşinin bir çeşididir. Yönetici, bütün siyasî yetkileri tek başına elinde bulundurur. Fakat monarşinin aksine yönetim miras yoluyla kalmamış, kişi tarafından ele geçirilmiştir.

8. GELECEĞIN EĞITIMINDE TEFTIŞ – TEFTIŞTE GENEL PRENSIPLEREğitimde meydana gelebilecek aksaklıklar, teknolojinin hızla gelişmesi, gelecek

planlamaları ve buna benzer unsurların eğitim sistemine etkileri olmaktadır.

Teftiş, eğitim çalışmalarının, milli eğitim ve öğretim kademesinin amaçlarına yö-neltme ve bu amaçları gerçekleştirmesinde çok etkin bir uygulamadır. Bu bakımdan eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır.

Teftişin genel amacı, eğitim programlarını denetlemek, aksaklıkları gidermek, sistemin etkinliğini geliştirmek ve sistemin ileriye dönük planlarına referans olmak-tır. Böylelikle teftiş günümüzde “eğitim ve öğretimin geliştirilmesi, hizmetin değer-lendirilmesi ve teftişin eğitimin kalitesine olan etkisini incelemesi” gibi anlamlar kazanmıştır.

8.1. Teftiş Kimler Tarafından Yapılır?Milli Eğitim Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Birimi, yeterli sayıda baş-

müfettiş ve müfettişten oluşturulur. Birimin başmüfettişlerden oluşturulması esastır. Ancak, hizmetin gerektirdiği durumlarda, birimde görevli başmüfettişlerin sayısını aşmamak üzere müfettişler de görevlendirilebilir. İnceleme ve Değerlendirme Birimi

Page 103: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

102

en az üç başmüfettişten ve müfettişten oluşur. İnceleme ve Değerlendirme Biriminde görevlendirilen müfettişler aşağıdaki görevleri yaparlar:

- Raporları, suç duyurularını ve yazıları, mevzuat hükümlerini dikkate alarak şe-kil, usul ve esas yönlerinden incelemek;

- Yapılan inceleme sonucunda, esas yönlerinden eksikliği bulunmayan rapor,ve suç duyuruları için inceleme fişi düzenlemek ve büroya teslim etmek;

- Esas yönlerinden eksikliği bulunan rapor, suç duyurusu ve onay talep yazılarına ilişkin tespitlerini, gerektiğinde birimde görevli müfettişlerle ve ilgili başkan yardım-cısıyla da görüşerek, düzenleyeceği iade yazısını başkanlığa sunmak;

- İade edilen rapor, suç duyurusu ve onay talep yazılarında belirlenen eksiklikler konusunda, ilgili müfettiş ve müfettiş yardımcılarının talepleri üzerine, başkanlığın bilgisi dahilinde gerekli açıklamalarda bulunmak;

- Görev dağılımı çerçevesinde kendisine verilen iş ve işlemleri yürütmek, gerekti-ğinde birimde görevli diğer müfettişlere görevlerinde yardım etmek;

- İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu çalışmalarına katılarak değerlendirme fişi düzenlemek;

- Başkanlıkça gerekli görülen istatistiki verilerin hazırlanmasına yardımcı olmak;

- Başkan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.

9. TEMEL HAKLAREğitim amaçlı bir öğretimdir. Bu nedenle eğitimde amacın belirlenmesi ve gelişti-

rilmesi çok önemli bir etkendir. Öğretmen ve yöneticilerin özellikleri bunları anlama-ya ve çalışmaları bu amaçlara ulaştıracak şekilde düzenlemeye elverişli olduğu halde genelde bu görevi yerine getirecek durumda değildir.

İşte başmüfettiş veya müfettişin görevi ilk olarak burada başlar. Milli eğitim ve öğretim kademesinin amaçlarının belirlenmesi ve geliştirilmesi teftişin temel pren-siplerinden biridir. Müfettiş bilgi, gözlem ve tecrübesiyle amaç geliştirmeye büyük katkıda bulunur. Bu bakımdan milli eğitimde teftiş çok büyük önem taşımaktadır.

Amaç geliştirmenin teftişin temel prensipleri arasında olmasının eğitim ve öğreti-me olan bazı katkıları şunlardır:

- Kişinin akademik düzeyinde gelişim sağlamak.

- Doğru bilgi ve eğitime ulaşmayı sağlamak.

- Öğrencinin kişisel gelişimine katkıda bulunmak.

- Eğitimin temel amaçları arasında kişiyi topluma kazandırma olmasıyla birlikte sosyal açıdan toplumun gelişimi sağlanır.

Page 104: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

103

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

10. PROBLEM ÇÖZME Eğitim süreci içerisinde karşımıza çeşitli konularda çeşitli problemler çıkmakta-

dır. Problemlerin çözümünde öğretmen ve yöneticilerin yetkilerinin sınırlı kalması durumunda devreye İnceleme ve Değerlendirme birimi girer. Eğitimle ilgili prob-lemleri denetim süreci içerisinde tespit etmek ve gereken çözüm yollarını bulmak, teftişin temel prensipleri arasında bulunur. Bu teftiş sırasında müfettişler gerekli pro-sedürleri izlemektedir.

Müfettişler tarafından tespit edilen problemler, Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Ku-rulu İnceleme ve Değerlendirme Birimi tarafından incelenmekte ve çözüm aranmak-tadır. Bu problemler öngörülen yöntemleri ile çözüme ulaştırılır.

11. DEĞERLENDIRMEEğitim örgütlerinin amaçları olduğuna,ve bu amaçlarına ulaşmak için belirli yön-

temler kullanıldığına göre, bu çalışmaların sonuçlarının sistematik bir şekilde ra-porlanması ve değerlendirilmesi şarttır. Eğitim örgütlerinin amaçları doğrultusunda gerçekleştirdikleri faaliyetlerin sonuçlarının, verilen emek ve elde edilen sonuç ba-kımından doğru orantılı olup olmadığının tespit edilmesi teftiş ile belirlenmektedir.

Bu değerlendirmelere göre de teftişin eğitim sisteminde önemli bir unsur olduğu görülmektedir.

SONUÇBildirimiz boyunca çokça üstünde durduğumuz örgün eğitim sisteminden önce,

toplumsal sorunlara ve ahlaki değerlere duyarlı yöneticiler yetiştirebilen bir eğitim paradigması doğrultusunda bireyler yetiştirilmelidir. Öğrencileri kalıplaştırmak ye-rine onların yaratıcılığını arttıracak, özgür olmalarını sağlayacak ve bunun olmasını sağlarken de öğrencilerin mutluluğunu ön planda tutacak yöneticiler yetiştirilmelidir.Geleceğin eğitiminin doğru ve başarılı ilerlemeyebilmesi için tutarlı bir paradigmanın sistematik bir şekilde işlenmesi gerekmektedir. Kişinin özünün beslenmesine katkı sağlayacak bir eğitim paradigmasının oluşması ve gelişmesinde eğitim yöneticileri-nin rolü büyük olacaktır. Yöneticilerin verimliliklerini, yönetim stratejilerini ve genel olarak yöneticileri denetleyip eksiklerini kapatmayı amaçlayan Teftiş Kurulu görev-lerini doğru şekilde yerine getirmeli ve dinamik müfettişler görevlendirilmelidir.

Page 105: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

104

KAYNAKLAR

Açıkgöz, Kemal, Eğitimde Etkili Yönetici Davranışları, Kanyılmaz Matbaası, İzmir 1994.

Aktaş, Celalettin, “Enformasyon Toplumu Bağlamında Türkiye”, Selçuk İletişim Dergisi, 4/4, 2007, s. 181-193.

Anıl, İbrahim ve Binali Doğan, Yönetim Felsefesi, Beta Basım Yayın, 2008.

Aydın, Mustafa, Çağdaş Eğitim Denetimi, Gazi Kitabevi, Ankara 2014.

Aydın M., Eğitim Yönetimi: Kavramlar, Kuramlar, Süreçler, İlişkiler, Hatiboğlu Yayınları, 3. Bs., Ankara 1991.

Balcı, Ali, Etkili Okul ve Okul Geliştirme Kuram Uygulama ve Araştırma, Pegem Akademi, Ankara 2014.

Başaran, İ.E., Eğitim Yönetimi, Gül Yayınevi, Ankara 1993.

Bozdoğan, K. ve M. Sağnak, “İlköğretim Okulu Müdürlerinin Liderlik Davranışları ile Öğren-me İklimi Arasındaki İlişki”, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11/1, 2011, s. 137-145.

Cramer, John Francis ve George Stephenson Browne, Çağdaş Eğitim, MEB Basımevi, İstan-bul 1974.

Çelikkaya, Hasan, Fonksiyonel Eğitim Sosyolojisi: Pedagojik Formasyon Amaç-lı, Nobel Yayınevi, Ankara 2019.

Çınar, İkram, “Küreselleşme, Eğitim ve Gelecek”, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2/1, 2009, s. 14-30.

Ensari, Hoşcan, 21. Yüzyıl Okulları İçin Toplam Kalite Yönetimi, Sistem Yayıncılık, 1999.

Eraslan, Ali, “Finlandiya’nın PISA’daki başarılarının nedenleri: Türkiye için Alınacak Ders-ler”, Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 3/2, 2009, s. 238-248.

Eren, Erol, Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayın, 1993.

Ergün, Mustafa, Eğitim Felsefesi, Pegem Akademi, Ankara 2018.

Fesçioğlu, H. Rasim, Reform Doğrultusunda Eğitim Yönetimi, Ankara 1973.

Fındıkçı, İlhamli, Yaşadıkça Eğitim, Hayat Yayınevi, 2004.

Güçlüol, K., Eğitim Yönetiminde Karar ve Örnek Olaylar, Kadıoğlu, Ankara 1985.

Gülen, Tuncay, “Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) Nasıl Hazırlanır?”, 2010 https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_6082.htm (2020)

Hesapçıoğlu, Muhsin ve Şafak Özcan, Küresel Rekabet Ortamında Türk Eğitim Sisteminin Kalitesi, Nobel Yayınevi, Ankara 2005.

Illich, Ivan, Okulsuz Toplum, Şule Yayınları, İstanbul 1970.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, https://www.ihd.org.tr (2020)

Page 106: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

105

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

International Congress of Education Supervision, 6-8 Aralık 2018, Antalya.

İnal, Kemal ve Murat Kaymak, Eğitim Bilimleri Uzman-Toplum ve Eğitim İlişkisi-nin Bilimi: Eğitim Sosyolojisi, Pegem Akademi, Ankara 2014.

Kaya, Yahya Kemal, Eğitim Yönetimi: Kuram ve Türkiye’deki Uygulama, Bilim Yayınevi, Ankara 1999.

Learned, Edmund P. ve Audrey T. Sproat, Örgüt Kuram ve Politikası, Çev. Gencay Şaylan, TODAİE, Ankara 1972.

Levent, Etem, Eğitim Birey ve Değişim, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara 2005.

MEB, Millî Eğitim Sisteminin Yapısı, http://sgb.meb.gov.tr/eurydice/kitaplar/Turk_Egitim_Sistemi_2018/TES_2018.pdf (2020)

OECD Future of Education and Skills 2030 https://www.oecd.org/education/2030-project/ (2020)

Onaran, Oğuz, Örgütlerde Karar Verme, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın-ları, Sevinç Matbaası, Ankara 1971.

Özoğlu, Murat, “Zorunlu Eğitim Üzerine Bir Değerlendirme”, 2012 https://www.setav.org/zorunlu-egitim-uzerine-bir-degerlendirme/ (2020)

Özsalmanlı, Y.A., Türkiye’de kamu yönetiminde liderlik ve lider yöneticilik; Manas Üniversi-tesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7/13, 2005, s.137-146.

Parlar, Hanifi, Tüm Yönleriyle Okul Geliştirme, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara 2019.

Saykılı, Abdullah, “Dünden Yarına Eğitim Paradigmaları: Sanayi Modeli Eğitim Dijital Çağda Yeterli Mi?”, Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi, 4/2, 2018, s. 189-198.

Sönmez, Veysel, Eğitim Felsefesi, Anı Yayıncılık, 2017.

Şahinkaya, Burcu, “Yöneticilik ve Liderlikte Duygusal Zeka”, Yayımlanmamış YL Tezi, Balıkesir Üniversitesi, 2006.

Şişman, Mehmet, Eğitim Bilimine Giriş, Pegem Akademi, Ankara 2006.

Şişman, Mehmet, Öğretim Liderliği, Pegem Akademi, Ankara 2014.

Taymaz, Haydar, Okul Yönetimi, Pegem Akademi, Ankara 2019.

Taymaz, A. Haydar, Eğitim Sisteminde Teftiş Kavramlar, İlkeler, Yöntemler, Pegem Akademi, Ankara 2015.

Tozlu, Necmettin, Eğitim Felsefesi, MEB Basımevi, İstanbul 1997.

Töremen, Fatih, Öğrenen Okul, Nobel Yayınevi, Ankara 2011.

Ünlü, Selçuk, Wilhelm Raabe’de Eğitim ve Toplum Eleştirisi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya 1987.

https://2023vizyonu.meb.gov.tr/ (2020)

Page 107: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 108: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

107

GELECEĞIN ŞEKILLENIŞI: ÖĞRENCI-ÖĞRETMEN/AILE ETKILEŞIMLERI

Zeynep Ece DENİZ Dilara Bahar İŞLERDamla KARACABEY Zeynep ŞAHİNZeynep Sude BİLGİN Emine ÖZKAN

İdil ÇOBAN

ÖzetYaşadığımız devrin değişmesi ve gelişmesiyle, var olan yapılandırmaların ve dü-zenlerin de gelişmesi ve değişmesi gerekir. Geçmişten günümüze toplumun yapısı ve düşünce yapıları değişime uğramıştır. Bütün bu yeniliklere ayak uydurmak için değişimlere ihtiyaç duyulur. Eğitim sistemleri ve düzenleri de bu değişimlere gerek-sinim duyan konulardan biridir. XXI. yüzyılın sahip olduğu teknolojinin sağladığı sürekli inovasyonlar sebebiyle birçok konu gibi eğitimde de bazı yeniliklere gidil-melidir. Bu çalışmamız; verilen eğitim doğrultusunda, öğrencilerin aldığı eğitimin verimini etkileyen en önemli faktörlerden olan öğretmen ve ailenin etkilerini ve bu etkilerinin günümüz şartlarında değerlendirilmesi gereken koşulları ele almaktadır. Öğretmenin öğrenciye yönelik beklentileri ve davranışlarının yanı sıra öğrenci üze-rindeki rollerini açıklamaktadır. Ailenin ise öğrencinin akademik başarıdaki katkı-sı, pedagojik olarak yararları ve davranışlarının etkilerini saptamaktadır. Her iki faktörün de olumlu her tutum ve davranışının öğrenciye yararı vardır. Öğrenciye yönelik her davranışın temel felsefesi kaybetmek değil, kazanmak olmalıdır.

Anahtar Kelimeler: eğitim, öğretmen, öğrenci, aile, akademik başarı

GIRIŞEğitim nedir? Eğitim “istenilen davranışı geliştirme süreci” olarak anlatılabilir.

Peki, bu istenilen davranış kelimesi kimin istediği davranıştır? Bunu anlamak için eğitim kelimesinin kelime kökenine inilmeli ve ilk eğitimin görüldüğü dönemlerden günümüze kadar inceleme yapılmalıdır.

Sanayi devriminden önce eğitim, aileye ait bir sorumluluk olarak görülmektedir. Sanayileşmenin artmasıyla birlikte, eğitim verme görevinin büyük çoğunluğu okulla-ra devredilmiştir. Günümüzdeki eğitim anlayışı Amerikan filozof, psikolog ve eğitim

Page 109: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

108

reformcusu John Dewey’nin fikirlerinden ilham alınarak ortaya çıkmıştır.

Eğitim İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 26. maddesi 2. fıkrasında şu şekilde yer almaktadır: “Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmelidir.” Eğitim öğrenim hakkı 1982 Anayasası’nın 42. maddesinde “Kimse, öğrenim ve eğitim hak-kından yoksun bırakılamaz. Eğitim ve öğretim devletin başta gelen ödevlerindendir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.” ifadesiyle anlatılmıştır. Bu belge-lere dayanarak eğitimin amacı şöyle yorumlanabilir: Atatürk ilkeleri doğrultusunda hoşgörü ve anlayışa sahip, cinsiyet eşitliğine saygılı, eleştirel düşünebilen, sosyal hayata hazır, teknoloji konusunda belirli bir düzeye ulaşmış bireyler yetiştirmektir.

Eğitimin temel amaçları beş başlık altında incelenir. Bunlar:

1. Toplumsal Amaç: Bireyi toplumsallaştırma, sosyal değişimlere uydurma, top-lumsal düzenin sağlanmasına yardımcı olma.

2. Ekonomik Amaç: Bilinçli üretici ve tüketici bireyler yetiştirme, nitelikli insan gücü yetiştirme, ürettiği bilgi ve teknolojiyi tüm insanlığın kullanımına sunma.

3. Siyasal Amaç: Girişimci, öncü, lider ve demokratik bireyler yetiştirme.

4. Bireysel Amaç: bireyin kendisini gerçekleştirmesine yardımcı olma, bireyin ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verme, bireyi tüm yönleriyle geliştirme.

5. Gizli Amaç: Tanıdık sağlama, geniş bir çevre oluşumuna katkıda bulunma.

Ülkemizde öğretmen eğitimi toplumumuzdaki siyasal, sosyo-ekonomik ve kültü-rel gelişmelere paralel bir yol izlemiştir. 150 yıllık bir geçmişe sahip öğretmen yetiş-tirme uygulamalarımız tarihsel bir bakışla değerlendirildiğinde, Osmanlı döneminde gençliğin eğitimi önemli bir konu olarak görülmekle birlikte ordu ve dini kuruluşlar tarafından gereksinim duyulan kişilerin eğitimine ağırlık verildiği anlaşılmaktadır. Cumhuriyet dönemine geçilirken de öğretmen yetiştirme konusu çok önemli bir so-run olarak acil çözümler bekleyen alanlardan birisi olmuştur. Öğretmen eğitimin yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önünde önemli bir sorun olarak bulunmasının te-mel nedeni geçmişten bu konuda da bir kanıtın yok denecek kadar az olmasıdır.

Geçmişten günümüze bakıldığında öğrencinin aldığı eğitimin üzerinde en büyük etkiyi sağlayan faktörler öğretmen ve ailedir. Bu sebepten öğretmen ve ailenin de bilinçli davranması gerekmektedir. Öğrencinin eğitiminde refah sağlamak için bu faktörlerin incelenmesi gerekir.

Page 110: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

109

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

1. AILENIN AKADEMIK BAŞARIDAKI KATKISI Öğrenme doğum ile başlayan bir süreçtir. Bununla birlikte öğrenme önce ailede

başlar sonra okulda şekillenir ve sosyal çevre ile devam eder.

Okul öncesi eğitim dönemi aynı zamanda çocuğun erken çocukluk dönemidir. Erken çocukluk dönemi 0-6 yaş arasındaki zaman dilimidir ve bu zaman diliminde çocuk, bilişsel ve duygusal gelişimdedir. Aileden çocuğa bilgisel, araçsal, değerlen-dirici ve duygusal destekleri sağlaması beklenmektedir. Araştırmalara göre aileden alınan desteklerin arasında aile tarafından en çok sağlanan destek bilimsel, en çok sağlanması gereken destek ise duygusal destektir. Çocuk okulda akademik olarak öğrendiği bilgilerin yanı sıra ailesinden de yaşama dair birçok şey öğrenmelidir. Aile-nin akademik başarıda katkı sağlayabilmesi için öğrenciye özellikle duygusal destek sağlaması gerekmektedir.

Ailenin öğrenciye karşı olan tutumunun öğrenci üzerinde olumsuz etkiler yara-tabileceği unutulmamalıdır. Verilecek olan destek ya da yardım her zaman ölçülü olmalıdır.

Araştırmacıların yaptığı gruplamaların ortaya çıkardığı ebeveyn tutumları aşağı-daki gibidir:

1. Otoriter Anne Baba Tutumu: Bu tutumda anne ve babalar çocuklarına ceza vermeyi ve katı kurallar koymayı tercih ederler. Fazlasıyla kontrolcülerdir. Bu tür tutum sergileyen ailelerde yetişen çocuklar; korkak, boyun eğen ve saldırgan kişiler olabilirler (Yıldız, 2004, s.138).

2. İlgisiz ve Kayıtsız Anne Baba Tutumu: Anne ve babası tarafından ilgi görme-yen, görmezlikten gelinen ve ihmal edilen çocuklar kendini yalnız hisseder ve güven duygusu sarsılır. (Kaya ve diğerleri, 2012, s.210).

3. Serbest Anne Baba Tutumu: Bu tutumdaki anne ve babalar çocuğa ne olursa olsun -yanlış bir hareket yapmış olsa bile- karışmaz ve çocuklarının isteklerini ön planda tutarlar (Aydın, 2002, s.128). Bu şekilde yetişen çocuklar istedikleri olmayın-ca hayal kırıklığına uğrarlar (Kaya ve diğerleri, 2012, s.30).

4. Dengesiz Ve Kararsız Anne Baba Tutumu: Kararları çelişen, tutarsız davra-nan anne ve babalar tarafından yetişen çocuklar hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini kestiremezler (Aydın, 2002).

5. Koruyucu Anne Baba Tutumu: Anne ve babası tarafından aşırı kontrol altına alınan çocuklar başkalarının kendileri yerine karar vermelerine alışmış olurlar seyirci kalmayı tercih ederler (Alisinanoğlu, 2003).

6. Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu: Bu tür anne ve babalar çocuklarına karşı her şeyi yapabilmeleri için - özellikle kendi yapamadıkları şeyleri- çok baskı

Page 111: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

110

kurarlar ve çocuk başaramadığında güvensizlik duygusu yaşar (Yamanoğlu, 2009).

7. Demokratik Anne Baba Tutumu: Bu tutumda anne ve babalar çocuğa değer verir, onun fikirlerini önemser. Bu şekilde yetişen çocuklar girişken, sorgulayan, pay-laşımcı ve yaratıcı gibi özelliklere sahip olurlar (Pekşen ve Akça, 2012).

Çocuğa gösterilen davranışlar, verilen geri dönüşler ne kadar olumluysa çocuğun morali ve yapma isteği olumlu yönde etkilenir. Olumlu yönde destek alan çocuğun kendine güveni, girişimciliği artar, başarmak ister ve bunların sayesinde akademik başarısı da olumlu yönde gelişme gösterir.

Sosyal çevre çocuğun öğrendiği davranışları, bilgileri kullanması için bir alandır. Aynı zamanda çocuğun gelecekteki yaşamı çocuk davranışları ve çevresi için ze-min oluşturabilecek bir deneme tahtası olarak da düşünülebilir. Akranlarına davranış şeklini, olaylara bakış açısını her zaman olduğu gibi ailesinden öğrenir. Kurduğu arkadaşlıklar ve arkadaşlık şekilleri okulda göstereceği davranışları ve başarısını da etkiler.

Kısacası çocuğa gösterilen davranışlar onun hem kişisel özelliklerini hem de akademik başarısını etkilemektedir. Her aile, çocuğunun her anlamda olabildiğince yeterli ve başarılı olmasını ister. Eğer aile çocuğunun başarılı ve yeterli olmasını isti-yorsa ilk önce kendi davranışlarının yeterli olması gereklidir.

2. ÖĞRETMEN-ÖĞRENCI ETKILEŞIMI Eğitimde başarı denildiğinde genellikle, okulda okutulan derslerde geliştirilen ve

öğretmenlerce takdir edilen puanlarla belirlenen beceriler veya kazanılan bilgilerin ifadesi olan akademik başarı kastedilmektedir (Carter ve Good, 1973). Akademik ba-şarı bireyin psikomotor ve duyusal gelişiminin dışında kalan, bütün program alanla-rındaki davranış değişmeleri şeklinde de ifade edilebilir (Erdoğdu, 2006). Akademik başarının öncelikle zekâ ile pozitif yönde ilişkili olduğu kabul edilmektedir (Yıl-dırım, 2000). Başarı kavramı Wolman’a göre (1973), “İstenilen bir sonuca ulaşma yönünde bir ilerlemedir.”Başarı bu kadar geniş kapsamlı tanımlanmakla beraber eği-timde başarı denildiğinde genellikle okulda okutulan derslerde geliştirilen ve öğret-menlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla ya da her ikisi ile belirlenen beceriler veya kazanılan bilgilerin ifadesi olan “Akademik Başarı” kastedilmektedir. (Carter, Good,1973).

Akademik başarı genellikle, öğrencinin psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dı-şında kalan, bütün program alanlarındaki davranış değişmelerini ifade eder(Ahmann, Glock, 1971). Bununla birlikte okulda okutulan derslerle öğrencilerde sağlanma-sı öngörülen davranış değişiklikleri bilişsel davranışlarla sınırlı değildir(Julian ve ark.,1972).

Page 112: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

111

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

Yüzeysel olarak bakıldığında öğrencinin akademik başarısını çokça etkileyen ve akla ilk gelen faktörlerden biri öğretmendir. Öğretmenin sıcakkanlı, sempatik, nazik davranışları öğrencilerle arasındaki ilişkiyi güçlendirmekle kalmayıp akademik ba-şarıyı da doğrudan etkilemektedir. Bu bağlama göre öğretmen-öğrenci ilişkisi birincil ilişki türüdür. Bir çocuğun yaşamında he ne kadar hayatında kritik bir yere sahip yetişkinlerle kurduğu ilişki biçimi etkili olsa da öğretmenlerle kurulan ilişki diğerle-rinden farklı bir yere sahip olabilmektedir. Tıpkı aile-çocuk ilişkisinde olduğu gibi öğretmen-öğrenci ilişkisinde de ortam ve nitelik farklılaşmaktadır. Bir kısım öğret-men öğrenci ilişkileri samimiyet ve sevgi sözcükleri içerirken, diğer kısım ise gerilim ve huzursuzluk içermektedir.

Öğretmenlerin çoğunlukla sosyal becerileri gelişmiş çocuklarla daha kolay sağ-lıklı bir ilişki kurabilirken yeterli sosyal becerisi olmayan çocuk ile bu olayın pek de kolay gerçekleşmediği gözlemlenmiştir. Çocukların çoğu da okul öncesi eğitimine başlamadan önce diğer yetişkinlerle kurduğu etkileşimi öğretmenlerle kurduğu iliş-kiye yansıtmaktadır. Örneğin, diğer yetişkinlerle olumlu ve güvenilir bir ilişki kura-mayan çocuk bu olayı genelleştirebilir ve bu ön yargı ile beraber öğretmene yaklaşıp güvenli ve olumlu bir ilişki oluşturamaz. Bu bağlamlara dayalı olarak öğretmenlerin koşullar ne olursa olsun öğrenci ile kuracağı ilişkiyi olumlu yönde ve güvene dayalı temellendirirken sabırlı ve etkili bir süreç izlemesi gerektiği ortaya koyulmaktadır.

Öğretmenin öğrencilerle yakın ilişkiler kurmasını ve bunları sürdürmesini sağla-mak için, öğretmenin yetişkin – çocuk ilişkilerine dair temsillerini de dikkate almak gerekir. Bu durum yalnızca kendi öğrencileriyle kurduğu ilişkilerle ilgili temsilleri değil, aynı zamanda öğretmenin kendi çocukluğunda önemli rolü olan yetişkinlerle yaşadığı deneyimleri de içermektedir (Pianta ve Hamre, 2001). Bir başka ifadeyle çocukluğunda öğretmene verilen bakım öyküsü, sınıftaki öğrencinin davranışlarını ve gönderdiği ipuçlarını tanımlamasında ve yorumlamasında etkili olabilmektedir (Pianta ve Hamre, 2001).

Öğretmen, geçmişinde, çocukların duygularını kendilerine saklamaları ya da duy-gusal stres altında güçlü olmaları gerektiğine ilişkin bir bakıma maruz bırakıldıysa, bu durum öğrencilerinin davranışlarını yorumlamada öğretmen açısından belirleyici olacaktır. Pianta ve arkadaşları (Pianta, 1998), öğretmenin çocukla kurduğu ilişkiyi algılama biçimi ile çocuğun davranışları ve uyumu arasında anlamlı bağlantılar ol-duğunu vurgulamaktadırlar. Öğretmenleri tarafından kurdukları iletişimleri iyi yönde algılanan öğrencilerin okula karşı tutumun ve okuldaki akademik başarısının diğer öğrencilere göre daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Bununla beraber olumlu iler-leyen öğretmen-öğrenci etkileşimi, özel eğitim kısmında risk altında olan çocuklar bakımından da koruyucu bir etken olarak da gerçekleştiği belirtilmektedir.

Page 113: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

112

Bu bağlamda ilişkilerin iki birey arasındaki bilgi alışverişini sağlayan dinamik bir işleve sahip geribildirim süreçlerini de içerdiğini göz önünde bulundurmak gerekir. Geribildirim, ilişki içinde katılımcı olan bireylerin birbirleriyle olan etkileşimleri ve kurdukları iletişimler yoluyla verilmektedir. Bilginin içeriğinin yanı sıra, bilginin nasıl alınıp verildiği de (ses tonu, duruş-mesafe, zamanlama gibi) önem kazanmaktadır. Bir başka kişinin davranışları gözlemlendiğinde, algılar bilgiyi elde etmede filtre işlevi görmektedir. Bir öğretmen, “O beni asla dinlemez” ya da “Daima ona ilgi gösterme-me ihtiyacı var” dediği zaman, bilgi alışverişinin söz konusu olduğu bu sistem içinde filtreleri uygunsuz biçimde kullanıyor demektir. Bu filtreler davranışı yönlendirmede önemli olabilmektedir; çünkü bunlar kendi kendini doğrulama eğilimi göstermektedir-ler. Bir başka ifadeyle, öğretmen kendisini dinlemediğini hissederse, öğrencinin uyu-ma yönelik davranışlarını uygun biçimde algılayamamakta ve bu davranışları yorum-lamakta zorluk çekmektedir. Bu durumda, öğrencinin herhangi bir davranışına karşılık öğretmen tepki gösterebilir hale gelmektedir. Zaman içinde, bu süreçler, öğretmen ve öğrenci arasındaki etkileşimleri şekillendirerek belli örüntülerin ve beklentilerin oluş-masına yol açmaktadır. (Educational Sciencesand Practice, 13 (25), 87-102)

Yetişkinin yanı sıra çocuğun benzer özelliklerinin de bir ilişkiyi belirlemede et-kili olduğu bilinmektedir. Ayrıca çocuğun yaşı, cinsiyeti ya da aktif ve başarılı olup olmaması gibi özellikleri de öğretmenin yaklaşım biçimini etkileyebilmektedir. An-cak bu ilişkideki en kritik nokta, ilişkinin öğrenci üzerindeki etkisinin ve etkileme biçiminin büyük ölçüde yetişkine bağlı olmasıdır. Çocuk – yetişkin ilişkilerindeki bu doğal asimetri, ilişkinin niteliği açısından, yetişkine nispeten daha fazla sorumluluk yüklemektedir (Pianta, 1998).

Bu bağlamlardan yola çıkıldığında çocuğun okula adaptasyonunda ve sosyal başa-rısında etkili bir yere sahip olan öğretmen ile öğrencinin, aralarındaki etkileşimin al-gılama şekillerinin belirlenerek bu etkileşiminin geliştirilmesi yönünde yapılacak mü-dahalenin öğrencinin okuldaki akademik başarısında, sınıf içindeki etkileşiminde ve bireysel potansiyel sorunlarının çözümünde önemli bir unsur olduğu görülmektedir.

3. BIR ÖĞRETMENIN SAHIP OLMASI GEREKEN NITELIKLER NELERDIR? Öğretmen öğrencinin hayatında büyük bir rol oynar ve öğrenim sürecinde bü-

yük sorumluluklara sahiptir. Bunlar, öğrenmeyi sağlama sınıf yönetimi, aile üyeliği, değerlendirme, güven verme, mesleksel ustalık, topluluk liderliği başlıkları altında sıralanabilir. Bir öğretmen olarak öğretim sürecindeki başarı ve başarısızlığının çoğu onun rollerini, sorumluluklarını ve gücünü nasıl kullandığıyla ilgilidir. Sıcak, hevesli, heyecanlı, işe yönelik ve düzenli olma, çeşitli materyalleri kullanma, açıklamalar

Page 114: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

113

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

yapma, derse bir önceki dersi özetleyerek başlama, arka arkaya birkaç soru sorma yerine tek ve açık bir soru sorma öğrenci başarısı ile olumlu ilişkiler gösteren öğret-men davranışları olarak bulunmuştur. Başarılı öğretmenlerin öğrencilerinden akade-mik beklentisi olan, onları teşvik eden, akademik gelişmelerinden sorumluluk payı çıkaran, konusuna hâkim, derste konusu ile ilgili çalışmalara yönelik olan, aktif ve bilgili kişi olarak belirlenmektedir. Öğretmen başarısı öğrencinin başarı tutum, ilgi ve becerisine yansımaktadır.

Öğretme, öğrenme ile doğru orantılı bir iştir. Bir öğretmen ne kadar iyi bir öğret-me yeteneğine sahipse öğrencinin de akademik başarısında olumlu ilerlemeler görü-nür. Karmaşık bir toplumda öğrenilmesi beklenen davranışlar çok olduğundan bunla-rın kişisel çabayla gerçekleşmesi çok zordur. Bu güçlüğü yenmekte okul özel öneme sahip bir kurum olarak ön plana geçer. Okul bireyler için gerekli davranışları seçmeli ve eğitimi bu seçkin değerler üzerine düzenli bir ortamda kurmalıdır. Böylece öğreni-leceklerin belirlenmesi, öğretme işinin de belirlenmesini gerekli kılar. Öğretme işinin temel sorumlusu öğretmendir.

Öğretmenler ve öğretmenlik mesleğindeki nitelik konusu sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde çok sık gündeme gelen bir konudur. Öğretmenlik mes-leği ve bu mesleği yürüten profesyonellerin mesleğin gereklerini yerine getirişleriyle ilgili düzenlemeler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri üzerinde hep konu-şulan bir konu olmuştur. Özellikle son 30 yılda gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmeye çalışılan düzenlemeler bu konuda çok uzun yıllar sürebilecek çalışmaların da işaret-çileridir. Öğretmenlik mesleği içerisinde nitelikler ve roller çok önemli rol oynamak-tadır. Bir öğretmen ne kadar kendini bu alanlarda ileri seviye taşırsa akademik başarı açısından öğrenci de bundan olumlu etkilenir.

Öğretmen yeterliliklerinin, eğitim hizmetlerine etkisi ulusal ve uluslararası dü-zeyde yapılan araştırmalarda görülmektedir. ILO (International LabourOrganization) ve UNESCO, öğretmenlerle ilgili uluslararası düzeyde yaptığı çalışmalar sonunda hükümetlere önerilerde bulunmuşlardır. Bu öneriler arasında gereksinim duyulan sayıda öğretmen yetiştirme sorunu kadar gereksinim duyulan yeterlilikte öğretmen yetiştirme sorunun da dikkate alınması gerektiği yer almaktadır (Akyüz, 2003). Öğ-retmenin öğretmenlik yapabilmesi ve belli nitelik ve rolleri için pedogojik formasyon eğitimi alması eğitim açısından donanması çok önemli bir noktada bulunmaktadır.

Page 115: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

114

4. BU NITELIKLERE IHTIYAÇ SEBEPLERI VE ÖĞRENCIYE GERI DÖNÜTÜ Eğitim-öğretim ilişkisinde, öğrencinin başarı ivmesini etkileyen en önemli un-

surlardan biri de öğretmenin öğrenciye olan bakışı ve tavrıdır. Öğretmenin tavrını ve bakışını etkileyen unsur ise öğretmenin öğrenciden beklentileridir. Öğretmen bek-lentileri üzerine yapılan ilk çalışma Rosenthal ve Jacobson (1968) tarafından ger-çekleştirilmiştir. Bu çalışmada, bir okuldaki öğrencilere zekâ testi uygulanmış ve her sınıfın yüzde 20’si deney grubu olmak üzere rastgele düşük, orta ve yüksek yete-nekli öğrencilerden seçilmiştir. Seçilen öğrencilerin öğretmenlerine, bu öğrencilerin 8 ay içinde çok büyük gelişmeler göstereceği söylenmiştir. Sekiz ayın sonunda bu öğrencilerden gerçekten büyük kazanımlar elde ettikleri görülmüştür. Öğretmenin gelişme göstereceğine inandığı öğrenciler gelişme göstererek bu beklentiyi doğrula-mıştır. Öğretmene, bu çocukların sınıfta nasıl davrandığı sorulduğunda çocukların; ileride başarılı olacak, mutlu, sevecen, meraklı çocuklar olduğunu belirtmiştir. Deney grubunun içinde olmayan öğrencilerin durumları sorulduğunda ise, deney grubunun içinde bulunan çocuklardan daha büyük gelişmeler gösteren öğrenciler olduğu halde öğretmenler onlar hakkında aynı düşüncelere sahip değildirler. Seçilen öğrenciler öğ-retmenlerinin onlara olan inancıyla motive olup zekâ seviyesi fark etmeksizin yüksek verim göstermişlerdir. Daha sonra yapılan çalışmalarda olumlu beklentilerin yanında olumsuz beklentilerin de olduğu, fakat bu beklentilerin, her öğrenciyi veya öğretmeni evrensel olarak etkilemediği ortaya çıkarılmıştır. (Brophy ve Good, 1974). Öğretme-nin öğrenciye gösterdiği ilgiyi arttıran en büyük etkense öğrencinin geleceğinde ke-sin bir başarı potansiyelidir. Yani öğretmenler, tüm öğrencilerinin gelecekte başarılı bir birey olma potansiyelinde olduğu düşüncesine sahip olursa öğrenciler akademik başarıda ivme kazanacaktır. Öğrencilerin eğitime, okula ve akademik başarıya olan sempatisini arttıran en önemli faktör öğretmen ve onun çizdiği profildir.

5. ÖĞRETMENIN SINIF IÇINDE VE DIŞINDAKI ETKILERI VE ROLLERI Eğitimde öğretmen; okul, program ve öğrencinin yanı sıra öğretimin en önemli

faktörlerinden birisidir. Öğrenme faaliyeti, yalnızca öğrenilebilecek konu ile öğrenci arasındaki mekanik bir iletişim olmayıp, sıcak insan ilişkilerini de gerekli kılan bir etkinlik olduğundan, hangi tür öğretme materyali kullanılırsa kullanılsın öğretmenin öğretimdeki rolü azalmamaktadır. Bununla birlikte, bugünün öğretmeninden bekle-nen görevlerde önemli değişikliklerin bulunduğu da gözlenebilen bir başka gerçektir. Günümüzde öğretmenlik, meslekler arasında, aynı anda çok değişik rolleri birden yerine getirme zorunluluğu olan en karmaşık mesleklerden biridir. Öğretmen sınıfta

Page 116: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

115

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

hem disiplin sağlayan kişi olmanın yanında sınıfı canlı tutan, öğrencilerin öğrenme isteğini arttırıcı, plan ve program yapan, değerlendirme yapan kişidir. Sınıf dışında ise bu rollerine, çocuk ve gençlere model olma, toplumun kalkınmasında itici güç olma, iyi bir vatandaş olma vb. yeni görevler eklenmektedir.(Kolesnik,1970). Bütün bu görevleri yerine getirebilmek için öğretmenin bazı özel niteliklerinin bulunması gereklidir.

Bela (1969)’a göre öğretmenin gücünü kullanmada oynadığı, aile üyesi, danış-man ya da patron rolü, öğrenmeyi yönlendirici rolü, mesleki uzmanlık rolü, yargıç rolü, rehber ve terapist rolü gibi birçok rolü vardır.

Amidon ve Hunler (1966) öğrenmeyi etkileşim süreci olarak almakta ve öğret-menin rolüyle ilgili davranışlarını sınıf etkinlikleri bakımından şöyle sıralamaktadır :

1. Öğrencileri güdülemek

2. Sınıf etkinliklerini planlamak

3. Öğrencilere bilgi vermek

4. Öğrencileri disipline sokmak

5. Öğrencilere danışmanlık yapmak (Demirci. 1993)

Eğitimde Nitelik Havighursl ve Ncu-Gartcn (1967) öğretmen rollerini öğrenciler-le ilişkilendirerek bunları öğrenci merkezli roller olarak sıralamışlardır:

a. Öğrenmeyi sağlama

b. Sınıf yönetimi

c. Aile üyeliği

d. Değerlendirme

e. Güven verme

f. Mesleksel ustalık

g. Topluluk lideri

Öğretmenin mesleki bilgisi ve kişilik özellikleri ile öğrenci başarısı arasındaki ilişkiyi inceleyen (Brophy ve Good. 1986) bazı araştırmacıların bu değişkenlerin kararlı olmaması nedeniyle öğrenci başarısı ile anlamlı ilişki vermediklerini ileri sürdüklerini, buna karşılık gözlem teknikleri geliştikçe, öğretmenlerin bazı nitelik-lerinin öğrenci başarısı ile ilişkisini gösteren araştırma bulgularına rastlanmakta ol-duğunu belirtmektedirler. Örneğin, sıcak, hevesli, heyecanlı, işe yönelik ve düzenli olma, çeşitli materyal kullanma, açıklamalar yapma, derse bir önceki dersi özetle-yerek başlama, arka arkaya birkaç soruyu sorma yerine tek ve açık bir soru sorma öğrenci başarısı ile olumlu ilişki gösteren öğretmen davranışları olarak bulunmuştur. Eleştirme, kınama, küçük düşürücü sözler söyleme, yarışmayı teşvik etme, cinsiyet

Page 117: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

116

yönünden ayrım yapma başarı ile olumsuz ilişki gösteren özelliklerdir. Başarılı öğ-retmenlerin, öğrencilerinden akademik beklentisi olan, onları teşvik eden, akademik gelişmelerinden sorumluluk payı çıkaran kimseler oldukları saptanmıştır. Kısaca ba-şarılı öğretmen, konusuna hakim, derste konusu ile ilgili çalışmalara yönelik olan, aktif ve bilgili kişi olarak belirlenmektedir ve öğretmen başarısı öğrencinin başarısı-na yansımaktadır. Öğrencilerin çeşitli durumlarda ve başkalarına yönelik açık fikirli olmasını istiyorsa, en etkin model olan öğretmenlerin açık fikirli tulumlar göstermesi gerekecektir. Öğrencilere başkalarını oldukları gibi kabul eden ve başkaları için sağ-lıklı bir bakış açısı kazandırtacaksa k o zaman bizim de başkalarını kabul etmemiz gerekecektir. Biz onlara düşünme düzeyi, analitik, umutlu ve belirsiz olaylar ya da sorunlar karşısında yargılayıcı bir yaklaşım kazandırtacaksak o zaman bizim belirsiz olaylara aynı şekilde yaklaşmamız gerekecektir. Olaylara karşı kışkırtıcı, karamsar ve mantıklı olmayan bir yaklaşım kesinlikle sınıfın pozitif zihinsel sağlığını sağla-maktan uzaktır.

6. ÖĞRETMENLERIN ÖĞRENCILER ÜZERINDEKI ROLLERI Öğrencinin üzerinde etkili olan öğretmen profilinin öğretim sürecini etkili kılabi-

lecek bazı özellikler vardır. Bu özellikler sınıf içi ve sınıf dışı olmak üzere farklılıklar gösterebilir. Sınıf içinde bu özellikler;

1. Bilişsel yetenekler: Öğretmenin gelişim, öğrenme gibi süreci ilgili bilgisini kapsamaktadır.

2. Kişilik Özellikleri: Araştırmalara göre öğrenciye destek veren, öğrencinin kendisine yakın hissetmesini sağlayan öğretmenlerin öğrencilerin başarısı üzerinde olumlu etkileri olduğu; öğrencilerini cezalandıran öğretmenlerin sınıflarının dikka-tini toplamakta zorlandığı gözlemlenmiştir. Bu sonuçlara göre öğrenciye sevgiyle yaklaşan öğretmenlerin öğrencilerin üzerinde daha pozitif bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

3. Öğretme stili: Öğretmenin bilgiyi aktarmak için kullandığı teknik, yöntemleri kapsar.

4. Disiplin: Öğretmenin sınıf ortamında bazı kurallar uygulaması ve otoriteyi sağlama amaçlı yaptığı davranışları kapsar. (Ausubel, 1969)

Etkili öğretmenin özelliklerini sınıflayan başka bir yazar olan Woolfolk (1990) bir öğretmenin konu alanını bilmesinin gerekli olduğunu, ancak etkili öğretim için ye-terli bir özellik olmadığını söylemiştir. Çünkü konu alan bilgisinin sunum yapmadan etkisiz, öğretimin üzerinde de dolaylı bir etkisi vardır.

Sınıf dışında ise öğretmenin mesleki becerilerinin yanı sıra çağdaş ve iyi alışkan-

Page 118: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

117

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

lıklara sahip bir insan olması etkililiği açısından gereklidir. Çünkü öğretmenler öğ-rencilerle en çok zaman geçiren kişilerden biri olduğundan öğrencilere model olma, rehberlik etme gibi sorumluluklarla da yükümlü konumuna gelir. Öğretmenin sınıf dışında da yol gösterici olması, beklentilerinin olumlu olması, öğrenciye inanması ve motive etmesi öğrenciye büyük katkı sağlayacaktır. Araştırmalara ve toplumun ihti-yaçlarına göre öğrencileri bilime, sanata kültürel ve ahlaki değerlere yönlendiren ve onlara bu konularda arka çıkan öğretmenler başarı oranı yüksek bir öğrenci kitlesine sahip olmuşlardır.

SONUÇÖğretmenin öğrenci üzerinde yarattığı etkinin büyüklüğü baz alınarak, çok net bir

şekilde söylenebilir ki eğitim uygulamalarının başarısı öğretmen eğitimine bağlıdır. Öğretmen eğitiminin verimli biçimde sağlanması için dört temel etken vardır (IBE, 1996):

1- Öğretmen eğitiminin profesyonelleştirilmesi.

2- Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim.

3- Öğretmenlerin yeni bilgi teknolojilerini kullanmasını öğrenmesi.

4- Geleceğin öğretmenlerinden ne beklendiğinin tanımlanmasıdır. (Tutkun ve Ak-soyalp, 2010)

Öğretmenlerin davranış ve tutumlarının öğrenciler üzerindeki etkilerinden bahset-tiklerimizden yola çıkarak öğrenciler açısından öğretmenin öğrenciye karşı anlayışlı, hoşgörülü, motive edici, inançlı, empati yapabilme kabiliyetine sahip; öğrencinin se-viyesine yaklaşabilen, yol gösterici, mesleki bilgiyle donatılmış, sabırlı, araştırmacı ve yeniliklere açık bir birey olarak yetiştirilmesi gerektiği söylenebilir. Öğretmenler-den yetiştirmeye çalıştığı öğrencilerin ve içinde bulunduğu çevrenin ekonomik, si-yasal, hukuksal, sağlık, beslenme, psikolojik....vbalanladaki gereksinimlerine cevap vermesi beklenmektedir. Kısacası öğrencinin nasıl bir birey olması bekleniyorsa, öğ-retmenin de öyle bir birey olması gerekmektedir. İstenilen bu özelliklerin sağlanabil-mesi için öğretmen yetiştirme programında bu özelliklerin sağlanmasını amaçlayan bir eğitim programı uygulanmalıdır.

UNESCO-Uluslararası Eğitim Birimi (IBE, 1997a), 21. yüzyılın öğretmenini ye-tiştirmede şu temeller çerçevesinde bir anlayış oluşturulmasını önermektedir:

1- En zeki ve yetenekli gençler öğretmenlik mesleğine yönlendirilmelidir.

2- Hizmet öncesi eğitim ile meslek hayatının gereklilikleri en etkili şekilde iliş-kilendirilmelidir.

3- Öğretmenlik mesleğinin ilk yıllarında başarılı olmak için kullanılabilecek stra-

Page 119: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

118

tejiler, öğretmenlik eğitiminin bir parçası olmalı ve öğretmen yetiştirme eğitim prog-ramlarında yer almalıdır.

4- Öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinin verimliliği için en etkili stratejiler be-lirlenmelidir.

Cogan ve Pederson (2001)’a göre ise, 21. yüzyılın öğretmeni çok kültürlülük an-layışına ve yeterliklerine sahip olmalıdır. Öğretmen ülkesi, ulusu ve tüm insanlıkla ilgili her türlü sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel konulardan yurttaşlık haklarına kadar tüm sorunlara karşı duyarlı ve çözümünde aktif rol alan olmalıdır. Gelecekte eğitimin temel hedeflerinden birisi “birlikte yaşayabilme anlayışı” oluşturabilmektir. Bugün birlikte yaşayabilme anlayışı, farklılıklara saygı duyarak ve birlikte istişare ederek sosyal sorunlara çözüm bulma çabasını da içermektedir. Bu nedenle, demok-ratik bir toplum inşa etmede, birlikte yaşama bütün dünya ülkeleri için gerekli bir öğe olarak görülmektedir. Bu bağlamda, demokratik bir toplum inşa etmede vatandaşlık eğitimi konularına, öğretmen yetiştirme eğitim programlarında yer verilmelidir.

Page 120: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

119

Çamlıca Kız Anadolu Lisesi

KAYNAKLAR

Açıkgöz, Kamile Ün, Etkili Öğrenme ve Öğretme, Biliş Yayınları, Ankara 2010.

Arseven, Ali, “Çocukta Benlik Gelişimine Ailenin Etkisi ve Çocuğun Okuldaki Başarısı”, Eğitim ve Bilim Dergisi, 1986, s. 11-17.

Aydoğdu, Fatih ve Mücahit Dilekmen, “Ebeveyn Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi”, Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 11/2, 2016, s. 569-585.

Azar, Ali, “Türkiye’deki Öğretmen Eğitimi Üzerine Bir Söylem: Nitelik mi, Nicelik Mi?”, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1/1, 2001, s. 36-38.

Çamlıbel Çakmak, Özlem, “Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Aile Katılımı”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10/1, 2010, s. 1-18.

Engin, A. Osman ve Solmaz Aydın, “Sınıf İçi İletişimde Öğretmenin Rolü”, Atatürk Üniversi-tesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 16, 2007, s. 1-14.

Erdoğdu, M. Yüksel, “Yaratıcılık ile Öğretmen Davranışları ve Akademik Başarı Arasındaki İlişkiler”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 5/17, 2006, s. 95-106.

Gordon, Thomas, Etkili Öğretmenlik Eğitimi, YA-PA, İstanbul 1993.

Karacaoğlu, Ömer Cem, “Öğretmenlerin Yeterlilik Algıları”, YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, V/I, 2008, s. 70-97.

Keçeli-Kaysılı, Bahar, “Akademik Başarının Arttırılmasında Aile Katılımı”, Ankara Üniversi-tesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 9/1, 2008, s. 69-83.

Kılıç, Çiğdem, “Aile Eğitim Programları ve Türkiye’deki Örnekleri”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 10/1, 2010, s. 99-111.

Koç, Gürcü, “Yapılandırmacı Sınıflarda Öğretmen-Öğrenen Rolleri ve Etkileşim Sistemi”, Eğitim ve Bilim Dergisi, 31/142, 2006, s. 56-64.

Özel, Erdoğan ve Hikmet Zelyurt, “Anne Baba Eğitiminin Aile Çocuk İlişkilerine Etkisi”, Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 16/36, 2016, s. 9-34.

Sünbül, Ali Murat, “Öğretmen Niteliği ve Öğretimdeki Rolleri”, Eğitim Yönelimi Dergisi, 2/1, 1996, s. 597-607.

Seferoğlu, S. Sadi, “Öğretmen Yeterlilikleri ve Mesleki Gelişim”, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, 58, 2004, s. 40-45.

Şahin, Derya, “Öğrenci- Öğretmen İlişki Ölçeği’nin Türkçeye Uyarlanması”, Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 13/25, 2014, s. 87-102.

Şahin, Fatma Tezel ve Saide Özbey, “Aile Eğitim Programlarına Niçin Gereksinim Duyul-muştur? Aile Eğitim Programları Neden Önemlidir?”, Aile ve Toplum, 3/12, 2007, s. 7-12.

Tutkun, Ömer Faruk ve Yasemin Aksoyalp, “21. Yüzyılda Öğretmen Yetiştirme Eğitim Programının Boyutları”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24, 2010, s. 361-370.

Page 121: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 122: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

HAYDARPAŞA LISESI

Page 123: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 124: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

123

EĞITIMDE TEKNOLOJI VE AKILLI SINIFLAR

Haluk Can ARAS Yeliz UNUTMAZYiğit ERDEM

ÖzetGün geçtikçe dengesi bozulmaya devam eden dünyamızın daha yaşanılabilir bir yer haline gelmesi için daha vasıflı nesillerin yetişmesi gerekmektedir. Bunun için ise önce toplum, daha da öncesinde birey bazında çözümler üretilmelidir. “Nasıl daha vasıflı bireyler üretebiliriz?” sorusu sorulduğunda ise çoğu insanın aklına öncelikli olarak Birlemiş milletlerin de koymuş olduğu 17 küresel kalkınma hedefinden biri olan nite-likli eğitim gelir. Nitelikli eğitim kavramı, kullanıldığı her alanda çok büyük verimle-rin elde edilmesini sağlayan teknolojiden bağımsız düşünülemez. Teknolojinin çoğu alanda nasıl değişimler yarattığına şahitlik edebiliyor olmamıza rağmen, eğitim alanı -özellikle ilim yuvaları olan okullar- için henüz aynı etkiyi yaratabildiğini söyleye-meyiz. Günümüzde her ne kadar akıllı tahtalar, e-öğrenme ortamları ve dijital hikaye anlatımı gibi eğitimde teknoloji ürünleri bulunsa da bunlar ne yazık ki on yıllardır alışılagelmiş olan klasik eğitim anlayışını değiştirmek için yeterli değildir. Eğitimin okuldan bağımsız olan kısmı teknolojiye daha çabuk ayak uydurabilmiş durumda. Fa-kat okul veya en azından bir öğrenme ortamının daima gerekli olacağını düşünülecek olursa hızla gelişen bu teknolojiyi okula entegre ediyor olmamız bizler için bir zorun-luluktur. Her ne kadar uzaktan eğitim modelinin popülaritesi son yıllarda büyük bir ivmelenme yakalasa da öğrenen ve öğreticinin birbirinden yalıtıldığı bu modelde alı-nacak verim,eğer ki etkili ve çekici öğrenme ortamları başarıyla tasarlanıp sunulma-dığı takdirde, somut bir öğrenme ortamı ve öğreticinin yokluğundan ötürü daha zayıf olacaktır. Yine son yıllarda ortaya çıkan bir diğer kavram ise “Akıllı Sınıf”tır. Akıllı sınıflar için çeşitli tanımlar bulunuyor olsa da genel bir tanım olarak; geleneksel sınıf ortamından farklı olarak sınıf ortamının internete bağlı bilgisayar, projeksiyon cihazı, akıllı tahta, yazıcı, öğrenci yanıtlama teknolojisi, doküman kamera, hoparlör vb. gibi görsel ve işitsel teknolojilerin bir arada kullanıldığı sınıflar olarak tanımlayabiliriz. Buradaki asıl amaç hiçbir interaktifliği bulunmayan klasik eğitim anlayışını değiştirip yerine çok daha dinamik ve canlı bir sistem oturtmaktır. Gelişen teknoloji ile birlikte ilerleyen zamanlarda bu sistem için nanoteknoloji, hologramlar, artırılmış ve sanal gerçeklik de kapsam dahilinde olabilir.

Anahtar Kelimeler: eğitim, teknoloji, akıllı sınıf

Page 125: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

124

Tarih boyunca eğitimin daha kaliteli bir hale gelmesi için birbirinden farklı çö-zümler denenmiştir. Bunların en efektif olanlarının ise teknoloji bazlı olanlar olduğu aşikardır. Gelişen teknoloji diğer bütün alanlarda nasıl kullanılıyorsa eğitim alanında da aynı şekilde kullanılması gerekmektedir. Teknolojinin okul ortamından bağımsız olarak eğitimde kullanımı çok daha çabuk ve inovatif bir şekilde gelişmiştir. Ama asıl ilim irfan yuvaları olan okullarda ne yazık ki aynı gelişmişlik düzeyinde bulunmuyor olması çok büyük bir eksidir. Teknolojinin okul ortamına entegre edilmesi gerekliliği “Akıllı Sınıf” kavramını ortaya çıkarmıştır. Akıllı sınıfların kullanımının yaygınlaş-masıyla eğitimin niteliğinin artması arasında paralel bir artış söz konusu olacaktır. Yazımızda eğitimde teknolojinin, yapay zekânın ve özellikle akıllı sınıfları günümüz ve gelecek eğitimini ne şekilde değiştireceğinden bahsedeceğiz.

1. EĞITIM NEDIR?Eğitim, bireylerin - özellikle çocukların ve gençlerin - toplum yaşayışında yerlerini

almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştir-melerine, okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme olgusudur.Eği-tim anne karnından başlayıp yaşam son bulana dek devam eden bir süreçtir. Bu süreç bir tırtılın kelebek oluncaya dek koza içindeki değişim ve gelişimine benzemektedir. Eğitimin en verimli ve yoğun olduğu dönem okul çağıdır. Okul çağındaki çocuk ve gençlerin daha kaliteli eğitim almaları toplumları geleceklerin için oldukça önemlidir.

2. TEKNOLOJI NEDIR?Teknoloji, bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve

aletleri, bunların kullanım biçimlerini kapsayan uygulama bilgisi, uygulayım bilimi olarak tanımlanır. Teknoloji her geçen gün değişmekte ve kendini yenilemektedir. Bunun sebebi ise teknolojinin günlük sorunlara karşın üretilen çözümler bütünü ol-masıdır. Bu çözümler de süregelen vakitte sorunlara bağlı olarak devinim kazanır. Ve doğası gereğidaimi bir sirkülasyona sahiptir.

3. ZEKÂ VE YAPAY ZEKÂYapay zekâ son zamanlarda daha önce yazımızda da bahsettiğimiz gibi teknolo-

jinin gelişimi ile beraber hayatımızın birçok alanında yer edinmiş, ve edindiği yerin büyüklüğü dolayısıyla da belli tartışmalara sebep olmuştur. Toplumda, yapay zekâ; hukuk,tıp ve hizmet gibi işgücünü oluşturan sektörlere yayılması dolayısıyla birey-lere istihdam sağlamakta güçlük çekileceği fikri son günlerde bir hayli popülerdir. Ancak buna karşılık belki de bu kadar gözümüzü korkutan, hayatımıza yeni yeni adapte ettiğimiz yapay zekânın bize birçok alanda iş kolaylığı ve konfor sağlayacağı

Page 126: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

125

Haydarpaşa Lisesi

da reddedilemez bir gerçektir. Biz de bugün, hayatımızın bu kadar içine yerleşmiş ve belki de daha çok yerleşecek yapay zekâyı daha iyi tanımak ve benimsemek açısın-dan 3 başlık altında inceleyeceğiz.

4. ZEKÂ NEDIR?Yapay zekâ gibi bir kavramı incelemeden önce zekâ gibi basit gözüktüğü için

günlük hayatta anlamını çok da irdelemediğimiz bir kavramı tam olarak bilmekte yapay zekâyı daha iyi anlamak açısından fayda var. Zekâ sözlükteki anlamıyla insa-nın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar arasında yaygın olarak kabul gören bir diğer tanıma göre zekâ; kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleridirBurada belirtildiği üzere zekâ kavramı insanlara adledilmektedir. Çok-lu zekâ kuramında da bahsedildiği üzere toplamda 8 adet zekâ çeşidi vardır. Bun-lar Uzamsal Zekâ, Kinestetik Zekâ, Müziksel Zekâ, Sözel Zekâ, İçsel Zekâ ,Sosyal Zekâ, Matematiksel Zekâ ve Doğasal Zekâdır.

5. YAPAY ZEKÂ NEDIR?Yapay zekâyı da zekâ gibi kullanım alanları konsunda alt başlıklara ayırabiliriz.

Yapay zekâ, insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, ko-nuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazılımsal ve donanımsal sistemler bütünüdür. Prof. Dr. Vasif Nabiyev’e göre yapay zekânın ve akıllı programların şu özelliklere sahip olması gerektiğini belirtmiştir:

• İnsanın düşünmesini taklit ederek karmaşık problemleri çözebilmek

• Bir durum karşısında yorum yapabilmek

• Öğrenerek uzmanlığını geliştirmek ve eski bilgilerini yenilerle uyumlu biçimde kullanarak bilgi tabanını geliştirmek

Başka bir deyişle yapay zekâ; bilgisayarların insanlar gibi düşünmesini sağlar. Ancak insanlar gibi düşünme noktasında, insanlara göre daha doğruya yakın karar-lar verebildiklerini söyleyebiliriz.En basit şekilde anlatmak gerekirse yapay zekâya herhangi bir soru yöneltildiğinde daha önce verilen veya tanımlanan o soruya verilen cevaplar arasından en rasyonel olanını seçip sunar.Aynı zamanda normal bir insana göre bu kararı vermekte çok daha hızlıdır. Yapay zekâ ucu bucağı bulunmayan çok kapsamlı bir konudur. Yapay zekâyı tam olarak kavrayabilmek için “makine öğre-nimi” ve “derin öğrenme” gibi kavramları da bilmek gerekir. Ancak yapay zekânın basit bir şekilde algoritmasını anlayabilmek için bu kadarı da yeterlidir.

Page 127: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

126

6. YAPAY ZEKÂNIN UYGULAMA ALANLARI6.1. Ses tanıma: Baktığımızda ses tanıma teknolojisi son yıllarda çok gelişmiştir.

Yapay zekâlar sesi tanımakla kalmayıp sesi anlayıp cevap verme gibi kalifiye özelliklere sahiptir. Bilgisayarın sesi tanıması, sesleri harflere dönüştürmesi, harfleri anlayıp cevap vermesi belki de 10 yıl önce yapılması çok uzak gelse bile, yapay zekâ sayesinde gün-delik bir hal almış durumdadır. Ses tanıma teknolojisi deyince aklımıza akıllı telefon-larımızda bulunan siri,cortana gibi sanal asistanlarda kullanılanlar akla gelmektedir an-cak hayatımızın her noktasında ses tanıma teknolojisine dair ürünler görmek mümkün.

6.2. Görüntü işleme: Görüntü işleme de ses tanıma gibi hayatımızın sayısız alanında kullanılmaktadır. Görüntü işleme teknolojisi sayesinde pikseller koda dö-nüşebilmekte. İnsanları, hayvanları, trafik ışıklarını, uyarı levhalarını anlayan ve buna göre hareket eden otonom araç; görüntü işlemeye verilecek en iyi örneklerden biri. Son zamanlarda çoğu büyük teknoloji bazlı şirket yapay zekânın görüntü işleme alanını kullanmakta. Teslanın bahsettiğimiz otonom araçları kullanması, veya Ama-zon’un depolarında sadece yapay zekâ teknolojili robotları kullanıyor olması vb.

6.3. Doğal dil işleme: Bu alan verilecek basit örneğiyle Google gibi arama motor-larında “Bunu mu demek istediniz” gibi cümlelerle arama algoritmaları geliştiriliyor.

6.4. Muhakeme: En başta yapay zekânın tanımında da bahsettiğimiz gibi yapay zekânın muhakeme yaparak birkaç olayı süzüp en mantıklı en rasyonel kararı ver-mesi gerekir. Örneğin; Bir davada hakimin,suçluyu suçsuzu ayırt etmesi muhakeme yeteneğine bağlıdır. Burada yapay zekâ delilleri ve olayı süzerek muhakeme yeteneği ile suçluyu suçsuzu ayırt edilebilmektedir.

7. EĞITIMDE TEKNOLOJIHepimizin de bildiği üzere teknoloji hayatımızın oldukça büyük bir kısmını oluş-

turuyor. Günümüzde insanlar ulaşım, iletişim, sağlık ve en önemlisi de eğitim gibi akla gelebilecek her türlü alanda teknolojiyi aktif olarak kullanmaktadır. Örneklemek gerekirse ulaşımda otonom araçlar, sağlık sektöründe biyomedikal cihazların üretil-mesi, iletişimde akıllı cihazlar gibi ürünleri verebiliriz. Fakat ne yazık ki eğitim gibi geleceğe yön verebilecek nitelikteki gençlerin eğitilmesinde büyük bir rol oynayan alanda, teknolojinin olması gerektiği gibi etkin bir kullanıma sahip olmadığını ve di-ğer sektörlere oranla daha az yerleşmiş bir teknoloji anlayışının olduğunu görüyoruz. Teknolojinin bugünkü gelişimine baktığımızda eğitiminde kullanılabilecek sayısız methodun ve daha nitelikli veyahut verimli öğrenme biçimlerinin kullanılabileceği göz önündedir. Günümüzde eğitimin içinde olan teknolojinin, sahip olduğu potansi-yelin çok altında olduğu kanaatindeyiz.

Page 128: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

127

Haydarpaşa Lisesi

8. EĞITIMDE TEKNOLOJIYI NASIL KULLANIYORUZ?

8.1. Okul EğitimindeTeknolojiOkul gibi milyonlarca genç beynin eğitim yuvası olan bir kurumda teknoloji gibi

hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştıran bir olgunun ne kadar barındığı bizce önem-li bir noktadır. Şu anda gençlerimizin daha kaliteli bir eğitime erişebilmeleri için okullarda mevcut olan fotokopi makinesi ve yazıcı gibi basit teknoloji ürünlerinin bir kenara bırakılması durumunda akıllı tahtalara bağlı durumdadır. Son onyılda kul-lanımına başlanmış olan akıllı tahta uygulaması özellikle son birkaç yılda aktiflik kazanmıştır.Teknolojik aletler kadar bu aletleri kullanacak bireylerin bilgi seti de önemlidir.Yine son birkaç yılda öğrencilerine bildikleri ne varsa ellerinden gelen en iyi biçimde öğretmek için çırpınan öğretmenlerimizin, bilgilerini internet aracılığı ile buldukları görsel, işitsel veya deneysel örneklerle zenginleştirebilmeleri için akıllı tahtaların kullanımı konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır.

Akıllı tahta kullanımı sayesinde, üstünde durulan konu hakkında destekleyici, görsel, işitsel veya deneysel verilerin kullanımı ile daha kalıcı ve kaliteli bir öğrenme süreci yaşanmaktadır. Yanı sıra doğru bilgiye daha hızlı bir ulaşım söz konusudur. Ders içinde öğrencinin konuyla alakalı merak ettiği ancak öğretmenin bilgi dağar-cığında bulunmayan ya da emin olamadığı bir bilginin en hızlı ve kolay yolla elde edilmesine yardımcı olur. Birnevi kolay erişilebilir bir ek kaynak da diyebiliriz. Bun-larla birlikte dersler daha interaktif bir hal de kazanmıştır. Yüzyıllardır süregelen, öğretmenin sadece bildiklerini anlattığı ve öğrencilerin not alması halinde devam eden bu klasik eğitim sisteminin değişmesinde atılan ilk adım olmuştur. Bu şekilde eğitime - potansiyelinin çok altında da olsa - yeni bir boyut kazandırılmıştır.

Bundan yüzyıllar öncesini, teknolojinin çok daha ilkel olduğu zamanları düşün-düğümüzde bilgiye erişimin ne denli zor olduğunu görebiliriz. Ve şu anki Dünya ile kıyaslamaya kalktığımızda karşılaşacağımız uçurumun ne boyutta olduğunun farkına vardığımızda çok büyük bir şaşkınlık yaşayabiliriz.Bir akıllı cihazın barındırdığı bil-giyi toparlayabilmek için yüzyıllar önce belki de onbinlerce farklı ansiklopediye bak-mamız gerekirdi. Teknolojinin günlük hayatı nasıl kolaylaştırdığına bir örnek daha teşkil eder bu durum. Bir eylemi kolaylaştırmanın yanı sıra çok daha hızlı bir hale getirdiğini de söyleyebiliriz. Eğer ki yine ansiklopedilerle karşılaştıracak olursak binlerce bilginin arasından arasından bir tanesini bulmaktansa direkt olarak tarayıcı üzerinden aratmak katbekat hızlı olacaktır. Bunlara ilaveten doğru bilgiye ulaşmak açısından ise birçok kaynak veya tezi aynı anda gözler önüne serip karşılaştırabiliyor olmak elimizde olan bir diğer artı diyebiliriz. Saydığımız bunca şey, günlük hayatta sıkça kullandığımız çok da ileri seviye bir teknolojiye sahip olmayan akıllı tahtala-

Page 129: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

128

rın sonuçlarıdır. Yazımızda daha önce de bahsettiğimiz gibi eğer ki gerçekten ileri teknoloji ürünlerinin (artırılmış gerçeklik, hologramlar, nanoteknolojik cihazlar vb.) eğitime düzgün bir biçimde entegre edilmesinin ardından eğitimde yaşanacak olan gelişimin uçsuz bucaksız olacağını kanıtlar niteliktedir.

8.2. Okul Dışı Eğitimde TeknolojiEğitim okullarda son bulmaz, evde ve günlük hayatın geriye kalan kısımlarında

da devam eder. Öğrenciler okullarda farklı kriterlere bağlı olarak nitelikli veya ni-teliksiz, verimli veyahut verimsiz eğitim görürler. Eğer ki öğrenciler herhangi bir konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını düşündüklerinde internet aracılı-ğı ile takviyeler alabilirler. Son yıllarda kullanımı oldukça popülerleşen e-öğrenme ortamları, yapay zekâ uygulamaları ve dijital hikeye anlatımlarının insanlara, özel-likle biz öğrencilere çok büyük ölçülerde yardımları dokunuyor. Zeki ve uyarlanabi-lir e-öğrenme ortamları, farklı kişilik özellikleri, bilgi düzeyleri, yetenek, öğrenme geçmişi, ilgi ve gereksinimlere sahip öğrenenler için faklı yollar, stratejiler, içerikler ve yaklaşımlar kullanarak e-öğrenme ortamlarının kişiselleşmesine olanak sağlamak-tadır. Bu da öğretmenden bağımsız alınan bireysel eğitimin kalitesini artırmakta ve az sonra da değineceğimiz bir konu olan, öğretmenlik mesleğinin nasıl değişeceğine dair aklımızda soru işaretleri oluşmasına neden olmaktadır

9. ÖĞRETMENLIK MESLEĞININ EVRIMI VE ROBOT ÖĞRETMENLER Özünü toplumsal ilişkiden alan, kurumsallaşma imkânını ise toplumsal örgütlen-

me sürecinde yakalayan öğretmenlik mesleği, toplumların örgütlenme biçimlerini belirleyen sosyal, siyasal, ekonomik dinamiklerin etkisiyle tarih içinde bir değişme ve gelişme çizgisi izlemiş, giderek bir uzmanlık mesleği hâline gelmiştir.Günümüz eğitim öğretim sisteminde sınıftaki işleniş neredeyse tamamiyle tek yönlüdür. Ne yazık ki öğretmenler sınıfın hakimi durumundadır. Bu durum eğitimin ulaşabileceği potansiyeli kesmektedir. Burada bütün suçu öğretmenlere atmak kesinlikle bu kut-sal mesleğin birer parçası olan bu insanlara kesinlikle haksızlık olacaktır. Öğrenci-lerin ders içindeki pasifliği ve sınıf içi imkanların yetersizliği de böyle olmasına yol açmaktadır. Hemen hemen herkes öğretmenlerin görevinin ders içeriği hakkındaki bilgilerini öğrencilere anlatmak olduğunu düşünürler. Bu düşünce yanlıştır. Bir öğ-retmenin görevi sadece bildiklerini anlatarak öğrencilerin not almalarını sağlamak kesinlikle değildir. Öğretmenlerin asıl görevi insani duyguları ve değerleri öğrencile-re kazandırmaya çalışmak ve sonrasında öğrencilerin zihinlerinde anlatılan bilgileri canlandırmaktır.

Page 130: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

129

Haydarpaşa Lisesi

Gelişen teknoloji ile birlikte çoğu meslekte değişim olacağı gibi öğretmenlik mes-leğinde de değişim olacaktır. Doğru bilgiye ulaşım oldukça kolay bir hale geldiğin-den ötürü bu meslek gittikçe daha çok mentörlüğe benzeyecektir. Bilgiyi direkt ola-rak öğrenciye vermek yerine öğrencinin gidip o bilgiyi edinmesi için gereken merak duygusunu aşılamak asıl hedef haline gelecektir.

Robot öğretmenlerin insanların yerine geçip geçemeyeceği ise büyük bir tartışma konusudur. Bizim bu konudaki görüşümüz ise şu yöndedir; daha önce de bahsettiği-miz gibi yapay zekâ insanların yapabildiği çoğu işi yapabilecek hale gelmek üzeredir. Hatta bazı konularda ise şimdiden bizlerden çok daha iyi olduklarını söyleyebiliriz. Ama ne yazık ki bir robottan, öğrenciye ders içeriğinden çok daha önemli olan in-sani değerleri aktarmasını bekleyemeyiz. Yapay zekâyı direkt olarak bir öğretmen gibi kullanmak yerine öğretmenin öğrenciye daha iyi bir eğitim vermesi için bir araç olarak kullanılması çok daha mantıklıdır. Öğretmenlik mesleğinin son bulmayacağı-nı söyledik fakat ilerleyen süreçte teknolojinin gelişmesinin öğretmen sayısında bir azalmaya yol açabileceğinin öngörülebilir bir durum olduğu kanaatindeyiz.

10. AKILLI SINIFLAR

10.1. Süreç21. yüzyılda gelişimi hızlanan teknolojik aletler hayatımızın her alanında oldukça

büyük bir yer kapladığından ve bu alanlar arasında öne çıkması gereken en önemli alanlardan birinin de eğitim olduğundan bahsetmiştik. Eğitim alanında da teknoloji ve teknolojik aletler yer almaya başladı. Bu süreç ilk olarak kara tahtanın icat edil-mesinin ardından kara tahtadan çıkan tozun ve sesin yarattığı rahatsızlıktan ötürü çok daha kullanışlı olan beyaz tahtaların kullanımı başladı. Devamında ise bu beyaz tah-talara sorun çıkarma oranının oldukça yüksek olmasına rağmen projektörler ile gö-rüntü yansıtılmaya başlanarak görsel ve yeri geldiğinde işitsel destekler sağlandı. Şu anda ise ülkemizden örnek verecek olursak eğer 2012 yılında pilot uygulamalarına başlanan fatih projesi ile akıllı sınıf algısının yaratılması için gereken ilk adım atıldı. Çoğu okulda sorun çıkarma oranı düşük ve son derece kullanışlı olan akıllı tahtalar kullanılmaya başlandı. Amacı bilgi toplumu yaratmak ve eğitimde teknolojiyi yararlı kılmak olan, kitapların sınıf ortamından kaldırılıp yerine sadece akıllı tabletlerin kul-lanılması projesi, ne yazık ki pratiğe döküldüğünde başarısız oldu. Eğer ki bu akıllı tablet projesinde de aynı şekilde başarı yakalansaydı eğer, ülkemiz eğitimi için çok büyük bir devrim gerçekleşecekti. Elektronik görüntüleme ve ses teknolojileri kulla-nılarak bir sınıfın veya laboratuarın ders işlemek için daha verimli ve teknolojik hale getirilmesini gerektiren akıllı sınıf kavramının ortaya çıkması için gereken önemli şeylerden birisi de halledilmiş olacaktı.

Page 131: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

130

10.2. DonanımAkıllı sınıfların donanımsal olarak gerekliliklerine gelecek olursak eğer projeksi-

yon cihazı, tepegöz, kişiye özel dizüstü bilgisayar, internet altyapısı, interaktif tahta, doküman kamerası, sunum kumandası, ses sitemi, renkli lazer yazıcı, motorlu pro-jeksiyon perdesi gibi yüksek teknoloji ürünleri ve daha niceleri sayabiliriz. Bunla-rın yanı sıra öğretmenlerin anlık olarak eklenti ve sunumları paylaşabileceği bulut sistemleri de bulunmalı veyahut akıllı sınıflarda kullanılan akıllı tahtaya öğretmen tarafından yazılan her şey öğrencilerin bilgisayarına yansımalıdır. Bunlara ilaveten öğrencilerin ders esnasında yaptıkları uygulamalarda öğretmenin bilgisayarında gö-rüntülenmelidir. Eğer ki bu fikir düşünüldüğü gibi uygulanırsa öğrencilere öğretilen müfredat daha iyi uygulanabilir, derslerin işitsel ve görsel olarak daha zengin bir biçimde uygulanması sağlanılabilir.

10.3. FaydalarAkıllı sınıfların özelliklerinden ve en büyük avantajlarından birisi de eğitimin,

öğretmen merkezli değil de öğrenci odaklı olmasıdır. Bunu öğretmenlik mesleğinin evrilmesi alt başlığında da incelediğimiz gibi öğretmenin bildiğini anlattığı değil öğrencilerin bir mentorluk eşliğinde bilgiyi kendilerinin edindikleri sistemi oluş-turmasıdır. Bu, öğrencilerin sınıf içerisindeki katılım oranlarını mecburi bir şekilde artırırken aynı zamanda sosyal açıdan daha başarılı bireyler olmalarını sağlamakta-dır. Akıllı sınıflarla birlikteöğretmenlere sınıf içerisinde daha esnek bir eğitim ver-me şansı da tanınmıştır.Resim, grafik, animasyon ve videolar sayesinde dersler daha eğlenceli hale gelir ve aynı zamanda akıllı sınıflar tahtaya yazı yazma gerekliliğini ortadan kaldırdığından ötürü zamandan büyük bir ölçüde kazanç sağlanır. Bunlara ekstra olarak sınıfta anlatılan konuyla ilgili gelişmeler internetten takip edilip anında aktarıldığı için yenilikçilik ve güncellik korunmuş olur.

SONUÇSon teknoloji ürünü olan aletlerin sınıf ortamına entegresi sonucu oluşacak akıl-

lı sınıflar eğitimde kalkınmayı sağlayacaktır. Ve nitelikli eğitime ulaşmamızda bize yardım ederek belki de en büyük rolü üstlenecektir. Bunu klasik eğitim algısını yı-karak, yerine yenilikçi, öğrenci merkezli bir sistem getirerek yapacaktır. Öğrenciler artık öğretmenlerini bilgi deposu bir ansiklopedi gibi görmek yerine onların hayatla-rında kazanacakları yetkinlik ve yeterlilikleri kazanmalarında onlara yön gösterecek birer mentör, akıl hocası, olarak göreceklerdir. Bunun yanı sıra elde etmeleri gereken bilgiyi kısa bir sürede unutacakları bir biçimde ezberleyerek değil gereken işitsel, görsel ve deneysel desteklerle eğlenerek kalıcı bir biçimde öğreneceklerdir.

Page 132: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

131

Haydarpaşa Lisesi

KAYNAKLAR

https://www.slideshare.net/ShrutiArya10/smart-classroom-ict-ppt (2020)

https://www.slideserve.com/helen/the-smart-classroom (2020)

https://www.aver.com/AVerExpert/7-edtech-tools-every-smart-classroom-needs (2020)

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp (2020)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ak%C4%B1ll%C4%B1_tahta (2020)

https://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/166/index3-ozpolat.htm (2020)

https://www.mediaclick.com.tr/blog/yapay-zeka-nedir (2020)

https://www.temasteknoloji.com.tr/akilli-sinif-sistemleri/ (2020)

Page 133: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 134: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

133

GELECEĞIN EĞITIMINDE GIRIŞIMCILIK

Mihel Alexandra CRİSTEA

ÖzetGirişimcilik son yıllarda yeni iş alanlarına olan ihtiyaç ve çağın gelişmeleriyle be-raber cesur ve yaratıcı insanların yöneldiği bir alan olmuştur. Uygarlığın gelişimin-de, özellikle sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişle birlikte girişimcilik büyük önem kazanmıştır. Girişimcilikle birlikte, yeni, fırsat yaratan fikirler, üretim faktör-leriyle bir araya getirilmiş ve üretim gerçekleştirilmiştir. Üretime paralel olarak da ekonomik kalkınma, istihdam yaratma ve sosyal gelişim gibi zenginlikler kazandırı-larak toplumların refah düzeylerinin artması sağlanmıştır. Girişimcilik kavramı, gü-nümüzde yani bilgi toplumunda ise tamamen farklı boyutlarıyla karşımıza çıkmıştır. Sanayileşme süreci ile girişimci birey tipi, bambaşka nitelikler kazanmaya başlamış-tır. Girişimci bireyin niteliğindeki bu değişim, aynı zamanda girişimcinin ekonomik değerini ve dolayısıyla toplumdaki önemini de artırmıştır. Bu gelişmenin doğal so-nucu olarak girişimcilik, bir üretim faktörü olarak görülmeye başlanmıştır. Ayrıca, 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren şirket sahipliği ile yönetimin birbirinden ayrıl-ması, girişimci pozisyonunun yeniden değerlendirilmesine ve ekonomik hayatta daha büyük bir önemle yer almasına neden olmuştur. 21. Yüzyılın ideal girişimcilerinin sahip olması gerektiği özelliklerden cesur adımlar atabilme, kendine güvenme ve inanma, öngörü sahibi olabilme, başarısızlıktan yılmama ve yeniden deneme, yara-tıcı olabilmeye değindik. Girişimcilerin karşısına çıkabilecek finans, doğru kararlar, müşteri ve tecrübe ile ilgili sorunlara ve çözümlerine değindik.

Gelecekte hem girişimcilik hem yenilikçilikte patlama yaşayacağız ve birçik mesleğin oratdan kalkmasıyla genç girişimciler fikirleriyle bunların yerini dolduracaklar. Aynı zamanda teknoloji ve yapay zekâdaki çalışmalar ilerledikçe dünyanın bu değişen devrinde girişimciliğin en gözde ve aranan meslek olmasına şaşırmamalı.

Girişimcilik kişilik özelliklerini güçlendirdiği gibi bütün öğrencilere de faydalı olu-yor tabii. Belki de öğrenciler girişimcilik eğitimi alırlarsa çerçevenin dışında düşün-meyi öğrenebilir, deneyip başarısız olsalar da azimle devam etmeyi deneyimleyebi-lirler. Bunlar da öğrencilerin gelecekte daha yaratıcı, inovatif ve risk almaya müsait bireyler olmasını sağlıyor. Girişimcilik eğitimi alan bireylerin gelecekte sosyal ve

Page 135: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

134

duygusal anlamda daha mutlu oldukları kanıtlanmış.

Girişimcilik gelecekte değil tam şu anda eğitimin bir parçası olmalı.

Anahtar Kelimeler: girişimcilik, gelecek, başarı, eğitim

1. GIRIŞIMCILIK NEDIR? En genel ifadeyle kar amacı ile riski üstüne alan ve iş kuran kişinin yaptığı atı-

lımdır. Basite indirgemek gerekirse girişimcilik yenilikçi bir fikir sahibi olan kişinin üstüne çalıştığı alanda fikrini ufak bir maddi yatırımla hayata geçirmesidir.

Girişimci, ortaya özgün bir iş fikri atan, bu iş fikrini artıları eksileri ile son derece güzelce planlayan ve karlı bir iş modeli haline getiren, cesaret edebilen iş insanıdır diyebiliriz.

2. BIR GIRIŞIMCIDE OLMASI GEREKENLER ÖZELLIKLER NELERDIR?-Cesur adımlar atabilmek

Cesur olmak girişimcilikte en önemli noktalardan biridir. Diğerlerinin cesaret edemediği fikirleri hayata geçirmek için adım atmaya ve öne çıkmaya gönüllü olabil-melisiniz. Siz de, gördüğünüz yeni iş fikirlerine “ben bunu daha önce düşünmüştüm “demişsinizdir. Ama gerçek bir girişimci bunu eyleme geçirmeye cesaret edendir.

-Kendine Güvenmek Ve İnanmak

Girişimciliğe başlarken sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz ve başarılı olduğunuz bir konudan başlamak sizin daha başarılı olmanızı sağlar. Girişimcilikte birikim sahibi olmak o konuda ilerlemenizi kolaylaştırır.

-Öngörü Sahibi Olabilmek

Bunu aslında içinde bulunduğunuz şartları ve ulaşmak istediğiniz kitleyi iyi tanı-mak ve geleceğe yönelik kararlarınızda buna göre stratejik davranmak olarak tanımla-yabiliriz. Girişiminizi sürdürülebilir kılmak için bulduğunuz sorunlara kökten çözüm-ler getirmeli ileride karşınıza çıkacak engelleri öngörerek önceden önlem almalısınız.

-Başarısızlıktan Yılmamak, Yeniden denemek

Karşısına engel çıkmamış sorun yaşamamış ve vazgeçmeyi düşünmemiş bir gi-rişimci yoktur, tüm büyük girişimlerin başarılı olmasının birinci sebebi bu sorunlar karşısında efektif bir çözümle daha güçlü geri dönmesi ve yeniden denemekten vaz-geçmemesidir.

-Yaratıcı Olabilmek

Girişimci kişi olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilir ve ulaşmak istediği kit-

Page 136: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

135

Haydarpaşa Lisesi

ledeki değişik insan profillerine hakimdir böylece bunları bir noktada buluşturacak yaratıcılığa sahip olmalıdır. Her şeyde ilham bulabilmek ve var olan fırsatları göre-bilmek ve iyi değerlendirebilmek de önemli özelliklerdendir.

-Planlama dahilinde çalışmak

Sorumluluk sahibi olmalı ve ekibini iyi yönetebilmelidir. Hem kendi sorumlu-luğunun farkında olmalı hem de ekibin görev dağılımını mantık çerçevesinde yap-malıdır. Planlama dahilinde çalışmalıdır, bunlar zaman yönetimi ve maddi durum hesaplaması vb. içerir.

3. HERKES GIRIŞIMCI OLABILIR MI?Temel olarak kararlılığa, motivasyona ve iyi bir fikre sahip herkes girişimci olabi-

lir. Tecrübesiz bir girişimci olarak kendi işinizi başlatmak ciddi bir psikolojik hazırlık gerektiriyor. Girişimcilik serüveni stresli durumlar, sayısız zorluklar, geri gidişler ve başarısızlıklara gebedir. Girişimcilikte fikirler önemlidir fakat dünyanın en iyi fikir-leri bile doğru şartlarda kârlı iş modelleriyle çalıştırılmadıkları takdirde değersizdir-ler. Finansal olarak girişimcilik serüvenine atılmaya hazır olup olmadığınız üzerine düşünün. Eğer büyük fedakarlıklar yapmanız gerekeceğini bile bile “evet” diyebili-yorsanız, girişimcilik yolları sizindir.

4. GIRIŞIMCILIKTE KARŞIMIZA ÇIKABILECEK ZORLUKLAR NELERDIR?

4.1. Finans problemleriGirişimcilikte önemli noktalardan biri finansal güçtür. Bir işe başladığınızda

sermayeniz bol olmasa bile gerekli planlamaları yaparak yola çıkmak size avantaj kazandırır. Bazı durumlarda maddi gücünüz yetmese bile sponsor ve destekçiler bu-larak bunun altından kalmanız mümkündür. Ama öncelikle yola çıktığınız noktayı ve ihtiyaç duyacağınız maddi gücü bilmeniz gerekir.

4.2. Doğru kararı verebilmekDoğru kararı vermek girişimciliğiniz için her alanda gerekli olacak bir şeydir. Gi-

rişimcilik konunuz, iş yapacağınız alan, sermayeniz… bunların hepsi sizin kafanızda doğru şekli bulmalı ve hayata sonra geçirilmelidir.

4.3. Müşteri bulmakÖncelikle doğru kitleye yönelmeniz çok önemlidir. Girişimciliğinizin konusunun

hitap ettiği kitleyi ve alanı doğru analiz etmek size avantaj kazandırır.

Page 137: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

136

4.4. Bilgi ve tecrübe eksikliğiHerhangi bir işe başlamadan önce o konu hakkında bilgi birikimi sahibi olmak

lazımdır. Yeterli bilgi sahibi olmazsak o konudaki verimimiz de o kadar düşük olur.

4.5. Türk Aile YapısıGirişimcilik Türkiye’deki birçok aile tarafından önyargıyla karşılanmaktadır.

Çünkü Girişimciliğin hayatımızda yaratacağı riskler insanları özellikle “aileleri” kor-kutmaktadır.

5. GENÇ GIRIŞIMCILER NE YAPMALI?Hedef belirleyin

Farklı olun

Çok çalışın

Vazgeçmeyin

Öncelikle sevdiğiniz işi yapın, çünkü o zaman en iyisini yapabilirsiniz. İkincisi, dünyanın en önemli sorunları neyse, o konulara yönelin. Büyük sorunlar, en büyük iş fırsatlarını doğurur. Milyoner olmanın en iyi yolu, milyarlarca kişiye yardımcı ol-maktan geçer. Önemli olan cesur ve kararlı olmaktır. Girişimcilerin risk alma, de-nemekten yılmama, başarısızlığı erken kabullenme yetenekleri vardır. Oysa büyük şirketler bunu yapamaz. Zira korkarlar. Girişimcilerin sahip olduğu avantaj ise budur.

6. GELECEKTE GIRIŞIMCILIK Bir iş kurmak hem daha kolay hem de daha ucuz bir hale geldi. Bir ürün ya da

hizmet yaratarak onu kısa bir zamanda milyonlarca – ya da milyarlarca – müşteriye satabilmek bugün mümkünken, bundan on yıl önce imkansız bir şeydi. Girişimciler, daha önce sadece çok büyük kuruluşların ya da devletlerin kullanabildiği teknoloji-lere bugün kolaylıkla erişebiliyor. Ayrıca girişimcilerin ulaşabileceği çok büyük bir sermaye kaynağı var. Risk sermayedarları ve melek yatırımcıların yanı sıra, hızla artmakta olan kitle fonlarının bu yıl 15 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bek-leniyor. Bence hem girişimcilikte, hem de yenilikçilikte bir patlama yaşayacağız. Bu yüzden ben önümüzdeki on yılın müthiş heyecan verici olacağını düşünüyorum.

Page 138: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

137

Haydarpaşa Lisesi

7. GELECEĞIN EĞITIMINDE GIRIŞIMCILIK NE DURUMDA OLACAK?Burada girişimcilikten kastımız bir şirket kurmak değil tabii, daha büyük bir pers-

pektifte yaratıcı ve üretken düşünebilme yeteneği. Öğrenciler diğer motor becerilerle beraber kritik düşünme yetisini, etkili iletişim kurabilmeyi ve beraber verimli çalı-şabilmeyi öğrenmeliler ki kendi kariyerlerini inşa ederken karşılaştıkları zorlukları aşabilsinler. Çeşitli organizasyonlarla beraber çalışarak düşük gelirli alanlardaki öğ-retmenlere girişimcilik eğitimi verilmesi ya da ülke genelinde farklı yaş ve birikimle gelen çocukların uzman mühendislerle takım olarak projeler üzerinde beraber çalışıl-ması gibi pratikler de bu sürecin bir parçası.

Çünkü girişimcilik aslında ekonomik gelişmeyi destekleyebilen bir alan. Sosyal adaleti sağlamak adına da girişimcilik diğer sektörlerden bir adım öne çıkıyor. Gi-rişimcilik bu tür kişilik özelliklerini güçlendirdiği gibi bütün öğrencilere de faydalı oluyor tabii, sadece düşük gelirli ailelerden gelenlere değil. Dünyayı değiştirenler genelde özel okullara gidenler arasından çıkmıyor. Sebepse belli: bu tarz okulların ebeveyn skalası zaten çocukların hiçbir zaman başarısızlıkla baş etmek zorunda kalmamasını sağlıyor. Belki de öğrenciler girişimcilik eğitimi alırlarsa çerçevenin dışında düşünmeyi öğrenebilir, deneyip başarısız olsalar da azimle devam etmeyi deneyimleyebilirler. Bunlar da öğrencilerin gelecekte daha yaratıcı, inovatif ve risk almaya müsait bireyler olmasını sağlıyor. Girişimcilik eğitimi alan bireylerin gele-cekte sosyal ve duygusal anlamda daha mutlu oldukları kanıtlanmış. Girişimciliğin mutlulukla doğru orantılı olduğu yeni bir haber değil tabii, bu sonuçlara 2012 yılında Pensilvanya’da bulunan Wharton İşletme okulunda 11000 MBA öğrencisiyle yapılan bir araştırma sonucunda ulaşılmış.Girişimcilik gelecekte değil tam şu anda eğitimin bir parçası olmalı.

8. NEDEN GIRIŞIMCILIK?• İşsizlik• Eşit olmayan gelir dağılımı• Genç nüfus fazla• İş yapmaya uygun çok sektör

9. GIRIŞIMINIZDE BAŞARI FAKTÖRLERI NELERDIR?• Girişimcinin başarılı olabilmesi için yapması gerekenler;• İşletme faaliyetlerinin en rasyonel bir biçimde sürdürülmesi • Yeni iş olanaklarının bulunması ve yapılacak yeni yatırımlarla yeni açılımların

sağlanması

Page 139: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

138

• İhtiyaç duyulan bir alanda yatırımın bulunmayışı • Mevcut yatırımların müşteri ihtiyaçlarını yeterince tatmin etmeyişi• İş başlarken uygun zamanın seçilmesi • Ekonominin tümüyle iyi olduğu bir dönem• Durgunluk (resesyon) dönemleri• Girdilerin fiyatları ucuzlar

SONUÇGelecekte hem girişimcilik hem yenilikçilikte patlama yaşayacağız ve birçik mes-

leğin ortadan kalkmasıyla genç girişimciler fikirleriyle bunların yerini dolduracaklar. Aynı zamanda teknoloji ve yapay zekâdaki çalışmalar ilerledikçe dünyanın bu deği-şen devrinde girişimciliğin en gözde ve aranan meslek olması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla artık eğitim sistemimiz, gençlerimize sınav odaklı, ezberci bir eğitim ye-rine girişimcilik ruhunu verecek şekilde düzenlenmelidir. Biliyoruz ki değişen dün-yamızda kazanan ülke, yapan değil, yapılanı pazarlayan ülkedir.

Page 140: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

139

Haydarpaşa Lisesi

KAYNAKLAR

Aşkın, Ayşin, vd., “Tarihsel Süreçte Girişimcilik Kavramı ve Gelişimi”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 6/2, 2011, s. 55-72.

https://girisimcikafasi.com/ (2020)

http://ugurdemir.info/wp-content/uploads/2013/03/2-Giri%C5%9Fimcilik-te-Ba%-C5%9Far%C4%B1-Fakt%C3%B6rleri-ve-Ba%C5%9Far%C4%B1s%-C4%B1zl%-C4%B1k-Nedenleri.pdf (2020)

https://www.yenibiryatirim.com/makaleler/diamandis-girisimciligin-gelecegi-gorus. html (2020)

http://www.yeniisfikirleri.net/okullarda-neden-girisimcilik-egitimi-verilmeli/ (2020)

Page 141: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

140

Page 142: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

141

GELECEĞIN EĞITIMINDE ÖĞRETMEN VE AILE

Kerem ALTANEge ERDOĞDU

ÖzetEğitim ve öğretim maalesef ülkemizde eğitim ve öğretimin farkı bilinmiyor kısaca açık-lamak gerekirse, eğitim bireyin sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik ahlak tabanlı bir kavramdır. Birey çevresiyle etkileşime geçtiği andan itibaren zihin yapısı oturana kadar eğitim alabilir. Genellikle bu aralık 3-15 yaşları arasındadır. Öğretim ise bilim tabanlıdır ve bireyin akademik başarısına yöneliktir eğitimin aksine bir insan her yaşta öğrenim görüp kendisini geliştirebilir. Eğitim ve öğretimimizi tamamlamada en büyük rol ailemiz-den sonra öğretmenlerimizindir. Tabii ki okul çağına gelene kadar ailemizden eğitim ve öğretim görüyoruz ancak okula başladığımız günden itibaren ve lise çağına geldiğimizde 14-15-16 yaşlarında yani düşünce yapımızın en çok değiştiği dönemde ailelerimizden çok öğretmenlerimiz ile zaman geçiriyoruz. Bu konuda öğretmenlerimizi maalesef iki gruba ayırıyoruz aşırı otoriter öğretmen ve yönlendirici öğretmen, aşırı otoriter dediğimiz öğ-retmenler kendi otoritelerinden taviz vermemek için karşısındaki öğrencinin özgüvenin kırıyor, onun sosyal hayattaki başarını düşürüyor. Öğrenci toplum için de baskı görme korkusuyla kendi düşüncesini ifade etmekten korkuyor… Yönlendirici öğretmen ise bunun aksine öğrencisinin psikolojisini anlamaya çalışır ve onunla empati kurarak onun moti-vasyonunu ve çalışma isteğini güçlendirir. Öğrenci kendini ifade etmekten çekinmez ve özgüven kazanır. Peki bu durum gelecekte nasıl olacak bu sorunun cevabını anlamak için geçmişe bakmalıyız yani öğrenci öğretmen ve aile arasındaki nesil çatışmasına. Çağa ayak uyduramamış aile ve öğretmenler kendi gelişim çağlarından edindikleri alışkan-lıkları ve öğrendiklerini yeni nesillere aktarmaya çalışıyor örneğin 20. Yüzyılda aldığı eğitimi 21. Yüzyılda vermeye çalışan öğretmenler öğrencileriyle anlaşamıyor ve üzerinde sınırsız bir otorite kurmaya çalışıyor. Tabii ki hiç kimseyi suçlamıyorum sonuçta bugünün gençleri yarının büyükleri, öğretmenleri, aileleri. İnsanoğlu gelecekte gerçekten verimli bir eğitim almak istiyorsa başkalarını suçlamak yerine çağa ayak uydurmalı ve kendini geliştirmelidir.

Ailelerimiz, ilk öğretmenlerimiz. Tabii ki bizleri isteyerek kötü etkilemeyeceklerine adımız gibi eminiz ancak kendi doğruları çağımızda bizlere zarar verebiliyor. Baskın aileler ve yönlendirici aileler, baskın aileler çocuklarının gelecekleri için kendi doğrularının dışına

Page 143: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

142

çıkmak istemiyorlar aslında bu düşünceyle çocuklarının yüksek standartlarda bir hayat yaşamasını planlasalar da onların üstünde baskı kurarak kendi seçenekleri doğrultu-sunda bir hayat sürmelerine engel oluyorlar. Çocuklarını en büyük kriterin para olduğu garanti meslek olarak görülen doktorluk mühendislik vb. mesleklere itiyorlar. Bunların hepsi toplumumuzda oluşmuş tabulardır. Bana sorarsınız gelecek zaten tabuları yıkmak-tır ve biz de bu tabuları yıkmayı hedefliyoruz. Çünkü gelecek biziz.

Yönlendirici aile çağımızın en büyük yanılgılarından biridir. Her aile kendisini yönlen-dirici aile olarak görür. Ama bu ailelerin çoğu öğrencisiyle birlikte öğrenmeye çalışmaz, nasıl yapacağını öğretmeden hedefler koyar işini kolaylaştırmak yerine zorlaştırır. Ger-çekten yönlendirici olan bir aile öğrencisine doğru zamanda doğru desteği sağlar, hede-fini koymadan önce nasıl yapacağını öğretir çünkü bütün hayatı boyunca onun yanında olamayacağını bilir. Öğrencisinin eğitim ve öğrenim hayatından kendisine pay çıkartır onunla birlikte öğrenir. İlgilerini, becerilerini ve yeteneklerini keşfeder ve öğrencisini bu doğrultuda eğitir, bu doğrultuda meslek seçmesine yardım eder.

Anahtar Kelimeler: gelecek, eğitim, öğretmen, aile

1. EĞITIM NEDIR?Eğitim bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve toplumda yer edinebilmesi için

edinilen bilgi, beceri, anlayış değişikliklerine denir. Eğitim geniş anlamda, insanların toplum standartlarını, inançlarını ve yaşamayı kolaylaştıracak yolların kazanılmasın-da etkili olan tüm sosyal süreçtir. Kısaca “istenilen davranışı geliştirme ve pekiştirme süreci” olarak da tanımlanabilir.

Formal Eğitim, belli bir müfredat, plan çerçevesinde, belirli kuralları olan bir or-tamda belirli kurallar ve belirli yöntemler doğrultusunda verilen eğitimdir.

Informal Eğitim, bir planı olmayan kendi kendine gelişen, herhangi bir yapılan-dırmaya maruz kalmamış bu yüzden de sonuçları ve ne öğrenileceği öngörülemeyen eğitimlerdir.

2. EĞITIM VE ÖĞRETIM ARASINDAKI FARKLAR NEDIR?1-Eğitim, öğretime göre daha kapsamlıdır. Çünkü eğitim, formal ve informal bo-

yutu; öğretim ise formal boyutu kapsar.

2-Eğitim, her türlü bilgi ve deneyimi kapsarken; öğretim, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için düzenlenmiş etkinlikleri kapsar. Yani öğretim, eğitimin bir parçasıdır.

3-Eğitim, plansız ve programsız da olabilir. Fakat öğretim, planlı programlıdır.

4-Eğitim, yaşamın tümünü kapsayan bir süreçken; öğretim, belirli bir dönemde

Page 144: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

143

Haydarpaşa Lisesi

yapılır. Eğitim her yerde olabilir. Zaman ve mekân sınırı yoktur. Oysaki öğretim be-lirli ortamlarda (öğretim kurumlarında) gerçekleşir. Zaman yönünden de kesitli ve kısıtlıdır.

5-Eğitim sonunda istenmedik davranışlar da ortaya çıkabilir. Öğretimde ise isten-dik davranışlar kazandırmak esastır.

3. AILE NEDIR? Aile, anne baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplumsal birimdir, toplumu

meydana getiren kurumların temelidir.

4. ÖĞRETMEN NEDIR?Bir bilim dalını, bir sanatı ya da teknik bilgileri öğretmeyi meslek edinmiş, okulda

öğrencilere ders veren kimse.

5. EĞITIMDE OLUMLU VE OLUMSUZ AILE ETKISIEğitimin önemi, insanın yaşam kalitesini artırması ve daha yaşanılabilir bir dünya

için gelişimin son bulmaması gerekliliğine dayanır. Ailenin önemi ise, iyi bir eğiti-min temeli olması gerçeğine dayanır.

Çocukların sosyal-duygusal gelişimitakip edilmeli ve bu konuda bilinçli olunma-lıdır. Her yaşın gelişimsel hedefleri vegelişimsel çatışmalarıvardır. İnsan yaşamının belirli evreleri vardır ve her evrede ilgili çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlen-mesi gerekir. Herhangi bir dönemin çözümlenmemiş duygusal çatışmaları, bir sonra-ki döneme yansıyacak ve çözüm bulana kadar kişilik problemlerine dönüşecektir. Bu konuda ailenin önemi açıkça öne çıkmaktadır.

Çocuk, çocukluğunu yaşamalıdır. “Sen adamsın, sen büyüdün artık, çocuk musun sen!” şeklinde yaklaşımlar sadece yıpratıcıdır. Çocuklar oyun oynamalı, hareket et-meli, hatalarıyla hayatı öğrenmelidir.

Aile bireylerinin birbirini anlama, davranışlarını yorumlama, istek ve beklenti-lerini algılama becerileri ne kadar gelişmiş ise çocuğuniletişim yeteneğide o denli gelişecektir.

Aşırı endişeli olmak ve dış dünyayı çocuk için tamamen tehdit unsuru olarak gör-mekçocuğun sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Özellikle, arkadaş çevresinden zarar göreceğini düşünerek çocuğun sosyalleşmesini engellemek çocuğun asosyal bireye dönüşmesine sebep olabilir. Eğitimde başarı için çocuğun sosyal gelişimi önemli bir konudur.

Kendi hayallerini gerçekleştirememiş veya hayal ettiği konuma gelememişanne

Page 145: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

144

babaların, hayallerini çocukları üzerinde yaşatma istekleribaşlı başına büyük bir ha-tadır. Her bireyin kendine özgü vasıfları ve ilgi alanları vardır. Çocuklar da birer bireydir ve onların ilgi alanları keşfedilip sağlıklı yönlendirmeler yapılmalıdır. İlgisiz bırakmak, eksik sevgi göstermek ve her şeyi çocuğun kontrolüne bırakmakda doğru değildir. Anne-babalar, çocuklarının sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini denetlemelidirler. Hem okul öncesi dönemde, hem de okul çağında çocuklarla ilgile-nilmeli ve yardımcı olunmalıdır.

Çocukları akranlarıyla kıyaslamakdoğru değildir. Eğer bir kıyaslama yapılacaksa çocuğun gelişiminde her şeyin yolunda olup olmadığını değerlendirmek üzere yapıl-malıdır. Ayrıca çocuğun bu kıyaslamadan haberdar olması gerekmez. Her çocuğun ilgi alanı ve kişiliği farklıdır. Başkasıyla mukayese ettiğiniz sürece kendisi olmasını beklemeniz de hata olacaktır.

Son olarak, çocuğun başarısızlıklarında aile bireylerinin kendini sorgulamaması, hatayı çocukta araması en büyük yanlışlardan biridir.

6. EĞITIMDE ÖĞRETMEN ETKISIÖğretmenler, öğrencilerin hayatları boyunca çok önemli bir yere koydukları eği-

ticilerdir.Öğretmenlerin çocuk gelişimindeki rolüçok büyüktür. Küçük yaşlardan itibaren çocukları sürekli eğiten öğretmenler sayesinde çocukların kişilik gelişimi sağlanır. Öğretmenler sadece ders verme, sınavlara hazırlama gibi faaliyetlerle sınırlı kalmazlar. Okul hayatı boyunca benliklerini kazanabilme, kendini ifade edebilme, karşısındaki kişiyi dinleyebilme gibi konularda öğretmen çocukları sürekli eğitir ve toplum içerisinde yer edinebilmesi için büyük çaba harcar. Öğretmenler topluma ya-rarlı bireyler yetiştirmeyi amaç edinmişlerdir. Bu sebeple her bireyin farklı özellik-lere sahip olduğu baz alınarak kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak topluma faydalı olmaları amaç edinilmiştir.

Öğretmenlerin mesleki başarısının en önemli şartı eğitim ve öğretim konusun-da ödün vermeden ilkeli bir şekilde kurallara uygun olarak eğitimcilik görevini sür-dürmektir. Hiçbir öğrenci arasında ayrım yapmadan eşit koşullarda eğitim vermeyi amaç edinen öğretmenler toplum yararını amaç edinmiştir. Öğrencilerin eğitilerek toplumda öne çıkan bireyler olması için çaba gösterilir. Öğretmenler toplumda güzel yarınlar için çaba harcar ve eğitim sektörünü geliştirmeyi amaçlarlar.

Page 146: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

145

Haydarpaşa Lisesi

7. NITELIKLI BIR ÖĞRETMENIN ÖZELLIKLERI- Öğrencilerin fikirlerine değer vermesi gerekir.

- Sınıf içinde demokratik davranılması gerekir

- Öğrencilerin güven duygularını geliştirmeyi hedefler

- Sorunlarla başa çıkma yollarını bilir

- Her öğrencinin başarılı ve gayretli bireyler olduğuna inanılır

8. GELECEKTE EĞITIM NASIL OLACAK

8.1. Yeni AraçlarTeknolojinin sınıfları nasıl değiştireceği konusunda oldukça etkileyici fikirler söz

konusu. Her öğrenciye bir dizüstü bilgisayar gibi basit fikirlerden de söz etmiyoruz. Öğrencinin nefes alışverişini, yüz ifadelerini ve hatta yazı yazma hızını ölçebilen; bu sayede öğrencilerin derslere veya eğitim ortamına nasıl tepki verdiğini öğretme-ne bildirebilen bir biyometrik teknoloji hayal edin. Uzmanlar, sınıflarda artırılmış gerçeklik gözlüklerinin kullanılması üzerinde de duruyor. Bu gözlükler, gözümüzün gerçek dünyada gördüğü şeylerin üzerine bilgi veya resim ekleyen birer ekran gö-revi görüyor. Bu sayede kitap veya harita gibi eğitim materyallerini daha etkili hâle getirmek mümkün. Hatta artırılmış gerçeklik gözlükleri sayesinde her öğrenci, ders anlatan öğretmeni video olarak da karşısında görebilir.

Öte yandan, teknolojinin eğitim dünyasında yaratabileceği olumsuzluklarla ilgi-li endişeler de artıyor. Örneğin, sınıfta teknoloji kullanımının öğrenci başarısını ve sınav sonuçlarını belirgin şekilde etkilemediği düşünülüyor. Hükümetlerin ve okul-ların eğitim ve öğrenmeyle ilgili araştırmalara yatırım yapmak yerine, henüz nasıl kullanacağını bile bilmedikleri teknolojilere sürekli para harcamaları birçok kişiyi ürkütüyor. Üstelik bu paranın bir kısmı öğretmenlerin ve eğitimcilerin cebinden bile çıkabilir.

Teknolojideki gelişmeler, öğretmenlerin artık ortadan kaybolacağı ve sınıfların tamamen otomatik bir ortama dönüşeceği endişesini de yeşertiyor. Teknoloji sayesin-de öğrenciler hiç olmadığı kadar fazla bilgiye ulaşabiliyor ama bunları toplamaları da fazlasıyla kolay. Böylesine bir bilgi deposuna hiç uğraşmadan erişebilmek, öğ-rencinin dikkat gerektiren analitik araştırmalar sonucunda yapacağı çıkarıma zarar verebiliyor. Kesin olan bir şey varsa, o da teknolojinin burada bahsettiğimiz örnekler şeklinde olmasa bile eğitim sisteminde büyük öneme sahip olacağı.

Page 147: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

146

8.2. Öğrenciye Yakın TakipBiyometri, insanları belirli fiziksel ya da davranışsal özelliklere göre tanımlamak için

kullanılan bir teknoloji. Bu teknoloji gelecekte akıllı yazılımın, bir sınıfta eğitim alan çocukların fiziksel ve duygusal durumunu tamamen anlayabilmesini sağlayacak. Öğ-rencilere sunulan ders malzemeleri, bir iş üzerinde çalışırken değiştirilebilir olacak ve öğrencilerden alınan biyometrik sinyallere göre kişisel olarak düzenlenebilecek. Yüz ifa-desi, kalp atış hızı, cildin nemi ve hatta ten kokusu gibi fiziksel özelliklerle öğrencilerin algı ve performansına dair detaylı raporlar çıkarılabilecek. Yazı yazma hızı, yürüyüş tarzı ve ses tonu gibi davranışsal özellikler de öğretmenlerin, hangi öğrencinin ekstra yardıma ihtiyacı olduğunu anlamasını sağlayacak ve onlara yardım konusunda yol gösterecek.

9. AILE VE ÖĞRETMEN ILIŞKISIVeli ile öğretmen işbirliği yapmadıkça, sürdürülebilir başarıyı yakalamak müm-

kün değil. Peki bu işbirliği nasıl olmalı?

9.1. Tutum BirliğiÖğretmenin sınıfta çocuğa kazandırmak istediği birçok tutum, davranış ve bakış

açısı evde desteklenmeyince öğretmen çok yol alamıyor. Daha da kötüsü bazen öğ-retmenin değerleri ile ailenin değerleri çatışıyor. Örneğin, öğretmen çocuğa sorum-luluk kazandırmak istiyor ama aile çocuğa evde hiçbir sorumluluk vermiyor. Tersi de mümkün. Özellikle üst düzey eğitim almış aileler, öğretmenlerin tutumlarından rahatsız olabiliyor. Bundan dolayı aile ile öğretmen arasında işbirliği olmalı ki değer-ler ve tutum birliği sağlansın ve çocuk zarar görmesin.

9.2. Denetleyici RolBirçok öğretmen için aile denetleyici rolü üstlenmiş durumda. Öğretmen, kendi-

sinin veli tarafından denetlendiğini hissediyor ve aileye, dolayısıyla da çocuğa karşı bir antipati oluşturuyor. Aile denetleyici rolünden sıyrılıp, paydaş rolüne geçmedikçe zararı yine çocuk görüyor. Paydaşlık ise sadece öğretmen ile aile arasında bir güven ilişkisi olduğu zaman mümkün. Bu da düzenli diyalog ile sağlanabilir.

9.3. Sorun ReddetmeÇoğu aile çocuğunun sorunlarını kabullenmek istemiyor. Çocuğunu en iyi olarak

gösterme eğiliminde. Üstelik çocuk sınıfta farklı, evde farklı davranabiliyor. Öğret-men durumu aile ile paylaşınca, aile sorunları reddedebiliyor ve hatta öğretmeni de çocuğu tanımamakla suçlayabiliyor. Okullarda en iyi olma savaşı yaşandığı için, aile-ler eksiklikleri kabullenmek istemiyor. Bu durumu düzeltmek de yine güvene dayalı bir ilişki kurmakla mümkün.

Page 148: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

147

Haydarpaşa Lisesi

9.4. Bilgi PaylaşımıAileler çocukları ile ilgili bilgileri düzenli olarak öğretmen ile paylaşmadıkça,

öğretmen çocuğa yeteri kadar yardımcı olamıyor. Aileden düzenli bilgi gelmedikçe, öğretmenler çocukların gelişimini de tam takip edemiyor. Okullar bu bağlamda dü-zenli bilgi akışını sağlayacak kanallar kurmalıdır.

9.5. Aile EğitimiYaşanan sorunları çoğu aile temelli oluyor. Gerçekçi olmayan yüksek beklentilere

sahip olma, sınır koymama, çok katı kurallar koyma veya yargılama gibi davranışlar çocukta sorun yaratıyor. Bu bağlamda öğretmenler ailelere eğitim sunarsa, aile ken-dini değiştirebiliyor ve bu paylaşımın olumlu etkisi de çocuğa hemen yansıyor.

9.6. Sınav Başarısı BeklentisiBirçok aile, okulu sınava hazırlayan bir kurum ve öğretmenleri de çocuklara bilgi

aktaran kişiler olarak gördüğü için öğretmenler yeni yöntemler deneyemiyor. Dene-yenlere ise aileler tepki gösterebiliyor ya da öğretmenler bu beklentiden dolayı üzer-lerinde sınav için öğretme baskısı görüyor. Aslında hayat başarısını ve mutluluğu ön planda tutan birçok veli var ama öğretmenle bu bağlamda iş birliği yapamıyor çoğu zaman.

9.7. Okullar Ne İçindir?Okullar çocukları sınava değil, hayata hazırlayan kurumlar olmalı. Bundan dolayı

da aileler, çocukları için konuşmaktan ziyade, düzenli planlama ve gelişim toplantı-ları yapılmalı. Gerçek başarıya ancak öğretmen ve aile arasında sağlanacak tam bir iş birliği ile ulaşabiliriz.

Page 149: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

148

KAYNAKLAR

https://www.mebilgi.com/egitim-nedir-turleri-ve-egitimin-onemi/ (2020)

https://www.bilgikilavuzu.com/egitim-ogretim-nedir-aralarindaki-farklar-nelerdir/ (2020)

https://www.devlette.com/formal-egitim-informal-egitim-nedir-ne-demektir-farklari-neler-

dir/ (2020)

https://www.mentalup.net/blog/egitimin-ve-egitimde-ailenin-onemi (2020)

https://www.sorubak.com/blog/egitim-ve-ogretimde-ogretmenin-onemi.html (2020)

https://www.kigem.com/gelecekte-egitim-nasil-olacak.html?cn-reloaded=1 (2020)

https://www.hurriyet.com.tr/veli-ile-ogretmen-iliskisi-nasil-olmali-21985089 (2020)

Page 150: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

HÜSEYIN AVNI SÖZEN ANADOLU LISESI

Page 151: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 152: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

151

GELECEĞIN EĞITIMINDE MÜFREDAT

İrem CEBECİ

ÖzetBu çalışma, Geleceğin Eğitiminde Müfredat başlığı altında ulusal Türk okullarında okutulan müfredatın öğrencilere faydaları ve onları hayata hazırlamaları konusunda en verimli sistemi araştırmak adına yapılmış bir çalışmadır. Çalışma kapsamında Türkiye İstanbul’daki Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesindeki öğrencilere, 16 öğ-retmene, sektördeki yetkililere, yurt dışındaki eğitim programlarından faydalanan öğrencilere anket uygulanmış ve röportaj çalışması yapılmıştır. Bu çalışma sonuçları doğrultusunda birçok öğrencinin şikayet ettiği müfredat konusu adına Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) ulaştırmak adına çözüm ve öneriler oluşturulmuştur. Yapılan anket çalışmaları ve kişisel görüşmeler sonucunda öğrencilerin müfredat hakkın-da düşünceleri ve şikayetleri yani müfredatın ağır ve gelecek hayatlarında işe ya-ramayan bilgi içermesi, yoğun ve verimi düşük öğretim faaliyetleri, deney yapma olanaklarının kısıtlı oluşu, matematik dersinin sadece teori üzerinde oluşu, bilginin öğrenmeye değil ezbere dayalı oluşu, müfredat sisteminin oturmaması, öğretmenlere yeterli esnekliğin sağlanmaması, derslerin birbirine uyumlu olmaması, bilim ve spor aktivitelerinin geri planda kalması, eğitimin sınava dayalı olması, alan seçiminin geç olması, meslekî eğitime yönelimde geç kalınması, sorunlarına ulaşılmıştır. Bu çalış-mada yöntem olarak öğrencilere uygulanan anket çalışmaları yanında öğrenciler, öğretmenler ve sektör temsilcileriyle yapılan kişisel görüşmeler; ekip olarak yapılan beyin fırtınaları, işimize yarar makale ve kitap taraması, GİS Projesi kapsamında yapılan konferanslarının taranması yöntem olarak kullanılmıştır. Çalışma süresince sonuca ulaşmak için yardımcı kaynak olması adına dünya çapında faaliyet gösteren PİSA 2018 verilerinden, OECD 2030 hedeflerinden, IBO (International Baccalaure-ate Organization) eğitim sisteminden ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının Eğitim üzerine oluşturulan hedeflerinden faydalanılmıştır. Bu araştırmadan çıka-rılan başlıca sonuçlar; Temeli oturtulmamış ve anlaşılması güç, fazla detay içeren müfredatın sadeleştirilmesi, öğrenci ve öğretmenlerin zorlanmaması için fazla soyut kalan müfredat ve konuların deney ve gözleme dayalı olarak verimli bir şekilde iş-lenmesi, gereksiz ağır ve sıkıcı olan müfredat programını kişiye özgü hale getirecek çeşitli sanat ve spor dallarına yönelimin arttırılması ve teşvik edilmesi, öğrencileri

Page 153: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

152

sınava hazırlamaktansa mesleğe hazırlama programlarının hayata geçirilmesi, alan seçiminin ilkokulda gerekli eğitimin ardından kişilerin ilgilerine göre erken yaşta ya-pılması ve daha modüler hale getirilmesidir. Günümüz müfredat programının sıkıntı-larını çözmek adına sunulan çözüm ve öneriler başarıyla uygulandığında geleceğin müfredat ve eğitiminin kendine ve dünyaya faydalı kaliteli birey yetiştireceğine şüphe kalmamaktadır.

Anahtar Kelimeler: eğitim sistemi, müfredat, deney, gözlem, sanat, spor

GIRIŞ“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşa-

tır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” demiş Atatürk.1 Bir milletin, devletin, topluluğun, sınıfın veya bireyin kalkınması onun eğitim ve öğretim seviyesine bağlı-dır. İşte bu yüzden gelecek nesillere emanet bırakılacak Türkiye’de üzerinde en çok durulması gereken konu “eğitim” dir. Eğitim verirken işin içine tabii ki birçok etken giriyor. Öğretmen, öğrenci, okul, veli, ölçme ve değerlendirme, müfredat programı, teknoloji, okul yöneticileri, teftiş bunlardan sadece birkaçı. Hüseyin Avni Sözen Ana-dolu Lisesi olarak bu çalışmada GİS Projesi’nin bize sunduğu imkânlar doğrultusun-da gelecekteki müfredat programının nasıl olması gerektiğini araştırdık.

Müfredat programı, bir eğitim ve öğretim döneminde işlenecek konuları gösteren program2 anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca toplam yedi defa kök-lü bir değişime uğramış olan ( 1924, 1948, 1953, 1968, 1982, 2005, 2018 )3 müfredat programı, öğrencilerin gözünde ise her sene değişiyor. Bu değişimin en temel sebep-lerinden biri ise teknolojinin ve bilimin ilerleyişi. Her gün gelişen dünyada müfredatın bu değişimlere uygun olmaması ise doğal olarak ülkelerin gelişmesini önlüyor. Ancak öğrencilerin işini de zorlaştırıyor. Öğrencilere verilecek olan kazanımlar, beceriler, bil-giler ve sorumluluk ülkemizde MEB ( Millî Eğitim Bakanlığı) tarafından açıklanıyor. Açıklanan kazanımlar doğrultusunda ise o senenin müfredat programı oluşturuluyor.

1. PROBLEM DURUMU Mevcut müfredat öğrencilerin yeteneklerini, becerilerini geliştirmiyor, öğrencinin

merakını kamçılamıyor ve onları hayata hazırlamıyor. Geleceğin müfredatı öğrenci-ler, öğretmenler ve okul yöneticileri için nasıl daha faydalı ve uygun hâlde tasarla-nabilir?

1  Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 25.09.1924, Nakleden https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/sam-sun-ogretmenleriyle-konusma Erişim Tarihi: 20.01.20202  Kubbealtı Lugati, http://www.lugatim.com/s/m%C3%BCfredat Erişim Tarihi 20.01.20203  Doç. Dr. CIRIT, İlker. 23 Aralık 2019 Konferans

Page 154: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

153

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

1.1 Araştırmanın Amacı ve ÖnemiDeğişen ve gelişen dünyada özü herkes için aynı olacak şekilde bir müfredat

programı tasarlamak, Türkiye eğitim sistemi için büyük bir adım olacaktır. Tasar-lanacak eğitim modeli öğrencilere olaylar arasındaki ilişkileri, disiplinler arası dü-şünmeyi, doğru anlamayı ve yorumlamayı, problem çözmeyi, zamanı kaliteli kul-lanmayı, OECD 2030 hedeflerine uyumlu, eleştirel ve yaratıcı düşünmeyi sağlamak için geliştirilmelidir. Öğrencilerin belli donanımları kazanmış olarak aynı zamanda uluslararası düzeyde de geçerliliği olan bir eğitim sisteminden geçmesi hem ülke re-fahını artıracak hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Ayrıca son zamanlarda Türkiye’de çokça görülen beyin göçü sorununa da çözüm olacaktır. Çünkü ülkenin eğitim sistemini bir temele oturtmak ve bu temel üzerinde geliştirmek, bireyi özelleş-tirmiş olarak okullarından iş hayatına çıkaracaktır.

1.2. Araştırmanın YöntemiGİS Projesi’nin amacına uygun olarak, hazırlanmasını önerdiğimiz eğitim-öğre-

tim müfredatı için veri topladık. Bu verileri ise öğrencilerle yaptığımız anket çalışma-sına, yurt dışında eğitim gören öğrenciler, farklı branşlarda görev yapan öğretmenle-rimiz ve sektör temsilcileriyle yaptığımız kişisel görüşmelere, ekip olarak yaptığımız beyin fırtınalarına, işimize yarar akademik makaleler ve kitap taramasına, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün bizi akademisyenlerle bir araya getirmek için imkân sunduğu konferanslara dayandırdık. Gazete haberlerini taradık, veri analizi yaptık.

2. MÜFREDATMüfredat programı hazırlanması görünürde kolay ama fiziksel olarak zordur. Her

saniye gelişen bir çağda yaşadığımız için sabit bir program söz konusu olamaz. An-cak Türkiye’deki en büyük sorun, temeli oturmamış bir müfredat programına sahip olmamızdır. Bu müfredat öğrencilerin, öğretmenlerin, akademisyenlerin, sektör tem-silcilerinin görüşleri ve yurt dışında bizim gibi gelişmekte olan eğitim sistemi otur-muş ülkelerin örnekleriyle oluşturulursa sağlıklı olacaktır.

2.1. Öğrencilerin Müfredatla İlgili Görüşleri

2.1.1. Öğrencilerin Güncel Müfredatla İlgili GörüşleriYaptığımız anket çalışmasına dayanarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki öğrenciler şu

anda işlenen müfredat sisteminden memnun değiller. Öncelikle mevcut eğitim siste-minde beğendikleri noktalara değinecek olursak: Eğitimin ücretsiz olması, yeni geti-rilen sistemle aralık ve nisan aylarında ara tatillerin olması, önem derecesi tartışılsa bile her tür dersin müfredatta yer alması geliyor. Beğenmedikleri kısımlar ise: Eğitim

Page 155: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

154

sisteminin aynı tip öğrenci yetiştirmesi, sekiz saat dersin uzun olması, müfredatın ağır ve gelecek hayatlarında işe yaramayan bilgi içermesi, eğitimin çok soyut kalması (deney yapma olanaklarının kısıtlı oluşu, matematik dersinin sadece teori üzerinde kalışı), bilginin öğrenmeye değil ezbere dayalı oluşu, müfredat sisteminin oturma-ması, öğretmenlere yeterli esnekliğin sağlanmaması, derslerin birbirine uyumlu ol-maması, bilim ve spor aktivitelerinin geri planda kalması, eğitimin sınava dayalı ol-ması, alan seçiminin geç olması, meslekî eğitime yönelimde geç kalınması ve lisede gelecek eğiliminin dışındaki derslerin yoğun olması, müfredatın çıkarım ve eleştiri yapma kabiliyetini geliştirmemesidir.4

2.1.2. Öğrencilerin Yeni Müfredattan BeklentileriYine yapmış olduğumuz anket sonucunda öğrenciler: her öğrenciyi kendi ilgi ala-

nından ve eğiliminden sorumlu tutan, laboratuvar ve atölye kullanımının daha çok olduğu, temeli oturmuş ve konu hakkındaki gerekli bilgileri güncel şekilde barın-dıran, ezberletmek yerine öğreten ve sorgulatan, sosyal etkinlik fırsatlarının veril-diği, öğrenciye değer verdiğini hissettiren, öğretimi somut delillerle ve deneylerle destekleyen, spor ve bilimi ön planda tutan, dünya gündemi ve tarihi hakkında veri içeren, öğrencinin yeteneklerini geliştiren, hayal gücünü köreltmeyen, sorun çözme yeteneğini geliştiren bir müfredat istediklerini belirtmişlerdir. Ayrıca öğrencilerin hangi derse ağırlık verilmesi konusundaki soruya cevapları ise genellikle şu şekilde olmuştur: Matematik, fen Bilimleri, Türk dili ve edebiyatı ve son olarak derslerin ilgi alanlarına göre öğrenci seçimine bırakılması gerektiği.5 Şüphesiz ki bu anket çalış-malarının farklı türde eğitim veren okullarda uygulanması sonucu farklılaştıracaktır ama biz burada proje uygulayan Anadolu Lisesi olarak kendi ihtiyaçlarımızdan yola çıkarak bu analizi yapmış olduk.

2.1.3. Öğretmenlerin Mevcut Müfredatla İlgili Görüşleri Öğretmenlerle yaptığımız bireysel görüşmelerde gördük ki çoğu öğretmenimiz

öğrencilerle aynı konulardan şikayetçiler. Öğrenciler öğrenmek yerine sınavda nasıl soru çözmesi gerektiğini öğreniyor. Kendi dersi içinde konu bütünlüğü kuramayan öğrenciler disiplinler arası bağlantı kurmayı ise hiçbir şekilde beceremiyor. Bu du-rum da aslında müfredatla ölçme ve değerlendirmenin birbiriyle doğru orantılı ol-duğunu gösteriyor. Mevcut sınav sistemi beceriyi değil, bilgiyi ölçtüğü için sadece sonuç odaklı bir eğitim yapılabiliyor ve süreç ihmal ediliyor.

Özellikle felsefe dersini ele alırsak, 10. sınıfta başlanan felsefe eğitimi çoğu felse-fe hocası tarafından geç bulunuyor. “Düşünceyi yönlendirme, temellendirme, sonuca

4 Öğrencilerle yapılan anket çalışması5 Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi öğrencileri, kişisel görüşme, Ocak 2020

Page 156: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

155

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

ulaşmaya çalışırken kullanılan yollar” gibi önemli konuları içeren felsefe 15-16 yaş arasındaki çocuklar için önemsiz bir ders olarak görülüyor. İlkokul ve ortaokulda öğrencilere düşünce eğitimi verilmeli ve yorumlama yetisi kazandırılmalıdır. Ders kitaplarının fazla bilgi içermesi, ders sayısının az olması ve iletişimsel bölümlerin azlığı yüzünden öğrenciler kendilerini yeterince ifade etme şansı bulamamaktadır. Özellikle sözel çalışmalar için müfredat bilgi yığını olmaktan çıkmalı, atölyeler ol-malı, eleştirel düşünce, neden-sonuç ilişkisi kurma, yorumlama gibi özellikler öğren-cilere erken yaşlardan itibaren kazandırılmalıdır.6

Matematik ve fen bilimleri gibi teorem ve formül üzerine kurulu dersler ise faz-lasıyla soyut kalıyor. Örneğin matematik dersinde müfredatı kolaylaştırmak için bazı konuların azaltılması bütünlüğü koparıyor. Bütünlüğün olmadığı matematikte öğren-ciler matematiksel düşünceyi değil, soru çözmeyi öğreniyor.7

Fen bilimlerinde de sınav sisteminin öğrenciyi problem çözmeye yöneltmesi, okul-lardaki laboratuvar eksiklikleri, öğretmenlerin müfredatı yetiştirme çabası ve fen ders saatlerinin azlığı öğrencileri deney yapmaktan alıkoyuyor.8 Öğrenmede yaparak ve ya-şayarak öğrenme yeterince gerçekleşmediği için de öğrenilen bilgiler kalıcı olmuyor.

Edebiyat, tarih ve coğrafya gibi sözel derslerde ise ezbere dayalı bilgi gereklili-ğinin fazlalığı öğretmenleri sıradanlığa itiyor. Örneğin Türk dili ve edebiyatı dersi öğrencinin hayal gücünü geliştirmeli, tüketici bireyden üretici bireye geçiş mantığı tüm derslerin temelinde bulunmalıdır. Edebiyat dersinde sözel iletişim, diksiyon gibi konularda öğrencilerin yetenekleri geliştirmeli, kompozisyon ve makale yazma gibi alanlara ağırlık verilmelidir. Öğrencilere küçük yaşlardan itibaren okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. İlkokuldan itibaren Türkçe dersi almasına rağmen dilimizi düzgün kullanamamanın temelinde de okuma alışkanlığının yeterince yerleşmemesi bulun-maktadır. Teknolojik araçlar ve interaktif yöntemler kullanılmalı, eleştirel düşünce, yorum yapma, problem çözme gibi beceriler öğrencilere kazandırılmalıdır.9

2.2. Yurt Dışındaki Öğretim Programlarıyla Türkiye’nin Öğretim Programının KarşılaştırılmasıOkulumuzdan Amerika Birleşik Devletleri’ne değişim programıyla giden okul ar-

kadaşımız bize bu ülkedeki eğitim programları hakkında bilgi verdi. Fizik, kimya ve biyoloji derslerinin seçmeli olduğunu zorunlu olarak İngilizce ve matematik dersleri gördüklerini söyledi. Türkiye’den farklı olarak derslerin 50 ila 60 dakika arasında değiştiğini ve müfredatın daha basit olduğunu söyledi. Ayrıca sanat ve spor dallarına

6 DUYAR AYDAR Hülya. Kişisel görüşme, Aralık 20197 TOKDEMİR, Ersin. Kişisel görüşme, Aralık 20198 ÇOBAN, Erkan. Kişisel görüşme, Aralık 20199 BOZYEL, Mekin. Kişisel görüşme, Aralık 2019

Page 157: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

156

önem verildiğini anlattı. Okulların farklı ilgi ve yetenekteki öğrencilerin ihtiyacını karşılayacak kampüsler şeklinde olduğunu, öğrencilerin sabit bir sınıfta eğitim gör-mediğini, seçtikleri derslere göre farklı sınıflarda eğitim aldıklarını söyledi.10

Araştırmamız sırasında gördüğümüz üzere, PISA 2018 sınavında, Çin’in ardın-dan ikinci sırada bulunan Singapur’da ilkokul ve ortaokul boyunca okutulan zorun-lu derslerin matematik ve fen dersleri olduğu göze çarpmaktadır. Eğitimi ezberden uzaklaştırmak için Amerikalı eğitim psikoloğu Jerome Bruner’in tezlerinden yarar-landıkları, üç aşamaya ayrılan ders kitaplarının; önce gerçek objeler, sonra resim-ler, sonra da sembolleri kullanma ilkesine dayandığı söylenebilir. Singapur müfre-dat sistemini diğer sistemlerden ayıran bir husus ise öğretmenlere tanınan kendini yetiştirme özgürlüğüdür. Öğretmenler gün içinde derslerini değerlendirebilecek ve birbirlerinin derslerini gözlemleyebilecek zamana sahipler. Bazı ülkelerdeki başarılı öğretmenler gibi yönetici olmaya doğru itilmemekte, bunun yerine öğretmenlere da-nışmanlık yapma ve müfredatı tasarlama fırsatı verilmektedir.

Bunun yanında ülke içinden de Singapur eğitim sistemine birtakım eleştiriler getiriliyor. Sınav odaklı eğitim sistemindeki çocukların Türkiye’de olduğu gibi çok zorlanması ve anne-babaların sınav odaklı eğitim yüzünden çocuklara özel ders aldır-maları bunların başında geliyor.11

PISA 2018 sonuçlarına göre Avrupa’nın eğitim alanında en başarılı ülkesi ise Finlandiya’dır. Singapur’a benzer olarak 6 milyona yakın bir nüfusa sahip olan Fin-landiya’da okullar belediyelerin sorumluluğunda bulunuyor. Finlandiya’da 6 yaşın-da başlayan, 16 yaşına kadar zorunlu ve ücretsiz olan eğitimde genellikle çocuklar evlerine en yakın okullara gidiyor. Müfredatta bulunan temel hedefler dışında yerel hedefler de belirleniyor. Finlandiya eğitim sistemini Türkiye’den ayıran en önemli noktalardan biri ise öğretmenler öğrenciye eğitimi istediği şekilde sunabiliyor. Ayrıca öğretmenler kendi alanlarında yüksek lisans yapma zorunluluğuna tâbî tutuluyor.12

PISA 2018 sonuçlarında genelde 20. olan Almanya nüfus açısından bize en yakın olan Avrupa ülkesi. Ülkemizde olduğu gibi üç ila altı yaş arasındaki çocuklar okul öncesi eğitime ailelerinin ödemesi koşuluyla gidebiliyor. 6 yaşından 15 yaşına kadar ise zorunlu eğitime tâbîler. Lise dengi eğitimde sınava girme zorunluluğuyla istediği okula gidebiliyorlar. Dersler 45 dakika ve okullar haftanın beş ya da altı günü açık bulunuyor. Ders kitapları ve müfredatı ise bölgeler tarafından belirleniyor. Türki-ye’den farklı olarak öğrenciler ilköğretim (Grundschule) eğitiminden sonra ortaokula

10 ÖZDEMİR Y. kişisel görüşme Kasım 201911 https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44927990 Erişim Tarihi 20.01.202012 https://www.ogretmenlersitesi.com/ab-uyesi-ulkelerin-egitim-sistemleri-hangi-ulkede-kac-saat Erişim Tarihi 20.01.2020

Page 158: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

157

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

(Sekundarstufe ll) geçerken alan ayrımı yapıyorlar.13 Buradan yola çıkarak Türki-ye’de de alan ayrımının daha erken yapılabilmesine imkân sağlayacak bir müfredat değişikliğinin daha faydalı olacağını düşünmekteyiz. Yine yerel farklılıkların dikkate alınacağı bir müfredatın ortaya konulup öğretmen ve öğrencilere esneklik sağlayacak bir modelin geliştirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz.

2.3. Akademisyenlerin Müfredatla İlgili Görüşleri Prof. Ioanna Kuçuradi Düşünbil Portalına verdiği röportajda Türkiye’nin genel

sorununun bilgisizlikten kaynaklandığını söylemiştir. En temel eksikliklerden birinin olan bitenler arasındaki bağlantıları görememe, eleştirememe olduğunu, bunun yanın-da kişilerin etik yeteneklerini geliştirecek çalışmaların olmadığını söyledi. Türk eğitim sisteminin özellikle felsefe alanında yetersiz kaldığını vurgulayan Kuçuradi eğitimi düzeltmek için önce öğretenlerin eğitimini değiştirmemiz gerektiğini vurgulamıştır.14

İlber Ortaylı’ya göre ise : “Eğitimin iyisi müzikle, matematikle, filoloji (dil bilgi-si) ve sporla olur.” Nedenini ise şöyle açıklar: “Geçmişe gittikçe sağlam bir filoloji ve textology (metin okuma ustalığı) gerekiyor. Bir toplum filoloji biliyorsa geçmişine, bu gününe ve geleceğine hakim olur. Matematik ve musikî biliyorsa insanlığın ortak dilini çözmüş ve dünya vatandaşı olmuştur. Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nde en iyi anlayan ise Mustafa Kemal Atatürk’tür.15

2.4. Sektör Temsilcilerinin Müfredatla İlgili Görüşleri Yapılan kişisel görüşmeler sonucunda sektör temsilcileri ise öğretmen ve öğren-

cilerin dışında eğitimde sosyal olanaklara daha çok vurgu yaptı. Eğitim sisteminin kişilere iletişim becerisi kazandırması gerektiğini ve iş hayatında %50 teknik bilginin yeterli olacağını söyledi. Bunun yanı sıra kriz yönetimi, zaman ve öncelik yönetimi, stres, geri bildirimleri değerlendirme gibi yeteneklerin öğrenciye kazandırılmasının önemli olduğunu, pratik hayatta işe yaramayan gereksiz bilgilerin müfredattan çıka-rılması gerektiğini söyledi. Öğrencilerin hem meslekî hem de sosyal hayatlarında işe yarayacak temel hukuk ve etik derslerinin alınması gerektiğini belirtti. Ayrıca tablo, grafik ve makale okuma becerisiyle ekonomi ve finans okur yazarlığına önem veril-mesi gerektiğini söyledi.16

13 https://www.ogretmenlersitesi.com/ab-uyesi-ulkelerin-egitim-sistemleri-hangi-ulkede-kac-saat Erişim Tarihi 20.01.202014 KUÇURADİ, İoanna https://dusunbil.com/prof-ioanna-kucuradi-okullarda-felsefe-ogretsek-20-yil-sonra-fark-li-bir-turkiye Erişim Tarihi : 17.01.202015 ORTAYLI, İlber.2019. Bir Ömür Nasıl Yaşanır. Kronik Kitap. İstanbul16 ÖZDEMİR H. Kişisel Görüşme

Page 159: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

158

3. BM ( BIRLEŞMIŞ MILLETLER ) NITELIKLI EĞITIM HEDEFLERI

1. Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri (2000)

2. Aşırı Yoksulluk ve Açlığın Ortadan Kaldırılması

3. Evrensel İlköğretimin Gerçekleştirilmesi

4. Kadın-Erkek Eşitliğinin Sağlanması ve Kadınların Konumunun Güçlendirilmesi

5. Çocuk Ölümlerinin Azaltılması

6. Anne Sağlığının İyileştirilmesi

7. HIV/AIDS, Sıtma ve Öteki Hastalıklarla Mücadele Edilmesi

8. Çevresel Sürdürülebilirliğin Sağlanması

9. Kalkınma İçin Küresel Bir Ortaklık Geliştirilmesi17

Birleşmiş Milletler Kurulu 189 üye ülkenin katılımıyla Eylül 2000’de Binyıl Bil-dirgesini ilan etmiştir. Belirlenen hedefler 2015’e kadar gerçekleştirilmeye çalışılmış-tır. Bu hedeflerden “ Evrensel İlköğretimin Gerçekleştirilmesi” doğrultusunda somut adımlar atılmış ve okullaşma oranı %83’ten %91’e ulaşmıştır. Gelişmekte olan bölge-lerde okullaşma artmakla beraber, çocukların ilkokula gitmesi teşvik edilmiştir.18

2015 yılında gerçekleştirilen BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde ise 17 he-deften ve 169 alt başlıktan oluşan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ise, 193 üye ülkenin uzlaşısıyla kabul edilmiştir. Eğitim için belirlenen hedef ve göstergeler, Herkes için Eğitim ( EFA ) ve Binyıl Hedefleri ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Nitelikli Eğitim Hedeflerindeki en önemli nokta ise temel bilgi ve becerilerin yanı sıra eğitimin meslekî/ekonomik boyutu ile sosyal hayata olan etkisi boyutuyla ele alınmasıdır.

4. 2030 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ: NİTELİKLİ EĞİTİM HEDEFLERİ • 2030’a kadar bütün kız ve erkek çocuklarının ücretsiz, hakkaniyetli ve kaliteli

bir ilköğretim ve ortaöğretimi tamamlamalarının ve böylece ilgili ve etkili öğ-renme çıktılarının elde edilmesinin sağlanması

• 2030’a kadar bütün kız ve erkek çocuklarının onları ilköğretime hazır hale geti-recek kaliteli okul öncesi eğitimine erişimlerinin güvence altına alınması

• 2030’a kadar bütün kadın ve erkeklerin erişilebilir ve kaliteli teknik eğitim,

17 https://tedmem.org/download/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzerine?wpdmdl=2658&refresh=5e Erişim Tarihi 17/01/202018 https://tedmem.org/download/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzerine?wpdmdl=2658&refresh=5e Erişim Tarihi 17/01/2020

Page 160: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

159

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

mesleki eğitim ve üniversiteyi kapsayan yükseköğretime eşit biçimde erişim-lerinin sağlanması

• 2030’a kadar istihdam, insana yakışır işlerde çalışma ve girişimciliğe yönelik teknik ve mesleki becerileri de kapsayan ilgili becerilere sahip gençlerin ve yetişkinlerin sayısının önemli ölçüde artırılması

• 2030’a kadar eğitim alanındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kal-dırılması ve engelliler, yerliler ve kırılgan durumdaki çocuklar dâhil, kırılgan insanların her düzeyde eğitim ve mesleki eğitime eşit biçimde erişimlerinin sağlanması

• 2030’a kadar bütün gençlerin ve hem kadın hem de erkek olmak üzere yetiş-kinlerin büyük bir bölümünün okuryazar olmasının ve matematiksel beceriler kazanmasının güvence altına alınması

• 2030’a kadar sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir yaşam tarzları için eği-tim, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, barış ve şiddete başvurmama kül-türünün geliştirilmesi, dünya vatandaşlığı ve kültürel çeşitliliğin ve kültürün sürdürülebilir kalkınmaya katkısının takdiri yoluyla bütün öğrenciler tarafından sürdürülebilir kalkınmanın ilerletilmesi için gereken bilgi ve becerinin kazanı-mının sağlanması

• Çocuklara, engellilere, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı eğitim olanakları-nın yaratılması ve geliştirilmesi ve herkes için güvenli, şiddete dayalı olmayan, kapsayıcı ve etkili öğrenme ortamlarının oluşturulması

• 2020’ye kadar en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan küçük ada devletleri ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere, gelişmiş ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki mesleki eğitim programlarını ve bilgi ve iletişim teknolojileri programlarını, teknik programları, mühendislik programlarını ve bilimsel programları kapsayan yükseköğrenim programlarına kayıt olanağı su-nan bursların sayısının küresel olarak önemli ölçüde artırılması

• 2030’a kadar özellikle en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki öğretmen eğitimi için uluslararası iş birliğinin sağlanması aracılığıyla nitelikli öğretmen tedarikinin önemli ölçüde artırılması19

4.1. OECD 2030 Eğitim Planları OECD ( Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü ) tarafından 2015’te “OECD’nin

2030 Eğitimi: Eğitimin ve Becerilerin Geleceği Projesi” adıyla sunulan proje iki te-mel soru etrafında oluşturulmuştur: bugünün öğrencileri 2030 yılında başarılı olmak

19 https://tedmem.org/download/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzerine?wpdmdl=2658&refresh=5e Erişim Tarihi 17/01/2020

Page 161: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

160

ve dünyaya bir şeyler katmak için ihtiyaç duyduğu bilgi, beceri, tutum ve davranışlar nelerdir? Öğretim sistemleri bu bilgi, beceri, tutum ve davranışları nasıl öğrenciye verimli şekilde aktarabilir?20

2030 için Öğrenme Çerçevesi ile Uluslararası Öğretim Programı Analizi, pro-jenin 2015-2018 arasını kapsayan ilk ayağını oluşturmaktadır. 2030 için Öğrenme Çerçevesi kapsamında 2030’a doğru geleceği şekillendirmede ihtiyaç duyulan bilgi, beceri, tutum ve davranışlara dair ortak bir anlayışın geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu sayede eğitim sistemleri için daha net bir vizyon ve hedefler tanımlanabilecek, ayrıca ülkeler, yerel otoriteler, okullar, öğretmenler, öğrenciler ve diğer paydaşlar için ortak bir dil oluşturulabilecektir. Uluslararası Öğretim Programı Analizi kapsamında ise beş temel politika alanı belirlenmiştir.

1. İlk alan Eğitimin odağının “öğrenmeye daha çok zaman ayrılmasından” “nite-likli öğrenme zamanı yaratılmasına” kaydırılmasına yöneliktir.

2. İkinci alan öğretim programlarının amaçları ile öğrenme çıktıları arasındaki boşluğu konu almıştır.

3. Üçüncü alanda ise öğrencilerin öğrenme süreçlerine dâhil olması ve daha de-rin bir anlayış geliştirebilmesi için içeriğin yüksek kalitede olması gerekliliğine değinilmiştir.

4. Dördüncü alanda öğretim programlarının inovasyonunun yanı sıra, her öğren-cinin sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimden faydalanması için eşitliğin sağlamasına dikkat çekilmiştir.

5. Son olarak ise reformların etkin bir şekilde uygulanabilmesi için dikkatli bir plan-lama yapılmasının ve uyum sürecinin önemine vurgu yapılmıştır. Bu alanlar doğ-rultusunda tasarım prensipleri oluşturulmuş ve alt çalışma alanları geliştirilmiştir.

Öğrenmenin merkezine öğrenciyi koyan OECD, öğrencilerin yetkinliğini artıra-cak bilgi (disipliner, interdisipliner, epistemik, prosedürel), beceri( bilişsel-üstbilişsel, sosyal-duygusal, fiziksel-pratik) ve tutumları(kişisel, yerel, toplumsal, küresel) ka-zandırmayı hedeflemektedir. Yeni değerler yaratan, gerilim ve çelişkileri uzlaştıran, sorumluluk alan bireyler yetiştirmek de OECD’nin hedefleri arasında yer almaktadır.21

Teknolojik imkânların gelişmesi ve hızla yaşanan siyasi, ekonomik, toplumsal gelişimler Türkiye’de de benzer şekilde müfredatın ihtiyaçlara göre revize edilmesini zorunlu hale getirmektedir. Araştırma konumuz içerisinde olmasa da bu müfredatın uygulanması için nitelikli ve donanımlı öğretmenlerin yetiştirilmesi en önemli konu-ların başında gelmektedir.

20 https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzerine Erişim Tarihi 17/01/202021 https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzerine Erişim Tarihi 17/01/2020

Page 162: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

161

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

4.2. IB Programları Bazı devlet okullarında uygulanan ve önümüzdeki yıl bizim okulumuzda da uy-

gulanması plânlanan IB Eğitim Sistemi hakkında da araştırma yaptık.

IBO ( Uluslararası Bakalorya Organizasyonu, 1968 yılında Cenevre’de kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir eğitim kurumu) tarafından hazırlanan dört farklı eğitim prog-ramı ( PYP, MYP, DP, CP ) sorgulayan, bilgili, düşünen, iletişim kurabilen, prensip sahibi, açık görüşlü, yardımsever, risk alabilen, dengeli ve düşüncelerini yansıtan öğ-renciler yetiştirmeyi amaçlıyor.22 PYP ( İlk Yıllar Programı ) sistemi yazılı müfredat, öğreten müfredat ve değerlendiren müfredat olmak üzere üçe ayrılırken 3-12 yaş ara-lığındaki çocukların eğitimine odaklanıyor.23 MYP ( Orta Yıllar Programı ) sistemi dil kazanımı, dil ve edebiyat, bireyler ve toplum, fen, matematik, sanat, tasarım ve beden eğitimi ve sağlık eğitimi olarak sekiz konuya ayrılırken 11-16 yaş aralığındaki çocuk-ların eğitimine odaklanıyor.24 DP ( Diploma Programı ) sistemi bilgi teorisi, kapsamlı tez yazımı; yaratıcılık, hizmet ve aktivite olarak üç ana unsura dayanıyor. Dil kazanı-mı, dil ve edebiyat çalışmaları, bireyler ve toplum, fen, matematik ve sanat olarak altı konu içerirken 16-19 yaş aralığındaki çocukların eğitimine odaklanıyor.25 CP (Kariyer Odaklı Program) sitemi ise DP sisteminin konularını, CP özlü, kariyere ilişkin çalışma olarak üç konuya ayrılırken 16-19 yaş aralığındaki çocukların eğitimine odaklanıyor.26

Merkezinde öğrencinin yer aldığı IBDP öğrencinin bilgiyi kendisinin elde etme-sine, sorgulamasına, analiz-sentez yapmasına, ilgi duyduğu alanda ders seçmesine, araştırma-tez yapmasına, CAS etkinliği ile ise öğrencinin toplum hizmeti, sosyal so-rumluluk gibi alanlarda inisiyatif almasına, dil becerilerinin gelişmesine, uluslararası bakış açısı geliştirmesine ve duyarlı öğrenci profilinin gelişmesine katkı sağlıyor. Daha modüler bir sisteme sahip olan IBDP, öğretmenlerin kendilerinin hazırladığı özgün içeriklerle, müfredatı daha esnek şekilde işlemelerine olanak sağlıyor. Öğren-cilere düşünme, araştırma, öz yönetim, iletişim ve sosyal beceriler kazandırmayı da hedefliyor.

22 https://www.ibo.org/benefits/learner-profile/ Erişim Tarihi: 20.01.202023 https://www.ibo.org/programmes/primary-years-programme/curriculum/Erişim Tarihi: 20.01.202024 https://www.ibo.org/programmes/middle-years-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.202025 https://www.ibo.org/programmes/diploma-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.202026 https://www.ibo.org/programmes/career-related-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020

Page 163: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

162

SONUÇ VE ÖNERILER

SonuçMevcut müfredat programının en büyük sorunu temelinin oturmamasıdır. Birçok

kesime göre müfredat anlaşılması güç ve fazla detay ile doludur. Ayrıca eğitim ve öğretim şekilleri soyut kalmaktadır. Bu nedenle öğrenciler ve öğretmenler zorlan-maktadır. Gelecekte ülkeyi refah seviyesine ulaştırmak ve kalkındırmak için çalışa-cak olan nesle bu zorlukları yüklemek, gelişen ve değişen teknolojik çağda onların yeteneklerini sadece köreltecektir.

Müfredat programları düzenlenirken öğrenci, öğretmen, üst düzey yöneticiler, akademisyenler, sektör temsilcileri ve uluslararası eğitim programları göz önünde bulundurulmalıdır. Müfredatın yoğun olmasının sebeplerinden biri de yüksek öğre-tim programına yerleşen öğrencilerin tâbî tutulduğu merkezi sınav sistemidir. Öğren-cilerin sadece bilgisini ölçen, beceri ve eylemlerini dikkate almayan bir ölçme-de-ğerlendirme sistemi bulunduğu müddetçe müfredatta köklü değişikliklerin yapılması zor görünmektedir.

PISA sınavlarında her geçen sene yükselmemize rağmen hâlâ ortalamanın altın-da bulunuyoruz. Uluslararası düzeyde daha kat etmemiz gereken uzun bir mesafe olduğu söylenebilir. Bu bağlamda müfredat programını yeniden düzenlerken OECD 2030, BM Nitelikli Eğitim Hedefleri ve IBO Programları gibi dünya çapında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardan destek ve görüş almak hem daha hızlı hem de daha etkili bir ilerleme sağlar.

Öneriler 1. Müfredat programında sanat, spor ve sosyal sorumluluk projelerine verilen

önem arttırılmalıdır.2. Müfredat bilgiden çok sorgulatan ve eleştiren şekilde olmalıdır.3. Müfredat üzerindeki konu ağırlığı hafifletilmelidir.4. Yeni düzenlenen müfredat programı doğrultusunda okul içi ölçme değerlendir-

me sistemi ile üniversiteye giriş sınavı değiştirilmelidir.5. Öğrencilerin iletişim becerileri geliştirilmelidir.6. Soyut anlatım teknikleri yerine deney, gezi, okuma gibi somut anlatım teknik-

leri kullanılmalıdır.7. Temel verilmesi gerekirken kazanımlar merkezî bir yer tarafından belirlenmeli

ancak kurum, kuruluş veya birey bu kazanımların üstüne ekleme yapabilmeli-dir.

8. Eğitim ve öğretim okul dışında da devam etmeli, öğrenciye yaşam boyu öğren-

Page 164: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

163

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

me bilinci aşılanmalıdır.9. Kriz yönetimi, zaman ve öncelik yönetimi, stres yönetimi, geri bildirimleri de-

ğerlendirme ve problem çözme gibi yetenekler öğrencinin ileriki yaşamında işine yarayacağı için önceden verilmeye başlanmalıdır.

10. Somut anlatım tekniklerini kullanabilmek için laboratuvarlar geliştirilmeli, do-ğal alanlar, müzeler eğitimde daha aktif kullanılmalıdır.

11. Öğrencilere birey olmanın yanı sıra takım olmak da öğretilmelidir.12. Öğrenciler yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Bu yönlen-

dirme olabildiğince erken yaşta yapılmalıdır. Zamanla öğrencinin değişen ilgi-leri doğrultusunda da esneklik sağlanmalıdır.

13. Her öğrenci yetişirken çevresinde olan olaylara (küresel ısınma, hayvan ölüm-leri, hava-toprak ve su kirletimi...) karşı duyarlı olmayı öğrenmeli, müfredat buna göre düzenlenmelidir.

14. Teknik bilgilerin yanında müfredat temel hukuk ve etik eğitimi vermelidir.15. Her öğrenci okulundan mezun olurken belli bir genel kültür seviyesinde olacak

şekilde yetiştirilmelidir.16. Öğrenciler iş hayatında işe yarayacak olan dilekçe ve mektup gibi yazıları yaz-

ma konusunda sıkıntı çekmemelidir.17. Tablo, grafik ve makale gibi şablon ve metinleri okumayı bilmelidir.18. Disiplinler arası eğitim uygulanmalıdır.19. Mezun olan bir öğrenci kendi anadiliyle beraber en az bir yabancı dil bilmelidir.

(İyi seviyede)20. Sınav odaklı bir eğitim sistemi yerine öğrenmeye dayalı bir eğitim sistemine

geçilmelidir.21. Müfredat programı hazırlanırken alanında uzman kişilerden, akademisyenlerde,

öğretmenlerden, öğrencilerden, üst düzey yöneticilerden, yurt dışı eğitim prog-ramlarından yararlanmalıdır.

22. Müfredat uluslararası alanda denk hâle getirilmelidir.23. Öğrenciye kitap okuma kültürü aşılanmalıdır.24. Bu çalışmaların hepsini yürütürken velilerden destek alınmalı ve veliler düzenli

olarak bilgilendirilmelidir.25. Bütün bu öneriler hazırlanırken öğretmenlerin donanımları da değişen müfreda-

ta uygun şekilde hizmet içi eğitimlerle artırılmalıdır.

Page 165: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

164

KAYNAKLAR

Ayverdi, İlhan, Kubbealtı Lugati, http://www.lugatim.com/s/m%C3%BCfredat Erişim Tarihi: 20.01.2020.

Bozyel, Mekin, Kişisel Görüşme, Aralık 2019.

Cirit, İlker, 23 Aralık 2019 Konferans.

Çoban, Erkan, Kişisel Görüşme, Aralık 2019.

Duyar Aydar, Hülya, Kişisel Görüşme, Aralık 2019.

Hakimiyet-i Millî ye Gazetesi, 25.09.1924’ten nakleden https://www.atam.gov.tr/atatur-kun-soy-lev-ve-demecleri/samsun-ogretmenleriyle-konusma Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/benefits/learner-profile/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/primary-years-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/middle-years-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/diploma-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/career-related-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

Kuçuradi, İoanna, https://dusunbil.com/prof-ioanna-kucuradi-okullarda-felsefe-og-ret-sek-20-yil-sonra-farkli-bir-turkiye Erişim Tarihi: 17.01.2020.

Ortaylı, İlber, Bir Ömür Nasıl Yaşanır, Kronik Kitap, İstanbul 2019.

Özdemir H. Kişisel Görüşme.

Özdemir, Yağmur. Kişisel Görüşme, Aralık 2019.

Tokdemir, Ersin. Kişisel Görüşme, Aralık 2019.

https://tedmem.org/download/egitimin-gelecegi-2030-projeksiyonlari-uzeri-ne?wpdmd-l=2658&refresh=5e Erişim Tarihi: 17.01.2020.

https://www.ibo.org/benefits/learner-profile/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/primary-years-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/middle-years-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/diploma-programme/curriculum/ Erişim Tarihi: 20.01.2020.

https://www.ibo.org/programmes/career-related-programme/curriculum/ Erişim Tari-hi:20.01.2020.

Page 166: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

165

GELECEĞIN EĞITIMINDE TEFTIŞ

Esma Zehra YALÇIN

ÖzetBu yıl ilçemiz genelinde düzenlenen GİS etkinliğinde ben ve ekibim Türkiye eğitim sistemindeki denetleme ve teftiş idaresinin özelliklerini birçok yönden değerlen-dirdik.Günümüzde gelişmiş ülkelerin eğitime verdiği önemi göz önünde bulundu-rursak, eğitim sisteminin genel anlamda ülke gelişiminde merkezi bir yere sahip olduğunu ve bununla beraber çok büyük çapta önem arz ettiği tezini savunabiliriz. Eğitim sistemi var olduğu sürece denetim gereksiniminin de daimi olacağının da ülkemiz farkındadır.

Teftiş düzeninin uzun yıllar sürecinde değişmeye ihtiyaç duyduğunu ve belli kri-terler çerçevesinde yeniden şekillendiğini görebiliriz. Müfettiş denilen devlet me-murlarının Türkiye vatandaşlarının gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmadığını denetlemek amacıyla devlet tarafından görevlendirildiğini söylemek mümkün. Hal-kın, eğitim sektöründen beklentilerinin farklı olmasıyla beraber ihtiyaç duyduğu alanlar da farklıdır. Bu nedenle yaşam standartlarının daha da yükselmesi için veya olan düzenin mümkün olduğunca korunduğundan emin olmak için Türkiye Cum-huriyetinde Ankara merkezli görevlendirilmiş müfettişler sorumluluklarını yerine getirmek üzere çeşitli eğitim kurumlarında çeşitli gözlem tekniklerine başvurur ve gerektiğinde bu kurumlara ziyaretler yapar.

Denetim, eğitimin amaçlarına hizmet eden bir olgudur. Teftiş kavramı soruşturma işlemlerini de kapsamakla beraber kurumun amaçlarına ulaşması için personele yapılan mesleki rehberlik ve yardım olarak tanımlanabilir. Bu nedenle eğitim ala-nında yapılacak çalışmalarda, en küçük dikkatsizlik, plansızlık veya noksanlık geniş kitleleri kapsayan telafi edilemez sonuçların doğmasına neden olabilir böylece eği-tim alanında yapılan bütün faaliyetlerin bilimsel esaslara dayandırılması şart tutu-lur. Denetimin temel ilkesi, eğitim kurumunun misyonunu gerçekleştirme derecesini saptamak, daha iyi sonuçlar alabilmek için gerekli önlemleri almak ve süreci en verimli şekilde geliştirmektir. Biz de bu sonuçlardan yola çıkarak teftiş sisteminin eğitim sistemi üzerindeki yeterliliğini değerlendirdik.

Anahtar Kelimeler: eğitim sistemi, teftiş, denetim, müfettiş

Page 167: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

166

1. PROBLEM DURUMU İyi ve oturmuş bir eğitim sistemi, ancak iyi bir teftiş sisteminin uygulanmasıyla

mümkündür. Teftiş sistemi Türk vatandaşlarının devletten beklentilerini karşılamalı, çağın ihtiyaçlarını karşılamalı ve uluslararası standartları yakalamalıdır. Ancak günü-müzde Türkiye’de uygulanan teftiş sistemi değerlendirildiğinde belli bir verim elde edildiği söylenemez. Özellikle okullardaki akademik başarı göz önüne alındığında, uzun yıllar boyunca teftiş yapıldığı halde belli bir fark yaratılamamış olduğunu göz-lemlemekteyiz. Biz bu çalışmamızda “ideal bir teftiş sistemi nasıl olmalıdır?” soru-sunun cevabını vermeye çalıştık.

2. YÖNTEM“İyi bir teftiş sistemi nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap olmak üzere çalışmamızda

çeşitli akademik makalelerden, tez çalışmalarından, dijital kaynaklardan faydalan-dık. Okulumuzun kütüphanesindeki “eğitim” üzerine arkadaşlarımız ve hocalarımız-la beyin fırtınası yaptık, okulumuzu ziyaret eden müfettişlerle kişisel görüşmelerde bulunduk. Okulumuzun öğrencilerine teftiş ile ilgili bir anket hazırlayıp cevaplarını da derleyerek bir değerlendirme çalışması hazırlandı. “İdeal teftiş sistemi” konusu üzerine okulumuzun öğretmenlerinin görüşlerinden, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Mü-dürlüğünün organize ettiği öğrenci akademisyen buluşmalarından da yararlandık. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.

3. TEFTIŞBir şeyin aslını anlamak veya bir işin gereğince yapılıp yapılmadığını öğrenmek

maksadı ile her yönden inceden inceye yapılan araştırma anlamına gelen1 teftiş, şüp-hesiz ki iyi işleyen eğitim sisteminin en önemli unsurlarından biridir. İnsanların ak-lında teftiş deyince genellikle olumsuz bir çağrışım oluşsa da eğitim sisteminin kali-tesinin artması, eğitim kurumlarında görev yapan personelin birbiriyle ve kurumun çevreyle olan ilişkilerinin geliştirilmesinde teftişin önemi yadsınamaz.

3.1. Cumhuriyet Sonrası Dönem ile 21. yy Arası Eğitimde TeftişCumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’de başlayan geniş çaptaki okullaşma ha-

reketiyle beraber birçok öğretmene ve müfettişe gereksinim duyulmuştur. Osmanlı Dönemi itibariyle öğretmenlik mesleğini sürdüren insanların olmasının yanı sıra öğ-retimde çeşitli yenilikler yapıldığı için yeni öğretmenlerin aranması ve bunların belli aralıklarla değerlendirilmesi ister istemez ortaya çıkmıştır.

1 Kubbealtı lugatı http://www.lugatim.com/s/tefti%C5%9F, Erişim Tarihi: 17.01.2019

Page 168: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

167

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

Türk eğitim sisteminde teftiş kavramı ilk defa, Rüştiye Mekteplerinin (ortaokul) açılmasına bağlı olarak 1838 yılında çıkarılan bir tasarıda yer almıştır (Su, 1983:177). Daha sonraki süreçte, Tanzimat döneminde kurulan Meclis-i Umur-ı Nafia (1838), ülkenin eğitim öğretim sorunları ve eğitim sisteminin düzenlenme işlerini üstlenen ilk organı olarak bir layiha yayınlamıştır. Bu layihada, “sıbyan okullarının düzene konulması ve mahalle mekteplerinin mevcut durumlarının saptanması için bu ku-rumların müfettişler tarafından denetleneceği” belirtilmiştir.2 Ayrıca temel ilköğretim denetim sistemi Tanzimat döneminden beri varlığını sürdürmektedir. Bu nedenlerle Cumhuriyetin ilanından sonraki eğitim denetimi döneminde çok fazla sistem deği-şikliğine gitmek yerine müfettiş sayısını arttırma yoluna yönelinmiştir. Bu dönemde sözlü yahut yazılı bir mülakat olmaksızın mektuplarla bile müfettişler atanmıştır.

Köy enstitülerinin kapanmasıyla eğitimde yeni bir süreç başladı demek mümkün-dür. Teftişte şu an bile negatif bir algı oluşmasının sebeplerinden birisi bu dönemde müfettişlerin yaptıkları denetlemelerde izledikleri olumsuz tutum ve bıraktıkları so-ğuk imajdır. 2000’li yıllara kadar ki bu dönemde müfettişler sınıflarda derslere gire-rek teftişler yapmışlardır lakin izledikleri öğretmen ilişkisi politikasının sağlıklı ol-duğu düşünülemez. Kimi zaman öğretmenlere aşağılayıcı şekilde konuşmuşlar kimi zamansa tamamen subjektif değerlendirmeleriyle öğretmen, okul ya da idarecileri bu şekilde rapor etmişlerdir. Teftişteki en hassas eksik de budur: daimi öznel değerlen-dirmelere dayanarak okullarda veya öğretim yerlerinde denetlemeler yapmak. Mü-fettişlerin teftiş süresince izledikleri yönerge incelenirse uyguladıkları çözümleme kağıdında nesnel yahut elle tutulur bir değerlendirme yapılamayacağı fark edilir.

1996-2001 arasındaki dönemdeyse teftiş sisteminde “eğitimde teftiş” alanına ait yüksek lisans sahibi kişiler görevlendirilmiştir. Bu kişiler belli üniversitelerde 4 yıllık eğitim sonrasında müfettiş olabilmişlerdir. Bana göre uzman denetim yönetmeliği ol-madığı için 4 yıllık eğitimin yanında müfettiş adayı olanların da kendilerini geliştirip alanlarında uzmanlaşması gerekirdi lakin bu dönemde bu diplomaya sahip olanlar bu mesleği icra etmeye hak kazanmış sayılıyordu. Zaman zaman henüz bu meslekte yer edinmiş fakat işini iyi yapamayanlar ortaya çıktığından ötürü denetimde aksamalara dolayısıyla öğretimde de aksamalara rastlanır. Bunlardan ötürü toplum talep ettiği eğitim hakkından faydalanamaz ve gittikçe bu durumdan rahatsız olmaya başlarlar.

Eğitim yönetmeliği bu yıllarda müfettişleri iyi seçmesi gerektiğini fark eder. Belli bir misyonu olan ve kriz anlarında düzeni sağlayabilecek nitelikteki kişilerin atan-ması gerektiğine karar kılınır. 2016 yılı itibariyle merkeziyete bağlı bir teftiş sistemi tercih edilir ve Milli Eğitim Bakanlığınca seçilmiş 500 adet öğretim görevlisi ülkenin eğitim kurumlarındaki genel teftişle görevlendirilir. Günümüzde de bu sistem devam ettirilmektedir.

2 Kodaman, Bilir, Teftiş düzeni, yüksek lisans tezi sf: 37-38

Page 169: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

168

3.2. Teftiş TürleriBütün kurumlarda planın hedefe ulaşma derecesini belirlemek için değerlendirme

yapılır. Kurum çalışmalarında değerlendirmede kullanılan seçeneklerden biri ve en çok kullanılanı teftiştir. Teftiş, çeşitli varsayımlarla beklenen sonuçları sentezleyen bir süreç olarak kabul edildiğinde, belirli durumlarda istenilen sonuçlara ait hükümle-ri de içine alır. Eğitim sisteminde yapılan teftiş ve değerlendirme alanına göre kurum ve ders teftişi olmak üzere iki gruba ayrılır.3

3.2.1 Kurum Teftişi:

Bir kurumun amacına ulaşabilmesi için yapılacak işler, personelin görevleri ara-sında yer alır. Bu işlerin yapılmasında, kişilerin rehberliğe ve mesleki yardıma ih-tiyaçları olacaktır. Bu gereksinmeler kurum teftişi ile karşılanabilmektedir. Eğitim kurumunun amaçlarını gerçekleştirmede insan ve madde kaynaklarının sağlanma, yararlanılma durumunun gözlenmesi, kontrol edilmesi ve ölçütlere göre değerlen-dirilmesidir. Kurum teftişinin amacı kurumda çalışan personelin görevlerini yapma şekillerini gözlemek, hataları ve eksikleri ortaya koymak, bunların düzeltilmeleri amacıyla gerekli önlemleri almak, sorunları çözümlemek, yenilikleri tanıtmak, yön-temleri geliştirmelerini sağlamaktır. Teftiş, bir müfettişin yönetici, lider, rehber, öğ-retici ve araştırıcı olarak görev yapmasını zorunlu kılar.4

3.2.2 Ders Teftişi:

Bir eğitim kurumunda öğreticilikle görevlendirilmiş öğretmenlerin öğretim ve eğitim etkinliklerindeki çalışmalarının gözlenmesi, incelenmesi ve kontrol edilme-sidir. Teftiş yapacak müfettişlerin görevlendirilme şekline göre genel ve özel olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Genel Teftiş: Teftiş planına göre kurumların bütün etkinliklerinin ve personelin belirlenmiş plan dâhilinde, müfettiş grubu tarafından denetlenmesidir.

2. Özel Teftiş: Durumu özellik gösteren kurum veya personelin makam onayına dayalı olarak denetlenmesidir. Teftişin etkili olabilmesi için hedeflere ve durumlara uygun bir yöntemin seçilmesi gerekir. Görev alan müfettiş sayısına göre, bireysel ve grupla teftiş olmak üzere iki kısma ayrılır

a. Bireysel Teftiş: Tek bir müfettiş tarafından yapılan teftiştir. Müfettiş kenditeftiş planına uygun olarak bir veya daha fazla konuda inceleme, soruşturma, gözlem ve değerlendirme yapar.

b. Grupla Teftiş: İki ve daha fazla müfettişin birlikte yaptığı teftiştir. Her müfettiş

3 Egitim Bilimleri Ana Bilim Dalı EYTPE Programı Yüksek Lisans öğrencisi Tubanur AKIN tarafından hazırlanan “Etkili Teftişin Engelleri Konusunda Okul Yöneticilerinin Görüşlerinin Değerlendirilmesi” başlıklı Yüksek Lisans Tezi 16./07/20154 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, M.E.B. Yayınları2489, Ankara-1997, sf:5-12

Page 170: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

169

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

kendi uzmanlık alanındaki hizmetlerle ilgili inceleme, soruşturma, gözlem ve değer-lendirme yapar. Müfettişin kendi branşında yaptığı değerlendirme daha fazla önem taşır.

3.3. Detaylı Teftiş Aşamalarıa) Teknik Teftiş: Alandan gelen müfettişler tarafından yapılır. Branşlara, alanlara

mesleklere, işin yapımında uygulanan yöntemlere ürün ile ilgili norm ve standartlara önem verilir, özel ihtisas ve uzmanlık gerektirir.

b) Yönetsel Teftiş: İdari teftiş adı verilen bu teftiş, sistemin işleyişinin kurallara uygunluğuna, kaynaklardan yararlanma şekline, sistemin bütününe yöneliktir. Yöne-time, yöneticilere ağırlık veren araştırmayı gerektiren ve sistemi değerlendiren tef-tiştir.5

3.4. Eğitimde Teftişin Genel Prensipleri

1) Teftiş için kısa ve uzun vadeli planlar yapılmalı, çalışmalarda etkili olan kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır.

2) Teftişte sürekli değişim ve gelişim için kaynak sağlama yolları aranmalı ve gösterilmelidir.

3) Teftiş, araştırma bulgularının ve yeniliklerin açıklanmasına ve sonuçlardan yararlanılmasına yardımcı olmalıdır.

4) Teftiş sürecinin eğitim programı ile iç içe girmesi sağlanmalı ve ayrılmaz bir parçası olduğu dikkate alınmalıdır.

5) Teftiş, yapılan öğretim ve öğrenimin geliştirilmesine yardımcı olmalı, bunun için öğretmen ve diğer ilgililerle işbirliği sağlanmalıdır.

6) Teftiş bir okuldaki ders dışı sosyal ve eğitsel etkinliklerin geliştirilmesinede yardımcı olmalıdır.

7) Teftiş, okuldaki personel davranışlarının ve aralarındaki ilişkileringeliştirilmesine katkı sağlamalıdır.

8) Teftiş, okul personeli ile çevre ilişkilerinin geliştirilmesine yardım etmeli, karşılaşılan sorunlara çözüm bulmalıdır.

9) Teftiş etkinliklerine okuldaki öğretmen ve yönetici ve diğer ilgililerinkatılmaları sağlanmalı, teftiş gereksinimleri göz önünde bulundurulmalıdır.

10) Teftiş etkinlikleri, katılanlar ve ilgililer tarafından sürekli olarakdeğerlendirilmelidir.

5 TAYMAZ, A. Haydar., Eğitim Sisteminde Teftiş.4. Baskı.: TAKAV Tapu Kadastro Vakfı Matbaası. Ankara-1997, sf: 23-50.

Page 171: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

170

3. 5 Teftişin Tarihçesi6

Tarih Merkez Teşkilatı Denetim Birimi Taşra Teşkilatı Denetim Birimi

09.12.2016 Bakanlık Maarif Müfettişi Bakanlık Maarif Müfettişi

Yardımcısı Maarif Müfettişi Maarif Müfettiş Yardımcısı

14.03.2014 Maarif Müfettişi Maarif Müfettiş Yardımcısı

Maarif Müfettişi Maarif Müfettiş Yardımcısı

14.09.2011 Millî Eğitim Başdenetçisi İl Eğitim Denetmeni

Millî Eğitim Denetçi Yardımcısı

Millî Eğitim Denetçisi İl Eğitim Denetmen Yardımcısı

14.09.2011 öncesi Müfettiş Eğitim Müfettişi

SONUÇ VE ÖNERILERElde ettiğimiz verilere göre teftiş Türk vatandaşlarının devletten beklentilerini

karşılamak üzere yapılmalıdır lakin bu süreçler değerlendirildiğinde belli bir verim kazanıldığı söylenemez. Milli Eğitime bağlı teftiş idaresi değerlendirildiğinde ve akademik başarı göz önüne alındığında, uzun yıllar boyunca teftiş yapıldığı halde belli bir fark yaratılamamıştır.

Okuldaki öğrencilerle yaptığım anket sonuçlarını istatistiksel olarak böldüğümde en çok göze çarpan madde, teftiş idaresinin sadece merkezi teftiş idaresine bağlı ki-şiler tarafından yapıldığı ve doğrudan ya da dolaylı olmadan, hiçbir şekilde, veli ve öğrenci taleplerinin gözetilmediğidir. Bu hususu biraz daha irdelediğimizde ciddi bir iletişim kopukluğu olduğunu fark ettik. Veliler yahut herhangi bir öğretim kurumun-da eğitim alan kişiler taleplerini veya her türlü değerlendirmelerini ilgili kişilere ulaş-tıramıyor. Bunun üzerine bizim bulduğumuz çözüm “Değerlendirme dilekçesi” adı altında velilerle veya öğrencilerle düzenli olarak bir döküman alışverişi yapmaktır.

Dikkat edilmesi gereken en büyük iki noktaların ilki bu değerlendirme dilekçe-sinin son derece objektif ve net cevaplara açık bir halde hazırlanması gerekmekte-dir zira 2016 yılından önceki dönemde müfettişler öznel yargılarla teftiş eylemlerini “gerçekleştirmişlerdir”. İkinci nokta ise bu dilekçelerin doğruluğunu koruyabilmek için velilere dilekçe kullanma seminerleri verilebilir. Sonuçta en iyi şartlarda eğitim hakkı kullanmak isteyen Türk vatandaşıysa bunun en gerçekçi ve şeffaf olarak de-ğerlendirmesi gereken kişi de odur. Bize göre dilekçenin özellikleri net ve anlaşılır

6 Can, N. (2004). İlköğretim Öğretmenlerinin Denetimi ve Sorunları. Milli Eğitim Dergisi, Sayı:161 [Çevrim-içi: http://dhgm.meb. gov.tr/yayimlar/dergiler /Milli_Egitim_Dergisi/161/ can.htm], Erişim Tarihi: 29.07. 2017.

Page 172: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

171

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

olursa herhangi bir sorunla karşı karşıya kalınmaz.

Okulun değerlendirmesini içeren bu formların vatandaşa ulaşma yolunun da ge-reksiz bürokrasiyle uğraştırmadan ve komplike olmadan sağlanması gerekir. Sosyal medyanın çok fazla insana ulaşabileceği de düşünüldüğünde okul değerlendirmeleri için sayfalar açılabilir. Bu sayede okulların iyi veya kötü yönleri ortaya kolayca çıkar ve halk en saydam şekilde bu yorumları görebilir. Keza bu sayfalar, halkın erişile-bilirliğine açık bir mecra olduğu için değerlendirme dilekçelerinin de kullanımını kolaylaştırabilir.

Teftiş hem fiziki hem de bürokratik olarak yapılır ama görünen o ki bürokratik teftişler fiziki ve temel ihtiyaçların değerlendirilmesinin önünde gelmektedir. Bunun halkın ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiği tartışılır. Ülkemizin doğusundaki okul-ların fiziki şartlardan değerlendirildiğini öğrendik ama bizce bu teftiş edilen okullar veya eğitim kurumları ayırt etmeden her teftiş zamanında yapılmalıdır. Fiziki şartlar kontrol edildikten sonra yine aynı şekilde uygun bir yönerge hazırlanıp bunların telafi edilip edilmediğini kontrol etmek adına belli bir mühlet tanınıp bunun düzeltilmesi için bir yardım gerekiyorsa onun da belli kurallara (yönergede belirlenmiş olanlar) bağlı kalarak sağlanması gerekir.

Milli eğitimin teftiş edilmesi milli eğitime bağlı kurumlar tarafından yapılır. Bu durumun teftişte nesnelliği ve gerçekçiliği bozmaya neden olduğunu düşünebiliriz. Bizim çözüm önergemize göre teftiş sistemi milli eğitime bağlı olmadan devletin başka bir organında yer almalıdır. Bu devlet organını seçmek daha sonraki adım da olabilir lakin bizce en doğru karar devlete bağlı bir teftiş idaresinin açılıp sadece eğitim üzerinde olmadan diğer halka hizmet sağlanan bölgelerde de etkinlik gös-termesidir. Buna karar vermemizin sebebi velilerimizle yaptığımız röportajlara göre birçok sektörde yeterli teftiş etkinliği olmadığından ötürü devlette birçok sistemde aksamalar mevcut.

Okulumuzu ziyaret eden ülkemize hizmet veren değerli müfettişlerin beyan ettiği fikirlerden birisi ise merkezi teftiş sistemine bağlı olan müfettiş sayısı ülkenin tama-mına yetemeyecek kadar az bu nedenle asıl ihtiyacı olan eğitim kurumlarında yete-rince teftiş düzeni olmadığı için elde edilen verim çok azalabiliyor. Merkeziyete bağlı teftiş sisteminin açıklarından diğer biri teftiş aralıkları süresi sürekli değişebiliyor ve bu uzun vadede teftişten kazanılan verimi azaltır. Teftiş aralıklarının belli bir netliğe kavuşturmak adına bizim önerimiz 2 yılda bir hem fiziki hem bürokratik hem de ders verimliliğinin üzerine teftişler gerçekleştirildikten ve nesnel bir rapor hazırlanarak yapılmalıdır. İdaremiz ve öğretmenlerimizin de fikrini değerlendirince bizim zannı-mızca merkezi teftiş sisteminin verimlilik yelpazesinin dar olmasının yanı sıra zaman açısından da belli bir kayba yol açar. Bu nedenle ilçelere bağlı teftiş birliklerine geri

Page 173: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

172

dönülebilir diye düşünüyoruz. Bu sayede her bir müfettiş görevlisi kendi bulunduğu bölgenin eksikliklerini daha hızlı saptayıp bunlara cevap verebilir. Eğitimde eşitliği korumak adına bu ilçe birlikleri de yılda bir kez ve bir hafta sürmek üzere verilerini karşılaştırılmalı olarak değerlendirip ülkenin eğitim durumunu istatistiksel ve gele-ceğe yönelik eğitim dağılımını belirleyebilirler.7

Öğretmenlerimizin hem fikir olarak paylaştığı gerçekliği bozan nokta teftiş yet-kililerinin okulu ziyaret etmeden önce bir yazı gönderip geleceklerini bildirmeleridir zira bu şekilde okul idaresi okulu yetkin bir kurum gibi göstermesine yol açar. Ek-siklikler örtülür ve okulun normaldeki halinin daha iyi seviyede olduğu lanse edilir. Ayrıca öğretmenler bürokratik eksikliklerini de bu yoldan halledebilirler, bu nedenle öğretmenlerin iyi veya kötü olabileceğine dair kesin bir yargıya ulaşılamaz. Öğret-menlerin eksiklikleri saptanamayacağını da düşünürsek okulun misyonunu en doğru şekilde gerçekleştirebileceğini söz konusu değildir.

Öğretmenlerimiz de özellikle 35 yaşın üzerindekiler, derslerdeki teftişlere şahit oldukları için onların algılarına göre müfettiş kavramı halk arasında soğuk ve sert bir algı oluşturur. Bunların eğitim binalarında çalışanlar açısından da iyi karşılanmadığı ve hakkında olumlu duygular uyandırmadığı söylenebilir. Bu önyargıyı kırmak adına bizim çözümümüz toplumun bilincini teftişin iyi yönlerini tanıtarak değiştirmektir. Teftiş ortaya çıkış amacı itibariyle olumlu bir tabirdir fakat 2001 yıl öncesi tutumlar değerlendirilirse hem sübjektif değerlendirmelerin aslını yansıtmadığı hem de müfet-tişlerin derslere girdikleri süre zarfında uyguladıkları yanlış tutumlardan ötürü şu an bile müfettiş kavramı söz edildiğinde olumlu çağrışım yapılamaz. Keza anket sonuç-ları da bunu yansıtır ki Türkiye’de eğitim gören öğrenciler hayatlarında daha önce hiçbir zaman müfettiş görmemişlerdir aynı şekilde bunu da sistemin bir yanlışı olarak nitelendirirler.

Öğrenci değerlendirmelerine dönecek olursak ben ve ekip arkadaşlarımın en çok dikkatini çeken değerlendirme “Müfettiş Gadget” idi. Arkadaşımız “Müfettiş kavra-mı benim için Müfettiş Gadget’i temsil ediyor. Gerçek anlamda etkisini göremiyo-rum bu nedenle sadece filmler ve diziler bana bu kavramı çağrıştırır.” diyerek fikrini beyan etmiştir. Sözlerini düşününce teftiş kavramı biz öğrencilerin bile hayatında yer etmediğinden buna yabancıyız. Teftişin okullarda yapıldığını biliyoruz lakin bu bizim isteklerimize bugüne kadar cevap vermediğinden ya da ne eksikliğini ne de yaptığı değişiklikleri gördüğümüz için bizim algımızda önemli bir yer teşkil etmiyor.

Türk eğitim ve teftiş tarihinde şimdiye kadar yaşanmış gelişmeler ve faydası gö-rülmüş tüm düzenlemeler ele alındığında ve bunlar eğitimde teftişin genel prensipleri ile bir arada düşünüldüğünde, teftişin yasaklayıcı ve kesin olmasından ziyade eğitim

7 Serkan Karaaslan, Teftiş Sistemi üzerine bir söyleşi, 13.12.2019.

Page 174: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

173

Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

kurumlarının uzun vadede ülke genelindeki eğitim kalitesini yükseltme potansiyeline sahip uygulamaları desteklenmeli ve yönetmelik dışı oldukları sebebiyle öğretmenle-rimiz ve yönetim üyelerimiz bunlardan çekinmemelidir. Bu sayede teftişler hem ülke genelindeki eğitim sistem ve yöntemleri arasında bir bağ kuracak hem de faydalı ye-nilikler elde edilebilecektir. Bu da eğitimin genel prensiplerinden olan “yapılan öğre-tim ve öğrenimin gelişmesine yardımcı olmak” amacını destekleyecektir. Bu nedenle esnek bir öğretim çalışmasının da benimsenebileceğini düşünüyoruz. Bunun yanı sıra genel anlamda bakıldığında teftiş, yenilikçi öğretim üyelerinin önlerini kesmektense desteklemeli, sürekliliğini kaybetmemeli, sorun değil çözüm odaklı olmalı ve farklı eğitim kurumu tiplerine göre uygun hale getirilmiş olmalıdır

Sonuç olarak teftiş bir şeyin verimliliğinin devamlılığını korumak için önemli bir araç ve ihtiyaçtır. İşin doğruluğunu da değerlendirmek üzere teftiş sisteminin gelece-ğini korumanın önemli olduğunu savunuyoruz.

Page 175: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

174

KAYNAKLAR

Akın, Tubanur, “Etkili Teftişin Engelleri Konusunda Okul Yöneticilerinin Görüşlerinin Değer-lendirilmesi”, Yayımlanmamış YL Tezi, Zirve Üniversitesi, 2015.

Ayverdi, İlhan, Kubbealtı Lugatı, http://www.lugatim.com/s/tefti%C5%9F, Erişim Tarihi: 17.01.2019.

Can, N., “İlköğretim Öğretmenlerinin Denetimi ve Sorunları”, Millî Eğitim Dergisi, 161, 2004, s. 112-121.

Kodaman, Bilir, “Teftiş Düzeni”, Yayımlanmamış YL Tezi.

Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, MEB Yayınları 2489, Ankara 1997, s. 5-12.

Taymaz, A. Haydar., Eğitim Sisteminde Teftiş., TAKAV Tapu Kadastro Vakfı Matbaası, 4. Bs., Ankara 1997.

Page 176: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

ISTANBUL ÜSKÜDAR LISESI

Page 177: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 178: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

177

GELECEK EĞITIMINDE TEKNOLOJI

İbrahim Safa KAPLAN Adem MALAKErdem EŞKİ

Özet“Eğitim meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir mer-divendir.” Eğitim bir insanın hayatını şekillendiren, onun hal ve hareketlerine yön veren bir kavramdır. Eğitimin geçmişini, şimdiki halini ve gelecekteki olası halini düşünecek olursak, bu zaman dilimlerini etkileyen bir değişkenin olduğunu hepimiz göreceğiz. Aslında bu kavramı başlı başına bir devrim ve bir ilerleme olarak sayabi-liriz. Bu kavramımız günümüzde ve muhtemelen gelecekte daha da yaygın bir şekilde hayatımıza girecek olan teknolojidir. Teknolojinin başlı başına bir devrim ve ilerleme olduğunu biliyoruz. Bu yüzden eğitimde de bu ilerlemeden sonuna kadar faydalan-malıyız. Gelecek her ne kadar bizler için çok uzakta gözükse de yarının eğitimini bizlerin yaptığı hareketlerin ve faaliyetlerin şekillendireceğini asla unutmamalıyız.

Anahtar Sözcükler: eğitim, teknoloji, gelecek

1. ZAMAN

1.1. Zaman Nedir?Tanım olarak “Zaman veya vakit, ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzaysal

boyutu olmayan bir süreklilik.” diyebiliriz ve zaman kavramını üç bölümde incele-yebiliriz.

- Geçmiş- Günümüz (Şimdiki Zaman)- Gelecek

1.2. Zaman ve EğitimEğitim geçmiş ve günümüz zamanında önemini yitirmemiştir ve gelecek zamanda

da önemini kaybedeceği düşünülemez. Eğitim zamanın her döneminde çeşitli fark-lılıklar göstermiştir. Şimdi ise bu farklılıklara zamanın tüm bölümlerini inceleyerek değinelim.

Page 179: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

178

1.3. Geçmiş Zamanda EğitimGünümüze oranla çok daha elverişsiz bir ortamın olduğunu kabul etmemiz gere-

kir. Öğretmenlerin bir konuyu anlatmak için zorluklarla elde ettiği sadece bir kaynak-tan ders anlattığı ve öğrencilerin kitap almakta zorlandığı bir dönemden bahsediyo-ruz. Kara tahtaların, tepegözlerin ve geometri dersi için cetvel, pergel ve gönye gibi aletlerin kullanıldığı bir dönem. Kısaca özetleyecek olursak insanların öğrenmek ve bilgilenmek için ekstra bir çaba sarf ettiği bir dönem olarak bahsedebiliriz.

1.4. TeknolojiŞimdiki Zamandaki Eğitime değinmeden önce devrim niteliğindeki bu kavramı

kesinlikle es geçmemeliyiz. Bu kavram kimileri için bir kurtuluş, kimileri için ise sa-dece insanlığın yapısını bozuyor. Gelecek adına bu kavramın daha çok ses getireceği aşikardır. Bu kavramımız aslında herkes tarafından duyulan ama anlamı tam olarak bilinmeyen bir kavram yani “TEKNOLOJİ.” Genel olarak Teknoloji’nin tanımını ya-pacak olursak: “Mal veya hizmetlerin üretiminde veya buna yönelik amaçların ger-çekleştirilmesinde kullanılan beceriler, yöntemler, işlemler, tekniklerin derlenmesi veya bilimsel araştırmalar.” diyebiliriz. Kısaca söyleyecek olursak: “Teknoloji, in-sanoğlunun bilimi kullanarak insan hayatını kolaylaştırmak adına yaptığı her şey.” diyebiliriz. Günümüzde hemen hemen her alana değinen ve fayda sağlayan teknoloji “Eğitim” alanında da etkisini göstermiştir. Gelin hep beraber bu etkilere Şimdiki Za-mandaki Eğitimden itibaren bakalım.

1.4.1. Şimdiki Zamanda EğitimTeknolojinin de etkisiyle imkanların çok daha geliştiği, öğrenmek ve bilgilenmek

için insanların bir çaba sarf etmesine gerek kalmayan bir dönem. Kara tahtaların yerini beyaz tahtaya bırakmış ve ülkemizdeki hemen her okulda Akıllı (Etkileşimli) Tahtalar kullanılmaya başlanmıştır. Kara tahtaların daha az kullanılmasıyla birlikte tebeşir tozunun havaya karışması durumu daha da azalmıştır. Akıllı tahtalar ise öğ-retmenlerin -özellikle matematik öğretmenlerinin- ders anlatış tarzını değiştirmiş ve kolaylaştırmıştır. Örneğin: Öğretmenler beyaz ya da kara tahtaya bir soru yazmak yerine akıllı tahta üzerinde soruyu açmayı tercih ediyor. Bu sayede zamandan da ta-sarruf sağlanıyor, öğrenciler; öğretmenlerin soruyu yazmasını beklemek yerine akıllı tahtadaki soruyu direkt defterine geçiriyorlar. Aslında bu dönem içinde en önemli un-sur ise Teknolojinin etkisini hissettirmesiyle birlikte eğitimin sadece okuldan değil, sanal, internet ortamına da aktarılabilmesidir. Örneğin: Okulda Matematik dersinde Trigonometri konusunu işliyorsunuz. Okulda bu konu hakkında bir şey anlamasanız bile evinizde internetten Trigonometri Matematik adıyla aratınca bir sürü video çıka-cak ve siz istediğiniz kadar videoyu izleyebileceksiniz.

Page 180: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

179

İstanbul Üsküdar Lisesi

Ayrıyeten artık sadece okul dersleri için geçerli olmayan ve dilediğiniz her şeyi öğrenebileceğiniz platformlar mevcut. Bazıları ücretli, bazıları ücretsiz olsa da bu eğitimler verilmektedir.

Dans kursları, İngilizce, Almanca, Fransızca… dil kursları, çeşitli kodlama eği-timleri belirli bir miktar karşılığında satılmaktadır. Satın aldıktan sonra kursu istedi-ğiniz kadar kullanabilirsiniz.

Kısaca Şimdiki Zamandaki Eğitimi özetleyecek olursak, geçmişin zorluklarından arındırılmış, insanların bilgiye ulaşamama bahanesinin olmaması gerektiği bir dö-nemden söz edebiliriz.

1.5. Gelecek Zamanda EğitimGelecek deyince aklınıza çeşitli düşünceler, olabilecek çeşitli senaryolar gelebi-

lir. En basitinden düşünecek olursak robotlar, uçan arabalar aklımıza gelir. Eğitim sistemi açısından geleceği ele alacak olursak heyecan verici çeşitli senaryolardan bahsedebiliriz. O senaryolardan bazıları şöyle:

1.5.1. VR/AR Gözlük ile EğitimBu gözlüklerin eğitimde kullanılması şu an dünyanın bazı yerlerinde denense de

hala yaygın değil. Eğitim sistemimiz giderek yaparak - yaşayarak kavramı üzerinde yoğunlaşıyor. Bu nedenle ülkemiz bu kavramı baz alarak eğitim müfredatında çeşit-li değiştirmeler yapıyor. AR ve VR gözlükler bize bu konuda yardımcı olacak. Bu gözlüklerle örneğin, Türkiye’deki gölleri işlerken İzmir’den Van Gölü’ne rahatlıkla bir gezi düzenleyebilir, Van Gölü’nün normal hayatta gördüğümüz göllere oranla ne kadar büyük olduğunu öğrencilere kolaylıkla kavratabiliriz. Ya da bir iç mimarlık öğrencisi bir ofis için dizayn ederken AR gözlüklerden yardım alabilir. Microsoft’un son güncellemesi 3D paint uygulamasıyla bunun yaygınlaşması çok da uzak görün-müyor.

1.5.2. Evde EğitimGelecekteki evde eğitim şu an ki evde eğitimden çok farklı olacak. İleride bunun

zorunlu hale geleceğini düşünüyoruz. Çünkü artan çevre ve hava kirliliği, güneşin yakıcı etkilerinin artması bizim evden çıkmamızı zorlaştıracak. İnsanlar sadece özel kıyafetler giyerek dışarı çıkabilecekler. Alışverişimizi robotlar evimize getirecek, ilk yardım için her binanın kendi hastanesi olacak. Öğretmenler ve öğrenciler zaman ve mekan kavramına takılmaksızın online olarak eğitim verecek. Hayatımız teknolojiye bağımlı olacak. Eğitimler bu nedenle teknoloji ve bilişim ağırlıklı olacak. VR gözlük-lerimizle evde oturduğumuz yerde aynı okuldaymışız gibi deneyimler yaşayabilece-ğiz. Bu da okulun sosyal-duygusal yönden gelişime olan katkısının kaybolmamasını

Page 181: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

180

sağlayacak.

1.5.3. Bulut Bilişim ile EğitimDeğişen hayat şartları ile insanların bilgiye ulaşma ve bilgiyi saklama şekilleri de

değişmeye başladı. Bulut teknolojisi bilgiye istediğimiz yer ve zamanda ulaşmamız-da büyük bir özgürlük sağlıyor. Aynı zamanda bu alanla ilgili birçok meslek grubu da ortaya çıkmış durumda. Ders kayıtları, kitaplar, ödevler, notlar bu sistem üzerinden hem öğrenci hem öğretmen tarafından kolay bir şekilde ulaşılabilecek. Öğretmen verdiği bir ödevin kontrolünü bu platformdan yapabilecek, öğrenci anlamadığı ko-nuyu istediği zaman tekrar edebilecek. Şu an pek çok yerde kullanılsa da ileride tüm ders kitaplarının yerini alacağı düşünülüyor.

1.5.4. Kişileştirilmiş SıralarVerimli öğrenmenin gerçekleşmesi için sınıfın fiziksel şartlarının öğrenciye göre

ayarlanması gerekiyor. İleride sınıflardaki sıralar yerini özel kabinlere bırakacak. Ka-binlerdeki ışık, ses, sıcaklık, görüntü, koltukların sertliği; açısı her öğrencinin ihti-yacına göre ayarlanabilecek. Bu fiziksel engellerin öğrenmenin üzerindeki etkilerini büyük oranda azaltacak. Görme kaybı olan bir öğrenci öğretmenin anlattığı dersi ya-kınlaştırıp takip edebilecek veya işitme kaybı olan bir öğrenci dersin sesini yükseltip rahatlıkla dersi takip edebilecek.

1.5.5. Akıllı KağıtlarEğitimi sadece sanal ortak taşımak, yazma becerisinin yok olmasına neden olabi-

lir bu yüzden ileride akıllı kağıtların daha yaygın olarak kullanabileceğini söyleyebi-liriz. Sony firması şimdiden akıllı bir kağıt üretti. Bu kağıtlar üzerinde yazı yazma, resim yapma gibi olanaklar sunuyor. Ayrıca notlarınıza belge vs. ekleyip bunları sak-layabiliyorsunuz. Bu da bizi büyük bir kağıt israfından kurtarıyor.

Bu 5 durum gelecek eğitim teknolojisinde olabilecek ve kuvvetle muhtemel ger-çekleşecek durumlardandır.

1.5.6. E- KütüphaneGünümüzde kitap okuma oranı maalesef ki çok az. Özellikle ülkemizi diğer ül-

kelerle kıyasladığımızda Fransa ve İngiltere yüzde 21 kitap okuma oranı ile zirve de iken, ülkemiz yüzde 0,1 oran ile 86. sırada bulunmaktadır. Tabi ki de böyle bir duru-mun ortaya çıkmasında belli başlı unsurlar var. Mesela “Teknoloji” ile birlikte ortaya çıkan akıllı telefonlar gibi… Günümüzde insanoğlunun bir numaralı, vazgeçilmez eşyası haline gelmiştir. Akıllı telefonların içinde adeta ayrı bir dünyada olduğunu düşünen insanlar vakitlerinin büyük bir bölümünü burada geçirmektedir. Bu sebeple

Page 182: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

181

İstanbul Üsküdar Lisesi

hem insanı bilgilendiren, hem de kaliteli vakit geçirmeyi sağlayan kitap okuma gibi bir aktiviteyi düzenli bir şekilde yapamamaktadırlar. Kitap okumanın yaygınlaşması için günümüzde de kullanılan fakat ilerde çok daha yaygınlaşacak olan bir ortam var. Biz bu ortama “E-Kütüphane” diyoruz. Şu anda da mevcut olan bu ortam ile insanlar telefonlarından ya da tabletlerinden bir kitabı indirip okuyabilecekler. Hatta insanlar kitabı okumak istemezlerse, sesli olarak kitabı dinleyebilecekler. Günümüzde az da olsa kitap okuyan insanlar “E-Kütüphaneyi” tercih etmeseler de ileride tüm insanlar kitap okumanın değerini anladığında “E-Kütüphaneyi” kullanacaklar.

1.5.7. Liseler ve Üniversiteler İçin Geçerli Çift DiplomaÇift diploma mı dediğinizi duyar gibiyim. Çift diploma deyince nasıl yani şim-

di ben hem İstanbul Üsküdar Lisesi hem de başka bir x lisesinden de mezun mu olacağım diye düşünebilirsiniz. Aslında tam olarak da düşündüğünüz gibi gelecek eğitiminde aynı zaman aralığında iki tane lise veya üniversiteden mezun olunabile-cek. Nasıl mı? Aslında birden fazla şekilde olabilir. Gelin hep beraber birden fazla gerçekleşebilecek durumlara bakalım.

1.5.7.1. VR Gözlük ile Çift DiplomaÖncelikle düzenli olarak gittiğimiz bir lise olacak. Bu lisemiz, Üsküdar’ın en

güzel liselerinden biri olan İstanbul Üsküdar Lisesi olsun. İlk diplomamızı buradan yani düzenli olarak gittiğiniz lisemizden alacağız. İkinci diplomayı ise VR gözlük ile kurulan sanal bir lise ortamından alacağız. Bu sanal lise ortamına evimizden VR gözlüğümüzü takıp geçiş yapabileceğiz. Sanal lisedeki herkes belirli zamanda VR gözlüklerini takacak ve dersler böyle işlenecek. Belirli bir süre sonunda da yapılan sınavlarda başarılı olduğumuz taktirde diplomamızı alabileceğiz.

1.5.7.2. Evde Eğitim ile Çift DiplomaYine ilk olarak düzenli olarak gittiğimiz bir lisemiz veya üniversitemiz olacak.

İlk diplomamızı buradan alacağız. İkinci olarak alacağımız diplomayı da yine bir yere gitmeden evimizden alacağız. Peki nasıl mı? İnternet üzerinden çok sayıda lise dersleri veren ve bunları internet üzerinden anlatan “Online Lise Okulu” adıyla çoklu kuruluşlar kurulacak. Online dersler sayesinde dersleri istediğimiz vakit dinleyebile-ceğiz. Fakat, günümüzde liselerde olduğu gibi sınavlar yine belirli tarihlerde yapıla-cak. Günümüzdeki sınavlar ile farkı ise sınavların online olacak olması ve bu sayede de sınavlar daha hızlı okunabilecek.

Çift Diploma ile eğitim sadece ülkemiz ile sınırlı kalmayacak, eğer ki yabancı bir ülkenin lise veya üniversitesinde online olarak “Online Lise Okulu” sayesinde ya da sanal lise ortamı (VR Gözlük) aracılığıyla eğitim görebileceğiz. Böylelikle çift

Page 183: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

182

diplomamızı sadece ülkemiz içinden almayacak, yabancı ülkelerden de alabileceğiz.

Tabi ki eğitim deyince aklımıza sadece okulumuzdaki eğitimi gelmez, insanoğlu-nun hayatında sahip olduğu hemen hemen her şey bir eğitimdir. Eğitim bir insanın ki-şilik yapısını oluşturan, çevresine karşı nasıl davranması gerektiğini (insanlara, hay-vanlara, doğaya vb.) öğreten bir kavramdır. Eğitimin ne demek olduğunu bilmeyen bir insan; bu hayatta bir kişiye, işe karşı ne bir saygı duyar, ne de bir değer gösterir. Toplumumuzda eğitim kavramıyla ilgili bir sürü başlığa değinebiliriz. Trafik eğitimi, spor eğitimi, sanat eğitimi, değerler eğitimi… bu başlıkların hepsi “Teknoloji” kav-ramıyla birlikte apayrı bir eğitime doğru yelken açacak.

“İcat ettiğimiz her yeni teknoloji, başka yeni teknolojileri icat etmemize yarayan bir araç haline geliyor ve böylece büyüyerek devam ediyor.” Dan BROWN.

2. GELECEK EĞITIMINDE TRAFIKTrafik kazaları, her yıl binlerce insanımızın hayatını kaybetmesi, on binlerce in-

sanımızın yaralanması ve milyonlarca lira maddi hasar oluşturarak iş gücü ve enerji kaybına neden olmaktadır. Trafik kazalarının gerçekleşme nedenlerine bakıldığında, meydana gelen kazaların yüzde 95’inin insan hatasından kaynaklandığı görülmektedir.

Bu yüzden ülkemizde trafik eğitimine daha da önem vermeliyiz. Tabi ki de hemen hemen tüm alanlara etki eden “Teknoloji” kavramından trafik eğitiminde de yarar-lanmalıyız. Peki nasıl daha iyi trafik eğitimi verebiliriz? Gelin bunlara hep beraber bakalım.

2.1. Trafik Eğitim Kursları (Sürücü Kursları)Dünyada hemen hemen her alan ile ilgili bir sürü kurs mevcut. İnsanlara trafik

eğitimini verebilmek adına online eğitimler verilebilir. Özellikle de ehliyetini yeni alan veya almak isteyen insanlar için bu kurs şöyle yapılacak. Simülasyon bir şekilde bir arabanın her harekette nasıl bir etki edeceğine dair videolar yapılabilir. Yolun boş olduğunu görüp son hız giden bir insan kimseye çarpmayacağını düşünür ama düz yolda nereden ne çıkacağı belli olmaz. Mesela bir kedi veyahut köpek bir anda sürücünün karşısına çıkabilir. Son hızla gittiği için, o canlıyı gördüğünde frene bassa dahi kişi canlıya zarar vermekten kurtulamaz. Canlı yaralanabilir veya ölebilir. Bu çeşit simülasyonlar ile insanlar bir an “ya gerçek olsaydı” diye düşünecek ve belki de bir daha asla son hızla bir yere gitmeyecekler. Bu ve buna benzer simülasyonlar ile insanlara bilgi aktarılabilir, şunu yaparsak şöyle olur tarzı gerçekleşebilecek olası durumlar gösterilebilir ve insanlara trafik bilincini aşılayarak “Trafik Eğitimini” daha net bir şekilde aktarabiliriz.

Page 184: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

183

İstanbul Üsküdar Lisesi

2.2. VR Gözlük ile Trafik EğitimiOnline kursların biraz daha ileriki versiyonlarına gidelim. Yani VR Gözlük ile

Trafik Eğitimine… online kurslar ile birden çok simülasyonu izleyebileceğimizi söylemiştik. Şimdi ise bir adım daha ileri giderek o anı sanal gerçeklik ile dene-yimlediğimizi düşünelim. O kazayı ya da olayı net bir şekilde gördüğümüzü ve bir anlığına gerçekten olduğu hissine kapıldığımızı ve bu deneyimi yaşayan insanların duygularını düşünelim. Ne hissederlerdi bir kazayı canlı canlı görüp, sürücünün ha-tasını gördüklerinde? Gerçekten de yaşanmasa da üzülürlerdi ve sürücünün hatasını gördükleri için benzeri bir hatayı kendilerinin yapmayacağını söylerlerdi ki aynen de böyle olurdu. İnsan hayatta bir şeyi en iyi yaşayarak, deneyimleyerek öğrendiği için VR Gözlüklerinde Trafik Eğitiminde çok katkısının olacağı aşikardır.

Trafik eğitim ile ilgili gelecekte yapılabilecek önemli projeler arasında da “Tek-noloji” kavramının etkisini gördük. Trafik bilincini oluşturmak için de teknolojiden faydalanmalıyız.

“Teknoloji sayesinde herkesin kapısı, kocaman bir pencereye dönüşebiliyor.”

3. TEKNOLOJI VE DEĞIŞIMŞu zamana kadar gelecek eğitiminde teknoloji kavramının faydalarından ve in-

sanların hayatını ne kadar kolaylaştıracağından söz ettik. Peki teknoloji hep olumlu yönde mi etki yapar yani hiç olumsuz yönü yok mudur? Tabi ki de teknolojinin bile olumsuz yönleri vardır. Nobel Fizik ödülüne layık görülen ünlü Fizikçi Albert Eins-tein bu durumu şöyle ifade etmiştir:

“Korkarım ki bir gün teknoloji, insan iletişiminin ve yakınlaşmasının önüne geçe-cek ve aptal bir nesil ortaya çıkacak” demiştir.

Genel olarak teknolojinin olumlu ve olumsuz yönlerini ele alacak olursak:

3.1. Teknolojinin Olumlu Yönleri

3.1.1. Zekâ Katsayısında (IQ) ArtışAmerikan Cornell Üniversitesi’nden Prof. Tomoe Kanaya, farklı ırklardan ve

farklı sosyal gruplardan 9 okulda bilimsel bir araştırma yapıyor. Yaklaşık 9 bin öğ-renci üzerinde yapılan bu araştırmaya göre, mevcut neslin IQ puanları, bir önceki nesilden yüksek çıkıyor. Üstelik Flynn etkisi de göz önünde bulundurularak, her yeni IQ testlerinin, bir öncekilere göre zorlaştırılıyor olmasına rağmen sonuç değişmiyor.

Uzmanlar bu durumu doğrudan teknoloji ile bağdaştırıyor. Çocukların hayatına giren teknolojik ürünlerin sayısındaki artış ve buna bağlı olarak artan uyaranlar, ço-cukların daha kompleks problemleri çözümleyebilmesi için egzersiz görevi görüyor.

Page 185: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

184

Elbette tüm bu yararlar, teknolojinin doğru kullanılması ile mümkün. Öte yandan, uyaran fazlalığının dikkat dağınıklığına yol açtığını da unutmamak gerekir.

3.1.2. Zihinsel Beceri GelişimiEskiden bir çocuğun yapabileceği beyin egzersizleri, elindeki materyallerle sı-

nırlıydı. Evinde birkaç farklı zekâ oyunu olan çocuk, sürekli aynı egzersizi yapmak zorunda kalıyordu. Günümüzde ise artık imkanlar çok daha fazla hale geldi.

Hafızasını geliştirmek isteyen çocuklar için hafıza oyunları, dikkatini geliştirmek isteyen çocuklar için dikkat oyunları, görsel becerilerini geliştirmek isteyen çocuklar için görsel oyunlar ve çok daha fazlası teknoloji sayesinde her an elimizin altında. Dolayısıyla, “bilgisayarında veya tabletinde araba yarışı oynamak yerine, zekâ oyun-ları oynayan çocuklar için teknoloji yararlıdır.” diyebiliyoruz.

3.1.3. Öğrenmeyi Öğrenmekİnternet sayesinde artık her evde uçsuz bucaksız bir kütüphane var. Çocuklar, me-

rak ettikleri konularda geniş araştırmalar yapabiliyor. Bu sayede bilgiye ulaşmayı, araştırma yapmayı ve öğrenmeyi öğreniyorlar.

“Öğrenmeyi öğrenmek.” Bu çok önemli bir beceridir.

3.1.4. Eğitici ve Öğretici İçerik ZenginliğiTıpkı bilişsel becerileri geliştiren oyun ve uygulamalar gibi eğitici ve öğretici

uygulamalar da teknolojinin faydaları arasındadır. Yabancı dil öğreten uygulamalar, toplum ve ahlak kuralları üzerine öğüt veren, ders verici çizgi filmler, Matematiksel işlemlerde pratik yaptıran oyun ve uygulamalar ve bunlara benzer, bilgiyi oyunlaştır-ma yöntemiyle veren uygulamalar çocukların erişimine her an açıktır.

Elbette seçilen uygulamalarda ebeveyn gözetmenliği önemli rol oynar. Çocuklar, bazı riskleri öngöremeyebilirler. Hangi uygulamaların faydalı, hangi uygulamaların zararlı olduğu konusunda çocuklara rehberlik yapmayı unutmamalıyız.

3.1.5. YaratıcılıkGörsel tasarım programları, teknik çizim programları, kodlama yaptıran program-

lar ve benzeri tasarımsal araçlar çocukların yaratıcılığını geliştiriyor. Yaratıcı yönü güçlü çocuklar, değişen dünyaya ayak uydurma konusunda başarılı olurlar. Aynı şe-kilde, değişen dünyanın değişen ihtiyaçlarına yeni çözümler üretme konusunda da başarılı olurlar.

Tüm bunlar, çocuğun kendini tamamlama ihtiyacını karşılamasını sağlar. Bu da duygusal gelişim açısından oldukça önemli bir beceridir; beceriler bütünüdür.

Page 186: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

185

İstanbul Üsküdar Lisesi

3.1.6. GüvenlikÇocuğunuz cep telefonu kullanacak yaşta olmasa bile acil durumlarda size ulaşa-

bilmesi gerekir. Bu ihtiyacı sağlıklı bir şekilde karşılamak için basit cep telefonları (akıllı çocuk saatleri) üretildi.

Akıllı saatlerin çeşitli özellikleri var. Örneğin, çocuğunuzun arayabileceği numa-raları kendiniz belirleyebiliyorsunuz. Aynı şekilde, çocuğunuza hangi numaralardan çağrı gelebileceğini de kendiniz belirleyebiliyorsunuz. Bu sayede çocuğun, tanıma-dığı insanlarla iletişime geçme riskini ortadan kaldırabiliyorsunuz.

Okullarda çocuklara, acil durumlarda aramaları gereken numaralar öğretiliyor. Akıllı çocuk saatine ambulansın, itfaiyenin numaralarını tanımlayabilirsiniz.

Yeri geldiğinde teknoloji, çocuğunuzun ve toplumun can güvenliğini sağlayan bir kahramana dönüşebiliyor.

Teknolojinin yararları ile ilgili bu başlıklardan bahsedebiliriz.

3.2. Teknolojinin Olumsuz Yönleri

3.2.1. Zihinsel Becerilerde BozuklukBilgisayar, telefon, tablet gibi teknolojik cihazların başında (ekran başında) faz-

la vakit geçirmek dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğu gibi problemlere neden oluyor. Bu durum, çocuğun akademik başarısını olumsuz yönde etkileyerek, okulda ve derslerdeki başarısını düşürüyor.

Elbette, bu problemi teknolojiye mal etmemek gerekir. En başında söylediğimiz gibi, bu tür sorunların sebebi, teknolojinin aşırı (bilinçsiz) kullanılmasıdır. Unutma-mak gerekir ki teknolojik gelişmeler, insana fayda sağlama amacı taşır. Doğru tek-nolojiyi, doğru miktarda kullanmak elbette zararlı değil, yararlı bir kullanım şeklidir.

3.2.2. Sosyal Becerilerde Bozukluk:Bilgisayar başında çok fazla oyun oynayan çocuğun, gerçek hayattan kopuk ol-

duğu bu süreç boyunca sosyal becerileri zayıflıyor. Çevresiyle yeterince iletişim, et-kileşim ve paylaşım içerisinde olmayan çocuk, tüm bu ihtiyaçlarını sanal ortamda karşılamaya çalışıyor.

Örneğin çocuklar, bir oyunda elde ettiği kıdemi, ulaştığı seviyeyi bir saygınlık un-suru olarak görebiliyor ve arkadaş çevresinde bu özellikleriyle saygınlık kazanmaya çalışabiliyorlar. Oysa gerçek hayatta hiçbir önemi olmayan bu unvanların yerini say-gı, sevgi, paylaşım, iletişim gibi becerilerin alması gerekir. Çocuğun, bu becerilerle saygınlık kazanması gerekir.

Page 187: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

186

3.2.3. Öfke ve Korku:Çocuklar izledikleri videolarda, çizgi filmlerde veya oynadıkları oyunlarda Momo

gibi korkutucu öğelere maruz kalabiliyorlar. Gerçek ile hayal ürünü arasındaki farkı tam olarak idrak edebilecek yaşta olmayan çocuklar, tek başına kalma korkusu, ge-celeri kabus görme, tek başına tuvalete gidememe gibi olumsuz durumlar yaşayabi-liyorlar.

Benzer şekilde, şiddet öğeleri içeren video veya oyunları tükettiklerinde öfkeli çocuklara dönüşebiliyorlar.

3.2.4. Teknoloji Bağımlılığı:Teknolojinin yol açtığı en büyük sorunlardan biridir. Aşırı kullanımdan kaynak-

lanan teknoloji bağımlılığı, kişinin teknolojik ürüne ulaşamadığı anlarda yoksunluk hissetmesine, dolayısıyla huzursuz olmasına sebep olan bir durumdur.

Teknoloji bağımlısı olan bir çocuk; internette video izlemediği her an, bilgisayar-da oyun oynamadığı her an, tabletini kurcalamadığı her an kendini mutsuz hissede-cektir.

Haliyle, çocuğa daima teknolojik ürün sunamayacağımıza göre ve bunun zaten yanlış olduğunu bildiğimize göre çeşitli kısıtlamalara gitmek zorunda kalırız. Ancak bu kısıtlamalar için gecikmiş olmamızdan dolayı çocuğun, mutsuz bir çocuğa dönüş-mesine sebep oluruz.

Teknoloji bağımlılığı maddesinden anlıyoruz ki, bilinçli ve kontrollü kullanılma-ması durumunda teknolojinin zararları, katlanarak artabiliyor.

3.2.5. Fiziksel ProblemlerTeknolojinin zararları, yalnızca duygusal ve ruhsal bozukluklardan ibaret değil. Ko-

nunun bir de fiziksel boyutu var. Hatalı oturma pozisyonunda uzun süre TV izlemek, bilgisayar veya tablet kullanmak aşağıdaki olumsuzlukları da beraberinde getiriyor:

-Göz-görme problemleri-Boyun ağrıları-Bedenin iskelet yapısında bozulma-Kol, el, parmak uyuşmaları-Aşırı yorgunlukBu maddelere ek olarak, şunu da söyleyebiliriz: Yürüme, koşma, atlama, fiziksel

oyunlar oynama gibi kas gelişimini destekleyici aktivitelere ayrılması gereken süre-yi, teknolojik cihaz başında, hareketsiz bir şekilde geçiren çocuğun fiziksel gelişimi yavaşlar. Bu gibi durumlarda yeterince kalori yakamayan çocukların obezite riskiyle karşı karşıya olduklarını da unutmamak gerekir.

Page 188: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

187

İstanbul Üsküdar Lisesi

3.2.6. Zorbalık, İstismar ve Güvenlik Sorunları:Bu başlığa kadar sıkça “aşırı kullanım” durumundan bahsettik. Teknolojinin za-

rarları arasında aşırı kullanıma bağlı olmayan gizli tehditler de var. Mesela: Siber Zorbalık! Çocukların ilgi duyduğu teknolojilerin genellikle internete bağlanabilme özelliği olduğunu düşünürsek, dış tehditleri de göz önünde bulundurmamız gerekir.

Online iletişim özelliği olan oyun ve uygulamalarda çocuklar akran zorbalığına maruz kalabiliyorlar. Kötü niyetli yetişkinler tarafından istismar edilebiliyorlar. Yine kötü niyetli yetişkinler tarafından, çocuğa veya ailesine yönelik kişisel bilgiler ele geçirilebiliyor.

3.3. DEĞIŞIMZaman ile gelişen teknoloji sayesinde dünyamız değişmekte ve gelişmektedir.

Değişim kimi zaman insanlar açısından hoş karşılanmasa da zamanın değişimini ka-bul etmeyen topluluklar, kabul edenlerin aksine hep geride kalmışlardır. Bu yüzden bizlerde gelecek değişikliklere ayak uydurmalıyız. Bu değişikliklerin öncüsü olmalı ve ülkemiz adına önemli işlere, projelere imza atmalıyız. Gelecek adına her türlü de-ğişim de “Teknoloji” kavramının varlığını bilmeli, sözün hep biz gençlerde olduğunu unutmamalı ve bizim için imkansız gibi gözüken bir hayalin peşinden de koşmayı asla bırakmamalıyız.

“İnsan imkansızı başarabilir sözü yetersizdir; çünkü insan imkansızın da ötesine ulaşabilir.”

SONUÇTeknoloji günümüz çağında hızla ilerlemekte ve gelecekte daha da hızlı bir şe-

kilde ilerleyecektir. Bu yüzden bizler Teknolojinin ne kadar önemli ve değerli bir kavram olduğunun farkına varmalı ve teknolojinin faydalarından doğru amaçlar uğ-runa faydalanmalıyız. Gelecek eğitiminde “Teknoloji” ile birlikte daha da farklı bir eğitim anlayışına gideceğimizi hepimiz biliyoruz. Eğitim anlayışındaki bu değişimin zamanında ilerlemesi ve gelişmesiyle birlikte hepimizi etkileyeceğini de biliyoruz. Burada önemli olan bizlerin, yani öğrencilerin “Teknoloji” ile birlikte eğitim siste-minden nasıl etkileneceğimizdir. Doğru ve düzgün bir şekilde etkilenmek için gele-cek eğitiminde teknolojinden yararlanılması eğitim sistemimizin gelişmesine ve se-viye atlamasını da sağlayacaktır. Bu konuda ise söz biz gençlere düşüyor. Eğer bizler gelecek eğitiminde söz sahibi olmak ve eğitim seviyesinde seviye atlamak istiyorsak “Teknolojinin” faydalarından yararlanmalı ve teknolojiyi eğitim sistemimize entegre etmeliyiz. Gelecek eğitimini ülkemiz adına şekillendirmek, iyileştirmek ve geliştir-mek her birimizin gayesi olmalı ve bunun peşini asla bırakmamalıyız.

Page 189: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

188

KAYNAKLAR

https://www.mentalup.net (2020)

https://www.campusonline.com (2020)

https://uym.ibb.gov.tr (2020)

https://soz-dunyasi.blogspot.com (2020)

https://www.iienstitu.com (2020)

http://www.teknikicerik.com (2020)

Page 190: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

189

GELECEK EĞITIMINDE SPOR, SANAT VE KÜLTÜR

Zeynep Maide DEMİR Enes Tunahan PAKELLİUmut Can DADAŞ

ÖzetTeknoloji çağının en önemli unsurları eğitim sektörü ve gelecek eğitim vizyonudur. Spor, kültür ve sanatı gelecek eğitimi açısından düşünecek olursak, bu üç kavramın ne kadar önemli ve birbirleriyle bir bağlantı içerisinde olduğunu fark edeceğiz. Eği-tim sistemimizde en büyük eksiklik problemler ve probleme yaklaşım konusudur. Bu bağlamda spor, kültür ve sanat kavramları sektörde çok önemlidir. Spor gündelik ha-yatımızda düzenli olarak yapmamız gereken, bizleri hem fiziksel hem zihinsel açıdan rahatlatan bir faaliyettir. Sanat kavramı da aslında spor kavramıyla benzer etkiye sahiptir. Sanatla uğraşan bir insan kendini manevi huzuru sağlamış hisseder. Belki çizdiği bir resim, ya da yazdığı bir öykü ve şiir sayesinde bu huzura ulaşmıştır. Kültür ise bu kavramları kapsayan, çok daha geniş bir kavramdır. Bizler kültür kavramıyla saygıyı, sevgiyi ve ülkemizin çeşitli değerlerini öğrendik. Eğer kültür olmasaydı; ne spordan, ne sanattan, ne de çeşitli değerlerimizden bahsedebilirdik. Sporun, sana-tın kültürün ahlakı olmazdı. Bu kavramların hiçbir değeri kalmazdı. Kültür bu gibi kavramlar ile yaşar. Hem günümüzde hem de gelecek eğitiminde kültürümüze sahip çıkmalı; sanat, spor gibi kavramları gelecek nesiller adına nasıl şekillendirebileceği-mizi düşünmeli ve planlamalıyız.

Anahtar Sözcükler: eğitim, spor, kültür, sanat, gelecek eğitimi

1. GELECEK EĞITIMINDE SPOR

1.1. Spor Nedir?Spor, ilk çağlardan beri insanların ihtiyaç duyduğu bir faaliyettir. Göçebe yaşayan

toplumların geçinmek için avcılık yapmaları gerekiyordu. Avcılık yapmak için de zeki ve çevik olmak lazımdı. En az bir ceylan kadar hızlı koşmalıydınız. Stratejinizi belirleyip öyle yaklaşmalıydınız avınıza. İşte spor bunun için önemliydi. Spor, koş-mak demekti ve eğer koşmazsınız o gün aç kalırdınız. Obanızda alışagelmişin dışında bir durum olduğunda hızlıca koşup halka haber vermeliydiniz. Çok hızlı olmalıydı-nız; çünkü düşman her an obayı basabilirdi. Yapmanız gereken tek şey koşmaktı.

Page 191: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

190

Kültürümüzde ise sporun yeri ayrıydı. Henüz yürümeye yeni başlayan köy çocukları bile harman yerlerinde güreş tutardı. Ata en iyi binen Türk erkeği ve Türk kadınıydı.

Önceden oynadığımız oyunların hepsi hareket üzerine kuruluydu. Şimdiki gibi bilgisayar sandalyesinde geçirmezdik günümüzü. Mesela saklambaç. Kendinizi ka-mufle etmek için çok iyi saklanmanız ve ebe olan kişi uzaklaştığı anda hızlıca koşup sobelemeniz gerekiyordu. Çelik-çomak, körebe, yerden yüksek ve bunlara benzer birçok oyun için koşmanız, hareket etmeniz ve sistemli olmanız lazımdı. Sosyal ha-yatın içinde spor karşımıza bu şekilde çıkmaktaydı.

Sözlükte ise spor, bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu ola-rak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümüne denir. Boş zamanları değerlendirmek, vücuttaki fazla enerjiyi atmak, stresten uzaklaşmak, ko-ordine hareket etme gücünü artırmak, merak duygusu gelişmiş ve kendine güvenen bireyler yetiştirmek için spor yapılır. Spor dünya üzerindeki insanları bir noktada birleştirebilen, evrensel nitelik taşıyan önemli bir araçtır. Günümüz toplumlarının spor yapmaya ve izlemeye duyduğu ilginin artması sosyal hayatın belirleyici özel-liklerindendir. Dil, din ve ırk ayrımı olmadan milyonlarca insanı aynı anda ekranlara bağlayan, tribünlerde aynı coşkuyu yaşamalarını sağlayan başka bir olay yoktur.

1.2. Sporun Sosyal Yaşama EtkisiSpor yapmak insanların sosyal yaşamına büyük ölçüde etki eder. Spor yapan in-

sanlar kendilerini zinde, formda ve sağlıklı hissederler. Spor, dikkatlerinin gelişme-sini sağlar. Spor, insanlara mutluluk verir ve psikolojik rahatlama sağlar. Toplumsal açıdan spor insanları sosyalleştirir, dayanışma ve bütünleşmeyi sağlar. İnsanların kötü alışkanlıklara yönelmesine engel olur. Milli ruhun gelişmesine, toplumun aynı duygularla, aynı tutkuyla hareket etmesine katkı sağlar. Toplumlar arası iletişimin gelişmesinde ve ülkelerin birbiriyle yakınlaşmasında da sporun görevi oldukça bü-yüktür.

1.3. Sporun Ekonomik Yaşama EtkisiSpor ülkelere ekonomik açıdan destek olur. Sporla gelişen sponsorluklar, yapılan

reklamlar ülkelerin ekonomisini oluşturmada büyük öneme sahiptir. Dünya kupaları, olimpiyat oyunları gibi büyük spor organizasyonlarında ev sahibi olan ülkeler için güzel bir pazarlama fırsatı doğar. Farklı ülkelerden gelen binlerce insana ülkelerini tanıtabilir, bu sayede ekonomiye destek olabilirler.

1.4. Spor ve GirişimcilikGirişimcilik önemlidir. Çünkü girişimcilik inovasyonun motorudur (Hindleve

Yencken 2004). Geçtiğimiz on yıl içinde ekonomik kalkınmanın uzun dönemli anah-

Page 192: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

191

İstanbul Üsküdar Lisesi

tarı olarak görülmeye başlanan inovasyon, şirketlere ve ülkelere rekabet avantajı sağ-layarak hem ekonomik büyümeyi, hem de işsizlik ile mücadeleyi kolaylaştırıcı bir et-kiye sahiptir. Fakat inovasyonun mevcut sektörler ile sınırlı kalmaması ve ekonomik aktiviteyi hızlandırıcı her sektörde kendini göstermesi bir gereklilik haline gelmiştir. Son yıllarda ekonomik büyümeye katkısı artış gösteren spor sektörü de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Günümüzde spor bilimleri fakültelerinden yetişen öğrencilerin sayısal artışı ve buna bağlı olarak mezun öğrencilerin kamuda istihdam edilmesinde yaşanan zorluklar da göz önünde bulundurulduğunda, üniversitelerin öğrencilerini girişimciliğe yönlendirilecek adımlar atması gerekli gözükmektedir. Bu nedenle spor bilimleri fakültelerindeki girişimci öğrencilerin belirlenmesi ve bu öğrencilere üni-versitelerin bilgilendirme ve yönlendirme yapması önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Spor sektöründe profesyonel spor liglerinin bilet bağışları, tesisler, mü-sabaka ve organizasyonlar, medya ilişkileri, localar, TV yayınları, sponsorlar, profes-yonel yöneticiler, avukatlar, koçlar, muhasebeciler gibi birçok girişimci fikirlerin uy-gulanabileceği alanları vardır (Geri, 2013). Bu bağlamda spor ve girişimcilik konusu geleceğin eğitiminde büyük ölçüde karşımıza çıkacaktır.

1.4.1. Keskin Bir HafızaBir girişimci olarak keskin bir hafızaya sahip olmanız gerekir. Örneğin girişimci-

likte göz ardı edilen en önemli konuların başında network yani çevre yapmak, yeni insanlarla tanışmak gelir. Tanıştığınız insanlardaki ufak ve belli belirsiz detayları ha-tırlayabiliyor olmak, size hiç ummadığınız fırsatlar sunabilir. Hafızanızı geliştirmek için maraton koşmanız da gerekmez. Buna karşın daha önce yapılan bir araştırmaya göre 6 hafta boyunca 20 dakikalık egzersiz yapan katılımcıların hafızalarında iyileş-me olduğu gözlemlenmiş. Bu durum ise büyük oranda egzersiz esnasında salgılanan BDNF adlı bir protein sayesinde mümkün oluyor, zira bu protein beyin hücrelerinin gelişmesini ve doğru bir biçimde işlev görebilmesini sağlıyor.

1.4.2. Konsantrasyon Artırıcı Etki 2010 yılında Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre uyanık oldu-

ğumuz zamanın yüzde 47’sinde bir iş yaparken başka bir şeyi düşünüyoruz. Buna karşın önümüzdeki işe ya da kişiye tam odaklanabilsek daha verimli çalışıp daha iyi bir iletişim sağlayabileceğiz. Başarının anahtarlarından biri de kişinin önündeki işe odaklanması ve başka bir şey düşünmemesi ile alakalıdır.

Granada Üniversitesi’nde yapılan bir başka çalışmaya göreyse konsantrasyon ve egzersiz arasında doğru bir orantı var. Fiziksel olarak egzersiz yapan insanların mer-kezi sinir sistemi gelişiyor ki bu da dikkati ve odaklanmayı artırıyor.

Page 193: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

192

1.4.3. Yaratıcılığı Artırıcı EtkiGirişimci olarak sizin karşınızda çözülmesi gereken pek çok problem bulunuyor.

Hem de bu problemleri yaratıcı bir biçimde çözmeniz gerekiyor. 2014 yılında Stan-ford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre düzenli olarak yürüyen insanların yaratıcılıkları yüzde 60 oranında artış gösteriyor.

Siz de yaratıcılığınızı artırmak istiyorsanız bol bol yürümeli, mümkünse doğa yürüyüşlerine çıkarak zihinsel olarak da kendinizi rahatlatmalısınız.

1.5. Sporun İnsan Yaşamına EtkisiGünümüzde spor, fiziki ve psikolojik yararlar sağlamaktan daha da öteye gitmiş-

tir. Yapılan spor faaliyetlerinin hepsi aslında sosyal bir deneyimdir. Bu faaliyetlere katılan insanlar oyun ve hareketler aracılığı ile duygularını ifade ederler. Özellikle öfke, utangaçlık gibi durumlarda, bu duyguların kontrol altına alınmasını sağlar. İn-sanların karakterlerinin oluşmasında etkilidir. Atatürk de bu konudaki görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir: “Spor, yalnız bir beden kabiliyetinin üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.”

1.6. Sporun Vücudumuza EtkisiAslına bakılırsa beden eğitimi ve spor, bizim için fen, matematik, edebiyat gibi

derslerden daha önemli olmalıdır. Çünkü beden eğitimi bir ihtiyaçtır. Eğer gün içinde yeteri kadar aktif olunmazsa yaşamsal fonksiyonlar zarar görebilir. Örneğin uzun süre oturmak kas ve kemik ağrılarına sebep olabilir. Ya da uzun süredir günlük işle-rinden başka bir aktivite yapmayan birini düşünelim. Bir anda spor yapmaya başlarsa yüksek ihtimalle ertesi gün ağrılar hissedecektir. Bunun sebebi halk arasında ham-lama olarak bilinen Delayed Onset Muscle Soreness yani gecikmiş biçimde kendini gösteren kas ağrısıdır. Bu, belirli bir aktiviteyi ilk defa veya çok uzun aradan sonra yaptığınızda o aktivitede kullandığınız kaslarda ertesi gün (veya bazen iki gün sonra) ortaya çıkan ağrıdır. Bu durumu neredeyse herkes en az bir kere yaşamıştır. Eğer gerekli aktiviteler her gün yapılsaydı bu ağrılar hissedilmezdi.

1.7. Fiziksel Aktivite, Egzersiz, Spor İlişkisiFiziksel aktivite, egzersiz vesporkavramları aynı olarak algılansa da aslında bu

kavramlar arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Yürüme, koşma, sıçrama, yüzme, bisiklete binme, çömelme-kalkma, kol ve bacak hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi temel vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dalları, dans, oyun ve gün içerisindeki aktiviteler fiziksel aktivite olarak kabul edilebilirler.

Page 194: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

193

İstanbul Üsküdar Lisesi

Yatakta hareket etme, ev işleri, bahçe işleri, yürümek, merdiven çıkmak tüm bunlar fiziksel aktivitenin bir örneğidir. Önemli tanımlarından biri “terletmeyen vücut hare-ketleridir.” Fiziksel aktivite düzenli bir plan içermez zaman ve şekil olarak tamamen neden gerekli olduğuna, işe, zamana ve ihtiyaca bağlı olarak değişir.

Egzersizise fiziksel aktivitenin daha özel bir halidir. Planlanmış, düzenli yapı-lan ve bir amaca yönelik spor aktiviteleri denmesi de mümkündür. Egzersizin temel amacı vücut hareketi ile kas iskelet sistemini hareket ettirmek, yormak ve güçlendir-mektir. Bu amaçları sağlamadığı ve düzensiz olduğu zaman fiziksel aktivite olarak tanımlanır. Belli bir düzene, vücut sağlığı amacına, terletme derecesinde zorlamaya başladığı zaman egzersiz olarak adlandırılır. Spor salonlarında antrenman yapmak, yüzmek, bisiklet binmek, koşmak ya da golf, tenis gibi tüm spor aktivitelerinde bu-lunmak buna bir örnektir.

Günlük fiziksel aktivitelerin çoğu hafif yoğunlukta sayılır. Daha ağır fiziksel ak-tiviteler ile alınabilecek sonuçlar ise elbette günlük basit aktivitelerin sonuçlarından daha etkilidir. Örneğin bahçe işleri yapmak, evde ağır işler yapmak, bakım onarım işleri yapmak gibi kasları ve iskeleti zorlayan, terleten, en az 1 saat süren fiziksel aktiviteler spor veya egzersiz sayılmamasına rağmen bedensel dayanıklılığı artıran aktivitelerdir.

Yani size ben her gün spor yapıyorum diyen biri olursa öncelikle ona neler yap-tığını sorun. Çünkü belirtildiği gibi yapılan her fiziksel aktivite spor olarak nitelen-dirilemez. Çünkü spor insanların ferdi veya toplu olarak, fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketleri-nin bütününe verilen genel isimdir. Fiziksel aktivite ise günlük yapılan işler de olabi-lir. Bu işlerin günün bir vakti ayrılarak daha yüksek tempoda yapılması ise egzersiz olarak nitelendirilir. Bu da insan yaşamı için oldukça önemlidir. Ayrıca yapılan bütün bu egzersizler sadece kilo vermek amacıyla olmamalıdır. Herkes egzersiz ve fiziksel aktivite yapmalıdır. Bedeninizden nefret ettiğiniz için değil; onu sevdiğiniz için eg-zersiz yapın. Bu daha dinç ve sağlıklı olmanızı sağlayacaktır.

Eğer ülkemiz bu konuyu ayırt edebilirse beden eğitimi derslerini daha farklı şe-killerde işleyebiliriz. Bütün öğrencilerin egzersiz yapması sağlanırsa beden eğitimi ve spor dersinin ilk kısmı tamamlanmış olur. Egzersiz yapan öğrencilerden voley-bol, futbol, basketbol, hentbol, yüzme, jimnastik, okçuluk, eskrim, atletizm gibi spor dallarından herhangi birine yeteneği olan ve o sporu yapmak isteyenler bu alanlara yönelebilir. Onlar için okul tarafından malzeme ve alan imkanı sağlanarak beden eği-timi ve spor dersinin ikinci kısmı da tamamlanabilir. Tüm bunları yaparken de çağı-mızın bize sunduğu güzelliklerden biri olan teknolojiden faydalanılabilir. Bu konuda

Page 195: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

194

her öğrenci kendi akıllı saatiyle beden eğitimi ve spor dersi boyunca nabzını, adım sayısını, ne kadar şınav ve mekik çektiğini ölçebilir. Bu şekilde dersi, daha eğlenceli ve aktif hale getirebilir. Öğretmen, yapılacak hareketi gösterirken bilgisayarlardan yardım alabilir. Bir program sayesinde öğrencilerinin fiziksel aktivite ve egzersiz durumunu takip edebilir.

1.8. Sporun Eğitime EtkisiSpor ve eğitim birbirinden ayrı incelenemez. Bu ikili arasında anahtar-kilit ilişkisi

vardır. Spor yapma gibi sonradan kazanılan bir becerinin kişiliği etkilediği ve aka-demik başarıyı büyük ölçüde artırdığı söylenebilir. Öğrencilerin düzen, karar verme, planlı çalışma, süreyi pozitif kullanabilme, yeniliklere açık olma, yaratıcılıklarını or-taya çıkaracak girişimlerde bulunma gibi kişisel özelliklerini geliştirmek akademik başarılarını olumlu yönde etkiler. Eğitim sadece okul demek değildir. Spora yapılan her yatırım bir bakıma eğitime yapılmış demektir.

Ortaokul öğrencilerinin düzenli sportif aktivite ve akademik başarı puanlarının karşılaştırılması üzerine bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaya İstanbul-Üsküdar ilçesinden yaşları 11-12 arasında olan toplam 140 erkek öğrenci katılmıştır. Bu öğren-cilerin 70 tanesi en az 3 yıldır düzenli olarak spor yapan öğrenciler ve diğer 70 tanesi herhangi bir spor programına katılmayan öğrencilerdir. Tüm öğrencilerin 2015-2016 eğitim-öğretim yılı güz dönemi ders başarı puanları alınmıştır. İstatiksel analiz için bağımsız t testi kullanılarak öğrencilerin sportif aktivite yapıp yapmama durumlarına göre ders başarı puanları karşılaştırılmıştır. Sonuçlara göre; düzenli olarak bir sportif aktiviteye katılan öğrencilerin tüm derslerdeki başarı puanlarının ortalaması, sportif aktiviteye katılmayanlardan daha yüksek bulunmuştur. Matematik, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Resim ve Müzik dersi puanlarına tek tek bakıldığında yine düzenli sportif aktiviteye katılanların ders başarı notları sportif aktiviteye katılmayan gruptan daha yüksek bulunmuştur.

Bu araştırmadan da anlaşılacağı üzere düzenli olarak spor yapan öğrencilerin aka-demik başarılarının spor yapmayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu gözlemlen-miştir. Uzmanlar özellikle önemli bir zihinsel etkinlik öncesi orta düzeyde bir aktivite yapılması görüşünde hemfikirdir. Sınavdan önce orta düzeyde bir egzersiz yapmanın, zihinsel performans üzerinde olumlu etki ettiği belirlenmiştir. Fakat bu durum ülke-mizde yanlış anlaşılmaktadır. Veliler, sporun öğrencinin akademik hayatını olumsuz yönde etkilediğini düşünür. Spor aktivitelerinin çocuğun zamanını aldığını, spor yap-mak yerine Matematik, Fen ve Türkçe gibi derslere çalışması gerektiği düşüncesi hakimdir.

Page 196: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

195

İstanbul Üsküdar Lisesi

2. ÜLKEMIZDE SPORA BAKIŞ AÇISIOkullarda verilen Beden Eğitimi ve Spor dersi, hem öğrenciler tarafından hem de

öğretmenler tarafından farklı yorumlanmaktadır.

Beden Eğitimi ve Spor dersini nasıl daha önemli hale getirebiliriz? Aslında za-ten yeterince önemli bir ders. Öyleyse Beden Eğitimi ve Spor dersinin saatini de artıralım. Üniversite sınavında bu dersten da sorular çıksın. Ya da Beden Eğitimi ve Spor dersinden de ödev alalım. Aslında fena fikir değil. Eğer Beden Eğitimi ve Spor dersinden ödev verilseydi evde bize, şu hareketleri yapmayı bırak ta ödevini yap demezlerdi. Çünkü zaten ödev yapıyoruz. Bu sayede hem ailelerin Beden Eğitimi ve Spor dersine olan bakış açılarını değiştirebilir, hem de toplumun en küçük yapı taşı olan aile ile spor kültürünü toplumumuza kazandırabiliriz. Eğer gelecek eğitim vizyonunda bu ve buna benzer uygulamalar yapılırsa toplumu spora ısındırmak daha kolay olacaktır. Verilen ödevin kontrolü çok basit. Öğrenciden spor yaparken kısa bir video çekmesini isteyin. Ya da belirli aralıklarla nabzını ölçün. Bu sayede verilen ödevi yapmış mı, yapmamış mı anlarsınız.

Ülkemizde spor eğitimi konusundaki mevcut sıkıntılar, bilgi teknolojilerinin öğ-retime entegre edilememesi, okullardaki teknolojik ve destek malzemelerinin yeter-sizliği, öğretmenlerin teknolojiye karşı algı ve tutumları, bilgi teknolojilerinin diğer derslerde kullanımının daha fazla önemsenmesi, bilgi teknolojilerinin spor eğitimi üzerindeki etkilerini değerlendirmeye yönelik yapılan yayınların yeterli olmaması sporda teknoloji kullanımı açısından geride kalmamıza neden oluyor. Fakat artık spor, teknolojisiz asla olmuyor.

2.1. Teknoloji Açısından SporTeknoloji ile birlikte hayatımıza giren birçok yenilik var. Bunlardan bazıları,

Futbolda Var Sistemi, Phantom Kamera Teknolojisi, The Cyclops tenis maçları es-nasında kullanılan file hakemi görevi yapan bir sistem, Bottom Line bir çeşit spor saati göstericisi, simülasyonlar ve tekrar oynatma teknolojisi gibi uygulamalardır. Bu sistemler sayesinde spor müsabakaları daha adaletli bir şekilde incelenebilmektedir.

2.1.1. Gelecek Eğitiminde Giyilebilir Teknoloji2018 yılında giyilebilir teknoloji pek çok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Ke-

vin Durant gibi pek çok önemli isim yaptıkları sponsorluk anlaşmaları ile giyilebilir teknolojinin yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. Giyilebilir teknolojilerin müsabaka esnasında sporculara yaptığı pozitif katkı taraftarlar ve takım koçlarının müsabaka sırasındaki veriler ile ilgili iştahını kabartmıştır. Bu nedenle giyilebilir teknolojinin kendi takımlarında da kullanılmasını talep etmeye başlamışlardır. Özellikle Ameri-

Page 197: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

196

kan Ulusal Hokey Ligi olan NFL’de sporcular kendi sağlık verileri üzerindeki hak-lardan feragat ederek giyilebilir teknoloji sayesinde bu verilerin pazarlanması konu-sunda müzakerelere başlamaya hazırlanmaktadır.

2.3. Gelecek Eğitiminde E-SporTeknoloji bu kadar gelişmişken neden onu spor yapmak amacıyla kullanmıyoruz

sorusu akıllara gelebilir. Bu, ileri ki yıllarda meydana gelecek spor anlayışının teme-linde yatan düşüncedir. Bu düşünce kapsamında ülkemizde, Amerika, Japonya ve Kore’de giderek yaygınlaşan e-spor faaliyetleri ortaya çıkmıştır. E-spor en basit di-liyle bazı bilgisayar oyunlarının profesyonel liglere katılan profesyonel oyuncular ile oynanmasıdır. E-spor ile normal oyunlar arasındaki fark, halı sahada oynanan futbol ile Süper Lig’de oynanan futbol gibi düşünülebilir. Bu bağlamda E-spor bilgisayar oyunlarının Süper Lig halidir diyebiliriz.

E-sporcu olmak için gerçek sporun amacından uzaklaşıp sosyal hayatınızdan ta-viz vermeli ve günlerinizi bilgisayar oyunlarında ustalaşmakla geçirmeniz gerekiyor. Aslında bakıldığında o kadar da zor görünmüyor. Hatta normal spor yapmaktan daha kolay görünüyor. Oturduğunuz yerden sevdiğiniz bir oyunu oynayarak profesyonel bir sporcu olabilir ve para kazanmaya başlayabilirsiniz. Bir de işin görünmeyen ta-rafı var. Sürekli bilgisayar başında hareketsiz kalacağınızdan dolayı, birçok sağlık problemi, uyku düzeninizin bozulması, arkadaşlarınızdan ve ailenizden uzaklaşmak, sosyal hayatınızın yalnızca oyundaki karakterlerden oluşması E-sporcu olmanın kötü tarafıdır. Tabi kazanacağınız parayı düşündüğünüzde bunların pek bir önemi kalmı-yor. Peki E-sporun eğitimi var mı?

2.4. Gelecek Eğitiminde E-Spor EğitimiE-spor gelecek yıllarda popüler kültürde yerini almayı başaracak. İlerleyen tek-

noloji ve zaman bize bunun yüksek ihtimalle gerçekleşeceğini gösteriyor. Her şeyi teknoloji sayesinde yapabileceğimiz gibi dersleri de teknoloji sayesinde öğrenebi-leceğiz. Bu bağlamda gelecek 10 yıl içerisinde okul sistemlerinin yerini sosyal ağa bırakması öngörülebilir. Ya da okullarda verilen dersin öğretmenler tarafından değil de yapay zekâ aracılığıyla öğrencilere aktarılması gibi bir sistem oluşabilir. Bu da bize, o halde neden Beden Eğitimi ve Spor dersini bilgisayarlarda oyun oynayarak E-sporcu yetiştirmeye çalışarak işlemeyelim ki düşüncesinin mümkün olabileceğini gösteriyor.

Hali hazırda ülkemizde 1907 Fenerbahçe, Beşiktaş E-spor, Dark Passage, Doğuş Üniversitesi Aurora, Galatasaray E-spor, Supermassive gibi E-spor takımları bulun-makta. Bu takımlara oyuncu yetiştirmek ve diğer ülkelerin takımlarıyla yarışmak için Beden Eğitimi ve Spor derslerinde öğrenciler bilgisayar karşısında ders işleyebilir.

Page 198: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

197

İstanbul Üsküdar Lisesi

Fakat sporun kişiliğin oluşmasına katkısı, fiziksel ve zihinsel başarının gelişmesi, kendine güvenen, ekip halinde çalışabilen, saygılı bireyler yetiştirilmesi konusundaki katkıları göz önünde bulundurulduğunda E-spor işinin okullarda uygulanması konu-su arka planda kalabilir. Onun yerine sporun öğrencilere bilinçli bir şekilde aktarıl-ması, hayatları üzerindeki etkilerinin doğru şekilde yansıtılması sağlanarak ve ileriye dönük planlamalarda teknolojinin de işin içinde olduğu çalışmalar yapılarak sporun zayıflamanın dışında başka yararlar da sağlayabileceği öğrencilere aktarılmalıdır.

2.5. Hayatımızın İçinde SporFacebook kurucusu Mark Zuckerberg, teknolojiyle yakından ilgilenen bir insan-

dır. Sporunu aksatmıyor. Haftada üç kez spor yapmaya özen gösteriyor. Koşu yapma-yı seviyor. Apple Ceo’su Tim Cook, fitness yapmayı çok seviyor. Her sabah 03.45’te kalkıyor, maillerini kontrol ettikten sonra fitness yapmaya gidiyor. Tim Cook’un ha-yatı hakkında yazı yazmak isteyen bir gazeteci, Tim Cook’un Apple Watch’undan öğleye kadar 50 dakika egzersiz yaptığını ve 8.139 adım attığını görüyor. Nike Ce-o’su Mark Parker, her sabah 05.00’da kalkıyor. Haftanın 4 günü 2 saat ağılık kaldırma egzersizi yapıyor. Geri kalan 3 gün her gün 1 saat antrenman programı uyguluyor. Öte yandan Albert Eınsteın’da her gün yürüyordu. Bunlar büyük işlere imza atmayı başaran insanlar. Gündelik işlerinin yanında spor yapmayı aksatmıyorlar. Çünkü spor doğru ve pratik düşünebilmelerini sağlıyor.

2.6. Gelecek Eğitiminde Spor ve DeğerlendirmeYeni eğitim vizyonunda da buna göre sporun yeri daha büyük olmalıdır. İnsan

hayatına yaptığı katkılar göz ardı edilmemelidir. Eğitim sporun çıkış noktasıdır. Spor için eğitim ne kadar önemli ise eğitim içinde spor o kadar önemli olmalıdır. Bir mille-tin sporda gösterdiği azim, geleceğini yükseltir. Spor yapan Türk genci sağlıklı yaşa-ma sahip olarak geleceğine sımsıkı tutunacaktır. İmkanları bularak onların peşinden gidecektir. Okullardaki eğitim, ailelerin ve ülkemizin spora bakış açısı değişirse glo-bal düzeyde sayısız başarılara imza atabiliriz.

Gelecek eğitim vizyonunda aklımızı kullanabilirsek, günümüz dünyasında eksik-liği fazlaca hissedilen “Kardeşlik, Dostluk, Barış” üçlüsünü de kolaylıkla canlandı-rabiliriz. Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: “Galip gelmek ve mağlup olmak”. Mücadeleyi kazanmak istiyorsak bizleri makine-den farklı kılan duygu ve düşünce sistemini eğitmeliyiz.

Page 199: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

198

3. GELECEK EĞITIMINDE SANAT

3.1. Sanat nedir?Herkesin, her esere sanat eseri denmeyeceği konusunda hemfikir olduğuna emi-

nim. Peki sanat eseri neye denir? Ürün faydalı olması için değilde, güzellik ve estetik kaygılar güdülerek üretildiği için mi sanat eseri denir? Peki, sanat neye denir? Varlık bilinciyle en yüce duyguları ve en asil düşünceleri uyandıran, makul ve bilinçli bir yaşamın açığa vurulmasıdır diyebiliriz sanat eserine. Zira, Tolstoy’ da “insan için sanatın, güzelin ortaya çıkması” olduğunu söylemiştir.

3.2. Sanat Eğitimiİçinde bulunduğumuz çağda sanatı anlamak, sanata ilgi duymak ve sanata katkı

sağlamak her birey için bir gereksinimdir. Sanat dediğimiz kavram, dünyayı anla-manın ve onu anlamlandırmanın, yorumlamanın güzel bir yolu olarak yaşamımızın içindedir.

Sanat yapmak, insan doğasının bir gereği olup toplumsal yaşamın en önemli bo-yutlarından biridir. Çünkü insanoğlu her zaman kendini bir nesne, olay veya yer ile ifade etmeye çalışmış; varlığını böyle ifade etme yoluna gitmiştir.

20. yüzyılın başından bu yana sanat eğitimi kavramı genel anlamda, güzel sanatla-rın tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dışı yaratıcı sanatsal eği-timi tanımlamaktadır. Dar anlamda ise okullardaki ilgili bölüm ve sınıflarda bu alana ilişkin olarak verilen dersleri kapsar. Yaygın ve tümel anlamda kullanıldığı özellikle belirtilmedikçe sanat eğitimi daha çok “plastik sanatlar anlamında verilen eğitim” bi-çiminde anlaşılmaktadır. Her iki durumda da sanat eğitimi, yetişkin eğitiminden çok yetişmekte olanların genel eğitim süreci içinde ele alınmaktadır (San, 1983).

Sanat eğitimi, genel eğitimin önemli bir parçası olarak kabul edilebilir. Ancak, sanatın bir özgünlük ve bireysel yaratıcılık olgusu olduğunu dikkate alırsak sanat eğitiminin kendine özgü çok özel yasalarının ve ilkelerinin varlığını da kabul etmek zorundayız. Bu nedenle, sanat eğitiminin eğitim dizgesi içerisindeki yerinin çok iyi belirlenmesi gerekiyor (Gençaydın, 1990).

3.3. Sanat Eğitiminin GerekliliğiOkullarımızda sanat eğitimi derslerinin bulunmasının pek çok gerekçesi vardır.

Bu gerekçeler zamana, ihtiyaçlara, araştırma uygulamalarına göre yön bulur. Dönem-lere ve dönemlerin ihtiyaçlarına göre değişerek amacını ortaya çıkarır. Bu amaçlar Vedat Özsoy’a göre şöyle belirtilmiştir:

a) Görsel sanatlar esasen çözülmek üzere problem icat eder. Sanat yaratıcı düşün-

Page 200: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

199

İstanbul Üsküdar Lisesi

ceyi, anında ve yerinde karar vermeyi, değerlendirme ve hemen sonuç alma yetene-ğini geliştirir.

b) Sanat doğası gereği hayal etme alıştırmalarının yapılmasını sağlar. Sanat bir değişiklik ve şimdi bildiğimizden daha iyi bir yol ve şans oluşturmak, bir ümit oluş-turmak için yegane araçtır.

c) Sanat var olan kültürel çeşitliliği keşfetmek ve vurgulamak için fırsatlar sunar. Böylece duyarlılığı, (empati başkasının yerinde kendini koyma) müşterek ve karşı-lıklı sevgi için yapılması gerekenleri araştırmayı teşvik eder (Özsoy, 2003).

Dünyada toplumların genel amaçları uygarlaşmaya yöneliktir. Bu nedenle sanat ve teknoloji sürecinden geçme koşulu kaçınılmaz bir gerçektir. Böylelikle günümüz-de duyarlı, dengeli ve sağlıklı bir toplumun en önemli koşullarından birisi de ”sanat eğitimidir”. Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri bir tanıyı doğrulayan ayrın-tıları sık sık gözden kaçırıyorlarmış. Bu öğrencilere Güzel Sanatlar dersi verilmeye başlanmış. Sonuçta bu dersi alan öğrencilerin tanı yetilerinin geliştiği görülmüş. Bak-mayı, öğrenme ve ayrıntıda gezinmek; algıyı, duyuları geliştirdiği kadar zihni yetileri de olumlu etkiler. İnsan salt mantıkla örüntülü değil duyguyla da yüklüdür. O halde Bilim Eğitiminin yanında Sanat Eğitimi de gereklidir. Çünkü; Sanat Eğitimi genel eğitimin temel unsurlarından birisidir (Türe, 2007: 70).

3.4. Sanat Eğitiminin Bireye Katkıları

3.4.1.YaratıcılıkYaratıcılık, bireyin öğrenme yaşantısı sonucunda öğrendiklerini birbiriyle ilişki-

lendirerek karşılaştığı bir sorunu çözebilmesi; bu ilişkileri kullanarak ortaya yeni, özgün bir düşünce ya da ürün koyabilmesi olarak açıklanabilir.

Sanat eğitiminde yaratıcılığın önemli bir yere sahip olmasındaki en baş neden, her bireyin birbirinden farklı zengin dünyaya sahip olmasıdır.

3.4.2. Eleştirel DüşünmeGünümüzde birçok düşünme becerisinden biri olan eleştirel düşünmeyi bir sanat

eserine bakarken kullanmak ve bireyin beyin gelişimine de katkı sağlayan unsurlar-dan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebepten eleştirel düşünmenin yeni sanat eser-leri oluşmasına katkı sağladığını söylemek mümkün.

3.4.3. Yorumlama BecerisiBireyin bir sanat eseri ile baş başa kaldığı an zihninden geçen düşünceleri yoru-

ma dökmesi ve bunlardan sayısız düşünce üretmesi sanat eğitiminin gerçek yaşamla bağlantılı en önemli noktasını oluşturur.

Page 201: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

200

3.4.4. Kişilik Gelişimi ve BenlikTiyatro faaliyetleri gibi sanat formları bir çocuğun genel kişilik yapısını gelişti-

rir. Bir çocuğun kendine güveninin oluşturulmasına ve kendisini disipline etmesine yardım eder. Birey resim sanatıyla daha fazla ilgilenmeye başladıkça daha yaratıcı ve yenilikçi düşünmeye başlar. Ayrıca kendini motive etmeyi ve başkalarıyla iş birliği yapmayı öğrenir.

3.4.5. MerakSanat eğitimi bireyin içindeki merak duygusunu ortaya çıkartır ve ona zengin bir

dünya sağlar.Çizilen bir eskizden sonra, çocuk ulaştığı sonucu beğenmezse, onu siler ve tekrar çizer. Dolayısıyla “deneme yanılma” yöntemini resim dersleri aracılığı ile öğrenir ve bu tekniği hayatın farklı alanlarında kullanır.

3.4.6. Sosyal Beceriler ve İletişimİster görsel, ister işitsel, ister bedensel bir sanat dalıyla ilgilenen bireyin çevresiy-

le olan etkileşimi artar ve kendini bu biçimlerde de ifade edebileceğini anlar. Bu da iletişim dediğimiz olgunun sadece konuşma ile ilgili olmadığını anlamamızı sağlar.

3.4.7. Gözlemsel BecerilerSanat olmadan gözlem, gözlem olmadan da sanat olmaz. Başta yazdığımız mad-

de olan yaratıcılığın gözlemsel becerilerin gelişmesinde de rolü çok büyüktür. Sanat ile ilgilenen birey, çevresine farklı bir gözle bakmaya başlar ve yeni ürünler ortaya koyma çabasına girişir.

Tüm insanlık tarihinin anlaşılmasının sanat formlarına (edebiyat, müzik, görsel sanatlar, dans, drama vs.) bakarak gerçekleştiğini göz önünde bulundurursak; aslın-da, sanat eğitiminin ne denli önemli olduğunu anlayabiliriz.

Sonuç olarak, sanat eğitimi bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitim bütünlüğü için-de estetik kaygı, düşünce ve görüşlerinin geliştirilmesini, yetenek ve yaratıcılık gü-cünün olgunlaştırılmasını, sanatsal değerlere hoşgörü ile yaklaşma çabasını esas alır. Çağdaş sanat eğitimi herkes için gereklidir, ustalık ve beceriyi amaçlamaz. Bireyin yaratıcı güç ve birikimlerini açığa çıkararak estetik kaygı ve düşünce potasında geliş-melerini esas alır. Onların sanata ilişkin ön yargılarını kıran, sanattan anlayan, sanat destekleyicisi, seçkin sanat tüketicisi yetiştirmeyi hedefler.

Page 202: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

201

İstanbul Üsküdar Lisesi

3.5. Eğitimde sanat Sanat, eğitimde bizi her zaman önde başlatır. Eleştirel düşünmeyi, yaratıcı düşün-

meyi, problem çözmeyi ve akıl yürütmeyi ölçen çalışmalarda eğitime, sanat eğitimi de dâhil edildiğinde bu işlevlerin arttığı ve geliştiği görülmüştür. Sınavda dansçılar hatırlama ve hareket sıralamasında dans etmeyenlerden daha başarılı olmuşlar ve müzisyenler işitsel-görsel ayırt etme ve tanıma bakımından müzikle uğraşmayanlara göre daha başarılı olmuşlardır. Başka bir çalışmada da öğrencilerin görsel sanatlar stüdyo dersleriyle uzun süreli odaklanma, hayal gücü, yakın gözlem ve karar alma süreçlerini ifade etme gibi zihin alışkanlıklarını geliştirdiği görülmüştür.

“Her bir beyin hücresinin (nöron), beyindeki diğer nöronlarla binlerce yeni bağ-lantı kurabilme yeteneği vardır. “Nöroplastisite” (beyin hücresi esnekliği, değişebi-lirlik) olarak tanımlanan bu yetenek, çocukluk döneminde en üst düzeydedir. Ancak, yetişkin beyinde de hatta gelişimsel veya edinilmiş nörolojik hastalıklar durumunda bile, beyin hücrelerinin yeni bağlantılar oluşturma kapasitesi yaşam boyunca devam eder.

Nöroplastisiteyi harekete geçiren tüm uğraşlar, beyindeki sinyal iletim sistemle-rinin temeli olan bağlantıları geliştirici, yenileyici ve güçlendirici bir etki yapar. Öğ-renme ve rehabilitasyon süreçlerinde gösterilen çabalar ve yaşanan yeni deneyimler de yeni işlevsel bağlantıların gelişmesine yardımcı olur.

Müzik yapmak, çok yönlü vekapsamlıbir beyin aktivasyonu sağladığı için, ilk bakışta müzikle ilgisi yokmuş gibi görünen farklı işlevleri de harekete geçirebilmek-tedir. Son yıllarda işlevsel beyin görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile ivme kaza-nan sinir bilimsel çalışmalar,müziksel uğraşların önemli beyinsel etkileri olduğunu ortaya koymuştur.

Müziğin aynı beyinsel kaynakları paylaşan diğer bilişsel ve motor performansları geliştirebileceğini öngörmemiz zor değildir.

Sonuçlanan ve sürmekte olan sinir bilim araştırmaları müziğin algı, bilişsellik ve motor kontrol arasındaki bütünlüğün sağlanmasında, dikkatin ve belleğin gelişi-minde, duygusal dışavurumun kontrolünde, nörolojik hastalıklar nedeniyle bozulan hücreler arası iletişimin yeniden organize edilmesinde ve yeni bağlantıların oluşma-sındaetkin rolalabileceğini göstermektedir.

Müzik uğraşları, beynin motor-duysal-bilişsel bölgelerini çalıştırdığı için öğren-me ve rehabilitasyon süreçlerinde daha etkili bir şekilde kullanılmalıdır.”

Gözlemler sanat çalışmaları ile lise öğrencilerinin standart sınavlarla ve öğren-ci notlarıyla ölçülen genel akademik başarısı ile önemli bir pozitif ilişki olduğunu iddia etmektedir. Sanat eğitimi alan öğrencilerde yapılan gözlemlerde bu öğrenci-

Page 203: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

202

lerin etkili iletişim kurmayı, yapıcı eleştirilerde bulunduğunu ve daha iyi dinlemeyi öğrendiklerini göstermektedir. Geniş kapsamlı bir çalışmada, sanat programlarının gençleri becerilerini doğrudan mesleki uygulamaya hazırlamaya yardımcı olduğunu göstermiştir. Bir diğer çalışma ise, gençken sanat eğitimi alan öğrencilerin yetişkin olduklarında kendi toplumlarında kalıp ekonomik ve kentsel gelişime katkıda bulun-duklarını göstermiştir.

Sanat gücüyle, samimiyeti ve rengiyle bireyler özellikle çocuklar ve gençler daha özgür ve daha sağlıklı düşünüyor. Bunu benimsemeyen ve engellemeye çalışan aile, okul, öğretmen ya da arkadaşlar etrafımızda olmamalıdır. Sanatın gücüyle devam etmekten başka çaremiz yoktur.

“Sanat ve sanatçıdan yoksun bir toplumun canlılığı olmaz.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

4. GELECEK EĞITIMINDE KÜLTÜR

4.1. Kültür Nedir?“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebil-

mek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekâyı eğitmektir.“

Mustafa Kemal ATATÜRK

Atatürk’ün de dediği gibi kültür toplumun temel direğidir. Bir toplumda oluşan her şey onun çerçevesinde doğar ve gelişir. Kültür aslında pek çok anlama gelmekte-dir. Kültür, insanoğlunun maddi ve manevi olarak ürettiği, yarattığı, her şeydir. Kül-tür terimi yerine eskiden Arapça kökenli “hars” sözcüğü kullanılmış, TDK bu sözcük yerine “ekin” kelimesini önermiştir.

4.2. Türk KültürüTürk kültürüne göre bir milletin kendine has olan yaşam şeklî, örf ve adeti, dini,

dili, yemeği, müziği ve sanatı gibi etkenleri içinde barındıran bir kavramdır. Türk kültürü de kendine ait oldukça değerli özellikleri olan geniş kitlelere yayılmış bir kültürdür.

Türk kültürü çok eski çağlara dayanan oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. İslam dinini benimseyen Türkler farklı inançları ve kültürleri aynı bayrak altında hoşgö-rüyle tutmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafya gereği kültürel yapısını çok çeşitli kül-türlerin birikimden almıştır. Türkiye: Doğu, Batı, Ortadoğu ve Akdeniz bölgelerinin kültürlerinin merkezinde bulunmaktadır. Türkiye’de konuşulan ana dil Türkçedir. Türkiye nüfusunun yüzde 90’ı da bu dili konuşmaktadır.

Türklerin bilinen en önemli özelliklerinden birisi de misafirperverlikleridir. Ge-

Page 204: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

203

İstanbul Üsküdar Lisesi

len misafirleri her türlü koşulda evlerinde gibi hissettirmek için özenli bir çaba gös-terirler. Türkler aynı zamanda milli değerlere oldukça önem verir ve bu değerleri yaşatmaya dikkat ederler. Bu değerlerden birisi de bayramlardır. Türkiye’de bayram demek sevgi, barış, hoşgörü ve birliktelik demektir.

Milli bayramlar geldiğinde halk bu günleri büyük bir coşku içinde geçirir. Halk oyunları ve müzik de Türk kültürünün göstergeleridir.

Türk kültürünün bir diğer göstergesi de geleneksel sanat ve zanaatlardır. Türki-ye’nin hemen her bölgesinin kendisine has ürettiği çok değerli el sanatları bulunmak-tadır. Bu el sanatları gelen turistlerin de büyük ilgisini çekmektedir. Turistlerin ilgisi-ni çeken ve Türkiye denilince akla gelen ilk şey ise geleneksel Türk mutfağıdır. Türk mutfağı çok çeşitli zenginliğe sahip bir mutfaktır. Osmanlı saraylarından günümüze ulaşan tatlar dünyada sıkça kendinden söz ettiren lezzetler haline gelmiştir. Bu eşsiz mutfağın deneyimi yaşamak için her yıl Türkiye’ye yoğun bir turist talebi olmaktadır.

5. EĞITIMDE KÜLTÜRKültür ve eğitim, birbiriyle yakından ilişkili iki alandır. Bu iki alan arasındaki iliş-

kilerin fazlalığı nedeniyle “Eğitim Antropolojisi” adında yeni bir çalışma alanı geliş-tirilmiştir. Kültürel antropolojinin konusunu tek kelime ile “Kültür” oluşturmaktadır. Eğitim antropolojisi ise kültürle eğitim ilişkilerini çeşitli kültürlere göre ele alan bir daldır. Antropolojik kavram ve verilerin ilk ve orta öğretim yetiştirme kurumlarına uygulanmasıdır. Antropolojik kavram ve yöntemlerin eğitim süreci çözümlemelerine uygulanması denebilir. Başka bir deyimle, insanın yeryüzünde bugünkü durumuna değin, eğitici süreçleriyle ilgilenir. Özellikle insanın toplumsallaşma veya kültürleş-me süreçlerinin genel özellikleri üzerinde durur. İnsanın eğitici süreçleri ve doğuşun-dan bugüne kadar ki yapısını karşılaştırmalı olarak inceler.

Kültürle eğitim arasındaki doğrudan ilişkilere başlamadan önce sosyo-kültürel sistemde insan davranışını belirleyen çeşitli öğelere bir göz atalım.

5.1. Sosyo-Kültürel Bağlamda EğitimAntropolog J. Honigmann, herhangi bir toplumsal durumun üç kültürel öge tara-

fından etkilendiğini belirtir. Bunlar ideoleji, teknoloji ve toplumsal örgüttür. Bunların birbirlerine bağlı oldukları varsayılır. Bunlardan bir tanesinin değerini nasıl etkiledi-ğini görmek için onu bağımsız değişken olarak ele alabiliriz.

5.2. İdeolojiİdeoloji, evren ve onun içinde insanın yeri hakkında toplumsal bakımdan ölçüm-

lendirilmiş inançlar, hastalık kaynakları ve diğer tehlike çeşitleri, kavramlar, ait olma

Page 205: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

204

ile ilgili tutumlar; kişi, obje, yer ve zamanla ilgili duygular, ne yapılması ve yapıl-maması gerektiği ile ilgili değerler ideolojiyi oluşturan örneklerdir. İdeoloji yoluyla okullar sosyo-kültürel sisteme temel katkıda bulunurlar. Diğer kurumlarla birlikte kültürel mirasın aktarılmasına çalışırlar.

5.3. TeknolojiTeknoloji coğrafî çevreden alınanlar, toplananlar ve coğrafî çevreyi değiştirmeler

anlaşılmaktadır. Okullar burada da yardımcıdır. Madde dünyasını manipüle etmekle bireylere teknikler öğretilir. Örneğin ilkellerde toprak işleme, avcılık, balıkçılık, hay-vancılık teknikleri öğretilir. Daha karmaşık toplumlarda mesleksel ve teknik beceri-ler, imalat, ticaret ve endüstriyel teknikler öğretilir.

5.4. Toplumsal ÖrgütToplumsal yapıda yerleşmiş ilişkiler ağı içinde cereyan eden her şeyi içerir. Akra-

ba grupları dernekler gibi gruplar buraya girer. Bireyler ilişkilerini örgütler ve birbir-lerini etkilerler. Ekonomik, akrabalık, dinsel, politik, eğitsel kurumlarla ilgili yatay dikey ilişkilerin hepsi toplumsal örgütte yer alır. Organize bir kurum olarak eğitim burada yer alır. Normların takviye edilmesi ile sınırlandırılmış olur.

5.5. Kültür-Eğitim İlişkileri“Kültür” kelimesinin sosyolojik anlamı, bir topluluğun tüm yaşam biçiminin ifa-

desidir. Ralph Linton’a göre kültür, öğrenilmiş davranışlar ve bu davranışların sonuç-larından meydana gelen bir bileşimdir. Onu bir araya getiren öğeler, belli bir toplu-mun üyelerince paylaşılır ve aktarılır. Yemek yeme, giyim, kullanılan dil, evlenme, futbol oynama, kitap okuma vs. içine alan bir kavramdır. Başka bir tanımla kültür, insan davranışının öğrenilen kısmıdır. Kültürün eğitsel kavramlarla ifadesi “Beşerî öğrenimin paylaşılmış ürünleridir” biçimindedir. Bu tanım, kültürel davranışı, do-ğuştan gelen içgüdüler yahut diğer kalıtımsal özelliklerden ayırır. Biyolojik kalıtımın tersine kültür, toplumsal kalıtım olarak adlandırılabilir ve bir toplumsal grupta kuşak-tan kuşağa aktarılır. Eğitim ise, geniş anlamda kişiliğin gelişimi olarak ifade edilir. Okul, ev ve bunların dışında cereyan eden bir süreçtir. Başka bir deyimle eğitim, tüm topluluğun bir eylemidir. Yaşamayı öğrenme açısından bakılacak olursa eğitim, bir topluluğun aslında tüm yaşamıdır.

6. MODERN EĞITIMDE KÜLTÜRKültürün, eğitime verdiği katkılarını günümüzde pek çok örnekle görmekteyiz.

Modern toplumlarda, yetiştirilen bireylerin farklı kültürel gruplarla etkileşim içeri-sinde olmaları ve etkileşimlerinde olumlu tutumlar geliştirmeleri beklenmektedir. Bu

Page 206: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

205

İstanbul Üsküdar Lisesi

nedenle, gelişmiş ülkeler eğitimle ilgili sorunlarına çözümler üretirken, çok kültürlü eğitim çalışmalarına da yer vermektedirler. Çok kültürlü eğitim, öğrencilerin fark-lı kültürleri hoş karşılamalarının sağlanması için, öğrenme ortamlarının farklılaştı-rılması üzerine odaklanmaktadır. Bunun için de öğretmenler, öğrencilerinin, kendi kültürleri dışındaki bireylerin değerlerine saygı duymalarını, farklı kültürlerle ilgili ön yargılarını ortadan kaldırmalarını ve farklılıkların insanlar için bir zenginlik oldu-ğunu benimsemelerini sağlayacak öğrenme ortamları yaratmalıdırlar. Bu nedenle, bu çalışmada, çok kültürlü eğitimin gelişim süreci ve öğrenme ortamlarına yansımaları irdelenmeye çalışılmıştır.

6.1. Öğretmeni Daha İyi AnlamakEğitim antropolojisi, çeşitli kültürlerdeki öğretmen davranışlarıyla da ilgilenerek

onun ne yaptığını daha iyi anlamamıza yardımcı olur.

6.2. Okul Dışı Deneyimlerin ÖnemiOkul dışı deneyimlerin önemi, çocuğun kültürel çevresini oluşturmaktadır. Eği-

timciler, okul dışı deneyimlerin bireyin davranışının biçimlenmesindeki önemini ge-niş ölçüde tanımışlardır. Örneğin çocuğun ailede ilk çocukluk deneyimlerinden onun daha sonraki zihinsel ve duygusal davranışlarını kestirmekte yararlanılabilir. Okul başarısında sosyo-kültürel çevresinin önemi, akran grubunun çocuğun ilgi ve eylem-lerindeki etkisi bugün kabul gören gerçeklerdir.

6.3. Eğitimde Kültürün GelişimiBirçok antropologlar eğitimle ilgilenmişlerdir. Eğitimle ilgilenen antropologların

en çok ilgilerini çeken konular aşağıda belirtilmiştir.

a. Kişilik gelişimi

b. Öğrenme kuramı

c. Değerlerin aktarılması

d. Kültürel mirasın aktarılması

e. Öğrenciler ana-babalar, öğretmenler ve yöneticiler arasındaki iletişim

f. Toplumsal yapı ve işlev

g. Rol davranışı

h. Kültür taassubu (Etnosentrizm)

i. Evrensel ve göreli değerler

j. Kültür kalıpları

k. Biçimselcilik

Page 207: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

206

l. Irk

m. Kültür-kişilik

n. İletişim.

6.4. Gelecekte Kültürün Eğitime EtkisiGünümüzde konuşulan en büyük konulardan birisi geleceğin eğitimidir. Bizim,

geleceğin eğitimini ele alabilmemiz için ilk olarak kültürün ne gibi etkileri olduğunu da bilmemiz gerekmektedir.

Kültürün eğitim bağlamındaki etkisini dört basamak altında değerlendirmek ge-rekirse:

1. Dil

2. Din

3. Coğrafya

4. Irk

Başlıkları altında değerlendirebiliriz.

Bizim kültürümüzdeki ilişki kuvvetleri, saygı ve sevgi çerçevesini esas aldığı gibi eğitim de bunun çevresinde gelişir. Fakat gelecekte ise umulan ise kuvvetlerin büyük ölçüde gelişmesi, farklı kültürleri tanımanın kolay bir şekilde etkileşimde bulunma-sıdır.

Bir öğrenci istediği zaman faklı kültür ve coğrafyadaki insanları iletişim plat-formlarında kolay ulaşılabilir bir şekilde bağlantı kurup o ülke veya değerleri hak-kındaki bilgileri edinmesi büyük olanaktır. Hayattaki etkileşimde de büyük ölçüde bir bağlantı bulunduğu için bir insanın da bu olanaklardan faydalanması büyük arzu ve istekler arasındadır.

Geleceğin Eğitiminde Kültür Tanıma ÇalışmalarıKültürün geleceğin eğitiminde etkisine bakacak olursak, birçok yönlü çalışma-

larımız bulunmaktadır. Kültürü eğitimde tek yönlü ele almak yerine, bir dallardaki etkisini gösterebiliriz. Örneğin spor, sanat vb.

• Okullarda yapılacak Dünya geneli kültür tanıtımlarını çoğaltıp öğrencilerin ve insanların birçok kültürü de tanımasını sağlayabiliriz.

• En önemli amaçlarımızdan birinin ise yapılacak gezilerin çoğaltılıp öğrencile-rin farklı bölgelerdeki farklı kültürleri tanımlarında katkı sağlanabilir.

• Hayatın içinde bulunan kültürün de tekrardan öğrencilere dönüş sağlayabilme-leri için teknolojik ortamlarda kültür gezileri yapılıp toplu bir grup ile tartışma-ları sağlanabilir.

Page 208: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

207

İstanbul Üsküdar Lisesi

• Türk kültürünü tanıtacak oyunlar ve gösteriler öğrencilere büyük katkı sağla-yacaktır. Kültür, insanı yücelten ve zirve yolunda yön gösteren bir değerdir. Bu yüzden de kültürünün ne olduğunu fark etmeyen birisi aslında farkında olma-masıdır. Ludwig Tieck’in de dediği gibi:

“Kendi kültürü ile ilgisi olmayan insan ülkenin yabancısıdır.”

- Ludwig Tieck

SONUÇKültür, sanat ve spor hayatımızın yapı taşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeIi

küItürdür. KüItür, okumak, anIamak, görebiImek, görebiIdiğinden anIam çıkarmak, ders aImak, düşünmek, zekâyı eğitmektir. Gelecek eğitim vizyonunda kültürün, sa-natın ve sporun önemini daha iyi anlayabilmek için şimdi harekete geçilmelidir. Bir milletin değeri ancak kültüre ve sanata verdiği değer ile ölçülebilir. Bu bağlamda yeni eğitim vizyonunda bu kavramlara doğru bir yorum getirilmelidir. İnsan hayatı-na yaptığı katkılar göz ardı edilmemelidir. Örneğin, eğitim sporun çıkış noktasıdır. Spor için eğitim ne kadar önemli ise eğitim içinde spor o kadar önemli olmalıdır. Bir milletin sporda gösterdiği azim, geleceğini yükseltir. Spor yapan Türk genci sağlıklı yaşama sahip olarak geleceğine sımsıkı tutunacaktır. İmkanları bularak onların peşin-den gidecektir. Okullardaki eğitim, ailelerin ve ülkemizin spora bakış açısı değişirse global düzeyde sayısız başarılara imza atabiliriz. Kültür, bizlerin yani gençlerin sa-hip çıkması gereken bir konudur. Kültür, nesiller boyu ilerlemektedir. Tarihi yerlere, oyunlara, sporlara, yemeklere hatta kıyafetlere de etki göstermektedir. Kültür, okul-larda öğrencilere daha etkili şekillerde gösterilerek geliştirilebilir. Bunun yanında her bireyin fizyolojik ihtiyaçları kadar sanat eğitimine de ihtiyaç duyduğu bir gerçektir. Yaşamsal gereksinmelerin yanında, sanat eğitimi de bu açıdan kaliteli bir yaşam için gereklidir. Görsel sanatlar eğitimine gerekli önemin verilmesiyle istenilen seviyenin de çok ötesine gidilecektir. Çağdaş toplum ve kültürel zenginliği korunmuş ülke için sanat eğitiminin önemi ortaya çıkmaktadır.

Bu bağlamda gelecek eğitim vizyonunda aklımızı kullanabilirsek, günümüz dün-yasında eksikliği fazlaca hissedilen “Kardeşlik, Dostluk, Barış” üçlüsünü de kolay-lıkla canlandırabiliriz. Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: “Galip gelmek ve mağlup olmak”. Mücadeleyi kazanmak istiyorsak biz-leri makineden farklı kılan duygu ve düşünce sistemini eğitmeliyiz.

Page 209: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

208

KAYNAKLAR

Akkurt, Selim ve Olcay Boratav, “Neden Sanat Eğitimi?”, Uluslararası Eğitim Araştırmaları Dergisi, 1/1, 2018, s. 54-60.

Belle La, J. Thomas, Alternative Educational Straties: The Integration of Learning Systems in the Community, USA 1974.

Erinç, Sıtkı, “Zafer Gençaydın’ın Desenleri”, Sanat Çevresi, Ankara, Mayıs1990, s. 64.

Goezt, Judith Preissle and Judith Friedman Hansen, “The Cultural Analysis of Schooling”, Council on Anthropology and Education Quarterly, 5/4, 1974, pp. 1-8.

Goslin, David A., The School in Contemporary Society, Scott, Foresman, 1965.

Hindle, K. Ve J. Yencken, “Public Research Commercialization Entrepreneurship and New Technology Based Firms: An Integrated Model”, Technovation, 24, 2004, pp. 793-803.

Nash, J. Robert, “The Convergene of Anthropology and Education”, Education and Cultural Process by Spindler, USA 1974.

Ottaway, A.K.C., “Durkheim on Education”, British Journal of Educational Studies, 16/1, 1968, pp. 5-16.

Özsoy, Vedat, Görsel Sanatlar Eğitimi-Resim İş Eğitiminin Tarihsel ve Düşünsel Temelleri, Gündüz Eğitim Yayıncılık, 2003.

Sağer, Turan ve Betül Karagöz, “Değerler Eğitiminde Müzik Eğitiminin Yeri ve Önemi”, Değerler Eğitimi Sempozyumu Bildiri Özeti, https://www.pegem.net/Akademi/sempozyum-bildiri_detay.aspx?id=126876

Singleton, John, “Implications of Education as Cultural Transmission”, Education and Cultu-ral Process, USA 1974.

Spindler, D. George, Education and Culture: Anthropological Approaches, USA 1963.

https://sozluk.gov.tr/

http://www.yeniisfikirleri.net/girisimciler-icin-spor-ve-egzersiz-yapmanin-4-bilimsel-faydasi/

http://dspace.marmara.edu.tr/handle/11424/545

http://www.yilmazulusoy.com/tr/makaleler/egitim-sporun-temelidir

www.muhtesemsozler.com

www.turkedebiyatı.org

www.dergipark.org.tr

www.lisan.eu

http://www.muzikegitimcileri.net/bilimsel/bildiri/I-Eskioglu_1.html

http://www.sanatsal.gen.tr/sanat-nedir-ne-demektir/

https://www.felsefe.gen.tr/sanat-eseri-nedir-sanat-eserinin-ozellikleri-nelerdi

Page 210: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

KANDILLI KIZ ANADOLU LISESI

Page 211: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 212: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

211

GELECEĞIN OKUL TASARIMI

Buse ÇEĞİL Ece SEVİMİclal DİNÇ Edanur BÜYÜKGEDİK

ÖzetGelecekte beklediğimiz dünyadaki teknoloji, şu anda hayal etmesi zor olmayan, ya-vaş yavaş hayatımıza girmeye başlayan ve gittikçe ihtiyaç duyduğumuz bir kavramdır (faktördür). Hatta hayatımızın merkezi olmaya başlamıştır..Örneğin geçmişte sadece hayal etmekle yetinebildiğimiz elektrikli arabalar günümüzde hayatımızın birer par-çası olmaya doğru adım adım ilerliyor. Eğitim de hayatımızın her bölümde olduğu için teknolojiyle birçok noktada kesişiyorlar. Teknoloji eğitimle buluştuğu zaman bize sonsuz imkanlar sunabiliyor. Peki eğitimde teknolojiyi kullanmak ne kadar etkili? Bu aslında herhangi bir şey olabilir. Burada önemli olan teknolojiyi faydalı bir şekle sokarak kullanabilmektir.

Çünkü gelecek dünyasındaki insanları, istemeseler bile, her şeyin bir sisteme bağ-lı olduğu bir dünya bekliyor. Yani böyle bir dünyada eğitim alanında teknolojiden yararlanmamak kaçınılmaz oluyor. Araştırmalara göre öğrenciye fazla imkanlar sunmak onun başarıya ulaşmasında her zaman etkili olmuyor. Dolayısıyla burada dikkat edilmesi gereken nokta teknolojinin nasıl kullanılacağıdır. Bu teknoloji tabi ki gelecekteki okul tasarımlarına da yansıyacaktır. Ve bildiğimiz üzere gelecekteki dünya mimarisi ya sular altında kalmış şehirlerde ya da göklere çıkmış şehirlerde olacaktır. Yine burada önemli olan sunacağımız eğitim ortamının öğrenci için fay-dalı, kendisini keşfedebileceği, rahat hissedebileceği alanlardan oluşmasıdır. Tekno-loji ile donatılmış olmaktan ziyade, fayda sağlayan teknoloji ile öğrencinin yaşadığı dünyayı tanıyarak büyümesini sağlamaktır. Artık yapılarda tasarım olarak öne çıkan, doğasını keşfedebileceği ortamlar sunmak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır. Özellikle bunu okullarda uygulamak gerekmektedir. Çünkü bireyin kendini büyümeye başladığını düşündüğü, içinde büyüdüğü ilk yapılardan biri okuldur.

Anahtar Kelimeler: gelecek, okul, eğitim, tasarım

Page 213: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

212

GIRIŞDünya her geçen gün evrilmekte ve değişmektedir. Bu evrilmenin bir ürünü ola-

rak da bizi muhteşem bir boyuttaki teknoloji beklemektedir. Her şeyin simülasyon olduğu, yer çekiminin etkisiz hale geldiği, en basit örnek olarak evimizde bile anlık isteklerimiz doğrultusunda 3D yazıcılarla ürün üretme imkanımızın olduğu, çevre-mizdeki insanlarla önemli toplantılarımızı bile evimizin bir odasında simülasyon-larla gerçekleştirebileceğimiz, bir gözlük taktığımızda gördüğümüz tüm insanların kimliklerini tanıyabileceğimiz bir dünya bekleniyor. İnsanlık için daha interaktif op-siyonların sunulduğu bir yaşam oluşuyor. Bu da bize her bireyin kendini daha çok keşfedip bu keşfetmenin sonucunda kanıtlayabileceği ortamlar oluşturuyor.

1. DEĞIŞEN DÜNYADA EĞITIM SISTEMI

1.1. Eğitim Nedir?Eğitim bireyin herhangi bir konuda bilince ulaşması ve kendine, eğittiği veya

eğitildiği her noktada birtakım şeyler katarak kendini belli bir seviyeye taşımasıdır, bir yol haritası belirlemesidir. Biz hayatımızın her zaman diliminde sayısız kişiden eğitim alırız. Kendimize ders çıkarabildiğimiz her olaydan eğitilmiş oluruz.

Gelecek dünyası, eğitimsel eksikliklerin birçoğunu karşılar hale geliyor. Örneğin gelecekte öğrendiğimiz temel dersleri sıvı veya katı hap halinde alacağımız yönünde söylentiler var. Gelişen simülasyon teknolojileri, VR Gözlükleri, akıllı lensler eğitim sistemimizde bilgileri hayatımıza daha anlamlı bir şekilde yerleştirmemize yardımcı olacak. Örneğin fonksiyonları öğrenirken bunları simülasyon halinde göstermek, ev-reni anlatırken VR gözlüklerle uzayda gezmek bize birçok şeyin akılda kalıcı olması-nı ve daha fazlasını öğrenme isteğinin ortaya çıkmasını sağlayacak.

Kurduğumuz tasarıdaki eğitim sistemimizde öğrenci, derslerini simülasyonlar üzerinden istediği zaman ulaşma imkanına sahip olacak. Örneğin öğrencimiz kendini iyi hissetmiyor ve okula gelemiyor ama aynı zamanda da o gün fizik ve kimya dersi olduğu için bu derslerini de kaçırmak istemiyor. İşte bu devrede ‘interaktif simülas-yonlar ‘ımız devreye giriyor. Öğrenci, evinde dahi olsa öğretmeninin anlattığı dersi simülasyonlar sayesinde dinleyebiliyor. Eğer bu simülasyon öğretmeninin anlattığı ders saatiyle aynı saatte açılırsa öğrenci öğretmenin tahtasına müdahale edebiliyor. Örneğin anlamadığı yeri tekrar anlattırabiliyor. Bu da bizi ‘ama dersi derste dinle-yince anlamadığımız yerleri sorabiliyoruz bu şekilde mümkün olmaz’ gibi düşünce-lerden kurtarıyor. Böylece öğrenci kendini rahat hissetmediği halde o ortamda bu-lunmak zorunda kalmıyor. Ders sırasında kendini uyumamak için zorlamak yerine kendini rahat hissettiği herhangi bir ortamda eğitim almış oluyor. Öğrenciyi belirli

Page 214: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

213

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

bir kalıbın içine sokamamış ve sınıf ortamını zorunlu tutmamış oluyoruz. Bu simü-lasyonlara ulaşmak için bir okulda öğrenci olarak bulunmak gerekmiyor ve her dile çevrilebilir bir yapıya sahip olduğu için bu yapıyı evrenselleştirmiş oluyoruz. Şu anda bile konu eksiklerimizi videolardan giderebiliyorken gelecekteki olması gayet muhtemel bir tasarıyı size sunmuş oluyoruz.

Hedefimiz, bireyi olduğu noktadan daha ilerisine taşımak ve yeteneklerini keşfe-debileceği ortamlar sunup kendisini keşfetmesini sağlamak olacaktır. Bu senaryoda kendinden emin ve ne ile uğraştığını bilen bireyler eğitmiş oluyoruz. Böylelikle ener-jimizi ‘ne olacağım’ diye düşünmek yerine ‘kendimi daha çok nasıl geliştirebilirim’ e harcamış oluyoruz.

Şimdi tasarımızın temel tuğlalarından biri olan ‘uygulamalı, görerek ve yapa-rak öğrenme’ ye daha yakından bakalım. Öğrenci her dönem projelerini üretmeye başlayarak adım adım uygulamalı eğitime geçiş yapmış oluyor. Projelerin takibi ve değerlendirmesi öğretmenlerin sorumluluğunda olacak. Öğrenciler bu projeler üze-rinden değerlendirilecek. Henüz ortaöğretim seviyesindeyken gelecekte ne yapmak istediği konusunda vereceği karara bir adım daha yaklaşmış olacak. Örneğin şu an biyoloji dersi olarak adlandırdığımız ,gelecekte ismi muhtemelen değişmiş olacak, dersi okulun botanik bahçesinde bitkinin yapısını ayrıntılı bir biçimde öğrenme şansı sağlayacak. Bu eğitimin sonunda öğrencilerimize yeni ufuklar açmış olacağız. Belki de öğrencilerimizden biri botanik alanında ilerlemek isteyecektir ve eğer biz öğrenci-mize bu fikri verebiliyorsak asıl hedefimize ulaşmışız demektir.

Felsefe, tarih ,edebiyat gibi dersleri özellikle tarih dersini bireyin daha iyi kavraya-bilmesi için drama atölyelelerinde canlandırmalar veya araştırmalarla öğretme yolun-dayız. Gelecekteki eğitim sisteminde öğrenciyi sınav sisteminden uzak tutmak onun yükünü azaltıp rahatlatmak amacından daha çok kendine yol çizmesi için şans vermek ve enerjisini kendisine faydalı ve etkili olacak şekilde kullanmasını sağlamaktır.

2. GELECEĞIN YAPIYA YANSIMASI Değişen dünyadaki mimari gelecekteki okul tasarımına da yansıyacaktır. Gelecek-

teki okul tasarımı için ön görülen yapı, botanik bahçelerinden oluşan, enerjisini yeni-lebilir enerji kaynaklarını kullanarak sağlayan, doğa dostu yapılar ortaya koymaktadır.

2.1. Yapıda Enerji Gün geçtikçe çevre kirliliği artışı ve teknoloji toplumu olarak tükettiğimiz enerji

miktarındaki artış ile yaşanan enerji krizi bugün olduğu kadar gelecek nesilleri de ilgilendiren küresel sorunlar ortaya çıkarmaktadır.

Her gün güneş tarafından büyük miktarda enerji yeryüzüne gönderilmektedir.

Page 215: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

214

Dünyada hakim olan fosil yakıtların çevreye açtıkları çevre kirliliği ve sonsuz kay-nak olmayışları insanlığa güneş enerjisini kullanmaya mecbur bırakmaktadır. Güneş enerjisi çevreyi kirletmez ve sonsuz enerji potansiyeli vardır. Geleceğin okul yapı-sında aktif güneş enerjisi sistemlerini kullanmak önemli bir faktördür. Ülkemiz güneş enerjisinden yararlanabilmek için uygun bir potansiyele sahiptir.

Aktif enerji sistemleri, güneş enerjisinin yapılarda etkin bir şekilde kullanımına olanak veren, amaca göre üretilmiş toplama sistemleri aracılığıyla alınan güneş ışık-ları elektrik ve ısı enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bu sistemler, çeşitli mekanik ve elektronik sistemlerin bütünüdür.

Bu enerjiyi kullanma yöntemlerinden biri Güneş Pili veya Güneş Elektriği olarak bilinen fotovoltaik panelleridir. Pv panellerinin uygun ortam ve doğru açıda etkin kullanımı ile yapı için fayda sağlar hale gelecektir.

2.2. Yapıdan Eğitim AlmakDeğişen dünya teknolojisi ve bu senaryonun eğitime nasıl yansıdığından bahset-

tikten sonra şimdiki konumuz aynı senaryonun yapıya yansıyışı olacaktır. Gelecekte adeta şehirler göklerde botanik bahçeleri oluşturacaktır. Gittikçe arttan nüfus ve tek-noloji olanakları insanları imkansızları denemeye itmektedir. Tasarımlardaki amacı-mız çevre kirliliğinin en aza indirildiği bir dünya olduğu için oluşan tasarımlar da ona göre şekillenecektir. Yapılar ne kadar teknolojik ve modern olmuş olursa olsun yeşil örtü vazgeçilmez bir konumda olacaktır. Kalabalık şehirler ve üst üste betonlaşma-nın oluşturduğu olumsuzluklar insan psikolojisine de yansımaktadır. Şehir merkez-lerinde maruz kaldığımız yüklü radyasyonu aktarabileceğimiz alanlar da çok kısıtlı kalmaktadır. Oluşan yeni tasarımlarda insan sağlığı ve dünya sağlı için oluşumlar ön planda olacaktır.

Değişen dünyada aslında tasarımlar bir noktada buluşup, benzer olmaya başla-maktadır. Minimalist ve benzer teknolojiler kullanarak tasarlansalar bile ortaya ko-nuldukları toprağın kültürünü yansıtarak, ortaya farklarını koymaktadırlar. Eğitimde kültür bilincinin oluşması için kültürümüzü oluşturduğumuz geleceğin, tasarımında yansıtmak da öğrencilerimizde bir kültür bilinci oluşturacaktır.

Geleceğin okul tasarımında düşünmemiz gereken şey aslında değişen dünyada bahsettiğimiz gibi eğitim sisteminin istediğimiz gibi erişimli olacağıdır. Okul öğren-cinin evi kadar kendine yakın hissettiği, hissetmesi gerektiği yapıdır. Zorunlu olarak müfredat derslerine katılamasa bile yapı öğrenciyi yine de kendine çekecek kadar olanaklı ve iyi hissettirmelidir. Gelecekteki okul tasarımının en verimli olması için gereken bazı alanlardan da bu başlıklar altında bahsedeceğiz;

-Atölyeler

Page 216: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

215

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

-Merkezi Simülasyon Sınıfları

-Kütüphaneler

Geleceğin eğitimi sistemi ile öğrenciye, merkezi simülasyon sınıf sistemi ve atöl-yeler ile amaca yönelik eğitim sağlama opsiyonu verilmektedir.

2.2.1. Atölyeler Değişen eğitim sisteminde bahsettiğimiz eğitimdeki amacın, öğrenciye verilen

eğitimin ruhu doyuran ve yaşadığı dünyayı tanıyacağı bir eğitim sistemi olacağını söylemiştik. Oluşacak eğitim dallarına göre ayrılan atölyelerde bireyin kendini tanı-masını ve geliştirmesi için imkanlar bulunacaktır. Öğrenci istediği zaman bu alanlar-da projesi için vakit geçirebilecektir. Örneğin öğrenciler tohum atölyelerinde kendi bitkilerini yetiştirmeyi öğrenip belki de bunu bir meslek haline getireceklerdir. Besin alamadığı sürece hayat fonksiyonlarını gerçekleştiremeyen insan, toprağı iyi tanımalı ve kendi ürünlerinin peşinde koşmalıdır.

Atölyelerde bilimi keşfederken eğitim sürecimizde aklımızda kalan deneylerden öğrendiğimiz bilgiler bizleri eğiten faktörlerdir. Bilim atölyelerinde uzayı keşfe-derken kendimizi bir astronot gibi düşünüp marsta koloniler arası geziyormuş gibi düşünebilmeliyiz. VR gözlüklerimizi çıkardığımızda heyecanımızı ve keşiflerimizi paylaşmalıyız. Bize uzayda yardım etmesi için küçük robotlarımızı tasarlamalıyız. Gözlemlediğimiz, vardığımız sonuçlarla kendimize çıkardığımız derslerin bizi eğit-mesine izin vermeliyiz Gördükçe düşünmeye başlarız, düşündükçe öğreniriz. Eğiti-min tanımı gerçek anlamıyla bizce budur.

Sanat atölyelerinde ifade ettiğimiz her düşüncenin bizim için uygun olan dili bu-lup, ortaya bir ürün çıkarmalıyız. Yönetmen olmak istiyorsak kendi tasarladığımız kamera sistemleri ile kısa filmler çekmeye başlamış, ressam olmak istiyorsak ürünle-rimizi çoktan orataya koymuş olmalıyız. Kısaca bu tasarılar, simülasyonlar, opsiyon-lar öğrencinin hayalini gerçekleştirme fırsatının yüzdesini yükseltmiş olacaktır. An-cak öğrenci sadece bunlarla yetinmemeli kendisi de ortaya birtakım ürünler koymalı ki bütün bu eğitsel olanaklar bütünleşip öğrenciye yüzde yüz fayda sağlayabilsin ve biz de en temel amacımıza ulaşabilelim.

Spor atölyeleleri ise ayrı bir önem taşımakta. Çünkü günümüz dünyasında dahi insanlar hareket etmekten çok uzakta yaşıyorlar. Teknolojinin kötü kullanımı insan-ları birçok probleme sürüklemekte. Göz bozuklukları, obezite, sırt ve boyun ağrı-ları gibi fiziksel rahatsızlıklar ciddi problemler yaratabiliyor. Bunlara bağlı olarak da birçok ruhsal ve mental problemler de baş gösteriyor. Geleceğin dünyasında tek-noloji kullanımının %300 artacağını düşünürsek aynı zamanda yukarıda saydığımız problemlerin de %300 artacağının bilincinde olmalıyız. Bu sebepten ötürü insanları

Page 217: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

216

harekete teşvik etmek ve zihinlerini olabildiğince açmak ve sağlıklı düşünebilmele-rini sağlamak için spor atölyelerinin hayatlarımızda büyük bir yeri olacak. Öğren-cilerimizi daha küçük yaştan spora ve sağlıklı yaşama teşvik edeceğiz. Böylelikle sağlıkları hakkında bilinçli bireyler yetiştirmiş olacağız.

2.2.2. Merkezi Simülasyon Sınıfları Gelişen dünyanın nüfusu git gide arttığı için eğitime olan ihtiyaç da günden güne

artmaktadır ve bunun sonucunda herkesin derslere tam erişim sağlayabilmesı için yeni sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Öğrencinin istediği zaman simülasyonlardan ders dinleyebileceği ve sınıfa hakim olabileceği gibi, öğretmen ve öğrenci de istediği gibi sınıfı yönlendirip müdahale edebilecektir. Öğretmen ve tahtası ile oluşan çember sınıf düzeninde dersini anlatırken kendinin kat kat büyüğü simülasyonu, dersi onunla birlikte anlatacaktır. Büyük bir orman gibi düzensiz ama herkesi bir noktaya toplayan bu sistem herkes tarafından ulaşılabilir ve kontrol altında şekil değiştirebilir olacaktır.

Öğrencileri istekli öğrenmeye teşvik eden bir diğer unsurun ise sınıfların düzeni olduğuna inanmaktayız. Dikkat dağınıklığı, odaklanamama gibi sorunlar öğrencilerin başarısını etkileyerek olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir. Geleceğin sınıf düzenin-de önemli olan noktanın öğrencilerin kendilerini rahat hissedip stres olmayacağı bir sınıf düzeni olması gerektiğini savunmaktayız. Bununla beraber stresin de azalacağı kanaatindeyiz. Öğrencilere sıkıcı, küçük, dar bir öğrenme ortamındansa daha ferah, rahat ve geniş öğrenme alanları sunmaktayız. Amacımız bir kalıba sokulmuşluk ve bir yere tıkılıp kalmışlık duygusu hissettirmemektir. Bunun için de sınıfta uyulan bir oturma düzeni ve geleneksel sıralardan oluşan sınıflardan ziyade öğrenci için daha teknolojik ve ayarlanabilir sistemli alanlar oluşacaktır. Bununla birlikte sınıfların mevcudu en aza indirilmesi dersin verimliliğini ve öğrencinin aktifliğini arttırarak öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.

2.2.3. KütüphanelerKitaplar hiç solmayacak güllerdir derler. Şimdi olduğu gibi gelecekte de hayatı-

mızın önemli bir yerine sahip olacak kitaplar, gelecekte teknolojinin etkisine uğraya-cak olsalar da hayatımızdaki yeri hep aynı kalacak.

Okullarda hem ders çalışma hem de kitap okuma alanları daha konforlu ve inte-raktif olmalı. Bu yüzden geleceğin okul tasarımındaki kütüphane bu özellikleri barın-dıracak. Kütüphanemizin bazı özellikleri:

a) Yabancı dil sözlükleri: Kütüphanemizde birçok dilin sözlüğü ve edebiyat eserleri bulunacaktır. Sözlüklerdeki kelimelerin üstüne dokunulduğunda sesli olarak kelimenin telaffuzu ve ardından kelimeyle ilgili görsel kitabın üstünde belirecektir.

Page 218: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

217

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

Bu sayede kelimenin telaffuzu kolaylaşacak ve görsel sayesinde kelimenin akılda kalıcılığı artacaktır.

b) Kitaplara ulaşılabilirlik: Kütüphaneler oldukça geniş bir kitap hazinesi içere-cektir. Her çeşit kitabın bulunacağı kütüphanede herkes istediği kitaba ulaşabilecek-tir. Örneğin atölyelerde mühendislik dersi gören bir öğrenci dersi ile alakalı kitaplara kolayca ulaşabilecektir. Her kitabın bir numarası olacak ve kütüphanenin belirli yer-lerinde ekranlar bulunacak. Bu ekranlara kitabın numarası girildiğinde kitabın kütüp-hanedeki konumunu bize bildirecek.

c) Ses yalıtımı: Öğrencilerin sesten etkilenmeden kaliteli vakit geçirebilmeleri için ses yalıtımı sağlanacaktır.

SONUÇGelecekte bizi neyin karşılayacağını bilmiyoruz ama tasarladığımız okulun bizi

daha iyi bir eğitime ve geleceğe yönlendireceğini biliyoruz. Çünkü tasarladığımız okul bize uygularken öğrenme imkanı veriyor. Bu sayede geleceğe daha nitelikli ve işinin ehli bireyler kazandırmış oluyoruz. Sadece öğretim olarak değil sosyal becerileri ve iletişimi güçlü bireyler gelecekte ihtiyaç duyacağımız bireylerin özelliklerindendir.

Page 219: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

218

KAYNAKLAR

https://www.iienstitu.com/blog/gelecekteki-egitim-teknolojisiyle-ilgili-6-senaryo (2020)

https://www.kigem.com/gelecekte-egitim-nasil-olacak.html (2020)

http://www.egitisim.gen.tr/tr/index.php/arsiv/sayi-11-20/sayi-12-utopya-temmuz-2006/93-ge-lecekte-egitim-sistemi (2020)

https://www.cnnturk.com/teknoloji/gelecegin-okullari-nasil-olacak?page=1 (2020)

https://elearningindustry.com/9-things-shape-future-of-education-learning-20-years (2020)

Page 220: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

219

GELECEĞIN EĞITIMINDE ÖĞRETMEN VE AILE

Hande MERT Nilsu ARSLANNazan Ebrar KAMÇI İlke Umay ARSLAN

ÖzetAsırlardır var olan ve olmaya devam edecek eğitim, hayatımızda önemli bir yere sahiptir. Gelecekte yaşanacak gelişmeler ve değişimlerle eğitimde de farklılaşmaya gidilecektir. Bu değişimde öğretmen ve aile büyük yere sahip olacaktır. Kandilli Kız Lisesi olarak bu değişimleri; öğretmenin ve ailenin eğitimdeki yeri, gelecekte yaşa-yacakları gelişmeler, geleceğin muhtemel dünyası, gelişimin getirdiği ve getireceği sonuçlar başlıkları altında inceleyeceğiz.

Anahtar Kelimeler: gelecek, eğitim, aile, öğretmen

GIRIŞGelecek büyük bir gizemden ibarettir. Lord Byron’un da dediği gibi ”Geleceğin

en iyi kâhini geçmiştir” fakat ders çıkarılmayan hatalar, insan ırkının arzu ve tutku-larının değişkenliği gelecek için kesin bir gerçeklik oluşturmaya engel olur. Karşıla-şacağımız problemler, bulunduğumuz teknoloji devrinin getireceği yenilikler, Dün-ya’da meydana gelen zararlı değişimler, olası krizler ve savaşlar yıllardır herkes için merak unsurları olmuştur.

Gelecek, hayatımızda engellenemez değişimlere sebep olacaktır. Zaman geçtikçe gelecek geçmişte kalır, değişim kavramı da değişimlere uğrar. Örneğin; Sümerler’in yazıyı bulması tarihi belgelemek için atılan en önemli adım olmuştur, Graham Bell’in basit telefonu günümüzde yanımızdan ayrılmayan cep telefonları haline gelmiştir. Günümüze biraz daha yaklaşırsak uzayı keşfetmek için yapılan çalışmalar, üretilen çevre dostu araçlar, hastalıklar için aranan tedaviler ileride köklü değişimlere sebep olacaktır. Anlayabileceğimiz gibi değişimin ne yönde ve nasıl olduğu sürekli değişe-cek fakat değişim her zaman var olacaktır.

Değişim, bir zaman dilimindeki değişikliklerin tümü olarak tanımlanır. Fakat bazı değişimlerin bir öncüye ihtiyacı vardır. İnsanlık uğruna değişimlere sebebiyet veren bireyler önem kazanır, öncülük eder. Ama bu statüye gelmek hiçbir zaman kolay olmamıştır. Toplumu değişime götürebilmek için sağlam bir duruş, özgüven ve en

Page 221: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

220

önemlisi farklı bir kişilik, farklı bir düşünce, bir amaç gerekir. Geleceği değişimlerin oluşturacağını düşünürsek Hawking’in de dediği gibi sıradan insanların sonu gele-cektir.

Peki, bir insanı farklı yapan şeyler nelerdir? Kişinin kendisini öne çıkarması sa-dece sağlam fikirler ve bunu destekleyen sağlam karaktere mi bağlıdır? Toplumun bu değişimlerdeki yeri nedir? Bireyin değişime öncülük etmesinin en büyük etmeni farklı düşünebilen bir zihindir. Bu düşünceler doğuştan gelen yeteneklerle oluşmaz-lar. Düşüncenin gelişmesine ortam sağlayacak aile, çevre, eğitim ve bu eğitimi sağla-yan öğretmenlere ihtiyaç duyulur.

1. EĞITIM NEDIR?Eğitim genel tanımıyla; bireyin toplum yaşamında yer edinebilmek için edindiği

bilgi, beceri ve anlayışlardır. Bu eğitimde diğer insanlar tarafından oluşturulmuş bilgi yığınını yeni yetişen bireylere katma çabası görülür.

Oluşturulmuş bilgiler, icatlar, keşifler ne kadar evrensel kabul edilse de “eğitim” kavramının kültürel bir yanı da vardır. Bunu toplumların farklı alanlardaki gelişim-lerine, farklı görüşler ve bakış açıları aşılamalarına bakarak da söyleyebiliriz. Her toplum ne kadar evrensel bilgiyi aktarıma sunsa da kendine uygun kısımları öğretim sürecinde ağırlıklı hale getirir. Bu konuyu açıklamak için verilebilecek en basit örnek balıkçıkla uğraşan bir ülkede halkın çoğunluğunun balıkçılık hakkında bilgi sahibi olması olabilir.

2. ÖĞRETMEN NEDIR?Öğretmenlik; eğitim ve öğretim kurumlarında öğrencilere istenilen seviyede bil-

giyi, beceriyi veya bir sanatı, tekniği öğretme mesleğidir. Öğretmen sadece öğren-cilerine müfredat bilgilerini öğretmez, onlara yol gösterir. Bu nedenle öğretmenlere verilen pedagojik eğitim sanılandan çok daha önemlidir. Herkes için kabul edilebilir-dir ki öğretmenin ders içinde hayata dair yaptığı ufak bir konuşma pek çok öğrenci için tüm ders boyunca anlatılan kalıplaşmış bilgiden çok daha akılda kalıcı ve etki-leyicidir.

Öğretmenlerden öğrencilerini yetiştirmek için her fırsattan yararlanmaları, hizmet ruhu beslemeleri, öğrencilerine iyi ve yardımcı birer kılavuz olmaları beklenir.

3. AILE NEDIR? Aile evlilik, kan ya da evlat edinme bağlarıyla birbirine bağlı bireylerden oluşur.

Her biri kendi toplumsal konumu içinde birbirlerinin karşılıklı etkileyen, ortak bir kültür yaratan, paylaşan ve sürdüren bireyler grubu olarak da tanımlanabilir.

Page 222: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

221

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

Aile bir çocuğun ilk sosyal ortamıdır. Çocuğun aile içindeki gördüğü tavırlar aldığı destek onun gelecekteki yaşamını şekillendirir. Bu nedenle düzgün bir aile ortamı, düzgün bir bireyin yetiştirilmesinde önemli bir unsurdur. Çocuğun ilk örnek alacağı kişilerin anne ve babası olacağı düşünülürse düzgün bir aile yapısı düzgün nesiller için bir zorunluluk haline gelecektir. Çünkü çocuk ailesinden gördüğünü uygular ve bu süreç yaşamı boyunca çocuğun kimliğinin oluşmasında iyi veya kötü etkiler bırakır.

4. MUHTEMEL GELECEKGeleceğin eğitimden bahsedilirken öncelikle gelecekte yaşanabilecek olaylar

hakkında bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu değerlendirmeler ile imkanlar, ih-tiyaçlar ve insan yaşantısının gidişatı belirlenmelidir ardından bu değişimlerin eğitim üzerindeki etkisi gözlemlenip uygun bir eğitim planlaması oluşturulmalıdır. Bu du-ruma örnek birkaç senaryo;

4.1. Başka Gezegenlerde Medeniyet Kurmakİnsan da diğer her canlı gibi soyunun devamlılığı için sürekli bir arayış içerisin-

dedir. İşin içine merak dürtüsü de girince insan sürekli farklı, yeni olanın peşinde olmuştur. Bu nedenle ütopik yaşam asla kesin bir engelle karşılaşmamıştır.

Hızla artan nüfus ve Dünya kaynaklarının yetersizliği gibi sorunlar insanlığın sonunu getirebilecek etmenler arasına girmektedir. Bunu önlemek amacıyla üreti-len çözümlerden biri de farklı gezegenlerde yeni bir Dünya oluşturmaktır. Özellikle günümüzde bu konuda Mars’ın üzerine fazlaca düşülmektedir. Eğer Mars’ta yaşam sağlanırsa ve koşullar Dünya’ya göre daha iyi olursa pek çok insan Mars’a yerleşmek isteyecektir.

Peki, Mars’ta yaşamı sağlamak eğitimi nasıl etkileyecektir? Mars’ta her şeyin insanları hazır olarak beklemediği kesin bir gerçektir. Farklı bir gezegende sıfırdan bir yaşam başlatmanın bilinen birçok doğruyu yanlış çıkarma ihtimali vardır. Eğer gelecek nesli bu değişime dahil etmek isteniyorsa bu doğrultuda bir eğitim oluştu-rulmalıdır.

Bu eğitimde iki önemli nokta olacaktır. Teknolojik alan ve tarımsal alan. Bu iki alan asıl gereksinimleri karşılayacaktır. Teknolojik alanda yapılacak çalışmalar Mars’ı yaşamaya daha uygun hale getirmek ve refah düzeyini arttırmak için sürekli bir ilerleyiş içerisinde olacaktır. Tarımsal alan ise insanların temel ihtiyaçlarını kar-şılayacaktır. Yeni gezegen çevre ve ortamda önemli farklılıklar oluşturacaktır. Ve in-sanın bu yeni gezegendeki gereksinimlerini karşılaması tarımsal alanın gelişmesi ile sağlanacaktır. Bu nedenle oluşturulacak yeni eğitim düzeninde öğrencilerin yetenek ve ilgilerine göre teknoloji ve tarım alanlarına ayrılması gerekecektir.

Page 223: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

222

4.2. Sanal HayatTeknoloji ilerledikçe insanın gün içindeki faal işleri azalır, çoğu şey sanal ortamda

halledilebilir hale gelir. Günümüzde bu durum oldukça yaygın olduğundan dolayı bu senaryonun pek ütopik olduğu söylenemeyebilir ama hayatımızda çok şeyin değişi-mine sebep olacağı inkar edilemez.

Teknoloji her zaman olduğu gibi gelişecek ve gelişmeye devam edecektir. Öğre-time yardımcı bir araç olarak kullanılan teknoloji öğretimin kendisi haline gelecektir.

Bu eğitimde yer ve mekan önemini kaybedecek, öğretmen ve öğrenci arasında oluşacak bireysel eğitim başlayacaktır. Öğretmen ve öğrenci arasında direkt bir ile-tişim kurulacağından öğrencinin öğrenme stiline ve ilgi alanlarına yatkın bir eğitim verilecektir. Hatta belki de bahsi geçen eğitim sanal robotlar tarafından sağlanacak, öğretmenlik kavramı gerçek anlamından uzaklaşacaktır. Robotlar öğretmen gibi öğ-renciyi tanıyıp her dersini kişiselleştirecek, konunun öğrenilmesi için en hızlı ve doğ-ru yolları saptayacaktır. Bu öğrenci için odaklanıp anlamada kolaylık sağlayabilir ve daha etkileşimli bir öğrenim görmesi konusunda yardımcı olabilir fakat bu eğitimin belirli bir disiplin anlayışı altında olmayışı ve deneyselliğe dayanmaması öğrenimde eksikliklere sebebiyet verecektir. Ve öğrencinin farklı insanlarla sürekli bir etkileşim-de bulunmayışı sosyal anlamda eksik kalmasına neden olacaktır. Bu sorunlara sunu-lan çeşitli çözümler belirli bir düşünce yapısı için sürekli eksik ve yetersiz kalacaktır bu da bu eğitimde oluşabilecek tutarsızlıkları göz önüne çıkarır.

4.3. Yapay Zekâ Etkisindeki DünyaUzun zamandır mükemmelleştirilme aşamasında olan robotlar yakın gelecekte

istenilen noktaya gelecek ve bu noktalardan farklı alanlara açılarak hayatımızın ne-redeyse her kısmına giriş yapacaklardır. Robotların bu yayılımı yaşantımızdaki çoğu şeyi değiştirecektir. Buna sahip olduğumuz iş alanları da dahildir. Bu da insan yaşa-mını kısıtlayacaktır. Artık öne çıkabilmek için daha çok çaba gösterilmesi gerekecek, gerçek başarılar yakalanılması istenecektir.

Bu insanlığın büyük bir kesimi için hoş bir değişim olmayacaktır. Bu nedenle ge-lecek neslin yapay zekâ altında yok olup gitmemesi için yeni hedefler belirlenilmesi gerekecektir. Bu doğrultuda verilebilecek en önemli eğitimler mühendislik/kodlama ve işletmecilik bölümlerinden ilerleyecektir. Yapay zekâ her ne kadar ileri düzey olsa da bunu kontrol altında tutacak bir kitlenin varlığı büyük bir etmen olacaktır. Bu kitle de yapay zekâyı oluşturan, bilgileri kodlayan topluluktan meydana gelecektir. İnsan-ların robotlar ve yapay zekâ tarafından halledilemeyen ihtiyaçlarını bulup bu açığı kapatmak da işletme ve girişimci kitle ile sağlanacaktır. Bu kontrollü hayatta kişinin kendini gösterebilmesi için ya ipleri elde tutması ya da sistemin zayıf noktalarından faydalanarak bu açıkları kapatması gerekecektir.

Page 224: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

223

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

5. ÖĞRETMENIN EĞITIMDEKI YERIEğitimde gerekli olan en önemli unsurlardan biri de öğretmendir. Öğretimin nasıl

olması gerektiği pek çok eğitim psikolojisi, sosyolojisi, yöntem ve tekniklerine ait kitaplarda yazılıdır. Fakat öğretmenlerin mesleki bilgisi bu kitapların daha ötesinde-dir. Eğer bu tür kitaplar gerekli becerileri verebilseydi tüm öğretmenler işlerinde en iyisi haline gelirdi fakat bunun doğru olmadığını hepimiz gözlemleyebiliyoruz. Bir öğretmenin mesleki bilgisi tecrübelerinden gelir. Tecrübe ise kitaplarla öğrenilebile-cek bir kavram değildir.

Eğitim kavramının özünde herkesin öğretilmesinin gerekli olduğunu düşündüğü ortak konular bulunur. Fakat öğretimin nasıl olması gerektiği sürekli bir değişim süre-cinde olmuştur. Değişmeyen şey ise bu sistemde kesin bir verici ve alıcının oluşudur.

Öğretmenin yetiştirdiği nesiller geleceği şekillendirecektir. Bu nedenle öğretme-nin eğitimde kullanacağı yeni yöntemleri öğrencileri üzerinde denemesi öğrencilerin bir deneydeki kobay yerine konulmasına sebebiyet verebilir. Burada yapılacak bir hata öğrencileri yani gelecek nesli etkiler. Tecrübenin en iyi öğrenim yolu olduğunu düşününce de öğretmene asıl görev öncesi verilebilecek sağlam bir eğitim bazı so-runları ortadan kaldırabilir.

Öğretmen meslek hayatı boyunca pek çok farklı kültür ve aile yapısından gelen öğrenci ile karşılaşacaktır. Bu farklılıklarla başa çıkabilmesi için öğretmenin eğitimi de geliştirilmelidir. Dolayısıyla öğretmene, öğrenme süreci öğretilmelidir. Önceden kurgulanmış bir düzende bu senaryo altında öğretmenlik yapması makul bir çözüm olarak görülebilir. Ayrıca öğretmen adayının görev öncesinde ve görev süresince be-lirli aralıklarla psikolojik testlere tabi tutulması da bir gereksinimdir. Öğretmene veri-lecek bu tür eğitim ve kontroller şimdiki ve gelecek nesillerin daha kesin ve güvenilir eğitimi almasında yardımcı olabilir.

Peki kaçınılmaz gelecekte öğretmenlerin sahip olması gereken özellikler ne-lerdir?

- Kendini geliştirmeli ve sürekli gelişime hazır olmalıdır:

Gelişen teknoloji sürekli olarak yenilikler getirecektir. Öğretmenin bunların taki-binde olması, öğrencilerine en iyi şekilde aktarmasında yardımcı olacaktır. Öğretmen dinamik olmalı ve müfredatı olması gerektiği şekilde esnetebilmelidir. Eğitimi yal-nızca kalıplarla değil, deneyimlerle aktarabilmelidir. Ayrıca zaman yönetimini sağ-layabilmelidir.

- Öğretmen olanak farkındalığı sağlayabilmelidir:

Öğretmen öğrenciye doğru zamanda doğru destek olabilmeli, yani olanak far-kındalığı sağlayabilmelidir. Duygusal desteğe ihtiyacı olduğunda duygusal, bilgisel

Page 225: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

224

desteğe ihtiyacı olduğunda bilgisel destek verebilmelidir.

- Öğrencilerini iyi gözlemleyip onları gerçek ilgi alanlarına yönlendirmelidir:

Geleceğin dünyasında kalıplaşmış olarak görülen mesleklere duyulan ihtiyaç azalmaya başlayacaktır. Bu durumda öğrencinin farklı ve ilgi duyduğu alanlara yö-nelmesi gerekecektir.

- Öğrenciler için bilgi kaynağından çok hayat rehberi konumunda olmalıdır:

Teknoloji çağının getirilerinden biri de sonsuz bilgi kaynağı olan internettir. Yapı-lacak ilerlemelerle internetten bilgi bulmak çok daha kolay hale getirilecektir. Bu da öğrencide öğretmenin büyük bir bilgi kaynağı olmadığı, onsuz bilgiye ulaşılabileceği fikrini oluşturacaktır. Bu durumda öğretmen, teknolojiyi araç olarak kullanabilmeli ve kendini sadece bilgi verici değil bir hayat rehberi olarak göstermelidir. Öğretmen, yol gösterici değil yol buldurucu olmalıdır. Yapılan araştırmalarda görüldüğü üze-re öğrencinin bilişsel yönde desteğe oranla, duygusal yönde desteğe ihtiyacı olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumda öğretmen öğrenciye bu desteği sağlayabilmelidir.

-Öğrencisine öğretmek istediklerini deneyimlerle aktarmalıdır:

Pek çok insan için öğreneceği şeyleri gerçek hayata uyarlamak, deneyimlemek ezberlemekten daha kalıcı ve etkili bir yöntem olmuştur. Bu durumu bir öğretmen göz önünde bulundurmalı ve öğrencisi ile arasına bir usta ve çırağınınkine benzer bir ilişki kurmalıdır.

6. AILENIN EĞITIMDEKI YERIİnsanın bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini artırabilmesi için doğduğu andan

itibaren eğitimden geçmesi gerekmektedir. İnsan belirli bir olgunluğa ulaştığında kendini eğitebilir fakat bu olgunluğa kadar mutlaka onu eğitecek başka insanlara ihtiyaç duyacaktır. Bunlardan en etkili olanı ailedir.

Zekâ, eğitim hayatımızı etkileyen önemli bir faktör olarak görülür. Asıl önemli olan zekânın kendisi değil, zekâyı doğru bir şekilde kullanmaktır. Bu aşamada bire-yin kişisel özellikleri ve alışkanlıkları devreye girer. Her ne kadar bu iki kavram ki-şisel kabul edilse de kavramların oluşmasının temel şeklini bireyin çevresi, yaşadığı ortam belirler. Bu ortam da en büyük yeri aile kaplar. Ailenin çocuğa karşı olan tutum ve yaklaşımları çocuğun gelecekte nasıl biri olacağının sinyallerini verir.

Aile çocuğu 0-6 yaş okul öncesi döneminde olumlu tutumlar sergileyip bilinçli bir şekilde yetiştirirse bu fedakarlıklar çocuğun okul döneminde ve hayatında sür-dürülebilir bir başarıya dönüşür. Tersi bir durumda ise yanlış yetiştirilen kişilik ve davranış bozukluğuna sahip çocuklar okul hayatlarında uyum ve başarı problemleri gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Tabii çocuk eğitiminde ailenin de belli bir desteğe ve

Page 226: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

225

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

rehberliğe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla çocuklara düzgün bir örnek teşkil edebilmeleri için ebeveynlere düzenli ve ücretsiz olacak şekilde rehberlik hizmeti sağlanmalıdır.

Günümüzdeki aile ilişkileri dahi gittikçe zayıflarken bunun gelecek yıllar içeri-sinde manevi değerini tamamen kaybedip kavramsal bir yapıya dönüşeceğini öngö-rebiliriz. Fakat bu aşırı bireyselleşme bireylerde sorunlara yol açabilir. Bunun önlen-mesi için aile yapısı temkinli bir şekilde korunmaya çalışılmalıdır.

İnsan hayatında bu denli yer kaplayan ailenin gelecekteki tutumları nasıl olmalı-dır?

- Çocuğun psikososyal gelişimi takip edilmelidir:

Günümüzde bile sorun yaratabilen psikososyal gelişim geleceğin karmaşık dün-yasında çocuğu derinlerden sarsacaktır. Bunu önlemek için çocuğun dönemsel duy-gusal çatışmaları, sorunları düzenli olarak gözlemlenmelidir. İmkanların çoğalaca-ğı gelecekte bu hizmete ulaşmak günümüzdeki kadar zor olmayacağından herkesin yararlanması gerekecektir. Aile tüm eğitim süreci ve özellikle ergenlik döneminde çocuktan ilgiyi kesmemelidir. Yine de çocuğun özel alanı korunmalı ve belli bir sınır çizmelidir.

- Çocuğun çocuklukta kazanması gereken deneyimlerin sağlanabileceği bir ortam oluşturulmalıdır:

Günümüzde bile teknolojinin bağımlısı haline gelen çocuklar geleceğin yüksek şartlarında kısa bir dönem olan çocukluklarını sanal alemde harcayıp çocukluk döne-mi tecrübelerinden mahrum kalacaklardır. Bu durumda ailenin devreye girip çocuğu yönlendirmesi gerekecektir. Çocuğun oyun oynaması, hareket etmesi, hata yapması, düşüp kalkmayı öğrenmesi gerekir.

- Çocukla olan iletişim sıkı tutulmalıdır:

Teknoloji asosyalleştirecektir. Böylece çocuklar içine kapanık, özgüvensiz, ile-tişimsiz bireylere dönüşeceklerdir. Aile tarafından bunun engellenmelidir. Özellikle de çocuğun ailesi ile olan iletişimi hayatında büyük önem tutar. Aileler çocuklarına fazladan zaman ayırıp onlarla sürekli bir iletişim halinde olmalıdır.

7. GELIŞMELI MIYIZ?Sürekli olarak kaçınılmaz gelecekten, onun getirilerinden, hayatımıza etkilerin-

den bahsediyoruz. Peki gerçekten gelişmeli miyiz? Artık gerçek bir ihtiyacın bulunup buna çözüm üretilmesinin çok zor olduğundan bahsediliyor. Genellikle bunun üze-rinde çok durulmuyor ve sürekli yeni ihtiyaçlar edindiğimiz, istenilirse bunlar için de çözümler bulunabileceği söyleniyor. Ama bu şikayetin bir doğruluk payı olduğundan bahsedemez miyiz?

Page 227: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

226

Günümüz ihtiyaçlarına sunulabilecek çözümlerin fazla çetrefilli olduğunu hepi-miz kabul edebiliriz. Artık eskisi gibi temel ihtiyaçların eksikliğini hissetmiyoruz, kendi oluşturduğumuz çözümlerin eksik taraflarını bir ihtiyaç olarak görüp bunlara çözüm arıyoruz.

Bu tarz hedef ve hayallere sahip olamayan neslin de kendini geriye çektiğini söy-leyebiliriz. Hazıra alışkın olan çocuklar hedeflerinin olmayışıyla birlikte kendilerini tamamen rahata bırakıyorlar. Gelişmenin engellenmesinin söz konusu olamayacağı oldukça aşikardır fakat bu süreci yavaşlatarak çocuk ve gençlere zaman tanıyıp ken-dilerini tanımaları ve bu bağlamda hedefler oluşturmalarına zaman tanınabilir.

Bu fikir birçok insan tarafından olumsuz karşılanacaktır. Fakat etkileri ve yararla-rını ortaya çıkararak bu fikrin üzerinde daha fazla durulması sağlanabilir.

SONUÇGelecek Dünya üzerinde kalıcı etkiler bırakacaktır. Bu etkiler eğitimde farklı-

lık ve değişime duyulan ihtiyacı artıracaktır. Bu süreçte öğrenci için büyük önemi olan öğretmen ve ailelere önemli bir rol düşecektir. Gelecekte yaşanabilecek farklı senaryolara göre aile ve öğretmenlerin üzerine yeni yeni görevler düşecektir. Ve öğ-rencinin, gelecek nesillerin, iyiliği için hassas bir sürece girilmesi gerekecektir. Bu noktada pek çok farklı görev ve sorumluluktan bahsedilebilir fakat her zaman için en önemlisi öğrencinin ihtiyaç duyduğu ilginin en iyi şekilde verilmesi ve hayatında ona en iyi şekilde rehberlik edilmesi için devamlı bir çaba içinde olunmasıdır.

Page 228: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

227

Kandilli Kız Anadolu Lisesi

KAYNAKLARErdem, H. Haluk, “Edgar Morin’de İnsanlık Durumu ve Geleceğin Eğitimi Düşüncesi”, Felse-fe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 13, 2012, s. 75-88.Orhan, Ömer, “Geleceğin Öğretmenleri ve Öğretmenlerin Geleceği”, Türkiye Özel Okullar Birliği Dergisi, Ocak 2015, https://www.egitimajansi.com/omer-orhan/gelecegin-ogretmenle-ri-ve-ogretmenlerin-gelecegi-kose-yazisi-414y.htmlTunç, Mustafa, “Öğretmenlerin Geleceği ve Geleceğin Öğretmenleri”, 2019https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/ogretmenlerin-gelecegi-ve-gelecegin-ogretmenle-ri/455621 (2020)http://72cagatay61.blogcu.com/antik-cagda-egitim-ogretime-genel-bakis/5333964 (2020)https://www.mentalup.net/blog/egitimin-ve-egitimde-ailenin-onemi (2020)https://webdunya.com/teknolojinin-egitime-etkileri-nelerdir/ (2020)

Page 229: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 230: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

TENZILE ERDOĞAN KIZ ANADOLU

IMAM HATIP LISESI

Page 231: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 232: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

231

EĞITIMDE GIRIŞIMCILIK

Ayça Sena GÜNAY Sümeyra YALÇINZeynep Sena ERKÖK

ÖzetMakalede girişimciliğin ve eğitimin tanımları açıklanırken dünya ve insanlık tarihin-de aslında var olan girişimciliğin belli bir isim altında toplanarak ortaya çıkışından da bahsedildi. Girişimciliğin tarihçesi, sanayi devrimi ile birlikte ele alındı. Dönemin koşullarıyla aralarındaki etkileşimi, insanların neden girişimciliğe ihtiyaç duyduk-ları açıklandı. Girişimciliğin insan iletişimine etkileri ve ülkenin geleceğini belir-lediği belirtildi. Ardından girişimci bireylerin gerek sahip olduğu özellikler gerekse bulunduğu durumlardan nasıl etkilendiği hakkında bir bilgilendirme yapıldı. Eğiti-min amaçlarından bahsedilip, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladıkları maddeler-le örneklendi. Türkiye’de girişimciliğin eğitim üzerindeki etkilerinin ve hedeflerinin açıklandığı kısımlarda yapılan projelerin amaçlarının ifade edilmesinin ardından spesifik olarak bazıları incelendi. Girişimciliğin öğrenciye kazandırması gereken be-ceriler maddelendi ve her biri açıklandı. Son olarak inovasyon ile etkileşimde olan girişimcilik olgusunun kişinin hayatındaki etkilerinden ve sonuçlarından bahsedildi.

Anahtar Kelimeler: girişimcilik, inovasyon

GIRIŞ

Eğitim:1. Belli bir konuda, bir bilgi ve bilim dalında yetiştirme ve geliştirme, eğitme işi.2. Yeni kuşakların toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri

ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme, terbiye.Sözlük anlamında da belirtildiği üzere, eğitim, hayatta başarılı olabilmek için ki-

şide bulunması zarûri olan bilgi ve becerileri edinme eylemidir. Girişimcilik ise, kâr amacıyla riski üstüne alan ve iş kuran kişinin yaptığı atılımdır. Girişimci, sürekli ola-rak tatmin edilmemiş insan ihtiyaçlarını gözleyip, yeni talepler oluşturan, talepteki değişimleri zamanında fark ederek gerekli uyumu sağlayan, teknolojik gelişmeleri de dikkate alarak kaynakları toplayıp yatırımları gerçekleştiren, rekabetten kaçmayan, riski seven, sorumluluk üstlenmekten zevk duyan kişidir.

Page 233: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

232

1. GIRIŞIMCILIĞIN TARIHÇESIİnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan girişimcilik olgusu toplumların

gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Mevzubahis gelişmeler modern üretim ve yönetim tekniklerine ulaşana kadar çeşitli evrelerden geçmişlerdir. Bunun yanı sıra gelişen teknolojik imkanlara göre girişimcilik kavramında da yenilikler gözlemlen-miştir. Girişimcilik bir ülkenin iktisadi yapısının ruhu derecesindedir. Özele indirgen-diğinde her ferdin kendi ihtiyacını kendi karşılayabileceği bir dönemde girişimciliğe ihtiyaç yoktur. Girişimciliğin ortaya çıkması için ihtiyaçların çeşitlenmesi ve artması, işgücünün uzmanlaşması gerekir. Ayrıca girişimcilikte kastedilen kazanç fırsatlarının görebilme yeteneğidir.

Tarihsel süreçte girişimciliğin biçimlenmesinde sanayi devrimi etkili rol oyna-mıştır. Sanayi devriminden bu yana girişimciliğin iktisadi hayatın bir parçası olduğu fark edilmiştir. O dönemlerde ortaya çıkan girişimcilik faktörü sanayi devrimiyle bir-likte büyük gelişmelere öncülük eden ekonomik sürecin en temel yapıcısı, yapılandı-rıcısı bir bakımdan yapı taşı denilebilecek niteliktedir. Her ne kadar söz konusu 18. yüzyılda teorik olarak ortaya çıksa da girişimciliğe dair olgulara tarihin her safha-sında rastlamak mümkündür. Fakat girişimciliğin tarihsel gelişiminin aşamalı olarak alınmasının temel amacı tarihi anekdotlar sunmak değil de girişimciliğin gerek ülke ekonomisini gerek ülke eğitim seviyesini veyahut insani etkileşimleri nasıl etkileye-rek ülkenin geleceğini belirlediğini ortaya koymaktır.

Döneminin siyasi durumunun sanayi devrimi, savaşlar veya ekonomik krizler gibi unsurlar tarafından derinden etkilenmesiyle de mecburi toplumsal girişimlerin ortaya çıktığı görülmüştür.

Ayrıca girişimcilik sadece ticari bir anlam taşımaz. Sosyal girişimcilik, akademik girişimcilik, sanatsal girişimcilik, stratejik girişimcilik, iç girişimcilik gibi türleri var-dır. Girişimciliği ticari alana sıkıştırmak haksızlıktır. Eğitim kurumlarında özellikle ilköğretim ve ilköğretim öncesi dönemde çocuklara girişimcilik ruhu kazandırılma-lıdır. Bu dönemdeki öğrencilere yönelik, ticari girişimcilikten ziyade kendini ifade edebilme, bazı fırsatları görebilme, kaynakları bir araya getirebilme, proje geliştirme ve uygulama, okulunda yenilikler veya inovasyon yapabilme, çeşitli organizasyon-lar düzenleyebilme kazanımları üzerinde durulmalıdır, işe yarar bireyler yetiştirmek amaçlanmalıdır.

20. yüzyıla bakıldığında ise tam olarak anlamının netleşmesi, girişimciliğin toplu-mun her alanında, her yaşta insana hitap etmesi kaçınılmaz bir gerçek haline gelmiş-tir. Artık okullarda da eğitimi verilmesi planlanan girişimcilik eğitimleri gelecek için önemli bir role sahip olmakla beraber birçok kişisel gelişim ve toplumsal etkileşimin bir parçası olmuştur.

Page 234: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

233

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

2. BAŞARILI GIRIŞIMCILERIN ÖZELLIKLERIBaşarılı girişimcilerin paylaştıkları ortak karakteristik özellikler azim, tutku, be-

lirsizliklere karşı hoşgörülü olma, vizyon sahibi olma, kendine inanma ve güvenme, esneklik, yeni kurallar yaratma şeklinde yedi başlıkta toplamak mümkündür. Giri-şimcilikte ileri gelen özelliklerin başında yer alan azim, aslında bir girişimcinin giri-şimci olup olmayacağını belirleyen faktördür. Kendine inancı ve güveni olamayan, çabuk sonuç bekleyen bireyler girişimci olma yolunda problem yaşarlar. Buna karşı-lık MEB gerekli gelişimi sağlamak açısından adımlar atmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmiyetteki amaçları arasında şu madde geçmektedir: “İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini-mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olma-larını sağlamak.”

Bu özellikleri sağlayabilecek bir kapasitede öğrenci olmanın yolu girişimcilikten geçer. İyi bir girişimci olabilmek, iyi bir eğitimle mümkündür. Fakat üzücüdür ki eğitim veren birçok kurum modern eğitimin temeli olması gereken o ana konuyu atlıyor: Girişimcilik. Burada girişimcilikten kasıt bir şirket kurmak değil, daha büyük bir perspektifte yaratıcı ve üretken düşünebilme yeteneğidir.

3. EĞITIMIN AMACIİyi bir eğitimin temelinde; nitelikli, milliyetçi, beden, ruh, ahlak, zihin bakımın-

dan dengeli ve sağlıklı bireyler yetiştirme amacı vardır. Bu amaç doğrultusunda ha-reket eden kurumlar, hedefledikleri mutlak başarıya ulaşmaktadır. Örneğin; Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, bilimsel, edebi aynı zamanda girişimcilik alanında başarılar elde etmiştir. Girişimcilik faaliyetlerini geniş tutan bu lise, bilimsel bir robot takımı olan Techtolia’ yı oluşturmuştur.

Milli bir başarı simgesi olan Techtolia, robotik kodlama alanında dereceler yap-mıştır. Bu takımın okula ve öğrencilerine eğitimde girişimci birer birey olmaları yo-lunda katkıları oldukça fazladır. Öğrenciler en etkili öğrenme yöntemi olan “uygu-lamalı öğrenme” tekniği ile akılda kalıcı bir metot uygulamaktadırlar. Aynı zamanda ekiple beraber ve öğrenci odaklı bir çalışma olması dolayısıyla, takımın öğrencilere katkısı artmaktadır. Burada okulun amacı şudur: Öğrenciler motor becerileriyle be-raber kritik düşünme yetisini, etkili iletişim kurabilmeyi ve beraber verimli çalışabil-meyi öğrenmeliler ki kendi kariyerlerini inşa ederken karşılaştıkları zorluklar karşı-sında daha güçlü durabilsinler.

Milli Eğitim Bakanlığına ait olan Ortaöğretim Girişimcilik Dersi Öğretim Progra-

Page 235: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

234

mında oluşturulan programın amacının “elde edilen kazanımları işleyebilen bireyler yetiştirmektir.” olduğu belirtiliyor. Ülkemizde girişimcilik eğitiminin amacı ortaöğ-retim öğrencilerine yeni birer perspektif kazandırıp okulu doğrudan kendi yararları-na kullanarak yaratıcı modeller geliştirip girişimciliği benimsemelerini sağlamaktır. Kısaca düzenlenen program doğrudan öğrencilere girişimciliği benimsetmeyi amaç-lamaktadır.

Bu programa göre öğrencilerin;

• Yapılandırmacı öğrenme, öğrenenin kendi yetenekleri, güdüleri, inançları, tutu-mu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme sürecidir. Birey öğrenme sürecinde seçici, yapıcı ve etkindir.

• Öğrenme bireyin kontrolündedir.

• Birey, zihinsel özerkliğini kullanarak öğrenme sürecinde etkili rol almak için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrenenlerle ve öğretmenle iletişim kurar, fi-kirleri tartışır. Öğrenen, öğrenme ortamlarındaki öğretici sorularıyla diğer bireylerin gelişimine de katkıda bulunur.

• Mücadeleci, meraklı, girişimci ve sabırlı olmak, yapılandırmacı öğrenmede bu-lunması gereken kişisel özelliklerdir. Öğrenciler bilgiyi araştırıp keşfederek, yara-tarak, yorumlayarak ve çevre ile etkileşim kurarak yapılandırır. Böylece, içerik ve süreci aynı zamanda öğrenirler.

Yapılandırıcı öğrenme ortamlarında sorumluluğunu yerine getiren bireylerin gi-rişimci olma, kendini ifade etme, iletişim kurma, eleştirel gözle bakma, plân yapma, öğrendiklerini yaşamda kullanma gibi özelliklere sahip olması beklenir.

4. EĞITIMDE GIRIŞIMCILIĞIN ÖĞRENCIYE KAZANDIRMASI AMAÇLANAN BECERILERGirişimcilik eğitimi alan öğrencilere kazandırılması amaçlanan temel beceriler,

onları doğrudan iş hayatına, nitelikli bireyler olmaya ve ülkenin geleceğine ışık tut-maya hazırlar.

Bu temel beceriler MEB Ortaöğretim Girişimcilik Dersi Öğretim Programı’nda şu şekilde maddelenmiştir:

1. Eleştirel Düşünme

2. Yaratıcı Düşünme

3. İletişim

4. Araştırma-Sorgulama

5. Problem Çözme

Page 236: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

235

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

6. Bilgi Teknolojilerini Kullanma

7. Girişimcilik

8. Türkçeyi Doğru, Etkili ve Güzel Kullanma

9. Hesap Yapma

10. Planlama

11. Sunuş

12. İlişki Ağı (Network)

13. Analitik Düşünme

14. Karar Verme

15. Organizasyon

16. Farkında Olma

Eleştirel düşünme: Kuşku temelli sorgulayıcı bir yaklaşımla konulara bakma, yo-rum yapma ve karar verme becerisidir. Sebep sonuç ilişkilerini bulma, ayrıntılarda benzerlik ve farklılıkları yakalama, çeşitli ölçütleri kullanarak sıralama yapma, veri-len bilgilerin kabul edilebilirliğini, geçerliliğini belirleme, analiz etme, değerlendir-me, anlamlandırma, çıkarımda bulunma vb. alt becerileri içerir.

İlişki ağı (Network): Geniş bir ilişkiler yelpazesi geliştirebilme ve bu ilişkileri işletmenin yararına kullanabilme, hareketli olma ve yeni insanlarla tanışma vb. alt becerileri içerir.

Analitik düşünme: Olayların analiz edilerek anlaşılmasını sağlayan bir yoldur. Uygun çözüm için bir araçtır. Analitik düşünceyi ifade etmek için matematiğin işlev-lerini düşünebiliriz. Nasıl ki biz sayıları toplayıp, çıkarıp bölüp değerler yaratıyorsak sorunları da sayılar gibi parçalara ayırıp, basit çözümler üretip parçaları birleştiririz. Bu da girişimcilikte önemli bir faktördür.

Karar verme: Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargıdır. Ka-rar verme, seçenekler arasından birini tercih etmektir. Problemleri oluruna bırakmak değil kontrolü elinize almak demektir. İyi bir girişimci için karar verebilme ve karar-larına sahip çıkma önemli bir özelliktir.

Organizasyon: Girişimci, organizasyonun tamamının yöneticisidir ve yalnızca belirli bölümleri öne çıkarmaz. Zira kendi girişimi için öngördüklerini, ancak bir organizasyon sayesinde gerçekleştireceğinin bilincindedir. “Girişimci dünyayı değiş-tiren insandır.” denilebilir.

Ancak girişimci dünyayı tek başına değiştiremeyeceğinin bilincinde olan kimse-dir. Bu özelliği yani hedefine ulaşabilmek için doğru insanları bir araya getiremeyen ve çalıştıramayan kimsenin girişimciliği tamamlanmamıştır.

Page 237: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

236

Farkında olma: Kişinin kendi iç dünyasını tanıması, tercihlerini yapabilmesi, sa-hip olduğu kaynakların ve gücün farkında olmasıdır. Kişinin kendi duygularını ve bunların doğurduğu sonuçları fark etmesi, bunları dile getirmesidir. Girişimcilerin yeni fikirlere, yeni teknolojilere ve yeni kültürlere açık olmasını ve bunlara göre değişmesi ve uyum göstermesi gereğini de ortaya koymaktadır.

Bu özelliklere sahip olan bireylerin iş hayatlarındaki başarılarının yüksek olması öngörülmektedir. İnovatif zekâ ve krizlerle baş etme yeteneği gelişmiş bireyler ola-rak ülkenin ekonomik döngüsüne katkıları büyük olacaktır. Eğitimi geliştirmek, çağa uygun bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır; dolayısıyla eğitilen bireyler girişimci ve inovatif zekâya sahip bireyler olacaklardır.

Bu hassasiyete bağlı olarak yapılması gereken şey eğitim modelini sil baştan yenilemek değil geliştirmektir. Uygun eğitim modeli girişimci bireyler yetiştirmeyi amaçlar. Tam da bu sebeple, girişimci dünyayı değiştirir diyerek, gençleri organi-zasyon becerilerini geliştirmeye yönelik bir eğitime tâbi tutmak eğitim sisteminde yapılan bir inovasyondur.

SONUÇAraştırmalarımızdan hareketle diyebiliriz ki kaliteli bir eğitim sürecinden geçe-

bilen kalifiye bireyler olabilmenin koşulu, girişimcilikten geçer. İyi bir girişimci ola-bilmek, iyi bir eğitimle mümkündür. Ancak bireyler şunun da farkında olmalıdırlar ki tek başına girişimci olmak, hiçbir şey için yeterli değildir. Girişimciliğin, organizas-yon ile desteklenmesi gereklidir. İnovatif zekâ ve krizlerle baş etme yeteneği gelişmiş bireyler ülkemizin ve dünyanın kurtuluşu olacaktır.

Page 238: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

237

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLAR

Duruhan, Kemal, “Türkiye’de Okulda Geleneksel Anlayış ve Yöntemlerle İnsan Yetiştirmenin Olumsuz Etkileri”, XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004, İnönü Üniver-sitesi Eğitim Fakültesi, Malatya.

Sönmez, Asuman ve Andaç Toksoy, “Türkiye’de Girişimcilik ve Türk Girişimci Profili Üzeri-ne Bir Analiz”, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 21/2, 2014, s. 41-58.

https://www.nedir.com/e%C4%9Fitim

https://medium.com/t%C3%BCrkiye/e%C4%9Fitimgiri%C5%9Fimcili%C4%-9Fi-ne-dir-9f4f9a71b5a6

https://webrazzi.com/2015/12/10/egitim-sistemimiz-neden-girisimci-yetistiremiyor/

http://www.yeniisfikirleri.net/okullarda-neden-girisimcilik-egitimi-verilmeli/

http://www.libertedownload.com/Piyasa/08/09-orhan-cakmak-girisimciligin-tarihsel-gelisimi.pdf

https://girisimcikafasi.com/girisimcilik-nedir-girisimci-kime-denir/

https://tedmem.org/yayin/egitimde-inovasyon

http://www.libertedownload.com/Piyasa/

http://mufredat.meb.gov.tr/Dosyalar/2019930143830793G%C4%B0R%C4%B0%C5%9E%-C4%B0MC%C4%B0L%C4%B0K%20DERS%C4%B0%20%C3%96%C4%9ERT.%20 PROGR.pdf

http://bayrakci92.blogcu.com/girisimciligin-tarihcesi/9770116

Page 239: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 240: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

239

GELECEKTE EĞITIM TEKNOLOJILERI

Nursena BAKIR Hayrun Nisa BALKANAsiye Ayşe DELİCE

ÖzetBu makalede eğitim; toplumların bilgi, beceri ve anlayış geliştirerek medeni seviye-lerini artıracak olan önemli bir unsurdur. Tarih boyunca eğitim sürekli yenilenmiş ve dinamikliğini koruyarak hayatın her alanında insanın karşısına çıkıp bir ihtiyaç ha-line gelmiştir. Teknoloji ise eğitimin kolaylaştırılması ve sunulan materyallere çeşit-lilik katmasıyla günümüzde ve gelecekte eğitim için vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Gelecekteki eğitimin teknoloji temelli bir eğitim olacağı planlanmaktadır. İnsanların hayatını kolaylaştıran teknoloji, eğitimde öğrencilerin hızlı kavramasını sağlayarak eğitimde verimliliği artıran bir unsur olarak görülmektedir. Yapay zekâ teknolojisi eğitime katkı sağlayan bir materyaldir. Öğrencilerin analizlerini rahatça yapıp on-lar için uygun eğitim koşullarını hazırlayan yapay zekâ gelecek eğitimi için oldukça verimli bir teknolojidir. Gelecekte eğitimin bir diğer önemli noktası olan bireyselleş-meye yardımcı olan ve öğrencilerin belirli ihtiyaçlarına farklı yönden cevap veren özelleştirilmiş sıralar ise eğitime destek sağlayan bir gelecek eğitim teknolojisidir. Aynı zamanda öğrencilere okulun ardında bir dünya sunan sanal gerçeklik ile imkan-ları artmış bir eğitim formu ise öğrencilerin bilgi kalıcılığını artıran ve aynı zamanda öğrencilerin öğrenmelerine pozitif destek sağlayan bir eğitim teknolojisidir.

Anahtar Kelimeler: gelecek, eğitim, teknoloji, yapay zekâ

GIRIŞEğitim, yeni kuşakların toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi,

beceri ve anlayışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmektedir. Teknoloji ise sanayi alanında gücü ve bilgiyi biriktirme, denetleme, işleme, iletme gibi amaçlarla oluşturulan makinelerin, araç gereçlerin, aygıtların, yöntemlerin vb. tümünü kapsayan uygulama bilgisidir. Eğitim teknolojisi öğretme/öğrenme biliminin sınıf ortamı aracılığıyla gerçek dünya şartlarına uygulanmasıyla elde edilen bilgiler bütünüdür. Bu süreç içerisinde geliştirilen her türlü yöntem ve araç da bu uygula-maya yardım etmek amacını taşır) (Dieuzeide, 1971: 1). Eğitim teknolojisi, öğretim

Page 241: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

240

ilkelerinin uygulanabilmesi için oluşturulmuş bütün metodolojiler ve tekniklerdir.

Eğitim, yaşamla bağlantı kurmanın en önemli yoludur. Eski zamanlarda olduğu gibi eğitim meslek sahibi olmak amaçlı değil yemek içmek gibi doğal olan bir ihtiyaç haline gelerek hayatın her anında kişinin gelişimine yardımcı olmuştur. Eğitimin çağ-daş anlamı, öğrencilerin belli amaçlara göre davranış şekillenmesidir ki 1950’lerde getirdiği yaklaşımla program geliştirme alanında önemli katkıları olan Tyler, eğitimi “bireylerin davranış biçimlerini değiştirme süreci” olarak tanımlamıştır ve bugüne değin bu tanım kabul görmüştür. Bu tanım eğitimin sadece bir kuruma bağlı olma-yacağını genel hayat ilkesinde eğitimin bir değişim ve odaklanma süreci olduğunu düşündürmüştür.

Toplumun refahının yükselmesi için eğitim; medeniyetlerin gelişmesinin ve ken-dini yenilemesinin en önemli şartıdır. Aynı zamanda yanlış verilen eğitim bireyleri aynı düzene ve kalıba koyarak toplumun tek tipleşmesine ve gerilemesine sebep olur. Doğru verilen eğitimi ise daha verimli hale getirebilmek amacıyla farklı yöntemlere başvurulabilir. Bu yöntemlerden biri de teknolojidir.

Teknoloji her alanda olduğu gibi gün geçtikçe eğitimin de temel materyallerinden birisi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle kurulan komplo teorileri insanlara eğitimde teknolojinin yararlı mı yoksa zararlı mı olduğu hususun-da düşünmeye itmektedir. Kimileri tarafından teknolojinin öğretmenin yerini alması; öğrencileri duygu, ilgi ve gerçeklik yönünden kısıtlayıp daha sahte ve iletişimsiz bir eğitime yol açarak eğitime olumsuz katkı yapacağı yönündeki düşünceleri savunur-ken, kimileri ise analiz yeteneği gelişmiş robotların eğitimde olumlu bir değişime yol açacağı düşünmektedir. Fakat bugünün eğitim devlerinden Singapur’un ilk eğitim politikası olan az öğret çok öğren (teach less, learn more) metoduyla öğrencilerin ça-balamasını sağlayarak bilgilerin akılda kalıcılığını arttırarak daha verimli bir eğitim düzeni oluşturduğunu iddia etmektedir. Bu tez ise eğitimde bilgiye ulaşma kolaylığı sağlayan ve öğrenimi pratik hale getirmeyi amaçlayan “eğitimde teknolojiyi aktif kullanma” fikri ile uyuşmamaktadır. Ayrıca teknolojiyle verilen eğitim doğallıktan uzak olması sebebiyle ünlü Google kurucu yöneticilerinden olan Alan Eagle şu söz-lerle fikirlerini ifade etmektedir “Çocuğuma App uygulamasını ya da İpad’in okuma yazma ve matematiği öğretecek olması fikri çok komik”. Bu sözleri destekler nite-likte günümüzde Silikon Vadisi yöneticileri olarak adlandırılan zümrenin çocukları Waldorf adıyla adlandırılan tamamen teknolojiden uzak bir eğitim sistemiyle öğre-nim görmektedir. Waldorf eğitim sisteminde öğrenim gören öğrencilerin daha sos-yal ve motor becerileri gelişmiş, düşünmeye ve büyük resme bakmaya daha yatkın çocuklar haline getirilmesi amaçlanmaktadır. Ancak teknolojinin eğitime materyal desteği sağlayarak öğrencilerin kavrama becerilerini artırmak, eğitim ve öğretimi eğ-

Page 242: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

241

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

lenceli hale getirmek amacıyla tek bedene herkesi uydurma (one size fits all) metodu-nu yıkarak bireysel eğitime yönelip farklılıkları kabul ederek eğitimde ulaşılabilirliği arttırmaktadır. Öyleyse kabul görülmüş bir gerçek olan eğitimde teknoloji faydalı ve zararlı yönleriyle önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde daha da gelişerek her alanda olduğu gibi eğitimde de temel materyal haline gelmektedir.

Eğitimi dönem bakımından üçe ayrılmaktadır. Birincisi kadim toplumlarda haya-tın içinde olan uygulamalı eğitim, ikincisi günümüzde de yaşayan insanların aşina ol-duğu teorik ve bilgiye dayalı eğitim, üçüncüsü ise son zamanlarda hedeflenen teorik ve uygulamalı öğretiminin bir araya getirildiği ve teknoloji bazlı eğitimdir.

Eğitim teknolojileri süregelen zamanda yadsınamayacak bir şekilde gelişmek-tedir. Bu gelişime öğretmenler ve öğrenciler ayak uydurmak zorundadırlar. Bu du-rumda özellikle öğretmenlerin üzerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Her daim güncel kalmaları ve bu ilkeyi benimseyen hem bilgisayar okuryazarlığı hem de yeni-lenen teknolojide kabul edilebilir bir seviyeye gelmeleri gerekmektedir. Günümüzde FATİH projesi kapsamında eğitime yardımcı bir materyal olan akıllı tahtaların kul-lanımında öğretmenlerin bilgilendirilmesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Öğ-renciler ise teknolojiyle eğitime adapte olabilmek için kendilerini STEM (Science Technology Engineering Mathematic) ve interaktif eğitim alanında geliştirmişlerdir. Teknoloji temelli eğitimi daha net algılayabilip kendilerine olumlu dönütler sağlaya-bilen bir malzeme haline getirebilmek için ise öğretmen ve öğrenci uyumunun yanı sıra yeni materyalleri iyi kavrayabilmeleri gerekmektedir.

1. EĞITIMDE TEKNOLOJININ KATKI ALANLARI

1.1. Yapay ZekâYapay zekâ tamamıyla yapay araçların oluşturduğu, insana özgü davranış biçim-

leri sergilemesi beklenen ve insan zekâsı ile yapılması gereken eylemlerin geliştiril-miş makine teknolojisi ile yapılması amaçlanan bir teknoloji türüdür. Bu bölümde yapay zekânın eğitime olan katkıları ele alınarak örneklerle açıklanmaktadır.

Yapay zekâ ilkel bağlamda Antik Mısır’a kadar dayanan bir fikir olsa da modern anlamda yapay zekâ fikri ilk olarak 1950’li yıllarda doğmuştur. İngiltere’de Dart-mouth College’da düzenlenen konferansta (yapay zekâ) terimi ilk kez kullanılarak bu teknolojiye terimsel bir giriş yapılmıştır. Bir sonraki aşamada ise yapay sinir ağları-nın keşfinin yapılmasıyla yapay zekânın hayata geçirilmesinin olağandışı bir durum olmadığı kanıtlanmıştır. 1997 yılında ise yapay zekâ alanında bir devrim gerçekle-şerek IBM tarafından geliştirilen Deep Blue adlı, belkide yapay zekânın gelişiminin en önemli başlangıç hadisesi olan, satranç oynayabilen bir bilgisayar geliştirilmiş ve

Page 243: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

242

dünyanın en iyi satranç oyuncusu olan Garry Kasparov’u yenerek (Superhuman) adı verilen seviyeye ulaşmıştır. Tamamen reaktif yani basit algoritmalar üzerine davra-nan bu yapay zekâ türü günümüzde mevcut olan ve gelecekte olacak yapay zekâların temelini oluşturmuştur.

Yapay zekâ yani bir diğer deyişle akıllı makinalar temelinde her teknolojik alet gibi insan hayatını kolaylaştırmak için var olmuş ve var olmaya devam etmekte-dir. Temelinde belirli bir algoritmayla çalışan yapay zekâlar eğitimde birçok alanda kullanılabilecek işleve sahiptir. İçinde bulunduğu dünyayı algılayabilen sınıflandı-rabilen, birçok veriyi en kısa sürede toparlayıp düzenli hale getirebilen, bir konuyu birden fazla açıdan değerlendirip sanal matematik uzayında işleyerek bir durumun değerlendirilme aşamasında kolaylık ve zenginlik sağlayan yapay zekâlar öğrenmeyi desteklemektedir. Derin bir şekilde öğrenebilen yapay zekâlar beraberinde insanlığa zaman kazandıran bir alet olarak yansımaktadır. Yapay zekâların en önemli gelişimi ise yakın gelecekte beklenmektedir. İnsan davranışlarını algılayan, sosyalleşebilen temelinde insan gibi davranıp belki de insanın yapabileceği çoğu durumu gerçek-leştirebilen bu tür yapay zekâların başta eğitim olmak üzere birçok alanda kendini göstereceği öngörülmektedir.

Yapay zekânın eğitime katkı sağladığı alanlardan birincisi veri toplama yeteneği sayesinde öğrencileri en doğru şekilde yönlendirerek ihtiyaçlarına hızlıca cevap ve-rebilmesidir. Öğrencilerin sınavlarını tek tek düzenleyip konuların öğrenilme derece-lerinin analizi ile eğitimde verimliliği ve doğru öğrenmeyi sağlayabilecek olan yapay zekâlar öğrencilerin ihtiyacı olan bilgileri daha hızlı ve doğru biçimde algılayabilirler. Tıpkı New York’un Mount hastanesinde Deep Patient adı verilen bilgisayarın kendi kendine veri analizi yapıp hastaların hastalıklarını ve ihtiyaçlarını en doğru ve hızlı şekilde tespit etmesi gibi eğitimde de belirli bir datada bilgilerin toplanmasıyla aynı zamanda öğrencilerin yetenekleri olan konuyla alakalı bir tespit ile kişisel ve eğitsel bir müfredat oluşturularak öğrencinin verimi ve başarısının artması sağlanabilir.

Analizleri ve öğrencileri tanıma işlevleri aynı zamanda yüksek performans özellik-lerinden dolayı yapay zekâlar öğretmen olarak da kullanılabilir. MIT üniversitesinin yaptığı çalışmada TEGA adındaki robotla 3-5 yaş arası öğrenciler 8 hafta boyunca İspanyolca eğitime tabii tutulmaktadır. Başlangıçta öğrencileri taklit eden TEGA son-raları öğrencilerin kişiliklerine uygun davranarak onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde sentezlemeyi amaçlamaktadır. Öğrenci gibi davranan TEGA eğitim sonucunda olduk-ça sevilmekte ve başarılı sonuçlar elde etmektedir. Teknolojik eğitimde dikkat dağınık-lığı gibi olumsuz beklenen sonuçlar vermeyen bu eğitim biçimi aksine öğrenciler gibi davranan ve onları anladığını fark ettiren bir robotla daha verimli hale gelmektedir.

Yapay zekâ ile eğitim zihinsel engelli çocuklar içinde kullanılabilecek bir tekno-

Page 244: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

243

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

lojidir. Öğrencilerin ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde cevap verip onları en iyi şekilde gözlemleyebileceğinden dolayı öğrenmelerini hızlandırabilecek bir teknoloji olan yapay zekâ Massachusetts de otizmli öğrencilerin bulunduğu bir okulda kullanılmak-tadır. Dersleri takip etmelerini sağlayan yapay zekâ destekli cihazlar Boston merkezli Startup şirketi Brain Power’ın geliştirdiği sistemle özellikle öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin öğrenme sürecini hızlandırmaktadır. Aynı zamanda yapay zekâ destekli akıllı ders kitapları, öğrenme hızına uygun içeriğiyle ile eğitime büyük bir katkı sağ-lamaktadır.

1.2. Bireysel / Özelleştirilmiş SıralarGünümüzde eğitim ile ilgili en derin açık toplu öğrenimle beraber her öğrencinin

aynı kefede değerlendirilmesidir. Tamamen bireysel ve okulsuz eğitimi destekleme-yen aileler bu duruma alternatif çözümler aramaktadır. Öğrencilerin güncel ihtiyaç-larına çözüm üretip, sorunlarına hızlıca cevap vermeyi amaçlayan bireysel/özelleş-tirilmiş sıraların en büyük amacı öğrencilerin kendine özel ders anlama tekniklerini algılayıp kişiye özel veriler ve yöntemler sunarak dersi daha iyi kavratmaktır.

Bu şekilde öğrenim kalitesinin artışıyla öğrencinin performansında doğru orantılı olarak bir başarı artışı görülecektir. Örneğin duyma yetisinde problemler yaşayan öğ-renci ayarlanan teknolojilerle kendi sırasında ona kulaklık aracılığıyla sağlanan yük-sek ses ile daha iyi bir öğrenim görebilir veya görme bozukluğu yaşayan bir öğrenci çaba sarf etmeden ona sağlanan zoom ekran teknolojisiyle derste daha aktif bir rol oynayabilir. Ya da birey görsel etkileşimle öğrenerek daha başarılı oluyorsa öğrenci-ye konu ile bağlantılı görseller göstererek öğrenme temposu arttırabilir. Öğrenci ek bilgiler ve ayrıntıdan hoşlanıyor, konuya bütünüyle hakim olmak bireye daha iyi bir performans sağlıyor ise özelleştirilmiş sıralar ona oldukça yardımcı olabilir.

Özelleştirilmiş/bireyselleştirilmiş sıralar adapte olunması zor bir teknolojidir. Öğ-renciler bu alanda pratikleşerek derste karşılarına çıkacak olan güncel olay, durum ve bilgilere çabuk adapte olabilmeli ve bu durum derste dikkat dağıtıcı bir hal almama-lıdır. Bunun için öğretmenler öğrencilerini çok iyi tanıyabilmeli ve gerçekten sıralar öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik ayarlanarak kişilerin düzeyine uygun olmalıdır.

Sonuç olarak dersi kavratarak toplu ortamı bireysel bir öğrenim alanına çevirmeyi amaçlayan bireysel/özelleştirilmiş sıralar öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarına okul des-teğiyle cevap vermeyi amaçlayan bir gelecekte eğitim teknolojisidir.

1.3. Sanal GerçeklikSanal dünyalar yaratılarak öğrencilerin eğitimden görsel olarak yararlanması,

yaşanılan tarihi olaylara orada bulunuyormuş gibi şahit olabilmesi, dünya üzerinde

Page 245: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

244

olan-olmayan yerleri seyahat edebilme şansını ortaya koyar. Ek olarak sadece görsel değil ses kaynağıyla birlikte kalıcı bir bilgi kaynağı olmaktadır. Yani sanal gerçeklik temelde yapay gerçekliktir.

İlk sanal gerçeklik örneği 1977 yılında Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuv-vetleri’ndeki bilim adamı Thomas A. Furness’in yüksek hızla seyahat eden savaş pilotları için bir uçağı uçurmakta gerekli olan tüm ipuçlarını sağlayarak ürettiği duyu merkezi düzenlemesidir. Böylelikle fazla bilgi yükünü taşıyan pilotlar karmaşık ve kompleks bir ortamda görev yaparken özel geliştirilmiş ekran onların işlerini kolay-laştırarak önceden belirlenen hedefler ile tam olarak sıfır hataya ulaşmalarını sağla-maktadır.

Öğrenciler için görsellik ve işitselliğin bir arada bulunması bilgi kalıcılığı ve anla-şılırlığı açısından önemli bir yer tutar. Buna binaen bu teknolojik materyalin eğitimde kullanılması eğitim yöntemlerinde farklı bakış açılarına kapı aralamaktadır.

Sanal gerçekliğin eğitimi kolaylaştırması adına gerekli olan bir takım özelliğe ihtiyacı vardır. Bu özellikleri beş ayrı başlık altında toparlanabilmektedir.

1.3.1. EtkileşimSanal gerçeklikte 3 boyutlu görüntü sayesinde öğrencilerin gördüğü objeler etki-

leşim içerisindedir. Bu da bu objelerin özelliklerini farklı açılardan farklı açılardan gözlemleme ve inceleme avantajını sağlar. Öğrenci bulunduğu ortamı veya nesneyi en iyi biçimde algılayıp öğrenebilir. Gözlemleme fırsatı sunan ve öğrenilenin gerçek ile bağlantılı olmasını sağlayan bu özellik eğitim için verimli bir unsurdur.

1.3.2. Öğrencinin ilgisinin ve dikkatinin tam olarak toplanılmasıAraştırmalara göre sanal gerçeklik ortamında öğrencilerden öğrenilmesine yöne-

lik beklenilen bütün konulara tamamen odaklanma olduğu gözlemlenmiştir. Dikkat çekici ve öğrenileni somut hale getiren sanal gerçeklik teknolojisi anlatılan konuyu öğrenciyle bütünleştirerek dikkatini çekmeyi sağlar. Yapılan çalışmalarda öğrencile-rin çoğunluğu sanal gerçeklik ortamını daha çok kullanmak istedikleri anlaşılmıştır.

1.3.3. HikayeleştirmeSanal gerçeklik ortamında konular öyküsel özellik taşır. Olayları ve durumları

öyküselleştirme ve gerçeğe uyarlama teknolojisiyle akılda kalıcılığı artırır. Örneğin tarih dersinde anlatılan bir savaşın sanal gerçeklik aleminde canlandırılarak öğren-ciye aktarılması bir çok duyunun aynı anda aktif hale gelmesinden dolayı düz kitap metninden daha etkili bir öğrenim yöntemidir.

Page 246: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

245

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

1.3.4. Deneyimsel oluşÖğrenciler nesnelerle iletişim kurup yaşadıkları deneyimleri kavrayarak yaşan-

tılarda kazanım elde ederler. Örneğin sanal gerçeklik teknolojisiyle yaşatılan dep-remde ya da yangında nasıl davranması gerektiğini uygulamalı bir biçimde öğrenen öğrenci gerçek hayatta doğal afetlere karşı daha tedbirli olur. Ya da kimya dersinde öğrenilen fakat içerdiği tehlikelerden dolayı gerçek dünyaya geçirilemeyen deneyle-rin sanal gerçeklik ortamında uygulanarak öğrencilere, deneyin tehlikelerini gözlem-leme fırsatı sunularak gerçek hayata çıkarım yapması sağlanabilir.

1.3.5. Duyuların önemiKonfüçyüs “Duyarım ve unuturum, görürüm ve hatırlarım, yaparım ve anlarım.”

Diyerek duyuların aktif olarak kullanılması sanal gerçeklik ortamında kişinin ortamla etkileşime geçmesinin önemini vurgular.

Bu özellikler gerçek hayatta var olan anlık olayların unutulmama konusunda büyük etki oynarken sanal gerçeklikte anlık olmadığı için ve süreklilik olgusu bu-lunduğu için unutulsa bile tekrarlanma özelliği tanır. Bu tarz bir kaynağın eğitimde kullanılması büyük kolaylık sağlayacağı için ülkemizde kapsamlı bir şekilde kulla-nılmasına ihtiyaç vardır. Şu zaman için eğitimde kullanılanlara verilebilecek olan en önemli teknolojik unsur birçok derste rahatlık kaynağı olan FATİH projesidir.

Sanal gerçeklik ileride farklı boyutlara geçilecek, farklı simülasyon biçimleriyle eğitimin merkezine yerleşebilecek bir teknolojidir. Birçok kimsenin işsiz kalması, okula yönelik önyargılar gibi birçok nedeni engelleyebilecek öneme sahiptir. İnsanla-rın yeteneklerini ortaya sunacak ve ona yönelik çalışmalarda öncülük edebilecek olan bu teknoloji geleceğin eğitimine daha kusursuz ve rahat bir zemin hazırlayacaktır. İş, eğitim hayatı gibi sosyal hayatta da insanların düştüğü boşlukları doldurmalarında yardımcı olacaktır. Birçok öğrenci, eğitimci ve veliler için özel verimli hayatlar su-nabilecektir.

1.4. Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE)Bilgisayar destekli eğitim tamamen bilgisayarı merkez edinmektense bilgisayarı

eğitimde kolaylık ve rahatlık kaynağı olacak bir materyaldir. Bilgisayarın eğitimde kullanım alanları ve şekilleri çok geniştir. Görsel ve işitsel yönden ev, okul, kütüpha-ne gibi her zaman her yerde kullanılabilmesi bilgisayarın eğitimin temel kaynakla-rından biri olarak bulunmasına neden olur. Geleneksel eğitimde (öğretmen merkezli eğitim) olduğu gibi öğrenci-öğretmen diyaloğuna girmeden öğrenci kendi başına anlamadığı konuları sahip olduğu bilgisayar kaynağından başa sarıp tekrarlayabil-mektedir.3 Ayriyeten bilgisayar destekli eğitimde kaynak bulamak kolay olduğu için

Page 247: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

246

bilgilere kolayca erişim de sağlanabilmektedir. Öğrencilerin bilgilere ulaşması gibi o bilgilerden veya dış bilgilerin de dahil olduğu dosyalar kurabilmek ve bu dosyaları arşivleyebilmek gibi özellikleri bulundurmaktadır. Bilgisayarlarda bulunan ek prog-ramlarla da kendilerinin sadece öğretim konusunda değil daha başka birçok alanda geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.

Günümüzde bilgisayar destekli eğitim hala çok etkili kullanılmakta ve hayatımı-zın merkezinde kendini belli etmektedir. Ama teknoloji geliştikçe ve yıllar geçtikçe alışkanlıkların değişmesiyle konumunu farklı teknolojilere bırakacak, hızla gelişen bu teknoloji sayesinde boyut değiştirecektir.

SONUÇTeknolojinin geçtiğimiz yüzyıllara oranla hızla arttığı günümüzde öngörülen,

önümüzdeki yüzyıllarda yapay zekânın da etkisiyle hayatın her alanında özellikle de eğitimde teknolojinin var olacağıdır.

Yapay zekânın eğitime dahil olması ile birlikte eğitimde verimin artacağı düşü-nülmektedir. Yapay zekâ ile birlikte bilgisayarların kullanımındaki artışın görsel, işit-sel yönden; ev, okul kütüphane gibi eğitimin dahil olduğu mekanlarda öğrencilerin daha aktif olmalarını sağlayacaktır.

Yapay zekâ ve bilgisayar destekli öğretim ile gerçekleştirilen simülasyonlar sa-yesinde etkileşimin artacağı bunun da beraberinde eğitimdeki verimliliği artıracağı öngörülmektedir. Deneyimsel öğretim ortamlarının artması öğrencinin öğrenmedeki etkililiğine pozitif yönlü bir katkı sağlamasının yanında aynı durumu defalarca dene-yimleyebilmesini de sağlayacaktır.

Page 248: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

247

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLARAydın, İsmail Hakkı ve Can Hikmet Değirmenci, Yapay Zeka, Girdap Kitap, İstanbul 2018.Bayram, Servet, “Eğitimde Sanal Gerçeklik Uygulamaları”, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 11, 1999, s. 49-54.Çavaş, Bülent, vd., Eğitimde Sanal Gerçeklik, The Turkish Online Journal of Educational Technology, 3/4, October 2004, s. 110-116.Dinçer, Serkan, “Bilgisayar Destekli Eğitim ve Uzaktan Eğitime Genel Bir Bakış”, Akademik Bilişim Konferansı, Denizli, 9-11 Şubat 2006.Engin, Ali Osman, vd., “Bilgisayar Destekli Eğitim”, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5, Bahar 2010, s. 69-80.Ergün, Mustafa, “İnternet Destekli Eğitim”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 1998.Ford, Martin, Robotların Yükselişi, Kronik Yayınevi, İstanbul 2018.Karademirci, Arzu Hancı, “Öğretim Teknolojileri: Tanımı ve Tarihsel Gelişimine Yeniden Bakmak”, Akademik Bilişim Konferansı, 10-12 Şubat 2010, Muğla Üniversitesi,https://ab.org.tr/ab10/bildiri/190.pdf (2020)Karasar, Şahin, “Eğitimde Yeni İletişim Teknolojileri -Internet Ve Sanal Yüksek Eğitim”, The Turkish Online Journal of Educational Technology, 3/4, October 2004, s. 117-125.Tuncer, Murat ve Mehmet Taşpınar, “Sanal Eğitim-Öğretim ve Geleceği”,Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 6/20, Bahar 2007, s. 112-133.http://fatihprojesi.meb.gov.tr/about.html (2020)https://www.iienstitu.com/blog/gelecekteki-egitim-teknolojisiyle-ilgili-6-senaryo (2020)https://www.kigem.com/gelecekte-egitim-nasil-olacak.html (2020)http://www.egitisim.gen.tr/tr/index.php/arsiv/sayi-11-20/sayi-12-utopya-temmuz-2006/93-ge-lecekte-egitim-sistemi (2020)https://www.mediaclick.com.tr/blog/yapay-zeka-nedir (2020)https://shiftdelete.net/yapay-zeka-nedir-62428 (2020)https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/93075 (2020)

Page 249: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 250: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

249

EĞITIMDE OKULSUZLUK

Feyzanur EFE Sude Beyza GÜMÜŞZeynep Sude ŞENER

ÖzetEğitimin okulsuz olması durumu uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Okulsuz eğitim nedir? Okulsuz eğitim omalı mıdır? Eğitimin okulsuz olması durumu olumlu mudur yoksa olumsuz mudur? gibi birçok konu günümüzde hala tartışılmaktadır.

“Okulsuz eğitim nedir ve nasıl yapılır?

Okulsuz eğitimin avantajları nelerdir?

Okulsuz eğitimin bize dezavantajı var mıdır varsa nelerdir?

Okulsuz eğitim hakkında ne kadar bilince sahibiz?

Okulsuz eğitim uygulayan ülkeler veya ailelerin gözünden eğitim süreci nasıl?” gibi konular üzerinde sıkça tartışılan konular olmasının yanında bu konular üzerinde net bir sonuca ulaşılamamıştır.

Anahtar Kelimeler: okul, okulsuzluk, eğitim, çocuk, ebeveyn, sorumluluk

1. OKULSUZ EĞITIM KAVRAMIOkulsuz eğitim, çocuğun serbest bir biçimde, yeri ve zamanı farketmeksizin ilgi

duyduğu konuları araştırıp öğrenebileceği bir eğitim şeklidir. Bu sistem, eğitimi be-lirli standartlara ve okul binaları içerisine sığdırmaya karşı çıkmaktadır. Okulsuz eği-tim ilk kez 1970’li yıllarda, “okulsuz eğitimin babası” olarak da kabul gören, eğitimci John Holt tarafından kullanılmıştır. Amacı, çocuklara öğrenmeyi ve öğrendiklerinden keyif almayı öğretmek, yönergelere sorgulamadan uyan bireyler yetiştirmek yerine, düşünebilen ve kendi kararlarını verebilen gençler yetiştirmektir.

2. OKULSUZ EĞITIMIN PRENSIPLERIOkulsuz eğitimin cezbedici özelliklerinden biri, esnekliği, yani pek çok farklı

şekilde uygulanabilmesidir. Hem çocuklara, hem de ebeveynlere özgürlük tanır bu sistem. Pam Sorooshian, kaleme aldığı “I Live Therefore I Learn: Living an Unscho-oling Life” makalesinde şu cümleyi sarf eder, “Tüm hayat, her dakika, her gün, öğ-

Page 251: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

250

renme zamanı demektir.” Öğrenmenin zamanı sene içindeki dönemlerle, hafta içiyle, veya okul saatiyle sınırlandırılmıyor, hayatın her anında öğrenmeye teşvik ediliyor öğrenciler. Her ne kadar fleksibilitesi olsa da, bu eğitim şeklinin de tıpkı diğerleri gibi belli prensipleri vardır; bu prensipleri şöyle maddeleyebiliriz:

• Öğrenme her an gerçekleşir. Beyin asla durmaz ve zamanın öğrenme dönemle-rine bölünmesi mümkün değildir. Bir insanın etrafında olan her şey, duydukla-rı, gördükleri, dokundukları, kokladıkları ve tattıkları şeyler bir tür öğrenmedir aslında.

• Öğrenme zorlama gerektirmez. Zorlama çocuğa kendini kötü hissettirir ve di-renç yaratır.

• Öğrenme haz verir. Tatmin edici ve özünde faydalıdır. Alakasız ödüllerin öğren-meyi desteklemeyen yan etkileri olabilir.

• Bir kişinin kafası karıştığında öğrenme durur. Tüm öğrenim, var olan temelin üzerine inşa edilmelidir.

• Bir kişi öğrenmenin zor olduğuna ikna olduğunda öğrenme zorlaşır. Ne yazık ki, çoğu öğretim yöntemi öğrenmenin zor olduğunu ve asıl öğretilenin bu oldu-ğunu savunur.

• Öğrenme anlamlı olmalıdır. Bir kişi bilginin (gerçek dünya) ile nasıl ilişkili olduğunu veya ne konuda yararlı olduğunu bilmediğinde, o zaman öğrenme yüzeysel ve geçici olur ve o (gerçek) öğrenme değildir.

• Öğrenme genellikle tesadüfidir. Bu, zevk aldığımız etkinliklerle uğraşırken öğ-rendiğimiz anlamına gelir ve öğrenme bir tür (yan yarar) olarak olur.

• Öğrenme çoğu zaman sosyal bir faaliyettir, başkalarından izole edilmiş şekilde gerçekleşen bir etkinlik değildir. İlgilenilen alanda bilgi ve becerilere sahip olan ve çeşitli şekillerde öğrenmeye imkan tanıyan diğer insanlardan öğrenilir.

• Ne öğrenildiğini değerlendirmek için test edilmeye gerek duyulmaz. Öğrenme, yeni beceriler kullandıkça ve bir konu hakkında bilgili bir şekilde konuştukça gösterilecektir.

• Öğrenme bir güvenlik hissi gerektirir. Korku, utanç, stres ve kaygı öğrenmeyi engeller.

3. EBEVEYNLERIN ROLÜBu eğitim biçiminde ebeveynler oldukça önemli bir rol oynar, onların da en az

çocuklar kadar sorumlulukları ve görevleri vardır. Bu görevler şunlardır:

• Çocuğun tüm ilgi alanlarına eşit oranda saygı göstermek• Çocuğun ilgi alanına girebilecek şeylere dikkat etmek• Çocuğu günlük yaşamına daha fazla dahil etmek

Page 252: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

251

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

• Çocuğa ilgi alanı hakkında bilgileneceği farklı kaynaklar sunmak• Çocuğun hem evde hem de dışarıda da çeşitli alanlarda zengin tecrübeler edine-

ceği bir aile hayatı yaşamak• Evde fikir keşfetmeye teşvik edici, ilginç kaynaklar bulundurmak• Konuları tartışıp konuşmaya zaman ayırmak. Bu, muhtemelen genel olarak,

okulsuz eğitim ile ilgili en önemli ebeveyn rolüdür.• Birlikte oynamak, eğlenmek, etrafınızdaki muhteşem dünyayı takdir etmek.• Kendi düşünce ve davranışlarının farkında olmak. Hayal gücünü kasıtlı olarak

genişletmek - kendi varsayımlarını sorgulamak.• Çocuğun ne yaptığını çok dikkatlice gözlemek. Bir çocuğun “öğrenmek için

doğmuş” olduğunu ve daima öğrendiğinin farkına varmak. Çocuğun kendi özel öğrenme yollarını tanımak.

• Tüm kalbiyle, ona “eğitim” gibi görünmese bile, çocuğun tutkusunu destekle-mek.

4. OKULSUZ EĞITIME BIR ÖRNEK OLARAK KNORPP & SOUTH AILESIHem bu öğrenim prensiplerini, hem de ebeveyn sorumluluklarını benimsemiş,

aile hayatına mükemmel bir şekilde uyarlamış olan ve okulsuz eğitime geçiş yapmak isteyen ebeveynlere örnek olan Knorpp ve South ailesine bir bakalım. Megan ve Mike, hem öz hem de evlat edindikleri çocukları ile birlikte 11 kişilik bir ailedir. Bu aile, çocuklarına en kaliteli eğitimi sunmak için birçok farklı eğitim sistemini dene-yerek en sonunda, okulsuz eğitimde kesin karara vardılar. Son birkaç yıldır bu eğitim sistemini uyguluyorlar ve çocukların durumundan da anlaşıldığı üzere gayet başarı-lılar. Çocuklar hem mutlu, hem özgür, hem de her an aktifler. Bu sistemle çocuklar lider konumundadır ve kendilerini yönetirler. Ebeveynler, Mike ve Megan, onlara çalışmayı, öğrenmeyi, iyi bir insan olmayı ve en önemlisi mutlu olmayı öğrettikleri-ni söylüyorlar. “Çocuklarımızın ne öğreneceği ve zamanlarını nasıl değerlendirmek istediklerine karar vermelerine izin veriyoruz,” diyor Mike ve Megan. Çocuklar he-deflerini kendileri belirleyebiliyor ve bu hedeflerine ulaşabilmek için ne gerekiyorsa öğreniyorlar.

Çocuklar bu sistemle evde limitsiz özgürlüğe sahip değiller. Mesela, bilgisayar sadece eğitim için kullanılıyor, fakat günlük eğitimini tamamladıktan sonra çocuğa belirli bir süre için oyun izni veriliyor. Aile, bir kişinin kendine neye ilgi duyduğunu ve ne öğrenmek istediğini sormasının önemli bir beceri olduğunu ve okulsuz eğitimle bu becerinin geliştiğini, okulların ise bu beceriyi körelttiğini düşünüyor. Çocuklar, matematik gibi kendi kendilerine öğrenemediği dersleri internetten, online kurslar sayesinde öğrenebiliyorlar. Ayrıca, matematik öğrenimi hayatın içine katıldıkça ilgi

Page 253: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

252

çekici ve öğrenmesi zevkli bir ders halini alıyor. Örneğin, Megan mutfakta yemek yaparken tarifteki ölçüler vasıtasıyla matematiği hayatın içine yerleştirmiş oluyor. Okullarda sevilmeyen bu dersi, okulsuz eğitim çocukların gönüllü olarak öğrenme-lerini sağlıyor. Knorpp ve South ailesi hep beraber öğreniyorlar. Yeni bir ülkeye git-tiklerinde, bir dağ tırmanışında, yeni bir spor denerken veya tatildeyken öğreniyorlar. Dolayısıyla aile bağları okullulardan daha güçlü oluyor. Buna eklemek gerekirse, okulsuz eğitim ile yetişen öğrenciler, okul veya ev okulu ile yetişenlere kıyasla daha özgüvenli oluyorlar. Bu sistem bireye problem çözme becerisi, geniş bakış açısı, ino-vasyon ve yaratıcılık kabiliyetini kazandırıyor.

Megan ve Mike, eğitim süresi boyunca, birçok gözlem yapabilme imkanı bul-muşlardır. Bunlardan biri, öğrenmenin sindirme süreci olduğudur. Sindirme süreci, bireyin öğrendiği bilgiye zamanla adapte olup akılda kalıcılığını sağlamasıdır ve bu süreçte çocuk hiçbir şey yapmıyormuş gibi görünebilir. Mesela, çocuk bisiklet sü-rerken, yemek yerken, günlük hayatına devam ederken aslında öğrendiği bilgileri işlemektedir. Bu bazen bir gün, bazen haftalar sürse de, bilginin kalıcılığı sağlanıyor. Fakat ne kadar özgür bir sisteme benzese de, evde çocukların üstlendikleri sorum-luluklar vardır. Knorpp ve South ailesinde çocuklar ev işlerini yapmak zorundalar, bu onlara bilginin yanında hayatı da öğretiyor. “Eğer bir şeyi kendiniz öğrenmek istiyorsanız, 1000 kat daha iyi öğrenebilirsiniz” diye bitiriyor çift okulsuz eğitimi anlattıkları videolarını. Sonuç olarak, bu aile okulsuz eğitimi mükemmel bir şekilde uygulamayı başarmış ve pek çok aileye bu konuda örnek olabilmişlerdir.

5. OKULSUZ EĞITIMIN AVANTAJLARIOkulsuz eğitimin öğrencilere kazandırdığı becerilerden birisi meraktır. Okulsuz

eğitimle alakalı yapılan çalışmalar, çocukların bu sistemde öğrenmeye daha merak-lı ve azimli olduğunu gösteriyor. Müfredat gibi bir sınırlandırma söz konusu olma-dığından, öğrenciler herhangi bir konu hakkında sınırsız bilgi sahibi olabiliyorlar. Herkes gibi öğrenemeyen çocuklar için ideal bir sistem oldugu soylenebilir, çünkü okulsuz eğitimde hangi konunun üzerinde ne kadar duracağını, çalışma yöntemini ve hangi kaynakları kullanacağını kişi kendi belirler. Tek bir kitaba bağlı kalmadığı için daha geniş ve kapsamlı düşünen çocuklar yetişir. Tıpkı görsel düşünme ile öğrenmeyi savunan Leonardo Da Vinci’nin metodu gibi, okulsuz eğitimde de her şey zamanı geldiğinde öğrenilir, dolayısıyla zihinde daha kalıcı olur. Knorpp ve South ailesinde işlendiği gibi, çocuklar hayatı yaşayarak, bilgileri istedikleri veya ihtiyaç duydukları zamanda kalıcı şekilde, uygulamalı öğrenirler. ‘The Benefits of Unschooling’ ma-kalesinde, bir araştırma sonucu okulsuz eğitimi deneyen 254 ailenin bu sistem hak-kındaki yorumları belirtilmiştir. Bir aile bu konuda fikrini şu şekilde beyan etmiştir,

Page 254: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

253

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

“Okulsuz eğitim, bizim için sıfır müfredat, program, zaman çizelgesi ve sıfır hedef belirleme demektir. Çocuklar; neyi, nasıl ve ne zaman öğrenecekleri konusunda so-rumlulardır.” Okulsuz eğitim çocukların daha rahat, daha mutlu ve daha özgüvenli olmasını sağlıyor. Bunun sonucunda; bu sistem, girişimcilik ve liderlik vasfı olan bi-reyler yetiştiriyor. Günümüzde iş sahibi olabilmek için salt diploma yeterli bulunma-dığından, standart eğitimin yanı sıra, kendini öne çıkarabilmesi için kişinin okulsuz eğitim ile kazanabileceği düşünme becerilerine ihtiyacı vardır.

6. OKULSUZ EĞITIMIN DEZAVANTAJLARIKimine fayda sağlayan bu sistem, bazılarının göze alamayacağı veya üstesinden

gelemeyeceği dezavantajları da beraberinde getirir. Bunlar çoğunlukla aileyi ilgilen-diren meselelerdir. Örneğin, okulsuz eğitimde tüm kaynakları aile karşılayacağından, bu aileye maddi açıdan sıkıntı açabilir. Eğer aile çocuğuna kaliteli bir okulsuz eğitim imkanı sağlamak istiyorsa, kisisel zamanının bir kısmından feragat etmesi gerek-mektedir. Çalışan ebeveynler için bu daha zorlayıcı olabilir, dolayısıyla bu sisteme atılmadan önce karşılaşabilecekleri sıkıntıları göze almalılardır. Sosyal yönden ge-lişmemiş olan çocuklar, okulsuz eğitimde akranlarıyla kaynaşabilecekleri bir ortam bulunmadığından, ilişki kurma bakımından problem yaşayabilir, yalnızlık çekebilir-ler. Üstelik, okulsuz eğitimde sorumluluğun ciddi bir kısmının öğrenciye ait olma-sı hasebiyle, sorumluluk duygusu zayıf olan çocuklar bu sisteme ayak uydurmakta zorlanabilir.

7. VERILER VE VERILERIN ANALIZIToplumsal yapımıza oldukça uzak olan bu sistem üzerine makalenin yazarlarının

yaptığı ve her kesimden bireyin doldurduğu anketin sonucunda, okulsuz eğitimin toplumumuzdaki yeri tespit edilebilir:

1.) Okulsuz eğitimi duydunuz mu?

Page 255: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

254

2.) Okulsuz eğitim nedir biliyor musunuz?

3.) (Okulsuz eğitim) aklınızda pozitif mi yoksa negatif bir algı mı oluşturuyor?

4.) Sizce okulsuz eğitim Türkiye’de uygulanmalı mı?

Page 256: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

255

Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

5.) Okulsuz eğitimi; veli önce çocuğunuzda uygulamak, öğrenci tarafından bu sistemle eğitim almak ister miydiniz?

Anket sonucunda gözlemlendiği üzere, toplumun aslında bu eğitim şekline olduk-ça açık olduğu rahatlıkla belirtilebilir. İlk iki sorunun sonuçları doğrultusunda, Türk toplumunun okulsuz eğitim konusunda pek bilinçli olmadığı, bu sistemden bihaber olduğu söylenebilir. Fakat, okulsuz eğitim hakkında kısa bir açıklama üzerine, katı-lımcıların görüşlerinin olumlu yönde ilerlediği de gözlemlenebilir. Hatta bu eğitim sistemini uygulamak isteyenlerin %85 oranında olması, okulsuz eğitim üzerine pozi-tif bir yaklaşım sergilendiğini kanıtlar.

SONUÇSonuç olarak, okulsuz eğitimin anlamı tanımlandı ve nasıl uygulandığına dair

örnekler verildi. Okulsuz eğitim, prensipleri ve rolleri ile tartışıldı ve bir farkındalık sağlandı. Tüm açıklanan ifadeler verilerle desteklendi. Netice itibariyle, okulsuzlu-ğun Türk toplumu tarafından benimsendiğini, ve okulsuz bir topluma geçiş yapmaya sıcak bakıldığı tespit edildi. Okulsuz eğitim, elbette olumsuz faktörleri de barındırır, fakat hayatla, yaşayarak ve mükemmele en yakın öğrenim şekli de yine okulsuz eği-timdir.

Page 257: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

256

KAYNAKLARBabauta, Leo, “Okulsuz Eğitim İçin Başlangıç Kılavuzu”, 2016https://www.egitimpedia.com/okulsuz-egitim-icin-baslangic-kilavuzu/ (2020)Gray, Peter, “The Benefits of Unschooling: Report I from a Large Survey”, 2012https://www.psychologytoday.com/us/blog/freedom-learn/201202/the-benefits-unschoo-ling-report-i-large-survey (2020)Gray, Peter and Gina Riley, “The Challenges and Benefits of Unschooling, According to 232 Families Who Have Chosen that Route”, Journal of Unschooling and Alternative Learning, 7/14, 2013.Lockett, Eleesha, “What is Unschooling and Why Do Parents Consider It?”, 2019https://www.healthline.com/health/childrens-health/unschooling (2020)Sorooshian, Pam, “I live therefore i learn: Living an unschooling life”, The Natural Child Projecthttps://www.naturalchild.org/articles/guest/pam_sorooshian.html (2020)Stevens, Earl, “What is Unschooling?”, The Natural Child Projecthttps://www.naturalchild.org/articles/guest/earl_stevens.html (2020)Unschooling Explained Knorpp ve South Ailesihttps://www.youtube.com/watch?v=DxfeJxyi8Ls (2020)

Page 258: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

ÜSKÜDAR HAKKI DEMIR ANADOLU IMAM HATIP LISESI

Page 259: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 260: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

259

GELECEĞIN EĞITIMINDE OKUL TASARIMI

Furkan Hamza POTUR Yunus CANİbrahim UTUŞ Muhammet Emirhan DEMİR

ÖzetOkullar günümüzün çoğunu içinde geçirdiğimiz ve bizim hem gelişimimizi tamamla-mamız için hem de bilmemiz gereken şeyleri öğrenmemiz için içinde farklı bir arka-daş ortamı bulunan resmi kurumlardır. Geçmişten günümüze okullarda olan birçok değişiklik söz konusu ve bunların yaşamımızı ne kadar çok etkilediğinin hepimiz far-kındayız peki ya bizi gelecekte ne tür yenilik ve değişiklikler bekliyor?

Bir toplumu örgütlemenin kilit elemanlarından biri, eğitim ve çocuk yetiştirme sis-temidir. Toplumun gelecekteki üyelerini şekillendiren bu sistemdir. Dolayısıyla her toplumda çocuk yetiştirme düzenleri, ekolleri ve okullar önemli olmuştur. İnsanın bir toplum olarak varlığını sürdürme refleksi, çocuklardan ve gençlerden beklentileri gitgide artırmış; bu da, okul sistemlerini sürekli güncel kılmıştır. Eğitim politikala-rından en çok etkilenen alanlar dünyanın her yerinde okullar olmaktadır.

Gelecek için atacağımız adımlar, eğitim örgütlerinin yapılanmasında temel olacak eğitimi, toplumsal kültürel çözümlemeye dayalı geniş bir açıdan düşünebilmek ve eğitim okul politikalarının alt yapısını oluşturabilmek için, bilginin tek olmaktan çı-kıp sürekli eğitime ve üretime dönüşebileceği insan yetiştirme düzeninin kurulmasın-da bir açılım sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: gelecek, eğitim, geleceğin eğitimi

1. GELECEĞIN EĞITIMINDE OKUL TASARIMIOkullarımız bizim her gün eğitim almamız için gittiğimiz ve sosyal bir arkadaş

ortamımızın bulunduğu resmi kurumlardır. Gün geçtikçe hızla ilerleyen teknolojiyle beraber artık okullarımız da değişmeye başlamıştır. Daha eski zamanlara baktığımız-da aslında okullarımızdaki en büyük teknoloji bir kara tahta, iki çift tebeşir ve belki bir hamleyle tahtadakileri kaybeden silgiydi. Bu tür gelişmeler bize bugün için çok basit gelebilir ama o zamanın öğrencileri için oldukça ilginçti.

Geçmişin tebeşirli günlerinden ayrılıp günümüze gelecek olursak artık teknoloji okula adım attığımızda başlıyor. Okul girişlerimizdeki sürgülü kapılar hatta belki

Page 261: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

260

okul öğrenci kartlarımızı okutup giriş yaptığımız turnikeler…

Lavabolarımızdaki harekete duyarlı tasarruflu lambalar, otomatik musluklar ve peçeteler… Sınıflarımız artık ayrı bir teknoloji dünyası.

Her alanda teknolojik gelişmelerin hızlı bir biçimde ilerlemesiyle birlikte eğiti-me teknolojinin entegre edilmesi kaçınılmaz görülmektedir. Eğitim teknolojisi en-tegrasyonunun gerekliliğini vurgulamak için, Alkan (1991): Bireylere kaliteli eği-tim hizmeti sağlamak için, toplumun farklı ihtiyaç ve taleplerini karşılamanın, insan kaynaklarını etkili bir biçimde kullanmanın ve eğitimde fırsat eşitliliğini sağlamanın yanı sıra eğitim teknolojilerinin sınıfta kullanılmasının gerekliliğini savunmuştur. Bununla birlikte Yıldırım (2007): Sınıfta teknoloji kullanımının eğitimde öğrenme sürecini geliştirmesi bakımından araştırmacılar, karar vericiler ve uygulayıcılar ara-sında yaygın bir işbirliği olması gerektiğini iddia etmektedir.

Kısa bir geçmişe gidip sınıfınızı düşünün hemen farkları anlayacaksınız. Bir ham-leyle, eskiden öğretmenlerimizin gözlerini bozan projeksiyonlar yerine artık içinden televizyon çıkarttığımız sürgülü tahtalarımız ve etraftaki tebeşir tozu yüzünden duy-duğumuz hapşırma seslerinden bizi kurtaran tahta kalemlerimiz. Durun dahası var; her sınıfta bulunan ve öğrencileri çoğu zaman kitap taşıma derdinden kurtaran kablo-suz wifiler ve onlara bağlanabileceğimiz birçok teknolojik ürün. Bizleri ders işlerken ısıtan kaloriferlerimiz artık geçmişteki sınıfın ortasında duran sobaların bile yerini aldı. Bu kadar geçmişten günümüze olan yenilik saydık peki gelecekte ne olacak? Acaba çocuklarımız da bizim teknolojilerimize bakıp gülecek mi? Biz onlarınkine bakıp “ Ah bizim zamanımızda böyle miydi” diyecek miyiz?

Gelecekteki teknoloji ile değişecek okullarımızı hayal etmek bile bize şu an güç gelebilir. Çünkü teknoloji gibi her gün üstüne katılarak ilerlenen bir mecra bizim hayal sınırlarımızı zorlayacaktır ama biz yine düşünmekten mahrum kalmayalım. Gelecekteki okullarımızın tasarımını aslında günümüzdeki öğrencilerin istekleri be-lirleyecektir.

Blonski, geleneksel kapitalist okul modelini reddeder. Eski okulu, öncelikle ya-şama yabancılığı, formalizmi ve bürokratik öğretim yöntemleri nedeniyle eleştirir. Bunların karşısına da yaşama bağlılığı, yaratıcı iş eğitimini, bilimsel öğretim ve eği-tim yöntemlerini, öğrencilerin iradelerini kullanabilecekleri süreçleri içeren yeni bir model olarak İş Okulu modelini önerir.

Değerli arkadaşlarımızın düşüncelerine baktığımızda sportif faaliyetlere ve sos-yal ilişkilere önem verilmesi gerektiğini anlıyoruz. Bunun sebebi öğrencilerin sosyal olarak kısıtlanması ve aktif olarak spor yapabilecek derslerinin azaltılmasıdır. Okul tasarımlarına gelecek olursak öğrencilerimiz artık tek tip okul tasarımlarından sıkıl-mış ve yeni mimari tarzlarda okullar istemektedirler. Unutmayalım ki F. Chatelain’in

Page 262: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

261

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

de dediği gibi “Okul hayata hazırlanış değil, hayatın kendisidir.”

Minimalizm, karışıklıktan uzak sadelik sevdası anlamına gelir. Eğer gerçekten en kısa halini vermek istersek bu açıklamayı kullanabiliriz. Siyah ve beyazın huzur veren güzelliği... Belki de yanına ikisi ile uyumlu bir ya da iki renk. Gitgide modern-leşen toplumumuzda neden okulları da minimalleştirerek geldiğimizde sevindiğimiz bir ortam haline getirmeyelim?

Tamamen siyah, beyaz ve örneğin maviden oluşan bir sınıf düşünün ve renklerin çoğunun beyaz tahtanın etrafında olduğunu farz edin. Derste dikkatinizi dağıtıp sizi dersten alıkoyan herhangi bir şey olmayacak. Her renk tam istediğimiz gibi, beyni-nizi yoran hiçbir şey yok. Birbirinden renkli kıyafetler ve askılıkların hepsi kendi dolaplarında yer alıyor. Ve gerçekten kalitenin içine işlediğini renklerden yararlandı-ğımız takdirde dersten alınacak verimi kat kat arttırmamız mümkün olacaktır.

Işık ve görüntü kirliliğinin de artması beraberinde öğrencide dikkat bozuklu-ğu gibi aleyhine olacak birçok sıkıntı doğurmaktadır. Okullarımızın yeni tasarım-ları sınıfları da etkileyeceğinden artık öğrencilerimiz her öğretmenin belli sınıflara (9-E,11-C) gitmeleri yerine her dersin kendi sınıfı olmasını ve o sınıflara dersi olan öğrencilerin gitmesi gerektiğini kendileri için faydalı görmektedirler. Sınıfların içe-riğinde ise artık gelişen teknolojiyle beraber kitap sorununun kalkması ve “Akıllı sıra” diyeceğimiz öğrenci için gerekli olan her bileşeni dijital ortamında barındıran sıraların olması öğrencileri dağınık defter ve kitap derdinden kurtaracaktır. Biliyorsu-nuz ki kırk dakikalık ders vakitlerimizi en çok alan bölümler yoklama ve ödev verme kısımları olmaktadır. Günümüzde bu işlemler yavaş yavaş dijital ortama aktarılmak istense de eski yöntemler halen pek çok okulda uygulanmakta. Bu, hem öğretmeni hem de öğrenciyi yoran işlemler yerine yoklama için dijital ortamda sınıfa giriş ve çıkışlar denetim altında olabilir. Ödev konusunda; okul girişlerinde bulunacak olan bir ekran her sınıfın hangi öğretmenden nasıl bir ödeve sorumlu olduklarını belirten bir yazılım eklenebilir.

Gelecekteki eğitimimize de değinecek olursak öğrenme sistemimizin de daha canlı olmasını istiyoruz. Öğretmenlerimizin konuları işlerken robot gibi sadece müf-redata bağlı değil öğrencinin zihninde kalacağı ve unutmayacağı; sınav odaklı değil ileriye dönük bir eğitim hem öğrenci hem öğreten için daha verimli olacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz konularda fikirlerimizi sunduk. Artık iş onların yönlendi-rilmesinde. Gelecek artık şu anki teknolojiyle sınıfında ders işleyen değerli öğren-cilerimize bağlı. Bu öğrencilerimize ne kadar imkân verilirse geleceğin okullarına o kadar umut dolu bakabiliriz ama bu amaçla 26 ülkenin okullarından veri toplayan Pelgrum (2001), okullarda teknoloji entegrasyonu ile ilgili 10 ana engel bulunduğunu belirtmiştir. Pelgrum’a göre bunlar:

Page 263: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

262

1. Bilgisayar sayısının azlığı 2. Öğretmenlerin yetersizliği 3. Teknolojiyi öğretime entegre etmedeki zorluklar4. Bilgisayar destekli eğitim zamanının yetersizliği5. Yetersiz donanım6. Uygun yazılımların olmaması 7. Öğretmenin yeterli zamanının olmayışı8. Yetersiz eşzamanlı erişim 9. Yeterince uzmanın olmayışı

10. Teknik desteğin eksikliği Ne kadar çok gelişmiş, öğrenci hayatına uygun ve disiplinli bir okul tasarımı isti-

yorsak günümüzü o kadar iyi değerlendirmeliyiz.

SONUÇTeknolojinin gelişme hızı ve yapay zekânın hayatımıza girmesi birçok konuda

öngörü sahibi olmayı bir yandan kolaylaştırırken bir yandan da zorlaştırmaktadır. Geçmişe baktığımızda değişim yaklaşık her yüz yılda bir olurken günümüzde nere-deyse her gün yeni bir durumla karşılaşıyoruz. Hatta bazen değişimin hızına yetişe-miyoruz. Bu nedenle gelecekteki teknoloji ile değişecek okullarımızı hayal etmek bile bize şu an güç gelebilir. Çünkü teknoloji gibi her gün üstüne katılarak ilerlenen bir mecra bizim hayal sınırlarımızı zorlayacaktır ama biz yine düşünmekten mahrum kalmayalım. Gelecekteki okullarımızın tasarımını aslında günümüzdeki öğrencilerin istekleri belirleyecektir.

Page 264: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

263

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

KAYNAKLAR

Alkan, C., Bilgisayar Destekli Öğrenme Modülleri, Anı Yayınları, Ankara 1991.

Çağlar, Adil, “21.Yüzyılda Okulun Değişen Rolü ve Yeni Eğilimlere İlişkin İyimser Bazı Öngörüler,” 21.Yüzyılda Eğitim ve Türk Eğitim Sistemi, Sedar Yayıncılık, İstanbul 2001, s. 81-94.

Hesapçıoğlu, Muhsin, “Gelecekte Eğitim (21.Yüzyılın Okulları Üzerine)”, Yeni Türkiye Der-gisi, 4/19, Ankara 1998, s. 813-820.

Yıldırım, S., “Current Utilization of ICT in Turkish Basic Education Schools: A Review of Teacher’s ICT Use and Barriers to Integration”, International Journal of Instructional Media, 34/2, 2007, pp. 171-186.

Page 265: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 266: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

265

GELECEKTEKI EĞITIMDE AILE VE ÖĞRETMENIN KATKISI

Eren Hüseyin FİL Emirhan DOĞANTalha ABANOZ Özlem ÖZEL

Özetİnsanın temelinde öğrenmek vardır. Bu öğrenme de eğitim ile sağlanmaktadır. İn-san öğrenirken çeşitli sıkıntılara uğrayabilir. Çevreden, aileden, okuduğu okuldan vb. etkenlerden eğitiminde sıkıntıya düşebilir. İnsanın bu sıkıntıya düşmemesi için, onu etkileyecek olan birinci etken aile ve öğretmendir. Aile ve öğretmenin, insanın öğrenme aşamasında emeği ve etkisi büyüktür. İnsan ilk eğitimi aileden alır. İnsanın ilk öğretmeni annesi ve babasıdır. Onlardan öğrendiği bilgiler ile yaşamına zemin hazırlayacaktır. O temel bilgilerden sonra asıl eğitim okulda başlar. Artık insanın saygı ve edep çerçevesinde yaklaşabildiği bir öğretmeni daha olur. İnsanı geleceğe hazırlayan en iyi öğretmen de işte okuldaki eğitmendir. İnsanın bu eğitimi en iyi şart-lar altında alması için aile ve öğretmenin katkısı büyüktür. Aile ve öğretmen gelecek nesil için, en iyi eğitimi vermek zorundadır. İnsanın merak duygusunu hem açması lazım hem de doldurması lazım.

Eğitimde rol oynayan faktörleri detaylıca inceledik. Amacımız insanı bunaltmadan, eğitimde istediğine ulaştırmak. Tabii ki bu sorunların hepsini bir anda gideremeyiz ama herkesin okumasını, duymasını sağlarsak amacımıza ulaşmış oluruz. Bu etken-leri de yapılması gereken şeyleri de belirleyip sonuca varmış olacağız.

Anahtar Kelimeler: eğitim, aile, öğretmen

1. EĞITIMDE AILE VE ÖĞRETMENİnsan; biyolojik, ekonomik, psikolojik ve toplumsal bir varlıktır, o yüzden insan-

lar yalnız yaşamazlar, toplumlar halinde yaşarlar. Toplumun da temelini en doğal kurum olan aile oluşturur. Aile kurumu insanlık tarihi kadar bir geçmişe sahiptir. Aile kurumunun yapısı ne kadar sağlam ise o toplumun da temelleri o kadar sağlamdır. Aile kurumunu kaynaklar (kitaplar, sözlükler) yapısına göre geniş aile ve çekirdek aile olarak; yaşayış yerine göre kırsal aile, kentsel aile olmak üzere çeşitli şekilde tanımlamaya çalışmışlardır.

Page 267: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

266

Çekirdek aile; anne, baba ve onlardan olan çocuklardan oluşan aile tipidir. Günü-müzde yaygın olan aile biçimi çekirdek ailedir.

Geniş aile; büyük anne, büyük baba, amcalar, dayılar, yengeler, halalar, teyzeler ve onların çocuklarından meydana gelir.

Kırsal Aile; bu ailenin eğitim olanaklarından yararlanması çok düşüktür. Oku-la yazılanların devamsızlıkları çok yüksektir. Öğrencilerin okula devamsızlıklarının önemli nedeni ekonomik ve okula karşı ilgisizliktir.

Gecekondu Aile; kırsal aileye göre eğitime ilgi daha fazladır. Bu yüzden eğitim olanaklarından yararlanma şansları vardır. Kısa yoldan çocukların meslek sahibi ol-malarını istediklerinden, meslek eğitimi veren okulları tercih ederler.

Eğitim: Eğitim sistemlerinin dayandığı belirli bir eğitim felsefesi, bu felsefeye göre teorik olarak yetiştirilmesi tasarlanan bir insan tipi ve oluşturulmak istenen bir toplum modeli vardır. Farklı eğitim felsefeleri, eğitimde amaç, içerik, süreç, yöntem, ortam gibi konularda farklı noktalara vurgu yapar. Eğitimin amaç ve işlevleri söz ko-nusu eğitim felsefesinin içinde yer alır. Eğitimin amaçları konusunda çeşitli görüşler vardır. Bunlar, zamana, toplumlara, ülkelerin yönetim ve eğitim felsefelerine göre farklılaşabilir. Eğitim yoksa insan da var olamaz. İnsan için eğitim, yaşama hakkı, vazgeçilemez ve devredilemez bir doğal haktır. Bir toplumun en önemli zenginlik kaynağı insandır. İnsan olmazsa toplum var olamaz. İnsan ne kadar nitelikli bir eği-time sahipse toplumun da gelişmişlik seviyesi o kadar yüksektir. Eğitimin görülmesi ise bir eğitmen sayesinde olmaktadır. Toplumun yapı taşı ise çocuklardır.

2. GELECEKTEKI EĞITIMDE AILENIN ROLÜAilenin eğitimdeki rolü: Eğitimde başarı, zekânın dışında belli ölçütlerin yerine

getirilmiş olmasına bağlıdır. Bunların başında öğrenciye gösterilen aile ilgisi gelir.

• Öğrenci başarısını ailenin sosyal ve ekonomik durumu etkiler.• Aile, çocuk eğitimi ve yetiştirilmesinde önemli bir faktördür.• Aile, çocuğa olumlu davranışların aşılanmasını sağlar. Yani aile çocuk için kişi-

lik ve karakter üzerinde yüksek oranda etkilidir.Özellikle ilköğretim sürecinde çocuk hayatının büyük bir kısmını ailesi ve oku-

luyla eşit sürede geçirir. Bununla beraber öğrenci başarısında okul kadar ailenin de payı büyüktür.

Gelecekteki eğitimde aileden bahsetmeden önce şimdiki döneme bakacak olur-sak, bazı ailelerin çocuklarıyla yeterince ilgilenmemeleri gibi birçok durum söz ko-nusu. Bunun sebepleri daha çok ekonomik yetersizlikler, çocukların ne olursa olsun düşüncesi, okursa okur kendisi bilir, gibi düşünceler... Çocuklar ilgi isterler, bir şey

Page 268: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

267

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

yaptıklarında beğenilmesini isterler, ailenin amacı çocuğunun mutlu bir şekilde eği-timine devam etmesini sağlamak. Koşullar sağlanmasa bile ailenin isteğini de buna katarsak burslu da okutulabilir çocuklar.

Çocuk zaten ilk eğitimini aileden alır. Çocuğun öğrenme isteği baştan gelir. Ailesi onunla yeterince ilgilenmezse çocuk zaten ilerde derslerine önem vermez sorumluluk üstlenmez. Çocukların ilk öğretmeni annesidir, babasıdır, abisidir, ablasıdır. Çocuğun eğitimini seçme yetkisi ailede yani anne ve babadadır. Her aile yaşadığı çevrenin sosyal yaşamını, kültürünü, yaşayış biçimini çocuklarına aktarır. Ailenin bir nevi gö-revidir bu. Kendi nesli için çocuklarına aktarır. Aile bunu yapmakla kendi geleceğini güvenceye alır, kültürünü sürdürecek insanlar yetiştirir. Çocuk da anlama kabiliyeti-ne sahip olduktan sonra zaten eğitim sisteminin içindedir. Ailesinin ona okula başla-yana kadar kattıkları şeyler ile ilgili bilgiyle doludur.

Ülkemizde, Türk toplumunda aile kutsal sayılmıştır. Türk toplum yapısı aile teme-li üzerine kurulmuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk aile konusunda kendi yazdığı ‘Medeni Bilgiler’ kitabında şunları söylüyor. “Aile bir hayat arkadaşlığı olduğu kadar bir şeref ortaklığıdır. Ailenin en mühim vazifesi çocukların terbiyesidir. Kısmen cemiyete ait olan bu vazifede ailenin büyük hissesi vardır. Çocuklarını cemiyet ve millet için faydalı olacak bir terbiye ile büyüten ve onlara şerefli bir isim bırakan aile mesut ve bahtiyar sayılır. Ana ve babaların karşılıklı sevgi ve hürmet ve samimi bağlı-lık hislerine şahit olan çocuklar için cemiyet terbiyesinin temeli kurulmuş demektir.”

Anayasamızın 41. Maddesinde ise;

Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretilmesi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar denilmektedir. Daha önce ifade edildiği gibi Türk kültüründe aile kutsal sayılmış ve toplumun temeli olarak ele alın-mıştır. O yüzden biz toplumumuzda yakından tanımadığımız insanlara yaşlarına ve durumlarına bakarak, ağabey, abla, teyze, amca, dede, nine deriz. Yani onlara aile bireylerimizin sıfatını uygun görürüz. Oysa gelişmiş Batılı ülkelerde insanlar doğ-rudan tanımadıkları kişilere bay ve bayan olarak hitap etmektedirler. Batılı ülkeler ile Türk toplumundaki aile bağlarının farkını görmek için televizyondaki yabancı dizileri izlemek yeterlidir. Bizim toplumumuzda gelin ve damat kaynanasına “anne”, kayınbabasına “baba” der. Hatta biz kavga ederken bile kardeşim diye hitap ederiz Türk toplumunda aile bağları o kadar güçlüdür ki, bu bağ aynı zamanda toplumun si-gortasıdır.Ülkemizde bazı bölgelerde okur-yazar oranı düşük, bu da çocukların okula gitme imkanını düşürüyor. İlkokulun zorunlu kılınması okur-yazar oranın yükselmesi için ve çocukların bilgisiz olmaması için yapılmış çok güzel bir kanundur.

Page 269: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

268

Aslında bizim şu anda eğitim sisteminde ailenin önemini vurgulamamız, önerme-lerimiz, gelecekteki eğitim sistemine temel atıyor. Mesela okullarda yapılan veli top-lantısına katılım, velilerin çocuklarına karşı gösterdiği ilgiyi belirliyor öğretmenlerin gözünde. Velilerin toplantılara katılıp çocuklarının ne durumda oldukları hakkında, ne yapması hakkında bilgiler alması gerekiyor. Aksi halde bazı veliler çocuklarına vurdumduymaz davranıyor. Amacımız velilerin toplantıları oldukça önemli sayıp ka-tılım göstermesi. Öğrencilerin de bu durumu kavrayıp kendilerine gösterilen emeği boş geçmeyip elinden geleni yapmalıdır.

3. GELECEKTEKI EĞITIMDE ÖĞRETMENIN ETKISIOkullarda yapılan planlı, kontrollü ve örgütlenmiş öğretme faaliyetlerine öğretim

denir. Öğretmen de öğrencilerine teknik bilgilerin ve genel kültürün yanı sıra ahlaki değerleri aktaran, sınırsız sevgi, hoşgörü ve sabrı olan en değerli varlıktır.

Öğretim sürecinde öğretmenlerin öğrencilere kattıkları;

• Yeteneklerini geliştirebilme• Yeteneklerini toplum yararına kullanma• Planlı ve düzenli çalışma• Kendi başına (bireysel) karar verme• Farklı ortamlara uyum sağlama • Hoşgörü saygı vb. ahlaki değerlerdir.• Eğitim Sürecinde Öğretmenlerin Tavrı Eğitimin ilk senelerinde çocuklar küçük yaşlarda hem anne hem babalarından ay-

rılarak okula gelirler. Bir anda iki ebeveyninden ayrılıp hiç tanımadığı ve görmediği insanların arasında okul ve derslerle karşı karşıya kalmak çocuklar için zor bir durum-dur. Bu durumda öğretmenlerin sıcakkanlı, ılımlı ve destekleyici davranması gerekir.

• Bir öğretmende olması gereken özellikler:• Adil ve demokratik davranmalıdır.• İnsan haklarına uygun davranmalı,ayrımcılık yapmamalıdır.• Kalıcı bir izlenim bırakan, stresi, gerilimi azaltan mizah duygusuna sahip ol-

malıdır.• Her öğrencinin başarabileceğine inanmalıdır.• Öğrencilerin ürettiklerine ve fikirlerine değer vermelidir.• Öğrencinin geçmişine ve sosyo-ekonomik durumuna göre ön yargısız davran-

malıdır.• Öğretmen öğrenciyi ahlaki, akademik, mesleki yönlerden etkiler:a) Ahlaki yönden etkisi: İnsan davranışlarını düzenleyen disiplinlerden birisi

olan ahlâk, Kohlberg’e göre hak-haksızlık, doğru-yanlış, iyi-kötü konularında doğru

Page 270: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

269

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

yargılama ile karar vermeyi ve bu karar doğrultusunda davranışta bulunmayı kapsa-yan bilişsel yapıdır.

Evrensel ahlaki değerlere sahip bir öğretmende bulunması gereken başlıca özel-likler vardır. İyi bir dinleyici, hoşgörülü, dürüst, açık ve güvenilir, özür dileyebilen, yüreklendirici ve yardımcı gibi belli başlı bazı özellikler öğretmende bulunursa ço-cuk toplama daha yararlı bir birey olarak yetişir.

b) Akademik yönden etkisi: Okullar öğrencilerin fiziksel ve duygusal olarak gelişmesi, öğretmenin öğretmesi, öğrencinin öğrenmesi, fırsatlara erişimde eşitlik ve sürekli gelişim konularında sorumlu ve hesap verebilir olmalıdır. Öğretmenler, sınıf-taki öğretimin kalitesini belirledikleri ve öğrencinin öğrenmesinde en önemli faktör oldukları için önemlidirler ve yaptıklarına veya yapmadıklarına dair hesap verebilir olmaları gerekmektedir. İnsanların artık gelecek sahibi olabilmesi için akademik eği-time sahip olmaları gerekmektedir. Akademik eğitime ise ancak öğretmen sayesinde ulaşılabilir. Öğretimle ilgili uygulamalara ilişkin değişkenler dikkate alındığında öğret-menler sınıflar arası farklılığın kaynağı olarak görülmektedir. Bundan dolayı mesleki anlamda öğretmenlerin içinde bulundukları durum daha iyi anlaşılmalıdır. Öğretmen öz yeterliği ve motivasyon gibi öğretmen tutumlarını oluşturan kavramların öğrencile-rin öğrenme etkinliklerinde ve başarılarında önemli rol oynadığı bilinmektedir.

c) Mesleki yönden etkisi: Öğretmen eğitimi programlarında öğretmen aday-larına gerekli mesleki formasyonu kazandıran öğretmenlik meslek bilgisi, ku-ramsal dersler ile uygulamalardan oluşmaktadır. Öğrenciler, program süresince kuramsal derslerde edindikleri bilgileri uygulamalar yoluyla davranışa dönüştürmek-tedirler. Programlar yalnızca kuramsal konulardan ya da uygulamalardan oluşma-makta olup; kendi içerisinde bir bütünlük oluşturmaktadır. Böyle bir oluşumda öğ-renciler bir yandan dersler yoluyla öğretim süreçlerine ilişkin bilgi edinmekte, diğer yandan uygulamalar yoluyla bu bilgileri davranışa dönüştürme olanağı bulmaktadır.

SONUÇGenel ve her yerde duyabileceğimiz şekliyle eğitim bir çocuğun doğum anından

itibaren ailede başlayarak okulda devam eden bir süreçtir. Aileyi oluşturan çeşitli ya-pılar vardır. Çekirdek aile, geniş aile gibi. Bu aile yapılarının her birinin kendi içinde bir sosyo-ekonomik düzeni, oturmuş bir yaşam standardı vardır. Çocuk hangisi için-de dünyaya gelmişse, o sosyo-ekonomik yapıya göre şekillenir. Öğrenmek insanın fıtratında vardır. Öğrenme eyleminden uzak bir insan düşünülemez. İnsan ilk bilgi-lerini de anne ve babasından öğrenir. Onun ilk öğretmeni anne ve babasıdır. Daha sonra okul çağına gelen çocuk okla gittiğinde yeni bir çevre ve öğretmenle karşılaşır ve eğitimine anne babasının yanında bir de arkadaşları ve öğretmeniyle devam eder. Bu süreç çoğalarak hayat boyunca devam eder.

Page 271: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

270

KAYNAKLAR

Erçelebp, Hasan, “Aile ve Eğitim”, PAÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, 1, 1996, s. 60-64.

https://www.sorubak.com/blog/egitim-ve-ogretimde-ogretmenin-onemi.html

http://blog.Millî yet.com.tr/egitimde-ailenin-rolu-ve-onemi/Blog/?BlogNo=131046

Page 272: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

271

GELECEĞIN EĞITIMINDE KÜLTÜR SANAT VE SPOR

M.İsmet SARIKAYA Y.Talha KÖSEAhmet KAPUSUZ Esin TEKEŞ

ÖzetEğitim, görevini yerine getirirken kültürel olanaklardan yararlanır ve kültürel de-ğerlerin izlerini taşır. Çünkü gerçek yaşanmışlıklardan verilen örnekler her zaman eğitimde kolaylık sağlamıştır. Eğitim ve kültür birbirinden ayrılamayan unsurlardır. Eğitim, hedefleri doğrultusunda devam ederken kültürel olanaklardan faydalanır. Spor, sosyal bir olgu olarak günümüzün en popüler ve yaygın bir faaliyet sahası ve kalkınma aracı olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bunun da ötesinde spor artık bir bilim dalı, bir gelişmişlik kriteri; ekonomisi, eğitimi, alt kurumları, araç ve gereçle-riyle tam bir sektör hâlini almıştır... Çağdaş eğitim anlayışı, bilgi aktarımı ile birlik-te beceri kazandırmayı, ilgi ve yetenekleri geliştirmeyi, bireyde var olan yaratıcılık yeteneğini açığa çıkararak, topluma yapıcı, yaratıcı ve üretici kişiler kazandırmayı, gerek bilim ve teknikte, gerekse düşünsel, sanatsal ve kültürel alanda yeni ürünler ortaya çıkaran toplumlara ulaşmayı amaç edinmektedir. Bu bakımdan sanat eğitimi çağdaş eğitim kavramı ve uygulamaları içinde önemli bir yer tutmaktadır.

Anahtar Kelimeler: eğitim, kültür, spor

1. EĞITIM KÜLTÜR ILIŞKISI Eğitim kasıtlı kültürleme süreci olup, kültürün aktarılmasında önemli bir araçtır.

Kültürü etkileyen ve kültürden etkilenen bir yapıya sahiptir. Bu süreç içerisinde kül-türün aktarılması eğitimle gerçekleşir. Eğitim aynı zamanda bir toplumun kültürünü etkiler ve o toplumun kültüründen etkilenir. Eğitim, hedefleri doğrultusunda devam ederken kültürel olanaklardan faydalanır. Eğitim kültüre göre değişime daha açıktır. Kültür değişime dirençlidir, halk ve toplumlar arasında da olduğu gibi. Atalardan bize gelen, en ufak bir değişime uğramamış yaşarken farkında bile olmadığımız bir kültü-rümüz var. Nitekim bu durum diğer toplumlarda da benzer şekillerde. Ancak bu kültü-rün değişime tamamen kapalı olduğu anlamına gelmez. Eğitim görevini yerine getirir-ken kültürel olanaklardan yararlanır ve kültürel değerlerin izlerini taşır. Çünkü gerçek yaşanmışlıklardan verilen örnekler her zaman eğitimde kolaylık sağlamıştır. Eğitim

Page 273: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

272

ve kültür birbirinden ayrılamayan unsurlardır. Aynı eğitimi Türkiye’den başka bir ül-kede vermeye kalkarsanız ve aynı şekilde almaya kalkarsanız, eğitimlerde mutlaka farklılıklar olacaktır. Çünkü başka ülkelerde yaşayan insanların yaşam tarzları, kültür-leri, kıyafetleri, davranışları ve konuşmaları Türkiye’dekine göre mutlaka farklılıklar gösterecektir. “Kültür” kelimesinin sosyolojik anlamı, bir topluluğun tüm yaşam bi-çiminin ifadesidir. RalphLinton’a göre kültür, öğrenilmiş davranışlar ve bu davranış-ların sonuçlarından meydana gelen bir bileşimdir. Onu bir araya getiren öğeler, belli bir toplumun üyelerince paylaşılır ve aktarılır. Yemek yeme, giyim, kullanılan dil, evlenme, ölü gömme, futbol oynama, kitap okuma gibi tüm hayatsal faaliyetleri içine alan bir kavramdır. Başka bir tanımla kültür, insan davranışının öğrenilen kısmıdır.

Kültürün eğitsel kavramlarla ifadesi “Beşerî öğrenimin paylaşılmış ürünleridir” biçimindedir. Eğitim, kişiliğin gelişmesiyle ilgili olduğundan içinde oluştuğu toplu-mun kültürüne bağlıdır. Toplumsal psikoloji ve toplumsal antropolojide yapılan son incelemeler insan davranışının son derecede esneklik gösterdiğini ve yetişmiş olduğu kültürün bireyin kişiliği üzerine damgasını vurduğunu göstermiştir. İnsan davranış-ları içinde yaşanılan kültür de geçerli değerlere göre belirlenir. “Kimi toplumlarda çocuk yürümeye başladığında ana babaya büyük bir iş düşmektedir. Çünkü çocuk, etraftaki eşyalar için bir tehlike oluşturmaktadır. Eğitime, ailede başlayan ve okulda devam eden yaşama hazırlama çalışmaları denebilir, eğitim anlayışları her devirde değişmiş ve çeşitlenmiştir. Çocuklar ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zama-nında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Ailede başlayan ve okulda devam eğitim, toplumun gelişmesi ve yenilenmesi için tek çıkıştır.

2. EĞITIM SPOR ILIŞKIŞISpor yapmanın sağlık açısından önemli olduğunu biliyoruz. Kilomuzu kontrol

altında tutmak, vücut işleyişimizin sağlıklı olmasına sağlamak için spor yapmamız gerekir. Bunların ötesinde sporun akıl sağlığı ve ruhsal denge için önemli olduğu da bilinmektedir. Bugün sporun okul başarısına etkileri üzerinde duracağız. Okullar-da genellikle top oynayan yaramaz öğrenci ve ders çalışan gözlüklü öğrenci imge-si vardır. Bu imgenin aslında doğru olmadığını bu yolla öğrenmiş olacağız. Çünkü araştırmalar sporun okul başarısına ciddi manada pozitif katkı yaptığını gösteriyor. Tezimize dayanak olması açısından öncelikle şunu ortaya koyalım. Nevada Üniver-sitesi bünyesinde yapılan araştırmaya göre haftada 3 gün spor yapan üniversite öğ-rencilerinin spor yapmayanlara göre daha yüksek notla mezun oldukları ortaya çık-mıştır. Araştırmada akademik kariyer konu edindiği için üniversite bazlı bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Ancak yine de sporun eğitimin her kademesine katkı yaptığını rasyonel şekilde temellendirebiliriz.

Page 274: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

273

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

2.1. Sporun Getirdiği DüzenHayatın içerisinde rastgele olmayan, düzen gerektiren bir şey koyduğunuzda ha-

yatı daha düzenli yaşarsınız. Düzenli yaşam savrulmadan, planlı, ne yaptığının far-kında olarak yaşamak demektir. Bu ise okul başarısını olumlu yönde etkiler. Tabi sporun hayata düzen getirmesi için sporu bir düzen çerçevesinde ve sağlığı bozmaya-cak şekilde yapmak gerekir. Gece gündüz futbol sahasından çıkmayan ve hiç ders ça-lışmayan öğrenci elbette çok başarılı olmayacaktır. Ancak bir spor programına vakti çok almayacak şekilde düzenli devam etmek çok faydalı olabilir.

2.2. Sporun Beyin Sağlığına KatkısıOkulda başarılı olmak beyinsel aktivitelerin bir sonucudur. Dolayısıyla beyinsel

işlevlerde başarılı olmak için beynimizin sağlıklı olması gerekir. Atalarımız “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözüyle buna zaten işaret etmişler. Gerçekten de vücu-dumuz güçlü olduğu zaman beynimiz daha iyi işlemektedir. Bunun nedenleri arasın-da birçok madde sayabiliriz. En basitinden spor yapmak ve güçlü hissetmek insana özgüven sağlar. Özgüven de zihnin özgürce hareket etmesini sağlar.

Ders çalışma, ödev yapma, sınava hazırlanma gibi durumlar beyni yorar. Zaman-la ağır bir stres birikmesi olur. Üstelik bunu yaparken vücudun hareketsiz kalması büyük bir dengesizliğe neden olur. Bedensel çaba gerektiren sporlar bütün bu stresi atmak için bize bir imkan sağlar. Vücuda ihtiyaç olan heyecanı sağlar. Kas kasılma-sı ile vücut kendini yeniler. Hormon seviyesi ve kalp atım hızı değiştiği için vücut kendine gelir. Bu da beyin sağlığını korumamıza yardımcı olur. Hapishanelerde dahi mahkumların sorun yaşamaması için spora yönlendirme yapılır. Çünkü birçok stresi spora taşımak rahatlamak demektir. Rahatlamak da diğer eylemlerde bize başarı sağ-lar. Kısacası spor yapmak okul başarısını birçok alanda etkiler.

İnsan doğduğu andan itibaren spor yapar. Sağlığın korunması ve vücut formunun korunması için spor yapmak büyük önem taşımaktadır. Eski zamanlardan itibaren spor yapmanın adı bazen eğlence bazen de savunma amaçlı anılmış olsa da spor vücudun metabolizmasına en fazla etki eden eylemlerden birisidir. Özellikle sağlıklı bir yaşam için vücudun dokusundan kemiğine ciğerlerden kalp ve damar rahatsızlık-larına kadar pek çok konuda büyük yarara sahiptir. Spor yapmanın yararı her ne kadar büyük olsa da spora ayrılan zaman oldukça azdır. Kişilerin kendisini belirli hedeflerle motive etmesi spora ayrılan zamanın artmasını sağlayacaktır. Burada spor verilerinin önemi de oldukça büyüktür. Kendimize bir spor verisi hazırlayarak her geçen gün spora ayrılan zaman konusunda kendinizi olumlu şekilde motive edebiliriz. Sağlıklı her birey, istediği takdirde, sportif faaliyetlerine, gündelik yaşamı içinde yer vere-bilmektedir. Vücudun doğal mekanizması, hareketli bir yaşamı öngörmektedir. Söz

Page 275: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

274

konusu hareketlerin iradi ve bilinçli bir şekilde ortaya konulması sayesinde etkin bir sportif faaliyet ortaya çıkabilmektedir. Sporun gündelik yaşam ile bu denli organik bir bağ içinde bulunması, sporu, diğer yaşamsal alanlarında içine çekmektedir. Bu yönüyle spor, sadece bedensel olarak yürütülen bir faaliyet olmanın ötesine geçerek izlemeye ve okumaya da konu olabilmektedir.

Spor, sosyal bir olgu olarak günümüzün en popüler ve yaygın bir faaliyet sahası ve kalkınma aracı olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bunun da ötesinde spor artık bir bilim dalı, bir gelişmişlik kriteri; ekonomisi, eğitimi, alt kurumları, araç ve gereç-leriyle tam bir sektör hâlini almıştır... Sporun her alanda olduğu gibi, etik alanında da gelişerek ilerleyebilmesi için spora alın teri ve sermaye dökenlerin kendi içlerinde örgütlenmeleri gerekmektedir. Bu alanda yürütülen bireysel davranış, arayış ve ça-baların tek başına başarıya ulaşması ve yeterli olması mümkün gözükmemektedir çünkü örgütlenmemiş bu tür münferit uğraşılar, yozlaşmaya ve saptırılmaya daha elverişli olabilmektedir...

Her konuda olduğu gibi spor alanında da etikle ilgili çok çeşitli hususlar gündeme gelmektedir. Yerel bir yarışmadan olimpiyatlara kadar, sporun tüm kademelerinde spor etiğine zarar veren davranışlar sergilenebilmektedir. Doping kullanımı, rakibi zor duruma sokacak davranışlar, hakemi aldatmaya yönelik hareketler vb. tüm dav-ranışlar spor etiği açısından ele alınabilmektedir. Sporcuların mesleklerine, kendile-rine, rakiplerine ve evrensel birtakım doğrulara uygun şekilde hareket etmeleri ancak etik davranışı özümsemeleri ile mümkün olabilmektedir...

Sporun yönetim açısından da etik değerlerini göz önünde bulundurmak gerek-mektedir. mesela ‘Zafere giden her yol mübahtır.’ anlayışıyla sportif mücadele içe-risinde bulunmak, sporun özüne hitap eden bir anlayış değildir. Yöneticilerin şahsi menfaatleri ya da kulüpleri adına yasa dışı yollara başvurması, kara para aklama çabaları, şike ve teşvik primi ile müsabaka sonuçlarını manipüle etmeleri de sporun fair-play ruhuna zarar vermektedir. Dürüst oyun anlamına gelen fair-play, evrensel olarak kabul görmüş sporda adil ve dürüst olmayı destekleyen bir anlayışı ifade etti-ğinden, dürüstlük içermeyen sportif faaliyetler, amacının dışına çıkmakta ve dolayı-sıyla etik açıdan problem teşkil etmektedir...

Spor etiğinin temel ilkesi, bireylere spor ortamlarına evrensel kabul görmüş değer-leri benimsetmek ve davranışsal olarak ortaya koymaya yönlendirmektir. Spor etiği genel anlamda, sporda önemli rol oynayan paydaşların üzerine düşen mesuliyetleri, dürüstlük, adalet, şeffaflık, tarafsızlık ve saygı gibi evrensel değerler temelinde or-taya koymaları, çalışmalarını bu ilkelere bağlı olarak yürütmelerini kapsamaktadır...

Page 276: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

275

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

3. EĞITIM SANAT ILIŞKISISanat insanın özgür olarak karar vermesini becerisini ortaya koymasını sağlar.

Çağdaş eğitim anlayışı, bilgi aktarımı ile birlikte beceri kazandırmayı, ilgi ve yete-nekleri geliştirmeyi, bireyde var olan yaratıcılık yeteneğini açığa çıkararak, topluma yapıcı, yaratıcı ve üretici kişiler kazandırmayı, gerek bilim ve teknikte, gerekse dü-şünsel, sanatsal ve kültürel alanda yeni ürünler ortaya çıkaran toplumlara ulaşmayı amaç edinmektedir. Bu bakımdan sanat eğitimi çağdaş eğitim kavramı ve uygula-maları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Sanatın amacı meydana gelen ürünlerin dış görünüşünü tanımlamak değil, onların içeriğindeki anlamı ortaya çıkarmaktır.Sanatın olduğu yerde girişimcilik ve bağımsızlık duyguları bulunmaktadır. Sanatın hedefi basmakalıp olanı devam ettirmekten çok onları bozmaktır. Güzel sanatlara ilişkin et-kinlikler bütünü olan sanat eğitimi, duygu ve zevk eğitimine, güzel biçimlere duyar-lık kazanmaya ve her türlü anlatım biçiminde estetik yaşantılar yaratmaya yöneliktir. Sanat eğitimi yalnızca sanatı meslek edinmek için özel yeteneği olanlara yönelik olmayıp, okul öncesinden başlayarak yaşam boyunca çeşitli aşama ve basamaklarda sürdürülecek bir eğitsel süreç olarak görülmelidir. Yeni, özgün ve çağdaş düşünceler üretmeyi öngören sanat eğitiminin en önemli amaçlarından birisi bireylerin yaratıcı-lık yeteneklerini geliştirmektir

Toplumsal alanlarda ve tüm mesleklerde olumlu gelişmeler için ön şart olan ya-ratıcılık insan yaşamının her döneminde bulunabilen bir yetenektir. Doğuştan gelen yaratıcılık her bireyde bulunmakta ancak yaratıcılığın sürekliliği, gelişimi, derecesi ve ortaya çıkışı bireyden bireye farklılık gösterebilmektedir. Bireyin içinden gelen kendiliğinden beliren orijinal tepkilere bağlı olan yaratıcılık esneklik, duyarlılık, ori-jinallik ve akıcılık gibi özellikleri içermektedir. Esneklik, çok yönlü düşünme, du-yarlılık, çevreye insanlara, karşılaşılan yeni durumlara karşı uyanık ve ilgili olma, akıcılık, rahat, çabuk ve bağımsızca düşünebilme ve hareket edebilme, orijinallik, farklı ve değişik sonuçlara varabilme olarak tanımlanmaktadır.

Çocuklar çeşitli etkinliklerde ve özellikle de sanatla ilgili çalışmalarda yaratıcılık-larını sergileyebilirler. Yaratıcı olabilmek için her şeyden önce bireyin kendine güven duyması, bağımsızca düşünebilmesi, kimi zaman alışılmış kalıpların ve kuralların dı-şına çıkabilmesi ve yeteneklerini sonuna kadar kullanabileceği ortam ve özgürlüğe sa-hip olması gerekmektedir. Kendine güven, kendini bulma ve yaratabilme, elinde bulu-nanlardan amaçladığı yönde başka bir şey üretebilme, olaylar karşısında pratik çözüm yolları bulabilme yeteneği sanat eğitimi ile kazandırılabilir. Sanat eğitiminde bilimsel veri ve olgulardan yararlanıldığı gibi sanat dışı eğitimde de sanatsal veri ve olgular-dan geniş olarak yararlanılabilir. Çağdaş insanın uğraşı ne olursa olsun birey, kültürel düzeyde sanat aracılığı ile toplum içinde duygusal açıdan rahatlama fırsatı bulabilir.

Page 277: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

276

İlk çağlardan beri insan, güzel sanatların tümünü, kendini ve ait olduğu toplumu geliştirme, zenginleştirme ve güçlendirme yolunda vazgeçilmez bir etkinlik olarak görmüştür. Sanat eseri sayesinde insan, bulunduğu çevreyi algılayarak bunu daha iyi ve güzele doğru değiştirme isteği duyar. Doğada ve çevresinde gerçekleşen olaylara farklı bir gözle bakmayı ve bu bakış doğrultusunda eyleme geçmeyi öğrenir. Güzel sanatlar, insanların kişiliklerinin gelişiminde önemli bir rol oynar; duyan, düşünen, yaratan ve çevresiyle sağlıklı iletişim kuran insanların büyük bir bölümünün güzel sanatlarla yakından ilgilendikleri bir gerçektir; çünkü sanat insanın duyarlılığını arttı-rır. Çevresindeki insanlara farklı açılardan bakabilmesini sağlar, insanlara hoşgörüyle yaklaşabilmeyi öğretir. İnsancıl düşüncelerin gelişmesine katkıda bulunur. Sanat ya-pıtları bir gerçeğe değişik açılardan bakmamıza yardımcı olur, farkına bile varama-dığımız duygularımızı adlandırmayı, kendimizi eğitmeyi ve geliştirmeyi bize öğretir. Bu da bizi bencillikten, dar bir bakış açısından, saplantılardan kurtarır. Toplum için-de yaşamak ve grup çalışmalarına katılmak, özgüven oluşturmak, soyut kavramları daha kolay algılamak, belirli bir güzellik anlayışına ulaşmak, sanat eserlerinin insana yaptığı katkılardan bazılarıdır. Sanat, hayatımızı daha anlamlı ve yaşanır duruma ge-tirir. Kendimizi iyi tanımamıza, psikolojik ve zihinsel yönden gelişmemize yardımcı olur. Toplumu oluşturan bireyler arasında birlik ve bütünlüğü sağlayan, onları ortak duyguda ve düşüncede birleştiren en önemli unsurların başında sanatın gücü gelir. Bir sinemadan, tiyatrodan, konserden çıkan, bir şiir dinletisine katılan izleyicilerin gözlerine baktığınızda aynı gözyaşını, umudu, mutluluğu ya da hüznü görürsünüz. Bu da sanatın insanlar üzerinde nasıl bir birleştirme gücüne sahip olduğunu açıklar.

Kültürün önemli bir öğesi olan sanat, insanın kişiliğini kurar, tamamlar ve yaşama sevincini pekiştirir. Ruhsal dünyamızı besleyerek daha dengeli olmamızı sağlar. Sa-natsal beğeniden yoksun kalmış bir insan ise yavan ve eksik kalır. Aklını ve elini bir-likte çalıştıran insan daha verimli bir uygarlık yaratıcısı olur. Başkalarının sırtından değil, emeğiyle sağlar geçimini. Çalışır, üretir ve bel kemiği olur toplumun. Kendine güvenir, olumlu değerleri savunur, sağlıklı ve kişilikli bir insandır o.

İş içinde eğitim,bedensel becerileri de getirir. Sanat dersleri, diğer derslerden farklılıklar gösterdiğinden, öğrenciler daha çok sever ve ona ilgi duyarlar. Yaratıcı-lıklarını geliştirir, kendilerini kanıtlayabilirler. Hareket süreklidir ve zevk uyandırır. İyi bir sanat eğitimi alan öğrenci mutlu olur. Başarılı sanat öğretmenleri de, öğrencide merak, heves ve gelişme hırsını ateşlerler.

Yerel beğenilerden evrensele uzanan bir eğitimle halk türküleri, halk oyunları coşkuyla öğrenilerek, sanatın insan yaşamına kattığı değerlerin tadına varılır. Ulusal kültürümüz hem öğrenilir, hem de yurt köşelerine yayılır. Serbest zamanlarda sanat etkinlikleriyle uğraşılır.

Page 278: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

277

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

“Okulda ağaçlar müzikle büyütülür, her ağacın altında bir iki öğrenci enstrüman çalar, türkü söyler; ağaçlar da güzel güzel büyür.”

Yurt ve millet sevgisi, duygusu artar, ulusal çıkarlar öne çıkar; çalışkan olmaya, gerçeğe değer vermeye, sanatı sevmeye, sağlığına ve haksızlığa karşı durmaya önem verir, kendine güvenir sanat eğitimli öğrenci. Güzel ve yüce değerleri taparcasına sevmek zevkine varır. Meslek yaşamlarında bunu kanıtlarlar. Çalıştıkları yerde ba-şarılı olur ve iz bırakırlar.Temizlik ve düzen alışkanlığı kişiliklerine işlemiş, güzellik duyguları pekişmiştir. Bu nedenle öğrencilerin bir sanat ortamı içinde yaşatılarak, her an güzelliklerle yaşaması sağlanmalıdır. İş ve sanat eğitiminden geçen insanlar yaşadığı yeri gerçekten yaşanır, mutlu bir ortam haline getirirler.Evimiz, sokağımız, çevremiz, köyümüz, kentimiz bizim uygarlık düzeyimizi gösterir. İş ve sanat eğiti-miyle, “Aslan yatağından belli olur.” atasözü hayata geçirilir. Okumak ve okunanlar üzerine tartışmak, düşünce eğitimiyle beslenerek bir dünya görüşüne dönüşür. Ders dışı kitapların okunması, çok okunması, farkında bile olmadan daha iyi yetiştirir in-sanı. Her açıdan öne çıkar okuyan, farklı bir kişilik geliştirir ve başarılı olur. Sağlıklı bir dünya görüşü ve aydın kişiliği kazanmanın, evrensel kültürün seçkin örneklerini tanımanın, düzeyli bir sanat beğenisi kazanmanın, ilginç ve unutulmaz olmanın yolu düşünmeyi öğrenmek ve birtakım sanatsal becerileri kazanmaktan geçer.

Yaşamın içinden çıkan bir insan etkinliği olarak sanatın insanlıkla yaşıt olduğu söylenebilir. Genel olarak herhangi bir etkinliğin ya da bir işin yapılmasıyla ilgili yöntemlerin, bilgilerin ve kuralların tümüne birden sanat denir. Sanatsal etkinliği, bazı düşüncelerin, amaçların, duyguların, durumların ya da olayların, deneyimler-den yararlanarak, beceri ve düş gücü kullanılarak ifade edilmesine ya da başkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı bir insan etkinliği diye de tanımlanabilir. Sanat kelimesi Arapça bir kelime olup, sana’a kökünden gelen (yapmak, üretmek) anlamında bir mastardır.

Sanat eseri her zaman tek, eşsiz ve benzersizdir. Kopya edilebilir ama asla tekrar-lanamaz. Sanat eseri öyle bir mesaj getirmelidir ki, öncekileri bir noktada alıp, ileriye doğru bir yere ulaştırmalı, arada köprü olabilmelidir. Dolayısıyla bu sanat eserini ortaya koyan kişi, sanat adına bir misyonu üstlenmiş ve belli bir zaman dilimi içinde varlığını hissettirmiş olsun. Sanat bir düzen, bir ahenk ve bir disiplindir. Düzensiz ve ahenksiz sanat olmaz. Sanatçı denilince, düzenli, disiplinli ve prensipli kişi akla gelir. Aristo, sanat ve sanatçıdaki bu düzeni toplum hayatında da görmektedir. Ona göre doğada düzensiz hiçbir şey yoktur.

Sanat, tasavvuf terbiyesi içerisinde öğrenilir ve uygulanırsa, asıl verim o zaman elde edilir. Bizim sanat eserlerimizde bu müşahade edilmektedir. Bu tasavvuf zevkini mimaride, nakışta ve musikide yakalamak tamamen bir formasyon meselesidir. Fakat

Page 279: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

278

bu zevki şiirdeapaçık görmek mümkündür. Onun için bizim şairlerimizin hazırladık-ları her bir divit, tasavvuf okyanusuna doğru yol alan birer ırmak gibidir.

Sanat zorlamayla olmaz ve zorla öğretilmez. Tolstoy’un da dediği gibi sanat gö-nülle öğrenilir. Sanat insanın içinden kaynayarak gelir. Çoğu zaman gençlik yılların-da herhangi bir sanat dalında eğitim görmemiş fakat bunun eksikliğini sonradan fark etmiş olan aileler, çocuklarını -ilgisi olsun olmasın- ille de bir sanata yöneltmek ister-ler. Tabii ki ailenin veya birilerinin zoruyla olan bu ilgi de fazla devam etmez. Baş-kasının isteğiyle sanata yönelen bir kimsenin başarılı olması da çoğu zaman mümkün değildir. Kendi isteği ve yeteneği ile sanat yapan sanatçıyı örnek vermek gerekirse, Hattatlar Osmanlı döneminde Hat sanatının bitmemesi ve devam etmesi için matba-ayı bir süreliğine yasaklamışlardır...

Kısaca sanatın sahip olduğu gücü şöyle özetleyebiliriz :

• Sanat ortamı, hoşgörü, güzellik ve sevgi ortamıdır.• Sportif faaliyetler, çeşitli sanat dalları ve kültürel faaliyetler insanları iyi yönde

kanalize etmek için önemli araçlardır.• Sanatsal faaliyetler insanların kaynaşmasına, hatta ulusların birbirleriyle sıcak

diyalog kurmalarına vesile olan güçlü bir iletişim vasıtasıdır.• Sanatsal faaliyetler ülkemizin hariçte tanıtılması için çok önemli eylemlerdir.Gelişen ve değişen dünya, sanat üzerinde de etkisini gösteriyor. İnsanlığın ilk

çağlarında bir iletişim ve eğitim aracı olarak kullanılan sanatın amacı da dünya di-namikleriyle birlikte değişiyor. 2040’lı yıllarda sanatın sanat gibi görünmeyeceği ve geleceğin sanatı şekillendireceği düşünülüyor. Geleceğin sanatına dair yapılan tar-tışmalarda bir diğer önemli konu ise resmi kalıcılığı. Güncel sanatın giderek etkisini artırdığı dönemlerde klasik yöntemlere bağlı kalınarak oluşturulmuş tabloların eskisi kadar rağbet görmediği düşünülebilir. Ancak resim satışları, halen tüm rekor sanat satışlarına hakim olarak müzayede evlerinin, sanat fuarlarının ve galerilerin en büyük itici gücü olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuç olarak geleceğin sanatının kısa portresini çizen sanat otoriteleri 2040’lı yıllarda sanatın, sanat gibi görünmeyeceğini ileri sürüyor. 20 yılın sanat dünyasında, siyasi karışıklığa yol açan aktivist sanatçılar olacak, yeni ortamları ve mekanları araş-tıran deneyci ressamlar olacak.

Page 280: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

279

Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi

SONUÇEğitim, görevini yerine getirirken kültürel olanaklardan yararlanır ve kültürel de-

ğerlerin izlerini taşır. Bir kültürü oluşturan her şey eğitimi etkilerken eğitimden de etkilenir. Eğitim ve kültür arasında karşılıklı bir alış veriş vardır.

Eğitim kültür, eğitim spor, eğitim sanat ilişkisi gibi… kültürel değerler eğitimle aktarılır. Örneğin el öpmek, bayram ziyaretleri, büyüklere saygı, küçüklere koruyu-cu ve sevgiyle yaklaşama gibi daha birçok durum eğitimle bireylere kazandırılırken spor da eğitimin içindedir. Disiplin, sporcu ahlakı vb. durumlar yine eğitimle kendini şekillendirir.

Sanat da bunlardan farklı değildir. Yaşamın içinden çıkan bir insan etkinliği ola-rak sanatın insanlıkla yaşıt olduğu söylenebilir. Genel olarak herhangi bir etkinliğin ya da bir işin yapılmasıyla ilgili yöntemlerin, bilgilerin ve kuralların tümüne birden sanat denir. Sanat zorlamayla olmaz ve zorla öğretilmez. Tolstoy’un da dediği gibi sanat gönülle öğrenilir. Sanat, tasavvuf terbiyesi içerisinde öğrenilir ve uygulanırsa, asıl verim o zaman elde edilir.

Page 281: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

280

KAYNAKLAR

Arvasi, S. Ahmed, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, Burak Yayınevi, 2. Bs., İstanbul, t.y.

Bozkurt, Nejat, Sanat ve Estetik Kurumları, Sarmal Yayınevi, 2. Bs., İstanbul 1995.

Çam, Nusret, İslam’da Sanat, Resim ve Mimari, Ankara 1994.

Mülayim, Selçuk, Sanata Giriş, Bilim Teknik Yayınevi, 2. Bs., İstanbul 1994.

Şemseddin Sami, Kâmûs- Türkî, Dersaadet 1317.

Turgut, İhsan, Sanat Felsefesi, Bilgehan Matbaası, İzmir 1991.

Tolstoy, Lev Nikolayeviç, Sanat Nedir?, Çev. Buradan Dural, Şule Yayınları, İstanbul 1992.

Usmanbaş, İlhan, “Sanat ve Müzik Sorunlarına Genel Bakışlar”, I. Müzik Kongresi Bildiriler Sorular Cevaplar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, 14-18 Haziran 1988, Ankara.

http://sevgicicegii.blogcu.com/egitim-ve-sanatin-iliskisi/321698 (2020)

http://www.dersyerimiz.com/index.php/sanatin-insan-uzerindeki-etkileri.html (2020)

https://eodev.com/gorev/13735299 (2020)

http://www.tulaycellek.com (2020)

Page 282: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

VALIDEBAĞ FEN LISESI

Page 283: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 284: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

283

ALFA KUŞAĞININ EĞITIMINDE TEKNOLOJI

Enes Tarık ESLEMEZ Elif KIRKIÇMuharrem Akman AKSU

ÖzetToplumlar var oldukça var olacak ve çağın imkânlarına göre de şekil değiştirecek olan eğitim, yeni teknolojilerin kullanım alanları arasında büyük bir paya sahiptir. Eğitimin böyle bir paya sahip olması eğitimin geliştiğini ve gün geçtikçe yenilenen teknolojilere göre kendini yenilediğini bize gösteriyor. Geleceğin eğitimine yön ver-mek, onu ürettiğimiz teknolojileri kullanarak daha iyi hala getirmek istiyorsak ilk olarak amacımızı belirleyip “Eğitimde teknolojiyi neden kullanıyoruz?” sorusuna cevap vermeliyiz. Eğitimde amaç, bireyin kendini gerçekleştirmesine imkân hazırla-yarak insan ilişkilerini, ekonomik etkinliğini ve vatandaşlık sorumluluğunu geliştir-mektir. Eğitimin asıl amacı bireye çeşitli özellikler kazandırmak olduğu için eğitim sistemini çeşitli teknolojiler kullanarak bireyselleştirmek ve eğitim sisteminde fırsat adaletini sağlamak gerekir. Bireyler arasındaki farklılıkların tespit edilip bu fark-lılıklardan yola çıkarak eğitim – öğretim ortamında yapılacak çalışmalarla sorun olarak algıladığımız olumsuz durumları en aza indirgemek mümkündür. Teknoloji yardımıyla oluşturacağımız zengin bir öğrenme – öğretme ortamında bireylerin öğ-renme kapasitesini arttırmak mümkün olacağı gibi bireylerin bu farklılıkların bir birey olarak aslında yaşamda ne kadar gerekli ve önemli olduğu bilinci de bireye kazandırılmalıdır. Unutmayalım ki eğitimde sahip olduğumuz bu farklılıklar bireyler açısından zenginlik kaynağı olmakla birlikte kaliteyi arama ve yeni buluşlar için de önemli bir zemin oluşturmaktadır.

Geleceğin eğitiminde teknoloji entegrasyonu yaparken odak noktamızı öğrenciye ve öğretmene olduğu kadar dış etken ve unsurlara da çevirmeliyiz. Yapay zekâ teknolo-jisini kullanarak öğrencinin ve öğretmenin gerçekleştirdiği eylemlere göre verimini analiz eden bir ürün ortaya çıkarmış olsak bile bu ürün öğrenicinin ve öğretmenin gerçekleştirdiği eylemlere “Neden?” sorusunu sormazsa öğrenci ve öğretmen hak-kında yanlış bir analiz yapıp yanlış bir sonuca varabilir. Her şeyin bir nedeni olduğu gibi öğrencinin de ödevini yapamamasının veya bazen öğretmenin dersi anlatırken dikkati üzerinde toplayamamasının da bir nedeni vardır. Geleceğin eğitiminde tekno-loji entegrasyonu yaparken bizim asıl amaçlarımızdan biri de neden-sonuç ilişkisine

Page 285: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

284

dayalı bir platform oluşturmaktır. Bu platformu oluştururken gerekli olan en mühim şey güvene dayalı bir sistemdir. Güvene dayalı bir sistem hem öğrencinin kendine önemli ve değerli olduğunu hissettirecek hem de eğitimcinin kendine “Zamanımı boşa mı harcıyorum?” sorusunu sormasına engel olacaktır. Bu sistemi gelişen yapay zekâ teknolojileriyle yapmak mümkündür.

Anahtar Kelimeler: eğitim, teknoloji, sistem, birey, öğrenme, öğretme, öğrenim, öğ-retmen, entegrasyon, yapay zekâ.

GIRIŞGünlük hayatın her alanında (eğitim, bankacılık, yönetim, iş, tarım, ulaşım vb.)

teknoloji kelimesini çok sık kullanmaktayız. Ve bunun yanında her zaman söyle-nen bir söz vardır; “Biz teknolojik gelişmeleri takip ediyoruz.” Burada anlaşılmayan nokta ise teknolojinin hangi yönünün takip edildiği ya da edilmesi gerektiğidir. Her zaman söylenen bu sözün çok geniş anlam ifade etmesinin nedeni ise “teknoloji” ke-limesinin çok geniş anlamları içermesidir. Teknoloji dendiği zaman herkes tarafından anlaşılan anlam sadece belli bir nokta üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu yoğunlaşılan nokta ise teknolojinin fiziksel donanım anlamıdır (hardware). Halbuki teknolojinin kuramsal boyutu da (software) bulunmaktadır. Teknoloji kelimesinin fiziksel dona-nım ve kuramsal boyutları ile kullanılması gerekmektedir (İşman,2014). Tahmin etti-ğiniz üzere birçok teknoloji tanımı bulunuyor. Teknolojinin her alandaki kullanımını özetleyecek bir tanım örneği verirsek: Teknoloji, pratik uygulamaların yapılmasını sağlayan organize olmuş bilgilerin ya da bilimsel bilgilerin sistemli uygulamalarıdır (Galbraith, 1967, s. 12). Tanımda da ifade edildiği gibi pratik uygulamaların yapılma-sı araştırmamızın temelini oluşturuyor. Eğitimde teknoloji kullanımının nedenlerin-den biri de eğitim sürecini hızlandırmak başka bir deyişle pratikleştirmektir. Eğitim süreci her öğrencinin öğrenme biçimine göre farklılık gösterir. Eğitim gibi bireyle-rin özelliklerine göre şekil değiştirecek bir olgunun tek ve aynı bir siteme oturtul-maya çalışılması oldukça anlamsızdır. Bu noktadan hareketle akıllara “Kişiye özel müfredat hazırlamak ne kadar mümkün?” sorusu geliyor fakat bu mümkün. Gelişen ve gelişmeye devam eden teknolojiler sayesinde eğitimi bireyselleştirmek ve sınıf farklılıklarını ortadan kaldıracak bir eğitim, teknoloji sayesinde mümkün olabiliyor. Çalışmamızın başında bahsettiğimiz gibi teknoloji kelimesinin geniş bir anlamı oldu-ğu için makalemizde teknolojiyi daha alt başlıklara veya uygulamalarına ayırmamız gerekebilir. Bunlardan bir tanesi olan yapay zekâ gün geçtikçe literatürlere girmeye ve hayatımızda yer edinmeye devam ediyor.

Page 286: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

285

Validebağ Fen Lisesi

1. YAPAY ZEKÂ NEDIR?1970’li yıllardan beri evlerimize, ofislerimize girmeye başlayan bilgisayarların

artık insanlar gibi hem karar verme hem de öğrenme yetisine sahip olması kullanım alanlarını oldukça genişletmiştir. Matematiksel olarak bir formülle gösterilemeyen ve insan tarafından çözülmesi zor olan problemlerin yapay zekâ yöntemleri ile bil-gisayarlar tarafından çözülebilmesi, uygulamalar açısından vazgeçilmez bir durum haline gelmiştir. Peki, günlük yaşantımızda çokça kullandığımız “yapay zekâ” terimi dilimize nereden geçmiş ve ne anlama gelmektedir?

Dilimizde “yapay zekâ” olarak kullanılan terim, ilk kez 1956 yılında Dartmouth Kolejinde düzenlenen ve seçkin bilim insanlarının katıldığı konferansta “Artifici-al Intelligence: AI” biçiminde dillendirilmiştir. Bu toplantıya katılan J. McCarthy (Lisp dilinin geliştiricisi), M. Minsky (MIT Yapay zekâ Laboratuvarı kurucusu), C. Shannon (IBM), A. Newell (ABD Yapay Zekâ Derneğinin ilk başkanı) ve H. Simon (Nobel ödüllü) zeki bilgisayarların gerçekleştirilme olasılığının araştırılmasını öner-mişlerdir.1

İnsan zekâsını henüz tamamen açıklığa kavuşturamamış insan ırkı olarak yapay zekâyı tanımlamaya çalışmak ne kadar doğru bilinmez çünkü teorik olarak yapay zekânın işleyişi makinelerin insan zekâsını simüle edebilmeleri prensibi üzerine ku-ruludur. Fakat bir genel tanımlama yapacak olursak yapay zekâ: Kavrama, öğrenme, problem çözme, planlama gibi insana ait özelliklerin bilişsel yöntemlerle bilgisayar-lara kazandırılmasıdır.

2. KARA TAHTALARDAN AKILLI TAHTALARAEğitimin tarihi, insanlık tarihiyle eşdeğerdir. Tarihin her döneminde, günümüzde-

kine benzer bir eğitim sisteminden söz etmek mümkün değildir. Ancak yerleşik ya-şama geçiş sürecinden günümüze kadar tüm toplumlarda bir eğitim etkinliğinden söz edilebilir. Eğitim yerleşik toplumlarda hep önemli olmuştur. Özellikle toplumların devamı açısından eğitimin yaşamsal önemi de görülmüştür. Toplumların geleceğini güvence altına almak amacıyla; o toplumun kültürel, politik, ekonomik vb. özellik-lerini benimsemiş ve uygulayabilen yeni kuşakların yetiştirilmesinde eğitim önemli işlevler görmüştür.

Günümüzde eğitim kavramı denince akla zorunlu ve kesintisiz eğitim sisteminin gelmesinin ve çoğu toplumda bu sistemin kullanılmasının asıl nedeni bilginin çoğal-ması ve bilgiyi öğrenmek için uzun süreli bir eğitim sürecine tabi tutulmamızdır. Bu

1 1956 Dartmouth Konferansı: 8 hafta süren bu konferansa sibernetik, automata teorisi, yapay sinir ağları (aka.neural.networks), sinyal işleme, mantık teorisi ve bilişsel bilim gibi farklı alanlardan bir araya gelen döneminin önemli 10–20 araştırmacısı katılıyor.

Page 287: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

286

durumda eğitim sürecini hızlandırmak ve verimli bir hale getirmek asıl gayemizdir. Bu gayemizi gerçekleştirmek bizim ve ürettiğimiz teknolojilerin elindedir. Bu tekno-lojiler sayesinde öğretmenin rolü değiştirmeyecek, bununla birlikte ona daha iyi ve rahat bir öğretim süreci sunulacaktır. Teknolojik gelişmelerle robotların yahut maki-nelerin öğretmenin yerini alacağı fikrinin zihinlerde belirmesi tabii olmakla beraber unutulmamalıdır ki eğitimin temel unsurlarında biri iletişimdir. Bu bağlamda “Öğret-menin rolünün değiştirilmeyecek olması oldukça önemlidir.

3. YAPAY ZEKÂNIN KULLANIM ALANLARIYapay zekâ kullanımı gün geçtikçe ihtiyaç duyulan yeni alanlarda kendini gös-

termeye devam ederken, kullanımı aktifleşmiş alanlarda yeni yasaları da beraberinde getiriyor. Örnek olarak; geçtiğimiz günlerde California’da otonom araçlar için çıka-rılan bir yasa, yapay zekâ uygulamalarının artık hayatımızın bir parçası olduğunu oldukça iyi kanıtlar durumda.2 Yapay zekâ hayatımızın parçalarını oluşturdukça “Sı-rada hangi uygulama var!” diyerek geleceği merak etmemek elde değil.

Forbes, geçtiğimiz günlerde Forbes Teknoloji Konseyinde bulunan yedi teknoloji uzmanıyla yapay zekâ ve gelecek uygulamaları üzerine bir röportaj gerçekleştirdi. Bu uzmanlara önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi muhtemel yapay zekâ kullanım alanları ve gelişmeleri hakkındaki düşüncelerini sordu. Röportaj yorumlarında yapay zekânın önümüzdeki günlerde gerçekleştirilmesi beklenen yedi kullanım alanından bahsedildi. Bu yedi kullanım alanı; sağlık analizi ve hasta tedavisi, yapay zekâ ve sürücü iyileştirmeleri, sesli asistanlar, perakende, ihtiyaca göre yapay zekâ, çevrim içi sohbet, iletişimdi. Bu alanlar arasında hayatımızda büyük bir değişiklik yarata-cak olanlardan bir tanesi de çevrim içi sohbettir. Hayatımızda büyük bir yer edinen iletişim, ruhsal bedensel ihtiyaçlarımız karşılamamıza ve daha nicesine yardım eder. TDK iletişimi şöyle tanımlamıştır: “Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır.” Tanımda da bahsedildiği gibi duyguların başkalarına aktarılması durumu, akıllara çevrim içi sohbetle ilgili birçok soru getiri-yor. Duyguların makine öğrenimi aracılığı ile bilgisayar ve mekanizmalara öğretil-mesi bir devrim niteliğinde olacaktır. Bu teknolojinin tarihi Turing Testi‘ne dayanı-yor.

Turing Testi, bir makinenin düşündüğünü söylemenin mantıksal olarak mümkün olup olmadığını sorguluyor. Teste göre makine, gönüllü bir insanla birlikte, sorgula-yıcının görüş alanının dışında bir yere saklanıyor. Sorgulayıcı ise yalnız soru sormak şartıyla hangisinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu saptamaya çalışıyor.

2 California eyaleti, “hafif ticari” otonom araçların şehir içi yollarda test edilebilmesini sağlayacak bir karar verdi. Bu sayede şehir içi ulaşımda otonom araçlar kullanılabilecek.

Page 288: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

287

Validebağ Fen Lisesi

Sorgulayıcının sorduğu ve daha önemlisi aldığı yanıtlar, tamamen ses gizlenerek klavye ile yazılarak veya bir ekranda gösterilerek veriliyor. Sorgulayıcıya bu soru cevap oturumunda elde edilen bilgiler dışında hiçbir bilgi verilmiyor. Dizi halinde tekrarlanan testler sonucunda sorgulayıcı, tutarlı bir şekilde insanı saptayamadığı tak-dirde makine Turing Testi’ni geçemiyor. Fakat yakın bir tarihte Eugene Goostman3 bu testi başarılı bir şekilde geçmeyi başardı. Bu makineyle beraber makinelerin ileti-şimde yer alması hızlandı.

4. ÖĞRENCI MERKEZLI EĞITIMDE YAPAY ZEKÂNIN KULLANIMIÖzellikle son yıllarda eğitim teknolojisinden yaygın eğitimde fabrikalarda, ban-

kalarda, belediyelerde, hastanelerde, orduda, çalışanları geliştirmek, işteki etkinliği ve verimi arttırmak için düzenli olarak hizmet içi eğitim etkinlikleri sırasında ya-rarlanıldığı görülmektedir. Bu etkinliklerde eğitim teknolojisinin ürünlerinden çokça ve etkili biçimde yararlanılmaktadır. Eğitim teknolojisi ürünlerinin örgün eğitim ku-rumlarında öğrencilerin başarılarını arttırmak, yaygın eğitimde ise çalışanların iş ve-rimini yükseltmek üzere kullanılması giderek yaygınlaşmaktadır. Bu ürünler, gerek örgün eğitimde gerekse yaygın eğitimde öğretim sürecinde öğretmeyi ve öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir işlev görmektedir. Başka bir deyişle eğitim teknolojisi ürünleri hem öğretmen hem de öğrenciye önemli yararlar sağlamaktadır. Bu yararları iki grupta inceleyebiliriz:

4.1. Öğretmene Sağladığı YararlarEğitim teknolojisi, alandaki gelişmelerle kısa dönemde öğretmene ders planı ha-

zırlama konusunda yardım eder. Uzun dönemde de öğretim programının sistematik olarak tasarlanması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi ve öğretim tekniklerinin kul-lanılması konularında öğretmene bilgi sunar, beceriler kazandırır.

Öğretim teknolojisi alanındaki araç ve gereçler; konuyu anlatma, öğrencileri sı-navdan geçirme, sınav kâğıtları ile ödevleri değerlendirme gibi öğretmenin sıradan işlerini yapabilirler. Böylece öğretmen, her öğrencisinin özel durumu ile ilgilenmeye ve onlara öğretim kılavuzluğu yapmaya daha çok zaman bulabilir. Hatta alanındaki gelişmeleri izlemek, mesleki bilgi ve becerilerini yenilmek için bile gerektiğince za-man ayırabilir.

Öğrencilerin başarılı ya da başarısız olmasında sorumluluğun en az yarısı öğret-menindir. Öğretim araç ve gereçlerinin kullanılması ve öğretimin bireyselleştirilme-

3 Eugene Goostman:13 yaşındaki Ukraynalı bir çocuğu taklit eden ve Reading Üniversitesi tarafından düzenlenen bir etkinlikte Turing Testi’ni geçen bir bilgisayar programı.

Page 289: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

288

siyle öğretim etkinliğine yaparak-yaşayarak katılan, öğrencilerde daha üst düzeyde öğrenme oluştuğu araştırma bulgularıyla kanıtlanmıştır. Başarı düzeyleri yüksek olan öğrencilere sahip öğretmenin de başarı grafiği kendiliğinden yükselir.

Eğitim teknolojisi alanındaki kuramsal ve uygulamalı çalışmalar başta olmak üzere öğretim programlarının tasarımlanması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesine yönelik bilgi birikimi ile öğretme ve öğrenme kuramları ile ilgili yeni bilgi ve tek-nolojiler, öğretmenlik mesleğinin daha sağlam bilimsel temellere oturmasını sağlar. Böylece öğretmenlik mesleği normlarının, buna bağlı olarak da öğretmenin toplum-daki yerinin güçleneceği savunulabilir.

4.2. Öğrenciye Sağladığı yararlarÖğretimde bilgisayar kullanıldığı zaman çift seçenekli sözcükleri algılama bakı-

mından beynin algılama kapasitesi %99 arttırılabilir. Bu durum, öğretimde öğren-ciler için büyük kazanç sağlar. Yapılan araştırmalara göre insan beyni, bir saniyede bilgisayar ekranında sunulan çift seçenekli sözcüklerden 5000 tanesini algılayabilir; ancak bunların 500’ünü işleme koyup yorumlayabilir. Oysa sözel öğretime dayalı öğretim etkinliğinde öğretmen, bir saniyede eliyle ve diliyle ancak 5 birimlik bir bilgi aktarabilir. Bilgisayarların sunduğu çift seçenekli sözcüklerden 500’ünü bir sa-niyede işleme koyan beynin aynı sürede öğretmenin sunduğu 5 birimlik bilgiyi algı-laması, geleneksel sözel öğretime dayalı öğretim sistemlerinde insan beyninin yalnız %1’inin işe koşulduğu anlamını çıkarmamıza neden olmaktadır.

Öğretimin bireysel farklılıklara göre düzenlenmesi sonunda sınıftaki öğrencile-rin tümüne yakını, davranışsal amaçlarda belirlenen standartlara erişebilir. Böyle-ce, öğrenme ürünleri bakımından her öğrencinin erişi düzeyi yükseltilebilir. Öğrenci başarısının ölçülmesi ve değerlendirilmesi grup normuna göre değil, standart kimi ölçütlere göre daha eşitlikçi bir yaklaşımla bilgisayar aracılığıyla yapılabilir. Bunun sonucunda, öğrencinin emeğinin gerçek karşılığını objektif olarak yansıtan erişi dü-zeyi elde edilebilir ve bu konuda hata payı en aza indirgenebilir.

5. YAPAY ZEKÂNIN ÖĞRENME SÜREÇLERINE KATKISIEğitim alanında kullanılan teknoloji ürünleri aracılığıyla her öğrenciye ilgi, ge-

reksinim, giriş düzeyi ve öğrenme biçimi farklılıkları göz önüne alınarak farklı uya-rıcı, öğretim yöntemi ve öğretim gereci seçenekleri sunabilir. Ayrıca, öğrenme süresi esnek tutularak öğrencinin öğretim etkinliğinin standartlarına erişmesi garanti altına alınabilir.

Yapılan araştırmalara göre lisans öğrenimi boyunca öğrenilen bilgilerden uygu-lamaya dönük olanların %50’si okulun bitirilmesinden iki yıl sonra, %80’i okulun

Page 290: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

289

Validebağ Fen Lisesi

bitirilmesinden iki yıl sonra unutulmaktadır. Oysa yeni teknolojilerin ve öğretim tek-nolojisi alanındaki bilgilerin öğretimde uygulanmaya konması ile öğrencinin öğretim etkinliğine etkin katılımı ve yaparak-yaşayarak öğrenmesi sağlanır. Bu da öğrencinin öğrendiklerini unutma olasılığını azaltır.

Çağdaş öğretim ortamlarının fiziksel koşulları; öğretim ortamlarının demokratik iklimi, oturma düzeni, öğretim gereçlerinin bireysel farklılıklarının göz önünde bu-lundurularak tasarlanıp geliştirilmiş olması öğrenciyi güdüler ve öğretim etkinliğine katılmaya özendirir.

Eğitim teknolojisi alanındaki yeni ürün ve uygulamalarla toplumdaki her bireyin eğitim fırsatlarından eşit ölçüde yararlanılabilmesi mümkün olmaktadır. Örneğin, uzaktan eğitim ve yaygın eğitim uygulamaları ile eğitim hizmetleri her öğrencinin ayağına kadar götürülmektedir. Ayrıca büyük merkezler ya da iller dışındaki küçük yerleşim birimlerinde yaşayan öğrencilerin de yetenek ve potansiyellerini en üst dü-zeyde gerçekleştirerek ülke çapında eğitim eşitliğinin gerçekleşmesine ve bireylerin kendilerini gerçekleştirebilmelerine olanak yaratmaktadır.

Eğitim alanında yeni teknolojilerin uygulamaya konmasıyla bugünün öğrencileri, yarının meslek adamları, uzmanlık alanındaki sürekli değişme, gelişme ve yenilikleri izleyebilmek ve değişen dünyaya uyum sağlayabilmek için eğitim teknolojisi ala-nındaki ünlü (yaşam boyu eğitim-sürekli eğitim) sloganını ilke edinmek zorundadır. Çünkü bu ilke; toplumların sürekli gelişim, değişim ve yenilenmeye ayak uydura-bilmeleri için insan yetiştirme düzenlerinde uygulamaya koymaları gereken ilkedir.

Yukarıda ana hatlarını ortaya koymaya çalıştığımız eğitimde yapay zekâ kullanı-mı öğrenme süreçlerine şu katkıları sunar:

5.1. Temel Eğitim Aktivitelerini Otomatikleştirme İmkanı SağlarGünümüzde liseye giden bir öğrenci için oluşturulan ödev ve testlerin amacı, öğ-

rencinin yeterliliğinin analiz edilerek konu ile ilgili eksikliklerinin tamamlanması ve bu bağlamda gelecekte hangi meslek grubunda başarılı olabileceğinin belirlenmesi-dir. Yapay zekâ ise bu süreci öğrenciye ait bilgileri değerlendirerek bir planlama ile oluşturur.

Yapay zekâ teknolojileri, öğrencilerin eksik alanlarını analiz edebileceği için oluşturacağı programı bireye uygun bir şekilde tasarlayabilir. Kişiye özel oluşturulan eğitim programı ile öğrenciler, hem daha verimli olur hem de gelecekte işini seven bir birey olarak çevresine katma değer sağlar.

Günümüzde uygulanan yapay zekâ eğitim sistemi ele alındığında, temel eğitim aktivitelerinin planlanması ve kişiselleştirilmesi öğrencilerin kendilerini daha erken tanıyarak doğru bir gelecek planı oluşturmaları için imkân sağlamaktadır.

Page 291: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

290

5.2. Eğitim Yazılımlarını Öğrenci İhtiyaçlarına Göre KişiselleştirirHer birey farklıdır ve her bireyin farklı yetenekleri vardır. İlkokuldan üniversite-

ye geçişe kadarki süreçte öğrenciler yeteneklerini keşfeder, geliştirir ve meslek ha-yatlarında bu tecrübelerini artırarak topluma yarar sağlayan bireyler haline gelirler. Günümüz eğitim planlamasında bu gelişim süreci, öğretmenler, test ve sınavlar ile sağlanmaktadır. Bu noktada karşımıza çıkan en çarpıcı soru “Yapay zekâ ile günü-müz eğitim modeli nasıl geliştirilmelidir?” sorusudur.

Soruya cevap ararken öğrenciler ile ilgili bilgilerin toplandığı kaynağın yapay zekâ yönetimindeki bir sistem olduğunu düşünelim. Bu sistem öğrencilerin ihtiyaçlarını, eksiklerini ve ilgi duyulan konuları belirleyerek öğrenciye özel çalışma fonksiyonları oluşturur. Bu sayede öğrenci, algılamasının yavaş olduğu konuları yeteri kadar tekrar edebilir. Üstelik bu işlem için tek ihtiyaç, öğrenciye ait bir bilgisayar olacaktır. Bu sayede algılama süreci farklı olan öğrenciler, yapay zekânın belirlediği kişisel eğitim programına katılarak kendilerine uygun eğitim yöntemiyle eğitilir ve böylece daha iyi hissederler. Bu yöntem ile farklı öğrenme hızına sahip öğrencilerin sınıf içerisindeki bilgi eşitliği daha verimli bir biçimde sağlanacaktır. Ayrıca yapay zekâ öğrenmeyi ko-laylaştırır hatta başlangıç sınıfları için oyunlaştırılarak eğlenceli hale bile getirebilir.

Günümüzde, bu tür uygulamaların bulunduğu ve adaptif öğrenmenin ulusal alan-da etki oluşturduğu Khan Academy gibi programlar mevcuttur. Gelecekte Khan Aca-demy gibi eğitim programları arttığında yapay zekâ desteği ile mesleklerini seven, sevdikleri işleri yapan bireyler de artacaktır.

5.3. Öğrencilerin Eksiklerini Daha İyi Anlar ve Gelişim İçin Kişiye Özel Destek Avantajı OluştururÖğretmenler, testlerde ya da ödevlerde öğrencilerin yapmış olduğu tüm hatalardan

haberdar olamazlar; ancak yapay zekâ ile bu problemi çözmek mümkündür. Online olarak kullanım sağlayan ‘’Coursera” bunun için oldukça iyi bir örnek. Bu uygulama ile öğrencinin ev ödevini ya da ödevdeki bir bölümü yanlış yapması halinde, sistem öğretmeni uyararak ve öğretmene yapılacak ödev ya da cevap verilecek soru ile ilgili ipuçları oluşturarak öğrencilere geri dönüş sağlamış olur. Bu sayede bilgi ile besle-nen yapay zekâ ileriki süreçte oluşacak sorunları algılayarak daha önce oluşturulan bilgiden yararlanır ve öğrenciye ipuçları vererek doğru cevaplara ulaşmasını sağlar. Öğretmenler tarafından oluşturulan bilgiler ve ipuçları yeterlilik seviyesine geldi-ğinde, karşılaşılabilecek sorunlar yapay zekâ desteği ile anında geri bildirim sağlar. Bu sayede öğrenciler, profesörden haber beklemek yerine yapay zekâ ile etkileşime

Page 292: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

291

Validebağ Fen Lisesi

geçerek ihtiyaç duydukları içeriğe hızlı erişim sağlarlar.4

5.4. Faydalı Geri Bildirimler SunarYapay zekâ, sadece öğretmenlerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş

online kurslar ve test yönetimi sağlamaz, aynı zamanda dersler ve kursların başarı durumu hakkında da geri bildirim sağlar.

Bugün bazı okullar, öğrencilerin gelişim sürecini takip edebilmek ve bu analiz ile öğrencinin performansını artırabilmek için bu sistemi kullanıyor. Bu tür yapay zekâ sistemleri, öğrencilerin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve eğitimci kadrosunun bu konular ile ilgili nasıl bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğinin planının oluşturulması hususunda destek sağlar. Bununla birlikte bu sistemlerle öğrencilerin başarılı olduk-ları alanlar belirlenerek ana dal seçmelerine de yardımcı olunur.

5.5. Deneme Yanılma Öğrenimini Daha Aktif Hale GetirirDeneme ve yanılma sistemli eğitim, öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri

için çok iyi bir sistemdir. Bu sayede konu ile ilgili doğru bilgi öğrencide daha kalı-cı bir bilgi haline gelir ancak sınıfta küçük düşme hissine kapılabilecek öğrenci bu durumda kendini iyi hissetmeyebilir. Oysaki bu durum yapay zekâ denetiminde bil-gisayar ortamında sağlandığı takdirde öğrenci kendini kötü hissetmeyecek ve yapay zekânın verdiği çözüm ipuçları ile öğrenci bilgiye ve doğru cevaba daha hızlı ulaşa-caktır. Öğrencilerin okul ilişkilerini dahi etkileyeceğini düşündüğümüz yapay zekâ sistemleri, gelecek eğitim hayatını bir hayli değiştirecek gibi duruyor.

5.6. Kendini Sürekli GeliştirirAkıllı bilgisayar sistemleri ile desteklenen akıllı veri toplama, günümüzde aktif

olarak birçok okul tarafından uygulanan bir işlemdir. Bu sayede okullar, kayıt et-tikleri bilgileri oluşturdukları sistemlerde öğrencilerin ihtiyaçlarına göre kullanımını sağlar.

Öğrencilere ait kişisel bilgiler, öğrencilerin başarı durum bilgileri, öğrencilere ait çalışma ve ilgi alanı istatistikleri yapay zekâ desteği ile öğrenciler için en uygun kursları ve dersleri seçmeleri için imkan sağlar. Toplanan bilgilerle öğrencilerin ilgi alanları ve çalışma performansına göre yönelecekleri ana dallar daha kısa sürede tes-pit edilir.

4 Coursera dünyanın en iyi üniversiteleri ve eğitim kuruluşları ile ortaklığı olan, herkese açık, ücretsiz, online dersler sunan bir eğitim platformudur. Dünya standartlarında bir eğitime herkesin erişilebilmesi gerektiğine inanan Cousera, bu sayede insanları güçlü kılarak kendi hayatlarını, ailelerini ve içinde yaşadıkları toplumu da kendileri ile beraber geliştirmelerini amaçlar.

Page 293: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

292

6. ENGELLI BIREYLERIN YAPAY ZEKÂ ILE EĞITIMIZihinsel, fiziksel ve duyusal olarak engelli bireylerin günlük hayatta kolaylık sağ-

lamak amacıyla onlara birçok imkân sunulmaktadır. Örneğin görme engellilere özel zeminler, trafik ışıklarında sesli uyarılar; tekerlekli sandalye kullananlar için özel kaldırımlar, toplu taşımalarda rampalar; zihinsel engellilere özel sosyalleşebilecek-leri yaşam merkezleri vb. engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak ve daha iyi bir yaşam sunabilecek birçok proje, komite ve birlikler vardır. Bunlardan CEN (Euro-pean Committe for Standardization-Avrupa Standardizasyon Komitesi), CENELEC (European Committe for Electrotechnical Standardization-Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi), EBU (European Broadcasting Union-Avrupa Yayın Bir-liği) gibi kuruluşlar engelli bireylerin haklarının gözetilmesine ve onların daha iyi bir yaşam sürmesine yardımcı olmaktadır.

Yapay zekâ fiziksel ve zihinsel bir engeli olmayan çocuklarda olumlu sonuç ver-diği gibi engelli çocuklarda da aynı sonucu verir. Yapay zekâ engelli bireylerin hem kişisel gelişimi için hem de çevresel gelişimi için çok önemli bir araç olarak görül-mektedir. Otizm ve Asperger sendromu olan bireyler çok büyük derecede öğrenim güçlüğü çekmektedir. Bu bireylerin eğitiminde bilgisayar kullanılması bireylerde dikkat, motivasyon ve etkileşimi büyük ölçüde arttırmıştır. Ayrıca araştırmalar sonu-cunda bunu robotlarla yaparken daha rahat oldukları gözlemlenmiştir.

6.1. Engelli Bireylerde Yapay Zekâ Kullanımının FaydalarıEngelli bireyler yapay zekâ sayesinde dışlanma ihtimalinden uzaklaşırlar ve eği-

timde edilgen bir rol yerine etken bir role sahip olurlar. Daha sosyal bir kişiliğe sahip olup karşısında onu yargılayacak kimse olmadığı için konuşmaya ve fikirlerini sun-maya başlarlar. Yapay zekâ teknolojilerinin bireysel eğitim sunabilme özelliğinden yararlanıp daha iyi verim alabilirler. Ayrıca fiziksel engeli olan bireylerin yapay zekâ sayesinde çekinmeden ve kolaylıkla yardım almaları sağlanabilir.

6.2. Engelli Bireylerde Yapay Zekâ Kullanımının ZararlarıFiziksel engelliler veri girişi yapma veya depolamada kullanılan cihazlardan ya-

rarlanırken problemler yaşayabilirler. Dilsel veya bilişsel engelliler erişecekleri bil-gilerin anlatım dilinin basit olmasına ve ses ya da görsel malzemeyle desteklenmiş olmasına ihtiyaç duyarlar. Kullanılan yazılımların ve gerekli şekilde çıktı alınabilen yazıcıların fiyatlarının yüksek olmasından dolayı maddi açıdan zorluk yaşayabilirler.

Web sayfalarında kullanılan resimlerin açıklamalarının yeterince yapılmamış ve standartların tasarımlarda uygulanmamış olması eğitim sürecini yavaşlatabilir. Yapay zekâ teknolojilerinde ses sentezi yapan ilgili yazılımların Türkçeyi desteklememesi

Page 294: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

293

Validebağ Fen Lisesi

öğrenciler için dil açısından zorluk yaratabilir.

Yukarıda belirtilen eksiklikler çerçevesinde özellikle eğitim araçlarının Türkçe olmasının Türkiye’deki engelli bireylerin eğitiminde daha etkin olacağını düşünüle-rek çalışmaya bu doğrultuda yön verilmiştir. Ayrıca çalışma Trakya Üniversitesi’nde bir projeye dönüştürülmüştür.5

6.3. Görme Engelli Bireylerde Yapay Zekâ Kullanımı“Facing Emotions” görme engelli bireylerin karşılıklı konuştukları insanların

duygularını anlayabilmesi amacıyla geliştiren programlama dilidir. Gövdeye bir apa-ratla takılan telefon arka kamerasındaki yüz tanımlama teknolojisi ile tanımlanan yüz sese dönüştürülerek engelli bireyin takmış olduğu kulaklığa iletilerek görme engelli-lerin muhataplarının duygularını anlamaları sağlanıyor.

6.4. İşitme Engelli Bireylerde Yapay Zekâ Kullanımıİşitme engelli bireyler duyma işlemini gerçekleştiremediğinden görsel öğrenime

daha çok yatkınlardır. Bu yüzden onlara eğitim verirken ve günlük hayatta onlarla konuşurken her zaman görselliği öne çıkarmalıyız. Bize bu konuda en büyük yardımı yapay zekâ sağlamaktadır. Hologramlar, projeksiyonlar, akıllı tahtalar işitsel engelli bireylerle iletişimimizi kolaylaştırırken onların da daha çabuk öğrenmesine vesile olur.

6.5. Fiziksel Engelli Bireylerde Yapay Zekâ KullanımıFiziksel engelli bireyler için hayatı kolaylaştırıcı birçok ürün ortaya çıkarılmak-

tadır. Bunların en basit örneği akülü sandalyelerdir. Bu tarz teknolojiler bireylerin ulaşım imkanını kolaylaştırmakla beraber sosyalleşmeyi de sağlamaktadır.

6.6. Zihinsel Engelli Bireylerde Yapay Zekâ KullanımıZihinsel engelli bireylerin eğitiminde yapay zekâ kullanımı çok önemli bir yere

sahiptir. Çünkü bu bireyler insanlarla iletişim kurmakta zorlanırlar. Robotlar ve bil-gisayarlarla eğitim verildiğinde yargılanma korkusu olmadan düşüncelerini ya da isteklerini diledikleri gibi dile getirebilirler. Bu bakımdan zihinsel engelli bireylerin eğitiminde yapay zekâ teknolojilerine büyük ölçüde gerek vardır.

5 Trakya Üniversitesi’nin bu çalışmadaki amacı bir ses girdi cihazı ile alınan konuşmayı metine çevirmektir. Bu amaç doğrultusunda konuşmacının söylediği belirli Türkçe kelimeler analiz edilerek metne çevrilip; konuşmacı bağımlı, fonem-tabanlı, ayrışık bir ses tanıma sistemi geliştirilmek istenmiştir.

Page 295: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

294

7. EĞITIMDE YAPAY ZEKÂ KULLANIMININ GLOBAL ÖRNEKLERIDünyada teknolojinin gelişmesiyle paralel olarak yeni yapay zekâ ürünleri ortaya

çıkıyor. Özellikle bu ürünlerin eğitim için ayrılan payı oldukça göze çarpıyor. Geç-tiğimiz günlerde Çin’de eğitim alanında faydalı olacağı düşünülen bir ürün ortaya atıldı. Hatta satışına başlanmış olan bu ürünün adı FOCUS 1, üreticisinin deyimiyle eğitimi yeniden tanımlayan icat! Amacı öğrencilerin beynini okumak olan bu kafa bandı, beyin dalgalarını ölçen bir çeşit elektroensefalogram (EEG) cihazı. Dünyanın ilk giyilebilir makine arayüzü. Takılan kafalardaki odaklanma ve dikkat seviyesini ölçüyor. Bu cihaz alfa beta ve teta dalgalarını analiz ediyor. Özel bir algoritma yardı-mıyla bu analiz bir sayıya dönüştürülüyor. Yani derse ne kadar konsantre olduğunuzu bir sayıyla size gösteriyor. Ayrıca bu analiz sonucunu sadece siz değil, başkaları da bandın tam ortasındaki bir ışık sayesinde görebiliyor. Işığın rengi sizin analiz sonucu-nuza göre renk değiştiriyor. Ve öğrencilerin tüm sayısal odaklanma bilgileri öğretmen önündeki bir bilgisayara veya onun kontrolünde olan bir cihaza gönderiliyor. Böylece öğretmen, gerçek zamanlı olarak sınıfın ortalama dikkat değerlerini sürekli olarak görebiliyor. Eğer bu değerin hızla düşmeye başladığını fark ederse hemen öğrencile-rin dikkatini kendinin üzerinde toplayacak eylemlere başvurabiliyor.

Yine Çin’de yapılan bir uygulamada ise öğrencilerin üniformalarına bir çip yer-leştirilmiş durumda. Eğitimciler ve veliler bu çip ve okulun girişlerine konulan oku-yucular sayesinde öğrencinin okula gelip gelmediğini, saat kaçta okula geldiğini ve saat kaçta okuldan çıktığını her an nerde olduklarına kadar çoğu bilgiyi edinebiliyor-lar. Ayrıca okula yerleştirilmiş bazı özel kameralarla öğrencilerin ne kadar sıklıkla telefona baktıklarını ölçebiliyorlar.

Bu örnekler dünyada eğitimde kullanılan yapay zekâ örneklerinden sadece birka-çı ve bu teknolojiler gün geçtikçe artıyor.

8. EĞITSEL DIJITAL OYUNLAR VE EĞITIME ENTEGRASYONUHer büyük icatta olduğu gibi bilgisayar da icadından bu yana pek çok işlev ve

önem kazanmıştır. Bu işlevlerden biri de eğlence sektörüdür. Bilgisayar oyunları eğ-lence sektöründe yerini aldıktan kısa süre sonra kendi sektörünü oluşturarak popü-ler kültürün bünyesinde dev bir endüstriye dönüşmüştür. Çocukların ve yetişkinlerin bilgisayar oyunlarına ayırdıkları sürenin sürekli olarak artması her alanda olduğu gibi eğitim alanında da farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Eğitim kalitesinin arttırılması, eğitime görsellik katılması, eğitim üzerine dijital platformlar oluşturmak için bilgisayarın eğitimde kullanılmasına kanaat getiren akademik anla-

Page 296: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

295

Validebağ Fen Lisesi

yış bilgisayardan yararlanmaya başlamıştır. İnteraktif medyanın içine doğan nesille-rin bilgiyi işleme hızı çok yüksek olduğundan derslere ilgisiz davranmaları olasıdır. Onların dersi zevkli ve verimli bir şekilde dinleyebilmeleri için kendi öğretim yön-temlerimizi onların bilgi işleme hızlarına ve ilgilerine göre şekillendirmeliyiz. Bu konuda bilgisayar oyunlarının kullanımı büyük önem taşımaktadır.

8.1. Bilginin Bireylere Oyunlarla Kurgusal Bir Şekilde Verilmesinin Olumlu YanlarıOyun tabanlı öğrenme modeli, öğrencilerin kendilerini ve bilgiyi birlikte keşfede-

bilmesi adına sürekli bir deney ortamı sağlayabilmektedir. Bunun yanında oyunlar; barındırdıkları aktif katılım, işbirliği ve sosyal etkileşim olanakları ile gerek teknolo-jik gerek sosyal anlamda müfredata entegre olarak öğrenci işlerinin ortaya çıkmasına imkan veren ve öğrenme sürecinde üretme ile yansıtıcı düşüncenin kilit rol oynadığı öğrenme ortamları sunmaktadır.

Problem tabanlı öğrenmede öğrenciler en doğru yolu düşünerek problemlere çö-züm üretmeye çalışır. Sadece okuyarak ve dinleyerek öğrenmenin ötesine geçip öğ-renme sırasında aktif olur, görerek ve yaparak öğrenirler.

Klasik eğitim programlarının yeni nesil öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamadığı her geçen gün daha çok fark edilmektedir. Bilgisayar oyunları yeni neslin her gün de-ğişen öğrenme gereksinimlerini karşılayacak ve buna ayak uydurabilecek altyapı ve yetkinlikteki birkaç sistemden biridir. Dijital oyun tabanlı öğrenmenin, zaman içinde daha çok araştırılan ve deneme yapılan bir yaklaşım olmasının ana nedeni de budur.

9. ÖĞRETMEN MI YAPAY ZEKÂ MI?Öğrenci merkezli eğitimde yapay zekâ kullanımın öğretmen ve öğrenciye fay-

dalarını “Öğrenci Merkezli Eğitimde Yapay zekânın Kullanımı” başlığı altında ir-delemiştik. Verdiğimiz bilgiler ışığında göz önünde bulundurmamız gereken en mü-him husus eğitimde yapay zekâ kullanımının bir amaç değil araç olduğudur. Yapay zekânın kullanılma amacı öğretmenin eğitimdeki rolünü silmek değil; rolünde ona yardımcı olmak ve daha iyi daha hızlı bir şekilde verim almasını sağlamaktır. Öğret-menin eğitimdeki rolümü silmek değil, rolünde ona yardımcı olmak ve daha iyi ve hızlı bir şekilde verim almasını sağlamaktır.

“Geleceğin Eğitiminde Teknoloji” başlığının altındaki en önemli sorulardan biri olan “Öğretmen Mi Yapay zekâ Mı?” sorusuna açıklık getirmek gerekiyor. Yapay zekâ üzerine çalışmalarıyla bilinen University College London Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rose Luckin, TED’in Düşünce Kuruluşu TEDMEM’in konuğu oldu. “Eğitimde Yapay zekânın Kullanımı ve Olası Güçlükler” başlıklı bir sunum yapan Luckin, ya-

Page 297: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

296

pay zekânın insanları korkuttuğunu, insanların mesleklerine dair endişelerinin arttı-ğını belirtti. Her şeyden çok insan zekâsına önem verilmesini gerektiğini söyleyen Luckin, yapay zekânın eğitim sistemlerinde kullanılması konusunda dikkat çekici bir örnek sundu ve yapay zekâyla birebir çalışmış öğrencilere göre insan öğretmen-le birebir çalışan öğrencilerin öğrenme oranlarının ve verimliliklerinin daha yüksek olduğunu belirtti.

Öğretmenlerin hangi becerilerinin değerli ve geliştirilebilir olduğuna dikkat et-mek gerektiğini anlatan Luckin, şöyle devam etti:

“Öncelikle toplumdaki eğiticilerin yapay zekâ konusunu anlamaları gerekiyor. Bunun için de yapay zekâ sistemlerinin ve eğitimcilerin bir arada çalıştırılması önem-li. Eğitimsel zorlukların yapay zekâ kullanılarak çözülmeye çalışılması ve eğitim paydaşlarının, profesyonellerinin, kurumların ortak bir çalışma yürütmesi önemli. Yani biz yapay zekâyı daha akıllı olmak için kullanmalıyız. Biz toplumlarda insan zekâsının değer verilmeyen noktalarına değer vermeliyiz. Yapay zekâ öğrenebiliyor ama biz onu kullanarak daha akıllı hale gelebiliriz. Yapay zekâ bizim duygularımıza ve sosyal zekâmıza sahip değil. Bunun içinde yapay zekâyı okullarda ve eğitimde kullanmak önemli. Yapay zekâyı insan öğretmeni destekleyen bir sistem olarak kul-lanmalıyız. Çoğunlukla teknolojiyi konuşurken eğitimcileri unutuyoruz. Eğitimcileri yapay zekâ geliştiricilerle birlikte düşünmemiz gerek ve eğitimcilerin bu teknolojinin ne olduğunu anlaması lazım. Eğitimde kullanılacak yapay zekâ geliştiricilerinin de öğrenmenin ve öğretmenin ne olduğunu daha iyi anlamaları lazım. Başka türlü yapay zekânın eğitimde faydalı olması mümkün değil.” Geleceğin eğitiminde yapay zekâ-nın kullanımında, Prof. Dr. Rose Luckin‘in de dediği gibi “Yapay zekâ sistemlerinin ve eğitimcilerin bir arada çalıştırılması” yani eğitimcinin rolüne, görevine, varlığına engel olunmadan öğrenciye daha hızlı bir eğitim süreci tanınması esastır.6

10. DIJITAL ÖYKÜLEME VE EĞITIME KATKISIÖyküler fikirlerin resmedilerek ve canlandırılarak aktarılması konusunda insan-

lığın kullandığı ilk yollardan biri olmuştur. Tarihte ilk hikâyeler mağara duvarlarına işlenmiş, asırlar sonra matbaanın icadıyla kitap sayfalarına basılmaya başlanmıştır. İnsanlar sosyalleşmek ve başkalarıyla etkileşimlerde bulunmak için olayları hikâye-leştirerek anlatırlar ve hikâye anlatımıyla karmaşık fikirlerin, kavramların aktarımını daha rahat ve etkili biçimde sağlamış olurlar. Tarih boyunca öğrenme ve öğretmede kullanılmakla birlikte hikâyeler öğrenmede bireysel bir deneyim kazanma konusun-da da yardımcı olurlar.

Hikâye anlatımı insanlara hikâyelerden yeni bilgiler ve deneyimler elde etme, bu

6 Prof. Dr. Rose Luckin yapay zekâ ve eğitim ilişkisi konuşması ile TEDMEM 16 Kasım 2018 konuşması.

Page 298: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

297

Validebağ Fen Lisesi

bilgileri yorumlama, yeni durumlara uyarlayarak açıklama ile birlikte etkileşim orta-mı sağlar. Hikâye anlatımı insanların olaylar hakkında yeni bilgiler edinme ve olay-ları yeniden anlamlandırma veya durumu açıklama fırsatı sağlar. Eğitimde hikâye et-kinlikleri çocukta (öğrencide) ifade edici, sosyal ve alıcı dil gelişimini destekleyerek çocuğun kelime dağarcığını arttırmaktadır. Hikâye etkinlikleri, çocuklara, problem çözme, hayal güçlerini ortaya koyma, yaratıcılıklarını geliştirme, iç dünyalarında-ki yaşantıları yansıtma olanağı verir ve hikâyenin içine yerleştirilmiş dersi (bilgiyi) daha kalıcı bir şekilde öğrenmesini sağlar. Hikâyeleme metodunun ve iletişimin kat-kısını göz ardı ederek yapay zekâyla çalışan mekanizmaların öğretmenin eğitimdeki yerini silmesi fikri oldukça anlamsızdır. Bu yönden üretilen teknolojilerin eğitimde küresel bir köprü görevi görmesi ve öğrencinin öğrenmeyi öğrenmesine yardımcı olması gerekir.

SONUÇGeleceğin eğitim sisteminde kullanılabilecek teknolojileri, bu teknolojilerin eği-

tim sistemine olumlu ve olumsuz etkilerini düşünmek aslında tasavvur ettiğimiz sis-teme ışık tutuyor. Teknoloji kavramının ifade ettiği anlamın sürekli gelişmesiyle be-raber teknolojinin kullanım alanları ve teknolojinin nasıl kullanılacağı da bir o kadar önem kazanmaktadır. Buradan hareketle geleceğin eğitim sistemini ve teknolojilerini korkmadan, yargılamadan, hayallerin önüne set çekmeden kurgulamamız gerektiği aşikârdır. Ayrıca gelecekte ortaya çıkacak teknolojinin de bir son olmadığı her zaman göz önünde bulundurulmalı ve bilimsellik ile yaratıcı düşünmenin ortaklığında eği-tim sistemi geliştirilmeye devam edilmelidir. Herakletios’un “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” derken bizlere anlatmak istediğini kavrayabildiğimizde tek-nolojinin baş döndürücü gelişimini takip etme hatta yönlendirme gücüne kavuşmak kaçınılmaz olacaktır.

Page 299: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

298

KAYNAKLAR

Adalı E., vd., İnsanlaşan Makinalar ve Yapay Zekâ, İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı Yayını, Sayı 75, İstanbul 2017.

Akıncı, A., vd., “Eğitsel Bilgisayar Oyunlarının Eğitim Ortamlarına Entegrasyonu”, 4th International Computer Education and Instructional Technologies Symposium, Konya 2010, s. 57-62.

Alpar, D., vd., “Öğrenci Merkezli Eğitimde Eğitim Teknolojileri Uygulamaları”, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 7, 2007, s. 9-31.

Bağçeci, B. ve Ayşe Demir, “Eğitimde Bireysel Farklılıklar ve Önemi”, 20. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 8-10 Eylül 2011.

Baştanlar, Y., “Yapay Zekâ ve Yapay Öğrenme”, Tübitak Bilim Genç, 2018,

http://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yapay-Zekâ-ve-yapay-ogrenme (2020)

Çatak, G., “Oynarken Tasarlamak: Dijital Tasarım Oyunları”, Sigma, 3 Özel Sayı, İstanbul 2011, s. 385-391.

Çevik, K. Ve E. Dandıl, “Yapay Sinir Ağları İçin Net Platformunda Görsel Bir Eğitim Yazılı-mının Geliştirilmesi”, Bilişim Teknolojileri Dergisi, 5/1, Ocak 2012, s. 19-28.

Galbraith, J., The New Industrial State, Houghton Mifflin, 1967.

Genç, Z., “Fırsat Eşitliği Bağlamında Eğitimde Teknoloji: Fatih Projesi”, Yayımlanmamış YL Tezi, Kocaeli Üniversitesi, 2019.

Günüç, S., Eğitimde Teknoloji Entegrasyonunun Kurumsal Temelleri, Anı Yayıncılık, Ankara 2017.

İşman, A., “Teknolojinin Felsefi Temelleri”, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2001, s. 1-19.

Kazu, İ., ve O. Özdemir, “Öğrencilerin Bireysel Özelliklerinin Yapay Zeka ile Belirlenmesi”, Akademik Bilişim Konferansı, 11-13 Şubat 2009, Harran Üniversitesi, Şanlıurfa.

Levent, E., Eğitim, Birey ve Değişim, y.y., t.y.

Luckin, R., Yapay Zekâ ve Eğitim İlişkisi Konuşması, TEDMEM 2018.

Page 300: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

299

YARINLARIN EĞITIMINDE GIRIŞIMCILIK

Fatıma Zehra YELKEN Mustafa Gökberk ŞAHİNTuana DERELİ

ÖzetGirişimciliği sınırlı bir tanım içerisinde ifade etmek oldukça zordur. İlk kez Orta Çağ’da kullanılan bu kelime “iş yapan” anlamına gelmektedir. Ortaya çıktığı ta-rihten itibaren bünyesine yeni özellikler katmış olup bugüne geldiğimizde çok yönlü ve dinamik bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Girişimcilik; yaşadığımız çevrenin yarattığı fırsatları sezme ve o sezgilerden yeni fikir üretme, yeni ilişkiler kurabilme, kendine güvenebilme, risk alabilme, fikirleri projelere dönüştürme, projeleri yaşama taşıyarak insan yaşamını kolaylaştırma becerisine sahip olmayı gerektirir. Eğitim, girişimci bireylerin oluşmasında büyük bir etkendir. Aynı zamanda girişimcilik de eğitime katkıda bulunmaktadır. Türkiye’de girişimcilikte ilerleme kaydedilmekte ve farklı eğitim kademelerinde girişimcilik eğitimi verilmektedir. Bu araştırmada, ülke-mizde ve diğer ülkelerde girişimciliğin dünü, bugünü ve geleceği hakkında inceleme-ler yapılmıştır. Yapılan bu incelemeler sonucunda geleceğin eğitiminde girişimcilik üzerine öneriler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: girişim, girişimci, girişimcilik, eğitim, girişimcilik eğitimi.

GIRIŞGirişimcilik kavramı, belirli fırsatlardan yararlanmak için bazı kaynakların ve

süreçlerin araştırıldığı, değerlendirildiği ve bunlardan faydalanıldığı süreç seklinde tanımlanabilir (Demireli ve diğerleri, 2014: 3). Girişimcilik öncelikle zihinsel algı-lama ve sezgi yoluyla başlayan bir yolculuk, model, güven, imaj ve kuluçka rollerle sosyalleşen bir başarı, psikolojik açıdan girişimcinin özellikleri ile birleşen bilinçli duygusallık, başarıya odaklanan davranışlarla diğer davranışları işe uygun şekilde biçimlendirilen özel bir teknolojidir (Top, 2006:7). Sanayi devrimi ile insanların giri-şimciliğe bakış açısı değişmiş, gelişmenin ve kalkınmanın temel yapı taşının girişim-cilikten geçtiği görülmüştür. Gelecekte oluşturulabilecek istihdam ve ekonomik refa-hın sağlanmasında girişimcilik önem kazanmaktadır. Yeni üretimler, yeni iş fikirlerini hayata geçirebilecek genç beyinlere girişimcilik eğitimi vermek, girişimcilik kültürü

Page 301: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

300

oluşturabilmek ve bu yolda bireyleri teşvik etmek önem arz etmektedir. Girişimci bireylerin sayısının artmasıyla, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin artacağı söylenebilir (Ulucan, 2015). Ülkelerin girişimcilik düzeyinde çevre, eğitim, aile, öğretmen, devlet desteği önemlidir. Gelişmiş ülkeler dünyada her alanda önde olabilmek ve diğer ülke-lere öncülük edebilmek için birbirleriyle rekabet halindedir. Gelişmekte olan ülkeler ise bu rekabete dâhil olabilmek için her alanda ileriye dönük adımlar atarak gelişimi sürekli hâle getirmek durumundadır. Bunu başarabilecek lider, yenilikçi, sorumluluk sahibi ve girişimci bireylerin yetiştirilmesi ise eğitim yoluyla gerçekleşebilir.

1. GIRIŞIM, GIRIŞIMCI VE GIRIŞIMCILIK KAVRAMLARI

1.1. GirişimTürk Dil Kurumuna göre girişim; “Bir işe girişme, teşebbüs” olarak ifade edilmiş-

tir (TDK, 2020). Girişim; günümüzde yeni iş alanları oluşturma, istihdamı artırma, rekabet edebilme ve ekonomik büyümeyi sağlama aracı olarak görülmektedir. Aynı zamanda kişisel gelişime ve sosyal sorunları çözmeye yardımcı olabilir (Eroğlu ve Dündar, 2019). Girişimden amaç; üretim, yenilenme, gelişme, bireysel ve toplumsal refahın oluşturulmasıdır (Tarhan, 2019).

1.2. GirişimciGirişimci, çevredeki olup bitenleri izlemeyi kendisine amaç edinmiş kişidir (Kü-

çük, 2015). Ülkenin ve insanlığın faydasına olacak her türlü yeniliği başlatan, denen-memişi deneyen, kimsenin düşünmediğini düşünen, kimsenin göremediğini gören ve harekete geçiren herkes girişimcidir. Girişimci; toplumun ihtiyaç duyduğu ürünleri üreten, hizmetleri sunan ya da ticaret yaparak maddi ve manevi kazanç sağlamayı hedefleyen, bu amaçla kendi işini kurmak için harekete geçen ve bireysel, toplumsal, ekonomik açıdan anlamlı ve farklı değerler yaratan, yarattığı değerler sonucunda her türlü riski üstlenen kişidir. Kısaca girişimci mal veya hizmet üretmek amacıyla üre-tim faktörlerini bir araya getiren kişidir. Kendinize “Ben girişimci olabilir miyim?” diye sorduğunuzda; “Evet, ben kişisel özelliklerimle, aldığım eğitimle, bilgi ve bece-rilerimle, cesaretimle girişimci olmalı, kendi işimi kurup mal veya hizmet üretmeli ve para kazanmalıyım. Geleceğim için ben bu riski alabilirim.” diyorsanız girişimci olmak için en büyük engeli aşmış olacaksınız. Bu engeli aştıktan sonra maddi, teknik, beşerî birtakım faktörleri bir araya getirmeniz gerekir (Eroğlu ve Dündar, 2019).

1.3. GirişimcilikGirişimciliği sınırlı bir tanım içerisinde ifade etmek oldukça zordur. Orta Çağ’da

kullanılmaya başlayan girişimcilik kavramı “iş yapan” anlamına gelmektedir (Eroğlu

Page 302: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

301

Validebağ Fen Lisesi

ve Dündar, 2019). Başka bir açıdan ise girişimcilik, toplumsal ihtiyaçların temini boyutu ile toplumsal fayda sağlayan ve var olan duruma ekstra değer katma sürecidir (Yılmaz, 2014). 20. yüzyılda ise daha çok risk alma, yenilikleri yakalama, fırsatları değerlendirme ve tüm bunların hayata geçirilme süreci olarak açıklanmaya çalışıldı. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi girişimcilik, sadece kişinin kendi işini kurması de-ğil, mevcut işini revize (yenileme) etmesi veya yeni bir sektöre açılması da olabilir. Yıllardır piyasada olan bir malın sadece üretilmesi değil sektördeki malı farklılaştı-rarak sunmak da bir girişimciliktir. Girişimcilik; yaşadığımız çevrenin yarattığı fır-satları sezme, o sezgilerden fikirler üretme, fikirleri projelere dönüştürme, projeleri yaşama taşıyarak insan yaşamını kolaylaştırma becerisine sahip olmayı gerektirir (Eroğlu ve Dündar, 2019).

2. BAZI MARKALARIN GIRIŞIMCILIK TANIMLARIBazı markalar tarafından girişimcilik tanımları yapılmıştır. Apple girişimciliği

“Eski kuralları çağdaş yenilikler ile yorumlayan ve aksiyona geçiren beceri” olarak tanımlamıştır. Ikea “Fikir üreten sıra dışı yöntemleri takdis eden anlayış” şeklinde belirtmiştir. Google ise “Geçmişi gelecek ile birleştiren ve şimdiyi yaratan yetenek” olarak ifade etmiştir.1

3. BIR GIRIŞIMCIDE OLMASI GEREKEN ÖZELLIKLERGirişimcide bulunması gereken özellikler; davranışsal, sosyal ve kişisel olarak

sınıflandırılmış olsa da bazıları hem davranışsal hem sosyal hem de kişisel özellik içinde yer alabilir. Bir girişimcide bulunması gereken başlıca özellikler şu şekilde sınıflandırılabilir (Eroğlu ve Dündar, 2019):

a) Kişisel Özellikler: Girişimciler; ileri görüşlülük, açık görüşlülük, dinamik-lik, kendini tanıyan, fırsatları gören, çalışkan, hedef odaklı, sosyal, yenilikçi ve içsel kontrolünü sağlamak gibi kişisel özellikleri ile ön plana çıkarlar.

b) Davranışsal Özellikler: Davranışsal özelliklerinde ise zamanı iyi yönetmek, risk almak, bahane üretmemek ve kalabalığın izinden gitmemek gibi özellikleri dik-kat çekmektedir.

c) Sosyal Özellikler: Sosyal özelliklere bakıldığında ise sorumluluk alma, çalış-ma azmine sahip olma, yetki ve sorumluluğu paylaşma, sosyal ve kültürel etkinliklere katılma, iletişim kurabilme ve çalışma gruplarını motive etme gibi özellikler vardır.

1 http://itugirisim.org/girisimcilik/

Page 303: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

302

4. GIRIŞIMCILIĞIN ÖNEMIGirişimcilik kavramı çok boyutluluğu sebebi ile birçok farklı alanın araştırmala-

rına konu olmuştur. Hayatı çok farklı açılardan etkileyen bu kavramın önemi sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçtikçe artmış ve kavramın içeriği de aynı doğrultuda yenilenmiştir. Günümüz dünyası önceki yüzyıllarda olduğu gibi uzun zaman aralık-larında değişimlere sahne olan bir yapıda değildir. Özellikle bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve bilgi alışverişindeki hız ekonomik rekabeti de artırmış ve üretim aktör-lerinin ekonomideki yerini eskisinden daha kaygan bir zemine oturtmuştur.

Girişimcilik gelişmekte olan bir kavramdır ve uzun süredir gelişmeye devam et-mektedir. Girişimcilik denilince genellikle akla gelen; üretkenlik, yenilik, gelişim, risk alma ve yaratıcı gibi kavramlardır. Bu kavramlardan da yola çıkarak girişimcili-ğin ülkenin, eğitimin, ekonominin, teknolojinin gelişmesinde önemi vardır. Eğitimin gelişmesinde girişimciliğin fazlasıyla önemli olmasının nedeni; eğitimin yetersizli-ğini yeni uygulamalar yaparak kapatmak, eğitimdeki yanlış uygulamalara yenilikçi davranarak doğru uygulamalara çevirmek gibi şeylerin girişimcilik kavramı altında değerlendirilmesidir.

5. GIRIŞIMCILIK VE EĞITIMGirişimcilik alanındaki en temel sorulardan biri “Girişimci doğulur mu, olunur

mu?” sorusudur. Bunun nedeni girişimcilikte doğuştan gelen özelliklerin vurgulan-ması, ancak bu özelliklerin ortaya çıkarılmasında dışsal faktörlerin de etkili olabile-ceği ikilemidir. Kişilerin girişimci olma ve olmamama konusundaki kararlarını etki-leyen bu faktörler; aile desteği, finansman olanakları, devlet destekleri, yetiştirme ve eğitim (Arıkan, 2002) gibi psikolojik, sosyal ve ekonomik faktörler olarak ifade edi-lebilir. Bu bağlamda eğitimin özellikle de üniversitelerde verilen eğitimin gençlerin girişimciliğe bakış açılarını etkilemede önemli olduğu düşünülmektedir (Henderson ve Robertson, 2000).

Üniversitedeki eğitim de dahil bütün eğitim sisteminde girişimcilik becerisinin yer alması toplumda girişimcilik kültürünün oluşturulması, yaygınlaştırılması, böy-lece bireylerin, mevcut kurum-kuruluşların daha iyi performans göstermesi ve yeni girişimlerin oluşturulması açısından önemlidir. Girişimcilik eğitimi sürecinde mo-tivasyon oldukça önemlidir. Girişimci motivasyonunu girişimci ruh olarak da ifade etmek mümkündür. Girişimcilik eğitimi çerçevesinde hazırlanan programların bi-reylere fırsatların farkındalığı becerisini, hızlı karar verme becerisini kazandırması önemli görülmektedir. Çünkü girişimciler fırsatları fark ettiklerinde ve bunu girişim-ci faaliyete dönüştürebildiklerinde girişimciliğin önemli bir aşaması tamamlanmış olmaktadır. Girişimcilik eğitimi sürecinde bireylerin, özgür bir şekilde düşüncelerini,

Page 304: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

303

Validebağ Fen Lisesi

iş fikirlerini, girişimci düşüncelerini eğitim ortamında endişelenmeden, çekinmeden ifade etmeleri önemli görülmektedir.

Girişimcilik eğitimi sürecinde bireylerin çeşitli kurslarla desteklenmesi önem-lidir. Çünkü, bu süreçte farklı durumlardan dolayı oluşabilecek eksikliğin tamam-lanması amaçlanır. Bu eksikliğin çeşitli eğitim kursları ile kapatılması mümkündür. McKeown ve arkadaşları (2006) İngiltere’de girişimcilik eğitiminin inovasyon kurs-larıyla desteklendiğini ifade etmişler, bu kursların içerisinde teknoloji transferi gibi yeni kurs programlarının ön plana çıktığını açıklamışlardır. Bunun yansıra bu araştır-macılar hem öğretim hem de değerlendirme için geleneksel yöntemlerin kullanıldığı İngiltere’de girişimcilik eğitimi sürecinde öğretim teknolojilerinin sıklıkla kullanıl-dığını ifade etmişlerdir. Bu durum girişimci yeteneğin gelişimini destekleyen önemli bir unsur olduğundan dolayı girişimcilik eğitimi sürecinde özellikle bireylere teknik ve teknolojik destek sağlayacak kursların sayısının arttırılması gerekmektedir.

Farklı ülkelerdeki girişimcilik eğitimi uygulamaları incelendiğinde ABD’de gi-rişimcilik eğitiminin ilkokullardan itibaren verilmekte olduğu, öğrencilerin lise ka-demesine ulaşmadan girişimcilik ve girişimcilik eğitimi sürecine dâhil olduğu gö-rülmektedir. Nitekim ülkemizde de girişimcilik becerisine yönelik kazanımlar 2005 yılından beri ilkokuldan itibaren gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Japonya’da ise girişimcilik eğitimi liselerde 2001 yılından itibaren (Tokyo’da) verilmeye başlanmış, önceleri kolejlerde başlayan girişimcilik eğitimi sonraları yaygınlaşarak çeşitli giri-şimcilik eğitimi kursları ile desteklenmiştir (Han ve Lee, 1998). Ülkemizde lise ka-demesinde girişimcilik dersi programının hazırlanması ve uygulanması 2009 yılında gerçekleşmiştir.

6. TÜRKIYE’DE VE BAZI ÜLKELERDE GIRIŞIMCILIK ADIMLARI

6.1. Türkiye’de GirişimcilikTürkiye’de girişimcilik eğitimi üzerinde çalışmalar yeterli olmasa da bazı üniver-

sitelerin girişimcilik ve girişimcilik eğitimi üzerinde durduğu görülmektedir. Gürol, Aydınlık ve Arslan’ın 2008 yılında yaptığı çalışmada ülkemizde girişimcilik dersleri-nin verildiği toplam 47 devlet, 4 özel ile 19 vakıf üniversitesinin olduğu ayrıca 4 üni-versitede de genç girişimci geliştirme programı olduğu belirtilmiştir. Genel itibari ile bu üniversitelerden bazıları Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Anadolu Üniver-sitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesidir (Yelkikalan, 2010). Yaygın olmasa da girişimcilik eğitimi Türkiye’de orta ve yükseköğrenimde verilme-ye başlanmıştır. Ancak girişimcilik için gereken iş planlaması üretim ve pazarlama

Page 305: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

304

sürecinde karşılaşılabilecek yasal ve yasal olmayan problemlerin aşımı için gerekli olan eğitim hâlâ mesleki eğitim içerisinde gösterilmektedir (Küçüktekin, 2006).

Son yıllarda girişimcilik, ülkemizin eğitim politikaları arasında ön plana çıkmış ve sürekli daha da önem kazanmaya devam etmiştir. Bu anlamda (Önel, 2018):

MEB, Talim Terbiye Kurulunun 26.08.2009 tarih ve 127 sayılı kararı ile girişim-cilik eğitiminin küçük yaşlarda başlatılması ve ortaöğretim kurumlarında girişimcilik dersi verilmesini planlamıştır. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) başbakan öncülüğünde 2011 yılında girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması kararı almıştır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında “Girişim-ciliğin Geliştirilmesi İşbirliği Protokolü” 25 Ocak 2012 tarihinde imzalanmıştır. Bu protokol ile eğiticilerin eğitilmesi ve müfredat geliştirilmesi çalışmaları yürütülmüş, bu amaçla oluşturulan modül Talim Terbiye Kurulu onayı alınarak 2012-2013 öğ-retim yılında okutulmaya başlanmıştır. Girişimcilik, Türkiye Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2018)’da yer almıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı (2010-2014) ile ilk ve orta öğretim okullarının bireysel stratejik plan-ları kapsamına da girişimcilik alınmıştır (GİSEP, 2015: 29). Kalkınma Bakanlığının 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı’nda ve 2023 hedefleri doğ-rultusunda girişimciliğe yer verilmiştir (Onuncu Kalkınma Planı 2013: 93). Özellikle yenilikçi girişimcilik ile sosyal girişimciliğin desteklenmesi ve akademisyenler ile öğrencilerin girişimcilik faaliyetlerinin teşvik edilmesi kararlaştırılmıştır. Girişimci-lik kültürünü yaygınlaştırmak ve girişimciliği geliştirmek amacıyla Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tara-fından Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı (GİSEP) oluşturulmuş ve bu eylem planı 01/07/2015 tarih ve 29403 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürür-lüğe girmiştir. Bu strateji ile 2015-2018 döneminde yürütülecek projeler ve eylem planları hazırlanmıştır. Bu doğrultuda kadın, genç, yenilikçi, küresel, tematik, sosyal ve eko-girişimcilik ile girişimcilik eğitimi, girişimcilik kültürü gibi konularda hedef-ler belirlenmiş, özellikle de kadın, genç, sosyal ve eko-girişimciliğin teşvik edilmesi kararlaştırılmıştır.

6.2. İsviçre’de Girişimcilikİsviçre 2009 yılı bütçe planına girişimcilik eğitimini dahil ederek bu husus konu-

sunda ne kadar ciddi olduğunu göstermiştir. Bu strateji; girişimcilik programlarını geliştirmeyi desteklemek için hükümet tarafından alınan kararların ve yapılan re-formların bir parçası haline gelmiştir (Eurydice, 2012).

Page 306: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

305

Validebağ Fen Lisesi

6.3. Norveç’te GirişimcilikNorveç’in eğitim ve öğretimde girişimcilik ile ilgili ilk stratejik planı olan “Fır-

satları Görmek ve Bunları Harekete Geçirmek”, 2004-2008 yılları arasında uygulan-maya konmuştur. 2009-2014 yılları arasında ise “Eğitim ve Öğretimde Girişimcilik” adlı eylem planı ilköğretimden lise öğretimine entegre edilmiştir. Bu sayede her ka-demede girişimcilik eğitimi verilmiştir. Eğitim sisteminin her alanında ve her seviye-sinde, eğitimde ve öğretimde öğrencinin girişimciliğe olan bakış açısını ve kalitesini güçlendirme amaçlanmıştır (Eurydice, 2012).

6.4. Finlandiya’da GirişimcilikFinlandiya’da, girişimcilik eğitiminin öğretmen yetiştirme programlarında yer al-

masına yönelik kurumsal özerklik bulunmaktadır. Bu bağlamda, “Öğretmenler İçin Girişimcilik Eğitim Hizmeti “projesi kapsamında, 30 kuruluş bir araya gelerek öğret-men eğitimi için bir girişimcilik programı geliştirmiştir. Buna ek olarak girişimcilik eğitimi derslerinin daha iyi bir şekilde işlenebilmesine yönelik eğitim materyalle-ri, çok sayıda özel şirket tarafından sağlanmaktadır (Chiu, 2012:27; EURYDICE, 2016:23; Seikkula-Leino, Ruskovaara, Hannula ve Saarivirta, 2012:382). Finlandi-ya’da girişimcilik eğitimine yönelik ulusal bir strateji bulunmaktadır. İlgili strateji, “Girişimcilik Eğitimi Rehberi “olarak adlandırılmakta ve Eğitim ve Kültür bakanlığı tarafından yayınlanmaktadır. Bu rehberin amacı, Finlilerin girişimcilik ruhunu ge-liştirmek ve girişimciliği cazip bir meslek haline getirmektedir (EURYDICE, 2016: 24).

6.5. İngiltere’de Girişimcilikİngiltere gibi bazı ülkelerde birçok üniversite; girişimciliğin bir kariyer olarak

görülmesini sağlamak, girişimciliğe yönelik bakış açısını olumlu yönde etkilemek, yetenekleri ve kendine güveni geliştirmek, yüksek kalitede ve hızla büyüyen şirket-lerin sayısını artırmak amacıyla ya da en azından bu yöndeki eğilimlere olumlu katkı sağlamak amacıyla girişimcilik derslerini artırıp etkinleştirmektedir (Galloway ve Brown, 2002; Henderson ve Robertson, 2000). Bu amaçların yanı sıra bu tarz eğitim, değişken iş yaşamının girişimciliği, genç neslin yeni bir kariyer yolu olarak ön plana çıkarmasının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bunun nedeni; üniversitelerin ve girişimcilik eğitiminin uzun dönemde girişimciliğe yönelik sosyal ve entelektüel tu-tumun gelişmesine olumlu katkı sağlayacağının, girişimcinin karşılaşacağı koşullarla ilgili gençlere yararlı bir bakış açısı kazandıracağının, girişimciliğin bir kariyer yolu olarak görülmesinin gençlerin yetenek geliştirme ve kendine güven duygularını des-tekleyeceğini düşünülmesidir (Henderson, 2000; Galloway ve Brown, 2002).

Page 307: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

306

6.6. ABD’de GirişimcilikABD’de okulların yüksek seviyede merkezden bağımsız olmasından dolayı or-

tak bir girişimcilik eğitimi sistemi bulunmamaktadır. Bu nedenle girişimcilik eğitimi konusunda teori ve pratikte araştırmacılar ve kurumlar arasında büyük farklılıklar or-taya çıkmaktadır. Ama her türlü eğitimin amacı davranışların pratiğe dönüştürülme-sidir (Guzman ve Linan, 2005). ABD’de girişimcilik eğitimi 1600’den fazla okulda 2200’den fazla ders, 277 adet donatılmış pozisyon, 44 adet akademik hakemli dergi ile geliştirilmiştir (Çetinkaya Bozkurt, 2011).

7. GIRIŞIMCILIK EĞITIMINE YÖNELIK IYI UYGULAMA ÖRNEKLERIAvrupa Komisyonu, KOBİ’lerin büyümesi için en uygun ortamı oluşturmayı

ve KOBİ’lerin ihtiyaçlarını ön planda tutmayı amaçlayan “Avrupa Küçük İşletme-ler Yasası”nı 25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe koymuştur. Bu bağlamda, girişimcilik konusuna odaklanan bir strateji ve eylem planı oluşturma zorunluluğu doğmuştur. Bu doğrultuda, KOSGEB koordinatörlüğündeki Girişimcilik Konseyi tarafından 2015-2018 yıllarını kapsayan “Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı (GİSEP)” hazırlanmıştır. GİSEP’in genel amacı, ülkemizde girişimcilik kültü-rünü yaygınlaştırmak, güçlü bir ekosistem oluşturmak ve girişimciliği geliştirmektir. GİSEP’te yer alan hedeflerden biri de örgün ve yaygın eğitim düzeyinde girişimcilik eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve girişimcilere yönelik danışmanlık sisteminin ge-liştirilmesidir. Bu doğrultuda, girişimcilik eğitimi çerçevesinde gerçekleştirilecek fa-aliyetlerin koordinasyonu görevi Millî Eğitim Bakanlığı içerisinde Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Yukarıda belirtilen amaç ve hedefin gereği olarak girişimcilik eğitimine yönelik iyi uygulama örneklerinin kamuoyu ile paylaşılması çalışmasına başlanmıştır. Bu amaçla temel eğitim ve ortaöğretim sevi-yesindeki eğitim ve öğretim kurumlarından söz konusu iyi uygulama örnekleri talep edilmiştir.2

8. EĞITIM KADEMELERINE GÖRE GIRIŞIMCILIK

8.1. Okul Öncesi SeviyesiTürkiye’de girişimcilik eğitimi ilkokul çağında verilmeye başlanmasına rağmen,

“Erikson’ın Psiko-Sosyal Gelişim Kuramı”na göre 4-6 yaş aralığındaki çocukların girişimcilik özelliklerine sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır (Santrock, 2018). Dolayısıyla girişimcilik eğitiminin anaokul seviyesinde verilmeye başlanması daha

2 https://ttkb.meb.gov.tr/www/girisimcilik-egitimine-yonelik-iyi-uygulama-ornekleri/icerik/335

Page 308: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

307

Validebağ Fen Lisesi

uygundur çünkü daha sonra ki zamanlarda bu özellikler geliştirilmediği için köre-lip kaybolmaktadır (Deveci, 2016; Huber, Sloof & Van Praag, 2014; Löbler, 2006). Bir başka ifadeyle, okullarda girişimcilik eğitimi ne kadar alt kademeden verilmeye başlanırsa bireyin ileride kendi işini kurması ve başarılı olarak devam ettirmesi ya da iş bulma olasılığı daha çok artmaktadır (Huber, Sloof & Van Praag, 2014). MEB girişimcilik eğitimine yönelik iyi uygulama örneklerinden İstanbul ilinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla girişimcilik ve para yönetimi bilinci oluşturulmasına yönelik bir uygulama yapılmış-tır.3 Bilecik ilinde ise okul öncesi dönemden itibaren bilinçli tüketim ve geri dönüşüm bilinci kazandırılması amaçlanan bir uygulama yapılmıştır.4

8.2. İlkokul SeviyesiBu kademede yapılabilecek en iyi şey çocuklara girişimciliğin öğretilmesidir.

Bunun için kendilerini ifade edebilecekleri eğlenceli dersler eklenebilir ve çocuklar-da sorumluluk bilinci oluşması sağlanabilir. MEB girişimcilik eğitimine yönelik iyi uygulama örneklerinden Aydın ilinde, doğal beslenmenin yaşam biçimi hâline geti-rilerek yaşam kalitesini artırmak ve bu doğrultuda farkındalık oluşturmak amacıyla ilkokul öğrencileriyle faaliyetler düzenlenmiştir.5

8.3. Ortaokul SeviyesiOrtaokul döneminde de bu eğitimin oldukça önemli görülmesi gerekmektedir.

Çünkü Piaget’e göre çocuklar on bir yaşından sonra soyut işlemler dönemine girerler ve bu dönem onların girişimcilik özelliklerini kazanmaları için oldukça uygun bir dönemdir (Santrock, 2018). Örneğin, bu dönemin özelliklerine sahip çocuklar kendi-lerini ispatlamak için risk alma eğiliminde olurlar. Yaratıcı düşünme, problem çözme, sonuç çıkarma, mantıksal düşünme ve soyut düşünmeye başlarlar. Kendi hipotezleri-ni kurar ve test ederler. Kendi öğrenme aktivitelerini planlayıp bu planı uygulamak-tan zevk alırlar. Sosyal olma eğilimindedirler. Bu dönemdeki çocuklar aynı zamanda sorgular, keşfeder ve edindikleri bilgi ve deneyimleri paylaşma ihtiyacı hissederler (Korkmaz, 2002; Santrock, 2018). Girişimcilik eğitiminin ortaokul düzeyindeki öğ-rencilerin gelişim düzeyleriyle paralellik gösterdiği belirtilmiştir (Deveci, 2018; Hu-ber, Sloof ve Praag, 2012; Korkmaz, 2002). Bu bağlamda proje tabanlı öğrenme, probleme dayalı öğrenme gibi yapılandırıcı yaklaşıma dayalı, öğrencilerin bir ürün oluşturduğu, öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanılması bireylerin girişimcilik özelliklerinin gelişmesini sağlamaktadır (Gibb, 2005; Löbler, 2006).

3 https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_istanbul.pdf4 https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_bilecik.pdf5 https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_aydin.pdf

Page 309: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

308

8.4. Lise SeviyesiBu aşamada artık daha somut boyuta geçilebilir. Yeni sisteme yani teknolojiye

ayak uydurabilmek için yazılım bazlı projeler geliştirilebilir. Bir girişimcilik kulü-bü kurarak iş yapma becerisi geliştirilebilir. MEB girişimcilik eğitimine yönelik iyi uygulama örneklerinden ise Eskişehir ilinde robotik eğitimi vermek ve robotik ürün pazarlamak amacıyla bir uygulama gerçekleştirilmiştir.6 Yine iyi uygulama örnekle-rinden Çorum ilinde artık 3 boyutlu yazıcıların eğitimin içinde olmazsa olmazların-dan olduğu düşünülerek akla gelen projeleri somutlaştırmışlardır.7

8.5. Üniversite SeviyesiGenel anlamda eğitimin ve özellikle girişimcilik eğitiminin başlangıç aşamasında

ifade edilen girişimcilik eğilimini artırma yönündeki olumlu katkısının yanı sıra giri-şimciliğin yaygınlaştırılması ve başarılı girişimcilerin sayısının artırılması amacıyla örgün eğitim kalitesinin artırılması ve bu yönde üniversitelerin deneyimli mezunlar vermesinin sağlanması özellikle büyük önem taşımaktadır ( Bayraktaroğlu, 2005). Ayrıca toplumsal boyutu ele alındığında girişimciliği destekleyen bir zihniyet olu-şumu da eğitim ile sağlanabilecektir (Ağca, 2007). Burada günümüz koşullarında girişimcilik ve üniversite bağlamında değerlendirilmesi gereken bir diğer durum ise üniversitelerin girişimci bireyler yetiştirmenin yanı sıra çağa ayak uydurmak için “gi-rişimci üniversite” olmak yolunda adımlar atması gerekliliğinin ortaya çıkmış olma-sıdır (Odabaşı, 2006). Böylece girişimci üniversitelerin girişimci bireyler yetiştirme olanağı da artabilecektir (Balaban ve Özdemir, 2008).

Makro düzeydeki küresel değişimler üniversiteleri de yenilikçi üniversite, araş-tırmacı üniversite, üçüncü kuşak üniversite, girişimci üniversite gibi imajlar altında tanımlamaya başlamıştır (Önel, 2018). Bilim odaklı birinci kuşak üniversitelerden eğitim ve araştırma odaklı ikinci kuşak üniversitelere ve son dönemlerde de girişimci ve toplumla bütünleşen üçüncü kuşak (3K) üniversitelere doğru belirgin bir dönüşüm yaşanmaktadır. Üçüncü kuşak üniversiteler eğitim, öğretim ve araştırma amaçlarının yanında toplumsal sorumluluk anlayışları ile değer yaratan kurumlardır. Yenilikçi ve yaratıcı özellikleri yanında bulundukları bölgelerin gelişmesine de katkı sağlayan bir üniversite modeli oluşturmuşlardır (Çiftçi, 2010). Girişimci üniversitelerin mezunla-rının iş arayan değil iş yaratan, girişimciliği disiplinler arası araştırma konusu haline getirebilen ve yeni iş fikirleri geliştiren olması amaçlanır.

6 https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_eskisehir.pdf7 https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_corum.pdf

Page 310: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

309

Validebağ Fen Lisesi

9. GIRIŞIMCILIK BECERISININ GELIŞTIRILMESINE YÖNELIK KISA, ORTA, UZUN VADEDE YAPILABILECEK ÖNERI VE UYGULAMALAR2023 eğitim vizyonu sosyal girişimcilik açısından 2018 yılı hazırlık ve tasarım

yılı, 2019 yılı hazırlık ve tasarım, geliştirme, küçük ölçekli pilot uygulama/uygulama fazına yönelik iyileştirme yılı, 2020 yılı orta ölçekli pilot uyguma/uygulama fazına ilişkin iyileştirme ve ülke uygulaması yılı, 2021-2022 yılları ise uygulamaları izleme, değerlendirme ve iyileştirme yılı olarak öngörülmüştür. Tarhan (2019) tarafından ya-pılan “MEB 2023 Eğitim Vizyonu Çerçevesince Türkiye’de Girişimcilik Eğitiminin Geleceğine Yönelik Bir Değerlendirme” araştırmasında ise bu uygulama takviminin sosyal girişimciliği de içerisine alacak şekilde girişimcilik eğitimine dönüştürülerek uygulanabileceği belirtilmiştir ve planlama dâhilinde yapılabilecek uygulama öneri-leri sunulmuştur. Bunlardan bazıları:

Kısa Vadede Önerilen Uygulamalar: Vizyon belgesinde sunulan öğretmenlik mesleği uzmanlık programında girişimciliğin önemine ilişkin bilgilendirmelerin ya-pılması, okulların/sınıfların girişimcilik becerisini kazandırmada kullanılabilecek araç-gereç olanaklarının arttırılması, açılması tasarlanan beceri atölyelerinde giri-şimcilik atölyesinin yer alması, lise ve yükseköğretim düzeyinde girişimcilik sertifi-kalarına yönelik uygulamaların yaygınlaştırılması, çocukların becerilerinin tespitine yönelik bireysel öğretmen izlenimlerinin yapılması, girişimcilik becerinin geliştiril-mesine ve girişimci ruhun uyandırılmasına yönelik okul içi ve okul dışı etkinliklerin yapılması (konferans, fuar, öğrenci panelleri, girişimci konuşmacılar iş yeri gezileri vb.), girişimci okul yarışmalarının yapılması, girişimci kültürün tüm paydaşlar (yö-netim, toplum, STK, kamu kurum ve kuruluşları, öğretmen, öğrenci vb.) tarafından benimsenmesini sağlayacak etkileşimli bir ortamın oluşturulması, okul öncesi dö-nemden itibaren üretimin ve bir şeyleri başarabilme duygusunun öneminin vurgulan-ması ve ebeveynlere girişimcilik eğitimi konusunda bilgilendirmelerin yapılmasıdır.

Orta Vadede Önerilen Uygulamalar: Örgün eğitimin tüm kademelerinde giri-şimcilik eğitiminin verilmesi, bölgesel ve bireysel farklılıklar göz önünde bulunduru-larak eşit ve adaletli bir şekilde çocukların girişimci gelişimini üstlenecek süreçlerin geliştirilmesi, akran eğimi modeli çerçevesinde öğrencilerin kendi tecrübeleri pay-laşabilecek ders dışı atölyelerin yaygınlaştırılması, girişimcilikle ilgili öğretici çizgi filmlerin yapılması, gelişim farklılıkları olan çocukları dikkate alan görsel ve yazılı ürünlerin oluşturulması ve geliştirilmesi, öğretmenlere yönelik girişimcilik eğitimi ile ilgili materyal arşivinin oluşturulması, öğrencilere kendi fikirlerini hayata geçir-melerine olanak sağlayacak proje oluşturma eğitimlerinin verilmesidir.

Page 311: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

310

Uzun Vadede Önerilen Uygulamalar: Girişimcilik eğitimi merkezlerinin ku-rulması ve il içerisinde eğitimle ilgili girişimci faaliyetleri destekleyen, yöneten ve rehberlik yapan okul birimleri oluşturulması (Girişimci Eğitim Ofisleri, Girişimcilik Eğitimi Merkezleri), ilkokuldan itibaren beceri tespit sisteminin oluşturularak birey-sel takip siteminin geliştirilmesi (Mezun Takibi), çocukların girişimcilik becerileri-nin gelişmesine olanak ve kolaylık sağlayacak yasal altyapı olanaklarının arttırılma-sı, girişimcilik eğitimi ve girişimcilik becerisinin geliştirilmesi ile ilgili araştırma ve uygulama merkezleri kurmak ve yaygınlaştırmak, görme engellilere yönelik özel ola-rak seslendirilmiş girişimcilik ile ilgili kaynakların hazırlanması, kültürel girişimcilik değerlerimizi ön plana çıkartacak içeriklerin oluşturularak, farklı kombinasyonlarla kullanılmasıdır (ders kitabı, dergi, oyun, hikâye kitabı, dijital hikâye, çizgi film).

SONUÇBilgi toplumunda ve modern ekonomide girişimciliğin, insanın en önemli serma-

yesi olan hayal gücünü ve yaratıcılığı yansıtan bir unsur olarak işletmelerin ve ekono-minin dinamik gücü kabul edilmektedir (Gürol, 2000; Herbig ve diğerleri, 1994). Son yıllardaki hızlı değişim genç girişimcilere yeni iş fırsatları doğurmuştur. Ülkemizin istihdam yaratan, fikirlerini projeye dönüştüren, yatırım yapan ve fırsatları kazanca dönüştüren genç yeteneklere yani girişimcilere ihtiyacı vardır.

Eğitimde ise zamanı verimli geçirebilecek bir uğraş oluşturmak, genç girişimci olarak yeni ürünle piyasada var olma yetisi kazandırmak, ürün maliyeti ve kârını belirleme, para kazanma yöntemlerini tespit etme davranışlarını pekiştirmek ve bu-nun sonucunda gelir sağlamak amaçlanabilir. Yaşamın her alanında olduğu gibi gi-rişimciliğin yaygınlaştırılmasında ve başarılı girişimcilik öykülerinin artırılmasında eğitimden beklenen faydanın sağlanabilmesi için önemli olan diğer faktörlerin de olumlu ve destekler özellikte olması gerekliliği asla unutulmamalıdır. Başka bir ifade ile eğitim, girişimcilik eğiliminin artması yönünde gereklidir ancak tek başına yeterli olmamaktadır. Diğer bir etken ise cesaret verebilmektir ve bu kısım uzun bir zaman ister, cesaretin küçük yaştan itibaren kazandırılması gerektiği düşünülmektedir.

Girişimcilik kapsamında tüm öğrencilere görev verilmeli ve girişimcilik özellik-leri düşük olan öğrenciler girişimcilik düzeylerini artırmak için deney ve gözlem yapacakları, ürün tasarlayacakları etkinliklere katılmalıdırlar. Öğretmenler ise öğren-cileri iyi bir şekilde gözlemleyerek onların nasıl daha iyi anladıklarını ve nasıl daha mutlu olduklarını öğrenerek onlara verimli bir eğitim verebilirler. Sürekli değişim ve gelişim göz önünde bulundurularak eğitim öğretim içeriği güncel tutulmalıdır. Bilgiyi daha kalıcı hale getirmek için ise proje tabanlı öğrenme gibi öğrencilerin ürün oluşturabileceği yöntem ve teknikleri kullanılması da önerilmektedir (Vurgun

Page 312: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

311

Validebağ Fen Lisesi

ve Bektaş, 2019). Özellikle de üniversitelerde verilen girişimcilik derslerinde uygu-lama ağırlıklı öğrencilere iş yeri kurma, fizibilite hazırlama ve başta özgüven olmak üzere girişimci kişilik özelliklerinin kazandırılması gerektiği düşünülmektedir. Her ülkede kültür, eğitim ve sınıf ortamı birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle girişimci birey-ler yetiştirmek için, okullarda girişimci kültürün oluşturulmasına yönelik öncelikle okul yöneticileri eğitilebilir.

Özgüven, atılganlık, iletişim becerileri gibi çalışmaların yapılması ile temel oluş-turulmalıdır. Girişimcilik eğitimlerine küçük yaşlardan itibaren başlanması, girişim-cilik özelliklerinin kazandırılması ve aşılanması adına yararlı olacaktır. Bu bağlamda izlenecek stratejilerden en önemlisi girişimcilik derslerine ilköğretim programlarında yer verilmesidir. Yapılan etkinlikler yaratıcı düşünme ve problem çözme becerileri geliştirecek yönde olmalıdır. Girişimcilik eğitimlerinde öğrenci ve öğretmenler dışın-da okula da önemli görevler düşmektedir. Okul yönetimlerinin girişimci düşünceyi harekete geçirecek ödül mekanizmalarını öğrenci ve öğretmen düzeyinde oluşturma-sı ve bu sayede girişimcilik iklimini yaratması gerekmektedir (Uğur, 2015).

Bunların yanı sıra Global Girişimcilik Haftası etkinlikleri aktif olarak sağlanabi-lir, icat yarışmaları düzenlenebilir, hem öğrencilerin öğrendiği hem de öğretmenlerin bilgi ve deneyimlerini aktardığı portallar yapılabilir, okullara girişimcilik eğitimine yönelik materyal desteği sağlanabilir, tatillerde girişimcilik kampları düzenlenerek eğlenceli bir şekilde gözlem yaparak eğitim öğretim gerçekleştirilebilir, iş başında-ki yöneticiler ile vakit geçirilerek verimin nasıl sağlanabileceği gözlemlenebilir, gi-rişimciler davet edilerek çıkarımlarından yararlanılabilir, konferanslar ve atölyeler düzenlenebilir, yaş grubu fark etmeksizin her süreçte girişimcilikle ilgili çalışmalar yapılabilir. Böylece merakı artan, üreten, hayallerinde sınır tanımayan, girişimcilik ruhu yükselen toplum oluşması sağlanabilir.

Page 313: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

312

KAYNAKLAR

Ağca, V., “Avrupa Birliğinin Girişimcilik Politikası ve Türkiye’ye Yansımaları”, Türkiye’de İşletmecilikte Yeni Perspektifler, Editörler: Kurt, M. Kurt, S. Bayraktaroğlu, Gazi Kitabevi, Ankara 2007, s. 169–194.

Arıkan, S., Girişimcilik: Temel Kavramlar ve Bazı Güncel Konular, Siyasal Kitabevi, Ankara 2002.

Aydın, S., ve B. Er, “Meslek Lisesi Öğrencilerinin Girişimcilik Özelliklerini Belirlemeye Yönelik Bir Alan Araştırması”, Uluslararası Ekonomi ve Yenilik Dergisi, 1/2, 2015, s. 87-105.

Balaban, Ö., ve Y. Özdemir, “Girişimcilik Eğitiminin Girişimcilik Eğilimi Üzerindeki Etkisi: Sakarya Üniversitesi İİBF Örneği”, ÇOMÜ Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 3/2, 2008, s. 133-147.

Bosma, N., vd., “Global Entrepreneurship Monitor”, Executive Report, 2008.

Börü, D., Girişimcilik Eğilimi: Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Öğrencileri Üze-rine Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2006.

Chıu, R., Entrepreneurship Education in the Nordic Countries: Strategy Implementation and Good Practices, Nordic Innovation Publication, Oslo 2012.

Çetinkaya Bozkurt, Ö., Dünyada ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi: Başarılı Girişimciler ve Öğretim Üyelerinden Öneriler, Detay Yayınları, Ankara 2011, s. 10-55.

Çetinkaya Bozkurt, Ö., vd., “Türkiye’de Girişimciliğin Gelişimi: Girişimciler Üzerinde Nitel Bir Araştırma”, Süleyman Demirel Üniversitesi Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 12/1, 2019.

ÇİFTÇİ, S., “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Proje Tabanlı Öğrenmenin Öğrencilerin Akademik Risk Alma Düzeylerinde, Problem Çözme Becerilerine, Erişilerine, Kalıcılığa ve Tutumlarına Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya 2006.

Deveci, İ., “Fen Bilimleri Öğretim Programıyla (5-8) Bütünleştirilmiş Girişimcilik Eğitimi Modüllerinin Geliştirilmesi, Uygulanması ve Değerlendirilmesi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi, Bursa 2016.

Deveci, İ. ve J. Seikkula-Lein, “Finnish Science Teacher Educators’ Opinions About the Imp-lementation Process Related to Entrepreneurship Education”, Electronic Journal of Scien-ce Education, 20/4, 2016, pp. 1-20.

Duran, C., vd., “Girişimcilik Hislerine Eğitimin Katkısı: Kütahya Meslek Yüksek Okulu Makine Program Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 8/2, 2013, s. 42.

Eraslan, L., “İlköğretim Programlarında Girişimcilik Öğretimi: Hayat Bilgisi Dersi Örneği”, Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi, 27, 2011, s. 82-94.

Eroğlu, N., ve Ş. Dündar, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Girişimcilik Ders Kitabı, Anka-ra 2019.

Eurydice (European Comission), Entrepreneurship Education at School in Europe: National Strategies, Curricula and Learning Outcomes, 2012.

Page 314: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

313

Validebağ Fen Lisesi

Eurydice, Entrepreneurship Education at School in Europe, Publications Office of The Euro-pean Union, Luxembourg 2016.

Galloway, L. ve W. Brown, “Entrepreneurship Education at University: A Driver in the Creati-on of High Growth Firms?”, Education & Training, 44, (8/9), 2002.

Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-2018. http://www.resmiga-zete.gov.tr/eskiler/2015/07/20150701-9-1.pdf

Guzman, J., ve F. Linan, Perspectives on Entrepreneurial Education: A US-Europe Compari-son, Antonio de Nebrija University, 2005.

Güney, S., ve A. Nurmakhamatulu, “Kültürün Girişimciliğe Etkisi: Kazakistan ve Türkiye Üniversitesi Öğrencilerinin Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Kültürlerarası Araştırma”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10/18, 2007, s. 62-86.

http://itugirisim.org/girisimcilik/ (2020)

http://2023vizyonu.meb.gov.tr/doc/2023_EGITIM_VIZYONU.pdf (2020)

https://ttkb.meb.gov.tr/www/girisimcilik-egitimine-yonelik-iyi-uygulama-ornekleri/icerik/335 e.t.: 09.01.2020.

https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_aydin.pdf e.t.: 09.01.2020.

https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_bilecik.pdf e.t.: 09.01.2020.

https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_corum.pdf e.t.: 09.01.2020.

https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_eskisehir.pdf e.t.: 09.01.2020.

https://ttkb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_12/19165229_istanbul.pdf e.t.: 09.01.2020.

Komisyon, Güncel Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, https://sozluk.gov.tr/?ke-lime=GİRİ-ŞİM, e.t.: 30.01.2020.

Küçük, O., Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2015.

Küçüktekin, K., “Girişimcilik Politikası Çerçevesinde Avrupa Birliği’nin KOBİ Politikası ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum Çerçevesinde Türkiye’nin KOBİ Politikası”, Yayımlan-mamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, Ankara 2006.

Lee, S. M. ve S. Peterson, “Culture, Entrepreneurial Orientation, and Global Competitive-ness”, Journal of World Business, 35, 2000, s. 401-416.

Maya, İ. ve A. Yılmaz, “Karşılaştırmalı Eğitim Bağlamında Bazı AB Ülkeleri ile Türkiye’nin Girişimcilik Eğitimi Uygulamaları”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 13/1, 2018, s. 25-41.

McKeown, J., vd., “Graduate Entrepreneurship Education in the United Kingdom”, Education and Training, 48(8/9), 2006, pp. 597-613.

Önel, A., “Girişimci Öğrenciler ve Öğretmenlerle Girişimci Türkiye’ye”, Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7/2, 2018, s. 256-286.

Özdemir, Y. ve S. Mazgal, “Bir Kariyer Tercihi Olarak Girişimcilikte Dışsal Faktörlerin Etki-si: Sakarya Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 7/1, 2012, s. 87-102.

Page 315: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

314

Tarhan, M., “MEB 2023 Eğitim Vizyonu Çerçevesince Türkiye’de Girişimcilik Eğitiminin Geleceğine Yönelik Bir Değerlendirme”, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakül-tesi Dergisi, 19/2, 2019, s. 667-682.

Top, S., Girişimcilik Keşif Süreci, Beta Yayınları, İstanbul 2016.

Uğur, B., “Girişimcilik Eğitiminin İlköğretim Programlarına Konulmasına Yönelik Model Önerisi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir 2015.

Ulucan, S., “Girişimcilik Eğiliminin ve Girişimcilik Eğilimini Etkileyen Faktörlerin Analizi: Ortaöğretimde Lise 3. ve 4. Sınıf Öğrencileri Üzerinde Bir Uygulama”, Gazi Üniversitesi, Ankara 2015.

Vurgun, F. ve O. Bektaş, “Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Fen’e Yönelik Girişimciliklerinin Be-lirlenmesi”, Fen, Matematik, Girişimcilik ve Teknoloji Eğitimi Dergisi, 2/2, 2019, s. 60-78.

Yelkikalan, N., vd., “Dünya ve Türkiye Üniversitelerinde Girişimcilik Eğitimi: Karşılaştırmalı Bir Analiz”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 12/19, 2010, s. 51-59.

Yılmaz, A.S., “Bir Sosyal Değişim Ajanı Olarak Girişimcilik Eğitimi”, Zeitschrift für die Welt der Türken/Journal of World of Turks, 6/1, 2014, s. 297-311.

Page 316: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

ARAŞTIRMA GELIŞTIRME EĞITIM VE UYGULAMA MERKEZI

LISESI

Page 317: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education
Page 318: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

317

TÜRK EĞITIM SISTEMINDE MÜFREDAT VE ÖLÇME DEĞERLENDIRME UNSURLARINA GELECEĞE

YÖNELIK YENI BIR BAKIŞ AÇISI KAZANDIRMAK

Burcu UĞURLU Elif Öykü Lâl MUTLUİrem SERİN

ÖzetYirmi birinci yüzyıl şartlarında eğitim/öğretimde ölçme değerlendirme ve müfredata dair unsurların günden güne daha fazla önem kazandığı görülmektedir. Bu unsurla-rın üzerinde daha fazla durulması, gerekleri doğrultusunda yenilikçi ve öncü çalış-malar yürütülmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma, eğitimi oluşturan en önemli unsurlardan birisi olan öğrencilerin gözünden, eğitim sistemine yönelik öğrenci ba-kış açısıyla yenilikçi bir yaklaşım sergileyerek yapılacak başka çalışmalara öncülük etme ve ilham olma amacıyla yapılmıştır. “Ölçme Değerlendirme ve Müfredat” ko-nuları, tarihsel süreç ve uluslararası eksende tenkit, tahlil ve öneri mahiyetleri ile ele alınmıştır. Müfredat unsuruna ilişkin ele alınan kısımlarda eğitimde program geliş-tirme çalışmaları eleştirel bir bakış açısıyla tarihsel süreçteki gelişimi; kamunun bu alana yönelik sahip olduğu algılar; diğer ülkelerin sahip oldukları eğitim sistemleri; değişen ve gelişen dünyamızın gelecekte getirecekleri, gerektirecekleri doğrultusun-da değerlendirilmiştir. Sonuç olarak ise bu alanda nasıl bir yol izlenilmesi gerektiği ile ilgili eğitimin en önemli unsurlarından birisi olan öğrencilerin bakış açısıyla ge-leceğin eğitimine yönelik öneriler sunulmuştur. Ölçme ve değerlendirme unsuruna ilişkin ele alınan kısımlarda ise öncelikle ölçme ve değerlendirme sisteminin tarihsel süreci ele alınmış, yapılmış çalışmalar incelenmiştir.Ardından sistemi kolaylaştıra-cak ve dijitalleştirecek olan öneriler, öğretmenlere yardımcı olacak platformlar ve öğrencinin kendi ölçme değerlendirmesini yapıp, öz farkındalığını geliştirebileceği bir sistem önerisi sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: ölçme, ölçme değerlendirme, eğitim

Page 319: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

318

GIRIŞEğitim sistemi, insanların davranışlarını olumlu yönde şekillendirmeleri, değiş-

tirmeleri ve geliştirmeleri için oluşturulan bir sistemdir. Bütün sistemlerde sürecin sonunda elde edilen ürünlerde yetersizlikler, eksiklikler olmakta hatta beklenmeyen ürünler bile elde edilebilmektedir. Bu sebeple sürecin belirli noktalarında, genellikle sonunda olmak üzere, kontroller yapılmaktadır. Bu kontroller eğitimde ölçme ve de-ğerlendirme olarak adlandırılmaktadır.

Ölçme ve değerlendirme çalışmaları sonucunda elde edilen bilgilere göre bir yan-dan öğrencilerde tanılama ve eksik olduğu yeterlilikler tespit edilen öğrencilere bu yeterliliklere yönelik kazanım aldırıcı takviye çalışmaları diğer yandan ise eğitim sisteminin yeterliliğine yönelik değerlendirme sonuçlarından yola çıkarak eğitim sis-teminde iyileştirme, geliştirme çalışmaları yapılmaktadır.

Müfredat ise öğrencinin eğitimi sürecinde izlenen yol, eğitim programıdır. Genel olarak, 20. yüzyıla kadar “konular listesi” anlamında kullanılan eğitim programı kav-ramının tanımı üzerine çeşitli yorumlar arasında ortak olanlardan en çarpıcı olanlar şöyle sıralanmıştır: konular listesi, ders içerikleri, çalışmaların programlanması, öğre-tim materyalleri listesi, derslerin sıralanması, hedef davranışlar grubu, okul içinde ve dışında öğretilen her şey, okul personeli tarafından planlanan her şey.(Bevis, 1988, 6)

Eğitim sistemimizde uzun süre dersler ve konular listesi anlamında “müfredat programı” anlayışı ağır bassa da 1950’li yıllardan sonra bu anlayış yerini “eğitim programı” anlayışına bırakmıştır. (Gözütok, 2003)

1. EĞITIM SISTEMI NEDIR?Eğitim sistemi merkezinde insan olan, insanı konu edinen bir sistemdir. Dolayısıy-

la sosyal bir sistemdir. Sosyal sistemler ise alt sistemlerden meydana gelir ve üst sis-temlere bağımlıdır. Eğitim sistemi, sistem olarak bir genel bir de geneli meydana geti-ren alt sistemlerin birbiriyle uyumlu şekilde çalışmasını barındıran bir yapıya sahiptir.

Eğitim sistemi denilince akla bir yandan da öğretmen/öğrenci ilişkileri gelmek-tedir. Bu ilişki eğitim sistemini oluşturan en temel unsurlardan bir tanesidir. Eğitim sisteminde var olan diğer ilişkiler yönetici/ kurum ilişkisi, yönetici/ öğretmen ilişkisi ve öğretmen/ veli ilişkisidir. Bu ilişkiler incelendiği takdirde ilişkilerin birbiri arasın-da düzenli bir örüntü olduğu görülmektedir.

Sonuç olarak, bu düzenli örüntünün bir amaca yönelmiş olduğu, bu amacın ise eğitmek olduğu ve bu sebepten ötürü bir sisteme sahip olduğu ortaya çıkmaktadır.

“Bir başka ifade ile eğitim sistemi eğitme amacına yönelik olan yapısal, görevsel, örgütsel nitelikli öğelerden oluşan örgütlenmiş bir bütündür.” (Öz, 2003)

Page 320: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

319

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

2. MÜFREDAT VE ÖLÇME DEĞERLENDIRME UNSURLARINA YÖNELIK GEÇMIŞTEN BUGÜNE HANGI GELIŞMELER GERÇEKLEŞTIRILDI?Türkiye’de var olan eğitim sistemi ile ilgili yapılan yorumlar, medyada yansıtılma

şekilleri ve benzeri çeşitli etkenler sonucu eğitim sisteminin süreklilik arz eden bir değişim içerisinde bulunduğu ve bu değişimin düzensiz, plansız ilerlediği yönünde algılar meydana gelmiştir. “Her gelen müfredatı değiştiriyor.”, “Çocuk oyuncağı gibi oldu eğitim sistemi.” tarzı söylemler, medyanın eğitimdeki gelişmeleri eksik ve hatalı bir şekilde yansıtmasından dolayı bu konuda insanların yanlış bilgilenmesine sebep olmaktadır. Türk eğitim tarihinde eğitim programının değişim tarihlerini incelediği-miz zaman değişikliklerin tam anlamıyla (yaşanan, planlanmamış ve ülkenin bulun-duğu siyasi durumunu etkileyen olaylar harici) uzun vadede ve planlı bir biçimde gerçekleştiğini görürüz.

Türk eğitim sisteminin genel pozisyonu ve var olan yanlış algılar bu şekildedir. Müfredat ve ölçme değerlendirme unsurlarıyla ilgili ulusal eğitim tarihimizde yapıl-mış çalışmalar ise alt başlıklarda ele alınmıştır.

3. TÜRK EĞITIM SISTEMINDE PROGRAM GELIŞTIRME ÇALIŞMALARININ TARIHSEL SÜREÇTE INCELENMESIGeleceği tasarlamaya giden yol, kavramların doğuşundan bugüne kadar katedilen

tüm mesafelerde atılan adımların ve bu adımların atılış sebeplerinin derinlemesine özümsenmesi, kavranması gibi patikaları barındırır.

Geçmişten günümüze edindiğimiz deneyimleri ve sahip olduğumuz anlayışları incelemek, tarihsel süreçte eğitim programı geliştirmenin geçirdiği evreleri tanımak ve böylelikle gelecekte yapılacak özgün çalışmalara ışık tutmak amacıyla bu bölüm-de ulaşılabilirlik açısından elverişli oluşu, günümüzde kullanılan eğitim programının temellerini oluşturması gibi sebeplerden ötürü eğitimde program geliştirmenin Tür-kiye’deki tarihsel gelişimi ele alınmıştır.

Türkiye’de program geliştirme çabalarına bakıldığında, çalışmaların Cumhuri-yet’in ilânıyla beraber başladığı görülmektedir. 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Ted-risat Kanunu ile tüm öğretim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde top-lanmış olduğunu ve okullarda uygulanan programlar üzerinde kapsamlı değişiklikler yapıldığı gözlemlenmektedir. (Demirel, 2017)

Ağırlıklı olarak ilköğretim alanında başlatılan çalışmalar sonrasında ortaöğretim düzeyindeki çalışmalara ışık tutmuş, öncülük etmiştir.

1936 ve 1948 yılları arası incelendiğinde görürüz ki: Bu dönemde programların

Page 321: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

320

temel felsefesi, yeni yetiştirilecek nesillere Cumhuriyet Rejimi ve bu rejimin fazilet ve nimetlerini benimsetmeyi geliştirmek olmuştur. Programların, her şeyden önce millî bir nitelik taşımaları dikkati çekmektedir (MEB, 1990, s.32).

Dönemin eğitim ve öğretim anlayışı, ihtiyaçları, koşulları, çocukların özellikleri ve dünyadaki ileri eğitim ve öğretim anlayışı gözetilerek birçok kez eğitim program-larında düzenlemelere, güncellemelere ve değişikliklere gidilmiştir. Bu yeniliklerin temelinde ise her kitleye ihtiyaç duyduğu eğitimi en uygun ve kaliteli bir şekilde vermek gibi esaslar yatmaktadır.

Türk toplumunun ekonomik, politik ve toplumsal yapısı, batı dünyasının etkisi, bilim ve teknikteki gelişmeler, yabancı uzmanların görüşleri ve Atatürk’ün eğitim anlayışı, Cumhuriyet Dönemindeki eğitim anlayışını etkilemiş ve geliştirmiştir (Sön-mez, 1991, s.138).

Bu dönemde eğitim programlarındaki değişikliklerin özünü laiklik, batıya dönüş ve müsbet bilimler oluşturmuştur. (Varış, 1996, s.70).

Bazı dönemler ilköğretim programlarının geliştirilmesi adına yapılan çalışmalar, bazı dönemler ise ortaöğretim programlarının geliştirilmesi adına yapılan çalışmalar ağırlık kazansa da tarihsel süreç incelendiğinde iki hususta da önemli gelişmelere imza atıldığını görmekteyiz.

Ülkemizdeki program geliştirme etkinliklerinin 1950’li yıllardan itibaren sistemli ve merkezi bir biçimde yürütülmesi yolunda çabalar artırılmıştır. Bu dönemde hız kazanan çalışmalar uygulamalar ile denenmiş, uygulanan gelişmeler ürünleri yakın tarihlerde meydana getirmiş fakat kimi zamanlar istenilen sonuçlar alınamamıştır.

Eğitim sistemi ise birbirini destekleyen, besleyen ve meydana getiren birçok farklı yapının sistemli bir şekilde bir araya gelişiyle oluşmuştur. Eğitim programı da eğitim sistemini oluşturan ve bu sistemin işleyişinde ziyadesiyle önem arz eden çark-lardan biridir fakat ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlansın uygulanış aşamasında eksik-likler meydana gelir veya eğitim programını destekleyen diğer unsurların faaliyetleri yetersiz kalırsa başarılı sonuçlar elde edilemez. Önceki paragrafta değinilen istenen sonuçların alınamaması hususunda önemli faktörlerden birisi de bu sistemi oluşturan yapıların birbirini tam anlamıyla destekleyememesi durumudur. Bu duruma binaen 1968 programının kuramsal çerçevede ele alındığında başarılı bir eğitim programı olmasına rağmen gerekli ölçme ve değerlendirme faaliyetleri ile desteklenmemesi gibi sebeplerden ötürü eksik kalması, denemelerin başarısızlıkla sonuçlanması örnek verilebilir.

1960 yılı içinde belirli tarihlerde Ankara ve İstanbul’da toplanan Millî Eğitim Planının Hazırlığı ile Görevli Komisyon Raporu’nda 1948 programlarının ele alınıp

Page 322: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

321

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

düzenlenmesi üzerinde durulmuştur (Tazebay ve diğerleri, 2000, s.85). Bu rapor-da program geliştirme çalışmalarında, öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması program geliştirme çalışmalarına yeni bir boyut katmıştır. Öğrenci refahının yüksek tutulması adına program geliştirmede öğrencilerin psiko-lojik ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması, öncelik verilmesi gereken hususlar arasında yer almaktadır.

Program geliştirme çalışmalarında bir devamlılık söz konusu olmamasından kay-naklanan sorunların kendilerini 1970’li yıllarda göstermiş fakat sorunlara yönelik çözümler de çok geçmeden 1980’li faaliyete geçmeye başlamıştır. Ayrıca 1980’li yıllara gelindiğinde program geliştirme çalışmalarının tekrar ağırlık kazandığı görül-mektedir. Program geliştirmede sürekliliğin ve standartlaşmanın sağlanması yönünde birtakım çalışmalar yapılmıştır.

1990’lı yıllara gelindiğinde ise milli eğitim sistemimizi yeniden düzenleme çalış-maları içinde özellikle program geliştirme ve ölçme değerlendirme üzerinde durul-duğu görülmektedir.

1990 yılının başlarında alınan kararların uygulaşında itiraz temelli bazı pürüzlerin sebep olduğu bazı durumlar tek modelli eğitim programı anlayışından çok model-li eğitim programı anlayışına geçişte program geliştirmede ortak noktada birleşme sorununu ve bunun sonucu olarak da Türk Milli Eğitim Sistemi için uygulanabilir nitelikte bir program modeli arayışının devam etmesi problemini doğurmuştur.

4. TÜRK EĞITIM SISTEMI TARIHINDE VE GÜNÜMÜZDE ÖLÇME VE DEĞERLENDIRME ÜZERINE ÇALIŞMALARTürk eğitim tarihinde ölçme ve değerlendirme sistemi üzerine yapılan çalışmaları

incelemek üzere araştırmalara başladığımız zaman aslında Türk eğitim tarihinin çok eski dönemlere kadar dayanan bir sistem olduğunu görmekteyiz. Tabi bu alandaki ça-lışmaları yaparken çok eski dönemlere kadar dayanan bir çalışmadan çok, bizi daha yakından ilgilendiren ve günümüzdeki eğitim sistemimize daha çok etki eden ayrıca daha birçok konuda olduğu gibi eğitim konusunda da bir atılıma öncülük eden Cum-huriyet Dönemi çalışmaları ile ilgileneceğiz.

Cumhuriyet Dönemi ilk çalışmalarını incelediğimiz zaman yapılan sınavlar ara-sında; ilkokulu bitirme sınavı, devlet parasız yatılı sınavı, fen liselerine giriş sınavı, anadolu liselerine giriş sınavı, mesleki-teknik ortaöğretim okullarına giriş ve yükse-köğretime giriş sınavları gibi başlıklarla karşılaşmaktayız. Yani her yeteneğe ve alana yönelik sınavların daha alanlaşmış bir biçimde yapıldığını görürüz.

Zaman ilerledikçe ve eğitim sistemi günümüzdeki haline daha çok yaklaştıkça alana yönelik sınavların ve alanlaşmanın azalmasını ayrıca öğrencilere her temel bi-

Page 323: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

322

limde bir temel yeterlilik seviyesi biçildiğini bunun doğrultusunda da öğrencilerin daha disiplinler arası olan sınavlara girdiğini görürüz. Buna örnek olarak öğrencileri liseye geçiş esnasında ortaokulda verilen eğitim doğrultusunda belli akademik temel yeterlilikler ile ölçen sınavları örnek verilebilir.

Daha detaylı bir incelemeye girecek olursak Milli Eğitim Bakanlığının ölçme ve değerlendirme alanda yaptığı çalışmalar uzun bir süreç boyunca kendini onarıcı bir sistem olmaktansa not verici sistemin olmuş ve ülke genelinde yapılan sınavlarla sı-nırlı kalmıştır. Ancak, 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren sınıf geçme ve sınav yönetmeliklerinde, değerlendirmenin öğrenme eksiklerinin saptanması ve öğretimin değerlendirilmesi amaçlarıyla kullanılmasına dair bazı hükümlere ve sınırlı uygula-malara yer verilmiştir. Bu sayede ölçme ve değerlendirme sistemi asıl işlevini yerine getirir ve kendi sistemi içerisinde kendi açıklarını bulup tamir edebilir hale gelmiştir. Ancak ne yazık ki ölçme ve değerlendirme araçları konusunda pek yeniliğe gidile-memiş, çoğu zaman da uç noktalar kimi zaman testin zorunlu kılınıp, kim zaman ise testin tamamen yasaklanması gibi yaptırımlarla yasaklanmıştır. Öne çıkan Fen ve Anadolu Liseleri gibi okulların alım sınavlarında da test tekniği kullanılması sebe-biyle tüm ölçme teknikleri yavaş yavaş buna kaymış ve diğer teknikler unutulmaya başlanmıştır. Ancak ilerleyen dönemlerde (2005-2006) bu ölçme teknikleri tekrar gündeme gelmiş ve öğrenci portfolyoları tutulmaya, sıralama ölçeğinde puanlar ve-ren analitik ve holistik puanlama tekniklerine vb. yer verilmiştir. Bu araç ve teknikler, klâsik yazılı yoklamalara, kısa cevaplı sorulara ve çoktan seçmeli testlere alternatif değil; yeni de değildir. Alternatif değildir çünkü her birinin kullanılma gayeleri fark-lıdır. Geleneksel diye adlandırılan tekniklerle birlikte ölçmenin amacına bağlı olarak hepsi kullanılır. Yeni değildir, çünkü bu teknikler çok önceki yıllardan beri vardır. Hatta 1950’li yıllarda ilk ve orta öğretmen okullarında kullanılmıştır. İlköğretmen okullarında günlükler, anekdotlar, sosyogramlar ve diğerleri meslek derslerinde öğ-retilmekte ve her öğretmen adayının birer öğrenci dosyası olmak zorunda idi.

Ölçme ve değerlendirme alanındaki çalışmalar ciddi masraf ve zaman isteyen ça-lışmalardır. Bu alanla ilgilenecek ayrıca kuruluşlar ve görevliler de gerekmektedir. Türkiye’de bu kuruluşların yerini Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) veya Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) karşılayabil-mektedir. 2005 ve 2006 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yürür-lüğe konulan ilk ve ortaöğretim ders programlarına göre, okullarımızda, matematik, türkçe, fen ve teknoloji, sosyal bilgiler derslerinin her birinde öğretmenlerin tutmala-rı gereken 20’den fazla ölçme ve değerlendirme formu vardır.

Öğretmenlerin bunları kullanmakta zorluklarla karşılaştıkları, yardıma ihtiyaç duyulduğu hem yetkililer tarafından belirtilmekte hem de bilimsel toplantılarda dile

Page 324: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

323

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

getirilmektedir. Bu tür hizmetler eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında yetiş-miş elemanı gerektirir. İhtiyaç sadece okullarla sınırlı değildir; ilçe ve il düzeyinde yapılacak sınavlar ve eğitimi geliştirme amacıyla yapılacak araştırma ve inceleme çalışmalarında ehil kişilerin görevlendirilmesi şarttır. Bu nedenle bu alandaki eğitime önem verilmeli ve insanlar bu alana teşvik edilmelidir.

5. TÜRKIYE DIŞINDAKI ÜLKELERDE ÖLÇME DEĞERLENDIRME VE MÜFREDAT KONULARINDA NELER YAPILMAKTA?Her ulus hedeflediği statüye ulaşmak için ihtiyaç duyduğu; toplumu oluşturan

bireylere kendi ilke, vizyon ve misyonları ile en uygun, en kaliteli eğitimi verebil-mek adına kendi ulusuna özgü eğitimde ilerleme stratejileri, sorunlara yönelik çözüm yolları ve yöntemler geliştirirken bu konular üzerine başka ulusların yaklaşımlarını da göz önünde bulundurmaktadır. Eğitimde küreselleşme sürecinin daha fazla göz-lendiği 21. yüzyılda bu küreselleşme farklı eğitim sistemlerinin yapı, süreç, amaç ve politika boyutları arasındaki benzerlikler ve farklılıkların önem kazanmasına neden olmaktadır. Bu çözüm yolları incelenirken her ülkenin eğitim uygulamaları, tecrübe-leri, eğitim alanında yaptıkları yenilikler, yaşadıkları problemler; her ülkenin kendi eğitim sistemi, ekonomik, sosyal ve kültürel şartları da göz önüne alınarak incelen-melidir (Meşeci, 2007). Eğitim, hayatı etkilediği şekilde mutluluk oranını da etkile-mektedir. Bu çalışmada araştırmalar sonucu mutluluk ve başarı oranı stabil ve yüksek olan İsviçre ve İngiltere örneklemlerini esas alacağız. Ekonomik Kalkınma ve İşbir-liği Örgütü’nün (OECD) yayınladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) raporuna göre mutluluk endeksinde OECD ülkeleri içinde İsviçre 5. İngiltere 19. ve Türkiye 74. olmuştur (OECD, 2018).

5.1. İngiltere ve Türkiye’nin Eğitim Sistemleri Arasındaki Benzerlikler ve FarklılıklarYalnızca eğitimde değil pek çok alanda model olarak kendisini kabul ettirmiş olan

İngiltere ile gelişmekte olan Türkiye’nin eğitim sistemlerinin mukayese edilmesi-nin Türkiye açısından olumlu yönde etki göstereceği düşünülmektedir. Bu sebepten ötürü iki ülkenin eğitim sistemleri arsındaki farklılıklar ve benzerlikler bu alanda yapılmış bir çalışma olan Burcu Çabuk’un ve Ömer Cem Karacaoğlu’nun (2002) “İn-giltere ve Türkiye Eğitim Sistemlerinin Karşılaştırılması” adlı makalelerinden elde edilen bilgiler yansıtılarak ardından bu bilgilerden esinlenilerek yapılan yorumlarla ele alınmıştır.

İki ülkenin eğitim sistemlerindeki farklılıklar ve benzerlikler mukayese edilme-

Page 325: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

324

den önce bu iki ülke arasında eğitim durumunu etkileyeceği düşünülen bazı temel özelliklerin incelenmesinde fayda vardır: Okur-yazarlık oranı İngiltere’de % 99 iken, Türkiye’de % 82.3’tür. Zorunlu eğitim süresi İngiltere’de 11 yıl iken, Türkiye’de 8 yıldır. Bilgi ve iletişim teknolojisinde ileri olan İngiltere tüm eğitim basamakları için internet yoluyla ulaşılabilecek daha fazla kaynağa sahiptir Bunların yanında ülkelerin refah düzeylerinin artmasından ders materyallerinin teminine ve hatta eğitimin ula-şabildiği kitlenin genişliğinin belirlenmesinde büyük önem arz eden sosyoekonomik statü araştırma sonuçları incelenirken gözardı edilmemelidir.

İngiltere’de zorunlu eğitim çağı 5-16 yaşlarını kapsamakta ve 11 yıl sürmektedir. Türkiye’de ise 6-14 yaş grubu çocukları zorunlu ilköğretim kapsamındadır ve bu eğitim 8 yıl sürer. İngiltere’de millî programa göre zorunlu eğitim 4 ana kademeye ayrılmak-tadır. Türkiye’de ise kesintisiz sekiz yıllık zorunlu eğitim söz konusudur. İngiltere’de değerlendirme konusunda zorunlu eğitim dönemine büyük önem verilmektedir. Öğ-rencilerin zorunlu eğitime girişinde ve her kademenin sonunda değerlendirme yapıl-maktadır. Türkiye’de zorunlu eğitime girişte böyle bir değerlendirme yapılmamaktadır.

Çağdaş bilim ve teknolojinin gelişmesine de önemli katkılarda bulunmakta olan İngiltere Eğitim Sistemi teorik veriler hem de uygulamalar ve sonuçları değerlen-dirildiğinde başarılı bir eğitim sistemidir. Bu açıdan Türkiye’nin eğitim sisteminde gidilecek yeniliklerde İngiltere Eğitim Sisteminden yararlanmasının faydalı olacağı söylenebilir (Karacaoğlu & Çabuk, 2002)

5.2. İsviçre Eğitim Sistemine Genel Bir Bakışİsviçre’de bulunan diploma sistemi, eğitim kurumlarının ve üniversitelerin öğ-

rencilere kültürler arası düzeyde diploma vermesini sağlamaktadır. Bu sayede öğ-renciler eğitimlerine dünyanın her yerinde devam etme imkanı bulabilmektedir. Aynı zamanda çok yönlü eğitim müfredatı sayesinde öğrenciye geniş bir alan sunmaktadır. Bu sayede ise öğrenciler kendi ilgi alanları doğrultusunda ders seçimi yapabilmek-te ve kendilerini ilgi alanları doğrultusunda geliştirme imkanı bulabilmektedir. Bu çok yönlülüğün geliştirilmesi ise SSAT (Secondary School Admission Test) gibi çok yönlü bir sınavla ölçülebilmektedir. SSAT, öğrencilerin sadece sayısal derslere ek olarak sözel, kültürel ve dil yetkinliğini de ölçen bir uygulamadır; bunun sayesinde öğrencilerin tek yönlü olmaması gerektiği belirtilmektedir.

İsviçre’de aynı zamanda temeli Almanya olan ABITUR Diploma Programı da uy-gulanmaktadır. ABITUR Diploma Programı, öğrencinin lise eğitimini tamamladıktan sonra üniversiteye geçerken lise eğitimini başarıyla tamamladığını belgelerken kül-türlerarası düzeyde bir diploma olarak Avrupa’nın önemli üniversitelerinde de eğitim şansı yakalamasına imkan vermektedir.

Page 326: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

325

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

Uygulanan ve ülkeler tarafından talep gören bir başka diploma programı ise IB-DP’dir (Uluslararası Bakalorya Diploma Programı). IBDP, 16-19 yaş arası öğrenciler için hazırlanmış, geniş kapsamlı, üniversite öncesi iki yıllık bir programdır. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerinden birisi ile verilen bu program, günümüzde dünya çapında akademik güvenilirliğin ve entelektüel düşüncenin bir simgesi olmuştur(A-teş, 2010, 115-116). Bu diploma için öğrenci, ileride çalışmak istediği alana yönelik ders seçimleri yapmalıdır. Seçtiği derslerin seviyesi sonucunda istediği alana giriş hakkı sağlanmaktadır.

IBDP, akademik başarılarının yanı sıra öğrencilerin; öz disiplini gelişmiş, düşün-me becerileri kazanmış, hayat boyunca öğrenmeyi yaşam biçimi olarak benimsemiş, toplumsal sorumlulukların bilincinde, farklı kültürleri tanıyan ve anlayan “dünya va-tandaşı” olarak yetiştirilmesini hedeflemektedir.

Türkiye’de bulunan diploma sistemine baktığımızda ise ülkemizde de bazı okul-larda IBDP uygulandığını görürüz. Bu uygulama dolayısıyla ülkemiz öğrencileri de yurt dışına bu diploma sistemleri dolayısıyla gitme imkanını elde ederler. Fakat gü-nümüzde bulunan küreselleşme sürecini göz önüne aldığımızda bu programın ülke-miz için yeterli olmayacağını görmekteyiz.

6. GELECEĞIN EĞITIMINI NASIL BIR DÜNYA BEKLIYOR?Geleceğin eğitiminin nasıl olması gerektiği ile ilgili bir yazı kaleme alınmadan

önce içinde bulunduğumuz şartların nasıl şartlara evrileceği, yeni koşulların nasıl gereklilikler ve ne gibi kolaylıklar sağlayacağı, bu değişimlerin bizi nasıl etkileyebi-leceği gibi konularda fikir beyanında bulunmanın faydalı olacağı düşünülmektedir.

Günümüzde yapılmaya başlanan ve temellerinin atıldığı yenilikçi girişimler ince-lendiğinde çok uzak olmayan bir gelecekte nörobilimin ve nöroteknolojinin ciddi me-safeler katedeceği görülmektedir. Bu gelişmeler arasında beyin-bilgisayar, beyin-ma-kine ve beyin-beyin bağlantıları gibi unsurlar göz önüne alındığında gelecekte bilgiye erişme ve öğrenme yöntemlerimizde muhtemel bir değişim olacağı gözlemlenmektedir.

Araştırmalara ve baskın olan düşüncelere göre gelecekte, günümüzde hızlı bir şekilde ünlenen ve gelişmeler meydana gelen yapay zekâ alanında ciddi ilerlemelere imza atmış, çoğu hedeflerimize ulaşmış olacağız. Bu gelişmelerle günlük hayatımız-da birçok konuda kolaylık sağlanmasının yanı sıra çoğu sıradanlaşmış mesleğin yer-lerini robotlara devredeceği ve kalan mesleklerin görevleri arasında olan temelinde fikretmenin yatmadığı çalışmaların gelecekte teknolojik araçlarla gerçekleştirileceği yönünde düşünceler ağırlıktadır. Bu değişim ve gelişim bizleri insanın düşünme, ak-letme anlama ve yeni, yaratıcı fikirler üretme gibi alanlarda rol alacağı, yeni oluşan mesleklerin de bu yeterliliklere hizmet edeceği bir geleceğe götürecektir.

Page 327: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

326

Günümüzde yürütülen çalışmalar incelendiğinde nanoteknoloji, elektronik, ya-zılım, fizik gibi alanlarda gelişmeler teknolojiyi daha çok besleyecek ve hatırı sayı-lır bir ilerleme ile hemen hemen her alandaki çalışmalarda teknolojinin günümüzde olduğundan çok daha kritik bir noktada yer alacağı öngörülmektedir. Tasarım, tıp, biyoteknoloji, otomotiv, havacılık, mimari ve hatta ekonomi gibi örnekler verebile-ceğimiz birçok alanlarda teknolojinin etkisi yeni bir boyut kazandıracak ölçüde önem teşkil edecektir. Dünya dışı yaşam arayışı çalışmaları hız kazanacak; astrobiyoloji, astrofizik ve astromadencilik gibi alanlar popülerleşecek ve bu alanlarda önemli ge-lişmeler sağlanacak, böyle alanlarda çalışmalar yürütecek insanlara yönelik ihtiyaç günden güne artacaktır.

Üst metinlerde örnekleri verilen gelişmeler ve onlara eşlik eden birçok gelişme ile dünyamızın yeni çözümler, yeni sorunlar ve yeni fikirler barındıran, insanların daha çok fikretmeye ihtiyaç duyacağı bambaşka bir yapıya bürüneceği öngörülmektedir.

7.TÜRK EĞITIM SISTEMINDE ÖLÇME DEĞERLENDIRME VE MÜFREDAT KONULARINDA NASIL BIR YOL IZLENMELI?Bilim ve teknolojideki gün geçtikçe hız kazanan değişimler ve gelişmeler hemen

hemen her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kendini göstermektedir. Toplumun sosyal, kültürel, politik ve ekonomik yönden kalkınmasında ve bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerinde önemli bir role sahip olan eğitim sisteminin, üç temel öğesi vardır. Bunlar; öğrenci, öğretmen ve programdır.

Günden güne gelişen ve değişen dünyamızda bilgi miktarının hızla artışı ve tek-nolojideki büyük çaplı gelişmeler eğitim sistemimizde güncellemelere sebebiyet vermekle birlikte eğitim alanında yapılan çalışmalar, faydalı bilgi artışı ve gelişen teknolojinin eğitime entegre edilmesi ile daha verimli hale gelen eğitim teknolojile-riyle eğitimde ilerlemek için yeni imkanlar doğmaktadır. Oluşan yeni gereklilikler ve imkanlar doğrultusunda eğitim sistemimizin geleceğe yönelik değişmesi ve daha çok gelişmesi aksi iddia edilemeyecek bir ihtiyaçtır. Bu değişim ve gelişim ise an-cak başarılı bir program geliştirilmesi, eğitici pozisyonundaki bireylerin liyakatının artırılması ve yeni oluşturulacak sistemin güçlü bir ölçme değerlendirme organıyla desteklenmesi, kendi içerisinde iyileştirmeler yapması gibi eğitim sistemini oluşturan her unsurun görevini layıkıyla yapması; birbirleri arasında uyumlu, verimli ve sürek-lilik arz eden bir ilerleme sağlanması ile gerçekleştirilebilir.

Türk eğitim sisteminin, temellerinin atıldığı ilk dönemlerden, Cumhuriyet Dö-nemi eğitiminden itibaren gözle görülür bir yükselişte olduğu reddedilemez bir ger-çektir. Var olan eğitim sisteminin kendini onarması ve geliştirmesi, var olan ölçme

Page 328: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

327

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

değerlendirme sisteminin uygulanırlığı ve işlevselliği ile bağlantılıdır. Ölçme değer-lendirme ve müfredat birbiri ile iç içe bulunan ve etkileşim içinde olan iki unsurdur. Gelecekteki uygulanış biçimleri ise detaylı ve dikkatli bir şekilde ele alınması gere-ken iki konudur.

8. GELECEĞIN EĞITIMINDE MÜFREDAT Eğitimde gidilen yenilikler, programa yansıdığı sürece kalıcı hale gelir yaygınla-

şır ve standartlaşır. Müfredat öğretmenin ders anlatırken izlediği yöntemlerde, kul-landığı materyal seçimlerinde, öğrencinin sahip olması gereken temel yeterliliklerde kısacası kavramaya yönelik her faaliyette yol gösterici rol üstlenmektedir. Eğitim ile ilgili bu kadar hassas olan ve önem arz eden unsur, geleceğin eğitiminde nasıl olması gerektiğiyle son derece üstünde durulması gereken ve dikkate alınması gereken bir husustur. Geleceğin eğitiminde müfredat, çağımızın ihtiyaçlarına yeterlilik sağlaya-cak ve bireyin kendisine en uygun yolu çizmesine en kapsayıcı yardımda bulunacak şekilde hazırlanmalıdır.

Müfredatımız; yaratıcılık, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve işbirli-ği, bilgi okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlı-ğı, esneklik ve uyum, girişimcilik ve özyönetim, sosyal ve kültürlerarası etkileşimler, üretkenlik ve sorumluluk, liderlik, etkili sözlü ve yazılı iletişim, merak ve hayal gücü, girişkenlik gibi 21. yüzyıl becerilerini; kültürümüze ait değerleri, sanatsal bakış açısını, temel bilimlere dair temel yeterlilikleri, sorgulayıcı bakış açısını, sağlıklı yaşama dair temel bilgileri, gerekli duyarlılıkları ve ahlaki değeri kazandırmayı ön planda tutmalıdır.

Müfredatımızda yer alan temel dersler artık ebeveynlerimize uygulanan müfredat ile neredeyse tamamen aynı olmaktan çıkmalı, çağımızın gerekliliklerine yönelik ve çağımızın sağladığı avantajları kullanılarak hem bu avantajlardan yararlanmasını öğ-reneceğimiz hem de değişen dünyamızda yer edinebileceğimiz bir yol izlemeliyiz.

Okul öncesi eğitim kurumları için bir müfredat geliştirilmeli ve bu müfredat öğ-rencilere küçük yaşta çevrecilik, merak ve ahlaki değerlerin aşılanmasını; yaratıcı dü-şünme, temel fiziksel yeterlilikler, algoritmik düşünme, kodlama, mantıksal düşün-me, sanat ve diksiyon eğitimleri gibi eğitimler verilmesi amaçlanmalıdır. Temelleri atılan bu beceriler eğitim sürecinin her safhasında geliştirilmeye yönelik kazanımlar edindirilerek ve çalışmalar yapılarak pekiştirilmelidir. Özel eğitime ihtiyaç duyan her grup için ihtiyaç ve yeterliliklerine yönelik eğitim programları uygulanmalıdır.

Felsefe dersleri ortaöğretim için düşünsel içeriği zenginleştirilmiş bir müfredata sahip olmalı, üzerinde daha çok durulan ve öğrencilerin bu alanlardaki yeterlilik-lerinin önem arz ettiği bir uygulanış içerisinde olunmalıdır. Daha küçük yaşlardan felsefeye ilişkin temellerin atılması, öğrencilerin hayatlarında önemli bir konuma

Page 329: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

328

düşünsel eğitimin yerleştirilmesi gerekmektedir. Kazandırılması gereken bilgilerle düşünsel temeller ilişkilendirilmeli, öğrencinin toplu ve bireysel olarak düşünmeye yönelik faaliyetleri artırılmalıdır.

Modüler, esnek ve dinamik yapıda bir müfredat uygulanmalıdır. Tarafımızca ge-rekli ölçme ve değerlendirme faaliyetleriyle revize edilebilen, öğrencilerinin ilgi ve yeteneklerine, çağımızın getirdiklerine ve gerekliliklerine kısacası o anki şartların gerektirdiklerine göre zenginleştirilebilen ya da temel yeterlilikler haricinde seyrelti-lebilen yapıda bir müfredatın verimli olacağı düşünülmektedir.

Öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren gerekli ölçme ve değerlendirme faaliyetle-riyle yeteneklerini ve ilgi alanlarını belirlemeleri, keşfetmeleri sağlanmalıdır. Temel yeterliliklerin kazandırıldığı bireyler müfredatımızın sırtını dayadığı önceki parag-raflarda önerilen beceri setleri ışığında yetenek ve ilgi alanlarında kişiye yönelik zen-ginleştirilmiş müfredat ile desteklenmelidir. Bireysel desteklerin yanı sıra öğrenciler öğrenme ve düşünme teknikleri gibi unsurlara göre öğrenimine yararlı olacak şekilde gruplandırılmalı, esnek yapıdaki müfredat öğretmen ve rehberlik servisi eşliğinde her grubun ihtiyacı ve seviyesine göre yapılandırılmalıdır.

Öğrenme stratejilerine daha çok yer verilmesi aracılığıyla öğrencinin öğrenme-deki verimliliğinin artması, öğrencinin okul sonrası öğrenmelerine temel sağlaması, bağımsız öğrenebilme niteliğinin artması ve böylece merakı ölmeden, sorduğu soru-ların fırsat eksikliğinden ötürü geçiştirilmeden cevaplanması adına yardımcı oluna-cağı düşünülmektedir.

En etkili öğrenme yolu olan öğrenmeyi öğrenmek müfredatımızın bir parçası ol-malıdır. Bilgi kullanmayı ve bilgi üretmeyi sağlar biçimde bilgi aktarımı gerçekleş-tirilmelidir. Kazandırılması hedeflenen bilgilerin kazandırılması sürecinin başında kazandırılması hedeflenen bilgilerin doğuşu hikayeleştirilerek, öğrencinin bilginin ortaya çıktığı dönemdeki şartları hayal etmesi ve bilim insanları ile empati yapması sağlanmalı; sürecin sonunda ise kazanılan bilgilerin sorgulanmasıyla, öğrenilenlerin üzerine neler konulabileceği ile ilgili beyin fırtınası yaptırmaya, fikirlerin sadece bir fikir olarak varlığını sürdürmemesi için harekete geçmek, bir şeyler ortaya koymak, sürecin işleyişiyle ve takım çalışması ile ilgili deneyim sahibi olmak gibi konularda yeterlilik kazandırmak için proje odaklı çalışmaya ve öğrenme süreci değerlendirme-sine yönelik etkinliklere yer verilmelidir.

Hayal etmekten, öğrenilenlere yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemekten sorgulamaya ve merak etmeye teşvik etmekten azade olan bir eğitim sisteminin so-nuçları arasında gelecekte potansiyelini yitirmiş, sadece tüketen ve birçok yönden bağımsızlığını yitirmiş bir nesil yer alacaktır.

Uygulanan eğitim programının daha başarılı sonuçlar vermesi hususunda ise bir

Page 330: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

329

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

sorun daha bizi karşılamaktadır. Müfredatımızdaki yenilikler öğretmenler tarafından farkına varılmadığı, çoğu zaman farkına varılsa bile bir etkisi olmayacağı düşünül-düğü, çoğu noktada uygulanmadığı için müfredatımız var olan potansiyelini önemli ölçüde kaybetmektedir. Geleceğin eğitiminde iyileştirilmiş pozisyonda olan müfre-datımız ile öğretmen ve öğrenciler arasındaki bağlar kuvvetlendirilmelidir.

Sınav baskısı gibi etkenlerin öğrencilerin üzerindeki olumsuz etkileri azaltılıp öğretmenlerimizin niteliğini artırmak ve hazırlanan eğitim programının eğitim siste-mini oluşturan diğer unsurlar tarafından desteklenmesi başarılı sonuçlar almak için başvurulması gereken en önemli hususlardandır.

9. GELECEĞIN EĞITIMINDE ÖLÇME VE DEĞERLENDIRMEÖlçme ve değerlendirme, geleceğin eğitiminde fazlasıyla kritik bir konumda olan

alanlar arasında yer almaktadır. Ayrıca maddi kaynak ve zaman planlaması bakımın-dan da son derece mühim bir alandır.

Eğitim sistemindeki plan dışı sonuçların fark edilmesi konusunda yardımcı olan ve var olan eğitim sistemini daha ileriye taşıyarak gelişmesine katkı sağlayan ölçme ve değerlendirme sisteminin gelecekteki planlamasında ise, bu alan ile ilgilenecek özel kuruluşlara, çalışanlara ve bölümlere ihtiyaç duyulmaktadır. İlk ve ortaöğre-tim okullarımızda öğretmenlere yardımcı olacak ve okulun bütününe hizmet verecek ölçme ve değerlendirme elemanlarını gereklidir. Bu alanda yapılmasının olumlu etki edeceği öngörülen çalışmalar aşağıda başlıklar halinde sıralanmıştır.

Öğrenciye Yönelik Dijital Portfolyo

Öğrenciye ilkokul düzeyinden başlayarak ortaöğretim düzeyine gelene kadar anketler, sınavlar, yetenek testleri, zekâ testleri yapılmalıdır ve öğrencinin kendini tanımasına yardımcı olunmalıdır. Tüm bu test, anket ve sınav sonuçları öğrenciye ait portfolyo dosyasında tutulmalı ve her öğrencinin kendi hayat planlamasında ona yardımcı olacak biçimde hazır bulundurulmalıdır. Bu sayede öğrencinin akademik hayatı herhangi bir olası okul değişikliğinde sekteye uğramaz ve hem öğrenci hem öğretmen aşamalı bir şekilde ilerlemeleri görebilir.

10. DIJITAL ÖĞRETMEN/ÖĞRENCI TAKIP SISTEMIOkul biriminden başlayarak ilçe, il ve ülke çapında yapılan geniş kapsamlı ve

öğretim programlarındaki hedef davranışları örnekleyen öğrencileri hem duyuşsal hem devinsel hem de bilişsel alanda ölçebilecek sınavların yapılması bir yandan eği-tim kalitesini yükseltir, diğer yandan okullar, ilçe ve iller arasındaki eğitim farklı-lıkların azaltılmasına yardımcı olur ve aynı zamanda öğrenciyi geliştirir. Ancak bu sınavlarla öğrenciler; eğitim gördüğü yelpaze içerisinde çerçevelendirip kısıtlandı-

Page 331: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

330

rılmaması, sıfatlara boğulmaması amacıyla oldukça önem verilerek yapılacak olan değerlendirme sürecine tabi tutulmalıdır. Bu sınavlar öğrencinin eksiklerini kapatma, neyi ne kadar öğrendiğini ve daha iyi nasıl öğrenebileceğini belirlemeyi hedefleme-lidir. Yapılan sınavların sonuçlarının analiz edilmiş bir şekilde bir dijital bir platform üzerinde toplanıp öğretmene sunulması ise, öğrencinin akademik takibi bakımından öğretmene kolaylık sağlamaktadır. Aynı zamanda branş ve konu bazlı yapılacak olan bu takip sistemi öğrencinin eksiklerini tespit edip öğretmene rapor halinde sunacağı için, öğretmene zaman kazandırarak öğrenciler ile bireysel ilgilenilmesinde avantaj sağlamaktadır.

11. YAPAY ZEKÂ TEKNOLOJISI ILE DEĞERLENDIRMEÖğrencilere yapılan yazılı sınavların değerlendirme sürecinde şu an ülkemizde

geliştirilmekte olan, yapay zekâ teknolojisi ile sınav değerlendirmeleri yapılması du-rumunda öğretmene zaman kazandırma kapsamında yardımcı olacak ve öğrenciye ayrılacak zamanın artmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda yapay zekâ ile değerlen-dirilen sınavlar öğrenciyi akademik açıdan takip edecek olan platformlara otomatik olarak girileceği için tekrardan öğretmene zaman kazandıracak ve akademik plat-formlar üzerinden analizleri kolaylaştıracaktır.

12. ÖĞRENCIYE YÖNELIK ÖZ FARKINDALIK OLUŞTURABILECEK PLATFORMLARÖlçme ve Değerlendirme konularında tüm beklentiler öğretmen veya üst mev-

kilerde toplanmamalı ve öğrencinin kendi öz farkındalığı sağlanarak kendi analiz-lerini kendi içinde yapabilmesi bir nevi “kendi kendine öğrenme (self-education)” ve kendi kendini değerlendirme kavramını gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Bu konuda öğrencide bilinç uyandırabilecek film çalışmaları, okuma önerileri yapılmalı ve öğrenciye çeşitli görevlendirmeler verilmelidir. Öğrenci bu süreç boyunca rehber-lik servisi, öğretmen ve aile tarafından yakın takipte olmalıdır. Süreç ilerlemeleri-nin sağlıklı bir şekilde takibi ve analizi için ise Dijital Portfolyo Sistemi ile destekli ilerlemeler yararlı olacaktır. Eğer öğrenci “kendi kendine öğrenme (self-education)” konusunda yeterli başarıya ulaşamıyor ve öz farkındalığını gerçekleştiremiyorsa tek-rardan rehberlik servisleri, öğretmen veya aile ile bu konu gündeme getirilmeli ve çeşitli çözümler üzerine çalışmalarda bulunmalıdır. Eğitim sürecinin önemli parçala-rından birisi olan öz farkındalığı kazandırma çalışmaları, “Ölçme ve Değerlendirme” başlığıyla beraber yürütülmelidir. Bu beraberliğin eğitim sisteminin bütünlüğünü sağlamada ve öğrenciye yönelik daha fazla katkıda bulunmada yararlı olacağı düşü-nülmektedir.

Page 332: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

331

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

KAYNAKLAR

Akyol-Altun, T. D., “Geleceğin Mimarlığı: Bilimsel-Teknolojik Değişimlerin Mimarlığa Etkileri”, DEÜ Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 9/1, 2007, s. 77-91.

Ansal, H., “Geçmiş ve Gelecekte Ekonomik Gelişmede Teknolojinin Rolü”, Teknoloji, TMMOB 50. Yıl Yayınları, Ankara 2004.

Ateş, M., “Türkiye’de IBDP (Uluslararası Bakalorya Diploma Programı) ve Coğrafya İçeri-ği”, Marmara Coğrafya Dergisi, 23, 2010, s. 115-116.

Baykul, Y., “Türklerde Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme”, Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi Özel Sayı, 2011, s. 1-32.

Baysal, Z. N. ve S. Ada, Dünden Bugüne Türk Eğitim Sistemi ve Yapısı, Pegem Yayınları, Ankara 2015.

Bevis, E. O., “Curriculum Building in Nursing: A Process”, Jones & Bartlett Learning, 6, 1988.

Çalık, T. ve F. Sezgin, “Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim”, Kastamonu Eğitim Dergi-si, 13/1, 2005, s. 55-66.

Demirel, Ö., Eğitimde Program Geliştirme, Pegem Yayınları, 25. Bs., Ankara 2017.

Emir, S., Özel Yeteneklilerin Eğitiminde Program Tasarımı, Pegem Yayınları, Ankara 2017.

Erçetin, Ş. Ş., “Biyoloji ile Değişen Dünya Düzeni ve Eğitim”, 18, 1999, s. 169-180.

Erdem, H. H., “Edgar Morin’de İnsanlık Durumu ve Geleceğin Eğitimi Düşüncesi”, Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 13, 2012, s. 75-88.

Gözütok, D., “Türkiye’de Program Geliştirme Çalışmaları”, Millî Eğitim Dergisi, 160, 2003.

Hamarat, E., 21. Yüzyıl Becerileri Odağında Türkiye’nin Eğitim Politikaları, Seta, İstanbul 2019.

Illich, I., Okulsuz Toplum, Çev. Mehmet Özay, Şule Yayınları, İstanbul 2017.

Karacaoğlu, Ö. ve B. Çabuk, “İngiltere ve Türkiye Eğitim Sistemlerinin Karşılaştırılması”, Millî Eğitim Dergisi, 2002, s. 155-156.

Marais, D. J. D. Ve J.A. Nuth, “The NASA Astrobiology Roadmap”, 8/4, 2008, s. 715-730.

M.E.B. (1990). Türkiye’de Program Geliştirme Çalışmaları, Millî Eğitim Dergisi, Ankara, 160, 32.

Meşeci, F., “İngiltere’de İlköğretim Performans Değerlendirme Sistemi ve Türkiye İçin Öneriler”, Değerler Eğitimi Dergisi, 5/14, 2007, s. 79-105.

Özdemir, O., “Yeni Bir Çevre Eğitimi Perspektifi: Sürdürülebilir Gelişme Amaçlı Eğitim”, Eğitim ve Bilim, 32/145, 2007, s. 23-38.

Özkan, H. H., “Öğrenme Öğretme Modelleri Açısından Modüler Öğretim”,

Page 333: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

332

Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 6/2, 2005, s. 117-128.

Pirim, H., “Yapay Zeka”, Journal of Yaşar University, 1, 2006, s. 81-93.

Sarıışık, Y. ve Y. Düşkün, Çocukların Gözünden Okulda Yaşam, İmak, İstanbul 2016.

Slobodian, R. E., “Selling Space Colonization and Immortality: A Psychosocial, Anthro-po-logical Critique Of The Rush to Colonize Mars”, Acta Astronautica, 2015, pp. 89-104.

Sönmez, V., Eğitim Felsefesi, Adım Yayınları, Ankara 1991.

Tazebay, A., vd., İlköğretim Programları ve Gelişmeler: Program Geliştirme İlke ve Teknik-leri Açısından Değerlendirmesi, Nobel Yayınları, Ankara 2000.

Totan, T., “Problem Çözme Becerileri Eğitim Programının İlköğretim 6. Sınıf Öğrencileri-nin Sosyal Duygusal Öğrenme Becerileri Üzerine Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir 2011.

Umay, A. ve Ş. Arıol, “Baskın Olarak Bütüncül Stilde Düşünenlerle Baskın Olarak Analitik Stilde Düşünenlerin Problem Çözme Davranışlarının Karşılaştırılması”, Pamukkale Üniver-sitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2/30, 2011, s. 27-37.

Varış, F., Eğitimde Program Geliştirme: Teori ve Teknikler, Alkım Yayınları, 6. Bs., Ankara 1996.

https://2023vizyonu.meb.gov.tr (2020)

https://www.biorxiv.org (2020)

https://dhgm.meb.gov.tr (2020)

https://www.liebertpub.com (2020)

https://www.iseworld.com (2020)

https://www.nasa.gov/sites/default/files/atoms/files/fy_2017_nasa_agency_fact_sheet.pdf (2020)

https://www.oecd.org (2020)

http://www.pisa.meb.gov.tr (2020)

Page 334: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

333

GELECEĞIN EĞITIMINDE EĞITIM TEKNOLOJILERININ YERI VE ÖNEMI

Efe ŞAM Ahmet Eren ÇİMENMert GÜRSOY

ÖzetTeknoloji 21.yüzyılın başlarından itibaren insanlık tarihinde görülmemiş derecede büyük bir ivmelenme göstermiştir. Bu ivmelenme beraberinde bilgi çağını getirmiş ve bu değişim her alanı olduğu gibi eğitim sistemlerini de etkilemiştir. 21. yüzyılın geti-rileri ve bilgi havuzundaki büyüme, eğitimde öğrenci ve öğretmene düşen göreve yeni bir boyut katmaktadır. Bunun neticesinde, eğitim kalitesinin çağın ihtiyaçlarını kar-şılayacak seviyede tutmak için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir. Teknolo-jideki ivmelenme sürekli bir değişime sebep olmaktadır. Değişimden kaynaklı olarak dinamik olmayan sistemler kullanılması pek mümkün olmamaktadır. Sürekli değişen teknolojiyle beraber sistemler de değişmeli ve uyum sağlamalıdır. Bu durumu den-gelemek için ise teknolojiden yararlanılmalıdır. Ancak teknoloji sürekli değiştiğinden ve teknolojinin eğitimde kullanımı güncel tutulması gereken bir konu olduğundan, bu konuda neler yapılabileceği ve ne seviyede yapılması gerektiği sorularının cevapları da sürekli değişmektedir. Yapmış olduğumuz bu çalışmada eğitim teknolojilerinde standartlaştırma çalışmaları ve günümüzde yapılan diğer çalışmalar incelenmiş, bu inceleme üzerinden gelecekte eğitim teknolojilerinin ne seviyede tutulması gerektiği ve ne derece önem taşıdığına dair çıkarımlarda bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: eğitim, teknoloji, eğitim sistemi

GIRIŞGünümüz şartları ve teknolojisi doğrultusunda insanların merak düzeyleri ve sa-

hip oldukları bilgi miktarı zaman ilerledikçe ivmelenerek artış göstermektedir. Bu sebeple bilgiyi öğrencilere ulaştırmak için teknolojiyi eğitimin bir parçası haline ge-tirerek var olan iş yükü ve harcanan zamanı ez aza indirip 21. yüzyılın sağladığı imkânlardan yararlanmak gerekmektedir. Bu hususta teknoloji, kazanımların aktarıl-masında yardımcı rolü üstlenmelidir. Özellikle Z kuşağı olarak da nitelendirilen genç kuşağın teknolojiye bağlı olması ve her alanda teknolojiden yardım alabilmesi bu konuya verilmesi gereken önemi açıkça ortaya koymaktadır. Öğrencinin daha fazla

Page 335: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

334

duyu organına hitap ederek konunun daha iyi kavranmasını sağlamasının yanı sıra pek çok farklı bilgi saklama yöntemiyle bilginin kalıcılığının ve ulaşılabilirliğinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

Teknoloji; bilgiye erişimi kolaylaştırmakta, öğrencinin günden güne büyüyen bil-gi havuzunda kendi yolunu bulmasına ve kişiliğini ortaya çıkarmasına yüksek oranda katkı sağlamaktadır. Bütün bu etkilerinden dolayı ve üst paragrafta bahsi geçen iv-melenmenin devamlılığı göz önünde bulundurulduğunda teknolojiye verilen önemin de orantılı olarak artması ve gelecekte bu konu üzerine daha fazla kafa yorulması gerekmektedir. Yirmi birinci yüzyıl toplumunda pek çok farklı görev üstlenmiş öğ-retmenlerin görevleri arasında, 21. yüzyılın getirdiği yenilikleri faydalı bir şekilde kullanmak ve nasıl kullanılması gerektiğini öğrenmek ve öğretmek öncelikli olarak yer almaktadır. Teknoloji eğitimi ise bu sürecin önemli bir parçasıdır.

1. EĞITIM TEKNOLOJISI NEDIR?Eğitim teknolojisi çok geniş kapsama alanına sahip olan bir kavramdır fakat

odaklandığı birtakım önemli hususlardan yola çıkılarak bazı tanımlar üretilebilir. Bu tanımlara verilebilecek örnekler alt metinde sıralanmıştır:

“Eğitim teknolojisi, öğrenme sürecini geliştirmek için oluşturulan her türlü siste-mi, tekniği ve yardımı içerir. Öğretmene öğretme konusunda yardım eder, öğrencile-rin özel durumlarıyla ilgilenmede, şahsi becerilerini geliştirmede, kılavuzluk yapma-da ve mesleki becerilerini kazandırmada yardım eder. Öğrenme-öğretme ortamlarını etkili bir şekilde tasarımlayan, öğrenme ve öğretme de meydana gelen sorunları çö-zen, öğrenme ürününün kalitesini ve kalıcılığını artıran bir akademik sistemler bü-tünü olarak tanımlanabilir” (Alpar, Batdal ve Avcı, 2007). Eğitim teknolojisi, AECT (Eğitim İletişimi ve Teknolojisi Derneği) (2004) tarafından, “Performansı artırma ve öğrenmeyi kolaylaştırma için uygun teknolojik kaynakların ve sürecin yaratılması, kullanılması ve yönetilmesi ile yapılan etik uygulamalar ve çalışmalar.” olarak ta-nımlanmıştır (Orhan vd.,2014, s.66). “Eğitim teknolojisi konusunda profesyonel bir topluluk olan AECT ise eğitim teknolojisi kavramını son olarak şu şekilde tanımla-mıştır: Eğitim teknolojisi, uygun teknolojik süreçleri ve kaynakları oluşturarak, kul-lanarak ve yöneterek, öğrenmeyi kolaylaştırma ve öğrenme performansının iyileşti-rilmesi çalışması ve etik uygulamasıdır.” (Özçiftçi ve Çakır, 2015, s.8).

Özetle eğitim teknolojileri eğitimin ve öğretimin kalitesini artırmak; eğitim ve öğ-retimde öğrencinin kavramasını, ölçme ve değerlendirmenin denetleyiciliğini kolay-laştırmak amacıyla geliştirilmiş her türlü materyal ve programı içine alan çalışmalar bütünüdür.

Page 336: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

335

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

2. DÜNYADA VE ÜLKEMIZDE EĞITIM TEKNOLOJILERINE ILIŞKIN YAPILAN YATIRIM VE ÇALIŞMALAR:

2.1. Ulusal ve Uluslararası Standartlaştırma ÇalışmalarıEğitim teknolojilerinin yeri ve önemine dair fikir belirtmeden önce eğitim tekno-

lojilerinin kullanımında dikkat edilmesi gereken unsurların neler olduğu ve bu unsur-ların özellikleriyle ilgili bilgi edinilmesi gerekmektedir. Bu hususa ilişkin tüm dünya-ya yayılan Ulusal Eğitim Teknolojisi Standartları (National Educational Technology Standards-NETS) eğitim teknolojilerinin kullanımı konusunda öğretmen, öğrenci ve yöneticilere rehber niteliğindedir.

Eğitimde teknoloji ihtiyacına yönelik ulusal ve uluslararası pek çok kuruluştan görüş alınarak ve güncel çalışmalar değerlendirilerek NCATE (Ulusal Öğretmen Eği-timinin Akreditasyonu Konseyi), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Öğretmen Yeterlik-leri gibi yeni standartlar oluşturulmuştur fakat bunların içerisinde ISTE (Uluslararası Eğitimde Teknoloji Topluluğu) tarafından öğretmenleri geleceğe hazırlamaya yönelik bir proje olarak geliştirilen ve Ulusal Eğitim Teknolojileri Standartları (NETS) olarak tanımlanan standartlar ülkemizde ve birçok ülkede eğitim teknolojilerinin standartla-ra dayalı kullanımına öncülük etmektedir. ISTE, öğretmenlerin eğitiminde teknolo-jiyi daha etkin kullanmak için öğretmenlere ve idarecilere birtakım standartlar sunan bir kuruluştur. 80 farklı ülkeden 18500 kişi, 80 şirket ve 60 dünya çapında kuruluştan oluşan bir üye ağına sahiptir. Bu kadar geniş bir ağa sahip olması NETS’in uluslara-rası kabul görmesinde önemli bir etken olarak gösterilebilir. (Orhan vd., 2014, s.66)

Tablo 1, 2 ve 3’te NETS’in standartları ve yeterlilik alanları yıllara göre kıyas-lanmıştır.

NETS-T(2000) NETS-T(2008)

Teknolojik İşlemler ve Kavramlar Bilgisi

Öğrenme Ortamları ile Öğrenme Yaşantılarının Planlanması ve Tasarlanması

Dijital Çağa Uygun Öğrenme Ortamları ve Değerlendirme Etkinlikleri Tasarlama ve Geliştirme

Ölçme ve Değerlendirme

Öğrenme, Öğretim ve Eğitim ProgramıDijital Çağda Çalışma ve Öğrenme Konusunda Model Olma

Page 337: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

336

Öğrencilerin Öğrenmelerini Kolaylaştırma ve Yaratıcılığını Teşvik Etme

Verimlilik ve Mesleki UygulamalarMesleki Gelişim v e Liderlik Etkinliklerine Katılma

Sosyal, Etik, Yasal ve İnsanı Konular Dijital Vatandaşlıkta Model Olma

Tablo-1: NETS-T Standartları

NETS-S 1998 NETS-S 2007

Temel İşlem ve Kavramlar Teknolojik İşlem ve Kavramlar

Problem Çözme ve Karar Verme Tek-nolojileri

Eleştirel Düşünme, Problem Çözme ve Karar Verme

İletişim Teknolojileri Araçları İletişim ve İşbirliği

Sosyal, Etik ve Beşeri Konular Dijital Vatandaşlık

Araştırma Teknolojileri Araçları Araştırma ve Bilgi Akışı

Üretim Teknolojileri Araçları Yaratıcılık ve Yenilikçilik

Tablo-2: NETS-S Standartları

NETS-A 2002 NETS-A 2009

Teknolojik Liderlik ve Vizyon Vizyoner Liderlik

Öğrenme ve Öğretme Dijital Çağ ve Öğrenme Kültürü

Ölçme ve Değerlendirme(2009›da bu eğitimin karşılığı bu-

lunmamaktadır)

Üretkenlik ve Mesleki Gelişim Mesleki Uygulamada Mükemmellik

Destek, Yönetim ve İşlemler Sistemli İyileştirme

Sosyal, Yasal ve Etik Konular Dijital Vatandaşlık

Tablo-3: NETS-A Standartları

2.2. Ülkemizde Eğitim Teknolojilerine Yapılan YatırımlarÜlkemizde eğitim teknolojilerine en büyük yatırım FATİH Projesi ile gerçekleş-

tirilmektedir. Fatih Projesi kapsamında okullara güvenli internet bağlantısı, sınıflara

Page 338: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

337

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

akıllı tahta, öğrencilere tablet gibi bilişimsel teknolojiler sağlanmıştır. Bu projenin şu ana 2018 yılına kadar olan toplam harcaması 3,4 Milyar Türk Lirasıdır.

Eğitimde FATİH Projesi, eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullar-daki teknolojiyi iyileştirmek amacıyla bilişim teknolojileri araçlarının öğrenme-öğ-retme sürecinde daha fazla duyu organına hitap edilecek şekilde, derslerde etkin kul-lanımı için başlatılmıştır. Bu prensiplerden yola çıkarak çözümü oluştururken başarı faktörleri 5 temel esasa dayandırılmıştır:

ErişilebilirlikHer an her yerden, zaman ve araçlardan bağımsız olarak hizmet sunabilmek.

VerimlilikHedef odaklı, daha verimli çalışma ortamları ve gelişim alanları sağlayabilmek.

Fırsat EşitliğiTüm paydaşların en iyi hizmete eşit olarak erişebilmesini sağlayabilmek.

Ölçülebilirlik

Gelişimin doğru değerlendirilebilmesi için sürecin be sonuçların doğru ölçülebilmesini sağlamak, buna yönelik doğru geri bildirim verebilmek.

KaliteTüm eğitimin kalitesini ölçülebilir biçimde yükseltmek.

Bütün bu başarı faktörlerini gözeten çözüm sayesinde, fırsat eşitliği sağlanıp ara-daki sayısal uçurum kapatılırken toplam kalitenin arttırılması hedeflenmiştir. Eğitim-de FATİH Projesi ile öğrencinin; sadece dersteki başarısıyla değil, ilgi alanları, akti-viteleri ve eğilimleriyle değerlendirilebilmesi ve bu yolla öğrencilerin tüm öğrencilik hayatlarına ait verinin analizinin yapılmasının önemi de ortaya çıkmaktadır. Burada söz konusu olan sadece toplanan verilerle istatistik oluşturulması değildir.

Bu proje ile öğrencinin eğitimi sürecinde oluşan her türlü bilginin tek bir kimlik yönetimi sisteminde tutulması ve bir veri havuzu ile analizlerin anında yapılabilece-ği bir altyapı oluşturulması amaçlanmaktadır. Milyonlarca verinin arasından doğru veriye ulaşıp analiz edebilmek, bireysel eğitim aracılığıyla günümüze kadar kazanı-lamayan öğrencilerin kazanılabilir hale getirilmesini sağlayacak, aynı zamanda ilgi ve yetenek alanlarına göre mesleklere yönlendirmeye yönelik bilgi kaynağı olacaktır. Öğrencinin kişisel kazanımının sağlanabilmesi için bireysel veri analizinin yapıla-bilmesi esastır. Öğrencinin sadece sınavla değerlendirildiği sistemden, sınav sonuç-

Page 339: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

338

larına göre eksik kalan yönlerini görerek bunları görsel olarak analiz ederek ders dışındaki ilgi alanlarını tespit ederek özel yeteneklerini keşfederek hangi yolla daha kolay öğrendiğini anlayarak hangi alanlara eğilimli olduğunu fark edilerek değerlen-dirildiği bir sisteme geçiş bu proje ile hedeflenmektedir. Bu sistemin sınıflarda etkin kullanımı için tüm okullarımıza yüksek hızlı ve güvenli internet (VPN-Sanal Özel Ağ) sağlanmaktadır. Okul bilgi sistemi ile okullara kurulan sistemler ve okullara ait donanım değişiklikleri izlenebilmektedir. Ayrıca öğrenci okul dışında öğrenme süre-cine devam edebilecek ya da pekiştirebilecektir. Eğitimde FATİH Projesi ile öğrenci, bulunduğu ortamdan bağımsız olarak ders notlarına, ders içi projelere ve öğretmen tarafından verilen ödevlere ulaşabilmekte, ürettiği bilgileri öğretmeni ve diğer arka-daşları ile paylaşabilmekte ve ayrıca EBA (Eğitim Bilişim Ağı) ile yardımcı dokü-manlarla öğrendiği konuları pekiştirebilmektedir.

Harita 1:Akıllı Tahtaların Okullara Yerleştirilme Oranlarını İçeren Harita

Yukarıdaki haritada FATİH projesinin bileşenlerinden akıllı tahtaların yurt gene-lindeki dağılım oranı bulunmaktadır.

2.2.1. Kuvvetli Yönler• Uluslararası bilim topluluğu ile yakın ilişki içinde olan bir bilim topluluğunun

varlığı.• Ülkenin bilim ve teknoloji alanında öngörü yapacak, “Ne?” sorusundan “Na-

sıl?” ve “Ne zaman?” sorularına cevap arayan bir düzeye gelmiş olması.• Gelişen bilişim (enformasyon) ve iletişim altyapısı, teknoparklar, üniversite

sanayi ortak araştırma merkezleri, özgün ürün ve üretim teknolojileri geliştir-me altyapısına sahip firmalar, ArGe teşvik mekanizmaları, sanayide ArGe yar-dımları ve proje destekleri gibi, “Ulusal Yenilik Sistemi” altyapısını teşkil eden kuvvetli bileşenlerin varlığı.

Page 340: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

339

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

• Sürükleyici ulusal projeler: Savunma tedarik programları, ulusal ArGe altyapısı programları, eDevlet, ULAKBİM, OkulNet gibi ulusal enformasyon ve iletişim altyapısı programları, büyükşehir altyapı projeleri.

• Avrupa Birliği üyeliği perspektifi ve başta Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı olmak üzere çeşitli uluslararası fonlardan yararlanma olanağı.

• e-okul ve EBA benzeri platformlar aracılığıyla öğrenci ve öğretmenin bilgiye kolayca ulaşabileceği bir ağ oluşturması. Platformlar aracılığıyla sürekli bir çık-tı-geri dönüt yapısı oluşturularak eğitim kalitesinin artırılması.

2.2.2. Zayıf Yönler• Eğitim sisteminin araştırmayı ve yaratıcılığı tetikleyen bir yapıda olmaması;

araştırma ve teknoloji bilincinin eksikliği, ileri teknoloji alanlarında uzmanlaş-manın yetersizliği ve bu alanlardaki araştırmalar için gerekli kritik araştırıcı kitlesinin olmayışı.

• Devletin, uzun vadeli ulusal politika ve stratejileri hayata geçirmek için, başta bilgi temelli topluma dönüşüm sürecinin itici gücü olan enformasyon ve ile-tişim teknolojileri alanında olmak üzere, sanayileşme ve teknoloji geliştirme çalışmalarını kamu tedarik politikalarıyla desteklemede yetersiz kalması; uzun vadeli ve büyük ölçekli tedarik programlarında uygulanacak Ar-Ge’ye dayalı tedarik mekanizmalarının yetersizliği.

• Kamuoyunun ve kamuoyunu yönlendiren odakların, ülkenin bilim ve teknoloji geleceğine ilişkin konularda yeterli duyarlılık ve iradeye sahip olmaması; bilim ve teknoloji alanındaki çalışmaları yönlendirecek, hızlandıracak ve sisteme geri besleme verecek tartışmaların ilgili tüm kesimlerin katılımıyla yapılmasını sağ-layacak sistem ve mekanizmaların olmaması.

• Hazırlanmış politika ve strateji dokümanlarının yürüyen süreçlerle ilişkilendi-rilmemesi; toplumun her kesiminde, sorunları çözmekten ziyade tespite yönelik bir yaklaşımın yaygınlığı.

• Kurumlar arası görev, yetki ve sorumluluk paylaşımı, iş birliği, eşgüdüm, ku-rumsal öğrenme gibi hususlardaki gelişmelerin yetersiz kalması; bireysel yak-laşım ve kaygıların baskın olması; organizasyon ve takım çalışması eksikliği.

• Ölçme ve denetim mekanizmalarının yetersizliği, sağlıklı veri ve istatistiki bilgi oluşturmada görülen zafiyet; ülke genelinde ve her alanda bilgi ve verilerin top-lanması, depolanması, işlenmesi ve herkesin kullanımına açılmasını sağlayacak ulusal ağ yapı ve veri tabanlarının yetersizliği.

• Dünyada bilim ve teknolojideki hızlı gelişime ayak uyduramama.• Öğretmenlerin bir kısmının teknoloji kullanımı konusunda yeteri kadar dona-

nımlı olmaması, dijital okur-yazarlık oranının düşük olması. Proje içeriği her ne

Page 341: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

340

kadar erişilebilirlik üzerine kurulu olsa da öğretmenlerin bu konuda hizmetiçi eğitimlerinin yavaş ilerlemesi.

2.3. Yurtdışı Kaynaklı Çalışmalardan Macellan Projesi“Portekiz, Dünya Bankası ve İntel ortaklığında gerçekleştirilen projede yaklaşık

500 bin öğrenciye Classmate PC’ler dağıtılmıştır. Projede Macellan gibi öğrencilerin de bilgisayarları ile dünyayı keşfetmeleri düşüncesiyle yola çıkılmıştır. Dijital okur-yazarlık ve pedagojiye gereken önem verilmediği için yapılanlar donanım ve internet erişimleri ile sınırlı kalınca proje tam olarak istenilen hedeflere ulaşamamıştır. Yani proje eğitimden kopuk kalmış yalnızca teknoloji kısmına odaklanılmıştır. 2006 yılı itibariyle başlayan projede 7400 okulda 416.500 PC dağıtılmış, proje bütçesi yaklaşık 400 milyon Euro’yu bulmuştur. Fatih Projesi benzeri bir proje olan Macellan Projesi donanıma verdiği değer sebebiyle sona ermiştir.” Yürütülen çalışmalar incelendiğin-de genellikle donanımsal projeler olduğu görülmektedir. Ancak NETS standartlarına bakıldığında donanımdan ziyade teknoloji kullanımının öğretilmesi gerekmektedir. Buradan yola çıkarak da yürütülen kampanyaların sosyoekonomik farkı kapatmadığı ve teknoloji eğitimini doğru bir şekilde tamamlamadığı ileri sürülebilir. Gelecekte yürütülecek projelerde veya yürütülmekte olan projelerin ileriki safhalarında eğitim ve bilinçlendirme kısmına daha çok önem verilmesi gerektiği söylenebilir. Gelecekte ancak bu konulara ağırlık verildiği takdirde projeler gerçek başarıya ulaşabilir.

3. EĞITIM TEKNOLOJILERININ YAYGIN KULLANIMININ ANLAMAYA VE KAVRAMAYA ETKILERI NELERDIR? BAŞARIYA NE YÖNDE YANSIR?Eğitimde teknolojinin etkin bir şekilde kullanımının öğrenci başarısına etkileri

pek çok çalışmada net bir şekilde ortaya konulmuştur. Slaytlar, modeller veya maket-ler gibi bilişim ürünlerinin ve fiziksel ürünlerin kullanımı öğrencilere pek çok yön-den anlama ve kavrama kolaylığı sağlanmaktadır. Kablan ve arkadaşlarının (2013) yaptığı meta analiz çalışması, materyal kullanımın öğrenim düzeylerine ve konulara göre farklı miktarlarda etki yaptığını ancak her alanda yapılan etkinin olumlu yönde olduğunu ortaya koymuştur.

Tan (2009), öğrencilerin eğitime yardımcı materyaller kullandıkları zaman konu-ya hakimiyetlerinin arttığını ve etkinliklerden alınan verimin arttığı belirtmektedir. Deneylerden birini müzeler üzerine tasarlayan Tan (2009), deney grubu öğrencile-rinin çok daha düzenli bir gezi yaptığını ve daha fazla verimli bir çalışma yaptığını gözlemlemiştir.

Akdağ ve Tok’un (2008) sunu kullanılmasının öğretime katkısının incelendiği

Page 342: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

341

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

çalışmalarında öğretimin sunu (powerpoint) ile desteklendiği durumda öğrenci ba-şarısının arttığı gözlemlenmiştir. Bunun yanında sununun öğretime yardımcı bir rol üstlenmesi gerektiğini ve bazı konularda yardım alınması gerektiğini belirtmiştir. Ge-leneksel öğretimin yerini alabilecek bir yöntem olmadığını ifade etmişlerdir.

Yapılan araştırmalarda görüldüğü üzere eğitim teknolojilerinin kullanımının eği-tim ve öğretim kalitesini artırdığı tespit edilmiştir. Ancak eğitim teknolojileri yal-nızca destekler nitelikte kullanılabilir. Esas eğitimin içeriğini oluşturabilecek veya öğretmenin yerini alabilecek nitelikte değillerdir. Eğitimin temelini öğretmen ve öğ-renci arasındaki ilişki oluşturmalıdır.

4. EĞITIM TEKNOLOJILERININ KULLANIMINA DAIR YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR VE UYGULANABILECEK ÇALIŞMA ÖNERILERIEğitim teknolojilerinde yapılabilecek çalışmaları ve ürünleri düzenli bir şekilde

ortaya koyabilmek için öncelikli olarak teknolojinin nasıl kullanılması gerektiğinin belirlenmesi gerekir. Eğitim teknolojileri pek çok farklı alanda ve pek çok farklı şe-kilde kullanabilir. Geçmişten günümüze ve günümüzde bu alana ilişkin yürütülmüş/yürütülen olan çalışmaların eleştirel bir bakış açısıyla ele alınması ve uygulanabile-cek çalışma önerilerinde bulunulmasının tarafımızca yararlı olacağı düşünülmekte-dir. Bu sebepten ötürü eğitimde eğitim teknolojileri kullanılarak neler yapılabileceği alt metinlerde sınıflandırılarak ele alınmıştır.

4.1. Yapay Zekâ Teknolojisi Kullanımı Yapay zekâ teknolojisinin en büyük avantajı gelişmiş bir karar verme mekaniz-

ması olmasıdır. Pek çok bağımsız değişkeni aynı anda incelemeye ve analoga daha yakın veriler ortaya atmaya imkân sağlayan bu teknoloji iyi bir ölçme aracı olarak kullanılabilir.

Örnek 1: Yapay zekâ teknolojileri kullanmak daha çok değişkeni inceleyebilme ve sosyal ve psikolojik konularda doğruya yakın veriler elde etme konusunda biçil-miş kaftandır. Özellikle öğrencilerin birbiriyle uyumu gibi konularda yalnızca ders başarısını ölçen testler veya genele hitap eden testlerin başarılı olması zordur. Ancak yapay zekâ gibi teknolojiler bu alanlarda anlamlı ve değerli bir karşılaştırma yapa-bilir. Çünkü öğrencilerin takım çalışması, liderlik, konuşkanlık gibi sosyal yönlerini nicel değerlere çevirerek değil olduğu gibi nitel halde kıyaslayabilmektedir.

Örnek 2: Yapay zekâ kullanılarak bir öğretmen modeli tasarlanabilir. Bu yapay zekâ ürünü öğrencilere konuyu anlatabilir ve sorulan sorulara cevap verebilir. Sürekli kendini eğitecek olması bilgi birikimini ve dolayısıyla eğitim seviyesini arttıracaktır.

Page 343: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

342

Bu model farklı öğrenci türlerinin davranışlarını daha optimize bir şekilde işle-yebilecek ve buna göre bir düzen oluşturabilecek olsa da öğretmenin öğrenciyle kur-duğu manevi ilişkiyi kuramaz. Bu da öğrencileri robotikleşmesine sebebiyet verir. Öğretmenin öğretimdeki rolünü doldurabilecek olmasına rağmen eğitimdeki rolünü karşılayamaz ve öğrenciyle manevi olarak bir bağ kuramaz. Bu durumun öğrenci eğitimini olumsuz etkileyeceği aşikardır.

4.2. Hologram Teknolojisi Kullanımı Hologram teknolojileri görüntünün bir ekrandan bağımsız ve zahiri (sanal) bir

şekilde 3 boyutlu olarak oluşturulabilmesini sağlar. Fiziksel olarak hacmi olmayan ancak görsel olarak aynı işlevleri yapabilen maketler veya anlık haberleşmeyi sağla-yan iletişim araçları olabilirler.

Örnek 1: Zaman ve yer kaplayan modeller ve maketler kullanmak yerine daha an-laşılabilir ve pratik hologramların kullanılması özellikle laboratuvar gibi ortamlarda oldukça verimlidir. Hologramlar kullanılarak hacme sahip olmayan pek çok maket elde edilebilir ayrıca geleneksel model ve maketler hem zaman alan hem hassasiyeti görece düşük hem de incelemeyi tek yönlü yapabilen araçlardır. İnceleme hologram-larla pek çok yönden pek çok katmanda yapılabilir. Bu da kavrama açısından kolaylık sağlar. Örneğin bir su molekülünü 3 boyutlu olarak görmek onu pek çok yönden daha iyi kavramayı sağlar.

Örnek 2: Eğitim aynı anda pek çok yerden verimli bir şekilde yapılabilir. Şu anda kullanılan video konferans yöntemi aynı işi yapmaktadır ancak bir öğretmenin ne-rede olursanız olun sizinle sınıftaymışsınız gibi ilgilenebilmesini sağlayamaz. Ho-logram teknolojisi ise öğretmenle aynı ortamda olduğunuz hissi yaratır. Öğretmen sizinle daha yakın bir iletişim kurabilir.

4.3. Dijital Öyküleme Teknolojisi KullanımıDijital öyküleme yöntemi çoklu ortam eklentileriyle zenginleştirerek kısa hikaye-

ler oluşturmak yöntemidir. Bir metin akışının grafik, ses dosyası, resim gibi eklenti-lerle daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar.

Örnek 1: Öğrencilere konu zenginleştirilmiş bir şekilde ve pek çok duyu organı-na hitap edecek şekilde öğrenciye sunulabilir. Öyküleştirilmiş ufak kesitler olması akılda kalıcılığını lineer bir metne göre oldukça artırır çünkü beyinlineer çalışmaz. Görsellerle, grafiklerle ve haritalarla zenginleştirilmiş ve öyküleştirilmiş bir halde verilen konuların hafızada kalıcılığı artar ve konu ezberden ziyade çok yönlü ilişki-lendirmeler sonucu akılda kalır.

Page 344: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

343

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

4.4. Geleneksel Yazılım Teknolojisi Kullanımı Geleneksel yazılım teknolojisi dendiği zaman akla popülerleşmiş ve özelleşmiş

yapay zekâ, hologram ve robotik tarzı alanlardan ziyade algoritma geliştiriciliği ve uygulama üretmek gelmelidir. Bu konuyla ilgili pek çok türde yazılım ortaya konmuş ve konmaya da devam etmektedir. Öyle ki şu an eğitim teknolojisi dediğimiz zaman akla gelen ürünlerin çoğu bu alanın bir ürünüdür. Bu kadar geniş bir kullanım alanı olduğundan aşağıda sadece doğrudan derse yardımcı (Örnek 3), derste öğrenilenlerin pekiştirilmesine yönelik (Örnek 1) ve ölçme değerlendirme aracı olarak (Örnek 2) kullanımına ilişkin örneklere yer verilmiştir.

Örnek 1: Öğrencilerin sistematik bilgi birikimi edinmesi ve eğlenerek öğrenmesi açısından seviyeli bir şekilde ilerlenilen eğitici oyunlar tasarlanabilir. Bu tarz oyunlar hem öğrencinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmekte hem de bilginin kalıcılığını artırmaktadır.

Örnek 2: Çeşitli algoritmalar tasarlanarak öğrencilerin ölçme değerlendirme açı-sından verilerinin saklandığı bir veri tabanı oluşturulabilir ve öğrencinin zaman içe-risindeki gelişimi ve değişimi kaydedilebilir ve sunulabilir.

Örnek 3: Ana ders kaynaklarını toplayan ve bunların düzenlenmesini, üzerlerinde çalışmalarda bulunulmasını ve öğrenciye pratik bir şekilde aktarılmasını sağlayan bir arayüz geliştirilebilir.

4.5. Robotik Teknolojisi KullanımıRobotik teknolojisi esasında yazılım biliminin mekanik çıktıları olan bir koludur.

Çıktıların sanal olmaması materyal geliştirmeye de katkı sağlar.

Örnek 1: Yeniden form alabilecek şekilde materyaller geliştirip bunların uygun konu ve kişiye göre kullanılması sağlanabilir. Örneğin tahta düzeni veya kürsü dü-zeni önceden bir robotik mekanizmaya kaydedilip ders saatlerinde uygun yerlere ge-lebilir. Sınıf planlama gibi işlerde kullanılabilir. Veya bir model üzerinde o modelin gelişim sürecinin tamamı işlenerek neden-sonuç ilişkisi üzerinden öğrenmeye katkı sağlanabilir. Aynı şekilde bir modelin birkaç farklı modeli içinde barındırdığı ve dö-nüşebildiği bir yapı da kurulabilir.

4.6. Fiziksel Materyallerin KullanımıFiziksel materyaller özellikle dokunsal zekâyı desteklediği için pek çok öğrenciye

daha faydalı eğitim sunmaktadır. Ayrıca 3 boyutlu inceleme imkanı sağlayan maket ve modeller pek çok açıdan değerlendirme kolaylığı sağlar. Bunun yanında öğrenci ve öğretmen konforunu artırıcı ürünler de fiziksel materyal üretimine örnektir.

Örnek 1: Öğrencilerin ergonomik kaygıları ve günümüz ihtiyaçları göz önünde

Page 345: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

344

bulundurularak ortaya konan bir sıra üretilebilir. Bu sıranın boy ve yüksekliği ayarla-ma gibi özellikleri bulunması onu daha konforlu bir hale getirir bunun yanında atölye derslerine uyumlu hale gelebilecek, veya eğitim sisteminin bir parçası haline gelen tabletlerle uyum içerisinde bulunabilecek bir sıra geliştirilebilir. Böylece öğrencinin ders içindeki mutluluğu da artmış olur.

Örnek 2: Coğrafya dersi için kullanılabilecek pek çok yükselip alçalabilen par-çadan oluşan bir materyal geliştirilebilir. Bu sayede öğrenciler yeryüzü şekillerini 3 boyutlu gözlemleme şansı bulurlar ve daha iyi bi şekilde anlayabilirler.

4.7. E-Materyal KullanımıÖrnek 1: EBA gibi platformlarda çeşitli deneyleri ve etkinlikleri yapabileceğiniz

uygulamalar oluşturulabilir. Bu gibi uygulamalar öğrencilerin materyallerle yapılan pek çok gözlemi internet üzerinden yapabilmelerini sağlar.

Örnek 2: Çeşitli 3 boyutlu modellerin ve haritaların sanal ortama yansıtılmasıyla bir platform oluşturulup alandan, zamandan ve bütçeden tasarruf edilebilir. Öğrenci-ler bu platforma kolayca erişerek fiziksel materyallere ihtiyaç duymadan herhangi bir ortamda inceleme ve gözlem yapabilirler.

5. GELECEKTE EĞITIM TEKNOLOJILERININ YERI Yukarıda yapılan bütün araştırmalardan yola çıkılarak eğitim teknolojilerinin

öğrenmeye katkısının oldukça fazla olduğu görülmektedir. Bu alana yatırım yapan ülkeler gün geçtikçe ivmelenerek artan bilgi hazinesini yakalamakta zorluk çekmeye-ceklerdir. Eğitimde teknoloji kullanımının öğretimdeki verimi artırdığı açıkça görül-mektedir. Ancak bize göre bu her koşulda doğru bir ifade değildir. Teknoloji eğitimde eğitimi destekler nitelikte olduğu zaman, yardımcı konumdayken verimlidir ancak eğitimin temelini teknolojik bir materyal oluşturmamalıdır çünkü eğitimi oluşturan en önemli unsur öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkidir ve teknoloji bu ilişkinin kopmasına sebep olmamalıdır. Bu minvalde Mustafa Kemal Atatürk de “Milletle-ri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle de-nir. Millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.” sözlerini söylemiştir.

Her ne kadar teknolojinin etkin kullanımı günümüzde önemli bir nokta olsa ve gelecekte makinelerle kurulan etkileşim artacak olsa da her zaman toplumun temelini insanlar oluşturacaktır. Dolayısıyla insanlar ömürlerinin her zerresinde insanlarla ile-tişim kurmak durumundadır. Eğer teknoloji öğretmenlerin yerini almaya ve yardımcı konumundan uzaklaşmaya başlarsa iletişim konusundaki bu açığı kapatamayacak,

Page 346: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

345

Araştırma Geliştirme Eğitim ve Uygulama Merkezi Lisesi

sosyal yönden kusurlu bireyler yetiştireceklerdir. Ancak teknolojideki gelişmelerden azade bir eğitimin uygulanması da oldukça zararlı bir durumdur. Bilgi çağında doğru bilgiye hızlı ulaşmak ve o bilgiyi en kısa sürede işlemek önemlidir. Bu yüzden de teknolojiden destek alınmadan yapılan bir eğitim çağdışı olacaktır. Bilgiyi sadece edinmek yeterli değildir, pek çok duyuyla algılanarak işlenme hızı ve kalıcılığı da art-tırılmalıdır. Bunun için de eğitim teknolojilerinden yeterli düzeyde yararlanılmalıdır.

SONUÇGünümüzde teknoloji hiçbir dönemde olmadığı kadar hızlı ilerlemekte ve bu iler-

leyiş teknolojinin paydaşı olan her alanı da aynı hızla etkilemektedir. Hayatın hiçbir alanından ayrı düşünülemeyen eğitim de teknolojinin bu hızlı değişiminden nasiplen-mektedir. Bilgi, bilgiye ulaşmadaki kolaylık, bilgi paylaşımdaki rahatlık... gibi birçok durum teknolojinin eğitimle iç içe olması sonucunda ortaya çıkmıştır.

Eskiden bilgiye ulaşmak da ulaşılan bilgiyi paylaşmak da ve dahası bilgiyi çeşit-lendirmek de günümüze nazaran daha zordu. Günümüzde bilginini hızla yayılması ve beraberinde yeni bilgiler doğurması bilgi ve teknolojinin iç içe olması sonucunda gerçekleşmiştir. Bunun neticesi olarak bilgi teknolojilerinin öğrenmeye katkısının ol-dukça fazla olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Page 347: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education

Gelecek İçin Söz Bizde (GİS)

346

KAYNAKLAR

Akdağ, M. ve H. Tok, “Geleneksel Öğretim ile PowerPoint Sunum Destekli öğretimin Öğren-ci Erişisine Etkisi”, Eğitim ve Bilim Dergisi, 33/147, 2008.

Akgün, E., vd., “Vizyon 2023 Strateji Belgesi ve Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi: Karşılaştırmalı Bir İnceleme”, Akademik Bilişim, 2/4, 2011, s. 115-122.

Akyol-Altun, T. D., “Geleceğin Mimarlığı: Bilimsel-Teknolojik Değişimlerin Mimarlığa Etkileri”, DEÜ Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 9/1, 2007.

Alpar, D., vd., “Öğrenci Merkezli Eğitimde Eğitim Teknolojileri Uygulamaları”, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 4/1, 2007.

Ansal, H. (2004). Geçmiş ve Gelecekte Ekonomik Gelişmede Teknolojinin Rolü. Teknoloji içinde. Ankara: TMMOB 50. Yıl Yayınları.

Çalık, T. ve F. Sezgin, “Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim”, Kastamonu Eğitim Dergisi, 13/1, 2005, s. 55-66.

Demirel, Ö., Eğitimde Program Geliştirme, Pegem Yayınları, Ankara 2017.

Emir, S., Özel Yeteneklilerin Eğitiminde Program Tasarımı, Pegem Yayınları, Ankara 2017.

Erdem, H. H., “Edgar Morin’de İnsanlık Durumu ve Geleceğin Eğitimi Düşüncesi”, Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 13, 2012, s. 75-88.

Hamarat, E., 21. Yüzyıl Becerileri Odağında Türkiye’nin Eğitim Politikaları, Seta, İstanbul 2019.

Kablan, Z., vd., “Sınıf İçi Öğretimde Materyal Kullanımının Etkililik Düzeyi: Bir Meta-Ana-liz Çalışması”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 13/3, 2013, s. 1629-1644.

Orhan, D., vd., “Ulusal Eğitim Teknolojisi Standartlarına Genel Bir Bakış”, Karaelmas Eğitim Bilimleri Dergisi, 2/1, 2014, s. 66.

Özçiftçi, M. ve R. Çakır, “Öğretmenlerin Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimleri ve Eğitim Tekno-lojisi Standartları Öz Yeterliliklerinin İncelenmesi”, Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 5/1, 2015, s. 1-19.

Pirim, H., “Yapay Zeka”, Journal of Yaşar University, 1, 2006, s. 81-93.

Tan, Z., “İlköğretim Birinci Kademe Görsel Sanatlar Eğitimi Müze Bilinci Öğrenme Alanın-da Materyal Kullanımının Etkisi ve Uygulanması”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya 2009.

Varış, F., Eğitimde Program Geliştirme: Teori ve Teknikler, Alkım Yayınları, 6. Bs., Ankara 1996.

https://www.2023vizyonu.meb.gov.tr (2020)

https://www.egitimteknoloji.net (2020)

https://egitimteknoloji.net/2014/04/dunyadan-egitim-projeleri-macellan-projesi/ (2020)

http://www.fatihprojesi.meb.gov.tr (2020)

https://www.iste.org (2020)

Page 348: BILDIRI KITABI - Ministry of National Education