Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
2 NİSAN 2017, PAZAR
[email protected]: ERCAN DOLAPÇI
2
TÜRKİYE’DE
İLK KEZ!
TGB’nin ‘Gençlik Meclisi’ni topladığıbugün, Nâzım’ın gençlik üzerine Türkiye’deşimdiye kadar yayımlanmamış iki yazısınısizlere sunuyoruz. Gençler için resimli ede-biyat-sanat dergisi olarak SSCB’de çıkan“Yunost” (Gençlik), yayın hayatına başladığıilk sayıda dünyanın farklı ülkelerinden ya-zarlara şu soruyu sormuştur: “Dilinizde‘gençlik’ kelimesi nasıl söyleniyor ve ülkenizinhalkı bugün bu kelimeye nasıl bir anlamyüklüyor?” Nâzım Hikmet’le birlikte Fran-sa’dan Çin’e, Hindistan’dan Vietnam’a, Ro-manya’dan Kore’ye kadar farklı ülkelerinyazarlarının verdiği yanıtlar, fotoğraflarıylave “Dünya Halklarının Dillerinde ‘Gençlik’”üst başlığıyla derginin Haziran 1955 tarihli1 nolu sayısında yayımlanmıştır. 1991 yılınakadar SSCB yazarlar birliğinin çıkardığı(daha sonra bağımsız olarak yoluna devamedecektir), 1980’lerde 3 milyon tiraja ulaşan“Yunost”, her yazarın cevabını kendi dilinde
“Gençlik” kelimesinin başlığıyla vermiştir.
‘AMERİKAN ÜNİFORMASI GİYDİRDİLER’
Kendi anlatımıyla Nâzım’ı telefonla ara-mışlar, yakında “Yunost” (Gençlik) isimlibir derginin çıkacağını söylemişler ve “genç-lik” kelimesini duyduğunda aklına ne gel-diğini yazmasını rica etmişlerdir.Nâzım da bu teklifi kabuleder ve ilk olarak dak-tilosuyla büyükharflerle Türkçeolarak “GENÇ-LİK” kelimesi-ni yazar. Dahasonra bu keli-meye bakıpd ü ş ü n m e y ebaşlar ve aklınabirbirinden ba-ğımsız, mantıksaldevamlılığı olmayanbirçok fikir gelir. Bu gi-rişin ardından Nâzım, dergiyeverdiği cevaba şöyle devam eder:
“53 yaşındayım. Gençliğim ne kadar dauzak! Dönmemek üzere gitti... Berlin Fes-tivali... Dünya Gençlik Festivali. Her ırktan,her milletten güzel çocuklar... Ülkemin ço-cuklarına Amerikan askeri üniforması giy-dirdiler ve Kore’ye gönderdiler... Eğer bende yeniden genç olsaydım, kesin aynı kader
beni de bekliyordu. Evet, kesinlikle aynısı!Ülkemin gençlerinin kaçta kaçı gençliğintadını alma imkânına sahip? İşçi, köylü,zanaatkâr gençler (Türk gençliğinin yüzde90’ı), kitap, spor nedir, seyahat ederek yer-yüzünü, hatta kendi ülkesini keşfetmeninne anlama geldiğini bilmiyor. Yeteri kadaryağlı, yeteri kadar tatlı yemeklerin tadınıda bilmiyor... Önümde Varşova Gençlik
Festivali’ne yolculuk var. Mümkünolacak mı? O zamana kadar kal-
bim bana yeni bir oyun oyna-masın?.. Oğlum gençliğe adım
attığında, ben artık dünyadaolmayacağım...”
‘KAFALARI ŞİMŞEK GİBİ’
Bu satırların devamındaNâzım, çalışma masasının
üstünde camın altından gençbir adamın kendisine baktığını
belirtir. O genç kendisidir. 1927yılında Bakû’de çekilmiş bu fotoğraf,
orada çıkan ilk kitabına konmuştur. Büyük şair, eğer yeryüzünün bütün genç-
lerini, özellikle de emekçi gençleri bir yeretoplasalar ve onlara “savaş ister misiniz?”diye sorsalar, şu cevabı vereceklerini yazar:“Neyimize gerek? Biz, hayatın tadını çı-karmak istiyoruz.” Nâzım’a göre her biritek tek kışwkırtılmakta ve kandırılmaktadır.Gençler, bırakalım hayatın tadını çıkarma
imkânın verilmesini, daha hayatın ne oldu-ğunu anlamadan savaşa hazırlanmaktadır...Nâzım, “gençlik” üzerine değerlendirme-sinde şu vurguları da yapar:
“Gençlik! Koşmayı, zıplamayı, yay gibiesnek olmayı bilir; kafası şimşek gibi çalışır;sabahları tüyden hafif uyanırsın; gecelerikafanı yastığa koyar koymaz uykuya dalarsınve sabaha kadar gözünü açmadan derin biruyku çekersin!.. Türkiye’de gençliğini ha-pishanelerde geçiren insanların haddi hesabıyoktur...”
‘KENDİMİ ÇOK GENÇ HİSSEDİYORUM’
Nâzım, son sözlerinde ise aklına çokşey geldiğini, ancak o günkü Türkiye’ningençleri hakkındaki fikirleri arasında “genç-lik umuttur, şafaktır” gibi şiirsel bir şey ol-madığını ifade eder ve şu cümleyle yazısınıbitirir:
“Bütün bunlara rağmen kendimi çokgenç hissediyorum!”
Nâzım’ın gençlik üzerine bilinmeyen yazıları
‘Sadece Dünya’nındeğil, Mars’ın gençlerini de’
NÂZIM’ın gençliğe değindiği başka biryazısı da yine SSCB’de basılan “Vokrug Sveta”(Dünyanın Çevresinde) dergisinde yayımlamıştır.1861 yılında yayın hayatına başlayan aylıkcoğrafya, popüler bilim dergisi, 100. yıldö-nümünde “Dostlar Konuşuyor” başlıklı birköşe açmış ve farklı isimlerden dergiyle ilgiligörüş ve kutlama yazıları almıştır. Dergi, odönemde Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ningençlik teşkilatı olan Bütün Birlik Leninci Ko-münist Gençlik Birliği’nin (Komsomol) MerkezKomitesi tarafından çıkartılmaktadır. Günü-müzde de bağımsız olarak çıkmaya devameden derginin Ocak 1961 tarihli 1 nolu sayı-sında Nâzım Hikmet’in aşağıdaki satırları yeralmıştır. Yazısının sonunda Nâzım’ın el yazısıimzası da bulunmaktadır:
“Derginin sadece adı ‘Vokrug Sveta’yı[Dünyanın Çevresinde] duyunca sanki yeniden14 yaşındaymışım gibi geliyor. Her delikanlıdaolduğu gibi dergi, ruhumda dünya çevresindekimucizevi maceralara ve yolculuklara açlıkhissi uyandırdı. Hemen her yerde, bütünhalklarla birlikte olmak, onlarla beraber adaletiçin savaşmak istedim, Moskova Botanik Bah-çesi’nde dahi bulunmayan ilginç bitkileri vehiçbir hayvanat bahçesinde olmayan hayvanlarıgörmek istedim, tek bir belgesel film karesiningöstermediği şehirleri gezmek istedim.
Ancak günümüzde dergi, bende yeni duy-gular da uyandırıyor, beni uzaya çağırıyor.Ve ‘dünyanın çevresinde’ dendiğinde, ben‘evrenin çevresinde’ anlıyorum. Dergi, dahaçok genç, hepi topu yüz yaşında. Sadece ya-kında komünist olacak yeryüzünün delikan-lılarını ve genç kızlarını değil, genç marslılarıda meraklandırması ve heyecanlandırmasıiçin yüz kere yüz yaş geçirmesini dilerim.”
Dr. Mehmet PERİNÇEK
Vatan yahut Şeyh Sait
Güçbirliği yapmalıyız
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Aile ve SosyalPolitikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hol-landa’daki, parlamenter sistemin ilgası anlamınagelen ‘Başkanlık sistemi’ nümayişini meçhul bir ne-denle teatral Nene Hatun imgelemiyle taltif etmişti.
Oysa ‘Tarih Baba’, Nene Hatun’u emperyalistişgal ve bölme planlarına ve şahsi menfaatleri ne-deniyle o planların piyonu durumuna düşmüştotaliter Dersaadet’e karşı en ön saflarda çatışmışkuvvacı kahraman bir ana olarak derç etmiştir,haysiyet sayfalarına.
Evet’e destek veren Türkiye düşmanı Şeyh Saitleriyücelten Türkiye düşmanı “yobaz - HDP/PKK koa-lisyonu” mahfillerine bir bakınız.
Cumhuriyet düşmanı bölücü hain örgütün söz-cülüğüne soyunmuş, ihanet-i vataniyye mihraklarınınoyuncağı, “31 Mart (13 Nisan 1909) Gerici Kalkış-macılığı”nın kalıntısı, onur kavramını dibe vuruşununkatalizatörü Altan Tan, ‘kendisine ses çıkarılmayacağı’düşüncesi rahatlığı içerisinde hukuk devleti yasalarınameydan okuyarak “Şeyh Sait’e ‘İngiliz ajanı’ diyenalçaklar İngilizlerle anlaşarak İmparatorluğu param-parça eden İttihatçı artıklarıdır” diyor. Öyleyse; her‘Hayır’, Nezahat Onbaşıların, Halime Çavuşların,Şerife Bacıların, Kara Fatmaların, Yönrük Fatmaların,Gördesli Makbulelerin, Nene Hatunların, Satı Ka-dınların, Nazife Kadınların, Diyap Ağaların, YörükAli Efelerin, Müftü Ahmet Hulisilerin ve Gazi MustafaKemal Atatürk ile Kurtuluş Savaşı silah ardaşlarıİsmet İnönülerin, Fevzi Çakmakların, Kâzım Kara-bekirlerin, Ali Fuat Cebesoyların, Cemal Paşaların,Albay Reşatların ve namı diğer Kuvvacı ‘Galip Bey’Celâl Bayarların ruhlarına bir ‘fatiha’dır.
Şükrü ÖZER
ABD, Batı ve İsrail ‘evet’e çalışıyor
TERÖR ülkemize yıllardır zarar veriyor. Bu gündikkat ediyor musunuz başkanlık süreci başladı terördurdu. Ülkemiz üzerinde terör yaratan, en baştaABD emperyalizmi, diğer Batı ülkeleri ve İsrail.
Bunu bilmeyen yok. Batı, Türkiye’de terörü PKK,FETÖ ve IŞİD’i kullanarak yapıyor.
Peki bugün terör neden durdu?Terör devam ederse bugün siyasi bakımdan, bun-
dan en çok zarar görecek olan AKP iktidardır.İstikrarsızlık ve güvensizlik, iktidar kim olursa olsun
olumsuz etkiler. Bugün ekonomik anlamda istikrarsızlıkda iktidarı yıpratır. ABD bir taraftan terörü durdurarak,bir taraftan da, ekonomik krizi erteleyerek, ‘Evet’eçalışmaktadır.
ABD eksenli Arabistan emirlerine verilen devletnişanları törenleriyle sokulan milyar dolarlar. Seçimlerekadar idare etmek ve ‘Evet’e destek olmak içindir.Seçimlerden sonra ‘Evet’ de çıksa dolar dizginlene-meyecek. ‘Hayır’ çıkınca da bak ‘Hayır’ verdiniz den-geler bozuldu propagandasına hazır olun. Seçim sü-recinde Batı perde arkasında AKP’ye destek vererek,‘Evet’ çıkması için gerekli desteği vermektedir. Batı‘Evet’ pususuna yatmıştır. ABD planlarının devamıedebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yet-kilerinin elinden alınması, Meclis desteği olmayanzayıf bir atanmışlar hükümeti gereklidir. Bunun içinde Devlet Bahçeli sahaya sürülmüştür. Bahçeli tekadam yönetimini Türkiye’nin gündemine getiren ki-şidir.
Devlet Bahçeli yaptığı açıklamalarla açıkça milletibölen kışkırtıcı, kendi tabanını bile bölen bir pozisyondave ABD’nin istediği şekilde hareket etmektedir.
Evet çıkarsa Erdoğan daha zor ve çok daha yanlızbir duruma düşerken, okkanın altına atılan Türkiyeolacak. Bunları düşünerek, bütün yurttaşların -baştaAkp ye oy veren yurttaşların- ‘Hayır’ oyu vermesigerekiyor... Hep beraber Türkiye için, birliğimizi için,geleceğimiz için; ‘Hayır’ diyoruz.
Hüseyin AYVATAŞ / İstanbul
İÇİNDE bulunduğumuz yozlaşmış bu durum-dan kurtulmanın tek çaresi; öncelikle bin parçayabölünmüş devrimci gücün başında olanların,‘ben’liklerini bir yana bırakıp; güçbirliği yaparakiktidara gelmektir. ‘Ben’ diye yaşayanlar kusurabakmasınlar... Beklenen işbirliğini yapmazlarsa,emekçi halka ihanet ettiklerini tekrar hatırlatmakisterim!.. Emekçi ve emekli biri olarak böyle dü-şünüyorum. Umarım hoş karşılanır.
Esat YAVUZTÜRK / Malatya
Bir AKP’linin isyanı BEN bir AKP’liyim. Daha
doğrusu hakiki Özal’cıyım. Rah-metli Turgut Özal bizlere yeniyasanın nasıl yapılacağını öğretti.Yeni yapmak istediğiniz yasayıkamuoyuna sunarsınız. Kamuo-yu artısını eksisini tartışır, dahasonra Meclise gelir. Nihai metinburada yazılır ve gerekli merci-lerden geçtikten sonra da yü-rürlüğe girer.
Şimdi kamuoyuna soruyo-rum? Halk için var olduğunuiddia eden bu hükümet, halkasormadan tepeden inme bu
yasayı bizlere ne yüzle kabulettirmek ister. Esasen temeldeCumhurbaşkanlığı sistemineben de karşı değilim. Yalnız,bu kabul ettirmek istediklerisistem, ‘Sultaniyet’ sistemidir.Yani İslâm’da var olan ‘Ululemre itaat’ sistemidir. Fakatbu sistem yüz yıl oldu yürür-lükten kalkmıştır.
Kuran’ı Kerim’in Neml Su-resi’ndeki karınca kıssasında ile-tişim çağında Müslümanlaragetirilen değişimlerde devletyönetimi de açıkça vardır. Bu-
rada devlet başkanı olduğu gibimeclis de vardır. Neml SuresiAyet: 32- ‘Melike dedi ki: “Bey-ler Ulular! Bu işimde bana birfikir verin. Siz yanımda olmadanhiç bir işi kestirip atmam.”
İşte ayet. Konu gayet net.Devletin patronu meclistir. Yasayapma yetkisi meclisindir. Hü-kümetin KHK yetkisi Allah in-dinde gayri hukukidir.
Hükümete KHK yetkisi veri-lemez. Bu görüşümü kamuoyuile paylaşmanız dileklerimle.
Halim BİLGİN
Hükümetin yanlışıBULGARİSTAN’da sancılı bir seçim
geçirdik. AKP kendine yakın bir partiyarattı. Adı da Dost Parti... Bunu des-tekledi ve Türkleri burada böldü. Oysabizler Hak ve Özgürlükler Hareketi’ndebirleşmiştik. Bununla da kalmadı, seçimpropagandalarında Osmanlı marşlarıçalarak, Bulgarları rahatsız etti. Kışkırttı...Bu hareketler bizi çok tedirgin ediyor.Geçmişteki acı olaylar canlandı, doğrusuürktük. Korkumuz, Bosna Hersek veKosova’da yaşananların buralarda tek-rarlanmasıdır.
Oysa biz buralarda Bulgar vatan-daşlarla birlikte kardeşçe yaşıyoruz veyaşamak istiyoruz. Bulgaristan’ın birlikve bütünlüğünden yanayız. Asla ayrımcıdeğiliz. Türkiye’yi yönetenlerin de bizirahatsız edecek adımlar atmaması veaçıklamalarda bulunmamasını bekle-mekteyiz. Günlük siyasi çekişmeler içinlütfen bizi rahatsız etmeyin. Verdiğinizzarar buralarda çok kalıcı oluyor.
(İsmini vermek istemeyen birBulgaristan vatandaşı)
Emek güçleri ve referandum
TÜRK-İŞ genel başkanı,Sakarya’da cumhurbaşkanıile katıldığı mitingte evet di-yeceğini açıklamış.Türkiye’ninen kalabalık işçi sendikasının‘Evet’ demesi için mevcutiktidarın, işçilerin geçim se-viyesini yükseltmesi, işçi so-runlarını çözmesi gerekir.Peki öyle mi kısaca bakalım.
Kamuda, belediyelerde,özel sektörde yüz binlerceişçi taşeron sistemi denenkölelik sisteminde çalışıyor.Tam anlamı ile kölelik olankiralık işçi büroları faliyetegeçti ve Türk- İş görmezdengeldi.
Gün geçmiyor ki iktidarınkuyruğu olan bir sendika,diğer sendikaların yetki ala-nına saldırmasın.
İşçilerin kazanımları hergün gerilere gidiyor. AKP,
işçilerin 25- 30 yıllık emek-lerinin karşılığı olan kıdemtazminatına saldırmayı plan-lıyor.
Türk- İş, ‘sabrımızı sına-mayın’ havasında. AKP’ninkuyruğuna takılan Hak- İş isecumhuriyete, laikliğe karşıyapılan her melanetin altın-dan çıkan, Memur- Sen ilebirlikte ‘Evet’çilerden...
Türk- İş neden ‘Evet’ de-diğini kamuoyuna açıkladımı? Hayır!
16 Nisan’da ‘Evet’ çıktı-ğında, 17 Nisan sabahı birkararname ile “bu kadar sen-dika fazla, şu iş kollarındagrevi yasaklıyorum” denirseTürk- İş sabrımızı sınamayınmı diyecek?
İsmail HOŞÇAEmekli maden işçisi-İzmit
Körfez
Nâzım Hikmet UluslararasıGençlik Buluşması’nda. (1952)
Nâzım’ın gençliği(1920’li yıllar)
Nâzım Hikmet, Tiflis’te öğrencilerle.(Rusya Film Fotoğraf Belgeleri Devlet Arşivi (RGAKFD) 0-298859)
Nâzım’ın “Yunost” dergisinde çıkan yazısından bir kesit.
Nâzım’ın “Vokrug Sveta”dergisinde el yazısı imzasıyla çıkan yazısı.